BULTÜRK Gazetesi 137.Sayı

Page 7

Bulgaristan Türklerinin Sesi Sayı 137 - Ekim 2018

7

Balkanlar

BULTÜRK’te “Dünden bügüne Balkanlar’da ve Bulgaristan’da, Gagauz Türkleri”

Genel Sekreter R.Oya CANBAZOĞLU; Değerli konuşmacılarımıza teşekkür ederiz: Sevgili konuklar, Gördüğünüz gibi, BULTÜRK etkinlikleri sonu gelmez bir konu, BULTÜRK Derneğimizin bu artık bir derin bilgi ve deneyim hazinesi oldu. Bölgesel edebiyatta, Gagavuzlar, Batı Karadeniz kıyısına serilmiş inci taneleri olarak anlatılır. Benim soyum da Türkiye’ye Bulgaristan Karadeniz’in incisi Varna bölgesinden gelmiş olduğundan dolayı, ben de kendimde Gagavuzlarla ilgili işittiklerimden kısaca söz etmek istiyorum. Gagavuzlar paylaşılamayan bir millettir: YUNANLARA göre onlar:“Türkçe öğretilmiş Ortodoks Yunan’dır.” Bulgarlara göre onlar: “Türkçe öğretilmiş Ortodoks Bulgar’dır.” Romenlere göre onlar: “Türkçe öğretilmiş Ortodoks Romen’dir.” Türklere göre ise onlar:“Türkçe konuşan Ortodoksluğa Geçmiş Türklerdir.” Benim şahsi kanımca Gagavuz kimliği son iki asır içinde kendini inşa etme süreci geçiriyor. Ortodoks Hıristiyanlığı kendilerine yamamış olan Rumlar, Bulgarlar ve Romenler, Gagavuzlara kendi dillerini ve kültürlerini dayatmaya çalışırken, resmi dil ve ulusal kültür gerekçeleriyle Gagauz Türkçesini eritmeye ve Oğuzların ve Selçukluların adet ve geleneklerine dayanan Gagauz ahlakını yok etmeye çalışıyorlar. Evet şimdi geldik asıl konumuza ve bu konunun uzmanı sözün sahibi çok değerli hocamız Tarihçi, Etnolog, Yazar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Misafir Öğretim Görevlisi Sn. Doc. Dr. Olga RADOVA’yı alkışlarınızla kürsüye davet ediyorum. Evet Yunanistan’dan başlayarak Makedonya, Bulgaristan, Romanya, Moldova ve Ukrayna’ya kadar Gagauz Türklerinin durumunu bizlere anlattı için kendisine teşekkür ederim. Şimdi de Genel Başkanımızı Kürsüye davet ediyorum; Konuşmacımız Sn. Doc. Dr. Olga RADOVA’ya bu günün anısına bir plaket taktim edildi. Ardından Modarötörlüğünü yapan BULTÜRK Derneğin Genel Sekreteri Oya CANBAZOĞLU’na da bu organizasyonu başarıyla yaptığı için bir plaket taktim edildi. Ardından BGSAM Başkanı Dr. Erdal KARABAŞ da Oya CANBAZOĞLU’na yazılarından ve bghaber internet sayfasını başarılı düzenlemesinden dolayı bir plaket de o verdi. Konferansın sonunda tüm katılımcılar kürsüye davet edildi ve birlikte resim çekilerek bu günü tarih sayfalarına kazımış olduk..

Bultürk Başkanı Ulutürk BSP Başkan Ya r d ı m c ı s ı Z l a t e v a i l e g ö r ü ş t ü

Bultürk Derneği Genel Başkanı Rafet Ulutürk BSP Genel Başkan Yardımcısı Denitsa Zlateva ile görüştü. Nahit DOĞU BSP’nin talebi üzerine gerçekleşen görüşmede, iki ülkedeki sivil toplum kuruluşları arasındaki ilişkiler, Türkiye’deki Bulgaristan vatandaşlarının durumu ve başka güncel gelişmeler ele alındı. Türkiye’nin stratejik ve güçlü bir komşu ülke olduğunu belirten Denitsa Zlateva, Bultürk yöneticileriyle görüş alış verişinde bulunmaktan son derece memnun olduğunu kaydetti. Tarihten gelen önyargıların altında ezilip kalmamış ve yeni Türkiye’nin gücünü anlayan herkesle işbirliği yapabileceklerini vurgulayan Rafet Ulutürk, BSP’de Görüşmeye, BSP’nin eski yürütme kuTürk üst düzey yönetici görmek istediklerini kaydetti. rulu üyesi Nazmi Mümin da katıldı.

Papa Francis: İğrenç çocuk tacizi suçu utancımız

Papa Francis, 39 yıl aradan sonra İrlanda’ya giden ilk Katolik ruhani lider olarak iki günlük gezisine başladı. Çocuklara kiliselerde din adamları tarafından yapılan cinsel taciz ve tecavüz saldırılarıyla ilgili konuşan Papa, “İğrenç çocuk tacizi suçlarıyla yeterince mücadele edememek Katolik toplumunun acı ve utanç kaynağıdır.”dedi.

Papa Francis İrlanda’da kimsesiz ve evsiz annelerle çocuklarının barındığı bir kilise yerleşkesinin bahçesinde bulunan yüzlerce çocuk mezarıyla ilgili de konuştu. Francis, “İrlanda’da Kilise üyelerinin eğitimlerinden ve korunmalarından sorumlu oldukları gençleri taciz etmeleriyle yaşanan mezar skandalını görmezden gelemem” dedi.

Bulgaristanlı iş adamlarımıza ziyaretler AKAD Construction sahibi Sayın Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet der-

Müh. İlhan KADIOĞLU’nu 50. yılında makamında ziyaret ettik. BULTÜRK üyelerimiz Bulgaristanlı İş adamları ziyaretlerimizden bu gün Şumnu’lu Sayın Müh. İlhan KADIOĞLU’u 50. yılında iş yerine giderek kendilerini makamında ziyaret ettik. “Yılların sormadığı, yolların yormadığı, dostların unutmadığı bir ömür için, bu doğum günün bir başlangıç olsun, Bütün hayalleriniz umutlarınız birlik olsun, dilekleriniz, dualarınız kabul ve doğum gününüz kutlu olsun”.

neğimize maddi ve manevi hizmetlerinden dolayı kendilerini ONUR Belgesi taktim ettik. “Bulgaristan Türkleri Kimlik Mücadelesi” kitabımızı da kendilerine verdik. Güzel bir sohbetten sonra kahvelerimizi de içtikten sonra kendisine mutlu, huzurlu günler ve bu güne kadar ki başarılarının devamını dileyerek ayrıldık. Kendileri de doğum günümde bizleri ziyaretiniz için teşekkür eder BULTÜRK Derneğinin de başarılarının devamını dilerim dedi. Bizlerde; Doğum günün kutlu olsun, yarın bugününden daha mutlu olsun. Bu güne kadar BULTÜRK’e hizmetleri için tüm Bulgaristan Türkleri adına teşekkür ediyoruz. Saygılarımızla. Oya CANBAZOĞLU

Avrupa’da kadınlar erkeklerden 59 gün fazla çalışarak

Avrupa’da bir kadının bir erkekle aynı parayı kazanabilmesi için 59 gün daha fazla çalışması gerekiyor. Yoksulluk ve haksızlıkla mücadele etmeyi amaçlayan yardım kuruluşu Oxfam’ın “Avrupa’da Kadın ve Emek Yoksulluğu” raporu Avrupa’daki iş piyasasında kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği ortaya çıkardı. Rapora göre kadınların erkeklere göre daha düşük maaş alma ihtimali çok yüksek. Rapora göre kadınların yüzde 21’ine karşı erkeklerin yalnızca yüzde 13’ü olması gerektiğinden düşük ücret alabilir. Rapor bu durumun sebebini kadınların toplumdaki rolüyle bağlantılandırıyor. Raporun hazırlanmasına katkı veren aktivist Ana Claver, kadınların çoğunun yarı zamanlı işlerde çalışmak durumunda kaldığına dikkat çekti ve bu durumun kadınların belli sektörlerde ve belli işlerde yoğunlaşmasına yol açtığını belirtti. Claver kadınların ev işlerini yaparken para kazanmadıklarına da vurgu yapıyor. Oxfam raporuna göre kadınlar genelikle hizmet sektöründe, restoranlarda ya da temizlik ve bakım gibi düşük ücretli işlerde çalışıyor.

7

Dominik Cumhuriyeti’nden gelerek İspanya’da temizlik sektöründe çalışan Rafaela Pimental ise en çok sosyal güvenlik boyutunda hak ihlali olduğuna, tatil ya da dinlenme zamanı olmadan çalışmanın zorluklarına dikkat çekiyor. Kadınlar arasında en çok göçmenler, gençler ve tek ebeveynli aileler zorluk çekiyor Rapor İspanya başta olmak üzere Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’da kadınlarla gerçekleştirilen mülakatların değerlendirmesini sunuyor. Buna göre görüş verenlerin büyük çoğunluğu emek yoksulluğunun fiziksel ve psikolojik baskı yarattığını belirtiyor. Ev işleri ya da para kazandıkları işlerde sürekli stres ve endişe halinin ya da ay sonunu getirememenin fiziki, ruhsal ve duygusal yorgunluğunu taşıdıklarını ifade ediyor. Raporda ayrıca yaptıkları işlerin tehlikeleri, kişisel zamanın azlığı ve daha çok çalışma karşılığında daha az maaş almanın yarattığı moral bozukluğunun kadınları sosyal yalnızlığa ittiği ifade ediliyor. Rapor bu sorunların özellikle göçmenler, gençler ve tek ebeveynli ailelerde yoğunlaştığını ortaya koyuyor.

Nedim AKIN Davetsiz Misafirler Konu: Adaletsizliği, adaletle yıkmak gerekir. Devletin Üstünde Bir Güç Varsa, Orada Adalet Yoktur. Demirci mağazalarında balta, satır, dönerci bıçağı kalmadı. Odunculardan kimlik isteniyor. Sebep. Son zamanda satılanlar aşçı baltası değil, uzun saplı kütleli oduncu baltası. Bir baltaya sap olamayanlar, kapı ardında balta astılar. Rusçuk (Ruse) azınlık mahallelerini -“Selamet” ve “Traki” -korku bekliyor. Ev ve sokak dili Türkçe olan bu yerleşim yerlerinin – gettoların – nüfusu son 10 yılda Almanya/Hamburg iline taşındı. Genç aileler çocuklarını Almanya’da doğuruyor, çocuk parası alıyor, yaşlılar da orada çocuk bakıyor. Seyrelen mahalle mahalle nüfusundan sıla hasretine dayanamayanlar, vesveseye düşenler, pirelerini dökmek için sıkça “mahalleye” dönüyorlar. Geçen hafta – 6 Ekim 2018 – burada feci bir olay yaşandı. 21 yaşındaki, evli, Almanya’da çalışan “Selamet” mahalleli gençlerden biri olan Severin Krasimirov, bir dostunun doğum günü töreni için gelmişti. Gece boyu içki, uyuşturucu, alaca karanlıkta Tuna kıyı gezi yoluna çıktı. TV sözcüsü Bayan Viktoriya Marinova’ya işe gidiyordu. “Mangal çekil yolumdan!”, “Pis Çingene def ol başımdan!” gibi sözlerle kızışan kavgada yumruklar oynadı. Bayan Marinova kıyı yolu kenarındaki çalılıkta ölü bulundu. Severin 4 günden sonra Hamburg’ta tutuklandı. Son haftalarda gazete ve TV yayınlarında “Bulgaristan’da Sistem İnsanları Öldürüyor” yazılı tişörtü ile dikkati çeken Bayan sunucu birdenbire politikleşti. Trajik olay Bulgaristan’ı kaynarken uluslararası arenaya taştı. BMT Genel Sekreteri Antonio Guterres, Avrupa Birliği Başkanı Jean Cloude Juncker, birçok devlet adamı katilin tutuklamasında ve cezalandırılmasında ısrar ettiler. Bulgaristan’daki basın özgürlüğüne ilişkin “ağızına geleni” söyleyenler oldu. Çığ gibi büyüyen olayı ateşleyenlerin başını “Sınırsız Gazeteciler” örgütü çekerken, öldürülen Bayan gazetecinin Bulgaristan’da bir cepten öteki cebe geçen AB paralarını araştırdığını ve bunun için öldürüldüğünü, olanın bir cinayet değil, sipariş üzere işlenmiş bir katliam olduğu yayıldı. Konu derinleşirken, “Bulgaristan güven bunalımı yaşıyor” diyenler, devlet kurumlarının giderek söküldüğünü ve devletin bittiğini ifade ettiler. Muhalefet partisi “sağlık yolsuzlukları” konusunda gensoru açtı. Kanser hastalarına sahte ilaçlarlar verildiği, yeşil reçeteyle alınan ilaçların AB ülkelerine satıldığı vb açıklamalar yapıldı. Özürlü çocukların anneleri 28 ilden birer çadırla Bakanlar Kurulu’nu abluka altına aldılar. Başkent merkezinde siyah bayraklar dalgalandı. Baş savcılık, dalavereleriyle bilinen “Gi Pi Group”un 14 milyon levasına haciz koydu. Kazandığı AB finansmanlı – bölünmüş yol, köprü, tünel -ihaleler bozuldu. Muhalefetin iddialarına göre, benzer cinayet olayları dolandırıcılıkların – bölünmüş ana yol yapımı, sağlık sektörü vb işlerdeki rüşvet olaylarının – ört bas edilmesi için kullanılıyor. Ciddi açıklamalarda bulunan araştırmacı gazeteci/milletvekili Bayan Elena Yonçeva, sabah kesiminde en fazla seyredilen “bTV” programında Varna’da asfalt üzerinde 4 deliği yamamak için GERB hükümetinin 43 milyon leva ödeme yaptığını açıklarken, mikrofonu fırlattı. “Söylenen her şey yalan” deyip stüdyodan çıktı. Bir yandan “Selamet” mahallesi Çingeneleri “Ya öldüreceğiz, ya öleceğiz” şiarıyla yumruk sıkarken, medya “yalan” konusunu açtı. Adolf Hitlerin Propaganda şefi Joshep Geubbels, “bir yalan 40 defa tekrar edilince gerçek olur” derken, Çin lideri Mao Zedong’un “bir yalana inanılması için 6 ay boyunca bir kaynaktan ya da bütün kaynaklarca tekrar edilmesi gerekir” dediği hatırlatıldı, Bulgaristan’da herkesin inanmak istediği bir yalanın henüz uydurulamadığı, beklenti yaratılmaya çalışılıyor iddiasında bulunuldu. Severin ve Viyoleta olayı bu arayışa benzin döktü. Almanya’da tutuklanan Severin sorgulandı, mahkemeye çıkarıldı. “Ben şiddet kullanmadım, ırza geçmedim” dese de Bulgaristan’a gönderilmesine karar verildi. Cinayetle ilgili 2 kişi daha aranmaya başlandı. Fakat bu cinayeti bir Müslüman gencin işlemiş olmasını isteyenler, gerçeği bilmek istemediler. “Katilin bir Müslüman genç” olması yeterliydi. Olayın dumanı kalkmadan plakasız büyük motorlu ve Jeepli kalın enseli iri gençler “Selamet” gettosunu gece bastılar. Yakaladıkları gençlerin cep telefonlarını kırdılar. Gözlerine kestirdiklerine vurdular, saldırdılar. Birçok kişiyi hastanelik ettiler. Devam var


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.