Telekom Dunyası Subat 2012

Page 1

ISSN 1 303-569X

Aydın Ersöz Innova Genel Müdürü ŞUBAT - FEBRUARY 2012

TELEKOM DÜNYASI ŞUBAT

FEBRUARY 2012

SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ - COMMUNICATION CENTER OF THE SECTOR

K. Gökhan Bozkurt:

“Hedefimiz ‘Dünyayı Konuşturan Türk’ olmaktır...”




SÖZOL@

Bakan’dan genelge Notice by the Minister Nurhan Tanrıöven

Genel Yayın Yönetmeni Publishing Director ntanrioven@telekomdunyasi.com

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 16.02.2012 tarihinde 81 il valiliğine bir genelge göndererek sabit ve mobil haberleşme altyapısında kullanılan kablo ve benzeri gereçlerin taşınılmazlardan geçirilmesi ve yine altyapıda kullanılan baz istasyonu, anten, kule vs. benzeri gereçlerin taşınılmazlar üzerine konuşlanmasıyla ilgili esaslar ve ücret tarifelerinin belirlenmesiyle ilgili yetkinin Haberleşme Genel Müdürlüğü’nde olduğuna dikkat çekti. Aslında bu genelge; gerek fiber altyapısı için kablo döşerken karşısında yerel yönetim engelini bulan, gerekse baz istasyonu yerleştirmek için bazen şiddete bile maruz kalan operatörlerin feryadına bir nebze de olsa ilaç gibi geldi. Yerel yönetimler, fiber kablo için kazı yapmak isteyen operatörlerden çok ciddi oranlarda, keyfi ücret istiyorlar. Baz istasyonlarının zararlı olduğu konusunda eksik bilgiye sahip olan bazı yerel yönetimlerin de desteğiyle operatörlerin saha ekipleri, halk tarafından saldırıya uğruyor, hastanelik oluyor. İşte tüm bunlara son vermek için hazırlanan bu genelgeyle, umuyoruz bundan sonra, bu tür nahoş olaylar yaşanmayacaktır. Eğitim sisteminde tablet bilgisayar ve akıllı tahta dönemini başlatan Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Projesi (FATİH) pilot olarak uygulamaya girdi. 17 ilde, 52 Transportation, Maritime and Communication Minister, BinaliYıldırım emphasized that authorization about determination procedures and prices on deployment of transferring of cable and suchlike equipment which are used on infrastructure of mobile and fixed communication by immovable property and deployment of base station, antenna, tower and suchlike equipment which are used on infrastructure, at Communication General Directorate by sending notice to governorship of 81 provinces at 16.02.2012. The document was a shot in the arm of difficulties of operator which meet with local governments’ obstacle when laying cable for fiber infrastructure and was exposed to even violence when establishing base station. Local governments want arbitrary fee extremely from operators which want to dig for laying fiber cable. Technical team of operators is attacked with contribution of some local governments which have imperfect knowledge about base stations are unhealthful, by the public and hospitalized. Hopefully, these kind of undesirable experiences are not repeated by the notice which was prepared in order to terminate all of these. Increasing Opportunities and Improvement of Technology Movement (FATİH) Project which started tablet computer and smart board period on education was put into practice as a

4

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


okulda başlayan proje kapsamında ilk olarak 12 bin 800 tablet bilgisayar dağıtıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan, FATİH ile eğitimde bilgi çağını başlattıklarını belirtirken, “Bu yılın Eylül ayına kadar 3 bin 657 orta öğretim kurumunda, yani Türkiye genelindeki liselerin yarısında FATİH Projesi’nin kurulumu tamamlanmış olacak. Dört yıl içinde de ülkemiz genelindeki yaklaşık 42 bin okulda, 570 bin sınıfta FATİH Projesi hayata geçecek” dedi. Siber güvenlik alanındaki risklerin artması nedeniyle bu alandaki yasal boşlukların doldurulması için bir çalışma başlatıldı. Bu kapsamda, Siber Güvenlik Hukuku Çalıştayı düzenlenirken, çalıştayda konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, bugüne kadar bu alanda acil ihtiyaçlara yönelik düzenlemeler yaptıklarını, bunun sürdürülebilir bir tedbir olmadığını belirterek, “Bilişim suçlarıyla ilgili müstakil bir hukuk sistemini mutlaka oluşturmalıyız” dedi. Türk Telekom’un Ankara’da inşa edilecek yeni genel müdürlük binasının temeli Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımı ile atıldı. Temel atma törenine, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Türk Telekom Grup CEO’su Hakam Kanafani, Türk Telekom CEO’su Gökhan Bozkurt ve Türk Telekom İnsan Kaynakları, Destek ve Regülâsyon Başkanı Şükrü Kutlu katıldı. Türk Telekom CEO’su Gökhan Bozkurt, yapacakları 192 metre yükseklikteki yeni genel müdürlük binasının, Ankara’nın sembol yapılarından birisi olacağını söyledi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da “Belli ki Türk Telekom’un gözü yükseklerde” diye konuştu. 2013 yılında tamamlanması planlanan yeni genel müdürlük binası, örnek teknolojik özellikleri, modern tasarımı ve akıllı bina teknolojisiyle dikkat çekiyor.

pilot. Within the project, started in 52 schools in 17 provinces, 12 thousand 800 tablet computer were distributed as a beginning. Prime Minister Tayyip Erdoğan stated that they started information era on education by FATİH Project and said: “Until September of this year, installation of FATİH Project will be completed in 3 thousand 657 secondary education institution equal to half of total high schools in Türkiye. FATİH Project will be put into use in approximately 42 thousand schools, 570 thousand classes across the country in 4 years.” A study was started in order to fill in the legal gap due to increase risk in the field of cyber security. Within this scope, Cyber Security Law Workshop was organized and Transportation, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım has made a speech at the workshop and stated that they have made regulation intended for urgent need in this field and this is not sustainable measure, said: “We have to create independent judicial system related cyber security”. Foundation of new head office of Türk Telekom was laid with participation of Transportation Minister, Binali Yıldırım. Chairman of Information and Communication Technologies Authority (ICTA) Binali Yıldırım, Altındağ Mayor Veysel Tiryaki, Türk Telekom Group CEO Hakam Kanafani, Türk Telekom CEO Gökhan Bozkurt and Türk Telekom Human Resources, Support and Regulation Director Şükrü Kutlu have joined to the groundbreaking ceremony. Türk Telekom CEO, Gökhan Bozkurt stated that their new head office which will be 192 meter high, will be one of the symbol building of Ankara. Transportation, Maritime and Communication Minister, Binali Yıldırım said: “Obviously, Türk Telekom is highflyer.” New head office which is planned to complete in 2013, attract attention with example technologic feature, modern design and smart building technology.

Türkiye’de deprem ve sel gibi doğal afetler sık sık yaşanırken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da bu konuda çalışma başlattı. Türkiye’yi 25 bölgeye ayırarak, her bölgeye mobil baz istasyonu tahsis eden BTK, afette görevli personele de özel SIM kart dağıtacak. BTK İkinci Başkanı Ayhan Beydoğan, doğal afetlerde görevli personele verilecek SIM kartlarla, kesintisiz iletişim sağlanacağını belirterek, “Trafikte geçiş üstünlüğü olan araçlara benzeyen bu SIM kart sistemi, yılsonuna kadar devreye girecek” dedi.

While disasters such as earthquake and flood are experienced frequently, Information and Communication Technologies Authority (ICTA) started study on the issue. ICTA allocated base station to each region by zoning Türkiye into 25 regions and will distribute special SIM card to employee in charge at disasters. ICTA Vice President, Ayhan Beydoğan stated tgat uninterrupted communication will be provided by SIM card which will be distributed to employee in charge at natural disasters, said: “The SIM card system which is like vehicle have right of way in traffic, will be put into use until end of the year.”

Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED), Yıldız Teknik Üniversitesi ve Türk Telekom Akademi işbirliği ile gerçekleştireceği Eğitim ve Teknoloji Danışmanlık Merkezi projesini duyurdu. Etkinlikte T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım, BTK Başkanı Tayfun Acarer, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü İsmail Yüksek, Türk Telekom İnsan Kaynakları, Destek ve Regülâsyon Başkanı Şükrü Kutlu ve TÜTED Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu konuşma yaptılar.

Association of All Telecommunication Businessman (TÜTED) announced Education and Technology Consultancy Center project which collaboration of Yıldız Technical University and Türk Telekom Academy. T.C Transportation, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım, Chairman of ICTA Tayfun Acarer,Rector of Yıldız Technical University İsmail Yüksek, Türk Telekom Human Resources, Support and Regulation Director Şükrü Kutlu and Chairman of TÜTED Adil Zafer Müftüoğlu have made a speech at the event.

Kısa ama yoğun bir ayı geride bırakırken, hoşça kalın…

When we leave short but intense month behind, good bye...

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

5


İÇİNDEKİLER

20 Türk Emniyeti akıllı sınıf uygulamasına geçti

36 “Bilişim sektörümüz dünya pazarlarına dönük olmalı”

24 Fatih, 17 ilde, 52 okulda pilot olarak başladı

40 Acil durum personeline özel sIm kart

32 Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nda alınan kararlar

60 Siber güvenliğe özel yasa için çalışma

Turkish Security start smart class application

Fatih started in 17 provinces, 52 schools as pilot

Decisions taken at Science and Technology Council

6

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

“Ict sector should be directed to world market”

Special sIm card for emergency case personnel

Study for special act to cyber security


SİNEMA/SANAT Zümrüt TANRIÖVEN VAZGEÇİLMEZ GELENEK 84. OSCAR ÖDÜLLERİ INDISPENSABLE TRADITION 84TH OSCAR AWARDS........................................14

YIL : 11 • SAYI : 115 ŞUBAT 2012 Yerel Süreli Yayın

Kurucu Erdoğan TANRIÖVEN

BAKIŞ AÇISI Hüseyin ALTAŞ – Nurcihan DALCI BULUT BİLİŞİMİN HUKUKİ BOYUTU LEGAL ASPECTS OF CLOUD COMPUTING........................................................28

3T Basın Yayın Organizasyon Enerji Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu): Nurhan TANRIÖVEN

E-MAK@LE Muzaffer YILDIRIM SAĞLIKTA VE KİMLİKTE HEYECANLANDIRAN GELİŞMELER EXCITING DEVELOPMENTS IN HEALTH AND IDENTITY CARDS...................44

Yayın Koordinatörü Cem KIVIRCIK

TD HABER TÜRK TELEKOM ANKARA’NIN EN YÜKSEK BİNASININ TEMELİNİ ATTI TÜRK TELEKOM LAID THE FOUNDATION OF HIGHEST BUILDING OF ANKARA....50 KKTC’YE E-KİMLİK DESTEĞİ E-IDENTITY SUPPORT TO TRNC...........................................................................54 GÜVENLİ İNTERNET 250.000 ABONEYE ULAŞTI SAFE INTERNET REACHES 250 THOUSAND SUBSCRIBERS.............................56 TARAFSIZ GÖZLEM Mehmet TAŞALTIN REKABETTE FİİLİ ZORLUKLAR VE TEKNOLOJİK ÇÖZÜMLER ACTUAL COMPETITIVE CHALLENGES AND TECHNOLOGICAL SOLUTIONS....58 RÖPORTAJ AYDIN ERSÖZ-İNNOVA BİLİŞİM ÇÖZÜMLERİ GENEL MÜDÜRÜ AYDIN ERSÖZ-İNNOVA ICT SOLUTIONS GENERAL MANAGER......................64 KİŞİ-CELL Mustafa AYKUT BİLİŞİMDE KADININ YERİ STATUS OF WOMEN IN ICT...................................................................................72 TD HABER TÜTED EĞİTİM VE TEKNOLOJİ DANIŞMANLIK MERKEZİ PROJESİ BAŞLIYOR TÜTED EDUCATION AND TECHNOLOGY CONSULTANCT CENTER PROJECT STARTS......................................................................................................................76 TURKCELL ABONE SAYISINI 1,1 MİLYON ARTTIRDI TURKCELL INCREASED THE NUMBER OF SUBSCRIBER 1,1 MILLION............80 VODAFONE “ŞEBEKE OPERASYON MERKEZİ”, AÇILDI “NETWORK OPERATION CENTER” OF VODAFONE WAS OPENED...............82 AVEA’DAN HAT-TRICK HAT-TRICK BY AVEA................................................................................................86 İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM Adem ONAR ÇAĞRI MERKEZLERİ ÜLKEMİZDE ÇOK ÖNEMLİ İSTİHDAM KAPILARINDAN BİRİ OLDU-II CALL CENTERS BECOME A VERY IMPORTANT EMPLOYMENT OPPORTUNITY-II......................................................................................................88 TD HABER SAVUNMA SANAYİ MÜSTEŞARI BAYAR: “SAVUNMA SANAYİNDE DÜNYAYA TEKNOLOJİK ÜSTÜNLÜK KURACAĞIZ” UNDERSECRETARY OF DEFENSE INDUSTRY BAYAR: “WE ESTABLISH TECHNOLOGIC SUPERIORITY TO THE WORLD”.................92 BULUTTA YER ALMAYA HAZIR MISINIZ? ARE YOUR READY TO BE IN CLOUD?...................................................................94

Akademik Editörler Prof. Dr. İnan GÜLER • Prof. Dr. Çetin ELMAS

Haber Merkezi Sorumlusu Yasemin SAYGI

Çevirmen Tufan GÖBEKÇİN

Haber Merkezi Kutay BADARI • Handan KALABAK Special Correspondent for Middle East and Pakistan Khalid ATHAR Sanat Yönetmeni Özgür ÇAKIR Danışma Kurulu Prof. Dr. İnan GÜLER • Prof. Dr. Çetin ELMAS Prof. Dr. Kerim GÜNEY • Prof. Dr. Dursun Ali DİNÇ Prof. Dr. Işık ÖZKAN • Prof. Dr. Alemdar YALÇIN Prof. Dr. Ümit ATABEK • Prof. Dr. Mehmet KESİM Prof. Dr. Kırali MÜRTEZAOĞLU • Prof. Dr. Adnan GÖRÜR Doç. Dr. Süleyman İRVAN • Doç. Dr. Peyami ÇELİKCAN Doç. Dr. Şahin KARASAR • Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU Prof. Dr. Gökhan ÖZER • Doç. Dr. Serdar ULUKAN Doç. Dr. Refet RAMİZ • Dr. M. Emin BAŞER Dr. M. Emin YILDIZ • Dr. Tuncay YİĞİT Dr. Cebrail TAŞKIN • E. General Turgut NASÜN Turgay MALERİ • Selim SARPER TELEKOM DÜNYASI İDARE MERKEZİ Barbaros Bulvarı Nisbetiye Mahallesi Uygur Apt. No: 102 Kat:4-5 Zincirlikuyu, Beşiktaş/İSTANBUL Tel: +90 (212) 270 06 00 Fax: +90 (212) 270 63 23 Web : www.telekomdunyasi.com E-posta : telekom@telekomdunyasi.com TEMSİLCİLER • ANKARA : Metin SAKARYA • İZMİR : Doç.Dr. Cem GÜZEL • KAYSERİ : Cengiz ÇAKAR YURTDIŞI TEMSİLCİLERİ Amerika : Orhan CAM Orta Asya Türk Cumhuriyetleri : Dr.Hasan KARASAR Balkan Ülkeleri ve Bulgaristan : Ramiz ÇOLAK Yazarlar konularıyla ilgili dokümanları (Slayt, dia, resim, fotoğraf, grafik, şekil vb.) baskı kalitesine uygun olarak CD’ye kayıtlı veya orijinallerini mutlaka yazılarına eklemelidir. Dergide yayınlanan yazılara telif ücreti ödenir. Dergideki yazılarda ileri sürülen görüşler ve yorumlar yazı sahiplerine aittir. Dergi Yayın Kurulu, yazılarda kısaltma ve yayın tekniği yönünden değişiklik yapabilir. Dergideki yazılar ve resimler kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

TELEKOM DÜNYASI Sektörle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere, derneklere, odalara, özel firmalara, yabancı misyon temsilciliklerine, Türkiye’nin dış temsilciliklerine ve Telekomünikasyon Mühendisleri Derneği’nin üyelerine gönderilmektedir.

BASKI: EGE BASIM Esatpaşa Mah. Ziya Paşa Cad. No:4 Ataşehir/İstanbul Tel: (0216) 472 84 01 (pbx) BASIM TARİHİ: 26 ŞUBAT 2012

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

7


RÖPORTAJ

K. Gökhan Bozkurt Farklı müşteri ihtiyaçlarını ve farklı cihazlara uygun alıcı/verici gereksinimlerini beklentilere cevap veren bir kalitede hayata geçiren altyapıların oluşturulması önümüzdeki yılların da temel gündemleri arasında yer alacaktır.

TELEKOM DÜNYASI: 2011 yılı Türk Telekom için nasıl geçti? Geçen bir yılı nasıl değerlendiriyorsunuz? K. GÖKHAN BOZKURT: Teknolojinin dünya lideri olduğu, içeriğin önem kazandığı ve dijital mecraların ezberleri bozduğu bir dönemin içinden geçiyoruz. 2011’i de, işte bu sürecin son derece yoğun yaşandığı bir yıl olarak geride bıraktık. Teknolojik gelişmelerin yarattığı fırsatlar, tüketicileri daha fazla katma değer sunan, çok fonksiyonlu ürün ve hizmetlere yöneltiyor. Önümüzdeki dönemde kablolu ya da mobil, bir iletişim teknolojisinin diğerinin yerini almasını değil; aksine, farklı teknolojilerin güçlü bir entegrasyon içinde daha da gelişmesini bekliyoruz. Yakınsama stratejimizin temelini de bu anlayış oluşturuyor. Farklı müşteri ihtiyaçlarını ve farklı cihazlara uygun alıcı/verici gereksinimlerini beklentilere cevap veren bir kalitede hayata

TELEKOM DÜNYASI: How was the year 2011 for Türk Telekom? How do you consider this last year?

Preparing an infrastructure that replies the different customer needs and receiver/transmitter requirements for different devices in a responsive way to the expectations will be one of the main issues in the following years.

8

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

K. GÖKHAN BOZKURT: We are experiencing an era in which technology is the world leader, content gains importance and digital channel breaks the routine. We left 2011 back as a year when such a process was experienced quite intensively. Opportunities of these technological developments direct consumers to multi-functional products and services that provide more added values. In the period ahead, we are not expecting any cabled or mobile communication technology to replace one another; on the contrary, we are expecting different technologies to develop more in a strong integration. This understanding is the basis of our convergence strategy. Preparing an infrastructure that replies the different customer needs and receiver/transmitter requirements for different devices in a responsive way to the


K. Gökhan Bozkurt Türk Telekom, CEO Türk Telekom, CEO geçiren altyapıların oluşturulması, önümüzdeki yılların da temel gündemleri arasında yer alacaktır. Türk Telekom olarak bu değişime öncülük ederken, dijital dünyada ihtiyaç duyulacak hizmetleri yakınsama stratejimiz doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızla sunmaya devam edeceğiz. 2011 yılı, Türkiye’nin öncü iletişim ve yakınsama teknolojileri şirketi olarak müşterilerimize, paydaşlarımıza, ekonomiye ve ülkemize değer katmaya devam ettiğimiz; Türkiye’yi bölgenin iletişim merkezi liderliğinin odağına alan stratejik yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürdüğümüz başarılı bir sene oldu. Türkiye’yi iletişim alanındaki en yeni teknolojilerle tanıştırma misyonuyla yatırımlar yaptık ve bu yönde fark yaratan adımlar attık. Son altı yılda 10 milyar TL konsolide yatırım yaptık. Yine Grup olarak 2011 yılının ilk dokuz ayında konsolide yatırım miktarımız yüzde 80 artarak 1,5 milyar TL’ye ulaştı. Tüm bu yatırımlarımızın odağında müşterilerimizin talepleri yer alıyor. 2011 yılında da müşteri odaklı bir yaklaşım sergileyerek müşterilerimizin hayatlarına değer katacak hizmetlere, kampanyalara ve marka işbirliklerine imza attık. Bu yıl içinde, Türkiye’nin, alanında lider markalarıyla işbirlikleri kurarak, müşterilerimiz için, ev telefonu üzerinden aile bütçelerine katkıda bulunacak yeni kampanyalar gerçekleştirdik. Ulaşım, enerji, perakende alanlarında yap-

expectations will be one of the main issues in the following years. Pioneering this change as Türk Telekom, we will continue to provide services needed in the digital world by the investments we made in line with our convergence strategy. 2011 was a year in which we continued to add value to our customers, shareholders, economy and to our country, as the leader communication and convergence technologies company of Türkiye. It was a year that we maintained our strategic investments that make Türkiye a focus of the region’s communication centre leadership, without slowing down. We made investments with a mission of introducing Türkiye with the latest technologies in the field of communication; and we took steps that create difference. In past six years, we made a consolidated investment of 10 billion TL. In the first 9 months of 2011, our amount of our consolidated investments increased almost 80% and reached to 1,5 billion TL. In all these investments, we focused on our customers’ demands. We continued a customer-focused approach in 2011. In addition, we put our signature under the services, campaigns and brand collaborations that would add value to our customers’ lives. During this year, collaborating with the leading brands of Türkiye, we realized new campaigns to contribute family budget by home phone. Quite attractive opportunities that we offered our customers by means of our collabora-

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

9


RÖPORTAJ

tığımız işbirlikleri ile müşterilerimize sunduğumuz çok cazip fırsatlar büyük ilgi gördü.

tions in the fields of transport, energy and retail, received a great deal of attention.

“Dünyayı Konuşturan Türk” olma stratejisiyle çalışmalarımızı ve yatırımlarımızı sürdürdük. 2010 yılında gerçekleştirdiğimiz Pantel satın alması ve JADI Link Projesi bu anlamda atılan iki önemli adımdı. 2011 yılında ise atılan bu adımları pekiştiren, bölgesel bağlantı merkezi olma yönündeki çalışmalarımızı güçlendirecek işbirliklerine ve projelere devam ettik. Pantel’in altyapısının sağlamış olduğu destekle Türkiye’nin yurtdışı çıkış hızını Gigabit liginden Terabit ligine taşıdık; yurtdışı çıkış kapasitemizi 1.2 Terabit’e yükselttik. Bu gelişmeyle 2005 yılında 30 Gigabit olan yurtdışı çıkış kapasitemizi 2011 yılında 40 kat artırarak 1.200 Gigabit’e çıkarttık. Son altı yılda Türkiye’de fiber optik kablo uzunluğumuzu yüzde 40 oranında artırdık ve 133 bin kilometrelik fiber optik altyapıya ulaştık. Pantel’in de katkısıyla, altyapımızı yurtdışına taşıyarak Türkiye ve Avrupa’da, fiber optik kablo altyapımızı toplam 160 bin kilometreye çıkardık.

We continued our activities and investments with the strategy of being “Turk that helps the world speak”. The purchase of Pantel and the JADI Link Project were the two important steps taken in this sense in 2010. Strengthening these steps, we continued collaborations and projects to support our activities towards being the regional connection centre in 2011. With the support of the infrastructure of Pantel, Türkiye’s outgoing internet speed upgraded from gigabits to terabits. We upgraded Türkiye’s outgoing internet speed to 1.2 terabits. In line with these developments, we raised the outgoing internet capacity to 1.200 Gigabits in 2011 with a 40-fold increase, which was 30 Gigabits in 2005. During the last 6 years, we increased the length of fiber-optic cables in Türkiye 40 percent and we reached a fiber-optics infrastructure of 133,000 kilometers. With the help of Pantel, we expanded our infrastructure abroad; and our total fiber-optic cable infrastructure in Türkiye and Europe reached 160,000 kilometers.

2011 yılında Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında hayata geçirdiğimiz TURCYOS II fiber optik hattı, uluslararası ses ve veri taşımacılığı alanında attığımız diğer bir önemli adım oldu. Bu proje daha fazla ses, görüntü ve datayı; daha hızlı, verimli ve kaliteli şekilde ulaştırmamızı destekleyen önemli bir altyapı yatırımı oldu. Bu yıl aynı zamanda Telefónica Almanya ile bir işbirliğine imza atarak yeni markamız Türk Telekom Mobile ile

10

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

TURCYOS II fiber-optic line, between Türkiye and Turkish Republic of Northern Cyprus in 2011, is another important step in the field of international voice and data transmission. This project is a significant investment in infrastructure that supports transferring more sound, video and data more quickly and efficiently, with our high quality service. This year we also started to serve in Germany GSM mar-


Almanya GSM pazarında da hizmet vermeye başladık. Türk Telekom Mobile, hizmetlerimizi Türkiye sınırları ötesine taşımak anlamında önemli bir kilometre taşı oldu. Bu sayede Türk Telekom markasıyla Avrupa GSM sektörüne girdik. Yerli teknolojilerin geliştirilmesine katkı sağlamanın yanı sıra teknolojiyi üreten ve aynı zamanda da ihraç eden bir Türkiye için çalışmalarımızı sürdürdük. Altyapıdan ArGe’ye, eğitimden istihdama kadar pek çok farklı alanda yatırım yaptık. Ar-Ge faaliyetlerimizi hız kesmeden sürdürdük. Bu yaklaşımla 2011’de İTÜ bünyesinde Türk Telekom Grubu Araştırma ve Geliştirme Merkezi ARI4 Binası’nı hizmete soktuk. Türk Telekom Grubu’nun bünyesinde 900 Ar-Ge çalışanı görev yapıyor. Bu rakamın 2012 yılı sonuna kadar 1.000 kişiyi geçmesini hedefliyoruz. Altyapıya ve teknolojiye yaptığımız yatırımların yanı sıra Türkiye’nin 81 ilindeki istihdamımız ile ülkemiz için değer oluşturuyoruz. Yatırımlarımız ile Türkiye’nin kalkınmasına katkıda bulunmak bizim için çok önemli. Tüm ticari faaliyetlerimizin yanı sıra iyi bir kurumsal vatandaş olma sorumluluğumuzun bilinciyle ülke çapına yayılan kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerimizi sürdürdük. Başta eğitim, çevre ve spor olmak üzere yürüttüğümüz sosyal sorumluluk faaliyetleri ile milyonlarca insanın hayatına dokunmaya devam ettik. Sürdürülebilirlik ile ilgili birçok önemli uygulamayı 2011 yılında hayata geçirdik. Yüzde 25 oranında mürekkep tasarrufu sağlayan Ecofont kullanımının başlaması, 1200 yöneticimize iklim değişikliği farkındalık eğitimi verilmesi ve en önemlisi de Karbon Saydamlık Projesi’ne (CDP) karbon emisyonumuzu kendi sektörümüzde bir ilke imza atarak raporlamamız gibi hayata geçirdiğimiz sayısız çalışmayla bu alanda da öncülüğümüzü sürdürdük. Tüm bu başarılı çalışmalarımız sayesinde İngiltere’nin önde gelen marka değerleme şirketi Brand Finance’ın düzenlediği “Türkiye’nin En Değerli Markaları” araştırmasında, bu yıl da Türkiye’nin En Değerli Markası seçildik. Son üç senedir üst üste “Türkiye’nin en değerli markası” seçilmenin mutluluğunu yaşadık. İngiltere merkezli uluslararası saygın ekonomi dergisi World Finance’in her yıl değişik kategorilerde verdiği World Finance Magazine Ödülleri’nde bu yıl “En İyi Sabit Hat Operatörü” kategorisinde ödüle layık görüldük.

ket under a new brand named Türk Telekom Mobile by signing collaboration with Telefónica Germany. Türk Telekom Mobile is an important milestone in terms of moving our services beyond the borders of our country. In this way, we entered into the European GSM sector under Türk Telekom brand. As well as contributing the development of local technologies, we continued to work to make Türkiye a country producing and exporting technology. From infrastructure to R&D, from education to employment, we have invested in many different areas. Our R&D activities continued without pausing. In accordance with this approach, we established ARI4 Building of Türk Telekom Group Research and Development Center in ITU in 2011. Within the body of Türk Telekom Group, 900 R&D employees are working. We are aiming to increase this number to 1,000 by the end of 2012. As well as our investments in infrastructure and technology, we create value for our country by creating employment in 81 provinces of Türkiye. It is very important for us to contribute to the development of our country by our investments. We are aware of our responsibility of being a good corporate citizen, apart from our commercial activities, and we continued our corporate social responsibility activities across the country. We continued to enhance the lives of millions with our social responsibility activities, particularly in education, environment and sports. In 2011, we have implemented many important applications related to the sustainability. Our leadership in this area continued with numerous studies including the introduction of Ecofont that brings 25 percent saving in ink usage, a climate change awareness training for our 1200 managers and, most importantly, the preparation of our own carbon emission within the scope of Carbon Disclosure Project (CDP), which is a first in our industry. Thanks to all these successful works, we have been chosen as “Türkiye’s Most Valuable Brand” once again this year in “Most Valuable Brands in Türkiye” survey organized by England’s leading brand valuation company Brand Finance. We experienced the pride of being chosen “Türkiye’s Most Valuable Brand” in the last three years. This year, we have been also awarded in the category of “Best Fixed Line Operator” in World Finance Magazine Awards organized by World Finance, an internationally respected business magazine from England.

Bugüne kadar gösterdiğimiz başarılı performans ile ülkemizin en köklü kuruluşlarından olan Türk Telekom’u, küresel bir marka olma yolunda geleceğe taşırken, sektörün gelişimine yönelik yaptığımız çalışmaların olumlu sonuçlarını almak bizi mutlu ediyor.

Making Turk Telekom, one of the most established companies in our country, a global brand with our successful performance to date and seeing the positive result of our efforts in the development of the sector make us happy.

TELEKOM DÜNYASI: 2012 yılı ile ilgili beklenti ve planlarınız neler?

TELEKOM DÜNYASI: What are your plans and expectations related to the year 2012?

K. GÖKHAN BOZKURT: Türkiye’nin öncü iletişim ve yakınsama teknolojileri şirketi olarak gerçekleştirdiğimiz başarılı çalışmaların temelinde, müşterilerimiz, ülkemiz ve toplum için değer katma stratejimiz yer alıyor. 2012 yılında da çalışmalarımızı bu strateji doğrultusunda sürdürmeyi

K. GÖKHAN BOZKURT: As the leading communication and convergence technology company in Türkiye, the success of our efforts is based on our strategy to add value for our customers, our society and our country. We plan to continue our work in accordance with this strategy in 2012.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

11


RÖPORTAJ

planlıyoruz. Türk Telekom olarak geliştirdiğimiz inovatif ürünlerle müşterilerimizin yaşamlarını kolaylaştırmayı; en yeni teknolojileri en uygun fiyatlarla kullanabilmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Müşteri odaklı, güvenilir, yenilikçi, sorumlu ve özverili bir marka olmak için çalışıyoruz. Bu paralelde, iletişim teknolojilerinde, müşterilerimizi geleceğe taşıyan en doğru adres olmaya devam edeceğiz. Bu anlayışın yansımalarını yatırımlarımızda da göreceksiniz. Genişbant internet alanındaki yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürerek bu alanda müşterilerimize yeni deneyimler sunmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar ses ve data taşımacılığı alanında gösterdiğimiz başarılı performans ile ülkemizin en köklü kuruluşlarından biri olarak markamızı küresel boyuta taşıma yolunda güçlü adımlar attık. Yapacağımız altyapı yatırımları ve işbirlikleri ile markamızın adım adım küresel bir kimlik kazanacağına inanıyoruz. “Dünyayı konuşturan Türk” olma hedefiyle hizmetlerimizi ve yatırımlarımızı Türkiye sınırları dışına taşıyoruz. Doğu ile Batı arasında bir iletişim köprüsü olmak, ülkemizi bölgenin yeni iletişim merkezi olarak konumlandırmak için altyapı yatırımlarımızı artırarak sürdürüyoruz. TELEKOM DÜNYASI: Yaptığınız birçok kampanya var… Bunların arasında belki de en çok tutulanı “Akşam 7’den Sabah 7’ye” oldu herhalde ve siz bu kampanyayı artık kalıcı bir hizmet haline getirdiniz… Bize bu kampanya ve öteki kampanyalarınız ile ilgili bilgi verebilir misiniz? K. GÖKHAN BOZKURT: Yenilikçi ürün ve hizmetlerimiz, tarifelerimiz, kampanyalarımız ve yaşamı kolaylaştıran teknolojilerimiz ile müşterilerimize değer katıyoruz. Hizmetlerimizi ve ürünlerimizi geliştirirken teknoloji trendlerini, müşteri ihtiyaçlarını dikkate alarak, “Müşterilerimizin hayatına nasıl değer katarız?” sorusunun yanıtını arıyoruz. Bu doğrultuda müşterilerimizin istek ve ihtiyaçlarına uygun yeni teknolojiler, ürün hizmet ve kampanyalar geliştiriyor, müşterilerimizin kullanıma sunuyoruz. Bu anlayışın sonucu olan 7’den 7’ye kampanyamızı 2010 yılında başlattık. Yılsonuna kadar uyguladığımız kampanya yoğun ilgi gördü. Bunun üzerine Nisan 2011’de kampanyamızı yılsonuna kadar uzatma kararı aldık. Bu süre zarfında ayda 9 milyonu aşkın müşterimiz kampanyadan yararlandı. Biz de kampanyamızın yarattığı değeri gördükten sonra, tarifeye dönüştürerek kalıcı bir hale getirmek istedik. Müşterilerimizin taleplerini dinledik ve onların beklentileri doğrultusunda büyük beğeni kazanan bu kampanyayı kalıcı hale getirdik. Son dönemde yaptığımız kampanyalara kısaca değinmek gerekirse, alanında lider markalarla işbirlikleri kurarak, müşterilerimiz için, ev telefonu üzerinden aile bütçelerine katkıda bulunacak yeni kampanyalar gerçekleştirdik. Ulaşım, enerji, perakende alanlarında yaptığımız işbirlikleri ile müşterilerimize sunduğumuz çok cazip fırsatlar büyük ilgi gördü.

12

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

We as Türk Telekom aim to facilitate the lives of our customers with our innovative products and to offer new technologies with the most affordable prices. We are working to be a customer-oriented, reliable, innovative, responsible and devoted brand. In this context, we continue to be the right address to carry our customers to future in communication technologies. You will see the reflection of this understanding in our investments also. We will continue to offer new experiences to our customers by making investments in broadband internet without pausing. As a result of our successful performance in voice and data transmission to date, we have taken strong steps towards moving our brand as one of the most established companies in our country to the global dimension. We believe that our brand will gain a global identity step by step through infrastructure investments and collaborations. With the motto of “Turk that helps the world speak”, we are carrying our services and our investments abroad. To be a communication bridge between East and West and to position our country as the new communications center in the region, our infrastructure investments continue increasingly. TELEKOM DÜNYASI: You do have many campaigns. Perhaps the most popular one is “From 7 in the evening to 7 in the morning” and this campaign is permanent now... Could you tell us this campaign and other campaigns? K. GÖKHAN BOZKURT: With our innovative products and services, tariffs, campaigns and technologies that make our customer’s life easier, we create value. Taking into account technology trends and customer needs while developing services and products, we try to find the answer of this question: “How to add value to our customers’ lives?” In this respect, we develop and offer new technologies, products, services and campaigns according to the needs and demands of our customers. In accordance with this understanding, we launched the campaign named “From 7 in the evening to 7 in the morning” in 2010. This campaign, applied until the end of that year, attracted considerable attention. As of April 2011, we decided to extend our campaign until the end of year. During that period, more than 9 million customers benefited from the campaign per month. Seeing the value that our campaign created, we wanted to make this permanent by transforming it to a tariff. We listened to our customer’s demands and make this highly appreciated campaign permanent in line with their expectations. To briefly talk about our recent campaigns, we developed new campaigns to contribute the family budgets of our customers via home phones by establishing partnerships with the leader brands. With collaborations in the fields of transport, energy and retail, we offer our customers a very attractive opportunities that attracted great attention. We created an innovative payment channel in which our


Müşterilerimizin, ihtiyaç duydukları çeşitli cihaz ve hizmetleri kolaylıkla satın alıp, ev telefonu faturalarıyla taksitle ödeyebilecekleri şekilde yenilikçi bir ödeme kanalı oluşturduk. Bu kanal üzerinden ev telefonu, wirofon özellikli cep telefonları, laptop, netbook ve son olarak da tablet bilgisayar gibi ürünlerin satışlarını gerçekleştirdik. 2012 yılında da yine avantajlı kampanyalarla müşterilerimize cazip fırsatlar sunmaya devam edeceğiz. TELEKOM DÜNYASI: Pantel’in satın alınması ve hemen ardından Cidde-İstanbul arasındaki JADILink’le Arap Yarımadası’ndan, Avrupa’ya fiber-optik bir köprü kurdunuz… Bu operasyonun sonuçlarını bizlerle paylaşır mısınız? K. GÖKHAN BOZKURT: JADI Link’in ve yaptığımız diğer yatırımların hedefi daha fazla ses, görüntü ve datayı; daha hızlı, verimli ve kaliteli şekilde ulaştırmak. Bu çerçevede 2010 yılına girerken yatırımlarımızı bu hedef doğrultusunda planlamıştık. Vizyonumuzu ise Doğu ile Batı arasında bir iletişim köprüsü olmak ve ülkemizi bölgenin yeni iletişim merkezi haline getirmek olarak belirledik. JADI Link projesi ile Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında bir iletişim köprüsü haline gelmesi sürecinde önemli bir aşama kaydettik, bir başka deyişle “Dijital İpek Yolu”nu hayata geçirdik. Türk Telekom olarak, coğrafi bir bağlantı merkezi olma konusunda önemli bir konumda bulunuyoruz. JADI Link’in ve bu büyük projenin etkisini artıracak Pantel’in bize sağladığı güç ile Orta ve Doğu Avrupa bölgesi içinde artan data ve genişbant trafiğini taşıyabileceğiz. Aynı zamanda Türkiye, Ortadoğu ve Asya pazarlarını Batı Avrupa ve Amerika’ya bağlayan data ve genişbant trafiğini de sağlayarak küresel konumumuzu daha da güçlendireceğiz.

customers can easily purchase various equipment and services by splitting the payment into installments via home phone bills. Through this channel, it is possible to purchase home phone, Wirofon-enabled mobile phones, laptop, netbook, and finally tablet computers. We will continue to offer attractive opportunities to our customers with advantageous campaigns in 2012. TELEKOM DÜNYASI: Purchase of Pantel and immediately after that a fiber-optic bridge from the Arabian Peninsula to the Europe with JADI-Link between Jeddah and Istanbul. Could you share the results of this operation? K. GÖKHAN BOZKURT: The aim of JADI Link and our other investments transferring more sound, video and data more quickly and efficiently, with our high quality service. In this context, we planned our investments according to this goal in 2010. Our vision is to be a communication bridge between East and West in the region and make our country the new communications center in the region. Important steps were taken to become a communication bridge between East and West by means of JADI Link project, in other words we created “Digital Silk Road.” We as Türk Telekom, have an important position to become the geographic center. With the power, we gained from JADI Link and Pantel purchase that will increase the effectiveness of this big project, we will able to respond the increasing data and broadband traffic Central and Eastern European region. At the same time, we further strengthen our global position by providing data and broadband traffic connecting Türkiye, Middle East and Asian markets to Western Europe and America.

TELEKOM DÜNYASI: Ar-Ge, çalışmaları, hükümetin de desteğiyle son dönemde Türkiye’de büyük hız kazandı… Türk Telekom olarak, Ar-Ge’ye bakış açınız nedir?

TELEKOM DÜNYASI: In our country R&D efforts gained speed with the support of the government in the last period... What is your R&D point of view as Türk Telekom?

K. GÖKHAN BOZKURT: Türk Telekom olarak teknoloji geliştiren ve ihraç eden bir Türkiye hedefiyle çalışıyoruz. Grup şirketlerimizle yarattığımız ortak sinerjiyle Türkiye’yi yeni teknolojilerle tanıştırmak için gece gündüz çalışıyoruz. Grup şirketleriyle oluşturduğumuz sinerji ile online eğitim ürünü Vitamin, ev telefonuna mobilite katan Wirofon, TV izleme alışkanlıklarını değiştiren Tivibu, kendi alanında bir ilk olan I Can Football gibi yurtdışına da ihraç edilen birçok teknolojik ürün sunuldu. Bugüne kadar imza attığımız bu başarılı çalışmaları daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. 2011 yılı içinde açtığımız Türk Telekom Grubu Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nin de bu yolda gücümüze güç katacağına inanıyoruz. Bu merkezde yalnızca teknoloji geliştirmekle kalmayacağız. Ekosistemimizdeki kuruluşlarla ortak çalışarak istihdam yaratacağız. Hem üniversite işbirlikleriyle beyin göçünü önleyecek, hem de teknoloji

K. GÖKHAN BOZKURT: We, as Türk Telekom, work with the aim of making Türkiye a country developing and exporting technology. We are working day and night to introduce new technologies by means of the synergy that we create with our group companies. Thanks to this synergy, we developed and exported many technological products including online education product named Vitamin, Wirofon that adds mobility to home phone, Tivibu that changes TV habits and I Can Football that is a first in its field. We aim to carry our successful products and service a step further. We believe that we will gain more strength with Türk Telekom Group Research and Development Center, established in 2011. In this center, we will not only develop the technology. We will create employment by collaborating with organizations in our ecosystem. We will prevent the brain drain in cooperation with the universities as well as increase our technology export.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

13


RÖPORTAJ

ihracatımızı artıracağız. TELEKOM DÜNYASI: Türk Telekom olarak, spora büyük destek veriyorsunuz... Sponsorluk çalışmalarınız, 2012’de de devam edecek mi? K. GÖKHAN BOZKURT: Türk sporunun en büyük taraftarı olarak spora ve sporun gelişimine destek veriyoruz. Spor alanında üstlendiğimiz bu misyonla; sporun pek çok alanında değer oluşturmayı hedefliyoruz. 2012 yılında da bu anlamda adımlarımızı sürdüreceğiz. Türk Telekom Spor Kulübü bünyesinde basketbol ve futbol takımlarımıza katkıda bulunurken, Türkiye’nin önde gelen kulüplerine sponsorluklarımızla destek veriyoruz. Sponsorluk çalışmalarımızın öne çıkan örneklerinden biri Türk Telekom Arena’dır. Türk Telekom Arena ile Türkiye’nin uluslararası futbol alanında prestijini artıracak mimari bir esere Türk Telekom adını vermiş olduk. TELEKOM DÜNYASI: Sosyal sorumluluk projeleriniz de dikkat çekici… Bir taraftan engelli vatandaşlarımız için çalışmalarınızı sürdürürken, öte taraftan çevreci yaklaşımınızla da doğayı koruyorsunuz. Bu çalışmalarınızdan ve projelerinizden söz edebilir misiniz? K. GÖKHAN BOZKURT: Türk Telekom olarak, ülke çapında gerçekleştirilen “Türkiye’ye Değer” sosyal sorumluluk projeleriyle toplum yaşamına değer katmayı hedefliyoruz. Son olarak, Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji Laboratuvarı (GETEM) ile Türkiye’nin ilk Telefon Kütüphanesi’ni hayata geçirdik. Telefon Kütüphanesi ile yüzlerce sesli kitap 0 800 219 91 91 numaralı telefon üzerinden görme engelli müşterilerimize Türkiye’nin her yerinden ev telefonları üzerinden ücretsiz olarak sunuluyor.

14

TELEKOM DÜNYASI: Türk Telekom gives a huge support to the sports... Will your sponsorships continue in 2012? K. GÖKHAN BOZKURT: As the greatest fan of Turkish sports, we give support to the sports and the development of sports. In accordance with our mission in sports, we aim to create value in many fields. We will also continue our efforts in 2012. While we contribute to our basketball and football teams within the body of Türk Telekom Sports Club, we sponsor the leading clubs of Türkiye. One of the outstanding examples of our sponsorships is Türk Telekom Arena. We have given the name of Turk Telekom to an architectural monument that will increase Türkiye’s prestige in the field of international football with Turk Telekom Arena. TELEKOM DÜNYASI: Your social responsibility projects are remarkable... On the one hand, your studies continue for disabled people, on the other hand, you protect nature with your ecological approach. Could you talk about these studies and projects? K. GÖKHAN BOZKURT: We, as Türk Telekom, aim to add value to the community life with our social responsibility projects carried out all over our country with the motto of “Worth for Türkiye.” Recently, we have launched the first phone library of Türkiye in cooperation with the Bosporus University, Technology and Education Laboratory for the Visually Impaired (GETEM). Through this telephone library, hundreds of audio books are offered to our visually impaired customers freely. They can call 0 800 219 91 91 via their home phones in order to receive this service.

Geleceğe yatırım anlayışı ile hayata geçirdiğimiz bir diğer proje olan Türk Telekom Okulları projesi kapsamında Türkiye’nin dört bir yanında eğitim tesisleri inşa edildi. Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı ile hayata geçirilen proje toplam 76 adet eğitim binasını kapsıyor. Türkiye’de eğitim alanında bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Türk Telekom Okulları projesi, 30 bini aşkın öğrenciyi modern eğitim ortamına kavuşturdu. “Eğitimsiz bir gelecek, internetsiz bir eğitim düşünülemez” anlayışıyla eğitim alanında sosyal sorumluluk projeleri geliştiren Türk Telekom, ülkenin dört bir yanında ücretsiz internet hizmeti sunan internet evleri kurdu. Bugüne kadar yurt çapında geniş bant internet erişimine sahip ortalama 20 adet tam donanımlı bilgisayar bulunan 1.000 Türk Telekom İnternet Evi hizmete girdi.

The other project we have implemented with the understanding of “investment in the future” is Türk Telekom Schools project. We have built education facilities throughout Türkiye in cooperation with the Ministry of Education and the Ministry of Transportation. It includes 76 education buildings in total. It is one of the biggest social responsibility projects in the field of education and more than 30 thousand students obtained an opportunity to receive education in a modern learning environment. Türk Telekom established many internet houses providing free internet access, within the scope of its corporate social responsibility project “Internet Houses” which is carried out in the area of education with the philosophy of “There is no future without education, there is no education without internet.” 1000 Türk Telekom Internet Houses, each one with around 20 full-equipped computers and broadband internet access were built all around Türkiye.

Türk Telekom, gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak amacıyla E-Fatura Ormanları projesini geliştirdi. E-faturaya geçişi özendirmek ve çevre konusunda farkındalığı artırmak amacıyla gerçekleştirilen E-Fatura Ormanları projesi, kâğıt fatura yerine elektronik fatura kullanan Türk

Türk Telekom developed an “E-Billing Forests” project with the aim of leaving a livable environment for future generations. E-Billing Forests project, implemented in order to encourage transition to e-bill and raise environmental awareness, aims also to thank our customers who use electronic billing instead

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


Telekom müşterilerine teşekkür amacı da taşıyor. Tüm ülkeye yayılan 100 bin ağaçlık “E-Fatura Ormanları”nda Türkiye’deki mevsimsel farklılıklar gözetilerek dikilen 17 farklı türde ağaç bulunuyor. Gençlerin çevreleriyle iletişim becerilerini geliştirmede sporun etkisinden yola çıkan Türk Telekom, sporun alt yapısına yaptığı yatırımlarla 10 yılda 28 bin genç sporcunun yetişmesini sağladı. Halen çeşitli illerdeki 42 spor kulübüyle basketboldan eskrime, atletizmden kayak ve tenise 22 dalda 6 bine yakın sporcuyu destekliyor. Bu sporcuların arasında milli takıma seçilme başarısını göstererek Türkiye’yi yurt dışında temsil eden ve çeşitli derecelerle gurur kaynağı olan çok sayıda genç de bulunuyor.

of paper invoices. Now, there are 100 thousand trees in E-Billing Forests spanning the entire country and 17 different types of trees were planted by considering seasonal variations. Drawing impression from the effect of sports in terms of developing youth’s abilities for communicating with their environments, Türk Telekom helped 28 thousand young athletes improve themselves by making investments in sports infrastructure. Currently, with 42 sports club in various cities, 6 thousand athletes are supported in 22 branches from basketball to fencing, from athleticism to skiing and tennis. Among these athletes, there are many young who were elected to the national team, represent our country abroad and brought honor to us all with various successful results.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

15


SİNEMA/SANAT

VAZGEÇİLMEZ GELENEK 84. OSCAR ÖDÜLLERİ INDISPENSABLE TRADITION 84TH OSCAR ACADEMY AWARDS

Zümrüt Tanrıöven 2012 Oscarları, 84. Yılını doldururken, tozu dumana katan ünlülerle, şıklık yarışındaki markalarla, inanılmaz show ve Billy Crystal’in sunumuyla, yine unutulmaz bir gece yaşattı bize. Kazananların çoğu tıpkı tahmin edildiği gibi oldu, ancak arada yine de bizi şaşırtan sürprizler de yok değildi. Gelin şimdi biraz ödül sahiplerini tanıyıp, hak etmişler mi bakalım;

zumrut@telekomdunyası.com

Bu senenin ödülleri toplayan filmi; “The Artist” oldu ve aslında çoğu insanın tahmin ettiği gibi, farklı bir dönemin uygulanışını anlatması yönüyle, başarılı bulunup, ödüle laik görüldü. En önce oyunculukların zorluk dereceleri, çekim teknikleri, siyah beyaz atmosferin büyüsü ve nostaljik çekiciliği ödülleri toplamasındaki temel nedenler oldu. En İyi Film Ödülü'nü teknik yaratıcılığı, özlenen bir

The Academy Awards of 2012 is on its 84th year, and we saw memorable night with many different famous people who ran raising a cloud of dust, brands that compete with each other, unbelievable show and host Billy Crystal. Most of the winners were just like everybody’s guess, although that, of course there were surprises, too. Let’s get know the winners better and discuss what they were deserved. This year winner champion was The Artist. And just like most of the people’s opinion, with its age that it adapt is the main reason makes it winner. First of all, degree of difficulties for acting, shooting techniques, black & white atmosphere’ magic and nostalgic attraction deserved the award for sure. Best Movie Award gone to The Artist because with whole technical creativity also it tells us a time period that we miss much. Besides Jean Dujardin, was the only expected Best Male with his magical and unbelievable acting. That black &

16

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


dönemi anlattığı için aldı bu kesin. Ancak Jean Dujardin, “The Artist” filmindeki inanılmaz oyunculuğuyla gerçekten en iyi erkek oyuncu ödül alması beklenen bir adaydı. Siyah beyaz dönemin o şahane kalıpları, mimik ve jestlerdeki tarzı o kadar başarılı oynamıştı ki, adeta filmin gerçek Artist’i oydu. Aslında filmin temel konusu da döneme bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Sessiz filmler döneminin sonunda, ses kullanılan filmlerin çıkmasıyla beraber kariyeri darmadağın olan, baş döndürücü bir oyuncunun yaşadıklarını konu alan filmin süreci oldukça etkili. Akılda kalıcı ve kesinlikle sizi başka bir döneme götürmek konusunda çok başarılı. Tabii tüm bunların ardından Michel Hazanavicius da bu kadar ödüle layık görülen filminin sayesinde En İyi Yönetmen Ödülü'nü de almayı başardı. Bunu her açıdan hak ettiği ortada değil mi? Yoksa en iyi film seçilmesi mümkün olmazdı sanırım. Bunun yanı sıra en iyi kostüm ve en iyi orijinal müzik ödüllerini de kazanan The Artist oldu.

white time’s beautiful forms, he is just like in that age for sure and that makes him the real Artist! Actually movie’s main subject represents moment of silence for that period of time. Silence movie comes to end and starts new generation movie age, which cause to falling career of a man who is really brilliant. The movie tells us that duration, we see every change from silence to sound... Memorable.... absolutely successful to take you to another time... Of course after those awards, Michel Hazanavicius won the Best Director and his talent is laudable for sure, otherwise The Artist could not win the Best movie ever for this year. In addition, Best Costume and Best Original Music have gone to The Artist. Midnight in Paris took the Best Original Screenplay, I do not know if everybody expect that but I was exactly ready to know this winning. Woody Allen takes at least one Oscar to home in every single awards day, but never shows up in the nights. Let’s zoom into screenplay then, we watch a man

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

17


SİNEMA/SANAT

“Midnight in Paris” (Paris’te Geceler) filmi de, herkesin beklediği şekilde mi bilinmez ancak benim tam olarak umduğum bir konumda, en iyi özgün senaryo ödülünü aldı. Woody Allen her seferinde bir Oscar’ı evine götürebilme başarısını gösterirken, davetlere hiç katılmıyor olması da onun en ilginç yanlarından. Filmin senaryosundan da biraz bahsedersem; aslında basitçe ailesi ile beraber Paris’e gelen bir adamın neler yaşadığını, geçmişini sorgularken neler keşfettiğini, yeniden şekillendirdiği hayatının nasıl değiştiğini, hayatımızı nasıl yönlendirdiğimizi anlatıyor. Cannes Film Festivali’ni de açmak görevini üstlenen filmin en önemli yönlerinden birisi, hayran kalacağınız Paris görüntüleriyle dolu olması. Orayı sevmeyenler için bile, şehre âşık edecek kadar kuvvetli kareler bunlar üstelik. Bir diğer beklenen sonuçlardan biri de benim için En iyi kadın oyuncu ödülüydü. Meryl Streep inanılmaz oyunculuğuyla bir dönemin en kudretli kadınlarından olan İngiliz Başbakan Margaret Thatcher ile bu ödüle laik görüldü. “The Iron Lady” yani Demir Leydi aynı zamanda en iyi makyaj ödülünü de kaparak, geceden iki ödülle ayrıldı. Aslında içindeki dram, kurgu ve güçlü süreciyle benim ‘en iyi film’ dediğim bir filmdi ‘Demir Leydi.’ Aslında geceden birçok ödülle ayrıldığı halde beklenen başarıyı elde edemeyen bir film daha vardı; O da Martin Scorsese’nin sanat şaheseri “Hugo”. Gecenin bütün teknik ödüllerini silip süpürmüş olsa da, en iyi animasyon da dâhil, en iyi olduğu birçok aday olduğu dalı kaybetti ne yazık ki. En iyi görüntü yönetmeni, en iyi sanat yönetmeni, en iyi efekt, en iyi miksaj ve en iyi ses kurgusu ödüllerini aldı ancak beklenen çok daha fazlasıydı. Gene de her bir karesi resim gibi olan bir şaheserin, sanat yönetmenliğini hak etmiş olduğu es geçilmemiş olduğu için mutluyum. Ancak en iyi animasyonu “Rango”ya kaptırmış olması hiç hoş olmadı diye düşünüyorum. Rango’ya da gelince. Kesinlikle başarılı bir karakterin, muhteşem serüvenini konu alan animasyonun seslendirenler castı da oldukça iddialıydı üstelik. Johnny Depp’ten, Alfred Molina’ya giden başarılı isimlerin seslendirmesini yaptıkları filmin, birçok site ve dergide de puanlamaları oldukça etkiliydi. Kim olduğunu çözemeyen bir bukalemunun vahşi batıda geçen maceralarını anlatırken, seyirciyi hiç bir zaman gülümsetmeden sahne geçirmiyor. En iyi animasyon ödülünün sahibi “Rango”, “Hugo”yu sollayarak hayranlarını yine bile gülümsetmeyi başardı. Bir senenin daha Oscarlar’ı coşkuyla geçip giderken, ödüllerin sahipleri şimdiden en çok satan ve konuşulanlar arasına girdiler bile. Bir sonraki sene yani 85. Oscar ödüllerinin kritiği için yeniden görüşmek üzere, şimdilik Oscar gecesinden herkese hoşçakalın. İyi seyirler...

18

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

who comes to Paris with his own family and after this move he starts live in different situations. We see what he has been through while he discovers the blanks in his own past. We watch how a man can change in a one different city. “Midnight in Paris” responds to open the night of Cannes Film Festival. And its most remarkable side is magical Paris scenes in every minutes of the movie. An even person who does not like the Paris, those scenes has power to make them love the city. Another excepted winning is about Best Female, at least for me it was expected. Merly Streep won that award acting one of the most powerful women in the time who was British President named Margaret Thatcher. The Iron Lady won also Best Makeup and it left the night with two awards. To be honest my favorite Best Movie was the Iron Lady with its dramatic fiction and strong feelings. There was another movie that won lots of awards but although that, deserves more. Martin Scorsese’s masterpiece named Hugo. Almost whole technical awards gone to Hugo, but best animation ran from its hands badly. Best sound editing, best sound mixing, best visual effects, best art direction and best cinematography gone to Hugo. Again I am really happy to Hugo won that art direction because it was full of art painting... Nevermore I am so disappointed for best animation award that Rango took it instead of Hugo. Rango! Absolute successful character shows us never ending adventure and also voice cast was unique. From Johnny Depp to Alfred Molina, we heard great voices. A chameleon who does not know exactly who is he try to survive from a Wild West adventure. So funny and effectively fast movie it is. Best animation award owner Rango, makes its fans smile again with this success. Every single winner has started to talked about already. When next year comes, I mean until after 85th Oscar Academy Awards night, I say farewell about winning for now. Have a nice watch...



TD HABER

TÜRK EMNİYETİ AKILLI SINIF UYGULAMASINA GEÇTİ TURKISH SECURITY START SMART CLASS APPLICATION

E

C

Burada bir konuşma da yapan Bakan Şahin, iki bakanlık arasında yapılan işbirliğiyle bir yatırımı gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtirken, iletişim teknolojisinde hızlı gelişmeler yaşandığını, buna bağlı olarak uzaktan eğitime ilgide artış görüldüğünü söyledi. Şahin, “Artık zaman ve mesafe zorlukları ortadan kalkmaktadır. Bu sistem dünyada ve Türkiye’de aygınlaşmakta… İçişleri Bakanlığı olarak eğitimleri, verimli kılmak için bu sisteme ihtiyaç duyduk” dedi. 2006’da Anıttepe Yerleşkesi’nde bir akıllı sınıf açtıklarını dile getiren Şahin, bu sınıfta şimdiye kadar 55 bin personelin eğitimini gerçekleştirdiklerini kaydetti. Daha sonra Uzaktan Eğitim Kapsamında Akıllı Sınıf Oluşturma Projesiyle illerde de bu sınıfların kurulduğunu anımsatan Şahin, “Bu sınıflar sayesinde maliyetlerde tasarruf sağlanmış, zaman ve mekân tasarrufu sağlanmış, sınıf ortamında daha çok ki-

Minister Şahin has made a speech at the ceremony and stated that they are proud of making the investment with collaboration between these two ministries and there is important rapidly developments on communication technology and increase on interest to remote education and said: “From now on time and distance challenges are removed. The system extends in the world and Türkiye... As Internal Affairs Ministry, we have needed the system in order to make educations effectively.” Şahin stated that they established a smart class at Anıttepe Campus at 2006 and they have given education to 55 thousand personnel until today in this class. Şahin reminded that these classes were established in province within by Creating Smart Classes within the

mniyet Genel Müdürlüğü Polis Akademisi Başkanlığı’nda Uzaktan Eğitim Kapsamında Akıllı Sınıf Oluşturma Projesi ile 81 il emniyet müdürlüğü ve Eğitim Dairesi Başkanlığı’na bağlı akıllı sınıfların açılışı için tören düzenlendi. Törene İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, Polis Akademisi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan katıldı. Bakan Yıldırım ile birlikte akıllı sınıfların açılış kurdelesini kesen Şahin, daha sonra İzmir, Afyonkarahisar, Adana, Düzce, Erzincan il emniyet müdürlüklerindeki akıllı sınıflar arasında kurulan video konferans sistemiyle il valileriyle görüştü.

20

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

eremony was organized at Security General Directorate Police Academy Administration for operating of smart classes in connected with 81 provincial security directorates and Directorate General of Education by Creating Smart Classes Project within the scope of Remote Education. Internal Affairs Minister İdris Naim Şahin, Transportation, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım, Director General of Public Security Mehmet Kılıçlar and Chairman of Police Academy Prof. Dr. Zühtü Arslan have joined to the ceremony. Şahin cut opening ribbon with Minister Yıldırım and met with governors of province by video conference system which was set up between smart classes in provincial security directorate.


şiye erişim imkânı verilmiş ve eğitimdeki etkinlikte artış sağlanmıştır. 81 ilde hizmet içi eğitim imkânı da sağlanmıştır” dedi. 2 BİN KİŞİYE AYNI ANDA EĞİTİM Bakan Şahin, bu sınıflar sayesinde aynı anda 2 bin kişinin eğitime katılabileceğini kaydederken, yüksek kalitede ses ve görüntü transferi gerçekleştirilerek, eğiticilerle kursiyerler arasında canlı etkileşim ve iletişimin mümkün hale geldiğini söyledi. Akıllı Sınıf Projesi’nin, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada suçlarla mücadelede lider konum olmasına önemli bir katkıda bulunacağını inandığını kaydeden Bakan Şahin, “Bundan sonraki hedefimiz, akıllı sınıfların polis eğitim kurumları ve yoğun hizmet içi eğitimi yapan birimlerini kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması. Ben bu konularda ülkemizdeki her türlü yatırım ve hizmetlerin hayat geçmesi konusunda büyük heyecan ve isim sahibi başbakanımız olmak üzere bu projeye katkı veren ulaştırma bakanımıza teşekkür ediyorum” dedi. Şahin, eğitim alanındaki çalışmalarıyla çok etkin sonuçlara ulaşacaklarını, eğitilmiş polis teşkilatıyla ülkede insana, daha insani, daha bilimsel güvenlik hizmetini sunmuş olacaklarını aktarırken, “Dünya ile yarışan Türkiye’nin çağı yakalayan Türkiye’nin bir pratiğini görmekteyiz. Afyon’dan Erzincan Düzce’ye bağlantı kurarak valililerimizle belediye başkanlarımızla anlık görüşmeler gerçekleştirdik. Bu çalışmalar bu yatırımlar, Türkiye’nin çağı yakaladığını, bundan sonra teknolojinin buluşmasının sonuçta daha önde yürüyeceğinin işareti” dedi.

scope of Remote Education and said: “Saving on costs and time and space saving was provided and access opportunity was given to more people and increase on education was provided. In-service training opportunity was provided in 81 provinces.” SIMULTANEOULSY EDUCATION TO 2 THOUSAND PEOPLE Minister Şahin expressed that 2 thousand people can join education simultaneously thanks to these classes, high-quality voice and image transfer will be made, live interaction and communication between instructor and trainee became possible. Minister Şahin emphasized that Smart Class Project will have important contribution to Türkiye to be a leader in the region on fight against crime and said: “Our following target is extending smart classes so as involve police training institutions and units which make intense in-service training. I thank to our Transportation Minister who give great support to every kind of investment and projects and has excitement about these development.” Şahin emphasized that they will achieve effective results by studies in the field of education and they will give humanism and scientific security service to people by educated police personnel and said: “We see a practice of Türkiye which compete with the world and catch the era. We had an interview instantly with city managers by making contact from Afton to Erzincan, Düzce. These studies are signal of Türkiye has caught the era and from today meeting

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

21


TD HABER

EVRENSEL HİZMET FONUNDAN KARŞILANDI Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da Emniyet Teşkilatı’nın eğitimlerinin, Ankara’ya taşınmadan bulundukları illerde bilişim alt yapısı ve teknolojilerinin verdiği imkânlarla yapılacağını belirtirken, “Böylece büyük oranda zaman ve maliyet tasarrufu sağlanacak. Teknoloji uzakları yakın ediyor” dedi. Yıldırım, ülkenin, toplumun, milletin huzurunu sağlayan gece gündüz çalışan emniyet mensuplarının asli işlerini yaparken çok daha donanımlı, çağdaş hizmetlerle buluşması amacıyla bakanlık olarak katkı sağlamak amacıyla İçişleri Bakanlığı ile Uzaktan Eğitim Projesini gerçekleştirdiklerini söyledi. Projenin maliyetinin bakanlığın Evrensel Hizmet Fonu’ndan karşılandığını belirten Yıldırım, Emniyet Teşkilatının 81 ilde 7 gün 24 saat birbirleriyle iletişim sağlamalarına imkân veren bu çağdaş projenin hayata geçtiğini bildirdi. Bilişim suçlarının tespiti için teknolojiye ihtiyaç olduğunu ifade eden Yıldırım, bilişim alt yapısını kullanarak işlenecek suçların engellenmesi ve işlenen suçların cezalandırılması için teknolojinin en önemli araç olduğunu söyledi. 81 kente kurulan akıllı sınıflarla 24 saat 200 bin dolayındaki Emniyet teşkilatı personelinin yılda birkaç kez meslek içi eğitim alacağını, Ankara’ya gelmelerine gerek kalmayacağını dile getiren Yıldırım, “Böylece polisler, asli işlerine daha azla zaman ayıracaklar. Bu hem zaman hem de para kaybını engelleyecek” diye konuştu.

22

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

technology will be forward than results.” MET BY UNIVERSAL SERVICE FUND Transportation, Maritime and Communication Minister, Binali Yıldırım stated that training of Enforcement Agency will be given in their cities by ICT infrastructure and technologies without going Ankara and said: “By this way, great saving on cost and time will be provided. Technology makes far closer.” Yılıdırm expressed that they carried out emote Education Project with Internal Affairs Ministry in order to make contribution to security forces which work peg away at providing security of society, to be more equipped when they make their fundamental duty. Yıldırım expressed that project cost was met by Universal Service Fund of the ministry and this modern project which give opportunity to Enforcement Agency to make contact with each other in 81 province 7 days 24 hours. Yıldırım emphasized that there is need for technology to determined computer crimes and technology is the most important tool in order to prevent crimes by using computer and punish computer crimes. Yıldırım stated that approximately 200 thousand police personnel will take in-service training for a few times in a year and they will not need to go Ankara and said: “By this way, police allocate more time for their fundamental duties. This prevents both of time and money losses.”


Şimdi TTNET’ten 6GB kotalı NET6 Paketi alın, ilk 2 ay bedavaya deneyin. 2 ay sonunda ister hiçbir ücret ödemeden iade edin, ister 22 ay ayda sadece 29,90 TL’ye kullanmaya devam edin. Üstelik modem ve bağlantı ücreti de içinde. Sizi de bir TTNET Satış Noktası’na bekliyoruz. TTNET’le her şey mümkün! Ayrıntılı bilgi ve kampanya koşulları için

www.ttnet.com.tr | 444 0 375

NET6 Paketi’nde 8 Mbps’ye kadar desteklenen hız kullanılacak olup değişiklik gösterebilecektir. Ay içerisindeki veri kullanımı 25GB’yi aştığında; hız, bulunulan ay için 1 Mbps’ye düşürülecektir. 31.03.2012’ye kadar 24 ay taahhütle başvuran bireysel ve kurumsal yeni müşteriler yararlanır. İlk 2 aylık internet kullanımı, bağlantı, modem ücreti ve vergiler alınmayacak olup, devam edilirse 3. ay itibariyle ücret alınacaktır. 29,90 TL, ilk iki ay sonrasında NET6 Paketi’nde devam edilmesi durumunda 22 ay boyunca aylık indirimli ücrettir, sonrasında yürürlükteki tarifesinden ücretlendirilir. Yalın internet isteyenlere aylık erişim ücreti (15 TL), sabit telefon hizmeti de almıyorsa devre hazırlama ücreti (bir defalık 8 TL) deneme süresi dahil faturalandırılır. İlk 2 ay içinde iptalde modem (modem alanlar için) iade edilir. Modem stoklarla sınırlıdır. TTNET kampanya süresini uzatma hakkını saklı tutar. İhlal halinde 2 aylık süre hariç sağlanan indirimler, bağlantı ve modem ücreti tahsil edilir.


TD HABER

FATİH, 17 İLDE, 52 OKULDA PİLOT OLARAK BAŞLADI FATİH STARTED IN 17 PROVINCES, 52 SCHOOLS AS PILOT

E

I

FATİH Projesi’nin uygulamaya geçmesi nedeniyle, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Ankara’daki Sabahattin Zaim Anadolu Lisesi’nde bir tören düzenlendi. Törende konuşan Erdoğan, milli eğitim adına tarihi bir anın yaşandığını belirterek, “FATİH Projesi ile eğitim ve öğretimin metodunu ve çehresini köklü bir şekilde değiştiriyor, modernleştiriyor, yaşadığımız çağın gereklerini ve imkânlarını artık sınıflara taşıyoruz. FATİH Projesi ile eğitimin anlamı değişiyor. FATİH Projesi ile okulun, sınıfın, kara tahtanın, öğretmenin ve öğrencinin işlevleri, eğitimdeki konumları çok köklü şekilde değişiyor. Sadece Türk milli eğitim sisteminde değil, küresel ölçekte yeni bir dönemi başlatıyor, bir çığır açıyoruz. Zira şu anda tüm dünyanın gözleri Türkiye’mizin üzerinde… Şu anda dünyanın birçok ülkesi, FATİH Projesi’ni çok yakından takip ediyor. Türkiye’de bugün başlatılan FATİH Projesi dünyada örnek olarak gösteriliyor, örnek alınıyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethederek, karanlık bir çağa, Orta Çağ’a son vermiş,Yeni Çağ’ı, yeni bir çağı başlatmıştı. İşte biz de bugün FA-

A ceremony was organized at Sabahattin Zaim Anatolian High School in Ankara with participation of Prime Minister Tayyip Erdoğan due to carried FATİh Project into action. Erdoğan has made a speech at the ceremony and stated that idtoric moment is experienced for national education and said: “We change and modernize method and countenance of education and instruction radically and carry requirements and opportunities of the era we live in to classes. Mean of education changes by FATİH Project. Functions of school, class, blakc board, teacher and student change readically and situaiton of those in education change. A new period starts in not only Turkish national education system but also on a global scale, we mark an era. Whole world keep an eye on us...Today, many countries of the world follow FATİH Project closely.FATİH Project, start in Türkiye today, is exemplified by whole world, is taken an example. Fatih Sultan

ğitim sisteminde tablet bilgisayar ve akıllı tahta dönemini başlatan Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Projesi (FATİH) pilot olarak uygulamaya girdi. 17 ilde, 52 okulda başlayan proje kapsamında ilk olarak 12 bin 800 tablet bilgisayar dağıtıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan, FATİH ile eğitimde bilgi çağını başlattıklarını belirtirken, “Bu yılın Eylül ayına kadar 3 bin 657 orta öğretim kurumunda, yani Türkiye genelindeki liselerin yarısında FATİH Projesi’nin kurulumu tamamlanmış olacak. Dört yıl içinde de ülkemiz genelindeki yaklaşık 42 bin okulda, 570 bin sınıfta FATİH Projesi hayata geçecek” dedi.

24

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

ncreasing Opportunities and Improvement of Technology Movement (FATİH) Project which started tablet computer and smart board period on education, was put into practice as a pilot. Within the project, started in 52 schools in 17 provinces, 12 thousand 800 tablet computer were distributed as a begining. Prime Minister Tayyip Erdoğan stated that they started information era on education by FATİH Project and said: “Until September of this year, installation of FATİH Project will be completed in 3 thousand 657 seconday education instituton equal to half of total high schools in Türkiye. FATİH Project will be put into use in approximately 42 thousand schools, 570 thousand classes across the country in 4 years.”


TİH Projesi ile sadece eğitim sisteminde değil, eğitimin etkilediği her alanda bir çağı kapatıyor, yeni bir çağı, bilgi çağını, bilgi teknolojileri çağını hep birlikte buradan açıyoruz” dedi.

Mehmet closed a dark era, Middle Era by taking İstanbul and started a new era. We also start today a new era, information era, information technologies era in not only education but also every fields which aare effected by education.”

17 OKULDA BAŞLADI STARTED IN 17 SCHOOLS Erdoğan, FATİH’in, 17 ilde ve 52 okulda başladığını belirterek, “İnşallah, bu yılın Eylül ayına kadar 3 bin 657 orta öğretim kurumunda, yani Türkiye genelindeki liselerin yarısında FATİH Projesi’nin kurulumu tamamlanmış olacak. Dört yıl içinde de ülkemiz genelindeki yaklaşık 42 bin okulda, 570 bin sınıfta FATİH Projesi hayata geçecek. 570 bin sınıfla birlikte, kütüphanelerde, laboratuarlarda, öğretmen odalarında da akıllı tahtaları kuracak, 620 bin akıllı tahtayı okullarımıza, sınıflarımıza, öğrencilerimize kazandırmış olacağız. FATİH Projesi sadece akıllı tahtadan ibaret değil. Bu projeyle, artık okullara değil, tek tek sınıflara, yüksek hızlı internet bağlantısı gerçekleştiriyoruz. Her okula, 1 tane çok fonksiyonlu yazıcı, 1 tane de doküman kamera kazandırıyoruz. Bizim sevgili öğrencilerimize bir sözümüz vardı. Her öğrenciye bir tablet bilgisayar dağıtacağımızın sözünü vermiştik. İşte bugün, bu sözümüzün de arkasında duruyor, buradan ilk tablet bilgisayarları da dağıtmaya başlıyoruz” dedi.

Erdoğan expressed that FATİH started in 52 schools, 17 provinces and said: “I hope that until September of this year, installation of FATİH Project will be completed in 3 thousand 657 seconday education instituton equal to half of total high schools in Türkiye. FATİH Project will be put into use in approximately 42 thousand schools, 570 thousand classes across the country in 4 years. Smart boards will be set up in libraries, laboraties, teachers’ lounge with 570 thousand classes and we will bring 620 thousand smart board in our schools, classes and students. FATİH Project is not consisting of only smart board. We provide high speed internet connection not to schools to classes. We bring one multifunctional writer, one document camera to each school. We gave a promise to our dearist students. We have promies to give a tablet computer to each student. Today, we stand behind our word, we start to distribute the first tablet cumputer from here.”

12 BİN 800 TABLET DAĞITILDI 12 THOUSAND 800 TABLETS WERE DISTRIBUTED Erdoğan, projenin başladığı Sabahattin Zaim Anadolu Öğretmen Lisesi’nde ilk 200 tablet bilgisayarı dağıttıklarını kaydederken, “Yine burayla aynı anda, Türkiye genelinde, ilk

Erdoğan expressed that they distributed 200 tablet computer in Sabahattin Zaim Anatiolian High School where the

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

25


TD HABER

etapta pilot uygulama olarak, 12 bin 800 adet tablet bilgisayarı da öğrencilerimize teslim ettik. Şu andan itibaren kara tahta kavramını artık tarihin tozlu raflarına kaldırıyoruz. Kara tahta, tebeşir, tebeşir tozu zaten tarih olmuştu. Bugünden itibaren, diğer yazı tahtası türlerini de artık ikinci plana çekiyoruz. Öğretmenlerimizin adeta bir çilesi olan, sağlıklarını dahi etkileyen tebeşir ve tebeşir tozu, artık bir nostaljiden öteye geçemeyecek” dedi. Erdoğan, öğrencilerin, elinde tablet bilgisayarı, bilgisayarın içindeki kitapları, sınıfında kablosuz interneti, karşısında en son teknoloji tahta ve içerikle, en modern şekilde eğitimlerini sürdüreceklerini ifade etti.

project was started and said: “We distributed 12 thousand 800 tablet computer to our students as a pilot across the country as a begining at the same time this school. We remove concept of blakc board to dusty pages of history as of today. Black board, chalk and chalk powder have already been became a history. We make other type of board seconday importance today. Chalk and chalk powder which is suffering of teacher and effect their health, are a nostalgia as of today.” Erdoğan stated that students will continu to their training with their tablet computer, books in tablet, wireless internet in their classes, last technology-board and content contemporarily.

ÖĞRETMENLER KİLİT ROL OYNUYOR TEACHERS HAVE A KEY ROLE Projede öğretmenlerin kilit bir rol oynadığına dikkat çeken Erdoğan, “Bu proje öğretmenin işlevini azaltmayacak, tam tersine, öğretmeni eğitimde daha önemli, daha hayati bir konuma taşıyacak. Bizim bu açılışı bir öğretmen lisesinde yapmamızın elbette anlamı var. Sabahattin Zaim Anadolu Öğretmen Lisesinin sevgili öğrencileri, FATİH Projesi, en başta sizlerin sayesinde, sizlerin omuzlarında, sizlerin çabasıyla yürüyecek. Bu teknolojiyle aldığınız eğitimle, yarının nesillerini sizler yetiştireceksiniz. Daha bu yaşlarda, bu teknolojiye ayak uydurarak sizler, bu teknolojiyi geliştirecek, öğretmen olduğunuz sınıflarda bu teknolojiyi en ideal şekilde kullanacaksınız. Mevcut öğretmenlerimizin de bu yeni sürece çok hızlı ayak uyduracaklarına, çok hızlı şekilde uyum sağlayacaklarına yürekten inanıyorum. Bu yeni sürece de öğrenci, öğretmen, idareci, veliler olarak çok hızlı şekilde adapte olacak, dünyaya örnek teşkil eden bir sistemi yerleştirmiş olacağız” dedi. TABLETLER SİZE 75 MİLYONUN EMANETİ Öğrencilere de seslenen Erdoğan, “Sizler, çok büyük bir medeniyetin varislerisiniz. Sizler tarihiyle, kültürüyle çok büyük, çok köklü, zengin bir ülkenin çocuklarısınız. Biz size yol açacağız, biz size imkân sunacağız, biz size güçlü bir ekonomi, ileri standartlarda bir demokrasi emanet edeceğiz. Ben inanıyorum ki sizler de bu emaneti çok daha yükseklere taşıyacaksınız. Şunu lütfen unutmayın: Bu akıllı tahtalar, bu tablet bilgisayarlar, bütün bu cihazlar, 75 milyonun sizlere emanetidir. 75 milyon ekmeğinden, aşından fedakârlık ederek sizlere bu imkânları sağlıyor. Bütün bu emanetlere gözünüz gibi bakmanızı sizlerden rica ediyorum. Bu imkânları en iyi şekilde değerlendirmenizi, en iyi eğitimi almanızı, yarının öğretmenleri olarak pırıl pırıl, apaydınlık nesiller yetiştirmenizi sizlerden rica ediyorum. Bütün bu imkânlar, annenizin ak sütü gibi sizlere helaldir. Bu imkânların hakkını vereceğinize,

26

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

Erdoğan emphasized that teachers have a key role on the project, and said: “The project will not decrease role of teacher, exact opposite it will move teacher to more important and vital point. To make the opening in vocational high-school has a mean. Dearest students of Sabahattin Zaim Anatiolian Teacher High School; FATİH Project will move, improve thansk to yours and by effort of yours primarily. Your will train generation of tomorrow by your education took with this technology. You, keeo step with the tchnology in today, will improve the techology and will use the technology ideally in classes where you will be teacher. I believe that our current teacher will keep up step with the technology speedly, accomodate the system. We will set a system which serve as a model acros the world, by adapting to the system as student, teacher, manager and parent. TABLETS ARE TRUST OF 75 MILLION TO YOU Erdoğan also called to students: “You are devisees of a huge civilization. You are children of log-established, huge ans rich country with its culture and history. We pav the way for your, give oportunities and we will commend strong economy, developed standarded-democracy. I believe that; you will carrt the trust to highs. Plase don’t forget; These smart boards, tablet computers and all of these devices are trustu of 75 millio to you.75 million provide these opportunities to you by making self-sacfirice from their eatings and bread. I request you to have eyes only for the trust. I ask request you to take the best traning by using these opportunities effectively and to train generation of tomorrow as teacher of tomorrow. We give up all of these opportunities to you. I believe that you will make the best of these opportunities and you will make a claim to the country and train


büyük Türkiye’ye sahip çıkacağınıza, genç nesilleri bu hissiyatla yetiştireceğinize yürekten inanıyorum” dedi. Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, FATİH Projesi kapsamında bazı öğretmen ve öğrencilere tablet bilgisayarları verdi. YILDIRIM:YERLİ SANAYİ GELİŞECEK Törende konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da FATİH Projesi’nin, gerek öğrenci gerek sınıf sayısı, bedeli ve tüm içeriği açısından dünyada bir ilk olduğunu belirterek, “İlklerin yaşandığı ülkemizde bu projenin hayata geçiyor olması gençliğimiz açısından, ülkemizin geleceği açısından takdire şayan bir gelişmedir” dedi. Artık bilgi çağının yaşandığını ve en büyük gücün bilgi olduğunu dile getiren Yıldırım, “Dünyada topu-tüfeği güçlü olan ülkeler değil, bilgiye sahip olan, bilgiyi kullanan ve bilgiyi paylaşan ülkeler öne çıkıyor. Bundan mahrum kalanlar ise geri kalmış ülkeler sınıfından kurtulma şansını bulamıyor. Bu nedenle gençlerimize ve geleceğimize yatırım yapmayı hükümet olarak öncelikli ele aldık. Bu projeden önce de son 9 yılda okullarımızın tamamında evrensel hizmet kaynaklarını da kullanarak bilgi ve teknoloji sınıfları, bilgisayar destekli fen laboratuarları, öğretim nesneleri gibi birçok projeyi hayata geçirdik. Gururla ifade etmek istiyorum ki bu projelerde evrensel hizmet kaynaklarının yüzde 75’ini Milli Eğitim Bakanlığı projelerine ayırdık. Çünkü gelecek bilişim, gelecek gençlerimizle gelecek” diye konuştu. Yıldırım, projenin, bilgi teknolojileri, yazılım, donanım alanında yerli sanayinin gelişmesine çok büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Yıldırım, gerek akıllı tahta, gerek tablet ve yazılımların yerli katkı oranının mümkün olduğunca artırılması için gerekli çalışmaları başlattıklarını söyledi. DİNÇER: Z-KİTAP İÇERİKLERİ BULUNACAK Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, FATİH’in eğitimde, çağ atlatacak, bir proje olduğunu belirterek, projenin yurt geneline yayılmasıyla Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşmesinde büyük katkı sağlanacağını ifade etti. Dinçer, bilgi toplumlarının sadece teknolojiyi çok iyi kullanan insanlardan değil, demokratik ve insani değerleri özümseyen insanlardan da oluştuğunu söyledi. Dinçer, öğrencilere seslenerek, “Bu imkânları sizlerin bilgi ve iletişim teknolojilerini aktif olarak kullanılabilen bilgi çağı becerilerini kazanmış, yenilikçi, girişimci bireyler olarak yetişmeniz için seferber ediyoruz. 52 okulumuzda başlattığımız proje ile 17 ilimize öğrencilerimiz, akıllı tahta ile tablet bilgisayarlarla ve z-kitap ile buluşuyor. FATİH Projesi, donanım ve yazılımdan, eğitsel e-içeriğe, öğretmen kılavuzu kitaplarından, hizmet içi eğitime ve her şeyden önemlisi güvenli internet kullanımı bileşenlerinden oluşuyor” dedi. Proje kapsamında, hazırlanan etkileşimli tahtaların Türkiye’ye özgü olduğuna dikkati çeken Dinçer, “Bu tahtalarla tüm dünyanın kullandığı teknolojilerin bir adım önüne geçiyoruz” diye konuştu. Öğretmenlere ve öğrencilere, proje kapsamında dağıtılacak tablet bilgisayarlarda, z-kitap içeriklerinin de bulanacağını bildiren Dinçer, bundan sonraki süreçte sağlanan bu imkânların sürekli olarak geliştirileceğini anlattı.

young generation by these feelings.”Prime Minister Erdoğan gave tablet computer to some student and teacher within the scope of FATİH Project. YILDIRIM: DOMESTIC INDUSTRY WILL BE IMPROVED Transportation, Maritime and Communication Minister, Binali Yıldırım has also made a spech at the ceremony and stated that FATİH Project is a first in the world in both terms of the number of students and classes, cost and whole content and said: “To put the project into use is praiseworty development in terms of future of the country and youth in our country.” Yıldırım expressed that today inormation era is experienced and the strongest thing is information, Yıldırım said: “Countries which have information and use and share information not have gun or cannon, become prominent. Which countries miss out, can’t get free from backward countries. As a government, we consider making investment to young and our future as privileged. We put into use many of projects such as information and technology classes, science laboratory-computer supported, instructor equipments, by using universal service resource in last 9 years before the project. I say proudly; we allocated 75 percent of universals ervice fund to projects of National Education Ministry. Because the future is information and the future will come with our students.” Yıldırım expressed that the project will have great contribution on development of domestic industry in the field of information technologies, software and hardware. Yıldırım stated that they started required study in order to increase share of domestic contribution rate in smart board, tablet and software. DİNÇER: Z-BOOK CONTENT National Education Minister, Ömer Dinçer stated that FATİH Project is modernize project and extending of the project across to the country will have great contribution to transition of Türkiye to information society. Dinçer expressed that information societies don’t consisting of only people who use technology better, but also absorb humane and demonratic values. Dinçer also called to students and said: “We pull out all of these opportunties you to train as people who can use information and communication technologies actively, gain skill of information era, innovative and entrepreneur. By the project which was started in 52 schools, oru students in 17 provinces meet with smart board, tablet computer and z-book. FATİH Project consist of components such as from hardware and software, to educational e-content from teacher guide books to in-service training and especially safe internet use.” Dinçer emphasized that interactive boards which was developed within the scope of the project, are unique to Türkiye and said: “We get a step ahead of technologies used in whole world.” Dinçer stated that there will be z-book content in tablet computer which will be distributed to teacher and students within the scope of the project and opportunities will be improved continually in following period.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

27


BAKIŞ AÇISI

BULUT BİLİŞİMİN HUKUKİ BOYUTU LEGAL ASPECTS OF CLOUD COMPUTING

Prof. Dr. Hüseyin Altaş

huseyin@telekomdunyasi.com

Nurcihan Dalcı

nurcihan.dalci@law.ankara.edu.tr

Bilgi teknolojileri alanında uzun zamandır gündemden düşmeyen bir konu Bulut Bilişim. Esasen gündemden düşmeyecek de bir konu. Biz de daha önceki yazılarımızda bu konuyu ele alıp, genel bir bakışla konuyu değerlendirmiştik. Belki de son zamanlarda hakkında en fazla söz söylenen konu Bulut Bilişim. Gerçekten de bilişim sektöründe çok büyük bir pazara sahip. Herkes kendini Bulut Bilişimin rüzgârına kaptırmış durumda. Getirdiği faydalar, yeniliklerin yanında riskleri de görmezden gelmek mümkün değil. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi risk vardır ve hep olacaktır. Önemli olan bu riskleri en aza indirmektir. Bulut Bilişim nedir, faydaları nelerdir, sistem nasıl işlemektedir gibi konularla ilgili binlerce yazı bulabilirsiniz. Ancak bu hizmeti kullanırken acaba hangi hukuki problemlerle karşılaşabiliriz,

Cloud Computing is a subject that is on the agenda for a long time in the field of information technologies. Actually, it will not fall off the agenda. We discussed this issue generally in our previous articles. Perhaps it is the most popular subject in recent times. Indeed, it has a very large market share in IT sector. Cloud Computing captivates everyone. However, as well as its benefits and innovations, its risks should be considered well. As we stated in previous articles, there are and always will be risks. What is important is to minimize these risks. You can find thousands of related articles on subjects such as what Cloud Computing is and which benefits it provides and how the system operates. However, we think that it is necessary to consider some legal issues while we are using this service, such as what kind of legal problems may arise and which legal procedures can be followed in case of disputes. Therefore, this month we will discuss the legal aspects of Cloud Computing. In this context, we will focus on the struc-

28

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

29


BAKIŞ AÇISI

bir uyuşmazlık çıktığında hangi yasal dayanaklara başvurabiliriz gibi konuların da irdelenmesinin gerekli olduğu kanaatindeyiz.

ture of the contract between the parties, the scope of the contract and the legal problems that may arise while taking advantage of this service.

Bu nedenle bu ayki yazımızda Bulut Bilişimin hukuki boyutunu ele alacağız. Bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşmenin yapısı, sözleşmenin kapsamı ve bu hizmetten faydalanırken karşılaşabileceğimiz hukuki sorunlar, ele alınacaktır.

Since transition to Cloud Computing system in our country is brand new, there is no dispute submitted to the court yet. Since the countries in Europe and America are ahead of us in transition to Cloud Computing system, we can predict what kind of legal problems may arise in this process. Looking at the problems in Europe and America market, we see first the security problem, in other words the confidentiality of data stored in Cloud. There are two companies having solutions accepted all over the world: Gartner and Cloud Security Alliance.

Bulut sistemine geçiş ülkemizde henüz çok yeni olduğu için bu konuda yargıya taşınmış bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak Avrupa ve Amerika Bulut Sistemine geçişte bizden önde olduklarından dolayı bu süreçte ne gibi hukuki sorunlarla karşılaşabileceğini öngörebilmekteyiz. Avrupa ve Amerika pazarında yaşanan sorunlara bakıldığında da karşımıza ilk olarak, güvenlik başka bir anlatımla bulutta depolanan verilerin gizliliği problemi gelmektedir. Bu konuda dünya genelince kabul görmüş çalışmaları olan temelde iki firma bulunmaktadır. Bunlar Gartner ve Cloud Security Alliance’ dır. Bulut Bilişim neydi? Çok kısa hatırlamak gerekirse, basit bir anlatımla bulut bilişim, kullanıcının veri depolama merkezi olarak kendi bilgisayarının sabit sürücüsü yerine, üçüncü kişilerin sahip olduğu devasa çevrimiçi sunucuları kullanmasıdır. Bir başka ifadeyle, bulut bilişim BT servislerinin online olarak kullanıcılara sunulmasıdır. Kullanıcının kişisel bilgisayarının kaynakları yerine, hizmet için uzaktaki bir sunucu ya da sunucular kümesi kullanılır. Bu sayede dünyanın neresinde olursanız olun internet bulutuna dâhil olmak suretiyle bilgisayarınızı, bilgisayarınız fiziksel olarak yanınızda olmadan yanınızda taşıyabilmektesiniz. Hukuki sorunların neden daha çok güvenlik noktasında toplandığı bu kısa açıklamadan da anlaşılabilmektedir. Zira Bulut Bilişim’in temelinde yatan fikirlerden biri de, kullanıcıların veri işleme ve saklama faaliyetlerinden arındırılıp, verilerin merkezi bir bulut içine toplanması ve buradan gerekli işlemlerin yapılabilmesidir. Ayrıca yüklü miktarda bilginin bir bulutun içinde depolandığı bu sitemde, özellikle genel (public) bulut türünde, tüm kullanıcıların aynı uygulamayı paylaşması ve kendilerine ait verilerin farklı kullanıcılarınki ile aynı fiziksel ortamda tutulması nedeniyle güvenlik hususu daha çok önem kazanmaktadır. Bu nedenle genel bulut türü için en büyük risk, veri gizliliğidir. Türkiye’de bu hizmeti veren henüz tek bir bulut sağlayıcı bulunmaktadır, zaten söz konusu sağlayıcı da bu hizmeti 13 Ocak 2012 tarihi itibariyle kullanıma açmıştır. Dolayısıyla ülkemizde aktif olarak hizmetler yeni sunulmaya başlandığı için bu konuda hazır bir

30

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

What is Cloud Computing? In short, Cloud Computing is simply to use massive online servers of third parties as a data storage center instead of your own computer hard drive. In other words, Cloud Computing is to offer IT services to users online. Instead of the user’s personal computer resources, a remote server or a group of serves is used for the service. In this way, wherever you are in the world you are able to use your computer, which is not physically with you, through the internet cloud. This short explanation shows why legal problems centered on security. Besides, one of the ideas underlying Cloud Computing is to make the users free from data processing and storage activities, to collect all data into a central cloud and to do the necessary actions here. In addition, security becomes crucial in this system in which large quantities of information are stored and especially in a public cloud, since all users share the same application and keep their data in the same physical environment with other users. For this reason, the biggest risk in public cloud is data confidentiality. There is currently only one cloud provider that can offer this service in Türkiye and this provider began to offer the service as of January 13, 2012. Therefore, there is no legal regulation since this service is brand new in our country. However, as the transition to cloud service accelerates, there will be a legal gap later on. For this reason, legal studies need to be initiated in this regard. It should be noted that Law on Protection of Personal Data need to be enacted first. As we have stated above, the biggest risk brought about by Cloud Computing is data confidentiality. Data security, data control, and personal privacy are prominent topics in this regard. So, what kind of legal issues do we need to consider as a user in order to minimize the potential risks of the


kanun da yoktur. Ancak bulut hizmetine geçişin giderek artmasıyla birlikte ilerleyen zaman bu konuda yasal bir boşluk olduğunu bize gösterecektir. Bu nedenle bu konuda yasal çalışmaların başlaması gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki bu alanda öncelikle Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun çıkarılması gerekmektedir. Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz gibi Bulut Bilişimin beraberinde getirdiği en büyük risk, verilerin gizliliğidir. Veri güvenliği, veri kontrolü ve kişisel mahremiyetteki çekinceler bu konuyla ilgili öne çıkan başlıklardır. Peki, bulut hizmeti kullanım sürecinde olası riskleri en aza indirmek için kullanıcı olarak ne gibi hukuki durumlara dikkat etmemiz gerekmektedir ve ayrıca bu süreçte bir uyuşmazlık yaşandığında yasal olarak başvurabileceğimiz dayanaklar nelerdir? Öncelikle belirtmek gerekir ki bulut hizmetinin sunulması, hizmeti sunan taraf yani sağlayıcı ile hizmet sunumunu talep eden yani kullanıcı arasındaki bir sözleşmeye dayanmaktadır. İçinde bulunduğumuz ve sürekli bir devinim halinde olan bilgi teknolojileri alanında artık sözleşmeler Borçlar Kanunu’nda yer alan klasik sözleşme tipleri olmaktan çıkmıştır. Artık yeni sözleşme türleri karşımıza çıkmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin nitelendirilmesi, tarafların üstlendiği yükümlülüklere göre yapılmaktadır. Uyuşmazlık sürecinde ilk olarak başvurulan dayanak elbette taraflar arasındaki sözleşmedir. Sözleşmenin nitelendirilmesi de, sözleşmede hüküm bulunmayan durumlarda hangi hükümlerin uygulanacağı noktasında önem kazanmaktadır. Bulut sağlayıcı ve kullanıcı arasındaki sözleşme Bulut Hizmet Sözleşmesi (Cloud Service Agreement) olarak isimlendirilmektedir. Hizmet Seviyesi Sözleşmesi (Service Level Agreements) ve Dış Kaynak Kullanım (Outsourcing) Sözleşmeleri de bulut hizmeti sürecinde karşımıza çıkan diğer sözleşme tipleridir. Özellikle kurumsal kullanıcıların sözleşme öncesi görüşme, sözleşmenin ifası ve sözleşme sonrası aşamayı da kapsayan ve genel olarak sözleşme süreci diye ifade edebileceğimiz bu süreci çok iyi analiz etmesi gerekmektedir. Zira sözleşmenin imzalanması aşamasında sözleşmeye koyacakları hükümlerle olası riskleri en aza indirebilecekleri gibi uyuşmazlığın çözümüne ilişkin koyacakları hükümlerle karşılaşabilecekleri zararları da en aza indirebileceklerdir. Sözleşme sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar, tarafların yükümlülükleri, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliği konularının ele alınacağı bir sonraki yazımızda görüşmek üzere…

cloud service and also which legal procedures can we follow in case of disputes? First, it should be noted that cloud service is based on a contract between the part offering this service (provider) and the part using this service (user). In the present case of a continuously changing IT field, contracts are no longer classic types of contracts covered by the Code of Obligations. Now, new types of contracts are available. Characterization of the contract between the parties is determined according to the obligations of these parties. In case of dispute, the first legal basis to be referenced is of course the contract between the parties. Characterization of the contract becomes important in terms of which provisions will be applied for the situations that are not covered by the contract. Contract between provider and user is called Cloud Service Agreement. Service Level Agreement and Outsourcing Agreement are other contract types encountered in the process of cloud service. In particular, corporate users need to analyze very carefully the contract process including pre-contract interview, contract execution, and post-contractual stage. Because during the contract negotiations it is possible to minimize the potential risks by putting the necessary provisions into the contract and also to minimize the losses that they may encounter by including provisions on solution of disputes. Hope to see you next month; we will focus on issues that should be considered in the process of contract, obligations of the parties and the legal nature of the contract between the parties...

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

31


TD HABER

İŞTE BAŞBAKAN’IN BAŞKANLIĞINDA TOPLANAN BİLİM VE TEKNOLOJİ YÜKSEK KURULU’NDA ALINAN KARARLAR DECISIONS TAKEN AT SCIENCE AND TECHNOLOGY COUNCIL UNDER THE PRESIDENCY OF PRIME MINISTER

B

32

S

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Başbakan’ın başkanlığında geçen ay toplanan Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu’nda alınan kararları açıkladı. Ergün’ün açıkladığı teknoloji yol haritasına göre, bakanlık bütçelerinde ‘Ar-Ge Ödeneği’ zorunlu hale gelirken, akademik yükselme kriterleri de değişiyor. Artık akademik yükselmede alınan patent sayısına bakılacak. Akademisyenler, öğrencilerle birlikte geliştirdikleri ürünlere yönelik şirket kurup, bu ürünü pazarlayabilecek. Böylece öğrenciler, bu üründen para kazanacak. Hükümet, ilköğretimde girişimcilik dersi de koymayı planlarken, verilen Ar-Ge destekleri özel bir kurul tarafından takip edilecek.

cience, Industry and Technology Minister, Nihat Ergün announced decisions which were taken at Science Technology High Council under presidency of Prime Minister last month. According to technology road map announced by Ergün, "R&D Donation" became mandatory in ministry budget, criteria for academic progress changes. For now on, the number of patent will be criteria on academic progress. Academicians can market the product by establishing a company for the product which is developed by academicians with their students. By this way, students earn money by the product. The government planned to add entrepreneurship class to primary education and R&D supports will be followed by special council.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, hükümetin 8 maddelik Ar-Ge ve yenilik planını açıkladı. Bir grup gazeteciye bilgi veren Ergün, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nda Başbakan’ın başkanlığında önümüzdeki döneme ilişkin çok önemli kararlar alındığını belirterek, “Toplantıda alınan kararlar doğrultusunda önümüzdeki sürecin en önemli konuları Ar-Ge, yenilikçilik, ürün geliştirme ve girişimcilik olacak. Bu çalışmalar, üretimde ve ihracatta katma değeri yüksek ürünlerin payının artırılması ile orta ve uzun vadede cari açığın düşürülmesine büyük katkı sağlayacak” dedi. Ergün, toplantıda 2023 hedeflerine yönelik 8 başlık altında alınan karar hakkında şu bilgileri verdi:

Science, Industry and Technology Minister Nihat Ergün announced 8-items R&D and innovation plans of the government. Ergün has gave information to a group of journalist and stated that Science and Technology High Council made important decisions for following period under the presidency of Prime Minister, Ergün said: "The most important issues of following period are R&D, innovativeness, product development and entrepreneurship in direction of decisions taken at the meeting. These studies will have great contribution to increase share of high added value products in manufacturing and export and reduce current deficit in long term." Ergün has given information about decision taken intended for 2023 targets under 8 items, as follows:

BAKANLIKLARA ZORUNLU AR-GE ÖDENEĞİ: 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmek ve belirlediğimiz yerli otomobil, yerli uçak gibi hedeflere

MANDATORY R&D DONATION TO MINISTRIES: We will carry out more intense and effective R&D and innovation activities in order to be among the first 10 economy

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


ulaşmak için daha yoğun ve etkin Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri yürüteceğiz. 2023’e kadar Ar-Ge harcamaları milli gelirin yüzde 3’üne çıkacak ve kamudaki araştırmacı sayımız 300 bini bulacak. Bu amaçla tüm bakanlıkların bütçelerine 2013’ten itibaren ‘Ar-Ge Ödeneği’ koymak zorunlu hale gelecek. Bunun takibini ve değerlendirmesini de, Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu yapacak.

at 2023 and achieve determined targets such as domestic automobile, domestic plane. Until 2023, R&D expenses rise 3 percent of national revenue and the number of researchers in public will reach 300 thousand. For this purpose, to add “R&D donation” to budget of ministry will be mandatory as from 2023. Following and evaluation of that will be made by Science and Technology High Council.

AR-GE DESTEKLERİNE KURUL TAKİBİ: Kamuda ilgili bakanlık ve kurumların Ar-Ge, yenilik ve girişimcilik destek mekanizmaları arasında bütünlük sağlanması ve koordinasyonun temin edilmesi için bir kurul oluşturulmasına da karar verildi. Ar-Ge destekleri odaklanan hedeflere uygun mu, uygun değil mi, sonuç alıcı şekilde veriliyor mu verilmiyor mu, bunlar koordinasyon kurulunda gözden geçirilip, gerekli adımlar atılacak.

COUNCIL FOLLOWING TO R&D SUPPORTS: Decision of establishing a council was taken in order to provide unity between R&D, innovation and entrepreneurship support mechanisms of related ministries and authorities in public and provide coordination. Do R&D supports in accordance with focused targets or don’t, does the result given permanently or doesn’t? All of these will be analyzed by coordination council and required steps will be taken.

AR-GE FİRMALARI ARTIRILACAK: Ar-Ge yapan yeni firmaların fikir aşamasından pazara ulaşmasına kadar geçirdikleri aşamalara uygun destek verilecek. Bu firmaların sayısının artması sağlanacak. Artık şirketini kuran girişimcilere, danışmanlık desteği de verilecek. Bu firmalara danışmanlık yapacak kişiler, kendileri de firma kurup, işini geliştiren kişiler olacak. Prototipini ortaya çıkarmış ve ürünü ticarileştirme aşamasına gelen girişimcilere ise 500 bin lira daha destek verilecek. Bu şirketlerin üçüncü aşamada risk sermayesi fonları ile birlikte çalışması sağlanacak.

R&D COMPANIES WILL BE INCREASED: Support will be given in accord with process of R&D companies from idea process to access to market. It will be provided to increase the number of these companies. From now on, consultancy support will be given to entrepreneur who establishes company. People, who will make consultancy support to these companies, will be having company and developing their business. 500 thousand TRY supports more will be given to entrepreneur which build up prototype and bring the product to commercialization process. It will be provided these

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

33


TD HABER

AKADEMİSYENLER DE GİRİŞİMCİ OLACAK: Üniversite yenilikçiliğinin ve girişimciliğinin tetiklenmesi amacıyla adımlar atılacak. Bu kapsamda, İlk aşamada Teknoloji Transfer Ofisleri desteklenecek. Akademik girişimcilik teşvik edilecek. Bu ofisler aracılığıyla teknolojinin ticarileşmesi süreci desteklenecek ve akademik araştırmalara lojistik destek sağlanacak. İkinci aşamada ‘Kuluçka Merkezleri’ desteklenecek. Üniversitelerdeki girişimci araştırmacıların kuracakları şirketlere finansal desteğin yanı sıra danışmanlık hizmeti de sağlanacak. ÜNİVERSİTELERE GİRİŞİMCİLİK ENDEKSİ: Üniversitelere yönelik ‘girişimci ve yenilikçi üniversite endeksleri’ oluşturulacak. Böylece, üniversiteler arasında yenilikçilikte önde olanlar arasında sıralama yapılacak. Bütün üniversitelerin bu alanlardaki performansları ölçülecek. Yılda bir kez bu endeks kamuoyuyla paylaşılacak. AKADEMİK YÜKSELMEDE PATENT KRİTERİ: Akademik yükselme ölçütlerinde artık yayınların yanı sıra, patentler, araştırma projelerinde proje yürütücüsü veya araştırmacı olarak görev almak ve şirket kurmak gibi unsurlar değerlendirme kapsamına alınacak. YÖK’ün başkanlığında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Üniversitelerarası Kurul, TÜBİTAK ve Türk Patent Enstitüsü’nün katılımıyla bir çalışma grubu oluşturulacak. İLKÖĞRETİMDE GİRİŞİMCİLİK DERSİ: Toplumda girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla ilköğretimden doktora derecesi düzeyine kadar girişimcilik dersleri verilecek. İleri teknoloji odaklı girişimcilik yarışmaları ve sertifikalı girişimcilik eğitimleri düzenlenecek.

34

companies to work with risk capital fund in third process. ACADEMICIANS WILL BE ALSO ENTREPRENEUR: Steps will be taken in order to promote entrepreneurship and innovativeness of universities. Within this scope, Technology Transfer Office will be supported in the first process. Academic entrepreneurship will be supported. Commercialization of technology process will be supported through these offices and logistic support will be provided to academic studies. In the second process, “Business Incubator” will be supported. Consultant support will be provided to companies which will be established by entrepreneur researchers in universities, as well as financial support. ENTREPRENEURSHIP INDEX TO UNIVERSITIES: “entrepreneur and innovative university index” will be created intended for universities. By this way, arrangement will be made between leaders on innovations among universities. Performance of all universities in this field will be measured. The index will be shared with public once a year. PATENT CRITERIA ON ACADEMIC PROGRESS: Factors such as patents, to take charge in research projects as project coordinator or researcher and to establish a company will be in evaluation scope as well as publication on academic progress. A study group will be created under presidency of YÖK and with joining of Science, Industry and Technology Ministry, Development Ministry, Interuniversity Council, TÜBİTAK and Turkish Patent Institute. ENTREPRENEURSHIP CLASS IN PRIMARY SCHOOLS: Entrepreneurship class will be given from primary school to doctorate degree in order to extend entrepreneurship culture in society. Advanced technology based entrepreneurship contest and certificated entrepreneurship training will be organized.

KAMU ALIMLARINA AR-GE AYARI: Kamu alımlarında yeniliği, yerlileşmeyi ve teknoloji transferini teşvik edecek şekilde kamu ihale kanununda değişikliğe gidilecek. Artık bir ürünün Ar-Ge’si Türkiye’de yapıldıysa, patenti ülkeye aitse, teknolojisi burada geliştirildiyse kamu artık bunu Kamu İhale Kanunu’nda öncelikle satın alacak hale gelecek.

R&D REGULATION TO PUBLIC ACQUISITION: Change will be made on public auction law so as promote innovation, naturalization and technology transfer on public acquisition. If R&D of a product is made in Türkiye, patent of it belongs to our country, technology of it was developed in the country, public can acquire primarily by Public Auction Law.

BÜTÜN İLLERE BİLİM MERKEZİ: Toplumda bilim kültürü yaygınlaştırılacak. Bu amaçla, 2016 yılı itibarıyla tüm büyükşehirlerde, 2023 yılı itibarıyla tüm illerde Bilim Merkezi kurulacak.

SCIENCE CENTER TO EACH COUNTRY: Science culture will be extended in society. With this purpose, Science Center will be established in each city as from 2023, in each metropolis as from 2016.

ÜNİVERSİTELER DE PATENT BAŞVURUSU YAPACAK: Patent Kanunu’nda da değişikliğe gidilecek. Yapılacak değişiklik ile üniversitelerin de kurumsal olarak patent başvuru yapması sağlanacak. Üniversitenin imkânlarıyla buluş yapan, patent alan öğrencinin, akademisyenin aldığı patent üniversite koruması altında olacak. Patent devam ettiği sürece hem üniversite hem de öğrenci lisanslamadan doğan üretimden pay alacak.

PATENT APPLICATION WILL BE MADE IN ALSO UNIVERSITIES: Change will be made on Patent Law. By the change, universities will be made patent application institutionally. Patent which will be taken by student or academician by making invention with opportunities of university will be kept protection of university. During patent will continue, both of student and academician will take share from manufacturing resultant licensing.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


AZ LAF

Sadece ihtiyacınız olan menüleri dinlemenizi sağlayan, kişiye özel ESNEK SESLi YANIT SiSTEMi Avea’da. Avea Esnek Sesli Yanıt Sistemi’yle, Avea Çağrı Merkezi’ni ihtiyaçlarınıza göre özelleştirin, ihtiyacınız olmayan menüleri hiç dinlemeyin. avea.com.tr’yi tıklayın. Webonline işlemlerden kendi menünüzü istediğiniz şekilde düzenleyin.

444 1 500

avea içi 500

avea.com.tr

facebook.com/avea


TD HABER

KALKINMA BAKANI YILMAZ: “BİLİŞİM SEKTÖRÜMÜZ DÜNYA PAZARLARINA DÖNÜK OLMALI” DEVELOPMENT MINISTER YILMAZ: “ICT SECTOR SHOULD BE DIRECTED TO WORLD MARKET”

K

36

T

alkınma Bakanı CevdetYılmaz, ülkedeki yazılım sektör büyüklüğünün mutlaka artırılması gerektiğini belirtirken, “Amacımız sadece ülke içindeki ihtiyaçları karşılamak değil, tüm dünyaya hizmet etmek olmalı. Dünya pazarlarına dönük daha organize olmalıyız” dedi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu da “Biz kendi yazılımlarımızı piyasaya sunabilmeliyiz. Aksi takdirde yine hizmet veren değil, alan olacağız. Bu yeni düzeninin sömürü düzeni olmaması için dikkat etmeliyiz” çağrısında bulundu.

evelopment Minister Cevdet Yılmaz stated that volume of software market have to be grew in country absolutely and said: “Our target should be not only meet needs of the country, but also give service to whole world. We have to be more organized as directed to the world market.” Science, Industry and Technology Vice Minister Davut Kavranoğlu said: “We need to offer our own software to the market. Otherwise, we will take service not offer service. We have to be careful the new system no to system of exploitation.”

Bakan Yılmaz, Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen “Türkiye’de Yazılım Sektörü Konferansı”nda yaptığı konuşmada, Türkiye’de şu anda 9. Kalkınma Planı’nın yürürlükte olduğunu belirtirken, 9. Kalkınma Planı’nda belirledikleri vizyonu hayata geçirmek için bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanmalarının şart olduğunu söyledi. Bilgi iletişim teknolojileri yatırımlarının, merkezi yönetim bütçesinden aldığı ödeneğe de değinen Yılmaz, “2011 fiyatlarına çektiğimizde bu ödenek 2002 yılında sadece 526 milyon lira iken, 2011 yılında 2 milyar lirayı aşmış. Yani reel olarak 4 misli büyüme görüyoruz” dedi. Dünyadaki büyük çaplı ekonomik ve sosyal gelişmeler dikkatlice incelendiğinde, bilgi iletişim teknolojilerinin tüm bu gelişmelerin ana odağını oluşturan dönüştürücü bir güç haline geldiğini aktaran Yılmaz, bu dönüşümün getirdiği fırsatları da tehditleri de iyi yorumlamak gerektiğini kaydetti. Bu dönüşümün, gelişmekte olan ülkeler için çok önemli fırsatlar sunduğuna işaret eden Yılmaz, “Bizim 2023 yılı için büyük hedeflerimiz var. Bunlara ulaşmak için mutlaka bu gelişmeleri, bu teknolojileri yakından takip etmek zorundayız. Kalkınmanın da ana unsu-

Minister Yılmaz has made a speech at the “Software Sector Conference in Türkiye” which was organized by Strategic Thought Institute” and expressed that 9th Development Plan is in operation today and to benefit from information and communication technologies is a must in order to bring vision which was determined in 9th Development Plan, into action. Yılmaz also indicated donation of information and communication technologies investments by centralized management budget and said: “The donation was only 526 million TRY in 2002 and it is more than 2 billion TRY in 2011. So, we see fourfold growth in real terms.” Yılmaz expressed that when analyzed full-scale economical and social developments carefully, information and communication technologies became convertor power which create main focus all of these developments and we should evaluate opportunities and threats of these developments. Yılmaz emphasized that these developments offer significant opportunities for developing countries and said: “We have great targets for 2023. We have to follow these developments and technologies

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


runu aslında giderek beşeri sermaye olarak belirleyen alanlar bunlar. Kalkınmanın temel hedefi insana hizmet etmek olduğu gibi en büyük enstrümanı da insan. Bilgi teknolojileri dediğiniz andan itibaren insanı tartışmadan, bu sektörleri anlamlı bir şekilde konumlandırmak mümkün değil. Dolayısıyla bu teknolojiler giderek beşeri sermayeyi ön plana çıkarıyor ve bizim genç nüfusumuza yatırım yapmamız gerektiğini ima ediyor” dedi.

closely in order to achieve these targets. These fields specify main element of development as labor force gradually. Main target of development is serving to people and the biggest instrument is people. As of saying information technologies, to position these sectors meaningfully is impossible. Accordingly, these technologies put labor force forward and refer to us to make investment on our young population.”

AR-GE ÇALIŞMALARI SANAYİYE AKTARILAMIYOR

R&D STUDIES CAN’T BE TRANSFERRED TO INDUSTRY

Bakan Yılmaz, yazılım ve hizmetler sektörünün, bilgi toplumu alt yapısını oluşturan ve şekillendiren bilgi ve iletişim teknolojilerinin en önemli ayaklarından birini teşkil ettiğini belirterek, “Kalkınma Bakanlığı olarak yürüttüğümüz bir program var. ICT PSP dediğimiz Avrupa Birliği Bilgi ve İletişim Teknolojileri Politika Destek Programı. Buraya ülkeler bir havuz şeklinde bir para koyuyorlar ve hazırladıkları kaliteli projelerle de bu havuzdan destek alıyorlar. Biz ülke olarak bu havuza 2011 yılında 1,6 milyon avro koymuşuz ve 2,7 milyon avroluk geri dönüş sağlamışız. Bu da geleceği dönük bize umut veriyor. Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta ise Ar-Ge süreçleri. Türkiye’deki mevcut durum itibarıyla, bu süreçlerin daha etkin işletilmesi gerektiğini belirtmek isterim. Üniversitelerde, üzerinde çalışılan ve geliştirilen kuramsal ve kavramsal yeniliklerin sektöre aktarılamaması, yazılım sektörünün ekonomik olarak gelişmesinin önündeki ciddi engellerin başında geliyor” diye konuştu. Yılmaz, Türkiye’de 2006-2010 yılları arasında, paket yazılım alt sektörü büyüklüğünün 390 milyon dolardan 584 milyon dolara çıkmasına rağmen, gayri safi yurt içi hasıla içerisinde payının binde 2 olduğunu aktarırken, bunun mutlaka artırılması gerektiğini ifade etti. DÜNYA PAZARINA DÖNÜK OLALIM Bakan Yılmaz, yazılım sektöründe alan bazlı uzmanlaşmanın giderek daha da önemli hale geleceği kanaatinde olduklarını dile getirirken, yazılım firmalarının eğitim, sağlık, güvenlik

Minister Yılmaz expressed that software and service sector are the most important part which create and shape substructure of information society, of information and communication technologies and said: “ As Development Ministry, we carry out a program. European Union Information and Communication Technologies Policy Support Program called ICT PSP. Countries pool and take support by the pool for their quality projects. As a country, we put 1,6 million euro to the pool and took came-back by 2,7 million euro. This is hopeful for the future. R&D process is another point has to be focused. In respect of current situation in Türkiye, I want to say that these processes have to be operated more effective. Not to transferred academicals and conception innovations which are worked on and developed by universities, to the sector is the most important obstacle in front of economic development of software sector.” Yılmaz expressed that although volume of packaged software sub-sector increase from 390 million USD to 584 million USD between 2006-2010, share of the sub-sector is two per thousand in gross domestic product and emphasized that this rate have to be increased. WE SHOULD DIRECT TO THE WORLD MARKET Minister Yılmaz expressed that they have opinion of fieldbased specialization in software sector will be important gradually and software sector to became offering more

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

37


TD HABER

38

gibi tanımlı sektörlere yönelik daha özelleşmiş ürün ve hizmet sunabilir hale gelmesinin, söz konusu işletmelerin rekabet gücünün artmasında önemli bir rol oynayabileceğini bildirdi. Bu konuda FATİH Projesi’nin önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu projenin Türkiye’deki yazılım endüstrisini güçlendirmek ve dönüştürmek adına da çok önemli faydaları olacağını söyledi. Yılmaz, “Bilişim sektörünün gelişimi ve ülkemizin bilgi toplumuna dönüşümü için gerekli stratejilerin çalışılacağı yeni bir bilgi toplumu stratejisi hazırlıyoruz. 2012 yılında özellikle bu sektörün katkısını bekliyoruz. Bilişim sektörü çok kritik. Daha fazla ve daha nitelikli istihdam olanakları hedefliyoruz. Tüm bu hedeflerimizle bilişim sektörü yakından ilgili. Amacımız sadece ülke içindeki ihtiyaçları karşılamak değil, tüm dünyaya hizmet etmek olmalı. Dünya pazarlarına dönük daha organize olmalıyız” dedi.

privatized product and service intended for defined sectors such as education, health and security, may have important role on increasing competitive capacity of companies in question. Yılmaz emphasized that FATİH Project is important opportunity on the issue and the project will have important benefit for development and transforming of software industry in Türkiye, said: “We prepare new information society strategy which works development of ICT sector and required strategies in order to our country to transform to information society. We expect contribution of the sector in 2012. ICT sector is so critical. We aim more and more qualified employment opportunities. ICT sector is closely related with all of our aim. Our target should be not only meet needs of the country, but also give service to whole world. We have to be more organized as directed to the world market”

KAVRANOĞLU: KENDİ YAZILIMLARIMIZI PİYASAYA SUNMALIYIZ

KAVRANOĞLU: WE SHOULD OUR OWN SOFTWARE TO THE MARKET

Toplantıya katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu da FATİH projesinin çoğu şeyi kökünden değiştireceğini belirtirken, “Biz 15 bin bilgisayar dağıtacağız. O bilgisayarların girdiği her ev, bilgisayar çağına girecektir. Bunun verimli kullanılması çok önemlidir. FATİH Projesi tüm dünyaya büyük bir imkân sunuyor. Kendimizi buna göre şekillendirmemizde yarar var. Microsoft, Apple ve IBM yazılım sektörünün önde gelen şirketleridir. Biz kendi yazılımlarımızı piyasaya sunabilmeliyiz. Aksi takdirde yine hizmet veren değil, alan olacağız. Bu yeni düzeninin sömürü düzeni olmaması için dikkat etmeliyiz. Veren el, alan elden evladır. Yazılım sektöründe de bu söz doğrudur. Bizlerin de bu konuda kendimizi geliştirmemiz gerekmektedir. Hizmet sunucu hale geleceğimiz sistemler oluşturmamız gerekmektedir. Stratejik düşünmek ve stratejik adımlar atmak iyi yazılım yazmaktan bile daha önemlidir.Yazılımcılarımız gelsinler çalışsınlar, biz de devlet olarak bu çalışanlara yardımcı olalım. Ayakları güven içinde yere basan bir yeni Türkiye istiyoruz” diye konuştu.

Science, Industry and Technology Vice Minister, Prof. Dr. Kavranoğlu has also joined to the meeting and stated that FATİH Project will revolutionize many of things said: “We will distribute 15 thousand computer. Every house where has these computers will enter computer age. Using of that effectively is so important. FATİH Project offers important opportunities to whole world. We should shape ourselves according to this. Microsoft, Apple and IBM are leading companies of software sector. We need to offer our own software to the market. Otherwise, we will take service not offer service. We have to be careful the new system no to system of exploitation. Taker hand no better than giver hand. This statement is right in software sector. We have to improve ourselves in this field. We have to develop systems which make us service provider. To think strategic and to take strategic steps better than even develop software. If our software developer works, as government we will help them. We want a new Türkiye which set foot on ground strongly.”

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT



TD HABER

ACİL DURUM PERSONELİNE ÖZEL SIM KART SPECIAL SIM CARD FOR EMERGENCY CASE PERSONNEL

T

W

BTK Başkanı Tayfun Acarer, BTK İkinci Başkanı Ayhan Beydoğan ve TİB Başkanı Fethi Şimşek, kurumun 2011 yılı faaliyetleri ve 2012 İş Planı hakkında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Acarer, 2011’de fatura tarifelerine üst sınır getirilmesinin geniş kitleleri ilgilendiren önemli bir konu olduğunu belirtti ve “İsteyen aboneler, kendilerince faturalarına üst sınır getirip, bu üst sınıra yaklaştıklarında işletmelerin kendilerini uyarmasını söyleyecekler. Önemli bir hizmet” dedi. Acarer, internet servis sağlayıcılar tarafından abonelere tahsis edilen modemlere şifre konmaması yönünde karar aldıklarını da kaydederken, işletmeci tarafından abonelik karşılığında ücretsiz verilen modemlerde, işletmecinin değiştirilmesi durumunda dahi aynı modemin kullanılmasını sağladıklarını aktardı. Acarer, abonenin, modemin kullandığı kadarının parasını ödeyerek, modem üzerindeki şifreyi kaldırabileceğini belirtirken, “Artık aynı modemle diğer işletmecinin abonesi olabilecek. Bu kararla amacımız, genişbant

ICTA Chairman Tayun Acarer, ICTA Vice President Ayhan Beydoğan and Chairman of TİB Fethi Şimşek have organized a press release about activities o the authority in 2011 and Action Plan for 2012. Acarer has made a speech at the meeting and expressed that to set upper limit on bill tariffs in 2011 is important issue which concern deeply to large mass and said: “Subscriber who want, can set to support limit to their bills and want warning message when their bill amount close up to their limit, from operators. It is so important service.” Acarer expressed that they made a decision about not to set password on modem which are given to customers by internet service providers and they provided that modem which is given to customer by internet service providers costless, can be used in case of changing internet service provider. Acarer stated that subscriber can remove password of modem by paying price by amount used and

ürkiye’de deprem ve sel gibi doğal afetler sık sık yaşanırken, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) da bu konuda çalışma başlattı. Türkiye’yi 25 bölgeye ayırarak, her bölgeye mobil baz istasyonu tahsis eden BTK, afette görevli personele de özel SIM kart dağıtacak. BTK İkinci Başkanı Ayhan Beydoğan, doğal afetlerde görevli personele verilecek SIM kartlarla, kesintisiz iletişim sağlanacağını belirterek, “Trafikte geçiş üstünlüğü olan araçlara benzeyen bu SIM kart sistemi, yılsonuna kadar devreye girecek” dedi.

40

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

hile disasters such as earthquake and flood are experienced frequently, Information and Communication Technologies Authority (ICTA) started study on the issue. ICTA allocated base station to each region by zoning Türkiye into 25 regions and will distribute special SIM card to employee in charge at disasters. ICTA Vice President, Ayhan Beydoğan stated that uninterrupted communication will be provided by SIM card which will be distributed to employee in charge at natural disasters, said: “The SIM card system which is like vehicle have right of way in traffic, will be put into use until end of the year.”


BTK İkinci Başkanı Dr. Ayhan Beydoğan, BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer, TİB Başkanı Fethi Şimşek pazarında işletmeciler arası geçişin artırılması, etkin rekabetin tesis edilmesi ve tüketici mağduriyetinin engellenmesidir” dedi. YURT DIŞINDAKİ VERİ TÜRKİYE’YE TAŞINDI, GÜVENLİK SAĞLANDI Acarer, birçok internet Servis Sağlayıcısının (ISS) farklı ülkelerdeki sistemlerde ekonomik gerekçelerle tuttukları içeriğin (hosting) Türkiye’ye getirilmesi ile ilgili yaklaşık 1 yıldır yapılan çalışmalar sonuç verdiğini de anlattı. Acarer, bu konuda Türk Telekom ile çalışma yaptıklarını belirten Acarer, “Hosting başka ülkedeyse bu ne kadar güvenli ve sağlıklıdır. Hızlı şekilde servis sağlayıcılar da tuttukları hostingleri Türkiye’ye taşımaya başladı. Daha önce Türk Telekom tarafından Megabit bedeli 13.6 TL olan hosting ücreti, farklı tarihlerde yapılan 4 farklı düzenleme ile 3.69 TL’ye yani yaklaşık 1.4 Euro-cent’e düşürülmüştür. Bu şekilde halen AB’de ortalaması yaklaşık 1.5 Euro-cent olan Hosting ücretlerinin de altında bir değere ulaşılmıştır… Bu düzenlemeler sonucu, içeriğini yurtdışında tutan 6 farklı Veri Merkezi Operatörüne ilişkin içerik Türkiye’ye taşındı. Bu olumlu gelişmenin önümüzdeki süreçte devam edeceği düşünülüyor. Bu gelişmeler ile hem bilgi güvenliği hem de yurtdışı terminasyon nedeniyle ödenen döviz bedelinde çok büyük tasarruf sağlandı” diye konuştu.

said: “As of today, with same modem users can be subscriber of different operator. By the decision, our target is increasing of transition between operators in broadband market, create effective competition and protect customer damnification.” DATA IS MOVED FROM OVERSEAD TO TÜRKİYE, SECURITY IS PROVIDED Acarer expressed that studies for content of many internet service provider (ISS) which have been keeping in systems in different countries for economical reasons, to bring to Türkiye or a year gave result. Acarer also stated that they have made study with Türk Telekom on the issue and said: "If hosting is in different country, hot it is safe and healthy. Internet service providers started to move their hosting to Türkiye rapidly. Price of hosting was 13,6 TRY per megabit and was decreased to approximately 3,69 TRY equal to 1,4 euro-cent by Türk Telekom by 4 different regulation. By this way, price of hosting is less than average of EU, is approximately 1,5 euro-cent...As a result of these regulations, content of 6 different Data Center Operator which keep their hosting abroad, was moved to Türkiye. This positive development is predicted to continue in the following period. Great saving provided on both of information security and exchange amount for abroad termination by these developments.”

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

41


TD HABER

KAPSAMA

UNINTERRUPTED COVERAGE WILL BE PROVIDED ON HIGHWAYS

Otoyollarda KGS’nin yerini alacak olan Hızlı Geçiş Sistemi’yle ilgili düzenlemelerin yapıldığını ifade eden Acarer, yakında uygulamanın pilot bölgelerde başlayacağını kaydetti. Hızlı tren güzergâhlarında kesintisiz kapsama alanı sağlanması çalışmalarına da değinen Acarer, “Operatörler ile protokol imzalayarak çalışmalara başladık. Şu anda Ankara-Konya arası yüzde 80’i tamamlandı, Ankara-Eskişehir güzergâhında ise yaklaşık yüzde 99 GSM kapsaması, yüzde 50 3G kapsaması sağlandı. 2012 yılı içerisinde bu güzergâhların tamamının GSM/3G kapsama alanına dâhil edilmesi hedefleniyor. Bu uygulamayı otoyollar için de düşünüyoruz” diye konuştu. Uçak içinde mobil haberleşme olanaklarından faydalanılması ve internet hizmetine ilişkin deneme izni verdiklerini de kaydeden Acarer, uçakta haberleşme ile ilgili koordinasyonu sağladıklarını ve alt yapıyı hazırladıklarını söyledi. Acarer, “Şu an pilot olarak çalışma başladı. Uçakların bulunduğu mesafe nedeniyle sinyalin baz istasyonlarına ulaşması imkansız. Uçağın içindeki haberleşme seyir cihazlarına zarar veriyor, deniliyor. Bu haberleşme, uçağın içindeki haberleşmesinin uçağın üzerinden uydu sistemine çıkması, oradan da aşağıda bir yer istasyonuna inmesi mantığıyla çalışacak” dedi.

Acarer emphasized that related regulation on Speed Pass System which will replace KDS on highway, completed and application will be started in pilot area sometime soon. Acarer also mentioned about uninterrupted coverage area on high-speed route and said: “We started studies by signing protocol with operators. Today, 80 percent of route between Ankara-Konya was completed and approximately 99 percent GSM coverage and 50 percent 3G coverage were provided on route between AnkaraEskişehir. Is is planned to include whole route into 3G/ GSM coverage area in 2012. We make planning the application for highways.” Acarer also expressed that they gave allow for internet service and benefiting from mobile communication opportunities during flight and they provided coordination on communication in plane and established infrastructure. Acarer said: “Today, the application was started as pilot. Because of distance of plane, signal to reach to base station is impossible. It is say that communication in plane damages navigator. The communication will work logic of communication in plane to move satellite system and come down from satellite to earth station.”

OTOYOLLARDA SAĞLANACAK

DA

KESİNTİSİZ

3G’DEKİ ARGE ŞARTI SAĞLANDI Acarer, 3G hizmetinde en önem verdikleri konunun çalıştırılacak Ar-Ge elemanları şartı olduğunu belirterek, bu konudaki ikinci önemli konunun ise temin edilecek yazılım ve donanımın yüzde 50’sini Türkiye’deki firmalardan alınması olduğunu söyledi. Acarer, “BTK olarak bunun ilk denetimini yaptık. Büyük ölçüde bunun sağlandığını gördük. Bunun faydasını birkaç yıl sona daha net göreceğiz. Türkiye’de bugün, sadece bu operatörlerde binlerce Ar-Ge elemanı var. Bunlar güzel çalışmalar çıkaracak” dedi. IPv6 ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirten Acarer, “Bu tüm dünyanın sorunu, 4 küsur milyarlık alan adı vardı. Bunlar geçen sene Mart ayında bitti. Türkiye’de IPv6’ya geçme çalışmaları başladı. Bu çalışmalar son derece iyi gidiyor. Türkiye, bu konuda önde giden bir ülke... IPV6 ile sonsuz sayıda alan adı verilecek. 75 kamu kurumundan 152 adet katılımcıyla, IPv6 konusu ile ilgili tüm paylaşımların yapılacağı IPv6 Geçiş Platformu faaliyete geçirildi. 115 kurumdan 385 adet personele IPv6’ya geçiş eğitimi verildi” dedi. Kırsal alanda mobil haberleşmenin olmadığı 2 bin 128 yer tespit edildiğini dile getiren Acarer, 500 kişinin altında nüfusun olduğu yerlerle ilgili bir çalışma yaptıklarını anımsatarak, 2013 yılı sonu itibariyle bu yerlerin kapsama alanı içine alınmasının planlandığını kaydetti. Acarer, “Mobil haberleşmenin olmadığı ve insanların yaşadığı hiçbir yer kalmayacak” dedi.

42

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

R&D INCREASE WAS PROVIDED ON 3G Acarer expressed that the most important issue on 3G service is condition of R&D staff and second important thing is providing 50 percent of hardware and software by companies in Türkiye. Acarer said: As ICTA, we have made first inspection of the condition. We saw that the condition was meeting on a large scale. We will see benefit of the condition in next few years better. Today, there is thousands of R&D staff at operators. Those will create good studies.” Acarer stated that studies on IPv6 are continued and said: “This is challenge of whole world; there were more than 4 billion domain names. Those finished at last March. Studies of transition to IPv6 started in Türkiye. These studies are carried out successfully. Türkiye is a leading country in the issue...Limitless number of domain name will be given by IPv6. IPv6 Transition Platform was put into use where sharing of IPv6 will be made with 152 participants from 52 institution. Education on IPv6 was given to 385 personnel from 115 institutions.” Acarer expressed that 2 thousand 128 locations which have not mobile communication, were determined in rural area and reminded that they started a study about regions which have less than 500 population and it is planned to bring these locations into coverage area. Acarer said: “There will any locations which have population but not mobile communication.” KEP WILL START IN THIS YEAR Acarer emphasized studies on registered electronic mail (KEP) and expressed that studies related the system will be completed in this year and the system will be put


KEP’E BU YIL GEÇİLECEK Acarer, kayıtlı elektronik posta (KEP) sistemine yönelik çalışmalara da dikkat çekerken, bu konudaki çalışmaların bu yıl içinde tamamlanacağını ve uygulamaya geçileceğini söyledi. Acarer, mevcut durumda internette gönderilen yazı ve bilgilerin hukuksal bir geçerliliği olmadığını belirtirken, isteğe bağlı olarak uygulanacak bu sistemde, kayıtlı elektronik postayı kullanan kişilerin, gönderdiği mesajların resmi tebligat olarak kabul edileceğini bildirdi. Acil durum haberleşmesi konusunda aldıkları tedbirler konusunda da Acarer, coğrafi açıdan birbirlerine yaklaşık 2 saatlik mesafede bulunan illerden oluşan toplam 25 bölgede acil durumda kullanılacak uydu transmisyonlu birer mobil baz istasyonu konuşlandırdıklarını söyledi. Acarer, bu uygulamanın faydasını en çok deprem sürecinde gördüklerini belirterek, haberleşmenin kesintisiz devam ettiğini, hatta yayınların 3G ile yapıldığını söyledi. Doğal afetlerde haberleşmenin etkin sağlanması amacıyla bakanlıkla yürütülen çalışmalara BTK’nın destek verdiğini ifade eden BTK ikinci başkanı Beydoğan da “‘Afet durumunda görevli personele SIM kart önceliği tanınacak. Doğal afetlerde görevli personele verilecek SIM kartlarla, haberleşme yapacak kişilerin önüne geçerek haberleşme yapmasını sağlayacak özellik verilecek” dedi. Beydoğan, trafikte geçiş üstünlüğü olan araçlara benzeyen bu sistemin bu yılsonuna kadar devreye gireceğini söyledi. Beydoğan, bölgesel veya ulusal çapta yaşanabilecek doğal afetler karşısında işletmecilerin sistemlerini güçlendirmeleri ve işletmeciler arasında ulusal dolaşım ve alınabilecek diğer tedbirlerin belirlenmesine ilişkin çalışmaların sürdüğünü de aktardı. 2. nesilde kullanılan 900 bandının 3. nesil içinde kullanılacağını da belirten Beydoğan, “Böylece hem daha rahat bir haberleşme sağlayacağız hem de işletmecilerin bu alana yapacakları yatırımlarda yüzde 40 tasarruf sağlayacaklar. Verilecek hizmette ucuz ve kaliteli olacak” dedi. Beydoğan, bina içlerinde 3G sinyalinin düşmesi nedeniyle haberleşenin kötüleştiğini belirterek, bina içlerinde kullanılan “fem to cell” uygulamasını da bu yıl hayata geçmesini istediklerini söyledi.

into use. Acarer stated that in current situation writing and information which are sending via electronic environment are not valid in law and message which is sent by people use registered electronic mail, will be considered as official notice by the system which will be used optional. Acarer stated that they located mobile base station with satellite transmission which will be used in case of emergency situation in 25 areas that is created by cities close together 2 hours distance geographically. Acarer indicated that they reap the benefit of the system during earthquake mostly, communication was uninterrupted and broadcast was made by using 3G. ICTA Vice President, Ayhan Beydoğan also stated that ICTA give support to studies which are carried out by the ministry in order to provide effective communication during natural disasters and said: “SIM card priority will be provided for staff in charge in case of disaster. Feature to get communication by getting of people who make communication, will be provided by SIM cards which will be given to personnel charge in case of disaster.” Beydoğan expressed that the SIM card system which is like vehicle have right of way in traffic, will be put into use until end of the year. Beydoğan emphasized that studies related operators to strengthen their systems against possible disasters, roaming between operators and to determine actions to be taken. Beydoğan expressed that 900 band which is used on 2nd generation, will be also used on 3rd generation and said: “By this way, we will provide easier communication and also operators will have saving their investments in this field. The service will also be cheaper and quality.”Beydoğan stated that communication get worse indoor area because of weak 3G signal and they want the application of “fem to cell” which is used indoor area, to put into use this year.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

43


E-MAK@LE

“SAĞLIKTA VE KİMLİKTE HEYECANLANDIRAN GELİŞMELER” “EXCITING DEVELOPMENTS IN HEALTH AND IDENTITY CARDS”

Muzaffer Yıldırım Merhaba Sevgili Dostlar,

muzaffer.yildirim@ega.com.tr

Bu ay sizlere son dönemin en heyecan verici ve birbiriyle ilişkili iki gelişmesinden söz etmek istiyorum. Bu gelişmelerden ilki sağlık alanında. Biliyorsunuz uzun zamandır sağlık sektöründe farklı kimlikle tedavi, sahte reçete ile yolsuzluk, erkek hastaya doğum masrafı gibi birçok usulsüzlük haberi duyuluyordu. Sağlık Bakanlığı Türkiye’de bu dönemi kapatacak önemli bir gelişmeyi duyurdu. Daha önce hastanelerde T.C. kimlik numarası ile yapılan hasta kimlik tespiti artık avuç içi damar haritası ile yapılacak. Parmak izi, şifre gibi yöntemlere oranla doğruluk tespiti çok daha yüksek olan bu sistemle birçok yolsuzluğun önüne geçilecek. İşte bu konudaki ayrıntılı haberimiz:

Hello Dearest Friends, This month, I want to mention two exciting and related developments of the recent period. The first of these developments is in the field of health. You know, in the health sector there have been many news on irregularities such as treatment with a different identity, fraudulent prescriptions or even birth treatment for male patients for a long time. The Ministry of Health announced a major development to end this period in Türkiye. Instead of TR Identity Number, palm vein map will be used for patient identification in hospitals. By means of this system, identification accuracy is much higher than fingerprint or password and many corruptions will be prevented. Here is our news on this subject: “In order to eliminate the current abuses in the

44

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


“TC kimlik numarası ile muayene olunabilen sağlık sisteminde suiistimallerin ortadan kaldırılması, hastaneye gitmediği halde gitmiş gibi gösterilip üretilen sağlık hizmet faturalarının önlenebilmesi için “avuç içi damar haritası ile muayene” sistemi, 2012 yılının ikinci yarısında uygulamaya girecek. Böylece T.C. kimlik no ile muayene dönemi de kapanmış olacak. Sistem, ilk olarak özel hastanelerde, daha sonra üniversite ve son olarak Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde uygulanacak. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Prof. Dr. Murat Karaşen, yaptığı açıklamada, herkesin sağlık hizmetinden yararlanabilmesi, kaliteli ve doğru bir hizmet verilebilmesi için Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumu, Maliye Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm bakanlıkların çalışma yaptığını, daha iyi ve daha kaliteli sağlık hizmetini amaçladıklarını söyledi. Sağlık karnesi ile muayeneyi yıllar önce kaldırdıklarını, onun yerine TC kimlik numarası ile muayene kolaylığı getirdiklerini belirten Karaşen, şimdi bazı kişilerin başkasının kimlik kartıyla muayene şeklinde suiistimallerde bulunduğunu ifade etti. Karaşen, ayrıca “Yapılan incelemelerde, hasta gitmese de TC kimlik numarası kullanılarak muayene, tetkik veya tedavi yapılmış gibi faturalar çıkıyor. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor” dedi. Yeni bir sistemle suiistimallerin önüne geçilebileceğini anlatan Karaşen, “Yeni sistem dünyada da belki bir ilk olacak”

health care system based on TR ID number and to prevent the false health care invoices that were prepared for people who did not even go to the hospital, a new patient identification system will be initiated in the second half of 2012 which is based on vein map of the patient’s palm. Thus, patient identification system based on TR ID number will end. New system will be applied to the private hospitals first, and then to university hospitals and finally hospitals of the Ministry of Health. Social Security Institution (SSI), General Health Insurance General Director Prof. Dr. Murat Karaşen said in his statement that all related ministries and institutions, mainly the Ministry of Health, Labor and Social Security Authority and the Ministry of Finance work hard with the aim of providing better and more quality health service in order to offer ever yone to health care of high quality. Stating that they put an end to health certificate system many years ago and began to use TR ID numbers for patient identification, Karaşen draw attention to the fact that some people misuse this system by using someone else’s ID card for health care. Karaşen said that it is seen in the inspections that false health care invoices were prepared for diagnosis or treatment by using TR ID numbers of people who even did not go to the hospitals and this should be prevented. Emphasizing that new system will help to prevent abuses, Karaşen continued

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

45


E-MAK@LE

46

dedi. Karaşen, yeni sisteme göre vatandaşların muayene olmadan ya da tetkik yaptırmadan önce mutlaka sağlık hizmeti alacağı kuruma gideceğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Burada avuç içindeki haritasını okutturacak ve kimlik bilgileri ile kontrol yapılacak. İlk müracaatta avuç içindeki damar haritası rakamsal kodlara dönüşerek veri tabanına aktarılacak ve bunun karşılığındaki kimlik bilgileri daha sonraki müracaatlarda kimlik doğrulaması yapılarak muayene için provizyon verilecek.” Farklı kişilerin kimlik numarası ile muayene olan hatta doğum yapanlara rastlandığını, doğan çocuğun hukuki olarak kime ait olduğu gibi sorunlarla bile karşılaşıldığına dikkati çeken Karaşen, “avuç içi damar haritası okutma sisteminin 2012 yılının ikinci yarısında” uygulamaya gireceğini söyledi. Karaşen, “Çünkü bununla ilgili hem sistemsel, hem hukuki hem de teknolojik olarak birtakım hazırlıkların yapılması gerekiyor. İlk olarak özel hastanelerden başlamak istiyoruz, daha sonra üniversite hastaneleri ve en son Sağlık Bakanlığı hastanelerine bu uygulamayı getirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.”

his words as follows: ‘The new system probably will be a first in the world.’ Reminding that patients will have to go to the health care institution before examination and inspection according to the new system, Karaşen said: ‘Palm vein map will be used in order to check the credentials. During the first application, vein map will be transformed into numerical codes and transferred to the database. In the subsequent applications, patient’s credentials will be authenticated and provision will be provided accordingly.’ Karaşen underlined that some people use a different identity for medical examinations and even birth treatment and many problems arise about identification of patients and even legal parents of newborn babies. Karaşen continued as follows: New patient identification system will be initiated in the second half of 2012. Because cer tain systematic, legal and technological preparation needs to be done… First, we want to start with the private hospitals, and then we will bring this application to the university hospitals, and finally the hospitals of the Ministry of Health.”

Sizlere bu ay söz edeceğim ikinci heyecan verici gelişme de elektronik kimlik konusunda. TÜBİTAK’ın bu konuda Bolu’da uzun zamandır pilot bir çalışma gerçekleştirdiğini duymuşsunuzdur. Tamamen yerli kaynaklarla geliştirilen bu sistemin yaygınlaştırılması ve birçok alanda aktif kullanılması için çalışmalar hızla sürüyor. İşte bu konudaki haberin ayrıntıları:

The second exciting development I will share this month is about the electronic identity. You probably heard that TUBITAK performs a pilot study in Bolu for a long time. The related studies continue rapidly for extending this system developed entirely with local resources and using it actively in many fields. Here are the details of the news on this subject:

“TÜBİTAK’ın Ar-Ge sürecini tamamladığı elektronik kimlik kartları ile e-devlet kapsamında tüm işlemler yapabilecek, e-imza atılabilecek, atm’lerden para çekilebilecek, kart pasaport olarak da kullanabilecek. TÜBİTAK’ın Ar-Ge sürecini tamamladığı akıllı kimlik kartlarının kullanıma girmesiyle Türkiye’de pek çok hizmette ‘’tek kart-

“With electronic ID cards, it will be possible to carr y out all transactions within the scope of e-Government, to provide e-signature and to draw many from ATMs. Besides these cards will be as passpor t… With the introduction of smar t ID cards, R&D process of which was completed by TUBITAK, the era of ‘single cardsingle password’ will begin in many ser vices provided in Türkiye. With the completion of

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


tek şifre dönemi’’ başlayacak. Yeni kimlik kartlarıyla e-devlet kapsamında tüm işlemler yapabilecek, e-imza atılabilecek, atm’lerden para çekilebilecek, kart pasaport olarak da kullanabilecek. Bolu’daki pilot uygulamanın tamamlanmasıyla elektronik kimlik kartları, e-dönüşüm Türkiye İcra Kurulu’nun alacağı karardan sonra, bir yıllık geçiş sürecinin ardından üç yıl içinde tüm Türk vatandaşlarının kullanımına sunulacak. TÜBİTAK BİLGEM UEKAE’de tamamen Türk mühendislerin 5 yıllık Ar-Ge çalışmasında sona geldiği akıllı kimlik kartlarının tanıtımı TÜBİTAK’ın Gebze yerleşkesinde yapıldı. TÜBİTAK e-kimlik proje yöneticisi Oktay Adalıer, gazetecilere yaptığı sunumda, elektronik kimlik kartlarının Ar-Ge alt yapısı ve gelinen son aşamaya ilişkin bilgiler aktardı. Adalıer, halen kullanımdaki nüfus cüzdanı uygulamasına 1976’da geçildiğini anımsatarak, Türkiye’nin geçeceği elektronik sistemle yeni bir dönemin başlayacağını söyledi. 2006 yılında Türkiye Araştırma Alanı (TARAL) projesi olan e-kimlik projesinin, TÜBİTAK BİLGEM UEKAE tarafından ar-ge çalışmaları, pilot uygulama ve yaygınlaştırma çalışmalarında sona gelindiğini bildirdi. Bu süreçte yapılan Ar-Ge faaliyetleri sonunda, TC kimlik kartının görsel tasarımının yapıldığını ve üzerinde bulunacak güvenlik tedbirlerinin belirlenerek uygulamasının gerçekleştirildiğini anlatan Adalıer, ayrıca kartın güvenliği için özgün bir akıllı kart çipi ve milli akıllı kart işletim sisteminin (AKİS) de geliştirildiğini söyledi. E-kimlik kartının, standart kart okuyucularla kullanılabileceğini dile getiren Adalıer, ayrıca kamusal kullanım amacıyla Güvenli Kart Erişim Cihazlarının da geliştirildiğini anlattı. Pilot uygulamanın yapıldığı Bolu’daki çalışmalara ilişkin bilgiler veren Adalıer, şehir genelinde 60 nüfus memuruyla 220 bin akıllı kimlik kartının dağıtıldığını bildirdi. 498 köyün 287’sine mobil kayıt ünitesiyle gidildiğini ve burada çalışmalar yapıldığını dile getiren Adalıer, bu süreçte kart üzerinde gerekli tüm iyileştirmelerin de yapılarak kimlik kartının yeni versiyonlarının çıkarıldığını söyledi. Adalıer, TÜBİTAK’ın akıllı kartıyla ilgili tüm Ar-Ge sürecini tamamladığını, Türkiye İcra Kurulu’nun kararının ardından kartın ilk etapta bir ilde, sonra 7 bölgeden seçilecek birer ilde ve yurt dışında iki noktada kullanımına başlanacağını bildirdi. Oktay Adalıer, kartların bir yıllık geçiş sürecinin ardından geçecek 3 yılın sonunda tüm Türk vatandaşlarının kullanımına sokulmasının hedeflendiğini belirtti. Adalıer, vatandaşların akıllı kartları nerelerde kullanacaklarına ilişkin şu bilgileri verdi: ‘’Vatandaş elektronik ortamda kimlik doğrulama yapılabilecek. TC Kimlik kartıyla tek kart-tek şifre dönemine geçilecek. Hastane, banka, noter, internet, kredi kartları hariç master ve visa kartı gibi her alanda kullanılabilecek. Kimlik sahteciliğinden kaynaklanan vatandaş mağduriyeti önlenecek. e-Devlet kapsamında sunulan hizmetlere evlerden ve iş yerleri de dahil internetin bulunduğu her yerden kimlik kartıyla güvenli şekilde erişilebilecek. Bu erişim, bilgisayarlar üzerindeki kart

the pilot implementation in Bolu, electronic ID cards will be offered to all Turkish citizens within three years after a one-year transition process according to the decision of e-transformation Türkiye Executive Board. Smar t ID cards, developed as result of 5-year R&D work of Turkish engineers from TUBITAK BILGEM UEKAE, was presented to the public in TUBITAK Gebze Campus. TUBITAK electronic ID project manager, Oktay Adalıer gave impor tant information about R&D infrastr ucture of e-ID cards and the current situation in his presentation to journalists. Reminding that identity cards still in use today were brought into use in 1976, Adalıer said that a new era will begin as a result of the transition to electronic system. TUBITAK BILGEM UEKAE repor ted that they completed R&D activities, pilot application and dissemination studies of electronic ID project, which is a Türkiye Research Area project initiated in 2006. Describing that at the end of the R&D activities in this process, visual design of TR Identity Card is done and also the necessar y security measures were determined and applied, Adalıer said an original smar t card chip and national smar t card operating system were also developed for the security of electronic cards. Adalıer explained that e-ID cards will be used with the standard card readers and Secure Card Access Devices were also developed for the public use. Adalıer gave information about the pilot studies in Bolu and repor ted that 220 thousand smar t ID cards were distributed by 60 population officers in the entire province. They went to 287 of 498 villages by mobile recording unit and carried out studies there. New versions of the identity card were prepared by making all the necessar y improvements. Adalıer said that TUBITAK completed the whole R&D process of smar t card and after the decision of Türkiye Executive Board, smar t cards will be used in one province in the first place, then in one each province of seven regions and two points abroad. Adalıer said that they aim to bring the cards into use of all Turkish citizens at the end of 3 years after oneyear transition process. Adalıer gave the following information relating to where the citizens will use smar t cards: ‘Authentication can be done electronically. With TR ID card, the era of one card-one password will begin. Except hospital, bank, notar y, internet and credit cards, they will be used in ever y field as master and visa card. Victimhood of citizens due to identity fraud will be prevented. Citizens will be able to access all e-Government ser vices through their ID cards in a secure way from home, workplace or other places where internet connection is available. This access will be done through card readers on computers or por table card readers. E-Signature can be used by means of ID card. In journeys to visa-free countries, ID cards will be used as travel cer tificate. In other words, ID cards will feature an electronic passpor t. However, for countries that require visa, electronic passpor ts

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

47


E-MAK@LE

okuyuculardan ya da taşınabilir kart okuyucuları aracılığıyla yapılabilecek. Kimlik kartıyla e-imza kullanılabilecek. Kimlik kartı, vizesiz gidilen ülkelerde seyahat belgesi olarak kullanılabilecek. Yani elektronik pasaport özelliğine sahip olacak. Ancak VISA gerektiren ülkeler için elektronik pasaport alınması ihtiyacı bulunacak.’’ Adalıer, elektronik kimlik kartıyla kurumlara gelecek yenilikleri ise şöyle anlattı: ‘’Hizmet veren kurum, hizmeti alan vatandaştan emin olacak. Vatandaşın orada olduğundan emin olacak. Kamu hizmetlerinden yararlanan kişilerin hak sahipliği denetimi kolay ve güvenli bir şekilde yapılacak. Kimlik doğrulamasındaki yetersizliklerden kaynaklanan sosyal güvenlik, sağlık, sigorta ve bankacılık gibi alanlarda usulsüzlük, yolsuzluk ve mali kayıplar asgariye inecek. Kimlik kartı, kamu kurumlarının vatandaşa yönelik sunacakları hizmetlerde elektronik iş süreçlerini destekleyerek bürokrasiyi azaltacak. Sağlayacağı güvenli kişi doğrulaması nedeniyle kurumların sunduğu elektronik hizmetlerinin nitelik ve sayıları artacak. Bu sayede vatandaş uzaktan kurumun uç noktasına gitmeden birçok işini elektronik ortamda çözecek. Vatandaşın zamanından elde edilen zaman tasarrufu iş kayıplarını önleyecek.’’ Adalıer, ‘’Elektronik kimlik kartı alternatifsiz bir sistem olup e-devlet açılımında vatandaşın kurumlara ulaşımında anahtar vazifesi görecek ve mahremiyetin korunmasını sağlayacak’’ diye konuştu. Adalıer, konuşmasının ardından soruları da yanıtladı. ‘’Vatandaşın tüm bilgileri kart üzerinde yüklü olacak. Vatandaş hangi bilgisinin nerede görülmemesi gerektiğine nasıl karar verecek’’ şeklindeki bir soru üzerine Adalıer, ‘’Kişisel bilgilerin korunmasıyla ilgili kanun tasarısı çıktıktan sonra tüm devlet kurumları elektronik devlet uygulamalarını bu karta entegre edecek ve kart kullanımında o kurumun mevzuatı çerçevesinde vatandaşın izni dahilinde bilgiler çıkacak’’ yanıtını verdi. Kartların nerede basılacağına ilişkin bir soru üzerine de Adalıer, Türkiye’de kart basımı yapan 5 yerli firmanın bulunduğunu belirtti. Adalıer, TÜBİTAK’ın projenin sadece Ar-Ge boyutuyla sorumlu olduğuna işaret ederek, ‘’Ancak öngörüm, yerli firmaların ihaleye girmesi yönünde’’ dedi. Adalıer, kullanımdaki akıllı kartların çipinden mürekkebine kadar Türk endüstrisi üretimi olduğunu da vurguladı. Kartın kopyalanma riskine karşı görünür ve görünür olmayan 9 koruyucu önlemin alındığını belirten Adalıer, bu şekilde kartın kopyalanmasının mümkün olmadığını belirtti. Adalıer, ‘’Kişi trafik kazası geçirdi ve şuuru yerinde değil diyelim. Bu durumda kart nasıl kullanılacak’’ sorusunu da Adalıer, şöyle yanıtladı: ‘’Bu senaryo Sağlık Bakanlığı için uygulanacak. Bu durumda bakanlığın nüfus müdürlüğü tarafından verilmiş bir sertifikası olacak. Sağlık Bakanlığı bu kartı tüm okuyucularında taktığında otomatik olarak bilgiler çıkması gerekiyor. Bu durum onaylanmadı, ama kartın içinde sınırlı acil kritik bilgiler var, hastanın şeker, tansiyon durumu, kullandığı ilaçlar ve kan grubu bilgileri gibi. Sağlık Bakanlığının altyapıyı hazırlamasının

48

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

will need to be taken.’ Adalıer told the innovations brought by electronic identity card as follows: ‘both ser vice providers and citizens will be sure. Ser vice providers will be sure that citizens are there. Right ownership of people who receive public ser vices will be controlled easily and in a secure way. Fraud, corr uption and financial losses will drop to a minimum in cer tain areas where authentication is inadequate such as social security, health, insurance and banking. Identity card will reduce bureaucracy by suppor ting electronic business processes in the ser vices provided by public institutions to citizens. Thanks to the secure authentication, quality and numbers of electronic ser vices offered by institutions will increase. In this way, citizens will be able to solve many problems electronically without going to the institution personally. Time savings will prevent job losses.’ Adalıer said: ‘Electronic identity card system, as an incomparable ser vice, will ser ve as a key in e-Government ser vices and will ensure the protection of privacy.’ Adalıer also answered questions after his speech. As a reply to the question of ‘If all information about citizens will be installed on electronic cards, how will citizens decide which information will be rendered in which situation?’ he explained that all government agencies will integrate their e-Government applications into this card and information will be provided by permission of citizen under the legislation of the institution in use of electronic card, after the draft law on the protection of personal information is issued. As a reply to the question as to where these cards will be produced, Adalıer said there are five local companies in Türkiye in this regard. Pointing out that TUBITAK is responsible for R&D aspect of the project; he predicted that local companies will bid. Adalıer emphasized that smar t cards are Turkish product from chip to ink. Expressing that nine visible and invisible protective measures are taken against copying the cards, Adalıer claimed that cards will not be copied. As a reply to the question of ‘Let us say someone is suffered a traffic accident and is unconscious. How will the card be used in this case?’ he replied: ‘This scenario will be applied for the Ministr y of Health. In this case, the Ministr y will have a cer tificate issued by the general directorate of population. When these cards are loaded to the card readers, the Ministr y of Health will get all information automatically. This is not approved yet; however, the card includes only critical information, such as the patient’s diabetes, high blood pressure condition, medications and blood group. After the infrastr ucture is prepared by the Ministr y of Health, this information will be loaded to the card. After citizens are examined, all information will be verified by the hospital’s secure card readers and continuously updated.’ Adalıer said that vein and fingerprint controls that provide high security will be used in cases that require security and cash transfers. Stating that smar t ID cards will likely to


ardından bu bilgiler karta yüklenecek. Vatandaş, muayene olduktan sonra tüm bilgileri hastanenin güvenli kart okuyucularında doğrulanacak ve sürekli güncellenecek’’ Adalıer, karta yüksek güvenlik sağlayan damar ve parmak izi kontrollerinin ise güvenlik ve nakit transferi gibi durumlarda kullanılacağını bildirdi. Akıllı kimlik kartlarının büyük ihtimalle önümüzdeki 30-50 yıl boyunca kullanılacağını ifade eden Adalıer, bu sistemin altyapısının Türkiye’de oluşturulmasının önemine işaret etti. Adalıer, ‘’Devlet bundan sonraki süreçte sisteme entegre edilecek her konuyu bize iletebilecek ve biz yeni versiyonlarını çıkarabileceğiz’’ dedi. Yeni kimlik kartlarının çeşitli sınavlarda da kullanılarak başkasının yerine sınava girmelerinin tamamen önüne geçilmesinin hedeflendiğini de belirten Adalıer, ‘’Burada çok kullanım alanı olacak. Örneğin stadyumlara girerken olay çıkaranlar oluyor mesela. Kartın okutulmasıyla kişinin orada olup olmadığı da kolaylıkla tespit edilebilecek. Okullarda yoklama yapılmasına gerek kalmayacak mesela. Öğrenci kartını okutup yerine geçebilecek. Uygulamalar hayalinizin gidebildiği yere kadar...’’ Oktay Adalıer, akıllı kimlik kartlarına damar ve parmak izinin yanında avuç içi damar izi ile iris tanıma özelliklerinin eklenmesi için de çalışmalar yürüttüklerini sözlerine ekledi.” Sevgili Dostlar 2003 yılından bu yana organize edilen eTR Ödülleri sahiplerini buldu. Başarılı çalışmalarından dolayı projelere emeği geçen herkesi yürekten kutluyor ve başarılı projelerin devamını diliyoruz. Yusuf Çağlayan’ın haberi ile kazananları paylaşmak istiyorum : “e-Devlet Dergisi ve BThaber’inde basın sponsoru olduğu TÜSİAD ve TBV tarafından bu yıl 9.’su gerçekleştirilen ve Avea ana sponsorluğunda düzenlenen “eTürkiye (eTR) Ödülleri”nde kazananlar belli oldu. 19 Aralık’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’nde gerçekleştirilen törende ödüller elektronik oylama ile belirlendi. ‘Kamudan Vatandaşa e-Hizmetler’ kategorisinde T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü, “Otokontrol 5664” adlı projesiyle; ‘Kamudan İş Dünyasına e-Hizmetler’ kategorisinde Türk Standartları Enstitüsü, “BelgeNET” adlı projesiyle; ‘Kamudan Kamuya e-Hizmetler’ kategorisinde ise Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, “Kamu Personel Harcamaları Yönetim Sistemi” adlı projesiyle ödüle layık görüldü. “Yerel Yönetimlere Yönelik Kategoriler”de ödül kazananlar ise şöyle oldu: Büyük Ölçekli Belediye Kategorisi’nde Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (KOSKI), Koski Mobil İş Takip adlı projesiyle; Orta Ölçekli Belediye Kategorisi’nde Fatih Belediyesi, “Fatih Mobil” adlı projesiyle; Küçük Ölçekli Belediye Kategorisi’nde Karasu Belediyesi, “Karasu Akıllı Kent” adlı projesiyle ödüle layık görüldü.” Sevgili Dostlar, bu aylık bu kadar. Gelecek ay görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın…

be used in the next 30-50 years, Adalıer pointed to the impor tance of preparing the infrastr ucture of this system in Türkiye. He said: “Government will be able to forward each topic that will be integrated into the system in the future and we will prepare new versions.” Reminding that new identity cards will be used in various exams and nobody can substitute someone else in exams, Adalıer continued: ‘Smar t ID cards will be used in many different fields. For example, there are people who create a trouble when entering stadiums. It will be easy to detect whether the person is there or not. There will be no need to take roll in classes for example. Students will use their ID cards when entering schools. The sky is the limit.’ Oktay Adalıer said that studies are carried out to include the features of palm vein trace and iris recognition as well as vein and fingerprint methods used in smar t ID cards.” Dear Friends, eTR Awards, which has been organized since 2003, found their owners. We congratulate everyone who contributed to projects and wish the continuation of successful projects. I want to share the news of Yusuf Çağlayan: “Winners of eTürkiye (eTR) Awards were announced, which was organized for the 9 th time by TUSIAD and Türkiye Information Foundation under the main sponsorship of Avea and press sponsorship of e-Government Journal and BTHaber. The owners of awards were determined by electronic voting at the awards ceremony held at the Grand National Assembly (Parliament) on 19 December. T.R. Prime Ministry, Undersecretariat of Treasur y, General Directorate of Insurance was deemed worthy of an award under the category of “eServices From Public to Citizens” with its project titled “Self-Control 5664”; Turkish Standards Institute was deemed wor thy of an award under the category of “eServices From Public to Business world” with its project titled “BelgeNET”; and the Ministry of Finance, General Directorate of Public Accounts was deemed worthy of an award under the category of “eServices From Public to Public” with its project titled “Public Personnel Expenditure Management System.” Owners of awards under the categories for local administrations” are as follows: Konya Water and Sewerage Administration General Directorate (KOSKI) was granted an award under the category of large-scale municipality with its project titled “Koski Mobile Job Tracking”; Fatih Municipality was granted an award under the category of mediumscale municipality with its project titled “Fatih Mobile” and Karasu Municipality was granted an award under the category of small-Scale municipality with its project titled “Karasu Smart City.” Dear friends, that’s all about it for this month. Hope to see you next month. Take care of yourself…

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

49


TD HABER

KKTC’YE E-KİMLİK DESTEĞİ E-IDENTITY SUPPORT TO TRNC

E

50

T

-devlet alanındaki çalışmalarını belli bir seviyeye taşıyan Türkiye, şimdi de KKTC’deki e-devlet çalışmalarına destek olacak. Bu kapsamda Türkiye ve KKTC’deki elektronik kimlik uygulamasının eş zamanlı olarak yürütülmesi hedefleniyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, KKTC’deki e-devlet projesine ilişkin e-kimlik çiplerinin ve gerekli ekipmanın TÜRKSAT tarafından temin edileceğini, içerisindeki yazılımların da TÜBİTAK tarafından gerçekleştirileceğini söyledi.

ürkiye, bring its studies on e-government to significant point, will support to e-government studies in TRNC now. Within this scope, it is aimed to carry out electronic identity application in Türkiye and TRNC simultaneously. Transportation, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım stated that e-identity chip and required equipment for e-government project in TRNC will be provided by TÜRKSAT and software in equipments will be provided by TÜBİTAK.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, KKTC İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile görüştü. Bakan Çavuşoğlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Bakan Yıldırım’a hem nezaket, hem iş ziyareti gerçekleştirdiklerini belirtti. Çavuşoğlu, KKTC’de e-devlet projelerinin hızlandırılması ve e-kimlik projesinde Bakan Yıldırım ve kadrosunun birikimine başvurmak hem de bu konuda Bakanı Yıldırım’dan yardım istemek için geldiklerini söyledi. Çavuşoğlu, KKTC’de şu anda gündemde olan e-pasaport, e-kimlik projesiyle ilgili Eylül 2011’de KKTC Başbakanı İrsen Küçük ile Bakan Binali Yıldırım’ın imzaladığı protokole göre, e-devlet kapsamı içerisinde e-kimlik uygulamasının da yer aldığını kaydetti. Çavuşoğlu, “Bunun bu çerçevede kalması ve TÜBİTAK tarafından ve TÜRKSAT aracılığıyla yürütülmesi ve KKTC’de 6 ay içerinde e-kimlik uygulamasının başlatılması yönünde sayın bakanımız bizimle mutabık kaldı. İlgili birimlerine talimatını verdi. KKTC’de ihalesine çıktığımız e-pasaport, e-kimlik projesinin e-pasaport tarafı, KKTC ihale sürecinde devam edecek. E-kimlik bölümü TÜBİTAK-Türksat sorumluluğunda sürecek” diye konuştu.

Transportation, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım has met with TRNC Internal Affairs and Local Governments Minister Nazım Çavuşoğlu. After meeting Minister Çavuşoğlu has made announcement and expressed that they made a visit to Minister Yıldırım as matter of courtesy and also with the purpose of business. Çavuşoğlu stated that they came to our country in order to appeal to experience of Minister Yıldırım and his team and want to help from Minister Yıldırım about e-identity project and accelerate e-government projects in TRNC. Çavuşoğlu emphasized e-government scope include e-identity project according to protocol which was signed by TRNC Prime Minister İrsen Küçük and Minister Binali Yıldırım at September, 2011 about e-passport and e-identity project which are at top of the agenda now in TRNC. Çavuşoğlu said: “Dear Minister agree with us to the case stay into his point, carried out by TÜBİTAK through TÜRKSAT and start e-identity application in TRNC in 6 months. He gave instructions to related departments. E-passport part of e-passport and e-identity tender which we have announced in TRNC, will be continue

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


EŞ ZAMANLI GERÇEKLEŞECEK Bakan Yıldırım da e-devlet uygulamaları kapsamındaki e-kimlik projesinin iki ülke arasında eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesini hedeflediklerini belirtirken, KKTC ile bakanlığı arasında imzalanan protokole ek olarak e-kimlik kartının ve içerisindeki yazılımların da tamamlanmasının, bu anlamda bir gecikmeye meydan verilmemesinin önemli olduğunu söyledi. Yıldırım, “Bunun için de Haberleşme Genel Müdürlüğü, TÜRKSAT, TÜBİTAK ve KKTC İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı teknik elemanları bir araya gelerek bu projenin tamamlanması için çalışacaklar. Özetle TÜRKSAT e-kimlik çiplerini ve gerekli ekipmanı temin edecek. İçerisindeki yazılımlar da TÜBİTAK tarafından gerçekleştirilecek. Böylece proje, e-devlet ile eş zamanlı tamamlanmış olacak. Amacımız bir an önce bilgi toplumu hedeflerinin hem Türkiye’de hem KKTC’de gerçekleşmesi ve bu konuda daha fazla gecikmeye mahal verilmemesi” dedi. ÖNEMLİ OLAN GÜVENLİK Çavuşoğlu, KKTC’de konuya yönelik olarak açılan ihaleye 8 firmanın katıldığını, bunların arasında uluslararası firmaların yanı sıra Türk firmaların da bulunduğunu belirtti. İhalede en düşük teklifi veya en yüksek teklifi vereni kabul etmeleri gibi bir zorunluluklarının bulunmadığını dile getiren Çavuşoğlu, “Biz teknik çalışmalarımızı güvenilirlik konusunda çalışmalarımızı tamamladıktan sonra ülkemizin geleceği için en uygun olan teklife ihalemizi vereceğiz. Şu an ihalemizi sonuçlandırmadığımız için herhangi bir sıkıntımız yok” dedi. Bakan Yıldırım da bu konuda önemli olanın güvenlik olduğunu ifade ederek, “Önemli olan elektronik kimliklerdeki bilgilerin hiç bir şekilde kaybolmaması ve başkasına, yetkisiz insanlara, kötü maksatlı kişilerin eline geçmemesi… O yüzden de bu projeye TÜBİTAK’ı dâhil ediyoruz. Asıl amaç da bu zaten. TÜBİTAK da bu konuda gerekli çalışmayı yapacak, donanım konusunda da TÜRKSAT görev üstlenecek” diye konuştu.

in TRNC. E-identity part will be carried out under responsibility of TÜRKSAT-TÜBİTAK.” IT WILL BE CARRIED OUT SIMULTANEOUSLY Minister Yıldırım stated that they aimed to carry out eidentity project within the scope of e-government projects simultaneously between two countries and to complete eidentity card and software into card and not to allow any delay is so important. Yıldırım said: “For this reason, Communication General Directorate, TÜRKSAT, TÜBİTAK and TRNC Internal Affairs and Local Governments Ministry will work in order to complete the project by bringing their technical equipments together. In sum, TÜRKSAT will provide eidentity chip and required equipments. Software into these chips will be provided by TÜBİTAK. By this way, the project will be completed simultaneously with e-government. Our aim is achieving information society targets i both of Türkiye and TRNC as soon as possible and not to give rise to any delay on the issue.” IMPORTANT POINT IS SECURITY Çavuşoğlu expressed that 8 companies joined to tender which was announced related the project, and there were Turkish companies as well as international companies. Çavuşoğlu also stated that they have not obligation to accept lowest or highest bidder on auction and said: “We will give a tender to the most appropriate offer to the future of our country after completing technical studies and studies on security. Now, we have not any challenge because of finish our tender.” Minister Yıldırım expressed that important point is security on the project and said: “Important point is information in electronic identity not to be lost and not to be caught by someone else, unauthorized people and bad intentioned people... For this reason, we include TÜBİTAK into the project. The main purpose is that. TÜBİTAK will make required study on the issue and TÜRKSAT will take on a task about hardware.”

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

51


TD HABER

TÜRK TELEKOM ANKARA’NIN EN YÜKSEK BİNASININ TEMELİNİ ATTI TÜRK TELEKOM LAID THE FOUNDATION OF HIGHEST BUILDING OF ANKARA

T

T

Türk Telekom’un Ankara’da inşa edilecek yeni genel müdürlük binasının temeli Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımı ile atıldı. Temel atma törenine, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Türk Telekom Grup CEO’su Hakam Kanafani, Türk Telekom CEO’su Gökhan Bozkurt ve Türk Telekom İnsan Kaynakları, Destek ve Regülasyon Başkanı Şükrü Kutlu katıldı.

Foundation of new head office of Türk Telekom was laid with participation of Transportation Minister, Binali Yıldırım. Chairman of Information and Communication Technologies Authority (ICTA) Binali Yıldırım, Altındağ Mayor Veysel Tiryaki, Türk Telekom Group CEO Hakam Kanafani, Türk Telekom CEO Gökhan Bozkurt and Türk Telekom Human Resources, Support and Regulation Director Şükrü Kutlu have joined to the groundbreaking ceremony.

ürk Telekom Ankara’nın en yüksek iş kulesini yapacak. Türk Telekom CEO’su Gökhan Bozkurt, yapacakları 192 metre yükseklikteki yeni genel müdürlük binasının, Ankara’nın sembol yapılarından birisi olacağını söyledi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da «Belli ki Türk Telekom’un gözü yükseklerde» diye konuştu. 2013 yılında tamamlanması planlanan yeni genel müdürlük binası, örnek teknolojik özellikleri, modern tasarımı ve akıllı bina teknolojisiyle dikkat çekiyor.

TÜRK TELEKOM’UN GÖZÜ YÜKSEKLERDE Temel atma töreninde konuşan Bakan Yıldırım, binanın yüksekliğine dikkat çekerek, “Türk Telekom’a da yakışan budur. Türkiye’nin en köklü, en eski iletişim kurumlarından biri olan Türk Telekom’un, belli ki gözü yükseklerde. Ama sadece yerin üstüne yatırım yapmak yetmez, yerin altına da yatırım yapılmalı. Yer altındaki iletişim otobanlarının kapasitesi artmalı” dedi. Türkiye’nin bilgi toplumu olma yönünde hızla ilerlediğini kaydeden Yıldırım, Türk

52

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

ürk Telekom will make the highest business tower of Ankara. Türk Telekom CEO, Gökhan Bozkurt stated that their new head office which will be 192 meter length will be one of the symbol buildings of Ankara. Transportation, Maritime and Communication Minister, Binali Yıldırım said: “Obviously, Türk Telekom is high-flyer.” New head office which is planned to complete in 2013, attract attention with example technologic feature, modern design and smart building technology.

TÜRK TELEKOM IS HIGH-FLYER Minister Yıldırım has made a speech at the groundbreaking ceremony and emphasized height of the building and said: "This is becoming to Türk Telekom. Türk Telekom is well-established and earliest communication institution is high-flyer obviously. But making investment on only above ground, investment should be made under ground. Communication capacity of communication highway underground should be increased.” Yıldırım expressed that


Telekom’un Türkiye’ye büyük hizmetleri olduğunu belirtti. Yıldırım, Türk Telekom’un gelişen teknolojiye uygun olarak kendisini geliştirdiğini vurguladı. 2002 yılından önce Türkiye’de genişbant internet erişiminin bulunmadığını anlatan Yıldırım, bugün itibarıyla Türkiye’nin her köşesinde, hatta deprem anında Erciş’in köylerinde bile 3. nesil iletişim ile naklen yayınlar yapıldığına dikkat çekti. Ancak gelinen noktayı asla yeterli görmediklerini ifade eden Yıldırım, Türk Telekom’a ve bütün iletişim şirketlerine hedef olarak, fiber erişim altyapısını evlere kadar hem kapasite olarak hem de hız olarak artırmalarını verdiklerini söyledi. Buna ilk cevap verenin Türk Telekom olduğunu ve bu yıl kapsamlı bir fiber erişim yatırım programını açıkladığını kaydeden Yıldırım, Türk Telekom’un 3 milyon haneye ulaşacak bir altyapıyı gerçekleştireceğini belirtti.

Türkiye press forward for being information society and Türk Telekom offer great services to Türkiye. Yıldırım emphasized that Türk Telekom improves itself in accordance with developing technology. Yıldırım told that before 2002, there wasn’t broadband internet access in Türkiye, as of today live broadcast can be made all around Türkiye, even in Erciş village during the earthquake by third generation communication technologies. Yıldırım also expressed that they don’t find current point adequate and they set target to Türk Telekom and other communication companies to increase fiber capacity and speed to the home. Yıldırım mentioned that first answer was came from Türk Telekom and they announced comprehensive fiber access investment program in this year and Türk Telekom will make investment which will reach 3 million household. TARGET IS INFRASTRUCTURE

HEDEF ALTYAPI Bakan Yıldırım, önlerindeki en önemli hedefin altyapının kapasitesini geliştirmek olduğunu kaydederken, “Üst yapı zaten kendiliğinden gelişiyor. Eğer yolları yapmazsak ne kadar trafik üretirseniz üretin sonuç alamayız. Mutlaka yolları, şeritleri, bilgi otobanlarını alabildiğince genişletmesi lazım... Çünkü bilgi toplumuna doğru hızla giderken, o kadar çok uygulamalar artıyor ki sanal âlemdeki uygulamalar çok hızlı gelişiyor. Vatandaş gittikçe ticaretini, seyahatini, devletle olan işlerini hep sanal ortamdan yapmayı tercih ediyor. Bakın e-devlet uygulamalarında 12 milyona yaklaştık” dedi. Yıldırım, Türk Telekom’un teknoloji projeleri yanında sosyal sorumluluk uygulamalarını da ihmal etmediğini belirtirken, “50’den fazla okul, Türkiye’nin her tarafından MEB ile öğretmenlerimizin kullanacağı bilgisayar yazılım programları, bilgi teknoloji sınıfları, internet evleri ve kablolu genişbant erişim olmayan köylere mezralara kadar iletişim altyapısının kurulması… Parasal değeri 1 milyar liraya yaklaşmış durumda. Eğer her şeye ticaret, her şeye para olarak bakarsak bu yatırımların hiç birisi olmaz. Bu sosyal sorumluluk projelerinin çok daha gelişmişine çok daha mükemmeline de şimdi Fatih Projesi’yle devam ediyoruz. Fatih Projesi Türkiye’nin bilgi toplumu hedeflerini, bilgi iletişim teknolojisi sanayisini, hizmet sektörünü geliştirecek bir projedir” dedi.

Minister Yıldırım stated that their most important target is to develop capacity of infrastructure and said: “Bodywork already develops by itself. If we don’t make roads, no matter how you create traffic, we can’t obtain a result. Road, bands and information highways have to be extended...Because, while rapidly transforming to information society, applications are developed and applications in virtual environment are developed speedily. Citizens prefer to make transactions about commerce, travel and government in virtual environment. We reached 12 million users on e-government application.” Yıldırım expressed that Türk Telekom makes point of social responsibility project as well as technology projects, said: “More than 50 schools, computer software program to teachers by NEM (National Education Ministry) across Türkiye, information technology classes, internet house and to establish communication infrastructure to village, rural area which have not cabled broadband access...Cash value is approximately 1 billion TRY. If we consider everything as commerce or money, none of these investments are carried out. We continue more developed and dandier of these social responsibility projects by FATİH Project. FATİH Project will improve information society targets, information and communication technologies industry and service sector of Türkiye.” 1 BILLION TRY BUILDING INVESTMENT

1 MİLYAR TL’LİK İNŞAAT YATIRIMI Türk Telekom CEO’su Gökhan Bozkurt da Türk Telekom olarak 2012 yılına çok hızlı başladıklarını, her

Türk Telekom CEO, Gökhan Bozkurt stated that as Türk Telekom they started 2012 too fast and they announce a new service every week. Bozkurt expressed that Türk

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

53


TD HABER

hafta yeni bir hizmetlerini duyurduklarını söyledi. Türk Telekom’un gayrimenkul yatırımlarını kesintisiz sürdürdüğünü anlatan Bozkurt, yatırım harcamalarının son 6 yılda 1 milyar lirayı aştığını bildirdi. Ankara’ya mimari alanda değer katacak böyle bir projeyi başlatmanın heyecanı ve gururunu yaşadıklarını ifade eden Bozkurt, Ankara’nın en teknolojik ve çevreci ofis binalarından birisi olacak yeni genel müdürlük binasının Ankara’nın sembol binalarından biri olmasını hedeflediklerini kaydetti. Bozkurt, “ Müşterilerimize daha iyi hizmet vermek için de yeni binamızı yapıyoruz. Sırada İstanbul binamız var. İstanbul’a daha büyük bir genel müdürlük binası yapıyoruz. Bu binamız proje aşamasında” dedi

Telekom continue to make land estate investment without deduction and investment costs of last 6 years are more than 1 billion TRY. Bozkurt emphasized that they feel excitement and proud of starting a project which will add value to Ankara in architectural field and they aimed their new head office which will be one of the most technological and environment friendly building of Ankara, to be one of the symbol building of Ankara. Bozkurt said: “We raise our building in order to give better service to our customers. Our building in Istanbul is coming up next. We raise bigger head office building in Istanbul. This building is at project process.” TECHNOLOGIC BUILDING

TEKNOLOJİK BİNA Türk Telekom’un yeni genel müdürlük binası yüksekliği ve tasarımıyla Ankara’nın dikkat çekici binalarından biri olacak. İç bahçe tasarımları, katlardaki yeşil alanları ile yeşil bina konseptinin iyi bir örneği olarak gösterilen bina, aynı zamanda Ankara’nın bina içi yeşil alanına sahip ilk ofis binası olacak. Akıllı bina teknolojilerinin kullanıldığı yapının mekanik ve elektrik tesisatlarının izlenmesi, denetlenmesi, raporlanması ve enerjinin optimum düzeyde kullanılması sağlanacak. Sıcak su temini ve aydınlatma tesisatı otomasyonunda güneş enerjisinden faydalanılacak. Binanın dış ve iç cephe işlerinde de doğal ve geri dönüşümlü malzemelerden yararlanılacak. Yaklaşık 6 bin 300 metrekarelik zemin oturumu bulunan yapının, üç bodrum katı ve zemin üzerinde 33 katı bulunuyor. 54 bin 290 metrekare kapalı alanı bulunan binada toplam bin 500 kişi çalışacak. Genel Müdürlük birimlerinin de yer alacağı binada 550 kişi kapasiteli konferans salonu, fuaye ve çok amaçlı sosyal alanlar da olacak. Binanın 2013 yılı içinde tamamlanması planlanıyor.

54

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

New head office building of Türk Telekom will be one of the high point buildings of Ankara by its height and design. The building serve as a model of green building concept with interior garden design, green field on floors and it will be the first building which have green field on the floors, in Ankara. Monitoring, inspection, reporting and of mechanic and electric installation of the building of the building and to use energy effectively will be provided and smart building technologies will be used at the building. Energy will be provided by solar energy for heat water and lighting installation automation. Natural and recyclable materials will be used on exterior and interior insulation of the building. The building has approximately 6 thousand 300 squaremeter ground subsidence and 3 basement and 33 floors on ground. There is 54 thousand 290 squaremeter closed area and 500 people will work in the building. Department of general directorate will be also in the building and 550 people-capacity conference hall, lounge and social domain will also take a place in the building. It is planned the building will be completed in 2013.



TD HABER

GÜVENLİ İNTERNET 250 BİN ABONEYE ULAŞTI SAFE INTERNET REACHES 250 THOUSAND SUBSCRIBERS

B

W

BTK Başkanı Acarer ve Telekomünikasyon İletişim (TİB) Başkanı Fethi Şimşek ile “Güvenli İnternet Günü” nedeniyle bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. Burada konuşan Acarer, Şubat ayının ikinci haftasının dünyada güvenli internet günü olarak kutlandığını anımsatarak, Türkiye’de 22 Kasım 2011’de başlayan güvenli internet uygulamasının seçime bağlı bir uygulama olduğunu anımsattı. Acarer, sistemin çok başarılı bir şekilde hizmet verdiğini belirtirken, isteyen kullanıcıların çocuk ve aile profilinden birini seçebileceğini ya da tamamen sistemin dışına çıkabileceğini kaydetti. Yaşamın ayrılmaz bir parçası olan internette, son yıllarda suiistimale yönelik olaylarla karşılaşıldığını kaydeden Acarer, bu aldatmacalarla ilerleyen zamanlarda daha çok karşılaşılacağını söyledi. Ticaretin e-ticarete dönüştüğünü belirten Acarer, son 1 yılda e-ticarette yüzde 50 artış olduğunu, 21 milyar liraya ulaştığını, bu yılın sonunda 30 milyarın üzerine çıkmasını beklediklerini ifade etti. Acarer, “Böyle olunca suiistimallerin olması doğal. İşte çocuk profili bu tür suistimallerin tamamen önüne geçecek bir uygulama şekli” dedi. Acarer, bu nedenle çocuk profilinin adını değiştirmeyi düşündüklerini söyledi. Acarer, güvenli internet uygulamasının 250 bin abone yani yaklaşık 1 milyon kullanıcı tarafından tercih edildiğini söyledi.

Chairman of ICTA Tayfun Acarer and president of Telecommunication Authority (TİB) Fethi Şimşek organized contact meeting due to “Safe Internet Day”. Acarer has made a speech at the meeting and mentioned that second week of February is celebrated as safe internet day in the world and safe internet application, was started at November, 22 in Türkiye, is optional application. Acarer expressed that the system gives service successfully and users can chose child or parent profile or be out of the application completely. Acarer emphasized that there can be case intended for abuse in internet which became inseparable part of life, and these shiftiness will be more in the future. Acarer expressed that trade return to e-trade and there was 50 percent increase on e-trade in last year, amount of e-trade reached 21 billion TRY and they expected amount of e-trade to reach 30 billion TRY at the end of this year. Acarer said: “In this situation, there are abuses and this is so normal. So child profile can prevent this kind of abuse. Acarer indicated that they think about changing name of child profile for this reason. Acarer expressed safe internet application is preferred 250 thousand subscriber and 1 million users.

ilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), güvenli internet uygulamasına geçişin kolaylaştırılması için SMS uygulaması başlatırken, BTK Başkanı Tayfun Acarer da 22 Kasım’da başlayan uygulamada 250 bin aboneye ulaşıldığını söyledi. Acarer, böylece güvenli internetin 1 milyon kullanıcı tarafından tercih edildiğini kaydetti.

56

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

hile Information and Communication Technologies Authority started SMS application in order to make transition to safe internet application easier, Chairman of ICTA Tayfun Acarer stated that there are 250 thousand subscribers at safe internet which was started at November, 22. Acarer expressed that by this way safe internet application is preferred by 1 million users.


İHBARLAR NEDENİYLE GÜVENLİ İNTERNETİ KURDUK TİB Başkanı Şimşek de güvenli internet ile halka dostça böyle bir alternatif sunulduğunu, arzu eden ailelerin bu paketten yararlanabileceğini söyledi. Ücretsiz bir hizmet olan güvenli internetin, kişilerin özgür seçimine bağlı olduğuna dikkati çeken Şimşek, 2007 yılında TİB’e bağlı olarak kurulan İnternet Daire Başkanlığının kurduğu ihbar sitesine, ailelerin çocuklarının internet bağımlılığı ve başkaları tarafından aldatılmasına yönelik yüz binlerce ihbar aldıklarını anlattı. Şimşek, bu ihbarlar üzerine devletin güvenli internet hizmetini sunmasının ortaya çıktığını kaydetti. Şimşek, banka dolandırıcılığı, internet üzerinden yapılan istismar, telif hakları, aile yapısının korunması gibi konularda güvenli internetin önemli olduğuna dikkati çekti. GÜVENLİ İNTERNET İÇİN SMS KOLAYLIĞI Bu arada BTK, Güvenli İnternet Hizmetine geçmek isteyen ancak bunun için nereye başvuracağını bilmeyen internet kullanıcılarına kısa mesaj (SMS) kolaylığı getiriyor. BTK tarafından alınan karar uyarınca, Güvenli İnternet Hizmetine ilişkin abonelik işlemlerinin SMS yoluyla da gerçekleştirilmesine imkân sağlanacak. Kurul kararına göre, abone sayısı 200 binden fazla olan internet servis sağlayıcıları 1 ay içinde gerekli hazırlıklarını yapıp abonelerine SMS göndererek Güvenli İnternet Hizmetine ilişkin tercihin SMS ile de yapılabileceği hususunda bilgilendirme yapacak. İnternet servis sağlayıcılarının abonelerine gönderecekleri mesajda, ücretsiz olarak sunulan güvenli İnternet Hizmeti kapsamındaki “Aile” ve “Çocuk” profillerinden birine geçmek için hangi numaralara mesaj gönderileceği belirtilecek. İnternet aboneleri “evet” yazıp bu numaraya göndererek Güvenli İnternet Hizmetine geçebilecek. Güvenli İnternet Hizmetinden çıkmak isteyenler de “iptal” yazıp aynı numaraya göndererek bu hizmeti sonlandırabilecekler. BTK tarafından yapılan diğer bir düzenlemeyle de internet abonesi olan tüzel kişilerin yani kurumsal kullanıcıların da Güvenli İnternet Hizmetine geçmelerine imkân sağlandı. Bu kapsamda okullar başta olmak üzere kurumsal internet aboneleri de ücretsiz olarak sunulan Güvenli İnternet Hizmetinden yararlanabilecek.

WE DEVELOP SAFE INTERNET BECAUSE OF NOTICES President of TİB, Fethi Şimşek also expressed that they offer friendly alternative to public by safe internet and families which want to, can benefit from the application. Şimşek emphasized the application is totally free and depends on free will of people. Şimşek also indicated they receive hundreds of thousands notices through notice website which was set up by Internet Head of Department at 2007 as subject to TİB, about internet addiction of children and cheated by someone else. Şimşek expressed that offering safe internet service by the government was added to agenda on these notices. Şimşek emphasized that safe internet is so important about bank fraud, abuse through internet, authors royalties and protection of family structure. EASY OF SMS FOR SAFE INTERNET By the way, ICTA offer easy of short message (SMS) for users who want to use safe internet application but don’t know where they should apply to. According to the decision, was taken by ICTA, opportunity will be provided to make subscription transaction for Safe Internet Service, can be carried out by SMS. In accordance with decision of the council, internet service providers which have more than 200 thousand subscribers will inform their subscribers about Safe Internet Service subscription transactions can be made by SMS, by making required preparation in a month. Internet service providers will specify numbers which subscribers have to send SMS in order to use one of “child” and “parent” profiles within the scope of Safe Internet Service, in the message. Internet subscribers can start to use safe Internet Service which they want, by writing “YES” and sending to same number. Subscribers which want to quit from the service, can stop the service by writing “CANCEL” and sending to the same number. By other regulation of ICTA, Safe Internet Service was made available to be used by legal person, corporate users. Within this scope, especially schools and corporate internet subscribers can benefit from Safe Internet Service which is offered completely costless.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

57


TARAFSIZ GÖZLEM

Rekabetteki Fiili Zorluklar Ve Teknolojik Çözümler Actual Competitive Challenges and Technological Solutions

Mehmet Taşaltın Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar (hakikatin kıvılcımları fikirlerin çarpışmasından doğar)

mtasaltin@ttmail.com

“Serbest Pazar”, “tam rekabet”, “gerçek rekabet”, gibi kavramlar; uzun yıllar sonra devlet tekelinden çıkarılmış sektörlerde çok tartışılıyor. Bu tartışmalardan tedirginlik duyanlar, tartışmaları yetersiz bulanlar ya da rekabet ortamını şeklen savunanlar olabilir. Tartışmalar daha uzun süre devam edecektir. Bir asır devlet tekelinde kalmış sektörlerin mükemmelen rekabetçi sektör haline dönüşmesini beklemek gerçekçi olmaz. *** Gerçek rekabet ortamı sadece tüketiciler için değildir.

The shining spark of truth cometh forth only after the clash of differing opinions... Concepts such as “Free Market”, “perfect competition” and “real competition” are discussed in industries in which state monopoly was prevalent for a long time. There may be people who are filled with apprehension due to these discussions, who think that these discussions are inadequate or who formally advocates the competitive environment. Discussions will continue for longer. It would not be realistic to expect that industries, which were under state monopoly for a hundred year, will become easily a perfect competitive industry. *** Real competition is not just for consumers. It is also important for manufacturers and operators.

58

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


Üretici ve işletmeciler için de önemlidir. Çünkü :“Hak edilmiş bedel ancak gerçek rekabet ortamında alınmış bedeldir” Devlet tekelinden rekabetçi pazara dönüşümler enerji sektöründe de yaşanıyor. Telekomünikasyon sektöründe tartışılan birçok sorun orada da var. Bu dönüşümdeki eksikliklerin, hukuksal ve fiili zorluklar nedeniyle giderilmesinin hemen mümkün olamayacağı zaten malum. Buna rağmen geçmişte kalmak zorunda olan dönüşüm uygulanmalarının, akademik bir olgunlukla tartışılması ülke yararınadır. Amerika’ya ulaşmak için de “Amerika’yı yeniden keşfetmemek” adı altında Amerika’yı ilk keşfedenlerin yöntemini uygulamak, Dönüşümlerin hata klasiğidir.

Because: “Well earned value is only earned in a real competitive environment.” Transformations from state monopoly to competitive market are seen also in the energy sector. Many problems discussed in the telecommunications sector are also experienced in that sector. Because of legal and factual difficulties, it is already known that these deficiencies cannot be filled immediately. However, academic discussion of older transformation applications is for the benefit of the country. In order to reach America, implementing the method of people who discovered America under the name of “not discovering America” is a classic error in transformations. ***

*** Bu tip dönüşümler ilk defa Türkiye’de olmuyor. Bu tartışmalar sadece Türkiye’ye has bir konu da değil. Dünyada, rekabetin önündeki zorlukları aşmak için teknolojide çözüm arayışları devam ediyor. Daha 10-15 sene gibi kısa bir süre önce frekans işgal etmeksizin havadan optik yöntemle (Free Space Optic) haberleşme yapılmasına imkân sağlayan cihazlar geliştirilmişti. Ancak yaygınlaşamadı Hemen aynı zaman dilimi içinde 380V. AG şebekesi üzerinden veri iletimini sağlayacak sistemler üretilmeye başlandı, kısaca PLC diye adlandırılan bu sistemler başlangıçta düşük hızlarda ve kısa mesafelerde çalışabilirken şimdi daha yüksek hızlarda ve daha uzun mesafelerde çalışabiliyor. “Ne işe yarayacak…” diyen bakışlara başlangıçta hak vermemek mümkün değil. PLC tekniği ile DSL gibi sadece internet amaçlı veri iletim ağının kurulması, pek mantıklı görünmez. Ama bir başka ihtiyaç ile birleştiğinde görüntü değişmeye başlar: Enerji dağıtım şebekelerinin işletilmesinde en büyük ihtiyaç şebekenin uzdenetimidir. Buna her bir sayacın okunması, uzaktaki arızadan anında haberdar olunması vb. dâhildir. Elektrik işletmecileri için uzdenetim eskiden beri bir ihtiyaçtır. Bu amaçla geçtiğimiz senelerde trafo merkezlerinin denetimi için bazı illerde GSM bazlı denetim sistemleri kuruldu, yine aynı amaç için İstanbul’da Trafolar arasında yüzlerce kilometrelik fiber-optik kablo altyapısı mevcut. Enerji iletim şebekelerinde bu ihtiyaç yıllarca yüksek gerilim hatları üzerinden çalışan analog kranportör sistemleri ile karşılanmıştı. Şimdi ise yine yüksek gerilim hatları üzerinden çekilen fiber optik kablolar ile karşılanıyor. Şehir içi dağıtım şebekelerindeki gün geçtikçe artan uzdenetim ihtiyaçları karşısında ise yeni teknolojiler devreye girmeye başlıyor. Bu teknolojilerle bir taraftan elektrik işletmecilerinin ihtiyacı karşılanırken diğer taraftan kişilerin internet vb. veri iletim ihtiyaçlarının karşılanması mümkün görünüyor.

Such transformations are not experienced for the first time in Türkiye. These discussions are not unique to our country. All over the world, people continue to seek solutions to overcome the difficulties related to the competition in technology. Not a long time ago, perhaps 10-15 years ago, devices were developed that allow for Free Space Optic method in communication. However they did not become popular. Almost during the same time, system was started to be manufactured which allow for transmission of data over 380V. AG network. These systems, which are called PLC in short, initially run at low speeds and short distances, but now can be run at higher speeds and longer distances. At first glance, it is not possible to disagree with people who say “What is good for...” Establishment of data transmission network only for internet, such as DSL, by using PLC technique does not appear very logical. But after coupled with another need, image began to change: The most important need in operating energy distribution networks is the remote control. This includes reading of each counter, being notified instantly of distant failure etc. For electricity operators, remote control is a longstanding need. For this purpose, GSM-based control systems were established for substation control in some provinces in the past; for the same purpose again, hundreds of kilometers of fiber-optic cable infrastructure are available between the current substations in İstanbul. In energy transmission networks, this need was met by carrier systems running through analog high-voltage power lines for years. Now it is met with fiber optic cables over high-voltage lines. As a result of increasing need to remote control in urban distribution networks, new technologies step in. While these technologies meet the needs of electricity operators, it seems possible that they may also meet individual needs of data transmission such as internet.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

59


TD HABER

SİBER GÜVENLİĞE ÖZEL YASA İÇİN ÇALIŞMA STUDY FOR SPECIAL ACT TO CYBER SECURTIY

S

A

Bilgi Güvenliği Derneği, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın himayesinde Barolar Birliği, Bilgi Teknolojileri Kurumu ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin destekleriyle “Siber Güvenlik Hukuku Çalıştayı” düzenledi. Çalıştay kapsamında kamu kurumu çalışanlarına siber güvenlik eğitimi de verildi.

“Cyber Security Law Workshop was organized with support of Bar Association, Information and Communication Technologies Authority and Ankara University Faculty of Law under auspices of Information Security Association, Transportation, Maritime and Communication Ministry. Cyber security training was given to public organization employee within the scope of the workshop.

iber güvenlik alanındaki risklerin artması nedeniyle bu alandaki yasal boşlukların doldurulması için bir çalışma başlatıldı. Bu kapsamda, Siber Güvenlik Hukuku Çalıştayı düzenlenirken, çalıştayda konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, bugüne kadar bu alanda acil ihtiyaçlara yönelik düzenlemeler yaptıklarını, bunun sürdürülebilir bir tedbir olmadığını belirterek, “Bilişim suçlarıyla ilgili müstakil bir hukuk sistemini mutlaka oluşturmalıyız” dedi.

study was started in order to fill in the legal gap due to increase risk in the field of cyber security. Within this scope, Cyber Security Law Workshop was organized and Transportation, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım has made a speech at the workshop and stated that they have made regulation intended for urgent need in this field and this is not sustainable measure, said: “We have to create independent judicial system related cyber security”.

ALKAN: HUKUKİ BOŞLUK DOLDURULSUN ALKAN: LEGAL GAP HAVE TO BE FILLED Çalıştayda konuşan Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Mustafa Alkan, Türkiye’de yurt içi ve dışından ciddi miktarda sanal saldırı ve tehditler bulunduğunu belirtirken, günde binlerce atak gerçekleştiğini aktardı. Alkan, “Kritik altyapılar olan başta olmak üzere su, enerji, iletişim ulaşım ve finans sektörleri ciddi tehdit ve tehlikeyle karşı karşıya. Bizim de bu konuda ciddi strateji ve politikalar izlememiz gerekiyor. Bu konuda hukuki anlamda altyapı boşlukları giderilmeli. İkinci olarak bu tür saldırılara karşı ulusal savunma gücümüzü oluşturmalıyız. Bu alandaki uzmanları bir araya getirerek bir savunma gücü kurulmalı. Siber gü-

60

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

Chairman of Information Security Association, Mustafa Alkan has made a speech at the workshop and stated that there are many of virtual attack and threats from domestic and foreign in Türkiye and thousands of attacks are made in a day. Alkan said: "Especially critic infrastructure, water, energy, communication, transportation and finance sectors are face to significant threat and risk. We have to follow significant strategy and policy in this field. İnfrastructure gaps have to be removed juristically. Later on, we have to create our national defense power against


venlikte bir strateji yayınlayarak, hangi kurum ve kuruluşun ne yapması gerektiği de belirlenmeli. Siber güvenlik ve kişisel verilerin korunması konusunda da yasal çalışmalar gündeme gelip, hayata geçirilmeli” dedi. ACARER: İLERDE BÜYÜK ZARARLAR OLUŞABİLİR BTK Başkanı Tayfun Acarer de artık sıcak savaş yerine kritik altyapılara siber saldırılarda bulunulduğunu belirterek, “Bugünkü saldırılar daha az maliyetle yapılıyor ama daha büyük zarar yaratıyor. Bir savaş uçağının değeri milyonlarca dolar ama on dolarlık bir solucan, savaş uçağından daha büyük zarar veriyor” diye konuştu. Vikileaks’in istihbarat belgelerini sızdırmasının yarattığı kaosu herkesin hatırladığını kaydeden Acarer, 2011 yılında siber saldırı yol açtığı zararın bir önceki yıla göre yüzde 56 oranında arttığını söyledi. Anonymous saldırılarına da değinen Acarer, “Bu saldırılar gündemimizde ciddi yer aldı. Bu konuda gösterilen tepkiyi anlamakta zorlanıyorum. Bu saldırılar çok duygusal ve münferit hareketler gibi değerlendirildi. Bu konuda önlem alınmazsa ilerde çok daha büyük zararlarla karşılaşılması kaçınılmaz” dedi. YILDIRIM: MÜSTAKİL HUKUK GEREK Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, eskiden savaşların topla, tüfekle yapıldığını, şimdi ise topun tüfeğin işe yaramadığını, artık sanal silahlarla savaşın gerçekleştirildiğini söyledi. Yıldırım, “Eskiden delikli demir çıktı mertlik bozuldu derdik, şimdi internet çıktı, hem mertlik bozuldu hem güvenlik yok oldu” dedi. Yıldırım, internetin de ilaç gibi olumlu yanlarının yanı sıra olumsuz yan etkileri bulunduğuna işaret etti. Bu etkilerin azaltılması gerektiğine belirten Yıldırım, bunun sadece yasal düzenlemelerle yapılamayacağını, farkındalığın da artması gerektiğini kaydetti. Siber saldırı yapılan yer ile saldırıya maruz kalan yer arasında hukuk geçişleri bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım,

this kind of attacks. Defense power has to be created by bringing specialist in this field together. Which institutions have to take which kind of measure has to be determined by publishing a strategy on cyber security? Legal studies on cyber security and protection of personal data have to be at two of the agenda and put into practice. ACARER: “SUBSTIONAL DAMAGES CAN BE OCCURED IN THE FUTURE Chairman of ICTA Tayfun Acarer also expressed that henceforth there will be cyber attacks to critic infrastructure instead of hot war and said: “Attacks of today are organized with lower costs but create bigger damage. Value of warplane is millions of dollars but 10 dollars worm give bigger damage than warplane.” Acarer stated that everyone remembers chaos of Wikileaks and damage arising of cyber attacks increased by 56 percent in 2011 compared previous year. Acarer mentioned Anonymous attacks and said: “These attacks took a significant place at our agenda. I have difficulties to understand reaction on this issue. These attacks were considered as emotional and individual actions. If measures don’t be taken, there will be bigger damage.” YILDIRIM: INDEPENDENT LAW IS A MUST Transportation, Maritime and Communication Minister, Binali Yıldırım stated that war was made with gun and rifle in the old days but today war is made with virtual guns. Yıldırım said: “We said that gun was invented, bravery disappeared, today both internets are invented and bravery disappeared.” Yıldırım expressed that internet has sideeffect as well as positive effects like medicine. Yıldırım expressed that these side effects have to be reduced and this can’t be with only legal regulation, awareness have to be increased. Yıldırım emphasized that there are law pass

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

61


TD HABER

saldırının farklı bir ülkelerden gerçekleştirilebildiğini, bu nedenle siber suçlarla mücadele için uluslararası hukuksal alt yapının sağlanması gerektiğini belirtti. Hayatın her alanında gün geçtikçe artan internet kullanımın bağlı olarak siber suçların da arttığına işaret eden Yıldırım, ekonomik her 4 suçtan 1’inin sanal ortamda işlendiğini söyledi. Yıldırım, son 2 yılda sanal ortamda işlenene ekonomik suçlarda yüzde 13 artış olduğuna dikkati çekti. Bunu yanı sıra siber ortamda birçok suç türünün ortaya çıkmaya devam edeceğini altını çizen Yıldırım, bu alanın kendi hukuksal düzenlemesini oluşturması gerektiğini belirtti. Uzmanların, bilişim suçlarıyla mücadelenin, suç oluşmadan önce yapılması gerektiğine işaret ettiklerini ifade eden Yıldırım, aksi takdirde mağduriyetin giderilmesinin mümkün olmadığını, çünkü internette fiilin çok hızlı yayıldığını, ceza vermenin de mağduriyeti gideremediğini anlattı. Bu nedenle uluslararası işbirliğinin şart olduğunu belirten Bakan Yıldırım, ulusal düzeyde çalışmaların da devam ettiğini bildirdi. 48 ülkenin imza koyduğu Siber Suçlarla Mücadele Sözleşmesini Türkiye olarak geçen sene imzaladıklarını hatırlatan Yıldırım, TBMM onayladıktan sonra sözleşmenin yürürlüğe gireceğini, bunun da sözleşmeye imza koyan ülkelerle adli işbirliği anlamına geldiğini kaydetti. Bugüne kadar acil ihtiyaçlara yönelik düzenlemeler yaptıklarını, bunun sürdürülebilir bir tedbir olmadığını belirten Bakan Yıldırım, ‘”Bilişim suçlarıyla ilgili müstakil bir hukuk sistemini mutlaka oluşturmalıyız” dedi.

between place where attack is made and is exposed to attack and attack can be made from foreign countries, therefore international legal infrastructure have to be created in order to struggle with cyber crimes. Yıldırım stated that cyber crimes increase depending on increasing internet use with each passing day in every part of life, 1 economic crime of each of 4 is committed in virtual environment. Yıldırım stated that economic crimes increased by 13 percent in last 2 years in virtual environment. Yıldırım emphasized many of crime type will increase in cyber environment and this field’s own legal regulation have to be created. Yıldırım expressed that specialist emphasized struggle with cyber crime should be made before crime is committed and told that otherwise relief is impossible because action spread in internet too fast and to impose a fine doesn’t solve damnification. Minister Yıldırım stated that therefore international collaboration is a must and international studies continue. Yıldırım reminded that as Türkiye, last year they signed Agreement on Struggle With Cyber Crimes which signed by 48 countries and agreement will be put into action after approval of TBMM and this mean judicial cooperation with countries with countries which signed the agreement. Minister Yıldırım expressed that they have made regulation intended for urgent need in this field and this is not sustainable measure, said: “We have to create independent judicial system related cyber security”.

İŞTE SONUÇ BİLDİRGESİ RESULT DOCUMENT Çalıştayın ardından yayınlanan sonuç bildirisinde şunlar kaydedildi: Hayatımızın birçok yönünü ve evresini kapsayan siber uzay altyapısının güvenliğinin sağlanması konusunun ciddi bir problem bulunurken, bu konuda gerekli eylemler ivedilikle hayata geçirilmeli. Etkili tedbirler alın-

62

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

Those were specified at the result document which was published after workshop: “While there are significant challenge on providing security of cyber space infrastructure which include many parts and stage of our


madığı takdirde gelecekte yaşanabilecek olumsuzluklar daha da artacak. Oluşabilecek siber güvenlik vakaları, hem maddi hem de manevi zararlar verebilir. Bu tür zararları büyük ölçüde engellenebilmesi için ilgili tüm taraflara görevler düşüyor. Kimi mevzuatlar siber güvenlik hukuku altyapısını destekliyor ancak sadece bu düzenlemelerle günümüz ihtiyaçlarının tümüyle karşılanması mümkün değil. Siber güvenlik hukuku mevzuat çalışmalarında, hukukçu, teknik kişi, sosyolog-psikolog gibi sosyal bilimci vb. farklı disiplinlerinden oluşan mesleki uzmanların katkı vermesi gerekiyor. Bireyleri ve toplumu siber güvenlik vakalarının muhtemel olumsuzluklarından korumak için, mevzuat, standart, eğitim ve denetleme unsurlarının tümünü içerecek kapsamlı bir altyapının ilgili taraflarının katkı ve katılımıyla oluşturulması gerekiyor. Siber güvenliğin sağlanması ve vatandaşlarının her türlü veri ve bilgilerinin korunmasının yasal güvence altına alınabilmesi için hukuk bütünlüğü içinde ilgili yasa ve yönetmelikleri içeren mevzuatın siber alandaki günümüz ihtiyaçlarını kapsayacak biçimde hazırlanması gerekiyor. Siber güvenlik alanında, uluslararası birlikte çalışılabilirlik mekanizmaları ve sözleşmeleri önem kazanıyor. Türkiye, Avrupa Konseyi Üyesi 47 ülke tarafından imzalanan “Siber Suçlar Sözleşmesini” imzaladı. Ancak sözleşmenin yürürlüğe girmesi için meclis onayı bekleniyor. Sözleşme iç hukuka da uyarlanmalı. Kişisel verilerinin korunmasıyla ilgili yasal düzenlemelerdeki boşluklar giderilmeli. Bu yasal düzenlemelerde ülkemizde vatandaşların en önemli kişisel verilerinden olan genetik ve DNA bilgilerin gizliliğinin sağlanması konularının göz önünde bulundurulması gerekiyor. Kamu kurumları ile bankacılık, telekomünikasyon vb. hizmet sunucu özel kuruluşlarının kullandıkları bilişim altyapıları, önceden belirlenmiş ve yasal düzenlemelerdeki ihtiyaçlara cevap veren standartlara sahip olmalı.

lives, required actions have to be taken urgently. In case of effective measure not to be taken, possible problems will increase in the future. Possible cyber security case can give both of economic and moral damage. All related parties have responsibilities in order to prevent all of these damages substantially. Some legislation support cyber security law infrastructure but with only these regulation to meet all needs of today completely is impossible. Occupational specialist from different field such as lawyer, technical specialist, sociologist- psychologist and social scientist should give contribution to cyber security law legislation studies. Comprehensive infrastructure including all elements such as legislation, standards, education and inspection, have to be created with contribution and participation of all related parties in order to individual and society from cyber security case. Legislating including related law and regulation law integrity include needs of today in cyber field in order to assure protection of every kind of information and document of people and provide cyber security. International interoperability mechanisms and agreements gain importance in the field of cyber security. Türkiye signed “Cyber Crimes Agreement” which was signed by 47 countries, member of Europe Council. But council approval is waited agreement to put into practice. The agreement should be adapted to domestic law. Gaps on legal regulations should be removed about protection of personal data. To provide privacy of genetic and DNA information which are the most important personal information of our citizen, should be considered. ICT infrastructure of public organizations, banking, and telecommunication and service provider private companies should have standards which have to meet predetermined requirements on legal regulations.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

63


RÖPORTAJ

Aydın Ersöz 1999’dan bugüne telekomünikasyon, finans, üretim, kamu ve hizmet sektörleri başta olmak üzere her sektördeki kuruluşlara platform bağımsız çözümler sunarak tamamen kendi kaynaklarımızla ürettiğimiz çözümleri şimdiye kadar 20’den fazla ülkeye ihraç etmeyi başardık.

Since 1999, we managed to export our solutions to more than 20 countries by offering platformindependent solutions to almost every sector including telecommunication, finance, manufacturing, public and service sector. We produce these solutions completely with our own resources.

64

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

TELEKOM DÜNYASI: Amerika’da bir süre çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönmeye karar verdiniz. Bu süreçten biraz bahsedebilir misiniz? AYDIN ERSÖZ: Aslında ben Amerika’ya 1980 yılında gidip, 1988 yılında döndüm. Çok da küçük bir yaşta gittim, 17 yaşındaydım ve giderken de dönme fikriyle gittim aslında. Dolayısıyla aslında planıma uyarak geri döndüm. Döndüğüm yıllarda Türkiye’de ülkenin gelişiminin hızlanmasından kaynaklanan bir heyecan vardı. Dolayısıyla beni ülkeye çeken bir cazibe de vardı. Genele uyarlanabilecek en önemli etki ise; Türkiye’nin fırsatlar ülkesi olma yolundaki ilerlemesiydi. Bu bahsettiğim tüm etkenleri bugün için de söylemek mümkün... Bugün de biraz da yabancı pazarların daralmasının da yansıması olarak yurtdışın-

TELEKOM DÜNYASI: After working a while in the USA, you decided to return to Türkiye. Could you please tell us about this process a bit? AYDIN ERSÖZ: Indeed I went to USA in 1980 and came back in 1988. Being 17, I was even too young and I already had the idea of coming back later. So I just followed my plan and came back. In the years I came back, there was an excitement in Türkiye, due to the acceleration in the development of the country. Therefore, there was an attraction which drew me to the country, too. The most general attraction was Türkiye’s progress towards being a country of opportunities. It is possible to talk about all these attractions for today, too. There’s a high demand from abroad today, which is also a reflection of the contraction in the foreign markets. Some of the people, who think


Aydın Ersöz, Innova Genel Müdürü General Manager of Innova dan çok sayıda talep alıyoruz. Türkiye’ye dönmeyi düşünenlerin bir kısmı yeni mezun olmuş ya da 1-2 yıldır yurt dışında çalışan genç arkadaşlar. Bu kesim için dönmen aslında biraz daha kolay. Fakar diğer taraftan da yurtdışında çok iyi yetişmiş ve iyi pozisyonlara gelmiş, yaşı daha ileri olan arkadaşlar var. Bu kesim ise genellikle ailevi nedenlerden ötürü dönmek istiyorlar. Bu kesim için ise dönmek daha zor. Her ne kadar aynı teknoloji kullanılıyor olsa da iş dünyası çok farklı. Belli bir yaştan sonra Türkiye’ye dönüp, aynı yerden devam edebilmek çok kolay olmuyor.

about coming back to Türkiye, are the young fellows who either have just graduated or have worked abroad for 1-2 years. In fact, it is easier for them to come back. But on the other hand, there are some older fellows who have been well-trained abroad and worked in high positions. They usually want to come back for familial reasons. It is more difficult for them to come back. Even though they use the same technology, the business world is very different here. Coming back to Türkiye and continue from the same point is not so easy after a certain age.

TELEKOM DÜNYASI: Uzun bir süre IBM’de çalışmışsınız.

TELEKOM DÜNYASI: You had worked for IBM for a long time.

AYDIN ERSÖZ: Amerika’da Silikon Vadisi’nde Rolm isimli, telefon sistemleri üzerine çalışan bir şirkette çalışıyordum. Ben bu şirkete katılmadan bir süre önce de IBM bu şirketi satın almıştı. Dolayısıyla

AYDIN ERSÖZ: In USA, I was working in a company, named Rolm, which worked on phone systems. Before I joined to this company, it had been bought by IBM. Therefore, I was working officially for IBM in

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

65


RÖPORTAJ

Amerika’da da kâğıt üzerinde bir IBM çalışanıydım. Türkiye’ye döndüğümde Türkiye’deki bilişim pazarı oldukça küçüktü ve ben tam olarak ne yapacağıma karar veremedim ve Amerika’daki deneyimimin sağladığı avantajlarla IBM Türkiye’ye başvurdum. IBM ile aramızda Amerika’dan da kalma bir bağ olunca, IBM Türkiye’de işe başladım ve 5 yıldan daha uzun bir süre farklı görevlerde çalıştım. IBM’den 1993 yılında ayrıldım ve o dönemde Türk bilişim sektöründe oldukça büyük yeri olan İnfo Grubu vardı ve İnfo Grubu’nda çalışmaya başladım. Ben işe başladıktan 3-4 ay sonra da Ümit Atalay işe alındı. Bu sayede de 1993 yılından itibaren kendisiyle birlikte çalışma fırsatımız oldu. Bu süreçte hep birbirini tamamlayan bir iş ilişkimiz oldu. O dönemde bir proje atamasıyla Ümit Atalay Ankara’ya gitti ve bu proje aslında benim de ilgi alanıma giren bir proje idi. Aslında bu proje 6 aylık bir proje olarak başladı ve Ümit Atalay 6 aylığına Ankara’ya gitmişti. Sonrasında devam etti ve yaklaşık 20 yıldır da Ankara’da. Devamında O Ankara’daki işleri takip etti. Ben ise İstanbul’daki işleri takip ettim ve bu model bizi kendi şirketimize kadar getirdi. 1999 yılında ikimiz de ayrıldık ve kendi şirketimizi kurduk. Aynı modelde de çalışmaya devam ettik. TELEKOM DÜNYASI: Sizin şirketinizi kurmadan önce de uzun bir süre aklınızda kendi işinizi kurma planı var mıydı? AYDIN ERSÖZ: Kendi şirketimizi kurmak isteğimiz vardı. 1999 yıllarında yeni yeni internetin kullanılmaya başlandığı dönemdi. İnfo’da geçirdiğimiz dönem Türkiye pazarını yakından tanıdığımız, yaptığımız projelerde fazlasıyla gözlem yapma şansımızın olduğu bir dönemdi. O dönemde gördük ki; yazılım konusunda ciddi bir ihtiyaç durumu söz konusu ve aslında Ümit’in de benim de temelimiz yazılım fakat İnfo’da görev aldığımız dönemde yaptığımız projeler yazılım üzerine değildi. Sektörde, özellikle de büyük kurumların karşılarında güvenebilecekleri, projelerini emanet edebilecekleri, aradan birkaç yıl geçtikten sonra hala beraber çalışabiliyor olabilecekleri, belirli ölçekte ve belirli teknik kabiliyette şirketler çok fazla değil ve burada bir boşluk olacağını ve bu tür bir işe yoğun talep olacağını gördük. Tamamen bu öngörülerle, yazılım projesi temelli, çok ufak bir ekiple şirketi kurduk. İlk işimiz ise; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne hem bir mimari master plan hazırlama hem de 2000 yılı hazırlığının yapılması projesi idi. Bu ihaleyi alan kurum da taşeron olarak bu projenin büyük bir kısmını bize verdi. Ankara’da bu projeyi yaparak başladık. Sonra da hızla alanımız genişledi. 2000 yılını bitirdiğimizde biz 3 milyon dolar seviyesinde bir ciro yapmıştık. Dolayısıyla aslında çok iyi bir çıkış yaptığımızı söyleyebilirim. O dönemde hızla gelen internet dalgasının ve artan yatırımların bize oldukça yardımı oldu.

66

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

USA. When I came back to Türkiye, IT market in Türkiye was very small and I couldn t decide what to do exactly; and using the advantages of my experiences in USA, I applied for IBM Türkiye. Thanks to my relations with IBM in USA, I began working in IBM Türkiye, and worked there for more than five years in different positions. I left IBM in 1993. In those days, Info Group had a great part in IT sector in Türkiye; and I began working for the Info Group. Ümit Atalay was employed 3-4 months after me. By this means I had the chance to work with him since 1993. During these years we always completed each other. At the time, Ümit Atalay was assigned to Ankara because of a project, for six months. I was also interested in this project, too. Indeed it began as a six-months-project and Ümit Atalay went to Ankara for those six months. But now he has been living there for almost 20 years. He had been conducting the business in Ankara, I had been conducting the business in Istanbul. This model resulted in our own company. In 1999, we both resigned and established our own company; and we continued working in the same model. TELEKOM DÜNYASI: Did you plan to set up your own business for a long time, before establishing your own company? AYDIN ERSÖZ: We had the will to establish our own company. The year 1999 was a time that internet came to be used recently. The time we spent in Info was the period that we got to know the Turkish market closely and had the chance to do obser vation through our projects. In this period we saw that there was a serious need in terms of software. Both Ümit and I had worked mainly on software; but the projects we did in the period we worked for Info, was not on software. There are not many companies in this sector with a certain scale and technical capability, which big institutions can rely on, entrust their projects, and continue working for many years. We realized this gap in this field and that there would be a big demand to this kind of a work. With all this foresight, we established our software project based company with a very small team. Our first project was the project of both preparing an architectural master plan for the Turkish Union of Chambers and Exchange Commodities and making preparations for the year 2000. The company which won the tender for this project gave a big part of it to us as the subcontractor. We began with this project in Ankara. Later, our field expanded rapidly. At the end of 2000, our turnover was 3 billion dollars. Therefore, I can say that we did a great job. The rapid wave of internet of that time and the increasing investments helped us quite a lot.


O dönemde internet piyasasında bir mihenk taşı olduğunu düşündüğüm “İş’te Yatırım”’ın portalini yaptık. Sonrasında da zaten 2001 krizi yaşandı. Fakat biz kendimizi doğru konumlandırmışız ki; o krizden yeni kurulmuş ve çok hızlı ilerlemiş bir şirket olarak çok büyük darbeler almadan çıktık. Kadromuzu taşımayı ve hatta 2001-2002 yıllarında büyümeyi başardık. Ne yazık ki; yaşanan bu krizler bizim gibi kurumların ihtiyaçlarına cevap verecek işler yapan şirketlerin sayısını oldukça azalttı.

We created the portal of “İş’te Yatırım”, which I saw as the touchstone of internet market in that period. Soon after, the crisis of 2001 happened. As we had positioned ourselves correctly, as a newly established and rapidly growing company, we got over this crisis without big injuries. We managed to keep our personnel and even to grow in 2001-2002. Unfortunately, this kind of crises experienced decreased the number of companies like us, which replied the needs of the institutions.

TELEKOM DÜNYASI: 2005 yılında da Anel Grup ile bir sözleşme dönemine girdiniz. Bu süreç nasıl gelişti?

TELEKOM DÜNYASI: You began the agreement process with Anel Group in 2005. How did this process proceed?

AYDIN ERSÖZ: Anel Grup 2005 yılında AnelTech halka arz olmuştu ve yeni açılımlar yapmak istiyorlardı. Daha çok donanım ağırlıklı bir firma olarak yazılımı da portföylerine katarak değer zincirinde daha yukarılara çıkma planlarıyla bu yönde görüşmeler başladı. Çok da hızlı bir ivme yakaladık. Çünkü iş alanları farklı da olsa hem yöneticilerini kendimize çok yakın bulduk hem de bizim gibi kendileri uğraşarak bir noktadan başka bir noktaya gelmişler. Anel Grup’un kendi tecrübelerinden hareketle bize getirdiği plan; şirketi halka arz etmek ve oradan gelecek fonlarla yeniden yatırım yaparak şirketi daha da büyütmekti. Bu yönde de oldukça hazırlıklar yaptık. Yine bu dönemde Türk Telekom ile görüşmeler başladı. Türk Telekom bizim İnnova’yı daha kurmadan önce yakın ilişkiler kurduğumuz ve en büyük müşterimiz olan kurumdu. Zaman içinde değişen yönetimiyle de yakın ilişkilerimiz oldu. Tüm bu görüşmelerin sonucunda Anel hisselerini Türk Telekom’a devretti ve biz de hisselerimizi sattık. Böylece İnnova, 2007 yılından itibaren %100 Türk Telekom iştirakı oldu. Kendi fikrimi söylemem gerekirse; her iki taraf için de çok hayırlı ve doğru bir karar verilmiş oldu. O dönemdem itibaren İnnova gerek Türk Telekom Grubu’nun içinde yaptığı büyük projelerle gerekse de yurtiçinde ve dışında yaptığı diğer projeler ile büyük bir ivme ile büyüdü. Nispeten kısa bir zaman diyebileceğimiz 3-4 yıl içerisinde, Türk Telekom şemsiyesi altında İnnova’nın çevresi oldukça değişti.

AYDIN ERSÖZ: Anel Group offered AnelTech to public in 2005 and wanted to make new expansions. Being a mainly hardware based company; they had a plan of climbing up in the value chain by adding software into their por tfolio. Thus our negotiations began and proceed rapidly. We felt intimate with their managers even though we had different work areas. Because they had worked a lot and reached to a cer tain point just like us. The plan that Anel Group presented us with reference to its experiences was to offer the company to public and grow the business by new investments with the help of the funds to be gained. We made many preparations in this direction, too. Again in this period we began debates with Türk Telekom. Our close relationship with Türk Telekom dated back to times before the establishment of Innova. It was our biggest customer. In the course of time we also had close relationships with the changing management. After all these debates Anel transferred its share to Türk Telekom. We sold our share, too. Thus, Innova became a 100% association of Türk Telekom in 2007. To tell my own opinion, it was a ver y beneficent and correct decision for both par ties. Since that period Innova has forged ahead, both with the big projects it realized within Türk Telekom Group and with the other projects in the countr y and abroad. In only 3-4 years, which may be called as a relatively shor t time, Innova has changed quite a lot under the umbrella of Türk Telekom.

TELEKOM DÜNYASI: Sektörün oldukça zorlandığı yıllarda bile siz büyüme rekorları kırdınız. Bunun sırrı nedir? Türk Telekom şemsiyesi altına girmeniz ile yeni pazarlara açılmanızın etkisi mi oldu? Daha önce de siz zaten bu hız ile büyümeye devam eden bir firma mıydınız? AYDIN ERSÖZ: İnnova kurulduğu günden itibaren bazı dönemler de ivmesi düşse de büyüyen bir şirket oldu. Ben büyük etkenlerden biri; biz büyüme odaklı, stratejisini büyümeye odaklamış bir firmayız. Çünkü bu stratejinin Türk pazarı için doğru olduğuna ve aynı

TELEKOM DÜNYASI: You broke records of growth even in those years when the sector had big difficulties. What is the secret of this? Was it the effect of your entering under the umbrella of Türk Telekom and expanding into new markets? Were you already a company continuing to expand so rapidly? AYDIN ERSÖZ: Since its inception, Innova is a continuously growing company, although its acceleration decreased in some periods. In my opinion, one

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

67


RÖPORTAJ

zamanda da bir ihtiyaç olduğuna inanıyoruz. Ekonomisi Türkiye’den daha küçük ülkelere baktığımızda; bilişim sektörüne hizmet veren ve dünyada sesini duyurmuş, 1000-2000 danışmanı olan, büyük ölçekli olan birkaç tane de olsa şirket olduğunu görüyoruz. Fakat Türkiye’ye baktığımızda bu ölçekte firmaları göremiyoruz. Türkiye dünyanın en büyük 17. ekonomisi ve ilk 10’a girmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla bu yönde ciddi bir ihtiyaç var. Şirketi ilk kurduğumuz günden itibaren hep bu noktaya odaklandık ve hedefimize doğru da gidiyoruz. Türk Telekom’un da bu konuda bize çok büyük katkıları oldu. En büyük katkısı ise; Türkiye’nin bilişim sektöründe büyük bir belirsizlik var. Zaten küçük marjlarla hareket ediliyor ve bu nedenle daralmalar kötü sonuçlarla noktalanıyor. Bundan dolayı biz her adımımızı çok fazla düşünüp atıyorduk ve bazen bu nedenle fırsatları kaçırabiliyorduk. Türk Telekom, bünyesinde daha rahat hareket edebiliyoruz. TELEKOM DÜNYASI: Sunduğunuz çözümlerde uzmanlık alanlarınız neler? AYDIN ERSÖZ: Yazılım, donanım ve danışmanlık hizmetleri başta olmak üzere firmalara uçtan uca bilişim çözümleri sağlayan İnnova Bilişim Çözümleri, farklı teknolojilerde bilgi birikimine sahip 700’e varan profesyonel kadrosu ile kurumlara bilgi teknolojileri alanında ihtiyaç duyduğu tüm çözümleri sunuyor. Uzmanlık alanlarımızı anlatırken iki yönümüzü ayrı ayrı ele almak isterim. Birincisi, sistem entegratörüyüz. Donanımdan, yazılıma; portal uygulamalarından, güvenlik çözümlerine; ERP gibi iş çözümlerinden Telekomünikasyon sektörüne odaklı çözümlere sayısız alanda iş ortaklarımız ile birlikte uçtan uca çözüm sağlıyoruz. Diğer yandan, kendimize ait ürün portföyümüz ve uygulamalarımız da mevcut… Doküman yönetim ürünümüz Documents İnnova, Spor organizasyonları yönetim ürünümüz Sports İnnova, self-servis kiosk çözümlerimizi topladığımız markamız Kiosk İnnova, PayFlex markamız altında bulunan ödeme sistemlerimiz İnnova’ya ait ürünlerimizden bazıları. Kendimize ait bu ürün portföyümüz bize özellikle yurtdışında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda çok büyük avantaj sağlıyor. TELEKOM DÜNYASI: Türk Telekom Grubu’ndasınız… Daha önce rakip operatörlere hizmet sunuyordunuz bildiğim kadarıyla… Bu hizmetlerinize devam ediyor musunuz? AYDIN ERSÖZ: 2007 yılında Türk Telekom grubuna katılmamız ile birlikte elbette Türk Telekom ile gerçekleştirdiğimiz projelerin sayısı arttı. Ancak biz, Türk Telekom grubu dışında, rakip operatörler de dahil olmak üzere çok geniş bir müşteri kitlesine hizmet vermeye devam ediyoruz. Ayrıca Telekom sektörü dışında kamu, finans ve genel sektörde de çok önemli

68

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

of the biggest factors is that we are a company focused on growth, the strategy of which is focused on growth. Because we think this strategy are right and also a necessity for Turkish market. Looking at the countries having smaller economy than Türkiye, we see at least few large-scale companies employing 1000-2000 consultants, serving to IT sector and being known in the world. But there is no such company in Türkiye. Türkiye is the world’s 17 th largest economy and plans to enter the top 10. Therefore, there is a serious need in this direction. We always focused on this point since we established our company and we are going towards our goal. Türk Telekom made a significant contribution to us in this regard. The biggest contribution is that we are able to move more easily within the body of Türk Telekom. In the past, we went over everything with a fine tooth comb and sometimes missed the opportunities. Because there is uncertainty in IT sector of our country and therefore margins are limited and shrinkages may lead to critical results. TELEKOM DÜNYASI: What are your areas of expertise in the solutions you offer? AYDIN ERSÖZ: Innova IT Solutions offers end-toend IT solutions particularly software, hardware and consulting services to companies. We provide ever y solution, needed by institutions in the field of information technology, and with our 700 professional staff specialized in different technologies. I would like to explain two separate fields of our specialization. First, we are a system integrator. From hardware to software, from portal applications to security solutions, from business-oriented solutions such as ERP to telecommunications sector-oriented solutions, we offer end-to-end IT solutions together with our partners in many field. On the other hand, we have our own product portfolio and applications. Our document management product called Documents Innova, Sports organizations management product called Innova Sports, self-service kiosk solutions under the brand of Kiosk Innova and payment systems under the brand of PayFlex are among them. Our own product portfolio provides us a great advantage particularly in foreign countries. TELEKOM DÜNYASI: You are within the Türk Telekom Group As I know, you would give service to competitive operators before, too. Are you continuing these services? AYDIN ERSÖZ: After participation to Türk Telekom Group in 2007, our projects with Türk Telekom increased of course. We, however, continue to ser ve a broader customer base, other than Türk Telekom group, including competing operators. In addition,


projelere imza atıyoruz. Örneğin 2011 yılı içerisinde Türk Telekom grubundan Assistt firması ile birlikte ALO 182 Hastane Randevu Sistemini hayata geçirdik. Ayda yaklaşık 1,2 milyon randevu verilen ve 70 ilde hayata geçirilen Alo 182 ve benzeri projeler ile sağlık alanında varız. Tahsilât çözümleri, portal uygulamaları, kiosk çözümlerimiz ve daha birçok alanda bankaların ihtiyaçlarına yönelik özel uygulamalarımızla öne çıkıyoruz. Ortadoğu’da çok sayıda banka ve şirket ile çalışıyoruz. Kamu alanında e-devlet projelerinde etkin biçimde yer almak istiyoruz ve bu alanda yoğun çalışmalarımıza devam ediyoruz. TELEKOM DÜNYASI: Yazılım ve hizmet ihraç ediyor musunuz? Bu konuda ne gibi çalışmalarınız var? AYDIN ERSÖZ: 1999’dan bugüne telekomünikasyon, finans, üretim, kamu ve hizmet sektörleri başta olmak üzere her sektördeki kuruluşlara platform bağımsız çözümler sunarak tamamen kendi kaynaklarımızla ürettiğimiz çözümleri şimdiye kadar 20’den fazla ülkeye ihraç etmeyi başardık. Genişleyen servis destek hizmetleri ağımızı Türkiye’nin dört bir yanına yayarken, biri Dubai’de olmak üzere toplam ofis sayımızı da 13’e çıkardık. Yurtdışında büyük projelerde yer aldık, sadece 2011 yılında Katar, Dubai, Kuveyt, Suudi Arabistan, Lübnan, Abu Dhabi ve Yunanistan’da yeni projelere imza attık. Yurt dışındaki satış operasyonlarımızı güçlendirmek için kurduğumuz İnnova Partner Program isimli çözüm ortaklığı programımızı genişleterek bu alandaki ekosistemimizi de genişletmek istiyoruz. TELEKOM DÜNYASI: Türkiye’nin 2023 hedefi hakkında düşünceleriniz?.. 160, hatta 200 milyar dolarlık bir bilişim pazarı sizce hayal mi? AYDIN ERSÖZ: Türkiye, demografik ve coğrafi konumu itibariyle bölgenin yazılım üssü olmaya çok uygun. Bilişim pazarını büyütmek için öncelikle pazar yaratmak gerekiyor. Örneğin Hindistan’da büyük ölçekli kamu projeleri yerel firmalara yaptırıldı ve bu projeler sayesinde Hindistan bugün bilişimde en önemli ülkelerden biri konumuna yükseldi. Türkiye’de de iç pazarda büyük ölçekli kamu projeleri yaratılırsa Türkiye’nin de bilişim alanında yıldızının parlayacağını öngörüyorum. Örneğin kamu tarafındaki projelerde artacak talep, ölçekleri dolayısıyla bilişim sektörüne de bir ivme kazandıracaktır. Gündemdeki Fatih projesi bu sebeple çok önemli... Türkiye›deki bilişim sektörünün yaklaşık yüzde 70›i donanım, yüzde 30›u yazılım ve hizmetlerden oluşuyor. Sektörün sağlıklı gelişebilmesi için bunun tam tersi oranda olması gerekiyor. Önümüzdeki yıllarda

we have very important projects outside telecom sector, such as in public sector, finance sector and in general. For example, we have actualized ALO 182 Hospital Appointment System together with Assistt, a Türk Telekom group company, in 2011. Now, Alo 182 is active in 70 cities and approximately 1.2 million appointments are made per month. We operate in the field of health with this and similar projects. We stand out with our collection solutions, portal applications, kiosk solutions and other special applications that meet the demands of banks in many areas. We work with many banks and companies in the Middle East. In the public field, we would like to take part effectively in the field of e-Government projects, and will continue to work intensively in this field. TELEKOM DÜNYASI: Are you exporting software and service? What kind of exercises do you have about this? AYDIN ERSÖZ: Since 1999, we managed to export our solutions to more than 20 countries by offering platform-independent solutions to almost ever y sector including telecommunications, finance, manufacturing, public and service sectors. We produce these solutions completely with our own resources. Expanding our network of service support services across Turkey, we increased the total number of our offices to 13, including one in Dubai. We took part in major projects abroad. In 2011 we put our signature under new projects in Qatar, Dubai, Kuwait, Saudi Arabia, Lebanon, Abu Dhabi and Greece. By extending our solution partnership program called Innova Partner Program, which we established in order to strengthen our sales operations abroad, we want to expand our ecosystem in this area. TELEKOM DÜNYASI: What are your opinions about Türkiye’s target of 2023? Do you think that an IT market of 160, even 200, billion dollars is just a dream? AYDIN ERSÖZ: Türkiye is very convenient to be the software base of the region in terms of its demographic and geographic location. In order to expand IT market, new markets need to be developed. For example, large-scale public projects in India were carried out by local companies and today India is one of the most important countries in informatics. If we manage to create large-scale public projects in domestic market, I may predict that Türkiye will also rise in the world. For example, increasing demand in public projects will also accelerate IT sector. Fatih project on the agenda is very important for this reason...

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

69


RÖPORTAJ

şirketlerin bilişime hak ettiği değeri vereceği ve sektörün yazılıma yüzünü döneceğini düşünüyorum. 2023 hedefleri kapsamında Türkiye’de bilişim sektörünün büyümesi, yurtdışından gelecek talepler ile de doğru orantılı, ancak sadece Ortadoğu’ya yönelik iş yaparak 2023 hedeflerine ulaşamayız. Öte yandan önce iç pazardaki talepleri karşılamaya yönelik büyüklükte bilişim yapılarının kurulması gerekiyor. Şirketlerimiz bu büyüklüğe ulaşınca Ortadoğu ve diğer ülkelere yönelme yönünde çalışmaların yapılması faydalı olacak. Ar-Ge alanındaki teşvikler de oldukça faydalı. İnnova olarak işimizin büyük kısmını Ar-Ge oluşturuyor. Ar-Ge çalışmalarımız sayesinde özel ürünler geliştiriyoruz ve kendimize ait yazılım portföyümüz bize özellikle yurtdışında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda çok büyük avantaj sağlıyor. Diğer yandan, Bilişim sektörünün olmazsa olmazı, teknokentlerin varlığı kritik öneme sahip. Üniversitelerle yapılan ortak projelerin sektördeki dinamizmi de kuvvetlendirdiği kanısındayım. Ancak, sektörün gelişmesini engelleyen kimi yaptırımlar ve denetimler mevcut. Teknokent yasasının değişim sürecini tüm sektör gibi İnnova olarak biz de yakından takip ediyoruz. TELEKOM DÜNYASI: Şirketinizin adı inovasyon kelimesinden geliyor. TT Grubu’na katıldığınızdan bu yana, gerek gruba, gerekse sektöre ne gibi inovasyonlar getirdiniz? AYDIN ERSÖZ: İnnova olarak her zaman ilkleri yapmayı hedefleyen bir şirket olduk. Gerçekleştirdiğimiz uygulamaların büyük çoğunluğunda “ilk”leri yapma hedefimize yönelik çalıştık. Örneğin Türk Telekom için geliştirdiğimiz Multimedya Ankesörlü Telefonlar Türkiye’deki ilklerimize güzel bir örnek. PayFlex Sadakat Sistemi çözümlerimiz ile yurtiçinin yanı sıra yurtdışında birçok başarılı projeye imza attık. Kiosk konusundaki deneyim ve tecrübelerimiz bize yurtdışından ödüller getirmeye devam ediyor. Son olarak ASKİ için geliştirdiğimiz ASKİMATİK ile Avrupa Kiosk Birliği tarafından “E-Goverment” kategorisinde en başarılı proje seçildik. Vize veren, bilgilendirme amaçlı çeşitli demo kiosklarımız ile yurtdışında da bu alanında birçok ilke imza attık. Ayrıca spor oyunları teknolojilerinde Türkiye’nin tek yetkin çözüm entegratörüyüz, bu kapsamda özellikle son dönemde ülkemizde gerçekleştirilen büyük spor oyunları için geliştirilen inovatif oyun yönetim sistemimizden de bahsetmek isterim. Türkiye’yi uluslararası arenaya taşıyan ilk oyun girişimi olan Erzurum 25. Dünya Üniversiteler Kış Oyunları (Universiade 2011) ve Türkiye’nin ilk olimpiyatları olma özelliğini taşıyan Trabzon Avrupa Gençlik Olimpik Oyunları’nda bilişim altyapısını hazırladık.

70

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

In our country, about 70 percent of IT sector consists of hardware and 30 percent consists of software and services. In order to achieve a healthy growth, these rates should be the exact opposite. I think, companies will give due consideration to software and the sector will give weight to software in the coming years. Within the scope of 2023 targets, the growth of IT sector in Türkiye is in direct proportion with demand from abroad, but we cannot reach 2023 targets by doing business only with the Middle East. On the other hand, IT structures need to be established first to meet the demands of the domestic market. When our companies reach to this size, we can go towards the Middle East and other countries. Incentives in the field of R&D are also very useful. A large part of our business as Innova is R&D. We develop customized products through our R&D studies and our own software portfolio gives us a great advantage. On the other hand, the presence of techno cities, which is sine qua non of IT industry, is of critical importance. I believe that joint projects with universities strengthen dynamism of the sector. However, there are some sanctions and inspections that impede the development of the sector. Like the entire sector, we as Innova closely follow the process of change in the law of techno city. TELEKOM DÜNYASI: The name of your company comes from the word innovation. What kind of innovations have you done both for TT Group and for the market since joining to TT Group? AYDIN ERSÖZ: Innova is a company which always aims to break grounds. In the vast majority of our applications, we tried to reach our goal. Multimedia Pay Phone, which we developed for Türk Telekom, is a good example in this respect. With our PayFlex System Solutions, we have accomplished many successful projects in our country as well as abroad. Our experience in Kiosk continues to bring us awards abroad. Finally, ASKIMATIK that we have developed for ASKI was chosen as the most successful project under the category of “e-Government” by the European Union. With our demo kiosks offering visa or making notification, we break grounds in this field. In addition, we are the sole competent solution integrator in sports technologies. In this context, I want to mention the innovative sports management system that we developed especially for large-scale sport events recently organized in our country. We provided IT infrastructure of the 25 th Winter Universidad, organized in Erzurum in 2011 and introduced our country in the international arena, and also Trabzon European Youth Olympic Games, which is also a first in our country.



KİŞİ-CELL

Bilişimde Kadının Yeri Status of Women in ICT

Mustafa Aykut

mustafa.aykut@turktelekom.com.tr

72

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

Bilişim teknolojileri yaşamımızda gitgide daha sağlam yer edinedursun, acaba kadın-erkek aynı oranda bu yeni transformasyondan yararlanabiliyor muyuz? Avrupa Birliği bir süredir bilişim teknolojilerinin toplumdaki herkesi kucaklayarak, bütünleştirmesi gerekirken, adeta ayrımcılığa neden olduğunun farkına vararak yeni projeler başlattı. ‘eSkill’ adlı inisiyatif ile kadınlar için daha güvenli, daha fazla erişim imkanları olan ve yaşamın daha kolay olduğu bir geleceğin hazırlanması amaçlandı. Söz konusu inisiyatifte, kadınların bilişim sektöründe daha yaygın olarak çalışması teşvik edildi. Politikacıların ülkelerinin kalkınmasında yeni iş alanları açarken kadınları bilişim dünyasına kazandırmayı düşünmeleri yalnızca bir temenniden ibaret değil. İstatistikî verilere bakıldığında buna uygun bir ortamın zaten mevcut olduğu ancak değerlendirilemediği kolayca anlaşılıyor.


Örneğin, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yapılan araştırmalara göre, bilimsel konular söz konusu olduğunda okullardaki kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha başarılı oldukları gözlemleniyor. Ne var ki; eğitimini yüksek lisans ve doktora ile ileriye taşımak isteyenler arasında kadınların oranı erkeklerinkinden daha geride kalıyor. Tüm doktora öğrencilerinin %45’i kadın iken, fizik, kimya, matematik gibi temel bilimler ya da bilgisayar gibi teknik ağırlıklı bölümlerde doktora yapan kadınların oranı birden %41’e düşüyor. Elektrik, makine, inşaat mühendisliği gibi bölümlerin doktora öğrencileri arasındaki kadın sayısının ise neredeyse dikkate değmeyecek oranlara düştüğünü görüyoruz. Neden-sonuç ilişkilerine baktığımızda bir başka istatistikî veri gözlerden kaçmıyor. Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin ortalamaları incelendiğinde, özel sektörde fizik, matematik ve mühendislik gibi teknik birikim gereken işlerde çalışan kadınların erkeklerden %22 daha az kazandığı anlaşılıyor. Kamu sektöründe bu oran ne yazık ki; %29’a ulaşıyor. Teknik destek personelinde ise kadınların erkeklere göre aldığı maaş özel sektörde %26, kamu sektöründe ise %27 daha az. İlginçtir; kadın-erkek maaş farklılaşmasının yaş ile yakından ilişkisi var. Yaşı ilerlemiş bilim kadınları, mühendisler ve teknik personel erkeklerden çok-çok daha az maaş alıyor. Yıllar içerisinde y a ş l a n ı rken den ey i m -

While information technologies become more and more important in our lives, we wonder if men and women equally benefit from this new transformation are we? The European Union started new projects by realizing that ICT causes almost a discrimination instead of embracing and integrating everyone in the society. The initiative called “eSkill” aims to prepare a future which is safer for women, provides more access opportunities and makes the life easier. By means of this initiative, women are encouraged to work in IT sector more commonly. Politicians have to think seriously to reintegrate women into the IT world while opening new business areas for the development of their countries. Looking at the statistical data, it is seen that such an environment already exists, but it is not used easily. For example, according to the surveys carried out in the European Union member countries, it is observed that girls are more successful boys in the schools when it comes to scientific issues. However, among those who want to continue their education with master and doctorate, the rate of women are falling behind the ratio of men. 45% of all doctoral students are women, however this rate decreases to 41% in basic sciences such as physics, chemistry and mathematics, and technical fields such as computer. Among doctoral students in departments such as electrical, mechanical, civil engineering, the number of women decreases such that is is almost not worth considering. When we look at the cause-effect relationship, another statistical data stands out. Examining the average of 27 countries of 27 EU member countries, it is seen that women earn 22% less in fields which require technical knowledge such as physics, mathematics and engineering in the private sector. Unfortunately, this ratio reaches to 29% in public sector. Among technical support personnel, the salary of women is 26% less in comparison with the salary of men in private sector and 27% less in public sector.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

73


KİŞİ-CELL

leri ile kendilerini kanıtlama fırsatı bulsalar bile maaşları erkeklerinkinden daha fazla uzaklaşıyor. 15-35 yaş aralığındaki teknik birikimli kadın çalışanlar ortalama olarak erkeklerden sadece %17 oranında daha az maaş alırken, bu oran 45-54 yaş aralığındaki kadınlar için ortalama %38’e yükseliyor. Bu kadarla da kalmayan eşitsizlik Fortune Dergisi’nin yaptırdığı bir pazar araştırması ile gözler önüne daha belirgin olarak seriliyor. Söz konusu araştırmanın sonuçlarına göre, dünyanın en büyük ilk 500 şirketinden sadece 13’ünün yönetim kurullarında kadın üye var. Bunlardan da sadece birisi teknoloji ağırlıklı bir şirket... Avrupa’daki şirketlerde bu oranlar biraz yüksekse, buna İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya gibi ülkelerin izledikleri politikalar neden oluyor. Eldeki verilerin bu denli kadınların aleyhine olmasının çeşitli nedenleri var. Bu nedenlerin başında, elbette, kadınların yeteneklerinin hak ettikleri gibi değerlendirilememesi geliyor. Heba edilen bu potansiyel ne yazık ki; yetenek gerektiren işgücü açıklarında kullanılamıyor. Bir başka neden ise, mesleğe girmek, kariyer yapmak isteyen kadınların önünde erkeklerde olduğu kadar rolmodellerin olmaması... Özellikle bilişim sektöründe pozisyonlarıyla kitleleri özendirebilecek kadınların sayılarının belli bir eşiği aşması gerekiyor. Ancak o zaman kalıplaşmış (streotypes) ön yargılar bertaraf edilebilir. Aynı şekilde, akademik çalışmalarda yönetici pozisyonlardaki kadınların sayısındaki artış, doktora ve doktora sonrası araştırmalar yapacak kadınların sayılarının artması için tetikleyici olacaktır. Son olarak, şirketlerin yönetim kurullarına kadınların daha fazla girebilmesinin yolu açıldıkça, bu konuda bariyerlerin kırıldığının işareti olarak algılanacaktır. Politik karar alan makamlardaki kadın sayısının artması da hem kadınların sorunlarını doğrudan kolayca iletebilmelerine, hem bilişim sektöründe kendilerine daha kolay iş bulmalarına yönelik politikaların üretilmesine, hem de örnek olabilecek rol-modellerin bu makamlarda da ortaya çıkmasına neden olacaktır.

74

Interestingly enough, male-female wage differentiation is a closely related with the age. Among scientists, engineers and technical personnel, older women earn much less than men. Although they have opportunities to prove themselves with their experience over the years, their salaries are much less. Female technical staff between the ages of 15-35 earn 17% less in average, but this ratio reaches to 38% for women between the ages of 45-54. Inequality is not limited to these facts, ant it is seen more clearly in a market survey carried out by Fortune Magazine. According to the results of this research, only 13 of the world’s top 500 companies have female members in their board of managers. One of them is a technology based company... These rates are slightly higher in companies in Europe, as a result of policies pursued by countries such as Sweden, Norway, Denmark and Finland. There are several reasons why these figures are so disadvantageous to women. Of course, rating woman’s capabilities deservedly is the main reason. Unfortunately, this potential is wasted and is not used in labor deficits that require skill. Another reason is the fact that women who wish to enter the profession and build a career do not have role-models... The number of women in encouraging positions especially in IT sector should exceed a certain threshold. This is the only way to eliminate stereotypes. Similarly, an increase in the number of women having executive positions in academic studies will be a trigger to increase the number of women who want to make doctoral and postdoctoral researches. Finally, an increase in the number of women in boards of managers will be perceived as a sign that barrier was broken. As the number of women in positions making political decisions, women can easily communicate their concerns directly, new policies can be produced to make it easy to find job in IT sector and also role-models can be provided for these positions.

Sosyal ağların ve medyanın gücünün son yıllarda hızla yükselmesi, kadınların iletişim ve etkileşim imkânlarını artırmış, iş hayatlarında daha talepkar olmalarını sağlamıştır. Bu eğilimin artarak ilerleyeceğinden kuşku duyulmuyor. Geleceğin bilişim sektöründe olduğuna inananların sayısı her zamankinden daha çok. Bilişim sektöründeki her potansiyeli değerlendirerek öne geçmek isteyen ülkeler kadın-erkek ayırımı yapmaksızın ellerinde ne varsa kullanmayı hedefliyor, politikalarını ve eğitim sistemlerini buna uyarlayacak şekilde elden geçiriyorlar. Kuşkusuz, söz konusu potansiyelin önemli bir parçasını kadınlar oluşturuyor.

The rapid rise of social networks and media power in recent years has increased the opportunities for communication and interaction of women and therefore women have become more demanding in their professional lives. There’s no doubt this trend will become more apparent. The number of people who believe that future lies in IT is more than ever before . Targeting to get ahead in IT sector, countries plan to evaluate all the potential without distinction between male and female, and revise their policies and education systems accordingly. Of course, women constitute an important part of this potential.

Not. Yazımızdaki istatistikî değerler Avrupa Komisyonu’nun’Women and ICT Status Report’undan alınmıştır.

Note: Statistical values in our article have been taken from ‘Women and ICT Status Report’ prepared by the European Commission.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


Veri hizmetleriniz için yüksek maliyetli yatırımlar yapmaktan hemen kurtulun. Türk Telekom güvencesi ve teknolojisiyle artık verileriniz emin ellerde. Türkiye’nin ilk Tier3 sertifikalı Veri Merkezi TTVM ile Sunucu Barındırma, Sunucu Kiralama, Yedekleme, Depolama, BuluTT, E-posta Barındırma ve daha fazlası, yüksek bant genişliğiyle hizmetinizde.

Verilerinizi bize emanet edin, işinize güvenle devam edin!


TD HABER

TÜTED EĞİTİM VE TEKNOLOJİ DANIŞMANLIK MERKEZİ PROJESİ BAŞLIYOR TÜTED EDUCATION AND TECHNOLOGY CONSULTANCT CENTER PROJECT STARTS

T

üm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED), Yıldız Teknik Üniversitesi ve Türk Telekom Akademi işbirliği ile gerçekleştireceği Eğitim ve Teknoloji Danışmanlık Merkezi projesini duyurdu. Telekomünikasyon sektöründe kurulmuş ilk sivil toplum kuruluşu olan TÜTED böylece bir ilke imza atarak “sektör-akademisivil toplum kuruluşu” işbirliğinin mimarı oldu. İstanbul Kalkınma Ajansı ve Türk Telekom’un verdiği destekle hayata geçecek olan Eğitim ve Teknoloji Danışmanlık Merkezi ile sektör çalışanlarının bilgi seviyesinin yükseltilerek niteliklerinin artırılması, ara eleman kalitesinin yükselmesi sonucu istihdam olanaklarının genişletilmesi ve sektörün bölgesel ve ulusal rekabet gücünün artırılması hedefleniyor. Etkinlik T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım, BTK Başkanı Tayfun Acarer, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü İsmail Yüksek, Türk Telekom İnsan Kaynakları, Destek ve Regülâsyon Başkanı Şükrü Kutlu ve TÜTED Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu’nun yaptıkları konuşmalarla başladı. Etkinlikte, üniversite, kamu kurumu ve sektörün önde gelen STK’ları, başkanlar ve üst düzey yöneticiler seviyesinde temsil edildi. MÜFTÜOĞLU: “YERLİ FİRMALARI ULUSLARARASI DÜZEYE ÇEKECEĞİZ” TÜTED Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu, Eğitim ve Teknoloji Danışmanlık Merkezi projesinin amaçlarını “Telekomünikasyon sektörünün, teknoloji ve inovasyon ihtiyaçlarına

76

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

A

ssociation of All Telecommunication Businessman (TÜTED) announced Education and Technology Consultancy Center project which collaboration of Yıldız Technical University and Türk Telekom. TÜTED, is the first nongovernmental association in telecommunication sector, breaking a new ground and become architect of collaboration of “sector-academy-nongovernmental association”. By Education and Technology Consultancy Center, will be carried out with support of Istanbul Development Agency and Türk Telekom, it is aimed to increase qualification of sector employees by enhancing knowledge level, expand employment opportunities as a result of increasing quality of intermediate staff and increase regional and national competition capacity of the sector. The event started with speech of T.C Transportation, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım, Chairman of ICTA Tayfun Acarer,Rector of Yıldız Technical University İsmail Yüksek, Türk Telekom Human Resources, Support and Regulation Director Şükrü Kutlu and Chairman of TÜTED Adil Zafer Müftüoğlu. University, public organizations and leading NGOs of the sector were represented ar top level executive at the event. MÜFTÜOĞLU: “WE MOVE DOMESTIC COMPANIES TO INTERNATIONAL LEVEL” Chairman of Adil Zafer Müftüoğlu summarized targets of Education and Technology Consultancy Center as “To in-


yönelik verilecek teknik eğitimler ile mevcut ve potansiyel işgücünün teknolojik yeteneğini artırmak, yeni araştırmacı ve geliştirmeci yetiştirmek, yerli firmaların teknoloji ve bilgi seviyelerini uluslararası düzeye çekmek” olarak özetledi.

crease technologic ability of current labor force by technical training intended for technology and innovation needs of telecommunication sector, to train new researchers and developer, to move technology and information level of domestic companies to international level”.

Türk Telekom İnsan Kaynakları, Destek ve Regülasyon Başkanı Şükrü Kutlu ise şöyle konuştu: “Türk Telekom olarak, üniversite-sanayi işbirliğinin güzel örneklerinden biri olacağını düşündüğümüz TÜTED Eğitim ve Teknoloji Danışmanlık Merkezi projesinde hem maddi hem de eğitim programlarının gerçekleştirilmesine katkı sağlayarak destek veriyoruz. Bu proje kapsamında ülkemizin Ar-Ge alanında yetişmiş, bilgi birikimi açısından zengin, genç yetenekler kazanması adına, sosyal sorumluluk bilinciyle sertifika programlarına TÜTED ile birlikte imza atıyoruz. Sektöre hizmet edecek gerekli insan sermayesinin oluşturulması ve sektörün geliştirilmesi için Türk Telekom Akademi ve TÜTED arasında bir işbirliği geliştiriliyor. Bu projeyi sektörümüzün uluslararası rekabet gücünü artırmaya yönelik önemli bir adım olarak görüyoruz.”

Türk Telekom Human Resources, Support and Regulation Director, Şükrü Kutlu said: “As Türk Telekom, we give support by making contribution economically and to education programs of TÜTED Education and Technology Consultancy Center which we think the project will be good example of university-industry collaboration. Within the scope of the project, we sign with TÜTED social responsibility consciously to certificate programs for our country to gain young talent who trained in the field of R&D, knowledge-rich. Collaboration is created between Türk Telekom Academy and TÜTED in order to improve the sector and to create require human capital for the sector. We consider the project as important step intended for increasing international competition power of the sector.”

YÜKSEK: “ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMLİ BİR ADIMI” Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü İsmail Yüksek “TÜTED Eğitim ve Teknoloji Danışmanlık Merkezi projesi, üniversite

YÜKSEK: “IMPORTANT STEP OF UNIVERSITY INDUSTRY COLLABORATION” Rectors of Yıldız Technical University, Yüksek said: “TÜTED Education and Technology Consultancy Center project will be important step of university and industry collabora-

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

77


TD HABER

ile sanayi işbirliğinin önemli bir adımı olacaktır. Projenin de yer alacağı YTÜ’nün Davutpaşa’daki Teknopark’ında halen 140 firma ve 2500 Ar-Ge mühendisi çalışmaktadır ve 100’e yakın öğretim görevlimiz burada danışmanlık hizmeti vermektedir. Tüm bu rakamlara son iki yıl içerisinde erişilmiş olup önümüzdeki iki yıl içerisinde ise 400 üzerinde firmanın önümüzdeki Teknopark’ta yer almasını bekliyoruz. Sektördeki tüm firmalara üniversitemizin laboratuvarlarını alanlarını kullanıma açarak üniversite sanayi işbirliğini geliştirmek için her türlü desteği vermeye hazırız” dedi. ACARER: “ARA ELEMAN İHTİYACI DAHA DA ARTACAK” BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer ise şunları söyledi: “Birkaç ay sonra yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret Kanunu ile çağrı, hosting ve bakım hizmet destek merkezleri gibi yeni iş alanlarında ciddi sayıdaki ara eleman ihtiyacı daha da artacak. Türkiye’de yaklaşık 100 bin civarında anonim şirket, 1 milyon civarında limited şirket bulunuyor. ICT sektöründe özellikle veri giriş elemanı, yazılım uzmanı gibi farklı 50’den fazla pozisyon bulunuyor. Özellikle son dönemde sistemlerin güvenlik, yazılım veri tabanı gibi uzman eleman ihtiyacı artıyor. Ara elemanda web tasarımcılığı, ağ teknolojileri, genel bilgisayar konularında da son yıllarda eğitim ihtiyacı hızla artıyor. Üniversitelerimizde bu alanda her yıl 10 bin civarında eleman yetişiyor. Şu anda bilişim sektöründe yaklaşık 200 bin eleman çalışıyor. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde 70 bin civarında elamana ihtiyaç olacak. Bu kadar elemanın yalnızca üniversitelerde yetiştirilmesi olanaksızdır. Bilgisayar, elektronik, haberleşme mühendisi gibi kadrolardaki öğrencilerden yeni mezunların hızla yurtdışına gittiğini, dolayısıyla bu sektördeki eleman ihtiyacının hızla arttığını ve matematik, fizik endüstri gibi branşlardan da bu alana doğru kaymalar olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bu tür eğitim ve sertifika programları büyük önem taşımaktadır.” Dr. Acarer, TÜİK verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 24,2 milyon çalışan bulunduğunu, ICT sektöründeki istihdam oranının bunun yüzde 1,5’una denk geldiğini

78

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

tion. 140 companies and 2500 R&D engineer work in the Technopark in Davutpaşa Campus of YTU where the project will be located. These numbers were achieved in last two years and we expected more than 400 companies will take a part in Technopark. We are ready for giving every kind of support in order to develop university and industry collaboration by opening laboratory of our university to all companies in the sector.” ACARER: “NEED FOR INTERMEDIATE STAFF WILL INCREASE MORE” Chairman of ICTA, Dr. Tayfun Acarer said: “Need for intermediate staff in the field of operation such as call, hosting and maintenance service support centers will increase more by new Turkish Trade Act which will be came into force after a few months. There are approximately 100 thousand joint-stock companies and 1 million limited companies in Türkiye. There are more than 50 positions such as data entry staff, software specialist in ICT sector. Especially in the recent period, needs for specialist staff of systems for security and software database increase. Training needs in the field of web design, network technologies and general computer rapidly increase in recent years by intermediate staff. Approximately 10 thousand intermediate staff is trained by universities in each year. There are around 200 thousand staff in ICT sector. There will be approximately 70 thousand staff need in next 3 years. To train all of these staff by universities is impossible. We see that newly graduated people from computer, electronic, communication engineering departments go to abroad and staff need in these fields rapidly increase and people in mathematics, physic and industry departments head for to this field. For this reason, these kinds of education and certificate programs have great importance.” Dr. Acarer expressed that there are approximately 24,2 million employees in Türkiye according to TUIK (Turkish Statistical Institute) and employment rate of ICT sector equal to 1,5 percent of this number, said: The rate is approximately 6 percent in OECD coun-


belirterek, “OECD ülkelerinde bu oran yaklaşık yüzde 6. Bu açığı kapatmak için çok çalışmamız gerekmektedir” dedi ve Eğitim ve Teknoloji Danışmanlık Merkezi gibi yapılanmaların önemini vurguladı.

tries. We have to work hard in order to meet the deficit and emphasized importance of structuring like Education and Technology Consultancy Center. MÜFTÜOĞLU:“50 PERCENT OF R&D SHARE FOR ICT”

MÜFTÜOĞLU:“AR-GE PAYININYÜZDE 50’Sİ BİLİŞİME” T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali Yıldırım ise şöyle konuştu: “Bilgi ve iletişim sektörü çok dinamik. Bu nedenle insana yatırım yapmak çok önemli. Bilgi-iletişim alanında özellikle insanımıza yatırım yapmamız lazım. Bu nedenle bilgi teknolojileri konusunda eleman yetiştirmek, bu alanda eğitimleri artırmak gerekiyor.” Bakan Binali Yıldırım bu konudaki hükümet vizyonunu şöyle özetledi: “Ülkemizde Ar-Ge’ye ayrılan pay halen yüzde 0,8 oranında. Hükümetimizin 2023 hedefi bu oranın artarak en az yüzde 2,5 olması. Ülkemizin GMSH büyüklüğü düşünüldüğünde bu, Türkiye’nin 4 milyar dolar civarında kaynağı Ar-Ge’ye ayıran bir ülke olması anlamına geliyor. Bu paydan da en çok bilişim sektörünün yararlanması ve bu rakamın yüzde 50’sinin bilişim sektörüne ayrılması planlanıyor.”

T.C Transportation, Maritime and Communication Minister, Binali Yıldırım said: “Information and communication sector is so dynamic. Therefore, making investment to human is so important. We have to make investment especially on human in the field of information and communication. Therefore, we have to train and staff and increase training in the field of information technologies.” Minister Yıldırım summarized vision of the government about the issue as follows: “Allocated share for R&D is still around 0,8 percent in in our country. Our country’s target for 2023 the rate to be 2,5 percent at least by increasing. Considering size of GNP of our country, Türkiye should allocate approximately 4 billion USD to R&D. It is planned ICT sector will benefit from the share mostly and 50 percent of the amount will be allocated to ICT sector.”

Bölgesel teşviklerin daha da çeşitlendirileceğini söyleyen Bakan Binali Yıldırım, sektörel teşviklerde de belirli büyüklüğe sahip sektörel stratejik ürünleri destekleyeceklerini bildirdi. Bakan Binali Yıldırım sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizin en önemli konusu cari açık. Cari açığın önemli bir kalemini de elektronik teçhizat ithalatı oluşturuyor. Bir yılda 14,5 milyar dolarlık elektronik cihaz ithal ediyoruz. Bu alanda ne kadar iç piyasaya ve yerli ürüne dönersek, o kadar rahatlayacağız. Bu, daha fazla istihdam ve daha fazla katına değerin ülkemizde kalması anlamına geliyor. Onun için insana, yerli ürüne yatırıma ve yerli imalatı teşvike devam etmeliyiz.”

Minister Yıldırım expressed that regional donation will be became varied more and they will support sectoral strategic product which has significant volume, on sectoral donations. Minister Binali Yıldırım continued to his speech as follows: “The most important issue of our country is current deficit. Electronic device importation is one of the most important parts of current deficit. We import electronic device equal to 14,5 million USD in a year. If we focus on domestic market and domestic manufacturing, we will get out of the hole. This mean is more employment and keep more added value in our country. Therefore, we should continue to make investment on human and domestic product and encourage to domestic manufacturing.”

Proje, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın (ISTKA) “Kâr Amacı Gütmeyen Kurumlara Yönelik Bilgi Odaklı Ekonomik Kalkınma Mali Destek Programı” kapsamında gerçekleştirilecek. Sektörden ana sponsor olarak Türk Telekom’un destek verdiği Eğitim ve Teknoloji Danışmanlık Merkezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü, Davutpaşa Kampüsü’nde kurulacak. Merkezde üniversitelerin Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümleri ile Meslek Teknik Yüksek Okulu öğrencilerinin en güncel telekomünikasyon teknolojileri konusunda ek eğitim alabilmeleri hedefleniyor. Ayrıca sektör kuruluşlarının istihdam ettikleri elemanların da merkezde eğitilmesi amaçlanıyor. Merkezden telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren tüm firmalar, üniversitelerin Elektronik ve Haberleşme Fakültelerinde eğitim alan öğrenciler, ilgili konularda çalışanlar, Meslek ve Teknik Liselerin ilgili bölüm öğrencileri, TÜTED ve diğer Telekomünikasyon Sivil Toplum Kuruluşlarının üyeleri yararlanabilecek. Telekomünikasyon Teknolojileri ve Bilişim Teknolojileri alanındaki eğitimler Türk Telekom Akademi tarafından verilecek.

The project will be carried out within the scope of “Information Focused Economic Development Financial Support Program for Nonprofit Organizations” of Istanbul Development Agency (ISTKA). Türk Telekom gives support as sponsor in the sector to Education and Technology Consultancy Center which will be found in Yıldız Technical University Electric-Electronics Faculty, Electronic Communication Engineering Department, Davutpaşa Campus. It is planned that students in Electronic and Communication Engineering Departments of universities and Vocational Technical High School will take additional training about the latest telecommunication technologies in the center. Moreover, to give education to staff which are employed by sector institutions, is aimed. All companies operating in telecommunication sector, students of Electronic and Communication Faculty of universities, workers in related departments, students of related department of Vocational and Technical High Schools, member of TÜTED and other Telecommunication Non Governmental Associations can benefit from the center. Training in the field of Telecommunication Technologies and ICT Technologies will be given by Türk Telekom Academy.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

79


TD HABER

TURKCELL ABONE SAYISINI 1,1 MİLYON ARTTIRDI TURKCELL INCREASED THE NUMBER OF SUBSCRIBERS TO 1,1 MILLION

T

urkcell Group contiuned to grow in also 2011. Total number of subscriber of the Group which operate in 9 countries, reached 65 million, total number of subscriber of the Group reached 34,5 million by increasing 1,1 million in Türkiye. Turkcell achieved highhest fourth quarter revenue in 2011. Turkcell, continue to make investments in Türkiye, will provide employment to 2000 people 2012 in addition to 2000 new employment in 2011.

Türkiye’nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Turkcell, 2011 yılsonu ve dördüncü çeyrek finansal-operasyonel sonuçlarını açıkladı. 2011’de Turkcell Grup gelirleri, iştiraklerin artan katkısı ve artan mobil internet gelirleriyle bir önceki yıla göre %4 oranında büyüyerek 9,37 milyar TL oldu. Grup AVFÖK, bir önceki yıla parallel şekilde 2,91 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca Turkcell tarihindeki en yüksek son çeyrek gelirini de 2011’de kaydetti.

Turkcell, is a leader communication and technology company of Türkiye, announced financial and operational results of fourt quarter and year-end results. Turkcell Group revenue realized 9,37 billion TRY by increasing %4 with increasing contribution of subsidiraires and increasing mobile internet incomes. Group EBİDTA realized 2,91 billion TRY in parallel with previous year. Moreover, Turkcell achieved the highest fourth quarter revenue of its history.

ABONE SAYISI 2011’DE 1,1 MİLYON ARTTI Müşteri memnuniyetine ve yeni teknolojilere yaptığı yatırımlar sayesinde Turkcell, 2011 yılında 1,1 milyon net abone alımı kaydederek toplam abone sayısını 34.5 milyona yükseltti. Turkcell faturalı abone sayısı bir yılda %16 oranında artarak 12 milyona yaklaştı. Abone başı aylık ortalama kullanım 2011’de %20 artarak 214 dk oldu. Abone Başı Aylık Ortalama Gelir (ARPU) ise mobil data servis gelirlerindeki büyümenin de etkisiyle artarak 19,8 TL oldu. MOBİL İNTERNET KULLANIMI ARTMAYA, BİRİM FİYATLAR DÜŞMEYE DEVAM EDİYOR Turkcell mobil internet ve mobil servislerin kullanımı ve fiyatlarıyla ilgili karşılaştırmaları da kamuoyuyla paylaştı. Turkcell’in şebekesindeki mobil internet trafiği 2011’de, 3G’nin Türkiye’ye geldiği 2009 yılının 13 katına ulaştı. Aynı

80

T

urkcell Grup 2011 yılında da büyümesini sürdürdü. 9 ülkede faaliyet gösteren grubun toplam abone sayısı 65 milyona ulaşırken, Türkiye’deki toplam abone sayısı da 1.1 milyon artışla 34.5 milyon oldu. Turkcell en yüksek 4. çeyrek gelirini de 2011’de kaydetti. Türkiye’ye yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Turkcell 2011’de sağladığı 2000 yeni istihdama ek olarak 2012’de de 2000 kişiyi daha işe alacak.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

THE NUMBER OF SUBSCRIBERS INCREASED TO 1,1 MILLION IN 2011 Thanks to investments on customer satisfaction and new techonologies, Turkcell increased the number of subscriber to 34,5 milion by net 1,1 million net subscriber gain. Turkcell’s number of postpaid subscriber reached 12 million by increasing %16. Average use per subscriber realized 214 minutes by increasing %20 in 2011. Average Revenue Per User (ARPU) realized 19,8 TL by effenct of increasing mobile data service use. USE OF MOBILE INTERNET INCREASE, UNIT PRICE DECREASE Turkcell shared comparison of mobile internet, mobile services use and prices with public opinion. Mobile internet traffic on Turkcell’ network reached 13 fold of 2009 when 3G


iki yıllık dönemde Turkcell’in mobil internet gelirleri %177 oranında arttı ve 2011’de 724 milyon TL oldu. Kullanım bazında birim fiyatlar iki yılda %81 oranında düşerken abone başı mobil internet kullanımı %560 oranında artış gösterdi. Mobil servisler ve mobil internet gelirlerindeki artışla Turkcell’in ses dışı gelirleri toplam gelirlerinin 4’te 1’i seviyesine yaklaştı. GRUP ŞİRKETLERİNİN KATKISI GİDEREK ARTIYOR Turkcell’in yurtiçindeki ve yurtdışındaki iştirakleri başarılı performansa önemli katkılar sağladı. Türkiye’yi saniyede 1000 Mb hızlı fiber internet ile tanıştıran Turkcell Superonline 2011 yılını %37 gelir büyümesiyle tamamladı. Türkiye’nin “ışık hızında” fiber internet hizmeti sunan ilk ve tek operatörü olan Turkcell Superonline fiber internet abone sayısı 260 bini, erişilen hane sayısı ise 1 milyonu geçti. 7 Milyon abonesiyle Ukrayna’nın en yenilikçi operatörü olan life:) 2011’de gelirlerini %9, AVFÖK’ü ise %46 oranında artırarak önemli bir başarıya imza attı. 2012 HEDEFLERİ: 1,7 MİLYAR TL YATIRIM, 2000 YENI İSTİHDAM Turkcell 2012’de Türkiye’ye yatırım yapmayı sürdürecek. 2012’de yaklaşık 1,7 milyar TL teknoloji ve altyapı yatırımı yapmayı planlayan şirket Anadolu’daki çağrı merkezleri aracılığıyla istihdam yaratmaya devam edecek. 2011 yılını 2000 ek istihdamla tamamlayan Turkcell 2012 yılında da aynı sayıda yeni istihdam hedefliyor. CİLİV: TÜRKIYE’NİN İLETİŞİM VE TEKNOLOJI ALTYAPISI DÜNYA LİGİNDE İLK SIRADA Turkcell’in finansal ve operasyonel sonuçlarını değerlendiren Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv “Türkiye’de pazar payı odaklı fiyat rekabeti bütün yıl boyunca devam ederken, müşteri memnuniyetine verdiğimiz önem ve daha da güçlenen lider marka algımız ile müşterilerin tercihi olmaya devam ediyoruz. Yıl boyunca, 3G ve fiber altyapımıza önemli yatırımlar yapmaya devam ederek Türkiye’nin iletişim ve teknoloji altyapısını dünya liginde ilk sıraya yerleştirdik. En iyi müşteri deneyimini en uygun fiyata sunduğumuz Turkcell markalı T serisi cihazlarımız 2011 yılında en çok satan android telefon oldu. Grup şirketlerimizin 2011 yılındaki yükselen performansından ve katkılarından son derece memnunuz” dedi.

was tarted to use, in 2011. In same two period, mobile internet revenue of Turkcell increased by %177 and realized 724 million TRY in 2011. Unit prices on the basis of using decreased by %81 in two years and mobile internet use per user increased by %560. Total revenue of Turkcell except voice reached one fourth of total total revenue with increasing mobile service and mobile internet revenue. CONTRIBUTION OF SUBSIDIRAIRES INCREASE Subsidiaries of Turkcell in abroad and domestic provided important contribution to succesful performance. Turkcell Superonline, met Türkiye with 1000Mb/sec speed fiber internet, completed 2011 with increaseing revenue by %37. Turkcell superonline, is the one and first operator offer “speed of light” fiber internet service, reached 260 thousand on its total number of fiber internet subsciber and 1 million on the total number of reached household. Life:) , the most innovative operator of Ukrain and has 7 million subscriber, succeeded by increasing its revenue %9 and EBIDTA %46. 2012 TARGETS: 1,7 BILLION INVESTMENT, 2000 NEW EMPLOYMENT Turkcell will continue to make investment in 2012 in Türkiye. The company, planned to make 1,7 billion TRY technology and infrastructure investment, will continue to create employment through call center in Anatolia. Tukcell, completed 2011 with 2000 new employment, aimed with same employment rate in 2012. CİLİV: “COMMUNICATION AND TECHNOLOGY INFRASTRUCTURE OF TURKİYE THE FIRST IN THE WORLD” Turkcell General Manager, Süreyya Ciliv evaluated financial and operational results of Turkcell said: “While market share-based price competition had been contiued all the year round, we continue to be preferred by customers with importance to customer satisfaction we give and getting strong leader brand perception. We move communication and technology infrastructure of Türkiye to the first place in the world league by contiuning to make important investments on our 3G and fiber infrastructure all the year around. Turkcell branded T series devices which we offered the best customer experience for affordable price, was the bestseller Adnroid phone in 2011. We are pleased with increasing performance and contribution of our group companies in 2011.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

81


TD HABER

VODAFONE “ŞEBEKE OPERASYON MERKEZİ”, AÇILDI “NETWORK OPERATION CENTER” OF VODAFONE WAS OPENED

V

odafone Türkiye’nin akıllı şebeke ağı ile kaliteli ve yüksek kapasiteli hizmetlerinin omurgasını oluşturan Vodafone Şebeke Operasyon Merkezi’nin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Tayfun Acarer ile Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcıları Hasan Süel ve Jorge Fernandes’in katıldığı bir törenle resmi açılışı gerçekleşti. Toplam 56 milyon TL’lik yatırımla hayata geçen Şebeke Operasyon Merkezi, Vodafone’un güçlü ve ileri teknolojili altyapısına duyduğu güveni ifade eden ve konuşma sırasında kesinti olduğu takdirde abonelere para iade güvencesi veren Akıllı Kapsama Teknolojisi’nin en önemli unsurlarından birini oluşturuyor. Müşteri deneyiminin en ileri araç ve yöntemlerle ölçümlenerek, iletişimin kesintisiz devamlılığını sağlamak adına gerekli aksiyonların alındığı Şebeke Operasyon Merkezi’nde, 144’ü mühendis olmak üzere toplam 196 kişi istihdam ediliyor. TAYFUN ACARER: “MERKEZ, TÜRKİYE’DE KALİTEYİ YÜKSELTECEK” Açılışta bir konuşma yapan BTK Başkanı Tayfun Acarer, açılışı yapılan Vodafone Şebeke Operasyon Merkezi’nin, Türkiye’de kaliteyi yükselteceğini belirterek, Vodafone’un Türkiye için sosyal bir proje olan çağrı merkezlerinin açılması konusunda da çok önemli katkıları olduğunu söyledi. Son bir yılda Türkiye’de data trafiğinin 15 kat arttığını anlatan Acarer, “Bu konuda dünyadaki trend nedir’ diye baktı-

82

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

O

fficial opening of Vodafone Network Operation Center which create backbone of quality and high-capacity services of Vodafone by smart network of Türkiye, held with participation of Chairman of Information and Communication Technologies Authority (ICTA) Dr. Tayfun Acarer, Vodafone Türkiye Executive Board Vice Presidents Hasan Süel and Jorge Fernandes. Network Operation Center, was put into practice by 56 million TRY investment totally, creates one of the most important element of Smart Coverage Technology of Vodafone which expressive of confidence of Vodafone to its strong and advanced-technology infrastructure and give assurance of refund to its customers in case of disconnection during phone call. Totally 196 people including 144 engineer are employed in Network Operation Center where required actions are taken in order to ensure uninterrupted communication by measuring customer experience with advanced device and methods. TAYFUN ACARER: “THE CENTER INCREASE QUALITY IN TÜRKİYE” Chairman of ICTA, Tayfun Acarer has made a speech at the opening ad stated that Network Operation Center will increase quality in Türkiye and Vodafone has important contribution on opening of call centers which is a social responsibility project of Türkiye.


ğımızda 5 yıl içinde data trafiğinin 65 kat artması bekleniyor. Türkiye’de de basit bir hesap yaptığımızda 5 yıl içinde 75 kat bir artış bekliyoruz. Bu sebeple ciddi bir yatırım yapılması gerekiyor. Türkiye’nin şu anki şebekesi, 3G ile birlikte Avrupa’daki pek çok ülkeden daha iyi durumda” dedi. Elektromanyetik değerlerin ölçülmesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer, şunları söyledi: “BTK, telekom ekipmanları dediğimiz cihazların elektromanyetik değerlerini ölçmektedir. Uluslararası standartların üstünde standartlara uymayan cihazlar var ise bunları toplatmaktadır.” HASAN SÜEL: “TÜRKİYE’NİN BİLİŞİM OTOBANLARINA YENİ ŞERİTLER İLAVE EDİYORUZ” Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, törende yaptığı konuşmada, Şebeke Operasyon Merkezi’nin, müşterilerine sundukları kaliteli, yüksek kapasiteli ve kesintisiz hizmetin beynini oluşturduğunu ifade ederken, bu merkezde Vodafone Grubu’nun küresel bilgi birikimi ve tecrübesini en son teknolojik gelişmelerle birleştirerek, kayıtsız şartsız müşteri memnuniyetine dönüştürdüklerini belirtti. Süel, şöyle konuştu: “Türkiye’nin ikinci en büyük uluslararası doğrudan yatırımı olan Vodafone, ülkemizde faaliyete geçtiği 2006 yılından bu yana 11 milyar TL’yi aşkın yatırım yaptı. Merkezimizde, bizim için en önemli performans kriterlerinden biri olan müşteri şebeke deneyimini en ileri teknoloji araç ve yöntemlerle ölçümlüyor, burada elde ettiğimiz verilere göre aksiyon planlarımızı belirliyoruz. Türkiye’de her gün daha fazla birey ve kuruma mobil teknolojinin

Acarer expressed that data traffic have increased 15 fold in last year in Türkiye and said: When we look at how trend is in the world in this field, it is expected that data traffic will increase 65 fold in following 5 years. When we make a simple calculation for Türkiye, we expected 75 fold increases in following 5 years. Therefore, significant investments have to be made. Current network of Türkiye with 3G is better than many of countries in Europe.” Chariman of ICTA, Dr. Tayfun Acarer has also made statements about electromagnetic measurements and said: “ICTA measure electromagnetic values of telecom equipments. If there are devices which are not complying with international standards, ICTA withdraw from the market.” HASAN SÜEL: "WEE ADD NEW BANDS TO ICT HIGHWAYS OF TÜRKİYE” Vodafone Türkiye Executive Board Vice President Hasan Süel stated that their Network Operation Center is brain of their quality, high-capacity and uninterrupted service and they transform global knowledge and experience of Vodafone Group to unconditional customer satisfaction by combining latest technologic developments in the center. Süel said: "Vodafone is second biggest international direct investment of Türkiye, made 11 billion TRY from started to operation in Türkiye, 2006 to today. We measure customer network experience which is the most important performance criteria of us, by advanced device

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

83


TD HABER

olanaklarını ulaştırmaktan ve Türkiye’nin bilişim otobanlarına yeni şeritler inşa etmekten gurur duyuyoruz. Merkezimiz ayrıca, Vodafone’un kriz yönetim merkezi olarak da çalışıyor. Örneğin, Van depreminde, sistemin bize anında verdiği alarm ile bölgede ilk mobilize olan operatör olduk. Van’daki durumu merkezimiz üzerinden sürekli olarak takip ederek mobil baz istasyonlarını hangi noktalara sevk edeceğimizi kararlaştırdık. Böylelikle anında en efektif müdahaleyi yaptık. Van’da kurduğumuz kriz masalarının koordinasyonu buradan sağlandı. Merkezden anında elde ettiğimiz bilgiler doğrultusunda yaptığımız yerinde planlamalar ve aldığımız acil önlemlerle depremden etkilenen tüketicilerimizin herhangi bir sıkıntı yaşamadan iletişim kurmalarını sağladık.” Gerek dünyada, gerekse de ülkemizde, tüketici alışkanlıklarının değiştiğini ifade eden Süel, sözlerine şöyle devam etti: “Henüz toplam gelirlerin önemli bir kısmını oluşturmasa da mobil genişband trafiğinin pazar büyümesinin çok üzerinde arttığını gözlemlemekteyiz. Bu da bizlere mobil iletişim hizmetlerinde geleceğin itici gücünün genişband olacağını gösteriyor. Artan mobil genişband hacmi tüketicilere yeterli kalite ve kapasite sunmak için yatırım ihtiyacı da gerektiriyor. Bu yatırımlar ancak sürdürülebilir bir faaliyet ortamında gerçekleştirilebilir. Özellikle geçiş hakkı ve saha kiralamalarında karşılaşılan zorluklara sektör-devlet işbirliğiyle çözüm getirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu konuda 1.11.2011 tarihli Kanun Hükmünde Kararname ve 16.02.2012 tarihli Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Genelgesi önemli bir adım olmuştur. Ayrıca, mobil genişband hizmetlerinin verilmesi için en önemli faktörlerden biri fiber yatırımlarıdır. Operatörlerin etkin fiber yatırımları için yeni yatırımlarda geçiş hakkı düzenlemelerinin bir an önce hayata geçmesi, mevcut yatırımlardan da tüm operatörlerin faydalanabilmesi için gerekli regülasyon müdahalesinin yapılması elzemdir.” JORGE FERNANDES: “TÜRKİYE BÖLGESEL BİR MERKEZ HALİNE GELİYOR” Şebeke Operasyon Merkezi’nin, teknik anlamda sağladığı güçlü altyapının yanında, bölgedeki sinerjiyi de insan kaynağı anlamında olumlu yönde etkilediğini belirten Vodafone İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Jorge Fernandes, burada yaratılan tasarruf ile başka firmalardan alınan hizmetlerin

84

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

and technologies in the center and determined our action plans according to data; we obtained as a result of measurement. We are proud of offering opportunities of mobile technology to more people and corporate everyday and adding new bands to communication highways of Türkiye. Moreover, our centers works as crisis management center of Vodafone. For example; after earthquake in Van, we became the first operator which mobilized, by alert of the system. We made a decision about which location we should carry our base stations to by following conditions in Van through the system consistently. Coordination of our crisis desk in Van was provided by the system. We provided customers to have communication without experience any challenge thanks to our pertinenent plans and emergency measures which we made in direction of information, were gained by our center instantly.” Süel expressed that behaviors of customers change in both of the world and Türkiye and continued his speech as follows: “Mobile broadband traffic which has not create important part of total income yet, increase more than market growth. This shows us broadband will be driving force of the future on mobile communication services. Increasing broadband volume require investment need in order to offer enough quality and capacity to customers. These investments can be made only in sustainable task environment. To offer solution on especially obstacles faced in rights of way and area renting has great importance. 1.11.2011 dated Decree Having Force of Law and 16.02.2012 dated Transportation, Maritime and Communication General Directorate Notice was important steps. Moreover, one of the most important factors is fiber investments in order to offer mobile broadband services. Required regulation intervention is essential for all operators to benefit from existing investments and rights of way regulations to put into use as soon as possible on new investments for fiber investments of operators.” JORGE FERNANDES: “TÜRKİYE BECOMES REGIONAL CENTER” Vodafone Türkiye Executive Board Vice President, Jorge Fernandes stated that Network Operation Center provides strong infrastructure technically as well


bir kısmının artık Vodafone’un kendi insan kaynağı ile sağlanabileceğini ifade etti. Şebeke Operasyon Merkezi’nin gerek insan kaynağı gerekse teknoloji anlamında henüz sadece bir başlangıcı temsil ettiğini söyleyen Fernandes, şöyle konuştu: “Son çeyrek sonuçlarına göre bir kez daha Vodafone Grubu’nun Avrupa Bölgesi’nde en hızlı büyüyen operatörü olan Vodafone Türkiye, yüksek potansiyeli ile tüm operasyonlarımız içinde bizim için çok önemli bir noktada konumlanıyor. Önümüzdeki süreçte Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin altyapı yönetiminin de merkezimiz üzerinden gerçekleşmesi yönünde çalışmalarımız devam ediyor. Tüm bunlar, Türkiye’nin bölgesel bir merkez haline gelmesi sürecinde kuşkusuz çok değerli gelişmeler.”

as positive effect on regional synergy in terms of human resource and services which are taken from other companies, can be provided by Vodafone’s own human resource thanks to saving in the center. Fernandes expressed that Network Operation Center represents only a beginning in terms both of human resources and technology, said: "According to results of last quarter, Vodafone Türkiye, became the fastest growing operator of Vodafone Group in Europe Region, is located on important point for us with its high potential for all of our operations. Out studies are continuing in order to carry out infrastructure management of Middle East and Northern Africa countries through our center in the following period. All of these are important developments in the process of Türkiye to be regional center."

ACİL DURUM NÖBETİ EMERGENCY CASE WATCH Vodafone, Türkiye’yi mobil iletişim alanında en yeni teknolojiler ve çözümlerle buluşturmak hedefinin önemli yansımalarından biri olan Şebeke Operasyon Merkezi üzerinden aynı zamanda acil durum yönetimi de gerçekleştiriyor. Gerektiğinde “nöbetçi doktor” olarak hizmet veren mühendisler, acil durumlarda hızla harekete geçerek, gerekli altyapı desteğini veriyorlar. Ekim ayında Van’da meydana gelen depremin ardından Şebeke Operasyon Merkezi’nde alarm veren sistem üzerine hızla afet yönetim programını devreye sokan Vodafone, mevcut durumu merkez üzerinden takip ederek, ilk anda mobil baz istasyonlarını hangi kritik noktalara sevk edeceğinin planlamasını gerçekleştirdi ve böylelikle anında en etkin müdahaleyi yapabildi. Şebeke Operasyon Merkezi’nden gelen enerji alarmları doğrultusunda elindeki jeneratörleri en doğru sahalara bağlayarak sürekliliği sağlayan Vodafone, merkezin sunduğu teknolojik altyapı sayesinde kriz masalarının koordinasyonunu da kusursuz şekilde gerçekleştirdi. Merkezden gelen bilgiler doğrultusunda yapılan doğru planlamalar ve alınan önlemlerle, Vanlı depremzedeler herhangi bir sıkıntı yaşamadan kesintisiz iletişim kurabildiler. Merkez, gelişmiş teknolojik altyapısıyla Ocak ayında yaşanan geniş çaplı elektrik kesintisinde de devredeydi. Tüm Marmara bölgesini etkileyen elektrik kesintisi süresince NOC personeli akıllı algoritmalar sayesinde saha ekiplerini, mevcut jeneratörleri en etkili noktalara bağlatacak şekilde yönlendirerek, kesintisiz ve mükemmel hizmet sağladı.

Vodafone carry out Network Operation Center which is one of the most important reflections of its target as meet Türkiye with advanced technologies and solutions in the field of mobile communication, at the same time emergency case management. When needed, engineer, give service as “on-call doctor”, give required infrastructure support by moving speedily. After earthquake in Van at October, Vodafone, put into action disaster management system on alert system by Network Operation System, made planning of which critical point mobile base stations have to be established on at the first moment by following current situation through the system and by this way Vodafone can effective response. Vodafone, provided persistence by establishing its power plants on right points in direction of energy alerts by Network Operation Center, carried out coordination of crisis desk successfully thanks to technologic infrastructure provided by the center. Earthquake victim made uninterrupted communication without any challenge thanks to right planning and taken measures in direction of information provided by the center. The center was enabling with its advanced technologic infrastructure extensive power cut at January. During power cut which affected whole Marmara Region, NOC personnel provided uninterrupted and perfect service by processing field force as connect existing power plants to the most effective points thanks to smart algorithms.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

85


TD HABER

AVEA’DAN HAT-TRICK HAT-TRICK BY AVEA

A

vea; 2011 yılsonu finansal rakamlarını, Avea CEO’su Erkan Akdemir ve Türk Telekom Grubu CEO’su Hakam Kanafani’nin ev sahipliğinde düzenlenen basın toplantısı ile açıkladı. 2011 yılında gelirlerini yüzde 16 oranında artırarak 3081 milyon TL’ye çıkaran Avea, numara taşımada da net 626 bin kişilik kazanımla liderlik koltuğuna oturdu. Avea, yılın son çeyreğinde abone başına konuşma süresini bir önceki yıla göre yüzde 18 artırarak 269 dakikadan 316 dakikaya çıkararak, en çok konuşturan operatör unvanını 2011 yılında da korudu. Avea, 2011 yılının son çeyreğinde de 300 bin yeni abone kazanarak, toplam abone sayısını 12,8 milyona yükseltti. 316 DAKİKA KONUŞTURDU 2011 yılında faturalı abone sayısında yüzde 20, toplam abonede yüzde 10 büyüyen Avea, faturalı abone oranını yüzde 44’e çıkararak sektörde en çok faturalı aboneye sahip operatör oldu. 12,8 milyon abonesinin 5,6 milyonu faturalılardan oluşan Avea’nın faturalı abone sayısı ve gelirlerdeki artışla abone başına aylık gelir rakamı (ARPU) ise yıllık ortalama 18.6 TL’den 20.4 TL’ye çıktı. 2011 yılında, bir önceki yıla oranla faiz amortisman vergi öncesi kârlılığını (EBITDA) yüzde 15 artırarak 383 milyon TL’ye yükselten Avea, bağlı bulunduğu grubun hedeflerine de kritik anlamda katkı sağlamış oldu. 148 milyon TL’lik 3G yatırımı ile 3G kapsamını yaklaşık yüzde 80’e çıkartan Avea’nın data geliri ise bir önceki yıla göre yüzde 146 artış ile 220 milyon TL olarak gerçekleşti.

86

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

A

vea has announced financial results of 2011 at the press meeting, was organized under ownership of participation of Avea CEO Erkan Akdemir and Türk Telekom Group CEO Hakam Kanafani. Avea, increased its revenue to 3081 million TRL by rise of 16 percent and became a leader by net 626 thousand gain on number portability. Avea increased its talking time per subscriber from 269 minutes to 316 minutes by increasing 18 percent in the last uarter of 2011 compared to previous year and kept title of most get speaking done operator in 2011 again. Avea increaed its total number of subscriber 12,8 million by gaining 300 thousand new subscriber in the last quarter of 2011. HAVE SPEAKING DONE 316 MINUTES Avea, grew 20 percent on the number of postpaid subscriber, 10 percent on total number of subscriber in 2011, became an operator which has highest number of subscriber by increasing rate of postpaid subscriber to 44 percent. 5,6 million subscriber of Avea’s 12,8 million subscriber are postpaid subscriber and average revenuve per user (ARPU) of Avea increased from 18,6 TRY to 20,4 TRY by the number of postpaid subscriber and increase on revenue. Avea increased earnings before interest tax depreciation (EBITDA) to 383 milion TRY by 15 percent and has contributed to target of group which Avea is a member of, critically. Data revenue of Avea realized as 220 million TRY by 146 percent and Avea increased its 3G coverage 80 percent by 148 million TRY 3G investment.


HAKAM KANAFANİ: “MOBİL MÜŞTERİDE 1,1 MİLYON NET YENİ MÜŞTERİ”

HAKAM KANAFANİ: “1,1 MILLION NET NEW CUSTOMER ON MOBILE CUSTOMER”

Avea’nın; 2011 yılında gelirlerini yıldan yıla yüzde 16 artırdığını ve mobil pazardaki yoğun rekabete rağmen, faaliyet performansını iyileştirdiğini vurgulayan Türk Telekom Grubu CEO’su Hakam Kanafani, konuşmasında şunları söyledi: “Mobil müşteri tabanımızı 2011 yılında 1,1 milyon net yeni müşteri kazanarak yüzde 10 artırdık. Avea geçen sene numara taşınabilirliğinde en fazla müşteri edinen operatör oldu. Kalite taahhüdümüzün teyidi olarak; dağıtım kanalı, müşteri ilişkileri ve şebekeye yatırım yapmaya devam ettik. Bu kapsamda, 3G baz istasyonu sayısını ikiye katladık ve münhasır bayilerimizin sayısını yüzde 32 artırdık. Yatırım yaptığımız bir başka alan da marka değerimiz oldu ve başarılı kampanyalarla marka değerimizi artırdık’’

Türk Telekom Group CEO, Hakam Kanafani expressed that Avea increased its revenue 16 percent year by year in 2011 and enhance operation performance despite intense competition in mobile market and said: “We increased our mobile customer segment 10 percent by adding 1,1 million new customer in 2011. Avea became an operator which gained most customer by number portability last year. As confirmation of our quality undertaking; we contiuned to make investment on distribution channel, customer relations and network. Within this scope, we doubled the number of 3G base station and increased the number of our exclusive retailer by 32 percent. Another field which we made investment, was our brand value and we increased brand value by succesful campaign.”

ERKAN “AVEA TÜRKİYE YOR”

AKDEMİR: BÜYÜYOR, KAZANI-

ERKAN AKDEMİR: “AVEA GROWS, TÜRKİYE EARNS”

Avea’nın konuşma süresi, faturalı abone oranı ve net abone kazanımında sektör lideri olduğunu vurgulayan Avea CEO’su Erkan Akdemir; “2011, Avea için hat-trick yılı oldu. Her sahada oynadık ve kazandık. 2011’de faturalı abone sayısında yüzde 20, toplam abonede yüzde 10 büyüdük. Toplam abone tabanımız 12,8 milyona, faturalı abone tabanımız da 5,6 milyona yükseldi. Faturalı abone oranımız, 2010’da yüzde 40’dan, 2011 sonu itibariyle yüzde 44’e yükseldi. Sektördeki en yüksek faturalı oranına sahibiz. 2011’de yenilikçi tekliflerimizle, sektörümüzde çığır açarak, cebe dost olmaya devam ettik. Bunun karşılığını da ayrıca net numara taşımada lider olarak aldık.” dedi.

Avea CEO, Erkan Akdemir stated that Avea is leader of the sector in talking time, the rate of postpaid subscriber and net subscriber gain and said: “2011 was hat-trick year for Avea. We played in every field and won. We grew 20 percent on the number of postpaid subscriber, 10 percent on the total number of subscriber. Total number of our subscriber reached 12,8 million, the number of our postpaid subscriber reached 5,6 million. The number of our postpaid subscriber increased from 40 percent in 2010 to 44 percent in 2011. We have the highest pospaid rate in the sector. We contiuned being wallet friendly in 2011 by innovative offers and breaking a new grouns. We have received in exchange by being a leader on number portability.”

2011 yılında yenilenen bayi yüzleri, cihaz ürün çeşitliliğindeki artış ve alternatifli kampanyalarla yüzde 53’lük cihaz satış adediyle lider olduğunu kaydeden Akdemir, yüzde 51’lik ciro ile en fazla büyümeyi de gerçekleştiren operatörün Avea olduğunu söyledi.

Akdemir emphaized that Avea became a leader in 2011 by 53 percent device sales by renewed retailer face, increase on device product diversity and alternative campaings and Avea became an oprator which gained the highest growth by increasing 51 percent on revenue.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

87


İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM

Çağrı Merkezleri Ülkemizde Çok Önemli İstihdam Kapılarından Biri Oldu - II Call Centers Become a Very Important Employment Opportunity - II

Adem Onar Dünyada yaşanan küresel krize rağmen, sağladığı istihdam alanıyla dikkat çeken “Çağrı Merkezleri” ülkemizde ekonomik kalkınmaya ve istihdama katkı sağlamaya kesintisiz devam ediyor. Erzurum’da halen iki ayrı çağrı merkezinde bin 480 genç çalışırken, Sağlık Bakanlığı’nın kuracağı ve önümüzdeki Mart ayında faaliyete geçmesini planladığı hastanelerde randevu sistemini sağlayacak olan çağrı merkezine ilk etapta 400 kişi alınacak.

ademonar@bir.net.tr

İletişimin insanların 24 saat ihtiyaç duyduğu bir sektör olduğunu hatırlatan Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Muammer Cindilli, “Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada krizden etkilenmeyen sektörlerin başında çağrı merkezleri geliyor. Biz de bu fırsatı en iyi şekilde de-

Despite the global economic crisis in the world, attracting attention with the employment area that it creates, “Call Centers” continue uninterruptedly to contribute to economic development and employment in our country. While 1480 young people are still working in two separate call centers in Erzurum, 400 people will be in the first place to the call center which will be established by the Ministry of Health and entered into service next March in order to provide an appointment system in hospitals. Reminding that communication is a sector that is needed 24 hours a day, the President of Erzurum Chamber of Commerce and Industry (ETSO) Muammer Cindilli said: “It is one of the main sectors that is not affected from the crisis not only in Türkiye, but also all over the world. We want to optimize this opportunity and organize courses in order to ensure skilled staff to call centers.”

88

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


TÜRKİYE’DE ÇAĞRI MERKEZİ SEKTÖRÜNDE 2003 YILI VE SONRASI İSTİHDAM ORANLARI

EMPLOYMENT RATE IN CALL CENTER SECTOR IN AND AFTER 2003 IN TURKIYE

ğerlendirip, bu merkezlere kalifiye eleman sağlamak için kurslar düzenliyoruz” dedi.

Erzurum, as a city where the expected development in industrial sector has not been achieved yet, is happy to host two call centers established first by GSM operator Turkcell and then Finansbank. Entered into service with 400 staff three years ago, Turkcell Call Center now offers employment to 1100 people despite the global crisis. In addition, Finansbank Call Center provides a call center service to all over Türkiye from Erzurum for 1.5 years with 380 staff. Another call center, which will be established by the Ministry of Health in order to activate the appointment system in the hospitals, will be operational next March with 400 staff.

Sanayi sektöründe beklenen gelişmeyi sağlayamayan Erzurum’un yüzünü, ilk olarak GSM Operatörü Turkcell’in ve ardından Finansbank’ın açtığı Çağrı Merkezleri güldürdü. Üç yıl önce 400 kişiyle çağrı almaya başlayan ve halen bin 100 kişinin çalıştığı Turkcell Çağrı Merkezi, küresel krize rağmen işçi çıkarmadı. Bunun yanında 1.5 yıldır Erzurum’dan tüm Türkiye’ye ‘Alo’ diyen Finansbank Çağrı Merkezi de, 380 personeliyle faaliyetini sürdürüyor. Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerdeki randevu sistemini daha aktif hale getirmek için Erzurum’da kuracağı çağrı merkezi önümüzdeki Mart ayında 400 işçiyle faaliyete geçecek. Gelişen teknolojiyle birlikte iletişim sektörünün dünyada hızla yükselen bir trend olduğunu ifade eden ETSO Başkanı Cindilli, dünyanın hiçbir yerinde küresel krizin çağrı merkezlerini etkilemediğini öne sürdü. Çağrı merkezlerine 24 saat ihtiyaç duyulduğunu hatırlatan Cindilli, şunları söyledi: “Geri kalmış bölgeler için çağrı merkezleri bir umut ışığı oldu. Türkcell’ in başlattığı ve Finansbank’ın devam ettirdiği çağrı merkezi yatırımları yüzlerce genci istihdam ediyor. Bunun yanında Sağlık Bakanlığı da ülke genelindeki dört çağrı merkezinden birini Erzurum’da kuracak. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek için çağrı merkezi eleman kursu açtık. Şimdiye kadar bine yakın gence başarı belgesi verdik. Bu sayede çağrı merkezlerinin ihtiyacı olan kalifiye eleman sıkıntısını çözdük. Bunun yanında Organize Sanayi Bölgesi de (OSB) bu yatırımcılar için yeni sahalar açıyor. OSB’nin alt yapısı çağrı merkezi yatırımlarına uygun duruma getirildi.” Çağrı Merkezleri Bölgesel Gelişime ve İstihdam Odaklı Ekonomik Büyümeye Çok Önemli Katkılar Sunmaya Devam Ediyor Ülkemizde KOBİ’ler, ekonominin istihdam yükünü taşıyan isimsiz kahramanlardır. Bir kıyaslama yapacak olur-

Muammer Cindilli, the President of ETSO, stated that communications sector is a rapidly rising trend in the world as a result of developing technology and claimed that call centers was not affected from the global economic crisis anywhere in the world. Underlying that call centers are needed 24 hours a day, he said: “Call centers are a glimmer of hope in undeveloped regions. Call center investments initiated by Turkcell and continued by Finansbank offer employment to hundreds of young people. Besides, one of four call centers established by the Ministry of Health will be in Erzurum. We provide vocational training in this field in order to optimize this opportunity. So far, nearly a thousand young people received an achievement certificate. In this way, we solved the skilled staff shortage of call centers. Furthermore, Organized Industrial Zone (OIZ) is opening new fields for these investors. Infrastructure of OIZ was made suitable for call center investments.” Call Centers continue to provide very important contributions to regional development and employmentoriented economic growth SMEs in our country are the nameless heroes of economy under the burden of employment in our country. In comparison with heavy industries, cost of employing a person in Information and Communication Technology sector is 3-4 thousand dollars, on the other hand this figure increases to around 100 thousand dollars in heavy industries. Although cost of educating a qualified staff is 20 thousand dollars in many sec-

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

89


İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM

sak ağır sanayi sektöründe bir kişiyi istihdam etmenin maliyeti 100 bin dolar civarında iken, bu rakam Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektöründe 3-4 bin dolar civarındadır. Birçok sektörde kalifiye elemanın eğitim maliyeti yirmi bin dolarlar seviyesindeyken, bilişim sektöründe bu rakam beş bin dolarlar seviyesindedir. Bu da inanılmaz bir maliyet avantajı sağlamaktadır. Bir çağrı masası için gerekli yatırım bedeli sadece 10.000 TL düzeyindedir Bu anlamda ülkemizde 5 yılda 200 milyon TL yatırım gerçekleşmiş, istihdam ise 2 kat artmıştır. Yatırımların etkin ve verimli değerlendirilmesi açısından, profesyonel çağrı merkezi yapılanması ile daha fazla istihdam, stratejik iş planlaması ve verimlilik sağlanmaktadır.

tors, this figure is around five thousand dollars in IT sector. This also provides an incredible cost advantage. Investment cost required for a call desk is only 10,000 TL. In this sense, 200 million TL investment was made in last five years and employment was increased twice. In terms of effective and efficient use of investments, professional call center structure provides more employment, strategic business planning and productivity. Contributions of Call Centers; Call center sector in Türkiye has the potential to produce high added value in many areas of the country’s economy for sustainable development.

Çağrı Merkezlerinin katkıları ; Türkiye’de Çağrı Merkezleri sektörü, sürdürülebilir gelişme için ülke ekonomisine pek çok alanda yüksek katma değer üretme potansiyeline sahiptir. Büyüme ve istihdam Önemli tutarda yatırımlar Bölgesel gelişime katkı Özel sektöre katkı Kamuya katkı Uluslar arası rekabette bölgesel merkez olma şansı Bölgesel Gelişime Katkı : - Yurt Genelinde Büyüme - Erzurum, Diyarbakır, Uşak, Erzincan, Sivas, Gümüşhane, Yalova gibi illerde istihdam, teknoloji ve altyapı yatırımı - Taşıma, yiyecek-içecek, ofis hizmetleri gibi yan hizmet sektörleri oluşumu - Sektörün gelişimine paralel eko-sistem - Anadolu ekonomisine yıllık 50 milyon TL katkı Özel Sektöre Katkı : - Çağrı Merkezleri birçok alanı kapsayan geniş bir alana hizmet vermektedir - Müşteri ihtiyaçlarının en kısa sürede ve kaliteli bir şekilde karşılanmasını sağlamaktadır - Müşteri sadakatinin geliştirilmesi için güçlü araçlara sahiptir - Özel sektör bu araçlardan etkin olarak yararlanmalıdır Kamu Sektörüne Katkı : - Çağrı Merkezleri kamu sektörü için fayda üretir - Hizmetlerin topluma yayılmasında rol üstlenir - Profesyonel Çağrı Merkezi Oluşumları, halkımızın kamu hizmetlerinden daha yaygın ve etkin faydalanmasını sağlar

Sektörün gelişimi ve ülke ekonomisi için daha fazla değer yaratmasını sağlamak için : - Sektöre kaliteli insan kaynağı sağlayacak akademik

90

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

Growth and employment Investment of substantial amounts Contribute to regional development Contribute to private sector Contribution to the public Chance to become regional hub in international competition Contribution to regional development: - Growth throughout the country - Employment, technology and infrastructure investment in provinces such as Erzurum, Diyarbakir, Usak, Erzincan, Sivas, Gumushane, Yalova - Formation of ancillary service sectors such as transportation, food and beverage, office services - Ecosystem parallel with the development of the sector - 50 million annual contribution to the economy of Anatolia Contribution to the private sector: - Call Centers serve a wide area covering many areas. - Customer needs are met as soon as possible and properly. - Call Centers have powerful tools for the development of customer loyalty. - Private sector should make use of these tools effectively. Contribution to the public sector: - Call Centers produces benefits for the public sector. - They play an important role to spread the services to the society. - Professional Call Center Formations allow our people to benefit from public services more widely and effectively. In order to create more value for sector development as well as the country’s economy: - Creating academic training programs to ensure quality human resource - Making telecommunication costs competitive - Developing technological infrastructure and forming tech-


eğitim programların oluşturulması - Telekom maliyetlerinin, rekabetçi hale getirilmesi - Teknolojik altyapının güçlendirilmesi ve teknopark benzeri yapıların oluşması - Sektöre özel istihdam ve yatırım teşviklerinin yaygınlaştırılarak sürdürülmesi - Sektöre özel oluşturulacak bölgelerde ulaşım standardının yükseltilmesi Türkiye, uluslar arası rekabette bölgesel merkez olmak ve bu alanda dış yatırım çekmek için avantajlı bir konumdadır; - Avrupa ile kültürel yakınlık - Coğrafi yakınlık ve ulaşım kolaylığı - Genç ve dinamik nüfus yapısı - Kaliteli insan kaynağı - Kaliteli teknolojik alt yapıda Türk Çağrı Merkezleri Sektörü, bugün geldiği noktada, bir meslek kuruluşuna sahip olmayı hak etmektedir - Çağrı Merkezleri, Genç ama uzman bir sektör olarak, Avrupa ve Dünya çapında aldığı ödüllerle başarısını kanıtlamıştır. - Telekom, finans, lojistik, sağlık, turizm teknoloji gibi sektörlerde yaratılan değerlerin sektör ve kamu genelinde yaygınlaştırılması, halkımızın yaşam kalitesine ve ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır - Türk Çağrı Merkezleri Sektörü, yatırımları, sürekli gelişen, ülke sathına yayılmış ekosistemi, dış pazarlarda rekabet gücü ve dış yatırım açısından cazibesiyle, önemli bir büyüme potansiyeline sahiptir.

no-park-like structures - Maintaining and expanding private sector employment and investment incentives - Raising the transportation standard in industry-specific areas Türkiye has an advantageous position to become a regional center in international competition and to attract foreign investment in this field; - Cultural affinity with Europe - Geographical proximity and ease of transportation - Young and dynamic population structure - Quality human resource - High-quality technological infrastructure Turkish Call Centers Sector deserves to have a professional organization at this point; - Call Centers, as a young, but expert industry, has proven its success with the awards granted in Europe and worldwide. - Extending the values creating in sectors such as telecommunication, finance, logistics, healthcare, tourism and technology will contribute to the quality of life of our people and the country’s economy. - Turkish Call Center Industry, has a significant potential for growth with its investments, its ecosystem developing continuously and spreading throughout the country, its competitive power in foreign markets and its charm in terms of foreign investments.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

91


TD HABER

SAVUNMA SANAYİ MÜSTEŞARI BAYAR: “SAVUNMA SANAYİNDE DÜNYAYA TEKNOLOJİK ÜSTÜNLÜK KURACAĞIZ” UNDERSECRETARY OF DEFENSE INDUSTRY BAYAR: “WE ESTABLISH TECHNOLOGIC SUPERIORITY TO THE WORLD”

S

92

U

avunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar, Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) olarak hazırladıkları stratejik planı kısa süre içinde yayınlayacaklarını belirtirken, “Bu stratejiyle 5 yıl sonra dünyaya teknolojik üstünlük kurmayı hedefliyoruz. Yapacağımız her türlü teknolojik çalışma dünyadaki eşdeğerlerinden daha üstün olacak” dedi. Bayar, TSK’nın karargâh ve silah yazılımlarında ciddi oranda yerlileşme sağlandığını belirtirken, şimdiki hedeflerinin bunları ihraç etmek olduğunu söyledi. Bayar, ilk aşamada Pakistan Kara Kuvvetleri’ne yazılım sattıklarını belirtti.

ndersecretary of Defense Industry Murat Bayar stated that they will publish strategic plan which was prepared by Undersecretariat for Defense Industries and said: “We aimed to establish technologic superiority to the world in 5 years. Every kind of our technologic studies will be surpassing its equivalent in the world.” Bayar TSK has achieved indigenization significantly on military quarters and gun software and their target is exporting those. Bayar expressed that they sold software to Pakistan Ground Forces in the first stage.

Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda “Savunmada Bilişim Konferansı” düzenlenirken, burada konuşan BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer, Türkiye’deki ICT sektörünün artık eşik atlama noktasına geldiğini belirterek, Türkiye’de artık ilgili ve ilişikli sektörlerle işbirliklerinin geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Acarer, ICT sektörüyle işbirliği yapacak sektörlerin başında savunma sanayi, otomotiv ve sağlık gibi alanların geldiğini belirterek, “Türkiye’de bilişim alanında 2023 vizyonu çerçevesinde belirlenen hedeflere ulaşmada bu yapılan işbirliklerinin büyük önemi var. 2023 yılında bu sektörün 35 milyar dolar olan hacmini 170 milyar dolara çıkarmak ancak bu işbirlikleri ile olur” dedi. Savunma ve bilişim alanında yapılan işbirliğinin, siber güvenlik alanında da katkı sağlayacağına işaret eden Acarer, “Artık savaşlar topla tüfekle değil, siber savaşla oluyor. Bazı ülkelerde meydana gelen zararlar 100 milyon dolarlık savaş uçağı değil, 10 dolarlık virüslerle oluştu. Bu, bir savaş uçağın vereceği zarardan daha fazla” dedi. Acarer, savunma ve bilişim alanında yapılacak işbirliğinin önemine işaret ederek, “Bu işbirliği, yarın geriye dönük baktığımızda, 10 yıl sonra geri baktığımızda bu ülkeye bırakılacak en güzel miras olacak. Bu sektörde çalışan herkes, buradaki lokomotif kuruluşlardan ve bizlerden çok şey bekliyoruz. Bizim gözümüzün içine bakıyorlar, onlara bu desteği verelim” diye konuştu.

While “ICT at Defense Conference” was organized at Undersecretariat for Defense Industries, Chairman of ICTA Dr. Tayfun Acarer has made a speech at the conference and stated that ICT sector is at the point of threshold vault and collaboration have to be made with relevant and related institutions in Türkiye. Acarer expressed that defense industry, automotive and health are the most important sector on making collaboration with ICT sector and said: "These collaboration have great importance to achieve targets which were determined in ICT sector within the frame of 2023 vision. To increase volume of the sector, is 35 billion USD, to 170 billion USD in 2023 is possible with only making collaboration.” Acarer stated that collaboration in defense and ICT will have contribution in the field of cyber security and said: “War is made by cyber attack not gun and rifle. Damages in some countries were made by 10 dollars bug not 100 million dollars warplane. This is so much than damage by warplane.” Acarer emphasize collaboration in the field of defense and ICT and said: “The collaboration will be the best heritage when we will look back 10 years later. Everybody in this sector expect many of things by us and locomotive institutions. They pay court for us to give support to them.”

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT


BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer YAZILIMDA YENİ ÇÖZÜMLER ARIYORUZ Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar da ülkede bilgi teknolojileri alanında yapılan büyük atılımlara işaret ederek, “Savunma alanında bu yeteneklerden doğrudan faydalanmak istiyoruz. Savunma, stratejik bir sektör. Bundan dolayı yazılım konusunda muhakkak yeni çözümler arıyoruz. Bu, kamunun diğer ihtiyaçları için de yaygınlaşmalı. Bu sektörden istifade edilmesi gerek. Bu teknolojinin yaratıcısı olmalıyız. Savunma sanayinde de benzer bir geçiş yapmaktan yanayız. TSK, yeni teknolojileri kullanıyor. Biz, kendi ürettiğimiz ürünleri kullanıyoruz. Mühendislerimizin ortaya koyduğu, geliştirdiği ve üretime geçirdiğimiz ürünler TSK kullanımına verildi” dedi. Türkiye’de üretilen ve TSK’nın kullandığı ürünlerin dünya standartlarında olduğunu kaydeden Bayar, “ Hiçbirisi biz yaptık bu kadar oldu şeklinde kabul edilen ürünler değil. Dünyada ne varsa onun önüne geçen ürünler oldu. TSK’nın geri beslemesiyle hızlı bir çarkın içine giriyoruz” diye konuştu. DÜNYANIN ÖNÜNE GEÇECEĞİZ

Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar WE SEARCH NEW SOLUTIONS ON SOFTWARE Defense Industry Undersecretary, Murat Bayar emphasized big steps in the field of information technologies in the country and said: “We want to benefit from this talent directly in the field of defense. Defense is strategic sector. Therefore we want new solutions on software. This has to be expanded for other needs of public. We should take advantage of the sector. We have to be creator of this technology. We side with making same transition on defense industry. TSK use new technologies. We use our current manufacturing product. Product which was created and developed by our engineers, and manufactured by us was given to use of TSK." Bayar expressed that product which was manufactured in Türkiye and used by TSK are at world standards and said: “None of product is considered as we did and that’s it. These products moved ahead of other products in the world. We go into the effort by feedback of TSK.” WE WILL BE AHEAD OF THE WORLD

Bayar, SSM olarak stratejik plan hazırlığında olduklarını ve bu planı kısa süre içinde yayınlayacaklarını kaydederken, “Bu strateji ile teknolojik üstünlük kurmayı hedefliyoruz.

Bayar emphasized that as SSM, they prepare a strategic plan and they will publish the plan in the short time, said: “We aimed to achieve technologic superiority by the strategy.

Yapacağımız her türlü teknolojik çalışma ve araştırma, dünyadaki eşdeğerlerinden daha üstün olacak. Böyle bir iddiamız var. Önümüzdeki 5 yılda savunmadan çıkacak ürünler için bu hedefi koyduk. Bunda hiçbir tereddüdümüz yok” diye konuşu. Bayar, Türk mühendislerin önünde de yeni fırsat ve oyun alanlarının yaratılması gerektiğini söyledi. Savunma sanayinde silah sistemlerinde de çok sayıda yazılım kullanıldığını aktaran Bayar, “Bu teknolojik yazılımlarda büyük oranda yerlileşmiş vaziyetteyiz. Silah sistem yazılımlarında belli bir noktaya geldik. Bu işin ikinci boyutu da kurumsal yazılımlar. Karargâhlarda kullanılan kontrol yazılımları… Bunlar, yüzde 100 bize ait. Hemen hemen hiç eksiğimiz yok. Bilişim sektörü ile kurulan yakın ilişki ile sağlanan kapasite bu” dedi.

All kind of our technologic study and research will be surpass its equivalent in the world. We have such a assertion. We set target on product which will be developed on defense in following 5 years. We haven’t any hesitation on the issue.”. Bayar expressed that new opportunity and playing field have to be created for Turkish engineers and a great number of software are used on gun systems in defense industry, said: “We use domestic product on technologic software substantially. We came to significant point on gun system software. Second dimension of this issue is corporate software. Control software which are used in military quarters...Those are 100 percent belong us. We haven’t any deficiency ever. This is capacity which was provided by closely relation with ICT sector.”

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

93


TD HABER

BULUTTA YER ALMAYA HAZIR MISINIZ? ARE YOU READY TO BE IN CLOUD?

B

ulut altyapı teknolojilerine 2009 yılından beri yatırım yapan Türk Telekom, yaygın erişim altyapısı ile bulut bilişim hizmetlerini Türkiye’nin her yerinden kullanılabilir kılıyor. Türk Telekom, bulut bilişim stratejisini ve güçlü altyapısıyla sunduğu bulut bilişim hizmetlerini düzenlediği toplantıyla anlattı. Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanı Erem Demircan ile Türk Telekom Teknoloji Başkanı Timur Ceylan’ın katılımıyla gerçekleşen toplantıda, Türk Telekom’un bulut bilişim hizmetleri başlığı altında uçtan uca sunduğu servisler hakkında bilgi verildi. Bulut bilişim teknolojisi ve Türk Telekom’un bulut bilişim altyapısı hakkında bilgi veren Türk Telekom Teknoloji Başkanı Timur Ceylan, “Şimdiye kadar bulut bilişim teknolojisi ve veri merkezi için yaklaşık 40 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bulut bilişim sadece sunulan teknoloji değil bir yaklaşım modelidir. Arka planda tecrübe, bilgi birikimi, fiziksel ve teknolojik altyapıyla birlikte müşterilerimize sağladığımız faydanın bütünüdür. Türk Telekom olarak bulut bilişim teknolojisinin tüm altyapı bileşenlerine sahibiz ve bu sayede müşterilerimize uçtan uca çözüm sunabiliyoruz” dedi. Türk Telekom tarafından sunulan bulut bilişim çözümlerini anlatan Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanı Erem Demircan, “Bulut bilişim hizmetlerinden faydalanmanın anahtarı yaygın erişim altyapısı. Yaygın altyapımızla bulut bilişim teknolojisinin Türkiye’nin her köşesinden ulaşılabilir olmasını sağlayarak kullanımı arttırıyoruz. Bulut bilişim çözümlerimizi, global firmalarla iş ortaklıkları çerçevesin-

94

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

T

ürk Telekom which has been making investment to cloud infrastructure technologies since 2009 makes cloud computing services useable across Türkiye by widespread access infrastructure. Türk Telekom represented its cloud computing strategy and cloud computing services which is offered through its strong infrastructure at the meeting. Information about point to point services which are offered by Türk Telekom under the theme of cloud computing services, at the meeting which Türk Telekom Marketing and Communication President Erem Demircan and Türk Telekom Technology Director Timur Ceylan have joined to. Türk Telekom Technology Director Timur Ceylan has gave information about cloud computing technology and cloud computing infrastructure of Türk Telekom and said: "We have made 40 million USD investment on cloud computing technology and data center by now. Cloud computing is not only offered technology but also approach model. It is total of benefit which we provide to our customer with experience, knowledge, physical and technological infrastructure. As Türk Telekom, we have infrastructure components of cloud computing technology and by this way we can offer point to point solution to customers." Türk Telekom Marketing and Communication President Erem Demircan explained cloud computing solutions offered by Türk Telekom and said: "Key of benefiting from cloud computing services is widespread access infrastructure. We increase usage by making cloud computing tech-


Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanı Erem Demircan ve Teknoloji Başkanı Timur Ceylan de daha güçlü hale getiriyoruz. Sektörel çözümlerimizle sağlık, turizm, eğitim, güvenlik sektörleri başta olmak üzere her sektörde müşterilerimizin iş yapış şekillerine değer katan çözümler sunuyoruz” şeklinde konuştu. TÜRKİYE’NİN TİER III TASARIM SERTİFİKASINA SAHİP İLK VERİ MERKEZİ Türkiye’nin Tier III tasarım sertifikasına sahip ilk veri merkezi olan Türk Telekom Veri Merkezi (TTVM), bu sertifikayla altyapı ve hizmet sürekliliğini uluslararası boyutta tescil ettirmiş oluyor. 300 kişilik uzman personeliyle toplam 3.000 metrekarelik alanda hizmet veren TTVM, 80 Gbps uplink kapasitesiyle müşterilerini internet bulutuna hızlı ve güvenli bir şekilde taşıyor. TTVM, Türk Telekom’un bulut bilişim yolculuğunda önemli bir altyapı platformu oluşturuyor.

nology reachable from the four corners of Türkiye by our widespread infrastructure. We make our cloud computing solutions stronger within the frame of collaborations with global companies. We offer sectoral solutions which add value to all of our customers in especially health, tourism, and security sectors. “ TÜRKİYE’S FIRST DATA CENTER HAS TIER III DESIGN CERTIFICATE Türk Telekom Data Center (TTVM) which is the first data center of Türkiye has Tier III design certificate, registered its infrastructure and service durability at international arena by the certificate. TTVM gives service in 3,000 square meter area with 300 expert staff, carry customers to internet cloud speedily and safely by 80 Gbps uplink capacity. TTVM is important infrastructure platform at cloud computing journey of Türk Telekom

TÜRK TELEKOM BELBİL TÜRK TELEKOM BELBİL Türk Telekom, hayata geçirdiği Türk Telekom Belbil hizmetiyle, belediyelerin bilgi teknolojileri ihtiyaçlarının bulut bilişim teknolojisi sayesinde tek merkezden karşılanmasını sağlıyor. Sampaş A.Ş. işbirliğiyle geliştirilen Türk Telekom Belbil, belediyelerin ihtiyaç duydukları yazılım ve uygulamalar için gerekli olan altyapı, yazılım, erişim, depolama ve eğitim maliyetlerinden tasarruf etmelerini sağlıyor. Aynı zamanda verilerin Türk Telekom Veri Merkezi’nde güvenli bir şekilde saklanmasına imkan sunuyor. SaaS (Sofware as a Service/Hizmet olarak Yazılım) modeli üzerinden hizmet veren Belbil, yaklaşık 2 bin belediyenin BT gereksinimlerini esnek çözümlerle karşılayabilecek kapasiteye sahip. Belediyelerin gerçekleştirdikleri BT yatırım maliyetini ortadan kaldıran bu hizmet karşılığında, sadece aylık hizmet bedeli ödeniyor.

Türk Telekom provides meeting information technologies needs of municipalities from a single center by Türk Telekom Belbil service which was carried out Türk Telekom. Türk Telekom Belbil, was brought into action with collaboration of Sampaş A.Ş., provides municipalities to save on their infrastructure, software, access, storage and training costs which are require for software and applications needs of municipalities. Moreover, it provides those to be kept in Türk Telekom Data Center safely. Belbil, gives service through SaaS model (Software as a Service), has a capacity that can meet ICT needs of approximately 2 thousand municipalities by its flexible solutions. Municipalities have to pay only monthly service charge in return the service which removes ICT investments of municipalities.

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

95


TD DIŞ HABER

MOBİL CİHAZ İLE YAPILAN TİCARETTE REKOR GENİŞLEME PURCHASES ON MOBILE DEVICES EXPANDING DRAMATICALLY

T

M

Amerika’da bugün kendi tablet, akıllı telefon, cep telefonu sahibi olan neredeyse 216 milyon mobil cihaz sahibi bulunuyor. Mobil cihaz sahiplerinin üçte birinden fazlası ise (%37) mobil ticaret yöntemlerinden en az biri ile ilgileniyor.-alışveriş ve/veya online alım, kupon ya da hediye kartı kullanıyor/paraya çeviriyor. Online alımların büyük bir kısmı mobil cihaz kullanılmadan yapılıyor olsa da mobil üzerinden gerçekleşen tüm işlemlerin üçte birinden daha fazlasının (%35) mobil ticaret işlemi olduğu görülüyor. Mobil cihaz üzerinden en çok alım yapılan kategorilerde ise tüketici elektroniği, kıyafet/ayakkabı ile muzik ve kitap öne çıkıyor. Mobil ticareti kullanan tüketicilerin %32’sinin ise akıllı cihazlarını kullanarak tüketici elektroniği satın almış olduğu görülüyor.

Nine out of 10 U.S. consumers own a tablet, smartphone or a cell phone, translating into 216 million mobile device owners. More than one-third (37%) of mobile device owners are engaging in some form of mobile commerce -- either shopping and/ or purchasing online or in-store; using and/or redeeming coupons or gift cards; or searching for coupons. While most online purchases are done without mobile devices, those engaging in mobile commerce average more than one-third (35%) of all online transactions. The categories most often browsed/shopped for on mobile devices are consumer electronics (CE) and clothing/ footwear, while music and books are the categories most often purchased. One-third (32%) of consumers engaging in mobile online purchasing have bought CE online using their device.

üketici Elektroniği Birliği’nin yürüttüğü son araştırmaya göre; mobil cihaz sahiplerinin üçte birinden fazlası cihazlarını mobil ticaret için kullanıyor. Yayınlanan rapor aynı zamanda her tüketicinin mobil cihazlar üzerinden yapılan alımlara ortalama 575 dolar harcayacağını da öngörüyor.

CEA (Consumer Elektronic Association-Tüketici Elektroniği Birliği) Stratejik Araştırmalar Birim Direktörü, Jessica Boothe konuyla ilgili: “Mobil ticaretin geleceği oldukça parlak. Yeni teknolojiler gelişerek artarken tüketiciler yeni teknolojilere açık olduğunu görüyoruz. Mobile cihazların hızlı bir şekilde artmasıyla mobil ticaret kullanıcıların günlük alışveriş alışkanlıklarının vazgeçilme bir parçası olacak” dedi. Mobil cihaz sahiplerinin birçoğu önümüzdeki 12 ay içerisinde cihazlarını kullanarak daha fazla alım yapmayı planlıyor. Bu kullanıcıların gelecek yıl mobil cihazları üzerinden kullanıcı başına ortalama 575 dolarlık harcama yapmaları bekleniyor.

96

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

ore than a third of mobile product owners are using their devices for mobile commerce, according to a new study from the Consumer Electronics Association (CEA). The report study also found that, on average, each consumer plans to spend $575 on mobile purchases in the next 12 months.

“The future of mobile commerce is very promising,” said Jessica Boothe, manager of strategic research, CEA. “Consumers are open to new technologies as they continue to evolve and develop. With the growth of mobile devices, mobile commerce will play a more integral role in the everyday


Yapılan araştırmada cihazları üzerinden herhangi bir alım yapmamış kullanıcıların mobil ticaret yapmamalarına dair sebepler de ortaya kondu. Mobile cihazı alım yapmak için kullanmaya tüketicilerin yarısı alımlarını farklı yollardan yapmayı tercih ettiklerini söylerken, üçte birinden fazlası (%35) ise güvenlik sebebiyle mobile ticareti tercih etmediklerini söylüyor. Kullanıcıların yüzde yirmi yedisi mevcut güvenlik doğrulamalarına güvenmeleri nedeniyle mobil internet kullanırken herhangi bir çekinceleri olmadığını söylerken yüzde yirmi beşi ise bilgilerinin güvende olduğunu düşünerek mobile interneti gönül rahatlığıyla kullanıklarını belirtiyor. Fakat bazı kullanıcılar mobile cihazlarındaki güvenlik doğrulamaları konusunda endişe duyuyorlar. Mobil tüketicilerin yüzde 42’si parmak izinib mobil alımlarda kullanılabilecek en doğru ve güvenli yol olduğunu düşünürken, yüzde 24’ü ise bu metodun en doğrusu olup olmadığı konusunda emin olmadıklarını belirtiyor. Jessica Boothe ise konuyla ilgili: “Tüketiciler kendi bilgilerinin tamamen güvence altında olduğu konusunda garanti istiyorlar. Mevcut teknolojilere ise tamamen güvenleri yok. Yeni ve gelişmiş teknolojiler kullanıcıların en güvenli mobil ticaret deneyimlerini yaşayabilmeleri için yeni uygulamaları geliştirmeye devam edecekler.”

shopping habits of consumers” Many mobile device owners intend to make more purchases using their device in the next 12 months. These consumers expect to spend, on average, $575 on mobile purchases over the next year. The study also found a number of reasons that consumers who have yet to make any purchase on their mobile device are hesitant to do so: half say they prefer to make purchases in other ways, and more than a third (35%) are concerned about security. Twenty-seven percent of consumers are comfortable using the mobile Internet because they trust current authentication safeguards, and 25 percent feel comfortable because they trust that their information is safe and secure. Yet, some consumers also have concerns about authentication on their mobile devices. While 42 percent of mobile consumers agree that fingerprint is the best way to authenticate mobile purchases, another 24 percent are not sure as to the best method. “Consumers want assurances that their personal information is 100 percent safe and secure,” said Boothe. “They are not fully confident in technologies available. New and advancing technologies should continue to be explored and developed in an effort to provide consumers with the best and most secure mobile commerce experience possible.”

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

97


TD DIŞ HABER

KÜRESEL GENİŞBAND KULLANICILARINDA 2015 YILINA KADAR BÜYÜK ARTIŞ GLOBAL BROADBAND SUBSCRIBERS SET TO RISE BY 2015

A

rtan hızlı internet bağlantısı talebiyle, özellikle Çin ve diğer gelişmiş bölgelerde 2011-2015 yılları arasında yüzde 60 artış ile 350 milyon yeni genişband abonesi bekleniyor.

Yapılan araştırmalara göre; 2011 yılında 600 milyonu bulan genişband kullanıcı sayısı yüzde 58’lik artış ile 2015 yılında 949 milyonu bulacak ve 2012 yılındaki genişband abone sayısı ise 2011 yılına göre yüzde 13 artışla 676 milyon olacak. Araştırmayı yürüten şirketten bir yetkili ise yaptığı açıklamada şunları söylüyor: “Küresel genişband abonelerinin gösterdiği etkinlik tüm genişband pazarının uzun vadedeki durumunu gösteriyor. Özellikle Çin ve Asya-Pasifik Bölgesi gibi gelişmiş bölgelerdeki hızlı internete olan talebin hızlı bir şekilde artmasının yanında genişband tedarik zincirinin önümüzdeki yıllarda güçlü ve hızlı bir büyüme yakalamasını bekliyoruz.” 2011 yılında genişband abonesi olan kullanıcıların oldukça büyük bir kısmı Çin ve Asya-Pasifik Bölgesi’nde yer alıyor. Çin tek başına dünya çapındaki toplam genişband abonelerinin %38’ine sahip iken Asya-Pasifik Bölgesi ise %14 ile Çin’in arkasından gelen en fazla genişband aboneye sahip olan ikinci bölge durumunda. Asya Kıtasındaki büyüme bölgelere göre oldukça değişkenlik göstermekte; önümüzdeki yıllarda genişband konusunda en yavaş büyüme Japonya, Hong-Kong, Singapur ve Tayvan gibi gelişmiş ülkelerde beklenirken en hızlı büyüme ise Çin, Hindistan ve Endonezya gibi gelişmekte olan ülkelerde bekleniyor. Doğu Avrupa, Latin Amerika ve MEA olarak bilinen Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde de genişband kullanıcı sayısındaki büyüme oldukça hızlı. Bu bölgelerde de 2011-2015 yılları arasında yüzde 16-33 arasında bir büyümenin gerçekleşmesi öngörülüyor. Bugün dünyada genelinde genişband penetrasyonunun en fazla olduğu Kuzey Amerika ve Avrupa’da ise yine aynı dört yıllık dönemde yüzde 5-7 oranı ile en düşük büyüme oranı bekleniyor. Amerika Birleşik Devletlerinde genişband abone hareketliliği oldukça dinamik. Öyle ki; telefon operatörleri ile geleneksel kablolu yayın sağlayıcıları arasında abone kazanımı için şiddetli bir rekabet yaşanıyor. Genişband donanım pazarında ise hızlı genişband internet bağlantısına geçişlerin artması ile büyük bir gelir artışı yaşanıyor. 2011 yılının son çeyreğinde bir önceki dönemde 2,9 milyon dolar olan genişband donanım pazarının büyüklüğü %14’lük artış ile 3,3 milyon dolara ulaştı.

98

TELEKOMDÜNYASI2012ŞUBAT

D

riven by rising demand for fast Internet access, particularly from China and other developing regions, the global broadband subscriber base is set to grow by nearly 60 percent in the coming years, with about 350 million new consumers from 2011 to 2015. The number of broadband subscribers worldwide will amount to 949 million by 2015, up 58 percent from 600 million in 2011, according to researches. This year, broadband subscribers will reach 676 million, up 13 percent from 2011. “Global broadband subscriber activity serves as a long-term barometer of the overall health of the broadband industry. With demand for Internet access rising quickly in China as well as in other fast-growing economies in the Asia-Pacific region, the broadband supply chain is set for strong growth in the coming years.” Together, China and the AsiaPacific region accounted for a disproportionately large share of new subscribers in 2011. China alone accounted for 38 percent of all new subscribers worldwide, followed by Asia-Pacific with 14 percent. However, the growth of the Asian territory is bifurcated: Much-slower expansion in the future will occur in developed countries like Japan, Hong Kong, Singapore and Taiwan, compared to the rapid increase set to take place in developing areas such as China, India and Indonesia… Growth also will be very fast in Eastern Europe, Latin America and the collective region of the Middle East and Africa known as MEA, with ranging from 16 to 33 percent from 2010 to 2015. Meanwhile, North America and Europe -- where broadband penetration is among the highest in the world -- will see slower expansions in broadband subscriber numbers, with CAGRs of 5 and 7 percent respectively during the same period. In the United States, broadband subscriber activity has been particularly dynamic, with telephone companies and traditional cable providers competing fiercely to win new customers For the broadband equipment market, the transition from broadband to much-faster wideband technologies has kept revenue growth healthy. Equipment revenue in the fourth quarter of 2011 climbed to $3.3 billion, up a solid 14 percent from $2.9 billion in the previous quarter.



ISSN 1 303-569X

Aydın Ersöz Innova Genel Müdürü ŞUBAT - FEBRUARY 2012

TELEKOM DÜNYASI ŞUBAT

FEBRUARY 2012

SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ - COMMUNICATION CENTER OF THE SECTOR

K. Gökhan Bozkurt:

“Hedefimiz ‘Dünyayı Konuşturan Türk’ olmaktır...”


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.