Telekom Dünyası Ocak 2012

Page 1

ISSN 1 303-569X

Cömert Varlık Bilkom Genel Müdürü SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ - COMMUNICATION CENTER OF THE SECTOR

OCAK - JANUARY 2012


Dr. Dre Beatsaudio kulaklık hediyesiyle HTC Sensation XE, Vodafone’da.

Ayda

Üstelik1000 şarkı hediyesiyle!

61

TL’ den

n başlaya rle e l e ek ödem

Android işletim sistemi 1,5 GHz çift çekirdekli işlemci 4.3 inç qHD ekran ve 8 MP kamerasıyla HD deneyimi Daha fazla müzik deneyimi için daha uzun batarya ömrü

Şarkı hediyesi, kutudan çıkan şifreyle muzik.vodafone.com.tr’den 31.03.2012 tarihine kadar aktive edilerek kullanılır. Belirtilen fiyat 24 ay taahhütle Red+ tarifesine ek olarak geçerlidir. Cep Avantaj Her Yöne, Cep Avantaj Her Yöne Ekstra veya Esnaf Avantaj Her Yöne Ekstra tarifelerinden birini aylık 79 TL veya Red Mini, Esnaf Avantaj Mega tarifesini aylık 75 TL, Red tarifesini aylık 71 TL, Red+ tarifesini aylık 61 TL ek ödemesi ile beraber 24 ay boyunca kullanmayı taahhüt eden aboneler içindir. Son 8 aydır faturalı Vodafone abonesi olan ve son 8 aylık faturaları toplamı en az 350 TL olup faturalarını düzenli ödeyen aboneler kampanyaya kredi kartsız katılabileceklerdir. Bu kriterleri sağlamayan aboneler taahhüt ettikleri ilk 12 aylık tutarı kampanya kapsamında yer alan banka kredi kartları ile 12 eşit taksit ile ödeyerek dahil olabilirler. Aboneler cihaz kutusundan çıkan şifreyi muzik.vodafone.com.tr adresinde ilgili forma girerek, 31.03.2012 tarihine kadar aktive ederek kullanabilirler. Vodafone, kampanya koşullarında değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Fiyatlara KDV (%18) ve ÖİV (%25) dahildir. Ayrıntılar; Vodafone Cep Merkezleri ve www.vodafone.com.tr



SÖZOL@

Bol ödüllü bir ay… A month with awards... Nurhan TANRIÖVEN

Genel Yayın Yönetmeni Publishing Director ntanrioven@telekomdunyasi.com

Yılın ilk ayı geride kalırken, Ocak ayı gündemine, gerek Ankara’da gerekse İstanbul’da yapılan ödül törenleri damgasını vurdu. Devletin zirvesinin bilim ve teknolojiye verdiği önem çok açık… 2011 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri ile TÜBİTAK-TWAS Teşvik Ödülü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayesinde Çankaya Köşk’ünde gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında bilim, teknoloji ve araştırmageliştirme konularının Cumhurbaşkanı olarak kendisinin öne çıkardığı ayrıcalıklı konulardan birisi olduğunu belirtti. TÜBİTAK Bilim Özel Ödülü, TELEKOM DÜNYASI’nda da değerli çalışmalarını yayınladığımız Prof. Dr. İlhan Fuat Akyıldız’a verildi. Kendisini gönülden tebrik ediyoruz. TÜSİAD ve Türk Bilişim Vakfı tarafından bu yıl 9. Kez düzenlenen e-Türkiye (eTR) ödülleri, TBMM’nin himayesinde yapıldı. Burada konuşan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, internetin sihirli bir değnek gibi aile ve toplum ilişkilerinden tutun, devlet ve vatandaş ilişkisine kadar pek çok şeye yön verdiğini belirterek, “Bu değişim öylesine hızlı oldu ki bütün algı ve alışkanlar da değişti. İnternetle birlikte dilimiz yeni kelime ve kavramlarla tanışırken, bireyler olarak hepimiz yeni alışkanlıklar edindik. Ayrıca çalışma, üretim, ticaret, eğitim, When we left the first month of the year behind, awards ceremonies were highlight of the January’s agenda in both of İstanbul and Ankara. It is clear that the top of the government give importance to science and technology… 2011 TÜBİTAK Science, Special, Service and Encouragement Award and TÜBİTAK-TWAS Encouragement Award were given under the auspices of President of the Republic Abdullah Gül at Çankaya Palace. President of the Republic, Gül, stated that science, technology, research and development are priority issues which he put forward as President. TÜBİTAK Science Special Awards was given to Prof. Dr. İlhan Fuat Akyıldız whose valuable studies were also published on TELEKOM DÜNYASI. We sincerely congratulate him. e-Türkiye (eTR) Awards was organized for the 9th time by TÜSİAD and Türkiye Information Foundation under auspices of TBMM in this year. President of the Council Cemil Çiçek expressed that internet direct from relations of family and society to relations government and citizen like a magic wand and said: “The change was very fast so all sense and habits changed. Our language met with new word and concept, as individuals, we drop into new habits. Moreover there was revolution occurred

2

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


eğlence ve yönetim biçiminde köklü değişiklikler yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Bu değişim devlet yönetiminden ekonominin yapısına, ülkelerin rekabet gücünden insan gücü profiline kadar geniş bir yelpazeyi de etkilemiştir. Tek taraflı olmayan bu değişim yüz yüze olan ilişkileri elektronikleştirirken, bir dönem hayal bile edemeyeceğimiz e-Türkiye, e-devlet gibi kavramları karşımıza çıkardı. Dijital Türkiye, dijital devlet kavramları ile tanıştık” dedi.

on working, manufacturing, trade, education, entertainment and management format and the change is continuing. The change effected wide range as from state government to structure of economy, from competition power of countries to labor profile. The change was not one sided make face-to-face meeting electronic; bring us together with concepts such as e-Türkiye and e-government which we can’t even imagine. We met concept of digital Türkiye and digital state.”

Türk Elektronik Sanayileri Derneği (TESİD) tarafından bu yıl onuncusu düzenlenen “TESİD Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri”, Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın video konferans katılımıyla gerçekleştirilen ödül töreninde konuşan TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, “Elektronik sektörünün diğer tüm sektörleri geliştiren, verimlilik artışını sağlayan lokomotif bir sanayi olduğunu ve 2010 yılında sektörün 11 Milyar Dolar üretim, 6 Milyar Dolar dışsatım gerçekleştirdiğini ve cirosunun %2’sini Ar-Ge’ye harcadığını söyledi.

“TESİD Innovativeness and Creativity Awards” which was organized by Turkish Electronic Industrialist Foundation for the 10th time, were given to owners at the ceremony in Kadir Has University. TESİD Chairman of the Board C. Müjdat Altay has made a speech at the meeting which held with video conference participation of Transport, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım, Altay said: Electronic sector is a locomotive sector which improving all of other sectors and provide effectiveness, recorded 11 billion dollars manufacturing turnover, 6 billion dollars export turnover and spent %2 percent of its turnover to R&D in 2010”

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun (BTYK) 23. Toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapıldı. Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, kısa sayılabilecek sürede Ar-Ge ve yenilik konularında dünyada da takip edilen bir ülke haline geldiğini belirtirken, “Avrupa’da ve diğer gelişmiş bölgelerde dahi, Ar-Ge ve yenilik konularında gıpta ile sözü edilen bir ülkeyiz. Önümüzdeki 10 yılda, Ar-Ge alanında dünyanın en ileri ülkelerinden biri olmayı hedefliyoruz” dedi.

The 23nd meeting of Supreme Council for Science and Technology (SCST) chaired by the Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan, was held. Prime Minister Erdoğan stated that Türkiye has become followed country in the world about R&D and innovation at short notice and said:“We a country which is mentioned about R&D and innovation enviably in even Europe and other developed countries. In the following ten years, we aimed to be one of the countries on the cutting edge in the field of R&D.”

Nüfusu 500’ün altında olan yerlere GSM hizmeti götürmek için operatörlerin bir araya geldiği imza töreninde baz istasyonlarının insan sağlığına zararlı olduğu konusunda toplumda yanlış bir bilgilendirme olduğunun altını çizen Bakan Binali Yıldırım, “Baz istasyonları için Avrupa’da elektromanyetik dalgaların limit değerinde 40 voltmetre sınırına karşılık, Türkiye’de 10 voltmetrelik sınır getirildi.” dedi. Bakan Yıldırım, kendisine bir ölçüm cihazı hediye edildiğini belirterek, cihazla canlı olarak bir ölçüm yaptı. Ölçümde 0,053 voltmetre sonucu çıktı. Bunun üzerine Yıldırım, ‘’Herkes rahat olsun. Bankalarda yanlış var, bizde yok. Saç kurutma makinesi, tıraş makinesi gibi aletlerde daha elektromanyetik dalga çok daha fazladır.” şeklinde konuştu ve devam etti: “Onun için bu işi böyle abartmaya hacet yok. Tedbirimizi alacağız ama bilişim altyapısının gelişmesini de engellemeyeceğiz. İkisi beraber gidecek.”

Minister Yıldırım emphasized that there is misinformation in society about base stations have effect unhealthy to human health at the signature ceremony where GSM operators have brought together in order to bring GSM service to place which are not in GSM coverage area and have less 500 population. Minister Yıldırım said: “There is 10 voltmeter limits for base stations in Türkiye against 40 voltmeter limit on electromagnetic wave in Europe.” Minister Yıldırım also expressed that measuring device was given to him and he made live measurement. Result of measurement was 0,053 voltmeter. Yıldırım said: “Everybody should be relaxed. There are wrong in banks but we measure correct. There is more electromagnetic wave on hairdryer, shaver” and continued as follows: “For this reason, there is no need to exaggerate the issue. We have to take measure but we shouldn’t prevent development of ICT infrastructure. Those continue together.”

Türk Telekom tarafından ev ve iş telefonu kullanıcılarına sunulan tadımlık internet hizmeti “Lokum”, Türk Telekom CEO’su K. Gökhan Bozkurt, Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanı Erem Demircan ve Türk Telekom Satış Başkanı Celalettin Dinçer’in katılımıyla Antalya, Mardan Palace’ta gerçekleşen bir toplantıda tanıtıldı. Lokum’la 6.4 milyon potansiyel hanenin internet aboneleri arasına katılması bekleniyor.

“Lokum” Internet service which is offered Türk Telekom to home and office phone users for taste, was launched at the meeting which held with participation of Türk Telekom CEO Gökhan Bozkurt, Türk Telekom Marketing and Communication Director Erem Demircan and Türk Telekom Sales Director Celalettin Dinçer at Mardan Palace in Antalya. It is expected that 6,4 million potential household will be internet user by Lokum.

Bir ay daha geride kalırken, herkese esenlikler dilerim…

When a month is falling behind, I wish peace for you...

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

3


İÇİNDEKİLER

18 Türk Ar-Ge’sinin imzası

28 Yıldırım’dan engellilere destek

22 Bakan elleriyle ölçtü

30 Türk Telekom’dan “Lokum”

24 TÜBİTAK Bilim Ödülleri

60 Ergün Silikon Vadisi’nde

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplandı Science and Technology High Council meeting

Elektromanyetik dalga Avrupa’dan düşük Electromagnetic Waves are lower than Europe

Cumhurbaşkanı Gül, bilim adamlarını ödüllendirdi President Gül awarded the scientists

4

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Bakan engelli projelerinin arttırılmasını istedi Minister asked for raising the projects for handicapped

Bu hizmetle internetsiz ev kalmayacak With this service no house will be left without connection

Sanayi ve Teknoloji Bakanı incelemeler yaptı Minister of Industry and Technology examines


SİNEMA/SANAT Zümrüt TANRIÖVEN KARŞI KITANIN OYUNU ‘MONEYBALL’ ‘KAZANMA SANATI’ THE GAME FROM OPPOSITE ISLAND ‘MONEYBALL’...........................................................................................................14 KİŞİ-CELL Mustafa AYKUT DİJİTAL DÜNYANIN YERLİSİ MİSİNİZ? ARE YOU DIGITAL NATIVE?...................................................................................32 TD HABER EKONOMİ BAKANI ÇAĞLAYAN: “SADECE AR-GE YETMEZ, ÜRÜNÜ PAZARLAMAK DA ÖNEMLİ” ECONOMY MINISTER ÇAĞLAYAN: “ONLY R&D IS NOT ENOUGH, MARKETING OF PRODUCT IS ALSO IMPORTANT”............................................................................................36 BAKIŞ AÇISI Hüseyin ALTAŞ – Nurcihan DALCI “ZORUNLU İNTERNET FİLTRESİ” İLE İLGİLİ AVRUPA BİRLİĞİ ADALET DİVANI KARARI DECISION OF THE COURT OF JUSTICE OF THE EUROPEAN UNION ON “MANDATORY INTERNET FILTER”................................................................40 TD HABER eTR ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU eTR AWARDS WERE GIVEN TO EARNERS...........................................................44 İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM Adem ONAR ÇAĞRI MERKEZLERİ ÜLKEMİZDE ÇOK ÖNEMLİ İSTİHDAM KAPILARINDAN BİRİ OLDU CALL CENTERS BECOME A VERY IMPORTANT EMPLOYMENT OPPORTUNITY.........................................................................................................50

YIL : 11 • SAYI : 114 OCAK 2012 Yerel Süreli Yayın

Kurucu Erdoğan TANRIÖVEN 3T Basın Yayın Organizasyon Enerji Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu): Nurhan TANRIÖVEN Yayın Koordinatörü Cem KIVIRCIK Akademik Editörler Prof. Dr. İnan GÜLER • Prof. Dr. Çetin ELMAS Haber Merkezi Sorumlusu Yasemin SAYGI Çevirmen Tufan GÖBEKÇİN Haber Merkezi Kutay BADARI • Handan KALABAK Special Correspondent for Middle East and Pakistan Khalid ATHAR Sanat Yönetmeni Özgür ÇAKIR Danışma Kurulu Prof. Dr. İnan GÜLER • Prof. Dr. Çetin ELMAS Prof. Dr. Kerim GÜNEY • Prof. Dr. Dursun Ali DİNÇ Prof. Dr. Işık ÖZKAN • Prof. Dr. Alemdar YALÇIN Prof. Dr. Ümit ATABEK • Prof. Dr. Mehmet KESİM Prof. Dr. Kırali MÜRTEZAOĞLU • Prof. Dr. Adnan GÖRÜR Doç. Dr. Süleyman İRVAN • Doç. Dr. Peyami ÇELİKCAN Doç. Dr. Şahin KARASAR • Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU Prof. Dr. Gökhan ÖZER • Doç. Dr. Serdar ULUKAN Doç. Dr. Refet RAMİZ • Dr. M. Emin BAŞER Dr. M. Emin YILDIZ • Dr. Tuncay YİĞİT Dr. Cebrail TAŞKIN • E. General Turgut NASÜN Turgay MALERİ • Selim SARPER

TDHABER TESİD 2011 YENİLİKÇİLİK YARATICILIK ÖDÜLLERİ DAĞITILDI TESID 2011 INNOVATIVENESS AND CREATIVITY AWARDS WERE GIVEN...........................................................................................64 ERICSSON’DAN ANKARA’YA OFİS OFFICE IN ANKARA BY ERICSSON.......................................................................66 TURKCELL SUPERONLINE OPERATÖRLERİN OPERATÖRÜ OLACAK TURKCELL SUPERONLINE AIMING TO BE OPERATOR OF OPERATORS..................................................................................68 70 BİN GENÇ TTNET’LE GELECEĞİNİ NETLEŞTİRDİ 70 THOUSAND YOUNG PEOPLE MAKE THEIR FUTURE CLEAR BY TTNET....................................................................................................72

TELEKOM DÜNYASI İDARE MERKEZİ Barbaros Bulvarı Nisbetiye Mahallesi Uygur Apt. No: 102 Kat:4-5 Zincirlikuyu, Beşiktaş/İSTANBUL Tel: +90 (212) 270 06 00 Fax: +90 (212) 270 63 23 Web : www.telekomdunyasi.com E-posta : telekom@telekomdunyasi.com

E-MAK@LE Muzaffer YILDIRIM “DEFTERLERİMİZ ELEKTRONİK OLDU” “COMMERCIAL BOOKS WILL BE KEPT IN ELECTRONIC MEDIUM”........................................................................................74

Yazarlar konularıyla ilgili dokümanları (Slayt, dia, resim, fotoğraf, grafik, şekil vb.) baskı kalitesine uygun olarak CD’ye kayıtlı veya orijinallerini mutlaka yazılarına eklemelidir. Dergide yayınlanan yazılara telif ücreti ödenir. Dergideki yazılarda ileri sürülen görüşler ve yorumlar yazı sahiplerine aittir. Dergi Yayın Kurulu, yazılarda kısaltma ve yayın tekniği yönünden değişiklik yapabilir. Dergideki yazılar ve resimler kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

MAKALE Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU SİBER SAVAŞ VE TÜRKİYE İÇİN ÖNERİLER - II CYBER WARFARE AND RECOMMENDATIONS FOR TÜRKİYE - II...............

YURTDIŞI TEMSİLCİLERİ Amerika : Orhan CAM Orta Asya Türk Cumhuriyetleri : Dr.Hasan KARASAR Balkan Ülkeleri ve Bulgaristan : Ramiz ÇOLAK

TELEKOM DÜNYASI

Sektörle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere, derneklere, odalara, özel firmalara, yabancı misyon temsilciliklerine, Türkiye’nin dış temsilciliklerine ve Telekomünikasyon Mühendisleri Derneği’nin üyelerine gönderilmektedir. TELEKOM DÜNYASI, PTT ile dağıtılmaktadır.

BASKI: EGE BASIM Esatpaşa Mah. Ziya Paşa Cad. No:4 Ataşehir/İstanbul Tel: (0216) 472 84 01 (pbx) BASIM TARİHİ: 23 OCAK 2012 Kapak Fotoğrafı: ISSN 1 303-569X

TD HABER FATİH İHALELERİ BİRER BİRER SONUÇLANIYOR AUCTIONS OF FATIH PROJECT ARE COMPLETED ONE BY ONE...................................................................................78 BTK’DAN SEKTÖRE SÖZLÜ SAVUNMA HAKKI VERBAL DEFENSE RIGHTS BY ICTA TO THE SECTOR......................................80

TEMSİLCİLER • ANKARA : Metin SAKARYA • İZMİR : Doç.Dr. Cem GÜZEL • KAYSERİ : Cengiz ÇAKAR

Cömert Varlık Bilkom Genel Müdürü SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ - COMMUNICATION CENTER OF THE SECTOR

OCAK - JANUARY 2012

82

TD HABER KOCAELİ’DE BİLİŞİM SEFERBERLİĞİ DEVAM EDİYOR 80 BİN ÖĞRENCİ BİLGİSAYAR SAHİBİ OLDU INFORMATICS MOBILIZATION CONTINUES IN KOCAELI 80 THOUSAND STUDENTS HAVE GOT COMPUTER..........................................90 RIM KURUCUSU LAZARIDIS’TEN TÜRKİYE’YE ÖVGÜ PRAISE TO TÜRKİYE BY FOUNDER OF RIM, LAZARIDIS....................................92

Nurhan Tanrıöven

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

5


RÖPORTAJ

Cömert Varlık Burada konuştuğunuz hususlar ilk olarak Türkiye’nin kendi adına yaratabileceği fark. Dolayısıyla markayı bir kenara bırakmak gerekiyor. Şartnamenin Android olarak çıkmasına eğer o şartnameyi yöneten kişiler karar vermişse bize tek düşen buna saygı göstermektir.

These issues are mainly related to the difference that Türkiye can create on its own behalf. Therefore, the brand needs to be put away. If Android requirement is stated clearly in the specification, we have to respect the decision of people who manage the specification.

6

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

TELEKOM DÜNYASI: Kendinizi biraz tanıtır mısınız? CÖMERT VARLIK: İTÜ Endüstri Mühendisliğinden 1994 yılında mezun oldum. 1994-1996 yılları arasında Koç Holding’te Stratejik Planlama biriminde uzman olarak çalıştım. 1996 yılında da Amerika’ya gittim ve İşletme alanında master yaptım. Sonrasında ise satışları 21 milyar dolar civarında olan, Fortune 500’de yer alan TRW isimli firmada üst düzey yönetim danışmanlığı yaptım. 2001 yılında, krizin en yoğun olduğu dönemde ailemle birlikte Türkiye’ye geri döndüm. Türkiye’ye geri döndüğümde Koç Bilgi Grubu’na katıldım. Koç Bilgi Grubu’nda da Stratejik Planlamada sorumluydum. Aynı zamanda da çeşitli şirketlerin Yönetim Kurulu Üyelikleri yaptım. Bilkom da bunlardan biriydi. Dolayısıyla 2002’den itibaren Bilkom’un yönetim

TELEKOM DÜNYASI: Could you introduce yourself? CÖMERT VARLIK: I graduated from Industrial Engineering Faculty of Istanbul Technical University in 1994. I worked as a specialist in Strategic Planning unit of Koc Holding between 1994-1996. I went to America in 1996 and get a master’s degree in Business Management. Then I became a top-level management consultant for TRW ranked among fortune 500, the sales of which is about 21 billion dollar. In 2001, I went back to Türkiye with my family during the most intense period of the crisis. I joined to Koc Information Group when I come back to Türkiye. I was responsible for Strategic Planning in Koc Group also. I was also member of the Board of Directors in various companies. Bilkom was one of them. Therefore, I served as a board member of


Cömert VARLIK Bilkom Genel Müdürü General Manager - Bilkom kurulu üyesi olarak görev yaptım. 2007 yılından itibaren de Genel Müdürlüğü görevini sürdürmekteyim. Bilkom’un yönetimine Finans ve Operasyon Direktörü olarak geldim ve 4 ay kadar bu görevi sürdürdükten sonra Genel Müdür olarak atandım. TELEKOM DÜNYASI: Türkiye’ye gelmenizde Bilkom’un ne kadar etkisi oldu? Planlı olarak mı döndünüz, yoksa Türkiye’ye döndüğünüzde şartlar mı sizi Bilkom’a getirdi? CÖMERT VARLIK: Benim Türkiye’ye döndüğüm sıralarda Koç Bilgi Grubu bir yapılanmadan geçiyordu. Merkezde yer alan stratejik planlama, finans gibi destek fonksiyonlar belirli bir yapılanmadan geçiyordu. Ben buraya genel müdür olacağımı bilerek gelmedim. Buradaki sorumluluklarım Finans ve Operasyon Direktörü olarak birçok sorumluluğu içeriyordu. Bu dört aylık kısa zaman zarfında birçok değişiklik gerçekleşti ki; 2007-2009 yılları ülke açısından bakıldığında hiçte kolay olmayan dönemlerdi. Bu değişiklikler bir ekip çalışması sonucunda gerçekleştirildi. Bu sektörde hızlı olan, kendini yenileyen ve yeni fikirlere açık olanlar ancak başarılı olabiliyor. Bizim ekibimizde de ana unsur budur. Hızlı karar alınmalısın, kendini sürekli yenilemelisin ki; 3 önceki bilgi ile bugünkü

Bilkom since 2002. I became General Manager in 2007. I was the Director of Finance and Operations and after about 4 months, I was appointed as General Manager. TELEKOM DÜNYASI: What is the role of Bilkom on your return to Türkiye? Did you come back in a planned manner or did the conditions here make you prefer Bilkom? CÖMERT VARLIK: When I returned to Türkiye, Koc Information Group was under the reorganization process. Central support functions such as strategic planning and finance were being reorganized. I did not come here knowing that I will be the general manager. My responsibilities as the Director of Finance and Operations were containing several liabilities. Many changes took place in a short period of four months; the period between 2007-2009 was not easy at all for our country. These changes were a result of team work. In order to be successful in this sector, you have to renew yourself and to be open to new ideas. This was the main factor in our our team. You have to make quick decision and renew yourself continuously; because the current information in the sector is not the same with information you had 3 years ago. Therefore, you have to

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

7


RÖPORTAJ

bilgi bu sektörde aynı olmuyor ve her zaman farklı fikir ve yaklaşımlara açık olmalı ve kendini geliştirmeye çalışmalısın. Biz bu “motto” ile hareket ettik. 2007 yılında ben buraya geldiğimde bana “Sen dört ay sonra genel müdür olacaksın” gibi söylenmiş bir vaad yoktu ki zaten Koç Grubu’nda da kimseye genel müdürlük sözü verildiğini de sanmıyorum. Bunların tamamı kişinin içinde bulunduğu pozisyonda gösterdiği başarıya, performansa ve direk yarattığı kayma değer ile orantılıdır.

8

be open to different ideas and approaches, and have to try to improve yourself. This was our “motto.” There was no promise that “You will be the general manager after four months,” when I came to here in 2007. I do not think that such a promise can be given in Koc Group. These are all proportional to the person’s success and performance in his or her position as well as added value created by him or her.

TELEKOM DÜNYASI: Genel Müdür olmanızın üzerinden neredeyse 4 yıldan fazla zaman geçti. Bu 4 yılda Bilkom’da, sizin yönetiminizde neler değişti? Siz Bilkom’a katılmadan önce dışarıdan Bilkom’u nasıl görüyordunuz?

TELEKOM DÜNYASI: Almost more than 4 years has passed since you became General Manager. What kinds of changes have happened under your management in Bilkom? Before joining to Bilkom, what were you thinking about Bilkom from an objective view?

CÖMERT VARLIK: Ben bu bakımdan çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Çünkü 2002 yılından itibaren Bilkom’un yönetim kurulundaydım ve stratejik planlarının yapılmasından sorumlu kişi olarak Koç Grubu’na geçtiğimden beri Bilkom’da yer alan tüm genel müdürlerle çalışma fırsatım oldu. Her bir genel müdürden de çok şey öğrendim. Her biri farklı özellikleri olan çok değerli yöneticilerdir. Kendi iş yapış tarzlarını ve kendi yaklaşımlarını genel müdürlükleri döneminde Bilkom’a yansıtmış olan kişiler. Sektör o kadar hızlı değişiyor ki; 2001-2001 yılında bizim satışlarımızın %100’ü B2B yani kurumlara, ajanslara, televizyona, matbaalara yapılırken, şu anda işimizin %85 yakın bir oranı perakende olarak yapılıyor. Dolayısıyla ilk önce yapılması gereken şey yaklaşıklarınızı değiştirmek… Kanal yaklaşımlarınızı, kanal stratejilerinizi, bu kanalı yönetecek olan ekibin sahip olması gereken özelliklerini ve ekibinizi çok doğru yapılandırmanız gerekiyor. Son tüketicilere vereceğiniz mesajlar nelerdir? Onlara nasıl yaklaşmalısınız ve rekabetten nasıl farklılaşacaksınız? Bu tür konularda beyaz bir sayfa açtık. Benim bu konudaki avantajlarım; birincisi Bilkom’u daha önceden tanıyor olmam, geçtiği evreleri biliyor olmam ama en büyük avantajım ise; çok iyi bir ekibe sahip olmamdır. Bu değişimi biz bu ekiple gerçekleştirdik. Rakamlara baktığımız zaman son dört senedir istisnasız sektörün en az dört katı hızla büyüyoruz. 2011 yılında dolar bazında büyümemiz %125. 2010 yılında dolar bazında büyümemiz %85. Ekibimiz bir dönem 35 kişiden oluşuyordu ve şu an 90 kişiden daha fazlayız. Pazar payımızı da son iki sene içinde ciddi bir şekilde arttırdık. Tabi

CÖMERT VARLIK: I think I was very lucky in this regard. Because I was a board member of Bilkom since 2002. As a person responsible for strategic plans, I had the opportunity to work with all of the general managers since I began to work with Koc Group. I learned a lot from each general manager. They all are very valuable managers with different characteristics. They all have reflected their own styles and own approaches to Bilkom under their management. The sector is changing so fast that 100% of our sales in 2001 was to B2B, in other words to organizations, agencies, television and print shops, but at the moment a rate close to 85% of our business is done at retail. Therefore, the first thing to do is to change your approaches... Channel approaches, channel strategies, the properties of team that will manage this channel should be chosen carefully and the team should be formed correctly. What are the messages that you will give to end-customers? How should you treat them and how will you create the difference? We started of with a clean about these topics. My advantages are in this regard: first I already became familiar with Bilkom and its developmental processes,

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


bu değişimi yapabilmek konuları çok boyutlu ele almakla ancak gerçekleşebiliyor. Bir konuyu yalnızca tek boyutuyla ele alamazsınız. Kanalınızdan, organizasyonunuzdan, insan kaynağınızdan, süreçlerinizden, fiyatlandırma politikalarınızdan, PR stratejilerinize kadar konuyu tümüyle ele alıp süreçleri bu şekilde yürütmeniz gerekiyor. Biz de bunu son beş senedir koyulmuş stratejiler paralelinde düzenli bir şekilde ele alıyoruz. Bizim yalnızca şöyle bir özelliğimiz var. Biz yapacaklarımızı anlatmayı çok sevmeyiz, yaptıklarımızı anlatırız. O da bazı zamanlarda sanki uzak duruyormuşuz gibi yanlış anlaşılmalara sebep olabiliyor. Fakat biz başardıktan sonra anlatmayı daha çok seviyoruz. Stratejilerimizden en önemlisi; dijital yaşam koçu felsefemizdir. Dijital yaşam koçu 2007-2008 yıllarında bu felsefe ile hareket etmeye başladığımızda aslında çok iddialı bir hedefti. Biz hayatın her alanında kendi başımıza dijital yaşam koçu olamayız. Bu nedenle sektörün önde gelenleriyle birlikte çalışıyoruz ve kendimizi yenilemek için sürekli gerek müşterilerimizden gerek dijital yaşam koçlarından gerekse de kanalımızdan sürekli geri besleme alıyoruz. Bu geri beslemeler bizim için çok önemli. Bu geri dönüşlere ne kadar açık olursanız ve kendinizi ne kadar yenilerseniz o kadar hızlı ilerliyorsunuz. Gördüğünüz gibi çok genç bir ekibiz, Bilkom’un yaş ortalaması 30’dur. TELEKOM DÜNYASI: Apple, IMC ve Bilkom... Türkiye’de öyle bir anlayış oluşmuş ki; Apple Türkiye Bilkom’dur. Hatta bazı sosyal paylaşım ağlarında siz Apple Türkiye Genel Müdürü olarak gözüküyorsunuz. Bu konuya siz nasıl bakıyorsunuz? Bir taraftan bu anlayış Apple ile ne kadar özdeşleştiğinizi gösterirken diğer taraftan da yanlış anlaşılmalara sebep olabiliyor. CÖMERT VARLIK: Bilkom 1984 yılında kurulduğundan beri, 27 senedir aralıksız Apple’ın Türkiye distribütörlüğünü gerçekleştiren bir firma. Bilkom ilk olarak Komili’nin bir şirketi olarak kuruldu ve 2011 senesinde Koç Grubu’na geçti. Koç Grubu’nun bir şirketi ve Apple’ın 27 senedir Türkiye’de çalıştığı iş ortağıdır. Ama Apple değildir. Dolayısıyla biz burada açıklamalar yaparken, geçirdiğimiz değişimleri sizlerle paylaşırken bunları Bilkom olarak paylaşıyoruz. Apple adına bizim konuşma yetkimiz yok ve ben bunu bulunduğuum her ortamda açıklıkla paylaşıyorum. Apple ile ilgili bize de çok sık sorular geliyor. Örneğin; x ürününün lansmanı ne zaman olacak? Zaten bu tür bir sorunun cevabını bilen de sadece en üst düzey yetkililerdir. Apple zaten bunu çalışanlarına dahi açıklamaz ve benim de Apple ile ilgili bu tür bir durumu açıklama yetkim yok. Apple ayrı bir firma. Biz Apple’ın dünyadaki global stratejisine paralel iPhone’ların Türkiye’deki yetkili ithalatçısı değiliz. Ama her gün 350 tane müşterimiz Bilkom’u ya da çağrı merkezimizi arar ve iPhone ile ilgili soru sorar. Biz olabildiğince bizi arayanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Neden? Çünkü bizi arayanlar bir Apple kullanıcısı ve Apple kullanıcıları her zaman

but my biggest advantage is to have a very good team. We made this change together with this team. When we look at the figures, we are growing rapidly at least four times more than the industry in the last four years, without exception. While our growth in 2010 was 85% on dollar basis; in 2011, our growth was %125 on dollar basis. Our team consisted of 35 people, but we are more than 90 at the moment. We increased seriously our market share within the last two years. Of course, this change requires addressing issues in a multidimensional way. You can not handle an issue by addressing only one of its dimensions. You have to handle all issues by addressing your channel, organization, human resource, processes, pricing policies and PR strategies. We continue this approach in line with our strategies in the last five years. We have a certain attitude: We do not like to tell what we are planning to do, but what we have done. But it may cause misunderstandings sometimes as if we are staying away. Whereas, we like to tell what we have done. One of our most important strategies is digital life coach philosophy. Digital life coach was actually a very ambitious goal when we started to move in with this philosophy in 2007-2008. We can not be digital life coach by ourselves in all aspects of life. For this reason, we work with industry leaders and we receive continuous feedback from our customers and digital life coaches as well as our own channel. Such feedback is important to us. The more you open to such feedback and the more you renew yourselves, the faster you proceed. As you can see we are a very young team, the average age of Bilkom is 30. TELEKOM DÜNYASI: Apple, IMC and Bilkom… There is such an understanding in our country that Apply Turkey is Bilkom. In fact, in some social networks you are introduced as General Manager of Apple Turkey. What is your opinion on this issue? On the one hand, this approach shows how you are identified with Apple. On the other hand, it may lead to misunderstandings. CÖMERT VARLIK: Since it was founded in 1984, Bilkom is Apple’s distributor in Türkiye for 27 years. Bilkom was founded as an affiliate by Komili and then it joined to Koc Group in 2011. Now it is a Koc Group company and a business partner of Apple for 27 years. But it is not Apple. So when we make these comments here and share with you the changes we have undergone, we speak as Bilkom. We do not speak on behalf of Apple. I underline this fact in every environment. Many questions are asked about Apple. For example, when will you launch x product? Only the top level principals know the answers of such questions. Apple does not disclose these news even to its own employees. Besides I do not have a right to make such statements.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

9


RÖPORTAJ

en üst seviyede hizmeti hak ederler. Fakat konu ne zaman yedek parça değiştirme ya da ürünü değiştirmeye geldiğinde, o zaman müşterileri gerçek ithalatçılara yönlendiriyoruz. Çünkü bizim servis manuellerimiz yok, servis yapımız Apple’a servis vermeye müsait değil..Bu bazı durumlar da sanki biz bu durumdan kaçıyormuşuz gibi yanlış anlaşılmalara da sebep olabiliyor. Biz özellikle servis konusunda oldukça hassasız ve servis ağımız düzenli olarak üçüncü partiler tarafından denetleniyor. Müşteriye verilen hizmetler hangi sürede, ne şekilde, hangi fiyatla verilmiş ve nasıl yapılmış bunların tamamı denetlenir ve bunlar o servislerin hedef kartlarında yer alır. Bunları iyileştirmedikleri sürece performanslarına yansıyor. Biz bu Apple-Bilkom karmaşasından bir bakıma tüketicinin bizi bu kadar çok benimsemesinden ötürü mutluluk duyarken öteki taraftan da biz Koç Grubu’nun bir şirketiyiz ve Apple adına konuşma yetkimiz yok. TELEKOM DÜNYASI: Siz bize aslında donanım ve platformdan öte sizin de söylediğiniz gibi hayatımızda dijital değişikliklerin nasıl olacağını gösterdiniz ve gösteriyorsunuz. Bundan sonra da biz kendi donanım ve platformlarımızı sağlıyoruz. Bu dijital yaşam koçluğu müessesesi nasıl oluştu? Bu stratejiye nasıl çalıştınız? CÖMERT VARLIK: Dijital yaşam koçu felsefesi kendimize dönüp baktığımızda bundan 15 sene öncesinde veya bizim çocukluğumuzda televizyonlar siyah beyazdı, tek kanallıydı. İkinci kanal geldiğinde ve renkli televizyon hayatımıza girdiğinde inanılmaz bir değişim olduğunu hissetmiştik. 1994 senesinde ben universiteden mezun olduğumda insanlarım e-mail adresleri dahi yoktu. Dial-up hatlarla internete baplanıyorduk. Google yoktu. Facebook, cep telefonu yoktu. Şimdi 17 sene sonra, bugün benim oğlum 10 yaşında ve siyah-beyaz televizyonun ne olduğunu bilmiyor. Televizyonlar şu an en az 125 kanallı, renkli ve cep telefonsuz bir konsept kafasında yok. E-mail adresi var, facebook accountu var ve sürekli mobil iletişim halindeler. Dolayısıyla hayatımızın evrelerine baktığımızda, hayatımız her alanda gitgide mobilleşiyor, dijitalleşiyor. Çünkü insan sosyal ve mobil bir varlık ve buna yönelik olarak ihtiyaçlarımız sürekli olarak artıyor. Ama bu her sektörde farklı ihtiyaçlar olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla biz dijital yaşam koçu olarak çatı felsefe altında hedeflediğimiz sektörler var. Bunlardan en önemlisi de eğitim sektörü. Marka bağımsız konuşmak gerekirse; Türkiye’nin dünyada ilk 10 global ekonomisi arasına girebilmesnin tek bir yöntemi var. O da; eğitim sistemimizi ve orada yetişen K12 öğrencilerini farklılaştırmalıyız, düşünce tarzlarını farklılaştırmalıyız. Onların öğrenme biçimini, hayata bakış açılarını farklılaştırmalıyız. Bunları yaparken de bunu sadece cihaz vererek yapamayız. Cihaz yalnızca bir araçtır. Önemli olan amaç; orada öğrencilerin interaktif öğrenme yöntemleri ile karşılıklı etkileşim halinde öğrenmeden zevk almalarını zevk almalarını sağlamaktır. Öğrenmeden ne kadar zevk

10

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Apple is a separate company and we are not the authorized importer of iPhones in Türkiye in parallel with the global strategy of Apple. But every day 350 customer call Bilkom or our call center and ask questions about iPhone. We try to help those people as much as possible. Why? Because those people who call us are Apple users and they always deserve the highest level of service. But when the replacement of components or the product change is in question, we direct our customers to the original importers. Because we do not have service manuals, and our service structure is not available to provide service to Apple... It also may lead to misunderstandings as if we are casting people aside. We are very sensitive in terms of service and our service network is regularly inspected by third parties. We always check which services are provided to our customer, at what time and at what price, and these results are stored in the target cards of that services. These results are reflected in their performance. We are happy in a sense, because this Apple-Bilkom confusion shows that customers adopt us so much. On the other hand, we are a Koc Group company and cannot speak on behalf of Apple. TELEKOM DÜNYASI: As you have said, you showed us and continue to show what kinds of digital changes will be in our lives, beyond hardware and platform. Then, we provide our own hardware and platforms. How was the institution of digital life coaching formed? How did this strategy become effective? CÖMERT VARLIK: Looking back at our digital life coach philosophy, There were black-and-white televisions and only one channel in our childhood or 15 years ago. When the second channel and color televisions were introduced, this brought an incredible change to our lives. When I graduated from the university, people did not have even e-mail address. We were using dialup lines in order to access to the internet. There was neither Google and Facebook, nor mobile phones then. Now 17 years later, my son is 10 years old and does not know what the black-and-white television is. There are at least 125 television channels at the moment. People cannot think life without mobile phones. People have e-mail address, Facebook account and they are in continuous mobile communication. So when we look at phases of our lives, our lives are increasingly getting mobile and digital in all areas. Because human is a social and mobile being and his or her needs are constantly increasing. But different needs appear in each sector. Therefore, we target certain sectors under the framework of digital life coach philosophy. The most important of all is the education sector. Speaking regardless of brand, there is only one way of Türkiye’s entry into the world’s top 10 global econo-


alırlarsa kendilerini o kadar farklılaştırmış olurlar. Öğrendikleri şeyleri o kadar hayata geçirirler. Biz bunları sağlıyoruz. Yani oradaki farkı yaratacak olan etkileşimli içeriği en kolay öğrenilir araçları sağlamakla sorumluyuz. Bu konuda da Apple ürünleri kullanıcı arayüzlerinin basitliği ile oldukça fark yaratıyorlar. Bugün 3 yaşındaki bir çocuğun eline iPad verseniz, nası açılacağını bilir. Apliskasyonların üzerine nasıl tıklayacağını biliyor. Biz bu farkı yaratabilirsek, gelen 12-13 milyon öğrenci ile biz önümüzdeki 10 sene içerisinde ilk 10 sırayı hedefleyebiliriz. Bilkom kimliğimi bir yana bırakarak konuşmam gerekirse; Türkiye eğitim sistemi, Milli Eğitim Bakanlığımız ile bu tür projeleri konuşabiliyor olmamız bile büyük bir başarıdır. Çünkü Türkiye olarak, biz bunları konuşabilecek bir hale geldik. İkincisi Milli Eğitim Bakanlığı gerek içerik alanında gerekse de donanım alanında tek bir tedarikçiye bağlı kalmadan hareket edebilir olmalıdır. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığımız hangi tedarikçi olursa olsun bundan 50 sene sonra da Milli Eğitim Bakanlığımız yer alacak, o tedarikçiler olacak veya olmayacak. Kapsam olarak bu kadar geniş olan bir bakanlık teknoloji anlamında hiçbir tedarikçiy bağımlı olmamalıdır. Mutlaka alternatiflerini yaratmalıdır ki; dünyadaki örneklerine baktığımızda da bunu görüyoruz zaten. Bu stratejik olarak konumlandırmayı gerektirir. Cihazlarda yazan satış fiyatı bu farkı yaratamaz. Cihazların üzerindeki içerik, öğrencilerin o içerikten ne kadar mutluluk ve enerji duyarak öğrendikleri ve öğretmenlerimiz bunu anlatırken öğrenciyle kurduğu ilişki bu farklılık yaratabiliecektir. Donanımlar yalnızca araçtır ve donanım olarakta bu etkileşimi yaratabilecek kapasitede olmayan bir donanımı istiyorsanız 50 TL’ye alın hatta bedava versinler. Bu kapasiteye sahip olmadan herhangi bir etki yaratamayacaktır. Bilkom’a geri dönersek; biz distirbütörü olduğumuz teknolojilerin bu farkı nasıl yarattığını tüketicilerle paylaşıyoruz. Hatta biz bile anlatmıyoruz bunu. Dijital Başkent etkiliğinde sizin de gördüğünüz gibi Bilkom’dan konuşmacı olarak kimse yoktu. Bunu anlatanlar sektörden ürünlerimizi ve hizmetlerimizi kullanan kişilerdi. Kimlere anlatıyorlardı? Ürünlerimizi ve hizmetlerimizi merak eden kişilere tamamen açık bir platformda artısı ve eksisiyle anlatıyorlardı. Biz stratejimizi dijital yaşam koçu felsefesi üzerine kurduk. Biz stratejik planlarımızı 5 senelik hazırlarız ve her sene onları yenileriz. Şu anda Bilkom olarak 2007 yılında kendimize 2011 için koyduğumuz hedeflerin aslında 2 sene önündeyiz. Bu yalnızca benim başarım değil, benim ekibimle birlikte Bilkom ekibinin bir başarısıdır. Daha da yapılacak çok şey var ve bunları da adım adım gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. TELEKOM DÜNYASI: Bugün bizi aslında farklı bir dünyaya götürdünüz. Doğa Koleji varlığından haberdar olduğumuz ama içinde neler olduğundan çokta fazla bilgimizin olmadığı bir kurum. Bugün de gördük ki; insanlar halen hayalini kurdukları bazı şeyler Doğa Koleji’nde hali hazırda yapılıyor. Bugün bir takım veriler paylaşıldı. Ödev yapma-

my: to differentiate our educational system and our K12 students. We should differentiate their ways of thinking. We should differentiate their way of learning, their life perspectives. In doing so, we cannot be successful just by giving them the device. The device is only a tool. The important thing is to ensure that students enjoy learning interactively through interactive learning methods. The more they take pleasure, the more different they become. They can apply the things they have learned in this way. We are providing this. We are responsible for providing the interactive content and the most easy to learn tools that will create the difference. In this respect, Apple products are creating the difference with the simplicity of their user interfaces. Today, even a child 3 years old knows how to open iPad and click on the applications. If we create this difference, we can aim to be ranked one of the top 10 countries in the world, with our 12-13 million students in the future. Aside my Bilkom identity, I can easily say that in Turkish education system, even speaking about such projects with the Ministry of Education is a major achievement. Because we as Türkiye have come to the stage in which we can talk these issues. Second, the Ministry of Education should be able to move without depending on a single supplier in terms of hardware and content. Because no matter which supplier is present, our Ministry of Education will remain; it is not possible to know whether the current suppliers will remain for 50 years. As a ministry with such broad scope should not depend on any supplier in terms of technology. Alternatives should necessarily be created; when we look at examples in the world we can see this picture. It requires positioning strategically. Selling price of devices cannot create this difference. You can create this difference through the content, as a result of happiness and energy felt by students when they are learning from the content and the interactive relationship established by our teachers when they are using the content. Device is only a tool; even if it is free or just 50 TL, it cannot have any affect if it is not capable of creating this interaction. Returning to Bilkom; we share with our customers how our technologies create this difference. In fact, we do not tell our technologies by ourselves. As you can see in the event of Digital Capital, there was no speaker from Bilkom. People using our products and services told us. To whom? To people who are curious about our products and services with its pluses and minus on an open platform. We have established our strategy on the philosophy of digital life coach. We prepare our strategic plans for 5 years and refresh them every year. Now we are actually 2 years ahead of our 2011 targets that we as Bilkom set in 2007. This success is not only mine, but the whole Bilkom team’s. Even more remains to be done and we aim to achieve them step by step. TELEKOM DÜNYASI: Today, you took us into a

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

11


RÖPORTAJ

ma oranının %3lere düştüğü, yapma oranının ise %70’ten 90’lara çıktığı yönünde. Bir de zannediyorum ki; Gaziantep’te bir üniversitede bir uygulama sözkonusu. Eğitim alanında biz isteriz ki; her öğrenci eşit fırsatlara sahip olarak eğitim görsünler. Bugün gördüğümüz örnekler bizi çok mutlu etti. Bu konuda bir FATİH Projesi var. Bu konuda başka neler yapmak gerekiyor sizce? Geçtiğimiz günlerde çıkan bir haberde bu ihalenin şartları arasında ürünün mutlaka Android olması gerektiğinin yer alacağı söyleniyordu. Bu konuda neler söylemek istersiniz? CÖMERT VARLIK: FATİH Projesi çok kapsamlı bir proje ve uzun soluklu bir maraton. Bu maratonda kısa dönemli kararlar alınıyor. Bu kısa dönemli kararların ne kadar uzun dönemli stratejileri etkileyeceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz. Bilkom olarak bu konuda bize düşen; ürünlerin ve yarattığı farkı gücümüz yettiğince anlatabilmek. Çünkü konuştuğumuz şey Türkiye’nin eğitim sistemi ve Türkiye’nin 10 sene sonraki geleceğini yönlendirecek olan kişilere yaratacak olduğunuz etki. Konuştuğumuz şey bence 500-600 dolarlık bir ürünün satışı değil. Hiçbir zaman bu konuya böyle yaklaşmadık ve yaklaşılmasını da doğru bulmuyorum. Çünkü burada konuştuğunuz hususlar ilk olarak Türkiye’nin kendi adına yaratabileceği fark. Dolayısıyla markayı bir kenara bırakmak gerekiyor. Şartnamenin Android olarak çıkmasına eğer o şartnameyi yöneten kişiler karar vermişse bize tek düşen buna saygı göstermektir. Biz ürünlerimizi ve hizmetlerimizi anlatmaya devam edeceğiz. Ama şunu unutmamak gerekiyor; öğrencinin eğer öğrenme konusundaki isteğinden bahsediyorsak, öğretmenin kolayca öğrencilerde iletişim kurmasından bahsediyorsak, öğrenme zevkinden bahsediyorsak ve kullanıcı arayüzünün kolay olmasından bahsediyorsak ve fark yaratmaktan bahsediyorsak, bu Android ya da MacOs ya da başka bir işletim sisteminin yalnızca kendisiyle olacak birşey değildir bu. Bu üzerindeki aplikasyonların ve üzerindeki içeriğin ne kadar kolaylıkla verilebildiğiyle alakalı... Daha önce de belirttiğim gibi donanım yalnızca bir araç, hiçbir zaman da bir amaç olmamalı. Amaç olduğunda siz asıl hedefinizi yitirmiş olursunuz. Önemli olan o donanımı en iyi şekilde kullanabilmek ve öğrencilerimizde fark yaratabilmek. Bunu yaratabiliyorsak eğer 10 sene sonr baktığımızda o öğrenciler fark yaratmaya başladıklarında, o insanlar dünya çapında duyulmaya başladıklarında, işte biz o zaman gerçekten istediğimiz noktalara gelebilmişiz demektir. Bu bir başlangıç, çokta güzel bir başlangıç… FATİH Projesini konuşabiliyor olmak bile son derece gurur duyulacak birşey. Bundan öncesine bakarsak bu çaptaki projeleri konuşamıyorduk bile. Dolayısıyla bu projede tabi ki yer almak istiyoruz, bu konuda teknolojilerimize güveniyoruz ve bunu gösteriyoruz da. Bu konuda da gelecek dönemde gelişmeleri takip ediyor olacağız. Gaziantep’teki uygulamadan bahsetmek gerekirse;

12

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

different world. We do know Doga College as an institution, but we do not know its inner processes much. Today, we saw that, some dreams are already coming true at Doga College. Today some data was released. Failure rate from homework is decreased to 3% and the success rate is increased from 70% to 90%. I also think that there is such an application at a university in Gaziantep. We want to see that all students have equal opportunities in the field of education. The examples we are talking about make us happy. FATIH Project is also important in this respect. What else should be done about this? Recently it was reported that it should be stated clearly in the terms of tender that product should be Android. What would you like to say about this? CÖMERT VARLIK: FATİH Project is a comprehensive and long-term project. Short-term decisions are made in this project. We will see in the next period how these short-term decisions will affect the longterm strategies. We as Bilkom will do our best to clarify our products and the difference that our products will create. Because the thing we talked about is Turkish education system and your effect on the new generation that will shape the future of Türkiye 10 years later. I think what we are not talking about a $ 500-600 product. We never adopt such an approach; it is not right at all. Because these issues are mainly related to the difference that Türkiye can create on its own behalf. Therefore, the brand needs to be put away. If Android requirement is stated clearly in the specification, we have to respect the decision of people who manage the specification. We will continue to explain our products and services. But it should be underlined that if we are talking about promoting the desire of learning, establishing the right communication between students and teachers, increasing the pleasure of learning, providing an easy user interface and creating the difference, neither Android nor MacOs can offer all these things by itself. It is not related with the operating system, it is related with how easily are the applications and content accessed... As I mentioned earlier, hardware is only a tool, not an end. If it becomes a goal, you will lose your way. What is important is to use the hardware in a best possible way and create the difference in our students. If we create such a difference, students will begin to create the difference and hit the headlines in the world. Then, we will be at the level we desire. It is a start, even a good start... It is extremely proud to be able to speak about FATIH Project. In more recent times, we cannot even talk about such projects. So we want to take part in this project, of course, and we tr ust our technologies in this regard. We will be following developments in the future. Speaking of the application in Gaziantep; Zirve Uni-


Zirve Üniversitesi Antep’te kurulmuş ve kısa zamanda 3 bin öğrenciye ulaşmış bir üniversitemiz. Bölgesel olarak hedefleri olan bir üniversite ve altyapısı tamamen Apple teknolojileri ve birebir öğrenim teknolojileri ile donatılmış durumda. Her öğrencinin elinde bir Mac Book Pro var ve derslerde pod castingler kullanılıyor, uzaktan eğitiler veriliyor, online yoklamalar alınıyor ve aklınıza gelebilecek her türlü Apple teknolojilerinin sağladıkları avantajları kullanıyorlar ve bundan da çok memnunlar. Ürünlerin en baştaki satın alma fiyatıyla değil, ürün ömrü boyunca yarattığı değer olarak bakıldığında Apple her zaman ön plana çıkıyor. Örnek vermek gerekirse; bugün bir teknolojiyi herhangi bir bakanlıkta uygulamak isteseniz, en az maliyetinizin üçte biri o bakanlıkta çalışanlara bu teknolojinin eğitimini vermek için ayırmanız gerekir. Fakat bugün Doğa Koleji’nde de gördük ki; bu ürünleri çocukların eline verdiğinizde o çocuklara bu teknolojiyi öğretmek için harcadığınız maliyet nedir? Sıfır. Kendi kendilerine çok kısa bir sürede cihazı çözüyorlar. Ama mutlaka bunun yanında öğretmenlerimize eğitim vermek durumundayız. Fakat maliyetin üçte biri değil de onda biri ile bile yapılabilir bu eğitim. TELEKOM DÜNYASI: Bu durumda Doğa Koleji’ni FATİH Projesi’nin labaratuvarı olarak düşünebiliriz. Peki, bu labaratuvarın FATİH Projesi karar vericileri tarafından izlenip izlenmediği konusunda ne düşünüyorsunuz? CÖMERT VARLIK: Dijital Başkent etkinliği de dahil olmak üzere bulunduğumuz platformlarda Doğa Koleji’nden konuşmacıları görüyoruz ve bugün Doğa Koleji’nde gördüklerimizi anlatıyor onlar da o etkinliklerde. Bizim amacımız Doğa Koleji’ndeki kullanıcılarla Bakanlık direk bir araya gelsin. Bilkom’un orada olmasına gerek yok aslında. Önemli olan nasıl kullanıldığı, nasıl fark yaratıldığı görülsün. Doğa Koleji’nin karar verme aşamaları incelensin. Apple ürünlerinin servis ihtiyacına, değiştirilme durumuna, kullanım ömrüne bakıldığında bizim ürünlerimiz gerçekten bu konuda rekabetçi. Fakat ilk satın almadaki fiyatına bakılırsa biz ihalelerde rekabetçi olamıyoruz. Asıl konu şudur ki; daha önce de söylediğim gibi tek bir teknoloji ve tedarikçiye bağımlı kalınmamalıdır. Uzun vadede pazarlık stratejilerinizi yürütebilmeniz açısından bile son derece yetersiz olmuş olursunuz. Gerek donanım gerekse de yazılım da alternatif tedarikçi ve teknolojiler olmalı ve öncelik Milli eğitim Bakanlığı’nın 50 sene sonra bile en üstün donanım ve teknolojilerle var olmasıdır ve eğitim sistemimizin sürekliliğidir.

versity is one of our universities founded in Antep and soon reached 3 thousand students. It has regional objectives and its infrastructure is equipped with fully Apple technologies and one to one learning technologies. Each student has a Mac Book Pro and pod castings are used in lessons, distance learning is provided, online attendances are taken, all kinds of advantages provided by Apple technologies are used and they are very pleased with these technologies. When we look at not the initial purchase price of the product, but value created by the product in its lifespan, Apple comes to the fore at all times. For example, if you would like to apply a certain technology in any ministry, you have to allocate at least one third of your cost to the education of employees. But, we saw in Doga College that there is no cost when these products are provided to children. They themselves learn how to use these products in a very short period of time. Although we have to provide training for teachers, you can provide it by allocating one-tenth of the cost, not one-third of the cost. TELEKOM DÜNYASI: In this case, we can think Doga College as a laboratory of FATIH Project. Well, do you think that this lab is being observed enough by the decision makers of FATIH Project? CÖMERT VARLIK: We see speakers from Doga College in various platforms including the event called Digital Capital. They tell their experiences in Doga College in such platforms. Our goal is to bring the users from Doga College and authorities from the Ministry together. Actually we as Bilkom do not need to be there. The important thing is how it is used and how it creates the difference. Decision-making stages of Doga College should be considered. When the service needs, replacement status and lifespan of Apple products are considered, our products are really competitive. However if the purchase price is taken into account, we cannot be competitive in the tenders. The real issue is that, as I said before, there should be no dependency on a single technology and supplier. Even in terms of long-term bargaining strategies, you will have serious problems. Both in hardware and software, alternative suppliers and technologies should be present. Our priority should be the continuity of our education system. Our Ministry of Education should have the most advanced equipment and technologies even 50 years later.

TELEKOM DÜNYASI: Eklemek istedikleriniz…

TELEKOM DÜNYASI: Do you have something to add…

CÖMERT VARLIK: Bilkom olarak biz öğrenmeye açığız, neleri doğru yapıp neleri yanlış yaptığımız bizimle paylaşıldığında bunları göz önünde bulunduruyoruz ve kendimizi geliştirirken bu yönde adımlar atıyoruz.

CÖMERT VARLIK: We as Bilkom are open to learning, we are taking into account the things shared with us about what we are doing right or wrong as well as we are taking steps in that direction.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

13


SİNEMA/SANAT

KARŞI KITANIN OYUNU ‘MONEYBALL’‘KAZANMA SANATI’ THE GAME FROM OPPOSITE ISLAND ‘MONEYBALL’

Zümrüt Tanrıöven Eğer bir film size hayatınız boyunca anlamayıp, sevmediğinizi düşündüğünüz bir sporu günlerce araştırtabiliyor ve anlamak zorunda bırakıyorsa, o filmin başarısız olma ihtimali yoktur. Bu güce sahip olan bir senaryo, dramatik öğeleri etkili ve tüm karakterleriyle inandırıcı demektir. “Moneyball” bizlere tam anlamıyla bu etkiyle baseball sporunun kapılarını açıyor.

zumrut@telekomdunyası.com

Michael Lewis adında bir finans uzmanın gerçeğe dayalı kitapları arasında yer alıyor ‘Kazanma Sanatı’. Türkçe’ye çevrilmemiş olması bir şansızlık olmasının yanında, baseball tarihin en dramatik ve farklı hikâyelerinden birini ne kadar merak eden olurdu bilinmez. Ama aslında temelinde bir şeye ‘tutkulu’ olmak ve bir şeyi gerçekten ‘sevmek’ ile ilgili olan filmin sonda size verdikleri sadece baseball olmuyor. Hatta sanırım kitabın da konusunu

If a movie makes you wondered about a sport that you never understand or liked for couple weeks and makes you feel like you have to figure out what it is, that movie cannot be failed. A screenplay that has this huge power must be effective by dramatically and real deeply as characters. “Moneyball” opens a door to us this sport called baseball! “Moneyball” is in the most of books of Michael Lewis who is an economy specialist, and every one of them is about true stories. This book is not translated in Turkish unfortunately; however, how many people could have been wondered about baseball story in Turkey. But actually, basically this story is about feel deep ‘desire’ to something and ‘loving’ something deeply, so this is more than ‘baseball’. Besides, if we think about an object of Lewis’ book, baseball is just a tool, a way to follow in this story. A path that about what they lived

14

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


düşünürseniz; anlatılmak istenenin yanında baseball sadece bir araç olarak kullanılmış. Yaşananları ve doğru olanı anlatabilmek için izlenecek yol olarak seçilmiş. Filmin genel konusundan bahsedeyim önce. Oakland Athletics Baseball takımı A takımları arasında en düşük bütçelerden biriyle, iyi işler yapmaya çalışmaktadır. İlginç ve aslında parlak başlayan bir oyunculuk geçmişi olan Billy Beane (Brad Pitt) elindeki imkânların da üzerinde bir başarı kazanabilmenin yollarını yaratmak için çabalamaktadır. Önemli oyuncuları sezon başlarken başka takımlarla anlaşma yapan Oakland artık güçlü ve yetenekli oyuncuları olmadan, özellikle içinde bulundukları lig ortalamasının çok altında kalmaktadırlar. Üstelik ellerinde oldukça kısıtlı bir bütçe vardır ve sandıklarca paranın döndüğü sektörün en önemli unsuru olan transferler için de bu bütçe yeterli değildir. Alınacak oyuncular ortalama üzerinde olamamakla beraber, takımı yeniden canlandırmaya yetmeyecektir. Bu konuda sıkıntılı olan Billy, kazanmanın başka yollarını ararken yeni yetme, ekonomi mezunu bir baseball analisti olan Peter Brand (Jonah Hill) ile tanışır. Bu tanışmadan sonra film çok farklı bir yolda ilerlemeye başlar çünkü artık paranın kazandıran yönü reddedil-

for, what was the right thing and there is a long way to follow if you want to reach the right point. Main subject of the movie first… Oakland Athletics Baseball wants to success something good with small budget between teams of A. With interesting and perfect player start Billy Beane (Brad Pitt), try out find a way to win in spite of their impossibilities. Best players of Oakland signs lease with another teams and without their power, this team cannot come up to standard like other teams in the A league. Besides, while this sector spending million dollars for player transfers, they do not have chance like this. Possible players who are suitable to budget are not enough for finding success. Billy is not okay with whole this event, and while he search for a way to out, meets to Peter Brand (Jonah Hill) who is a baseball analyst also economics graduated. After this meeting, movie is beginning to change because the side of winning money is refused by this. This way is the really hard one that you have to continue by a little group. This way can continue with a faith of Peter and Billy to win by real and deep analysis which is not

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

15


SİNEMA/SANAT

meye başlanmaktadır. bu oldukça kısıtlı bir ekiple devam edilebilecek, çok zorlu bir yoldur. Aslında sadece kimsenin anlamaya bile enerji harcamadığı, gerçekçi ve sabırlı, derin analizlerin sonuçlarının, kazanmaya ne kadar yaklaştırabileceğini kanıtlamaya çalışan Billy ve Peter’ın inançlarıyla devam edebilecek bir yol. Peter’ın matematiksel yöntemlerinin çıkardığı analizlerle, kimsenin göremediklerini görmesi üzerine başlayan serüven, Billy’nin size ‘hayır’ dedirtemeyen ikna gücü ve baseball aşkıyla yarattıkları size ‘hadi be!’ dedirtecek etkide. Pamuk ipliğine bağlı olan kazanmanın ve kaybetmenin size yaşattıkları, en büyük tutkularınız uğruna kaybetmeyi göze alabilecekleriniz... Mücadele gücünüz ve inancınız neler yapabildi şimdiye kadar düşünmeniz için iyi bir hikâye bu! Muhteşem ve birçok eleştirmence ‹çok leziz›. Sadece baseball olarak düşünmeden, bütün sporlar için geçerli olan ‹kazanmak› içerde dönen paranın gücü. Oyuncuların yaşadıkları, paranın kimlerce kontrol edildiği ve dahası ‹kimsenin göremediklerini› keşfedebilmek için gerçekten inanmakla ilgili etkili sonuçlar çıkaran senaryonun en önemli başarısını hiç şüphesiz Brad Pitt›in büyüleyici oyunculuğu getirmiş. Gerçek anlamıyla bir ‘karakter’ olmayı başarmış olan Pitt, bu oyunuyla Oscar’ı hak eder nitelikte. Henüz yeni ‹drama› yönü güçlü yönetmen Bennett Miller “Moneyball’ kitabını olabileceği en etkili haliyle yorumlamış. Vermek istediği mesaj açık... Anlatılanlar sa-

16

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

understandable by anyone. The result with not only Peter’s arithmetical baseball Analysis data that based on players who are not noticed by anyone before, but also Billy’s effective persuasion that you can never say ‘no’ and his love to baseball will you say ‘no way!’. Winning or losing is hanging by a single thread and this war, and things that you risk to lose for your biggest desire... What your power to stand and faith is capable of... this is really good story that make you think this question’s answer. Magnificent and ‘delicious’ by many reviewers say. Not only for baseball, for all sports there is ‘winning’ issue and power of money. What players have been through, money that controlled by people who are unknown, and discovering something that no one can see will show you why believing is much that important for winning and standing, and most effective point for this story telling success is Brad Pitt’s incontestable talent. This is really a ‘character’ and I can say that Pitt deserves Oscar with that performance. Bennett Miller who is just a new director but very strong about ‘dram’ and in here he annotates ‘Moneyball’ book in most effective way... just perfectly. The message which he wants to give us is very clear. These are more than just a sport adventure. That is possible that you can remember him with “Capote” earlier. He won lots of awards with that production.


dece bir spor macerasından çok daha fazlası. Daha öncesinde “Capote” filmiyle de onu hatırlamamız mümkün. Birçok ödül adaylığı olan filmin önderliğinde bir çoğunu da kazanmış durumda. Dünya üzerinde hiç bir sporun ‹sadece› spor olmadığının kanıtlarından biri olan hikayenin, bugün anlatılması oldukça özel bir başarı olmuş. Tarih sayfaları arasında öylece kapalı kalması birçok açıdan, yaşanan tüm bir sezon efsanesinin unutulması anlamına gelecekti. Ancak bu filmin özel yanlarından birisi başarılı ilişki anlatımları... İlişkilerin gerçekliği, dayandıkları temeller, getirileri ve götürdükleri üzerine başarılı tasvirler var. Üstelik başkarakterimizi bir süre daha merak edilen bir sürü gizemli alışkanlıkla ve tabuyla aklınıza kazıyan bir tarafı var. Garip ama evet, hala çok merak ettiğim şeyler var...

This story is proving us that any sport is ‘just’ a sport on this earth and making this story a movie is great success especially for our present. If this memories would have been lost in history’s dusty papers, which would be unfortunate lost. However, this movie’s best part is successful relationship portraits. Besides our lead role make you feel in anxiety in every step of movie. Strange but even after the movie I still have things to wonder.

Gerçek bir ‹inanç› hikâyesi olan “Kazanma Sanatı” size her sahnesinde biraz daha merak unsuru aşılarken, gözlerinizi ayıramayacaksınız. Üstelik ne kadar zamandır bir kaç gün etkisinin devam ettiği bir dram izlediniz? İşte şimdi bu etkiye geri dönüş zamanı. İyi seyirler…

You cannot take off your eyes from this movie while it telling you real ‘faith’ story about art of winning. Besides, when did you see really effective dram last time? This is the perfect time that you can return that feeling. Have a nice watch.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

17


TD HABER

BİLİM VE TEKNOLOJİ YÜKSEK KURULU TOPLANDI BAŞBAKAN ERDOĞAN:“NATO’NUN KRİPTO SİSTEMİNDE BİLE TÜRK AR-GE’SİNİN İMZASI VAR” SCIENCE AND TECHNOLOGY HIGH COUNCIL HAS BEEN GATHERED PRIME MINISTER ERDOĞAN: “THERE IS SIGNATURE OF TURKISH R&D ON EVEN CRYPTO SYSTEM OF NATO”

B

18

T

ilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun (BTYK) 23. Toplantısı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapıldı. Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, kısa sayılabilecek sürede Ar-Ge ve yenilik konularında dünyada da takip edilen bir ülke haline geldiğini belirtirken, “Avrupa’da ve diğer gelişmiş bölgelerde dahi, Ar-Ge ve yenilik konularında gıpta ile sözü edilen bir ülkeyiz. Önümüzdeki 10 yılda, Ar-Ge alanında dünyanın en ileri ülkelerinden biri olmayı hedefliyoruz” dedi.

he 23nd meeting of Supreme Council for Science and Technology (SCST) chaired by the Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan, was held. Prime Minister Erdoğan stated that Türkiye has became followed country in the world about R&D and innovation at short notice and said: “We a country which is mentioned about R&D and innovation enviably in even Europe and other developed countries. In the following ten years, we aimed to be one of the country on the cutting edge in the field of R&D.”

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, bilgiyi elinde bulunduran, bilimi kalkınma için seferber edebilen toplumların, başta ekonomi olmak üzere her alanda çok önemli avantajlara sahip olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bilgi ve teknolojiyi üretmek yerine, taklit etmeyi, ithal etmeyi tercih eden toplumlar ise, süreci her zaman geriden takip etmeye mahkûm kalıyorlar. Taklit, bir dereceye kadar tatmin edici olabilir ama rekabette asla ve asla üstünlük sağlamaz, avantaj getirmez. Şunu samimiyetle ifade etmek durumundayım: Biz milletçe, her konuda, her alanda, ikinci, üçüncü, dördüncü olmayı değil, birinci olmayı hedeflemek, her zaman birinci olma iddiasıyla hareket etmek zorundayız. Aslında biz bu özgüvene sahibiz. Tarih boyunca, bilimden sanata, medeniyet teşekkülünden devlet idaresine, ekonomiden siyasete kadar her alanda öncülük yaptık, her alanda ilkleri başardık ve her alanda katkılar sağladık. Bilim ve bilgi, yüzyılların, hatta bin yılların birikiminin bir neticesidir” dedi.

Prime Minister Erdoğan has made a speech at the meeting of Science and Technology High Council and expressed that societies which keep information and can mobilize science for development, will have great opportunities in many fields especially economy. Erdoğan said: “Societies which presefer imitate and import information and technology instead of manufacturing, are doomed to come from behind in the process. Imitation can be satisfying to a certaion extent but it never get outclass on competition and provide advantage. I want to mentioned that honestly; as a nation, we have to aim to be first in every field not to be second, third or fourth and we have to move with assertion to be first always. We have self-confidence. We led in every filed from science to art, from civilization to state administration, from economy to politics and has contribution in evert field during history. Information and science are result of centennial and millennial of experience.”

BİLİM KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL

SCIENCE IS NOT MONOPOLY OF ANYBODY

Bilginin, sonu gelmeyecek olan bir fetih olduğunu ifa-

Erdoğan mentioned that information is endless conuest

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


de eden Erdoğan, “Hiçbir icat, hiçbir keşif, hiçbir buluş, kendiliğinden neşet etmemiş; sadece tesadüflere, sadece tevafuklara, sadece araştırmalara dayanmamış; İnsanlığın uzun yıllar boyunca elde ettiği birikimlerin bir neticesi, bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. İnsanlık tarihinden örneğin, Bağdat’ın, Kurtuba’nın, Gırnata’nın İskenderiye’nin, İstanbul’un kütüphanelerini çıkardığınızda, emin olun geriye hiçbir şey kalmaz. Harezmî’yi, Cezeri’yi, Ali Kuşçu’yu, Piri Reis’i, El Kındi’yi, Gazali’yi, Farabi’yi, Akşemseddin’i bunları zikretmeden, isimlerini anmadan bilim tarihi yazılamaz. Astronomi denildiğinde akla sadece Kopernik’in gelmesi, Ali Kuşçu’ya haksızlık olur. Fizik denildiğinde, Newton kadar Cabir Bin Hayyan’ı anmamak, aleni bir ayrımcılık olur. Kan dolaşımı, anestezi, verem, katarakt ameliyatı, mikrop kavramı, bizim medeniyetimizin isimleri anılmadan, onların bilimlere katkıları zikredilmeden izah edilemez. Bilim ve bilgi, hiç tartışmasız insanlığın ortak mirasıdır. Hiç kimse, hiçbir toplum, hiçbir medeniyet, bilimi, kendi tekelinde göremez, kendinden menkul kabul edemez. Biz milletçe, bilim konusunda tarihimize bakarak, tam bir özgüven içinde geleceği şekillendirmek durumunda ve sorumluluğundayız. Sahip olduğumuz mirası ne kadar iyi değerlendirir, üzerine ne kadar koyabilirsek, o kadar övünmeye hakkımız olur. Aksi takdirde övünme, avunmanın ötesine geçemez” diye konuştu. EĞİTİM TEKNOLOJİLERİNDEN YARARLANAN BİR NESİL YETİŞİYOR Başbakan Erdoğan, bir yerlerden taklit ederek, ithal ederek kurulan sistemlerin gün gelip eskiyeceğini belirterek, “Ama kendi ürettiğiniz bilgiyle, kendi yetiştirdiğiniz elemanlarla, kendi iş gücünüzle ve beyin gücünüzle eskiyenlerin yerine çok daha yenisini, çok daha iyisini inşa ede-

and said: “Any invention, exploration, discovery don’t come into existence spontaneously and don’t based on only coincidence, conform and researc, those were developed as a result of experience of humanity gained for a long time. For example; when we remove libraries of Baghdad, Kurtuba, Gırnata, Alexandria and İstanbul from history of humanity, there will be nothing remaining. Science history can’t be written without refering Harezmi, Cezeri, Ali Kuşçu, Piri Reis, El Kındi, Gazali, Farabi and Akşemseddin. To remember only Kopernik on astronomy is unfair Ali Kuşçu. Not to remember Cabir Bin Hayyan on physic as well as Newton is discrimination. Blood circulation, anaesthesie, phthisis, cataract surgery, microbe can’t be explained without refer name of our cuntries and contribution of them. Science and information jointly heritage of humanity. Anyone, any society, any civilaziton can’t have monopoly on science and accept as self-appointed. As nation, we are responsible for shape the future by having self-confidence and looking our history on science. When we make use of our heritage well and increase, we will have a right to be proud. Otherwise pride can’t move beyond to distraction.” A GENERATION RAISE WITH EDUCATION TECHNOLOGIES Prime Minister Erdoğan expressed that imitated or imported systems will became old one day and said: “But we can develop better and newer technologies in place of older one by employee which were trained by us, our labour and brain power. On this point, importance of education emerge again. We see that to open schools and make investment on education have more importance than to open factory. As a governement, starting from this fact, we added 160

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

19


TD HABER

bilirsiniz. İşte burada eğitimin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Okul açmanın, eğitime yatırım yapmanın, fabrika açmak kadar, hatta ondan çok daha fazla önem ve hayatiyet arz ettiği burada daha iyi görülüyor. Hükümet olarak, bu gerçekten yola çıkarak, 9 yılda tam 169 bin yeni dersliği eğitim sistemimize kazandırdık.Yine 9 yılda, 89 yeni üniversite kurduk, bu üniversitelerin gelişmesini ciddi imkânlarla destekledik. 81 vilayetimizin tamamında, hiçbir ayrıma gitmeksizin, eğitimin, öğretimin, okullaşmanın önündeki tüm engelleri kaldırmak için tarihi nitelikte bir seferberlik başlattık” dedi. Bilim ve teknoloji alanında kalifiye eleman yetiştirilmesi için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadıklarını aktaran Erdoğan, “Eğitime, bilime yapılan yatırımlar, öyle kısa vadede neticelenmez ama Türkiye’de artık gerçekten farklı bir nesil yetişiyor. Donanımlı, birikimli, dünyayı takip eden, eğitim teknolojilerinden en iyi şekilde yararlanan, ülkesini de dünyayı da yakından tanıyan aydınlık bir nesil yetişiyor. Bu nesil, inanıyorum ki ülkemizin siyasal, sosyolojik, ekonomik dönüşümünü daha da hızlandıracak” dedi.

thousand new classes to education system in 9 years. In again 9 years, we found 89 new universities, and supported development of these universities by significiant opportunities. We launched campaing across the country in 81 cities without discriminating in order to move all obctacles in front of education and training.” Erdoğan expressed that they didn’t avoid any sacrifice in order to train qualified employee in the field of science and technology and said: "Investments in science and technology won't give result in short time but now actually different generation rise in Türkiye. Qualified, accumulated generation which folow the world, benefit from education technologies ideally and know their own countries and world closely. I believe that the generation will accelerate political, socialogic and economical transformation of our country.” WE BECAME A COUNTRY WHICH IS FOLLOWED ON R&D

AR-GE’DE TAKİP EDİLEN ÜLKE OLDUK Erdoğan, Türkiye’nin, kısa sayılabilecek sürede Ar-Ge ve yenilik konularında dünyada da takip edilen bir ülke haline geldiğini belirtirken, “Sadece Orta Asya, Ortadoğu, Balkanlar’da değil, Avrupa’da ve diğer gelişmiş bölgelerde dahi, AR-GE ve yenilik konularında gıpta ile sözü edilen bir ülkeyiz. Dünyadaki önemli kuruluşlar, AR-GE çalışmalarında işbirliği için ülkemizi tercih etmeye başladılar. Bugün, otomobilden beyaz eşyaya, sanayi üretiminde kullanılan makinelerden insansız hava araçlarına ve NATO’nun kullandığı kripto sistemlerine kadar her alanda, memnuniyetle söyleyebilirim ki; mühendislerimizin Ar-Ge çalışmalarının imzası var” dedi. Bu konudaki patent başvuruları konusunda bilgi veren Erdoğan, “2002 yılında Türkiye’den 85 adet uluslararası patent başvurusu yapılmışken, bu sayı 2010 yılı itibariyle 480 adete ulaştı. Yine 2002 yılında 73 adet olan yerli patent tescili, 2010 yılı itibariyle 642 adet olarak gerçekleşti. Bunlar yeterli mi? Hayır. Elbette yeterli değil. Bizim çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Aynı şekilde çok daha fazlasını başaracak potansiyelimiz de var. Önümüzdeki 10 yılda, Ar-Ge alanında dünyanın en ileri ülkelerinden biri olmayı hedefliyoruz. Hükümet olarak, Ar-Ge çalışmalarına verdiğimiz desteği ve buna bağlı olarak tahsis ettiğimiz kaynakları her yıl artırdık ve daha da artırmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirme hedefinin en başta gelen şartlarından birinin, bilim ve teknoloji alanında elde edilecek sonuçlar olduğunu söyledi. Erdoğan, “Bildiğiniz gibi 2023 yılında ihracat hedefimizi 500 milyar dolar olarak belirledik. Bu hedefe ulaşabilmemiz için yerli otomobilini, yerli uçağını, yerli helikopterini, yerli gemisini, yerli uydusunu yapan, bunları ihraç eden bir ülke haline dönüşmek zorundayız. Türkiye, 2023 yılında, Ar-Ge harcaması Gayrı Safi Yurtiçi Hâsılasının yüzde 3’üne ulaşmış, tam zamanlı araştırmacı sayısı 300 bine çıkmış, bu alanda dünyanın en ileri ülkelerinden biri olacaktır” dedi.

20

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Erdoğan expressed that Türkiye has became followed country in the world about R&D and innovation at short notice and said: “We a country which mentioned about R&D and innovation enviably in not only Middle Asia, Middle East and the Balkans but only in Europe and other developed countries. Important institutions in the world started to prefer out country for making collaboration aboutn their R&D studies. I can say that not there is signatures of our engineers in every field such as automobile, white goods, machines which are used in industrial production, unmanned air vehicle and crypto systems of NATO. “ Ergoğan gave information about patent applicaiton in this field and said: “There were 85 patent application in 2002 in this field, this number reached 480 as of 2010. There were 73 domestic patent register in 2002 and this number reached 642 in 2010. Is this enough? No. Of course, it is not enough. We have to get a lot more. Similarly, we have potential to achieve a lot more. We aim to be one of the most developed country in the field of R&D in following 10 years. As a government, we increased our support to R&D and source allocated for R&D, year by year and we will continue to increase.” Prime Minister Erdoğan stated that one of the main condition on target of making Türkiye one of the biggest 10 economies of the world, results gained in the field of science and technology. Erdoğan said: “As yo know, we determined export target as 500 billion dollars for 2023. We have to transform a country which can manufacture domestc plain, domestic helicopter, domestic ship, domestic satellite and export all of that, in order to achieve the target of 2023. Türkiye will become a country which make its R&D expense 3 percent of its Gross Domestic Product, have approximately 300 thousand full-time researchers and one of the most developed country in this field.”


Belirtilen fiyat KDV dahil maksimum satış fiyatıdır. Telif hakkı© 2011 SAMSUNG. Tüm hakları saklıdır.

www.c5.com.tr • 0 212 227 1818


TD HABER

BAKAN YILDIRIM, ELEKTROMANYETİK DALGA ÖLÇÜMÜ YAPTI “AVRUPA’DAN DÖRT KAT DAHA GÜVENLIYIZ…” MINISTER YILDIRIM MADE ELECTROMAGNETIC WAVE MEASUREMENT “WE ARE IN SAFE FOURFOLD MORE THAN EUROPE…”

E

vrensel Hizmet Fonu kapsamında, nüfusu 500’den az olan ve GSM kapsama alanında bulunmayan 2 bin 128 yerleşim yerine GSM hizmeti götürülmesi amacıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile GSM Operatörleri Turkcell, Vodafone ve Avea arasında imza töreni Çırağan Sarayı’nda yapıldı. Törene; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, BTK Başkanı Tayfun Acarer, Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, Vodafone Türkiye Genel Müdürü Serpil Timuray ve Avea Genel Müdürü Erkan Akdemir katıldı.

S

ignature Ceremony between Transport, Maritime and Communication Ministry and GSM operators; Turkcell, Vodafone and Avea was held at Çırağan Palace in order to bring GSM service to 2 thousand 128 place which are not in GSM coverage area and have less 500 population, within the scope of Universal Service Fund. Transport, Maritime and Communication Minister, Binali Yıldırım, Chairman of ICTA, Tayfun Acarer, General Manager of Turkcell, Süreyya Ciliv, General Manager of Vodafone Türkiye, Serpil Timuray and General Manager of Avea, Erkan Akdemir have joined to the ceremony.

SINIR 10 VOLTMETRE THE LIMIT IS 10 VOLTMETER Toplantı sırasında baz istasyonlarının insan sağlığına zararlı olduğu konusunda toplumda yanlış bir bilgilendirme olduğunun altını çizen Yıldırım, “Baz istasyonları için Avrupa’da elektromanyetik dalgaların limit değerinde 40 voltmetre sınırına karşılık, Türkiye’de 10 voltmetrelik sınır getirildi.” dedi. Bakan Yıldırım, kendisine bir ölçüm cihazı hediye edildiğini belirterek, cihazla canlı olarak bir ölçüm yaptı. Ölçümde 0,053 voltmetre sonucu çıktı. Bunun üzerine Yıldırım, ‘’Herkes rahat olsun. Bankalarda yanlış var, bizde yok. Saç kurutma makinesi, tıraş makinesi gibi aletlerde daha elektromanyetik dalga çok daha fazladır.” şeklinde konuştu ve devam etti: “Onun için bu işi böyle abartmaya hacet yok. Tedbirimizi alacağız ama bilişim altyapısının gelişmesini de engellemeyeceğiz. İkisi beraber gidecek.” Bu bölgeyle sınırlı olmak üzere şirketlerin birbirlerinin altyapısını kullanmak suretiyle hizmet vereceğini ifade ederek, kendilerinin de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı

22

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

At the meeting, Yıldırım emphasized that there is misinformation in society about base stations have effect unhealthy to human health and said: “There is 10 voltmeter limit for base stations in Türkiye against 40 voltmeter limit on electromagnetic wave in Europe.” Minister Yıldırım expressed that measuring device was given to him and he made live measurement. Result of measurement was 0,053 voltmeter. Yıldırım said: “Everybody should be relaxed. There are wrong in banks but we measure correct. There are more electromagnetic wave on hair-dryer, shaver” and continued as follows: “For this reason, there is no need to exaggerate the issue. We have to take measure but we shouldn’t prevent development of ICT infrastructure. Those continue together.” Yıldırım expressed that companies will give service by using each other’s infrastructure in only these region and they


olarak evrensel hizmet altyapısını kurduklarını aktaran Yıldırım, “Kardeşlik, ‘peki’ demekle olur. Bütün operatörler tereddütlerini, endişelerini, sorularını ortaya koydu. Hepsi konuşuldu ve ortak bir zeminde anlaşılmasıyla bu noktaya gelindi. Bu bir dayanışma örneğidir, bir yardımlaşma örneğidir. Vatandaşa hizmet etmede birlikte hareket etmenin bir sonucudur. İnşallah bu başka alanlara, başka işlere de bir örnek teşkil eder.” dedi.

as Transport, Maritime and Communication Ministry established universal service infrastructure and said: “Brotherhood become fact by saying “okay”. Whole operators presented their hesitation, concern and problems. Each one of all was discussed and we came to this point by meeting in the middle. It is a solidarity sample and cooperation sample. It is a result of moving together in order to give service to citizen. Hopefully, it will serve as model to other fields and collaborations.”

Toplam 200 milyon liraya mal olacak projede, söz konusu yerler operatörler arasında paylaştırılacak, her bölgeye tek bir altyapı kurulacak. Operatörler de sadece bu bölgeyle sınırlı olmak üzere birbirlerinin altyapısını kullanmak suretiyle hizmet verecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, üç mobil operatörün bir ilke imza attığını vurgularken, “Nimetleri bölüşmede kimse kimseye sırayı kaptırmıyor ama külfetleri paylaşmada bir ilki burada gerçekleştiriyoruz.” dedi.

By the project which will cost for 200 million TRY totally, related regions will be divided up among operators and one infrastructure will be established in e region. Operators will give service by using each other’s infrastructure in only these regions. Transport, Maritime and Communication Minister, Binali Yıldırım emphasized that these three operators break a new ground and said: “Anyone give a change to other on sharing bread but we break a new ground on sharing trouble.”

BİLGİSAYAR OKURYAZARLIĞI İÇİN GENÇ NÜFUS

YOUNG POPULATION FOR COMPUTER LITERACY

Aynı gün, Microsoft Türkiye’nin öncülüğünde, Garanti Bankasının desteğiyle açılacak ‘Açık Akademi’ye ilişkin düzenlenen basın toplantısına katılan Yıldırım, Türkiye’nin nüfusunun yüzde 50’den fazlasının 28 yaşın altında olduğunu anımsattı ve “Bilgisayar okuryazarlığı için genç nüfusa ihtiyaç var. Bu sermayeye herkes sahip değil." şeklinde konuştu.

Yıldırım has joined to press release related “Açık Akademi” which will be opened with the support of Garanti Bank under the leadership of Microsoft Türkiye and mentioned that more than half of Türkiye’ population under 28 years old and said: “There is need for young population for computer literacy. Ever country has not this human capital."

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

23


TD HABER

TÜBİTAK BİLİM ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU TUBITAK SCIENCE AWARDS LOCATED OWNERS

C

umhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması, önüne koyduğu hedeflere ulaşmasında bilim, teknoloji, araştırma ve geliştirmenin çok büyük bir katkısı olacağını belirterek, üniversitelerin sadece eğitim veren kurumlar olmadığını, aynı zamanda bilim üreten ve teknolojiye yansımasını sağlayan alanlar olduğuna dikkat çekti. Gül, üniversitelerin bu bağlamda yeniden yapılandırılması, alanında bilim üreten üniversitelerin sayısının çoğaltılmasını istedi. 2011 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri ile TÜBİTAK-TWAS Teşvik Ödülü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayesinde Çankaya Köşk’ünde gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasında bilim, teknoloji ve araştırma-geliştirme konularının Cumhurbaşkanı olarak kendisinin öne çıkardığı ayrıcalıklı konulardan birisi olduğunu belirtti. Gül, ülkelerin ve milletlerin gelecekleri durumlarının genellikle askerî ve siyasi kontekste anlatıldığını, oysa şimdi ülkeleri, bilimde, araştırmada ve teknolojideki gelişmelerinin şekillendirdiğini vurguladı. Türkiye’de de bu alanda bir bilinç bulunduğunu aktaran Gül, bilim ve teknolojinin aynı zamanda bir insanlık tarihi, zenginleşme, gelişme ve kalkınmanın itici gücünün olduğuna işaret etti. Gül, bunların öncüsünün de bilim insanları olduğunu söyledi. Klasik olarak bilinen üretim faktörlerinin dışında, ekonomik büyüme ve ekonominin itici gücünün bilim ve teknoloji olduğunu kaydeden Gül, bu açıdan bu alana özel önem verilmesi gerektiğini söyledi. Ülkemizin nüfusunun çoğunluğunun genç

24

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

P

resident of the Republic Abdullah Gül stated that developing science, technology, research and development will have great contribution to development, growth of Türkiye and to achieve to set goals and expressed that universities are not only organizations which give education, but also develop science and provide developed science to reflect on technology. Gül emphasized that in this context universities have to be restructured and the number of universities which develop science in its fields, have to be increased. 2011 TÜBİTAK Science, Special, Service and Encouragement Award and TÜBİTAK-TWAS Encouragement Award were given under the auspices of President of the Republic Abdullah Gül at Çankaya Mansion. President of the Republic, Gül, stated that science, technology and research and development are priority issues which he put forward as President of the Republic. Gül expressed that situations of countries and states in the future was explained in the context of martial and political generally but today development of countries in the field of science, technology and research shaped states. Gül stated that there is awareness in Türkiye on the issue and science and technology is also driving force of history of humanity, enrichment, development and improvement. Gül expressed that leader of these issues is scientist. Gül emphasized that science and technology are driving force of economic growth and economy in contradistinction to factors which are known classically and special importance


olduğuna da dikkat çeken Gül, bu bakımdan genç nüfusu bilim ve teknolojiye özendirmek gerektiğini bildirdi. ÜNİVERSİTE İLE REEL SEKTÖRÜN İŞ BİRLİĞİ GELİŞTİRİLMELİ

have to be given to this field. Gül emphasized that a greater part of our country" population is young and we have to encouraged young population to science and technology. COLLABORATION OF UNIVERSITIES WITH REAL SECTOR HAVE TO BE IMPROVED

Teknolojiyi üretmenin, bunun ekonomi ve ticarete kazandırılmasının yolunun üniversite ile reel sektörün iş birliğine çok bağımlı olduğunu ve bu iş birliğinin daha çok geliştirilmesi gerektiğine işaret eden Gül, bu alandaki bütün aktörlerin, iş dünyasının, araştırma kurumlarının hepsinin koordinasyon içerisinde bir çalışma düzenin kurulması gerektiğini, bunun yapılmasının bu konuda harcanan paranın boşa gitmediğini göstereceğini ifade etti. Gül, üniversitelerin sadece eğitim veren kurumlar olmadığını, aynı zamanda bilim üreten ve teknolojiye yansımasını sağlayan alanlar olduğuna dikkat çekerek, üniversitelerin bu bağlamda yeniden yapılandırılması, alanında bilim üreten üniversitelerin sayısının çoğaltılması gerektiğini vurguladı. Teknolojinin gelişmesi için iki önemli kaynağın insan ve imkân olduğunu kaydeden Gül, insan açısından ülkemizin genç bir nüfusa sahip olduğunu dile getirerek, ABD’de doktora yapan Türk öğrencilerin sayısının Fransız, Alman ve İngiliz öğrencilerin toplamından daha fazla olduğuna dikkat çekti. ABD’de eğitimlerini tamamlayan ve orada kalanların Türkiye’ye katkılarını temin etmek için bir network gerektiğini geçen sene yaptığı konuşmada söylediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Gül, TÜBİTAK’ın bu konu üzerinde çalışması gerektiğini kaydetti.

Gül stated that to develop technology and to bring technology in economy and trade are related with collaboration of universities with real sector and the collaboration have to be improved mainly, working order have to be created with coordination of whole actors in this field, business world, research companies and to create this environment will show that cost doesn't go down the drain. Gün indicated that universities are not only organizations which give education, but also develop science and provide developed science to reflect on technology. Gül emphasized that in this context universities have to be restructured and the number of universities which develop science in its fields, have to be increased. Gül expressed that two important source required for developing of technology, are people and opportunity and in terms of people our country has young population and the number of Turkish students which study for doctorate in USA is more than French, German and English students. President of the Republic Gül, reminded that last year he said that there is need for network in order to ensure contribution of people who completed their education abroad and stay there, to Türkiye, expressed that TÜBİTAK should work on the issue.

ESAS LOKOMOTİF; BİLİM, TEKNOLOJİ, ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRMEDİR

MAIN LOCOMOTIVE: SCIENCE, TECHNOLOGY, RESEARCH AND DEVELOPMENT

Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye’nin gelişmesi, kalkınması, önüne koyduğu hedeflere ulaşmasında, mu-

President of the Republic, Gül said: “Developing science, technology, research and development will have great con-

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

25


TD HABER

hakkak ki bilim, teknoloji, araştırma ve geliştirmenin çok büyük katkısı olacaktır. Esas çekici lokomotif, bu alandır. Türkiye de bunu kavramıştır. Buna göre hukukunu düzenlemektedir. Buna göre imkânlarını organize etmektedir. Buna göre kurumlarına yeni görevler vermektedir” dedi. TÜBİTAK BAŞKANI: “TEK YOL İNOVASYON” TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak da bilim insanları ve sanatçıların görülmeyeni gösteren, var olmayı ortaya koyan, üreten ve bu yolla insanlık mirasına katkı sağlayan beyinler olarak toplumda farklı bir noktada bulunduklarını ifade etti. Çağın en önemli konusunun inovasyon ve girişimcilik kültürü olduğunu vurgulayan Altunbaşak, inovatif aktivitede ABD, İsrail, Kanada gibi ülkelerin ilk sıralarda olduğunu dile getirdi. Altunbaşak, bazı kültürlerin, değişik olanı toplumun normlarına uydurmaya çalışırken, diğerlerinin çocukluk yaşlarından itibaren bireylerin DNA’sına yenilikçilik ve girişimcilik geni aşıladığını kaydetti. Altunbaşak, refah düzeyi yüksek bir toplum olmak için tek çıkar yolun inovasyon ve girişimcilik olduğunu kaydetti. NANO HABERLEŞMEDE ÖNCÜ OLMAK İSTİYORUM TÜBİTAK Özel Ödülü sahibi Prof. Dr. İlhan Fuat Akyıldız da, konuşmasına, ATM ve uydu ağları, uzay interneti konularındaki çalışmalarının literatürde önemli yer edinerek klasikleştiğini kaydederek, 3G mobil haberleşme sistemleri üzerinde çalışmaya başladığını söyledi. Nanoteknoloji alanındaki ilerlemelere ilgi duyduğunu kaydeden Akyıldız, “6 yıl kadar önce nano ölçekli makinelerin birbirleriyle nasıl haberleşebilecekleri beni meraka saldı. Bu teknoloji sayesinde bütün hastalıklar artık tarihe karışacak, insan ömrü 200 artı senelere çıkacak. Bu nano haberleşme alanı benim en sonuncu ve kuvvetli araştırma ilgi alanım. Bu alan önümüzdeki 50 yıl içinde dünyada belirleyici bir öneme sahip olacak ve ben de bu alanın tarihindeki öncülerden biri olmak istiyorum” dedi.

tribution to development, growth of Türkiye and to achieve to set goals certainly. The main driving locomotive is this field. Türkiye have already realized that. Türkiye regulate its law and organize its opportunities accordingly. It gives new duties to its authorities accordingly.” PRESIDENT OF TÜBİTAK: “THE ONLY WAY OUT IS INNOVATION” President of TÜBİTAK, Prof. Dr. Yücel Altunbaşak scientist and artist who show unseeable, present existence, produce and contribute history of humanity by this way, are at the different position in society. Altunbaşak emphasized that the most important issues of the age are innovation and entrepreneurship and countries such as USA, Israel and Canada is the first countries in the field of innovative activity. Altunbaşak expressed that some cultures try to harmonize differential to social norm and other countries infuse innovativeness and entrepreneurship gene to DNA of people as from their childhood. Altunbaşak stated that the only way out is innovation and entrepreneurship in order to be a country which have high level of welfare. I WANT TO BE A LEADER ON NANO COMMUNICATION Prof. Dr. İlhan Fuat Akyıldız who has TÜBİTAK Special Award, stated that his studies on ATM, satellite networks and satellite internet became a classic by winning important part in litterateur and he started to work on 3G mobile communication systems. Akyıldız expressed that he is interested in improving in the field of nano-technology and said: “6 years ago, I became interested in how nanoscaled machines communicate with each other. Thanks to the technology all diseases will be a thing of the past; human lifetime will be more than 200 years. Nano-technoloy field is my last and the most important research area. This field will have significant importance in following 50 years in the world and I want to be one of the leader in this field in history of the area.” WINNERS

ÖDÜL KAZANANLAR 2011 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel ve Teşvik Ödülleri ile TÜBİTAK-TWAS Teşvik Ödülünü Kazanan Bilim İnsanları şöyle: BİLİMÖDÜLÜ: Sosyal Bilimler, Prof. Dr. Çiğdem KAĞITÇIBAŞI. ÖZEL ÖDÜL: Mühendislik Bilimleri, Prof. Dr. İlhan Fuat AKYILDIZ. TEŞVİK ÖDÜLLERİ: Temel Bilimler, Prof. Dr. Ali Murat GÜLER, Yrd. Doç. Dr. F. Ömer İLDAY, Doç. Dr. Amitav SANYAL, Doç. Dr. Nurettin ŞAHİNER, Prof. Dr. Suna TİMUR. Mühendislik Bilimleri, Prof. Dr. Hafzullah AKSOY, Doç. Dr. Hande Yaman PATERNOTTE, Doç. Dr. Osman SAĞDIÇ, Prof. Dr. Harun SÖNMEZ. Sosyal Bilimler, Doç. Dr. Refet S. GÜRKAYNAK. TÜBİTAKTWAS TEŞVİK ÖDÜLÜ: Doç. Dr. Kaan GÜVEN

26

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Scientists who won 2011 TÜBİTAK Science, Special, and Encouragement Award and TÜBİTAK-TWAS Encouragement Award, are as follows: SCIENCE AWARD: Social Sciences, Prof. Dr. Çiğdem KAĞITÇIBAŞI. SPECIAL AWARD: Engoneering Sciences, Prof. Dr. İlhan Fuat AKYILDIZ. ENCOURAGEMENT AWARD: Basic Sciences, Prof. Dr. Ali Murat GÜLER, Yrd. Doç. Dr. F. Ömer İLDAY, Doç. Dr. Amitav SANYAL, Doç. Dr. Nurettin ŞAHİNER, Prof. Dr. Suna TİMUR. Mühendislik Bilimleri, Prof. Dr. Hafzullah AKSOY, Doç. Dr. Hande Yaman PATERNOTTE, Doç. Dr. Osman SAĞDIÇ, Prof. Dr. Harun SÖNMEZ. Social Sciences, Doç. Dr. Refet S. GÜRKAYNAK. TÜBİTAK-TWAS ENCOURAGEMENT AWARD, Doç. Dr. Kaan GÜVEN


TÜBİTAK ÜNİVERSİTELERLE BULUŞUYOR TUBITAK MEETS WITH UNIVERSITIES

T

ÜBİTAK, üniversitelerle buluşmak üzere tura çıkıyor. TÜBİTAK, 7 ay boyunca 81 ilde yapacağı ziyaretlerde, kurumun program ve desteklerini anlatacak. Ulusal ve uluslararası akademik araştırma programları ve bilim insanları desteklerine dair bilgi vermek üzere, önümüzdeki 7 ay süresince 81 ilde akademisyenlerle bir araya gelecek olan TÜBİTAK, bilgi günleri ile temel olarak araştırmacıların ulusal ve uluslararası düzeyde artış gösteren akademik araştırma desteklerine dair farkındalıklarını ve desteklerden yararlanma oranlarını artırmayı amaçlıyor.

T

übitak goes on an excursion for meeting with universities. TÜBİTAK will tell program and supports of the organization at visits in 81 cities during 7 months. TÜBİTAK which will come together with academicians in 81 cities during 7 months for giving information about national and international academic research programs and scientist supports, aim to increase awareness of researchers about increasing international and international academic research supports and benefit from supports basically at information days. INFORMATION EXCHANGE WITH ACADEMICIANS

AKADEMİSYENLERLE BİLGİ ALIŞVERİŞİ TÜBİTAK’tan üst düzey yöneticiler ve destek programları uzmanları katılımıyla gerçekleşecek toplantılarda; TÜBİTAK tarafından verilen akademik Ar-Ge destekleri, Uluslararası akademik Ar-Ge destekleri, Bilim insanı destekleri (TÜBİTAK lisans ve lisans sonrası bursları) tanıtılacak. Programda ayrıca, akademisyen ve bilim insanlarına yönelik araştırma projelerinin hazırlanmasında başarı ve başarısızlık nedenleri paylaşılacak. Her il için o ilde yer alan üniversitelerin akademik destek programlarındaki durumu paylaşılacak, o ile yönelik öneriler verilecek. Katılımcılara daha sonra TÜBİTAK’a başvurularında kullanacakları katılım belgesi verilecek. Toplantı sonunda yapılacak geri bildirim anketleri ile hem bilgi günleri hem de araştırma destek mekanizmalarına dair katılımcıların görüş ve önerileri alınacak. Bilgi günleri ile TÜBİTAK ile üniversiteleri arasında iletişim köprüleri kurulması, destek mekanizmalarından yararlanan araştırmacı sayısının artırılması ve araştırmacıların coğrafi dağılımının iyileştirilmesi ile nitelikli proje hazırlama kapasitelerinin artırılması hedefleniyor.

Academic R&D supports, international academic R&D supports and scientist supports (TÜBİTAK graduation and postgraduate grant) which are given by TÜBİTAK, will be introduced at meetings which will held with participation of high level managers and support program specialist from TÜBİTAK. Moreover, success and failure purposes on preparing research projects intended for academicians and scientist will be shared. Situation of universities in academic supports programs for each city will be shared and suggestions will be given. Participation certificate will be given to participants for using when they will apply to TÜBİTAK. View and suggestions of participations about both of information days and research support mechanisms will be taken by feedback survey which will be made at the end of the meeting. By information days, it is aimed to create communication bridge between TÜBİTAK and universities, to increase the number of researchers who benefit from support mechanism, enhance geographical distribution of researchers and to increase capacity to prepare qualified project. FIRST MEETING WAS IN KIRIKKALE

İLK TOPLANTI KIRIKKALE’DE Bilgi Günleri’nin birincisi, Kasım ayı sonunda Kırıkkale Üniversitesi’nde yapıldı. Akademisyen ve öğrencilerden yoğun ilgi gören bilgi gününde hem ulusal ve uluslararası akademik destek programları ile bilim insanı desteklerine dair bilgi aktarıldı hem de katılımcıların soruları ve önerileri dinlendi. TÜBİTAK, Aralık ayı boyunca da Bolu, Sakarya, Düzce, Karabük, Niğde, Kayseri, Sivas, Erzincan, Sinop, Kastamonu, Zonguldak, Bartın, Muş, Bingöl, Bayburt, Erzurum, Balıkesir, Manisa, Uşak ve Denizli illerini ziyaret etti.

First Information Day was held in Kırıkkale University at the end of the November. Information about both national and international academic support programs and scientist supports were given at Information day which was attracted great attention by academicians and students and questions and suggestions of participations were listened. TÜBİTAK visited Bolu, Sakarya, Düzce, Karabük, Niğde, Kayseri, Sivas, Erzincan, Sinop, Kastamonu, Zonguldak, Bartın, Muş, Bingöl, Bayburt, Erzurum, Balıkesir, Manisa, Uşak and Denizli during December.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

27


TD HABER

BAKAN YILDIRIM’DAN OPERATÖRLERE ÇAĞRI: “REKLAM GELİRLERİNDEN YÜZDE 10 KISIP ENGELLİ PROJELERİNE AKTARIN” CALL BY MINISTER YILDIRIM TO OPERATORS “REDUCE 10 PERCENT YOUR ADVERTISEMENT INCOME AND TRANSFER TO HANDICAPPED PEOPLE”

U

W

Ulaştırma Bakanlığı tarafından 2009 yılından beri yürütülen ve engelli vatandaşların evlerinden GSM operatörlerinin çağrı merkezleri için çalışmasını sağlayan “Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçinde Ben de Varım Projesi” kapsamında “Engelsiz Yaşam İçin Bilişim Teknolojileri Sempozyumu” düzenlendi. Törende konuşan Ulaştırma Bakanı Yıldırım, 3 yıldır yürütülen proje ile 300 engelliye GSM operatörleri tarafından iş sağlandığını belirtirken, “300 kişi bize yetmez” dedi. Yıldırım, Turkcell’in Karaman’daki çağrı merkezindeki özürlü çalışan oranının yüzde 50 olduğuna dikkat çekerken, “Bundan böyle bu türden sosyal sorumluluk faaliyetleri daha öncelikli ele alınmalı. 2012 Aralık ayındaki törene kadar Aile Bakanlığı ile birlikte çok daha büyük sosyal sorumluluk faaliyeti gerçekleştirmeliyiz. Bugün bunu teklif ediyorum” dedi. Yıldırım, görme engellilerin ulaşım araçlarını sorunsuz kullanmasını sağlayacak olan Gören Göz cihazının test sürecinin bittiğini ve kısa sürede İzmir, Ankara ve İstanbul’da bu cihazların dağıtımına başlanacağını kaydetti. Yıldırım, bundan sonra yapılacak her türlü yol, tren yolu, gar ve havalimanı gibi yatırımlarda engellilere özel düzenleme gerçekleştirileceğini de söyledi.

Within the scope of “Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçinde Ben de Varım Projesi” which have been carried out by Transportation Ministry since 2009 and provide handicaaped people to work for call centers of GSM operators from their home,“Information Technologies Symposium for Unhampered Life” was organized. Transportation Minister Binali Yıldırım has made a speech at the ceremony and stated that 300 handicapped people have employed by GSM operators thanks to the project which has been carried out for 3 years and said: “300 people is not enough for us”. Yıldırım emphasized that the rate of handicapped employees in call center of Turkcell in Karaman is 50 percent and said: “As of today, this kind of social responsibility projects should be handled as of top priority. We should carry out more social responsibility projects with Family Ministry until ceremony at December, 2012. I offer this today. Yıldırım expressed that test period of Gören Göz project which will provide visually handicapped to use transportation vehicle without any problem, and distribution of the device will start in İzmir, Ankara and İstanbul in a short time.Yıldırım stated that arrangement will be made as special for handicapped on every kind of investment such as roadway, railway, terminal, and airport.

laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından, iletişim şirketlerinin desteği ile gerçekleştirilen “Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçinde Ben de Varım Projesi” 3. yılını doldururken, Bakan Binali Yıldırım’dan operatörlere çağrı geldi. Operatörlerin şimdiye kadar 300 engelliye iş verdiğini belirten Yıldırım, “300 kişi bize yetmez. Bu sayı daha da artmalı. Reklamlardan yüzde 10 tasarruf edip, bu tarafa aktarın. Sonra projeleri tıkır tıkır gerçekleştirip öncü olun” dedi.

28

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

hile “Ulaşımda, İletişimde, Hayatın İçinde Ben de Varım Projesi” which was carried out Transport, Martime and Communication Ministry with support of communication companies, Minister BinaliYıldırım called for operators.Yıldırım stated that operators employ 300 handicapped people until today and said: “300 people is not enough for us. This number should increase. Reduce 10 percent your advertisement income and transfer to this issue. Then be a leader by carrying our projects like clockwork.”


REKLAM PARASI ENGELLİLERE Yıldırım, GSM operatörlerine seslenerek, reklamlar için ayırdıkları bütçeden yüzde 10 tasarruf ederek özürlü bütçelerine ayırmalarını istedi. Yıldırım, “Sonra da projeleri tıkır tıkır gerçekleştirelim. Söz öncü olun” dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de toplumun her kesiminin birinci sınıf vatandaş olduğunu belirterek, “74 milyon mutlu olmadan biz mutlu olmayız. Esas engel elde ayakta değil, kalpte gönülde. Kamudaki özürlü personel sayısını 2002’den beri 4 kat ayırdık. Şimdi de kamuya engelli alırken yapılan sınav sistemini değiştiriyoruz. Artık her engelli, kendi özrüne göre sınava girecek. 20 bin boş kadro var, buraya yeni sınav sistemine göre yerleştirme yapacağız” dedi.

ADVERTISEMENT INCOME FOR HANDICAPPED PEOPLE Yıldırım called GSM operators and wanted from them to reduce their advertisement expenses at the rate of 10 percent and transfer this amount to handicapped people. Yıldırım said: “Then we will carry out projects like clockwork. You, be the pioneer.” Family and Social Policies Ministry Fatma Şahin stated that every part of society is first-class citizen and said: “If 74 million citizens are not happy, we can’t be happy. The main handicap is not on hand or foot, in heart. We increased the number of handicapped employees in public 4 fold since 2002. Today, we chance testing system which is applied at employment process of handicapped people. Each handicapped will take different exam according to their handicap. There are 20 thousand vacant position, we will make placement according to new testing system.”

OPERATÖRLER ENGELLİLER İÇİN EL ELE OPERATORS JOIN HANDS FOR HANDICAPPED Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv de engelli vatandaşların çok büyük yeteneklerini olduğunu belirterek, teknolojiyi kullanarak engellilerdeki potansiyeli ortaya çıkardıklarını kaydetti. Karaman’daki çağrı merkezinin çalışanlarının yüzde 50’sinin engelli olduğunu anımsatan Ciliv, “Engellilere istihdam sağlayarak onların hayattan anlam çıkarmasını sağlıyoruz. Çağrı merkezi şirketimiz olan Global Bilgi’de 200 engelli çalışan var” dedi. Vodafone Genel Müdürü Serpil Timuray da engellilere yönelik tarifeler uyguladıklarını ve Düşler Akademisi projesi ile engellilere sanat eğitimi verdiklerini aktardı. Avea Genel Müdürü Erkan Akdemir de engellilere yönelik projelerle umut inşa ettiklerini belirterek, mobil teknolojiler ile engellilere hayatla daha barışık olmasını sağladıklarını söyledi. TT Genel Müdürü Gökhan Bozkurt da engellilerin sağladığı başarılara dikkat çekerek, “İnsanlara ilham veren işler yapmak büyük şirket yönetmekten daha önemli. Bir fark yaratsak yeter, güzel ülkemize değer” diye konuştu.

General Manager of Turkcell, Süreyya Ciliv stated that handicapped people have great abilities and they reveal potential of handicapped people by using technology. Ciliv reminded that 50 percent of employees is handicapped in call center of Turkcell in Karaman and said: “We provide handicapped to make sense out of life by providing employment to handicapped. There are 200 handicapped employees in Global Bilgi which is our call center company.” General Manager of Vodafone, Serpil Timuray expressed that they offer special tariffs for handicapped and they give art education to handicapped people by Düşler Akademisi project. General Manager of Erkan Akdemir emphasized that they build hope by project intended for handicapped and they provide handicapped to be at peace with life. General Manager of TT, Gökhan Bozkurt emphasized success of handicapped and said: “To make inspiring studies for people is more important than manage big companies. If we create even a small difference, our country is worth for this.”

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

29


TD HABER

TÜRK TELEKOM’DAN “LOKUM” ALIR MISINIZ? WOULD YOU LIKE “TURKISH DELIGHT” BY TURK TELEKOM?

T

L

Türk Telekom CEO’su K. Gökhan Bozkurt, ”Çalışmalarımızı içinde var olduğumuz topluma hizmet etmek ve değer katmak amacıyla yürütüyoruz. Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşümüne destek olma vizyonumuz doğrultusunda pazarı genişleteceğine ve ülkemizdeki internet kullanımını artıracağına inandığımız devrim niteliği taşıyan bir hizmeti başlatmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Lokum adını verdiğimiz yeni hizmetimizle altı yıl aradan sonra perakende internet pazarına kuvvetli bir giriş yapıyoruz” dedi. Bozkurt “TTNET’i satıp siz mi internet hizmeti vereceksiniz” şeklinde bir soruya “TTNET güzide bir şirketimiz ve satmaya niyetimiz yok. Çok önemli bir müşteri kitlesine sahip ve güzel bir marka oldu. Ona rakip olmak gibi bir durumumuz da yok” cevabını verdi.

Türk Telekom CEO Gökhan Bozkurt said: "We carry out our studies in order to serve and add value to society which we are also included. We are proud of launching a service, in direction of our vision that being support to transformation of Türkiye to information society, which is revolutionary and we believe that the service extend the market and increase internet use in our country. We have entered retail sector after six years powerfully by our service called “Lokum”. Bozkurt answered the question of “Will you give internet service by selling TTNET?” : “TTNET is our select company and we don’t have intention to sell. It has significant customer mass and became a well brand. We don’t have intention to be competitor of TTNET.”

Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanı Erem Demircan, “Türk Telekom olarak amacımız müşteri odaklı, bütünleşmiş iletişim çözümleri sağlayarak her zaman ve her yerde müşterilerimize hızlı, kaliteli, ekonomik hizmetler sunmak. Lokum hizmetimiz de tam olarak bu amaç doğrultusunda geliştirilmiş, müşteri odaklı, kolay erişimi olan ve avantajlı bir hizmet olma özelliğini taşıyor” dedi. Demir-

Türk Telekom Marketing and Communication Director, Erem Demircan said: "As Türk Telekom, our purpose is offering speed, quality and economic service at every time and everywhere by providing integrated, customer-based communication solutions. Our service of Lokum was developed with this purpose and has characteristic of customer-based, easy connection and advantageous.” Demircan

ürk Telekom tarafından ev ve iş telefonu kullanıcılarına sunulan tadımlık internet hizmeti “Lokum”, Türk Telekom CEO’su K. Gökhan Bozkurt, Türk Telekom Pazarlama ve İletişim Başkanı Erem Demircan ve Türk Telekom Satış Başkanı Celalettin Dinçer’in katılımıyla Antalya, Mardan Palace’ta gerçekleşen bir toplantıda tanıtıldı.

30

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

okum” (Turkish Delight) Internet service which is offered Türk Telekom to home and office phone users for taste, was launched at the meeting which held with participation of Türk Telekom CEO Gökhan Bozkurt, Türk Telekom Marketing and Communication Directore Erem Demircan and Türk Telekom Sales Directore Celalettin Dinçer at Mardan Palace in Antalya.


can Lokum projesi üzerinde 1 yıl çalıştıklarını belirterek 6.4 milyonluk bir potansiyel kesimi internetle tanıştırmayı amaçladıklarını vurguladı.

stated that they studies on the project of Lokum for a year and they aimed potential 6,4 million to meet with internet.

Bilgi çağını yaşadığımız bu dönemde internet kullanımını yaygınlaştırmanın bilgi toplumuna geçişte büyük önem taşıdığını vurgulayan Türk Telekom Satış Başkanı Celalettin Dinçer ise, “Bu noktada Türk Telekom olarak bize büyük bir görev düşüyor. Sahip olduğumuz teknoloji ve altyapı sayesinde interneti bugün Türkiye’nin her noktasına ulaştırmış durumdayız. 81 ilde, sayısı 1600’ü aşkın Türk Telekom ofisi ve bayiimizle internetten faydalanmak isteyen herkesi Lokum hizmetimizle tanıştıracağız” şeklinde konuştu. Lokum için Türk Telekom çalışanlarının kendi çevrelerine yönelik ön talep topladıklarını ve yapılan çalışmada kısa zamanda 110 bin kişilik talep aldıklarına dikkat çeken Dinçer, bu durumun umut verici olduğunu söyledi. Bütün internet servis sağlayıcılarına eşit mesafede durduklarını söyleyen Dinçer, Lokum’un tadımlık olduğunu, internetle tanışanlar, daha farklı paketler almak istediğinde onları, ISP’lere yönlendirirken adil davranacaklarının altını çizdi.

Türk Telekom Sales Director Celalettin Dinçer expressed that to extend internet use in this period when we live in information age, has great importance to transformation of Türkiye to information society and said: “In this point, we as Türk Telekom have major task. We transmit internet to every corner of Türkiye thanks to our technology and infrastructure. We will meet everbody who want to benefit from internet, at more than 1600 Türk Telekom offices and our dealers in 81 cities." Dinçer emphasized that Türk Telekom employees have collect prerequisite from their around for the service of Lokum and they received 110 thousand request in the short time and expressed that this case is promising. Dinçer indicated that they treat equally to all internet providers and emphasized that Lokum is a taste, if people who meet with internet, want to use different package, they will treat fairly when they direct them to ISP.

LOKUM NEDİR? Lokum, ev ve iş telefonu kullanıcısı olup da internet hizmetinden yararlanmayanların faydalanabileceği bir hizmet. Hizmetten faydalanmak isteyenlerin telefon hatları ücretsiz olarak internet bağlantısına hazır hale getiriliyor. İnternete girmek için gereken tak çalıştır kablosuz modem ücretsiz olarak temin ediliyor. Kullanıcılar herhangi bir taahhüt, sözleşme ya da ücret talep edilmeden internet hizmetinden faydalanmaya hazır hale getiriliyor. Haber, spor, magazin, kadın ve aile, finans, eğlence, fırsat ve indirim gibi farklı kategorilerde birçok bilgi ve haberin yer aldığı Lokum sitesi ücretsiz olarak kullanıma sunuluyor. İhtiyaç duyduğunda internet hizmeti satın almak isteyenler saatlik 1 TL ve günlük 2 TL fiyatla 1 Mbps hız ile internetten faydalanabiliyor. Kalan süre bilgilendirmesi, paket bitince otomatik kapanma gibi özellikleri sayesinde kontrollü kullanım imkânı sunan Lokum hizmetinde kullanılan kadar ücret müşterinin telefon faturasına yansıtılıyor.

WHAT IS LOKUM? Lokum is a service which can be benefited from people who use home or business phone but don’t use internet. Phone line of people who want to the service, will be made ready for internet connection costless. Plug-andplay modem, required to use internet, is provided costless. Users are made ready for using internet service without any commitment, contract or price. Lokum website which contain many of information and news in different categories such as news, sport, magazine, women and family, finance, entertainment, opportunity and discount, is offered to use costless. People who want to benefit from internet in required, can buy internet connection at the speed of 1 Mbps for 1 TRY for a hour or 2 TRY for a day. Lokum offers opportunity of controlled use thanks to remaining time information or automatic closure when package finish and price at amount of used, reflect on invoice.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

31


KİŞİ-CELL

Dijital Dünyanın Yerlisi misiniz? Are You Digital Native?

Mustafa Aykut ‘Oyun Tabanlı Öğrenme (Game Based Learning) konularında araştırma yapmış Marc Prensky’ye göre, başlıkta yer alan soruya yanıt vermek için 1980 ya da sonrasında doğmuş olmak gerekiyor. Eğer daha yaşlı iseniz; siz bir ‘Dijital Dünya Göçmeni’siniz (Digital Immigrant). Söz konusu terminolojiyi 2008 yılından bu yana OECD de resmi dokümanlarında kullanıyor.

mustafa.aykut@turktelekom.com.tr

Her dönemde kuşaklar arası farklılıklar, hatta çatışmalar olmuştur. Ancak tarihin hiç bir yerinde bu denli başkalaşım yaşanmadı. Son otuz yıldır dünyaya gelenlerin, kendilerinden önce doğanlara göre kullandıkları argo jargonları, kılık-kıyafetleri, vücut dilleri, üzerlerinde taşıdıkları aksesuarları (body adornments) tamamen farklılaştı. Görünürdeki bu fiziki farklılığın yanı sıra, küresel kültür olarak adlandırabileceğimiz iletişim çeşitliliği, olaylar karşısındaki duyarlılık ya da duyarsızlık, katılımcılık dürtüsü, yaşamın içinde yer alış biçimleri de şimdi

Are You Digital NatAccording to Marc Prensky, who made researches on Game Based Learning, you have to be born in or after 1980 in order to give positive answer to this question. If you’re older, you are a “Digital World Immigrant.” OECD is using this ter minology in its official documents since 2008. There have been always differences, even conflicts between generations. However, there has been no such a metamorphosis in the histor y so far. Those who were born in the last thir ty years have completely different jargon, costume-clothes, body language and body adornments in comparison with older generations. Besides these apparent differences, there are many differences in communication diversity that can be called as global culture, sensitivity or insensitivity against events, willingness to par ticipation, and the ways of self-expression in life etc.

32

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


eskisinden çok farklı. Otuz yaşında ya da daha genç olanların yaşam alanları bilgisayarlar, cep telefonları, oyun konsolları, dijital müzik çalarlar, video oynatıcıları, kameralar ve benzeri dijital elektronik cihazlarla çevrili. Dünya ile iletişim kurabilmek için mutlaka bu cihazların içinden geçmek yani onları kullanmak zorunda olduklarını hissediyorlar. Bu müthiş ve etkileyici bir deneyim. Eğer yaşınız otuzdan büyükse ve bu gençlerle iletişim kurmak istiyorsanız, sizin de mutlaka bu cihazları iyi derecede kullanabilmeniz gerekir. Yani, o dünyanın göçmeni olmalısınız. Tıpkı, bilinen anlamıyla göçmenler gibi. Ayak uydurmak için bütün yeteneğinizi kullanırsınız. Çabuk öğrenmeye gayret edersiniz. Her şeyi çok iyi öğrenseniz bile, sonuçta dilinizdeki aksan sizi ele verir. Örneğin, gelen e-maillerin bir de kâğıda basılı kopyasını alma gereği duyarsınız. E-mail gönderdikten sonra bir de telefon açıp sorarsınız: Mailimi aldın mı? Oysa Dijital Dünyanın Yerlileri arasında öğrenci olanlar son on yıldır N-Kuşağı (Net Generation) ya da D-Kuşağı (Digital Generation) olarak adlandırılıyor ve onların ana dili bilgisayarların, video oyunlarının ve İnternet’in dijital dili. Baylor Üniversitesi Tıp Fakültesi hocalarından Dr. Bruce D. Perry’ye göre bu değişim genç kuşağın beyinlerinin fiziksel olarak da değişmesine neden oldu. Onların düşünme ve muhakeme yöntemleri yaşlı kuşaklarınkinden çok farklı.

The living areas of people, who are thir ty years old or younger, are surrounded by computers, mobile phones, game consoles, digital music players, video players, cameras and other digital electronic devices. They feel like they have to use these devices in order to be able to communicate with the world. This is a great and impressive experience. If you are older than thir ty and want to communicate with these young people, you have to use these devices also. In other words, you have to be immigrants of digital world. Just as people who are literally immigrants. You use all your ability to keep pace. You will strive to learn quickly. Even if you learn ever ything ver y well, your accent betrays you. For example, you need to print e-mails you receive. After sending an e-mail, you call up: Did you get the mail? However, students who are digital natives are referred to as Net Generation or Digital Generation in the last ten years. Their main language is the digital language of computers, video games and the internet. According to Dr. Br uce D. Perr y from Baylor University School of Medicine, this change has caused a change in the physical brain of the young generation. Their thinking and reasoning methods are ver y different from older generations.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

33


KİŞİ-CELL

Dr. Ofer Zur ve eşi Azzia Zur’un yaptıkları araştırmalardan elde edilen sonuçlara bakılırsa; göçmenler de kendi aralarında bir kaç sınıfa ayrılıyorlar: Adapte Olmaya Hevesliler (Eager Adopters), Zoraki Olanlar (Reluctant Adopters) ve Mümkünse Kaçınanlar (Avoiders). Mümkünse Kaçınanlar evlerindeki DECT Telefonu kullanabiliyor, Dijital Masa Saatini kurabiliyor, Televizyon kanallarını ayarlayabiliyor ve Mikro Dalga Fırında bir şey ısıtabiliyorlar. Cep telefonundan SMS bile gönderemiyorlar. Zoraki Olanlar çok gerekmedikçe SMS göndermiyorlar. Hala bayramlarda ya da yılbaşında postayla kart göndermekten keyif alıyorlar. Kâğıda basılı kitapları ellerinden düşürmüyorlar. Sabahları kapıya bırakılmış mürekkep kokulu gazete güne başlarken onlara mutluluk veriyor. Dijital oyunlar çok karmaşık geliyor. Ceplerinde taşıdıkları telefonun, çok pahalıya aldıkları televizyonun, DVD oynatıcısının, video kameranın, fotoğraf makinesinin fonksiyonlarının yüzde seksenini kullanmıyorlar. Hala sevdikleri şarkıcıların ya da toplulukların CD’lerini topluyor ve ne kadar zengin bir CD koleksiyonuna sahip olduklarıyla övünüyorlar. Adapte Olmaya Hevesliler sürekli yeni çıkan ürünleri takip ediyorlar. Her yeni çıkan versiyon onları satın alma arzusuyla yakıp-kavuruyor. Elde edemezlerse kendilerini eksik hissediyorlar. Her gittikleri yere bu ürünleri götürüp, nasıl marifetli bir biçimde kullandıklarını sergilemek istiyorlar. Tüm iletişimlerini cep telefonu, SMS, Tweet, eMail ve benzerleri üstünden yapmaya gayret ediyorlar. Bir çok sanal gruba dahil oluyorlar. MP3 formatındaki müzikleri paylaşıyorlar. Filmleri en hızlı indirmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Her ne kadar Dijital Dünyanın Yerlileri’ne göre aksanlı konuşsalar da hızlı hareket ediyor, hızlı düşünüyor, hızlı karar veriyorlar. Hızlı öğreniyor, hızlı unutuyorlar. Araba alırken, yalnız beygir gücünü değil, yol bilgisayarı, navigasyon cihazı olup olmadığını da soruyorlar. Dijital Dünyanın Yerlileri ile en iyi iletişimi onlar kurabiliyorlar. Özelliklerini sıraladığımız bu iki temel gruptan, yani Dijital Dünyanın Yerlileri ve Göçmenlerinden söz ederken önemli bir noktayı gözden kaçırmamalıyız. Ne yazık ki; öğrencilerin tamamı Dijital Dünyanın Yerlileri iken, öğretmenlerin tamamı Dijital Dünyanın Göçmenleri’nden oluşuyor. Bir başka deyişle Dijital Dünyanın Yerlileri yani öğrenciler homojen bir yapı arz ederken, Dijital Dünyanın Göçmenleri yani öğretmenler, anneler, babalar, siyasetçiler, karar vericiler, düzenleyici kurumların çalışanları Adapte Olmaya Hevesliler olabildiği gibi, Zoraki Olanlar ya da Mümkünse Kaçanlar arasından da gelebiliyor. Türkiye genç nüfusu ile bu konuyu hassasiyetle ele almalıdır. F@tih gibi kapsamlı ve çocuklarımızın geleceğini şekillendirecek projelerde Dijital Dünyanın Yerlilerini mutlaka süreçlere dâhil etmeli, onların beklentilerini iyi anlamalıdır. Çünkü Dr. Bruce D. Perry ‘in söylediği gibi D-Kuşağı için karar verirken, ne kadar da onlar gibi düşünüyoruz dersek-diyelim, onlar gibi olamayız. Aksanımız sırıtır. Unutmayalım, düşünceyi üreten beyinler bile değişti artık.

34

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

According to the results of researches made by Dr. Ofer Zur and his wife Azzia Zur, immigrants are classified into different categories: Eager Adopters, Reluctant Adopters and Avoiders. Avoiders can use DECT phones, digital clocks, television channels and micro-wave oven. However, they cannot send SMS through mobile phones. Reluctant Adopters do not send SMS unless it is necessar y. They still enjoy sending a postcard for feast days or New Year. They prefer reading printed books. They like star ting the day by reading newspapers that smells ink. Digital games are ver y complex for them. They do not use eighty percent of functions of their mobile phones, expensive TVs, DVD players, video cameras or camera. They still collect CDs of their favorite singers or bands and they boast about their rich CD collection. Eager Adopters are constantly following new products. Each new version makes them desire to purchase. They feel the lack of new versions when they do not have it. They take these new products wherever they go and want to demonstrate how they use it skillfully. They tr y to communicate through mobile phones, SMS, tweet, e-mail etc. They get involved a lot of vir tual groups. They share music in MP3 for mat. They compete with each other in order to download films. Although they have different accent than Digital Natives, they move fast, think fast and decide fast. They learn fast and forget fast. When purchasing a car, they do not look for horsepower alone, but also board computer and navigation device. They are the ones who communicate with Digital Natives best. We should not overlook an impor tant point, when we are talking about Digital Natives and Immigrants, groups which we listed their proper ties. Unfor tunately, while all of the students are Digital Natives, all of the teachers are Immigrants of Digital World. In other words, Digital Natives i.e. students have a homogeneous str ucture, but Digital World Immigrants i.e. teachers, mothers, fathers, politicians, decision makers, employees of regulator y agencies may be from Eager Adopters, Reluctant Adopters or Avoiders. With its young population, Türkiye should treat this issue sensitively. In comprehensive projects such as F@tih, which will shape the future of our children, Digital Natives should be included to the processes and their expectations should be understood better. Because in decision-making processes, we cannot act like them, as Dr. Br uce D. Perr y said, no matter how we argue that we think like them. Our accent is different. Remember, brains producing the thoughts are even changed.


AZ LAF

Sadece ihtiyacınız olan menüleri dinlemenizi sağlayan, kişiye özel ESNEK SESLi YANIT SiSTEMi Avea’da. Avea Esnek Sesli Yanıt Sistemi’yle, Avea Çağrı Merkezi’ni ihtiyaçlarınıza göre özelleştirin, ihtiyacınız olmayan menüleri hiç dinlemeyin. avea.com.tr’yi tıklayın. Webonline işlemlerden kendi menünüzü istediğiniz şekilde düzenleyin.

444 1 500

avea içi 500

avea.com.tr

facebook.com/avea


TD HABER

EKONOMİ BAKANI ÇAĞLAYAN: “SADECE AR-GE YETMEZ, ÜRÜNÜ PAZARLAMAK DA ÖNEMLİ” ECONOMY MINISTER ÇAĞLAYAN: “ONLY R&D IS NOT ENOUGH, MARKETING OF PRODUCT IS ALSO IMPORTANT”

K

36

E

amuda İnovasyon Konferansında konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatı artırmak için Türkiye’nin daha fazla katma değerli ürün üretmesi gerektiğini belirterek, “Artık sadece bir ürünün Ar-Ge ve inovasyonunu yapmak yetmez. O teknolojik ürünün müşteriye satış ve pazarlama teknikleri de geliştirilmeli. Arçelik’in Türk kahvesi makinesi buna en güzel örnek” dedi.

conomy Minister Zafer Çağlayan has made a speech at Innovation in Public Conference and stated that Türkiye have to develop added value product more in order to increase exportation and said: “Any more, only to make R&D and innovation of a product is not enough. Sales of the product to customer and marketing techniques should be developed. Turkish Coffee machine of Arçelik is the best example."

TURKCELL’in stratejik ortaklığında TİM tarafından düzenlenen Kamuda İnovasyon Konferansı’nda konuşan Başbakanlık Müsteşarı Ala, bürokrasinin tanımı gereği süreçleri ağır işleyen bir mekanizma olduğunu belirtirken, “Ama artık günümüzde çok hızlı işleyen bir mekanizma olmak zorunda. Bürokratların aldığı kararların, inanılmaz dışsal etkileri oluyor, eksiler ortaya çıkabiliyor. Sokaktaki insanların hayatından bir şey alabiliyor” dedi. Bürokrasinin de bu ağır sorumluluk ile hareket etmesini isteyen Ala, “Bizler artık sadece tecrübeler ile hareket edemeyiz. Her akşam parçası olduğumuz kurumu nereye taşırız diye düşünmeliyiz. Kendimizi yenilememiz lazım” dedi. Türkiye’nin gelişmek istediğini kaydeden Ala, bürokrasinin de bu sürece ayak uydurmasını istedi. Bürokratları uyaran Ala, “Türkiye, bulunması gereken yerde değil ama olacağız. Ya sürecin içinde ya da dışında olacağız. Bu sürece ayak uyduramayanların kamu bürokrasisinde kendisine yer bulması mümkün değil. Artık kurumlarınızın kaç yıllık olduğu ve geçmiş hamaseti ile övünemeyiz. Kurumların hedefi ve vizyonuna ilişkin söyleyeceğiniz bir şeyler varsa varsınız, yoksa yoksunuz” diye konuştu.

Prime Misity Undersecretary Ala has also made a speech at Innovation in Public Conference which was organized by TİM under strategic partnership of Turkcell and expressed that process of bureaucracy proceeds slowly by its definition and said: “But today, it have to be mechanism which proceeds speedily. Decisions which are taken by bureaucrat, have internal effects incredibly, there can be deficient. It can strike from lives of people.” Ala wanted bureaucracy to move with these heavy responsibilities and said: “We can’t move with only our experiences. We have to think where we move the institution which we are also a part of, too. We have to make self- perpetuation." Ala expressed that Türkiye want to develop and wanted bureaucracy to keep up with the process. Ala warned to bureaucrat and said: "Türkiye is not at position where it should be but we will. We will in or out of the process. It is impossible people who don't keep up with the process, to take a part in public bureaucracy. Any more we can't boast history and holism of our institutions. If you have things to say about target and vision of institution, you exist but if you don’t have, you don’t exist.”

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


BAKAN ÇAĞLAYAN: BANA 100 KURUŞ BİLE VEREN OLMAMIŞTI

MINISTER ÇAĞLAYAN: “THERE WEREN’T ANY PEOPLE WHO TOOK EVEN 100 KURUŞ”

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da Türkiye’nin arge harcamalarını önce milli gelirin yüzde 2’sine, ardından da yüzde 3’üne çıkaracaklarını belirtirken, “Şimdi Teknogirişim sermayesi desteği ile üniversiteden mezun olan gençlere 100 milyon TL hibe desteği veriyoruz. Ben üniversiteden mezun olunca kimseden 100 kuruş bile alamamıştım” dedi. ABD’deki dev bilişim şirketleri ve Silikon Vadisi’nde çalışan Türk gençlerini artık beyin göçü olarak görmediklerini de aktaran Çağlayan, “Onlar artık beyin göçü değil beyin gücü. Türkiye’yi temsil ediyorlar” dedi. Çağlayan, yeni dönemde artık yenilikçiliğin önem kazandığını kaydederken, “Eskiden büyük balık küçük balığı yutardı. Şimdi hızlı balık yavaş balığı yutuyor” dedi.

Economy Minister Zafer Çağlayan stated that R&D expenses of Türkiye will increase to 2 percent of national income of Türkiye firstly and then 3 percent of national income of Türkiye and said: “We give 100 million TL donation support to young who graduated from university, by Techno-entrepreneurship Support. When I was graduated from university, I didn’t take even 100 kurus. Çağlayan expressed that any more they don’t consider Turkish young who work in giant information companies in USA and Silicon Valley, as brain drain and said: “They are not brain drain, they are brain power. They represent Türkiye.” Çağlayan emphasized that in the new period, innovativeness gain importance and said: “In the past, the big fish ate little one, no fast fish eat slow one.”

TÜRK OYUNU 1 MİLYON SATTI TURKISH GAME WAS SOLD 1 MILLION Çağlayan, bir ürünün sadece Ar-Ge ve inovasyonunu yapmanın artık yetmeyeceğini belirtirken, “Ürünü bilim, teknoloji ve yüksek katma değeri koyup müşteriye satış pazarlama teknik ve taktikleri de artık geliştirilmeli. Arçelik’in Türk kahvesi makinesi ve İKEA’nın pazarlama yöntemi buna örnek. Sıkıştırılmış kıyafetler satan T-box ve pencere ile perdeyi birleştiren Perdefiks de bunlara birer örnek. ODTÜ’de yer alan 2soft şirketi 2008’de çıkardığı bilgisayar oyunu ile 3 yılda yüzde 97’si yurt dışına olmak üzere tam 1 milyon satış rakamına ulaştı. Bu oyun, dünyadaki en gelişmiş 100 oyun arasına girdi” dedi. İCATÇI DEVLET İSTİYORUZ TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de inovasyonun, sadece özel sektörün değil aynı şekilde kamunun da te-

Çağlayan emphasized that to make only innovation and R&D of a product is not enough and said: “Sales and marketing techniques have to be developed by gaining added value, science and technology to product. Turkish Coffee Machine of Arçelik and marketing method of IKEA are sample. T-box which sale pressed clothes and Perdefix which combine window and curtains are also sample. 2soft companies in ODTU reached 1 million sales figure as 97 percent of sales to foreign countries, by computer game. The game is ranked among most- developed 100 game in the world.” WE WANT INVENTOR STATE Chairman of TİM, Mehmet Büyükekşi expressed that innovation is concern of not only private sector but

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

37


TD HABER

38

mel meselesi olduğunu belirtirken, kamuda dönüşüm için ihtiyaç olan çalışmaları sıraladı. Büyükekşi, “Bu çalışmalar; kamunun etkinlik ve verimlilik temelinde dönüşümü, kamu teşkilatlanmasında yeni olanaklar, mobil devlet, e-devlet, klasik performans ölçme sistemlerinde değişim, inovatif ruhu destekleyen icatçı devlet, inovasyon konusunda teşvik modelleri, inovatif ruhu destekleyen icatçı devlet ve klasik performans ölçme sistemlerinin değişmesi olarak özetlenebilir” diye konuştu. İnovasyon kapasitesi ve yetkinliği artmış bir ekonominin değer, inovatif kalkınma ve nitelikli istihdam yaratacağını ifade eden Büyükekşi, kamu hizmetlerini etkin ve verimli sunulabilmesi için süreçlerde inovasyona ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Büyükekşi, “Türkiye’nin kanayan yarası cari açıkla mücadele etmek için topyekun bir inovasyon atağı gerçekleştirmek zorundayız. İnovasyon kültürüne uygun insan kaynağını, akademik altyapısını, bölgesel inovasyon sistemini, iş yapış modelini, inovasyon üzerine kurmuş şirketleri ve fikri mülkiyet haklarını geliştirdikçe, Avrupa inovasyon tabelasında 57. sırada değil, Avrupa inovasyon liginde ilk 10’a yükseleceğiz” dedi.

also public sector and sorted required studies for transformation in public. Büyükekşi said: “These studies can be summarized as transformation of public under the skin of efficiency and productivity, new opportunities on public organizing, mobile-state and e-government, change on classic performance measuring systems, inventor state which support innovative sprit, incentive models on innovation and changing of classic measuring systems.” Büyükekşi expressed that economy which’s capacity and competence was increased, will create innovative development and qualified employment and there is need for innovation on process in order to offer public services efficiently and productively. Büyükekşi said: “We have to strike all out innovation blow in order to struggle with current account deficit which is bleeding wound of Türkiye. We will rise from 57th place to first 10 in Europe innovation league as well as we improve human resource in accord with innovation culture, academically infrastructure, regional innovation structure, business manner, companies which were established on innovation and intellectual property rights.”

TURKCELL GİBİ DÜNYA ŞİRKETLERİ ÇIKARMAYA DESTEK OLACAĞIZ

WE WILL SUPPORT TO ESTABLISH GLOBAL COMPANIES LIKE TURKCELL

TURKCELL Genel Müdürü Süreyya Ciliv de konferansta özel bir sunuş gerçekleştirdi. Ciliv, Türkiye’deki katma değer ve gelirin iki katına çıkartılması gerektiğini belirtirken, “Böylece ülkemiz çok daha zenginleşecek. Bunun için de en önemli kaynak inovasyon. Hayatımıza teknolojik inovasyonu sokmamız gerekiyor. Türkiye’nin inovasyonu kullanarak elde edeceği başarı, tüm bölge insanı için de önemli. Çünkü Türkiye artık kendi kaderini belirlemiyor. Dünyadaki bütün Müslümanların örnek aldığı bir ülkeyiz. Türkiye’nin başarısı yüz milyonlarca insana örnek olacak” dedi. Ciliv, Türkiye’nin genç nüfusu, teknolojisi ve finansal gücüyle dünyanın gıpta ettiği bir ülke olduğunu kaydeden Ciliv,”önümüzdeki yıllar Türk insanı için en güzel yıllar olacak. Bu fırsatları değerlendirmemiz lazım. Biz Turkcell olarak kamunun desteğiyle ülke ekonomisini daha da büyütmek istiyoruz. Turkcell gibi daha fazla Türk şirketini dünya şirketi olarak ortaya çıkarmaya hazırız. Sizin işbirliğinizle buna katkıda bulunmaya hazırız” diye konuştu.

General Manager of TURKCELL, Süreyya Ciliv has made special presentation at the conference. Ciliv stated that added value and income in Türkiye have to doubled, said: “By this way, our country will get richer. The most important resource is innovation for this. We have to include technologic innovation to our lives. Success which will be gained by Türkiye by using innovation, is also important whole people in the region. Because Türkiye doesn’t determine its own fate. We are a country which is taken an example by whole Muslims in the world. Success of Türkiye wil be example to hundred million people.” Ciliv expressed that Türkiye is admired by the world with its young population, technology and financial power and said: “Following years will be the best years for Turkish people. We have to use these opportunities. As Turkcell, we want to grow national economy more with support of the public. We are ready to introduce many of companies as global companies like Turkcell. We are ready to contribute with your support.”

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


Türkiye’nin Yükselen Değeri Türk Telekom Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu BRAND FINANCE’e göre Türkiye’nin en değerli markası 3 yıldır Türk Telekom.

Halka açık şirketlerin KAP'a gönderdikleri konsolide mali tablolar kullanılarak hesaplamalar yapılmıştır.

Türkiye’nin en değerli markası


BAKIŞ AÇISI

“Zorunlu İnternet Filtresi” İle İlgili Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararı Decision Of The Court Of Justice Of The European Union On “Mandatory Internet Filter”

Prof. Dr. Hüseyin Altaş Bu ayki yazımızda Türkiye’de gündemden düşmeyen bir konu olan “internette sansür” ya da başka bir deyişle filtreleme ile ilgili olarak Avrupa Birliği Adelet Divanı’nın (Court of Justice of the European Union) yakın zamanda vermiş olduğu bir kararı ele alacağız. Ayrıntılarını aşağıda ele alacağımız bu kararla Adalet Divanı, bir internet servis sağlayıcısına fikri mülkiyet haklarını korumak amacıyla filtre sistemi oluşturma ve elektronik haberleşmeyi engelleme talimatı vermenin, yerinde olmadığını ifade etmiştir

huseyin@telekomdunyasi.com

Nurcihan Dalcı

Söz konusu karar, Belçikalı yazarları, bestecileri ve editörleri temsil eden, 2004 yılında kurulan bir şirket (SABAM- Société belge des auteurs, compositeurs et éditeurs SCRL) ile bir internet servis sağlayıcısı olan Scarlet Extended SA arasındaki uyuşmazlığa dayanmaktadır. Uyuşmazlık, Scarlet Extended

This month, we will discuss a recent decision of the Court of Justice of the European Union on “filtering” or “internet censorship” as a subject which remains on the agenda of our country.

nurcihan.dalci@law.ankara.edu.tr

With the decision which we will discuss in detail, the Court of Justice stated it is not appropriate to create a filtering system to protect intellectual property rights and to give instructions to an internet service provider to block electronic communication. This decision is related to the dispute between Scarlet Extended SA, an internet service provider, and SABAM (Société belge des auteurs, compositeurs et éditeurs SCRL), a company established in 2004 to represent Belgian authors, composers and editors. Dispute is due to the fact that Scarlet Extended subscribers download the works, copyrights of which are hold by SABAM, through peer-to-

40

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


abonelerinin peer-to-peer network (kullanıcılar arası ağ) aracılığıyla telif ücreti ödemeden, izinsiz olarak SABAM’ın telif haklarına sahip olduğu eserleri internet üzerinden indirmesinden kaynaklanmaktadır. SABAM’ın başvurusu üzerine Brüksel İlk Derece Mahkemesi (Brussels Court of First Instance, Belgium), Scarlet Extended’ı, abonelerinin peer-to-peer network (kullanıcılar arası ağ) aracılığıyla SABAM’ın katalogunda yer alan müzik eserlerini içeren elektronik dosyaları almalarını ve göndermelerini imkânsız kılacak zorunlu filtre uygulamasına ve bu şekilde telif hakkı ihlallerini sonlandırmasına hükmetmiştir. Bu karar ile bir anlamda, fikri mülkiyet hakkı ihlallerinin önlenmesi amacıyla Scarlet Extended’a, abonelerinin her biri ile ilgili bütün bilgileri denetlemesi (izlemesi) yükümlülüğü getirilmiştir. Bu durum söz konusu karar ile E-Ticaret Direktifi (E-Commerce Directive) ile çelişen iletişimi denetleme mecburiyeti yani genel izlemenin dayatıldığı anlamına gelmektedir. Ayrıca bu dayatma abonelerin temel haklarını da ihlal etmektedir. Bunun üzerine Scarlet Extended, kararın AB hukukuyla bağdaşmadığını ve kendi ağı üzerindeki iletişimi denetleme mecburiyetinin E-Ticaret Direktifi’ne aykırı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur. AB E-Ticaret Direktifi md.15/I’e göre; “…Bu direktif hükümleri doğrultusunda üye devletler bu tür iletişim alanında gönderen ve alanlar dışında her türlü hukuka aykırı dinleme ve müdahale eylemini yasaklamalıdır.” Brüksel Temyiz Mahkemesi (Brussels Court of Appeal) ise Adalet Divanı’ndan, Avrupa Birliği hukukunun üye devletlerin hâkimlerinin, bir internet servis sağlayıcısına, illegal dosyaların indirilmesini tespit etmek amacıyla, genel bir tedbir olarak ve zamanla sınırlı olmaksızın elektronik iletişimi filtreleyen bir sistemi uygulamasına izin verip vermediği konusunda, kararın

peer network (user-to-network) without permission. Upon application by SABAM, Brussels Court of First Instance (Belgium) ordered Scarlet, in its capacity as an internet service provider, on pain of a periodic penalty, to bring those copyright infringements to an end by making it impossible for its customers to send or receive in any way electronic files containing a musical work in SABAM›s repertoire by means of peer-to-peer software. With this decision, in a sense, a general obligation has been imposed on Scarlet to monitor (audit) communications on its network. It brings a general monitoring requirement which is incompatible with the Directive on ECommerce Directive. In addition it is incompatible with the fundamental rights of subscribers. Then, Scarlet appealed to Brussels Court of Appeal, claiming that the injunction failed to comply with EU law and was incompatible with Article 15/1 of the Directive on E-Commerce Directive: “States must prohibit any kind of interception or surveillance of such communications by others than the senders and receivers, except when legally authorized.” Brussels Court of Appeal has asked the Court of Justice whether EU law permits Member States to authorize a national court to order an internet service provider to install, on a general basis, as a preventive measure, exclusively at its expense and for an unlimited period, a system for filtering all electronic communications in order to identify illegal file downloads. The Court of Justice stated that injunction would involve a systematic analysis of all content and the collection and identification of users› IP addresses from which unlawful

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

41


BAKIŞ AÇISI

AB hukukuna uygun olup olmadığını sormuştur. Adalet Divanı, böyle bir kararın, internet ağı üzerinde hukuka aykırı içerikleri gönderen kullanıcıların IP adreslerinin tespiti ve bütün içeriklerin sistematik analizini gerektirdiğini belirtmiş ve IP adreslerinin kişisel veri olarak korunduğuna dikkat çekmiştir. Öte yandan Adalet Divanı, söz konusu kararın internet servis sağlayıcısı ağı üzerinden yapılan bütün elektronik iletişimin, telif hakkı sahiplerinin çıkarları doğrultusunda, izlenmesini içeren bir filtreleme sisteminin dayatılmasını içerdiğini; bu filtrelemenin zamanla sınırlı olmadığını; bu karar doğrultusunda Scarlet Extended’ın kendi cebinden maliyetli, karmaşık ve kalıcı bir sistem satın alması gerekeceğinden bu kararın ticaret yapmasına engel olacağını belirtmiş ve ayrıca; bu filtrelemenin bilgi edinme özgürlüğüne zarar verebileceğini ve sistemin yasal içerik ile yasal olmayan içerik arasındaki ayrımı yeterince yapamayabileceğini ve Scarlet Extended’a bu şekilde bir filtreleme sisteminin dayatılmasının fikri mülkiyet hakkı ile kişisel bilgilerin korunması ve bilgi alıp-verme özgürlüğü arasında adil bir dengenin sağlanması gerekliliğine aykırı olduğunu ifade etmiştir. Böylece Adalet Divanı, bir internet servis sağlayıcısına, zamanla sınırlı olmaksızın ve ayrım yapılmaksızın bütün abonelerin yaptığı tüm elektronik iletişimi filtrelemek için bir sistem kurmasına yönelik olarak verilen kararın AB hukukuna uygun olmadığını belirtmiştir. Yukarıda ayrıntılı olarak ele aldığımız kararda öne çıkan nokta; telif hakkının korunması ile ticari faaliyette bulunma özgürlüğü, bilgi alıp-verme özgürlüğü ve kişisel bilgilerin korunması arasında adil bir dengenin sağlanması gerektiğidir. Bir başka deyişle fikri mülkiyet hakkı ile temel haklar arasındaki dengenin sağlanmasıdır. Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı (European Union Charter of Fundamental Rights) md.17/2’ye göre; “Fikri mülkiyet, korunmalıdır.” Ancak belirtmek gerekir ki, bu sınırsız bir koruma değildir. Söz konusu karara konu olayda da olduğu gibi, temel haklarla ilgili daha üstün bir çıkarın korunması gerektiği yerde, temel hakları ihlal eder nitelikte bir fikri mülkiyet korumasına hükmedilmemelidir. Adalet Divanı’nın kararı da bize bunu göstermektedir. Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın 24.11.2011 tarih ve C-70/10 sayılı kararı. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://curia.europa.eu/jcms/ upload/docs/application/pdf/2011-11/cp110126en.pdf (Erişim Tarihi: 12.11.2011). Bilgi Toplumu Hizmetlerinin Bazı Hukuki Yönleri ve Özellikle İç Pazarda Elektronik Ticaret Konusunda 8 Haziran 2000 tarihli 2000/31/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi ( Directive 2000/31/EC of the European Parliament and of the Council of 8 June 2000 on certain legal aspects of information society services, in particular electronic commerce, in the Internal Market ). (Topluluk Resmi Gazetesi No: L 178, 17.07.2000 s.1)

42

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

content on the network is sent, and underlined that those addresses are protected personal data. On the other hand, the Court of Justice stated in the decision that injunction requiring the installation of a filtering system involves monitoring, in the interests of copyright holders, all electronic communications made through the network of the internet service provider concerned; that monitoring, moreover, is not limited in time; such an injunction would thus result in a serious infringement of Scarlet›s freedom to conduct its business as it would require Scarlet to install a complicated, costly, permanent computer system at its own expense; in addition the injunction could potentially undermine freedom of information since that system might not distinguish adequately between unlawful content and lawful content, with the result that its introduction could lead to the blocking of lawful communications; and the effects of the injunction would not be limited to Scarlet, as the filtering system would also be liable to infringe the fundamental rights of its customers, namely their right to protection of their personal data and their right to receive or impart information. Accordingly, the Court of Justice has delivered the decision that EU law precludes an injunction made against an internet service provider requiring it to install a system for filtering all electronic communications passing via its services which applies indiscriminately to all its customers, as a preventive measure, exclusively at its expense, and for an unlimited period. The important point in the decision discussed in detail above is the requirement that “a fair balance be struck between the right to intellectual property, on the one hand, and the freedom to conduct business, the right to protection of personal data and the right to receive or impart information, on the other.” In other words, it is important to ensure the balance between fundamental rights and intellectual property rights. It is stated in the Article 17/2 of the European Union Charter of Fundamental Rights: “Intellectual property shall be protected.” However, it should be noted, this is not an unlimited protection. As it is stated in the case we discussed, protection of intellectual property cannot cause a violation of fundamental rights when a superior right is in question. The decision of the Court of Justice shows us this fact. Decision of the Court of Justice dated 24.11.2011 and numbered C-70/10. For more information: http://curia. europa.eu/jcms/upload/docs/application/pdf/2011-11/ cp110126en.pdf (12.11.2011). Directive 2000/31/EC of the European Parliament and of the Council of 8 June 2000 on certain legal aspects of information society services, in particular electronic commerce, in the Internal Market. (Official Journal of the Community Numbered: L 178, 17.07.2000 s.1)



TD HABER

eTR ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU BAKAN YILDIRIM:“FİBER DÖNÜŞÜM YAPACAĞIZ” eTR AWARDS WERE GIVEN TO EARNERS MINISTER YILDIRIM: “WE WILL MAKE FIBER TRANSFORMATION”

T

44

P

BMM Başkanı Cemil Çiçek, e-devletin geldiği noktayı değerlendirerek, devletten hizmet almak için artık karada olmaya gerek olmadığını, havada ya da denizde de bu hizmeti almanın mümkün olduğunu söyledi. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım da hızla artan bilgisayar ve internet kullanımına karşın altyapının da artması gelişmesi gerektiğini belirterek, herkesin evine kadar fiber altyapı dönüşümü gerçekleştireceklerini söyledi.

resident of TBMM Cemil Çiçek evaluated situation of e-Government and stated that to be on land is not required in order to take service from state, taking the ser vice is possible when at sea or in the air. Transpor t, Communication and Maritime Minister Binali Yıldırım stated that infrastr ucture have to be improved against rapidly increasing computer and internet use and they will carr y out fiber infrastr ucture to the home of ever ybody.

TÜSİAD ve Türk Bilişim Vakfı tarafından bu yıl 9. Kez düzenlenen e-Türkiye (eTR) ödülleri, TBMM’nin himayesinde yapıldı. Burada konuşan Meclis Başkanı Çiçek, internetin sihirli bir değnek gibi aile ve toplum ilişkilerinden tutun, devlet ve vatandaş ilişkisine kadar pek çok şeye yön verdiğini belirterek, “Bu değişim öylesine hızlı oldu ki bütün algı ve alışkanlar da değişti. İnternetle birlikte dilimiz yeni kelime ve kavramlarla tanışırken, bireyler olarak hepimiz yeni alışkanlıklar edindik. Ayrıca çalışma, üretim, ticaret, eğitim, eğlence ve yönetim biçiminde köklü değişiklikler yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor. Bu değişim devlet yönetiminden ekonominin yapısına, ülkelerin rekabet gücünden insan gücü profiline kadar geniş bir yelpazeyi de etkilemiştir. Tek taraflı olmayan bu değişim yüz yüze olan ilişkileri elektronikleştirirken, bir dönem hayal bile edemeyeceğimiz e-Türkiye, e-devlet gibi kavramları karşımıza çıkardı. Dijital Türkiye, dijital devlet kavramları ile tanıştık” dedi.

e-Türkiye (eTR) Awards was organized for the 9th time by TÜSİAD and Türkiye Information Foundation under auspices of TBMM in this year. President of the Council Cemil Çiçek expressed that internet direct from relations of family and society to relations government and citizen like a magic wand and said: “The change was very fast so all sense and habits changed. Our language met with new word and concept, as individuals, we drop into new habits. Moreover there was revolution occurred on working, manufacturing, trade, education, entertainment and management format and the change is continuing. The change effected wide range as from state government to structure of economy, from competition power of countries to labor profile. The change was not one sided make face-to-face meeting electronic; bring us together with concepts such as e-Türkiye and e-government which we can't even imagine. We met concept of digital Türkiye and digital state."

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


DEVLET ARTIK HAVADA VE DENİZDE Çiçek, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygın şekilde hayata girişiyle birlikte devlet ve vatandaş ilişkilerinin de hız kazandığını söyledi. Devlet hizmetlerinin daha hızlı, etkin ve verimli olmasını sağlayan elektronikleşmenin, devletin hizmet üretme kabiliyetini de geliştirdiğini anlatan Çiçek, internetin kurumları yeniden yapılanmaya zorladığını, özellikle vatandaşın hayatını çok kolaylaştırdığını bildirdi. Çiçek, bu süreçte devletin daha da şeffaflaştığını, vatandaşın talebinin öne çıktığını bildirdi. Çiçek, internet sayesinde vatandaşın hizmet alma maliyetinin düştüğünü, bu durumun da yaşam kalitesinin yükselmesine yol açtığını kaydetti. Çiçek, “e-Türkiye uygulamalarıyla vatandaşın bilgiye ulaşmasının hızlanması, vatandaşın devlet organlarına eleştiri ve tepkisini ulaştırmasını da çok kolaylaştırdı. Devletten hizmet almak için artık karada olmaya gerek yok, havada ya da denizde de bu hizmeti almak mümkün hale geldi” dedi. MEYDANLAR YERİNE SOSYAL MEDYA İnternetle birlikte insanların artık kendilerini ifade etmek için meydanlara ya da salonlara ihtiyaç duymadığına dikkat çeken Çiçek, “Onlar internet üzerinden sosyal paylaşım sitelerinde, çeşitli bloglarda kendi gruplarını oluşturuyorlar. Dahası insanların pek çoğu günlerinin önemli bir kısmını iletişim ağlarında geçiriyorlar. Fikirlerini sanal ortamda paylaşıyor ve araştırmalarını sanal ortamda yapıyorlar. Bazıları günümüzün insanına ‘bağlantılı insan’ diyor. Bu insanlar kendi dünyalarında bir kimlik devrimi yaşıyorlar. Bu durum ‘iyi midir kötü müdür?’ ayrı bir tartışma konusu.

STATE IS IN THE AIR AND ON THE SEA Çiçek also indicated that thanks to coming of information and communication technologies into life widely, relations of state and citizen gathered speed. Çiçek told that electronization, provide state service to be faster, more efficient and more productive, improved service development capability of the state, and also force state institutions to restructuring and especially make lives of citizen easy. Çiçek expressed that the state became more transparent and demand of citizen gained priority. Çiçek emphasized that thanks to internet citizen" taking service cost reduced and that cause to increase quality of life. Çiçek said: "To gathered speed citizen to reach to information thanks to e-government applications make citizen to deliver their criticism and reaction to government bodies. To be on land is not required in order to take service from state, taking the service is possible when at sea or in the air.” SOCIAL MEDIA INSTEAD OF PLAZAS Çiçek stated that citizens don't need to plazas or halls in order to express themselves thanks to internet and said: “They create their own groups in social networking networks and different blogs over internet. Moreover a big part of people spend a lot of time in communication networks. They share their opinions in virtual environment and make research in virtual environment. Some people say “connected people” to people of today. These people experience identity revolution. “Is this situation right or wrong?” is object of discussion. But there are many difficulties which we try to find answers of.”

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

45


TD HABER

Ancak internetle birlikte cevabını aradığımız bu ve benzeri pek çok da sorun var” diye konuştu. E-DEVLETİN KIYMETİNİ NESLİM ANLAR

EN

İYİ

BENİM

Çiçek, e-Türkiye’de yaşamanın ayrıcalığının ne olduğunu kendi neslinin daha iyi anlayacağını belirtirken, “Bir günde aldığımız pasaportu, bir tarihte ancak bir ayda alabiliyorduk. Nüfus kağıdını yenilemek günler sürebiliyor, hastanede saatlerce kuyruk bekliyorduk. Emeklilik işlemleri bir yıl süren vatandaşlarımız vardı. Bugün bir saniyede ulaştırılan mektubun bir ayda ancak sahibine ulaştığı günleri bizim kuşağımız gayet iyi bilir” dedi. Çiçek, artık vergi memurunun yüzünü görmeden ödemelerin yapıldığını, pek çok insanın maaşına elini sürmeden harcama yaptığını ve fatura ödemek için vezne kuyruğuna girmenin neredeyse tarih olduğunu bildirdi. ULAŞTIRMA YAPILACAK

BAKANI:

FİBER

DÖNÜŞÜM

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 2023 hedeflerinin evlere en az 100 megabit erişim olduğunu belirterek, “Bu 1 gigabite kadar çıkabilir. Bunu mutlaka yapacağız. Eğer bunu yapamazsak biz tıkanırız. Bu hızlar hayal olur, mutlaka artık kim yapacak kavgasını bir tarafa bırakıp, süratle bilgi otobanlarını her eve ulaştırmamız lazım” dedi. Sadece şehirler, santraller arasında değil, mutlaka kapıdan kapıya bu alt yapının ulaştırması gerektiğini aktaran Yıldırım, Türk Telekom’un santrallerdeki bakır bağlantıları fibere dönüştürme projesi başlattığını bildirdi. Yerel yönetimlerle ilgili, diğer kurumlarla ilgili fiber alt yapı yapmak isteyenlerin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın düzenleyeceği esas ve usullere

46

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

MY GENERATION KNOW THE VALUE OF STATE Çiçek expressed that his generation know value of living at e-Türkiye and said: “We received our passport in a month. To renew our identity card took for days and we waited our turn in hospital for hours. Some citizen' retirement transactions took a year. Our generation knows that a letter which can be sent in a second today, reached receiver in a month." Çiçek expressed that today payments can be made without seeing tax assessor, many of people spend their salary without touching and to join the queue in order to pay the bill became almost history." TRANSPORTATION MINISTER: “FIBER TRANSOFMRATION ILL BE CARRIED OUT” Transport, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım stated that vision of 2023 is 100 megabit connection to the home and said: “This can increase to 1 gigabyte. We will make this certainly. If we will not make this, we will lock. These speeds will remain as a memory in the past; we have to leave discussion on who will make, transmit information roads to every home.” Yıldırım expressed that the infrastructure have to transmit door-to-door not only between cities or power stations and the project in order to transform copper cable on Turk Telekom’ power plant to fiber, was started. Who wants to set up fiber infrastructure such as local governments or other organizations will be subject to procedures and principles which will be prepared by Transport, Maritime and Communication Ministry and said: “Otherwise there won’t be zoned overbuild. We shouldn’t allow to not zoning overbuilding in not only building, street, village and cities but also in ICT. It will


tabi olacaklarını belirten Yıldırım, “Aksi halde burada da imarsız yapılaşma oluyor. İmarsız yapılaşma sadece binalarda, mahallelerde, köylerde ve şehirlerde değil; bilişimde de imarsız yapılaşmaya müsaade etmemeliyiz. Bu ne oluyor, kalite sorunu olarak karşımıza geliyor. Birçok hukuki sorun olarak karşımıza geliyor. Önümüzdeki 10 yıl boyunca bilişim alt yapısına yatırım hız kesmeden devam edecek. Bu işin bir tarafı… Trafik tarafı, herkesin görevi... 7’den 70’e devlet, özel sektör, vatandaş, şirket herkes bir şey üretecek” dedi. 292 HİZMETE ULAŞILDI Yıldırım, şu anda 39 kurum, 292 hizmetin e-devletten verildiğini, sitenin de 11 milyon kullanıcı ile günlük 145 bin tıklama aldığını aktardı. Türkiye’de 65 yaş üzerinde e-devleti kullananların sayısının 320 binden fazla olduğunu kaydeden Yıldırım, bu durumun Türk toplumunun değişime, gelişime ve dönüşüme ne kadar yatkın olduğunu gösterdiğini söyledi. Yıldırım, “Avrupa şimdi belirli bir nesilden sonrasını bilgi toplumu vatandaşı yapamıyor. Bu direnci yenmek için Avrupa büyük paralar harcıyor. Türkiye’de hiçbir direnç yok, muhabbet sitelerinde dünya birincisiyiz. Konuşmada, Avrupa birincisiyiz, 269 dakikayla birinci sırada geliyoruz. Kim diyor ‘Türkiye konuşmuyor’, Türkiye artık ulaşan, erişen ve konuşan bir ülkedir” diye konuştu. BULUT’LA TASARRUF Bulut Bilişim’in, bazı hizmetler için herkesin aynı yatırımı yapmaması demek olduğunu anlatan Yıldırım, “Bu işi bir havuzda toplayıp, bu hizmeti verenlerden siz bir şey de koyabilirsiniz, bir şey de alabilirsiniz. Orada hiçbir şey karışmıyor. Her şey doluyor, boşalıyor ama hiçbir

appear as quality difficulty in the future. It will be many of questions of law. We will continue ICT infrastructure in following 10 years without slowing down. This is one part of the issue... Traffic part is duty of everybody...Everybody from 7 to 70, state, private sector, citizen and company will produce.” 292 SERVICE WAS REACHED Yıldırım emphasized that 39 institute give 292 service through e-government and the website receive 145 thousand clicks by 11 million users. Yıldırım expressed that the number of e-government users who are over 65 years old, is more than 320 thousand and this situation show how does Turkish society inclined to change, improving and transformation. Yıldırım said: “Europe can’t make over definite generation citizen of information society. Europe spend a lot of money overcome this resistance. There isn’t any resistance in Türkiye and we ranked at the first place in chatting website. We are the first in Europe on talking via mobile phone with 269 minutes. Who says: “Türkiye doesn’t talk”, Türkiye is reaching, accessing and talking country.” SAVING WITH CLOUD Yıldırım stated that Cloud Computing mean that not making same investment in some services by everybody and said: “You can add or take something from company which gather this service in a pool and give this service. There isn’t any disorder. Everything packed and emptied in there but any disorder is become. Information what you want can be found. There is enormous investment saving, there is opportunity to prevent ineffectiveness. Cloud computing is discussed in also the world.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

47


TD HABER

karışıklık olmuyor. Herkesin istediği bilgi önüne geliyor. Muazzam bir yatırım tasarrufu var, verimsizliği önleme imkânı var. Bulut bilişim, dünyada da tartışılıyor. Çünkü herkes bu tercihlerini değiştirmekte zorlanıyor. Aklın yolu bir, mutlaka böyle yapmak lazım… Gittikçe kullanım miktarı artıyor, yaygınlaşıyor. Küçük küçük yatırımlar enerji israfı, mükerrer yatırım, elektromanyetik alan oluşturuyor” dedi. Önlerinde 5 önemli konu olduğunu aktaran Yıldırım, “Bunlar, alt yapıya yatırımın hız kesmeden devam etmesi, bilgi güvenliği, bilişim suçları, mevzuat ve sayısal uçurumun azaltılması” dedi. Yıldırım, Fatih Projesi’nin bilişimde Türkiye’nin kaderini değiştireceğini belirterek, “Eğer bu projede muvaffak olursak, herkesin önüne geçeriz. Bugün bizden daha ileri olan ülkeler Singapur, Kore bunlar son 25 senedir bu işe yaptırım yapıyorlar” dedi.

48

Because everybody forces to change these choice. Great minds think alike, we have to do so...The amount of use increase and widespread. Many of small investments become energy waste, repeated investments and create electromagnetic field.” Yıldırım stated that there are 5 important issues and said: “These are; to continue infrastructure investment without slowing down, information security, computer crimes, and legislation and to reduce digital divide.” Yıldırım emphasized that FATİH Project will change Türkiye’ destiny in ICT, and said: “It we will succeed in the project, we will get ahead of everybody. Singapore, Korea which are more developed countries than Türkiye, have been making investment to this field for 25 years.”

KALKINMA BAKANI: BİLİŞİM VE KALKINMA BİRLİKTE YÜRÜYECEK

DEVELOPMENT MINISTER: INFORMATICS AND DEVELOPMENT WILL BE CARRIED OUT TOGETHER

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da 2012 yılında bilgi sistem stratejisinin güncelleneceğini belirterek, bu güncellemeyi kalkınma stratejisiyle birlikte gerçekleştireceklerini söyledi. Yılmaz, gelecek yıl, 2014 yılında başlayacak olan 10. kalkınma planının hazırlıklarını yapacaklarını bildirdi. Kalkınmayı geniş çerçevede algıladıklarına işaret eden Yılmaz, bunun sadece ekonomik değil, sosyal, çevresel, demokrasi ve hukuk boyutu olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bir taraftan da temel hak ve hürriyetleri, özgürlükleri genişleterek büyüyeceksiniz, güçleneceksiniz. Biz kalkınmadan bunu anlıyoruz. Bütün bu süreçlerin de bilgi toplumuyla yakından ilişkisi var. Büyümek için bugünkü küresel ortamda rekabet gücünüzü artırmanız lazım. Bilgi ve iletişim teknolojileri bunun olmazsa olmazı. Diğer taraftan sosyal anlamda da bunu çok önemsiyoruz” dedi.

Development Minister Cevdet Yılmaz expressed that information system strategy will be updated in 2012 and they will carry out this updating with development strategy. Yılmaz indicated that they will make preparation of 10th development plan which will be started in 2012. Yılmaz emphasized that they perceive development on a large scale and it has dimension not only economically but also socially, environmental, democratically and juridical. Yılmaz said: “On the other hand you grow, get strong by extending fundamental rights and liberties, freedoms. We deduce this from development. All of these process affined with information society. Our competition power has to increase in global environment in order to grow. Information and communication technologies are a must. On the other hand we pay attention socially.”

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


TÜSİAD: BİLİŞİM YATIRIMLARI ARTIYOR Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Teknoloji, İnovasyon ve Bilgi Toplumu Komisyonu Başkanı Erman Ilıcak da 2003 yılından beri düzenlenen ödüllere bugüne kadar 241 proje ile başvuruda bulunulduğunu, 12 projenin de finale kaldığını belirtti. Bu sene ise 33 başvuru aldıklarını, 16 projenin finale kaldığını söyleyen Ilıcak, “Türkiye’de kamunun bilgi ve iletişim teknolojileri yatırımlarında önemli artışlar gözlemlendi. TÜİK verilerine göre 2002 yılında yaklaşık 526 milyon lira olan bilgi iletişim teknolojileri yatırım ödeneği, 2011 yılında 2 milyar lira olarak gerçekleşti” dedi. TBV: E-DEVLETLE AÇIKLANSIN

YAPILAN

TÜSİAD: INFORMATICS INVESTMENTS INCREASE Turkish Industry & Businessmen Association (TÜSİAD) Member of Board and Technology, Innovation and Information Society Commission Chairman Erman Ilıcak stated that until today application have been made until today with 241 projects to awards which was has been organized since 2003 and 12 project advance to the final. This year they received 33 application and 16 project advance to the final and said: “There is significantly increase on information and communication technologies investment in the public in Türkiye. According to data of TÜİK, information and communication technologies fund was 526 million TRY in 2002 and the amount reached approximately 2 billion TRY in 2011.”

TASARRUF

TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı da e-Devletin sağladığı tasarrufun giderek daha büyük rakamlara ulaştığını belirterek, Emekli Sandığı’na toplam mali faydasının 82 milyon 100 bin doları, Sosyal Sigortalar Kurumunda 1 milyar 800 milyon doları, Bağ-Kur’da da 1,5 milyar doları aştığını söyledi. Eczacıbaşı, e-Devlet sayesinde elde edilen tasarrufun, her yıl kamuoyuna ayrıntılı bir şekilde açıklanmasını talep etti. Eczacıbaşı, iletişimin, sabit cihazlardan mobil cihazlara kaydığı bu dönemde e-Devletin de m-Devlete yani mobil devlete doğru evrim yapmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. AVEA: E-DEVLETİ BULUTA TAŞIYALIM Avea CEO’su Erkan Akdemir de TÜSİAD ve Türkiye Bilişim Vakfı’nın 9 yıl önce ektikleri “e-devlet tohumları”nın bugün meyvelerini verdiğini belirtti. Avrupa’da kamu hizmetlerinde online erişilebilirlik seviyesinin yüzde 80’lere ulaştığını, Avrupa Birliği’ndeki her 10 işletmeden 7’sinin ise e-devlet hizmetlerinden yararlandığını söyleyen Akdemir, e-Devletin kapılarının 72 milyona açılması gerektiğini vurguladı. Erkan Akdemir, e-Devlet hizmetlerinin, internet üzerinden daha ölçülebilir, hızlı, maliyet etkin ve güvenli bir şekilde verilebilmesi için bulut bilişim teknolojisinden yararlanılması gerektiğini vurgulayarak, “e-Devlet’e dâhil olan her türlü bilgi, erişim kanalı ve uygulama arasında eş güdüm çok daha kolay sağlanacak. Yapıya yeni uygulama ve kurumların eklenme maliyeti ve işletme maliyetleri önemli ölçüde düşürülebilecektir. Bağlı bulunduğumuz telekom grubu ve Avea olarak; tüm kamu kurum ve kuruluşlarına “bulut bilişim” konusunda hiçbir ticari kaygı gütmeden destek olmaya, danışmanlık yapmaya hazırız. GSM sektörünün alanında ilk ve tek lisanslı Ar-Ge merkezimizin kapıları, işine teknoloji katmak isteyen her kurum ve kuruluşa açıktır. ‘Devleti bulutların üzerine çıkarmanın’ zamanı şimdi diyoruz. Türkiye dijital çağda seyirci değil oyun kurucu olarak yerini almalıdır” dedi.

TBV: INVESTMENT MADE FOR E-GOVERNMENT SHOULD BE ANNOUNCED TBV Chairman of the Board, Faruk Eczacıbaşı stated that saving gained by e-government is rapidly increasing, saving for Retirement Fund reached 82 million 10 thousand dollars, for Social Insurance Association reached 1 billion 800 million dollars and for BağKur (Social Security Organization for Artisans find the Self-Employed) reached 1,5 billion dollars. Eczacıbaşı has made a request saving gained by e-government to be announced every year to public opinion in details. Eczacıbaşı expressed that in this period when communication move from fixed phone to mobile phone, e-Government evolve to m-government indispensably. AVEA: MOVE E-GOVERNMENT TO CLOUD AVEA CEO, Erkan Akdemir stated that “e-Government seed” which was planted by TÜSİAD and Türkiye Informatics Foundation 9 years ago, start to produce fruit. Akdemir expressed that accessibility rate in public service reached 80 percents in Europe and 7 of every 10 enterprises in European Union benefit from e-government service, e-government gate have to be opened to 72 million. Akdemir emphasized that we have to benefit from cloud computing technology in order to offer e-Govenment service measurable, faster, costeffective and safe, said: “Coordination between every kind of information, access channel and application of e-Government will be provided easier. Cost of adding new application and institutions and operating costs will be reduced significantly. As Avea and telecom group which we belongs to, we ready to support and consult to all public organization and institution about “cloud computing” without any commercial concern. Gate of our R&D center which is the first and only licensed R&D center, open to every institution and organization which want to add technology their business. We say it is time to “move state up in the clouds”. Türkiye have to take a place in digital age as player not viewer.”

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

49


İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM

Çağrı Merkezleri Ülkemizde Çok Önemli İstihdam Kapılarından Biri Oldu Call Centers Become a Very Important Employment Opportunity

Adem Onar Türkiye’de çağrı merkezleri hızla yayılmaktadır. Sektörde faaliyet gösteren şirket sayısı 300'ü buldu. 10 yıl önce sektörde kayda değer bir büyüklük yokken, her yıl yüzde 15 – 20 büyümelerle, firma sayısının 300'e ulaşmıştır. 2009'da 10 civarında, 2010 yılı başından bu yana da 3 – 4 yeni firma daha sektöre girmiştir. Firma sayısının artmasının yanı sıra, asıl büyüme mevcutların işlerini büyütmesinden ileri gelmektedir.

ademonar@bir.net.tr

Türkiye’de çağrı merkezi sektörü çok hızlı büyümesine karşın henüz küçüktür. Dünyada bu sektörün pazar büyüklüğü 330 milyar dolardır. Türkiye’deki büyüklüğü ise 1 – 1.2 milyar liradır. Sektörde bazı bölgeler (Asya-Pasifik ve Karayip-Latin Amerika) ve bazı ülkeler (Hindistan) milyarlarca dolar gelir sağlamaktadır. Offshore pazarların maliyet avantajı sağlaması nedeniyle talep Kuzey Amerika’dan Asya-Pasifik ve Karayip-Latin Amerika bölgelerine kaymaktadır.

Call centers are spreading rapidly in Türkiye. The number of companies operating in the sector is 300. Although there was no significant business volume 10 years ago, the number of companies has reached to 300 as a result of 15-20 percent of growth each year. In 2009, around 10 companies entered into call center sector and also 3-4 new companies since the beginning of 2010. In addition to the increase in the number of companies, the actual growth is based on the business volume of existing companies. Despite its rapid growth, call center sector is yet very small in Türkiye. The world market size of this sector is 330 billion dollars. The market size is 1 - 1.2 billion liras in Türkiye. Some regions (Asia-Pacific and the Caribbean-Latin America), and some countries (India) generate income about billions of dollars from call center sector. Because of the cost advantage provided by offshore markets, demand is shifting from North America to Asia-Pacific and the Caribbean and Latin America regions.

50

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


Türkiye’de çağrı merkezlerinde yaklaşık 35 bin masa kapasitesi mevcuttur. Hindistan’da 508 bin masa kapasitesi mevcuttur. Türkiye’de 40 bin müşteri temsilcisi çalışmaktadır. Pazarın önümüzdeki 5 yıl içinde yıllık yüzde 15 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Şu anda 40 bin kişiye istihdam sağlayan sektörün 2013 yılında 65 bin kişiyi istidam etmesi öngörülmektedir.

Call centers have a capacity of approximately 35 thousand tables in Türkiye. On the other hand, table capacity is 508 thousand in India. There are 40 thousand customer representatives in Türkiye. The market is expected to grow 15 percent annually in the next 5 years. Currently, the sector provides employment to 40 thousand and is expected to provide job opportunities to 65 thousand people in 2013.

Sektördeki gelişme, örgütlenmeye de yansımıştır. Kasım 2008'de sektörde faaliyet gösteren 9 şirketin ortak girişimi ile Çağrı Merkezleri Derneği (ÇMD) kurulmuştur. ÇMD, üye sayısını artırarak, sektörün önde gelen 19 kurumunu kapsamıştır. Dernek üyesi merkezlerde 22 bin kişi çalışmaktadır. ÇMD üyeleri sektörün ana büyüklüğünü oluşturmaktadır. Üye firmalar arasında, Aras Cargo, Assistt Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri, Boyner Bireysel Ürünler Satış ve Pazarlama, DHL Worldwide Express Taşımacılık, Finansbank, Global Bilgi, Koç Sistem, Siemens, Vodafone Telekomünikasyon gibi firmalar bulunmaktadır.

Development of the sector is also reflected in the organization. Call Centers Association (CMD) was established on 9 November 2008 as a result of joint venture of 9 companies operating in the sector. CMD now includes 19 industry-leading companies by increasing the number of its members. These 19 companies employ 22 thousand people. Members of CMD represent the main segment of the sector. Aras Cargo, Assistt Guidance and Customer Service, Boyner Retail Products Sales and Marketing, DHL Worldwide Express Transport, Finansbank, Global Knowledge, Koç Sistem, Siemens and Vodafone Telecommunications are among its members.

HİNDİSTAN 6 MİLYAR DOLAR KAZANIYOR Dünyada 8.5 milyon masa kapasitesi vardır. ABD bu kapasitenin yüzde 38'ine sahiptir. ABD’de sektör (yaklaşık 3.2 milyon masa kapasitesi, 3 bin 500 dolar masa başına aylık gelir hesabıyla) 100 milyar doları aşan bir büyüklüğe sahiptir. İkinci en büyük masa kapasitesi 587 bin masa ile İngiltere’dir. Bu ülkenin de 20 milyar doların üzerinde gelir sağladığı tahmin edilmektedir. Çağrı merkezi hizmetinden bazı ülkeler oldukça yüksek miktarda gelir elde edebilmektedirler. Çin ve Hindistan’da masa başına gelir düşük ama masa kapasitesi fazladır. Masa başına aylık bin dolar gelir kabul edildiğinde Hindistan’ın (508 bin masa vardır) yıllık 6 milyar doların üzerinde gelir sağladığı görülüyor. Offshore hizmet de en çok bu ülkede yapılmaktadır. Brezilya’da 413 bin (yıllık geliri yaklaşık 5 milyar dolar), Çin’de 383 bin masa kapasitesi vardır. Çinli şirketler daha çok ülke için hizmet vermektedirler. Sektör hacminin 3.5 – 4 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de sektörün iş hacmi 750 milyon dolar (1.2 milyar lira). Ülkemizle ilgili olarak bu rakamlar, henüz aynı gelişmişlik düzeyinde kabul edilen ülkelere kıyasla bile çok geridedir. KAMU DA ÇAĞRI HİZMETİ ALACAK VE SEKTÖR BU ALANDA BÜYÜYECEKTİR Çağrı merkezi sektörü, sürdürülebilir gelişme için ülke ekonomisine pek çok alanda yüksek katma değer üretme potansiyeline sahiptir. Türkiye’de çağrı merkezi sektörünün yaklaşık 15 yıllık geçmişe sahip genç bir sektör olmasına karşın, yetkin ve uzman yapılanmasının yanı sıra, güçlü deneyimi ve birikimiyle bulunduğu bölgede dikkat çekmektedir. 2003- 2008 yılları arasında yüzde 100 büyüme gösteren bu güzide sektörün, 2008-2013 yılları arasında ise yıllık yüzde 15 büyüme potansiyeli taşıdığı görülmektedir. Çağrı merkezi sektörünün sağladığı en büyük katma değerlerin

REVENUE OF INDIA IS 6 BILLION DOLLARS Table capacity is 8.5 million in the world. U.S.A has 38 percent of it. Call center sector in the United States has a size of more than 100 billion dollars (with approximately 3.2 million table capacity and 3 thousand 500 dollars monthly revenue per table. England has the second largest table capacity with 587 thousand tables. Revenue of England is estimated to be up to 20 billion dollars. Some countries are able to generate very high levels of income from call center service. In China and India, although the income per table is low, table capacity is very high. When monthly revenue per table is accepted as a thousand dollars, annual revenue of India is over 6 billion dollars (there are 508 thousand tables). India is ranked as the first country in terms of providing outscoring services. There are 413 thousand tables (approximately 5 billion dollars of annual revenue) in Brazil and 383 thousand tables in China. Chinese companies provide mainly inland services. The volume of sector is estimated to be 3.5 – 4 billion dollars. The business volume of sector is 750 million dollars (1.2 billion liras). This is very low even when it is compared with countries having the same level of development. PUBLIC SECTOR WILL ALSO RECEIVE CALL CENTER SERVICE AND SECTOR WILL GROW IN THIS AREA Call center sector has the potential to produce high added value in many areas of the country’s economy for sustainable development. Although it is a young sector that is about 15 years in Türkiye, call center sector is remarkable in the region thanks to its competent and expert structuring as well as its strong experience and knowledge. It is clear that call center sector, after it has reached to 100 percent growth between the years 2003 – 2008, will have potential to grow 15 percent annually between the years 2008

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

51


İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM

başında hiç şüphesiz istihdam gelmektedir. Özellikle genç nüfusun çok, işsizlik oranının yüksek olduğu ülkemizde Çağrı Merkezi sektörü gençlerin istihdamı için çok iyi bir çözümdür. Öngörülen büyüme rakamları doğrultusunda da sektörün önümüzdeki 5 yıl içinde 30 bin kişiyi daha istihdam etmesi hedeflenmektedir. KAMUDA VE BÜROKRASİDE ÇAĞRI MERKEZİ İLE İLGİLİ FARKINDALIK GİDEREK ARTIYOR

THERE IS AN INCREASING AWARENESS ABOUT CALL CENTER IN PUBLIC SECTOR AND BUREAUCRACY

Çağrı Merkezlerinin Türkiye için ne derece önemli bir istihdam kaynağı olduğunun bürokrasi katında da giderek daha da iyi anlaşılmıştır. Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de, önümüzdeki dönemde kamu kurumlarının Çağrı Merkezleri üzerinden vatandaşlara daha etkin hizmet vereceği bir dönem yaşanacaktır. Sektör en fazla kamu hizmetlerinde büyüyecek ve önümüzdeki dönemde kamuda geniş kapsamlı Çağrı Merkezi işleri olacaktır.

Bureaucracy is becoming increasingly aware of the fact that call centers is an important source of employment in Türkiye. As in the entire world, public institutions will also offer services more effectively through call centers in Türkiye. Call center sector will grow mostly in public services and there will be new business volume potential in public in the coming period.

Türkiye’nin, uluslararası rekabette bölgesel merkez olmak ve bu alanda dış yatırım çekmek için avantajlı bir konumdadır. Doğru strateji ve kurgularla, bu alanı teşvik edilecek bir sektör olarak görür ve özellikle insan kaynağına yatırımlarımız doğru olarak yapabilirsek bu kritik sektör, ülkemizi Avrupa ve Ortadoğu ölçeğinde önemli oyunculardan biri haline getirebilir.

Türkiye has an advantageous position to become the regional center in international competition and attract foreign investment in this area. This critical sector may become one of the most important players in Europe and in the Middle East, if we see it as a sector to be encouraged and make the right investments in human resources, with the right strategy and constructions.

YILLAR PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ (Milyar Dolar) MERKEZ (Adet) MASA (Adet)

2005

2009

2013

276

330

374

101.000

124.000

148.000

7.100.000

8.500.000

9.600.000

Dünyada çağrı merkezi sektörünün büyümesi - Dünyada çağrı merkezi pazar büyüklüğü 330 milyar dolar - Dış kaynak Çağrı Merkezi pazarı büyüklüğü 41 milyar dolar - 100 ila 400 kişiye bir çağrı masası hizmet veriyor. - Dünya gayrisafi hâsılasının binde 6'sı çağrı merkezleri tarafından üretiliyor. - Dünyada 124 bin çağrı merkezi var. Bunlardan 15 bini (yüzde 12'si) dış kaynak kullanım hizmeti sunuyor. - Mevcut masa sayısı 8.5 milyon. - Dünyada toplam 11 milyon çağrı merkezi çalışanı bulunuyor. - 1.4 milyon masa, (yüzde 16.5) dış kaynak kullanım hizmeti sunuyor. - Toplam masanın yüzde 42'si Kuzey Amerika’da, yüzde 29.7'si Avrupa’da, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde, yüzde 19.7'si Asya – Pasifik bölgesinde, yüzde 8.6'sı Karayip – Latin Amerika bölgesinde. - Çağrı merkezi hizmeti alan en büyük sektörlerin başında yüzde 25 ile finans sektörü geliyor. Finansı, yüzde 18 ile telekomünikasyon ve yüzde 8'le kamu sektörü takip ediyor. - 2012 yılında masa sayısının 9.4 milyon adede ulaşması bekleniyor.

52

– 2013. Employment is certainly the most important added value provided by call center sector. Especially in our country with a young population and high unemployment rate, call center sector is a very good solution for the employment of young people. In line with the projected growth figures, the sector is expected to employ 30 thousand people more in the next 5 years.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

YEARS MARKET SIZE (billion dollar) CENTER (number) DESK (number)

2005

2009

2013

276

330

374

101.000

124.000

148.000

7.100.000

8.500.000

9.600.000

Development of Call Center Sector in the World - Market size of call center is 330 billion dollars in the world - Market size of outsourcing call center is 41 billion dollars. - Each call desk serves 100 to 400 people. - 0.6 percent of the world gross product is generated by call centers. - There are 124 thousand call centers in the world. 15 thousand centers (12 percent in total) offer outsourcing services. - The current number of tables is 8.5 million. - There are totally 11 million call center employees in the world. - 1.4 million tables (16.5 percent in total) offer outsourcing services. - 42 percent of the total number of tables is in North America, 29.7 percent is in Europe, the Middle East and Africa region, 19.7 percent is in Asia-Pacific region, 8.6 percent is in Caribbean-Latin America region. - Finance sector is the largest sector that receives call center service, with 25 percent. Telecommunications and public sector follow finance sector, with 18 percent and 8 percent respectively. - Number of tables is expected to reach 9.4 million in 2012.



RÖPORTAJ

Ahmet Genç

54

Otokontrol projesi kapsamında Ağustos 2009’dan itibaren vatandaşlar ayda ortalama 100 bin sorgulama yaptı. Bugüne toplam 5,5 milyon sorgulama, ayda da ortalama 200 bin sorgulama yapıldı. Bu suretle satın almak istedikleri araçların hasar durumu hakkında bilgi sahibi oluyorlar.

Zorunlu trafik ve deprem sigortalarıyla birlikte hemen her vatandaşın mutlaka başvurduğu sigortacılık sektörü, uyguladığı bilişim projeleriyle de dikkat çekiyor. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü önderliğinde kurulan bu projeler, vatandaşın ve sektörün işini kolaylaştırıyor. Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç, bu projelerle ciddi bir problem olan sahte poliçe sorunu ile yetkisiz kişilerin poliçe satması gibi bir takım dolandırıcılıkların önlendiğini belirtti. Genç, büyük ilgi gören Otokontrol projesi ile ikinci el araç alacak vatandaşların, aracın geçmiş kazalarını öğrenebildiğini belirtirken, bu sistemi aylık olarak 200 bin kişinin kullandığını söyledi.

Within the scope of Otokontrol project, citizens made average 100 thousand queries on monthly basis from August 2009. Until now a total of 5.5 million queries were made, and it means average 200 thousand each month. In this way, citizens become aware of the damages of vehicles that they want to buy.

Insurance sector, which comes into the lives of almost every citizen because of the compulsory traffic and earthquake insurance, is very striking in terms of IT projects it implements. These projects under the leadership of General Directorate of Insurance of the Undersecretariat of Treasury are providing great convenience to citizens and industry. Ahmet Genç, General Director of Insurance, said various insurance frauds such as fake policies, which constitute a serious problem, and policies provided by unauthorized persons. Genç said that Otokontrol project, which provides information on accidents of second-hand vehicles, is very popular and used by 200 thousand people on monthly basis.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç, TELEKOM DÜNYASI’nın sigortacılık sektörüne yönelik uygulamalar

Ahmet Genç, General Director of Insurance, answered the questions of TELEKOM DÜNYASI on insurance applications as follows:


Ahmet Genç Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü General Director of Insurance, Undersecretariat of Treasury konusundaki sorularını yanıtladı: BU PROJELERLE TÜKETİCİYİ KORUYORUZ TELEKOM DÜNYASI: Türkiye’de sigortacılık sistemi büyük bir gelişme göstermeye başlamıştır. Bu kapsamda Sigortacılık Genel Müdürlüğü bünyesinde ne gibi bilişim projeleri başlatılmıştır? Bu bilişim projelerinden beklenen fayda nedir? AHMET GENÇ: Sigortacılık Genel Müdürlüğünün öncülüğünde kurulan sistemlerin amacı öncelikle kamunun gözetim işlevinin yerine getirilmesidir. Buna ilave olarak, işlem süreçlerinin hızlandırılması, şeffaflığın sağlanması, tüketicinin bilgilendirilmesi ve korunması, sigorta sektörü için analize uygun veri elde edilmesi bu sistemlerin akla ilk gelen diğer amaç ve faydalarıdır. Müsteşarlığımız öncülüğünde gerçekleştirilen projeler şu şekilde sıralanabilir: Müsteşarlık bünyesinde gerçekleştirilen Sigortacılık Gözetim Sistemi (SGS), Sigorta Bilgi Merkezi-SBM: Dört alt merkezden oluşmaktadır. Bunlar TRAMER-Trafik Sigortası Bilgi Merkezi, HAYMER-Hayat Sigortası Bilgi Merkezi, SAĞMER-Sağlık

WE PROTECT CONSUMERS WITH THESE PROJECTS TELEKOM DÜNYASI: Insurance system has started to make a great progress in Türkiye. In this context, what kind of IT projects has been launched within General Directorate of Insurance? What is the expected benefit of this IT projects? AHMET GENÇ: The aim of systems established under the leadership of General Directorate of Insurance is the fulfillment of the public control function. In addition, accelerating the transaction process, ensuring transparency, providing information and protection to consumers, obtaining data suitable for the analysis on the insurance industry are among the other objectives and benefits of these systems. Projects carried out under the leadership of Undersecretariat of Insurance are as follows: Insurance Supervision System (ISS) carried out within the Undersecretariat of Insurance, Insurance Information Centre-IIS consists of four sub-centers. These are TRAMER-Traffic Insurance Information Center, HAYMER-Life Insurance Information Center, SAGMERHealth Insurance Information Center, HATMER-Damage

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

55


RÖPORTAJ

Sigortası Bilgi Merkezi, HATMER-Hasar Takip Merkezidir. Emeklilik Gözetim Merkezi-EGM, Doğal Afet Sigortaları Kurumu Bilgi İşlem Altyapısı, Tarım Sigortaları Havuzu Bilgi İşlem Altyapısı, Sigorta Eksperleri Ruhsat altyapısı Sigorta Acenteleri Uygunluk Belgesi Altyapısı Sigorta ve Reasürans Brokerleri Ruhsat Altyapısı SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE SANAL TAKİP

Tracking Center. Pension Monitoring Center-PMC, Natural Disaster Insurance Institution IT Infrastructure, Agricultural Insurance Pool IT Infrastructure, Insurance Experts Licensing Infrastructure Insurance Agents Conformity Certificate Infrastructure Insurance and Reinsurance Brokers Licenses Infrastructure VIRTUAL CONTROL OF INSURANCE SECTOR

TELEKOM DÜNYASI: Milyar dolarlık genişliği olan sigortacılık sektörüne yönelik Sigortacılık Gözetim Sistemi’nin fonksiyonları nelerdir?

TELEKOM DÜNYASI: What are the functions of Insurance Supervision System applied in insurance sector the volume of which is a billion dollar?

AHMET GENÇ: Sayılan her bir projenin alt bileşenleri vardır. Sigortacılık Gözetim Sistemi (SGS) ile sigorta şirketlerinin verileri aylık, üç aylık, altı aylık ve yıllık olmak üzere izleniyor.

AHMET GENÇ: Each project has sub-components. Through Insurance Supervision System, data related to the insurance companies are monitored monthly, quarterly, six monthly and annually.

Günlük olarak ise, teminatlar takip ediliyor. SGS ile her bir sigorta şirketinin mali yapısındaki gelişmeler aylık olarak izlenerek analizler yapılıyor. Bu analizlere göre, gerektiğinde şirketler uyarılıyor ve tedbir alınması sağlanıyor. Sistemde 1983 yılından bu yana veri mevcut olmakla birlikte özellikle 2005 yılından sonra yapılan çalışmalarla bugünkü gelişmiş halini aldı.

On a daily basis, securities are being followed. Developments in financial structure of each insurance company are being followed on a monthly basis. According to these analyses, companies are warned and invited to take measures if necessary. Although the system includes data beginning from 1983, the current advanced level is achieved as a result of studies especially carried after the year 2005.

KAZA TUTANAKLARI VERİ TABANI

DATABASE FOR DENT REPORTS

Sigorta Bilgi Merkezinin alt merkezi olan Trafik Sigortası Bilgi Merkez’inde (TRAMER) yürüyen önemli projeler ise şunlar:

Important projects, stated below, are carried out within the scope of Traffic Insurance Information Center, which is a subcenter of Insurance Information

ACCI-

Centre: Zorunlu trafik sigortası poliçesinin ülke çapında tüm acenteler ve sigorta şirketlerince on-line realtime düzenleniyor. Bu uygulama 2005 yılında başladı. Günümüzde sistem hem T.C Kimlik numaraları hem de ruhsat bilgileri ile entegre olarak çalışıyor. Kaza tespit tutanakları veri tabanı sisteminde de maddi hasarlı kazalarda vatandaşlar tarafından tutulan tutanaklar sisteme yükleniyor ve sorgulanıyor.

Compulsory traffic insurance policies are prepared online in real time by all agencies and insurance companies across the country. This practice began in 2005. Today, system is integrated both with T.R. ID numbers and license information. Accident reports database includes accident reports prepared by citizens on accidents resulting in material damage; citizens can make queries on these reports.

Hayat Sigortası Bilgi Merkezi’nde (HAYMER) yürüyen önemli projeler şunlar:

Life Insurance Information Center (HAYMER) includes these important projects:

Hayat

56

Sigortası

Tarifelerinin

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Poliçe

Bilgileri

ile

Project on Policy Information and Mapping of Life Insur-


Eşleştirilmesi projesi yürütülüyor. Bu eşleştirme sonrasında on-line real-time poliçe düzenine geçilmesi planlanıyor.

ance Tariffs is in progress. After this project is completed, policies will be prepared online in real-time.

Mortalite (Ölüm oranı) Tablolarının Depolanması ve Güncellenmesi: 2010 yılında ilk aşaması tamamlanan Türkiye Hayat ve Annunite Tablolarının veri tabanının tutulması ve güncellenmesi yapılıyor.

Storage and Updating of Mortality Tables (Death Rate): Databases are kept and updated for Türkiye Life and Annunite Tables, the first phase of which was completed in 2010.

Sağlık Sigortası Bilgi Merkezinde (SAĞMER) yürüyen önemli projeler şunlardır:

Health Insurance Information Center (SAGMER) includes these important projects:

Sağlık Sigortası Tarifeleri ile Poliçe Bilgileri Veri Tabanının Oluşturulması: Projenin birinci aşaması tamamlandı.

Establishment of Database of Health Insurance Tariffs and Policy Information: The first stage of the project was completed.

Morbidite (Hastalık görülme sıklığı) Tabloları Veri Tabanının Tutulması ve Güncellenmesi Projesinin de birinci aşaması tamamlandı.

The first phase of the Project on Keeping and Updating Database of Morbidity (Disease Incidence) Tables was also completed.

Hasar Takip Merkezi’nde (HATMER) yürüyen projeler şunlar: EKSİST Projesi: Sigorta eksperlerinin görevlendirilmesi ve iş yüklerinin takibi ile ilgili sistem. Eksper Rapor Yazım Sistemi: Eksper raporlarının yazımı ile ilgili sistem olup, 1 Ocak 2012 de uygulama başlatılacak.

Ongoing projects carried out within the scope of Damage Tracking Center (HATMER) are: EKSIST Project: System related to the appointment of insurance experts and monitoring of their workloads. Expert Report Writing System: System related to report writing will be put into practice as of 1 January 2012.

OTOMOBİL İÇİN DOĞRUDAN TAZMİN SİSTEMİ BAŞLAYACAK

DIRECT COMPENSATION SYSTEM WILL BEGIN

Sayılanlara ilave olarak SBM çatısı altında; Yanlış Sigorta Uygulamaları ile ilgili bildirimleri içeren SİSBİS, kişilerin oto hasar verilerini alabildikleri otokontrol, kasko sigortası veri tabanı uygulaması, karayolu taşıma sigortası veri tabanı uygulaması, zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası veri tabanı bulunuyor. SBM’nin bir başka görevi de zorunlu trafik sigortasında tarife kontrolüdür. Şirketlerin 6 ayda bir kendilerinin belirledikleri tarifelere uyup uymadıklarının elektronik kontrolü yapılıyor. SBM’de 2010 yılında uygulamaya konulan bir başka proje ise, Doktor Sorumluluk Sigortası bilgilerinin izlenmesi ve sigortalılık durumunun Sağlık Bakanlığındaki Doktor veri tabanı yoluyla kontrol edilmesi. Bu çerçevede 134 bin hekim ve diş hekiminin sigorta bilgileri sistemden izlenmiyor. SBM, yine 2010 yılında Sigorta Tahkim Komisyonu bilgi işlem altyapısını yürütme görevini üstlendi. Otomobil sigortalarında sigorta şirketlerinin kendi müşterilerine hizmet vermesini öngören Doğrudan Tazmin Sistemi de SBM yoluyla uygulamaya konulacak. Proje henüz başlangıç aşamasında… 2008’DEN SİSTEMDE

BERİ

YAPILAN

TÜM

KAZALAR

TELEKOM DÜNYASI: Özellikle ikinci el araç alacak olan vatandaşların büyük beğenisini toplayan Otokontrol projesi, e-TR ödüllerine de layık görüldü. Projede gelinen aşama nedir? AHMET

GENÇ:

Otokontrol

projesi

kapsamında

In addition to these projects, there are several projects carried within the scope of Insurance Information Centre: SISBIS processing statements on false insurance practice, Otokontrol system from which people can get data about accidents resulting in material damage, automobile insurance database application, road transport insurance database application and compulsory seat personal accident insurance database… Another task of Insurance Information Centre is the tariff control in compulsory traffic insurance. Companies are controlled electronically once every 6 months in order to see whether they act according to the tariffs that they determined. Monitoring information on Physician Liability Insurance and controlling the status of insurance via Doctor Database of the Ministry of Health is another project, which was put into practice by Insurance Information Center in 2010. Within this framework, insurance status of 134 thousand physicians and dentists is tracked. Insurance Information Center took on a task of implementing IT infrastructure of Insurance Arbitration Commission in 2010. Direct Compensation System will also be implemented through Insurance Information Center; accordingly, insurance companies will provide services their own customers in vehicle insurances. The project is in its early stage... ALL ACCIDENTS ARE IN THE SYSTEM SINCE 2008 TELEKOM DÜNYASI: Otokontrol Project, which is appreciated by citizens buying second-hand vehicles, won e-TR awards. What is the current stage of the project?

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

57


RÖPORTAJ

Ağustos 2009’dan itibaren vatandaşlar ayda ortalama 100 bin sorgulama yaptı. Bugüne toplam 5,5 milyon sorgulama, ayda da ortalama 200 bin sorgulama yapıldı. Bu suretle satın almak istedikleri araçların hasar durumu hakkında bilgi sahibi oluyorlar. İkinci el araçlarla sık sık yaşanan geçmiş hasar durumu hakkında yanıltıcı bilgi verme sorunu da ortadan kalmış oldu. 2008 yılından beri tüm maddi hasarlı kazalarla ilgili tutanaklar sistemde yer alıyor. Böylece, hem kazaların ne şekilde olduğu, hem zarar tutarları, il, araç türü v.b tüm ayrıntıları ile analiz edilebiliyor. VATANDAŞLAR SORGULUYOR

EMEKLİLİK

BİRİKİMİNİ

TELEKOM DÜNYASI: Her insanın bir gün yaşlanacağı gerçeğinden hareketle Emeklilik Gözetim Merkezi de en önemli projelerinizden biri olarak dikkat çekiyor. AHMET GENÇ: Emeklilik Gözetim Merkezi-EGM’de özel emeklilikle ilgili veriler toplanıyor. Veriler hem katılımcı bazında hem de şirket, bölge, il, yaş vb kırılımlarda analiz edilebiliyor. Bireysel emeklilik aracıları da bu sistem üzerinden izleniyor. Vatandaşlar birikimlerini bu sistem vasıtasıyla sorgulayıp takip edebiliyor. ÜLKENİN DEPREM TARİHİ BU SİSTEMDE TELEKOM DÜNYASI: Özellikle Van depremi ve son dönemde yaşanan sel gibi afetler de gözleri bu alanlardaki sigortalara çevirdi? AHMET GENÇ: Doğal Afet Sigortaları Kurumu bilgi işlem altyapısı ile; on-line real-time zorunlu deprem sigortası poliçesi düzenleniyor. Sistem vasıtasıyla, sigortalı, il, bölge, deprem risk bölgeleri vb kırılımlarda veri elde ediliyor. Tarım Sigortaları Havuzu bilgi işlem altyapısı ile de devlet destekli bitkisel ürün, sera, kümes hayvanları hayat, hayvan hayat sigortaları ile ilgili bilgiler risk, ürün, sigortalı, il bölge, risk bölgeleri, hayvan vb. kırılımlarda analiz edilebiliyor. Yıllar geçtikçe, neredeyse ülkemizin deprem tarihi DASK veri tabanı ile yeniden yazılabilecek. TARSİM veri tabanı da tarım sektörüne zarar veren dolu, don vb afetlerin tarihini oluşturacak. Her iki kurumun verileri de yalnızca sigorta amaçlı değil, birçok başka analizler için de kullanılabilecek. TELEKOM DÜNYASI: Bu sistemlerin vatandaşa katkıları nelerdir? AHMET GENÇ: Vatandaşlar bu bilişim projeleri vasıtasıyla poliçe bilgilerini sorgulama imkanı buluyor. Bu da sahte poliçe vb risklerin ortadan kaldırılmasını sağlıyor. Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de yetkisiz kişilerin

58

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

AHMET GENÇ: Within the scope of Otokontrol project, citizens made average 100 thousand queries on monthly basis from August 2009. Until now a total of 5.5 million queries were made, and it means average 200 thousand each month. In this way, citizens become aware of the damages of vehicles that they want to buy. Providing misleading information about second-hand vehicles was a common problem in the past. But it is solved now. Reports on accidents resulting in material damage have been loaded to the system since 2008. Thus, it is possible to analyze all details such as how accidents were happened, what were the damages, and other information about vehicle such as city, vehicle type, etc. CITIZENS CAN MAKE QUERIES ON THEIR RETIREMENT TELEKOM DÜNYASI: Since every human being will be old one day, Pension Monitoring Center stands out as one of the most important projects… AHMET GENÇ: Pension Monitoring Center-PMC gathers information on individual annuity insurance. The collected data can be analyzed on the basis of both the participants and certain criteria such as the company, region, province, age, etc. Individual annuity insurance agents are tracked through this system. Citizens can query and follow their savings through this system. EARTHQUAKE HISTORY OF THE COUNTRY IS RECORDED IN THIS SYSTEM TELEKOM DÜNYASI: Especially after Van Earthquake and the recent floods, insurances in these areas are being considered carefully… AHMET GENÇ: Natural Disaster Insurance Institution IT Infrastructure makes it possible to prepare compulsory earthquake insurance policy online in real-time. Through this system, data can be obtained on the basis of insured, province, region, and earthquake risk zones, etc. Through Agricultural Insurance Pool IT Infrastructure, information on state-funded crop, greenhouse, and poultry insurance and animal life insurance can be analyzed on the basis of risk, product, insured, province, region, risk zones, animal etc. Over the years, even the earthquake history of our country will be able to written through DASK database. TARSIM database will form the history of natural disasters damaging the agricultural sector such as hail, frost etc. These data will be used not only for insurance sector, but also for different analysis. TELEKOM DÜNYASI: What are the contributions of these systems to citizens?


iş yaptığı görülebiliyor. Bu sistemler ayrıca, vatandaşın sigorta satın aldığı kişilerin doğru kişiler olup olmadığını kontrol imkanı da getiriyor. Örneğin, levhaya kayıtlı olmayan acentelik yapamaz. Levhaya kayıtlı acente listesi hem TOBB hem de müsteşarlık web sayfasından kontrol edilebilir. Vatandaşlar, yine bu sistemler ile hayat sigortası veya bireysel emeklilik birikimlerinin ne kadar olduğunu, kesintilerin ne kadar olduğunu sorguluyor. Ayrıca, hasar süreçlerinin izlenmesi ve kontrolü yoluyla geç hasar ödemelerinin önlenmesi imkânı da sağlanıyor. SİGORTA SAHTEKÂRLIKLARI ÖNLENİYOR TELEKOM DÜNYASI: Bu projelerin sigortacılık sektörüne katkıları nelerdir? AHMET GENÇ: Elde edilen ayrıntılı ve sektör bazlı verileri analiz ederek politika belirleme imkânı.- Çok geniş bir potansiyel müşteri bilgisini kullanabilme imkânı. Bazı sigortalarda tarife kontrolü yoluyla haksız rekabetin önlenmesi... Bu sistemler yoluyla sektöre olan tüketici güveninin artması. Sigorta sahtekârlıkları ve suiistimallerin bu sistemler vasıtasıyla azaltılması gibi çok sayıda katkısı bulunuyor.

AHMET GENÇ: Citizens can access policy information by means of these IT projects. Thus, fake policy risk is eliminated. As in every industry, unauthorized persons can do business in this sector. These systems bring the opportunity to check whether the right people prepare insurance policy. For example, it is not possible to act as an agency without being registered. List of the registered agents can be seen both from TOBB web page and the official website of the Undersecretariat of Treasury. Citizens are able to query their life insurance and individual annuity insurance in order to see their savings or deductions. In addition, through monitoring and control of the processes of damage, it is also possible to avoid from late payments. INSURANCE FRAUD IS PREVENTED TELEKOM DÜNYASI: What are the contributions of these projects to the insurance sector? AHMET GENÇ: Policy making based on the analysis of detailed and sector-based data; possibility to use a wide range of potential customer information; prevention of unfair competition through the control of insurance tariffs... Increasing consumer confidence in the sector through these systems. Reduction of insurance fraud and abuses…

DEVLETİN YILLIK 100 MİLYON TL’LİK KAYBI ÖNLENDİ

ANNUAL LOSS OF 100 MILLION TL WAS PREVENTED

TELEKOM DÜNYASI: Bu sistemlerin uygulanmasıyla bugüne kadar elde edilen sonuçlar nelerdir?

TELEKOM DÜNYASI: What are the results obtained so far as a result of the implementation of these systems?

AHMET GENÇ: Zorunlu trafik sigortasında kayıt dışılık, yanlış tarife uygulanması dahil tamamen önlendi. Bu suretle, yüzde 40 civarındaki kayıt dışılık nedeniyle kaybedilen prim, vergi ve fon geri kazanıldı. TRAMER tarafından 2003 yılı rakamları üzerinde yapılan çalışmada sektörün prim kaybının 400 milyon TL, kamunun vergi ve fon kaybının ise 48 milyon TL olduğu belirlenmiştir. Yeni sistem yürürlüğe konulmamış olsaydı, hesaplanan bu kayıplar örneğin 2010 yılında iki katına çıkacaktı.

AHMET GENÇ: Informality and wrong tariff application are completely prevented in compulsory traffic insurance. Thus, around 40 percent of premiums, taxes, and funds are recovered. According to the study of TRAMER on 2003 figures, there were 400 million TL premium losses as well as 48 million TL tax and fund loss in the public. If the new system had not been put into force, these losses would have doubled.

PROJELERİ BAŞKA ÜLKELER ÖRNEK ALIYOR

OTHER COUNTRIES TAKE THESE PROJECTS AS AN EXAMPLE

TELEKOM DÜNYASI: Sigortacılık alanında önümüzdeki dönemde uygulamaya konulacak projeler nelerdir?

TELEKOM DÜNYASI: What are the projects that will be launched in the field of insurance in the coming period?

AHMET GENÇ: Önümüzdeki dönemde ağırlıklı olarak hayat sigortaları, sağlık sigortaları ve aracı ve eksperlerle ilgili olarak henüz tamamlanmamış projelerin tamamlanmasına çalışılacak. Tamamlanmış projelerin ise daha da geliştirilmesine çaba gösterilecek. Tüm bu projeler ülkemiz adına hepsi ayrı ayrı birer değeri ifade ediyor. Nitekim bu projelerden bir kısmı ulusal ve uluslararası ödüllere layık görülmüş, bir kısmı da başka ülkeler tarafından örnek alındı.

AHMET GENÇ: In the coming period, studies will continue mainly on life insurance, health insurance and the agencies and experts. We will try to complete the projects that have not been completed yet. Besides, we will try to improve the completed projects. All of these projects make different contributions to our country. Indeed, some of these projects are deemed worthy of national and international awards and some of them are taken as sample in other countries.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

59


TD HABER

ERGÜN, BİLİŞİM VADİSİ’NE YATIRIMCI ÇEKMEK İÇİN ABD’Lİ ŞİRKETLERLE GÖRÜŞTÜ ERGÜN MET WITH COMPANIES IN USA IN ORDER TO BRING INVESTORS TO TÜRKİYE

B

cience, Industry and Technology Minister, Nihat Ergün met with giant companies in USA. Ergün visited Microsoft, Google and Apple in order to bring investor to Informatics Valley which will be established in Türkiye, and met with Turkish IT specialist in Silicon Valley. While Ergün met with Microsoft Executive (CEO), Steve Ballmer within the scope of USA visiting, stated that Microsoft will start to studies to establish R&D center in Türkiye and they will continue studies for improving of Skype in Türkiye.

Bakan Ergün, ABD temasları kapsamında ilk olarak Los Angeles’ta Kaliforniya Teknik Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi’ni ziyaret etti. Ergün, Kaliforniya Üniversitesi’nin tamamen teknolojik araştırmalar yaptığına dikkat çekerek, üniversitenin cep telefonu ile mikrobiyolojik tetkikler yapabilecek bir cihaz projesi üzerinde çalışıldığını anlattı.

Within the scope of the USA contacts, Minister Ergün visited California Technical University and California University in Los Angeles as a beginning. Ergün emphasized that completely technologic studies are carried out in California University and the university works on the device project which will make microbiological test by mobile phone.

Ergün, bu proje ile kırsalda çalışan doktorların, az gelişmiş ülkelerde, hastalıkların teşhisinde, kan tahlili ve kanser teşhisleri gibi konularda çok büyük mikroskoplar veya aygıtlar olmadan cep telefonuna takılan cihazla bu tanıların yapılabildiğini anlattı.

Ergün expressed that thanks to the project, doctors who work in rural or underdeveloped countries can get a diagnosis on cancer, blood test through this device which put into mobile phone without microscope and devices.

ÜNİVERSİTELERİN BULUŞLARI TİCARİLEŞMELİ Ergün, bu tür araştırmaların ticarileşmesi için öğretim görevlilerinin ya da doktora öğrencisinin şirket kurduklarını, o araştırmaya fon bulunduğunu ve o fonla şirketin birkaç yıl içinde o fikri geliştirdiğini, ticarileştirdiğini ve üretim

60

S

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ABD’ye giderek bilişimin dev şirketleriyle görüştü. Türkiye’de kurulacak Bilişim Vadisi’ne yatırımcı çekmek için Microsoft, Google ve Apple’ı ziyaret eden Ergün, Silikon Vadisi’ndeki Türk bilişimcilerle de buluştu. Ergün, ABD ziyareti kapsamında Microsoft Üst Yöneticisi (CEO) Steve Ballmer ile de görüşürken, Microsoft’un Türkiye’de Ar-Ge merkezi kurmak için çalışma başlatacağını Skype’nin geliştirilmesi çalışmalarının Türkiye’de devam edeceğini söyledi.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

INVENTION OF UNIVERSITIES SHOULD BE COMMERCIALIZED Ergün expressed that academicians or postgraduate students establish a company in order to commercialize these kinds of researches, find a fund for the research and by this fund the company improve and commercialize the idea and


safhasına geçirdiğini belirtti. Ergün, Türkiye›de bu kültürün üniversitelerde yeni yeni geliştiğini kaydederken, “Bizim, bu üniversitelerle Türkiye›deki birtakım üniversiteleri yan yana getirmemiz, işbirliği yaptırmamız lazım” dedi.2010 yılında Teknopark yasasını değiştirdiklerini belirten Ergün, artık üniversite öğretim üyelerinin şirket kurabildiklerini, ayrıca buradan kazandığı parayı döner sermayeye de vermeyip, kendi çalışmaları için harcayabilecek zemini oluşturduklarını kaydetti. Ergün, Santez Projesi ile de teknolojik fikri olan kişileri üniversitelerle buluşturduklarını belirterek, “Bu proje ile öğretim üyeleri ve doktora öğrencileri 3,5 yıla kadar araştırma harcamalarının yüzde 75›ini devlet desteği ile yaparak çalışmalarını sürdürüyor. Şu an bu konuda 500 civarında proje devam ediyor” dedi.

carry the research to production stage. Ergün stated that this culture is developed in Türkiye newly and said: "We have to bring these universities together with some universities of Türkiye and have these universities make collaboration." Ergün expressed that they changed techno park law in 2010 and academicians can establish a company, moreover there is opportunity academicians to use income, gained by the company, for their studies without giving revolving funds. Ergün indicated that they brought people who have technologic idea, together with universities by the project of Santez and said: "By the project, academicians and postgraduate students carry out their studies by providing 75 percent research expense from the government, up to 3,5 years. Today, approximately 500 projects is continued by the support”

BİLİME İLGİYİ KÜÇÜK YAŞTA ARTIRACAĞIZ Bakan Ergün, San Francisco’daki Exploratorium Bilim Merkezi’ni de ziyaret ederken, bugün hala Türkiye’de çocukların derli toplu bilim merkezi görme şansına sahip olmadığını dile getirerek, hızlı bir şekilde Türkiye’nin 81 ilinde bilim merkezlerinin kurulmasını sağlayacaklarını, 3-4 yıl içinde büyükşehirlerde, 10 yıl içinde de Türkiye’nin bütün şehirlerinde bilim Merkezleri’nin ortaya çıkacağını

WE INCREASE INTEREST OF CHILD TO SCIENCE Minister Ergün also visited Exploratorium Science Center in San Francisco and stated that today children haven’t a chance to see well-coordinated science center in Türkiye yet, they will provide to establish science center in 81 cities of Türkiye in a short period, in 3-4 years science centers will be

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

61


TD HABER

anlattı. Bir ülkede daha çocuk yaşta insanların bilime olan ilgilerini artırınca o ülkedeki teknolojik gelişmelerin de art arda geldiğini dile getiren Ergün, teknoloji firmalarını bu bilim merkezleri için entegre çalışan, bunları destekleyen hale getireceklerini ifade etti. Ergün, teknoloji firmalarının bu bilim merkezlerinin bazı bölümlerini doğrudan doğruya finanse edeceklerini söyledi. Ergün, bilim merkezlerindeki çocukların hepsi gelecekte teknoloji firmalarının teknoloji geliştirmede altyapısını oluşturacaklarını belirterek, “Intel’in CEO’su Paul Otellini 16 yaşında San Francisco’daki bilim merkezinde çalışmış. Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey de bu merkezin yönetiminde” dedi. BİLİM MERKEZİNİ DESTEKLEYENE VERGİ KOLAYLIĞI Ergün, sanayicilerin, kaynaklarının bir kısmını Ar-Ge’ye ayırdıklarında hükümet olarak teşvikler verdiklerini dile getirerek, “Ar-Ge harcamalarını vergiden muaf tutuyoruz. Sanayiciler için, bilim merkezlerine yaptıkları her katkıyı da vergiden düşebilecekleri destek modelleri geliştireceğiz. Gelsin, bir bilim merkezinin diyelim ki 5 milyon lira tutuyorsa, içindeki cihazların yapımı, 5 milyon liralık oraya destek versin, onu da masrafına yazsın vergisinden düşsün. Bunların ülkeye kazandıracakları o düştüğümüz vergilerden çok daha fazla olur” dedi. Ergün’ün verdiği bilgilere göre, ABD genelinde 380, Avrupa’da 250, Çin’de 300 bilim merkezi bulunuyor.

completed in metropolitan and in 10 years, science centers will be completed in whole cities of Türkiye. Ergün emphasized that when increase interest of children to science in a country, there will be technologic developments in the country consecutively and they will made technology companies to work integrated for these science centers and support them. Ergün emphasized that technology companies will finance some departments of these science centers directly. Ergün expressed that all of children in science center will create technology development infrastructure of technology companies in the future and said: “CEO of Intel, Paul Otellini studied at science center in San Francisco when he was 16 years old. Founder of Twitter, Jack Dorsey is at the management of the science center.” TAX PROMOTION TO SUPPORTER OF SCIENCE CENTER Ergün pointed out when industrialist allocated a part of their revenue to R&D, as a government, they give promotion to them and said: “We excuse R&D expense from tax. We will develop support model which will provide industrialist will deduct each support to R&D from the tax. Supposing that expense of devices in a science center is 5 million TRY, if the industrialist meet the expense, the industrialist can deduct the expense from the tax. Profit of these science centers will be more than amount which was deducted from the tax." According to information given by Ergün, there are approximately 380 science center in USA, 250 in Europe and 300 in China.

APPLE AR-GE YAPARAK KAZANDI APPLE WINS BY MAKING R&D Ergün, Silikon Vadisi’ndeki Türk girişimciler ile görüşürken, burada Google ve Apple şirketlerini ziyaret etti. Apple’ın Yazılım Teknolojilerinden sorumlu Başkan Yardımcısı Bud Tribble ile görüşen Bakan Ergün, Apple’ın çok sabırlı bir süreçten sonra 2008 krizini fırsata dönüştüren ender firmalardan biri olduğunu dile getirerek, Apple’ın 2008 yılına kadar sadece iki ürünü olduğunu kaydetti. Bu ürünlerin iMac ve iPod olduğunu anımsatan Ergün, Apple’ın bu iki ürünle yola devam ettiğini, ancak iMac’ın pazarının küçüldüğünü, iPad’la yürüdüğünü söyledi. 2008 yılında dünyada yaşanan ekonomik krizle birlikte Apple’ın tamamen tasarıma ve Ar-Ge’ye yöneldiğine işaret eden Ergün, “Apple bir anda iPhone’u çıkardı ve 100 milyonlarca insana iPhone sattı. Çok farklı bir adım atarak bunu gerçekleştirdiler. Sonra ikinci bir adım olarak 2010 yılında iPad’i piyasaya sundular. Bir firmanın iki üç yıl içinde Ar-Ge ve sabırla yürüttüğü çalışmanın sonucu görüldü. Burada ArGe’nin ve tasarımın önemi bir kez daha görülüyor” diye konuştu.

Ergün met with Turkish entrepreneur in Silicon Valley and visited Google and Apple. Minister Ergün also met with Vice President of Apple Responsible for Software Technologies, Bud Tribble and stated that Apple is one of a few companies which transform 2008 crisis to opportunity after patient process and Apple had only two products until 2008. Ergün reminded that these products were iMac and iPod and Apple proceed on their way with these two products but the market of iMac shrunk and they moved with iPod. Ergün expressed that with economic crisis in the world at 2008, Apple started to focus on design and R&D completely and said: "Apple launched iPhone in a while and sold iPhone to hundreds of millions people. They materialized that by taking a different step. Then as second step, they put iPad into market at 2010. Result of studies which have been carried out by the company with R&D and patient, were seen. Importance of R&D and design is proved by this example.” PILOT APPLICATION OF FATIH AT FEBRUARY

FATİH’TE PİLOT UYGULAMA ŞUBAT’TA Ergün, Apple’ın FATİH projesine katılım konusuyla yakından ilgilendiğini belirtirken, “Bizim gördüğümüz onlar

62

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Ergün stated that he get involved about Apple to participate to FATIH Project, personally and said: “According to us, they want to a part of the project by their iPad. Vice Presi-


iPad ile bu projeye girmek istiyorlar. Başkan yardımcısı kendi kızından örnek verdi, ‘Benim 17 yaşında bir kızım var, neredeyse 20 kilogram kitap taşıyor’ dedi. Gelecekte hiçbir çocuğun kitap taşımaması gerek. O yüzden bu projeyi çok takdir ettiler. Bu proje Türkiye’de eğitim sistemini, öğretmenleri, öğrencileri komple dönüştürecek, çok farklı gelişmelere yol açacak bir proje. Dersler, ders materyalleri, sunuş biçimleri tamamen yazılımlara bağlı olacak. Onlar da bunun farkındalar” dedi. Ergün, Apple bu projenin içerisinde yer almak istiyorsa Türkiye’nin beklentisi olan, Ar-Ge veya üretimin Türkiye’de yapılması konusunu görmesi gerektiğini söyledi. FATİH Projesi için pilot uygulamaya yönelik 10 bin adet tablet ihalesine çıkıldığını kaydeden, “Şubat ayında pilot uygulama başlayacak hem akıllı tahtada hem de tablet için. Şu anda pilot uygulamada öğretmenler eğitiliyor. Şimdiki fiyatlara bakarsak, Apple’ın fiyatları FATİH projesinde kullanılmaya çok müsait olmaz” dedi. TÜRKİYE’YEDE AR-GE MERKEZİ Ergün, ABD ziyareti kapsamında Microsoft Üst Yöneticisi (CEO) Steve Ballmer ile görüştü. Ballmer’e bazı operasyonların Türkiye’de yapabilme fırsatları olduğunu göstermeye çalıştıklarını belirterek, “O da bunun farkında olduğunu, bununla ilgili bazı çalışmalar yapabileceklerini bize ifade etti. Öncelikle üniversitelerle işbirliğini konusu gündeme geldi. Zaten Koç üniversitesiyle bir araştırma grubu çalışmalarını sürdürüyor. Steve Ballmer çok daha daha fazla üniversiteyle araştırma çalışmalarını yapabileceklerini, bunun için bir çalışma yürüteceğini ifade etti. Bu iyi bir gelişme. Bu hem Microsoft hem de üniversiteler için önemli” dedi. Ergün, Türkiye’nin gerek potansiyeli gerekse verdiği teşviklerle önemli bir Ar-Ge merkezi haline geldiğini belirterek, “Bunu Ballmer’a da anlattık. Kendilerinden Türkiye’ye yatırım yapmalarını istedik. İsrail ve Hindistan’da kurulan Ar-Ge merkezlerini Türkiye’ye de kurmalarını istedik. Kendisi de bunun araştırılması için Türkiye’ye bir heyet göndereceğini ve konuyu inceleyeceğini belirtti” dedi.

dent gave his daughter as an example. He said: “I have 17 years old daughter. She carries approximately 20 kg books.” Any child shouldn’t carry book in the future. For this reason, they appreciated the project. The project is a quite change project which transforms education system, teachers and students completely in Türkiye and will lead many of developments. Lessons, course materials and presentation format will be based on software. They are also aware of these developments." Ergün emphasized that if Apple want to be a part of the project, they have to realize expectation of Türkiye that manufacturing and R&D should be made in Türkiye. Ergün stated that a tender for 10 thousand unit computers was initiated intended for pilot application of FATİH Project and said: “Pilot application will star February with both of smart board and tablets. Now, teachers are trained by pilot application. If we take price of today consideration, price of Apple is not convenient for FATİH Project.” R&D CENTER IN TURKIYE Within the scope of USA visiting, Ergün also met with Microsoft Executive (CEO) Steve Ballmer. Ergün expressed that they tried to show Microsoft has opportunities to carry out their some operations in Türkiye, to Ballmer and said: "He expressed that he was aware of these opportunities and they can make some studies about the issue. First of all, to make collaboration with universities became the main topic of conversation. They have already been carrying out a study with research group in Koç University. Steve Ballmer stated that they can make researches studies with many of universities and he will carry out a study for the issue. This is a great progress. This is important for both Microsoft and universities." Ergün emphasized that Türkiye became an important R&D center with both its potential and donations and said: "We told that to Ballmer. We want them to make investment in Türkiye. We want them to establish R&D center which are in India and Israel, in also Türkiye. He told that he will send commission to Türkiye in order to research the issue and analyze.”

SKYPE TÜRKİYE’DE GELİŞTİRİLECEK SKYPE WILL IMPROVE IN TURKIYE Ballmer’e Bilişim vadisini teşvikleri anlattıklarını belirten Ergün, “O, özellikle Avrupa’da geliştirilen Skype’ın bir unsurunun Türkiye’de olması düşüncesini ifade etti. Skype şu anda Kuzey Avrupa ülkelerinde, orada nüfus çoğunluğu olmadığı için arzu edilen sayıda yazılımcı, teknik eleman bulma sorunu olabiliyor. Microsoft, Skype’nin Türkiye’de geliştirilmesi için bir çalışma başlatacak. Bulut bilişimin yaygınlaşmasına paralel olarak çok ciddi bir hardware(donanım) ihtiyacı ortaya çıkacağı öngörülüyor. Yani değişik şeyler sunucular belli noktalarda toplanacağı için bölgesel üretim merkezi olması gerektiğini onlarda görmüşler. Mesela bulut bilişimin gelişmesine bağlı olarak Türkiye de hardware üretiminin gündeme gelmesi mümkün olacak. Microsoft buna çok önem veriyor. Microsoft ‘hayatımızı bunun için ortaya koyduk’ dedi. Onun gelişmesine bağlı olarak hardware konusunda da bir adım atılacak” diye konuştu.

Ergün expressed that they told Informatics Valley donations to Ballmer and said: "He stated that especially a part of Skype which was developed in Europe, to be in Türkiye. Now, Skype is improved in North Europe countries but to find required software developer and technical could be difficult. Microsoft will start a study Skype to be improved in Türkiye. It is expected that there will be significant hardware need in parallel with extending of cloud computing. So they also realize that there will be regional production center because of different serves will be collected in certain locations. For example, manufacturing hardware in Türkiye will come to the fore depending on improving of cloud computing. Microsoft gives great importance the issue. Microsoft said “we set our life on for that”. Steps will be taken depending on improving cloud computing.”

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

63


TD HABER

TESİD 2011 YENİLİKÇİLİK YARATICILIK ÖDÜLLERİ DAĞITILDI TESID 2011 INNOVATIVENESS AND CREATIVITY AWARDS WERE GIVEN

T

ürk Elektronik Sanayileri Derneği (TESİD) tarafından bu yıl onuncusu düzenlenen “TESİD Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri”, Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın video konferans katılımıyla gerçekleştirilen ödül töreninde konuşan TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay, “Elektronik sektörünün diğer tüm sektörleri geliştiren, verimlilik artışını sağlayan lokomotif bir sanayi olduğunu ve 2010 yılında sektörün 11 Milyar Dolar üretim, 6 Milyar Dolar dışsatım gerçekleştirdiğini ve cirosunun %2’sini Ar-Ge’ye harcadığını söyledi. Altay, “Ülkemizde son beş yılda, Ar-Ge alanında kararlılıkla uygulanan teşvik sisteminin başarısını, Ar-Ge faaliyetlerindeki artış ve neticesinde ortaya çıkan yeni ürünlerde görüyoruz. İstikrarlı ve sürdürülebilir yaygın ArGe çalışmalarıyla yeni ürünlerin pazara sunulması için kamu ve özel sektör alımlarında, yerli tasarım ve üretime öncelik verilmesi son derece kritik bir öneme sahip. Bunun sonucunda, orta vadede, Türk teknoloji firmalarının, yerli pazar referansı ile yurt dışındaki rekabet güçlerini artıracakları muhakkak.” dedi. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının bir önceki yıla göre % 14,6 artarak 9.3Milyar TL olarak gerçekleştiğini belirten Altay, teknoloji yoğun bir yapısı olan elektronik sektöründe rekabeti sürdürebilmenin, inovatif Ar-Ge’den geçtiğinin altını çizdi. 2010’DA AR-GE’YE 225 MİLYON DOLAR 2010 yılında sektörün Ar-Ge’ye 225 Milyon Dolar harcadığına değinen Altay, cironun %2’sini oluşturan bu

64

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

T

ESID Innovativeness and Creativity Awards” which was organized by Turkish Electronic Industrialist Foundation for the 10th time, were given to owners at the ceremony in Kadir Has University. TESID Chairman of the Board C. Müjdat Altay has made a speech at the meeting which held with video conference participation of Transport, Maritime and Communication Minister Binali Yıldırım, Altay stated that Electronic sector is a locomotive sector which improving all of other sectors and provide effectiveness, recorded 11 billion dollars manufacturing turnover, 6 billion dollars export turnover and spent %2 percent of its turnover to R&D in 2010. Altay said: “We see success of incentive system which has been applied for last five years in our country in the field of R&D pertinacious, an increase of R&D activities and products which were developed as a result of R&D activities. Giving priority to domestic design and manufacturing have critical importance on public and private sector acquisition in order to put new product into market by consistently and sustainable R&D activities. As a result, Turkish technology companies will increase competition powers in foreign markets by their domestic market reference.” Altay expressed that Gross Domestic Product R&D spending occurred 9,3 billion TRY by increasing %14,6 compared previous year and continuing competition depends on innovative R&D in electronic sector which has technologyintense structure. 225 MILLION DOLLARS TO R&D IN 2010 Altay mentioned that the sector spent 225 million dollars to R&D in 2010 and although the number is %2 of turnover, at so


rakamın ülke ortalamasının bir hayli üstünde olmasına rağmen yine de yeterli olmadığının ve her geçen gün daha fazla Ar-Ge çalışması yapılmasının gerekliliğinin altını çizdi. Altay, elektronik sektörünün diğer tüm sektörleri geliştiren, verimlilik artışını sağlayan lokomotif bir sanayi olduğunu ve 2010 yılında sektörün 11 Milyar Dolar üretim ve 6 Milyar Dolar dışsatım gerçekleştirdiğini söyledi. Ana sponsorluğunu Türk Telekom’un üstlendiği “TESİD 2011 Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri”nin destekleyicileri ise Aselsan, Netaş, Turkcell, TAİ ve TTGV. TESİD 2011 YENİLİKÇİLİK YARATICILIK ÖDÜLLERİ Türk Telekom Jüri Özel Ödülü: • Arçelik / all – in - one KOBİ Dalında • KOBİ Dalında Yenilikçi Ürün Ödülü • Elimko / E-PR-100 Kağıtsız Proses Kayıt Cihazı • KOBİ dalında Ürün Geliştirme Süreci Ödülü • Ayyazılım / Bütünleşik Sürücü Konsolu ve Araç Bilgisayarı • KOBİ dalında Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi Ödülü • Canovate / Data Center in Row Cooling / Free Cooling System Büyük Firma Dalında • Büyük Firma Dalında Yaratıcı Fikir Ödülü • Turkcell / Çiftçi Bilgi Sistemi • Büyük Firma Dalında Yenilikçi Ürün Ödülü • Aselsan / Gözcü – Elde Taşınabilir Entegre Elektrooptik Sensör Sistemi • Büyük Firma Dalında Ürün Geliştirme Süreci Ödülü • Vodafone Teknoloji / Lokasyon Bazlı Çözümler

high than country average, is not enough and he also emphasized that more R&D activities have to be made with each passing day. Altay stated that Electronic sector is a locomotive sector which improving all of other sectors and provide effectiveness, recorded 11 billion dollars manufacturing turnover, 6 billion dollars export turnover. The main sponsor of “TESİD 2011 Innovativeness and Creativity Awards” was Türk Telekom and its supporters were Aselsan, Netaş, Turkcell, TAİ ve TTGV. TESID 2011 INNOVATIVENESS CREATIVITY AWARDS Türk Telekom Special Jury Award • Arçelik / all – in - one In SME category Innovative Product Award in SME Category • Elimko / E-PR-100 Paperless Process Record Device • Product Development Process Award in SME Category • Ayyazılım / Integrated Driver Console and Vehicle Computer • Commercialization of Innovativeness Award in SME Category • Canovate / Data Center in Row Cooling / Free Cooling System In Large Company Category • Innovative Idea Award in Large Company Category • Turkcell / Farmer Information system • Innovative Product Award in Large Company Category "Aselsan / Gözcü" Partable Integrated Electrooptic Sensor System • Product Development Process Award in Large Company Category • Vodafone Teknoloji / Location Based Solutions

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

65


TD HABER

ERICSSON’DAN ANKARA’YA OFİS OFFICE IN ANKARA BY ERICSSON

E

66

O

ricsson’un Ankara Ofisi, törenle açıldı. Açılışa katılan Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, Ericsson firmasının önümüzdeki günlerde İzmir’de iki yeni test merkezini açacağını belirtirken, “Ericsson’un daha yapacak çok işi var” dedi. Ericsson Türkiye Genel Müdürü Özgür Tohumcu da yeni ofiste yönetim sistemi konusundaki özgün yazılım geliştirme faaliyetlerini de yapmayı planladıklarını belirterek, “Ericsson, her geçen gün Türkiye’deki yapılanmasını yaygınlaştırıyor ve derinleştiriyor” dedi.

ffice of Ericsson was opened by the ceremony in Ankara. Chair man of Infor mation and Communication Technologies Authority (ICTA) Tayfun Acarer stated that the company of Ericsson will open two new test centers in Izmir in following days and said: “There are many of studies which will be done by Ericsson”. Ericsson Türkiye General Manager Özgür Tohumcu expressed that they plan to make unique software developing studies on management system and said: "Ericsson extend and deepen its structuring in Türkiye day by day."

Ericsson’un Ankara Ofisi, Bilkent’teki Cyber Plaza’da açıldı. Ofisin açılışında konuşan Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, Ericsson firmasının önümüzdeki günlerde İzmir’de iki yeni test merkezini açacağını belirterek, sadece büyük şehirlerde değil küçük yerleşim yerlerinde de bu tür hizmetlerin yaygınlaşacağını düşündüğünü söyledi. Sektöre ilişkin altyapı yatırımlarının önümüzdeki dönemde devam edeceğini anlatan Acarer, “Ericsson’un daha yapacağı çok iş var” dedi. Eğitim konusunu da çok önemsediklerini kaydeden Acarer, eğitime yönelik makro projeler kapsamında önümüzdeki Şubat ayında komşu ülkelerden davet edilen mühendislerin eğitimine başlanacağını bildirdi. Eğitim verilecek mühendisleri daha sonra Ericsson ailesine katmak istediklerini dile getiren Acarer, “Çünkü Türkiye’ye yakışan budur. Pek çok ülke, bu konularda Türkiye’nin gözünün içine bakıyor” dedi.

New office of Ericsson was opened at Cyber Plaza in Bilkent. Chairman of Information and Communication Technologies Authority (ICTA) Tayfun Acarer has made a speech at the opening and stated that the company of Ericsson will open two new test center in İzmir in following days and he thinks that this kind of services will extend in not only big cities but also small cities. Acarer explained that infrastructure investments in the sector will continue in following days and said: "There are many of studies which will be done by Ericsson”. Acarer emphasized that they consider education important and within the scope of macro projects on education, training of engineers who was invited by neighboring countries, will be started in coming February. Acarer indicated that engineers, who will be trained, want to join Ericsson family and said: Because, it is becoming to Türkiye. Many of countries want to be like Türkiye."

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


YAPILANMAMIZ YAYGINLAŞIYOR Ericsson Türkiye Genel Müdürü Özgür Tohumcu da Ankara ofisinin sadece taşındıkları yeni bir yer olmadığını ifade ederek, “Ankara’da büyüyen organizasyonumuzu üniversitelerle olan işbirliğimizi, aynı zamanda ArGe’ye yaptığımız yatırımları da simgeleyen yeni bir lokasyon” dedi. Yeni ofisin sadece kendi çalışanları için tasarladıkları bir yer olmadığını anlatan Tohumcu, aynı zamanda müşterileri ve iş ortakları ile kullanmayı hayal ettiklerini belirtti. Ofiste operasyon yönetim sistemi konusundaki özgün yazılım geliştirme faaliyetlerini de yapmayı planladıklarını bildiren Tohumcu, “Ericsson, her geçen gün Türkiye’deki yapılanmasını yaygınlaştırıyor ve derinleştiriyor” dedi. Firmanın Türkiye’ye yaptığı yatırım ve istihdam çalışmalarının ekonomiye büyük katkı sağladığını, sahip oldukları işgücünün büyük bir kısmının Orta Asya, Kuzey Afrika, Afrika ve Ortadoğu’daki projelerde çalıştığını kaydeden Tohumcu, “Benim beklentim, 2012 sonunda Ericsson Türkiye çalışanlarının neredeyse yarısının bölgedeki projelerde çalışan ve bu projelerde görev alan pozisyonlarda olacağıdır” dedi. Pazardaki konumları hakkında da bilgi veren Tohumcu, “2011 sonu itibariyle, Telekom ve operatörlerin ihtiyacı olan bilişim hizmetleri pazarında lider konumundayız. 2012’de de bu konumumuzu korumayı planlıyoruz” diye konuştu. Tohumcu, Ar-Ge çalışmalarına ilişkin olarak Ericsson’un faturalandırma, haberleşme, mesajlaşma gibi platformların geliştirmeleri üzerine çalıştığını söyledi.

OUR RESTRUCTURING BECOME WIDESPREAD Ericsson Türkiye General manager Özgür Tohumcu stated that Ankara office is not only new office where they moved and said: "It is a new location which symbolizes our collaboration with universities, our investments on R&D and our growing organization in Ankara." Tohumcu explained that the new office is not only a place which was designed only for their employees and they image to use new office with their partners and customers. Tohumcu also emphasized that they plan to make unique software developing studies on management system and said: "Ericsson extend and deepen its structuring in Türkiye day by day." Tohumcu expressed that investment and employment studies of the company in Türkiye have great contribution to economy and a big part of their labor work on projects in Central Asia, North Africa, Africa and Middle East and said: “My expectation is approximately half of Ericsson’ employees to work on projects in region and to take a part in positions in these projects at the end of the 2012.” Tohumcu gave information about their position in the market and said: As of the end of 2011, we are at leader position in information services market which is need of telecom and operators. We plan to keep this position in 2012.” Tohumcu pointed out Ericsson works to develop platforms such as billing, communication, messaging related R&D studies.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

67


TD HABER

TURKCELL SUPERONLINE OPERATÖRLERİN OPERATÖRÜ OLACAK TURKCELL SUPERONLINE AIMING TO BE OPERATOR OF OPERATORS

T

urkcell Superonline, 2011 yılı değerlendirmesinde başarı grafiğini gözler önüne serdi. 2008 yılından bu yana 1,2 milyar TL’lik yatırımla 1 milyon haneyi ışık hızında fiber internetle buluşturan Turkcell Superonline, 2011’i %35 büyüme ile bitirmeyi hedefliyor. Turkcell Superonline, 2009’dan bu yana istikrarlı gelir artışıyla AVFÖK marjını da her yıl katlayarak artırdı. Turkcell Superonline, İpek Yolu’nu Fiber Yolu’na dönüştürme vizyonunu, gerek Türkiye yatırımları gerekse de Ortadoğu ve Avrupa’daki işbirlikleriyle gerçeğe dönüştürüyor. Asya, Ortadoğu ve Avrupa arasında 2 milyar insanı birbirine bağlayan çok uluslu RCN projesinde veri ‘vana’sı 2012’nin ilk çeyreğinde açılıyor.

Turkcell Superonline makes its vision of transforming Silk Road to Fiber Road, reliability by both its investment in Türkiye and collaboration in Middle East and Europe. Data "valve" will be opened in the first quarter of 2012 by the multinational project of TCN which will connect 2 billion people each other between Asia, Middle East and Europe.

Toplantıda konuşan Turkcell Superonline Genel Müdürü Murat Erkan, 2008’den bu yana gerçekleştirdikleri yatırımın büyüklüğüne dikkat çekerek, 2012’de de yatırıma hız kesmeden devam edeceklerini vurguladı.

Turkcell Superonline General Manager Murat Erkan has made a speech at the meeting and emphasized volume of investments which have been made by Superonline since 2008 and expressed that they will continue to make investment in 2012 without pausing.

YENİLİKÇİ VE CESUR 2011 yılının 3. çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre gelirlerini %36,2 artırdıklarını ve 2011 yılını %35 büyüme ile kapatmayı hedeflediklerini açıklayan Turkcell Superonline Genel Müdürü Murat Erkan şunları söyledi: ‘‘2009 yılından bu yana, faiz, vergi ve amortisman öncesi kârımız (AVFÖK) sürekli pozitif değerlerde

68

T

urkcell Superonline reveal success rate at 2011 evaluation. Turkcell Superonline met 1 million household with fiber internet at speed of light by 1,2 billion investment since 2008, aimed to finish 2011 with %35 growth. Turkcell Superonline has increased its EBIDTA margin by folding with consistent income growth.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

INNOVATIVE AND BRAVE Turkcell Superonline General Manager Murat Erkan stated that they increased their income in 3rd quarter of 2011 by %36,2 compared to the same period of previous year and they aimed to finish 2011 with growth of %35. Erkan said: “From 2009 to today, our Earnings Before Interest, Taxes, Depreciation and Amortization


ve AVFÖK marjı her yıl katlanarak artıyor. Gelirlerimizdeki istikrarlı artış, doğal olarak büyümemizin de önünü açıyor. Turkcell grup dışı gelirlerimizi önemli ölçüde artırıyoruz. 2011 3. çeyrek itibarıyla gelirlerimizin %60’ı Turkcell grup dışındaki müşterilerimizden geldi. Turkcell grubunun gücünü fiberin hızıyla birleştirdik, şimdi yenilikçi ve cesur olmanın karşılığını alıyoruz. 2008’den bu yana yaptığımız 1,2 milyar TL’lik yatırım sayesinde Türkiye’de ışık hızında fiber interneti 1 milyon hanenin kapısına götürdük, 260 bin aktif aboneye ulaştık. 2012 yılında da yatırımlarımızı aynı hızla sürdürerek istikrarlı büyümemiz ve müşteri memnuniyetimizle dünyanın parmakla gösterilen operatörlerinden biri olmaya devam edeceğiz.”

and customer satisfaction.”

Turkcell Superonline’ın fiber omurgasının 75 ilde, 30 bin km’ye yaklaştığını söyleyen Erkan sözlerine şöyle devam etti: “Fiber yatırımlarımıza başladığımız günden bu yana ‘İpek Yolu’nu Fiber Yolu’na dönüştüreceğimizi söyledik. Bugün artık bu resmi tamamlamanın gururunu yaşıyoruz. Dünya çapında 60’ın üzerinde operatörle ses ve veri hizmetlerinde işbirliği yaparak operatörlerin trafiğini taşıyan operatör haline geldik. Avrupa’nın internet üssü olan Frankfurt, Londra, Amsterdam ve Sofya’ya fiberle direk erişim anlaşmaları yaparak “vizesiz internet” dönemini başlattık. Böylece Turkcell Superonline müşterileri internet içeriğinin üçte birine çok daha hızlı ve kaliteli bir şekilde ulaşıyorlar.”

Erkan stated that fiber spine of Turkcell Superonline is nearly 30 thousand kilometer in 75 cities, and continued his speech as follows: We said that we will transformed “Silk Road” to Fiber Road for we started our fiber investments. Today, we are proud of completing this picture. We became an operator which carries traffic of operators by making collaboration with more than 60 operators across the world on voice and data. We started to period of “visa-free internet” by making collaborations on access to Frankfurt, London, Amsterdam and Sofia which are internet base of Europe, directly. By this way, customers of Turkcell Superonline reach one third of internet content faster.”

RCN PROJESİNDE “VANA” AÇILIYOR Öncelikli hedeflerinin İstanbul’u dünyanın internet üslerinden biri haline getirmek olduğunu belirten Murat Erkan, ‘Ortadoğu’nun kesintisiz en uzun karasal fiber internet altyapısı RCN’de (Regional Cable Network) vanayı 2012’nin ilk çeyreğinde açacağız. Doğuyu batıya bağlayan ve yedekli sistemi sayesinde bölgede

(EBIDTA) has been at positive value and our EBIDTA margin is increasing by folding. Out consistent income growth pave the way for growing. We increase our income, was gained except Turkcell Group. As of 3rd quarter of 2011 %60 of our income was gained by our customers who are nongroup of Turkcell. We united power of Turkcell Group with fiber; we get in return for being innovative and brave. Thanks to investment of 1,2 billion TL which was made from 2008 to today, we bring fiber internet at the speed of light, to 1 million household, we reached 260 million active subscriber. We will continue to be one of the leading operator in the world by continuing our investment, our consistent growth

“VALVE” IS OPENED ON RCN PROJECT Murat Erkan expressed that their priority target is making Istanbul one of the internet base of the world, and said: “We will open valve at RCN Project (Regional Cable Network) which is the longest uninterrupted terrestrial fiber internet infrastructure of Middle East, in the first quarter of 2012. We want to make İstanbul and

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

69


TD HABER

hızlı ve kesintisiz internet erişimini sağlayacak RCN’e ve Türkiye’ye yaptığımız fiber yatırımlarıyla ülkemizi ve İstanbul’u dünyadaki altyapı ağının en önemli kilit noktalarından biri haline getirmek istiyoruz. 2012’de bölgede yeni işbirliklerimizi de duyuracağız.”

Türkiye one of the most important key point of infrastructure network of the world, by our fiber investments to Türkiye and RCN which will connect east to west and will provide the fastest and uninterrupted internet in the region thanks to its back-up system. We will also announce our new collaborations in the region.”

BULUT BİLİŞİMDE EN BÜYÜK GÜÇ THE BIGGEST POWER ON CLOUD COMPUTING Kurumsal müşterilerine yönelik çalışmaları hakkında da bilgiler veren Murat Erkan: ‘Turkcell grup sinerjisi ile kurumsal müşterilerimizi ‘bulut’a taşıyoruz. Bulut’un olmazsa olmazı, hem sabitte hem de mobilde kaliteli bir genişbant altyapısıdır. Sabit ve mobil genişbantta güçlü ve kaliteli bir altyapı kurulmadan bulut servisleri vermek mümkün değil. Turkcell grup olarak sabitte fiber ve mobilde 3G ile çok önemli bir yetkinliğe ve güce sahibiz. Bu yetkinliğimizi veri merkezi ve bilgi teknolojileri yetenekleri ile de pekiştirerek ikili değil, üçlü oyunu sunuyor, kurumsal müşterilerimizin altyapı ihtiyaçlarının yanında IT ve teknoloji gereksinimlerine de cevap veriyoruz.’ dedi. SABİT HATLARDA TAŞINAN 10 NUMARADAN 8’İ Hem fiber internetin hem de sabit hatlarda numara taşımanın lideri olduklarını belirten Turkcell Superonline Genel Müdürü Erkan, “Sabit hatlarda taşınan 10 numaradan 8’ini Turkcell Superonline’a taşıdık. Artık Türkiye’de yüz binler, ışık hızında fiber internetin farkını çok iyi biliyor. Fiber müşterilerimizin yarısı yeni nesil telefon hizmetleri için de Turkcell Superonline’ı seçti ve böylece ses hizmeti verdiğimiz müşteri sayımız 120 bine ulaştı.” diye konuştu.

Murat Erkan has given information intended for their corporate customers and said: “We carry our corporate customers to “cloud” by synergy of Turkcell Group. A must of Cloud is quality broadband infrastructure on both of fixed and mobile. To give cloud service is impossible without set up strong and quality infrastructure on both of fixed and mobile. As Turkcell Group, we have important perfection and power with fiber on fixed and 3G on mobile. We offer triple-play by combining these perfections with data center and information technologies and we meet BIT and technology needs of our corporate customers as well as their infrastructure needs.” 8 OF 10 CARRIED NUMBER ON FIXED LINE Turkcell Superonline General Manager Erkan stated that they are the number portability leader on both of fixed and fiber internet and said: “We carried 8 of 10 carried numbers on fixed line, to Turkcell Superonline. Today, hundreds of thousands know difference of fiber internet at the speed of light in Türkiye. Half of our fiber customers chose Superonline for new generation phone service and by this way, the number of our customers reached 120 thousand who take voice service from us.”

2023 VİZYONUNUNA DESTEK SUPPORT TO 2023 VISION Fiber yayılım stratejilerini Türkiye’nin 2023 vizyonuna paralel olarak belirlediklerini vurgulayan Erkan,. “Turkcell Superonline’nın fiber yatırımlarının Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasına bir adım daha yaklaştırdığına inanıyoruz. Şimdiden 1 milyon haneye 1000 Mbps hızında fiber internet götürdük. Bu vizyona katkı sağlamaya devam edeceğiz. İlerleyen dönemde şehirlerin dijital dönüşümü çok daha önemli olacak. Artık genişbant altyapısı; elektrik, su ve ısınma altyapılarından sonra dördüncü temel altyapı olarak konumlandırılıyor. Türkiye’de Dijital Şehirler konseptinin öncülüğünü üstlendik. Şimdiye kadar Türkiye genelinde 10 ilimizi ‘fiber şehirler’ ligine soktuk. 5 ilimizden daha gelen talepler doğrultusunda görüşmelerimiz sürüyor, 2012 yılında onları da fiber şehir yapacağız. Türkiye genelinde fiber şehirler dönüşümü için belediyelerimize önemli oranda destek veriyoruz ve bu dönüşüm için ihtiyaç duydukları fiber altyapıyı biz sunuyoruz. Bu fiber altyapı üzerinde belediyelerimiz vatandaşlarımıza çok daha kaliteli ve verimli hizmetler sunmaya başladılar.” dedi.

70

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Erkan expressed that they determined fiber spread strategies in parallel with 2023 vision of Türkiye and said: "We believe that fiber investments of Turkcell Superonline make Türkiye closer to its 2023 vision. We have already delivered fiber internet at the speed of 1000 Mbps to 1 million household. We will continue to support this vision. Digital transformation of cities will be more important in the future. Broadband infrastructure is positioned at the fourth main infrastructure after electric, water and heating infrastructure. We assumed leadership of Digital Cities concept in Türkiye. By this time, we put 10 cities to "fiber cities" league across Türkiye. Our meetings are continuing in accordance with demands from 5 cities, we will also make them fiber cities. We give support to municipalities for fiber city transformation significantly and we offer fiber infrastructure which is needed by them. Municipalities started to offer more quality and efficient service through finer infrastructure.”



TD HABER

70 BİN GENÇ TTNET’LE GELECEĞİNİ NETLEŞTİRDİ 70 THOUSAND YOUNG PEOPLE MAKE THEIR FUTURE CLEAR BY TTNET

T

72

A

TNET’in ödüllü projesi “TTNET’le Geleceğini Netleştir” bugüne kadar 70 bini aşkın gencin hayatına dokundu. 2011 yılının ikinci yarısında Iğdır, Ağrı, Muş, Bitlis, Siirt, Batman, Mardin gibi birçok şehirde 10 bini aşkın üniversite öğrencisine ulaşan proje kapsamında toplamda 77 ildeki 97 üniversitede 140 etkinlik gerçekleştirilerek eğitimler verildi.

warded project of TTNET, “TTNET’le Geleceğini Netleştir”, has touched to lives of more than 70 thousand young until today. Within the project which reached to more than 10 thousand students in many cities such as Iğdır, Ağrı, Muş, Bitlis, Siir t, Batman, Mardin, educations were given by carr ying out 140 activities in 97 universities in 77 cities totally.

Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşme sürecine katkı sağlayan çalışmalarıyla fark yaratan TTNET, üniversite öğrencilerinin bilişim sektörünü ve yeni teknolojileri daha yakından tanımasını ve kişisel gelişimlerine katkı sağlamayı hedefliyor. TTNET’in bu vizyonla 20102011 yıllarında gerçekleştirdiği “TTNET’le Geleceğini Netleştir” projesiyle bugüne kadar 70 binin üzerinde öğrenciye eğitimler verildi.

TTNET which make a difference with studies which have contribution to transformation of Türkiye to information society, aim to contribute to personal development of university students and to know ICT sector and new technologies closely. Education was given to more than 70 thousand students until today by “TTNET’le Geleceğini Netleştir” project which was carried out by TTNET at 2010-2011 with this vision.

TTNET’le Geleceğini Netleştir projesinde gerçekleştirilen etkinliklerle, öğrencilere bilişim sektörü hakkında bilgiler aktarıldı. Sektördeki son gelişmeler ve trendler paylaşılarak üniversite gençliği bu alanlarda proje üretmeye teşvik edildi.

Information were given to students about ICT sector at activities which were organized within the scope of the project of TTNET’le Geleceğini Netleştir. University young promoted to produce projects in this field by sharing latest developments and trends.

2011 yılı içinde ziyaret edilen üniversitelerde “TTNET’le Geleceğini Netleştir” seminer ve eğitimlerine katılan öğrencilere katılım sertifikası da verilirken, düzenlenen yarışmalarda öğrenciler arasından birer kişiye Nokia Booklet, beşer kişiye de A Milli Takım Forması hediye edildi.

Cer tificate of attendance was given to students who par ticipated to “TTNET’le Geleceğini Netleştir” education and seminars at universities in 2011 and Nokia Booklet was given to one student, A National Team Uniform was given to 5 students at each university by organized competition.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


“TTNET’le Geleceğini Netleştir” projesi üniversite öğrencilerinin bilişim sektörünü ve yeni teknolojileri daha yakından tanımasını sağlamak aynı zamanda da gençlerin kişisel gelişimlerine katkı da bulunmak hedefiyle 2 yıl boyunca sürdü. Türkiye’nin 7 bölgesinde bulunan pek çok şehirdeki üniversitelerde tüm gün süren etkinlikler kapsamında uzman eğitimciler tarafından eğitimler verildi.

“TTNET’le Geleceğini Netleştir” project has continued for 2 years in order to contribute personal development of young and university students to know ICT sector and new technologies closer. Educations were given by exper t trainers at many of universities in 7 region of Türkiye within the scope of all-day activities.

“TTNET’le Geleceğini Netleştir” projesi kapsamında; - 2010 yılında 45 bin km, - 2011 yılında ise yaklaşık 32 bin km yol alındı. - 2011 yılının ilk yarısında 38 şehirdeki 40 üniversitede okuyan 20 bini aşkın öğrenci, - 2011 yılının ikinci yarısında ise 27 şehirdeki 30 üniversitede öğrenim gören 10 bini aşkın öğrenci verilen eğitimlerden faydalandı.

Within the scope of “TTNET’le Geleceğini Netleştir” - In 2010 45 thousand km - In 2011 32 thousand km was covered. - In the first half of 2011, more than 20 thousand students at 40 universities in 38 cities, - In the second half of 2011, more than 10 thousand student at 30 universities in 27 cities benefited from given education.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

73


E-MAK@LE

“DEFTERLERİMİZ ELEKTRONİK OLDU” “COMMERCIAL BOOKS WILL BE KEPT IN ELECTRONIC MEDIUM.”

Muzaffer Yıldırım Merhaba Sevgili Dostlar,

muzaffer.yildirim@ega.com.tr

Bugünlerin en popüler konularının başında Fatih projesi geliyor. Bu projeden elektronik tahta gibi kavramlara çoğumuz aşina olduk. Gerekliliği tartışılan Fatih projesi değil bu ayki konumuz. Bu ay sizlere Maliye Bakanlığı’nın e-fatura uygulamasından sonra geleceği etkileyecek ikinci büyük e-devlet uygulamasında söz etmek istiyorum: e-defter. Maliye Bakanlığı uzun süredir elektronik defter üzerinde çalışıyordu ve nihayet 13 Aralık 2011’de e-defter tebliği yayımlandı. Firmaları noter masrafından kurtaracak, noterleri de belki biraz üzecek bir uygulama e-defter uygulaması. Aylık olarak defterlerin elektronik ortamda özel kişiler için nitelikli imza ile tüzel kişiler için kurumsal mali mühürle imzalanmasını kapsıyor. Şimdilik sadece yevmiye ve büyük defterler için özel şirketleri

Hello Dearest Friends, Nowadays, Fatih project is one of the most popular topics. Most of us have become familiar with concepts such as an electronic board as a result of this project. However, our topic is not Fatih Project, necessity of which is still discussed. This month, I want to focus on the second largest e-government application that will affect the future after e-invoice application of the Ministry of Finance: e-commercial book. The Ministry of Finance has long been working on electronic commercial book and finally the communiqué on e-commercial book was published on 13 December 2011. Since companies will save the notary cost, perhaps notaries may be upset a little. Commercial books will be signed in electronic medium on a monthly basis; private individuals will use their qualified signatures and legal entities will use their corporate financial seals. For now, private companies will benefit from this application only for daybooks and ledgers, but it is certain that

74

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


içerecek şekilde başladı, ancak çok kısa zamanda kamu kurumları dâhil tüm ticaret sektörünü etkileyeceğine şüphe yok. E-defter uygulamasının dikkat çeken önemli bir özelliği de e-fatura ile hayatımıza giren ve Türkiye’de uzun zamandır hayata geçmesi için çaba sarf edilen kurumsal mali mühür kavramını bir defa daha tescillemiş olması. Elektronik ortamda kurumların kimliğinin tanınmasını sağlayacak, bir nevi kâğıt ortamdaki kaşe yerine geçecek elektronik mühür kavramı özellikle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun negatif yaklaşımı nedeniyle hayata geçemiyordu. Maliye Bakanlığı kendi içinde yaptığı düzenlemelerle kurumsal mali mühür kavramını oluşturmuş ve e-fatura uygulamasında kullandırmıştı. E-defter tebliği ile birlikte kurumsal mali mührün kullanım alanı genişletiliyor ve sadece Maliye Bakanlığı değil Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından da tanınmış oluyor. Yılın sonunda e-devlet uygulamaları için tam bir depar olan e-defter için Maliye Bakanlığı www.edefter.gov. tr sayfasında yapılan duyuru şu şekilde: “Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından ortak olarak yayımlanan 1 sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliği ile elektronik defter (e-defter) yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. e-Defter, Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince tutulması zorunlu olan defterlerin bu sitede duyurulan format ve standartlara uygun biçimde elektronik dosya biçiminde hazırlanması, bastırılmaksızın kaydedilmesi, değişmezliğinin, bütünlüğünün ve kaynağının doğruluğunun garanti altına alınması ve ilgi-

the entire business sector including public institutions will be affected in a very short time. A noteworthy feature of the application is that corporate financial seal is officially registered once more time, which has been entered into our lives as a result of e-invoice and remained on our agenda for a long time. The concept of electronic seal that will allow the identification of institutions in electronic medium and replace the stamp on written documents could not be put into practice due to the negative attitude of Information and Communications Technologies Authority. The Ministry of Finance created the corporate financial seal and put it into practice in accordance with its own arrangements. As a result of the communiqué on e-commercial book, the use of corporate financial seal is expanded and is recognized by not only the Ministry of Finance, but also the Ministry of Customs and Trade. The announcement of e-commercial book, which is a real sprint at the end of the year, in the official website of the Ministry of Finance (www.edefter.gov) is as follows: “Electronic commercial book (e-commercial book) entered into force in accordance with General Communiqué Numbered 1 issued jointly by Revenue Administration within the Ministry of Finance and General Directorate of Domestic Trade within the Ministry of Customs and Trade. In this context, e-commercial book is a set of legal and technical regulations that allows preparing the commercial books, which should be kept in accordance with the provisions of Tax Procedure Law and Turkish Commercial Code, in an electronic file format according to the announced format and standards, keeping them without printing, guaranteeing invariance, integrity and accuracy of

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

75


E-MAK@LE

liler nezdinde ispat aracı olarak kullanılabilmesine imkan tanımayı hedefleyen hukuki ve teknik düzenlemeler bütünüdür. Defterlerin elektronik ortamda hazırlanması için xml formatında bir standart olan ve uluslararası kullanıma sahip XBRL (eXtensible Business Reporting Language) Genişletilebilir İşletme Raporlama Dili esas alınmıştır. Belirtilen standartlara uygun olarak hazırlanan elektronik defterlerin değişmezliğinin, kaynağının ve bütünlüğünün sağlanmasında gerçek kişiler için güvenli elektronik imza veya tüzel kişiler için mali mühür kullanılacaktır. Ayrıca imza veya mühür değerinin Elektronik Defter Uygulaması üzerinden bildirimi suretiyle, söz konusu defterin ilgili tüm taraflar nezdinde ispat aracı olarak kullanılabilmesi sağlanacaktır. Başlangıç aşamasında yevmiye defteri ve büyük defterin elektronik defter kapsamında tutulması öngörülmüş olup, ilerleyen dönemlerde diğer yasal defterlerle ilgili duyuru yapılacaktır.” Elektronik defter tebliği oldukça ayrıntılı düşünülmüş ve olabilecek problemlere çözümler üretilmiş. Tebliğin önemli noktalarına dikkat çeken Anadolu Ajansı haberini paylaşıyorum : “‘Elektronik Defter Genel Tebliği 13 Aralık 2011 tarihinde yürürlüğe girdi. Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu uyarınca tutulması zorunlu olan defterlerin elektronik ortamda oluşturulması, kaydedilmesi, muhafazası ve ibrazına ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Maliye Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığının ‘’Elektronik Defter Genel Tebliği’’, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, defterlerini elektronik ortamda oluşturmak, kaydetmek, muhafaza ve ibraz etmek isteyen gerçek ve tüzel kişi mükelleflerin, tebliğde belirtilen şartları ye-

76

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

the source, and using as a means of proof before the interested parties. The preparation of commercial books in electronic environment is predicated on XBRL (eXtensible Business Reporting Language) as an international standard in xml format. In order to ensure invariance, source and integrity of electronic commercial books prepared in accordance with specified standards, real persons will use secure electronic signatures and legal entities will use their financial seals. In addition, by means of the notification of signature and seal value through Electronic Commercial Book Application, commercial books will be able to be used as a means of proof before the interested parties. In the initial phase, daybooks and ledgers will be kept within the scope of electronic commercial book application. An announcement will be made for other legal books in the coming periods. It is understood that communiqué on electronic commercial book has been considered in detail and also solutions have been produced for possible problems. I want to share the news of Anatolia Agency that points out the important points of the communiqué: “General Communiqué on Electronic Commercial Book entered into force on 13 December 2011. Principles and procedures were determined about preparing the commercial books, which should be kept in accordance with the provisions of Tax Procedure Law and Turkish Commercial Code as well as recording, maintaining and presenting them. General Communiqué on Electronic Commercial Book prepared by the Ministry of Finance and the Ministry of Customs and Trade was published today in the Official Gazette and entered into force. Accordingly, real and legal persons who want to create, re-


rine getirmeleri gerekiyor. Buna göre, gerçek kişi mükelleflerin, nitelikli elektronik sertifikaya sahip olmaları, tüzel kişi mükelleflerin ise elektronik fatura uygulamasından yararlanma iznine sahip olması ve bu çerçevede mali mühür temin etmesi gerekecek. Elektronik defter tutulması, kaydedilmesi, onaylanması, saklanması ve ibrazında kullanılacak yazılımın da uyumluluk onayı almış olması gerekiyor. Belirlenen şartları taşıyanlardan, bu Tebliğ kapsamında elektronik defter oluşturmak, kaydetmek, muhafaza ve ibraz etmek isteyenler, istenilen bilgi ve belgeler ile www.edefter.gov.tr internet sitesinde belirtilen Gelir İdaresi Başkanlığı veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğün adresine yazılı olarak başvuruda bulunacak. Tebliğ kapsamında kendilerine izin verilenler, www.edefter.gov.tr internet adresinde duyurulan format ve standartlara uygun olarak ve aylık dönemler itibarıyla elektronik defterlerini oluşturmaya ve saklamaya başlayacak. Defterlerini elektronik defter biçiminde tutmaya başlayanlar, söz konusu defterlerini kâğıt ortamında tutamayacak. Elektronik defterler, istenildiğinde ibraz edilmek üzere ilgili olduğu beratları ile birlikte muhafaza edilmek zorunda olacak. Elektronik defterler ile beratlarının veri bütünlüğünün sağlanması ile kaynağının inkâr edilmezliği, güvenli elektronik imza veya mali mühür ile garanti altına alındığı için, elektronik defterler kâğıt ortamında saklanmayacak. Defterlerini elektronik ortamında tutanlar, elektronik defterlerini ve ilgili beratlarını vergi kanunları, Türk Ticaret Kanunu ve diğer düzenlemelerde yer alan süreler dâhilinde elektronik, manyetik veya optik ortamlarda muhafaza ve istenildiğinde elektronik, manyetik veya optik araçlar vasıtasıyla eksiksiz ve okunabilir şekilde ibraz etmekle yükümlü olacak. Elektronik defter oluşturma izni bulunmakla birlikte, tebliğde belirtilen usul ve esaslara uymayan ve yapılacak uyarıya rağmen gerekli tedbirleri almayanların, elektronik defter oluşturma izinleri yapılacak değerlendirme üzerine iptal edilebilecek. İzinleri iptal edilenler, 1 yıl süre ile Elektronik Defter Uygulamasından yararlanamayacak. Elektronik defter oluşturulurken, tebliğde belirtilmeyen hususlarda süreler başta olmak üzere Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanununda yer alan hükümlere uyulması zorunlu olacak. Elektronik defter tutanlar, elektronik defterlere ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi, işlem görememesi halleri ile olağanüstü durumların meydana gelmesi halinde, durumu 15 gün içinde Başkanlığa bildirmek ve kayıtları nasıl tamamlayacağına ilişkin ayrıntılı bir plan sunmak zorunda olacak. Tebliğde belirtilen şartları yerine getiren mükelleflerden kendisine izin verilenler 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren elektronik defter tutmaya başlayabilecek. Bu tebliğin yayım tarihi itibarıyla 361 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği yürürlükten kaldırıldı.(AA)” Sevgili Dostlar, bu aylık bu kadar. 2012 yılının herkese mutluluk, huzur, sağlık, hayırlı kazanç, sevgi getirmesini diliyorum, yeni yılınız kutlu olsun. Gelecek ay görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın…

cord, maintain and present their commercial books have to satisfy the requirements specified in the communiqué. Real persons should have a qualified electronic certificate. On the other hand, legal entities should have the permission of using electronic invoice application and the financial seal in this context. Software to be used for electronic book keeping, recording, approval, maintenance and presentation needs to be validated. Among persons who satisfy the specified conditions, those who want to create, record, maintain and present electronic commercial books within the scope of this communiqué will make an application with the requested information and documents to the address of Revenue Administration within the Ministry of Finance or General Directorate of Domestic Trade within the Ministry of Customs and Trade, which are stated at www.edefter.gov.tr. Persons who have the necessary permissions within the scope of the communiqué will begin to keep and record their electronic commercial books monthly according to the formats and standards announced at www.edefter.gov.tr. Those who keep their commercial books in electronic environment do not keep them in paper environment. Electronic commercial books will be maintained together with the related licenses in order to be presented when it is requested. Since the data integrity of electronic commercial books and the related licenses and the accuracy of the source are ensured by secure electronic signature or financial seal, electronic books will not be stored in paper environment. Those who keep their commercial books in electronic environment will be obliged to maintain them in electronic, magnetic or optical environments and to present through electronic, magnetic or optical devices wholly and legibly when it is requested within the periods stated in the tax laws, Turkish Commercial Code and other regulations. Persons who have permission to keep electronic commercial book, but do not meet the principles and procedures prescribed in the communiqué and do not take the necessary measures despite the warning, will lose their permissions after the evaluation phase. Persons whose permissions are canceled will not able to benefit from Electronic Commercial Book Application for a period of 1 year. While keeping electronic commercial books, the provisions of Tax Procedure Act and Turkish Commercial Code will be mandatory for the matters not mentioned in the communiqué, notably the periods. Persons who keep electronic commercial book will make the necessary notification pertaining to the event of extraordinary circumstances such as corruption, deletion, damage and other troubles that prevent them from bookkeeping within 15 days and also will have to submit a detailed plan on completing the records. Taxpayers who meet the conditions stated in the communiqué will be able to begin electronic commercial book as of 1 January 2012. General Communiqué on Tax Procedure Act numbered 361was repealed as of the date of publication of this communiqué.” (AA) Dear friends, that’s all about it for this month. I wish New Year will bring happiness, peace, health, good income and love to everyone. Hope to see you next month. Take care of yourself…

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

77


TD HABER

FATİH İHALELERİ BİRER BİRER SONUÇLANIYOR AUCTIONS OF FATIH PROJECT ARE COMPLETED ONE BY ONE

H

he government continues to support domestic manufacturing by FATİH Project and bring informatics giants to country to make investment, on the other hand auction process for the project continues. While auction of the project’ first phase including smart board and equipment was completed, Vestel and Servus won the auction. Second stage auction of the project will be carried out in first quarter of 2012. Pilot auction was also carried out for tablet computer. According to the auction, 4 thousand tablet computers will be provided by General Mobile.

Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi Projesi’nde (FATİH) ihale süreçleri adım adım yapılıyor. FATİH Projesi’nin akıllı tahta ve diğer ekipmanları için ilk faz ihaleleri Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Haberleşme Genel Müdürlüğü tarafından yapıldı. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 3 bin 657 adet orta öğretim okuluna her okula bir adet olmak üzere 3 bin 657 adet çok fonksiyonlu yazıcı, doküman kamera ve her sınıfta bir adet olmak üzere 84 bin 921 adet etkileşimli tahta satın alınıyor. 3 bin 600 akıllı tahta yapılan ihalede Çinlilerin Haier-Atmaca Elektronik İŞ Ortaklığı, Arçelik ve Vestel katıldı. Arçelik’in teklifi 341 milyon 976 bin TL olurken, ihalede en iyi teklif 84 bin 921 adet için 339.6 milyar TL ile Vestel’den geldi. Vestel’in ihaleyi kazanmasına yönelik karar da onaylandı.

Auction process of The Movement to Increase Opportunities and Technology Project (FATİH) is carried out step by step. First phase auction of the project for smart board and other equipments were carried out by Transport, Maritime and Communication Ministry Communication General Directorate. Within this scope, 3 thousand 657 multifunctional writer and document came as one per 3 thousand secondary school which are belongs to National Education Ministry, and 84 thousand 921 interactive board as one per class, will be acquired. ChineseHaier-Atmaca Electronic Business Parthership, Vestel and Arçelik joined to the auction for 3 thousand 600 smart board. Offer of Arçelik was 341 million 976 thousand and the best offer was made by Vestel as 339,6 million TL for 84 thousand 921 unit. Decision for Vestel to win the auction, was approved.

DİĞER İHALE SERVUS’UN Yazıcı, tarayıcı ve doküman kamera sistemleri ile ilgili ihaleye 9 teklif gelirken, bir teklif zarfı boş çıktı. İhaleye katılan 9 şirket, Ericsson, Bet, TR Kurumsal, Koyuncu Elektronik, Yönsis

78

T

ükümet, bir yandan FATİH projesi ile yerli üretimi desteklemeye ve bilişim devlerini üretim yapmaları için ülkeye çekmeye çalışırken, bir yandan da projeye yönelik ihale süreçleri devam ediyor. Projenin akıllı tahta ve ekipman alımını kapsayan ilk fazının ihalesi yapılırken, bu ihaleyi Vestel ve Servus kazandı. Projenin ikinci faz ihalesi ise 2012’nin ilk çeyreğinde yapılacak. Tablet bilgisayara yönelik olarak ise pilot ihale yapıldı. Bu ihaleye göre 4 bin adet tablet bilgisayar General Mobile tarafından temin edilecek.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

OTHER AUCTION IS WON BY SERVUS There were 9 offers in the auction for writer, scanner and document camera systems and one of envelope was empty. 9 companies were bidder as Ericsson, Bet, TR Kurumsal, Koyuncu


Bilgisayar, Semih Ofset, Destek Bilgisayar ve İletişim, Teknoser ve Servus oldu. İhale sonunda en düşük teklifle ihaleyi kazanan şirket Servus oldu. Servus 11 milyon 114 bin TL teklif verdi. Projenin ikinci fazına yönelik olarak 2012’de ihale yapılacak. FATİH kapsamındaki ihalelerin üç faz halinde ve 3 yıl içerisinde tamamlanması hedefleniyor. Sürecin sonunda gereken yan ekipmanlar için son bir ihale daha yapılabileceği belirtiliyor. SÜREÇ DİĞER BAKANLIKLARLA ORTAK YÜRÜYECEK İkinci faz ile birlikte FATİH projesinin mimarisi ve altyapısı için ihaleye çıkılmış olacak. Üçüncü faz için ise öğretmenler için alınması planlanan dizüstü bilgisayar, tablet bilgisayar/ekitap için düğmeye basılacak. Bundan sonraki süreçlerde atılacak adımlar ve çalışmalar içlerinde Kalkınma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve TÜBİTAK temsilcilerinin yer aldığı bir komisyon tarafından yürütülecek. İLK TABLETLER GENERAL MOBILE’DEN FATİH projesinin en önemli ve en çok merak edilen ayağını tablet bilgisayar alımı oluşturuyor. Tablet bilgisayar alımına yönelik olarak bir pilot ihale yapılırken, bu ihaleyle tablet bilgisayarlarda aranması gereken özellikler netleştirilmeye çalışıldı. Yapılan ihalede en iyi teklif General Mobile’dan geldi. 8 bin 500 adetlik ihalenin, 8.9 inç ekrana sahip 4 bin adetlik ayağını General Mobile e-Tab ürünü ile kazandı. Pilot projede tabletlerde Google Android işletim sistemi kullanılacak. Yine pilot ihale kapsamında 4 bin 500 adet 10 inçlik 2 tablet alınacak. Android 2.3 Gingerbread işletim sistemine sahip e-Tab, 16:9 geniş ekran, 8.9 inç’lik ekran boyutuna sahip. 550 gram ağırlığında ve 10.8 milimetre inceliğinde. 512 Megabaytalık RAM’i var. Altı saat video izletebilme, 21 Gigabayta kadar harici kart desteği bulunuyor.

Elektronik, Yönsis Bilgisayar, Semih Ofset, Destek Bilgisayar ve İletişim, Teknoser ve Servus. As a result of the auction, Servus won the auction with its lowest bid. Servus offered 11 million 114 thousand TL. Auction for the second phase of the project will be carried out in first quarter of 2012. Auctions for FATİH Project are planned to be completed in 3 phase in 3 years. It is stated that last one auction can be carried out for stand-by equipment at the end of the process. THE PROCESS WILL BE CARRIED OUT WITH OTHER MINISTRIES JOINTLY The second phase will be architecture and infrastructure auction of FATİH Project. Third phase will be for required notebook, tablet computer/e-book for teachers. Steps and activities, will be carried out in following period, will be carried out by the commission which will compose of Development Ministry, National Education Ministry, Science, Industry and Technology Ministry, Finance Ministry, Transport, Maritime and Communication Ministry and representative of TÜBİTAK. FIRST TABLETS BY GENERAL MOBILE The most important and wondered part of FATİH Project is acquiring tablet computer. A pilot auction was carried out for acquiring tablet computer required features, has to be provided on tablet computer, were tried to be clarified. The best offer was given by General Mobile at the auction. 4 thousand with 8.9 inch screen part of 8 thousand 500 unit computer was won General Mobile with its e-Tab product. Google Android operating System will be used on computer by pilot project. 4 thousand 500 unit tablet with 10 inc will be acquired at the new pilot project. E-Tab, has Android 2.3 Gingerbread operating system and 16:9 wide screen, 8.9 inc screen size. It weighted at 550 gr and slim at size of 10.8 millimeter. It has 512 Megabyte RAM. These are external card support up to 21 Gigabyte and video tracking up to six hours.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

79


TD HABER

BTK’DAN SEKTÖRE SÖZLÜ SAVUNMA HAKKI VERBAL DEFENSE RIGHTS BY ICTA TO THE SECTOR

R

ekabet Kurumu’nun uyguladığı soruşturma yürüttüğü şirketlerden sözlü savunma alma yöntemi, artık Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından da uygulanacak. BTK tarafından ilk defa uygulanacak bu yöntemle, denetlenen tarafın talebi üzerine ve kurulun uygun görmesi halinde, denetlenen tarafa sözlü savunma imkânı verilecek. BTK’nın denetim çalışmalarına ilişkin yönetmelik, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayınlandı. Denetim yönetmeliği, ismi Telekomünikasyon Kurumu (TK) iken BTK’ya dönüştürülen kurumun yeni adına uyum sağlamak için yenilendi. Bu kapsamda, denetime yönelik hususlarda bazı değişiklikler de yapıldı. Buna göre, eskiden BTK’nın yürüttüğü denetim süreci, inceleme, ön soruşturma ve soruşturma süreçlerinden oluşurken, ön soruşturma süreci kaldırıldı. BTK’nın denetim faaliyetini yürüten “Denetim Koordinasyon Birimi”nin adı da “Sektörel Denetim Daire Başkanlığı” olarak değiştirildi.

T

he model of taking verbal self-defense from companies, are conducted investigation, that applied by Competition Authority, will be also applied by Information and Communication Technologies Authority. By the method, will be applied by ICTA for the first time, on demand of overseen party and in case of approval of authority, verbal self-defense right will be given to overseen party. Legislation about inspection studies of ICTA was published on the Official Gazette. Inspection legislation was renewed in order to harmonize with the Authority’ new name which was Telecommunication Authority changed as ICTA. Within this scope some change was made on some case related inspection. Accordingly, inspection process which was carried out by ICTA, composed of investigating, preliminar y inquiry and enquiring and now preliminary inquir y process was removed. Name of “Inspection coordination Department” was changed as “Sectoral Inspection Directorate”.

SÖZLÜ SAVUNMA VERBAL DEFENSE Yönetmelikle, BTK’nın denetimi kapsamındaki telekomünikasyon sektörüne sözlü savunma imkânı da verildi. Daha önceki denetimlerde kendini sadece yazılı olarak savunabilen sektör, artık sözlü savunma da yapabilecek. Yeni yönetmeliğe sözlü savunma hakkına yönelik özel bir madde de eklenirken, maddeye göre, denetlenen tarafın talebi üzerine ve Kurul tarafından uygun görülmesi halinde denetlenen tarafa sözlü savunma imkânı verilecek. Denetlenen taraf varsa sözlü savunma talebini yazılı savunması ile birlikte kuruma iletecek.

80

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

By the legislation, verbal defense right was given to the sector which is under the scope of inspection of ICTA. The sector could defend itself only with defense statement, can make verbal defense. Special article about verbal defense right was added to the new legislation and according to the article; on demand of overseen party and in case of approval of authority, verbal self-defense right will be given to overseen party. Overseen party will transmit verbal defense request, if it has, with defense statement to the Authority.


ŞİRKETLERİN TİCARİ SIRLARI KORUNACAK BTK, yeni yönetmelik ile denetçilerinin yükümlülüklerini de belirledi. Bu kapsamda denetçiler, tarafsız şekilde denetim yapacak. Denetçi, denetlenen tarafın yönetim ve yürütme işlerine müdahale etmeyecek. Denetçi, denetim sürecinde edindiği bilgi ve belgelerin gizliliğini sağlayacak. Gizli bilgileri ve ticari sırları bu konuda kanunen yetkili kılınanlardan başkasına açıklamayacak ve doğrudan veya dolaylı şekilde kendisi ya da üçüncü kişilerin yararına kullanmayacak. Denetim çalışmaları sırasında sektörü olumsuz yönde etkileyebilecek veya herhangi bir şekilde ivedilik arz eden hususların tespit edilmesi halinde, denetim çalışmalarının sonuçlanmasını beklemeksizin ilgili Daire Başkanlığını yazılı olarak bilgilendirecek.

BUSINESS SECRETS OF COMPANIES WILL BE PROTECTED ICTA determined obligation of overseer by the new legislation. Within this scope, overseer will conduct inspection impartially. Overseer will not interfere to management and executive transactions of overseen party. Overseer will keep secrecy of information and documents which will be gained during the inspection. Overseer will not explain confidential information and business secret to anybody else than people who was authorized on the issue or will not use in his or anybody else’s own best interest directly or indirectly. In case of determination of case which can affect to the sector negatively or has urgency, overseer will inform related Head of Department in written without waiting completion of inspection.

HER TÜRLÜ BİLGİYİ ALABİLECEK EVERY KIND OF INFORMATION CAN BE TAKEN Yönetmeliğin diğer hükümlerine göre, sektör şirketlerini denetleyecek olan denetçinin yetkileri şöyle olacak: “Denetlenen tarafın yönetim yerlerine, binalarına ve eklentilerine girmek ve bu yerlerde denetim yapmak. Denetlenen tarafa ait her türlü belgeyi, elektronik ortamdaki verileri, elektronik haberleşme alt yapısını, cihaz, sistem, yazılım ve donanımlarını incelemek. Denetlenen taraftan yazılı ve/veya sözlü açıklama istemek. Elektronik ortamdaki veriler dâhil her türlü bilgi, belge, donanım ve cihazın incelenmesi neticesinde, tutanak düzenlemek suretiyle bunlardan suret veya numune almak, tutanağın bir suretini denetlenen tarafa vermek ve denetlenen tarafın imzadan kaçınması durumunda bu hususu tutanağa geçirmek. Mülki amirler, kolluk kuvvetleri ve diğer kamu kurumlarından denetim süresince her türlü kolaylığı ve yardımı istemek. Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek veya tüzel kişilerden bilgi ve belge istemek”

According to the other provisions of the legislation, authorities of overseer who will inspect companies of the sector will be as follows: “To enter management location, building and outbuilding of overseen party and conduct inspection in these locations. Every kind of document, data in electronic environment, electronic communication infrastructure, device, system, software and hardware of overseen party will be analyzed. As a result of analyzing of every kind of information, document, hardware and device including data in electronic environment, to take sample and copy of those by taking a statement down and to give a copy of statement to overseen party, in case overseen party doesn’t want to sign, to take the case statement down. Asking every kind of help from administrative chief, police force and other public organizations during the inspection. To ask every kind of information and document from public institution and organization or natural and legal person.”

RE’SEN, İHBAR VE ŞİKÂYET EX OFFICIO NOTICE AND COMPLAINT Yönetmeliğe göre, BTK, re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyet üzerine denetime tabii faaliyetlerin ilgili mevzuata uygun olup olmadığının tespiti için denetim ve inceleme yapabilecek, soruşturma açabilecek. Yapılan inceleme neticesinde, denetlenen tarafın faaliyetlerinde ilgili mevzuat hükümlerine herhangi bir aykırılık bulunmadığının değerlendirilmesi halinde, denetçi inceleme raporunu hazırlayacak. Denetlenen tarafın faaliyetlerinin ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğunun değerlendirilmesi halinde, denetçi tarafından hazırlanan inceleme sorgusu Daire Başkanlığınca yazılı savunmasını almak üzere denetlenen tarafa gönderilecek. Denetlenen taraf, inceleme sorgusuna ilişkin yazılı savunmasını otuz gün içinde verecek. Süresi içinde gönderilmeyen yazılı savunma dikkate alınmayacak. Denetlenen tarafın varsa yazılı savunmasının alınmasını müteakip, denetçi inceleme raporunu hazırlayarak ve Kurul’a sunulmak üzere Daire Başkanlığına iletecek. Soruşturma süreçleri de aynı şekilde işleyecek.

According to the legislation, ICTA can conduct inspection and investigation whether regulated activities are compatible with related legislation, on ex officio notice or complaint. As a result of investigation, in case, there will be any irregularity on activities of overseen party against to the legislation, overseer will prepare analysis report. In case of determining irregularity on activities of overseen party against to the related legislation, analysis query which will be prepared by overseer, will be sent to overseen party for taking defense statement by Head of Department. Overseen party will give defense statement related analysis query in 30 days. Defense statement which wasn’t sent in determined period, will not taken into consideration. After taking defense statement of overseen party, overseer will prepare analysis report and sent to Head of Department in order to present to the Council. Investigation process will be conducted in the same way.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

81


MAKALE

SİBER SAVAŞ VE TÜRKİYE İÇİN ÖNERİLER - II CYBER WARFARE AND RECOMMENDATIONS FOR TÜRKİYE - II Şeref Sağıroğlu

ss@gazi.edu.tr

İlhami Çolak

Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU, Gazi Ünv. Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Ankara (ss@gazi.edu. tr) Prof. Dr. İlhami ÇOLAK, Gazi Ünv. Teknoloji Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü, Ankara (icolak@ gazi.edu.tr) Alper ÖZBİLEN, Bilgi Güvenliği Derneği, Ankara, (alper@ozbilen.net) 6. SİBER SUÇLARLA MÜCADELE VE TÜRKİYE’DE SİBER GÜVENLİK TATBİKATLARI Toplam 43 ülkenin imzaladığı Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi’ni Türkiye de Kasım 2010 tarihi itibariyle im-

icolak@gazi.edu.tr

Alper Özbilen

Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU, Gazi Ünv. Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Ankara (ss@gazi.edu.tr) Prof. Dr. İlhami ÇOLAK, Gazi Ünv. Teknoloji Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü, Ankara (icolak@gazi.edu.tr) Alper ÖZBİLEN, Bilgi Güvenliği Derneği, Ankara, (alper@ozbilen.net) 6. FIGHT AGAINST CYBER CRIME AND CYBER SECURITY EXERCISES IN TURKİYE

alper@ozbilen.net

82

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

As of November 2010, Türkiye has signed the Council of Europe Convention on Cybercrime which was signed by 43 countries in total. Crimes against privacy, integrity and availability of computer and data systems


zalamış bulunmaktadır. Sözleşmede, bilgisayar veri ve sistemlerinin gizliliğine, bütünlüğüne ve kullanıma açık bulunmasına yönelik suçlar, “Yasadışı erişim, yasadışı müdahale, verilere müdahale, sistemlere müdahale, cihazların kötüye kullanımı” olarak sıralanmaktadır [16]. Her ne kadar siber suçlara yönelik uluslararası böyle bir sözleşme imza altına alınsa ve beraberinde işbirliği meydana gelecek olsa da burada bir savaş durumuna yönelik maddeler bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu sözleşme siber savaşın engellemesi açısından çok anlam ifade etmemekte olup sadece fert veya toplulukların işleyeceği siber suçlarla ilgili bir sözleşmedir. Bu haliyle, özellikle yurtdışı bir kaynaktan ferdi veya dar bir toplulukça yapılan siber suçlarla mücadele katkı sağlayacak olsa da bu sözleşmeyi imzalamış veya imzalamamış ülkeler arasında çıkabilecek siber bir savaşı engelleme veya politik bir saldırı tespit etme yönünden başarı sağlanabileceği mümkün görünmemektedir. Ülkemizde şu ana kadar BOME 2008 ve USGT 2011 gibi siber savaş ve savunmaya yönelik olarak iki ayrı tatbikat gerçekleştirilirken Dünyada da, Dark Screen, CyberStorm, Cyber Europe, APCERT Drill ve NATO Cyber Coalition gibi çeşitli siber tatbikatlar gerçekleştirilmiştir [17], [18]. Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı 2011’e, enerji, finans, telekom, savunma, sağlık ve sosyal güvenlik gibi alanlarda faaliyet gösteren 41 kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşun katılımıyla gerçek saldırı benzeri saldırılar ve yazılı senaryoların değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir [18]. Bu tür tatbikatların muhakkak ki siber güvenlik farkındalığının ve bilicinin, başta katılımcı kurum kuruluşlar olmak üzere tüm ülke genelinde oluşmasına ve gelişmesine katkısı olacaktır. Ancak önümüzdeki yıllarda devam edecek bu tür tatbikatlarda, sadece web türü servislerin değil kritik fiziki altyapıların otomasyonu dâhil her türlü sistemin dikkate alındığı ve her kurum/ kuruluşun kendi İnternet Servis Sağlayıcısıyla birlikte rol aldığı ortak çalışmaların da yapılmasının gerekli olduğu değerlendirilmektedir. 7. SONUÇ VE ÖNERİLER

are defined in the convention as follows: “illegal access, illegal interception, data interference, system interference, misuse of devices…” [16] Although an international convention was signed against cyber-crime and thus an international cooperation will take place, there is no article against the state of war. Therefore, this convention does not make sense in terms of prevention of cyber warfare and deals with only cyber-crimes committed by just individuals or communities. Although it will contribute to the fight against cyber-crimes committed by individuals or communities especially from abroad, it does not seem possible to prevent cyber warfare between countries that signed or did not sign the convention or to detect a political attack. In our country, two separate exercises were performed against cyber warfare and for cyber defense named BOME 2008 and USGT 2011. Various cyber exercises were performed in the world under the name of Dark Screen, CyberStorm, Cyber ​​Europe, APCERT Drill and NATO Cyber ​​Coalition. [17], [18] National Cyber ​​Security Exercise was performed in 2011 with participation of 41 public and private sector institutions and organizations operating in critical fields such as energy, finance, telecom, defense, health and social security in order to evaluate attacks simulating real attacks and also written scenarios. [18] This kind of cyber exercises will certainly contribute to the formation and development of cyber security awareness across the country, notably the participating institutions. However, in the coming years, such exercises will have to include not only web-type services, but also any kind of system including automation of critical physical infrastructure and each institution/organization will have to perform joint operations together with its own Internet Service Provider. 7. CONCLUSIONS AND RECOMMENDATIONS

Bin yıllardır yapılmakta olan konvansiyonel kinetik savaşlara ilişkin savunma ve saldırı prensipleri tanımlanmış durumdadır. Öte yandan, siber savaş konsepti, tanım, kapsam ve genel prensipleri itibariyle henüz tam olarak şekillenmemiş ve üzerinde fazlaca tartışmaya muhtaç bir şekilde beklemektedir. Bu çalışmada, bu tartışmalara katkı sağlamak maksadıyla siber savaşların unsurları ve kapsamı üzerine bazı değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Several defense and attack principles have been defined for conventional kinetic wars for thousands of years. On the other hand, the concept of cyber warfare has not been defined yet in terms of its definition, scope and general principles and much discussion is still needed. In this study, some assessments were made on the elements and scope of cyber warfare in order to contribute to these discussions.

Dar ölçekli ve çoğunlukla ticari nedenlerle şirketler arasında meydana gelen siber saldırılardan farklı olarak, 2007 Estonya ve 2008 Gürcistan’da yaşanan siber saldırı vakaları kimi araştırmacı ve uzmanlarca bir çeşit siber savaş olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle anılan her iki ülkede de

As distinct from narrow-scale cyber-attacks that occur between companies for commercial reasons, cyber-attacks occurred in Estonia in 2007 and in Georgia in 2008 were considered a kind of cyber warfare by some researchers and experts. Therefore, it is very im-

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

83


MAKALE

yaşanan vakaları ve bu vakaların yaşanmasına sebebiyet veren açıklık ve zafiyetlerin neler olduğunun anlaşılması ve irdelenmesi oldukça önem arz etmektedir.

portant to investigate and understand these cases as well as the security gaps and vulnerabilities giving rise to these events in these countries.

Günümüzde birçok bilgi varlığı, ekonomik ve sosyal açıdan birçok fiziki varlıktan daha değerli duruma gelmiştir. Bu yönüyle, bir ülkenin bilgi varlıklarına veya fiziki tesislerinin yönetiminde kullandıkları bilgi ve iletişim altyapılarına yönelik siber saldırılar sonuçları itibariyle fiziki saldırılardan daha yıkıcı ve vahim gelişmelere neden olabilmesi muhtemeldir.

Today, many information entities are more valuable than physical assets in terms of economic and social aspects. In this respect, cyber-attacks against information entities of a country or information and communication infrastructures used in management of physical facilities are likely to cause serious developments and be more destructive than physical attacks.

Siber savaşların, boyutları ve sonuçları itibariyle çeşitli şirket, kurum veya kuruluşları hedef alan küçük çapta ve lokal saldırılardan farklı olarak ele alınması gerekir. Zira politik motivasyonlu bir savaşta, kamu hizmeti veren kurum ve kuruluşların tek başlarına saldırıya karşı koyabilme imkânları sınırlı olacaktır. Bu noktada, gerçekleşebilecek bir siber savaşa karşı, kimlerin hangi rolü üstleneceğinin pozisyonlarına, imkân ve kabiliyetlerine göre önceden tayini gerekecektir. Örneğin, internet servis sağlayıcıların üstleneceği rol ile içerik sağlayıcıların yükleneceği rolün farklı olması ve bu farka göre sorumluklarının tanımlanması gerekecektir. Bu anlamda, Türkiye özelinde, siber savaş öncesinde rol ve sorumlulukların tanımlanması önem arz etmektedir.

Cyber ​​warfare should be dealt with different from small-scale and local attacks against various companies, institutions or organizations in terms its dimensions and consequences. Since public institutions and organizations will have limited means to resist the attack in politically motivated war. At this point, the roles should be determined beforehand for the possible cyber warfare according to the possibilities and capabilities. For example, the role of internet service providers will have to be different from content providers and accordingly different responsibilities will be different. In this sense, it is important to identify roles and responsibilities before cyber warfare in Türkiye.

Ülkemizde, bankacılık ve altyapı hizmetleri de dahil olmak üzere kamuya hizmet veren kurum ve kuruluşların tümünü kapsayacak bir siber savunma planının hazırlanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda, ilgili her kurum ve kuruluşun kendi bilgi varlıklarına ve tesislerine yönelik risk analizini yapması ve kendi karşı koyma yöntemlerini belirlemesi gerekir. Risk analizi ve karşı koyma yöntemlerinin belirlenmesi süreçlerinde, bu iş için ihtisaslaşmış bir kamu merkezinden öneri, denetleme ve destek almaları kurum ve kuruluşlar bazında yapılacak çalışmalarının başarı oranını yükselteceği değerlendirilmektedir. Zira kamusal hizmet veren işletme ve kuruluşların büyük bir çoğunluğunun kendi ihtisasları dışındaki böyle bir alanda tek başlarına etkin bir savunma yöntemi geliştirememeleri beklenmedik bir durum olmayacaktır. Bu itibarla, ilgili kurum ve kuruluşlara destek verecek bir siber savunma koordinasyon merkezinin varlığı olabilecek bir saldırıya karşı koyma başarını ve toplam savunma kabiliyetini attıracaktır.

In our country, it is necessary to prepare a cyber-defense plan that covers all public institutions and organizations, including banking and infrastructure services. In this context, the relevant institutions and organization should analyze the risk against their information assets and facilities and determine their own defense methods. In risk analysis and determination of defense methods, the success of institutions and organizations depends on advice, auditing and support of a public center specialized in this field. Because the vast majority of institutions and organizations will not be able to develop an effective method of defense in a field outside of their specialization. In this regard, existence of a cyber-defense coordination center that provides support to the relevant institutions and organizations will increase the success rate and the total defense capability. Inner cyber defense lines will be formed as a result of the preparation of national action plan for cyber defense and the review and development of this plan in certain periods and the supervision of the relevant institutions and organizations by cyber defense coordination center in order to verify that all institutions and organizations act according to this plan.

Siber savunma için ulusal eylem planının hazırlanması ve bu planının belirli periyotlarla gözden geçirilerek geliştirilmesine ve oluşturulacak siber savunma koordinasyon merkezinin ilgili kurum ve kuruluşlarının bu plana uygun davranıp davranmadıklarının denetlenmesiyle siber savunma hattının iç cephelerinin oluşmasını sağlayacağı değerlendirilmektedir. Kurum ve kuruluşlar seviyesinde, kullanılan yazılımların, işletim sistemlerinin güvenliği kadar güvenlik duvarı, saldırı tespit sistemi gibi güvenlik bileşenlerinin güvenilebilir ve takip edilebilir olmaları da ayrıca önem teşkil etmektedir.

84

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

At the level of institutions and organizations, it is also important to provide security of software and operating systems as well as to use reliable and traceable security components, such as security firewalls and intrusion detection system. In cyber warfare, security software and hardware –


Özellikle milli olmayan güvenlik yazılımı ve donanımlarının bir siber savaş durumunda, savaşın taraflarına bağlı olarak olağandışı bir pozisyon alması etik olmasa da tamamen ihtimal dışı bir durum değildir. Bu nedenle tıpkı milli tank, helikopter vb. konvansiyonel savaş araçlarında olduğu gibi siber savaşın müdafaa unsurlarından güvenlik duvarı, saldırı tespit sistemi gibi sistemlerinde yerli üretim için ilave teşvik programlarının uygulanmasına ihtiyaç olduğu değerlendirilmektedir.

especially the ones other than national products – may be used in an unusual way depending on the parties to the war, even though it is not ethical. Therefore, just as in conventional war vehicles such as national tanks, helicopters and so on; it is needed to provide additional incentives for domestic production in cyber security components such as security firewalls and intrusion detection system.

Ülke siber hattının dış cephe savunmasında rol sahibi olan işletmeler internet servis sağlayıcılarıdır. Bu yönüyle ISS’lerin ülke siber savunmasında farklı ve özel bir rolü olduğu muhakkaktır. Özelikle, Türkiye’de birkaç çok başarılı olmayan girişim olsa da Batı Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu gibi ülke içi ISS trafiğinin değiştirildiği bir internet değişim noktasının (IXP) Türkiye içinde hala mevcut olmaması dış siber savunma cephesi kurulmasının önündeki en büyük engel olarak görülmelidir. Bugün itibariyle Türkiye’de, pazarın serbestleşmesi ve rekabete açılması açısından olumsuz bir tablo olarak nitelendirilse de siber savunma açısından internet trafiğinin büyük bir çoğunluğunun hala tek bir işletmede olması şans olarak değerlendirilebilir. Ancak başta mobil internet kullanıcıları ve alternatif genişbant abonelerinin trafik miktarlarının artmasıyla birlikte, nüfusu birkaç milyonun üzerinde olan tüm şehirlerde IXP kurulması ülkenin siber savunması açısında büyük önem taşımaktadır. Estonya örneğinde olduğu gibi Türkiye’deki ISS’lerin maliyet ve rekabet gibi nedenlerle yurtdışı değişim noktaları üzerinden arabağlantı yapmaları Türkiye açısından kaynak israfına ve maddi kayıplara yol açacağı gibi dış siber savunma hattının da kurulamamasına sebebiyet verecektir. Bu nedenle, Türkiye içindeki birkaç milyon nüfusa sahip tüm şehirlerde IXP kurulması, mevcut kurulum girişimlerin desteklenmesi ve yurtiçi internet trafiğinin yurtdışı IXP noktalarından değişimine izin verilmemesi ülke siber güvenliğinin en önemli halkasını teşkil edecektir.

Internet service providers play an important role in external cyber defense line of the country. In this respect, the role of ISPs in cyber security is no doubt different and special. In particular an Internet traffic exchange point (IXP), to be used to change internal traffic, is still not available in Türkiye, as in Western European countries and the United States, despite some ventures which were not successful very much. This should be considered the biggest obstacle to the establishment of external cyber defense line. As of today, majority of internet traffic is still provided by only one operator in our country, and this fact can be regarded as a chance in terms of cyber security, although it is a negative picture in terms of market liberalization and competition. But especially with the increasing traffic volumes of mobile internet users and alternative broadband subscribers, establishment of IXP in big cities with a population of several million is of great importance for the country’s cyber defense. As it is seen in Estonia, if ISPs prefer interconnection through foreign exchange points due to the reasons such as cost and competition, this will not only lead to the waste of resources and material losses, but also prevent the establishment of external cyber defense line of our country. Therefore, establishment of IXP in all cities with a population of several million, support for the current installation initiatives and also restriction against using foreign IXP points for domestic internet traffic will constitute the most important link in the cyber security of our country.

Yurtdışı internet giriş ve çıkışlarının topolojik olarak belirli noktalarda tutulması, kurulması önerilen siber savunma koordinasyon merkezine bu noktalara ait güncel bilgilerinin devamlı ulaştırılması, kritik kurum ve kuruluşlara yapılabilecek yurtdışı menşei botnet saldırılara karşı hedef ve kaynak bazında filtrelerin hazır bulundurulması, özellikle yurtdışı botnetlerden gelecek DDOS saldırıları için etkin bir dış savunma hattı oluşturulmasına imkân sağlaması bakımından önemlidir. İnternet için yurtiçi- yurtdışı trafik ayrımı yapmak genel anlamda tartışmalı bir yaklaşım olarak görülebilir. Zira bir internet servisi sadece Türk vatandaşlarına yönelik olarak verilse dahi yurtdışındaki Türk vatandaşlarının da bu servislere ulaşabilmesini temin etmek gerekecektir. Ancak, belirli sürelerde yapılacak yoğun botnet saldırıları için internet trafiğini yurtdışı ve yurtiçi olarak ayrıma tabi tutmak ve yurtdışından saldırıya uğrayan sistemlere gelen talebi yine belirli ve nispeten kısa bir zaman aralığı için kesmek, yaratabileceği istisnai bazı problemler

In order to establish an effective external cyber defense line against DDOS attacks from foreign botnets, it is important to keep international access points in certain location topologically and to provide current information about these points to the recommended cyber defense coordination center and to be ready to use filters on the basis of destination and source against foreign botnet attacks that may be targeted the critical institutions and organizations. It can be seen as a controversial approach to make a distinction between domestic and international internet traffic in general. Since, even if internet service is provided only for Turkish citizens, it should be provided also for Turkish citizens abroad. However, it is considered that in case of extensive botnet from abroad, making distinction between domestic and international internet traffic and not responding to the demand for systems that are under attack from abroad for relatively short interval of

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

85


MAKALE

dışında, servislerin tamamen durmasını engellemesi bakımından ciddi faydalar getireceği mütalaa edilmektedir. Bu bağlamda, böyle bir dış siber savunma hattının kurulabilmesi için önerilen siber savunma koordinasyon merkezinin tüm ISS ’lerin yurtdışı giriş çıkış trafiklerinin yönetildiği operasyon merkezleriyle irtibatlı olması ve yasal düzenlemelerle siber saldırı ve savaş hallerinde filtre talep edebilme hakkına sahip olmalarına ihtiyaç vardır. Siber saldırı denildiğinde akla ilk olarak web tabanlı servislere yönelik saldırlar gelmektedir. Ancak ilerde doğabilecek bir siber savaşın boyutlarının sadece internete açık web servisleri olarak varsaymak savunma konseptinin yanlış bina edilmesine sebebiyet verebilir. Bu itibarla, ülke içinde hizmet veren su, elektrik, gaz iletim ve dağıtım tesisleri de olmak üzere her türlü kritik fiziki altyapıyı da kapsayan bir siber savunma hattının ve anlayışının geliştirilmesi gerekmektedir. Otomasyon sistemlerinin gelişmesi ve giderek IP protokolünün haberleşme platformu olarak kullanılmaya başlanması ile siber saldırılara maruz kalma riskleri de artacaktır. Alan Adı Sunucuları (DNS), kullanıcıların neye nereden bağlanacağını söyleyen yol rehberleri olduğundan siber savaş ve savunma açısından özel öneme sahiptirler. Genel anlamda ülke içindeki tüm DNS sunucularının ve özellikle ISS’lere ait olan geniş kullanıcı kesimlerince kullanılan DNS’lerin güvenliği internet kullanıcılarının güvenliğiyle neredeyse eşdeğer bir konumdadır. DNS konusu bu yönüyle ele alındığında, ISS’lere ait DNS sunucularının gerekirse önerilen siber savunma koordinasyon merkezince denetlenmesi, belirli bir güvenlik standardına bağlanması ve hatta sertifikalandırılmasıyla internet kullanıcılarının güvenliğini arttırıcı önemli tedbirler arasında sayılabilir. Farklı nedenlere yurtiçindeki kullanıcılarının bir bölümünün yurtdışı DNS’leri kullanması ve arama motorlarının kullanım pratikliği gibi nedenlerle artık URL yazmamak içinde kullanılmaya başlanması, siber savaş durumunda kullanıcıların adres çözümleme güvenliğini riski sokan durumlar arasındadır. Bu konularda yapılabileceklerin doğrudan son kullanıcıya bağımlı olması nedeniyle çok daha uzun vadeli ve problemli görünmektedir. 8. KAYNAKLAR [1] “Uçaklara korsan telsiz oyunu”, http://gundem.milliyet.com.tr/ucaklara-korsan-telsiz-oyunu/gundem/gundemdetay/08.06.2011/1399782/default.htm, (Erişim 06 Ağustos 2011) [2] “Merkez Bankası EFT Sistemi Yazılım Güncellemesi Sırasında Çöktü”, http://www.turk.internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=32659 (Erişim 07 Ağustos 2011) [3] R. C. Parks, D. P. Duggan, “Principles of Cyberwarfare”, Proceedings of the 2001 IEEE, Workshop on Information Assurance and Security, United States Military Academy, West Point, NY, 5-6 June, 2001

86

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

time can bring substantial benefits in terms of preventing these services from a complete interruption, despite some exceptional problems it may create. In this context, in order to establish such an external cyber defense line, coordination should be maintained between cyber defense center and all other operation centers where ISP’s incoming and outgoing traffic is managed. In addition, cyber defense center should have the right to request filtering in cases of cyber-attacks and warfare in accordance with the legal arrangements. When cyber-​attacks are in question, attacks against web-based services come to the mind first. However, it is not possible to develop the right cyber defense concept by assuming that possible cyber warfare will affect only web-based services. In this regard, it is necessary to develop a cyber-defense line and understanding that includes all types of physical infrastructure providing services such as water, electricity, and gas transmission and distribution facilities. Development of automation systems and introduction of the IP protocol as a communication platform will also increase the risks of exposure to cyber-attacks. Domain Name Servers (DNS) are of particular importance in terms of cyber warfare and defense, since they provide guidance for internet users to which routes they will follow. Security of all DNS servers in the country in general and DNS servers of ISPs in particular is almost equivalent to the security of internet users. Considering this aspect of DNS issue, monitoring of DNS servers of ISPs by the proposed cyber defense coordination center, determining specific security standards and even certification are among the important measures to increase the security of internet users. Use of foreign DNSs by some internet users due to the different reasons, and also use of search engines rather than writing URL due the practicality of search engines put the address resolution security of internet users at risk in cyber warfare. Since these options are depending directly to the end user, their solution seems to be problematic and require much longer term. 8. SOURCES [1] “Uçaklara korsan telsiz oyunu”, http://gundem.milliyet.com.tr/ucaklara-korsan-telsiz-oyunu/gundem/gundemdetay/08.06.2011/1399782/default.htm, (06 August 2011) [2] “Merkez Bankası EFT Sistemi Yazılım Güncellemesi Sırasında Çöktü”, http://www.turk.internet.com/portal/yazigoster.php?yaziid=32659 (07 August 2011) [3] R. C. Parks, D. P. Duggan, “Principles of Cyberwarfare”, Proceedings of the 2001 IEEE, Workshop on Information Assurance and Security, United States Military Academy, West Point, NY, 5-6 June, 2001


[4] Sun Tzu, “Savaş Sanatı”, Anahtar Kitaplar Yayınevi, Eylül 2001 [5] R. Gandhi, A. Sharma, W. Mahoney, W. Sousan, Qiuming Zhu; P. Laplante, ,“Dimensions of Cyber-Attacks: Cultural, Social, Economic, and Political”, IEEE Technology and Society Magazine, Volume: 30 Issue:1, On page(s): 28 - 38, Spring 2011 [6] A. Özbilen, “Fiziki Altyapı Ve Endüstriyel Tesisler İçin Siber Güvenlik”, http://ceng.gazi.edu.tr/secure/yazilardetay.aspx?yaziid=6 (Erişim 07 Ağustos 2011) [7] USA Homeland Security, “Critical Infrastructure Identification, Prioritization, and Protection, Homeland Security Presidential Directive 7”, December 17 2003, www.dhs.gov/ xabout/laws/gc_1214597989952.shtm (Erişim 03 Ağustos 2009) [8] “Critical Infrastructure Protection in The Fight Against Terrorism”, Commission Of The European Communities COM(2004) 702 Final, Brussels, October 10 2004, eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do (Erişim 03 Ağustos 2009 ) [9] “Communication From The Commission on a European Programme for Critical Infrastructure Protection 786 Final”, COMMISSION OF THE EUROPEAN COMMUNITIES, Brussels, December 12 2006, eur-lex.europa.eu/LexUriServ/ site/en/com/2006/com2006_0786en01.pdf (Erişim 03 Ağustos 2009) [10] James A. Lewis, “Assessing the Risks of Cyber Terrorism, Cyber War and Other Cyber Threats”, Center for Strategic and International Studies, December 2002 [11] “Anonymous Adalet Bakanlığı’na saldırdı, ‘Zombi’ uyarısı geldi”, http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/18033225.asp , (Erişim 07 Ağustos 2011) [12] ‘Anonymous sizi de yakabilir’, http://www.dha.com. tr/anonymous-sizi-de-yakabilir-son-dakika-haberi_174617. html (Erişim 07 Ağustos 2011) [13] Z. Li, Q Liao, A. Striegel, “Botnet Economics: Uncertainty Matters”, Managing Information Risk and the Economics of Security, 2009, 245-267, DOI: 10.1007/978-0-38709762-6_12 [14] Y. Namestnikov, “The economics of Botnets”, Kaspersky Lab. http://www.securelist.com/en/analysis/204792068/The_economics_of_Botnets (Erişim 02 Ağustos 2011) [15] R. Stapleton-Gray, W. Woodcock, “National Internet Defense—Small States on the Skirmish Line”, Communications of the acm vol. 54 no. 3, 2011 [16] “Nihayet Türkiye’de Sanal Suçlar Sözleşmesi’ni İmzaladı”, http://www.bilisimdergisi.org/s127/pdf/10-13.pdf (Erişim 02 Ağustos 2011) [17] Ünal TATAR “Dünyada ve Türkiye’de Siber Güvenlik Tatbikatları”, Ankara, Haziran 2011, http://www.bilgiguvenligi.gov.tr/dokuman-yukle/6.-kamu-kurumlari-bilgiteknolojileri-guv.-konf./unal-tatar-tatbikatlar/download.html (Erişim 08 Ağustos 2011) [18] “Basın Bülteni: Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı 25-28 Ocak 2011 tarihlerinde gerçekleştiriliyor, Ankara, 25.01.2011 http:// www.btk.gov.tr/eski/Basin_Duyurular/Bulten/2011/25012011_ siberguvenlik.pdf (Erişim 08 Ağustos 2011)

[4] Sun Tzu, “Savaş Sanatı”, Anahtar Kitaplar Yayınevi, September 2001 [5] R. Gandhi, A. Sharma, W. Mahoney, W. Sousan, Qiuming Zhu; P. Laplante, ,“Dimensions of Cyber-Attacks: Cultural, Social, Economic, and Political”, IEEE Technology and Society Magazine, Volume: 30 Issue:1, On page(s): 28 - 38, Spring 2011 [6] A. Özbilen, “Fiziki Altyapı Ve Endüstriyel Tesisler İçin Siber Güvenlik”, http://ceng.gazi.edu.tr/secure/yazilardetay.aspx?yaziid=6 (07 August 2011) [7] USA Homeland Security, “Critical Infrastructure Identification, Prioritization, and Protection, Homeland Security Presidential Directive 7”, December 17 2003, www.dhs.gov/xabout/laws/gc_1214597989952.shtm (03 August 2009) [8] “Critical Infrastructure Protection in The Fight Against Terrorism”, Commission Of The European Communities COM (2004) 702 Final, Brussels, October 10 2004, eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do (03 August 2009 ) [9] «Communication From The Commission on a European Programme for Critical Infrastructure Protection 786 Final», COMMISSION OF THE EUROPEAN COMMUNITIES, Brussels, December 12 2006, eur-lex.europa. eu/LexUriServ/ site/en/com/2006/com2006_0786en01. pdf (03 August 2009) [10] James A. Lewis, “Assessing the Risks of Cyber Terrorism, Cyber War and Other Cyber Threats”, Center for Strategic and International Studies, December 2002 [11] “Anonymous Adalet Bakanlığı’na saldırdı, ‘Zombi’ uyarısı geldi”, http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/18033225.asp , (07 August 2011) [12] ‹Anonymous sizi de yakabilir›, http://www.dha. com.tr/anonymous-sizi-de-yakabilir-son-dakika-haberi_174617.html (07 August 2011) [13] Z. Li, Q Liao, A. Striegel, «Botnet Economics: Uncertainty Matters», Managing Information Risk and the Economics of Security, 2009, 245-267, DOI: 10.1007/9780-387-09762-6_12 [14] Y. Namestnikov, “The economics of Botnets”, Kaspersky Lab. http://www.securelist.com/en/analysis/204792068/ The_economics_of_Botnets (02 August 2011) [15] R. Stapleton-Gray, W. Woodcock, “National Internet Defense—Small States on the Skirmish Line», Communications of the acm vol. 54 no. 3, 2011 [16] “Nihayet Türkiye›de Sanal Suçlar Sözleşmesi›ni İmzaladı”, http://www.bilisimdergisi.org/s127/pdf/1013.pdf (02 August 2011) [17] Ünal TATAR “Dünyada ve Türkiye’de Siber Güvenlik Tatbikatları”, Ankara, June 2011, http://www.bilgiguvenligi.gov.tr/dokuman-yukle/6.-kamu-kurumlari-bilgiteknolojileri-guv.-konf./unal-tatar-tatbikatlar/download. html (08 August 2011) [18] “Basın Bülteni: Ulusal Siber Güvenlik Tatbikatı 2528 Ocak 2011 tarihlerinde gerçekleştiriliyor, Ankara, 25.01.2011 http://www.btk.gov.tr/eski/Basin_Duyurular/ Bulten/2011/25012011_siberguvenlik.pdf (08 August 2011)

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

87


TD HABER

KOCAELİ’DE BİLİŞİM SEFERBERLİĞİ DEVAM EDİYOR 80 BİN ÖĞRENCİ BİLGİSAYAR SAHİBİ OLDU INFORMATICS MOBILIZATION CONTINUES IN KOCAELI 80 THOUSAND STUDENTS HAVE GOT COMPUTER

K

88

O

ocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 2009 yılında başlattığı ve FATİH Projesi’ne temel teşkil eden “Her Öğrenciye Bir Bilgisayar” kampanyası, bu yıl da 26 bin 828 çocuğu bilgisayar sahibi yapacak. 5 yılda toplam 130 bin 6. sınıf öğrencisine bilgisayar dağıtılması planlanan proje ile yeni Bill Gates’lerin Kocaeli’den çıkması hedefleniyor. “Birebir Öğrenme Projesi” kapsamında ilköğretim 6. sınıf öğrencilerine yönelik başlattığı ücretsiz dizüstü bilgisayar kampanyası bu yıl da devam ediyor. “Hedef Kocaeli’deki her çocuğu bilgisayar okuryazarı yapmak” sloganıyla 2 yılda 53 bin 296 öğrenciye ücretsiz dizüstü bilgisayar dağıtan Büyükşehir Belediyesi, bu yıl da 26 bin 828 öğrenciyi bilgisayar sahibi yapacak. Beş yılda toplam 130 bin çocuğu bilgisayar sahibi yapmayı hedefleyen ve yazılım devi Microsoft’un örnek proje olarak gösterdiği eğitimde bilişim seferberliğinin üçüncü etabı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve Exper Genel Müdürü Orhan Korkusuz’un katıldığı basın toplantısıyla tanıtıldı.

ne Computer for Each Student” campaign which was started by Kocaeli Metropolitian Municipality and is basis of FATİH Project, will make 26 thousand 828 children have computer. In the project, it is aimed to distribution computer to 130 thousand 6th year students in 5 years and it is planned train new Bill Gates in Kocaeli. The campaign of free notebook computer to 6th year students which was started within the scope of the “One-to-one Learning Project”, is continuing in this year. Metropolitian Municipality, distributed free notebook computer to 53 thousand 296 students in 2 years within the slogan of “The aim is making every child computer literate in Kocaeli”, will make 26 thousand 828 students have computer in this year. Third stage of informatics mobilization in education which aim to make 130 thousand children have computer and software giant Microsoft exemplify, was introduced at the meeting which Kocaeli Metropolity Mayor İbrahim Karaosmanoğlu and Exper General Manager Orhan Korkusuz joined.

“130 BİN ÖĞRENCİMİZ BİLGİSAYAR OKURYAZARI OLACAK”

“OUR 130 THOUSAND STUDENTS WILL BE COMPUTER LITERATE”

“Her Öğrenciye Bir Bilgisayar” projesiyle ilgili bilgi veren Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, “Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNPD) tarafından kabul gören, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde eğitimde en büyük bilişim seferberliği olan bu projeyi Kocaeli’de hayata

Kocaeli Metropolitian Municipality Mayor, İbrahim Karaosmanoğlu has given information about “One Computer for Each Student” said: “We proud of carrying out the project which is accepted United Nations Development Program (UNDP) and is the biggest informatics mobilization in education in Europe,

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


geçirmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. İki yılda 53 bin 296 öğrencimizi çağı yakalayıp yeteneklerini keşfetmeleri, yaratıcılıklarını geliştirmeleri ve araştırma yapmaları için en önemli araç olan bilgisayarla tanıştırdık. Hedefimiz Kocaeli’deki her çocuğu bilgisayar okuryazarı yapmak. Hükümetimizin önümüzdeki dönemde en önemli projelerinden biri olan FATİH Projesi’ne de temel teşkil eden bu seferberliğimizin üçüncü etabını Bilim ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün katılımıyla gerçekleştireceğiz. Bu yıl 26 bin 828 öğrencimize bilgisayar dağıtacağız” dedi.

Middle East and Africa as well as Türkiye, in Kocaeli. In two years, we met 53 thousand 296 students with computer which is the most important tool in order to discover their own talent by catching the era, improve their abilities and make research. Our target is making every child in Kocaeli computer literate. We will carry out third stage of the mobilization, is basis of FATİH Project which is one of the most important project of Government in following period, with participation of Science and Industr y Minister Nihat Ergün. We will distribute computer to 26 thousand 828 students in this year.”

“HEDEFİMİZ YENİ BILL GATES’LER YETİŞTİRMEK” “OUR TARGET IS TO RAISE OUR BILL GATES’” Projenin uzun vadedeki hedefinin ise Kocaeli’de geleceğin dâhilerinin bugünkü ihtiyaçlarını gidermek olduğunu vurgulayan Karaosmanoğlu, “Emekli bir öğretmen olarak eğitimde dönüşümü sağlayacak bu proje Kocaeli’nin gelişimi için de çok büyük önem taşıyor. Kocaeli’mizde pırıl pırıl gençler yetişiyor. Bill Gates gibi bir bilişim dehası olmak için hiçbir eksiklikleri yok. Bilgisayarları da olunca bu potansiyel daha da gün yüzüne çıkacak. 10 yıl sonra bu projenin meyvelerini toplamaya başlayacağız” diye konuştu. Projede öğrencilerin yanı sıra engelli çocuklara da bilgisayar hediye edildiğini anlatan Karaosmanoğlu, bu yıl ki dağıtımla birlikte Kocaeli’de 2700 bilişim sınıfına ulaşıldığını, 271 köy okulunun bu projeden yararlandığını söyledi. Karaosmanoğlu, 2533 öğretmene de etkin öğrenim ve eğitim üzerine eğitim verildiğini söyledi.

Karaosmanoğlu emphasized that long-term target of the project of met needs of genius of the future in Kocaeli and said: “As retired teacher, the project which will provide transformation in education, have great importance for improvement of Kocaeli. Perfect young train in Kocaeli… They have not any requirement in order to be informatics genius like Bill Gates. This potential ill come to light more, when they have computer. We will start to take results of the project 10 years later.” Karaosmanoğlu also indicated that computers were given to handicapped children as well as students and there are 2700 computer class in Kocaeli with distribution of this year and 172 village school benefited from the project. Karaosmanoğlu expressed that 2533 teachers were trained about active teaching and education.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

89


TD HABER

“BİLİŞİM VADİSİ’NİN TEMELLERİNİ ATIYORUZ” Başkan Karaosmanoğlu “Öncelikle Kocaeli’ndeki bütün çocuklara fırsat eşitliği sağlıyoruz. Bilgi çağında öğrencilerin; çağı yakalamak, yeteneklerini keşfetmek, yaratıcılıklarını geliştirmek, ödevlerini yapmak ve araştırmak için en önemli ihtiyacı olan bilgisayarlar, belediyenin de önceliklerinden biri olmuştur. Bu doğrultuda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 2009 yılı Aralık ayında başlatmış olduğu projeyle, kentin ve Türkiye’nin teknolojik gelişimi için; bilgiye ulaşmayı, üretmeyi, uygulamayı ve yaymayı bilen bireyler yetiştirmek amaçlanmıştır. Bu proje ile Kocaeli’nde geleceğin dâhilerinin yetiştirilmesi hedeflenmiştir.

Mayor Karaosmanoğlu said: “First of all, we provide equal opportunities to whole students in Kocaeli. The most important need of students is computer in order to catch the era, discover their talent, improve their creativity, do their homework and make research in information era. In this direction, it is aimed to train individual who know to reach, produce, apply and spread information in order to technologic development of Türkiye and the city by the project which was started Kocaeli Metropolitian Municipality at December, 2009. It is aimed to train genius of the future in Kocaeli by the project.

Amerika veya Hindistan’daki Silikon Vadisi’ne benzer bir teknoloji üssünün Gebze Muallimköy’de inşa edilmesi için temel oluşturacaktır. Bu proje, Bilişim Vadisi olarak adlandırılan teknoloji üssüne gerekli alt yapı ve kalifiye personel yetişmesi için önemli bir adım olacaktır” dedi.

The project is basis of technology base like Silicon Valley in USA and India which will set up in Gebze, Muallimköy. The project will be important step in order to train qualified personnel and infrastructure required for technology base called Informatics Valley.

“EĞİTİMDE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR” Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin “Birebir Öğrenme Projesi” kapsamında dağıtılan BilgePisi dizüstü bilgisayarları üreten Exper’in Genel Müdürü Orhan Korkusuz ise “Geri dönüşü en fazla değer yaratan yatırım ‘eğitime’ yapılan yatırımdır. İçeriği ve teknolojisi de önemli olmakla birlikte amacımız, bu proje ile çocuklarımızın çağdaş medeniyet seviyesinde iletişim imkânlarına sahip olmaları ve gelecek nesillerin bu imkânlar eşliğinde daha özgür, donanımlı ve güvenli bireyler olarak yetiştiklerini görmektir. Dünyadaki birçok ülke ve bu ülkelerdeki belediyeler tarafından örnek alınan bu projede Exper olarak yer almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Yarınlarımız için Intel ve Microsoft ile geliştirdiğimiz BilgePisi’ler sayesinde çocuklarımızın geleceğine yatırım yapmak bizleri heyecanlandırıyor. Ülkemizin geleceği için güzel adımlar atmak konusundaki isteğimizi arttırıyor” dedi.

90

“WE LAY FOUNDATIONS OF INFORMATICSVALLEY”

“NEW ERA IN EDUCATION” General Manager of Exper which manufacture BilgePisi notebook computer, distributed within the scope of “One-to-one Learning Project” of Kocaeli Metropolitian Municipality, Orhan Korkusuz said: “Return of investment in education create the biggest added value. Our target is children to have communication opportunities at level of contemporary culture and next generation to train freer, qualified and self-confidence by these opportunities as well as content and technology of the project also important. As Exper, we are proud of being a part of the project which is taken an example by many of countries in the world and municipalities in these countries. Thanks to BilgePisi which was developed by us with Intel and Microsoft for the future, to invest to future of children get us excited. It increases our desire for taking steps intended for future of our country.”

“ÇALINMAYA VE SATILMAYA KARŞI KORUMALI”

“IT IS PROTECTED FOR STEALING AND BREAKING UP”

Çalınmaya ve kırılmaya karşı bir yıl sigortalı olan BilgePisi’ler-

Korkusuz stated that on year guaranty against stealing

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


de Intel’in AntiTheft teknolojisi ile uzaktan kilitleme özelliğinin bulunduğunu ifade eden Korkusuz şunları söyledi: “BilgePisi’lerde Intel uzaktan eğitim platformu sayesinde öğrencilerin ortaklaşa ders işlemesi, öğretmenler tarafından sınıfların idaresi ve kontrolü rahatlıkla sağlanıyor. Ayrı ayrı öğretmen ve öğrenci modüllerinin bulunduğu BilgePisi’lerde sınıf içi ortak çalışma, ekran paylaşımı, dosya gönderimi gibi ek özellikler de bulunuyor. Öğretmen modülünde ise bilişim sınıflarının idaresi ve kontrolü rahatlıkla sağlanıyor. Bilgisayarlar üzerindeki en önemli yazılımlardan biri de Anti-Theft teknolojisi. Bu özellik sayesinde bilgisayarlar çalındıklarında ya da kaybolduklarında cihaz merkezden kilitlenebiliyor. Formatlama, sabit disk değişikliği, işletim sistemi değişikliği gibi durumlarda sistem uzaktan kilitlenerek, bilgisayarın çalınmasını ve satılmasını engelliyor. Intel Access Management yazılımı sayesinde de ebeveynler çocuklarının kullandıkları BilgePisi’leri rahatlıkla kontrol edebiliyor. Bilgisayarlar üzerindeki bu yazılım sayesinde öğrencilerin bilgisayar ve uygulamaları kullanımlarının yanı sıra engelleme saatleri de yönetilebiliyor. Öğrencinin girmemesi istenilen web sayfalarına erişimi bu program vasıtasıyla engelleniyor ve sakıncalı sitelere ulaşması kontrol altına alınıyor.”

and breaking up and feature of locking remotely with Antitheft technology of Intel on BilgePisi and said: “Thanks to remote education platform of Intel , it provides students to teach lesson jointly, class management and control by teachers easily through There are separate teacher through BilgePisi. There are additional features such as joint work, screen sharing, file sending on BilgePisi whic has separate teacher and student modules. Management and control of class are provided by teacher module readily. One of the most important software on the computer is AntiTheft technology. Thanks to the feature, device can be locked by the center when it is stolen or get loss. Stealing or selling is prevented by locking the computer remotely in case of formatting, hard disc change and operating system change. Thanks to Intel Access Management software, parents can control their children’s BilgePisi easily. Thanks to the software on the computer, blocking hours as well as computer and application use can be managed. Access to website which children shouldn’t use can be blocked thanks to the software and to access to undesirable website can be taken under the control.”

DOKUZ CANLI BİLGİSAYAR COMPUTER WITH NINE LIVES Beş yılın sonunda toplam 130 bin 6. sınıf öğrencisine ulaşması hedeflenen BilgePisi’ler dayanıklılığıyla da dikkat çekiyor. BilgePisi’ler, 40 cm yüksekliğe kadar düşmelere ve klavye üzerine sıvı dökülmelerine karşı dayanıklı olarak tasarlandı. Intel Atom işlemcisi bulunan bilgisayarda 160 GB sabit disk ve 1 GB RAM bulunuyor. 10.1 inç büyüklüğünde ekrana sahip olan bilgisayarlar üzerinde kablosuz iletişim için tümleşik ağ kartı, tümleşik ses kartı, 1.3 megapiksel dâhili kamera, hoparlör ve mikrofonda bulunuyor. Windows 7 işletim sistemine sahip olan BilgePisi, öğrencilerin işletim sisteminde karşılaşacakları arızalar durumunda tek bir tuşla bilgisayarını eski haline getirecek bir modülü de üzerinde barındırıyor. Bilgisayarlar üzerinde bu özelliklere ek olarak bir de lisanslı İngilizce-Türkçe sözlük bulunuyor. BilgePisi’ler tam şarjla öğrencilere 4 saate varan pil ömrü sunuyor.

BilgePisi, is planned to be distributed to 130 thousand 6th year student at the end of the 5 years, attract attention with its resistance. BilgePisi was designed as resist against drop from up to 40 cm height and poured liquid. There is Intel Atom processor on the computer which has 160 GB hard disc and 1GB RAM. Computer has 10,3 screen and integrated network card for wireless connection, integrated voice card, 1,3 megapixel internal camera, speaker and microphone. BilgePisi has Windows 7 operating system and has a module which restore computer in case of any problem with a single key. In addition to this, there is also licensed English-Turkish dictionary on the computer. BilgePisi offer 4 hours battery life with full charge.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

91


TD HABER

RIM KURUCUSU LAZARIDIS’TEN TÜRKİYE’YE ÖVGÜ PRAISE TO TÜRKİYE BY FOUNDER OF RIM, LAZARIDIS

R

esearch In Motion Kurucusu ve Co-CEO’su Mike Lazaridis, Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Türkiye İnovasyon Konferansı’na katıldı ve “En Değerli Varlığım” başlıklı bir konuşma yaptı. Konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Turkcell Genel Müdür’ü Süreyya Ciliv’e böylesine önemli bir organizasyonu gerçekleştirmelerinden dolayı teşekkür ederek başlayan Lazaridis, eğitim ve inovasyonu, BlackBerry’yi yaratmasındaki ilham kaynağını ve Türkiye’nin vizyonu konusunda duyduğu heyecanı anlattı. Sahip olduğu en değerli varlığın eğitimi olduğunu söyleyen Mike Lazaridis, BlackBerry’yi yaratmasında okul ve üniversite yıllarında son teknolojilerle buluşmasının kendisi için nasıl bir ilham kaynağı olduğuna değindi. Lazaridis araştırmanın ve bilimin; inovasyonun ve ekonomik gelişimin belkemiğini oluşturmadaki önemli rolüne dair görüşlerini paylaştı.

C

o-CEO and Founder of Research in Motion Mike Lazaridis has joined to Türkiye Innovation Conference at Haliç Congress Center and made a speech themed “My Most Valuable Asset.” Lazaridis has thanked to President of the Türkish Republic, Abdullah Gül and President of Turkish Exporters Assembly, Mehmet Büyüekşi and General Manager of Turkcell, Süreyya Ciliv for organizing such an important meeting and he told that his source of inspiration were education and innovation when he created BlackBerry and his excitement for vision of Türkiye. Mike Lazaridis expressed that his most valuable asset is his education and told that how was meeting last technologies at his school and university years source of inspiration. Lazaridis shared his opinion about important role of research and science to create backbone of development of economy and innovation.

TÜRKİYE RIM İÇİN ÖNEMLİ TÜRKİYE IS IMPORTANT FOR RIM Konuşmasında Lazaridis, RIM’in bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik çalışmalarının büyük bir destekçisi olduğunu, 12’si Türkiye’de olmak üzere dünya çapında 600’den fazla üniversite ile ilişkileri olduğunu belirtti. Lazaridis şunları söyledi: “RIM, Türkiye de dahil olmak üzere, dünya çapındaki çeşitli üniversite ve okullardaki araştırmacıları ve öğrencileri desteklemek amacıyla dikkate değer yatırımlar yapmaktadır. BlackBerry olarak yeni küresel pazarlara girdikçe, yerel akademik kuruluşlar ile yeni ilişkiler kurduk ve bu sayede kablosuz dünya vizyonumuzu gerçekleştirmemize yardım

92

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

Lazaridis expressed that RIM is great supporter of science, technology, and engineering and mathematics studies and has relations with more than 600 universities across the world including 12 universities in Türkiye. Lazaridis said as follows: "RIM makes significant investments in order to support students and researchers in various schools and universities across the world including Türkiye. As BlackBerry, when we break into the new global market, we brought into connection with local academic institutions and by


edecek çeşitli araştırma toplulukları oluşturduk. RIM’in akademik kuruluşlarla ilişki içerisinde olmasının en önemli sebebi Türkiye’nin RIM için önemli olmasıdır.” BlackBerry’nin Türkiye’de, bazıları çok kısa bir süre önce Üniversite Meet up Programı’na katılmış olmakla birlikte, toplamda 12 üniversite ile ilişkisi bulunuyor. Program, Türkiye’nin en üst düzey üniversitelerinde, öğrenciler için çeşitli seminerler, atölye çalışmaları ve etkinlikler aracılığı ile BlackBerry merkezli bir ekosistem yaratmak adına tasarlandı. Amaç BlackBerry tasarım ve geliştirme araçlarını öğrencilere tanıtıp, BlackBerry ekosistemine yeni geliştiriciler katmak. BLACKBERRY UYGULAMA GELİŞTİRİCİ EKOSİSTEMİ BlackBerry’nin nasıl yaratıldığına değinen Lazaridis, araştırma üzerine kurulu bir şirket olan RIM’in köklerinin de bilime dayandığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Son on yıldır, akıllı telefon pazarını yaratmak ve yaptığımız her işte bize başarıyı getiren prensiplerimizin her işin merkezinde olmasını sağlamak için çalışıyoruz. BlackBerry, dünyadaki pek çok pazarda bir numaralı akıllı telefon durumunda ve bugün 175 ülkede, 600’den fazla operatör ortağımız ile küresel bir ağa sahibiz. Bugün ayrıca dünya çapında 70 milyondan fazla kullanıcımız var ve Fortune 500 listesinin yüzde 90’ından çoğu müşterilerimiz arasında yer alıyor. Ancak bu kazandıklarımızla yetinmiyoruz. Mobil alandaki inovasyonlara devam ediyoruz. Uygulama ekosistemimiz BlackBerry platformunun nasıl büyümeye ve gelişmeye devam edeceğinin bir örneği.”

this way we created various research groups which will help us to carry out our wireless world vision. The most important reason of relation of RIM with academic institutions is importance of Türkiye for RIM." BlackBerry has relation with 12 universities totally in Türkiye and some of these universities have joined University Meet Up Program short while ago. The program was created BlackBerry-centered ecosystem via various activities, workshop, and seminars for students in top-level universities in Türkiye. Target was introduced design and developing tools of BlackBerry to students and to add new developers to BlackBerry ecosystem. BLACKBERRY APPLICATION DEVELOPER ECOSYSTEM Lazaridis mentioned how was BlackBerry created and stated that RIM, as founded based on research, also based on science and continued his speech as follows: “We have been working to create smart phone market and to provide our principles which brought success to us in every working, to place at the center of every studies. BlackBerry is first smart phone in many of markets and we have global network with more than 600 operator partner in 175 country. Today, we have more than 70 million users and more than 90 percent of Fortune 500 list is among our customers. But we don’t contend with this success. We continue innovations in mobile field. Our application ecosystem is an example of how will BlackBerry platform continue to grow and improve.”

Türkiye’de de büyüyen aktif bir uygulama topluluğuna sahip olan BlackBerry’nin toplam 4000 eğitimli geliştiricisi bulunuyor.

BlackBerry which has growing active application group in Türkiye, has 4000 trained developer.

Tüm profesyonel hayatı boyunca prensipleri üzerine kurulu bir vizyona sahip olduğunu söyleyen Lazaridis, inovasyonun ekonomik gelişimin oksijeni olduğunu ve tüm bunların BlackBerry hikâyesinin temelini oluşturduğunu belirtti ve sözlerine “Bu topluluktaki herkesi, gençlerimizi yenilikçi olma konusunda teşvik etmeye çağırıyorum. Gelecek, öğrencilerimizin bugün okullarda öğrendikleri teknolojiler ve araştırma projeleriyle şekillenecektir” diyerek son verdi.

Lazaridies expressed that he have a vision based on his principles all through his professional life, innovation is oxygen of economic development and all of this create base of BlackBerry story and added his words: “I call to everyone in this group and our young to encourage for being innovative. The future will be created by technologies and research projects which are learnt by students in school today”

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

93


TD DIŞ HABER

KÜRESEL GENİŞBAND KULLANICILARINDA 2015 YILINA KADAR BÜYÜK ARTIŞ GLOBAL BROADBAND SUBSCRIBERS SET TO RISE BY 2015

A

rtan hızlı internet bağlantısı talebiyle, özellikle Çin ve diğer gelişmiş bölgelerde 2011-2015 yılları arasında yüzde 60 artış ile 350 milyon yeni genişband abonesi bekleniyor. Yapılan araştırmalara göre; 2011 yılında 600 milyonu bulan genişband kullanıcı sayısı yüzde 58’lik artış ile 2015 yılında 949 milyonu bulacak ve 2012 yılındaki genişband abone sayısı ise 2011 yılına göre yüzde 13 artışla 676 milyon olacak. Araştırmayı yürüten şirketten bir yetkili ise yaptığı açıklamada şunları söylüyor: “Küresel genişband abonelerinin gösterdiği etkinlik tüm genişband pazarının uzun vadedeki durumunu gösteriyor. Özellikle Çin ve Asya-Pasifik Bölgesi gibi gelişmiş bölgelerdeki hızlı internete olan talebin hızlı bir şekilde artmasının yanında genişband tedarik zincirinin önümüzdeki yıllarda güçlü ve hızlı bir büyüme yakalamasını bekliyoruz.” 2011 yılında genişband abonesi olan kullanıcıların oldukça büyük bir kısmı Çin ve Asya-Pasifik Bölgesi’nde yer alıyor. Çin tek başına dünya çapındaki toplam genişband abonelerinin %38’ine sahip iken Asya-Pasifik Bölgesi ise %14 ile Çin’in arkasından gelen en fazla genişband aboneye sahip olan ikinci bölge durumunda. Asya Kıtasındaki büyüme bölgelere göre oldukça değişkenlik göstermekte; önümüzdeki yıllarda genişband konusunda en yavaş büyüme Japonya, Hong-Kong, Singapur ve Tayvan gibi gelişmiş ülkelerde beklenirken en hızlı büyüme ise Çin, Hindistan ve Endonezya gibi gelişmekte olan ülkelerde bekleniyor. Doğu Avrupa, Latin Amerika ve MEA olarak bilinen Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde de genişband kullanıcı sayısındaki büyüme oldukça hızlı. Bu bölgelerde de

94

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

D

riven by rising demand for fast Internet access, particularly from China and other developing regions, the global broadband subscriber base is set to grow by nearly 60 percent in the coming years, with about 350 million new consumers from 2011 to 2015. The number of broadband subscribers worldwide will amount to 949 million by 2015, up 58 percent from 600 million in 2011, according to researches. This year, broadband subscribers will reach 676 million, up 13 percent from 2011. “Global broadband subscriber activity serves as a long-term barometer of the overall health of the broadband industry. With demand for Internet access rising quickly in China as well as in other fast-growing economies in the Asia-Pacific region, the broadband supply chain is set for strong growth in the coming years.” Together, China and the AsiaPacific region accounted for a disproportionately large share of new subscribers in 2011. China alone accounted for 38 percent of all new subscribers worldwide, followed by Asia-Pacific with 14 percent. However, the growth of the Asian territory is bifurcated: Much-slower expansion in the future will occur in developed countries like Japan, Hong Kong, Singapore and Taiwan, compared to the rapid increase set to take place in developing areas such as China, India and Indonesia… Growth also will be very fast in Eastern Europe, Latin America and the collective region of the Middle East and Africa known as MEA, with ranging from 16 to 33 percent from 2010 to 2015.


2011-2015 yılları arasında yüzde 16-33 arasında bir büyümenin gerçekleşmesi öngörülüyor. Bugün dünyada genelinde genişband penetrasyonunun en fazla olduğu Kuzey Amerika ve Avrupa’da ise yine aynı dört yıllık dönemde yüzde 5-7 oranı ile en düşük büyüme oranı bekleniyor. Amerika Birleşik Devletlerinde genişband abone hareketliliği oldukça dinamik. Öyle ki; telefon operatörleri ile geleneksel kablolu yayın sağlayıcıları arasında abone kazanımı için şiddetli bir rekabet yaşanıyor. Genişband donanım pazarında ise hızlı genişband internet bağlantısına geçişlerin artması ile büyük bir gelir artışı yaşanıyor. 2011 yılının son çeyreğinde bir önceki dönemde 2,9 milyon dolar olan genişband donanım pazarının büyüklüğü %14’lük artış ile 3,3 milyon dolara ulaştı.

Meanwhile, North America and Europe -- where broadband penetration is among the highest in the world -- will see slower expansions in broadband subscriber numbers, with CAGRs of 5 and 7 percent respectively during the same period. In the United States, broadband subscriber activity has been particularly dynamic, with telephone companies and traditional cable providers competing fiercely to win new customers For the broadband equipment market, the transition from broadband to much-faster wideband technologies has kept revenue growth healthy. Equipment revenue in the fourth quarter of 2011 climbed to $3.3 billion, up a solid 14 percent from $2.9 billion in the previous quarter.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK

95


TD DIŞ HABER

2012 YILINDA TÜKETİCİ ELEKTRONİĞİ PAZARININ BÜYÜKLÜĞÜ 1 TRİLYON DOLARI GEÇECEK GLOBAL CONSUMER TECH DEVICE SPENDING TO SURPASS $1 TRILLION IN 2012

T

96

T

üketici Elektroniği Birliği (CEA) ile ortaklaşa yürütülen son araştırmalara göre; 2012 yılında tüketici elektroniği ürünlerine harcanan tutar 2011 yılında gerçekleşen 993 milyar dolarlık tutardan %5 artış ile ilk defa 1 trilyon doların üstüne çıkacak.

he latest forecast figures produced in partnership with Consumer Electronics Association (CEA) reveal global spending on consumer technology devices will surpass $1 trillion in 2012 for the first time, increasing by %5 over 2011’s figure of $993 billion.

Geçtiğimiz dönemlerde Tüketici Elektroniği Birliği ve global araştırma şirketleri tüketici elektroniği pazarındaki trendleri tartışarak bir araştırma yürüttüler. Güncel global pazar verileri kullanılarak gerçekleşen araştırmada global pazardaki kilit ürünler analiz edildi ve pazarın büyümesindeki kilit noktasının mobil bağlantılı cihazlar olduğu görüldü. Yapılan araştırmada öne çıkan diğer unsur ise; hızla gelişen pazarların global büyümenin itici gücü olduğudur.

Research companies and the Consumer Electronics Association discussed market trends within the Consumer Electronics industry. Using the latest global market data the presentation analyzed key product trends within a global market context; highlighting the importance of mobile connected devices as a key driver of spending growth. Additionally, the presentation addressed the importance of developing markets in driving growth in global spending.

Araştırmayı yürüten şirketlerden bir yetkili ise konuyla ilgili : “Gelişmiş pazarlardaki yavaş büyümeye rağmen Asia-Pasific (APAC), Orta ve Doğu Avrupa’daki hızlı büyüme 2011 yılında global pazarın hacmini korumasına yardımcı oldu” dedi.

“Despite slowing growth in developed markets, robust growth in emerging markets, particularly Emerging APAC and Central & Eastern Europe, has helped sustain global spending in 2011”, according to representative of research company.

AKILLI TELEFONLAR 2012’DE BÜYÜMENİN KİLİT NOKTASI OLACAK

SMARTPHONES TO REMAIN THE KEY GROWTH DRIVER IN 2012

Araştırma şirketinin beklenti ve öngörülerine göre; akıllı telefonlara olan talebin yoğun bir şekilde artışı 2011 yılında pazarın yürütücü gücü oldu ve bu durum 2012 yılında da devam edecek. Buna ek olarak ise; işlem hacminin 39 milyar doları bulması beklenen tablet bilgisayar satışları 2012 yılında çift haneli rakamlarla katlanarak artacağı öngörülüyor.

Research companies’ estimates and forecasts show that booming global demand for smart phones made these devices the key spending growth driver in 2011 and that this is set to continue in 2012. Additionally, sales of tablet PCs, which are estimated to have reached $39 billion this year, are predicted to show a strong double digit increase in 2012.

TELEKOMDÜNYASI2012OCAK


TELEKOM DÜNYASI

ARTIK HER YERDE OKUNUYOR!

iPhone, iPad ve yakında Android telefonlar ve tabletlerde TURKCELL DERGİLİK: AppStore'dan uygulamayı indirdikten sonra, TELEKOM DÜNYASI'nı kütüphanenize ekleyebilir ve keyifle okuyabilirsiniz.

VODAFONE vREAD: AppStore'dan uygulamayı indirin TELEKOM DÜNYASI'nı kütüphanenize ekleyip okumaya hemen başlayın.

SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.