Telekom Dünyası Ekim 2011

Page 1

ISSN 1 303-569X

Cevdet Yılmaz Kalkınma Bakanı SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ - COMMUNICATION CENTER OF THE SECTOR

EYLÜL- SEPTEMBER 2011

ÖZEL RÖPORTAJ

Ghassan HASBANI STC - CEO Uluslararası Operasyonlar




SÖZOL@

Çağrı merkezlerinin istihdama katkısı Contribution of call centers to employment Nurhan Tanrıöven

Genel Yayın Yönetmeni Publishing Director ntanrioven@telekomdunyasi.com

Son dönemde çağrı merkezlerinin istihdama yaptığı katkı yadsınamaz. Nitekim Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer’in katılımıyla gerçekleşen “Kamu Çağrı Merkezlerinin 2023 Vizyonu” konulu konferansta çağrı merkezlerini, hizmet ihraç edeceğimiz en önemli alanlardan biri olarak tanımlayan Bakan Yıldırım “Hizmet ihracatıyla, sıcak para ihtiyacını karşılayan ülkeler var. Türkiye bölgesinde bilgi toplumu çalışmaları alanındaki deneyimini paylaşmalı ve bunu işe dönüştürmelidir. Bu alanda başarılı olmak için lisan bilgimizi güçlendirmeli ve bu işi önemli bir kariyer adımı olarak görmeliyiz. Genç işsizliğin çaresi, bilişim sektörü ve çağrı merkezi gibi bilişimle entegre olan sektörlerdir” dedi. Patent sayısı, bir ülkenin İnovasyon gücünü gösteren çok önemli bir göstergedir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bu yılın ilk 6 ayına ait sınaî mülkiyet verileri hakkında bilgi verdi. Ergün, Türkiye’nin, son yıllarda marka ve endüstriyel tasarım başvurularında, Avrupa’nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasına girdiğini belirterek, “2010 yılında, patent ve faydalı model başvuru sayıları tarihimizde ilk defa 11 bini geçti.” şeklinde konuştu. Görünen o ki, Türk mucit sayısında ciddi artış var. In the recent period, contribution of call centers to employment is undeniable. Thus, Minister Yıldırım identified call center as one of the most important field where we should export service, at the conference titled “2023 Vision of Public Call Centers” which held with the participation of Transportation Minister Binali Yıldırım and Chairman of Information and Communication Technologies Authority Tayfun Acarer, Transportation Minister Binali Yıldırım also said: “There are countries which meet hot money needs by service export. Türkiye should share its knowledge in the field of information society in the region and should transform knowledge to business. We have to strengthen our license knowledge and consider this job as important career step in order to be succesful in this field. Solution of young unemployment is ICT-integrated sectors such as informatics sector and call center.” The number of patent is so important indicator which show innovation power of a country. Science, Industry and Technology Minister Nihat Ergün gave information about industrial property data for last six months of this year. Ergün expressed that Türkiye is one of the three countries where most applied brand and industrial design in Europe and said: “The number of patent and utility model applications were more than 11

2

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL


TÜBAV’ın düzenlediği “Vatandaşlar için Bilgi Güvenliği Farkındalığı Oluşturma Çalıştayı”nda sunuşları üstlenen Bilgi Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, çalıştayın sonucunda bilgi güvenliği farkındalığını oluşturmada dikkat edilmesi gereken 10 altın kural çıkardıklarını belirterek, “Bu etkinliğin temel amacı; bilgi güvenliği alanında, katılımcılar arasında işbirliği olanakları üzerine daha fazla bilgi edinmek, aynı alanda çalışan kuruluş temsilcileri ile tanışmak ve proje ortaklığı kurmak, kaliteli bir uluslararası projenin geliştirilmesi konusunda somut bilgi ve tavsiyeler almak, karşılıklı olarak bilgi birikimi arttırmak ve belirlenen konuda katılımcıların bilgi birikimini arttırmak” dedi. Bilgi Güvenliği Derneği tarafından düzenlenen bir başka etkinlik ise II. Ulusal Siber Güvenlik Çalıştayı idi. Çalıştayın açılışını Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Alkan yaptı. TÜBİTAK’ın başkanı değişti. Sekiz yıldan beri Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) Başkanlığı’nı yürüten Nüket Yetiş, görevini, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Altunbaşak‘a devretti. Silikon Vadisi’nde de çalışan Altunbaşak’ın, 40 civarında patent başvurusu bulunuyor. Görevinden ayrılan Yetiş ise Avrupa Bilimler Akademisi üyesi oldu. Altunbaşak ve Yetiş’e yeni görevlerinde başarılar diliyoruz. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) yeni hükümetin kararıyla Kalkınma Bakanlığı’na dönüştürüldü. Bilgi toplumu ve e-dönüşüm çalışmalarını yürüten Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bilişim basını içinde ilk defa TELEKOM DÜNYASI’na konuştu.Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Pakistan Haber Sorumlumuz Khalid Athar, önemli bir röportaja imza attı. Saudi Telecom Company’nin (STC) Uluslararası İlişkiler CEO’su olan Ghassan Hasbani’den TELEKOM DÜNYASI’na özel bir demeç aldı. Endonezya’daki Axis’in Yönetim Kurulu Başkanı olan Hasbani, aynı zamanda Malezya’daki Maxis Communications Berhard, Türk Telekom, Viva Bahrain ve Kuwait’in de Yönetim Kurulu Üyesi… Bu söyleşiyi keyifle okuyacağınızdan eminiz. Bu ay Paris’te düzenlenen Broadband World Forum 2011’i de sizler için ziyaret ettik. Forumu birlikte ziyaret ettiğimiz TTNET Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Şahin Şen, “NETDİSK ürünümüzü mobil hale getirmek için ilk adımımız attık. Müşterilerimizin kullanımına sunduğumuz NETDİSK Mobil uygulaması sayesinde ilk etapta iPhone, iPad ve iPod Touch’lardan NETDİSK’teki dosyalara ulaşmak mümkün” dedi. Forumda aynı zamanda AlcatelLucent, Ericsson ve Airties’ın da son derece ilginç ürün ve hizmetleri de tanıtılıyordu. … Ve bir ayı daha geride bırakırken, tüm TELEKOM DÜNYASI okurlarına esenlikler dilerim.

thousand in 2010 for the first time.” It seems that the number of inventer increased. Board member of Information Security Foundation, Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu who undertaken presentation at “Workshop to Create Information Security Awareness for Citizen”, is organized by TÜBAV, expressed that they determined 10 Golden Rule must be took into considration, for information security, as a result of workshop. Sağıroğlu also said: “The main purpose of the event; get more information on collaboration of participants in the field of information security, meet working institution representatives and get into partnership, take tangible information and suggetion to develop qualitt international project, increase knowledge mutually and increase knowledge of participants in determined issue.” Another event which was held by Information Security Foundation was II. National Cyber Security Workshop. Chairman of Information and Communication Technologies Authority, Tayfun Acarer and President of Information Security Foundation, Doç. Dr. Mustafa Alkan have made opening of the workshop. President of TÜBİTAK changed. Nüket Yetiş who had been Chairman of The Scientific and Technological Research Council of Türkiye (TÜBİTAK) for 8 years, is succeeded by Rector of TOBB Economy and Technology University Prof. Dr. Yücel Altunbaşak. Altunbaşak who worked also at silicon Valley, has almost 40 patent application. Yetiş who is dismissed, became member of Europe Science Academy.We wish success to Yetiş and Altunbaşak on their new assignment. State Planning Ortagnization (DPT) is transformed to Development Ministry by the decision of new government. Development Minister Cevdet Yılmaz who has been carrying out information society and e-transformation projects, met with TELEKOM DÜNYASI from informatics press for the first time. Our Middle East, North Africa and Pakistan News Editor Khalid Athar put the signature to important interview. Athat took a special statement for TELEKOM DÜNYASI from International Relations CEO of Saudi Telecom Company (STC), Ghassan Hasbani. Hasbani, is Board Chairman of Axis in Indonesia, at the same time Board Member of Maxis Communications Berhard, Türk Telekom, Viva Bahrain and Kuwait in Malaysia. We visited Broadband World Forum 2011 which held in Paris, for you. TTNET Operation Vice General Manager Şahin Şen who we visited the forum with, said: “we took first step in order to make our product of NETDISK mobile. Thanks to NETDISK Mobile application offered by us to customer, it is possible to reach documents in NETDISK via iPhone, iPad, iPod Toch in the first stage.” Interesting products and services of AlcatelLucent, Ericsson and Airties were presented at the forum. …And we leave one more month behind, I wish peace for all TELEKOM DÜNYASI readers.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

3


İÇİNDEKİLER

18 Çağrı Merkezi ihracatı

48 Ghassan HASBANI

36 Bilgi Güvenliği Çalıştayı

56 TTNET, Güvenli Net’e hazır

44 TÜBİTAK’a yeni başkan

58 PTT-Denizbank işbirliği

Yıldırım: “Türkiye hizmet ihraç etmelidir...” Yıldırım: “Turkiye should export services...”

AB desteği ve TÜBAV işbirliğiyle With EU support and TUBAV co-operation

Prof. Dr.Yücel Altunbaşak görevi devraldı Prof. Dr. Yucel Altunbasak was attended.

4

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

STC, CEO Uluslararası Operasyonlar STC, CEO International Operations

TTNET Genel Müdür Yardımcısı İlker Koçak İlker Koçak,Vice General Manager of TTNET

Artık PTT’nin de kredi kartı var Now, PTT has a credit card too


YIL : 10 • SAYI : 111 EYLÜL 2011 Yerel Süreli Yayın

SİNEMA/SANAT Zümrüt TANRIÖVEN ZAMANLARI FETHETMEK DOCTOR WHO! CONQUERING THE TIME DOCTOR WHO!.................................................................................................. 12 TDHABER TÜRK MUCİT SAYISI ARTTI THE NUMBER OF TURKISH INVENTORS INCREASES................................... 22 KİŞİ-CELL Mustafa AYKUT PARANIN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ PAST AND FUTURE OF MONEY........................................................................ 26 TDHABER AB’NİN BİLİŞİM FONU İÇİN 1 MİLYON EURO ÖDEYEN TÜRKİYE, 2,6 MİLYON EURO DESTEK ALDI TÜRKİYE PAID 1 MILLION EURO TO ICT FUND OF EUROPE, TOOK 2,6 MILLION EURO SUPPORT................................................................ 30 BAKIŞ AÇISI Prof. Dr. Hüseyin ALTAŞ – Nurcihan DALCI AB İNOVASYON BİRLİĞİ 2011 YILI REKABET GÜCÜ RAPORU INNOVATION UNION COMPETITIVENESS REPORT 2011........................... 40 TDHABER CUMHURBAŞKANLIĞI iPhone UYGULAMASI OLDU PRESIDENCY HAS iPhone APPLICATION....................................................... 52 TEKNO GİRİŞİM SERMAYESİ BAŞVURULARI BAŞLIYOR APPLICATIONS FOR TECHNO VENTURE FUND STARTS............................. 54 TÜRKSAT İLE TUSAŞ, HABERLEŞME UYDUSU GELİŞTİRECEK TURKSAT AND TUSAŞ WILL DEVELOP COMMUNICATION SATELLITE........................................................................ 60 “BİLİŞİM 11” ETKİNLİĞİ GÜN SAYIYOR ETKİNLİĞİN AÇILIŞINI CUMHURBAŞKANI GÜL YAPACAK THE EVENT OF “BILISIM 11” COUNTS THE DAYS PRESIDENT OF THE REPUBLIC, GUL WILL MAKE OPENING OF THE EVENT................................................................................................... 62 YABANCI SERMAYE DERNEĞİ’NDEN AR-GE RAPORU “KÜRESEL AR-GE YATIRIMLARI TÜRKİYE’YE ÇEKİLMELİ” R&D REPORT BY INTERNATIONAL INVERTORS ASSOCIATION “GLOBAL R&D INVESTMENTS SHOULD BE DIRECTED TO TURKİYE”................................................................................... 64 E-MAK@LE Muzaffer YILDIRIM “BU NE PERHİZ! DURUMU OLMUŞ” “WHAT A CONTRAST!”..................................................................................... 68 TDHABER SABİT TELEFON İŞLETMECİLERİ KALİTE ÖLÇÜMLERİNİ BTK’YA BİLDİRECEK FIXED PHONE OPERATORS WILL NOTIFY THEIR QUALITY MEASUREMENT TO ICTA.................................................................................. 72 BAŞBAKANLIKTAN DİNLEME YÖNETMELİĞİ TİB’İN TEŞKİLAT YAPISI DEĞİŞTİ WIRETAPPING REGULATION BY PRIME MINISTRY ORGANIZATIONAL STRUCTURE OF TIB IS CHANGED................................ 76 NUMARALANDIRMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK CHANGE ON NUMBERING REGULATION..................................................... 78 GÜVENLİ İNTERNET UYGULAMASI YAYINLANDI BTK, İLK DEFA KARARIN İNGİLİZCESİNİ DE AYNI ANDA YAYINLADI SAFE INTERNET APPLICATION IS PUBLISHED ICTA HAS PUBLISHED ENGLISH OF THE DECISION FOR THE FIRST TIME.......................................................................................... 80 SİBER GÜVENLİK ÇALIŞTAYI 2011 CYBER SECURITY WORKSHOP 2011............................................................... 84 İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM Adem ONAR BİLGİ TOPLUMUNDA İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ – I HUMAN RESOURCES MANAGEMENT AT INFORMATION SOCIETY - I........................................................................ 86 TDHABER BROADBAND WORLD FORUM 2011’DEN HABERLER NEWS FROM BROADBAND FORUM 2011....................................................... 90

Kurucu Erdoğan TANRIÖVEN 3T Basın Yayın Organizasyon Enerji Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu): Nurhan TANRIÖVEN Yayın Koordinatörü Cem KIVIRCIK Akademik Editörler Prof. Dr. İnan GÜLER • Prof. Dr. Çetin ELMAS Haber Merkezi Sorumlusu Yasemin SAYGI Çevirmen Tufan GÖBEKÇİN Haber Merkezi Kutay BADARI • Handan KALABAK Special Correspondent for Middle East and Pakistan Khalid ATHAR Sanat Yönetmeni Özgür ÇAKIR Danışma Kurulu Prof. Dr. İnan GÜLER • Prof. Dr. Çetin ELMAS Prof. Dr. Kerim GÜNEY • Prof. Dr. Dursun Ali DİNÇ Prof. Dr. Işık ÖZKAN • Prof. Dr. Alemdar YALÇIN Prof. Dr. Ümit ATABEK • Prof. Dr. Mehmet KESİM Prof. Dr. Kırali MÜRTEZAOĞLU • Prof. Dr. Adnan GÖRÜR Doç. Dr. Süleyman İRVAN • Doç. Dr. Peyami ÇELİKCAN Doç. Dr. Şahin KARASAR • Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU Prof. Dr. Gökhan ÖZER • Doç. Dr. Serdar ULUKAN Doç. Dr. Refet RAMİZ • Dr. M. Emin BAŞER Dr. M. Emin YILDIZ • Dr. Tuncay YİĞİT Dr. Cebrail TAŞKIN • E. General Turgut NASÜN Turgay MALERİ • Selim SARPER TELEKOM DÜNYASI İDARE MERKEZİ Barbaros Bulvarı Nisbetiye Mahallesi Uygur Apt. No: 102 Kat:4-5 Zincirlikuyu, Beşiktaş/İSTANBUL Tel: +90 (212) 270 06 00 Fax: +90 (212) 270 63 23 Web : www.telekomdunyasi.com E-posta : telekom@telekomdunyasi.com TEMSİLCİLER • ANKARA : Metin SAKARYA • İZMİR : Doç.Dr. Cem GÜZEL • KAYSERİ : Cengiz ÇAKAR YURTDIŞI TEMSİLCİLERİ Amerika : Orhan CAM Orta Asya Türk Cumhuriyetleri : Dr.Hasan KARASAR Balkan Ülkeleri ve Bulgaristan : Ramiz ÇOLAK Yazarlar konularıyla ilgili dokümanları (Slayt, dia, resim, fotoğraf, grafik, şekil vb.) baskı kalitesine uygun olarak CD’ye kayıtlı veya orijinallerini mutlaka yazılarına eklemelidir. Dergide yayınlanan yazılara telif ücreti ödenir. Dergideki yazılarda ileri sürülen görüşler ve yorumlar yazı sahiplerine aittir. Dergi Yayın Kurulu, yazılarda kısaltma ve yayın tekniği yönünden değişiklik yapabilir. Dergideki yazılar ve resimler kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

TELEKOM DÜNYASI

Sektörle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, üniversitelere, derneklere, odalara, özel firmalara, yabancı misyon temsilciliklerine, Türkiye’nin dış temsilciliklerine ve Telekomünikasyon Mühendisleri Derneği’nin üyelerine gönderilmektedir. TELEKOM DÜNYASI, PTT ile dağıtılmaktadır.

BASKI: EGE BASIM Esatpaşa Mah. Ziya Paşa Cad. No:4 Ataşehir/İstanbul Tel: (0216) 472 84 01 (pbx) BASIM TARİHİ: 29 EYLÜL 2011 Kapak Fotoğrafı:

Nurhan Tanrıöven

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

5


RÖPORTAJ

Dr. Cevdet Yılmaz Ülkemizde, FATİH projesi gibi, kamu tarafından ciddi büyüklükteki yatırımların yapılacağı her durumda, söz konusu yatırımların doğrudan ülke kaynaklarıyla tasarlanması, üretilmesi ve sürdürülmesinin ne denli önemli bir husus olduğunun bilincindeyiz.

We are aware how important to design, produce and maintain the investments when we are making significant size of investments such as FATIH project in our country. In this kind of large projects, it is important to produce the most benefit with the least cost. 6

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

Bilgi toplumu ve e-dönüşüm çalışmalarını yürüten Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bilişim basını içinde ilk defa TELEKOM DÜNYASI’na konuştu. Yeni Bilgi Toplumu Stratejisi konusunda bilgi veren Bakan Yılmaz, hazırlıkları devam eden yeni stratejide ilk defa bilişim sektörüne ağırlık verileceğini kaydetti. Yılmaz, şimdiye kadar yapılan çalışmalar sonucunda bilgi toplumu hedeflerine yüzde 70 oranında ulaşıldığını belirtirken, ancak kişisel verilerin gizliliği konusunda Türkiye’nin eksikleri bulunduğuna işaret etti. Yılmaz, son 9 yılda kamu BİT (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) yatırımlarının 4 kat attığını da bildirdi. Devlet Planlama Teşkilatı’nın (DPT) Kalkınma Bakanlığı’na dönüştürülmesiyle, bu bakanlığın başına geçen Cevdet Yılmaz, bilgi toplumuna yönelik çalışmaları TELEKOM DÜNYASI’na anlattı. Yılmaz’ın sorularımıza

Cevdet Yılmaz, Minister of Development, who implements the studies on information society and etransformation, spoke to TELEKOM DÜNYASI for the first time in IT press. Giving information about New Information Society Strategy, Yılmaz noted that information technology will be featured for the first time in new strategy. He stated that as a result of studies carried out so far, 70 percent of information society objectives have been achieved, but there are shortcomings concerning the confidentiality of personal data in Türkiye. He also said that public ICT (Information and Communication Technology) investments increased 4 times in the last 9 years. Becoming a Minister of Development after the conversion State Planning Organization (DPT) to the Ministry of Development, Cevdet Yılmaz told the studies towards information society to TELEKOM DÜNYASI. Answers of


Dr. Cevdet YILMAZ Kalkınma Bakanı Minister of Development verdiği yanıtlar şöyle: BİLGİ TOPLUMU STRATEJİSİNDE YÜZDE 70 BAŞARI SAĞLADIK

Yılmaz to our questions as follows: WE HAVE ACHIEVED 70 PERCENT SUCCESS IN OUR INFORMATION SOCIETY STRATEGY

TELEKOM DÜNYASI: e-Dönüşüm Türkiye Projesi’nin amaçlarına ulaşılmış mıdır? Bu projenin gerçekleştirilebilmesi için yapılan çalışmalar hakkında bize bir değerlendirme yapar mısınız?

TELEKOM DÜNYASI: Have the aims of e-Transformation Türkiye Project been achieved? Could you please evaluate the studies carried out in order to realize this project?

CEVDET YILMAZ: e-Dönüşüm Türkiye hedefine ulaşabilmek için gerekli kurumsal yapılar oluşturuldu. Bu kapsamda, 2003 ve 2005 yıllarında iki eylem planı ve 2006-2010 yıllarını içeren Bilgi Toplumu Stratejisi ve Eylem Planı uygulamaya konuldu. Eylem Planında yer alan bütün eylemlerin 2010 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanmıştı. 2009 yılı sonu itibarıyla yaptığımız kapsamlı bir değerlendirmede, Eylem Planını uygulamadaki başarımız 2009 sonu için yaklaşık yüzde 50 civarında olduğunu tespit ettik. Ancak, 2010 ve 2011 yıllarında tamamlanan eylemleri de değerlendirdiğimizde Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planında yüzde 60-70’ler seviyesinde ilerleme kaydedildiğini görüyoruz. Sayısal değerlere baktığımızda, bireylerin internet kullanımına ilişkin hedeflerde yüzde 40-45’e ulaştığımız, girişimlerin internet

CEVDET YILMAZ: The necessary institutional structures have been created in order to reach the aims of e-Transformation Türkiye Project. In this context, two action plans were put into practice in 2003 and 2005 as well as Information Society Strategy and Action Plan was performed between 2006-2010. It was scheduled that all actions in Action Plan would be completed by the end of 2010. In our comprehensive evaluation the end of 2009, we found that our success was approximately 50 percent in terms of the aims set in Action Plan. However, when we consider the actions completed in 2010 and 2011, we see that we have made progress approximately 60-70s in Information Society Strategy Action Plan. When we look at the numeric values, it is seen that we reached 40-45 percent of targets we set for the use of internet by indi-

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

7


RÖPORTAJ

kullanımında yüzde 90’ların üzerine çıktığımız, çok sayıda e-devlet hizmetinin kullanıma sunduğumuz, entegre hizmet sunumunda örnek alınabilecek uygulamalar geliştirdiğimiz, Avrupa Birliği kıyaslamalarında AB ortalamalarının üzerinde değerlere ulaştığımız, stratejide öngörülenden daha fazla kamu harcaması gerçekleştirdiğimiz görülüyor. Ancak, halen yapılması gereken işler de var. Örneğin kişisel bilgilerin gizliliği konusunda eksiklerimiz mevcut. e-Dönüşüm Türkiye Projesi’nin nihai amacı olan “Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşümü” yıllar ve belki on yıllar boyu devam edecek bir süreçtir. Bizim görevimiz, elimizden gelenin en iyisini yaparak, bizden sonraki nesillere bilgi toplumunun nimetlerinden daha fazla yararlanan bir Türkiye’yi hazırlamak. KAMU BİT YATIRIMLARI 9 YILDA 4 KAT ARTTI TELEKOM DÜNYASI: Kamunun BİT yatırımlarını yeterli buluyor musunuz? 2012 yılı için bu yatırım tutarının ne kadar artırılması bekleniyor? CEVDET YILMAZ: 2011 yılında merkezi yönetim bütçesinden bilgi ve iletişim teknolojileri yatırımları için ayrılan ödenek 2 milyar TL’yi geçti. Bu değer 2002 yılında 2011 yılı fiyatlarıyla 526 milyon TL olarak gerçekleşti. Dolayısıyla, son dokuz yılda kamu bilgi iletişim teknolojileri yatırımları yaklaşık 4 kat artmış bulunmakta. Bilgi ve iletişim teknolojileri yatırımlarında yaşanan bu artışlar, kamu kurum ve kuruluşlarının bu teknolojilerin potansiyelinin farkına varmakta olduklarını gösteren önemli bir gösterge olarak yorumlanmalı. Şu anda 2012 yılı yatırımlarına ilişkin bir tahmin yapmak için oldukça erken olmakla birlikte, kamu kurum ve kuruluşlarının bu alanda yapacakları yatırımın artmaya devam edecektir. Özellikle, FATİH Projesi, elektronik kimlik kartı gibi önemli yatırımların önümüzdeki dönemde devreye girecek olması kamudaki bu alana yönelik yatırımları daha da artıracaktır. BİT YATIRIMLARI TOPLUMUN HAYAT STANDARTLARINI DEĞİŞTİRDİ TELEKOM DÜNYASI: BİT yatırımlarının, kurumların işleyişine ve topluma ne gibi faydaları olmaktadır? CEVDET YILMAZ: Kamu BİT yatırımları, kurumların mevcut işleyişlerinde ciddi oranda verimlilik artışı sağlayan projeler olarak ön plana çıkıyor. Ayrıca bu yatırımlar, kamu hizmetlerinin vatandaş odaklı ve etkin bir şekilde sunulması amacıyla kullanılan önemli bir enstrüman niteliğindedir. MERNİS, Adres Kayıt Sistemi, MERSİS, Çevrimiçi Çevre İzinleri, UYAP gibi pek çok önemli e-devlet projesiyle kamu kurum ve kuruluşları arasında bilgi paylaşımı mümkün hale gelmiştir. Bu bilgi paylaşımıyla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının iş süreçleri yeniden tasarlanmış ve eskiden verilmesi günlerce süren hizmetler artık vatandaşlara ve iş dünyasına dakikalar içerisinde sunulabilir hale

8

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

viduals; we reached over 90 percent in the use of internet by enterprises and we launched many e-government services, developed exemplary practices in integrated service delivery, reached better values than the EU average in comparison with the European Union and realized more public expenditure than the amount estimated in the strategy. However, there are still works to be done. For example, there are shortcomings in terms of confidentiality of personal information. “Transformation of Türkiye into Information Society” that is ultimate purpose of eTransformation Türkiye Project is a process that will continue throughout years and perhaps decades. Our task is to leave Türkiye to our next generations as a country that makes the most of information society by doing our best. INCREASED PUBLIC ICT INVESTMENT INCREASED 4 TIMES IN 9 YEARS TELEKOM DÜNYASI: Do you think the public investments in ICT is enough? How much of the amount of this investment is expected to increase for the year 2012? CEVDET YILMAZ: In 2011 the allowances allocated for investment in information and communication technologies from the central government budget is over 2 billion TL. This value in 2002 was amounted to 526 million TL according to 2011 prices. Therefore, investments in public information and communication technologies increased approximately 4 times in the last nine years. These increases in investments in information and communication technologies should be interpreted as a key indication that public institutions and organizations are realizing the potential of these technologies. Although it is too early to make an estimate for the year 2012, investments of public institutions and organizations will continue increasingly. In particular, FATIH Project, electronic identity cards and other important investments will further increase investments in this area. ICT INVESTMENTS CHANGED THE LIFE STANDARDS OF SOCIETY TELEKOM DÜNYASI: What are the benefits of ICT investments for the institutions and society? CEVDET YILMAZ: Public ICT investments come to the fore as projects that significantly increase productivity in the current functioning of the institutions. In addition, these investments are important instruments that are used to offer public services in citizen-centric and effective way. Now, it is possible to share information among public institutions and organizations thanks to MERNIS, Address Registration System, MERSİS, Online Environmental Permits, UYAP and many other important e-government projects. As a result of this information sharing, the functioning of public institutions and organizations are


gelmiştir. Bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla daha kaliteli hizmetin daha kolay biçimde bireylere ulaştırılabilmesi bir taraftan bireylerin yaşam kalitesini artırırken, diğer taraftan, toplumda dışlanmışlıkların azalması, bazı kesimlere özgü dezavantajların giderilmesi ve genel itibarıyla sosyal gelişmenin ileri düzeylere taşınmasına da katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda ortaya çıkan bilgi toplumu olgusu, bireylerin günlük yaşamlarının ve iş yapma biçimlerinin değişmesinde ve bununla birlikte hayat standartlarının belirlenmesinde etkin bir rol oynamaktadır.

re-designed and it is possible to make transactions within minutes, which lasted for days in the past. Offering better quality of service more easily through information and communication technologies increase the quality of life of individuals on the one hand, and on the other hand it helps to reduce exclusion in society, overcome some disadvantages of some social classes and increase the social development in general. In this context, the phenomenon of information society plays an active role in determining living standards as well as changing the daily lives of individuals and forms of doing business.

FATİH PROJESİNDE YERLİ ALIM ÇOK ÖNEMLİ TELEKOM DÜNYASI: En fazla BİT yatırımı yapan kurum Milli Eğitim Bakanlığı olurken, Bakanlığın alacağı elektronik tahta ve tablet bilgisayar gibi gereçlerin yerli olmasına yönelik tartışmalar yapılmaktadır? Bu tür ürünlerin yerli üreticiler tarafından üretilmesi mümkün mü, bu üretim nasıl desteklenebilir? CEVDET YILMAZ: Ülkemizde, FATİH projesi gibi, kamu tarafından ciddi büyüklükteki yatırımların yapılacağı her durumda, söz konusu yatırımların doğrudan ülke kaynaklarıyla tasarlanması, üretilmesi ve sürdürülmesinin

LOCAL PURCHASE IS VERY IMPORTANT IN FATIH PROJECT TELEKOM DÜNYASI: The institution that has made most ICT investment is the Ministry of Education. However, there are some arguments that devices to be purchased by the Ministry such as electronic whiteboards and tablet computers should be domestic. Is it possible to produce such products in our country and how the production to be carried out by domestic producers can be supported? CEVDET YILMAZ: We are aware how important to

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

9


RÖPORTAJ

ne denli önemli bir husus olduğunun bilincindeyiz. Bu türden büyük projelerin, en az maliyet ile en fazla yarar üretmesi açısından, bahsettiğiniz konu çok önemlidir. Bu konunun açıkça tartışılması da bizleri memnun etmektedir. Öte yandan, atılacak her adımın getiri ve götürülerini ciddi şekilde ele almak istiyorsak, özelde FATİH projesini de çok farklı boyutlarıyla incelemek durumundayız. FATİH Projesinin yerli üretim, yazılım ve hizmetler pazarı, dış ticaret açığı, bilişim okur-yazarlığı, öğrenci sağlığı, öğretmenlerin eğitimi vb. pek çok hususu ilgilendirmesi sebebiyle, aralarında Bakanlığımızın da bulunduğu pek çok kurum ve kuruluş projenin ülkemiz açısından nasıl daha faydalı olabileceğine dair çeşitli düzeylerde çalışmalar yapıyor. Biz de Bakanlık olarak bu projeyi, özellikle bilgi toplumu perspektifi açısından; bilişim okuryazarlığının artması ve aralarında internet erişimi, sayısal içerik, uygulama yazılımları, bakım ve destek hizmetlerinin bulunduğu pek çok sektörün gelişimi açısından oldukça önemsiyoruz. İfade ettiğim gibi ilgili kurumlarımız nezdinde, bu projenin başarılı bir şekilde tasarlanması ve yürütülmesi amacıyla çok yönlü çalışmalar yoğun şekilde devam etmektedir. Bu projenin bir an önce yürürlüğe geçirilmesi, bilgi toplumu olma yolundaki ana vizyonumuzun gerçekleşmesi açısından ve eğitim alanında bir dönüşümün yaşanması bakımından son derece önemlidir.

design, produce and maintain the investments when we are making significant size of investments such as FATIH project in our country. In this kind of large projects, it is important to produce the most benefit with the least cost. These discussions are pleasing. On the other hand, if we want to consider the advantages of disadvantages of each step to be taken, we have to examine the different aspects of FATIH project. Since FATIH project is related with many factors such as local production, software and services market, trade deficit, information literacy, student health, teacher training etc. many institutions and organizations including our Ministry carry out studies at various levels in order to find how this project might be useful for our country. We as the Ministry consider this project important especially in terms of the perspective of the information society, high information literacy and the development of many sectors including internet access, digital content, application software, and maintenance and support services. The institutions I have mentioned before continue to work intensively to design and implement this project successfully. To put this project into effect as soon as possible is extremely important in terms of realization of our main vision to become an information society, and a transformation in the field of education. ICT USE OF OUR ENTERPRISES APPROACHED TO THE EU

İŞLETMELERİN BİT KULLANIMI AB’YE YAKLAŞTI TELEKOM DÜNYASI: Özel sektörün ve STK’ların BİT kullanımında gelinen aşama nedir ve yeterli buluyor musunuz? CEVDET YILMAZ: Ülkemizde özel sektör girişimlerinin kendi iş süreçlerindeki alanlarda hangi yaygınlık ve kapsamda bilgi ve iletişim teknolojilerini kullandığının tespitine yönelik olarak Türkiye İstatistik Kurumu tarafından 2005 yılından itibaren her yıl Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanım Anketi yapıyoruz. Bu anketlerde elde edilen sonuçlar, ülkemizdeki girişimlerin bilgisayar kullanımı ve internet erişiminde önemli ilerlemeler kaydederek Avrupa Birliğindeki girişimlerle karşılaştırıldığında önemli bir yakınsama eğiliminde olduğunu göstermekte. Türkiye’deki girişimlerin bilgisayar kullanım ve genişbant internet erişimine sahiplik oranları, 2005 yılında yüzde 87,8 ve 80,4 seviyesinden 2010 yılında sırasıyla yüzde 92,3 ve 90,9’a ulaşmış olup, genişbant internet erişimine sahiplik açısından son yıllarda yüzde 85 olan Avrupa Birliği ortalamasının üzerinde bir orana sahip olduğu görülmektedir. Sağlanan bu ilerlemelere paralel olarak küçük ve orta büyüklükteki girişimler başta olmak üzere tüm girişimlerde yüzde 57,8 olan internet sayfası sahipliğinin, yüzde 31,6 olan bilgisayar ve yüzde 28,5 olan internet kullanan

10

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

TELEKOM DÜNYASI: What is the present stage of the private sector in the use of ICT and do you think that stage is adequate? CEVDET YILMAZ: Turkish Statistics Institute performs the Survey of Information Technology Usage of Enterprises every year since 2005 in order to determine the prevalence and context of information and communication technologies used in business processes of private sector initiatives. The results of these surveys show that our enterprises made a significant progress in the use of computers and internet access and there is a significant convergence trend when it is compared to the enterprises in the European Union. Rates of computer use and broadband internet access of enterprises in Türkiye increased from 87.8 and 80.4 percent in 2005 to 92.3 and 90.9 in 2010. In terms of broadband internet access ownership, there is a rate above the average of the European Union which is 85 percent in recent years. In parallel with these advances, we aim to increase the internet page ownership which is 57.8 percent now, computer ownership which is 31.6 percent, and the number of internet users which is 28.5 percent as well as the capacity of 3G which is 12.9 percent to the EU level in all enterprises, especially in small and medium-sized enterprises. In addition, when we examine the modern busi-


çalışan sayısının ile yüzde 12,9 olan 3G teknolojili mobil internet bağlantı kapasitesinin de AB seviyesine ulaşmasını hedeflemekteyiz. Bunların yanında girişimlerin rekabet güçlerinin artmasını sağlayan modern iş uygulamalarının girişimlerdeki sahiplik oranlarını incelediğimizde; 2010 yılı anket sonuçlarına göre bu uygulamalardan kurumsal kaynak planlamasında yüzde 15,3, tedarik zinciri yönetiminde yüzde 16 ve müşteri ilişkileri yönetiminde yüzde 32,7 olan sahiplik oranlarının artarak daha fazla yaygınlaşmasını gerekli görmekteyiz. YENİ STRATEJİDE BİLİŞİM SEKTÖRÜ ÖNE ÇIKACAK TELEKOM DÜNYASI: Bilgi Toplumu Stratejisi ne zaman yayınlanacak? Bu Stratejiye yönelik hazırlık çalışmaları ne şekilde yürütülüyor? Stratejinin kapsamı ve içeriğinde yenilikler olacak mı? CEVDET YILMAZ: Bildiğiniz gibi Kalkınma Bakanlığının teşkilat ve görevlerini düzenleyen kanun hükmünde kararname ile bilgi toplumu stratejisini hazırlama görevi Bakanlığımıza verilmiştir. Nitekim bir süredir arkadaşlarımız yeni bir bilgi toplumu stratejisi hazırlanması çalışmalarına başlamış bulunmaktadır. Yeni bilgi toplumu stratejisi Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi koordinasyonunda ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla hazırlanacak. Yeni stratejide, büyüme ve istihdamı ön plana alan, bilişim sektörünün ve girişimciliğin vurgulandığı bir yaklaşımı benimseyeceğiz. Yeni bilgi toplumu stratejisinin genel çerçevesi dahilinde, alt konu başlıklarının içeriğinin oluşturulması amacıyla danışmanlık hizmeti almayı düşünüyoruz. İlgili kesimlerin görüş ve önerilerini de almak suretiyle çalışmalara son şeklini verdikten sonra ihale sürecini başlatacağız. Hazırlıklarını yürüttüğümüz Strateji çalışmasında, bir önceki stratejiden farklı olarak bilişim sektörüne daha çok ağırlık vereceğiz. Yazılım ve bilgi teknolojisi hizmetleri sektörüne, bilişim sektörüne yönelik girişimciliği geliştirmeye de özel önem vereceğiz. Önceki stratejide ön plana çıkan e-devlet konusunu ise ortak hizmetler, altyapılar ve çözümler seviyesinde ele almayı planlıyoruz. E-YAZIŞMA PROJESİNDE SON AŞAMADAYIZ

ness processes that increase the competitiveness of enterprises, the rate of ownership is 15.3 percent in enterprise resource planning, 16 percent in supply chain management and 32.7 percent in customer relationship management. We see that we need to extend these rates. NEW STRATEGIES WILL COME TO FORE ITC SECTOR TELEKOM DÜNYASI: When will Information Society Strategy be published? How the preparatory studies carried out? Will there be novelties in content and scope of the strategy? CEVDET YILMAZ: As you know, according to the statutory decree on the organization and duties of the Ministry of Development, our Ministry will prepare the information society strategy. Indeed, studies towards preparation of a new information society strategy have started for some time. New information society strategy will be prepared with the participation of all relevant public institutions and organizations as well as representatives of the private sector and civil society organizations under the coordination of the Ministry of Development, Information Society Department. In the new strategy, we will adopt an approach which takes growth and employment to the forefront and emphasizes information industry and entrepreneurship. Within the general framework of the new information society strategy, we consider to receive consulting services to create contents of sub-topics. By receiving opinions and suggestions of interested parties, we will initiate the tender process after finalizing the studies. In our new strategy, we will give more emphasis on ITC sector, as different from the previous strategy. We will also give special attention to software and information technology services sector and to develop entrepreneurship in ITC sector. The issue of e-government emphasized in the previous strategy will be addressed in the level of shared services, infrastructures and solutions. WE ARE AT THE LAST STAGE OF E-MAILING PROJECT TELEKOM DÜNYASI: Could you give us some information about e-mailing project and the project’s objectives? What is the present stage in the

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

11


RÖPORTAJ

TELEKOM DÜNYASI: e-Yazışma Projesi ve projenin amaçları hakkında bilgi verir misiniz? Projede gelinen aşama nedir? CEVDET YILMAZ: e-Yazışma Projesi’nin amacı, en genel anlamda, kamu kurumları arasındaki resmi yazışmaların elektronik ortamda yürütülmesini sağlayacak teknik kurallar setinin belirlenmesidir. Proje ile bu kurallar setini tanımlayan bir teknik rehber ortaya konacak. Aslında bu rehber ile kamu kurumlarının birbirleri arasındaki resmi yazışmalar için kullanacakları ortak bir dil oluşturmuş olacağız. Kamu kurumları bu ortak dile göre hazırladıkları elektronik belgeleri birbirlerine ilettiklerinde, tüm kurumlar aldıkları elektronik belgeleri okuyup işleyebilecekler. Hâlihazırda birçok kamu kurumu kendi bünyesindeki iç yazışmalar için elektronik ortamı kullanıyor. Ancak yukarıda bahsettiğim teknik kurallar seti, yani ortak dil, mevcut olmadığından kurumlar arasındaki resmi yazışmalar hala fiziksel ortamda yürütülüyor. E-Yazışma Projesi işte bu eksikliği tamamlamak suretiyle kurumlar arası resmi yazışmaların da elektronik ortamda yapılmasını sağlayacak.

CEVDET YILMAZ: In the most general sense, the purpose of e-Correspondence Project is to determine the set of technical rules that will ensure the execution of the official correspondence between public institutions in electronic media. As a result of this project, a technical guidance defining a set of rules will be produced. In fact, with this guide, we will create a common language to be used in official correspondence between public institutions. When the public institutions transmit the electronic documents prepared according to this common language, all institutions will be able to read and process these electronic documents. Currently, many public institutions use electronic media for internal communications. However, since the above-mentioned set of technical rules, the common language has not been produced yet; official correspondence between institutions is performed in the physical environment. e-Correspondence Project will ensure that official correspondence between institutions will be performed in electronic environment.

e-Yazışma Projesi’ni resmi olarak 2011 yılının Şubat ayında başlattık. Proje kapsamında bir danışman firma ile birlikte çalışıyoruz. Geçtiğimiz süreçte, yukarıda bahsettiğim teknik rehberin taslağı hazırlandı. Rehberin hazırlık aşamasında çok sayıda kamu kurumundan ve özel sektör kuruluşundan görüş ve öneri alındı. Ayrıca, kurumların bu teknik rehberde ortaya konan kuralları kolayca uygulamasını sağlayacak bir yazılım da geliştirildi. Bu yazılımı ücretsiz olarak www.e-yazisma. gov.tr adresi üzerinden paylaşacağız. Kamu kurumları bu yazılımı alıp kendi elektronik belge yönetim sistemlerine entegre ederek, geliştirilen ortak dile uygun şekilde elektronik ortamda resmi yazışma yapabilecekler. Söz konusu yazılımın kaynak kodunu da ücretsiz şekilde paylaşacağız internet üzerinden. Dolayısıyla, isteyen kurumlar bu yazılımı kendi ihtiyaçlarına göre uyarlama veya iyileştirme imkânına sahip olacaklar.

e-Correspondence Project officially started in February of 2011. Within the scope of this project we are working with a consulting firm. In the last process, the above-mentioned technical guidance has been drafted. In preparation phase of the guide, opinions and suggestions of a large number of public institution and private sector institution have been received. In addition, software has been developed to ensure that institutions can easily apply the rules laid down in this technical guidance. We will share this software free of charge via www.e-yazisma.gov.tr ​​address. Public institutions will be able to take this software and integrate it to their own electronic document management systems and thus make official correspondence electronically in accordance with the common language. The source code of software will be shared over the internet freely. Therefore, organizations will have the opportunity to adapt or improve the software for their needs.

e-Yazışma Projesi’nde şu anda danışman firmadan alınan hizmetin kabulü aşamasındayız. Teknik rehberin taslağı incelendi, gerekli görülen düzeltmeler yapıldı ve bu rehberdeki kuralları uygulayacak yazılım da test edildi. Önümüzdeki birkaç hafta içinde danışman firmadan alınan işin kesin kabulleri yapılacak. Sonrasında da geliştirilen çözümün yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalar yürütülecek.

In e-Correspondence Project we are currently in the process of adoption of the service received from the consulting firm. The draft of technical guidance has been reviewed and the ​​necessary corrections have been made; also the software that will apply the rules in this guideline has been tested. In the next few weeks, final acceptance will be made. Then the studies on extending the solution will be executed.

CUMHURBAŞKANLIĞI VE BAŞBAKANLIK E- YAZIŞMAYA BAŞLADI TELEKOM DÜNYASI: Hangi pilot kurumlarda e-yazışma başlamıştır? Projenin yaygınlaşması nasıl bir takvimde gerçekleşecektir?

12

project?

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

PRESIDENCY AND PRIME MINISTRY BEGAN TO USE E-CORRESPONDENCE TELEKOM DÜNYASI: In which pilot institutions have e-correspondence project started? How will be the expansion of the project?


CEVDET YILMAZ: e-Yazışma Projesi’ne başlarken, geliştirmeyi düşündüğümüz çözümü bir pilot uygulama kapsamında test etmeyi de kararlaştırmıştık. Bu kapsamda; Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı’nın katıldığı bir pilot çalışma yürüttük ve oluşturulan teknik rehber ile yazılımı bu pilot kurumlarda test ettik. Bu testler sürecinde karşılaştığımız sorunlar ve aksaklıklara göre rehberi ve yazılımı güncelledik ve iyileştirdik. Söz konusu kurumlar hâlihazırda, e-Yazışma Projesi kapsamında geliştirilen çözümü kullanarak, belge paylaşabilmektedir.

CEVDET YILMAZ: We had decided to test the solution in a pilot implementation when we star ted eCor respondence Project. In this context, we conducted a pilot study including Presidency, Prime Ministr y, Ministr y of Justice, Ministr y of Interior, Ministr y of Foreign Affairs and Ministr y of Development, and we tested the software with the technical guidance in these pilot institutions. In this process we updated and improved the software according to the problems and shor tcomings encountered in the process of testing. These institutions already can share the documents by using a solution developed within the scope of e-Cor respondence Project.

e-Yazışma Projesi ile geliştirdiğimiz çözümün tüm kamu kurumlarında uygulanabilmesi mevzuat düzenlemesi gerektiriyor. Bu kapsamda Başbakanlık ile yakın temas halindeyiz. Geliştirilen çözümü kendilerine anlattık. Satın aldığımız danışmanlık hizmetinin kesin kabul işleri tamamlandıktan sonra hem hazırlanan teknik rehberi hem de bu teknik rehberin uygulanmasını sağlayacak mevzuat önerilerimizi resmi olarak Başbakanlığa ileteceğiz. Bu düzenlemeler yürürlüğe girdikten sonra kamu kurumları kendi aralarındaki resmi yazışmalar için yukarıda bahsettiğim teknik rehberi uyguluyor olacaklar. Sonraki süreçte ise, uygulamadaki gelişmeleri de gözleyerek, hem teknik rehberi hem de bu teknik rehberin uygulanmasını sağlayan yazılımı iyileştirmeye yönelik çalışmalar yürüteceğiz.

Implementation of the solution that we developed with e-Cor respondence Project in all public institutions requires legislative steps. In this context, we are in close contact with the Prime Ministr y. We presented them the solution we developed. After the final acceptance of the consulting ser vice we received, we will forward our recommendations to the Prime Ministr y in order to ensure the adoption and implementation of technical guidance. After these regulations put into practice, public institutions will apply technical guidance in their official cor respondence. In the next process, we will obser ve the developments and tr y to improve the technical guidance and the software that allows the implementation of this technical guidance.

TELEKOM DÜNYASI: Ar-Ge ve yenilikçiliğin geliştirilmesi için önümüzdeki dönemde ne gibi çalışmalar yapılacak?

TELEKOM DÜNYASI: What kind of studies will be carried out in order to develop R&D and innovation?

CEVDET YILMAZ: Kalkınma Bakanlığı olarak, ArGe’ye dayalı üretim yeteneğini güçlendirmek amacıyla büyük ölçekli araştırma merkezlerinin kurulmasına, gelişmekte olan üniversitelerde merkezi araştırma laboratuarlarının oluşturulmasına, temel ve uygulamalı araştırma projelerinin desteklenmesine ve araştırmacı insan gücü yetiştirilmesine yönelik programlar yürütüyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği ülkelerinin, araştırma ve teknoloji geliştirme kapasitesini güçlendirmek ve bu yolla ekonomik ve sosyal gelişme sağlamak üzere yürüttüğü Programlara da katılım sağlamaktayız.

CEVDET YILMAZ: We as the Ministr y of Development implement cer tain programs in order to establish large scale research centers, to establish central research laboratories in developing universities, to suppor t the basic and applied research projects and to train researchers with the aim of strengthening the production ability based on R&D. In addition, we par ticipate in the programs car ried out by the countries of the European Union to strengthen the capacity of research and technology development and to ensure economic and social development.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

13


SİNEMA/SANAT

ZAMANLARI FETHETMEK DOCTOR WHO! CONQUERING THE TIME DOCTOR WHO!

Zümrüt Tanrıöven

zumrut@telekomdunyası.com

İngiltere havasını yaşatan ve bu kültürü derinlemesine bünyesinde barındıran bir seri Doctor Who… Oldukça uzun soluklu olan dizinin ki; Guinness Rekorlar Kitabı’nda da en uzun bilim kurgu dizisi olarak geçmekte; ‘kült’ niteliği taşıyor olması göz ardı edilemez bir gerçek. Başlı başına bir macera, fantastik bir dünya ve aslında biraz da absürt bir dizi bu. Sevenlerin çok sevip, vazgeçemediği ve Doctor’u kendilerinden hissettiği; sevmeyenlerin de hiç bir şekilde görmek istemediği keskin bir havası var üstelik. Şimdi yeni sezonu hızla başlamış, ödüller birbirini kovalarken ve onlar büyük bir telaşla yılbaşı özel bölüm için duyurular yaparken Doctor Who yazmanın sırası geldi de geçiyor dedim. Genel özet geçersem; Tardis adındaki bir telefon kulübesinin, Zaman Lord’u olan Doctor Who tarafından kontrol edilmesi ve zamanlar arasında gidip gelirken, farklı

Doctor Who is a TV series that includes British culture deeply inside. This series is record holder of Guinness Book about being the longest Science Fiction TV series ever. It is an open reality that this series is a cult. Series is an adventure from top to the bottom, a fantastic world and little bit absurd. People who do like Doctor Who is love Doctor deeply and they feel like that he is one of them; however, the people who does not like, does not want to see Doctor until the end. That kind of sharp is The Doctor. Nowadays the series starts to the new season; also they gain lots of awards and planning the special Christmas episode. That is why I thought that this is the right time to write Doctor Who. If I should summarize; It is about time travel between different lives and events with a phone booth named Tardis which controlled by Doctor. That means, when you are in an adventure of Charles Dickens, then suddenly you could go to year of 2050 and found yourself in fight with robots or you

14

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL


bir sürü hayata gidişini konu alıyor dizi. Yani kendinizi bir bölümde Charles Dickens’ın macerası içinde bulmuşken, bir sonrakinde, 2050 yılına gitmiş, robotlarla savaşıyor olabiliyorsunuz. Ya da bir bakmışsınız bir zaman aralığında sıkışmış, farklı bir sürü kendinizin ortasında kalabiliyorsunuz. Yani olan biten her şey, aklını sıyırmak üzere olan bir kaç hayal gücü aşmış yazar tarafında ortaya çıkıyor ve sizi tam da olayların içine çekmeyi başarıyor. Doctor Who şimdiye kadar tam 11 farklı şekilde karşımıza çıkıyor. Sonuncu Zaman Lord’umuz da Matt Smith ve kendi tarzı içinde kuşku götürmez bir başarıya sahip. İnanılmaz bir karakterize yeteneği olduğu ortada ve bence Doctor Who serisinin de en iyi tarafı bu; hiç bir Doctor birbirinin yerini doldurmaya uğraşmıyor. Aksine her biri, onu canlandıran oyuncuların serbestliği içinde farklı tarzlara bürünüyor. Aslında bu, tam anlamıyla senaryoları da etkiliyor. Şöyle ki, bundan önceki Zaman Lord’umuz David Tennant, Matt Smith’e göre oldukça farklı bir havaya sahipti. Bunu giyim tarzlarından da anlamanız mümkün aslında. Bundan önceki Doctor’umuz çizgili takımları, renkli, Converse ayakkabıları ve uzun pardösüsüyle tam anlamıyla bir çılgın ama aynı zamanda da tipik bir İngiliz insanıydı. Ancak Matt Smith dar, siyah pantolonu, garip ceketi ve ayakkabılarıyla çok daha aykırı bir Zaman Lord’u oldu. Bu aynı zamanda giyimden, kişiliğe uzanan bir süreci de karşımıza çıkarıyor. Örneğin; Tennant çok daha ayakları yere basan ve birçok açıdan çok daha hümanist bir anlayışa sahipti. İnancı daha kuvvetliydi ve kesinlikle daha az bencildi. Ama sona yaklaşmanın verdiği his mi bilinmez, Smith’in canlandırdığı Doctor çok daha fazla bencil olarak, bireysel ve insanlara güveni tam anlamıyla yok denecek kadar az. Onlara inanmaktan vazgeçmiş, yıpranmış, biraz da aklını kaçırmış bir Zaman Lord’u görüyoruz iki sezondur karşımızda. Üstelik bu değişen oyuncular yüzünden aklınıza karakterin de değiştiği gelmesin. Zaman Lordu; aynı Zaman Lord’u ama süreç ilerledikçe, bedenini değiştiren bir melek gibi, ölüp dirilmekte…

could also stuck between parallel times and with lots of yourselves. These all things are come up with couple of crazy and dreamy writers and them success, pulling you right into the adventures. Doctor Who shows himself in eleven different ways. The last time lord is Matt Smith and in his own style very successful. He is incredibly talented about creating style and I think the most wonderful way of Doctor Who is this; they do not try to take the other’s place. Beside every single of them creates their own Doctors and wear different styles. This influences screen plays, too. For instance, ex doctor David Tennant was really different than Matt Smith in every ways. You can also realize that from their wearing style. Tannent was typical, little bit crazy British person who wears colorful, Converse shoes, stripe suit and long raincoat. However, Matt Smith is more contrary, with his black trouser, weird jacket and shoes. That also makes everything visible the duration from wearing to personality. For example, Tenant is more realistic and more humanist in lots of ways. His faith was more powerful and definitely less selfish. But may be because of getting to the end, Matt’s Doctor is more selfish than the others and his trust to humanity is almost none. He gave up from believe to them, he is about to fray and little bit freak on these two seasons. Do not think that character is also changing. Time Lord is the same Time Lord, but on the duration his body is changing like an angel. Doctor Who has an important such being pioneer and excellent TV series. He is also famous to be the best science fiction series ever in history. There are many stories with too

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

15


SİNEMA/SANAT

Doctor Who birçok açıdan öncü, üstün bir dizi olmak gibi bir özelliğe sahip. Rekorlar kitabına girmiş olması dışında, yine aynı kitap tarafından gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu dizisi seçilmesiyle de ün salmış durumda. Öylesine yoğun bir hikâye süreci var ki, her bölümün çekimi 3 hafta gibi bir zaman dilimini kapsarken, yoğun bir kalabalığa da sahip. Birçok açıdan dünyada hayranlarının ortak sahip oldukları bir tür ‘Doctor Who’ kültürü olduğu da açık. Tıpkı Star Wars ya da benzer filmler gibi. Biraz absürt, gerçekten fantastik ve derin bir mizah anlayışına sahip olan dizinin en önemli özelliklerinden biri aslında ciddi anlamda bir İngiliz kültürüne sahip olması. Bu, dizinin kendi yapısını daha sıcak göstermesini de sağlıyor, çünkü bu sayede, benzeme çabası olmadan, doğal ve sizi de içine çeken çok gerçek bir ortam yaratıyor. İmkân olsa sayfalarca Doctor Who anlatılır. Her bölümü incelenir ve bütün hikâyelerin kritiği yapılır. Uzun soluklu olmasının dezavantajı da bir nefeste anlatılamayışı... Sayfalarca yazmış olsam da, hiç bir zaman ‘tam’ olarak anlatılmış olamayacak yani. Bu yüzden verebileceğim kısa ve ilginç bilgilerle, genel bir Doctor Who özeti yapmaya çalıştım elimden geldiğince. Her neslin kendini adapte etmesi gerektiğini düşündüğüm, hayal gücünün sınırlarını zorlayan ve birçok açıdan, farklı bakış açılarını geliştirmenizi sağlayan bu kült yapım, insanın hayatında seyretmedim dememesi gereken serilerden birisi. Ben’ce konuşursak, geriye dönüp baktığımda ‘izlemedim’ dediğimde en çok üzüleceğimi düşündüğüm yegâne dizidir. Şimdi hayatta en azından bir kez Doctor Who görmüş olmak için sıra sizde. İyi seyirler...

16

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

many people and this crowded is cause of 3 weeks shooting for every single episode. That is open that there is ‘Doctor Who’ culture whole around the world such Star Wars etc... Little bit absurd, real fantasy and deeply humorist. Its cultural posture provides more warm area and atmosphere. If that would be possible, it is necessary to talk about every single episode of Doctor Who. Disadvantage of this series is difficult to telling it short as one breath. Even I could have written on many papers, I never could have done it ‘completely’. That is why I only write short summary and a couple of interesting information. In my opinion, every single different generation should adapt itself to Doctor Who, no one should say that ‘I did not see it’ for Doctor Who. For me, only series that I never want to say ‘I did not watch!’ Now...it is you turn to become a person who already sees it at least once in a life. Have a nice watch.



TD HABER

ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM: “TÜRKİYE, ÇAĞRI MERKEZİ SEKTÖRÜNDE HİZMET İHRAÇ EDEN BİR POZİSYON ALMALIDIR” TRANSPORTATION MINISTER BİNALİ YILDIRIM: “TÜRKİYE SHOULD HAVE A SERVICE EXPORTING POSITION IN CALL CENTER SECTOR”

U

laştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer’in katılımıyla gerçekleşen “Kamu Çağrı Merkezlerinin 2023 Vizyonu” konulu konferans için Emniyet Genel Müdürlüğünden, Kalkınma Bakanlığı’na, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden, Maliye Bakanlığı’na kadar birçok kamu yöneticisi, 28 Eylül’de Ankara’da bir araya geldi. Çağrı merkezlerini, hizmet ihraç edeceğimiz en önemli alanlardan biri olarak tanımlayan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım “Hizmet ihracatıyla, sıcak para ihtiyacını karşılayan ülkeler var. Türkiye bölgesinde bilgi toplumu çalışmaları alanındaki deneyimini paylaşmalı ve bunu işe dönüştürmelidir. Bu alanda başarılı olmak için lisan bilgimizi güçlendirmeli ve bu işi önemli bir kariyer adımı olarak görmeliyiz. Genç işsizliğin çaresi, bilişim sektörü ve çağrı merkezi gibi bilişimle entegre olan sektörlerdir” dedi. “TÜRKİYE’DE 1850 KİŞİYE 1 ÇAĞRI MERKEZİ ÇALIŞANI DÜŞMEKTEDİR” Çok hızlı gelişmesine rağmen Türkiye’de çağrı merkezi sektöründe hedeflenen kalite standardına henüz ulaşılamadığına vurgu yapan Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acerer de “Bugün kişi başına düşen çağrı merkezi çalışanı o ülkenin gelişmişlik düzeyini göstermektedir. Dünyada 100 ila 500 kişiye 1 çağrı merkezi çalışanı

18

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

M

any of public managers from Security General Directorate, Development Ministry, Ankara Metropolitan Municipality and Financial Ministry came together to conference themed “2023 Vision of Public Call Centers” which held with participation of Transportation Ministry, Binali Yıldırım and Chariman of Informaiton and Communication Technologies Authority, Tayfun Acarer on September,28 in Ankara. Transportation Minister, Binali Yıldırım indetified call center sector as one of the most important sector which we should export service in, and said: “There are countries which meet hot money needs by service export. Türkiye should share its knowledge in the field of information society in the region and should transform knowledge to business. We have to strengthen our license knowledge and consider this job as important career step in order to be succesful in this field. Solution of young unemployment is ICT-integrated sectors such as informatics sector and call center. “THERE IS 1 CALL CENTER EMPLOYEE PER 1850 PEOPLE IN TÜRKİYE” Chairman of Information and Communication Technologies Authority, Tayfun Acarer emphasized that despite call center sector develop rapidly, it has not yet reached aimed quality standarts in Türkiye and said: “Call center employees per people is show development


düşerken Türkiye’deki 1850 kişiye 1 kişi düşmektedir. Hedefimiz telekomünikasyon sektöründe geliştirdiğimiz ve sürekli denetlediğimiz kalite standartlarının diğer sektörlerde de en kısa zamanda uygulanmasıdır. Buna finans sektörü de dahildir” dedi. ÇAĞRI MERKEZI ARAŞTIRMASI Türkiye’de ki çağrı merkezi kullanım seviyesini ve var olan çağrı merkezlerinin kapasitesini saptamak için gerçekleştirilen Çağrı Merkezi Araştırmasında aşağıdaki bilgiler ışığında yapılmıştır.

level of the country. There is 1 call center employee per 100 or 500 people in the world and there is 1 call center employee per 1850 people in Türkiye. Our target is to apply quality standarts which are developed in telecommunication sector and overseen consistently by us, to other sectors as soon as possible. Finance sector is included to these sectors.” CALL CENTER RESEARCH

- Kullanımda olan çağrı merkezi adetleri - Çağrı merkezi adetlerinin sektörlere dağılımı - Çağrı merkezlerinin seat (koltuk) ve agent (müşteri temsilcisi) kapasitesi - Servis sağlayıcılar tarafından yönetilen çağrı merkezlerinden hizmet alan firma adedi

Call Center Research, conducted in order to determine use level of call centers and capacity of existing call centers in Türkiye in the light of information as follows: - The number of operating call center - Sectoral allocation of call centers - Seat (chair) and agent (customer representative) capacity of call centers - The number of company, get service from call centers that managed by service providers.

239 firma ile görüşülerek sonuçlandırılan Çağrı Merkezi Araştırmasında firma profilleri ise;

Company profiles at Call Center Research which was conducted by meeting 239 company as follows:

- Kendilerine ait bir çağrı merkezi altyapısı bulunan firmalar (135 firma) - Çağrı merkezi hizmeti veren firmalar (47 firma) - Çağrı merkezi hizmetlerini dış kaynak olarak alan kullanıcılar (23 firma) - Çağrı merkezleri firmalarına ait ama farklı firmalardan da çağrı merkezi hizmeti alan firmalar (14 firma)

- Companies which have their own call center infrastructure (135 companies) - Companies which give call center service (47 companies) - Users who use call center service as oursource (23 companies) - Companies which belongs to call center companies

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

19


TD HABER - Çağrı merkezi altyapısı satan, kuran, danışmanlık hizmeti veren firmalar (20 firma) olarak belirlenmiştir. Rapora göre; Türkiye ekonomisinde görülen istikrarlı büyüme 2011 yılında da çağrı merkezi sektörünü olumlu yönde etkilediği görülürken, toplam seat sayısı 2010 yılına göre yaklaşık %18 büyüme göstererek 41.000 adet seviyesinden 48.900 adet seviyesine yükselmiştir. Çağrı merkezi hizmetine duyulan ihtiyaç artışı, bu sektöre yatırımların artarak devam edeceğini göstermektedir. Firmaların 2012 yılındaki büyüme tahmini de benzer seviyelerdedir.

According to the report; it was seen that steady growth of Turkish economy influence call center sector positively in 2011 and total number of seat increase from 41.000 to 48.900 by getting approximately %18 growth compared to 2010. Increasing call center need shows that investments will continue increasingly in the sector. Growth estimate of companies is on the same level for 2012.

Araştırmaya göre; Agent sayısındaki yıllık ortama büyüme %16 seviyesindedir.

According to the research; annual average growth on the number of agent approximately at the level of %16.

Araştırma sonucuna göre agentların %58,50’lik bir kesiminin İstanbul, %9,54 Ankara, %3,54 İzmir’de istihdam edilmektedir. Bu 3 büyük il dışında istidam edilen agent sayısı tahminen 16.000 kişidir. Önümüzdeki yıl öngörülen yeni seat yatırımları ve mevcut yatırımlardaki istihdam artışları ile birlikte 2012 yılında bu sayının 20.000’in üzerine çıkacağı beklenmektedir. Buda bize önümüzdeki yıllarda 3 büyük il ve diğer iller arasındaki seat, agent oran farklarının azalmaya devam edeceğini göstermektedir.

According to results of the research; agent are employed in Istanbul by %58,50, in ankara %9,54 and in İzmir %3,54. The number of agent who are employed out of these cities, aproximately 16.000. Is is expected that this amount will be more than 20.000 in 2012 with anticipated number of seat investments and employment increase at existing investments. Accordingly, difference on rate of agent, seat between 3 big cities and other cities will continue to decrease within the next years.

Kamu kuruluşlarının bünyesinde yer alan çağrı merkezlerinin yarıdan fazlası önümüzdeki yıl seat sayılarında artışların olacağını öngörürken kendi bünyesinde çağrı merkezi bulunan kamu kurumları dış kaynak servis firmalarından hizmet alma fikrine sıcak bakmadıkları görülmüştür. Bunun temel nedenleri sırasıyla; kurum politikası, güvenlik ve kendi personelinin daha verimli şekilde hizmet vereceğine inanılmasıdır.

A great majority of call centers, are within the structure of public institutions, predict increase on the number of seat in next year and public institutions which have call center within the their own structure, don’t lean to take service oursource companies. Main causes of that as follows; institution policy, security and to believe that their own personle give better service.

Kendi bünyesinde çağrı merkezi olan kamu kurumlarının yaklaşık üçte biri önümüzdeki yıl çağrı merkezlerine yeni yatırımlar planladıklarını belirtirken yatırımların daha çok yazılım ve personel konularında olacağı düşünülmektedir. Kamu kurumları çağrı merkezi alt yapı sağlayıcılarında en çok teknik özellikler ve tecrübelere bakarken marka ve tavsiyeye daha az önem vermektedir.

20

and take also call center service from different companies (14 companies) - Companies which sell, set up call center infrastructure, give consultancy service (20 companies)

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

One third of public institutions which have call center within their structure, state that they have plans to make new investments to call centers in next time and it is predicted that new investments will be made for especially software and personel. Public institutions give importance for especially technical features and experience of call center infrastructure providers and they give less importance to brand and advice.


avea.com.tr

444 1 550

avea iรงi 550

avea bayileri

avea.com.tr

444 1 550

avea iรงi 550

avea bayileri


TD HABER

TÜRK MUCİT SAYISI ARTTI THE NUMBER OF TURKISH INVENTOR INCREASES

T

ürkiye’de yapılan patent sayıları hızla artarken, yerli patent başvurularında da ciddi bir artış yaşandı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, patent başvurularında yabancı ağırlığı oldukça fazla iken, son yıllarda yerli başvuru sayısının artış gösterdiğini kaydederken, “Yerli patent ve faydalı model başvuruları, geçen yılın 6 ayına göre yüzde 23 oranında artmış, patent ve faydalı model başvuruları içinde yerli başvuruların oranı ise yüzde 56’ya yükseldi” diye konuştu. Ergün, patent sayılarındaki artış yanında, bunların ürüne ve teknolojiye dönüşüp dönüşmediğini de takip edeceklerini söyledi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bu yılın ilk 6 ayına ait sınaî mülkiyet verileri hakkında bilgi verdi. Ergün, Türkiye’nin, son yıllarda marka ve endüstriyel tasarım başvurularında, Avrupa’nın en çok başvuru yapılan ilk üç ülkesi arasına girdiğini belirterek, “2010 yılında, patent ve faydalı model başvuru sayıları tarihimizde ilk defa 11 bini geçti. Burada önemli bir hususun altına çizmek istiyorum: Başvuru sayılarındaki artış, sadece geride kalan zamanda önemli işler yaptığımızı göstermiyor. Sınaî mülkiyet hakları, bir meyve olduğu kadar, aynı zamanda geleceğe atılan tohumlar gibidir. Biz bundan sonra geri dönüşleri takip edeceğiz. Bunların ne kadarı ürüne dönüşüyor, bunların da takibini yapacağız. Son yıllarda yapılan başvurular, zaman içinde ürünlere dönüştükçe, yeni teknoloji ve tasarım üretimini tetikledikçe, çok daha rekabetçi bir özel sektöre ulaşacağımıza inanıyorum” dedi.

22

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

W

hile the number of patent increase in Türkiye, the number of local patent applications increase significiantly. Science, Technology and Technology Minister Nihat Ergün stated that foreign patent application were so high in recent years but local patent applications have raised and said: “Local patent and utility model applications increased by 23 percent compared last six months and the rate of local applications increased to 56 percent in patent and utility model applications. "Ergün expressed that they will follow whether application tranfer technology and product as well as the number of patent. Science, Industry and Technology Minister Nihat Ergün gave information about industrial property data for last six months of this year. Ergün expressed that Türkiye is one of the three countries where most applied brand and industrial design in Europe and said: "The number of patent and utility model applications were more than 11 thousand in 2010 for the first time. I want to emphasize the important point: Increase on the number of application doesn’t show that we make important studies in remaining time. Industrial property rigths is a product and also planted seeds. We will monitor feedbacks. We will also monitor how many patents transform to product. As long as application in recent years transform to product and trigger new technology and design, I believe that we will have more competitor private sector. PATENT APPLICATIONS INCREASED BY 23 PERCENT Ergün expressed that the number of patent and util-


PATENT BAŞVURULARI YÜZDE 23 ARTTI Ergün, bu yılın ilk 6 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, patent ve faydalı model başvuru sayısının yüzde 23 artışla 6 bin 616’ya, marka başvuru sayısının da yüzde 28 artışla 54 bin 514’e ve endüstriyel tasarım sayısı yüzde 22 artışla 19 bin 794’e yükseldiğini söyledi. Ergün, “Bu dönemde, sınaî mülkiyet başvuruları toplamda yüzde 26 oranında çok önemli bir artış gösterdi. Geçmiş yıllarda, özellikle patent başvurularında, yabancı ağırlığı oldukça fazla iken, son yıllarda yerli başvuru sayılarının artış göstermesi de ayrıca önemi. Yabancıların burada üretim yapmaları, buraya teknoloji transferi yapmaları elbette gereklidir. Ancak teknolojinin ve tasarımın bizatihi ülkemizde yapılması, çok daha fazla katma değer oluşturacaktır. Yerli başvuru sayısındaki artış, reel sektörümüzün ve özellikle KOBİ’lerimizin de bu önemli konuda daha bilinçli hareket ettiklerini gösteriyor” dedi. YERLİ PATENT ORANI YÜZDE 23 ARTTI KOBİ’lerin ‘Kendi yağımızla kavruluruz, teknoloji, ArGe, markalaşma gibi işler bizi aşar’ gibi bir mantıkla hareket etmeleri kesinlikle doğru olmadığını vurgulayan Ergün, “Tam tersine, KOBİ’ler esnek ve dinamik yapılarıyla, yeni ürünlerin, yeni teknolojilerin, yeni tasarımların adresi haline gelmelidirler. Yerli patent ve faydalı model

ity model application reached 6 thousand 616 increasing by 23 percent, the number of brand applications reached 54 thousand 514 increasing by 28 percent and industrial design applications reached 19 thousand 794 increasing by 22 percent compared to first 6 months of this year. Ergün said: "In this period, industrial property applications increased by 26 percent. It is also important that foreign patent application were so high in recent years but local patent applications have raised. It is also required foreign companies to make manufacturing in our country and tranfer technology. But making technology and designing by ourselve create more added value. Increase on local applications shows that our reel sector and SMEs take an action about this important issue consciously.” THE RATE OF LOCAL PATENT INCREASE BY 23 PERCENT Ergün expressed that it is not proper SMEs to move with approach of "We stand on our own feet, technology, R&D and branding are beyond our capabilities". Ergün said: "In fact, SMEs must be address of new technologies, nre designs and new products with flexible and dynamic structure. The number of local patent and utility model applications raise by 23 percent compared to 6 months of previous year and the rate of

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

23


TD HABER başvuruları, geçen yılın 6 ayına göre yüzde 23 oranında artmış, patent ve faydalı model başvuruları içinde yerli başvuruların oranı ise yüzde 56’ya yükselmiştir. Türkiye’nin üretim ve ihracatının içinde ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin payını yüzde 5 seviyesinden yüzde 20’lerin üstüne çıkarmamız gerekiyor” diye konuştu. SENSÖRLÜ BASTON Ergün, ilginç patent başvurularından da örnekler verirken, “Mesela bir tekstil firmamız, kendi kendini temizleyen bir kumaş için başvuruda bulundu. Bu buluşta, kumaş güneş ışığına veya eşdeğer bir suni ışığa temas ettiğinde, kendi kendini temizliyor. Böylece perde, döşemelik kumaş, nevresim, masa örtüsü, yorgan, havlu gibi ürünlerde bulunan yağ, çay, kahve veya meyve suyu gibi lekeler kolayca temizlenecek. Su kaynaklarının giderek azaldığı bir dünyada bu tür bir buluşun yoğun talep görme ihtimali son derece yüksektir. Görme engelliler için tasarlanan sensörlü baston, galoş giydirme makinesi ve kaybolmayan kumanda gibi başka dikkat çekici başvurular da var” dedi. PATENT BAŞVURUSU 14 BİNİ AŞACAK Bakan Ergün, 2011 ilk yarısındaki sonuçlara bakınca, yılsonunda patent ve faydalı model başvurularının 14 bini, marka başvurularının 100 bini, endüstriyel tasarım başvurularının da 40 bini aşacağını tahmin ettiğini açıkladı. Ergün, başvurulara şehir bazında bakıldığında, İstanbul, Kocaeli, İzmir, Ankara ve Bursa gibi şehirlerin başı çektiğini kaydetti. BAŞVURULARIN YÜZDE 60’I ONLINE Ergün, bu yıl yapılan başvuruların yüzde 60’ının online yapıldığına da dikkat çekerken, “Online başvuru, Patent Enstitüsü’nün çalışmaları hızlı yapması ve bürokrasinin azalması açısından çok önemli. Bu yılın ilk yarısında yapılan online başvuru sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında yükseldi. Bu başvurularla ilgili her türlü bilgiye Enstitü’nün internet sitesi aracılığıyla ücretsiz ulaşmak mümkündür. Böylece, başvuru sahipleri, hem kendi başvurularının takibini online olarak yapabilmekte, hem de yayınlanmış tüm başvurular üzerinden online araştırma yapabilmekte” diye konuştu.

24

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

local applications increase 56 percent in patent and utility model applications. We must raise share of advanced technology and high added value products to 20 percent from 5 percent in manufacturing and exportation of Türkiye." SENSOR-FITTED WALKING STICK Ergün gave interesting patent applications and said: "For example,a textile company made appication for a type of fabric which make self cleaning. At this invention, when fabric touch sunlight or equivalent artificial light, it can make self cleaning. By this way stains such as oil, tea, coffee or fruit juice can be claned on products such as curtain, upholstery fabric, bedclothes, tablecloth, blanket and towel easily. Be demanded possibility of this type of fabric is so high in this world where water resource gradually decrease. There are also different applications such as sensor-fitted walking stick for visually handicapped, overshoes wearing machine and remote control machine that not become lost. THE NUMBER OF PATENT APPLICATION WILL BE MORE THAN 14 THOUSAND Minister Ergün stated that he predicted the number of patent and utiliy model applications will be more than 14 thosand, the number of brand applications will be more than 100 thousand and the number of industrial design will be more than 40 thousand at the end of the year when considering result of the first half of 2011. 60 PERCENT OF APPLICATIONS IS ONLINE Ergün emphasized that 60 percent of applications were made as online and said: "Online application is so important in terms of Patent Institute to make transactions quickly and decrease of bureaucracy. The number of online application in the first half of this year reaised by 36 percent compared to the same period of previous year. It is available to reach every kind of information about these appcalitons through web site of the Institute. By this way, applicants can track their applications as online and make research on every published applications. “


Avrupa’nın Teknolojiyle Fethi.

Avrupa’da dev bir f iber optik altyapı artık Türk Telekom’un Türk Telekom’un 27.000 km’lik fiber optik altyapısı artık milyonlarca Avrupalının hizmetinde. Bu gurur Türk Telekom’un. Bu gurur Türkiye’nin. Türk Telekom. Dünyayı konuşturan Türk.


KİŞİ-CELL

Paranın Geçmişi ve Geleceği Past and Future of Money

Mustafa Aykut

mustafa.aykut@turktelekom.com.tr

İlk örnekleri Milattan 3000 yıl önce görülen paranın ortaya çıkış nedeni sanılanın aksine temelde ekonomi ile ilişkili değildi. Ödül olarak, kan-parası olarak, başlık-parası olarak, takas aracı olarak, oyunlarda skor nesnesi olarak, dini ayinlerde kullanılan nesneler ya da şatafatlı süs nesneleri olarak kullanıldığına ilişkin bulgular var. Buradan, paranın birinden ötekine sıklıkla yer değiştirmekten çok birisi tarafından elde edildiğinde genellikle muhafaza edildiğini anlıyoruz. Para olarak kullanılan nesneler incelendiğinde, bugünkü para anlayışından uzak, pek çok şeyin elden ele geçtiği anlaşılıyor. Örneğin bunlar arasında kehribar, yeşim taşı, kuvars minerali, boncuk, bilezik, dokuma ipliği, kıyafetler, deniz kabukları (cowrie shells), tamtam davulları, yumurta, kuş tüyü, çan, bahçe çapası, fildişi, balina ya da köpek balığı dişi, çanak-çömlek, post, hasır, hayvan tırnakları, pirinç, tuz, öküz, küçükbaş hayvanlar, içki hatta süslü baltalar (zappozat) sayılabilir. En son 1949 yılında Batı

As opposed to the popular belief, the emergence of money, the first examples of which was seen in 3000 BC, was not associated with economy contrary to assumption. It is seen from the findings that money was used as an award, blood-money, dowry, a tool of exchange, an object used for scoring in games, an object used in religious ceremonies or other sumptuous ornamental objects. Here, we understand that money was not passed into other hands, but was usually preserved when it was acquired by someone. When the objects used as money are examined, it is seen that many things were used as money which were away from today’s money understanding. For example amber, jade, quartz, minerals, beads, bracelets, woven yarn, clothing, cowrie shells, drums, eggs, feathers, bells, garden hoe, ivory, whale or shark teeth, dish-pot, peltries, straw, animal nails, rice, salt, oxen, small cattle, drink and even zappozat (axes) were among them.

26

TELEKOMDÜNYASI2011AĞUSTOS


Afrika sahillerine yakın kabileleri ziyaret eden araştırmacılar yerlilerin birbirine benzemeyen süslü metal parçalarını para olarak kullanmayı sürdürdüklerini gördüler. Fiji Adası’nda bugün bile başlık parası olarak balina dişleri veriliyor.

In 1949, researchers observed that natives continue to use different decorative metal pieces as money. In Fiji Island, teeth of the whale are given as dowry even today.

M.Ö. 2000’lerde Çin’de ilk para kalıplarının kullanıldığını, böylece aynı biçimde standart keramik parçaların ticarette yer aldığını biliyoruz. Ancak, şekil olarak bugünkü anlamda paranın çıktığı ve kullanıldığı yer Anadolu’dur. Lidya medeniyeti metal parayı keşfetti. Kâğıt parayı keşfedenler ise M.S. 7. yüzyılda yine Çinliler oldu. Avrupa’ya gelip yaygınlaşması için neredeyse aradan 1000 yıl geçti.

We know that the first money patterns were used in China in 2000 BC and the same standard ceramic parts were used in trade. However, money similar to the current money was used in Anatolia for the first time. Lydian civilization discovered metal money. But, paper money was discovered by Chinese in the 7 th century AC. Almost 1000 years passed until paper money entered into and used in Europe.

1700’lü yılların ilk çeyreğinden sonra İngiltere’de tedavüldeki paraların üzerinde standart olarak basılmış £ (pound) işareti vardı. Ancak, bu kâğıt parçasının değerinin ne kadar olduğu onu veren kişi tarafından el yazısıyla üzerine yazılarak belirleniyordu. Aynı kişi bu özel kâğıt parçasını paraya dönüştürmek için üzerine tarih yazmak ve imzasını atmak zorundaydı. Böyle olunca paraların değeri standart olmaktan uzaktı. Genellikle yuvarlanmış sayılar kullanılsa bile herkesin parası kendine göreydi demek daha doğru olur. 1745 yılında getirilen bir standart ile paraların değerlerinin 20 £ ile 1000 £ arasında belirli miktarlarda olması sağlandı. 7 Yıl Savaşları yüzünden İngiltere mali sıkıntıya girince 10 £ değerinde banknotlar kullanılmaya başladı. Devrimi tamamlayan Fransa’ya karşı açılan savaş sırasında, 1793’ten sonra, bu 5 £ değerine, 1797 yılından sonra da 2 £ ve 1 £ değerine düştü. Kişisel müdahale olmadan ilk basılı kâğıt para ise 1853 yılında tedavüle çıktı. Neredeyse insanlığın tarihi kadar kendi tarihi de eski olan para elle tutulur-gözle görülür bir nesne olmaktan çıkıp tarihe mi karışıyor? Görünen o ki; kredi kartlarının yaygınlaşması,

After the first quarter of 1700s, £ (pound) sign was printed on money in circulation in England as a standard. However, value of this paper money was set upon by the person who gave it by writing. The same person had to write the date and signed on this particular piece of paper to make it paper. As such, value of money was not standard. Although rounded numbers were usually used, it would be more accurate to say that value of money was different from person to person. In 1745, certain amounts changing from £20 to £1000 were provided as a standard value. When England experienced a financial trouble because of the 7 Years War, banknotes of £10 began to be used. During the war against France, after the French Revolution, this value decreased to £5 in 1793, to £2 in 1797 and then £1. Without any personal intervention, the first printed paper money was put into circulation in 1853. Does money which is as almost old as the histor y

TELEKOMDÜNYASI2011AĞUSTOS

27


KİŞİ-CELL

elektronik bankacılık, cep telefonuna yerleştirilen NFC (Yakın Mesafe İletişimi) yongaları sonucunda artık kâğıt parayı neredeyse müzelerde göreceğiz. On-line bankacılık ya da kartının manyetik bölümünü okuyucudan geçir ve git işlemleri arttıkça, günlük hayatta para gitgide daha soyutlaşıyor ve biz parayı günlük hayatta daha az görüyoruz. Paranın fiziksel olarak taşınması gerekmeyince, hareket kabiliyeti de o derece arttı. Eskiden alışverişimizi mahalle bakkalından yaparken, şimdi şehrin on-line marketlerine sipariş verebiliyor, hatta yurdun dört-bir köşesinden yöresel yiyecekleri getirtebiliyoruz. İhtiyaç olduğunda yurt dışından bir ürün almak için yurt dışına gitmeye gerek kalmadan, bilgisayar başına oturup birkaç tuşa basarak o ürünü satın alabiliyoruz. Bir ülkenin dolaşımda olan para biriminden bir başka ülkenin para birimine istediğimiz miktarda parayı tek bir tıkla (click) dönüştürebiliyoruz. Hesabımızda yeteri kadar para yoksa dahi, anında kredi alabiliyor, aldığımız ürün ya da servisi taksitlendirebiliyoruz. Fotoğraf makinesi, kamera, müzik çalar, ses kaydedici, navigasyon cihazı gibi farklı işlevlerle donatılmış cep telefonlarının çok yakın gelecekteki en büyük yararları elektronik cüzdan olarak kullanılmaya başlandıklarında görülecek. Kısa mesafeden kablosuz iletişim teknolojileri kullanan bu akıllı telefonlar kullanıcıların endişe duyduğu dolandırılma endişesini de ortadan kaldırıyor. Dünya GSM Birliği’nin de (GSMA) 2008 yılından bu yana desteklediği, GSM telefonları içerisine gömülmüş NFC yongalarının kullanımı her geçen gün daha da fazlalaşıyor. Kredi Kartı yönetimi yapan tanınmış firmalardan VISA çıkarılıp-takılabilir microSD bellek kartlarını cep telefonunu elektronik cüzdana dönüştürmek için kullanıyor. Birçok büyük banka ile anlaşma imzalayan VISA’nın PayWave adlı uygulaması cep telefonunuza yüklendiğinde bu özellik hemen kazanılıyor. Bir başka uygulama ile SIM kartları yeniden tasarlanarak NFC fonksiyonları yapabiliyor. New York’ta taksilerin dörtte biri, yani 10 bin taksi cep telefonuyla ödeme kabul ediyor. San Fransisco’daki tanınmış fast-food zincirleri elektronik cüzdan ile ödeme yapmanıza izin veriyor. Los Angeles’ta toplu taşım araçlarına yanınıza para almadan, sadece cep telefonuyla ödeme yaparak binebiliyorsunuz. Apple, RIM, Samsung, Nokia, Google gibi şirketler yeni iş planlarını mobil ödeme teknolojilerine dayandırıyorlar. Kore, Japonya, Hindistan, Brezilya öncü olmak üzere pek çok ülke vatandaşlarını cep telefonuyla ödeme olanaklarından daha fazla yararlandırmanın yollarını arıyorlar. Siz siz olun, eğer koleksiyon yapmayı seviyorsanız, elinizi çabuk tutun ve tedavüldeki banknotlardan birer örneği bir köşeye atmaya bakın. Çok yakında bu banknotları ve metal paraları görmek için gideceğimiz müzelere giderken cep telefonunuzu yanınıza almayı unutmayın. İçeride cep telefonunun fotoğraf makinesi ile resim çekmenize izin verirler mi, bilinmez, ama gişede biletin bedelini elektronik cüzdanınızla, yani cep telefonunuzla ödeyeceğiniz muhakkak.

28

TELEKOMDÜNYASI2011AĞUSTOS

of humanity cease to be tangible and visible object? It seems that as a result of spread of credit cards, electronic banking, NFC (Near Field Communication) chips in mobile phones, we will see money in museums. As on-line banking or transactions made through magnetic cards increases, money goes out of existence more and more in daily life and we see money less in our lives. When there is no need to transport money physically, its mobility is also increased. In the past we went shopping the nearest grocer; however we make shopping from on-line stores and even buy local foods from all over our country. When we need a product from product, we do not have to go abroad; we can buy the product by pressing a few keys of our computers. We can convert our currency to the currency of another country with a single click. Even if we do not have enough money, we can receive instant credit and split the payment into installments. Mobile phones, which are equipped with different roles such as digital camera, camera, music player, voice recorder and navigation device, will be used as electronic wallets; this will be the biggest benefit in near future. These smart phones based on short-range wireless communications technology eliminate the risk of fraud. NFC chips embedded in GSM phones, which are supported by World GSM Association (GSMA) since 2008, are becoming more and more popular. VISA, a well-known company dealing with Credit Card Management, uses removable microSD memory cards to convert mobile phones to electronic wallets. VISA singed agreements with many major banks. When the application called PayWave is installed, this feature becomes available immediately. Another application ensures designing SIM cards and adding NFC functions. One fourth of taxis in New York, i.e. 10 thousand taxis accept mobile phone payments. San Francisco’s wellknown fast-food chains allow you to pay with electronic wallet. In Los Angeles, it is possible to use public transport vehicles by making payment with mobile phone. Companies such as Apple, RIM, Samsung, Nokia and Google are making new business plans based on mobile payment technologies. Many countries, especially Korea, Japan, India and Brazil, are seeking ways to facilitate mobile phone payments. Be careful on, if you love to do the collection, hurry up and keep the banknotes in circulation. Don’t forget to bring your mobile phones when we go to museums to see the banknotes and coins in near future. It is not certain whether they will allow you to take pictures with your mobile phones, but it is certain that you will pay the price of tickets with your mobile phones.



TD HABER

AB’NİN BİLİŞİM FONU İÇİN 1 MİLYON EURO ÖDEYEN TÜRKİYE, 2,6 MİLYON EURO DESTEK ALDI TÜRKİYE PAID 1 MILLION EURO TO ICT FUND OF EUROPE, TOOK 2,6 MILLION EURO SUPPORT

B

T

Türkiye, AB’nin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Politika Destek Programı’na (ICT PSP) katılırken, bu programda AB üyesi ülkelerin yanı sıra Türkiye gibi aday ülkeler de yer alıyor. Program kapsamında bütün ülkelere bilişim destekleri için oluşturulan havuza para koyuyor ve hazırladıkları projeler ile yarışıyor. Projeleri beğenilen ülkeler ise bu havuzdan hibe desteği alıyor. Türkiye bu programa 2009 yılından beri katılım sağlarken, o yıl havuza konan 944 bin 100 Euro’ya rağmen, tek bir kuruş dahi destek almayı başaramadı.

While Türkiye joined to Information and Communication Technologies Policy Support Programme (ICT PSP) of EU, there are countries candidate countries such as Türkiye as well as EU members. Within the scope of the program, all countries put the money to the pool which is created for ICT projects, and compete with their projects. Countries whose projects are approved, take donation support from the pool. Türkiye have been joining to the pool since 2009, despite 944 thousand 100 Euro was put the pool in that year ; Türkiye didn't succeed to take any money.

ilişim projeleriyle fark yaratan Türkiye, AB’nin bilişim fonlarını topladı. AB’nin bilişim destekleri için bir havuz oluşturulurken, AB üyesi ve aday ülkeler de bu havuza para koydu. 2009’da bu havuza 944 bin Euro para koymasına rağmen tek kuruş destek alamayan Türkiye, bu yıl ise koyduğu desteğin yüzde 163’ü oranında destek almayı başardı. Bilişim fonu için 1 milyon Euro ödeyen Türkiye, hazırladığı projelerle 2,6 milyon Euro’luk destek almayı başardı.

ürkiye, create a difference with ICT projects, collect ICT funds of EU. While a pool is created for ICT supports of EU, EU member and candidate countries put money to the pool. Despite Türkiye put 944 thousand Euros to the pool in 2009, didn't take any money and this year Türkiye has got back 163 percent of money which was put to the pool by Türkiye. Türkiye paid 1 million Euro to ICT fund, succeed to take 2,6 million Euro support by prepared projects.

ÖDEDİĞİNDEN FAZLA DESTEK ALDI TAKE SUPPORT MORE THAN PAY Aradan geçen iki yılda büyük başarı sağlayan Türkiye, 2010 yılında geri dönüş oranını yüzde 88 artırdı. Program için bir milyon 257 bin 920 Euro para koyan Türkiye, başvurduğu bilişim projeleri ile bir milyon 107 Euro’luk destek aldı. Türkiye, bu yıl da projeden geri dönüş oranını yüzde 163’e çıkardı. Ulusal bütçesinden bu program için 1 milyon 640 bin 160 Euro’luk ödeme

30

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

Türkiye, had great success in two years, increased return rate 88 percent in 2010. Türkiye put 257 thousand 920 Euro to the program, took 1 million 107 Euro with ICT project that Türkiye applied to. Türkiye increased return rate to 163 percent in this year. Türkiye, made 1 million 640 thousand 160 Euro payment


yapan Türkiye, başvurduğu projelerle 2 milyon 674 bin Euro’luk hibe almaya hak kazandı. Türkiye, 39 katılımcı ve 26 farklı proje ile programa başvururken, 10 farklı projede yer alan 15 Türk kurumu destek elde etti.

from national budget, deserved taking 2 million 674 thousand donation with ICT projects. Türkiye applied to the program with 39 participant and 26 different projects and 15 institutions took support for 10 different project.

BAŞVURU SAYILARI ARTTI THE NUMBER OF APPEAL INCREASE Söz konusu projelere ödül verilmesi amacıyla bir tören düzenlenirken, bu törende konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, hibe almaya hak kazanan projelerin nitelikli projeler olduğunu, parasal miktarının çok ötesinde anlam ifade ettiğini söyledi. Dünyada bilgiye en fazla hâkim olanların daha kaliteli politikalar üretip, uygulama şansına sahip olduğunu belirten Yılmaz, bu çalışmaların özellikle kamunun, yerel yönetimlerin politika üretim sürecine katkı sağlamasını diledi. Başvuru sayılarında ciddi artış olduğunu, Türkiye’nin 2011’de başarılı bir sonuç elde ettiğini belirten Yılmaz, “Havuza 100 lira koymuşuz, 160 küsur lira geri almışız. Bunun şu anlama geldiğini düşünüyorum. Türkiye, AB üyesi 27 ülke ve diğer ilave bazı ülkelerin bir kısmının parasını fiilen kullanır hale gelmiş, onların havuza koyduğu bir kısım paraları, kaynakları biz kullanır hale gelmişiz. Bu çok önemli bir başarı…” diye konuştu. Yılmaz, bu projelerin Türkiye’nin kalkınmasına, gelişmesine, bilgi toplumu şartlarında bir ekonomi oluşturmasına, istihdam oluşturmasına, katma değer oluşturmasına katkıda bulunmasını diledi.

A ceremony was held intended for giving a reward to related projects, Development Minister Cevdet Yılmaz stated that projects which deserved taking donation are qualified projects and carry a lot of weight more than financial amount. Countries which have a grasp of the most information produce more quality policy and have a chance to apply. Yılmaz also wished these studies to contribute to especially policy procurement progress of especially public and local governments. Yılmaz expressed that there is significantly increasing on the number of applications and Türkiye have got successful result in 2011 and said: “We put 100 liras to the poor and take 163 liras back. I think, its mean that Türkiye became a country which use money of EU member 27 country and some additive other countries in fact and we became a country which use money, resource put into the poor by these countries. This is so important success...” Yılmaz wished that these projects will have contribution to development and improvement of Türkiye, create economy at infor-

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

31


TD HABER 10 PROJE DESTEKLENECEK Konuya yönelik bilgi veren Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Daire Başkanı Emin Sadık Aydın da ICT PSP’nin Ar-Ge’den çok uygulamaya dönük bir proje olduğunu belirtirken, fonlanacak projelerin hayata geçirilmesinin amaçlandığını aktardı. Aydın, ICT PSP Programı’nın ana amacı, Avrupa için Sayısal Gündem’de (Digital Agenda for Europe) belirlenen politika alanları ve öncelikleri dikkate alınarak, rekabetçi ve yenilikçi bir bilgi toplumunun gelişiminin hızlandırılması, tek Avrupa bilgi alanının geliştirilmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin topluma yaygınlaştırılması ve etkin kullanımının sağlanması. 2007-2013 yılları arasında uygulanmakta olan ICT PSP Programı toplam 730 milyon Euro bütçeye sahiptir. Programa, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin yanı sıra Türkiye, Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn ile birlikte toplam 34 ülke aynı statüde katılım sağlıyor” dedi. Aydın, programa, Türkiye’den 39 ortakla 26 farklı proje sunduklarını belirtirken, “Yapılan değerlendirmeler sonucunda, 10 farklı projede yer alan 15 Türk ortak Komisyon desteği almaya hak kazandı. Bu projeler sonucunda, Türk ortaklar, Komisyon’dan toplam 2 milyon 674 bin Euro tutarında hibe alacak” diye konuştu. İŞTE DESTEK ALAN PROJELER Aydın’ın verdiği bilgilere göre, ICT PSP Programı’nın 2011 Yılı Çağrısı kapsamında Türkiye’den Sağlık Bakanlığı, Milli Kütüphane Başkanlığı, Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı, TÜBİTAK-BİLGEM, TÜBİTAK-ULAKBİM, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Niğde Belediyesi, Ordu Belediyesi, TÜRKSAT, SRDC Ltd. Şti., TAGES AŞ, SAMPAŞ, İstanbul SPOR AŞ ve Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği’nin bilişim projeleri Avrupa Birliği tarafından desteklenecek. AB tarafından desteklenecek projeler şöyle: VERYSchool (Valuable EneRgY for a Smart School): Bu projeyle, Avrupa Birliği’ndeki okullar için enerji tasarrufu stratejileri ve BİT çözümlerinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Akıllı LED aydınlatma, akıllı sayaçlar, enerji yönetim sistemleri, enerji simülasyon yazılımı ve “enerji eylem yönetim yazılımı (Energy Action Management Software)” gibi yenilikçi yöntemlerin kullanılacağı projede yapılacak çalışmalar ISO50001 ve IPMVP (International Performance Measurement and Verification Protocol) çerçevesinde yürütülecek.. OASIS – Openly Accessible Ser vices and Interacting Society: Bu projeyle, yerel yönetimler tarafından internet üzerinden sunulan bilgi ve hizmetlere kullanıcı odaklı bir portal üzerinden erişim sağlamak amaçlanıyor. Farklı hizmetlerin bir ortamda birleştirilmesiyle kamu kurumlarının vatandaş ve iş dünyası

32

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

mation society conditions, to create added value. 10 PROJECTS WILL BE SUPPORTED Development Ministry Information Society Department Head Emin Sadık Ayhan gave information about the issue and stated that ICT PSP is devoted application more than R&D and aimed projects that will be funded, to actualize. Aydın expressed that the main purpose of ICT PSP Program is accelerate development of competitive and innovative information society, develop a single Europe information field, extend information and communication technologies in society and provide effective using by considering policy fields and priorities of those which were determined at Digital Agenda for Europe. ICT PSP Program, have been carried out between 2007 and 2013, has 730 million Euro budget. Total 34 countries such as Türkiye, Croatia, Serbia, Montenegro, Norway, Iceland and Liechtenstein at the same status as well as European Union member countries to the Program.” Aydın stated that they offered 26 different projects to the program with 39 partners and said: “As a result of evaluation, 15 Turkish partners deserved common Commission support for 10 different projects. As a result of these projects, Turkish partners will get 2 million 674 thousand Euro donation from the Council.” SUPPORTED PROJECTS According to information given by Aydın, within the scope of Call of ICT PSP Program for 2011 ICT projects of Health Ministry, National Library Directorate, Ankara Provincial Directorate for National Education, East Marmara Development Agency, TÜBİTAK-BİLGEM, TÜBİTAK-ULAKBİM, Istanbul Metropolitan Municipality, Niğde Municipality, Ordu Municipality, TÜRKSAT, SRDC Ltd.. TAGES AŞ, SAMPAŞ, Istanbul Spor A.Ş, Turkish League Against Rheumatism will be supported by European Union. Projects will be supported by EU as follows: VERYSchool (Valuable EneRgY for a Smart School): To develop energy saving strategies and ICT solutions is aimed to schools in European Union with this project. Innovative methods such as Smart LED Lighting, smart counter, energy management systems, energy simulation software and “Energy Action Management Software” will be used on the project and studies for the project will be carried out within the frame of ISO50001 and IPMVP (International Performance Measurement and Verification Protocol). OASIS – Openly Accessible Services and Interacting Society: To provide access through user based portal to information and services that offered by local governments through internet, is aimed. It is aimed


bilgilerini daha iyi kullanması ve kamu hizmetlerinin adaptasyonunu sağlaması hedeflenmekte olup, daha erişilebilir, daha kullanıcı odaklı, kamu kurumları tarafından daha etkin yürütülen ve daha ucuz hizmetlerin geliştirilmesi sağlanacak. OASIS projesi gerçekleştirilirken, bulut mimarisi kullanılan açık platformlar ve açık standartlardan faydalanılacak. PALANTE – Patient Leading and mANaging their healThcare through EHealth: Bu projeyle, “hastaların yetkilendirilmesi” konusunun sağlık maliyetlerinin düşürülmesi ve sağlık sisteminin verimliliğinin artırılmasında araç olarak kullanılması amaçlanıyor. Bu projenin esas amacı, hastaların yetkilendirilerek bilgi ve iletişim teknolojileri sayesinde kendi sağlıklarını ilgilendiren kararlarda aktif rol almaları ve sağlık birimleriyle işbirliği içinde yer almalarını sağlamak. STORK 2.0 – Secure idenTity acrOss boRders linKed 2.0: ICT PSP 2007 Yılı Çağrısı kapsamında desteklenen ve AB’nin temel e-kimlik projesi olan STORK projesinden elde edilen tecrübenin üzerine inşa edilen bu projeyle, kamu ve özel kesimin kimlik doğrulamasının sağlanması amacıyla bu kesimlerin operasyonel bir çerçeve ve altyapıda yakınsamaları amaçlanıyor. Proje kapsamında, verilerin güvenli bir şekilde saklanması ve paylaşımı esas alınacak olup, “e-Öğrenme ve akademik yeterlilikler”, “e-Bankacılık”, “İş dünyası için kamu hizmetleri” ve “e-Sağlık” konuları üzerinde pilot çalışmalar yürütülecektir.

that public institutions use information of citizen and business world better by combining various services in the same environment and to provide adaptation of public services are aimed and to develop services that more accessible, more user based, carried out more effective by public institution and cheaper, will be provided. Open platforms and open standards that cloud architecture is used on, will be used to develop the project of OASIS. PALANTE – Patient Leading and mANaging their healThcare through EHealth: To use the issue of “authorization of patient” as tool for health cost and increase efficiency of health system is aimed with the project. The main purpose of the project is patients to take a part on decisions about their disease thanks to information and communication technologies by being authorized and to make collaboration with health units. STORK 2.0 – Secure idenTity acrOss boRders linKed 2.0: The project is made on experience gained by STORK which is supported within the scope of Call of ICT PSP 2007 and basic e-identity project of EU, aim public and private sector to converge on operational frame and infrastructure in order to provide identity authentication of these parties. Within the scope of the project, to keep and share information safely will be base, pilot studies on “e- learning and academic qualifications”, “ebanking” and “e-health” will be carried out.

GEN6 - Governments ENabled with IPv6: Ulusal çapta 4 farklı deney içerecek olan GEN6 projesinde, bu deneylerden bazıları farklı ülkelerde, mevcut farklı IPv4 yaklaşımları düşünülerek, birbirini tamamlayacak şekilde tekrarlanacak. 1. eDevlet ve eKimlik uygulamalarında IPv6’ya geçiş (Almanya, İspanya, Hollanda, Çek Cumhuriyeti ve Türkiye) 2. Güvenli Bulut Hizmetlerinde IPv6’ya geçiş (Lüksemburg) 3. Okullarda IPv6 ile Enerji Verimliliği (Yunanistan) 4. Acil Durum Müdahale Ortamlarında IPv6’ya geçiş (Slovenya)

GEN6 - Governments ENabled with IPv6: GEN6 project will contain 4 different national experiments and some of these experiments will be repeated by considering existing different IPv4 approaches to complete each other in different countries. 1- Transition to IPv6 on e-government and e-identity applications. (Germany, Spain, Netherland, Czech Republic and Türkiye) 2- Transition to IPv6 on Sefa Cloud Services (Luxembourg) 3- Energy Efficiency at Schools (Greece) 4- Transition to IPv6 at Emergency Response Environment (Slovenia)

GEN6 projesinin temel amacı, ülkelerin IPv6 teknolojisine geçiş, uygulama ve ilgili planlama aşamalarında, genel ve kapsamlı bir kılavuz oluşturmak.

The main purpose of GEN6 Project is creating general and comprehensive guide to countries to use in the process of transition, application and planning for IPv6.

European Newspapers: Bu projeyle, Avrupa Kütüphanesi ve Europeana için Avrupa ülkelerinde yayımlanmış gazetelerin toplanması ve tasnif edilmesi hedefleniyor. Sayısal gazetelerle ilgili işleme, sınıflandırma, arama yapma, sunum, kalite kontrol gibi alanlarda çalışmaların yürütüleceği proje ile kullanıcılar, Avrupa genelinde geçmişten günümüze yayımlanmış gazetelere kolayca ulaşıp, yerel, ulusal ve uluslararası

European Newspapers: To collect and sort newspapers which were published in Europe, for European Library and European is aimed with the project. Users can reach newspapers that were published from the past to present, easily and get information about local, national and international case thanks to the project and studies in the field of process, classify, search,

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

33


TD HABER olaylar hakkındaki bilgileri edinebilecek. eEnviPer – A single multi-purpose SOA platform that delivers environmental permissions ser vices through the cloud of e-Government services and applications: Bu projeyle, servis odaklı mimari tabanlı mevcut bir bulut bilişim platformunun beş farklı Avrupa ülkesinde test edilmesi hedefleniyor. Çevrenin etkin bir şekilde korunabilmesi için kamu kurumları ile vatandaşların yeterli düzeyde etkileşime geçebilmesi ve bu kapsamda çevre izinleri ile ilgili süreçlere halkın katılımı önem arz etmektedir. Bu sebeple, çevre izinleri ile ilgili süreçleri ve hizmetleri entegre eden bir sisteme ihtiyaç duyulmaktadır. Bu proje sayesinde çevre izinleri prosedürleri ile ilgili olan ve birbirini tamamlayan farklı sistemler, servis odaklı mimari ve bulut bilişim altyapısın getirdiği avantajlardan faydalanılarak bütünleştirilecektir. Open-DAI – Opening Data Architectures and Infrastructures of European Public Administrations: Bu projeyle, kamu kurumlarının veritabanlarında saklanan büyük miktarda verinin potansiyel kullanıcıların erişimine açılması ve kamu kurumlarının veritabanlarının kapalı yapılardan açık mimarilere doğru evriminin sağlanması hedeflenmektedir. Bu sayede pek çok sosyal ihtiyacın karşılanmasına yardımcı olacağı ve yenilikçiliği ve yeni iş fırsatlarını destekleyeceği geniş kabul görmesine rağmen etkin bir şekilde kullanılamayan zengin kamu bilgisi kaynaklarından yararlanılmış olacaktır. CitySDK (Smart City Ser vice Development Kit and its Application Pilots): Bu projeyle, Avrupa’daki sekiz paydaş şehirde üç tane akıllı şehir pilot hizmetinin hayata geçirilmesi amaçlanmaktadır. Bu pilot projeler akıllı mobilite, akıllı katılım ve akıllı turizm alanlarındadır. Bu hizmet ile Avrupa Akıllı Şehir Uygulamalarının gelişme ve yenilenme kapasitesinin artırılması ve iki şehir arasındaki transfer olanaklarının ilerletilmesi sağlanacaktır. Bu şehir örgütlenmelerinin ortaklaşa ortaya koyduğu liderlik ve şehirlerarası işbirliği, mevcut hizmetlerin uygulamaların, yazılımların ve bunun gibi deneyimlerin paylaşılması, projenin başarıya ulaşmasındaki anahtar faktörler olarak sıralanmaktadır. SMARTSPACES - Saving Energy in Europe’s Public Buildings Using ICT: Bu projeyle, Avrupa’daki kamu binalarının enerji ve su taleplerini önemli miktarda azaltmaya yönelik olarak enerji karar destek, farkındalık ve yönetim hizmet bileşenlerini içeren yenilikçi bilgi ve iletişim teknolojilerine dayanan bir hizmet geliştirilecektir. Söz konusu karar desteği, enerji tüketim davranışlarını verimli kılmak üzere şehirlerin enerji yöneticilerine, bina kullanıcılarına ve ziyaretçilerine, yapıların performansından sorumlu profesyonellere, öğrencilere ve kamu geneline sunulacaktır.

34

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

presentation and quality control will be made with the project. eEnviPer – A single multi-purpose SOA platform that delivers environmental permissions services through the cloud of e-Government services and applications: To test existing service-focused architectural-based cloud computing platform in different five European countries is aimed. To interact public institutions with citizens in order to protect environment and within this scope, participation of public to the process about environment permit have importance. Therefore, there is need for system which integrates process about environment permit with services. Thanks to the project, different systems about environment permit procedures and complete each other will be integrated by using advantage of service-focused architectural and cloud computing. Open-DAI – Opening Data Architectures and Infrastructures of European Public Administrations: To gain access to huge amount of data in database of public institutions for potential users and provide evolution of database of public institutions from close structure to open architecture is aimed with the project. Thanks to the project, rich public information resources which don’t used efficiently despite will help to meet with many of social need, support innovative and new business opportunity and received wide acceptance, will be benefited. CitySDK (Smart City Service Development Kit and its Application Pilots): To actualize three smart cities pilot application in eight parent cities is aimed with the project. These pilot applications are in the field of smart mobility, smart participation and smart tourism. To increase development and renewal capacity of Europe Smart Cities Application and to improve transfer opportunities between two cities will be provided thanks to the service. Leadership of these interprovincial organization and interprovincial collaboration, to share existing services, applications, software and this kind of experiences are considered as key element in order to success of the project. SMARTSPACES - Saving Energy in Europe’s Public Buildings Using ICT: The service which contain energy decision support, awareness and management service element and based on innovative information and communication technologies in order to ensure significantly reduction on energy and water demand of public building in Europe with the project. Related decision support will be offered to energy managers of cities, users and visitors in buildings, professionals responsible for performance of buildings, students and public in order to make energy consumption behaviors efficient.


Türkiye’de bir ilk! İnternet hep sizinle olsun diye, evde 4GB kotalı NET4, sokakta 4GB kotalı 3G mobil internet ve binlerce noktada sınırsız WiFi dakikaları! Hepsi Türkiye’de ilk defa HEPNET Paketi’nde bir arada, tek fatura ile ödeme kolaylığıyla. 12 ay taahhütle ilk 3 ay ayda sadece 29 TL, kalan 9 ay, ayda 39 TL! Üstelik 3G mobil modem de HEPNET Paketi’nin içinde! Sizi de bir TTNET Satış Noktası’na bekliyoruz. TTNET’le her şey mümkün!

NET4 Paketi‘nde, 8 Mbps’ye kadar destekleyen hız kullanılacak olup, bağlanılan yere göre değişiklik gösterebilecektir. Ay içerisindeki veri kullanımı 25GB’yi aştığında hız bulunulan ay için 1 Mbps’ye düşürülecektir. 31.12.2011’e kadar başvuran yeni ve mevcut taahhütsüz aboneler 12 ay taahhütle yararlanabilir. 29 TL, NET4 ve 4GB 3G paketinin ilk 3 aylık KDV ve ÖİV dahil aylık ücreti olup sonrasında tarifelerinden ücretlendirilir. Yeni abonelere bağlantı ücreti, ayda 2 TL taksitle 12 ay boyunca yansıtılır. 3G hat açılış vergileri 12 eşit taksitle abonenin faturasına yansıtılır. Damga Vergisi bir defaya mahsus yansıtılacaktır.


TD HABER

TÜBAV’DAN BİLGİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI AB VATANDAŞLARININ BİLGİ GÜVENLİĞİ FARKINDALIĞI ARTTIRILDI INFORMATION SECURITY WORKSHOP BY TÜBAV AWARENESS OF EU CITIZENS ON INFORMATION SECURITY INCREASED

T

36

W

ÜBAV’ın düzenlediği “Vatandaşlar için Bilgi Güvenliği Farkındalığı Oluşturma Çalıştayı” Eylül ayının ilk haftası boyunca Ankara’da yapıldı. Türk Bilim Araştırma Vakfı (TÜBAV), Avrupa Birliği’nden (AB) aldığı destekle, “Bilgi Güvenliği Farkındalığı Oluşturma Çalıştayı” düzenledi. AB ülkesi vatandaşlarının yer aldığı çalıştayda katılımcılar, bilgi güvenliği konusunda bilinçlendirildi. Çalıştayın sunuşlarını Bilgi Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu üstlendi. Çalıştay sonucunda AB vatandaşları için bilgi güvenliğinde dikkat edilmesi gereken 10 altın kural belirlendi.

orkshop to Create Information Security Awareness for Citizen is organized by TÜBAV, was held during the first week of September. Turkish Science Research Foundation (TÜBAV) organized “Workshop to Create Information Securtiy Awareness” with support of European Union (EU). At the workshop where European Union citizens joined, awareness of participants was raised about information security. Board Member of Information Securtiy Foundation Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu undertook presentation of workshop. 10 golden rule which must be took into considration, for information security were determined to EU citizens.

Ulusal Ajans’ın koordinasyonunda Grundtvig Programı kapsamında yapılan etkinliğe, farklı meslek gruplarına sahip olan kişiler katıldı. Etkinlikte, 20’si Almanya, Litvanya, İtalya, Macaristan, İsveç, Çek Cumhuriyeti, Romanya, İspanya, Polonya, Danimarka ve Bulgaristan gibi AB ülkelerinden olmak üzere toplam 25 kişi yer aldı.

People from different occupational groups joined to the event which was held within the scope of Grundtvig Program with coordination of National Agency. 25 people joined to the event and 20 of them from European countries such as Germany, Lithuania, Italy, Hungary, Sweeden, Czech Republic, Romania, Spain, Poland, Denmark and Bulgaria.

Çalıştay, bu alanda uzman isimler olan Doç. Dr. Halil İbrahim Bülbül, Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu ve Prof. Dr. İlhami Çolak’ın öncülüğünde düzenlendi. Etkinlikte, katılımcılara bilgi güvenliği konusunda dört farklı güvenlik uzmanı tarafından bilgi güvenliği temelleri, felsefesi, güncel tehditler ve çözüm önerileri, tehditler karşısında alınması gereken önlemler, sosyal ağ tehditleri ve çözüm önerileri ile kurumsal ve kritik altyapı güvenliğine yönelik olarak bilgiler verildi.

The workshop was held under the leadership of Doç. Dr. Halil İbrahim Bülbül, Prof. Dr. Eşref Sağıroğlu and Prof. Dr. İlhami Çolak who are expert in their fields. Informations about basis and philosophy of information security, current threats, measures have to be taken against threats, social network threats and solution offers and information related corporate and critic infrastructure security to participants by four different security experts.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL


BİLGİ GÜVENLİĞİNDE ORTAK DEĞERLER OLUŞACAK Konuya yönelik olarak bilgi veren Prof. Dr Şeref Sağıroğlu, çalıştayın sonucunda bilgi güvenliği farkındalığını oluşturmada dikkat edilmesi gereken 10 altın kural çıkardıklarını belirterek, “Bu etkinliğin temel amacı; bilgi güvenliği alanında, katılımcılar arasında işbirliği olanakları üzerine daha fazla bilgi edinmek, aynı alanda çalışan kuruluş temsilcileri ile tanışmak ve proje ortaklığı kurmak, kaliteli bir uluslararası projenin geliştirilmesi konusunda somut bilgi ve tavsiyeler almak, karşılıklı olarak bilgi birikimi arttırmak ve belirlenen konuda katılımcıların bilgi birikimini arttırmak” dedi. Sağıroğlu, bilgi güvenliği farkındalığı oluşturma yanında AB’nin bu konuda ortak değerlerin oluşmasını istediğini kaydederken, “Bu tür projelere ülkemizde de ihtiyaç var, en önemli unsur bu. AB vatandaşlarını eğitiyoruz. Türkiye’de de bu yönde bir çalışma yapmak istiyoruz. Bu bir örnek olsun. Bundan sonra bunun yaygınlaştırılması için çaba göstereceğiz. Etkinlik Gazi Üniversitesi ve Bilgi Güvenliği Derneği desteğiyle de yapılıyor” dedi. Sağıroğlu, son dönemde siber tehditlerin hızla arttığına dikkat çekerken, “Bundan sonra daha çok dikkat etmemiz gereken bir konu. Bilgi arttıkça ve bilgi tabanlı sistemler daha fazla kullanıldıkça bu tür tehditler daha çok karşımıza çıkacak” diye konuştu. Sağıroğlu, çalıştay katılımcılarının öğrendiklerini gidip ailesinde, mesleğinde, okulunda gidip kullanmasını ve çevresine öğretmesini istediklerini aktardı.

COMMON VALUES WILL BE CREATED ON INFORMATION SECURITY Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu has gave information about the issue and stated that they determined 10 golden rules which must be took into consideration, for information security as a result of workshop and said: “The main purpose of the event; get more information on collaboration of participants in the field of information security, meet working institution representatives and get into partnership, take tangible information and suggetion to develop qualitt international project, increase knowledge mutually and increase knowledge of participants in determined issue.” Sağıroğlu expreesed that EU wants to create common values in this fieldas well as raise awareness about information security and said: “There are also need for this kind of projects in our country, that’s the most important factor. We educate EU citizens. We want to make study in this direction in Türkiye. This is the sample. We will make effort in order to extend. The event is organized with also support of Gazi University and Information Security Foundation.” Sağıroğlu emphasized that cyber threats have increased gradually recently and said: “We have to par more attention to this issue. As long as information increase, there will be more this kind of threats.” Sağıroğlu indicated that they wanted particiant to share what they learn in the event, with their family, friends and to use at their work and schools.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

37


TD HABER ÇALIŞTAY SONUÇLARINI AB VATANDAŞLARI KULLANACAK TÜBAV Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Ünal da bilgi güvenliği farkındalığının Türkiye için olduğu kadar AB ülkeleri ve tüm dünya ülkeleri için önemli olduğunu belirterek, bu konuda yapılan bu etkinliğin katılımcılara çok faydası olduğunu kaydetti. Ünal, Türkiye’de de bu farkındalığın arttırılmasına yönelik olarak etkinliklerin yapılmasının önemine dikkat çekti. Ünal, çalıştaya katılan kişilerin, ülkelerine döndüklerinde bu bilgileri gittikleri yerlerde yaymasını istediklerini belirterek, katılımcıların ülkelerindeki bir sivil toplum örgütünde görevli olduğunu aktardı. Ünal, çalıştayın çıktısı olarak tüm AB ülke vatandaşlarının da kullanılabileceği bir formatta Bilgi Güvenliği için 10 Altın Kural başlıklı bir sunum hazırlandığını ve çalıştayın resmi web sitesinde paylaşıldığını söyledi. 10 ALTIN KURAL Çalıştay sonucunda oluşturulan “Bilgi Güvenliği’ndeki 10 Altın Kural” ise şöyle: 1- DİKKAT: Gizli olduğunu düşündüğünüz bilgileri güvenli ortamlarda tutunuz. Çünkü kaybolabilir, çalınabilir, kolay kopyalanabilir ve zarar görebilir. 2- YEDEKLEME: Önemli bilgilerinizi kaybettiğinizi düşünün ve size olan maliyetini hesaplayın. Buna göre; Belirli aralıklarla bilginizi yedekleyin, bilgiyi yedeklediğiniz ortamı koruyun, bilginiz ile yedeğini farklı ortamlarda tutun, mümkünse internet ortamında alan kiralayıp, yedeklerinizi orada bulundurun. 3- ŞİFRENİ KORU: Şifreni evinin anahtarı olarak düşün! Evinin anahtarını herkese verir misin? Kapının üstünde bırakıp gider misin? Şifrelerini belirli sürelerde değiştir ki sosyal mühendislik saldırılarından korun. Kolay tahmin edilebilen şifreler kullanma! (Örn; Doğum tarihi, anne/baba adı vb) Şifreni en az 8 karakter uzunluğunda ve karışık şekilde oluştur. (Örn; Şe1Öl2Va3Bö4! (Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez!) ) 4- EVİNİ KORU: Bilgisayarını, evin gibi düşün! Evini korumak istemez misin? Güvenlik çözümleri kullan anti-virüs, anti-casus, anti-spam. Bilgisayarında güvenlik duvarı kurulu ve açık olsun, onu yönetmeyi öğren. Açıklıkları kapamak için güncel yamalar kullan. 5- KENDİNİ KORU: Orijinal ekipman kullanılmadığında oluşabilecekleri düşün! Lisansız yazılım kullanma! Suçtur! Bedava diye her şeyi bilgisayarına kurma. Unutma! Ucuz etin yahnisi yavan olabilir! Kişisel bilgilerini dünyaya açma, ağ ortamında bulundurma ve kimseyle paylaşma. İmzanın taklit edilmesine olanak verme.

38

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

EU CITIZENS WILL USE RESULTS OF THE WORKSHOP President of TÜBAV, Prof. Dr. Halil İbrahim Ünal stated that information security awarness is so important for EU countries and world countries as well as Türkiye and the event about the issue is so benefical for participants. Ünal emphasized importance of events which are organized in order to increase awareness. Ünal expressed that they wanted participants to share and learn these informations in their countries and participants are employee in a non governmental organization of their countries. Ünal also indicated that as a result of workshop a presentation is prepared titled 10 Golden Rules for Information Security at the format which all EU citizens can use and published on website of the workshop. 10 GOLDEN RULES As a result of the workshop,“Information Securtiy 10 Golden Rules” are as follows: 1-ATTENTION: Keep information which are personnel according to you, in safe environment. Because that may lose, be stolen, be copied easily and be damaged. 2-BAC UP: Think, you lose important information and figure up cost for you. Accordingy; back up your information periodically, keep environment where you keep back up, keep information and original information in different environment, if it possible, rent domain in internet environment and keep back up in that environment. 3-PROTECT PASSWORD: Think password as your latch key! Do you give you latch key to everyone? Do you leave from home by leaving latch key on door lock? Change your password periodically so protect yourself from engineering attacks. Don’t use easy to guess passwordé (For example: birthday, mother/father name) Create your password at least 8 character and enigmatically. (For example: Şe1Öl2Va3Bö4! (Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez!)) 4-PROTECT YOUR HOME: Think your computer as your home! Don’t you want to protect your home? Use security solutions anti-virus, anti-spy, anti-spam. Install and keep open firewall on your computer, learn to manage it. Use up-to-date patch to fill gaps. 5-PROTECT YOURSELF: Think about what happens if you don’t use original equipment! Don’t use unlicenced software! It is crime! Don’t install everything on your computer because of costless. Don’t forget! Thing you don’t want is dear at any price! Don’t open your personal information to the world, don’t keep network environment and don’t share with anyone. Don’t allow for imitation of your signature.


6- ERİŞİMİ SINIRLA: Evinin kapısını açık bırakıp çıkar mısın? Bilgisayarında da aynı özeni göster. Bilgisayarını kullanmadığın anlarda kapat veya erişimi kilitle! Ekran koruyucuya şifre koy ve gerekirse ekran koruyucuyu çalıştırmak için bir kısa yol oluştur. Bilgisayarın açılışına veya uyanması esnasına şifre koy. Tüm kullandığının şifrelerin birbirinin aynı olmamasına dikkat et.

6-LIMIT ACCESS: Do you leave from home by leaving door open? Take care of your computer similarly. When you don’t use computer, turn off computer of lock accessé Creaste a password to your screen saver, if necessary, create a shortcut to run screen saver. Make password-protected to opening and becoming functional of computer. Be careful on all of your password must be different.

7 – BİLMEDİĞİN KÖTÜDÜR ANLAYIŞIYLA HAREKET ET: Bilinmeyen heyecan verdiği gibi bilişim dünyasında zarar da verebilir. Bilmediğin dosyaları açma. Bilmediğin birinden gelen e-postayı ve eklerini açma. E-posta içindeki bağlantılara hemen tıklama, önce onu kopyala ve gezginin adres çubuğuna yapıştır. Aynı mı, değil mi kontrol et! E-posta hizmetlerinin spam servislerini kullan. Bilmediğin siteye girerken, gezgin güvenlik ayarlarını üst seviyede tut.

7-MOVE SENSE OF UNKNOWN IS MALICIOUS: Unknown give excitement and also damage to informatics world. Don’t open unknown file. Don’t open email and its attachment sent by unknown people. Don’t click immediately links in e-mail, first copy link and paste address bar of browser. Control whether it is same! Use spam service of e-mail services. When you go unknown web site, keep security setting at highest level.

8 -TAKİP EDİLEBİLECEĞİNİ VEYA İZLENEBİLECEĞİNİ UNUTMA: İnternet ortamında takip edilebilirsin. Bu yüzden; yasalarca yasaklanmış sitelere girme. Güvenlik ayarlarını düşürürsen, seni bilgisayarından, yasak işler yapılabileceğini unutma! Kolluk kuvvetlerine yardımcı ol. Güvenlik ihlallerini veya şüpheli durumları ilgililere ve/veya servis sağlayıcına bildir. Bana bir şey olmaz veya benimle kimse uğraşmaz anlayışından vazgeç, her zaman takip edilebileceğinin farkında ol. Gizliliği yüksek olan verileri internet ortamında paylaşırken daha dikkatli ol, uygun çözümler kullanarak verilerini gönder veya al. Güvensiz sitelere girmemeye çalış, pek çok saldırının bu tür sitelerden veya bu tür sitelerde bulunan yazılımlar veya saldırganlar tarafından yapılacağını unutma.

8-DON’T FORGET, YOU CAN FOLLOWED OR TRACKED: You may followed in internet environment. For this reason; don’t enter website which banned by laws. If you set security settings lower, don’t forget illegal transactions can be made via your computer! Be helpful to police force. Notify doubts to those concerned or/and your service provider. Give up sense of “nothing happens to me or nobody damage me”, be aware of you can be followed anytime. Be careful when you share information in internet environment which is so important according to you, send and receive data by using appropriate solution. Don’t enter to unsafe website, don’t forget many of attacks are made by software or attackers in this kind of website.

9 - KONUYLA İLGİLİ BİLGİNİ ARTIR: Bilgi güçtür. Bunu unutma! Bilgi güvenliği nasıl sağlanmalı konusunda bilgini arttır. Güvenlik açıklarını takip et ve çözüm önerilerini uygula. Bilgi barındıran her ortamla ilgili bilgi seviyeni arttır. Mesela: Formatlamada eski bilgilere ulaşılamayacağını sanma. Silinen bilgilere ulaşılamaz olarak düşünme. Bilgi sadece sabit disk ve taşınabilir hafızalarda tutulduğunu sanma, yazıcı tonerlerinde bile bilgi olabileceğini unutma. Saldırganların sosyal mühendislik konusunda çok iyi olduklarını unutma. Yüzde 100 güvenliğin sağlanamayacağını hiç bir zaman hatırdan çıkarma!

9-INCREASE YOUR KNOWLEDGE ABOUT THE ISSUE: Information is power. Don’t forget that! Increase your knowledge on information security have to be provide in which way. Follow security gap and apply solution suggest. Increase your knowledge in every kind of environment which contain information. For example: Don’t think that not to reachs old informations after format. Don’t think, deleted information can’t be reached. Don’t think that information is kept in only hard disc or flash disc, don’t forget there can be information on writer toner. Don’t forget, attackers are so good in social engineering. Don’t forget, 100 percent security is never provided.

10 - SENİN OLANI VERME! Ve BAŞKALARININ VERİLERİNE İZİNSİZ ERİŞMEYE KALKMA: İnternet ortamında, güvenli bağlantı sunmayan, yazılı şekilde garanti vermeyen, kimseye güvenme ve girdiğin adresin orası olduğundan emin ol ve adrese bak. İnternet ortamında izlemenin kolay olduğunu unutma. İnternet ortamında başkalarının verilerine izinsiz erişim sağlar ve verilerine zarar verdiğinizde suç işlediğinizi ve cezalandırılabileceğinin farkında ol.

10-DON’T GIVE YOURS! AND DON’T TRY TO ACCESS TO OTHERS DATA: Don’t trust people who don’t offer safe connection and give written guarantee, be sure address is the same assress which your wanted to enter and check address. Don’t forget, to be followed in internet environment is so easy. If you access to others data without permit and damage, be aware you commit an illegal act and you may be sentenced.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

39


BAKIŞ AÇISI

AB İnovasyon Birliği 2011 Yılı Rekabet Gücü Raporu Innovation Union Competitiveness Report 2011

Prof. Dr. Hüseyin Altaş Temmuz ayında AB’nin resmi yayını olan ve Ar-Ge, inovasyon ve rekabetçiliğin durumunu değerlendiren bir rapor yayınlandı. 27 AB üyesi ve 6 adet aday ülkedeki araştırma ve inovasyon performansındaki son trend ve uzun vadeli gelişimin kapsamlı bir analizinin sunulduğu Raporda “AB Üye Devletleri ve İlgili Ülkelerin Genel Değerlendirmesi” başlığı altında, 249.sayfadan itibaren Türkiye’ye yer verilmekte. Bu kısımda ilk olarak, Türkiye’de Ar-Ge yoğunluğunu arttırmaya yönelik ilerleme sağlandığı ifade edilmektedir.

huseyin@telekomdunyasi.com

Nurcihan Dalcı

nurcihan.dalci@law.ankara.edu.tr

Raporda, 2009 yılındaki son verilere göre Türkiye’nin araştırma-geliştirme (Ar-Ge) yoğunluğunun % 0.85’a ulaştığı ki bu durumun 2000 yılındaki değer ile kıyaslandığında önemli bir artış olduğu, 2000–2009 döneminde Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’daki (GSYİH) Ar-Ge harcamaları payının, yıllık ortalama % 10,1 oranında reel olarak artarak Avrupa’daki dör-

In July, a report evaluating the status of R&D, innovation and competitiveness has been released as the EU’s official publication. In the report, presented a comprehensive analysis of the latest trend and long-term growth in research and innovation performance of 27 EU members and 6 candidate countries, Türkiye is analyzed from page 249 under the title of “Overall Review of the EU Member States and Associated States.” In this section, first, it is stated that a progress is being made in Türkiye is to increase R & D intensity. In the report, according to recent data obtained in 2009, it is noted that research and development (R&D) intensity reached to 0.85% in Türkiye and it is a significant increase when it is compared to the value in 2000; annual average growth rate of the share of R&D expenditures in Gross Domestic Product (GDP) was 10.1% in real terms and it was the fourth largest growth rate in Eu-

40

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL


düncü en büyük artış hızına ulaştığı, Türkiye’nin Ar-Ge yoğunluğunun Avrupa ortalamasının oldukça altında olmasına rağmen, Türkiye’nin aradaki farkı kapatma sürecinde olduğu ve 2009 yılında özel sektör Ar-Ge harcamalarının % 6,1 oranında artmış olduğuna yer verilmiştir. 2009 yılında Türkiye’deki AR-GE görünümüne bakıldığında, Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla’daki Ar-Ge harcamalarının payı % 0,85 olup; bunun % 0,34’ü özel sektöre, % 0,51’i ise kamuya aittir. Raporda yer alan rakamlara göre, özel sektör Ar-Ge harcamalarında, AB’yi yakalamak için dört kat, ABD’yi yakalamak için ise altı kat harcama yapmalıdır. Bilgi yoğun hizmet sektörlerindeki istihdamın toplam istihdama oranı ise, Türkiye’de 18,4; AB’de ise 35,1’dir. Dünya çapında en çok atıf yapılan bilimsel yayınların ilk %10’luk dilimi içerisinde yer alan yayınların ülkenin toplam bilimsel yayınları içindeki payı ise, Türkiye’nin 6,9; AB’nin 11,6’dır.

rope; although Türkiye’s R&D intensity is well below the European average, Türkiye will make this difference and R&D expenditures in private sector increased by 6.1% in 2009. Considering R&D view in Türkiye in 2009, it is seen that the share of R&D expenditures in Gross Domestic Product was 0.85%; 0.34% of which belongs to the private sector, 0.51% of which belongs to the public. According to the figures in the report, private sector should increase its R&D expenditures four times to catch up with the EU and six times to catch up with the U.S. The ratio of employment in knowledge-intensive service sectors to total employment was 18.4 in Türkiye, whereas it was 35.1 in the EU. The rate of scientific publications, which are among the first 10% of the most cited scientific publications, in total scientific publications was 6.9 in Türkiye, whereas it was 11.6 percent in the EU.

Bu veriler doğrultusunda raporda, Türkiye’nin özellikle yeni doktora mezunları ve patent faaliyetleri konusunda AB ortalamasına göre daha zayıf durumda olduğu, ancak, yaptığı bilimsel yayınların kalitesi bakımından Türkiye’nin göreceli olarak güçlü bir durumda olduğu ve nitekim Türkiye’nin yaptığı bilimsel yayınların % 6,9’unun dünya çapında en çok atıf yapılan bilimsel yayınların ilk % 10’luk dilimi içerisinde yer aldığına yer verilmiştir.

In line with the data, it is stated in the report that Türkiye is in a weaker position especially in the new doctoral graduates and patent activities than the EU average, but in a relatively strong position in terms of the quality of its scientific publications and in fact 6.9% of its scientific publications are among the first 10% of the most cited scientific publications in the world.

Raporun ikinci kısmında, Türkiye’nin Avrupa bilimsel ortak yayın ağlarıyla mütevazı bir bütünleşme sağladığı ve

In the second part of the report, it is expressed that Türkiye ensured a modest integration with the Euro-

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

41


BAKIŞ AÇISI

temel teknolojik işbirliği ağlarında (işbirliği, ortak yapılan patent başvurusu sayısına göre ölçülmektedir) Avrupa’da geride bir konumda yer aldığı ifade edilmektedir. Araştırma yatırımları açısından bakıldığında, bilimsel ortaklık yapılan başlıca ülkeler İtalya, Fransa, Birleşik Krallık ve Almanya gibi büyük Avrupa ülkeleridir. AB’nin 7. Çerçeve Programı kapsamında yaptığı 248 teklif çağrısına karşılık olarak Türkiye’den 3001 adet seçilebilir nitelikte teklif sunulmuştur. Bu tekliflerde Türkiye’den 3847 başvuru sahibi yer almaktadır (bu rakam AB’ye Aday Ülkelerdeki başvuru sahipleri toplamının % 62,44’sidir) ve bu tekliflerde Avrupa Komisyonu’ndan talep edilen katkı miktarı 1,5 milyar Avrodur (bu rakam Aday Ülkelerin talep ettiği katkı toplamının % 72,19’sidir). AB’ye Aday Ülkeler Arasında Türkiye; başvuru sahiplerinin sayısı bakımından birinci ve Avrupa Komisyonu’ndan talep edilen katkı miktarı bakımından da birinci sırada yer almaktadır. Değerlendirme ve seçim aşamalarını takiben tekliflere detaylı olarak bakıldığında ise; Türkiye’den yapılan 3001 teklif arasında 508 teklifin (tekliflerin %16,9’u), Avrupa Komisyonu tarafından desteklenmek üzere ön kabul aldığı; ön kabul alan söz konusu tekliflerde, Türkiye’den 625 başvuru sahibinin yer aldığı (bu rakam Türkiye’deki 3847 başvuru sahibi sayısının %16,2’sidir) görülmektedir. Ön kabul alan söz konusu tekliflerde, Avrupa Komisyonu’ndan talep edilen mali katkı 82,14 milyon Avrodur (bu rakam Türkiye’den yapılan proje tekliflerinde Avrupa Komisyonu’ndan talep edilen toplam miktar olan 1,5 milyar Avronun % 5,5’dir).

42

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

pean scientific co-publication networks and fell behind in Europe in terms of basic technological co-operation networks (cooperation is measured by the number of the joint patent application). In terms of research investments, main countries chosen for scientific partnership are the largest European countries such as Italy, France, United Kingdom and Germany. In response to 248 proposals made by the EU within the scope of 7th Framework Programme, Türkiye made 3001 selectable proposals. These proposals include 3847 applicants from Türkiye (this figure is 62.44% of the total applicants from the EU Candidate Countries) and the contribution amount requested from the European Commission is 1.5 billion Euros (this figure is 72.19% of the total contribution demanded by the Candidate Countries). Türkiye is ranked the first among the EU Candidate Countries both in terms of the number of applicants and the contribution amount requested from the European Commission. When we look at the proposals in detail after the evaluation and selection stages, we see that 508 of 3001 proposals (16.9% of proposals) passed the preliminary consideration; the number of applicants is 625 (16.2% of total applicants) in these proposal to be supported by the European Commission. For these accepted proposals, the financial contribution requested from the European Commission is 82.14 million Euros. This figure is 5.5% of the total amount of 1.5 billion Euros requested by Türkiye from the European Commission.)


AB’ye Aday Ülkeler arasında Türkiye; başvuru sahiplerinin başarı oranı açısından beşinci ve Avrupa Komisyonu’ndan talep edilen mali katkıyı alma konusundaki başarı oranı bakımından beşinci sırada yer almaktadır.

Türkiye is ranked the fifth among the EU Candidate Countries both in terms of success rate of applicants and the success rate of obtaining the requested financial contribution from the European Commission.

İmzalanmış hibe anlaşmaları açısından, Türkiye; 437 hibe anlaşmasında yer almaktadır. Avrupa’dan toplam 5012 katılımcının yer aldığı bahse konu hibe anlaşmalarında Türkiye’den 511 katılımcı yer almaktadır. (Bu rakam toplam katılımcı sayısının %10,20’sidir). Söz konusu hibe anlaşmalarında Avrupa Komisyonu’nun Avrupa çapındaki tüm katılımcılara sağladığı toplam mali katkı 1,11 milyar Avrodur. Toplam mali katkının 75,23 milyon Avrosu, Türk katılımcılara tahsis edilmiştir (Bu rakam tahsis edilen toplam Avrupa Komisyonu mali katkısının % 6,77’sidir). 7.Çerçeve Programı kapsamında imzalanan tüm hibe anlaşmaları değerlendirildiğinde ise, AB’ye aday ülkeler arasında, Türkiye, katılımcı sayısı bakımından birinci ve tahsis edilen bütçe payı bakımından birinci sırada yer almaktadır.

In terms of the signed grant agreements, Türkiye signed 437 grant agreements. Among total 5012 participants from Europe, there are 511 participants from Türkiye in this grant agreements. (This figure is 10.20% of total number of participants). The total financial contribution provided by the European Commission to all participants under these grant agreements is 1.11 billion Euros. 75.23 million Euros of the total financial contribution is allocated to Turkish participants (this figure is 6.77% of the total financial contribution allocated by the European Commission). When all grant agreements signed under FP7 are considered, Türkiye is ranked the first among the EU Candidate Countries both in terms of success the number of participants and the share of budget.

Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) performansı ve katılımında ise, Türkiye’den başvuru yapan 1070 KOBİ’nin Avrupa Komisyonu’ndan 293,23 milyon Avroluk mali katkı talep ettiği görülmektedir. Türkiye’den başvuru yapan KOBİ’ler arasında Avrupa Komisyonu tarafından desteklenmek üzere ön kabul alan 147 KOBİ, Türkiye’den başvuru yapan KOBİ’lerinin % 13,74’üdür. Söz konusu 147 KOBİ, Avrupa Komisyonu’ndan 25 milyon Avro mali katkı talep etmiştir (Bu rakam Türkiye’den başvuru yapan KOBİ’lerin talep ettiği toplam mali katkının % 8,53’üdür). Yukarıda belirtilen rakamlara bakıldığında, AR-GE araştırmalarında çok iyi durumda olmasak da, çok kötü bir durumda da olmadığımız görülmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki özel sektörün bu konuda daha fazla yatırım yapması gerekmektedir. Bu konuda yeni kurulan Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı’na da iş düşmektedir. AB 7.ÇP Programı kapsamında Türkiye’den yapılan başvuru sayısı ve onaylanmış olan başvuru sayısına bakıldığına, rakamlar umut vericidir. Özellikle zar zor girdiğimiz bir önceki Çerçeve Programı ile kıyasladığımızda kısa sürede hızla yol kat ettiğimizi söylemek yanlış olmayacaktır. Dipnot:

In respect of the performance and participation of small and medium-sized enterprises (SMEs), it is observed that 1070 SMEs from Türkiye requested financial contribution of 293.23 million Euros from the European Commission. 147 SMEs (13.74% of SMEs applied from Türkiye) passed the preliminary consideration; these 147 SMEs requested financial contribution of25 million Euros from the European Commission. This figure is 8.53% of the total financial contribution requested by SMEs applied from Türkiye. Looking at the figures mentioned above, although we are not much good at R&D researches, we are not in a very bad situation. It should be noted, however, that private sector needs to invest more in this regard. The newly formed Ministry of Science, Technology and Industry has a very important role in this respect. Considering the number of applications made from Türkiye and the number of applications accepted within the scope of the EU 7th Framework Program, the figures are promising. Especially when it is compared to the previous Framework Programme, to which we barely entered, it is possible to say that we came a long way in a short period. Footnote:

1 Raporun tam metni için bkz. http://ec.europa.eu/research/innovation-union/index_en.cfm?pg= home&section= competitiveness-report&year=2011, (erişim tarihi 16.09.2011).

1 http://ec.europa.eu/research/innovation-union/ index_en.cfm?pg= home&section= competitivenessreport&year=2011 (16.09.2011).

2 “1 Ocak 2007’de başlayıp 2013 yılına dek yürürlükte olacak olan 7.ÇP, Lizbon hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla, araştırmayla ilgili tüm AB girişimlerini ortak bir çatı altında toplamayı hedeflemektedir. 7.ÇP, Avrupa Araştırma Alanı’nı kurmayı hedefleyen önceki Çerçeve Programı’nın başarılarını daha ileriye götürmek ve Avrupa’da bilgi temelli ekonomi ve toplumu inşa etmek üzere oluşturulmuştur.” 7. Çerçeve Programı (7.ÇP) ile ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.fp7.org.tr/ home.do?ot=1&sid=3100, (erişim tarihi 16.09.2011).

2 FP7, which will be in effect from January 1, 2007 to 2013, FP7, aims at collecting all the EU initiatives related to the research under a common roof in order to achieve the Lisbon objectives. FP7 has been created in order to take the success of the previous Framework Programme aiming at establish the European Research Area further and to build knowledge-based economy and society in Europe. For details about 7th Framework Programme: http://www.fp7.org. tr/home.do?ot=1&sid=3100 (16.09.2011).

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

43


TD HABER

TÜBİTAK BAŞKANLIĞINA PROF. ALTUNBAŞAK ATANDI PROF. ALTUNBAŞAK IS APPOINTED AS CHAIRMAN OF TUBITAK

S

N

TÜBİTAK Başkanı Nüket Yetiş’in görev süresi, Resmi Gazete’de yayınlanan bir karar ile sona erdi. Yetiş’in görev süresinin sona erdiği, Resmi Gazete’de yayımlanan Gıda ve Tarım Bakanlığı kararnamesinde yer aldı. Aynı kararname ile kurumun başkan yardımcıları ile genel sekreterin görev süreleri de sona erdi. Ancak başkan yardımcıları ve genel sekreter yeni atama yapılıncaya kadar görevlerine devam edecekler. Başkan için ise böyle bir düzenleme öngörülmedi.

TÜBİTAK Chairman Nükhet Yetiş’s term of office finished with a decision which is published on the Official Gazette. To finish Nükhet Yetiş’s term of office placed on legal decision of Ministry of Agriculture Fisheries and Food at the Official Gazette. With the same legal decision, term of office of vice chairmen and general secretary of the institute finished. But vice chairmen and general secretary will continue their job until new assignments.

ekiz yıldan beri Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) Başkanlığı’nı yürüten Nükhet Yetiş, sürpriz bir kararla görevinden alınırken, yerine, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Yücel Altunbaşak getirildi. Silikon Vadisi’nde de çalışan Altunbaşak’ın, 40 civarında patent başvurusu bulunuyor. Görevinden ayrılan Yetiş ise Avrupa Bilimler Akademisi üyesi oldu.

ükhet Yetiş who had been Chairman of the Scientific and Technological Research Council of Türkiye (TÜBİTAK) for 8 years, is dismissed at the instant, Rector of TOBB Economy and Technology University Prof. Dr. Yücel Altunbaşak is appointed. Altunbaşak who worked also at Silicon Valley, has almost 40 patent application. Yetiş who is dismissed, became member of Europe Science Academy.

TÜBİTAK CONNECTED TO SCIENCE MINISTRY BİLİM BAKANLIĞINA BAĞLANMIŞTI TÜBİTAK, Başbakanlığa bağlı iken yapılan düzenleme ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na geçmişti. TÜBİTAK’ın yeni yapılan düzenleme ile Bilim Kurulu’nun üye sayısı 17’ye çıkarıldı. Başkan ve iki başkan yardımcısı dışında Bilim Kurulu’nun sekiz üyesi bilimsel ve teknolojik alanlarda eser, araştırma ve buluşları gerçekleşmiş kişilerden oluşabilecek. Bunlardan üçünü Bilim Kurulu, üçünü YÖK Genel Kurulu, ikisini de Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) önerecek. Kontenjanın iki katı önerilen

44

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

TÜBİTAK, was connected with Prime Ministry, with the regulation the institution transferred to Science, Industry and Technology Ministry. By new regulation, the number of TÜBİTAK’s member increased 17. 8 member of Science Council except chairman and 2 vice chairmen consist of people who have work, research and invention in the field of science and technology. Three of them will be suggested by Science Council, other three of them will be suggested YÖK General Council and two of them will be suggested by The Turkish Academy (TÜBA) of Scienc-


adayları, Bilim ve Sanayi Bakanı’nın teklifi üzerine Başbakan seçecek. Bilim Kurulu’nun kalan altı üyesinden ikisi TOBB tarafından dördü de Sanayi Bakanlığı tarafından, belirlenecek. Adayları yine bakan belirleyecek, Başbakan seçecek. Mevcut düzenlemede Bilim Kurulu 13 üyeden oluşuyordu. Yeni düzenlemede kurul üyelerinin 4 yıl olan görev süreleri de 3 yıl olarak belirlendi. Üyeler iki dönem için bu göreve seçilebilecekler. Bilim Kurulu’nun olağan toplantılarına yıl içinde toplam dört defa veya üst üste üç defa katılmayan üyelerin üyelikleri, Bilim Kurulu kararıyla düşürülecek. Bu üyelerin yerine seçilecek olan üyelerin de görev süresi üç yıl olacak. Düzenleme ile TÜBA’nın yapısına ilişkin değişiklikler de yapıldı. Mevcut düzenlemede üniversitelerde görev yapan profesörlerin yüzde ikisi oranında üyesi olan akademinin üye sayısı 150 olarak belirlendi. Mevcutta asli, asosye ve şeref üyeliği olmak üzere üç tür üye yapısı vardı. Şeref üyeliğinde herhangi bir sınırlama yoktu. Yeni düzenlemede asli ve asosye üyeler her birinden 150 olmak üzere toplam 300 kişiden oluşacak. Yeni kararname ile akademi başkanı müşterek kararla 3 yıl için atanacak. Mevcut düzenlemede başkan, asli üyeler arasından Akademi Genel Kurulu tarafından seçiliyordu. PATENTLİ ÜRÜNLER GELİŞTİRDİ Yetiş’in görev süresinin ani bir kararla sona erdirilmesi tartışma yaratırken, TÜBİTAK Başkanlığı’na, TOBB ETÜ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Altunbaşak atandı. Altunbaşak, 2009 yılının Temmuz ayından beri rektörlük görevini yürütüyordu. 1971 Kayseri doğum-

es. Members which will be suggested double number of quota will be chosen by Prime Minister on offer of Science, Industry and Technology Minister. Science Council’s two of other six member will be chosen by TOBB, other four members will be chosen by Industry Ministry. The Minister will also determine members and Prime Minister will chose. At existing regulation, Science Minister consisted of 13 members. With new regulation, member’s term of office, was 4 years, determined as 3 years. Members can be chosen to this duty for two periods. Membership of members, who don’t join stated meetings of Science Council for 4 times totally in a year of 3 times in a row, will be drop with decision of Science Council. Members which will be chosen in return of these members, will have 3 years term of office. Changes are also made on structure of TÜBA with the regulation. The number of member of academy which have 2 percent of professors in universities, determined as 150 with existing regulation. There were three kind of member structure as founding, associated and honor membership. There were not any limiting on honor membership. With new regulation, associated and honor members will consist of 300 people as 150 for each other. By new legal decision, chairman of the academy will be appointed in three years by common consent. Chairman was chosen among founding members by Academy General Council. HE DEVELOPED PATENT ARTICLES While to relieve Nükhet Yetiş from the duty is discussed, Rector of TOBB ETÜ University, Prof. Dr. Yücel Altunbaşak

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

45


TD HABER lu olan Altunbaşak, ilk ve orta öğrenimini Kayseri’de tamamladıktan sonra İzmir Fen Lisesinde eğitimine devam etti. Lisans eğitimini ise Bilkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nde burslu olarak tamamlayan Altunbaşak, lisans mezuniyeti sonrası, 1992 yılında doktora eğitimi için ABD’ye gitti. Mezuniyet sonrası, 1996 yılında, Hewlett-Packard’ın Silikon Vadisi’ndeki Palo Alto Araştırma Laboratuvarlarında araştırmacı mühendis olarak çalışan Altunbaşak, aynı zamanda Stanford Üniversitesi’nde danışman yardımcı doçent olarak görev yaptı. Silikon Vadisi’nde üç sene çalıştıktan sonra akademiye geçen Altunbaşak, 1999 yılında, Georgia Institute of Technology’de (GATECH) yardımcı doçent olarak işe başladı. 10 sene GATECH’de görev yapan Altunbaşak, bir yandan da endüstri ile çok yakın bir çalışma yürüttü. Uydu ve kablo TV şirketlerine MPEG video sıkıştırıcı cihazı üreten bir firma Prof. Dr. Altunbaşak’ın geliştirdiği ürün prototipini lisanslayarak başarılı bir şekilde satışına başladı. 2003-2006 yaz aylarında Sabancı Üniversitesi’nin Network Öğretim Üyesi kadrosunda çalıştı. 2006 yılında ise Vestel ile çalışmaya başlayan Altunbaşak, üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde, LCD TV’ler için TÜSİAD Jüri Özel Ödülüne layık görülen “Pixellence” markalı görüntü işleme projesinin başlatılmasına öncülük etti. Sanayi ve devlet tarafından desteklenen projelerde 19 doktora öğrencisi ile birlikte çalışan Prof. Dr. Altunbaşak’ın araştırmaları bugüne kadar 170’den fazla makale ve 40’dan fazla patent başvurusu ile sonuçlandı. Bazı buluşları hâlihazırda lisanslanarak ve çeşitli ürünlere girdi. YETİŞ AVRUPA BİLİMLER AKADEMİSİ’NDE TÜBİTAK Başkanlğı’ndan ayrılan Yetiş, Avrupa Bilimler Akademisi Üyeliği’ne seçildi. Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim kadını olan Prof. Dr. Nüket Yetiş’in yanı sıra, Türkiye’den Dr. Yılmaz Öz ve Prof. Dr. Kerim Allahverdi de Akademi üyesi olarak görev yapıyor. Yetiş, görevinin sona ermesine yönelik olarak yaptığı açıklamada, TÜBİTAK Başkanlığı görevini yürüttüğü yaklaşık 8 yılda hükümetin de kararlı adımlarıyla Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanında önemli aşamalar kaydettiğini söyledi. Görev süresi boyunca gerçekleştirilen yeniden yapılandırma faaliyetleriyle, TÜBİTAK tarafından Türkiye Araştırma Alanı’na aktarılan mali destekler ve sunulan hizmetlerin onlarca kat arttığını belirten Yetiş, bu gelişmelerin, Türkiye’nin temel bilim, teknoloji ve yenilik göstergelerindeki hızlı artışın da temelini oluşturduğunu kaydetti. Yetiş, TÜBİTAK’ın atılımları sonunda, Türkiye’nin daha önceki yıllarda sahip olmadığı uzay ve savunma sanayi gibi pek çok alanda Türkiye’ye özgün teknolojilerin elde edildiğini söyledi. Görev süresi boyunca çalışmalarında destek verenlere de teşekkür eden Yetiş, bundan sonra akademik çalışmalarına ağırlık vereceğini ve ailesine de daha çok zaman ayıracağını kaydetti.

46

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

is appointed as Chairman of TÜBİTAK. Altunbaşak had been rector since July, 2009. Altunbaşak, was Born in Kayseri at 1971, received high school education at İzmir Science High School after Primary and Middle Education in Kayseri. Altunbaşak, completed his undergraduate education at Bilkent University in Electric-Electronic Engineering Department as scholarship student, went to USA for doctorate education at 1992. Altunbaşak worked at Palo Alto Research Laboratory of Hewlett-Packard in Silicon Valley as researcher engineer at the same time he was Consultant vice lecturer at Stanford University. Altunbaşak, started to work at academy after working three years at Silicon Valley, started to work as vice lecturer at Georgia Institute of Technology (GATECH) at 1992. Altunbasak carried out a duty for 10 years at GATECH and carried out a study closely industry. A company which manufacture MPEG video compressor to satellite and cable TV companies, started to sell a product which was developed Prof. Dr. Altunbaşak and the company licensed a prototype of the product. He worked at Network Academic Member Staff of Sabancı University at summer months of 2003-2006. Altunbaşak, started with Vestel at 2006, led beginning of image processing project branded “Pixellence” which was granted TÜSİAD Jury Award for LCD TV within the scope of universityindustry collaboration. Prof. Dr. Altunbaşak studied with 10 doctorate student on projects which were supported by industry and government and research of Altunbaşak were concluded with more than 170 articles and more than 40 patent applications. Some inventions of him is used on some products by licensing. YETİŞ IS IN EUROPE SCIENCES ACADEMY Yetiş, resigned TÜBİTAK Presidency, is chosen as a member of Europe Sciences Academy. Dr. Yılmaz Öz and Prof. Dr. Kerim Allahverdi is also member of Academy from Türkiye as well as Nükhet Yetiş who is the first chosen Turkish female scientist as member of Academy. In the statement about the issue, Yetiş stated that she made impor tant progress in science and technology during 8 years when she was a president of TÜBİTAK with professional steps of the gover nment. Yetiş expressed that financial suppor ts and offered ser vices transfer red to Türkiye Research Area by TÜBİTAK tens fold by restr ucturing activities during ter m of office of Yetiş and these developments underlie heavy increase on indicator of basic research, technology and innovation of Türkiye. Yetiş emphasized that as a result of progress of TÜBİTAK, unique technologies were gained by Türkiye which didn’t have recent years in many field such as defense industr y and space. Yetiş also thanked to people who gave suppor t to Yetiş during ter m of office and Yetiş expressed that she will focus on academic studies and will allocate more time for her family.



RÖPORTAJ

Yazı ve fotoğraflar: Khalid Athar Pakistan ve Ortadoğu Haber Sorumlusu Exclusive Interview by Khalid Athar, Special Correspondent of Pakistan and Middle East

Ghassan Hasbani Geniş bir portföye sahibiz ve Türkiye’de Türk Telekom ve Malezya’da Maxis gibi gelir üreten köklü operasyonlarımız var. Ayrıca, Axis (Indonesia), Aircel (India), Viva Bahrain ve Viva Kuwait gibi şirketler, gelirleri bakımından çok büyük olmasa da çok daha hızlı bir biçimde gelişme potansiyelini barındırıyor.

Our diverse portfolio contains well-established revenue generating operations such as Turk Telekom in Turkey and Maxis in Malaysia. In addition, companies such as Axis (Indonesia), Aircel (India), Viva Bahrain and Viva Kuwait are not as big in terms of revenues, however, they are forecasted to grow at much higher rates.

48

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

Sorumlulukları, esasen global iş ortaklarıyla değer oluşturmak ve şirketleri işletmek yoluyla grubu desteklemeye odaklıdır. Bu rol, sinerji oluşturma etkinlikleri, şirket birleşmesi sonrası entegrasyon, piyasa izleme, grup şirketleri arasında idari yönetimin denetimi ve şirket birleşmelerinin ve şirket satın alma etkinliklerinin yönetimini içermektedir. Hasbani, Endonezya’daki Axis yönetim kurulu başkanıdır ve Malezya’daki Maxis Communications Berhard, Türk Telekom, Viva Bahrain ve Kuwait’te de yönetim kurulu üyesidir. Booz & Company global yönetim danışmanlık firmasında, Ortadoğu İletişim ve Teknoloji faaliyetlerini yönettikten sonra STC’ye katıldı. Ortadoğu, Asya, Avrupa ve Afrika’da telekom sektöründe 17 yıldan fazla deneyime sahiptir.

His responsibilities are primarily focused on supporting the group in creating value across the global community of partners and operating companies. The role includes the management of synergy creation activities, post merger integration, market monitoring, legal and strategic governance of board and executive management relationships across the group companies in addition to managing mergers and acquisitions activities. Mr. Hasbani is the Chairman of the Board of Axis in Indonesia, and a board member in Maxis Communications Berhard in Malaysia, Turk Telekom, Viva Bahrain and Kuwait. He joined STC from the global management consulting firm Booz & Company, where he led the firm’s Middle East Communications and Technology practice. Mr. Hasbani has more than 17 years of experience in the telecom industry in the Middle East, Asia, Europe, and Africa.


Ghassan Hasbani STC CEO – Uluslararası Operasyonlar STC CEO - International Operations Hasbani, telekomünikasyon ve teknoloji sektöründe Nortel Networks and Cable & Wireless’ın da aralarında bulunduğu önde gelen kurumlarla da çalışmış ve son on yılını Ortadoğu bölgesinde faaliyetler yürüterek geçirmiştir. Ortadoğu’ya ek olarak Avrupa, Güneydoğu Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi pazarlarda da global deneyimlere sahiptir.

Mr. Hasbani has also worked with leading organizations in the telecommunication and technology industries, including Nortel Networks and Cable & Wireless and spent the past ten years operating within the Middle East Region. In addition to the Middle East, his global experience includes markets such as Europe, South East Asia, Africa and Latin America.

Hasbani yatırım stratejileri, şirket birleşmeleri ve satın almaları, şirket birleşmesi sonrası entegrasyon, pazarlama, ürün ve hizmet geliştirme, kurumsal yeniden yapılanma ve denetim, teknoloji planları, perakende ve dağıtım, kanal stratejisi ve yönetimi, müşteri hizmetleri, şirket gelişimi, CFO ve CEO gündemleri gibi telekomünikasyon sektörünün tüm boyutları üzerinde deneyime sahiptir.

His experience covers all aspects of the telecommunications industry including investment strategies, mergers and acquisitions, post merger integration, marketing, product and service development, organizational restructuring and governance, technology plans, retail and distribution, channel strategy and management, customer care, business development and CFO and CEO agendas.

Hasbani,İngiltere’deInstitutionofEngineeringandTechnology’nin (IET) üyesi ve sözleşmeli mühendisidir. İngiltere’de mühendislik alanında lisans ve MBA eğitimlerini dereceyle bitirmiştir.

Mr. Hasbani is also a chartered engineer and a member of the Institution of Engineering and Technology (IET) in the U.K. He holds an MBA and a Bachelor’s degree in Engineering with first class honors from the U.K.

TELEKOM DÜNYASI: STC’nin uluslararası operasyonlarının güncel durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? GHASSAN HASBANI: STC’nin artık iyi gelişmiş bir uluslararası operasyonlar kolu var. Bu, ilk genişlememiz sırasında sahip olduğumuz salt yatırım anlayışından, uluslararası bağlı şirketler ve kardeş şirketlere yönelik stratejilere dayalı bir operasyonel anlayışa radikal bir geçiştir. STC, performans yönetimi, yönetim süreçleri, yetkin yönetim ve sinerji programları dahil olmak üzere uluslararası operasyonlarını yönetmek için eksiksiz bir işletim modeline sahiptir.

TELEKOM DÜNYASI: Could you please give us some details on the current situation of STC’s international operations? GHASSAN HASBANI: STC has now a well developed international operations arm. This is a radical shift from the pure investment mindset that we had at the time of our initial expansion to an operational mindset with deep involvement in the strategies of our international subsidiaries and sister companies. STC has now a complete operating model to manage its international operations, covering performance management, governance

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

49


RÖPORTAJ

Performans bakımından, bugün portföyümüzü yapılandırmanın faydalarını görüyoruz; hem kısa vadede yüksek gelir elde ediyoruz, hem de daha küçük operasyonlarımız hızla gelişiyor. Geniş bir portföye sahibiz ve Türkiye’de Türk Telekom ve Malezya’da Maxis gibi gelir üreten köklü operasyonlarımız var. Ayrıca, Axis (Indonesia), Aircel (India), Viva Bahrain ve Viva Kuwait gibi şirketler, gelirleri bakımından çok büyük olmasa da çok daha hızlı bir biçimde gelişme potansiyelini barındırıyor. Uluslararası gelirler, bir önceki yıla oranla yüzde 15 arttı ve neredeyse tüm şirketler market paylarını artırdılar, hatta AXIS ve VIVA Bahrain gelirlerini neredeyse iki katına çıkardı. TELEKOM DÜNYASI: Kuzey Afrika’da ve diğer Ortadoğu ülkelerindeki son siyasi gelişmeler STC’nin operasyonlarını etkiledi mi? Etkilediyse, tamamen normale dönmesi için ne kadar zaman gerekecek? GHASSAN HASBANI: Uluslararası operasyonlarımızın olduğu ülkelerden yalnızca Bahreyn’de bir siyasi kargaşa yaşandı. Viva Bahrain, herhangi bir ticari problem yaşamadan faaliyetlerine devam ediyor. Tek endişemiz, çalışanlarımızın güvenliği. Bu nedenle de acil durum planlarımızı hazırladık, neyse ki bunları devreye sokmamız gerekmedi. TELEKOM DÜNYASI: STC uluslararası sektörde ne tür güçlüklerle karşılaşıyor? Bu güçlükleri nasıl aşmayı düşünüyorsunuz? GHASSAN HASBANI: Her pazarın kendine özgü güçlükleri var. Oturmuş pazarlarda, öncü konumumuzu korumak için çabalıyoruz. Mesela, Türkiye’de sabit hat pazarında ve Malezya’da mobil pazarda belirleyici konumumuzu korumak ve savunmak istiyoruz. Bu, faaliyetlerimizi sürekli yenilememizi ve en iyi müşteri deneyimi sunmaya ve müşteriye özel değer vermeye odaklanmamızı gerektiriyor. Daha geç girdiğimiz pazarlarda ise pazara bir yenilik getirmeye çalışıyoruz. Bu pazarlardaki markalarımız, bizi yenilikçi oyuncu olarak konumlandırmak amacıyla yeni ve yenilikçi olarak tasarlanıyor. Öte yandan, gelişme ve yeni pazarlar belirsizliği de beraberinde getirdiği için portföyümüzü aktif olarak yönetmeye ve sıkı bir denetim uygulamaya çalışıyoruz. Bu da birinci aşamadaki bir yatırım grubundan aktif olarak bir portföy yöneten ve bağlı şirketler için stratejiler belirleyen bir şirkete dönüşmenin parçası. TELEKOM DÜNYASI: Yakın gelecekte olası bir genişlemeye yönelik planlarınız var mı? GHASSAN HASBANI: Suriye’de 3. mobil lisansı garantiledik diye umuyoruz. Ayrıca çeşitli bölgelerde müşterilerimize yeni hizmetler, satışlar ve müşteri hizmetleri sağlayarak benzersiz bir deneyim sunmak için ciddi yatırımlar

50

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

processes, talent management and the synergy programs. In terms of performance, today we are gaining the benefits of structuring our portfolio in a way that provides us with immediate high revenues as well as high growth from our smaller operations Our diverse portfolio contains well-established revenue generating operations such as Turk Telekom in Turkey and Maxis in Malaysia. In addition, companies such as Axis (Indonesia), Aircel (India), Viva Bahrain and Viva Kuwait are not as big in terms of revenues, however, they are forecasted to grow at much higher rates. International revenues grew by 15% YoY and nearly all companies increased their market shares with both AXIS and VIVA Bahrain almost doubling their revenues. TELEKOM DÜNYASI: Have the recent political uprising in North Africa and other mid-east countries affected STC’s operations? If so, how much time would be required for complete recovery? GHASSAN HASBANI: Bahrain is the only country among our international markets to experience some uprising. Viva Bahrain continues to operate without any problems on the commercial front. Our only concern was the safety of our employees so we made sure that contingency phases were in place, but thank God we did not have to use them. TELEKOM DÜNYASI:What challenges are being faced by the international sector of STC? How do you plan to address those challenges? GHASSAN HASBANI: Each market has its own challenges. In markets with well-established presence, the challenge is to defend our leading position. Namely, we aim at maintaining and defending our dominant position in the Turkish fixed line market and Malaysia’s mobile market. This requires that we constantly reinvent the business and remain sharply focused on delivering best customer value and experience. In markets where we are late entrants, the challenge is to bring novelty to the market. Our brands in these markets are designed to be fresh and young to position ourselves as innovative players. On the other hand we recognize that uncertainty comes along with growth and high prospect markets and so we try to actively manage the portfolio and apply tight governance. This is also part of the transition from stage 1 investment group to a company actively managing a portfolio and setting strategies for its subsidiaries. TELEKOM DÜNYASI: Do you have any plans for further expansion in the near future? GHASSAN HASBANI: We are hopeful we can secure the 3rd mobile license in Syria, we are also heavily investing today to pro-


yapıyoruz. Müşterilerimiz tarafından talep edilen yenilikçi katma değerli hizmetlerle birlikte, bölgede hiçbir benzeri bulunmayan farklı ve bütünsel bir geniş bant hizmeti sunmaya hazırlanıyoruz. STC, portföyümüzdeki şirketlerde inorganik gelişim olasılıklarını araştırmaya her zaman devam edecek. Amacımız, portföyümüzün sinerjik olmasını sağlamak ve müşterilerimize anlamlı bir uluslararası hizmet sağlamak. TELEKOM DÜNYASI: STC’nin uluslararası pazarlarda karşılaştığı rekabetin seviyesi hakkında bilgi verebilir misiniz? GHASSAN HASBANI: En başından beri, girdiğimiz bazı pazarlarda rekabetin çetin olacağını biliyorduk, ama girdiğimiz farklı yabancı pazarlarda başarıya ulaşmak için KSA’da edindiğimiz deneyim ve bilgileri en iyi şekilde kullanabileceğimizden her zaman emin olduk. Örneğin Viva Kuwait ve Bahrain, yüksek ve rekabetçi pazar paylarına sahip halde. TELEKOM DÜNYASI: STC’nin uluslararası operasyonlarının geleceğini nasıl görüyorsunuz? GHASSAN HASBANI: STC International, telekomda global dönüşüme katkıda bulunmayı çok arzuluyor. STC’nin global varlığı, ona bu rolü oynayabilmesi için gerekli imkanı ve ölçeği sunuyor. STC telekomda yatırımların ve yenilikçiliğin bir katalizörü olabilir, yeni gelişen pazarlara ivme kazandırabilir. Ortadoğu, Afrika ve Güneydoğu Asya’da en önemli ekonomilerdeki varlığımız, STC’nin çok uluslu bir ölçekte büyük bir değişimin öncülüğüne soyunmasına imkan veriyor. STC International’ın amacı, girdiği pazarlarda rekabetin bir parçası olmak değil, bir değer yaratmaktır. Şu anki uluslararası portföyümüzde, STC bunu gerçekleştirmek için bolca fırsata sahip. Mesela, farklı pazarlardaki OpCo’lar arasındaki sinerji aracılığıyla sahip olduğumuz her kaynağı en iyi şekilde kullanabiliriz; birden çok pazarda fikir paylaşımı yoluyla bilgilerimizi paylaşabiliriz ve farklı uluslararası pazarların tanınması aracılığıyla insanlarımızın dünya çapında bir uzmanlık geliştirmesine olanak sunabiliriz. TELEKOM DÜNYASI: STC’nin Suudi Arabistan dışında faaliyet gösterdiği ülkelerde CSR ile ilgili statüsü nedir?

vide a unique experience to our customers across several areas such as new services, sales and customer care. We will aggressively move into providing a differentiated and integrated broadband service proposition unparalleled in the region along with the innovative value-added services demanded by customers. STC will keep on scanning inorganic growth opportunities that would fit within our portfolio of companies. Our aim is to ensure that our portfolio is synergetic and would provide customers a meaningful international service. TELEKOM DÜNYASI: Please talk about the level of competition STC is facing in international markets? GHASSAN HASBANI: From the beginning we recognized that competition will be fierce in some of the markets we entered, but we always were and still are confident that we can leverage the experience and the knowledge we gained in KSA to achieve success in the different foreign markets we entered. Viva Kuwait and Bahrain for example have already gained high and competitive market shares. TELEKOM DÜNYASI: How do you see the future of the international operations of STC? GHASSAN HASBANI: STC International has big ambitions to contribute to the global transformation in telecom. The global presence gives STC the scale and clout to play this role. STC can now be a catalyst for opening up the emerging markets to investments and innovation in telecom. Our presence in the most prominent emerging economies in the Middle East, Africa as in South East Asia gives STC the power to make a deep change on a multinational scale. STC International’s ambition is to create value in every market where it operates rather than engage in basic competition. With our current international portfolio, STC has plenty of opportunities to achieve this, namely through Synergies between OpCo’s in different markets to best utilize every resource we have, Knowledge Sharing to cross fertilize ideas across multiple markets and opportunities for our people to develop world class expertise by exposure to different international markets. TELEKOM DÜNYASI: What is STC’s status regarding CSR when it comes to the countries it is operating in besides Saudi?

GHASSAN HASBANI: Bize göre, telekomünikasyon endüstrisi, ülkelerin ekonomik gelişimine katkıda bulunabilir ve bizim için CSR toplumsal etkinliklerin çok ötesinde. Bir sürü yatırım yaparak, yetenekleri insanlara istihdam sağlayarak ve her şeyden önemlisi de herkese yüksek kalitede telekom hizmetleri sunarak, ekonomik gelişme sürecindeki rolümüzü yerine getirebiliriz.

GHASSAN HASBANI: In our view, the telecommunication industry can contribute to the economic development in countries and so for us CSR goes well beyond social activities. By having indefinite term investments and the hiring of local talents and above all bringing high quality telecom services to all, we can fulfill our role in the economic development process.

Toplumsal sorumluluk etkinliklerini desteklemek için gelirlerimizin bir kısmını, faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki oluşumlara tahsis ederek bu etkinlikleri aktif olarak da destekliyoruz.

We are also active in supporting the local communities where we dedicate a portion of our revenues to supporting social responsibilities causes.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

51


TD HABER

CUMHURBAŞKANLIĞI iPhone UYGULAMASI OLDU PRESIDENCY HAS iPHONE APPLICATION

C

umhurbaşkanı Abdullah Gül’ün teknolojiye ve internete olan ilgisini gören Cumhurbaşkanlığı, bu yönde adımlar atmaya devam ediyor. İnternetten vatandaşlarla buluşan Gül, şimdi de cebimize kadar girecek. Cumhurbaşkanlığı, iPhone ve iPad uygulaması oluştururken, bu uygulamayı da yayına başlattı. Buna göre artık Cumhurbaşkanlığı, cebimizdeki iPhone telefonlardan da ulaşılabilir olacak. Cumhurbaşkanlığı’nın iPhone uygulaması, Apple Store’dan da yayınlanmaya başladı. Apple Store’a giren vatandaşlar, uygulamayı ceplerine ya da iPad’lerine indirebilecek. Bu uygulama ile Cumhurbaşkanı Köşkü’nün amblemi cebimizin ana menü ekranına inerken, tek dokunuşla da ulaşılabilir olacak.

P

residency, realized interest of President of the Republic, Abdullah Gül to technology and internet, continue to take steps in this direction. Gül, meet citizen via internet, will go into our phones. Presidency, created iPhone and iPad application, started to publish this application. Accordingly, Presidency will be accessible via iPhone. iPhone application of Presidency is started to publish on Apple Store. Citizens, who log in Apple Store, can download application to their phones or iPad. While emblem of Presidential Palace download to main menu screen of phones, can be accessed via single touch. FIRST LADY WILL BE ALSO FOLLOWED

FIRST LADY DE TAKİP EDİLECEK Bu uygulama sayesinde kullanıcılar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün faaliyetlerine Wi-Fi, 3G ve Edge bağlantıları ile güncel olarak erişebilecek. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün internet sitesi, iPhone ve iPad yazılımı üzerinden takip edilecek. Cumhurbaşkanının faaliyetleri ve konuşmaları ile etkinliklerine yönelik videolar da buradan anlık olarak izlenebilecek. Cumhurbaşkanı’nın yurt içi ve dışı programları, toplantıları, konuşma metinleri ve düzenlediği resepsiyonlara yönelik bilgiler de burada yer alıyor. iPhone uygulamasında Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrunnisa Gül’e yönelik de bir link bulunurken, buradan da “first lady”ye yönelik gelişmeler takip edilecek.

52

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

Thanks to the application, users can access activities of President, Abdullah Gül livingly by using Wi-Fi, 3G and Edge connections. Website of Presidential Palace will be followed through iPhone and iPad software. Videos of President’s activities and speech can be followed livingly through the application. There are also information about domestic and overseas program, meetings, speech text and receptions of President. There is also a link for Hayrunnisa Gül who is wife of President; activities of “First Lady” can be followed via this link.


UYGULAMA NASIL KULLANILIYOR? iPhone ya da iPad’lerine uygulamayı indirenler, ilk açılışta Cumhurbaşkanlığı’nın ‘ana sayfası’nı görüntüleyecek. Ana sayfada haberler görünürken, ekranın altında yer alan ana kategorilerden açıklamalar, konuşmalar ve program gibi seçeneklere ulaşılacak. Sayfada listelenen her bir öğenin üzerine tıklandığında, ilgili detay sayfasına girilecek. Kullanıcılar, detay sayfasının sağ üst köşesinde bulunan butona tıklayarak haberin linkini e-posta ile gönderebilecek. Bu butona tıklandığında açılacak olan yeni e-posta sayfasına yalnızca alıcı adresini girmeleri yeterli olacak. İçeriğe ait videolar varsa, bunlar da içerik sayfasının en altında gösteriliyor.

HOW CAN THE APPLICATION USED? People, who download the application to iPhone or iPad, will see “main page” of Presidency. There is news on the main page and there are categories announcements, speech and program at bottom of the page. When click to each item on the page, it will direct to details of the item. Users can send link of the new via e-mail by clicking to button at right top of the page. It will be enough to write address to new e-mail page which will be opened when clicking to the button. If there are video related content, that are showed bottom of the page. HE USE SOCIAL MEDIA EFFECTIVELY

SOSYAL MEDYAYI ÇOK ETKİN KULLANIYOR Liderler vatandaşlara ulaşma, mesajlarını iletme için partilerinin resmî internet sitelerinin yanı sıra artık Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım ağlarını da etkin bir biçimde kullanıyor. İnternet ortamını en yaygın kullanan liderlerin başında Cumhurbaşkanı Abdulah Gül geliyor. Teknolojik gelişmeleri yakından takip ettiği bilinen Gül, Twitter’da ilk hesap açan liderlerden biri. Cumhurbaşkanı Gül’ün 539 mesaj attığı hesabın, 660 bini aşkın takipçisi var. ABD merkezli düşünce kuruluşu “The Digital Policy Council”ın sosyal medyanın dünya liderleri tarafından kullanımına ilişkin raporunda da Cumhurbaşkanı Gül, sosyal medyayı en etkin kullanan liderler arasında yedinci sırada yer aldı. Gül, Twitter’in ardından geçtiğimiz günlerde şimdi de Facebook ve Youtube’da da hesap açtı. Gül, “http:// www.facebook.com/cbabdullahgul” adresiyle Facebook’ta bir grup kurdu. Bu grupta, Gül’ün fotoğrafları, videoları, etkinlikleri, yaptığı konuşmalar ve özgeçmişi yer alıyor. Gül, şimdilik hakkındaki haberleri paylaştığı bu hesabın resmi olarak açılmasının ardından, kendisi de zaman zaman kişisel görüşlerini ve özel mesajlarını paylaşacak. Aynı Twitter hesabında olduğu gibi burada da vatandaşlarla buluşacak, onların görüşlerini alacak. CUMHURBAŞKANI’NIN KANALI Gül, açılmasında büyük çaba harcadığı dünyaca ünlü video paylaşım sitesi Youtube’da da hesap açtı. Türkiye’de uzun süre kapalı kalan Youtube yasağına karşı çıktığını her fırsatta dile getiren Gül, siteye bu şekilde de destek vermiş olacak. Gül, Youtube’da “brand channel” olarak adlandırılan marka bir kanal açtı. “Cumhurbaşkanı’nın kanalı” olarak adlandırılan kanalda Gül, adeta kişisel bir televizyon kanalı gibi yayın yapıyor. Böyle bir kişisel yayın kanalının dünyada çok az devlet başkanında olduğu belirtildi. Gül’ün marka kanalında, eşi Hayrunnisa Gül’e yönelik de videolar yer alıyor. Bu kanalda, playlist ve favoriler gibi seçenekler de yer alıyor. Gül, test yayını yaptığı son dönemdeki etkinlik videolarını paylaştı. Gül’ün bu kanalda da küçük bir biyografisi yer alıyor.

Leaders use social networking site such as Facebook and Twitter effectively as well as official website of their parties in order to reach citizens and deliver their messages. President, Abdullah Gül is the leading among leader who use internet environment frequently. It is known that President, Gül who follow technological advancements closely, is one of the first leaders who create an account on Twitter. President, Gül, have sent 539 messages on the account, has more than 600 thousand follower. In the report of "The Digital Policy Council" which is the worldwide known think tank, President Gül ranked at the 7th place among leader who use social media effectively. Gül create an account on Facebook and Youtube recently after Twitter. Gül create a group addressed http://www.facebook.com/cbabdullahgul on Facebook. There are photos, videos, activities, speech and autobiography of Gül on the group. Gül, who share news about him for now, will share personal opinion and messages after formal opening of the account. He will meet with citizens and take their opinions like at Twitter. CHANNEL OF PRESIDENT Gül created an account on the Youtube which worldwide known website and great effort was made in order to open. Gül put into words at every opportunity that he is opposed to prohibition of Youtube which had been blocked for a long time in Türkiye, will be support to the website in this way. Gül created a channel named "brand channel" on the Youtube.Gül broadcast as if the channels is his personal TV channel, at the channel named “Channel of President.” It is stated that very few head of state has this kind of personal TV channel in the world. There are also videos about Hayrunnisa Gül at the brand channel of Gül. There are also options such as favorites and playlist on the channel. Gül shared activity videos at the period when trial broadcast was made. There is also a short autobiography of Gül at this channel.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

53


TD HABER

TEKNO GİRİŞİM SERMAYESİ BAŞVURULARI BAŞLIYOR APPLICATIONS FOR TECHNO VENTURE FUND START

F

ikri olan genç girişimcilerin desteklenmesi amacıyla son üç yıldır uygulanan Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı, uygulanmaya devam ediyor. Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı için 2012 yılı ön başvuruları, 3 Ekim-16 Kasım tarihleri arasında alınacak. Başvurular arasından yapılacak değerlendirmeye göre, bu yıl 500 gencin desteklenmesi planlanıyor. Bakanlık, 100 bin TL olan destek miktarını da artırmayı planlıyor. Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı tarafından yürütülen Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı, son üç yıldır başarıyla uygulanıyor. Bakanlık, 2012 yılı için de başvuru sürecini başlattı. Buna göre, teknogirişim sermayesi desteği almak isteyen fikir sahibi gençler, 3 Ekim’den itibaren bakanlığa ön başvuruda bulunacak. Bakanlık, ön başvuruları 16 Kasım 2011’e kadar alacak.

T

echnoventure Fund Support Program, have been conducted for last three years in order to support young entrepreneurs who have idea, continue to be conducted. Pre-applications for Technoventure Fund Support Program to 2012 will be taken between October,3November,16. According to evaluation among applications, it is planned to support 500 young in this year. The Ministry plans to increase amount of the support which was 100 thousand TL. Technoventure Fund Support Program is carried out by Science, Industry and Technology Ministry, have been conducted for last three years successfully. The Ministry started application period for 2012. Accordingly, young who want to get technoventure fund support and have an idea, will make pre-application to the Ministry as of October,3. The Ministry will receive applications until November, 16 2011.

BU YIL 500 GENÇ DESTEKLENECEK 500 YOUNG WILL BE SUPPORTED IN THE YEAR Mevzuata göre, Teknogirişim Sermaye Desteğinin 2023’e kadar verilmesi planlanıyor. 2011 dahil şimdiye kadar bin 742 kişi destek almak için başvururken 452 kişi desteği almaya hak kazandı. 2011 yılı için 776 genç girişimci 100 bin liralık hibe desteğinden yararlanmak amacıyla başvurmuştu. Bakanlık, teknogirişim desteği için gereken bütçeyi 30 milyon TL’ye çıkararak, 2011’de 300 genci desteklemişti. Sanayi Bakanlığı, 2012 için desteklenecek genç miktarını da 500’e çıkarmayı hedefliyor. Bu kapsamda, 100 bin TL’lik hibe miktarının da artırılması hedefleniyor.

54

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

According to legislation, it is planned to give Technoventure Fund Spport until 2023. 742 people applied to get support until today including 2011, 452 people deserved to get support. 776 young entrepreneurs made application in order to get 100 thousand lira donation support. The Ministry supported 300 young by rising the budget for technoventure support to 30 million TL. Industry Ministry aimed to raise the number of supported young to 500. Accordingly, it is planned to raise the amount of donation, was 100 thousand TL.


BAKANLIĞA RAPOR SUNULACAK

THE REPORT WILL BE PRESENTED TO THE MINISTRY

2012 yılı için teknogirişim sermayesi desteği almak isteyen gençler, ön başvuru yapmak için Sanayi Bakanlığı’na bir ön başvuru dosyası sunmak zorunda. Bu kapsamda hazırlanacak dosyada, fikir sahibi gence ilişkin bilgiler, taahhüt name, üniversite belge örneği ve iş fikriyle ilgili bilgiler yer alacak. Başvuracak gençler, iş fikirlerine yönelik olarak, teknoloji alanı, getireceği yenilik, iş fikrinin amacı, hedefleri, iş fikrinin ar-ge aşamaları, geliştirilecek fikirle ilgili olarak alınacak patent ve marka gibi koruma önlemleri konusunda bilgiler sunacak. Gençler, iş fikri ile elde edecekler pazar beklentisi ile diğer teknolojilere olan üstünlüğü konusunda da bir rapor yazacak.

Young people who want to get technoventure fund support for 2012, have to prepare pre-application file to Industry Ministry in order to make pre-application. Information about young who have an idea, recognizance, university document template and information about business idea in the file which will be prepared within the scope of the application... Young will present technology field, innovation of the project, purpose of the business idea, targets, R&D progress of the business idea, protection measures such as patent and brand about business idea. Young will prepare a report about market expectations which will be gained with the business idea, and superiority against other technologies.

Destek başvuru koşulları ve yararlanacaklar şöyle: - Programa üniversitelerin örgün öğrenim veren, herhangi bir lisans programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci, yüksek lisans veya doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru tarihinden en çok 5 yıl önce almış gerçek kişiler başvurabilmektedir. -”Bir yıl içinde mezun olabilme” şartı, ilgili üniversitenin yetkili birimlerince Teknogirişim sermayesi desteği için talepte bulunulan merkezî yönetim kapsamındaki kamu idaresi adına düzenlenen bir yazıyla,”ön başvuru tarihinden en çok beş yıl önce alma” şartı ise ilgili üniversitelerce verilen çıkış belgesiyle veya diplomayla tevsik edilecektir. -Destekten, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idaresi tarafından kabul edilmiş iş planına uygun biçimde ve destek başvurusundan sonra ihdas edilmiş ve girişimcinin tek başına temsil ve imza yetkilisi olduğu işletme yararlanabilecektir.

Support application conditions and beneficiaries are as follows: -Students, who will be graduate in a year from any undergraduate program of mainstream school, graduate student or doctoral student or natural person who took undergraduate, graduate or doctorate degree maximum 5 years ago from pre-application date. -The condition of “being graduate in a year” will be certified with a letter which will be prepared by component bodies of related universities on behalf of public authority which is within the scope of centralized administration and received application for technoventure fund support and “take graduate maximum 5 years ago from pre-application date” will be certified with diploma or official graduation certificate given by related universities. -Enterprise which is created in accordance with business plan accepted by public administration within the scope of centralized administration and after support application and entrepreneur has representative authority and signing authority on by oneself, will be benefited from the support.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

55


TD HABER

TTNET, GÜVENLİ İNTERNET UYGULAMASI'NA HAZIR TTNET IS READY FOR SAFE INTERNET APPLICATION

T

ürkiye’de sebep olduğu büyük tartışmalarla Avrupa’da da yankı uyandıran Güvenli İnternet Uygulaması’nın 22 Ağustos’ta başlaması beklenirken Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından 3 aylık test aşamasının getirilmesiyle 22 Kasım’da uygulamaya geçmesine karar verildi. İşletmecilerin Güvenli İnternet Uygulaması için gerekli altyapı kurma, müşteriyi bilgilendirme gibi amaçlarla getirilen test sürecinde işletmeciler, Usul ve Esasların tanıtımını abonelere fiilen hizmetin sunulmaya başlanılmasından önce kısa mesaj, çağrı merkezi, açılır pencere (pop-up) ve/veya fatura yöntemleri aracılığıyla gerçekleştirecek. Bu süreçte aynı zamanda Güvenli İnternet Hizmetinin sunumu kapsamında kullanılacak listelerin oluşturulmasına ilişkin kriterleri belirleyecek olan Güvenli İnternet Hizmeti Çalışma Kurulu kurulacak. Güvenli İnternet Hizmeti Çalışma Kurulu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından 3, İnternet Kurulu’ndan 2, Kurumdan 2 ve psikoloji, pedagoji, sosyoloji ile diğer ilişkili alanlarda uzmanlığı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından teklif edilecek 8 kişi arasından Kurum tarafından seçilecek 4 üyeden oluşacak. Biz de TTNET’e Güvenli İnternet Uygulaması test sürecinde neler yaptıklarını sorduk. TTNET Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı İlker Koçak test sürecinde TTNET bünyesinde yapılan hazırlıkları şöyle anlattı: “Öncelikle altyapı tarafında yaptığımız geliştirmelere ek özellikler katarak bu hizmete hazır hale geldiğimizi söyleyebilirim. Sektörü düzenleyici kurum olan BTK’dan gelen talepler doğrultusunda test öncesinde altyapı çalışmalarımızın hazırlığı tamamlandı ve testlere planlandığı gibi sorunsuz başladık. Pilot çalışmanın resmi olarak başlamasının ardından da BTK ile test detayları hakkında iletişimimiz aynı şekilde devam ediyor.

56

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

S

afe Internet Application, created reflection in Europe with public debate that was created in Türkiye, is planned to put into action at August, 22 and it is postponed to November, 22 by deciding 3-months test process by Information and Communication Technologies Authority. Test process is carried out for operators to set up required infrastructure and inform customers and operators will make introduction of Principles and Procedures to customers through short message, call center, pop up and /or bill methods before service will start to offer in fact. At the same time, in this process Safe Internet Service Working Group which will determine criteria related creating lists which will be used within the scope of Safe Internet Service. Safe Internet Service Working Group will compose of 3 members from General Directorate of Family and Social Services, 2 member from Internet Council, 2 members from institution and 4 members who will be chosen by General Directorate of Family and Social Services among 8 people and have specialty in the field of psychology, pedagogy, sociology and other related fields. We asked to TTNET what they are doing in Safe Internet Application test process. TTNET Marketing Vice General Manager İlker Koçak told what happens within the structure of TTNET in test process as follows: “First of all, we get ready by adding additional features to developments on infrastructure. In direction of requirements requested by ICTA that is regulatory authority of the sector, our infrastructure studies is completed and we started to tests without experience problem as planned. After pilot study is started officially, our communication with ICTA on test details still continues.


Tüm İnternet Servis Sağlayıcılar bu konuda BTK’dan gelen bilgilendirmeler doğrultusunda hareket ediyor. TTNET olarak bizden beklenen çalışmayı olabildiğince sağlıklı ve başarılı sonuçlarla teslim etmeyi hedefliyoruz. Test çalışmaları her servis sağlayıcı tarafından belirlenen kullanıcılar üzerinde yapılıyor. Belirlenen test kullanıcılarının trafik kontrolü TTNET şebekesinde yapılıyor ve firmamız tarafından pilot çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bu geçişler kullanıcı bazında yapılıyor. Test kullanıcıları dışında diğer kullanıcılara hiçbir işlem yapılmıyor.

All Internet Service Providers act in direction of briefing sent by ICTA about the issue. As TTNET, we aim to complete studies, expected from us, healthy and accomplishedly as far as possible. Test studies are done by every internet service provider on determined users. Traffic control of determined users is done on TTNET network and pilot studies are carried out by our company. This transition is made customer-based. Any transaction wasn’t done on users except test users.

Bundan sonraki süreçte sistemin nasıl işleyeceği, eksikliklerin ve geliştirilecek yönlerin neler olacağını belirleyerek süreci sorunsuz bir şekilde yönetmeye devam etmeyi planlıyoruz.

We aimed to continue management of the test process accomplishedly by determining how the system will operate, what is have to be improved and inadequacies from now on.

Bugüne kadar bilgi paylaşımı konusunda yalınlık ve şeffaflık anlayışını benimseyen bir firma olarak çalışmalar tamamlandıkça mevcut müşterilerimize yeni paketler ve içerikleri hakkında çeşitli kanallar ile müşterilerimize bilgilendirmeler yapacağız.

As a company which has been adopting sense of simplicity and transparency in information sharing, we will inform our existing customers about new packages and its content through various channels as long as studies are completed.

Yeni müşterilerimiz ise TTNET internet hizmetine abone olurken hangi profili kullanmak istediklerini seçebilecekler. Mevcut müşterilerimiz ise profillerini istedikleri zaman TTNET satış noktalarından, çağrı merkezi ya da online işlem merkezlerimizden değiştirebilecekler.

Our new customers can chose one of profiles which they want to use, when they subscribe to TTNET internet service. Our existing customers can change their profile through TTNET sales point, call center or online transaction center.

Aboneliklerine eskiden olduğu gibi devam etmek isteyen müşterilerimize, internetteki zararlı olabilecek içeriklere karşı çocukları koruyan TTNET Aile Koruma Şifresi programı gibi uygulamaları da ücretsiz olarak sunmaya devam edeceğiz. 1 Ağustos 2011 itibariyle müşterilerimizin TTNET Aile Koruma şifresi lisans hakkını 1 ‘den 3’e çıkarmış bulunuyoruz. Böylece müşterilerimiz bu ürünümüzü aynı anda diğer bilgisayarlarında da kullanabilecekler.”

We will continue to offer TTNET Family Protection Password service which protects children against vicious content in internet environment costless, to our customers which want to continue to their subscription without making any change. As of August, 1 2011 we increase TTNET Family Protection Password license right of customers from 1 to 3. By this way, our customers can use the product on also different computers at the same time.”

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

57


TD HABER

PTT DENİZBANK GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİ PTT JOIN THE FORCES WITH DENİZBANK

P

58

P

TT ve DenizBank arasındaki işbirliği ile PTT kartları debit kart özelliği kazandı. PTT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Osman Tural ile DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş’in katılımıyla İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında anlaşmanın detayları paylaşıldı.

TT Cards gain feature of debit card thanks to collaboration of PTT and DenizBank. Details of the collaboration were shared at the press release with the participation of PTT Chairman of the Board and General Manager Osman Tural and General Manager of DenizBank Hakan Ateş in Istanbul.

Anlaşma ile PTT kartları debit kart özelliği kazanırken PTT ATM’leri de tüm bankaların dahil olduğu ortak ATM ağına katılmış oldu. Böylece PTT müşterileri artık tüm banka ATM’lerinde kullanılabilecek ortak banka kartı ve ön ödemeli kart ürünlerine sahip olabilecekler. Toplantıda işbirliği ile ilgili bilgi veren PTT Genel Müdürü Osman Tural PTT müşterilerinin artık DenizBank’tan devlet bankalarından alınan kredilerin faiz oranlarının ortalamasından daha düşük bir faiz oranıyla kredi de kullanabileceklerini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “PTT olarak bu işbirliği ile müşterilerimize sunduğumuz hizmetlere bir yenisini ilave ediyoruz. DenizBank ile gerçekleştirdiğimiz bu proje ile yenilenen PTT Kart ve Kredili Hesap ürünlerimizi müşterilerimize sunmaya başlıyoruz. Artık tüm PTT müşterileri dünyanın herhangi bir yerinde PTT kartı ile işlem yapabilecek, kartını alışverişlerde kullanabilecek. Üstelik diğer bankaların müşterileri de bizim PTT Matik’lerimiz üzerinden ATM hizmeti alabilecekler. İnsanlarımızın kuyruklarda beklemelerini istemiyoruz. Onların hayatını kolay kılmak adına yeni kartı kullanıma sunuyoruz. Artık emekliler, şubelere gitmeye gerek kalmaksızın PTT ve Denizbank’ın ATM’lerinden yararlanabilecekler.”

While PTT cards gain feature of debit card thanks to the collaboration, PTT ATMs join to the common ATM network which include all banks. By this way PTT customers can common bank card and pre paid card products which can be used at all bank ATMs. General Manager of PTT Osman Tural has gave information about the collaboration and stated that customers can take out a loan from DenizBank with lower bank rate than average bank rate of state banks and continued as follows: “As PTT, we add a new one to our services for our customers thanks to the collaboration with DenizBank. We start to offer PTT Card and Credit Account products which are renewed thanks to collaboration with DenizBank. All PTT customers can make transaction via PTT card in anywhere of the world and can use PTT card to shopping. Moreover customers of other banks can take ATM service throughout PTT Matik. We don’t want people to join to queue. We offer new cards in order to make their life easier. From today retirees can benefit from PTT and DenizBank ATM without going to PTT offices.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

General Manager of DenizBank Hakan Ateş also made a speech about the issue and said: “We are glad to offer


DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş ile konuyla ilgili: “Türkiye’de bir “ilk”e imza atarak Türkiye’nin köklü kurumlarından PTT ile yeni ürünler ortaya çıkarmaktan mutluluk duyuyoruz. Yaklaşık 4 milyon PTT müşterisi DenizBank’ın üstün hizmet kalitesi ve gücünü yanında hissedecek. PTT’nin hizmet ağı DenizBank’ın gücünü daha da arttıracak. Bugün tanıtımını yaptığımız ATM entegrasyonu PTT Kart ve Kredili hesap ürünlerinin tüm PTT müşterilerine hayıtlı olmasını diliyorum” dedi. Yapılan anlaşma sayesinde PTT müşterileri hesaplarında yeterli bakiye olmasa bile PTT Kredili Hesap ile acil nakit ihtiyaçları için kredi kullanabilecekler. İşbirliği çerçevesinde emekli maaşı ve aylık alanlarla birlikte yaklaşık 4 milyon PTT kart kullanıcıs toplamda 2300 adet PTT ve DenizBank ATM’sine kolayca ulaşabilecek. PTT Kart ve PTT Kredili Hesap almak isteyen müşteriler başvuru işlemlerini yaklaşık 1300 PTT merkez ve şubesinden yapabilecek ayrıca acenteler dahil Türkiye genelinde toplam 4,243 PTT işyerinden parasal işlem yapabilecek.

new products with a leader company of Türkiye, PTT by blazing a trail. Approximately 4 million PTT customers feel power and generic quality of service of DenizBank. DenizBank will become stronger with service network of PTT. I wish ATM integration, PTT Card and credit accounts which is introduced today, will be used well by PTT customers.” Thanks to the collaboration, PTT customers can use credit for immediate cash needs through PTT Credit Account even though there is not sufficient balance in their accounts. Within the scope of the collaboration approximately 4 million PTT customers including people who receive retirement pension and salary can use 2300 PTT and DenizBank ATM totally. Customers, who get PTT Kart and PTT Credit Account, can make application at approximately 1300 PTT head office and branch offices and moreover they can make financial transactions at 4,243 PTT offices including agencies across the Türkiye.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

59


TD HABER

TÜRKSAT İLE TUSAŞ, HABERLEŞME UYDUSU GELİŞTİRECEK TURKSAT AND TUSAŞ WILL DEVELOP COMMUNICATION SATELLITE

T

C

TUSAŞ’tan yapılan açıklamaya göre, TÜRKSAT A.Ş.’nin de finansmanına katılımı ile Ankara’daki TUSAŞ tesislerinde Uydu Montaj Entegrasyon ve Test Merkezi (UMET) kuruluyor. Bu tesis, Türkiye’de geliştirilecek olan haberleşme, gözlem, bilimsel uydularının montaj, entegrasyon ve testlerinde de kullanılabilecek. Bu kapsamda, TÜRKSAT-5A haberleşme uydusu, TÜRKSAT’ın isterleri doğrultusunda, TUSAŞ’ın ana yüklenici olacağı proje modeli üretilecek. Uydu, TUSAŞ ve TÜRKSAT’ın uzman mühendisleri tarafından milli olarak geliştirilecek ve üretilecek.

According to explanation of TUSAŞ, Satellite Assembly Integration and Test Center (UMET) is establishing at TUSAŞ facility in Ankara with financial suppor t of TÜRKSAT A.Ş. The satellite can be used for also assembly, integration and tests of communication, ear th obser vation, scientific satellites which will be developed in Türkiye. Within this scope, TÜRKSAT5A satellite will be developed with the project model that TUSAŞ will be prime contractor on TÜRKSAT’s request. The satellite will be developed and manufactured by exper t engineers of TÜRKSAT and TUSAŞ nationally.

ÜRKSAT ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) arasında, TÜRKSAT-5A Milli Haberleşme Uydusu’nun, TUSAŞ bünyesinde kurulan Uydu Montaj Entegrasyon ve Test (UMET) tesislerinde üretilmesine yönelik işbirliği anlaşması imzalandı. İki kurum mühendisleri tarafından ortak olarak geliştirilecek olan uydu 60 ay içinde üretilerek yörüngeye yerleştirilecek.

Açıklamada, Türkiye’nin uydu ve uzay teknolojilerindeki, her türlü teknolojik kabiliyetleri bu projede değerlendirileceği belirtilirken, “Bölgesinin lider uydu operatörü TÜRKSAT, uydu filosunu Dünya’nın tamamını kapsayacak şekilde yerli uydularla da güçlendirmeyi hedeflemektedir. TÜRKSAT, ülkemizde uydu ve uzay teknolojilerinin gelişmesini desteklemeye devam ediyor” denildi. TÜRKSAT Genel Müdürü Özkan Dalbay ve TUSAŞ Genel Müdürü Muharrem

60

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

ollaboration agreement was signed between TÜRKSAT and Turkish Aerospace Industries TUSAŞ to develop TÜRKSAT-5A National Communication Satellite at Satellite Assembly Integration and Test (UMET) Facility which was established within the body of TUSAŞ. The satellite which will be developed by engineer of two companies jointly will be placed into orbit in 60 months.

In the statement it is stated that ever y kind of technological capability of Türkiye in the field of satellite and space technologies will be used and it is said: “TÜRKSAT, is leader satellite operator in the region, aim to strengthen its satellite fleet as so coverage whole world. TÜRKSAT is continuing to suppor t development of satellite and space technologies in our countr y.” General Manager of TÜRKSAT Özkan


Dörtkaşlı da yaptıkları ortak açıklamada, “Bu proje girişimi, artan uydu ihtiyaçlarının milli olarak karşılanması açısından önemli bir teknolojik kazanım olduğu gibi, ayrıca diğer ülkelere ihracı yapılabilecek yüksek katma değerli ürünlere yönelen Türkiye’nin ulaşacağı noktayı belirtmesi açısından da son derece anlamlı. Çalışmalar iki şirketin her kademesinde el ele verilerek gerçekleştirilecek ve ülkemizdeki tüm bilimsel ve teknolojik imkanlardan yararlanılması esas olacak” değerlendirmesinde bulundu.

Dalbay and General Manager of TUSAŞ Muharrem Dörtkaşlı said in the joint statement: “The project enterprise is impor tant technologic gain in ter ms of meeting increasing satellite needs nationally and also meaningful in terms of Turkiye which canalize high added value expor table products, to determine its targeted point. Studies will be done at each unit of two companies by joining forces and to benefit from all technologic and scientific oppor tunities of our countr y will be base. “

TUSAŞ tesislerinde imzalanan protokole göre yerli haberleşme uydusunun azami 60 ay içinde geliştirilerek yörüngeye yerleştirilmesi öngörülüyor.

According to protocol which was signed at facility of TUSAŞ, it is expected the satellite to be placed into orbit in 60 months by developing.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

61


TD HABER

“BİLİŞİM 11” ETKİNLİĞİ GÜN SAYIYOR ETKİNLİĞİN AÇILIŞINI CUMHURBAŞKANI GÜL YAPACAK THE EVENT OF “BILISIM 11”, COUNTS THE DAYS PRESIDENT OF THE REPUBLIC, GUL WILL MAKE OPENING OF THE EVENT

2

62

T

0. yılına giren Türkiye Bilişim Derneği (TBD), geleneksel Bilişim etkinliklerini bu yıl da düzenleyecek. “Bilişim 11” zirvesi, bu yıl “Daha hoşgörülü, özgür ve demokratik bir dünya için” teması ile toplanacak. Bilişim sektörüne destekleri ile bilinen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu yıl etkinliğin açılışını üstlenerek, sektöre mesajlar içeren bir konuşma yapacak. Öte yandan TBD, Bilişim Yıldızları yarışmasını da başlattı. Yarışma için başvurular, 24 Ekim’e kadar kabul edilecek.

ürkiye Informatics Foundation (TBD), entered 40th year, will organize traditional Informatics activities in this year again. The summit of “Bilişim 11” will be organized with the theme of “For more permissive, free and democratic world”. President of the Republic, Abdullah Gül, is known his support to informatics sector, will make a speech which contain a messages to the sector. On the other hand, TBD started Informatics Stars competition. Applications for the competition will be received until October,24.

Türkiye bilişim sektörünün en büyük ve en kapsamlı organizasyonlarından olan “Bilişim 2011”, 26-29 Ekim 2011 tarihlerinde JW Marriott Hotel Ankara’da yapılacak. İnsana yatırımın dünyaya yatırım olduğuna inanan TBD, sektörün tüm aktörlerinin katkı ve sahiplenmesiyle markalaşan, sektörün zirvesi ve şenliği haline gelen, bilişime taraf tüm kesimlerin yer aldığı etkinliği, bu yıl derneğin 40. yılı nedeniyle 29 Ekim 2011’de tamamlayacak. Cumhurbaşkanı tarafından açılması beklenen “Bilişim 2011” etkinliği, daha hoşgörülü, özgür ve demokratik bir dünya için insanı odak noktasına alarak “Hukuk”, “Enerji”, “Sosyal Hareketler”, “Eğitim”, “Teknoloji”, “Sağlık” ve “İletişim Teknolojileri” gibi pek çok alanda farkındalık oluşturmaya çalışacak.

“Bilişim 11”, is one of the largest and most comprehensive organization of Türkiye informatics sector will be held on October, 26-29 in JW Marriott Hotel Ankara. TBD, believed that investment on human is investment on the world, will complete the event which, is branding by contribution and own age by all actors of the sector, became summit and entertainment of the sector, all parties of informatics take a part, on October,29 2011 because of 40th year of the foundation. The event of “Bilişim 11”, is expected to open by President of the Republic, will try to create awareness in many field such as “Law”, “Energy”, “Social Movements”, “Education”, “Technology” , “Health” and “Communication Technologies” by focusing on human for more permissive, free and democratic world.

TBD’nin düzenlediği, her biri Türk bilişim sektörü

“National Informatics Council” which is organized

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL


tarihinde birer kilometre taşı olan, sektöre büyük açılım ve vizyon sağlayan “Ulusal Bilişim Kur ultayı”, bu yıl 28. kez toplanacak. 14. Bilişim Teknolojileri Işığında Eğitim (BTIE), özürlüler ve spor konularını da kapsayan Bilişim 2011, Ulaştırma Bakanlığı ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından destekleniyor. Ankara’da yapılacak etkinlik, bu yıl Dijital Türkiye Platformu katılımcıları olan TBV, TUBİSAD, TESİD ve ECİD’in işbirliği ve ortak sinerjisiyle gerçekleştirilecek. Katılımın ücretsiz olduğu “Bilişim 2011” etkinliğindeki toplantılarda, çağrılı konuşmacı ve yabancı konuklardan oluşan katılımcılar, 4 gün boyunca uzmanlık alanlarına ilişkin bilgi verecek. Etkinliğe, kamu ve özel sektörün yönetici ve çalışanları, sanayici ve iş adamları, akademisyenler, girişimciler, öğrenciler ve teknolojiyi yoğun kullananlar katkı sağlayacaklar. “Bilişim Hizmet Ödülleri”nin verileceği etkinlik kapsamında Erişebilirlilik Şampiyonları da belli olacak.

by TBD, provide great evolution and vision to the sector and each of them is milestone, will be gathered for the 28th time in this year. Bilişim 2011, include topics of handicapped and sport and 14th 14. “Bilişim Teknolojileri Işığında Eğitim” (BTIE, Education in the light of Informatics Technologies), is supported by Transportation Ministry and Information and Communication Technologies Authority (ICTA). The event, will held in Ankara, will held common synergy and collaboration of TBV, TUBİSAD, TESİD and ECİD which are participants of Digital Türkiye Platform in this year. Participation will be free to the event of “Bilişim 11” and at the meetings participants, compose of invited speakers and foreign guests will have been giving information about their profession field. Managers and employees of public and private sector, industrialist and business man, academicians, entrepreneurs, students and people, who use technology intensively, will have contribution. Accessibility Champions will be announced within the scope of the event where “Informatics Service Awards” will be given.

BİLİŞİM YILDIZLARI DA ÖDÜL ALACAK Öte yandan, TBD tarafından düzenlenen “Bilişim Yıldızları e-Dönüşüm Yarışması” da start aldı. Üçüncü yılına giren Bilişim Yıldızları Yarışması, internet üzerinde dönüşüm sağlamış veya iş yapısını İnternet ortamına taşımış farklı web projelerinin daha iyi tanıtılması ve e-dönüşüme olan ilginin artmasını sağlamak amacıyla gerçekleştiriliyor. Bilişim Yıldızları İnternet e-Dönüşüm Yarışması’nda, jüri değerlendirmesinin yanı sıra, halk oylaması da değerlendirmeye katılıyor. Böylece etkinliğe, her seviyeden, daha büyük bir internet kullanıcısının aktif olarak katılması sağlanıyor. Bilişim Yıldızları e-Dönüşüm Yarışması’na, bilişim yapısını İnternet platformuyla bütünleştirilmiş projelere sahip olan bütün firma, kişi ya da kurumlar katılabilir. Başvurular sadece site sahibi olan firma, kurum ya da kişiler ve onların yetkili kıldıkları ajanslar tarafından yapılabilir. Başvurularda başvurulan kategori başına 50TL başvuru ücreti alınıyor. Yarışmaya başvurular başladı ve 24 Ekim 2011 tarihine kadar devam edecek. 2 elemeli Jüri değerlendirmesi başvuruları tamamlanmasıyla başlayacak ve 20 Kasım 2011 tarihinde tamamlanacak. Halk oylaması 3 Kasım 2011 tarihinde başlayacak ve ödül gecesinden 1 gün öncesi, 20 Kasım 2011 tarihine kadar devam edecek. 26 Kasım 2011 tarihinde ödüller sahiplerini bulacak. Yarışmayı, Bilişim Teknolojileri Kurulu, Dış Ticaret Müsteşarlığı e-Ticaret Genel Koordinatörlüğü, Türkiye Bilişim Vakfı, TUBİDAS, TEDER, MOBİSAD, TBGD, GETRON, İRM VE T-ARGE gibi birçok kurum ve kuruluş destekliyor. Bilişim Yıldızları kategorileri, e-engelsiz, e-kadın, e-medya, e-eğitim, e-tr (e-devlet), e-iletişim, e-ticaret, e-hizmet, e-inovasyon / e-girişimcilik, e-mobil e-genç, e-çevre (yeni), e-blog, e- sanat / e-dizayn, e-spor, e-oyun, e-çocuk, e-STK ve e-ihracat olarak belirlendi.

INFORMATICS STARS WILL ALSO RECEIVE AN AWARD On the other hand, “Informatics Stars e-Transformation Competition”, is organized by TBD, started. Informatics Stars Competition entered third year and is organized in order to increase interest for e-transformation, introduced different web projects which move business structure to internet environment or create transformation through internet, better. Referendum is received for consideration as well as jury at the Informatics Stars e-Transformation Competition. By this way, it is provided larger volume of internet users from every level to participate to the event. All company, people or institutions have projects, its informatics structure integrated with internet platform, can join to Informatics Stars e-Transformation Competition. Applications can be made by only site Owner Company, institution or people or agency which is authorized by them. 50 TL fee is taken for each applied category. Applications for the competition started and will continue until October, 24 2011. 2-steps jury evolution will start after completion of applications and will complete on November, 20 2011. Referendum will start on November,3 2011 and will have continued until November, 20 2011 which is the day before of award ceremony. Awards will locate the owner on November, 26 2011. Many of institution such as Informatics Technologies Council, Undersecretariat of Foreign Trade e-Trade General Directorate, Türkiye Informatics Foundation, TUBİDAS, TEDER, MOBİSAD, TBGD, GETRON, İRM and R&D support to the competition. Categories of Informatics Stars are determined as e-unhindered, e-women, e-media, e-education, e-tr (e-government), e-communication, e-trade, e-service, e-innovation / e- entrepreneurship, e-mobile, e-young, e-environment (new), e-blog, e-art / e-design, e-spor, e-game, e-child, e-NGO and e-export.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

63


TD HABER

YABANCI SERMAYE DERNEĞİ’NDEN AR-GE RAPORU “KÜRESEL AR-GE YATIRIMLARI TÜRKİYE’YE ÇEKİLMELİ” R&D REPORT BY INTERNATIONAL INVESTORS ASSOCIATION “GLOBAL R&D INVESTMENTS SHOULD BE DIRECTED TO TURKİYE”

Y

ASED, ODTÜ–TEKPOL işbirliği ile hazırladığı “Türkiye Ekonomisinde Yabancı Sermayeli Firmaların Ar-Ge Etkinliklerinin Analizi” başlıklı raporunu kamuoyuna sundu. Rapora göre Türkiye’de yeterli Ar-Ge teşviki ve desteği var, ancak şirketler teşviklerden yararlanırken bürokratik engellerle karşılaşıyor. Raporda, Ar-Ge harcamaları en hızlı büyüyen ülkelerin Türkiye ve İzlanda olduğuna da dikkat çekildi. Türkiye’nin küresel Ar-Ge yatırımlarını çekmesi gerektiği de vurgulandı. Türkiye’de yabancı yatırımcıların temsilcisi YASED, ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi (TEKPOL) işbirliği ile gerçekleştirdiği uzun ve detaylı araştırma sonucunda, uluslararası yatırımcıların gözünden Türkiye’nin Ar-Ge alanında geldiği son durumu, sorunları ve çözüm önerilerini ortaya koydu. “Türkiye Ekonomisinde Yabancı Sermayeli Firmaların Ar-Ge Etkinliklerinin Analizi” başlığı ile hazırlanan rapor, açıklandı. HEDEF YÜZDE 2’LİK AR-GE YOĞUNLUĞU Türkiye’de faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerin Ar-Ge etkinliklerinin çözümlenmesi ve bu çözümlemeye dayanarak politika önerileri oluşturulmasının hedeflendiği analiz, YASED Yönetim Kurulu Üyesi Müjdat Altay ve YASED Ar-Ge Çalışma Grubu Başkanı Barhan Özce’nin konuşmalarının ardından, ODTÜ TEKPOL üyesi Prof. Dr. Erkan Erdil ve Doç. Dr. Teoman Pamukçu tarafından açıklandı. Tüm dünyada rekabetçiliği belirleyen önem-

64

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

Y

ASED launched the Report named “the Analysis of R&D Activities of the Companies with Foreign Capital in Turkish Economy“ with the contribution of METU-TEKPOL (Science and Technology Policies Research Center). According to the report, there is adequate R&D promotion and support but companies meet bureaucratic obstacle when benefit from promotions. In the report, it is emphasized that Türkiye ans Iceland have fastest growing R&D expenses. It is also expressed that Türkiye must attract global R&D investment. YASED, is represantative foreign investors in Türkiye, presents through the eyes of international investors, the current situation in Turkey in terms of R&D, problems and the offers for their solutions. As a result of the report which was carried out with collaboration of METU Science and Technology Policies Research Center. The report, is prepared under the title of the Analysis of R&D Activities of the Companies with Foreign Capital in Turkish Economy”, is announced. TARGET IS 2 PERCENT R&D DENSITY The analysis, targeted resolution of R&D activities of interntional companies in Türkiye and creating policy offers on the basis of this resolution, was announced by METU TEKPOL member Prof. Dr. Erkan Erdil and Doç. Dr. Teoman Pamukçu after speech of YASED Executive Board Member Müjdat Altay and YASED R&D


li unsurlardan biri olan Ar-Ge konusunda, Türkiye’de atılan adımları büyük bir memnuniyetle izlediklerini belirten YASED Yönetim Kurulu Üyesi Müjdat Altay, “Mevcut destek mekanizmalarına ilaveten, Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile ülkenin rekabet gücünün artması için önemli bir adım atılmıştır. Ancak hedeflediğimiz yüzde 2’lik Ar-Ge yoğunluğuna ulaşabilmek için, küresel firmaların Ar-Ge yatırımlarını Türkiye’ye çekmek zorundayız. Çok uluslu şirketlerin Ar-Ge yatırımlarının uluslararasılaşması, inovasyon süreçlerinin düzenli değişmesiyle doğrudan ilintili. İletişim teknolojilerinin gelişmesi ve mükemmeliyet merkezlerinde yaratılan bilginin daha erişilir hale gelmesiyle birlikte azalan coğrafi engeller, yenilik süreçlerinin hızını artırıyor ve onları daha küresel hale getiriyor” dedi. EN HIZLI AR-GE BÜYÜMESİ İZLANDA VE TÜRKİYE’DE

Working Group Chairman Barhan Özce. YASED Executive Board Member Müjdat Altay stated that they are so glod to steps in Türkiye on R&D which is onde of the element, determine competitiveness in whole world and said: "An important step was taken in order to increase competititve power of the country with the Law on Support R&D Activities in addition to existing support mechanisms. But we have to pull R&D investments of international companies to Türkiye to achieve %2 R&D density. Internationalization of multinational companies’ R&D investments related with regular change of their innovation process directly. Geographical obstacles which reduced by development of technology and become information, created in perfection centers, more accessible, increase speed of innovation process and make it more global.” FASTEST R&D GROWTH IN TÜRKİYE AND ICELAND

Rapora göre, küresel düzeyde gözlemlenen temel eğilimlerden birinin, Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payının özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerde giderek yükselmeye başlaması olduğu görülüyor. OECD verilerine göre 2007 yılı itibariyle Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı OECD ülkelerinde yüzde 2,28’e, AB’de yüzde 1,77’ye, 2008 yılı için ise ABD’de yüzde 2,77’ye yükseliyor. Bunların yanında Finlandiya, İsveç ve İsrail gibi ülkelerde ise bu oran yüzde 3’leri aşarak OECD ortalamasının (yüzde 2,28) üzerinde gerçekleşiyor. 2000’li yılların başından itibaren ise Ar-Ge harcamalarındaki en hızlı büyüme, yıllık ortalama yüzde 10’un üzerindeki artışla İzlanda ve Türkiye’de gerçekleşiyor. Diğer yandan OECD verileri, OECD ülkelerinde yabancı sermayeli şirketlerin toplam imalat sanayi Ar-Ge harcamaları içindeki payının, satış ve istihdamdaki paylarından az olmadığı, hatta birçok ülke için daha fazla olduğu sonucunu da ortaya koyuyor.

According to the report, it is seen that one of the base drift observed globally, is starting the rate of R&D expenses in GDPto increase in especially developing and developed economies. According to data of OECD, the rate of R&D expemses in GDP was 2,28 percent in OECD countries in 2007, 1,77 percent in EU and for 2008 2,77 percent in USA. At the same time, the rate realized by moving up through OECD average (2,28 percent) in Finland, Sweeden and Israel. As of begining of 2000s, fastest grotwh on R&D expenses realized in Türkiye and Iceland by getting annulan increase more than 10 percent. On the other hand, OECD data present that the share of foreign capital companies in total manufactural industry R&D expenses does't less than its share in sales and employment even more compared to many of countries.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

65


TD HABER AR-GE KÜRESELLEŞMELİ Rapora göre, Ar-Ge’nin küreselleşmesi önündeki engellerin başında, Ar-Ge etkinliğini firma dışına taşımada karşılaşılan zorluklar geliyor. Bu durumun etmenleri arasında teknolojik bilginin örtük olması, inovasyonun aktörler arasında etkileşim gerektirmesi, ulusal inovasyon sisteminin yapısının belirleyiciliği, gömülülük ve özümseme kapasitesi, firma dışı Ar-Ge faaliyetlerinin koordinasyon maliyeti ve bu sürecin firma için stratejik önemi (inovatif avantajı kaybetmenin yüksek maliyeti) ile ülke ekonomisinin uzmanlaştığı sektörlerin önemi sayılıyor. Rekabet gücünün artırılması için kalkınmakta olan ülkelerin de, tıpkı kalkınmış ülkeler gibi inovasyon yapmaları gerektiği, ülkelerin kalkındıkça teknolojik yeterliliklerini güncellemek zorunda olduğu, inovasyonun en önemli kaynağının Ar-Ge olduğu ve Ar-Ge’nin büyük bölümünün imalatta yer almasına rağmen hizmet sektöründe de artmaya devam ettiğine dikkat çekilen raporda, Ar-Ge’ye yapılan uluslararası doğrudan yatırımların bir ülkenin diğer ülkelerdeki bilgi merkezlerine bağlanmasını sağlayan en doğrudan yol olacağının altı çiziliyor.

R&D MUST BE GLOBALIZED According to the report, obstacles, met on moving R&D activities to outside of company, is the one of the main obstacle to globalization of R&D. To be technologic information implicit, innovation to required interactivite between actors, decisiveness of national innovation system structure, sepulchring and assimilation capacity, coordination cost of R&D activities out of company and importance of this process for company (high cost of losing innovative advantage) with sectors which country economy specialized on are ranked among factor of this situation. The report emphasized that developing countries should make innovation life developed countries in order to increase competitive power, countries have to update their technologic suffiecny as long as developing, R&D is the most important resource of innovation and despite a great majority of R&D is made in manufacturing sector, it continue to increae in service sector and international direct investments to R&D is the shortest way in order to a country to access information centers of other countries.

AR-GE TEŞVİKLERİNE BÜROKRATİK ENGEL BUREAUCRATIC OBSTACLE TO R&D PROMOTION Raporda, Türkiye ekonomisinde yabancı sermayeli şirketlerin sektörel Ar-Ge’deki payı ile toplam Ar-Ge harcamalarının sektörel dağılımı karşılaştırılırken, 2009 yılında küresel krizin de etkisiyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere ve geçiş ekonomilerine gelen uluslararası doğrudan yatırımlarda (UDY) hızlı bir düşüş gözlemlendiği belirtiliyor. 2010 yılında gelişmekte olan ülkelere ve geçiş ekonomilerine yönelik UDY’ler hızlanırken, 2000-2009 yılları arasında UDY açısından “gıda, tütün ve içki”, “kâğıt ürünleri”, “kimya, petrol ve plastik”, “taş ve toprağa” dayalı imalat sektörlerinde büyüme yaşandığı; yabancı sermaye payının en yüksek olduğu sektörün ise otomotiv olduğu görülüyor. Raporda, sektörlerdeki Ar-Ge sorunları da yer alırken, bu sorunlar, Ar-Ge ve yabancı sermaye politikalarının birbirinden kopukluğu, sektörel ve teknolojik önceliklerin belirlenmiş olmaması, Ar-Ge teşvikleri ve desteklerinden yararlanmanın önündeki bürokratik engeller, mevcut teşvik uygulamalarında, sözleşmesel olarak yurtdışında bağlı olunan ana firmaya gerçekleştirilen Ar-Ge faaliyetlerinin hangi teşviklerden yararlanabileceği konusunun açık olmaması şeklinde sıralandı.

In the report, the share of foreign capital companies in sectoral R&D and sectoral allocation of total R&D expenses are compred and there are rapid derease on international direct investments (UDY) to developing, developed and transition economies with the effect of global crisis. UDYs accelerated to developing and transition economies in 2010 and growth was achieved in manufacturing sectors based on “food, tobacco, drink”, “paper products” ,” chemistry, petrol and plastic” and “stone and earth” and the highest share of foreign capital was in automotive industry. R&D challenges took a place in the report and these challenges are ranked as follows; disconnectedness of foreign capital policies and R&D, not being sectoral and technological priorities determined, bureaucratic obstacles in front ot benefit from R&D promotions and supports and not being clear the issue of R&D activities realized to affiliated company in foreign country as contractual can benefit from which R&D promotions. R&D PROMOTIONS ARE ADEQUATE

AR-GE TEŞVİKLERİ YETERLİ Raporda, ortak politika önerileri sıralanırken, yabancı Ar-Ge’yi çekmek için farklı alanlarda, politika araçlarının kullanılması gerektiği önerildi. Raporda, Türkiye’deki işgücünün özelliklerinin, bilimsel ve teknolojik altyapısının ve var olan Ar-Ge teşviklerinin uluslararası düzeyde daha iyi tanıtılmasının gerekliliği de ortaya konurken; Türkiye’de çok sayıda Ar-Ge teşvikinin mevcut olduğu, bu nedenle teşviklerin artması yerine asıl uygulamanın düzeltilmesi ve mevcut sorunların giderilmesi gerektiğinin altı çiziliyor.

66

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

Common policy offers are ranked in the report and to use policy tools in different fields is suggested in order to pull R&D. In the report it is emphasized that features of labour, scientific and technologic infrastructure of Türkiye and existing R&D promotions must be presented better in international arena and it stated that there are a lot of R&D promotion and for this reason to work out the main application and to remove current challenges are requirement instead of inreasing of augment of the number of promotions.


TD HABER

TEKNOLOJİ BAKANYARDIMCISI KAVRANOĞLU’NDAN İŞADAMLARINA ÇAĞRI: “UZAY, TIBBİ CİHAZ ve BİLİŞİME YATIRIM YAPIN” CALL FROM TECHNOLOGY VICE MINISTER KAVRANOGLU TO BUSINESSMEN: “MAKE INVESTMENT TO AEROSPACE, MEDICAL DEVICES AND INFORMATICS”

B

S

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, iş adamlarından gelecek vizyonları konusunda çağrıda bulunarak, özellikle uzay ve savunma sanayi, enerji, tıbbi cihazlar ve bilişim gibi orta ve yüksek teknolojili ve katma değeri de yüksek yeni alanlarda da yatırım yapmalarını istedi. Kavranoğlu, “ Sanayicilerimizden KOSGEB, TÜBİTAK, TSE, TPE gibi kuruluşların imkânlarının farkında olup daha da fazla faydalanmalarını tavsiye ediyorum” dedi.

cience, Industry and Technology vice Minister Prof. Dr. Davut Kavranoğlu made call to business man on their future visions and want them to make investment to new fields which medium and high technology and high added value such as especially space, defense industry, energy, medical device and informatics. Kavranoğlu said: “I advise to our businessman to be aware of opportunities of institutions such as KOSGEB, TÜBİTAK, TSE, TPE and to get more benefit.

Ankara İş Adamları ve Sanayiciler Derneği (ANKİSAD) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu ve Müşteşar Prof. Dr. Ersan Aslan’ı ziyaret etti. Kavranoğlu, sanayi alt yapısıyla güçlü ve büyüyen bir ekonomiye sahip Türkiye’de yeni dönemin ihtiyaçlarına ve piyasa taleplerine uygun stratejik planlarla hareket edileceğini ve bu duruma uyan yeni teşvik sistemlerinin olacağını belirterek, “ KOBİ’lerin istikrarlı büyümesi ve Türkiye’nin hedeflediği dış ticaret hedeflerine ulaşması için tüm Türkiye’de özel sektör, STK ve özellikle de üniversitelerle işbirliği ve dayanışmanın olacağı yeni adımlar atmaktayız. Sanayicimiz KOSGEB, TÜBİTAK, TSE, TPE gibi kuruluşların imkânlarının farkında olup daha da fazla faydalanmalarını tavsiye ediyorum. Türkiye ekonomik istikrar politikalarında yeni dönemde özel sektör, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde hareket edecek. İş adamlarımızın da gelecek vizyonların da özellikle uzay ve savunma sanayi, enerji, tıbbi cihazlar ve bilişim gibi orta ve yüksek teknolojili ve katma değeri de yüksek yeni alanlarda da yatırım yapmalarını bekliyoruz. Türkiye’de büyümesinde özel sektörün önemi büyük bunun için bakanlığımız her tür destek ve teşviki vermeye hazırdır” diye konuştu.

Ankara Businessman and Industrialist Foundation (ANKİSAD) visited to Vice Minister Prof. Dr. Davut Kavranoğlu and Undersecretary Prof. Dr. Ersan Aslan at Science, Industry and Technology Ministry. Kavranoğlu stated that they will move with strategic plans in accordance with needs of new period and demands of the market in Türkiye where strong and growing economy with industry infrastructure have and there will be incentive system compatible with the situation. Kavranoğlu said: “We take new steps which make collaboration and cooperation between private sector, NGOs and especially universities possible in order to steady growth of SMEs and Türkiye to achieve foreign trade targets. I advise to our businessmen to be aware of institutions’ opportunities such as KOSGEB, TÜBİTAK, TSE, TPE and to get more benefit. Türkiye will move by working in cooperation with private sector, universities and nongovernmental organizations of economic stabilization policy. We expect that businessman and future vision to make investments to new fields which have medium and high technologies and high added value such as space and defense industry, energy, medical devices and informatics. Private sector has great importance on growing of Türkiye and our ministry is ready for every kind of support and incentive.”

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

67


E-MAK@LE

“BU NE PERHİZ! DURUMU OLMUŞ” “What a Contrast!”

Muzaffer Yıldırım Merhaba Sevgili Dostlar,

muzaffer.yildirim@ega.com.tr

Yaz yavaş yavaş bitiyor ve teknoloji sektörü açısından hareketli günler başlıyor. Bu harekete yön verecek mevzuat çalışmaları da hızlandı. Uzun zamandır dillerden düşmeyen KEP (Kayıtlı Elektronik Posta) Sistemi mevzuatı da 25 Ağustos 2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı. “Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ve “Kayıtlı Elektronik Posta Sistemi ile İlgili Süreçlere ve Teknik Kriterlere İlişkin Tebliğ” yayımlandı ama hemen endişe etmeye gerek yok. Aksilik çıkmazsa hayatımıza girebilecekleri en erken tarih 01 Temmuz 2012. Öncelikle size yazıya neden böyle bir başlık verdiğimi açıklayacağım, sonra da bu Yönetmelik ve Tebliğ hakkındaki tespitlerimi paylaşacağım. Daha önceki yazılarımda size

Hello Dearest Friends, Summer is ending slowly and lively times are beginning for technology. Legislative studies which will give direction to technology have also gained speed. Registered Electronic Mail system, which is on the agenda for a long time, was published in in the Official Gazette on August 25, 2011. “Regulation on the Procedures and Principles about Registered Electronic Mail System” and “Communiqué on Processes and Technical Criteria about Registered Electronic Mail System” were also published, but there is nothing to worry about. It will enter our lives on July 1, 2012, if everything goes well. First of all, I will explain the title of this article, and then share my observations on this Regulation and Communiqué. I wrote too often about the corporate electronic seal and its necessity previously. Because, there is nothing that will replace the seal in electronic media and prove the identity of

68

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL


kurumsal elektronik mühür konusundan ve gerekliliğinden çok söz ettim. Zira kâğıt ortamdaki kaşenin yerini elektronik ortamda alacak ve kurumun kimliğini ispatlayacak herhangi bir şey yok. Uzun zamandır bu kurumsal elektronik mühürle ilgili mevzuat ve yapı oluşturulsun diye çabalar sürüyor, ancak ne yazık ki Bilgi Teknoloji ve İletişim Kurumu (BTK)’nun karşı çıkması nedeniyle ilerleme sağlamak mümkün olmadı. Hatta BTK’nın neden kurumsal elektronik mühür konusuna karşı olduğunu açıklayan bilgi talebimiz olmuştu ve o zamandan beri bu talebe cevap alamamıştık. Kurumsal elektronik mühür konusuna karşı olan BTK’nın 25 Ağustos 2011 tarihinde yayımladığı KEP Yönetmeliğinde birebir kurumsal elektronik mühürle eş anlama gelecek “İşlem Sertifikası” tanımını yapması insanın aklına bu başlıktan başka bir şey getirmiyor. Yönetmelikte İşlem Sertifikası; “Kayıtlı elektronik posta hizmet sağlayıcısının hizmetlerine ilişkin işlem verilerini imzalamak için kullandığı elektronik sertifikayı ifade eder” tanımlaması yapılıyor. Yani KEP Hizmet Sağlayıcıları “bu mesajı ben aldım, ben kaydettim”i ispatlamak için yöneticilerine ait 5070 sayılı elektronik imza kanunu ile tanımlanmış kişisel nitelikli sertifikayı kullanmayı yeterli görmüyor ve kurumsal bir sertifika ile bunun sağlanması gerektiği tanımlanıyor. Oysaki Doküman Yönetim Sistemlerinde, Arşiv sistemlerinde belgelerin kuruma aitliklerinin ispatlanması için kurumsal elektronik mühre ihtiyaç olduğu söylendiğinde BTK, yöneticilerinin nitelikli sertifikaları ile imzalamalarının yeterli olduğunu söylüyordu, hatta e-fatura sistemi için mali mühür sertifikası tanımlayan Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının bu sistemi kullanmaktan vazgeçeceğini söylüyordu. Herhalde KEP sisteminin bütün diğer kurumsal hizmetlerden çok daha

the institution. Efforts towards providing the relevant legislation and structure for electronic seal continue for a long time, but unfortunately it was not possible to make progress because of opposition of Information and Communication Technology Agency (ICTA). We requested from ICTA to get information why they are against corporate electronic seal and received no reply since then. Since ICTA identifies “Operation Certificate” that is exactly synonymous with corporate electronic seal in Registered E-Mail Regulation issued on August 25, 2011, although it is against corporate electronic seal, I have to put this title. In this Regulation, Operation Certificate is defined as follows: “it refers to the electronic certificate used by registered electronic mail service provider to sign the transactions related to its services.” In other words, Registered E-Mail Service Providers do not see enough to use personal certificates defined according to Electronic Signature Law No. 5070 in order to prove that “I received this message, I saved it,” and therefore the necessity of a corporate certificate is underlined. However, when it was noted that corporate e-seal is needed in order to prove that documents belong to the institutions in Document Management Systems, Archive Systems; ICTA said that qualified certificates of administrators are enough and even the Ministry of Finance defined the financial seal certificate for e-billing system gave up this system. It seems that registered e-mail system is probably very different from all other corporate services and is so special that electronic seal was approved for the first time. I think that ICTA will not have any reason to prevent corporate e-seal certificate after this stage. Probably everyone knows how the registered e-mail sys-

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

69


E-MAK@LE

farklı ve özel bir durumu olmalı ki elektronik mühür, işlem sertifikası adı altında ilk onayını almış oldu. Sanıyorum bu aşamadan sonra BTK’nın kurumsal elektronik mühür sertifikasına engel olmak için geçerli sebebi kalmayacak. KEP sisteminin nasıl çalışacağını herkes biliyordur ama kısaca özetlemek gerekirse: Öncelikle bu hizmeti vermek üzere KEP Hizmet Sağlayıcıları kurulacak. Kurulum onay ve denetimlerini BTK yapacak. Bu hizmeti almak isteyen özel ve tüzel kişiler buralara başvurup hesap açtıracak, belgelerini buradan gönderecek. Kısacası şöyle hayal edin, elinizin altında kocaman bir elektronik dünya var ve herkes bu ortamı karşılıklı ve hibrit şekilde kullanarak milyonlarca kanal üzerinden belge paylaşımı yapabilir. Ama KEP kullanıldığında diyorsunuz ki bütün bilgileri aynı kanaldan aktar ve ortak bir yerde depolansın. Oysaki sadece iletişim şekilleri belirlenerek çok daha güvenli bir yapı sağlanabilir. Örneğin denebilir ki veriyi alan kurum aldığı veriyi otomatik olarak zaman damgası ekleyerek ve kurumsal elektronik mührüyle imzalayarak alındı bilgisi oluşturur ve gönderene iletir. Her iki taraf bu bilgileri saklar ve bunlar delil teşkil eder. Veri alma reddedilen zorunlu durumlarda böyle bir merkez kullanılabilir. Şimdi gelelim KEP Yönetmelik ve Tebliği üzerindeki tespitlerime: - Yönetmelik Tanımlar ve Kısaltmalar (j) bendinde sadece Anonim Şirketlerin KEP Hizmet Sağlayıcısı (KEPHS) olabileceği söyleniyor. Elbette KEPHS olacak şirkette süreklilik ve güven aranacağı için bu tür koşullar koymak mantıklı geliyor akla. Ancak şöyle düşünün, KEP sistemini kullanmak zorunda değilsiniz, dilerseniz alternatif yollar kullanma şansınız var. Ancak elektronik imzanızı artık birçok işlemde kullanmak zorundasınız ve bu amaçla bir ESHS (Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcı)’dan hizmet almak zorundasınız. 5070 sayılı elektronik imza kanunu ve ilgili mevzuata göre “Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri” ESHS olabiliyor. Yani elektronik ortamda mesajınızı ileten güveneceğiniz birimin en az A.Ş. olmasını istiyorsunuz ama size elektronik ortamda her işlemi yapmanızı sağlayacak kimlik veren birim özel kişilik bile olabiliyor. Bu noktada tekrar yazının başlığını hatırlamakta fayda var. - Yönetmelik 6. Madde (4) bendinde ESHS’lerin KEPHS olamayacağı söyleniyor. Ben bir gerekçe bulamadım. Aklıma gelen tek mantıklı açıklama bu durum ticaret açısından ESHS’lere ek fayda sağlayabilir yaklaşımı oldu, yani ESHS’ler “gel vatandaş benden sertifika alana KEP kullanımı bedava” diyebilirler ve bu da rekabete ters düşer. Ancak aynı ESHS’ler hali hazırda da zaten “gel vatandaş benden sertifika alana elektronik imzalama/doğrulama yazılımı bedava” diyorlar. Buna BTK ve ilgili mevzuat izin veriyor. Yani tekrar yazının başlığı akla geliyor. - Yönetmelik Madde 14 “KEPHS, KEP sistemi içerisinde bir elektronik iletinin gönderilmesi ve alınması dışında elektronik belgelerin saklanması, güvenli iletişim ve

70

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

tem will work, but to sum it up briefly: First, Service Providers will be established to provide this service. ICTA will approve and control the installation. Private and legal persons who want to receive this service will apply and open an account and then send their documents by using these accounts. In short, imagine that there is a huge electronic world and everyone use this environment and share documents mutually by using millions of channels in a hybrid way. However, when you are using registered e-mail system, it is possible to transfer all the information through the same channel and store that information in a common location. Yet, much more security can be achieved by determining the forms of communication. For example, institution receiving the data may create receipt information by adding a time stamp and singing with corporate electronic seal and then transmit to the sender. Each party store this information and it provides evidence. Such a system can be used when data retrieval is rejected. Now, I want to share my observations on the Regulation and Communiqué: - It is noted in paragraph (j) of Definitions and Abbreviations in the Regulation that only Joint Stock Companies can be Registered E-Mail Service Provider. Of course, it is sensible to put such conditions, since continuity and confidence are required. Imagine that if you do not have to use Registered E-Mail system, you will have the chance to use alternative routes. However, you should use your electronic signature in many transactions and you have to receive the service from ECSP (Electronic Certificate Service Provider) for this purpose. According to the Electronic Signature Law No. 5070 and the related legislation, “public agencies and institutions and private legal entities can be ECSP. In other words, you want to work with at least Joint Stock Companies in order to consign your electronic messages, but private person may provide the identity that makes it possible to carry out any transactions in electronic environment. At this point, it is important to remember the title of the article again. - It is noted in Article 6, paragraph (4) of the Regulation that ECSPs cannot be Registered E-Mail Service Provider. I could not find any reason. The only logical explanation that I can think of is this approach may provide additional commercial benefit to ECSPs. In other words, ECSPs may provide free use of Registered E-Mail if citizens receive certificate from them and this is contrary to the competition. However, ECSPs already provide free electronic signature/verification software if citizens receive certificate from them. BTK and the relevant legislation allow this. So again, the title of the article comes to mind. - Article 14 of the Regulation says: “Registered E-Mail Service Provider can offer value-added services such as the storage of electronic documents, secure communications and secure third-party services in electronic environment in addition to sending and receiving electronic messages. In other words, data will be stored in these centers. Imagine that you entrust all your correspondences to someone else without any com-


elektronik ortamda güvenilir üçüncü taraf hizmetleri gibi katma değerli hizmetler sunabilir” diyor. Yani veriler bu merkezlerde saklanacak. Bütün şirket yazışmalarınızı size ait olmayan bir merkezde ve elektronik ortamda, size taahhüdü olmayan bir yere emanet ettiğinizi düşünün. Korkunç görünüyor değil mi? - Hep negatif şeyler yazmak olmaz, Yönetmelik madde 16 (h) bendi güzel haberler içeriyor. Sistemin engelliler için de rahatça kullanılabilmesi sağlanacak yaptırımı var. - KEP sisteminde kullanıcının seçeceği iki yöntem var ve Yönetmelik madde 17 (c) bendine göre başvuruda birini seçmek zorunda. Bu yöntemler sakla-ilet ve sakla-bildir. Yani bana gelen mesajı sakla ve hemen bana ilet diyorsunuz ya da sakla ve beni SMS gibi bir yöntemle bilgilendir ben kendim bakarım diyorsunuz. Ama ikisini birden demek gibi bir lüksünüz yok nedense. - KEP hizmeti elbette ki paralı. Ben kendim elektronik imzalar karşı kuruma e-posta ile bedava gönderirim diyorsanız o sizin tercihiniz ama KEP kullanmanın bir bedeli var. Üstelik Yönetmelik madde 19 diyor ki KEPHS’ler bu konuda kafasına göre takılabilir. Yani BTK diyor ki, KEPHS’ler işlem başına mı ücret alırlar yoksa hesap açma sürelerine göre abonelik mi yaparlar beni ilgilendirmez, ama istersem onaylama süreci işletip üst/alt sınır koyabilirim. Bu arada hesapların süreli açılacağı ifadeleri var ama hesap süresinin ne kadar olacağı gibi ifadeler yok. Ayrıca hesap açma sırasında nüfus kağıdı, pasaport, ehliyet gibi belgelere bakılacak ama yüz yüze kimlik doğrulama var mı buna ilişkin bilgi yok. Yani belgeleri posta ile gönderirseniz ve sonra size geri gönderirlerse hesap açılabilecek mi ben karar veremedim. - Şimdi en can alıcı noktalardan birindeyiz. KEPHS’lerin kapatılma konusu. Örneğin KEP sisteminin güvenliğinin tehlikeye düşmesi gibi bir durumda BTK KEPHS’na diyor ki, “1 ay içinde düzelt, yoksa kapatırım”. Ama bunu ikinci ya da daha çok tekrarında başka bir şey diyor mu buna ilişkin bir madde Yönetmelik ve Tebliğ’de yok. Yani KEPSH’ler diledikleri kadar ihlal yapıp her defasında 1 ay içinde düzeltip parasal cezasını ödeyerek hayatlarına devam edebilirler gibi görünüyor. Yani 3-5 ayda bir güvenlik problemi olur da, belgeleriniz başkasının eline geçerse dua etmekten başka yapacak bir şey yok.

mitment in a center that does not belong to you and in electronic environment. It seems terrible, doesn’t it? - Besides these negative observations, Article 16, paragraph (h) of the Regulation contains good news. There is also a sanction that system will easily be used by people with disabilities. - Users will have two choice in Registered E-Mail system and will have to choose one of them according to Article 17, paragraph (c) of the Regulation. These choices are storeforward and store-notify. In other words, you choose either to store and forward to me or to store and notify me with SMS. But for some reason, you cannot choose both of them. - Of course Registered E-Mail service is not free. You can prefer to sign your documents by using your electronic signature and send your e-mails free, but you have to pay for using Registered E-Mail. Moreover, according to Article 19 of the Regulation, Registered E-Mail Service Provider has its way. ICTA says that they can collect fees per transaction or offer subscription according to the duration of opening an account, but ICTA may put upper/lower limit by carrying out confirmation process. By the way, it is stated that accounts will be opened for a period of time, but no certain period is determined. In addition, documents such as identification card, passport, driving license will be controlled when an account is opened, but there is no information whether face to face authentication will be required. In other words, it is not certain whether you can send your documents by mail and then begin to use your account when you receive your documents. - Now we are at one of the most crucial points: closing up Registered E-Mail Service Providers. For example, in a case such as the safety of system is endangered, ICTA will be able to give a one-month time to fix the problem and then close up the service provider if it does not fix the problem. But there is no information in the Regulation and Communiqué whether any additional sanctions will be applied when the problem is repeated. In other words, it seems that service providers will be able to make violation as much as they wish and correct the problem in 1 month and continue their ways only by paying the monetary penalty. Therefore, there is nothing more than to pray if your documents will be compromised when there will be a security problem in 3-5 months.

- KEP kullanınca çok geniş bir veri deponuz olacak diye de sevinmeyin. Tebliğ Madde 7, bent (2) diyor ki “KEPHS, her KEP hesabı için en az 100 MB depolama alanı sunar. Gönderilen ve alınan orijinal iletilerin büyüklük sınırlaması 10 MB’nin altında olamaz. Depolama alanı dolduğunda KEPHS ilgili KEP hesabından orijinal ileti gönderilmesini engelleyebilir ancak ileti alınmasını engelleyemez.”

- Do not hope that you will have a very large data store. Article 7, paragraph (2) of Communiqué says that “Service Provider offers at least 100 MB of storage for each account. Size limit of the original messages being sent and received cannot be under 10 MB. When storage space is full, Service Provider may prevent Registered Electronic Mail account from sending of original messages, but the receipt of the messages will not be prevented.”

Sevgili Dostlar, bu aylık bu kadar. Gelecek ay görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın…

Dear friends, that’s all about it for this month. Hope to see you next month. Take care of yourself…

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

71


TD HABER

SABİT TELEFON İŞLETMECİLERİ KALİTE ÖLÇÜMLERİNİ BTK’YA BİLDİRECEK FIXED PHONE OPERATORS NOTIFIED THEIR QUALITY MEASUREMENT TO ICTA

B

TK, Sabit Telefon Hizmetine İlişkin Hizmet Kalitesi Tebliği’ni yayınladı. Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğe göre, sabit telefon hizmeti sunan işletmeler, BTK’nın belirlediği ölçütlere göre hizmet kalitesi sonuçlarını raporlayacak. İşletmeciler; her yılın Ocak, Nisan, Temmuz, Ekim ayının sonuna kadar bir önceki ölçüm dönemine ilişkin olarak yapılan hizmet kalitesi ölçümlerini, bir rapor hazırlayarak kuruma gönderecek. Yönetmelik, 31 Aralık 2011’den itibaren yürürlüğe girecek. Tebliğ ile, sabit telefon hizmeti sunan işletmecilerin hizmet kalitesi ölçüt ve hedef değerlerinin tespiti ile ölçümlerinin yapılmasına ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Tebliğ, sabit telefon hizmeti sunan işletmecilerin ulusal ve uluslararası hizmet kalitesi standartlarına uygun olarak hizmet sunmaları amacıyla hizmet kalitesi; ölçüt ve hedef değerlerinin belirlenmesi, ölçümlerinin yapılması ile denetimine ilişkin usul ve esasları kapsıyor.

I

CTA published Service Quality Statement related Fixed Phone Service. According to the statement which is published on the official gazette, operators that offer fixed phone service will report service quality results in accordance with criteria determined y ICTA. Operators will send service quality measures which will be made for previous period at Januar y, April, July, and October of each year by preparing a report. The statement will come into force as of December, 31 2011. With the statement, procedures and principles related operators, offer fixed phone service, to measure service quality and determine target values. The statement include principles and procedures related service quality, determine measurement and target value, making measures and supervision in order to fixed phone operators to offer service in accordance with international and national service quality standards.

BAĞLANTI SÜRESİ ÖLÇÜTÜ CONNECTION TIME STANDART Tebliğe göre, sabit işletmeciler, ‘bağlantı süresi’ ölçütünü uygulayacak. Bağlantı süresi; işletmecinin geçerli bir bağlantı talebi aldığı günden, aboneye hizmeti çalışır durumda verdiği güne kadar geçen süre olarak tanımlandı. Bağlantı süresi; tüm resmi tatiller de dâhil olmak üzere gün cinsinden ölçülecek, abonelik sözleşmesinin imzalandığı andan başlayacak ve abonenin işletmeciden birden fazla hizmet talep etmesi durumunda her bir hizmet talebi için ayrı ayrı ölçülecek. Bağlantı süresi öl-

72

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

According to the statement, fixed operators will apply “connection time” Connection time defined as time from operator receive valid connection request to offer operating service to customer. Connection time will measure in terms of day including all official holidays and will start from the day when subscription agreement was signed and in case of customer to request more than one service from operator, connection time


çütüne; ilk abonelik talebi, mevcut bir aboneliğin başka bir kullanıcıya devredilmesi, mevcut bir aboneliğe ilave olarak yeni bir abonelik talebi, aboneye ilgili hizmetin sunulmasında kullanılan teknolojinin yenilenmesi dahil olacak. Bağlantı süresine ilişkin ölçümde, tüm taleplerin en hızlı karşılanan yüzde 50’sinin, yüzde 95’inin ve yüzde 99’unun yerine getirilmesinde geçen süre kullanılacak. Bağlantı süresi ölçütüne ilişkin ölçümler, ölçüm döneminde yer alan her bir ay için verilerin tümü dikkate alınarak yapılacak.

will be measured for each service separately. Initial subscription request, transfer existing subscription to other users, new subscription request in addition to existing subscription, to renew technology which is used on offering of related services to customer, will be included to connection time criteria. Time which is taken for 99,95 and 50 percent of the fastest answered will be used at measurement related connection time. Measurement related connection time criteria will be made considering all data for each month in measurement period.

ARIZA GİDERME ORANINA BAKILACAK Tebliğ kapsamında, arıza bildirme oranına da bakılacak. Bu oran, kullanıcı tarafından işletmeciye bildirilen ve işletmeciden kaynaklanan bozulma veya kalite seviyesindeki düşme gibi aksaklıklara ilişkin geçerli arıza sayısının toplam kullanılan abone hattı sayısına oranı olacak. Toplam kullanılan abone hattı sayısı, ölçüm yapılan ay sonundaki toplam kullanılan abone hattı sayısı olarak kabul edilecek. Arızanın bildirildiği andan hizmetin tam olarak sunulmaya başlandığı zamana kadar geçen ve saat cinsinden ölçülen süre, arıza giderme süresi olarak ölçülecek. Arıza giderme süresine ilişkin ölçümlerde, tüm geçerli arızaların en hızlı karşılanan yüzde 80’inin ve yüzde 95’inin giderildiği süreye bakılacak. Ölçümlerde, arızanın bildirim tarihine bakılmaksızın, ölçüm döneminde giderilen arızalar dikkate alınacak. Kullanıcıların arıza bildirimi, haftanın yedi günü ve yirmi dört saat boyunca alınır ve resmi tatil günleri de ölçüm süresine dahil edilecek. ARAMA BLOKAJ ORANI Yapılan aramalarda, radyo link, transmisyon, anahtarlama, vb. sistemlerdeki kaynak yetersizliğinden dolayı bağlantı kurulamayan arama girişimi sayısının toplam arama girişimi sayısına oranı da “arama blokaj oranı” olarak hesaplanacak. Çevir sesi alınmasından sonra geçerli bir numaranın son rakamının girilmesini müteakiben 30 saniye içerisinde meşgul sesi, zil sesi veya cevaplama sinyalinin alınmadığı aramalar arama blokajdır. Arama blokaj oranına ilişkin ölçümlerde, ulusal aramalarda arama blokaj oranı, uluslararası aramalarda arama blokaj oranı, ulusal aramalar için gözlem sayısı, uluslararası aramalar için gözlem sayısı gibi oranlara bakılacak. Arama blokaj oranı ile ilgili ölçümler, ölçüm döneminde

THE RATE OF TROUBLESHOOTING WILL BE CRITERIA Within the scope of the statement, the rate of breakdown reporting will be also criteria. The rate is rate of valid breakdown which informed to operator by customer and originating from operator such as failure or decrease on quality level to total used subscriber line. The total number of used subscriber line will be considering as total number subscriber at the end of the month when the measurement will be done. Time which start breakdown repor ting until the service will be began to offer completely will be measured as troubleshooting time. Measurement related troubleshooting time will be made considering 80 percent of the fastest met failures and 95 percent of the fastest troubleshooting. Breakdown which is repaired in measurement period will be criteria on measurements without considering breakdown report date. Breakdown reporting will be received from users at 7 days 24 hours and official holidays will be included to measurement time. CALL BLOCKADE RATE The rate of total number of call which is not connects because of resource shortage such as radio link, transmission, keying etc. To total calls will be measured “call blockade rate”. Calls which busy signal, ring signal or answering signal are not received 30 seconds after dial last digit of valid number after dial tone is received is call blockade. Call blockade rate on national calls, call blockade rate on international calls, the number of observations on national calls and the number of observations on international calls will be criteria for measurement related call blockade

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

73


TD HABER yer alan her bir ay için gerçek trafiğin tümü veya örneklemesi üzerinden yapılacak.

rate. Measurement about call blockade will be made through all or sampling of real traffic for each month in measurement period.

ARAMANIN KURULMA SÜRESİ ESTABLISHMENT OF A CALL TIME Tebliğ kapsamında aramanın kurulma süresine de bakılacak. Aramanın kurulma süresi; aramanın sağlanması için gerekli adres bilgisinin şebeke tarafından alınması ile başlayan ve aranan taraftan meşgul sesi, çalma sesi veya cevap sinyalinin alınması ile biten ve saniye cinsinden ölçülen zaman aralığı olarak tanımlandı. Aramanın kurulma süresine ilişkin ölçümde, ulusal aramalar için ortalama kurulma süresi. ulusal aramaların en hızlı yüzde 95’inin kurulduğu süre, uluslararası aramalar için ortalama kurulma süresi, uluslararası aramaların en hızlı yüzde 95’inin kurulduğu süre, arama blokaj olarak sınıflandırılan aramalar dışındaki ulusal aramalar için yapılan gözlem sayısı ve arama blokaj olarak sınıflandırılan aramalar dışındaki uluslararası aramalar için yapılan gözlem sayısına bakılacak. Aramanın kurulma süresi ile ilgili ölçümler, ölçüm döneminde yer alan her bir ay için gerçek trafiğin tümü veya örneklemesi üzerinden yapılacak. Fatura şikâyeti oranı da geçerli olup olmamasına bakılmaksızın, konuşma süresi, tarife, hizmet, indirimler, kampanyalar, vergi de dahil olmak üzere toplam tutar gibi hususların doğruluğu konularında bildirilen şikayetlere konu fatura sayısının toplam fatura sayısına oranı olarak hesaplanacak. Şikâyetin geçerliliğine, arama tarihlerine veya şikâyet konusuna bakılmaksızın fatura ile ilgili tüm şikâyetler ölçümlere dâhil olacak. Fatura şikayeti oranı ile ilgili ölçümlere, fatura bilgisi sorgulama ve arıza bildirimleri dahil olmayacak. Fatura şikâyeti oranı ile ilgili ölçümler, ölçüm döneminde yer alan her bir ay için verilerin tümü üzerinden yapılacak. ÖLÇÜMLER BTK’YA SUNULACAK Evrensel hizmet yükümlüsü sabit telefon hizmeti sunan işletmeciler; her yılın Ocak, Nisan, Temmuz, Ekim ayının sonuna kadar bir önceki ölçüm dönemine ilişkin olarak yapılan hizmet kalitesi ölçümlerini, bir rapor hazırlayarak Kuruma gönderecek. Her bir ölçüm dönemine ilişkin hizmet kalitesi raporu, bir yıl boyunca işletmecinin internet ana sayfasından hizmet kalitesi ölçümleri bağlantısı aracılığıyla erişilebilecek şekilde yayımlanacak. BTK, sabit telefon hizmeti sunan işletmeciler tarafından bildirilen ve yayımlanan hizmet kalitesine ilişkin bilgilerin doğruluğunu veya işletmecilerin belirlenen hedef değerlere uyum sağlayıp sağlamadıklarını re’sen veya şikâyet üzerine denetleyebilir veya denetletebilir, konu ile ilgili olarak gerekli gördüğü her türlü bilgi ve belgeyi talep edebilir. İşletmecilere, bu Tebliğde yer alan yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, Elektronik Haberleşme Sektöründe Hizmet Kalitesi Yönetmeliğinin idari para cezaları ile diğer yaptırımlar başlıklı 9 uncu maddesi hükümleri uygulanacak.

74

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

Within the scope of the statement, establishment of a call time will be also criteria. Establishment of a call time is defined as time between to receive required address information for call by network and to receive busy signal, ring signal or answering signal from dialed number denominated second. Average establishment of a call time on national calls, 95 percent of the fastest established call time on national calls, average establishment of a call time on international calls, 95 percent of the fastest established call time on international calls, the number of observation on national calls except calls classified call blockade and the number of observation on international calls except calls classified call blockade will be criteria for measurement for establishment of a call time. Measurement about establishment of a call time will be made through all or sampling of real traffic for each month in measurement period. Bill complaint rate will be calculated as the rate of the number of complaint which is received about talking time, tariff, service, discount, campaign with tax and total amount without considering whether complaint is correct, to total number of bill. All complaints about bill without considering validity, call date and subject of complaint will be included to measurement. Billing data interrogation and breakdown reporting will not be included to measurement about bill complaint rate. Measurement about bill complaint rate will be made through all of real traffic for each month in measurement period. MEASUREMENT WILL BE REPRESENTED TO ICTA Operators which have universal service obligation and offer fixed phone service, will send service quality measures which will be made for previous period at January, April, July, October of each year by preparing a report to the Authority. Each service quality report related measurement period will be published on main page of the company during a year through service quality measurement as can be accessed. ICTA can oversee accuracy of information about service quality which sent and published by fixed phone operators or whether operators comply with determined target values on complaint or directly and request every kind of document or information which are considered require. In case, operators don’t perform obligations placed in the statement, provisions 9th article themed administrative fine and other enforcements of Service Quality Statement of Electronic Communication Sector will be came into force.


TELEKOM DÜNYASI

ARTIK HER YERDE OKUNUYOR!

iPhone, iPad ve yakında Android telefonlar ve tabletlerde TURKCELL DERGİLİK: AppStore'dan uygulamayı indirdikten sonra, TELEKOM DÜNYASI'nı kütüphanenize ekleyebilir ve keyifle okuyabilirsiniz.

VODAFONE vREAD: AppStore'dan uygulamayı indirin TELEKOM DÜNYASI'nı kütüphanenize ekleyip okumaya hemen başlayın.

SEKTÖRÜN İLETİŞİM MERKEZİ


TD HABER

BAŞBAKANLIK'TAN DİNLEME YÖNETMELİĞİ TİB’İN TEŞKİLAT YAPISI DEĞİŞTİ WIRETAPPING REGULATION BY PRIME MINISTRY ORGANIZATIONAL STRUCTURE OF TIB IS CHANGED

B

aşbakanlık tarafından Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) yapısı değiştirilerek, yeni birimler kuruldu. Yönetmeliğe göre, kurulan yeni birimlerle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti ve dinlenmesiyle ilgili olarak tutulan kayıtlar ile kamu kurumları ile işletmecilerden gelen bilgi, belge ve kayıtların bilgi güvenliği kriterlerine uygun olarak saklanması sağlanacak. Başbakanlık tarafından Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik yayınlandı. Yönetmelik ile TİB’in teşkilat yapısı da değiştirilirken, buna göre, TİB ARTIK, Başkanlık, Telekomünikasyon İletişim Başkanı ile Hukuk, Teknik İşletme, Bilgi Sistemleri, İdarî ve İnternet daire başkanlıklarından oluşacak. Yeni yönetmelikle, TİB görevlerine yönelik hüküm de “İlgili mevzuat kapsamında hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen erişimin engellenmesi kararlarını uygulamak ve buna ilişkin iş ve işlemleri yürütmek” olarak değiştirildi. TEKNİK İŞLETME DAİRESİ TİB bünyesinde Teknik İşletme Daire Başkanlığı oluşturulurken, bu başkanlığın görevleri de şu şekilde belirlendi: “İlgili kanunlar çerçevesindeki taleplerin Yönetmeliğe uygun şekilde yerine getirilmesini sağlayacak. Başkanlığın

76

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

N

ew units were established by changing structure of Telecommunication Directorate (TIB) by regulation which is published on Official Gazette by Prime Ministry. According to the regulation, to keep records are kept related detection and wiretapping of communication through telecommunication and information, document and records received by public institution and operators in accordance with security criteria will be provided with new units. Regulation for making change on Procedures and Principles about Detection, Wiretapping, Evaluation Signal Information and Record of Communication through Telecommunication and Foundation, Task and Authorities of Telecommunication Directorate is published by Prime Ministry. Organizational structure of TIB is changed by the regulation and accordingly TIB will be composing of Prime Ministry, Telecommunication Director with Law, Technical Operation, Information Systems, Governmental and Internet Head Offices. In the new regulation, provision about task of TIB is changed as “Within the scope of the related, legislation apply prevention of access given by Judge, Court or Public Prosecutor and carry out related works and transactions.” TECHNIC OPERATING DEPARTMENT While Technical Operating Department is created within the body of TIB, task of the department is determined as follows: “The department will provide demands within the scope of related law to be performed in accordance with


faaliyetleri için gerekli alt yapıyı kurmak, kurdurmak, geliştirmek, işletmek, bakım ve onarımlarını yapmak veya yaptırmak, bu alandaki teknolojik gelişmeleri takip etmek ve Başkana görüş bildirmek. İlgili kurumlarca sisteme kesintisiz, hızlı ve gerçek zamanlı erişim için talep edilecek miktar ve kapasitede, ihtiyaç duyulan noktalar arasında güvenli iletişim alt yapısını kurmak veya kurdurmak. İlgili kurumlara ait kayıtları, Başkanlık ve ilgili kurumların sistem üzerinde gerçekleştirdikleri her türlü faaliyete ait bilgisayar kayıt ve ilgilerini kompartımantasyon ilkeleri çerçevesinde muhafaza etmek, oluşturulacak yetki seviyeleri doğrultusunda ilgili kurumlara göndermek veya erişimlerine açmak. Kurulan ve işletilen sistemlerin güvenliğini sağlamak. Başkanlık faaliyetleri için ihtiyaç duyulan her türlü malzeme, sistem ve donanımın yurt içi ve yurt dışından temin edilmesi konularında görüş bildirmek. Başkanlık için kurulacak ayrı ve özel bir ağ üzerinden bilgi akışının düzenli ve güvenli bir şekilde yapılmasını ve ilgili kurumlarca Başkanlığa yapılacak bağlantıların güvenliğini sağlamak. Başkan tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmek. KAYITLAR SAKLANACAK Yine yönetmelikle Bilgi Sistemleri Daire Başkanlığı oluşturulurken, bu başkanlığın görevleri de şöyle sıralandı: İlgili kanunlar çerçevesindeki taleplerin Yönetmeliğe uygun şekilde yerine getirilmesini sağlamak. Başkanlığın faaliyetleri için gerekli sistemleri oluşturmak, yazılımları geliştirmek, işletmek, bakım ve onarımlarını yapmak veya yaptırmak, bu alandaki teknolojik gelişmeleri takip etmek ve Başkana görüş bildirmek. Aynı iletişim hakkında birden fazla ilgili kurum tarafından hâkim veya Cumhuriyet savcısı kararı alınması ya da yazılı emir verilmesi halinde, taleplerin aynı anda karşılanarak söz konusu iletişim bilgilerinin ilgili kurumların her birine gerçek zamanlı olarak iletilmesini sağlamak. Kaydedilen ses, faks, veri ve internet dâhil her türlü iletişim bilgilerinin ilgili kurumların taleplerine göre çözümlenmiş ya da ham olarak ortak formatta ulaştırılmasını ve sistemin yirmi dört saat esasına öre çalışmasını sağlamak. Yapılan kayıtları, iletişimin içeriği ve içeriğin dışında kalan iletişime ait bilgilerle birlikte tedbir devam ettiği sürece saklamak. İlgili kurumlar tarafından alınan kayıtların çözümünde kriptolu haberleşmeye rastlanılması halinde, ilgili kurumun talebi üzerine kripto çözüm mekanizmasının sisteme dâhil edilmesini sağlamak. Kaydedilen verilerin güvenliğini sağlamak. Başkanlık faaliyetleri için ihtiyaç duyulan her türlü malzeme, sistem ve donanımın yurt içi ve yurt dışından temin edilmesi konularında görüş bildirmek.

Regulation. To set up, to make set up, improve, operate, make maintenance and repair required infrastructure for studies of Prime Ministry and follow technologic developments in this field, express an opinion to Prime Minister. To set up safe communication infrastructure which will be requested by related institutions in order to uninterrupted, fast and realtime access, at the demanded amount and capacity between needed points. To keep information of related institutions and computer records and information related every kind of studies of Prime Ministry and related institution through the system in accordance with compartmenting principles, to send to related institutions in direction of access level or open to access. To provide security of set up or operated systems. To express an opinion about to procure every kind of material, system and software for studies of Prime Ministry, from domestic or overseas. To provide security of information flow through network which will be established special for Prime Ministry, and connections between related institutions and Prime Ministry. To perform other tasks this will be given by Minister. RECORDS WILL BE KEPT By the regulation Information Systems Head of Department was founded and task of the departments was determined as follows: To provide fulfillment of requests within the scope of related law in accordance with related Regulation. To create required systems for studies of Prime Ministry, develop, operate, make maintenance and repair software, follow technologic developments and express an opinion to Minister. In case there will be decision of Public Prosecutor or judge made by more than one related institution about same communication or order given in written; to provide transmit related communication information to each related institution real-time by meeting demands at the same time. To create common format of every kind of communication data including recorded voice, fax, data and internet according to related institution’s demand as analyzing or raw and to provide running of the system basis of 24 hours. To keep records, content of communication, with information belongs to communication outside of content during precaution continue. In case realizing crypto communication on analyzing of records taken from related institutions, to provide adding crypto analyzing mechanism to the system on request of related institution. To provide security of recorded information, to express an opinion about to procure every kind of material, system and software for studies of Prime Ministry, from domestic or overseas.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

77


TD HABER

NUMARALANDIRMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK CHANGE ON NUMBERING REGULATION

B

I

Resmi Gazete’de yayımlanan “Numaralandırma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile “uygulamaya geçiş süreci” adı altında bir geçici madde oluşturuldu. Bu geçici maddeye göre, 900 alan kodu altında sunulması gereken cinsel içerik ihtiva eden hizmetler hariç, yönetmeliğin A1 ekinin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen katma değerli elektronik haberleşme hizmetlerini sunma hakkına sahip işletmeciler, en geç 4.9.2012 tarihinden itibaren anılan hizmetleri belirlenen numara grupları üzerinden sunmakla yükümlü olacak. Buna göre işletmeciler, 888 ve 898 alan kodları altından sunulması gereken katma değerli elektronik haberleşme hizmetlerini, söz konusu alan kodları altında yer alan numaralara, bir yıl içinde taşıyacak.

Provisional article is created under the name of “process for transition to application” with “Regulation for Make Change on Numbering Regulation” which is published on official gazette. According to the provisional article, operators that have right to offer added value electronic communication services, determined (b) sub clause of first article of fifth clause A1 addition of regulation, except services which involve sexual content must be offered under 900 area code, will be responsible for offer related services through determined number groups until 4.9.2012 at the latest. Accordingly, operators will move added value electronic communication service which must be offered under 888 898 area code, to numbers under related area code in one year.

Yönetmelikte bulunan ve söz konusu katma değerli hizmetlerin yer aldığı hüküm şöyle:

Provision where related added value service in regulation as follows:

“Katma değerli elektronik haberleşme hizmet numaraları: Kurumca belirlenen katma değerli elektronik haberleşme hizmetleri ulusal anlamlı numaranın ilk hanesi “8” veya “9” altında bulunan numaralar üzerinden sunulur. Canlı sohbet, önceden kaydedilmiş hikâye, arkadaşlık hattı, tanışma hattı ve benzeri her ne ad altında olursa olsun cinsel içerik ihtiva

“Added value electronic communication numbers: Added value electronic communication services determined by the authority offer through numbers that first number of international meaningful “8” or “9”. Applications which have sexual content such as live chat, story recorded previously, social network, dating lines or what-

TK, Numaralandırma Yönetmeliğinde değişiklik yaptı. Buna göre, 888 ve 898 alan kodları altından sunulması gereken katma değerli elektronik haberleşme hizmetleri, en geç 4 Eylül 2012’ye kadar söz konusu kodlar altında yer alan numara taşınacak.

78

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

CTA has made a change on numbering regulation. According to change, added value electronic communication service that must be offered under the 888 and 898 are code will be moved to numbers under related area codes until September 4, 2012.


eden uygulamalar, sadece 900 alan kodu altında bulunan numaralardan verilir. Özel içerikli hizmetler, 898 alan kodunda bulunan numaralar üzerinden verilir. Cinsel içerik ihtiva eden katma değerli elektronik haberleşme hizmetleri dışında ve özel içerikli hizmetler dışında bulunan diğer katma değerli elektronik haberleşme hizmetleri 888 alan kodunda bulunan numaralar üzerinden verilir. İhtiyaç duyulması halinde Kurum tarafından 88X, 89X ve 90X grubunda bulunan (X=0-9) alan kodları kullanıma açılır. Bu numaralar Kurum düzenlemelerine göre Kurum tarafından işletmecilere blok veya münferit olarak tahsis edilir. Tahsis yapılan işletmeci kendisine tahsis edilen numaralardan abonelerine ikincil tahsis yapabilir. İşletmeciler, Kurumca belirlenen katma değerli elektronik haberleşme hizmetlerini sadece bu numara grubundan verir.”

REHBERLİK HİZMETİ DÖKÜMANI DA DEĞİŞTİ BTK, ayrıca, Rehberlik Hizmeti kapsamında sunulabilecek katma değerli hizmetlerle ilgili olarak “Elektronik Haberleşme Hizmet, Şebeke ve Altyapılarının Tanım, Kapsam ve Süreleri” dokümanında da değişikliğe gitti. Buna göre Rehberlik Hizmeti bölümünde değiştirilen hüküm şu şekilde olacak: “Kullanıcılara herhangi bir konuda bilgi sağlamayı içermeyen logo, melodi, müzik, sohbet, katılım, oylama gibi katma değerli elektronik haberleşme hizmetleri ile cinsel içerik ihtiva edenler dışındaki katma değerli elektronik haberleşme hizmetleri ile cinsel içerik ihtiva edenler dışındaki katma değerli elektronik haberleşme hizmetlerinin sunumunda 4 Eylül 2012 tarihine kadar 118xy yapısındaki kısa numaralar kullanılabilir. Bu tarihinden itibaren söz konusu katma değerli elektronik haberleşme hizmetleri yalnızca Kurum tarafından belirlenen numaralar üzerinden sunulabilir.”

ever its name is, and offer under 900 area code. Services with private content are offered through numbers under 898 area zone. Except added value electronic communication services which have sexual content and services with private content other added value electronic communication services are offered through numbers 888 area code. If required, (X=0-9) area code in the group of 88X, 89X and 90X are put into use by the Authority. These numbers are allocated to operators as block or separate by the by Authority in accordance with regulations of the Authority. Operator which is number allocated can make secondary allocation to customers by allocated numbers. Operators offer added value electronic communication service which determined by the Authority from only this number group.”

CONSULTANCY SERVICE DOCUMENT ALSO CHANGED ICTA has also made change on the document of “Definition, Scope and Period of Electronic Communication Service, Network and Infrastructure” related added value service which can be offered in the scope of Consultancy Service. Provision which is changed in Consultancy Service part as follows: “Short numbers at the structure of 118xy can be used on added value electronic communication services except added value electronic communication services such as logo, sound, music, chat, attendance, voting which don’t aim to provide information to customers and services which have sexual content until September, 4 2012. As of this date, related added value electronic communication services will be offered through numbers which will be determined by the Authority.”

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

79


TD HABER

GÜVENLİ İNTERNET UYGULAMASI YAYINLANDI BTK, İLK DEFA KARARIN İNGİLİZCESİNİ DE AYNI ANDA YAYINLADI SAFE INTERNET APPLICATION IS PUBLISHED ICTA HAS PUBLISHED ENGLISH OF THE DECIDE FOR THE FIRST TIME

B

ilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), sansür tartışmaları nedeniyle büyük yankı uyandıran Güvenli İnternet Uygulaması’na yönelik düzenlemenin son şeklini yayınladı. BTK, aynı anda uygulamanın İngilizce tam metnini de yayınlayarak bir ilke imza attı. Sansür tartışmalarına neden olan Güvenli İnternet Uygulaması, AB’de de rahatsızlık yaratmış, bunun üzerine BTK Başkanı Tayfun Acarer ile BTK yönetimi, AB ve AGİT’i bizzat ziyaret ederek, uygulama hakkında bilgi vermişti. BTK Başkanı Acarer, uygulamanın bir takım akademisyenler ve STK’lar tarafından AB’ye yanlış aktarıldığını belirtirken, kararın İngilizce olarak yayınlanması da BTK’nın bu hassasiyetine bağlandı. Karar, yayınlanır yayınlanmaz AB’nin ilgili kurumları ile AB ülkeleri büyükelçilerine de gönderildi. BTK, Güvenli İnternet Uygulaması’na yönelik son kararını yayınlayarak, 22 Şubat 2011’de yayınlanan ve büyük tartışmalara neden olan güvenli internet taslağını da yürürlükten kaldırdı. BTK’nın son “Güvenli İnternet Hizmetine İlişkin Usul ve Esaslar” kararının amacı, tercihe dayalı güvenli internet hizmetinin düzenlenmesi olarak ortaya konuldu. HİZMET ÜCRETSİZ OLACAK Düzenlemeye göre, Güvenli İnternet Hizmetini talep etmeyen abonelerin mevcut İnternet erişim hizmeti, herhangi bir değişiklik olmaksızın sunulmaya devam edecek. Güvenli internet hizmeti verecek olan işletmeciler de bu hizmeti talep eden abonelere çocuk ve aile profili olmak üzere iki farklı profilde sunacak. Aboneler, Güvenli İnternet Hizmeti taleplerini hizmet aldığı İşletmeciye abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasın-

80

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

T

nformation and Communication Technologies Authority (ICTA) published final regulation for Safe Internet Application which caused tremendous reactions because of censor discussions. ICTA lead the way by publishing both English and Turkish full text of the application. Safe Internet Application, caused censor discussions, was widely criticized in EU whereon Chairman of ICTA, Tayfun Acarer and ICTA management gave information about the application by visiting EU and AGIT. Chairman of ICTA, Acarer stated that the application was misrepresented by some academicians and NGOs to EU and publishing of decide in English is attributed to sensitivity of ICTA on the issue. Decision was published and immediately was sent to related institutions of EU and embassy in EU countries. ICTA revoked safe internet draft which was published on February, 22 2011 and caused tremendous discussions by publishing last decision for Safe Internet Application. The purpose of ICTA’s last “Principles and Procedures related Safe Internet Application” is presented as regulating optional safe internet application. SERVICE WILL BE FREE According to regulation, internet service of subscribers who don’t request Safe Internet Service will be continued to offer without any change. Operators, will offer Safe Internet Service, will offer the service at two profiles as child and family to subscribers who request to get


da iletebilir. Ayrıca bu taleplerini çağrı merkezi, bayi kanalı ya da internet sitesi aracılığı ile bildirebilir. İşletmeciler Güvenli İnternet Hizmetini abonelere ücretsiz olarak sunacak. İşletmeciler, abonelik sözleşmelerinde veya abonelik sözleşmelerine ek olarak hazırlanan formlarda ve profil düzenleme sayfasında abonenin kolayca seçim yapabileceği Güvenli İnternet Hizmeti profillerine yer verecek. İSTENDİĞİ ZAMAN PROFİLLER ARASINDA GEÇİŞ YAPILACAK

Safe Internet service. Subscribers can notify their Safe Internet Service request to related operator during signing subscription agreement. Moreover they can notify their request through call center, vendor or web site. Operators will offer Safe Internet Service to subscribers free. Operators will signify Safe Internet Service profiles on subscription agreement, form which will be prepared in addition to subscription agreement and profile editing page in order to choose easily. ANYTIME TRANSITION BETWEEN PROFILES

Buna göre, aileler çocuk ya da aile profillerinden birini seçecek. Aile profilini seçen aileler de oyun siteleri, sohbet siteleri ve sosyal medya siteleri gibi üç seçenek ile karşılaşacak. Aile profilini seçen aboneler, bu üç seçenekten birini ya da bir kaçını seçerek, bu sitelere erişimin durdurulmasını talep edebilecek. Güvenli İnternet Hizmeti alan abonelere, Profil Düzenleme İnternet Sayfası üzerinden işlem yapabilmeleri amacıyla İşletmeciler tarafından kullanıcı adı ve şifresi sağlanacak. İşletmeciler tarafından abonelerine istedikleri an, güvenli bir şekilde kolayca ve ücretsiz olarak profiller arasında geçiş yapabilme veya Güvenli İnternet Hizmeti almaktan vazgeçebilme imkanı sağlanacak. Aboneler profillerini değiştirmek veya Güvenli İnternet Hizmeti almaktan vazgeçmek istedikleri takdirde İşletmeciler tarafından tasarlanan Profil Düzenleme İnternet Sayfası aracılığıyla söz konusu taleplerini gerçekleştirebilecek.

Accordingly, parents will chose one of child or family profile. Parents, who chose family profile, will be faced three options as game site, chat site and social media site. Parents, who chose family profile, can request to block access to site by choosing one or more than one of these options. User name and password will be given by operators to subscribers who take Safe Internet Service in order to subscribers to make transaction through Profile Editing Web Page. Operators will allow for making transition between profiles easily and freely to subscribers whenever they want and giving up taking Safe Internet Service. In case subscribers want to give up taking Safe Internet Service or to change their profiles, they can apply their request through Profile Editing Web Page

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

81


TD HABER Profil Düzenleme İnternet Sayfasında, kullanıcının kullanıcı adı ve şifresini değiştirebileceği bir uygulama ve kurum tarafından gönderilen uyarıcı ve bilinçlendirme amaçlı bilgilendirici metinler de yer alacak. Aboneler, profilleri nedeniyle İnternet sitelerine erişemediklerinde İşletmeciler tarafından tasarlanan Uyarıcı ve Bilgilendirici İnternet Sayfasına yönlendirilecek. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI SORUMLU OLACAK Çocuk ve Aile Profil listelerinin oluşturulmasına ilişkin kriterler, Çocuk ve Aile Profil Kriterleri Çalışma Kurulu tarafından tespit edilecek. Çocuk ve Aile Profil Kriterleri Çalışma Kurulu, Kurum koordinasyonunda 11 üyeden oluşacak. Çocuk ve Aile Profil Kriterleri Çalışma Kurulu, biri başkan olmak üzere Kurumdan 3, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından 2, İnternet Kurulunun sivil toplum temsilcisi üyelerinden 2, Türkiye Dijital Oyun Federasyonundan 1 ve psikoloji, pedagoji, sosyoloji, hukuk gibi ilişkili alanlarda uzmanlığı olan kişiler arasından Kurum tarafından seçilen 3 üye’den oluşacak. Çocuk ve Aile Profil Kriterleri Çalışma Kurulu’nun tespit ettiği ilkeler çerçevesinde, Çocuk ve Aile Profil listeleri Kurum tarafından belirlenecek. Kullanıcılar ve İnternet site sahipleri, İnternet sitelerinin değerlendirilmesi için Kurumca hazırlanan İnternet sayfası üzerinden başvurabilirler ve itiraz edebilirler. Kullanıcılar, başvurularını Profil Düzenleme İnternet Sayfasında bulunan bağlantı ile, itirazlarını ise Uyarıcı ve Bilgilendirici İnternet Sayfasında bulunan bağlantı vasıtasıyla yapacak. İlgili başvuru ve itiraza ilişkin İşletmeci adı, kullanıcı profili ile

82

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

which is created by operators. There will be an application which subscribers can change user name and password by using, and informational text which are sent by operator with the purpose of warning and awareness rising, on the Profile Editing Web Page. When subscribers don’t access internet site because of chosen profile, they will be directed to Warning and Informational Web Page which is created by operator. FAMILY AND SOCIAL POLICY MINISTRY WILL BE REPONSIBLE Criteria related creating lists which will be used within the scope of Safe Internet Service, will be determined by Safe Internet Service Working Group. Within this scope, related council will be created by General Directorate Family and Social Services. There will be 11 members in the council and the ministry will be head of the council. Safe Internet Service Working Group will compose of 3 members from General Directorate of Family and Social Services, 2 member from Internet Council, 2 members from institution and 4 members who will be chosen by General Directorate of Family and Social Services among 8 people and have specialty in the field of psychology, pedagogy, sociology and other related fields. Within the scope of principles will be determined by the council, lists which will be used within the scope of Safe Internet Service, will be determined by the institution. Users and


alan adı/IP adresi ve port bilgileri, başvuru ve itirazların doğru değerlendirilebilmesi için İşletmeciler tarafından Kuruma gönderilebilir. Kurum başvurular ve itirazların değerlendirilmesi için Çocuk ve Aile Profil Kriterleri Çalışma Kurulu’nun görüşüne başvurabilecek. LİSTELER PAYLAŞILACAK Düzenlemeye göre, işletmeciler, Güvenli İnternet Hizmetinin sunulması için gerekli altyapıyı kurarlar ve işletirler. Kurum tarafından İşletmecilere sadece listeler gönderilir. İşletmeciler, Kurum tarafından belirlenen Güvenli İnternet Hizmeti profilleri ile Kurum tarafından İşletmecilere gönderilen listeler üzerinde değişiklik yapamazlar. İşletmeciler, Güvenli İnternet Hizmetine ek olarak değişik isimler altında farklı hizmetler sunabilirler. Toptan düzeyde İnternet hizmetini yeniden satış yöntemi ile sunan İşletmeciler Güvenli İnternet Hizmetini ücretsiz olarak alternatif İşletmecilere sunarlar. Güvenli İnternet Hizmeti profillerine ait listeler, İşletmecilerle Kurum arasında kurulmuş bulunan noktadan noktaya güvenli veri hatları üzerinden paylaşılır. Kurum veri tabanında tutulan veriler, güvenli hat üzerinden İşletmecilere gönderilir. İşletmeciler, Kurum tarafından gönderilen verileri ve güncellemeleri sistemlerine en geç 24 saat içinde aktarır ve uygularlar. Kurum tarafından veri tabanında tutulan alan adları ve alt alan adlarının ayrı ayrı dosya bütünlük değeri (hash kodu) alınır ve İşletmecilerle dosya bütünlük değerleri paylaşılır. İşletmeciler kullanıcıların erişmek istediği alan adları ve alt alan adlarının dosya bütünlük değerini alarak kendilerine gönderilen veri tabanından sorgular ve bu yöntemin kullanımı ile ilgili gerekli kontrol mekanizmalarını kurarlar. Kurum veri tabanında tutulan IP adreslerinin ve portların listesi dosya bütünlük değeri hesaplanmaksızın İşletmecilerle paylaşılır. İşletmeciler söz konusu IP adreslerine veya portlara ilişkin sorgulamaları gerçekleştirirler. İşletmeciler, Güvenli İnternet Hizmeti sunumu kapsamında geliştirdikleri yazılım ve donanım çözümlerini yedekli olarak kurarlar.

website owners can apply or object to the institution to evaluate whether web sites are in the scope of Safe Internet Service. Web site owners can apply to be in the scope of Child and Family Profiles. If users think that related web site is not compatible with current profile list, user can object. User can apply a web site to evaluate in the scope of Safe Internet Service. The institution can ask Safe Internet Service Working Group’s opinion in order to evaluate objections, notification related determined lists and requests of web site owners. LISTS WILL BE SHARED According to the regulation, operators prepare and operate required infrastructure in order to offer Safe Internet Service. Only lists are sent to operators by the institution. Operators can’t make change on Safe Internet Service profiles which is determined by the institution, and lists which is sent to operator by the institution. Operators can offer different services under different names addition to Safe Internet Service. Lists of Safe Internet Service are shared thorugh safe point to point data lines which are established between operators and the institution. Data kept in database of the institution is sent to operators through safe line. File integrity value (hash code) of domain names and sub-domain names which are kept in database of the institution, are taken and file integrity value is shared with operators. Operators take file integrity value of domain name and sub domain names which users want to access, and interrogate file integrity values by current database and establish required control mechanism in order to use of this system. IP addresses and port lists kept in database of the institution is shared with operators without calculate file integrity value. Operators make interrogations related IP addresses and ports. Operators set up software and hardware solutions which were developed within the scope of Safe Internet Service, with back-up.

UYGULAMA 22 KASIM’DA BAŞLAYACAK APPLICATION WILL START ON NOVEMBER, 22 İşletmeciler abonelerine Güvenli İnternet Hizmetinin tanıtımı için içeriği Kurum tarafından uygun görülen bilinçlendirme amaçlı bilgilendirici metinleri gönderecek. İşletmeciler, Usul ve Esasların tanıtımını abonelere fiilen hizmetin sunulmaya başlanılmasından önce kısa mesaj, çağrı merkezi, tek seferde yönlendirilen bilgilendirme sayfası (captive portal), açılır pencere (pop-up) ve/veya fatura yöntemlerinden en az birisi aracılığıyla gerçekleştirecek. İşletmeciler Güvenli İnternet Hizmetinin sunulabilmesi için gerekli tüm altyapı ve uygulama çalışmalarını test sürecinin başlamasından önce hazır hale getirecek. Güvenli İnternet Hizmetinin sunumu için test süreci 22 Kasım’a kadar sürecek. İşletmecinin uygun görmesi durumunda bu süreçte test amacıyla abone alımı yapılabilecek. İşletmeciler 22 Kasım’dan itibaren geçerli olmak üzere test sürecine son vererek abonelere fiilen hizmet sunmaya başlayacak.

Operators will send informing text to subscribers in order to presentation of Safe Internet Service and content of this informing text is prepared by the institution. Operators will make introduction of Principles and Procedures to customers through at least one of short message, call center, directed informational web page at once (captive portal) pop up window and /or bill methods before service will start to offer in fact. Operators will make required infrastructure and application works to offer Safe Internet Service before test process. Test process will continue until November, 22 for presentation of Safe Internet Service. In case operator approve, can accept test-purpose subscriber. Operators will start to offer actual service as of November, 22 by ending test process.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

83


TD HABER

SİBER GÜVENLİK ÇALIŞTAYI 2011 CYBER SECURITY WORKSHOP 2011

B

I. National Cyber Security Workshop held for the second time in Ankara, Türkiye Union of Notaries Conference Hall on September, 20 2011 by Information Security Foundation with collaboration of Gazi University, Middle East Technical University, Information and Communication Technologies Authority and with main sponsorship of Aselsan. More than 600 relevant people from public, university and private sector joined to the Cyber Security Workshop which is organized in order to create information security awareness in cyber field and develop risk and solution suggestion intended for cyber threat.

Çalıştay açılışını Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Alkan yaptı. BTK Başkanı Acarer, Türkiye’de genişband internet kullanan abone sayısının 11,3 milyona ulaştığı, ülkemizin Hollanda ve İngiltere’den sonra Avrupa’da en çok internet kullanan üçüncü ülke konumunda olduğu, ayda yaklaşık 32 saat internetin kullanıldığı, bu artış hızı ile birlikte siber güvenlik konusunun da önemini artırdığını, ülkemizde teknik altyapının, siber savunma sistemlerinin ve bu alana ilişkin idari düzenlemelerin hızlı bir biçimde hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

Chairman of Information and Communication Technologies Authority, Tayfun Acarer and President of Information Security Foundation, Doç. Dr. Mustafa Alkan have made opening of the workshop. Chairman of ICTA Acarer stated that the number of broadband subscriber reached 11,3 million, our country is the third country which is use internet mostly in Europe after Netherland and England, internet is used approximately 32 hours per month in Türkiye, importance of cyber security have been increasing with this rate of rise, technical infrastructure, cyber defense systems and administrative regulation related the issue have to be put into use rapidly in Türkiye.

Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Alkan, uluslararası savaşların artık siber ortamda gerçekleştiğine dikkat çekerek, binlerce bilgisayarın köleleştirilip kontrol altına alındığını ve gerek ülke gerekse kişisel bilgilerin tehdit unsuru olarak karşımıza çıktığını, kişisel

84

I

ilgi Güvenliği Derneği tarafından Gazi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu işbirliği ile bu yıl ikincisi düzenlenen ve Ana Sponsorluğunu Aselsan’ın yaptığı II. Ulusal Siber Güvenlik Çalıştayı 29 Eylül 2011 tarihinde Ankara’da Türkiye Noterler Birliği Konferans Salonunda düzenlendi. Siber alanda bilgi güvenliği farkındalığı oluşturmak ve siber tehdide yönelik riskler ve çözüm önerilerini geliştirmek amacıyla gerçekleştirilen Siber Güvenlik Çalıştayı’na kamu, üniversite, özel sektörden 600’ün üzerinde ilgili katıldı.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

President of Information Security Foundation, Doç. Dr. Mustafa Alkan emphasized that international war is made in cyber environment, thousand of computers are brought under the control by enslaving, both of information of


ve kurumsal bilgi güvenliği konusunda bilinç oluşturulması gerektiğini, yaşayan bir sistem olarak bilgi güvenliği olgusunun hayata geçirilmesi gerektiğini, siber dünyada her türlü tedbiri almamız ve her türlü tehdit ve tehlikeye karşı hazır olmamız gerektiğini, Bilgi güvenliği konusunda Bilgi Güvenliği Derneği olarak bir uzmanlar kurulu oluşturmaya başladıklarını, bu konuda yetişmiş insan kaynağımızı bir araya getirmek ve yine siber güvenlik konusunda bilim ve danışma kurullarını da hayata geçirmek istediklerini, siber güvenlik konusundaki çalışma ve faaliyetleri canlı tutarak ülkemizi daha güvenli hale getirmeyi hedeflediklerini anlattı.

country and personal information appear as threat risk, awareness about personal and corporate information security have to be created, case of information security as living system have to be put into use, we have to every kind of measure in cyber world and be ready against every kind of threat and danger, as Information Security Foundation, they started to create specialists council on Information security, they want to bring human resource which educated on the issue, together and create science advisory council about cyber security and aim to make world more safer by keeping studies and activities about cyber security alive.

Çalıştayda; “Türkiye ve Siber Güvenlik”, “Tehditler ve Olası Önlemler”, “Dünyada Siber Güvenlik”, “Siber Güvenlik ve Sanal Hava Boşluğu”, “Güncel Siber Tehdit İstihbaratı”, “Siber Güvenlik Felsefesi”, “Siber Güvenlik İçin Milli Çözümler”, “Siber Savaş ve Türkiye için Öneriler”, “Kritik Altyapılara Yönelik Siber Tehditler ve Türkiye için Önerileri”, “Kriptografi ve Siber Güvenlik”, “Kritik Altyapı Güvenliğine Yönelik Özgün Çözümler: Sanal Hava Boşluğu”, “Açık Kaynak İstihbarat, İnternet ve Siber Güvenlik”, “Siber Güvenlik için Yerel Ağ Erişim Kontrolü”, “Siber Terör Saldırılarından Korunma” konularında davetli konuşmacılar ile bildirileri kabul edilen araştırmacılar sunumlarını paylaşmışlardır.

Guest speaker and researchers shared presentation on themes of "Türkiye and Cyber Security", "Threats and Possible Measures", Cyber Security in the World", "Cyber Security and Virtual Air Space", "Up-to-date Cyber Threat Enquiry", "Cyber Security Philosophy", "National Solutions for Cyber Security", "Cyber War and Suggestions for Türkiye", "Cyber Threats for Critical Infrastructure and Suggestions for Türkiye", "Cryptography and Cyber Security", "Unique Solutions for Critical Infrastructure Security: Virtual Air Space”, ”Open Source Enquiry, Internet and Cyber Security”, “Local Network Access Control for Cyber Security”, “Protection from Cyber Terror Attack”.

25 maddeden oluşan Siber Güvenlik Çalıştayı 2011 Sonuç Bildirgesi, çalıştay hakkında detaylı bilgiler ile çalıştayda sunulan bildiriler ve davetli konuşmacıların sunumlarına www.iscturkey.org/calistay adresinden erişilebilirsiniz.

You can see Cyber Security Workshop 2011 Final Declaration; consist of 25 items, detailed information about workshop, notice which presented at the workshop, and presentations of speakers via www.iscturkey.org/ calistay.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

85


İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM

BİLGİ TOPLUMUNDA İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ - 1 HUMAN RESOURCE MANAGEMENT IN INFORMATION SOCIETY – 1

Adem Onar İnsan Kaynakları yönetimi yavaş yavaş yerini “İnsan Sermayesi Yönetimi” kavramına bırakmak üzere iken kavramın gelişim tarihine baktığımızda aslında “Personel Yönetimi”nin bir uzantısı olarak ortaya çıktığını görmekteyiz. Personel Yönetimi; II. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan yönetim kuramlarının sonucunda gelişen bir kavram gibi gözükse de kökeni çok daha eski dönemlere dayanmaktadır. İlk ücret oranları, kanunları ile ünlü Babilli Hamurabi tarafından M.Ö. 1800 yıllarında ortaya atılmıştır.

ademonar@bir.net.tr

Endüstri Devrimi’ne kadar olan süreçte insanlığın çalışma koşullarının geçirdiği evrelere baktığımızda çalışan insanlar başlarda aristokrasi sınıfı tarafından yönetilen basit kölelerdi. Ortaçağ feodalitesinde toprak sahipleri soylulardı ve aynı dönem çalışmaları karşılığında kendilerine şato sahibine ait olan toprağı dilediği gibi kullanma hakkı verilen serf sınıfı bulunuyordu. Bu sistemle birlikte çalışma koşullarına ilk kez inisiyatif

While Human Resources management is about to be replaced by “Human Capital Management” gradually, we see that it was an extension of “Personnel Management” when we look at the development history of the concept. Although Personnel Management seems to be a concept based on management theories that emerged after World War II, it has its origin in much more ancient periods. The first wage rates were introduced by Babylonian Hammurabi who was famous with his laws in 1800 B.C. When we look at the stages of the working conditions of humanity until the Industrial Revolution, workers were simple slaves led by the aristocracy in the beginning. In the Medieval era, there were aristocrats as landowners and also serfs who had the right to use the land in return for their work. The concept of initiative was used for the first time in related with the working conditions, as a result of this system. The development of crafts and guild system followed to this feudal structure. Three

86

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL


kullanma kavramı girmektedir. Feodal yapıyı el zanaatlarının gelişmesi ve üretime geçmesi ile lonca sistemleri izlemeye başladı. Zanaatkâr, ustabaşı ve çıraktan oluşan üçlü grup sayesinde ilk defa personel yönetimi kavramı doğmuş oldu. Yetenekli çırakların seçilmesi, iş başında eğitilmesi, üst-ast ilişkisi, ücretlendirme sistemleri ve çalışma koşulları gibi kavramlar çalışma hayatına girmeye başladı. 18. yüzyılda Endüstri Devrimi ile yeni bir enerji kaynağı doğdu; yepyeni bir ekonomi doktrini gelişti. Makineleşme arttı ve insanlar evlerinde kendi işlerini yapmak yerine fabrikalarda işçi olarak çalışmaya ve dolayısıyla toplu üretimin bir parçası olmaya başladılar. Endüstri Devriminin erken dönemlerinde fabrika sahiplerinin işçiler üzerinde mutlak kontrol sağlamak amacı ile uyguladıkları baskılar işçilerin gösterdikleri tepkiler sonucu işçilere korumacılık ve yardımseverlik hareketlerini geliştirmiş, endüstriyel refahı ortaya çıkarmıştır. Endüstri Devriminin otomasyon üzerinde yoğunlaşması sonucunda Ford, Rockefeller ve Chrysler gibi dev firmalar gelişti. Bu yıllarda personel yönetimi kavramı tarihinde önemli bir yere sahip Robert Owen üretkenliği artırmak için çalışma koşullarını geliştiren bir takım önlemler aldı. I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ile orduya doğru kişilerin alınması için psikolojik testler kullanılmaya başlandı. Böylelikle personel seçiminde standardizasyonun sağlanması sadece ordu için geçerli olsa da ilk defa bu tarihte literatüre girmiş oldu. Kadın işgücünün artması, nitelikli elemanların çekilmesi, emeği daha önemli bir pozisyona getirmiş, verimlilik ve çalışma refahı arasındaki ilişki değerlendirilerek bazı sonuçlar elde edilmiştir. Sistematik yönetim anlayışı zorunluluk haline gelmiştir. Personel departmanlarına ihtiyaç duyulmuş ve önemi giderek artmıştır. II. Dünya Savaşı ile yetenekli çalışanların askere alınması endişesi ve çalışanların düşük olan morallerinin düzeltilmesi için Endüstri Psikolojisi ve Kültürel Antropoloji gibi kavramlar gelişmeye başladı. Çalışanların işlerine olan bağlılıklarının artması için ilk defa “ek kazançlar” kavramı ortaya çıktı. II. Dünya Savaşı sonrası insanlık bilgisayar teknolojisi ile ilk defa karşılaştı. Ancak bunun yanı sıra insanlık, Peter Taylor’ın yıllar evvel ortaya attığı

groups consisting of craftsmen, foremen and apprentice gave rise to the concept of personnel management for the first time. Selection of talented apprentices, training, master-apprentice relationship, pricing systems and working conditions began to enter into working life. As a result of the Industrial Revolution a new energy source was born in the 18th century; a new doctrine was developed. Mechanization increased and people began to work in factories instead of doing their jobs in their homes and thus became a part of mass production. Against the pressures applied by the factory owners in order to ensure absolute control over workers in the early stages of the Industrial Revolution, protectionism and philanthropic movements and thus industrial prosperity emerged as a result of the reactions of workers. When the Industrial Revolution focused on automation, the giant companies such as Ford, Rockefeller and Chrysler developed. Robert Owen who had an important place in the history of the concept of personnel management took several measures to improve working conditions with the aim of increasing the productivity. After the outbreak of World War I, psychological tests were used to recruit right people into the armed services. Thus, standardization in the selection of personnel was brought to agenda for the first time, despite the fact that it was only used for the army. Increase in female labor force, withdrawal of qualified employees, brought the labor to a more important position, and some results were obtained by evaluating the relationship between productivity and well-being. Systematic management approach became a necessity. Personnel departments were needed and gradually became more and more important. Concepts such as Industrial Psychology and Cultural Anthropology started to be developed in order to remove the concerns about recruit of skilled workers and to provide morale support to employees with low morale due to the World War II. “Additional benefits” concept emerged for the first time to increase the commitment of employees. Humanity encountered computer technology after World War II. However, humanity also learned the concept of “Social Affairs” diametrically op-

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

87


İŞİM BİLİŞİM, BİLİŞİM İŞİM

“Bilimsel Yönetim” kavramındaki katı otomasyon fikrine taban tabana zıt düşen “Sosyal İlişkiler” kavramını öğrendi. 1923 yılında Western Electrics Firması’nda başlayan Hawthorne Çalışmaları sayesinde çalışanların sosyal birer varlık oldukları ve üretkenlikleri üzerinde iletişimin ve moralin çok büyük önem taşıdığı ispatlandı. Özellikle 1980’lerden sonra artan uluslararası rekabet ve teknolojik alanda meydana gelen gelişmeler, işletmeler açısından değişimin gerekliliğini oldukça hissettirmektedir. Dünya çapında birçok işletme geleneksel yönetim anlayışından vazgeçmekte ve yeni çalışma ilişkileri stratejilerine uygun politikalar benimsemektedir. Şirketler, organizasyonlar ve stratejik planlamadan gelen uygulamalar, yapıya, kültüre, dışa açık yöntemlere uyan yenilikçi, uygun insan kaynakları politikalarını almaya gayret ederken, iyi eğitimli, etkin organize olmuş işgücüne ihtiyaçları vardır. Çünkü sonuçta işletmelerin başarısını sahip oldukları işgücü potansiyeli belirleyecektir. Eğer bu değişimi benimsemezlerse birçok işletme için vizyonun, planlamanın ya da stratejinin hiçbir anlamı olmayacaktır. Çünkü ulusal piyasalardan uluslararası piyasalara geçiş ve bu piyasalarda rekabet edebilme güçleri olmayacaktır. İnsan kaynakları yönetimi 1980’li yıllarda personel yönetimi kavramının yerine kullanılmaya başlanılmıştır. 1980’li yıllara gelindiğinde başta batılı büyük ekonomiler olmak üzere tüm ekonomiler Japon ekonomik büyümesi gibi yeni bir konseptin etkisi altında kalır. Amerikan ekonomisi okyanusun öbür tarafında hızla gelişen Japon ekonomisi karşısında avantajını kaybetmek hatta sahip oldukları avantajı kaptırmak gibi bir sorunla karşı karşıya kalmıştı. Bu dönemde Amerikan ekonomisiyle ilgili tartışmaların odağında iki temel konu bulunmaktaydı; Amerikan işçilerin verimliliği; Amerikan işçilerle Japon işçilerin ayırıcı özelliklerinin karşılaştırılması. Amerikan endüstrisinin yenilikleri kabul etmedeki esnekliği. Bu tartışmalar Amerikan endüstrisine yeni bir perspektif kazandırmıştır. Bunun sonucu olarak örgütsel ve endüstriyel yapı yeniden şekillenmiştir. Aynı dönem içinde İngiltere de de Japon ekonomisinin baskısı bulunmaktadır. Oluşan baskılarla, FodistTaylorist kitle üretim sistemi yerine Japon üretim modeline ağırlıklı olarak terk etmek zorunda kalmıştır. Özellikle ikinci dünya savaşı sonrasındaki gelişmelerle ortaya çıkan Japon endüstri ilişkileri/yönetim modeli, insan kaynakları yönetimi temelli bir yaklaşım olup, şu üç ilke üzerine yapılanmıştır; a) Bilgi akışına verilen önem; b) Karar verme süreçlerinde aşağıdan yukarıya bir model; c) Yönetsel işlerin alt kademedeki yöneticiler arasında paylaştırılması. Görülüyor ki, Japon modeline esas olan ve Amerikan ve İngiliz ekonomilerindeki değişmenin yönünü belirleyen en önemli unsur temelde örgütsel imkânlarla, işgücünün sahip olduğu özellikler arasında zihinsel ağırlıklı bir bütünleşmenin gerçekleşmesidir. İşte, bu değişimin ve yeni anlayışın endüstri ilişkileri boyutundaki adı, “İnsan Kaynakları Yönetimi” olmuştur.

88

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

posed to the idea of “Scientific Management” put forward by Peter Taylor many years ago. Thanks to Hawthorne Studies, began at Western Electrics Firm in 1923, it was proved that employees are social being, and communication and morale plays an important role on their productivity. As a result of increasing international competition and technological developments especially after the 1980s, the need for change has become quite visible for enterprises. Many enterprises give up the traditional management understanding and adopt appropriate policies for strategies towards new working relationships all over the world. Companies, organizations, and applications, based on strategic planning, try to take the appropriate innovative human resource policies according to the structure, culture, outward-oriented methods. Thus they need well-trained, efficient, organized labor. Because, the labor potential determines success of companies. If enterprises do not accept this change, vision, planning or strategy will not mean anything for many enterprises. Because, they will not be able to break into the international markets and compete in these markets. Human resource management has begun to be used instead of the concept of personnel management in the 1980s. By the 1980s, all economies, especially the major economies in western economies, remained under the influence of a new concept, Japan’s economic growth. American economy faced with a risk to lose its advantage and even fall behind in comparison with rapidly growing Japanese economy at the other side of the ocean. There were two main issues in the focus of the debate about American economy in that period; Productivity of American workers; comparison between differential characteristics of American workers and Japanese workers. Flexibility of American industry in respect of accepting innovations. This debate has brought a new perspective on American industry. As a result, organizational and industrial structure was re-shaped. Also the United Kingdom felt the pressure of Japanese economy in that period. As a result of these pressures, Fordism-Taylorism mass production system was mainly replaced by Japanese production model. Japanese industrial relations/management model, emerged as a result of developments especially after World War II, is based on human resource management and follows these three principles: a) importance given to the flow of information, b) a bottom-up model in decision-making processes and c) managerial jobs sharing between managers at the lower levels. It is evident that the most important factor, which forms a basis for Japanese model and determines the direction of change in American and British economies, is the mental integration between the features of the workforce and the organizational possibilities. The name of this change and new understanding is “Human Resources Management” in industrial relations.


Yönetim

Management

İnsan kaynakları yönetimi, yönetimin bütünleyici kısmı olduğundan bu alandaki değişiklikler birbirine yakından bağlıdır. Yönetimin insan kaynağına dokunan en önemli görünüşü yetki devri gibi görünüyor. Gelecekte kararların işletmenin en aşağı seviyesine kadar devredilebileceği tahmin ediliyor. Bu durum çok sayıda özerklik bulunan iş birimlerinin yaratılmasıyla sonuçlanacaktır.

Since human resource management is an integral part of management, changes in this area is closely linked to each other. The most important aspect of management in terms of human resource seems to be delegation of authority. In the future, it is estimated that decisions may be delegated to the lowest level of enterprises. This situation will lead to the creation of a large number of business units with autonomy.

Yönetimde esnekliğin sağlanması önemlidir. Çünkü yönetim takımına piyasa değişikliklerine etki etme ve işçi beklentilerini aşmayı sağlar. Gelecekte esnek istihdamın daha da artacağı göz önünde bulundurulsa, ortaya çıkacak esnek işgücünü yönetmek insan kaynakları yönetimi açısından önemli bir görev olacaktır. Bu konuda özellikle iki tür esneklik vardır. İçsel ve dışsal esneklik… İçsel esneklik, motive eksikliğini, işe devamsızlığı azaltmaya ve isteksizliği değiştirmeye yardım ederken; dışsal esneklik insan kaynakları politikaları hazırlama, esnek çalışanların yönetimini sağlama, makro ekonomik değişiklikleri hesaba katma, ekonomik dalgalanmalar sırasında işgücünü düzenleme ve performansı sağlamayla ilgilenmektedir.

It is important to provide flexibility in management. Because management team may act according to the market changes and to exceed the expectations of employees in this way. When it is taken into account that flexible employment will increase in the future, management of this flexible workforce will be an important task in terms of human resource management. There are particularly two types of flexibility in this respect: internal flexibility and external flexibility… Internal flexibility helps to reduce the lack of motivation and absenteeism and to change the unwillingness; whereas external flexibility deals with preparing the human resource policies, flexible employee management, taking into account macro-economic changes, regulating the workforce and maintaining the performance during economic fluctuations.

Bilgi çağına geçiş sürecinde, geleneksel yönetim anlayışı yetersiz hale gelmekte ve gittikçe daha fazla yetersizleşmektedir. Bu yetersizleşmenin ana faktörlerinden birisi de değişimdir. Değişimin hızlı bir şekilde yaşandığı bilgi toplumunda yöneticinin kullanacağı araç, yöntem, teknik ve donanacağı becerilerin bu hız oranında kendisini dönüştürmesini bilmelidir. Günümüz organizasyon dünyasının özellikle tüketici beklentileri ve teknolojik yenilik boyutlarında hızla dönüşen çevresel faktörler başta olmak üzere, organizasyon yönetimlerinin karşısına bilgi yıpranması ve bilgi erozyonu olarak nitelendirilen aşılması güç sorunları çıkarmıştır. Hızlı gelişen teknoloji kavramıyla birlikte, organizasyon yönetim sistemlerinin vurgu noktalarında kaymalar gözlemlenmiştir. Klasik yönetim yaklaşımı bağlamında en temel vurgu, iş veriminin artırılması için faaliyetlerin farklılaştırılması ve bölümlendirilmesi (iş bölümü ve uzmanlaşma) iken, hızlı teknolojik gelişmeler bu bölümlenmiş işlevlerin koordinasyonunu ve bütünsel bir açıdan düzenlenmesini gerekli kılmaktadır.

During the transition to the information age, traditional management approach is becoming inadequate more and more. One of the key factors that bring this inadequateness is the change. In information society where there is rapid change, tools, methods, techniques and skills of the managers should change at an equal rate. Especially consumer expectations and environmental factors that are rapidly transforming in technological innovation, organization managements faces difficult problems such as information obsolescence and information erosion in today’s organization world. With the concept of rapidly developing technology, certain shifts are observed in the points of emphasis of management systems. In the context of the classical management approach, the most basic emphasis is to differentiate and divide the business activities (division of labor and specialization) with the aim of increasing efficiency, while the rapid technological developments require the coordination of these activities with a holistic perspective.

Sanayi çağı organizasyonları görece az bilgili organizasyonlardır ve sanayi toplumuna özgüdürler. Az bilgili organizasyonlarda zihinsel etkinlik genellikle tepe yönetiminde yoğunlaşmakta ve diğer yönetici ve çalışanlar ise emek-yoğun etkinlik gerçekleştirmektedirler. Bilgi çağında, bilgi toplumu (üçüncü dalga) ekonomisi yürürlüktedir. Üçüncü dalga dönemini tecrübe eden bütün organizasyonlar, yönetim süreçlerinde ve kurumsal işleyişte bilginin rolünü yeniden düşünmek ve değerlendirmek durumundadırlar. Bilgi çağında her kurumda öğrenme alışkanlığının gelişmesi ve teşebbüslerin birer öğrenme kurumu olması gerekir. Bu doğrultuda, çağımızın organizasyon yönetiminin en temel işlevi; bilgiyi, çalışmaya, araçlara, ürünlere süreçlere, işin tasarımına ve bizzat bilginin kendisine uygulamak olmalıdır.

Organizations of industrial age are relatively less knowledgeable organizations, and they are specific for industrial society. In less knowledgeable organizations, mental activity usually concentrates on the top management and other managers and employees carry out the labor-intensive activities. However in information age, information society (third wave) economy is in force. All organizations experiencing this third wave period have to rethink and evaluate the role of information in management processes and corporate scheme. In information age, the habit of learning should be developed in each institution and enterprises should become a learning institution. In this respect, the most basic function of the management of the organization of our time should be to apply the information to work, tools, products, processes, work design and information itself.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

89


TD HABER

Broadband World Forum 2011’den haberler…

GENİŞBAND, KALKINMANIN ANAHTARI News from Broadband World Forum 2011... BROADBAND, KEY OF DEVELOPMENT

P

aris’te yapılan Broadband World Forum (BBWF) 2011, genişband internetin, hayatımızda ne kadar önemli olduğunu kanıtlayan etkinliklerden birisiydi. Avrupa’nın en büyük iş merkezi noktalarından biri olan La Defense’de, CNIT’de (Centre des Nouvelles Industries et Technologies – Yeni Endüstriler ve Teknolojiler Merkezi) düzenlenen foruma, ülkemizden de tanıdığımız tedarikçiler katılmıştı. Ancak, yerli markamız Airties’ı orada görmek bize ayrı bir gurur verdi. Tabii fırsattan istifade Airties CEO’su Bülent Çelebi ile de küçük bir söyleşi yapma fırsatı bulduk. Ancak orada yalnızca tedarikçiler yoktu. Bu tedarikçilerle çalışan büyük kuruluşlarımızın çalışanlarıyla da Paris’te karşılaştık.

B

roadband World Forum, held in Paris, is one of the event that proof how important broadband internet in our lives. Familiar suppliers from our country joined to the forum which held in La Defense, CNIT (Centre des Nouvelles Industries et Technologies- New Industries and Technologies Center) is one of the biggest business centre of Europe. But seeing our domestic brand, Airties in there is made us more than pride. Taking advantage of an opportunity, we had chance to make interview with CEO of Airties, Bülent Çelebi. But there were not only suppliers. We met with employees of companies which work with these suppliers in there. TTNET MAKE NETDISK SIZE OF POCKET..

TTNET, NETDISK’İ CEBE KOYDU… Yeni teknolojileri yakından takip eden ve milyonlarca kullanıcısına daha kaliteli genişband hizmeti sunmak için çalışmalarını sürdüren TTNET yöneticileri TTNET Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Şahin Şen ve Genişband Şebeke Direktörü Mehmet Ilgaz da forumun ziyaretçileri arasındaydı. Şahin Şen, günlük hayatın birçok alanında genişbant kullanımının artmasına paralel olarak kullanıcıların internete her an her yerde bağlanma talebinin yoğunlaştığını ifade etti. Şen; “İnternet kullanımının ve veri varlığının artması bulut bilişimin önemini daha da artırdı. İnternet kullanıcıları, mobil cihazlarından daha fazla dokümana ulaşma ihtiyacı hissediyor. Biz de bu ihtiyacı göz önünde bulundurarak NETDİSK ürünümüzü mobil hale getirmek için ilk adımımız attık. Müşterilerimizin kullanı-

90

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

Managers of TTNET which follow new technologies closely and work in order to offer more quality broadband service to their millions of customer, TTNET Operation Vice General Manager Şahin Şen and Broadband Network Director Mehmet Ilgaz were also among visitor of the forum. Şahin Şen stated that demand of customer for access to internet in anywhere and anytime increase in parallel with increase use of broadband internet in many field of our everyday life. Şen said: “Increasing use of internet and data increase importance of cloud computing more and more. Internet users have need for reaching more documents through mobile devices. Considering this need, we took first step in order to make our product of NETDISK mobile. Thanks to NETDISK Mobile application offered by us to customer, it is possible to reach documents in NETDISK via iPhone, iPad, iPod Touch in the first stage.”


Şahin Şen TTNET Operasyon Genel Müdür Yardımcısı mına sunduğumuz NETDİSK Mobil uygulaması sayesinde ilk etapta iPhone, iPad ve iPod Touch’lardan NETDİSK’teki dosyalara ulaşmak mümkün” dedi. NETDİSK Mobil ile dosya görüntüleme, dosya paylaşımı, seçilen dosyaların yüklenebilmesi ve daha önce yedeklenen tüm bilgisayarların görüntülenmesi mümkün oluyor. Üstelik NETDİSK Mobil, çekilen fotoğraf ya da videoları anında yükleme imkânı veriyor ve NETDİSK’teki tüm fotoğrafların albüm halinde tarihe göre görüntülenebilmesini sağlıyor. NETDİSK, internet bankacılığı gibi uygulamalarda kullanılan 128 BİT SSL şifreleme özelliğini kullanarak kullanıcıların güvenliğini ön planda tutuyor. Şahin Şen, yaptığı açıklamada NETDİSK kullanıcıları hakkında bilgiler de verdi. Şen’in verdiği bilgilere göre NETDİSK’i şu anda 42 bin kişi kullanıyor. NETDİSK’te şu an için 52.7 terabyte veri yüklenmiş bulunuyor. Şu anda kullanıcı başına düşen ortalama kullanım miktarı ise 17.3 GB’a ulaşıyor. NETDİSK, dileyenlere kotalı, dileyenlere ise sınırsız veri depolama olanağı sunuyor. Özellikle KOBİ’ler ve küçük işyerleri veri yedekleme, depolama ve dosya paylaşımı ihtiyaçlarını karşılamak üzere NETDİSK’in sunduğu sınırsız depolama hizmetinden faydalanıyorlar. Bireysel kullanıcılar ise yoğunlukla fotoğraf, müzik gibi içerikler depolamayı ve paylaşmayı tercih ediyorlar. TTNET’in sunduğu NETDİSK ürünü sadece TTNET aboneleri tarafından kullanabiliyor. TTNET aboneleri NETDİSK 1 GB paketinden herhangi bir bedel ödemeden faydalanabilirken, NETDİSK 50 GB’ı aylık 4,99 TL ücretle ve NETDİSK SINIRSIZ’ı da aylık 9,99 TL ücretle kullanabiliyorlar.

File displaying, file sharing, downloading chosen files and displaying all computers that is backed up, is available thanks to NETDISK Mobile. Moreover, NETDISK Mobile make downloading captured photos and video instantly possible and make possible displaying all photos in NETDISK in the form of photo album chronologically. NETDISK prioritise security of users by using 128 BIT SSL enciphering feature which is used on applications such as internet banking. Şahin Şen gave information about NETDISK users in the speech. According to information given by Şen, 42 thousand people use NETDISK currently. There is 52,7 terabyte uploaded data in NETDISK. Average amount of use per user is 17,3 GB. NETDISK give opportunity to limited or unlimited data storage opportunity to users. Especially SMEs and small enterprises use unlimited data storage service of NETDISK for meeting their storage and data sharing needs. Individual users prefer store and share content such as photo music. NETDISK product offered by TTNET can used by only TTNET subscribers. TTNET subscribers use NETDISK 1 GB package without paying any fee and they can use NETDISK 50 GB for 4,99 TL per month, NETDISK UNLIMITED for 9,99TL per month. VDSL2 VECTORING TECHNOLOGY BY ALCATEL-LUCENT Alcatel-Lucent organized a press release at Broadband World Forum 2011 in Paris, introduced VDSL2 Vectoring technology and announced that they made collaboration with Belgacom for the technology. Belgacom will use VDSL2 Vectoring technology which is developed by Alcatel-Lucent

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

91


TD HABER ALCATEL-LUCENT’TAN VDSL2 VECTORING TEKNOLOJİSİ Alcatel-Lucent, Paris’te gerçekleşen Broadband World Forum 2011’de, bir basın toplantısı düzenleyerek, VDSL2 Vectoring teknolojisini tanıttı ve bu teknoloji için Belgacom ile yaptığı işbirliğini açıkladı. Belgacom, Alcatel-Lucent’in geliştirdiği, veri hızlarını inanılmaz bir şekilde artırma becerisini sağlayacak olan VDSL2 Vectoring teknolojini kullanacak. Alcatel-Lucent’in geliştirdiği VDSL2 Vectoring teknolojisi, ağlardaki mevcut bakır kabloları fiber kablolar ile destekleyerek geniş bant bağlantıyı yükseltiyor ve kapsama alanını genişletiyor. Alcatel-Lucent’in, 2011 yılının dördüncü çeyreğinde, geniş bant erişim platformunda kullanıma sunulacak olan VDSL2 Vectoring teknolojisi, bakır teller üzerinden saniyede 100 megabite varan hızı destekleme yeteneğine sahip. Broadband World Forum 2011’de düzenledikleri basın toplantısında konuşan Alcatel-Lucent Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Stephen Carter, sabit geniş bant erişiminin lider şirketlerinden biri olarak ‘mümkün olanın sınırlarını zorlamayı’ sürdürdüklerini belirtti. Carter, “Operatörlere, Avrupa Komisyonu’nun 2020 Dijital Gündemi ile belirlenen beklentileri karşılamak üzere geniş bant erişimini daha hızlı yaygınlaştırabilmeleri için destek veriyoruz. AlcatelLucent, teknolojinin her evrimindeki erken deneyimleri sayesinde rakipleri karşısında önemli bir avantaja sahip” dedi. Toplantıya katılan Belgacom Hizmet Sunum Motoru İdari Başkan Yardımcısı Scott Alcott da, Belgacom’un uzun zamandan beri Avrupa’daki en son geniş bant yeniliklerinin öncüsü olduğunu belirtti. Alcott “Alcatel-Lucent ile Belgacom arasında yapılan bu işbirliği ile Belçika geniş bant kullanımında dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri oluyor. Mevcut kapsama alanı %78,9 olan Belgacom, VDSL2 Vectoring teknolojisi sayesinde 2013 yılında kapsama alanını %85 düzeyine çıkaracak.” dedi. ERICSSON’DAN GENİŞBAND ARAŞTIRMASI Ericsson, Broadband World Forum’a çok hazır gelmişti. Özellikle Telstra ile birlikte geliştirdiği ve ürün haline getirdiği dünyanın 2G/3G/4G teknolojileri için kombine çekirdek network’ü büyük ilgi topladı. Mobil genişband’da GSM, WCDMA/HSPA ve LTE ile network’e erişim imkânı veren Ericsson’un Evolved Packet Core (EPC) teknolojisi tüketicilere daha gelişmiş bir mobil genişband deneyimi sunuyor. Ericsson, şimdiden 30 EPC anlaşması yapmış durumda. Chalmers Teknoloji Üniversitesi ile birlikte, Ericsson’dan Arthur D. Little’ın aralarında Türkiye’nin de olduğu 33 OECD ülkesinde yürüttüğü bir araştırma ilginç sonuçlara ulaşıyor. Şöyle ki, genişband hızının iki katına çıkması, bir ülkenin gayrisafi milli hasılasını % 0.3 oranında arttırıyor.

92

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

and will provide capability to increase the data speed incredibly. VDSL2 Vectoring technology, developed by Alcatel-Lucent, increase broadband access by supporting existing copper cable on network with fiber cable and broaden coverage area. Alcatel-Lucent’s VDSL2 Vectoring technology will be offered on broadband access platform in fourth quarter of 2011, have capability to support speed at 100 megabyte per second through copper cable. In the press release at Broadband World Forum 2011, Alcatel-Lucent Europe, Middle East and Africa Director, Stephen Carter stated that as one of the leader company of fixed broadband access, they continue to “push the limits of potential”. Carter said: “We give support to operators in order to extend broadband access faster on meet expectations which were determined 2020 Digital Agenda of Europe Commission. Alcatel-Lucent has important advantage against its competitors with early experience in every evolution of technology.” Belgacom Service Delivery Engine Executive Vice President, Scott Alcott also joined to the meeting and expressed that Belgacom has been leader of broadband innovations in Europe for a long time. Alcott said: “Belgium became a leading country of the world for broadband use thanks to collaboration between Alcatel-Lucent and Belgacom. Current coverage area of Belgacom is %78,9 and thanks to VDLS2 Vectoring technology Belgacom increase its coverage area to the level of %85.” BROADBAND RESEARCH BY ERICSSON Ericsson was well-prepared for the Broadband World Forum. Especially combined core network which is developed by Ericsson with Telstra and productized for 2G/3G/4G technologies of the world, drew intense attention. Ericsson’s Evolved Packet Core (EPC) technology, give opportunity of access to network through GSM, VCDMA/HSPA and LTE, offer wider mobile broadband experience to users. The research which is conducted Chalmers Technology University and Arthur d. Litther from Ercisson in 33 OECD countries including Türkiye, presented interesting results. As follows; doubling of broadband speed increase gross national product of a country by %0.3... Considering OECD countries, the rate correspond to 126 billion dollars. Benefits of broadband internet didn’t measure only economically. For example, it has important benefits in health area. Ericsson Business Unit Network Director, Johan Wibergh said: “We expect 500 million people use mobile broadband internet in only health area.”


Bu oran da OECD ülkeleri göz önünde bulundurulduğunda 126 milyar dolar gibi bir rakama tekabül ediyor.

FIRST 600 mbps MODEM OF THE WORLD BY AIRTIES

Genişband kullanımının yararları yalnızca maddi olarak ölçülmekle kalmıyor. Örneğin sağlık alanında da önemli katkılar getiriyor. Ericsson İş Ünitesi Ağları Yöneticisi Johan Wibergh, “Yalnızca sağlık alanında 500 milyon kişinin mobil genişband kullanmasını bekliyoruz.” diyor.

Airties, expand overseas with various network devices especially modem, have been joined to BBWF as visitor, joined as participant in this year. CEO of Airties, Bülent Çelebi stated that they developed the first 600 mbps modem of the world. Çelebi expressed that they used 4x4 four-antenna tehnology instead of 2x2 technologies and with 600 mbps modem both of speed and coverage area will increase. Çelebi emphasized that they made important agreement with Swisscom and by saying: "We have not been working on Femtocell and we don’t believe that” highlighted that smartphones have already WiFi feature. CEO of Airties expressed that they gave 20 thousand unit set-top box to Tivibu WEB and TTNET announced a tender on the issue and also emphasized that studies for TV via internet are carried out slowly but emphatically in our country.”

AIRTIES’DAN DÜNYANIN İLK 600 mbps MODEMİ Başta modem olmak üzere çeşitli network cihazlarıyla ülke sınırları dışına taşan Airties da, yıllardır ziyaretçi olarak katıldığı BBWF 2011’de bu kez katılımcı olarak yer alıyordu. Airties CEO’su Bülent Çelebi, dünyanın ilk 600 mbps modemini ürettiklerini söyledi. 2x2 teknolojisi yerine 4x4 dört antenli teknolojiyi kullandıklarını söyleyen Çelebi, 600 mbps modemle, hem hızın, hem de kapsama alanının artacağını müjdeliyor. Swisscom’la önemli bir anlaşma yaptıklarını söyleyen Çelebi, “Femtocell konusunda çalışmamız yok ve buna inanmıyoruz.” diyerek akıllı telefonların zaten WiFi özelliğine sahip olduğunun altını çiziyor. Tivi WEB’e 20 bin adet daha set üstü kutu verdiklerini ve TTNET’in konuyla ilgili yeni ihale açtığını söyleyen Airties CEO’su, ülkemizde internet üzerinden TV çalışmalarının yavaş ama sağlam adımlarla ilerlediğini belirtiyor.

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

93


TD DIŞ HABER

ITU GLOBAL SEMPOZYUMU’DAN GELECEKTEKİ GENİŞBANDIN GELİŞİMİ İÇİN AKILLI DÜZENLEYİCİ ÖNLEMLER “SMART REGULATORY MEASURES” BY ITU GLOBAL SYMPOSIUM FOR FUTURE BROADBAND DEVELOPMENT

1

1. ITU Küresel Sempozyumu 22 Eylül’de Ciudad Milagro olarakta bilinen Kolombiyalı kırsal şehir Armenia’da bölgenin hızla büyüyen kentsel gelişimi için açıldı. Uluslararası ICT düzenleyiciler topluluğu, karar vericiler ve sektör liderleri ilk defa Amerika’da toplanmış oldular. Kolombiya İletişim Düzenleme Komisyonu (CRC) Başkanı, Cristhian Lizcano Ortíz Küresel Düzenleyiciler Konferansı’na başkan olarak atandı. Küresel Düzenleyiciler Konferansı (The Global Symposium for Regulators, GSR) uluasal düzenleyici otoriteler arasında bilginin yapıcı olarak paylaşılmasını teşvik etmeyi amaçlamaktadır ve aynı zamanda sempozyum düzenleyicilerin uluslarası alanda en iyi deneyimi kazandığı eşsiz sempozyumlardan biridir. Etkinliğin bu yıl ki teması “Genişband Dünyası için Akıllı Düzenlemeler” olarak tanımlandı. Hafta boyunca etkinliğin katılımcıları genişbandın yaygınlaştırılması, genişband ekosistemindeki zorluk ve problemlerin belirlenmesi için gerekli olan yenilikçi düzenleyici önlemlere odaklandılar. Etkinliğin açılışını Kolombiya Bilgi ve İletişim Teknolojileri Bakanı Diego Molano yaptı ve açılış konuşmasında: “192 ITU üye ülkesinden gelen temsilcilerin ülkemizde bulunmaları tüm vatandaşlarımıza teknolojyii ulaştırmak, eksiklikleri azaltmak, istihdam yaratmak ve refah düzeyini arttırmak için sarfettiğimiz çabasının bir göstergesidir” dedi. Etkinlikte düzenlenen ve devlet bakanları, düzenleyici ve akademisyenlerin de katıldığı Telekom / ICT Sektörünün Geleceği ve Herkese Genişbant konulu panelde konuşan ITU Genel Sekreteri Hamadoun Touré ise internet ve özellikle genişbanda erişimin artması Milenyum Kalkınma Hedefleri’ni başarabilmek için daha etkin hizmetler sunma imkanı veriyor şeklinde açıklama yaptı

94

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

T

he11th ITU Global Symposium for Regulators opened on September, 22 in the Colombian highland city of Armenia, otherwise known as Ciudad Milagro or ‘Miracle City’ for its rapid urban growth and development. The gathering of the international ICT regulatory community, policy makers and industry leaders is meeting for the first time in the Americas. Mr Cristhian Lizcano Ortíz, Executive Director of the Communications Regulatory Commission of Colombia (CRC) was appointed Chairman of the Global Symposium for Regulators. The Global Symposium for Regulators (GSR) aims at fostering constructive exchange of information among national regulatory authorities and is a unique forum to share regulatory best practices at the global level. The theme of the event is “Smart Regulation for a Broadband World”. During the week, GSR participants will focus their attention on innovative regulatory measures needed to promote the roll out of broadband and address the complexities and challenges of the broadband ecosystem. Opening the symposium, the Minister of Information and Communication Technology of Colombia, Diego Molano said, “The presence in our country of representatives from 192 Member States of ITU is a recognition of the efforts we have been doing in Colombia for the technology that will reach all citizens and become an effective tool to reduce poverty, create employment and achieve prosperity.” Speaking at the high-level panel discussion on Broadband for All and the Future of Telecoms/ICTs, which included government ministers, regulators and academics, ITU Secretary-General Hamadoun Touré noted that increased access to the Internet "and broadband in par-


ve devamında : “Eminim ki genişbant internet mobil hücresel telefon hizmetinin yolundan gidecek ve şuan dünyanın üçte ikisinin hala offline olmasına rağmen gelecek on yıllık süreç içerisinde sanal olarak aynı aynı birden fazla yerde olacaktır” dedi. Touré konuşmasının devamında: “Büyümenin ve verimliliğin kaynağı olarak genişbandın avantajlarından faydalanarak verimlilik ve üretkenlikteki eksiklerimizi azaltmak için en uygun çözümleri bulabiliriz” dedi.

ticular" will allow us to deliver more effective services to meet the Millennium Development Goals. "I am convinced that broadband will go the way of mobile cellular telephony and become virtually ubiquitous in the next decade or so, even though two thirds of the world's people are still offline," said Touré. "This will only change when broadband becomes more affordable" and the world's regulators meeting at GSR-11 can facilitate this by advocating a combination of increased capacity and competition."

ITU Düzenleyici Konferansı dünya çapında gelişerek yaygınlaşan genişband erişimine yönelik En İyi Uygulama Rehberi adaptasyonu ile son buldu.

The ITU Global Symposium for Regulators closed with the adoption of Best Practice Guidelines aimed at advancing the deployment of broadband connectivity worldwide.

Kolombiya Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos ise “Genişband Dünyası için Akıllı Düzenlemeler” ‘in sempozyumun teması olarak daha uygun olduğu belirtti. Cumhurbaşkanı Santos akıllı düzenlemelerin ihtiyaç olan konuları açığa çıkardığını doğrularken ICT sektörünün altyapının verimliliğine olan katkısından da bahsetti. Santos konuşmasının sonunda ise: “Özellikle artan genişband erişiminin yanında internet erişimi bize e-uygulama, e-sağlık, e-eğitim, e-devlet gibi bize dünyanın en uzak noktasına bile ulaşma imkanı veren Milenyum Kalkınma Hedeflerini gerçekleştirmek için daha verimli ve etkin servisler sunma imkanı vermektedir” dedi.

President of the Republic of Colombia Juan Manuel Santos said that the theme, ‘Smart Regulation for a Broadband World’ was very appropriate. “Smart regulation is precisely what we need,” President Santos affirmed while noting that ICTs contribute to the productive infrastructure of a nation. “Increased access to the Internet – and broadband in particular – will allow us to more effectively deliver services to meet the Millennium Development Goals, as e-applications such as e-health, e-education, and e-governance are able to reach even the remotest corners of the world,”

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

95


TD DIŞ HABER

TELEFON KULAKLIKLARINA YOĞUN TALEP INCREASED DEMAND FOR MORE SOPHISTICATED HEADPHONE

A

rtan taşınabilir cihazların yanında buna bağlı olarak telefon aksesuarlarına olan talepte giderek artıyor. GfK Asya Bölgesel Ticaret Direktörü, Stanley Kee konuyla ilgili olarak “Artan tanışabilir teknoloji kullanımı ile bluetoothlu, dışarıdan gelen sesi engelleyen ve buna benzer birçok özelliği olan telefon aksesuarları da günümüzün elzem ihtiyaçları haline gelmeye başladı. Taşınabilir aygıtlar hayatımıza yalnızca öncelikli fonksiyonlarını yerine getiren temel özellikleriyle birlikte girmiyorlar. Headphone, earphone ve headset olarak adlandırılan taşınabilir telefon aksesuarları bugün telefonların öncelikli fonksiyonlarının çok daha ötesinde ve üstünde çok yönlü özellikleri ile kullanıcılar tarafından büyük talep görüyor.” dedi Telefon kulaklığı toplam satışlarında Singapur, Malezya, Tayland ve Endonezyo olmak üzere dört Güney Asya pazarında 2010’un aynı dönemine kıyasla 2011 yılının ilk yarısında yüzde 7 lik bir artış görüldü. Bu dönem boyunca satış adedi 724 bini bulurken sektörün büyüklüğü yüzde 22 arttı ve 15 milyon dolara ulaştı. “Günümüzde kullanıcılar artan refah seviyesi ve isteğe bağlı alım gücü ile daha iyi marka ve ürünleri tercih ediyorlar ve bu da bölgenin earphone/headphone pazarının büyümesinin arkasında yatan itici güçtür. GfK’nın öngörüleri özellikle Singapur, Malezya ve Endonezya’da kullanıcıların daha pahalı ürünlere karşı headphone/earphone pazarında daha farklı ve gelişmiş modelde ve özelliklerdeki ürünleri tercih ettiğini gösteriyor.”

96

TELEKOMDÜNYASI2011EYLÜL

A

long with the rise of portable devices, demand for accessories such as headsets and headphones have risen correspondingly. “Headphones, earphones and headsets are almost essential when it comes to using portable technology and nowadays, they do not just come with only basic features just to cater to the primary functions,” commented Mr. Stanley Kee, Regional Commercial Director of GfK Asia. “The headphones, earphones and headsets available in the market nowadays are equipped with various level of sophistication that offers over and beyond their primary function.” Total headphone and earphone sales across the four Southeast Asian markets of Singapore, Malaysia, Thailand and Indonesia in the first half of this year grew by 7 percent over the same period in 2010. Some 724,000 units were sold during this period of time, increasing the value of the industry by 22 percent to hit US$ 15 million. “With rising affluence and spending power, consumers these days are also more willing to indulge in better quality brands and products, and this is basically the driving force behind the growth of the region’s headphone/ear phones industry,” observed Mr Kee. “GfK insights reveal upgrading patterns as consumer buying trends in headphones/earphones shift towards the more expensive range, and this is especially apparent in Singapore, Malaysia and Indonesia.”




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.