''AİLE VE DİN'' DERGİSİ

Page 1

A İLE VE D İN





Editörden Sayın okul müdürüm, değerli öğretmenlerim ve sevgili arkadaşlarım, Ailenin din üzerindeki etkisi büyüktür. Din ile aile arasında karşılıklı dinamik bir ilişki vardır. Din aileyi, aile de dini etkilemiş ve tarih boyunca birbirlerini kollaya gelmişlerdir. Aile her şeyden önce dinin, içinde öğrenilip, ilk pratiklerin gerçekleştiği yerdir. Buna karşılık dinin de en önemli objesi, değerlerini yerleştirip gerçekleştirdiği alan ailedir. ‘’ Aile ve Din’’ konulu dergi kapsamında aile ve din etkileşimine , dinlerde evliliğin önemine , aile içi sorumluluklar ve görevlerine , Kur’an’da aile , hısım, akraba, komşu başlıklarında paylaşılan öğütlere ve ayetlere , ayrıca peygamberimiz Hz. Muhammed ( S.A.V)’in bu hususlardaki örnek davranışlarına ve hadislerine yer verilmiştir. Öğretici ve eğitici olmasını, zevkle okunmasını dilerim. Derginin yapımında desteğini esirgemeyen Sayın okul müdürümüz Selami Aksakallı’ya , danışmanlığıyla beni yönlendiren Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenim Sayın Atilla Kutlu’ya teşekkürü bir borç bilirim. Editör IRMAK ESKİAR - 11C /1215


Okul Müdürümüzden

Sayın öğretmenlerim, değerli öğrenciler; Okulumuzda yayınlanan eğitici ve katma değerli dergilere bir yenisinin daha eklenmesi beni mutlu etmiştir. Temel amacı sağlıklı nesiller yetiştirmek ve topluma faydalı bireyler kazandırmak olan ailenin aynı zamanda , birçok ahlaki değer ve güzel davranışın temellerini öğretme görevine de yer veren ‘’ Aile ve Din ‘’ konulu bu dergiyi ilgiyle okudum. Emeği geçen Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenimiz Atilla Kutlu’yu ve öğrencimiz Irmak Eskiar’ı çalışmalarından dolayı tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.

Okul Müdürü

Selami Aksakallı


Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Öğretmenimizden

Sayın okul müdürüm, değerli arkadaşlarım ve sevgili öğrencilerim, Aile, toplumun huzurunu ve güvenini tesis eden en değerli kurumdur. Ailenin muhabbet ve merhametten beslenen sağlam temeller üzerinde yükselmesi, dengeli ve sağlıklı bir ilişki ağına sahip olması, sadece bireyin değil, bir neslin güvencesi anlamına gelmektedir. Dergimizde millî ve manevî değerlerimize bağlı ,ahlak eksenli bilgiyi temel alan aile yapısının kurulması ve korunması , ailedeki rol ve sorumluluklar , evlilik , hısım, akraba, komşu gibi hayatlarımızda dokunduğumuz insanlarla ilişkilerimizin anlam ve önemi gibi hususlara yer verdik. ‘’ Aile ve Din ‘’ konulu dergimiz ile , içerdiği konular hakkında , Kur’an-ı Kerim’den ayetleri paylaşarak ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in hadisleri ve örnek davranışlarını aktararak duyarlılık geliştirilmesini amaçladık. Derginin hazırlanmasında yanımızda yer alan, çalışmamızı destekleyen okul müdürümüz Sayın Selami Aksakallı’ya ve derginin hazırlanmasında görev alan öğrencim Irmak Eskiar’a teşekkür ederim. Atilla Kutlu Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni


İÇİNDEKİLER AİLE VE DİN 1. AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR 2. DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR 3. KUR’AN’DAN VE HZ.PEYGAMBERDEN AİLE İLE İLGİLİ ÖĞÜTLER .AİLENİN KURULMASI VE KORUNMASI İLE İLGİLİ ÖĞÜTLER .AİLE İÇİ GÖREV VE SORUMLULUKLARLA İLGİLİ ÖĞÜTLER .HISIM,AKRABA VE KOMŞULARLA İLGİLİ ÖĞÜTLER 4. EŞ OLARAK, BABA OLARAK , DEDE OLARAK, KOMŞU OLARAK , AKRABA OLARAK , ARKADAŞ OLARAK HZ. MUHAMMED ( S.A.V )


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Aile Din Etkileşiminde Din Tipinin Rolü • Aile toplumun temeli olarak kabul edilir. Ailenin temel amacı sağlıklı nesiller yetiştirmek ve topluma faydalı bireyler kazandırmaktır. Birçok ahlaki değer ve güzel davranışın temeli ailede atılır. • Ailenin din üzerindeki etkisi büyüktür. Aile her şeyden önce dinin, içinde öğrenilip, ilk pratiklerin gerçekleştiği yerdir. Buna karşılık dinin de en önemli objesi, değerlerini yerleştirip gerçekleştirdiği alan ailedir. Dindarlığın ilk görünümleri de aile üzerinedir. • Başta İslam olmak üzere bütün yüksek tipli dinler bireyin gelişmesi için de çaba harcaya gelmişlerdir. • Din, doğumdan ölüme, düğünden bayrama kadar aile ile ilgili hemen önemli bütün olaylarda yer almaktadır. • Mesela doğumlar, dinî ayin icrasıyla gerçekleşen bir sosyal olgudur. Çocuk dinî törenlerle sosyalleşir. • Mesela İslam’da sünnet olma, Hristiyanlıkta vaftiz, dinî içerikli sosyalleşme örnekleridir. Cinsiyet farkına dayalı ritüellerin önemli bir kısmının din kökenli olduğu görülür. • Varlığı en açık şekliyle ailede hissedilen ölüm törenleri dinseldir. Ünlü antropolog Malinovski’ye göre bu törenler o sosyal birliğin parçalanmasını ve bireylerin kaçışını önler. • Evlilikler çoğu kere dinî törenlerle gerçekleşir, öncelikle ailede yaşanan bayramlar dinsel unsurlar taşır.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Aile Din Etkileşiminde Din Tipinin Rolü • Aile toplumun temeli olarak kabul edilir. Ailenin temel amacı sağlıklı nesiller yetiştirmek ve topluma faydalı bireyler kazandırmaktır. Birçok ahlaki değer ve güzel davranışın temeli ailede atılır. • Ailenin din üzerindeki etkisi büyüktür. Aile her şeyden önce dinin, içinde öğrenilip, ilk pratiklerin gerçekleştiği yerdir. Buna karşılık dinin de en önemli objesi, değerlerini yerleştirip gerçekleştirdiği alan ailedir. Dindarlığın ilk görünümleri de aile üzerinedir. • Başta İslam olmak üzere bütün yüksek tipli dinler bireyin gelişmesi için de çaba harcayarak gelmişlerdir. • Din, doğumdan ölüme, düğünden bayrama kadar aile ile ilgili hemen önemli bütün olaylarda yer almaktadır. • Mesela doğumlar, dinî ayin icrasıyla gerçekleşen bir sosyal olgudur. Çocuk dinî törenlerle sosyalleşir. • Mesela İslam’da sünnet olma, Hristiyanlıkta vaftiz, dinî içerikli sosyalleşme örnekleridir. Cinsiyet farkına dayalı ritüellerin önemli bir kısmının din kökenli olduğu görülür. • Varlığı en açık şekliyle ailede hissedilen ölüm törenleri dinseldir. Ünlü antropolog Malinovski’ye göre bu törenler o sosyal birliğin parçalanmasını ve bireylerin kaçışını önler. • Evlilikler çoğu kere dinî törenlerle gerçekleşir, öncelikle ailede yaşanan bayramlar dinsel unsurlar taşır.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Aile Din Etkileşiminde Din Tipinin Rolü • Din ve aile ilişkisi , ailenin ve dinin tipine göre değişir. • Buna göre dinin aile ile olan ilişkisi basit ve yüksek tipli dinlerde farklılık arz etmektedir. • Toplumsal şartların ürünü olan dinlerde aile ve din, birbirlerinden yeterince ayrılmamışlardır. Bundan dolayı da hangisinin hangisini etkilediğini belirlemek bile zordur. Çünkü diğer kurumların etkisi ve belirleyiciliği konusunda olduğu gibi sosyal yapının önemli bir unsuru olan aile dini de büyük çapta belirleyip şekillendirmektedir. • Bunun en somut örneği çok tanrılı inançlara sahip site toplumlarıdır. Bu toplumlarda aile kurumu dinden daha güçlüdür, dolayısıyla da ailenin dini belirlemesi daha bir ön plandadır. Burada ailenin pek çok motifi kutsal hâle gelmiştir. Aile reisi, atalar ruhu, ocak, evin belli köşeleri kutsaldır. • Burada, doğum Tanrısı, Bereket Tanrısı, gibi her şeyin bir Tanrısı vardır. Özellikle Tek Tanrılı din mesajı ulaşmamış bu toplumlarda aile, kendi yapısına uygun bir kült oluşturmuş, buna uygun bir din geliştirmiştir. Aynı zamanda dinî bir nitelik taşıyan ocak kültü, atalar kültü bunun tipik bir örneğidir. İlk bakışta burada din aileyi kutsallaştırıyor gibi görünüyor ve etki dinden geliyor izlenimini veriyorsa da gerçek bunun aksinedir. • Din kendini ailenin temel ögelerinin içinde bulmuş, Tanrının yerini baba, aşkın ibadetlerin yerini ise ata kültü almıştır.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Aile Din Etkileşiminde Din Tipinin Rolü • Yüksek tipli dinlerde ise aile kutsal olmayan bir oluşumdur. Yani burada bir din ve bir de bunun dışında dinî yüklemelere sahip olsa bile sosyal bir grup ve kurum olarak aile vardır. • Bu çerçevede yüksek tipli din aileye etki ederek onu yeni baştan şekillendirmiştir. Mesela Yahudilik, Hristiyanlık ve özellikle İslam aile konusunda ayrıntılı kurallar getirmişler ve onun, iki ayrı cins arasında meydana gelmesi, keyfî ve geçici olmaması, neslin devamını sağlaması gibi doğal yapısının üzerine değerler yüklemişlerdir. Buna göre evlenme şekli, boşanma, karşılıklı haklar ve ödevler, yönetim, aileye ait malların kullanımı, miras, kadın ve erkeğin konumu, gibi pek çok konuyu bir hayli ayrıntılı kurallara bağlamışlardır. Hatta köklü yapısal değişikliklere uğ ratmışlardır. • Mesela İslam, kendisinden önceki cahiliye dönemindeki yarım düzine kadar aile modelinden (evlenme-boşanma tarzından) bir tanesini alıp düzeltmiş ve onu moral destekle güçlendirmiştir. • Din-aile ilişkisinde ailenin tipi de önem taşımaktadır. Mesela din ve aile sosyologları geniş ailenin din ile daha uyumlu olduğunu düşünmektedirler. Bu durum geniş ailenin birlik sağlayıcılığıyla açıklanabilir. • Din, toplumlarda her haliyle birlik sağlayıcı bir işleve sahiptir. Birlikte yemekler, dualar, günlük hayatın pek çok olağan işleri ile ilgili icra edilen din içerikli ailesel paylaşımlar büyük aile yapılarında daha rahat gerçekleşebilmektedir.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR İslam Ahlakı ve Aile • • • • • •

İslam ailesinin iki ana kaynağı Kur’an ve ayaklı Kur’an olan Peygamberin sünnete dair davranışlarıdır. İslamiyet birçok eski adete son vermiş ama kendi esaslarına uygun ve cemaatin menfaatine olan gelenekleri de muhafaza etmiştir. İslam ailesinin hukuki temelleri asırlar boyunca İslam’a ait Sünnet, Kıyas ve İcma ile zenginleştirilmiştir. Başlangıçta İslam ailesi baba taraflıdır, ataerkil aile yapısı mevcuttur. İslam döneminde de bu değişikliğe uğramamıştır. Erkeğin önceliği vardır. Boşanma tek taraflı çalışır. Cahiliye ailesinde aile büyüklerinin güçlü bir otoritesi vardır. Bu islam döneminde de devam etmiştir. Bu aile yapısı Hicretin 1. asrından itibaren bir takım değişikliklere uğramıştır.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR İslam Ahlakı ve Aile • • • • • • •

Dinin ilk pratikleri aile içinde gerçekleşir. Dinin değerlerinin yerleştiği alan ailedir. İslam ailenin sağlam bir şekilde kurulup devam ettirilmesine son derece önem vermiştir. İslam’ın ilk tebliğ yıllarından itibaren bu konuda çok sayıda ayet nazil olmuştur. Eşler arasındaki saygı ve sevgi ailesel olduğu kadar dinidir. İslam’da aile ne çekirdek ne de geniş ailedir; iki cins arasında iradi bir sözleşmeye dayalı olarak gerçekleşmesine bakılınca çekirdek aileye; yakınlarıyla ilişki açısından bakılınca geniş aileye benzemektedir. İslam bir düzine kadar evlenme çeşidinin içinden bir tanesini seçip geliştirmiş ve belli basamaklarında uyulması gerekli ahlaki ilkeler koymuştur.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR İslam Ahlakı ve Aile • • •

• •

Aile, tüm dünyada yaygın kabul gören bir yaklaşımla toplumun hem en küçük hem de en zor değişen sosyal kurumlarından biri olarak kabul edilir. İslam ahlakına sahip insanların yaşadığı çevreler; özlem duyulan, huzur ve güven içindeki ortamlardır. İslam barıştır, ışıl ışıl aydınlıktır; insana gerçek sevgiyi, şefkati, merhameti, dostluğu tarif eder, sevmenin sanatını öğretir. O’nun sınırları içerisinde yaşayan insan da her zaman ve her ortamda samimidir, saygı ve sevgi doludur. Din hayatın her anını kapsar ve insana Kur’an ekseninde güzel ahlâkı kazandırır. Üstün ahlak özelliklerinin de ibadet olduğu bilincine sahip insan Allah'ın hoşnutluğunu, rahmetini ve cennetini kazanmak için Kur’an ahlakını yaşama çabası içindedir. Müminler Allah’ın verdiği derinlik hissini yaşamak, Allah’a birlikte güzel kulluk edebilmek ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için evlenirler. İnsanın evinde aradığı şey samimiyet, dürüstlük ve güvendir. Güven duymak insanı çok rahatlatır. Güven de Allah korkusu ve Allah sevgisi ile olur. İnsan, eşinin Allah’tan gücü yettiğince korktuğuna inanıyorsa, Allah’a bağlı ve tam teslim olduğuna inanıyorsa o zaman güvenin konforunu yaşar. Aile bireylerinin birbirine saygı duyması ve değer vermesi etkileyicidir. Allah sevgisinin bulunmadığı evlerde saygı, sevgi ve karşılıklı değer verme yoktur.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR İslam Ahlakı ve Aile • Dinin aile ile ilişkisinin önemli kontak noktalarından birisi, ikisinin de kontrol ve denetleme kurumu olmalarıdır. • Bir toplumun ilerlemesi ve mutluluğu, aileye verdiği değere, genç kuşakların yetişmesi için gösterdiği çabaya ve öneme bağlıdır. • Ailede kazanılan davranışlar toplumu da ilgilendirir. Eğer aile mutlu ve huzurluysa toplum da mutlu ve huzurlu olur. • Bu yüzden aile bireyleri birbirlerine karşı hoşgörülü olmalı, hak ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeli, birbirlerine saygı ve sevgi göstermelidir. • Aile bireyleri arasında zaman zaman ortaya çıkan sorunlar hoşgörü, saygı, sevgi, edep ve anlayış çerçevesinde çözülmeli, bu konuda Kur'an'ın ve Peygamberimizin emirleri dikkate alınmalı, aile bireyleri birbirlerine karşı kaba ve kırıcı olmaktan kaçınmalıdır. Çünkü ailedeki huzursuzluklar topluma da yansır. • Ailenin düzenli, huzurlu ve mutlu olması, aile bireylerinin birbirlerine karşı sevgi, saygı, yardımlaşma ve dayanışma bilinci içinde olmalarına bağlanmıştır.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailenin Kurulması ve Korunması •

• • •

İslam’da aile yuvası "harem" (saygın ve kutsi olarak adlandırılır ) ve ailedeki her ferdin naslarla çizilmiş bir hürmet hakkı ve görevi vardır. Bu itibarla ailede hürmeti zedeleyen her yol kapalıdır. İnanan insan eşine çok değer verir, çok ciddiye alır, eşi onun için çok özeldir, gözünde çok büyüktür, kutsaldır, tertemizdir. Eşi emanetidir; onu korur, kollar ve en iyi şartlarda yaşatmaya çalışır. Kur’an, aile ahlakıyla ilgili sağlam ölçüler koyar ve çeşitli tavsiyelerde bulunur. O, sosyal birliğin en üstün ve en sağlam şekliyle sevgi, bağlılık, merhamet, dayanışma, yardımlaşma, doğruluk, insaf ve Allah korkusunu gözeterek aile kurumuyla korunmasını ve sürdürülmesini hedef alır. Ailenin dünya hayatının düzeninde olduğu gibi, ahiret hayatında da önemi vardır. İyilerin erişecekleri saadet ve Cennet müjdelenirken onların yanında atalar, zevceler ve soylarından salih olanların bulunacağı, buna karşılık Cehenneme girerken hüsrana uğrayanların kendilerini de ailelerini de ziyana uğratacakları haber verilmiş, sevap ve azapta ailenin rolüne işaret edilmiştir. Kuran-ı Kerim’e göre erkek, evin idarecisi, bakıcısı ve hakimidir. Ev içinde ve dışındaki ağır yükümlülükleri sebebiyle kadınlar üzerinde kaimdirler. (Nisa, 4/34)


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailenin Kurulması ve Korunması •

• • • • •

Ailede kadın ve erkeğin belirli hak ve yükümlülükleri vardır. Evin idarecisi olarak görev yapan erkek hanımına karşı iyi davranmak durumundadır. Kadın da ilk etapta iffet ve namusunu korumakla yükümlüdür. İslam, ailenin devamı için genel ahlaki çerçevede normal yaptırım güçleriyle onu korumaya ve kollamaya çalışır. Ancak bununla sonuç alınamayan yerde boşanma hukuki bir kural olarak devreye girer. Ailede çıkabilecek sorunların öncelikle aile içinde çözümlenmesi öğütlenmiştir. Aile içerisinde her fert, kendisinin gücü oranında aileye katkıda bulunmak için çaba göstermelidir. Ailesini en güzel şekilde temsil etmek sorumluluğunun bilincinde olmalıdır. İslam boşanmayı ciddileştirmiştir. Cahiliye dönemindeki, erkeğin sık sık boşanması, ama bir türlü bırakamayıp defalarca geri alması ya da nikahlısı gibi gösterip bir başkasıyla evlenmesini ortadan kaldırmıştır. İslam’da boşanmanın ahlaki ve hukuki boyutları vardır. İslam boşanmayı ‘’ sevimsiz helal ‘’ olarak tanımlamıştır.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailenin Kurulması ve Korunması • •

Müslüman dünyada aile, karşılıklı bir mecburiyetler ağından oluşur. Bu mecburiyetler sadece karı-kocanın kendi arasında değil, büyükbabalar, torunlar, kız erkek yeğenler, halalar, amcalar, teyzeler, dayılar ile yakın veya uzak bütün kuzenler için geçerlidir. Bu bağlar ilk bakışta, baskıcı, fedakarlık gerektiren ve şahsın hayatına müdahale eden bağlar olarak görülebilir. Ama aynı zamanda bireyi destekleyen, onu rahatlatan, ilişkilerinde insanı yalnızlıktan kurtaran ve özel menfaatlerin korunması konusunda bir garanti teşkil ederler.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailede Görev ve Sorumluluklar • • •

İslam toplumunda kadının kocasına karşı temel görevlerinin başında eş olarak rolünün gereğini yerine getirmesi, kocasının malını kullanırken ya da harcarken marufa göre davranması, kocasının namusuna halel getirebilecek davranışlardan kaçınmasıdır. Ev işlerinin yapılması, çocuk yetiştirmek diğer görevleridir. Ancak kadının yürütmekle mükellef olduğu işler toplumdan topluma ve yaşanılan zamana göre değişiklik göstermiştir. Erkek evin reisidir. Aileyi geçindirmek ve korumaktan sorumludur. Çocuklarını hayata hazırlamak hususunda da bazı yükümlülükleri bulunmaktadır.( güzel isim koyma, erkek çocuklarının sünnet ettirmek, evlilikleriyle ilgilenmek vb. )


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailede Görev ve Sorumluluklar • •

• •

Kur’an’da anne-babanın çocuklara karşı görevler de belirtilmiştir. Çocukların bakımını en iyi şekilde yapmak sadece onların yeme, içme, giyinme ve diğer maddi ihtiyaçlarını karşılamak değildir. Dünyevî hiçbir sevginin dolduramadığı gönlü, Allah sevgisiyle besleyebilmek, Kur’an ahlâkıyla bezeyebilmektir. Yani temiz bir fıtrat üzere doğan çocuğun bu safiyetini İslâmî terbiyeyle koruyabilmektir. Çünkü Allah nezdinde hak din İslam’dır. Onları sevmek ve değer vermek, onlara bir emanet ve denenme – imtihan vesilesi gözüyle bakmak, yetişmeleri ve eğitimleriyle ilgilenmek, dünya ve ahiret tehlikelerinden korumak gerekmektedir. Hayırlı evlatlar yetiştirmek, Müslüman’ın ait olduğu topluma karşı yükümlülüklerinden biridir. Bu hususta İslam ile Cahiliye arasındaki temel fark , İslam’a göre kız ya da erkek olsun bütün çocukların Allah’ın bir emaneti olarak değerlendirilmesidir.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailede Görev ve Sorumluluklar • • •

Çocuklara dini eğitim vermek ve hayatlarında İslâmî prensiplere bağlı kalmaları noktasında uyarma görevinde bulunmak dini bir zorunluluktur. Peygamberimiz (sas): “Bir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha üstün bir miras bırakamaz ve onun çocuğunu terbiye etme noktasındaki her bir çabası sadaka vermesinden daha hayırlıdır.’’ buyurmuştur. Çocuklarına iyi bir terbiye veren anne ve babalar, dünyada bunun meyvelerini zaten alırlar. Öldükleri zaman ise arkalarında kendilerine dua eden hayırlı bir evlat bıraktıkları için amel defterleri kapanmaz. Ebeveynler, ilâhî hikmet gereği, salih amel işleyerek hayatlarını zenginleştiren çocukları sebebiyle sevap kazanmaya devam ederler.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailede Görev ve Sorumluluklar •

• • •

Peygamberimizin çocukları sevdiğini, öptüğünü gören bir bedevinin bunu yadırgaması ve çocuklarını hiç öpmediğini itiraf etmesi üzerine Peygamberimizin, "Allah senin kalbinden merhameti almışsa, ben ne yapabilirim." (Buhari, Edeb, 18) buyurması konunun ehemmiyetini gösterir. Aile ortamının sevgi ve şefkatinden mahrum olan çocuk, sosyal hayatta bunun kötü sonuçlarını görecektir. Ana baba, aile içinde sevgi, şefkat ve huzuru temin etmeli ve çocuklarından sevgi ve merhameti esirgememelidir. Ana baba, çocuklarına karşı sevgide adil olmalı ve bir tarafa ağırlık verip diğeri ihmal edilmemelidir. Peygamberimiz (a.s.) bu konuda, "Allah'tan korkunuz ve çocuklarınız arasında adaletli olunuz." (Ebû Davud, Büyû, 83) tavsiyesinde bulunur. Anne babanın çocuklarına karşı adaletli olması, aile içinde kaynaşmayı ve huzuru artırır, çocukların anne-babaya olan sevgi ve saygıları artar. Çocuklar arasında kız veya erkek diye bir ayrım yapmak, İslâm’a göre cahiliye anlayışıdır ve bundan sakınmak gerekir. Nitekim Peygamberimiz kız ve erkek çocuk arasında ayrım yapmayı hoş görmemiştir.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailede Görev ve Sorumluluklar • • • •

Aile, ilk yıllarda çocuğun her yönden gelişmesi hususunda tek sorumlu sayılır ve çocuk en küçük yaşlardan itibaren aile içinde "dindar" yahut "dine karşı kayıtsız" olmaya başlar. Çocuk, Allah'ı çevresinin, özellikle ailesinin kendisine anlattığı, şekilde, kendi ruhî güçleriyle işleyerek tasavvur ve idealize etmeye çalışır. Ailenin, özellikle annenin, çocuğun gerek psiko-fizyolojik, gerekse dinî gelişiminde en önemli faktör olduğu görülecektir. Özellikle anne, çocuğun dinî yönden gelişiminde büyük rol oynamaktadır. Dindar bir anne dinin ilk öğretmeni olarak telakki edilebilir. Çocuk için biyolojik açıdan annesi bu denli önem taşıdığı gibi, onun duygusal yönden de çocuk ruhunda önemli bir yeri vardır. Çocuğun, çocukluk dönemini geride bırakıp, gençlik çağına girdikten sonra bütün dinî inancını bir kenara bırakmasında, çocukluk şartları ve dolayısıyla aile, en önemli kaynağı teşkil etmektedir." Bu itibarla, anne baba ve akrabalardan oluşan ilk çevre, çocukluk öncesi, çocukluk ve gençliğe uzanan yolda en etkili faktör olarak görülmelidir. Gazzâli’nin görüşüne göre ; "Çocuk ana babasının yanında bir emanettir. Temiz kalbi de her çeşit nakış ve suretten hâlî (boş), saf, kıymetli bir cevherdir. O her nakışa kabiliyetli olduğu gibi, meylettirildiği her şeyi almaya da elverişlidir. Eğer o, hayra alıştırılır, hayır (iyi, faydalı, olumlu şeyler) öğretilirse, hayır üzere büyür, dünya ve ahirette mesut olur.’’


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR

Ailede Görev ve Sorumluluklar • • • • • • • • •

Bir insanın kendine mahsus dini özelliklerinin tümüne dini şahsiyet denir. İnsanın dini inançları, duyguları, düşünceleri ve şüpheleri, dini tutum ve davranışları, dine yaklaşımı, kısaca bir bütün olarak dini görünümü onun dini şahsiyetini oluşturur. Dini inanç ve tutumların teşekkülünde yada dini şahsiyetin oluşmasında ilk çocukluk dönemindeki aile ilişkilerinin önemi büyüktür. Çocukta dini uyanış aile üyelerinin ilgi, teşvik ve örnek olmalarına bağlıdır. Eğer çocuk öncelikle ailede dini bir ortam içerisinde yaşama imkanı bulabilirse onda güçlü bir dini şahsiyet görülebilir. Aile içinde çocuğun teneffüs ettiği dini hayatın içeriği ile aile üyelerinin dine ilgi dereceleri, ayrıca dini bilgilerin aktarılmasında izlenen yöntem ve alışkanlıklar farklı sonuçlar ortaya çıkarabilir. Çocuklar, anne ve babalarının dini söz, tavır ve davranışlarından algıladıklarını kendi tecrübeleri, kabiliyetleri ve kişisel düşünme ve tepkileri ölçüsünde işleyerek, kendilerine has bir dini şahsiyet geliştireceklerdir. Yapılan pedagojik araştırmalarda çocuğu insan olma yolunda ilk yönlendiren, ona mensubu bulunduğu kültürel değerleri kazandıran tek sosyal kurumun aile olduğu sonucuna varılmıştır. Okul öncesi dönemde anne ve baba davranışları çocuğun şahsiyetinin gelişmesinde nasıl yönlendirici oluyorsa , aynı şekilde anne ve babanın dini tavırları da çocuğun dini şahsiyet kazanmasında yönlendirici etkiye sahiptir.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailede Görev ve Sorumluluklar • • • • • •

Çocuğun doğuştan getirdiği inanma , yüce bir yaratıcıya bağlanma duygusu anne babanın dini tutumuyla gelişir. Çünkü çocuklar dini tutumlarını geniş ölçüde aile içinde anne ve baba konuşma ve davranış modellerinden elde etmektedir. Geleneksel aile yapısı içinde anne ve baba çocuğun dini değerlere karşı olumlu veya olumsuz tutumlarının oluşup gelişmesinde etkili bir yere sahiptir. Çocuğun dini uyanış ve gelişmesinde yetişkinlerin izlerini taşıdığı görülmüştür. Çocuğa dini bir şahsiyet kazandırırken her şeyden önce ona dini ve ahlaki bilgiler verilmelidir. Bu bir nevi dinin çocuğa tanıtılması ya da takdim edilmesi olayıdır. Çocuklara verilecek bilgilerin onların gelişim durumlarına uyup uymadığına, hayati ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığına , onların dünyasını kucaklayıp onunla iç içe olup olmadığına bakmakta fayda vardır. Din bilgisi çocuklara nüfus edecek şekilde ayarlanmalıdır. Baskı ile imanın aşılanmaya kalkışılması , dini inanca karşı ekseriya soğukluğa yol açabilmektedir. Çocuğun ruhi dengesini bozmadan sistemli ve planlı bir şekilde dini eğitim verilmelidir. Ailede verilecek dini ve ahlaki bilgilerin doğru olmasına özen göstermek gerekir.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailede Görev ve Sorumluluklar •

Bir çocuk için aile ortamı hayat prensiplerinin kazanıldığı bir yerdir. Bütün karakter özellikleri burada oluşacak, olumlu veya olumsuz davranışları aile ortamında kazanacaktır. Anne-baba ve diğer aile büyüklerinin hal ve hareketleri, bir çocuk için birer davranış örneklerini oluşturmaktadır. Anne-baba, çocuğunun nasıl olmasını istiyorsa ve ondan neler bekliyorsa, öyle yaşamak ve davranmak zorundadır. Anne-babanın olumlu davranışları, söz ve ikazlarından daha etkilidir. Bu noktada anne-babanın çocuğa söylediği hususları kendilerinin yerine getirmesi de son derece önemidir. Büyüklerin her işe “Bismillah” diyerek başlamasını, namaz kılışını, Kur’an okuyuşunu, camiye gidişini izleyen çocuklar, onlar gibi davranmak isterler. Annenin, büyükannenin yanında namaz kılmak; baba ile, büyükbaba ile Cuma veya bayram namazlarına gitmek; bayram günlerinde dostlarını, akrabalarını ziyaret etmek çocukların zevkle katıldıkları faaliyetler olmalıdır. Yetişkinlerle beraber olmak, dinî yaşayışı tanıyıp öğrenmede ve alışkanlık kazanmada önemli etkenlerdendir. Taklit ve alışkanlık halinde kişinin hayatında yer eden dinî pratikler zamanla irade düzeyine yükselecek ve iradeyi harekete geçirecektir.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Ailede Görev ve Sorumluluklar •

• •

Çocuk dinî bilginin yanında, pratik dinî davranış şekillerine ihtiyaç duyar. Evde namaz kılmak, beraber camiye gitmek, çocuğu teravihlere götürmek, Kur’an okumak, oruç tutmak, sahura kalkmak, iftar etmek, iyilik yapmak, yaşlılara hürmet etmek, fakirlere yardım etmek gibi davranışlar ve ibadetler, çocuk için örnek davranışlar olacaktır. Bunlar aynı zamanda çocuğun gönül dünyasında iz bırakacağı gibi, çocuğu iyilik ve ibadet yapmaya alıştıracaktır. Peygamberimiz, çocuklara Kur’an okumayı öğretmeyi, onları bu hususta yetiştirmeyi ümmetine tavsiye etmiştir. Allah'tan uzak yaşayan, kalbinde Allah sevgisi ve korkusu taşımayan anne-babalar, çocuklarına da Allah’ın emrettiği merhametli, adaletli, hoşgörülü, akılcı güzel ahlakı öğretemezler.


AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR Anne – Babaya İyi Davranmak • Anne baba iyiliğe layık kişilerdir. Kur’an, Allah’a ibadetten hemen sonra anne ve babaya iyiliği emretmiş, onları iyilik ve yardım edilmesi gerekenlerin en başında saymıştır. • Anne-babaya iyi davranmak Kuran’ın bir uyarısıdır. Bu uyarıya uymak inananların görevidir. • İnsanlar özellikle gençlik dönemlerinde anne-babalarını yetersiz görmeye başlarlar. Kimi zaman insanların anne-babalarını hor gördüklerine, terslediklerine tanık olunur. Hatta kuşaktan kuşağa gerçekleşen sınıf atlamalar ile kimilerinin sınıf atlamanın getirdiği çevre yapısından kaynaklı anne-babalarından utandıklarına bile şahit olunabilir. Oysa Kuran onları sahiplenmemiz gerektiğini ortaya koymuştur.


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR Evlilik nedir? • Evlilik bir erkekle kadının hayat boyu beraber yaşamaları için yapmış oldukları akittir. Evlilik tabii bir ihtiyaçtır. Çoğalma ve neslin sağlıklı açıdan devam etmesinin bir şartıdır. • Tarihin bütün dönemlerinde evlilik kutsal bilinmiş ve önemsenmiştir. Toplumun inanç ve kültürüne göre de belirli esas ve şartları da oluşmuştur. • Evlilik dinler tarafından da önemsenmiştir. Hem beşeri hem de ilahi dinlerde bazı farklılıklar olsa da evlilik bütün dinlerce teşvik edilmiştir.


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR İslam dininde evlilik • Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'de evliliği teşvik eden, aile müessesesinin önemini vurgulayan birçok ayet vardır. "...Aranızdaki evlilik çağına gelmiş olanları evlendirin..." (Nur , 32) “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.” (Rum, 21) • Ayrıca dinimizde evlilik dışı ilişkiler şiddetle yasaklanmıştır. Zina hiçbir dinde hoş karşılanmamıştır. "Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur." (İsra, 32) • İslam her hükmünde olduğu gibi evlilik konusunda da diğer dinlerdeki aşırılıkları gidermiş ve orta yolu benimsemiştir. • İslam’da evlilik insani ve medeni bir muamele, dinî bir vazifedir. Evlilik hem neslin devam etmesi için bir vesile hem de kişiyi dince günah sayılan şeylerden koruyan bir vasıtadır. • Dinîmizde neslin devamı ve korunması için evlilik esastır. Bunun dışındaki ilişkiler zina olarak isimlendirilmiş ve haram kılınmıştır. Bu şekilde bir yaşantı hem aileleri dağıtmakta hem de neslin bozulmasına yol açmaktadır.


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR • •

• • • •

İslam dininde evlilik İslam evliliği insanları günahlardan koruyan bir zırh olarak değerlendirmiştir. Yüce Allah ‘’ Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz.’’ ( Bakara 2, 187 ) buyurur. Kur’an-ı Kerim, insanları uyararak zina edenlerle ilgili olarak da zina eden bir erkeğin zina eden bir kadınla evlenebileceğini, bu tip insanların eş olarak müminlere haram kılındığını beyan eder. Başka bir ayette de kötü ahlaklı insanların eş olarak ancak birbirlerine yaraşacakları uyarısında bulunur (Nur , 24-26). İslam evlilikte getirdiği esaslarla insan şeref ve haysiyetini korumuş, evlilikte tek eşliliği tavsiye etmiş, çok evlilikte ise bir insanın kolay kolay güç yetiremeyeceği şartlar koymuştur. Boşanmaya hoş bakmamakla beraber şiddetli geçimsizlik ve zina suçunun sabit olması durumunda izin vermiştir. Cahiliye döneminde talak, hul, zıhar ve ila gibi boşanma usulleri vardı, İslam bunların bir kısmını kaldırmıştır, bir kısmı ise ıslah ederek devam ettirmiştir. İslam sosyal hayatın gereği olarak boşanmayı meşru bir hak olarak kabul etmiş; boşanmadan doğan ve genellikle kadınların mağduriyetine sebep olan durumları ortadan kaldırmıştır.


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR İslam dininde evlilik • •

İslam dininde kadına evlendiğinde kocası tarafından ‘’mehir’’ verilir. Mehir, erkeğin evlenirken karısına vermesi gereken altın, mal veya bir menfaattir. Mehir kadın için bir nevi hayat sigortasıdır. • Kur’an-ı Kerim’de şöyle denmiştir; ‘’ Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile verin; kendi arzuları ile mehrin bir kısmını size hediye ederlerse onuda afiyetle yersiniz.’’ ( Nisa, 4 ) • Hadisi şeriflerde buyrulur ki; Mehir vermemek niyeti ile evlenen, kıyamette hırsızlarla haşrolur. Mehr parası hayırlı maldır. Mehir olarak bir yüzük olsa da verin. • Hz. Peygamber evliliğe engel teşkil edecek aşırılıklardan kaçınılmasını özellikle istemiştir.


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR Düğün esnasında neler sünnettir; 1. Düğün programının yeri, şekli, tarzı, muhtevası düğüne katılacak insanların meşrû çizgileri de dikkate alınarak karşılıklı rızâ ile tesbit edilir. Halkın gönlü hoş tutulmaya çalışılır. Haram bir şey istenmedikçe, halkın istek ve dileklerine cevap vermeye gayret edilir. 2. Düğünün amacı, evliliği halka duyurmaktan ibârettir. Nitekim Peygamberimiz (asm) buyurmuştur: “Evliliğin alâmeti nikâhın îlân edilmesidir.” 3. Düğünde yemek vermek sünnettir. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm, Abdurrahman bin Avf radiyallahü anhın üzerinde zâferân kokusu (düğünde sürülen koku) görünce sordu: “Bu ne hal?” Abdurrahman bin Avf radiyallahü anh: “Bir kadınla bir miktar altın mehir karşılığında evlendim.” dedi. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm: “Allah mübârek eylesin. Fakat bir koyunla da olsa düğün ziyâfeti ver.” buyurdu.


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR Düğün esnasında neler sünnettir; Enes bin Mâlik radiyallahü anh anlatmıştır: Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’ın bir düğününde annem yemek hazırlamış, göndermişti. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm bana: “Onu koy. Git filanı, filanı, filanı ve karşılaştığın herkesi çağır.” buyurdu ve bir çok adamın ismini söyledi. Gittim, Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm’ın adlarını söylediği kimseleri ve rastladığım herkesi çağırdım. Üç yüz kadar kişi geldiler. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm: “Onar onar halka yapsınlar ve herkes yesin.” buyurdu. İlk gurup doyuncaya kadar yedi, kalktı. Sonra diğer gurup doyuncaya kadar yedi, sonra diğer gurup yedi. Herkes yedikten sonra Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm: “Yâ Enes! Sofrayı kaldır!” buyurdu. Ben de sofrayı kaldırdım. Fakat yemeği ilk koyduğumda mı daha fazlaydı, yoksa kaldırdığımda mı fazlaydı; bilemedim.”


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR Düğün esnasında neler sünnettir; Sabit el-Buhânî radiyallahü anh anlatmıştır: Hz. Enes’e: “Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm Zeyneb radiyallahü anhânın düğün ziyafetini ne ile yaptı?” diye sordum. Hz. Enes radiyallahü anh: “Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm sahabelerine doyup terk edinceye kadar ekmek ve et ziyâfeti verdi.” dedi. 4. Düğün ziyafetinde fakirler ihmal edilmez, muhakkak çağırılır. Hz. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm buyurmuştur: “Yemeğin en şerlisi fakîrlerin çağırılmayıp, zenginlerin çağırıldığı düğün yemekleridir.” 5. Düğünde harama girmeksizin meşru çerçevede eğlenmeye imkan verilir. Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm buyurmuştur: “Gayrimeşrû birleşme ile meşrû evliliği birbirinden ayıran şey, def çalmak ve ilân etmektir.”


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR Düğün esnasında neler sünnettir; Rubey binti Muavviz radiyallahü anhâ anlatmıştır: Ben gelin olduğumun kuşluk vaktinde Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm evlenme törenime geldi. O sırada küçük kızlarımız deflerini çalmakta ve Bedir günü şehit düşen atalarının kahramanlıklarını nağme ile dile getirmekte idiler. Nihayet içlerinden biri: “Aramızda yarını bilen bir Peygamber vardır.” dedi. Bunun üzerine Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm: “Bu sözü bırak da, bundan önce söylediklerini söylemeye devam et.” buyurdu. 6. Evlenen çiftler tebrik edilir ve hayır dua edilir. Ebû Hüreyre radiyallahü anh bildirmiştir: Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm evlenen insanı tebrik edeceği vakit: “Allah mübârek etsin. Tebrik ederim. Allah sizi mutlu kılsın ve sizi hayırla bir araya getirsin.” buyururdu.

( Nesâî, Nikâh, 72; 74, 75,79, 80, 84, Tirmizî, Nikâh, 6, 7, 10, Mektûbât, s. 114, Buhârî,4/234 , Müslim, Nikâh, 91, 110, İbn-i Mâce, Nikâh, 1896 )


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR Yahudilikte evlilik • Yahudilikte evlilik kutsal sayılır ve çok önemlidir. Yahudiler dini bir hüküm kabul ettikleri nikahı, ibadet yerleri olan Sinagog'ta kıyarlar. Yahudilikte nesli devam ettirmenin yolu meşru evliliktir. • On Emir'de zina yasaklanmıştır. • Evlilik aile hayatının en önemli olayıdır. Nikahla başlayan bir anlaşmadır. • Tevrat’ta “….semereli olun, çoğalın ve yeryüzünü doldurun” (Ahd-i Atik, Tekvin 1/28) prensibine göre evlenme dinî ve millî bir görev kabul edilir. • Evlenmek övülür. Bekarlık ise yerilir. • Evlenme nikahla başlar. Yahudilikte evlilikte bekaret aranır. • Bakire olmayanlar baba evine gönderilirler. (Ahd-i Atik, Tesniye XX 11/13-23) • Boşanma hakkı tamamen kocaya aittir. (Tesniye XXIV/1-4) • Zina, aldatma yasaktır. • Ailede sadakat ve samimiyet aranır. (Çıkış XX/14- Sayılar V/11-13)


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR Hıristiyanlıkta evlilik • Hıristiyanlık'ta evlilik, Hz. İsa ve Kilise birliğinin sembolü olarak görülür ve dini bir kurum sayılır. Bu dine göre iki insan evlendiği zaman Tanrı'nın nazarında bir tek varlık olarak kabul edilir. • Hıristiyanlıkta Tanrı’nın insanı bir kadınla bir erkekten yaratmış olması, evlenmenin ilk kaynağı kabul edilir. • Hıristiyanlıkta da iffeti korumanın ve nesli sürdürmenin yolu evlilikten geçmektedir. • “Evlenen kadın kocasına, Rabb’ine tabi olduğu gibi tabii olacaktır. (Pavlusun Efesoslulara mektubu, V/22-23) Pavlus’un düşüncelerinden hareketle bakirelik kutsal kabul edilir. • Boşanma, zina sayılmakta ve kesin olarak yasaklanmaktadır. (Yeni Ahit Markos incili, X/6-12) Katolik kiliselerde zina dışında boşanmaya müsaade edilmez. • Protestanlar da bu durum daha yumuşaktır.


DİNLER EVLİLİĞE ÖNEM VERİR Beşeri dinlerde evlilik 1. Konfüçyüsçülük ve Taoizm: Çinin millî dinleri arasında yer alır. Evlilik nesli devam ettirme ve aile ocağını tüttürme anlayışı üzerine kurulan bir ittifaktır. Bu inanca göre insanın evlenmeden ölmesi büyük bir günah olarak görülür. Tek evlilik esastır. Zina haramdır. Evlenmede kadın tarafına belli hediyeler verilir. 2. Hinduizm: Evlilik kadın ile erkek arasında ölüme kadar süren bir bağdır. Evlilikte bakirelik esastır. Bakire olmayanların evlenmesi zordur. Meşru sebepler olmadıkça boşanma olmaz. Çok eşli evlilik normal kabul edilir. Zina ciddi bir suç kabul edilmekte ve boşanma sebebi sayılmaktadır. 3. Şintoizm: Aile toplumun bir birimidir ve evlilikle kurulur. Evlilik neslin devamı için şarttır. Evlilikler fiinto tapınaklarında rahipler gözetiminde yapılır. Zina yasaklanmıştır. Zina yoluyla boşananların yeniden evlenmesi yasaktır.


KUR’AN’DAN VE HZ.PEYGAMBERDEN AİLE İLE İLGİLİ ÖĞÜTLER • •

İslam kültüründe akraba ziyareti ‘’sıla-i rahim’’ olarak da adlandırılır. Kur’an-ı Kerim hısım ve akrabalık üzerinde önemle durmuştur. Aslında sıla-i rahim, Câhiliyye döneminde de oldukça önemsenen ahlâkî bir erdemdi. Gerek Kur’ân, gerekse hadisler bu erdemi daha da geliştirdi ve bu konuda Müslümanları aktif olmaya davet etti. İslâm’ın bu konuda getirdiği bir başka husus, akrabalar arası ilişkilerin karşılık esasına dayandırılmaması, aksine ilişkiyi kesenle ilişkinin sürdürülmesi şeklindeki faziletli tavırdır Akrabalık bağları hususunda Câhiliyye ahlâkını İslâm ahlâkından ayıran en temel fark, Câhiliyye kültüründe akraba ve kabile üyeleri arasındaki ilişkinin asabiyet denilen bir tür ırkçılık duygusuna dayanmasıdır. İslam Dininin, üzerinde ısrarla durduğu ahlaki ve sosyal değerlerden biri de akrabalara saygılı olmak, onlara şefkat ve merhamet göstermektir. Yakın ve uzak akrabalarımızın her bir ferdine samimi bir sevgi beslemek ve ilgiyi kesmemek, dini ve ahlaki görevlerimizden birisidir. Akrabalar arası ilişkiyi kesmek, akrabalık hukukunun ve ahlâkının gereklerini yerine getirmemek hakkında da “kat’u’r-rahim’’ tabiri kullanılır. Bu durum da Müslümana yakışmayan olumsuz bir tutum olarak yerilir.


KUR’AN’DAN VE HZ.PEYGAMBERDEN AİLE İLE İLGİLİ ÖĞÜTLER • • • • •

Akrabalık görevini yerine getirenleri övmüş, aile çevresiyle ilgiyi kesmeyi münafıklık ve fasıklık olarak nitelemiştir. Dinimizde hısım ve akrabalarla iyi ilişkiler kurmak, onlarla yardımlaşmak öğütlenmiştir. Komşularımızla iyi geçinmek, dayanışma ve yardımlaşma içinde olmak öğütlenmiştir. edilip gönülleri alınmalıdır. Kur’an, çekiştirme, çekememezlik ve anlaşmazlıktan uzak, yardımlaşma ve dayanışmayı esas alan bir kardeşlik ahlakını hedeflemektedir.


KUR’AN’DAN VE HZ.PEYGAMBERDEN AİLE İLE İLGİLİ ÖĞÜTLER • •

• • • •

Gerek Kur’an gerekse Hz. Muhammed (s.a.v.) akraba ile olan ilişkilerimizin nasıl olması gerektiğini bize tafsilatlı olarak açıklamaktadır. İnsanlar bu öğütlere kulak verirlerse, aileler arasında sevgi, saygı oluşur. Akrabamız bizden yüz çevirdiği bir zamanda onları arayıp hal ve hatırlarını sorar, durumları ile ilgilenirsek, işte o zaman akrabamıza karşı olan vazifelerimizi gerçek manasıyla yerine getirmiş oluruz. Ziyarete gelmeyen akrabayı ziyaret etmek, kötülük yapana iyilikte bulunmak ve onu affetmek kendi aleyhine bile olsa doğruyu ve hakkı söylemek dini ve ahlâki meziyetlerdendir. Aksi taktirde en yakınlarımızla bile yabancılaşmaktan kurtulamayız. Dinimizde akrabalık görevlerini yerine getirenlere büyük mükafatlar vadedilmiştir. Akrabalarımıza hatta bütün insanlara karşı maddi ve manevi her çeşit yardımda bulunmak güler yüz göstermek, tatlı dil kullanmak dini ve ahlaki bir görevimizdir. Hısım ve akrabalarımız geniş anlamda ailemizin bir parçasıdır. Akrabalar sık sık ziyaret edilmeli, uzakta olanları ise hiç değilse telefonla aranıp halleri hatırları sorulmalıdır. Yardıma muhtaç olanların ihtiyaçları giderilmeli, bayram gibi özel günlerde ziyaret edilmelidir.


KUR’AN’DAN VE HZ.PEYGAMBERDEN AİLE İLE İLGİLİ ÖĞÜTLER • • • •

Kul hakkı mevzuunda titizlik gösterilmesi gereken hususlardan biri de komşu hakkıdır. Cenâb-ı Hak, komşu hukûkuna riâyeti ısrarla emretmiştir. Zîrâ insan, akrabâlarından çok, komşularıyla beraberdir. “Yakın komşuya iyilik etmek”, evi yakın olan veya hem yakın komşu hem akrabâ hem de din kardeşi olan kimselere güzel muâmelede bulunmak, yardım etmek ve kusurlarına karşı sabırla tahammül göstererek onları affetmektir. Uzak komşuya iyilik etmek ise evi uzak olan veya akrabalık bağı bulunmayan yahut müslüman olmayan kimselere el uzatmak ve gönlümüzü açmaktır. Komşuluk o derece mühimdir ki, sadece bu dünya ile de sınırlı kalmamaktadır. Hayatta iken sâlihlerle beraberlik ehemmiyetli olduğu gibi, kabirde de onlara komşu olmak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Bunu Allah Rasûlü –sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle ifâde buyurur: “Ölülerinizi sâlih insanların arasına defnediniz.” (Deylemî, I, 102) Komşuluk hakkı ; yardım dilediğinde yardım etmek, borç istediğinde vermek, muhtaç olduğunda ihtiyacını görmek, hastalandığında ziyâret etmek , bir hayra kavuştuğunda tebrik etmek, musîbete uğradığında tâziyede bulunmak, öldüğünde cenâzesine katılmak, çorbanızdan az da olsa ona da göndermek suretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemektir.


‘’AİLE VE DİN’’ İÇERİKLİ AYET VE HADİSLER


Aile hayatı ile ilgili ayet ve hadis • •

Ev halkına namaz kılmayı emret ve kendin de ona devam et". (Tâhâ, 132) Hz. Âişe'den (r.a) rivayet edilmiştir: Çölde yaşayan bedevilerden bir grup insan Rasûlüllah'a (s.a) geldiler ve "Siz çocuklarınızı öper misiniz?" diye sordular. Rasûlüllah (s.a) "Evet" buyurdu. Onlar "Fakat biz, vallahi öpmüyoruz" dediler. Rasûlüllah (s.a) "Allah, kalplerinizden merhameti çekip almış ise ben ne yapayım?" buyurdu. (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir). Ebu Hüreyre (r.a) der ki: "Nebi (s.a), Ali'nin (r.a) oğlu Hasan (torunu)'ı, el-Akra b. Hâbis'in yanında öpmüştü. el-Akra: "Benim on tane çocuğum var, hiçbirini öpmedim" dedi. Rasûlüllah (s.a) el-Akra'ya baktı ve "Kim merhamet etmezse merhametle muamele) olunmaz" buyurdu. (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir.) Ebu Hüreyre‘den (r.a) rivayet edilmiştir: Hasan b. Ali (r.a) zekât hurmalarından bir hurma alıp ağzına koymuştu. Rasüluilah (s.a) hemen "Tuh, tuh, at onu ağzından! Biz Ehli Beyt'in sadaka malı yemediğimizi bilmiyor musun?" buyurdu. (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir. Kur’ân-ı Kerim’de kendimizi ve ehlimizi ateşten korumamız emredilmektedir. Bu âyetle ilgili olarak Hz. Ömer, “ ‘Ya Resûlallah! Nefislerimizi koruruz, fakat ailemizi nasıl koruyabiliriz?’ diye sorduğunda, Allah’ın Resûlü : ‘Allah’ın sizi nehyettiği şeylerden onları nehyedersiniz ve Allah’ın size emrettiği şeyleri onlara emredersiniz. İşte bu onları korumak demektir.’ diyerek cevap verdi.” Zemahşeri de el-Keşşaf adlı tefsirinde konuyla ilgili olarak şu hadisi nakletmiştir: “Allah, o kimseye rahmet etsin ki ‘Ey ailem! Namazınıza, orucunuza, zekâtınıza, miskinlerinize, yetim ve komşularınıza dikkat edin.’ der. Ola ki Allah Teâlâ onları onunla beraber cennette toplar.”


Aile hayatı ile ilgili ayet ve hadis •

• • •

Ebu Hüreyre'den (ra) Rasûlullah'ın (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Allah yolunda harcadığın bir dinar, bir köle azad İçin harcadığın bir dinar, bir yoksula tasadduk ettiğin bir dinar ve ev halkının geçimi için sarfettiğin bir dinar; bunların içinde ecir bakımından en büyüğü ailene sarfettiğin bir dinardır". (Müslim rivayet etmiştir) Ummü Seleme'den (r.a) şöyle rivayet edilmiştir. "Yâ Rasûlallahf Ebu Seleme'nin çocuklarına bakmamda benim için ecir var mıdır? Ben onları şöyle böyle terk etmedim, onlar benim çocuklarımdır" dedim. Peygamberimiz (sa) "Evet, onlara yaptığın yardımın ecri verilecektir" buyurdu. (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir.) Ebu Mes'ud el-Bedrî'den (r.a) Nebî'nin (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Bir adam sırf Allah rızasını umarak aile halkına infak ederse bu onun hesabına sadakadır". (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir) Abdullah b. Amr el-Âs'dan (r.a) Rasülullah'm (s.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kişiye, nafakasını sağlamakla mükeilef olduğu kimseleri ihmal etmesi, günah olarak yeter". (Sahih bir hadistir. Ebu Dâvud ve diğerleri rivayet etmişlerdir). "İçinizden gücü yeten evlensin. Çünkü iffeti ve namusu korumanın en etkili yolu evliliktir." Hadis-i şerif “Allah, evlerinizi, sizin için, bir huzur ve sükûn yeri yaptı.” buyurulmuştur.(En-Nahl/80.) "Küçüklerine merhamet etmeyen, büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir." Hadis-i şerif


Aile hayatı ile ilgili ayet ve hadis •

"Çocuklarınıza hoşça davranın ve onları güzel terbiye edin." Hadis-i şerif "Kimin küçük çocuğu varsa onun gibi çocuklaşsın." Hadis-i şerif • On yıl efendimize hizmette bulunan Enes b. Mâlik (r.a. ) “Bir kez olsun peygamberimizden incitici bir söz duymadım ya da muamele ile karşılaşmadım” diye söylemiştir. Hizmetlisi Hz. Zeyd’i babası ve dayısı fidye verip tekrar memleketine götürmek isteyince Peygamberimiz; -Fidyeye gerek yoktur, sizinle gelmek isterse gidebilir. Hz. Zeyd; -Vallahi Resulullah’ın yanında değil hizmetli olmak, köle olarak kalmayı, ailemin yanına dönmeye tercih ederim cevabını vermiştir. • Hz. Lokman’ın oğluna vermiş olduğu öğütler en güzel örnektir. “Lokman oğluna öğüt vererek: “Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma! Doğrusu şirk büyük bir zulümdür demişti.” (Lokman suresi, 13. ayet) Öğütlerine devamla “Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar azmedilmeye değer işlerdir. Küçümseyerek, insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez. Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt, unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman suresi, 17-18-19. ayetler) • Hz. Nuh'un Kur’an’daki duası, duamız olsun o halde: Nuh "Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma." dedi. "Çünkü sen onları bırakacak olursan, senin kullarını şaşırtıp-saptırırlar ve onlar, kötülükten sınırı aşan (facir'den) kafirden başkasını doğurup yetiştirmezler." "Rabbim, beni, annemi, babamı, mü'min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını artırma." (Nuh , 26-28)


Evlilikle ilgili ayet ve hadis •

• • •

Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. ( Rum 30/21) Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz, öbürüne (mehir olarak) yüklerle mal vermiş olsanız dahi ondan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve açık günaha girerek mi verdiğinizi geri alacaksınız? ( Nisa 4/20-21) Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Mü’minleri müjdele. ( Bakara 2/223 ) Allah, size kendi cinsinizden eşler var etti. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı. Öyleyken onlar batıla inanıyorlar da Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar? ( Nahl 16/72) “İçinizdeki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden salih olanları evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allah onları lütfü ile zenginleştirir. Allah lütfü bol olandır, bilendir.” (Nur , 32) ‘’Cahiliye devrinde geçenler müstesna, babalarınızın nikahladığı kadınlarla evlenmeyiniz. Şüphe yok ki o, pek çirkindi, iğrenç idi, o ne fena bir âdetti.’’ ( 4:22 ) "Allah rızası için yaptığın harcamaya karşılık sevap kazanırsın. Hatta eşinin ağzına koyduğun lokma sebebiyle bile..." (Buhârî ve Müslim rivayet etmişlerdir).


Evlilikle ilgili ayet ve hadis •

• • • • •

‘’Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından, bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah karı-koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından haberdardır. ‘’(4:35) “Ey gençler topluluğu! Kimin gücü yeterse evlensin. Çünkü evlilik, gözü, (haramdan) sakındırır ve iffeti en iyi şekilde korur.” ‘’Nikâh sünnetimdir. Sünnetime rağbet etmeyen benden yüz çevirmiştir. ‘’(İhya C. 2 S. 60) “Aranızda evlilik çağına gelmiş olanları evlendirin!” (Nûr 24/32) “Allah katında en sevimsiz helal, boşanmadır.” (EbûDâvûd Talak, 3) Muaviye bin Hayda el-Kuşeyri (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: “Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldim ve: −Kadınlarımız hakkında bize neyi emredersin dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): −‘Sizler yediğiniz şeylerden onlara da yediriniz, giydiğiniz şeylerden onlara da giydiriniz! Kadınlarınızı dövmeyiniz, onlara Allah senin yüzünü çirkinleştirsin diye beddua etmeyiniz ve evin dışında onlara küsüp terk etmeyiniz!’ buyurdu.” Ebu Davud 2144, İbni Mace 1850, Hâkim 2/188, Begavi 2330, Ahmed 5/3, 5, Albani Zifaf 280


Evlilikle ilgili ayet ve hadis •

• • •

• • •

‘’ Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı doğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resulü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. ‘’ (Tevbe,71 ) "Evlenme imkanı bulamayanlar ise Allah lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar." ( Nur , 33) "Eşlerinizle hoşça geçinin..." (Nisa, 19) "Eğer eşlerin aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarını bulur. Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdar olandır.’’ ( Nisa , 35 ) “Bir Müslüman eşine sevgiyle baktığı, eşi de aynı şekilde ona baktığı zaman Allah her ikisine de rahmetle bakar…” (500 hadis, s83) "Şüphesiz ben içinizden gerek erkek, gerek kadın, bir hayır işlediğini boşa çıkarmam hep birbirinizdensiniz" (Al-İ İmran). ‘’Nikaha rağbet ediniz, çoğalınız. Ben kıyamet günü sizin çokluğunuzla, öbür ümmetlere karşı iftihar edeceğim.’’


Anne baba ile ilgili ayet ve hadis •

• •

‘’Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.’’ ( İsra 17/23-24) ‘’Biz, insana anne babasına iyi davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle doğurdu! Onun (anne karnında) taşınması ve sütten kesilme süresi (toplam olarak) otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına gelip, kırk yaşına varınca şöyle der: “Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.” (Ahkaf 46/15,17,18 ) ‘’Biz insana, anne ve babasına (karşı) güzelliği (ilke edinmesini) tavsiye ettik. Eğer onlar, hakkında bilgin olmayan şeyle Bana ortak koşman için sana karşı çaba harcayacak olurlarsa, bu durumda, onlara itaat etme. Dönüşünüz Banadır. Artık yaptıklarınızı size haber vereceğim. ‘’ (Ankebut 8) ‘’İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz daha güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. (İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret. Dönüş banadır.” (Lokman 31/14 ) "Günahların en büyükleri; Allah'a ortak koşmak, anne babaya saygısızlık ve yalancı şahitlik yapmaktır." Hadis-i şerif “Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne-babamı ve inananları affet!” (İbrahim 41)


Anne baba ile ilgili ayet ve hadis • •

Peygamberimizde “Allah’ın en sevdiği amel, vaktinde kılınan namaz ile anaya babaya iyilik yapmaktır.”(Riyazüs Salihin c1, s347) buyurmuş. Yine bir hadisinde; “ Allah bütün günahlardan dilediklerinin (cezasını) kıyamet gününe tehir eder, yalnız ana-babaya yapılan isyanın cezasını Allah sahibine ölmeden önce verecektir.” (seçme hadisler, s58) buyurarak anne- babaya nasıl özenle davranmamız gerektiğini belirtmiştir.


Hısım akraba ve komşu ile ilgili ayet ve hadis • • • • • • •

‘’Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Hayır olarak ne harcarsanız o, anababa, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir. ‘’(Bakara 2/215 ) ‘’Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşerî ve ahlâkî bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.’’ (Bakara 2/27 ) ‘’Onlar, Allah’ın riâyet edilmesini emrettiği haklara riâyet eden, Rablerine saygı besleyen ve kötü hesaptan korkanlardır. ‘’( Ra’d 13/21) ‘’Demek, sizler idareyi ele alırsanız; yeryüzünde fesad çıkaracak, akrabalık bağlarını bile koparacaksınız öyle mi? ‘’( Muhammed 47/22 ) ‘’Yakınına, düşküne, yolcuya hakkını ver; elindekileri saçıp savurma.’’ (İsra 17/26) ‘’Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.’’ (Rum 30/38 ) ‘’Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir. ’’ (Enfal , 46)


• •

• •

• • • •

Hısım akraba ve komşu ile ilgili ayet ve hadis "Allah'a ibadet edin... yakın ve uzak komşuya iyi davranın..." (Nisa , 36) "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!" Hadis-i şerif "Allah'a karşı gelmekten ve akrabalık haklarına riayetsizlikten sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir." (Nisa , 1) "İyilik, o kimsenin yaptığıdır ki Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namazı kılar, zekatı verir..." (Bakara, 177) ‘’Akrabalık haklarına riayetsizlikten sakının…” (Nisa, 1) “Şüphesiz ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl , 90) “…bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.” (İsrâ , 26) “ Yakınları ile ilgisini kesen kimse cennete giremez.” (Riyazüs Salihin c1, s 370) “Aralarında akrabası ile ilgisini kesen kimseler bulunan topluma rahmet inmez.” (Seçme hadisler, s208) “Devamlı ikâmet ettiğiniz yerde kötü komşudan Allâh’a sığınınız! Göçebe olduğunuz yerdeki komşu nasıl olsa bir müddet sonra sizden ayrılır.” buyurmuştur. (Nesâî, İstiâze, 44)


Hısım akraba ve komşu ile ilgili ayet ve hadis • • • • •

“Cebrâîl bana, dâimâ komşu hakkını tavsiye ederdi. Öyle ki ben, komşuları birbirine mîrasçı kılacak zannetmiştim!” (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140) “…Komşuna ihsanda bulun ki (kâmil bir) mü’min olasın…” (Tirmizî, Zühd, 2/2305; İbn-i Mâce, Zühd, 24) ‘’Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde ikrâm et!” (Müslim, Birr, 143) “Birbirinize hediye veriniz. Çünkü hediye, gönüllerdeki dargınlığı yok eder. Komşu hanımlar birbiriyle hediyeleşmeyi küçümsemesin! Alıp verdikleri şey, azıcık bir koyun paçası bile olsa!..” (Tirmizî, Velâ, 6/2130) ‘’ … Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. ‘’ ( Nisa 4/1 )


Eş Olarak, Baba Olarak, Dede Olarak, Komşu Olarak, Akraba Olarak, Arkadaş Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) Eş Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) • Hz. Peygamber sevecen, ilgili, hassas, adil, merhametli, düşünceli, sakin, şefkatli, sabırlı, fedakar, anlayışlı, nazik, duyarlı,saygılı, sorumluluk sahibi, paylaşmayı seven, vefakar, diğerkam (başkalarının yararını da kendi yararı kadar gözetme ), güleryüzlü bir eşti. • Ev işlerinde eşlerine yardımcı olur. • Eşlerinin kalplerini kırmaz, yüksek sesle onlara bağırmaz, asla vurmazdı. • Eşlerini sevecenlikle karşılar, şakalaşırdı. • Eşlerine karşı ekonomik görevlerini yerine getirirdi. Evlenirken onlara mehri vermeyi ihmal etmemiştir. • Eşlerinin ekonomik faaliyetlerde bulunmalarına engel olmazdı. Kazançlarıyla aldıkları kararları saygıyla karşılardı. • Eşleriyle birlikte vakit geçirmeye özen gösterirdi. • Önemli kararlar alırken onların da fikirlerini, tavsiyelerini alırdı. • Sözleri ve fiilleriyle eşlerine karşısını gösterirdi. Üzüntü ve sevinçlerini onlarla paylaşırdı. • Eşlerinin akraba ve yakınlarıyla da ilgilenir, onları ihmal etmezdi. Peygamberimiz ‘’ En hayırlınız, ailesi için en hayırlı olandır. Bense aranızda ailesine karşı en hayırlı olanınızım. ‘’ ( İbn Mace, ‘’ Nikah ‘’,50 ) buyurmuştur.


Eş Olarak, Baba Olarak, Dede Olarak, Komşu Olarak, Akraba Olarak, Arkadaş Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) Baba Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) • Peygamberimiz sevecen, ilgili, hassas, şefkatli, sabırlı, fedakar, merhametli, çocuklarıyla çocuklaşabilen , biri hariç tüm evlatlarının acısını görmüş, yüreği yanık bir babaydı. • Çocuklarını çok severdi. Sevgisini sözleri ve davranışlarıyla gösterirdi. • Çocuklarına karşı saygılı ve özenli davranırdı. • Çocuklarına güzel isimler koyardı, isim koyarken kulaklarına ezan okurdu. • Çocuklarının eğitimine önem verirdi. • Çocuklarının hatalarına karşı hoşgörülü olurdu. • Çocuklarının terbiyesinde kesinlikle yalan yervermezdi. • Çocuklarının sosyalleşmesine zemin hazırlardı, aile dışı insanlarla karşılaşmalarını da sağlardı. • Çocuklarıyla şakalaşır, oyun oynardı. • Çocuklarının dertleriyle ilgilenirdi, üzülmelerine dayanamazdı. • Çocuklarını daima iyiliğe teşvik etmiştir. • Erkek kız çocukları arasında ayırım yapmazdı. • Çocuklarının geçimi konusunda sorumluluklarını yerine getirirdi. Ailesini, her türlü aşırılık, lüks, israf ve cimrilik, dünya malına düşkünlükten sakındırırdı. ( Kasım, Zeynep, Rukıyye, Ümmü Külsüm, Fatıma, Abdullah, İbrahim çocuklarıdır. )


Eş Olarak, Baba Olarak, Dede Olarak, Komşu Olarak, Akraba Olarak, Arkadaş Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) Dede Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) • Hz. Muhammed sevecen, şakacı, hoşgörülü, ağzı dualı, şefkatli, öpüp koklayan, candan, sımsıcak, seven ve sevilen bir dedeydi. • Torunlarıyla daha onlar doğmadan önce ilgilenmeye başladı. Kızları hamileyken sık sık onlara uğrar hatırlarını sorardı. • Çocuklarına, torunlarına, çevresindeki bütün çocuklara doğdukları andan itibaren gereken özeni gösterirdi. Kulaklarına ezan ve kamet okuyup isim koyar, ilk 7 gün içinde sünnet ettirilmesi, ilk saçının ağırlığınca sadaka verilmesi, akika kurbanı kesilmesi gibi hususlarla bizzat ilgilenirdi. Torunlarını okşar, sever, öperdi. • Çocuklarının ağlamalarına aldırmazlık etmezdi.Çocuklara kötü davranan birilerini görünce onları uyarırdı. • Torunlarının istediklerini yerine getirmeye özen gösterir, onlarla oyun oynardı. Mescidde namaz kılarken bile onlarla ilgilenirdi. • ( Ali, Umame, Abdullah, Hasan , Hüseyin, Muhassin, Ümmü Külsüm, Zeynep peygamberimizin torunlarıdır.)


Eş Olarak, Baba Olarak, Dede Olarak, Komşu Olarak, Akraba Olarak, Arkadaş Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) Komşu Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) • Hz. Peygamber iyilik sever, fedakar, duyarlı, nazik, hatır gözeten, diğerkam, saygılı, her zaman paylaşmaya hazır, iyi ve kötü günlerde yalnız bırakmayan, kapısı daima açık bir komşuydu. • Komşuların birbirlerine karşı hakları olduğunu söyler ve kendisi de bu hakları hep gözetirdi. • Komşularından biri hastalandığında geçmiş olsun ziyaretine giderdi, biri öldüğünde cenazesine giderdi. • Zor durumlarında teselli ederdi, dertleriyle dertlenirdi. Borç isteyen komşusunu geri çevirmezdi. • Yaşadıkları sevindirici olaylarda komşularını tebrik ederdi. • Komşularını rahatsız etmemeye dikkat ederdi. • Komşularının canlarının çekebileceği bir şey aldığında onlarla paylaşır, evinde pişen yemekten komşularına da ikram ederdi. • Komşularıyla karşılaştığında onlara selam verir, güleryüz gösterirdi. • Yüce Rabbimiz ‘’ Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana ,babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez. ‘’ ( Nisa 4/36 ) buyurmuştur. • Sevgili Peygamberimiz ‘’ Allah’a ve ahiret gününe iman eden komşusuna iyilik etsin .’’ ( Buhari, ‘’Edeb’’ , 31 ) buyurmuştur.


Eş Olarak, Baba Olarak, Dede Olarak, Komşu Olarak, Akraba Olarak, Arkadaş Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) Akraba Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) • Hz. Muhammed vefakar, diğerkam, cömert, güleç, sıla-i rahme özen gösteren (sıla-i rahme rahim esaslı akrabalığın canlı tutulması, ilişkilerin iyi olması, karşılıklı dayanışma hâlinin hayata geçirilmesi gibi davranışlar akla gelir), iyilik sever, fedakar, duyarlı, nazik, hatır gözeten, saygılı, sevecen, iyi ve kötü günlerde yalnız bırakmayan, ilgili, candan, sımsıcak, nezih, iyi huylu, sevilen ve sayılan bir akrabaydı. • Akrabalarını sık sık ziyaret ederdi. Onlara güleryüz gösterir, güzel söz ederdi. • Akrabalarının sıkıntı ve dertleriyle yakından ilgilenirdi. İhtiyaçları olduğunda yardım ederdi. • Akrabalarının kendisi için yaptıklarını unutmaz, vefalı davranırdı. • Akrabalarını daima iyiye, doğruya, güzele teşvik ederdi. • Zekat, sadaka gibi ibadetlerde öncelikle akrabaların gözetilmesini tavsiye ederdi. • Akrabaların gözetir ancak diğer Müslümanlardan ayrı tutmazdı. • Akrabalarıyla ilişkisini kesmez, karşı taraf kesse bile ilişkinin sürdürülmesi gerektiğini söylerdi. • Yüce Rabbimiz: ‘’ Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. ‘’ ( Nahl 16/90 ) buyurmuştur. • Sevgili Peygamberimiz: ‘’ Rızkının genişlemesini veya ömrünün uzatılmasını isteyen, akrabasıyla ilşkisini sürdürsün. ‘’ ( Buhari, ‘’ Edeb ‘’ , 12 ) buyurmuştur.


Eş Olarak, Baba Olarak, Dede Olarak, Komşu Olarak, Akraba Olarak, Arkadaş Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) Arkadaş Olarak Hz. Muhammed • Hz. Muhammed konuşkan , şakacı, paylaşımcı, vefakar, diğerkam, cömert, güleç, yoldaş, derttaş, gönüldaş, sıcak kanlı, seven ve sevilen bir dosttu. • Arkadaşlarına karşı kibar ve güler yüzlüydü. Onlara selam verirdi. • Arkadaşlarından biri sıkıntıya düşse onun ilgilenir, onu teselli eder, elinden gelen yardımı yapardı. • Arkadaşlarıyla şakalaşır, şakada yalan bulunmamasına , şakanın başkasına zarar vermemesine dikkat ederdi. • Ashabından birini uzun süre görmezse onun niçin mescide gelmediğini araştırır, hastaysa ziyaretine giderdi. • Ashabının davetlerine katılır, onları kırmamaya çalışırdı. • Elinde az bile olsa yiyeceğini arkadaşıyla paylaşırdı. • Arkadaşlarında gördüğü hataları onları kırmadan ve kusurlarını yüzlerine vurmadan düzeltmeye çalışırdı. • Arkadaşlarını herzaman iyiliğe teşvik eder, güzel davranışlarıyla onlara örnek olurdu. • Hiç yalan söylemez, arkadaşları arasında ‘’ Emin ‘’ olarak tanınırdı.


Eş Olarak, Baba Olarak, Dede Olarak, Komşu Olarak, Akraba Olarak, Arkadaş Olarak Hz. Muhammed ( S.A.S ) Arkadaş Olarak Hz. Muhammed • Arkadaşlarıyla sohbet ederdi. • Hediyeleşmeyi severdi. • Birçok konuda arkadaşlarıyla görüş alışverişinde bulunur, makul olanlarının sözüne uyardı. • Arkadaşlarının kendisine aşırı saygı göstermesine izin vermez, yapılacak iş olduğunda kendisi de onlarla birlikte yapardı. • Hz. Peygamberimizin arkadaşlarına sahabi denirdi. Ashap ve sahabe, sahabi kelimesinin çoğuludur. • Hz. Peygamber aile bireylerine olduğu gibi, yanında yaşadığı için ailesinden saydığı insanlara da değer verir, onlara da sevgi ve şefkatle muâmele ederdi.


KAYNAKLAR • • • • • • • • • • • • • • • • •

HZ.PEYGAMBER VE AİLE HAYATI - Prof.Dr . Ali Özek , Prof. Dr. Abdullah Aydınlı, Prof. Dr. İ. Lütfi Çakan CAHİLİYEDEN İSLAM’A KADIN VE AİLE – Prof.Dr. Adnan Demircan Çocuğun Dini Şahsiyet Kazanmasında Ailenin Önemi – Dr.Ali Rıza Aydın DİNİM İSLAM-TEMEL BİLGİLER-DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI İLÇE MÜFTLÜĞÜ http://www.huseyinarasli.com/2015/02/din-kulturu-11-snf-5-unite-aile-ve-din.html http://www.nkfu.com/aile-ve-din-ile-ilgili-yazi/ http://sosyolojisi.com/dinin-aile-ile-olan-iliskisi/3243.html https://prezi.com/ypqu_izvqm6j/aile-ve-dinislam/ http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/642/629 http://dergipark.ulakbim.gov.tr/omuifd/article/viewFile/5000073602/5000067861 http://www.sumeyyediyari.com/cocuklara_allahi_anlatmak/din_egitiminde_aile.html http://www.kuraniklimi.com/ailede-cocuga-din-egitimi-verilmesi/ http://dingorevlileri.blogcu.com/ailede-din-egitimi/3494536 http://www.dinibil.com/default.asp?L=&mid=1045 http://www.diniyazilar.com/2014/06/kuran-ve-aile-kavrami/ http://www.dinibil.com/Default.asp?L=TR&mid=1050 http://ulusaltezmerkezi.com/kuranin-anlatimiyla-aile-hayati/3/


KAYNAKLAR • • • • • • • • • •

http://www.ailem.gen.tr/evlilik-ve-aile/islama-has-bir-aile-tipi-var-midir.html http://www.ailem.gen.tr/toplumun-temel-ta-a-le/07-a-lede-ocu-un-nem/02-sl-m-t-lim-ve-terb iye-sistemi.html http://www.islamihayatdergisi.com/konular/detay/aile-ve-gzel-ahlak http://www.ilimnet.com/haber/1413-hadisler-hadsler-iiinda-ale.html http://www.islamiyasam.com/forum/topic7932.html http://slideplayer.biz.tr/slide/3205942/ https://sorularlaislamiyet.com/kadin-erkek-karisik-ve-davullu-zurnali-calgili-dugunlere-katil mak-caiz-midir-islama-sunnete-uygun http://www.islamveihsan.com/komsu-hakki-hususunda-nelere-dikkat-etmeliyiz.html http://www.academia.edu/11015957/SEMAV%C4%B0_D%C4%B0NLERDE_A%C4%B0LE-E VL%C4%B0L%C4%B0K_ANLAYI%C5%9EI_VE_E%C5%9ELER%C4%B0N_B%C4%B0RB%C4%B0R%C 4%B0NE_KAR%C5%9EI_TUTUMU http://webdosyasp.diyanet.gov.tr/UserFiles/istanbul/UserFiles/Files/Din%20ve%20Ha yat%20Dergisi%20Say%C4%B1%2028%20Y%C4%B1l%202016%20-% 20S%C4%B1la-i%20Rahim_416d2ed2-ad63-40c2-b0b5-2dbab982b7ac.pdf


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.