İlkadım Dergisi Sayı: 300

Page 40

Fatih Yılmaz

fatih.yilmaz@ilkadimdergisi.net

geçmiş zaman olur ki

Teslimiyet

B

ir kalbi iman mamur edecek olursa, o her zaman için huzur ve afiyet içindedir. Şartları idare edene bağlamıştır, çünkü O’nun kudretine güvenir, Rahmetini hisseder ve her zaman sıkıntısını bolluğa, darlığını kolaylığa çevirmesini bekler. Hayır ettiği zaman ona yönelir. Bu hal ahiretteki kazancından, mükâfatından önce büyük bir kazançtır ki, ruha huzur verir, güven verir, dünya hayatı boyunca sakin, sabırlı ve kararlı olmayı sağlar. Mu’âz bin Cebel şöyle anlatıyor: “Bir gün Rasûlullah’ın huzuruna varmıştım. Bana buyurdu ki: -“Ey Mu’âz! Sen, bu akşam nasıl sabahladın?” -Yâ Rasûlallah! Allahü Teâlâ’ya îmân etmiş olarak sabahladım. -“Ey Mu’âz! Senin her sözünün doğruluğuna bir delilin vardır. Bu sözünün doğruluğunun delili nedir?” -Yâ Rasûlallah! Ben, geceden gündüze çıktığım zaman, bir daha akşamı beklemem. Akşam olduğu zaman da, sabaha kadar yaşayacağımı hiç ümit etmem. Bir adım attığım za-

38

DERGiSi

man, ikinci adımımı atacağımı sanmam. Her insanın bir eceli olduğunu bilirim. Ecelinin saati geldiği zaman, o anda ecelinin ona yetişeceğini bilirim. Bütün insanlar mahşerde haşrolunurlar. Kimisi peygamberi ile beraberdir. Kimisi de taptıkları ile beraber olacaktır. Ben ise, kendimi sanki Cehennemdeki insanların azâblarını ve Cennetteki insanların nimetlerini her an görüyorum gibi düşünürüm. Bunun üzerine Rasûlullah efendimiz buyurdu ki: -“Ey Mu’âz! Sen çok iyi yapmışsın. Böyle düşünmeye devam et ve bundan hiç ayrılma!” Bir gün Yavuz, çok sevdiği Hasan Can’a: -“Bre Hasan” dedi, “Arkamda bir diken var, batar canımı acıtır.” Hasan Can padişahın sırtını açtığında henüz kızarmamış sert bir çıban gördü. Durumu padişaha anlattığında padişah sıkmasını istedi. Sıkıla sıkıla çıban kısa bir süre sonra büyüdü ve padişaha sızı vermeye başladı. Doktorlar bir türlü çare bulamıyorlardı. Öleceği gün idi. Vücudu ateşler içinde yanıyordu Başucunda Kur’an okuyan Hasan Can’a:

-“Hasan Can, ne haldeyim, nasılım? ” Hasan Can yaşlı gözlerle: -Devletlim, dedi. Allah’a kavuşmak zamanıdır. Ona teveccüh ediniz. Padişah gülümsedi: -“Ya bunca zamandır sen bizi kiminle sanıyordun? Allah’a teveccühümüzde bir kusur mu gördün?” dedi. İşte teslimiyet budur… Cihan padişahının tarih sayfalarına adını yazdırmasının altında bu teslimiyet yatmaktadır. Onun başarıdan başarıya koşmasının asıl sebebi bu teslimiyetidir. Osmanlı’yı Osmanlı yapan da bu kaliteli ve karakterli numune insanların Hakk’a teslimiyetinden başka bir şey değildir. Bütün bunların yanında kişinin, şüphe duymadan, bu dünyada nasıl doğduysa ahiret de öyle diriltileceğine ve daha sonra dünyada yaptığı bütün işlerin hesabını vermek üzere çağrılacağına samimi bir şekilde inanması gerekir. Bunlar dinin prensipleridir. Samimi bir şekilde inanan insan, sonu olmayan öteki âlemde refaha ve felaha ereceği gibi, geçici olan bu dünyada da seçkin kişilerden olacaktır. Dinin emirlerini harfiyen yerine getiren, yasak-


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.