Haberexen #56 Turizm Haziran 2014

Page 1

Turizm T urizm

1


2 Turizm


n e d r ö t i Ed Karadenİz’İ Keşfe Var mısınız?

Turizm algısını deniz-güneş-kum üçlemesine hapsetmeyenlerin uğrak noktası olan Karadeniz Bölgesi’nin, tek gezi ve turizm dergisi olan HABEREXEN Turizm’in dördüncü sayısıyla karşınızdayız. İlk üç sayısında Samsun’un turizm potansiyelini ve alternatiflerini okurlarımızla buluşturduğumuz dergimizin bu sayısında Samsun’un yanında Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Sinop, Amasya, Tokat ve Çorum illerine de yer verdik. Ve gördük ki, sadece Samsun’da değil Karadeniz’de turizm dört mevsim yaşanıyor. Büyük bir keyif ve özveriyle hazırladığımız HABEREXEN Turizm’in bu sayısında kah Rize’de rafting yaparken bulacaksınız kendinizi, kah kulağınızda kemençe sesiyle Sümela’ya tırmanırken. Yeri gelecek Giresun Adası’nda piknik yapacak yeri gelecek Şahinkaya Kanyonu’nun ihtişamına şahitlik edeceksiniz. Kadim Anadolu’nun türküleri fısıldanacak bu dergide Karadeniz’in mağaralarını gezerken. Hitit Yolu’nda yürürken III. Hattuşili’nin Mısır üzerine yürüdüğünde hissettiklerini hissedeceksiniz belki de. Tokat’ın kebabı, Amasya’nın çöreği, Çveneburi Kültürü’nün zapranası derken Karadeniz’i keşfedeceksiniz. Ayrıca yine bu sayıda “Onur Bıyıklı ile Derin Sohbet” başlığı altında dalış turizmi konusuna ufak bir giriş yapıyoruz. Konunun devamı ilerleyen sayılarda yer bulacak kendine. KATİD Başkanı ve aynı zamanda Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olan Murat Toktaş ise “Artık İl İl Değil Bölge Olarak Hareket Etmeyi Öğrenmeliyiz” başlıklı yazısıyla dergimize katkıda bulunanlar arasında.

Turizm

3

HABEREXEN

®

www.haberexen.com Dergi Haberexen’in Ücretsiz Ekidir. Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa ÇAKIR GENEL KOORDiNATÖR

Barıs AYTEKiN SORUMLU YAZI iSLERi MÜDÜRÜ

Mustafa BiLiK

HABER MERKEZi

Onur NURDEMiR HALKLA iLiSKiLER

Ekrem Yunus KESiCi Tel : 0 362 432 64 64 Faks : 0 362 435 47 77 Mail : abone@haberexen.com REKLAM SATIS

Ali Tokur Rezervasyon Tel : 0 362 432 64 64 Rezervasyon Mail : reklam@haberexen.com HUKUK DANISMANLARI

AV. Hakan KARADUMAN AV. Hasan Tahsin SENGÜL AV. Adem AKSOY GÖRSEL YÖNETMEN

Uğur BIYIK BASIM YERi

Erol Ofset Ltd. Şti. Pazar mah. Necati Efendi Sk. No: 43 / SAMSUN Tel: 0 362 431 98 96 YÖNETiM YERi ADRESi

Ulugazi Mh. 19 Mayıs Bulvarı Sarı Konak Apt. No: 16 / 1 - 3 SAMSUN YAYIN TÜRÜ

Aylık Yerel Süreli Yayın BASIM TARIHI

17 Haziran 2014

Keyifli okumalar.

Kürsad Tekoluk uk

IISSN: 2147-4397

B dergi’de yer alan yazı, makale, fotoğraf ve Bu iillüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Marka Evi Ajans ve o Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ‘ye aittir. Yazılı ve ön D iizin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün o ççoğaltılması yasaktır. Bu dergi, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. B


4 Turizm

icindekiler

6

Kaçkar’a Yağan Kar Karadenİz’e Akarken eşlİk Edİn Doğu Karadeniz’in her mevsim farklı tatlar sunan kenti Rize, coğrafi konumunun sunduğu fırsatlarla bir doğa ve kültür cenneti gibi. Karadeniz kıyısında yer alan kent, bir sahil kenti olmanın yanı sıra dağ, yayla ve su kenti olarak da ziyaretçilerini ağırlıyor.

12

Gi Giresun’un ’ sahip hi olduklarına ld kl bakıldığında heyecanlanmadan edemiyor insan. Kirazın anavatanı, fındığın başkenti, Doğu Karadeniz’in tek adası, mavi ile yeşilin uçsuz bucaksız uzandığı bir coğrafya…

16

2011 yılında turizm bölgesi ilan edildikten yerli ve yabancı turistlerin Samsun’daki uğrak noktalarından biri olan Şahinkaya Kanyonu, Altınkaya Barajı’nın en dar yeri olma özelliği taşıyor.

32 24 Bölgemizde kaplıca denilince akla ilk gelen illerden Amasya, Tokat, Samsun ve Rize’deki kaplıcaların faydalarını sizin için araştırdık.

40

Efsaneleşen aşkların dİyarı AMASYA

Bugün yalnız Yeşilırmak kıyısındaki heykeliyle şehre kendini hatırlatan, dünyanın ilk coğrafyacısı Strabon’un memleketim dediği Amasya her yönüyle efsaneler şehri.

İşte, şırıl şırıl akan dereler, zamana meydan okuyan ağaçlar, kendine has lezzetleri ve kitaplara, filmlere konu olan manastırı ile Altındere Vadisi Milli Parkı.

48

Onur Bıyıklı ile Derin Sohbet; bölgemizdeki dalış turizmi potansiyelini ve dalış noktalarına kısa bilgileri Anemon Samsun Hotel Genel Müdürü ve Dalış Hocası Onur Bıyıklı’dan dinledik.

50

Hava-i berrak projenin ne olduğunu, nasıl geliştiğini, neden Kabakdağı’nda olduğunu, neden tercih edilmesi gerektiğini ve dahasını projenin fikir babası ve yürütücüsü Güven Özel’den dinledik.


Turizm

5


6 Turizm

Kaçkar’a Yağan Kar Karadenİz’e Akarken E ş l i k Ed i n Doğu Karadeniz’in her mevsim farklı tatlar sunan kenti Rize, coğrafi konumunun sunduğu fırsatlarla bir doğa ve kültür cenneti gibi. Karadeniz kıyısında yer alan kent, bir sahil kenti olmanın yanı sıra dağ, yayla ve su kenti olarak da ziyaretçilerini ağırlar. Bu özellikleriyle Doğu Karadeniz’in diğer illeriyle benzerlikler gösteren Rize’yi diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri “Akarsu Sporları” için sunduğu doğal imkanlar. Özellikle 2004 yılında Türkiye Rafting Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Rize, bu organizasyondan sonra adından sıkça söz ettirmeye başlamış ve hem yerli hem de yabancı turistlerin dikkatini çekmeyi başarmış. Rize’de akarsu sporları meraklılarını buluşturan en ideal yer Fırtına Deresi olmakla birlikte, Taşlıdere ve İkizdere(İyidere) diğer alternatifler olarak öne çıkıyor. HABEREXEN Turizm Dergisi, sizin için Fırtına Deresi’ne gitti, suyun gücüne tanıklık etti.


Turizm

7


8 Turizm

Fırtına’dan Notlar

DİKKA T

Yola ç zem ıkarken eleri g yan erekli m alunut ınıza al may may ı ın. Raft in da h g yapar er za ken ya m ber v eya k an yerel nınızbir on kişi ile se unun uz rehm yaha t edi anı n.

Fırtına Deresi, Kaçkar Dağları’nın Karadeniz’e bakan yamaçlarında çağlayan derelerin birleşmesi ise oluşmuş, bu nedenle Rize’deki akarsular içinde, akarsu turizmi açısından en önemlisi sayılıyor. 57 kilometre boyunca akan Fırtına Deresi, Ardeşen’in yaklaşık 2 kilometre batısından Karadeniz’e dökülüyor. Çay ve meyve bahçeleri içerisinden, halen kullanımda olan tarihi taş kemer köprülerin altından akan Fırtına Deresi, sadece heyecan ve spor için değil Rize kültürünün kalbinden geçen bir seyahat için de bulunmaz fırsatlar sunuyor. Rize-Ardeşen karayolundan, güneye çıkan karayolu takip edildiğinde 22 kilometre sonra Çamlıhemşin’e ulaşılır. Çamlıhemşin’in yaklaşık 1 kilometre güneyinden parkura başlayabilirsiniz. Beşinci kilometrede iri kayalara dikkat edilmeli, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu kilometrelerde de tehlike arz eden geçişler olduğu için suyun dikkatli incelenmesi gerekir. On ikinci kilometrede batı yönünde kalan yamaçtaki Duygulu Şelalesi başlı başına bir ziyaret noktası. Buraya rafting haricinde bir gün ayırabilirsiniz. Parkuru, Fırtına Deresi Karadeniz’e dökülmeden önce uygun bir yerinden bitirmek mümkün. Yaklaşık yirmi üç kilometre süre parkur boyunca derenin yatağı çok taşlık olup suyun debisine göre 3-4-5 zorluk derecesinde yerler var. Özellikle aşırı yağmurlardan sonra dikkat edilmeli.

Parkur Önerileri Parkur 1:

İkizdere İlçesi’nin Güneyce Beldesi’nden başlayıp Hurmalık Köyü’nde sona erer. Yaklaşık 3 kilometre uzunluğundaki parkur, kar sularının arttığı Nisan-Mayıs aylarında zorlaştığından tecrübeli raftingcilerin tercih ettiği bir alan. 3-4 derece zorluktaki çavlanlar su artımında 5 dereceye çıktığı için çok dikkatli olunmalı.


Turizm

9

Parkur 2: Hurmalık Köyü’ndeki tahta köprüden başlar. Başlangıç noktası raftingcilerin kamp alanı için uygun bir yer. Yaklaşık 7 kilometre uzunluğundaki parkurda dere mevcut karayolunu yakinen takip ettiği için istenilen yerde parkur kısa tutulabilir. Çavlanlar 3 dereceyi geçmez. Su yatağı birinci parkura göre daha geniş olduğundan su artımı parkuru etkilemez. Çay tarımı yapan kişilerin kullandığı teleferik benzeri tellerin dereye doğru sarkık olması olasılığına karşı rehberlerin yapacağı uyarıları dikkatle dinlemek gerekir.

Parkur 3: Fırtına Deresi’ndeki parkurun genel hatları ile özelliği şöyle, bu parkur Duygulu Köyü’nden başlar. 6,5 kilometre sonunda tamamlanır. 900 metrede 3-4 derecelik çavlan mevcut olup Şehitlik Mevkii’ne kadar parkur düzgündür. Şehitlikten sonra 500 metre kuzeyde trafo karşısındaki 3-4 derece sertlikteki rapidin dikkate alınması gerekir.

Kısa Kısa tFırtına Deresi dünyanın en hızlı akan nehirleri arasında yer alıyor. t Fırtına Vadisi, dünyada koruma altına alınan ilk 200 vadiden biri. t Rize, Fırtına Deresi’yle 2004 yılında düzenlenen Türkiye Rafting Şampiyonası’na ev sahipliği yapmıştır. t Fırtına Deresi’nde her dönem rafting yapılabilir, ancak en uygun zaman Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarıdır.

Tarihi kemer köprüye girerken oluşan 3-4 derecelik çavlan da önemli noktalardandır. Aynı noktada mevcut geniş ve durgun su alanında kürek çalışması yapılabilir. Birinci balık üretim tesisinin hemen yanında rafting kamp yeri bulunmaktadır. Kemer köprüden yaklaşık 900 metre sonra taş ocağı başlangıcında yıkık bir köprü vardır. Amatör olarak rafting yapan sporcuların parkuru burada bitirmeleri tavsiye edilir. Bu noktadan sonra devam etmek isteyen ileri düzeye raftingciler 2 kilometre daha giderek parkuru bitirebilirler.


10 Turizm


Turizm

11


12 Turizm

Efsanelerin izinden gidin

Giresun Adasi


Turizm

Karadeniz’de bulunan iki adadan biri olan Giresun Adası, Doğu Karadeniz’deki tek ada olma özelliğine sahip. Kıyıdan yaklaşık 1 kilometre 600 metre açıkta; 40 bin metrekare alana sahip olan ada, doğal güzelliklerinin yanı sıra köklü tarihi ve mitolojik hikâyeleriyle de ilgi çekiyor.

13


14 Turizm

tarih ve doga Kirazın anavatanı, fındığın başkenti, Doğu Karadeniz’in tek adası, mavi ile yeşilin uçsuz bucaksız uzandığı bir coğrafya… Giresun’un sahip olduklarına bakıldığında heyecanlanmadan edemiyor insan. Doğu Karadeniz’in beş sahil kentinden biri olan Giresun’a ulaşım karayoluyla, Karadeniz Sahil yolu ve Giresun-Şebinkarahisar yolu olmak üzere iki farklı güzergâhtan sağlanıyor. Bunlardan birincisi yani Karadeniz Sahil yolu Samsun üzerinden Anadolu’nun iç kesimlerine açılırken diğer yol direk İç Anadolu Bölgesi’yle bağlantılı. Ulaşım konusunda çok fazla seçeneğe sahip olmayan Giresun’da şu an için hava ve demir yolu ulaşımı bulunmuyor ancak hava yolu ulaşımı önümüzdeki aylarda Ordu İli ile birlikte yürütülen proje sonucu başlayacak. Kıyıdan yaklaşık 1 kilometre 600 metre uzaklıkta bulunan ada söylentilere göre kentin güney doğusunda bulunan ve görüntüsü kartal gagasını anımsatan Gedik kayadan kopan bir parçanın denize yerleşmesiyle oluşmuş. Karadeniz’de üzerinde insan ya-

şayabilen tek adası olan Giresun Adası’na ulaşım özel motorlarla sağlanıyor. Yaklaşık 20 dakika süren bu yolculuk boyunca sıkılmayacağınızdan emin olabilirsiniz. Adaya yaklaşmaya başladığınız andan itibaren yol boyunca anlatılan ada efsaneleri ve tarihi geliyor aklımıza. Yaklaştıkça tarih ve doğanın iç içe bir bütünlük içinde sunulduğunu görüyoruz. Öyle ki, üzerinde antik dönemlerden kalma sur ve manastır kalıntıları bulunan adada başta Akdeniz defnesi ve yalancı akasya olmak üzere 71 tür doğal otsu ve odunsu bitki türü bulunuyor. Aldığımız bilgilere göre buna ek olarak sonradan 10 adet ağaç türü daha eklenmiş. Hazır doğal güzelliklerinden söz etmişken kuşlardan bahsetmeden geçmek olmaz. Giresun Adası, Karadeniz’de karabatak ve martıların doğal olarak ürediği destinasyonlardan biri. Aynı zamanda göçmen kuşların uğrak ve dinlenme yeri. Bu nedenle kuş gözlemciliği yapmak isteyenler için de iyi bir alternatif. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Giresun Adası tarih ve doğal gü-

iç içe NE YESEK?


Turizm

Bir Bakışta Giresun Tarihi

zellikleri iç içe sunuyor ziyaretçilerine. Hakkında birçok efsane anlatılan, Amazonlar’ın ve birçok kavmin yaşadığı adada mitolojik çağlara ait kalıntılar da bulunmakta. Kalıntılardan anlaşıldığına göre, bir zamanlar ada surlarla çevriliymiş. Surların yapımındaki inşaat işçiliğinin, Giresun kalesindeki işçilik ile aynı teknikte olduğu belirtiliyor uzmanlar tarafından. Dolayısıyla, ada surlarının da, Pontus İmparatorluğu döneminde yapıldığı sanılıyor. İkinci derece sit alanı olan ve üzerinde sürekli bir insan yaşamı olmayan Giresun Adası’na, yaz mevsiminde yerli ve yabancı birçok turist günübirlik ziyaretlerde bulunuyor. Adada bulunan ve günümüze kadar ulaşan 2 büyük şarap fıçısı,

1 mabet harabesi, tapınak yeri, ayakta kalabilen bir kısım sur ve gözetleme kulesi adanın tarihi kalıntıları arasında göze çarpıyor. Ayrıca adanın doğu ucundaki “Hamza Taşı” antik çağlardan kalma bir dikit olarak dikkat çekiyor. Söylentilere göre bu taş, tarih boyunca yöre insanları için mistik bir güç kaynağı görevi olmuş. Mitolojideki ünlü “Altın Post” seferinde Herkül ve arkadaşlarının önemli uğrak yerlerinden biri olan Giresun Adası şu an iskâna açık değil. Tarihteki şatafatlı günlerinden uzak belki ama bir gerçek var ki tarihi kalıntıları, bitki örtüsü, ve Karadeniz’le birlikte büyüleyici bir güzellikte. Şu anki adıyla 20 Mayıs Festivali olan Mayıs 7’si geleneği ise adayı uluslararası platformda oldukça önemli bir noktaya taşımış.

Her yörenin kendine has mutfağı olduğu gibi Giresun’un da kendine özgü çok değişik ve lezzetli yemekleri var. Özellikle yörenin en önemli sebzesi olan Karalahanadan çeşit çeşit yemek yapılıyor. Bunun yanı sıra mısır ununda ve tabi ki Karadeniz denilince akla ilk gelenlerden biri olan hamsiden çeşit çeşit yemekler yapılıyor. Hamsi böreği, karalahana çorbası, karalahana dolması, ısırgan püresi,i, mısır ekmeği, kiraz tuzlaması yörenin öne çıkan tatları.

Tarih boyunca Karadeniz’deki önemli merkezlerden biri olan Giresun’un geçmişine bakıldığından Kimmerler, İskitler ve Medler’in izleri görülür. Yörede efsanelere konu olan ve Amazon denilen kadın savaşçılara ait dehlizlere rastlanmakta. Ayrıca, Hitit ve Eski Yunan kaynaklarında da Giresun’a dair bilgilere rastlanmakta. Daha sonra, Milatoslular, Persler, Kapadokya Krallığı, Pontuslar, Romalılar ve Bizanslılar’ın da kontrolüne giren Giresun, Osmanlı döneminde Çepni vilayeti olarak kaynaklara geçer. 1923 yılında cumhuriyetin ilanıyla da Giresun ismini alır.

15


16 Turizm


Turizm

17


18 Turizm 2011 yılında turizm bölgesi ilan edildikten yerli ve yabancı turistlerin Samsun’daki uğrak noktalarından biri olan Şahinkaya Kanyonu, Altınkaya Barajı’nın en dar yeri olma özelliği taşıyor. Yaklaşık 3 bin 250 metre uzunluğundaki kanyon Altınkaya Baraj Gölü’nü ikiye ayıran bir doğa harikası. Tarihi ve turistik özelliklere sahip kanyon, özellikle eski kral mezarları ve kayalara oyulmuş barınak yerleri ile dikkat çekiyor. Günübirlik turlar için ideal bir destinasyon olan Şahinkaya Kanyonu’nda Kızılırmak’ın turkuaz rengi suyu sizi büyüleyecek. Önceleri çok fazla kişi tarafından bilinmeyen, ancak 2011 yılında turizm bölgesi ilan edilmesiyle tanınmaya başlayan Şahinkaya Kanyonu Samsun’un Vezirköprü İlçesi sınırları içinde bulunuyor. Sahip olduğu eşsiz doğası, tarihi ve turistik özellikleriyle ziyaretçilerini ağırlayan Şahinkaya Kanyonu’nda sarp ve yüksek kayaların arasından kendine yol bulan Kızılırmak’ın turkuaz rengi suları görenleri kendine hayran bırakıyor. Genellikle günübirlik turların düzenlendiği kanyon, fotoğraf meraklıları için de bulunmaz bir fırsat. Türkiye’nin en derin kanyonlarından biri olan Şahinkaya Kanyonuna ulaşım karayolu ile sağlanıyor. Samsun-Vezirköprü arasındaki mesafe yaklaşık 110 kilometre. Vezirköprü İlçe merkezine vardığımızda Boyabat istikametine doğru yaklaşık 1 kilometre gidiyoruz ve sağ tarafımızdan Adatepe ile Oymaağaç köylerine ayrılan yolu görüyoruz. Yaklaşık 15 kilometre sürecek olan

bu yol, hiçbir yere sapmadığımız takdirde bizi doğrudan Altınkaya Barajı’nın kıyısına götürecek. Baraja yaklaştıkça havanın kokusunun değiştiğini hissediyoruz ve varış noktamıza yaklaşık 2 kilometre kala ormanlık alandaki çam kokusuna baraj gölünün manzarası da ekleniyor. Orman yolunu takip ederek göl kenarına indiğimizde yolun bittiği yerdeyiz. Önümüzde Kızılırmak’ın turkuaz suyu, sağ tarafımızda ise Şahinkaya Kanyonu’nun görkemli girişi. Bu arada karşı kıyıda küçük bir yerleşim yeri çarpıyor gözümüze. Karayoluyla ulaşım yokmuş, iki kıyı arasında belirli saatlerde feribot hizmeti veren platform teknelerle sağlanıyormuş ulaşım. Bu teknelerle hem insanlar hem de araçlar taşınabiliyor. Ayrıca ağaçlara asılmış panolarda tekne kiralamak isteyenler için telefon numaraları var. Bu numaralardan birini aradığınız çok geçmeden bir tekne geliyor bulunduğunuz yere. Eğer kalabalık bir grupsanız aynı şey feribot için de geçerli. Şu an tesisleşme olmadığından


Turizm

günübirlik turların düzenlendiği Şahinkaya Kanyonu’ndan yöre halkı bu şekilde kazanç sağlıyor. Şu an bulunduğumuz nokta kanyonun hemen girişi, bir tekne kiralayıp zaman kaybetmeden kanyonun heybetli kayaları arasında buluyoruz kendimizi. Kanyonun yüksekliği su seviyesinden itibaren 340 metreye kadar çıkıyor. Bu duvarlar üzerindeki antik

19

mağara girişleri ise kanyona mistik bir hava katmış. Kanyonun içinde ilerlerken sadece suyun rengine ve kanyonun ihtişamına değil aynı zamanda köklü tarihe de tanıklık ediyoruz. Doğanın bu ihtişamlı harikasının içinde ilerlerken bambaşka duygular hissediyoruz ve duygu yaklaşık 3 bin 250 metre boyunca sürüyor.


20 Turizm

G

itmeden önce Altınkaya Barajı hakkında çok şey duymuştuk. Özellikle büyüklüğü ve yayıldığı alanla ilgili. Gittiğimizde biz de tanıklık ettik bu duruma. Kanyondan geçip suyun diğer yakasına çıkınca göz alabildiğine uzanan suyla karşılaştık ve asıl bizi düşündüren bu gördüğümüzün sadece yarısı olduğu ve diğer yarısının kanyonun diğer yakasında kaldığı gerçeği. Su derinliğinin ortalama 106 metre olduğu kanyonun girişinde bir zamanlar Şahinkaya Köyü varmış.

Su derinliğinin ortalama 106 metre olduğu kanyonun girişinde bir zamanlar Sahinkaya Koyu varmış. Barajın yapılmasıyla birlikte yükselen sular o köyü de yutmuş.

Barajın yapılmasıyla birlikte yükselen sular o köyü de yutmuş. Muhteşem doğası ve coğrafyasıyla görenleri kendine hayran bırakan Şahinkaya Kanyonu’nda şu an günübirlik turlar, foto safariler, yürüyüş ve dağcılık faaliyetleri ile balıkçılık ve kano gibi etkinlikler yapılıyor. Herhangi bir tesisleşmenin bulunmadığı mekânda turizm yatırımları için teşvikler de var.

Göz Alabildiğine Uzanan Su


Turizm

21


22 Turizm


Turizm

23


24 Turizm


Turizm

25

Yeşİlİn İçİndek kİ Tar rİh

Altındere Sümela Vadİsİ Mİllİ Parkı ve

Manastırı

Sümela’yı bilmeyeniniz yoktur. Hakkında yazılan kitaplar, çekilen filmler, kulaktan kulağa dolaşan söylenceler…


26 Turizm Karadeniz ya da Trabzon denince akla gelen ilk yerlerden biri. Ancak Sümela Manastırı’ndan söz ederken Altındere Vadisi Milli Parkı’nı es geçmek ona haksızlık olur herhalde. Yaşadığımız çevredeki üç milli parktan biri olan Altındere Vadisi Milli Parkı Sümela Manastırı’nı da içine alan bir doğa harikası aslında. İşte, şırıl şırıl akan dereler, zamana meydan okuyan ağaçlar, kendine has lezzetleri ve kitaplara, filmlere konu olan manastırı ile Altındere Vadisi Milli Parkı. 1987 yılından beri milli park statüsünde olan Trabzon’un güneyinde Maçka yakınlarında yer alıyor. 4 bin 800 hektar alana yayılan park, Trabzon şehir merkezine 42, Maçka ilçe merkezine 16 kilometre mesafede. En yakın yerleşim yeri ise 2 kilometre uzaklıktaki Coşandere Köyü. Doğal güzelliklerinin yanı sıra kültürel değerleriyle de ön plana çıkan Altındere Vadisi Milli Parkı’nın marka yüzünü ise Sümela Manastırı oluşturuyor. Uçurumun kenarına inşa edilmiş olan Sümela Manastırı neredeyse bulutların bile üzerinde yer alıyor. Yaklaşık 300 metre yükseklikte yer alan manastırın halk arasındaki adı ise Meryem Ana Manastırı. Manastır içinde yer alan kütüphane, kilise, rahip odaları, şapel, ayazma, mutfak ve bu alanlardaki ikonalar görülmeye değer.


Turizm

27

Karşımızda

Sümela Kulağımızda

Kemençe Sesİ


28 Turizm Neler Yapılabilir? Oldukça fazla aktivite imkânına sahip olan Altındere Vadisi Milli Parkı’nı her yıl 350 bini aşkın kişi ziyaret ediyor. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ve Trabzon’un en önemli çekim merkezlerinden biri olan parkta başta Sümela Manastırı olmak üzere kültürel değerler dikkat çekiyor. Özellikle, orman, vadi ve akarsu peyzajlarının hakim olduğu kırsal rekreasyon alanları, doğal ve coğrafik yapının elverdiği ölçüde trekking, kampçılık, tırmanma, sportif balık avcılığı, doğa araştırması, bilimsel çalışmalar vb. eylemler için yoğun olarak kullanılan milli park, doğa algılama, inceleme, yürüyüş, kültürel değerleri anlama ve algılama gibi bir çok eyleme olanak tanıyan kaynak değerlere sahip.

Ne Zaman Gitmeliyim? Manastır gezileri, doğa yürüyüşleri ve daha birçok aktivite imkânı sunan milli park, tabiat araştırmacıları ve bilim insanları için de iyi bir fırsat sunuyor. Park sahası içinde yer alan 135 bitki türü, 43 memeli hayvan, 184 kuş, 181 böcek, 9 amfibi, 12 sürüngen ve 9 balık türü araştırmacılar için oldukça davetkâr bir neden. İster konaklamalı isterseniz günübirlik gezebileceğiniz Altındere Vadisi Milli Parkı’nın ziyaretçi akınına uğradığı en yoğun dönemi Nisan ayının başı ile Ekim ayının sonunu kapsayan zaman dilimi. Gerek Trabzon şehir merkezi, gerekse milli park içinde konaklama imkanları mevcut ancak, bu yoğun Nisan-Ekim aralığını kapsayan bu yoğun dönemde kendinize yer bulabilmeniz için önceden rezervasyon yaptırmanız şart.


Turizm

29

Sümela Manastırı Nerede? Manastır Trabzon’un Maçka İlçesine bağlı Altındere köyü sınırlarındaki Altındere Milli Parkının içindedir. Maçka’ya yaklaşık 16 kilometre, Trabzon merkeze ise 42 kilometre mesafede.

Nasıl Gidilir?

Kemençenin Notalarında Akıp Giden Yol: Sümela’ya Çıkıyoruz Sümela’yı görmediyseniz hayatınızda hiç ihtişamlı bir yapı görmemiş olabilirsiniz. Trabzon’dan yola çıkıp güneye doğru gaza basıyoruz. Kıvrıla kıvrıla giden dik yolu geçtiğimizde henüz yolun başında olduğumuzu fark ediyoruz. Manastırı uzaktan gördüğümüzde bulutların üzerinde sandık. Karadağlar’ın eteklerinde yaklaşık 300 metre yüksekliğe kurulmuş manastır. Manastıra giden yolun başında kemençeci ağabeyimiz karşılıyor bizi. Yemyeşil doğanın içinde, karşımızda Sümela, kulağımızda kemençe sesi... Heyecan dolu ama ağır adımlarla Sümela’ya doğru yürümeye başlayınca kemençe sesinin de ardımızdan takip ettiğini fark ediyoruz. Yol kemençenin notalarında akıyordu sanki. Nasıl tarif edilir ki, ruhun bedenden önde yürüdüğü bir yol olsa gerek bu yol. Öyle ki, ayaklarınızın hızı heyecanınızı yakalayamıyor. Halk arasında Meryem Ana Manastırı da denilen Sümela Manastırı’nın konumu, manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini de kanıtlar nitelikte. Bize rehberlik eden arkadaşımızdan

Trabzon’a ulaşım için havayolu en pratik çözüm ancak Karadeniz sahillerini doya doya göreyim derseniz karayoluyla gelmek de ayrı bir keyif. Trabzon’a ulaştıktan sonra Trabzon merkezden güneye doğru yaklaşık 26 kilometre sonra Maçka’ya, Maçka’dan da 16 kilometre doğuya devam ettiğinizde ise Sümela Manastırı’nın da içinde bulunduğu Altındere Milli Parkı’na ulaşıyorsunuz. Yolu asfalt. Özel aracınızı Trabzon ya da Maçka’da bırakarak minibüslerle de ulaşabilirsiniz. Manastırın seviyesine çıkan yol dik ve virajlı. Vadiden kalkan minibüslerle ulaşım daha kolay.

Trabzon’da Gezilecek Yerler: Kuştul Manastırı da Sümela’ya benziyor. Trabzon’dan Maçka’ya gelmeden sola ayrılan yolu takip ederek ulaşılıyor. Ayrıca, sütlacıyla ünlü Hamsiköy Maçka’nın yaklaşık 21 kilometre güneybatısında. Trabzon Müzesi, Ayasofya Camii, Zigana Kayak Merkezi Sümela’ya yakın yerler. Yine, Uzungöl ve Sultan Murat Yaylası da Trabzon’da gezilecek yerler arasında.


30 Turizm

aldığımız bilgilere göre bulutların arasında gizemli bir görünüme sahip olan manastırın ismiyle ilgili bilgiler de henüz netlik kazanmamış ve gizemini koruyor. Meryem Ana adına kurulan manastıra “Sümela” adı “siyah, kara” anlamına gelen “melas” sözcüğünden türetilerek konulmuş. Kimileri bu ismin, manastırın kurulu olduğu koyu renkli Karadağlar’dan ötürü konulduğunu, kimileri ise manastırdaki Meryem Ana tasvirinin siyah renginden ötürü olduğunu söylüyor. Manastır bugünkü ihtişamlı halini oldukça uzun bir sürede almış. İlk olarak “Ana kaya kilisesi” inşa edilmiş. Yüzyıllar içinde hükümdarların sağladığı imkânlarla ek binalar inşa edilerek manastır bugünkü halini almış. Bilimsel verilere göre kuruluşu 13. yüzyıla kadar uzanan manastırın, 1349-1390 yılları arasında


Turizm

31

Kommenos Prensliği’nden III. Alexios döneminde önemi iyice artmış. Yine tarihi kaynaklara göre, Doğu Karadeniz kıyılarının Türk egemenliğine girmesini takiben Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selim’in manastıra iki şamdan hediye ettiği, ayrıca Trabzon fatihi II. Mehmet’in de manastırın haklarını tanıdığı ve birçok manastırda olduğu gibi Sümela’nın da haklarının fermanlarla korunduğu bilinmekte. Sümela Manastırı’nın 18. yüzyılda birçok bölümü yenilenmiş, bazı duvarlar fresklerle süslenmiş. 19. yüzyılda büyük binaların ilave edilmesiyle manastır muhteşem bir görünüm kazanmış, en zengin ve parlak dönemini yaşamış. Bu dönemde son şeklini alan manastır pek çok yabancı seyyahın ziyaret ettiği, yazılarına konu edilen bir yer haline gelmiş. Oldukça geniş bir alana yayılan manastır Ana kaya kilisesi, şapeller, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve kutsal ayazmadan meydana geliyor. Büyük bölümü restore edilmiş olan, yamaca yaslanmış çok gözlü su kemerinden ise bir zamanlar manastıra su taşındığı anlaşılıyor. Dar uzun bir merdivenle manastırın ana girişine ulaşıyoruz. Giriş kapısının yanında muhafız odaları yer alıyor ve buradan bir merdivenle iç avluya iniliyor. Sol tarafta esas manastırı oluşturan ve kilise haline getirilen mağaranın önünde çeşitli manastır binaları bulunuyor. Sağ tarafta ise kütüphane yer alıyor. Yine sağ tarafta yamacın ön yüzünü kaplayan büyük balkonlu bölüm keşiş odaları ve misafir odaları olarak kullanılmış ve tarih olarak 1860 yılı yazılmış. Avlunun etrafındaki binalarda odalardaki dolapları, hücreleri, ocakları ile Türk sanatının etkileri de görülüyor. Manastırın ana ünitesini meydana getiren kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarları fresklerle donatılmış. Kaya kilisesinin içinde avluya bakan duvarda III. Alexios dönemine ait fresklerin varlığı görülüyor. Şapeldeki freskler ise 18. yüzyılın başlarına tarihlenmiş ve üç ayrı devirde yapılan üç tabaka görülmekte. Kutsal suyu toplayan şadırvan ise sivri kemerleriyle Türk Mimarisi karakterinde.. Sümela’nın yüz metre kadar kuzeyinde yine dağ yamacına oyulmuş erişilmez durumda ve içinde freskleri olan şapeller bulunmakta.


32 Turizm


Turizm

Son yıllarda verilen teşvikler ve kredilerle tesisleşme oranı artan kaplıca bölgeleri, yerli turist kadar yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor. Doktor kontrolünde kullanıldığı takdirde olumlu sonuçlar elde edilen kaplıcaların hepsi aynı işleve sahip değil. Öyle ki, bazen aynı şehirde bulunan kaplıcalar bile birbirinden farklı rahatsızlıklara iyi gelebiliyor.

Bölgemizde kaplıca denilince akla ilk gelen illerden Amasya, Tokat, Samsun ve Rize’deki kaplıcaların faydalarını sizin için araştırdık. Küçük bir not, kaplıcalardan daha etkin faydalanabilmek kesinlikle doktorunuza danışın.

33


34 Turizm

Amasya GĂśzlek KaplÄącasÄą Amasya-Çorum karayolunun 13. kilometresinde yer alan GĂśzlek KaplÄącasÄą, Amasya merkez ilçeye baÄ&#x;lÄą GĂśzlek KĂśyß’nde bulunmakta. 39-40 derece sÄącaklÄąÄ&#x;a sahip olan GĂśzlek KaplÄącasĹ’nÄąn PH deÄ&#x;eri ise 6,67. FaydalarÄą: Ĺ” ,SPOJL CFM BĂ›SĂ­TĂ­OEB PMVNMV FULJMFSJ vardÄąr. Ĺ” 0TUFPBSUSJU HJCJ OPO JOŤBNBUVWBS eklem hastalÄąklarÄąnÄąn tedavisinde etkilidir. Ĺ” .JZP[JU UFOEJOJU USBWNB ĹŁCSPNJZBMKJ sendromu gibi yumuĹ&#x;ak doku hastalÄąklarÄąnÄąn tedavisinde faydalÄądÄąr. Ĺ” 4USFT CP[VLMVĂ›V WF HFOFM TUSFT bozukluklarÄąnda faydalÄądÄąr. Ĺ” 4QPS ZBSBSMBONBMBSĂ­OĂ­O UFEBWJTJOEF tamamlayÄącÄą olarak etkilidir. Ĺ” 0SUPQFEJL PQFSBTZPOMBSEB PMVNMV etkileri gĂśrĂźlmektedir. Ĺ” #FZJO WF TJOJS DFSSBIJTJ TPOSBTĂ­ gibi uzun sĂźreli hareketsiz kalma durumlarÄąnda faydalÄądÄąr. Ĺ” .PCJMJ[BTZPO ÂŁBMĂ­Ä›NBMBSĂ­OEB PMVNMV etkisi vardÄąr. Ĺ” ,SPOJL E²OFNMFSEFLJ TFÂŁJMNJÄ› O²SPMPKJL rahatsÄązlÄąklarÄąn tedavisinde faydalÄądÄąr. Ĺ” $FSFCSBM QBMTZ HJCJ IBTUBMĂ­LMBSĂ­O tedavisinde etkilidir.

TerzikĂśy KaplÄącasÄą Amasya merkez ilçeye baÄ&#x;lÄą olan TerzikĂśy KaplÄącasÄą, Ĺ&#x;ehrin gĂźneydoÄ&#x;usunda 35 kilometre mesafede yer alÄąyor. Banyo ve içme kĂźrleri olarak faydalanÄąlabilen TerzikĂśy KaplÄącasÄą, radyoaktif terkipli tuzlar içermekte ve 37 derece su sÄącaklÄąÄ&#x;Äąna sahip. FaydalarÄą: Ĺ” 3PNBUJ[NBM IBTUBMĂ­LMBSĂ­O tedavisinde. Ĺ” .JEF WF CBÛíSTBL rahatsÄązlÄąklarÄąnda. Ĺ” ĂŹESBS ZPMV SBIBUTĂ­[MĂ­LMBSĂ­OEB Ĺ” #FTMFONF CP[VLMVĂ›V HJCJ hastalÄąklarda.


Turizm

Tokat HamamĂśzĂź KaplÄącasÄą AdÄąnÄą bulunduÄ&#x;u HamamĂśzĂź Ä°lçesi’nden alan HamamĂśzĂź KaplÄącasÄą, Amasya’nÄąn 95 kilometre batÄąsÄąnda yer almakta. Çorum il merkezine de 40 kilometre mesafede yer alan kaplÄącanÄąn denizden yĂźksekliÄ&#x;i 640 metredir.

ReĹ&#x;adiye KaplÄącasÄą Kimyasal Ăśzellikleri bakÄąmÄąndan Sodyum, Potasyum ve Magnezyum içeren ReĹ&#x;adiye KaplÄącasĹ’nÄąn su sÄącaklÄąÄ&#x;Äą dĂśnemsel olarak 48 ile 52 derece arasÄąnda deÄ&#x;iĹ&#x;mektedir. ReĹ&#x;adiye KaplÄącasĹ’yla ilgili bilinmesi gereken en Ăśnemli Ăśzelliklerinden birisi, suyun içerdiÄ&#x;i yĂźksek arsenik oranÄądÄąr. Bu nedenle kaynaktan içme uygulamalarÄą yapÄąlmasÄą oldukça sakÄąncalÄądÄąr.

GĂźnĂźbirlik gelenler için alternatif olarak aile banyolarÄą da bulunan HamamĂśzĂź KaplÄącasĹ’nÄąn su sÄącaklÄąÄ&#x;Äą 42,5 derecedir. FaydalarÄą: Ĺ” .¸[NJO BĂ›SĂ­MĂ­ SPNBUJ[NBM hastalÄąklarÄąn tedavisinde etkilidir. Ĺ” 4JOJS TJTUFNJ IBTUBMĂ­LMBSĂ­OB iyi gelmektedir. Ĺ” #FZJO ÂŁBSQNBTĂ­ TPOVDV oluĹ&#x;an felç ile çocuk felci sonrasÄąnda olumlu etkisi gĂśrĂźlmektedir. Ĺ” ,BMQ EBNBS WF UBOTJZPO rahatsÄązlÄąklarÄąnda iyi gelmektedir. Ĺ” 3VITBM CP[VLMVLMBSEB olumlu etkisi gĂśrĂźlmektedir. Ĺ” #FM GĂ­UíÛí WFZB TJZBUJL sorunlarÄąnda faydalÄądÄąr. Ĺ” ,BEĂ­OMBSĂ­O BEFU dĂźzensizliklerinde, hormon dĂźzensizliÄ&#x;inde yararlÄą Ăśzelliklere sahiptir. Ĺ” $JMU WF LFQFLMFONFEF ve yaĹ&#x;lÄąlarda rahatlamada yararlÄą Ăśzelliklere sahiptir.

FaydalarÄą: Ĺ” ĂŹOŤBNBUVWBS SPNBUJ[NBM IBTUBMĂ­LMBSĂ­O (romatiod, artrit, ankilozan, spondilit baĹ&#x;ta olmak Ăźzere) kronik dĂśnemlerde fayda saÄ&#x;lar. Ĺ” ,SPOJL CFM BĂ›SĂ­TĂ­ WF FLMFN IBTUBMĂ­LMBSĂ­OĂ­O tedavisinde faydalÄądÄąr. Ĺ” :VNVÄ›BL EPLV IBTUBMĂ­LMBSĂ­OĂ­O UFEBWJTJOEF tamamlayÄącÄą tedavi unsuru olarak kullanÄąlÄąr. Ĺ” 0SUPQFEJL PQFSBTZPOMBS CFZJO WF TJOJS cerrahisi sonrasÄą gibi uzun sĂźreli hareketsiz kalma durumlarÄąnda tamamlayÄącÄą tedavi unsuru olarak kullanÄąlÄąr. Ĺ” .PCJMJ[BTZPO ÂŁBMĂ­Ä›NBMBSĂ­OEB LSPOJL E²OFNEFLJ TFÂŁJMNJÄ› O²SPMPKJL SBIBUTĂ­[MĂ­LMBSEB faydalÄądÄąr.

35


36 Turizm

Samsun Havza KaplÄącasÄą Samsun-Ankara Karayolu’nda 88. kilometrede yer alan Havza, aynÄą zamanda Samsun-Sivas demiryolu gĂźzergâhÄąndadÄąr. UlaĹ&#x;ÄąmÄąn kolay saÄ&#x;landÄąÄ&#x;Äą Havza KaplÄącasÄą bu nedenle bĂślgenin en çok tercih edilen kaplÄącalarÄąndan da biridir. 56 derece su sÄącaklÄąÄ&#x;Äąna sahip olan Havza KaplÄącasÄą, cilt hastalÄąklarÄąndan QTJLPMPKJL SBIBUTĂ­[MĂ­LMBSB LBEBS CJSÂŁPL SBIBUTĂ­[MĂ­L JÂŁJO EF Ä›JGB LBZOBÛíEĂ­S FaydalarÄą: Ĺ” )FS ÂŁFÄ›JU LBO IBTUBMĂ­LMBSĂ­OEB DJMU IBTUBMĂ­LMBSĂ­OEB TJOJS IBTUBMĂ­LMBSĂ­OEB TĂ­UNB tedavisinde ve bĂźtĂźn hastalÄąklarÄąn nekahet devrelerinde Ĺ&#x;ifalÄą olma ĂśzelliÄ&#x;inden baĹ&#x;arÄą ile yararlanÄąlabilecek sular arasÄąndadÄąr. Ĺ” ,MPSP[ UFEBWJTJOEF BEBMF BĂ›SĂ­MBSĂ­OĂ­O HJEFSJMNFTJOEF CFEFO [BĹŁZFUMFSJOEF LBEĂ­O )BTUBMĂ­LMBSĂ­OEB EBMBL Ä›JÄ›MJĂ›JOEF QTJLPMPKJL SBIBUTĂ­[MĂ­LMBSĂ­O UFEBWJTJOEF TJOEJSJN bozukluklarÄąnÄąn tedavisinde, kronik BronĹ&#x;it tedavisinde Ĺ&#x;ifa etkisi kanÄątlanmÄąĹ&#x; sulardan biridir. Ĺ” :BÄ›MBONBLUBO JMFSJ HFMFO "SUFSJPTLLMFSPTF WF EJĂ›FS CB[Ă­ ZBÄ›MĂ­MĂ­L IBTUBMĂ­LMBSĂ­OB Ĺ&#x;ifalÄą olmasÄąnÄą saÄ&#x;lar. Ĺ” 'B[MB IB[Ă­NTĂ­[MĂ­LUBO HFMFO IFS ÂŁFÄ›JU NJEF IBTUBMíÛíOEB NJEF JMUJIBQMBSĂ­OEB sindirim bozukluklarÄąnda, safra taĹ&#x;Äą rahatsÄązlÄąklarÄąna karĹ&#x;Äą Ĺ&#x;ifalÄą olma ĂśzelliÄ&#x;i vardÄąr. Ĺ” 3PNBUJ[NB IBTUBMĂ­LMBSĂ­OB TPMVOVN ZPMV OF[MFMFSJOF LĂ­SĂ­L ÂŁĂ­LĂ­L TFLFMMFSJOF ortopedik ameliyat sonrasÄą nekahet dĂśnemlerinde, gut hastalÄąÄ&#x;Äąna, diz, kalça, boyun ve bel kireçlenmelerine, Ĺ&#x;eker hastalÄąÄ&#x;Äąna, baÄ&#x;Äąrsak ve bĂśbrek hastalÄąklarÄąna ve strese karĹ&#x;Äą Ĺ&#x;ifalÄądÄąr. Ĺ” .¸[NJO ¸TU TPMVOVN ZPMV JMUJIBQMBSĂ­ BMFSKJL CVSVO JÂŁJ JMUJIBQMBSĂ­ N¸[NJO MBSFOKJU WF GBSFOKJU OFGFT EBSMíÛí ZBQBO BLDJĂ›FS IBTUBMĂ­LMBSĂ­ CSPOÄ› HFOJÄ›MFNFTJ astÄąm rahatsÄązlÄąklarÄąna iyi gelmektedir. Ĺ” .PCJMJ[BTZPO ÂŁBMĂ­Ä›NBMBSĂ­OEB PMVNMV FULJTJ WBSEĂ­S Ĺ” ,SPOJL E²OFNMFSEFLJ TFÂŁJMNJÄ› O²SPMPKJL SBIBUTĂ­[MĂ­LMBSĂ­O UFEBWJTJOEF GBZEBMĂ­EĂ­S Ĺ” $FSFCSBM QBMTZ HJCJ IBTUBMĂ­LMBSĂ­O UFEBWJTJOEF FULJMJEJS

Turizm konusunda oldukça çok alternatife sahip olan TĂźrkiye’yi dĂźnyada Ăśne çĹkaran Ăśzelliklerinden biri de termal su kaynaklarÄą. Sahip olduÄ&#x;u termal kaynaklarÄą bakÄąmÄąn-


Turizm Tu urizm

dan dünyada yedinci sırada yer alan Türkiye, özellikle son yıllarda yaptığı girişimlerle bu kaynakların tesisleştirilmesi ve daha verimli kullanılması konusunda oldukça ciddi bir yol kat etti. İyi bir turizm alternatifi olmasının yanı sıra şifa dağıtan özellikleriyle de öne çıkan kaplıcalar bölgemizde en çok Amasya, Tokat, Samsun ve Rize’de ön plana çıkıyor.

3377


38 Turizm

Rize İkizdere Kaplıcası Rize şehir merkezine 64, İkizdere merkeze 6 kilometre mesafede bulunan Ilıca Köyü, bölgedeki önemli termal destinasyonlardan biri olarak öne çıkıyor. Dönemsel olarak 36 ile 38 derece su sıcaklığına sahip olan İkizdere Kaplıcası, termal suyun yanı sıra eşsiz doğasıyla da şifa sunuyor. Faydaları: Ŕ "TUíN CSPOěJU LSPOJL CSPOěJU BMFSKJL ¸TU TPMVOVN ZPMMBSí hastalıkları gibi solunum sistemi rahatsızlıklarına iyi gelir. Ŕ &H[BNB BLOF WF TFEFG hastalığının tedavisinde faydalıdır. Ŕ #BěUB LJSF£MFONF WF FLMFN ağrıları olmak üzere romatizmal hastalıkların ve yaralanma sonrası oluşan hasarın tedavisinde etkin bir yöntemdir. Ŕ ,BMQ ZFUNF[MJÛJ IJQFSUBOTJZPO ve arter hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. Ŕ .JEF WF CBÛíSTBL IBTUBMíLMBSí ile obezitenin tedavisinde önemli bir şifa kaynağıdır. Ŕ /²SPMPKJL IBTUBMíLMBSíO tedavisinde, omurga hastalıklarında, travmatik vakalarda, böbrek ve idrar yolları hastalıklarında ayrıca, kadın hastalıklarında etkili bir yöntemdir.


Turizm T urizm

3399


40 Turizm


Turizm

41

Efsanelesen Askların Diyarı

Amasya Köklü tarihi, doğal güzellikleri, kültürü ve elması ile gönüllerde taht kurmuştur Amasya. Ama bir şey daha var ki o da Aşkın şehridir Amasya. Havasından mı suyundan mı bilinmez hem kendine âşık eder hem de efsaneleştirir aşkını insanın Amasya. Bu aşk ki Ferhat’a dağlar deldirir, Şirin’i canından eder. Hele biri var ki, Güzelce Kız. Yakar kül eder, Hem kendini hem sevenini.


42 Turizm

Sehzadeler Sehri Bugün yalnız Yeşilırmak kıyısındaki heykeliyle şehre kendini hatırlatan, dünyanın ilk coğrafyacısı Strabon’un memleketim dediği Amasya her yönüyle efsaneler şehridir. Kökleri 8500 yıl öncesine dayanan Amasya, onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış. Her medeniyetle kültürünü zenginleştirip, karşılığını da cömertçe sunmuş. İki dağın arasından geçen Yeşilırmak’ın iki yakasına kurulu olan Amasya, bin yıllar boyunca Hitit, Frig, Kimmer, İskit, Lidya, Pers, Hellen, Pontus, Roma, Bizans, Danişment, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerini ağırlamış coğrafyasında. Bu nedenle bir açık hava müzesini andırıyor. Pontus döneminde “Krallar Kenti” olan şehir,y Osmanlı döneminde “Şehzadeler Şehri” kimliğine bürünerek devrin en önemli sancaklarından biri halini almış ve 183 yıl boyunca altısı daha sonra padişah olmak üzere on iki şehzade yetiştirmiş. Amasya’yı Amasya yapan güzellikler sadece bunlarla sınırlı değil elbet. Amasya Kalesi’nin de bulunduğu Harşena Dağı’nın eteklerinde yer alan kaya mezarları şehri süsleyen bir gerdanlık gibi. Kentte derin izler bırakan Pontuslar’ın kayalara yaptıkları kral mezarları kentin anıtsal yapıları arasında yerini alıyor.


Turizm

43

Ferhat ile Sirin Efsanesi Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat. Sultan; Şirin’i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. “Şehre suyu getir, Şirin’i vereyim” der. Der demesine de su, Şahin kayası denen uzak mı uzak bir yerdedir.

kayalardan gelen suyun sesi işitilir sanki şehirde. Mehmene Banu, bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a. Su kanallarını takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’a ulaşır. Ferhat’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonra da. “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin’in öldü. Bak sana helvasını getirdim” der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. “Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır” der.

Ferhat’ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Kayalar yarılır, yol verir suya. Zaman geçtikçe açılan

Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat’ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten “ŞİRİN!” seslenişleri yankılanır

Ferhat, nakkaşlık yapan, Şirin’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır. Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Şirin’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir.

kayalarda. Ferhat’ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhat cansız yatıyor. Atar kendini kayalıklardan aşağı. Cansız vücudu uzanır Ferhat’ın yanına. Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada. İkisini de gömerler yan yana. Bir söylence niteliği kazanan bu öyküye göre her bahar Ferhat’ın mezarı üstünde kırmızı bir gül, Şirin’in mezarı üstünde beyaz bir gül ve iki gülün arasında da bir diken biter. Ferhat ile Şirin’i sonsuza kadar ayıran bu diken kimine göre Mehmene Banu, kimine göre ise Ferhat’a yalan haberi getiren yaşlı cadıdır.


44 Turizm

Aynalı Mağara Efsanesİ (Güzelce Kız Efsanesİ) Güzelce Kız, bir kral kızıdır. Dünyalar güzelidir. O kadar güzeldir ki; görenler dayanamaz, yıldırım düşmüş gibi kendilerinden geçerler. Bu yüzden genç kız, hep peçeli gezer, güzel yüzünü kimseye gösteremez. Artık zamanı gelmiştir diye düşünen babası, dört bir yana haberciler çıkarır, kızını evlendirecektir ama kim kızının peçesini açıp güzelliğine dayanır, onu dünya gözüyle seyredebilirse kızını ona verecektir. Bu çağrıya yedi iklim, dört bucaktan şehzadeler, vezir çocukları, dünya zenginleri, yiğitler, bilginler, kısacası gençliğine, bilek gücüne güvenen herkes dörtnala Amasya’ya gelir. Amasya meydanında kurulan özel bölümde bulunan Güzelce Kız bekleyedursun. Kendine güvenen delikanlılar cesaretlerini toplayamaz, yanına yaklaşan ise peçesini kaldırmak istediğinde

eli titrer, dizlerinin bağı çözülür. Bu sahneler günlerce devam eder. Bir gün fakir mi fakir, ama yiğit mi yiğit, gerçekten güzel, alımlı bir delikanlı “Ben de şansımı denemek istiyorum!” diye destur alıp tahtın yanına yaklaşır. Herkesin şaşkın bakışları arasında hiç vakit geçirmeden Güzelce Kız’ın peçesini kaldırır. O an öyle bir elektriklenme olur ki, bir aydınlanma, bir alev, bir ateş sarar etrafı. Kimse ne olduğunu anlayamaz. Meydanda bulunanlar korkudan yerlere kapanır. Sonra, sonsuz bir sessizlik içinden kömür kesilir iki genç, yan yana uzanmış şekilde. İki gencin cesedi, şehre yakın yerdeki bağ ve bahçelikler yanında bulunan kaya mezar içinde iki ayrı odaya gömülür. Bu kaya mezarının dışı güneşle birlikte Güzelce Kız’ın yüzü gibi parlamaya başlar. Bu parlaklığından dolayı da, daha sonra kaya mezarın adı “Aynalı Mağara” diye ünlenir.

Amasya’ya Gitmisken Şehrin ortasından kıvrılarak akıp giden Yeşilırmak, bu ırmağın kıyısına inci tanesi gibi dizilmiş eski evler, 8500 yıllık tarih, doğa harikası Borabay Gölü, külliyeler, medreseler, bimarhane, türbeler, camiler, kale ve daha birçok neden var Amasya’ya gitmek için. Günübirlik turların dışında konaklamalı da ziyaretler yapılabilir.


Turizm

45

Nerede Kalınır? Amasya, kalacak yer bakımından ziyaretçilerine birbirinden farklı seçenekler sunar. Şehir merkezinde veya merkeze sadece birkaç kilometre mesafede bulunan, hizmet kaliteleri yüksek otellerin yanı sıra Yeşilırmak’ın kenarına inci bir gerdanlık gibi dizilmiş tarihi konak ve evlerin bir kısmı da butik otel veya pansiyon olarak hizmet vermekte. Tarihi dokularının bozulmadığı, odaların geleneksel Türk evlerinde olduğu gibi döşendiği bu pansiyonlar Amasya’yı gezdiğiniz sürece hissedeceğiniz ‘tarih yolculuğunu, kalacağınız yerde de yaşatmaya devam eder.

Ne Yenir? Amasya, uzun tarihi geçmişinin izlerini ve bu tarihi geçmişin kültüründe yarattığı çeşitliliği yemeklerinde de gösterir. Yine coğrafi konumu, Karadeniz’le iç bölgeler arasında geçiş yolu olması, Amasya’da hem Karadeniz Mutfağının hem de İç Anadolu Mutfağının en lezzetli ve özgün yemeklerini bir araya getirir. Şehzadeleri ile ünlü Amasya’da saray mutfağından da esintiler bulmak da mümkün. Size tavsiyemiz yöresel yemekler yapan bir yere girmeniz ve menüye şöyle bir göz atmanız. Çorbalardan sebze yemeklerine, et yemeklerinden hamur işlerine, salatalardan tatlılara kadar o kadar çeşitli ve lezzetli seçenek görürsünüz ki bunlardan bir kısmı mutlaka sizin damak tadınıza hitap edecektir.


46 Turizm Dünya üzerindeki bin kadar kuş türünün 320 tanesine ev sahipliği yapan Kızılırmak Deltası, 56 bin hektarlık geniş bir alanda doğanın tüm güzelliklerini bir arada sunuyor. Türkiye’nin önemli kuş cennetlerinden biri olan Kızılırmak Deltası’nın özellikle bahar aylarında aldığı yoğun yağmurlar dönemsel olarak kuş popülasyonunu da artırıyor. Doğanın tüm güzelliklerine sahip olan Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti foto safari ve kuş gözlemciliği yapmak isteyenler için bulunması zor bir fırsat sunuyor.

kızı kı zılı lırm rmak deltasında


Turizm

47


48 Turizm

Onur Bıyıklı ile Derin Sohbet İnsanoğlunun doğayı keşfetme aşkı yeryüzüne gönderildiği ilk günden bu yana eksilmeden devam ediyor. Öğrenilen her yeni bilgi, yapılan her yeni keşif bir sonraki için heyecanlandırıyor insanları. Kadim tarihi, temiz havayla kaplı yaylaları, akarsuları eşsiz, flora ve faunası ile yerli yabancı turistlerin ilgisini çeken Karadeniz Bölgesi son yıllarda dalış turizmi konusunda da adından söz ettirmeye başladı. Yıllardır, Karadeniz’in kültürünü, dağlarını, yaylalarını, akarsularını keşfeden insanoğlu, artık Karadeniz’in serin sularını keşfe çıkıyor. Dalışın tarihi gelişimini, dalış turizminin genel hatlarını, bölgemizdeki dalış turizmi potansiyelini ve dalış noktalarına kısa bilgileri 2 Yıldız Eğitmen Balıkadam ve Rehber Balıkadam Onur Bıyıklı’dan dinledik. Bu sayımızda dalışın tarihi gelişimi ve bölgemizdeki dalış potansiyeli sizlerle. H.E: İnsanlar neden dalma ihtiyacı hissetmiştir? Dalmanın türleri var mıdır? O.B: İlk olarak dalışın türlerinden bahsedeyim. Nasıl ki turizm kendi içinde türlere ayrılıyorsa dalış da kendi içinde bu şekilde kollara ayrılır. Yani tek bir dalıştan bahsedemeyiz. Bunlar, sportif, sanayi ve askeri dalışlardır. İnsanoğlunun su altına merakını ve sualtındaki zenginliklerden yararlanmak adına yaptıklarını biliyoruz. Bilinmeyenin çekiciliği, doğayı tanıma ve ona karşı koyma arzusu, ekonomik, ticari ve askeri nedenler ile birleşerek insanoğlunda sualtını keşfetme ihtiyacını ortaya çıkarmış. Bu nedenlerin en başında ise yiyecek ve inci çıkarmak vardı. H.E: Kısaca dalış tarihinden bahsedecek olursak hangi aşamalardan geçmiştir? O.B: İnsanlar yiyecek ve inci bulmak maksadıyla yaptıkları dalışlar sırasında gördüler ki su altında daha yapılacak çok keşif var ancak bunun için su altında daha fazla kalmak gerekiyor. Bu nedenle insanoğlu yüzyıllarca sualtında daha fazla kalabilmenin yollarını aradı ilk olarak. Suyun altında daha uzun süre kalabilmek isteyen insanoğlu 1500-1700 yılları ara-

sında içlerinde hava hapseden dalış çantalarını geliştirdi. Bir nevi ilkel dalış tüpü de diyebiliriz bunlara. 1715 yılına geldiğimizde ise John Lethb Ridge adlı İngiliz araştırmacının yaptığı her tarafı kapalı dalgıç elbisesi önemli bir gelişme.

kapalı devre tüplerle askeri gizli dalışlar yapılabiliyor.

1930-1943 yılları arası dalgıçlık tarihinde devrim niteliğinde gelişmelerin yaşandığı bir dönem. 1930 yılların başında palet, yüz maskesi ve şnorkel gibi dalış araçlarının hayatımıza girmesi serbest dalışları ciddi oranda artırırken, 1943 yılında Fransız denizci Jacques Yves Cousteay (Kaptan Kusto) ile Emile Gagnan’ın geliştirmiş oldukları dalış regülatörleri tüplü dalışları başlattı.

O.B: Bulunduğumuz bölge olan Karadeniz Bölgesi, sualtı zenginliği ve görüş mesafesi anlamında dalış yönünden çok şanslı olmasa da, tarihi dokuya sahip olan Sinop bu konuda en şanslı ilimizdir. Samsun ise Osmanlı döneminde sahip olduğu baruthanesi, darphanesiyle ve limanıyla ticaret gemilerinin sıkça uğradığı bir konumda yer alıyor. Bu özellikleriyle Sinop’un hemen ardından geliyor. Ayrıca Truva Savaşı’na katılan ünlü savaşçı Aşil’in de gemiye binmek için Samsun limanını kullandığı bilinmekte.

Askeri amaçlı dalışların kökeni ise çok daha eski dönemlere dayanıyor. Bu tür dalışlar ilk olarak Milattan Önce 11941195 yılları arasında Truva Savaş’ı sırasında görülmüş. Düşman gemilerinin halatlarını kesmek ya da gemilerin altında delikler açmak maksadıyla yapılan bu dalışlar gemi teknolojilerini de geliştirmeye mecbur kılmış insanları. Öyle ki Romalılar gemilerini dalgıçlardan koruyabilmek için halat yerine zincir kullanmaya başlamış. Bugün geldiğimiz teknolojiyle hava kabarcığı çıkarmayan

H.E: Bölgemizde dalış turizmi potansiyeli nedir? Karadeniz’de nereler dalış için uygundur?

Perşembe İlçesi ile Trabzon ve Rize illeri ise bölgemizde dalış turizmiyle ilgilenenler için çekim merkezi olan diğer noktalar. Samsun’un Bafra İlçesi’nde bulunan Tir-i Müjgan batığı, Atakum İlçesi’ndeki Sahil Güvenlik batığı ve Rize’deki gemi batığı bölgemizde dalış için öne çıkan batıklar.


Turizm

49


50 Turizm

organic

02 Yoğun iş

hava Berrak, temiz len anlamına ge h’ta, Hava-i Berra ıyla bugünkü ad öyü’nde Kabakdağı K oturizm yürütülen ek rım ve organik ta velerini projesi mey şladı. vermeye ba ki tek Bölgemizde rneğini eko turizm ö ekân oluşturan m a dünaynı zamand ı noktayadaki sayıl lardan biri.

i şehir hayatı, temposu, stresl

sağlıksız hava…

n içinden çıkılu n u m lu p to rn e z mod a yaşam kalitelarımız günümü d ık ı d m y a sa m a ta d rı n a rı k la u Y sorun ldiğini hissezi ları arasında. Bu e n e ru n ü so g ç n ü e g d n sı a ü m ında g de. Yiyip u ağır yükün alt ğala dönüş için o d e mizi etkiliyor. B v a y a ğ o d u nedenle doğallığı tercih a rd la n â k e m den insanoğlu b rı ukla diklerinde, oturd ir alternatif var b l a ğ o d e v e iç içtiklerinde, giy la iç zmde de doğay edenler için turi İlçesi’nde. Ordu’nun Fatsa kdağı’nda oldua b a K n e d e n i, liştiğin uğunu, nasıl ge nı projenin fikir sı a h a d e v i in ğ Projenin ne old kti ih edilmesi gere l’den dinledik. ze Ö ğunu, neden terc n e v ü G sü cü babası ve yürütü


Turizm

51


52 Turizm

Son yıllarda dünyada gündeme gelen ve Türkiye’de de yeni yeni tanınmaya başlayan ekoturizmin genel geçer bir tanımlaması yok aslında. Ancak kesin bir tanımının olmaması prensipleri olmadığı anlamına gelmiyor. Merak edip ne olduğunu sorduğumuz ekoturizm hakkında Güven Özel şöyle diyor: “Ekoturizmin içinde doğa var, hem de tertemiz bir doğa. Yerel halk var, kültür var, sürdürülebilirlik ve muhakkak koruyucu olma özelliği var. Yani bu turizmin yapıldığı yerde asla doğaya ve doğala zarar vermek yok. Tabi ki gelen ziyaretçilere de yerli halk zarar vermiyor. Tamamen karşılıklı kabul, sevgi ve kazancın olduğu bir turizm şekli diyebiliriz.” Ülkemizde o kadar çok turizm alternatifi var ki, tek seferde unutmadan hepsini sayabilmek büyük başarı. Hepsini turizm sektörü çatısı altında değerlendiriyoruz ancak ekoturizmin yeri ayrı. Diğer turizm türleriyle arasındaki farkı Güven Bey’e sorduğumuzda aldığımız cevap oldukça tatmin edici. Diğer turizm türlerinde doğanın ve doğallığın zorunlu olmadığını söyleyen Güven Özel, ekoturizmin en büyük farkının burada ortaya çıktığını ifade ediyor. Özel; “Çok fazla turizm türü var ama diğer turizm türlerinde doğa olacak diye bir zorunluluk yok ya da biz gittiğimiz yeri koruyacağız diye bir amaç yok. Bir diğer fark ise diğer turizm türlerinde yerel halka fazla ihtiyaç duymuyorsunuz. Gidiyorsunuz tatil köyüne, yatıyorsunuz, yiyorsunuz, içiyorsunuz geri dönüyorsunuz. Bizim uyguladığımız sistemde ise tam tersine yerel halkla sürekli iç içesiniz.” diyor.

Özünde Doğa Var


Turizm

Yok Olmaya Yüz Tutmuş Bir Kültürün İçİnde Eskilerin deyimiyle Hava-i Berrah, yani Kabakdağı Köyü sırf temiz havası için bile gidilip, gezilecek bir yer ama Güven Bey ve yol arkadaşları bundan daha fazlasını görmüşler. Doğu Karadeniz’in neredeyse tamamına yakını mavi ve yeşili sunuyor, mis gibi çiçek kokan yaylaları sunuyor, şırıl şırıl akan dere sesini sunuyor ama Kabakdağı misafirlerine bunların yanında bir de şahsına münhasır kültürünü sunuyor. Güven Bey’e bu kültürün detaylarını ve neden Kabakdağı’nı tercih ettiklerini sorduk. İlk cevabı tahmin ettiğimiz gibi, O Fatsa’nın Kabakdağı Köyü’nden ama bu yeterli değil tabi, devamını Güven Özel’den dinleyelim: “Aslında turizmin yapılamayacağı hiçbir yer olmaz. Her yerde turizm yapılır ama bu işi yaparken kolay ulaşabileceğiniz, sizi anlayacak, size inanacak ve yakın temas kurabileceğiniz insanlara ihtiyaç var. Ben Fatsalı ve Kabakdağlı olmam sebebiyle bu tarif ettiğim insan kaynağını en kolay orada bulabildim. Bir de asıl önemli olan neden, orada bir kültür var. Hem de öyle bir kültür ki… Buna “Çveneburi” kültürü diyorlar.

53


54 Turizm Bu kültür 16. yüzyılda Gürcistan’da doğmuş ve 19. Yüzyılda Anadolu’ya transfer olmuş. Şu an doğduğu topraklarda bile devam etmiyor bu kültür, Türkiye’de de neredeyse bu bölgeden başka yerde yok. Anlayacağını yok olmaya yüz tuttu. Kabakdağı Köyü’nde bu kültür yaşanıyor ve yaşatılıyor halen. Ama sadece sembolik olarak değil, mimarisiyle, yemekleriyle ve folkloruyla canlı canlı yaşanıyor. Kültür özünü koruduğu için yüze yakın geleneksel mimaride tarihi evleri var. Yüzden fazla yemek çeşidi var ki bunları sadece burada yiyebilirsiniz, Karadeniz’in ya da dünyanın başka bir yerinde yiyebileceğiniz türden değil. 32 Gayde diye kültürün kendine has bir oyunu var. Kısacası turistin aradığı her şey var burada ve bunlara çok fazla uğraşmadan ulaşabiliyor.

Elİmİzde Ne Varsa Onu Sunuyoruz

Son yıllarda dünyanın çeşitli yerlerinde yaygınlaşmaya başlayan ekolojik köyler, ekolojik çiftlikler ve benzerleri ülkemizde de yavaş yavaş göze çarpmaya başladı. Kabakdağı Ekoturizm Köyü kimi zaman bunlarla karıştırılabiliyormuş. Aslında aralarındaki fark çok basit, Kabakdağı’nın Türkiye’de türünün tek örneği olmasını sağlayan en büyük özelliği turizm için ekstra bir çaba sarf etmemesi ve elinde hangi imkân varsa onu sunması. Bu da ekoturizmi ortaya çıkaran bakış açısını birebir yansıtıyor aslında. Konuyu şöyle özetliyor Özel: “Kabakdağı’nda biz turizm için ekstra bir şey yapmıyoruz. Aman turist gelsin şunu da yapalım diye bir düşünce içinde değiliz. Biz neysek,

mevcudumuz neyse onu sunuyoruz ziyaretçilerimize. Nedir bu mesela, turist buraya geldi, gezmek istiyor diyelim. Biz onun için özel gezi alanları oluşturmuyoruz. Tarihi evlerimizi gezdiriyoruz, onların özelliklerinden bahsediyoruz, hemen yakınımızdaki şehitler ormanını gezdiriyoruz, oranın hikayelerini anlatıyoruz veya köyde organik tarım yapıyoruz, bu tarım alanını gezdiriyoruz. Konaklamaya gelecek olursak, diyelim ki turist köyümüzde konaklayacak, onun için farklı bir tesis yapmıyoruz, biz nerede yaşıyorsak oraya bir birey olarak giriyor turist. Bizim uyguladığımız sistemin adı ev otelciliği. Hatta bu alanda marka olma yoluna da girdik. Eğer bir mecra da “EVoteLL” diye bir ibare gördüyseniz bilin ki bu Kabakdağı Ekoturizm Köyü’dür. Çoğu insan yadırgıyor

Köyün geleneksel adı Hava-i Berrah, yani berrak hava. Anlayacağınız üzere, köy oksijen deposu. 280 metre rakımda bulunan köy nem oranını sunuyor konuklarına


Turizm

55

bu sistemi ilk duyduklarında ama denediklerinde onlar da memnun kalıyor. Pansiyon ya da otele gittiğinizde size odanızı gösterirler ve o andan itibaren kendinizle baş başasınızdır. Eğer şanslıysanız şanslıysanız lobide birileriyle sohbet etme imkanı yakalarsınız. Fakat ev otelciliğinde siz direk hanenin bir üyesi olursunuz. Ev sahibi nasıl oturuyorsa siz de öyle oturur, ne yiyorsa birlikte ondan yersiniz. Dolayısıyla var olan kaynaklar kullanılarak yapılıyor.”

Samsun’dan Gelen de Var Japonya’dan Gelen de

Temelleri 2001 yılında atılan projenin EVoteLL’e dönüşme etabı bu yıl başlamış. Geçtiğimiz yıl günübirlik gelen ziyaretçiler tur sonunda Kabakdağı’ndan ayrılmak istemeyip, burada konaklamak isteyince EVoteLL’e dönüşüm süreci hız kazanmış. Şu an tescilli 9 evde 64 kişinin konaklayabileceği şekilde EVoteLL hizmeti sunuluyor ziyaretçilere. Köy evlerinin EVoteLL’e dönüşümünün nasıl gerçekleştiğini anlatan Özel, “Hiç zor bir yanı yok. Kişi zaten istekli, kendi rızasıyla girmiş bu işe. Biz onlara sadece belli noktalarda uyarılarda bulunuyoruz. Diyoruz ki, yatağını böyle yap, yorganını şöyle yap, banyonu temiz tut, sürekli sıcak suyun

Özgün kültürel yapısı, kaybolmaya yüz tutmuş bir kültüre tanıklık etmek için. Yüzyıllardır süreglen “Çveneburi” kültürünün dünya üzerindeki son örnekleri Kabakdağı’nda sizleri bekliyor


56 Turizm

olsun, havlun olsun ve benzeri. Yani küçük detaylar konusunda fikir veriyoruz sadece. Onun dışında gerçekleştirilmesi zor bir isteğimiz olmuyor. Kabakdağı Ekoturizm Köyü katıldığı fuarların da etkisiyle tanınmaya ve adından söz ettirmeye başlamış. Öyle ki, aldığımız bilgilere göre geçtiğimiz haftalarda Çanakkale’den 46 kişilik bir grup gelmiş köye. Ondan önce Japonya, Polonya, Fransa ve Arap ülkelerinden gelen turistler olmuş. Samsun ve Trabzon’dan da yöreye gelip ziyaret edip konaklayan ziyaretçiler var. En son EMITT Fuarına katılan

Kabakdağı Ekoturizm Köyü bu konuda profesyonel dönüşler de almaya başlamış.Köye konaklamalı gelen turistler genellikle hem bilinç seviyesi hem de gelir seviyesi yüksek kesim. Günübirlik ziyaretlerdeyse her kesimden turist katılıyor turlara. Projeyi görüp örnek almak isteyenlerden tutun da sırf nasıl bir yer diye merak edenlere kadar herkes gidiyor Kabakdağı’na. Günübirlik turlarda ise özellikle Ünye, Fatsa, Perşembe, Ordu, Giresun ve Samsun gibi yakın yerlerdeki ziyaretçiler tercih ediyor bu eşsiz doğa ve kültür merkezini.


Turizm

Ekoturizm projesiyle koordineli şekilde yürütülen organik tarım faaliyetleri köyü tamamen sağlıklı yaşam köyüne dönüştürmüş. “Çveneburi” kültürünün en nadide yemek çeşitlerini sadece ve sadece Kabakdağı’nda bulabilirsiniz. Hiç tatmadığı yöresel lezzetleri denemek isteyenler Kabakdağı’na uğramalı Görmeye ve denemeye değer doğal göller, ırmaklar, içilebilir şifalı suların yanında yörenin folklorik özelliklerinden 32 Gayde eğlencesi Hava-i Berrah’da sizleri bekliyor..

57


58 Turizm

Köşe Yazısı ARTIK İL İL DEĞİL BÖLGE OLARAK HAREKET ETMEYİ ÖĞRENMELİYİZ Karadeniz, Türkiye turizminden büyük pay alma potansiyeline sahip Türkiye turizmden 35 milyar dolar civarında pay alırken Karadeniz bölgesi özellikle doğa turizmi ve çeşitlendirebileceği zengin turizm seçenekleri ile Türk turizminden daha büyük pay almaya aday bakir bir bölge. Şimdiye kadar hep iller münferit hareket etti unuttuğumuz şey biz bir Bodrum, Antalya değiliz gelen turiste 5-6 gün tek bir ilde vakit geçirtemeyiz. O yüzden kamu ve sektör temsilcilerinden oluşan bölgesel bir alt yapı koordinasyon merkezi kurmalı doğru politikalarla ili değil bölgeyi pazarlamalıyız. Bizde yeni kurulan bir dernek olmamıza rağmen federasyon ile birlikte bize bağlı 18 ilde raporlama ve çalışmalara başladık. Karadeniz’deki mevcut turizm, yayla turizmi, doğa, kültür ve inanç turizmi ağırlıklı gerçekleşmektedir. Bölge olarak rafting ve trekking, yamaç paraşütü, sörf, çim kayağı kurvaziyer turizmi, kayak turizmi, av turizmi gibi hiç değerlendirmediğimiz ya da kendi akışında çok az gerçekleşen bir çok alternatif turizm yelpazesine sahip bir bölgeyiz. Bölgede turizm adına farklılıklar yaratarak yeni turizm alanları oluşturulmalıdır. Bu potansi-

yeli değerlendirir ve var olanları geliştirirsek Türkiye turizm inden Karadeniz olarak çok daha büyük pay alacağımıza inanıyorum. Bölgede konsept projeler geliştirilmeli ve teşvik edilmelidir. Bu geniş seçenekleri hayata geçirmek için öncelikle alt yapının oluşturulması gerekiyor. Yeterli yatak kapasitesine ve yiyecek içecek hizmeti verecek tesisleri oluşturmadan turizmde başarılı olma imkânı yok. Özellikle yaylalarda ki çarpık yapılaşma ve imar sorunu öncelikle halledilmeli, doğanın dengesini ve Karadeniz’e özgü yapı dokusunu bozmadan turistin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak tesislerin oluşması şarttır. Hedefimizin mevcut turizm alanlarının etkin ve sürdürülebilir kullanılması, turizm alternatiflerinin çeşitlendirilmesi olmalıdır. Turizmde değişen trendleri takip etmeliyiz. Karadeniz bölgesi kurvaziyer turizme müsait limanlara sahip. Her geçen yıl kurvaziyer ile seyahat oranı ciddi bir şekilde artmaktadır. Bölge olarak bu pastadan çok az pay almaktayız. Eşsiz flora ve fauna zengini bir

Murat Toktaş

Karadeniz Turistik İşletmeciler Derneği Başkanı Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi

bölgeyiz. Bu benzersiz doğası ile nitelikli doğa turları taleplerine cevap verebilir durumdayız. Son yıllarda mutfak kültür turizmi bir ivme kazanıyor. Karadeniz olarak çok zengin bir mutfağa sahip olmamıza rağmen bölgeye gelen turiste bu hizmeti verebilecek mekânlara sahip değiliz. Karadeniz’e has yemekler bölgemize gelen turistlere uygun ortamlarda sunulabilir, böylece geri döndüğünde anlatabileceği farklı bir mutfak kültürü ile de bölge tanıtımına katkı sağlamış oluruz. Tarihsel ve kültürel mirası turizme kazandırmalıyız. Karadeniz’in turizmde hedeflere yazın 3 ayını düşünerek ulaşılmayacağından, kış turizminin mutlaka önemsenmesi gerekiyor. Bölge olarak turizmde ve kültür de markalaşmalıyız Karadeniz bölgesinde yapılabilecek birçok turizm alternatifi var. Turizm eskisi gibi güneş, deniz ve kumdan oluşmuyor, belli bir doyuma ulaşan turist çeşitlik arıyor. Bu pastayı başka bölgelere kaptırmamak için artık söylemden eyleme geçme vakti geldi.


Turizm

59


60 Turizm


Turizm

61


62 Turizm Kimi coÄ&#x;rafyalar vardÄąr ki belli bir zamana ya da belirli bir topluma ait olamazlar. Onlar, tarih Ăśncesinden gelip tarihin Ăśtesine geçebilen yerlerdir. Bu nedenle toplumlarÄąn onu etkilediÄ&#x;i kadar o da toplumlarÄą etkiler. Bu etkilenmeden olsa gerek )BUUVÄ›BÄ› ZĂ­MĂ­OEB 6/&4$0 DĂźnya MirasÄą Listesi’ne eklenmiĹ&#x;. Bu sayede, 5 farklÄą kĂźltĂźr katmanÄąnda 7 farklÄą medeniyeti barÄąndÄąran Ĺ&#x;ehri tek bir topluma bÄąrakmayÄąp, tĂźm E¸OZBZB NBM FUNJÄ› 6/&4$0

GĂźnĂźmĂźzde Çorum ilinin 82 kilometre gĂźneybatÄąsÄąnda, BoÄ&#x;azkale ilçesi sÄąnÄąrlarÄą içinde kalan HattuĹ&#x;aĹ&#x; Ăśren yeri, Anadolu coÄ&#x;rafyasÄąnda ilk organize devletlerden biri olan Hitit Devleti’nin baĹ&#x;kenti konumundaydÄą. Milattan Ăśnce on yedinci ile on ßçßncĂź yĂźzyÄąllar arasÄąnda Hititlere baĹ&#x;kentlik yapmÄąĹ&#x; olan HattuĹ&#x;aĹ&#x;’a ulaĹ&#x;Äąm en kolay Çorum’un Sungurlu Ä°lçesi Ăźzerinden saÄ&#x;lanÄąyor. Sungurlu’dan gĂźneydoÄ&#x;u istikametinde ilerleyerek BoÄ&#x;azkale’yi bulun. HattuĹ&#x;aĹ&#x;,

BoÄ&#x;azkale’nin 4 kilometre doÄ&#x;usunda yer alÄąyor. HattuĹ&#x;aĹ&#x;’a ulaĹ&#x;Äąp Ĺ&#x;ehrin kalÄąntÄąlarÄąna baktÄąÄ&#x;ÄąnÄąz zaman, BudakgĂśzĂź ÇayÄą vadisinin gĂźney ucunda, ovadan yaklaĹ&#x;Äąk 300 metre yĂźkseklikteki kaya kĂźtleleri ve daÄ&#x; yamaçlarÄąnÄąn bĂślĂźnmesiyle çevrili olarak kuzey ve batÄąda derin yamaçlarla sÄąnÄąrlandÄąrÄąlmÄąĹ&#x; olduÄ&#x;unu gĂśrebilirsiniz.. AyrÄąca yine, Ĺ&#x;ehrin kuzey kÄąsmÄą dÄąĹ&#x;Äąnda diÄ&#x;er kÄąsÄąmlarÄąnÄąn surlarla çevrili olduÄ&#x;u ilk bakÄąĹ&#x;ta gĂśrebileceÄ&#x;iniz basit detaylar.

5 KĂźltĂźr KatÄą, 7 Medeniyet, 1 Ĺžehir: HattuĹ&#x;aĹ&#x; Sanat ve mimarlÄąk alanÄąnda ciddi geliĹ&#x;meler gĂśsteren ve bu geliĹ&#x;meleri gelecekteki Anadolu medeniyetlerine de aktarabilen Hititlerin mimaride kullandÄąÄ&#x;Äą kerpiç yapÄąlar halen gĂźnĂźmĂźzde Orta Karadeniz ve İç Anadolu’da karĹ&#x;ÄąmÄąza çĹkmakta. Hititlerin kullandÄąklarÄą bu yapÄąlarÄąn tek sÄąkÄąntÄąsÄą aynÄą dĂśnemlere denk gelmelerine raÄ&#x;men MÄąsÄąr medeniyeti kadar kalÄącÄą mimari eserler bÄąrakamamalarÄą. GittiÄ&#x;inizde gĂśreceksiniz, HattuĹ&#x;aĹ&#x; Ĺ&#x;ehrinin oluĹ&#x;turan binalarÄąn yalnÄąz temel kÄąsÄąmlarÄą kalmÄąĹ&#x; vaziyette. Buna raÄ&#x;men Ĺ&#x;ehrin gĂśrkemine ve bĂźyĂźsĂźne kapÄąlacaksÄąnÄąz. Hititlerden Ăśnce yaĹ&#x;ayan Hatti me-

deniyetinin verdiÄ&#x;i Hattus sĂśzcĂźÄ&#x;Ăźnden tĂźreyen HattuĹ&#x;aĹ&#x;’ta yerleĹ&#x;im çok geniĹ&#x; bir alana yayÄąlmÄąĹ&#x;. Hatti, Hitit, Asur, Frig, Galat, Roma ve Bizans medeniyetlerine dair izlerin bulunduÄ&#x;u HattuĹ&#x;aĹ&#x;’ta bu izler toplam 5 farklÄą kĂźltĂźr katÄąnda karĹ&#x;ÄąmÄąza çĹkÄąyor. Kuzeyde kalan kÄąsmÄąna “aĹ&#x;aÄ&#x;Äą Ĺ&#x;ehirâ€?, gĂźneyde kalan kÄąsmÄąna “yukarÄą Ĺ&#x;ehirâ€? denilen HattuĹ&#x;aĹ&#x;’Ĺn Ăśnemli kalÄąntÄąlarÄąnÄąn bir kÄąsmÄą da Ĺ&#x;ehrin 2 kilometre kuzeydoÄ&#x;usunda bulunan YazÄąlÄąkaya’da yer alÄąyor. Ä°lk olarak FransÄąz Arkeolog Charles Texier tarafÄąndan keĹ&#x;fedilerek baĹ&#x;lanan çalÄąĹ&#x;malar HattuĹ&#x;aĹ&#x;’ta bizi


Turizm

milattan önce üç binlere kadar götürüyor. Kalıntılarda gördüğümüz ve rehberimizin anlattığına göre bu dönemdeki yerleşmeler genellikle Büyükkale çevresinde olmuş. Yine milattan önce on dokuz ve on sekizinci yüzyıllara ait Asur ticaret kolonilerine ait kalıntıları Aşağı Şehir’de görmeniz mümkün. Yaklaşık bir kilometre kare alana yayılan Yukarı Şehir Hattuşaş’ın tapınakları ve diğer kutsal mekanları için bir kümelenme merkezi gibi adeta. Görkemli kapılarıyla meşhur olan bu kısmın güneyinden çevrilen surlar ise görülmeye değer. Özellikle, sur üzerindeki Sfenksli Kapı, Kral Kapısı ve Aslanlı Kapı dönemin ihtişamını günümüze taşıyor. Binin üzerinde tanrıya inanan Hitit medeniyetinde dinin önemi oldukça büyük. Bu nedenle olacak ki hem Hattuşaş’ın Yukarı Şehir diye adlandırılan kısmında hem de şehrin 2 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Yazılıkaya’da tapınak kalıntılarına rastlamak mümkün. Milattan önce on üçüncü yüzyılda yapılmış bir açık hava tapınağı olan Yazılıkaya, Hattuşaş’a gelen herkesin görmesi gereken bir nokta. Kaya kabartmaları ile ünlü olan bu alandaki en önemli kabartmalar, Tanrı Szarrumma ve Kral IV. Tuthaliya kabartması ile On iki Cehennem Tanrısının kafile halinde yürüyüşleri kabartması.

63


64 Turizm

Güneş Kursunun İzinde Tarihin Gizemini Keşfedin:

HİTİT YOLU PSVNōVO 6/&4$0 %¸OZB ,¸MU¸S .JSBTí Listesi’ndeki antik kenti Hattuşaş’ta Hitit Yolu adıyla açılan 385 kilometrelik bisiklet ve yürüyüş parkuru, kültür turizmi için alternatif arayanlara Anadolu’nun ortasında en güzel seçeneği sunuyor. Hattuşaş, Alacahöyük ve Şapinuva ören yerleri üçgeni esas alınarak hazırlanmış olan Hitit Yolu, yayalar için 17 parkurdan oluşan 385 kilometrelik bir seçenek sunarken bisikletli ziyaretçiler içinse 6 parkurdan oluşan 406 kilometrelik bir alternatif sunuyor. Toplamda 2 bin 634 hektarlık bir alanı kapsayan Hitit Yolu tarihi kervan ve göç yollarını kullanıyor. Bunun yanı sıra Hattuşaş, Alacahöyük ve Şapinuva’ya ait tarihi kalıntılar da sizi büyülü bir atmosfere sokacak.

imkânı sunuyor.

Türkiye’deki benzeri yürüyüş rotaları gibi kırmızı-beyaz çizgiler, sarı-yeşil yön tabelaları, ayrıntılı bir harita ve GPS koordinatlarıyla belirlenen Hitit Yolu parkurları, günübirlik kısa, kamplı uzun ve bisiklet rotaları olmak üzere üç bölümden oluşuyor.

Birbirinden farklı gezi alternatiflerini bütünleşik halde sunan Hitit Yolu boyunca Evci, Çatak, Kızılhamza, Soğucak, Kalecikkaya, Gölpınar ve Boğazkale göletlerini görebilirsiniz. Bazı nadir bulunan canlılar için yaşam alanı oluşturan bu göletler aynı zamanda kamp ve kuş gözlemciliği için de fırsatlar sunuyor.

Anadolu’yu daha iyi tanımanıza yardımcı olan Hitit Yolu yalnızca Hitit medeniyetini değil, öncesinde ve sonrasında o coğrafyada yaşamış diğer medeniyetleri de tanıma

Tarihin derinliklerinden gelen bu yolda Alacahöyük-Mahmudiye güzergahında giderken Kalehisar’ı ve Selçuklu eseri olan Behramşah Külliyesi’ni keşfedebilirsiniz. Ayrıca, Anadolu’nun en büyük Kibele kabartmasını görmek için ise Ortaköy İlçesi’ndeki İncesu Kanyonu’na göz atmanız yeterli. Eğer biraz meraklıysanız ve araştırmacı ruha sahipseniz kanyonun yakınlarındaki mağarayı keşfetmenizi öneririz.

İhtişamlı geçmişi ve bıraktığı mirasla tüm dünyanın dikkatini çeken Hititlerin en gözde antik kentlerinden geçen yol, Anadolu coğrafyasının


Turizm

Hattuşaş’tan Çıkan Bazı Önemli Kalıntılar Hattuşaş (Boğazköy) Sfenksi: Milattan önce 14-13. yüzyıllara ait olduğu bilinen bu görkemli sfenks 2 metre 58 santimetre yüksekliğinde. Kalker yapıdan oluşan sfenks şu an Çorum Boğazköy Müzesi’nde görücülerini bekliyor.

Boğa Ritonları: Fırtına tanrısının iki boğasını simgeleyen bu eser, Eski Hitit dönemine ait. Pişmiş topraktan yapılmış olan 90 santimetre yüksekliğindeki boğa ritonları şu an Ankara’da bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde yer alıyor.

Kadeş Antlaşması: Hattuşaş’ın dünya tarihi açısından önemini bir kez daha kanıtlayan bu antlaşma pişmiş topraktan tabletlere yapılmış. Mısır Firavunu 2. Ramses ile Hitit Kralı 3. Hattuşili arasında milattan önce 1280-1269 yılları arasında yapılmış olan antlaşmanın dünya tarihi açısından önemi ise dünyada yapılan ilk yazılı antlaşma olması. 1906 yılında Hattuşaş’ta yapılan kazılarda ortaya çıkan Kadeş Antlaşması aynı zamanda Hititlerin arşivciliği ve tarafsız tarih yazıcılığı hakkında da bize bilgi veriyor.

665


66 Turizm doÄ&#x;al, kĂźltĂźrel ve tarihi zenginliklerini sergiliyor. Kent yaĹ&#x;amÄąnÄąn temposu altÄąnda ezilen ve bundan kurtulmak iste-

yen herkesi bĂźyĂźlĂź bir atmosfere davet eden Hitit Yolu, her yaĹ&#x; ve cinsiyetten bireyler için uygun. Siz de gĂźnĂźbirlik bir gezinti veya kÄąsa sĂźreli bir kamp yapmayÄą

planlÄąyorsanÄąz Hititlerin sembolĂź “GĂźneĹ&#x; Kursunuâ€? takip edin. Bu iĹ&#x;aret size, tarihin gizemli yolunda rehberlik edecek.

7 GĂźnlĂźk Kamp Ă–nerisi 1. GĂźn

HattuĹ&#x;aĹ&#x;-YazÄąlÄąkaya-BĂźyĂźkhÄąrka (14 km)

2. GĂźn

#¸Z¸LIíSLB &WDJ "MBDB #BSBK (²MFUJ LN (²MFU LFOBSíOEB LBNQ

3. GĂźn

&WDJ "MBDB #BSBK (²MFUJ "MBDB LN "MBDBĹ?EB PUFMEF LPOBLMBNB

4. GĂźn

Ăœnalan KĂśyß’ne transfer (dolmuĹ&#x; ile 6 km)-Ăœnalan-KÄązÄąllÄą-Çatak GĂśleti (14 km) GĂślet kenarÄąnda kamp

5. GĂźn

Çatak GÜleti-KĹzĹlhamza GÜleti (16 km)

6. GĂźn

KĹzĹlhamza GÜleti-Şapinuva (14 km) Şapinuva’da kamp

7. GĂźn

Ĺžapinuva-Ä°ncesu Kanyonu (13 km)

Ne Yemeli

Çorum mutfaÄ&#x;Äą Ĺ&#x;ehrin kĂśklĂź geçmiĹ&#x;inden olsa gerek oldukça zengin bir yelpaze sunuyor. Hemen hemen herkese hitap edebilen çorum mutfaÄ&#x;ÄąnÄąn en ayrÄącalÄąklÄą lezzetlerde biri ise Hitit UsulĂź NarlÄą Kuzu Budu. Hitit usulĂź narlÄą kuzu budunu diÄ&#x;erlerinden ayÄąran en Ăśnemli ĂśzelliÄ&#x;i alÄąĹ&#x;Äąk olduÄ&#x;umuzdan farklÄą lezzeti, tarihsel geçmiĹ&#x;i ile birlikte otantik bir dokuda sunmasÄą. Ă–yle ki, bu yemeÄ&#x;in tarifine ilk olarak Hitit çivi yazÄąsÄą ile yazÄąlmÄąĹ&#x; belgelerde rastlanÄąyor. Bu da, yemeÄ&#x;in sĂśzde deÄ&#x;il Ăśzde Hitit usulĂź olduÄ&#x;una vurgu yapÄąyor. Zahmetli bir yemek olan Hitit usulĂź narlÄą kuzu budunu çok fazla yapan yer kalmamÄąĹ&#x; gĂźnĂźmĂźzde. Yapan yerlerde yiyebilmek için de Ăśnceden haber vermeniz gerekmekte.

BßyßkhĹrka’da kamp

GĂślet kenarÄąnda kamp

Ä°ncesu’da konaklama ve bitiĹ&#x;.

Yapmadan _DĂśnme! Ĺ” )BUUVÄ›BÄ›Ĺ?Ă­O :VLBSĂ­ ÄšFIJS kÄąsmÄąnda bulunan Sfenksli KapĹ’dan manzarayÄą izlemeden

Ĺ” ,BQĂ­ZB BJU TGFOLTMFSJ gĂśrmek için BoÄ&#x;azkĂśy MĂźzesi’nin ziyaret etmeden Ĺ” )JUJU EFWMFU Z²OFUJNJOJO kalbi konumunda olan BĂźyĂźk Kale kÄąsmÄąndaki kalÄąntÄąlarÄąnÄą incelemeden Ĺ” ,BZB LBCBSUNBMBSĂ­ZMB ĂźnlĂź YazÄąlÄąkaya açĹk hava tapÄąnaÄ&#x;ÄąnÄą ziyaret etmeden HattuĹ&#x;aĹ&#x;’Ĺ gezdim deme.


Turizm

67


68 Turizm

Yeryüzünün Milyonlarca Yıl Öncesine Açılan Kapıları Çal, İnaltı ve Ballıca Mağaraları


Turizm

69

Ballıca Mağarası


70 Turizm Oluşumları milyonlarca yıl süren mağaralar her gittiğimizde kayadaki bir oyuktan fazlası olduğunu kanıtlıyor. Öyle ki, içine girdiğinizde kulağınıza bir şarkı fısıldar. Anadolu’nun ezgilerini sunar size. Herkese özeldir bu ezgiler, duymak istediğiniz şeyi duyarsınız oralarda. Hele bazıları var ki milyonlarca yıl öncesine götürür sizi. O yıllardan aldığı bilgileri fısıldar kulağınızı. Alır sizi sizden, bugünden götürür başka âlemlere başka zaman dilimlerine. Türkiye sahip olduğu yaklaşık 40 bin mağarasıyla bu anlamda dünyanın sayılı ülkelerinden biri. Tarihsel, kültürel ve doğal güzelliklerini cömertçe sunan Anadolu coğrafyası mağaralarını da insanlara açmış. Binlerce yıl öncesinde yerleşim, ibadet, zindan ya da depo amacıyla kullanılan bu mağaralar bugün yerli ve yabancı binlerce turiste ev sahipliği yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çeşitli değerlendirmeler sonucunda karara bağlayıp turizme açtığı mağaralar, Karadeniz Bölgesi’ndeki POMBSDB UVSJ[N BMUFSOBUJţOEFO CJSJOJ oluşturuyor. Yaşanmışlıklarıyla, doğallıklarıyla ve kulağınıza fısıldadığı Anadolu ezgileriyle Trabzon Çal, Sinop İnaltı ve Tokat Ballıca mağaraları karşınızda.

Trabzon Çal Mağarası: Çal Mağarası adı, gezmeyi sevenler ve mağarayı bilenler için bir çekim merkezi adeta. Dünyanın sayılı büyük mağaraları arasında yer alan Çal Mağarası, genç bir kızın gerdanına dizdiği inci taneleri gibi süslüyor yöreyi. Kale ve Şahinkaya ile birlikte bu güzellik kusursuz bir hal alır. Yöre insanı içinse biraz daha farklıdır durum. Güzelliğinin yanı sıra bağlılığın, sevdanın ve hasretin de adıdır Çal Mağarası. Hayatının büyük kısmını gurbette geçirmiş olan yöre insanı, mağaranın turizme açılmasıyla birlikte gelen ziyaretçilere yok olmaya yüz tutmuş olan paragas (yöre dilinde misafirlik) etmeyi de canlandırmış. Doğal güzellikler yöre insanının sıcaklığıyla birleşiyor deyim yerindeyse Çal’da Uzunluğu kesin olarak bilinmeyen Çal Mağarası’nın içinde yapılan yürüyüş parkurunu adımlayıp sarkıtların ve dikitlerin arasından geçerken akan suyun sesiyle nerede olduğunuzu unutursunuz. Mağaranın üzerinde yer alan kale ise heybetiyle büyüler insanı. Kalenin üzerine çıktığınızda gökyüzüne değdiğinizi hissedersiniz. Bulutların üzerinde olduğunuzu ve bambaşka bir âleme taşındığınızı hissettirir size bu eşsiz güzellik. Karadeniz’den 27 kilometre uzaklıkta ve yaklaşık bin 50 metre yükseklikte yer alan Çal Mağarası’na giderken denizden dağlara doğru bir koridor boyunca kıvrılarak gidersiniz. Bu koridoru geçip mağaraya ulaştığınızda ise büyülenmiş gibi olursunuz. Deniz tarafından gelen sis ayağınızı yerden keserken kendinizi bulutların üzerinde yürürken bulursunuz. Her mevsim farklı güzellikleriyle konuklarını ağırlayan Çal Mağarası’na özellikle yaz aylarında şelalenin ve kuşların orkestrası da eşlik eder. Paragas denilen dinlenme alanında içtiğiniz o tadına doyum olmayan yöresel ayran ve mis gibi kokan çayı üzerinizdeki tüm yorgunluğu atmanızı sağlayacak. Bir mağaradan fazlası anlamına gelen Çal Mağarası’nı yalnızca kayadaki bir oyuk olarak algılamak şu hayatta yapılabilecek en büyük ha-


Turizm

71


72 Turizm talardan biri olsa gerek. Öyle ki, paragasta oturup çayınızı yudumlarken üzerinden akan şelalenin sesi, çeşit çeşit çiçeklerin dansı ve daha birçok eşsiz güzelliğe şahitlik edersiniz Çal Mağarası’nda. Mağaranın etrafında yürüyüş yapabileceğiniz oksijen deposu sayılabilecek alanlar var. Özellikle Nemaloz denilen yere çıkmanızı tavsiye ederiz. Yeşilin her tonunu, havanın en temizini bulabileceğiniz bu yerde orman denizinde kaybolup gideceksiniz. Ayrıca NEmaloz Tepesi’nin tarihimizde de ayrı bir yeri var. Ruslar Trabzon’u işgal ettiklerinde Çalköy’ü de işgale gelmişler. İhtimena denilen yer de Rus askerleri, Nemaloz’da ise Teşkilat-ı Mahsusa fedaileri mevzi almış. Çıkan çatışmada şehit düşen askerlerimizi bu bölgeye defnetmişler. Bugün Nemaloz’da bir şehitlik de var.

Çal’dan Notlar • Her mevsim ayrı güzel olan Çal Mağarası, kışın oluşan buz sarkıtlarıyla güzelliğini taçlandırıyor. • Tırmanmayı sevenler için Şahinkaya bulunmaz bir fırsat sunuyor. Öyle ki, Türkiye’nin sayılı dağcılarından Nuri Fındık şöyle demiş Şahinkaya için: “Tadı damağımda kaldı. Ne kadar yersem yiyeyim doymam dersiniz ya, işte öyle bir yer.” Sinop İnaltı Mağarası Sinop şehir merkezine 94, Ayancık ilçe merkezine 33 kilometre mesafede olan İnaltı Mağarası, geldiğiniz güzergâha göre Ayancık-İstanbul yolundan ayrıldığınızdan ise 16 kilometre uzaklıkta. Mağaraya giden yol boyunca hiç sıkılmayacağınızdan emin olabilirsiniz. Yeşilin en güzel tonlarını, yayla çiçeklerinin en parlaklarını, buz gibi kaynak sularının en tatlılarını gördüğünüz sürece merak etmeyin doğru yoldasınız. Bu arada kayalardan sızan sular içilebiliyor. En azından biz içtik, tavsiye ederiz.

• Karadeniz Bölgesi’nin örtüsü olan sis, Çal Mağarası’nı da farklı bir güzelliğe kavuşturuyor. Orayı bir de sisler altındayken görün.

Kimi zaman köprüden, kimi zaman uçurum kenarından geçerken yolun nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile. İki tarafı ağaçlarla kaplı yolda ilerlerken aklınızda içinde bulunduğunuz o andan başka bir şeyin olmamasını tavsiye ederiz, böylece yol kenarındaki askılı sarmaşıkların görsel şölenini kaçırmazsınız.

alın diyorlar.

Mağaraya yaklaştığınızda şirin mi şirin İnaltı Köyü karşılıyor sizi.

• Yazın sıcaktan bunalan ve serinlik arayanlar için ideal Çal Mağarası. Yöre halkı bu konuda uyarıyor. Eğer akşam dolaşmak isterseniz yanınıza mutlaka kalın giyişiler • Bölgede konaklama tesisi yok ancak yöre halkı çok sıcakkanlı. Kimin kapısını çalarsanız çalın sizi en güzel biçimde ağırlayacaklarından şüpheniz olması. Ayrıca 5 kilometre mesafedeki Düzköy İlçesi’nde de bir öğretmen evi mevcut. Dilerseniz burayı da tercih edebilirsiniz.


Turizm Mağaranın hemen eteğinde kurulu olan bu köy, Karadeniz Bölgesi’nin sivil mimarisine dair ipuçları da sunuyor bize. Sonunda aracınızdan inip mağaraya giden yolda son aşamaya geldiğinizde 118 basamaktan oluşan dik bir merdivenin sizi beklediğini göreceksiniz. Sakın gözünüzü korkutmasın, merdivenin sonunda ulaşacağınız güzellik 118 merdivenin yorgunluğunu unutturacak türden. Merdivenleri çıkıp mağaranın girişine vardığınızda, kalbiniz daha hızlı atmaya başlayacak, ama merdiven çıktığınızdan değil. Emin olun mağara girişinin ihtişamlı duruşu karşısında heyecanlanacaksınız. Girişteki yükseklik başınızı döndürürken, mağaranın içinden gelen serin hava yüzünüzü okşayacak. Serinliğin geldiği yöne doğru adımlarınızı attıkça, içinizi bir huzurun kapladığını siz de fark edeceksiniz. Yürürken kulağınıza tarihi fısıldayan sarkıtlar ve travertenler eşlik edecek size. Büyülü bir atmosfere sahip olan mağaranın içinde yol alırken iç duvarlarındaki ıslaklık gözümüzden kaçmıyor. Milyonlarca yıl geçirmiş olan kayalar ağlıyor adeta. 700 metre derinliğe sahip olan mağaranın yalnızca 400 metrelik kısmı gezintiye uygun. Sonrasında ise zemin sulu ve çamurlu. Bazı hastalıklara da iyi geldiği söylenen İnaltı Mağarası’na gittiğinize pişman olmayacaksınız. Tokat Ballıca Mağarası Tokat’ın 26 kilometre güney batısında yer alan Pazar İlçesi’nin Ballıca Köyü’nde bulunan Ballıca Mağarası, bin 85 metre rakımda yer alıyor. İlçeden mağaraya ulaşan 8 kilometril yol boyunca sıkılmanız imkânsız. Medeniyetlerin beşiği Anadolu’nun tarihine yol boyunca şahitlik ediyoruz. Selçuklu dönemine ait köprü ile yine yapımı 1238 yılında tamamlanmış olan Mahperi Sultan Kervansarayı da bu yol üzerinde yer alıyor. Mağaraya ulaştığımızda 680 metre uzunluğundaki 8 salonu ve 95 metre yüksekliğiyle ihtişamlı bir yapıyla karşılaşıyoruz. Dünyanın en büyük ve en görkemli mağaralarından biri olan Ballıca Mağarası, henüz ziyarete açılmayan ve keşfedilmemiş alanlarıyla gizemini koruyor. Büyüklüğünün yanı sıra içindeki mağara oluşumlarıyla da dikkat çeken mağaraya yerli ve yabancı turist adeta akın ediyor. Şimdiye kadar tespit edilen tüm mağara oluşumlarıyla birlikte kendine özgü “Soğan Sarkıtları”nı da içinde barındıran Ballıca Mağarası’nı gezmek doğal bir müzeyi gezmekten farksız. Uluslararası üne sahip olan mağarayı gezerken her adımda gizemli bir yolculuğa çıkacaksınız.

73


74 Turizm

fosil salon ve yarasalı salona ulaşıyorsunuz. Yatay bir geçitle ulaşılan çamurlu salında blok, sarkıt, dikit ve küçük havuzlar gözümüze çarpıyor. Yolumuza devam edip fosil salona ulaştığımızda ortam sıcaklığının biraz arttığını hissediyoruz. Mağaranın en üst noktasında bulunan salonda sıcaklık yaklaşık 24 derece.

İçeride gezerken biraz serin geliyor hava bize. Ortalama 17-18 derece bir ortam sıcaklığı var mağaranın. Yürüme yolları ve ışıklandırma gayet iyi. Birbirinden güzel mağara oluşumları ışıklandırmayla birlikte “ışık-gölge oyunu” oynuyor. Gerisi sizin hayal gücünüze kalmış, her oluşum farklı görünüyor insanın gözüne. İçerideki temiz ve ferah hava nefes almayı kolaylaştırıyor. Bu nedenle şifa bulmak için gelenlere de rastlıyoruz gezerken. Şu an 8 salonu aktif olarak ziyarete açık olan mağarada her salon farklı özellikleriyle dikkat çekiyor. Bir diğer deyişle sanki bir mağara değil de 8 mağara geziyormuş hissi uyandırıyor bizde. Bunlardan havuzlu salon, düşük nem oranı ve damlataşlarıyla öne çıkıyor. Bir diğer ise büyük damlataşlar salonu. Bu salondaki küçük havuzlar ve mağara incileri görsel şölen sunuyor ziyaretçilere. Büyük damlataşlar salonundan kuzey ve kuzey doğu istikametinde yürüdüğünüz zaman çamurlu salon,

Bu salon aynı zamanda mağaranın en yaşlı salonu. Mağaranın genç salonlarından biri olan yarasalı salon adından da anlaşılacağı gibi yarasaların yaşam alanı olarak göze çarpıyor. Salona ip kullanmadan inmek mümkün değil. Gelişim halindeki sarkıtlar, mağara gülleri, mağara iğneleri ve damlataş havuzu ise diğer öne çıkan detaylar. Muhteşem galeri olarak adlandırılan alana bağlanan çöküntü salonu, adını mağara tabanında bulunan iri bloklardan alıyor. Bloklar arasındaki arasında bulunan derin kuyular ise mağaranın alt katmanlarına bağlanıyor. Mağaranın en büyük sütununa ev sahipliği yapan sütunlar salonuna geçiş çöküntü salonunda ve bloklu mahzenden yapılıyor. 18 metre boyunda ve 8 metre çapındaki bu devasa sütun görülmeye değer. Bu salonda yol ikiye ayrılıyor. Kuzey yönünde ilerlediğinizde mantarlı salona, güney yönünde ilerlediğinizde ise yeni salona ulaşıyorsunuz. İri soğan sarkıtları ve salona adını veren mantar şeklindeki dikitleriyle etkileyici bir görüntü sunan mantarlı salon, aynı zamanda damlalık sarkıtlarının da en güzel örneklerine ev sahipliği yapıyor. Son olarak mağaranın en genç salonuna geçiyoruz. Yani yeni salona. Bu salonda, büyük sarkıt, dikit ve havuzların yanı sıra yaprak, perde ve pırasa şeklindeki mağara oluşumları büyüleyici bir atmosfer oluşturuyor. Salonun sonunda 65 metre derinlikte yer alan göle, mağara suyunu taşıyan sifon yer alıyor. Mağaranın gezilebilen son bölümünde ise renkleri ve oluşumlarıyla şaşırtan genç soğan sarkıtlar yer almakta.


Turizm

75


76 Turizm

Soluksuz Okunacak Tarİhİ Bİr Romandır

Tokat


Turizm Medeniyetlerin beşiği Anadolu’da hangi yöne baksanız tarih ve kültür görürsünüz. Bu tarih ve kültür zengini şehirlerimizden biri de Tokat. Yeşilırmak havzasının bereketli toprakları üzerine kurulmuş olan Tokat, bu avantajını 6 bin yıllık tarihi boyunca iyi değerlendirerek önemli bir kültür ve ticaret merkezi olmuş. Aralarında Hatti, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Danişmentli, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı gibi medeniyetlerin de bulunduğu 14 devlet ve sayısız beyliğe ev sahipliği yapmış olan Tokat, bugün bir açık hava müzesi hüviyetine bürünmüş.

77


78 Turizm

“Âlimler ve Şairler Şehri” Mevlana’nın hayatının bir kısmını Tokat’tan geçirmekten memnun olduğu, Şeyhülislam İbn-i Kemal gibi alimlerin, Gazi Osman Paşa gibi komutanların, Zileli Talibi ve Ceyhuni gibi şairlerin yetiştiği Tokat’ı Evliya Çelebi “Alimler ve Şairler Şehri” diye övüyor. Eşsiz doğal güzelliklerle sahip olan Tokat, kültür, sanat ve tarihin iç içe yaşadığı bir şehir. Bakırcılık, yazmacılık, dokumacılık, ahşap oymacılığı, kuyumculuk, demircilik gibi el sanatlarıyla tarihi dokuları günümüze taşıyan şehir, aynı zamanda 20. yüzyıla kadar da İznik, Kütahya ve Çanakkale ile birlikte dört önemli özgün seramik merkezlerinden biriymiş.


Turizm

79

Nereleri Gezmeli? Anadolu medeniyetlerinin önemli yerleşim yerlerinden biri olan Tokat’ta Erbaa İlçesi’ndeki Antik Horoztepe yerleşimi, Zile’deki Hitit yerleşim yeri olan Maşat Höyük ören yeri, Salusaray’daki Roma-Bizans dönemlerinin izlerini taşıyan Sebastapolis, yine Roma döneminde yol güvenliği için kurulmuş olan Tokat kalesi, Danişment Devleti’ne başkentlik yapmış olan Niksar’daki kale Tokat’a dair en eski kalıntılar. Ayrıca, Türklerin Anadolu’ya gelişinden itibaren geçen süre içinde ortaya koydukları eserlerden, Malazgirt sonrası Anadolu’da yapılan en eski Türk camisi olan Garipler Camii, Yağıbasan Medresesi, Gökmedrese, Yeşilırmak-Hıdırlık Köprüsü, 9 adet zaviye, Osmanlı Dönemine ait Ali Paşa Camii ve Hamamı, Voyvoda Han ( Taşhan), Deveciler Hanı, Arastalı Bedesten, 18. yüzyıla ait bütün Anadolu’nun en görkemli tavan göbeğine sahip Latifoğlu Konağı Müze Evi ve Anadolu’nun en güzel ahşap Mevlevihane’si yine Tokat’a geldiğinizde görmeniz gereken yerler arasında.

Maşat Höyük Zile İlçesi’nin Yalınyazı Köyü’nde yer alan Maşat Höyük ören yerinde, 1973 - 1984 yılları arasında yapılan kazılar sonucu ortaya çıkartılan Hitit çivi yazısı ile yazılmış tabletler Tokat tarihini aydınlatan en önemli kaynaklardan biri. Bu tabletlerin bir bölümü halen Tokat müzesinde sergileniyor. Eski tunç çağı, Hitit dönemi ve Frig dönemine ait kalıntıların tespit edildiği höyükte ayrıca, Boğaz Köy Hattuşaş Hitit İmparatorluğuna bağlı bir uç beyinin sarayı da bulunmuş. Kazılarla ortaya çıkartılan Hitit sarayının kerpiç ve taş duvarlardan oluşan mimari kalıntıları hava koşulları nedeni ile günden güne eriyerek kayboluyor ne yazık ki.

Sebastapolis Sulusaray ilçe merkezinde yer alan antik ken-

Veni Vid i

Vici

Roma İm paratoru Julius Sez ce deyişin ar’a Türkçe k arşılığı; “G ait ünlü Latinyendim”. eldim, gördüm, Julius Sez ar ve Zela (M ’ın Roma Senato su’na yaz ilattan Ön dığ Roma İm ce 44 vey paratoru a 47 yılla ı Ju rında lius Sezar Basforos ile Kralı Far ankes aras Pontus asıllı Tokat’ın Zile ınd savaş) Sav İlçesi Altınağaç m a bugünkü ev aşı’ndaki zaferini an kiinde geçen larda geç lattığı mek en ünlü d eyiş tup Kasabası’ ndan çıkar e Zile’nin Yıldızte pe ılan birço k antik es üzerinde erin de rastlan ır.


80 Turizm tin tarihi ilk Tunç çağına kadar uzanıyor. Sebastapolis Latince bir kelime olup “Büyükşehir” anlamına gelmekte. Yapılan çalışmalar sonucunda Helenistik Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim yeri olduğu anlaşılan kentin ana merkezinin sur ile çevrili olduğu görülüyor.

çeken noktalar.

Horoztepe

İlçede Helenistik Roma ve Bizans dönemine ait yapı taşlarından oluşturulan açık hava müzesi ve mozaikten insan yüzü figürü busi ziyaretçilerin ilgisini lunan mozaik müzesi

Tokat’ın Erbaa ilçesi sınırları içinde kalan Horoztepe’de içinde madeni ve altın süs eşyalarının bulunduğu ve M.Ö 3000 yılına ait olduğu söylenen bir mezar otaya çıkmış. Çıkan bu eserler arasında en önemli olanı ise bronzdan yapılmış çocuğunu emziren anne heykelciği. Paha biçilemeyen bu eser şu an Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde. y

Niksar

Taşhan T h

Niksar (Neocaeseria) Antik kentin üzerinde bugünkü ilçe merkezi bulunuyor. Niksar Roma ve Bizans Dönemlerinde işgal edilmiş daha sonra Anadolu Selçuklu Döneminde çok önemli bir merkez olmuş. Ayrıca bir dönemde Danişment Devletine de başkentlik yapmış.

1631 yılında yaptırılan Taşhan büyük bir Osmanlı eseridir. Kuzey Güney konumunda kesme taş ve tuğladan dikdörtgen şeklinde ve iki kat olarak inşa edilen hanın ortasında büyük bir avlunun yer aldığı Taşhan’da 112 oda ve bir mescit bulunuyor.

Tokat Kalesi Şehrin ortasına yakın bir yerde dik ve sarp kayalar üzerine kurulu olan kale, savunma amaçlı yapılmış. Tarihi boyunca önemli kişilerin muhafazası ve hapsi için kullanılan kaleye önce Selçuklular daha sonra da Osmanlılar tarafından restorasyon yapılmış. Üzerinde mescit ve levazım depolarıyla kale komutanının evi bulunan kalenin içinden şehre kadar inen “Ceylan Yolu” ismiyle bilinen 362 basamaklı bir merdiven olduğu biliniyor.

Bedesten ve Arasta Takyeciler camiinin doğusundadır. Evliya çelebinin “Sultan çarşısı kadar güzel bir çarşıdır. Halep ve Bursa çarşıları gibi gayet tertipli kurulmuştur.” Dediği bedestenin, İstanbul kapalı çarşısın Bedesten bölümüyle çok benzerliği vardır. Günümüzde de işlevselliğini koruyan mekân restore edilerek bakır ve yazma gibi el sanatlarının merkezi olmuş.


Turizm

Ali Paşa Camii Şehir merkezinde bulunan cami 1572 yılında yaptırılmış. Cami, hamam ve türbeden oluşan külliyede Ali Paşa’nın eşi ve oğlu Mustafa Bey’in türbeleri de bulunuyor. 16. Yüzyıl Osmanlı Camii mimarisinin özelliklerini taşıyan ve Mimar Sinan ekolünde yapılan caminin kare olan ana mekanı üzerinde tek kubbesi ve tek minaresi bulunuyor.

Behzat Camii Tokat il merkezinde Behzat çayı yanında bulunan cami, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Hoca Behzat tarafından yaptırılmış. Kesme taştan güzel bir minareye sahip olan caminin yanındaki mezarda ise Hoca Behzat yatmakta.

Ulu Camii Tokat’ta orijinalliğini en fazla koruyan tarihi eserlerden biri olan Ulu Camii moloz ve kesme taşlardan yapılmış. Üst

örtüyü taşıyan dörtgen ayak ve ayakları birbirine bağlayan kemer yüzeylerinde orijinal kalem işi süslemeler yer alıyor. Cami, yaldızlı boyalı bezemeler sayesinde muhteşem bir görüntüye sahiptir.

81


82 Turizm Takyeciler Camii Diğer camilere göre değişik üslubu olan Takyeciler Camiinin yapıldığı tarih bilinmiyor. Camide moloz ve kesme taştan yapılmış mekân ve kolonlar üzerinde 9 kubbe bulunuyor.

Esentimur Türbesi Moğol emirlerinden Sentimuroğlu Nurettin’e aittir. Kesme taştan kare mekan üzerine tuğla ile örtülmüş sekizgen, yıldız planlı bir külahla örtülü olan türbe 1314 yılında yapılmış. Türbenin doğuya bakan penceresi barok tarzda olup renkli taşlarla süslenmiş.

Ali Tusi Türbesi 1233 yılında Selçuklu devlet adamı Ali El Tusi’nin kendisi için yaptırmış olduğu türbe dört köşe üzerine sekiz köşeli yüksek bir kubbeden meydana geliyor. Türbenin güney cephesindeki çini kaplı sivri kemer alınlıklı iki dikdörtgen pencere ise diğer dikkat çekici detay.

Işıkla Pişen Kebap

Eski ustalar, bir yandan yatay demire astıkları şişleri alıp özel pişirdikleri pidelerin üzerine dizerken bir yandan da Tokat kebabının sadece ateşle değil ışıkla da harmanlanıp lezzetlendiğini anlatırlar. İki yandan odun ateşiyle ısınan fırının tabanındaki sacta toplanan yağları da üzerinde gezdirip çizdiği tabloyu duvarına asan bir ressamın gururu ve beğenisiyle sunarlar önünüze.


Turizm

83



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.