Haberexen #54 Eğitim Dergisi Nisan 2014

Page 1


www.haberexen.com


HABEREXEN

®

www.haberexen.com Dergi Haberexen’in Ücretsiz Ekidir. Gündelik hayatın dayatması olsa gerek insanlar yatırım yapmayı, kalkınmayı, gelişmeyi veya ilerlemeyi hep fiziki metalarla ilgili zanneder. Hâlbuki insana yatırım yapmak, sosyolojik bir olgu olan toplumun ve bu toplumun gerçekleştirebileceği toplumsal kalkınmanın anahtarıdır. Mustafa Kemal’in de dediği gibi bir milleti özgür, bağımsız, şanlı ve yüksek kılan bir kavramdır eğitim. Eleştirel bakış açısına sahip olan Louis Althusser’e göre ise devletin ideolojik aygıtlarından biridir eğitim. Bakış açıları ne olursa olsun insan için, insanla birlikte ve insana doğru yapılan bir serüvendir aslında. Sanılanın aksine belirli bir zaman ve mekân sınırlamasına ihtiyacı yoktur. Zorunlu eğitimin süresi 8 yıl olmuş veya 12 yıl olmuş önemli değildir, çünkü eğitim niteliği bakımından nicel sınırlamalara bırakılamayacak kadar önemli bir konudur. HABEREXEN Eğitim Dergisi’nin bu sayısında tam da yukarıda bahsettiğim konuya güzel örnekler bulabileceksiniz. Eğitim ve öğrenme sürecini hayatın tamamına yaymayı hedefleyen “Yaşam Boyu Öğrenme” konusuyla ilgili Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Canan Kazak sorularımızı cevapladı. Yine insana yatırım yapmanın orta ve uzun vadede daha karlı olacağı düşüncesindeki ZESKO Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Şirket Müdürü Zeynep Selin Kobul’un düşünceleri elinizdeki dergide. Türkiye son yıllarda eğitim sektörüne yaptığı yatırımlarla dikkat çekiyor. AB hibe projeleri, TÜBİTAK yarışmaları, FATİH projesi gibi öne çıkan unsurlar var. Peki, bunların bölgemize yansıması nasıl oldu. Karadeniz Bölgesi’ndeki 9 ilin eğitim profilini, okuryazar oranını hatta derslik sayılarını sizler için hazırlanan keyifli sayfalarda bulabilirsiniz. Malum, üniversite tercihlerine çok bir zaman kalmadı. Yaz aylarının sancılı günlerini biraz daha rahat atlatabilmeniz için, eğitim ve öğretim hayatına üniversite seviyesinde devam ettirmek isteyenlere tercih rehberi hazırladık. İpucu, Hem velilere hem de öğrencilere büyük görev düşüyor. 1970 yılından beri şehrimizde faaliyet gösteren Samsun Rehberlik Merkezi hakkında ne kadar bilgiye sahipsiniz? Gerek bireysel gerekse kurumsal rehberlik hizmetleri sunan bu kurumuzu kurum müdürü Alicengiz Ciğerci’den dinledik. Ayrıca her yıl üniversite sınavı yaklaşınca sıkça gündeme gelen verimli ders çalışma, motivasyon, sınav kaygısı ve sınav stratejileri hakkında Ciğerci’nin tavsiyelerine kulak verin. Özel eğitim kurumlarından haberler, konuşma bozukluğu eğitimi, iş yeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimi gibi, eğitim sektörünü tekdüzelikten kurtararak farklı boyutlarıyla ele almaya çalıştığımız HABEREXEN Eğitim Dergisi’nin bu sayısını keyifle okumanızı dileriz.

Kürsad Tekoluk www.haberexen.com

Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa ÇAKIR GENEL KOORDİNATÖR

Barıs AYTEKiN SORUMLU YAZI iSLERi MÜDÜRÜ

Mustafa BiLiK

HABER MERKEZi

Mert Volkan GÜN HALKLA iLiSKiLER

Ekrem Yunus KESiCi Tel : 0 362 432 64 64 Faks : 0 362 435 47 77 Mail : abone@haberexen.com REKLAM SATIS

Ali Tokur Rezervasyon Tel : 0 362 432 64 64 Rezervasyon Mail : reklam@haberexen.com HUKUK DANISMANLARI

AV. Hakan KARADUMAN AV. Hasan Tahsin SENGÜL AV. Adem AKSOY GÖRSEL YÖNETMEN

Uğur BIYIK BASIM YERi

Erol Ofset Ltd. Şti. Pazar mah. Necati Efendi Sk. No: 43 / SAMSUN Tel: 0 362 431 98 96 YÖNETiM YERi ADRESi

Ulugazi Mh. 19 Mayıs Bulvarı Sarı Konak Apt. No: 16 / 1 - 3 SAMSUN

YAYIN TÜRÜ

Aylık Yerel Süreli Yayın BASIM TARİIHI

10 Nisan 2014 ISSN: 2147-4397

Bu dergi’de yer alan yazı, makale, fotoğraf ve illüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ‘ye aittir. Yazılı ve ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır. Bu dergi, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.


4

ha b e re xe n

Bölge Egitim Profili

Egitim

296

Okul/Kurum

1

1743

Okul/Kurum

Siyasal, ekonomik ve toplumsal koşulların değişmesi eğitimin yapısını da etkilemekte. Tabi ki bu etkilenme tek taraflı değil. Aynı şekilde eğitimde siyasal, ekonomik ve toplumsal koşulları etkilemekte.

1

535

270

Okul/Kurum

Okul/Kurum

1

1

Hemen hemen her ülkede ekonomik ve sosyal kalkınmanın ön koşulu olarak görülen eğitim ülkemizde de kalkınmanın baş aktörlerinden biri olarak görülüyor. Öyle ki, geçtiğimiz yıla göre %15,6 artış sağlanan eğitim bütçesine 2014 yılı içim 78,5 milyar Türk Lirası ayrıldı. Bu rakam toplam bütçe giderlerinin %18’ine tekabül ederken, vergi gelirlerinin ise %22,5’ine denk geliyor. Yine eğitimde kaliteyi artırmayı ve öğrencilerin uluslararası rekabette öne çıkmalarını hedefleyen FATİH Projesi de bu bütçeden 1,4 milyar Türk Lirası pay alıyor.

1

572 Okul/Kurum

ÇORUM

Amasya

104.961

65.148

Öğrenci Sayısı

Öğrenci Sayısı

Öğretmen Sayısı

4.243

Ulusal ölçekte hal böyleyken peki Karadeniz Bölgesi’nde durum nasıl diye merak ettik. Özellikle de yayın yaptığımız Samsun, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Sinop, Amasya, Tokat ve Çorum illerinde. Bu iller arasında büyüklüğü tartışmasız kabul edilen Samsun gerek sahip olduğu kurum sayısıyla, gerek öğretmen sayısıyla gerekse de öğrenci sayısıyla dikkat çekiyor. Dikkat çeken bir başka il ise Ordu. Çiçeği burnunda büyükşehrimiz 15 yaş ve üstü nüfusun okuma yazma oranında sınıfta kalıyor. İşte HABEREXEN Eğitim’in sizin için derlediği bilgiler.

Öğretmen Sayısı

5.412 İldeki Derslik Sayısı: 3.971

23

27

İldeki Derslik Sayısı: 3.056

31

19

22

32

İlköğretim Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim

İlköğretim Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı

119.404

Öğrenci Sayısı

tokat

Öğretmen Sayısı

7.521

İldeki Derslik Sayısı: 5.701

26 İlköğretim

29

33

www.haberexen.com

Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim


5

hab er e x e n

Egitim

ORDU

Sİnop

132.895 Öğrenci Sayısı

35.418

Öğrenci Sayısı

İldeki Derslik Sayısı: 5.448

24 İlköğretim

32

28

Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim

Öğretmen Sayısı

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı

2.445 İldeki Derslik Sayısı: 1.949

Öğretmen Sayısı

4.349

17

17

İlköğretim

23

Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı

967 Okul/Kurum

634

485

Okul/Kurum

1

Okul/Kurum

1

319

1

Okul/Kurum

1

1 1

RİZE

Gİresun

64.728

Trabzon

78.976

Öğrenci Sayısı

Öğrenci Sayısı

Öğretmen Sayısı

Öğretmen Sayısı

4.349

5.163

148.545

Öğrenci Sayısı

Öğretmen Sayısı

10.555 İldeki Derslik Sayısı: 3.239

19 İlköğretim

18

İldeki Derslik Sayısı: 3.688

26

Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı

21 İlköğretim

18

İldeki Derslik Sayısı: 6.674

23

Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı

22 İlköğretim

24

26

Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı

255.252 Öğrenci Sayısı

İldeki Derslik Sayısı: 9.686

samsun

26 İlköğretim

29

33

Ortaöğretim Meslek ve Teknik Eğitim

Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı

Öğretmen Sayısı www.haberexen.com

16.270


6

ha b e re xe n

Egitim

Bölgemizde 15 Yaş ve Üzeri Okuma-Yazma Verileri UNESCO tarafından değişik türdeki yazılı kaynakları, kayıtları kullanarak tanımlama, anlama, yorumlama, bir araya getirme, iletişim kurma ve hesap yapma yeteneği olarak tanımlanan okuryazarlık sosyal bir öge olan bireyler için hayati önem taşımakta. Okuryazarlığa atfedilen önem öyle büyük ki her yıl 8 Eylül günü “Dünya Okuryazarlık Günü” olarak kutlanır. Peki, içinde yaşadığımız bölgenin okuryazar oranı nedir diye hiç merak etmediniz mi?

Amasya

oRDU

TOKAT

Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

%5.13 235.938

Okuma-Yazma Bilen

254.224

15 Yaş Üzeri Nüfus

%9.81

445.308

510.301

ÇORUM

RİZE

Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

412.971

15 Yaş Üzeri Nüfus

%5.31 235.057

374.905

Okuma-Yazma Bilen

%4.31

471.243

15 Yaş Üzeri Nüfus

12.111

Okuma-Yazma Bilmeyen

Okuma-Yazma Bilen

%7.89

577.422

15 Yaş Üzeri Nüfus

29.586

Okuma-Yazma Bilen

50.108

Okuma-Yazma Bilen

19.202

Okuma-Yazma Bilmeyen

Okuma-Yazma Bilmeyen

SİNOP Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

255.819

15 Yaş Üzeri Nüfus

12.489

Okuma-Yazma Bilmeyen

%7.03 149.478

Okuma-Yazma Bilen

162.838

15 Yaş Üzeri Nüfus

10.519

Okuma-Yazma Bilmeyen

Okuma-Yazma Bilmeyen

www.haberexen.com


7

hab er e x e n

Egitim 15 yaş ve üstü okuma yazma bilmeyenlerin nüfusa oranına baktığımızda bölge illerimizden Orta Karadeniz’in şirin ili Tokat en yüksek okuma yazma oranıyla lider konumda. Tokat’ı bölgenin en büyük ili Samsun takip ediyor. Samsun’da 15 yaş üzeri nüfusa bakıldığında 40.096 kişinin okuma yazma bilmediği görülüyor. Amasya, Rize ve Trabzon okuryazar oranında vasat bir tablo çizerken, Sinop, Giresun, Çorum ve Ordu sınıfta kalan şehirler arasında yer alıyor.

Bu illerimiz arasında özellikle Ordu dikkat çekici durumda. Son dönemde büyükşehir olma, hava alanı ve oksijen kenti olma özelliğiyle ön plana çıkan çiçeği burnunda büyükşehrimizde 15 yaş üstü nüfusun yüzde 9,81’i okuma yazma bilmiyor. TÜİK’e göre Türkiye’nin 15 yaş üstü nüfusunun yüzde 95,78’i okuma yazma biliyor. Bölgemizdeki 9 ilin bize söylediği de bu yönde.

SAMSUN

gİRESUN

Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

%4.41

966.717

15 Yaş Üzeri Nüfus

%7.51 302.817

Okuma-Yazma Bilen

907.998

Okuma-Yazma Bilen

40.096

Okuma-Yazma Bilmeyen

TRABZON Okuma Yazma Bilmeyenlerin Nüfusa Oranı

%6.69 541.857

Okuma-Yazma Bilen

www.haberexen.com

595.048

15 Yaş Üzeri Nüfus

36.273

Okuma-Yazma Bilmeyen

337.667

15 Yaş Üzeri Nüfus

22.753

Okuma-Yazma Bilmeyen


8

ha b e re xe n

Egitim

Sadece Okullarda Değil

Yaşam Boyu Öğrenme B

ireyin, kasıtlı bir kültürleme süreci sayılan eğitim sonrası davranışlarında meydana gelen kalıcı değişiklikler öğrenme olarak tanımlanıyor genellikle. Her ülkenin sistemi birbirinden farklı olmakla birlikte hemen hepsinde belirli bir süre zorunlu eğitime tabi tutulur birey. Sürekli rekabet halinde olduğumuz bu çağda bireysel farkları ortaya koyarak rekabette bir adım daha öne çıkmak isteyen birey zorunlu eğitim sürecini tamamladıktan sonra ön lisans, lisans, yüksek lisans ve devamında doktora eğitimleriyle süreci ilerletebiliyor. Hemen her ilde üniversite olduğu ve bazı üniversitelerin de uzaktan öğretim sistemiyle (Açık Öğretim Fakültesi) hizmet verdiği göz önünde bulundurulunca zorunlu eğitimini tamamlayan öğrencilerin rahatlıkla bir üst kademeye geçtiği görülüyor günümüzde. Bu durum avantaj gibi görünse de bireyler arasındaki fark yaratma çabasında rekabeti daha da kızgın bir hale getirerek dezavantaja da neden oluyor aslında. İşte tam da bu noktada orijinal ismiyle söylemek gerekirse “Lifelong Learning” yani “Yaşam/Hayat Boyu Öğrenme” devreye giriyor.

www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

9


10

ha b e re xe n

Egitim

Samsun’da akademik alt yapısını pratik bilgiye dönüştürerek sunan ve insanların eğitim ihtiyacını belirli bir zaman dilimine sıkıştırmadan karşılayan Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (OMÜSEM) hakkındaki bilgileri ve yaşam boyu öğrenmenin önemini merkezin müdürü Prof. Dr. Canan Kazak’tan dinledik. Öncelikle Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (OMÜSEM)’i tanıyarak başlamak isteriz Canan Hanım. OMÜSEM ne zaman kurulmuştur, kuruluş amacı nedir, hangi alanlarda eğitim faaliyetleri düzenlemektedir?

C.K: OMÜSEM’i tanıtmadan önce genel anlamda sürekli eğitim merkezi, bu merkezlerin var oluş nedeni hakkında bilgi vermek istiyorum. Bildiğiniz gibi değişen dünya koşulları, teknolojinin hızla gelişmesi, küreselleşme olgusu ile daha fazla bilgi sahibi olma ve bilgilendirilme beklentisinde artış; insanoğlunu sürekli kendini yenileme ve geliştirmek zorunda hissettirmiştir. Aynı şekilde işletmeler de hem iç hem de dış pazarda daha iyi rekabet edebilmek için her zaman bir adım önde olma çabasındadır. Görüldüğü gibi eğitim ihtiyacı her daim varlığını sürdürmektedir. İşte bu noktada bir bilim yuvası olan üniversiteler aracılığıyla insanı eğitmek ve geliştirmeye yönelik faaliyetlerde bulunmak ve çeşitli projeler üretmek için

Sürekli Eğitim Merkezlerine ihtiyaç duyulmuştur. Türkiye üniversitelerinde 90’lı yıllarda kurulmaya başlayan merkezlerin 2000 yılından itibaren birçok üniversitede kurulması hız kazanmıştır. OMÜSEM’in de 1996 yılında Üniversite senatosunca Yükseköğretim Yürütme Kurulu’na kurulması teklif edilmiş, 1997 yılında Rektörlüğe bağlı olarak kurulması uygun görülmüştür. Tam anlamıyla faaliyetlerine 1999 yılında başlamıştır. OMÜSEM’in kuruluş amacı da aslında SEM’lerin var oluş nedeni ile paralellik göstermektedir. OMÜSEM’in amacı üniversitemizin örgün öğretimin dışında kalan her türlü yaygın eğitim faaliyetini gerçekleştirerek, bu yolla kamu, özel sektör vb. tüm paydaşlara, ihtiyaç duydukları ulusal ve uluslararası sürdürülebilir eğitim programları, kurslar, seminerler ve konferanslar düzenlemektir. Bu amaç doğrultusunda üniversite ve şehri bütünleştirici,

Türkiye üniversitelerinde 90’lı yıllarda kurulmaya başlayan merkezlerin 2000 yılından itibaren birçok üniversitede kurulması hız kazanmıştır. www.haberexen.com


11

hab er e x e n

Egitim

Prof. Dr. Canan Kazak

rekabetçi, öncü bir merkez olmak ise hedefimizdir. 2012 Eylül’den itibaren aldığım OMÜSEM Müdürlüğü görevim aracılığıyla ekibimle beraber birçok eğitim faaliyetini başarıyla gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu ekipte kimler var derseniz öncelikle gelen eğitim taleplerini hep beraberce değerlendirdiğimiz bir yönetim kurulumuz var. Bu kurulun Yönetim Kurulu Üyeleri: Prof. Dr. İsmail www.haberexen.com

Kaya, Doç. Dr. Gamze Turan, Yrd. Doç. Dr. Ersoy Kocabıçak ve Yrd. Doç. Dr. İnci Devrim’dir. Aynı zamanda desteklerini her zaman hissettiğim ciddi anlamda OMÜSEM için mesai harcayan 2 müdür yardımcımız var. Yrd. Doç. Dr. Cem Gençoğlu ve Yrd. Doç. Dr. İdris Varıcı… Bunların dışında eğitim mutfağını hazırlayan, organizasyonların eksiksiz olması için çaba gösteren

1 uzmanımız, eğitimler için her türlü yazışmaları yapan 1 sekreterimiz, tahakkuk ve satın alma işlerini yürüten 1 çalışanımız ve son olarak eğitimlerin başarı oranını değerlendiren, katılımcı profillerinin analizini yapan 1 araştırma görevlimiz var. Hangi alanlarda eğitim faaliyetleri düzenlediğimiz sorusuna geri dönersem, eğitimlerimizi üç ana başlık altında topluyoruz. Sosyal


12

ha b e re xe n

Egitim

sorumluluk faaliyetleri, Hizmet içi Eğitimler ve Ücretli Eğitimler şeklinde. Bu başlıklar altında verdiğimiz eğitim alanları ise sağlık, hukuk, mühendislik, kişisel gelişim, perakendecilik, sosyal ve kültürel faaliyetler, yabancı dil, sanat ve daha birçok… Kısacası, eğitim talebinin olduğu her alanda OMÜSEM paydaşları ile organize çalışarak faaliyetler düzenlemektedir. OMÜSEM olarak 2013 yılında hangi eğitimleri düzenlediniz, 2014 yılında hangilerini düzenlemeyi planlıyorsunuz?

C.K: Öncelikle 2013’ün OMÜSEM için başarılı ve verimli bir yıl olduğunu söyleyebilirim. Toplam 1727 saat eğitim verdik. Bu eğitimlerimizden sosyal sorumluluk faaliyetleri kapsamında Üniversitemizin alanında uzman öğretim üyeleri tarafından Salıpazarı ve Canik’te “OMÜ Sağlık Günleri Seminerleri’ni gerçekleştirdik. Tüm ilçe sakinleri için bilgilendirici ve farkındalık yaratmak adına çok yararlı olduğunu düşündüğüm bir çalışmaydı diyebilirim. Yine 8. ve 12. sınıf öğrenci velileri için “Sınav Stresi ve Baş Etme Yolları” seminerleri yapıldı. Özellikle sınava girecek öğrencinin psikolojisinin nasıl olduğu veliler tarafından nasıl davranılması gerektiği konularında kişiler bilgilendirilmiş oldu. Seminer sonunda her bir velinin sınav sürecini nasıl idare etmesi gerektiği konusunda bilinçlenerek ayrılması ayrı mutluluk verici idi. Bir diğer sosyal sorumluluk kapsamındaki

faaliyetimiz ise halen yerel bir televizyon kanalında her cumartesi farklı konu ve konuklarıyla canlı olarak yayınlanan Sağlıklı Yaşam Programı’dır. Benim de vakit buldukça izlediğim programda sağlık adına her şeyi bulmak mümkün. Tabi öğrencilere yönelik sosyal sorumluluk faaliyetlerimiz de mevcut; örneğin Geleceğin Lider Kadınları Projesi, İŞKUR işbirliği ile Samsun Kariyer ve Girişimcilik Günleri, KPDS-YDS seminerleri, Madde Bağımlılığı vs. Hizmet içi Eğitim adı altında da OMÜ personeline yönelik İngilizce Pratik Konuşma Kursu, Tıbbi Atık Yönetimi, Bilgisayar Bakım Onarım ve Yazılım Yükleme Eğitimi gerçekleştirdik. Ücretli Eğitim kapsamında 2013 yılında hayata geçirdiğimiz eğitimlerden bazıları ise: Bafra TSO çalışanlarına yönelik İş Dünyasında Yenilikler ve Yaratıcılık, Profesyonel İletişim ve Kurumsal Dil ve Kurumsallaşma Eğitimi, avukatlara yönelik Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Eğitimi-Tıp ve Sağlık Hukuku Sertifika Programı, Tıp Hekimlerine yönelik İşyeri Hekimliği Yenileme Eğitim Programı, Aile Danışmanlığı ve Meslek Elemanı Programları, SPSS Eğitimi, Kamu Hastaneler Birliği Otelcilik Hizmetleri Yöneticilerine yönelik Otelcilik Hizmetleri, özel bir kurye firmasına Müşteri Memnuniyetinde Mükemmellik ve Mükemmel Şube Yöneticiliği Eğitimi, İŞKUR’a kayıtlı işsizlere yönelik Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi, HACCP ve ISO 22000 Gıda ve Yem Güvenliği

“Sınav Stresi ve Baş Etme Yolları” seminerleri yapıldı. Özellikle sınava girecek öğrencinin psikolojisinin nasıl olduğu veliler tarafından nasıl davranılması gerektiği konularında kişiler bilgilendirilmiş oldu. Seminer sonunda her bir velinin sınav sürecini nasıl idare etmesi gerektiği konusunda bilinçlenerek ayrılması ayrı mutluluk verici idi.

www.haberexen.com


13

hab er e x e n

Egitim

için mi yoksa kurumsal/mesleki gelişim için mi sizi tercih ediyorlar?

C.K: Artık gücün bilgi olduğu bir çağdayız. Her şey o kadar çabuk ilerliyor ve gelişiyor ki bireylerin bırakın eski bilgilerini taze tutmasını yeni bilgileri alıp güncel bilgiye sahip olmaları şart. OMÜSEM’in hedef kitlesi de eğitim almayı talep eden, kendini geliştirmek isteyen, mesleki anlamda kendini yetiştirme çabası olan kısacası hayat boyu öğrenmeyi ilke edinmiş herkestir diyebilirim. Yönetim Sistemi bunlardan bazıları ayrıca, çok eğlenceli ve çok öğretici bulduğum başka bir eğitimimiz ise Samsun’da zincir olmuş bir cafe ile işbirliği yaparak Dünya Mutfağı Workshoplarımızdır. Takım çalışmasını pekiştirmek, arkadaşlarla güzel saatler geçirmek ve mutfakta küçük sırlar öğrenmek adına Samsun’da bir ilke imza atmış olduk. 2013 yılı faaliyet raporumuzda da çok açık olarak ifade ettiğimiz bir şey var: OMÜSEM’in hedefi her zaman yenilikçi ve katma değer yaratacak faaliyetlerde bulunarak gelecek yıllarda da Üniversitemize yakışır çalışmalarda adını duyurmaktır. Bu nedenle 2014 yılı bizim için çok önemli. Kaliteli eğitimler, farkındalık yaratacak projeler, nitelikli işbirlikleri bu yılın mihenk taşlarıdır. Bu bağlamda 2014’e kişisel gelişim kurslarını açmak ile başladık. Samsun Büyükşehir Belediyesi ile imzalanan protokol neticesinde sanat kurslarımız başladı. Resim, Ebru, Seramik sanatlarıwww.haberexen.com

na ilgi duyan herkesi bekliyoruz. Ayrıca İngilizce Pratik kurslarımız da pek yakında açılacaktır. Yine, Türkiye’de ve Samsun’da birçok mağazası bulunan ayakkabı sektöründe adını duyurmuş bir firmanın yöneticilerine ve satış ekiplerine yönelik 84 saatlik eğitimimiz bugün başladı. Değerlendirme aşamasında olduğumuz çalışmalarımız ise YDS’ye Akademik Hazırlık Kursu, SPSS 21.0 İle İstatistiksel Analiz Eğitimi, Ney Kursu, Bilgisayar Destekli Çizim ve Tasarım Eğitimi, Android Mobil Programlama Eğitimi gibi… Görüldüğü üzere 2014 yılında da 2013 yılındaki gibi güzel ve yararlı eğitimler düzenlemeyi amaçlamaktayız. OMÜSEM’den kimler faydalanabilir? Düzenlenen eğitimlere katılım ne oranda? Kursiyer profili çıkaracak olursak katılımcıların cinsiyet, yaş, öğrenim durumu ve katılma amaçları nelerdir? Katılımcılar genel olarak kişisel gelişimleri

Düzenlediğimiz eğitimlere katılım oranı; eğer genel katılıma açık yani sosyal sorumluluk kapsamında bir eğitim ise açıkçası katılımcı sayısını tam olarak kestiremiyoruz. Özellikle 3. ve mezun olacak olan 4. sınıf üniversite öğrencilerine yönelik bir seminer hazırladığımızda katılım oldukça yüksek olabiliyor örneğin, Kariyer ve Girişimcilik Günleri’ne öğrenciler oldukça ilgililerdi. Yine ilçe kaymakamlıkları ile yapılan işbirliği çalışmaları neticesinde duyuru sisteminin sağlıklı çalışması sonucu sağlık konulu seminerlere olan ilgi çok fazlaydı. Ücretli eğitimlerde merkezimize gelen proje teklifi, yönetim kurulumuzdan ve üniversite yönetim kurulundan geçerse o eğitimi gerçekleştirmek için çalışmalarımıza başlıyoruz. Projede belli olan hedef kitleye duyuru afişi, mail, yazılı ve görsel görünürlük faaliyetleri ile ulaşarak katılımlarını sağlıyoruz. Devlet Kurumları veya özel firmalar tarafından talep edilen eğitimlerde ise katı-


14

ha b e re xe n

Egitim

lımcılar zaten kurumun/firmanın belirlediği çalışanlar olduğu için katılım oranı %90 - %100lerde diyebilirim. Eğitimlere katılan kursiyerlerin profili her eğitim için farklılık göstermekte. Ama genel anlamda OMÜSEM’den eğitim alan kursiyerlerin yaş aralığı 23- 45 arası; hemen ardından ise 45 yaş ve üzerinde olanlar gelmektedir. Ücretli eğitimler için genelde erkek katılımcıların sayısı kadın katılımcılardan daha yüksek ve yüksekokul ve lisans mezunları olduklarını söyleyebilirim. Katılımcılar genel olarak kişisel gelişimleri için mi yoksa kurumsal/mesleki gelişim için mi sizi

tercih ediyor sorusuna her ikisi de diyerek cevaplamak istiyorum. Daha önce de belirttiğim gibi kişisel gelişim kurslarının açılması için bayağı talep aldık bunun üzerine Samsun Büyükşehir Belediyesi ile protokol imzaladık ve pek yakında da kurslarımız açılacak. Yine çeşitli firmalar personellerini geliştirmek amaçlı bizden sıklıkla eğitim talep etmekte ve biz de bu taleplerine karşılık vermekten dolayı oldukça mutluyuz ve memnunuz. OMÜSEM’in düzenlediği eğitimlerden alınacak bir sertifikanın ulusal ve uluslararası geçerliliği var mıdır?

C.K: OMÜSEM tarafından verilen sertifikalarda Rektör’ün ve

OMÜSEM Müdürünün imzası vardır. Yani diploma niteliğinde olan bir belge olarak düşünülebilir. Ayrıca Atakum Halk Eğitim Merkezi ile 2012 yılında bir protokol imzaladık. Bunun neticesinde hayat boyu öğrenme modüllerini kapsayan eğitimlerde MEB onaylı sertifikalar verdik. Yine 2014 yılında da MEB onaylı sertifika vermeye devam edeceğiz. Biliyorsunuz ülkemizde her yerde geçerliliği olan bir sertifika türü, MEB onaylı sertifikadır. Günümüzde hizmet veren kursların tamamı bu sertifikayı verememektedir. Ticari amaç ile kurulan bir takım kursların kendilerinin hazırlamış oldukları sertifikaların zaman zaman bir işe yaramadığına şahit olmuşsunuzdur. İşte bu anlamda OMÜwww.haberexen.com


15

hab er e x e n

Egitim

Gereken beceri düzeyine yalnızca zorunlu eğitimle ulaşılamaz. Dolayısıyla bireylerin yaşamları boyunca öğrenmesi ve yeniden öğrenmesi esastır. Türkiye’deki “beşikten mezara” öğrenme vizyonun gerçekleştirilmesi için Kamu Eğitim Kurumları, Üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri ve Özel Sektör gibi farklı eğitim sağlayıcıları yaşam boyu öğrenmenin vazgeçilmezleridir.

SEM MEB onaylı sertifika verebilmekte… Kısacası Sertifika, başarı veya katılım belgesi almaya hak kazanan katılımcılarımız CV’lerine bu belgeleri ekleyerek rakiplerinden bir adım önde olmaktadırlar. Önceleri sadece kısıtlı bir zaman dilimini kapsadığına inanılan eğitim ve öğrenme süreci günümüzde “Yaşam boyu öğrenme” anlayışına evirilmiş görünüyor. “Yaşam boyu öğrenme” kavramını açıklayarak OMÜSEM’in buradaki rolünü anlatır mısınız?

C.K: Yaşam boyu öğrenme, öğrenme sürecinin sadece okullarda değil kişilerin yaşam boyu dâhil www.haberexen.com

oldukları toplumsal, siyasi, kültürel ve eğlence alanlarında da devam ettiği gerçeğine dayanır. Buna göre yaşam boyu öğrenme: farklı öğrenim ve yaş seviyesindeki bireylerin istihdam edilebilirliklerini ve sosyo-kültürel gelişimlerini sağlamak amacıyla; bilgi, beceri ve yeterliliklerini geliştirmek, öğrenmeye erişimlerini artırmak ve nihayetinde öğrenen bireyden, öğrenen topluma ve öğrenen Türkiye’ye doğru bir dönüşüm demektir. Hayat boyu sürer ve her alanda varlığını gösterir. Bu durumda yaşam boyu öğrenmenin özümsenmesi çok önemli! Neden mi? Ekonomik büyümenin sürdürülebilmesi için, nüfusun becerilerinin işgücü piyasasının ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacak

şekilde geliştirilmesi gereklidir. Gereken beceri düzeyine yalnızca zorunlu eğitimle ulaşılamaz. Dolayısıyla bireylerin yaşamları boyunca öğrenmesi ve yeniden öğrenmesi esastır. Türkiye’deki “beşikten mezara” öğrenme vizyonun gerçekleştirilmesi için Kamu Eğitim Kurumları, Üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri ve Özel Sektör gibi farklı eğitim sağlayıcıları yaşam boyu öğrenmenin vazgeçilmezleridir. OMÜSEM’in misyonu da tam anlamıyla yaşam boyu öğrenmedeki amaca uygunluk göstermektedir. Daha önce de belirttiğim gibi OMÜSEM, üniversitemizin örgün öğretimin dışında kalan her türlü yaygın eğitim faaliyetini gerçekleştirerek bu yolla tüm paydaşlara, ihtiyaç duydukları


16

ha b e re xe n

Egitim

ulusal ve uluslararası sürdürülebilir eğitim programları, kurslar, seminerler ve konferanslar düzenler. Bu bağlamda bilen ve öğrenen bir toplum olma yolunda katkıları olan ve halen olmaya devam eden bir merkezdir. Daha iyi bir geleceğe giden yolun eğitimden ve özellikle de sürekli eğitimden yani yaşam boyu eğitimden geçtiği bilinen bir gerçektir. Son olarak sıkça dile getirilen Üniversite-Sanayi işbirliği noktasında OMÜSEM’in rolü nedir?

C.K: Ondokuz Mayıs Üniversitesi sanayi ile işbirliğinin artması amacıyla özellikle ÜniversiteSanayi Projelerine destek vermektedir. Zaten bu kapsamda Üniversite olarak sırf sanayiye uzak olmamak ve öğrencilerimizin işi mutfağında öğrenmeleri

amacıyla Yeşilyurt Demir Çelik Meslek Yüksekokulu bugün Tekkeköy’de organize sanayi bölgesi sosyal tesisler alanında eğitim ve öğretimine devam etmektedir. Ayrıca 2011 yılında Üniversite ile sanayi, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliğini teşvik etmek, arttırmak ve düzenlemek, uygulanabilir sonuçları ilgili sektörlerle paylaşmak amacıyla Üniversitemizde “Üniversite-Sanayi-İş Dünyası İşbirliğini Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMÜSİGEM) kurulmuştur. 23 sanayi firması ile ÜniversiteSanayi işbirliği protokolü imzalamıştır. Bunlar güzel gelişmeler çünkü bildiğiniz gibi Samsun’da organize sanayi bölgesi oldukça geniş bir alana sahiptir. Büyüklü

küçüklü birçok sanayi işletmesi mevcut. Bunların gelişmesi, büyümesi, mevzuata uygun işçi çalıştırması, bulundurulması gereken hemşire ve doktoru, iş ve sosyal güvenliğinden sorumlu uzmanın olması gibi birçok konuda üniversitenin desteği olması gerekli. İşte bu noktada OMÜSEM karşılarına çıkıyor. Merkez olarak OMÜSİGEM ile koordinasyonlu çalışarak sanayinin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla her zaman hazır olduğumuzun altını çizmek isterim. OMÜSEM, 2013 yılında bir sanayi firmasına mevzuatına uygun şekilde “Ağır ve Tehlikeli İşlerde Sınai ve Tıbbi Gazlar Üretim, Dolum ve Depolama Eğitimleri” vermiştir. 2014 yılında da sanayi firmalarına eğitim vermeye devam edecektir.

www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

17


18

ha b e re xe n

Egitim

FİNAL INTERNATIONAL AMERICAN SCHOOL SYSTEM

FARK YARATIR “Hem yaşam hem sınav başarısı” ilkesiyle 7 yıldır Samsun eğitimine hizmet eden Final Okulları olarak 2013-2014 Eğitim - Öğretim yılından itibaren devrim sayılabilecek bir adımı daha attı. İlkokul 1.sınıftan başlamak üzere okulumuzda Türk Milli Eğitim Sistemiyle birlikte Amerikan Eğitim Sistemi de uygulandı. Programa düzenli olarak devam eden öğrenciler liseden mezun olduklarında hem Final Okulları diplomasını hem de tüm dünyada geçerliliği olan Uluslararası Amerikan diplomasını almaya hak kazanacak. Final International American School System by NISS adı altında Nacel International Okul Sistemi Amerika, Çin, Güney Kore, Fransa, Polonya, Vietnam, Brezilya, Romanya, Filipinler

gibi ülkelerde başarıyla uygulanmaktadır. Final International American School System by NISS ile Amerikan okullarından mezun, birçok alanda sertifikalı, ileri düzeyde öğretmenlik tecrübesi olan Amerikalı öğretmenler, final okulları öğrencilerine dil eğitiminin yanı sıra branş derslerinde bilimsel eğitim de verilebilecek. Öğrencilerin bu programı düzenli olarak takip etmeleri halinde en az ilkokul 2.sınıfı tamamladıklarında ileri düzeyde İngilizce konuşabilecek. Öğrencilerimiz liseyi bitirdiklerinde hem final okulları’nın diplomasını hem de tüm dünyada geçerliliği olan Amerikan dip-

www.haberexen.com


19

hab er e x e n

Egitim

lomasını alacaklardır. Dolayısıyla Amerika ve Avrupa’daki üniversitelere direkt ya da kolay kayıt imkânı kazanacakları gibi Amerika’da ortak çalışmalar yürüteceğimiz St. Thomas University’e direkt kayıt veya indirimli kayıt imkanı kazanacaktır. Ayrıca Amerika’daki üniversite 1.sınıftaki bazı derslerden muaf olabileceklerdir. Öğrencilerin hem bilimsel hem de sosyal alanda kendilerini geliştirip, bir veya daha

www.haberexen.com

fazla dönem Amerika, Fransa, Çin, Güney Kore vb. ülkelerde fiyat farkı olmaksızın eğitime devam edebilme imkanı kazanıp, Türkiye’deki veya dünyadaki üniversitelerin hazırlık sınıflarını kolayca geçebilme imkanı bulacaklar, TOEFL sınavlarında başarılı olabilecekler. Amerika, Fransa, Güney Kore, Çin, Brezilya, Romanya vb. ülkelerde yapılacak olan proje ve spor müsabakalarına, yaz ve kış kamplarına katılabilecekler.

İlkokul 1.sınıftan başlamak üzere okulumuzda Türk Milli Eğitim Sistemiyle birlikte Amerikan Eğitim Sistemi de uygulandı. Programa düzenli olarak devam eden öğrenciler liseden mezun olduklarında hem final okulları diplomasını hem de tüm dünyada geçerliliği olan Uluslararası Amerikan diplomasını almaya hak kazanacak.

Öğrencilerin bu programı düzenli olarak takip etmeleri halinde en az ilkokul 2.sınıfı tamamladıklarında ileri düzeyde İngilizce konuşabilecek.


20

ha b e re xe n

Egitim

Kasapoğlu;

İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitiminde Hedefimiz İnsan Hayatı Son yıllarda önemi gittikçe artan iş sağlığı ve güvenliği konusu hakkında firmalar önceki yıllara oranla daha bilinçli görünüyor. TÜİK’in yayınladığı veriler de bu tezi destekler konumda. 2007 yılında çalışan her 100 çalışandan 3,7’si işe bağlı sağlık sorunu yaşarken bu oranın 2013 yılında yüzde 2,1’e gerilemesi işletmelerin konu hakkındaki farkındalığını ortaya koyuyor. Ancak alınan önlemler yine de yeterli değil. Öyle ki Türkiye bu alanda Dünyanın oldukça gerisinde kalmış durumda. Haberexen Eğitim Dergisi’nin bu sayısında “İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı” yetiştiren kurumlara da göz atmak istedik. Samsun dâhil 13 şehirde şubesi bulunan İris Akademi İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Kurumları’nın Samsun Şubesi Sorumlu Müdürü Ahmet Birol Kasapoğlu’ndan İş Sağlığı ve Güvenliği hakkında merak edilenlerle konuya yaklaşımlarını öğrendik.

www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

21


22

ha b e re xe n

Egitim

Kasapoğlu, “İnsan hayatının önemini, önce o cana sahip olana anlatmak, sonra da diğer insanların da canının aynı derecede değerli olduğunun bilinmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca işverenlerinde unutmaması gereken bir diğer konu da, çalışanların hayatının da yönetenlerin ki kadar değerli olduğudur.”

Son yıllarda ismini daha sık duymaya başladığımız iş sağlığı ve güvenliği konusu nedir?

Ahmet Birol Kasapoğlu: İş sağlığı ve güvenliği en genel haliyle işin yapılması sırasında işyerindeki fiziki çevre şartları sebebiyle işçilerin maruz kaldıkları sağlık sorunları ve mesleki risklerin ortadan kaldırılması veya azaltılması ile ilgilenen bilim dalıdır. Bir diğer deyişle, bir kuruluşun gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenen yöneticilerden ziyaretçilere kadar tüm insanların sağlığına ve güvenliğine etki eden faktörleri ve koşulları inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. Sizi kurum olarak hangi alanlarda eğitimler veriyorsunuz?

A.B.K: Biz vermiş olduğumuz eğitimleri 5 ana başlık altında topluyoruz. Bunlar A, B ve C sınıfı iş güvenliği ve uzmanlığı eğitimleri, iş yeri hekimliği eğitimleri, iş yeri hekimliği yenileme eğitimleri, iş güvenliği uzmanlığı yenileme eğitimleri ve eğiticilerin eğitimi. Sahip olduğu­muz alanında uzman ve saha deneyimine sahip eğitmenleri­miz ile kurum olarak sağladığımız diğer fiziki imkânlar sayesinde bu eğitimlerde %98 başarı oranını yakaladık. Bu nedenle de kendimize güvenerek diyoruz ki; iş güvenliği uzman kişi ve kurumların yapacağı bir iştir. İş yeri hekimliği eğitimlerine ve iş güvenliği uzmanlığı eğitimlerine kimler katılabilir? Katılan kursi-

yerler nasıl bir eğitim sürecine tabi tutulur?

A.B.K: İş yeri hekimliği eğitimlerine tıp fakültesi mezunu tüm hekimler katılabilir. Bu eğitimlere katılan hekimlere 180 saat teorik, 40 saat de uygulamalı olmak üzere toplam 220 saatlik eğitim verilir ve bakanlığın belirlediği tarihlerde yılda en az iki defa sınavı yapılır. Bir diğer eğitimimiz olan iş gü­ venliği uzmanlığı eğitimine ise tüm mühendislik, mimarlık, teknik öğretmen fakülteleri mezun­ları ile fen veya fen-edebiyat fakültelerinin fizik, kimya ve biyoloji bölümü mezunları katılabilir. Bu eğitimlerimizde yine iş yeri hekimliği eğitimi gibi 180 saat teorik ve 40 saat uygulamalı eğitimden meydana gelmektedir. Toplamda 220 saat eğitim alan kursiyerler bakanlıkça belirlenen tarihlerde sınava girebilirler. Eğitimlerinize katılan kursiyerler ne gibi imkânlara sahip oluyor?

A.B.K: Bizi diğerlerinden bir adım daha öne çıkaran en önemli fark kursiyerlerimizin teorik olduğu kadar pratik anlamda da saha çalışmasına hazır yetiştirmemiz. Bunun için de hem akademik hem de saha tecrübesi olan uzman eğitmenlerle çalışıyoruz. Fark yaratan bir diğer unsur ise sertifika alan kursiyerlerimizin sorunları ile sürekli ilgileniyor olmamız. Bu sayede kursiyerler kendilerini hiçbir zaman yalnız hissetmiyorlar ve onların sürekli gelişimlerine katkı sağlamış oluyoruz. www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

23


24

ha b e re xe n

Egitim

OKUL MİMARİSİNDE

Yeni Çağ

Türkiye’deki mevcut okul binalarının %50’sinin 25 yıl önceki mimari standartlara göre yapıldığını ve çağın ihtiyaçlarına cevap veremediğini tespit eden Milli Eğitim Bakanlığı, okullar için yeni bir mimari yapı kılavuzu hazırladı. “Akıllı Bina Olacaklar”

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin başkanlığında toplanan ve 7 mimar, 1 makine mühendisi, 1 elektrik mühendisi, 2 de eğitimci tarafından hazırlanan kılavuzda yeni okul binalarının tasarımı en ince ayrıntısına kadar hesaplandı. Toplantıda açılış konuşması yapan Bakan Nabi Avcı, Türkiye’de i eğitim tesislerinin yaklaşık %50’sinin 25 yaşın üstünde olduğunu belirtti. Okulların eğitim-öğretimdeki yeni ihtiyaçlara karşılık verecek hale getirilmesini hedeflediklerini belirten Avcı, yeni binaların herkes için erişilebilir, akıllı binalar olacağının altını çizdi. İşte, merdivenden sınıflara, otoparktan ibadethaneye kadar çok geniş bir çalışma alanını kapsayan yeni kılavuzdan öne çıkanlar.

liklerini detaylı bir şekilde inceleyecek. Bu sayede yeni yapılacak okullar yerleşim birimlerine yakın olmasına rağmen trafiği sıkıştırmayacak. Ayrıca yine trafiği rahatlatmak için okullara otopark planlaması da yapılacak.

Personel İçin İbadethane

Yeni hazırlanan kılavuz sadece öğrencilere değil personele de avantaj sağlıyor. Buna göre okulların birinci katına personel için ibadethane yapılacak. Bu ibadethanelerin yüksekliği 2,75 metre olacak ve yer döşemeleri ise üzeri halı kaplamalı ahşap olacak.

Okullar Griden Kurtuluyor

Okul yapılmadan önce Türkiye’nin deprem bölgesi olduğu dikkate alınarak, arazinin jeopolitik açıdan riskleri belirlenecek. Okulun yapılacağı arazi fay hattı, taşkın sahası, toprak kayması, yüksek yangın riski veya yeraltı kaynakları açısından incelenecek.

Okulları baştan sona yenileyen mimariye göre okul içindeki merdivenler gökkuşağı rengine boyanırken, laboratuvar, koridor, kütüphane ve derslik gibi birçok alan da rengarenk olacak. Dersliklerdeki sıralara da ise yeşil tercih edilecek. Özellikle ilkokullarda okul duvarları, zürafa, balon ve ağaç gibi duvar resimleriyle süslenirken, ortaokul ve liselerde ise sınıfın arkasına devasa afişlerin yer aldığı dekoratif duvar tasarımları geliyor. Böylece okullardaki gri renk tarihe karışıyor.

Otopark da Yapılacak

FATİH Projesi de Unutulmamış

Deprem Riski Göz Önünde Bulunduruluyor

Hazırlanan kılavuzda okullar yapılırken dikkat edilmesi gereken mimari özelliklere trafik ve çevreyle ilgili maddeler de gözden geçirildi. Ders başlangıç ve bitiş saatlerinde oluşan trafik sıkışıklığının önüne geçmeyi hedefleyen Milli Eğitim Bakanlığı, bunun için okulun yapılacağı yerdeki altyapı yeterli-

Okullarda uygulanacak mimari tasarımlar bunlarla da sınırlı değil. Laboratuvarlarda bilgisayarlar ve FATİH Projesi’ne entegre yeni bir sistem kuruluyor. Klasik laboratuvarların yerine tüm öğrencilerin öğretmenle daha rahat etkileşim kurabileceği oval ve renkli bir mekâna dönüşüm ön görülüyor. www.haberexen.com


AL Y S SO ŞİM İ GEL

hab er e x e n

Egitim

R

SPO

25

İ G L İ B

EL S İ Ş Kİ N ALA

arttand ass ı s b ra lara avuz ve vuz s u ş l a u ü h ülm kullarda olimpik alacak. Hme n ü ş • O ygun ı iyin yer u y Dü ’i ları nma-g olaplar M I a a a r t h Ş a e a l u 5 A d s y n 6 D L l a o u l o r e e s ve eşy e bu tb ın % e amd e PAY H n k n a d n ü m ün ars lar İçi çed k. bölü arı, duş göz ön reci yapılacak k ve bahyapılaca ü r l S a a e od ul aca arı tayl i de ak. enm • Ok alan ol ezi yoll r b i ğ g n l i g iç rÖ le eşi ulac sı li Bi kişisel venda y tiyatro i retim a, ses, ı . dur ğ m ö i r k fi la l, ğitim ndırm naca a Ve ikse e ön p bir e havala r planla Dah ilerin fizlerini de uzda ön: n i • Etk latma, konfo lar im ılav enc ü ın Öğr al geliş imari k ise şun ayd er türl h 0 i sosy yeni m etaylar 3 gib n d 25tuta diğer şına a b n K nci çıka k. NLİ öğre yrılaca E a V d r a GÜ ulla lan • Ok ekare a r met www.haberexen.com


26

ha b e re xe n

Egitim

2013 TÜBİTAK Bilim Olimpiyatlarında Samsun’un Gururu Feza TÜBİTAK Bilim İnsanları Destekleme Daire Başkanlığı tarafından ortaöğretim öğrencilerine yönelik her yıl düzenlenen Ulusal Bilim Olimpiyatları’nda Feza Koleji öğrencileri Samsun’u gururlandırdı. İki aşamalı olarak gerçekleştirilen Ulusal Bilim Olimpiyatları’nın ikinci aşamasına 19 bin 59 öğrenci arasından seçilen 351 öğrenci katıldı. Ankara MEB Şura Salonu’nda açıklanan 21. Ulusal Bilim Olimpiyatları sonuçlarına göre Feza Eğitim Kurumları öğrencileri 3 Türkiye üçüncülüğü, 2 de mansiyon ödülü alarak toplam 5 ödülle Samsun’a döndü. Ulusal Bilim Olimpiyatlarında üçüncülük elde eden Şevval Karadağ, Büşranur Durmuş, Müberra Meral Özdemir ile mansiyon ödülü almaya hak kazanan Ahmet Esat Semiz ve Osman Bahadır elde ettikleri başarı ile Uluslararası Bilim Olimpiyatlarına hazırlık için yarıyıl tatilinde düzenlenecek Kış okuluna katılacaklar. Kamp sonrası yapılacak sınav sonucuna göre Milli Takıma girmeye hak kazanacak öğrenciler Türkiye’yi yarışmalarda temsil edecek. Bunun yanı sıra başarı elde eden öğrenciler, TÜBİTAK’tan para ödülü, üniversite hayatı süresince burs ve ÖSYM den ek puan kazandı. Öğrencilerinin elde ettiği başarının Samsun’un eğitimi açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Feza Eğitim Kurumları Biyoloji Olimpiyat Koordinatörü Sebahattin AYKAN, “TÜBİTAK Bilim Olimpiyatları sonuçlarına göre ön elemeyi geçen 11 öğrencimizden 3’ü madalya kazanarak dereceye girdi. Olimpiyatlarında başarılı olan öğrencilerimizi, emeği geçen öğretmenlerimizi ve ailelerini kutluyorum. Bu sonuçla Karadeniz Bölgesinde en çok madalya alan okul olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.” dedi.

Yükseköğrenim sınavlarında aldığı başarılı sonuçları, bilimden spora kadar birçok alanda elde ettiği derecelerle taçlandıran Feza Eğitim Kurumları sadece Samsun’u değil tüm Türkiye’yi uluslararası arenada gururlandırmaya devam ediyor. Her yıl yeni başarıların altına imza atarak yoluna devam eden kurum akademik bilginin yanı sıra sunduğu diğer imkânlarla da 20 yıllık bilgi birikimini öğrencilerine yansıtıyor. 1994 yılında başladığı serüvene şu an sahip olduğu 6 okulla devam eden Feza Eğitim Kurumları “sevgi ile bilginin buluştuğu yer” anlayışından hiç ayrılmadı. Feza Koleji’nden Dünya İkinciliği Amerika Birleşik Devletleri’nde gerçekleştirilen “Liseler Arası Dahiler Proje Yarışması”nda Feza Anadolu Lisesi öğrencilerinden Abdulhamit Öztürk ve Bahadır Can Çalışkan gümüş madalya kazanarak dünya ikincisi oldu. 58 ülkeden 769 projenin yarıştığı ve New Yor Eyalet Üni­ versitesi’nin organize ettiği yarışmada proje sunumu ve ülke tanıtımları İngilizce olarak yapıldı. Gelen ziyaretçilerin ve jürinin takdirini kazanan Feza Anadolu Lisesi öğrencileri 100 binin üzerinde ziyaretçinin katıldığı etkinlikte ilgi odağı oldu. Öğrencilerin, yarışma heyecanıyla birlikte kültürel etkileşim ve eğlenme fırsatı da bulduğu “Liseler Arası Dahiler Proje

Yarışması” hakkında Özel Feza Lisesi Proje Koordinatörü İsa Cural, “Organizasyon çok güzel ve faydalı oldu, ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiğimize inanıyoruz” dedi. Matematik Olimpiyatında 2 Madalya Birden Katıldığı turnuvalardan eli boş dönmeyen Feza Eğitim Kurumları öğrencileri Ankara’da düzenlenen 10. Ulusal Matematik Olimpiyatı’nda da geleneği bozmadı. 1 gümüş, 1 de bronz madalya almaya hak kazanan kurum öğrencilerinden Muhammed Said Yolcu ve Emir Ardahan Gür elde ettikleri başarıyla turnuvaya damga vurdu. Okulun matematik öğretmeni Fikret Ateş’in koordinesinde hazırlanan öğrencilerden Muhammed Said Yolcu gümüş madalya kazanırken, Emir Ardahan Gür ise bronz madalya almaya hak kazandı. Sporda da Başarılı 2013 yılında Gürcistan’ın Tiflis şehrinde gerçekleştirilen Uluslararası Open Taekwondo Şampiyonası 8 ülkeden 450 sporcunun katılımıyla gerçekleşti. Yıldızlar, gençler ve büyükler kategorilerinde mücadele edilen turnuvada Feza Eğitim Kurumu sporcuların üç kategoride de derece elde etti.Yıldızlar kategorisinde 33 kiloda Arife Elkit ve 37 kiloda Elanur Çelik birincilik kazanırken; genç erkekler kategorisinde 55 kiloda mücadele eden Hasan Berk Gökler ile büyük erkekler kategorisinde 68 kiloda mücadele eden Okan Mırık üçüncülük elde ettiler.

www.haberexen.com


27

hab er e x e n

Egitim

Feza Eğitim Kurumları

Başarıya Doymuyor

www.haberexen.com


28

ha b e re xe n

Lİse Öğrencİlerİ tübİtak yarışmasına

Egitim

10 Bİn Projeyle Başvurdu

Türkiye’nin lise seviyesindeki en büyük ve en geniş katılımlı proje yarışması olan TÜBİTAK 45. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda bu yıl başvuru rekoru kırıldı. Yarışma için hazırlanan proje sayısı geçen yıla göre yüzde 41 artarak 10 bin 418 oldu. www.haberexen.com


29

hab er e x e n

Egitim

Ortaöğretim öğrencilerini temel, sosyal ve beşeri bilim alanlarında çalışmalar yapmaya teşvik etmek, araştırma ve geliştirme odaklı bilgi ve becerilerini geliştirmelerine katkıda bulunmak amacıyla TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı (BİDEB) tarafından bu yıl 45.’si düzenlenen Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması’nda ön değerlendirme sonuçları belli oldu. Bilgisayar, Biyoloji, Fizik, Kimya, Matematik, Coğrafya, Sosyoloji, Psikoloji ve Tarih olmak üzere 9 dalda düzenlenen yarışmaya 17 bin 486 öğrencinin hazırladığı 10 bin 418 proje başvurusu yapıldı. Proje sayısında geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 41’lik artış gerçekleşti. Geçen yıl yarışmaya 81 ilden 12 bin 580 öğrenci 7 bin 400 proje ile katılmıştı. İlk Aşamada Yarışacak Projeler Belirlendi Proje yarışması bölgesel ve final olmak üzere iki aşamada yapılacak. 17-20 Mart 2014 tarihleri arasında 12 Bölge Merkezi ilde düzenlenecek olan ilk aşamaya katılacak projeler belirlendi. Ankara, İzmir, Erzurum, Kayseri, Eskişehir, Malatya, Isparta, Mersin, İstanbul Asya, İstanbul Avrupa, Samsun ve Van bölgelerinde yarışacak 100’er proje TÜBİTAK web sayfasında açıklandı. Bölgesel yarışmada başarılı olanlar Mayıs ayında Ankara’da düzenlenecek final yarışmasına katılmaya hak kazanacak. Derece Alan Öğrencilere YGS’de Ek Puan Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması finalinde derece alan öğrenci ve danışmanlara Başarı Belgesi ile para ödülü verilecek. Birincilere 3.000 TL, ikincilere 2.500 TL, üçüncülere 2.000 TL para ödülü verilecek. Teşvik ödülü ise 1.500 TL olacak. Öğrenciler YGS’ye girdikleri yıl, bir kereye mahsus olmak üzere derece aldıkları alanla ilgili bir bölümü seçmeleri durumunda yarışmada aldıkları derece ile orantılı ek katsayı uygulamasından yararlanacak. Bölge İllerimizin Karnesi Geçtiğimiz yıl 44.sü düzenlenen yarışmada 76 proje dereceye girmeye hak kazandı. Bölgemizde bulunan Samsun, Giresun, Trabzon, Ordu, Tokat, Amasya ve Sinop illerinden ise 11 proje dereceye giren 76 proje içerisinde yer aldı. Öğrencilerin, uygulamalı fizik, bilgisayar, biyoloji, coğrafya, kimya, matematik, psikoloji, sosyoloji ve tarih olmak üzere 9 farklı kategoride mücadele ettiği yarışmada Samsun Tülay Başaran Anadolu Lisesi öğrencisi Talha Zekeriya Durmuş bilgisayar dalında katıldığı “Rhodeus Interpreter” isimli çalışmasıyla birincilik kazandı. Sanayi alanındaki Ar-Ge faaliyetleriyle öne çıkan Çorum ile Başbakan’ın memleketi olan Rize’den ise dereceye girebilen proje olmadı. www.haberexen.com


30

ha b e re xe n

Egitim

Öğrencinin Adı

Okulu

Projenin Adı

Dalı

Derecesi

Talha Zekeriya Durmuş

Samsun Tülay Başaran Anadolu Lisesi

Rhodeus Interpreter Çalışması

Bilgisayar

Birincilik

Merve Gül Yağcı Ayşe Demir

Giresun Anadolu İmam Hatip Lisesi

Fındık Kabuğunu Kıracak

Coğrafya

İkincilik

Merve Yılmaz

Samsun 19 Mayıs Lisesi

Okulda Akran Zorbalığı (Bullying) ve Mobbing

Sosyoloji

İkincilik

Selim Abdioğlu Lokman Çalışkan

Trabzon Beşikdüzü Ticaret Mes. Lisesi

Hareket Kopyalayan Robot El

Uygulamalı Üçüncülük Fizik

Yağmur Beste Cankorur Yeliz Çelik

Ordu Dr. M. Hilmi Güler Bilim ve Sanat Merkezi

Anti Bakteriyel Ambalaj

Kimya

Üçüncülük

Enes Koşar

Tokat Bilim ve Sanat Merkezi

FN İN P. Kuvvetinin FM yi Bölme Şartının Araştırılması

Matematik

Üçüncülük

Şahsenem Çamoğlu Ezgi Berfin Eren

Samsun Köksal Ersayın Anadolu Lisesi

Al Bohçanı Yola Çık

Psikoloji

Üçüncülük

Ayfer Aslan İremgül Çelik

Amasya Gümüşhacıköy Anadolu Lisesi

Bir Sözlü Tarih Çalışması; Türkistan’dan Anadolu’ya Uzanan Bir Göç ve İskan Hikayesi (Pamir’den Ulu Pamir’e Van’ın Kırgızları)

Tarih

Üçüncülük

Elif Dide Rüba Çepniler Büşra Uçgun

Samsun Yeşilkent Anadolu Lisesi

Samsun Mater Dolorosa Katolik Kilisesi Davası ve İtalyan Notası

Tarih

Üçüncülük

Ayşe Karataş Volkan Ferahoğlu

Amasya Bilim ve Sanat Merkezi

Isothecium SP. Cinsine Ait Karayosunu Özütü İlaveli Yenilenebilir Filmlerin Araştırılması

Biyoloji

Teşvik

Elif Beyza Düz Berrin Kübra Şanlı

Sinop Fen Lisesi

Safranın Sera Şartlarında Üretiminin İncelenmesi

Biyoloji

Teşvik

www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

31


32

ha b e re xe n

Egitim

bilgi koleji Samsun’da Dershane Binasını Okula Dönüştüren

İLK KURUM Bilgi Koleji dershanelerle ilgili başlayan dönüşüm sürecinde bu sese ilk veren kurum oldu. 2004 yılından beri dershanecilik faaliyetini aralıksız sürdüren Birey Dershanesi, 2011 yılında dershanelerin okullara dönüşmesi konusunda ortaya çıkan söylemleri hayata geçirerek Bilgi Koleji adını aldı. Dershane şeklinde devam ederken 56’lardaki şubelerinin bu çerçevede okul olamayacağına dair çalışmalar yapan dershane yöneticileri, binayı okula çevirebilmek için girişimlerde bulundu. Gerekli yerlere başvurularını yaparak ne tür bir çalışma yöntemi izleyeceklerini öğrenen yetkililer mevcut dershane binasının “Butik Lise” formatına dönüşebileceğini öğrenerek çalışmalarına hız verdi. Yoğun bir çalışma temposuyla 2013-2014 eğitim öğretim yılına yetişen kolej, bu yıl itibariyle hizmete girmiş oldu. Bilgi’yle Bir Üst Seviyeye Çıkacaksınız Üniversite sınavlarına hazırlığı kaygı edinen ve bir üst öğretim programına geçmeyi hedefleyen öğrencileri sağlıklı bir şekilde sınava hazırlamayı amaç edinen Bilgi Koleji, gelen öğrencilerin dershane gibi ek bir kuruma gerek duymadan okul hayatını sürdürebilecekleri bir yapı hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda başarılı adımlar atan kurum, bu zamana kadar öğrenci ve velilerden aldıkları geri bildirimlerin kendilerini hem mutlu ettiğini hem de gelecek yıllar için umutlandırdığını belirtiyor.

www.haberexen.com


33

hab er e x e n

Egitim

Başarmak İçin, Hedefleriniz İçin En Doğru Yerdesiniz Dokuzuncu sınıftan on ikinci sınıfa kadar bütünlük içerisinde ve bireysel farklılıkları gözeten bir eğitim yaklaşımı benimseyen Bilgi Koleji, bu bağlamda yüksek etik ve akademik standartlara sahip nesiller yetiştirmeyi amaçlamakta. Atatürk ilke ve devrimlerinden hiçbir zaman ödün vermeyen kurum, bu değerler doğrultusunda öğrencilerini hedeflerine taşıyor. Günümüzün modern eğitim anlayışı öğrencilerin yalnızca zihinsel gelişimine yönelik olmayıp, onların bedensel, sosyal, ruhsal gelişimini de hedefler. Bilgi Koleji felsefesi doğrultusunda, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik birimi olarak öğrencilerin tüm ihtiyaçlarına cevap verir.

Uzman Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri

• Sınav kaygısı ve kaygıyla baş etme yöntemleri

“Nereye gittiğini bilen insana, dünya bir kenara çekilip yol verir.”

Yabancı Dil Eğitimi Bilgi Koleji, önce ana dilini doğru kullanabilen daha sonra da iki dil kullanabilen bireyler yetiştirmeyi hedefler. Bilgi Koleji’nde Türkiye’deki önde gelen yabancı dil eğitim merkezleriyle işbirliği yapılmaktadır. Bu sayede öğrencinin en az iki yabancı dili kullanabilecek seviyeye gelmesi sağlanır.

Günümüzün modern eğitim anlayışı öğrencilerin yalnızca zihinsel gelişimine yönelik olmayıp, onların bedensel, sosyal, ruhsal gelişimini de hedefler. Bilgi Koleji felsefesi doğrultusunda, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik birimi olarak öğrencilerin tüm ihtiyaçlarına cevap verir. • Bireysel görüşmeler • Veli görüşmeleri • Öğrenciye yönelik seminer çalışmaları • Test çözme teknikleri • Verimli ders çalışma yöntemleri • Öğrenme ve keşfetme • Sınıf içi rehberlik uygulamaları • Bültenler

Fen Laboratuvarı Okulumuzda Fen derslerinde ve araştırmalarda yoğun olarak kullanılan 3 adet laboratuvar vardır. Burada yer alan zengin donanımlarla öğrencilerimizin öğrenme hızları artırılarak bilim dünyasını daha iyi kavramaları sağlanır.

Öğrenmek, başarmak ve kazanmak için...

Okulda Eğitim Öğretim ve Üniversiteye Hazırlık Çalışmaları Bilgi Koleji, tecrübeli ve dinamik kadrosu ile Milli Eğitim programının yanı sıra dershanecilik tecrübesini de Okul içi üniversite hazırlık çalışmalarına yansıtacak. Çalışmalardan bazıları: • Oryantasyon programı (uyum çalışmaları) • Üniversite sınavlarına hazırlık birimi • Düzenli testler ve denemeler www.haberexen.com

• Bire bir ders, özel ders çalışma • Hafta sonu çalışma ödevleri • Öğrenci takip sistemi • Milli Eğitim müfredatının tam uygulanması ve değerlendiril-

mesi • Sınav sonuç karnesi analizi ile eksik konuların tamamlanması • Tarama sınavları


34

ha b e re xe n

Egitim

Eğitime Yapılan Yatırımın Getirisi Fiziki Yatırımlardan Daha Yüksek Bu Nedenle;

Yaşadığımız dönemin bilgi çağı veya iletişim çağı olarak nitelendirildiğine sıkça tanık olmuşsunuzdur. Yine bu dönemde yaşayan toplumlara da bilgi toplumu denildiğini duymuşsunuzdur. Bu durum sadece insanlar ya da toplumlar için geçerli değil aslında. Rekabet unsurlarının değişmesiyle birlikte işletmelerde kabuk değiştirmeye hatta sadece kabukla kalmayız öz yönetimlerinde değişiklikler yapmaya başladı. 1960’lı, 70’li, hatta 80’li, 90’lı yıllarda üretim hacmi, maliyet, hız ve kalite üzerinden rekabet eden işletmeler bugün bilgiyle rekabet eder hale geliyor. Bu durum beraberinde kendini yenileyen ve gelişime açık insan kaynağı ihtiyacını ortaya çıkarıyor. İşte tam da bu noktada kurumsal eğitimlerin önemi ortaya çıkıyor. İşletmelerin neden eğitime ihtiyaç duyduklarını ve öğrenen organizasyonun ne olduğunu 10 yıldır Samsun merkezli olarak bölgeye hizmet veren ZESKO Danışmanlık kurucu ortağı ve şirket müdürü Zeynep Selin Kobul’dan dinledik. www.haberexen.com


35

hab er e x e n

Egitim

“Eğitime Yapılan Yatırımını Getirisi Fiziki Yatırımlardan Daha Yüksek” Bir kurulu un performans düzeyinin i gücü, hammadde, malzeme ve sermaye gibi temel üretim girdilerinin yanı sıra, teknoloji seçimi, örgütlenme ve yönetim, çalı ma ko ulları, bilgi ve zaman gibi kaynaklar arasındaki etkile imin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır diyor Selin Hanım ve ekliyor, Eğitim bir ülke ve bir i letme için; diğer yönleriyle olduğu gibi, ekonomik açıdan da hayati önem ta ımaktadır. Eğitimin ekonomik hayata katkısını ölçerek de tespit edebiliyoruz. Benim bildiğim; Türkiye nin de dâhil olduğu 37 ülkede yapılmı ekonometrik ölçümlerde, belirli bir zaman dilimi ele alındığında, eğitime yapılan yatırımın ‘getirisinin ziki sermayeye yapılan yatırımdan daha yüksek olduğunu tespit edebiliriz. Açıkçası; insan sermayesine yatırım yapmak, ziki sermayeye yatırım yapmaktan daha akıllıca bir i ! Hatta daha kârlı! Kobul, Bazı i letmeler bu gerçeği görmüyorlar; kısa vadede, teknolojik ağırlıklı ziki sermaye yatırımlarının cazibesine kapılıyorlar. Böyle dü ünen i letmeler belki bir süre mutlu olabiliyorlar; ancak ‘kalıcı ve ‘sürdürülebilir büyüme stratejilerine gözlerini yumuyorlar. Sorunları da burada ba lıyor! Kalıcı olmayan atılımlar ise basit esintilerden bile etkileniyor; ı ık hızı ile deği en teknolojiye, sermaye ayak uyduramazsa; bu kez de ‘geri kalıyor.

www.haberexen.com

İşletmeler Genel Becerileri Tekrar Kodlamak Zorunda Eğitimin en önemli katkılarından birinin de ‘genel becerileri i letmenin ihtiyaçlarına cevap veren ‘özel becerilere çevirmesi olduğunu belirtiyor tecrübeli danı man ve öyle örnek veriyor, okul eğitimi veya ba ka bir i letmede edinilen beceri birikimi; mutlaka i letme açısından tekrar ‘kodlanmak zorundadır. Örneğin; okul eğitimi ile ‘makine mühendisi olan ki i genel anlamda mühendistir, bir i letmenin makinelerini tanımaz, i akı ını, üretim planlamayı sağlıklı bir ekilde bilmez. Daha ötesi; o makinelerin bir ba ka i letmede uzmanlığını kazanmı olsa dahi, yeni i letmesinde var olan ‘aynı makineleri tanımaz. Bu sebeple i letmeler sadece eğitime değil, toplam kalite sistemlerine, alanında uzman ki ilerden alacakları danı manlık hizmetlerine de ihtiyaç duymaktadırlar. İhtiyaç duymayan i letmeler ise nasıl bir kaos içerinde kalacaklarının farkında bile değiller. Her Gün Bir Önceki Günden Daha İyi Olmaya Adanmışlığın Adı: Öğrenen Organizasyon Önceleri kulaktan kulağa gizlice söylenen, belki söylemeye çekinilen ‘öğrenen organizasyon kavramı son yıllarda açık açık dile getirilmeye ba landı. ZESKO Danı manlık ın müdürü Zeynep Selin Kobul bu kavramı, Öğrenen bir organizasyon; insanların gerçekten ba armak istedikleri sonuçlara ula mak için sürekli olarak kapasitelerini geli tirdiği, yeni ve geli tirici dü ünce yön-

Bazı i letmeler bu gerçeği görmüyorlar; kısa vadede, teknolojik ağırlıklı ziki sermaye yatırımlarının cazibesine kapılıyorlar. Böyle dü ünen i letmeler belki bir süre mutlu olabiliyorlar; ancak ‘kalıcı ve ‘sürdürülebilir büyüme stratejilerine gözlerini yumuyorlar. Sorunları da burada ba lıyor!


36

ha b e re xe n

Egitim

temlerinin teşvik edildiği, ortak hedeflerin serbest bırakıldığı, insanların sürekli birlikte öğrenme yöntemlerini öğrendiği bir organizasyondur. Kısaca öğrenen bir organizasyon, geleceğini yaratmak için durmaksızın kendini geliştiren bir organizasyondur.” diyerek tanımlıyor. Kobul, “Küreselleşme sürecinde yaşanan çok yönlü ve sürekli değişim toplumun her kesimini ve dolayısıyla, toplumun önemli bir alt kesimini oluşturan örgütleri de etkilemektedir. İşletmelerde varlıklarını sürdürebilmek için değişen şartlara uyum sağlamak zorundadırlar. Bu nedenle işletmeler, küreselleşmenin hızlandırdığı değişim ortamına uyum sağlayabilecek yeni yapılanmalara yönelmektedirler. İşletmeler açısından bakıldığında değişime uyum sağlama görevini, rekabette üstünlüğün sırrını oluşturan ve örgütlerin en önemli kaynağı olan ‘insan’ üstlenmektedir.” Özellikle geçtiğimiz 10 yıl içinde adım adım hayatımıza giren ‘yaşam boyu öğrenme’ kavramı da yine kurumsal yapılar için hayati önem taşır hale geldi. İşle alım yetkilileri işe alacakları personeli diplomalarından ziyade geliştirilebilir becerilerine göre tercih eder oldu. Hal böyle olunca bireyler de tıpkı kurumlar gibi ‘yaşam boyu öğrenme ve kendini geliştirme’ kültürünü benimsedi. Selin Hanım bu durumu ‘bilgi toplumu’ kavramıyla birlikte ele alıyor. “Bilgi toplumu insanının taşıdığı temel özellik, ‘sürekli öğrenme ve kendini geliştirme’ isteğine ve olanaklarına sahip olmasıdır. Bireysel bazda öğrenme ve kendini geliştirme, bir örgütte çalışan insanın, çalışırken de öğrenmesini ve kendini geliştirmesini gerektirmektedir. İnsanın öğrenme ve kendini geliştirme olgusunun, ortak bir vizyonla, örgütün tanımına yayılarak, örgütsel bazda öğrenme ve bunun sonucu olarak da ‘öğrenen organizasyon’ olma amacından bahsedilebilir. Dolayısıyla öğrenen organizasyon www.haberexen.com


37

hab er e x e n

Egitim

Zeynep Selin Kobul Kimdir?

felsefesi, bilgi çağının yeni örgütlenme anlayışının da temelini oluşturmaktadır; çünkü öğrenen organizasyonların temeli, bireyler gibi örgütlerin de, öğrenme ve kendini geliştirmeyi, yaşamları boyunca sürdürmeyi amaçladıkları bir süreç olarak görmesidir.” Sohbetimiz sırasında öğrenen organizasyon anlayışını ortaya çıkaran faktörlere de değinen Kobul, “Öğrenen organizasyonların ortaya çıkmasında çevresel koşullarda yaşanan değişimler önemli rol oynamıştır. Globalleşme, rekabet ve teknoloji alanında yaşanan değişimler, yatay, daha az kademeye sahip yalın örgütlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.” “Öğrenme Hem Bir Değer Hem de Bir Süreçtir” Kurum kültürünün gelişmesine, çalışanın kuruma bağlılığına ve dolayısıyla da tüm iş akış süreçlerinin iyileşmesine yardımcı olan öğrenen organizasyon anlayışında öğrenmeye öncelik verildiğini www.haberexen.com

dile getiren Zeynep Selin Kobul, “Öğrenme hem süreç hem de değerdir. Birey öğrenme yoluyla kendisini her gün bir önceki günden daha iyi olmaya adar. Kurum da nasıl öğrenileceğini öğrenmek yoluyla, kendisini, ürünlerini ve hizmetlerini tüm yönleriyle sürekli olarak iyileştirmeye çalışır. Kurum ve birey geliştikçe, çalışanlar işlerine karşı yenilenmiş bir bağlılık hissedecekler, müşteriler daha iyi hizmet alabileceklerdir. Türkiye’de öğrenen organizasyon felsefesinin yayılmasını destekleyen kuruluşların başında danışmanlık hizmeti veren kuruluşlar gelmektedir. Uzmanlarla bağlantıları sayesinde, eğitimler düzenleyen danışmanlık kuruluşları, genel olarak bu felsefenin tanımını yapmakta ve daha sonra arzu eden kuruluşlara danışmanlık hizmetlerini sürdürerek felsefenin uygulanmaya konmasını ve yaygınlaşmasını sağlamaktadırlar.” diyor.

1978 yılında Samsun’da doğan Kobul, ilk, orta ve lise öğrenimini Samsun’da tamamladıktan sonra yükseköğrenimini Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü’nde tamamlamıştır. Mezun olduktan sonra profesyonel hayata atılan Kobul, 2004 yılında kurucu ortağı ve müdürü olduğu ZESKO Danışmanlık Ltd. Şti. ile danışmanlık kariyerine başlamıştır. SAMSİAD, SAMSEV ve SAMİKAD gibi Samsun’un önde gelen sivil toplum kuruluşlarında da çeşitli görevler alan Zeynep Selin Kobul, 20112013 yılları arasında Samsun Kız Basketbol Kulübünde de Başkan Vekilliği yapmıştır. 10 yıldır Samsun merkezli olarak bölgeye hizmet veren ZESKO Danışmanlık, işletmecilerin ve girişimcilerin ulusal ve uluslararası pazarda rekabet edebilirliğini artırmak amacıyla hizmet veriyor. KALDER (Türkiye Kalite Derneği) üyesi olan firmadan hizmet alanların arasında Türk Hava Yolları, Özyılmaz Fındık, Samgaz, Samsunport gibi ulusal ve uluslararası işletmeler yer alıyor.


38

ha b e re xe n

İTALYA’DA EN PRESTİJLİ ÖDÜL TED SAMSUN KOLEJİ LİSESİ’NE

Egitim

İtalya’da düzenlenen “10. Uluslararası Castello Di Duino Şiir ve Tiyatro Yarışması”na TED Samsun Koleji damga vurdu. TED Samsun Koleji Özel Lisesi 12. sınıf öğrencisi Neslişah Aslan şiiriyle, İtalya’da düzenlenen “10. Uluslararası Castello Di Duino Şiir ve Tiyatro Yarışması”na katılarak; 90 ülkeden 950 katılımcı arasında 1. olmayı başardı ve büyük ödül olan İtalya Cumhurbaşkanlığı Madalyasını almaya hak kazandı. “Zümrüd-ü Anka” şiiri ile en prestijli ödüle sahip olan Neslişah Aslan, bu ödülü alan ilk ve tek Türk olma özelliğini de taşıyor. Geçen sene de İtalya’da “Castello Di Duino Şiir Yarışması”na katılarak, 16 yaş kategorisinde “Övgüye Değer Şiir Ödülü”nü kazanan Aslan, yarışmanın jüri üyelerinin davetiyle bu sene tekrar yarışmaya katıldı ve TED Samsun Kolejine yeni bir gurur daha yaşattı. Neslişah Aslan “ben ve sen” temalı şiirinde Zümrüd-ü Anka’yı anlattığını, tarih ve mitolojiden faydalandığını, Hint ve Mısır felsefesini, Phoenix’i ve Yunan mitolojisini araştırdığını ifade etti. www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

39


40

ha b e re xe n

Egitim

TÜBİTAK’tan Üniversitelere Teknoloji Desteği TÜBİTAK, üniversiteler bünyesindeki teknoloji transfer ofislerinin güçlendirilmesi ve yenilerinin kurulmasının teşvik edilmesi amacıyla 10 üniversiteye yıllık 1 milyon liraya kadar hibe desteği sağlayacak. Üniversite-sanayi işbirliğinin sağlanması ve bilgiye dayalı geliştirilen yeni teknolojilerin sanayinin kullanımına sunulması için TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından geçen yıl ilk kez 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı başlatıldı. Program kapsamında 2013 yılında Boğaziçi, Ege, Gazi, Hacettepe, Koç, ODTÜ, Özyeğin, Sabancı, Selçuk ve Yıldız Teknik üniversitelerine

destek vermeye başlayan TÜBİTAK’ın, 2014 yılından itibaren destek vereceği üniversiteler de belirlendi. Hibe desteği almak için TÜBİTAK’a 36 üniversite başvuruda bulundu. Yapılan değerlendirmenin ardından destek verilecek üniversiteler, Anadolu, Bilkent, Dokuz Eylül, Erciyes, Gaziantep, İstanbul, İstanbul Şehir, İstanbul Teknik ve Uludağ üniversiteleri ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü olarak belirlendi. www.haberexen.com


41

hab er e x e n

Egitim

Teknoloji Transfer Ofislerinin Görevi Üniversite ve sanayi arasında koordinasyon ve iletişimi sağlayacak teknoloji transfer ofisleri, akademik çalışmaların ürün ve hizmetlere dönüşmesinde ve patentlenmesinde önemli rol oynayacak.

yıllık 1 milyon liraya kadar hibe desteği verilecek. Her yıl yapılacak değerlendirmelerle, destek süresi 10 yıla kadar uzatılabilecek. Destek oranı ilk 5 yıl yüzde 80, ikinci 5 yıl yüzde 60 olacak. Programa başvurular, açılacak olan çağrı dönemlerinde proje şeklinde yapılacak.

Bu ofisler ayrıca üniversitelerin, ulusal ve uluslararası kamu desteklerinden etkin bir şekilde yararlanabilmesi için proje ofisi gibi çalışacak. Proje başvurularının hazırlanması, proje ortaklıkları kurulması ve izlenmesi konularında da faaliyet gösterecek.

Programa, üniversiteler, üniversitelerin ortak olduğu şirketler, teknopark yönetici şirketleri, teknopark yönetici şirketinin ortak olduğu şirketler başvurabilecek.

Üniversite ve sanayi arası işbirlik, öğrenci ve akademisyenlerin girişimci fikirlerinin yeşermesi, akademik alanda edindikleri bilginin sanayide uygulamalarını görebilmeleri açısından da teknoloji transfer ofisleri kritik roller üstlenecek. Program kapsamında, üniversite ve sanayi işbirliği çerçevesinde; “Ar-Ge projeleri oluşturma, geliştirme ve lojistik destek sağlama faaliyetleri”, “fikri ve sınai mülkiyet haklarının tescili ve korunması, pazarlanması, ticarileştirilmesi”, “girişim sermayesi desteği, kuluçka merkezi kurma, iş rehberliği, danışmanlık ve eğitim hizmetleri sağlama”, “bilinçlenme oluşturacak etkinlikler düzenleme, yayınlar yapma” konularında Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak teknoloji transfer ofislerinin projelerinin geri ödemesiz olarak desteklenmesi hedefleniyor. Nasıl Destek Verilecek? Desteklenecek teknoloji transfer ofislerine TÜBİTAK tarafından

www.haberexen.com

Bölgemizde Destek Alan Üniversite Yok Aralarında Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi gibi köklü üniversitelerin bulunduğu bölgemizde, 2’si vakıf olmak üzere toplam 11 üniversite bulunmakta. Geçtiğimiz iki yılda toplam 20 üniversiteye verilen 1513 Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı’ndan şu ana kadar bölgemizden destek alabilen üniversite yok.

Desteklenecek teknoloji transfer ofislerine TÜBİTAK tarafından yıllık 1 milyon liraya kadar hibe desteği verilecek. Her yıl yapılacak değerlendirmelerle, destek süresi 10 yıla kadar uzatılabilecek. Destek oranı ilk 5 yıl yüzde 80, ikinci 5 yıl yüzde 60 olacak. Programa başvurular, açılacak olan çağrı dönemlerinde proje şeklinde yapılacak.


42

ha b e re xe n

Egitim

Geleceğİn DAhİlerİ OMÜ Vakfı Kolejİ’nde Yetİşİyor Taşındığı yeni binasında sahip olduğu teknolojik alt yapısı, şehrin kalabalığından uzak konumu ve hepsinden önemlisi öğretim üyelerinden oluşan akademik danışman grubuyla eğitim sistemine yeni bir soluk katan OMÜ Vakfı Koleji geleceğin dâhilerini yetiştiriyor. Kurulduğu günden bugüne verdiği eğitim kalitesiyle Samsun halkının güvenini kazanan OMÜ Vakfı Koleji akademik, sosyal ve sportif alanlarda gösterdiği üstün başarılarla bugün Samsun’un en gözde okullarından biri halini aldı. Bir Okuldan Daha Fazlası OMÜ Vakfı Koleji, şehrin kalabalığından ve gürültüsünden uzak, doğayla baş başa, çam ağaçlarının arasında butik bir okul. Sınıflar teknolojinin son imkânlarıyla donatılmış durumda. Her sınıfta MEB Fatih Projesiyle desteklenen etkileşimli tahta sistemleri, fen teknoloji ve bilgisayar laboratuvarları, görsel sanatlar ve teknoloji-tasarım derslikleri, kütüphane ve okuma salonu, beden eğitimi ve müzik salonları, oyun terapi odaları, satranç kulübü, konferans salonu, sinema salonu, kafeterya oyun dinlenme salonları kısaca bu okulda yok yok. Ayrıca okulun sahip olduğu imkânlar bunlarla da sınırlı değil. Arkasında güçlü bir bilgi birikimine sahip olan OMÜ Vakfı Koleji’nde seçkin öğretmen kadrosu ve öğretim üyelerinden oluşan danışman kadrosu çocuklarınızı geleceğe en iyi şe-

kilde hazırlayacak. Samsun’un Üniversite İmkânlarına Sahip Tek Okulu Açılışından bugüne 4 yıl geçmesine rağmen, gerek akademik alanda gerekse sosyal ve sportif alanlarda gösterdiği başarılarla sık sık gündeme gelen OMÜ Vakfı Koleji özel okullar kategorisinde en iyi olma yolunda hızla ilerliyor. Tabi ki bu başarının arkasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin deneyimli akademisyenlerinin okula sağladığı katkılar da inkâr edilemez. Üniversite hocalarından oluşan danışmanlar grubu okulun işleyişi, eğitim sistemleri, program geliştirme, öğrenci başarıları, davranış eğitimi gibi konuların yanı sıra okulda görev yapan öğretmen kadrosunun seçiminde de birebir etkili oluyor. Üniversite yerleşkesinin içinde Rek-

törlük binasının altında ADEKA 55.yıl Eğitim Kampüsü içindeki modern binasında faaliyet gösteren OMÜ Vakfı Koleji veli ve öğrencileri bu ayrıcalıklı eğitimden çok memnun ve mutlu. Geleceğin Türkiye’sine nitelikli ve başarılı insan yetiştirmeyi ilke edinen OMÜ Vakfı Koleji’nin öğrencilerine sağladığı önemli imkanlardan bir diğeri de ilkokul öğrencilerine fakültelerde uygulama imkanı sunması. Ziraat Mühendisliği ve Veterinerlik Fakültesi ile işbirliği içinde yürütülen uygulama sayesinde öğrenciler derslerde gördüklerini sahada uygulama şansı yakalıyor. Başarılı sonuçlar ortaya koyan bu çalışma öğrencilerin bitki ve hayvanları daha iyi tanımalarına yardımcı oluyor. OMÜ Vakfı Koleji’nde öğrenciler, Üniversitenin tüm imkânlarından yararlanma ayrıcalığına sahip. Yüz-

www.haberexen.com


43

hab er e x e n

Egitim

me havuzunu kullanabilen öğrenciler; tenis ve dağcılık gibi sporların yanında piyano dersi de alabiliyor. Yüzme sporu uygulamalı ders olarak okutuluyor ve okulda yüzme bilmeyen tüm öğrencilere yüzme öğretiliyor. 35 Yıldır Eğitime Katkı Veriyor 1976 yılında kurulan ve Türk eğitim sisteminde iz bırakmayı başaran Ondokuz Mayıs Üniversitesi Vakfı, sosyal sorumluluk bilinciyle desteklediği eğitim sektöründe daha sonraları kurduğu OMÜ Vakfı Koleji’yle de birçok başarıya imza attı Bir okulun akademik başarısının sınavlarda elde edilen bireysel başarılardan çok mezun olan öğrencilerin bir üst öğrenim kurumuna yerleşmesi ile ölçülebileceğini düşünen kurum, ilk mezunlarını 2013 yılında vermiş ve mezun olan öğrencilerinin tamamı Fen Liseleri ile Anadolu Liselerine yerleşmiş. Temel Amaç İyi İnsan Yetiştirmek Vakıf yönetimi ile OMÜ’den sağlanan akademisyenlerden oluşturulan beş kişilik bir komisyon tarafından güçlü ve deneyimli bir eğitim kadrosuna sahip, OMÜ Vakfı Koleji kuruluş tarihi itibariyle genç bir okul olmasına rağmen kaliteli eğitimiyle dikkat çeken, 20 kişilik sınıflarından taviz vermeyen ve ekonomik kaygısı olmayan bir okul olarak öne çıkıyor. Veli-öğrenci memnuniyetini ön planda tutan OMÜ Vakfı Koleji’nin öncelikli hedefi ise, iyi insan yetiştirmek ve disiplinli bir eğitim sunan güvenilir bir eğitim anlayışı sunmak.

www.haberexen.com

Vizyonumuz Lider İlköğretim Okulu Olmak

OMÜ Vakfı Koleji yöneticileri okulun vizyonunu ve misyonunu şu şekilde dile getiriyor; “Çalışanların görevlerini iyi yapmanın huzurunu duyduğu, hem hizmeti alan öğrencilerin, hem de diğer toplumsal çevrenin saygınlığını kazanmış, çalışma ortamı ve öğrenci davranış ve başarıları ile çevresinde örnek teşkil eden, Atatürk ilke ve inkılapları ışığında, topluma lider ve model olabilecek, kültürü ve kimliği güçlü, eğitimdeki tüm yeniliklere açık, yeni modeller üreterek öncülük eden lider bir ilköğretim okulu olmak.”


44

ha b e re xe n

Egitim

M

İmarlık Bölümü Öğrencİlerİne Akademİsyenlerden Tam Not Canik Başarı Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mimarlık Bölümü birinci sınıf öğrencilerinin hazırladığı mimari kavramlar sergisi büyük beğeni topladı.

M

imarlık Bölümü öğrencileri tarafından ara sınav çalışması niteliğinde hazırlanan sergiyi çok sayıda mimar, akademisyen ve öğrenci ziyaret etti. Canik Başarı Üniversitesi bu sergi vesilesiyle daha ilk gününde OMÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyelerini, Samsun Mimarlar Odası Başkanı ve Yönetim Kurulunu, çok sayıda mimarı ağırladı. Öğrencilerin konu ve kavramları kendilerinin belirleyerek hazırladığı sergi iki hafta gibi kısa süreli bir çalışmanın ürünü olarak ortaya kondu. Hayatta karşılaşılabilecek farklı kavramların sergide somut olarak gösterildiğini söyleyen Yard. Doç. Dr. Fatih Us, “Sergide, yapılaşma arttıkça insanın geri planda kaldığını örnekleyen bir çalışma olduğu gibi, insanın hayat döngüsünü içeren de bir çalışma var. Yansıma, paradoks ve denge kavramlarını irdeleyen farklı çalışmaları da görmek mümkün.” dedi. Konu ve kavramların mimariyle anlatıldığı çalışmaları hazırlarken gece gündüz uğraş verdiklerini söyleyen öğrenciler, bu kadar yoğun çalışmalarının faydasını asıl ileride göreceklerini ifade ettiler. Başarılı olmaları konusunda öğrencilerini yüreklendiren proje grubu hocaları; Yrd. Doç. Dr. Ümit Kalpaklı, Yrd. Doç. Dr. Fatih Us, Yrd. Doç. Dr. Giorgi Tsanatskensvili, Yüksek Mimar Esra Akıncı Türkel ve Araştırma Görevlisi Saadet Gündoğdu ise kısa sürede elde edilen sonuçtan oldukça memnun olduklarını belirttiler. Sergiyi ziyaret eden Canik Başarı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Bekdemir de çalışmaları ilgiyle izleyip öğrencilerini tebrik etti. www.haberexen.com


45

hab er e x e n

Egitim

s

ergi sonunda Mimarlık bölümü öğrencilerinden Nihansu Albayrak ve Atılberk Şenel ile hem sergi hem de bölümleri hakkında bir söyleşi yaptık. Sizi özellikle mimarlık bölümünü seçmeye iten faktör ne oldu? Tasarlama yönü kuvvetli bir bölüm. Ve ortaya hiç olmayan bir şey koyabiliyorsunuz. İlgi çekici olduğu için mimarlığı seçtik. Düşündüğünüz şeyleri kâğıda aktarabiliyorsunuz. Daha sonra da ürüne dönüştüğüne tanık olabiliyorsunuz. Sergiden ve sergi anına kadar ki hazırlıklardan bahsedebilir misiniz? Sergimizde kavram çalışması yaptık. Genel olarak proje tasarlarken ilk başta bize yardımcı olması için bir kavram seçmemiz gerekti. Bunu daha da geliştirebilmek adına seçtiğimiz kavramı yorumlamamız gerekti. Yani ele aldığımız her çalışmanın deyim yerindeyse bir felsefesi var. Mesela evren, paradoks, içe dönüklük, denge, sonsuzluk, yansıma, alışkanlık, sağlamlık, esneklik ve doğa seçtiğimiz kavramlardan bir kaçıydı.

Çok emek isteyen bir bölüm. Çok zor bir bölüm. Ama öğrendikten sonra ve emek verdikten sonra çok keyif alacağınız bir bölüm. Ele aldığınız proje bittikten sonra, uzaktan bakınca değdiğini anlıyorsunuz gerçekten. Çok keyif verici bir şey. www.haberexen.com

Mimarlık artık felsefenin de içerisine dâhil olduğu bir meslek dalı olmak zorunda galiba? Evet, ama sadece felsefe olarak da bakmamak lazım. Uzay biliminden tutun da tıbba kadar hemen hemen her bilim dalı mesleğimizle alakalı. Mesela basit bir mantıkla binayı insan vücuduna benzetirseniz, içinden geçen kolonlar, kirişler, demir-

ler damarlara ve sinirlere benzetilebilir. Örnekler çoğaltılabilir. Yani her şeyi kapsayan bir bilim dalı mimarlık. Zaten ilk mimarlık dersine başladığımızda da hocalarımız ‘Vitruvius’ tanımı yapmıştı. Vitruviusa göre iyi bir mimar nasıl olmalı diye… Hayattaki bütün bilim dallarında az da olsa bilgi sahibi olması gerekiyor. Ve bu sergimize de bakıldığında, felsefi yönü kuvvetli bir sergiydi. Farklı olmak zorundasınız o zaman? Şunu diyebilir miyiz, günümüzde bir mimarın başarılı olabilmesi için farklı olması şart, yoksa düz kalıp bir yapı mimari eser değil artık? Teknoloji ve malzeme gelişti. Bu yüzden klasik olan artık tatmin etmiyor. Her zaman daha ileriye, daha mükemmele götürmek gerekiyor. Bunun yanında müthiş bir bilgi birikimi ve ufuk gerekiyor. Bu da önemli bir nokta. Peki, bölümde zorlandığınız bir şey var mı? Çok emek isteyen bir bölüm. Çok zor bir bölüm. Ama öğrendikten sonra ve emek verdikten sonra çok keyif alacağınız bir bölüm. Ele aldığınız proje bittikten sonra, uzaktan bakınca değdiğini anlıyorsunuz gerçekten. Çok keyif verici bir şey. Çünkü düşündüğünüz bir


46

ha b e re xe n

Egitim

“Canik Başarı’da öğretmenlerimiz deneyimli, piyasada daha önce çalışmış ve bu işin gerçekten de uzmanı insanlar. Piyasada da tanınmış insanlar. Bizi o kadar güzel yönlendiriyorlar ki, biz çok fazla şey öğreniyoruz. Kendimizi oldukça önde hissediyoruz.”

şeyi ayağa kaldırıyorsunuz. 3 boyut veriyorsunuz. Bunun yanında mimarlık biraz disiplin gerektiren bir meslek. Düzenli ve disiplinli olmanız şart. Bir mimarın hayatı çok dengeli olmalı. Sosyal hayata verdiğiniz zaman kadar projeye zaman ayırmazsanız, ders çalışmazsanız, birbirine giriyor her şey ve başa çıkamıyorsunuz. Her şey dengeli olmalı o yüzden. Her şeyin bir vakti zamanı olmalı. Biz kendi kavram projemizde mesela bunu anlatmıştık.

örnekleri var ki. Mesela tek bir şeye tutunma gibi bir şey yok. Her dönemin öne çıkan yapıları olabilir. Ama artık her şeye işliyorlar mimariyi. Toplumdaki çeşitlilik mimariye de tesir ediyor. Artık tek tip bir toplumdan bahsetmek imkânsız. Aynı durum mimari için de geçerli. Mimaride talep mi yoksa arz mı belirleyici? Talebi mimarlar mı oluşturuyor? Yani arzda bir zorlama mı var?

Eskiden mimaride simetri hâkimdi. Günümüz mimarisinde ise simetriden daha ziyade asimetri hâkim. Böyle bir şey var mı?

Bunu denemiş çok mimar var. Genele vuramayacağız bir şey ama mesela dönem sonunda bizim için çok yararlı bir çalışma yapmıştı hocalarımız. Demişlerdi ki, ünlü mimarları inceleyin.

Evet. Çok ilginç örnekleri de var. Gürcistan’da ters dönmüş bir restoran var mesela. O kadar farklı

Gerçekten çok popüler mimarların toplumun istediğinin dışında kendi kafasındakini ısrarla ortaya koy-

duğu ve çok sıra dışı şeyler ortaya koyduğu oldu ama ben baktığım zaman günlük hayatta Samsun şehri için standardın çok dışına çıkmış mimarlar görmüyorum. İnsanların kendi yaşam şekline uygun şeyler ortaya konulmuş. Yani genele vuramayız ama ısrarla kendi bildiğini, toplum kabul etmese de ortaya koyan çok fazla popüler mimar var. Kültürden kültüre de değişen bir şey bu. Mesela bizim toplumumuzda her yeri cam yapamazsınız. Bizde mahremiyet gibi bir durum söz konusudur. Bu durum Amerika’da ya da batılı ülkelerde daha farklıdır. Asya’da daha farklı. Mimar olduğunuzda göz önüne almanız gereken çok fazla faktör var. Türkiye’de talebin ağır bastığınız söyleyebilir miyiz?

www.haberexen.com


47

hab er e x e n

Egitim

Bilim kurgu filmlerindeki köşeli, şeffaf ve metalik renklerin hâkim olduğu bir dünya, fıtrata aykırı bir ihtimal. Yer yer kısıtlı alanlar için, metropoller için böyle bir şeyden bahsedilebilir, ama gözler er ya da geç doğal olanı arayacak ve olması gerekeni olması gereken yere koyacaktır.

Evet. Bunda kültürümüzün, yaşam tarzımızın, inançlarımızın hatta coğrafi yapımızın dahi etkisi var. İşte mimar bütün bunları dikkate almalıdır. Canik Başarı’da, hayalinizde şekillendirdiğiniz mimari profilin uygulanabilirliği ile ilgili izlenimleriniz neler? Mevcut şartlar hayallerinizi destekliyor mu? Öğretmenlerimiz deneyimli, piyasada daha önce çalışmış ve bu işin gerçekten de uzmanı insanlar. Piyasada da tanınmış insanlar. Bizi o kadar güzel yönlendiriyorlar ki, biz çok fazla şey öğreniyoruz. Kendimizi oldukça önde hissediyoruz. Ayrıca kampüs ortamında da bizim bölüm yaptığı etkinliklerle kendini gösteriyor. Daha farklı olduğumuz belli. Etkinliklerimiz oldukça fazla ve faal. Özet olarak dinamik bir ortamımız var. Samsunlu olarak, mezun olduktan sonra imar etmeye kendi şehrinizden mi başlayacaksınız, yoksa daha büyük şehirlerden mi başlayacaksınız? Büyükşehirlerde zaten çoğu şey oturmuş. Orada görmemiz gereken şeyler var ama Samsun’da kendi şehrimizde fark yaratmak bizim için çok önemli. Bu yönü itibariyle de mimarlık bölümünü kendi şehrimizde okumamızın ciddi bir kazanım olduğunun farkındayız. Okurken aynı zamanda kendi şehrimizi de eş zamanlı olarak okuyoruz. Mezun olduğumuzda, şehrimize katabileceklerimiz noktasında hazırlıklı olmuş olacağız. Özellikle bilim kurgu filmlerinde klasik bir dünya görüntüsü var. Köşeli, şeffaf ve metalik renklerin hâkim olduğu bir dünya. Gidişat bu yönde mi, yoksa daha farklı bir dünya ile mi karşılaşacağız? Fıtrata aykırı bir ihtimal. Yer yer kısıtlı alanlar için, metropoller için böyle bir şeyden bahsedilebilir, ama gözler er ya da geç doğal olanı arayacak ve olması gerekeni olması gereken yere koyacaktır. Organik kelimesinin sıkça kullanıldığı bir dönemin devamında yaşam alanlarının da organik olmasına dair bir beklenti oluşacaktır. Neticede de mimari, kendini bu beklentilerin ışığında biçimlendirecektir.

www.haberexen.com


48

ha b e re xe n

Egitim

Sınavda Kazanıp Tercİhte Kaybeden 500 Bİn Öğrencİ Var Sınav sonuç kâğıdını doğru okumak ve tercihte bulunmak, en az sınav kadar zor. Hangi bölüme, hangi puanla yerleşeceğini, üniversitelerin imkânlarını, özel şartları bilmeden, ölü tercih yapmadan bir seçimde bulunmak için sınav kâğıdınızdaki bilgilerin ne anlama geldiğini iyi bilmeniz gerekir. Tercih yaparken izlemeniz gereken 7 adım var. Bu adımları dikkatle atın ve listenizi kontrol edin.

ÖN HAZIRLIK YAPIN Bilinçli tercih yapmak için öncesinde mutlaka ön hazırlık yapın. Her sene ön hazırlığı olmayan öğrenciler zaman darlığının da etkisi ile yanlış tercihlerde bulunabiliyorlar. Sınava giren 500 bin aday bölümden memnun kalmıyor Üniversite giriş sistemini yeniden sınava giren 500 bine yakın üniversite öğrencisinin tıkadığı tespit edildi. Liseden mezun aday sayısı ile üniversite kontenjan sayısı eşit, ancak daha önceki yıllarda yerleştirilemeyenlerle yanlış tercih yapıp yeniden üniversite sınavına giren adaylar sistemi kilitliyor. YÖK, 500 bin öğrencinin bir kısmının ön lisanstan yüksek lisans bölümlerine geçmek isterken büyük kısmının ise yanlış tercih kurbanı olduğunu belirledi. Adaylara sınav öncesi verilebilecek iyi rehberlik hizmetleriyle bu sorun en aza indirilmeye çalışılıyor. Böylelikle hem üniversite önünde yığılmaların önlenmesi, hem de adaylar için zaman ve ekonomik kayıpların en aza düşürülmesi hedefleniyor. www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

49


50

ha b e re xe n

Egitim

Adımda İdeal Tercİh Tercih listesi oluşturulurken 2012 Yükseköğretim Programları ve Kontenjanlar Kılavuzu’nu önünüze koyun ve hiçbir ön şart gözetilmeksizin istek sırasına göre tüm programları belirleyin. Yanlarına da 2012 yılında giren adayların başarı sıralarını yazın. Tercihlerinizi başarı sırasına göre yapın; • Başarı sıralaması ilk 10 binde olan öğrencilerin tercihlerine ilk bin-2 binden başlamaları ama tercih yoğunlaşmasının 8-12 bin arasında olması, • Başarı sıralaması 20 binde olan öğrencilerin ilk 4-5 binden birkaç tercih yapması, ama tercih yoğunlaşmasının 15-25 bin arasında olması, • Başarı sıralaması 50 binde olan öğrencilerin ilk birkaç tercihini 10 binlerden yapıp tercih yoğunlaşmasının 30–60 bin arasında olması, • Başarı sıralaması 100 binde olan öğrencilerin ilk birkaç tercihini 20 binlerden yapıp

tercih yoğunlaşmasının 75150 bin arasında olması daha idealdir. Not; Fen edebiyat fakültelerinde fizik, kimya, biyoloji, matematik, Türkçe, coğrafya ve tarih bölüm tercih etmek isteyen adayların bu seneki eğilimi de göz önünde bulundurarak tercih aralığını + yönde olabildiğince açmaları gerekir. Örneğin başarı puanı 120 bin olan adayların Türk dili ve edebiyatı bölümünü tercih etmek istediklerinde 20 bin + opsiyonu maksimum tutmaları gerekir. Bu ön belirlemelerden sonra, kazandığınızda öğrenim görmeyeceğiniz fakülteleri, barınma sorunu oluşturabilecek, sadece puana göre yazılan, mezun olduğunuzda istihdam imkânları kısıtlı olanları, ileride daha büyük sorunla karşılaşmamak için listeden çıkarın. Eğer farklı puan türlerinden tercih yapacaksanız listenizi her alandan en çok istediğiniz bölümlere göre oluşturun. Örneğin, MF’ciler aynı zamanda TM’den puan kırılmadan istedik-

www.haberexen.com


51

hab er e x e n

Egitim

TERCİH YAPARKEN SORULMASI GEREKEN SORULAR • Bölüm bitirildiğinde istihdam imkânı nedir? • İl içi tercih yapılacaksa, seçilecek bölümler hangi ilçede öğrenim veriyor? • Üniversiteye ulaşım imkânları nasıl? • Öğretim kadrosu nasıl? Yatay geçiş (bölümler arası geçiş) ya da çift ana dal (2 bölümü aynı anda okumak) programları var mı? • Yabancı dile hazırlık programları var mı? • Vakıf üniversitesi tercih edilecekse (ücretli ise) ücretleri ne kadar? • Burslu programı seçecekseniz bunun devam koşulları neler? • Barınma ve burs imkânı sağlanabiliyor mu? • Mezunlarına iş imkânı sağlamada ne derece etkili? • Teorik eğitimle pratiği birleştirebilmiş mi? leri programları tercih edebilir. İstenilen bölümü MF-1.2.3.4 ve TM-1.2.3 puan türlerine karşılık gelen başarı sıralarına göre karma olarak oluşturun. İstek sırasına göre bölümler arasında başarı sırası farkı olabilir. Bu fark, başarı sırası olarak 3-5 bini aşmış ise o zaman ölü tercih oluşur. Bu duruma dikkat edin. Ama aradaki fark çok ise hangi bölüm daha çok isteniyorsa o bölüm kalmalı, diğerleri listeden çıkarılmalıdır. Tercihlerinizde yer verdiğiniz bölüm/ programların devlet, vakıf, KKTC veya yurtdışı da olsa maddi şartlarına dikkat edin. Devlet üniversitelerinde ikinci öğretim yapan bölümlerin harç miktarları yüksek olabilir. Ayrıca devlet üniversitelerinde de yurtdışı üniversiteleriyle entegre yürütülen bölüm/programların ücretli olduğunu unutmayın. Bu bölümlerin belirli dönemleri Türkiye’de, diğer dönemleri de yurtdışında olabilir. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında okunan yıllar için bir bedel ödeniyor. 2 yıllık programlardan tercihte bulunacak genel lise mezunu adaylar, Tablo 3A’daki bölümler için önceliğin meslek lisesi mezunlarına verildiğini, boş kontenjan olursa kendilerinin sınav sonuç belgesindeki alan dışı Y- YGS puanlarına göre yerleştirileceklerini unutmamalıdır.

www.haberexen.com


52

ha b e re xe n

Egitim

“Ne Olursa Olsun Yerleşeyim” Demeyin

Üniversite seçerken, “Nasılsa alışırım” diye düşünmeyin, herhangi bir üniversiteye değil, istediğiniz bölümü tercih listenize yazın. Yapacağınız tercihlerdeki ayrıntılar, size yeni ufuklar açabileceği gibi hiç beklemediğiniz bir ortamla karşı karşıya kalmanıza da neden olabilir. “Üniversite olsun da, neresi olursa olsun!” düşüncesi ile yanlış adım atmayın. Kaybedilen yıllar, sonradan gitmeyi arzuladığınız bölümleri kazanamama, sevilemeyen meslekler, önünüze çıkan maddî sıkıntılar üniversite

hayatınızın da sonu olabilir. Tercih yapmadan önce kendinize bazı sorular sorun ve bunların cevaplarını verdikten sonra listenizi oluşturun. Üniversite seçimi özellikle iş hayatının ilk yıllarında etkilidir. Rehberlik uzmanları, üniversite seçerken, adaylara şu önerilerde bulunuyor. Tercih öncesi hazırlık yapın

Daha bilinçli tercih yapmak için tercih öncesi mutlaka ön hazırlık yapmak gerekiyor. Her sene tercih döneminde ön hazırlığı olmayan öğrenciler zaman darlığının da etkisi ile yanlış tercihlerde bulu-

nabiliyor. Tercih öncesi istediğiniz programların bulunduğu üniversitelerin internet sayfasında yer alan bilgileri dikkatle inceleyin. Bu üniversitelerden ayrıntılı bilgi alın. Broşürler ya da daha önce yerleşmiş tanıdık öğrencilerin tavsiyesini alın. Başarı sırasını göz önünde tutun

Tercih sıralamanızı önce isteklerinize, sonra da bölümlerin 2012 yılındaki başarı sıralamasına göre yapın. Ancak bu yıl üniversite kontenjanları yüzde 5 artacak. 4 yıllık eğitim veren hukuk, tıp, ilahiyat gibi bölümlerin artış oranı yüzde

www.haberexen.com


53

hab er e x e n

Egitim

15’in üstünde. Bu yüzden adayların, tercih listesini belirlerken geniş bir yelpaze oluşturmalarında fayda var. ÖSYM, yerleştirmede adayların tercihlerinin sıralamasını değil, her adayın bireysel başarısını göz önüne alarak yapıyor. Örneğin, A,B,C adaylarının aynı türden puanları sırasıyla 400.001, 400.002 ve 400.003 olsun. Bu adaylar, tercih etmek istedikleri aynı programı A adayı birinci tercihinde, B adayı 20’inci tercihinde, C adayı da 30’uncu tercihinde yer versin. Değerlendirmede bu bölüme tercihlerinde 30’uncu sırada yer vermesine rağmen puanı 400.003 olan C öğrencisi yerleşir.

Kılavuzda bulunan bölümlerde isim açıklamaları yeterince okunmayınca bölümlerin isimleri karıştırılabiliyor. Bu durumda da mezuniyet sonrası işsiz kalmak ya da yeniden üniversiteye hazırlanmak kaçınılmaz. www.haberexen.com

“Nasılsa alışırım” düşüncesi yanlış Üniversite tercihlerinin oluşturulmasında birinci belirleyici etken istekler olmalı. İsteklerin belirlenmesinde adayın kendini tanıması, yeteneklerini keşfetmesi, çalışmak istediği mesleğin özelliklerini bilmesi önemlidir. Örneğin mimar olmayı çok istiyor olabilirsiniz. Ama puanınız endüstri mühendisliğine de yetiyor. Çevrenin de etkisiyle ilk tercih çok istediğiniz mimarlığı değil, endüstri mühendisliğini yazabilirsiniz. Endüstri mühendisliğine yerleşince de daha birinci sınıfın sonuna gelmeden çok büyük bir hata yaptığınızı anlayabilirsiniz. Bazen alışırım diyerek mezun oluncaya kadar bölüme devam ediliyor ve ömür boyu süren bir mutsuzluk girdabına kapılıyor. Bu nedenle istemediğiniz, çevrenizden etkilenerek tercih listesine koyduğunuz bölümleri çıkarın. Tercihte En Çok Yapılan Hatalar Üniversite adayları tercih sürecin-

de bazen mesleklerin isimlerine aldanıp tercih yapıyor, bazen de doktorluk, mühendislik gibi toplumun daha çok saygı duyduğu ve rağbet ettiği meslekleri seçmeyi yeğliyor. Bazı adaylar da toplumun baskısından kurtulmak için üniversite olsun da, hangisi olursa olsun düşüncesiyle tercih yapıyor. Bu aşamada yapacağınız en büyük hata, “Neresi olursa olsun yerleşeyim!” düşüncesiyle hareket etmek olur. Bu durum çoğu zaman istenmeyen bir bölüme zoraki gitmek ya da bir sene kaybetmek anlamına gelebiliyor. Bölümle ilgili yeterince bilgi sahibi olmayınca hata yapmak mümkün. Özellikle ayrıntılara dikkat etmek gerekiyor. Yapılan tercih sonrası kazanılan okulun ekstra taleplerinin ortaya çıkması, benzer isimler yüzünden farklı bölümlerin kazanılması, barınma sorunlarının olması öğrenciye hayatından önemli bir yılı kaybettirebiliyor. Kılavuzda bulunan bölümlerde isim açıklamaları yeterince okunmayınca bölümlerin isimleri karıştırılabiliyor. Bu durumda da mezuniyet sonrası işsiz kalmak ya da yeniden üniversiteye hazırlanmak kaçınılmaz. Örneğin; restorasyon bölümü restoran düzenleme olarak algılanabiliyor. Okulun konumunu araştırın Anadolu’nun farklı bölgelerinde meslek yüksekokulları merkeze bir ya da 2 saat uzaklıktaki ilçelerde olabilir. Bu durumda sıkıntı olabilir. Yurt ya da ev kiralama imkânı bulunmayan bölgelerde merkezden sağlanan ulaşım, aile için maddi sı-


54

ha b e re xe n

Egitim

kıntıya sebep olurken öğrenci için de zaman kaybına yol açar. Ayrıca okulların bazı kampüsleri merkezde olurken, bazıları da daha uzak bölgelerde yer alır. Tercih edilen bölümün hangi kampüste ve yerleşim yerinde olduğunun yeterince araştırılması gerekiyor. Bursluluk şartları ve eğitim dili Üniversiteye göre değişen bursluluk imkânı, öğrencilere avantaj sağlamakla beraber bu konuda dikkatli olmakta yarar var. Vakıf üniversitesi bölümlerinin bursluluk oranı yüzde 50 veya yüzde 100 oranında değişiyor. Tercihte bursluluk oranına ve koşullarına dikkat edin. Ayrıca üniversiteler, öğrenciyi belli bir not ortalamasını koruması şartıyla okulun burslu bölümüne kayıt alıyor. Okulun şartlarını iyi okuyun. Kitapçıkta yer olan bölümlerin eğitim dilini içeren açıklamalara bakın. Bölümün İngilizce olduğunu, bir yıl hazırlık okuması gerektiğini, bazı öğrenciler kayıt esnasında öğrenebiliyor. Şehir de, üniversite de önemli Adaylar çoğu zaman yaşadığı ildeki üniversiteleri tercih etme eğiliminde. Öğrencinin kapasitesi ve yeteneği daha kaliteli bir üniversiteyi kazanmaya elverişli ise ailesi veya arkadaşları öğrenciyi bu seçiminden alıkoymamalı. Bu gibi durumlarda öğrenci, aile ve rehber öğretmen ortak bir anlayışla karar vermeli. Bazı mesleklerde mezun olunan üniversitenin ismi, iş yaşamına geçildiğinde bir referans oluştu-

rur. Fakat bu durum her meslek için geçerli değil. Örneğin, ilaç ihtiyacı olan bir müşteriyi eczacının diploma notu veya mezun olduğu üniversite pek ilgilendirmez. Bu yüzden adayın bulunduğu ilde okuma fikri, eğer çok özel bir neden yoksa vazgeçilmez bir amaç haline gelmemeli. Bazı öğrencilerde “Şu üniversite olsun da hangi bölüm olursa olsun.” düşüncesi yerleşmiş olabiliyor. Önemli olan bölümdür. Çünkü üniversite 4 ya da 5 yılı geçirecek bir yer. Seçeceğiniz bölüm -dolayısıyla meslek- ise bütün bir hayatı etkileyecek bir tercih. Bu durumda yapılması gereken şey, okumak istediğiniz bölümün en iyi hangi üniversitede eğitim verdiğini öğrenerek öncelikle orayı hedeflemek olmalı. Başarı sırası ortalarda olanlar En çok tercih edilen üniversitelerin ve bölümlerin kontenjanları doğal olarak sınırlıyken özellikle başarı sırası ortalarda olan öğrenciler ister istemez karamsarlığa kapılıyor. Oysa yükseköğretimde esas belirleyici süreç, mezuniyet döneminde, akademik altyapının iş yaşamınızda ne kadar kullanılabilirliğinden geçiyor. Elbette öğrenim görecekleri üniversitenin öğrenciye sağlayacağı şartlar önemli. Ancak belirleyici olan, adayların kendilerini geliştirmek adına harcayacakları çabadır. İş hayatına erken başlamak, yabancı dil öğrenmek, geliştirici kulüp faaliyetlerine katılmak gençlerin üniversite sonrası uyum sürecini hızlandıracak unsur olacaktır.

www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

55


56

ha b e re xe n

Egitim

Eğitimde Bahçeşehir Farkı

1994 yılında İstanbul’da hizmet vermeye başlayan Bahçeşehir Koleji, 2004 yılından itibaren Anadolu’ya açılma kararı aldı. Bu politika gereği Samsun’a da yatırım yapan kurum, uzun yıllar boyu edinmiş olduğu tecrübeyi, zengin akademik bilgi birikimini ve güçlü kurumsal yapısını şehre yansıtmayı başardı. Ulusal ve uluslararası ölçme ve değerlendirme sınavlarındaki birinciliklerine her geçen gün yenisini eklemeye devam eden Bahçeşehir Koleji’nin deneme sınavlarındaki başarısı ve Yüksek Öğretime Geçiş Sınavındaki dereceleri kurumun kaliteli eğitimini kanıtlar nitelikte. İşte eğitim anlayışına getirdiği farklı bakış açısıyla dikkatleri çeken Bahçeşehir Koleji’ni öne çıkaran birkaç özellik. Akademik Kur Sistemi Bahçeşehir Kolejinde Türkçe, Matematik, Fen ve Teknoloji ile Sosyal Bilgiler derslerinden haftalık 32 saat ders yapılmakta. MEB standartlarından daha fazla olan bu ders saatlerinde Akademik Kur Sistemi uygulanmakta. Akademik Kur Sistemi’nde öğrenciler, ders bazındaki başarılarına ve kazanım eksikliklerine göre ayrı sınıflarda derse girerler. Örneğin Matematik dersinden tüm soruları doğru cevaplayan öğrenciler bir sınıfa alınırlar ve özel soru ve programlarla hazırlık sürecini daha ileriye götürürler. Belirli kazanımlardaki soruları yanlış yapan öğrenciler, başka bir sınıfa alınarak o kazanım ile ilgili KÖM’e (Kişiye Özgü Öğrenim

Modeli) uygun özel ders anlatımı yapılır ve kazanım ile ilgili çok sayıda örnek çözülerek özel ödevlerle pekiştirme sağlanır. Böylelikle öğrencilerin ilgili kazanımdaki eksikliği giderilmiş ve her deneme sınavı sonucunda yapılan bu uygulama ile de tam öğrenmeye ulaşılmış olur. • Kazanım eksikliklerine göre etüt sınıfları oluşturma. • Kazanım eksikliklerine bağlı özel ders anlatımı ve sorularla konuyu pekiştirme. • Ek bireysel ödevlerle eksik kazanımın giderilip giderilmediğini kontrol etme. Kişiye Özgü Öğrenim Modeli (KÖM) Bahçeşehir Kolejinde yapılanwww.haberexen.com


57

hab er e x e n

Egitim

dırmacı öğrenme kuramını temel alan “Kişiye Özgü Öğrenim Modeli (KÖM)“ uygulanmakta. KÖM öğrenim sürecinin yapılandırılmasıdır. Öğrenciler, öğrenme eksikliklerini bire bir tespit eden testlerle, bilgilerin pekişmesini sağlayan, bilişim teknolojileri ile donatılmış öğrenme ortamları ve aktif öğrenme istasyonlarının yer aldığı çalışmalar ile keşfederek, yaşayarak, ezbere değil yoruma ve uygulamaya dönük eğitimsel sınavlarla akademik başarıya ulaşırlar. Ölçme ve Değerlendirme Çalışmaları Eğitim Teknolojileri ile hizmet vermeyi ilke edinen Bahçeşehir Koleji, velilerini ve öğrencilerini eğitimde bulut bilişim dönemi ile tanıştırmıştır. Bahçeşehir Koleji velileri, Servis Tabanlı Okul Yönetim Sistemi (STOYS) sayesinde öğrencisi ile ilgili tüm detaylara internet bağlantısı olan her yerden ulaşabilir. Öğrenci ve veliler, STOYS’ ta yer alan modüller sayesinde öğrencilerin girdiği denemelerin sonuçlarını anında öğrenebilirler. Veliler, öğrencinin hangi testten hangi sorulara doğru veya yanlış cevap verdiğini, hangi kazanımlarda desteğe ihtiyaç duyduğunu, hangi kaynaklara başvurabileceğini, okulda ve Türkiye genelindeki sıralaması vb. detaylı birçok rapora ulaşabilmektedir. Ayrıca veliler STOYS’ da öğrenci için özel olarak verilen ödevleri, ders içeriklerini, notları, katıldığı etütlerin bilgisini, devamsızlık durumunu anında inceleyebilmektedir. Bahçeşehir Koleji, öğrenciwww.haberexen.com

lerinin tüm akademik gelişimini STOYS’ a özel raporlarla belirler, Kişiye Özgü Öğrenim Modeli kapsamında öğrencilerinin eksikliklerini gidererek kalıcı ve tam öğrenme sağlar. Deneme sınavlarının içeriği; öğrencinin sınava girdiği tarihe kadar Türkçe, Matematik, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Fen ve Teknoloji, Sosyal Bilgiler ve İngilizce derslerinde öğrenmesi gereken kazanımlara ne oranda ulaştığını ölçen sorulardan oluşur. Sınav sonuç karnelerinde öğrencilerin sınıf, okul, il ve Türkiye genelinde başarı yüzdelik dilimleri gösterilmektedir. Bu karnede veliler, öğrenciye hangi derslerden, nasıl yardımcı olunabileceğine yönelik öneriler bulabilir, öğretmenlerle öğrencinin kazanımlara ne oranda erişebildiğini konuşabilir, onlardan öneri ve destek alabilirler. Performansa Dayalı Etüt Modeli (PEDEM) STOYS’dan alınan veriler doğrultusunda deneme sınavı hazırlık programı uygulanır. Temel ders saatleri içerisinde anlatılan konuların pekiştirilmesi ve daha iyi özümsenebilmesi için öğretmenler tarafından belirlenen prog-

ramlar dâhilinde konu tamamlama dersleri yapılır. Bu şekilde öğrenci tarafından anlaşılmayan hiçbir konu kalmaması sağlanır. PEDEM, temel derslerde olduğu gibi program dâhilinde yapılır. Öğrencilerimiz hangi gün ve saatte soru çözüm derslerine katılacağını önceden bilirler. Soru çözüm dersleri hafta içi ve blok dersler şeklinde interaktif sınıf ortamında yapılır. Çalışma salonlarımızda, öğretmenlerimiz tarafından soru çözümleri yapılırken, öğrencilerin test çözme tekniği de pekiştirilir. Mentor Öğretmenlik Sistemi Bahçeşehir Kolejinde her öğrenciye bir mentor öğretmen birebir danışmanlık yapmaktadır. Mentor öğretmenlik sistemi ile öğrencinin akademik ve sosyal alandaki gelişiminin gözlenmesi ve başarının yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Öğrencinin kendisi ile ilgili kişisel planlama ve değerlendirme becerisinin geliştirilmesi, gelişim gereksinimlerinin tespit edilmesi, okula bağlılığının sağlanması, motivasyonunun artırılması ile ev-okul arasındaki etkileşim ve işbirliğinin kolaylaştırılması hedeflenmektedir.


58

ha b e re xe n

Egitim

PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİĞİN MUTFAĞI

Samsun RehberlIk VE Arastırma MerkezI Özellikle sınav dönemleri yaklaştıkça sıkça karşımıza çıkar verimli ders çalışma yöntemleri, sınav stratejileri, motivasyon ve sınav kaygısı gibi konular. Aslında sadece belirli bir döneme sıkışıp kalamayacak kadar derin bir yapıya sahip olan bu konular aynı zamanda öğrenme sürecinin de önemli değişkenleri pozisyonunda. Merkezinde bireyin yer aldığı öğrenme süreci şüphesiz bireyden bireye göre de farklılık gösteriyor. Bu nedenledir ki hazır reçete gibi sunulan taktiklerden ziyade kişiselleştirilebilir planlamalara yönelmek öğrenciyi başarıya bir adım daha fazla yaklaştırıyor.

Kurulduğu dönemde Türkiye’deki ilk Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinden (RAM) biri olan Samsun Rehberlik ve Araştırma Merkezi 44 yıldır eğitim kurumu, aile ve öğrenci üçgeninde önemli roller üstleniyor. Bu nedenledir ki kurum müdürü Alicengiz Ciğerci “Samsun RAM’ı geçmişten günümüze kadar değerlendirdiğimizde eğitimle ilgili her konunun paydaşı olduğunu görebiliriz.” diyor. Samsun’da bulunan dört RAM’dan en eskisi ve en geniş kitleye hitap edeni olan Samsun RAM ve güncel konular hakkında kurum müdürü Alicengiz Ciğerci’den bilgi aldık.

www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

59


60

ha b e re xe n

Egitim

Ö

ncelikle merkezimizi tanıtarak başlamak isteriz Alicengiz Bey. Samsun RAM ne zaman kurulmuştur, hangi alanlarda kimlere hizmet vermektedir? A.C: Samsun Rehberlik ve Araştırma Merkezi 1970 yılında ülkemizdeki ilk rehberlik ve araştırma merkezlerinden biri olarak kurulmuştur. Önceleri 17 ilçenin tamamından sorumlu olan kurumumuzun yanına daha sonra ulaşılabilirlik göz önünde bulundurularak atılan adımlarla üç tane daha eklenmiştir. Şu an Samsun’da bulunan dört RAM’dan en eskisi ve en geniş kitleye hitap edeninde bulunmaktayız. Samsun’un Canik ilçesi sınırları içerisinde bulunan Samsun RAM 605 bin bireye hitap eden bir merkezdir. Kurum olarak bizim öncelikli hedef kitlemiz okullarımızda öğrenim gören çocuklarımız ile onların aileleri ve öğretmenleri. Herhangi bir statü gözetmeksizin herkese hizmet verebiliyoruz. Kurumumuzun personel yapısı ve donanımı iyi durumda, takım çalışmasını sağlayabilmiş ve tüm çalışmalarımızı yürütebilecek iyi bir ekibimiz var. Şu an birçok projeye bu ekiple el attık ve sürdürmekteyiz. Zaman zaman bizlerden talep olduğunda bizler şehirdeki birçok kuruma bu hizmetlerimizi götürüyoruz. Mesela, Samsun Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte yaptığımız bir çalışma var. Bu çalışmada “Etkili İletişim Becerileri” konusunda büyükşehir belediyesi personeline yönelik eğitim gerçekleştirdik.

Samsun RAM’ı geçmişten günümüze kadar değerlendirdiğimizde Samsun RAM eğitimle ilgili her konunun mutlaka paydaşı olmuştur, mutlaka hizmet talep eden her kurum ya da kuruluşa birtakım eğitimler vermiştir. Cezaevindeki mahkûmlarımıza yönelik yine eğitimlerimiz olmuştur ve bunlar çeşitli yıllarda çeşitli defalarda talep olduğunda gerçekleştirdiğimiz programlardır. Bizden yeni talepler olduğunda bizler her zaman için hazırız. Samsun RAM Proje Üretim Ofisi Gibi Çalışıyor Samsun RAM olarak öne çıkan projeleriniz nelerdir? A.C: Gerek yerel, gerek ulusal gerekse de uluslararası boyutta birçok çalışmamız var. Bunlardan biri “Liseli Olmak” adındaki projemiz. Bu projeyi Türkiye’de ilk defa biz hayata geçirdik. Ortaokul öğrencilerine liseye gittiklerinde ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bir okul ortamı bulmaları adına yaptığımız bir çalışmaydı. Bunu ilk olarak Canik ölçeğinde gerçekleştirdik, bundan sonraki hedefimiz bu projeyi Samsun ölçeğinde gerçekleştirmek ve tüm öğrencilerimizin ortaokuldan liseye geçişte ilgi ve yetenekleri doğrultusunda bir eğitim ortamına gitmesini sağlamak. Zaten üniversite tanıtım günleriyle bu yapılıyor, biz de Samsun’da lise tanıtım günleriyle liseler için yapıyoruz bunu. “Liseli Olmak” projesinin amaçlarından bir tanesi de bu. Bunun dışında Avrupa

Birliği(AB) projelerimiz var. AB projelerinde okul devamsızlığı konusunda İspanya ile ortak olarak Milli Eğitim Müdürlüğü üzerinden bir projemiz vardı. Bu çalışmada amacımız okul devamsızlığını önlemek, okula devam etmeyen bireylerin okula olan ilgilerini ve devamlılıklarını sağlamaktı. Bununla ilgili çalışmalarımız hala devam etmekte. Daha önce yine Litvanya ile ortaklaşa yaptığımız “Güvenli Okul” projesi var. Tabi ki insanların evde güvenli bir yaşam alanında olduğu gibi okulda da güvenli olması gerekir. Bu biwww.haberexen.com


61

hab er e x e n

Egitim

zim için çok önemli, okullar nasıl daha güvenli bir hale getirilir diye karşılıklı bir çalışma yürüttük ve bunun okullarımıza yansımaları olumlu olmuş olacak ki birçok okulumuz konuyla ilgili yeni düzenlemeler yapıp, tedbirler aldı. Ayrıca yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Yakın Doğu Üniversitesi ile birlikte şu anda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar var. Onların “Engelsiz Bilişim Günleri”ne katıldık. Orada Türkiye’deki özel eğitim uygulamaları konusunda çeşitli bilgiler verdik. Neler yapmaları

www.haberexen.com

gerektiğini, Türkiye’deki modelin nasıl olduğunu, özel eğitim ve rehberlik hizmetlerinin nasıl gerçekleştiği hususunda bilgilendirmelerde bulunduk ve bu bilgilendirmeden sonra Kıbrıs’a tekrar davet ettiler bizi. Şubat ayı içinde KKTC’ye tekrar gittiğimizde de aile eğitimleri yaptık. Bir tanesi normal gelişen bireylerin ailelerine yönelik bir eğitimdi, bir tanesi de özel gereksinimli çocukların ailelerine yönelikti. Şu anda hala oradaki kişilerle iletişimimiz devam etmekte yeni projeler yeni çalışmalar hazırlamaktayız.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Yakın Doğu Üniversitesi ile birlikte şu anda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar var. Onların “Engelsiz Bilişim Günleri”ne katıldık. Orada Türkiye’deki özel eğitim uygulamaları konusunda çeşitli bilgiler verdik.


62

ha b e re xe n

Egitim

Motivasyonu iyi ayarlamak gerekir düşük ya da yüksek olması başarısızlığa yol açabilir. Ama hepsinden önemlisi ve önceliklisi bireyi iyi tanımaktır.

“Motivasyondaki En Önemli Olgulardan Biri Rol Modellerdir” Sıkça dile getirilmesine rağmen halen karıştırılabilen “motivasyon” konusu hakkında bilgi alabilir miyiz Alicengiz Bey. Motivasyon nedir, öğrenme sürecini ve başarıyı nasıl etkiler?

sonuç için. Bunu yapabilmek içinse bireyin gerçek yaşamla, gerçeklerle yüzleştirilmesi gerekir. Motivasyondaki en önemli olgulardan biri hayattaki rol modellerdir. Bu rol modeller çok iyi seçilmeli ve onlar üzerinden motivasyon gerçekleştirilmeli. Yani, kelimelerle, ifadelerle motivasyon değil de somut yaşantılarla motive etmek çok önemlidir.

A.C: Motivasyon herhangi bir isteğinizi yerine getirme gücünüzdür ya da onu elde etmeye çalışma yaklaşımınızdır genel olarak. Biz eğitim boyutunda motivasyona baktığımız zaman ise, öğrencinin öğrenme isteğidir ya da öğrencinin öğrenmeye karşı istekli hale gelebilmesidir diyebiliriz. Tabi ki biz bireyin istekli hale gelmesi için “seni motive etmek istiyorum” ya da “motive olmanı istiyorum” şeklinde değil de buna karşı neden istekli olması gerektiğini anlatarak sağlarız motivasyonu. Örneğin “senin eğer gelecekle ilgili düşüncelerin varsa, bundan sonraki süreci daha rahat geçebilmeyi istiyorsan şunları yapman gerekir” şeklinde yaklaşırız bireye.

Başarı için motivasyon gereklidir ancak yeterli değildir. Eğer bireye çok yüksek bir hedef koyarsanız ya da bireyi gerçekçi olmayan bir hedefe yönlendirirseniz kişiyi başarısız kılabilirsiniz. Motivasyonu iyi ayarlamak gerekir düşük ya da yüksek olması başarısızlığa yol açabilir. Ama hepsinden önemlisi ve önceliklisi bireyi iyi tanımaktır. Siz bireyinizi iyi bir şekilde tanırsanız, onun ilgileri nelerdir, yetenekleri nelerdir, bunları çok iyi gözlemlerseniz, neleri yapıp neleri yapamayacağını gözlemlerseniz ona göre doğru hedef ve beklentiler belirleyebilir ve ona göre motivasyonu düzenlersiniz.

Tabi ki insanları motive etmek ya da o motivasyonu sağlamaktan öte bireyin kendini motive etmesi, içsel olarak iç motivasyonun sağlanması gerekir en iyi

Kaygının insanı başarıya da başarısızlığa da götürebildiği aşikar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz ve kaygıyla ilgili problemleri aşmak için eğitim

Azı da Çoğu da Zarar: Sınav Kaygısı

www.haberexen.com


63

hab er e x e n

Egitim

kurumu/öğretmen, aile ve öğrenciye düşen görevler nelerdir? A.C: Kaygı ya da kaygısızlık bu konuyu iki boyutuyla ele almak gerekiyor. Kaygı her insan için gerekli bir süreçtir. Eğer herhangi bir kaygınız yoksa kaygılanmıyorsanız başarılı olma şansınız yok. Fakat biz bu kaygıyı çok yüksek istemiyoruz ya da çok düşük yani kaygısızlık boyutunda da istemiyoruz. Kaygısız kalmak tamamen olayla hiçbir zaman bağdaşmamak anlamına geliyor ki zaten çocuk bütün beklentilewww.haberexen.com

rini yitirmiştir. Kaygı çok yüksekse bu da daha sonra çocuğu bildiklerini dahi yapamayacağı bir duruma sokabilir hem de çocuğun ruhsal yönden ve bedenen yıpranmasına neden olacaktır. Biz bireyimizi çok aşırı kaygıdan ve bu kaygının sonuçlarından mutlaka korumalıyız. Eğer çok aşırı derecede kaygılanıyorsa birey çoğu zaman olumsuz duygular içerisinde olacak ve “ben zaten bu işi yapamıyorum” düşüncesine kapılacak. Bunun sonucunda ise artık başarama-

yacağına ikna edecek kendini. Bunun dışında bireyinizde okula gitmemek, sınava girmemek ya da kalp çarpıntısı gibi ya da çevresel olaylardan çok çabuk etkilenme gibi psikolojik problemler ortaya çıkacak. Bu durum tamamen kaygının çok yüksek olmasından kaynaklanıyor. Eğer kaygıyla başa çıkılmak isteniyorsa aile ve öğretmen gerçekçi ve olumlu düşüncelere sevk etmeli bireyi. Çünkü kaygıyı zihinsel bir süreçte yok edebilmek adına eğer siz olumlu düşünceler


64

ha b e re xe n

Egitim

üretebiliyorsanız bireyiniz bütün olumsuzluklara rağmen kendini farklı bir yöne yöneltebiliyorsa kaygı problemini yavaş yavaş yok edecektir. Tabi ki bu arada çocuğun ruhsal olarak da bir takım sıkıntıları olacaktır. Mesela nefes alamama ya da terleme gibi, kalp çarpıntısı gibi. Bunları aşmak için de gevşeme egzersizlerini yapmaları gerektiğini ifade ediyoruz. Okul psikolojik danışmanları ya da merkezimizdeki uzmanların kontrolü altında bu egzersizlerin yapılmasını çok önemseriz ki çocuk bu kaygılardan kurtulsun. Daha öncede belirttiğim gibi burada da asıl olan birey tanımak. Bireyini en iyi tanıyan aslında ailedir ya da onun bir öğretmenidir. Bu kaygılarla karşılaşmamak gibi bir durum söz konusu değil, elbet karşılaşacaktır çocuk ama bireyin birtakım özellikleri vardır, o özelliklerini iyi bir şekilde kullanabilirsek bireyin bu kaygılarla baş edebilmesini kolaylaştırırız. Her bireyin sınav kaygısı ya da karşılaştığı sorunlarla baş edebilme yeteneği birbirinden çok farklıdır. Yani direk olarak “şunu yaparsanız şundan kurtulursunuz” gibi bir mantık yok. Aslında birey kendi vücudunun ya da zihninin problemlerle nasıl baş edebileceğini bilir ya da o anda bilmiyorsa ona baş edebilme yollarıyla ilgili rehberlik etmek gerekir. Bu işi en çok yapabilecek kişiler okullarındaki psikolojik danışmanları ve ailelerdir, eğer çok gerekli görülürse psikologlardan ya da çok aşırı bir kaygı varsa ve başka problemler

ortaya çıkarıyorsa çocuk psikiyatristlerinden yardım almak çok önemli. “dudaklarınızla değil Gözünüzle Okumaya Gayret Edin” Sınavlarda daha başarılı sonuçlar elde edebilmek için ne gibi stratejiler uygulanabilir? A.C: İlk başta şunu söylemek gerekiyor, eğer siz sınava hazırsanız sınavla ilgili süreci çok iyi bir şekilde yönetebilirsiniz. Sınava hazır değilseniz bu sınav içerisinde mutlaka hayattaki problemler gibi karşınıza daha büyük problemler çıkacaktır. Ama burada önemli olan bireyin ilk öncelikle bildiklerini yapması. Bildiklerini yaparak, bildiklerinin üzerinden bundan sonraki süreci yönetmesi gerekir. Bizim söylediğimiz bir şey vardır mesela. Mutlaka sınavda kaleminizi kullanın. Ama sorunun tamamen her tarafını çizerek değil, soruda önemli yerleri, sizden istenen yerleri çizip soru sizden ne istiyor bunu düşünüp buna göre cevap vermeye çalışın ve yapamayacağınız bir soru olduğunu düşünürseniz geçin vakit kalırsa tekrar bu soru üzerinde

yoğunlaşabilirsiniz. O soruyu yapmak için uğraşacağınız süre içerisinde başka yapabileceğiniz birçok soruyu cevaplayabilirsiniz. Aceleci olmamak gerekiyor, düşünmek gerekiyor. Sadece sınavda değil zaten, insan bütün hayatında önce düşünüp sonra hareket etmeli ama bizim çocuklarımızda acelecilik var, zamanın yetmeyeceğine dair bir düşünce var, hâlbuki tüm sınavlar mutlaka herkesin yetiştirebileceği, herkesin başarabileceği bir zamanlamayla düzenlenir. Geç kalmak gibi ya da sınavı yetiştirememek gibi bir düşünceye kapılmamak gerekir. Bir diğer önemli husus ise ön yargılardan kaçınmak. Ben yapamam, başaramam gibi düşüncelerden kurtulmak gerekir ve sınav sırasında soruları dudaklarla değil de gözle okumaya gayret etmek gerekir. Çünkü göz bir kamera gibi aldığı bütün görüntüleri beyine iletiyor ve beyin de o görüntüye göre tekrar geri dönüşü gerçekleştiriyor bunu çok iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Planlı Ders Çalışmak Geleceği de Etkiler Aileleri ile çocukları arasında çok defa gerginliklere neden

www.haberexen.com


65

hab er e x e n

Egitim

olan verimli ders çalışma konusunda ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz? A.C: Aslında verimli ders çalışma yöntemleri demesek de planlı ders çalışma yöntemleri desek daha doğru olur. Çocuğun mutlaka kendine ait bir planının olması gerekir ve bunu aile, gerekirse öğretmen ve çocuk hep birlikte oluşturabilirler.

Evlerdeki problemlerden bir tanesi çocukla ders çalışma kısmında aile ile çocuk arasındaki çatışmalardan gerçekleşir. Bir plan yaparsak planlamamızı gerçekleştirirsek çocuğun ne zaman hangi etkinliği yapacağını bilirsek bu çatışmaların da önüne geçmiş oluruz. www.haberexen.com

Bizim bu konuyla ilgili en çok önemsediğimiz husus şu, çocuğun okuldan geldikten sonraki sürecinde gerekli olan dinlenme zamanı olacak, gerekli aktivite zamanı olacak ve bir de çocuğun derslerini tekrar etmesi ve ertesi günkü derslere hazırlık yapması için zamanı olacak. Yani zamanın bu şekilde planlanması gerekiyor. Özellikle öğrencilerin şunu iyi bilmesi gerekiyor, günlük tekrarlarımızı yapmayıp konuları biriktirirsek eksik kalan çalışmalar daha sonra baş edilemez bir hal alacaktır. Biz bu süreci bundan sonra yönetemeyiz. Ama senenin başından başlayıp sonuna kadar planlayıp ve gün gün çalışmalarımızı gerçekleştirirsek bu süreci gerek aile olarak gerek öğretmenler olarak gerekse de öğrenci olarak çok iyi şekilde yönetebiliriz ve çok iyi yöneteceğimiz bu süreçte çok fazla sıkıntı duymaz öğrencimiz. Bu sayede öğrencimiz de rahat olur, aile olarak biz ona baskı yapmamış oluruz ve bunun sonucunda da karşılıklı bir çatışma içine girmemiş oluruz. Evlerdeki problemlerden bir tanesi çocukla ders çalışma kısmında aile ile çocuk arasındaki çatışmalardan gerçekleşir. Bir plan yaparsak planlama-

mızı gerçekleştirirsek çocuğun ne zaman hangi etkinliği yapacağını bilirsek bu çatışmaların da önüne geçmiş oluruz. Aslında şöyle söyleyeyim, insanı bu şekilde planlı bir şekilde yaşamaya doğru götürdüğümüzde, geleceği açısından da faydalı olacak zaman yönetimi konusunu da öğretmiş oluyoruz. Birey zamanını belirli parçalar halinde etkili bir şekilde kullanmayı öğreniyor. Bu yaşlarda zamanı yönetmeyi öğrenen bir çocuğun ilerleyen dönemlerde de çok büyük bir değer olacaktır. Bütün Çocuklar Oyun Oynamalı Buradan ailelere bir mesaj vermek istiyorum. Aslında baktığımızda çocuktaki kaygı düzeyini artıran ya da azaltan ailelerdir. Aileler çocuklarının kaygı düzeyleri için onları çok iyi tanısınlar, tanımıyorlarsa mutlaka bir okul psikolojik danışmanından yardım alsınlar, okul psikolojik danışmanları ve öğretmenlerle işbirliklerini geliştirsinler. Bundan sonraki süreçte görecekler çocuklarıyla olan iletişimleri çok değişecek, bundan sonraki süreçte çocuklarıyla çok iyi uzlaşacaklardır ve çocuklarıyla birlikte süreci yürüteceklerdir. Bir de bilişim çağındayız, gerçekten çocuklarımızın en çok zaman ayırdıkları olay internet olayı. Çocukları mümkün olduğunca bu ortamlardan uzak tutmamız gerekiyor. Ben bütün çocukların bu süreci oyun oynayarak geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek oyunlarla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Hem enerjilerini çok iyi şekilde harcayacaklardır hem de problem davranışları da azalma gösterecektir.


66

Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Başarılarıyla Göz Dolduruyor

ha b e re xe n

Egitim

Türkiye birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da dünyaya entegre olmayı başardı. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte yürütülen ortak projeler, uluslararası ödüllü yarışmalar ve sportif turnuvalar Türkiye’nin ismini uluslararası arenada daha sık telaffuz edilir hale getirdi. Ülkemizi eğitim alanında başarıyla temsil eden kurumlardan birini ele almak istedik bu sayımızda. Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, iklim değişikliğinden temiz enerjiye kadar kafa yoran bir fikir atölyesi gibi işliyor. İşte, yöneticileri, öğretmenleri ve öğrencileriyle bir bütünlük içerisinde yürütülen projelerden bazıları. Comenius Programı “İklim Değişikliğinin İnsan Üzerindeki Etkileri” konusuyla ilgili olarak hazırlanan bu projede Türkiye’nin yanı sıra Romanya, Almanya ve İtalya’da proje ortağı olarak yer alıyor. 23 bin Euro bütçeye sahip olan projede Danışman olarak Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğretmenlerinden Ahmet Ese ve Adem Köprü yer alıyor. Leonardo da Vinci Programı Bireylerin öğrenme hareketliliği ile yenilik ve iyi uygulama değişimi için işbirliğini ana eylem haline getiren bu program kapsamında Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi “Temiz Enerji ile Temiz Dünya” konulu projesiyle yer alıyor. Proje de Türkiye’nin dışında Almanya’da ortak olarak yer alıyor. Kurum öğretmenlerinden Ahmet Ese ve Özgür Koca’nın danışmanlığını yürüttüğü projenin bütçesi 54 bin Euro. ÇSGB AB Destekli Hibe Programı Çalışma ve Sosyal güvenlik Bakanlığı ile Avrupa Birliği hibe fonunun alt ya pısını oluşturduğu programda okulumuz “Makina Alanında Küresel Eğitim” konusuyla yer alıyor. Bölgemizin güçlü firmalarından Sampa Otomotiv ve MC Filtre’nin paydaş olarak yer aldığı projenin ortakları arasında ise

Samsun İl Özel İdaresi ve Samsun Ticaret ve Sanayi Odası yer alıyor. İdil Kefeli, Ahmet Ese ve Yüksel Peker’in danışmanlığını yürüttüğü dev proje 190 bin Euro’luk bütçeye sahip. Meslek Lisesi Memleket Meselesi Koç Holding’in başarılı sosyal sorumluluk projelerinden biri olan ve birçok çevre tarafından takdir edilen “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesi kapsamında da başarılı sonuçlar alan Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, bu projede “Sürekli Aydınlatma” konusuyla ye almış. Öğretmen Orhan Tekin’in danışmanlığında yürütülen proje Türkiye finalinde yarışmış. Uygulamalı Fizik Alanında Bölge Birincisi Ürettiği fikirler sayesinde gerek ulusal gerekse uluslararası seviyede birçok başarıya imza atan Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, TÜBİTAK’ın organize ettiği yarışmada Uygulamalı Fizik alanında katıldığı ve danışmanlığını Orhan Tekin’in yaptığı “Hızır Servis” projesiyle bölge birincisi oldu. Tasarımda da Başarılı Birbirinden farklı birçok alanda başarılara imza atan kurum tasarım alanında da “Düş Çizgisi” isimli ta-

sarım projesiyle başarı yakalamış. Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğretmenlerinden Ali Keser’in danışmanlığını yürüttüğü proje Uluslararası Tasarım Yarışmasında Türkiye finalinde yarışmıştır. Proje Tabanlı Beceri Bilgisayar çağı olarak da anılan içinde bulunduğumuz dönemde Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Bilgisayar Bölümü çağa yakışır bir projeyle Türkiye ikincisi olmayı başarmış. Danışmanlığını Özgür Koca’nın yaptığı “Bekçi” projesiyle Proje Tabanlı Beceri Yarışmasında mücadele eden öğrenciler ikincilik derecesini elde etti. Sporda da Başarılı Gerek ulusal gerekse uluslararası birçok projede başarılı sonuçlar alan Samsun Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi spor alanında da başarılı sonuçlar alıyor. 200 metre salon koşusunda Türkiye rekoru kıran Fatih Aktaş, Karate dalında kazanılan Türkiye Şampiyonluğu, Atıcılıktaki il birinciliği ve Halterde kazanılan 3 altın madalya bu başarılı sonuçlardan yalnızca birkaçı.

www.haberexen.com


hab er e x e n

Egitim

www.haberexen.com

67


ha b e re xe n

Egitim

www.haberexen.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.