Haberexen #33 Ramazan Temmuz 2012

Page 1

HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

1


HABEREXEN RAMAZAN

ARTIK İFTAR ZAMANI...

Ramazan süresince kırmızı ve beyaz et fiks menü seçeneği ile hizmetinizdeyiz. Günlük rezervasyon ve menü bilgisi için saat 17.00'a kadar iletişime geçmenizi rica ederiz.

439 34 34

2

www.haberexen.com

A: Atatürk Bulvarı, No:182, Atakum/Samsun W: www.afillirestaurant.com M: info@afillirestaurant.com


HABEREXEN RAMAZAN

Sabrı öğreten ibadet: Oruç “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” BakaraSüresi (2) 185 On bir ayın sultanı Ramazan geldi çattı. 20 Temmuz’da Onbir ayın sultanı “Ramazan” başlıyor. Ramazan ay takvimi olan hicri takvime göre, dokuzuncu ayın adıdır. Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri var. Çünkü kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmeye başladı. Kur’an-ı Kerim’de bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen “kadir gecesi” yine bu ay içinde olduğu için Ramazan ayı Müslümanlar için en kutsal aydır ve ona “on bir ayın sultanı” denilmiştir.

Ramazan, Kur’an ayıdır Ramazan ayını değerli kılan nedenlerden birisi, Kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’in bu ayda indirilmiş olmasıdır. Yüce Allah Kur’an’da “Ramazan ayı insanları kurtuluş yolan götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kur’an’ın indiği aydır. “ buyurmuştur. (Bakara suresi, ayet 185). Kur’an, Allah tarafından insanlara öğüt vermek ve yol göstermek için gönderilmiştir. Bu nedenle Kur’an insan için hayati değer taşır. Kur’an okumak bir ibadettir. Peygamberimiz Allah’ın bildirdiği görev ve sorumluluklarımızı sıkça hatırlamamız için Kur’an’ı çok okumayı teşvik etmiştir. Müslümanlar, Ramazan ayında Kur’an okumaya her zamankinden daha çok özen gösterirler. Bunun için evlerde veya camilerde bir araya gelerek, her gün Kur’an’dan yirmi sayfa okurlar. Ramazan ayının sonuna gelindiğin de ise Kur’an’ı baştan sona bir kez okumuş olurlar. Buna hatim denir. Daha sonra hatim duası yapılır. Müslümanlar yüzyıllar boyu bu geleneği devam ettirmişlerdir.

Kur’an-ı Kerim Kadir Gecesi inmeye başlamıştır Kur’an-ı Kerim, ramazan ayının Kadir Gecesi’nde indirilmeye başlanmıştır. Kadir gecesi

ramazan ayının 27. gecesi olarak bilinir. Yüce Allah Kadir Gecesi’nin “Bin aydan daha hayırlı” olduğunu haber vermiştir. Peygamberimiz de “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır” (Buhari) buyurarak, bu gecenin önemini belirtmiştir.

Orucun Önemi İslâmın beş şartından üçüncüsü Ramazan ayında oruç tutmaktır. Ramazan orucu, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Oruç, niyet ederek tanyerinin ağarmaya başlamasından itibaren, akşam güneş batıncaya kadar yemeden, içmeden ve karı-koca ilişkisinde bulunulmadan yapılan bir ibadet. Ramazan ayı, müslümanlar için kutsal ve çok mübarek bir aydır. İslâm güneşi bu ayda doğmuş, dünyayı aydınlatan Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda inmeye başlamıştır. Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi bu ayın içindedir. İçimizi kötü düşüncelerden, dışımızı çirkin davranışlardan temizleyen oruç bu ayda tutulmaktadır. İnsanların ruhları ve bedenleri temizlenmektedir. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Ola ki, korunup sakınırsınız.” (48) Oruç, bizi dünyada kötülüklerden sakındıran, ahirette cehennemden koruyan ve günahlarımızın bağışlanmasına vesile olan önemli bir ibadettir. Sevgili Peygamberimiz şu müjdeyi veriyor: “Kim inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Rama­ zan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (49)

www.haberexen.com

3


HABEREXEN RAMAZAN

Orucun Faydaları Oruç Ahlâkımızı Güzelleştirir

Oruç, bize daima Allah’ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu geliştirir. Kalbimizi kötü duygu ve düşüncelerden temizler, başkalarına fenalık yapmaktan korur. Oruç, bize en güzel ahlâkî davranışları kazandırarak adeta melekleştirir. Orucun farz olmasındaki hikmet, Allah’a karşı kulluk görevini yerine getirmek ve kötülüklerden sakınmaktır.

Oruç, Merhamet ve Yardım Duygularını Geliştirir Hayatında açlık nedir bilmeyen varlıklı bir kimse, yoksulların çektiği açlık ve sıkıntıyı gereği gibi anlayamaz. Fakat bu kişi oruç tutarsa açlığın ne olduğunu anlar ve yoksulların sıkıntılarını yüreğinde daha iyi hisseder, onlara karşı şefkat ve merhamet duyguları uyanır. Bunun sonucu olarak da yoksullara yardım elini uzatır, sıkıntılarını gidermeye çalışır.

Oruç Tutmak İnsanı Sağlıklı Yapar Bu konuda Peygamber Efendimiz şöyle buyur­ muştur: “Oruç tutunuz, sıhhat bulur­su­nuz.”(50) Senenin onbir ayında yorulan sindirim organları oruç sayesinde dinlenir. Bilim adamları, orucun sağlık yönünden vücudumuza bir çok faydaları olduğunu belirtmişlerdir. Nobel tıp armağanı kazanan ünlü Fransız bilim adamı Doktor Aleksi Karel oruç hakkında şunları söylüyor: “Oruç sıra­ sında vücutta depo edilmiş besin maddeleri harcanır, sonradan bunların yerine yenileri gelir, böylece vücut­ ta bir yenilenme olur. Oruç sağlık bakımından çok faydalıdır.”(51)

Oruç İnsana Sabırlı Olmayı Öğretir Oruç tutmakla, belirli bir zaman yeme, içme arzusuna karşı koyan kişi, hayatta karşısına çıkabilecek güçlüklere kolaylıkla sabreder, acılarave sıkıntılara dayanır, iradesi güç kazanır. Gerektiğinde düşmanla savaşmaktan yılmaz, bu uğurda karşısına çıkabilecek zorluklara dayanmasını bilir.

Oruç kimlere farzdır Erginlik çağına gelen ve akıllı olan her Müslüman erkek ve kadına Ramazan ayında oruç tutmak farzdır. Allah’ın kesin emridir. Erginlik çağına gelmeyen çocuklara oruç tutmak farz değildir. Ancak bünyelerine zarar vermeyecek şekilde çocukları da yavaş yavaş oruca alıştırmak uygun olur. Kadınlar, lohusalık ve adet görme hallerinde oruç tutamaz, namaz kılamaz. Bu halleri geçtik4

www.haberexen.com

ten sonra tutamadıkları oruçları kaza ederler, yani gününe gün tutarlar. Fakat kılamadıkları namazları kaza etmezler.

Oruç ile ilgili kavramlar: Niyet Orucun sahih olması için niyet etmek şarttır. Niyetsiz oruç makbul değildir. Ramazan orucuna, akşamdan itibaren kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Şöyle ki: Normal olarak oruca, sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir. Ancak sahurda uyanamayıp yeme içme zamanının bittiği imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir. Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın. Sahura kalkmak istemeyen bir kimse, akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi gerekmez. Ramazan ayında tutulamayan orucu, başka günlerde kaza ederken niyetin geceleyin “tan yeri ağarmadan önce” yapılması gerekir. Kefaret oruçları da böy­ ledir. Bu oruçlara imsaktan sonra niyet edilmez. Niyet esasen kalp ile olur. Yani geceleyin, yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalp ile niyet etmek yeterlidir. Ancak kalp ile yapılan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir. Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dili ile: “Niyet ettim Ramazan-ı şerifin yarınki orucuna” diye söylemelidir.

Sahur Oruç, tan yerinin ağarmaya başladığı imsak vaktinin girmesi ile başlar. Bu vakitten sonra yemek yenmez, her hangi bir şey içilmez ve orucu bozan şeyler yapılmaz. Bu sebeple oruç tutacak olan kimse, imsak vaktinden önce yemeğini yemelidir. İmsaktan önceki bu yemeğe «sahur» denilir. Sahurda kalkıp yemek müstehabtır. Sevgili peygamberimiz Muhammet (S.A.V): “Sahurda yemek yiyiniz, çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.”(52) buyurmuştur. Sahur yemeği, oruca dayanma gücü verir. Duaların kabul edildiği vakitlerden biri de sahur zamanıdır. Sahura kalkan bir oruçlu, dilekleri için dua etmeli ve Allah’tan günahlarının bağış­ lanmasını istemelidir.


HABEREXEN RAMAZAN

Oruç ibadetini tamamlayıp iftar vaktine yetişen kimse bundan büyük bir mutluluk ve sevinç duyar. Tuttuğu orucun mükâfatını almak üzere, kıyamet gününde Allah’ın huzuruna vardığı zaman en büyük sevinci tadacaktır. Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri iftar ettiği vakit, diğeri de Allah’a kavuştuğu zamandır.” (53) İftar vakti yapılan duaların geri çevrilmeyeceğini, Allah tarafından kabul edileceğini Peygamber Efendimiz bildirmiştir.

İftar İmsak vaktinde başlayan oruç, akşam güneş batıncaya kadar devam eder. Güneş batınca yemek ve içmek suretiyle oruç açılır. Orucu açmaya “iftar” denir.

İftar Duası İftar vaktinde şu duayı okumak sünnettir: “Allahümme leke sumtü, ve bike âmentü, ve aleyke tevekkeltü, ve alâ rızkıke eftartü, ve savmel’ğadi min şehri ramazane neveytü, fağfir lî ma kaddemtü ve mâ ahhartü” Anlamı: “Allahım, senin rızan için oruç tuttum, sana inandım, sana güvendim, senin rızkınla orucumu açtım. Ramazan ayının yarınki orucuna da niyet ettim. Artık benim geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla!”

Oruç Nasıl tutulur Oruç, imsâk vaktinde başlar. Oruca niyet eden kimse bu vakitten itibaren herhangi bir şey yiye­ mez, içemez ve orucu bozan şeyleri yapamaz. Bu durum akşam güneş batıncaya kadar devam eder. Güneş battıktan sonra yiyip içmek sûretiyle orucunu açar. İşte niyet ederek, imsâk vaktinden akşam güneş batıncaya kadar yememek, içmemek, ve orucu bozan şeylerden sakınmakla bir günlük oruç tutulmuş olur.

Orucu bozan şeyler nelerdir? Oruçlu olduğunu bildiği halde kasten; 1. Yemek, içmek, (ister gıda maddesi, isterse ilaç olsun) 2. Cinsi ilişkide bulunmak, 3. Sigara içmek. Orucu bozar, kaza ve kefareti gerektirir. Kaza: Bozulan orucun yerine gününe gün oruç tutmaktır. Kefaret: Bozulan bir gün orucun yerine iki ay veya altmış gün peşpeşe oruç tutmaktır.

Ramazan ayında niyet ederek oruca başlayan bir kimse özürsüz olarak bile bile yiyip içse veya cinsi ilişkide bulunsa orucu bozulur. Bozulan bu orucun gününe gün kaza edilmesi, ayrıca oruç özürsüz olarak ve bile bile bozulduğu için de kefaret tutması gerekir. Başlanan bir orucu bilerek bozmanın dünyadaki cezası kefarettir. Yani altmış gün birbiri ardınca oruç tutmaktır. Herhangi bir sebeple kefaret orucuna ara verilir veya eksik tutulursa yeniden başlayıp altmış günü kesintisiz tamamlamak lazımdır. Kadınlar kefaret orucu tutarken araya giren âdet günlerini tutmazlar, âdet halleri bitince ara vermeden temiz günlerinde oruca devam ederek altmış günü tamamlarlar.

Oruca kaza gerektiren şeyler nelerdir? 1. Yenmesi mutad (normal, alışılmış) olmayan ve ilaç olarak da kullanılmayan şeyleri yutmak, (toprak, kağıt, pamuk gibi) 2. Buruna ilaç çekmek, 3. Kulağın içine yağ damlatmak, 4. Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak, 5. Ağzına aldığı renkli ipliğin boyası tükürüğe geçip, boyanan bu tükürüğü yutmak, 6. Zorla orucu bozulmak, 7. Ağız dolusu kusmak, (Kendi isteği ile) 8. Akşam vakti girmediği halde, akşam oldu zannederek iftar etmek, 9. İmsak vakti geçtiği halde, İmsak’a daha vardır zannederek yemek.

Orucu Bozmayan şeyler 1. Oruçlu olduğunu unutarak yemek, içmek, (unutarak yiyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını yıkayıp oruca devam eder, oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur.) 2. Kulağına su kaçmak, 3. Göze ilaç damlatmak, 4. Gece yıkanması gerekirken sabahleyin yıkanmak, 5. Kendi isteği olmayarak kusmak, 6. İhtilâm olmak, (yani uyurken cünüplük hali meydana gelmek) 7. Kan aldırmak, 8. Kendi isteği olmayarak boğazına toz , duman girmek, 9. Ağzındaki tükürüğü yutmak.

Oruçluya Mekruh olan şeyler 1. Bir şeyin yutmadan tadına bakmak, (eğer www.haberexen.com

5


HABEREXEN RAMAZAN

,,

,,

“Kim kötü ve davranışları bırakmazsa, onun yemesini içmesini terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.”

kadının kocası, yemeğin tuzundan dolayı karısına anlayışsız davranır, huzursuzluk yaparsa, kadın yutmadan yemeğin tuzuna bakabilir.) 2. Tükürüğünü ağzında biriktirip yutmak, (eğer ağzında biriktirdiği tükürüğü dışarı çıkardıktan sonra yutarsa orucu bozulur.) 3. Kendini zayıf düşürecek derecede kan aldır­ mak, ağır işlerde bulunmak.

Ramazanda oruç tutamayanlar ne yaparlar? Oruç tutmayacak kadar hasta olanlar, hastaya bakanlar, Ramazan ayında yolculuk yapanlar, gebe veya emzikli olanlar, aşırı yaşlılar ve düşkünler, aybaşı hali veya loğusalık halinde bulunan kadın­ lar Ramazan ayında oruç tutmazlar. Aybaşı hali veya loğusalık halinde olan kadınlar ile emzikli ve gebe olan kadınlar, bu özürleri sona erdikten sonra ve Ramazan ayı dışında oruçlarını kaza ederler. Yolcular, yolculukları bitince oruçlarına başlarlar. Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını Ramazan ayından sonra tutarlar.

Oruç tutan bir kimse söz ve davranışlarına niçin dikkat etmesi gerekir? Oruç, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan bir ibadettir. Oruç tutmak bir anlamda gün boyu ibadet halinde olmak demektir. Oruç tutarak Allah’ın bir buyruğunu yerine getirmek insanı Allah’a yaklaştırır. Bu nedenle oruç tutan bir kimse, söz ve davranışlarında daha dikkatli olması gerekir. Sevgili Peygamberimiz bu konuda şu uyarılarda bulunur: “Kim kötü ve davranışları bırakmazsa, onun yem­ esini içmesini terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.” (Tirmizi) “Oruç kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona biri sataşır veya kötü söz söylerse, ‘ben oruçluyum’ desin” (Buhari)

Oruç tutarken nelere dikkat etmeliyiz? Peygamberimizin bu uyarıları doğrultusunda bilinçli bir şekilde oruç tutan kimse; kötü söz ve kötü davranışlardan uzak durmaya özen göstermelidir. Ailesi, arkadaşları ve çevresindekiler­le iyi ilişkiler içinde olmalıdır. Yaptığı kötü davranış­ ların, tuttuğu orucun değerini ve sevabını azalt­ 6

www.haberexen.com

tığının bilinciyle hareket etmelidir. Oruç tutarken dikkat etmemiz gereken baş­ ka bir konu da temizliktir. Özellikle ağız ve diş temizliğine özen göstermeli, bu konuda başkalarını rahatsız edecek davranışlardan kaçınılmalıyız. Ayrıca çevremizde oruç tutan insanlar olduğu gibi, tutmayanlar da olabilir. Tutmayanlara karşı saygı ve hoşgörüyle yaklaşmamalıyız.

Müslümanlar Ramazan ayının sonunda niçin bayram yaparlar? Müslümanlar ramazan ayını; Allah’ın emirlerine uyarak ibadet, güzel ahlak ve hayırlı işler yaparak geçirirler. Bu bir ayı oruçla ve ibadetle geçirmenin ve Allah’ın rahmetine nail olmanın ümit ve sevinci üç gün bayram yaparak yaşarlar.

Bayramların bizim için önemi nedir? Bayramlar, toplumların yaşamında anlamlı günlerdir. Bu nedenle bu günler sevinç ve neşe içinde kutlanır. Bayram hazırlıkları bir hafta öncesinden başlar. Her tarafı tatlı heyecan sarar. Alış verişler yapılır. Yeni elbiseler alınır. Bayramda ikram edilmek üzere baklava ve börekler yapılır. Evler temizlenerek bayram hazırlıkları tamamlanır. Bayramın birinci günü, sabahleyin erkenden kalkılır. Abdest alınıp temiz elbiseler giyilerek camiye gidilir. Camide cemaatle bayram namazı kılınır. Bayram namazı kılındıktan sonra genellikle barış, sevgi ve güncel konuları içeren “Hutbe” dinlenir. Daha sonra toplu halde dua edilir. Camide veya cami çıkışında Müslümanlar birbir­lerinin bayramını tebrik ederler. Erkekler camiden dönünce, aile bireyleri arasında bayram­ laşma yapılır. Küçükler büyüklerin ellerinden öpe­ rek, hayır dualarını alırlar. Büyükler de küçük­lere değişik hediyeler vererek, onları sevindirirler. Bayram süresince en yakın komşulardan başlamak üzere, eş, dost, akraba ziyareti yapılır. Dargınlar barıştırılır, yoksullar, kimsesizler gözetilir. Hastalar ziyaret edilir. Uzakta bulunan akraba ve dostların bayramları çeşitli iletişim araçlarıyla kutlanır. Ayrıca vefat etmiş olan yakınların kabirleri ziyaret edilir. Burada onlar için Kur’an okunur ve dua edilir.


HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

7


HABEREXEN RAMAZAN

Ramazan ayının fazileti

Kuran-ı Kerim’den geliyor Dört gözle beklediğimiz ramazan ayına kavuştuk. Manevî hayatımızda seçkin yeri olan bu aya bizleri eriştiren yüce Rabbimize hamd ediyor, bu ayı nasıl değerlendireceğimizi bize öğreten sevgili Peygamberimize salât ve selâm ediyoruz. Ramazan ayı faziletlerle dolu bir aydır. Peygamberimiz bu aydan söz ederken, “Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem’den kurtuluştur.” Yılın ayları ile gün ve geceleri, zamanın dilimleri olmak itibariyle aynıdır, aralarında bir fark yoktur. Ancak önemli bazı dinî ve millî olayların meydana geldiği zaman dilimleri diğerlerine göre farklıdır. İşte Ramazan da böyledir. Bu ayda meydana gelen olaylara baktığımızda bu ayın diğer kamerî aylardan üstünlüğü anlaşılmış olur. Kur’an-ı Kerîm Ramazan ayından sözederken: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an indirildiği aydır.” buyruluyor. Demek ki Ramazan’ı diğer kamerî ay­lardan üstün kılan özelliklerin başında, insanlık için bir hidâyet rehberi olan Kur’an-ı Kerîm’in bu ayda inmesi ve inme­ye başlamış olmasıdır. Samsun İl Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, Ramazan ayının faziletinin Kuran-ı Kerim’in o ay içerisinde inmeye başlamasından kaynaklandığına vurgu yaptı. Öztürk; “Oruç Ramazan ayındadır. Teravih Ramazan ayındadır. Her şeyden önce Kuran-ı Kerim o ay içerisindedir. “Şerafül mekan bil mekin” yani bir maka­ mın şerefi oturandan gelir. Eğer makam sahibi doğru ise makamda şeref kazanır. Peygamber efendimizin yaşadığı asra Asr-ı saadet denir. Çünkü peygamber efendimiz o asırda yaşamış. Kuran-ı Kerim o asırda inmiş. Demek ki bir ye­re güzellik kazandıran orada yapılan işlerdir. Ramazan ayına da fazilet katan bu ayın içerisinde Kuran-ı Kerim’in inmeye başlamasıdır. Bu ay içerisinde Kadir gecesi var ki en kıymetli gecedir. (Kuranı Kerim’de yer alan Kadr Sure­sinde; Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu 8

www.haberexen.com

sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir. denmektedir. Kadir gecesi Kuran-ı Kerim’in inmeye başladığı ve içerisinde Kadir gecesinin olmadığı bin aydan daha hayırlıdır. Kadir gecesi Ramazan ayının içinde olduğu ve Kadir gecesi Kuran-ı Kerim’in inmeye başladığı gece olduğundan Rama­ zan ayının fazileti Kuran-ı Kerim’den gelmektedir. Kuran-ı Kerim peygamber efendimize iniyor ve alemlere rahmet kılıyor. Mekke’de inmeye başlıyor. Mekke’yi şehirlerin anası yapıyor. Çevre­ sini mübarek kılıyor. İnsanlar gözyaşları içerisinde buraları görmek için sıra bekliyor. Halbuki Mekke lav kayaları ile dolu çorak bir çöl şehri. Oraya kıymet kazandıran Peygamber efendimiz. Daha önemlisi peygamber efenidmize Kuran-ı Kerim’in burada indirilmesi. Her şeye değer kazandıran Kuran-ı Kerim’dir. ” dedi. “İnsanın Kadir Gecesi Kuran-ı Kerim ile hayatının değiştiği zamandır” Mübarek 3 aylar için Recep ve Şaban’ı aya benzeten Ramazan’ı ise güneşe benzeten Öztürk; “ Ayın kendi ışığı yoktur. Ay ışığını güneşten alır. Recep ve Şaban ayıda kıymet ve önemini Ramazan ayından alır. Çünkü Ramazan ayında Kuran-ı Kerim inmeye başladı. Dolayısı ile her işin başı Kuran-ı Kerim’dir. Recep ve Şaban ayında geçirdiğimiz kandil gecelerinin tamamı bir tek geceyi işaret eder. O da Kadir gecesidir. Kullar Kadir gecesine hazırlıklı olsun, diğer kandil gecelerini iyi geçirerek Ramazan ayının içerisine tedbirli girsin ve dolu dolu geçirsin. Kadir gecesi aslında kader ve kıymet demektir. Kadir gecesi insanların hayatlarının Kuran-ı Kerim ile değişip değere bindiği gece demektir. Ramazan ayı her yıl 10 gün geri gelerek tüm sene içerisinde döner. 33 yılda bir de başa döner. Bunun sebebi insanların her dönemde Ramazanı yaşaması içindir. Her yıl Ramazan’ı iyi yaşayan bir insan ömrü­ nü iyi geçirmiş gibi olsun ve günahları tertemiz olsun. Peygamber efendimiz Kuran-ı Kerim’in kendisine indiği geceyi bildiği halde bunu aşikar etmemiş. Müminlerin bu geceyi Ramazan’ın içerisinde aramasını

istemiş. Ramazan ayı da 33 yılda 365 gün dönüyor. Demekki insan Kadir gecesini ömründe arayacak. Dolayısı ile insanın Kadir Gecesi Kuran-ı Kerim ile hayatının değiştiği zamandır. Yoksa Kadir gecesini kutlamak her hangi bir geceyi kutlamak değildir. Kadir gecesini kutlayın ertesi gün eski hayatınıza geri dönün bu olmaz. Hayatınız Kuran-ı Kerim ile değiştiğinde kaderiniz değişip kıymete biner. Müslümanların hayatının tamamının Kadir gecesi gibi olması lazım.” şeklinde konuştu. Öztürk hayati soruyu da soruyor açıkla­ malarının içerisinde; “ Kadir gecesinde inen Kuran-ı Kerim o geceyi bin aydan hayırlı ettiğine göre insanın kalbine ve hayatına inen Kuran-ı Kerim o insanı nasıl yapar? Hayatımızı her an Kuran-ı Kerim’e göre yaşamalıyız. Yoksa bütün ömür durup bir Ramazan’da veya bir gecede dinimizi anarsak bu olmaz. Diğer türlü ömrümüzün her gününü Kuran-ı Kerim’e göre idame ettirirsek her günümüzü kadir gecesi gibi geçiririz.” Ramazan ayının diğer ibadetler açısı­ ndan da güzelliklerine değinen Öztürk; “ Ağaçtan düşenin halinden düşmeyen anlamaz. Ramazan ayı içerisinde tuttuğumuz oruç bize fakir ve aç insanların neler yaşadığını gösterir. Afrika’da onca insan açlıktan kırılırken bizim karnımız toksa onların halinden anlamayız. Oruç bu farkı kaldırır ve onlarında halini anlamamızı sağlar. Ayrıca zenginlik kişiye çalışmaktan veya bilgiden gelmez. Allah’ın bir lütfu olarak gelir. Hamallar kadar çalışan var mı? Peki hamallar zengin mi? Demek ki zenginlik Allah’tan gelen bir lütuf. Zenginlik ile sınanmak fakirlik ile sınanmaktan daha zordur. Zengin kul fakir kul için ‘Allah’ın yarattığı kula ben mi bakacağım?’ diyerek Allah’ın ona lütfettiği zenginlik nimetine nankörlük eder. İşte Ramazan ayı buna mani olur. Zenginin malında mülkünde fakir fukaranın hakkı var. Dolayısı ile zengin malından onlara da verecek ki serveti temizlensin ve gönlü yumuşasın. Ramazan ayında oruç var açların halini anlayalım. Fitre zekat var zengin fakir fukara ile malını paylaşsın ve malı temiz­ lensin.” ifadelerini kullandı.


HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

9


HABEREXEN RAMAZAN

Türkiye’de Ramazan Nasıl Yaşanır? Onbir ayın sultanı olarak nitelenen mübarek Ramazan ayı yurdumuzda büyük bir coşku ve manevi heyecan içinde çok şerefli bir misafir gibi karşılanır. Sahur ve iftar için farklı ve özel yemek­ ler hazırlanır.

Kur’an-ı Kerim cemaat tarafından huşu içinde dinlenir. Kur’an-ı Kerim, sadece camilerde değil evlerde de okunur. Radyo ve Televizyonlarda iftar ve sahur vakitlerinde yayınlanan özel programlar ilgi ile izlenir.

Pek çok şehirde iftar vakti, top sesleri ile duyurulur. Bu, Ramazan ayına milletçe verilen önemin bir göstergesidir. İftar vakti cadde ve sokaklar boşalır. Çünkü o saatte hemen herkes iftar sofra­ sındadır. Zengin yemek çeşitleri ile donatılan iftar sofralarına zaman zaman dost ve akrabalar da­vet edilerek yemekler toplu olarak yenir. İftar sof­ra­larında ibadet görevini yapmış olmanın sevinci yaşanır.

Minarelerin şerefelerindeki kandiller, Ramazan geceleri devamlı olarak yanar. Bunlar sadece çevrelerini aydınlatmakla kalmaz, kalpleri de huzurla doldurur. Birden fazla minaresi bulunan câmilerde minareler arasına ışıklı yazıların yer aldığı “mahya”lar asılır. Bu yazıları çok uzaklardan bile okumak mümkündür. Minarelerdeki kandiller ve mahyalarla süslenen câmiler, ülkenin görüntüsüne başka bir güzellik verir. Ramazan gecelerindeki coşku Kadir Gecesinde zirveye ulaşır. Camilerin içi ve dışı cemaatle dolar. Bu mübarek gecenin bereketinden yararlanmak için müminler bu geceyi ibadet ve dualarla geçirir. Ruhlar iyice arınır, gönüller huzurla dolar Kadir Gecesinde.

Bazı kişi ve kuruluşlarca daha büyük kalaba­lık­ lara verilen iftar yemekleri dostluk ve kardeşlik duygularını güçlendirir. Teravih namazlarında câmiler dolup taşar, anne ve babaları ile birlikte câmiye giden çocuklar bir çiçek gibi câmileri süsler, pırıl pırıl gençler Ramazan ayına ayrı bir güzellik katar, büyüklerin geleceğe olan ümidini artırır. Bu ayda câmilerde güzel sesli hafızlar tara­fından okunan

Ramazan ayının özelliklerinden biri de zengin Müslümanların zekat ve fitrelerini bu ayda vermesidir. Verilen zekat ve fitrelerle fakir ve kimsesiz­lerin ihtiyaçları karşılanır. Yoksulların sevindiril­mesi bu aya başka bir anlam kazandırır. Zengin fakir kaynaşmasına vesile olur. Ramazan coşkusu bayrama kadar devam eder. Bayram yaklaşınca çarşı ve pazarlar, bayram hediyelikleri için yapılan alışverişlerle iyice hareketlenir. Kalabalık cemaat­lerle kılınan bayram namazının ardından Müslümanlar birbirleri ile bayramlaşır. Bu bay­ramlaşma dost, hısım ve akrabaların evlerde birbirlerini ziyareti ile devam eder, bu ziyaretlerde misafirlere genellikle, şeker, çikolata ve tatlı ikram edilir. Bayramda çocuklar hediyelerle sevindirilir. Yoksullara yardım edilerek gönülleri hoş edilir. Dargınlar barıştırılır. Ölülerin kabir­ leri ziyaret edilerek ruhları için Kur’an-ı Kerim okunur ve dua edilir. Müslüman bir ülke olan Türkiye’de bu manevi havayı camilerden sokak ve caddelere kadar her yerde hissedersiniz.

10

www.haberexen.com


HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

11


HABEREXEN RAMAZAN

Zekât İslâmın beş şartından dördüncüsü zekât ver­ mektir. Hicretin ikinci yılında oruçtan önce farz olmuştur. Mal ile yapılan ibadettir. Zekât, dini ölçülere göre zengin olan müslüman­ların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan müslümanlara vermesidir. Zekât, Kur’an-ı Kerim’de namaz ile birlikte otuzyedi yer­de geç­ mek­tedir. Zekâtın üzerinde bu kadar çok du­ rulması onun dinimizde büyük önem taşıdığını göstermektedir.

Zekâtın Faydaları Zekât, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadettir. Zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlık ortadan kalkar. Kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana gelerek toplumda birlik ve kardeşlik kuvvetlenmiş olur. İslâm Dini, toplumun dertlerini tedâvi eden, ihtiyaçlarını karşılayan birçok esaslar getirmiştir. Allah’ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir. Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar. Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından Allah korur. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Mallarınızı zekât ile koruyunuz.” Zekât verilecek kimseler şunlardır: 1. Fakirler: Dini ölçülere göre zengin sayıl­ma­ yan, nisab miktarı malı olmayan kimse­lerdir. 2. Yoksullar: Hiçbir şeyi olmayanlar. 3. Borçlular: Borcundan fazla nisab miktarı mala sahip olmayanlar. 4. Yolcu: Memleketinde malı olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kimselerdir. (Bunlara memleketlerine varacak kadar zekât verilebilir.) 5. Allah Yolundakiler: Bunlar cihad veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar ile işini gücünü bırakıp kendisini ilme vermiş olan kimselerdir.

Zekât Verirken Şu Sırayı Gözetmeli: Önce kardeşler, kardeş çocukları, amca, hala, dayı ve teyze, sonra diğer akraba ve komşular, bunlardan sonra mahallesinde ve oturduğu mem­ leketteki fakirler. Aldığı zekât parasını günah yolunda harcayacak veya israf edecek olan kimselere değil, gerçek ihtiyaçları için harcayan fakirlere vermek daha iyidir.

Zekât kimlere verilmez? 1) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara 2) Oğluna, oğlunun çocuklarına, kızına, kızının çocuklarına ve bunlardan doğan çocuklara 3) Zenginlere 4) Müslüman olmayanlara 12

www.haberexen.com

5) Karı-koca birbirlerine

Sadaka-i fıtır kimlere verilir? Fıtr sözlükte “orucu açmak”, fıtra da “yaratılış” anlamına gelir. Türkçe’de fitre şeklinde söylenen “fıtır sadakası” dinî bir terim olarak şöyle tanım­ lanabilir: “Ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan müslümanların kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadet”tir. Fıtır sadakasına baş zekâtı ve beden zekâtı da denmektedir. Bu isimlendirmeler onun şahsa bağlı, şahıs başına konmuş bir malî yükümlülük olması özelliğine dayanmaktadır. Fıtır sadakası, ramazan orucunun farz olduğu hicrî 2. yılın Şâban ayında, zekâttan önce farz kılınmıştır. Dinî bir yükümlülük oluşunun dayanağı hadislerdir. Bu hadisler aynı zaman­da Hz. Peygamber devrindeki fıtır sadakası uygulamalarını da göstermektedir. Sadaka-i fıtır (Fitre), Ramazan ayında fakirlere verilen bir sadakadır. Bayramdan önce verilmesi iyidir. Bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Dini ölçülere göre zengin olan kimsenin, hem kendisinin, hem de erginlik çağına gelmemiş olan çocuklarının fitrelerini vermesi vaciptir. Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisab miktarı malı (80.18 gr. altın) veya onun değerinde parası olan Müslüma’nın fıtır sadakası vermesi vaciptir. Buna kısaca “Fitre” denilir. Sadaka-i Fıtır’ın vacip olması için zekâtta olduğu gibi malın üzerinden bir yıl geçmesi ve artıcı nitelikte olması şart değildir.

Fitre Şu Dört Cins Yiyecek Maddesinden Aşağıdaki Miktarlarda Verilir: 1- Buğday 2- Arpa 3- Kuru üzüm 4- Hurma

1460 Gram 2920 Gram 2920 Gram 2920 Gram

Bu gıda maddelerinin kendileri verilebileceği gibi para olarak değerleri de verilir. Hangisi fakirin yararına ise onu vermek daha uygundur. Bir fitre yalnız bir fakire verilir, ikiye bölünmez. Bir fakire birden fazla fitre verilebilir. Fitre niyet edilerek verilir. Ancak bunun fitre olduğunu fakire söylemek gerekmez. İçinden niyet etmesi yeterlidir. Zekât hangi fakirlere verilirse fitre de onla­ra verilir. Bir özürden dolayı ramazanda oruç tutmayanlar da, nisap miktarı mal veya paraya sahip iseler fitrelerini vermekle yükümlüdürler. Varlıklı Müslümanlar fitre vermek suretiyle fakirlere bayram sevincini tattırırlar. Böylece, hem borcunu ödemiş, hem de sevap kazanmış olurlar. Fitre vermek, orucun kabul edilmesine, ölümün şiddetinden ve kabir azabından kurtulmaya vesile olur.


HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

13


HABEREXEN RAMAZAN

Ilkadım’da

Ramazan Bir Başka Güzel Ramazan ayının manevi ikliminde bir ay boyunca her akşam bir mahallede kurulan iftar çadırımızda vatandaşlarımızla kucaklaşıyor. Toplumsal dayanışmayı birlik ve beraberlik ortamını sağlıyoruz. İftar sonrası geleneksel Türk mizah karakterleri hacivatkaragöz oyunu ile çocuklarımıza eski ramazan geleneklerini yaşatıyoruz.

Mahalle İftarları Halkı Birbirine Kenetleniyor Birlik ve beraberliğin güçlen­diği bolluk ve bereket ayı otlan ramazan ayının mane­vi ikliminde vatandaşlarla mahalle iftarları ile buluşan İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, toplumsal dayanışmanın en güçlü örneklerini yaşıyor. Demirtaş, mahalle iftarları ile her kuşaktan insanın aynı ortamda bulunduğu iftar sofra­ sında toplumsal yapının temel taşı olan aileyi oluşturuyor. Ramazan ayı etkinlikleri kapsamında mahalle iftarları ile belediye ve halkı bütünleştirerek kay­ naşmayı sağlayan Başkan Demirtaş, her fırsatta vatandaşın içinde olarak halka bütünleşiyor.

14

www.haberexen.com

Demirtaş, açık havada kurulan iftar çadırında her akşam bir mahalle halkıyla orucunu açıyor.

Belediye ve Halkı Bütünleştiriyor. Her fırsatta halkın arasında olmayı fırsat bil­ diğini kay­deden Demirtaş, “ Biz katılımcı bir yöne­ tim anlayışını benimse­yerek halkımıza hizmet verme­yi amaçlıyoruz. Her koşulda halkımızla bir araya gelmek için bahane arıyoruz. İlkadım ilçe­mizin her cadde ve sokağında vatandaşımızın yakın ilgisiy­le karşılaşıyorum. Bu bizleri oldukça mutlu etmektedir. Kardeşliği dayanışmayı ve bir­liği amaçladığımız iftar­la­rımızda halkımıza hem hal, dertlerine ortak, sofralarına misafir olmak için bir araya geliyoruz.


HABEREXEN RAMAZAN

Her kuşaktan insanın aynı ortamda bulunduğu iftarlarımızda toplumsal yapının temel taşı olan aileyi oluşturuyoruz. İlçe halkımızla her akşam kucaklaşarak ailemizi genişletiyoruz. İftar­ları­ mızın asıl gayesi de buydu. Bunu da gördüğüm kadarıyla yerine ge­tiriyoruz” diye konuştu.

Toplumsal Dayanışmanın En Güçlü Örnekleri Yaşanıyor. İki komşunun bir araya geldi­ği ve toplumsal birlikteliğin sağ­landığı çat mahalle iftarlarına her akşam değişik mahallede çok yoğun katlımın olduğunu belirten Başkan Necattin Demirtaş, gayemiz bolluk ve bereket ayı olan Ramazan ayında birlikteliği ve kardeşliği ön plana çıkarmaktı. Bunu ka­naatimce en iyi şekilde yerine

getirdiğimize inanıyorum. Biz yerinden yönetim anlayışıyla hizmet etmenin ötesinde hal­kımızın içinde olmayı amaç edindik. Halkımızın yanında olarak onlarla dertleşmeyi, sorunlarına çözümler getirmeyi bu Ramazan akşamlarında da değerlendirdik.“ dedi.

Eski Ramazan Kültürü Yaşatılıyor Her akşam bir mahallede kurulan iftar sonrası geleneksel Türk mizah karakterleri hacivat-kara­ göz oyunu ile çocuklarımıza eski ramazan gelenekleri yaşatı­lıyor. Çocuklar meddah, hacivat ve karagöz gösterisi ile keyifli bir akşam yaşarken büyüklerde eski ramazan günlerini anımsayarak hatıraları tazeleniyor.

www.haberexen.com

15


HABEREXEN RAMAZAN

Kimse Yok Mu Derneği Samsun Şubesi

Her Gün Binikiyüz Kişiye İftar Yemeği Dağıtmayı Planlıyor Kimse Yok mu Derneği Samsun Şubesi, bağış­ çılarının ve İlkadım Belediyesi’nin katkısıyla dört yıldır ihtiyaç sahiplerine Ramazan ayı boyunca sıcak yemek dağıtımı yapma geleneğini bu yılda sürdürecek. Kimse Yok mu Derneği Samsun Şubesi bu yılda tespit ettiği yaklaşık binikiyüz ihtiyaç sahibine Ramazan ayı boyunca 10 ayrı noktada mobil araçlarla iftar yemeği dağıtımı yapmayı planlıyor. İhtiyaç sahiplerinin kapısına kadar getirilen sıcak yemek hizmetinden özellikle iftar çadırlarına gelmekte güçlük çeken yardıma muhtaç yaşlılar, dul ve çocuklu kadınların faydalanmaları amaçlanmakta. Kimse Yok mu Derneği Samsun Şubesi olarak yine Ramazan ayı boyunca ulaşılamayan uzak noktalardaki ve ilçelerdeki ihtiyaç sahiplerine yaklaşık bin adet zengin içerikli kumanya paket­ leri dağıtımını yapmayı planladıklarını dile getiren Kimse Yok Mu Derneği Samsun Şube Müdürü Cemil Başbay; “Ramazan ayı içersinde ve ramazan bayramı münasebetiyle ihtiyaç sahibi

16

www.haberexen.com

ailelere dernek merkezimizde bulunan ve hiç kullanılmamış ayakkabıdan, iç çamaşırına kadar bir çok çeşit giyim malzemesinin bulunduğu baran iyilik mağazamızda gönüllerince alış veriş yapma imkanı sağlanacaktır. Gönüllülerimiz ve derneğimize bağışta bulunmak isteyen halkımız için SMS kampanyası da başlatacağız bir kişilik iftar yemeğinin bedeli beş lira olarak belirledik ve bağışta bulunmak isteyen halkımız SAMSUN İFTAR veya 55 İFTAR yazarak 5777 ye SMS göndererek bir ihtiyaç sahibine iftar yemeği verebilir­ ler. Yine şubemizin geçen yıl başlatmış olduğu kumanya yardımında bulunmak isteyen ailelerin bağışta bulunmak istedikleri sayıyı bize üç gün önceden belirtmeleri halinde bağışçılarımızla birlikte dağıtımı yaprak bu yardımlaşma duygusunu yaşayabilme şansını yakalayabilirler.” dedi. Başbay ayrıca Kimse Yok mu Derneği Samsun Şubesi’ne bağışta bulunmak isteyenlerin bankalarda bulunan hesap numaralı aracılığıyla yardım edebilecekleri gibi derneğe 0362 238 28 35 numaralı telefon ile ulaşarak bağışlarını makbuz karşılığında yapabileceklerini hatırlattı.


HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

17


HABEREXEN RAMAZAN

Hurma

Hurma insanların gündemine en sık olarak ramazan ayında gelir. Ramazan ayının vazgeçilmez­ lerinden birisi de hiç şüphesiz hurmadır. Peki hurma sadece ramazan yiyeceklerinden biri mi yoksa salık açısından da bir öneme sahip mi? İşte bu sorunun cevabı: Hurma birçok etkiye sahiptir. Faydaları bakımından da çok zengindir.

- B1, B2 vitaminlerinin bir arada bulunmasından dolayı karaciğeri kuvvetlendirir. - Boğaz ağrısına, öksürüğe iyi gelir. - Kansere ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyucudur. - İçerdiği bol fosfor ve kalsiyum ile kemik hastalıklarına karşı koruyucu özellik taşır.

Peygamber efendimiz iftarını hurmayla açmayı tercih ettiği için asırlardır iftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceği hurmanın kalp ve damar hastalıklarından korunmada etkili rol oynadığı, kansere karşı koruyucu olduğu, boğaz ağrısını kestiği, bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikâyetlerini giderdiği, ayrıca oruç halsizliğini giderdiği biliniyor.

Hurma içerik olarak çok çeşitli vitamin ve minerale sahiptir. Lif, yağ ve proteinler açısından da çok zengindir. Hurmada sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, fosfor ve klor da bulunmaktadır. Hurma ayrıca A vitamini, betakaroten, B1, B2, B3 ve B6 vitaminlerini de içerir. Hurmada bulunan vitamin ve minerallerin, normal insan vücudunda ve hamilelik zamanlarındaki faydalarından bazılarını ise şöyle sıralayabiliriz: Hurmanın besleyici oranının gücü, içerdiği uygun mineral dengesinden kaynaklanmaktadır. Hurmada, hamilelikte kadınların alması gereken bir B vitamini olan folik asit de bulunmaktadır. Folik asit (B9), vücutta yeni kan hücresi yapı­ mında, vücudun yapı taşı olan amino asitlerin yapımında ve hücrelerin yenilenmesinde önemli görevler üstlenen bir vitamindir. Bu yüzden hamilelikte folik asit ihtiyacı belirgin şekilde artar ve günlük ihtiyaç iki katına çıkar. Folik asit seviyesi yetersiz olduğunda yapısal olarak normalden büyük, ancak işlevleri düşük alyuvar hücreleri meydana gelir ve kansızlık belirtileri ortaya çıkar. Özellikle hücre bölünmesinde ve hücrenin genetik yapısının oluşmasında önemli rol oynayan folik asit, hamilelik sırasında gereksinimi iki katına çıkan tek maddedir. Hurma da, folik asit açısından çok zengin bir besin türüdür.

Uzmanlar, hurmanın lif, mineral ve fenol açısından oldukça zengin bir besin maddesi olduğunu belirtiyor. Kalp dostu olarak bilinen elmada daha çok bakır ve çinko bulunurken, hurmada sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demirin iki kat daha fazla olduğu, düzenli yenilmesi halinde kalp ve damar hastalıkları riskini azalttığı ifade ediliyor. Yaklaşık yüzde 20 nem ihtiva eden taze hurmada yüzde 60-65 şeker ve yüzde 2 protein, kurusunda ise yüzde 75-85 civarında şeker olduğunu hatırlatan uzmanlar, hurmanın faydalarını şöyle sıraladı: “Orucun hurmayla açılması halinde, oruçtan dolayı insanın üzerinde oluşan halsizliği birden giderir. Hurma aslında her öğünde yenilebilecek bir meyvedir. Mineraller açısından oldukça zen­ gindir. İçeriğinde kalsiyum, potasyum, demir, B vitamini bulunmaktadır. Hurma bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar. Kansere karşı koruyucu olduğu bilinir. Boğaz ağrısını keser. Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir. Kemik hastalıklarında faydalıdır.” İşte hurmanın birkaç faydası: - Protein içerir. - Protein, yağ ve karbonhidrat (üçünü bir arada) içeren tek meyvedir. - Vücudun yaşlanma belirtilerini azaltır. - Saf hurma cildi besler, hamilelik ve güneş lekelerini yok eder. - İçerdiği demir sayesinde, kansızlığa iyi gelir. 18

www.haberexen.com

Bilim adamları hurmanın stres ve gerginliği gide­rici etkisine de dikkat çekmektedirler. Berk­ley Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalar, sinirleri güçlendiren B6 vitamininin ve kasların çalışmasında önemli rol oynayan ve bu sebeple kalp krizini önleyici tesiri olduğu bilinen magnezyum mineralinin hurmada yüksek miktarda bulunduğunu ortaya koymuştur. Ülkemizde genellikle sadece Ramazan aylarında tüketilen hurma Ramazan ayına özel değil yılın her mevsiminde her gününde yenilecek mucize bir meyvedir.


HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

19


HABEREXEN RAMAZAN

Oruçla Ortaya Çıkan Bazı Sağlık Sorunları ve Çözüm Önerileri Kabızlık Susuzluk, daha az yemek yeme ve lifli (posalı) besinleri yeterince tüketmemek kabızlığa neden olur. Suyu ve sıvıyı yeterli almak, posası zengin besinlerle (kepekli ekmek, bulgur, baklagiller, sebze ve meyveler) beslenmek ve fiziksel hare­ ketleri kısıtlamamak bu durumun önlenmesine yardım eder. Meyvelerden erik, armut, kayısı ve incir kabukları ile birlikte taze veya kuru olarak ya da komposto şeklinde tüketildiklerinde daha etkili olabilir. Her yemekte mutlaka salata ile birlikte, tam tahıllı ekmek, bulgur, mercimek veya diğer baklagillerden en az birisinin bulunmasına dikkat edilmelidir.

Sindirim güçlüğü ve şişkinlik Fazla miktarda yemek yeme, kızartılmış ve fazla yağlı besinler tüketmek, lahana ve diğer turpgiller, gazlı içecekler bu duruma neden olabileceğinden size dokunan besinlerden uzak durmanız gerekebilir. Ayrıca çok hızlı yemek yeme ve yemek esnasında fazla konuşmak daha fazla hava yutmaya neden olacağından şişkinlik ve gaz şikayetlerine yol açabilir. Bu soruna meydan vermemek için yemekte az konuşmaya, yavaş yemeye, iyi çiğnemeye ve yemekleri sağlık pişirme kuralarına göre hazırlamaya dikkat edilmeli.

Sersemlik halsizlik ve yorgunluk Tuz ve su alımının azalması ve sıcak dönemlerde bu kaybın artması sonucu gelişen halsizlik ve yorgunluk hissi sizi uzun yaz günlerinde oruç­ luyken oldukça etkileyebilir. Özellikle yaşlılar, yeni oruca başlayan çocuklar ve zayıf bünyeli kişiler bu durumdan daha çok etkilenir. Bu tür bir sorunla karşılaşmamak için oruçlu olmadığı saatlerde yeterince su ve sıvı tüketimi yapılmalı. Su kaybı en aza indirmek için fazla terlemeye yol açacak aktivitelerden ve sıcaktan kaçınılmalıdır.

Kas krampları Kalsiyum, magnezyum, ve potasyum yeter­ sizliği kramplara neden olur. Bu minerallerden zengin sebze ve meyveler, süt ve süt ürünleri, et gru­bu besinlerin yeterince tüke­ tilmesi bu eksikleri ve buna bağlı şikayetleri önler

Şeker düşmesi (Hipoglisemi) Özellikle ihtara yakın akşamüzeri saatlerinde bazı kimselerde şeker düşüklüğü gözlenebilir. Hipoglisemiye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü, ellerde titreme ve soğuk terleme gibi belirtiler görülebilir. Sahura kalmadan oruç tutmak ve sahurda çok fazla şekerli ve beyaz unlu besinler (beyaz ekmek, kabuksuz pirinç gibi) tüketmek de buna neden olabilir.

Oruç tutmak kimler için sakıncalı Hipertansiyonu, kalp-damar ve böbrek hastaları, insüline bağımlı diyabeti, ülser veya gastriti olanlar, psikolojik problemi olanlar ve ilaç kullanan hastalar için uzun süreli açlık olumsuz etkilere neden olabilir. Bu hastalıklar ilaç ve diyet tedavisi gerektirdiğinden doktor ve diyetisyen önerilerine dikkat edilmelidir. Ramazan’da gebe ve emzikli kadınların, yaşlıların, ağır işte çalışanların dikkatli olması ve oruç tutmalarının sakıncalar doğurabileceği bilinmelidir.

20

www.haberexen.com


HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

21


HABEREXEN RAMAZAN

Sağlıklı Bir Oruç İçin Neler Yapılmalı? Ramazan’da hem sağlığınızı iyileştirmek, hem de kilo artışını durdurabilmek için işte birkaç öneri: Sahursuz oruç tutmak metabolizma hızını yavaşlatır. Mutlaka sahura kalkın. İmsak vaktine yarım saat kala yemeğe başlayın ve imsakla yemeyi bitirin. Yemek bitince hemen uyumayın, bir saat oyalanabilinirseniz iyi olur. Sahurda kahvaltı etmek en iyi tercihtir aslında. Özellikle protein oranı yüksek olan peynir, yumurta, süt veya yoğurt gibi yiyecekleri seçin. Beraberinde mevsim meyvelerinden 2 porsiyon tüketmeniz iyi olur. Sahurda çay ve kahve içmemek önemli. Çünkü bu içecekler vücuttan su atar ve gün boyu su dengeniz olumsuz etkilenir.

şerbetli ve hamurlu tatlılardan, gazlı içeceklerden, yağ oranı yüksek çerezlerden uzak kalın.

İftarda çok fazla ve ağır yiyecekleri bir anda yememek gerekir. Öncelikle küçük bir kase çorba, avuç içi büyüklüğünde pide ve peynir ile başlangıç yapın. Bir saat sonra 4-5 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze yemeği, 1 tane fırında tavuk baget veya köfte gibi bir et yemeği yiyin. Her iftarda büyük kase mevsim sebzelerinden yapılmış salata ile 1 kase yoğurt veya cacık yemeyi adet haline getirin. Yemeğe salata ve yoğurt gibi hafif yiyeceklerle başlamak, açlık duygusunun yatıştırılması ve daha az yemek için birebirdir.

SAHUR • 2 dilim ekmek • 1 haşlanmış yumurta • 1 dilim peynir • Domates, salatalık, biber, maydanoz • 1 şeftali / 1 armut / 1 bardak taze meyve suyu (üçünden birini tercih etmelisiniz • 1-2 bardak su (çay içilmemeli)

Yatmadan 2 saat önce en az 2 porsiyon meyve (1 tane şeftali, 1 tane armut gibi) yemeye özen gösterin. Yemeklerinizin yanında bol bol su içmeye gayret edin. Gerek iftar gerek sahur olsun, mümkün olduğu kadar esmer undan yapılmış ekmekleri tercih etmek, pirinç yerine bulgur, beyaz makarna yerine kepekli makarna ve haftada 2-3 defa kuru baklagil yemek iyi olur. Mümkün olduğu kadar kızartmalardan, hamur işlerinden,

Bu şekilde beslenme, hem lif alımınızı dengede tutar, hem de vitamin, mineral açısından zengindir. Bütün ramazan ayı boyunca bunlara dikkat ederseniz kilo kontrolünüz daha kolay olur, beraberinde hazım sorunları yaşamazsınız. Ömrünüze ömür katarsınız. Ramazan ayında sağlıklı zayıflamanız için örnek iftar ve sahur önerisi

İFTAR • 1 kase çorba • 1 dilim ekmek • 5-6 yemek kaşığı sebze veya et yemeği • 1 kase cacık, yoğurt, hoşaf • Bol salata İFTAR SONRASI ÖĞÜN • 1 bardak süt / ayran / yoğurt (üçünden birini tercih etmelisiniz) • 1 büyük şeftali • 4 kayısı

DERGİ HABEREXEN’in Ücretsiz Tanıtım Ekidir. Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi

Mustafa ÇAKIR

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ

Ahmet AK

HABER MERKEZİ

Mustafa BİLİK

22

www.haberexen.com

HALKLA İLİŞKİLER

HUKUK DANIŞMANLARI

REKLAM REZERVASYON

YÖNETİM YERİ ADRESİ

Tel : 0 362 432 64 64 Faks : 0 362 435 47 77 Mail : abone@haberexen.com

Rezervasyon Tel: 0 362 432 64 64 Rezervasyon Mail: reklam@haberexen.com

AV. Hakan KARADUMAN AV. Hasan Tahsin ŞENGUL AV. Adem AKSOY

Ulugazi Mh. 19 Mayıs Bulvarı Sarı Konaklar Apt. No: 16/1-3 SAMSUN

BASIM YERİ

Erol Ofset Ltd. Şti. Pazar mh. Necati Efendi Sk. No: 43 / SAMSUN Tel: 0 362 431 98 96

www.haberexen.com Bu dergi, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.


HABEREXEN RAMAZAN

www.haberexen.com

23



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.