Haberexen #41 Mart 2013

Page 1


HABEREXEN


HABEREXEN

®

Yerel Seçimlere Giderken!.. Yıllar su gibi akıp geçiyor. Vaatler ise ne yazık ki unutulmuyor. Yerel seçimlere tam bir yıl kala Dergi HABEREXEN, önemli bir çalışmaya imza attı. Başkanlara vaatlerini hatırlattı ve neleri yaptıklarını ya da yapamadıklarını masaya yatırdı. Eksikleri de olabilir elbette; sosyal sorumluluk açısından son derece yararlıydı. Arkadaşımız Mustafa Bilik, bu dosya için hemen her belediye başkanının kapısını çaldı. Tabi kimisi konuşmayı bırakın ne vaat ettiğini bile hatırlamak istemedi. “Başka bir konu var mı?” diye sordular. Tercih onların. Sandık çok yakın. Samsun, Türkiye’nin ayrılmaz bir parçası. O nedenle 2014 yerel seçimleri 2013’ün Ekim’inden başlayarak çok hararetli geçecek. Kimi zaman, -muhtemeldir ki- belden aşağı vuruşların da yaşanacağı bu süreçte seçmen ise en çok mevcut başkanların karnelerine bakarak “yeni isim deneyin, eskiden ne gördünüz!” diyenlere kulak verecek. Mart 2013 dosyası Mart 2014’de seçime yeniden girecek belediye başkanlarının bir tür karnesi. Bir başka açıdan son viraja girerken mevcut belediye başkanlarına, “hizmetlerinin röntgen raporunu sunuyoruz” da diyebiliriz. Gerçekleşen vaatlerin mutlu ettiği kadar yapılmayanların faturasını da seçmen ödetecek. Bu ayki kapak dosyamız nereden bakarsak bakalım; hem seçmenin hem de halen icranın başındaki belediye başkanlarına önemli uyarılarda bulunuyor. 41’inci sayımızın kapak dosyasının altındaki diğer haberleri de ilgiyle okuyacaksınız.

www.haberexen.com AYLIK HABER DERGİSİ Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa ÇAKIR SORUMLU YAZI ISLERI MÜDÜRÜ

Ahmet AK HABER MERKEZI

Mustafa BILIK Mert Volkan GÜN Cüneyt YASAR HALKLA ILISKILER

Ekrem Yunus KESICI Onur NURDEMIR Tel Faks Mail

: 0 362 432 64 64 : 0 362 435 47 77 : abone@haberexen.com

REKLAM SATIS

Yavuz YAMAN Kürsad TEKOLUK Rezervasyon Tel : 0 362 432 64 64 Rezervasyon Mail : reklam@haberexen.com HUKUK DANISMANLARI

AV. Hakan KARADUMAN AV. Hasan Tahsin SENGÜL AV. Adem AKSOY TASARIM

DOMİNOGRAFİK BASIM YERI

Erol Ofset Ltd. Şti. Pazar mah. Necati Efendi Sk. No: 43 / SAMSUN Tel: 0 362 431 98 96 YÖNETIM YERI ADRESI

Ulugazi Mh. 19 Mayıs Beulvarı Sarı Konak Apt. No: 16 / 1 - 3 SAMSUN YAYIN TÜRÜ

Aylık Yerel Süreli Yayın ISSN: 2147-4397

Bu dergi’de yer alan yazı, makale, fotoğraf ve illüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ‘ye aittir. Yazılı ve ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır. Bu dergi, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

Sayı 41 / Mart 2013

3


HABEREXEN

Sayı 41 / Şubat 2013

d o s y a l ar 3 EDİTÖR 6 AKILDA KALANLAR 8 KÖŞE YAZISI - BEKİR REŞİTOĞLU 10 SAMSUN’UN HELAL GIDA KARNESİ ZAYIF 12 ÇİFTLİK AÇIK AVM OLUYOR 16 2014 YERELE ERKEN BASKI 30 KÖŞE YAZISI - HÜSEYİN AKAN 32 SÜSLÜ GRUPTAN SAMSUNLULARA E-TİCARET PORTALI 34 KOMŞULUK İLİŞKİLERİ ÖLDÜ HIRSIZLARA GÜN DOĞDU 36 ENGELLİ KADINLARA POZİTİF AYRIMCILIK 38 SAMSUNLULAR BAKLAVAYI KEŞFETTİ 40 KÖŞE YAZISI - AYLİN TAT 42 BU MUTFAKTA HAYAT VAR 44 VELAYETTEKİ TEK KRİTER ÇOCUĞUN MENFAATİ 48 DİPLOMALAR EV DUVARLARINI SÜSLEMEK İÇİN DEĞİL 52 SİGARA SİZİ BIRAKMAZ, SİZ SİGARAYI BIRAKIN 56 BUYRUN BRUNCH KEYFİNE! 58 ATİLLA ÖZMEN; “İLK ALTILIYI YAKALAYABİLİRİZ. 60 KÖŞE YAZISI - AYDIN DOĞDU 64 FUTBOL - SAMSUNSPOR 66 SİNEMA

4

Sayı 41 / Mart 2013


Say覺 41 / Mart 2013

5


Akılda Kalanlar

BDP’Lİ VEKİLLLERİN NE İŞİ VARDI KARADENİZ’DE? BDP’li vekillerin PKK terörünün bitirilmesine yönelik çözüm sürecini anlatmak için Karadeniz turuna çıkmaları belki de baştan hatalı bir karardı. Sinop ve Samsun’da yoğun tepkiyle karşılaşması bu çerçeveden bakıldığında normal. Ülkenin başbakanı ve bakanları binlerce polisin korumasıyla Güneydoğu illerine gidebilirken, milliyetçi duygularla çalkalanan illerin halklarına ne anlatılacaktı ki? Hem sırası mıydı bunun? Sözle ikna mümkün idiyse, 20 yıldır nice kan akmaktaydı? Ama gerçeğin diğer boyutu da en az ilki kadar ehemmiyetli ve hassas. Terör belasından medet umanlar ve beslenenler her türlü provokasyonu organizede mahirdiler. Azami dikkat gerekmekte, onların oyunlarına kurban olmamak için. Neyse ki, BDP İstanbul milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Sırrı Süreyya Önder, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ile İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel ve Halkların Demokratik Kongresi Eş Başkanı Fatma Gök’ten oluşan heyet, gösterilen tepkileri dikkate alarak programlarını kesip Ankara’ya döndüler de, tehlikeli senaryolar sahneye konamadı.

SAATHANE’DE YIKIM BAŞLADI Samsun Büyükşehir Belediyesi ile yaklaşık 250 esnafı karşı karşıya getiren “Saathane Meydanı Kentsel Dönü şüm Projesi” kapsamındaki yıkım işlemi sonunda icraya konuluyor. Proje, uzun süredir kamuoyunu meşgul etmekte ve neticesi merakla beklenmekteydi. Büyükşehir ekipleri, tapusu Vakıflar Genel Müdürlüğü üzerine kayıtlı veya satın alınarak kamulaştırılan 17 dükkândan başladı yıkıma.

ABD HEYETİNDEN ZİYARET ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi Bölüm Diplomatı Adam Cardwell, Elçilik Hava Ateşesi Albay Ralph Hanson ve Deniz Ateşesi Yarbay Michael Buckley, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ı makamında ziyaret ettiler. Başkan Yılmaz misafirlerini Samsun’un ticari ve kültürel özellikleri hakkında bilgilendirdi. Heyet, limana daha sonra gerçekleşecek muhtemel ziyaretlere ilişkin durum değerlendirmesi amacıyla gelmiş vilayetimize.

400 MİLYON NÜFUSA SAMSUN-KAVKAZ TREN FERİ! Samsun Kavkaz Tren Feri Hattı, Türkiye ve Rusya Federasyonu ulaştırma bakanlarınca hizmete açıldı. Rusya’nın ülkemiz üzerinden Orta Asya ve Orta Doğu’ya kombine yük taşıyabilmesini sağlıyor hat. Rus Bakan Maxim Y. Sokolov, Bakan Binali Yıldırım’ın, limanın sanayi rıhtımındaki törende misafiriydi. İki ülkenin demiryolu hat açıklıkları farklıydı. Yine de nakli mümkün kılabilmek için düşünülen söz konusu proje 2005’te başladı. Vagonlar Rusya’nın Kavkaz Limanı’ndan tren ferilerine bindirilmekte ve Samsun Limanı’na getirilmekte. Burada da Türk demiryolu hat açıklığına uygun (UIC) bojilerle değiştirilerek demiryolu şebekesinde ya da Türkiye üzerinden transit olarak Orta Doğu ve Avrupa ülkelerine taşınmakta. TCDD gabarisiyle uyumsuz Rus vagonlarındaki yükler 6

ise, limanımızdan karayolu araçlarına veya TCDD vagonlarına aktarılıyor. 22 Aralık 2010 tarihinden beriki karşılıklı 62 seferde 2 bin 298 vagonla yaklaşık 63 bin ton yük taşındı. Hinterlandındaki 400 milyon nüfusla Türkiye, kuzey-güney ve batı-doğu koridorlarında etkin bir konuma gelmesi bekleniyor hattın. TürkiyeRusya ticaretini de kamçılayacak ayrıca. Karadeniz limanlarına bağlantılarla TRACECA koridorunu geliştirecek. Karadeniz’e değen diğer ülkeler Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ile Türki Cumhuriyetler ve İskandinav ülkelerinin; Akdeniz, Ortadoğu, Orta Asya, Hindistan ve Çin irtibatına zemin oluşturacak öte yanda. Yatırım maliyeti 10 milyon lira. Yılda 200 bin ton yük taşınması planlanıyor. Sayı 41 / Mart 2013


EKMEK İSRAFINDA KAHREDİCİ ORANLAR

Vali Hüseyin Aksoy açıkladı üzücü istatistiği: “Türkiye’de üretilen ekmeğin yüzde 5,9’ü israf ediliyor. Oran Samsun’da yüzde 14,6’ya çıkıyor.” Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başlattığı israfı önleme kampanyasında çok iş düşüyor Samsunlulara. Ekmeği çöpe atmayarak yılda 10 milyar 546 milyon lira tasarruf edebilir ülkemiz. Aksoy, “Bu para ile 5 kişilik bir aile baz alındığında 104 bin aileye yoksulluk sınırında geçilebilecek bir kaynak sağlamış olacağız. 161 bin 708 kişiye asgari ücret ödenir. Yine israf edilmemiş ekmek olmasaydı 100 yataklı 80 hastane, 16 derslikli 500 okul ve 500 kilometrelik bölünmüş yol yapabilecektik.” türü sayısal değerlendirmelerle detaylandırıyor kaybın boyutlarını.

SAMSUN-KRASNODAR DİREKT UÇUŞLARINA BAKAN ELİ Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım, SamsunKrasnodar arası uçak seferleri konusunda çalışma yapacaklarını söylüyor. “Mart ayı içerisinde Rusya ve Türkiye Havacılık otoritelerinin yapacağı toplantıda enine boyuna ele alınacak ve bu konuda yapılabilecek imkânlar neyse oda etraflıca değerlendirilecektir.” diyor, bakan. Samsun’un gittikçe geliştiğini belirterek, “Samsun raylı sistemi ile lojistik merkezleri ile bölünmüş alt yapısı ile ve özellikle limanlarındaki yük elleçlemesi ile günden güne ülkemizin büyümesine ülkemizin büyümesine, kalkınmasına ve istihdama katkı yapan önemli büyükşehirlerimizden birisi olmaya devam ediyor.” diye konuşuyor ayrıca. Şehrin geçmişteki gibi gelecekteki istikbal mücadelesinde yerini alacağını kaydediyor: “10 yıldır Samsunumuza yatırımı hiç ama hiç hız kesmeden sürdürdük. Bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğiz.”

FINDIK İHRACATIMIZ DÜŞTÜ Karadeniz İhracatçılar Birliği (KİB), Türkiye’den Eylül 2012-Ocak 2013 arasındaki 5 aylık sürede 113 bin 934 ton fındık ihraç edildiğini ve bunun karşılığında ülkeye 897 milyon 61 bin 146 dolar girdiğini açıkladı. Geçen yıl aynı dönemine göre gerileme var. Bir önceki sezonda 155 bin 161 ton fındık satılmış ve 914 milyon 720 bin 47 dolar kazanılmıştı.

Sayı 41 / Mart 2013

İKİ OVALI SAMSUN’A DA İTHAL SAMAN

Çarşamba ve Bafra gibi iki verimli ovaya sahip Samsun da kaba yem darboğazından etkilendi. Bulgaristan ve Rusya’dan 7 bin ton saman ithal edilecek şehre. Bunun 350 tonu limana ulaştı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı eliyle gerçekleşiyor ithalat. Gelemen çiftliğinde besicilikle uğraşan özel bir firma da ihtiyacını karşılamak üzere İspanya’dan Yeşilyurt Limanı’na iki bin ton yonca getirtti bu arada.

SAMSUNSPOR EMİN ELLERDE

Emin Kar, genel kurulların 22 Temmuz 2012’deki olağanüstüsünden sonra olağanında da başkanlığa seçildi. İkincisinde de başka aday taşın altına elini koymamıştı zaten. O, bu takımın efsane kaptanıydı ve gemiyi terk etmemeye yeminliydi. Göz yaşlarıyla yaptığı konuşmasında, “Eksiğimiz ve yanlışlarımız oldu ancak kötü niyetimiz asla olmadı. Takım kötü gittiğinde uykusuz geceler geçirdik, kazandığımızda ise sevinç gözyaşları döktük. Samsunspor taraftarı ne hissediyorsa, bizde o duyguları yaşadık. Çok haksız eleştirilerle karşılaştık. Ama bunları ben doğal olarak karşıladım. Başkanlık çok yorucu bir makam. Kaza olalı 24 sene oldu ben bu süreçte 1 kilo bile vermemiştim. Ancak 6 ayda 9 kilo birden verdim.” diyordu. Dileriz ki, kongredeki gibi, sezon sonunda da ayakta alkışlanır ekibi ve futbolcularıyla birlikte. 7


Köşe Yazısı

Bekir Reşitoğlu Oyunculuğumuz oscar’lık, ya sonumuz? Şiddetle barışa ihtiyacımız var. Ama şiddetle barış gelmiyor. Her mevzuu tartışabilmeliyiz. Ne yazık ki, tartışmaların sonu yok. Hepimiz aynı dünyada yaşıyoruz. Ancak paylaşamıyoruz. Neyi? Dünyayı. Hangi dünyayı? Bu dünyayı. Dünya denilen yer, uzayda bir zerrecik. Tıpkı vücudumuzdaki trilyonlarca hücreden biri gibi. Önce Güneş sistemine üye. Güneş sistemiyse Samanyolu galaksisinin bir parçası. Uzayda milyarca galaksi gezinmekte. İşte biz bu dünyayı paylaşamıyoruz. Peki, ne kadar ömür sürüyoruz yeryüzünde? Taş çatlasa 100 yıl. Kapladığımız yer kaç metrekare? İki diyelim. Dünya kaç yaşında? Cevaplar muhtelif. Önemi de yok aslında. Fakat hangi vakit sonlanacağı ilgilendiriyor tüm insanlığı. En azından hayattakileri. Kıyamet ne zaman kıyamet? Allah biliyor zamanını. Yerle bir olacak dünya kıyametle. Ya sonra? Buraya dek miydi hikayenin hepsi? Ufak bir sessizlik oldu sanırım, farkındayım. Gayet normal. Asıl sessizlikteki çığlıkları duymak esas insanlara. Kalabalıklarda yalnız kalabilmek evla. Yalnızken evrendeki hakikatleri görebilmek maharet. Hayat öyle de geçiyor, böyle de. Ya zenginiz, ya fakir. Kimimiz erkek, kimimiz kadın. Bir eli yağda diğer eli 8

balda bazılarının. Kuru ekmek bulamıyor milyonlarcası. İsraf insafsız boyutlarda. Yardımseverlik, enayilikle eş. Egolar hükmediyor ilişkilere. Samimiyet tedavülden çoktan kalkmış. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Arka mahallelerden kahrolsun faşizm sesleri. Sermayeyi düşman ilan etmeler. İşçi sınıfını kutsamalar. Emeğin hakkının alındaki ter kurumadan verilmesini söyleyen İslam’dan bihaberlik. “Bu ne yaman çelişki anne”, diyen Ahmet Kaya’yı linç eden zihniyet bugün kendini gizlemekte. Ulusalcılığı, ulusal marştaki ulus kelimesiyle karıştırıyor yüz binlerce gencimiz. Bu ülkede ne derin oyunların oynandığından, kurgulu rejimin bölücülük ve irtica sigortalarıyla güvence altına alındığından bahsettiğinizde, size uzaylı muamelesi yapıyor. Şimdi sıkı durun: PKK terörünün bitirilmesi adına fikirler üretiliyor herkesçe. Değişik düşünceler dile getiriliyor. Ortak noktada buluşulmak isteniyor. Hiç aklınıza geliyor mu şu soru: Acaba PKK’yı kuranlar, kurulmasına ortam hazırlayanlar ve ondan nemalananlar neler hissetmekte bu süreçte? Ve bundan sonrasına neyi tezgahlamaktalar?

Türküyle, Kürtüyle, Çerkesiyle, Gürcüsüyle, Arnavutuyla, Lazıyla, Balkan Göçmeniyle, Arapıyla, Acemiyle, Rumuyla, Ermenisiyle, başka bilmem hangi milleteniyle bir gün göçeceğiz dünyadan. Öleceğiz. Eylemlerimiz, davranışlarımız, projelerimiz ve eserlerimiz burada kalacak. Günahlarımızı sırtımıza sarıp, sevaplarımızı da göğsümüze basıp ötede huzura çıkacağız. Filmlerimizi izleyeceğiz. İnanın hepsi de Oscar’lık. En iyi oyuncuyuz. Senaryo mükemmel. Ne bir eksik, ne de fazla; aynısını göreceğiz ömrü hayatımızın. Ha inanmıyorum buna diyenler de vardır muhakkak ki. Onlara da baştaki soruları hatırlatıyoruz. Öylesine uğradığımız dünyayla ya da orada yaşayanlarla ne alıp veremediğimiz olabilir ki; böylesine hırslanalım. Paşaya ideoloji mi götürüyoruz? İnsaniyet için mi dediniz? Hangi insanlık? Neden insanlık? Neye yarar insanlık? Yoksa bir din midir insanlık? Kendisi pişirip kendisi tapan… İki tweet mesajıyla bitireyim yazıyı: “Bilinen evrende Allah’ın olmayan var mı? Var diyenler bir adım öne çıksın ve sakın arkasına dönmesin...”, “Bir daha dünyaya gelseniz, şimdiye kadarki ömrünüzü nasıl yaşardınız? Hadi bundan sonrasını öyle yaşasanıza”

Sayı 41 / Mart 2013


Say覺 41 / Mart 2013

9


Gündem

Bütün dünyada yaygınlaşmasına rağmen

Samsun’un helal gıda karnesi zayıf Samsun Müftüsü Hayrettin Öztürk, “İnsan harama düşmeden Yüce Yaratıcı’nın kendisi için çıkardığı helal ve temiz nimetlerden faydalanabilir. Eşyada asıl olan helal olmaktır. Hakkında bir hüküm gelmemiş olan şeyler helaldir.” diyor. Günümüz şartlarında Türkiye’de makineyle hayvan kesiminin zaruri olmadığının altını çiziyor.

H

elal gıda standartlı ürünlerin imalatı ve tercihi dünya genelinde yaygınlaşıyor. Bu bir moda ya da akım değil. Bilinçlenmenin tabi sonucu. İnsanlar yediğinin içeriğini ve oluşum şartlarını bilmek istiyor artık. Kavramın Samsun’daki popülerliği ve uygulanırlığı için olumlu cümleler kuramıyoruz maalesef. Çünkü helal gıda sertifikasına sahip tek firma var koca şehirde. O da fındık işleme üzerine faaliyet gösteriyor. Oysa onlarca yiyecek imal edilmekte ve canlı hayvan kesimi yapılmakta. Et ham veya işlenmiş halde piyasaya sürülmekte. Söz konusu belgenin evrenselliği 10

de mühim bir gerekirlik ve kıstas. Dünya Helal Örgütü’ne (World Halal Council, WHC) üye belgelendirme kuruluşlarından alınan sertifikalar bu özellikte. Olayın mevzuat boyutuna ilişkin bilgileri de irdelemekteyiz dosyamızda. Ama ilkin dini boyutuna yöneliyoruz. Adı üstünde, ‘helal’ öncelikle İslami bir olgu. Kelime, Arapça. Yasal, meşru ve geçerli manasında. Muhalifiyse, haram. Gıda ticareti yurt içinde de ve dışında da zor. 1,5 milyar Müslüman nüfusun hassasiyetleri ağırlık kazanmakta. İhracatta helal belge şartı kaideleşiyor neredeyse. Pazarlama ilkeleri arasındaki yerini sağlamlaştırmakta yıllar geçtikçe. Firmalar mecburen hedef kitleye göre şekilleniyor. Her serti-

fikadaki gibi helalde de muteber, ehil ve tarafsız kurumlar yürütüyor denetimleri. Ayrıca sağlığa uygunluk ve safiyet de özenle kontrol edilmekte. Helallikteki birincil kriterlerdendir temizlik ve semizlik. Allah (c.c)Kuran-ı Kerim’inde Müslümanlara ve bütün insanlara helal yemelerini emrediyor: “Ey İnsanlar! Yeryüzünde bulunan gıdaların güzel ve temiz olanlarından yiyin şeytanın peşine düşmeyin, zira şeytan sizin apaçık bir düşmanınızdır.” (2/168); “Ey İman edenler! Size verdiğimiz rızıkların iyilerinden yiyin, eğer siz gerçekten yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız, O’na şükrediniz.” (2/172); “Allah’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş bulunduğunuz Allah’tan korkun.” (5/88) Sayı 41 / Mart 2013


Helal Sertifikası İçin Aranan Asgari Şartlar Ham maddeden mamul aşamasına kadar bütün proseslerde; içerikte ve katkı unsurlarında hem kaynak hem de temin yöntemi itibariyle İslami kriterlere ve insani gereklere uygunluk. Ürünün paketleme malzemeleri ve depolama şartlarında da aynı prensipler geçerli. İyi üretim uygulamaları (GMP), iyi sağlık bilgisi uygulamaları (GHP) ve HACCP şartlarını sağlamalıdır. Gerek ürünün üretim aşamalarında, gerek ürün bileşiminde yer alan bütün unsurlarda, gerekse ürün bileşimindeki her bir unsurun üründe bir araya gelmesiyle oluşabilecek etkilerinde İslami kriterlere, insani gereklere, sağlık ve temizlik şartlarına, beslenme bakımından gerekliliğe uygun vasıfları taşıması. İKT Üç Helal Standardı Belirledi İslam Konferansı Teşkilatı’nın (İKT) çalışmalarıyla 3 helal standardı belirlenerek işleyişe konuldu. Üye ülkeler sürece katkı sağladı. İslam Fıkıh Akademisi titiz incelemelerde bulundu. Neticede, İslam Ülkeleri Standartlar ve Meteoroloji Enstitüsü’nden (SMIIC) onay çaktı. Türk Standartları Enstitüsü (TSE) de Diyanet İşleri Başkanlığı’yla yakın iletişim kurarak 2011 Temmuz’unda helal gıda belgelendirmeye başladı. Dergi Haberexen’in mevzuya dair sorularını cevaplayan Samsun Mütfüsü Hayrettin Öztürk, “Bir imtihan dünyasında bulunan, ağır bir sorumluluk yüklenen insan başıboş ve sorumsuz olarak bırakılmamıştır. Dünyada yapıp ettiklerinden, kazandıkları ve tükettiklerinden, sağlığından, gençliğinden, gücünden, güzelliğinden, zenginliğinden, fakirliğinden vs. sorumluluk altındadır. Bu bilinci taşıyan müminler helal rızık kazanmak ve bu rızıkları helal daire içerisinde kalarak ve aşırılığa düşmeden kullanma duyarlılığına sahiptirler.” diyor. Helaller Yararlı, Haramlar Zararlı Öztürk’ten öğreniyoruz ki helal dairesi bir hayli geniş: “İnsan harama düşmeden Yüce Yaratıcı’nın kendisi için çıkardığı helal ve temiz nimetlerden faydalanabilir. Eşyada asıl olan helal olmaktır. Hakkında bir hüküm gelmemiş olan şeyler helaldir.” Kur’an-ı Kerim’de şöyle bildiriliyor: “O Allah ki yerde olanların hepsini sizin için yarattı.” (Bakara, 29.); “Allah’ın göklerde ve yerde olanları sizin emrinize verdiğini ve size açık ve gizli nimetlerini bolca ihsan ettiğini görmez misin?” (Lokman, 20.) Anlıyoruz ki, “Yenilmesi, içilmesi veya kullanılması ayet veya hadisler-

Sayı 41 / Mart 2013

le yasaklanmamış olan şeyler”, helaldir ve insanlara yararlıdır. Haram kılınanlarsa zararlı. “Şüphesiz O, size murdar eti kanı, domuz etini, Allah’tan başkası anılarak kesilen hayvanı haram kılmıştır; fakat darda kalana, aşırı git-

Gıda imalatındaki en etkin kriterlerden biri de helal sertifikasına sahiplik. 1,5 milyar Müslüman yaşıyor dünyada. Firmalar pazarlama tekniği açısından çok önemsiyor bu kıstası. Türk Standartları Enstitüsü de 2011 Temmuz’dan bu yana helallik belgesi düzenliyor. Sertifikanın evrenselliğine bakılmalı öncelikle. İslam Konferansı Teşkilatı’nın çalışmalarıyla belirlenmiş üç genel standart var. memek ve haddi aşmamak şartiyle günah yoktur.” (Bakara, 173 )” ayetindeki inceliğe de dikkatleri çekiyor Öztürk. “Günümüzde pek çok hazır ve işlenmiş gıdaların insan hayatına girmesi gerçeği düşünüldüğünde bu gıda maddelerinin üretim süreçlerinin, evsaf ve içeriğinin bilinmesi ve iyi tahlil edilmesi önem arz etmektedir.” belirlemesinin ardından “Haram kesin ve açık naslarla işlenilmesi yasaklanan fiiller olarak tanımlanır.

Haramın sabit olması için, kesin ve şüphesiz bir delil şarttır. Zira Kur’an-ı Kerim’de: “Dillerinizin yalan yere vasıflandıra geldiği şeyler için: Şu helaldir bu haramdır demeyin. Çünkü (bu suretle) Allah’a karşı yalan düzmüş olursunuz. Allah’a yalan düzenler ise, şüphe yoktur ki, asla felah bulamazlar.” (Nahl, 116.)” bilgisini aktarıyor. Özetle, “Yerde ve gökte yaratılanların -haram kılınanlar hariç- hepsi de insanlar için. (Bakara, 29)” ve “Allah (c.c.) insanlara bütün temiz şeyleri helal, pis (ries ve necis) olan şeyleri de haram kılmıştır. (Maide 5)” “Makineli Kesim, Türkiye’de Elzem Değil” Kümes ya da ahır hayvanlarının kesim şartları helallikle yakinen alakalı. Sertifika sürecinde gidip bizzat bakılıyor kesimhanelere. Günümüz Türkiye’sinde makineyle kesimin zaruri olmadığının altını çiziyor Müftü Öztürk: “Ancak, yurt dışında bu durum elzem olduğundan oradaki gıdaların tüketilmesinde sıkıntı yok. Ülkemizde elzem değil. Türkiye’de de gelecekte zaruret olursa o zaman zaruriyetten ötürü makineli kesim yapılabilir.” Biraz daha açıyor konuyu: “Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu olur vermiş olsa da günümüzde makineli kesim ülkemizde zaruri değil. Ülkemizde makineli kesim yapan firmalar mevcut. Bunlar belki de Helal Gıda Sertifikası’na da sahipler. En uygunu kasapların bıçak ile İslami şartlar altında Besmele çekerek hayvanları kesmesidir. Ancak, fabrika büyüktür; kesilen hayvan sayısı kasaplar ile yapılamayacak kadar çoktur o zaman zaruriyetten ötürü makineli kesim yapsa dahi sıkıntı olmaz.”

11


Kent

Büyükşehir’in projesi 2014’de başlayacak

Çiftlik, açık AVM oluyor Birkaç yıl evvel trafiğe kapatıldığında esnafı zorda kaldığını belirterek yeniden açılmasını sağlamıştı. AVM konseptiyle araçsızlaştırılıyor şimdi. Dükkan sahipleri destekliyor bu defa. Çiftlik Caddesi’ni Koruma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Cihat Karahan, Büyükşehir Belediyesi’nce üretilen Cadde AVM projesine güvendiklerini söylüyor.

12

Sayı 41 / Mart 2013


Samsun’un simgeleşen caddelerinden Çiftlik (diğer adıyla İstiklal Caddesi), AVM (Alış Veriş Merkezi) konseptiyle yeniden dizayn ediliyor. Proje, büyükşehir belediyesince hayata geçiriliyor. Trafiğe kapatılması işleri ne yönde etkiler sorusu bugün de tam anlamıyla cevaplanamıyor. Evvelki girişimde esnaf yeniden açılması için belediyenin kapısını suyolu yapmıştı.

tüm şehir mobilyaları değişecek. Görüntüyü bozan unsurlar tamamen yok edilecek. Projeyle yalnızca cadde sakinleri değil, şehir merkezinin geneli bambaşka bir havaya bürünecek. Öyle bir havza oluşturuluyor ki, bazı yerlerde dikine trafik de kesilecek. Ziyaretçilerin otopark ihtiyacının etkin çözümler

“Gelecekte çiftliğin bir mesken alanı olmayacağını ve tamamen bir ticaret alanı olarak şekilleneceğini tahmin ediyorum.”

beklediği de açık bir gerçek tabi ki. Bakalım nasıl hal yoluna konacak problem?

Enerji Verimliliği Kanunu Enerji Performans Yönetmeliği gereğince de, mevcut yapılar 2017 yılı sonuna kadar ‘Enerji Kimlik Belgesini’ bakanlığın belirlediği standartlara uygun statüye getirmekle yükümlü. Mecburiyeti fırsata dönüştürme

Çiftlik Caddesi’ni Koruma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Cihat Karahan, Büyükşehir’in Cadde AVM projesine güvendiklerini söylüyor: “Bu proje gerçekten Çiftlik Caddesi ve Samsun için çok büyük ve önemli bir proje. Bu tür projeleri çok iyi planlayarak yapmak şart. Başkanımız otopark olayına değindi. Bu çok önemli. Belli ki Sayın başkan ve ekibi bu proje üzerinde çok ciddi bir çalışma yapmış. Biz kendisine güveniyoruz. Biz kendileri ile sürekli iletişim halinde olmaya devam edeceğiz.” İlk kapatmada hazırlıksız yakalanmıştı dükkan ve mağaza sahipleri. Şimdi ciddi bir alt yapı çalışması var. Cadde üzerindeki binaların dış cepheleri, caddenin altındaki tüm altyapı tesisatı, tretuvarlar ve

Sayı 41 / Mart 2013

PROJE 2014’TE BAŞLIYOR Isı Yalıtımı ve mantolama yeni binalar için zorunlu. 5627 sayılı

13


Kent

düşüncesinde Büyükşehir. Alt yapı ve cadde çalışmalarını 2014’te hızlandıracak. Bina cephelerindeki revizenin bu yılın sonuna dek bitirilmesi gerekiyor. Şunu peşinen belirtebiliriz ki, tamamlandığında, şehrin turizm hareketliliğine de katkı sağlayacak proje. Trafik caddeye dik yollardan aka14

cak. İlkin alt yapılar yenilenerek doğalgaz hattı geçirilecek. Daha sonra görme ve fiziksel engelli vatandaşlara elzem düzenlemeler gerçekleşecek. Kaldırımlar belediyenin kendi tesislerinde üretilen doğal taşla kaplanacak. Havada gergi sistemiyle aydınlanacak cadde. Yürüyüşe engel direkler kaldırılacak. Genişleyen alana AVM formatında

kent mobilyaları yerleştirilecek. Peyzajlı haliyle, Türkiye genelinde adından söz ettirecek bir kimliğe kavuşacak Çiftlik. KARAHAN: “CADDEMİZİN AÇIK AVM OLMASI BİZİ MUTLU EDER” Caddelerini geliştirmek, güzelleştirmek ve ticaret hacmini artırmak istediklerini de anlatıyor Cihat Sayı 41 / Mart 2013


İlk kapatmada hazırlıksız zırlıksız yakalanmıştı yaka lanmıştı dük dükkan kan ve mağaza sahipleri. Şimdi ciddi bir alt yapı çalışması var. Cadde üzerin deki binaların dış cepheleri, caddenin altındaki tüm altyapı tesisatı, tretuvarlar ve tüm şehir mobilyaları değişecek. Görüntüyü bozan unsurlar tamamen yok edilecek. Projeyle yalnızca cadde sakinleri değil, şehir merkezinin geneli bambaşka bir havaya bürünecek

Karahan: “Bu amaçla Samsun Büyükşehir Belediye Başkanımız Yusuf Ziya Yılmaz’ın, caddemiz hakkındaki plan ve projelerine tam destek veriyoruz. Samsun gelişmekte ve kalkınmakta olan bir şehirdir. Bunda Yılmaz’ın katkıları büyüktür.” AVM’lerden korkmadıklarını da ifade ediyor diğer yandan: “Onlarla nasıl rekabet edebiliriz, onun planlarını yapmak istiyoruz. Caddemizin trafiğe kapanması ve açık AVM olması bizi mutlu eder. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi’ni destekliyor ve takdir ediyoruz.” İldeki iskânlaşmanın başka semtlere kaydığını belirterek, caddenin gelecekte sadece ticaret için kullanılacağını da öngörüyor Karahan: “Çiftlik Caddesi açık bir Cadde AVM olduğunda burada ikamet eden vatandaşlar dairesini iyi bedeller ile ticarethanelere kiraya verip daha ucuz fiyata başka bir yerde ikamet etmeyi tercih edebilir. Çiftlik Caddesi’ndeki ticarethaneler 5-6 katı birden kullanacak kapasitede. Ancak diğer katlarda ikametler olduğu için bu pek mümkün olmuyor. Gelecekte çiftliğin bir mesken alanı olmayacağını ve tamamen bir ticaret alanı olarak şekilleneceğini tahmin ediyorum.” Caddenin bir zamanlar ki ikinci el oto pazarı hüviyetini de hatırlatıyor ayrıca. Araçlar satılana dek park edildikleri yerde kalırmış. Asıl trafik yükünü, turlama maksatlı geçişlerin Sayı 41 / Mart 2013

Proje ile Çiftlik Caddesi’nin Osmaniye Caddesi ile Lise Caddesi arasında kalan ve yaklaşık 705 metre uzunluğundaki bölümünde uygulanacak. Genişliği 14,5 metre olan caddenin üzerinde her iki cephesinde yer alan 80 binanın modern kent estetiğine yakışır bir anlayış ile düzenlenmesi ve cephelerin Enerji Kimlik Performans Yönetmeliğine uygun olarak tasarlanması ile birlikte Cadde AVM statüsü kazandırılacak. Cadde araç trafiğine kapatılarak caddeye dik yollar ile araç akışı sağlanacak. Araç trafiğine kapatılan caddede öncelikle alt yapılar yenilenerek doğalgaz hattı geçirilecek. Daha sonra görme ve fiziksel engelli vatandaşların kullanımına uygun düzenlemeler yapılacak. Kaldırım düzenlemesinde kullanılacak malzeme belediyenin kendi tesislerinde üretilen doğal taş ile kaplanacak. Aydınlatma havada gergi sistemli olacak ve yürüyüşe engel direkler kaldırılacak. Genişleyen alanda AVM formatına uygun kent mobilyaları ile peyzaj düzenlemeleri yapılarak Çiftlik Caddesi Türkiye genelinde adından söz ettirecek bir kimliğe kavuşacak. oluşturduğunu da kaydediyor. Dükkanına uğrayan 20 müşteriden ikisinin otosuyla caddeye girdiğini, çoğunluğun yaya dolaştığını ifade ediyor. Trafikten men ticareti sendeletmeyecek ona göre. Birkaç

yıl evvelki yasaklamaya dairse, “O dönemde cadde sadece araç trafiğine kapatılmıştı. Belki alt yapısı ve gerekli hazırlıklar tamamlanmadan oysa bu defa durum farklı. Bu defa ki bambaşka bir proje.” diyor. 15


Kapak

Sağlıklı seçim kültürü için

2014 yerele erken baskı Mart 2014’deki yerel seçimler hem ülke siyasetinin gelecek 5-10 yılına yön verecek; hem de politik kültürün gideceği rotayı belirleyecek. Sadece mahalli bir seçim yaşamayacak Türkiye. Çok önemli kararlara imza atacak. 10 yılı aşkın süredir iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) için test anlamı da taşıyor. Bazı konularda tamam mı devam mı derken; kimilerinde de radikal çözümlere sarılacak. Dergi Haberexen büyük sınava bir yıl kala başkanların kapısını çalarak 2009’daki vaatlerini hatırlattı. Aslında sağlıklı seçim sürecine; demokratik parlamenter sistemlerde yasama, yürütme ve yargının yanına eklenen 4’üncü kuvvetin katkısı bu. 16

Yerel seçimlerin sonuncusu 29 Mart 2009’da yapılmıştı. Yenisine daha bir yıl var. O yüzden pek gündemde değil. Birkaç ay kala yaşanır hep yoğun tartışmalar. Kuru gürültü ve kargaşa ortamında herkes bir şeyler söyler ama hiçbiri doğru dürüst anlaşılmaz. En önemlisi de ‘geçen 5 yılda mevcut başkan ve ekibi hangi sözleri vermişti’ ile ‘bunların ne kadarını yerine getirdi’ sorularının cevapları havada kalır. Muhalefetin de işine gelir bu süreç. Çünkü aslında onların da ciddi hazırlıkları yoktur. Seçmene ne anlatacaklardır, neleri vaat edeceklerdir? 2014 Mart’taki sandık klasiklerinden farklı biraz. 10 yılı aşkın süredir iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK

Sayı 41 / Mart 2013


Anayasa, kürt problemi ve başkanlık Kürt problemindeki çözüm çabalarının varacağı noktalar ile anayasa yazımındaki mutabakat seviyesi de seçmenin dikkatlerini cezp edecek. BDP’li vekillerin Karadeniz turundaki olaylar ve mesajlar yabana atılamaz. Başkanlık sisteminin nihai durumu Mart 2013’te belirlenecek. Sıra dışı bir değişken bu. Referandumla halka sual edilirse, 2014 yerelin yanı sıra cumhurbaşkanlığı seçimini de derinden şekillendirecek. Solun günümüzdeki tek temsilcisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) için de hayati ehemmiyet arz ediyor Mart 2014 mahalli seçimleri. En azından psikolojik eşiklerin zorlanacağı yarışta boyunu görecek. İnandırıcılığını ölçecek. Politikalarının isabet katsayısını tartacak. Kimse ondan 1989’daki başarıyı tekrarlamasını beklemiyor. Tabloya göre imkansız zaten. Hem o seçimde büyük medya desteğiyle yıpranan Anavatan Partisi (ANAP) avantajına sahipti sosyal demokratlar. Merhum Turgut Özal’ın ‘kemer sıkma politikası’ muhalefetin keskin kozuydu. ‘Orta direğin ezildiği’ söylemi prim toplamaktaydı. Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) ‘limon gibi sıkılmayın’ sloganı da umulandan fazla tesir oluşturmuştu. Neticede, ANAP şoka uğramış, SHP ise müthiş bir çıkış yakalamıştı. Yerelin ötesindeydi politik sarsıntı. Şimdi temel soru şu: Acaba, CHP benzer bir atak gerçekleştirebilir mi?

Sayı 41 / Mart 2013

Parti) için test anlamı da taşıyor. Sadece mahalli idarecinin kimliği belirlenmeyecek o kritik gün; Türk siyasi hayatının ilerleyeceği yön de işaretlenecek. Normalde genel ile yerel seçim sonuçları itibariyle ayrı tutulurdu. Vatandaş parlamentoya

göndereceği adayla, sık sık yüz yüze karşılaşacağı belediye başkanını değişik açılardan değerlendirirdi. Tabi ki bu eğilim yine ağırlığını koruyacak fakat Meclis’teki sandalye dağılımı da gözetilecek. Bambaşka rüzgarlar esecek.

2009’da ne demişlerdi, ne kadarını yaptılar? Dergi Haberexen yazı işleri kafa yordu bu detaylara. 12 ay evvelinden masaya yatırmayı kararlaştırdı 2014 Martı’nı. Belki de ilk kez Türk basını böyle bir değerlendiremeye girişiyordu. Habercilik anlayışımızdaki özgünlüğün dışa vurumuydu düşüncemiz. Tek başkanların kapısını çaldık. 2009’daki vaatlerini hatırlattık ve muhasebe istedik kendilerinden. Umarız şehrin geneline yayılır bu hava. Kırmadan, gücendirmeden, polemiğe kaçmadan ve demagojisiz objektif kritikler üretilir zihinlerde. Olgun irdelemeler ortaya konur. Samsun, büyükşehir belediyesi statüsüyle idare edilmekte. Merkezi yerel otoritenin kapsama

sahası il sınırlarına genişledi. Bu da renk katacak 2014’deki iradelere. Türkiye, yerinden yönetimin güçleneceği rotada. Demokrasinin kökleşmesi ve yerleşmesiyle birebir orantılı bu seyir. Ankara endeksliliğin faturasını ödüyoruz onlarca yıldır. Devlete yaslanma alışkanlığının sebebi de bu. Hala memurluğun popülaritesini korumasının da. Sivil hareketlilik şart artık. Müteşebbisçi ruhlar desteklenmeli. Halk yönetime katılmalı. Bireysel çıkarlardan ziyade ortak huzur, mutluluk ve refah hamleleri peşinde koşulmalı. İşte sıraladığımız bakış zenginliği de rol oynayacak bir yıl sonraki belediye seçimlerinde. Adaylarda bu doğrultuda vizyon aranacak.

Medya için de büyük sınav olacak Eklemeden geçemeyiz ki, Samsun medyası da ciddi sınav yaşayacak anlattığımız dönemde. Haber, yorum ve yazılarıyla ideale mi katkı sağlayacak yoksa adayların paralı ilanlarına mı odaklanacak? Unutulmamalı ki, basın 4’üncü kuvvet kabul ediliyor, demokratik parlamenter sistemlerde. Kimi zaman; yasama, yürütme ve yargıyı yönlendirebiliyor. Yerinden yönetimin sağlam zemine oturmasında yerel medyanın görevi birincil hassasiyette. Gerek şart da denebilir. Asli

fonksiyonlarıyla uyumlu mahalli basından mahrumsa yerel yöneticilerin kalitesi yetmeyebilir demokrasinin serpilmesine. Kısacası; ekonomisiyle, sanayisiyle, ticaretiyle, tarımıyla, özel sektörüyle, kamu yatırımlarıyla, sağlığıyla, eğitimiyle, kültürüyle, sanatıyla, turizmiyle, sporuyla ve halkıyla bütünleşen başkanlar devrine gitmekteyiz. İdeolojilerin vasıtalaştığı, dünya gerçeklerinin gözetildiği ve ilerlemelerin yakinen takip edildiği yoldayız.

17


Kapak

Yusuf Ziya Yılmaz’ın sözleri ve yaptıkları Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, 29 Mart 2009 seçimleri öncesinde “Stratejik Plan ve Yatırım Programı 2009-20014’ başlığı altında duyurmuştu vaatlerini. Hazırlattığı katalogdaki konuları ve bugünkü vaziyeti karşılaştırdık. Hafif Raylı Sistem Samsun Hafif Raylı Taşıma Sistemi projesinin ana hat güzergâhı, Üniversite bölgesinden Gar istasyonu bölgesine uzanmakta. 10 Ekim 2010 tarihinde açıldı. İki yılda 26 milyon 417 bin 820 kişi yolcu taşındı.

Samsun-Ankara Yolu (Adalar Köprüsü-Eğitim Fakültesi arası) Peyzaj ve Rekreasyon Hem trafik güvenliği ve hem de şehre yakışır görüntü amaçlanıyor bu projeyle. Belirli bir peyzaj planı çerçevesinde devlet karayolunun her iki yanında toplayıcı yol, orta refüj aydınlatma, kavşak tanzimi, tretu-

Açık ve Kapalı Otopark Alanı Samsun’daki otopark ihtiyacını gidermek için ömrü biten eski okul arsalarını değerlendirmeyi tasarlıyordu büyükşehir belediyesi. Eğitim kampüsleriyle başka yerlere taşınacaktı okulların büyük bölümü. Ancak henüz bir gelişme olmadı. Bulvar AVM altı ve Barış Bulvarı üzeri katlı otoparkları hizmete sokuldu.

Yeni Sanayi Alanları Toptan kunduracılar, kırtasiyeciler, manifaturacılar, sobacılar ve matbaacılar; yani hafif sanayi erbabları, Atakum ilçesi Toybelen Mevkii’ndeki 4.800.000 metre karelik alana taşınacak. Buraya konuşlanacak sanayi sitesinin alt yapı işleri devam ediyor. 18

var ve ağaçlandırma çalışmaları yapılıyor.

Çatalarmut Köprülü Kavşak Düzenlemesi Gıda Borsası, Sebze ve Meyve Hali, Balık Hali, Alışveriş Merkezi, Yeni Otogar, Askeri Kışlalar, 400 yataklı Bölge Araştırma Hastanesi ile Ruh Sağlığı Hastanesi ve Kıranköy Mezarlığı’nın bulunduğu bölgedeki trafiğe de çaplı bir neşter gerekmekteydi. Barış Bulvarı, 2’inci Bulvar, 30 Ağustos Caddesi ve Ankara Bulvarı’nın kesiştiği yere köprü ve aç-kapa tünelden müteşekkil kavşak inşasıyla çözüldü mesele.

Çatalarmut Köprülü Kavşağı, 270 gün gibi kısa bir sürede tamamlandı üstelik.

Ihlamur Bulvarı-Batıpark Bağlantı Yolu Köprülü Kavşağı Kalkanca ve Baruthane Mahallesi’nin üst taraflarındaki yeni genişleme bölgeleriyle, İlkadım Eğitim Kampüsü’nde yoğunlaşın taşıt ve yaya trafiğinin emniyetle akışı için düşünülen proje hayata geçti. Atatürk Bulvarı ile Hafif Raylı Sistem güzergâhının üzerinden 75 metre uzunluğunda bir köprü var şimdi. Bağlantı yollarıyla trafik akıcı bir düzen kazandı o mevkide.

Şehrin Doğusunda Kentsel Dönüşüm Projeleri

Bütün Orman Köylerine İçme Suyu

Etüt ve planlarla panoramikliği uygun bölgelerde, özel yapılaşma şartıyla yeni kentsel ve kültürel yaşam alanları kurulmasıyla, şehrin bu yöne genişlemesi kurgulanıyor.

Samsun’daki nüfusun 98,02’ne içme suyu hattı götürülmüş durumda. Susuz mahalle yok. Son birkaç mücavir köyü de suya kavuşturmak için çaba sarf ediliyor.

Mevcudunun Yerine Kulacadağ Mevkii’ne Yeni Mezbahane

Taşkın Koruma Yapıları; (Sel Kapanları) Dere Islah Çalışmaları

Mevcut mezbahane kaldırıldı. Yenisi için çalışılıyor.

Kürtün deresi yatak tanziminin bir bölümü bitti. Harmanlar deresi ile ilgili proje çalışmaları yeni başladı, 2013 yılında sonuçlandırılacak. İncirli deresi Lovelet içinde kalan bölümün üst tabliyesi kaldırıldı. Karaağaç deresi ıslahı ile ilgili imar planı değişiyor. Yenisine göre hareket edilecek. Tekkeköy’deki Şabanoğlu deresinde ıslah, Selyeri deresindey-

Atıksu Arıtma Tesisi Tesis faaliyette. Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile Çınarlık Belediyesi arasındaki atık sular arıtılıyor. İlk aşamada yaklaşık 600 bin kişinin atık sularının arıtılmakta. Alanında Karadeniz Bölgesi’nin en büyüğü.

Sayı 41 / Mart 2013


se yatak tanzimi sürüyor. Afanlı deresi ıslah çalışmasında köprü aşaması tamam. Taban betonları yapılıyor. Çobanlı (Kuruzeytin) deresinin Atatürk Bulvarı ile Raylı Sistem arasındaki bölümünde feyezan debisine uygun U kesiti inşaatı devam ediyor. Sel kapanı projesi DSİ’ce onaylandı, ihale safhasında. Tersip bendi inşaat halinde. Yılanlı derenin debisi 299m3/sn idi. Yeni hesaplamalara göre 2,37 kat fazla, yani 731m3/sn. Bu durum dikkate alınmak zorunda. Başka bir deyişle eskiden dere yatağına bırakılan toplam su miktarı 50m3/ sn idi. Şimdi 280m3/sn. 299 m3/ sn debiye göre yapılan Yılanlıdere köprüsünün tabliyesi, şu andaki debiye dayanamayacağından Taşkın Koordinasyon Kurulu kararıyla Büyükşehirce açıldı.

lendirme niyetindeydi, Başkan Yusuf Ziya Yılmaz. Liman şehirlerine seferler vardı aklında. Alınan Samsunum 1 Gemisi’yle Atakum İlçesi’ne turizm gezileri tertipleniyor şimdilik. Henüz yolcu taşımacılığına geçilmedi.

(Kürtün-Taflan arası) Atakum Sahil Yolu Düzenlemesi Geçmişteki düzenlemenin bitim noktasından Kurupelit istikametine doğru 5 bin metrelik bölüm de düzenlenmekte. Sona yaklaşıldı. 800 metre kaldı. Kafeteryalar, duş alanları WC’ler, büfeler, bisiklet yolu,

Fuar Kongre ve Spor Merkezi Tekkeköy sapağındaki projeler (7500 kişilik kapalı spor salonu ve fuar sergi ve kongre merkezi); Gençlik ve Spor Bakanlığı, Samsun Valiliği, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası ortaklıyla yürüyor. Atakum ilçesine yapılan kapalı spor salonuysa bin kişi kapasiteli.

Atakum-Kurupelit Yat Limanı Mendirek tahkimatının tamamlanmasının hemen ardından çevre düzenlemesi başlayacak. Platformlar sayesinde denize girilebilecek. Bir kafe de faaliyet gösterecek burada.

Beş Yıldızlı Otel, Butik Otel ve AVM Samsun’da beş yıldızlı otel, AVM ve butik otellerin sayısı gün geçtikçe çoğalıyor.

Bandırma Plajı ve Karavan Turizmi Doğu Park’taki Bandırma Müzesi çevre düzenlemesinin akabinde Bandırma Plajı Projesi’ne el atıldı. Bandırma gemisi konseptiyle uyum için plaj sahasındaki inşaat molozları temizlenerek kumsal ortaya çıkarıldı. Alanda bulunan karavan parkı ile proje nihayete erdi.

Yolcu Gemisi Satın Alınması Ticaret ve turizm potansiyelini değer-

Sayı 41 / Mart 2013

gezinti yolları, taşıt yolu, otoparklar ve aydınlatma sistemi ile peyzaj ve rekreasyon alanlarıyla donatılacak sahil. 2013 yılı Mart’ta tümüyle hizmete girmesi planlanmıştı.

Batıpark Peyzaj ve Rekreasyon Projesi İşlem tamam. Amazon adası, kanal, amazon köyü, aslan heykelleri gibi birçok tesis hizmette. Atakum Dolgu Sahası Pejzaj ve Rekreasyon Projesi: Şehrin muhtelif yerlerinden çıkan hafriyatla, Kürtün ırmağı deltasının batı bölgesinde bir dolgu alanı oluşuyor.500 bin metrekarelik park ve rekreasyon alanı kuruluyor. Canik’teki Doğupark ve İlkadım’daki Batıpark misali üçüncü bir piknik ve eğlence alanına sahip olacak Samsunlular.

Dolgu ve tahkimat işleri devam ediyor. Aynı zamanda kaçak hafriyat dökümleri de engelleniyor projeyle.

Kent Park Kültür Merkezi Atakum’daki Devlet Su İşleri eski kampının bulunduğu 13 bin 176 metrekarelik koruluğun 1896 metrekarelik bölümünde Kent Park ve Kültür Merkezi inşa edilecek. Üç katlı (bodrum, zemin ve birinci kat) proje 6.885,1 metrekarelik alana sahip.

Atlı Binicilik Tesisleri 50 bin metrekarelik alan üzerine her türlü donanımıyla Atlı Spor Tesisleri kuruldu. Hali hazırda hizmetteki tesiste İngiliz, Arap, İran, Amerikan, Avusturya, ve Hollanda cinsi 22 atla eğitim veriliyor. 19


Kapak

Çocuk Köyü

Yaşlıya Evinde Bakım Hizmeti

Projeyle çocukların düşünsel ve bedensel gelişimi hedefleniyor. İçerisinde eğitim donatıları, kamp yerleri, sosyal aktivite alanları, sanat atölyelerinin yer alacak. Çalışmalar sürmekte.

Proje, pratiğe geçti. Büyükşehir Belediyesi sınırlarında ikamet eden, eşiyle veya yalnız yaşayan 60 yaş üzerindeki geliri asgari ücretten az kişiler bizzat ve birinci dereceden akrabaları aracılığıyla başvurabiliyorlar.

Kültür Evleri Sitesi Sivil Toplum Kuruluşları ile görüşülerek Kültür Evleri Projesi hayata geçirilecek. Bu proje ile dayanışma ve hemşericilik bağları güçlendirilecek.

Yeni Huzurevi Projesi 350 dönüme konuşlanan Huzurevi’nin kapalı alanı 1.830 metreka-

re. 100 kişilik. Bodrum artı 3 kat. 57 odalı. Odalarda 2 ya da 3 kişi kalıyor. Sakinlere el sanatları kursu verilmekte.

Güçten Düşmüş Sahipsiz Hayvan Bakım Merkezi Merkez için, Aşağı Avdan köyündeki Katı Atık Depo Sahası bitişiğindeki yer Orman Genel Müdürlüğü’nden alındı. Proje uygulanmaya devam ediyor.

Demirtaş, yapamayacağını söylememekten kaçınmıştı İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş 2009 yerel seçimleri evvelinde pek fazla vaatte bulunmamıştı. Zira, İlkadım ve Gazi belediyelerinin tek çatı altında birleşmesi; dolayısıyla da borçların ortak havuzda toplanması söz konusuydu. Sözlerinin bir kısmı gerçekleşti. Geriye kalanıysa devam ediyor. Halk ekmek “Halk ekmek fabrikası açarak dar gelirli vatandaşların ekmek ihtiyaçlarını ucuz fiyatla satın almalarını sağlayacağız. “ demişti. Göreve başladığında İlkadım Halk Ekmek Fabrikası’nı açtı. Lezzetinin yanı sıra 40 kuruşluk fiyatıyla da Türkiye’de ses getiren bir projeydi bu. Aradan üç yıl geçti zam olmadı hala. 17 milyon lira harcandı fabrika için. Yap-işlet-devret modeliyle belediyenin kasasından hiç para çıkmadı. Günde 220 bin ekmek üretilmekte burada. Fırıncılar mağduriyete uğramasın diye piyasanın dörtte biri aşılmıyor. 20

Sayı 41 / Mart 2013


Kentsel Dönüşüm-Samsun 1919 Projesi İlkadım, eski Samsundur. Şehir merkezini oluşturması dolayısıyla ilk konutlaşmanı, haliyle de çarpık yapılaşmanın yoğunlaştığı birinci bölgedir. Kentsel dönüşüm yıllardır konuşulmuş, ancak hala bir sonuç alınamamıştır. Vatandaş da tedirgindir, ‘Evim yıkılacak. Yıkılınca haklarımı kaybedecek miyim?’ diye. Başkan Demirtaş seçim öncesi bu hassasiyeti gözeteceğini belirtmişti. Pilot uygulama Hastane mahallesinde. 31 bin m2’lik alanda “Samsun 1919” isimli modern bir site inşa edilecek. 20 katlı, 14 blok olmaktan oluşuyor site. Çeşitli büyüklüklerde 1120 adet daire var planda. Halkın yüzde 50’sinden fazlası onaylarsa kentsel dönüşüme başlanacak. Site belki de Samsun’un en iyi mevkisinde. Denizi cepheden görecek. Yeşil alanı ve oyun parklarıyla konforlu bir yaşam sunacak sakinlerine.

Uydukent Projesi İlkadım’ın güneyinde yeni bir şehir kurmayı da vaatleri arasında sıralamıştı Demirtaş. Arazi toplulaştırma çalışmaları sürüyor. Konutlaşmayı sahilden güneye doğru yöneltecek, şehri karmaşıklıktan kurtaracak proje için Ahullu ve Kapaklı bölgelerinde çalışılıyor.

4 kategoride; 200, 150, 100, 75 lira nakdi yardımda bulunuluyor. Vakıfbank işbirliğiyle hayata geçti sistem. İhtiyaç sahiplerinin “bankamatik” hesaplarına yatırılıyor para. İhtiyaçlar anlaşmalı marketlerden rahatlıkla karşılanabiliyor. Yardım alan kişiyi komşusu dahi bilmiyor. Normal herkes gibi alışverişini görüyor. Hilalkart ile alkol ve tütün mamulleri alımı yasak.

Hilal Kart

Yaşayan Tarih Mecidiye

Yardımların makbulü, gizlisidir. İslam dini bunu telkin etmektedir. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecektir. Pratikte bunun tam tersi ortaya konuluyor maalesef. Siyasi reklam malzemesi oluyor çoğu zaman dağıtılanlar. Demirtaş seçim öncesi, farklı bir yardımlaşma sistemi de vaat etmişti. Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) parti programındaki projeyle de örtüşmekteydi fikri. Hilal Kart idi yeniliğin adı. Ev hanımlarına teslim edilecekti kart. Her ay 2 bin aileye, gelir seviyelerine göre

İlkadım’ın en işlek caddelerinden Mecidiye’ye ışıklandırma projesiyle ayrı bir güzellik kattı Başkan Demirtaş. Caddenin zemini renkli asfaltla kaplandı. Bu Karadeniz’de bir ilk. Işıklı çiçek saksıları bambaşka bir hava kattı ortama.

Sambis Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA), İlkadım Belediyesi ve Samsun Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla “Temiz Bir Gelecek ve Sağlıklı Yaşam

Yap-işlet-devret modeliyle belediyenin kasasından hiç para çıkmadı. Günde 220 bin ekmek üre lmekte burada. Fırıncılar mağduriyete uğramasın diye piyasanın dör e biri aşılmıyor.

Sayı 41 / Mart 2013

21


Kapak

İlkadım’ın güneyinde yeni bir şehir kurmayı da vaatleri arasın da sıralamıştı Demirtaş. Arazi toplulaştırma çalışmaları sürü yor. Konutlaşmayı sahilden güne ye doğru yöneltecek, şehri karmaşıklıktan kurtaracak proje için Ahullu ve Kapaklı bölgele rinde çalışılıyor.

İçin Bisiklet Projesi SAMBİS” projesi oluşturuldu. Ancak henüz hayata geçmedi.

İlkadım Kongre ve Ticaret Merkezi Belediyenin yeni adliye binası arkasındaki 3 bin metrekarelik alana düşündüğü İlkadım Kongre ve Ticaret Merkezi Projesi, planlama evresinde.

Askıda Ekmek Projesi Projeyle, muhtaçlara yardım için bir 22

havuz oluşturuldu. Hayırseverlerin askıda ekmek kampanyasına bağışları belediyenin ilgili ekiplerince tespit edilen adreslere iletilmekte.

Trafik Eğitim Parkı İlköğretim öğrencilerini küçük yaşta trafik konusunda bilinçlendirmek amacıyla hazırlanan park, önümüzdeki 23 Nisan’da açılacak.

İlkadım Belediyesi Hizmet Binası: Gazi ve İlkadım ilçeleri birleşince,

belediye hizmetlerinin tek binadan verilmesi ihtiyacı da belirdi. Yeni hizmet binasının temeli Mart 2013’te atılıyor.

Çöp Konteynırları Yer Altında Yer altı konteynır sistemi, 2 milyon liraya mal oldu. İki yılda kendini amorti edecek. Önceden 50 personel ve 10-15 araçla toplama işi şimdi 2 araç ve 4 personelle gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca yer altı konteynerlerinin çöp alma kapasitesi, mevcut konteynerlere oranla 10 kat daha fazla. Araçların günlük turları da azaldı bu sayede.

Sayı 41 / Mart 2013


Metin Burma vaatlerinin arkasında Atakum Belediyesi; Kültür Merkezi, Belediye Binası ve Kapalı Otopark ile Çatalçam Çok Amaçlı Sosyal Tesisleri projelerini 2013’te halkı hizmetine sunmak için hummalı bir çalışma içinde. 2009’da vaat ettiklerinin önemli bölümünü tamamlamış görünüyor Başkan Metin Burma. Atakent’teki Spor ve Kültür Evi ve Kapalı Pazar, Yeşildere Kültür ve Spor Evi, Alanlı Piknik Alanı, Şantiye, Altınkum Sosyal Tesisleri, Taflan Halı Saha ve Sosyal Tesisleri, Çatalçam Sahil Sosyal Tesisleri, Halk İskelesi, Yaşam Parkı ve Taflan Öğrenci Yurdu Sosyal Tesisleri faaliyette. Türkiye’nin sayılı su basar ormanlarından Çakırlar Korusu’nda düzenleme çalışmalarını ilk etabı tamamlandı. Samsun Bafra yolu üzerinde şehir merkezine 15 km uzaklıkta, koru. Bir tarafta ağaçlar altından güneşin sıcaklığından kendinizi muhafaza ederken, diğer tarafta sadece 5 dakikalık bir yürüyüşle kendinizi Karadeniz’in serin sularına atabilme imkanı sunuyor. 23 bin metrekarelik alanda temizlik, bakım onarım ve

Sayı 41 / Mart 2013

rekreasyon çalışmaları bitti. Aynı şekilde eski büfeleri, dükkanları, oturma ve oyun gruplarını söken, çimleri budayan ve genel temizlik yapan Atakum Belediyesi; kene ve diğer haşerelere karşı ilaçlama işlemlerini de sıkı takip ediyor. Işıklandırma ve elektrik aksamı ile

Kültür merkezi, belediye binası üzerine dört ilave kat çıkılması, Lösam binası, Çatalçam ile K. Kolpınar çok amaçlı tesisleri yapım aşamasında. Eko park, hayvan pazarı, Taflan çok amaçlı tesisleri, eğlence adası, yeni iskele ve su oyunları parkının ihale işlemleri devam etmekte.

ilgili sorunlar da ışıldı. Samsunlular için rahat ve sorunsuz bir piknik haline geldi bölge.

Kent meydanının projesi ise hazır. Şehrin siyasi ve idari makamlarını katkılarıyla gerçekleşecek.

23


Kapak

Canik’te vaatler bir bir yerine geldi Canik Belediye Başkanı Osman Genç, 29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesi ‘Değişime Devam’ sloganı ile çıkmıştı meydanlara. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Canik’in; Karadeniz’in gözbebeği Samsun’un ticaret, kültür, sağlık ve turizm merkezi haline gelmesini hedeflediklerini belirtmişti. Neleri vaat ettiğini ve gerçekleşme durumlarını şöyle bir hatırlayalım. Adnan Menderes Demokrasi Meydanı, Belediye Hizmet Binası ve Otopark:

le değerlendirebilmelerine imkan sağlıyor merkez. Şu an faaliyette.

Canik’ik ilk meydanı, Samsun’dakilerin en büyüğü. Mimarisi dünü, bugünü ve yarını yansıtıyor. Biraz tarihten, biraz da gelecekten ilham alınarak ay-yıldız şeklinde tasarlanmış. 18 milyon liralık projenin yüzde90’ı tamam. Önümüzdeki Nisan ayında hizmete girecek.

Canik Belediyesi Eğitim Merkezi

İkinci Bahar Yaşam Merkezi

Sosyal Yardım Merkezi

Belediye yeni hizmet binasına taşınca boşalttığı bina 24 derslik halinde öğrencilerin hizmetine sunulacak.

41 yeni park

Canik Belediyesi Aş Evi

Çocuklar için yeni parklar, gençler için yeni spor alanları üretiyor belediye. 8.5 yılda 41 adet yeni park ve spor alanı kullanıma sokuldu.

Her gün 600 kişiye sıcak yemek verilmekte burada.

Çocuk oyun evi Proje için çalışmalar devam ediyor. Çocuklar uzman kişilerin gözetimine bırakabilecek bitirildiğinde.

Yaşlıların serbest zamanlarını, çeşitli sosyal ve kültürel faaliyetler-

İhtiyacı Olanlara Yardım Derneği’nce (İHYA-DER) muhtaçlara sağlıktan

Mezbahane ve Cezaevi kaldırılacak

Canik Başarı Üniversitesi

ulaştırılması işlemleri sürüyor.

Canik Başarı Üniversitesi ’de Başkan Genç’in 2009 yılındaki vaatlerindendi. İlçenin bir üniversitesi var artık.

Alanı Müsait Olan Mahallelere Mini Spor Tesisi

Başkan Genç, 2009 yılında Canik’ten mezbahana ve cezaevinin kalkacağını da vaatleri arasında saymıştı. Sözler gerçekleşti.

Canik Kuzey Yıldızı 2688 konuttan oluşan dev projede 960 konut hak sahiplerine teslim edildi. 1344 konutsa inşa aşamasında.

Meşe Tesisleri 5 Yıldızlı Otel Yapımı Başkan Genç’in bu vaadi hayata geçemeyecek. Çünkü projenin düşünüldüğü alanı Büyükşehir Belediye Meclisi ticaret niteliğinden çıkardı.

Canik’e Modern İş Merkezi Hurdacıların şu an bulunduğu alan, yeni sitelerine taşındıktan sonra modern iş merkezine dönüştürülecek. 24

gıdaya; ev eşyasından ilaç teminine; fatura borçlarından kıyafete kadar çeşitli konularda destek çıkılıyor.

Belediyenin her mahalleye bir spor tesisi projesi de devam etmekte.

Hasköy Vadi Yolu’nun çevre yoluna bağlantı köprüsü Canik Başarı Üniversitesi’ne kadar uzanan bu yol Samsun-Ordu karayoluna köprülü kavşak ile bağlanacak. Projenin yapım merhalesinde.

Bütün Mahallelere Doğalgaz Genç’in bir vaadi de bütün mahallelere doğalgaz getirilmesi idi. Canik’te mahallelere doğalgaz

Toptepe Turistik Tesisleri Toptepe turistik tesisiyle, Samsun’a simge bir mekan kazandırılması

Sayı 41 / Mart 2013


düşünülüyor. Çalışmalar sürüyor.

Canik Eğitim Kampüsü Karadeniz’in en büyük eğitim kampüsü Canik’te. 8.5 yıldaki 14 eğitim yuvasıyla, bölgedeki mevcut okul sayısı 21’e yükseldi. Türkiye’nin ikinci medikal cihaz bakım ve onarımı üzerine eğitim veren meslek lisesi Canik’te eğitime başladı.

Canik Kültür Merkezi Samsun’un en büyük konferans salonu. Açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yapmıştı. 4600 m2 kapalı, 7500 m2 de açık alanı var. Bir konferans, 4 adet sinema ve 2 A-düğün salonuyla bilgi evi ve kütüphanesi bulunuyor bünyesinde.

Şemsiyemiz Altındasınız Projesi: Şemsiyemiz Altındasınız Projesi sebebiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Osman Genç’i ödüllendirdi. 7’den 70’e her kesimi kapsayan proje Jüri Özel Türkiye 1.’ligine layık görüldü. 8 Mart Aile Okulu ve Eğitim Merkezi Canik Belediyesi’nin bayanlara armağan ettiği 8 Mart Aile Okulu ve Eğitim Merkez, kişisel gelişim ve eğitim fırsatları dolu. Aerobik salo-

hizmette. Çocukların sosyal ve kültürel yönden gelişmeleri destekleniyor modern mekanda. Geleceğin Aydınlık Gençleri Projesi: Geçtiğimiz yıl belediyenin hazırladığı Hayatın Renkleri Geleceğin Aydınlık Gençleri projesi Türkiye 2.’si oldu ve yine Başbakan Erdoğan tarafından ödüllendirildi. Hasan Doğan Spor ve Eğitim Merkezi: Tam donanımlı bir spor

Yavuz Selim Kültür Merkezi Proje için yer aranıyor.

Mert Irmağı Çevre Düzenlemesi Büyükşehir Belediyesi’nin Mert Irmağı’nı ıslah etmesi bekleniyor. Ardından kenarına gezinti yolları ve dinlenme mekanları inşa edilecek.

Vaat edilmediği halde üstlenilen projeler: Cimnastik Salonu: 2.725 m2 araziyi belediye tahsis etti. 335 kişi kapasiteli tribünü, çocuk ve gençlerin yararlanacağı salonları ile hizmet verecek. Güzel Evim Projesi: Dış cephesi yıpranan, sıvasız ve boyasız binaları modern bir görünüme kavuşturuyor belediye. Pilot bölge seçilen Toptepe Mahallesi’nde başlayan ‘’Güzel Evim, Mutlu Geleceğim’’ projesiyle 250 ev estetik kaygılı tadilattan geçirildi.

Sayı 41 / Mart 2013

nundan saunasına, çocuk eğitim odalarından kuaförüne, lokalinden toplantı salonuna, hanımların aradığı her şey mevcut. Üstelik güvenli ve sıcak bir atmosferde. Canik Anaokulu Akıl Küpü ve Etüt Merkezi (CAKEM): Canik Anaokulu Akil Küpü ve Etüt Merkezi’nde (CAKEM), etüt sınıfları, kurs mekanları, bilgisayar sınıflarının yanı sıra 4 derslikli bir anaokulu da

kompleksi burası. İçerisinde açık hava spor ve kondisyon aletleri, halı saha, otopark, basketbol ve voleybol salonu, fitnes salonu, uzak doğu sporları salonu, boks salonu, step-aerobik salonu, satranç salonu, masa tenisi salonu, sağlık ve psikolojik danışmanlık odası, eğitim sınıfı, basın iletişim ve toplantı odası, seminer salonu, halkla ilişkiler ve danışma merkezi, kantin, kafeterya, sauna ve VİP salonu mevcut. 25


Kapak

Çarşamba’ya

8 yılda 60 yatırım Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, iki dönemdir yönettiği Çarşamba’da 60’ı aşkın projeyi tamamlamayı başardı. Hem de bunların bazıları seçim meydanlarında sözünü verdikleri değildi. Adapark Rekreasyon Alanı ve Yeşilırmak Kıyı Düzenleme Çalışmaları, Hukuk Fakültesi ve İletişim Fakültelerini içerisinde barındıran 19 Mayıs Üniversitesi’nin Mustafa Kemal Güneşdoğdu Kampusü, Toptancı Sebze ve Meyve Hali, Yeni Şehir Stadyumu, Ali Fuad Başgil Köprüsü, İçme Suyu Arıtma Tesisleri ve Katı Atık Düzenli Depolama Tesisi projelerden ilk etapta dile getirebileceklerimiz… 2013’teyse ağırlığı kentsel tasarıma kaydırdı başkan. Şöyle bir hatırlayalım…

Şehir Meydanı, Çarşı ve Yaşam Alanı Projesi Çalışma öncesinde eski sebze hali, stadyum ve pazar yerini yeni yerlerine taşıdı. 50 bin metrekarelik kent meydanı ve çarşı proje sahasının yaklaşık 20 bin metrekaresinde mağazalar, fastfood ve kafeteryalar, sinema salonları, market, eğlence merkezi, 500 araç kapasiteli kapalı otopark, cami ve müftülük hizmet binası yer alacak. Diğer kısmı ise sosyal donatı alanları ile konutlardan teşekkül. 2013 yılı sonunda tamamlanması hedefleniyor.

de Yeşilırmak kıyısında 450 bin metrekare alanı Doğal Yaşam Parkı olarak yeniden düzenliyor, belediye. İlave alanlarla birlikte 650 bin metrekareyi bulacak. Bölgenin en geniş sosyal alanı kuruluyor buraya.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi ve Çarşamba İletişim Fakültesi’nin ardından İlçeye 3.’cü bir fakülte ile 2.’ci devlet yurdu kurulması için çalışmalar başladı.

Yeni Şehir Stadyumu Üniversite Şehri Hüseyin Dündar’ın girişimleri ve Hayırsever Mustafa Kemal Güneşdoğdu’nun destekleriyle; 2 fakülteli, pek çok meslek yüksek okullu ve yüzlerce öğrencili kampusa sahip oldu, Çarşamba. 5 yıl öncesine kadar bir meslek yüksek okulu dahi yoktu. Bugün üniversite şehirliği yolunda emin adımlarla ilerliyor. Samsun– Ordu Karayolu üzerinde bulunan

Orta Mahalle’de, belediyenin Kentsel Tasarım Alanı’ndaki eski Yeşilırmak Şehir Stadyumu, Ayvacık Yolu üzerinde 40 dönüm araziye yeniden inşa edildi. Kapalı tribünü 5 bin 600 kişi kapasiteli stadyum bünyesinde, 6 kulvarlı IAAF (Uluslararası Atletizm Standartlarına Uygun) Sertifikalı atletizm pisti, tam donanımlı sporcu odaları, kafeteryalar, açık otopark da var.

Doğal Yaşam Parkı Şehir merkezinin 4 kilometre güneyin26

Sayı 41 / Mart 2013


Tekkeköy’ün projeleri özel yatırımcıları bekliyor Kutlukent Belediye Başkanı idi 29 Mart 2009 yerel seçimleri evvelinde. Beldesinin bağlandığı Tekkeköy’e başkan seçildi sonrasında, Hayati Tekin. İşte, tüm ilçenin oylarına talip olurken söyledikleri ve geçen süre zarfında yerine getirebildikleri… Kutlukent Belediye Binası’na Hastane Kutlukent Belediyesi’nin kapanması ile boşalan hizmet binasının tam teşekkülü hastane yapılması için Türk Kızılayı adına Samsun Şube Başkanı Mustafa Keskin’de talep bildirdi. Belediyenin bulunduğu ada imar değişikliği ile hastane alanına dönüştü. Birçok özel hastane talip araziye. Firmalar ile görüşmeler sürüyor.

Yeni Belediye Hizmet Binası

5 Yıldızlı Otel Projesi Otelin projeleri ve yeri hazır; yatırımcıları bekliyor. Kredi önerileri de gelmekte.

Teleferikle Bayrak Tepe’ye Çıkış Tepeye döner kule düşünülüyor. İçinde restoran olacak. Teleferik, otel ve alışveriş merkezi bir birini tamamlıyor esasen. Yatırımcıların nasıl bir performans sergileyeceği merak konusu.

Bilgisayarlı Beton Kilit Fabrikası

Bina için yer belirlendi, tapusu alındı. Kısa sürede temeli atılacak. Karadeniz’in hatta Türkiye’nin en büyük meydanlı belediye hizmet binası iddiasıyla yola çıkıldı. 16 bin metre karelik bina, Samsun Ordu kara yolu üzerindeki fuar kongre merkezi ile kapalı spor salonunu karşısına konuşlanacak.

Taş parke fabrikasına yeni makineler alındı sistem tam anlamı ile yenilendi. Bilgisayarla istenilen ölçüde ve modelde kilitli taş parke üretebiliyor. Ayrıca kurulan konkasör (taş kırma makinesi) ile taş ocaklarından gelen kayalar kırılarak yollar için gerekli mıcır, kum, çakıl da burada üretiliyor.

Alışveriş Merkezi

Vaat Edilmese de Hizmete Sokulanlar

Alışveriş merkezi 4 kattan oluşacak. Zemin üstü 13 bin, altıysa 26 bin metrekare. Henüz ortada proje falan yok. Özel yatırımcıların teklifleri değerlendiriliyor.

Sayı 41 / Mart 2013

1200 kişilik kapalı spor salonu inşa edilerek büyük bir ihtiyaç karşılandı. Özel hastanelerin ve sağlık bakanlığı ilçeye yatırımda çekim-

ser davranınca, belediye tarafından Toplum Sağlığı Merkezi Binası yapıldı. Önümüzdeki günlerde hizmete girecek. 112 acil servis binası bitirilip Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Modern mezbahana tesisinin temeli atıldı. Tekkeköy mağaraları kamulaştırıldı. Arkeoloji vadisi adıyla turizmin hizmetine sunulacak. Karadeniz’in tek tarihi yel değirmeni restore edilerek turizme kazandırıldı. 1860’lı yıllarda Çırakman köyündeki taş gövdeli değirmen Rumlarca çalıştırılmaktaydı. Tekkeköy eğitim ve kültür merkezi de faaliyete geçirildi bu arada. Toros tarımın destekleriyle 24 sınıflı Necati Akçağlılar Anadolu Lisesi inşa edildi. Yakında hizmete hazır hale gelecek. Aynı yöntemle başka bir okula daha kavuşacak Tekkeköy. Yeri hazır bile.

27


Kapak

Bafra belediye başkanı, sözlerini tutmada iddialı Bafra belediye Başkanı Zihni Şahin, seçim beyannamesindeki sözlerinin ekseriyetini gerçekleştirmiş. Sonradan ihtiyaç duyulan pek çok hizmete de öncelik vermiş. Ama bazı vaatlerinde henüz girişim yok ya da proje ortaya konamamış: “Seyyar Satıcılar ve Balıkçılar Pazar yeri”, “Bafra Kültür Merkezi”, “Engelliler Parkları-Yaşam Merkezleri ve Meslek atölyeleri” ve Aquapark… Seçim beyannamesinde 20092014 yılları arasında şunların yapılacağı yazmaktaydı: Çok amaçlı kapalı Pazar yeri, BAMEK (Bafra Meslek edindirme Kursları), Alt Yapı Çalışmaları, Coğrafi ve Kent Bilgi Sistemleri, Engelliler Parkları-Yaşam Merkezleri ve Meslek atölyeleri, Muhtar Evleri ve Mahalle Konakları, Seyyar Satıcılar ve Balıkçılar Pazar yeri, Bafra Kültür Merkezi, Modern Otogar Projesi, Çok Amaçlı Gençlik Kültür ve spor Merkezi, Katı Atık Bertaraf Tesisi, Kent Park, Ulaşım Projeleri, Akıllı Çocuk Oyun Parkları, Kentsel Dönüşüm, Sokak Hayvanları Barınağı, Kızılırmak Kıyısı peyzaj projesi, Bafra Aquapark ve Bafra Çok amaçlı Kent Meydanı.

Tamamlananlar 6 bin 237 m2 lik Kapalı Pazar Yeri projesi bitirildi. 7 bin 770 metrekarelik de otoparkı var. Bafra Meslek Kursları (Bamek) projesi kapsamında çıraklık eğitim merkezimiz ile doğal gaz tesisatçılığı meslek kursu faaliyete geçti. Altyapıda şunlar gerçekleştirildi: 12 bin metre kanalizasyon şebekesi, 8 bin metre yağmur suyu isale hattı, 28

bin adet kanalizasyon şebekesi evsel bağlantısı, 380 adet menfez. Ayrıca eski kanalizasyon şebekesinin 286 bin metrelik kısmı temizlenerek yağmur suyu hattına çevrildi. Coğrafi ve kent bilgi sistemleri Akıllı Kent Otomasyon (AKOS) sistemleri, e-belediye uygulamalarına geçildi, araç takip sistemleri, iletişim hatları kuruldu. Bafra girişi peyzaj düzenlemesi: Bafra girişinde, asri mezarlığın önünde, takriben 500 metre uzunluğunda iki etaplı bir proje bu. Samsun’dan Bafra gelişine göre ilk alanda ağaçlandırma, bitkilendirme, aydınlatma çalışmaları yapıldı. Ayrıca yürüyüş yolları, ahşap ve asma germe gölgelikler, havuz ve çeşmeler de var projede.Bu alan 225 metre uzunluğunda ve 34 metre genişliğindedir. Toplamda 7650 İkin ci m 2 dir. etapta ise genel anlamda açık oto park hizmeti verecekti. Çünkü cenazelerde park sıkıntısı istenmiyordu. Kısacası Bafra girişinde tahminen 500

metre uzunluğunda 34 metre genişliğinde 15 bin m 2lik bir alan düzenlenip hizme te sokuldu. Adnan Menderes Parkı Restorasyonu: İlçenin en eski park larındandı ve kısmen atıldı. Burada kapalı alanlar, fitnes grupları, kauçuk zeminli çocuk oyun parkları, basketbol oyun alanı, çevre düzenlemeleri ve yollar oluşturarak 365 gün hizmet verecek hale getirildi. Kentsel dönüşüm: TOKİ ile işbirliği halinde 180 adet konut yapılıp sahiplerine tahsis edildi. Bafra kent meydanı: Meydan, toplamda 9.356 m 2. 6.000 metrekaresi özel taş kaplama. 200 araçlık yer altı oto parkı. Yürüyüş

Sayı 41 / Mart 2013


yolları, oturma grupları, ağaçlandırma, bitkilendirme, asma germe gölgelikler, havuz lar ve güzel bir aydınlatma... İleri Teknoloji Ters Osmasis İçme Suyu Arıtma Tesisi: Bu tesis için 6 ay geceli gündüzlü çalışıldı. 6 yeni su kuyusu açılarak kapasite yüzde 30 arttırıldı. Yazın su kesintisi engellendi böylece. Tesisin hizmete girmesiyle

şebekeden yılda içme suyu tüketimi 600 bin m3 arttı. Canlı Hayvan Pazarı: Karadeniz’in en büyük Canlı Hayvan Pazarı’nın kurulu 15 bin m 2. Kapalı Hayvan Pazarı, 6.650 m2. Tarihi yapıların restorasyonu: Gazipaşa mahallesindeki 2 tarihi bina İl Özel idaresi ile işbirliği halinde restore edilerek sosyal hayata kazandırıldı.

Hazırlık aşamasındaki projeler Otogar, sebze ve meyve hali, ilçe girişlerinin düzenlenmesi, yağmur suyu deşarj hatları, katı atık bertaraf sistemi, Kızılırmak kıyı peyzaj düzenlemesi, Merhum Alparslan Türkeş’in adını taşıyan parkın revizesi.

19 Mayıs’taki vaatler ve gerçekleşenler 19 Mayıs Belediye Başkanı Osman Topaloğlu 1987 yılında yerleştiği 19 Mayıs İlçesinde belediye başkanı olarak hizmet etme isteyerek 29 Mart 2009 seçimlerinde aday oldu. 2009 – 2014 Dönemi için ilçesine kazandırmak istediklerini sundu seçim vaatleri olarak. Çok Amaçlı Kapalı Pazar Yeri

Meslek Edindirme Kursları

Pazar Mahallesi’ndeki düğün salonu karşısına inşa edilen çok amaçlı pazar yerinin 5,600 metrekarelik kapalı alanında hafta pazarı kuruluyor. Boş günlerindeyse halk spor yapma imkanı buluyor burada. Miting, konser, düğün, bayram kutlamalarına da müsait mekan. Öyle projelendirilmiş ki, ihtiyaç hasıl olduğunda ileride otogara bile dönüştürülebilecek özellikte. Parke ve yol çalışmaları da tamam.

19 Mayıs Belediyesi’nin de desteğiyle ilçede halk eğitim merkezi ile koordineli çalışılarak pek çok meslek edindirme kursu açıldı. Kaynakçılık, kalorifer ateşçiliği, konfeksiyon, aşçılık, aile eğitimi, bilgisayar işletmenliği branşlarındakiler sürüyor.

Sahil Peyzaj Projesi Sahil kıyı kenar çizgisi tespit edildi. Hazırlanan dolgu planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda onayda...

Kadınlar Kültür Merkezi Eski şehir kulübü binası kadınlar için restore edildi. Etrafındaki yeşil alanla birlikte sosyal, kültürel ekonomik ve sportif aktivitelere elverişli hale getirildi. Kısa sürede hizmete açılacak.

İstihdam Uluslararası bir firma ile görüşülerek 100 kişiye istihdam sağlayan beledi-

ye, ilçeye tekstil atölyesi açılmasına da ön ayak oldu. 200 kişi işe kavuştu böylelikle.

Vaat Dışı İcraatlar Vaatler arasında yer almamasına rağmen pek çok projeye de kafa yoruyor Bafra Belediyesi. Yeni atık su arıtma tesisi onlardan biri. Gerekli ödenek ele geçtiğinde ihaleye çıkacak. Derin deşarj projesinin İller Bankası aracılığıyla ihalesi tamam. Sıra yapım ihalesinde. Yeşilova, Mimarsinan ve Esenyer mahalleri kanalizasyon sisteminin İller Bankası’nca hazırlatılan projesinin 2011 fiyatlarıyla bedeli 60 bin lira. Yapım ihalesi yakında sonuçlanacak.

İçme Suyu İyileştirme Çalışmalar devam etmekte. Yeni derin kuyu pompaları alındı. Yağlı pompalardan vazgeçildi yani. Böylece enerji maliyetleri düşerken, verim yüzde 30 arttı. 2014 yılı yerel seçimlerinden sonra yeni kanun yürürlüğe gireceğinden, içme suyu işi büyükşehir belediyesinin sorumluluğuna geçecek.

Sayı 41 / Mart 2013

29


Köşe Yazısı

Hüseyin Akan Yine Ar-ge ve yenilik Çok klasikleşmiş cümleler yazacağım önce: Bir ülkenin bağımsızlığının tartışılmaması için her açıdan güçlü olması ve en azından gerektiğinde ihtiyaçlarını kendisinin üretebilmesi şarttır. İhtiyaçları üretebilmek ve güçlü olmanın yolu günümüzde teknolojiden geçmektedir. Aslında geçmişte de, bilgi ve teknolojiye sahip milletler, sözü geçen egemen devletler kurmuşlardır. Teknolojinizi üretemiyor ve bu alanda dışa bağımlıysanız sizin sözünüz değil bağlı olduğunuz ülkelerin sözü geçer. Özellikle, son 10 yıldır ülkemizde teknoloji bilgisi birikimi sağlanması için büyük gayret gösterilmektedir. Bunun için yönetim erki her imkanı, her fırsatı kullanmaya çalışmaktadır. Uydu, tank, insansız hava aracı, uçak ve gemi yazılımları, gemi yapımlarında yerli teknoloji oranı giderek yükselmektedir. Artık, hemen her alanda üretim en yeni 30

bilgilerle yapılmaya çalışılmaktadır. Dünyadaki yeni bilgi ve teknoloji eskiye nazaran çok daha kısa sürelerde yakalanmaktadır. Teknolojide üstünlük kurmanın en temel araçları araştırma-geliştirme (ar-ge) ve yeniliktir (inovasyon). Ar-ge ve inovasyon üniversitelerde, araştırma enstitülerinde, sanayi kuruluşlarına ait ar-ge merkezlerinde, Tekmer ve Teknoparklarda yapılmaktadır. Teknoparklar üniversite ve sanayi birlikteliğini kolaylaştırıcı, itekleyici mekanlardır. Öğretim üyesinin burada elde ettiği kazanç, döner sermayeye katılmadan doğrudan kendisine kalmaktadır. Buralarda, sanayici, öğretim üyesi, yeni mezun ve öğrenci, herkes işine ve cirmine göre bir şirket kurup araştırma yapabilir, isterse kurulmuş şirketlerde çalışabilir. Bir ürün geliştirebilir. Devlet hiç parası olmayan ama bir projesi olan gence bu projesini yapabilmesi için Bakanlık birimleri, TÜBİTAK aracılığıyla destek

vermektedir. Yenilik yapan, bir ürün geliştirene de yine pilot üretim için TÜBİTAK tarafından destek verilmektedir. Yönetenlerin arzuladığı, var olan kuruluşların rekabet gücünün arttırılması yanında girişimci parlak beyinlerin yenilik yoluyla dünya ölçeğinde rekabet edebilir yeni kuruluşları ortaya çıkmasıdır. Kısaca, bir fikir geliştir, çalış yenilik ortaya koy, üret, sat ve kazan. Sen kazanınca ülkem de kazanır. Bu nedenle, beynini ve elini yoran, çalışan, çabalayan girişimcilere her aşamada destek veriyor. Bazı üniversiteli gençler ve bazı sendikacılar ise bir araya gelip “Teknoparklara ve Ar-ge’ye karşıyız” diye bağırıyorlar, bildiri yayınlıyorlar. Gerekçeleri buralarda “ticari değeri yüksek konularda araştırma yapılacak ve bunların pazarlanacak” olması. “Buralarda akademisyenlerin çalışacak olması” da bir diğer gerekçeleri. Daha ne diyeyim?

Sayı 41 / Mart 2013



Sektör

www.dippara.com ile güvenli alışveriş fırsatı

Süslü Grup’tan Samsunlulara e-ticaret portalı Sam Samsun merkezli e-ticaret portalı www.dippara.com’un birincil amacı şehir halkında par bu sisteme itimat geliştirmek. Çünkü internetten ticaretin en büyük riski, tüketicinin gerektiğinde karşısında muhatap bulmakta zorluklarla karşılaşması. “Müşterilerimiz kolaylıkla en ufak sorun yaşadıklarında bize ulaşma imkânına sahipler. İlk hedefimiz insanların güvenini kazanmak. Ardından belki maddi kazancı düşünürüz.” diyor, siteyi de bünyesinde barındıran Süslü Grup’un patronu Ömer Süslü. İnternet üzerinden ticaret her geçen yıl pasta büyütse de güvenlik problemi hala kafalardaki yerini koruyor. Risk en aza indirilebilseydi, e-ticaret hızından insanlığın geneli yararlanacaktı büyük bir ihtimalle. Reel hayatta haftalar süren İşlemlerin saniyeler içinde gerçekleşebilmesi müthiş bir kolaylık. Web sitelerinde yorulup zorlanmadan pek çok ürünü fiyat ve kalite açısından karşılaştırabiliyorsunuz. Samsunluları bu ticaret türüne alıştıracak şirket de kuruldu sonunda: www.dippara.com. Sahibi, Ömer Süslü. Süslü Grup’un patronu aynı zamanda. Firmanın birincil hedefi, Samsun halkı. Ürün aynı gün ya da yarın uygun fiyata müşterinin adresine ulaşacak. “TEDARİKÇİNİN MALLARINI İNTERNETTEN ERİTECEĞİZ” Özellikle son çek senet yasasının ardından insanların e-ticarete yöneldiğini belirtiyor Süslü: “İnternet 32

hızlandı ve güçlendi. Artık büyük bir pazar. Biz de ticaretin internete kayması sebebiyle Samsun’daki yerel tedarikçilere diyoruz ki; ‘Biz sizin malınızı satalım. Siz hiçbir maliyete girmeyin. Stoklarınızda bulunan ürünü nakite çevirelim ve paranızı gelin bizden alın.’ Stok maliyetleri düştüğünü ve mağaza masraflarının ortadan kalktığını vurguluyor: “Biz bu yerel tedarikçilerin mallarını internet üzerinden eritelim istiyoruz. Satıcıların ortadan kalkan maliyetlerini fiyatlara yansıtarak alıcının daha uygun fiyata ürüne sahip olmasını sağlamaya çalışıyoruz.” İnternet alışverişlerindeki temel risk daha sonra gerektiğinde muhataba ulaşamamak. Bu sitelerde telefon numarası dahi yok. İletişim için ya internet üzerinden sanal destek sağlıyorlar ya da mail yolunu yeğliyorlar. İhtiyaç vukuunda onlar size telefonla dönüyor. www.dippara.com’da adres ve telefon bilgileri veriliyor. İletişim bilgilerini kullanarak

siteyle rahatlıkla irtibat kurulabiliyor. Zaten şirketin faaliyet alanı Samsun ve merkezi burada. Klasik ve olası endişeler için şunları ifade ediyor Süslü: “Müşterilerimiz kolaylıkla en ufak sorun yaşadıklarında bize ulaşma imkanına sahipler. Çünkü biz onlarla beraber bu şehirdeyiz. Oysa diğer yaygın e-ticaret portallarına ulaşmalarının mümkünü yok. Kalkıp İstanbul’a gitmeyi göze alsalar dahi adreslerine ulaşamazlar. İlk hedefimiz insanların güvenini kazanmak. Ardından belki maddi kazancı düşünürüz.” “ANKASTREDE RAKİPSİZ OLACAĞIZ” Grubun diğer şirketleri gibi dippara.com’u da bilinen, tanınan ve ciddi bir marka haline getireceklerini de kaydediyor: “Bu konuda Samsun halkının desteğini de istiyoruz. Hükümetin şuan uygulamakta olduğu kentsel dönüşüm projesi ile ciddi derecede ankastre eşya talebi doğacak. Ankastre setlerde Termikel Sayı 41 / Mart 2013


Ö mer Süslü: “Biz Biz b bu yerel tedaÖmer rikçilerin mallarını internet üzerinden eritelim istiyoruz. Satıcıların ortadan kalkan maliyetlerini fiyatlara yansıtarak alıcının daha uygun fiyata ürüne sahip olmasını sağlamaya çalışıyoruz.”

bölge bayisiyiz. Dippara.com’da ilk uzmanlık alanımız ankastre eşyalar olacak ve bu alanda rakipsiz olacağız. Kombi noktasında Baymak’ın bölge dağıtıcısıyız. Baymak ürünlerinde Samsunlular dip fiyatları en uygun fiyatları yine dippara.com’da bulacaklar. Akabinde Hotpoint ve Vestel’in ankastre bayiliğini yapıyoruz. Ardından çok ciddi GSM firmaları ile görüşmelerimiz var. Onların ürünlerini satmayı düşünüyoruz. Örneğin yurt dışından gelen GSM ürünleri daha ucuz olmalarına karşın garantileri bulunmamakta. Bu tarz ürünler satmak yerine bilinmiş tanınmış distribütörlerin ürünlerini satmayı düşünüyoruz ki vatandaşımız satın aldığı üründe sorun yaşamasın. Dolayısı ile müşterilerimizin sorun yaşamadığı noktada bizde sorun yaşamayacağımız birinci sınıf ürünleri satmayı düşünüyoruz.” ÖDEMELER KAPIDA YAPILABİLECEK Malın alıcıya iletilmesi hakkındaysa şu bilgileri aktarıyor: “Belki tanınmış ve bilinmiş markaların deterjan ve gıda ürünleri gibi mamullerini ucuza tedarik ederek müşterimizle buluşturacağız Sayı 41 / Mart 2013

ve belli bir limitin üzerinde alan müşterilerimize nakliye ücreti yansıtmaksızın ulaştırabileceğiz.

gönül rahatlığı ile alışveriş yapabilirler. Çünkü 120’den fazla güvenlik duvarı oluşturan bir güvenlik

İnsanlar kapılarında aynı gün ürünü gördüklerinde mutlu olacaktır. Ödemelerde kapıda biz teslim edeceğimiz için istedikleri şekilde sorun yaşamadan ödemelerini yapabilecekler. Yine kapıda mobilposlar ile ödeme imkanı sunuyoruz. İnternet üzerinden kredi kartı ile ödeme yapacak müşterilerimizde

sistemine sahibiz. Tüm dünyada e-ticaret portallarının güvenli ödeme yapılabilmesi için sanal pos sistemlerini üreten bir firma ile bir dünya markası ile çalışıyoruz. Onların güvenlik ağı ile sağlanan koruma yöntemleri oldukça güvenli alışveriş sağlıyor.”

33


Asayiş

Özellikle gündüz saatleri boş kalan evler risk altında…

Komşuluk ilişkileri öldü, hırsızlara gün doğdu Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amiri Latif Boz, etkin çalışmalarla artık bu şehirde kımıldayamaz hale gelen hırsızların komşu vilayetlere dadandıklarını, diğer illerin mimlilerin de burayı mekan tuttuklarını söylüyor. Her hırsız grubunun kendine has yöntemleri varmış. Örneğin Kayseri’den gelenler genelde kapıları levye ile zorlayarak açıyormuş. Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amiri Latif Boz’un anlattıkları her eve lazım! Hırsızları görgü tanıklarının verdiği eşkalden ya da küçük bir güvenlik kamerası görüntüsünden saptamaları, üstelik ikametgahlarında elleriyle koymuşçasına bulmaları tabi ki sevindirici. Artık bu şehirde kımıldayamaz hale gelenler komşu vilayetlere dadanıyorlarmış. Diğer illerin mimlileri de 19 Mayıs Şehri’nin yolunu tutuyormuş ne yazık ki. Her hırsız grubunun kendine has yöntemleri olduğunu söylüyor Büro Amiri Boz: “Örneğin Kayseri’den gelenler genelde kapıları levye ile zorlayarak açıyor. Balkonculuk yönteminiyse, genellikle hırsızlığı meslek haline getirmemiş ama gördüğü bir fırsatı değerlendirmeye çalışanlar kullanıyor. Açık ya da kolay açılabileceğini anladığı bir balkon kapısı, cam gibi yerlerden eve girip hırsızlık yapabileceğini 34

kestirmiş bunu bir fırsat olarak görmüş kişiler yapıyor.” ATAKUM HIRSIZLARIN GÖZDE SEMTİ Atakum, hırsızlıkların gözde iş (!) semtiymiş. İlçedeki çiftlerin genellikle her ikisi de çalıştığından, evler gündüzleri boş kalıyor da ondan. Site tipi yaşam tarzı komşuluk ilişkisini de baltalayınca meydan hırsızlara kalmakta. Kameri sistemi de yetersizmiş Samsun’un bu bölgesinde. “Komşuluk ilişkilerinin yoğun olduğu mahallelerde apartmana sokağa giren çıkan yabancılar tanınıyor. Atakum bölgesinde bu imkansız. Zaten evlerde pek fazla kimse durmuyor. Herkes gündüz işte. Ayrıca iş yeri yoğunluğunun az olduğu genellikle mesken alanı olduğu için Atakum’da çok fazla kamera görüntüsü elde edemiyorsunuz.” diyor Boz. Oto hırsızlığı da sürüyormuş ama eskisine nazaran azalmış biraz. 2011

ve 2012 yıllarındaki operasyonlarla oto faresi çeteleri etkisizleştirilmiş büyük ölçüde. İşlek caddelerden Mecidiye’de ve AVM’lerde; yani insanların kalabalıklaştığı mekanlarda yankesicilik ve dolandırıcılık vakıalarına rastlanıyormuş hala. Neyse ki buralara konuşlu görüntüleme cihazlarının gözünden hiçbir detay kaçmıyormuş. Zanlı yakalansa da çalıntı malın yitirildiği olaylar can sıkıyor haliyle. Azami dikkat gerekiyor. Çanta fermuarlarının kapalı tutulması bile ciddi bir tedbir aslında. Aksi hırsızlara davetiye niteliği taşıyor. İKİNCİ EL EŞYA ALIRKEN PÜR DİKKAT Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı bünyesindeki Suçtan Elde Edilen Kazançlar İle Mücadele Büro Amirliği, yasadışı yollardan elde edilen gelirler ile suçluların sahipliğindeki mal varlıkları üzerine çalışmalar yürütüyor. Mağdur kişiler şikayet eder veya Sayı 41 / Mart 2013


tazminat davası açarsa, zarar-ziyan suçlunun belirlenen varlığından karşılanabiliyormuş. Hırsızlık malını satın almak da suç. Özellikle başta kuyumcular, ikinci el eşya alıp satanlar son derece özen göstermeliler. Çalıntı eşyalara el konulduğunda canları fena yanabilir. Günümüzde polis son teknoloji kriminal metotların sayesinde, delilden suçluya ulaşmakta zorluk çekmiyor. 2011’de Lise Caddesi’ndeki bir kuyumcuda gerçekleştirilen soygunun aydınlatılmasında, abartılı polisiye dizilerini aratmayacak miktarda hassasiyet sergilenmişti. Hırsızların arkalarında bıraktıkları tek delil bir poşetti. Fakat üzerinde ‘Antalya’ yazmaktaydı. Ekipler derhal 07 plakalı araçlara yönlendirildi. 007 James Bond filmlerini aratmayan takiple zanlılar enselendi. POŞETTEKİ ANTALYA’DAN HIRSIZLARA EL ENSE Olayı kısaca hatırlayalım: Hırsızlar, kuyumcunun üst katını “onkolog doktor oturacak” diye kiralıyor. 40 gün söz konusu daireye kimse taşınmamış. Evin tadilattan geçeceğini söylemişler. Gün boyu gürültü çıkararak şüpheleri izole etmişler. Kuyumcunun alarmını da susturmuşlar hırsızlık anında. Tuvalet holünün tabanını delmişler. Biri, delikten kuyumcu dükkanına inmiş. İkinci alarm çalınca panikleyip kaçmışlar. Daireyi incelediğinde malzemelerin taşındığı poşeti görür polis. İşte onda Antalya yazmaktadır. O akşam Samsun’dan Ankara istikametine seyir eden 07 plakalı araçlar, MOBESE kamerasındaki plaka tanıma sisteminden yararlanılarak tek tek taranır. Bin 500 araç tespit edilir. Aylarca iz sürülür ve 07 EFZ 57 plakalı otomobile ulaşılır. Antalya’daki bir Rent A Car’dan kiralanmıştır. 6 kişinin kimlikleri belirlenir. Olay mahallindeki DNA’lar uyuşunca tutuklanırlar. BASİT TEDBİRLERLE SUÇ OLUŞMADAN ENGELLENİR Suçu oluşmadan engelleyebilirsiniz. Kapı ve kilitler mutlaka sağlam olmalı. Mekandan ayrılırken en az iki defa kilitlenmeli, çekilip gidilmeSayı 41 / Mart 2013

meli kapılar. Komşularla tanışıp dayanışmalıyız. Uzun vakit eve uğramayacağımızı bildirmeliyiz ki göz kulak olsunlar. Seyyar satıcı, bohçacı, falcı, kiralık ev aradığını, temizlik yapmak istediklerini söyleyenlere (bilhassa da esmer vatandaşlarsa) inanılmamalı. Kati suretle eve sokulmamalı. Apartmanınıza girmiş ya da etraftaki bu tipler polise ihbarlanmalı. Gece evde kalmayacaksanız birkaç ışık yanmalı. Hırsızlar çok uğraşmayı sevmezler. Hızlıca çalıp gitmek isterler. Kapalı pencereler caydırıcıdır. Gürültü riskini göze almazlar. Alçak dairelerin balkon kapısı ve pencereleri demirlenmeli. Apartmana, siteye ve sokağa kamera taktırılmalı. Sanıldığının tersine, ucuzlar.

anlarda soğukkanlılık muhafaza edilmeli. Parmak izlerinin selameti adına eşyalara dokunulmadan polis çağırılmalı. Camilere astığınız ceket ve benzeri üst kıyafetlerde cüzdan veya para unutulmamalı. Elden satılan mallar kuvvetle muhtemel çalıntıdır. İtibar etmeyin, başınız iş açabilirsiniz. Kalabalık yerlerde, dolmuş ve otobüs durakları, alış veriş merkezleri, stadyum, hastane vb. halka açık yerlerde miting, gösteri yürüyüşü veya törenlerde yankesicilere azami dikkat gerekiyor. Cepler sık sık kontrol edilmeli. Yüklüce para bulundurmaya mecbursanız parça parça ayrı ceplerinize koyun. Elinizdeki çantayı kollayın.

Atakum, hırsızlıkların gözde iş (!) semtiymiş. İlçedeki çiftlerin genellikle her ikisi de çalıştığından, evler gündüzleri boş kalıyor da ondan. Site tipi yaşam tarzı komşuluk ilişkisini de baltalayınca meydan hırsızlara kalmakta. Kamera sistemi de yetersizmiş Samsun’un bu bölgesinde.

Semt pazarlarının kurulduğu günler hırsızlar için çok idealdir. Boş evlerin şansı yoktur. Bu bir kural; ilk istikamet yatak odasıdır. O yüzden kıymetli nesnelere farklı saklama noktaları düşünülmeli. Bina girişlerindeki diafon sistemi de epey koruma sağlar. Bu hallerde zili yanlışlıkla çaldıklarını söylerler. Sakın ha aldanmayın. POLİS GELENE KADAR DOKUNMAYIN Her önleme karşın yine de hırsızlar kötü emellerine erişebilirler. Asıl bu

Klasik numaradır; “Yaptığımız çekilişten size hediye çıktı” yalanına lütfen kanmayın. Kimileri ölen yakını için hayır dağıtacağını söyler. Dağıtacağı parayla beraber okunması kandırmacasıyla sizden de isteyebilir. Bu 10 numara dolandırıcılıktır. EURO diye değersiz dövizleri yutturma tuzağına da düşmeyin. Şimdilerde pek moda: Hiçbir polis, asker, savcı ya da hakim sizi korumak için bir hesap numarasına para yatırmanızı talep etmez. 35


Sağlık

Akademi Grup’tan Engelli Kadınlara

POZİ İF Ayrımcılık

H

em kadın hem engelli olmak şartıyla iki kere pozitif ayrımcılık yaparak bir istihdam projesine imza atan AKADEMİ GRUP, 8 Mart dünya kadın emekçiler gününde başta ülkemizin ve tüm dünya kadınlarının bu anlamlı gününü kutlamaktan büyük mutluluk duyuyor.. Hz. Adem’e Cennette elmayı yedirmesiyle başlamış kadının hikayesi... Birisi ikram etmiş birisi de yemiş, suç her ikisininmiş. Bu yüzden ikisi birden cezalandırılarak gönderilmiş dünyaya.. Zaten ne olduysa o saatten sonra olmuş. Hz. Adem olma Havva’dan doğma insanlar olmuşuz. Doğurganlık özelliği olan kadın; çocuk, ev, yemek, düzeni üstlenirken, erkek; yiyecek, ısınma, barınma sorununu halletmiş. Zaten Yaradan birbirini tamamlasınlar diye iki ayrı cins yaratmış. Yüzyıllar boyu bunu başından itibaren bilmemize rağmen maalesef kurulan düzen haklar noktasına gelince hep erkek üzerine yoğunlaşmış. Birbirini tamamlayan bütüne bakınca tek bir kitleyi İNSANI işaret eden, dünyada hangi dinde hangi dilde olursa olsun kadına vereceği hakları erkeğe göre sınırlamış.

36

Hatta öyle bir zaman gelmiş ki diri diri toprağa gömülmüş doğan kız çocukları. Bu durumda hep merak etmişimdir; kadına bağlı yaşayan bir toplumun bu cinsi yok etme isteği nedendir? Hangi korkudan hangi sebeptendir..? İşte burada; Yaradan cenneti sermiş anaların ayakları altına. Ben ki en güzel yerin üstüne taşıdım sen ki kulum değerini bil diye mesaj vermiş bütün dünyaya. O zor dönemlerin efendisi olan sevgii Peygamberimiz, onlar toprağa gömerken omuzlarında taşımış kız çocuklarını. Onlar eve kapatırken Hz. Hatice’yi ticaretiyle Hz. Aişe’yi danışmanı yaparak akıl ve fikriyle öne çıkarmış. O zamandan bu zamana çok sular akmış ama ne suç işlense asıl cezalı hep kadın olmuş.. Koskoca Osmanlıyı 600 sene onlarca padişah yönetmiş hüküm mevkiinde bulunan kanuni sultan Süleyman’ı beraat ettirmek için oğlunu ayakta tutmaya çalışan Hürrem Sultan’a, kargaşa döneminde biraz da mecburiyetten devlet işlerine karışan Mahpeyker Kösem Sultan’a (Dördüncü Murat’ın annesi) yani yüzlerce erkek yönetici bir kenarda dururken Osmanlı Devleti’nin çökmesinin neredeyse tüm sorumluluğu üç kadının sırtına yüklenmiş. Tarih bunun gibi nice örneklerle dolu. Ne de olsa bütün tarih kitaplarını erkekler yazmış..!!

Yeşim Kıyıcı Akademi Grup Genel Koordinatörü

Bugünki Dünya’ya bakınca çok yol katedilmiş olmasına rağmen dünyadaki işlerin yüzde 66’sı kadınlar tarafından yapılıyor. Buna karşın kadınlar Dünya’daki gelirin yüzde 10’nuna sahip olabiliyorlar. Dünya’daki mal varlığının ise sadece yüzde 1’ine sahipler. Açıkçası, Dünya’daki tüm işlerin yüzde 34’ünü yapan erkekler, toplam gelirin yüzde 90’ını, toplam mal varlığının ise yüzde 99’unu alıyorlar. Türkiye’deki duruma gelince kayıt dışı istihdamdan şiddete kadar veriler hiç iç açıcı değil. Dünya ekonomik forumunun kadının statüsünü belirleme noktasında 129 ülke içinde 121’inci sırada yer alan ve ardından Fas, Sudan ve Çad gibi ülkelerin bulunduğu Türkiye... Bunları değiştirmek bir anda mümkün değil. İşte tam bu noktada hepimize çok büyük sorumluluklar düşüyor. Yeni Dünya, artık bu düzeni eşitleyerek; insanca, cinsiyet ayrımı olmadan yaşamak istiyor. AKADEMİ GRUP; bu noktada sorumluluğunun fazlasıyla farkında. Hızla büyüyen yapımızda topluma örnek olmak için yaptığımız işlerle öncelikle sorunlarımıza dokun-

Sayı 41 / Mart 2013


HEM KADIN HEM ENGELLİ OLMAK ŞARTIYLA yola çıktığımız bu çağrı merkezimizin bizlere çok şey katacağını düşünüyor ve bu yolda hem kadına hem dezavantajlı guruplara dokunarak sorumluluğumuzu yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. mak ve çözüm noktasında hareket etmek istiyoruz. Bünyemize katılan yeni şirketlerimiz ve sağlık turizmi yönünde yaptığımız yatırımlarımızın verimli olması, müşteri memnuniyeti ve iyileştirmeler noktasında çözümleri doğru bulması için bünyemize bir çağrı merkezi kuruyoruz. Bu merkez için callcenter çalışanları yetiştiriyoruz. Burada asıl önemli olan bu işi yapmak için seçtiğimiz dez avantajlı grup. Toplumumuzun yüzde 1.4’ü engelli vatandaşlarımızdan oluşuyor. Buda demek oluyor ki her 100 evden beşinde engelli bir vatandaşımız var. Onların toplumda yerini sağlamlaştırmak, ötekileştirmemek, yaşama katmak için meslek ve iş sahibi yapmak gerekiyor. Bakıma muhtaç kalmamaları engelleri doğrultusunda hayata kazandırılmaları gerekiyor. Bu yüzden biz kursiyerlerimizi ortopedik özürlü bayanlardan seçtik. HEM KADIN HEM ENGELLİ OLMAK ŞARTIYLA yola çıktığımız bu çağrı merkezimizin bizlere çok şey katacağını düşünüyor ve bu yolda hem kadına hem dezavantajlı guruplara dokunarak sorumluluğumuzu yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

Sayı 41 / Mart 2013

37


HABEREXEN

Samsunlular baklavayı kesfetti amsu am a msu sun nllu ulla arr, 20 20 yıl ılllıık Ma M ate tema mattiik Öğ Öğre retm retm tmen eni Gü G Gürk ü rk rka an n İ şg şgü üzz ar a r ’ı ’ın ffrra an ncch hiissin ing yyö ön ntte em miyyle e şe eh hrre e ge ettiirrd diiği ği Gaz azia iantep nttep n epllii Ha H abeş beş S be Se eyyiid do oğ ğllu’ u’nu nun b ba akklla avva vve e ta attlı tlılıları la arrıın nıı çok ok sev evd dii kii,, 7 ay gibi gi bi kıs ısa b biir ssü üre re son onra ra mer erkke ez sse e emt mttle m lerd rden en 56 6’’la lara ra ikkiiinc nci şu nc şub be e hiizm h zmet ete gi girdi. rd di. i. Eğ ğiiti timc mciilliikkte ten g gııda da sekt se ktö örrün üne g ge eççe en İş İşg gü üzza ar, r, hep ep inssa in an nlllar arra a ra m mu uttllul ulu ukk yaş aşa atta accak ak bir iişşin bi in hay ayal ya allin ini kku urd du uğ ğun unu u,, yya attıırı rımı mıyl yla a am mac acın na u ullaş aşttıığ ğıın nıı belliirrttiy be iyor or. He H eme men be belliirrttel telim eliim el m m,, A Am mer erik ika a’’da da n Ukkrra U ayn yna a’’ ya tto op pllam am 17 ü üllkke eye ayd ye yda 20 yda 20 to on n ta attllıı ihr hra açç edi diyyo or S Se eyyiid do oğ ğllu u.. Ha ab beş eş Ussttta a 1948 19 94 48 8’d ’de g ge eld ld diğ iiğ ği İsta İstta İs an nb bu ull’d ’da ilk iillk ima im allat la atth ha an ane ne esi si Lal ale elli H Ha arriikz ikzad kkzzad ade So S oka kakk’’tta a aça çar. r. Yıl ıl 19 95 52 2’’d diir. r. Hem p Hem He pe era akend kke end nd de, e, hem e, em de şe şeh hrriin n sse eçk çkiin n lo okka an ntta nta ala larrıın na a top opta tan b ba akla lava ava va sat atm ma akktta ad dır dır ır. 1 19 958 58’d ’de Bü Büyyü ük Reşşiit Pa Re Paşşa a Cad adde dessii’n ’nd de eki ek kiyl yle me m eka kan nllar arın ını ik ikiille err. 19 1960 60’l ’la arrd da a ün ü nü m me etro trop tr opo ollün ün her er ya an nıın na yya ayyııllıır. r. Ka allit ited ed de en kes en esin inlilikktte ö öd dün ün verm ve rme em me essin inin in ro ollü b bü üyyü ükt ktür ür ürrün ü ünlle erriiine ne gös ne össte tte erriile len a allakad akka a ad da a.. Ga G Gaze aze zete tele errd de ha habe berl rle erri yya ayyıın nllan anırr 38

ara arra. ar a. Tu urris isttlle errin in de il ilgi gi od o da ağ ğııd dır ır. 19 99 90 0’d ’da an n ittiibar baren ba ren re şşu ube bele leşm me, e, ih hrracca att ve ü ürret ettim im im kon ko nu ula ları rınd da ye yeni ni strat trat tr atej ejiiller er be ellir irle er m me e eşh şhur şh hur ur t a attlılıcı cı. T Tü ürk rkiyye’ e’de de 50 0,, dıış ü d üllke kelle erd rdey eyse se 50 n no okt kta ad da ad dır ır. Gün Gü nd d de e 4 to ton tta atl tlı iim mal al ede derr..

Beylikdüzü’nden dünyaya dagılıyor

Se S e eyi yyiido doğ ğllu Ba Bakklllav avva a alla arrı İs İstanb tta anb bu ull Beyyllik Be ikdü düzzü ü’n ’nde de üre rettiilliiyo yor g gü ünü nü ü-müzde. mü zzd de e.. Orra a ada dan da da dağı ağ ğıılılıyyo or d dö ört rt biir yya b an na a. S So oğu ğuk zi zinc ncir ire a azza am mi mi öze özen öz en n gö össtte erriilm lme ekktte e. So Soğu ğuk h ha ava va depo de ep po ossu und nda an n çııkktı tığı ğın nıın 3 yya a da 4’üncü 4’ ün ü ncü cü saa aati tinde tü tükke tüke ettiilm ilm lme eyye ha h azı zırd rdır ır ba akklla avva ala ar. r. Böy öylle ece ce Amer Am erik ika’ a’da daki aki ki mü üşşte terriiyl yle, e, Sa am msun su n’’d da akkii tıp pa ttııp a ayyn nıı le ezzzze eti ta ti ad dııyyo dıy orr yan ani. Ta Tam da da bu hu h ussu u ust sta şşu st un nllar arı ssö arı öyl ylüy üyor or, G Gü ürk rka an n İşşgü güza zarr:: “B Biizziim Sa Sam mssun un’d ’da mü müşş-tte erriile leri rim miiize zze e su un nd du uğu ğumu muz ü ürrü ün n 1952 19 52 yılın ıllıın nd da an b bu u yan ana sü ana üre reg ge elle len en S Se eyi yi d do oğl ğlu lle ezz zzet zet etii.. Çün ünkkü ü tüm m tü ma amu mulllller er tek bir er ir nok okta ta da hazır da azır az ırla lan nııp da dağ ğııtılı ttıılııyyo or. r. 60 6 0 yılılın ın ver erdiği diğ di ğii tec ecrrü übe be ve birik ve irik ir ikim imle le ürre eti tim miiin n yya apı pıld ldığ ığı İİssta tanb nbul ul’d ’da Seyyiid Se do oğl ğlu u’’n nd da alıın nan nan an tta at neys at neys ne yse S Sa ams msu un n’d ’da

da ayyn da nıs ısı o olluy uyo orr. Z Za ate ten b bu u le ezzzeti ze ti tad adan an in nssan anla arrıın kka affa assıın nd dak aki ttü ü üm m al alıışşa ag g gel ellmi e miş tta attllı an anla anla layı layı yışşıı ve tabu ta bula lar yyııkı kıllııyyo or. r.” Seyi S Se eyi yido doğl ğlu u un nu Ur Urrfa fa’d fa fa’d ’da yı yılla lard rdıırr değ eğişişiş me m eyye en b biir ye yerd errd den en allııyyo orm rmuş uş. B Ba akkllav ava için iç in özze e ell ür üre ettiliy ililiy iyo orrm mu uş b bu u inc nce un un. F Fııssttıık d da a Ant ntep ep’i’in B Ba arra ak O Ovva assıı’’n nd dan anmı mış ve öze ve zen nlle le sse eççiililiyo liyyo o orm rrm m muş uş. İlİlg uş giinç nç de b biir tasvir tasv ta svir sv iri va iri var: r: “Ta Tam ol olgu gun nllaş aşm ma a ada da d an topla to lan na an vve an e ha allk ar ara assın ınd da a “kku uş boku bo ku” o ku” olla arra akk ta ab bir ir edi dile len ffııssttık ık cin inssii” Ürrrün Ü ün ü nle ler tere tere te reya yağ ğıı ille e ya ap pııllıy ıyo orr. G Glliikozu ko zun G’ G’ssii im ma a ala latha la haneni hane ne n en niin yya an nıına na dah da hii yak akla laşşa am amı mııyyo orm rmuşş. Ş Şe erb rbe etti içinse iç iin nsse e, ““1 19 95 52 yyıılılınd 52 ınd nda dan an bu yya an na a ayn ynı nı re eçe çete çete te ille e üre rettiilliiiyo yor” yo rr..” d diiyo yor,r, İşg İş gü üza ar.r.

Sayı 41 / Mart 2013


Gürkan İşgüzar’ın franchising yöntemiyle 7 ay önce getirttiği Gaziantepli Habeş Seyidoğlu Baklavalarını çok sevdi Samsunlular. Atakum’un ardından 56’lara ikinci şube de açıldı kısa sürede. 17 ülkeye ayda 20 ton ihraç edilen bu baklavanın Amerika’daki lezzetiyle, Samsun’daki bire bir aynı. 1952’den beri kaliteden ödün vermiyor marka.

Gerçek kaliteyi sunan asgari fiyatlar

Sams Sa mssun un’d un ’da 10 10-1 -15 lliira ra ara ralığı lılığ ğıınd da ba b akl kla avva bula bula bu ab biilm mek ek çok ok mü üm mkü kün n.. Bu ka Bu ad dar ar iti tin na a ve h hu ususi sussii mal su alze lzeme zze eme me anla an ayyıışşıı Sey eyiid doğ oğlu lu’n ’nun un tar arif ifes esin ine de d e yan ansı nsı sıyyo or ha haliyl hali liliyylle e.. De etta ayyla ar vve e gere ge ekkççel ele errin ini d de e İşg şgü üzza arr ’d ’dan n öğre öğ en niiyo yoru ruzz:: “Ge Gerççe ekk te errey eya ağ ğın ın kilo ki losunu ssu unu nu hes esa esap ap p ettttiğ tiğ iğin iniz izd de e, ge gerççe ek An Antte ep fı fıssttığ ığıın ığın nın ın kililo ilo ffiiyya attııın nıı n eklle ek edi edi diği ğin niiizd zde gl zd glikkoz oz şu urrub ubu ku kullanm la nmadan ad a da an n gerçe erççe er ek şe şekke er şe er şerrb bet bet eti ti ve diğ ve iğe err ma allze zem me ele lerriin fi fiyya atı tı üzze ü errin rine ine kko in on nd duğ uğu un nda da ge errççek çe ek b biir ba b akla lavva a anı nııın n n m ma aliye liliye yeti ti 10 0--15 15 lir ira arrallıığı a ğının nıın çço n ok çço ok üzer üz erin inde ded diir. ir. r.

Sayı 41 / Mart 2013

Fiiyya F at ço çok dü düşü üşşü ük is ise m mu utl tlak aka kulllla ku an nılılan an ma allze lzze eme med de e de ay ayn nıı orran o oran anda da ka allitte d dü üşşü ükktttür ükt ürr. Bi ü Bizziiim m fiyya fi attlla arrım mızz da g ge erç rçe ekk ka allit iteyyi suna su nab nabi biile eceği ce eğ ğiini niz as asg ga ari ri dü üzzey eyde de olla o an n fiy iya attla arr.. Se eyyiid d doğ oğ oğ ğlu llu u’n ’nu un n da po p olilitika tikka ti a assı sı fiy iya attla larrıı aşşa ağ ğııya ya çe ekkk-mek an me ancca ak ka kalliitede teden te de d en d de e ta avviz iz ve errme m em me ek bu bu de en ng ge ele leri ri göz öze ettter errek e ek fiyya fiya fi at a arra allığ ığı ol olu uşştu turm rmak ak yö ön nü ün nde. nde de. de Ayyrrııcca A a, in insa sanl nla arr fiyya attla ları rın nııızz yyü üks ksek ek dessiin de nller er am ma a asslla sizi ssiizi zin ü ürrü ün nün ünüz üz ka ka alilliite tesi siz, z, lez ezze zets zets tsizz, d dü ü ükk kka kk an nınız ınız ın ız hijy hi jyen eniikk değ eğilil, mü müşt şte şter errriy iye olan iy olan ol an neza ne neza zake keti tin niiz tta avvrrın ınızz uyg ygu un n de eğ ğilil de d eme messiin nler nl ler er.” Ke K end ndin ini pa patr tron ond da an zi ziyya ad de e müş üşterrii bel te elllilliiyyo or İİşşg şgüzar zar. za r. O gö özzle le bakkııyo ba yor iş işle leyi yişşe e. Fa e. Farrkk ett Fark ttiikkkle leri leri le rin nii me m meka eka kanı nına a uğr ğray ayan anlara larra la a sun unm ma a ga g ayr yret etiin nd de e: “Ü Ürrü ünl nler ler eriim mizzin in ta azze ollm o ma ası sı konus onu on ussu un n nd da d a da sso on de dere rece ce hassssas ha sasiy asiy as iye ett içe çerriissiind ndey eyiizz. Kend Kend Ke ndiim m mü m üşter şştte errrii o ollara arra a akk ne be bekl kliy liy iyor or isem is em onu nu müş üştte eri rile lerriim miizze e sunm su may aya ça çallıışşııyo yoru ruz. z. Bu iişşi b bö öyylle yya ap pm may aya accak ak ise is isek ekk o za am ma an n hiç iç ya ap pmam ma ma allııyı yız dü düşşü ün nccces essi e içerisindeyim. Be B en niim iç için in işşiin en en ba b aşı şın nd da te emi miz-

lliik ik ve ve hijijye yen ge geliliyyo orr.. Çün ünkü ünkü kü biz iz Se Se eyi yyiid do oğ ğllu ürün ürrünl ü ünlle ün eri rin nii Fra ran ncchi hissiing ng şub şu be ele eri riim miiz iille mü m müşştte erriiller erim imiz ize ulaştı ul aştı aş tırrııyo ıyyo oru ruz. z. İşşiin ka kalilite te ve le lezzze et b et bö ölü ümü mü 60 yyııllllıkk Sey eyiid doğ oğllu oğlu u iissm mii ille e zat ate en n biillin iniy iyo orr ve ka kabul bul bu gö g örü rüyo yorr.. Biz ize de de düş üşe en n bu kka alite lilite teeyyii dü üşşür şü ürrm me ed de en h hiijyen jye jy en nik ik koş oşu ullla lar alltı a tınd ınd nda g gü üle ler yü yüzl zlü hi zlü hizm izzm me ett ve nezza ne a ake ket ilile mü ke müşt şte erri m me em mn nun un niy iyyet eti anla an layyıışşıı çerçe errçeve e çevve çe essiind nde ssu nde un nm ma akk.” .” So S o orm rrm m mad adan ad da an n du urram ram amııyyoruz oruz or uz, öğ öğre retmenl me nlik ikte ten b bu u işe şe var aran aran an yo ollu. u. Şu ce Şu evva ab bı al alıy lııyyoruz orru o uzz: z: “B “Be en n bu iş işe da d ama mak ze zevvkkin ine değe de d eğ ğe er vve e ere ren re iin nssa an nllarr old lduğ ğu un na iin na an na arra akk girdim gi rdim rd m. M Me emn mnun nun uniy niy iye ett me em mn nu un niiyye eti t i do oğ ğu urrar arak ak tıp ıpkı kı bir ir ka arr ta an nessiin niin çı çığa ğa dö ön nüş üşm me essii gib ibi büyü büyü bü yüyor yo orr.. Tatlı attllıı zat a a en en in nssa an nlla nla ara ra mut utlu tlu lulu lulu luk vere vere ve en p po ozi zittiif e ziti en n ner errjiji yü e ükkle eyye en bir biir b gııda g da. H He ep in inssa an nlları arı m ar mu uttllu lu ed edec de ecce ekk biir iş b bir iş yap apma mak is iste iste tem miişt ştim im. G Gü üze zel işlerl iş le errlle u uğ ğrra aşşm mak ak insan nsa ns an nla ları rı me em mnun et nu nun etm etm me ek ben beni be ni de m mu uttllu e utl ed diy iyo orr. Be B en d de e ger erççe ekktten en işşiim mii se evvviy iiyyorru um m.. Mad add dii kaz aza azan an nccıın d dıışşıınd nda gü g üzze el işle el iişşlle er yya ap pm ma arzu arrzu a zusu su taş aşıd ıdı be b eni ni bu no no okt ktay ktay kt aya a..”

39


Köşe Yazısı

Aylin Tat Bir varmış bir yokmuş Masal kitaplarını çocukluğumdan beri çok sevmişimdir. Hani şu“ Bir varmış bir yokmuş” diye başlayan renkli renkli, sıcacık kitaplar…

Ölümle burun buruna gelmiş birkaç kişiden dinledim. Ölümle yaşam arasındaki o incecik çizginin hassasiyetini.

“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” demiş ya atalarımız, bedenin de, kafanın da sağlamlığı maneviyatla oluyor işin aslı. Maneviyatsa; hayata yüklediğimiz anlamların sonucu. Yaşınız ne olursa olsun mutlak bir anlamı olmalı hayatın. Çocukken amacımız sadece büyümek oluyor, yaş ilerledikçe amaçlarda değişiyor. İyi bir lisede okumak, iyi bir üniversite, iyi bir iş, mükemmel bir kariyer, iyi bir evlilik ve ardından çocuk …

“O kısacık zaman diliminde hayatım bir film şeridi gibi geçti gözümden“ diyor anlatan. Başıma hiç gelmedi, belki de o yüzden garipsiyorum. Nasıl oluyor da ölüm anını yaşıyorken hayattaki en önemli anları anımsıyor insan, anlamak zor doğrusu…

Ve sonrasında kendinden önce düşünmen gereken yepyeni bir dönem. Onun adına en iyisini arzu etmek ve onun için çalışmak. Sonra bir bakıyorsunuz o kendi hayatını kurup, uçuyor yuvadan. Tabi ki ardında kocaman bir boşluk bırakarak.

“Hayat bu, bir varsın, bir yoksun, pamuk ipliğine bağlı yaşıyoruz.” derdi anneannem.

İşte o boşluğu hissettiğimiz anda başlıyor kendi iç dünyamıza yaptığımız yolculuk. Aslında, yaptığımız yolculukların en güzeli ve anlamlısıdır iç dünyamıza yaptığımız yolculuk.

Büyüdüm, hatta orta yaşı geçtim ama hala severim masal kitaplarını. “Bir varmış bir yokmuş” aslında hayatın taaa…. kendisini anlatan cümle.

Yani, masallardaki gibi bir varmış

40

bir yokmuş insanoğlu …

Bu yolculukta hiç bilmediğimiz yönlerinizi keşfediyorsunuz, kendinizi ve isteklerinizi ne kadar ertelediğinizi anlıyorsunuz. Ailenize, çevrenize, işinize, eşinize dostunuza karşı sorumluluklarınızı yerine getirmeye çalışırken kendimize olan sorumluluğumuzu nasıl da ötelemişizdir anlıyorsunuz. İnsan fiziksel olarak yaşlanıyor belki ama asıl yaşlanma düşüncelerle oluyor. Bu yüzdendir ki son nefesimize kadar hayatımıza anlam yükleyecek uğraşlar edinmeliyiz. Zor günlerde “Kış yaklaştıysa, bahar çok da uzak değildir” deyip hayıflanmadan güneşin doğmasını beklemeli. “Ey altın sırmalarla süslü elbiseler giymeye, kemer takmaya alışmış kişi; sonunda sana da dikişsiz elbiseyi giydirecekler” demiş ya Mevlana; Ben de derim ki “Bir varmış bir yokmuş ey insanoğlu, bunu böyle bilip hayatı ıskalamadan yaşamaktır sana yaraşan.”

Sayı 41 / Mart 2013


Say覺 41 / Mart 2013

41


HABEREXEN

k iz yo v a t etten y i n mnu e m en ve y j i h e, Kalit

1984

’de Çiftlik Caddesi’nde Pizza Piccolina adıyla yemek sektörüne giren Yavuz Ailesi, toplu yemek sektöründe de yer alıyor. Daha sonraları ve kentte sektörün ilklerinden oluyor. Yemekler standart reçetelere uygun üretiliyor. Çok personel çalıştıran firmalara yemeğin ayrı bir pişirme alanı gerekliliği ve organizasyon yükü getirdiğini belirten Mutfak Catering işletme müdürü Mevhibe AYDIN, toplu yemek firmalarının bu ihtiyaç üzerine doğduğunu söylüyor.

Yemek sektörüne ne zaman girdiniz? 1984 yılından beri yemek sektöründe yer alıyoruz. Samsun’un Çiftlik Caddesi diye bilinen İstiklal Caddesinde, eski bir Samsun evinde, restoran ve kafeterya tarzında açtığımız ‘Pizza Piccolina’ Samsun’da kısa sürede bir marka olmuştu. Samsun’da masa örtüsü kullanan ilk kafe restoran olarak tarihe geçtik. Müşterilerimizden aldığımız olumlu

geri dönüşler bize güç verdi ve o dönemlerde yeni gelişmekte olan catering hizmetlerine sektörüne girdik. Hizmet yerimizin küçük olması nedeniyle taşındığımız yeni yerimizde Mutfak Yeme İçme Ltd. Şti. olarak faaliyetimize devam ettik. 2011 yılını Şubat ayında ise Organize Sanayinin girişinde 1000 m2 arsamız üzerinde kendimize modern ve geniş bir yemek fabrikası kurduk ve bugün

hizmetimize bu fabrikada devam ediyoruz. Ne şekilde yemek hizmeti veriyorsunuz? İşletmemiz, müşterimizin isteğine ve koşullarına göre taşıma veya yerinde üretim olarak hizmet vermektedir. Mutfağı olmayan veya işletmesinde yemek pişirilmesini istemeyen firmalara, yemek fabrikamızın mutfağından taşıma yapıyoruz. Sağlıklı ve hijyenik koşullarda üretilen yemeklerimiz, ısı yalıtımlı özek kasalarda (thermo-box) taşınmakta ve yemek dağıtımı konusunda eğitimli personellerimiz vasıtasıyla dağıtılmaktadır. Yemek dağıtımını kendi personelimizle yapmamızın en önemli nedeni, yemeğin dağıtım öncesi, esnası ve sonrasında tazeliğini ve sıcaklığının


korunması ve dengeli bir dağıtım yapılmasıdır. Gene müşterimiz tarafından talep edilmesi durumunda, işyeri mutfağının kullanılması isteniyorsa, işyeri mutfağının eksiklikleri varsa tesbit edilmekte, giderilmekte ve verilen hizmetin eksiksiz olması için çalışma yapılmaktadır. Bu durumda Mutfak Catering’in deneyimli ve eğitimli personelleri işyeri mutfağında üretim dağıtım ve temizlik hizmeti vermektedirler. Biz Mutfak Catering olarak hizmet verdiğimiz her yerde önce sağlıklı, sonra lezzetli yemek vermek için çalışıyoruz. Yemek sektörünün zorlukları nelerdir? Her sektörde olduğu gibi en büyük sorun vasıflı eleman bulmak. Hazır eleman bulmamız neredeyse olanaksız. Bu nedenle yeni personellerimizi, kendi hizmet anlayışımıza ve sistemimize göre bir eğitime tabi tutuyoruz. Bu eğitimden geçebilirse projelerde değerlendiriyoruz. Yerinde üretim yaptığımız işyerlerine gönderdiğimiz personeller, mutlaka eğitimden geçen, şirket kurallarını bilen elemanlarımızdan oluşmakta. Sürekli istihdam ettiğimiz gıda mühendislerimiz, hem personelimizi, hem de üretimimizi titiz şekilde denetlemekte ve eksikleri tespit edip hızla giderme çalışması yapmaktadırlar. Yemek listelerini hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz? Yemek listelerini hazırlamak işimizin en zor yanlarından biri. Öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat ediyoruz. Kırmızı et, beyaz et, taze sebze, bakliyat, meyve, süt ürünü, vb. ihtiyacımız olan sağlıklı gıda ve vitaminleri sağlamayı hedefliyoruz. Daha sonra kalori hesabı yapıyoruz. Bedeni çalışan bir insanla, masa başında çalışan insanların kalori ihtiyaçlarına göre farklı menüler hazırlıyoruz. Bir fabrikayla, bir hastanenin beklentilerini ve ihtiyaçlarını doğru tespit etmeye çalışıyoruz. Bunu yaptığımız ölçüde de başarı sağlıyoruz. Bugün Sağlıklı büyüyen Mutfak Cateringin başarısının altında da bu yatıyor zaten… Catering hizmetleri içerisinde başka ne gibi faaliyetleriniz var? Sürekli verilen hizmetler dışında; düğünlerde, açılışlarda, özel top-

lantılarda, kına günlerinde, mevlüt vb. günlerde de hizmet veriyoruz. Bu hizmetleri sadece ikramı götürmek şeklinde değil, dağıtım ve temizlik hizmeti olarak ele alıyoruz. Dolayısıyla evinize gelen kalabalık bir misafir gurubunuz için çekinmeden bizi arayabilirsiniz. Sizde misafir ev sahibi olarak hizmet alabilirsiniz. Üretim kapasiteniz nedir? Fabrikamız günlük 10.000 yemek üretim kapasitesine sahip. Ayrıca yerinde üretim yaptığımız için bu sayı çok daha artabiliyor. Biz son teknoloji, modern cihazlar kullanıyoruz. Kendi kendini temizleyen konveksiyonlu akıllı fırınlar, devrilir tavalar, kaynatma kazanları vb. gibi. Bunlar da üretimimiz hem seri, hem de kaliteli hale getiriyor. Şirketinizde kaç kişi çalışıyor? Şirketimizde yaklaşık 100 kişi çalışıyor. Bu sayının içerisinde 3 engelli çalışanımızın olduğunu, işyeri hekimimizin ve işçi sağlığı güvenliği uzmanı olduğunu, tam gün çalışan 2 gıda mühendisimizi ve dış hizmet aldığımız 1 diyetisyen olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal Projelere Bakışınız Nedir? Mutfak ekibi olarak ’BİZ BİR AİLEYİZ’. Bu nedenle özellikle çalışanlarımızın çocukları için projeler yapıyoruz. Onları sinemaya, tiyatroya hayvanat bahçesine götürüyoruz. Kitap hediye

ediyoruz. En son Devlet Opera ve Balesinin Aliş ve Maviş adlı oyununa götürdük sonra kardeş işletmemiz Grand Atakum Otelde onlara pizza ikram ettik ve otelin çocuk bahçesinde oynamalarını sağladık. Çocuklarımızın topluma daha yararlı olabilmeleri için onlara önem veriyoruz. Uluslararası Kalite Standardı Belgeleriniz var mı? Toplu yemek hizmeti verebilmek için öncelikle Tarım Bakanlığından Gıda Üretim İzni almanız gerekiyor. Bunun dışında birçok Kalite Standart belgelerimiz var. Biz kalite standart belgelerini kendimizi geliştirmek, daha iyi hizmet verebilmek için alıyoruz, duvara asmak için değil. Bu nedenle yapılan denetlemelerde biz bir adım önde oluyoruz. Periyodik denetlemelerini yapan denetçiler bazen bizde gördükleri uygulamalardan etkilendiklerini ifade ediyorlar ve bunları başka işletmelere taşıyorlar. Bu da bizi daha da motive ediyor.. Kalite standartları açısından ISO 9001-22000, İş sağlığı ve Güvenliği için OHSAS 18001, Çevre yönetim sistemi için ISO 14001, Kendi ürettiği ürünü taşıma için ulaştırma bakanlığından K Belgesi ve Sanayi Sicil belgeleri gibi belgelerimiz var.


Yaşam

Boşanan eski eşler hakimin verdiği kararlara uymak zorundalar

Velayetteki tek kriter çocuğun menfaati Anlaşmalı boşanmalar dahil, hakim velayet kararını çocuğun haklarını, geleceğini ve şartlarını hesaplayarak veriyor. Velayeti alan eş belirlenen gün ve saatte evladını eski eşine göstermezse İcra İflas Kanunu’nu devreye giriyor. Yükümlülüğe aykırı davranışlar sergilendiği takdirde, hakim tarafından re’sen veya talep üzerine kişisel ilişki kurma hakkının içeriği değiştirilebiliyor.

A

yrılmayla sonuçlanan evliliklerde en büyük zararı çocuklar görmekte. Çünkü onlar tamamen masumlar ve ebeveynlerini bu üzücü olaya götüren süreçte hiçbir kusurları yok. Boşanma sırasındaki en kritik konu, çocuğun ya da 44

çocukların kimde kalacağıdır. Yani velayeti kimin üstleneceğidir. Medeni Kanun’da buna dair herhangi bir kriter belirtilmiyor. Geniş yetkilerle donatılan hakim kararını verirken evladın menfaatini gözetiyor. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, mali durumun kötülüğü tek tayin edici detay değil.

Sorunun büyüğü mahkeme salonundaki nihai duruşmanın ardından yaşanıyor çoğu vakit. Aradaki husumet daha da alevlendiğinden, velayeti alan kişi, eski eşine gerektiği anlarda göstermeyebiliyor çocuğu. Peki, bu halde mağduriyete uğrayan taraf ne yapabilir? Hukuki düzenlemelerimiz Sayı 41 / Mart 2013


Samsun Barosu’na kayıtlı avukatlarından Adem Aksoy’dan öğreniyoruz: “Salt mali durumun iyi olmaması, velayet hakkının verilmemesi sonucunu doğurmaz. Mali durumu iyi olmamasına rağmen, çocuğun menfaati gerektiriyorsa, velayet o tarafa bırakılabilir.” Ayrıca: “Çocuğun menfaati gerektiriyorsa hakim, çocuğu ana ya da babadan birinin velayeti altına koyacak yerde, vesayet altına koyabilir.” İcra İflas Kanunu’nu işaret etmekte. Ortadaki evlat ‘meta’, uyuşmazlık çıkaran şahıs ise ‘borçlu’ işlemine tabii. Resmen haciz başlatılıyor. Ne kadar ayrı dünyalara aitseler de anneyi, babayı ve evladı yaralıyor bu tablo. Teknik ayrıntıları Samsun Barosu’na kayıtlı avukatlarından Adem Aksoy’la konuştuk. VELAYETTE HAKİMİN GENİŞ YETKİLERİ VAR Boşanma davalarında velayet kararı neye göre veriliyor Medeni Kanun’umuz ana-babanın velayet hakkı için herhangi bir kriter belirlemiş değildir. Velayet hakkının verilmesindeki tek kriter “çocuğun menfaati”dir. Hukuk sistemimiz boşanma halinde velayetin ana-baba tarafından birlikte kullanılmasına cevaz vermediği için kanun koyucu hâkimden velayet hakkının akıbetini düzenlemesini istemiş ve bu yönde hâkime geniş takdir yetkisi vermiştir. (MK m.182/f.1’e göre), Hâkim imkan dahilinde ana-babayı dinleyecek; çocuk vesayet altında ise vasi veya vesayet makamının da düşüncesini alacaktır. Ancak hâkim bunlarla bağlı olmaksızın karar verir. Hâkimi bağlayan tek husus, -tekrar belirtelim- “çocuğun menfaati”dir. Bu konuda ana-babanın anlaşmaları dahi hâkimi bağlamaz; sadece yol gösterebilir. Velayet daha ziyade anneye mi uygun görülür? Hangi durumlarda baba tercihine sıcak bakılır? Medeni Kanun velayetin ana ya da babaya verilmesini gerektiren halleri somutlaştırmış değildir. Velayet hakkının anaya veya babaya verilmesindeki tek bağlayıcı husus “çocuğun menfaati”dir. Ancak doğaldır ki, ana şefkatine daha muhtaç yaştaki küçük çocukları, çok önemli sebepler olmadıkça, anadan ayırmayıp, onun velayetinde bırakmak gerekir. İsviçre-Türk uygulamaları da bu yöndedir. Ancak bu durum işin doğası gereğidir ve velayetin babaya Sayı 41 / Mart 2013

verilmesinin istisna olduğu sonucunu ortaya çıkarmaz. Diyelim ki çift anlaşmalı boşanıyor. Velayetin bırakılacağı kişi geçim sıkıntısı içinde. Karşı tarafın hali vakti yerinde ama çocuğu istemiyor. Bu durumda nasıl bir yol çizilir? Velayet hakkının akıbeti hakkında eşlerin anlaşmaları hakim açısından bağlayıcı değildir. Bu durum Medeni Kanun’umuzun 184/f.1/5. bendinde belirtilmiştir. Hükme göre, “Boşanma veya ayrılığın fer’i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz”. Ayrıca, çocuğun menfaati gerektiriyorsa hakim, çocuğu ana ya da babadan birinin velayeti altına koyacak yerde, vesayet (Vasilik – Gözetmen) altına koyabilir. Yine belirtmek gerekir ki, salt mali durumun iyi olmaması, velayet hakkının verilmemesi sonucunu doğurmaz. Mali durumu iyi olmamasına rağmen, çocuğun menfaati gerektiriyorsa, velayet o tarafa bırakılabilir. YÜKÜMLÜLÜĞE UYULMADIĞINDA HAKLARIN İÇERİĞİ DEĞİŞEBİLİR Velayet, annede. Annenin çocuğu babasına göstermemesine zemin oluşturabilecek haller var mıdır? Örneğin babanın olumsuz kişilik özellikleri… Kanunun 182nci maddesine göre, hakim ana-babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini re’sen düzenleyecektir. Çocuğun menfaatinden yola çıkan hakim, velayet hakkına sahip olmayan ana ya da baba ile çocuğun görüşme süresini, yerini, çocukla tek başına mı yoksa bir refakat ile mi birlikte olacağını, çocuğa faydalı olacak şekilde belirleyecektir. Medeni Kanunun 324’üncü maddesinin ilk fıkrası, ana ve babadan her birinin, diğerinin çocuk ile kişisel ilişki kurmasını zedelememesini, çocuğun eğitilmesini ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmaları gerektiğini

belirtmiş ve ikinci fıkrada da bu yükümlülüğe aykırı davranışlar sergilendiği takdirde, hakim tarafından re’sen veya talep üzerine kişisel ilişki kurma hakkının içeriğinin değiştirilebileceği belirtilmiştir. Baba velayette ısrarcıyla kapıları zorlayabilir mi; bu hususta açık kapı söz konusu mudur başka bir deyişle? Az önce de vurguladık; talep, anlaşma vb. durumlar hakimi bağlamaz. Taraflardan birinin veya her ikisinin ısrarı da bu anlamda bir şey ifade etmez. Çocuğun menfaati neyi gerektiriyorsa, hakim o yönde karar verir. Ancak daha sonra velayet kendisine bırakılan tarafın sosyal, ekonomik vb. şartları değişirse, talep üzerine veya re’sen hakim gerekli tedbirleri alabilir. Velayet annede ama çocuğu babaya göstermiyor Her iki taraf da hakimin verdiği karar doğrultusunda davranmalıdır. Velayet kendisine bırakılmayan taraf ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmişse, velayet kendisine bırakılan taraf, hakimin belirlediği yer ve zamanda çocuğun diğer taraf ile kişisel ilişki kurmasına izin vermelidir. Aksi halde karşı taraf, İcra İflas Kanunu m. 25/a’ya göre, ilamı icra dairesine vererek takip talebinde bulunabilir. Takip talebini alan icra müdürü, bir icra emri düzenleyerek karşı tarafa tebliğ eder. İcra emrinde, emre aykırı hareket edildiği takdirde, zorla yerine getirileceği ve talep halinde 341inci maddeye göre cezalandırılacağı bildirilir. ALTI AYA KADAR TAZYİK HAPSİ Velayeti elinde bulunduran kişi, hâkimin çocuğu karşı tarafa gösterme kararına riayet etmediğindeki ceza-i yaptırım nedir? Bu aykırılık bir suç mudur? İcra İflas Kanunu’nun 341’inci maddesine göre, çocuk teslimi hakkındaki ilâmın veya ara kararının gereğini yerine getirmeyen 45


Yaşam

Avukat A vukat A Adem dem A Aksoy, kso oy, y, ““Hukuk Hukuk ssistemimiz istemimiz b boşanma oşa halinde velayetin ana-baba tarafından birlikte kullanılmasına cevaz vermediği için kanun koyucu hâkimden velayet hakkının akıbetini düzenlemesini istemiş ve bu yönde hâkime geniş takdir yetkisi vermiştir.” diyor.

veya yerine getirilmesini engelleyen kişinin, lehine hüküm verilmiş kimsenin şikâyeti üzerine, altı aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra ilâmın veya ara kararının gereği yerine getirilirse, kişi tahliye edilir. “Suç ve cezada kanunilik ilkesi” gereğince, ceza kanunlarınca “suç” olarak vasıflandırılmamış davranış tipleri “suç” olarak kabul edilemez. Bu nedenle, burada teknik anlamda “suç”tan bahsedemeyiz. Tazyik hapsi de esasen cezai değil, disipline ilişkindir.

lanmışsa, bu durumda borçlu bu masraflardan sorumlu olur. Bununla birlikte, kişisel ilişkiye ilişkin ilamda masraflara kimin katlanacağı açıkça belirtilmişse, bu durumda ilamda belirtildiği şekilde hareket edilir. Yargıtay bir kararında, haklı olarak,

ilamın gereğini yerine getirmeyen borçlunun icra takibine sebebiyet vermesi nedeniyle, takip masraflarına kendisinin katlanması gerektiğinden söz etmektedir. Gerçekten Yargıtay, “…annenin müşterek çocuğu babaya teslim ederek görüşmesini

Çocuğunu görmek isteyen tarafın, İcra İflas Kanunu’nun “Çocuk Teslimi” başlıklı 25. maddesine göre, görme günlerinde çocuğu haciz yoluyla alması gerekiyor. Haczin her gerçekleşmesinde haciz masraflarını ödemek zorunda mıdır? Bu bedeller ne kadardır? Teslim işlemine (çocukla kişisel ilişki kurulmasına) karşı tarafın (borçlunun) engel olduğu ispat46

Sayı 41 / Mart 2013


sağlaması gerekirken, ilam gereğini yerine getirmediğinden alacaklının İcra Müdürlüğü aracılığı ile ilamın infazını temin etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. İcra takibine sebebiyet verildiğinden borçlunun takip masraflarını karşılaması gerekir…” diyerek takip masraflarına icra takibinin yapılmasına neden olan borçlunun katlanması gerektiğini belirtmiştir. Eski eşlerden biri diğerine yükümlülüğünü yerine getirmediğinde bundan velayet şartları da etkilenir mi? Önce şunu belirtmek gerekir. Ortada bir ilam varsa, bunun aksi yönünde hareket edilemez. Ancak çocuk ile velayet hakkı kendisine verilmemiş olan taraf arasındaki ilişki, çocuğun menfaatine aykırı hal alırsa, bu takdirde hakim re’sen veya talep üzerine gerekli tedbirleri alır. Medeni Kanun’umuzda, hangi davranışların tedbirlerin alınmasını veya Sayı 41 / Mart 2013

velayet ile ilgili durumun değişmesini gerektirdiği belirtilmemekle birlikte, göz önünde bulundurulması lazım gelen hususun “çocuğun menfaati”” olduğunu ve hakime de bu konuda takdir yetkisi verildiğini ifade etmiştik. VELAYETİN KADINA VERİLMESİ POZİTİF AYRIMCILIK DEĞİL Kanunlarımızın büyük çoğunlukla velayeti anneye devretmesi pozitif ayrımlılık diye nitelendirilebilir mi? Bu durumun pozitif ayrımcılık ile bir ilgisi yok. Anayasal güvence altına alınmış olan eşitlik ilkesi gereğince kadın-erkek eşittir ve devlet bu eşitliğin tesisini sağlamakla yükümlüdür; bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamaz. Pozitif ayrımcılık, kadınların sosyal ve ekonomik alanlardaki durumlarının iyileştirilmesine yöneliktir. Belirttiğimiz üzere, velayet hakkının akıbeti yalnızca “çocuğun menfaati” dikkate alınarak belirlenir.

Avrupa Birliği (AB) mevzuatı Türk kanunlarıyla tümdün benzerlik göstermekte midir? Ayrıldığı noktalar nelerdir? Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Türkiye’nin AB’ne resmi adaylık statüsünü haiz olmasından bu yana birçok kanun kabul etmiştir. Bu kanunların büyük bir çoğunluğu hazırlanırken AB müktesebatına uyum hususu da özellikle dikkate alınmıştır. 1926 yılında kabul edilen Türk Medenî Kanunu 76 yıl yürürlükte kaldıktan sonra, AB ile bütünleşme sürecinin bir parçası olarak çağın değişen sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte Yeni Türk Medenî Kanunu 2001 yılında kabul edilmiş ve 2002 yılında yürürlüğe girmiştir. Yeni Medenî Kanun, özellikle aile hukuku bağlamında kadın-erkek eşitliği, özel korumaya muhtaç sosyal grupların ve çocukların korunması ile ilgili olarak oldukça çağdaş düzenlemeler içermektedir. 47


İş Dünyası

SAMİKAD Başkanı Münevver Uğurlu’dan kadınlara çağrı:

O diplomalar ev duvarlarını süslemek için değil Şöyle diyor, Samsun İş Kadınları Derneği (SAMİKAD) Başkanı Münevver Uğurlu: “Bayanlarımız diplomalarını aldığında onu duvara asıp ev hanımlığı yapamazlar.” Mesleki eğitim kurslarına katılanlara da, “Sadece kursa gitmek için gitmemeliler. Hayatını o meslekle sürdürmeyi ailesine bu şekilde katkı vermeyi hayat şekli haline getirmeliler.” diye sesleniyor. Maddi durumu iyiler de, ‘Ben zenginim ne çalışacağım’ dememeli ona göre: “İş dünyasına girecek yanında başka insanları istihdam edecek.”

48

Sayı 41 / Mart 2013


“Diplomalı insanlarımızın bu devlete ülkeye çok daha büyük bir borcu var. Bu ülke onların eğitimine kaynaklar harcadı. Bu borcu ödemek zorundalar.” ifadeleriyle çok önemli bir gerçeğe işaret ediyor, Samsun İş Kadınları Derneği (SAMİKAD) Başkanı Münevver Uğurlu. Asıl vurguyu şu sözleriyle yapıyor: “Bayanlarımız diplomalarını aldığında onu duvara asıp ev hanımlığı yapamazlar. Çocuk yetiştirmek için evine kapanan bayanlarımız çocukları belli bir yaşa geldiğinde bir boşluğa düşüyor. Çocukları okula gittiğinde iş hayatına geri dönmeye çalışsa bu defa kariyerinde zorlanacak.” İlginç bir örnekle açıyor demek istediğini: “Uçaklarda tehlike anında oksijen maskelerini önce kendinize sonra çocuklara veya yanınızdakilere takın diyorlar. Çünkü siz nefes alamıyorsanız etrafınızdakilere ya da çocuklarınıza faydalı olamazsınız. Bayanlarımız önce kendilerini kurtaracak ve geliştirecekler önce kendilerine faydalı olacaklar ki sonra etraflarına ve çocuklarına faydalı olabilsinler.” Eğitim seviyesinden ziyade bilinç ön planda Uğurlu’ya göre: “Ekonomik durumu iyi evinde rahatı yerinde bayanlarımız dahi çalışmak iş hayatının içinde olmak zorunda. En azından vicdanları için. Akşam yataklarına yattıklarına ‘Bugün toplum için, kendim için faydalı ne yaptım?’ muhasebesini yapmalılar.” Kadınların iş dünyasındaki statülerinin sağlamlaştırılması, kadın girişimci sayısının artırılması ve mevcutlarının güçlendirilmesi amaçlarıyla kuruluşmuş SAMİKAD. Çeşitli mesleklerden 49 bayan üyesi var. Bölgesel örgütlenmeye bilgi, tecrübe ve eğitim desteği veriyor. Kadının sosyal, kültürel ve ekonomik hayattaki konumu ile karar mekanizmalarındaki rolüyle yakından ilgileniyor. 25 yıllık matematik öğretmeni Münevver Uğurlu, aileden esnaf. Çocuk yaşlardan itibaren dedesinin yanında kapmış işin tüyolarını. Yaşıtı kız çocukları evde bez bebeklerle Sayı 41 / Mart 2013

oynarken o Bedestan Çarşısı’ndaki manifatura dükkanındadır. Eşi de esnaf bu arada. Birikimlerini sivil toplum örgütüne aktarıyor. Israrla altını çiziyor ki, ‘SAMİKAD bir yardım derneği değil.’ Şöyle sıralıyor gayelerini: “Kadın girişimciliğinin ve istihdamının ülke yararı doğrultusunda artırılması için yasa düzenleyicisi organlar, kurumlar ve kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunmak, öneriler geliştirmek, katkıda bulunmak. Toplumda kadının konumu ve statüsünü yükseltecek, kadının mesleki eğitim alması ve çalışma yaşamında daha çok yer almasını sağlayacak iş dünyasının talep ettiği bilgi ve vasfı kazandıracak, kadınlara toplumun sunduğu fırsatlardan eşit olarak yararlanmasını sağlayacak eğitimler için projeler oluşturmak. Girişimci kadınların ülke ekonomisine katkıları yönünde uluslararası ekonomik birimler nezdinde girişimlerde bulunmak ve düzenlemeler yapılmasına katkıda bulunmak. Kadınlara girişimcilik bilincinin ülke çapında oluşturulması, konunun geniş halk kitlelerine yaygınlaştırılması yönünde fon oluşturacak, fon kaynağı sağlayacak projeler üretmek ve ilgili mercilere sunmak. Girişimci kadınlar idari, mali ve hukuki konular bilişim teknolojisi elektronik ticaret ve bu alanlarda meydana gelen son gelişmeler hakkında bilgi vermek, belirtilen konularda üyelerinden gelen talepleri diğer üyeleri veya uzmanları aracılığıyla yanıtlamak ve farklı fikirleri olan kadın girişimcilere faaliyet göstermek istedikleri alanda ihtiyaç duyacakları teknik ve mali desteğe ulaşmalarında yardımcı olmak.” 5 YAŞINDA AHİLİK KÜLTÜRÜYLE TANIŞIYOR Ömrünün ilk yıllarında tanışmış ahilik kültürüyle: “Bedestan Çarşısı içerisindeki ahilik kültürü aslında sivil toplum örgütlenmesinin en iyi örneklerinden bir tanesi. Ben beş yaşında tanıştım bu kültür ile. Dededen babadan öğrendim. Eşim Emin Bahri Uğurlu, Samsun Sanayici İş Adamları Derneği Başkanı ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Genel Başkan

Bir yandan ‘kadın mutlaka çalışmalı’ derken, diğer yandaki tehlikenin de gayet farkında, Uğurlu. Her faydası bir tarafa, kadının çalışmasının aile kurumunu zedelememesi gerektiğini belirtiyor: “Bayanlarımız çalışacak diye ailesine karşı sorumluluklarını unutmamalı. Ya da eşine karşı ‘Bak bende artık para kazanıyorum.’ diye tavırların içerisinde olmamalı.” 49


İş Dünyası

Yardımcısı. TÜRKONFED geçtiğimiz yılı kadın yılı ilan ederek kadınların gerek sivil toplum örgütlerinde gerekse iş hayatında daha aktif olmasını istedi. Dolayısı ile kadın derneklerin sayısının artması amaçlandı. Bizim derneğimiz de ona bağlı.” KADINLAR İŞ HAYATINDA VAR OLMALI Adeta ticaret ortamının içinde büyümüş ve kopamamış sonrasında: “Babam boyum tezgaha yetişmiyor diye uzunca bir tabure yaptırdı beni 5 yaşında onun üzerine oturttu. Tabureye oturduğumda tezgahın başında oturan babamla aynı boya geliyordum. Bayanlarımızın tamamı aileleri tarafından iş hayatının içinde olmaya teşvik edilmeli. Evde oturmaya değil. Her bir bayanımızın bu ülke ekonomisine katkı verme sorumluluğu ve borcu var.” Türkiye’deki tenakuzdan ziyadesiyle rahatsız: “Oysa bizde tam tersi. Genç nüfusumuzun önemli bir bölümü ne okumak ne çalışmak istiyor. Bunun üzerinden gidildiğinde bu oran bayanlarımızda çok çok daha yüksek. Biz önce toplumumuza ve gençlerimize meslek öğretmekten önce çalışmayı öğretmeliyiz. Şu an için bayanlarımızın çalışma hayatı içerisinde olmayı isteme oranı daha düşük. Onlara çalışmayı öğretmekten başlamalıyız.” SAMSUN’DA BAYANLARA PEK İŞ İMKANI YOK Kadınların devamlılık arz eden iş anlayışından uzaklıklarından yakınıyor Uğurlu. Evde annesiyle ilgilenecek yardımcı eleman istihdamında bile güçlükler yaşamış: “Bulduğum kişiler fındık hasat döneminde işi bırakıp gittiler. Kendimde istemeye istemeye Karadeniz’e komşu ülkelerden birinden yardımcı eleman istihdam etmek zorunda kaldım. Bayanlarımız sürdürülebilir meslek sahibi olacağı iş düşüncesinde değiller. Çocuk oluncaya kadar çalışmayı düşünüyorlar. Evlenene kadar çalışmayı düşünüyorlar. Samsun’da henüz bayanların çalışabileceği iş imkanları açısından şartları çok iyi bir şehir değil. Ancak, kötü de değil. Samsun’da bayanlara çok güzel imkanlar sunan işyerleri de var.” Üniversite, valilik, belediyeler, İş Kur ve TSO ile ortaklaşa yürüttükleri projelerle bayanların önüne rol modeller koymayı arzuladıklarını; topluma ve çalışmayan hemcinslerine çalışmaları gerektiğini benimsetmeye 50

Sayı 41 / Mart 2013


çabaladıklarını dile getiriyor: “Mesleki eğitim kurslarına sadece kursa gitmek için gitmemeliler. Hayatını o meslekle sürdürmeyi ailesine bu şekilde katkı vermeyi hayat şekli haline getirmeliler. Maddi durumu iyi olan da ‘Ben zenginim ne çalışacağım’ diyemez. Buna hakkı yok. Maddi durumu iyi ise iş dünyasına girecek yanında başka insanları istihdam edecek. Bu sorumluluk ya aileden küçük yaştan yetiştirmesiyle olabilecek; ya da toplum ve çevrenin aşılayacağı bir şey.” KREŞSİZLİK BÜYÜK PROBLEM Bayanları çalışırken bir dizi problemle karşı karşıya. Ulaşım başlı başına bir sorun. Sosyal güvencesizlik de yabana atılamayacak sıkıntılardan. Kreş ise çocuklu kadın personelin birincil meselesi. Mevzuya dair şunları anlatıyor Uğurlu: “Bayan küçük çocukları varsa eve hapis oluyor. Yine evde bakıma muhtaç aile fertleri aile büyükleri varsa bu ailede bayanın çalışması imkansız hale geliyor. Ama biz bayanın eve hapis olmasını değil ekonomiye katılmasını istiyoruz. Bunun içinde bayanların çalıştığı iş yerlerinde kreş olsun istiyoruz. Belli sayıda bayan eleman çalıştıran iş yerlerinin kreşlerinin olmasını istiyoruz. Bunun Sayı 41 / Mart 2013

için bir sivil toplum örgütü olarak mücadele edeceğiz. Hasta bakım kursları düzenleyelim ki evlerinde bu tür kişiler olanlara hem çözüm sunalım hem de işsiz bayanları bu şekilde eğiterek iş sahibi yapalım istiyoruz.” Bir tehlikenin de gayet farkında, Uğurlu. Her faydası bir yana, kadın

çalıştığında aile kurumu zedelenmemeli: “Bayanlarımız çalışacak diye ailesine karşı sorumluluklarını unutmamalı. Ya da eşine karşı ‘Bak bende artık para kazanıyorum.’ diye tavırların içerisinde olmamalı. Biz mücadelemizin adını kadın koyduk,

kadınlarımız şu an iş hayatında geri planda olduğundan. Belirli bir seviyeye gelindiğinde ancak ‘insan’ diyebileceğiz.” Bayanların siyaset gibi alanlarda boy göstermesini arzuladıklarını da belirtiyor: “Samsun’da bayan belediye başkanı yok. Bayan muhtarlarımızın, vekillerimizin sayısı art-

sın; il genel ve belediye meclislerinde bayan meclis üyeleri de olsun; ticaret ve sanayi odası yönetiminde bayanlarımız yer alsın istiyoruz.”

51


Sağlık

Ya erkenden öldürüyor tütün ya da yaşam kalitesini neredeyse sıfırlıyor…

Sigara sizi bırakmaz,

Siz sigarayı bırakın Aktif veya pasif fark etmiyor, sigara dumanı içe çekildiğinde hastalıkla davetiye çıkarılıyor. Tüketimi bu hızını korursa, 21’inci Yüzyıl’da sigara kaynaklı ölümler önceki asra nazaran 10 misli artacak. 1 milyarlık kayıp öngörülmekte. Uzun süreli kullanıcıların üçte birine yakını belki tütün sebepli erken ölümlerden kurtulabiliyor ancak hastalıklar ömür boyu yakalarını bırakmıyor. Yaşam kalitesi dibe vuruyor. Sigara yakıldığında, tüttürenin yanı sıra civarındakiler de zarara maruz kalıyor. Ülkemizde 17 milyon sigara bağımlısı var. Her sene 100 bin tiryaki bu kötü alışkanlığının kurbanı oluyor. 10-15 bin pasif içici de aynı akıbete uğruyor ne yazık ki. 20002025 yıllan arasında 150 milyon insanın sigaraya bağlı hastalıklardan yüzünden öleceği hesaplanıyor.

içmeyene kıyasla yirmi kat fazla. Adet 40’a çıktığında 4 kat daha ekleniyor tehlike katsayısına. Alışkanlığı sona erdirenlerde seyir pozitife dönüyor. Pipo ve puroda da tablo çok benzer. Tüketmese de, uzunca vakit duman altı ortamlarda kalan şahıslarda da sıkça rastlanıyor bu kanser türüne. Tütünle mücadele başarıyla yürütülürse, başta akciğerde gelişeni, larinks, mesane, pankreas, serviks, farinks ve oral kavite kanserleri de büyük ölçüde yok edilebilecektir. 40 bin akciğer kanseri önlenecektir örneğin. Ergenlik dönemindeki özenme duygusu, çevreden gelen tesirlere açıklık ve kimlik karmaşası gibi haller, sigarayla tanışmaya götüren ana sebepler. Stresi yenememe

içme oranı yüzde 43.6. Erkeklerin yüzde 62,8’si, kadınlarınsa a 24,3’ü içici. Sabahları kahvaltıdan önce ce sigara içmeden güne başlayamıyor ayamıyor musunuz? Onsuz kaldığınızda dığınızda hissedilecek ölçüde kendinizi nizi kaybetmekte misiniz? Yani kısaca tütün tüttürmeye bağımlı mısınız? Cevaplarınız evetse sağlığınız ciddi boyutta tehlike altında demektir. SİGARAYI HAYATIMIZDAN KOVABİLMEK Sigaradan uzaklaşma arzusundakilerin çoğu bu imkana sahip aslında. Öncelikle kararlılık gerekmekte. Karar ve bunda ısrar, en etkili adımdır. İçicilerin yüzde 75-80’i böyle düşünmekte. Üçte biri asgari üç defa teşebbüs etmiş buna. Mutlu

Dumansız Hava Sahası projesi tuttu tutmasına ama Türkiye’de hala yetişkinlerin yüzde 43,6’sı sigara içiyor. Oran erkeklerde yüzde 62,8. Samsun Sağlık Müdürü Yusuf Köksal, devletin gayretlerinin ve kanuni müey yidelerin tütünle mücadelede tek başına yetmeyeceğini, sivil toplum kuruluşlarının da olaya des tek vermeleri gerektiğini söylüyor. Akciğer kanseri oluşumunda yüzde 80-90 nispetiyle sebep sigara. Süre ve miktar arttıkça amansız hastalığa yakalanma olasılığı da yukarılara tırmanıyor. Yirmi yıl boyunca günde bir paket sigara içen kişideki risk, 52

de önemli etkenlerden. Depresyon rahatsızlıkları da bu maddeye itebiliyor bireyleri. Türkiye’deki sigara Sayı 41 / Mart 2013


Aktif veya pasif fark etmiyor,

10

Tüketimi BU HIZINI

korursa;

21’inci Yüzyıl’da

sigara d dumanı içe çekildiğinde hastalıkla davetiye çıkarılıyor. sigara kaynaklı ölümler önceki asra nazaran

MİSLİ ARTACAK

1 MİLYARLIK MİL KAYIP ÖNGÖRÜLMEKTE

sona ulaşmada hekimlere ve diğer ilgili sağlık personeline müracaat da ehemmiyet arz etmekte. etmekte Bağımlılığın müsebbibi, sigaradaki nikotin. Verdiği haz, konsantreyi kamçılaması ve metabolizmayı hızlandırıyor bu madde. Eksikliğinde el ve ayaklar titriyor, yorgunluk hissi beliriyor, uyku düzeni bozuluyor ve bağırsaklarda hareket değişikliği gözleniyor. Bıraktırma tedavilerindeki en yaygın yöntem nikotin ikamesidir. Tiryakiler maddeyi, 4 bin farklı zehir muhtevalı sigaradan değil de, sakız ve cilde yapışan bant nevi unsurlar-

alıyor. Türkiye’de 19 Temmuz dan alıy 2009’dan beri Dumansız Hava 2009’da hareketi hakim. Toplu yaşam Sahası h alanlarında sigara içilmesi yasak. Uygulamaya riayet oranı neredeyse yüzde 100’e yakın. Dünyanın da dikkati çekti tütünle mücadeledeki semere. Yetkililer ödüllendirildi. Kanuni tedbirlerin tek başına yetemeyebileceğini söyleyen Samsun Sağlık Müdürü Yusuf Köksal’a göre sivil toplum kuruluşlarının müdahilliği de şart: “Tütün her yaşta diğer tüm maddelerden (alkol, esrar, kokain, eroin v.s.) daha yüksek derecede

bağımlılık yapma potansiyeline sahiptir. Bu yüzden de sadece kişinin kendi iradesiyle bu bağımlılıktan kurtulması çok güçtür.” Vilayetteki Kanser Erken Teşhis, Tarama Ve Eğitim Merkezi’ndeki (KETEM) sigara bırakma polikliniğinde bilimsel kriterlerle kanıtlanmış metotlardan yararlanıldığını belirterek şu bilgileri aktarıyor Köksal: “Sağlık Bakanlığı Sigara Bırakma Tedavisi Destek Programı başlamış ve program dahilinde 2012 yılında başvuran 1011 kişinin 740’ı İlk müracaat, 271’i kontrol muayenesidir. 51

Sağlık Müdürü Köksal’ın aktardığı istatistikler çok ürkütücü: “Dünyada 2005 yılında gerçekleşen 58 mil yon ölümden 35 milyonunun nedeni kronik hastalıklardır ve önümüzdeki 10 yıl içinde bu hastalıklardan ölümlerin yüzde 17 oranında artması beklenmektedir. Önlenebilir bu hastalıkların en temel ve ortak risk faktörü ise sigara içimidir.”

Sayı 41 / Mart 2013

53


Sağlık

Kamu ve üniversite sağlık ünitelerindeki sigarayı bıraktırma merkez veya polikliniklerinin birincil görevi uzaklaşmaya kararlaştıran tiryakiye psikolojik destek sağlamak. kişi sigarayı bırakmayı başarmış olup diğerlerinin tedavisi devam etmektedir. Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi bünyesine bağlı olarak İstiklal Caddesi’ndeki Verem Savaş Dispanseri’nde Sigara Bırakma Polikliniği hizmet vermeye başlamıştır. 16 Temmuz 2012 tarihinden itibaren hastane bünyesinde de sigara bırakma polikliniği açılmış ve haftanın 5 günü sigaradan kurtulmak isteyen tüm vatandaşlarımıza hizmet vermeye devam etmektedir. Şu ana kadar bu polikliniklere 11 bin 694 kişi başvurmuştur. Polikliniğe başvurusunu yapan hastalarımıza akciğer filmi çekilip, karbon monok54

sit testi ve solunum fonksiyon testi yapılmaktadır. Doktor tarafından ayrıntılı öyküsü ve muayenesi yapılan hastalara nikotin bağımlılık anketi uygulanmakta ve nikotin bağımlılık düzeyine göre nikotin bandı nikotin sakızı ya da uygun görülen ilaçlar önerilmekte. Ayrıca Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin (OMÜ) İstiklal Caddesi’ndeki poliklinik binasında da sigara bırakma merkezi faaliyet göstermekte.” SİGARA, KANSERE ZEMİN HAZIRLIYOR Sağlık Müdürü Köksal da vurguluyor: “Sigara ve diğer tütün mamul-

lerinin tüketilmesi başta akciğer kanseri olmak üzere kalp ve solunum hastalıkları gibi ani ve erken ölümle sonuçlanan birçok hastalıkların nedenidir.” Dile getirdiği istatistiki datalar hayli ürkütücü: “Sigara, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), kronik bronşit, amfizem gibi hastalıkların yüzde 80’inden sorumludur. Kronik hava yolu hastalıkları (KHH) bugün dünyada milyonlarca insanı etkilemektedir. Dünyada 2005 yılında gerçekleşen 58 milyon ölümden 35 milyonunun nedeni kronik hastalıklardır ve önümüzdeki 10 yıl içinde bu hastalıklardan ölümlerin yüzde 17 oranında artması beklenSayı 41 / Mart 2013


mektedir. Önlenebilir bu hastalıkların en temel ve ortak risk faktörü ise sigara içimidir. Aktif ve pasif sigara içiciliğinin ölümlere, hastalıklara, sakatlıklara neden olduğu, psikolojik ve maddi açıdan da birey ve toplum sağlığını tehdit ettiği bilinen gerçeklerdir. Sigara içmediği halde sigara dumanına maruz kaldığı için dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişi hayatını kaybetmektedir.” POLİKLİNİKLERİN ASLİ GÖREVİ PSİKİLOJİK DESTEK 10 Mart 2012 tarihine dek yüksek maliyetli sigara bırakma ilaçları ücretsiz dağıtılmış. Şimdilerde paralıymış ve reçeteyle de temin edilemiyormuş. Bunun devletin politikası değişti yönünde değerlendirilemeyeceğini kaydediyor Sağlık Müdürü: “İlaçların ücretsiz dağıtılması sigara tiryakilerinin sigara bırakma polikliniklerine alıştırılması için düzenlenmiş bir kampanya idi. Bu sigara bıraktırma konusunda çok da başarılı olmuştu. Ancak bir maliyet elbette. Bu bir süreçti sona erdi. Sadece uzman doktor tavsiyesi doğrultusunda kullanılabilecek bu ilaçlar sigara bıraktırma konusunda da çok etkili ilaçlar. Sigara içme isteğini körelterek etki eden bu ilaçlar aynı zamanda tiryakilerin sigara içmediğinde ortaya çıkan sinirlilik hali gibi olumsuz hisleri de ortadan kaldırmaktalar. Nikotin yerine koyma tedavisindeki nikotin sakızı ve bandı gibi argümanlarda sigaranın vermiş olduğu fiziksel bağımlılığı ortadan kaldırıyor. Nikotini sigaradan değil bunlardan aldığınızda el ve dudak tiryakiliği ortadan kalkıyor. Ayrıca yavaş yavaş nikotin eksiklik sendromu ortadan kalktığı ve vücuttaki nikotin seviyesi normal değerlere düştüğü için artık sigaraya ihtiyaç kalmıyor. Ama tedavide asıl önemli olan kişinin sigarayı bırakma kararını vermiş olması. Bizim sigara bırakma polikliniklerimizin asli görevi de psikolojik olarak bu kararı desteklemek.” Sayı 41 / Mart 2013

55


Yaşam

Karadeniz Bölgesi’nin en büyük tesisi olma özelliğini elinde tutan Meşe Kültür Tesisleri; yemyeşil ağaçların arasında, deniz manzarasıyla, yenilenen dekorasyonu, zenginleştirilmiş menüsüyle ve nezih ortamıyla kendini ayrıcalıklı hissetmek isteyen konuklarını dört mevsim ağırlamakta.

BUYRUN

BRUNCH Brunch Keyfi

Meşe Kültür Tesisleri müşterilerine tüm haftanın yorgunluğunu ve stresini atma fırsatı sunuyor. Müşterilerine, aileleri ve sevdikleriyle birlikte nezih bir ortamda Samsun’u ve denizi seyrederken kahvaltı yapma imkânı sunan Meşe Kültür Tesisleri açık büfe kahvaltının yanında yemyeşil bir doğa ve eşsiz bir manzara ile konuklarını ağırlıyor. Küçük misafirler için de kapalı ve açık oyun alanlarını unutmayan Meşe Kültür Tesislerinde dilerseniz kahvaltıdan sonra yürüyüş parkurlarında gezintiye çıkabiliyorsunuz. Karadeniz Bölgesi’nin en büyük tesisi olma özelliğini elinde tutan Meşe Kültür Tesisleri; yemyeşil ağaçların arasında, deniz manzarasıyla, yenilenen dekorasyonu, zenginleştirilmiş menüsüyle ve nezih ortamıyla kendini ayrıcalıklı hissetmek isteyen 56

Sayı 41 / Mart 2013


keyfine konuklarını dört mevsim ağırlamakta. 34.000 m2 ormanlık alan içerisinde kurulu olan Meşe Kültür Tesisleri, bünyesinde restoran, düğün salonu, cafe, yürüyüş parkurları, konuk evi, toplantı salonları ve ve Canik Belediyesi tanıtım ofisini barındırmakta. 970 m kapalı ve 6965 m açık alanı ile 9 yıldır Samsun’un en gözde mekânlarından olan Meşe Kültür Tesisleri, 450 kişilik kapasiteye sahip restoranında Türk mutfağının kendine özgü lezzetlerini sunarken, 300 kişilik Cafe’sinde müşterilerine nargile ve semaver keyfi yaşatmakta. 2

2

Meşe Kültür Tesisleri içinde, sabah kahvaltısı, öğlen ve akşam yemekleri, seminerler, düğün, nişan, kokteyl, mezuniyet geceleri ve benzeri organizasyonlar için tercih edilebilecek farklı Sayı 41 / Mart 2013

mekânlar bulunmakta. Açıldığı günden bu güne yerli ve yabancı birçok seçkin konuğa ev sahipliği yapan Meşe Kültür Tesisleri, en önemli iş toplantılarınızı yapabileceğiniz ve ailece en özel anlarınızı paylaşabileceğiniz bir mekân. Samsun’un huzura açılan kapısı olarak nitelendirilen Meşe Kültür Tesisleri, modern çizgilerle dekore edilmiş restoranı, hemen karşı tarafında yer alan Samsun ve Karadeniz manzarası ve bu manzaraya karşı çayınızı yudumlayabileceğiniz Cafe’siyle her kesimden insana ev sahipliği yapmaktadır. Tecrübeli mutfak personeli ve hizmet kadrosuyla şehrin yoğun temposundan kurtulmak isteyenlere hizmet veren Meşe Kültür Tesisleri, nezih ortamıyla başta Samsun halkı olmak üzere yerli ve yabancı tüm misafirlere eksiksiz hizmet sunmakta. 57


Spor

Samsun’un genç kalecisi Atilla; bir hayli ümit var:

İlk altıyı yakalayabiliriz Takımda iyi bir hava yakaladıklarını söylüyor genç kaleci Atilla Özmen: “Alacağımız galibiyetlerle ilk altıyı yakalayabileceğimizi ve ilk altıya girebilirsek de sonunun geleceğine inanıyorum Allah’ın izniyle…” Futbolu bu şehirde bırakmayı düşündüğünü de belirtiyor ayrıca: “Samsunspor’un ne kadar büyük bir kulüp olduğunu bu camianın içine girmeden anlayamaz hiçbir kimse…” hocamız ve yanında Yunus Şenocak hocamız vardı. Benim gelmemi Yunus Hocam çok istemişti. O dönemde Ahmet Şahin ve Kılıç abilerim vardı kalede, daha sonrasında aramıza Ertuğrul da katılmıştı. Ben Samsun’u aslında artık çok benimsedim. Ne kadar nüfus kâğıdımızda Samsun yazmasa da ben de artık bu semtin çocuğu gibi hissediyorum kendimi. Açıkçası ilk başlarda benim için pek de iyi gitmedi Samsunspor serüvenim. Geçen sene birkaç sakatlık yaşadım. Bu sene de Soner abimle değişerek oynuyoruz ama ben kaleye geçince elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Samsun şehrini çok seviyorum, eşim ve çocuğumla beraber burada yaşamaktan keyif alıyoruz. Deniz kenarında büyüyen bir çocuk için çok güzel bir şehir burası.

G

enç kaleci Atilla Özmen, geçen sezon Süper Lig’de mücadele ettiği kadrosundan kalan tek oyuncusu Samsunspor’un. 1988 yılında Balıkesir Ayvalık’ta doğar. İlçenin amatör takımlarından Küçükköy Belediyespor’da başlar futbola. Daha sonra Altay Spor Kulübü alt yapısına geçer. Ardından sırasıyla Beşiktaş, Konya ve Buca’da oynar. Kaleciliği ailedendir aslında. Galatasaray’ın eski kalecilerinden Hayrettin yakın akrabasıdır. Dayıları da Altay’ın kalesi58

ni korur. Büyük dayısı Bandırmaspor’da file beklemiştir. “Genlerden gelen bir şey herhalde kalecilik bizim için.” diyor. Evli ve bir çocuk babası Özmen, bu sporu profesyonel manada bırakana kadar 19 Mayıs Şehri’nde eldiven giymeyi düşünüyor. Dergi Haberexen sordu, o cevapladı. Samsunspor’a geliş süreciniz nasıl seyretti, biraz anlatır mısınız? Ben Bucaspor’da Süper Lig’den küme düşünce Samsunspor’a transfer olmuştum. İlk geldiğimde Petkoviç

SAMSUNSPOR BÜYÜK BİR CAMİA… Geçen sezon sonu bütün takım dağılırken sen ve bir de Hakan kaldı kulüpte. Artık sadece sen varsın o kadrodan… Hangi düşünce ve hisler tuttu seni Samsun’da? Açıkçası Hakan Arslan benim çok yakın arkadaşım. Evlerimiz yan yana, eşlerimiz falan da baya yakın arkadaşlar. Hani geçen sene düşmeseydik belki her şey daha iyi olurdu ama her şey de bir hayır vardır diyorum. Biz hiçbir zaman bir beklenti içinde olmadık. Burada sezon sonu Spor Toto Kupası’na kaldığımızda bile asla biz kalmayız

Sayı 41 / Mart 2013


biz gideceğiz demedik, mücadelemizi sonuna kadar verdik. Çünkü biz bu armanın bu formanın altındaki futbolcularız. Hiçbir zaman paranın lafını bile yapmadık. Forma bize ne zaman gelirse o zaman elimizden gelenin fazlasıyla oynadık, yeni gelen arkadaşlarımıza Samsun’u anlattık. Mesela Cemil Adıcan teyzemin oğlu, Abdulkadir benim çok yakın arkadaşım Bucaspor’dan. Onların takıma geliş süreçlerinde çok görüşmelerimiz oldu, şehirden taraftarlardan çok bahsettim. Açıkçası herkesin belli bir hayalleri vardır ama ben futbolu burada bırakmayı bile düşünmeye başladım. Samsunspor’un ne kadar büyük bir kulüp olduğunu bu camianın içine girmeden anlayamaz hiçbir kimse.

KISMETSİZLİĞİMİZ DE VAR, BECERİKSİZLİĞİMİZ DE Takımın bu sezonki performansı hakkında neler söyleyeceksin? Sezon başı aslında bir belirsizlik vardı kulübün üstünde. Daha sonra başkanımız geldi ve bu dar günde takıma sahip çıktı. Elindeki kısıtlı imkânlarla oluşturulabilecek en iyi takımı oluşturdu ve lige de bir beraberlik bir galibiyetle iyi başladık. Ancak daha sonra takımı belli bir seviyeye oturtamadık. Berabere kaldığımız maçlar oldu. Psikolojik açıdan 2–0 öne geçtiğimiz maçlarda bile acaba 2–2 olacak mı diye maç esnasında düşünmeye başladık. Hani biz de isteriz tabi başarılı olmayı ve sonuna kadar da çalışıyorduk ancak bir talihsizlik, bir kısmetsizlik ve tabi bizim de beceriksizliklerimiz oldu. Ama yeni gelen arkadaşlar ve Besim Hocamızla beraber bir yükselişe geçtik. Özellikle Besim Hocamla gittiğim her kulüpte çalışmak isterim. Çünkü güler yüzlü yaklaşımı bambaşka biri. Gidip yanına her şeyi konuşup anlatabilirsin. O da bu şehirden çıkmış, bu kulüpten gelmiş birisi. Mehmet Hocam da öyle. Hepsin de hoca olmanın disiplini var ama bunun yanında bir abi gibi de yanımızda oluyorlar. Sezon sonu için bir tahminin var mı? Ben aslında alacağımız galibiyetlerle bir anda küme düşme durumunun ve insanların bakış açılarının değişeceğini görüyorum. Biz de takım içinde o havayı yakaladık. Alacağımız galibiyetlerle ilk altıyı yakalayabileceğimizi ve ilk altıya girebilirsek de sonunun geleceğine Sayı 41 / Mart 2013

inanıyorum Allah’ın izniyle… Kaleci Soner ile değişmeli oynuyorsunuz. Bu arkadaşlığınıza nasıl yansıyor? Soner abiyle daha önceden hiç tanışmıyordum, ilk defa burada tanışmak nasip oldu. Senelerdir bu liglerde top oynamış birisinden önce kişilik olarak çok iyi bir insan. Onun ağabeyliğini çok gördüm ben. O oynarken ondan kaptığım çok şeyler olmuştur. Ben oynarken de bana sahip çıkması, kulübeden dahi onun sesini duymak bana güven veriyordu, soyunma odasında bana destek veriyordu. Ben de en azından yanında olduğumu bilmesi için o oynarken onun yanında olmaya çalışıyorum. Aramızda tatlı bir rekabet tabi var bize de başarıyı zaten bu getirecek, hangimizin performansı daha iyiyse o hafta sahaya o çıkacak. Ama saha dışında benim için bir abi gibidir Soner abi.

KALECİLİK PSİKOLOJİK GÜÇ DE İSTİYOR… Kalecilik zor bir mevki olsa gerek, ne dersin? Kaleci olmak için öncelikle lider vasıfları olan bir insan olmanız lazım. Arka tarafta tek başınıza bütün oyunu izleyebiliyorsun, arkadaşlarına uyarılarda bulunuyorsun. Her yönüyle liderlik vasfın olması lazım ki arkadaşlarını uyarabilesin. Psikolojik açıdan da kuvvetli olması lazım kalecinin, çünkü yediği gollerden sonra tüm takım arkasını dönüp giderken sen yine o kalede kalıyorsun. Hele bir de hatalı bir gol yemişsen her şey daha da zorlaşabiliyor… ş

arkadaşlarımızla aramızda. Açıkçası çok delikanlı insanlar. Arkandan bir iş çevrilmeyeceğini biliyorsun, ben birçok camia gezdim bugünüme kadar, bu kadar iyi niyetli bu kadar sözünün eri insanlarla çalışmadım.

SAMSUN TARAFTARI BAMBAŞKA Yarışta ve rekabetteki en önemli unsur şüphesiz taraftar. Onlara yönelik hangi mesajları dile getirmek istersin? Taraftarımız başlı başına şehri sahipleniyorlar. Kötü günümüzde bile arkamızda olduklarını biliyoruz. Belki onları çok üzüyoruz ama yani para versen o kadar kişiyi bir araya toplayamazsın Samsunspor sevgisiyle. Benim Samsun’da gördüğüm bir diğer şey de, başka bir İstanbul takımı tutulmuyor. Kendi takımına sahip çıkan ben böyle bir memleket görmedim. İzmir’de de oynadım ben, orada da büyük kulüpler var ama böyle bir ortam görmedim. Geçen seneden şöyle bir anımı anlatayım. Kritik maçlarımızdan birisiydi. Maç öncesinde taraftarımız yine muhteşem bir koreografi yapmıştı. Maç oynanıyordu ve biz yedek kulübesinde Serdar Özkan ile beraber sadece taraftarı izliyorduk. Maç başlayalı 10 dakika olmuştu ama maç ile alakalı hiçbir pozisyon aklımda yoktu, sadece onlara odaklanıp kalmıştık. Biz futbolcular olarak kendi taraftarımızın önünde titrediğimiz günlerimiz bile olmuştu. Herkes takımı için bağırır, tezahürat yapar ama bütün yaptıkları görsel şovlar başlı başına bu şehrin bir spor kenti olduğunun kanıtıdır.

Başkan Emin Kar, müthiş bir mücade mücadele ele ortaya koyuyor. Sizi zi nasıl etkiliyor bu? nim telefo telefonumda Başkanımın benim numda da Göztepe maçından açından sonraki fotoğrafı vardır, hep taşırım. Göztepe maçından an sonra el ele gidip onu ağlarken görmeyi hiçbir şeyle eyle paha biçemez-sin. Biz Turgay abiyle beraber iki kaptanızz ve başkanla a sürekli gidip konunuşuyoruz ama o ağlaması hiçbir şeyle yle paha biçilemez. Sırf o maça çıkmadan madan önce başkan için kazanacağımızı ğımızı konuşmuştuk 59 59


Köşe Yazısı

Aydın Doğdu Yıldızlar kaybolmasın!

F

utbolumuzun unutulmazları vardır. Birçok maça damgasını vururlar. Aynı zamanda seyirciye de futbol ziyafeti sunarlar. Öyle ki futbolseverler sırf onları izlemek, o birbirinden güzel hareketlerini görmek için bile giderler statlara. Sonra anlatırlar etrafındakilere “o nasıl hareketti be! Yok arkadaş böyle topçu görmedim! Hadi canım, sen futbolcu görmemişsin!” vs. Alkışlarlar elleri yırtınırcasına. Bağırırlar sesleri kısılırcasına. Haberlerini takip eder insanlar. Sakatlığı var mı? Maça hazır mı? Yoksa başka takıma mı transfer olacak? İmza almak, fotoğraf çektirmek için sıraya girerler. Hatta maç yetmez antrenmanlarına giderler ki orada daha fazla futboluna şahit olsunlar. Taraftar bu; sevdi mi gönülden sever! Futbolcu ne yapar? Hayatları antrenman-maç arasında sıkışmıştır. Kamplarda cabası. Parasını ya alır ya alamaz kulüpten. Hoca-Kulüp arasında kalır kimi zaman. Bazen tartışır alacakları için bazen de mahkemelik olurlar. Ama taraftara bunların hiçbirini anlatamaz. Çünkü taraftar bunlarla ilgilenmez. Kimi zaman işler yolunda gider kimi zamanda sıkıntılı. Maç kadrosunda olup olamamak başlı başına strestir zaten. Birde sakatlık yaşadı mı? Vay haline.

60

Hele birde müzmin ise değme canına. Beterden beter olmuştur artık. Tadı tuzu kalmaz futbolcunun. Kim dokunsa “ bin ah!” işitir. Oynamak ister ama oynayamaz. Oynasa, yine sakatlanır. Kimi suçlayacağını bilemez hale gelir. Yöneticiyi mi, antrenör mi? Yoksa doktorları mı? Kendiside suçlu olabilir tabi. Ama bunun ne kadar farkındadır?

meyecek kadar da gözleri ve gönülleri kapalıdır. Netice: Kaybolup giderler. Kimse hatırlamaz diyemem. Çünkü onlar hep konuşulur. Ya attığı gollerle yada özel yaşantılarıyla. Ancak şu var ki kendilerine yazık ederler. Neden mi? O güzel futbol resitallerinden bizi mahrum bırakırlar. Neden mi? Daha 3-4 yıl oynayacak ve para kazanacakken bundan da mahrum olurlar. Eminim ki pişman olurlar sonrasında. Ama iş işten geçmiştir. Artık bir yıldız daha kaymıştır sahalardan!

Tüm bunların dışında benim üzerinde durmak istediğim diğer bir konuda; Futboldan erken kopmaları. Gençliklerinin hiç bitmeyeceklerini düşünmelerinden olacak ki dikkatsiz ve sorumsuz davranmaları onları sahalardan erken yaşta ayrılmalarına neden olur. Halbuki o bahsettiğimiz profesyonel (Sürekli kendileri biz profesyoneliz, başka takımlarla da anlaşma yaparız demeçlerini verirler) arkadaşlar ne yazık ki özel hayatlarına da dikkat etmemelerinin de cezasını çekerler. Bunun örneklerini görüyor ve üzülmekten de kendimizi alamıyoruz.

İşte bu yıldızların hayatlarından şimdilerde yıldız olmaya namzet gençlerimiz futbollarıyla birlikte, yaşamlarından da örnek olarak almalıdırlar. Tabi ki olumlu örnekleri almalıdırlar. Ama ne yazık ki şöhretin kancasına kendini kaptırmaları kolay olsa gerek ki bir türlü kendilerini bu kıskaçtan kurtaramıyorlar. Bunun en büyük sebebi de daha evvelde belirttiğim gibi “Gençliğin verdiği dinamizm!”

Kimi de kendilerini takımın üstünde görürler. Adeta kendileri olmaz ise takım maç kazanamaz. Futbolları dahi zevksizleşir. Takım içinde istenmeyen hareketler yapmaya başlar. Sonra olay çıkarırlar. Hoca ile tartışır. Maçtan sonrada forma atarlar yere. Ne yazık ki tüm bunları takımın daha iyi olması için yaparlar! Ama bu durumlarının, düşüşün bir başlangıcının olduğunu göre-

Unutmamalıdırlar ki, taşıdıkları beden kendilerine Allah’ın bir emanetidir. Bu bedeni de kullanırken şuurlu kullanmak en büyük hasletleri olmalıdır. Ayrıca bu mesleği uzun süre yapmaları yine kendilerinin yaşamlarına dikkat etmeleri ve düzenli hayata bağlıdır. Kaldı ki buna mecburdurlar. Çünkü kendi hayatlarını da ikame etmeleri buna bağlıdır.

Sayı 41 / Mart 2013


Saat Kulesi Samsun’un Simgesi Saat kulesi. Yıllara, olaylara tanıklık etmiş. Etmeye de devam ediyor… yaz kış demeden ziyaretçileri hiç eksilmiyor. Zaman geçiyor, insanlar değişiyor, geçen zaman değişen insanlarla birlikte gördüğümüz her yansıma bir farklılık ayrı bir hikaye anlatıyor. FOKUS Derneği’nin katkılarıyla

Sayı 41 / Mart 2013

61


HABEREXEN

62

- 7: @

Say覺 41 / Mart 2013


Say覺 41 / Mart 2013

63


Futbol

Samsunspor Taraftarıyla Çok Farklı

20.Hafta Samsunspor 3 – 1 Kartalspor Bir önceki hafta yine evinde Göztepe’yi yenerek 17 haftalık galibiyet hasretine son veren Samsunspor, maç öncesi tüm biletleri tüketen taraftarlarının önünde karşılaştığı Kartalspor’u da muhteşem bir oyunun sonunda mağlup ederek küme hattından kurtulmayı başardı. Yeni golcüleri Abdulkadir Özgen’in (2) ve Haluk Türkeri’nin ayağından bulduğu gollerle rakibi karşısında 3 – 0’ı yakalayan Kırmızı Beyazlı ekip 90+2 gelen gole engel olamayınca mücadele 3 – 1 Samsunspor’un galibiyetiyle sona erdi. Stat: 19 Mayıs Hakemler: Ali Palabıyık, Volkan Akçit, Serkan Olguncan Samsunspor: Soner, Cemil, Canberk, Ercan, Lokman, Mustafa, Fatih Şen, Musa Sinan (Dk. 84 Serkan), Dimitrov, Roberts (Dk. 88 Turgay), Abdulkadir (Dk. 66 Haluk) Kartalspor: Erşen, Sousa, Ahmet, Yaser (Dk. 85 Efecan), Ali Zitouni, Fahri (Dk. 55 Eze), Olcay (Dk. 77 Okan), Ferdi, Mehmet, Ethem, Uğur Goller: Dk. 44 (penaltıdan) ve Dk. 46 Abdulkadir, Dk. 85 Haluk (Samsunspor), Dk. 92 Ahmet (Kartalspor) Sarı kartlar: Dk. 31 Musa Sinan, Dk. 69 Ercan, Dk. 70 Soner (Samsunspor), Dk. 43 Mehmet, Dk. 73 Sousa, Dk. 79 Uğur (Kartalspor)

64

Sayı 41 / Mart 2013


21.Hafta Samsunspor Deplasmanda Kayıp Boluspor 2 – 1 Samsunspor Üst üste iki iç saha maçını kazanarak yükselişe geçen Samsunspor, deplasmanda karşılaştığı Boluspor’u da geçerek üst sıralara tırmanışını devam ettirmek istiyordu. Ancak iç saha performansını deplasmanda sergileyemeyince rakibi karşısında pek etkili olamadı. İkinci yarının başında kalesinde iki gol gören Samsunspor 75. dakikada golcü oyuncusu Abdulkadir ile farkı bire indirirken yine Abdulkadir’in 87. dakikada kullandığı serbest vuruşu çataldan döndü. Dönen topta Samsunspor’un bulduğu golü hakem ofsayt gerekçesiyle iptal ederken mücadele 2 – 1 Samsunspor’un mağlubiyeti ile sonuçlandı. Stat: Atatürk Hakemler: Yunus Yıldırım, Cumhur Altay, Oğuz Terzi Boluspor: Serdar, Engin, Hakan, Dixon, Muhammet, Ali (Dk. 83 Abdulaziz), Djiehoua, İskender, Cihan, Barbaros (Dk. 70 Cemil), Dalmat (Dk. 75 Vedat) Samsunspor: Soner, Cemil, Abdulkadir, Musa, Roberts (Dk. 62 Haluk), Canberk, Fatih, Lokman, Nikolay (Dk. 85 Serkan), Mustafa, Ercan Goller: Dk. 50 İskender, DK. 58 Cihan (Boluspor), Dk. 75 Abdulkadir (Samsunspor) Sarı kartlar: Dk. 54 Dixon, Dk. 78 Ali, Dk. 90 Cihan (Boluspor), Dk. 73 Cemil, Dk. 78 Fatih, Dk. 90 Lokman

22.Hafta Samsunspor Evinde Yıkılmıyor Samsunspor 4 – 0 Ç. Rizespor Ligin güçlü ekibi Çaykur Rizespor karşısında savunmada önemli eksikleriyle sahaya çıkan Samsunspor, Bulgar yıldızı Dimitrov’un muhteşem oyunu ve taraftarının desteğiyle rakibini sahadan sildi. Dimitrov biri serbest vuruştan 3 gol atarken, Musa Sinan da tek golüyle takımının farklı galibiyetine katkıda bulundu. Samsunspor birçok gol pozisyonunu da harcarken mücadeleden 4 – 0 üstün ayrıldı. Stat: 19 Mayıs Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Oku, Kemal Yılmaz Samsunspor: Soner, Musa Aydın, Abdulkadir, Musa Sinan Yılmazer, Fatih, Haluk, Turgay, Dimitrov, Mustafa, Şaban, Ercan Çaykur Rizespor: Loriya, Orhan, Smakov, Cernat, Serhat, Oğuzhan, Depetris, Cenk, Murat, Sercan, Eren Goller: Dk. 6, 29, 72 Dimitrov, Dk. 48 Musa Sinan Yılmazer (Samsunspor) Sarı kartlar: Dk. 34 Abdulkadir, Dk. 70 Ercan (Samsunspor), Dk. 84 Depetris (Çaykur Rizespor)

23.Hafta Samsunspor Direklere Takıldı Denizlispor 2 – 1 Samsunspor 25’er puanlı iki ekibin mücadelesinde Samsunspor deplasman fobisini yenemeyerek Denizlispor’a 2 – 1 mağlup oldu. Mücadeleye 4 as oyuncusundan eksik çıkan Samsunspor ikinci yarının ortalarında topa daha hâkim taraf olurken, Musa Sinan ile bir topu direkten döndü birçok net pozisyondan da yararlanamadı. Kırmızı Beyazlı ekibin tek golünü Haluk Türkeri kaydederken Samsunspor bu sonuçla 14. sıraya geriledi. Stat: Atatürk Hakemler: Mustafa Öğretmenoğlu, Ahmet Şimşek, Baran Eraslan Denizlispor: İsmail Şahmalı, Veli, Berkay Can, Fetai, Ömer, Kingsley (Dk. 76 İsmail Haktan), Ngueukam (Dk. 62 Üstün), Hasan Demir, Süleyman (Dk. 69 Onur), Ahmet Burak, Hüseyin Samsunspor: Soner, Cemil, Erdem, Musa Sinan (Dk. 81 Ahmet), Roberts (Dk. 62 Serkan), Fatih (Dk. 76 Ercan), Haluk, Lokman, Turgay, Dimitrov, Mustafa Goller: Dk. 31 Ngueukam, Dk. 84 İsmail Haktan (Denizlispor), Dk. 34 Haluk (Samsunspor) Sayı 41 / Mart 2013

65


Sinema

Çanakkale: Yolun Sonu

Vizyon Tarihi: 15 Mart 2013 (2s 0dk) Yönetmen: Kemal Uzun, Serdar Akar Oyuncular: Gürkan Uygun, Umut Kurt, Berrak Tüzünataç Tür: Dram, Savaş filmi Takvimler Nisan 1915’i gösterdiğinde I. Dünya Savaşı’nın en çetin cephelerinden biri olan Çanakkale’de işgalci güçler aylardır sürdürdükleri kuşatmadan aylardır hiçbir şey elde edememiş haldedirler. Anzak güçleri daha sonra kendi isimleriyle anılacak olan Anzak Koyu’nda mağlup edilmişlerdir. İçinde isimsiz kahramanlar Muhsin ve Hasan kardeşlerin de yer aldığı Hilal-i Ahmer cemiyetine mensup destek birliği zorlu bir yol sonrası cepheye ulaşır. Ne var ki siperlere girdikleri anda savaşın tahmin edemedikleri sert ve acımasız yüzüyle karşılaşırlar. Muhsin oldukça keskin bir nişancıdır ama her gün ölümle buruna burunadırlar. Muhsin bir başka keskin nişancı olan Şeref ile beraber en ön saflardaki düşman askerlerini avlarken keskin hüneri ve Anzak’ları tek tek indirmesi de tüm koya adının duyulmasına neden olacaktır. Fakat Anzak kuvvetlerinin başındaki İngiliz Binbaşı Steward’ın bu namlı Türk askerine karşı manevrası da gecikmeyecektir. Çalışmaları uzun süredir devam eden Çanakkale Savaşı’nı konu alan filmin genel direktörlüğünü Serdar Akar üstleniyor. Çanakkale Savaşı’nda yaşananları merkezine alacak film, isimsiz kahramanlar üzerinden Çanakkale cephesini orada yaşananları, kısaca bu dramatik öyküyü yeni bir bakış açısıyla beyazperdeye taşıyor.

Eve Dönüş: Sarıkamış 1915 Vizyon Tarihi: 8 Mart 2013 Yönetmen: Alphan Eşeli Oyuncular: Uğur Polat, Nergis Öztürk, Serdar Orçin Tür: Aksiyon, Dram, Gerilim Bakü’de görevli Hariciye Nazırlığı’nda görevli (Eski Dışişleri Bakanlığı) Kalem Müdürü’nün eşi Gül Hanım ve kızları Nihan, yanlarında Erzurum yolunda kendilerine eşlik eden Hariciye Nazırlığı üyesi Saci Efendi de varken, oldukça zorlu ve sert iklim koşullarının hüküm sürdüğü ıssız topraklarda yola almaktadırlar. Tüm bu güç koşullar altında, nihayet harabeye dönmüş ve terk edilmiş bir köye ulaşırlar. Ama köyde geçirdikleri ilk gecenin ardından burada yalnız olmadıklarını öğrenirler. Birbirlerinden farklı, değişik kültüründen gelen 8 kişi, vahşi doğanın ve koşulların ortasında kalarak, bu ıssız köye sığınmıştır artık. Sarıkamış Harekatı’nın kaybedilmesinin ardından, Doğu Anadolu bölgesi artık belirsizliğin hüküm sürdüğü bir yer olmuştu. Eve Dönüş filmi tam da bu zamanlarda 8 kişinin, vahşi doğanın ortasında, oldukça zor kış koşullarıyla boğuşarak, hayatta kalma mücadelesini ve Eve Dönüş hikayesini anlatıyor. Birbirinden farklı bu 8 kişinin açlıkla mücadele ederek hayatta kalma içgüdüleriyle verdikleri gerilim dolu savaş onları birleştiren tek ortak noktaları. Yönetmenliğini Alphan Eşeli’nin üstlendiği filmin senaryosu da yönetmene ve Serdar Tantekin’e ait. Böcek Yapım yapımcılığında kotarılan filmin başrollerini ise Uğur Polat, Nergis Öztürk ve Serdar Orçin üstleniyor.

Sabit Kanca Vizyon Tarihi: 22 Mart 2013 Yönetmen: Alper Mestçi Oyuncular: İsmail Baki Tuncer, Orhan Aydın, Volkan Kantoğlu Tür: Komedi Bir özel televizyon kanalı için yarattığı bilgi programı yarışmacısı “Sabit Kanca” karakteri ile kısa süre içerisinde fenomenleşen İsmail Baki’nin baş rolde olduğu filmin senaristliğini ve yönetmenliğini ise Alper Mestçi üstleniyor. Her soruya verdiği hazır cevaplarla ünlenen Sabit Kanca öykü içerisinde oradan oraya sürüklediği maceraları yine keskin zekası ve bitmeyen espri yeteneği ile çözüme ulaştırıyor. Filmin konuk oyuncuları arasında Halil Sezai, Sinan Çalışkanoğlu, Hayri Hiçler, Burak Topaloğlu ve Feyyaz Yiğit Çakmak gibi isimler yer alıyor.

66

Sayı 41 / Mart 2013


9 Say覺 41 / Mart 2013

67


HABEREXEN


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.