Haberexen #50 Aralık 2013

Page 1


Fark yaratan konseptimiz ve eşsiz tatlarımızla Gazi caddesindeyiz.

Çok yakında Adalet şubemizle hizmetinizdeyiz

Gazi Şubesi

: 19 Mayıs Mh. Gazi Cd. No:63 (eski YKM yanı) İlkadım / Samsun Tel : 432 1 432 - 432 8 432

ÇOK YAKINDA Adliye Şubesi : Kılıçdede Mh. Cumhuriyet Cd. No:167 (yeni Adliye yanı) İlkadım / Samsun Tel : 210 0 111 - 210 0 112


50. Sayının Haklı Gururu Dergi HABEREXEN, 50. sayısını sizlerle buluşturmanın haklı gururunu yaşıyor bu ay. Tam 50 aydır Samsun ve Karadeniz’de belki hiç örneği olamayan bir dergi haberciliği örneği sergiliyoruz tüm çalışma arkadaşlarımızla. “Bölgeye ne katabiliriz? Hangi sorununa merhem olabiliriz? Nasıl yararlı oluruz?” Bu sorularla ve kaygılarla yapıyoruz her yayın toplantılarımızı. Ve çok şükür 50 aydır hiç aksatmadan karşınızdayız. Neden bu kadar tekrarlıyorum 50 ayı. Çünkü yaptığımız işin ülkede örneği çok az belki de hiç yok yerelden doğan böyle bir dergi. Bu ay da Karadeniz Bölgesi’ndeki Çarpık Kentleşmeyi ve çözüm önerilerini araştırdık sizin için. Malum çarpık kentleşme Türkiye’nin her kentinin en önemli sorunlarından biri. Gelişme yolunda oldukça büyük adımlar atan Türkiye’de son yıllarda en çok duyulan kavram da kentsel dönüşüm. İnşaat, ekonominin lokomotif sektörlerinden biri ve hem ticari hareketlilik hem de istihdam açılarından son derece fonksiyonel. Üretilen konut stoku ile ihtiyaç dengesiyle ilgili her ay başka başka bilgiler paylaşılıyor kamuoyuyla.

HABEREXEN

®

www.haberexen.com AYLIK HABER DERGİSİ Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi Mustafa ÇAKIR SORUMLU YAZI iSLERi MÜDÜRÜ

Mustafa BiLiK HABER MERKEZi

Mert Volkan GÜN Merve SARISIN Ayse GENÇ HALKLA iLiSKiLER

Ekrem Yunus KESiCi Onur NURDEMiR Tel : 0 362 432 64 64 Faks : 0 362 435 47 77 Mail : abone@haberexen.com REKLAM SATIS

Devletin Kentsel Dönüşüm rötuşları da henüz tam anlamıyla sindirilebilmiş değil. Kim kime niye inanacak ve kim kime nasıl güvenecek? Henüz belli değil.

Yavuz YAMAN Kürsad TEKOLUK

Dönüşen yalnızca Türkiye’nin kentleri değil, bilhassa Karadenizlilerle özdeşleşen müteahhitlik mesleğinde de yapısal değişiklikler meydana geliyor. Binaların kalitesinden yüksekliklerine kadar pek çok kriter sıkı takip altında artık. Ancak konut arzı ve talebi arasındaki dengeler söz konusu olduğunda, akan sular birden duruyor sanki. Peki gerçekte de böyle mi aslında?

HUKUK DANISMANLARI

Dergi HABEREXEN bu ayki kapak dosyasında bu soruların cevabını aradı. Kentsel dönüşüm, dille söylendiği gibi kolay değil. Hukuki sorunlar ve vatandaşların endişeleriyle örülü çok çileli bir iş. Coğrafi koşulları nedeniyle dar bir alana sıkışan Karadeniz şehirlerinde arazi yetersizliği hat safhada. Bu sebeple deniz dolgusu revaçta. Samsun’daki parklar bu metotla kazanılan kara parçasının üzerine konuşlandı. Trabzon’a düşünülen stat da dolgu sahaya kurulacak. Giresun ve Ordu’nun ortak havalimanı da böyle. Uzun vadede bunun istenmeyen neticeler doğurabileceği ileri sürülüyor fakat. Rize İnşaat Mühendisleri Odası’na göre, yıllar önce deniz doldurularak kazanılan ve yaklaşık 70 bin kişinin yaşadığı alandaki binalar, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Peki kentsel dönüşüm nasıl yapılacak ve Karadeniz’e ne katacak? Hepsi ve birbirinden özel bir çok dosya Dergi HABERXEN’in sayfalarında...

Sayı 50 / Aralık 2013

Rezervasyon Tel : 0 362 432 64 64 Rezervasyon Mail : reklam@haberexen.com

AV. Hakan KARADUMAN AV. Hasan Tahsin SENGÜL AV. Adem AKSOY GÖRSEL YÖNETMEN

Uğur BIYIK BASIM YERi

Erol Ofset Ltd. Şti. Pazar mah. Necati Efendi Sk. No: 43 / SAMSUN Tel: 0 362 431 98 96 YÖNETiM YERi ADRESi

Ulugazi Mh. 19 Mayıs Bulvarı Sarı Konak Apt. No: 16 / 1 - 3 SAMSUN YAYIN TÜRÜ

Aylık Yerel Süreli Yayın BASIM TARİiİ Hi

12 Aralık 2013 ISSN: 2147-4397

Bu dergi’de yer alan yazı, makale, fotoğraf ve illüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil olmak üzere çoğaltılma hakları Marka Evi Ajans ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. ‘ye aittir. Yazılı ve ön izin olmaksızın hangi dilde ve hangi ortamda olursa olsun materyalin tamamının ya da bir bölümünün çoğaltılması yasaktır. Bu dergi, basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

3


Aralik 2013

İÇİNDEKİLER/

36

22

FINDIĞIN İÇİ SAĞLIK, KABUĞU SERVET

32

DÜNYA FİRMASI SMS’ye SAMSUN ARTIK DAR GELİYOR

Kentsel Dönüşümden Yeni İmar Yönetmeliklerine MÜTEAHHİTLİK YENİDEN İNŞA EDİLİYOR

Klasik çikolatanın içerisinde kullanılan fındığın dışında birçok fındıklı yeni mamul üretilebilir.

2002’de faal hale getirdiği “düktil döküm boru” fabrikasıyla, Türkiye’de bir ilke imza attı. Bu boru tipindeki tekel hali devam etmekte.

58

ÇIKIN YOLDAN SİNOP’LU İLAYDA GELİYOR!

Babasıyla yarışlara gide gele offroad’ı iyice seven İlayda Hancı, Türkiye’nin bu alanda gelecek vaat eden genç bayan sporcularından.

14

DEVLET OKULLARI GÜVENLİKTEN UZAK

Samsun’daki ‘okul güvenliği mevcudiyet algısı’ orta düzeylerde. İl merkezi ve ilçeler ile özel ve devlet okulları arasında farklılık arz etmekte.

Dönüşen yalnızca Türkiye’nin kentleri değil, bilhassa Karadenizlilerle özdeşleşen müteahhitlik mesleğinde de yapısal değişiklikler meydana geliyor. Binaların kalitesinden yüksekliklerine kadar pek çok kriter sıkı takip altında artık. Ancak konut arzı ve talebi arasındaki dengeler söz konusu olduğunda, akan sular birden duruyor sanki. Peki, gerçekte de böyle mi aslında?

20

54

26

HAMSİYİ HAVALİMANINA ÇIKARACAKLAR

Başbakan Erdoğan, gereksiz görmüştü; ama şehir halkı ısrarcı davranınca Rize’deki sivil toplum kuruluşlarınca hazırlanan havalimanının rantabilite raporu, Ankara’ya ulaştırıldı. Yer bakılmaya başlanırken, şimdiden isim tartışması başladı bile.

HAYATIN TÜH NOKTASI ADLI ESERİN YAZARI AYHAN ÖZKÖROĞLU

Kitap benim yaşam öykülerimi içinde barındırıyor olsa da, aslında bu öyküler herkesin hayatında var olan öyküler.

ORDU ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİNDE ORGANİZE İŞLER

Ordu’da, OSB içine inşa edilmesi planlanan ve projesi hazırlanan endüstri meslek lisesine, söz konusu bölgenin müteşebbis teşekkül başkanlığınca izin verilmedi.


.FSDFEFT #FO[ 5 SL " Ă› Yetkili Servisi Erçal Otomotiv ,BNZPOMBSĂŽOĂŽ[ĂŽO )J[NFUJOEF

Erçal Plaza Atatßrk BulvarĹ Cumhuriyet Mahallesi Cumhuriyet Sokak No:1 TekkekÜy / SAMSUN Tel: 0362 256 23 23 (Pbx) Fax: 0362 256 37 07

www.ercal.com.tr


Akılda Kalanlar TOKAT’TAN AVUSTRALYA’YA SALAMURA ASMA YAPRAĞI Tokat’ın Erbaa ilçesinde, yöreye yetişen asma yaprağını salamura halinde paketleyerek Avustralya’ya ihracat yaptı. 6 yıldır bu işle uğraştıklarını belirten firma sahibi Hakan Özalp, aromasının güzelliğiyle meşhur Tokat yaprağının büyük bölümünün Erbaa’da üretildiğini söylüyor: “Tokat yaprağı incedir, tül gibidir ve damarları yoktur. Aroması çok harikadır. Bölgemizin iklim ve toprak yapısı buna etki etmektedir. Maalesef büyük kentlerde başka yörelerin yaprakları Tokat yaprağı adı altında satılmaktadır. Türkiye’nin değil dünyanın en iyi yaprağı Erbaa ilçesinde yetişmektedir. İlk defa Avustralya’ya ihracat yaptık. 20 ton Tokat yaprağını Avustralya’ya ihracat yaptık.”

TEKKEKÖY YAŞAR DOĞU’YA İSTANBUL SİNAN ERDEM’DEN AÇILIŞ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Sinan Erdem Spor Salonu’ndaki törende, yapımı tamamlanan 213 adet spor tesisinin toplu açılışını gerçekleştirirken, tesislerin bulunduğu Ankara, Aksaray, Kilis, Samsun ve Şanlıurfa’ya video konferans aracılığıyla bağlandı. Tekkeköy ilçesindeki Yaşar Doğu Spor Salonu da program çerçevesindeki tesislerden biriydi.

LİTVANYA BÜYÜKELÇİSİ’NDEN SAMSUN’DA VİKİNG VURGUSU Viking Projesi kapsamında Samsun’a gelen Litvanya Cumhuriyeti Büyükelçisi Kestutıs Kudzmanas, şehrin önemli ayaklarından biri olduğunu söylediği projeye ülkesinin büyük önem verdiğini dile getirdi: “Samsun’un bu projeyi çok iyi yapacağına inanıyorum. Bu proje Samsun açısında da önemli. Çünkü projede Samsun önemli bir ayağını oluşturacak. Viking’te amaç tüm kuzey İskandinav ve Avrupa ülkelerini doğu ile birleştirmek. İpek yolunu yeniden canlandırmak. Türkiye’nin bu konuda çok yönlü avantajları ve stratejik bir konumu var. Samsun gelecekte doğudan Avrupa’ya, Avrupa’dan doğuya ticaretin marketi olacak.” 6

Sayı 50 / Aralık 2013


BAKAN BAYRAKTAR: YILLIK ENERJİ İTHALATIMIZ 60-70 MİLYAR DOLAR Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Nükleer santralin olumsuz tarafı bir miktar var. Onu doğru konuşmak lazım. Ama yüzde 80-90 faydası var. Biz ülke olarak toplam yıllık enerji ithalatımız için harcanan para 60-70 milyar dolar civarında bir para. Biz bunu halletmek zorundayız.” dedi.

MURZİOĞLU: KARADENİZ TOPYEKÛN GELİŞECEK Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Nükleer santralin olumsuz tarafı bir miktar var. Onu doğru konuşmak lazım. Ama yüzde 80-90 faydası var. Biz ülke olarak toplam yıllık enerji ithalatımız için harcanan para 60-70 milyar dolar civarında bir para. Biz bunu halletmek zorundayız.” dedi.

ORDU GÜLYALI’YA KURULACAK ÇİKOLOTA PARKI TÜRKİYE’DE BİR İLK Valilik ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (DOKA) işbirliğiyle Ordu’nun Gülyalı ilçesindeki 60 bin 534 metrekarelik alana konuşlandırılması planlanan Çikolata Parkı Projesi bittiğinde Türkiye’de alanında ilk özelliği taşıyacak. Çikolata Parkı, 5 milyon liraya mal olacak. Parkta, çikolata satış yerlerinin yanı sıra; seyir tepesi, oyun parkı, yat iskelesi, ışık oyunları ile çikolata araştırma ve geliştirme merkezi bulunacak. Yapımına 2014’ün ilk çeyreğinde yapımına başlanacak ve 2015’te tamamlanacak.

FINDIĞIMIZ HAKKINDA KARA PROPAGANDA Türkiye Meyve Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Alaettin Gülal, Türkiye’ye kendini rakip gören ülkelerin fındıkla ilgili karalama kampanyası yürüttüğünü ifade ediyor: “Fındıkta aflatoksin olması söz konusu değil.”

Sayı 50 / Aralık 2013

7


Köşe Yazısı

Bekir Reşitoğlu Ak Parti Ve Gülen Cemaati Ayrışması Kimlerin İşine Geliyor?

T

ürkiye’de çok karışık işler dönüyor. AK Parti ile Gülen Cemaati’nin arası iyice açılmak isteniyor. Dershanelerin kapatılması girişimiyle alevlenen tartışmalar, sürenin 2015 Eylül’e dek uzatılmasıyla şimdilik duruldu. Ancak eş zamanlı patlayan 25 Ağustos 2004 Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları ve 2013 yılına ait fişlemeler, konuyu bambaşka yerlere çekiverdi. Fethullah Gülen Hocaefendi ve onursal başkanlığındaki Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı yaptıkları açıklamalarla, her iki kesimi de hakikat odaklı düşünmeye ve mutedilliğe davet etti. Hocaefendi, “Sizin gibi Kur’an’a, imana, milli mefkûremize ve gaye-i hayalimize hizmete kendini adamış insanlar, ileriye adım attıkları gibi yerinde yanlışlarından dönmeyi de bilmeli ve geriye adım atmada diriğ etmemeli. O, ileriye doğru atılan adımların on katı adım sayılır.” derken; vakıf ise şunları vurguladı: “Camia’nın ilkeleri çerçevesinde faaliyet gösteren kurumların ve gönüllülerin yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşunun da yurtiçinde ve yurt dışında takip edilmesi, fişlenmesi ve bunlara karşı eylem planı hazırlanması gibi unsurlar içeren 2004 tarihli MGK kararının, hükümet üyelerince de imzalanmış olması gerçeği görmezden gelinemez. Kararın, o dönemin antidemokratik şartlarında sivil iktidarın isteği ve iradesi dışında imzalandığı, ancak hükümetin daha sonraki demokratik uygulamalarıyla örtüşmediği görülmektedir.” Ve hemen ardından ekledi: “Bu noktadan hareketle anti-demokratik dönemden kalma eski Türkiye’yi hatırlatan bütün mevzuatın bir kez daha gözden geçirilip, temel hak ve özgürlüklere uyumlu hale getirilmesi önem arz etmektedir.” “Dershanelerin yasaklanma teşebbüsün-

8

den kamudaki fişlemelere; medyada yer alan bürokrasideki tasfiyelere kadar, söz konusu MGK kararını çağrıştıran uygulamaların olması kaygı vericidir.” cümleleri de vakfa ait. Sosyal medyadaki polemiklerin bini bir para. Kim nifak üretiyor, kim aklıselime çağırıyor birbirine karışmış durumda. Bir plan adım adım devreye sokuluyor ama iyi niyetliler bunun ayırdına varamadı henüz. 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu ile 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerindeki atmosfer ve kazanımlar dimağlardan uzak tutuluyor nedense. Halkın yüzde 58’i referandumda evet oyu kullanmış; 2011 Haziran’daysa AK Parti yüzde 50’yi yakalamıştı. Karşı taraftakilerin bir hamleyi tatbike mecburdu artık. İktidar partisiyle cemaat ya da camia birbirlerinden kopartılmalıydı. İkinci etapta da parti bölünecek veya küçültülecekti. 2004 MGK’sında hükümet üyelerinin de imza koyduğu kararların sumen altına mahkûm edildiği savunması büyük ölçüde hakikat payı içermektedir. Fakat 2005 yılında Terörle Mücadele Kanunu’nda kimi değişiklikler öngören tasarı taslağının içerdiği garabetleri de hatırlamak gerekir. ‘Bireysel terör’ ve ‘silahsız terör örgütü’ ibareleri yazmaktadır taslakta. Cemil Çiçek, dönemin Adalet Bakanı’dır. Başta Zaman Gazetesi, sivil kesimlerden yükselen tepkilerle törpülenir tehlikeli kavramlar. Başbakan Tayyip Erdoğan, uyarıları ciddiye almasa, bugün farklı siyasal ve ekonomik düzlemelerde olabilirdik. AK Parti, 2008’deki davayla rahatlıkla kapatılacaktı çünkü. Mütedeyyin kişiler komplolara uğrayacaktı. Sermayeye yeşil kodlu operasyonlar düzenlenecekti. 11 yıldır iktidardaki partinin destekçileri, zaten büyük bir ihtimalle 2014 yazında Başbakan’ı Köşk’e uğurlayıp siyasi kimlikten soyutlayacaklar. O yüzden Erdoğan’sız AK Parti iddiaları asılsızdır.

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

9


Sağlık

ATMACAYI VURMAYIN BİR AVUÇ KANI İÇİN R

ize Atmaca ve Atmacacılık Kültürünü Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Cemal Çolak, her türlü meşakkatine rağmen atmacacılık kültürünün kendilerinde bir bağımlılık hali oluşturduğunu belirterek, “Bu, bize büyüklerimizden kalmış vazgeçilmez bir tutkudur. Bu kültürle işçisinden memuruna, emekli paşasından milletvekiline, doktorundan profesörüne kadar herkes uğraşıyor.” diyor.

Rize’desiniz ve avcılığa meraklısınız. Özellikle de, atmacalara. Karar verip ekipmanları sağlamak yeterli değil. Atmaca avcılığı için öncelikle avcı eğitim kursuna gitmeniz gerekiyor. Çünkü, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın imza koyduğu protokole göre buna mecbursunuz. Üç gün sürüyor bilgilendirme eğitimi. Ardından, 1999’da kurulan Rize Atmaca ve Atmacacılık Kültürünü Koruma ve Yaşatma Derneği’ne üye olunuyor. Fakat usta atmacacılık sürecinde henüz ilk adım atılmıştır. Derneğin yönetim kurulunca belirlenen kriterlere erişilene dek hakkınızda ustalık belgesi düzenlenmiyor. Aday aday, hevesle terfi ettirileceğiniz günü bekliyorsunuz. ATMACACILIK KÜLTÜRÜ Dernek Başkanı Cemal Çolak, atmacacılık kültürünün Türkiye’de ağırlıkla Rize, Artvin ve ilçelerinde yaşatıldığını, derneği de bunun devamına katkıda bulunmak amacıyla hayata geçirdiklerini belirtiyor. Uluslararası mevzuat, atmaca yakalanmasını yasaklıyor. Bunu serbest hale getirmeye çabaladıklarını söylüyor Çolak. Rize’de bu kültürün Ardeşen, Çayeli, Pazar ve Fındıklı ilçelerinde yıllardır sürdürüldüğünü ve

10

üye sayısının kaçak avlanmaya karşı yapılan denetimlerin sıklaşmasıyla arttığını kaydediyor: “315 üyemiz var. Kaçak avcılığın önüne geçilmesiyle üye sayımızdaki artış da devam edecek.” Atmacayla ilgilenmenin pek çok çeşitleri var. Kimileri sadece dağa gidip atmaca yakalıyor ve sonra bırakıyor. Bazıları yakaladıkları atmacaları eğiterek bıldırcın avında kullanıyor. Kimi kişiler de ağustos ve kasım ayları arasında ellerinde gezdiriyorlar. Bazı şahıslar da bu kuşu saklamakla meşguller. 30 AĞUSTOS-15 KASIM ARASI Ruhsatsız atmaca yakalanamıyor ve elde taşınamıyor. Sezon ise 30 Ağustos-15 Kasım tarihleri arasını kapsıyor. Kaçak avcılığın cezası 7 bin 500 lira. Atmaca yakalama işi sanıldığından da zahmetli. İlk etapta böcek yemleriyle bunlarla beslenen serçe ve güvercin gibi bir kuş yakalanıyor. Akabinde de bu kuşu yiyen Atmaca avlanıyor. Yakalanan yem kuşa atmaca ayaklarını zarara uğratmasın diye bel bağı denilen koruma takılıyor. Kafkas Dağları’ndan güneye doğru göçen atmacanın geçiş yolu Artvin, Arhavi, Hopa, Ardeşen, Çayeli, Pazar ve Fındıklı’nın yüksek kesimlerine

saklanma yerleri yapılarak ava çıkılıyor. ÇOCUK GİBİ BAKILIYOR Atmacacılığın başından sonuna kadar büyük bir uğraş, ustalık ve sabır gerektirdiğini vurguluyor dernek başkanı Çolak:“Atmacanın çocuk gibi bakımı var. Atmacayı bırakıp bir yere gidemezsin, günde iki öğün yemi, suyu, özel vitaminleri var. Atmacalarımızı suda pişirdiğimiz tuzsuz yumurta ve kasabın bile vermeyeceği yağsız, damarsız ve yumuşak et ile besliyoruz. Özellikle tüy dökme zamanında daha çok ilgileniyoruz, onları özel kafeslerine koyuyoruz. Maddi yönünü hiç hesaplamıyoruz ama çok büyük bir uğraş istiyor. Doğada kuşla beslenir, ama biz yumurta ve etle besliyoruz. Bazen vitaminli olsun diye yumurtayı sütle pişirip veririz.” Atmacaların renk, şekil ve hareketlerine bakılarak isimlendirildiğini ve bu uğraşı anlatan türküler yazıldığını da anlatıyor Çolak: “Atmacacılık hastalıktır. Atmaca avı geldiği zaman bizim havaya bakmaktan boynumuz ağrır. Çünkü hep atmaca ararız. Atmacacı olup da yere bakan olmaz. Biz bu kültürden ancak ölünce vazgeçeriz.”

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

11


Ninniler onlarla bir başka güzeldi…

UNUTULAN MESLEKLER

Bebeğİn Beşİğİ Çamdan, Unutuldu İnmİyor Damdan

12

68 yaşındaki ahşap ustası Rıdvan Özşahin; “Eski ahşap beşikler çok sağlıklı. Gençler bunun kıymetini bilmiyor, bilenler de beğenmiyor. Bu beşikler tamamen doğal, kimyasal hiçbir şey içermiyor. Daha sağlıklı, şimdi her şeyde kanserojen madde var. Ahşabın doğallığından vazgeçilmemeli.” diye konuşuyor.

A

nadolu kültürünün bir parçasıdır onlar. Analar başlarında yavrularına ninniler söyler. Sallanırken bebekler huzurla uykuya dalar. Rengarenk ahşap beşiklerden söz ediyoruz. Ancak teknolojiye yenik düşmek üzereler. 68 yaşındaki emektar usta Rıdvan Özşahin, Samsun’un Çarşamba ilçesinde unutulmaya yüz tutmuş “ahşap oymacılığı” mesleğini yaşatmaya çabalıyor. Tahta kaşık, keser sapı, sarımsak döveceği

ve bunun gibi ürünlerin yanı sıra birbirinden renkli beşikler imal ediyor. Küçük yaştayken babasının elinden çıkan beşiklerle oynayarak meslekle tanışmış ve yıllar geçtikçe de ustalaşmış. Son yıllarda modern beşiklerin her yeri kaplamasına biraz içerleniyor ve dikkatleri önemli bir ayrıntıya çekiyor: “Eski ahşap beşikler çok sağlıklı. Gençler bunun kıymetini bilmiyor, bilenler de beğenmiyor. Bu beşikler tamamen doğal, kimyasal hiçbir şey içermiyor. Daha sağlıklı, şimdi

her şeyde kanserojen madde var. Ahşabın doğallığından vazgeçilmemeli.”

Elif Gibi Düzgün Büyümek

Başlangıçta teknolojiye direndikleri, ama zamanla usta sayısının azaldığını belirtiyor Özşahin: “Eskiden işimiz daha zordu. Bu kadar alet de yoktu. Yıllarca babamla ahşap oymacılığı yaptık, ondan sonra da ben devam ettirdim. Çocuklarım da öğrendiler, seviyorlar bu işi ama farklı mesleklere yöneldiler. Artık fabrikalar yapıyor her

şeyi, ama ahşap sağlıklıdır. Biz hep bunlarla büyüdük. Çocuk ağlayınca sallarsın beşikte rahatlar uyur, güvenliği iyidir, düşme olmaz. Boş beşik sallamak da iyi değil derlerdi büyüklerimiz, annelerimiz bizi bu beşiklerle büyüttü. Ahşap beşiklerde büyüyen çocuklar elif gibi düzgün olur, sağlıklı büyür.” Parayı ön planda tutmadığını da vurguluyor öte yandan: “Bu meslek bizim kültürümüz. Ben de dedemin, babamın mesleğini devam ettirmek istiyorum.”

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

13


Samsun, Genel Eğitim Göstergelerinde Çok İyi Ama... Sektör

DEVLET OKULLARI GÜVENLİKTEN UZAK ‘Güvenli Okul Yaşanabilir Kent Projesi’ kapsamındaki araştırma sonuçlarına göre, eğitim göstergeleri açısından bölgesinin ilk sıralarında yer alan Samsun’daki okulların güvenliği -bilhassa da devlete aitlerdekileri- risk altında. 19 Mayıs şehrinde de güvenlik konusunda iyileştirme hamlelerine ihtiyaç duyuluyor. 18 yaş altı nüfusa; okula ve çevresine özel ihtimam gerekiyor.

K

alkınma Bakanlığı ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA) ile Samsun’daki Valilik, Emniyet Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nün işbirliğiyle yürütülen ‘Güvenli Okul Yaşanabilir Kent Projesi (GOYKEP)’ kapsamında hazırlanan ve kitaplaştıran raporlarının içerikleri birbirinden mühim tespit ve ikazlarla dolu. İşte o kitaptan bir pasaj: “Samsun’daki güvenlikle ilgili sorunsal durum, kentsel yaşam kalitesinin önemli bir göstergesi olan ‘eğitimi’ de olumsuz etkilemekte. Kentte gittikçe artan genel suç oranları ve okullardaki güvenlik sorunları öğrenciler için risk oluşturmakta ve ailelerini endişelendirmekte. Bu konuda Samsun’daki okullarda güvenlik ile ilgili yöntemlerin ve tedbirlerin ne kadar yeterli olduğu bilinmemektedir.” TR83’ün En İyisi Ama TR83 Bölgesi’ndeki şehirlerde eğitim göstergeleri açısından ilk sıralarda yer alan Samsun’da, Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 2013 verilerine göre bin 616 adet okul ve benzeri kurum faaliyette bulunmakta. Buralarda toplamda 15 bin 267 öğretmen çalışmakta ve 252 bin 702 öğrenci okumakta. Mevcut derslik sayısı da dokuz bin 493. Derslik başına ilköğretimde 26, ortaöğretimde 27, mesleki ve teknik eğitimdeyse 37 kişi düşmekte. İstatistiklerle özetlenen tablo, şehrin Türkiye ortalamasının üzerinde eğitim imkanlarına sahip olduğunu ortaya koymakta. Ne var ki, hem genelde, hem de 18 yaş altı okul içi ve okul dışındaki suç oranlarının artması bu güzelliği gölgelemekte. Dolayısıyla 19 Mayıs şehri de güvenlik konusunda iyileştirme hamlelerine ihtiyaç duymakta. 18 yaş altı nüfusa; okula ve çevresine özel ihtimam gerekmekte. Özel Okullar Daha Emniyetli Şu belirlemeler de rapordan: Samsun’daki ‘okul güvenliği mevcudiyet algısı’ orta düzeylerde. Öte yandan il merkezi ve ilçeler ile özel ve devlet okulları arasında farklılık arz etmekte. Örneğin, özel okullar, devlet okullarına nazaran daha emniyetli görüşü baskın. Ne gariptir ki; “okullardaki güvenlik gayet iyi” diyenlerin hemen tamamı sadece okul idarecilerden oluşuyor. Veliler ve öğrenciler tam tersini söylemekte. Atakum, İlkadım, Canik ve Tekkeköy ilçelerindeki okulların yüzde 94,29’u (20 okuldan 19’u) güvenlik mevzusunda alarma ve gözetleme kamerası türünden teknolojik donanım desteğinden mahrum. Her on devlet okulundan dokuzunda da güvenlik görevlisi yok. Merkez ilçelerdeki 258 devlet okulunun 29’u özel güvenlik görevlisi çalıştırmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü’nden izin almış, fakat yalnızca 11’i bu yönde adım atmış. Şimdiye dek 18 görevliyi istihdam etmişler. Özel okulların tümünde güvenlik görevlisi (7 okulda toplamda 20) çalışmakta. En Güvenli İlçeler Samsun’un okul güvenliğindeki lider ilçesi Tekkeköy. Onu Atakum izliyor. Artlarından İlkadım ve Canik gelmekte. İlk iki ilçede durum, il ortalamasının üstünde, son ikideyse altında. Şu bilgiyi de ilave etmeliyiz: Eğitimin tam gün sürdüğü okullar da, ikili eğitimdekilere kıyasla daha güvenli. 14

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

15


Teknoloji

Orhan Genç Hoca’nın öncülüğüyle şehre enerji saçıyorlar…

Trabzon’da Kendi Elektriğini Kendi Üretme Hamlesi “Çok yakın zamanda da Elektrik – Elektronik bölümünün enerji ihtiyacını da karşılayacak altyapı çalışmalarına başlıyoruz.” müjdesini veren Orhan Genç, Trabzonlulara şöyle sesleniyor: “Yaptığınız binaların sitelerin ortak kullanım alanlarının enerji sarfiyatını bu yöntemle yapabilirsiniz. Çevreye zarara vermeyeceksiniz, su kullanmayacaksınız, yeşilliğe dokunmayacaksınız, hiç kimseye zarar vermeden bunu yapacaksınız.” er şey dağıtım firmasının borçlarından dolayı okulun elektriğini keseceğini söylemesiyle başladı. Faturaları ödemekte zorlanıyorlardı ve yakında saatleri kapatılacaktı.

H

Trabzon’un gün ışığından enerji elde etme verimliliğini karşılaştırdık. Trabzon’un ve Karadeniz Bölgesi’nin güneş ışığından enerji elde etme konusunda Almanya’dan çok daha verimli olduğunu bilimsel verilerle ortaya koyduk.’’

Trabzon Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Denizcilik Anadolu Meslek Lisesi Müdürü Orhan Genç, güneş enerjisinden istifade ederek kendi elektriğini üretti.

OKULA GÜNEŞ ENERJİSİ BÖLÜMÜ AÇMIŞLAR Okulda Güneş Enerjisi Bölümü açmışlar ve sonrasında şu gelişmeler yaşanmış: “‘Bir modelleme yapalım dedik ve KTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği’nden iki öğrenci ve bizim öğrenci ve öğretmenlerimizle birleşerek bir model güneş evi yaptık. Artık her gün 5 kW/S enerji üretiyoruz ve depoluyoruz. Bunun üzerine okulda yenilenebilir enerji alanı, güneş enerjisi alanını açtık. Bu bölüme bu sene 34 öğrenci aldık. Ürettiğimiz enerjinin boşa gitmemesini istedik, gece saha aydınlatmasını ürettiğimiz enerjiden yapmaya başladık.” Ve

Genç’in yürürlüğe koyduğu proje, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Elektrik – Elektronik Mühendisliği bölümünden Prof. Dr. İsmail Hakkı Altaş’ın danışmanlığıyla hayata geçti. Yönetimindeki okullarda 15 bin liralık yatırımla 5 Kilowatt-saat enerji üretilip depolanabiliyor. Bu enerjiyle okulun gece saha aydınlatması sağlanıyor. ELEKTRİĞİ KESECEĞİZ DENİNCE “Bir gün enerji firması faturayı ödeyemediğimizden dolayı elektrikleri keseceğini söyleyince ben kendi enerjimi kendim üreteceğim dedim.” diyor, Orhan Genç: “Nasıl yaparız diye düşünürken 500 kW/S’te kadar enerji üretimini ile ilgili izinler (izin alma mecburiyeti) kaldırıldı. Ben bu işi yapacağım dedim. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Prof. Dr. İsmail Hakkı Altaş’la görüştük. Hocamız ben size danışmanlık yapayım dedi. Prof.Altaş’ın danışmanlığında biz bu işe başladık.” ALMANYA İLE TRABZON KARŞILAŞTIRILMIŞ Okul müdürü Genç, Güneş ışığından yararlanma konusunda Almanya ile Trabzon’u karşılaştırdıklarını söylüyor: ‘’İsmail Hakkı Altaş hocamızın asistanını Almanya’ya gönderdik ve Almanya ile 16

YENİ YATIRIMLAR YOLDA “Çok yakın zamanda da Elektrik – Elektronik bölümünün enerji ihtiyacını da karşılayacak altyapı çalışmalarına başlıyoruz.” müjdesini veren Genç, şöyle sürdürüyor sözlerini: “Şimdiye kadar yaptıklarımızın 15 bin lira civarında bir maliyeti var. Şu an da 80 bin liralık bir yatırımı bölüme yapıyoruz. Çocuklarımızın öğrenme ortamlarının iyileştirilmesi için. Ama bütün okulun çatılarını yenilenebilir enerji üretmek için donatmaya kalkarsak bu büyük bir maliyet oluşturacaktır. Biz bunu bölüm bölüm, kademeler halinde yapacağız.” FARKLILIK OLUŞTURMAK İSTİYORUZ Trabzon’da bir fark ortaya koymak istediklerini de belirtiyor ayrıca: “Kent konseyi ile görüştük. Yapı alanında çalışan mühendis ve müteahhitSayı 50 / Aralık 2013


Onlar bu enerji ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayabiliyorlarsa biz belki de yüzde 20’sini bu yöntemle karşılayabiliriz. Onun için, biz bu olayı çok önemsiyoruz. Türkiye’de birkaç tane okulda bu bölüm var. Belki ileride HES’i bölüm olarak açmamız gerekecek, belki rüzgarı çalışmamız gerekecek ama şuanda güneş enerjisini çalışıyoruz.”

Bir gün enerji firması, ödenmeyen fatura sebebiyle elektrikleri keseceğini söyleyince kendi enerjisini üretmeye karar vermiş Orhan Genç Hoca. “Nasıl yaparız ?” diye düşünürken 500 KWS’te kadar enerji üretimine ilişkin izin mecburiyeti kaldırılınca, “Ben bu işi yapacağım.” demiş ve Karadeniz Teknik Üniversitesinde Prof. Dr. İsmail Hakkı Altaş’la irtibata geçmiş.

lerle görüşmek istiyoruz. Onlara bizim bu işten bir karımız yok. Trabzon’a olan sevgimizden bunu yapmak istiyoruz. Biz onlara şunu söyleyeceğiz: Yaptığınız binaların sitelerin ortak kullanım alanlarının enerji sarfiyatını bu yöntemle yapabilirsiniz. Çevreye zarara vermeyeceksiniz, su kullanmayaSayı 50 / Aralık 2013

caksınız, yeşilliğe dokunmayacaksınız, hiç kimseye zarar vermeden bunu yapacaksınız.” ALKIŞLAYAN ÇOK DESTEK YOK Pek çok kişi ve kurum tarafından takdirle karşılanıp alkışlanıyorlarmış, ama şimdilik KTÜ haricinde destek çıkan

yokmuş: “Ama birkaç tane örnek koyabilirsek, Trabzonluların önüne ilgi göreceğine inanıyorum. Almanya ile Karadeniz bölgesini neden karşılaştırdık. Çünkü Almanya yıllık enerji ihtiyacının yüzde 10’unu güneş enerjisinden sağlıyor. Ama bizden daha az güneşi, gün ışığı var. Bizim güneşimiz daha verimli daha yüksek. Bizim daha çok faydalanmamız lazım. Üstelik Almanya büyük bir sanayi ülkesi. Sanayide enerji sarfiyatı çok fazla oluyor.

YİNE DE ÜMİTVARLAR Müdür Genç, son derece ümitvar: “Bizim okulda öğretmen arkadaşlarımız, yönetici arkadaşlarımız bir gayret içerisinde. Bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Onlar çalıştıkça da Trabzon kamuoyu sahipleniyor ve destek veriyor. Herkes diyor ki bizde elimizden gelen desteği verelim. Kimi otomotiv alanında kimi makine alanında kimi elektrik – elektronik alanında destek vermek istiyor. Herkes bir kenarından tutmak istiyor. Bu konuya hem ümitli bakıyoruz hem de bu konudaki inancımızı koruyoruz.” 17


Ekonomi Samsun, Çorum Ve Amasya’nın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlarından

Karadeniz’deki Bütünleşmeyi Rayına Oturtacak Öneri

Ankara’da başlayıp Çorum’a uğramadan Samsun’da sonlanan demiryolu yarım ay şeklinde. Oysa, raylar Çorum’dan geçerse Samsun-Ankara arasındaki ray uzunluğu 197 kilometre kısalacak. Amasya-Çorum-Kırıkkale arasına inşa edilecek 170 kilometrelik yeni tren yoluı; Türkiye’nin güneyi ile kuzeyini birbirine entegre etme anlamında da müthiş iş görecek. Mersin ve Samsun limanlarının irtibatlanması, İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki trafik yüzünü de hafifletecek. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) Başkanı Salih Zeki Murzioğlu’nun, Karadeniz’e bütüncül gözle baktığını belirtip, “Bölgemizin gelişme ve büyümesinin, tüm il ve ilçeleriyle birlikte olacağına inanıyoruz. Karadeniz Bölgesi’nin tüm il ve ilçe oda ve borsalarıyla da çok güzel bir uyumumuz, dostluğumuz var. Bu dostluğumuz sizlerin de desteğiyle daha da çok perçinleşecek.” diye konuşması, sanıldığından daha stratejik aslında. Şehirlerin büyüklüğünün artık nüfuslarıyla değil, yaptıkları ihracatla anıldığını ifade ediyor Murzioğlu: “Ekonominin büyümesi için çaba gösteren, çalışan, üreten her kişinin, her firmanın, her kurumun sonuna kadar destekçisiyiz. El ele vererek ülkemizi daha iyi noktalara taşıyacağımıza inancım da sonsuz.”

BÖLGE İÇİN EN İYİSİNİ YAPMAK

“Bizler bu şehirde, bu bölgede ve bu ülkede yaşıyor; aynı suyu içiyor, aynı havayı soluyoruz. Hepimiz birbirimizi 18

tanıyoruz.” tespitini ortaya koyarak, şunları söylüyor: “Bizim gayemiz birikimlerimizi, tecrübelerimizi, ilişkilerimizi daha verimli kullanarak, milletimiz, ülkemiz, bölgemiz ve şehrimiz için en iyisini yapmak.” ‘Her yönüyle potansiyeli yüksek bir kent.’ sözleriyle niteliyor şehrini: “Geçmiş dönemde olduğu gibi yeni dönemimizde de kentin nabzını iyi tutarak ortak akıl çerçevesinde, her kesimle diyalog içinde çalışmanın çabası içindeyiz. Şu anda, Samsun’da tüm kurum ve kuruluşlar arasında çok güzel bir birliktelik mevcut. Hepimizin ortak amacı, ülkemizin, şehrimizin tanıtılmasına, gelişmesine katkı sağlamak.”

SAMSUN, ÇORUM VE AMASYA BULUŞMASI

Murzioğlu’nun dile getirdiği bölgesel işbirliği için somut adımlar da atılıyor bu arada. Samsun, Çorum (Çetin Başaranhıncal) ve Amasya’nın (Murat Kırlangıç) ticaret ve sanayi odası başkanları bir araya gelerek, nelerin hayata geçirilebileceğini konuştular. Çorum Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ÇTSO) ev sahipliğindeki buluşmada, başkanlar illerinin avan-

tajlı ve dezavantajlı yönlerini masaya yatırdı. Demiryolu ulaşımı en öne çıkan konulardan biriydi. Mevcut Ank ara-K ırık k ale - Çerik li-YozgatSivas-Amasya-Samsun ray hattının yolu 197 kilometre uzattığının altı çizildi. Ulaştırma Bakanlığı’nın hızlı tren projesinin bu hat üzerinde şekillenmemesi gerektiği görüşü ağırlık kazandı. Toplantıda oluşan kanaatler şöyle özetlenebilir: Ankara’da başlayıp Çorum’a uğramadan Samsun’da sonlanan güzergah yarım ay şeklinde. Raylar Çorum’dan geçtiğinde söz konusu mesafe 179 kilometre kısalacak. Bu üç şehrin ekonomik bütünleşmesine ve ticari akışkanlığına hizmet edecek. Başkent Samsun Limanı’na direkt bağlanırSayı 50 / Aralık 2013


Samsun TSO Başkanı Murzioğlu, “Bizim gayemiz birikimlerimizi, tecrübelerimizi, ilişkilerimizi daha verimli kullanarak, milletimiz, ülkemiz, bölgemiz ve şehrimiz için en iyisini yapmak.” diyor.

ken, Amasya ve Tokat’ın Turhal ilçesinden Ankara’ya daha kolay ve kısa sürede gidilecek. Amasya-ÇorumKırıkkale arasına inşa edilecek 170 kilometrelik yeni demiryolu hattı; Türkiye’nin güneyi ile kuzeyini birbirine entegre etme anlamında da müthiş iş görecek. Mersin ve Samsun limanlarının irtibatlanması, İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki trafik yüzünü de hafifletecek.

Derince/Samsun limanlarına getirilmesini; buradan da Türk raylarıyla Akdeniz, Ortadoğu ve Orta Asya’a aktarılması amaçlanıyor. Ayrıca TRACECA koridoruyla Avrupa kısa yoldan Asya’ya, Kafkaslara ve Ortadoğu’a bağlanacak. Üç TSO başkanının “Amasya-Çorum-Kırıkkale arasına önerdiği 170 kilometrelik demiryolu hattı bu açıdan ehemmiyet arz ediyor.

VİKİNG PROJESİ VE ÇORUM

BALO PROJESİ’NİN ÖNEMİ

Kuzey kapımız konumundaki Samsun; Türkiye’nin bu yöndeki ülkelerle kurduğu ve kuracağı her türlü iletişim, etkileşim ve projede ön plana çıkıyor. Viking Projesi bunların başında geliyor. LitvanyaBelarus-Ukrayna güzergahında işle­ tilen Viking Treni’yle taşınanların Sayı 50 / Aralık 2013

Büyük Anadolu Lojistik Organi­ zasyonlar (BALO) Projesi kapsamında 8 Eylül 2013 tarihinde Anadolu’dan Avrupa’ya ilk tren seferleri başlatıldı. 2023’te 500 milyar dolarlık ihracat hedefine varılabilmesi içindi bu adım. Altyapısı uzun bir sürede hazırlanmıştı. Anadolu’da üretilen-

ler daha rantabl şartlarla Avrupa pazarında boy gösterebiliyorlar bu sayede. Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 52’si deniz, yüzde 40’ı kara, yüzde 7’si hava ve yüzde 1’i de demiryolu vasıtasıyla gerçekleşiyor. Oysa demiryolu diğerlerine nazaran çok daha ekonomik. BALO’yla rayların dış satımdaki oranı yükselecek. Demiryoluyla Çorum’un ihracat gücü asgari 3’e katlanabilir. Gelişmeden Amasya’nın kabına sığmayan ve köklü ilçelerinden Merzifon da azami düzeyde nasiplenebilir. Zira Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu karayollarının kesişme noktasındaki ilçe, bu özelliği sebebiyle kargo şirketlerinin aktarma merkezlerinden biri halihazırda. 19


Kültür/Sanat

“DÜNYANIN EN KOLAY ISIDIR ELESTIRMEK” Yazar vurguluyor ki, ‘yazmak gerçekten medeni cesaret istiyor’ ve “Fikirleriniz sözleriniz aklınızda kaldığı sürece, sizin. Ama yazdığınız andan itibaren okurun.” İşte tam bu noktadan sonra eleştiriler sıralanır: “Bunu peşinen de kabul etmiş bir insanım. Fakat koca koca kitaplar yazmış insanları hayatında iki kapak arasında iki sayfalık bir eser sunmaktan uzak insanlar eleştiriyor. Çok iyi yazılmış bir köşe yazısını kendi duygu ve düşüncelerini yansıtmadığı için doğru dürüst gazete bile okumayan kişiler eleştiriyor. Dünyanın en kolay işidir eleştirmek.” Dile getirdiği hikayelerde adı geçen tüm kahramanlardan onay almış Özköroğlu. Kimi özel niteliklilere müsaade edilmez diye düşünmüş; ancak “Ya şu hikayemiz de vardı senle birlikte onu da yaz.” önerileriyle de karşılaşmış. Eşiyle ilgili hatıralara da yer vermiş. Sizin de ilginç bulacağınıza eminiz ki, “Annenle bile ilgili bir sürü hikaye yayınlamışsın. Benimle ilgili sadece bir tane mi hikaye yayınladın.” sitemini işitmiş hayat arkadaşından. “Kitabı ona ithaf etmiş olduğumu öğrenince ona da sürpriz oldu. Çok sevindi.” diyen yazar, eseri hakkında şu bilgileri de paylaşıyor bizlerle: “Kitabımın içerisinde sadece yazılar değil, fotoğraflar da var. Nikahımızda imza attığımız anın bir fotoğrafı da var kitapta. O fotoğrafın altında şu sözler yazıyor: ‘Bir senede imza atarsın ödersin biter. Bir göreve imza atarsın yaparsın biter. Ama bu imza mezara kadar gider.’ Kitapta bir sürü isimler var. Ancak burada yer almayan dostlarım gönül koymasınlar onların bu kitapta yer alamaması hayatımda yer almadıkları anlamına gelmez. Bazı şeyler yazılmaz. Bu tür anılar da var.” Kitabında emeği geçenlere teşekkürleri sunuyor: “Gazeteci Yazar Harun Çelik ve eşi Asuman Çelik, Araştırmacı Yazar Hakan Pala ve Yazar Bülent Akyürek’in emeklerini ve yardımlarını asla unutamam.”

20

Hayatın Siyah ve Beyaz Tonları Kitabın kapak tasarımı, Samsun’un tanınmış gazeteci-yazarlarından Harun Çelik’e ait. Fotoğrafın ortasındaki Ayhan Özköroğlu’nun dedesi ve yanındakiler ise şehrin o dönemki amir ve memurları. Kapağın yüzde 50’şer siyah ve beyaz renklerde olması da, kitabın hem dünü hem de bugünü dile getirdiğinin şifresi.

Sayı 50 / Aralık 2013


“Ilk Elime Geçtiginde Gece Onunla Birlikte Yatmak Istedim” “Kitap benim yaşam öykülerimi içinde barındırıyor olsa da, aslında bu öyküler herkesin hayatında var olan öyküler. Geçmişte üzülüp ağlayarak yaşadığım birçok hikâye bugün kitabımda yer aldığı haliyle beni ve okurları güldürüyor.” diyor, Ayhan Özköroğlu. Ardından da şunları söylüyor: “Kitaba şöyle bir baktığımda kendim ile dalga geçmek var aslında içerisinde. Elbette kitabın içerisinde gülmek olduğu kadar ağlamak da var. Hayat da zaten böyle değil mi?”

S

amsun’un tanınan simalarından ve özel bir şirkette üst düzey yöneticilik yapan Ayhan Özköroğlu’nun kaleme aldığı “Hayatın Tüh Noktası” adlı kitap, kendi iç dünyalarını ve yaşam serüvenlerini es geçenlere ilaç niteliği yaşıyor. “Hayat süresi, senaryo ile alakalı; kahramanı ölmedikçe devam eden, kimine göre uzun, kimine göre kısa metrajlı bir film. Yani herkes kendi filminin kahramanı. Herkes kendi dünyasının olmazsa olmazı sonuçta. Madem ki bir film hayat ve madem ki bizler bu filmin kahramanlarıyız; o zaman film tadında yaşamak gerekmez mi o hayatı? Gülmek ve ağlamak sevinmek ve üzülmek, sevmek ve sevilmek, insan olmanın doğasından değil mi? Tıpkı doğmak, büyümek, baba olmak, anne olmak, yaşlanmak ve ölmek gibi…İyi olmasa kötü olmaz, keder olmasa sevinç anlam kazanmaz. Zor olmasa kolay nedir ki?” felsefesiyle yola çıkıyor Özköroğlu.

“SANKİ DÖRDÜNCÜ ÇOCUĞUM GİBİ”

İçerik derleme çalışmalarına geçen yılın mart ayında başlayan Özkör­ oğlu’nun 5 aylık sürede tamamladığı eserine “Hayatın Tüh Noktası” adını

Sayı 50 / Aralık 2013

isim babası Bülent Akyürek koymuş. Kitabı raflarda görünsün ve para getirsin düşüncesiyle yazmadığını belirterek şunları anlatıyor yazar: “Yazdıklarımı 43 senelik hayatımda yaşadım. ‘Hayatın Tüh Noktası‘ benim ilk kitabım ve ikincisinin hazırlığını yapıyorum. Elbette bu ilk kitabımdan aldığım tepki ve refleks benim yol haritamı belirleyecek. Ama çok tutucu da değilim. Sonuç ne olursa olsun ben yazmaya ve yazdıklarımı yayınlamaya devam edeceğim. Çünkü bu benim hayalimdi. “Hayatın Tüh Noktası” ile sanki dördüncü çocuğum oldu. Kitap elime ilk geçtiğinde gece onunla sarılıp yatmak istedim.” Okurların, “Aaa evet bu benim de başıma gelmişti. Bunu ben de yaşamıştım.” ve benzeri cümleler kuracağını söylüyor, Özköroğlu: “-Aslında ben yazmadım. Yazılmıştı bu senaryo, ben oynadım. Siz yaşamıştınız, ben yazdım.-, diyorum kitabımda. Yani kitap benim yaşam öykülerimi içinde barındırıyor olsa da, aslında bu öyküler herkesin hayatında var olan öyküler. Geçmişte üzülüp ağlayarak yaşadığım birçok hikâye bugün kitabımda yer aldığı haliyle beni ve okurları güldürüyor. Dönüp baktığımda maziye o gün üzülüp ağladığım şeylere değer miydi aca­

ba? Kitaba şöyle bir baktığımda kendim ile dalga geçmek var aslında içerisinde. Elbette kitabın içerisinde gülmek olduğu kadar ağlamak da var. Hayatta zaten böyle değil mi? Hep gülebiliyor muyuz? Ya da hep ağlıyor muyuz? Siz adı ‘Hayatın Tüh Noktası’ olan bir kitap düşünün, başından sonuna sadece mizah olsun ya da başından sonuna sadece hüzün olsun. Bu mümkün değil.”

“YAZMANIN ASIL KAYNAĞI OKUMAKTIR”

Özköroğlu’na göre de yazmanın birincil itici gücü içselleştirilen ilhamlar. Ama onu asıl okumalar besliyor ve büyütüyor: “Anlık aklına gelenleri kâğıda dökmek her yerde herkes için geçerli olabilir. Hiç ummadığınız birisi bile çok etkili iki satır bir şeyler yazabilir. Ne var ki önemli olan bunun devamını sağlayabilmektir. İşte bu devamlılık sadece okumak ile alakalıdır. İnsanlar vakit bulamadıkları için okuyamıyor. İnsanlar vakit bulamadıkları için, kendilerine zaman ayıramadıklarını söylüyor. Ama öte yandan bakıyorsunuz; saat 9’a kadar yatıp akşam saat 8’e kadar çalışıp eve geldikten sonra 12’ye kadar televizyon seyrediyor vakit bulamamaktan mustarip insanlarımız. Eh bu şekilde yaşarsanız kitap okumaya zaman bulamazsınız.” 21


Sektör

İÇİ SAĞLIK, KABUĞU SERVET Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Gürsoy, “Klasik çikolatanın içerisinde kullanılan fındığın dışında birçok fındıklı yeni mamul üretilebilir.” diyor. Bitkinin Akdeniz mutfağında yoğun kullanılır olduğunu belirtiyor: “Artık diyetisyenlerin listesine girmiş bir ürün. Bu anlamda fındığın değeri Avrupa’da daha çok biliniyor.”

D

ünyadaki toplam fındık üretiminin yaklaşık yüzde 75’i Türkiye’de gerçekleşmekte; ancak yetiştirdiğimizin sadece yüzde 20’ini içerde tüketmekteyiz. Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Oğuz Gürsoy, “yeşil altın” diye nitelenen bu bitkinin ülkedeki sarfiyatının artması için yerli sanayicilere büyük iş düştüğünü belirtiyor. Yıllık kabuklu fındık hasadımız ortalama 650 bin ton. Geçen sezon 300 bin tonu aşkın iç ürün ihraç ettik. Yani fındığımızın çok azı ülke beslenmesinde kullanıldı. Fındık özellikle yurt dışında gıda sanayinin vazgeçilmezleri arasında. Gürsoy’un da altını çizdiği gibi, “Çikolatanın ham maddesinde, dondurmanın içerisinde, pasta, kek ve bisküvi ile mutfak yağı sanayisinde kullanılan kıymetli bir ürün.” Ve her geçen yıl dünyada fındık talebi çoğalmakta üstelik.

AKDENİZ MUTFAĞININ DA GÖZDESİ

Türk sanayicisinin mutlaka daha fazla Ar-Ge çalışması yapması gerektiğini vurguluyor Gürsoy, “Yeni fındıklı mamullerin piyasaya çıkarılması lazım. Klasik çikolatanın içerisinde kullanılan fındığın dışında birçok fındıklı yeni mamul üretilebilir.” Fındığın 22

Avrupa’da diyet ürünü kategorisine girdiğini de dile getiriyor: “Fındık, Akdeniz mutfağında da yoğun şekilde kullanılan bir ürün. Son günlerde besin ve vitamin değerleri bakımından fındığın tüketilmesi öneriliyor. Fındık artık diyetisyenlerin listesine girmiş bir ürün. Bu anlamda fındığın değeri Avrupa’da daha çok biliniyor.”

rından son derece değerli furfural ve hidroksimetilfurfural üretimi yapılabilir. Özellikle petrol sanayisinde kullanılan furfural ve hidroksimetilfurfural maddelerini içeren fındık kabuğu, bu yönüyle çok değerlidir.”

ANNE SÜTÜNÜ ARTIRIYOR

Giresun Ziraat Odası Başkanı Musa Keskin de, fındığın çikolata, ekmek ve peynir gibi birçok ürüne katıldığını kaydediyor. Son bilimsel çalışmalarda, fındık ve bundan müteşekkil besinlerin insan sağlığına olumlu katkılar sağladığı belirlendi. Anne sütünü artırıyor örneğin. Kabukları da ısınmada ve ekmek fırınlarında değerlendirilmekte.

Giresun Üniversitesi’yle ortaklaşa yürütülen iki yıl süren araştırmada, fındığın anne sütünü artırdığının tespit edildiğini de anlatıyor Yaman: “Fındık ve fındık ezmesinin anne sütünü miktar olarak ve içerdiği besin olarak artırdığı saptanmıştır. Fındık, içerdiği elementler yönünden de zengindir. Fındığın içerisinde kalsiyum, protein ve çocuklar ile yetişkinler için son derece gerekli maddeler vardır.”

KABUĞUNDAKİ ELEMENTLER

OVALARA YENİDEN FINDIK

BİR ÇOK ÜRÜNDE KULLANILIYOR

Giresun Kalite Fındık Tanıtım Derneği Başkanı Kubilay Yaman ise fındık kabuğundaki element zenginliğine ve bunların endüstride devreye sokulabileceğine dikkatleri çekiyor. Üniversitelerden konuya eğilmelerini ve projeler geliştirmelerini beklediklerini söylüyor: “Fındığın kullanılmayan ve çoğunlukla yakılmakta olan atıklarından değerli endüstriyel ürünlerin elde edilmesi gerçekleştirilmelidir. Bunlardan en önemlisi furfural maddesidir. Fındık kabuğunun kilogramı yaklaşık 25 kuruşa satılmaktadır. Oysa fındıkların kabukla-

Dünyada kabuklu yemişlere yönelişin giderek tırmandığını belirten Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Meclis üyesi Edip Sevinç’e göre, yerli fındık ziraatçıları bu sebeple bahçelerine daha özenle yaklaşıp ilgi göstermeliler: “Çiftçinin bahçelerine bakması ve verimi arttırması için bir gayret sarf edilmelidir. Dünyanın hiç bir yerinde dönüm başına 170-180 lira çiftçiye verilmeyecek kadar yüksek bir miktardır. 10 dönüm arazisi olan bin 700 lira destek almaktadır. Bu destekler yüzde 6 eğim olan alana veriliyor.” Yakın Sayı 50 / Aralık 2013


İspanyollar, zararlı toksin içerdiği iddiasıyla fındığımızın Avrupa Birliği (AB) ülkelerine girmesini engellemeye çabalıyor. Kendi üretimlerinin ön plana çıkmasını arzuluyorlar. Zira, dünya fındık üretiminde hatırı sayılır bir yere sahipler. AB dışı devletlere uygulanan sıkı ihracat şartlarının, Türkiye için de geçerli kılınmasını istiyorlar. Sayı 50 / Aralık 2013

İçi de kabuğu da üreticisine kazandıran fındığın iç piyasada yeterince tüketilmesi için; gıda sanayicilerinin ve üniversitelerin devreye girmesi gerektiği vurgulanıyor. Dünyadaki toplam rekoltenin yüzde 75’i bizde gerçekleşiyor; ama yetiştirdiğimiz fındığın sadece yüzde 20’ini içerde kullanmaktayız. gelecekte ovalara yeniden fındık ağacı dikilebileceğini de ifade ediyor Sevinç: “Doğu Karadeniz Bölgesi olarak ciddi tedbirler alınması gerekiyor. Eskimiş alanlar yenilenmelidir. Yüzde 40’a yüzde 60 olan Fındıkta Doğu bölgesi ve Batı Bölgesi dengesinin çok yakında yarı yarıya Batı bölgesi lehine değişmesi kaçınılmazdır.”

ORGANİK KİVİ ALTERNATİF DEĞİL

Düşük rekolte yüzünden fındıkta umduklarını bulamayan üreticiler, organik kivi tarımında moral arı-

yor. Giresun’un Yağlıdere ilçesindeki çiftçiler, bahçelerinde yetiştirdikleri kivileri hasat edip sattı. Birinci sınıfının kilogramı 1,75; ikinci sınıfınınkiyse 1,50 lira. İlkinin tanesi 80 gramı aşıyor. Diğeriyse 60 ila 80 gram ağırlığında. Her çiftçi, bir dönüm alandan ortalama 1 ton kivi elde etti. Organik kivi hem sağlığa faydalılık hem de tat açısından normalinin fevkinde. Aroması da farklı. Haliyle fiyatı da katlanıyor biraz. Koruyucu kimyasallardan uzak durulduğundan verim düşüyor. Kayıp fiyata yansıtılıyor. 23


Güncel

Makineleşme ve seralarla iş kolaylaşınca

AMASYALI ÇİFTÇİLER YENİDEN TÜTÜN DİYOR

Amasya’daki tütün yetiştiriciliği, giderek eski yıllardaki canlılığı yakalıyor. Bunda makineleşmenin ve seraların rolü büyük. Gümüşhacıköy ilçesindeki tütün ekiminde geçen yıl yüzde 100, bu yıl ise ortalama yüzde 60 bir artış gerçekleşmiş örneğin. Ancak çiftçiler fiyatları tatmin edici bulmuyor.

Tütün eksperi Mehmet Gül, Gümüş­hacıköy’deki tütün hasadının önceki yıllara kıyasla gözle görünür oranda çoğaldığını kaydediyor. Soğan, pancar, haş haş ve buğday da yetişen ilçede, çiftçinin satış garantili bitkiyi yeğle­diklerini söylüyor. 24

Amasya’daki üretiminde son yıllarda artış yaşanan tütün bitkisi; dikiminden hasadına, iplere dizilmesinden kurutulmasına kadar ağır iş gücü ve alın teri gerektiriyor.

da içim kalitesine direkt tesir ediyor. Yanıcılığı da çok iyi. Diğerlerinin içine katılıyor bu özellikleri sebebiyle. Bilinen yabancı markaların çoğunda bu tütünden katkı var.

Çiftçiler önce kullanımı giderek artan makinelerle temizleyerek tarlayı işleme hazırlıyor. Ardından fideler dikiliyor. Yaklaşık 3 ay sonraysa hasat ediliyor ürün. Tütün kırma sabahın erken saatlerinde başlıyor. Sürecin en zor halkası bu. Kimi zaman sıcağın da etkisiyle ele yapışıyor bitki. Yapraklar tek tek iplere dizilen bitki seralarda kurumaya bırakılıyor.

Gümüşhacıköy Ziraat Odası Başkanı Sadık Çolak, tütünde özelleştirmenin çiftçinin yararına olduğunu ve üretimin ileriki yıllarda daha da çoğalacağını tahmin ettiklerini söylüyor. İlçeye bağlı Derbent obruğu Köyü muhtarı Güneri Arslan ise uzun bir arayı takiben iki yıldır tütün ektiğini belirtiyor: “Artık makineleştik ve işler kolaylaştı. Eskiden elde dikiliyor ve daha zahmetliydi. Çiftçimiz yeniden tütün dikmeye başladı. Özellikle Gümüşhacıköy tütünü ile tanınıyor. Makineleşmeyle birlikte tütün üretimi de daha çok artacaktır.” 2012’de 1 ton civarında tütün üretmiş. Bu yılda aynı miktarda rekolte bekliyor.

Amasya’da tütün ziraatı yeniden gözde oluyor. Bunda makineleşmenin ve seraların rolü büyük. Gümüşhacıköy ilçesindeki tütün ekiminde geçen yıl yüzde 100, bu yıl ise ortalama yüzde 60 bir artış gerçekleşti. İlçede 25 Mayıs-20 Haziran tarihlerinde ekilen fidelerin, 1 Ağustos-15 Ekim döneminde kırımı yapıldı. İplere dizilen ürün kasım sonuna dek kurutuldu. Aralık ve ocak ayları satış zamanı.

GÜMÜŞHACIKÖY BASMASI

Gümüşhacıköy’deki tütüncülüğün evveliyatı 1927 yılına uzanıyor. İlçenin adıyla anılan türün aroması çok yüksek. Bu

FİYATLAR TATMİN ETMİYOR

Ünal Çemrek de tütün üretiminin kolaylaştığını fakat fiyatların çiftçiyi tatmin etmediğini dile getiriyor: “Tütün üretimi yeniden canlandı ama fiyatlar düşük. Tütün 12 liradan alınıyor. Makineleşme ve seracılık tütün üretiminde büyük kolaylıklar sağlıyor. Satış konusunda da sorun yok ancak fiyatlar bizi tatmin etmiyor.”

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

25


Gündem

Tartışılan Arazi OSB Planında da Okul Alanı Diye Tahsis Edilmiş

Ordu Endüstri Meslek Lisesi Projesi’nde

ORGANİZE İŞLER Ordu’da, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) içine inşa edilmesi planlanan ve projesi hazırlanan endüstri meslek lisesine, söz konusu bölgenin müteşebbis teşekkül başkanlığınca izin verilmedi. Şehrin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şahin, aslında Başbakan Erdoğan’ın bu yöndeki tavsiye kararına karşı duruş sergilendiğini söylüyor. Milli Eğitim Müdürlüğü onaylamadıkça, o arazinin başka amaçla kullanamayacağını da vurguluyor. Organize Sanayi Bölgesi (OSB) içine endüstri meslek lisesi yapılmasını öngören projenin, bölgenin müteşebbis teşekkül başkanlığınca reddedilmesinin Ordu’da açtığı polemikler gittikçe alevleniyor. 8 kişiden oluşan başkanlık heyeti, ‘trafik yoğunluğu ve arazinin yetersizliği’ gerekçelerini öne sürerek Milli Eğitim’in okula alan tahsisi talebine karşı çıkıyor. Ordu Ticaret ve Sanayi Odası’nın (OTSO) hazırladığı projeye Türkiye Odalar ve Barsalar Birliği’nce (TOBB) hibe desteğinde bulunulacaktı. Ön protokol Ankara’da imzalanmıştı. 32 derslikli yeni Endüstri Meslek Lisesi’ne 10 milyon lira bütçe ayrılıyordu.

ARAZİ, OSB PLANINDA DA OKUL YERİ

Ordu TSO Yönetim Kurulu Başkanı Servet Şahin, belirlenen alanın OSB

26

planında da okul yeri göründüğünü ifade ediyor ve girişime siyasi amaçlarla karşı durulduğunu söylüyor: “Organize Sanayi Bölgesi içerisinde okul için ayrılan yerde başka bir şey yapmanız mümkün değil. Özel İdare’nin, Belediye’nin ve Ticaret Odası’nın ortak olduğu bir arsa. Kendilerine ait olmayan bir arsada okul yapılmasını istemiyorlar. Sayın Başbakan’ın da her organize sanayi bölgesinde okul yapılsın diye bir tavsiyesi olmasına rağmen okul yapılmasını istemiyorlar. Bu direk okula karşı olmak değil aslında, Başbakan’a da karşı olmaktır. Bunlar Başbakan’ın tavsiye kararına karşılar.”

“BAŞBAKAN’IN TAVSİYESİNE KARŞI ÇIKILIYOR”

O alanın, Milli Eğitim Müdürlüğü izin vermediği sürece başka işler için kullanamayacağını da belirtiyor Şahin: “Ne sanayi ne de ticari alan olarak kullanıl-

ması mümkün değil. Tamamı bir okul alanı. Başka bir anlamda kullanılamayacak, sadece okul yapılacak alana karşı çıkmak, Başbakan’ın tavsiye kararına karşı çıkmaktır.” Okula itiraz edilmesini anlayamadığını da dile getiriyor: “Orada bir yoğunluk olmasını ön plana atmışlar. Nasıl bir yoğunluk olmasını bekliyorlar. Orada sanayi mi var ki? Başbakanın tavsiye kararına rağmen, biz okul istemiyoruz diyenleri aklamak da doğru değil zaten. Okulun yapılmasına karşı çıkanlar, kendilerine ait olmayan bir arsada tasarrufta da bulunamayacaklar.”

OSB’DE İKİ ARSA OKUL İÇİN BİRLEŞTİRİLMİŞTİ

Şahin, ret öncesindeki süreci şöyle anlatıyor: “Yapılacak Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi çalışmaları okul yerinin tahsisi aşamasına kadar geldi. Bunun için OSB’deki iki arsanın birleştirilmesi ile ve imar planındaki yapılan yaklaşık

Sayı 50 / Aralık 2013


Ordu TSO Meclis Başkanı Ünal ise,“Bizim şuanda burada büyükşehir olan ilimize hangi yatırımı nasıl kazandırırız, hangi yatırımı ilimize çekeriz neleri yapabilirizi konuşuyor olmamız gerekirdi. Fakat biz Ordu’ya kazandırılmış olan bir yatırımı 32 derslikli Endüstri Meslek Lisesi’ni nasıl yapılamadığını, nasıl yapılamayacağını konuşuyor durumundayız.” diyor.

12 dönüme yakın bir yeri okul alanı olarak tahsis ve tespit edildi. Bu çalışmalar hem yer ihtiyacından kaynaklandı hem de Başbakan’ın organize sanayi bölgelerinde sanayicilerimizin ihtiyaç duyacağı teknik ara elaman yetiştirmek için Teknik ve Endüstri Meslek Liselerinin açılması görüş ve talimatı doğrultusunda yaptık. Ayrıca Ordu Valimizin okul ihtiyacı talep yazısı ile önce İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı ve daha sonra gelişen olaylar ile TOBB Başkanlığı bizlerin ısrar ve taleplerine dayanarak 32 derslikli bir teknik lisesinin yapılma kararı oluşturuldu.”

PROTOKOLDE DÖNEMİN İÇİŞLERİ BAKANI İDRİS NAİM ŞAHİN’İN İMZASI VAR

Dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Ordu Valisi Orhan Düzgün, TOBB merkezinde okul protokolünü imzalamışlar: “TİP projeleri hazırlandı ve bizden önce okul yeri olarak tahsis çalışmaları başlatılan OSB arsasında hemen bu okulun yapılması için baskılarımızı TOBB nezdinde artırdık ve seçimlerden sonra temel atmayı düşündük. OSB’nin özellikle sanayici ve yatırımcıların temsilcilerinden oluşan 8 kişilik müteşebbis heyetinin tam katılımıyla ret oyları ile OSB’deki arsanın okul yeri için Milli Eğitime tahsisi talebi reddedildi. Ordu Valiliği, Ordu Belediye Başkanlığı, Ticaret Odası Başkanlığı’nın müteşebbis heyetteki temsil oylarının 7’si de okulun yapılması yönünde kullanılmasına rağmen oy çokluğu ile OSB Müteşebbis Heyeti okul yeri tahsis talebini reddetti. Eğitime çok fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde tamamen işadamlarımıza hizmet edecek ve müteşebbis yetiştirecek bu okulun OSB’de yapılmasının reddedilmesine akıl izan almıyor ve mantıklı izahını bulmakta zorlanıyorum. Türkiye’de bölücülüğün olduğu bölgelerde dahi eğitime bu denli bir engel çıkartılmaz. Eğitime karşı olmak benim için en büyük vatana ihanettir. Ancak, TOBB’den sağlanan yatırım kaynağı geri gitmeyecek ve en kısa sürede bu okulumuzun temelini atacağız.”

Sayı 50 / Aralık 2013

BÜTÜN GÖRÜŞLER OLUMLU YÖNDEYDİ

Ordu TSO Meclis Başkanı Ufuk Ünal ise, Milli Eğitim ve Bayındırlık müdürlükleri; Milli Eğitim ile Bilim Teknoloji Ve Sanayi bakanlıkları ve Teftiş Kurulu’nca okul düşünülen alan hakkında olumlu görüş bildirdiğini belirterek, “Bizim şuanda burada büyükşehir olan ilimize hangi yatırımı nasıl kazandırırız, hangi yatırımı ilimize çekeriz neleri yapabilirizi konuşuyor olmamız gerekirdi. Fakat biz Ordu’ya kazandırılmış olan bir yatırımı 32 derslikli Endüstri Meslek Lisesi’ni nasıl yapılamadığını, nasıl yapılamayacağını konuşuyor durumundayız. Bu bizi oldukça üzüyor.” diye konuşuyor.

27


Köşe Yazısı

Aylin Tat

Yeni Yıla Merhaba Derken

A

dettendir; yılın son günlerine yaklaştığımız şu günlerde yeni yıl yazısı yazmak lazım diye düşündüm… Acısıyla, tatlısıyla bir yılı noktalamak üzereyiz. Yıllar yılları kovalıyorken kaçırdığımız anın bile yakalanamayacağını öğretiyor hayat bize.

Yaş hanemize eklediğimiz her yeni yaş onlarca öğreti ile donatıyor bizleri. Yeni yıl kapımıza dayandı, az kaldı evlerimize ve işyerlerimize gelmesine. Bugünler umutları ve sevinçleri yenileme vakti.

Yüreğimizdeki tüm iyilik ve umutları mı söndürdüler? Olsun yürek bizim. Umudumuzu enkazın altından çıkarıp yeni umutlarla bakmak zamanı.Zaman umutları ve sevinçleri yenileme zamanı.Tıpkı verimini arttırmak için gübrelemek gibi toprağı,umutlarımızı da yeşertme vakti. Kötümser bakışlardan uzak iyi ile güzellikle bakmalı başka başka yüzlere. Adı üstünde yeni yıl… Yeni başlangıçlar, yeni umutlar demek. Dileğim; 2014 bize dünyanın en güzel yazılarını yazdırsın.

Deprem mi oldu hayatımızda? Yıkılıp gitti mi tüm kazançlar ve umutlar? Ama hala nefes alabiliyor muyuz sağlık ve sıhhatle? Öyleyse en büyük nimetimizi kaybetmemişiz demek ki… Sevgi ile uzattığımız elleri tutmadılar mı?

En şen kahkahaları atalım hep birlikte bol keseden üstelik. Sağlığımıza sağlık, huzurumuza huzur eklesin 2014 Yarınımızın dünümüzü aratmayacağı nice sağlıklı yıllar dileğimle, sevgiyle kalın…

Tutmasınlar eller bizim.

28

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

29


Kent

Tesisler için 16 milyon lira harcandı

Termal Üssü Havza’ya

Yeni Tesis Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın da iştirak ettiği törenle Havzalılar 10 yeni tesise kavuştu. Buralar için toplamda 16 milyon lira harcandı. Kısa bir süre önce de modern ameliyathanelere ve 100 yatağa sahip olacak devlet hastanesinin temeli atılmıştı. Samsun’un Havza ilçesi halkı 10 yeni hizmet ünitesine kavuştu: kanalizasyon atık su arıtma tesisi, doğal gaz hattı döşenmesi, kültür merkezi, şantiye binaları, yapay şelale, parklar, engelliler ve kadın koordinasyon merkezleri. Açılış törenine katılan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, buralar için toplamda 16 milyon lira harcandığını belirtti. İlçeye alt yapıdan toplu konuta; çevre düzenlemesinden termal suya dek pek çok icraatlar sergilendiğini ifade etti: 30

Sayı 50 / Aralık 2013


“Kısa bir süre önce modern ameliyathaneleri olan 100 yataklı Havza Devlet Hastanesi’nin ihalesini yaptık. Maliyeti de 19 milyon liradır. Yağan yağmur gibi hizmetlerimizin de bereketi var. Yüksekokulumuza öğrenci yurdu yapıyoruz. İnşaatı devam ediyor. 300 kişilik öğrenci yurdu, maliyeti 11 milyon lira. Havza’ya, Vezirköprü’ye doğal gaz gelecek dediğimizde inanmayanlar vardı. İnanan da, inanmayan da yapılan hizmetleri görüyor.”

Sayı 50 / Aralık 2013

TERMAL ŞEHRİ HAVZA Havza ilçesinin önemli bir ilçe olduğunu belirten Vali Hüseyin Aksoy ise, “Termal kaynaklarıyla önemli bir ilçedir. Havza ilçesinde birçok kamu hizmeti, sağlıkta, eğitimde, sporda gerçekleştiriliyor. Havza Belediyemiz burada önemli hizmetler gerçekleştirdi. Arıtma tesisi sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı içerisinde sağlıklı bir çevre için önemli ve gereklidir. Bunların ortaya konmasında da en

temel hizmetlerden de birisidir” diye konuştu. İlçenin Belediye Başkanı Murat İkiz de şunları söyledi: “10 yıldır kamu yatırımları hariç belediyemizce bugünkü açılışlarını yaptığımız tesisler ile birlikte 60 civarında proje ve tesisler tamamlanmış, bu projelerin ve tesislerin yatırım tutarı da 100 milyon lira civarında tutmaktadır.”

31


İş Dünyası

Karadeniz’de doğdu, Akdeniz’e açılıyor...

S

amsun Makine Sanayi (SMS), sadece aynı adı taşıdığı şehrin ve Karadeniz Bölgesi’nin değil ülkenin de en önemli özel sektör kuruluşlarından. 1967 yılında santrifüj pompa imalatıyla başlayan ürün yelpazesini her geçen sene daha da genişletti. 2002’de faal hale getirdiği “düktil döküm boru” fabrikasıyla, Türkiye’de bir ilke imza attı. Bu boru tipindeki tekel hali devam etmekte. ‘Üretim çap aralığı’ dikkate alındığında, dünyada da tek. Ondan başka her çapta

32

düktil döküm boru imal eden yok. Samsun Organize Sanayi Bölgesi’nde 200 bin metrekaresi açık 100 bin metrekaresi de kapalı, yılda 250 bin ton kapasiteli ülkenin sayılı dökümhanelerinden birisine sahip SMS: Burada 1 kilogramdan 25 tona kadar parçalar kalıplanarak dökülebilmekte ve işlenebilmekte. Öyle ki artık kabına sığmıyor.Samsun Makine Sanayi. Organize sanayi bölgesindeki yer sıkıntısı sebebiyle,

Sayı 50 / Aralık 2013


düktil imalatını Adana Organize Sanayi Bölgesi’ne kaydırıyor, çünkü mevcut mekan arzu edilen ve büyüyen iş ölçeğinde stoklamama el vermiyor. 30’u aşan ülkeye ihracat yapan SMS, test stantları açısından da ileri bir kurum. 8 bin kW’a erişen pompaların testi mümkün tesislerinde. Ülkenin en büyük standını bünyesinde barındırıyor. SMS’yi 1967’de, Devlet Su İşleri’nde görevli mühen-

Sayı 50 / Aralık 2013

disler kurdu. 1980’lerde işler istenen seviyede gitmeyince, yönetimin davetiyle Aydıner Grup’un kurucusu Mehmet Aydıner firmaya ortak oldu. Bu güç birliğinin ardından şirketteki büyüme ivmesi hep yukarıyı gösterdi. Şu anda Canik Başarı Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Yunus Bekdemir de bir zamanlar SMS’nin çalışanları arasındaydı.

33


İş Dünyası Alt yapı çalışmalarında uzun süre hizmet verebilme kriterinin ön plana çıktığını belirten Ali Galip Baş, şunları söylüyor: “Düktil boruya şu an 150-160 yıl ömür biçmek mümkün. Diğer boruların 20 yılda bir değiştirilmeleri lazım. Bugün Samsun 100 yıl bulvarından geçen ana su hattı borusunun 20 yılda bir değiştirilmesini düşünün.” DÜKTİL BORU BÜYÜK AVANTAJLAR SAĞLIYOR Doğal ve yatay yer hareketleri içme suyu şebekelerini zarara uğratmakta. Bu yüzden kullanılan boruların bağlantı parçalarındaki mukavemet ve şartlara uyabilme özelliği aşırı derecede ehemmiyet arz etmekte. Deforme olmadan esneyebilmeli, eğilebilmeli ve darbelere direnebilmeli. İsale ve dağıtım hatları yüksek maliyetli yatırımlardır. Projelendirme ve fizibilite aşamasında, malzeme birim fiyatının yanı sıra; ömür süresi, masraf düşüklüğü, montaj kolaylığı, bakım ve onarım giderleri gibi kalemler göz önünde bulundurulur. İşte tam da bu noktada düktil döküm, diğerlerine nazaran önemli avantajlar sunmaktadır: Korozyona dayanıklılık, aşınma direnci, işlenebilirlik ve yorulma mukavemetiyle öne çıkmaktadır. Çekme dayanımı, darbe direnci ve uzama kabiliyetiyle de fark meydana getirmektedir. İç kaplamasıyla suyun kalitesi, dolayısıyla içen insanların sağlıkları korunmaktadır. Ömrüyse, 100 yılı geçebilmektedir. DÜKTİLİN SIRRI İÇİNDEKİ MALZEMELERDE Samsun Makine Sanayi A.Ş inşaat mühendislerinden Ali Galip Baş, düktil borudaki sırrın muhteviyatındaki malzemelerde gizli olduğunu söylüyor: “Düktil boru içerisinde hem çelik hem de pik malzemeyi barındırır. Böylece su borularının çelik kısımlarında oluşacak korozyon pik sayesinde önlenmiş olur. Bir dökme demir cinsidir. Malzeme mühendisliğinde pik yerine kır dökme demir veya lamel (lif ) grafitli dökme demir tabiri kullanılır. Aşınma mukavemeti yüksektir. Tıpkı yumurta gibi basmaya karşı mukavemeti yüksektir. Titreşimlere karşı nispeten yüksek bir 34

sönümleme özelliği gösterir. Pik dökümün en kötü tarafı çekme mukavemetinin düşük ve kırılgan bir malzeme oluşudur. Bu da borulardaki çelik ile birlikte kullanıldığından sorun teşkil etmemektedir.” TONU 2 BİN DOLARDI, SMS’YLA BİN DOLARA DÜŞTÜ Şirket politikasında su malzemelerine azami düzeyde önemsendiğini belirtiyor: “Su doğarken de ölürken de lazım olan bir unsur. Şirketimiz yöneticileri suyun vazgeçilmez ve suya yapılacak yatırımların boşa olmayacağını görerek yatırımlarını yaptılar. Firmamız daha önce vana, pompa vs malzemeleri üretirken düktil boru imalatı ile bir su hattının ihtiyaç duyduğu tüm parçaları üretebilir konuma geldi. SMS bu pazara girmeden önce ülkemiz bu borunun tonunu 2 bin dolarlar seviyesinden ithal ediyordu. Bizimle birlikte bu fiyat bin dolarlar seviyesine geriledi. Dolayısı ile biz kazanırken devletimize de kazandırmış olduk.” DÜKTİL BORUDA DÜNYANIN İLK BEŞİNDE Parametrelerinin fazlaca değişmesinden ötürü düktil boru imalatının çok meşakkatli olduğunu da ifade ediyor Baş, “Dolayısı ile Türkiye’de bu üretimi yapan tek firmayız. Dünyada ise düktil boru üreten firmalar arasında ilk beş içerisinde yer alıyoruz. Dünyanın ilk beşinde olan bir Türk firması üstelik Samsun’da. Dahası ise dünyada başka düktil boru üreten firmalar olmasına karşın o firmalar belli çap aralıklarında boru imalatı gerçekleştiriyorlar. SMS olarak biz ise dünyada tek olma özelliğimizi tüm çaplarda boru üretimi yaparak kazanıyoruz. Diğer firmalar 80 ila 300 arasındaki çap aralıklarında üretim yapar, kimisi 300 ila 800 arasındaki çap Sayı 50 / Aralık 2013


Samsun genelinde toplanan 21 milyon lira tutarındaki kurumlar vergisinin 11 milyonu Samsun Makine Sanayi A.Ş.’den. Ürettikleri düktil boru 100 yılı aşkın süre dayanıyor. Öte yandan içinden geçen suyun kaynaktan aldığı tadını bozmuyor. Borunun bir diğer tipi ise büyük depremlerde de zarar görmüyor. aralıklarında üretim yapar. SMS olarak biz 80’den yani en küçük çaptan iki bin çapa kadar yani en büyük çapa kadar her boru çapında üretim yapıyoruz.” SU HAYATIN OLMAZSA OLMAZLARINDAN Ali Galip Baş, suya yatırımın daima kazandıracağına inandıklarını da vurguluyor ayrıca; “Tıpkı enerji gibi su olmazsa olmazdır. Bu sektöre olan ihtiyaç insan var olduğu sürece devam edecek. SMS tarafından üretilen malzemeler de Samsun su alt yapısında kullanılıyor. Günümüzde şehirler Sayı 50 / Aralık 2013

artık içinden çıkılmaz bir karmaşıklığa ulaştı. İstediğiniz gibi bir yerleri kazıp orada çalışma başlatmanız mümkün olamadığı gibi mağduriyetleri de son haddine taşıyor. Dolayısı ile yapılan alt yapı yatırımlarının çok uzun süre hizmet vermesi lazım. Düktil boruya şu an 150-160 yıl ömür biçmek mümkün. Diğer boruların 20 yılda bir değiştirilmeleri lazım. Bugün Samsun 100 yıl bulvarından geçen ana su hattı borusunun 20 yılda bir değiştirilmesini düşünün. Düktil borular yapıları gereği 5 cm hareket etme kabiliyetine sahip. Daha fazlasına kilitler ile müsaa-

de edilmiyor. Depreme dayanıklı düktil boru sınıfındakiler ise ekstra aparatlar ile sağlanıyor. Alt yapı projesinde depreme dayanıklı borular istenir ise düktil borular bu şekilde temin edilebiliyor.” İlginçtir, düktil borunun pik ham malzemesini dışardan satın almaktayız. Satıcı ülkelerden biri de Rusya. Ancak her türlü maden ve ağır sanayi imkanına rağmen, Rusya düktil boruda bir türlü başarılı olamıyor. Denemeler başarısızlıkla sonuçlanıyor.

35


Araştırma

Kentsel dönüşümden yenİ İmar yönetmelİklerİne

MÜTEAHHİTLİK YENİDEN İNŞA EDİLİYOR Dönüşen yalnızca Türkiye’nin kentleri değil, bilhassa Karadenizlilerle özdeşleşen müteahhitlik mesleğinde de yapısal değişiklikler meydana geliyor. Binaların kalitesinden yüksekliklerine kadar pek çok kriter sıkı takip altında artık. Ancak konut arzı ve talebi arasındaki dengeler söz konusu olduğunda, akan sular birden duruyor sanki. Peki, gerçekte de böyle mi aslında?

36

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

37


Türkiye’nin şu yıllarda sürekli duyduğu bir kavram: “Kentsel dönüşüm.” İnşaat, ekonominin lokomotif sektörlerinden. Hem ticari hareketlilik hem de istihdam açılarından son derece fonksiyonel. Üretilen konut stoku ile ihtiyacın dengesiyle ilgili birbiriyle çelişen izahatlar yansıyor halka. Merkezi idarenin imar mevzuatındaki rötuşları da henüz tam sindirilebilmiş değil. Kim kime niye inanacak ve kim kime nasıl güvenecek? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 1 Haziran 2013 tarihinde yayımladığı Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği hala tartışılıyor. 8 Eylül’deki revize de kafalardaki soru işaretleri tam manasıyla gideremedi. Samsun Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı yetkilileri, yeni durumun şehirlerin siluetlerine olumlu yansıyacağını savunurken; -başta müteahhitler- konunun diğer paydaşlarıysa, düzenlemedeki muğlaklıklara ve eksikliklere vurgu yapıyor. Son yönetmelik; daha önceki imar planlarında açıkça ortaya konulmamış kat sayılarının yol genişlikleri dikkate alınarak belirlenmesini ön görüyor.

Örneğin cadde 7 metreyse iki, 7-10 metre arasındaysa 3; 10 metreyi aşıyorsa 4 kata izin veriliyor. Cadde 10 metreden 12 metreye kadar bir genişliğe sahipse 5kat, 12 metreden 15 metreye kadar 6 kat, 15 metreden 18 metreye 7 kat, 20 metreye kadar 8 kat, 25 metreye kadar 10 kat, 30 metreye kadar 12 kat, 35 metreye 14 kat, 40 metreye kadar 16 kat ve yol genişliği 50 metre olan yerlerde 18 kata kadar müsaade edilebiliyor. Bakanlığın direkt müdahalesiyle, müteahhitler artık eskisi gibi çok katlı binalar dikerek yüksek karlar elde edemeyecekler.

Sayı 50 / Aralık 2013


Hak Kayıpları Sektörü Duraklattı İddiası İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Samsun Şube Başkanı Hüseyin Tüfek, muhtemel inşaat projelerinin yönetmelik değişikliğinden olumsuz etkilendiğini söylüyor: “Yönetmeliğinin iyi ve yanlış yönleri oldu. Fakat muğlâkların aşılması gerekiyor. İnşaat firmaları da güvenemeyince sektörde durağanlık yaşanmasına neden oldu.” Bilgilendirme toplantılarında kimi belirsizlikler giderilmiş, kriterlerde iyileşmeler yaşanmış ve belediyeler bu doğrultuda imar pozisyonları

üretmiş ama inşaatçılar ‘asıl sıkıntı’ diye nitelediği hak kayıplarından muzdaripmiş: “Hak kaybında inşaat firmaları haklıdır. Değişiklik çok ani olunca yatırımcılar büyük mağduriyet yaşadı. Hak sahipleri ile anlaşıp arsa aldılar, tapuya gidip işlemleri tamamladılar. Sonra da karşılarına 30 daire yapacakken 25 daire yapabilirsin denildi. Yönetmeliğin belirlenen bir süreden itibaren yürürlüğe gireceği belirtilseydi veya imar durumları alınmış olanlar istisna tutulabilseydi bu mağduriyetler yaşanmayabilirdi.”

METİN BURMA:

SORUNU ÇÖZMEYE ÇALIŞIYORUZ Hikayeyi, Samsun’un hızla yapılaşan ilçelerinden Atakum’un Belediye Başkanı Metin Burma’dan da dinledik. İlkin şu bilgileri aktarıyor: “1 Haziran 2013 tarihinden önce kentlerin imar yasasına uyumlu kendi imar yönetmelikleri vardı. Bu yönetmelik yerel özellikleri de dikkate alarak, farklı farklı değişik maddeleri de olabiliyordu. Burada yani Samsun’da yeşil alan sıkıntısı (eski samsun çanağında) yani sosyal alt yapı alanlarını giderme amacıyla 42-1 diye bir madde ilave edildi. Siteleşme teşvik edilmeye, sosyal alt yapı alanlarını kendi adaları içinde yapsınlar diye bir takım özendirmeler oldu ve bu Samsun’da tuttu. Daha sonra emsal uygulamalar oldu. Mesela biz 6 belediyenin birleşimiyiz, altısında da farklı işler, uygulamalar, yönetmenlikler vardı.” Bu halin pek çok sorunlar doğurduğunu kabul ederek ardından şunları anlatıyor: “Bu (farklı) yönetmenliklere göre şekillenen imar hareketleri noktasında bakanlık 1 Haziranda ‘ben bunu kaldırıyorum yerine tip yönetmelik çıkarıyorum’ dedi. 8 Eylül de yeni versiyon bir yönetmeliği tüm illerde uygulamaya koydular. Bu noktada imar planlarında var olan bir kısım yoğunluk-

Sayı 50 / Aralık 2013

GYODER TOPLANTISI’NDE NELER KONUŞULDU? Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğiyle gerçekleştirilen Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortakları Derneği’nin (GYODER) düzenlediği “Geli­ şen Kentler Zirvesi’nin Sam­ sun’daki ayağı, bu tartışmalı mevzu için bir hayli önemlar, çekme mesafeleri, emsal uygulamaları liydi. Programın amacı neydi noktasında var olan imar planına geçmiş ve niçin Samsun adresti? birtakım imar haklarının artık o adada uygulanamaz hale geldi. Bu yönetmelik, o Sorular; Çevre ve Şehircilik hakları sınırladı. İmar planında daha önce Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, teşekkül etmiş bir takım imar durumlarını “Samsun Türkiye’de önemli halk kullanamaz hale geldi. Bununla ilgi- bir merkezdir. Bu zirvenin li konuyu görüşmek ve bu sorunu nasıl burada yapılmasının nedeçözeriz, insanların teşekkül etmiş bir takım hakları doğrultusunda, müktesep hakla- ni de, Samsun’un özelliklerını nasıl kullanırlar, mağduriyetleri nasıl ri nedir, güzellikleri nedir, giderilir diye düşünüyoruz.” İmar yönetme- Samsun’un gelişmesi için liğini değiştirme gücü olmayan Büyükşehir neler yapabiliriz, Samsun Belediyesi’nin hakları gözetecek plan notv i l aye t l e rlarıyla problemi çözmeye çabaladığını çe v re s i n d e k i ifade ediyor Burma: “Büyükşehir bu konuda le beraber daha çok nasıl hangi noktada bilemiyoruz. Biz bu konuda gelişir, Samsun’a yatırımcıyı bir önerge verdik, insanların müktesep hak- nasıl daha çok çekeriz.” sözlarının korunmasına yönelik. Önümüzdeki leriyle cevabını buluyordu. günlerde meclise geleceğine inanıyorum.”

39


Kapak

Bakan Bayraktar:

“Yapmamız Gereken Çok İş Var” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 1 Haziran 2013 tarihli ‘Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ hala tartışılıyor. 8 Eylül’deki revize de kafalardaki soru işaretleri tam manasıyla gideremedi. Samsun Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı yetkilileri, yeni durumun şehirlerin siluetlerine olumlu yansıyacağını savunurken; başta müteahhitler konunun diğer paydaşlarıysa, düzenlemedeki muğlaklıklara ve eksikliklere dikkati çekiyor. “Samsun bir cazibe merkezi; ama bakıyoruz; Denizli, Samsun’u geçmiş.” tespitinin akabinde, “Samsun doğu ve batıya doğru güzel gelişiyor. Bir şehir havasını kazanmış durumda. Samsun önceden girdiğiniz zaman şehir fotoğrafı veremiyordu, ama şimdi veriyor.” diyordu, Bakan Bayraktar. Ve ekliyor-

du: “Samsun’da yapmamız gereken çok daha iş var. Merkezde 200 bin konut stoku var. Bunların yarısının yenilenmesi lazım. Samsun’da sahilde çok güzel düzenlemeler yapıldı. Karadeniz’in karşısında 250 milyonluk bir nüfus var. Çarpıcı işler yapmamız lazım. Çılgın projeler yapmamız lazım.

Samsun proje yapmada başarılı, ben Belediye Başkanını tebrik ediyorum. Samsun’da 3 tane liman var ve bunlar geliştirilecek. İlçeleri Samsun’u beseleyecek. Artık devletlerden daha çok şehirler yarışıyor.”

Yusuf Ziya Yılmaz:

“Samsun’da Konut Fazlası Yok” B

üyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ise şu görüşleri paylaşıyordu katılımcılarla: “Ülke genelinde göçlerin başlaması ile plansız, sağlıksız, çarpık ve kimliksiz olarak gelişim göstermiştir. Zaman içeresinde çıkarılan imar afları ile bu yapılaşmalar resmiyet kazanmıştır. Ancak, günümüzdeki kentleşme bilinci ve yeni yasal düzenlemeler kentlerin yeniden yapılanmasında önemli rol oynamaktadır. 40

Samsun’da 2012 senesinde 1 milyar dolarlık inşaat yapılmış. Yani 12 bin civarında konut yapılmış hatta 1 - 2 bin konut daha açığı bile var. Birtakım yanlış iletişimler var. Samsun’da konut arzlığı fazlası var gibi iletişimler var. Ama konut arzlığı fazlası yok. Talep edilenle arz edilenlerin arasında farklılıklar var. Samsun’da yaklaşık 400 bin konut var. Bunun yüzde 30’u olan 120 bin konut riskli

ve yenilenmesi gereken konutlardır. Ülkemizin 2023 vizyonunda yer alan gayrisafi milli hasılanın 2 trilyon lira, ihracatın 500 milyon dolar, kişi başına gelirin de 25 bin dolar olarak belirlenmesi iktisadi profil olarak hedef alıştır. Kentlerin iktisadının, ülke ekonomisinden katkı alan değil, katkı veren bir coğrafyanın oluşturulması bilincindeyiz. Samsun’da bağımsız olan 400 bin konutu önümüzdeki yıllarda tamamlayacağız.”

Sayı 50 / Aralık 2013


DOLGU ALANLARINDAKİ TEHLİKELER Karadeniz Bölgesi’nin kıyı şehirlerinde arazi yetersizliği hat safhada. Bu sebeple deniz dolgusu revaçta. Samsun’daki parklar bu metotla kazanılan kara parçasının üzerine konuşlandı. Trabzon’a düşünülen stat da dolgu sahaya kurulacak. Giresun ve Ordu’nun ortak havalimanı da böyle. Uzun vadede bunun istenmeyen neticeler doğurabileceği ileri sürülüyor fakat. Rize İnşaat Mühendisleri Odası’na göre, yıllar önce deniz doldurularak kazanılan ve yaklaşık 70 bin kişinin yaşadığı alandaki binalar, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Oda Başkanı Murat Yazıcı, hazırladıkları rapordan pasajlar sunuyor: “Rize’deki dolgu alanı, denizin büyük taşlar ile doldurulması ile kazanıldı. Taşların arasına kum veya balçık gibi malzeme ile karışım yapıldı, alanın oturması beklendi. Bu alanlar daha sonra imara açılarak 3 kat halinde yapı izni verildi. Ancak binalar, mühendislik ilke ve hesapları yerine usta, kalfa zihniyeti ile inşa edildi, yani tekniğine uygun yapılmadı. Bina temelleri, deniz suyu seviyesinin altında tuzlu su olan alana elle beton dökülerek inşa edildi. Beton sağlıklı dökülmedi, hafriyat derinliği uygun yapılmadı, dolgu alanındaki yapılar yapım tekniğine uygun inşa edilmedi. Daha sonra da bu binalara ilave kat izinleri verilmeye başlandı ve risk artarak devam etti. 3 katlı binalar zamanla 10 veya 12 katlı binalar haline geldi. ‘Bina taşır mı, taşımaz mı? Altındaki temel yapısı düzgün mü, değil mi?’ irdelenmeden binalara ilave katlar çıkılmaya başlandı. Temeli sakat, beton kaliteli değil, tuzlu su altında kalan demirler paslanmış. Binanın kendisini taşıyacak kesitlerinin hiçbiri yok.” DEMİRLER, PARMAKLA KIRILIR HALDE Dolgu sahasındaki bazı yapılar büyük riziko altındaymış: “Bina temelleri deniz dolgusu ile kazanılan alanda tuzlu su altında kaldığı için demir özelliğini kaybetmiş, çapı düşmüş. Hatta birçok demir parmakla kırılabilir hale gelmiş. Beton özelliğini kaybetmiş, taşıyıcı özelliği kalmamış. Sahil kesiminde 5- 6 binada inceleme yaptık. Hiçbir sınıfa giremeyecek beton kalitesine rastladık. Dolgu alanındaki binaların tamamının ömrü yarılanmış, binalar yorulmuş. Dolgu alanı inşaat tekniğine uygun yapılmayan binalar tuzlu su altında kaldığı için risk teşkil ediyor. Bu binaların bu saatten sonra güçlendirilmesi mümkün müdür? Bazıları güçlendirilebilir ama çoğunun yıkılıp yeniden yapılmasını tavsiye ederiz. Yeniden inşa ederken tuzlu su ile temeli ayırabiliriz, sağlam zemine kadar inebileceğimiz kum kazıkları ile bu binaları tesis edebiliriz.” Rizelileri ciddi tehlikeler beklemekteymiş: “Belki de önümüzdeki 10- 15 yılda kendi başına çöken binalar görmeye başlayacağız. Bunun için deprem tetikleyici olur mu? Evet, olur. Karadeniz’deki Sayı 50 / Aralık 2013

VALİ AKSOY’DAN

SAMSUN’UN POTANSİYELİ Vali Hüseyin Aksoy da; “Samsun bir sağlık kenti olma yolunda hızla ilerliyor. Tarım potansiyeli çok yüksek olan bir şehir. İllerin sosyal ekonomik gelişmişlik endeksleri belirlenirken kriterlerin yaşam kalitesi göstergelerinden birisi de bin kişiye düşen AVM brüt kiralanabilir alan miktarıdır. Bu konuda son yıllarda önemli alışveriş merkezlerinin yapıldığı bir il noktasına kadar gelmiştir. 6 alışveriş merkezinde toplam 162 bin 848 metrekarelik kiralanabilir bir alan vardır. Genel olarak baktığımızda Samsun 2011 yılında kişi başına 31 metrekare iken; bu alanlarımız bugün itibariyle 130 metrekareye çıkmıştır ve Türkiye genelinde 30’uncu sırada yer almıştır.” ifadeleriyle şehrin potansiyeline dikkat çekiyor ve sonrasında da konuta dair istatistikler sıralıyordu: “Samsun’da 2010 yılında 9 bin 10 konut satılırken, 2012 yılı sonu itibariyle 12 bin 30 konut satılmıştır. Genel konut envanterinde kent ve kırsalda toplam 529 bin 27 konut var. Konut başına düşen kişi sayısı da 2.46’dır. Samsun’da yapı kullanım izinlerinde 2009 yılında bin 200 konut yapı kullanım izni alırken, 2012 yılında bin 60’a çıkmış, daire sayılarında da 2010 yılında 7 bin 93 konut yapı kullanma izni alırken, 2012 yılında 10 bin 651’e çıkmıştır. Samsun’da sürekli artan bir konut yapım süreci izliyoruz. Konut ve gayrimenkul yabancı yatırımlar da Samsun’da önemli ölçüde artmaktadır. 2009 ve 2013 yılları arasında 127 taşınmaz ile ilgili olarak valiliğimizce izin verilmiş ve 17 tane de sınırlı hak teşhis edilmiştir.” 41


Kapak

Rize İnşaat Mühendisleri Başkanı Murat Yazıcı “Rize’deki dolgu alanı, denizin büyük taşlar ile doldurulması ile kazanıldı. Ancak binalar, mühendislik ilke ve hesapları yerine usta, kalfa zihniyeti ile inşa edildi, yani tekniğine uygun yapılmadı.”

göçük depremleri yeni fay hatları oluşturursa risk artar. O zaman Rize’yi büyük bir tehlike ve facia bekliyor demektir. Bunu beklemeden bir an önce çözümler üretilmeli.” SAMSUN’DA 255 HEKTAR DOLGU Samsun’da da yarım asrı aşan dolgu çalışmalarında denizden 255 hektar kazanıldı. Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Şube Başkanı Gül Yüzüncü Yılmaz; Doğupark ve Batıpark’taki dolgu sahasına şartnameye aykırı inşa edilen yapıların risk taşıdığını kaydediyor: “Bazı bölgelerde dolgu olarak kullanılan malzemelerin cinsi beli olmadığı için malzemenin özellikleri belirlenmelidir. Malzemenin özelliğine göre bozulmamış veya bozulmuş numuneler alınmalı, yine malzemenin özelliğine göre SPT değerlerine bakılmalı, kohezyonlu yani ince taneli zeminlerde gereken deneyler yapılarak dolgu zeminlerin kalitesi ve taşıma gücü belirlenmelidir. Hızlı doldurulan dolgularda doğal oturma süreçleri beklenmelidir. Bazı yerlerde yeraltı suyunun tuzluluk oranı dikkate alınmalı, tuzluluğun zemin yüzeyi üzerindeki etkisi araştırılmalıdır.” Kanunda, “dolgu alanlarında yeşil alan düzenlemelerinin park, çocuk bahçesi, yol, açık otopark yapımının gündeme gelebileceğinin” hükme 42

bağlandığını söylüyor: “Ancak bu tür kullanımlar için yapılacak yapıların emsali aynı amaçla ayrılan alanın yüzde 3’ünü, yüksekliği 5.50 metreyi geçemez. Bu yapıların kalıcı yapı olmaması, sökülüp takılabilir elemanlardan inşa edilmesi de zorunludur.” KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇİLELİ BİR YOLCULUK Kentsel dönüşüm, dille söylendiği gibi kolay değil. Hukuki sorunlar ve vatandaşların endişeleriyle örülü çok çileli bir iş.’ Kıran Mahallesi’ndeki 37,8 hektarlık bir alanda Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ortaklaşa kentsel dönüşüm projesi hayata geçirdi. Belediyenin Genel Sekreter Yardımcısı Sefer Arlı’dan öğreniyoruz ki, -tapulu tapusuz bakılmaksızın 600 hak sahibi mağduriyete uğratılmamış. Projede 105 m2’den 155 m2’ye değişen ölçülerde 5 tip konut yer alıyor. Dileyen farkını yatırarak daire alabilecek ya da para şıkkını talep edebilecek. Kural işyerleri için de aynı. Bedelleri TOKİ onaylı bir müşavirlik firması hesaplamakta. ZORLA GÜZELLİK OLMAZ Mahalle için şimdilik planlanmış başka dönüşüm yok. Kalan kısımların gelecekte görüntüyü bozacağı aşikar. Sefer Arlı yine de açık kapı

bırakıyor; müşterek irade oluştuğunda farklı adımlar atılabileceğini müjdeliyor: “Vatandaşlarımız güzel örneği gördükten sonra gelip talepte bulunurlar ise kentsel dönüşümün dışında kalmış bölge içinde proje yapılabilir. Biz İlkadım İlçesi Kıran Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm alanını aktif heyelan haritasını ve daha önceden imarı yapılmış ancak binaları imarlı yapılmayan bölgeyi göz önünde bulundurarak belirledik. Aktif heyelan bölgelerini kentsel dönüşüm projemizde yeşil alan bırakırken sağlam zemini konut alanı olarak değerlendirdik.” İstek beyanı aranmasının gerekçesi de şöyle: “İnsanları refaha kavuşturmak istiSayı 50 / Aralık 2013


Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) üyesi ve İnşaat Yüksek Mühendisi Selahattin Bektaş, uyarıyor: “Konutunda güven ve huzur içerisinde yaşamak isteyen, oturduğu binanın riskli olabileceğinden şüphelenen her vatandaşın risk tespiti yaptırması uygun olacaktır.” yorsunuz can ve mal güvenliği olan binalara kavuşturmak istiyorsunuz ama onlar evlerinin o mevcut hali ile kalmasını istiyorlar. Bizler de insanlar ile cebelleşerek zorla yapmak istemiyoruz. Ancak insanlar bize gelip talepte bulunurlar ise biz hazırız.” Yakında Hastanebaşı, Canik Gazios­ manpaşa, Anadolu, Kadıköy, Zey­ tinlik, Fatih ve Reşadiye mahalleleSayı 50 / Aralık 2013

rinde de kentsel dönüşüm projeleri başlatılacak. Buralara ambulans ve itfaiyelerin erişemediğini ve bir yığın sorunlarla karşılaşıldığını vurguluyor Arlı: “Binaların hiç birisi depreme dayanıklı değil. Bazı noktaların zemini konuta uygun değil. Bu gidişle birer getto-varoş bölgesine dönüşecekler. Gece belli bir saatten sonra vatandaş sokakta gezemiyor. O nedenle buraların hem fiziki hem

kültürel dönüşümü gerekiyor.” Samsun Saathane Meydanı’nda -Buğday Pazarı Caddesi, İhsaniye Sokak, Patlıcan Pazarı Sokak, Eski Telgrafhane Sokak, Çarıkçılar Sokak, Balık Pazarı Sokağı’nı da kapsayan 7 bin 900 m2’lik arazide uygulanacak proje sayesinde tarihi dokular iyice belirginleşecek.

43


Kapak

BİNALARDA RİSK TESPİTİ Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) üyesi ve İnşaat Yüksek Mühendisi Selahattin Bektaş, açıktan ikaz ediyor: “Konutunda güven ve huzur içerisinde yaşamak isteyen, oturduğu binanın riskli olabileceğinden şüphelenen her vatandaşın risk tespiti yaptırması uygun olacaktır.” Kat maliklerinin birbirlerine engel çıkartamayacağının altını da çiziyor. Aksi takdirde Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu mümkünmüş. Risk tespiti kesinleşince maliklere asgari 60 gün süre tanındığını da dile getiriyor Bektaş, “Bu süre içinde riskli binaların yıktırılıp yıktırılmadığı kontrol edilecek, yıktırılmamış ise 30 günden az olmak üzere ek süre verilecek ve verilen bu süreler içinde maliklerce riskli yapılar yıktırılmaz ise, yıktırma işlemleri mahalli idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafın-

dan gerçekleştirilecektir. Riskli olarak tespit edilen ve itiraz süreci sonunda riskli olduğu kesinleşen binaların yıktırılması kanunun emredici hük-

müdür. Yıkım konusunda maliklerce herhangi bir karar alınmasına veya anlaşma sağlanmasına gerek yoktur.”

CAN VE MAL KAYBINA YOL AÇABİLECEK RİSKLİ ALANLAR Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığı tespit edilerek, riskli alan ilan edilen altı yere ilişkin bilgi verdi. Bakan Bayraktar, Amasya İli, Merkez İlçesi Kirazlıdere Mahallesi sınırları içerisinde yer alan yaklaşık 4.21 hektarlık alan, üzerindeki yapılaşmanın can ve mal kaybına yol açma riski bulunduğu gerekçesiyle Bakanlar Kurulunun kararı ile “riskli alan” ilan edildiğini söyledi.

44

Bayraktar, Çorum İli, Osmancık İlçesi, Yeni, Hıdırlık, Yazı, Ulucami, Kızılırmak, Cumhuriyet, Gemici, Çay, Güney ve Yeşilçatma Mahalleleri sınırları içerisinde yer alan yaklaşık 166.24 hektarlık alana ilişkin Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı arasında yapılan yazışmalarda Orman ve Su İşleri Bakanlığınca Kızılırmak Havzasında yer alan, Çorum İli, Osmancık İlçe Merkezinin, yaklaşık 5000 metrelik bölümünün 6306 sayılı ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’ kapsamında değerlendirilebileceği bildirilmiş olup, üze-

rindeki yapılaşma, kaya düşmesi ve taşkın riski açısından can veya mal kaybına yol açma riski taşıdığı gerekçesiyle Bakanlar Kurulu Kararı ile “Riskli Alan” ilan edildiğini belirtti. Tokat İli, Merkez İlçe, Kaledibi Mevkii sınırları içerisinde yer alan yaklaşık 11.76 hektarlık alan üzerindeki yapılaşmanın can veya mal kaybına yol açma riski taşıması sebebiyle Bakanlar Kurulunun 2013/5243 sayılı kararı ile ‘Riskli Alan’ ilan edilmiş vaziyette.

Sayı 50 / Aralık 2013


TRABZON’DA 8 KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı ile Trabzon Belediyesi işbirliğiyle kentte 8 kentsel dönüşüm projesi uygulama çalışması devam ediyor. Zağnos Kentsel Dönüşüm Projesi adeta şehre nefes aldırdı. Tabakhane, Çömlekçi, Pelitli, Çağlayan, Ortahisar ve Yomra’daki projeler ile Ayasofya Müzesi çevresi yenileme çalışmalarıyla şehir modern bir çehreye büründü. Yeşil alanlar ve açık hava tiyatrosuna kavuşturulan Zağnos Vadisi’nde 111 milyon lira kamulaştırma bedeli ödendi. Şu veriler TOKİ açıklamasından: “Proje kapsamında oturulamaz durumdaki eski binalar yıkılarak yerine 870 modern konut yapıldı. Zağnos Vadisine benzerliğiyle dikkati çeken Tabakhane bölgesi de TOKİ-belediye işbirliğiyle yıkılarak yerine yeni bir yaşam alanı kurulacak. 131 milyon lira kamulaştırma bedeli ödenecek olan proje sonunda alandaki gecekondu ve çarpık yapılaşma ortadan kaldırılarak rekreasyon alanları ile konut ve ticaret alanları oluşturulacak. Tabakhane Kentsel Yenileme Projesinde zemin etüt çalışmaları tamamlanırken, projelendirme çalışmaları devam ediyor.” Trabzon’un tarihi kimliğini yansıtan en önemli yapılardan Ayasofya Müzesi’nin bulunduğu bölge de, TOKİ ve belediye işbirliğiyle yenileniyor. Ayasofya Müzesi etrafındaki tarihi doku korunarak bölgedeki eskiyen yapılar ortadan kaldırılacak. 34 milyon lirakamulaştırma bedeli bulunan proje, bölgede oturanlarla varılacak uzlaşma neticesinde başlatılacak. Sayı 50 / Aralık 2013

YÖRESEL MİMARİYE UYGUN PROJE Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm çerçevesinde depreme dayanıklı ve yöresel mimariye uygun köyler inşasında ilk projeyi Karadeniz Bölgesi’nde başlattıklarını; evlerin yanına serenderler gibi, Orta ve Doğu Karadeniz’e özgü yapılar ve köy konakları tasarladıklarını belirtiyor: “Bakanlığımızca ülke genelinde yöresel yerleşim dokusu ve yaşam şartları, yöresel mimari cephe özellikleri, kullanılan yerel malzemeler tespit edilerek örnek mimari yapı projeleri üretilmektedir. Konut standartlarına uygun planlamalar yapılmaktadır. Günümüz malzemeleri ve değişen sosyal ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak yöresel yapıları hayata geçirmek amaçlanmaktadır. Evini yenilemek isteyen köylüye bedava bölgeye uygun konut projesi vermek için hazırladığımız çalışma ülke genelinde 2017’ye kadar tamamlanacak.” Şunu da vurguluyor: “Van’da 23 Ekim 2011’de yaşadığımız deprem felaketinde olduğu gibi can ve mal kaybı yanında bazı köylerin tamamı da haritadan silinebilmektedir. Buna bir daha izin vermeyeceğiz.” 45


Güncel

Çorumlu Yağmaksan firması, İsveçli Hybricon’la ortak üretim yapacak

Çorum’da Elektrikli Belediye Otobüsü Üretecek Yağmaksan firması, İsveçli Hybricon’la Çorum’da elektrikli otobüs üretecek. 4 dakikada şarj olabilen bu araçlar bu enerjiyle 80 km yol alabiliyor. Sonraki hedef başka bir İsveç şirketiyle, bir şarjla yüzlerce kilometre kat edebilen elektrikli binek otoları imal etmek. İsveç’te faaliyet gösteren Hybricon firma yetkilisi Boh Wusterland, davetleri üzerine geldikleri Çorum’da Yağmaksan Makine Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yağlı ve Yönetim Kurulu üyesi Fatih Yağlı’yla, tecrübe sahibi oldukları elektrikli otobüs üretimi konusunda görüştü. Şehrin belediye idaresini de, -çevre dostugürültü kirliliğine yol açmayan-yakıt, bakım ve onarım giderleri neredeyse sıfıra indiren- diye nitelediği bu otobüslerle ilgilenmesi sebebiyle kutladı.

46

getirmek istediklerini söylüyor: “Bu teknolojiyi hem ülkemize hem de şehrimize kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız. Bunun çalışmalarına başlayacağız.”

Wusterland, motorsuz çalışan elektrikli otobüslerin 4 dakikada tamamladığı şarjla 80 kilometre seyredebildiğini ve 10 ila 15 yıl arasında trafikte kalabildiğini belirtiyor.

Aslında ilk davetin Hybricon firmasından geldiğini anlatan Mustafa Yağlı da, İsveç’e gittiklerinde havalimanında elektrikli otobüsle karşıladıklarını ifade ediyor: “Hybricon firması tarafından İsveç’e davet edildiğimizde oldukça şaşırdık. Ben ve Yönetim Kurulu Üyemiz Fatih Yağlı ile İsveç’e gittiğimizde bizi havalimanında elektrikli otobüs ile karşıladılar iki kişi olmamıza karşın üstelik. Havalimanından başlayan yolculuğumuz esnasında otobüsün özelliklerini de öğrenmiş tanımış olduk.”

Fatih Yağlı ise İsveç’te kullanılan ve büyük yatırımlar gerektirdiğini vurguladığı yeni teknolojiyi Çorum’a

Mustafa Yağlı, Hybricon’un kendilerine; Avustralya’da yaşayan ve Yağmaksan’ı da yakından tanıyan bir

akademisyenin vesilesiyle ulaştığı bilgisini aktararak şunları kaydediyor: “İskandinav ülkeleri dünyanın diğer ülkeleri gibi değiller. Dünya girişimcilik adına hiç tanımadığı bilmediği firmalar ile iş yapmaya uğraşırken İskandinav ülkeleri için öncelik her zaman güven. Genellikle İskandinav ülkeleri kendi aralarında ağırlıklı olarak ticari faaliyetlerini iş ortaklıklarını sürdürüyorlar. Yani İsveçli Norveçli ile birlikte kolaylıkla iş yaparken bir başka coğrafyadaki ülkede kolay kolay ortak girişimlerde bulunmuyorlar.” FOSİL YAKITLAR TÜKENİYOR Yine Mustafa Yağlı’dan öğreniyoruz ki, İsveçli firma, Türkiye pazarına girmekte çok ısrarlı ve arzuluymuş: “Türkiye’de elektrikli otomotiv sanayi gelecekte petrole dayalı üretilen otomotiv sanayinin yerini alacak. Çünkü ülkemizde yakıt fiyatları dünya ortaSayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

47


Güncel

Yağmaksan Makine Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yağlı; “Türkiye’de elektrikli otomotiv sanayi gelecekte petrole dayalı üretilen otomotiv sanayinin yerini alacak. Çünkü ülkemizde yakıt fiyatları dünya ortalamasının çok üzerinde. Dünya’da da fosil yakıtlar giderek tükeniyor. Petrol rezervleri her geçen gün azalıyor. Öte yandan çevre dostu olduğu için tüm dünyada elektrikli araçlara sıcak bakılıyor.” diyor. lamasının çok üzerinde. Dünya’da da fosil yakıtlar giderek tükeniyor. Petrol rezervleri her geçen gün azalıyor. Öte yandan çevre dostu olduğu olduğu için tüm dünyada elektrikli araçlara sıcak bakılıyor.” Elektrikli otobüslerin şarjında kablo ve benzeri nesnelere de ihtiyaç duyulmuyor. Başlangıç ve bitiş duraklarındaki tesisat ve aparatlarla şarj edilebiliyorlar. Şoförün düğmeye basmasıyla otobüsün üzerinden çıkan “+” ve “-“ yükü taşıyan aparat duraktaki elektrik sistemine ulaşıyor. Araçlar hareket enerjisini de elektrik enerjisine dönüştürüyorlar aynı zamanda. Şarj noktalarının kurulmasını da üstleniyor firma. Yağmaksan Makine’nin, İsveç’te elektrikli binek otomotiv işiyle uğraşan başka bir firmayla görüştüğünü de dile getiriyor ve buna dair şu bilgileri paylaşıyor Mustafa Yağlı: “Firmanın bize Zürih’te yaptığı sunumda bir şarj ile 200 km yol gidebilen elektrikli otomobile monte edilen bir jenaratör sistemine dayalı projelerini 48

anlattılar. Otomobil şarj edildikten sonra 200 km yol gidiyor ve bataryaları bitmeye başladığında 5 lira benzin kapasiteli son derece sessiz ve verimli bir jeneratör devreye giriyor. Jeneratör tekrar bataryaları şarj etmeye başladığında araç yüzlerce km daha yol gidebilecek bir konuma geliyor. Bu firma ile de görüşmelerimiz sürüyor.” TEKNOLOJİ ÜRETEN KENT OLMA HEDEFİ Söz konusu teknolojilerin bölgeye getirilmesi derecesinde bölgesel entegrasyonun da önem arz ettiğine dikkatleri çekiyor Yağlı: “Yağmaksan, Çorum’un teknoloji üreten bir kent olması için öncü olmaya hazırlanıyor. Çorum, Samsun ile aynı bölgesel kalkınma grubun içerisinde TR83 bölgesinde yer almakta ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın (OKA) bir paydaşı. Biz bölgemizi kalkındırmak adına bir şeyler yapmaya söylemeye çalışıyoruz daima.” Ancak zaman zaman siyasileri durumu anlatmakta zorlandıklarını da ekliyor söz-

lerine: “Çorum sanayisi oldukça gelişmiş bir ilimiz. Kendiliğinden sanayi gelişmiş ise bu kentimizde devletimiz sanayi kuruluşlarını farklı bir teşvik ile desteklemeli. Bölgesel teşvik kapsamından bahsediyorum. Devletimiz Çorum’u farklı bir bölgesel teşvik kapsamında değerlendirmeliydi. Çorum 4. Bölgede yer alıyor. Eğer OSB’ye yatırım yaparsanız 5. Bölge sayılıyor. Samsun ile aynı şekilde. Hemen komşumuzdaki Tokat ve Amasya gibi illerde ise farklı teşvik kapsamı uygulanıyor. Bu illerimizde ise sanayinin aksine tarım ve hayvancılık ön plana çıkmış. Devletimiz bu illerimizde sanayi yerine tarım ve hayvancılığı daha fazla destekleyen teşvikler uygulamalı. Gelelim Samsun ilimize lojistik açıdan oldukça gelişmiş Karadeniz’in dünyaya açılan kapısı. Bir ticaret merkezi. Samsun’da bu açıdan farklı koşullarda desteklenmeli. Çorum’da üretilen mamuller, Tokat ve Amasya’da üretilen tarımsal ve hayvansal ürünler Samsun’dan dünyaya satılabilir. Devletimizin de bölgesel teşvikleri böyle görmediği sürece bölgesel kalkınmalar sağlanamaz. ” Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

49


Yaşam

Şehit, gazi veya engelli kalan er ve erbaşların hayat damarı:

MEHMETÇİK VAKFI Şehit veya herhangi bir sebeple vefat eden erbaş ve erlerin bakma yükümlülüklerindeki kişilere, gazilere ve engelli Mehmetçiklere sosyal ve ekonomik destek sağladıklarını ifade eden Mehmetçik Vakfı Samsun Temsilcisi Taner Padar, “Eğer şehidimiz bekâr ise annesi ve babasına; eğer evli ise eşine ve çocuklarına bir defaya mahsus ödemeler yapıyoruz. Bugünkü rakam ile 38 bin lira bu ödeme.” diyor.

Mehmetçik Vakfı’nı duymayanımız yoktur. Zira ordumuzun her bir ferdine ‘Mehmetçik’ deriz biz. Öte yandan da geçmişimiz de ‘vakıf kültürü’ ile örülüdür. Vakfın Samsun Temsilcisi Taner Padar, şehit veya herhangi bir sebeple vefat eden erbaş ve erlerin bakma yükümlülüklerindeki kişilere, gazilere ve engelli Mehmetçiklere sosyal ve ekonomik destek sağladıklarını ifade ediyor. Subay, astsubay ve uzman çavuş,

50

uzman jandarma ve sivil memurların zaten Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) şemsiyesi altında bulunduğunu belirten Padar, “Bir kişi subay çıktığı andan itibaren en başta OYAK üyesidir. Sonra çalıştığı süre içerisinde emekli olana değin Sosyal Güvenlik Kurumu güvencesi altına alınıyor. Aynı zamanda TSK içerisinde dayanışma vakfı vardır. Subay ve astsubaylarımızın başına bir şey gelmesi halinde de bu vakıf devreye girer. Yine subay ve astsubaylarımızın görev koluna göre bir başka vakıf vardır. Örneğin bu vakıf hava

kuvvetlerinde Kartal Vakfı’dır.” diye konuşuyor. Ancak, Samsun’un bir köyünden çıkıp askere giden bir er veya erbaşın başına bir şey geldiğinde geride bıraktıklarının çaresiz kaldığını vurguluyor Padar: “Bu gençlerimiz sahipsiz kalırlar. Görev esnasında Gazi veya şehit olan er ve erbaşlarımızın aileleri için devletimizin aldığı tedbirler vardır. Ancak görev dışında herhangi bir şekilde gazi olan ve engelli duruma düşmüş olan evlatlarımız için durum biraz sıkın-

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

51


Yaşam

Her ay 5 milyon lirayı şehit ve gazi ailelerine ulaştıran Mehmetçik Vakfı kısıtlı sayıdaki personeli ile tüm Türkiye’de hizmet verir. Ankara merkezli Mehmetçik Vakfı, altı bölgede faaliyet gösteriyor: Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Samsun, Adana ve Erzurum..

tılıdır. Örneğin Amasya’da ki birliğinden Samsun’a izine gelmiş bir er ve erbaş burada bir trafik kazasına karışıp engelli duruma düşmüş ise ona Mehmetçik Vakfı’ndan başka destek olacak bir kurum yok. Çünkü bir askeri görevde değil.” ŞEHİT YAKININA 38 BİN LİRA Şehit Mehmetçikler için bir defaya mahsus ödemeler yaptıklarını dile getiriyor: “Eğer şehidimiz bekar ise annesi ve babasına; eğer evli ise eşine ve çocuklarına bir defaya mahsus ödemeler yapıyoruz. Bugünkü rakam ile 38 bin lira bu ödeme.” Mehmetçik Vakfı’nın kuruluşu Mehmetçik Sigorta’nın işlevi hakkında şu bilgileri aktarıyor: “Anadolu Hayat Sigorta ile yapmış olduğu ortaklık ile er ve erbaşlarımıza ferdi hayat sigortası yapılır. Çocuklarımız askere gittiği andan itibaren devreye giren bu sigorta için eğitim birliklerinde 25’er lira ücret tahsil edilir. Bunun karşılığı 25 bin liradır. Bu rakam da şehitlik durumunda ilk bir ay içerisinde ödenir. Maddi durumu elverişli olmayan askerlerimiz için ise bu 25 lira askeri birliğin kantin geliri içerisinden karşılanır. Bunun dışında şehit çocuklarımızın 26 yaşına kadar yani bu yaş sınırı doktora eğitiminin başlangıcına kadar olan süreyi kapsar eğitimlerine 52

destek oluruz. Bir üniversite öğrencisine 640 lira bugünkü rakamlar ile - burs verilir her ay. Lisede okuyor ise 500 lira, ilköğretime başlama yaşına kadar ve ilköğretim düzeyindeki çocuklar için 340 lira burs verilir. Bizim irtibatımız bu çocuklar ile hiç kopmuyor. Yaz aylarında da bu çocuklarımıza bir gezi düzenliyoruz ve onları ülkemizin değişik yerlerine götürerek sosyal destek sağlıyoruz. ” BAĞIŞLAR CAN DAMARI Mehmetçik Vakfının en önemli gelir kaynaklarından biri de, diğer vakıflardaki gibi bağışlar. Fakat asla bir yardım toplama derneği tarzında hareket etmediklerini anlatıyor Padar: “Vakfımızın birkaç kalem geliri var. Bunlardan en önemlisi Türk milletinin bize olan güveni. Biz Mehmetçik Vakfı olarak kahraman Türk askerini ve aziz Mehmetçiklerimizin adını temsil etmenin bilinci ve şuuru içerisinde hareket etmekteyiz. Dolayısı ile ön plana çıkıp herhangi bir istismara fırsat vermek istemeyiz. Bu üzerinde son derece dikkat ve titizlik ile durduğumuz bir konu. Hiçbir şekilde bizim bağış toplama gibi bir niyet amaç veya çalışmamız olmaz ve olmayacaktır. Elbette bizim bağış Sayı 50 / Aralık 2013


Mehmetçik Vakfı’nın Kastomunun’dan Artvin’e 13 ili kapsayan Samsun Temsilciliği’nin bulunduğu daire de emekli bir öğretmen hanımdan miras.

hesaplarımız var ve vatandaşlarımız bize bağışlarını yapabilirler. Biz hiçbir zaman bağış toplayan bir vakıf olmadık, ama vatandaşımız Mehmetçiklerimizin emaneti ailelerine aziz hatıralarına sahip çıkmak istediğinde bu bağışları kabul eden ve değerlendiren bir kurumuz.” 6 AKARYAKIT İSTASYONU VAR Vakfın başka akarları da varmış: “Bağış kabul eden bir vakıf olmamızın yanı sıra vakfımız İstanbul’da Kurulu bir akaryakıt LTD. ŞTİ ’ne sahip. Bu akaryakıt şirketi İstanbul’da 3 benzin İstasyonuna sahip ve bir tanesi de yakında hizmete girecek. Ankara’da biri faal iki benzinliğimiz daha var. Yani toplam 6 akaryakıt istasyonundan elde edilen gelirlerimiz var. Bir başka gelir kalemimiz ise Mehmetçik Sigorta Aracılık Şirketimiz. Yine İstanbul Bakırköy’de 150 dükkânlı bir çarşıyı kapsayan Tınaztepe yatırım ortaklığı var. ” 8 BÖLGEDE 55 BİN HİSSELİ KURBAN KESİMİ Kurban faaliyetlerini mümkün mertebe sürdürdüklerini de kaydediyor Padar: “Yine her yıl vatandaşlarımızın kurbanlarını kabul ederek kurban kesimi yapıyoruz. Bu bizim için çok önemli bir faaliyet. Çok sayıda vatandaşımız kurbanını Mehmetçik Vakfı’na bağışlamak istiyor. Ancak bizim bu konuda imkanlarımız kısıtlı. Bu sene 8 bölgede kurban kestik ve yaklaşık 55 bin hisseli kurban kesimi gerçekleştirdik. Bu faaliyeti mutlaka din görevlisi ve veteriner hekimlerinde gözetiminde gerçekleştiriyor ve kamera ile kayıt altına alıyoruz.” Sözlerine şunları da ekliyor: “Bugün Mehmetçik Vakfı gerek siyasetçi gerekse bürokrat hangi liderin kapısını çalsa kabul görmekte. Asla istemediğimiz bir tavırla karşılaşmadık. Mehmetçik Vakfı’nın yurt dışında temsilciliği yok. Buna rağmen kurban bağışlarında en çok yurt dışından hisse alınıyor. Biz hizmet için varız. Bizim vakfımız Türk Milleti için var.” Sayı 50 / Aralık 2013

53


Güncel

Hamsiyi Havalimanına Çıkaracaklar Başbakan Erdoğan, gereksiz görmüştü; ama şehir halkı ısrarcı davranınca Rize’deki sivil toplum kuruluşlarınca hazırlanan havalimanının rantabilite raporu, Ankara’ya ulaştırıldı. Yer bakılmaya başlanırken, şimdiden isim tartışması başladı bile. Ya Başbakan’ın, ya da şehrin İstiklal Savaşı kahramanı İpsiz Recep’in adı verilecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2009’da bir dizi açılış için Rize’ye geldiğinde, şehre havaalanı yapılmasının ‘akıllıca’ bir yatırım olmayacağını söylemişti: “Bana diyorlar ki ‘Rize’ye havaalanı…’ Ben de diyorum ki, ‘Kusura bakmayın Rize’ye havaalanı olmaz.’ Niye? Çünkü şurada Batum Havaalanı var. Öbür tarafta da Trabzon Havaalanı var. İnanın İstanbul’dan Atatürk Havalimanı’ndan çık Beşiktaş’a buradan daha geç gidersin. İstanbul’da oturanlar bilir. Öyleyse biz yatırımı yaparken dikkatli olacağız. Ekonomide bir kaide vardır, yatırım rantabl olan araziye yapılır. Zarar edeceksen oraya o yatırım yapılmaz.” Ancak Rize halkının bu yöndeki arzusu dinmedi. Erdoğan’ın talimatıyla şehirdeki sivil toplum kuruluşlarınca konuya ilişkin rapor hazırlandı. Günde ortalama 15-20 uçuşun gerçekleşebileceği ve 800 ila 900 bin arasında yolcu taşınabileceği belirtiliyor, raporda. Havaş, Rize’ye günde 17 otobüs seferi düzenliyordu. Özel araçlarını kullananlar da ilave edilince, günde 2500 kişinin Trabzon Havalimanı’nı kullandığı anlaşılıyordu. Özetle, Rize’ye havalimanı rantabldı. Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi gibi kurumların dahil olduğu Rize Kent Konseyi Havaalanı Çalışma Grubu’nun son noktayı koyduğu rapor, Başbakan’a iletildi. Şimdilerde yer bakılıyor şehirde. Büyük bir olasılıkla, deniz doldurularak arazi elde edilecek. Zira uygun bir alan belirlenebilmiş değil. KENT KONSEYİ: ERDOĞAN OLSUN Ortada proje bile yok; ama şimdiden müstakbel havalimanına isim arayışları başladı. Başbakan’ın ya da Milli

54

Mücadele Kahramanı ’İpsiz Recep’in ismi ağırlık kazanıyor. Rize Kent Konseyi Havaalanı Çalışma Grubu Başkanı Metin Topçu, plaka numaraları 53’ü hatırlatarak, Türkiye’nin 53’üncü havaalanının şehirlerine kurulacağını söylüyor: “Havalimanının ismini halkımız yüreğine yazmıştır. O isim; ’Recep Tayyip Erdoğan Havalimanı’dır.” MHP: İPSİZ RECEP HAVAALANI OLSUN MHP Rize İl Başkanı Cem Kazmaz ise, yapılması düşünülen Rize Havaalanı’na vatanın kurtarıcılarından Kuvayi Milliye Kahramanı, İstiklal Savaşı Gazisi ve İstiklal Madalyalı İpsiz Recep’ten başkasının adının verilemeyeceğini ifade ediyor. Havalimanının, Rize’deki turizmi de büyük ölçüde canlandıracağı kaydediliyor. Erzurum ve Trabzon havalimanlarına çok önemli bir alternatif oluşturacağının altı da çiziliyor. Bu arada, Başbakan Erdoğan’ın “Lojistik buraya yapılsın” talimatıyla çalışmaları tamamlanan, Of-İyidere lojistik merkezine, “Karadeniz Lojistik” diye isimlendirildi. 1 milyon 395 bin m2 alan üzerine kurulacak ve Türkiye’nin 2013 yılı itibariyle en büyük lojistik merkezi niteliğini kazanacak Karadeniz Lojistik, altyapısıyla birlikte 1 milyar dolara mal olacak. Orta Asya ve Kafkasya ile Rusya eksenli faaliyet gösterecek. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin en büyük yatırımı, Karadeniz Lojistik Merkezi için Derepazarı’na yine bölgenin en büyük deniz limanı inşa edilecek. Rize Havalimanı’na kargo uçağı pisti de yapılacak.

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

55


Köşe Yazısı

Aydın Doğdu

Profesyonel Takımımız Yeterli Değil

u

lkemizde futbola hizmet etmek için ve yeni yıldızlar bulabilmek için kurulan birçok kulüp bulunmaktadır. Bunların büyük bölümü Amatör statüsünde ikamelerini devam ettirmektedirler. Tabi profesyonel olarak işleyişini sürdürende bir hayli kulüp bulunmaktadır.

Bu kulüplerimizin birçoğu sıkıntılarla boğuşmakta. Bunların içinde ismini başarılarla hatırladığımız kulüplerde bulunmaktadır. Kocaelispor, Sakaryaspor ve Malatyaspor bunların en bilinenleridir. Nitekim bunlarda futbol şehri olarak adlandırılan iller arasındadır. Elbette kulüp yönetmek, oradaki futbolcuların gereksinimlerini yerine getirmek, paralarını zamanında ödeyebilmek hele de ciddi geliriniz yoksa bir hayli zordur. Buna bir de kulüpler ehil ellerde değilse artık gerisini siz düşünün. Samsun’un da içinde olduğu bu bol kulüplü illerimizin önemli payını İstanbul teşkil etmektedir. Sonrasında Ankara ve İzmir onu takip etmektedir. Ancak bunların içinde beni en çok şaşırtan da; Manisa ve Hatay olduğunu söylesem inanır mısınız? Bu işin aslan payına sahip İstanbul’dan başlayalım; Aralarında Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın da yer aldığı toplam 23 profesyonel takım bulunmakta. Bunların 4’ü Süper Lig, 1 PTT 1. Lig, 8’i 2. Lig ve 10 takımda 3. Ligde yer alıyor. Amatör Liglerde ise toplam; 500 takım var. Başkent Ankara da ise; 1adet Süper Lig, 1 adet PTT 1. Lig, 3 adet 2. Lig ve 5 adet de 3. Ligde olmak üzere toplamda 10 adet profesyonel takımı bulunmakta. Şehirde toplam da ise 194 adet amatör kulüp yer almaktadır. İzmir; Büyük illerimizden olan bu ilimizde 2 adet PTT 1. Lig, 3 adet 2. Lig ve 3 adet de 3 Lig olmak üzere toplamda 8 profesyonel takımları bulunmakta. 261 adet kulüpte amatör liglerde yer almaktadır. Bursa’ya baktığımızda 1 Süper Lig, 1 2. Lig, 3 adet de 3 Lig de yer alan kulüpleri var. Amatör liglerde ise 217 kulüpleri var. Nüfus göre ilk dört ilimiz bu şekilde bilgilere yer verdikten sonra birde Süper Ligde ve diğer liglerde yer alan bazı illerimizin durumuna bir göz atalım; Samsun’umuz da ise; PTT 1. Lig’de yer alan Sam­ sunspor, 3. Ligde ise Bafraspor profesyonel liglerde yer alan takımlarımız. Amatör liglerde ise toplam 103 takımımız bulunmakta. Kocaeli; 2. Ligde 1, 3. Ligde 5 takımları bulunmakla bir-

56

likte Amatörde 167 takımları bulunmakta. Sakarya; profesyonel takım sade 1 adet bulunmakta o da Sakaryaspor 3. ligde. Amatörde ise ilginçtir 152 adet kulüpleri bulunmaktadır. Adana; 2 profesyonel takımın ikisi de PTT 1. Ligde, Amatörde ise 83 takım bulunmaktadır. Gaziantep; 1 adet Süper Lig, 1 adette PTT 1. Ligde takımı bulunurken, 84 adet ise amatör kulüp sayısı bulunmaktadır. Kayseri; 2 adet Süper Lig, 1 adet de 3 ligde profesyonel kulüpleri var. 87 adet ise Amatör kulüpleri var. Konya; 1 adet Süper Lig, 1 adet 2. Lig de profesyonel kulüpleri, 133 kayıtlı Amatör kulüpleri bulunmakta. Trabzon ilinde; 1 adet Süper Lig, 1 PTT 1. Lig 3 adet ise 3. Liglerde, Amatör de ise 102 adet kulübü bulunmakta. Bana ilginç gelen il olan Manisa da ise; 1 adet Süper Lig, 1 adet PTT 1. Lig, 1 adette 2. Ligde profesyonel takım bulunmakta. Amatör de ise 162 adet kulüpleri yer almakta. Hatay; 2. ve 3. Liglerde toplam 4 profesyonel takımları var. Amatör olarak da toplamda 96 takımları bulunmakta. Görüldüğü gibi iki ilinde profesyonel kulüp adetleri fazladır. Özellikle de Manisa’nın amatör kulüp sayısının bize göre bir hayli fazla oluşu da ayrıca dikkat çekicidir. Kaldı ki “futbol şehri” denildiğinde pek ismi geçmez. Yer darlığından dolayı her ilimize yer veremedim. Ama merak edenler TFF’nin resmi internet sitesinden illerdeki kulüp sayılarına bakabilirler. Yukarıda yer verdiğim illerin durumlarıyla diğer iller elbette bir tutulamaz. Bunların hem nüfus hem de ekonomik olarak da belli bir tablo ve rapor haline getirip daha reel bir bakış yakalanabilir. Buradaki ilk bakışımız belli başlı illerin kulüp miktarları ve futbolda ismi en çok anılan şehirlerarasında ki kulüp miktarlarına bir göz atmaktan ibaret. Hülasa; Samsun’umuzun futbol şehri olduğu aşikar olmakla birlikte, yeterince üst ligler olan profesyonel statüde yeterince temsil edilmeği görülmektedir. Emsal teşkil eden illere baktığımızda bu durum kendini iyiden iyiye göstermektedir. Oysa geçmişinde birçok yıldız futbolcuyu bağrından çıkarmış bir ilin bugün neden üst klasmanlarda daha fazla takım olmasın? Tüm spor camiası olarak öncelikle bunun konuşulması ve yazılması gerekir. Bu durum sorgulanmalı ve ileriye dönük projelerle daha fazla takımın profesyonel takımların yer alması sağlanmalıdır. Aksi halde “futbol kenti” hüviyetinden uzak bir görüntümüz bulunmaktadır. Nitekim geçmişte aynı anda 3-4 takımın bu liglerde yer aldığı da bilinmektedir. O günlerde olduysa, bugünün koşullarında neden olmasın!

Sayı 50 / Aralık 2013


ev

’de

Tüm Seçkin Markalar úçin... 24

SAAT AÇIK

okul

’da

ofis

’te

...önce

aka

’ya

www.akakirtasiye.com.tr

Daha Daha Ucuz... U Daha Bol Çeüit...57 Sayı 50 / AralıkGüvenli... 2013


parkurlarda lu r o z a m a a d Henüz 18 yaşın riyor. “Bu e t s ö g y o b ı ş r a ek erkek rakiplerin yan benim. a b k e t n a p a y yaşta off-road artmasını ın ın r a ıl y a s a d r spo Bayanların bu iyor. bekliyorum.” d

Sayı 50 / Aralık 2013


“KIZIMLA GURUR DUYUYORUM”sı Mehmet

İlayda’nın baba nadiren ’da Hancı, off-road ldüğünü rü gö cu or kadın sp arı bu nl ya ba k, re te belir . Kızının or iy spora davet ed dar ka i is nd da en az ke ığını nd la ak od şa bu uğra anlarda m za söylüyor: “ Son na ba ni ği di yarışmak iste ın m zı kı de en söyledi. B tim l et . bu isteğini kabu da becerisi Kızımın bu konu birkaç h lla gayet iyi. İnşa ’yi temsil seneye Türkiye ceğine ile noktasında olab ığı ıld at K . um or ıy inan ı jın ta lo yarışlarda pi or. ıy lış ça e ey geliştirm en önce Kendisi her şeyd ni ye a off-road sporun aya ırm nd bir kan kaza siyle gurur çalışıyor. Kendi yarış duyuyorum. Her oluyor i iy sonrası da daha or.” tıy ar i er ve tecrübel

u sevdiren ekçisi, bu spor nı En büyük dest ız ilişkisinin ya EN Z nunla baba-k O A i B sı. İ tiğ iş ba İB Er G ba r. N va d “HER BAYA daşlığı da oa ka f-r ar of l m yı kı k ta 6 de na sıra et Hancı’yla a ZORLANIYORUM” ın hakkını sonu daki uş Babası Mehm ktada babasın yaşındaki İlayd tın n zorlanıyorm no al ze k 18 ba ris n da ve de ın gi as lin n daha veriyor ancak adrena yarışlarına lan zorlu Off-road sır ra ru za tu na uş yaşae ol ar er a al kl yl ve su lar erke tlı tartışm Hancı, çamur karşı müca- Hancı. ‘Bayan tezini kısmen kabul etti- yarışlarda ufak çaplı ta e in rımın er şa pl ba ki ra da k ın ke iyor. “Asl ları kötü sürücüdür’ l’da or em bu zl sp parkurlarda er gi il an ı . İst ob ın m ar om he kl ot lu dı Sinop un yıllar ma borç yum Hancı, ğini söylüyor: “Hem trafikte önemli bir kısmını baba dele ediyor. Uz n cü ya la rü de aç sü m n he am ı ya ı as almay rçok ba sağlam içerisinde yer lıyor. karşılaştığım bi nırım bu Hem bana bu imkanları nbaşarıyla tamam aç kullanıyor. Sa rı ar mız teknik soru la ğı da rış dı tın ya şa al ğı n ya dı tın da a ın rd katıl ar la vasa al rış i ya am es m lm rlu zo en ge t kullana de retim durum biraz raha esiyle üstesind em öğ üb es cr ilk ı , te vm ığ cı a se an ad rd k H ğl la n sa pe ta doğa Babamın yor. Trafiği 1994’te Sinop’ um ben. beni kürsüye çıkarıyor. or rversite eğiti- kaynaklanı ıy ni ğe m Ü . de şa or e ya iy ld k tir ki bi iyi şe r zorlu ve liseyi burada etkisi var. imkanları ben de en a da, Sinop herhangi bi rde hat olmamın da l’un yolunu tuts . Farklı şehirle ra bu z um an ra or bi İst n ıy rış in lış rım be iç ya i ça nı de m en e Sa in en ey iğ nl ld or; irm ıy ze ge nd a dü rm le ay pa nelinde d yapm imizi ko ve Karadeniz ge Ancak iş off-roa Çünkü bu yaşıyor olmamız iletişim . r m he ru r la yo nı rış . ya rla or uy an zo , gidilecek ar en kl zd ca yü la lardan hiç kopm de zaman zam pı O . ya or a arac cü istiy ak spor özellikle kol gü imizde oluyor.” nle bu spora mer zaman gündem rluyor. Bu nede ye zo le k iz ço ye ni le be iz beni Babasını f-road’çı. Yaş bu durum ama bu durum RUM” tıyor genç of i- aracı devirebiliyorum en et liy ey ist eh saldığını anla U AKSATMIYO aksatmadıak da M pm az LU m ya U ur u K ld or sp do “O ur Bu u or. haddini doldur l iken, okulun i yarışlarda hiç yıldırmıy Sporla hemha yor ve kendin itim hayatım yıldırmasın.” Eğ “ , da cı ı ra ar an la H nl rış ya or iy ni cebine koyu ya ba da ifade ed nı da babamın ğı lın yı çte yarışlar 8 re 00 sü “2 nı r: buluyo A orda, 2013’e i gidiyor ay iy D sp Y a A bu kç İL du ım n yarışİR ol ığ B şt nu gerçekleşe edi- “YARIŞTA FARKLI girmesiyle tanı nop’ta düzenl uyor. Hafta so Si ol yorucu de da re en sü ğm n masına ra m. Bu kadar geçe YORUM” LU , Hancı: lar farklı illerde ol ndimi geliştirdi kaldıO or ke hı ıy ba an rle in le sa i ik ne es nl ği rt ki ğimiz et mamla bir- Azmin başarıyı getirdi lerime paza al rs i rde im lla ün yı et da a liy üm sa rd eh ol la ün da rlu parkur iyorum. G yılın mayıs ayın e- ğım yerden devam ed şampiyonasının “Ben azmettim ve zo a ad ad üc Am . ro m ı ffda rş O lın ka z as ni ra r de geçiyo k sporcula ı yetişev likte, Karade ke ı er sım sm an an kı r nlis rış r, bi a ya ya la k ın r ba rış dı büyü n yarış ikte diğer nellikle ya ilk ayağı Giresu z Off-Road le ediyorum. Açıkçası traf iğim zaman ge ni rd çi de lla ra ge aş ku ar Ka al de , rm ev da di m ı gayet no lar hakkın tirip girdim. Şi ğa yarış sonuçları ve araç da derecelerim lar gibi ben de aracım k ltu fa sın ko ut pa m da Ku ın ve rı as la r. Ev k yarışlar sır Mahalli Yarış yaparak geçiyo nıyorum; anca a bir yarışçı ruhu tırmalar et da iyiyim.” r ad e da im ka i iç iğ oldu.” da kt oturduğum .” işlerinde gere um or uy ol a nyd r İla tüm baya tek giriyor. Farklı bi kçe off-road’ın llanmak üzere mış: an Zaman ilerledi in ne ği p’un Günlük hayatında ku ce arı le nl no bi Si ka , ile İm ğü ed r. yü yo ik bü larca prat araç düşünü r sporcu Tanıdığı birçok yarışçı r bi bi a şk or nu ı sp ba ac ğu lı ar da du pı 4 ka yaşın bir 4x güzel ol “Türkiye’de 18 mutlaka güçlü n tek bayan ve etaplarının çok e, pa ve rs yya an şle d du ni lim oa aç ge f-r Ak tiy of ’ya. eğine ih yok, bu yaşta sayılarının dile getiriyormuş Hancı ğı olacakmış. Sponsor dest . arın bu sporda rı yarış hazırlı lla or genç sporcu liy yo iek iğ an e m ed in kl or er benim. Bayanl zl n be sö ’u h os lla da sil şa nu İn am . ğu H du de. iyorum ftan ona göre artmasını bekl için biçilmiş ka yıllarda artar.” k ce le ge yı sa miz

Sayı 50 / Aralık 2013

59


60

Say覺 50 / Aral覺k 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

61


Sektör

3

2

1

6

5

4

7

8

9

zmetik sanayindeki ko ve aç il in er il tk bi planan en kurbağa ey lm ti Tabii ortamlarından to ke tü e tl re su ti r. Türkiye’de ka ağırlığı her yıl artıyo rt dışından. Öyle ki bu yu r yo rü gö p le ta k yü r. Toplayıcılık yo türü hayvanlar da bü lı pı ya le bi ı m rı ta i ilerin düzenl kategorideki kimi bitk lir kapısı artık. iyi bir ek veya ana ge 62

Sayı 50 / Aralık 2013


liği (AB) ülkelerinde k ilginç ürün de Avrupa Bir ço bir an ay olm rı za pa r da çöp diye Ekolojik tarım ürünlerinin ; yabani otlardan çalılara ka r. ına iyo lar iril nd sap rle ze ğe seb de en da ed rın yv ala Kurtlu me olojik tarım sah rı ayrı parçalarına ai ilaçlardan arındırılan ek hüviyetinde. Her ürünün ay esi dd ma tkı ka l ğa do talep görebiliyor. Bunlar zir da bukları; ya karpuz ve turunçgillerin ka AB’de. Gıda ham maddesi n, tli vu Ka me kıy or. de ılıy ü sat lüm rça bö pa n üç ile tabir ed yaprak halinde En büyük alıcı neğin enginar sap, kabuk ve anya’ya da talep bildiriyor. İsp ve D AB m ne dö m ne göre alıcıları söz konusu. Ör Dö ına. zmetik sektörü. leri de gönderiliyor yurt dış nım alanları gıda, ilaç ve ko lla ku tak Or or. kayısı ve zerdalinin çekirdek nıy rla za pa ak ya da kurutularak tozları satıİtalya. Kabuklar dondurular le- bitki ekstreleri ve k fiiliyatta ilaç niteliğiy dışına

da yurt adıyla anca eyen kimi hayvanlar larından toplanan rkiye’de hiç tüketilm kiler ve tabii ortam Tü layıcıları sıfır bit or. top lıy en an tiş yv ye leha en tör ve ki ind Kendiliğ t görüyor ve sek rı bir pazar. Bit ay be da rağ k Bu yü or. bü iliy n dönemi dır ed şki yıl aç eri 10 anlara ihr Her bitkinin canlı hayvanlar son kırsal kesimlerde yaşay ra kazanabiliyorlar. pa de e yandan. yle etl ye siy öte r su ma rla hu ser , iyo iye r bil neline de yaya şiyor. Pek çok kiş de daha fazla ye ge em yıl nd işi gü n, bın da tıb un f uğ ati Altern farklı old ek gelir kapısı açılıyor. nü yeniden keşfediiçin derledik. reci. Nebatatın şifa yö sü En gözdelerini sizler or ’ iliy esi etk viy da tak ası da ‘gı e bulm zd -sö en nd eri yayınları üz liyor. İnternet ve uydu

1

KEÇİ BOYNUZU

da yeri olan keçi17 ayrı sanayi dalın sinden 600 metre boynuzu deniz seviye iyor. İki türü toptiş yüksekliğe kadar ye baniler. Çekirdek lanıyor: Aşılılar ve ya birinden ayrılıyor. sayıları itibariyle bir Zira çekirdeği rli. Yabani daha değe şlıyor. Verimin ba ta tos us fazla. Alımlar ağ fiyatlar yükselitavan yaptığı eylülde an sonra geriıkt yor. Çekirdekten ayrıld fabrikalarınca m ye ye kalan küspesi speden keçi boydeğerlendiriliyor. Kü ediliyor bu arada. nuzu pudrası da imal de dışarıya satılaesi Çekirdeği de küsp , kozmetik, kibrit, biliyor. Kağıt, dokuma ile petrol aramada ilaç, otomobil sanayii ifade ediliyor. hammadde olarak ist

7

MEYAN KÖKÜ

neminde mavi ve Haziran-temmuz dö açan yarım ila iki kahverengi çiçekler lımsı bir bitkidir, metre boyunda ça radeniz hariç her meyan kökü. Doğu Ka ır. Genellikle sonbölgemizde yaygınd erinde toplanıyor. bahar ve kış mevsiml çok tercih edileniŞifalı bitkilerden en aç edilmekte. Baş ihr dir. Uzun zamandır D, Fransa, İtalya ve alıcılar; Almanya, AB , plastik sanayi ve İspanya. Başta sigara niş bir kullanım ge k kolalı içecekler; ço ve kuru kökler e Taz ip. yelpazesine sah çta yoğunlaştırılakaynatılıp alçak basın ediliyor. al rak meyan balı da im

2

DEFNE YAPRAĞI

leri için önemli bir Defne, orman köylü uz ve Eylül ayları mm gelir kaynağı. Te Hoş kokusu sebearasında toplanıyor. sanayinin, hem de biyle hem kozmetik vazgeçilmezlerinın dünya mutfakların n yüzde 90’ından den. Defne üretimini rçekleşiyor. Çin, fazlası Türkiye’de ge ya, Polonya ve zil ABD, Almanya, Bre ithalatçı ülkeler. len ge Japonya önde z yörelerinden. Sinop, defnenin merke

Sayı 50 / Aralık 2013

UT PALAMUT VE PALAM AĞ TIRN I

6

tırnağına iç pazarPalamut ve palamut ya ve İsviçre’ye her da talep yok. Alman satıyoruz. Gıda rla rla yıl artan mikta ürünlerine katılıyor.

4

5

KUZU KULAĞI

avisinde de kullaBazı hastalıkların ted Türkiye’nin hemen nılan kuzu kulağı, r ve çeşitli ülkeleher yerinde yetişiyo veya kuru halde e re pazarlanıyor. Taz tüketiliyor.

KURBAĞA

le yenilmiyor ama Türkiye’de kati suret içre’de el üstünde Fransa, İngiltere ve İsv türü değil. Dere r he ki i tutuluyor. Tab ikintilerinde yaşakenarlarında ve su bir ğası toplanıp yurt yan yeşil su kurba İhracatçılar ürünü r. ıyo dışına pazarlan an temin ediyor. tamamen toplayıcılard

3

KEKİK

num minutiflorum’ Bilimsel ismi: origa Türkiye’de yetişiolan kekik türü sadece gözde kalemleyor. Bitki ihracatımızın birlikte iyi bir iyle ler rinden biri. Öbür tür Artık kekiğin tarımı gelir kaynağı kekik. lgelerde. Yaprak ve da yapılıyor kimi bö klerine zarar verilkö çiçekleri toplanırken dönemi, eylül. sat Ha r. memesi gerekiyo

8

KEREVİT

MANTARLAR

rı Fransa, Almanya, Bizden en çok manta al ediyor. ith e İngiltere ve İsviçr

ozudur. Boyu 10,5 Kerevit, tatlı su ıstak . Avrupa ve ABD santimetreyi aşmalıdır alıcı buluyor. ata fiy k pazarında yükse ve işlenmiş haliyle Dondurulmuş, taze satılıyor.

KAPARİ

çok yıllık, dikenAslında bir çalı olan li kapari bitkisi, riş li ve çiçekleri göste resinde yaklaşık 40 Anadolu’nun her yö rupa ve ABD’den yıldır toplanmakta. Av sonrası tarımı da gelen yoğun talep na kapari işleme ya başladı. Dört bir fabrikaları kuruldu.

ANGOZU KARA VE DENİZ SALY nizden çıkan-

a; de Karadakiler Fransa’y ya’ya gönderiliyor. on Jap ve re Ko sa lar bölgemizde bolca Kara salyangozu her lanıyor. Büyükleri mevcut. Kolay da top ngozu ise kum ya revaçta. Deniz sal i yerlerde yaşıyor. ile kayanın birleştiğ kuma gömülürken, Soğuk kış aylarında yalara yapışıp topsuların ısınmasıyla ka liyorlar. ge le lanmaya hazır ha

SÜLÜK

ğal ortamlarından Tıbbi sülükler de do tü talep yüzünden üs toplanıyor. Olağan likesiyle karşı karnesilleri yok olma teh a değerlendirildiği şıya. İlaç yapımınd k amacıyla doğme gibi ağrıları dindir tutturuluyor. Ağrılı rudan vücuda da erek hastayı rahatbölgenin kanını em ndırdığından, tıraş latıyor. Dokuyu canla yeri var. kremi imalatında da

9

ISIRGAN OTU

tlama eğiliminde. Isırgan otuna talep pa bir yatırım bitkisi. Girişimciler için karlı avilerde reçeteted Almanya’da üroloji ve ılıman iklimleri lere yazılıyor. Aydınlık alciler; Almanya, seviyor bitki. Baş ith Fransa ve ABD.

63


k a y a K lI gaz’da şladı a B u n o Sez

az, rkezi Ilg e m k a y r ka n popüle i görüyor. e in iz m n ilg ölge rdan yoğu la lu n u s m uztur Sa etiren Yav g ı ç k a , y a en Yavuz zerinde k lg ü Ü ü in r in ü b d az’a ğunel mü Her yıl Ilg enek oldu esi ve ge ç y e ü s ir lu b u r i u k a tutan in çok iy yönetim ön pland i everler iç s in t k e a y iy a n ğuk Ilgaz’ın ri memnu m mesafede oldu e t ş ü M r. k o lamalı nu belirtiy z’ın Samsun’a 310 ak, konak r la o a li g n Il e olduğunu Yavuztur, sonu düz p a le ft a a t h r n e u ,h oğ ığını nu belirtip k Ilgaz turlarına y nun açıld u n o z e li s v ir kayak ve günüb 2013-14 , z u v a Y belirten rt Oteli söyledi. tain Reso n u o M lı me ız apalı yüz için 5 yıld k a n m li la e k t a o on rek, vuz, Ilgaz’da, k nu belirte i elirten Ya u b ğ i u in d r n le lu ik u sonu tatil tercih ett SPA merkezinin b a ft a h ir n, ları ifli b havuzunu kayak tur rlerin key fi ik a m is o m n o n ı k a e yak turlar a tura katıl e dikkat çekti ve k lı t a y fi rin i uygun geçirdikle e hafta iç in r le r fi a is isteyen m rtti. lerini beli IT ik d le n e z dü RKEN KAY E n a r a v 50 ye enel onlarını % avuztur g y Y s a n v a r y e z la e ık r e2014 yaz aşarılı op ıklarını aç t b t k la ş o a ç b a riyle yılınd üçle indirimle vuz, 2013 bundan aldıkları g a a Y n e lg Ü ve e Ort müdürü attıklarını akdoğu v z a U z , a im y s a u r eleri, R elirtti. rasyonla Balkan Ülk lık vereceklerini b a d ın ıl y ağır 2014 ramlarına g e o r p a p u n misafir Avr e d in s e lg ok bö e 30 e’nin birç anlatan v iy i k r in ü iğ T d r n e Yavuztur’u rtdışında hizmet v a olmanın sorumlu yu ark yen yurtiçi ve risinde ulusal bir m rini söyle le ik t t e t e iç hareke utluluk yıllık süre de olarak sağlık, m a in c d in ın il ıl b y 2014 luğunun afirlerine is m m ü t or… Yavuz, ünler diliy g ı ıl r a ş a ve b

B

64

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

65


xen habere

AJANDA

Pazarlamada 2014 Trendleri Son yılların pazarlamadaki önemli silahı dijital pazarlamaya air 2014 beklentileri pazarlamasyon.com kurucusu Necip Murat’ın kaleminden EXEN+ 10. sayfada sizleri bekliyor.

Bu Ay Ne İzlesem? THE HOBBIT: DESOLATION OF SAMUG

Hobbit: Smaug’un Çorak Toprakları Vizyon Tarihi: 13 Aralık 2013 (75 dk.) Yönetmen: Peter Jackson Oyuncular: Martin Freeman, Richard Armitage, Ian McKellen Tür: Fantastik Macera Yalnız dağa uzanan yolculuklarında Gandalf önderliğindeki Bilbo ve cücelerin yolları bu sefer elflerle kesişiyor. Yalnız dağ’daki gizli kapının açılabileceği zaman aralığı yaklaşırken dostlarımızın destansı macerası devam ediyor.

Irkçılıkla Mücadeleye Adanmış Bir Ömür

PRISONERS Mahkumlar

“Bütün insanların ahenk içinde yaşadığı, herkesin eşit haklara sahip olduğu, demokratik ve özgür bir ideal toplum fikrini savunuyorum. Bu ideal için çalışıyor, onu yaşayabilmeyi umuyorum. Bu, eğer gerekirse uğruna ölmeye hazır olduğum bir ülkü.”

Vizyon Tarihi: 27 Aralık 2013 Yönetmen: Denis Villeneuve Oyuncular: Hugh Jackman, Jake Gyllenhaal, Maria Bello Tür: Dram, Macera, Aksiyon İki ailenin şükran günü bir araya geldiği gün, küçük kızları ortadan kaybolur. Kaçırılma ihtimalinin yükselmesiyle birlikte polise başvursalar da sonuç alamayan şanssız aileler Keller Dover isimli genç ve yetenekli bir dedektiften yardım isterler.

Şüphesiz Aralık ayının en acı verici olaylarından biri 95 yaşındaki Nelson Mandela’nın aramızdan ayrılışı oldu. Önceleri, “vatan haini”, “terörist” gibi unvanlarla anılan Madiba (Kabiledeki adı) sonraları ait olduğu ulusunun lideri konumuna geldi. 27 yıl hapiste kaldıktan sonra 1990 yılında serbest bırakıldıktan sonra 1994 yılında bir ilke imza atarak Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ilk siyahi başkanı olan Mandela, bunun öncesinde 1993 yılında Nobel Barış Ödülü’nün sahibi oldu.

47 RONIN

47 Ronin Vizyon Tarihi: 27 Aralık 2013 Yönetmen: Carl Rinsch Oyuncular: Keanu Reeves, Rinko Kikuchi, Hiroyuki Tagawa

Dünyada, ırkçılığa karşı duruşu, yönetim yaklaşımı ve mizah anlayışıyla sıkça gündeme gelen Mandela’nın ülkemizle ilgili en önemli anısı ise 1992 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından verilen Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nün kabul etmeyişidir. Sonradan fikir değiştiren Mandela 7 yıl gecikmeli de olsa ödülünü almıştır.

Başrolünü Keanu Reeves’in üstlendiği fantastik filmde Japonya’da 18. yüzyılda, ustalarının ölümünün intikamını almak isteyen 47 tane efendisiz kalmış samurayın (ronin) hikayesi anlatılıyor. 47 samuray, hayatlarını arkalarında bırakarak dünyanın en tehlikeli insanı Lord Kira’nın kalesine doğru ilerlemeye başlar.

Bu Ay Ne Okusam? USTAM VE BEN

YEMEZLER!

Doğan Kitap

hayykitap

Elif Şafak

Tarihin en önemli ve çalkantılı dönemlerinden biri olan 16. yüzyılda İstanbul... Hindistan’dan gelen beyaz bir fil ve onun sırlarla dolu bakıcısı. Elif Şafak hiç eksik etmediği ihtişamıyla Mimar Sinan ve çırağıyla Osmanlı İstanbulu’nun renkli ve gizemli sokaklarına konuk olmaya davet ediyor sizleri.

66

Dr. Yavuz Dizdar İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar halkı endüstriyel gıdaların zararları konusunda sıklıkla uyaran bir bilim insanı. Dünya gazetesi yazarları arasında da yer alan Dizdar kitbında sağlıklı beslenme ve sağlıklı kalma adına yemekler açısından bize faydalı ipuçları ve bilgiler veriyor.

GAZETECİ GÖZÜYLE DİRENİŞ KırmızıKedi Yayınları

İstanbul Gezi olaylarını 21 tarafsız muhabirin gözleriyle fotoğraflar eşliğinde kütüphanenize eklemeniz için bulunmaz bir fırsat. Bu albümle tavrınız ne olursa olsun Türkiye tarihinde önemli bir yer işgal eden Gezi Parkı olaylarını görsel bir bütünsellik içinde farklı açılardan inceleyebilirsiniz.

Sayı 50 / Aralık 2013


Say覺 50 / Aral覺k 2013

67


HABEREXEN

68

Say覺 50 / Aral覺k 2013


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.