Ekonomi Kıbrıs Prestige - Kıbrıs Ekonomi Dergisi15 Aralık 2014 - 15 Ocak 2015

Page 33

kredilerin yüksek olması da bir vaka.. Her ne kadar 2014’te aşırı bir sıçrama olmadı dediysek de; Kıbrıs’ta bu canlı kredilerle mukayese edildiğinde takibi gecikmiş alacak oranı, yani bu 587 milyonun işaret ettiği oran yüzde 6 buçuk ve bu yüksek. Yüzde altı buçuk oranı bankacılık sektörü için istenen bir oran değildir. Kıyaslayacak ilk ülkeyi Türkiye olarak seçersek mesela orada bu oran, tüm bankacılık sektörü için 2.9-3 civarında.. Demek ki burada iki kat daha kötü bir durum var. İşte bu yüzden bu da bir vaka.. İyi bir oran değil ama bence tehlike zili çaldıracak kadar da çok korkutmayalım. Uluslararası normlarda bu iki hanelere, yani on ve onun üzerine çıktığı vakit ekstra önlemler alınmasına dair alarm zilleri çalar. Ama yine söylüyorum; 6 buçuk diye de kendimizi memnun hissedelim diye söylemiyorum. Çünkü trend yukarıya doğru. Burada hem otoritenin ve bankacılık sektöründe bulunanların yapması gereken tedbirler önemli.“ Nasıl düzelir bu sıkıntı, hatta tekrarlanma ihtimalini en aza indirmek için neler yapılabilir? “2001’deki Türkiye’ye kendine özgü olarak baş gösteren krizin akabinde orada kurulan otorite, BDDK çok güçlü ve o günün koşullarında dünyanın hemen hemen hiçbir yerinde olmayan katılıkta yeni uygulamaları empoze etmişti tüm bankacılık sektörüne. O zaman ticari faaliyetini sürdüren bankalar da hatta, rekabet koşulları zedelenince diğer ülke bankalarıyla kendilerini çok zapturapta alınmış hissettiler. Fakat 2007-2008 Amerika’da başlayan global krizi görünce, bu BDDK’nın Türkiye’de yürürlüğe koyduğu ve bazılarımızca fazla sıkı görünen kurallar, fevkalade koruma sağladı sektöre ve tüm ekonomiye. Benzer kuralları o tarihlerde alamadığını ya da

almamış olduğunu görüyoruz. Şimdi ama yavaş yavaş o farklılıkları giderme adımları atılıyor Kuzey Kıbrıs’taki otoriteler tarafından. Bundan sonra önümüzde o çağdaş uygulamaların tüm bankacılık sektörü tarafından uygulanmasına başlamasıyla tablo iyileşecektir diye tahmin ediyorum. Otorite çağdaş uygulamaları almaya başladı peyder pey.. Zaman içerisinde yürürlüğe girecek katı diyebileceğimiz, fakat ekonomi ve bankacılık sektörünün hayrına olan o uygulamaları yaptıktan sonra o bir koruma sağlayacak. Bankalar da bazı bana kişisel olarak irrasyonel havası veren uygulamalarını kaldırırlarsa o da ekonomiye, bankacılık sektörüne ve kendi bankalarına da katkı sağlayacaktır. “ Giriş yazısında alınması gereken tedbirlerden bahsettik. Hatta bir de Adnan Bali’nin ‘kapımız dar, salonumuz geniş’ sözünü hatırlattık. Bu sözün kredi sürecindeki karşılığından, yani işleyişinden bahseder misiniz? “Bankaların bir takım tasarruf etme imkanı sahibi olan, yatırım fazlası olan bireylerden ve tüzel kişilerden topladıkları fonları basiretli bir şekilde ihtiyaç duyan kesimlere, bu birey de olabilir, tüzel kişi de olabilir, dağıtması lazım. Dolayısıyla normal bir işletmenin basiretinden daha üst bir basiretin bankacılık sektöründe uygulanması lazım. Bu her ülkede böyledir tartışmasız. Dolayısıyla da fon dağıtmanın en kestirme yolu, en bilinen yolu kredi vermektir. İster tüketici kredisi olsun, ister ticari kredi olsun.. Bunu da ilk kez yaptığınız sıradaki egzersiz çok önemli. Bir kere bir değerlendirme yapacaksınız, o 60 ay içinde geri ödenecek. Ya da kaç ay vadelendiriliyorsa. Birinci günde yapılacak tek bir işlemin çok basit, ayak üstü yapılmaması lazım. Tabi bunu kitlelere de yaygın bir şekilde yapmak için bunun olabildiğince de çağdaş tekniklerden yararlanarak, sistemimize de entegre ederek otomatik bir yolla çözmemiz lazım bazı durumlarda.

33

Ekonomi Kıbrıs

Prestige Aralık 2014


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.