EG 130. sayı

Page 21

çliğin devrimci baharını kazanmak için ileri! Aynı gündem ayrıca, 8 Mart’ı tarihsel anlamından ve sınıfsal özünden kopararak onun ideolojik-politik anlamını düzen sınırları içine hapseden 'genç kadın' ana temalı anlayışa karşı verilecek mücadeleyi de gerekli kılacaktır. Reformizmin yarattığı yanılsama ve bulanıklığa karşı “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz” denilerek kadın sorunun çözümünün sosyalizmde olduğu vurgulanabilmeli, bu vurgu etkin bir çabaya konu edilmelidir.

Bahar dönemindeki ikinci gündem 16 Mart Beyazıt Katliamı'dır. 16 Mart 1978’de Beyazıt Meydanı'nda toplanan kitleye karşı sivil faşistleri aracılığıyla gerçekleştirdiği bombalı saldırı ile sermaye iktidarı, yükselen devrimci mücadeleyi katliamlarla bastırmayı amaçlıyordu. O gün Beyazıt'ta 7 devrimciyi katleden devlet Maraş'ta ve Sivas'ta da kan döktü. Yakın zamanda Şerzan'ı ve Aydın'ı da katleden sermaye devletinin bu dönemde yine gençlik üzerine eğildiği açıktır. 16 Mart’ın yıl dönümünde katliamcı devleti teşhir etmek ve güncel baskılar karşısında mücadeleyi büyütme çağrısı ile birleştirmek durumundayız.

Bugün Beyazıt katliamını hatırlamak, lanetlemek ve hesabının sorulacağını söylemek, '80 öncesinde var olan devrimci gençlik mücadelesini yalnızca övünülecek bir tarihsel dönem olarak değil, düzen sınırlarını aşan, yönünü burjuva diktatörlülüğünün yıkılmasına ve sosyalizme çeviren bir gençlik hareketinin örgütlenmesi için tarihsel bir deneyim olarak ele almak gibi bir kavrayışla bütünleştirilebilmelidir.

Devrimci baharın mücadele günlerinden diğeri de 21 Mart-Newroz'dur. Newroz, Kürt halkının on yılları bulan onurlu direnişinin selamlanması, uğruna nice bedeller ödediği haklı ve meşru taleplerinin sahiplenilmesi, “modern Dehaqlara karşı” devrim ve sosyalizm mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğinin vurgulanması için özel bir fırsattır.

Daha özelde ise Newroz’da Kürt halkının en meşru taleplerinden biri olan ve içinde bulunduğumuz dönemde önemli bir eşiğe dayanan anadilde eğitim mücadelesinin büyütülmesi önemlidir. Anadilde eğitim gibi bir talebi bile karşılamaya yanaşmayan düzenin Kürt halkına gelecek ve özgürlük sunamayacağı ortadadır. Bu gerçek kendisini her geçen gün daha açık bir biçimde göstermekte, bu da daha büyük direnişlerle karşılanmaktadır. Newroz, her defasında sermaye devletinin inkar, imha ve asimilasyon saldırıları ile karşılanan mücadelenin en temel dinamiği olan Kürt gençliğinin devrim ve sosyalizm mücadelesine çağrılması için değerlendirilmelidir.

Gençlik hareketi bu 1 Mayıs’ı gelecek ve özgürlük mücadelesi ile karşılamalıdır. Bahar döneminin başından itibaren yükselteceği gelecek ve özgürlük talebi, doğal olarak, 1 Mayıs’ın da gençlik cephesindeki temel gündemi olmalıdır. Bunun yanında da gelecek ve özgürlüğün sosyalizmde olduğu vurgulanacak, 1 Mayıs’ın kızıllığı korunacaktır.

Baharın bir başka önemli günü de 30 MartKızıldere’dir. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarının engellenmek isteyen devrimcilerin, 30 Mart 1972’de Kızıldere’de katledilmeleri sergiledikleri direnişle hafızalarımızda yerini almıştır. Siper yoldaşlığının en ileri örneğinin yaşandığı Kızıldere’de, teslim alınamayan devrimci direniş bir kez daha zafer kazanmıştır. Kızıldere'yi unutturmamak bugün de gençliği hedef alan saldırılar karşısında göğüs gerebilmek ve militan ruhu büyütebilmektir.

Bugünün gençlik hareketinin Kızıldere’den ve bu direnişin kahramanlarından öğreneceği çok şey vardır. Kızıldere, Mahirler şahsında devrimci kimliğin, davaya bağlılığın, direnişin ve siper yoldaşlığının aynası olmuştur. Tüm bunların yanında düzenden ve devletten kopuşun

21


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.