Hizmet dergisi 83 sayı eylül ekim

Page 1

2 Ayda bİr yayınlanır EYLÜL - EKİM 2015 Sayı: 83

Endüstriyel Temizlikte Tedarik Zincirinin Önemi Ticari gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcının ilgisi hız kesmedi

Dosya konusu: Dünyada temizlik sektörü 110 yılı aşkın bir geçmişe sahiptir

“Hijyen eksikliği hepatitlerin yayılmasına zemin hazırlıyor”


Gecko Sistem yenilikçi çözüm arayan profesyonel kullanıcılara yönelik geliştirilmiş bir sistemdir. Hastaneler, AVM’ler, okullar, iş merkezleri ve fabrikaların temizliğinde gerçek hijyenik ortamlar oluşturulmasını sağlar.

Gecko Sistem 50 litre su kullanarak 1.600 metrekarelik bir alanı temizler.

Standart Çift Kovalı Paspas Arabası Mopu kovada sürekli temizlemek suretiyle, 50 litre su kullanarak 500 metrekarelik bir alanı temizler.

50 lt su = 1.600 m2

50 lt su = 500 m2

Mop Yıkama makinesi ile

*Kaynak ISS Türkiye

Gecko Moplar kaç yapışmaya dayanıklıdır ve yıkandıkça yapışma özellikleri biter mi? Gecko Moplar 500 yıkama garantilidir. Yapışma özelliklerini ise kesinlikle kaybetmezler.

Gecko Sistem ile hem kullandığınız su ve enerji miktarını azaltarak çevreye verdiğiniz zararı minimuma indirebilir, hem de harcanan iş gücü ve zamandan tasarruf edebilirsiniz!

Mop veya bezler Schulthess mop yıkama makinelerinde özel olarak hazırlanmış yıkama programında yıkanır. Yıkama işlemi bittikten sonra makine kimyasallama ve nemlilik ayarını yaparak kullanıma hazır moplar ve bezler çıkarır.

Tüm alan bu şekilde temizlendikten sonra kirli mop ve bezler tekrar yıkamaya gönderilir.

Nemli ve kimyasalı hazır olan bezler 8 kullanım

Çıkan moplar ve bezler renk kodlarına göre ayrılır. Moplar Gecko hijyen kutularına cırt kısmı üst tarafa gelecek şekilde, bezler ise 6 lt kovalara yerleştirilir.

kuralına göre kullanılır ve kirli kısmına atılır.

Gecko Sistem (Saniter Alan) Bir mopla yaklaşık 35-40 m2 alanın temizliği gerçekleştirilir. Kirlenen moplar kirli kısmına atılır.

Hijyen kutuları uygun kat arabasıyla temizliğe hazır hale gelir. (görselde Gecko Mobil 1 kullanılmıştır)

Gecko aparat kullanılarak, mop el değmeden kutu içerisinden alınır.

(Genel Alan)

ermop.com.tr



02

MART 2015


4

YIL

YATAY FIRÇALI - KURU SİTEM TEMİZLİK MAKİNELERİ

NTİ GARA at Hatalarına ( ( İmal

Halı ve Sert Zeminlerde, özellikle “DUVARDAN DUVARA HALILARDA” mükemmel temizlik.

Karşı

10

YIL

İ GARANT vis

Parça ve Ser ( (İhtiy açlarına Karşı

Tüm tozları, kirleri ve allerjen bakterileri %100 emer, %100 muhafaza eder, Kolay ve Hızlı

Otomatik Fırça Ayarlı Sebo X-5 Sebo X-4

İki motorlu Sebo 470 Sebo 370

Almanya’dan ithaldirler.

OTOMATİK FIRÇA AYARI : Halıdaki tüy uzunluğuna göre, makine fırçasının otomatik olarak alçalıp yükselmesidir. Bu ayarlamayı X5-X4'lerde sensör motoru sağlar.

470 İki Motorlu

1200+200W/Fırça:46cm

370 İki Motorlu

1200+175W/Fırça:36cm

X5 Otomatik Fırça Ayarlı

1300W/Fırça:37cm

Temizlik Firmaları, Halı Yıkamacılar, Kamu Kurumları, Eğitim Kurumları, İbadethaneler... ve Halı Serili Tüm Geniş Mekanlara... TAM PROFESYONELLER İÇİN!..

TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ :

X4 Otomatik Fırça Ayarlı

1300W/Fırça:31cm

DART-1 İki Motorlu

1300+175W/Fırça:31cm

*OTELLERE, *OFİSLERE, *EVLERE...

duo-M 750W/Fırça:36cm

duo-P

Poşet:500gr. Koli:10 poşet,5 kg.

SEBO duo-M - Temizlik Tozunu YEDİRME MAKİNESİ’ dir. SEBO duo-P - Kir, leke çıkarıcı ve dezenfekte edici, özel üretim TEMZİLİK TOZU’dur. Halıları kaldırmadan, yerinde temzilik. Uygulaması kolay.Halıda kalış süresi kısa (45/60dk.) Sonuç mükemmel!..

Ankara Tel - 0 312 318 16 96 Fax - 0 312 316 66 94 İstanbul Tel - 0 212 659 33 60

DART-3

İki Motorlu

1300+200W/Çap:30cm 2000 devir/dk.

Kombi Başlığı 28cm.

SEBO DART-3

Zemin parlatma ve bakım makinesi. Parke, Ahşap, PVC, Fayans,Mermer, Granit, Doğal Taş vb. zeminler için...

EYLÜL - EKİM 2015

03


BAŞKANDAN

Rekabet koşullarını iyi okumak gerekiyor TESHİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent DOĞRU

S

ektörümüz açısından baktığımızda rekabet koşuları ağır geçtiğini söyleyebiliriz. Son dönemlerde sektörümüzde bazı firmalarda yaşanan mali krizler sektörümüzü olumsuz etkilemiştir. Umut ediyorum işletmelerimiz ülke olarak geçirmekte olduğumuz sıkıntılı dönemi daha dikkatli ve duyarlı geçirirler. Rekabettin sektörümüzün gelişmesi ve kaliteyi artırmak açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Tabi ne zaman gerekli, ne zaman zararlı olduğunu ayırt etmek de çok önemli. Küreselleşmeyle beraber, ülkeler arasındaki ticari sınırlar ortadan kalkmaya başlamıştır. Bu durum, işletmelerin hem ulusal rakipleriyle hem de uluslararası rakipleriyle sürekli rekabet içinde olmalarına zemin hazırlamıştır. Dolayısıyla işletmeler günümüzde daha sıkı ve zorlu bir rekabet ortamı içinde gelişimlerini ve devamlılıklarını sürdürmek zorundadırlar. İşletmelerin başarılı olmaları için küresel rekabet stratejilerini etkin bir şekilde kullanabilmelerinin yanı sıra aynı zamanda sürekli bir yenilik ve gelişim içinde olmaları gerekmektedir. Hız, standartlaşma, ortaklaşa rekabet gibi yeni kavramların ve yaklaşımların değer kazanmasıyla işletmelerin küresel rekabet ortamında başarılı olmaları da zorlaşmıştır. İşletmeler karlarını, pazar paylarını arttırmak ve devamlılıklarını sürdürebilmek için bu hızlı değişime ayak uydurabilmeleri gerekir. TESHİAD’ın sektörün çatı örgütü olduğu, bu alanda sektör ve ülke yararına olacak şekilde üye firmalarla güçlerini birleştirerek temizlik sektörünü dünya standartlarında ve kalitesinde bir yapıya kavuşturmak için çalışmalarını hızla sürdürmekteyiz. TESHİAD tesis yönetimi adı altında alt işveren gurubu yani sektö-

04

EYLÜL - EKİM 2015

re tedarik sağlayan birkaç sektöre de çatı görevi yapmaktadır. Olaya sadece bir temizlik gibi bakmamak lazım. Çok farklı dinamikleri bünyesinde barındıran bir endüstriden bahsediyoruz. Oto yıkamacıları, kimyasal madde üreticileri, temizlik makineleri üreticileri, halı yıkamacılar, dış cephe cam siliciler ve daha pek çok iş kolu bizim sektörde yer alıyor. TESHİAD’ın asli görevi, bu alanda faaliyet gösteren işletmeleri bir arada tutabilmek, sektörün sorunları ve gelişimini bu çatı altında yürütmek, kamuoyu oluşturup bilinçlendirmektir. Tabi ülkemizde birçok sektörde olduğu gibi derneklere de çok iş düşüyor. Sektörde var olan sıkıntılara çatımız altında çözüm bulmaya çalışıyoruz. TESHİAD olarak, Türkiye’nin ve dünyanın geleceğini önemsiyoruz. Daha verimli eleman çalışma modelini nasıl oturtabiliriz. Dünyada gelişen teknolojileri takip edip kurumlarımız ile nasıl paylaşabiliriz gibi asıl görevimiz olan hijyen ve verimlilik konusunda tüm konulara kafa yoruyoruz diyebiliriz. Temizlik sektörü bugün hayatımızın her alanında; gerek birey olarak gerekse işletme olarak ihtiyaç duyduğumuz mecburi bir ihtiyaçtır diyebiliriz. Tabi ezelden bu yana hayatımızda var olan bu ihtiyaca sektör olarak, yani profesyonel kişiler tarafından hizmet verilmesi, 1980’ler ve 1990’larda hayatımıza girdi diyebiliriz. Sektörün kendi dinamiklerini oluşturması özelikle yurt dışı orijinli markaların da ithal edilmeye başlanması ile sektör bir endüstri haline geldi diyebiliriz. Ayrıca kamu kurumlarının yanı sıra, özellikle çok uluslu otel, AVM, perakende marketleri ve endüstri kuruluşlarının, kendi hizmet satın alma kültürleri


doğrultusunda yapmaya başladığı hizmet satın almelerimiz ve insan gücü birikimimiz var. Ülkemiz açısından baktığımızda sektörün önemi maları da sektör geneline pozitif baskı unsuru olarak büyük. Son dönemlerde gerek siyasi belirsizlik, gerekyansımış ve endüstriyel temizlik sektörünün sistem ve hizmet kalitesi bakımından gelişmesine neden olse dış pazarlarda ekonomik düşüşler sektörümüzü etmuştur. kilese de, gelişmeye açık bir sektörüz. Bugün hizmet Temizlik sektörü 2000’li yıllarda, özellikle yabancı verdiğimiz alanları topladığımızda yüzde 30 gibi bir orijinli temizlik kuruluşları ve FM kuruluşlarının, şiralana hizmet vermekteyiz. Asıl hedefimiz işletmeleriket evlilikleri ya da satın alma yöntemi ile ülkemize mizin hizmet verdikleri alanları daha da çoğaltmasıdır. gelmeye başlamasıyla farklı bir boyuta gelmiştir. Yavaş yavaş evlere profesyonel hizmet veren işletmeTemizlik sektörün asıl görevi hijyeni sağlamaktır. lerimiz kurulmaya başladı. Bu da sektörümüzün önüYani bir nevi insanların sağlığını korumak açısından ve nün ne kadar açık olduğunu göstermektedir. Dernek rahat bir ortamda çalışıp yaşamalarından direk kenolarak TESHİAD TV ve HİZMET dergimiz aracılığı ile sunduğumuz hizmetin önemini ve bilincini kamuoyu dimizi sorumlu görmekteyiz. Bugün bir AVM veya bir nezdinde artırmaya çalışıyoruz. hastane gibi binlerce insanın günlük kullandığı ortak alanlarda iyi bir hijyen sağlayamadığınız zaman, toplum sağlığı açısından ciddi sorunlar oluşabilir. Bununla beraber işletmenin veya kamu kuruKURULUŞ munun asıl görevini yapmasını, daha www.teshiad.org.tr 1992 rahat ve sorunsuz verimli çalışma olanağını sağlıyoruz. Sektörümüzde hizmet veren firmalarımızın hizmet verdikleri gerek firmalar açısından gerekse kamu nezdinde tanınan hakların iyileştirilmesi daha iyi bir ortamda rekabet etmelerini ve daha kaliteli işi kendilerine sunmalarını sağlayacaktır. Devlet nezdinde ilgili bakanlığın sektörümüzü istidam yaratmakta önemli bir sektör olarak görmesi ve var olan sorunları ortadan kaldırması işletmelerimiz açısından daha iyi bir çalışma ortamı sağlayacaktır. Dernek olarak hedeflerimiz, uzun vadede olmakla beraber, daha önce belirttiğim gibi sektörümüze daha iyi bir çalışma ortamı sağlamaktır. Ülkemizin coğrafi konumu olarak baktığımızda önemli bir noktadayız. Dünyaya açılan bir pencereden bakıyoruz diyebiliriz. 2014 yılında düzenlediğimiz ISSA/İNTERCLEAN Fuarı’nda baktık ki dünya çapında birçok uluslararası firSilen Temizlik ma ülkemizi pazar olarak görmekte ve bu konularda direk TESHİAD’ı muhatap almakta. İyi bir pazar payı ve karlılık elde edeceklerine eminim. Türkiye gelişen bir ülke ve geliştikçe ihtiyaçüyesidir ları artmaktadır. Yenilikçi çalışmalara ve ürünlere açık pazar olan ülkemiz Türkiye’nin ve dünyanın geleceğini önemseyen, toplumsal sorumluluklarının farkında olan üzerinden gerek Ortadoğu gerek Türki Temizlik ve Tesis Hizmetleri Yönetimi sektörünün temsilcisi TESHİAD’ın üyeleri olarak, sorumluluğunu üstlendiğimiz tüm proje uygulamaları ve ürün satışında; çevreye duyarlı, yasalara ve insan Cumhuriyetler gibi alanlara ulaşılabiAĞUSTOS 2014 19 kaynağına saygılı, global düzeyde teknolojik gelişmeleri takip ederek çözüm ve verimlilik sağlarız. lir. Ülkemizde bunu sağlayacak işletEYLÜL - EKİM 2015

05


İÇİNDEKİLER TESHİAD Adına İmtiyaz Sahibi Bülent DOĞRU Yayın Koordinatörü Abdurrahman Çınar Avrupa Yakası Temsilcisi Ruşen Tanrıverdi Yazı İşleri Müdürü Zafer Mumcular Editör Cengiz Tepebaş Tasarım ve Uygulama Ozan Gürel Yayın Kurulu Bülent DOĞRU (Başkan) Zafer MUMCULAR Umut DELİKANLI Yayın Türü Yaygın, süreli, 2 ayda bir Yönetim Yeri Libadiye Cad. Tahralı Sok. Kavakyeli Plaza A Blok No:7 D:30 Ataşehir / İSTANBUL (Soyak Migros Karşısı) Tel: 0216 291 22 58 Faks: 0216 291 22 59 E-mail: teshiad@teshiad.org.tr Web: www.teshiad.org.tr Yapım Ekonomi Ajans Yayıncılık, Paz.ve Danışmalık Hizmetleri Adres: Fevzi Paşa Cad. No 2 Sarı Ap.D:6 34750 Küçükbakkalköy – Ataşehir – Istanbul Tel: +90 (0) 216 572 60 69 Faks: +90 (0) 216 576 89 96 Basım: İstanbul Basım Ltd.Şti Tel: 0212 603 26 21 Hizmet Dergisine Ulaşmak için: teshiad@teshiad.org.tr hizmetdergisi@teshiad.org.tr Her hakkı saklıdır. Yayımlanan yazı ve fotoğrafl ar kaynak gösterilerek özet alıntı olarak kullanılabilir. Basılan ilanların sorumluluğu tamamıyla ilan sahiplerine aittir. Yazılarla ilgili her türlü hukuki ve etik sorumluluk yazarlarına aittir.

06

EYLÜL - EKİM 2015

08 12 16 18 24 29

Ticari gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcının ilgisi hız kesmedi

32

“Hizmet kalitesi ve maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere açık olmalıyız”

34 36 37 38

“Önce Güvenlik, Sonra Temizlik” dedi

AİLE ŞİRKETLERİNİN AÇMAZI “Wilco Group, Yenilikçi ve üretken bir kurum” Dünyada temizlik sektörü 110 yılı aşkın bir geçmişe sahiptir Endüstriyel Temizlikte Tedarik Zincirinin Önemi Burcu Işıksaçar TESHİAD Üyelik Hizmetleri Koordinatörlüğüne başladı

Türkiye online temizliği çok sevdi ISAF SHF FUARI’NDAN SEKTÖRE MERHABA Elektrikli Süpürgelere Enerji Etiketi Zorunluluğu Geliyor


39 40 41

Tanıtım harcama değil, yatırımdır

42

ISSA/INTERCLEAN Kuzey Amerika 20 – 23 Ekim 2015, Las Vegas Tesis Çözümleri için Tek Show!

44

TESHİAD TV İzlemekten keyif alacağınız programlaRLA sektörün sesi olmaya devam ediyor

46 47

Türkiye’de AVM gelişim hızı yavaşlıyor

48 49 50 52

‘Temiz Tuvalet Konvoyu’ Türkiye yollarında

Oasis Clean Serisi ile Çevreye Duyarlı Ürünler 3M Türkiye’nin yöneticileri 3M’in global yapılanmasında üst düzey roller üstleniyor

Prof. dr. Mustafa Altındiş: “hijyen eksikliği hepatitlerin yayılmasına zemin hazırlıyor”

OKUL DÖNEMİNDE HİJYEN CEPTE Üretimin geleceği kişiselleştirmede saklı Unilever Türkiye Tarihi kitabı, iş dünyasına rehber niteliği taşıyor

53 54 55 56 57 58 60 62 64 65

Henkel, ikinci çeyrekte güçlü bir performans sergiledi… Plastik ambalaj sektörü ihracatla büyüyor HOSTECH BY TUSID 2-5 Kasım 2016’da CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek! Günümüz İş Dünyasının En Önemli Sorunlarından Biri “Nitelikli İşsizlik” Türkiye’li Çalışan ‘Maaş’ından Kaygılı Eğitim sektörüne 13 bin kişilik işe alım

Katı Atık’da yeni tesis yatırımlarımı Çevre Duyarlılığı için elele AZİZ Kocaoğlu, Yamanlar çöp bertaraf tesisi için odalarla görüştü Temizlik İşleri Müdürlüğü, Bolu’daki kamu çalışanlarını bilgilendiriyor EYLÜL - EKİM 2015

07


AYIN KONUĞU

Ticari gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcının ilgisi hız kesmedi JLL Türkiye, perakende, ofis, lojistik ve otel sektörlerindeki gayrimenkul pazarını değerlendirdiği ‘Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı Görünümü’ raporunu yayınladı. Sektördeki gelişmelere ışık tutan raporda, ülkedeki siyasi belirsizliğin olumsuz etkilerine rağmen Türkiye pazarına girmek isteyen uluslararası markaların ilgisinin yılın ilk yarısında güçlü bir şekilde devam ettiği ve yatırım faaliyetlerinde herhangi bir yavaşlama görülmediği vurgulandı.

K

08

urumsal gayrimenkul danışmanlığı alanında faaliyet gösteren JLL Türkiye, her altı ayda bir hazırladığı ‘Ticari Gayrimenkul Pazarı Raporu’nu açıkladı. Rapora ilişkin bilgi veren JLL Türkiye Ülke Başkanı Avi Alkaş, siyasi gündemde yaşanan hareketliliğin ekonomi üzerindeki etkisine dikkat çekti. Bu hareketliliğin Türkiye ekonomisine ilişkin yakın gelecekteki başlıca risk faktörlerinden biri olmaya devam edeceğini söyleyen Avi Alkaş, “Ancak siyasi belirsizliğin yatırım pazarını ve genel ekonomiyi geçmişte olduğu kadar etkilemediği de görülüyor. Kapsamlı raporumuz, devam eden işlemlere ilişkin herhangi bir aksama olmadığını ve yatırımcıların özellikle siyasi duruma ilişkin endişelerinin bulunmadığını gösteriyor” dedi.

Perakendede normale dönülecek Avi Alkaş, perakende pazarı özelinde değerlendirildiğinde Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybının kiralama işlemlerini yavaşlattığını belirterek, “Bununla birlikte, Türkiye pazarına girmek isteyen uluslararası markaların ilgisinin yılın ilk yarısında güçlü bir şekilde devam ettiği ve yatırım faaliyetlerinde herhangi bir yavaşlama olmadığı görüldü. TL’deki aşağı yönlü baskının, siyasi belirsizliğin son bulmasıyla birlikte belli bir ölçüde azalması bekleniyor. Bu durum perakende pazarının da normale dönmesini sağlayacaktır” dedi.

Şeffaflık artırılmalı JLL Küresel Gayrimenkul Şeffaflık Endeksi’nin önceki iki araştırmasında en çok gelişme kaydeden ülkelerden birinin Türkiye olduğuna dikkat çeken Alkaş, “Türkiye, 2014 yılında yayınlanan sekizinci araştırmada ne yazık ki düşüş kaydetti. Gayrimenkul sektöründe şeffaflık kavramını güçlendirecek somut adımların atılmasının, yatırım ivmesini korumak adına zorunluluk haline geldiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.

Perakende pazarı • Seçim döneminden kaynaklanan siyasi belirsizlik nedeniyle oluşan kur dalgalanmaları ve TL’nin değerindeki sert düşüş, 2015’in ilk yarısı boyunca uluslararası ve yerel perakendecilerin ana gündem maddesi oldu. • TL’nin değer kaybetmesinin, özellikle perakendecilerin operasyonel maliyetleri içinde önemli bir yer tutan kira giderleri üzerinde olumsuz bir etki yarattığı, dolayısıyla da kiralama işlemlerinin yavaşladığı göz-

EYLÜL - EKİM 2015

Ticari Gayrimenkul Pazarı Raporu’nda öne çıkan noktalar


lemlenmektedir. • Bununla birlikte, Türkiye pazarına girmek isteyen uluslararası markaların ilgisinin güçlü bir şekilde devam ettiği ve yatırım faaliyetlerinde herhangi bir yavaşlama olmadığı görülmektedir. Kurdaki dalgalanmalar • Kurlarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye’de halihazırda faaliyet göstermekte olan uluslararası perakendecileri, pazara girmeyi planlayan fakat daha faaliyete geçmemiş markalara göre daha fazla etkilemektedir. • TL’deki aşağı yönlü baskının, siyasi belirsizliğin son bulmasıyla birlikte belli bir ölçüde azalması beklenmektedir ve bu durum pazarın normale dönmesine neden olacaktır. • Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği tarafından yayınlanan Alışveriş Merkezi Endeksi, perakende talebi bakımından pozitif bir görünüm sergilemektedir. 2014 yılının aynı dönemiyle karşılaştırıldığında, Nisan 2015 için ciro değerlerinde %20 oranında bir artış görülmektedir. • Oxford Economics projeksiyonuna göre, Türkiye 2015 ve 2017 yılları arasında Avrupa’nın olgunlaşmış piyasalarından daha yüksek olan %5’lik perakende satış büyüme oranına ulaşacaktır. • Birincil kiraların yılın ilk yarısı boyunca, 2014 yıl sonuna göre sabit kaldığı ve EUR 90 m2/ay seviyesinde olduğu görülmektedir. Perakende yoğunluğu arttı • 2014 yıl sonunda her 1.000 kişi başına 129 metrekare kiralanabilir alan olarak ölçülen Türkiye’nin perakende yoğunluğu, 2015’in ilk yarısı itibariyle artış göstererek, her 1.000 kişi başına 132 metrekare seviyesine ulaşmıştır. • Her 1.000 kişi başına düşen 198 metrekare kiralanabilir alan seviyesinde olan Avrupa ortalaması ile karşılaştırıldığında, Türkiye’nin alışveriş merkezi gelişimi açısından potansiyel sunduğu gözlemlenmektedir. AVM geliştirme projeleri sürecek • 2015’in ilk yarısı itibariyle, Türkiye’deki alışveriş merkezlerinin toplam kiralanabilir alanı (TKA), 350 merkezde 10,3 milyon metrekareye ulaşmıştır. • 2015-2018 dönemi boyunca alışveriş merkezi geliştirme projelerinin güçlü bir şekilde devam etmesi ve 2018 yıl sonu itibariyle toplam stokun 420 alışveriş merkezinde 12,8 milyon metrekareye ulaşması beklenmektedir. İnşaat halindeki stokun ağırlıklı olarak dördüncü kuşak üst bölgesel merkezlerden oluştuğu görülmektedir.

Ofis pazarı • Raporda, talep, arz ve yeni eğilimler bakımından Türkiye’nin en gelişmiş ofis pazarı olan ve ülke çapındaki yüksek kalitede modern ofis arzının yaklaşık yüzde 80’ini sağlayan İstanbul incelenmiştir. • Kiracı taleplerinde siyasi belirsizlik nedeniyle 2014 son çeyrekte başlayan yavaşlama sürecinin, 2015’in ilk yarısı boyunca da devam ettiği görülmektedir. USD kurlarında yaşanan dalgalanma da azalan talebi etkilemektedir. Ofis kullanıcıları temkinli davranmakta ve mal sahipleri ile kiracılar arasındaki pazarlık süreçleri uzamaktadır. • Ofis arayışında olan şirketlerin daha çok metro hattına yakın ofis binalarını tercih etmeye devam ettikleri ve metro hattına yakın olmanın kullanıcı tercihlerinde giderek daha belirleyici bir etken olduğu gözlemlenmektedir. • İstanbul’daki mevcut A sınıfı ofis stoku yılın ilk yarısı itibariyle, 2014 yıl sonu ile karşılaştırıldığında, 129.000 metrekarelik bir artış göstererek, 4,1 milyon metrekareye ulaşmıştır. İnşaat halindeki arzın tamamlanması ile toplam A sınıfı ofis arzının 2018 yıl sonunda 6,6 milyon metrekareye ulaşması beklenmektedir. EYLÜL - EKİM 2015

05


AYIN KONUĞU Kiracı dostu koşullara yönelim • 2016 yılında tamamlanması beklenen inşaat halindeki stokla birlikte, İstanbul ofis pazarı daha “kiracı dostu” koşullara doğru yönelim göstermektedir. • Yılın ilk yarısında, ofis kullanıcılarına perakende alanı, restoran, kültürel aktivite ve spor kulüpleri gibi olanaklar sunan prestijli ofis binalarına yönelik talebin yoğun olduğu gözlemlenmiştir. • Merkezi İş Alanı’nda 2015’in ilk yarısında yaklaşık 77.000 metrekare ofis arzı sunulmuştur. 2014 yıl sonunda %16,5 seviyesinde olan boşluk oranı, %15,2 seviyesine gerilemiştir.

• Bütün bu gelişmelere rağmen 2015 yılının ikinci çeyreğinde bazı önemli performans ölçütlerinde olumlu gelişmeler gözlemlenmiştir. • Ayrıca İstanbul, dünyadaki başlıca kongre destinasyonlarından biri olarak konumunu güçlendirmiş ve Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Birliği’ne (ICCA) göre, 2014 yılında 130 uluslararası toplantı ile dokuzuncu sırada yer almıştır. • İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısının 2015 yılı Ocak-Mayıs döneminde, 2014 yılının aynı dönemine göre %5,5 artış göstererek 5,7 milyona ulaştığı görülmektedir.

Lojistik pazarı • Rapor, İstanbul ve Kocaeli’ni kapsayan Marmara Bölgesi’ndeki lojistik sektörünün dinamiklerini arz ve talep yönünden incelemektedir. • Uluslararası yatırımcıları çekmenin önündeki en büyük engellerden biri olan yüksek arsa fiyatları, lojistik getiri oranları üzerinde de olumsuz bir etkiye sahiptir. Kira seviyelerinin beklenen getiri oranlarını karşılayamadığı görülmektedir. • 3. Köprü, 3. Havalimanı, Organize Liman Bölgesi ve Liman Kent Projesi gibi önemli altyapı projelerinin lojistik pazarı üzerindeki olumlu etkilerinin önümüzdeki iki sene içinde görülmesi beklenmektedir. • E-ticaretin lojistik pazarında gelişmeyi tetikleyen başlıca eğilim olması beklenmesine rağmen, Türkiye’de e-ticaretin piyasa performansı beklenen ivmeyi yakalayamamıştır ve durgunluk göstermektedir. Üç sektör başı çekiyor • 2015’in ilk yarısında perakende ve gıda şirketleri gibi son kullanıcıların pazarda aktif olduğu ve son kullanıcı talebinin 5.000 ile 10.000 metrekare arasındaki daha küçük alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir. Perakende, hızlı tüketim ve otomotiv Türkiye’de lojistik pazarını taşıyan başlıca sektörler olarak sıralanmaktadır. • 2015’in ilk 6 ayı boyunca 377.000 metrekarelik lojistik kiralama işlemi gerçekleşmiştir ve kiralama işlem hacmi 2014 yılının aynı dönemine göre küçük bir düşüş göstermiştir. • İstanbul ve Kocaeli alt pazarlarını kapsayan Marmara Bölgesi’ndeki toplam lojistik arzı, 2014 yıl sonunda 7,8 milyon metrekare seviyesindeyken 2015’in ilk yarısı itibariyle 8,1 milyon metrekareye ulaşmıştır.

Doluluk oranları arttı • Otel doluluk oranları bir önceki yılın Ocak-Mayıs dönemine göre %3,2 artarak %66,8 olurken, ortalama günlük oda fiyatlarının %5,7 azalarak EUR 123,54 seviyesine indiği ve oda başına düşen gelirin %2,6 azaldığı olduğu gözlemlenmiştir. • Seçim sonrası sürece bağlı olarak, pazardaki belirsizliğin 2015 yılının ikinci yarısında da devam edeceği öngörülmektedir. • İstanbul Finans Merkezi, 3. Köprü, hızlı tren ve Kuzey Marmara Otoyolu gibi projelerin yanı sıra gelişmekte olan ofis alt pazarlarına bağlı olarak İstanbul’un Anadolu Yakası’nın otel yatırımcıları ve operatörleri için daha cazip bir hale geldiği görülmektedir. Asya Yakası’nda yer alan oteller, İstanbul’daki toplam otel arzının %13’ünü oluşturmaktadır. • Son dönemde hızla devam eden otel yatırımlarının, var olan talebin üzerinde bir artış eğiliminde olduğu görülmektedir. İnşaat halinde ve planlanmakta olan tüm otel projelerinin tamamlanmasıyla, İstanbul’daki toplam otel arzının 2016 yılı sonu itibariyle %13 artması beklenmektedir. • Yerli ve yabancı yatırımcıların İstanbul turizm ve konaklama sektörüne yönelik artan yatırım iştahı ve sektörün sunduğu fırsatlardan faydalanmak istemeleri, İstanbul pazarının çekiciliğinin devam edeceğini göstermektedir.

Otel pazarı • İstanbul turizm ve otel sektöründe 2013 ve 2014 yıllarında, küresel ve bölgesel jeopolitik sebeplerden kaynaklanan bir yavaşlama eğilimi görülmüştür. Seçim sonrası süreci ile pazardaki belirsizliğin 2015 yılının ikinci yarısında da devam etmesi beklenmektedir. 10

EYLÜL - EKİM 2015


EYLÜL - EKİM 2015

11


İŞ GELİŞTİRME

Umut Delikanlı TESHİAD Yön-Kur Üyesi, TESHİAD Genel Sekreteri EKİPMAN MARKET Kurucusu ve Yöneticisi www.ekipmanmarket.com www.formaxgiyim.com

AİLE ŞİRKETLERİNİN AÇMAZI Ü

lkemizde aktif faaliyet halinde 1.5 milyon şirket (işletme) bulunuyor. Bunların %98’den fazlasını aile şirketleri oluşturuyor. Yüzde ikisine karşılık gelen sadece 30.000 adet civarı işletme ise aile şirketi kapsamına girmiyor. Kimdir bu aile şirketi kapsamına girmeyen işletmeler? Şöyle açıklayalım, kamuya ait şirketler, halka açık şirketler, yabancı sermayeli şirketler ya da yönetimi profesyoneller tarafından üstlenilmiş kurumsal büyük şirketler. Peki ülkemizdeki aile şirketleri iyi yönetiliyor mu, verimli çalışıyor mu? Ya da aile şirketlerini daha büyütmek, yurt dışına açılmak ve ikinci üçüncü kuşaklara devretmek mümkün mü? Bunları tartışmadan önce aşağıdaki özet tabloya bir göz atalım. Bu tablo bugün itibariyle faaliyet halindeki işletmeleri, bünyelerindeki çalışan sayılarına göre sınıflandırmaktadır: Çalışan sayısı 1-9 10-49 50-99 100-999 1000+ Toplam

Şirket sayısı 1.300.000 170.000 20.000 9.650 350 1.500.000

Tablodan da görüldüğü üzere, faaliyetteki işletmelerin çok büyük kısmı, küçük işletmeler. Her biri 100’den az istihdam sağlayan, çoğunlukla kurucunun bilfiil çalıştığı ve tamamen kurucuya bağımlı şekilde faaliyet gösteren şirketler. Bizimse bu yazıda tartışmak istediğimiz bu tablonun son iki satırı. Yani 100’den fazla çalışanı olan, belli bir büyüklüğe erişmiş, ancak kurumsallaşması eksik, yurt dışına açılmada yetersiz kalmış, 12

EYLÜL - EKİM 2015

marka olamamış bununla birlikte umut vadeden aile şirketleri. Burada şunun altını çizelim, işletmeleri var eden birkaç temel unsur var: girişimci (kurucu), sermaye, iş fikri bu üçü bu işin olmazsa olmazı. Elbet işletme büyüme yoluna girdiğinde ilave istihdam, piyasa kredibilitesi, makine-ekipman parkı, hammadde, pazarlama vs gibi unsurlar da devreye girecek. Ancak onları şimdilik bir kenara bırakalım ve ülkemizde aile şirketlerinin neden gelişip büyüyemediğini, dışa açılamadığını, şubeleşemediğini, yönetimin profesyonellere devredilemediğini ve nihayet kurucudan sonraki kuşaklara aktarılamadığını konuşalım. Bunun için de büyük ve kurumsal şirket olmak için gereken temel kriterlerde ne gibi eksiklerimizi var birer birer gözden geçirmemiz gerekiyor: 1) Girişimci (kurucu): Bu söyleyeceğim birçok kişiyi mutlu etmeyecek ancak bizim bir realitemiz, o da şudur, ne yazık ki ülkemizde, alınan eğitimle girişimcilik arasında bir ters orantı var. Yani öğrenciyken dersleri iyi olup okumaya meyilli çocuklar ve gençler, kendi işini kurmaya teşvik edilmiyor; hatta ne hikmetse, kendi işini kurma ve bir yer açma fikri (özellikle dar ve orta gelirli ailelerde) istenmeyen adeta küçümsenen bir şey. Böyle olunca eğitim almış diplomalı, hatta bazısı yabancı dil bilen, vizyon sahibi ve potansiyeli yüksek birçok genç hiç bir şekilde girişimcilik faaliyetine bulaşmadan, beyaz gömleği giyip bir şirkette masa kapma derdine düşüyor. Bu kesim risksiz bir çalışma hayatı, düzenli maaş ve kariyer peşinde yürüyor; kendi işimi kurayım diye düşünmüyor.


Öte yandan, gençliğinde okumaya meyilli olmayanlar ise (ya da buna imkanı olmayanlar) genellikle kendi işini kurma yoluna gidiyor. İşte bizim mevcut girişimci sınıfımızı çoğunlukla böyle kısıtlı imkanlarla ekmeğini taştan çıkartmaya, işini büyütmeye gayret eden bu kesimden oluşturuyor. Bu girişimci sınıf kendi vizyonu, kapasitesi ve imkanları kadar işini büyütme çabasına giriyor. Ancak gelin görün ki, diplomalı, dil bilen ve dünyaya açık gençliğe güvenmiyor; onları bünyesinde istihdam etmiyor. Bu nedenle parlak yeni mezunlara da tek seçenek kalıyor, yabancı şirketlere kapağı atmak. Böylece, yabancı şirketler en iyi yetişmiş parlak beyinleri kapıp, zaten 1-0 öndeyken 2-0 öne geçiyorlar. Bununla birlikte hakkını yemeyelim, çok başarılı birçok diplomalı girişimcimiz de var, aynı şekilde diplomasız olup da işini çok büyüten işadamlarımız da var. Ancak kabul edelim onlar istisna. 2) Sermaye: bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek yok. Hepimiz durumun farkındayız. Ülkemizde sermaye olanakları kısıtlı, krediler pahalı, tasarruf eğilimi düşük, borçla tüketen bir milletiz. Bu durum, atıl birikimlerin reel sektöre cazip koşullarda aktarılmasının ve üretken alanlarda kullanılmasının önüne geçiyor. Girişimci bankadan korkuyor, krediden kaçıyor, faizden uzak duruyor. Bankaya borcum olmasın, şirket de büyümeyiversin eğilimi haklı olarak ağır basıyor. Hatta bir taraftan da işini büyütmeye çalışmak, bizde açgözlülükle paraya düşkünlükle eş tutulup, neredeyse ayıplanıyor. Girişimci de kendi içinde bu ikilemi yaşıyor çoğunlukla ve yatırımdan büyümekten geri duruyor; kanaatkar yaklaşıyor. 3) İş Fikri: küçüklüğünden beri “fazla konuşma, çok soru sorma” diye özgür düşünmesi engellenen bir kuşağız biz. Evde, okulda, sokakta, askerde ya da iş yerinde fikrine müracaat edilmeyen ya da fikir üretmesi beklenmeyen birey, 25-30 yaşından sonra parlak iş fikirleriyle bir atılım gerçekleştiremiyor haliyle. Girişimciler ise çoğunlukla yabancı bir şirketin distribütörlüğünü alma derdinde. Özgün iş fikirleri nadiren çıkıyor. Bakın en büyük firmalarımıza, tamamına yakını yabancılarla ortak iş yaparak büyümüştür; ya da yurt dışında gördüğü bir fikri getirip burada hayata geçirmiştir. Zincir market işinde dahi bu böyle. Yani kimse kusura bakmasın ama, ne yazık ki tek başına bir market zinciri dahi kurmakta zorlanan ve bunu ancak yabancılarla ortak yapabilen bir girişimci sınıfımız var. Bu üç hayati konudaki aksaklıklar, aile şirket-

lerinin büyümesinin önündeki temel engellerdir. Bundan da ötesi, şunun da altını çizmemiz lazım, işletmenin kurucusu kimseye güven duymuyor ve bin bir zorlukla kurup büyüttüğü şirketinin yönetimini başkalarıyla paylaşmak istemiyor. Kendi hemşerisini ya da akrabasını istidam etme yoluna gidiyor. Küçük olsun benim olsun diye düşünüyor. Hatta bu gerilimli ve güvensiz yapıdan dolayı, bazen kendi çocukları dahi babalarının şirketine girip çalışmak ve işi büyütmek konusunda çoğunlukla isteksiz duruyorlar. Dışarıdan yeterli taze kan girmiyor; bu nedenle o işletme, kurucusunun vizyonu, tecrübesi, kapasitesi ve imkanları ne kadarsa o kadar büyüyebiliyor. Kurucu, bir ortaklığa gitmeye de çekiniyor, çünkü ortak demek baş ağrısı demek, çok başlılık demek (!). Avrupa’da birçok orta ve büyük ölçekte aile şirketi var, 100 yaşına yaklaşmış ve üçüncü dördüncü kuşak yönetimi devralmış. Bu işletmeler zamanla kendi pazarlarında belli bir büyüklüğe erişip, sonrasında farklı ülkelerde iştirakler kurmuşlar, hatta birçoğu global marka olmuşlar. Birçok Avrupalı aile şirketi biliyoruz, milyar Euro mertebesine erişmiş ama hala aile şirketi olmakla övünüyor; ancak her şeyi tamamen aile bireylerin inisiyatifine bırakmamışlar tabi. Hem yönetim kadrolarında iyi yetişmiş profesyonelleri istihdam etmiş ve onlara yetkiler vermişler; hem de tecrübeli isimlerden oluşan güçlü ve yetkin yönetim kurulları, danışma kurulları, denetim kurulları vs oluşturmuşlar. Mesela bu kurullarda pekala başka şirketlerin yöneticilerini de görebilirsiniz, akademisyenleri görebilirsiniz. Bu çok yaygın, ama emekli general pek göremezsiniz, emekli siyasetçi hiç göremezsiniz. Bizde bu anlayış pek yok maalesef. Hani bazı işyerlerinin vitrininde yazar ya, “Başka yerde şubemiz yoktur” diye. İşte bu anlayışın “biz ancak bu kadar yapabildik, ikinci bir şube açabilirdik fakat kasaya oturtacak güvenebileceğimiz birini bulamadık ya da bizim firma sahibi ustalığını kendine sakladı kimseyle paylaşmadı adam yetiştirmedi” anlamına geldiğini artık görmemiz gerek. Aile şirketleri büyümek için şubeleşmek gerektiğini, markalaşmak gerektiğini, dışa açılmak gerektiğini fark etmeli; bunun için de profesyonel kadroları istihdam etmekten korkmamalı. Diplomalı profesyoneller de kendi işini kurmaktan bu kadar kaçmamalı. Mucize beklenilmemeli ancak unutulmamalı ki, şirketlerin büyümesi emekle, yatırımla, insanla ve nihayetinde zaman ve tecrübeyle olur. EYLÜL - EKİM 2015

13


RÖPORTAJ

14

MAYIS -2015 EYLÜL EKİM 2015


EYLÜL - EKİM 2015

15


ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK

“Wilco Group, Yenilikçi ve üretken bir kurum” Wilco Group Genel Müdürü Mehmet Avcı, her zaman yenilikçi bir vizyona sahip kurumsal yapısıyla ilerleyişini sürdüren grubumuz; Türkiye’de hizmet verdiği alanlar içinde çok önemli bir konuma gelmiş ve iş yaptığı kurumlar tarafından çalışmaları takdirle bir yapıda olduklarını söyledi. Mehmet Avcı, “Grubumuz Türkiye ve Yurt Dışında Temizlik, Katı Atık Yönetimi, Güvenlik, İnşaat ve Yardımcı Personel hizmetleri vermektedir” şeklinde konuştu.

T

emeli 1991 yılında Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Avcı tarafından atılan Wilco Group, Rıfat Avcı’nın sınıf öğretmenliği yaparken Van ilinde, bu alandaki ihtiyacı görerek, ev ve işyerlerine temizlik hizmeti vermek amacıyla Van-Tem Temizlik Ltd. Şti.’ni kurdu. Kısa sürede başarı yakalayan firma, hizmet ağını genişleterek bünyesine başka şirketleri kattı ve bunları Avcı Şirketler Grubu altında birleştirdi. Bünyesindeki şirketler; İlgi Sosyal Hizmetler, İlgi Tedarik Hizmetleri ve Avcı İnşaat.

16

bir Ar-Ge departmanımız var. Bu departman ticari temizlikte hizmet, sistem ve ürün kalitesini arttırmak için çalışıyor. Örneğin epey bir zamandır okul temizliği üzerine araştırmalar yapıyor. Yaptığımız araştırmalarda bu konudaki eksiklikleri, tüketicilerin beklentilerini ve görüşlerini tespit ettik ve bu doğrultuda Alman Arqora grubu ile iş birliği yaparak X Line Okul adlı yepyeni bir temizlik sistemi geliştirdik.

Öncelikle firmanız ve Endüstriyel temizlik sektöründe sunduğu hizmetlerden bahseder misiniz? Wilco Group, ofis temizliği, toplu taşım araçları temizliği, AVM temizliği, hastane temizliği, okul temizliği ve katı atıkların toplanması ve açık alanların genel temizliğinde yarım asırlık bir tecrübeye sahip. Bugün, ticari temizlik denildiğinde, Türkiye’de ilk akla gelen birkaç firmadan biridir Wilco Group. Bu noktaya gelmemiz kolay olmadı. Biz kazandığımızı kendi işimize yatırdık. Bu alanda ilerledik ve büyüdük. Bu nedenledir ki Wilco Group’un Hizmet kalitesi ve standartları, istikrarlı biçimde yükseldi. Nitekim bunu, hizmet verdiğimiz kurumlardan da anlayabilirsiniz. Türkiye’nin en prestijli, en titiz ve başarılı firmaları Wilco Group’un müşterisi. Karsan, Otokar, Mercedes Benz, İETT, Ziraat Bankası ve Devlet Tiyatroları, Wilco Goup ile çalışmayı tercih ediyor. İyi bir firma değilseniz iyilerle çalışamazsınız.

2 - Teknolojiye yatırım yapıyoruz Wilco Group, temizlikte, klasik yöntemler ve araçlarıyla yetinen bir kurum değil. En yeni gelişmeleri yakından takip ediyor ve bunları hiç vakit kaybetmeden kendi işimize transfer ediyoruz. Örneğin çalışanlarımızın sağlığı bizim açımızdan çok önemli, onlar bizim her şeyimiz. Bu nedenle, örneğin şu günlerde, ergonomik temizlik araçları üzerinde çalışıyoruz. Ar-Ge ekibimiz, bu konuda sık sık yurt dışına giderek yenilikçi şirketlerle temaslarda bulunuyor. Fuarları çok sık takip ediyoruz. İnsan fiziğini en az yoran, en az fiziki güçle ve kolayca kullanılabilen temizlik teçhizatlarını araştırıyoruz. Yine hijyen konusunda, nano teknoloji ile üretilmiş, insan sağlığına zarar vermeyen, daha kalıcı ve koruyucu temizlik maddelerini araştırıyoruz. Çok kullanımlı, kalabalık mekanlarda, uzun süreli ortam sterilizasyonunu sağlayan bu maddeleri kullanmak, maliyetli. Ancak bunu yapmak hem bizim rekabet gücümüzü arttırıyor, hem de kurumsal saygınlığımıza güç katıyor.

Sektöre sunduğunuz hizmet anlayışı ve farklılıklarınız nelerdir? 1 - Yenilikçi ve üretken bir kurumuz: Yukarıda işimize yatırım yaptığımızı söyledim. Örneğin bizim

3 - Mobil bir yapımız var, kolay adapte oluyoruz Halen Wilco Group olarak, Türkiye’nin 65 il ve 450 ilçesindeki müşterilerimize hizmet veriyoruz. Bu bizim için büyük bir avantaj, bizimle çalışmak isteyecek

EYLÜL - EKİM 2015


potansiyel müşterilerimiz için de önemli bir avantaj. Dolayısıyla, İstanbul ve Ankara merkezli kurumsal firmalara sağladığımız hizmet kalitesini, Anadolu’nun her iline ve ilçesine rahatlıkla transfer edebiliyoruz. Her yerde şirket örgütlenmesi sağladığımız için ülkenin en uç noktasına bile temizlik hizmeti götürmemiz, bizim için çok kısa bir zaman alıyor. Mobilitemiz sayesinde, kolay adapte oluyoruz. Bu da hizmet kalitemizi yukarıya çeken bir özelliğimiz. Türkiye endüstriyel temizlik sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Mehmet Avcı: Türkiye’nin, Hizmet sektörü içerisinde bana göre en önem verilmesi gereken hizmet grubu temizlik hizmetidir. Bu gün temizlik şirketlerini bir akademi gibi görebilmek gerekir, bunun nedeni şirketler çalıştırdığı personellerin kriterlerini belirlerken her kriteri en alt seviyeden belirlemek zorunda, hatta bazı şirketler kriter olarak sadece 18 yaşını doldurmasının yeterli olduğunu belirlemektedir. Temizlik şirketleri, bir personel işe aldığı zaman kimyasal ve makine kullanımı, iş yeri çalışma disiplini, kılık kıyafet, hijyen, iş güvenliği, davranış, sosyal hakları gibi bir çok konuda eğitim vermektedir, ayrıca istihdam yaratarak işsizlik sorununu ciddi oranda düşürmekle birlikte ekonomiye çok ciddi katkı sağlamaktadır. Firmalar bu katkıları sağlarken hizmet sektörü ile ilgili çıkan yasalara herhangi bir şekilde müdahil olamamaktadır ve bu nedenle bir çok firma bu yasalara uyum sağlayamayarak ve sadece iş alma mantığı ile zarar etmeyi göze alarak iflas etmek zorunda kalmaktadır. Bunun

nedeni firmaların bir araya gelememesidir. Bu gün bir çok temizlik şirketleri dernekleri var ama bence hiç biri bir araya getirici girişimlerde bulunmamış. Beklentim daha büyük çapta bir federasyon oluşturulup Türkiye’de bulunan tüm temizlik şirketlerini bir arada tutmak. Hizmet kalitesi, karlılık anlamında büyük adımlar atarak Türkiye’nin en prestijli Federasyonu olup söz sahibi olabiliriz. Önümüzdeki dönem sektör ve firma olarak beklentileriniz nelerdir? Mehmet Avcı: Temizlik sektörünün yıldızlarından biri olan Wilco Group, sürekli büyümeyi hedef alan bir kurum. Hızlı değil, yeterli ve sağlıklı büyümeden yanayız. Yatırımlarımızı temizlik ve ilintili alanlarda yapmak istiyoruz. Bizim, Batının gelişmiş ülkelerinde de bu işi yapma gibi bir hayalimiz var. Bu nedenle çok stratejik adımlar atıyor ve global firmalarda olduğu gibi kurumsal bir yapıya kavuşmak istiyoruz. Kurumsallaşarak, sağlam bir sistem kurmak, bu sektörde ölümsüz bir firma olabilmenin anahtarı bence. Türkiye, ara ara politik krizler ve buna bununla bağlantılı olarak ekonomik dalgalanmalar yaşasa da sürekli ilerleyen bir ülke. Bugün Dünya Bankası istatistiklerine baktığınızda, dünyada hiçbir şeyin geriye gitmediğini, aksine iyiye gittiğini görürsünüz. Bu anlamda Türkiye’de ileriki yıllarda hizmet sektörü daha da gelişecek. Hizmet sektörünün gelişmesi demek, ticari temizlik sektörünün daha da canlanması ve pazarın büyümesi demek. Wilco Group daha şimdiden kendisini o günlere hazırlıyor. EYLÜL - EKİM 2015

17


ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK

Dünyada temizlik sektörü 110 yılı aşkın bir geçmişe sahiptir D

ünyada ve Türkiye’de hizmet sektörünün çok eski tarihçesi olmasına rağmen temizlik hizmetlerinin bir sektör olarak tanımlanması özellikle Avrupa’da 1900’lü, yılların başlarına rastlamaktadır. Kentleşme ve sanayileşmedeki hızlı ilerlemeler de eklenince, gerek profesyonel yaşamda gerekse bireysel yaşamda bazı hizmetlerin dışarıdan alınması kaçınılmaz olmuştur. Almanya’da 1902 yılında başlayan sektörle ilgili ilk gelişmeler, günümüz dünyasındaki hızlı değişimlere kısa sürede uyum sağlamak ve diğer işletmelerle rekabet etmek tüm işletmelerin en önemli sorunu haline gelmiştir. Bu kapsamda son yıllarda Brezilya pazarı ABD ve Batı Avrupa pazarını aşarak dünyanın en hızlı büyüyen pazarı halini almıştır. Söz konusu pazar büyüklüğünün büyük bir kısmını yükselen ülke pazarları oluşturmaktadır. Gelişen pazarlarda lider firmalar Unilever ve Procter and Gamb-

18

EYLÜL - EKİM 2015

le olmuştur. Kalıp sabun sektörü ise, son yıllarda Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da duş jelleri ve sıvı sabun kullanımının artması nedeniyle pazar kaybına uğrarken satışlar gelişmekte olan ülkelere yönelmeye başlamıştır. Sektörün önde gelen üretici beş firması olan Procter and Gamble, Unilever, Reckitt Benickser, SC Johnson and Son ve Henkel 2011 yılında küresel satıştan toplamda % 50’den fazla pay almışlardır. Procter and Gamble firması dünya deterjan sektöründe Areil ve Tide ürünleri ile liderliğini sürdürmektedir. Sabun ve temizlik ürünleri sektöründe faaliyet gösteren uluslararası firmalar, son yıllarda özellikle Latin Amerika (Şili, Brezilya gibi), ÇHC (Çin) ve Hindistan gibi gelişmekte olan pazarlarda büyümeyi hedeflemişlerdir. Avrupa Birliği Sabun, Deterjan, Koruyucular ve Temizlik Maddeleri Üreticileri Birliği verilerine göre ise sabun ve temizlik maddeleri sektörünün değeri, 2011


yılı itibariyle Avrupa genelinde 34,2 Milyar Euro olarak gerçekleşmiştir. Hane halkı kullanımı itibariyle ise 27,4 Milyar Euro olan pazar değerinin % 48’ini çamaşır deterjanları, % 21’ini sert yüzey temizleyicileri, % 15’ini ise bulaşık deterjanları oluşturmuştur. Dünyanın en büyük sabun üretici, ihracatçı ve ithalatçıları Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerdir. Dünya temizlik maddeleri ihracatında ilk 15’te yer alan ülkeler toplam ihracatın yaklaşık olarak % 74‘ünü, ithalatın ise % 56’sını gerçekleştirmektedir. Dünya temizlik maddeleri ihracat ve ithalatında ilk sırada Almanya yer almakta olup, Almanya’ya ülke olarak ihracatımız 2011 yılında 35 Milyon ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. Bu ülkenin ithalatındaki payımız ise % 0,8’dir. İkinci sırada yer alan Çin’e yönelik ihracatımız ise yaklaşık olarak 687 Bin ABD Doları olup, söz konusu pazar içerisindeki payımız % 0,02 olarak gerçekleşmiştir. Çin’in sektördeki tedarikçileri Japonya, ABD, Almanya, Tayvan ve Malezya’dır. Üçüncü sırada yer alan Fransa’ya yönelik ihracatımız ise 2,7 milyon ABD Doları seviyesinde gerçekleşmiş olup, söz konusu ülkenin ithalatı içerisindeki payımız % 0,1’dir. Fransa’nın söz konusu sektördeki tedarikçileri ise Almanya, Belçika, İtalya, İngiltere ve İspanya’dır. Türkiye Temizlik Ürünleri Sektörü Ülkemizde temizlik sektörü, 1955 yılında hizmete giren İstanbul Hilton ve daha sonrasında açılan Kuşadası Fransız Tatil Köyü, İstanbul Sheraton, İstanbul Intercontinental gibi uluslararası konaklama işletmelerinde 60’lı yıllarda başlamış, kurumsal ilk eğitim kurumu Alman Eğitim Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak projesi olarak 1962’de eğitime başlayan Ankara Otelcilik Okulu’dur. 1983’e kadar kendi bünyelerinde istihdam edilen, “müstahdem” veya “hademe” gibi kadrolarla yerine getirilmeye çalışılan temizlik hizmetleri, bu tarihten sonra hızla çoğalmaya başlayan özel temizlik şirketlerince yerine getirilmeye başlandı. Bu anlamda 1980’ler ve 90’lar, sektörün kendi

dinamiklerini oluşturma ve özelikle yurt dışı orijinli markaların da ithal edilmeye başlanması ile uluslararası uygulamaları tanıma süreci olarak tanımlanabilir. Ayrıca Kamu Kurumlarının yanı sıra, özellikle çok uluslu otel, AVM, perakende marketleri ve endüstri kuruluşlarının, kendi hizmet satın alma kültürleri doğrultusunda yapmaya başladığı hizmet satın almaları da sektör geneline pozitif baskı unsuru olarak yansımış ve Endüstriyel Temizlik Sektörü’nün sistem ve hizmet kalitesi bakımından gelişmesine neden olmuştur. EYLÜL - EKİM 2015

19


ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK Sektör, 2000’li yıllarda, özellikle yabancı orijinli Temizlik Kuruluşları ve FM Kuruluşlarının şirket evlilikleri ya da satın alma yöntemi ile ülkemize gelmeye başlamasıyla farklı bir boyuta gelmiştir. Bazı uluslararası markaların franchising sistemi ile girdiği ülkemize, bazı Avrupa orijinli kuruluşlar ise şirket evlilikleri veya satın alma yöntemi ile geldiler. Böylece, 2002 yılı sonrası dönem uluslararası markaların kalite ve sistem yönünden rekabetine sahne olmaya başladı. Yine bu dönemde, özellikle gayrimenkul konusunda faaliyet gösteren yerel büyük kuruluşlar, başta kendi yatırımlarını doğru ve ekonomik yönetebilmek adına FM Sektörü konusunda kendi örgütlerini kurarak geliştirmek ve bazen de yabancı markalarla iş birliği tesis etmek yönünde çalışmalar başlattılar. 2009 yılında etkisini ülkemizde de iyice hissettirmeye başlayan global ekonomik kriz döneminde, Avrupa’ya oranla çok yüksek denilebilecek kar marjları ile hizmet vermekte olan kuruluşlar, özellikle büyük sermaye grupları bünyesinde bulunan hizmet firmalarının, kar marjlarını ve vadeleri rekabet enstrümanı olarak kullanmaya başlaması ile zor bir döneme girdiler ve sektörde dengeler de hızla değişmeye başladı. 2009 global krizi sonrası, temizlik hizmeti veren kuruluşların profili operasyon gücü-yeteneği ve kalitesi ile kontrat alanlar ve finansman gücü ile kontrat alanlar olarak şekillenmiştir. Sektörün ülkemizde kurumsallaşmaya başlamasının 30. Yılında yaşanan olumlu gelişmelere karşın, gelişmeyen tek unsur işgücü kavramı olmuştur. Nitelikli ve Eğitimli İş Gücü kavramı, hep söylenip ama hiç yatırım yapılmayan tek unsur olarak kalmıştır. Temelde, kamu ihale uygulamalarında görülen, “En Ucuz Teklif, En İyi Tekliftir” mantığının yansıması olarak, ucuz ve niteliksiz iş gücü ile hizmet alımı, özel sektörde de bariz şekilde kendisini göstermektedir. Teknolojinin gerekliliğine inanan birçok kuruluş, müşterisinin ucuz hizmet beklentisi nedeni ile maalesef nitelikli iş gücü gerekliliğinin, henüz farkına varamamış gibi davranmaktadır.

20

EYLÜL - EKİM 2015

Günümüzde Türkiye Endüstriyel Temizlik Sektörünün durumu; yerli/yabancı tüm unsurların kabul ettiği hali ile gelecek vaat eden, gelişime açık ve yatırım yapılabilir olarak tanımlanmaktadır. Gelecek dönemde bu nedenle yabancı firmalar ile evliliklerin artacağı düşünülmektedir. Türkiye’de Temizlik Sektörü; 1 milyondan fazla çalışana sahip, bu sayıdan yola çıkarak toplam hacmi +2 Milyar TL/Ay ciroya ulaşmış bir endüstridir. Ancak, kamu kurumlarına hizmet vermekte olan kuruluşlar ile küçük ölçekli kuruluşlar açısından her hangi bir sektörel standarttan söz etmek neredeyse imkansızdır. Sektörün Geleceği Türkiye’de Endüstriyel Temizlik Sektörü’nün gelecekteki gelişiminin, salt büyüyen inşaat sektörü, gelişen konaklama endüstrisi ya da özel sağlık kurumları gibi potansiyel gelişmeye bağlanamayacağı bir gerçektir. Hali hazırda bu hizmeti dış kaynak kullanımı ile almayan büyük bir potansiyelin olduğu bilinmektedir. Yani yeni üretilecek tesislerden önce var olan tesislere bu hizmeti satabilmenin çözümleri bulunduğunda sektör mevcut cüssesinin çok üzerinde bir potansiyele ulaşacaktır. Bu kapsamda: • Sürekli büyüme trendindeki pazar, • Çok fazla yeni yatırım ve büyük projeler (Özellikle Devlet Yatırımları), • Genç nüfus (nüfusun % 60’ı 30 yaşından genç), • Düşük maliyet (brüt asgari ücret $500/Ay), • Yeni marka ve yeni ürünlere açık genç ve dinamik bir tüketim pazarı , • Dünyanın 16. büyük ekonomisi ve dünya ticaret hacminin % 1,2’si, • Bölgesinin büyüyen ekonomik ve politik gücü, • Doğu ve Batı Ticareti arasında önemli bir buluşma ve dağıtım Merkezi (Türkî Devletler, Orta Doğu, Asya ve Afrika Pazarı bakımından), • Ülkenin büyük ekonomik potansiyeli (18 milyon konut, 30 milyon 2050 yılı için tahmin edilen) • Endüstri, otomotive, inşaat,


madencilik, turizm, perakende, enerji sektörleri sürekli yükselen bir çizgiye sahip, (20 milyon kayıtlı araç, 32 milyon/yıl turist) • Ekipman kullanımında her yıl görülen artış, • Devletin yeni ve yabancı yatırımcılara sağladığı yardım ve teşvikler, • Günümüzde yaklaşık 3.000 firma, 2 Milyar € ciro/ yıl ve 1 milyon çalışanıyla dev bir sektör olması, • Pazarın sadece % 10-15’lik bölümünün temizlik hizmetlerinden faydalanması, pazarın gelişmeye çok açık olduğunu gösteriyor. Bugün sektörün güçlü yanları aşağıdaki gibi özetlenebilir: • Tesisler modernleştirme yatırımlarını büyük çapta tamamlamışlardır. Son on yılda sektör firmaları üretim tesislerini modern teknolojiyle yenilemişlerdir. • Sektördeki firmalar dünyadaki gelişmeleri yakından izlemekte, en son teknolojik gelişmeleri takip etmekte ve modern ve kaliteli ürün üretebilmektedir. • Esnek üretim yapabilen küçük ve modern tesisler vardır. • Üretim çeşitliliği mevcuttur. • Yeterli mevcut, yetişmiş eleman vardır. • İhracat yapabilme sayesinde ölçek ekonomisi yakalanabilmiştir. • Rekabet edebilir üretim maliyetleri yakalanmıştır. • AB Mevzuatı ile uyum açısından oldukça mesafe alınmıştır.

Sektörün zayıf yanları ise aşağıdaki gibi özetlenebilir: • Hammaddede dışa bağımlılık mevcuttur. • AR-GE’ye ayrılan bütçe çok düşüktür. • Markalaşmada sıkıntılar mevcuttur, patent çalışmaları azdır. • Kurumsallaşmada yeterli düzey yakalanamamıştır. • İstihdam maliyeti rakip ülkelere göre yüksektir. • Bazı ürünlerde kayıt dışı üretim olasılığının yarattığı haksız rekabet yaşanmaktadır. • Piyasa gözetim ve denetim eksikliği, kayıt dışı ekonomiyi yüreklendirmekte ve sektörü zorlamaktadır. Türkiye’de Dış Ticaret İhracat Sabun ve temizlik malzemeleri alt sektörleri ihracatımız itibariyle 2012 yılı rakamlarına bakıldığında, ilk sırada yer alan ürünlerin 34.01 GTİP kodlu sabunlar ve yüzey aktif organik maddeler (% 53 pay), 34.02 GTİP kodlu yıkama ve temizle müstahzarları (% 36 pay) ve 34.05 GTİP kodlu ayakkabı, mobilya, döşeme temizleyen cila vb. ürünler (% 7 pay) olduğu görülmektedir. Sektör ihracatımız firma bazında incelendiğinde, yerli firmalarımızın yanında uluslararası firmaların da önemli paya sahip oldukları görülmektedir. Sektörde faaliyet gösteren ilk yirmi firmanın toplam ihracatımız içerisindeki payı 2012 yılında % 64’tür. EYLÜL - EKİM 2015

21


ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK

Sektörde 2012 yılı itibariyle en çok ithal edilen ilk üç ürünün 34.02 GTİP kodlu yıkama ve temizleme müstahzarları (pay %60), 34.03 GTİP kodlu yağlama müstahzarları, pas önleyiciler (pay % 18) ve 34.01 GTİP 22

EYLÜL - EKİM 2015

kodlu sabunlar ve yüzey aktif organik maddeler (pay % 9) olduğu görülmektedir. Sabun üretiminde kullanılan hammaddeler (donyağı, palm, koko yağı, vb.) ile boya ve parfüm gibi katkı


maddeleri büyük oranda ithalata dayanmaktadır. Sadece sabunun yapımında kullanılan kostik soda ve diğer bazı maddeler ve kısmen de olsa parfümler yerli piyasadan temin edilebilmektedir. Temizlik maddeleri sektörünün hammadde açısından dışa bağımlı olduğu söylenebilir. Önemli girdilerden lineer alkil benzen (LAB), sodyum tripoli fosfat (STPP), enzim, optik ağartıcı ve parfüm ithalata dayalıdır. Bunların dışında ambalaj olarak yerli üretim kullanılmakla beraber bunun hammaddesi de önemli ölçüde dışarıdan ithal edilmektedir. Gelişme evresinde olan sektörle ilgili yasal düzenleme açısından pek çok eksik bulunmaktadır. Türkiye’de endüstriyel temizlik sektörü, genel cari yasal uygulamalar dışında hiçbir yasal düzenleme ile desteklenmemektedir. Bu anlamda denetim eksikliği de mevcuttur. Bu da finans kuruluşları gözünde kredibilitesi en düşük sektörlerden biri olmasına neden olmaktadır. Özellikle 2013 yılına kadar yaşanan iflaslar nedeni ile sektör, belki de dünyada tek örneği olmak üzere yeni bir ekonomik forma kavuşturuldu. Temizlik Hizmeti Kuruluşları, sektörün tüm diğer unsurlarına “teminat” sağlamakla yükümlü hale geldiler. Kredi Kuruluşlarının yanı sıra, müşteri sözleşmede teminat mektubu isterken, şu anda tedarikçi firmalar da hizmet firmalarından geçerli teminatları almadan, makine ekipman ve kimyasal satmamak gibi bir refleks geliştirdiler. Ancak tüm bunlar sektörde istikrarlı bir yapının oluşturulması açısından yeterli değildir. Bu alanda pek çok düzenleme yapılması gerekiyor.

Devlet tarafından yapılması gereken düzenlemeler; • Emek yoğun nitelikteki sektörde istihdamın arttırılabilmesi için genel bir teşvik politikası belirlenmelidir. • Temizlik firmalarının kuruluşu ile ilgili disiplinler kurulmalıdır. • Belgelendirme sürecini hızlandırarak mesleğe dair kimlik oluşturulmalıdır. • Kamu İhale Kanununda gerekli düzenlemeleri yaparak, temizlik hizmetinin ruhuna uygun bir düzenleme gerçekleştirilmelidir. Endüstriyel Temizlik Kuruluşlarının Yapması Gerekenler; • Fiyatla/kar marjında rekabetten önce sistem ve hizmet kalitesinde rekabet anlayışına dönülmelidir. • Teknolojiye ve eğitime yatırım yapılmalıdır. Hizmet Satın Alanların Yapması Gerekenler; • “Çakılı Adam Sayısı” ısrarından vazgeçip, oluşturulacak efektif temizlik programları ile part time çalışmaya olanak sağlanmalıdır. • Temizlik Firmalarının, Esnek Kadrolar ile gerektiği gün ve saatte gereken hizmeti vermesine olanak sağlanmalıdır. KAYNAKLAR • International Trade Center (ITC) Trade-Map (www.trademap.net) • T.C. Ekonomi Bakanlığı • TOBB 2008 Türkiye Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Raporu • Euromonitor Sektör Raporları. • Avrupa Birliği Sabun, Deterjan, Koruyucular ve Temizlik Maddeleri Üreticileri Birliği. • Ahmet YETİM, Temizlik ve Güvenlik Sektörü, Ar&Ge

EYLÜL - EKİM 2015

23


ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK

Endüstriyel Temizlikte Tedarik Zincirinin Önemi Bugün temizlik firmaları hayatta kalıp kendilerini geliştirmelerini sağlayacak yeterli kar marjından uzaktır. Personel maliyeti günden güne artmakta, ancak personel kalitesi aynı hızla artmamaktadır. Personel eğitimi için firmaların ciddi kaynaklar aktarması gerekmektedir.

E

konomik anlamda ülkeler arasındaki sınırların ortadan kalkması, işletmelerin ulusal boyuttan çıkıp uluslararası hale dönüşmesi ve dolayısıyla rekabetin artan önemi, modern işletmecilik alanında değişim ve gelişimleri beraberinde getirmiştir. Mamul üretip müşteriye sunan işletmeler, rakipleriyle rekabet edebilmek için artık sadece mamulleri üretip pazara sunmakla yetinmeyip, üretim öncesi maliyetlere ve üretim sonrasında müşterilerine sundukları hizmetlerin maliyetlerine de odaklanmaya başlamışlardır. Dolayısıyla üretim öncesi ve sonrası faaliyetleri kapsayan tedarik zinciri yönetimi, işletmelerin rekabet avantajı elde etmek için üzerinde durması ve incelemesi gereken bir alan olmuştur. Günümüzde, başarılı bir tedarik zinciri kurmak ve yönetmek, işletmelerin pazarda rekabetçi üstünlük elde edebilmeleri için göz ardı edilemeyecek bir unsurdur. Ancak, tüm işletmelerin rekabet avantajı elde etmek istemeleri ve bu doğrultuda mamullerini ve satış öncesi-sonrası hizmetlerini farklılaştırma çabaları, giderek birbirine benzemektedir. Yoğun rekabet ortamının sürdüğü, işletmelerin farklılaştırma çabalarının dahi zaman geçmeden rakipler tarafından da uygulandığı günümüz piyasasında, en ufak farklı bir çabanın bile işletmeye katkısı oldukça önemlidir. Bu noktada işletmelerin, diğer işletmelerden farklılaşmak için tedarik zinciri faaliyetleri de dahil olmak üzere tüm iş süreçlerinin fayda ve maliyetlerini çok iyi analiz etmeleri, bu süreçlerin maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere açık olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, yönetim, maliyet, üretim ve pazarlama alanlarında ortaya çıkan yeni yaklaşımlar büyük bir hızla geniş kitlelere yayılmaktadır. Son yirmi yılda popüler hale gelen ve günümüzde her alanda uygulanmaya başlanan, işletmelerin sade-

24

EYLÜL - EKİM 2015

ce en iyi yaptıkları işe odaklanmaları ve diğer işleri o konuda uzman olan işletmelere devretmeleri anlamına gelen “dış kaynak kullanımıdır. ” İşletmeler, önceleri sadece yemek, güvenlik, temizlik gibi rutin faaliyetleri dış kaynağa devrederken; şimdilerde sahip oldukları temel yetenek hariç tüm faaliyetlerde dış kaynak kullanımı yoluna gitmektedirler. Dış kaynak kullanılan önemli alanlardan biri de tedarik zinciri yönetimidir. Tedarik zincirindeki bazı faaliyetler, bu konuda uzmanlaşmış lojistik firmalara devredilebileceği gibi, tüm faaliyetler de devredilebilmektedir. Bu sayede işletmeler belli bir alanda uzmanlaşarak verimlilik artışı ve rekabet üstünlüğü sağlayabilmekte, diğer işletmelerin uzmanlıklarından yararlanarak süreçlerin kalitesini artırabilmekte ve maliyet avantajı elde edebilmektedir. Ancak, tedarik zinciri faaliyetlerini dış kaynağa devretme noktasında, işletmelerin bu faaliyetlerin maliyetleri ile ilgili olarak bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Çünkü, dış kaynağa devretme ya da işletme içinde gerçekleştirme kararının doğruluğu buna bağlı olmaktadır. Bu noktadan hareketle bu çalışmada, tedarik zinciri faaliyetlerinin işletmenin kendisi tarafından gerçekleştirilmesi ya da dış kaynağa devredilmesi arasında maliyetler bazında ne gibi farklılıklar olabileceği incelenmektedir. Temizlik firmaları açısından konuya bakarsak, profesyonel temizlik firmaları da böyle bir ihtiyaçtan dolayı hayat buldu ve yarım yüzyıldır gelişimini sürdürüyor; onlar için de birçok konuda dış kaynak kullanımı artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Temizlik firmalarına ürün ve hizmet sağlayan tedarik firmalarının da bu ihtiyacı görerek, kendilerini yeniden yapılandırmalarının zamanı geldi diye düşünüyoruz. Temizlik firması; müşterisine sunduğu asıl ürünü olan temizlik ve hijyen konusunda gerekli per-


sonel, bilgi ve ekipmanların bir araya gelmesiyle kendi hizmetini üretir. Projelerde ihtiyaç duyulan deterjan, kağıt ve diğer sarf malzemelerin tüketiminin doğru planlanamaması sonucu ihtiyacın üstünde stok satın alınması ve depolanması için fazladan harcanan para ve fazladan işgal edilen alanları çok az kar verdiği hizmetten gider olarak görmesi gerekir. Sektörün sorunlarını doğru analiz ederek, sağlıklı bir tedarik zinciri oluşturmak zorunluluğunu görmezden gelemeyiz. Bugün temizlik firmaları hayatta kalıp kendilerini geliştirmelerini sağlayacak yeterli kar marjından uzaktır. Personel maliyeti günden güne artmakta, ancak personel kalitesi aynı hızla artmamaktadır. Personel eğitimi için firmaların ciddi kaynaklar aktarması gerekmektedir. Personel maliyetinin artması, makine-ekipman ihtiyacını arttırmakta ancak, iyi işleyen ekonomik bir tedarik zinciri sağlanamadığı için doğru makine-ekipman yatırımı yapmak yerine, eksik ya da kayıt dışı personel kullanımı gibi sorunlar sektörün

ileri adım atmasından ziyade sektördeki var olan sorunları daha da çoğaltmaktadır. Temizlik firmalarına, iyi işleyen bir tedarik zinciri sunabilmek için nelere ihtiyaç var? Teknik bilgi ve uzmanlık. Tedarik firmaları, nitelikli ve eğitimli personel istihdam ederek, projelerde ihtiyaç duyulan teknik bilgi ihtiyacını karşılamalı; yenilikler ve yeni uygulama alanları ile ilgili düzenli eğitim ve tanıtım faaliyetleri yürütmelidir. Projeler için ihtiyaç duyulan doğru ekipmanın tespitinde doğru yönlendirme ile destek sağlanmalıdır. Bol ve esnek ürün çeşitliliği. Makine ekipman kullanımında önceki projelerden gelen bir alışkanlık sonucu, bazı markaları ya da modelleri özellikle tercih eden operatörler ya da satın alma yetkilileri tedarikçiyi şaşırtmamalı; tedarikçi bol çeşit ve alternatif markaları bir arada sunabilmelidir. Böylelikle en ekonomik, kullanımı en kolay en pratik ekipmanı tespit etmek ve EYLÜL - EKİM 2015

25


ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK maliyet avantajı sağlamak mümkün olabilir. Tedarikçi firma yetkililerine ve tabi ürünlere erişim ve bilgi almak çok kolay olmalıdır. Sağlanacak müşteri destek hattı, donanımlı bir internet sayfası ya da iyi tasarlanmış bir katalog gibi olanaklarla çeşitli ürünleri teknik özellikleri ve fiyatlarıyla kolayca inceleme ve karşılaştırma yapma imkanı sağlanmalıdır. Doğru zamanlama. İyi bir tedarik zincirinin en temel saç ayağı hızlı ve doğru bir lojistik akışıdır. Zamanında sağlanamamış ürün, ekonomik değerini kaybeder. O nedenle tedarik firması stok, araç, depo vs gibi unsurları en optimum şekilde koordine edebilmelidir. Bunun için bilgi-işlem altyapısı ve eğitimli personel gibi yatırımlardan kaçınılmamalıdır. Temizlik firması, tedarikçinin iyi işlemeyen lojistik akışını telafi etmek adına fazladan ürün, depo ya da atıl personel istihdamına gitmek durumunda kalmamalıdır. Tedarikçinin doğru zamanda ve doğru miktarda temin edemediği her ürün, temizlik firması için zaman ve para kaybıdır. Ekipman kiralama ve ikinci el ekipman pazarı. Kısa ya da uzun süreli kiralama dünyada artık çok yaygın. Kısa süreli projeler için pahalı makine yatırımına gitmek ekonomik açıdan hiç doğru değil. Bu nedenle ekonomik ve esnek kiralama seçenekleri bir zorunluluk olmuştur. Kısa vadeli kiralama temizlik firmasına maliyet avantajı sağlarken; uzun vadeli kiralama ise finansman avantajı yaratacaktır. Tedarikçi, kiralama seçeneği ile ikinci el pazarının oluşmasında da ön ayak olmalıdır. Kullanılmış makineler yeniden ayağa kaldırılarak ekonomik bir değer yaratılmalıdır. Satış sonrası teknik servis. Mükemmel bir teknik servis, temizlik işinin kesintisiz yürümesi için kaçınılmaz. Temizliğin olduğu her yerde ve her zaman, teknik servis hazır ve ulaşılabilir olmalıdır. Biliyoruz ki, servis ve bakımlar ertelenemez; ihmal edilemez. Aksi daha büyük kayıplara yol açabilir. Tedarik firması, iyi işleyen bir servis ağı oluşturmalı; periyodik bakım sözleşmeleri ve ekonomik yedek parça tedariği ile de bu hizmetini desteklemelidir. TEDARİK ZİNCİRİ FAALİYETLERİ Tedarik, işletmelerin ihtiyacı olan hammadde ve malzeme, makine teçhizat veya nihai mamullerin sağlanmasıyla ilgili süreç, faaliyet ya da sorumlulukları ifade eder. Tedarik zinciri ise; hammadde malzeme tedariki, hammadde ve malzemelerin ara mamullere ve mamullere dönüşümü ve mamullerin dağıtım kanalı aracılığıyla müşterilere dağıtımını içeren bir ağdır. Tedarik zinciri, tedarik kaynağından başlayıp müşteriye kadar uzanan kanal içerisinde mamul ya da hizmetlerin akışı ile ilgili birçok faaliyeti içermektedir .Bu faaliyetler, işletmeden işletmeye değişir. İşletmenin organizasyon yapısına, yönetimin kendi işletmesinin 26

EYLÜL - EKİM 2015

tedarik zincirinin nasıl olacağı konusundaki fikrine bağlıdır. Bu faaliyetler çeşitli kaynaklarda farklı şekillerde sıralanmışlardır. sınıflamasına göre tedarik zinciri faaliyetleri; müşteri hizmeti, talep tahmini, stok yönetimi, lojistik, materyal aktarımı, sipariş süreçleme, paketleme, servis desteği, tesis ve depo seçimi, tedarik, iade edilen mamullerin taşınması, tersine lojistik, depolama. Tedarik zinciri faaliyetlerini temel ve destek faaliyetler şeklinde iki gruba ayırmıştır. Buna göre, temel faaliyetler; müşteri hizmetleri, taşıma, stok yönetimi, sipariş süreçlemedir. Destek faaliyetler ise; depolama, satın alma, materyal aktarımı, paketleme, üretim planlama ve bilgi yönetimidir. Tedarik zinciri yönetimi; sipariş süreçleme, satın alma, materyal aktarımı, üretim planlama, stok yönetimi, taşıma, depo yönetimi ve müşteri hizmetlerini kapsar. Temel faaliyetler ve destek faaliyetler şeklinde yapılan başka bir sınıflamaya göre ise; temel faaliyetler; taşıma, stok yönetimi, müşteri hizmetleri, sipariş süreçleme ve talep tahminidir. Destek faaliyetler ise paketleme, yerleştirme, depolama, satın alma ve üretim planlamasıdır. Başka bir sınıflamaya göre ise tedarik zinciri faaliyetleri; talep tahmini, tedarik planlaması ve kontrol, üretim planlaması ve kontrolü, dağıtım planlaması ve


kontrolü, stok yönetimi, taşıma yönetimi, sipariş süreçleme, tedarik zincirindeki ilişkilerin yönetimidir. Sipariş süreçleme, stok yönetimi, depolama, taşıma, materyal aktarımı, paketleme ve bilgi yönetimi şeklinde de sınıflama yapılmıştır. Tedarik zinciri faaliyetleri ile ilgili yukarıda yapılan sınıflamalar ışığında ve maliyetler bazında daha kapsamlı açıklamalar yapabilmek amacıyla bu çalışmada, tedarik zinciri faaliyetleri birincil ve ikincil faaliyetler olarak şu şekilde sınıflanmıştır: • Birincil faaliyetler • Depolama • Taşıma • Stok Yönetimi • İkincil Faaliyetler • Müşteri Hizmetleri • Talep Tahmini • Materyal Aktarımı • Paketleme • Tesis ve Depo Seçimi • Tersine Lojistik Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı bilgi işlem ve haberleşme tekniğindeki gelişmeler ve internet üzerinden satışın artışı, küresel pazarlarda faaliyet gösteren işletme sayısındaki artış, tedarik zinciri yönetiminin önemini bilinenin çok üstüne çıkar-

mıştır. İşletmeler, tedarik zincirlerini geliştirmeye veya yeniden tasarlamaya yönelmişlerdir. Bu aşamada da uzman kuruluşlardan yararlanma konusu gündeme gelmiş ve her işi uzmanına yaptırma fikri giderek yaygınlaşmıştır. Bu gelişmelerle beraber tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı ortaya çıkmıştır. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı tedarik zinciri içindeki temel faaliyetlerden ardışık olarak en az üçünün konusunda uzman işletmelere yaptırılması şeklinde tanımlanmaktadır. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanma, üçüncü parti lojistik olarak da adlandırılmaktadır. Bu hizmeti sunan uzman firmalara ise üçüncü parti lojistik firmaları denmektedir. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, özellikle işletmelerin temel yeteneklerine odaklanmaları ve temel yetenekleri olmayan işleri başka işletmelerden almaları ve sonuçta rekabetçi avantaj elde etmek istemeleri sebebiyle uygulanmaktadır. Alanda dış kaynak kullanımının artışı, taşımacılıktaki sınırların ortadan kalkması,stok kontrolünün öneminin artması ve tedarik zinciri yönetimi ile ilgili bilgisayar programlarının gelişmesi ile de ilgilidir Bir işletmenin hammadde alıp, üretim yapıp, depolama, taşıma ve nakliye işlerini de aynı anda sorunsuz yürütmesi oldukça zor olduğundan; bu durumu fark edip temel yeteneklerine odaklanan, diğer hizmetler konusunda ise dış kaynaklardan yararlanan işletmeler, maliyet ve dolayısıyla da rekabet avantajı elde edebilmektedirler. Zaten tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynaklardan yararlanmayı tercih eden işletmeler, dış kaynak hizmeti sunan işletmelerden hem tedarik sürecini iyi yönetmelerini istemekte hem de maliyet avantajı elde etmeyi beklemektedir. Tüm faaliyetlerde çok iyi bir maliyet takip sistemine, analiz becerisine ve altyapıya sahip olan hizmet sağlayıcılar, aynı araçla birden fazla müşterinin Tedarik Zinciri Faaliyetlerinin Maliyetleri ve Dış Kaynak Kullanımı İlişkisi mamullerini daha kısa sürede taşıyıp, bunları aynı depoda muhafaza edebilir. Dolayısıyla buradan elde edeceği maliyet tasarrufunu müşterilerine de yansıtabilir. Böylece; dış kaynak kullanan işletmenin depolama, stok yönetimi ve bu konuyla ilgili olarak personel maliyetleri azalır. Bununla birlikte taşıma ve depolama sırasında oluşabilecek çalınma, hasar görme gibi olumsuz durumlar, üçüncü parti lojistik firmasına devredilmektedir Böylelikle işletmeler, üçüncü pati lojistik firmasının kaynağına, kullandığı kadar ödeme yapacağından sabit maliyetini değişkene çevirme olanağı bulmuş olur. Çünkü üçüncü parti lojistik kullanılması; depo, kamyon, forklift gibi ekipmanlar, işgücü ve tedarik zinciri yazılımlarına kaynak aktarılmaması, sermayenin EYLÜL - EKİM 2015

27


ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK

bağlanmaması anlamına gelmektedir. Dış kaynak hizmeti alınan işletmenin kaynaklarından yararlanmak, maliyeti kesin olarak saptanamayan hizmetlere kaynak aktarmaktan daha iyi bir yoldur. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde tedarik zinciri faaliyetleri ile ilgili kararların sayısı tam zamanlı bir uzman çalıştıracak kadar çok değildir. Bu işletmelerde taşımayla ilgili kararları satın alma yöneticisi verir. Ancak satın almacının teslim şekilleri, rota seçimi, nakliye türü, hazırlanması gereken dokümanlar gibi konularda tüm bilgilere sahip olması çok zor olacağından tedarik zinciri süreci ile ilgili kararların doğru olabilmesi açısından bu faaliyetlerin uzman işletmelere devredilmesi daha doğru olmaktadır. Uluslararası pazarlara açılan günümüz işletmeleri için daha karmaşık tedarik zincirleri, daha

28

EYLÜL - EKİM 2015

karmaşık taşımacılık ve dağıtım yönetimi söz konusu olmaktadır. Bu işletmeler, yeni pazarın koşulları ve düzenlemeleri hakkında da yeterli bilgiye sahip olamadıklarından farklı ülkelerdeki altyapı ve gümrük bilgilerinin eksikliğini tedarik zinciri faaliyetleri konusunda dış kaynaklardan yararlanarak gidermektedirler ve böylece rakipleriyle uluslar arası pazarlarda rekabet edebilmektedirler. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, işletmelerin sermaye yatırımlarını korumalarına ve böylece finansal risklerini azaltmalarına da katkı sağlamaktadır. Fiziksel dağıtım merkezleri ve bilgi ağları gibi lojistik varlıklara yatırım, genellikle finansal risk içeren büyük ve yığın toplam maliyet yaratmaktadır. İşletmeler bu riski üçüncü parti lojistik firmalarıyla paylaşırken, üçüncü parti lojistik firmaları da, bazı işleri taşeronlara devrederek riski onlarla paylaşmaktadırlar. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, tam zamanında üretim yapan işletmeler için de uygun bir yöntemdir. Üçüncü parti lojistik sağlayıcı sayesinde hammaddeler zamanında teslim alınabilir ve mamuller zamanında teslim edilebilir. Hammaddelerin zamanında tedariki üretimdeki aksamaları ortadan kaldırırken, mamullerin zamanında teslimi, mamul stok miktarlarını azaltır, yöneticilere sevkiyat zamanını tam olarak bilme imkanı sağlar ve işgücünü optimize edip işgücü maliyetlerinin azalmasına imkan tanır. Aynı zamanda mamulleri, müşterinin istediği zamanda teslim ederek bir taraftan satış maliyetini düşürmekte ve diğer taraftan müşteri memnuniyetini artırmaktadır. Kaynaklar: Prof.Dr.Durmuş ACAR


HABER

Burcu Işıksaçar TESHİAD Üyelik Hizmetleri Koordinatörlüğüne başladı B

urcu Işıksaçar, 1997 yılında sağlık sektöründe hizmet veren Nassetti Tıbbi Cihazlar firmasında çalışma yaşamına başladı. 17 yıllık bu süreçte; Lojistik – Satın alma, Satış ve Operasyon Departmanları’nda uzmanlıktan müdürlüğe uzanan bir deneyim kazandı. Hastanelere yurtdışından medikal cihaz temin eden, aynı zamanda hastane altyapısında çalışan ekipleri ile medikal gaz sistemleri ve ekipmanları üretim ve montajını yapan Nassetti’nin 2005 yılında Simed International BV firmasına satılmasıyla birlikte WorldBank, Hermes gibi yurtdışı kredi projelerde çalışma olanağı buldu. Burcu Işıksaçar, vizyonunun gelişmesinde bu deneyimlerin çok etkili olduğunu düşünüyor. Acıbadem Hastaneler Grubu’nun Lojistik Koordinasyon Müdürlüğü’nü yaptığı dönemde ise katıldığı hastane oryantasyon programı ve daha sonra üstlendiği tüm medikal, non-medikal ve İlaç merkez depolar müdürlüğü ile malzeme yönetimi konusunda kendisini geliştirme olanağı buldu. Bu noktada İşletme master projesi olan “Hastanelerde ameliyathane - steril depolarında malzeme yönetimi” başlığına odaklandı. Haziran 2015’te Üyelik Hizmetleri Koordinatörü olarak katıldığı TESHİAD’ın tesis yönetimi ve temizlik sektöründeki liderlik rolüne sağlık sektöründe, özellikle yurtdışı kökenli çalıştığı projelerde edindiği tecrübelerle - katkılar sağlayacağıma inanan Burcu Işıksaçar, sektörün standartlarının oluşması, hizmet ve personel kalitesinin optimum seviyeye ulaşması için bilgi ve deneyim paylaşımının artması gerektiği düşüncesinde. Derneğimizin düzenlediği ve içinde yer aldığı fuar ve organizasyonlar en iyi buluşma noktaları kuşkusuz. MYK ile devam eden protokole bağlı olarak oluşturulan, üzerinde otoritelerin anlaştığı meslek standartlarının derneğin sektöre sunduğu kalıcı işlerin içinde önemli bir payı olduğunu görüyor. Derneğin mevcut üyeleri ve dernek arasındaki bağları güçlendirmek, sinerji yaratmak ve bu sinerjinin desteği ile derneğe yeni üyeler kazandırmak

görevlerinin başında yer alacağını söyleyen Burcu Işıksaçar, bu misyona paralel olarak üye ziyaretlerine başladığını ve her toplantıdan sonra sektöre ait güveninin pekiştiğini belirtti. Derneğe katma değerleri ayrı ayrı çok yüksek olan Hizmet Dergisi, TESHİAD web sitesi ve TESHİAD TV çalışmalarında da aktif rol almak ve bu kanallarla uluslararası kuruluşların güncel sektörel bilgilerini üyelerimizle paylaşmanın hedeflerinin başında yer aldığını belirtti. Burcu Işıksaçar, “Üye firmalarımız ve sektör mensuplarını TESHİAD ’ın aktivite ve çalışmalarında görmekten memnuniyet duyacağımızı, katkılarınıza her daim gereksinim duyduğumuzu belirtmek isterim” dedi.

EYLÜL - EKİM 2015

29


DOSYA KONUSU

“artı değer katar...”

E-Plus ‘ın güvenlik hizmetleri markası olan 2 A Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. yasal olarak alınması gerekli tüm belgeler alınmış olup ayrıca ISO 9001 KALİTE SİSTEMLERİ BELGESİ de alınmıştır.

Fabrika ve Üretim Tesisleri Güvenliği Eğitim Kurumları Güvenliği Site ve Yaşam Alanları Güvenliği Otel Güvenliği Alış Veriş Merkezi Güvenliği Perakende Mağazalar Güvenliği Akaryakıt Sektörü Güvenliği Özel Organizasyon ve Fuar Güvenliği 30

EYLÜL - EKİM 2015

Cumhuriyet Cad. Babil Sok. No:2 Kat:3 Elmadağ - Şişli / İSTANBUL


E-Plus geçmiş yıllardaki sektör tecrübeleri ile kurulmuş olup şu anda Türkiye’nin 7 bölgesinde hizmet vermektedir. Yeniliklere açık dinamik yapısı, uzman kadrosu ve sağlam çözüm ortakları ile tüm yaşam ve hizmet alanlarında yüksek kalite ile hizmet vermeyi hedeflemekteyiz.

Periyodik Temizlik Dış Cephe ve Cam Temizliği Hastane Temizliği ve Hijyeni Site ve Yaşam Alanı Temizliği İnşaat ve Tadilat Sonrası Temizlik Endüstriyel Temizlik Kent Temizliği

E-Plus ‘ın Tesis Yönetimi hizmetleri markası olan 2 A Yönetim Hizmetleri Ltd. Şti. tüm iş, sosyal ve yaşam alanlarının kalitesini arttırmaya yönelik tüm hizmetleri vermektedir. Hastane ve Sağlık Tesisleri Fabrika ve Endüstriyel Tesisler Alışveriş Merkezleri ve Plazalar Site ve Residence Depo ve Lojistik Tesisler Mağazalar EYLÜL - EKİM 2015

Tel: +90 212-230 75 71 pbx Faks: +90 212-230 75 72 E-Mail: info@eplustr.com

31


DOSYA KONUSU

“Hizmet kalitesi ve maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere açık olmalıyız” E-Plus Yönetim ve Güvenlik Hizmetleri şirketinin kurucu müdürü Emin Yıldız, kendileri için en önemli konunun hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti olduğunu;hizmet kalitesi ve maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere açık olma gerektiğini belirti.

E

min Yıldız; Yoğun rekabet ortamının sürdüğü, işletmelerin farklılaştırma çabalarının dahi zaman geçmeden rakipler tarafından da uygulandığı sektörümüzde piyasasında, en ufak farklı bir çabanın bile işletmeye katkısı oldukça önemlidir. Bu noktada işletmelerin, diğer işletme-

32

EYLÜL - EKİM 2015

lerden farklılaşmak için tedarik konusunda, projelerde ihtiyaç duyulan deterjan, kağıt ve diğer sarf malzemelerin tüketiminin doğru planlanamaması sonucu ihtiyacın üstünde stok satın alınması ve depolanması için fazladan harcanan para ve fazladan işgal edilen alanları çok az kar verdiği hizmetten


gider olarak görmesi gerekir. Sektörün sorunlarını doğru analiz ederek, sağlıklı bir tedarik oluşturmak zorunluluğunu görmezden gelemeyiz; daha kaliteli hizmet sunmak için tüm iş süreçlerinin fayda ve maliyetlerini çok iyi analiz etmek, bu süreçlerin maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere açık olması gerekmektedir. Temizlik firması; müşterisine sunduğu asıl ürünü olan temizlik ve hijyen konusunda gerekli personel, bilgi ve ekipmanların bir araya gelmesiyle kendi hizmetini üretir, dedi. Türkiye genelinde 7 bölgede faaliyet gösteren E-Plus Yönetim ve Güvenlik Hizmetleri, uzman ve dinamik kadrosuyla kaliteden ve müşteri memnuniyetinden ödün vermiyor. Ülke çapında 7 bölgede faaliyet gösteren E-Plus Yönetim ve Güvenlik Hizmetleri şirketinin kurucu müdürü Emin Yıldız, kendileri için en önemli konunun hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti olduğunu kaydetti. Yıldız, “Bizim yürüttüğümüz faaliyetlerin kalitesi TSE ve İSO standartları belgeleriyle belgelenmiş durumdadır. Bu belgelerin dışında bizim çevre sağlığı ve en son çıkan İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu çerçevesinde tüm belgelere sahibiz” dedi. Yıldız, “Bizim bünyemizde 1000’in üzerinde temizlik ve güvenlik mesleğinde yetişmiş ve kalifiye bir eleman portföyümüz var. Biz eğitime ve kalifikasyona son derece önem veren bir firmayız. Çünkü gönderdiğimiz eleman firmamızı temsil ediyor ve orada karşılaşılan her hangi bir sorun direk bizim adımıza geçmiş oluyor. O yüzden portföyümüzdeki çalışanlarımıza düzenli eğitimler vererek her zaman üst düzey bir hizmet sunmak için çalışmalarımız sürdürüyoruz”. Sunduğumuz hizmetlerde en uygun maliyeti en efektif çalışma ile Türkiye genelindeki hizmetlerimizle müşterilerimize her zaman yakın ve omuz omuza çalışmaktayız. “Sektör gelişecek” Bizim sektörümüz ülkemizde son 3-5 yıldır oturmaya başladı diyen Yıldız, “Verdiğimiz hizmetler ve sektörümüz daha da oturmuş olacak. Bu oturumdan kastım, Resmi kurumlarla ilgili 4734 Sayılı Kanun çerçevesinde bir takım kriterler getirildi. Bir şirketin mali yapısının güçlü olması, bir şirketin iş bitirmelerini olması, banka mevduatının istenilen düzeyde olması gerekecek. Bu gereksinimleri sağlayamayan firmalar sıkıntı yaşayacaklardır. Özel sektör de bir takım kriterler istiyor. Bu durumda firmaların sizi tercih etmesi içinde bazı noktalarda çıtayı yükseltmeniz bekliyorlar. Bu açıdan baktığımızda, önümüzdeki dönemde kaliteli hizmet veren firmalar her zaman ön planda olacaklar”

“Kalite olarak gelişmiş ülkelerden öndeyiz” Türkiye’deki hizmet sektörünü gelişmiş ülkelerle kıyaslarsak, birkaç sene önce onlar bizden öndeydiler diyen Yıldız, “Makine ve ekipman konusunda gelişmiş ülkelerdeki firmalar birkaç yıl önce bizden daha avantajlıydılar. Ancak iş gücü konusunda çalışanlar çok fazla çalışkan değiller. O yüzden bazı noktalardan sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Bu döneme geldiğimiz zaman artık bizde de onlardaki gibi hatta bazı noktalardan onlardan daha iyi ekipmanlara sahibiz. Bir de buna bizdeki iş gücünün kalitesi ve çalışkanlığı eklenince rahatça diyebiliriz ki, biz onlardan öndeyiz”. Yurt dışına hizmet verecek duruma geldik. Özelikle orta doğu ülkelerine hizmet veren firmalarımız mevcut bunun daha da artacağını düşünüyorum dedi. Sektörde bir takım sıkıntılar var diyen Emin Yıldız, “Biz mal alıp satmıyoruz. Biz hizmet verdiğimiz için personelin performansı burada ön plana çıkıyor. Bizim sektörde en çok zorlandığımız konulardan biri personelin yeterli oranda çalıştığı zamanın karşılığını alamamasıdır. Sektördeki rekabet koşulları bunu zorunlu hale getiriyor. Personel yıpranıyor ama yasalar çerçevesinde baktığımız zaman bu yıpranmanın karşılığını tam olarak alamıyor. Bu yeni yapılan düzenlemeyle umarım bu eksiklikte giderilmiş olacak” eksik ya da kayıt dışı personel kullanımı gibi sorunlar sektörün ileri adım atmasından ziyade sektördeki var olan sorunları daha da çoğaltacaktır. “Bizi arayıp kaç eleman istediklerini söylesinler” Verdikleri hizmetle firmalara sundukları faydalardan bahseden Yıldız, “Biz firmalara bu hizmetleri verirken, firmaların bu işler için harcayacağı zamanın kendilerine kalmaları sağlıyoruz. Gönderdiğimiz kalifiye elemanlarla onların işlerini yaparken, onları bu çalışanların kendilerine yüklediği iş yükünden ve herhangi bir kaza sonucu oluşacak tazminattan uzak tutmuş oluyoruz. Çalışanların sosyal güvenceleri bizde olduğu için de her türlü sorunlarıyla direk biz ilgileniyoruz. Yani firmanın tek yapması gereken şey, bizi arayıp kaç tane eleman istediğini söylemek. Gerisi biz onlar için yapıyoruz. Onlarda, bizde, çalışan da kazanıyor.” Türkiye ekonomisine ve istihdam artışına katma değer üretmeye devam edeceğiz, şeklinde konuştu. E-Plus ‘un güvenlik ve yönetim hizmetleri markası olan 2 A’nın, 2010 yılında kurulduğu belirten Yıldız, “2 A Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. yasal olarak alınması gerekli tüm belgeler alındı. Ayrıca ISO 9001 Kalite Sistemleri Belgesi de mevcut” dedi. EYLÜL - EKİM 2015

33


DOSYA KONUSU

“Önce Güvenlik, Sonra Temizlik” dedi Cam silmek, yüksek binalarda oturan kadınların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Yılda 700 kişinin cam silerken düşmesi sonucu geliştirilen, “temizlikçi emniyet kemeri” bu korkuyu ortadan kaldırıyor.

T

ürkiye’nin kanayan yarası olan, iş ve can güvenliğinin hiçe sayıldığı kadınların korkulu rüyası ‘cam silerken düştü’ haberleri artık tarih oluyor. Kimyasal gıda ve işçi eldivenlerinin güvenilir markası FABA tarafından geliştirilen ve düşme riskini sıfırlayan dünyada bir ilk oluşuyla da dikkat çeken; ‘Temizlikçi Emniyet Kemeri’, “Önce Güvenlik, Sonra Temizlik” sloganıyla ev, işyerleri, tüm kamu ve özel alanlarda pratik kurulum ve kullanım kolaylığıyla, cam silmeyi keyifli hale dönüştürüyor.

Düşme Riskinizi Sıfırlayan Emniyet Kemeri… Televizyon ve gazete sayfalarında sıkça yer alan “Cam Silerken Düştü” haberlerinden etkilenerek yola çıkılan ve bunun önlenebilir bir sorun olduğuna inanan FABA Genel Müdürü Fatih Akıllı tarafından geliştirilen ‘Temizlikçi Emniyet Kemeri’ sayesinde cam silme anındaki düşme riski tamamen sıfırlanabiliyor. Ar-Ge ve imalat sürecinin bir yıldan fazla sürdüğü ve 2015 yılı itibariyle de CE sertifikasının yanı sıra ISO 9001 standartlarını da tamamlayarak Çalışma Bakanlığı’nca da beğenilen ‘Temizlikçi Emniyet Kemeri’ sadece evlerde değil, iş yerleri, plazalar, okular, hastaneler başta olmak üzere tüm kamu ve özel binalarda rahatlıkla kullanılabiliyor.

34

EYLÜL - EKİM 2015

Kurulumu ve Kullanımı Çok Pratik… Tekstil malzemelerin %100 polyesterden; metal aksamlarınınsa çelikten üretildiğini belirten Fatih Akıllı, bel bölgesini olası düşme anlarında destelenerek tasarlandığına dikkat çekerek ayak, omuz ve bel bölgesi kolonları sayesinde emniyet kemerinin cam silme anında kişiye tam bir konfor sağlandığını da vurguluyor. Kullanımı kadar kurulumunun da son derece pratik ancak pratik olduğu kadar da güvenli olduğunun altını çizen Fatih Akıllı, pencere önlerindeki zemine uygulanan ankraj sistemi ( Kimyasal dübel ile çeliği betona yapıştırma sistemi) sayesinde dübelin yüzeyden fiziken çıkartmak mümkün olmadığını ve yüksek tonaj ağırlığı taşıyabilecek bir güçte olduğunu da belirtiyor. Dünya’da Bir İlk… %100 yerli sermaye ve üretimi olan “Temizlikçi Emniyet Kemeri’ nin her zemine uygulanabildiğine ve dünyada bir ilk olduğuna vurgu yapan Fatih Akıllı, sonu travmatik ve üzücü biten cam silme düşmelerine yönelik böylesi bir ürünü başta Türkiye’ye ve dünyaya kazandırdıkları için son derece mutlu ve gururlu olduklarını da belirtiyor. 2015 yılı için 10 bin adet satış hedefi belirlediklerini söyleyen Fatih Akıllı, sektöre ve can güvenliğine sağladığı katkıyı göz önünde tutarak 2016 yılında hedeflerinin önce 50 sonraki yıllarda da 100 binli rakamlara ulaşmak olduğunu belirtiyor. Fatih Akıllı, geliştirdikleri ürünün önemi ve katkıları hakkında; “Her şey bir televizyon haberiyle başladı. Cam silerken vefat eden bir kadının haberini dinledikten sonra, bunun çözülebilir olduğuna inandım. bir yıl çalıştıktan sonra ürünümüzü geliştirdik. İş güvenliği konusunda çok gerilerde olan ülkemize özellikle bu tür bir ürünü kazandırdığımız için çok mutluyum. İş güvenliği yaptırımları desteklendiği sürece kısa bir zaman içerisinde Avrupa Standartlarına taşıyacağımıza inanıyorum” dedi.


EYLÜL - EKİM 2015

35


DOSYA KONUSU

Türkiye online temizliği çok sevdi Tüm temizlik ihtiyaçlarının hızlı ve güvenilir bir şekilde karşılanması için online sipariş sistemiyle çalışan Temizlikyolda.com yedi ildeki 35 bin siparişi inceleyerek temizlik karnesini açıkladı.

T

ürkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Aydın, Antalya, Eskişehir ve Bursa olmak üzere yedi şehirde hizmet sunan Temizlikyolda.com 20 bin kullanıcının 35 bin siparişini inceledi. İstanbul’da ev temizliği talebi en çok Kadıköy’den, kuru temizleme talebi en çok Ataşehir’den gelirken Maltepe ise en çok halı yıkama talebinin alındığı ilçe oldu. Online temizlik hizmetini en çok üniversite öğrencileri talep ederken, çalışan kadınlar ikinci sırada yer aldı. Temizlik için en çok tercih edilen gün Cumartesi olurken, ay sonlarında temizlik talebi artıyor. Cumartesi gününü temizliğe ayırıyoruz Temizlikyolda.com Genel Müdür’ü Hakan Kibar, kuru temizlemeden, ev ve ofis temizliğine, halı yıkamadan çamaşırhane hizmetine kadar birçok temizlik hizmetine online ulaşma imkanı sunduklarını belirtti. Bugüne kadar site üzerinden aldıkları 35 bin üzeri siparişten yola çıkarak Türkiye’nin temizlik karnesini çıkardıklarını söyledi. Kibar, 20 bin kullanıcı ve 3 milyon 500 bin TL’lik sipariş hacmine ulaşarak hızlı bir büyüme sergilediklerini ancak Türkiye’de ve Kıbrıs’ta sadece kuru temizleme sektörünün yıllık 500 milyon Euro, ev temizliği ve halı yıkama, pazarları gibi diğer temizlik kategorilerinde dahil olduğunda toplamda Türkiye genelinde yıllık 7 milyar Dolar üzerinde bir pazar olduğu düşünüldüğünde henüz yolun başında olduklarını dile getirdi. Hakan Kibar, İstanbul, Aydın, Ankara, İzmir, Antalya,, Eskişehir, Bursa ve Kıbrıs’ta hizmet verdiklerini, 2015 sonuna kadar 15 ilde hizmet vermeyi hedeflediklerini söyledi. Ev temizliği artık online sipariş veriliyor. Siteden talep edilen en popüler beş hizmeti ev temizliği, koltuk yıkama, kuru temizleme, halı yıkama ve çamaşır temizlik hizmetleri olarak açıklayan Hakan Kibar, şu ana kadar 1,2 milyon metrakarelik ev ve ofis temizliği yaptıklarını, 50 binden fazla kuru temizleme

36

EYLÜL - EKİM 2015

ve 33 bin metrekare halı temizliği gerçekleştirdiklerini belirtti.


Üniversite öğrencileri ve çalışan kadınlar için ideal Sistemlerine kayıtlı 500 üzeri iş ortaklarına şimdiye kadar 35 bin üzerinde sipariş gönderdiklerini söyleyen Hakan Kibar, en çok ev temizliği talebinin Kadıköy’den, en çok kuru temizlebe talebinin Ataşehir ve en çok halı yıkama talebini ise Maltepe’den aldıklarını ekledi. Özellikle yüzde 25 oranı ile üniversite öğrecileri ve yüzde 20 oranı ile çalışan kadınların Temizlikyolda. com’a yoğun ilgi gösterdiklerini söyleyen Kibar, verdikleri hizmetlerin yoğun iş temposu olanlar için ideal olduğunun altını çizdi. Aldıkları yatırım büyümelerini ikiye katladı... 2015 senesi başında BIC Angel Investments’dan 500 bin TL’lik yatırım aldıklarını söyleyen Kibar, sadece maddi yatırım almadıklarını bunun yanında özelikle online pazarlama, satış stratejisi, iletişim danışmanlığı ve insan kaynakları gibi alanlarda destek aldıklarını da sözlerine ekledi. BIC Angel Investments yatırımcılarından aldıkları mentörlük hizmetinin hızlı ve olumlu bir geri dönüşü olduğunu aktaran Kibar, yatırım aldıktan sonra yüzde 200’lük bir büyüme gerçekleştirdiklerine dikkat çek-

ti. Üye iş yerleri ve müşterilerini artırmayı ve hizmet alanlarını genişletmeyi hedeflediklerini söyleyen Hakan Kibar, sürdürülebilir büyüme için gerekli adımları attıklarını dile getirdi. Temizlikyolda.com, internet ve teknoloji sektörlerine damga vuran Webrazzi Ödülleri’nde 2014 yılı “Yılın Yeni Web Girişimi” kategorisinde birincilik ödülüne layık görülmüş ve 2015 başında da BIC Angel Investments’dan yatırım almıştı. Yatırımcılar arasında Yusuf Azoz, Joachim Behrendt, Ömer Erkmen ve Sina Afra bulunuyordu.

ISAF SHF FUARI’NDAN SEKTÖRE MERHABA

4.

Uluslararası Safety&Health ve 19. Uluslararası Fire&Rescue Fuarı olarak ISAF SHF çatısı altında gerçekleşen dev organizasyon, düzenlendiği ilk günde sektörün yoğun ilgisi ile karşılandı. İş sağlığı ve güvenliği sektörü ile yangın, acil durum ve arama-kurtarma sektörlerini İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) bir araya getiren ISAF SHF Fuarı, sektörlerinde öncü firmaların katılımlarının yanı sıra, birçok kamu kurumu ve sivil toplum örgütünün ilgi çekici stant kurulumu ve simülasyonlarıyla ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. 6331 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle giderek büyüyen bir sektör haline gelen iş sağlığı ve güvenliği sektörü ile kendi alanındaki etkinliklerden farklı olarak 19. kez bu fuarla bir araya gelen yangın, acil durum ve arama-kurtarma sektörleri bu dev organizasyonda buluştu. Marmara Tanıtım Fuarcılık tarafından düzenlenen Safety&Health ve Fire&Rescue Fuarları, gerek ziyaretçilerine sunduğu görsel şovlar, gerekse stantlarda düzenlenen ücretsiz eğitimlerle ziyaretçi-

lerden büyük ilgi gördü. Özel sektör, kamu kurumu ve sivil toplum örgütleri olarak toplamda 202 katılımcının olduğu fuarda, 300’den fazla yeni ürün ve teknoloji tanıtıldı. Yapılan simülasyonlarla izleyicilerin bizzat içinde yer aldığı acil durum senaryoları üretilerek, ziyaretçileri bilinçlendirmeye yönelik aktiviteler de düzenlendi. ISAF SHF Fuarı, açılış gününde beklenilenin üstünde ziyaretçi sayısını yakalarken konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Marmara Tanıtım Fuarcılık Genel Müdürü Feridun Bayram; “Önceleri farklı fuarlarla birlikte düzenlediğimiz, 2015 yılında ise sektörden gelen talepler doğrultusunda başlı başına tek bir organizasyon olarak düzenlemeye başladığımız ISAF SHF Fuarı’nda, bugünkü yaşadığımız yoğunluk, aldığımız kararın doğruluğunu kanıtlar nitelikte. Fuarın ikinci ve üçüncü günleri de aynı yoğunluğu yaşayacağımızı düşünüyor ve hazırlıklarımızı bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz” diye belirtti. EYLÜL - EKİM 2015

37


DOSYA KONUSU

Elektrikli Süpürgelere Enerji Etiketi Zorunluluğu Geliyor T

emizliğin başrol oyuncusu elektrikli süpürgeler için “enerji etiketi” dönemi başladı. Yeni Enerji Verimliliği Yasası gereği, 01 Eylül 2015’ten itibaren enerji tüketimini gösteren etiketi olmayan süpürgeler satılamayacak. Değişim sadece etiketle de sınırlı değil. Yasa ile birlikte 1600 Watt üzerindeki süpürgelere veda zamanı… Uygulama ile enerji harcamaları azalacak tüketicilerin fatura yükleri de hafifleyecek. Süpürge pazarının lideri Fakir Hausgerate, Almanya’da bir yıl önce başlattığı enerji etiketi uygulamasına Türkiye’de hızlı bir geçiş yaptı. Artık tüketiciler elektrikli süpürge alırken fiyatı, modeli ve motor gücünden önce etiketine bakacak. Süpürgelerin ne kadar enerji harcadığını gösteren “enerji etiketi” aynı zamanda sınıfını da belirliyor.

38

EYLÜL - EKİM 2015

Enerji harcamalarını minimum düzeye çekmeyi hedefleyen uygulama ile tüm elektrikli süpürgeler tıpkı beyaz eşyalar gibi A’dan G’ye sınıflandırılıyor. Bir süpürgenin gerçek performansını motor gücünden çok emiş gücü ve filtreleme belirliyor. Sürdürülebilir teknolojiye uzun yıllardır yatırım yapan Fakir Hausgerate’nin ürün gamında pek çok enerji verimli süpürge bulunuyor. Marka enerjiyi verimli kullanan aynı zamanda yüksek performanslı ürünleri ile yeni dönemde de süpürge pazarı liderliğinde iddialı. Tasarım ve üretim üssü Almanya’da bulunan Fakir Hausgerate’nin yeni uygulamaya bir yıl önceden hazır olduğunu söyleyen Saruhan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Necati Saruhan, “Elektrikli süpürgelere çevreci standartlar getiren yeni enerji etiketi uygulaması markamızın sürdürülebilirlik anlayışıyla birebir örtüşüyor. Yeni yasa ile birlikte süpürgelerin motor gücü 1600 Watt’ın üzerine çıkamayacak ve yıllık enerji tüketiminin yanı sıra, sert zemin ve halı üzerinde toz toplama performansı, ses seviyesi ve filtreleme gibi kriterleri etiketinin üzerinde gösterilmek zorunda olacak. Zaten Fakir Hausgerate olarak Almanya’da geçtiğimiz yıl bu uygulamaya başlamıştık. Türkiye’de de bu uygulamaya geçerken zorlanmayacağız” dedi. Elektrikli süpürgelere yönelik enerji etiketi uygulamasının tüketiciler için son derece faydalı olduğunu belirten Saruhan, “Yeni dönem ile birlikte tüm elektrikli süpürgeler şeffaflaşacak. Tüketiciler; enerji verimliliği, yıllık enerji tüketimi, temizlik performansı, ses seviyesi, filtreleme özelliklerine bağlı emisyona göre A’dan G’ye kadar sınıflandırılan ürünler arasından ihtiyaçlarına en uygun seçimi yapma fırsatı yakalayacak. Çevreci bir uygulama olmasının yanı sıra ekonomik özelliği ile de dikkat çeken enerji etiketli süpürgeler enerji harcamalarını azaltarak faturaları düşürecek. Enerji verimliliğinde yeni bir dönem başlıyor. Süpürgeler bunun ilk adımı. AB’ye uyum çerçevesinde önümüzdeki süreçte tüm elektrikli ev aletleri için enerji etiketi zorunlu hale gelecek ” diye konuştu.


Abdurrahman ÇINAR Hizmet Dergisi Yayın Koordinatörü

Tanıtım harcama değil, yatırımdır T

anıtımın aslında üretici firma için bir yatırımdır. Fakat harcama olarak algılandığı sürece geri dönüşünün çok zordur. Bu tip çalışmaları bir yatırım olarak görüp sürekli ve tutarlı bir şekilde devam ettiren şirketlerin kazancı daha yüksek olacaktır. Türkiye’de tanıtım yatırımlarının oranı aslında oldukça düşüktür. Çünkü önemli olan bu yatırımları milyar dolar olarak telaffuz etmek değil, bu rakamın GSMH’ YA oranını yükseltmektir. Batı ekonomilerinde ya da gelişmiş ülkelerde yüzde 1,5–2 civarında olan tanıtım yatırımlarının oranı Türkiye’de bugün binde 4 civarındadır. Türkiye’de bu oran yüzde 1’lere çıktığı andan itibaren sadece bu sektör değil, tüm ülke ekonomisi kazanacaktır. Türkiye’de bir iletişimsizlik çukuru var. Ülkemizde birçok meslek gurubunun iletişim eğitimi almaları gerektiğini belirtmek isterim. Ağızdan ağıza pazarlama iletişimi en etkili iletişim, tüketici için arkadaş tavsiyesi her zaman ilk sıralardadır. Özellikle bizim ülkemizde ağızdan ağıza pazarlama iletişimi ağırlığını koruyor. Dijital ve diğer medya tanıtımları ağızdan ağıza iletişimi yaygınlaştırıyor. İflas Eden Yunanistan Bile Reklam’da Türkiye’den Önde Türkiye müteahhitlik, finans, tekstil, turizm ve tarım gibi birçok sektörde dünyanın ya da Avrupa’nın ilk 10 ülkesi arasında yer almasına karşın reklam konusunda batılı ülkelerle kıyaslanamayacak kadar gerilerde. Reksan verilerine baktığımızda Yunanistan dâhil batılı ülkeler gayri safi milli hâsılalarının yüzde 2’sini reklam ve tanıtımlara ayırırlarken, bu oran Türkiye’de binde 4’ler seviyesinde. Türkiye’de kişi başına tanıtım harcamasının yaklaşık 20 Euro’dur. Ancak bu rakam pek çok

Avrupa ülkesinin gerisindedir. Örnek verecek olursak, ortalama olarak kişi başı tanıtım harcamasının iflas eden Yunanistan’da 230 Euro, Almanya’da ise 244 Euro civarında olduğunu söyleyebiliriz. Holdingler Her Gün, Kobiler Özel Günlerde Türkiye, 2011’de 4 milyar 320 milyon TL olan reklam bütçesini, 2012’de 4 milyar 652 milyon TL, 2013’te 5 milyar 80 milyon TL, 2104’te ise 5 milyar 938 milyon TL olarak gerçekleştirdi. Yıllara göre bakıldığında her sene ortalama yüzde 10’luk bir artış gözlenmektedir. Türkiye’de şirketlerin reklam bütçelerini ise, ciro, karlılık, sektördeki; yeri, bilinirliği, gücü ve sürekliliği gibi kriterlerin belirlediği holdinglerin 365 gün reklam yapabilme kapasitesine karşın KOBİ’ler daha çok açıkta kalan fırsatları değerlendirmeye gayret ediyor. Her ikisi için ayrı ayrı bir tahminden ziyade ikisi arasında ciddi bir fark olduğunu belirtmek daha doğru olacaktır. Holdinglerin onda biri ya da yüzde biri kadar reklam harcaması yapan KOBİ’ler mevcut sektörde. Reklam Liderliğinde Sektörler Sürekli Değişiyor Reklam verenler sektörel olarak incelendiğinde, Finans, Gıda, İletişim, İçecek, Otomotiv, Elektronik Ev Eşyaları, Kozmetik-Kişisel Bakım, Ev Temizlik Ürünlerinin başı çeken sektörler. Mecra bazlı incelendiğinde mecranın özelliğine göre ve elbette dönemsel olarak liderlik bir sektörden diğerine geçiyor dedi. Reklamın önemini bilen şirketlerin yıllık cirosunun yüzde 10-15’i kadarını reklama ayırırken, reklamı masraf olarak gören firmalarda bu oranın yüzde 5 oranını bile bumlamamaktadır. EYLÜL - EKİM 2015

39


DOSYA KONUSU

Oasis Clean Serisi ile Çevreye Duyarlı Ürünler S

ürdürülebilirlik günümüzde önemini her geçen gün arttıran bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm yaşam döngüsü düşünüldüğünde küresel sistem, ekoloji, ekonomi, enerji gibi kavramların korunması toplumsal olarak hepimizin sorumluluğundadır. Ecolab olarak bu sorumluluğun farkındayız ve attığımız her adımda bu sorumluluk bilinci ile hareket ediyoruz. Sürdürülebilirlik ürün, sistem ve hizmetlerimizin özünde vardır. Müşterilerimizin çevreye olan etkilerini asgariye indirmelerine yardımcı olmak için geliştirdiğimiz programlarda güçlü bir tarihe sahibiz ve çevresel tasarruflar önümüzdeki yeni ürün geliştirme süreçlerinde ana hedefimiz olmaya devam edecektir. Tüm ürünlerin çevreye bazı etkileri vardır – kimi geliştirilme sürecinde, kimi kullanımı esnasında, kimi ise bertaraf edilirken. Biz Ecolab olarak ürünlerimizin tüm yaşam döngüsünü optimize ederiz. Konsantre sıvılardan ve katı formülasyonlardan yenilikçi ambalaj ve dozaj sistemlerine kadar portföyümüz, müşterilerimizde güvenliği arttırmaya, su ve enerji tüketimini düşürmeye, çevreye salınan kimyasal ve atıkları azaltmaya yardım etmektedir. Ecolab Clean Serisi ürünler tam da bu bağlamda ortaya çıkmaktadır. Clean serisi ürün grubumuz bağımsız sertifikasyon kuruluşlarından Avrupa Birliği Ecolabel veya Nordic Swan tarafından onaylıdır. Bu yaz palete aldığımız Clean serisi ürün grubumuzdan Oasis Clean ürünleri ile etkinlikten ödün vermeden çevreye duyarlı temizlik anlayışımızı ortaya koyuyoruz. Oasis Clean ürün portföyü Avrupa Birliği Ecolabel etiket sisteminin gerekliliklerini yerine getiren ürünler içerir. 1992 yılında kurulmuş olan Avrupa Ecolabel sistemi, işletmelerin çevreye duyarlı ürün ve hizmet üretmeye ve pazarlamaya teşvik etme amacında olan gönüllü bir etiketlendirme ve standart programıdır. Oasis clean ürünleri arzu edilen temizliği sağlarken aynı zamanda sürdürülebilirlerdir, çünkü

40

EYLÜL - EKİM 2015

• Ambalaj atığı %98 oranında azalır • Dozaj ünitesi ile fazla tüketim önlenir • Kapalı sistem olması nedeniyle konsantre kimyasallarla teması önleyip çalışan güvenliğini arttırır. Kısaca bu ürünlerden bahsedersek; Oasis Clean 10 S konsantre çok amaçlı temizleme ürünüdür. Çalışma yüzeyleri, masalar, sandalyeler gibi suya dayanıklı tüm yüzeylerdeki yağ ve kirleri hızlı ve zahmetsizce çıkarır. Yüzeylere karşı nazik bir ürün olmasına rağmen temizlik performansı açısından son derece güçlüdür. Oasis Clean 32 S konsantre, durulama gerektirmeyen zemin temizleme ürünüdür. Özellikle parlak zeminlerde kullanımı idealdir. Mükemmel malzeme uyumluluğuna sahip Oasis Clean 32 S zeminlerdeki yağ ve kirleri derinlemesine temizler, düzenli kullanımda kir birikimini önler. Temizlikten sonra ferah bir koku bırakır. Oasis Clean 40 S iz bırakmayan ve hızlı kuruyan formülüyle camlar ve yüzeyler için ideal bir temizleme ürünüdür ve temizlikten sonra ferah bir koku bırakır. Oasis Clean 40 S mükemmel temizlik sağlar, nötr pH’ı ile cilt ve yüzeyler için nazik bir üründür. Oasis Clean 61 S saniter alanlar için konsant-


re asidik temizleme ürünüdür. Asitler ve yüzey aktif maddelerin yenilikçi kombinasyonu sayesinde kireç ve sabun kalıntılarını kolayca çıkarır. Vücut yağı ve kozmetik kalıntıları gibi tipik banyo kirlerini de hızlı ve zahmetsizce çıkarır. Kullanımdan sonra hoş ferah ve meyvemsi bir koku bırakır. Oasis Clean 62 S aside duyarlı yüzeylerde güvenle kullanılan konsantre alkali banyo temizleme

ürünüdür. Kireç, sabun kalıntıları, vücut yağı ve banyolarda sıkça rastlanan kirleri kolayca çıkarır ve kireç oluşumunu önler. Oasis Clean 62 S saniter alanlardaki aside duyarlı yüzeylerde kullanım için ideal bir üründür. Kullanımdan sonra hoş meyvemsi bir koku bırakır. Oasis Clean serisinin tamamı biyolojik olarak parçalanabilir ve kullanıcı güvenliği için renk kodludur.

3M Türkiye’nin yöneticileri 3M’in global yapılanmasında üst düzey roller üstleniyor Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Tedarik Zinciri Direktörü olarak atanan Tamer Güneş ile birlikte son 3 yılda 3M’in global yapılanmasında görev alan 3M Türkiye yöneticilerinin sayısı 28’a ulaştı. Halen ABD’de beş, İsviçre’de beş ve 18 Türk çalışan ise Orta ve Doğu Arupa bölgesi sorumluluğu ile 3M’in çeşitli yurt dışı kademelerinde görevlerini sürdürüyor.

K

üresel yönetim kadrolarında 30’a yakın Türk yöneticinin görev üstlendiği 3M Türkiye, yöneticileriyle 3M’in global yapılanmasındaki etkisini artırıyor. 2011 yılından bu yana 3M Türkiye’de çeşitli görevler üstlenen ve son bir yıldır 3M Türkiye Tedarik Zinciri Direktörlüğü görevini yürüten Tamer Güneş, 3M Türkiye deneyimi sonrasında yurtdışında bölgesel yapılanma içerisinde üst düzey yönetici olarak İsviçre’ye atandı. Böylece Güneş, 3M Türkiye’den yurtdışına üst düzey yönetici seviyesinde görevlendirilen isimler arasına katıldı. Tamer Güneş, 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3M Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Center of Expertise (COE) içinde yer alan 3M’in İsviçre’deki Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Tedarik Zinciri Direktörü oldu. Güneş’in ardından 3M Türkiye Tedarik Zinciri Direktörlüğü’ne ise Ilona Sroka getirildi. Tamer Güneş 3M’in küresel yapılanmasında üstlendiği bu görevle Orta ve Doğu Avrupa operasyon komitesinin de üyesi olacak. Güneş, yeni görevinde Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Guiseppe Castaldi ile de çok yakın çalışacak. İstanbul Atatürk Fen Lisesi’nin ardından Orta Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 2001 yılında mezun olduktan sonra, ODESA Bilişim’de danışman olarak iş hayatına atılan Tamer Güneş, 3M’e katılmadan önce ise Unilever’de çeşitli üretim ve planlama pozisyonlarında görev yaptı. Evli ve bir çocuk babası olan Tamer Güneş, iyi derecede İngilizce konuşuyor. EYLÜL - EKİM 2015

41


FUAR

ISSA/INTERCLEAN Kuzey Amerika 20 – 23 Ekim 2015, Las Vegas

Tesis Çözümleri için Tek Show! I

SSA/INTERCLEAN Kuzey Amerika, dünya çapında 700’ün üzerinde katılımcı ve 16.000 temizlik sektörünün liderleri ile tanışmak için sizleri Las Vegas Convention Center ’a davet ediyor. ISSA Konvansiyonu Seminerleri 20 Ekim Salı günü başlarken, ek oturumlar 21 Ekim Çarşamba ‘dan 23 Ekim Cuma gününe kadar Fuar katında gerçekleştirilecektir. ISSA Atölye Çalışmaları 19 – 23 Ekim tarihleri arasında yapılacaktır. Bu atölye çalışmaları, idari ve teknik yetileri güçlenmiş olan katılımcıları ISSA Sertifikasyon Uzmanı, Akredite Sertifikasyon Eğitmeni veya süpervizörü olarak eğitecek. Bu atölyelere ek kayıt yaptırılması gerekecektir.

42

EYLÜL - EKİM 2015

Oturumlara eşzamanlı olarak eğitimler de planlanmaktadır. Katılımcılar kendi ziyaret programlarına uygun olarak eğitim programı oluşturabilecektir. ISSA/INTERCLEAN Kuzey Amerika 2015, üç değerli ve aydınlatıcı konuşmacıyı ağırlayacaktır. Bu konuşmalar iş yaşamın ait ipuçları verirken, ilham almanızı ve eğlenmenizi sağlayacaktır. Fuar ziyaretiniz sırasında, konuşmacıları fuarı katı 281. Standda dinlemeyi kaçırmayın!


Fuar programı 21 Ekim 22 Ekim 08:00 08.00 Afterburner Inc. Jay Leno Dünya çapında Tanınmış Tanınmış Komedyen & Savaş Pilotları Takımı TV Talk Show Sunucusu

23 Ekim 08:00 Kevin O’Leary Yatırımcı & “Shark Tank” Programı Sunucusu

19 EKİM 2015, PAZARTESİ • 07:30 - 17:00 | Katılımcı Kayıt İşlemleri • 12:30 | ISSA Golf Turnuvası (Arroyo Golf Club, Red Rock) • 13:00 - 17:00 | CIMS : ISSA Sertifikasyon Uzmanlığı Atölyesi – 1. Bölüm 20 EKİM 2015, SALI • 07:30 - 17:00 | Katılımcı & Ziyaretçi Kayıt İşlemleri • 08:00 - 17:00 | ISSA Konvansiyonu Seminerler • 08:30 - 11:30 | CIMS: ISSA Sertifikasyon Uzmanlığı Atölyesi – 2. Bölüm • 11:45 - 12:45 | ISSA Öğlen Yemeği & Öğrenme • 13:00 - 17:00 | CITS: Akreditasyon Sertifikasyon Eğitmenliği Atölyesi – 1. Bölüm 21 EKİM 2015, ÇARŞAMBA • 07:30 - 17:00 | Katılımcı & Ziyaretçi Kayıt İşlemleri • 08:00 | ISSA Panel Konuşmacı – Afterburner “Savaşçı Pilotlar Takımı” • 09:00 - 17:00 | ISSA/INTERCLEAN Fuar Ziyaret Saatleri • 10:00 - 17:00 | ISSA Konvansiyonu Seminerler – Fuar katında • 10:00 - 12:00 | CITS: Akreditasyon Sertifikasyon Eğitmeni Atölyesi – 2. Bölüm 22 EKİM 2015, PERŞEMBE • 07:30 - 17:00 | Katılımcı & Ziyaretçi Kayıt İşlemleri • 08:00 | Panel Konuşmacı – Jay Leno • 09:00 - 17:00 | ISSA/INTERCLEAN Fuar Ziyaret Saatleri • 09:00 - 17:00 | ISSA Konvansiyonu Seminer – Fuar katında • 13:00 - 17:00 | CMI Süpervizör Oturumu – 1. Bölüm • 16:00 - 17:00 | ISSA/INTERCLEAN Show katı - Happy Hour 23 EKİM 2015, CUMA • 08:00 - 13:00 | Katılımcı & Ziyaretçi Kayıt İşlemleri • 09:00 - 13:00 | ISSA/INTERCLEAN Fuar Ziyaret Saatleri • 13:00 | ISSA Mükemmellik Ödülleri – Öğle Yemeği & Kapanış Konuşmacı Kevin O’Leary • 14:00 - 17:00 | CMI Süpervizör Oturumu – 2. Bölüm • 14:15 - 16:00 | ISSA Konvansiyonu Seminerleri EYLÜL - EKİM 2015

43


SEKTÖRDEN

TESHİAD TV İzlemekten keyif alacağınız programlaRLA sektörün sesi olmaya devam ediyor

D

ernek faaliyetlerimizin öncelikle üyelerimize ancak genelde tüm sektöre duyurulabilmesi ve tüm sektör unsurlarının faaliyet sürecine aktif olarak katılımını sağlayabilmek adına internet üzerinden yayın yapacak bir televizyon kanalı oluşturulması yönünde karar alınarak hızla uygulanmaya koyulmuştur. TESHİAD TV ilk yayınlarını Eylül 2014 tarihinde, ISSA Interclean İstanbul Fuarından yapmaya başlamıştır. 3 aylık deneme yayını ve teknik alt yapının oluşturulması çalışmaları tamamlamış sektöre hitap eden İzlemekten keyif alacağınız canlı yayın programlar ve aktüel prodüksiyonlar,sektörel tanıtımlar ile yayınlarına devam edecektir.

44

EYLÜL - EKİM 2015


EYLÜL - EKİM 2015

45


SEKTÖRDEN

Türkiye’de AVM gelişim hızı yavaşlıyor Maptriks tarafından Türkiye genelinde AVM sektörü ile ilgili yapılan araştırmaya göre 2005-2010 arasında yüzde 200 olan AVM artış oranı 2010-2015 arasında yüzde 67’ye kadar düştü. Gelecek beş yıllık gelişim hızının da yarı yarıya azalması bekleniyor.

T

ürkiye’nin en büyük veri tabanı kaynağı, yazılım ve danışmanlık şirketi Maptriks, Türkiye’de Alışveriş Merkezlerinin Gelişimi ile ilgili araştırma sonuçlarını yayınladı. Türkiye’deki alışveriş merkezlerinin (AVM) 2000 – 2020 yılları arasındaki gelişimini beş yıllık dönemler şeklinde ortaya koyan araştırmaya göre 2000 yılında yalnızca 10 ilde toplam 36 adet AVM bulunuyorken bu sayı 2015’te 58 farklı ilde yüzde 903 artışla 361’e çıktı. Ancak beş yıllık dönemler dikkate alındığında alışveriş merkezlerinin gelişim hızının yavaşlamakta olduğu görülüyor. 2010 yılında 216 olan AVM sayısı göz önüne alındığında geçen 5 yıllık dönem içerisinde artış hızı yüzde 67 oldu. Bu yıl inşaat ve proje halindeki 114 alışveriş merkezi planı dikkate alındığında Türkiye’deki AVM sayısının 2020’de bu yıla kıyasla yüzde 32 artması bekleniyor. Bu da gelecek beş yıl içerisindeki yüzde 32’lik artışın geçen beş yıl içerisindeki yüzde 67’lik artışın neredeyse yarısı anlamına geliyor. 2005 – 2010 dönemi içerisinde AVM artış hızı ise yüzde 200 seviyesinde idi. 18 il AVM’siz kalmaya devam edecek 2020 yılında Türkiye’de halen bazı illerin bir AVM’ye sahip olmasının beklenmemesi de araştırmanın bir diğer çarpıcı sonucu olarak öne çıkıyor. Bu yıl inşaat ve proje halindeki 114 alışveriş merkezi planı dikkate alındığında 5 yıl sonra başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri olmak üzere toplam 18 ilde bir AVM faaliyete geçmeyecek. Araştırma sonucuna göre AVM’siz kalmaya devam edecek iller ise şunlar: Adıyaman, Ağrı, Amasya, Bingöl, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Kırşehir, Muş, Rize, Sinop, Tunceli, Bayburt, Şırnak, Bartın, Ardahan, Iğdır ve Kilis.

46

EYLÜL - EKİM 2015


Prof. dr. Mustafa Altındiş: “hijyen eksikliği hepatitlerin yayılmasına zemin hazırlıyor” D

ünya Hepatit Günü” dolayısıyla açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Altındiş, dünyada yaklaşık 400 milyon Hepatit B, 170 milyon da Hepatit C taşıyıcısı veya hastası bulunduğunu, her iki virüsün de Türkiye’de önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Altındiş, “Ülkemizde Hepatit B virüsü sıklığı yüzde 4, Hepatit C virüsü sıklığı ise sıklığı yüzde 1 oranlarındadır. Yaklaşık 3 milyon Hepatit B ve 600 bin Hepatit C hastamızın olduğu tahmin edilmektedir” ifadelerini kullandı. Hepatit C hastalarının yüzde 20’sinin tanıyı ileri evrede aldığını anlatan Altındiş, “Tüm dünyada bir yılda 1,5 milyona yakın kişi Hepatit B ve Hepatit C virüsünün yol açtığı kronik hepatitlere bağlı komplikasyon olarak gelişen siroz ve karaciğer kanseri nedeniyle kaybedilmektedir” diye konuştu. Kronik Hepatit B’nin tedavi ile kontrol altına alınabilir, kronik Hepatit C’nin ise tedavi edilebilir bir hastalık konumuna geldiğini belirten Altındiş, Hepatit B’den aşı ile korunulabileceğini, Sağlık Bakanlığı’nın da 1998’den beri Hepatit B aşısını çocukluk aşı programına aldığını ifade etti. Hepatit sıklığı fazla olan ülkelerden yeni giriş yapan mültecilerin tıbbi muayeneleri sırasında HBsAg, anti-HBc ve anti-HBs kan testlerinin rutin olarak yapılması gerektiğini vurgulayan Altındiş, Hepatit B ile enfekte olmayan, HBsAg, anti-HBc ve anti-HBs negatif olan aşısız kişiler ile HBV enfeksiyonu için yüksek riskli grupta yer alan kişilerin aşılanmasının sağlanması gerektiğini söyledi. Hepatit etkeni virüslerin çoğunluğunun (A, E gibi) kirli sular ve besin maddelerinin ağızdan alınması ile bulaştığına dikkat çeken Altındiş, şöyle devam etti: “Etken virüslerin diğerleri ise (B, C, D, G gibi) kanla temas, tükürük ve cinsel ilişki yoluyla bulaşabiliyor. Hepatit A, Hepatit A virüsünün neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. Ülkemizde genellikle okul çağı çocuklarında sık görülür. Tuvalet hijyeni kötü olan kişilerin ellerini yıkamaması ve sonrasında yiyecek-içeceklere dokunması sonucu kişiden kişiye bulaşır. Bu nedenle, kişisel hijyenin ve sağlık koşullarının

yetersiz ve kötü olduğu toplu yaşanan yerlerde kolayca yayılır. Hepatit B ve C hastalığına sebep olan virüsler sessizdir. Pek çok insan farkında olmadan bu virüsü almış olabilir ve hiçbir belirti olmaksızın bu virüsü taşıyabilir. Tedavi edilmez ise her iki virüs de karaciğer sirozuna neden olabilir. Siroz ise kanama, asit, koma, karaciğer yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden hastalıklar ya da ölüm ile sonuçlanabilir. Uzun süreli Hepatit B hastalığında siroz ortaya çıkmadan önce de karaciğer kanseri görülebilir.” Hepatit B ve Hepatit C hastalıklarının kan ve diğer vücut sıvılarıyla, deri bütünlüğünün bozulduğu durumlarda (kesik-açık yara vb), cinsel ilişki sırasında ve hepatit taşıyıcı gebeden bebeğe bulaşabildiğini aktaran Altındiş, Hepatit B risk gruplarını ise şöyle sıraladı: “Hepatit B virüslü anneden doğan bebekler, Hepatit B taşıyıcısı ile aile içi temas edenlerden aşısız olanlar, çok sayıda cinsel eşi olanlar ve para karşılığı cinsel ilişkide bulunanlar, kan ve kan ürünleri kullananlar, hemodiyaliz uygulanan kişiler, damar içi ilaç bağımlıları, hasta ve hasta çıkartıları ile teması bulunan tüm sağlık personeli, toplu halde bulunulan yerlerde (okullar, kreşler, kışlalar, yurtlar, huzurevleri, v.b.) yaşayanlar, steril olmayan aletlerle yapılan sünnet ve kulak delme gibi işlemler.” Altındiş, berberler, kuaförler, manikür-pedikürcüler, itfaiye personeli, askerler, polis memurları, kazalarda ve afetlerde ilk yardım uygulayan kişilerin de hepatit risk grubunda yer aldığını sözlerine ekledi. EYLÜL - EKİM 2015

47


SEKTÖRDEN

‘Temiz Tuvalet Konvoyu’ Türkiye yollarında Müşteri memnuniyetinin sektör lideri OPET, karayollarında oluşacak tatil ve bayram yoğunluğu nedeniyle kusursuz hijyen ve temizliği pekiştirmek üzere “OPET Temiz Tuvalet Tırları”nı devreye alıyor. 3 ayda yaklaşık 180 istasyonda tuvaletlerin detaylı hijyenik temizliğinin yapılacağı Temiz Tuvalet turunda ayrıca ‘temizlik ve hijyen’e dikkat çeken broşürler ve temizlik kitlerinin de dağıtımı gerçekleştirecek.

T

emiz Tuvalet Kampanyası ile Türkiye’nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projesine imza atan OPET, yaz tatili ve bayram seyahatleri nedeniyle OPET istasyonlarında yaşanabilecek yoğun kullanıma çözüm bulmak için “OPET Temiz Tuvalet Tırları”nı Türkiye turuna çıkarıyor. 1 Temmuz’da iki ayrı rotaya doğru harekete geçecek tırlar, 3 ay içerisinde yaklaşık 10 bin kilometre yol yaparak, 30 şehirdeki, 180 istasyona uğrayacak. İhtiyacı olan istasyonlara malzeme tedariği yapacak olan tam donanımlı tırlar, Türkiye’yi gezerken ‘temizlik ve hijyen’e dikkat çekmeye yönelik olarak hazırlanan broşür ve temizlik kitlerinin de dağıtımını yapacak. Temiz Tuvalet Kampanyası’nın fikir lideri OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, pro-

48

EYLÜL - EKİM 2015

je kapsamında 14 yıl önce 8 milyon kişiye ulaşarak hijyen eğitimi verdiklerini belirterek, şunları söyledi: “Sektörümüzde 9 yıldır kesintisiz ‘Müşteri Memnuniyeti En Yüksek Marka seçilmemizde de bu kampanyamızın önemli etkisi olduğunu biliyoruz. Tuvaletler, bir ülkenin medeniyet göstergesidir. 14 yıl önce başlattığımız kampanyamız, bizim temiz ve sağlıklı toplum yaratma mücadelemizdir. Temiz Tuvalet kampanyasını kendi istasyonlarımızda uygularken, 72 ili gezerek 6 milyon kilometre yol kat ettik. Köy ve kasabalarda halka, okullarda öğretmen ve öğrencilerimize seminerler verdik. OPET ve TSE’nin işbirliği ile halka açık tuvaletler için belirlenen standartların da İçişleri Bakanlığı’nca işyeri ve restoran tuvaletleri dahil olmak üzere tüm tuvaletlerde zorunlu kılınmış olması OPET’in bu konudaki basarısını teyitlemektedir. Her geçen gün kampanyamızın boyutu değişerek yaygınlaşıyor. Şimdi de yaklaşan bayram öncesinde hali hazırda zaten temiz olan tüm tuvaletlerimizde müşterilerimizin yoğunluk nedeniyle sıkıntı yaşamaması için tırlarımız yola çıktı. Bir bakıma bu uygulamamıza tüm ‘OPET’lerde bayram temizliği’ diyebiliriz. Sağlıklı bir gelecek için projemizi yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.” Temiz Tuvalet Kampanyası kapsamında OPET, daha önce Istanbul’daki tüm okullarda “Temiz Okulum” projesini uyguladı. TCDD için ise “Temizlik Rayında” adı altında bir proje uyarlayarak tüm personele eğitim verilip; tren, gar ve istasyonlarda temizlik ve hijyenin yaygınlaşması sağlandı. Malatya Milli Egitim Müdürlüğü ile “İçilebilir Su, Girilebilir Tuvalet ” kampanyası uygulandı ve Malatya ilindeki toplam 4000 öğretmen ve pek çok ögrenciye Temiz Tuvalet Kampanyası eğitimleri verildi. Domuz Gribi


salgını döneminde proje “Sevmek Korumaktır” projesine dönüştürülerek tüm OPET istasyonları ve eğitim verilen okullar, mikropların 90 gün boyunca üreme ve bulaşmasını engelleyen Bioshield uygulaması ile koruma altına alındı. Sakarya Büyüksehir Belediyesi su ve kanalizasyon hizmetlerini yürüten SASKI Genel Müdürlüğü ile temiz tuvalet, hijyen ve tasarruflu su kullanımı konusundaki sosyal sorumluluk projesi yürütüldü. Silivri Milli Eğitim Müdürlüğü, Silivri Belediyesi, Silivri Eğitim Hizmetlerini Geliştirme ve Güçlendirme Derneği ile‘Köpüklü Eller Neşeli Yüzler’ Projesi hayata geçirilerek ilçedeki tüm öğretmen ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı personelin ‘temizlik ve hijyen’ eğitimi alması planlandı. Son olarak “Temiz Okul, Sağlıklı Gelecek” Projesi kapsamında Gaziantep sınırların-

da bulunan tüm öğretmenlere, okul yöneticilerine, yardımcı hizmetler personeline ve öğrencilere belirlenen programlar dahilinde ‘temizlik ve hijyen’ eğitimleri verilmeye devam ediliyor.

OKUL DÖNEMİNDE HİJYEN CEPTE Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte kalabalık okul ortamında bakterilere daha fazla maruz kalan çocukların el temizliğine daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Sağlık Bakanlığı’ndan Biyosidal Ruhsatı’na sahip alkol ve paraben içermeyen Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri, çocukların gün boyu her yere temas eden ellerini derinlemesine temizleyerek hijyen sağlıyor.

E

llerimiz çevre ile sürekli temas halinde olduğundan, gün boyu bakterilere maruz kalıyor. Özellikle okul gibi ortamlarda çocukların el temizliğine daha çok özen göstermesi gerekiyor. Bu noktada Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri ise el temizliğinde çocukların yardımcısı oluyor. Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri, her ortamda çocuklara hijyenik temizlik sağlıyor. Çocukların ellerini derinlemesine temizleyen Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri, içeriğinde bulunan ‘klorheksidin’ maddesinin antibakteriyel özelliği sayesinde ciltte bulunan zararlı bakterileri cildin yapısına zarar vermeden temizliyor. Sağlık Bakanlığı’ndan *Biyosidal ruhsatlı Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri, alkol, paraben ve boya maddesi içermiyor ve cilt ile uyumlu pH değerine sahip. İhtiyaç duyulan her ortamda hızlı ve etkili te-

mizlik sağlayan Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri, çocukların yanı sıra yetişkinlerin de ellerinde hijyen sağlıyor. Cepte ve çantada kolay taşınabilen boyuyla Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri ile hijyeni her an yanınıza taşıyabilirsiniz.

EYLÜL - EKİM 2015

49


SEKTÖRDEN

Üretimin geleceği kişiselleştirmede saklı Deloitte’un üretimin geleceğine ışık tutan raporuna göre, tüketicilerin artan kişiselleştirme beklentisi, standart ürünlerin akıllı ürünlere dönüşmesi gibi gelişmeler seri üretimle değer yaratmayı zorlaştıracak. Gelişen teknolojiyle birlikte piyasaya giriş ve ticarileşme önündeki engeller kalkacak ve üretim sektörüne küçük ölçekli oyuncular girecek. Büyük ölçekli firmalar, ürünler yerine platformlar ve ürün sahipliği yerine tüketicilere erişim hizmeti sunacak. Küçük ölçekli firmalar ise büyük ölçekli şirketlerin sağlayacağı platformlar üzerine modüller ekleyerek ürünleri özelleştirebilecek.

D

eloitte, değişen dünyada üretimin nasıl olacağına ilişkin öngörülerini paylaştığı raporunu yayımladı. ‘Üretimin Geleceği 2015’ raporuna göre, üretim endüstrisi artık sadece ürün üretmenin ötesine geçiyor ve yepyeni iş modelleri ortaya çıkıyor. Değişen üretim sektörünü değerlendiren De-

50

EYLÜL - EKİM 2015

loitte Türkiye Ortağı ve Tüketim ve Endüstriyel Ürünler Sektör Lideri Özgür Yalta konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Tüketicilerin artan kişiselleştirme beklentisi ve tasarım sürecine daha fazla dâhil olmaları ile tüketici ve üretici arasındaki çizgi bulanıklaşıyor. Ürünlere sensörlerin entegre edilmesi ve internetle bağlantılarının sağlanması sıradan ürünleri ‘akıllı ürünlere’ dönüştürüyor. Tüm bu gelişmeler üretim sektörünün değişiminde kilit rol oynuyor. Geleneksel üretim anlayışı olan ‘daha kaliteli ürünü daha ucuz maliyete üretmek’ yaklaşımı ile değer yaratmak artık bir hayli zor. Bu sebeple, değer yaratmak için üreticiler alternatif yollar arayışında. Gelişen teknolojiyle birlikte; piyasaya giriş, ticarileşme ve bilgi edinme önündeki engeller kalkmaya başlıyor. Piyasaya yeni giren ve yeni araçlara erişimi olan üreticiler artık çok daha küçük ölçekte, bir zamanlar sadece büyük üreticilerin üretebildiği ürünleri üretebiliyor. Büyük ölçekli üretim değer zincirinin belirli noktalarına hâkim olmaya devam ederken, küçük öl-


çekli tüketiciye yakın üretim, üretim ekosistemleri ve çevik imalat gibi inovatif üretim modelleri ortaya çıkıyor.” Yalta, Türkiye’deki üretim alt yapısını da değerlendirerek şunları sözlerine ekledi: “Türkiye’de üretim sektörü ağırlıklı olarak tek bir alanda büyük üretim kapasitesi olan ve seri üretim yapan firmalardan oluşuyor. Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme ile birlikte ‘herkese her şeyi üretme’ anlayışının Türkiye’de de son bulması gerekecek. Türk üretim firmalarının hem yurt içinde hem de yurt dışında rekabetçi olabilmeleri için alternatif iş modellerine göre üretim yapılarını gözden geçirmeleri kritik olacak.” Üretim sektöründe dönüşüm kapıda Üretim sektöründe dönüşümü tetikleyen 4 ana başlık şu şekilde: • Tüketici talebinin değişen doğası: Tüketiciler kendi özel ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde ürünlerin kendilerine kişiselleştirilmesini bekliyor. Tüketiciler giderek daha fazla ürünlerin geliştirilmesinde ve tasarlanmasında rol oynayacak. Tüketicinin üretici ile birlikte geliştirdiği modellerin (crowdfunding, tasarımların oylanması vb.) artmasıyla yeni niş pazarların oluşması bekleniyor. Bu da standart ürünü kitlelere üreten üreticiler için bir dezavantaj yaratacak. • Ürünlerin değişen doğası: Modülerlik ve bağlanabilirliğe olanak sağlayan teknolojik gelişmeler, ürünleri standart ürünlerden akıllı ürünlere çeviriyor. Malzeme bilimindeki gelişmeler çok daha sofistike, yetkin ve gelişmiş objeler yaratmaya yarıyor. İki yeni iş modelinin ortaya çıkması bekleniyor. Ürünler sahip olunan cisimlerden, artık belirli bir süreliğine, belirli bir ücret karşılığında erişilen hizmetlere dönüşüyor. Ayrıca ürünler, üzerlerinde bir ekosistem barındıran birer platform haline geliyor. Üçüncü taraf iş ortakları bu platformların üzerine modüler eklemeler yaparak ilgili ürüne değer katabiliyor ve ürünün özelleştirilmesi mümkün oluyor. • Değişen üretim ekonomisi: 3 boyutlu baskı, robotbilim ve malzeme bilimindeki yeni teknolojiler, daha küçük alanlarda, daha hızlı, daha uygun maliyetli ve daha küçük üretim lotları ile üretime olanak sağlayacak. Özellikle pazara yeni giren görece küçük ölçekli şirketler, spesifik tüketici ihtiyaçlarını karşılamakta daha avantajlı olacak. Ancak seri üretimin anlamsız hale gelmesi ile olumsuz ölçek ekonomisi küçük şirketlerin büyümesini sınırlayacak. • Değişen değer zinciri ekonomisi: Dijital teknolojiler, üretici ve tüketici arasındaki mesafenin

kapanmasında etkin rol oynuyor ve dolayısıyla geleneksel aracı kuruluşların işlevsiz kalması öngörülüyor. Kişiselleştirilmiş ürünlere talep ve tüketici verisine erişim ihtiyacı, gelecekte üreticinin tüketiciye direkt olarak ulaşabilmesini gerektirecek. Tüketiciyle kurulan doğrudan iletişim sayesinde stoğa üretim, yerini siparişe üretime bırakacak. Yeni ürünler için hem finansman hem talep toplanmasını sağlayan kitlesel finansman gibi modeller yaygınlaşacak. Raporda, üretim sektöründeki dönüşümün etkisinin şirketten şirkete farklılık göstereceği, bu sebeple de firmaların bu değişimlerin etkisini ve hızını anlayabilmeleri için sektörü etkileyen regülasyonları, ürettikleri ürünlerin büyüklüğünü ve karmaşıklığını, sektörün dijitalleşme seviyesini değerlendirmeleri gerektiği de belirtiliyor. Üretimin geleceği nasıl olacak? Üreticiler eskiden daha düşük maliyete daha kaliteli mal üretmeye odaklanırken, değişen teknoloji, kişiselleştirilmiş ürün beklentisi, ürün kullanım ömrünün kısalması gibi gelişmeler oyunun kurallarını değiştiriyor. Üretim sektöründeki bu değişimler pazardaki oyuncu sayısının artmasına yol açarken, tek bir oyuncunun tüm ihtiyaçlara cevap vermesi ve sadece ürün üretmesi artık mümkün olmayacak. Dolayısıyla da, üretim firmalarının sürdürülebilir kârlı büyümesi için odaklanılacak üç önemli rol ortaya çıkacak ve verimlilik açısından bunlardan sadece birini benimsemeleri gerekecek: • Alt yapı sağlayıcıları (ulaşım gibi fiziksel altyapı sağlayan ve ölçeğin önemli olduğu iş modelleri) • Toplayıcı platformlar (alıcı ve satıcıları bir araya getiren, bağlantı kurulmasını destekleyen sanal ve fiziksel pazar yerleri) • Acenteler (tüketici ihtiyaçlarını anlayan, trendleri öngören ve tüketicileri kendilerine uygun alternatiflere yönlendiren aracılar). Bu yeni ortamda, büyük üreticiler konsolide olmaya devam edecek ve ölçeklerinden faydalanarak küçük üreticilere platform ve komponentler sağlayacaklar. Böylece, büyük oyuncuların etrafında da onların ürünlerini kişiselleştiren daha niş oyunculardan oluşan bir ekosistem oluşacak. İki yeni iş modeli ortaya çıkacak; ürünler yerine platformlara odaklanılması ve tüketicilere ürün sahipliği yerine erişim hizmeti sunulması. Üreticiler ürünleri satmak yerine belirli bir süreliğine ürünlere erişim sağlayacak ve tüketiciler açısından da ürünler kullandıkları kadar ödeme yaptıkları birer hizmet alımına dönüşecek. EYLÜL - EKİM 2015

51


SEKTÖRDEN

Unilever Türkiye Tarihi kitabı, iş dünyasına rehber niteliği taşıyor Unilever’in Türkiye’deki 100 yılı aşkın tarihi kitap oldu.Dünyanın önde gelen hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden Unilever’in, Türkiye’de 100 yılı aşkın bir zamandır devam eden faaliyetlerini, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik tarihine paralel olarak aktaran “Unilever Türkiye Tarihi” kitabı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı.

52

EYLÜL - EKİM 2015


U

nilever Türkiye Tarihi kitabı, şirketin Türkiye’deki 100 yılı aşkın geçmişindeki önemli kilometre taşlarını içeriyor. Unilever Türkiye’nin üst düzey yöneticilerinden, aynı zamanda araştırmacı ve koleksiyoner Gazanfer İbar tarafından kaleme alınan kitapta, Unilever Türkiye’nin bugünlere gelmek için gösterdiği çabalar, üstesinden geldiği imkânsızlıklar, başarılar, hatta başarısızlıklar, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik tarihine de ışık tutan bir yaklaşımla ele alınıyor. Unilever’in tüm dünyada ve ülkemizde ekonomik ve politik zorluklara rağmen, potansiyeli görerek ve yılmayarak hayata geçirdiği bu başarı hikâyesi tüm iş dünyasına da ilham verecek. Unilever Türkiye tarihinin 30 yıllık dönemine tanıklık eden araştırmacı-yazar Gazanfer İbar da kitapta Unilever Türkiye’nin gelişmesine paralel olarak Türkiye’nin ekonomik ve siyasi hayatının da ana hatlarıyla okuyucuya aktarıldığını vurgulayarak; “Unilever Türkiye Tarihi kitabı, şirketimizin kurulup gelişmesini sağlayan insanları, bunun ardındaki kararları, gelişen olayları mercek altına alıyor” dedi. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Unilever Türkiye Tarihi kitabı 15 Temmuz itibarıyla tüm önemli kitabevlerinde bulunabilir.

Henkel, ikinci çeyrekte güçlü bir performans sergiledi…

2

015’in ilk yarısında, Henkel’in satışları 1 milyar 59 milyon gibi önemli bir artış göstererek 9 milyar 125 milyon Euro’ya ulaştı. Bu rakam, 2014 yılının ilk yarısına kıyasla, yüzde 13,1’lik bir artıştı. Kur etkileri açısından düzeltilen satışlar %6,5 oranında büyüdü. Döviz kuru, satın alma ve elden çıkarmaların etkisinden arındırılmış olarak organik büyüme Henkel’in tüm iş birimlerinin sağlam bir performans sergileyerek, katkıda bulunmasıyla %3 oranında arttı. Düzeltilmiş faaliyet karı 182 milyon Euro artarak, 1 milyar 293 milyon Euro’dan 1 milyar 475 milyon Euro’ya yükseldi ( + %14 ). Düzeltilmiş

satış kazancı %16’dan %16,2’ye yükseldi. Azınlık paylarının düşülmesinden sonra yılın ilk yarısına ait düzeltilmiş net gelir ise %12,3 artarak 951 milyon Euro’dan 1 milyar 68 milyon Euro’ya yükseldi. 2015 hedefleri onaylandı Henkel CEO’su Kasper Rorsted, dev kuruluşun mali yıla ilişkin tahminlerini onayladı. Rorsted, “2015 yılında, %3 ila %5 organik büyüme hedefine ulaşmayı bekliyoruz. Düzeltilmiş satış kazancımızın %16’ya yükseleceğini öngörmenin yanı sıra, düzeltilmiş imtiyazlı hisse senedi başına karda yaklaşık %10 artış beklentisi içindeyiz.” dedi.

EYLÜL - EKİM 2015

53


SEKTÖRDEN

Plastik ambalaj sektörü ihracatla büyüyor K

ullanım alanları ve tüketim oranları hızla artan plastikler, 16 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan ambalaj sektöründen aldıkları yüzde 35’lik pay ile liderliğini sürdürüyor. PAGEV tarafından hazırlanan rapora göre; plastik ambalaj üretimi 2015 yılının ilk yarısında miktarda 1,7 milyon ton, değerde 5,7 milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında iç pazarda beklediği potansiyeli yakalayamayan sektör rotasını ihracata çevirdi. Plastik ambalaj ihracatı, miktarda yüzde 10,2 artış ile rekor kırarak 386 bin tona yükseldi. Miktar bazındaki artışa rağmen, petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro-Dolar paritesi nedeniyle ihracat değer bazında yüzde 7,8’lik kayıpla 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dünyanın 150 ülkesine ihracat yapan plastik ambalaj üreticileri, 2015’in 6 aylık döneminde en fazla ihracatı Irak, İngiltere ve Almanya’ya yaptı. Irak, bir yıl aradan sonra tekrar ihracat pazarları listesinde liderliğe yükseldi. Ekonomik ve sosyal gelişmeler ile birlikte değişen tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak ambalaj pazarı da hızla büyüyor. Ambalajlar ürünü dış etkenlerden koruyarak raf ömrünü uzatırken, tüketicilere hijyen ile taşıma kolaylığı sağlıyor. Bugün dünya ambalaj sanayi pazarı 700 milyar dolarlık büyüklüğe sahip ve sektör her yıl ortalama yüzde 3 büyüyor. Türkiye’de ise 16 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan ambalaj sektöründe ilk sırayı yüzde 35’lik pay ile plastikler alıyor. Ambalajların plastik sektörü üretiminden aldığı pay ise yüzde 40 seviyesinde. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), plastik sektörünün en önemli kalemleri arasında yer alan plastik ambalajların 2015 yılının Ocak-Haziran dönemindeki gelişimini ortaya koyan kapsamlı bir rapor hazırladı. Plastik ambalajlar iç pazarda yerinde saydı… Plastik ambalaj üretimi yapan yaklaşık 1 bin 700 firma, 2015 yılının ilk 6 ayında üretimlerini miktarda artırdı, ancak değerde düşüş yaşadı. Plastik ambalaj üretimi ilk yarıda geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktar bazında yüzde 1,4 artış ile 1 milyon 718 bin tona yükseldi. Üretim değer bazında ise yüzde

54

EYLÜL - EKİM 2015

13,6 azalış ile 5 milyar 783 bin dolar oldu. Plastik ambalaj sektöründe yaşanan değer bazındaki azalma, petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro/Dolar paritesinden kaynaklandı. Plastik ambalajların yurtiçindeki tüketimi geçen yıl ile aynı düzeyde seyretti ve ilk yarıda miktarda 1 milyon 548 bin ton oldu. Yurtiçindeki tüketim değerde yüzde 13,9 azalış ile 5 milyar 572 milyon dolara geriledi. Yurtiçi tüketimin miktarda yüzde 14’ü, değerde ise yüzde 15’i ithalatla karşılandı. Dünyanın 150 ülkesine plastik ambalaj ihraç ediyoruz… Sektörün 2015 yılının ilk yarısındaki ihracatı miktarda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,2 artarak 386 bin tona yükseldi. İhracat değerde ise yüzde 7,8 düşüşle 1 milyar 69 bin dolara geriledi. İlk yarıda toplam üretimin miktar bazında yüzde 22’si, değer bazında yüzde 18’si ihraç edildi. Dünyanın 150 ülkesine plastik ambalaj ihraç eden sektörün Ocak-Haziran döneminde en çok ihracat yaptığı ülkeler; Irak, İngiltere ve Almanya olarak sıralandı. Plastik ambalaj sektörünün ilk yarıda dış ticaret fazlası miktarda yüzde 16,3 arttı.


Gıda ambalajlarının payı artıyor… Ambalaj pazarının yüzde 54’ünü oluşturan gıda ambalajları, plastik ambalaj sektörünün de önümüzdeki yıllarda büyüme potansiyeli en yüksek alanı olarak değerlendiriliyor. Ailelerin küçülmesi, nüfusun yaşlanması, tüketici bilincindeki artış gibi birçok faktör gıda ambalajlarının önemini artırıyor. Plastik ambalaj sektörü 2015 yılını miktarda artış, değerde düşüş ile kapatacak… Plastik ambalaj mamullerinde 2015 yılı sonunda geçen yıla kıyasla miktar bazında üretimin yüzde 3,4; ihracatın yüzde 6,9; yurtiçi tüketimin yüzde 2,6 ve dış ticaret fazlasının yüzde 12,4 artacağı ön görülüyor. Değer bazında ise üretimin yüzde 10,1; ihracatın yüzde 9,1; yurtiçi tüketimin yüzde 10,1 ve dış ticaret fazlasının yüzde 9,6 azalacağı tahmin ediliyor. Plastik sanayinin hızlı gelişimine paralel olarak plastik ambalajların günlük hayatımızın temel bir parçası haline geldiğini belirten PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Ailelerin küçülmesi, yaşlı nüfusun artması, yaşam standardının yükselmesi ile birlikte sağlık kaygılarının artması gibi pek çok etken ambalaj sektörünün gelecekte önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna işaret ediyor. Plastikler özellikle gıda ambalajla-

rında tercih ediliyor. Düşük maliyet, taşıma kolaylığı, farklı üretim teknolojileri, hafiflik ve saydamlık plastik ambalajların tercih edilmesinin temel nedenlerini oluşturuyor. Diğer malzemelere göre daha kolay ve daha az enerji harcanarak geri dönüştürülebilmesi de plastik ambalajları avantajlı hale getiriyor” dedi. Yavuz Eroğlu, plastik ambalaj sektörünün ilk yarıdaki performansını ise şu sözlerle değerlendirdi: “Plastik ambalaj üretimi ve ihracatımız geçen yıldan bu yana devam eden petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro/Dolar paritesinde değişiminin de etkisiyle değer bazında düşüşler yaşıyor. Yurtiçindeki plastik ambalaj tüketiminin geçtiğimiz yıl ile aynı seviyede kalması üretimi ihracata yöneltti. İlk yarıda sektör için en önemli gelişme Irak’ın tekrar ihracat pazarlarımız arasında ilk sıraya geçmesi oldu. Irak’ın yeniden yapılanma sürecine girmesi, en yakın komşusu olarak Türkiye için bir avantaj oldu. İnşaat plastiklerinden ambalaja kadar birçok ürünü tekrar ihraç etmeye başladık. Irak örneğinde olduğu gibi Suriye ve Mısır gibi pazarların da uzun vadede fırsata dönüşeceğini düşünüyoruz. Biz de bu pazarlardaki etkinliğimizi artırarak aktif bir rol üstlenmek niyetindeyiz. Değer bazında kayıplar yaşasak da plastik ambalaj sektörünün yılı miktarda yükseliş ile kapatacağını ön görüyoruz.”

HOSTECH BY TUSID 2-5 Kasım 2016’da CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek!

O

tel, gastronomi ve mutfak ekipmanları alanında Avrupa’nın ikinci büyük fuarı olan “CNR Hostech by Tusid”, 2-5 Kasım 2016 tarihleri arasında CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek. “Hostech by Tusid - Uluslararası Endüstriyel Mutfak ve Otel Ekipmanları Fuarı”, CNR Holding kuruluşlarından ITF Fuarcılık A.Ş tarafından Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) desteğinde gerçekleştirilecek. Mutfak ve catering donanımları endüstrisi, oda ve banyo ekipmanları, otel destek hizmetleri, endüstriyel temizlik maddeleri ve ekipmanları, çamaşırhane ekipmanları, tekstil ürünleri endüstrisi, mobilya ve dekorasyon endüstrisi, elektrik ve elektronik endüstrisi,

otel otomasyonu ve yönetim sistemleri, havuz ve sauna endüstrisi, spor ve rekreasyon endüstrisi ve yapı endüstrisi ürünlerinin sergileneceği fuar bu yıl 60 bin m2 alanda sektör profesyonellerini ağırlayacak. 2-5 Kasım 2016 tarihleri arasında 22. kez kapılarını açacak olan Hostech By Tusid’se yeni iş anlaşmalarına imza atılmasının yanı sıra sektöre ilişkin yeni stratejiler de belirlenecek. EYLÜL - EKİM 2015

55


İŞ FİKİRLERİ

Günümüz İş Dünyasının En Önemli Sorunlarından Biri “Nitelikli İşsizlik” D

ünyanın önde gelen işe alım danışmanlık firmalarından Michael Page Türkiye direktörleri, günümüz iş dünyasının en önemli sorunlarından birinin “nitelikli işsizlik” olduğuna dikkat çekiyor. Michael Page uzmanları Türkiye’deki, işverenler ve çalışanların beklentilerinin örtüşmemesinin işsizliği artıran bir unsur olmaya devam ettiğini ortaya koyuyorlar. İşe alım danışmanlık firmaları bu sorunun çözümünde kilit öneme sahip oluyor.

Michael Page danışmanlarının işe alım görüşmeleri sırasında tespit ettikleri durumlardan biri, şirketlerin potansiyeli yüksek, donanımlı adayları işe alıp yetiştirmek yerine en az 1-2 yıllık tecrübesi bulunan adayları tercih etmeleri. Yeni mezunları sıklıkla tercih eden bir sektör olan Finans Sektörü bile son dönemde bir yıllık tecrübe aramaya başlamış durumda. Bunun yanı sıra firmaların bir kısmında Y kuşağına karşı güven kaybı söz konusu. Y kuşağı «rahat ve sorumluluk almaya istekli olmayan» bir jenerasyon gibi algılanabiliyor. Bu nedenle firmalar daha tecrübeli ve yaşça büyük kişileri işe 56

EYLÜL - EKİM 2015

almaya yöneliyor. Ekonomik dengesizlikler, hızlı yükselen döviz kuru nedeniyle azalan iş hacmi üst düzey yöneticiler seviyesinde de işsizliği artırıyor. Ticaret, ithalat ve ihracat ekonomik değişimlerden en çok etkilenen alanların başında geliyor. İlaç, enerji, finans ve telekomünikasyon gibi sektörlerde çıkan kanunlar da firmaları kısıtlıyor ve olumsuz etkileyebiliyor. Yaşanan olumsuz gelişmeler, küçülmeyi veya büyümede durgunluğu getiriyor, bu da doğrudan istihdamı etkiliyor ve işsizlik rakamları yükseliyor. Çok düşük ücretler ya da hedeflenen pozisyona ulaşılamaması iş arama sürecini uzatıyor Özellikle Mühendislik ve Üretim alanında işsiz olan birçok kişinin, hak ettiklerinin çok altında gelir ve yan haklar elde ettiklerini düşündükleri için çalışmamayı tercih ettikleri görülüyor. Kişiler çok düşük bir ücret için işe gidip zaman ve para harcamak (yol, kıyafet vb.) yerine evde oturmanın daha az masraflı olduğuna karar vererek çalışmamayı seçebiliyorlar. Perakende alanında ise işsizliğin sebeplerinden biri, adayların iş konusunda fazla seçici davranmaları. Adaylar, niteliklerinden daha yüksek kriterlerde iş aradıkları için istedikleri işe ulaşamıyorlar. Öte yandan hangi pozisyonlarda başarılı olabilecekleri konusunda yanlış değerlendirme yapıp seçtikleri işlerde aradıkları maddi veya manevi tatmini bulamayınca kısa sürede işten ayrılıyorlar. “Geçici Çalışan” işsizlik sorununu rahatlatacak bir çözüm alternatifi sunuyor Ülkemizde “geçici çalışan” anlayışı henüz tam olarak yerleşmemiş durumda. Michael Page direktörleri bu uygulamanın işveren ve çalışan için faydalı olabilecek, işsizlik sıkıntısını rahatlatabilecek bir uygulama olduğunun altını çiziyorlar. Proje odaklı olan otomotiv ve ona bağlı çalışan


kimya kollarında bu talep daha fazla. Türkiye kendi teknolojisini üretemediği için dışardan almak zorunda kalıyor. Proje bazlı çalışmalarda yeni teknoloji gerektiğinde, proje süresince değerlendirmek üzere dışardan geçici eleman alımı yapılıyor. Finans sektöründe ise geçici elaman sadece hamilelik izni için kullanılıyor. Sağlık sektöründe geçici istihdam en çok Ruhsatlandırma Uzmanı pozisyonu için tercih ediliyor. Yaklaşık altı ay süren ruhsatlandırma işlemi tamamlanınca pozisyonun ömrü dolmuş oluyor. Bilişim Teknolojileri alanında «Bodyshopping» olarak adlandırılan, geçici süreli kontratla çalışan istihdamı uygulaması yeni yeni tercih edilmeye başlanıyor. Perakendede ise mevsimsel olarak özellikle İzmir, Bodrum gibi sahil bölgelerinde geçici elaman artışı oluyor.

İzmir ve Ankara’daki iş fırsatları artış gösteriyor 2015’in ilk yarısında İstanbul’un yanı sıra İzmir ve Ankara özellikle yönetici seviyesinde işe alımlardaki hareketliğinin arttığı illerin başında geldi. İzmir’deki yoğunluk son 1-2 yıldır artmış durumda. Sağlık yatırımları Ankara’da artış gösteriyor, dolayısıyla Ankara için sağlık profesyoneli işe alımlarında artış söz konusu. İstanbul dışında yapılan en büyük yatırım olan liman yatırımı sayesinde İzmir, Mersin, Kocaeli, Sakarya gibi illerde de her seviyede işe alımlarda artış gözlemleniyor. İzmir ayrıca teknoloji firmalarının yatırımlarını artırdığı dolayısıyla iş imkanlarının çoğaldığı bir şehir olarak dikkati çekiyor.

Türkiye’li Çalışan ‘Maaş’ından Kaygılı T

ürkiye dahil 42 ülkede çalışanların satın alma gücünü; kurumların da verimliliğini arttırmaya yönelik çözümler sunan Edenred’in (bilinen adıyla Ticket) IPSOS araştırma şirketiyle gerçekleştirdiği 14 ülkeyi kapsayan çalışma çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Türkiye’de 500.000’den fazla çalışana yemek kartı, yemek ve hediye kuponu gibi hizmetler veren Edenred’in IPSOS’la gerçekleştirdiği ‘Avrupa’da çalışanların mutluluğu ve motivasyonu’ konulu araştırma, 14 Avrupa ülkesinde, toplamda 13.600 çalışanla (Türkiye’de 800) gerçekleştirildi. 800 Türk çalışanın (18 yaş ve üzeri, zanaatkar, tüccar, serbest meslek sahibi, çiftçi/yetiştirici olmayan) katıldığı araştırmaya göre; Türkiye’li çalışanların satın alma güçlerinden memnun olanların oranı %39. Bu konuda memnuni-

yetsizliği en fazla olanlar %68’le 45 yaş ve üstü çalışanlar. Bu grubu %64’le özel sektör çalışanları takip ediyor. Gıda maddelerine ayrılmış satın alma gücünden memnun olmayanlar ise %55’le yine 45 yaş üstü çalışanlardan oluşuyor. Bu konuda memnuniyetsizlik belirtmeyenler ise %67 ile yöneticiler… Araştırmaya göre 45 yaş üstü Türk çalışanlar sabit ücretinden memnun olmayanlar arasında da ilk sırada.

EYLÜL - EKİM 2015

57


İŞ FİKİRLERİ

Eğitim sektörüne 13 bin kişilik işe alım Son 3 ay içinde en çok iş ilanı veren sektörler eğitim, turizm ve perakende oldu. Yeni eğitim-öğretim yılına hazırlanan eğitim sektöründe işe alımlar iyice hızlandı. Yenibiris.com’un 3 aylık istihdam raporu...

İ

ş ve insan kaynakları sitesi Yenibiris.com, iş ilanları ve ilanlara yapılan başvurular doğrultusunda, 2015 ikinci çeyrek istihdam raporunu hazırladı. Rapora göre en fazla eleman aranan sektörlerde ilk 3 sırada yine turizm, eğitim ve perakende yer aldı. Turizm-otelcilik sektörü, eleman ihtiyacı önceki 3 aya göre düşse de ilk sıradaki yerini korudu. Yeni eğitim öğretim yılına hazırlanan eğitim sektöründe ilanlar yüzde 20 oranında artarken başta İngilizce öğretmeni olmak üzere bu dönemde aranan kişi sayısı 13 bin civarında. Bütün branş öğretmenliklerinde yoğun ihtiyaç sözkonusu. Perakende ise önceki dönemlerdeki benzer hareketliliğini sürdürüyor. Bankacılık-finans sektörünün 13. sırada yer almasına rağmen başta gişe elemanı olmak üzere yaklaşık 5 bin kişilik alım yapması bekleniyor.

58

Üretim-İmalat: Üretim sorumlusu Sağlık-Tıp: Hemşire Tekstil: Satış temsilcisi Bilişim: Yazılım uzmanı Gıda: Gıda mühendisi EN FAZLA ALIM SATIŞ VE PAZARLAMADA İş dünyasında bütün sektörler genelinde en çok satış, muhasebe ve mühendislik kadrolarında alım yapılıyor ancak Nisan-Mayıs-Haziran aylarında kadrolarını tamamlamak isteyen eğitim kuruluşlarının öğretmen arayışı atağa geçmiş durumda. Yenibiris. com ilanlarına göre bu alanlarda alınacak kişi sayısı yaklaşık şöyle: Satış: 33 bin 694 satış temsilcisi Mühendislik: Ağırlıklı makine ve inşaat olmak üzere 907 mühendis Muhasebe: 1021 muhasebe uzman ve yardımcısı

EN ÇOK İLAN YAYINLANAN SEKTÖRLER (İLK 10) Sektörler içindeki oranı/aranan kişi sayısı 1-TURİZM-OTELCİLİK % 11 - 8 bin 500 kişi 2-EĞİTİM % 9 - 13 bin kişi 3-PERAKENDECİLİKTOPTANCILIK % 8 - 8 bin kişi 4-YAPI-İNŞAAT % 8 - 5 bin kişi 5-ÜRETİM-İMALAT % 6 - 5 bin kişi 6-SAĞLIK-TIP % 5 - 5 bin 250 kişi 7- HİZMET % 5 - 2 bin kişi 8-GIDA % 5 - 5 bin 300 kişi 9-BİLİŞİM % 4 - 3 bin 500 kişi 10-TEKSTİL % 4 - 2 bin 650 kişi

EN ÇOK İLAN YAYINLANAN POZİSYONLAR (İLK 10) SATIŞ TEMSİLCİSİ % 12 İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ % 11 MUHASEBE ELEMANI %8 GARSON %7 ÇAĞRI MERKEZİ MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ %7 KASİYER %5 SEKRETER %5 MAKİNE MÜHENDİSİ %4 GÜVENLİK GÖREVLİSİ %3 İNŞAAT MÜHENDİSİ %3

İlk 10 sektörde en çok aranan pozisyonlar şöyle: Turizm-Otelcilik: Garson, resepsiyonist Eğitim: İngilizce öğretmeni, matematik öğretmeni Yapı-İnşaat: Makine mühendisi, İnşaat mühendisi, elektrik mühendisi Perakende: Satış danışmanı Hizmet: Müşteri hizmetleri görevlisi

BANKACILIK POPÜLERLİĞİNİ KORUYOR Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında iş arayanlar yine en çok bankacılık sektörüne iş başvurusu yaptı. Bankalara yapılan başvurular önceki döneme göre yüzde 6 artış gösterdi. Eğitim sektörü de, ilan artışına paralel olarak en çok başvuru yapılan diğer sektör oldu. Bu sektöre başvurularda yüzde 70 oranında artış var.

EYLÜL - EKİM 2015


EN ÇOK BAŞVURU YAPILAN SEKTÖRLER BANKACILIK-FİNANS % 14 EĞİTİM % 14 PERAKENDECİLİK-TOPTANCILIK %9 TURİZM-OTELCİLİK %6 YAPI-İNŞAAT %5 HİZMET %4 ÜRETİM-İMALAT %4 SAĞLIK-TIP %4 GIDA %3 BİLİŞİM %3 Gişe elemanı pozisyonu, deneyim gerektirmeyen ve en fazla ilan verilen pozisyon olması nedeniyle en fazla başvuru yapılan ilan oldu. İkinci ve üçüncü sırada değişiklik olmadı. EN ÇOK BAŞVURU YAPILAN POZİSYONLAR GİŞE ELEMANI % 14 BRANŞ ÖĞRETMENİ %8 SATIŞ DANIŞMANI %6 ÇAĞRI MERKEZİ MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ % 5 MUHASEBE ELEMANI %5 MATEMATİK ÖĞRETMENİ %5 KASİYER %4 İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ %4 MAĞAZA YÖNETİCİ ADAYI %4 YÖNETİCİ ASİSTANI %3 En çok iş ilanı verilen iller değişmedi. İstanbul’un ardından sırasıyla Ankara, Antalya, İzmir ve Bursa geldi. 2015 ikinci çeyrek istihdam verileriyle ilgili olarak Yenibiris.com Yönetim Kurulu Üyesi Kâmil Özörnek, “Yeni eğitim-öğretim yılına hazırlanması sebebiyle eğitim sektöründe ilan artışı yılın bu döneminde olağan. Eğitim kurumları bütün branşlarda ancak en çok da İngilizce ve matematik öğretmenliklerinde alım yapıyor. Eğitim danışmanı ve sekreter, bu sektörde en çok aranan diğer pozisyonlar olarak öne çıkıyor. Eğitim sektöründe ilanların daha da artmasını bekliyoruz. Üniversiteden mezun olan veya olmaya yakın olan gençlerin de özgeçmişlerini oluşturmaları sebebiyle yeni mezun özgeçmişlerimizde de yüzde 33 oranında artış oldu. Gençlere özgeçmişlerine uygun işlere başvuru yapmalarını ve her türlü deneyim fırsatını değerlendirmelerini öneririm” dedi.

EYLÜL - EKİM 2015

59


İŞ FİKİRLERİ

Katı Atık’da yeni tesis yatırımlarımı D

anışmanlığını ÜNLÜ & Co’nun üstlendiği işlemde, IFC ve Cordiant Capital’dan temin edilen 11 yıl vadeli USD 75 milyon tutarındaki finansmanın Hexagon Katı Atık’ın mevcut kredilerinin refinansmanı ve Bilecik’te kuracağı yeni tesisin inşaatı için kullanılması planlanıyor. IFC aynı zamanda USD 20 milyon sermaye yatırımıyla şirkete ortak olacak. Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co, Kıraça Holding

bünyesinde faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en büyük katı atık dönüşüm ve yeniden değerlendirme şirketi Hexagon Katı Atık’ın yeni yatırımları için kullanılacak 11 yıl vadeli USD 75 milyon tutarındaki proje finansmanının finansal danışmanı ve koordinatörü olarak yer aldı. Proje finansmanının IFC ve Kanadalı Cordiant Capital tarafından gerçekleştirildiği işlemde IFC aynı zamanda USD 20 milyon tutarında hisse alımıyla şirkete ortak olmak üzere anlaşma imzaladı. 2008 yılında Jan Nahum, Klod Nahum, İnan Kıraç ortaklığında kurulan Hexagon Katı Atık, belediye atıklarının kaynakta ayrıştırılarak toplanması, işlen60

EYLÜL - EKİM 2015

mesi, geri dönüştürülmesi, organik atıklardan elektrik, ısı enerjisi ve organomineral gübre üretilmesi ve değerlendirilemeyen atıkların nihai bertarafı konusunda faaliyet gösteriyor. Şirketin Pamukova’daki ilk tesisinde kendi tasarladığı sistem ve teknolojiler ile üretimini gerçekleştirdiği organomineral gübre, organik madde yoğun içeriği sayesinde toprak kalitesini artırırken; kimyasal gübrelerin zararlı etkileri olmaksızın çok daha yüksek mahsül kalitesi ve verim artışı sağlayan özelliğiyle çok kısa bir süre içinde tarım sektöründe tercih edilen bir ürün olmayı başardı. Hexagon Pamukova’da gösterdiği başarıyı Bilecik, Söke ve Ödemiş’te kuracağı yeni tesislerle sürdürmeyi planlıyor. ÜNLÜ & Co Borç Sermaye Piyasaları ve Danışmanlık bölümü Yönetici Direktörü Erdem Selim işlemle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor: “Hexagon Katı Atık, ülkemizde ve dünyada gündemin ilk sıralarında yer alan atık ve gıda sorunlarına aynı anda çözüm üreten bir şirket. Bunu da kendi geliştirdiği yeni ve farklı bir iş planı ile gerçekleştiriyor. Dolayısıyla finansmanın doğru yapılandırılması ve sonrasında çevresel ve sosyal etkilere değerlendirme sürecinde hak ettiği ağırlığı veren bu tür işlemlerde tecrübeli kaynaklara yönelinmesi işlem açısından büyük bir önem taşıyordu. Oldukça zorlu ve uzun soluklu bir sürecin ardından bunu başarmanın ve ülkemiz için de çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu işlemde Hexsagon’a destek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut L. Ünlü ise “Şirketlere tahvilin yanı sıra uzmanlık ve deneyim gerektiren yapılandırılmış finansman işlemleri için verdiğimiz danışmanlık hizmetlerine güzel bir örnek teşkil eden önemli bir işleme imza attık” değerlendirmesini yaptı.


EYLÜL - EKİM 2015

61


ÇEVRE

Çevre Duyarlılığı için elele Bodrum Belediyesi, Palmarina Bodrum ve gazeteci Yonca Tokbaş ve gönüllüler çevre için bir araya geldi.

P

almarina Bodrum; sosyal sorumluluk anlayışı, topluma katma değerli hizmetler sunma hedefi ve çevreye duyarlı yaklaşımıyla; gazeteci Yonca Tokbaş, daha temiz bir Bodrum ve çevre için farkındalık yaratma isteği ile Bodrum Belediyesi Başkanı Mehmet Kocadan’un önderliğinde Bodrum Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekibiyle bir araya gelerek, Bodrum Yalıkavak’ta ‘çevre temizliği farkındalık etkinliği’ gerçekleştirdi. Yalıkavak’ta Bodrum Belediyesi Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrum Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekibi, gazeteci Yonca Tokbaş, Palmarina Bodrum gönüllü ekibi, Palmalife Bodrum Resort gönüllü

62

EYLÜL - EKİM 2015

ekibi ve çevreye duyarlı tüm gönüllü sakin ve vadandaşların katılımı ile daha temiz bir çevre için ‘çevre temizliği farkındalık etkinliği’ gerçekleştirdi. Evsel atıkların bilinçli bir şekilde, kurallar dahilinde, uygun zaman ve koşullarda konteynerlara bırakılmasının önemine ve sonuçlarına dikkat çekmek ve kamuoyunda bu doğrultuda farkındalık yaratma amacını taşıyor. Bodrum Belediyesi Başkanı Mehmet Kocadan, ‘Kışın 160 bin nüfusu olan Bodrum nüfusunun yaz aylarında 1.milyon 600 bin nüfusa yükseldiğini, daha iyi şartlarda yaşam, daha temiz bir çevre için vatandaşların evsel atıkları tahliye ederken bazı kurallara


uyma konusunda hassasiyet göstermelerini beklediklerini belirterek, çevre için yapılan her türlü girişime destek vermekten büyük memnuniyet duyduklarını’ belirtti. Palmarina Bodrum Genel Müdürü Cenk Bircan; ‘gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak, doğaya çevreye daha duyarlı nesiller yetiştirebilmek için bu tarz girişimlerin kaçınılmaz olduğunu, bir parçası olmaktan büyük memnuniyet duyduklarını’ ifade etti. Gazeteci Yonca Tokbaş; ‘bu çalışmanın bir başlangıç olduğunu, benzer çalışmalara örnek teşkil edeceğini söyleyerek; toplanılan plastik şişe kapaklarının Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne (TOFD)

ulaştırılacağını, oradan da tartılarak geri dönüşüme gönderileceğini, elde edilecek gelir ile de ihtiyaç sahiplerinin akülü veya manüel sandalye alımı için değerlendirileceğini, engelli vatandaşların kullanımına sunulacağını ifade ederek, bu çalışmaya ön ayak olmaktan duyduğu memnuniyetini’ dile getirdi. Koroplast yöneticileri de etkinliğe destek vereceklerini açıkladılar. Koroplast Satış ve Pazarlama Direktörü Bekir Türkoğlu ve Pazarlama Müdürü Lizi M. Yılmaz, etkinliğe katılım sağlayarak, doğada çözünür çöp torbaları ve büzgülü çöp torbaları ile malzeme desteği sunarak etkinlik alanında aktif olarak yer alacaklarını bildirdirler.

EYLÜL - EKİM 2015

63


ÇEVRE

AZİZ Kocaoğlu, Yamanlar çöp bertaraf tesisi için odalarla görüştü İ

zmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve bürokratları, meslek odalarından gelen talep üzerine İzmir’in katı atık yönetimi ve Yamanlar Dağı eteklerinde yapılması planlanan bertaraf tesisiyle ilgili toplantı yaptı. Meslek odaları yöneticileri, Yamanlar’da bulunan arazideki yeraltı sularının kirlenme riski, katı atık yönetim planı, tesisle ilgili toz ve koku endişelerini gündeme getirdi İzmir’de yıllardır yer sorunu nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’nin yapamadığı Katı Atık Bertaraf Tesisi projesi, Karşıyaka ilçesi Yamanlar Dağı eteklerinde bulunan arazinin ÇED süreciyle birlikte yine tartışılmaya başlandı. Genel seçim öncesi siyasi polemiklere de malzeme olan AKP’li milletvekillerinin eleştirdiği yerle ilgili Jeoloji Mühendisleri Odası da yeraltı sularının kirlenme riskine dikkat çekince, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun talebiyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve ilgili bürokratları basına kapalı toplantıda meslek odaları temsilcilerine katı atık yönetimi ve Yamanlar Dağı eteklerine yapılması planlanan tesisle il-

64

EYLÜL - EKİM 2015

gili bilgilendirme yaptı. Toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 2019’da sona erecek bu başkanlık süresinin sonuna kadar tesisi bitirmek istediğini söylediği öğrenildi. Kocaoğlu’nun uzun süredir yer aradığını, bulunan yerlerle ilgili kamuoyunun yakından bildiği sorunlar, tepkiler nedeniyle gerçekleşmeyen tesisin, ÇED süreci devam eden Yamanlar Dağı eteklerindeki yerde yapılmasının kentin önemli ihtiyacını karşılayacağını söylediği belirtildi. Oda temsilcileri somut bilgi talep etti Meslek odaları temsilcileri ise konuyla ilgili sordukları soruların yanı sıra hem kentin katı atık yönetimiyle ilgili katkılarda bulundu hem de eleştiriler yöneltti. Daha önce de konuşulan, bölgede yüzeye yakın yeraltı sularının kirlenme riski gündeme geldi. Koyundere, Ulukent’te kullanılan kaynak sularının kirlenebileceği endişeleri dile getirildi. Bu konuyla ilgili sızdırmazlık önlemleri masaya yatırıldı. Meslek odaları özellikle kentin katı atık yönetim planı olması ve bunun kamuoyuna açıklanması gerektiğini dikkat çekti. Kentin diğer bölgelerine yapılacak tesisler ve yer tespitleriyle ilgili belirlenen bilimsel kıstasların da açıklanmasını talep eden meslek odaları, bu plan çerçevesinde bölgelerde uygun yerlerin belirlenmesinde yeraltı sularının etkilenmesi toprağın, havanın etkilenmesi, ulaşım alternatifleri, işletme, yerleşim yerlerine uzaklık, çevresel etkilerin irdelenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Tesiste bertaraf edilecek çöpün yanı sıra çıkacak yüzde 30’luk kompostun tarımda kullanılmasıyla ilgili somut bilgiler talep eden meslek odaları temsilcileri, işletmede gerçekleşecek olası aksaklıklar durumunda koku ve toza karşı önlemleri de toplantıda sordu.


Temizlik İşleri Müdürlüğü, Bolu’daki kamu çalışanlarını bilgilendiriyor B

olu Belediyesi tarafından, Bolu’da bulunan kamu kurumlarında çalışan personellere yönelik verilen Çevre Bilinci Eğitimleri devam ediyor. Son olarak Sağlık İl Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen eğitimlerde müdürlük personeli evsel, ambalaj, tıbbi atıklar başta olmak üzere tüm atık çeşitleri hakkında bilgilendirildi. Çevre bilinci konusunda gerçekleştirdiği birçok proje ile 7’den 77’ye tüm vatandaşlarımıza yönelik çalışmalar yapan Bolu Belediyesi, bu projelere ek olarak Bolu’da bulunan kamu kurumlarında çalışan personellere Çevre Bilinci Eğitimleri vermeye başladı. Bolu Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen eğitimler çerçevesinde son olarak Sağlık Müdürlüğü’nde bir program düzenlendi. Müdürlük çalışanlarına evsel atıklar, ambalaj atıkları, tıbbi atıklar, bitkisel atık ve yağlar, atık piller ve di-

ğer katı atıklar hakkında bilgiler veren Temizlik İşleri Müdürlüğü yetkilileri, çevreye ciddi zararlar verecek atıklar konusunda ise çok daha hassas olunması gerektiğini belirtti. Ayrıca Bolu ili ve çevresinde uygulanan Mavi ve Yeşil Konteynerler ile ilgili de kısa bir bilgilendirme yapan yetkililer, Yeşil konteynerlere evsel atık, Mavi konteynerlere ise geri dönüşüm (ambalaj) atıklarının atılması gerektiğini söyledi.

EYLÜL - EKİM 2015

65


ÜYE LİSTEMİZ 2A Yönetim Hizmetleri Artem Tesis Yönetimi ve Hizmetleri AŞ: Ayos Temz.Hizm.İnş.Rek.Org.San.ltd. Bizim Servis ve Danışmalık Hizmetleri AŞ. Buyruk Group Cam Pak CSS Hizmet İşletme San. AŞ. Çetin Group Çetin Group Hijyen Akademisi Deça Hij.ve Kimyasal Temz. Hizmt. AŞ. Deniz Temizlik Destek Servis Tesis İşi ve Yönetim Hizmetleri Destek Temizlik Hizmt.Ltd. DGR Ece Group Ecolab Eczacıbaşı Girişim Pazarlama Edin Eğitim ve İnsan Kaynakları Hizm.Ltd. Eko İnşaat Turizm Yönetim Hizm.San. AŞ. Ekspress Temizlik Emeksan Esse Temizlik Etkin Grup ETS Endüstriyel Temz. Sis.San.ve Dış Tic.Ltd. Eubsa Bsg.Tesis Yönetimi ve İşletme Hizmt.Ltd. Euroserve FMS Temizlik Hizmt.Ltd. Güney İlaçlama Turizm ve Tic.Ltd. İştem Çevre Grup Entegre Tesis Yön. HizmT. Tic. Ltd. Şti. Klüh Profesyonel Hizmetler Ticaret A.Ş. Koza Yönetim ve Servis A.Ş. KT Danışmanlık Mis Group AŞ: Mispak Mss Grup Kimya Temizlik San. Ve Dış Tic. Ltd. Onlıne Group Özenç Hizm.Yönetim Öz-Tem P Group Server Tesis Yönetim Hizmetleri A.Ş (Eroğlu)

66

EYLÜL - EKİM 2015

Mehmet Emin Yıldız Eflatun Mutlu Oktay Şirin Yeşim Tekin Kemal Tunç Buyruk Abdulkadir Turan Hasan Çapkurt Samet Taşkıran Ahmet Eren Zafer Mumcular Ali Murat Çimen Cengiz Pala Tahir Yılma Berik Altan Özbey Bülent Doğru Hüseyin Sonuk Ali Haydar Gürkan Pelin Özbilgin Sema Mumcular Özgür Köstekçi Ali Başdurak Dinçer Yalçın Emre Saygılıer Hakan Özalp Canan Aksu Furkan Albayrak Cem Alakuştekin Ali Ekber Durmaz Ayşe Kantarcılar Abumüslim Bazkır Erdoğan Kalay Levent Alatlı Orhan Kutlukhan Tüte Cevat Turan Musa Bulut Arif Ömer Karaşehirli Orhan Mirza Çapkurt Şebnem Özenç Halil Doğru Necati Altın Caner Geban

www.eplustr.com www.artemtesis.com www.ayostemizlik.com www.bizimservis.com.tr www.buyrukgroup.com.tr www.campak.com.tr www.css.com.tr www.cetin-group.com www.cetin-group.com www.deca.com.tr www.artemtesis.com www.destekservis.com.tr www.destektemizlik.com www.dgrgroup.com.tr www.ecenur.com.tr www.tr.ecolab.eu www.maratem.com.tr www.ekofms.com www.ekspresstemizlik.com.tr www.emeksantemizlik.com www.esseyika.com www.etkinhizmet.com www.etsgrup.com www.eubsaturkey.com www.eurestservices-tr.com www.fmstemizlik.com.tr www.guneyilaclama.com www.istemcevregrup.com www.kluhsm.com www.kozayonetim.com www.ktdanismanlik.com www.misgroup.com.tr www.mis-pak.com.tr www.mssgrup.com www.onlinegrouptr.com www.ozenc.com.tr www.oztem.com.tr www.pgroup.com.tr www.erogluholding.com

0212 230 75 71 0312 397 00 33 0212 223 50 95 0216 545 88 45 0216 392 92 59 0216 465 14 00 0216 428 07 07 0282 725 41 41 0282 725 41 41 0216 339 97 24 0212 256 56 80 0216 508 29 00 0212 358 59 40 0212 278 92 08 0212 452 89 89 0216 572 74 04 0216 458 69 00 0216 333 71 00 0216 339 97 24 0212 334 48 48 0212 270 35 77 0212 274 55 80 0416 223 23 14 0212 569 78 08 0216 493 20 90 0216 470 03 08 0216 578 98 00 0850 221 03 67 0242 241 04 56 0212 238 42 88 0212 423 33 34 444 21 24 0212 603 10 43 0212 253 68 68 0216 455 92 82 0216 660 08 98 0216 546 01 95 0216 428 54 05 0212 452 89 89 0212 219 29 15 0212 653 27 00


Silen Temizlik SMG Steam Cleanıng Machines & Services Co Sodexo Tepe Servis ve Yönetim AŞ: Uçar Sosyal Hizmetleri Yağmur Prof Hizm.Temz.ve Org. Ltd. YKS Tesis Yönetim Hizmetleri A.Ş.

Ünal Kurumuş Ali Tolga Gediz Murat Çakmak Miktat Kuzhan Şaduman Uçar Güven Kadakal Bahadır Adıyaman

www.silenhizmet.com www.smg-tr.com www.sodexo.com.tr www.tepesavunma.com.tr www.ucartemizlik.com www.yagmurtemizlik.com www.yks.com.tr

0258 264 49 77 0232 457 27 23 0216 340 45 00 0212 267 23 98 0212 854 02 17 0212 583 15 74 0212 280 42 88

MAKİNE, KİMYASAL, SEKTÖRE MAMÜL VE HİZMET TEDARİKİ YAPAN FİRMALAR 3M Adonis End.Temz Gıda ve Kozm.Ürün San.Ltd. Bayco End Dayland Diversey Doğuş Makina Dönertaş Makine Sanayi Eczacıbaşı Profesyonel Hijyen Akademisi Ekipman Market Ermop ETS Grup Fanset Hayat Makine Karcher KT Mss Grup Nilfisk Advance Osmanlı Makine Promak Saruhan SMG Makina Star Makina Tak Kozmetik Tektem Makine TMT Pazarlama Tosay Makina Yiğitoğlu Yöndes Yön

Duygu Ömeroğlu Murat Yiğit Öcal Emrah Taşçı Ömer Annaç Gürkan Doğanay Cevdet Çimen Arzu Yıldız Pelin Özbilgin Sema Mumcular Umut Delikanlı Erdal Demircioğlu Vedat Yılmaz Hilmi Karasu Murat Soylu İsmail Korkmaz Kutlukhan Tüte Arif Ömer Karaşehirli Tayyip Tokar Yunus Bingöl Hülya Çetin Metin Babacan Ali Tolga Gediz Ersin Topak Ahmet Havuz Hamit Bektaş Fatih Kutlutaş G. Maria Aydın Suat Yiğitoğlu Nesrin Serin

www.3M.com www.adonis.com.tr www.bayco.com.tr www.dayland.com.tr www.diversey.com www.dogustemizlik.com.tr www.donertas.com.tr www.eczacibasiprofesyonel.com.tr www.hijyenakademisi.com www.ekipmanmarket.com www.ermop.com www.edsgrup.com.tr www.fanset.com www.hayatmakine.com www.karcher.com.tr www.hizmetinadresi.com www.mssgrup.com www.nilfisk.com.tr www.osmanlimakine.com.tr www.promak.com.tr www.saruhan.com.tr www.smg-tr.com www.starmakina.com.tr www.takkozmetik.com www.cleanvac.com www.tmtpazarlama.com www.tos-ay.com www.yigitoglu.com.tr www.yondes.com

0216 538 06 55 0212 549 50 59 0282 651 29 70 0224 443 39 40 0216 578 64 00 0212 444 07 64 0232 281 65 76 0216 333 71 00 0216 339 97 24 0212 306 32 14 0216 466 52 67 0216 493 20 90 0212 697 57 70 0212 671 75 31 0232 252 07 08 0532 314 72 95 0216 660 08 98 0216 466 94 94 0216 398 07 97 0242 522 56 56 0212 249 33 80 0232 457 27 23 0216 572 74 04 0212 221 91 95 0216 499 90 90 0212 659 33 60 0226 814 24 50 0212 284 43 37 0212 327 01 84

EYLÜL - EKİM 2015

67


TESİS YÖNETİMİ

DERGİ İSTEK FORMU Adı:............................................................................................................................................................ Soyadı:...................................................................................................................................................... Firma Adı:................................................................................................................................................. Görevi:....................................................................................................................................................... Telefon:..................................................................................................................................................... Faks:........................................................................................................................................................... Web Adresi:............................................................................................................................................... E-Mail Adresi:........................................................................................................................................... Vergi Dairesi:........................................................................................................................................... Vergi No:................................................................................................................................................... Dergi Başlangıç Sayısı :.......................................................................................................................... Dergi Bitiş Sayısı:.................................................................................................................................. Bize Nereden Ulaştınız? Adresi:

Ekonomi Ajans Yayıncılık, Paz.ve Danışmalık Hizmetleri Adres: Fevzi Paşa Cad. No 2 Sarı Ap.D:6 34750 Küçükbakkalköy – Ataşehir – Istanbul Tel: +90 (0) 216 572 60 69 Faks: +90 (0) 216 576 89 96 teshiad@teshiad.org.tr hizmetdergisi@teshiad.org.tr 68

MART 2015


TESİS YÖNETİMİ

MAYIS 2015

69


TESİS YÖNETİMİ

70

MART 2015


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.