Hizmet dergisi 76 sayi ocak 2014

Page 1

2014

2 AYDA BİR YAYINLANIR OCAK 2014 - SAYI 76

“KIDEM TAZMİNATI” TEMİZLİK İŞLETMELERİNDE KONUSUNDA MUTLAKA TEDARİK ZİNCİRİNİN ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ ÖNEMİ

TEMİZLİK EKİPMANLARININ GERİ DÖNÜŞÜM ZAMANI GELMEDİ Mİ?

ISSA/TESHIAD İŞBİRLİĞİ İLE ISSA/INTERCLEAN FUARI, İSTANBUL’DA KAPILARINI AÇIYOR







BAŞKANIN MESAJI

Türkiye’ deki gelişmelere paralel olarak sektörümüzde büyük bir ivme kazandı Sevgili Hizmet Dergisi okuyucuları ve TESHİAD üyeleri, Sektör olarak bir yılı daha geride bırakmış bulunmaktayız. 2013 yılı, sektörümüz açısından oldukça iyi bir yıl oldu diyebiliriz. Türkiye’deki gelişmelere paralel olarak, sektörümüz de büyük bir ivme kazandı. Dünya genelinde gelişimin lokomotif sektörü olarak, görülen inşaat sektöründeki AVM ve konut gibi yeni yatırımların ülkemizdeki gelişimi, temizleme endüstrisini de olumlu yönde etkiledi. Bu gelişmeleri sektörümüz açısından değerlendirecek olursak; elbette bütün sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüzle ilgili, özellikle hizmet sektörü ve alt işveren olmamız nezdinde bir takım sıkıntılar ile karşı karşıyayız. Sektörümüzün dününe baktığımızda, bugün gözle görülür bir ilerleme görülmektedir. Sektör olarak söz sahibi olabilmemiz için, temizlik firmasının; müşterisine sunduğu asıl ürünü olan temizlik ve hijyen konusunda gerekli personel, bilgi birikimi ve ekipman konusunda sunduğu kaliteyi ve verimliği, iş veren sektörlere izah etiğimiz taktirde profesyonel hizmet almak isteyen birçok yeni pazara hizmet vereceğimizi ve katma değer üreten söz sahibi, kalıcı şirketlere sahip olacağımızı düşünüyorum. Tabii bu katma değeri sağlayabilmemiz için beraber adım atmamız ve birlik içinde olmamız gerekmektedir. Sektörümüz açısından önemli konulardan biri de kıdem yasası ile ilgili yapılacak olan değişikliklerin çözüme kavuşmasıdır. Özelikle ülkemizdeki işsizlik oranını göz önünde bulundurarak baktığımızda, en büyük istihdam sağlayan sektörlerden biri olarak ülkemiz ve sektörümüz açısından kıdem yasasının çözüme kavuşması sektörümüz açısından da mühim bir konudur. Yeni yasal düzenlemelerle birlikte özellikle, kamuda hizmet bedelleri hesaplanırken kıdem farklarının da maliyetlere yansıtılması gerekliliği doğacaktır, yani kısmi işçilik yerine tam işçilik hesaplaması yapılmalı; bu da sektörümüze ivme kazandıracak diye düşünüyorum. 2014 yılının ilk izlenimlerine baktığımızda finans açısından da zorlu bir yıl olacağını gösteriyor. Müşterilerimizi finanse etmememiz gerektiğini, firmalarımızın finansal yapılarını gözden geçirip sağlayacakları iş gücüne dikkat etmeleri gerektiği kanısındayım. Sektörümüzün iletişim platformu olarak gördüğümüz Hizmet Dergisinin 76. Sayısında; sektörümüz açısından önemli gelişmeleri bulacağınız, firmalarımızın yeni projeleri ve tanıtımlarına katkı sağlayacak birçok çalışmanın yer aldığı, keyif ile okuyacağınız bir sayı bulacağınızı umuyorum. Bu vesileyle sektör adına birlik ve beraberliğin önemini vurgulayarak, tüm okuyucu ve üyelerimizin yeni yılını kutlar, ülkemize huzur ve barış getirmesini dilerim… Saygılarımla, Bülent Doğru TESHİAD Yönetim Kurulu Başkanı


10 “Kıdem Tazminatı” TESHİAD Adına İmtiyaz Sahibi Yayın Koordinatörü Avrupa Yakası Temsilcisi Yazı İşleri Müdürü Editör Reklam Sorumlusu Tasarım ve Uygulama Yayın Kurulu

Yayın Türü Yönetim Yeri :

Tel : Faks : E-mail : Web :

: : : : : : : : : : : :

Bülent DOĞRU Abdurrahman Çınar Ruşen Tanrıverdi Zafer Mumcular Demet Atay Sabri Ergenecoşar Erhan AYDIN Bülent DOĞRU (Başkan) Zafer MUMCULAR Mehmet ERSOY Umut DELİKANLI Yaygın, süreli, 2 ayda bir

Libadiye Cad. Tahralı Sok. Kavakyeli Plaza A Blok No:7 D:30 Ataşehir / İSTANBUL (Soyak Migros Karşısı) 0216 291 22 58 0216 291 22 59 teshiad@teshiad.org.tr www.teshiad.org.tr

Yapım : Ekonomi Ajans Yayıncılık,Paz.ve Danışmalık Hizmetleri Adres: Fevzi Paşa Cad. No 2 Sarı Ap.D:6 34750 Küçükbakkalköy – Ataşehir – Istanbul Tel : +90 (0) 216 572 60 69 Faks : +90 (0) 216 576 89 96 Basım :

Tel:

İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 21

Hizmet Dergisine Ulaşmak için : teshiad@teshiad.org.tr hizmetdergisi@teshiad.org.tr Her hakkı saklıdır. Yayımlanan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek özet alıntı olarak kullanılabilir. Basılan ilanların sorumluluğu tamamıyla ilan sahiplerine aittir. Yazılarla ilgili her türlü hukuki ve etik sorumluluk yazarlarına aittir.

konusunda mutlaka çözüm üretilmeli

12 Temizlik İşletmelerinde Tedarik Zincirinin Önemi

16 Adonis Endüstriyel,

dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor


24 “DGR Group Türkiye’ nin en güçlü

kuruluşları ile partnerlik yapmaktadır”

36 “Türkiye ekonomisi gibi

sektörümüzün de gelişeceğini öngörmekteyiz”

38 Verimlilik Kavramı ve Tanımı

26 “Havuz Operatörü Ulusal Meslek

Standartları Çalıştayı- Alanya” TESHİAD ve PROMAK işbirliği ile düzenlendi.

43 Star Makine Kuruluşunun 15. Yılını Kutladı 44 SİNE Fuarcılık ve ETÜDER, EDT Expo

30 “Halk Eğitim Merkezleri ile birlikte

çalışarak ücretsiz sertifika programları oluşturmaktayız”

2014 Fuarı ile Sektöre İvme Kazandırmaya Devam Edecek!

46 10’dan az çalışanı olan işyerlerine devlet desteği...

34

Gelişen Hizmet Sektörünün, Başkent Ankara’ daki Önemli İsmi: TEPE SERVİS

50 “Sealed Air Sürdürülebilirlik ve Turizm

Ödülü” Grand Hyatt İstanbul Hotel’in Oldu!

54 “Şehirle bütünleşen, fonksiyonel

alışveriş merkezleri ön plana çıkacak”


“Kıdem Tazminatı”

konusunda mutlaka çözüm üretilmeli

AYIN KONUĞU

Hizmet İşveren Sendikası Kurucu Genel Başkanı Necmeddin Şimşek, sendika çatısı altında sektördeki firmaların faaliyetleri, sektördeki sorunları ve 2013 yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

H

izmet İşveren Sendikası olarak kuruluş amacınızdan ve çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Geçmişte hizmetler, iktisadi hayat içerisinde ticarete konu edilmezken, günümüzdeki teknolojik ve ekonomik gelişmelere paralel olarak değişen tüketici tercihleri, hizmetlerin ekonomiler içerisindeki önemini artırmıştır. Özellikle istihdam alanıyla ciddi bir sektör haline gelmesi birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Özellikle uluslararası ticarette hizmetler ticaretinin serbestleştirilmesi yönünde önemli çalışmalar yapılmakta ve gelişmiş ülkeler bu konuda tam liberalizmi hedeflemektedirler. Bu kapsamda sektör firmaları olarak bizlere de tüm bu gelişmelere ayak uydurma, ihtisaslaşma ve uluslararası kalite standartlarını yakalama, aynı zamanda da örgütlenme ihtiyacı doğmuştur. Bizler de çözüm odaklı yaklaşımlarla, haksızlıkların giderilmesi amacıyla, tüm platformlarda sorunları dile getirmek için farklı meslek gruplarını aynı çatı altında toplayarak, ortak akılla tek sesliliği sağlamak için Hizmet Sektörü İşveren Sendikası’nı kurduk.

10

Ocak 2014

Hizmet sektörünün ve alt işverenliğin önündeki bir dizi sorunu ancak bir araya gelerek, bu birlikten aldığımız güçle ve yeni projeler üreterek çözebiliriz. Amacımız sadece sektör işverenlerinin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmak değil, aynı zamanda işçi sorunlarının ve işçi-işveren ilişkilerinden doğan sorunların da hakkaniyet ölçüleri dahilinde çözümüne yönelik çalışmalarla sosyal barışa katkı sağlamaktır. Ülkemizde hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmaların çalışma koşulları ve bu durumu gelişmiş ülkeler ile kıyasladığımızda nasıl bir tabloyla karşılaşırız?

Gelişmiş ülkelerde hizmet sektörüne, gelişmenin ekonomik lideri olarak bakılmaktadır. Günümüzde hizmet sektörü; istihdam ve GSMH’ya katkıları yönüyle gelişmiş ekonomilerin hakim bir özelliği haline gelmiştir. Sermaye yapıları, yatırım yoğunlukları ve işgücü vasıf seviyesi itibariyle gelişmiş ülkelerdeki hizmet firmaları “emek verimliliği” ve “kalite”yi yakalamış durumdadırlar. Dolayısıyla da gelişmiş ülkeler, rekabet koşullarını oluşturan çalışma kuralları ve yasal düzenlemelerini büyük ölçüde tamamlamıştır.

Ülkemizde hizmet sektörüne bakıldığında; hizmet sektörüne bakıldığında, genelde vasıfsız, düşük ücret ödenen insanların ürettiği hizmetin organizasyon ve yönetiminde söz sahibi olamayan firmaların sadece emek pazarlaması yaptığı bir sektör görünümündedir. Özellikle kamuya hizmet veren hizmet firmalarımızın kendini geliştirme, yatırım yapma, piyasaya daha gelişmiş hizmetler sunma veya yenilikçi hizmet metotları kullanma imkanları bulunmamaktadır. Bunun başlıca sebebi ise mevcut politika, kanun ve yönetmeliklerin sektörü adeta itibarsız ve kuralsızlaştırmasıdır. Aslında Türkiye hizmetlerin serbestleştirilmesi konusunda gerek DTÖ’ye, gerekse de AB’ye taahhütleri olmuştur ve Türkiye imzaladığı uluslararası anlaşmalar ile nihai hedef olarak hizmetlerin tam liberalizasyonunu hedeflediğini belirtmiştir. Ülkemizin uluslararası hizmetler ticaretinin serbestleştirilmesi sürecinde daha doğru yol kat edebilmesi açısından sektör önündeki engellerin bir an evvel kaldırılması hayati önem taşımaktadır. Gelişmiş Ülkelerdeki hizmet firmaları kuşaktan kuşağa devam eden köklü firmalar olmasına rağmen ül-


kemizde 20 yaşındaki firma sayısı bir elin parmak sayısı kadar bile değil. Bu şartlar dahilinde gelişmiş ülkeler ile hizmet ticaretinde yarışabilecek bilgi birikimi ve sektör kültürü geliştirmek oldukça zordur. Hizmet sektörünün gelişimi hatta sürdürülebilirliği açısından bu kadar sorun olmasına rağmen özellikle Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinde, gerek organizasyon yetenekleri, gerek birikimleri gerekse mali yapıları bakımından hizmet üretebilme kabiliyeti olan firmalarımız da mevcuttur ve gayet başarılı hizmetler sunabilmektedir. Sektörde firmalarının nefes alabileceği düzenlemeler yapıldığı takdirde birçok firma yurt dışına açılıp yatırım yapabilecek, hizmet üretebilecek güç ve kabiliyettedir. Bu tür uluslararası hizmet ticareti de ülkemiz ekonomisinde önemli düzeyde refah artışı sağlayacaktır.

Ülkemizde alt işveren açısından olduğu kadar işçi açısından da önemli olan “Kıdem Tazminatı” hakkında öneri ve görüşlerinizi belirtir misiniz? •Çalışma hayatında yaşanan kıdem tazminatı ile ilgili sorunların çözülebilmesi için fon sisteminin devreye sokulması gerekmektedir. (Fonun devreye girmesi ile birlikte çalışanların mağduriyeti ve kayıt dışı istihdam engellenecek ve bütün işçilerin kıdem tazminatı hakkından yararlanması sağlanacaktır.) •Fon sisteminin devreye girmesinin ardından ise, alt işverenlere yıllardır ödenmeyen kıdem tazminatı alacakları, devlet kurumları veya asıl işverenler tarafından üstlenilerek fona devredilmelidir.

•Devlet kurumlarının alt işverenden tedarik edeceği hizmetin bedelini hesaplarken, işçilere ödenecek olan kıdem tazminatı bedellerini de maliyet hesabına eklemesi sağlanmalıdır. •İhale mevzuatı değiştirilerek, kamu ihalelerinde ihale konusu iş yerinde kazanılan ihaleden önceki dönemi kapsayan işçilik alacakları ile tazminatlar bakımından alt işverenin sorumluluğu kaldırılarak sadece ilgili idareye (asıl işverene) yüklenmesinin sağlanması gerekmektedir.

Hükümetten gerek yasa gerekse teşvik açısından beklentileriniz nelerdir? Her şeyden önce sektörün adeta canına okuyan Kamu İhale Kanunundan kaynaklı eksik, yanlış ve aykırı uygulamaların önüne geçecek yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Çalışma hayatının en önemli gündem maddesi haline gelen “Kıdem Tazminatı” konusunda mutlaka çözüm üretilmeli. Sektördeki işçi ve işveren mağduriyetlerinin giderilmesi gerekiyor. Kamunun personele dayalı hizmet alım ihalelerinde uygulanan % 3 lük sözleşme giderlerinin içine o kadar çok gider sığdırılıyor ki; hem ticaret mantığına hem de matematiğe aykırı. Zaten Sözleşmenin Damga Vergisi ve Karar Pulu % 2,2’ye tekabül ediyor. Yaklaşık maliyette öngörülmeyen ve teklif fiyata dahil edilmeyen ortalama % 9’luk kıdem tazminatı maliyeti % 3 lük sözleşme giderlerine dahil ediliyor.

Yine 6331 sayılı iş güvenliği ve sağlığı kanunu gereği istihdam edilmesi zorunluluk haline gelen İş Güvenliği Uzmanı ve İşyeri Hekimi giderleri yine bu % 3 lük sözleşme giderleri içerisine konuluyor. Damga vergisi oranı birkaç defa artmasına ve % 3’lük oranın içerisine her geçen gün yeni maliyetler ilave edilmesine rağmen bu oran nedense sabit kalmıştır. Diğer taraftan Hizmet alım ihaleleri artık sadece yasal işçilik maliyeti üzerinden yapılıyor, diğer maliyet unsurlarının, karşılığı olmayan 0,001 kuruş gibi tekliflerin yapıldığı ihaleleri Kamu İhale Kurumu rahatlıkla onaylayabiliyor. Kamuda “En düşük fiyat, en avantajlı fiyattır” algısı değişmeli ve hizmet kalitesine yönelik bazı unsurların da kriter olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Kamu İhale Kurumu tarafından; işçilik maliyeti hesaplanırken, kıdem tazminatı bedeli veya fon katkı payı ile birlikte, en az 2 yılını dolduran işçilerin ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin hakkı ile yukarıda belirtilen diğer işçilik giderleri de, bu hesaplamaya girdirilmelidir. Sonuç olarak işçi sorunları ile işveren sorunlarının çözümü noktasında gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak ülke ekonomisine önemli katma değer sağlayan Hizmet Sektörünün önünün açılması gerekiyor.

•İhale mevzuatı değiştirilerek kısmi işçilik maliyet hesabı yerine, kıdem tazminatını da kapsayan tam işçilik hesabına geçilmeli ve devletin alt işverenlere yaptıracağı işin bedelinin tam olarak ödenmesi sağlanmalıdır.

Ocak 2014

11


KAPAK KONUSU

Temizlik İşletmelerinde Tedarik Zincirinin Önemi Ekonomik anlamda ülkeler arasındaki sınırların ortadan kalkması, işletmelerin ulusal boyuttan çıkıp uluslararası hale dönüşmesi ve dolayısıyla rekabetin artan önemi, modern işletmecilik alanında değişim ve gelişimleri beraberinde getirmiştir. Mamul üretip müşteriye sunan işletmeler, rakipleriyle rekabet edebilmek için artık sadece mamulleri üretip pazara sunmakla yetinmeyip, üretim öncesi maliyetlere ve üretim sonrasında müşterilerine sundukları hizmetlerin maliyetlerine de odaklanmaya başlamışlardır.

Dolayısıyla üretim öncesi ve sonrası faaliyetleri kapsayan tedarik zinciri yönetimi, işletmelerin rekabet avantajı elde etmek için üzerinde durması ve incelemesi gereken bir alan olmuştur. Günümüzde, başarılı bir tedarik zinciri kurmak ve yönetmek, işletmelerin pazarda rekabetçi üstünlük elde edebilmeleri için göz ardı edilemeyecek bir unsurdur. Ancak, tüm işletmelerin rekabet avantajı elde etmek istemeleri ve bu doğrultuda mamullerini ve satış öncesi-sonrası hizmetlerini farklılaştırma çabaları, giderek birbirine benzemektedir. Yoğun rekabet or-

12

Ocak 2014

tamının sürdüğü, işletmelerin farklılaştırma çabalarının dahi zaman geçmeden rakipler tarafından da uygulandığı günümüz piyasasında, en ufak farklı bir çabanın bile işletmeye katkısı oldukça önemlidir. Bu noktada işletmelerin, diğer işletmelerden farklılaşmak için tedarik zinciri faaliyetleri de dahil olmak üzere tüm iş süreçlerinin fayda ve maliyetlerini çok iyi analiz etmeleri, bu süreçlerin maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere açık olmaları gerekmektedir. Bu nedenle, yönetim, maliyet, üretim ve pazarlama alanlarında ortaya çıkan yeni yaklaşımlar büyük bir hızla geniş kitlelere yayılmaktadır.

İşletmeler, önceleri sadece yemek, güvenlik, temizlik gibi rutin faaliyetleri dış kaynağa devrederken; şimdilerde sahip oldukları temel yetenek hariç tüm faaliyetlerde dış kaynak kullanımı yoluna gitmektedirler. Dış kaynak kullanılan önemli alanlardan biri de tedarik zinciri yönetimidir. Tedarik zincirindeki bazı faaliyetler, bu konuda uzmanlaşmış lojistik firmalara devredilebileceği gibi, tüm faaliyetler de devredilebilmektedir. Bu sayede işletmeler belli bir alanda uzmanlaşarak verimlilik artışı ve rekabet üstünlüğü sağlayabilmekte, diğer işletmelerin uzmanlıklarından yararlanarak süreçlerin kalitesini artırabilmekte ve maliyet avantajı elde edebilmektedir. Ancak, tedarik zinciri faaliyetlerini dış kaynağa devretme noktasında, işletmelerin bu faaliyetlerin maliyetleri ile ilgili olarak bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Çünkü, dış kaynağa devretme ya da işletme içinde gerçekleştirme kararının doğruluğu buna bağlı olmaktadır. Bu noktadan hareketle bu çalışmada, tedarik zinciri faaliyetlerinin işletmenin kendisi tarafından gerçekleştirilmesi ya da dış kaynağa devredilmesi arasında maliyetler bazında ne gibi farklılıklar olabileceği incelenmektedir. Temizlik firmaları açısından konuya bakarsak; profesyonel temizlik firmaları da böyle bir ihtiyaçtan dolayı hayat buldu ve yarım yüzyıldır gelişimini sürdürüyor; onlar için de birçok konuda dış kaynak kullanımı artık bir ihtiyaç haline gelmiştir.


Temizlik firmalarına ürün ve hizmet sağlayan tedarik firmalarının da bu ihtiyacı görerek, kendilerini yeniden yapılandırmalarının zamanı geldi diye düşünüyoruz. Temizlik firması; müşterisine sunduğu asıl ürünü olan temizlik ve hijyen konusunda gerekli personel, bilgi ve ekipmanların bir araya gelmesiyle kendi hizmetini üretir. Projelerde ihtiyaç duyulan deterjan, kağıt ve diğer sarf malzemelerin tüketiminin doğru planlanamaması sonucu ihtiyacın üstünde stok satın alınması ve depolanması için fazladan harcanan para ve fazladan işgal edilen alanları çok az kar verdiği hizmetten gider olarak görmesi gerekir. Sektörün sorunlarını doğru analiz ederek, sağlıklı bir tedarik zinciri oluşturmak zorunluluğunu görmezden gelemeyiz. Bugün temizlik firmaları hayatta kalıp kendilerini geliştirmelerini sağlayacak yeterli kar marjından uzaktır. Personel maliyeti günden güne artmakta, ancak personel kalitesi aynı hızla artmamaktadır. Personel eğitimi için firmaların ciddi kaynaklar aktarması gerekmektedir. Personel maliyetinin artması, makine-ekipman ihtiyacını arttırmakta ancak, iyi işleyen ekonomik bir tedarik zinciri sağlanamadığı için doğru makineekipman yatırımı yapmak yerine, eksik ya da kayıt dışı personel kullanımı gibi sorunlar sektörün ileri adım atmasından ziyade sektördeki var olan sorunları daha da çoğaltmaktadır.

Temizlik firmalarına, iyi işleyen bir tedarik zinciri sunabilmek için nelere ihtiyaç var? Teknik bilgi ve uzmanlık. Tedarik firmaları, nitelikli ve eğitimli personel istihdam ederek, projelerde ihtiyaç duyulan teknik bilgi ihtiyacını karşılamalı; yenilikler ve yeni uygulama alanları ile ilgili düzenli eğitim ve tanıtım faaliyetleri yürütmelidir. Projeler için ihtiyaç duyulan doğru ekipmanın tespitinde doğru yönlendirme ile destek sağlanmalıdır.

Bol ve esnek ürün çeşitliliği. Makine ekipman kullanımında önceki projelerden gelen bir alışkanlık sonucu, bazı markaları ya da modelleri özellikle tercih eden operatörler ya da satın alma yetkilileri tedarikçiyi şaşırtmamalı; tedarikçi bol çeşit ve alternatif markaları bir arada sunabilmelidir. Böylelikle en ekonomik, kullanımı en kolay en pratik ekipmanı tespit etmek ve maliyet avantajı sağlamak mümkün olabilir. Tedarikçi firma yetkililerine ve tabi ürünlere erişim ve bilgi almak çok kolay olmalıdır. Sağlanacak müşteri destek hattı, donanımlı bir internet sayfası ya da iyi tasarlanmış bir katalog gibi olanaklarla çeşitli ürünleri teknik özellikleri ve fiyatlarıyla kolayca inceleme ve karşılaştırma yapma imkanı sağlanmalıdır. Doğru zamanlama. İyi bir tedarik zincirinin en temel saç ayağı hızlı ve doğru bir lojistik akışıdır. Zamanında sağlanamamış ürün, ekonomik değerini kaybeder. O nedenle tedarik firması stok, araç, depo vs gibi unsurları en optimum şekilde koordine edebilmelidir. Bunun için bilgi-işlem altyapısı ve eğitimli personel gibi yatırımlardan kaçınılmamalıdır. Temizlik firması, tedarikçinin iyi işlemeyen lojistik akışını telafi etmek adına fazladan ürün, depo ya da atıl personel istihdamına gitmek durumunda kalmamalıdır. Tedarikçinin doğru zamanda ve doğru miktarda temin edemediği her ürün, temizlik firması için zaman ve para kaybıdır. Ekipman kiralama ve ikinci el ekipman pazarı. Kısa ya da uzun süreli kiralama dünyada artık çok yaygın.

Kısa süreli projeler için pahalı makine yatırımına gitmek ekonomik açıdan hiç doğru değil. Bu nedenle ekonomik ve esnek kiralama seçenekleri bir zorunluluk olmuştur. Kısa vadeli kiralama temizlik firmasına maliyet avantajı sağlarken; uzun vadeli kiralama ise finansman avantajı yaratacaktır. Tedarikçi, kiralama seçeneği ile ikinci el pazarının oluşmasında da ön ayak olmalıdır. Kullanılmış makineler yeniden ayağa kaldırılarak ekonomik bir değer yaratılmalıdır. Satış sonrası teknik servis. Mükemmel bir teknik servis, temizlik işinin kesintisiz yürümesi için kaçınılmaz. Temizliğin olduğu her yerde ve her zaman, teknik servis hazır ve ulaşılabilir olmalıdır. Biliyoruz ki, servis ve bakımlar ertelenemez; ihmal edilemez. Aksi daha büyük kayıplara yol açabilir. Tedarik firması, iyi işleyen bir servis ağı oluşturmalı; periyodik bakım sözleşmeleri ve ekonomik yedek parça tedariği ile de bu hizmetini desteklemelidir.

TEDARİK ZİNCİRİ FAALİYETLERİ Tedarik, işletmelerin ihtiyacı olan hammadde ve malzeme, makine teçhizat veya nihai mamullerin sağlanmasıyla ilgili süreç, faaliyet ya da sorumlulukları ifade eder. Tedarik zinciri ise; hammadde malzeme tedariki, hammadde ve malzemelerin ara mamullere ve mamullere dönüşümü ve mamullerin dağıtım kanalı aracılığıyla müşterilere dağıtımını içeren bir ağdır.Tedarik zinciri, tedarik kaynağından başlayıp müşteriye kadar uzanan kanal içerisinde mamul ya da hizmetlerin akışı ile ilgili birçok faaliyeti içermektedir.

Ocak 2014

13


KAPAK KONUSU

tedarik zinciri faaliyetleri; talep tahmini, tedarik planlaması ve kontrol, üretim planlaması ve kontrolü, dağıtım planlaması ve kontrolü, stok yönetimi, taşıma yönetimi, sipariş süreçleme, tedarik zincirindeki ilişkilerin yönetimidir. Sipariş süreçleme, stok yönetimi, depolama, taşıma, materyal aktarımı, paketleme ve bilgi yönetimi şeklinde de sınıflama yapılmıştır. Tedarik zinciri faaliyetleri ile ilgili yukarıda yapılan sınıflamalar ışığında ve maliyetler bazında daha kapsamlı açıklamalar yapabilmek amacıyla bu çalışmada, tedarik zinciri faaliyetleri birincil ve ikincil faaliyetler olarak şu şekilde sınıflanmıştır:

Bu faaliyetler, işletmeden işletmeye değişir. İşletmenin organizasyon yapısına, yönetimin kendi işletmesinin tedarik zincirinin nasıl olacağı konusundaki fikrine bağlıdır. Bu faaliyetler çeşitli kaynaklarda farklı şekillerde sıralanmışlardır. sınıflamasına göre tedarik zinciri faaliyetleri; müşteri hizmeti, talep tahmini, stok yönetimi, lojistik, materyal aktarımı, sipariş süreçleme, paketleme, servis desteği, tesis ve depo seçimi, tedarik, iade edilen mamullerin taşınması, tersine lojistik, depolama. Tedarik zinciri faaliyetlerini temel ve destek faaliyetler şeklinde iki gruba ayırmıştır. Buna göre, temel faaliyetler; müşteri hizmetleri,

taşıma, stok yönetimi, sipariş süreçlemedir. Destek faaliyetler ise; depolama, satın alma, materyal aktarımı, paketleme, üretim planlama ve bilgi yönetimidir. Tedarik zinciri yönetimi; sipariş süreçleme, satın alma, materyal aktarımı, üretim planlama, stok yönetimi, taşıma, depo yönetimi ve müşteri hizmetlerini kapsar. Temel faaliyetler ve destek faaliyetler şeklinde yapılan başka bir sınıflamaya göre ise; temel faaliyetler; taşıma, stok yönetimi, müşteri hizmetleri, sipariş süreçleme ve talep tahminidir. Destek faaliyetler ise paketleme, yerleştirme, depolama, satın alma ve üretim planlamasıdır. Başka bir sınıflamaya göre ise

• Birincil faaliyetler • Depolama • Taşıma • Stok Yönetimi • İkincil Faaliyetler • Müşteri Hizmetleri • Talep Tahmini • Materyal Aktarımı • Paketleme • Tesis ve Depo Seçimi • Tersine Lojistik Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı bilgi işlem ve haberleşme tekniğindeki gelişmeler ve internet üzerinden satışın artışı, küresel pazarlarda faaliyet gösteren işletme sayısındaki artış, tedarik zinciri yönetiminin önemini bilinenin çok üstüne çıkarmıştır. İşletmeler, tedarik zincirlerini geliştirmeye veya yeniden tasarlamaya yönelmişlerdir. Bu aşamada da uzman kuruluşlardan yararlanma konusu gündeme gelmiş ve her işi uzmanına yaptırma fikri giderek yaygınlaşmıştır. Bu gelişmelerle beraber tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı ortaya çıkmıştır. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı tedarik zinciri içindeki temel faaliyetlerden ardışık olarak en az üçünün konusunda uzman işletmelere yaptırılması şeklinde tanımlanmaktadır. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanma, üçüncü parti lojistik olarak da adlandırılmaktadır. Bu hizmeti sunan uzman firmalara ise üçüncü parti lojistik firmaları denmektedir.

14

Ocak 2014


Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, özellikle işletmelerin temel yeteneklerine odaklanmaları ve temel yetenekleri olmayan işleri başka işletmelerden almaları ve sonuçta rekabetçi avantaj elde etmek istemeleri sebebiyle uygulanmaktadır. Alanda dış kaynak kullanımının artışı, taşımacılıktaki sınırların ortadan kalkması,stok kontrolünün öneminin artması ve tedarik zinciri yönetimi ile ilgili bilgisayar programlarının gelişmesi ile de ilgilidir Bir işletmenin hammadde alıp, üretim yapıp, depolama, taşıma ve nakliye işlerini de aynı anda sorunsuz yürütmesi oldukça zor olduğundan; bu durumu fark edip temel yeteneklerine odaklanan, diğer hizmetler konusunda ise dış kaynaklardan yararlanan işletmeler, maliyet ve dolayısıyla da rekabet avantajı elde edebilmektedirler. Zaten tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynaklardan yararlanmayı tercih eden işletmeler, dış kaynak hizmeti sunan işletmelerden hem tedarik sürecini iyi yönetmelerini istemekte hem de maliyet avantajı elde etmeyi beklemektedir. Tüm faaliyetlerde çok iyi bir maliyet takip sistemine, analiz becerisine ve altyapıya sahip olan hizmet sağlayıcılar, aynı araçla birden fazla müşterinin Tedarik Zinciri Faaliyetlerinin Maliyetleri ve Dış Kaynak Kullanımı İlişkisi mamullerini daha kısa sürede taşıyıp, bunları aynı depoda muhafaza edebilir. Dolayısıyla buradan elde edeceği maliyet tasarrufunu müşterilerine de yansıtabilir. Böylece; dış kaynak kullanan işletmenin depolama, stok yönetimi ve bu konuyla ilgili olarak personel maliyetleri azalır. Bununla birlikte taşıma ve depolama sırasında oluşabilecek çalınma, hasar görme gibi olumsuz durumlar, üçüncü parti lojistik firmasına devredilmektedir Böylelikle işletmeler, üçüncü pati lojistik firmasının kaynağına, kullandığı kadar ödeme yapacağından sabit maliyetini değişkene çevirme olanağı bulmuş olur.

Çünkü üçüncü parti lojistik kullanılması; depo, kamyon, forklift gibi ekipmanlar, işgücü ve tedarik zinciri yazılımlarına kaynak aktarılmaması, sermayenin bağlanmaması anlamına gelmektedir. Dış kaynak hizmeti alınan işletmenin kaynaklarından yararlanmak, maliyeti kesin olarak saptanamayan hizmetlere kaynak aktarmaktan daha iyi bir yoldur. Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde tedarik zinciri faaliyetleri ile ilgili kararların sayısı tam zamanlı bir uzman çalıştıracak kadar çok değildir. Bu işletmelerde taşımayla ilgili kararları satın alma yöneticisi verir. Ancak satın almacının teslim şekilleri, rota seçimi, nakliye türü, hazırlanması gereken dokümanlar gibi konularda tüm bilgilere sahip olması çok zor olacağından tedarik zinciri süreci ile ilgili kararların doğru olabilmesi açısından bu faaliyetlerin uzman işletmelere devredilmesi daha doğru olmaktadır. Uluslararası pazarlara açılan günümüz işletmeleri için daha karmaşık tedarik zincirleri, daha karmaşık taşımacılık ve dağıtım yönetimi söz konusu olmaktadır. Bu işletmeler, yeni pazarın koşulları ve düzenlemeleri hakkında da yeterli bilgiye sahip olamadıklarından farklı ülkelerdeki altyapı ve gümrük bilgilerinin eksikliğini tedarik zinciri faaliyetleri konusunda

dış kaynaklardan yararlanarak gidermektedirler ve böylece rakipleriyle uluslar arası pazarlarda rekabet edebilmektedirler. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, işletmelerin sermaye yatırımlarını korumalarına ve böylece finansal risklerini azaltmalarına da katkı sağlamaktadır. Fiziksel dağıtım merkezleri ve bilgi ağları gibi lojistik varlıklara yatırım, genellikle finansal risk içeren büyük ve yığın toplam maliyet yaratmaktadır. İşletmeler bu riski üçüncü parti lojistik firmalarıyla paylaşırken, üçüncü parti lojistik firmaları da, bazı işleri taşeronlara devrederek riski onlarla paylaşmaktadırlar. Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, tam zamanında üretim yapan işletmeler için de uygun bir yöntemdir. Üçüncü parti lojistik sağlayıcı sayesinde hammaddeler zamanında teslim alınabilir ve mamuller zamanında teslim edilebilir. Hammaddelerin zamanında tedariki üretimdeki aksamaları ortadan kaldırırken, mamullerin zamanında teslimi, mamul stok miktarlarını azaltır, yöneticilere sevkiyat zamanını tam olarak bilme imkanı sağlar ve işgücünü optimize edip işgücü maliyetlerinin azalmasına imkan tanır. Aynı zamanda mamulleri, müşterinin istediği zamanda teslim ederek bir taraftan satış maliyetini düşürmekte ve diğer taraftan müşteri memnuniyetini artırmaktadır.

Kaynaklar: Prof.Dr.Durmuş ACAR/TESHİAD Yönetim Kurullu Üyesi-Umut DELİKANLI

Ocak 2014

15


KAPAK KONUSU

Adonis Endüstriyel, dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor Temizlik sektöründe Endüstriyel Temizlik malzeme tedariki sağlayan en önemli firmalardan Adonis Endüstriyel Genel Müdürü Yiğit Öcal, temizlik sektöründe ürün tedariki ve sektöre sundukları katkılardan bahsetti.

Yiğit Öcal, “2009 yılında faaliyete başlayan firmamız, toplam olarak düşündüğümüzde yaklaşık olarak 10 bin kalem ürün gamımız ile 750 metrekarelik depolama alanını da hesaba katacak olursak, toplam hacmimiz 4 bin 800 metrekareyi bulan profesyonel tesisimizde, Pandora, Kronos ve Eos isimleriyle sektöre hizmet sunan ve en önemli firmalardan biri“ dedi.

“İşini profesyonel ve dürüst bir şekilde yapan firma sayısı ne yazık ki 50’yi geçmemektedir” “Türkiye’de temizlik malzemesi satan binlerce firma var. Ancak işini kaliteli, temiz, profesyonel ve dürüst bir şekilde yapan firma sayısı ne yazık ki 50’yi geçmemektedir” şeklinde konuşan Yiğit Öcal sözlerine şöyle devam etti: “Bu durum son derece üzücüdür. Açıkça şunu diyebilirim ki sektörün gelişimi önünde en büyük engel maalesef merdiven altı üretimdir. Bu sorun çözülürse Türkiye sadece yurt içinde değil yurt dışına da açılan, ihracat hacmiyle ülke ekonomisine katkı sağlayan birçok firma kazanır. Bunun önünü açmak için ne gerekiyorsa yapılmalı, gerekirse devlet bu konu ile ilgili yasal düzenleme yapmalıdır.

16

Ocak 2014

Biz kendimizi milyonlarca insanın sağlığından ve temizliğinden sorumlu hissediyoruz ve bu bilinçle hareket ediyoruz. Olaya sadece kazanç gözüyle bakmıyoruz. Sadece kazanç odaklı düşünürseniz, büyüyemezsiniz ve marka olamazsınız. Günü kurtarmaya yönelik kısa vadeli, amatör çalışmaları ise hiç tasvip etmiyoruz. Önemli bir iş yapıyoruz ve bu önemin de temizlik ürünleri kullanan ve satın alan firmaların da farkında olmalarını bekliyoruz” dedi.

Adonis’in, sektörümüzün alışılagelen “toptancı” formatından sıyrılmış, kurumsal bir firma olmasını hedeflemiştim. Bu hedefe ulaştığımızı düşünüyorum. Anlaşma yaptığımız ürünlerin tamamen birinci sınıf ve kaliteli markalar olmasına dikkat ettik. Ekibimizi kurarken tercihimizi, sektörde başarılı işler çıkarmış kişilerden yana kullandık. Ve bütün işlerin sistemli, düzenli olmasına özen gösterdik. Şirket içi dayanışma ve dostluğu ön planda tutarak samimi bir çalışma ortamı yarattık. Başarımızın sırrı da bu olsa gerek!


“Ürün gamımızda yaklaşık 10 bin kalem ürün yer almaktadır” Ürün gamında yaklaşık 10 bin kalem ürün olduğunu belirten Öcal, ” Endüstriyel havlular, Z katlamalı havlular, rulolar, makine havluları, peçeteler, tuvalet kağıtları, deterjanlar, dezenfektanlar, toz deterjanlar, el sabunları, kişisel hijyen deterjanları, çöp poşetleri, moplar, saplar, bezler, konteynerler, çöp kovaları, parfümler, streçler, alüminyum folyolar, kürdanlar, plastik bardaklar, karton bardaklar ve ambalaj malzemeleri gibi pek çok kalem bulunmaktadır. Ayrıca atmosferde maksimum hijyen sağlayan ve kullanıcısına prestij sağlayan son teknoloji ürünü hijyen makinelerimiz de mevcuttur. Toplam olarak düşündüğümüzde ürün gamımızda yaklaşık 10 bin kalem ürün yer almaktadır diyebilirim” şeklinde konuştu.

“Arkasında durmadığımız hiçbir ürünü müşterimize satmıyoruz” “Bizi ayıran en önemli özeliğimiz verdiğimiz sözün arkasında durmamız. Bu özelliğimizden dolayı müşterilerimizin karşısında dik durabiliyoruz” diyen Yiğit Öcal, sözlerine şöyle devam etti: “Hiçbir zaman müşterilerimize satış odaklı bakmadık ve bakmıyoruz. Sadece maddi bir beklentiyle sonuca gitmiyoruz. Önceliğimiz dost kazanmaktır. Yani ‘Biz dost kazanalım, kazanç zaten kendiliğinden gelir’ mantığıyla hareket ediyoruz. Tamamen 1. sınıf ürün satıyoruz. Müşterilerimize ne taahhüt ediyorsak onu yerine getiriyor; kurduğumuz sistem sayesinde siparişleri maksimum bir gün sonra yerine ulaştırıyoruz. Arkasında durmadığımız hiç bir ürünü müşterimize satmıyor, satışı gerçekleştirmeden önce mutlaka ürün demosunu yapıyoruz. Bu sayede sattığımız malın kalitesini tescil ederken, müşterilerimizin bize ve ürüne olan güvenini güçlendiriyoruz. Gönül rahatlığıyla alışveriş yapan kurumlar bu özelliğimizden ve sıcak ilişkilerimizden dolayı bizi tercih ediyorlar.

Ama hizmetlerimiz bununla da sınırlı kalmıyor. Satış sonrasında sürekli kontrollerde bulunuyor, ortamda hijyen devam ediyor mu, sorun var mı, maliyetleri nasıl düşürebiliriz gibi soruların cevaplarını da arıyoruz. Müşterimizin sorunlarını çözmek ve güven sağlayabilmek adına sürekli iletişimde kalıyoruz. Ayrıca; tüm makine ve pompa sistemlerini kendi teknik servisimizle kurduğumuz için, olası sorunlarını da 24 saat hizmet vererek anında giderebiliyoruz. İşte böyle bir ticaretin sonunda güven oluşuyor. İlişkiler kemikleşiyor ve uzun yıllar problemsiz devam ediyor. İstikrarlı olarak bu hizmeti verdiğinizde müşterileriniz sizden kopmuyor. Önemli olan istikrardır. İstikrar olursa başarı da olur” diye konuştu.

Ocak 2014

17


KAPAK KONUSU

“Açıkları kapamak için çalışıyoruz” Amerika’dan getirmeyi planladıkları ürün grubundan bahseden Öcal, “Yıl içinde görüşmelerimizi yaptık, ben de bir ay boyunca Amerika’da kalıp söz konusu sistemle ilgili eğitim aldım. Bu sistemi Türkiye’ye getirmek ve hayata geçirmek istiyorum, ne olduğunu ise hep birlikte göreceğiz. Öte yandan, kendi markalarımızdaki ürün yelpazesini genişlettik. Kimyasal grubumuz olan Pandora’yı 38 üründen 76 ürüne çıkardık. Bu genişleme esnasında müşterilerimizin ihtiyaçları, hareket noktamızı oluşturdu. Çöp poşedi grubumuzda olan Pan markamıza dahil ürün sayısı ise 14’ten 26’ya yükseldi. Amacımız, açıkları kapamak. Açık gördüğünüzde bunu kapatmak için ürün geliştirir ve uygularsınız. Bu nedenle satış ekibimizle sürekli toplantı ve değerlendirme halindeyiz” şeklinde konuştu.

“Sektörde ‘Ekonomik Ürün’ diye satılan ama aslında hiçbir işe yaramayan malzeme sayısı çok fazla” Temizlik sektörünün son durumunu değerlendiren Yiğit Öcal, şöyle konuştu: “Üreticiyi ve tüketiciyi mağdur en önemli konulardan birini; aslın-

18

Ocak 2014

da hiçbir işe yaramayan, malzeme sayısı fazla olan ve “Ekonomik Ürün” diye satılan ürünler oluşturmaktadır. Ben, yıllardır satın alma yapan büyük firmaların başındaki insanları anlayamıyorum. İnsan senelerdir satın aldığı ürünü hiç mi merak edip incelemez? Bir havlunun metresini hiç mi ölçmez, hiç mi koli içindeki yaprak adedini saymaz? Biz bir ürünü 20 liraya satarken, sektörde hiçbir geçmişi olmayan yeni bir firma nasıl olur da aynı ürünü yarı fiyatına satar? Bu durum hiç mi kafalarını karıştırmıyor? “ dedi. Öcal, “Ham maddeden kısarak su gibi deterjan yapıyorlar, kolinin üstüne 2 bin 400’lü yazıp içine bin 200 adet kağıt koyuyorlar, gramajı eksik çöp poşeti yapıyorlar, 180 metre streç filmi 300 metre diye satıyorlar. Ucuza alarak kâr ettiğinizi sandığınız ürünlerle aslında çok daha fazla zarar ediyorsunuz, farkında değilsiniz. Eğer siz evinize, iş yerinize aldığınız temizlik ürününe dikkat ederseniz, o ürünün kaliteli olmasına özen gösterirseniz; bu tarz yanlışlara neden olmamış olursunuz ve dürüst çalışan firmaların da önünü açarsınız. 30 kiloluk bidonlarda satılan, hiçbir belgesi olmayan ve “merdiven altı” diye tabir edilen ürünler var. Oysa ki konu insan sağlığı. Bu noktada, satın alma yapan

arkadaşlarımızı fiyat odaklı değil ürün odaklı olmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

“En önemli hedefimiz, dünya çapında bir firma olmak” Adonis Endüstriyel olarak, en önemli hedeflerinin dünya çapında bir firma statüsüne erişmek olduğunu ifade eden Öcal , “Ülkemizde istihdam sağlayıp vatanımız ve milletimiz için yararlı şeyler yapmak, edindiğimiz en önemli ilke ve hedeflerden biridir.2013 bizim için son derece keyifli ve yorucu bir yıl oldu. Mevcut kapasitemizi neredeyse yüzde 100 arttırdık. Ekibimiz, lojistik ağımız, şirketimiz her yönüyle daha da profesyonelleşti. Umarım ilerleyen yıllarda kendi üretim tesisimiz ile tüm dünyaya hizmet sunabiliriz” şeklinde konuştu.



KAPAK KONUSU

“Daha iyi bir dünya yaratmak için bugünden daha uygun bir zaman yok!” Dünyanın en büyük hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden Unilever’in Dünya Başkanı Paul Polman, Sabancı Üniversitesi tarafından her yıl öğrencileri iş dünyasıyla buluşturmak için düzenlenen 700’ün üzerindeki konferanstan birine, “Creating a Better Future Everyday Made By You” başlıklı konuşmasıyla katıldı. Unilever Dünya Başkanı Paul Polman’ın verdiği konferansa, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Rektör Prof. Dr. Nihat Berker ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Ülengin ev sahipliği yaptı. 1000’e yakın üniversite öğrencisi katıldığı konferansın açılışında konuşan Prof. Dr. Füsun Ülengin, sürdürülebilir büyümeye olan ilginin artışından duyulan mutluluğu dile getirdi. Son yıllarda özel sektörün de sürdürülebilirlik konusunu stratejik olarak ele aldığını belirten Ülengin, Unilever’in de sürdürülebilirlik için yenilikçilik alanında lider olduğunun altını çizdi. Sabancı Üniversitesi’nin de benzer vizyonla 2012 yılında Türkiye’de ilk kez Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen ‘Üniversitelerarası Yenilikçilik ve Girişimcilik Endeksi’nde birinci* olduğuna vurgu yapan Ülengin, ardından sözü Unilever Dünya Bakanı Paul Polman’a bıraktı. Paul Polman, “Hızla globalleşen dünyada gittikçe daha bağımlı hale gelen finansal yapı, gelişen teknoloji ve ekonomik sistemler yönetimi daha karmaşık bir dünya yarattı. Bizi hızla değişen, kararsız, karmaşık ve anlaşılması güç bir gelecek bekliyor. Dünyanın dengesinin bozulduğu çok açık. Hepimiz sorumluluk alarak, dünyayı değiştirmek için çalışmalıyız” diye konuştu. Polman hızlı globalleşmenin doğurduğu sonuçlar nedeniyle kapitalizmin daha adaletli ve daha sürdürülebilir bir türüne geçiş yapılması gerektiğini vurguladı ve ba-

20

Ocak 2014

şarılı büyümenin sırrının burada yattığını kaydetti. “Karşılaştığımız sosyal ve çevresel meseleler her zamankinden daha zorlu. Nüfus hızla artıyor, iklim artan bir hızla değişiyor, su kaynakları yok oluyor. 1 milyar insan açlık çekiyor, başka 1 milyar insansa bolluk içinde yaşıyor ve her yıl 1 milyardan fazla çocuk bağırsak hastalıkları yüzünden yaşamını kaybediyor” diyerek sözlerine devam eden Polman, gençleri sürdürülebilir yaşamı yaygınlaştırmak için destek vermeye çağırdı: “Bugünkü durumu daha iyi hale getirmek, ister işletme, ister hükümet, ister sivil toplum örgütü olalım, bugünün liderleri olarak bizim, geleceğin liderleri olarak da sizin sorumluluğunuzda bulunuyor. Daha iyi bir dünya yaratmak için bugünden daha uygun bir zaman yok! Bu bizim görevimiz. Bizim sorumluluğumuz.”

Sürdürülebilirlik hem karlı olabilecek, hem de doğaya ve insanlığa pozitif geri dönüş sağlayabilecek bir iş modeli…

Unilever olarak, global değişime öncü olmak için ara vermeden çalıştıklarını ifade eden Paul Polman, “Ancak bu değişimi tek başına başarmamız mümkün değil. Bu nedenle, STK’lar, hükümet, özel sektör, üniversitelerle gerçekleştireceğimiz işbirlikleri bizim için çok önem taşıyor“ diye konuştu. Polman sözlerine şöyle devam etti: “Unilever olarak, urumsal hedefimiz işimizi iki kat büyütürken, çevresel ayak izimizi yarı yarıya indirmek ve pozitif sosyal etkimizi artırmak olarak belirledik. Sürdürülebilir Yaşam Planımız sayesinde geride bıraktığımız 4 yılda işimizi %30 oranında büyütürken; atıklarımız ile enerji ve su tüketimimizi azaltmayı başardık. Sağlık ve hijyen kampanyalarımız ile, çeyrek milyar insanın yaşamlarına dokunduk. Artık, hammaddelerimizin üçte birinden fazlasını sürdürülebilir kaynaklardan tedarik ediyoruz. 450,000 küçük çiftçinin sürdürülebilir tarım eğitimi almasına destek olduk. Böylece, sürdürülebilirliğin hem kazandıran, hem de doğaya ve insanlığa çok pozitif geri dönüşler yaptıran bir iş modeli olduğunu kanıtlamış olduk.”


Kamu ihalelerinde bilirkişi eksikliği! Türkiye genelinde bir senedir, devlet hastaneleri bölgesel sekreterliklere bölünmüş durumda vehastanelerin temizliği için ihaleler çıkartılmaktadır. Temizlik makineleri, malzemeleri, deterjanları ve temizlik sistemleri hakkında çıkarılan bu ihaleler oldukça eksik, yanlış ve yetersiz durumdadır.

Makinelerin teknik şartnameleri bulunmadan ihaleler çıkartılmış durumda Elektrik süpürgesinin teknik şeması yer temizlik makinesinde, yer temizlik makinesinin iç teknik şartnamesi bir cila makinesinde yer alabilecek şekilde enteresan ihaleler çıkartılmaktadır. Temizlik yer alan firmaları, bu ihaleleri aldıktan sonra aldıkları ihalelerle ilgili makinelerin şartnamelerine dikkat etmeden iş başladığı zaman, iş heyetine götürdüklerinde çok ciddi sorunlar yaşamaktalar. Bu sorunlar, devletin iyi niyetli yöneticileri tarafından aşılabildiği gibi yalnızca şartnamelere bağlı kalarak hareket etmek isteyen kişi/kurumlarca aşılamamaktadır.

Devlet kurumları, bu konuda yıllarını vermiş bizlere bilgi talebinde bulunmalıdır TESHİAD olarak, sanayi odaları ve ticaret odalarından gelecek her türlü şartname hazırlıklarında, yıllarını bu işe vermiş bizler, bu konuda devlet kurumlarına yardımcı olabiliriz. Çünkü bu konuda, ciddi problemler bulunmaktadır. Bunlardan biri; 60 80 lt’lik, binicili makinelerden bahsediliyor ve bu 200 lt’lik bidanjör olmakta ki bunlar dış mekanlarda kullanılan makineleri kapsamaktadır. İç mekanlarda 200 lt’lik makine kullanılamaz. Bunun gibi önümüze gelen bir çok örnek mevcut,devlet hastaneleri ihale şartnamelerinde, çok ciddi sorunlar ve yanlışlar bulunmaktadır.

Günümüzde artık her katta, her odada ayrı bir malzemesi kullanılması, uluslararası hastanelerde şart koşulan bir noktadır. Hizmet ve hijyen kuralları, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uyulması ve dikkat edilmesi gereken temizliğin yapılmasındaki en önemli hususlardır. Bu hususlar dikkat edilerek, diyebiliriz ki; Harcanan paralar boşa gitmesin… Günümüz şartlarında hijyen kurallarına uyulmadan, 20 sene öncesi iptidai sistemler uygulanıyor Bugün dünya standartlarında bir hastaneye giren sağlam kişinin, ortalama %2, %3 arasında hastane enfeksiyonlarına yakalanma durumu varken, bu oran Türkiye’de %8’lere kadar çıkmaktadır. Hastane temizliğinde kullanılan paspas arabası dediğimiz ‘Kovalı Sistem’ temizliğinde, her oda aynı temizlik kovası ve aynı malzemeler ile yapılmaktadır. Sarılık hastasının bulunduğu bir odayla ortopedik bir hastanın oda temizliğinde kullanılan malzemeler nasıl aynı olabilir? Günümüzde artık her katta, her odada ayrı bir malzemesi kullanılması, uluslararası hastanelerde şart koşulan bir noktadır. Hizmet ve hijyen kuralları, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de uyulması ve dikkat edilmesi gereken temizliğin yapılmasındaki en önemli hususlardır. Bu hususlar dikkat edilerek, diyebiliriz ki; Harcanan paralar boşa gitmesin…

R.Cüneyt Sonuk TESHİAD Yönetim Kurullu Üyesi Star@starmakina.com.tr

Devlet kurumları, bu konuda yıllarını vermiş bizlere bilgi talebinde bulunmalıdır. TESHİAD olarak, sanayi odaları ve ticaret odalarından gelecek her türlü şartname hazırlıklarında, yıllarını bu işe vermiş bizler, bu konuda devlet kurumlarına yardımcı olabiliriz.

Ocak 2014

21


KAPAK KONUSU

TEMİZLİK EKİPMANLARININ GERİ DÖNÜŞÜM ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Umut Delikanlı EKİPMANMARKET www.ekipmanmarket.com

Geri Dönüşüm Neden Gerekli? Günlük hayatta kullandığımız kağıt, plastik, cam ya da makine ekipman ve benzeri her türlü malzemenin kullanım ömrü tamamlandıktan sonra, uzman firmalar tarafından donanımlı tesislerde bileşen malzemelerine ayrılıp; bu malzemelerin doğaya zarar vermeden, ekonomiye yeniden kazandırılması faaliyetlerine geri dönüşüm diyoruz. Yani aslında geri dönüşüm çalışmalarının birden fazla faydasından söz edebiliriz. Örneğin, malzeme ve ekipmanların içeriğindeki doğaya zararlı bazı materyallerin doğaya karışmadan tekrar üretimde kullanılması söz konusu olabilir ki bence hayati bir değeri vardır. Veyahut akü ve pil gibi içeriğinde doğaya son derece zararlı bileşenler olan malzemelerin, geri dönüşümle üretim döngüsüne tekrar kazandırılamasa bile doğaya vereceği zararı en aza indirilecek şekilde imha edilmesi de göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli fayda. Tabii bunun için ehil kişilerin, donanımlı tesislerin olması da şart.

22

Ocak 2014

Materyallerin ekonomiye tekrar kazandırılması dolaylı olarak yine doğayı korumak maksadını taşıyor. Uzmanları geri dönüşüm konusunda motive eden sebeplerden birisi şu; doğaya bırakılan bir kağıt mendil 3 ayda, bir elma çöpü 6 ayda, kola kutusu 10 yılda, cam şişe 4000 yılda yok olabiliyor. Demek ki geri dönüşüm bir zorunluluk, sadece ekonomik katkısı açısından değil; aynı zamanda doğayı ve doğal kaynakları korumak, enerji tasarrufu sağlamak için geri dönüşümü teşvik etmek zorundayız. Örneğin; Kullanılmış ambalaj malzemeleri ya da kağıtların geri dönüşümle tekrar kullanılabilmesi hava kirliliğini %7494, su kirliliğini %35, su kullanımını %45 azaltıyor ve bir ton atık kağıdın kağıt hamuruna yeniden katılmasıyla 8 ağacın kesilmesi önlenebiliyor.

Geri Dönüşüm Toplumsal Bilinç Gerektiriyor Avrupa ülkelerinde son 60 yıldır, ülkemizde de son yıldır geri dönüşüm konusunda önemli bir ilerleme sağlandı.

Avrupa ülkelerinde kağıt ve camda %40 yakın bir geri dönüşüm oranı yakalanabilmişken, bizde bu oran henüz %10’un altında kalıyor. Şüphesiz ki geri dönüşüm faaliyetleri ciddi bir toplumsal bilinç ve çaba gerektiriyor. Tüm toplum geri dönüştürülebilecek materyal toplama konusunda etkin olmalı ki bu çabalar ciddi bir sonuç versin. Bugün Almanya İngiltere gibi batı ülkelerinde insanlar çöplerini evlerinde cam, kağıt plastik olarak ayırıp da çöp konteynerlerine öyle atıyorlar. Bunun yanı sıra, geri dönüştürülecek malzemelerin işlenebileceği donanımlı tesisler ve bu konuda çalışabilecek uzman ekipler konusunda da Avrupa epey mesafe almış durumda. Artık bizde de çevre bilinci ve geri dönüşüm motivasyonu küçük yaşlardan itibaren evde ve okullarda teşvik ediliyor. Bu konuda alacağımız mesafe var, ancak muhakkak gelecek daha parlak olacak.


Temizlik Ekipmanlarının Geri Dönüşümü Neden Gerekli? Buradan şu sonuca varabiliriz, her türlü malzeme ve materyalde olduğu gibi, işimizin önemli bir parçasının teşkil eden temizlik makine ve ekipmanlarının geri dönüşümünden de bahsetmenin zamanı gelmedi mi? Profesyonel temizlik firmalarının kullandığı temizlik makineleri ve ekipmanlarının bileşenleri temelde plastik malzemeler, çeşitli metal levha ve çubuklar, akü ve piller, elektrik motorları, kablolar, elektronik kartlar, lastik tekerlerler vs, daha listeyi uzatmak mümkün olabilir belki. Aslında ilk duyduğumuzda hepimiz şunu düşünürüz, aslında bu malzemelerin hepsi geri dönüştürülebilir materyaller değil mi? Üstelik

son 20 yıldır ülkemizde epey temizlik makinesi hurdaya ayrılmıştır herhalde. Öyleyse neden bu konuda inisiyatif alıp hemen harekete geçmiyoruz ve sektörümüzle ilgili bir geri dönüşüm faaliyetine önayak olarak çevreye ve ekonomiye bir katkı sağlamıyoruz? Geri dönüşüm faaliyetlerinin başarıya ulaşması için toplumsal bilinç kadar, devletin bu konudaki teşvikleri ve yapılan faaliyetin ekonomik bir zemine oturması da göz önünde bulundurulması gereken kriterler. Temizlik makinelerinin geri dönüştürülme faaliyeti konusunda Avrupa’da Hollanda ve Almanya gibi ülkelerde bazı çalışmalar yapıl-

maya başlandı. Tabi şunu da belirtmeliyiz, bu ülkelerdeki temizlik makinesi üreten firmalar da bu konuda inisiyatif almış durumda. Hükümetlerin de geri dönüşümle ilgili çalışan firmalara maddi manevi ciddi teşvikler sağladığını da unutmamamız lazım. Özellikle Avrupa Birliği içerisinde malların serbest dolaşımı bu konudaki çalışmaları kolaylaştırıyor; yani şöyle ki Hollanda’da bulunan bir geri dönüşüm tesisi, Polonya’da toplanan geri dönüştürülebilir temizlik ekipmanlarını kolaylıkla tesisleri-

ne getirebiliyor. Geri dönüşüm faaliyeti ekonomik bir faaliyete dönüşüyor böylece. Toplanan makinelerin plastik, metal, elektrik kabloları, aküleri vs ayrıştırılıyor ve yeniden kullanılabilir olan kısımları tekrar ekonomik döngüye dahil ediliyor. Geri kullanılamayacak durumda olan kısımlar ve materyaller ise, doğaya zarar vermeyecek şekilde imha ediliyor. Zemin temizlik otomatları, cila makineleri ve elektrikli süpürgeler en fazla kullanılan makineler olarak öne çıkıyor. Bu çalışmalarla son 1

yılda 100.000 adete yakın temizlik makinesinin geri dönüşümünün yapıldığından bahsediliyor, tabi milyonlarca Euro tutarında ekonomik katkı ve doğaya sağladığı faydayı da buna eklemeliyiz.

Sektörümüzde Geri Dönüşüm için daha fazla çaba gösterilmeli Günümüzde birçok sebepten dolayı geri dönüşüm bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Her sektörde ve her yerde olduğu gibi temizlik sektöründe de geri dönüşüm çalışmalarının teşvik edilmesi gerekiyor. Bu konuda şu ana kadar yapılmış organize bir çalışma ve faaliyet ne yazık ki yok. Oysa ki ülkemiz-

de profesyonel temizlik sektöründe kullanılmakta olan ve ömrünü doldurmuş binlerce makine ve ekipman mevcut. Bu makine ve ekipmanlar hurdaya ayrılmış durumda, depolarda atıl bir şekilde duruyor ve ekonomiye yeniden kazandırılmayı bekliyor. Ne dersiniz, bu konuda faaliyete geçmek için sizce de zamanı gelmedi mi?

Ocak 2014

23


RÖPORTAJ

“DGR Group Türkiye’ nin en güçlü kuruluşları ile partnerlik yapmaktadır” 1997 yılında hizmet sektörüne giren DGR Group, temizlik ve güvenlik hizmetlerinin yanı sıra oteller, eğitim kurumları, alışveriş merkezleri, iç ve dış mekan peyzaj ve çevre düzenleme hizmetleri ile sektörün öncü firmalarından. DGR Group Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Doğru ile DGR Group ve günümüz endüstri toplumlarında gelişen hizmet sektörünü konuştuk.

“DGR Group olarak bir işletmenin ihtiyacı olan her şeyiz” Sektörün en güçlü firmalarından biri olduklarını belirten DGR Group Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Doğru, “DGR Group, gelişen hizmet sektörü ile birlikte kendini yenilemiş ve sadece temizlik, güvenlik kanadında kalmayan aynı zamanda yönetim hizmetlerinin tamamını verebilen bir sektör devi haline gelmiştir.” Müşteri odaklı çalışan bir firma olduklarını ifade eden Başkan Bülent Doğru,” Başta temizlik ve güvenlik hizmetleri olmak üzere; Bahçe bakım, teknik hizmetler, proses ve risk yönetimi, kalite kontrol test operatörlüğü, bordrolama, antre depo, üretim, serbest depo, ilaçlama, destek hizmetler, işletme kurulumu ve yönetimi gibi bir çok alanda hizmet vermekteyiz. Müşterilerimize ailemizden bir birey gibi davrandığımız için her ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz.”

“DGR Group merkez yapısı, müşterilerine 7/24 danışmalık yapabilecek düzeyde çalışmaktadır” Dinamik ve genç bir operasyon yapısı ile her an her projede olma lüksüne sahip nadir firmalar arasında olduklarını belirten Doğru, “İşini en iyi şekilde yapmayı ilke edilmiş olmasının yanında her an bir aile bireyi gibi müşterimizin yanında olabiliyoruz. Sürekli eğitimler ile desteklenen DGR Group merkez yapısı, müşterilerine 7/24 danışmalık yapabilecek düzeyde çalışmaktadır.

24

Ocak 2014

Proseslerini kendi içinde DGR Group anlayışından çıkmadan müşteri odaklı olarak desteklememiz, bizi rakiplerimizden bir adım önde olmamızı sağlıyor diyen Doğru, konuşmasına şöyle devam etti : “Biz müşterilerimize sorun olduğunda çözüm için değil her zaman yenilikçi geliştirmek amaçlı çözümler ile gideriz… DGR Group merkez kadrosunda bulunan ARGE ekibimiz hizmet sektöründe neler yeni, neler bizi daha ileriye götürebilir, müşterimizi ve firmamızı nasıl daha önde tutabilir araştırıp en iyi ve en efektif olanı sektöre ilk getiren olan firma konumunda olmamız bizi öncü yapıyor.”

“Hizmet sektörü, Türkiye’de sürekli gelişen ve büyüyen bir pazar” Türkiye’de Hizmet sektörünün sürekli gelişen ve büyüyen bir pazar olduğunu ifade eden Bülent Doğru, ”Bu gelişmeyi ve büyümeyi iyi değerlendiren ve kendini hem müşteri hem tedarikçi açısından iyi hazırlayan firmalar 2014 yılı sonuna kadar rakiplerine büyük farklar atacaklardır. DGR Group her yıl en az % 25 büyüme hedefi olan dinamik yapılı bir öncüdür. 2014 yılı için yeni denetim sistemleri, kalite prosedürleri ile mevcut müşterilerimiz içinde yatay büyümeler hedefliyoruz. Hızla gelişen üretim ve depolama sektöründe yeni otomasyonlar yatırımları ile mevcut müşterilerimizi daha ileriye taşıyıp güçlü referanslarımız ile yeni dev referanslara sahip olmayı amaçlıyoruz “ dedi.



HAVUZ KİMYASALLARI

“Havuz Operatörü Ulusal Meslek Standartları Çalıştayı- Alanya” TESHİAD ve PROMAK işbirliği ile düzenlendi TESHİAD’ın Mesleki Yeterlilik Kurumu nezdinde yürütmekte olduğu Ulusal Meslek Standartları Çalışmasının bir parçası olan Havuz Operatörü UMS Çalışmaları, TESHİAD ve Promak işbirliği çerçevesinde Alanya’da gerçekleştirildi. Çalıştaya; TESHİAD, Anadolu Teknik Yöneticiler ve Çalışanlar Derneği, Alanya Mesleki Eğitim Merkezi, Promak Ltd. Şti. Sealed Air, İsis Türkiye, Q Danışmanlık, Alaiye Resort Hotel, Goldcity Hotel, Artes Havuzculuk, Quantum Gıda, Günsu A.Ş., Gündem Havuzculuk, Çevrekent Mühendislik, Green Chemicals gibi kurum ve kuruluşların yanı sıra , sektörün önemli firmalarında görev yapan saha uzmanları, yönetici ve temsilcileri de katıldı.

26

Ocak 2014

Çalışma kapsamında, 7 - 8 Aralık tarihlerinde Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) ev sahipliğinde yaklaşık 40 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen ilk çalıştayın açılış konuşması, ALTSO Başkanı Sayın Mehmet Şahin tarafından yapıldı. Şahin, ALTSO olarak bu çalıştaya verdikleri önemi ve bu çalıştayda bir sosyal paydaş olarak katılımcıları ağırlamaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi. Çalıştay katılımcılarına teşekkür ederek başarılar diledi. Açılış konuşmasından sonra söz alan TESHİAD Genel Sekreteri Zafer Mumcular; TESHİAD olarak çok önemsedikleri bu Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesinde gösterdikleri misafirperverlik için ve desteklerinden dolayı ALTSO’ya, projede birlikte görev yaptıkları Promak Genel Müdürü Ziya Çetin’e ve Hülya Çetin’e, katılımlarından dolayı tüm davetlilere teşekkür etti.

TESHIAD ve PROMAK işbirliği ile düzenlenen bu çalıştayın amaçlarını ve çalıştay süreçlerini kısaca katılımcılara aktardı. Çalıştayın amacının Havuz Operatörlüğü meslek tanımının yapılması olduğunu, tanımlaması yapılacak olan meslek dalı ile ilgili yeterliliklerinin daha sonra yapılacak çalışmalar ile belirleneceğini özellikle belirtti.



“Havuz Operatörlüğünün iş ve bilgi kapsamının sadece su ile sınırlı kalmaması gerekmektedir” PROMAK adına konuşan Genel Müdür Sayın Ziya ÇETİN; yalnızca Alanya ve Antalya bölgelerinde var olan havuz sayısı yoğunluğu göz önüne alındığında, Havuz Operatörü görevini icra eden çok sayıda personel olduğu anlaşılabileceğini, ancak bu personelin eğitim ve standardizasyo-

28

Ocak 2014

nunda ciddi bir boşluk bulunduğunu belirtmiştir. Konaklama tesisleri yönetiminin, kendi çalışanlarına hizmet içi eğitimler vermeye çalıştıklarını, ancak bu eğitimlerin içeriklerinin standardize edilemediğini, yeterliliklerinin kontrol edilemediğini ve havuz operatörlüğünün yalnızca konaklama tesisleri ile sınırlı olmadığını dile getirdi. Site yapılanmaları içerisinde havuz yönetiminin gerekli olduğunu, sağlık ve benzeri amaçlı genel kullanım havuzlarının operatörlerinin de bu standardizasyona tabi olmaları gerektiğini belirtti. Havuz Operatörlüğünün iş ve bilgi kapsamının sadece su ile sınırlı kalmaması gerekmektedir. Bir Havuz Operatörünün aynı zamanda havuzların mekanik ve elektrik aksamından da anlaması gerekmektedir. Bu konuda özellikle çalıştay katılımcılarından Anadolu Teknik Yöneticiler ve Çalışanlar Derneği Başkanı Sayın Ali Baki Kazancılar’ın da katılacağı gibi bu mesleğin bir teknik standardının oluşturulması gerekmektedir. İşin hem kimyasal hem

de mekanik kısmı bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığı tanımlamalarına bakıldığında sadece kimyasal eğitiminde bahsedildiği görülmektedir, ama bu eğitimin yeterli olmadığını düşünüyoruz. Aynı zamanda kurumlar arasında da bir kavram uyuşmazlığı olduğunu tespit etmiş bulunmaktayız. Sağlık Bakanlığı Havuz Operatörü olma koşulunu en az lise mezunu olarak belirlemişken, Halk Eğitim kurumları ilkokul mezunu düzeyindekilere Havuz Operatörlüğü sertifikası dağıtabilme yetkisine sahiptir. Kurumlar arasındaki bu çatışmaların da düzeltilerek, mesleğe ait tüm tanım ve yeterliliklerin tek bir standarda bağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Halk eğitim tarafından verilen programların yeterliliği de denetlenmelidir. Biz Alanya Halk Eğitim Müdürlüğü ile çalışmalara başladığımızda zamanlarda sertifika eğitimi 88 saat idi, bu süre daha sonraları 40 saate düşürüldü ki bu sektörde bir çalışma yapılacak ise kesinlikle 40 saatlik bir eğitim ile sonuca varılamaz. Havuzlarda yaşanan sorunların te-


sisleri ciddi sorunlarla yüz yüze bıraktıkları unutulmamalıdır. Konaklama tesislerinde herhangi bir sorun çıktığında ilk kontrol edilen bölüm havuzlardır, bu kontroller sırasında Havuz Operatörlerinin yeterliliklerinin de kontrol edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Sn. ÇETİN, sözünü ettiği tüm nedenler dolayısı ile bu çalıştayda meslek tanımı yapılacak olan iş kolunun, Havuz Bakım ve Temizlik görevlisi değil, Havuz Operatörü olarak değiştirilmesinin önemini katılımcılara ifade etti.

“Tüm etkinliklerinin amacı, yüzme havuz suyunun içilebilir nitelikte bir su haline getirilmesidir” Daha sonra söz alan Artes Havuzculuk Ltd. Şti. yetkilisi Sayın Üzeyir ULUDAĞ, konuşmasına, sektör ile ilgili pek çok kaygılarının bulunduğunu, öncelikle insan sağlığına etkisi olan bir meslek dalı olması nedeniyle ilk kaygılarının bu noktada olduğunu belirterek başladı. Tüm etkinliklerinin amacının yüzme havuz suyunun içilebilir nitelikte bir su haline getirilmesi olduğunu belirtti. Bu noktada havuzların projelendirilmesinden, inşaatına ve işletilmesine kadar ulusal ve uluslararası standartlara uygun planlanmaları, yürütülmeleri ve denetim süreçlerine tabi tutulmaları gerekmektedir. Türkiye’de yüzme havuzlarına yönelik olarak Ulusal Havuz Enstitüsü (UHE) belirli normları tercüme yoluyla TSE ile iş birliği içerisinde TSE11899 un çıkarılmasına ön ayak olmuştur. 1995 yılından beri yürürlükte olan bu standart, geçen sene yanlışlıkla yürürlükten kaldırılmış ve bunun yerine bu standartla hiç ilgili olmayan başka bir standart getirilmiştir. UHE’nin de ön ayak olması ile TSE11899 ‘un tekrar yürürlüğe getirilmesi ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. Söz konusu standardın 1995 yılından itibaren yürürlükte bulunmasına rağmen yerel yönetimler ve merkezi yönetim bu standarda uyumluluk konusunda hiçbir denetim yapmamıştır. Özel bazı

uyum talepleri olmasına rağmen henüz bir denetim mekanizması bulunmamaktadır. Bu noktada merkezi yönetime büyük işler düşmektedir. Aynı şekilde havuzun işletmesinde de bu standartlara uyum ve bir işletme yönetimi zihniyetinde çalışma disiplini gerekmektedir. Havuz Operatörleri de bu yönetimin ayrılmaz bir parçasıdır. Ülkemizde 80’ler ve 90’lar sonrası turizmdeki gelişmeler, aynı şekilde inşaat sektöründeki gelişmeler ve bina refahının artması, havuz kullanımını hemen hemen her ekonomik düzeye yaymıştır. Dolayısıyla bizim burada yapacağımız çalışmalar halk sağlığını ilgilendirmektedir. Sayın Üzeyir ULUDAĞ, konuşmasına havuzlarda kullanılan ekipmanları ve önemli havuz terimlerini anlatarak devam etti. Bu ekipmanların çeşitliliğinin Havuz Operatörlüğü mesleğinin önemini açık olarak gösterdiğini belirtti. Havuz kompleksinin büyüklüğüne göre en az bir ancak yeterli sayıda havuz operatörü istihdamı gerekmektedir. Ancak özellikle kaydırak olan tesislerde aynı zamanda güvenlik konusu da bulunmaktadır. Halk Eğitimlerde verilen eğitimlerin yetersiz olduğunu belirten ULUDAĞ, konuşmasına Havuz Operatörlüğü meslek tanı-

mı önererek devam etti: ”Havuzdan faydalanacak insanların, hijyenik koşullarda ve güvenli olarak yüzmesini sağlayabilmek için gerekli olan ekipmanların düzenli çalışmasını sağlayabilmek için günlük bakımlarını yapan, Planlanan haftalık aylık periyodik bakımları yapan veya yapılmasını denetleyen, yüzme havuzu suyunun kalitesinin sürekliliğini sağlayan asgari teknik lise mezunu, mekanik ve elektrik sistemlerini bilen, kimyasallar konusunda bilgilendirilmiş, konuyla ilgili eğitim alarak sertifikalandırılmış teknik elamandır.” Havuz Operatörlüğü eğitimi için önerilerinin, bu konuda deneyimli, fiilen sektörü takip eden, eğitim yeteneği olan meslektaşlarımız tarafından verilmesi olduğunu belirtti. Son olarak denetim mekanizması oluşturulmasının önemini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sonlandırdı; “Yüzme havuzlarının, sağlık koşullarına uygun olarak işletilebilmesi için; Havuzların yapımı ve işletilmesinin Standartlara uygun olarak yapılması ve işletilmesi gerekli ve zorunludur. Bununla birlikte, İşletmede görev alan ‘’ HAVUZ OPERATÖRÜ’’ meslek tanımının yaptığı işe uygun olarak yeniden yapılması ve bu alandaki eğitimin sektör derneği ve İlgili Meslek Odaları tarafından, Halk Eğitim Merkezleri ile ortaklaşa yapılmasının, Ülkemiz ve sektörümüz için yararlı olacaktır.”

Ocak 2014

29


“Halk Eğitim Merkezleri ile birlikte çalışarak ücretsiz sertifika programları oluşturmaktayız”

HAVUZ KİMYASALLARI

DIVERSEY Kanal Yönetimi İş Geliştirme Müdürü Sayın Fatih PULLU ise konuşmasına, kendini ve temsil ettiği firmayı tanıtarak başladı. Diversey’in sektördeki Havuz Operatörlerinin eğitimine verdiği önemi açıklayarak, Halk Eğitim Merkezleri ile birlikte çalışarak ücretsiz sertifika programları oluşturduklarını ve sektöre pek çok sertifikalı havuz operatörü kazandırdıklarını belirtti. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasındaki iletişimsizliğin, önceki konuşmacıların belirttiği gibi lise mezunu-ilkokul mezunu çatışmasının sektörde yarattığı olumsuzlukları vurguladı. Bu çalıştay sonunda bir metodolojinin oluşturulması gerekiyor. Buğuna kadar yapmış olduğu eğitimler sonucunda eğitim katılımcısının öğrendiklerinin teorik eğitimin %10, rol modelden öğrenilenlerin %20 ve işbaşı aktivitelerinden öğrenimin %70 den oluştuğunu saptadığını, havuz operatörü eğitiminde de bu verilerin dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Sayın PULLU konuşmasına, havuz operasyonu sırasında kullanılması gereken kimyasallardan örnekler vererek bu kimyasaldaki kullanım inceliklerini izah etti ve havuz operatörlerinin eğitim ve bilgi seviyelerinin, insan sağlığı ile direk ilgili bu kimyasalların kullanılmasında çok önemli olduğunu vurguladı. Sunum ve konuşmaların tamamlanmasını takiben, moderatör Sayın Mehmet Çakır ikinci oturumda meslek tanımı üzerinde çalışılmaya başlanacağını, ön taslakların hazırlanmasından sonra çalışma gruplarına ayrılarak meslek adı ve görev tanımlarının yapılacağını belirterek oturumu kapattı. İki gün süren çalıştayın ilk günü TESHİAD Genel Sekreteri ve UMS Proje Koordinatörü Zafer Mumcular tarafından çalıştay katılımcılarına; çalışmanın amacı, izlenecek yöntem ve uygulamalar hakkında bilgi verildikten sonra, MYK formatı üze-

30

Ocak 2014

rinden Mesleğin Tanımı, mesleğin ve meslek erbabının özellikleri, gereklilikleri tanımlandı. İkinci gün ise uzmanlıklarına göre dört gruba ayrılan katılımcılarla workshop çalışmaları yöntemi ile torba görevler dışında kalan meslek erbabının görevleri ve bu görevlere bağlı işlemler, katılımcılar tarafından hazırlanarak genel katılımın görüşüne açıldı ve genel değerlendirmelerle taslağın son hali verildi.

DIVERSEY Kanal Yönetimi İş Geliştirme Müdürü Sayın Fatih PULLU

21 – 22 Aralıkta yine ALTSO Konferans Salonunda gerçekleştirilen ikinci çalıştaya katılımın daha yoğun olduğu gözlendi. Çalıştayın ilk günü, mesleğe dair terimler, simgeler ve kısaltmalar, meslek ile ilgili mevzuat ve meslekte kullanılan araç, gereç ve ekipmanlar konusundaki tanımlamalar gerçekleştirildi. Çalıştayın ikinci günü bir araya gelen UMS Hazırlık Grubu, çalıştay boyunca hazırlanan taslağı, içerik ve şekil bakımından taslağa son halini vererek çalışmayı sonlandırdı.


PROMAK İnsan Kaynakları Müdürü Hülya ÇETİN 1969 yılında İstanbul Eyüp Sultan da dünyaya geldim. İlk – Orta ve Lise Tahsilimi İstanbul’da tamamladım. 1987 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümüne başlayıp 3. sınıfta eğitini yarım bırakarak 1991 yılında evlilik sebebiyle Alanya’ya yerleştim. Halen Açık Öğrenim İnsan Kaynakları bölümü 2. sınıfta okumaktayım. 2009 yılında PROMAK LTD. İnsan Kaynaklarının başına geldim. Aynı yıl Alanya Halk Eğitim Merkeziyle Sosyal Sorumluluk projeleri kapsamında Havuz Operatörlüğü Eğitim programları oluşturulduk ve PROMAK olarak Halk Eğitim Merkezine derslik, eğitmen sağlayarak fahri olarak destek verdik. 2011 yılında PROMAK – ALTSO ve Alanya Halk Eğitim Merkezi arasında imzalanan protokol

çerçevesinde Havuz Operatörlüğü eğitimine eğitmen desteğine başladık. Aynı yıl içerisinde UMS Mesleki Yeterlilik Kurumuna Havuz Operatörlüğü meslek tanımı yapmak üzere müracaat edildi, müracaatımız değerlendirilip TESHİAD çatısı altında birleştirilip onaylandı. Projeyi yapmamızın amacı 23 yıllık mesleki bilgi birikimimizi aktararak yaşadığımız ve çalıştığımız topluma katma değer sağlamaktır. Sektörde çalışan gerek işveren, gerek iş gören ve tedarikçi firmaların görüşlerini bildirmesi sektör açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. Katkılarından dolayı SEALED AIR İş Geliştirme Müdürü Sayın Fatih Pullu’ya, Anadolu Teknik Adamları Derneği Başkanı Sayın Ali Baki Kazancı’ya, Artes Ha-

vuzculuk Sayın Üzeyir Uludağ’a, TESHİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Bülent Doğru’ya ve Genel Sekreteri Sayın Zafer Mumcular’a ve tüm PROMAK Çalışanlarına Teşekkür Ederiz.

Ali Baki KAZANCI: Anadolu Teknik Yöneticiler ve Çalışanlar Derneği Başkanı

1971 yılı Trabzon Akçaabat doğumluyum. Gaziantep Üniversitesi MYO Makine Mühendisliği mezunuyum. Öztaş İnşaat A.Ş. ile beraber Türkiye’nin birçok yerinde büyük projelerde yer aldım. 2000 yılında Öztaş A.Ş. ile beraber Pegasus

Otellerinde Teknik Müdür olarak görev yaptım. 2002 yılından sonra Dört yıl Dentur A,Ş de Teknik Koordinatörlük yaptım. Bu görevim süresince, Bodrum, Kuşadası, Marmaris, Kemer, Antalya, Side, Alanya, Mahmutlar

Bölgesi dâhil 86 otelde işletmecilik yaptık. Altı yıldan bu yana Alaiye Resort Spa Otelde Teknik Müdür olarak görev yapmaktayım. Ayrıca On beş yıldan bu yana Anadolu Teknik Yöneticiler ve Çalışanlar Derneği Başkanlığı görevini yürütmekteyim. Dernek olarak PROMAK ile beraber eğitim, seminer, gala yemeği gibi organizasyonlara imza attık. PROMAK - Halk Eğitim Merkezi ile beraber Dört defa havuz suyu operatörlüğü kursu organize ederek birçok kişiye belge verdik. Bizim için, böyle projelerin önemi çok büyük. Çünkü bizim teknik karolarımızın bilgilenmesi, belgelenmesi ve ayrıca bununla beraber görev tanımının yapılması gerçekten çok önemli. Son yıllarda havuz konusu otellerde büyük önem arz ettiği için hem bu bölgeye hem diğer işletmelere yararı olacağını düşünüyoruz. Ocak 2014

31


ALTSO Başkanı Sayın Mehmet Şahin

HAVUZ KİMYASALLARI

” TESHİAD ve PROMAK tarafından yürütülen Havuz Operatörü Meslek Standardı Çalışmasının kendi meslek alanına sağlayacağı katkıların yanı sıra turizm sektörüne sağlayacağı katkıların da çok önemli olduğunu düşünüyorum”

ALTSO olarak desteklediğiniz TESHİAD ve PROMAK işbirliği ile yürütülen bu projenin Alanya’ya katkısı sizce nasıl olacaktır? Alanya, 1950’li yıllarda küçük bir kıyı kasabası iken başlayan iç turizm faaliyetleri ile turizm ilçemizde önem kazanmıştır. Akdeniz’de 4,5 km kıyı şeridi olan ilçemiz doğal ve tarihi güzellikleri ile her geçen yıl hem iç hem de dış turizmde daha çok ilgi çekmekte ve ziyaretçi ağırlamaktadır. Gurur duyarak belirtmek isterim ki, 2012 yılında ilçemizi 3.617.884 yabancı turist ziyaret etmiştir. Bu sayı Antalya’ya gelen turist sayısının %35,12’si, Türkiye’ye gelen turist sayısının ise % 11.3’ünü teşkil etmektedir. Bu kadar yoğun turistik faaliyete sahip ilçemizde Belediye ve Bakanlık Belgeli 677 konaklama tesisi 164.651 yatak kapasitesi ile yerli yabancı misafirlerimize hizmet vermektedir. Turizm sektörünün bu kadar yoğun olduğu ilçemizde bizim için en önemli konulardan bir tanesi de tatil yapmak için ilçemizi tercih eden misafirlerimizin ilçemizde yaşadıkları tatilden memnun olmalarıdır. Bu nedenle biz Alanya’da misafirlerimize en iyi hizmeti vermek onların memnuniyetini en üst düzeyde tutmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlçemizde hizmet veren konaklama tesislerinin hizmet kalitesi misafirlerimizin memnuniyetini doğrudan etkileyen faktörlerdir. Konaklama tesislerinin %95’inin havuzu olduğunu göz önünde bulundurunca bu havuzların bakımı, temizliği

32

Ocak 2014

ve güvenilirliği konuklarımızın tesislerden memnuniyetini etkileyen önemli faktörlerden bir tanesidir. Bu nedenle TESHİAD ve PROMAK tarafından yürütülen Havuz Operatörü Meslek Standardı Çalışmasının kendi meslek alanına sağlayacağı katkıların yanı sıra turizm sektörüne sağlayacağı katkıların da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Havuz temizlik ve bakım işlerini yapacak olan personel için bir meslek standardı hazırlanması ve meslek standardının sektörde hizmet veren personel için bir el kitabı olması hem bu işle ilgili standardizasyonu sağlayacak hem de havuz kullanıcıların memnuniyetini sağlayacaktır.

Havuz operatörlüğü dışında meslek standartları hazırlık çalışmaları ile ilgili desteklediğiniz benzer faaliyetler var mı? Meslek Standardı, bir mesleğin başarı ile icra edilebilmesi için ge-

rekli bilgi, beceri, tavır ve tutumları belirleyen tanımlamalardır. Ülkemizde 1992 yılında başlayan meslek standartlarının tanımlanması, günümüzde mesleki yeterlilik kurumu tarafından devam ettirilmekte ve ulusal yeterliliklerin hazırlanması ve belgelendirilmesi çalışmaları ile devam etmektedir. Biz de ALTSO olarak sadece mesleki kurslar düzenlemekle kalmayıp meslek standartları ve ulusal yeterliliklerin tanımlanması süreçlerinde elimizi taşın altına koymayı kurumsal sosyal sorumluluk bilinci ile bir görev olarak benimsedik. Bu amaçla 2010 yılında “Türkiye’de Mesleki Yeterlilik Kurumunun ve Mesleki Yeterlilik Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi”nin bir alt bileşeni olan “Voc Test Merkezleri Hibe programına başvurduk. Projemizin hibe almaya hak kazanması ile Turizm Konaklama Sektöründe Standart ve Yeterlilik hazırlama çalışmaları ve sonrasında sınav ve belgelendirme merkezi kurma çalışmalarını yürüttük. 27 aylık yoğun bir çalışmanın ardın-


dan ALTSO Meslek Standartları ve Yeterlilik Geliştirme Mesleki Sınav ve Belgelendirme Merkezi’ni kurduk. Merkezimizde proje kapsamında Turizm Konaklama Sektöründe “Çamaşırhane Görevlisi (Seviye 2)” Kuru Temizleme Görevlisi (Seviye 3), Çamaşırhane ve Kuru Temizleme Sorumlusu (Seviye 4) alanlarında meslek standardı; Çamaşırhane Görevlisi (Seviye 2) Ön Büro Görevlisi (Seviye 4) ve Ön Büro Yöneticisi (Seviye 5) alanlarında ulusal yeterlilikler hazırlayarak MYK’nın onayına sunduk. Çalışmalarımız MYK tarafından onaylanarak Türkiye Yeterlilikler Çerçevesine eklenmiştir. Bundan sonraki süreçte kurmuş olduğumuz bu merkezde Oda Temizleme Görevlisi (Seviye 2), Kat Sorumlusu (Seviye 3) ve Ön Büro Görevlisi (seviye 4) alanlarında Sınav ve Belgelendirme hizmeti vereceğiz. İş dünyasının temsilcisi olarak odamız meslek standartları ve ulusal yeterlilikler konusunda çalışmalarına devam edecek ve bu konu ile ilgili tüm çalışmalara da destek verecektir. İş hayatında başarı en iyi standartlarda hizmet vererek ve kazan-kazan teorisini benimseyerek sağlanabilir. Bu bilinçle odamız benzer faaliyetlerde öncü ve destekçi olmaya devam edecektir.

Bu gelişmeler, Alanya’nı Türkiye genelindeki yabancı turist payından da açıkça görülmektedir. 2003 yılında Alanya’ya gelen yabancı turistlerin Türkiye içindeki payı % 7,21; Antalya içindeki payı ise % 21,11 iken 2012 yılında Türkiye içinde %11,3; Antalya içinde ise %35,12 olduğu görülmektedir. Ülke çapında turizm gelirlerine bu kadar katkı yapan ilçemizde oda olarak üzerinde durduğumuz en önemli konular vasıflı eleman ve müşteri memnuniyetidir. Bu amaçla ilçemizde diğer kurum ve kuruluşlarla hizmet kalitesini arttırmak için birçok projeler geliştirmekte ve yürütmekteyiz Bir diğer önemli konu ise ilçemizin tüm dünyada etkin bir şekilde tanıtımını yapmak ve turistleri ilçemize çekmektir. Bu amaçla ilçemizdeki tüm kurumlarının bir araya gelerek kur-

duğu tanıtma vakfını destekleyerek, en iyi şekilde tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Alanya sahip olduğu tarihi ve doğal güzellikleri, eşsiz denizi, kumsalı, yayla turizmi, dört mevsim güneşin gülümsediği iklimi ile turizm sektöründe parlak bir geleceğe sahiptir. Tüm bu özelliklerin yanı sıra son yıllarda yapılan çalışmalar ile ilçemizde engelsiz turizm için birçok çalışma da yapılmıştır. Böylece Alanya, engellilerin rahat bir tatil geçirebilecekleri bir turizm merkezi haline gelmiştir. Bu doğal güzellikleri, kaliteli hizmet anlayışını ve alternatif hizmetleri desteklediğimiz sürece Alanya ülkemizin turizm için parlayan yıldızı olarak kalmaya devam edecektir. Bu amaçla tüm kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve devletin desteğini yanımıza alarak çalışmalarımıza devam etmekteyiz

Alanya’nın turizm ile ilgili şu anki durumu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz? Alanya, 1950’li yıllarda Damlataş Mağarasının özellikle astım hastalığına iyi gelen şifalı havası nedeniyle sağlık amaçlı iç turizm faaliyetine başlamıştır. Daha sonra yerli turistlerin ziyaret etmeleri ile 1970’li yıllarda ev pansiyonculuğu gelişmiştir. Bu yavaş yavaş başlayan iç turizm hareketi, 1982 yılında Turizm Teşvik Kanunun çıkarılmasıyla, Alanya’nın doğu ve batısının turizm merkezi olarak ilan edilmesiyle turizm sektörüne yatırımlar artmıştır. 1990’lı yıllarda kitle turizminin gelişmesiyle Alanya’da turizm sektörü hızlı bir gelişme göstermiştir.

Ocak 2014

33


RÖPORTAJ

Gelişen Hizmet Sektörünün, Başkent Ankara’daki Önemli İsmi: TEPE SERVİS Günümüzde kurumlar, kârlılık ve verimlilik hedefferine ulaşmak için ana faaliyet konularına daha fazla zaman ayırmak, kurum ve varlıklarının yönetimi ile ilgili maliyetleri düşürmek ve bunlara bağlı sorunları ortadan kaldırmak adına uzman ekiplerden oluşan ve kaliteli hizmet sunan firmalara ihtiyaç duymaktadır. Tüm bu ihtiyaçlar doğrultusunda hizmet veren Tepe Servis, Başkent Ankara’da, 40’ı aşkın şirketin oluşturduğu Bilkent Holding bünyesinde faaliyet göstermekte ve kurumsal bilgi birikimini sunduğu hizmetlerle birleştirmektedir. Tepe Servis ve Yönetim Genel Müdür Yardımcısı Miktat Kuzhan, Tepe Servis’in sektördeki faaliyetlerini ve gelişen hizmet sektörünü değerlendirdi.

“Entegre Tesis Yönetimi hizmetlerimizle, tesislerin tüm ihtiyaçlarını bir arada veya ayrı bir biçimde çözebilmekteyiz” Ülkemizde sınırlı sayıda şirket tarafından sunulan Entegre Tesis Yönetimi hizmetini yeniden tarif etmek ve hizmet kalitesini en üst seviyeye taşımayı hedeflediklerini belirten Tepe Servis ve Yönetim Genel Müdür Yardımcısı Miktat Kuzhan, “Entegre Tesis Yönetimi (temizlik - güvenlik- teknik bakım - bahçe bakım - ofis destek, vb.) hizmetlerimizle, yönetimlerin maliyetlerini düşürmek ve daha iyi ortamlar yaratmak amacıyla ihtiyaçlara dönük çalışmalar yürüten şirketimiz, tesislerin tüm ihtiyaçlarını bir arada veya ayrı bir biçimde çözebilmektedir” şeklinde konuştu.

“Tepe Servis, hizmet kalitesini mükemmellik seviyesine ulaştırmayı hedeflemektedir” Hizmet içi eğitim, yüksek denetim mekanizması ve personel seçiminde gösterdiği titizlikle hizmet kalitesini mükemmellik seviyesine ulaştırmayı hedeflediklerini ifade eden Kuzhan, “ Tepe Servis’in sunduğu hizmetler arasında, bilgi birikimi ve deneyimi doğrultusunda, maliyetleri en aza düşürmek ve kurumlara daha

34

Ocak 2014

Tepe Servis ve Yönetim Genel Müdür Yardımcısı Miktat Kuzhan


iyi ortamlar yaratmak için entegre tesis yönetimi, temizlik, güvenlik, teknik bakım, bahçe bakımı ve ofis destek gibi çözümler bulunmaktadır” dedi. Miktat Kuzhan sözlerini şöyle sürdürdü, “TEPE Servis; entegre tesis yönetimi ile, verimlilik, kârlılık ve fizibilite konularına önem veren kuruluşların, tesis ve demirbaşlarının verimle işletilmesi, doğru yöntemlerle yönetilmesini sağlayan hizmetler sunmakta ve AVM’lerden sitelere kadar pek çok farklı kamusal alanda gerçekleştirilmektedir”

“Birçok alandaki hizmetlerimizi, insan sağlığına ve yararına olacak şekilde düzenleyerek kaliteli hizmet sunmaktayız” Birçok alanda hizmet verdiklerini belirten Miktat Kuzhan, “ Temizliğe, sadece hastaneler gibi hijyenin “olmazsa olmaz” sayıldığı yerlerde değil; ofislerde, alışveriş merkezlerinde, okullarda, binaların dış cephelerinde, çevrelerinde, endüstriyel ve bilgi işlem merkezleri gibi teknik ortamlarda da gereksinim duyulmaktadır. Tepe Servis; temizlik hizmeti verdiği işletmedeki çalışanların beklentilerini karşılamakla birlikte, taşınır ve taşınmazların dayanıklılığını artırıp, imaj ve estetik olarak değerlerini yükselterek, “Housekeeping” hizmetine farklı bir bakış açısı getirmektedir” dedi.

“İstikrarlı bir hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti şirketimizin en önemli özelliğidir” “Bu özelliklerimiz bizi sektörde ayrıcalıklı kılmaktadır. Ayrıca maliyeti düşüren ve kaliteyi artıran çözümleri en iyi biçimde sunuyor olmamız tercih edilme sebeplerimizin başında gelmektedir. Tepe Servis’in temizlik hizmetleri alanındaki başarısının ardında; birbirinden farklı ihtisas gerektiren referansların yanı sıra, uluslararası “Know-How”, kaliteli temizlik ekipman ve ürünleri, profesyonel kadrolar, titiz bir çalışma ve denetim anlayışı yatmaktadır” şeklinde konuştu.

Ocak 2014

35


RÖPORTAJ

“Türkiye ekonomisi gibi sektörümüzün de gelişeceğini öngörmekteyiz” 1999 yılında temizlik sektöründe faaliyet göstermek amacıyla kurulan Destek Temizlik; 2003 yılında aile şirketine dönüşerek, ortaklık yapısının değişmesi ile birlikte sunduğu hizmet yelpazesini de genişletmeye başladı.

sistemi bozukluklarına ve dermatolojik rahatsızlıklara (mantar,egzama vb) ve dolayısıyla işgücü kayıplarına sebep olan virüs, bakteri ve mikroplara karşı, 30 güne kadar kalıcı etkili (ofis içinde yapılan gündelik temizlikten 30 gün boyunca etkilenmez), Nanoteknolojik Hijyen Faktörlerimizi, Endüstriyel Buhar Makinalarımız yardımıyla, uygulayarak GERÇEK HİJYEN sağlamaktayız” şeklinde konuştu.

Destek Temizlik Genel Koordinatörü Altan Özbey, “ Firmamızı, Operasyon ve Pazarlama adı altında birimlere ayırdık. Birimler arasında da koordinasyonu sağlamak amacıyla Genel Koordinatörlük kadrosu oluşturduk. Tam zamanlı ve yarı zamanlı çalışanlarımızla yaklaşık yüz kişilik bir aileyiz. Türkiye‘de alanında isim yapmış birçok firmaya 7 gün 24 saat kesintisiz, esasına göre hizmet vermekteyiz. Ağırlıklı olarak İstanbul sınırları içerisinde faaliyet göstermekteyiz” dedi.

“Hijyen uygulamasıyla “TAM KORUMA KALKANI“na alınan müşterilerimize ‘HİJYEN SERTİFİKASI’ verilmektedir”

“Müşterimizi dinleriz, anlamaya çalışırız“ “Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine göre hizmet sunarız. Müşterimize yapamayacağımız sözler vermeyip, güvenilir ve samimi bir birliktelik oluşturmaya çalışırız. Çalışanlarımızın kişiliğine ve maddi & manevi haklarına saygı duyar ; bu ilişkiyi sürekli geliştiririz.Değişimden ve yenilikten korkmayız. Para kazanmak, amaç değil; düşlediğimiz güzel dünyaya ulaşmada sadece aracımız olarak kalacaktır” Özbey,” Sektöründe temizlik alanında faaliyet göstermenin yanısıra; Personel Tedariki, Bahçe Bakımı, Ofis içi ihtiyaç maddeleri temini, personel servisi gibi tüm tamamlayıcı (logistic) hizmetleri de sunan Destek Temizlik, ofis ortamında birikerek, salgın hastalıklara, bağışıklık

36

Ocak 2014

Altan Özbey, “Destek Temizlik olarak bizler, portföyümüzde bulunan ayrıcalıklı müşterilerimize sunduğumuz, yüksek standarttaki bu Hijyen Sertifikası hizmetini ücretsiz gerçekleştirmekteyiz. Prensiplerin kale gibi korunduğu, tarafların üzerlerine düşen sorumlulukları, her zaman ilk günkü heyecan ve alaka ile yerine getirdikleri bir ortamda, başarının kaçınılmaz sonuç olduğuna inanıyoruz. “İstisnasız tüm firmaların temizlikte harikalar (!) yarattığı; fakat ne yazık ki ortalama 2 yıl yaşayabildiği bu sektörde, 14 Yıl önce işletmemizi kurduğumuzda; İşimizi teknik ve ticari olarak iyi öğrenirsek ,tüm kadrolarımızı hizmete yönelik eğitimle sürekli geliştirirsek ,günün ve tekniğin gerektirdiği her türlü enstrümanı kullanırsak ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına göre organize olursak ayakta kalabileceğimizi biliyorduk” şeklinde konuştu. Özbey sözlerini şöyle sürdürdü; “2007 yılında temizlik sektörünün lokomotif kurumu olan TESHİAD’a üyeliğimiz ile diğer temizlik firmalarıyla farkımızı da belirginleştirdik. Bizler, müşterilerimize “artık temizlik işiyle ilgilenmenize gerek kalmayacak” diyoruz.

Bununla beraber müşterilerimizin gözünde bu güveni sağlayabilecek kadar işimizle ilgileniyoruz. En alt kadrodan en üst kadroya kadar. Bu bizim en önemli farkımız“ dedi. Müşterilerinin ihtiyacına göre organize olabilen butik bir firma olduklarını belirten Altan Özbey, “Aynen ısmarlama pantolon diken terzi gibi. Müşterilerimizle uzun yıllara dayalı devam eden ilişkilerimiz bunu teyid etmekte. Destek Temizlik, görevini her koşulda, samimiyetle, dürüstçe ve eksiksiz yapmaya çalışır. Çünkü: Temizlik, müşterimizin ofisinde yapılıyor olsa bile “bu iş müşterimizin işi değil! benim ve ekibimin işi“ dedi.

“Sadece mevcut operasyonumuzu sürdürmek için çalışmak ve kaliteli hizmet üretmek hedefimizdir” Özbey ,” Tecrübelerimizle gördük ki yukarıdaki hedefin hakkını verdiğimizde “Ticari Büyüme” doğal olarak oluşuyor. Bu öngörüden hareketle , yeni teknolojiye sahip makine parkurumuzu 2013 yılı içinde genişlettik; tüm personelimizin , yeni iş yasası çerçevesinde temel iş gücü eğitimlerini tamamladık.


Ocak 2014

37


VERİMLİLİK

Verimlilik Kavramı ve Tanımı Verimlilik kavramı, yeryüzünde kurulan ilk üretim işletmeleri kadar eski olmakla beraber, ekonomik düşünce tarihinin ilk kayıtlarında verimlilik kavramına hemen hemen rastlanmamaktadır. Bunun yerine, klasik ekonomistler üretim ve üretim oranından bahsetmektedirler ki, bu iki kavram da bugün verimlilik kavramına yaklaşmaktadır. Ancak bu kavrama verilen önem, modern iktisadi düşüncenin doğuşu ile başlamış ve İkinci Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda bir hayli artmıştır. Savaştan yenik ve tahrip edilmiş olarak çıkan ülkelerin girişmiş oldukları yoğun faaliyetlerde verimlilik artışlarının önemli bir rolü olmuştur. si yaygın bir kabul görmektedir. Kalkınma düzeyini yükseltmek isteyen her toplumun temel hedefi mevcut kaynaklarını en yaralı yerlerde ve en yararlı biçimde kullanarak üretimini en çoğa çıkarmak olacağından, bu ülkeler için verimlilik çok önemli bir kavram olarak ön plana çıkmıştır.

Genel anlatımla verimlilik, kuruluşun aşağıdaki ölçütlere ne kadar yaklaşabildiğinin kapsamlı bir ölçüsüdür:

Verimliliğin Önemi Ulusal ya da uluslararası pazarlarda satmak amacıyla üretim yapan her işletme, belirli bir noktadan sonra yalnızca üretimde kullandığı her türlü kaynağı diğer işletmelerden daha verimli kullanma seçeneğine sahiptir. Ancak böylelikle varlığını sürdürebilir, giderek kendini genişleterek yeniden üretebilir. Aynı şekilde, toplumların refah düzeylerinin daha da yükseltilmesi, ülkelerin ekonomik, dolayısıyla da siyasal bağımsızlığını koruyabilmesinin güvencesi, ancak o toplumun ve ülkenin sahip olduğu kaynakları öteki toplum ve ülkelerden daha verimli kullanmasıyla mümkündür.

•Amaçlar : Ulaşılmak istenen sonuç, maksat •Etkenlik : Yararlı çıktı sağlamak için kaynakların ne ölçüde etkin kullanıldığı •Etkililik : Gerçekleşmesi hedeflenen oranla gerçekleşen •Karşılaştırılabilirlik: Verimlilik performansının zaman içinde gerçekleşme durumu •Yüksek verimlilik : Aynı miktar kaynakla daha çok üretmek ya da aynı girdiyle daha çok çıktı elde etmektir.

Öte yandan verimlilik, yatırım ve gelir politikalarının belirlenmesinde üretim faktörlerinde meydana gelen dalgaların zamanında tespit edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınabilmesinde önemli bir vasıtadır. Ayrıca, ülke kalkınmasının hızlandırılmasında, enflasyon oranlarını düşürülmesinde, ulusal gelirin paylaşılmasında, işletmelerin rasyonel bir şekilde işleyip yatırımların planlanmasında ülkeler arası ekonomik karşılaştırmalarda kullanılan vasıtaların başında verimlilik gelmektedir.

Verimlilik analizinde kimi basit ve pratik yaklaşımları söyle sıralayabiliriz. •İşçilerin verimliliğini ölçme •Birim emek ihtiyacının planlan-

Verimliliğin işletmeler açısından önemi iki nokta da toplanır.

Verimlilik dar anlamıyla hasılanın bir girdiye veya girdiler toplamına oranı olup, üretilen mal ve hizmetler miktarı ile bu üretimde kullanılan girdi miktarları arasındaki ilişkidir. En genel anlamıyla, tabiatta sınırlı olarak bulunan ve insan ihtiyaçlarının tatmini için üretimde kullanılan kaynakların etkinliğinin bir ölçüsü şeklinde tanımlanabilir. Nesrin SERİN YÖNDES Danışma Kurulu Başkanı Endüstri Yük. Mühendisi nesrinserin@yondes.com www.yondes.com

Bugün, gelişmiş ülkelerin girişmiş oldukları “ekonomik yarış” ya da “savaş” yanında gelişmekte olan ülkeler de kalkınma çabası içindedirler. Bu iki grup içine giren ülkelerin ekonomik bakımdan gelişmelerinde, refah seviyelerinin yükseltilmesinde verimlilik kavramının büyük çapta rolü ve etkisi bulunmaktadır. Günümüzde verimlilik kavramı ülkelerin kalkınma çabalarının değerlendirilmesinde esas olan göstergelerden biridir. Ulusal refahın arttırılmasında verimliliğin oldukça önemli rolü olduğu düşünce-

38

Ocak 2014

ması ve analizi için ölçüm sistemleri •Emek kaynağı kullanımının yapısına yönelik emek verimliliğini ölçme sistemleri •İşletme düzeyinde katma değer verimliliği

Birincisi; verimlilik işletmenin başarı derecesini ve karlılık durumunu gösterir.


Rekabet ortamına ayak uyduran bir işletmenin başarılı olmasında en önemli faktör, o işletmenin teknolojik gelişmelere ayak uydurarak gerçek maliyetini düşürmesi, birim ürün için kullanılan girdi miktarını azaltmasıdır. Girdi ile çıktı arasındaki oranı verimlilik olarak algıladığımıza göre, işletmenin başarısı verimlilikteki artışa bağlıdır. Belli bir girdi miktarına tekabül eden çıktı miktarının artması o işletmenin verimli çalıştığı anlamına gelir ve bu üretimin satışlarla desteklenmesiyle de karlı olmasına olanak verir. İkincisi; verimlilik işletme yönetimi açısından ayrı bir öneme sahiptir. Girdi-çıktı ilişkileri işletme yöneticisine sağlam bir denetim aracı olabilir. Her yönetici değerlendirme ve işletme ile ilgili çeşitli kararlarda, bir takım verilere dayanmak ister. Girdi-çıktı oranı işletme yöneticisine bu olanağı sağlamaktadır. Çağımızda işletmelerde yönetimin ekonomik ve teknik yönlerinin birbirini tamamlayacak şekilde önem kazandığı buna karşın yöneticilerin teknik konular dışında ekonomik konulara yabancı kalmaları olasılığı dikkate alındığında verimlilik ve verimliliğin ölçülmesini yöneticiye teknik birtakım olanaklar sağladığı söylenebilir. Elde olunan üretim miktarı ile bu üretimi elde etmek içi kullanılan faktörler arasındaki oran olarak ifade edilen verimlilik işletmenin tüm alt sistemlerinde ve küresel temelde göz önünde tutulması gerekli bir olgudur. İşletme yönetimi açısından verimliliğin aynı kalması, artması veya azalmasının sonuçları şunlardır. •Verimliliğin sabit kalmasının sonuçları: �Aynı üretim = aynı üretim faktörleri, �Üretimde artış = üretim faktörlerinde aynı oranda artış, �Üretimde azalış = üretim faktörlerinde aynı oranda azalış, •Verimliliğin arttığını gösteren sonuçlar şunlardır: �Aynı üretim = daha az üretim,

�Üretimde artış = aynı üretim faktörü, �Üretimde azalış = üretim faktörlerinde daha çok azalış, �Üretimde artış = üretim faktörlerinde daha az artış, •Verimliliğin azaldığını gösteren sonuçlar ise şunlardır: �Aynı üretim = daha çok üretim faktörü, �Üretimde artış = üretim faktörlerinde daha çok artış, �Üretimde azalış = aynı üretim faktörü, �Üretimde azalış = üretim faktörlerinde daha az azalış

Verimlilik Yöntemleri İşletmelerin verimlilik analizlerinin yapılması, verimlilik alanındaki işletmenin güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi, efektif üretim akışının gerçekleştirilmesindeki problemlerin belirlenmesi, katma değer yaratan ve yaratmayan (Value Added / Non Value Added) faaliyetlerin belirlenmesi ve düzeltici önlemlerin alınması temel amaç olmalıdır. Kullanılması önerilen verimlilik yöntemleri;

Çünkü 5S’in 5 adımının da etkin kullanımı; •Zaman kazandırır •Hata oranını azaltır •Verim ve kaliteyi artırır •Maliyeti düşürür •İş kazalarını önler •İşletmeye rekabet gücü kazandırır

YALIN ÜRETİM TEKNİKLERİ Kaizen, , SMED (Single Minute Exchange of Dies), Otonomasyon/Jidoka, Poka Yoke, Andon, TPM (Total Productive Maintenance)

Kaizen, daha iyisini yapabilmek için sürekli çalışmak ve mükemmele ulaşma arzusudur diye tanımlanabilir. Az ama sürekli adımlarla ilerlemek demektir. SMED, setup süresini 10 dakikanın

altına düşürmek için uygulanır.

5S Seiri - Sınıflandırma, Seiton - Düzenleme ve tanımlama, Seiso Temizlik, Seiketsu - Standartlaştırma, Shitsuke – Disiplin 5S; çalışma alanını temiz, düzenli ve amaca uygun biçime sokulması için uygulanan bir Toplam Kalite Tekniği’ dir.

Poka Yoke’ler bir parçanın montajında; bir sürecin ilerleyişindeki insan faktörünün etkili olduğu hataları ortadan kaldıran araçlardır. Otonomasyon bir işte yaşanacak herhangi bir problemin tespitinin ve/ veya kontrolünün teminatının otomasyonudur.

5S proje ekibi oluşturmalıdır. İşletme, proje ekibi ile önce fabrika genelinde yürütülen 5S faaliyetlerini yönlendirmeli, yürütmeli, birimler arasındaki koordinasyonu ve standartlaştırılmanın sağlanması için dokümantasyonunu sağlamalıdır.

Andon, Japonca lamba anlamına gelen ve montaj hattındaki herhangi bir istasyonda veya üretim biriminde oluşan bir problemi ilgili kişiye haber veren sesli ve/veya ışıklı bir uyarı sistemidir.

Ocak 2014

39


VERİMLİLİK

TPM, ekipmanın en verimli şekilde kullanılmasını hedefleyen, şirket genelinde bakım koruması, koruyucu bakım ve iyileştirme amaçlı bakımı da içine alan bir toplam verimli bakım sitemi oluşturan, tüm elemanları kapsayıp herkesin çalışmasına gerek duyan bir verimlilik metodudur. TPM sistemi ile bakım faaliyetlerini yönlendirmelidir. Çünkü TPM uygulanan bir işletmede; •Üretim sisteminin verimliliğini en üst düzeye çıkaracak bir şirket kültürü oluşur. •Mevcut ekipman ve üretim alanı ile ilgili her türlü kaybı (arıza, iş kazası, kalite hatası… vb.) önleyecek kusursuz bir sistem kurulmuş olur. •Yalnızca üretimle ilgili departmanlarda değil tüm birimlerde uygulanır ve 0 kayıp öngörülür. Yalın üretim tekniklerini kullanmalıdır. Kaizen, SMED, Poka-Yoke, Otonomasyon, Andon uygulamalarını teşvik etmeli ve standartlaştırılmasını sağlamalıdır. İş talimatlarında yalın üretim tekniklerine yer vermelidir. Çünkü yalın üretim tekniklerini kullanan bir işletmede; •Kuruluşun tüm faaliyetlerinde canlılık oluşur, •Topluluğun aynı amaç ve hedef doğrultusunda çalışması sağlanır, •Etkileşim içinde olan bölümlerin ortak sorunları en kısa ve kalıcı biçimde çözümlenir, •Çalışanların bilgi ve beceri düzeyi yükselir, motivasyon artar, •Verimlilik ve diğer temel rekabet unsurları gelişme gösterir.

VERİMLİLİK TAKİP YÖNTEMİ

40

Ocak 2014

OEE (Overall Equipment Effectiveness)

OEE, Toplam Ekipman Verimliliği; planlanan çalışma süresi boyunca makina verimliliğini (kullanılabilirliğini) gösteren bir göstergedir. Amaç; proses güvenliğini artırmak ve çalışma alanındaki prosesleri iyileştirmektir.

şılması gerektiğine karar verilmesine yardımcı olur.

SÜREÇ HARİTALAMA VE İYİLEŞTİRME TEKNİKLERİ Değer akışı haritalandırma, ürünün geçtiği değer akışı bo-

OEE ile verimliliğinin takibini sağlamalıdır. Çünkü OEE ile takip sağlanırsa; •Mevcut durumun farkına varılır, hedefler oluşturulur ve yol planı çizilir •Maliyetlerin nasıl azaltılacağı görülebilir hale gelir.

PROBLEM ÇÖZME

yunca oluşan malzeme ve bilgi akışını görmemize ve anlamamıza yardımcı olan bir kâğıt kalem tekniğidir.

İş akımı şeması, bir ürün ya da yöntemle ilgili tüm olayların akışını, uygun süreç şeması simgelerini kullanarak belirten bir şemadır. TEKNİKLERİ Ishikawa Diagramı, Neden Neden Analizi, Pareto Analizleri, Akış Diagramları

Ishikawa diyagramı, herhangi bir sonuç/problem ile neden olan unsurlar arasındaki ilişkinin kurulmasını sağlayan grafik bir yöntemdir. 5 neden analizi, problemlerin nedenlerini geriye doğru inceleyerek ele alan, problemin asıl ve temel sebebinin ne olduğunu anlamak için kullanılan yöntemdir. Pareto analizi, bütünü etkileyen önemli etkenlerin diğerlerinden ayrılarak, önceliklerin belirlenmesine ve hangi noktalara yoğunla-

İşletmeler süreçlerini haritalandırmalıdır, gelecek duruma ulaşabilmek için planlamalar yapmalıdır. Çünkü değer akış haritalama; •İsraftan daha fazlasını görmeyi sağlar. Haritalandırma, değer akış yollarındaki israf kaynaklarını görmeye yardımcı olur. •Akışla ilgili kararlar görünür olduğu için onlar tartışılabilir. Aksi takdirde, sahada alınan birçok kararlar ve detaylar hatalı olabilir. •Bilgi ve malzeme akışları arasındaki ilişkiyi gösterir. Başka hiçbir araç bunu yapamaz. Verimlilik yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin verimliliğinde yol açacağı yükseliş şüphesizdir ki çok fazladır. Verimliliğin artışı ise, maliyetlerin azalışını sağlayacak ve böylece işletmenin karı artacaktır. Entegre bir sistemin kurulması işletme için büyük önem arz etmektedir. Çünkü verimliliği yükseltecek bu faaliyetler birbirini destekleyen aşamalarla ilerleyebilmektedir.


Ocak 2014

41


MAKALE

BIRAKIN ÇOCUKLAR BÜYÜSÜN!..

42

Şirketler çocuklarıdır patronların. Emek sarf ederek , tüm ömürlerini harcayarak , birçok fedakârlık yaparak, bakıp, büyüttükleri çocukları. Emanet edince tüm kontrolünü kaybedeceklerinden korktukları çocukları… Çocuklarının gelecekleri ile ilgili her şey firma sahiplerinin kafasının içerisinde planlanmıştır. Firma sahibi kendince büyüttüğü firması için planladığı şeyler gerçekleşmediğinde agresifleşir. Daha kontrolcü olur ve çalışanlarını suçlar. Personelinin gerektiği gibi çalışmadığını yada işi iyi yapamadıklarını düşünür. Amaç ve hedeflerini kimse ile paylaşmadığı için çalışan personeli hakkında bu şekilde düşünmesinin yersiz olduğunu bilmesine rağmen böyle düşünmekten kendini alamaz. O yüzden çocuklarının hayatını kolaylaştırmak için onların her işini yapan ebeveynler gibi şirketlerinin de her işini kendileri yapmaya çalışırlar. Her kararı kendileri verirler. İnisiyatif kullandırmazlar. Bu nedenle firmalar sahiplerine bağımlıdır. En iyi senaryolardan biri olarak, kurucu sahipleri şirketten gidipte yerine ikinci nesil şirket sahibi gelince firmalar bocalar ve çoğunlukla ondan sonraki

Ocak 2014

üçüncü nesli göremezler. Daha kötü senaryo ise kurucu sahiplerinin elinde firmanın can vermesidir. İnsanlar gibi şirketlerinde ömürleri vardır. Şirketlerde doğar, büyür, gelişir, düşüş dönemi geçirir ve ölürler. Firmaların bu süreci yaşarken çok daha az sancılı dönem geçirmeleri ve yaşam sürelerinin daha uzun olması açısından sistemleşmesi yani kurumsallaşması gerekir. Bu aşamada firma sahipleri çocuklarının yani firmalarının ömürlerini daha sağlıklı daha güçlü geçirmesi için gerekli tüm profesyonel yardımı almalıdır. Profesyonellerle çalışmayı öğrenerek, firmasının hayatını kişilere bağlı olmadan sürdürmesi için gerekli tüm çalışmayı desteklemelidir. Firmalar kendi başlarına da ayakta durabilirler ise doğup büyümesi için fedakârlıklar yaptığınız çocuklarınız gelecek nesiller içinde hizmet edebileceklerdir. O yüzden sevgili firma sahipleri BIRAKIN ÇOCUKLAR BÜYÜSÜN.

Yeliz Sarıçam Kalite Danışmanı info@ekonomiajandasi.net


Star Makine Kuruluşunun 15.Yılını Kutladı Türkiye’nin profesyonel yerli temizlik makine ve ekipmanları arasında yer alan Star Makine kuruluşunun 15. yılını kutladı. 1997 yılında kurulan firma; üretimde 15 yıllık bilgi ve tecrübe sonunda, 2000’li yıllarda profesyonel temizlik makineleri üretimine başlamış ve müşterilerine elektrikli süpürge ve halı yıkama alanlarında geniş ürün yelpazesiyle hizmet vermektedir. Kurulduğu günden bu yana Star Makine, ürün kalitesi ve uygun fiyatlarıyla pazarda gözle görülür bir yol kat etmiş ve ilk sıralarda yerini almış-

tır. Profesyonel makine üretimi ve ihracatı yanında yurtdışından ithal edilen diğer ürünlerle temizliğe ihtiyaç duyulan; hastane, okul, fabrika, havalimanı, AVM’ler ve buna benzer pek çok hizmet alanı içinde,100’ü aşkın ürün çeşidi ile Elektrik Süpürgeleri, Halı Yıkama, Vakum Üniteleri (Trifase),Yer yıkama / Cilalama, Yer Yıkama Makinası, Yüksek Basınçlı Temizlik Makinaları / Yedek Parça – Ak-

sesuar, Temizlik Ekipmanları, Kimyasal Temizlik Ürünleri gibi birçok alanda faaliyet gösteriyor. Sektör içerisinde yerli üretim yapan firma başta Almaya,İtalya,Fransa ve Rusya olmak üzere 20 ülkeye kadar ihracat alanına sahip. Ayrıca Star Makine müşterisine özel ürün ve renk çeşitleriyle de dikkat çekerken, dünya çapında pek çok ülkeye yaptığı ihracatla kalitesini kanıtlamıştır.

Ocak 2014

43


FUAR

SİNE Fuarcılık ve ETÜDER, EDT Expo 2014 Fuarı ile Sektöre İvme Kazandırmaya Devam Edecek! Ev Dışı Tüketim sektörüne bambaşka bir bakış açısı getirmek ve sektör bilincini arttırmak amacıyla 2013 yılının Mart ayında ilki gerçekleştirilen ve büyük yankı uyandıran EDT Expo Fuarı için geri sayım başladı. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de bir ilke imza atarak Ev Dışı Tüketim sektörüne özel bir fuar gerçekleştiren ETÜDER ve CNR Holding kuruluşu olan Sine Fuarcılık bu yıl da sektöre ışık tutmaya hazırlanıyor. Sektörün dinamiklerini belirleyen markaların tümünü tek bir platformda toplamayı başaran EDT Expo Fuarı’na, 27–30 Mart 2014 tarihlerinde CNR Expo Fuar Merkezi ev sahipliği yapacak. Ev Dışı Tüketim sektörünün güçlü oyuncularını tek bir çatı altında toplayan Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği (ETÜDER), Türkiye’de fuarcılığın öncü kuruluşu CNR Holding’in bir kuruluşu olan Sine Fuarcılık ve İstanbul İhracatçılar Birliği (İİB) ile yaptığı işbirliği sayesinde Ev Dışı Tüketim sektörünün dünya çapında olmaya aday fuarı olan EDT Expo’nun ilkini başarılı bir bilanço ile gerçekleştirdi. Diğer gıda fuarlarından farklı olarak sadece sektör profesyonellerini hedefleyen EDT Expo’da Ev Dışı Tüketim sektörünün güçlü tedarikçileri yerlerini aldılar ve 4 gün boyunca sektör profesyonelleri ile temaslarda bulunacaklar.

44

Ocak 2014

Geçen yıla oranla çok daha yoğun bir katılımcı ve ziyaretçi kitlesi ile gerçekleşecek olan fuarda sektörün bilinmeyenleri gün yüzüne çıkacak. Otel, restoran, fastfood, kafe zincirleri, okul, ofis, kamu kurumları, turistik tesisler gibi ev dışındaki her türlü işletmenin tüketim ihtiyacını karşılayan Ev Dışı Tüketim sektörü, Türkiye’de yaklaşık 12 – 13 milyar Avro’luk bir hacme ulaştı. EDT Expo, sektörü irdeleyerek sorunlarına çözüm getiren sektör oyuncularını bir arada toplamayı ve her yıl güçlenerek daha geniş kitlelere ulaşmayı ve yurtdışında da ses getirmeyi hedefliyor.

Sektörün güçlü oyuncularını; Akdeniz ülkeleri başta olmak üzere Ortadoğu, Körfez ülkeleri ve Rusya’nın aralarında bulunduğu ülke ve bölgelerden gelecek ziyaretçiler ile buluşturacak fuar, gelişen ve büyüyen sektörün nabzını İstanbul’da tutuyor. EDT Sektörünün profesyonellerini cezbedici yöntemlere dair unsurların da yer alacağı EDT Expo 2014’te; kuru gıda, dondurulmuş gıda, et ürünleri, meyve ve sebze, içecek, temizlik, hijyen ürünleri ve ekipmanları ayrı salonlarda sergilenecek.

Mutfak profesyonelleri kıyasıya yarışacak! 45.000 m2 alanda gerçekleşecek olan EDT Expo 2014 Fuarı 300 katılımcı ve 50.000 profesyonel ziyaretçiyi hedeflemektedir.


EDT Expo 2014 Fuarı, sektörün önde gelen isimlerinin katılacağı paneller ile taçlanacak

Sektöre hitap eden farklı etkinlik ve yarışmalar ile renklenecek olan fuarda Osmanlı Mutfağı Yarışması’nın ikincisi ve bunun yanı sıra pastacılığa gönül verenlere özel Gastrobosphorus Patisserie Yarışması düzenlenecek. Mutfakların asıl sahipleri olan profesyonel aşçıların katılacağı ya-

rışmaların geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yoğun ilgi görmesi bekleniyor. Her tür EDT ürününü bünyesinde barındıran EDT Expo 2014 Fuarı katılımcı firmalara, yenilikçi ürünlerini ve markalarını en iyi şekilde lanse etme olanağı sağlıyor. Pişirme etkinlikleri, çalışma grupla-

rı ve sektörün önde gelen isimlerinin katılacağı paneller ile taçlanacak olan fuar, katılımcıları nitelikli ziyaretçiler ile buluştururken aynı zamanda ev dışı tüketim sektörünün bilinirliğini de kuvvetlendirirken yeni iş fırsatları ve iş birlikteliklerinin oluşmasına zemin hazırlamaktadır.

Ocak 2014

45


10’dan az çalışanı olan işyerlerine devlet desteği... TESHİAD BİLGİ ODASI

İş kazası ve meslek hastalıklarına yönelik tedbirler gündeme geldiğinde ilk dile getirilen hususlardan biri küçük işyerlerinin bu maliyeti karşılayamayacağı oldu. İşyerlerinin bir kısmı için bu tespit doğrudur ve devlet tarafından destek verilmesi gerekmektedir.

sayimyorgun@gmail.com Küçük işyerlerinin ihtiyaç duyacağı destek hizmetini vermek üzere İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 7. Maddesine hüküm konularak devlete sorumluluk yüklendi ve verilecek desteğin esaslarını belirlemek üzere de yönetmelik hazırlanması zorunluluğu getirildi. Yasada yer alan düzenlemeye göre kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerleri hariç olmak üzere 10’dan az çalışanı bulunanlardan, çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri devlet desteğinden yararlanabilecek. Bu hükümden anlaşılacağı gibi devlet desteğinden yararlanabilmek için işyerlerinin ya çok tehlikeli ya da tehlikeli sınıfta yer alması gerekiyor. Ancak kanunun (a) fıkrasına ilave edilen “Bakanlar Kurulu, ondan az çalışanı bulunanlardan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerle-

46

Ocak 2014

rinin de faydalanmasına karar verebilir.” hükmü ile Bakanlar Kurulu ihtiyaç duyar ise az tehlikeli işyerlerini de destek kapsamına alabilir. Ocak ayından itibaren 50’den az çalışanı olan çok tehlikeli ve tehlikeli işyerleri kanun kapsamına alınacağından dolayı 10 işçiden az çalışanı olanlar kanuna uygun olarak sorumluluklarını yerine getirdikleri takdirde destek hizmetlerinden yararlanacaklar.

Sigortalı İşçi Çalıştıran ve Primlerini Düzenli Ödeyenler Destekten Yararlanacak Ülkemizde zorunlu sigorta sistemi olmasına rağmen maalesef işçilerin önemli bir kısmı ya sigortasız çalıştırılıyor ya da düşük ücretle sigortalı gösteriliyor. Bundan dolayı sigortalı işçi çalıştıran şirketler ve işyerleri sigortasız işçi çalıştıranlarla haksız rekabet içinde. Ka-

yıt dışı istihdamı tercih eden bu işverenler, kanunsuzluğun tespitine kadar hep karlı çıkıyor. Ancak yeni yasal düzenlemelerde kanuna uyanları ödüllendirme, teşvik etme anlayışı ön plana çıkarıldı. Bu anlayış İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda yer aldı ve destekler verilirken işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğine bakılacak. Bunun için destek hizmetlerinden yararlanmada Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınacak.

İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik Taslağı Hazırlandı Desteklerden yararlanma şartlarını belirlemek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanan yönetmelik taslağı taraflara gönde-


rildi ve üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Bu taslağa göre SGK’ya tescil edilmiş işyeri kayıtları esas alınarak, İSG katip sistemine kayıtlı onaylanmış ve devam eden bir sözleşmesi olanlara destek verilecek. Yani yasal yükümlülüğünü yerine getirenler destekten yararlanabilecek. İşçi sayısının tespitinde aynı işverenin Türkiye çapında mevcut olan tüm işyerlerindeki işçiler ve asıl işverenin işyerinde çalışan alt işve-

ren işçileri de bu sayıda dikkate alınacak. İşyerlerinin tehlike sınıf farkı dikkate alınmayacak, aynı işverenin Türkiye genelinde az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli işlerde çalıştırılan toplam sigortalı sayısı esas alınacak. Taslakta yer alan bu düzenleme ile hem işyerlerinin bölünmesi engellenmiş hem de alt işvereni devreye sokarak işçi sayısını düşük gösterme çabaları engellenmiş olacaktır. Devletin vereceği desteğin mik-

tarı işçi sayısına göre tespit edilecek, destekler altı aylık dilimler halinde ödenecek. Taslakta yer alan altı ayda bir destek verme sisteminin uygulamada sorun oluşturacağını şimdiden söylemek mümkündür. Çünkü mali imkanları kısıtlı işverenler bu destekleri almak için uzun süre beklemek zorunda kalacaklar. Bu olumsuzluğu gidermek ve süreyi kısaltmak için üç ayda bir ödeme sisteminin kabul edilmesi daha doğru olacaktır.

Ocak 2014

47


ISSA/TESHIAD işbirliği ile ISSA/Interclean Fuarı, İstanbul’da Kapılarını Açıyor

TESHİAD BİLGİ ODASI

Endüstriyel Temizlik sektörünün lider organizasyonu ISSA /INTERCLEAN fuarı Amerika, Hollanda, Meksika ve Polonya’dan sonra artık Türkiye’de.

UBM NTSR organizatörlüğünde İstanbul’da Avrasya’nın Temizlik sektörünün öncü firmalarını bir araya getirmeye hazırlanan fuar Eylül 2014’te, WOW Convention Center’da kapılarını açacak. Türkiye’de endüstriyel temizlik ürün ve servisleri sektörünü bir araya getirecek olan tek kendi kategorisinin lider tek fuarı olma özelliğine sahip ISSA /Interclean fuarında zemin bakım makinelerinden kimyasal temizleyicilere, cam ve dış cephe temizlik ekipmanları, buharlı temizlik ürünlerine kadar çok geniş yelpazede ürün grupları yer alıyor olacak. İlk yılında 150 firmanın katılımı ve toplamda 3.500 yerli ve yabancı ziyaretçi hedefi ile yola çıkan ISSA/Interclean İstanbul fuarı, sektördeki yenilikleri görmenin yanı sıra, sektör liderleri ile buluşmak, sektör görüşünü genişletmek, yeni iş yatırım ve bayilik fırsatları yaratmak için önemli bir platform olacak. Fuar kapsamında ISSA/ TESHIAD işbirliği ile düzenlenecek konferanslar ile sektördeki son gelişmeleri takip etme ve öngörü kazanma fırsatını yakalayabilirsiniz. ISSA /Interclean fuarı 25-27 Eylül 2014 tarihleri arasında Wow Convention Center Yeşilköy’de ziyaret edilebilir.

48

Ocak 2014

ISSA/INTERCLEAN İstanbul’u neden ziyaret etmeli?

ISSA/INTERCLEAN İstanbul’a neden katılmalı?

•En son ürünleri ve çözümleri bir arada bulma fırsatı •Yeni ürün lansmanları için firmaların tercih noktası •Çevre bölge ile ilgili iş fırsatları yaratmak için en iyi platform •Üreticilerle kolay iletişim kurmak için ikili görüşme fırsatları •Türkiye’de iş yapmak isteyen birçok global marka ile iletişim kurma fırsatı •ISSA/TESHIAD Konferans Programından faydalanma imkanı

•Türkiye dünyanın hızla büyüyen önemli ekonomilerinden birine sahip •Avrasya bölgesinde işinizi genişletmeniz için önemli bir buluşma noktası •Türkiye temizlik endüstrisinde hızlı büyüyen ve canlı bir pazar •Geniş uluslararası müşteri kitlesine ve karar verici kişilere ulaşma fırsatı •Temizlik endüstrisindeki son yeniliklerin hızını yakalama fırsatı •Firmalarla yüz yüze görüşme ve network kurma şansı •Marka ve kurumsal imajınızı bu prestijli fuar ile geliştirin


İş güvenliğinde ikinci kademe yeni yılda eksiklerle başlıyor İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda ikinci kademe 1 Ocak’ta başladı. Ancak ne şirketlerin ne de ortak birimlerin çalıştırabileceği uzman ve hekim sayısı yeterli Haziran 2012’de çıkan ve işyerleri için kademeli geçiş öngören İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda, 50’den az işçi çalıştıran, tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu 1 Ocak 2014’ten itibaren uygulanmaya başlanacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayınlanan tehlike sınıfları listesine göre, Türkiye’de hemen hemen bütün imalat sanayii kolları, tehlikeli ve çok tehlikeli işler sınıfında bulunuyor. Bu nedenle, imalat sanayinin tamamı için yasa tam anlamıyla yürürlüğe girmiş olacak. İşverenler, 1 Ocak 2014’ten itibaren işyerlerinde sağlık hizmeti vermek üzere bir hekimi ve tehlike sınıfına uygun sertifika sahibi iş sağlığı ve güvenliği uzmanı ile çalışmak zorunda.Bu hizmet, “ortak sağlık-güvenlik birimi” olarak adlandırılan ve bünyesinde hekim ve uzman çalıştıran şirketlerden de alınabilecek. Ancak, bilgi veren uzmanlar işletmelerin çok büyük bir kısmının bu hazırlığı tamamlamadığını kaydetti. Gerek işyeri hekimi seçmek üzere çalıştırılabilecek doktor sayısı, gerekse iş sağlığı ve güvenliği uzmanı sayısı yeterli değil. Çalışma Bakanlığı tarafından son yapılan sınavla uzman sayısı artırılmaya çalışıldı. İşyeri hekimleri konusunda da çalıştırılabilecek doktor sayısını artırmak üzere Tam Gün Yasası’nda değişiklik yapılmasına yönelik tasarı TBMM’ye sunuldu ancak görüşülemedi. Bu yasa da TBMM’nin çalışmaya başlayacağı 2014 Ocak ayının ikinci haftasından itibaren görüşülmesi planlanıyor.

Eleman başına 14.1 lira destek Yasaya göre, 1 ile 9 arasında işçi çalıştıran ve mevcut imalat sanayindeki işyerlerinin yüzde 80’inden fazlasını oluşturan işyerlerinin iş sağlığı ve iş güvenliği giderleri Hazine tarafından karşılanacak. Bu uygulama da 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girecek. Uygulama için gerekli olan yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlandı. Yönetmeliğe göre devlet desteği, tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için farklı olarak uygulanacak. Tehlikeli işyerleri için 16 yaşından büyük sigortalılar için belirlenen prime esas kazanç alt sınırının günlük değerinin yüzde 1.4’ü kadar ödeme yapılacak. 2013 yılının ikinci yarısı için prime esas kazanç alt sınırının günlük değeri 34.05 lira düzeyinde. Bunun yüzde 1.4’ü ise 47 kuruşa karşılık gelirken, bir işçi için bir aylık destek miktarı da 14.1 lira olarak hesaplanıyor. Çok tehlikeli işyerinde ise çalıştırılan eleman başına günlük 54 kuruş, aylık 16.2 lira ödeme yapılacak. Bu rakamlar 1 Ocak 2014 tarihinden itibaren 6’şar aylık dönemler için yeniden belirlenecek. SGK, kapsama giren işverenlere sağlanan hizmetin bedelini, üçer aylık dönemler halinde hesaplayacak ve dönem sonundaki tutarları takip eden ikinci ayın sonunda işverene ödeyecek. Cezalar 2 bin TL’den başlıyor İhale sistemiyle bu hizmetlerin maliyetinin kamuya yükünün azaltılmasına yönelik Hazine, Maliye ve Çalışma Bakanlığı yöntem bulmak üzere çalışıyor. Hazırlanan taslakta, Çalışma ve Sosyal

Güvenlik Bakanlığı’nın ödeme kapsamındaki işyerlerine ödeme yapmasını içeren bir model benimsenememesi nedeniyle, bu hizmeti ortak güvenlik ve sağlık birimlerinden her ilde bir ihale yaparak satın alması ve ödemeyi bu şirketlere yapması benimsendi. Yönetmelik her ne kadar 1 Ocak 2014’ten itibaren yürürlüğe girecek olsa da öngörülen ihalelerin yapılması ve sözleşmelerin imzalanmasının uzun zaman alacağı kaydedildi. Bakanlık, her il için, işyeri ve çalışan sayısına göre yeterli hekim-uzmanı sağlayacak kapasiteye ulaşmak için ihale yapacak. Bu birden fazla şirket seçimini gerektirebilecek. Şirketlerin, iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, her bir yükümlülük için ayrı ayrı olmak kaydıyla ve uyumun gerçekleşmediği süreler de dikkate alınarak, bin ve 2 bin TL’den başlayan cezalar öngörülüyor. İş sağlığı ve güvenliği harcamaları devlet tarafından karşılanacak olan işyerlerinin, çalışan sayısına ilişkin bildirimlerinde yanlış bilgi vermeleri halinde de ceza ve 3 yıl süreyle hazine ödemesinden men cezası uygulanacak İşyerlerinin çalışan sayılarında SGK’ya yaptığı bildirimler esas alınacak. Kaynak :İş Hukuku Enstitüsü

Ocak 2014

49


SEKTÖRDEN

“Sealed Air Sürdürülebilirlik ve Turizm Ödülü” Grand Hyatt İstanbul Hotel’in Oldu! Sahip olduğu sürdürülebilirlik yaklaşımı ile tam anlamıyla bir “sürdürülebilirlik şirketi” olan Sealed Air, Türkiye turizminin gelişimiyle kalite bilincinin yaygınlaşmasına katkı sağlayan SKALİTE 2013 Ödülleri’nin bu yıl da ana sponsorluğunu üstlendi. Gecede, “Sealed Air Sürdürülebilirlik ve Turizm Ödülü’’nü almaya hak kazanan Grand Hyatt İstanbul Hotel oldu. Bu yıl 16.’sı düzenlenen Skalite Ödülleri, İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen görkemli bir gece ile sahiplerini buldu. Gecede ‘’Sealed Air Sürdürülebilirlik ve Turizm Ödülü’’ Grand Hyatt İstanbul’un olurken, bu özel ödülü; kendini sürdürülebilirlik şirketi olarak tanımlayan Sealed Air takdim etti. Grand Hyatt İstanbul Hotel’in özel ödülünü otel adına Genel Müdür Jan Peter Van Der Ree aldı. TAV, Çelebi Yer Hizmetleri, Sealed Air ve Boyut Yayın Grubu sponsorluğunda düzenlenen ve Ece Vahapoğlu’nun sunuculuğunu üstlendiği geceye pek çok seçkin davetli katıldı. Ana sponsor olmasının yanı sıra sürdürülebilirlik ilkesine verdiği önemden dolayı “Sealed Air Sürdürülebilirlik ve Turizm Ödülü’’nü takdim eden Sealed Air; daha iyi bir dünya yaratma vizyonuyla hizmet verdiği sektörleri yeniden hayal edip yeniden tasarlıyor.

50

Ocak 2014

Sürdürülebilirlik vizyonu çerçevesinde birçok projeye de imza atan Sealed Air, sahip olduğu sürdürülebilirlik yaklaşımı ile içinde bulunduğu toplumları, kaynakları ve gezegeni korumak için atıkların azaltılmasına, operasyonel verimliliğinin artırılmasına, insan sağlığının korunmasına ve buna bağlı olarak sağlıkla ilgili risklerin azaltılmasına yönelik çalışıyor.

Dünyanın en büyük Skal kulübü olan Skal International İstanbul ise yalnız hacmi ile değil, gerçekleştirdiği yaratıcı projeleriyle de faaliyetlerini aralıksız sürdürerek, Türkiye turizmine sayısız katkı sağlıyor. Skal International İstanbul ilk kez 1998 yılında başlattığı Skalite Turizmde Kalite Ödülleri’yle; turizmde yeni bir yaklaşımla çalışmalarını kalite üzerine yoğunlaştırarak, gelenekselleşen bu ödülleri her yıl vermeye devam ediyor.


“Hizmette devamlılığın şartı, müşteri memnuniyeti ile doğru orantılıdır” ğu ve tüketilebileceği ; yurt içinde ve dışında şubeleri ile tüm alanlarda Profesyonel Temizlik ve Güvenlik Hizmeti verebilmekte. Ecenur Hizmet’in Proje Koordinatörü Hüseyin Sonuk ‘İlkesiye yola çıkarak 1993 Yılında,ülkemizin Gelişen şartları neticesinde Ufkum Temizlik Hizmetleri, Royal Güvenlik Hizmetleri ve Transtay Uluslararası Nakliye Hizmetleri Firmalarımız müşteri beklenti ve talepleri doğrultusunda kurulmuştur.”

AVM, ticaret merkezleri, fabrikalar, sanayi siteleri, hoteller, toplu yaşam alanları, özel okullar, hastaneler, marketler vb. Temizlik ve Güvenlik Hizmetinin ihtiyaç oldu-

Türkiye genelinde her ilde hizmet vermekteyiz Sonuk, ”Bünyemizde 3000 çalışan ve 4 merkez ofisimiz mevcuttur. Yurtdışı ofislerimiz Rusya, İtalya, Fransa’da bulunmaktadır. Hizmet vermekte olduğumuz temel branşlar; Temizlik hizmetleri, Güvenlik Hizmetleri, Destek hiz-

metler, Tesis Yönetimi, Teknik hizmetler, Temizlik makinaları ve Temizlik ekipmanlarıdır.”

Güvenliğiniz İçin 24 Saat Görev Başındayız Hüseyin Sonuk ‘Royal Koruma ve Güvenlik Hizmetleri ‘ ile Apartman ve Site Güvenliği, Alışveriş merkezi , Hastane, Okul, Hava Alanı Güvenliği, Bina Otel ve Sosyal Tesis Güvenliğinde eğitim görmüş ve eğitimini başarıyla tamamlamış güvenlik personeliyle hizmet verdiklerini belirtti. Sonuk “ güvenlik ciddi ve dikkatli çalışma gerektiren hassas bir konudur. Herhangi bir tehlike anında değil, olası tüm risklere de önceden hazırlıklı olmayı gerektirir.Royal Güvenlik olarak, alanındaki tüm beklentilerinizi, dünya standartlarını dikkate alarak gerçekleştirmeyi görev biliyoruz” dedi.

Ocak 2014

51


SEKTÖRDEN

Mis Group 25 yaşında! Temizliğin henüz sektör haline gelmediği 1988 yılında temizlik firması olarak kurulan Mis Group, 25. yaşını kutluyor. 25 yıldır ilerleyerek büyümesini sürdüren Mis Group; Temizlik, Güvenlik, İlaçlama, Elektronik Güvenlik ve Güvenlik Kameraları, Alarm İzleme Merkezi ve son olarak da Gayrimenkul alanında faaliyetlerini sürdürmektedir. Hizmette 25 yılı geride bırakan Mis Group Yönetim Kurulu Başkanı Cevat Turan büyüyen ve gelişen Mis Group’un 25. yılı için şunları söyledi: “Biz sadece hizmet üreten değil, hizmet verdiğimiz Bina, Tesis, Site, AVM, Hotel, Hastane ve tüm yaşam alanlarına görünenden daha fazla DEĞER KATMAYI önemsiyoruz ve ona göre çalışıyoruz. Şimdi bu gün geldiğimiz nokta

da daha çok kurumsal ve müşteri memnuniyetini artırma yönünde şeffaf, yasalara saygılı, etik değerlere sahip çıkan, çalışanlarının her türlü haklarını koruyan, serbest piyasa kuralları ve gelişen rekabet ilkeleri çerçevesinde kendini geliştiren bir kurum olma yolunda her gün yolumuza bir taş daha döşeyerek ilerliyoruz.” Son yıllarda çok hızlı gelişen ‘Entegre Tesis Yönetimi’ sektöründeki en büyük şirketlerden biri olan Mis Group, aralarında Sapphire, Ağaoğlu, Fourseasons Hotel, Mövenpick Hotel gibi kurumsal şirketlerin de bulunduğu 300 farklı firmaya hizmet verirken, mevcut binlerce personel istihdamına ilave olarak bin beş yüz kişilik daha ek istihdam yaratmayı hedeflemektedir.

Elleri yıkamak iyimser yapıyor Elleri yıkamanın düşünme, değerlendirme ve karar alma mekanizmalarını etkilediği belirlendi. Köln Üniversitesi’nden Dr. Kai Kaspar, fiziksel temizliğin başarısızlıktan sonra kişileri nasıl etkilediğini araştırdı. Kaspar, 98 katılımcıyı 3 gruba ayırdı. İlk olarak 2 gruptan imkansız bir görevi yerine getirmeleri istendi. Başarısız olan iki grup ellerini yıkadı, diğer grup bunu yapmadı. Ellerini yıkayanlar bir dahaki sefere başarı sağlayabilme konusunda diğer gruptan daha iyimser olduğu belirlendi. İkinci deneyde ise başka bir görev verildi. Ellerini yıkayanların daha az başarılı olduğu görüldü.

52

Ocak 2014


Unilever’den 150 Milyon Avro’yu Aşkın Yeni Yatırım Unilever sürdürülebilir büyüme kapasitesini artırmak için Türkiye’ye yatırım yapmaya devam ediyor Unilever , Kişisel Bakım ve Ev Bakımında sürdürülebilir büyüme kapasitesini artırmak için Konya’da yeni bir üretim tesisine 150 milyon Avro’yu aşkın yatırım yapacağını açıkladı. Yeni fabrika, şirketin büyüme hedeflerine paralel olarak, üretim kapasitesini önemli ölçüde artıracak ve OMO, Domestos, Yumoş, Cif, Rinso, Elidor ve Dove gibi pek çok markanın üretimi bu tesiste yapılacak. Bu fabrikanın tasarımında da, tıpkı Unilever’in kısa bir süre önce Konya’da açılan Dondurma Fabrikası gibi, Unilever’in sürdürülebilir iş modeli prensiplerine uygun şekilde, çevre üzerindeki etkisi çok düşük olan fabrikalar tasarlamakta kullandığı model temel alınacak. Konya’daki Ev ve Kişisel Bakım ürünleri fabrikasının enerji etkin motorlar, yağmur suyu toplama ve tam su arıtımı uygulamalarıyla LEED sertifikalı ve “0 katı atık” bir fabrika olması hedefleniyor. Unilever Türkiye CEO’su Mehmet Altınok “Ev ve kişisel bakım pazarının toplam boyutu yaklaşık 2.5 milyar USD ve %8-9 oranında büyüyor. Unilever için çok büyük bir potansiyele sahip ve Konya’daki yeni fabrika yatırımımızla bu potansiyeli sermayeye dönüştürebileceğiz.” dedi. Altınok, “Geçtiğimiz Haziran ayında üretime başlayan ve 95 milyon Avro üzerinde yatırım yaptığımız Konya’daki yeni Dondurma Fabrikamızın ardından, bugünkü yepyeni yatırımımız ile büyümeye devam ediyoruz. Bu bizim Türkiye’deki büyümemizi sağlayacak yıllara yayılan ve milyonlarca Avro’luk yatırım planımızın bir başka örneği ve ülkemizin geleceğe yönelik uzun vadeli ekonomik gelişimi konusundaki kararlılı-

ğımızın altını çiziyor. Ayrıca, Unilever gibi sorumluluk sahibi işletmelerin yaptığı yatırımlar, Konya bölgesinin genel finansal ve ticari sağlığı açısından da olumlu bir katkı sağlamaya yardımcı oluyor.” diye ekledi. Bir tarafta yeni fabrika inşa edilirken, diğer tarafta Unilever Türkiye ev ve kişisel bakım ürünlerinin üretim süreci Gebze’den tüm geçiş tamamlanana dek bir süre daha devam edecek. Unilever so-

rumlu bir işletme olarak, çalışanları ve diğer paydaşları ile birlikte çalışarak, onların bu aktarım sürecinin her aşaması ve Konya’da ortaya çıkacak fırsatlar ile ilgili düzenli bilgilendirilmelerini sağlamaktadır. Unilever’in Türkiye’de doğrudan kendisine bağlı 5000’i aşkın çalışanı bulunuyor. Merkez ofisi İstanbul’da bulunan şirket, Anadolu, Karadeniz ve Marmara bölgelerinde toplam 8 üretim tesisine sahiptir.

Ocak 2014

53


TESİS YÖNETİMİ

“Şehirle bütünleşen, fonksiyonel alışveriş merkezleri ön plana çıkacak”

54

Multi Development Türkiye CEO’su ve Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği (AYD) Başkanı Hulusi Belgü, Perakende Günleri’nin açılışında yaptığı konuşmada, alışveriş merkezi sektörünün geleceğini belirleyecek trendlere dikkat çekti. Belgü, bulunduğu şehirle bütünleşen, fonksiyonel ve açık hava AVM’lerinin ön plana çıkacağını söyledi.

Türkiye’de AVM sektörünün son 10 yılda önemli bir atılım gerçekleştirdiğini belirten Hulusi Belgü, “Bugün 333 AVM ile dev bir sektöre dönüştük. Yıllık 60 milyar dolar ciro; 1,6 milyar ziyaretçi sayısı; 14 milyar doları yabancı sermaye olmak üzere toplam 45 milyar dolar yatırım değeri; 9 milyonun üzerinde kiralanabilir alan gibi inanılmaz bir performans sergiliyoruz” dedi. Türkiye’de perakende dünyasının en önemli buluşma noktalarından biri haline gelen Perakende Günleri’nin açılışında konuşan Multi Development Türkiye CEO’su ve AYD (Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği) Başkanı Hulusi Belgü, Türkiye’de alışveriş merkezi sektörünün son 10 yılda gerçekleştirdiği atılımla Avrupa’da söz sahibi bir konuma yükseldiğini söyledi. Hulusi Belgü, “Türkiye AVM sektörü, henüz 25 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen dünya çapında takdir gören çok özel ve önemli projelere imza attı. Yerli ve yabancı yatırımcılarla birçok proje hayata geçirdik. Bugün toplam 333 alışveriş merkezi ile dünyanın en güzel örneklerini veren dev bir sektör haline dönüştük. Yıllık 60 milyar dolar ciro; 1,6 milyar ziyaretçi sayısı; 14 milyar doları yabancı sermaye olmak üzere toplam 45 milyar dolar yatırım değeri; 9 milyonun üzerinde kiralanabilir alan gibi inanılmaz rakamlara ulaştık. Yarattığımız birbirinden iddialı projeler ve başarılı performanslarla Avrupa ve dünyada parmakla gösterilen değerler oluşturduk” diye konuştu. Yeni trend, şehirle iç içe geçen alışveriş merkezleri… Ocak 2014

Gelecek yıllarda açık hava alışveriş merkezlerinin daha da yaygınlaşacağını belirten Hulusi Belgü, bugün Dubai ve Uzakdoğu’da yaygın olan, içinde akvaryum, kayak ve yarış pisti olan alışveriş merkezlerinin hayal olmaktan çıktığını ve müşteri için alışverişin ötesinde bir deneyim sunan merkezlere dönüştüğünü belirtti. Belgü, “Şehrin içinde yer alan, daha fonksiyonel semt alışveriş merkezleri ortaya çıkacak. Özellikle dar alanlarda, şehir merkezlerinde, kurabiye kalıbı gibi birbirine benzer, kutu şeklinde alışveriş merkezlerini artık daha az göreceğiz” dedi. Dikey değil, yatay; en fazla 3 katlı AVM’ler geliyor Yenilenen şehir planlarının, kentsel dönüşüm projelerinin AVM’lerin de bu dönüşüme uyum göstermesini zorunlu kıldığını vurgulayan Belgü, sözlerine şöyle devam etti: “Değişen ihtiyaçlar, edindiğimiz deneyimler, dünyadaki gelişmeler, teknolojik ve dijital yenilikler, alışveriş merkezlerini yeniden şekillendiriyor. Sektörümüz hızla büyüyor ve bu büyümeyi sürekli hale getirmemiz lazım. Biz artık bugünün değil, geleceğin projelerini yaratmalıyız. Çevresindeki yapıları varlığıyla ezen dev binalar değil, şehrin dokusuna uyum sağlayan tasarımlar geliştiriliyor. Çevresi keskin hatlarla belirlenmiş projeler değil; içinden şehrin sokakları, yolları geçen AVM’ler doğuyor. Avrupa’da birçok alışveriş merkezi parklarla, meydanlarla iç içe. Açık havayla bütünleşen alışveriş merkezlerini artık daha çok göreceğiz. Tasarımsal

olarak da gün ışığı alan, dikey değil yatay olarak inşa edilmiş, maksimum 3 katlı projeler insanlara daha yakın geliyor.” “Hedef 2015 yılında 15 Forum” Multi Development Türkiye CEO’su Hulusi Belgü, Türkiye’de 2004 yılından beri gerçekleştirdiği 3,5 milyar Euro’luk yatırım ve %12’lik pazar payıyla sektör lideri konumda bulunan Multi Development Türkiye’nin yatırımlarından da söz etti. Ekim ayında Güneydoğu’daki ilk projesini hayata geçiren Multi Development Türkiye’nin, 2015 yılında Türkiye’nin 7 bölgesinde 15 Forum Alışveriş Merkezi’ne ulaşmayı hedeflediğini açıklayan Belgü, halen inşaat aşamasında olan Forum Diyarbakır’ın açılışını önümüzdeki yıl yapacaklarını söyledi.



TAURUS AVM, başarısını yabancı ortakları ile kutlayacak ABD’li Taurus Investment Holdings ve Ensari ailesi tarafından Ankara’da inşa edilen dev AVM yatırımını yabancı ortaklar toplu halde inceledi. Taurus Balgat Alışveriş Merkezi Yatırım AŞ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertan Dal, açılışına sayılı günler kalan Taurus AVM’nin eğlenceli, ergonomik, gürültüsüz, engelli dostu özellikleri ve Ankara’nın en gözde semtleri ile içiçe olması nedeniyle tüm Ankaralılar tarafından merakla beklendiğini kaydetti. Taurus AVM’nin Ankaralılar kadar, ABD’li Taurus Investment Holdings’in Alman ve Amerika

56

Ocak 2014

ağırlıklı yabancı ortakları tarafından da merakla beklendiğinin altını çizen Dal, şunları söyledi: “Taurus Investment Holdings’in Ankara’daki ilk büyük yatırımı olan ve yaklaşık 200 milyon euroluk harcamayla hayata geçen bu dev yatırımın son aşamasını yaklaşık 2025 kişilik yabancı ortak ile paylaşmak istedik. Bu kapsamda davet ettiğimiz yabancı ortaklarımızla Taurus AVM’nin başarısını hep birlikte kutlayıp, yeni yatırımların kapısını aralayacağız.” Ertan Dal, Taurus AVM’nin yatırım ortaklarından Ensari ailesinin de ilk AVM projesi olduğunu anımsatarak, “Dolayısıyla bu proje hepimizi heyecanlandırıyor” dedi.


Ocak 2014

57


TESİS YÖNETİMİ 58

Tepe Nautilus’a Yılın AVM Müdürü Ödülü Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi Müdürü Mahmut Metin Gültekin, Türkiye perakende sektörünün en önemli organizasyonu Perakende Günleri kapsamında düzenlenen ‘Perakende Güneşi Ödülleri’nde Yılın AVM Müdürü ödülünü aldı. Perakende sektörünün gelişimine katkıda bulunan kişi ve kurumların ödüllendirildiği Perakende Güneşi Ödülleri 21 Kasım Perşembe günü Lütfi Kırdar Kongre Sarayı’nda gerçekleşti-

Ocak 2014

rildi. Perakende Güneşi Ödüllerinde Yılın AVM Müdürü kategorisinin yanı sıra 12 alanda daha ödül verildi. Perakende Güneşi Ödül töreninde ödülünü Kiler CEO’su Nihat Özdemir’in elinden alan Mahmut Metin Gültekin, mayıs 2008’den beri müdürlüğünü üstlendiği Tepe Nautilus Alışveriş merkezini temsil ederek sektörün en başarılı organizasyonu Perakende Günleri’nde ödül almaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.


Doğuş Laundry’den Türkiye’nin en hijyenik, en modern tesisi Doğuş Laundry, İstanbul Kıraç mevkiinde olan ve 9600 metrekare kapalı alana sahip ülkemizin en hijyenik, en modern tesis yatırımını gerçekleştirdi. Doğuş Laundry ,endüstriyel çamaşır yıkama alanındaki ihtiyaçlara yönelik yüksek standartlarda çözümler üretiyor. Doğuş Laundry yakın zamanda yatırımını yaptıkları ilave tesislerle kapasiteyi arttırarak günlük 80 ton yıkama kapasitesine sahip iki çamaşırhane ile sadece otel çamaşırında günlük 40 ton kapasiteye ulaşmış bulunmaktadır. Doğuş Laundry tesislerinde yüksek Alman teknolojisiyle sağlanan kalıcı hijyen zinciri, kirli ve temiz kategorilerine ayrı sistemlerde iş-

lem yapmak suretiyle korunmuş olmakta ve kesinlikle hijyen kurallarına uygun temizlenmektedir. Yıkama ve temizleme işlemlerinde yeni nesil teknolojik makinaların otomatik dozajlama sistemi sayesinde maksimum hassasiyet sağlanmaktadır. Doğuş Laundry, konusunda uluslararası bir marka olan Diversey firmasının seçkin kimyasallarını kullanmakta, kusursuz temizlik ve maksimum verimliliği en düşük maliyetlerle sağlamaktadır. Her bir çamaşır ‘Çip Takip Sistemi sayesinde, el değmeden yıkanarak kurutuluyor ve ütülenerek paketleniyor ve müşteri dilediği taktirde çamaşırının hangi aşamada olduğunu internet üzerinden takip edebiliyor. İşinde uzman olan ekip; kalite yönetimi standartlarına uygun olarak, yıkama esnasında kullanılan su, deterjan oranları, su sıcaklığı, su sertliği ve tekstil ürünlerinin proses içindeki süreçlerini her an gözlemleyip raporlamaktadır. Günümüzün en gelişkin teknolojisi olan Tünel Yıkama Sistemine sahip makine parkuru ile güçlü altyapısı ve deneyimli kadrosu ile şu an İstanbul’un en önem-

li büyük hastaneleri ve bilinirliği ve aralarında Amerikan Hastanesi, Florence Nigtingale gibi kurumların da olduğu marka değeriyle beğeni kazanmış başarılı özel hastanelerin yüzde 80’ine 7/24 hizmet vermekteler. Bunun dışında, başta THY olmak üzere, prestijli hava yolu şirketlerinin uçak tekstillerini yıkamakta, havayolu şirketlerine dünya standartlarında bir hizmet sunmaktadırlar. Bir diğer endüstriyel çamaşır yıkama fabrikası yatırımıyla kapasitelerini günlük 150 tona çıkarabilmek için uygun bir lokasyon tespit ederek gerekli fizibilite çalışmalarını tamamlamış ve projeyi çok kısa bir sürede realize edebilecek bir aşamaya gelmiş bulunmaktalar. Doğuş Laundry; çevre sorumluluğu bilinciyle, tüm faaliyetleri esnasında çevreye özen göstermeyi, hava, su ve gürültü kirliliğini önlemeyi, ambalaj kullanımı ve atık yönetiminde titizliği, mümkün olduğunca geri dönüşümlü ambalaj kullanmaya özen göstermeyi, doğal kaynaklar ve doğal dengeleri bozabilecek faaliyetlerden kaçınmayı ve personelini bu konuda bilinçlendirmeyi prensip edinmiş bir kuruluştur.

Ocak 2014

59


TESİS YÖNETİMİ

Yaklaşık çeyrek asırdır tesis yönetimi konusunda hiçbir literatürde bulunmayacak kadar tecrübeye sahibiz YKS Tesis Yönetim Hizmetleri, Yapı Kredi Bankası’nın 60 yıllık kurumsal gücü ile Koray İnşaat’ın 30 yıllık bilgi ve deneyiminin birleşmesi sonucunda 1988 yılında kuruldu. Kuruluşundan bu yana tesislerin yönetim hizmetlerini üstlenen YKS, “Tesis Yönetimi” kavramının ülkemizdeki öncü kuruluşlarından birisidir. 1990’lı yılların sonuna doğru sektörden gelen talepler doğrultusunda dışarıya da hizmet vermeye başladıklarını belirten YKS Tesis Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Bahadır ADIYAMAN, “ YKS; bugün yönetimini yaptığı 1.525.000 m2 ofis/konut / alışveriş merkezi / endüstri tesisi alanı ve toplam 1.010 personelle hizmet veren tesis yönetim sektörünün en deneyimli ve kurumsallaşmış firmasıdır. Günümüz itibariyle, YKS’nin hizmet verdiği tesislerin toplam yatırım değeri 1.010 Milyon $, bu tesislerin yıllık toplam işletme bütçeleri ise 19 Milyon $ seviyesindedir. YKS, organizasyonların hedeflerine optimum maliyetlerle ulaşabilmesi için gerekli tüm destek hizmetlerini sağlamaktadır.Tesis ve enerji yönetimi konusunda kurumlara danışmanlık veren şirketimiz aynı zamanda AVM ve binalarda 2. El kiralama konusunda hizmet vermektedir. Bu alandaki esas amacımız; gayrimenkulun gerçek değerinde kiralanması ve aynı şekilde değer kazanmasının sağlanması. Gayrimenkule değer katan en önemi etken tabii ki yönetim danışmanlığı” dedi.

YKS Tesis Yönetim Hizmetleri’nin ana faaliyet kollarını değerlendiren Adıyaman, Şirketimizin faaliyet konularını şu şekilde sıralayabiliriz; •Yönetim ve İşletim Sistemi Oluşturulması ile Uygulamaların Takibi •Muhasebe, Finans, Bütçe, Ra-

60

Ocak 2014

porlama Hizmetleri •Personel ve İdari İşler •Sözleşme Yönetimi •Satın Alma, Stok ve Tedarikçi Yönetimi •Teknik İşletim ve Bakım Onarım Hizmetleri •Özel Güvenlik Hizmetleri •Acil Durum Yönetimi •Temizlik Hizmetleri •Atık Yönetimi

ALIŞVERİŞ MERKEZİ KİRALAMA HİZMETLERİ •Proje Araştırma Hizmeti (Mevcut Durum Analizi Raporu) •Pazarlama Hizmeti •Kiralama Hizmeti TESİS YÖNETİMİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ •Proje ve İşletme Danışmanlığı •İşletme Projesi Hazırlanması •Yönetim Planı Hazırlanması •Yönetim/İşletim Esasları ile Yönetim Organizasyonu Oluşturulması ENERJİ YÖNETİMİ HİZMETLERİ Özellikle Kentsel dönüşüm sonrasında olacak değişiklikleri şu şekilde sıralayabiliriz: 1Apartman ya da gecekondu yaşamından toplu yaşama geçilecek 2Toplu yapılarda ortak alan kullanımı kavramı oluşacak 3Binaların teknik hacimleri ortaya çıkacak, bahçe ve peyzaj

alanları ortaya çıkacak 4- Sosyal tesis alanları oluşturulacak. Bütün bu konuların düzgün bir şekilde yürütülebilmesi için kurallar bütününün oluşturulması, yaşam senaryolarının belirlenmesi, yönetim planlarının ve gider paylaşımlarının doğru ve hakkaniyetli bir biçimde yapılması gerektiğini ifade eden Bahadır ADIYAMAN, “ Öncelikle sormamız gereken soru şu: “Buna ne kadar hazırız?” “Bugüne kadar sadece kapıcı parası ödemiş olan ya da hiç ödememiş olan bir ev sahibi bundan sonra ortak giderlere katılım payı altında bir bedeli ödemek zorunda kalacak. Bu bedel o yapıların düzgün işletilebilmesi için gerekli olan maliyetlerin mülk sahiplerine ya da kiracılara düşen payından başka bir şey değildir ama buna alışık olmayan kişiler için kabul edilmesi çok da kolay gözükmemektedir.


Diğer taraftan ortaya çıkacak yapıların işletme maliyetlerinin düşürülebilmesi için mutlaka Tesis İşletme Danışmanlığı hizmeti proje aşamasında hayata geçirilmelidir. Bu sayede daha makul seviyelerde aidat bedelleri belirlenebilir”

Kentsel dönüşüm projesinin en önemli avantajlarını sıralayan Adıyaman, “ Kentsel dönüşüm projesini avantajlarını ; insani yaşam alanlarının oluşturulması, yeşil alanların artması, depreme dayanıklı konutların oluşturulması, planlı bir şehircilik, olarak sıralayabiliriz” dedi. Profesyonel tesis yönetimi ile yapılan harcamalar üzerinde ciddi tasarruflarda bulunmanın mümkün olduğunu belirten Adıyaman,” Türkiye’de küçük ya da büyük, birçok tesis yönetim şirketi faaliyet gösteriyor. Türkiye’de tesis yönetimi sektörü yakın zamanda gelişmekte olan bir sektör. Kişi kendi binasını işlettiğinde, sadece tek bir bina hakkında deneyimi oluyor, fakat onlarca ve hatta yüzlerce bina işlettiğinde o zaman oldukça geniş bir deneyim birikimine sahip oluyor ve böylece de sorunları çözümlemede hızlı ve etkili hale geliyor. Tesis yönetiminin de esas niteliği budur. Türkiye bu sektörde çok yeni; Tesis yönetimi sektörü, Türkiye’de daha 10 yıllık, gelişimini henüz tamamlayamamış adım adım büyümeye çalışan, hatta yatırımcıların bile yeni farkettikleri bir alan. Şu anda Türkiye’de 10 milyon konut var. Bunların yaklaşık 1 milyonu nite-

likli konut, geri kalanı çok nitelikli konutlar değil. Yani tesis yönetimi konusunda hizmet verebileceğimiz binalar değil. Fakat kentsel dönüşüm sonrasında bu biraz daha artacak. Sitelerde yönetim ihtiyacı doğacak ve bu nedenle sektör büyüyecek. Yurtdışında bu işi yapan birçok ülke Türkiye’deki bu pazarın farkında ve önümüzdeki yıllarda Türkiye pazarına giriş yapacaklar” dedi. “Verdiğimiz hizmetin seviyelerinin belirlenmesi ile birlikte performansa dayalı ve ölçülebilir bir şekilde servislerimizi organize etmekteyiz” Adıyaman, “ Yaklaşık çeyrek asırlık bir firma olmamız nedeniyle tesis yönetimi konusunda hiçbir literatürde bulunmayacak kadar tecrübeye sahibiz. Bu sayede yönettiğimiz bütün projelerimizde proaktif davranabilme, sorunlar oluşmadan önlem alabilme yeteneğini doğal olarak kazanmış durumdayız” dedi. AVM yatırımcılarına önerileriniz nelerdir, nelere dikkat etmeliler?

Tasarruf Sağlayıcı Önlemler Yatırımla Beraber Planlanmalı •Yatırımcılar, yatırıma başlamadan önce hatta araziyi satın alırken tasarladıkları proje için en iyi ve en verimli kullanım analizini mutlaka yapmalıdır. • Lokasyonun yanı sıra hedef müşteri kitlesinin tüketim alışkanlıklarının da detaylı şekilde araştırılması gerekmektedir.

•Yönetim ve işletim sistemi proje aşamasında tasarlanmalı, tasarruf sağlayıcı önlemler yatırımla beraber planlanmalıdır. Böylece işletme projesi, doğru planlama ile optimum düzeye çekilebilir. •İşletme projesi içinde enerji tüketimi ve maliyetleri önemli yer tutmakta olup, bu konuya özel olarak yapılacak planlama ve çalışmalar ile enerji verimliliğinin artırılmasına yönelik uygulamalar yapılabilir. •Projelendirme aşamasından, açılış süreci ve sonrası dönem de dahil olmak üzere vizyoner ve gelişmelere ayak uyduracak inovatif stratejilere önem verilmelidir.

Mağaza Seçimi ve Kira Sözleşmelerine Dikkat Edilmeli! YKS Genel Müdürü Bahadır Adıyaman AVM’de kiralama yapacak şirketlere ise şu önerilerde bulundu: Öncelikle AVM lerde mağaza açmayı planlayan kiracılar, hayal kırıklığına uğramamak adına tıpkı AVM yatırımcıları gibi alışveriş merkezleri ile ilgili kendileri veya profesyonel bir firmadan destek alarak geniş çaplı bir fizibilite çalışması yapmalıdır. •Mağaza seçimi, satış tahmini, yatırımın geri dönüşü ve kira sözleşmesi gibi konular bu çalışmada yer alması gereken önemli unsurlardır. •AVM’lerde kira sözleşmelerinin genel olarak 5 yıllık yapılmasından dolayı kiracılar, üstlendikleri riskin büyüklüğünün farkında olmalı, konuyla ilgili hukuki destek de almalıdırlar. •Kiracı, AVM de bir mağaza açtıktan sonra “tüm borçlarımı, çeklerimi hemen ödemeye başlarım” diye düşünmemeli çünkü bazı projelerde işlerin düzene girmesi 24 ayı bulmaktadır. Adıyaman son olarak, “ Yeni dönemde özellikle enerji verimliliği ve tesis işletme danışmanlığı konularında hizmetimizi yoğunlaştıracağız. Mühendislik kadromuza bu yönde takviyeler yapmak için hazırlanıyoruz. Ayrıca A ve A plus olarak tanımladığımız projelerimizde önümüzdeki yıl artış bekliyoruz” dedi.

Ocak 2014

61


Asrın Projesi Marmaray’ın Temizliğinde, Safran Makine!

RÖPORTAJ

Endüstriyel temizlik sektörünün öncü firmalarından Anadolu Teknik Makine işletme sahibi Mustafa Bektaş, 2013 yılının dev projesi olarak hafızalara kazınan Marmaray projelerinde yer almaları ve endüstriyel temizlik sektörüne sundukları hizmetleri değerlendirdi. Bektaş, ”Anadolu Teknik firması olarak, SAFRAN markası ile endüstriyel temizlik makineleri sektöründe üretici olarak faaliyet göstermekteyiz” “Başlıca ürettiğimiz ürünler: Zemin yıkama ve cilalama makineleri, profesyonel koltuk yıkama makineleri, yüksek basınçlı yıkama makineleri, battaniye ,yorgan yıkama makineleri ve son dönemlerde Türkiye’de ve birçok dünya ülkesine kurmaya başladığımız halı yıkama fabrikaların ihtiyacı olan tüm makineleri üretmekteyiz. Bunların haricinde firmamız temizlik makinelerinde standart dışı özel makineleri de projelendirip müşterilerimizin hizmetine sunarak mühendislik hizmeti vermektedir” dedi.

“En önemli projelerimizden bir tanesi, asrın projesi olarak hayata geçen Marmaray Projesi” Türkiye’nin son dönemlerindeki büyüme hızının her sektörde olduğu gibi temizlik sektörüne de güzel fırsatlar oluşturduğunu belirten Bektaş, 2013 Yılı projelerimizden “ En önemli projelerimizden bir tanesi, asrın projesi olarak hayata geçen Marmaray Projesi’nde üretiğimiz ve Türkiye’de ilk olan yürüyen merdivenlerin temizliğini sağlayan temizlik makinesini de yapmamız oldu. Daha önce Türkiye’de çok yüksek fiyatlara ithal edilen bu ürünü, uygun fiyat ve kalite anlayışı ile imal ederek firmaların hizmetine sunmak amacındayız. Firmamız bu konuda önemli bir ihtiyaç haline gelmiş olan bu ürünü tespit edip Ürün gamımıza eklediğimiz yürüyen merdiven temizleme makinesi aslında ülkemiz içinde büyük bir kaza-

62

Ocak 2014

nım olmuştur” şeklinde konuştu. Bunun yanında bir diğer önemli projemiz ise, Milli Tankımız olan ALTAY tankımızı temizleyecek, ‘Otomatik Tank Temizleme Makinesi’ firmamız tarafından üretilip teslim edilmiş olmasıdır. ALTAY Tankı Otomatik Yıkama Makinesi zor arazi şartlarında çalışan askeri Tankın; yıkanmasını, temiz bir hale gelmesini sağla-

mak çok ciddi zaman, emek ve maliyet oluşturmaktaydı. Ayrıca istenilen temizlik elde edilemiyordu. Firmamızın yapmış olduğu mühendislik çalışmaları sonucunda, iki kişi ile 8 saatte yapılan işi tek kişi ile 20 dakikaya indirilerek tankımızın teknik özelliklerine yakışır bir yıkama sistemi geliştirilmiş ve daha temiz, daha çabuk halde yıkanması sağlanmıştır.


2014 yılında ürün çeşitlerimize 3-4 çeşit ürün kazandırma çalışmalarımız devam etmektedir” “2014 yılının baharına yetiştirmeye çalıştığımız sahil kumu temizleme makinemiz bitmek üzeredir.

“Türkiye’de 10, yurt dışında ise 5 noktada satış hizmeti sunmaktayız” Mustafa Bektaş, ”Türkiye’deki satış faaliyetlerimiz 2013 yılının ortalarına kadar fabrika merkezli satış yapan firma konumundaydı. Son dönemlerde Türkiye de 10 yurt dışında ise 5 noktada satış temsilciliklerimiz ile satış noktalarımızı artırmaya başlamış durumdayız. Üretimimizin % 30 yakını ihracat olarak gerçekleşmektedir. Şu ana kadar yaklaşık 40 ülkeye ürünlerimizi satmış bulunmaktayız. İhracatımızı artırma çalışmalarımız mevcuttur” dedi.

“Bazı ürün guruplarında Avrupa’dan daha kaliteli olduğumuz müşterilerimiz tarafından kabul edilmektedir” Endüstriyel temizlik sektöründe özelikle servis ve iş bitirme hızı olarak iyi konumda olduklarını belirten Bektaş,” Sektör olarak önemli bir pazarımız olan ve aşırı rekabetten dolayı karı azalan temizlik firmalarına karşı son dönemlerde eskiyi getirin yenisini götürün tarzındaki pazarlama teklifimiz temizlik firmalarına rekabet gücü konusunda fayda sağlamaktadır. Ürünlerimizin kalite olarak Avrupa standartlarını yakaladığını ayrıca bazı ürün guruplarında Avrupa’dan daha kaliteli olduğumuz müşterilerimiz tarafından

kabul edilmektedir. Genelde üretmiş olduğumuz makineler satış sorası hizmet gerektiren makinelerdir. Bizim de en çok önemsediğimiz konuların başında gelmektedir” şeklinde konuştu. Mustafa Bektaş son olarak, ”Genelde temizlik kavramı, hem insan ve hem de çevre açısından son derece stratejik bir kavram-

dır. Dolayısı ile bu önemli kavramın içini insanlığın gelişimine uygun, doğru bilgi ve tanımlarla doldurmak, öncelikle biz üretenlerin temel ilkesel sorunlarından biri olmalıdır. TESHİAD’ın uzun yılardan bu yana üstlendiği bu görevde sektörün geleceği açısından önemli görevlerden biri olarak görüyoruz” dedi.

Ocak 2014

63


TEDARİK

Faruk Eczacıbaşı ABD’de Sosyal Medyayı Anlattı Sosyal medya, hükümetleri ve yönetimleri nasıl etkiliyor? ABD Başkenti Washington’da Brookings Institution’da bu sorunun yanıtı arandı. 25 Kasım’da Enstitü’nün “Teknoloji İnovasyonu Merkezi” (CTI) tarafından düzenlenen panelde, Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı, Kuzey Carolina Üniversitesi öğretim üyesi sosyal medya uzmanı Dr. Zeynep Tüfekçi ile birlikte sosyal medya hakkındaki görüşlerini paylaştı. ABD’nin önde gelen fikir üretim kurumlarından (think-tank) Brookings Institution’un etkinliğine davet edilen TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı, yaptığı sunumda sosyal medyanın her alanda şeffaflık getirdiğine dikkat çekti. Twitter ve Facebook başta olmak üzere; kişiler ve toplumlar arasında güçlü bir etkileşim yaratan sosyal medyanın, ülkeler ve yönetimler üzerinde de “dönüştürücü” et-

kiler yarattığını belirten Faruk Eczacıbaşı, teknolojiyi davranışlarına sindirmiş gençlerin taleplerine hükümetlerin ve iş dünyasının yeteri kadar cevap vermekten çok uzak olduğunu ifade etti. Panelde katılımcıların sorularını da yanıtlayan Eczacıbaşı, İnternetin ve sosyal medyanın iki yönlü iletişi-

mi olanaklarının dünyayı çok daha dinamik hale getirdiğini ve 1 milyardan fazla kullanıcıya ulaşan Facebook ve 200 milyonu aşkın kullanıcısı bulunan Twitter’ın sosyal medyanın en etkin araçları olduğunu dile getirirken, geleceğin egemen medyasının İnternet üzerinde yayın yapacağının da altını çizdi.

Türk Henkel İnsan Kaynakları Direktörlüğü’ne Pınar Tuba Temizkan atandı Pınar Tuba Temizkan, 1996 yılında Galatasaray Lisesi, 2000 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü‘nden mezun oldu. Temizkan, 2012 yılında The Coaches Training Institute (CTI) Co-Active Koçluk Programı’nı, 2013 yılında The Coaches Training Institute (CTI) Liderlik Programı‘nı tamamladı. Çalışma hayatına Alternatifbank, Erciyas Biracılık, Setur ve Gillette şirketlerindeki projelerde görev alarak başlayan Pınar Tuba Temizkan, ardından Arthur Andersen’da Human Capital Bölümü‘nde danışman olarak çalıştı. Eli Lilly Türkiye’de İnsan Kaynakları Kıdemli İş Ortağı olarak görev yapan Temizkan, çalışma hayatına

64

Ocak 2014

Alcatel Lucent’da devam etti. Temizkan, Alcatel Lucent’da sırasıyla Türkiye Ücretlendirme ve Organizasyonel Gelişim Müdürü; Akdeniz ve Afrika Bölge Ücretlendirme Müdürü; Türkiye ve Azerbaycan İnsan Kaynakları Grup Müdürü; Rusya, Merkez ve Doğu Avrupa Yetenek Gelişim Müdürü ve Türkiye ile Azerbaycan İnsan Kaynakları ve Alcatel Lucent Üniversitesi İstanbul Direktörü olarak görev yaptı. Pınar Tuba Temizkan, son olarak Amgen Türkiye’de geçiş döneminde İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yaptı ve aynı zamanda CTI Türkiye ve Management Center Europe ile danışmanlık projelerinde çalıştı.


Ocak 2014

65


TEDARİK

Nilco’dan yüksek yoğunluklu profesyonel İnfrared Isıtıcı - Nilco SunPower 20 Piyasadaki standart ısıtıcılar orta ve düşük yoğunluklu cihazlardır. Nilco SunPower 20 ise yüzey sıcaklığı oldukça yüksek ısıtma özelliğine sahip halojen ampul marifetiyle ve ışıma yoluyla anında ısıtma yapmaktadır. Ampul yüzey sıcaklıkları çalıştıkları andan itibaren 2 saniye içerisinde 2000 C dereceye ulaşabildiğinden, piyasadaki hiçbir elektrikli ısıtıcının yapamadığı kadar çabuk ve etkin ısıtma yapabilmektedir.Böylece özellikle ısıtılması zor, geniş ve yüksek alanlarda, izalasyonu zayıf mekanlarda veya açık alanlarda tasarruflu ve etkin

66

Ocak 2014

ısıtma sağlayabilmektedir. Nilco SunPower 20 Yüksek Profesyonel İnfrared Isıtıcısı piyasadaki standart infrared ısıtıcılardan farklı bir ısıtma teknolojisine sahiptir. Ürünlerin tümünde kullanılan Halojen ampuller sayesinde cihaz verimi artarken, daha etkili ve hissedilir bir ısıtma yapılmasına akman sağlamaktadır. Bu sayede özellikle yüksek tavanlı mekanlar veya açık alanlarda konforlu ve ekonomik ısınmanın yolu açılmaktadır. Başlıca kullanım yerleri arasında restoran, cafe teras alanları, sundurma, şemsi-

ye altları bahçe ve çardak ısıtmaları, havuz kenarları, fabrikalar, atölyeler, depolar,kamp alanları, parklar, fuar ve gösteri alanları, çiçek ve sebze seraları spor salonları, cami, kilise, havra vb ibadethaneler gelmektedir. Ürün yüksek ampul ısısı sayesinde daha yoğun ve uzak mesafeden ısıtma sağlamaktadır.Su geçirmez yapısı, IP 55 standartlarında onaylı,dış ortamına uygun yapıdadır. Rüzgarda sönmez ve dondurucu soğuklarda ısıtma gücünde azalma hissedilmez. Kompakt boyutu sayesinde şemsiye sundurma altı vb yerlere kolayca monte edilerek güvenle kullanıma uygundur.


Ecolab’tan Göze de Hitap Eden Yenilik: Xense Çubuklu Oda Kokuları Ortamda kalıcı ve güzel kokular sağlayan, konsantre parfüm içeren ürünleriyle Xense markası çubuklu oda kokusu portföyüyle ortamlara farklı bir kokulandırma seçeneği daha sunar. Xense çubuklu oda kokuları kullanıldığı ortamın havasını tazeler ve temizlik algısını destekler. Odalarda, tuvaletlerde, ofislerde, genel alanlarda, lobilerde vb. yerlerde kullanılabilen Xense çubuklu kokular renkli ve özel tasarım şişeleriyle göze de hitap eder. 3 farklı koku seçeneği bulunan çubuklu oda kokuları doğal yağlar içermekte ve bu doğal yağlar aynı zamanda iyileştirici ve rahatlatıcı etki de göstermektedir. Şişenin içine yerleştirilen çubuklar özenle seçilmiş parfüm karışımını emerek kokunun ortama yayılmasını sağlar. Ortamın büyüklüğüne veya ortamda arzu edilen koku yoğunluğuna bağlı olarak koku seviyesini şişedeki çubuk sayısını azaltarak veya arttırarak belirleyebilirsiniz. •Xense Fresh – Portakal, misket limonu, greyfurt ve limon kabuğunun taze kokularıyla kendinizi turunç bahçesinde hissetmenizi sağlar. • Xense Aqua – Açılıştaki marin notların, gül ve menekşenin narin çiçeksi akorları ile sarmalanan orta notlarla buluştuğu koku, dip notlarda sizi karşılayan beyaz miskler ile bu mavi tonlardaki yolculuğu tamamlar. • Xense Blue – Bergamot ile ışıltı katılmış, ferahlığı marin notlar ile harmanlanıp Akdenizin eşsiz maviliği üzerinde dans eden güneş ışıklarının pırıltılarını sunar. Ocak 2014

67


SEKTÖRDEN

TESHİAD ve MAYBAK işbirliği ile Marmara Araç Yıkama Bakım Kaplama Dernekler Çalıştayı İstanbul’da gerçekleşti TESHİAD’ın Mesleki Yeterlilik Kurumu nezdinde yürütmekte olduğu Ulusal Meslek Standartları Çalışmasının bir parçası olan Araç Temizlik Bakım ve Koruma Görevlisi UMS Çalışmaları, Marmara Araç Yıkama Bakım Kaplama Dernekler Federasyonu işbirliği protokolü çerçevesinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Çalıştaya; TESHİAD Yönetim Kurulu ve MAYBAK Federasyonu üyelerinden AUTOCLUB, CARWAX, Elsa Kimya, Cansu Makine firmalarının temsilcilerinin yanı sıra, sektörün önemli firmalarında görev yapan saha uzmanları, yönetici ve temsilcileri de katıldı. Çalışma kapsamında, 20 – 21 Kasım 2013 tarihinde TESHİAD ev sahipliğinde yaklaşık 15 kişinin katılımı ile gerçekleştirilen ilk çalıştayın açılış konuşması, TESHİAD Genel sekreteri Sayın Zafer Mumcular tarafından yapıldı. Mumcular, TSHİAD olarak bu çalıştaya verdikleri önemi ve bu çalıştayda bir sosyal paydaş olarak katılımcıları ağırlamaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi. TESHIAD ve MAYBAK işbirliği ile düzenlenen bu çalıştayın amaçlarını ve çalıştay süreçlerini kısaca katılımcılara aktardı. Çalıştayın amacının; Araç Temizlik Bakım ve Koruma Görevlisi meslek tanımının yapılması olduğunu, tanımlaması yapılacak olan meslek dalı ile ilgili yeterliliklerinin

68

Ocak 2014

daha sonra yapılacak çalışmalar ile belirleneceğini özellikle belirtti. Çalıştay katılımcılarına teşekkür ederek başarılar diledi.

taslakların hazırlanmasından sonra çalışma gruplarına ayrılarak meslek adı ve görev tanımlarının yapılacağını belirterek oturumu kapattı.

Açılış konuşmasından sonra söz alan MAYBAK Federasyonu Sayın Serkan Bakırtaş; MAYBAK olarak çok önemsedikleri bu Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesinde gösterdikleri işbirliği için ve desteklerinden dolayı TESHİAD’a ve katılımlarından dolayı tüm davetlilere teşekkür etti.

İki gün süren çalıştayın ilk günü TESHİAD Genel Sekreteri ve UMS Proje Koordinatörü Zafer Mumcular tarafından çalıştay katılımcılarına; çalışmanın amacı, izlenecek yöntem ve uygulamalar hakkında bilgi verildikten sonra, MYK formatı üzerinden mesleğin tanımı, mesleğin ve meslek erbabının özellikleri, gereklilikleri tanımlandı. İkinci gün ise katılımcılarla workshop çalışmaları yöntemi ile torba görevler dışında kalan meslek erbabının görevleri ve bu görevlere bağlı işlemler, katılımcılar tarafın-

Sunum ve konuşmaların tamamlanmasını takiben, moderatör Sayın Sema Mumcular ikinci oturumda meslek tanımı üzerinde çalışılmaya başlanacağını, ön


dan hazırlanarak genel katılımın görüşüne açıldı ve genel değerlendirmelerle taslağın son hali verildi. TESHİAD toplantı salonunda gerçekleştirilen ikinci çalıştaya katılımın daha yoğun olduğu gözlendi. Çalıştayın ilk günü, mesleğe dair terimler, simgeler ve kısaltmalar, meslek ile ilgili mevzuat ve meslekte kullanılan araç, gereç ve ekipmanlar konusundaki tanımlamalar gerçekleştirildi. Çalıştayın ikinci günü bir araya gelen UMS Hazırlık Grubu, çalıştay boyunca hazırlanan taslağı, içerik ve şekil bakımından taslağa son halini vererek çalışmayı sonlandırdı.

MAYBAK Federasyonu yüz binlerce çalışanı ile sektörün sesi olmaya devam ediyor 18 yıldır araç bakım sektörünün içerisinde olan ve şu an MAYBAK Federasyonu Genel Başkanlık görevini yürüten Serkan Bakırtaş, İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren Bakırtaş MAYBAK Federasyonu ve Otomobil sektörü; alanında çok büyük bir istihdam sağlayan sektörün yapısı ve gündemine dair sorularımızı yanıtladı.

TESHİAD ve MAYBAK işbirliği ile yürütülen bu projenin Sektör ve Ülkemize katkısı sizce nasıl olacaktır? Otomotiv sektörü çok büyük bir sektör olmasına karşın bu sektörün en önemli kollarından birisi olan “otomobil temizlik, bakım ve koruma” sektörünün çok önemli eksiklikleri var. Personel ihtiyacımız var. Bugün Türkiye genelindeki tüm işletmelerin personel ihtiyacı var. Buna karşın sektörümüz için personel yetiştiren bir kurum yok. MAYBAK olarak öncelikli hedefimiz bir eğitim sistemi oluşturmak ve sürekli personel yetiştiren bir kurum olmak. Bu çalışma ile birlikte işsizlik sorununa ciddi bir çözüm yaratacağımıza inanıyoruz. Sektörümüzün standartlarını belirlemek istiyoruz. Şu anda herhangi bir standardı yok sektörümüzün. MYK ile protokol imzaladık, çalışmalarımızı yürütüyoruz ve standartları oluşturuyoruz. Burada TESHİAD ile yaptığımız işbirliğinin bizim için büyük fay-

da sağladığını görüyoruz ve işbirliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.

Bu proje dışında meslek standartları hazırlık çalışmaları ile ilgili desteklediğiniz benzer faaliyetler var mı? Su tasarrufu ile ilgili bir projemiz var. Avrupa Birliği Komisyonlarının da desteklediği bu projeyi 2014 yılı içinde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Haksız rekabetin önlenmesi üzerine bir çalışmamız var. Eğitim merkezi sayımızın artırılması üzerine de bir çalışmamız var. Sektörün şu anki durumu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sektörümüz her geçen gün büyüyen ve standartlarını yükselten bir sektör. Bunun birlikte sorunları ve ihtiyaçları da artıyor. Önem verilmesi ve sorunlarının çözümü halinde gelecek yıllar içinde önemi çok daha fazla artacak bir sektör olacaktır. Hedefimiz minimum sorunları olan, standartları belirlenmiş ve yüksek istihdam sağlayan bir sektör yaratmak.

MAYBAK Federasyonunu bize tanıtır mısınız? Otomobil temizlik, bakım, koruma, cam filmi ve servis hizmetleri ile birlikte vale hizmetleri çok büyük bir istihdam sağlamakla birlikte birçok da problemi içinde barındıran bir sektör. On binlerce işletme çatısı altında yüz binlerce çalışanı barındıran bu büyük sektörü temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olmaması bizi bu konuda çalışmaya yöneltti. Sektörün en önemli isimlerinin katılımı ile kurulan MAYBAK tüm bu sorunları gündeme getirmek ve sorunları çözmek hedefi ile yola çıktı. Kısa sürede 22 dernek ve 15 000 üye sayısına ulaşan MAYBAK sektörün temsilcisi olarak birçok kurum ve kuruluşla ortak çalışmalar yürütüyor.

Ocak 2014

69


İŞ FİKİRLERİ

Başarısızlık korkusu kalkarsa ‘Girişimcilik’ artacak

70

Amway Avrupa tarafından 4.sü gerçekleştirilen Girişimcilik Araştırması sonuçlarına göre girişimciliğin önündeki en büyük engel ‘Başarısızlık korkusu’. Bu seneki araştırmanın en büyük farklarından biri de katılan ülke sayısı. 2013 araştırması ABD, Kolombiya, Meksika ve Avustralya’nın da dahil olduğu 24 ülkede gerçekleştirildi. çirmelerinde desteklemek olan araştırmada Türkiye’de her 5 katılımcıdan 3’ünün (%61) kendi işine sahip olmaya yönelik tavrı olumlu. Ayrıca üniversite mezunu katılımcıların (%67), girişimciliğe karşı daha olumlu yaklaştıkları görülüyor. Özellikle 30 yaşın altındaki genç katılımcılar (%53) ve öğrenciler (%56) ciddi bir girişimcilik ruhu sergiliyor.

Araştırmada girişimcilik potansiyelinin yükselişini sürdürdüğü gözlemleniyor, Türkiye ise kendi işine sahip olma oranı en yüksek beş ülke arasında yer alıyor. Amway Avrupa’nın Girişimcilik Araştırması’nın 4. sünün sonuçları açıklandı. Dünya Girişimcilik Haftası için Amway Avrupa tarafından dünyanın önde gelen Pazar Araştırma şirketi GFK Almanya’ya ve Münih Teknik Üniversitesi işbirliğinde yaptırılan araştırma bu sene sınırlarını genişleterek dünyanın çeşitli bölgelerinden 24 ülkeyi (Avustralya, Avusturya, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Büyük Britanya, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Japonya, Meksika, Hollanda, Polonya,Portekiz, Romanya, Rusya, İspanya, İsviçre, Türkiye, Ukrayna, ABD) kapsadı. 14-99 yaşları arası 26.009 kadın ve erkek arasında gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların %70’i kendi işine sahip olmaya olumlu yaklaşıyor ve kendi işine sahip olma potansiyeli sürekli olarak yüksek düzeyde seyrediyor (%39), başarısızlık korkusu ise % 70 oranla yeni bir iş kurmanın önündeki en büyük engel olarak göze çarpıyor. Diğer yandan, kamu kaynakları, iş kurma kredileri ve girişimcilik eğitimi, işletme kurma kararında insanları teşvik ediyor.

Girişimciliğe en olumu bakan bölge Doğu Anadolu Doğu Anadolu (%78), Karadeniz ve Marmara bölgelerinden (her biri %75) katılımcılar girişimciliğe karşı olumlu tavır sergilerken, Ege’deki (%30) komşuları ise dünya ortalamasının (%70) çok altında kalıyor. Başarısızlık korkusu en büyük engel Ülkemizdeki girişimcilik potansiyeli halen dünya ortalamasının (%39) üzerinde kalmayı sürdürürken araştırmaya katılan tüm ülkeler arasında da beşinci sırada bulunuyor. Ayrıca katılımcıların %11’i halihazırda kendi işine sahip olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla, Türkiye en yüksek kendi işine sahip olma oranına sahip beş ülke arasında yer alıyor. Ve tıpkı uluslararası ortalamada olduğu gibi (%70), Türkiye’deki her 3 kişiden 2’si (%66) girişimlerinde başarısız olma korkusunu işletme kurmalarının önünde bir engel olarak görüyor.

Türkiye’nin girişimcileri 30 yaş altından çıkacak Genel amacı, farklı ülkelerdeki girişimcilerin ekonomik potansiyeline işaret etmek ve potansiyel girişimcileri planlarını hayata ge-

Türkler için ekonomik kriz büyük bir engel değil! Türkler, ekonomik şart ve engeller karşısında çok daha az endişeliler. Uluslararası ölçekte en yüksek sırada yer alan bu durum

Ocak 2014

“iflastan kaynaklanan finansal yükler” (%41) ve “ekonomik kriz tehdidi” (%31) olurken, Türk katılımcılar ise bu konulardan çok daha az endişeleniyorlar (sırasıyla %20 ve %15).

Danimarka, Finlandiya ve Avustralya girişimciliğe en olumlu bakan ülkeler Araştırma sonuçlarına genel olarak baktığımızda ise Danimarkalılar (%89), girişimciliğe yönelik tavır konusunda araştırmada yer alan ülkeler arasındaki birinciliğini bu yıl da sürdürüyor. İkinci ve üçüncü sıralar ise bu yıl araştırmaya yeni dahil olan ülkelere gidiyor; %87 ile ikinci olan Finlandiya’yı %84 ile Avustralya takip ediyor. Geçen yıl olduğu gibi, Avusturya (%40), Macaristan (%40), Portekiz (%39), ve Almanya’daki (%37) katılımcılar girişimciliğe karşı en olumsuz tavrı gösterenler arasında yer alıyor. Dünya çapındaki araştırmanın yapıldığı ülkelerde ortalama kendi işine sahip olma potansiyeli %39 düzeyinde seyrediyor. Bu, Kolombiya (%63), Meksika (%56) ve Yunanistan’da (%53) en yüksek düzeye ulaşırken, Yunanistan en yüksek girişimcilik arzusuna sahip Avrupa ülkesi olarak konumunu koruyor. En cesur ABD, en ürkek Japonya Halihazırda kendi işine sahip olduğunu teyit eden insanların sayısı ise nispeten düşük. Rusya (%3), Danimarka ve Finlandiya (her biri %4) son sıralarda yer alıyor. Özellikle girişimciliğe yönelik olumlu bir tavra sahip olan ama kendini bir iş kurarken tahayyül edemeyen ülkelerde,


başarısızlık korkusu çok ciddi bir engel olarak öne çıkıyor. Bilhassa Japonya (%94), İtalya ve Çek Cumhuriyeti (her biri %91) vatandaşları girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasından korkuyor. Tam aksine, ABD (%62), Hollanda (%55) ve Meksika’da (%50) ise başarısızlıktan korkmayanların yüksek oranlarda olduğu görülüyor. Bu başarısızlık korkusu, “iflastan kaynaklanan finansal yükler” (%41) ve “ekonomik kriz tehdidi” (%31) gibi farklı etkenlerden oluşuyor.

Girişimciliği istemenin en önemli nedeni ‘bağımsızlık’ Araştırma sonuçları aynı zamanda teşvik edici gerekçeler hakkında da net bir ifade sunuyor: Katılımcılar bir çalışandan bağımsız olmayı ve kendi fikirlerini hayata geçirmeyi (%43) yeni bir iş kurma konusundaki baskın nedenler olarak gösteriyor.

Girişimcilerin teşvik edilmesi şart Öte yandan, “kamu kaynakları ve iş kurma kredileri” (%42), “girişimcilik eğitimi ve ticari yeteneklerin öğretilmesi” (%33) ve “akıl hocalığı, iş ağları üzerinden destek” (%27) gibi iş kurulmasını teşvik edici unsurların hayata geçirilmesi gerekiyor. Dahası, başarısızlık korkusunun güçlü olduğu ülkeler aynı zamanda “düşük riskli iş modelleri”nin de özlemini çekiyor. Bu, Almanya (%34), İtalya (%29), Macaristan, Türkiye ve Ukrayna’da (her biri %26) girişimciliği teşvik eden en büyük üç etken arasında yer alıyor. Amway Avrupa Kurumsal İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Meissner bu durumu, “Amway olarak, doğrudan sa-

tış sektöründe uluslararası ölçekte başarılı düşük riskli bir kariyer fırsatı sunarak kadınlar, yaşlılar, etnik azınlıklar ve gençler arasında girişimciliği teşvik ediyor ve bir nevi iş geliştirme merkezine benzer bir destek sunuyoruz,” diye açıklıyor.

Girişimciliğe dost – düşman ülkeler Son olarak, rapor katılımcıların toplumun genelini ne kadar girişimcilik dostu olarak gördüğü konusunda da içgörüler sunuyor. Uluslararası ortalama ülkelerinin aynı derecede girişimcilik dostu ve düşmanı olduğunu belirtiyor. ABD (%73) ve Avustralya’daki (%62) katılımcılar kendi ülkelerini en girişimcilik dostu ülkeler olarak oylarken, krizden etkilenen ülkelerden katılımcılar ise kendi toplumlarını en girişimcilik düşmanı olarak görüyor: Portekiz (%76), Macaristan (%74), İspanya, İtalya (her biri %64) ve Romanya (%57)

Ocak 2014

71


Yeni Yönetmeliğin Okul Kantinlerine Dair Özel Hijyen Yönetmeliği´nin Tanıtım Toplantısı düzenlendi Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Milli Eğitim, Sağlık ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlıklarını bu çalışma için bir araya getiren başlıca amacın, eğitim ve öğretim kurumları bünyesindeki yemekhane, kantin, kafeterya, büfe, çay ocağı gibi gıda işletmelerinin özel hijyen şartlarına, gıda güvenliğine ilişkin kuralları belirlemek olduğunu ifade etti.

SAĞLIK

Bakan Avcı´nın arkasındaki posteri göstererek ´´Şimdi şuraya oturduğum zaman arkamdaki şu güzel kızın sol eliyle yazmakta olduğunu görünce dedim ki fırsat bu fırsat, biz şu derdimizi de kamuoyuyla bu vesileyle paylaşalım´´ sözleri, salondakilerden alkış aldı.

´´Solaklara anlayış gösterelim´´

Yeni yönetmeliğin iki önemli unsuru bulunduğunu belirten Bakan Avcı, bunlardan birinin bu hususta standartların konulması,diğerinin ise gıda işletmelerinde çalışan personelin eğitimi konusunda getirilen düzenlemeler olduğunu kaydetti.

´´Dünyanın en çok ihmal edilen (engelli)leri´´ Hükümetinin engellilerin ve engelli ailelerinin her alanda karşılaştığı zorlukları aşabilmeleri için geniş kapsamlı projeleri yürürlüğe koyduğunu belirten Bakan Avcı, şöyle devam etti: ´´Fakat benim üniversitedeki derslerimde öğrencilerime sıkça sorduğum ve genellikle cevabını pek alamadığım bir soru var. Orada ´Dünyanın en çok ihmal edilen, görmezlikten gelinen, mağdur edilen engellileri, engelliyi burada tırnak içerisinde kullanıyorum, kimlerdir veya azınlıkları kimlerdir´ diye sorduğum zaman pek çok azınlık ve engelli grubundan söz edilir. Ama benim de içlerin-

72

Ocak 2014

de bulunduğum solakların sıkıntıları, dertleri nedense pek gündeme gelmez. Oysa siz farkında olsanız da olmasanız da bütün ergonomik düzenlemeler, çevre düzenlemeleri, kapı kollarından telefon tuşlarına kadar, otomobillerin vites kollarına kadar, özellikle okullarda kolçaklı sandalyelere kadar her şey sağellerini kullananlara göre düzenlenmiştir. Solaklar bu yüzden genellikle sakarlıkla suçlanırlar. Çünkü çevre onlara göre düzenlenmediği için yollarınıbulmakta çok zorlanırlar.´´

Bakan Avcı, özellikle öğretmenlere seslenerek, ´´Sınıflarındaki solak öğrencilere ayrı bir özen göstermelerini rica ediyorum. Çünkü onlar gerçekten kendileri de farkında olmadan birçok konuda çok zorlanırlar. Bu zorlanmalar genellikle hak etmedikleri sıfatlarla nitelendirilir, sakarlık gibi´´ dedi. Solaklığın kendine göre başka avantajları olduğuna işaret eden Bakan Avcı,şunları kaydetti: ´´Genel olarak, ´küçükken solak oldukları halde sağ ellerini kullanmaları için zorlanmazlarsa konuşma yetenekleri çok iyi olur´ denir. Onun için iyi bir kanıt olmadığımın farkın-


dayım ama... Bir de güzel sanatlara, estetik algılara daha açık oldukları söylenir ama küçük yaşlarda zorlanmalarıgerçekten sıkıntılara sebep olabilir. Kekemeliğe yol açabilir. Solak bir çocuğu zorla hele şiddet kullanarak sağ elini kullanmak zorunda bırakırsanız, konuşma merkezinde karışıklık olduğu için kekemeliğe yol açtığı söylenir. Bunun için çocuklarımızıbu bakımdan rahat bırakalım. Solaklara anlayış gösterelim.´´

Sağlık Bakanı Müezzinoğlu

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, çocukların kantinden temin edecekleri gıdaların hijyenik ortamda ve hijyen kurallarına uyan bireylerce sunulmasının önemine işaret ederek, ´´Kantinde hizmet veren bireylerin eğitimden geçirilmesi ve sertifikasyonu geleceğe dönük en önemli stratejilerimizden biri olacak´´ dedi. Bakan Müezzinoğlu, Okul Kantinlerine Dair Özel Hijyen Yönetmeliği´nin Tanıtım Toplantısı´nda yaptığı konuşmada, sağlıklı nesiller yetiştirilmesi için sağlıklı beslenmenin bü-

yük önem taşıdığını, bu çerçevede okul kantinlerinde hijyenik bir ortam sağlanması gerektiğini söyledi. Eksik ya da hatalı beslenmenin, obezite ya da kansızlık gibi rahatsızlıklara neden olduğuna dikkati çeken Bakan Müezzinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ´´Çocuklarımızın algılama, adaptasyon, hayata aktif katılım gibi sorunlarıda ortaya çıkabiliyor. O nedenle beslenmenin sağlıklı olmasını, yaşam standardının diğer boyutlarıyla da sağlıklı olmasını önemsiyoruz. Bu anlamda da çocukların kantinden beslenmesi, kantinden temin edecekleri gıdaların hijyenik ortamda ve hijyen kurallarına uyan bireylerle sunulması önemli. Bu anlamda önümüzdeki süreçte kantinde hizmet veren bireylerin eğitimden geçirilmesi ve sertifikasyonu geleceğe dönük en önemli stratejilerimizden biri olacak.´´ Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, bu çalışmaların bilimsel temellere oturtulmasının çocukların öğrendiklerini kendi yaşamlarına adapte edilmesini sağlayacağını ifade etti.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker Toplantıda konuşan Bakan Eker, sağlıklı gıdaya erişme ve hijyenik gıdanın temini konusuna çok önem verdiklerini söyledi. Tarladan sofraya kadar yenilen içilen her türlü gıdanın, sağlıklı üretildiğinden, tedarik edildiğinden, ambalajlandığından ve sunulduğundan emin olmak gerektiğini belirten Bakan Eker, sağlığa zarar verebilecek bulaşanlardan insanlarıkorumanın temel amaçlarıolduğunu vurguladı. Türkiye´nin bu konuda belirli bir standardı yakaladığını ve AB müzakerelerinde açılan fasıllardan birinin de gıda ve hijyen faslı olduğunu hatırlatan Bakan Eker, AB ile müzakere sürecinde

100´ün üzerinde düzenleme yaptıklarını söyledi. Özellikle toplu tüketim yerlerinde tüketilen gıda maddelerinin sağlıklı ve hijyen olmasının önemine işaret eden Bakan Eker, bunun hem kalite hem standartlar hem de sağlık kültürü açısından da çok önemli olduğunu vurguladı. -Kantin çalışanlarına hijyen eğitimiBu çerçevede çıkarılan önemli düzenlemelerden birinin de Okul Kantinlerine Dair Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği olduğunu belirten Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, söz konusu yönetmelikle çocukların daha hijyenik koşullarda güvenilir gıdaya ulaşmasının amaçlandığınıifade etti. Türkiye genelinde 12 bin 800 civarında okulda kantin bulunduğunu ve buralarda 24 bine yakın insan çalıştığını anlatan Bakan Eker,şöyle konuştu: ´´Okullar için Türkiye Gıda ve İçecek Dernekleri Federasyonu´nun katkısıyla Okul Kantinleri İçin Hijyen Kılavuzu hazırladık. Bu kılavuzda okul kantinlerinde uyulması gereken pratik bilgiler var. Bunun yanı sıra Nisan ayından itibaren okul kantinlerinde çalışanlar zorunlu eğitimden geçirilecek. Belirli bir süreç içerisinde Türkiye´de kantinlerde çalışan herkes bu eğitimi alacak. Bu eğitimi almayan olursa ceza kesilecek ve hijyen eğitimi almayan kişilerin artık kantinlerde çalışmasına izin verilmeyecek.´´ Bakan Eker, eğitimlerin 2014 yılına kadar devam edeceğini fakat 1 Haziran 2013 tarihine kadar bitirilmesinin hedeflendiğine dikkati çekerek, 81 ilde Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığıteşkilatlarından oluşturulan komisyon vasıtasıyla, hafta sonuna denk gelecekşekilde kantinlerde çalışan görevlilerin eğitimden geçirileceğini vurguladı.Eğitimin ardından katılımcılara sertifika verileceğini kaydeden Bakan Eker, denetimler sırasında çalışanların söz konusu sertifikaları ibraz edeceklerini söyledi.

Ocak 2014

73


Dünya sona doğru yaklaşıyor: Km karede 18 bin sentetik madde

ÇEVRE

Dünyada her kilometrekarede yaklaşık 18 bin sentetik madde bulunduğunu tahmin ediyor. Bunların bazıları mikroskopla görülebilecek kadar küçük. İşte faciadan bazı kesitler... Araştırmacılar ölü kuş ve balıkların midesinde her geçen gün daha fazla plastik parçaları buluyor. Bu durum denizlerdeki sentetik madde atığının artığı yönünde bir işaret olarak görülüyor. AB ise çözüm arayışında.

Deniz araştırmacıları 10 yıldan uzun süredir ölü kuşlar aracılığıyla okyanuslardaki kirlenme konusunda bilgi edinmeye çalışıyor. Günümüzde daha ziyade kıyılara vuran ölü kuşların midesinde 31 plastik parçacığı bulunuyor. Bilim insanları bu veriler ışığında, her kilometrekarede yaklaşık 18 bin sentetik madde bulunduğunu tahmin ediyor. Bunların bazıları mikroskopla görülebilecek kadar küçük bazıları da büyük plastik poşetler.

Alman Çevre Koruma örgütlerinden NABU’nun atık uzmanı Benjamin Bongardt, şu değerlendirmede bulunuyor: “Sorun o kadar büyük ki artık ölçülmesi mümkün değil. Bugün denizlerde ne kadar sentetik madde yüzdüğünü bilmiyoruz. Sentetik maddeler denizlerdeki en sorunlu atıklar. Bu eğilim giderek artıyor.“

74

Ocak 2014

Bongardt, pek çok sentetik maddenin ancak 450 yıl sonra çözüldüğünü söylüyor. Kirlenmenin büyük bölümü ise plastik poşetlerden kaynaklanıyor. Bongardt, “Poşetlerin yüzde 80’i denizden değil karadan geliyor. Yani bu poşetlerin gemilerden denize atıldığı değil tam aksine turistler, bölge sakinleri, kıyılar, nehirler ya da rüzgârlar aracılığıy-

la denizlere ulaştığı anlamına geliyor” diyor. Özellikle ilk kullanımdan sonra hemen çöpe atılan çok ince ve hafif poşetler, çöp döküm yerlerinden rüzgârlar aracılığıyla denizlere ulaşıyor. Brüksel’deki Avrupa Komisyonu bu konuda harekete geçti ve üye ülkelerden plastik poşetlerin büyük oranda azaltılmasını istiyor. AB Komisyonu’nun çevreden sorumlu üyesi Janez Potocnik, AB’de yılda 100 milyar plastik poşet kullandığını tahmin ediyor: “8 milyardan fazla plastik poşet, atık ola-


rak etrafa yayılıyor ve büyük çevre sorunlarına yol açıyor. Özellikle de bunların parçalarını yutan hayvanlar açısından.”

Danimarka ve Finlandiya örneği Potocnik bu nedenle paketleme düzenlemelerinde değişiklik içeren bir yasa tasarısı hazırladı. Tasarı, üye ülkelere plastik poşetleri azaltma yükümlülüğü getirilmesini içeriyor. Plastik poşet kullanımı ülkeler arasında farklılık gösteriyor. Danimarka ve Finlandiya’da kişi başına yılda dört adet plastik poşet düşerken, bu sayı Polonya, Portekiz ve Slovakya’da 450’nin üzerinde. Almanya’da ise yılda kişi başına 70 plastik poşet düşüyor. Janez Potocnik, “Bazı üye ülkeler, plastik poşetlerin azaltılmasında büyük başarılar elde etti. Diğerleri de bunu izlerse, o zaman AB’de plastik poşet kullanımını yüzde 80 azaltabiliriz” şeklinde konuşuyor. Ülkeler arası fark çok büyük olduğu için, Potocnik, plastik atıkların azaltılmasında ne tür önlemler alınacağı konusunu her ülkenin kendi takdirine bırakmak istiyor. Bir yasak getirilip getirilmeyeceği konusu ise belirsiz. Çünkü çevreden sorumlu komisyon üyesinin önerisinin AB düzenlemesi olarak yürürlüğe girebilmesi için Avrupa Parlamentosu, AB Bakanlar Konseyi ve üye ülkelerin meclisleri tarafından onaylanması gerek. Ancak pek çok çekinceler söz konusu. Öncelikle plastik poşetlerin en çok kullanıldığı ülkelerde bir yasağa sıcak bakılmıyor. Ayrıca Fransa ve Almanya gibi sentetik madde sanayi gelişmiş ülkeler öneriyi engellemek için baskı yapabilir. Sosyal Demokrat Avrupa Parlamentosu milletvekilli Dagmar Roth-Behrend, Potocnik’in plastik poşetlerin nasıl ortadan kaldırılacağını üye ülkelere bırakmasını eleştirdi. Roth-Behrend, tüm Avrupa için tek elden bir çözüm bulunulması gerektiği görüşünde. NABU’nun atık uzmanı Benjamin Bongardt ise komisyon üyesinin esnek tutumunu memnuniyetle karşılıyor. Önemli olanın bazı ülkelerin deniz kirliliğine karşı harekete geçmesi olduğunu belirten

Bongardt, İrlanda örneğini veriyor ve başka ülkelerin de onu izlemesini umut ediyor: İrlanda yıllar içinde plastik poşet kullanımının bedelini artırdı. Şu anda poşet başına 22 cent’lik bir vergi alınıyor. Bongardt, bu durumun plastik poşet kullanımını yüzde 90 azalttığını belirtiyor. Plastik poşet ve atıklar denizleri kirletmekle kalmıyor, balıklar yoluyla besin zincirini ve insan sağlığını tehdit ediyor. ABD’de yapılan yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre deniz ve göllerdeki plastik atıklar balıkların sağlığını tehdit ediyor, zehirli maddeler balıklar yoluyla besin zincirine dâhil oluyor.

Plastik poşet yasağı Ortalama olarak her AB vatandaşı, yılda 200 tane plastik poşet kullanıyor. AB, plastik atıkları sınırlandırmak için plastik poşetlerin tüketimine yasaklamalar getirmeyi planlıyor. Ne var ki sorun, AB sınırlarını aşıyor. “Scientific Reports” adlı e-dergide yayınlanan, ABD’deki Kaliforniya Üniversitesi’nden Chelsea Rochman’ın önderliğindeki araştırma grubunun çalışmasına göre plastik atıkların bulunduğu ortamda beslenen balıklarda, zararlı maddelerden dolayı karaciğer rahatsızlıkları meydana geliyor. Mikroskobik boyuttaki plastik atık parçaları, birçok yapay madde ve kimyasal içeriyor. Zehirli maddeler, balıkların beslenmesi yoluyla besin zincirine ekleniyor. Atıklar balıkları zehirliyor Rochman ve arkadaşları çalışmalarında kalıcı biyobirikim ve toksik maddelerin (PBTs) balıklar üzerindeki etkilerini araştırdı. Deneylerde küçük balıklar, su ve yem yoluyla, iki ayı aşkın bir süre boyunca, plastik poşetlerde ve folyolar-

da bulunan yapay polietilene maruz bırakıldılar. Sonuç olarak, dokularında zararlı madde oranı artan balıklarda, karaciğer rahatsızlıkları meydana geldi. Araştırmacılar ‘temiz’ plastikler ile bünyesinde zararlı madde bulunan plastiklerin etkisini karşılaştırdıklarında ulaştıkları sonuç, iki yapay maddenin de karaciğere zarar vermesi, fakat ‘kirli’ plastiğin yarattığı zararın daha güçlü bir şekilde ortaya çıkması oldu. Zehirin kaynağı hem plastiğin kendisi hem de içeriğindeki zararlı maddeler. Rochman ve arkadaşlarının bundan sonra yoğunlaşmak istedikleri araştırma ise bu maddelerin farklı organizmalar üzerindeki etkilerini gözlemlemek.

Plastik poşet çevreyi tehdit ediyor Bugün tüm dünyada, yılda yaklaşık 280 milyon ton plastik üretiliyor ve bu miktar her geçen yıl daha da artıyor. Üretilen plastiğin üçte biri polietilenden oluşuyor. İçeriğinde büyük oranda organik zararlı maddeler bulunduran polietilen, denizlerdeki plastik atıklarda en çok rastlanan madde. AB Komisyonu’nun verilerine göre özellikle plastik poşetler nehir ve denizleri kirleterek çevreye büyük zarar veriyor. Her AB vatandaşı yılda ortalama 198 plastik poşet kullanıyor. Geri dönüşüm sisteminin başarıyla uygulandığı Almanya’da kişi başına düşen plastik poşet kullanımı 71 adet. Aynı verilere göre Portekiz, Polonya ve Macaristan’da bu sayı 500’ü aşıyor. Komisyon, üye devletleri plastik poşetlerin kullanımını sınırlandırmalara konusunda destekliyor. (© Deutsche Welle Türkçe)

Ocak 2014

75


Henkel, üçüncü çeyrekte güçlü bir performans göstererek kârlılığını artırdı 2013 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin mali sonuçları değerlendiren Henkel CEO’su Kasper Rorsted, “Henkel, giderek daha da zorlu bir hal alan pazarda güçlü performansını sürdürerek, 2013 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla organik büyümesini hızlandırdı. Vergi öncesi kâr marjımız ilk kez yüzde 16’yı aştı. Tüm iş birimlerimizin ve bölgelerimizin katkısı ile sağlam bir organik büyüme elde ettik. Yükselen pazarlar bir kez daha son derece dinamik bir gelişme sergiledi. Ancak kur etkileri, satışlar üzerinde olumsuz bir etkiye sahip oldu” dedi. Rorsted, yılın son bölümüyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Ekonomik ortam zorlu olmaya devam edecek. Bu nedenle, değişken pazar ortamında esnekliğimizi ve verimliliğimizi daha fazla artırabilmek için süreçlerimizi ve yapılarımızı buna göre uyarlamaya devam edeceğiz. Daha önceden belirtmiş olduğumuz gibi, organik büyümenin mali yılın tamamı için yüzde 3 ila 5 arasında olmasını ve düzeltilmiş imtiyazlı hisse başına kazancın da yaklaşık yüzde 10 civarında artmasını bekliyoruz. Düzeltilmiş vergi öncesi kar marjımızla ilgili olarak tahminimizi yaklaşık yüzde 14,5’ten yaklaşık yüzde 15’e çıkartmaktayız.”

2013 yılı üçüncü çeyrek mali performansı Henkel, 2013 yılının üçüncü çeyreğinde 4 milyar 184 milyon Euro’luk bir satış gerçekleştirdi. Bu miktar, yüzde 6,7 civarında gerçekleşen olumsuz kur etkileri nedeniyle önceki yılın aynı dönemine ait miktarın altında kaldı. Kur ve satın alma/satış etkilerinden arındırılmış organik büyüme ise yüzde 4,2 artış gösterirken, tüm iş birimleri buna katkıda bulundu. Çamaşır ve Ev Bakımı iş birimi yüzde 5,5’lik sağlam bir organik büyüme sağladı. Güzellik ve Bakımyüzde 3,1 ile sağlam bir organik büyüme elde etti. Yapıştırıcı Teknolojileri de önceki yılın aynı çeyreğine oranla yüzde 4,2’lik bir artışla organik satışlarda sağlam bir büyüme yakaladı.

76

Ocak 2014

Her üç iş biriminin de katkısıylafaaliyet karı yüzde 6,5’lik artışla 631 milyon Euro’dan 672 milyon Euro’ya yükseldi. Satış gelirleri yüzde 1,4 gibi önemli bir artışla yüzde 14,7’den yüzde 16,1’e çıktı. Döneme aitnet gelir yüzde 16,7 artarak 402 milyon Euro’dan 469 milyon Euro’ya çıktı. İmtiyazlı hisse başı kazanç ise 0,90 Euro’dan

1,06 Euro’ya yükseldi. Dokuz aylık döneme ait düzeltilmiş net gelir, yüzde 12,6 artışla 1 milyar 203 milyon Euro’dan 1 milyar 354 milyon Euro’ya yükseldi. İmtiyazlı hisse başına kazanç, 2012 yılının ilk dokuz ayında bildirilen 2.78 Euro ile karşılaştırıldığında yüzde 12,6’lık önemli bir artışla 3,13 Euro olarak gerçekleşti.


Ocak 2014

77


TÜRKİYE TEMİZLİK EĞİTİMİNİN GELİŞİMİ ve TEMİZLİK KİTAPLARI

HİJYEN VE SANİTASYON

EĞİTİM

Editör: Prof. Dr. Meryem Akoğlan Kozak Bugün, hijyen ve sanitasyon konusu, toplu yaşamın olduğu bir çok kurum ve kuruluşta sağlıklı bir ortamın sunulmasında önemli bir faktör haline gelmiştir. Sağlıklı ortamlarda mal ve hizmet üretmek ve sunmak bir kalite göstergesi olarak kabul edildiğinden konu her geçen gün daha da ivme kazanmaya başlamıştır. Tıp dilinde sağlık bilgisi anlamına gelen hijyen, birey ve toplumlarda sağlığın korunması ve devam ettirilmesi için gerekli bilgilerin ve uygulamaların toplamıdır. Özellikle, insanların toplu yaşamak zorunda oldukları, okul, iş yeri, hastane ve fabrika gibi alanlarda hijyen kurallarına uyulması insan sağlığı için adeta bir zorunluluk haline gelmiştir. Çünkü hijyenle mikroorganizmaların çoğalması ve insanlara bulaşmasının önlenmesi amaçlanarak gerekli tedbirler alınmaktadır. Bu bağlamda ele alınan bir diğer kavram sanitasyondur. Hijyen ve sanitasyon aslında birbirini tamamlayan ve birbiri ile ilgili olan kavramlardır. Daha çok gıda sektörü ve besinlerdeki hijyen koşullarının sağlanması olarak bilinen ve uygulamalı bir bilim dalı olarak kabul edilen sanitasyon; yiyecekiçecek işletmelerinde araç ve gereçler ile ortamda bulunan sağlığa zararlı mikroorganizmaların güvenli bir düzeye düşürülmesini sağlamak üzere, gerekli olan ısı ve kimyasal madde kullanımını kapsayan bir süreçtir. Kitap, yedi bölüm olarak düzenlenmiş olup, ilk bölümlerde, hijyen, sanitasyon, dezenfeksiyon ve sterilizasyon kavramları ile ilgili açıklamaları kapsamaktadır. Bu bölümlerde, konuyla ilgili tanımlar, bu kavramlarla ilgili farklılıklar, kişisel hijyen, personel hijyeni, su hijyeni ve besin hijyenine yer verilmiştir. Daha sonraki bölümlerde, bina hijyeni ve konuyla ilgili fi-

78

Ocak 2014

ziksel planlama unsurları üzerinde durulmuştur. Hijyen, sanitasyon, dezenfeksiyon ve sterilizasyon sağlamada kullanılan farklı yöntemlerin detaylı olarak açıklandığı bölümlerden sonra, son bölümde temizlik sektöründe kalite sistemleri üzerinde durulmuştur. Bu bölümde, öncelikle, hijyen ve sanitasyonun kalite sistemleri içerisindeki önemi vurgulanmış; daha sonra ise temizlik, hijyen ve sanitasyon sağlamada öngörülen bazı kalite güvence sistemleri ile ilgili açıklamalarda bulunulmuştur. Kitap, temizlik hizmetleri ile ilgili eğitim alan tüm öğrenciler ve ilgili sektör çalışanlarına yararlı olması amacıyla hazırlanmıştır. KAT HİZMETLERİ YÖNETİMİ Prof.Dr. Meryem Akoğlan KOZAK Günümüz de turizm sektörünün hızlı gelişimi, çok sayıda açılan konaklama işletmesi ve buna paralel lise, ön lisans ve lisans düzeyinde açılan çok sayıda turizm bölümü Kat Hizmetleri konusunda kaynak kitap ihtiyacını doğurmuştur. Housekeeping yalnızca otellerde gelişme göstermemiş, hastaneler gibi tüm yataklı kurumlarda da temizlik-hijyen ve dekorasyon konusunda temel bölümlerden birisi olmuştur. Özellikle kentleşme ve sanayileşmenin artmasına bağlı olarak yeni gelişen Temizlik sektöründe eğitim kurumu ve kaynak ihtiyacına başlangıçta kat hizmetleri kitapları yanıt vermiştir. Gerek otel işletmelerinde housekeeping kitapları gerekse Oted tarafından hazırlanan genel housekeeping kitapları bu boşluğu doldurmuştur. Turizm sektörünün ihtiyacı olan kat hizmetleri eğitimi konusunda bir kaynak çalışma olmak üzere hazırlanan bu kitapta, öncelikle, kat hizmetleri departmanın-

daki yönetsel konular yanında, kat hizmetleri yöneticisinin ihtiyacı olan konu ile ilgili çeşitli teknik bilgilere de yer verilmesine özen gösterilmiştir. Kitap, Otelcilik eğitimi yapan yüksekokul düzeyindeki öğrenciler kadar, turizm sektöründe çalışmakta olan kat hizmetleri yöneticilerinin da yararlanabileceği temel bilgileri içermektedir. 1.Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında Planlama ve Organizasyon 2. Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında İnsan Kaynakları 3. Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında İletişim 4. Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında Materyal Yönetimi 5.Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında Kontrol 6. Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında Bütçeleme 7.Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında Temizlik ve Dekorasyon 8.Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında Hijyen 9.Bölüm: Kat Hizmetleri Departmanında Güvenlik 10. Bölüm: Çamaşırhane Yönetimi


Ocak 2014

79


Üyelerimiz TEMİZLİK, SERVİS VE TESİS YÖNETİMİ HİZMETİ VEREN FİRMALAR Ali Başdurak

Ekspress Temz

www.ekspresstemizlik.com

212

2703577

Ali Ekber

Durmaz FMS Temizlik

www.fmstemizlik.com.tr

232

4861497

Ali Murat

Çimen Deça

www.deca.com.tr

212

2565680

Altan Özbey

Destek Temz

www.destektemizlik.com

212

2789208

Ayşe Kantarcılar

Güney İlaçlama

www.guneyilaclama.com

242

2410456

Berat Pürçek

Öztem

www.oztem.com.tr

212

4528989

Binali Keleş

Akademi Grup

www.akademihizmet.com

212

2100456

Murat Çakmak

Sodexo

www.sodexo.com.tr

216

3404500

Bülent Doğru

DGR Group

www.dgrgroup.com.tr

212

4528989

Caner Geban

Eroğlu

Cemalettin Doğan

Doğuş-Tempar

www.dogusgrup.net

212

6299800

Cengiz Pala

Deniz Temizlik

www.artemtesis.com

216

5082900

Didem Baba

İtemsan Temz

www.itemsan.com.tr

216

3140127

Dinçer Yalçın

Emeksan

www.emeksan.com

212

2672449

Eflatun Mutlu

Artem Tesis Yön

www.artemtesis.com

312

3970033

Emine Kalkanlar

Küresel Hizmet

www.kureselth.com

342

2303001

Erdoğan Kalay

Klüh Profesyonel

www.kluhsm.com

212

4233334

Recep Ali

Aksoylu Sistem İlaçlama www.prosistemilaclama.com

216

5672091

Hakan Özalp

Etkin Grup

212

5697808

Furkan Albayrak

Eubsa Turkey

www.eubsaturkey.com

216

4700308

Güven Kadakal

Yağmur Prof Hiz

www.yagmurtemizlik.com

212

5831574

Mehmet Emin Yıldız

2A Yönetim Hizmet

www.eplustr.com

212

2307572

Halit Ersoy

Ersoylar Temz

wwww.ersoylar.com.tr

4446061

Ünal Kurumuş

Silen Temizlik

www.silenhizmet.com

258

2644977

Hasan Çapkurt

CSS Hizmet

www.css.com.tr

216

4280707

Hüseyin Sonuk

Ecenur Temz

www.ecenur.com.tr

216

5727404

İpek T. Dumanoğlu

Yüksel Yön Hiz

www.yukselyonetim.com.tr

212

3441205

İsmail Kösem

Eko Group

www.eko-group.com.tr

212

3344848

Cem Alakuştekin

Euroserve

www.euroserve.com.tr

216

5789800

Kadir Turan

Cam Pak

www.cam-pak.com.tr

212

3519265

K.Tunç Buyruk

Buyruk Group

www.buyrukgroup.com.tr

216

3929259

Eyüp Şimşek

Misyon

212

2536868

Mehmet Ersoy

Ersoylar Grup

Ali Ünal

Mis Tesis

212

2536868

Miktat Kuzhan

Tepe Servis

www.tepeservis.com.tr

212

2672398

Musa Bulut

Mispak

www.mis-pak.com.tr

216

4559282

Müslim Bazkır

Çevre Grup

www.cevregruptemizlik.com

212

2384288

Necati Altın

P Group

www.pgroup.com.tr

212

2192915

Oktay Şirin

Ayos Temz

www.ayostemizlik.com

212

2235095

www.ersoylar.com.tr

4446061


Orhan M.

Çapkurt Online Group

Cevat Turan

Mis Group

Şaduman Uçar

Uçar Sosyal Hiz

Şebnem Özenç

www.onlinegrouptr.com

216

5460195

212

2536868

www.ucartemizlik.com

212

8540217

Özenç Hizm Yön

www.ozenc.com.tr

216

4285405

T.Yılmaz Berik

Destek Servis

www.destekservis.com.tr

212

3585940

Yeşim Tekin

Bizim Servis

www.bizimservis.com.tr

216

5458845

Özdemir Köse

Mis Servis

212

2536868

Zafer Mumcular

Group7/24

216

3399724

www.group7-24.com

MAKİNE, KİMYASAL, SEKTÖRE MAMÜL VE HİZMET TEDARİKİ YAPAN FİRMALAR Ali Haydar

Gürkan Ecolab

www.ecolab.com

216

4412030

Ali Tolga Gediz

SMG Makina

www.smg-tr.com

232

4572723

Ahmet Havuz

Tak Kozmetik

www.takkozmetik.com

212

2219195

Arif Ömer Karaşehirli

Mss Grup

www.mssgrup.com

216

6600898

Emrah Taşçı

Bayco End

www.bayco.com.tr

282

6512970

Erdal Demircioğlu

Ermop

www.ermop.com

216

4665267

Ersin Topak

Star Makina

www.starmakina.com.tr

216

5727404

Ethem Yavuzer

Ecz Girişim Paz

www.eczacibasi.com.tr

212

3703000

Fatih Kutlutaş

TMT Pazarlama

www.tmtpazarlama.com

212

6593360

Göksel Atmaca

Saruhan

www.saruhan.com.tr

212

2493380

G. Maria Aydın

Tosay Makina

www.tos-ay.com

226

8142450

Gürkan Doğanay

Diversey

www.diversey.com

216

5786400

Hamit Bektaş

Tektem Makine

www.cleanvac.com

216

4999090

Hülya Çetin

Promak

www.promak.com.tr

242

5225656

Kutlukhan Tüte

KT

www.hizmetinadresi.com

532

3147295

Murat Soylu

Hayat Makine

www.hayatmakine.com

212

6717531

Murat Yiğit Öcal

Adonis End Ürün

www.adonis.com.tr

212

5495059

Nesrin Serin

Yöndes Yön

www.yondes.com

212

3270184

Buket Uluarabacı

3M

216

5380777

Ömer Annaç

Dayland

www.dayland.com.tr

224

4433940

Sema Mumcular

Edim Eğitim

www.hijyenakademisi.com

216

3399724

Suat Yiğitoğlu

Yiğitoğlu

www.yigitoglu.com.tr

212

2844337

Tayyip Tokar

Nilfisk Advance

www.nilfisk.com.tr

216

4669494

Turgut İpkırmaz

Doğuş Makina

www.dogustemizlik.com.tr

212

4440764

İsmail Korkmaz

Karcher

www.karcher.com.tr

232

2520708

Canan Aksu

ETS Grup

www.etsgrup.com.

216

4932090

Umut Delikanlı

Ekipman Market

www.ekipmanmarket.com

212

3063214

Yunus Bingöl

Osmanlı Makine

www.osmanlimakine.com.tr

216

3980797

Ocak 2014

81


A B O N E L İ K F O R MU 1 YILLIK ABONELİK BEDELİ 60 TL Adı Soyadı: T.C. Kimlik No: Doğum Tarihi: Mesleği: Ev/İş Adresi: İlçe: Şehir: Posta Kodu: Tel:

Fax:

Vergi Dairesi: V.No: Abonelik Başlangıç Tarihi: EKONOMİ AJANS YAYINCILIK PAZ.VE DANIŞMALIK HİZMETLERİ Adres: Fevzi Paşa Cad. No 2 Sarı Ap.D:6 34750 Küçükbakkalköy – Ataşehir – Istanbul Tel

: +90 (0) 216 572 60 69

Faks : +90 (0) 216 576 89 96 TESHIAD İLETİŞİM: Libadiye Cad. Tahralı Sok.Kavakyeli Plaza A Blok No:7 D:30 Ataşehir / İSTANBUL (Soyak Migros Karşısı) Tel : 0216 291 22 58 Faks : 0216 291 22 59 E-mail : teshiad@teshiad.org.tr Web : www.teshiad.org.tr




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.