Stiletto october issuu

Page 1




4


5


6


7


8


Yılmazkoçlar İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 0232 461 12 67 Adres: İslam Kerimov Caddesi No: 2/107 - Bayraklı/İZMİR www.yilmazkoclar.com.tr E-Posta: info@yilmazkoclar.com.tr

9


10


DUNYA JET-SETİNİN YENİ GÖZDESİ

GENÇLİK SARMALI ; HELİX-D SERUM Ünlü Amerikalı Doktor Lou Rinaldi tarafından geliştirilen yeni kırışıklık giderici serum, Türkiye’de eczanelerde satışa sunuldu. Çok yeni ve farklı bir teknoloji içeren HELİX - D Yüz ve Göz serumu, uluslararası araştırma laboratuarlarında çalışan çok sayıdaki bilim adamının yer aldığı bir ekip tarafından ABD’de geliştirildi.

İÇİNDEN IŞIK GEÇEN SERUM

HELİX SARMALI..

Helix-D, yüksek teknolojiyle üretilen ve cilt bakımının geleceğini günümüze taşıyan yeni nesil bir anti-aging çözümü sunuyor... Serumun en önemli özelliği, etken maddesi peptidleri ayrı ayrı, içerisindeki sarmalada muhafaza ederken, tam kullanım anında birleştirmesi... Böylece içerik etkiniğini uzun süre yitirmiyor ve kullanım anında maksimum etki sağlıyor.

Helix-D’nin seçkinlikle bilimi birleştiren teknolojisi görünümüne de yansıyor. Helix-D şişesinde görülen şeffaf renkli “Helix-D bazı” ile spiral şekilli “Helix-D matriksi” etkileşime geçerek, birbirinin etkinliğini arttırıyor. Dünya jet-setinin yeni gözdesi olan bu serumun sahip olduğu en önemli yeniliklerden biri de emilim teknolojisi... Helix-D serumun içeriğindeki aktif maddeler, hedeflenen cilt katmanlarına hızla ve yeterli miktarda ulaşıyor. Helix-D güçlü antioksidan etkisi, uzun süreli nemlendirici özelliği ve içerdiği özel peptidler ile cildi gençleştirmeyi, rafine etmeyi hedefliyor. ABD’de piyasaya çıktığı andan itibaren ünlü kullanıcıları ile adından sıkça söz ettiren serum,

www.helix-d.com.tr

Türkiye’de sadece eczanelerde bulunuyor. 11


12


13 LATA

232 421 2861


14


15


Ekim 2013 16


Shutterstock

17


İçindekiler

Röportaj Burak Hakkı

18

Sinan Hızalan Yaşayan Renkler

Ayakkabı Çanta Öncü Trendler

36 62 80

Tasarımcı Nihan Peker

Bay J Karşındakini Tamir Edemezsin

Moda Yeni Sezon

46 68 90


YAYINCI LATA BASIN YAYIN FİLM REKLAMCILIK İTH. İHR. TİC. VE LTD. ŞTİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ (SORUMLU) Lale Antitoros ( lale@stiletto.tc ) KREATİF DİREKTÖR Taci Tırnaklı (taci@stiletto.tc) YAYIN KOORDİNATÖRÜ Duygu Ela Erdoğan (duyguela@stiletto.tc) GENEL KOORDİNATÖR Renan Kaleli ( renan@stiletto.tc) GÖRSEL YÖNETMEN VE GRAFİK TASARIM Tuna Agçe ( tuna@stiletto.tc ) YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Bahar Susup ( bahar@stiletto.tc ) FOTOĞRAF DİREKTÖRÜ Merve Hasman ( merve@stiletto.tc )

Tuba Benian Gardırop Detoksu

Gila Benezra Saçlarda Bakım Zamanı

110 120

MODA EDİTÖRÜ Tuba Benian ( tuba@stiletto.tc ) GÜZELLİK EDİTÖRÜ Gila Benezra ( gila@stiletto.tc ) YAZARLAR Merve Hasman - Bay J Murat Tavlı - Renan Kaleli Duygu Ela Erdoğan - Sevda Tezol Tuba Benian - Gila Benezra Sinan Hızalan - Doruk Öztürk Tevfik Urgancıoğlu - Cesur Sert Burcu Bülbül - Cenk Erdem KATKIDA BULUNANLAR Can Gürcan - Başak Koçoğlu Derin Tırnaklı -Serhan Akgün Serap Önder - Aybike Aydınlar HUKUK DANIŞMANI Av. Nilhan Antitoros MALİ MÜŞAVİR ve FİNANS MÜDÜRÜ Serra Aytaç YÖNETİM YERİ Nevvar Salih İşgören Cad. No:1/4 Daire:4 Alsancak/İZMİR Tel/Fax: 0232 421 97 62 STILETTO ABONE HİZMETLERİ Müşteri Hizmetleri : abone@stiletto.tc

Zamansız Stil İkonları

Ava Gardner

Güzellik Kozmetik

116 125

BASKI METRO Matbaacılık Yahya Kemal Beyatlı Cad. No. 94 BEGOS 3. Bölge Buca İZMİR Tel: 0232 290 33 11 Fax: 0232 290 33 21 DAĞITIM Dünya Süper Dağıtım Tic. San. A.Ş Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın BASKI TARİHİ 1 Ekim 2013 Dergide yer alan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı STILETTO dergisine, yayınlanan ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir.

19


20


21


edito GÜZ MEVSİMİ Her ne kadar hüzün mevsimi olarak anılsa da, GÜZ MEVSİMİ bu kez bize hüzünle değil, full enerjiyle gelmiş durumda. Stiletto Ekim Sayısı'nın bu ayki konukları; oyunculukları ve yaptıkları başarılı işlerle kendilerinden oldukça söz ettiren Burak Hakkı ve Devrim Evim. Tasarımcılar arasında, attığı büyük adımlarla göze çarpan Nihan Peker'in yanı sıra genç tasarımcı Barış Sönmezateş ise diğer konuklarımız. Kapağımızı süsleyen Penelope Cruz'un aykırı uçlarda yaşadığı hayatı, eminim ilginizi çekecek. Yazarlarımızdan Sevgili Bay J, Eylül ayında dünya evine girdi. Tabii ki düğün fotoğraflarını okuyucularımızla da paylaşmalıydık. Bay J'yi zaten biliyoruz ama Gelin'imiz de göz kamaştırıyor doğrusu. Tekrar "BİR ÖMÜR BOYU MUTLULUKLAR" diliyoruz.

Genel Yayın Yönetmeni

Lale Antitoros

Moda'da farklı yönlerden esen rüzgarlar tüm hızıyla devam ediyor. Koleksiyonlara hayran olduk. Zımba yine revaçta. Kuş tüyleri içinde bir prenses ya da gizemli bir Hitchcock Kadını olmak istiyorsanız, kombin sayfalarımız tam size göre. Gardıroplarda detoks mevsimine de girmiş bulunmaktayız. Sevgili Tuba Benian en ince detaylarına kadar "Gardıroplarda Detoks" konusuyla, bu ay en büyük yardımcımız oldu. Ayakkabılarda ise kolej zamanlarına dönüyoruz. Hepsi birbirinden şık ve göz alıcı. Bu sezon vazgeçemeyeceğimiz parçalardan biri olacağına hiç şüphe yok. En azından benim için öyle... Uzunca bir tatil bizleri bekliyor. Stiletto ekibi o kadar uzun bir tatil yapar mı, bilmiyorum ama tüm okuyucularımıza Mutlu Bayramlar ve iyi tatiller diliyorum. Umarım "adı" gibi bir bayram yerine, "Kurban"ların kesilmeyeceği, onun yerine bağışların yapılacağı bir bayram bekliyordur bizi...

Sevgilerimle

22


23


Not Defteri

MARKS & SPENCER’DAN KAPSÜL KOLEKSİYON Kendilerine has farklı karakterleri, etkili geçmişleri, güçlü yönleri ve ilham verici başarıları ile dikkat çeken, İngiltere'nin Lider Kadınlarının objektif karşına geçerek ilham verdiği Marks & Spencer Kapsül koleksiyonu, sadece 11 ülkede sergilenecek. Ünlü moda fotoğrafçısı Annie Leibovitz tarafından kalitenin ve şıklığın detaylarını göstererek resmedilen bu özel kapsül koleksiyon, 10 Ekim tarihine kadar, sadece Marks & Spencer'ın İstanbul Bağdat Caddesi mağazasında satışa sunulacak.

BATH&BODY WORKS TRUE BLUE SPA KOLEKSİYONU

Bath&Body Work'ün yeni koleksiyonlarıyla artık spa keyfini evde yaşamanız mümkün. Kolay kullanımlarıyla spa tedavisi sunan True Blue Spa koleksiyonundaki ürünler cildinize bakmanın yanı sıra rahatlama hissi veriyor. El, ayak, vücut ve güneş bakımı ürünleri bulunan koleksiyondaki el bakım ürünleri ile 60 saniyede manikür yaptırmış gibi bakımlı ve yumuşak ellere sahip olabilirsiniz.

24

BURBERRY’NİN RENGARENK OJELERİ Burberry, geçtiğimiz haftalarda Londra Moda Haftası kapsamında tanıttığı 2014 Yaz koleksiyonunda mankenlerin tırnaklarını süsleyen ojelerin satışa çıkacağı müjdesini verdi! Pembe, yeşil, sarı, mor gibi cıvıl cıvıl renklerin hakim olduğu koleksiyon önümüzdeki haftalarda internet üzerinden satışa çıkacak. Ocak 2014'den itibaren ise mağazalarda bulabilirsiniz!

MOSCHINO’DAN CHIC PETALS!

Moschino en sevilen parfümlerinden olan Cheap and Chic serisine bir yenisini daha ekledi; Chic Petals! "Bir Yaz Aşkı" hikayesinin anlatıldığı reklam kampanyası ve kırmızı renkli şişesiyle dikkat çeken Moschino, bu kampanya için ünlü moda fotoğrafçısı Giampaolo Sgura ile çalıştı. Kampanyanın başrolünde ise Victoria's Secret meleği Ginta Lapina var.


25


Not Defteri SAINT LAURENT MUSIC PROJECT

Saint Laurent Music Project kapsamında, bugüne kadar Courtney Love, Marilyn Manson ve Daft Punk gibi farklı isimlerle çalışan Hedi Slimane, yeni dönem için rock ve blues müziğinin en önemli isimlerini objektif karşısında biraraya getirdi. Ortaya çıkan görüntüler büyük ses getirmeye devam ediyor.

KRISTEN & BALENCIAGA UYUMU

Kristen Stewart, Balenciaga'nın çiçek kokularının karanlık ve gizemli yüzünü yansıtan Florabotanica için kamera karşısına geçmişti. Steven Meisel'e poz veren Amerikan aktrisin, Olivier Polge ve Jean Christophe Herault'un nane, karanfil, gül, caladium yaprakları, amber ve vetiverle çizdiği tehlikeli floral portreye uyum sağladığı bir gerçek!

GIVENCHY’DEN BAKIMLI DUDAKLAR

Givenchy'nin dudaklar için geliştirdiği son mucizesinde, zamanın yüzümüzde bıraktığı izleri yok etmeye yardımcı olan siyah yosun özü, bu ürünün ana maddesi rolünde. İki aşamalı bakımın ilk etabında, mikro zerreler dudakları pul pul olmaktan kurtarıyor, ikincisinde ise siyah yosunun da etkisiyle dudakları yumuşatıp dolgunlaştırıyor. Bu sezon dudaklarımız Givenchy'e emanet.

JEREMY & ADIDAS ORIGINALS YENİDEN!

İlk kez 2003 yılında biraraya gelen Adidas Originals ve Jeremy Scott, bu sezonda da iş birliklerine devam ediyor. Unisex ve sürrealist sularda yüzüp, pop kültürünün enerjisini parlak renklerle gününüze taşıyorlar. Ben Mor yönetmenliğindeki videoda ise, arka fonda eşlik eden MNDR "Sooner or Later" ile gününüzün hit parçalarından!

THANX CO’DAN LEZZETLİ YASTIKLAR Thanx Co'nun eğlenceli yastıkları evinize neşe getirecek! Dekorasyonda esprili parçaları sevenler için tasarlanan yastıklar şekerlemeler, cupcake ve macaron desenleriyle dikkat çekiyorlar. Fiyatları 110 ile 125TL arasında değişen bu yastıklarla evinizi tatlı hale getirin!

26


27


En hareketli ve eğlenceli şehir, trend öncülüğünde bu ay da ilk sırada!

28


29


Renkli tarzlarından ödün vermeyen Londra'lılar moda haftasıyla birlikte sokakları adeta festivale çevirdiler.

30


31


Romantik şehrin kadınları, asillikten ödün vermeden en hit parçaları stillerine uydurmayı başarmış görünüyor.

32


33


32 34


L

Londra deyince hepimizin aklına alışveriş ve müzikaller geliyor degil mi? Sizi alışverişinizden alıkoymadan şehri daha eğlenceli hale getirecek bir iki öneriye ne dersiniz?

Müzikallerden başlayalım; biletlerinizi online www.ticketmaster. co.uk adresinden hemen alın ki, buradaki bilet standlarında kötü yerler için fahiş fiyatlar ödemek zorunda kalmayın. Size üç yeni müzikalden bahsetmek istiyorum:

ONCE THE MUSICAL

O

nce The Musical, Dublinli bir sokak şarkıcısının tanıştığı kadın sayesinde değişen hayatı ve aşkını konu alıyor. Once'in filmini seyretmiştim ve beni çok etkilemişti. Müzikali için de çok iyi yorumlar duyuyorum. Seyretmeye değer.

CHARLIE AND

MATILDA THE MUSICAL

M

atilda The Musical, İngiliz yazar Roald Dahl'in 1988 yılında yayınlanan kitabı sahneye uyarlandı ve sanat çevrelerinden çok büyük övgüler aldı. Özel yetenekleri ve olağanüstü güçleri olan Matilda Wormwood adında bir kızın hikayesini anlatıyor.

THE CHOCOLATE FACTORY

C

harlie and the Chocolate Factory, hepimiz konusunu yakından biliyoruz, pek çoğumuz kitabını okuyup filmini seyretti. Ve şimdi de sahnelerde. Yine de kısaca bahsedeyim. Çikolatayı çok seven ama alacak parası olmayan Charlie, kasabadaki çikolata fabrikasına varis arandığını duyar ve kendi de adaylardan biridir.

LONDRA

35


Konserlere de göz atalım;

ROYAL ALBERT HALL

B

enim favori konser mekanım "Royal Albert Hall" 1871'de 1. Viktoria döneminde, sanat ve bilim anlayışını geliştirmek ve desteklemek için kurulmuş bir merkezi salon. Senede 350'den fazla performansa ev sahipliği yapmakta. Aynı zamanda ödül seremonileri, okul ve topluluk organizasyonları için de kullanılmakta. Bana göre muhteşem bir akustiği var. Bu tarihi binadaki konserlere gelince:

36

O2 ARENA

B

Sezen Aksu 5 Ekim

ir baska konser alanı var ki, o da görülmeye değer, "O2 Arena", çok amaçlı, kapalı eğlence merkezi Greenwich'te yer alıyor. 20.000 kişilik kapasitesi var. Lady Gaga ve Beyonce'yi O2'da seyretmiştim ve mekanın büyüklüğüne inanamamıştım. Buradaki konserler ise:

Gloria Estefan 17 Ekim

Bruno Mars 8-9 Ekim

Carmina Burana 26 Ekim

Jay Z 10-11-12-14 Ekim

Van Morrison 30 Ekim

Peter Gabriel 21-22 Ekim

Chris Rea 31 Ekim

Billy Ocean 31 Ekim

Bu liste, benim sizler icin seçtiğim konserleri içeriyor, daha ayrıntılı listeyi www.royalalberthall.com 'da bulabilirsiniz.

Daha detayli bilgi icin www.theo2.co.uk 'e göz atabilirsiniz.

LONDRA


Londra ile ilgili bir kaç kısa not;

A

klımızda kalan tatillerimiz, lezzetli yemekler yediğimiz tatiller oluyor nedense, o yüzden bu konuya da kısaca değinmekte fayda var. Yeni açılan restoranlar var, mesela St. James's Street'te yer alan "Boulestin", Fransız mutfağını sevenler için ideal bir mekan. Yine Covent Garden! da yeni açılan iki mekan adeta birbirleriyle burger savaşı yapıyor-

lar, bunlardan biri "Shake Shack" ve "Five Boys". İkisi de Amerikan burger zinciri, ikisi de çok lezzetli. Biraz hoş bir yerlere gidelim, şöyle giyinelim, süslenelim derseniz, daha evvel ki sayılarda bahsettiğim, Avrupa'nın en uzun binası Shard"daki "Aqua Shard'da 31. katta şehri seyrederek modern İngiliz mutfağını deneyebilirsiniz. Veya yine aynı binada 33. katta yer alan "Hutong" da Çin mutfağını tercih edebilirsiniz.

ASIA DE CUBA

MAZE RESTAURANT

S

t. Martins Lane Hotel içinde yer alan "Asia De Cuba" benim en beğendiğim restoranlardan biri. İsminden de anlaşıldiği gibi Asya ve Küba mutfağının karışımı menüsüyle farklı bir alternatif sunuyor lezzet düşkünlerine.

G

ünlük alışveriş gezmelerinize biraz farklılık katmak isterseniz, bilinen tüm büyük mağazalar ana caddeler üzerinde yer aldığı için zamanımızın çoğunu buralarda geçireceğinizi sanıyorum. Mesela Regent Street üzerinde yürürken "Carnaby Street" okunu görünce hemen sapın o sokağa, çok beğeneceğinizi size garanti ediyorum. Konsept mağazalar, vintage mağazalar, restoranlar ve barları ile cıvıl cıvıl, renkli, bambaşka bir dünyaya adım atacaksınız.

Ü

nlü şef Gordon Ramsay'ın kendi kadar ünlü restoranı "Maze" ise Fransız ve Asya mutfağının karışımıyla damaklarda unutulmayacak tatlar bırakıyor. Magazin dergilerinden tanıdığınız simaları görme ihtimaliniz çok yüksek.

Ve King's Road'da yürürken mutlaka Duke of York Square"deki Saatchi Gallery'e uğrayın ve galerinin açıldığı meydanda öğle yemeğiniz için mola verin. Ana cadde üzerinde yürürken gözden kaçması çok muhtemel. Bu meydan bence çok büyüleyici. Hepinize keyifli ve bol gezmeli bir bayram tatili diliyorum. Sevgiyle kalın.

Doruk Ozturk 37 35


: ı k k a H urak BBURAK

"DİZİLERDEKİ BAŞARI HAKKI EKİP İŞİ, TIPKI YELKEN SPORUNDA OLDUĞU GİBİ..." Röportaj: Burcu Bülbül

Röportaj:

Peki Bodrum’da yaşamayı hiç düşündünüz mü? İlk defa mı katılıyorsunuz Famous Cup'a?

MARINA YACHT CLUB BODRUM‘un Milta Marina ve BAYK’ın katkılarıyla düzenlediği "Vodafone Red Famous Cup" yelken yarışlarına katılan Burak Hakkı ile yaptığımız röportajımızda, oyunculuk kariyeri ve deniz üzerine hoş bir sohbet gerçekleştirdik. 38

Evet. Açıkçası yelken ve yatlarla pek ilgili değilim. Yarışmak için değil, katkıda bulunmak için geldim buraya. Benim için de gerçekten değişik bir deneyim oldu.

Denizle ilginiz var mıydı önceden? Babam çok seviyor denizi. Onlar yaz, kış Gelibolu'da yaşıyorlar. Kendisine ait ufak bir balıkçı teknesi var. Yüzmek dışında denizle çok ilgim yok açıkçası.

İstanbul’da yaşıyorsunuz değil mi? Evet İstanbul'da yaşıyorum.

Biz zaten İstanbul'a taşınmadan önce Bodrum'da yaşıyorduk. O zamanlar Bodrum bu kadar şehirleşmemişti. Dayımın Turgutreis'te oteli vardı. O zaman marinalar yoktu. Küçük bir köy kahvesi ve küçük bir de limanı vardı. Bodrum'da o yıllarda yaşadık. Sonrasında İstanbul'a taşındık ama Bodrum'u seviyorum tabii ki. Şimdi daha fazla gelişti ve güzelleşti.

Diziler nasıl gidiyor peki? En son Yer Gök Aşk'ta oynadım. 11 ay boyunca Kapadokya'daydım. Şu anda da Ocak ayı için bazı projelerle ilgili görüşmelerim devam ediyor. Yeni sezonda başlayan dizilerde kendimce kayda değer gördüğüm bir proje olmadığından biraz ara verdim. Bol bol tatil yapıyorum diyebilirim.


Harika! Peki yeni başlayan dizilerle ilgili düşünceleriniz nedir? Oldukça fazlalaştı dizi sayısı. Açıkçası kalite bazen iyi oluyor, bazen olmuyor. Dönem dönem çok iyi işler çıktı. Açıkçası bilemiyorsunuz çünkü bu bir ekip işi. Tıpkı buradaki teknelerin ekipleri gibi. İş sadece oyuncu ekibi değil. Yönetmeninden tutun da, çalışan herkese kadar bu bir enerji işi. Bu enerji ne kadar iyi olursa, başarı da o kadar yüksek oluyor.

Peki bambaşka bir sektöre girmeyi hiç düşündünüz mü? Düşünmedim aslında, ne yaptığımı biliyorum, ne yapacağımı da biliyorum.

Oyunculukla başlamadınız sanırım? Ekonomi okudum ama en başta mankenlikle başladım. Sonrasında da oyunculuğa başladım. Oyunculukta daha öğrenecek çok şeyim var diye düşünüyorum. Çünkü oyunculuk sonsuz bir havuz. 70 yaşında bile bu mesleği yaparken, öğrenecek birçok şey var diye düşünüyorum. Çünkü hep farklı projeler, farklı karakterler ve kendini yenileme, geliştirme durumu var.

Ancak istenirse ve severek yapılırsa başarılı olunuyor değil mi? Tabii ki, ancak istenilen seviyede olmuyor her zaman.

Pekala çok teşekkür ederim. Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Son 1 aydır Yunan adalarında ve Yunanistan'da tatildeydim. Şunu söyleyebilirim ki, bizim ülkemiz bir cennet ve herkes Türkiye'yi ekonomik anlamda da çok takdir ediyor. Bulunduğumuz nokta gerçekten çok iyi.

Bir karakterden başka bir karaktere geçerken zorlanıyor musunuz? Farklı karakterler arasında değil de, aynı karakteri oynarken de kendi içinde bazı farklılıklar yaratmanız gerekiyor. Olmayan bir karaktere can vermek ve onu oynamak gerçekten zorlayıcı olabiliyor.

Nasıl konsantre oluyorsunuz peki rolünüze? Ben çok çalışıyorum. Senaryoya da çok çalışıyorum. Kimi oyuncular çok yetenekli, kimileri çok çalışkan, kimileri de olduğu yerde sayıyor, sektör bu şekilde ilerliyor. Ben çok çalışarak ilerleme sağlanacağına inanıyorum. Doğuştan yeteneğiniz yoksa ve oyunculuğu çok istiyorsanız çok çalışmanız gerekiyor.

39


ROMANTİĞİM, ROMANTİKSİN, ROMANTİĞİZ! 38 40


MODERN KADINA HATIRLATMA:

ROMANTİZM ÖLMEDİ!

M

asallarda anlatılır ya, Rapunzel saçlarını kuleden uzatır ki, sevgilisi yanına tırmanabilsin. Kül Kedisi ise evlenmek için babasının tertiplediği balodan medet uman sümsük prens için camdan ayakkabı giyer. Pamuk Prenses sırf güzel olduğu için üvey annesinin nefretine maruz kalır. Cücelerle yaşamaya mahkum olduğu yetmezmiş gibi elmadan zehirlenir, ne var ki tek kurtarıcısı «gerçek aşk»ın öpücüğüdür... Bir periler, bir süper iyi insan olma durumları, aşk için fedakarlıklar, romantizm doruklarda... Peki bu tatlı masal kahramanları bugün yaşasalar yine böyle olur muydu? Rapunzel yeni boyattığı altın sarısı saçlarını sarkıtmak istemeyecekti belki? Kül Kedisi "Böyle hayat mı olur kardeşim" diye masaya vuracaktı, üvey kardeşlerini mum gibi yapacaktı?! Prense çıkma teklif edecekti?! Pamuk Prensesim de “Eeeh yeter!” diye camdan tabutundan kalkıp sigortalı bir iş bulacaktı, kim bilir? Bugün kadınlar, toplumda en az erkekler kadar söz sahibi. Masallarda sözü geçen kadınların mutluluğu bir aileye, bir eşe bağlıyken, artık kadınlar sperm bankaları sayesinde tek başlarına kendi ailelerini kurma yoluna kadar geldiler, “Süper Kadın”

imgesinin altını dolduran meziyetler değişti. Hem güzel, hem zayıf, hem çocuğuna bakan, hem ev işi yapan, hem güzel yemek yapan ve marifetli olan, hem de dışarıda çalışan, çocuk da yaparım kariyer de diyen kadın modeli oldu. Gel gelelim her şey olayım derken giderek bölünen, bir süre sonra hiçbir şeye yetemediğini, yetişemediği düşünen, tatminsizlik hissiyle kavrulan, hatta bir takım temel hislerden uzaklaşan, sevişmeyi bile planlayarak yaşayan varlıklara dönüşen kadınlara bu kötülüğü kim yaptı? Neden sadece “KADIN” olamıyoruz? Bu toplumsal roller, ataerkil yapılanma, kadın kimliğinin sürekli değişkenlik göstermesi konuları, dipsiz bir kuyu gibi -olayın sosyolojik, psikolojik, antropolojik, patalojik kısımlarına girmeyeceğim şimdi ama- kadının erkekleşmesi konusunda edecek birkaç kelamım var sanırım. Çünkü ben de şaşırıyorum, etkileniyorum, “Şimdi ben mi öpeyim, aaa yok elimi tutarsa utanayım mı, cool mu olmak lazım, o neydi ya?” tribine giriyorum. Kafamı kurcalayan bu konuyu dışarıda duyduğum bir soru tetikledi, “Pardon, hiç yabancı gelmiyorsunuz, daha önce seviştik mi acaba?”, nasıl yani?! Kadının teki yolda bir grup arkadaşıyla karşılaşınca, onların yanındaki

adama bu soruyu sorabiliyor! Vay be, babaannem gibi konuşacağım ama; bugünleri de mi görecektik? Ha bunu kötü bir şey ima ederek söylemiyorum, sevişmesinler de diyorum, sadece bunu sokak ortasında yüksek sesle söyleyecek kadar erkekleşmek, bir kadının, kadın kimliğine zarar verir mi, vermez mi bunu sorguluyorum. Böyle bir kadın gönül ilişkilerinde nasıldır? Ben de şu an kendime soruyorum bunu, artık kadınlar da erkeği yatağa atabiliyor, numarasını vermek istemiyor, sonrasında aramıyor, sormuyor istemezse, sigarasını yakmak için başkasından çakmağını istemek kadar kolay oldu biriyle seks yapmak. İşte sorum şu; “Tamam özgürce yaşayalım tabii ama bunu bağıra bağıra söylemek bizi daha mı «özgür» yapıyor, yoksa yüksek sesle erkek gibi yaşarız, istediğimizi alır, istediğimizi yaparız pozları daha naif taraflarımızı kapatmak için mi?” Sonuçta barbi bebeklerle büyümüş romantik bebelerdik hepimiz! Kafam karışık yeminlen! Şarkılar, filmler, şiirler iyi, o değil de… Ne diyeceğim; “modern” kadına bir hatırlatma: Romantizm ölmedi! Hayal kurmadan uyumadığın geceler vardı senin de ablacım, ben biliyorum...!

Duygu Ela Erdogan 41


Genç Tasarımcı Barış Sönmezateş’İn yarattıĞı, İlgİnç tasarımların hİkayesİnİ kendİ ağzından dİnlemek İstedİk...

42


K

oleksiyonlarımı tasarlarken her parçanın kendi başına bir hikayesi var ve üretiminin bir noktasında mutlaka kendi elimle bu sürece dahil oluyorum. Bu durum benim açımdan tasarladığım objeyi daha anlamlı kılıyor. Kimi zaman bir düşesi, kimi zaman ata binen bir orta çağ savaşçısını, kimi zaman ise hayallerimizin sınırlarını zorlamamızda bize önderlik eden mitolojik olayları veya konuları ele alıyorum. Tasarımlarımın hem ergonomik olması hem de farklı detayları taşıması benim için önemli. Kullanılabilir ama aynı zamanda fark edilebilir tasarımlar benim tarzım.

Koleksiyonlarımda, küpeden yüzüğe, kolyeden, broşa birçok parça var. Takılarımı tasarlarken 925 Ayar Gümüşü süsleyen oniks, ametist, pembe quartz gibi taşlarla birlikte ahşap, pirinç, cam, deri gibi materyalleri de harmanlayarak kullanıyorum.

43


Tuba Benian ile Tuba Benian by Barış Sönmezateş markasıyla takı koleksiyonu hazırlıyoruz. Bu konsept içindeki takılar Tuba Benian'ın kostüm tasarımlarıyla bir bütünlük içinde. Bu açıdan bakıldığında hem takının hem de giysinin tasarım objesi olması birbirini tamamlaması farklı ve zengin bir görsel etki yaratıyor. Aynı zamanda giysi koleksiyonları da hazırlıyorum. Özellikle gömlek tasarlamayı çok seviyorum. Bir kadının dolabında bulunması gereken en önemli parçalardan biri de gömlek bence. Her ortama uyum sağlayabilen şık ve konforlu beyaz gömlekler benim kadınlar için tercihim.

44


“This is my time” Kelly Rowland

www.forumsaat.com.tr

www.twsteel.com

45


annebenşehzademiyim 44 46

NE KADAR PLAN, O KADAR YALAN


Merhaba Değerli Stiletto Ailesi, Artık tamamen yazlıkları raflara kaldırdığımız, kışlıkları indirmeye başladığımız ama ne giyersek giyelim, havanın bizi ters köşeye yatıracağı aylara girmiş bulunmaktayız. Hırka giysek olmuyor, t-shirt giysek havaya uymuyor... Ama ne olursa olsun ben severim sonbaharı. Eleğini elemiş, olgunluğu tatmış, derdini içine atmış gibi bir hali olur. Daha dün tatil konularını işlerken, bugün sonbaharı yaşıyoruz. Zaman gerçekten de çok hızlı geçiyor... Bu sayıyla biraz düşünmek ve bu düşünceleri yazıyla dile getirmek istiyorum. Hepimiz bin bir plan yaparken hiç hesapta olmayan gelişmelerin içinde buluyoruz kendimizi. Benim çok sevdiğim ve inandığım bir söz var. "Tanrıyı güldürmek istiyorsan ona planlarından bahset" gerçekten de öyle be abi... Kendinizi bildiğiniz günden bu güne bir düşünsenize, ne hayaller kurup ne planlar yaptınız hayatınıza dair. Ben en son 3 sene önce Ramazan Bayramı tatili için Fransa planı yapmıştım. Kendimi Balıkesir Tatlısu'da balık tutarken buldum. Fransa nere Balıkesir nere, hayat bu oluyor işte... Hayatımı akışına bıraktım. Nereye giderse, elbet beni de götürecek. Senelerimi verdim ben ona. O kadar da zalim ve acımasız olamaz sonuçta. Bu sebeple sen ne plan yaparsan yap, ne hayal kurarsan kur kader denilen zirvenin doruklarında üşüyeceksin. Yoksa sıcak paranın kıymetini bilemezsin. Çok istediğim bir şey olursa sevinmemeye, olmazsa da üzülmemeye alıştırdım kendimi. Bir nevi teslimiyetçi yaklaşımın içindeyim. Aslında ilk başlarda hissettiklerimi çok uçlarda yaşıyordum. Sonra baktım ki, benim yaptığım zırvadan başka bir şey değilmiş. Ne de olsa insanoğlu bugün istediğini yarın istemeyecektir. Neye üzülüyoruz bu kadar ya da neye seviniyoruz bu kadar? Zamanında herkesin hayatında olmuştur. Çok istediği bir şeyi elde edemediğinde çok üzülmüştür. Şimdi geriye dönüp baksana, bir çoğu boşunaymış değil mi? Ya da çok istediğin bir şey olduğunda ne kadar çok sevinmiştin. Sonra keşke olmasaymış da bunu yaşamasaymışım demedin mi? Bu sebeple hayırlısı be gülüm... Bu yaklaşım kesinlikle vazgeçmek ya da pes etmek değildir. Bu yaklaşım hayatın her sürprizine karşı hazır ola geçmektir. Belki de onu ters köşe etmektir. Belki de ters köşelere sevinmektir. Mutlak mutluluk böyle geliyor. Hayatı fazla sıkmaya, kasmaya ve onu yormaya gerek yok. Hayatı her haliyle sevmek gerek. Hesapsız, çıkarsız... Ne kadar plan, o kadar yalan diyerek sözlerimi sonlandırmak istiyorum sevgili okur. Kendine çok iyi bak ve artık peşinden koşma. Varsa kaderinde yaşamak, seni bulur hayallerin korkma...

Sevgilerimle

Murat Tavli 45 47


Röportaj

NİHAN

R E K PE MODAYA YÖN VEREN GENÇ TASARIMCI

Röportaj: Lale Antitoros

48


-Genç yaşınıza rağmen, modaya yön veren tasarımcılardan birisiniz. Nelerden ilham alırsınız? Teşekkür ederim. Tasarımda her ne kadar sınırlar yoksa da kendimize çizdiğimiz bazı sınırlar var. Benim ilham kaynaklarım genelde mimarı yapılar, bana sonsuzluk hissi veren mekanlar, renkler ve doğa. En önemli kaynağım ama tabii ki önce hayal dünyam. -Yeni koleksiyonunuz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Ben Mies van der Rohe'nin mimari anlayışı ve binalarındaki desenlerden ilham aldım. Minimalizm akımının öncüsü olan Rohe, benim tasarım anlayışımda özel yeri olan ve beni en çok etkileyen kişilerdendir. Onun binaları benim başlangıç noktam oldu, sonra desenleri ve formları geliştirdim.

49 47


Röportaj

-Markanıza ait anahtar bir kelime var mı? Nasıl tanımlarsınız? Uyum. Bedenin hem kıyafet ile olan uyumu, hem de onun size ne kadar uygun olduğu ile çok ilgiliyim. Tasarımı ve kalıbı size çok uygun olan bir modelin rengi size uymuyorsa, o model sizin için doğru değildir. Ayrıca sadelik, abartıdan uzak bir tarz da koleksiyonlarıma ait kelimeler. -Nihan Peker kadınının özellikleri nedir? Kimler, niçin tercih ediyor sizin markanızı? Zaman içerisinde geliştiğini söyleyebilirim stilimin. Genelde beni tercih edenler tasarım zevki olan, sade bir giyim zevkine sahip kadınlar oluyor. Kişiye özel de dikim yaptığımız için aslında daha abartıyı seven ve gösterişli kadınlar için de orta yolu bulup, en uygun tasarımı yapmaya çalışıyorum.

50 48


-Yaratıcılığınızı ne tetikler? Nasıl bir ortam da tasarım yaparsınız? Gün içerisinde iş koşturmacası içinde çok fazla tasarım yapan biri değilim. Genelde gün bittiğinde, tek başıma kaldığım her an yaratıcılığımı tetikleyen bir şeylere denk gelebiliyorum. Yalnız kalmak ve hayal kurmak beni en çok tetikleyen etkenler. - Tasarım süreci kumaşla mı, hayal ederek mi, çizerek mi başlar? Hayal ederek başlıyorum her şeye, sonra kumaşlar buluyoruz ve bu süreçle birlikte çizim aşamasına geçiyorum. Sonra her şeyi birlikte devam ettiyorum, bir yandan araştırıp bir yandan çizip. Dikim aşamısında da birçok şey değişebiliyor.

51 49


Rรถportaj

50 52


- 2013-2014 Sonbahar-Kış koleksiyonunuzun esin kaynağı, teması, hikayesi nedir? Mies van der Rohe'nin mimarisi ve tasarım anlayışı benim temam oldu. Adını "Rohe'nin Yürüyüşü" koyma sebebim de bu yüzden. Desenler, formlar hep ondan bir iz taşıyor. -Yeni koleksiyonunuzun, kumaşları, modelleri, renkleri detayları nelerdir? Koleksiyonumda taş desenleriyle birlikte siyah, krem ve camel tonlarının hakimiyeti var. Dar pantolonlar, takım ruhunu hissetiren ceket gömlekler ve diz altı boylarda etekler var. En sevdiğim kombin; tek rengi veya tek deseni aynı lookta görmek.

51 53


Röportaj

-Farklı markalar için de tasarımlar yapıyorsunuz. Nasıl gelişti bu süreç, anlatabilir misiniz? Kendi markanız için ne kadar özgürseniz, danışmanlık yaptığınız marka için bir o kadar sınırlandırılmış bir alanınız var. Farklı firmalara tasarım yapmak, öğretici ve kesinlikle çok keyifli. Yeni bir yer keşfetmek kadar heyecanlı. Kendi koleksiyonunuzdan biraz olsun uzaklaşıp, nefes almak çok iyi geliyor tasarımcıya. -Kişisel tasarım ile farklı bir marka için tasarım yapmak arasında ne gibi farklar var? Özgürlüğünüz değişiyor. Aslında her zaman satış kaygısı yaşıyor tasarımcı, hep satabilecek ürünler tasarlamaya çalışıyoruz ama kendi koleksiyonlarımızda daha uç tasarımlara yer verirken, farklı bir marka için o kadar cesur olamıyorsunuz. Tasarım yaptığınız kitleye göre tabii ki değişse de, aslında ayakları daha yere basan işler çıkarmak hedefinde oluyorsunuz.

54 52


55 53


Röportaj: Duygu Ela Erdoğan Fotoğraflar: Aybike Aydınlar

İstanbul'un fatİhİ

sultan mehmed'ten

GÖNÜLLERİN FATİHİ

Yunus Emre'ye:

Devrİm Evİn 56


Şu an hali hazırda bir oyununuz var. Tom Cruise’un canlandırdığı Charlie’yi yorumladığınız Rain Man oyunu sahnede, heyecanlı mısınız? Hikaye çok güzel çünkü... Evet oldukça heyecanlıyım! Şu an röportajı yaptığımız an itibariyle, bir kaç gün sonra premierim var ve bu role özel tiyatro koşulları içinde oldukça kısa bir sürede hazırlandım. Bu benim pek alışık olmadığım kadar kısa bir süreydi. Rolün de ağırlığından kaynaklı olarak bir hayli telaşlı ve heyecanlıyım bugünlerde. Umuyorum oyun zamanla pişecek ve tam kıvamıyla benim de artık telaşlanmadan oynayabileceğim düzeye gelecek. İşte o zaman tadından yenmez bir eser olarak oynamaya devam edeceğim. Hikaye dediğiniz gibi çok güzel. Kapitalizmin çukurunda kendini yitirmiş ve sadece kazanmaya endeksli yaşayan Charlie Babbit'in otistik ağabeyi ile tanışması ile hayatının nasıl yön değiştirdiğini ve insani değerlere yönelerek kapitalizmin çukurundan kurtuluşunu izliyoruz. Harika bir dönüşüm ve karakter. Oynaması da çok zevkli. Avrupa’da da tiyatro çalışmalarınız olduğunu biliyoruz, bahsedebilir misiniz? 2007'den bu yana Danimarka başta olmak üzere İtalya, Polonya, Portekiz gibi ülkelerde uluslararası projelerde çalışıyorum. Danimarka Holstebro'da ustam Eugenio Barba ile tanışmam ve onunla devam eden çalışmalarım içinde Ur-Hamlet, The Marriage of Medea gibi projelerin yanı sıra yine aynı ekolde, Mia Theil Have ile Sarha projesi bunların en önemlileri. Bu çalışmalarda 22 ayrı ülkeden, çok önemli müzisyen, dansçı ve aktörle bir arada, Türkiye'den tek aktör olarak aynı eserlerde çalıştım. Bu çalışmalar, dünyayı ve sanat anlayışımızdaki disiplin farklılıklarını ve üretim aşamalarımızdaki farklılıkları yakından tanımam ve pratikte deneyimlememe yardımcı oldu. Ve aynı zamanda bakış açımı ve ufkumu oldukça zenginleştirdi. Bu çalışmalara hala aktif olarak devam ediyorum.

57


Fetih filmiyle çıkışınız birdenbire olmuş gibi algılandı. Aslında arkasında bir tiyatro geçmişiniz vardı, televizyona sıcak bakmadığınızı söyleyebilir miyiz bu durumda? Evet ne yazık ki bu bizim mesleğimizin acı kaderi. Tüm dünyada da böyle. Popülist kültür içinde bir üretimde değilseniz, eğer televizyonda görünmüyorsanız, oyuncu olarak tanınmıyorsunuz. Ancak ben oyunculuk sanatını icra etmeye başladığım günden bu yana hiç bir zaman televizyonda olmak, tanınmak gibi bir özlem içinde olmadım. Sadece oynadığım her eseri ve karakteri yeni ve sıradanın dışında yaratarak, her karakterde yenilenmeyi ve değişimi hedefledim. Esasen tanınmamak daha cazip geldi hep. Çünkü seyirci her karakterde inanıyor size. Tiyatroda çok defa seyircinin; "Aa siz şu oyundaki şu muydunuz gerçekten?" diye tepkisini alınca, bir diğer karakterimin inandırıcılığının gücünü hissettim ve mutlu oldum. Televizyon işine gelince şunu söyleyebilirim ki, hep mesafeli durdum ancak bu mesafe kesin bir sınır koymamdan değil gerçekten beni inandıracak bir proje çıkmasını beklememdendir. Bu sadece hikaye değil aynı zamanda yapımcı yönetmen ve o hikayeyi düşleyen tüm ekip için geçerli. Bir düş kurarsınız ve bu düşe gerçekten inanan insanlarla çalışırsınız ve işte o zaman başarı ve mutluluk gelir. Televizyon için de aradığım kriterler bunlar. Fatih Sultan Mehmed’den sonra şimdi de Yunus Emre rolünde izleyeceğiz sizi, ikisi de yükü ağır karakterler, rolü seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Evet yeni filmim "Yunus Emre Aşkın Sesi" ve Ocak 2014'de vizyonda olacak. Yine Sultan Mehmed gibi önemli bir tarihi karakter Yunus Emre'ye can verdim. Umuyorum seyirci için de, bende yarattığı etkiyi yaratır. Çünkü Yunus kendi varoluşunu arayan bir filozof. Tüm arayışının sonunda karşılaştığı kendisi ve "Her ne arıyorsan, kendinde ara"

58

diyerek esasen insanın kendi özüne ve nefsine dönmesi gerektiğini, aradığı tüm gerçekliğin ancak kendi içinde gizli olduğunun farkına varabilecek kadar önemli deneyimlemelerden geçmiş büyük bir şair, halk bilimci ve filozof. Anadolu coğrafyasının dokusu Yunus'un deyişlerinde gizli. O'nu anlayabilecek sadeliğe erişebilirsek, bugün tüm bu kapitalist çılgınlığın insanlığı felaketten başka bir şeye götürmediğini anlayabiliriz. Yunus benim için bir devrimcidir. Adınız ‘Devrim’ hak, hukuk konularındaki hassasiyetinizi biliyoruz, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen bir tavrınız var, nasıl bir aileden geliyorsunuz? Kimi insanın hayatta nerede duracağı doğduğu gün mühürlenmiştir. İsmimi rahmetli büyükbabam vermiş bana. Kendisi Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinde bekçi olarak çalışırken kendi çocuklarını okutmakla kalmamış, köyünden getirdiği birçok genci kendi evinde aşını, ekmeğini, yuvasını paylaşarak okutmuş ve daima ilme, bilime inanmış büyük bir devrimciydi. Babam da O'nun gibi emniyet teşkilatından polis emeklisi. Ve O da daima eğitime, ilme inanmış, insanın ancak kendini ilimle geliştirdiğinde dünyayı dönüştürebileceğini fark etmiş ve çocuklarına, çevresine bunu aşılamak için ahlaklı şekilde hayatını devam ettirmiştir. Ailem benim yolumun ışığıdır ve onlardan öğrendiklerimi kendimden sonraki kuşağa aktarmak vazifemdir. Hayalini kurduğunuz, oynamayı çok istediğiniz bir rol var mı? Aslında şunu oynamak istiyorum diyebileceğim bir rol yok. Ama oynamam diyebileceğim roller var. Çünkü ben her rolün, her oyuncunun hamuruna uygun olmadığını düşünüyorum. Ama şanslıyım, oynadığım birçok rolü hep severek oynadım. Umuyorum bundan sonrası için de böyle devam eder.


Eğitimli, hatta okulunu birincilikle bitirmiş bir oyuncusunuz, sizce oyunculuk için eğitim şart mı? “Alaylı” tabiri hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyunculuk, sanatını bellemek, kavramak ve geliştirebilmek için eğitim şart. Sadece eğitim değil, bu eğitimin niteliği de önemli. Oyunculuk sanatında eğitim çok yönlüdür. Bunun içinde müzik, felsefe, sanat tarihi, dans, eskrim, akrobasi, matematik, aklınıza ne gelirse vardır. Çünkü ne zaman karşınıza ne çıkacağı, hangi insanın hikayesini anlatacağınızı bilmediğiniz, ne olacağı belli olmayan bir serüven, bir yolculuktur oyunculuk sanatı. Alaylı kelimesi ne yazık ki yanlış kullanılıyor. Alaylı demek, alay ederek, taklit ederek öğrenen demektir. Ustasının yanında alay ederek öğrenen çıraktan bahsederiz. Eğer ustanızın yanında yıllarca bellemeye çalışır ve bellerseniz alaylı olursunuz. Yoksa okul okumamış olmak alaylı olabilmek değildir. Alaylı olabilmek, çok daha meşakkatlidir kanımca. Nasıl bir hayatınız var, boş bir günde neler yaparsınız? Boş günüm uzun zamandır yok.

Aynı anda bir kaç eserde çalışıyorum. Tiyatroda aynı zamanda master eğitimimi bu aralar bitirdim, tez aşamasındayım ve doktoraya devam edeceğim. Yoğun çalışıyorum. Bunun dışında biraz vaktim kalırsa; yakın arkadaşlarımla sohbet ederim bolca, esnafla otururum, çay içer onların hayatlarını merak eder ve dinlerim. Ve bolca yalnız kalır, klasik müzik eşliğinde kendi iç dünyamı dinler ve soluk alıp verişime odaklanırım. Karizmatik bir adamsınız, siz kendinizi nasıl buluyorsunuz? Teşekkür ederim. Çok incesiniz ama ben aynaya çok sık bakan biri değilimdir. Kendimle ilgili söyleyebileceğim tek şey şu ki, beni güzel insanlar dünyaya getirmiş ve ben de güzel bir insan olmaya çalışıyorum. Bu güzel olma hali yüzüme de yansıyorsa, ne mutlu bana. Bir röportajınızda ‘ Türkan Şoray kanunlarım var’ demişsiniz, işinizdeki disiplin hayatınıza nasıl yansıyor, hayatta da böyle kanunlarınız var mı?

ifade etmek içindi. Yani tiyatro sanatını ve sahneleri çok basit şekilde terk etmem, bu konuda ağır kurallarım vardır ve ancak tiyatrodaki programıma uyulduğu takdirde televizyon işine sıcak bakarım demiştim. Kaldı ki, bunu piyasadaki tüm dostlarımız bilir. Hayatta da her insan kadar olmazsa olmazlarım vardır, ancak mesleğime nazaran daha esneğimdir. Yine iddialı rollerde izleyecek miyiz sizi? Nedir gelecekteki plan ve projeler? Hayatımın hiç bir noktasında herhangi bir rolü oynamayı hedeflemedim. Planlanarak bir şeylerin olamayacağını hayat öğretti bize. Bazen hiç planlamadığınız güzel roller gelir, işte o zaman onu değerlendirmektir esas olan. Ben daha çok seçimlerime dikkat ederek iyi ve iddialı roller oynamaya çalışıyorum. Gelen roller içinde seçimlerimi iyi yapmaya çaba sarf ediyorum. Yanıldıklarımız da oluyor tabii arada. O da tuz biber olsun artık...

Bu sözü söylememin nedeni, tiyatro sanatına verdiğim değeri

59


MANGO

penelope cruz "aykiri uçlarda yaşamayi sevİyorum"

60


Penelope Cruz Sanchez, 28 Nisan 1974'de araba tamircisi olan Eduardo Cruz ile kuaförlük yapan Encarna Sanchez'in kızları olarak Madrid, İspanya'da dünyaya geldi. Joan Manuel Serrat'ın aynı adlı şarkısından etkilenilerek ismini alan Cruz, genç bir kızken dansçılığa başladı. Bir yetenek sınavında 300 kız arasından 1. seçilince 15 yaşındayken okuldan ayrıldı ve Conservatorio Nacional'de klasik bale eğitimi almaya başladı. 9 yıl süren eğitimin yanı sıra Newyork'taki Christina Rota Okulu'nda 4 yıl boyunca çeşitli dans kursları ve Angela Garrido'dan 3 yıl süren İspanyol Balesi dersleri aldı. İspanyol grup Mecano'nun La Fuerza Del Destino klibinde yer aldıktan sonra ilk kez şöhretle tanışan Cruz, o dönemde grup üyelerinden Nacho Cano ile yakınlaştı. Cruz'un oynadığı ilk film olan Jamon(1992), Yabancı Dilde Film dalında Oscar kazandı. Aynı yıl Belle Epoque'de de oynayan Cruz, 1997'de Alejandro Amenabar filmi Abre Los Ojos'da (Aç Gözünü) ve All The Pretty Horses'da Matt Damon'la oynadı. 1999 yılında yine Yabancı Dilde Film dalında Oscar ödülü kazanan bir filmde, Pedro Almodovar'ın Todo Sobre Mi Madre filminde oynadı. Eduardo adında şarkıcı bir kardeşi ve İspanya'da televizyon yıldızı olan Monica Cruz adında bir kız kardeşi olan Penelope, All The Pretty Horses filminden sonra vejeteryan oldu. İspanyolca, İtalyanca, Fransızca ve İngilizce olmak üzere 4 dil konuşabilen Cruz, İtalyancayı 2004 yılında Non Ti Muovere filminde almayı çok istediği rol için öğrendi. Şubat 2005 yılında birlikte oynadıkları Sahara adlı filmin ardından görüşmeye başlayan Matthew Mcconauqhey ve Penelope çifti, 2006'nın Mayıs ayında People Dergisi'ne ilişkilerine ara verdiklerini açıkladıktan bir süre sonra ayrıldı. Matthew Mcconaughey ve Tom Cruise'un ardından 2007 senesinde Javier Bardem'le ilişki başlayan ilişkisini, 2010 yılında evlilikle

59 61


tamamladı. Cruz'un temsilcisi Amanda Silverman, ikilinin Bahama'da bir arkadaşlarının evinde evlendiğini açıkladı. Silverman, 36 yaşındaki Cruz ile 41 yaşındaki Bardem'in aile üyelerinin katıldığı sade bir törenle evlendiklerini ifade etti. Cruz'un düğün elbisesini uzun yıllardır dostu olan moda tasarımcısı John Galliano'nun hazırladığı belirtildi. İspanyol olan Cruz ile Bardem, Cruz'un en iyi yardımcı kadın oyuncu Oscar'ını kazandığı, Woody Allen'in 2008 yapımı Vicky Cristina Barcelona filminde birlikte rol almışlardı. Bardem de, 2007'de No Country for Old Men ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştı. 39 yaşındaki Cruz, geçtiğimiz Temmuz ayında ikinci bebeğini dünyaya getirdi. 2010 yılında evlenen Bardem ve Cruz'un, aynı zamanda 2 buçuk yaşında, Leo isimli bir oğulları var. Her ikisi de Oscar'lı olan Bardem ve Cruz, Kasım ayında gösterime girecek olan Ridley Scott filmi Danışman'da, beraber rol alacak. Filmin konusu ise; uyuşturucu batağına batan bir avukat, işlerin sarpa sardığını görünce geri çekilmek ister, fakat artık çok geçtir. Olaylar onun boyunu çok aşmıştır... No Country for Old Men, Child of God gibi romanların yazarı Cormac McCarthy'nin senaryosundan Ridley Scott tarafından hayata geçirilen film, Hollywood üç önemli Brad Pitt, Michael Fassbender'ı bir araya getiriyor. Gerilim türündeki filmin kadrosunda ayrıca, Cameron Diaz ve Dean Norris de yer alıyor.

62


63


Mimari / Dekorasyon

YASAYAN RENKLER VE RENKLERİN YASAMLARI Merhaba, Kaldırın başınızı, şöyle bir başınızı kaldırdığınızda, anlatın ne görüyorsunuz ?! 64 62


Mutlaka bir cisim, nesne ya da bir varlık. Yaradan’ın kazandırdıkları. Düşünsenize, bu varlıklar üzerlerinde renkleri olmadan, sadece şekilleri ile yaŞam sürüyor olsalar! Hayatın kanından, canından çok şey eksileceğine emin olun.

R

enk, işte böyle bir şey. Baktığınız zaman algınızı oluşturan yegane başlıklardan biri. "Dünyam karardı" sözü, herhalde böyle bir başlık hükmünü yitirirse, gerçek olabilir. Ben yazımı yazarken kafamı kaldırdım ve etrafıma baktım. İnanın tüylerim ürperdi içinde renk olmayan bir hayat düşününce. Tek kelime ile korkunçtu renklerin olmama ihtimali bile. Mimaride de dokusu ile farklılaşan renkler, işte bu renkler dokuya bürünmeden de bir karakterler. Ancak gel gelelim, renk ile doku ve form bir araya geldiğinde, görün siz şöleni. Ortaya çıkan manzara hep mi etkileyici olur. Tüm bunlar ışığında, iç mekanlardaki malzeme ve rengin doğru tanımlanması, mekanların insan üzerinde bırakacağı tesirler açısından çok önem taşımaktadır. Kullanıcılar renkler ile bütünleşmek durumunda olan yaşantılarını ve yaşam alanlarını oluştururken, mekanın aydınlanması doğal olarak obje ve malzemelerin, formun ve rengin aydınlanması da ilk ana başlık olarak ortaya çıkacaktır. Renklerin kullanılışı ve tercih ediliş biçimlerinde, aynen ilkokulda olduğu gibi, tekrar bu renklerin nerelerde ve neden tercih edileceklerini ya da edilmeyeceklerini bilmekte fayda var.

Mor, mavi ve yeşil soğuk renkler olarak kabul edilmişlerdir. Sükunet, sessizlik hissi ve dinlenmek için bu renkler seçilmelidir. Bu renge sahip objeler, mekan içerisinde bizlere olduğundan daha küçük ve uzak gözükürler.

Kırmızı, sarı tonları sıcak renkler olarak kabul edilmişlerdir. Bu renkler neşe, canlılık ve hareket getiren renklerdir. Soğuk renklerin aksi olarak, bu renklere sahip objeler bize daha yakın ve olduğundan büyük gözükürler.

65


Mimari / Dekorasyon

M

ekanlarda renklerin kullanımı konusu pek tabii ki zevk unsuru ön plana çıkarak çözülmeye çalışılsa da, bazı atlanmaması gereken konular da var. Bunlar, alanların bazı sebeplerden ötürü bazı renkler ile bütünlük içinde olması durumudur. Mekanlar, yaşamsal alanlar dışında çalışma alanları olarak da önem kazanırlar, hatta ve hatta çalışma alanları gerçek performans ve geri dönüş düşünüldüğünde gereğinden fazla önemsenmelidir. Sorduğumuzda insanlar çalıştıkları alanlarda rahatlık için birçok şeyi feda etmeye hazırdırlar.

Saflığı, temizliği, masumiyeti de beyaz simgeler. Aynı zamanda ışığı yansıtma ve yansıtma sonucunda mekanı serin tutma özelliğine sahiptir. Beyaz seven insanlar gözlemlendiğinde, çatışmadan uzak, farklı ve özgür bir dünyanın arayışı içinde olan insanlar olduğu görülür.

Bunun için özellikle bir iş yeri ya da işletme sahibi iseniz, müşterilerinize ferah ve konforlu bir alan sunmak zorundasınız. Bu yüzden bu mekanların iç mekan tasarımları oldukça önemli bir faktördür. Bu ferahlık ise renklerin temsil edilmesiyle bir araya gelir. Renk insanın yaşamını etkileyecek bir yapıya sahiptir. Renk insanın psikolojisini bir anda ya da yavaş yavaş değiştirebilir. Bahsettiğim gibi özellikle iş yerlerinde renk olarak performans yükseltici, canlı ve ortamı canlandıran renkler kullanılmalıdır.

Dikkat çekici olan renk ise sarıdır. Ben buradayım denmek istendiğinde onun üzerine yoktur. Bununla birlikte pek çok dinde de ilahi varlığı temsil ettiği söylenir.

Sonuç odaklı bakıldığında iş yerleri yüksek insan performansına göre gelişir. Eğer çalışanlar çalışma saatleri içinde motivasyon zorluğu çekip daralırlarsa, çalışma güçleri de zayıflar. Bu yüzden iş yerinde kırmızı renk ve tonları tercih edilmelidir. Tabii bu yöntem uygulanırken çok da aşırıya kaçılmamalıdır. Sinirlenmek nedense pembe rengin yanında pek mümkün olmaz . Pembe ile yaşandığında insana anlaşılamaz bir şekilde gevşeme ve sakinlik geldiği görülür.

64 66


Mor rengin ruhsal sonsuzluk ve esenlik ile ilgili olduğu düşünülür. Tarihte saray mensupları, yüksek sınıfa tabi insanların daima mor kullandıkları görülmüştür. Enteresan bir şekilde de ayrıca mor rengin, intihar vakalarında nevrotik duyguları ortaya çıkardığı klinik bulgularla tespit edilmiştir.

Gözün en rahat algılayabildiği renk gri renktir. Hareketsizliği, yavaşlığı ve de ciddiyeti temsil eder.

Mavi de pembe gibi insanları sakinleştiren bir renktir. Bu renk ve tonları çokça yatak odası rengi olarak tercih edilmektedir. Aslında şöyle düşünmek lazım, bizler de tıkandığımızda, üzüldüğümüzde rahatlamak sakinleşmek istediğimizde deniz ile birlikte olmaya, onu izlemeye gitmez miyiz ? İnsanoğlunun renkler ile ilişkileri bu kadarla sınırlı olmasa da, renkler ve renklere bakış açısını temel ifadelerle bu şekilde inceleyebiliriz. Bir sonraki yazıda buluşmak üzere. Hoşçakalın...

Turuncu, sıcaklık, verimlilik ve memnuniyet ifadelerinin rengidir. Güçlü ve cömert bir duruşu olduğu bilinir. Bir ürün piyasaya sunuluyorsa bu turuncu renk ile "herkes için" imajını çok kolay verirsiniz .

67


Fatih Kıral 2. 460TL

Dekorasyon ro m at ic T HAN N A 75T L m Wo o d M u

EVDE GÜZ HAVASI

Fatih Kıral 4.300TL

60T L M u d o 2 .3

Sonbaharın en güzel renklerini bu sezon evinize taşıyın.

TL

9 ze 8 Kat z

9 9T İkea 2

L

İkea 1.2 99TL

68


u y o B Ömür r Dileriz... a l k u l u Mutl o St i let t

69 67


KARsINDAKİNİ TAMİR EDEMEZSİN Ben artık evli bir adamım. Belki bir gün Bay J’nin sevgilisi veya eşi olurum hayali kuran biriyseniz artık çok geç bebişkom! Diğer yanda benim sevgilim veya partnerim olma hayali kuran biri olmak, benim hakkımda fazla bilgi sahibi olmamak anlamına da gelir.

68 70


Kolay bir çocukluk geçirmedim. İstemediğim bir okulda okudum, ailevi sorunlarım vardı, artı 5 yaşındayken bile neredeyse şu anki farkındalığımla yaşıyordum, bu da etrafımda olup bitenlere aşırı duyarlı olmama sebep oluyordu. Tabii bunlar bugünkü ben olmama yardım eden unsurlar oldu gelişimimde.

Şeye alışmak çok zor olacak, şeye. Yani artık evli bir erkeğim filan ya?

Babam her zaman der ki;

"Biliyor musun eğer 20 sene önce, annen kız arkadaşım olsaydı bugün benim kızım olabilirdin."

"Türbülanslar beyni sivriltir" eski bir italyan atasözüymüş sanırım "le tribolazioni aguzzano il cervello" büyük ihtimalle İtalya'da "Alem buysa kral sensin" gibi bir jargon ailesine mensup olabilir. Tamam çok zekiyim, beynim sivri ve her zaman formda. Peki bu kadınlarla ilişkilerimde avantaj sağladı mı bana? Sanmıyorum... Çok az. Ok, peki kabul ediyorum hiç bir faydasını görmedim zeki olmanın, kadın erkek ilişkilerinde. Peki asırlardır sorulan soru: Bu işte başarının sırrı ne? 42 senelik heteroseksüel bir yaşam ve artık evli bir erkek olduğum için sayısını açıklayamayacağım ilişkiden sonra şunu söyleyebilirim ki; ilişkilerde başarının sırrı özgüvenli, aşırı duygusal olmayan ve karşısındakini tamir etmenin mümkün olmadığının bilincinde olan bir birey olmak. Oh evet millet... Kimseyi tamir edemezsiniz çünkü siz bozmadınız, nasıl bozulduğunu bilmiyorsunuz. Hani bazen uzaydan dünyaya düşen bir taş maddenin ne olduğunu, nasıl işleneceğini bilemezsiniz çünkü o bir "alien" maddedir. Tanıştığınız her yeni kişi sizin için bir "alien"dır.

Flört sahnesinden uzak kalmak. Mesela gün içinde yaptığım bazı zevzeklikleri yapmaktan vazgeçmeye başlamam lazım. 42 yaşındayım ya, 20 yaşında kızlarla tanıştığımda şirinlik olsun diye şey diyordum;

Bilmiyorum bana şirin geliyor. Sonra kız diyor ki; "Ben 5 kardeşin en küçüğüyüm, annem 56 yaşında." Ve sonra düşünüyorum, benim 76 yaşına geldiğimde bile 56 yaşında sevgilim olmayacak! Yani neden bu kadar çok para biriktiriyorum anlıyor musunuz? Yaşlandığımda yaşıtlarımla flört etmek için mi? 20 yaşında birinin şu anda çocuğum olması fikri çok kötü bir fikir. Düşünsenize, bir ara her gece içip içip tanımadığım kadınlarla flört ettiğim bir dönem geçirdim mesela, nasıl bir rol modeli olurdum düşünün. Ama hey, bir çocuk sahibi olmam kaçınılmaz, eşim dünya güzeli genç bir kadın ve onu çok seviyorum. Bu sevgi ve güzellik selinin üstüne yağdığı bir çocuk dünyaya fayda getirir. Tek yapmayacağım şey, doğuma karımla birlikte girmem. Zaten tırsak biriyimdir, manzarayı bir doktorun bile midesi kaldırmaz öyle söyleyeyim. Filmlerde izledim, kimse bana romantik ve duygusal bir şey olduğunu söylemesin lütfen. Kadın adamın sülalesine küfür ediyor, o Harvard hukuk mezunu kadını bugüne kadar kenar mahal-

lelerde bile duymadığınız küfürleri ederken duyuyorsunuz, bir yandan adam bayılmamaya çalışıyor ve doktor bombayı patlatıyor: "Göbek bağını kesmek ister misiniz?" "Neyi?" "Göbek bağını kesebilirsiniz!" "Doktor affedersiniz ama size neden para ödedik?" "Şu an bir anlam veremiyorum, yani 500 TL indirim yapacaksanız keseyim, ya da bir saniye, yan tarafta safra kesesini aldırmaya çalışan adamın işini halledeyim, becerebilirsem kendi öz kızım ve hayatımın aşkı üzerinde çalışmayı deneyebilirim." "Yuh doktor bey, bazı şeyleri interaktif olmadan bitirmeniz gerekir. O zaman siz de yarın benim radyo programıma gelip esprilerin sonunu yapın veya Stiletto'daki Kasım ayı yazımı yazın ne dersiniz?" Bir de bebek, yaşamaya alışık olduğunuz evin dinamiğini değiştiriyor. Mesela bebek küçükken, kayınvalidenizin bir süre evinize yerleştiğini düşünün. Bir anda lohusa eşinize ve bebek ağlamasına bile zor katlanırken, kendinizi 5inci sınıf bir sitcom'da başrol oynarken bulmanız işten değil. Neyse, eğer bir kaza olmazsa bu dünyaya yeni canlar kazandırmayı düşünüyorum. Çünkü bugünkü imkanlarımızla yeteri kadar çıldıramıyoruz, dünyanın daha fazla manyağa ihtiyacı var. Sağlıcakla kalın.

Bay J 71


BİRBİRİNDEN

BİHABER KADIN VE ERKEKLER 72

KADIN VE ERKEK… YÜZYILLARDIR BERABER AMA HEP BİRBİRİNDEN BİHABER. KİMİ ZAMAN İLETİŞİM EKSİLİĞİ, KİMİ ZAMAN DA BAZI BAKIŞ AÇILARI DERİN ÇATIŞMALAR YARATMIŞTIR BU İKİLİ ARASINDA. BUNLARIN EN BAŞINDA ROMANTİK OLMA MEVZUSU YA DA KARŞINDAKİNİ ANLAYAMAMA GELİR. İŞTE BUNLARA BİRKAÇ ÖRNEK:


Kadın ve erkeğin sevgilerini farklı şekillerde göstermesi: (Kendi nasıl mutlu olacaksa karşı tarafın da öyle olacağını düşünerek fedakarlık yapma hali. Ama karşı taraf için bu anlam ifade etmezse, işte sorun orda başlar.)

zorla sevdirtmek mi beni düşünmek? Madem benim doğum günüm, benim istediğim gibi kutlansın. Benim istediğim şeyler olsun. Mesela bu partideki herkes soyunsun!

Kadın: Ben senin için limonlu dondurmayı yemedim hayatım. En çok sevdiğim olmasına rağmen.

KADINA ŞİİR YA DA MEKTUP YAZMAK…

Adam: İyi ama ben karadutluyu seviyorum, onu gömmüşsün mideye. Kadın: Ben kendimden ödün vereyim, limonlu yemeyim yaptığın muameleye bak! Adam: Keşke yeseydin! Adam: Canım sevgilim, gittim senin adını dağlara yazdırdım. Kadın: İyi de ben çevreciyim. Adımı dağlara yazdıracağına bir gül alsan yeterdi! Adam: Gül mü? *Bence bir kadının çiçek istemesi çok güzel ve naif bir duygu. Çünkü kimisinin çiçek anlayışı gül rengi bir araba, kasımpatı büyüklüğünde yüzük ya da mor menekşe tadında bir gece kıyafeti de olabiliyor. O yüzden beyler çiçek önemli, atlamayın.

Kadın: Hayatım sürpriz! Sana doğum günü partisi yaptım. Adam: İyi de ben hayatta iki şeyden nefret ederim; biri sürpriz, diğeri de doğum günü partisi! Kadın: Nankörsün sen! Adam: Yok bence sen kıtsın! Benim sevmediğim şeyi bana

Kadın: Beni elde edemezken mektuplar şiirler… Ama şimdi? Tık... Senden duyduğum tek güzel söz. Eline sağlık.! Adam: Peki hiç yapmasaydım? O zaman bunları hiç yapmamış biri olurdum. Ama şimdi neyim? Zamanın da yapmış ve artık bir üst seviyeye çıkmış bir adam. Kadın: Neymiş o seviye? Adam: Evlilik. Adam: Hayat müşterek. Sen bana ne zaman mektup ya da şiir yazdın? Evlilik müşterektir. Kadın: E şey… Sen istemiyorsun ki? *Öyle bir şey vardır: "Sen istemiyorsun ki" Karşı cinsten bir şey talep etmediğin zaman bile suçlu olabilirsin.

Adam: İstemediğim için mi? Tamam şimdi istiyorum. Bana bir şiir yazsana sevgilim! Kadın: E…Ee….E… Sen aşkı çiçek, böcek, güneş, bulut sanmışsın.

KADIN VE ERKEĞİN EŞİT OLMA MEVZUSU…

Kadın: Çok odusun ya. Nerede bir incelik…zarafet… Nerde! Öküz! Adam: O zaman şöyle yapalım, ben kapıyı açayım. Ama en güzeli, erkeğin romantizme karşı verdiği mantıklı cevaplardır;

Kadın: Benimle bir mum ışığında yemek bile yemiyorsun hayatım ya… Adam: Sevgilim o, zamanın bir furyasıymış. İnsanlar daha elektrik yokken yediklerini görsünler diye mum ışığında yemek yiyorlarken o zamanlarda, bu bir kadına romantik gelmiş. Ki, romantik gelmese yiyemeyecek karanlıkta. Kılçık artık nereme kaçtı diye ara dur. Gel zaman git zaman, bu kadın kulaktan kulağa ballandıra ballandıra eşim bana mum ışığında yemek yedirdi diye gelmiş. Kadının ballandırarak anlatması en büyük reklamdır bilirsin. “Çok güzel bir film var git” dedi mi kadın, o film gişe rekoru kırar. Bu şekilde mum ışığının romantizmini duyan diğer kadınlar da o zamandan beri kocalarından hep bunu istemiş. Kadınlar da o zamandan beri eşiyle yiyeceği bu romantik yemeği mumla arar olmuş. Anladın hayatım? Sen mum ışığında yemek yemek istiyorsun ama artık ampül var. Kadın: Cenk sen hakikaten Ampülsün! Ampül kafalısın. Tüm çiftlere sevgilerimle :)

Adam: Sevgilim neden hep ben kapıyı açıyorum? Senin elin kolun yok mu? 73


PİN KODLARININ MUCİZESİ

Pin kodlarımızmış bizi biz yapan, bizi bize yakıştıran… Tam karşımda, gözümün içine bakıyordu, kendi hayatının filmini bana baştan izlettirirken.

7 4 72


Ben, üç yaşımda, dizlerimi zaman zaman tahriş etmiş kırçıllı halıdan ayağa dikilme çabasındayken, o hayatının dönüm noktasındaydı. 86 yılında, “Sen ne yazdığının farkında mısın?” diye bir soruyla karşılaştığında, vereceği cevabın önemi; benim halının kırçıllı yüzeyi ile vedalaşmam kadar önemliydi. Kendi ayaklarının üstünde dimdik durabilmek ve ben buradayım demek hazzı! İstanbul Teknik Üniversitesi’nde başlamıştı, kendini çizgili defter kağıtlarına aktarmaya. “Derste sıkıntıdan yazardım bir şeyler” diye düşünürken o zamanlar, bugün, milyonlarca kişinin hayatına dokunabileceğini nerden bilebilirdi ki… Kimi aşkları geç kalmıştı çağırıldıkları randevuya. Kimileri ise çok erken boş bırakmışlardı, yağmur altında ıslanmış, rutubet kokulu sandalyelerini. Ve çoğu sahne sil baştan çekilmek istenmişti. Her derin mevzu esnasında, beyaz kahve fincanları idi en iyi dostlar. Parmak uçların sadece kahve fincanını okşayabilirken, ayakta onunla sevişebilirdin. Ya da cebindeki buruşuk kağıt para gibi olabilirdin; rakamlarla doldurulmuş beyaz kağıt üzerinde, tek celsede boşadığı eşi gibi. Otostop çekmek hiç ayıp değildi. Kendini her sürüklendiklerinde, farklı tanımıştı çünkü. Parmakları evcilleşmişti, ellerinde kuruyan güllerin, ısrarla can yakan dikenlerine. Bir aşktan, başka bir aşka firarında, kış ortasında, ateşin tam merkezine düşmüştü. Ve bu sefer O, beni seçmişti bu sahneyi çekmek için. Yaşanmışlıklarım O'nun çeyrek asrıydı... Fakat ilk defa neden birinin, hayatın içerisinden beni seçtiğini biliyordum.

Merve Hasman 75 73


YAŞANMIŞ HAKİKATLER ‘’ Kadın peşinde koşmanın zararı yoktur, zararlı olan onu yakalamaktır ‘’ Bu atasözünde, anlatılanı anlamamak mümkün değildir elbet, gel gör ki hala canını yakmak için deliler gibi koşuşturan bir takım, oldukça yetişkin arkadaşlar var etrafta.

RENAN KALELİ

76


Yirmi küsür sene evli kalmışsın sonra şans yüzüne gülmüş ayrılmışsın be adam, daha ne deliler gibi her merhaba dediğin kadına izdivaçlar vaad edip hem kendini hem de kadınların kimyasını bozarsın.

si bizde de mevcut yani.’’

Bu Kimya-Kadın ikilisi beraber dolaşırlar ama niyeyse biz erkeklerin ikilisi Viski-Kola’dan ileri gitmez. Konuyu dagıtmadan şu 35 - 40 yaş civarı, kariyer, servet ve fiziği yerinde olup da aşk konusunda, evlerindeki ve sokaktaki kedi-köpekten ileriye gidemeyen kadınlara da bir çift sözüm var;

Eskiden tuhaf bir özgüvenle insanları gözlerinden anladığımı sanırdım. Şimdi ise ancak şunu diyebilirim;

‘’Hem hiç şüphem yok hem de hiç emin değilim’’ tipi hayat görüşünüz artık kıyafetlerinize vurmuş, bundan evvel belki; ‘’Her kadın çiçek ister önemli olan almamak’’ felsefesindeki bir kaç adama denk gelmiş olmanız, sizin bu kedi-köpek sevginizi pompalamış olabilir ama filtreleri kaldırıp zaman geçmeden, güzelliklerinizi insanlarla paylaşın derim. Yoksa sonra gelinecek durum; ‘’En zor şey karanlık bir odada bir kara kediyi bulmaktır, özellikle odada kedi yoksa’’. Bu arada bana telefon açıp şöyle dert yanan erkek arkadaşlarım da yok değil: ‘’Kadınların kedilerde ne bulduğunu anlamıyorum. Kılsa kıl, bıyıksa bıyık, hayvanlıksa hayvanlık hep-

Bu sosyal mesaj içeren ‘’giriş’’ bölümünden sonra, biraz da kendime saldıracağım ‘’gelişme‘’ bölümüyle devam edelim.

‘’Bir insanın gözlerine bakarak çok şey anlayabilirsiniz, mesela, kapalıysa uyuyor falan olabilir.’’ Herkes yaşını aldıkça daha bir bilgeleşir, bende ise bu durum beni daha şaşkın bir adam olma yoluna doğru itelemekte. Mesela karşımdakinin yalanını anlasam bile ‘’ayıp olur şimdi inanmak lazım’’ deyip gerçekten inandığım zamanlar oluyor. Bazen de kendimi ulaşılamaz hissediyorum, özellikle telefonum kapalıyken. ‘’Sonuç’’ bölümünde ise bir alıntıyı paylaşacağım sizinle; ‘’Beklemekte olduğun şey, ancak onu beklediğini unuttuğunda gerçekleşir. Bu evrenin “Sen bakarken soyunamıyorum” deme biçimidir... Rahat olun. Siz olun.

77


Röportaj

500 YILLIK LADİNO GELENEĞİNİN GENÇ VE GÜZEL DİVASI

i s a b r a K r Mo

15.YÜZYIL İSPANYA’SININ SEFARAD ÖYKÜLERİNİ VE GELENEKSEL LADİNO ŞARKILARINI YER YER GELENEĞİN TARİHİNDEN GELEN FLAMENKO ETKİLERİYLE, YER YER ÇOK SEVDİĞİ VE SÖYLEYİŞİYLE ÖZENDİĞİNİ İTİRAF ETTİĞİ FADO TARZIYLA BULUŞTURAN, LONDRA ÇIKIŞLI GÜZEL ŞARKICI MOR KARBASİ “LA TSADİKA” İSMİNİ VERDİĞİ YEPYENİ ALBÜMÜNÜN ŞARKILARINI 10 VE 11 EKİM TARİHLERİNDE TÜRKİYE’DE İLK KEZ SALON İKSV’YE GETİRİYOR!

Röportaj: Cenk Erdem

76 78


Ailesinin Fas ve İran kökleriyle zenginleşen iç dünyasını şarkı yazarı kimliğiyle şiir gibi şarkılara döken Mor, aynı zamanda tanıyabileceğiniz en naif ve duygusal şarkıcılardan da biri. 2008 yılında yayınladığı ilk albümü "The Beauty and the Sea" ile duyurduğu güçlü şarkıları Roza ve Fuego ile yangın gibi şarkı söyleyişine hayran olduğum Mor Karbasi'nin ismi, kariyerinin ilk günlerinden beri Yasmin Levy ve Mariza dünya müziğinin divalarıyla yan yana getiriliyor. Son albümünde saklı kalan Fas Sefaradları repertuvarından yola çıkan ünlü yıldız, yaz ortasında genç bir anne oldu. Bir önceki albümü "The Daughter Of The Spring" döneminde tanıştığım Mor Karbasi ile yepyeni albümü La Tsadika'yı, minik kızı Yasmin'i, yeni şarkılarını, önceki İstanbul ziyaretinden aklında kalanları ve 10- 11 Ekim konserine nasıl hazırlandığını konuştuk.

79 77


Röportaj

Neredeyse 500 yıllık Ladino geleneğini günümüze kazandırmayı sürdürüyorsunuz; peki genç bir kadın olarak bu sizi kimi zaman melankolik bir hale de getirmiyor mu? Aslında her zaman hayatın bir parçası olan melankolinin hep farkında oldum. Melankoli olmadan keyif de olmaz. Kimileri hayatlarını duygularından kaçarak harcıyorlar ama bu ruh için hiç de iyi değil ve sanırım sanatçılar bu acıları olumlu bir şeylere çeviriyorlar. Acıyı atmanın yolu oluyor ve duyguları ifade ederek diğerlerinin de hissetmesini sağlıyorlar. Benim de sanatımla yapmak istediğim bu. Hissetmek ve insanlara hissettirmek.

Birçok incelikle anneniz kariyerinize yön vermiş ve siz de annenizin şarkılarını dinleyerek büyümüşsünüz; annenizle işbirliğiniz neler hissettiriyor? Çok doğru. Dürüst olmak gerekirse sizin de dediğiniz gibi annem nasıl bir incelikle kariyerime yön vermiş son zamanlarda anlıyorum. Tüm annelerin kendi bildiği şekilde

80

bunu yaptığına inanıyorum. Belki benim durumumda daha belirgin çünkü annem de bir sanatçı ve benimle işbirliği yapıyor ve bazı şarkıların sözlerini de yazıyor. Böyle bir annem olduğu için çok şanslı hissediyorum.

ya konserlerimizde kendince eşlik ediyor. Bu yüzden bu şarkıyı konserlerde ona armağan ediyorum. Yeni çıkacak albümümde "Küçük Kızım Bana Denizi Getirdi" adında bir şarkım var. Kızkardeşim ve küçük Yasmin'im için.

Siz de yaz ortasında artık anne oldunuz, peki küçük kızınız size nasıl bir ilham veriyor?

Daha önceki çalışmalarınızla kıyaslayacak olursak, “La Tsadika” adlı yepyeni albümünüzde müziklerinizde ne gibi yenilikler var?

Küçük kızım... Şimdi hayatımın çok keyifli bir tarafına dokundunuz. Her sabah kalkıp onu görmek, tıpkı güneşin doğuşunu görmek gibi. Ona şarkı söylüyorum ve müziğe bayılıyor! Karnımda olduğundan beri müzik duyuyor ve onun için müzik güven demek. Sanırım bana daha sabırlı olmayı ve daha az aklı havada olmayı öğretiyor.

Şarkıcı olmak dışında ayrıca yetenekli bir şarkı yazarısınız, peki hiç küçük kızınız Yasmin hakkında sözler yazdınız mı? 2. albümümde Yasmin adında bir şarkım var. Aslında Yasmin doğmadan birkaç yıl önce yazdım ama bu şarkıya bayılıyor ve şarkı-

Bu albümde çoğunlukla Fas'ın geleneksel Sefarad repertuvarı var. Şimdiye kadar Fas'ın malzemeleri saklı kalmışken, yayınlanan ladino müzikler çoğunlukla Balkanlardan şarkılar. Benim ailem Fas Sefaradları ve bu yüzden de bu albümde çok kişisel bir çalışma yapmak ve Fas Sefaradları'nın cevherlerini göstermek istedim.

Roza ve Fuego gibi bazı eski şarkılarınızda Sefarad geleneğinin bir parçası olarak çok güçlü bir Flamenko duygusu var, peki son albümünüzde de yine Flamenko etkileri var mı? Son 2 yıldır İspanya'da,


Sevil'de yaşıyorum ve Flamenko müziklerini de hem çalışıyorum hem de dinliyorum. Albümde de 2 şarkıda Salvador Gutierrez'le birlikte çalıştık. Carmen linares, Andres Marin, Esperanza Fernandez gibi Flamenko sanatçılarına eşlik eden harika bir gitarist. Albümdeki 2 geleneksel şarkıya kendine has düzenlemeler yaptı.

Kesinlikle. Ladino şarkılarda bazı Türkçe sözler bile var. Türkiye'de öyle çok Musevi var ki, Türkiye'den etkiler de heryerde. Yemeklerde, dilde, müziklerde, ve farklı birçok gelenekte. Halkların da bunu hissettiğini biliyorum ve Türkiye'de sahnede olmaktan çok keyif alıyorum. Dinleyicinin sevgisini de hissediyorum.

Efsanevi fado yıldızı Amalia Rodrigues’in büyük bir hayranı olduğunuzu biliyorum. Yeni albümünüzde fado müziklerine yakın şarkılar da var mı?

İlk İstanbul ziyaretinizden en çok neler hatırlıyorsunuz?

Albümde öyle gizli bir şarkı var. Fas'tan bir şarkı olmasına rağmen, söyleyiş biçimimde sanırım çok fazla fado etkisi var. Ayrıca bu şarkıda piyano da çalıyorum. (Albümde beni piyano çalmaya ikna etmeleri uzun zaman aldı.)

Türkiye’den çıkan birçok geleneksel Sefarad şarkısında aslında Türk melodileri de var. Peki siz de Türkiye’deki izleyici ile bir bağ hissediyor musunuz?

Müzik her yerdeydi. Yemeklere ve çok kuvvetli baharatlara da bayıldım. Renkler ve insanların sevgisini hatırlıyorum.

Birçok güzel Sefarad şarkısı romantik ve kederli olduğu halde; kederli zamanlarınızda size umut veren şarkılar da var mı? Keder ve neşe aslında birler. Birinin diğeri olmadan varolmaya hakkı yok. Her kederli şarkı bana umut veriyor ve her mutlu şarkı beni biraz hüzünlendiriyor. Sefarad repertuvarında çok fazla neşeli şarkı var. Ayrıca bu albümde

de biraz neşeli şarkılar ve hatta oldukça eğlenceli şarkılar var. Bir tanesi geleneksel olarak kadınlar tarafından genç geline nasıl ekmek pişirileceğini öğreten bir şarkı. Şarkıya geleneksel bir dans eşlik ediyor ve mizah dolu...!

Şimdiye kadar birçok şarkı sözünü anneniz yazmıştı. Peki son albümünüze verdiği ilhamlar? Annem bana büyük bir ilham olmayı sürdürüyor. Çok yaratıcı, hayat dolu, pozitif ve dişi. Yeni albümümde de iki şarkının sözlerini yine annem yazdı.

Türkiye’deki izleyici ile 10- 11 Ekim tarihlerinde buluşuyor olacaksınız, peki sahnedeki repertuvarınız? Türkiye'ye yeniden geliyor olmaktan çok heyecanlıyız. Şarkılara yeni düzenlemeler hazırladık ve canlı performansa adapte ettik. Özellikle konser için ayarladığımız bir çellist olacak ve ayrıca Türkiye Sefaradları repertuvarından da çalacağız. Türkiye'deki herkese şimdiden sevgilerimi yolluyorum.

81 79


EŞSIZ UYUM

Fotoğraflar: Bahar Susup

Viccini 1,245TL

Karl Lagerfeld 445TL

82 80


Serapian 2,345TL

Avec Moderastion 895TL

ĹžIK MONOKROM 81 83


Kenzo 1,245TL

Fratelli Rosetti 2,745TL

GĂœZ RENGI 84 82


Ermanno Schervino 4.354TL

Studio Pollini 845TL

KAHVE TADI 83 85


Versace 3,545TL

Casadei 2,145TL

SIYAH TUTKU 86 84


Vakko 1,845TL

FEMINEN TAVIR

Versace 1,245TL

87 85


“Parfüm öpülmek istediğiniz yere sürülür”

l e n a h C Coco

HAYATI PEK KOLAY GEÇMEYEN COCO CHANEL, BABASI TARAFINDAN YETİMHANEYE BIRAKILIR VE BİR DAHA DA BABASINI GÖRMEZ. KIZKARDEŞİYLE BİRLİKTE BARLARDA ŞARKI SÖYLEYEREK, DİKİŞ DİKEREK PARA KAZANMAYA ÇALIŞIR. 88


Hayatı pek kolay geçmeyen Coco Chanel, babası tarafından yetimhaneye bırakılır ve bir daha da babasını görmez. Kızkardeşiyle birlikte barlarda şarkı söyleyerek, dikiş dikerek para kazanmaya çalışır. Barlarda çalışmasının bir avantajı vardır, bu sayede burjuvalarla tanışır. O burjuvalardan biri Coco'nun zengin camiaya girmesini sağlayacaktır. Tanıştığı ve birlikte yaşamaya başladığı Baronun Paris'te şaşalı bir malikanesi vardır. Burada yaşamaya başlar. Rahat ve mutlu bir hayat yaşayacağını sanmasının aksine, aşağılanarak, küçümsenerek ve gizlenerek yaşamak zorunda kalır. Zamanın kadınları kabarık etekler, tüylü şapkalar, daracık korseler ve danteller giymeyi tercih ederken, Coco bu kadınlarla alay etmekle kalmayıp, küçümser. Baronun kıyafetlerini keser, biçer kendine yeni kıyafetler hazırlar. Kadınlar tarafından dalga geçilir ve küçümsenir ama O, tarzından taviz vermez. Sadeliğin zarafeti düşüncesiyle giyinmeye devam eder. Yeteneğinin farkında değildir, ta ki Baronun bir arkadaşının ısrarlarıyla sade ama farklı şapka modelleri yapmaya başlayana kadar. Bir gün Baronun arkadaşlarından biri olan İngiliz işadamı Arthur Capel'a aşık olur. İmkansız bir aşktır, çünkü soylu bir işadamı olan Capel, soylu bir kadınla evlenmek zorundadır. Engel tanımadan, evlenemeyeceklerini bile bile bu aşka ikisi de devam eder. Arthur Capel, Coco'ya hiç görmediği kadar değer verir ve O'nu çok sever. Sevgilisinin ona olan inancı başka bir yola sürükler onu. Onun verdiği borç parayla şapka dükkanı açar. Dönemin bü-

tün kadınları onun tarzından etkilenir, onun şapkalarıyla boy göstermeye başlar davetlerde. Artık bir efsane olmaya doğru yol alır Coco Chanel... Şapkayla başlayan serüveni, modanın devi olarak yıllarca devam etti. Hayatta olmasa da, Chanel markası yıllardır kadınların en gözde markası... Modada yaptığı devrimlere göz atacak olursak, efsanevi modacının mini etek, siyah minik elbise ve kadınların pantolon giymesini sağlayan ilk modacı olduğunu görüyoruz. Siyah-beyaz ayakkabı da bir Coco Chanel keşfidir.

87 89


"PARFÜM BİR KADININ VAZGEÇİLMEZ AKSESUARIDIR. BİRİSİ YANINDAN UZAKLAŞTIĞINDA, HATTA YAŞAMINDAN GİTTİĞİNDE, ARDINDA BIRAKABİLECEĞİ EN ÖNEMLİ İZDİR" DİYEREK VURGULAYAN COCO CHANEL, CHANEL NO:5 OLAN İLK PARFÜMÜNÜN ADINI 5 RAKAMININ UĞRUNA İNANDIĞINDAN DOLAYI KOYMUŞTUR. 1971'DE, 88 YAŞINDA HAYATA VEDA ETMİŞ OLSA DA, YARATTIĞI STİL HÂLÂ CANLIDIR.

“LÜKSÜN RAHAT OLMASI GEREKİR, AKSİ TAKDİRDE LÜKS DEĞİLDİR Coco Chanel'in moda anlayışı her zaman konfor üzerine olmuştur. Müşterilerinin rahatlığı her zaman ilk plandadır. Asla moda için moda yaratmamıştır. Alçak topuklu ayakkabılar, ceket altına giyilen kolsuz bluzlar, uzun kayışlı çantalar... Tüm bunlar kadınların konforu göz önüne alınarak tasarlanmıştır.

"Pantolon, kadınları özgürleştirir" Coco Chanel'e kadar kadınlar dar korseler içinde acı çekiyorlardı. Kadın pantolonu tasarlayan ve giyen ilk kişi olan Coco Chanel'in cesareti başlarda çok eleştirilse de, kısa sürede kadınlar arasında pantolon modası hızla yayıldı. Coco, kısa pantolonları pahalı klasik kazaklarla birlikte giyerdi. Gece dışarı çıkarken giymek için tasarladığı geniş pantolonları ise Marlene Dietrich sayesinde çok meşhur oldu.

90


“Mükemmel bir takım hem feminen hem maskülen unsurları birleştirmelidir”

“ŞIK AYAKKABILAR İKİ RENK OLABİLİR” “MÜKEMMEL BİR ETEK DİZ KAPAĞINI ÖRTMELİDİR” Coco, görünen diz kapaklarının estetik olmadığını düşündüğü için ideal etek boyunun dizleri örten olduğuna inanıyordu. İş kadınları için düz ve dar etekler tasarladı. İnanılmaz zarif etekler...

1920'lerde; bob kesim saçlar, çocuksu bir siluet ve gözlerde ışıltı çok popülerdi. Coco Chanel, bu maskülen giyim tarzını alarak, boncuklarla süslediği şık denizci takımlarını yarattı.

"Ceket yumuşak olmalıdır" 1925 yılında Coco, ilk yumuşak ceketi tasarladı. Bu yepyeni bir yaklaşım idi.

Chanel, ayakkabıda siyah ve beyaz kombinasyonunun ayakları seksi ve küçük gösterdiğine inanıyordu. Meşhur siyah beyaz Chanel ayakkabılar da bu inançtan doğmuştur.

"Omuz askılı çanta en iyisidir" Omuz askılı çanta en iyisidir çünkü elleri serbest bırakır. Chanel'in klasikler arasına girmiş, zincir saplı kapitone omuz çantası hala en çok satan çanta modellerinden biridir. Modası asla geçmeyecek...

İpekten, kol oyuğu geniş ve dar kollu sunduğu ceketler çok zarif bulundu.

"PARFÜM, GİYİM KADAR ÖNEMLİDİR"

“KÜÇÜK SİYAH ELBİSELERİ TAPARCASINA SEVİN” Coco Chanel 1926 yılında küçük siyah elbise kavramını hayatımıza soktu. Hem gece hem gündüz kullanılan, hem seksi hem çok yönlü olan, aksesuarlar ile farklı görünümlere bürünen bu elbiseleri kadınlara hediye etti.

Yas rengi olarak kabul edilen siyah, Chanel'den sonra klasik şıklığın rengi oldu.

“AKSESUAR: NE KADAR FAZLA O KADAR İYİ” Coco Chanel aksesuarları çok seviyordu. Takıları üst üste takmak favori görünümüydü. Pahalı mücevherler ile bij uteriyi birleştiriyordu.

Parfüm kullanmayan bir kadının geleceği yoktur diyecek kadar parfüme önem veren Coco Chanel, 1922 yılında kadınların ve erkeklerin deli olduğu meşhur Chanel No5'i yarattı. Bu parfüm, o günden bu yana hala en çok satanlar arasında...

91


92 90


CÜRETKAR VE YALIN SADELIK TAŞIYAN TRENDLERLE, YENI SEZON MODASI ŞEHIRDE KENDINI GÖSTERMEYE BAŞLADI!

9391


Moda

Hitchcock Kadını Gizemli ve farklı özellikleri, ancak kesinlikle güçlü kadınların stili, moda tasarımcılarını oldukça etkilemiş olacak ki, podyumlarda farklı karakterlerde Hitchcock kadınları izledik.

94


Monica Vinader 335¤ Gucci 1650¤

Oscar De La Renta 142¤

Chinti Parker 345¤

Stella Mc Cartney 695¤

Dents 83¤ Oscar De La Renta 417¤

Machka 595TL

Chloé 1550¤ Machka 395TL

Re d Va lentin o 645¤ Machka 395TL

Miu Miu 1100¤ Gianvito Rossi 640¤

95


Moda

Feminen Maskülen Pantolon-ceket takımları iş hayatında maskülen bir tavır gösterse de, iri ve gösterişli aksesuarlarla feminenlik katarak, alışılmışın dışında bir sentez yaratın.

96


Bottega Veneta 3950¤

Lanvin 1890¤

DKNY 500¤

Vakkorama 295TL

Machka 455TL Preen Line 510¤

Diane Von Furstenberg 465¤

Givenchy 1450¤

Tom Binns 1725¤

J. Crew 192¤

Vakko Monique Lhuillier 1595TL Geramine 995¤

Stella McCartney 545¤

97


Moda

40'lar Savaşın hüküm sürdüğü yıllarda da, kadınsı detaylar asaletten ödün vermeyen bir moda yaratmıştı. 40'lı yılların kült parçaları, bu sonbaharda yine gözdeler arasında!

98


Lanvin 745¤

Susan Caplan 220GBP

İpekyol 399TL

Alexander Mc Queen 1795¤ Givenchy 6900¤

Marc Jacobs 1394¤

İpekyol 39TL Machka 395TL

Va le 27 nt i n 00 o ¤

Machka 395TL

İpekyol 259TL

İpekyol 199TL İpekyol 49TL

99


Moda

Kus Tüyü Tüy detayının fazlasını kullanmak biraz abartılı bir görünüm sergilese de, aksesuarlarda eğlenceli ve seksi durduğu kesin!

100


Jane Norman 12¤

H&M 29¤ Jane Norman 61¤ ia en 0¤ g Eu 36 m Ki

Biba 101¤ Alexander Mc Queen 1073¤

Erdem 1548¤

Matthew Williamson 3091¤

U nto ld 11 2¤

Milly 745¤

By Malene Birger 270¤

Brian Atwood 825¤

Dsquared2 180¤

101


Moda

Sorbe Tonları

Kim demiş pastel renkleri sadece ilkbahara ait diye? Sonbahar/Kış sezonunda renklerin en uçuk tonlarını üzerimizde taşıyacağız.

102


Donna Karan 1254¤

H&M 35¤

Machka 1350TL Modcloth 24¤

Theory 273¤ Machka 1250TL

Cholé 554¤

Machka 295TL

Paul&Joe 735¤

Alexander Mc Queen 232¤

Bric's 118¤

Yv es La S a i u re nt 1 79 nt 5¤

am ra g Fe r 46¤ 3

o

103


Moda

Beyaz Yaka

Yakalar sezonun yükselişte olan trendlerinden! Feminen aksesuarlarla, bu siyah-beyaz uyumu kadınsılaştırmak size kalıyor.

104


BIBA 45¤

Ted Baker 64¤

Alexander McQueen 1295¤

Alexander McQueen 734¤

Valentino 2980¤

Jason Wu 3115¤ Vakko 945TL

Vakko 745TL

ye CC S k ¤ 6 16

Lanvin 970¤

Vakko 545TL

Alexander McQueen 745¤

Ted Baker 117¤

105


Moda

Zımbala!

Aksesuardan kıyafetlere, bu sezon hemen her yerde gördüğümüz zımba detayı, asi görünümü şıklıkla buluşturuyor.

106


Isabel Marant 490¤

Tophop 6.95GBP Versus 885¤

H&M 9.95TL

M H& 5T L 9 . 49

Bilstore 120TL

Va le nti n o 19 0 ¤

Glamorous 26¤

River Isla nd 28¤

H&M 29¤

Topshop 80¤

n i st i a Chr utin o Lo u b 5¤ 56

Valentino 1162¤

Vince Camuto 138¤

Christian Louboutin 875¤ 107


Moda

Barok Dönemi İhtişamı ve görkemli dönemi hatırlatan detaylar, altın renginin sofistike uyumuyla bu sezon gardıroplarda yerini alıyor.

108


Ziba 17¤

E ri c B ea kso n m 1 74¤ o n

H&M 249TL Marni 300¤

Haute Hippie 337¤

Va kko ra m a 3 75T L

One Vintage 4147¤

Topshop 58¤

Alexander McQueen 5795¤

n i st i a C hr outin b Lo u 5¤ 99

Pa ul&Jo e 30 5¤

Br l ag M o ¤ u n 924 1 i der xa n Ale u e e n Q M c 9 5¤ 19

H&M 49.95TL

Fendi 371¤

109


Tory Burch 506¤

Kate Spade 305¤

Tory Burch 174¤

Alexander Wang 637¤ Mansur Gavriel 460¤

Marc by Marc Jacobs 213¤

Nasty Gal 33¤

ESKİMEYEN TREND

BÜZGÜLÜ ÇANTALAR

110

Çanta modellerinde modası geçmeyen ve joker parça sayabileceğimiz, büzgülü çanta modellerinin en renkli halleri!


COOL OXFORD

Maskülen görünümlü, dikkat çekici ve kesinlikle şık... Oxford ayakkabılar sonbaharın gelmesiyle yine en gözdeler arasında yerini alıyor.

DR MARTENS 95¤ Dolce& Gabbana 700¤

Jason Vu 234¤

Sam Edelman 78¤

Christian Louboutin 866¤

Junya Watanabe 537¤ Kate Spade 222¤

111


Moda

GARDIROBUN ALTIN KURALLARI Uykulu gözlerle gardırobumun karşısındayım yine. Bir; “Ne giysem ben?” kabusu daha başlamak üzere… Abartmıyorum, gerçekten giyecek bir şeyim yok! Yani aslında var ama doğru dürüst bir şey yok. Belki de bugünlük yok… Yani biraz karışık bir durum.

A

nnem üniversite yıllarımdan beri; “Kızım akşamdan hazırla sabah ne giyeceğini” der dururdu. Ve ben bugün bile, şu akşamdan hazırlama durumunu başarabilmiş değilim. Aslında bir kaç kere denedim ama sabahki huysuz halim seçilenleri hiç beğenmedi. Keşke dışarı pijamayla çıkabilseydik. :) (Bu seneki pijama modası ne güzeldi ) Bütün bunları bir tasarımcının söylemesi ne garip ama ne yapayım hiç sabah insanı değilim ben. Yazıya böyle bir giriş yapmak iyi oldu. Aslında ne giyeceğimizle ilgili en büyük dertlerimizden biri, güne (mevsim, ortam) uygun kıyafeti bulmak ve giydiklerimizi kombinleyebilmek. İşte bu yüzden alış- verişlerde bazı tüyoları hatırlamak gerek. Geçen ayki yazımda; modanın dikkat edilmesi gereken küçük detaylarını uyguladığınızda, kendi stilinizi oluşturmanın hiç de zor olmadığından bahsetmiştim. Bunu yaparken trend değişimlerini de göz ardı etmemek işinizi kolaylaştıracaktır. Lafı çok uzatmadan modanın bu altın kurallarının neler olduğuna bir göz atalım.

112


*

Bedeninize uygun giysiler seçin. Çok büyük ya da çok küçük kıyafetler sizi olduğunuzdan kilolu gösterir. (Çok bol, uzun tşörtler ve elbiseler de ya da tam tersi üzerinize yapışan, dar ve kısa kıyafetler de aynı etkiyi gösterir.) Unutmayın, vücut şekline göre giyim en doğru giyimdir.

* *

*

Klasik ve zamansız parçalara yatırım yapın. Şık bir ceket ve kaliteli siyah bir pantolon gardırobunuzun olmazsa olmazlarıdır. Size en çok yakışan modeli, en kaliteli kumaşı ve iyi bir markayı tercih edin. Seçtiğiniz bu klasik parçaları yeni trend ürünlerle karıştırıp giyin. Özgürce kombinlemekten çekinmeyin ve her zaman iç güdülerinize güvenin.

Ceket seçiminde iyi kesimli, belinize hafifçe oturan ve kadınsı hatlarınızı ortaya çıkaran bir modeli tercih edin. Pantolon seçiminizi ise zamanınızın bol olduğu bir güne bırakın. Pantolon; kıyafetler arasında, seçerken en önem gösterilmesi gereken parçadır. Başarılı bir görüntü için; çok detaylı ve iddialı tasarımlardan uzak, sade ve şık bir model seçmeye çalışın. Tarzınızı vurgulamayı diğer parçalara bırakın. Büzgülü ve pileli pantolonlar ise sizi olduğunuzdan daha göbekli gösterebilir. Uzun boylu ve ince iseniz, yine de beğendiğinizden emin olduktan sonra alın derim. Pantolon seçiminde yine önemli bir nokta ise bel düşüklüğüdür. Sizi zayıf gösterecek olan (göbeğinizin 2-2.5 cm aşağısında biten) az düşük belli modellerden düşünebilirsiniz. Tabi en güzeli acele etmeden bütün modelleri tek tek denemek. Eğer biraz baseniniz varsa paçaları hafif geniş bir pantolon, kalça genişliğinizi dengeleyecektir. Gardırobunuzda tam vücudunuza göre, iyi bir terziye diktirdiğiniz bir pantolonunuz mutlaka bulunmalı.

Etek doğru kullanıldığında fazla kiloları başarıyla örter. Yine dikkat etmeniz gereken detaylar; kilolu iseniz kloş kesimli etekten, kısa boylu iseniz de uzun etekten kaçınmanız. En güzel etek boyu ise diz hizasıdır. Sizi hem zayıf gösterir hem de genelde herkese yakışır. Uzun boylu ve ince iseniz kalem etek nefis bir seçimdir.

*

Gardırobunuzun demirbaş parçası ise, iyi kuplu beyaz bir gömlektir. Bu parçaya iyi bir yatırım yapmaktan asla çekinmeyin.

113


Moda Boynunuz kısa ise hakim yakalardan ve fulardan uzak durun. Yakası hafif açık gömleğinizi şık bir kolye ile tamamlayın. Vücuda hafif oturan ipek bir gömlek de gardırobunuzda mutlaka bulunsun. Bluzlara gelince, V yaka bluzlar hemen hemen herkese yakışır ve kombinlemesi kolaydır. Değişik aksesuarlarla ayrı günlerde kullandığınızda her seferinde farklı bir tarz yakalayabilirsiniz.

*

Kumaş seçiminde; çok ince ve vücudunuza yapışan kumaşlardan kaçının. Bu kumaşlar vücuttaki fazlalıkları iyice ortaya çıkarır ve iç gösterebilir. Estetik bir görünüm için doğal içerikli ve akışkan kumaşlar seçin.

*

Minik siyah elbiseden bahsetmeme gerek bile yok sanırım. Bedeninize en uygun kesimde, kaliteli ve sade siyah bir elbisenin gardırobumuzun gözbebeği olduğunu hepimiz biliyoruz. Siz siz olun iyi bir markaya yatırım yaparken düşünmeyin bile.

114


Kendi tarzınızı oluşmak için trendlerin kölesi olmanıza gerek yok. Yapmanız gereken sadece; modanın dikkat edilmesi gereken altın kurallarını hatırlamak ve alış veriş yaparken daha bilinçli olmak. Dilerim gardırobunuzun karşısındaki saatler keyifli ve günleriniz çok daha güzel geçsin. Bir sonraki sayıya kadar eğlenceli alış verişler ve zevkli kombinlerle dolu bir ay dilerim. Sevgiyle, moda aşkıyla ve ışıkla kalın.

* *

Elbise seçerken; ister günlük olsun ister gece elbisesi, aşırı dekolteye dikkat edin. Dekolteniz asil duruşunuzu bozmasın. Fazla dekolte hiçbir zaman güzel olmamıştır. En güzeli vücudunuzda güvendiğiniz yerleri, farklı tasarımlarla vurgulamak. Beğenmediğiniz yerinizi her zaman kapatın. Benim naçizane tavsiyem; ne kadar az dekolte kullanırsanız o kadar zarif ve şık olursunuz...

Tuba Benian

Yerinde aksesuar kullanın. Çok fazla ve gereksiz aksesuar hem gözü yorar hem de estetiği bozar. Aksesuarlardaki küçük trend değişimlerini de kaliteli parçalardan seçmeye özen gösterin. Unutmayın aksesuar kıyafetinizin en önemli destekçisidir. Doğru kullanıldığında gerçekleşen değişime siz bile inanamazsınız. Gelelim en önemli kurala: Farklı tarzlarda orijinal parçaları alırken, mutlaka o parçanın kombinini de satın alın. Çünkü sonrasında kendi kıyafetlerinizde ona uygun bir kombin bulmakta zorlanabilirsiniz. İyi uyum sağlamayan giysiler her zaman sıkıntıdır. Giymeyeceğiniz, ihtiyacınız olmayan parçaları satın alırken iki kere düşünün. Onun yerine 3 ayda bir gardırop detoksu yapın ve çok kıyafetiniz varmış izlenimi veren gereksiz kıyafetlerinizden bir an önce kurtulun. Sizi daha fazla aldatmalarına izin vermeyin ve hiç düşünmeden onarla vedalaşın. Vakit kaybetmeden asıl ihtiyacınız olan parçaların listesini yapın ve alış verişinizde bu listeye sadık kalın. Biz kadınların en büyük zaaflarından biri; ihtiyaçlarımızı es geçip, sırf beğendiğimiz için sadece birkaç kez giyip bırakacağımız parçalara aldanmak.

115


KABUK EN BÜYÜK KORKUMUZ; OLDUĞUMUZ GİBİ GÖRÜNMEK BENCE ŞU HAYATTA.

116


S

anki, ne kadar olduğun gibi görünürsen, o kadar zarar görürsün. O yüzden mi kendimizi saklamakta bu kadar ustayız kabukların altında. Kaplumbağalar gibi. Gerçekten koruyor mu bu sert kabuk seni, beni? Kimse incitmiyor mu, duygularımızı, benliğimizi, inançlarımızı bu çatlamamış kabuğun altında üstüne basa basa. Oysa ne kadar saklanırsak saklanalım, kader hayatımızda bir yaprak gibi bizimle sürüklenir. Acıyı da, ölümü de üzerimizde taşırız. Tıpkı meyvenin çekirdeği gibi. Pirincin taşını ayıklar gibi ayıklayamıyoruz. İstemediklerimiz de istediklerimizin yanında sunuluyor bazen hayatta. İster istemez yutuyoruz o lokmaları boğazımızı yaksa da. Ya inandığın gibi, ya da sandığın... Ya istediğin gibi, ya da bildiğin... Hatta bazen bilmek bile istemiyor insan. Bazen hayal etmek bilmekten daha güzel geliyor. Düşünüyorum da, yalanlar olmasa daha mı az acırdı yürek. Yoksa bu yüreği bu kadar acıtan bu yalanlar mı? Zaman derler bazen... Oysa zamanla sadece dibe çöker acı. Ve zamanla öğrenir insan, aslında her şey ihtiyaçtandır ve insanın karşılaştığı her şey sana ihtiyacın olanı anlatır.

Anlarsan! Zordur çünkü yüreğinin unuttuğu o yeri yeniden karşılamak. Ama anlarsan anlarsın, sadece fiziksel değildir büyümek, anlamı da büyür insanın. Karşılaştıkların ihtiyacındandır. Onlar sana eksikliklerini, kazanman gerekenleri anlatmaya çalışır. Sadece sahip olduğun varlıklarının artması değildir, İnsana kaybettikleri de çok şey kazandırır.

Ve hayat ne kadar bildiğinle değil, ne kadar öğrendiğinle ilgilenir. Çok problem yaşamak değildir marifet. Yaşanan acıların miktarı değil, kazanılan dayanıklılığın miktarı önemlidir... Ve ne kadar çok dile getirirsen o kadar çabuk küfleniyorsun. O yüzden bir şeyi bırakması gerektiği yerde bırakabilmeli insan... Valizin ne kadar aldıysa, çekip gitmeli...

Zaman derler. Aslında o "zaman"da araftasındır. Zamanla "o" boşluk dolacak zannedersin. Dolan hiçbir şey yoktur aslında. Eksilirsin sadece.

Bazen bu gitmeyle zaten her şeyini kaybedeceği bir hayatta insan, hiç kaybetmeyeceği bir dönüşümü kazanabilir... Hayatın Molaları. Ruhumun hali sonbahar.

Ve o boşluğu dolduran eksilmendir. Sonradan fark edersin eksildikçe, azaldıkça aslında çoğaldığını. Çok yanılmış kalplerin, var mıdır kanıtlanmış sağlamlığı? Hayat bize öğretebilmek için çırpınır. Ve insan bilmediğini bilmez. Neden benim başıma böyle bir şey geldi deriz. İşte tam da bu yüzden başımıza gelir... Kontrolümüzdeyse, hatalarımızı fark edip düzeltebilmek için... Kontrolümüzde değilse kabul edebilmeyi öğrenebilmek için... Ve farkında olmadan öğrenir yürek, yenilmenin ve bunu kabullenmenin insanı ne denli güçlü kıldığını.

Taze zencefille yapılmış balkabağı çorbası içiyorum. Sting'in son albümü " The Last Ship"i dört gözle bekliyorum... Ece Temelkuran'ın "Düğümlere Üfleyen Kadınlar" kitabını heyecanla okuyorum. Oğlumla ormandan kestane ve mantar topluyorum, yerken de tadına doyamıyorum. Vee yeni trendim, yağmurda meditasyon yapıyorum! Umarım yağmurun bedenime işlediğini hissetmediğim aşamaya gelene kadar soğuk içime işeyip yatak döşek olmam! Olursam, o zaman Nirvana alacağın var benden, yine de bu aralar torpilim yok ama Evren'e benden selam!

Sevda Tezol 117


DEMODE GÜNEYLİDEN

EFSANE YILDIZA

GERÇEK ŞU Kİ TATLIM; SÜPER BİR HAYAT YAŞADIM Ava Lavinia Gardner AVA LAVINIA GARDNER, TÜTÜNCÜLÜKLE GEÇİNEN GÜNEYLİ, ORTA HALLİ ÇİFTÇİ BİR AİLENİN KIZI OLARAK 24 ARALIK 1922 TARİHİNDE GRABTOWN, KUZEY CAROLINA’DA DÜNYAYA GELİR.

118


119


Bir erkek gibi büyütülen Ava'nın çocukluğu, çevredeki erkek çocuklarıyla küfürleşerek ve tarlalarda koşturarak geçer. 30'yıllardaki ekonomik kriz ortamında tütün fiyatları dibe vurunca Gardner ailesi şehre taşınır. Şehir hayatı acımasızdır; Ava giydiği demode kıyafetler ve güney aksanıyla, çocukların alay konusu olur ve oradaki yaşantının içinde ailesinin fakirliği ilk kez farkeder. Babasının ölümünün ardından annesi, işçilerin kaldığı bir misafirhane işletmeye başlar. Ava'nın New York'ta fotoğraf stüdyosu olan erkek kardeşi, onun fotoğrafını çekerek stüdyonun vitrinine koyar. Metro Goldwyn Mayer (MGM) şirketinin yetkililerinden biri fotoğrafı görür ve 18 yaşındaki Ava'yı sinemanın kraliçesi yapacağına söz verir. Ava küçük bir oyunculuk sınavına girer, deneyimsizliğine ve kötü aksanına karşın Hollywood'a çağrılır, MGM ile yedi senelik bir kontrat imzalar. Ablası Bappie ile birlikte Californiya'ya taşınır. Fakat geliri o kadar azdır ki, Bappie kirayı ödemek için çalışmak zorunda kalır.

İLK EVLİLİK DENEMESİ Ava, ilk stüdyo turunda Mickey Rooney ile tanışır. Görür görmez Ava'nın peşine düşen Rooney güzel yıldızla buluşmayı başarır. Gardner-Rooney çifti bir süre sonra evlenir. Fakat Rooney'in sadık bir eş olmamasının yanı sıra, kaba tavırları yüzünden çift bir yıl sonra ayrılır. Ava MGM'de modellik yaparak ve önemsiz rollerde oynayarak zaman geçirir. Daha sonra 1941-1946 yılları arasında sıradan 17 filmde rol alır. Şirket Ava'nın güzelliğini kullanarak izleyicinin ilgisini çekmeye çalışır. Bu şekilde başarılı olamayacağını anlayan Ava, bir ses hocasıyla görüşmeye başlar ve bu süre içinde aksanını düzeltir. Beyaz perdedeki

120

ilk çıkışını 1946 yılında ünlü aktör Burt Lancester ile birlikte rol aldığı "The Killers" ile yapar. Burt Lancester'ın ilk kez rol aldığı bu film, Ava'nın da sinema dünyasına giriş bileti olur. Rooney'den sonra kısa süreli birçok ilişkisi olur. Birkaç yıl sonra Artie Shaw ile evlenir. Bu evliliği de ilki gibi yaklaşık bir yıl sürer. O zamana kadar "Rüzgar Gibi Geçti" ve "İncil" olmak üzere sadece iki kitap okumuş olan Ava, eğitimine devam etmeye karar verir ve

gece okuluna gitmeye başlar. Ava'nın o zamanki hayranlarından biri de milyarder Howard Hughes'dur. Hughes yıllarca güzel yıldızın peşinden koşar. Adamlarına takip ettirmekle kalmayıp, sevgililerinden ayrıldığı anda haber alarak Ava'nın sürekli karşısına çıkar. Ava, ilişkilerini bozmaya kalkan bu adama hiç yüz vermediğini söylese de, Hughes'u tam manasıyla hiçbir zaman reddetmemiş, peşinden koşmasına izin vermiştir.


OSCAR YOLU

HAYATININ AŞKI

1953 yılında "Mogambo"da rol alır. Ünlü aktör Clark Gable"ın orjinal filmdeki rolünü tekrar ettiği filmde Ava, vaktiyle Jean Harlow'un oynadığı karakteri canlandırır. Filmde anlatılan aşk üçgeninin üçüncü ayağında ise Grace Kelly yer alır. Ava çok başarılı olduğu rol ile o yıl Oscar'a aday olur.

1950'li yıllara gelindiğinde Ava Gardner artık dünya çapında ünlü bir yıldızdır. "Mogambo", "The Barefoot Contessa" ve "Showboat" gibi filmdaki görütüleriyle milyonlarca hayran kazanan Ava, bu sıralarda hayatının aşkı Frank Sinatra'yla tanışır ve çok geçmeden evlenir.

1951 yılında evlenen çift 1957'de boşanır. Ava ve Frank evlilikleri boyunca birbirlerini büyük bir tutkuyla sevmelerine rağmen basit kıskançlıklar ve yanlış anlaşılmalar yüzünden bir küs bir barışık yaşarlar. Ava ölene kadar da yakın dostluklarını sürdürürler. Ava öldüğünde Sinatra uzun süre kendine gelemez.

İSPANYA MACERASI Sinatra'dan boşandıktan sonra sakin bir hayat yaşamaya karar veren Ava, yardımcısıyla birlikte İspanya'ya gider, orada birkaç sene içinde yaşar. Flamenkoya ve boğa güreşlerine merak salar. Ömrünün geri kalan bölümünü İspanya'da geçirmek isteyen Ava, devlete bunun için binlerce dolar vergi ödemesi gerektiğini öğrenince, İspanya'dan vazgeçer ve Londra'ya yerleşir. Hollywood filmlerinde rol almaya devam eden Ava zamanla daha güçlü bir oyunculuk stili geliştirir. Technicolor filmlerindeki şuh konuşma tarzı, daha sonra rol aldığı filmlerde daha natürel bir ton alır. "On the Beach", "The Night of the Iguana" ve 1938'de çekilen orjinalinin yeni versiyonu olan "Mayerling"deki oyunculuk gücüyle parlamaya devam eder. Efsanevi yıldız "The Night of the Iguana"dan sonra sadece para kazanmak için filmlerde rol almaya devam eder. Sonraki yıllarda sinemayı bırakıp TV filmlerine yönelir ve zamanın çoğunu Londra'daki evinde geçirir. Son yıllarında hiçbir yakın arkadaşını görmek istemez. Eski dostları güzel yıldıza ulaşmaya çalışsa da o, yitip giden güzelliğini görmelerini istemediği için onlarla görüşmeyi reddeder. 1989"da bir kalp krizi geçirir. Bu kalp krizi sonucu felç olan ünlü oyuncu artık kollarını hareket ettirememektedir. Krizden sonra sağlığı her geçen gün kötüye gider ve 25 Ocak 1990"da 67 yaşında yakalandığı akciğer iltihabı nedeniyle hayata gözlerini yumar.

121


SAÇLARDA

BAKIM ZAMANI 122

Yaz bitmesin bitmesin derken sonbaharın biri gitti, ikincisi geldi... Zaman, her zaman olduğu gibi hep akıyor. Zaman, akışıyla birlikte hayatımıza hep yenilerini katıyor. Zaman, hayatımıza daha hangi yeni renkleri katacağını merak ettiriyor. Hangi yeni trendleri, yeni saç modellerini...


Z

aman, bir taraftan da yazı yazmanın tek bir parmak dokunuşuyla, parlak bir ekranda nasıl oluştuğunu, bizlerin bunu yadırgamadan hangi arada hayatımıza dahil olduğunu, yazı yazmak için artık kalem ve kağıda nasıl olur da ihtiyaç duymadığımızı düşündürüyor. İnsanın aklının acaba yüzyıllardır insanlığın kullandığı kaleme ve kağıda ihtiyacının kalmadığı bir dünyada, gelecekte bir gün makyaj ve saç malzemelerine ihtiyaç duyacak mıyız sorusunu getiriyor. Meryem Uzerli'den Nil Karaibrahimgil'e, Yonca Lodi'den Zara'ya, Şevval Sam'dan Ziynet Sali'ye birçok kişinin saçları O'na emanet. Emirgan'da ART-İST adında butik bir salonu olan moda ve şov dünyasının saç gurusu Mesut Öner'le birlikte sık sık aynı setlerde çalışma imkanım oluyor. Son çekimimizde kendisinden bizlere sonbahar-kış saç modelleri, son dönemlerde popüler olan argan yağı ve saç bakımı hakkında fikirlerini paylaşmasını istedim. Bakalım Mesut bizlerle hangi değerli düşüncelerini paylaşmış.

Y

az boyunca olduğu gibi saç dostu olan doğal yağlar sonbahar-kış mevsiminde de tercih ediliyor. Argan yağı özellikle yaz mevsimi boyunca güneşten, denizden kuruyan saçlara nem ihtiyacını yeniden geri kazandırıyor. Daha parlak, daha canlı ve sağlıklı saçlar saf argan yağının eseri... Saç telleri de bitkiler gibidir diyebiliriz. Sulama, düzenli ve periyodik yapıldığında bitkiler hep yeşil ve canlı kalacaktır. Bu uzun vade bitkinin çiçek açmasıyla güzelleşecektir. Saçlarınız da bundan farklı değildir. Her yerde karşılaştığımız argan yağının son dönemlerin en çok tercih edilen saç bakım yağı olduğundan alınırken dikkat edilmelidir. Aktardan alacağınız saf argan yağını aylık periyodlar halinde tüm saça uygulayabilirsiniz. Düzenli kür şeklinde uygulanan argan yağı saçınızın ihtiyacı olan nemi sağlayacak, zamanla saçınıza kalıcı bir parlaklık, tokluk ve canlılık katacaktır. Periyodik bakımlar için saf ve doğal olan argan yağı aktardan alınmalı, günlük kullanım için ise hafif yapılı olanlarından tercih edebilirsiniz. İnce telli saçlı bayanların aylık bakım yapmalarında fayda var. Çünkü ince telli saçlar yağlanmaya daha müsait olduklarından argan yağı bakımı ağır gelebilir. Ayrıca yağlı saçlara sahip kişiler arganı sadece saç uçlarına uygulamalılar. Yoksa aşırı yağlanmadan şikayetçi olabilirler. Unutmayın saçınıza yapacağınız bakım işlemleri düzenli ve periyodik yapıldığı sürece saçınız bunu kabul edecek ve özümseyecek.

S

aç trendlerine gelince; keskin formlu, abartısız, kendi içinde asimetrisi olan, saç kesimleri, özgür hissettiren asi saç şekilleri bu yıl kendini daha çok gösteriyor. Duygusu, biraz öne çıkmak isteme, biraz da söz sahibi olma isteğiyle örtüşen saçlar... Asimetrik kesilmiş derin yan ayrımlar... Yüzün bir kısmına dökülen havalı saçlar... Kendine has, büyük ve cesur saçlar... Tek bir omuzdan sarkan, romantik rüzgarlar estiren örgüler... Gül şekli verilen yarım toplu modeller... Jöleyle ıslak görünümü verilen açık ve dağınık saçlar... 70'lerin modernleşen büyük krepeli topuzlar... Bu yıl özellikle uzun saçlılar, bol krepeli şekillendirilmeleri tercih edebilirler. Klasik ama bir o kadar da modern, tamamı toplu ve ya yarım toplu saç şekilleriyle biz de

123


Güzellik buradayız diyecekler. Tarakla yapılacak bilinçsiz krepeler saç tellerine zarar verip, kırılmalarına neden olur. Krepe esnasında tarak yerine topuz fırçası kullanmak saçınıza gelebilecek zararı en aza indirgemenizi ve daha kolay krepe yapmanızı sağlar. Saçınızın ön kısmına nazikçe krepe yaparak başlayın ve yarım toplayın. Sonrasında birkaç firkete ya da siyah tel tokayla tutturun. Krepeli saçın uzun süre dayanıklı olması için krepe yaptıktan hemen sonra, saçınızı toplamadan önce uzak mesafeden sprey sıkarak kalıcılığını arttırın. Krepeli modeller hem düz saçlarla hem de duştan sonra nemliyken örülen, örgüyü açtıktan sonra hacimli ve doğal dalgalı olan saçlarla birbirlerini en iyi şekilde tamamlıyorlar.

K

usursuz bir makyajın sırrı ise makyaj çantamızın baş tacı olan fırçalarımızdır kuşkusuz..Her türlü makyaj malzemem var fakat yine de makyajım kusursuz olmuyor diyorsanız, fırçalarınızı gözden geçirme vakti gelmiştir. İyi bir fırçadan beklenenlerden biri kıllarının cilde değdiğinde hissettirdiği satenimsi yumuşak his, diğeri ise kılların malzemeyi cilde en homojen şekilde yedirmesidir. Ayrıca fırçanın kılları, fırçanın sapına yapıştırma usulüyle değil, sağlam bir şekilde bağlanarak tutturulmuş olmalıdır ki bu daha az kılın döküleceği anlamına gelir. Almak istediğiniz fırçanın kıllarını çekiştirin. Eğer elinizde birkaç kıldan daha fazlası kalıyorsa, o fırçayı almayı tekrardan düşünün. Daha hiç kullanılmamışken bile böyle kıl döküyorsa, zaman içinde kullanıldıkça ne kadar çok kılını döküp yıpranacağına şahit olmanız kaçınılmazdır. Bu da çok uzun ömürlü olmayacağına dair bir işarettir. Fırçaya ihtiyacım yok, sünger ve ya parmaklarımla da sürerim diye düşünenlerdenseniz, fırçalar makyajı daha kolay uygulayabilmek, malzemeyi cilde daha iyi yedirmek için varlar. Mesela fondöten fırçasını neden kullanmalıyım diye sorunca, cevabı fondöten cilde sürüldüğünde fondötenliymiş gibi görünmemesi için olacaktır. Parmaklar,

122 124


malzemeyi cilde fırça ile yedirme işlemi bittikten sonra son dokunuş olarak devreye girer. Yani aslında pürüzsüz görünüm fırçalarla parmakların birleşiminden doğar. Bu yüzden kendiniz için en uygun fırçayı bulduğunuzu hissettiğiniz anda ne olursa olsun hiç düşünmeden alın. Onu aldığınıza değecektir. Mağazalarda karşınıza en çok doğal kıllı ve sentetik kıllı fırçalar çıkar. Doğal kıllı fırçalar samur, keçi, tay gibi hayvan kıllarından üretilirler. Bu fırçalar toz malzemelerin uygulamalarında idealdir. Yapay olan sentetik fırçalar ise genel olarak kremsi ve sıvı malzemeler için uygundur. Aşırı hassas veya alerjik yapınız varsa cildiniz cilt bazen doğal kıllı fırçalara tepki verebilir, bu durumda sentetik fırçalar yardımcınız olacaktır. Kaliteli birkaç tane fırçayı, kalitesiz birçok fırçaya tercih etmek her zaman sizin yararınıza olacaktır. Bu sayede hayalinizdeki görünüme çok daha kolay ulaşabilirsiniz.

A

tlamamamız gereken diğer bir nokta ise; fırçaların hijyeni. Hemen hemen her gün cilde değen fırçalar, bir süre sonra kıllarında malzeme, bakteri, yağ ve kir biriktirmeye başlar. Fırçaların hijyeni sağlanmadığı takdirde, bu mikropların ve kirlerin yüzünüzde sivilce ve ya siyah nokta oluşumuna yol açması kaçınılmaz olacaktır. Cildinizin sağlığı ve fırçalarınızın ömürlük olmaları için fırça temizliğini düzenli olarak yapmalıyız. Kaliteli bir fırça size ancak temiz ve iyi bakıldığında ömür boyu hizmet eder. Fırçaları kullanım sıklığınıza göre haftada bir ve ya iki haftada bir kere temizlemeniz yeterli olacaktır. Aynı far fırçasını, farklı renkleri sürmek için kullanıyorsanız, daha sık temizlemelisiniz. Aksi takdirde fırçanın kıllarındaki renkler birbirine karışacağından kullandığınızda

istediğiniz sonucu elde edemezsiniz. Aceleniz varsa, bunun en pratik yolu o anda ıslak mendille fırçada kalan malzemeyi temizlemek olacaktır. Fırçalarınızı fırça temizleme ürünleriyle arındırabileceğiniz gibi, ılık su, anti bakteriyel sıvı el sabunu ile de yıkayabilirsiniz. Duruladıktan ve suyunu sıktıktan sonra tüyleri yamuk kurumasın diye bir havlu üzerine özenle serilerek kurumaya bırakın. Böylece fırçanızın kıllarında kururken herhangi bir deformasyon da olmayacaktır. Dileklerimizin hep gerçekleşmesi dileğiyle...

Gila Benezra 125


Güzellik

EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ Elidor Keratinology Şampuan

18

TL

Toni & Guy Elektriklenme Karşıtı Serum

Carita Fluide De Beaute 14

138

,00

40

,00

TL

,00

TL

Ecotools Allık Fırçası

21

,00

TL

MAC Fırça Temizleyici

38

Kiehl's Argan Leave in Oil

73 126

,00

TL

,00

TL

Bobbi Brown Fondöten Fırçası

115

,00

TL

Kiehl's Superbly Smoothing Argan Hair Pak

69

,00

TL


En zengin renk tonlarıyla buluşan, yeni sezonun en hit makyaj stillerini deneyin! 125 127


Lancome

Güzellik

77TL

Guerlain

133TL

Shiseido

77TL

Guerlain

122TL

BORDONUN CAZİBESİ

Clinique

İddialı bordo, dudaklarda yine başrolde! Gece makyajında etkiyi arttırmak için parlatıcı ile birlikte kullanabileceğiniz bordo rujunuzu, günlük kullanımda mat görünümlü olarak tercih edin.

Essie

27.50TL

56TL

Dior

156TL

Givenchy

48TL

128


Bobbi Brown

103TL

Laura Mercier

83TL

Physicians Formula

59TL

Guerlain 69TL

Clinique

62TL

PORSELEN CİLT Kusursuz ve pürüzsüz, tıpkı porselen bebekleri anımsatan makyajınızla alışılmışın dışına çıkın. Nude tonlarda kullanacağınız ürünlerle cildinize hafif bir ışıltı katın. “Az, çoktur” mottosuyla güzelliğinizi ekstra dokunuşlara gerek kalmadan öne çıkarın! Kanebo

95TL

Laura Mercier

169TL

Clarins

105TL

129


Shiseido 94TL

Güzellik la

ormu ians F 39TL

Clinique 37TL

Physic

ique

raph ne G ig L l e Chan 95TL

Benefit 99TL

Sally Hansen 14.45TL Clinique 59TL

CATEYES

Modası hiç geçmeyen kedi gözler sonbaharda yine yükselişte! İstediğiniz kalınlıkta çekeceğiniz eyelinerla gizemli gözlere sahip olabilirsiniz. Bol maskara ve teninize uygun fondoten seçimini, ışıltılı bir allıkla tamamlayın.

130

Kanebo Sensai 152TL


Shiseido 115TL

Guerlain 175TL

Yves Saint Laurent 69TL Guerlain 125TL

Yeşil Büyü Zümrüt tonlarından, yeşilin en açık tonları dahil gözlerinize hareket katarak yeni sezonu karşılayın! Koyu tonları gece, açık renkleri ise gündüz makyajında kullanın. Dudaklarda abartıdan uzak durarak, dikkati gözlerinize çekin.

Benefit 79TL

Bourjois 22.50TL

Clinique 59TL

Clinique 49TL

131


Güzellik

Guerlain

220TL

BAKIR

Dior

153TL

ETKİ

Dior

91TL

Gözlere uygulanan parlak, sedefli bakır tonlar bu sezon karşımıza sık sık çıkacak gibi görünüyor. Dudakları ten rengi veya pembenin en açık tonlarına bırakırken, bakırın ağırlığı gözlerimizde parlayacak.

Laura Mercier

76TL

Lancôme

129TL

Chanel

117TL

Shiseido

79TL

Artdeco

50TL

132


Chanel

152TL

Clinique

71TL

BAĞ

BOZUMU

Sonbaharın sarıdan kahverengiye, kızıldan tarçın tonlarına uzanan renk paletinden oluşan makyaj stili, özellikle açık tenlilerde kendini gösterecek. Gözlerde parlak çikolata tonları, dudaklarda ise uçuk turuncular başrolde! Dior

145TL Models Own

22TL

Clinique

66TL

Smashbox

92TL

Clinique

113TL

Clarins Mascara

63TL

133


Güzellik

Saçlar Sonbahara Hazır! Hem saç bakımı hem de şekillendirici özelliği taşıyan bu ürünlerle, saçlarınızdan yazın etkilerini silerek yeni sezona hazırlayın.

132 134


1 2

3

4 5

1-Osis Softn Straight 43TL

İçerdiği özel yağlar ve Panthenol karışımı sayesinde, saçı nemlendirir ve saça bakım yapar. Saç uçlarının kırılmasını büyük oranda önleyerek, pürüzsüz, ipeksi yumuşaklıkta, gün boyu dümdüz saçlara kavuşmanızı sağlar.

2- John Frieda Frizz Ease Straight Around Style Starting 22TL

4- TIGI Bed Head Superstar 84TL

Hafif formülü ile saçı nemlendirip, parlaklık kazandırırken dolgunluğunu ve saç kütlesini de koruyor. Boyalı ve doğal her tipine uygun olan bu ürünle saçlarınızın hacmini süper star seviyesine terfi ettirin.

5- Ducray Nutricerat Konsantre Saç Bakım Kremi 49TL

Elektriklenmeye ve kabarmaya meyilli dalgalı ve kıvırcık saçlar için geliştirilmiştir. Uzun süre dayanan yumuşak ve pürüzsüz bukleler için, saçınızın doğal kıvırcık şeklini belirginleştirmeye, buklelerinizi canlandırmaya, hareketlendirmeye yardımcı olur. İçeriğindeki curl-enhancing kompleks, nemlendiriciler ve elektriklenme karşıtı silikon ile özel olarak geliştirilmiştir.

Ducray Nutricerat Konsantre Saç Bakım Kremi, kuru ve yıpranmış saç uçlarını besleyerek sağlıklı, pürüzsüz ve ipeksi bir yumuşaklığa kavuşmasına yardımcı olur. İlipe yağı ve lipid yenileyici kompleksin mükemmel uyumuyla Ducray Nutricerat Konsantre Bakım saçlar üzerinde anında etkisini gösterir.

3- Kerastase Nutritive Creme Oleo Relax Slim 89TL

6- Miriamquevedo Conditioner Balm 55TL

Saçlarınız için etkin temizleme aracı olarak çalışırken, seramid ile saçları güçlendirir ve korur. Saçları içerdiği kayısı yağıyla yumuşak, esnek, parlak ve hafif olmasını sağlar.

Saçın yeniden canlanması için formüle edilmiştir ve etkileri ilk uygulamadan itibaren fark edilir. Havyar ile özel formüle edilmiş bu bakım kremi yaşlanma sürecine karşı savaşırken sağlıksız saçın 5 temel belirtisini tedavi etmeye yardımcı olur. Saç tellerini pürüzsüzleştirirken ve saçınızı yumuşatırken sağlıklı parlamasını sağlar.

6 135


Güzellik

cİLDİNİZİ ARINDIRIN Sağlıklı cildin ilk kuralı şüphesiz temizlik! Dış etkenlerin fazlasıyla yorduğu cildimizi derinlemesine temizleyerek, sonbaharda da güzelliğinizden ödün vermeyin.

134 136


1

4 1- Clinique Anti Blemish Cleansing Foam 59TL

İçeriğindeki salisilik asit sayesinde gözeneklerin tıkanmasını engeller, cildin ölü hücrelerden arınmasına yardımcı olur. Son derece hassas yapısı cildin tahriş olmadan temizlenmesini, ferah ve sağlıklı hissedilmesini sağlar.

2- La Mer CDLM Cleansing Lotion 197TL

Temizleyicilerin olağanüstü gücü Magnetized Tourmaline ve La Mer'in özel ayrıştırılmış sularından (Deconstructed WatersTM) ileri gelmektedir. Bu pozitif yüklü sular temizleyicilerin, ciltte herhangi bir iritasyona, tahrişe yol açmadan derin kirleri, döküntüleri, makyajı tamamen çıkarmasını sağlar.

3- Clarins Daily Energizer Cleansing Gel 38TL

Temizleme jeli, sert suyun kurutucu etkilerini nötralize eder. Kremsi köpüğü nazikçe makyajı ve kirleri temizler. Cilt temiz, taze ve canlı bir görünüme kavuşur.

2 5

3

4- Lancome Eau Micellaire Douceur Cilt Temizleme Solüsyonu 64TL

Şaşırtıcı etkinliği ile tüm cildi bir seferde temzileyip canlandırırken, makyajı nazikçe temizler. Antioksidan özelliğe sahip veyaz nilüfer cildi rahatlatan Fransız gülü sayesinde Eau Micellaire cildinizle mükemmel bir uyum içindedir.

5- La Prairie Advanced Marine Biology Foaming Mousse Cleanser 123TL

Bu nazik ve yumuşak formüllü temizleyici, içeriğindeki doğal hindistan cevizi türevleri ile cilt yüzeyindeki makyajı ve sebumu temizlerken, cilt yüzeyine tutunan yabancı maddeleri arındırır. Deniz yosunlarından elde edilen aktif içerikler cildin yapısını düzenlerken cildin kaybettiği nem dengesini yeniden kazandırmaya yardımcı olur.

6- Shiseido White Lucency Brightening Cleansing Foam 94TL

Kirleri ve ölü yüzey hücrelerini etkili şekilde arındırarak donuk görünümü ortadan kaldıran, cilde temiz ve aydınlık bir görünüm veren nazik arındırıcı köpüktür. Kremsi bir köpük yaratarak cildin nemini azaltmadan pürüzsüz, eşit ve mükemmel bir aydınlıkta cilt yaratır.

6

137


Güzellik

BAKIMLI DUDAKLAR Havaların soğumasıyla, cildimiz kadar dudaklarımızın da bakıma ihtiyacı olduğunu hatırlıyoruz. Yoğun içerikli ürünlerle bakım yaparak dudaklarınızı şımartın!

136 138


2 1 5

4

3

1- Shiseido Benefiance Full Correction Lip Treatment 113TL

konsantrasyon içeren The Lip Balm; pütürleri yumuşatır, kuruluğu ortadan kaldırır ve ciddi anlamda kurumuş dudakları onarmaya yardımcı olur.

Benefiance Full Correction Lip Treatment, dudakları dolgunlaştırıyor, yeniden yapılandırıyor ve dikine çizgileri en aza indiriyor. Dudak hatlarını ortaya çıkarıyor. Yoğun formülündeki içerikler donukluğu azaltırken dolgunluğu ve esnekliği arttırarak kadınların istediği dudaklara kavuşmasını sağlıyor.

4- Clinique All About Lips

2- Biotherm Aquasource Levres 42.75TL

5- Carita Progressif Anti Age Perle De Jeunesse Levres 134.90TL

Yumuşak ve karşı konulmaz dudaklar için nemlendirici ve koruyucu parıltılı dudak bakımı. SPF 8 güneş koruma faktörlüdür. Şeftali tadında ve meyve kokulu E vitaminli yapısı kaplıca suyundaki elementlerin faydalı etkisine sahiptir. Doğal nemlendirici etmenler ve macadamia yağı karışımı içerir. Dudaklarınızı olağanüstü nemlendirir ve yumuşatır.

3- La Mer The Lip Balm 133TL

Hassas dudak derisini onarmaya yardımcı olmak için deniz özleri, bitkiseller ve vitaminlerle birlikte Mucize İçerikten (Miracle Broth) oluşan etkili bir

Uzun ve kısa süreli kullanımlarda etkili sonuçlar alacağınız dudak bakım formülü, ince çizgi ve kırışık oluşumunu engeller, güneşin dudaklara vereceği zararı azaltır. Dudaklara daha yumuşak, sıkı bir görünüm ve yoğun nem kazandırır, ruj renginin dudakta kalıcılığını arttırır.

Dudak bakım ürünü. Dudak üzerinde ve etrafında oluşan çizgileri onarır. Dudak kontürünü belirginleştirir. Dudaklara hacim ve dolgunluk kazandırır. Gün içerisinde istenilen sıklıkta kullanılabilir.

6

6- Clinique Repairwear Intensive Lip Treatment 90TL

Jel bazlı bu ürün, dudak çevresindeki çizgi ve kırışıklıkları hedef alır. Sürdüğünüz andan itibaren içeriğindeki anti oksidanlar sayesinde zararlı çevresel etkilere karşı korumaya başlar. Doğal kolajen üretimini arttırır ve cildin doğal nem bariyerini besleyerek, dudakların yumuşak ve nemli kalmasını sağlar.

139


Bodrum Famous Cup yarısları uluslararası bİr organİzasyon olma yolunda yelken açıyor

MARINA YACHT CLUB BODRUM ‘un Milta Marina ve BAYK’ın katkılarıyla düzenlediği organizasyon Vodafone Red Famous Cup 21-22 Eylül tarihlerinde Bodrum'da gerçekleşti.

Yine yeniden Bodrum'dayım... Bundan 8 sene önceydi ilk Famous Cup yarışları için Bodrum'a gelişim. İnsan zamanın nasıl geçtiğine inanamıyor, hele ki organizasyonun her yıl profesyonelleştiğine ve daha geniş kitlelere yayıldığına tanık oldukça gurur duyuyorum... Hem kendi adıma gururluyum böyle bir organizasyona en başından beri davet edildiğim ve en iyi şekilde misafir edildiğim için, hem de sırtını denize dönmüş güzel Türkiyemin insanlarını denizle tanıştırdığı ve barıştırdığı için. Kimdir peki bu işin mimarı derseniz, tam bir ekip işi bu. Şenkar Öztüzün, Marina Yacht Club Bodrum, Milta Marina ve Bayk'ın katkılarıyla bu organizasyon tam 8 yıldır gerçekleşmektedir. Bu organizasyonun her sene yelkenlerine rüzgar doldurmasında çok büyük payı olan, mütevazi kişiliği ve "Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz" duruşu ile tam bir sporcu ve çok başarılı bir işletmeci olan Şenkar Öztüzün, yelken sporu için bence çok önemli bir isimdir.

Haber ve Fotoğraflar: Burcu Bülbül

140

Şenkar Öztüzün


Her sene yeni bir heyecan ve farklı isimlerle gerçekleşen Vodafone Red Famous Cup'ta bu sene; Gani Müjde, Belma Canciğer Müjde, Alp Kırşan, İvana Sert, Sarp Akkaya, Kaya Akkaya, Berke Üzrek, Pascal Nouma, Mehmet Aslantuğ, Berna Laçin, Billur Kalkavan, Buğra Bahadırlı, Burak Hakkı, Kenan Vural, Tayanç Ayaydın, Ece Erken, Akın Altan, Hande Subaşı, Zeyno Gönenç, Yonca Evcimik, Ozan Güven, Bekir Göksu, Derya Aksoy, serbest dalgıç Şahika Encümen, Ece Vahapoğlu, Ümit Erdim, Ersin Korkut, Güneri Civaoğlu, Fatih Erkoç gibi ünlü isimler yarışçılarla birlikte rüzgara karşı yelken açtılar.

141


Yarışın ilk gününde Bodrum Kalesi açıklarından start alan tekneler, 1620 knot kuzey-kuzey batıdan esen rüzgar ile 17 millik Bodrum - Kıstak Adası - Bodrum offshore rotasında yarıştılar. Yarışın ikinci gününde ise rüzgarın 25-27 knot esmesi nedeniyle yarış iptal oldu.

Andre Lönne, Gökhan Öğüt, Şenkar Öztüzün

142


Yarışçılar ödüllerini sanat, spor, basın ve siyaset camiasının en önde gelen isimlerinden aldıktan sonra, Fatih Erkoç & Zafer Çebi Orkestrası'nın gönülleri fetheden şarkıları ve enfes müzik ziyafeti ile yarışın yorgunluğunu attılar. Bu arada, önümüzdeki yıllarda, Famous Cup Yelken yarışlarında, teknelerde dünya çapında ünlü isimleri görürseniz, şaşırmayın. Benden söylemesi.

Matador

Ödül töreni 22 Eylül Pazar günü Marina Yacht Club Bodrum'da Gani Müjde sunumu ile başladı. IRC 1 Sınıfı birincisi VODAFONE BOREAS, IRC 2 Birincisi OAKLEY MATADOR, Irc 3 Birincisi EFES-PORAZ, Irc 4 birincisi 3T, Destek sınıfı birincisi HARMAN tekneleri oldu. Vodafone Red Famous Cup IRC Genel sınıfı Birincisi OAKLEY Matador teknesi ile Cüneyt Büyükuçak ve ekibi oldu. Teknelere dağıtılan HTC ONE MINI akıllı telefon ile çekilen fotoğraflar arasında yapılan yarışmada Berna Laçin'in çektiği fotoğraf, en iyi fotoğraf hikayesi seçildi. 8 yıl boyunca bu organizasyonda emeği geçen tüm deniz dostlarına ve yarışan yelkencilere, Stiletto dergisi olarak teşekkür ediyoruz.

143


Astroloji

Koç Sevgili Koç, Ekim ayında her ne kadar önünüzde uzanan yolla ilgili endişeleriniz olsa da, yeni deneyimlere duyduğunuz heves, endişenize baskın gelecek. Bu ay düşündüklerinizi hayata geçirirken geçmişteki hataları yapmamalısınız. Fikirlerinizi beğenmeyenlere karşı ani tepkiler vermeyin. Partnerinizin kişiliğinin olumlu yönlerini beğendiğinizi göstermeye çalışmalısınız. O'nun, olumsuz yönlerini değiştirmeye çalışmaktan ve bencil davranmaktan vazgeçin. İnatçı davranışlardan kaçının. Karşınızdaki kişileri sakince dinlemenizi ve sonrasında karar almanızı tavsiye ederim. Mars, Ekim'de ortaklık evinize giriyor ve 14 Ekim'e kadar orada kalacak. Daha önce sözünü aldığınız ama bir türlü haber çıkmayan iş, yeniden söz konusu olabilir.

İkizler Aşk hayatınızda bu ay, düşünmeden davranıp, kontrolünüzü kaybedebilirsiniz. Biraz rahatlayın ve size yöneltilen sorulara cevap vermeden önce düşünün. Gözü kara davranabilir hedeflediğiniz kişiyi elde etmek için fazla düşünmeden harekete geçebilirsiniz. İşinizde pozisyonunuzu sağlama almaya çalışın, bunun için size son zamanlarda kötü davranan bir müdürünüz varsa, düşüncelerinizi açıkça söylemeniz işe yarayabilir. Kendinize çok yüklenmeyin ve ek sorumluluklar yerine, elinizde olanlarla ilgilenin. Bazı değişimler, her zamankinden daha çok işinize yarayacak.

144

Tüm fırsatları iyi değerlendirecek ve her fırsatı yakalamayı başaracaksınız. Ekim ayı size, son yıllarda ummadığınız kadar başarılı bir iş ve kariyer fırsatı verecek. Hak etmediğiniz işlerde çalıştığınızı düşünüyorsanız, artık yaptığınız iş sizi daha mutlu edecek ve daha iyi bir çizgiye getirecek. İş ve kariyer konusunda hayat görüşünüz değişecek. Bir işi ne kadar kolay tamamlayabildiğinize siz de şaşıracaksınız. Mali ortaklıklar sallanabilir ancak alternatif destek kaynakları umulmadık şekilde ortaya çıkabilir. İyi bir yaratıcılık yönetimi, şu anki ciddi olan engellerin üstesinden gelebilir. Partnerinize onu ne kadar sevdiğinizi göstermekte başarılı olacaksınız.

Başak

Boğa Bu ay kafanız karışacak; güvendiğiniz birinden tavsiye alın. İlgi odağı olmaya çalışacak ve eleştirilere açık olacaksınız. İşinizde çok sağlam ve değişmez olduğunu düşündüğünüz bazı konuların öyle olduğunu görüp, yolunuza emin adımlarla devam edeceksiniz. Venüs'ün Satürn'den ayrılmasıyla pozitif gelişmeler yolda. Bu ay itibarıyla neyi hayal ettiyseniz, onu hayatınızda bulma imkânı bulacaksınız. Fiziksel ve duygusal değişimlerin yoğun ve keskin yaşanacağı bir döneme giriyorsunuz. Maddi kazançlarınız her zamankinden daha fazla artacak.

Aslan

Yengeç Ekim ayında, toparlanmakta ve işlerinizi istediğiniz gibi oturtmakta zorlanabilirsiniz. Üzerinizde garip bir sinirlilik ve acelecilik görülebilir. İstekleriniz ve beklentileriniz konusunda ısrarcı olmayın. Kararsızlıklarınız sizi fazlasıyla zorlayabilir. Bu ay yaşadığınız yeri genişletmek, kredi ile mülk sahibi olmak gibi konular ön plana çıkabilir. Beklenmedik insanlardan ve yerlerden hayatınızı iyiye doğru değiştirecek etkiler göreceksiniz. Bu ay, Mars'ın etkisiyle aile içi huzursuzlukların son bulacağı bu dönem, ilişkilerin düzelmesini sağlayabilir. Bir ev satın almayı düşünenler, evlenmeyi veya bir yuvada birlikte yaşamayı düşünenler adım atabilirler

Sevdiğiniz kişiye karşı adil ve hassas davranarak yanlış anlaşılmalarla dolu zor bir dönemi atlatacaksınız. Mantıklı davranmakla kalmayıp, daha kibar ve şefkatli olun. Bir görevi başarıyla tamamlayarak değerinizi kanıtlama imkanı yakalayacaksınız. Sevgili Başak, Ekim ayında güzel projelerde yer alabilir, uzun soluklu ve geleceğe yönelik işlere imza atabilirsiniz. Bu konuda diğer burçlara göre oldukça şanslı bir dönemdesiniz. Mars'ın 15 Ekim'de Başak burcuna girmesiyle yeni projeler üzerinize yağacak. Yüklü bir para geliyor. Yeni bir ev ya da araba alma fikri gündeme gelebilir.


Terazi Ekim ayı sizin ayınız sevgili Teraziler. Arzu ettiğiniz gelişmeler gerçekleşeceği gibi, büyük ses getirecek. Arkadaşlarınızı, ortak ilgi alanlarınız doğrultusunda seçmeye çalışacaksınız. Kendinizi açıkça ifade edebileceksiniz. Erteleme huyunuz yüzünden bir fırsatı kaçıracaksınız. Çoktan bitirdiğiniz bir iş üzerinde değişiklik yapmak konusunda isteksiz olacaksınız; çünkü yaptığınız işin sizi tatmin etmediğini düşüneceksiniz. Daha kararlı olduğunuz takdirde, geçmişte yaptığınız hatalarla yüzleşip çok daha kesin ve net kararlar verebilirsiniz. Yine zayıflama kişisel bakım beden güzelliği gibi konular bu ay ön plana çıkabilirler.

Kova Yay Burcunuzda kadersel alanında ilerlemeye başlayacak gezegeniniz Jüpiter, gereken üç haftalık bir süreyi başlatarak beklediğiniz fırsatları yakalama şansı verecek. Ekim 'in ilk haftasında ise adeta kısmet diye nitelendireceğiniz bir teklifle gelecek. Bu ay aşk hayatınızla ilgili bir karar alacak ve rahatlayacaksınız. Doğru kişiyi bulduğunuza göre, artik ilişkinize odaklanmanızı öneriyoruz. Çok iyi anlaştığınız biriyle bir anlaşma yapacaksınız. Planladığınız projeleri birlikte başaracaksınız ve bundan, güzel bir arkadaşlık doğacak. Evlilik ortaklık işbirlikleri anlaşmalar gibi konularda yeni gelişmeler ya da açılan yeni kapılar, keyfinizi oldukça yerine getirecek.

Oğlak Akrep Venüs-Satürn kavuşum, Akrep burcunda gerçekleştiği için, 15 Ekim tarihine kadar ne varsa ortaya koyulacak, masaya yatırılacak ve ayıklanması gerekenler ayıklanacak. Kendinizi güvende hissetmenizi sağlayan biriyle yakınlaşacaksınız. Herhangi bir tartışma yaşamamak için yakın arkadaşlarınızla olmayı tercih edeceksiniz. Birikmiş onlarca işi tamamlayacaksınız. İşlerinizi baştan savma yapmamaya ve mümkün olduğunca konsantre olmaya çalışın. Bu ay, sorunlarını gidermekle kalmayıp size maddi açıdan daha da büyük refah sağlayabilecek bazı fırsatlarla karşılaşmanız olası. Evlilik ve ortaklıklar, sözleşmeler gibi konular daha da fazla ön plana çıkartırken, hayatınızda artık ilişkilerinizde daha huzurlu ve mutlu bir döneme giriyorsunuz.

Partnerinizin sizden yardim isteyeceği, beklenmedik bir durumla karşı karşıya kalacaksınız. Onun moralini yüksek tutmak için doğru sözler seçeceksiniz. Kaçırdığınız bir fırsat ve çözülemeyen bir problem karşınıza çözülmüş olarak çıkacak. İş hayatınızda bu ay şans sizden yana. İçsel korkularınızı çok daha kolay aşacaksınız. Çevrenizde daha istikrarlı dostluklar ve arkadaşlıklar kuracaksınız. Uzun zamandan beri unuttuğunuz hayatın keyfini yaşayacaksınız. Ani ev ve ani şehir değişikliğinde sizi fazlası ile mutlu edecektir! Güzel konuşma ve yeteneklerinizi karşı tarafa yansıtma konusunda başarılısınız.

Yaptığınız yanlış bir seçim yüzünden, ilişkinizdeki otoriteniz sorgulanacak. Bütün kararları tek başınıza vermeye çalışmaktan vazgeçin. Bir durum karşısında doğru olanı yapacaksınız, fakat maalesef beklenmedik etkenler ortaya çıkacak. Sakin kalın ve zekanızı kullanın. Bunun yanı sıra mülk almak ve satmak, âşık olmak, çocuk sahibi olmak ya da çocuklarla ilgili sorunlu süreçlerin bitmesi, şansın normale oranla daha bol olması gibi olumlu konular yaşamınıza renk katacak. Sanat veya spor alanlarında başarı kazanmak gibi konularınız ön plana alacaktır.

Balık

Bir an bile tereddüt etmeyecek ve ilişkinizde doğru seçim yaptığınızdan emin olacaksınız. Bunlar gelişmenizde ve olgunlaşmanızda önemli zamanlar... İstediğiniz değişiklikleri yapmak için beklemeniz gerekecek. Size yardım edeceğini söyleyen kişiler, sözlerinde duracak ve siz bile bu destekten dolayı şaşıracaksınız. Yeni bir iş hayatının içine gireceksiniz. 2 Ekim tarihi bilhassa önemseyin. Bir yandan sevdiğiniz insana bağlısınızdır ancak diğer taraftan halledilmesi gereken parasal meseleler vardır. Bunların mutlaka halledilmesi gerekir. Üzerinizde güçlü etkiler varken gözünüzün açık olması gerekiyor. Değişim şimdi başlıyor!

145


Adresler

A

ALEXANDER McQUEEN Nişantaşı 0212 232 20 04 ALEXANDER WANG Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

B

DIVARESE İstinye Park AVM 0212 345 59 40

E

ALICIA&OLIVIA Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76

EMPORIO ARMANI Nişantaşı 0212 233 06 66

ARMANI Nişantaşı 0212 233 06 66

ETRO İstinye Park AVM 0212 335 67 95

BALLY Abdi İpekçi Caddesi No:4 4 Nişantaşı 0212 219 94 98

ESCADA Nişantaşı 0212 247 84 83

BALMAIN Beymen İstinye 0212 335 67 00 BEYMEN Abdi İpekçi Caddesi, No:23/1 Nişantaşı 0212 373 48 00 BEYMEN BLENDER Nişantaşı 0212 373 48 00

F G

BURBERRY İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 241 55 16

C

CELINE Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00 CHANEL Nişantaşı 0212 368 63 00 CHOLE İstinye Park AVM 0212 335 67 82

H

CHRISTIAN LOUBOUTIN Beymen Akmerkez 0212 216 69 00 D&G İstinye Park AVM 0212 345 54 91 DKNY Nişantaşı 0212 230 66 86 DRIES VAN NOTTEN Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

146

FABRİKA İstinye Park AVM 0212 345 59 75

K L M

KURT GEIGER İstinye Park AVM 0212 345 54 85

SWAROWSKI Nişantaşı 0212 240 29 32

LANVIN Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

SERGIO ROSSI Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

LOUIS VUITTON İstinye Park AVM 0212 345 58 10

STEFANEL İstinye Park AVM 0212 345 55 96

MANGO İstinye Park AVM 0212 345 57 17

SALVATORE FERRAGAMO Harvey Nıchols Kanyon 0212 319 11 76

T

GALERİ NUR Alsancak-İzmir 0232 421 38 76

MARNI Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

GUCCI İstinye Park AVM 0212 345 61 30

MAXMARA Teşvikiye Cad. No:7 3 Nişantaşı

TOPSHOP Nişantaşı 0212 291 08 40

GUESS Akmerkez 0212 282 12 55

MIU MIU İstinye Park AVM 0212 329 81 58

TORY BURCH Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

HARVEY NICHOLS Kanyon AVM Levent 0212 319 11 00

MOSCHINO İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 335 67 70

TWIST İstinye Park AVM 0212 345 50 05

N

NETWORK İstinye Park AVM 0212 345 59 70

P

PARK BRAVO İstinye Park AVM 0212 345 54 25

HOTİÇ İstinye Park AVM 0212 345 52 40 İNCİ İstinye Park AVM 0212 345 59 53

JEAN PAUL GAULTIER 0212 319 11 76 JIL SANDER Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

V

R

ROBERTO CAVALLI Nişantaşı 0212 291 07 54

VAKKO Nişantaşı 0212 248 50 11 VAKKORAMA Etiler 0212 282 09 65 VALENTINO Nişantaşı 0212 219 66 31 VERSACE Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76

PINKO İstinye Park AVM 0212 345 57 70 PRADA Nişantaşı 0212 368 84 50

TUBA BENİAN Nişantaşı 0212 327 22 23 TOMMY HILFIGER İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 345 60 25

PATRICIA PEPE Nişantaşı 0212 234 83 93

İPEKYOL İstinye Park AVM 0212 345 50 20

J

S

SONGÜL CABACI Teşvikiye 0212 245 91 36

MARC JACOBS Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

HERMES Nişantaşı 0212 241 27 78

İ

KOTON İstinye Park AVM 0212 345 53 10

RALPH LAUREN İstinye Park AVM 0212 345 71 12

FORUM SAAT Beykoz İstanbul 0216 485 42 10

H&M İstinye Park AVM 0212 345 68 28

CHRISTIAN DIOR İstinye Park AVM 0212 345 59 30

D

EMILIO PUCCI Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76

JIMMY CHOO İstinye Park AVM 0212 335 67 66

Y Z

YVES SAINT LAURENT Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00 ZARA Etiler 0212 282 18 82


147


148


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.