Stiletto November

Page 1





3









11 LATA

232 421 2861











21





25





29



31







S

on kitabın "Aile Çay Bahçesi" çok dokunaklı, bir o kadar da düşündürücü. Nedir bu romanın çıkış noktası? Uzun zaman önce zihnimde oluşan bir görüntüyle başladı her şey. Beyazlar içinde iki kadın, yanyana yürüyorlar. Kim olduklarını, nereden gelip nereye gittiklerini bilmiyoruz. Bu kadınların kim olabileceklerini, aralarındaki ilişkileri, toplumla ilişkilerini düşünürken Müzeyyen karakteri oluşmaya başladı. Hemen ardından da kız kardeşi Çiğdem çıkıp geldi. İki kız kardeşin aile içindeki duruşlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini, bu ilişkiler zinciri içinde kendilerini var etme çabalarını düşünürken aldığım notlar, kurduğum sahneler zamanla beni "Aile Çay Bahçesi"ne getirdi.

kendi ailelerimizde de yalan, aldatma, ikiyüzlülük, şiddet var. Ama benim için daha anlaşılmaz olan, bir yazar olarak hesaplaşmak istediğim konu; kabullenmek. Özellikle kadınlar bu denklemin içinde kabullenmeye mecbur bırakılıyor. Kabullenmeye ve susmaya.

Müzeyyen’in içinde kopan fırtınaları yazarken, bir kadın okuyucuya “Hah işte tam da öyle” dedirtebilmek, bir kadın yazar için kolay olabilir. Ama Yekta Kopan bunu nasıl başardı merak ediyorum.

“Aile dediğin şey bitmeyen bir mide yanması” diyorsun. Sana bunu düşündüren nedir? Bütün yalanların, ikiyüzlülüğün, şiddetin, sevgisizliğin ve hatta daha da ötesi neşenin ve sevginin bile dört duvar arasına hapsedildiği bir kurumdan söz ediyoruz. Üstelik bütün bunların varlığını bildiğimiz halde, toplum olarak "Aile kutsaldır," cümlesinin arkasına sığınıp, bu yalanın paydaşı haline geliyoruz biz de. Sonra, hiçbir şeyden haberimiz yokmuş gibi yapıp, gazetelerin üçüncü sayfalarındaki haberlere şaşırmayı da başarıyoruz. "Görüyor musun bak, uzaktaki ailelerde neler oluyor, oysa bizim ailede hiç de öyle şeyler olmaz," deyip hayatımıza devam edebiliyoruz. Oysa farklı şekilleriyle olsa da,

Aslında hepimizin hayatımızda böyle cesur olduğu anlar vardır. Yeter ki bu cesaretin karşılığında, sorular sormaya başlayalım. Bir gün, belki de hiç beklemediğimiz bir anda, bir olay olur. Aldığımız bir haber, yaşadığımız bir acı, beklenmedik bir başarı tetikler duygularımızı, düşüncelerimizi. O noktada, yine bir kabullenmişlik duvarının arkasına sığınacak mıyız, yoksa hesaplaşmaya mı başlayacağız? Mesele bu. Müzeyyen'in aldığı bir haber, önce zihninde hesaplaşmasını başlatıyor. Soruyor, arıyor, hesaplaşıyor. Sonrası kendiliğinden geliyor zaten.

Kader deyip kabullenmeyi reddeden, cesur bir karakter Müzeyyen. “Ben babamın neyiyim?” diye soran bir kız, nasıl bu hale geldi ve bu kadar cesur olabildi? Müzeyyen'in çıkış noktası bu işte; kabullenmemek. Cevaplar beklemeden sorular sormaya başlamak. Hesaplaşmak.

Açıkçası önceliğim Müzeyyen'in kadın ya da erkek olmasında değil, insan olmasındaydı. Cinsiyetsiz düşünmeye çalıştım. Hesaplaşmanın ilk adımı buydu benim için. Ama tabii bu kolaya kaçmak olurdu. Çünkü erkek egemen bir dilin içine sıkıştırılmış, aslında her daim bu şiddetin baskısı altında yaşayan bir kadının hesaplaşması nasıl olur diye düşünmek gerekiyordu. Dışarıdan bakıldığında, derdi olmayan bir orta sınıf ailenin içinde susmak zorunda bırakılan kadının zihni nasıl konuşmaya başlar? Ne yaparsam yapayım, bir kadın gibi düşünemeyeceğimi ve yazamayacağımı biliyordum. O yüzden kendimi ve yazdığım metni kandırmadan, Müzeyyen'in diline samimiyetle ulaşmaya çalıştım sadece.

37



39



“Dünyanın bütün f iilleri özür dilemeli kadınlardan” demişsin… Dilin bile bu kadar erkek olduğu bir dünyada, bu ağdalı söz de havada kalır bence. Hani gerçekten mümkün olsa böyle bir şey ve özür dilense ne olacak? Dillerin, dinlerin, yönetim biçimlerinin, toplumsal sözleşmelerin erkek olduğu bir dünyadan söz ediyoruz. Evet, şiddet ve nefret dolu bir erkek egemen dil özür dilemeli. Ama daha da ötesi, kadınlar bu dille, nefretle, şiddetle, yalanla, ikiyüzlülükle hesaplaşmalı. Aslında, bu cümlenin yarattığı duyguyu, benim sana sormam lazım. Edebiyatın hayatındaki yeri dersek? Her zaman söylediğimi tekrar edeceğim: "Ben anlamak ve anlayabildiğim kadarını anlatarak paylaşmak, çoğalmak için okuyorum ve yazıyorum." Yaşamın içinde sürekli öğrenci olmayı, her an yeni bir şey öğrenmek isteyen birini en çok doyuran, geliştiren, bir sonraki güne hazırlayan şey edebiyat. Hiçbir zaman mezun olamayacağım bir okulda, tam zamanlı öğrenciyim anlayacağın. Yeni projelerin varsa, biraz bilgi alabilir miyiz? Eski usül çalışan biriyim. Defterler ve kalemler var hayatımda. Bilgisayar kısmı çok sonra gelir. Ve o defterler türlü fikirle, karakterle doluyor. Bunların hepsi bir yere ulaşmıyor. Hatta ne yalan söyleyeyim, çoğu yırtılıp atılıyor. Ama defterlerde hep yeni projeler oluyor. Öyküler var elimde, uzun süredir tamamlamak istediğim, kimisi neredeyse bitmiş olan. Başka notlar da var. Ama ne zaman tamamlanır, beni nereye götürür bilemem. Sonuçta "Aile Çay Bahçesi"nin notları da bundan yaklaşık beş yıl öncesine dayanıyor. Arada başka kitaplarım çıktı ama o notlar, karakterler hep benimleydi. Şu anda defterimde olanlar, ne zaman bir kitap bütününe ulaşır, bilemem. Ben okumaya, yazmaya ve çalışmaya devam edeceğim.

41









49 49



Yeni koleksiyonunuz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Bir hikayesi var mı? Yeni koleksiyonumun belli bir hikayesi yok. Kişinin kendini özgürleştirmesini, öze dönüşünü yansıtıyor diyebilirim.

Mercedes-Benz İstanbul Moda Haftası’nda defileniz çok ses getirdi ve çok konuşuldu. Neler düşünüyorsunuz? Sizce Mercedes-Benz İstanbul Moda Haftası nasıl geçti? Benim için büyük bir mutluluktu beğenilip konuşulması, yaptığım işin önemini daha da arttırıp, bir sonraki koleksiyonlarım için de daha özenli ve hassas olmamı sağlıyor. MBIFW bu sezon güzeldi, her sezon daha da iyiye gidecek gibi geliyor. Fakat tasarımcıları alıcıyla buluşturmak için doğru bir nokta değil. Dönüşleri güçlendirmek adına çalışmalar yapılması gerekiyor.Tasarımcılar olarak ne kadar doğru ve güçlü koleksiyonlar hazırlasak da bu etkinlik, gerek reklam, gerek ticari yönüyle çok zayıf ve yüzeysel kalan bir eylem haline dönüşüyor.

5151



Ayhan Yetgin kadınının özellikleri nedir? Kimler, niçin tercih ediyor sizin markanızı? Sıra dışı, net, kendinden emin bir kadın. Yaşamak istediği gibi özgür davranan, kendini ortaya koyan, iddialı kadınlar tercih ediyor.

Yaratıcılığınızı ne tetikler? Nasıl bir ortam da tasarım yaparsınız? Genelde depresyon dönemleri yaratıcılığımı tetikliyor. O ruh halinde çok farklı tasarımları ortaya çıkarabiliyorum. Ortam olarak evde yalnız çalışmalarımı gerçekleştiririm, hem çalışıp hem kendimi dinlerim, bu şekilde ortaya ne çıkarmak istediğimi anlarım.

Tasarım süreci kumaşla mı, hayal ederek mi, çizerek mi başlar?

Tasarım sürecim ilk önce bana yeniliği çağrıştıran anahtar kelimelerle başlar. Bu süreçte skeçler yaparak nasıl bir koleksiyon oluşturmak istediğimi görürüm. Yaptığım elemelerden sonra üretimde uygulamaya başlarım.

53



Çok genç bir tasarımcı olmanıza rağmen önemli ödüllere sahipsiniz. Biraz bahsedebilir misiniz bunlardan? Katılmış olduğum moda tasarım yarışmaları kendimi geliştirme ve tanıtma yönünde bana büyük faydalar sağladı. 2009 Elle dergisinin düzenlemiş olduğu Moda Tasarımı yarışmasında 1.lik ödülü, 2009 İTHİP Kumaş tasarımı yarışmasında 3.lük ödülü kazandım. Ödüllerden önce bu yarışmalara hazırlanma süreci, tasarım yolculuğumda çizgimin ortaya çıkmasını sağladı.

Dünyanın en sevilen dizilerinden biri olan Sex and City’nin stil danışmanı Patricia Field’in dikkatini çekmiş olmanız da büyük bir başarı. Anlatabilir misiniz nasıl gelişti? Kariyeriniz açısından etkili oldu mu? Benim için inanılmaz bir sürprizdi. 2010 İTKİB KOZA'da hazırlamış olduğum TOP SECRET koleksiyonumun Patricia Field tarafından beğenilip favori gösterilmesi, benim için bir kırılma noktası oldu diyebilirim. Moda evrensel ve dünyadan bu konuda profesyonellerin dikkatini çekmek kadar güzel bir şey olamaz. Çünkü o noktada ne kadar doğru ilerlediğinin teyidini almış oluyorsunuz. İlerideki hedefim uluslararası platformda yer almak olduğu için, kariyerimde büyük bir adım oldu diyebilirim.

55 55





59



61





“This is my time” Kelly Rowland

www.forumsaat.com.tr

www.twsteel.com

65





. . o t n e i V

BYKEPİ'den ruhunuzu daha da yükseğe taşıyacak bir esinti geliyor.

S

ınırlı sayıda üretilecek olan Viento çok iddialı. Houte couture mobilya üretiminde sektördeki en büyük alan ve kapasiteye sahip By Kepi, benzersiz el işçiliği ile hayat bulan Viento'nun beğeni kazanmış birçok üründen farkı, olması! "Bu sadece benim olmalı" diyen ve eşsiz ürünler seven koleksiyoner ruhlar için özel olarak tasarlandı.

limited edition

Her tasarımında kusursuzluk ile kaliteyi birleştiren By Kepi bu kez Viento ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor! İlk kez IMOB fuarında sergilediği Viento Yemek odası konsepti, herkes tarafından büyük ilgi gördü.

Viento, yurtdışından getirilen, çok özel, yüksek kalite ceviz kaplama ile görünen ve görünmeyen tüm detayları kaplanmış olup, özel krom ayaklar ve aksesuarları ile benzersiz bir tasarıma sahiptir. Özel ceviz kaplaması her üründe farklı bir desen oluşturarak, her takımı benzersiz kılmakta. Büyük salonlarda, her detayı ile göz dolduran ve çoğunluğu el işçiliğine sahip Viento, aynı zamanda çok kullanışlı bir yemek odası.

Bu ihtişamlı esintiye kendini bırakanların hissini sonsuz kılmak üzere isme özel sertifikalar da Viento ile gerçek sahiplerini bulacak. Sevdiğiniz mekanları benzersiz tasarımları ile yaşanılır kılan By Kepi, yaşamınızı mükemmele dönüştürürken 2013 yılında ürünlerinin ilki olarak Viento ile de zevkinizi tescilleyecek!

limited edition

69



TERANE

71







Mesela eskiden beri tanıdığım bir arkadaşım mahcup, az şaka yapan ve yapılabilen, içine kapanık biriydi ama gel gör ki, sosyal medyadaki esprileri ve cesur paylaşımları beni ‘’Tamam bu arkadaş değişmiş’’ dedirtmişti ki, onu sokakta görüp eski profilini bana yine sergileyene kadar. Bir diğer tanıdığım kadın ise, artistlerden ve şarkıcılardan sonra dekolteyi bu topraklarda en iyi sergileyenlerdendi. Yine aynı arkadaş, sosyal medyada dualar ve ilahiler paylaşmakta ama giyim tarzı hala aynı. Bu arkadaşların gerçek hayat ile sanal hayat arasındaki git-gelleri, zaten karışık olan algı ve analiz merkezime olan güvenimi sallamakta. Ama merkez bunu ne kadar kafaya takar bilemem. Konuyu başka merkezlere kaydıralım, mesela geçenlerde ‘sigara yasağı sosyalleşmesi’ sonucu bir arkadaşım evlendi, bir diğeri ise ‘’Sigarayı bırakacağım galiba... da nereye bırakacağıma bakıyorum’’ dedi. Bu sigara sadece dumandan ve nikotinden ibaret değil galiba. Bir arkadaşım var benim, elinde sigara varken ses tonu ve yürüyüşü bile değişiyor, nedenini sorduğumda ise “Dur şu son nefesi de çekeyim anlatırım” demişti. Bir de Türk kahvesiyle içilince, daha

farklı bir şekil verilebiliyor galiba bu dumanı dışarı üfleme işine. Kahve deyince burdan da fal için bir hikaye çıkar; falcının ‘’Eski sevgilin geri dönecek’’ demesiyle ‘’Bak bakalım, o fincanda umrumda olup olmadığı da görünüyor mu?’’ Sevgili deyince bir uyarıda bulunayım, Kasım ayındayız ve farklı aşklar tedavülde, değerlendirin yoksa bir sene daha beklersiniz.

ilgilendirmez’’ diye cevap almıştım. Bir başkasına ise, ‘’Acaba çay mı içeyim, kahve mi?” demiştim, ‘’Çayı gerçekten sevseydin kahve diye bir seçenek olmazdı’’ diye başka güzel bir cevap almıştım. Tabii bir de bu kadınların sevgili olanları var ki, onlar için birer ‘olağan şüpheliden’ öteye geçmemiz zaten imkansız.

Gelelim hiç kafamın basmadığı şu yoga işine; minder, kemer, yastık, battaniye vs. Ben yogayı zihinde başlayıp yine orada biten bir durum zannetmekteymişim ki cehaletimi, bu işe saran birinin yoga için yaptığı alışverişten sonra kendi yüzüme kendim vurdum. Ama hala bu pilates modasından sonra yogaya girişenlerle de eğlenmeden duramıyorum. ‘Ünlüler “sıcak yoga” ile zayıflıyorlarmış… Sıcak yoga önemli tabii “Ben geçen soğuk yoga yapmışım her yerim tutuldu’’ dedim ve bir tek kendim güldüm ve hatta beş dakika sonra kalabalık masada bir ben kaldım. Bu, kadınların kızdıkları zaman verdikleri tepkiler her zaman böyle masadan kalkıp gitmekle de bitmiyor. Zamanında araba kullanan birisine ‘’Niye sinyal vermeden dönüyorsun?’’ soruma, ‘’Benim nereye gideceğim kimseyi

‘’Güvenimi düşürdüm, hükümsüzdür’’ dedikten sonra uzaklara bakarak daldı gitti. Uyuyorum dedikten sonra, uyumadığı anlaşılan insan sevimsizliği gibi bir durum bu, içinde olduğum. Herkes bir tuğla koymuş gitmiş ama duvar senin karşında ve finalde bir kadın atasözü; ‘’Sonra konuşuruz.’’

Deniz misin, Liman mı?

Bir yerlerde şöyle bir şey okumuştum: Sevgilinizin Iphone’unuzu karıştırmasına neden izin vermezsiniz? A) Sevgilim yok B) Iphone’um yok Ayın pratik bilgisi: Var olan eski sevgililerinizi de saklama kabı olarak kullanabilirsiniz, hiç bir şeyi unutmuyorlar. Engin bilgi dağarcığımdan ve acılar içinde kıvranan kalbimden bu aylık bu kadar, esen kalınız.

77





Kariyerlerinde 10 yılı geride bırakan Chambao, Akdeniz müziklerini farklı tarzlarla buluşturmakla kalmıyor, dünyaca ünlü yıldızlarla yaptıkları kayıtlarla da büyük ilgi görüyor. İsmini İspanya'nın güneyinde, Malaga'da, çatısı palmiye yapraklarından ya da bambulardan yapılan ve ahşap sopalarla desteklenen kumsal barakalarından alan Chambao'nun müzikleri de sanki hayatın tüm yoruculuğundan koruyan deniz kokulu bir sığınak gibi.

Chambao'nun şarkılarına yeniden hayat verdiği ve Sony Music etiketiyle yayınlanan albümleri "10 Anos Around The World", 2 CD olarak bizde de vitrinlerde. Albümde grubun şarkılarına ünlü dj'lerle remixler ve ayrıca Cesaria Evora'dan, Lila Downs'a, Ricky Martin'den, Estrella Morente'ye kadar birbirinden ünlü yıldızlarla düetler yer alıyor. Chambao'nun sesi ve şarkı yazarı La Mari ile müziklerini, geride bıraktıkları 10 yılı, yeni albümlerini ve 12 Kasım konseri öncesi İstanbul'u konuştuk.

81 81



sanatçının kendi tarzıyla ve keyif alarak şarkılara verdiği farklı havayı görmek çok heyecanlıydı. Sonuçtan çok memnunum ve umarım benim hoşuma gittiği kadar dinleyenlerin de hoşuna gider, bu albümü Chambao dinleyenlere bir teşekkür olarak hazırladık.

Bir önceki stüdyo albümünüzün misafirlerinden biri de efsanevi Kübalı piyanist Chucho Valdes olmuştu; sırada başka sürpriz isimlerle de projeleriniz var mı? Chucho Valdes, Joemi Carmona ve Carles Benavent ile birlikte konuk olmuştu. Benim için birlikte çalışmak harika bir deneyimdi ve şarkıyı daha da güzelleştirerek verdikleri hava büyük bir keyif oldu, bence albümün cevheriydi. Beraber çalışmakla çok iyi hissedebileceğim başka isimlerle de biraraya gelmek isterim, ama bilemezsiniz.

Şimdiye kadar Latin süperstar Ricky Martin’den, dünya müziği

efsanesi Cesaria Evora’ya kadar birçok ünlü isimle çalışmış oldunuz ama dünyaca ünlü bir pop yıldızıyla da çalışmayı seçseydiniz kim olsun isterdiniz? Gerçek şu ki, kimle çalışmak isterdim şu ara söyleyemem çünkü bahsettiğim "10 years Around The World" projesi üzerinde son 1 yıldır çalışırken zaten birlikte çalıştığım birçok isim oldu ve hepsinden çok keyif de aldım. Zaman belki bana yine başka sanatçılarla da işbirliği şansı verebilir, ama genelde şu aralar pek üstünde durmuyorum.

Müzikleriniz şehir yaşantısının kargaşasından kaçış gibi de hissettiriyor; peki siz günlük hayatın stresinden uzaklaşabilmek için neler dinliyorsunuz? Tarifiniz için çok teşekkürler! Ben de çoğunlukla günlük hayatın stresinden kaçmak için kırsal yerlere, deniz kenarına kaçıyorum, Toumani Diabaté'den Mercan Dede'ye ve

Nitin Sawhney'e kadar elime geçen müzikler ve keyif için seyahat ediyorum, kimi zaman da seyahatlerde elime geçen, çok hoşuma giden ve hiç bilmediğim müzikler keşfediyorum.

İstanbul’a ilk kez 5 yıl önce gelmiştiniz, bu kez 12 Kasım’da yepyeni şarkılarınızla sahnede olacaksınız; ilk ziyaretinizden İstanbul’la ilgili aklınızda en çok neler kaldı? Çevremdeki herkesin sevgi dolu ve ne kadar sempatik olduğunu hatırlıyorum, bayıldığım yemeklerinizi de hatırlıyorum. İstanbul bana Endülüs'ü de çağrıştırıyor ayrıca semazenleri de biliyorum. Çok sevdiğim iki tane Mercan Dede albümü de aklıma geliyor! Ülkenizle ilgili çok güzel anılarım da var ve müziklerimizi paylaşmak üzere davet edildiğimiz için şükran duyuyorum.

83









Marc Jacobs ilk kez 1986'da New York'da koleksiyon hazırladı. Moda dünyasının nabzını tutacağı sinyallerini daha o yıllarda veriyordu. İlk koleksiyonunu tanıttığı sene CFDA tarafından "Modanın yeni dahisi" sıfatıyla ödül alan ünlü stilist'in şu anda milyonlarca takipçisi ve hayranı var.

Amerika'da başlayan macerası Avrupa'dan sonra Ortadoğu ve Uzak Doğu'da devam eden ünlü modacı, kadın ve erkek kıyafetlerinden sonra çocuk kıyafetleri de tasarlamaya başladı. Elinin değdiği her şeye mucizevi bir güzellik katan Marc Jacobs, çocuk kıyafeti tasarımlarında da beklenen başarıyı yakaladı. Tasarımlarıyla çok konuşulan ünlü stilist, bikini ve mayo tasarımlarıyla el atmadığı alan bırakmadı. Birçok ünlünün tercihi olan tasarımcı, modanın yaşam sanatının bir parçası olduğunu savunuyor. Tasarımcı Marc Jacobs'un stilini beğendiği kadınların başında Sofia Coppola geliyor. Ünlü stilist, Coppola'nın yaşam tarzını kıyafetleriyle yansıtma şeklini son derece başarılı buluyor.

91





Burberry

ÇEŞİTLİ DESEN VE KUMAŞLARLA ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ KOLEKSİYONLARIN IŞIĞINDA, BU KIŞ ÇETİN DEĞİL, ŞIK VE EĞLENCELİ GEÇECEK...

9595

























u

zun bir bayram tatilinin nihayet bitmiş olmasının huzuru ve mutluluğu içindeyim. Büyük bir özlemle attım kendimi ofise ve hasret giderdim atölyemdeki her bir eşya ile. Ne kadar da özlemişim çalışmayı. Aslında bu durumun tam tersi olması gerekirdi. Ama çocuklarla gidilen bol adrenalinli tatil insana çalışma günlerini bile özletiyor. Zorla yazı getirmeye çalıştığımız bu tatil haftasında, denizin ve kumsalın son faslını yaptık. Bir sonraki seneye kadar elveda deniz, hoş geldin yeni sezon. Bu ay yine yepyeni sürpriz trendlerle doluyuz. Sonbaharın sonlarına yaklaştığımız ve kışın inceden inceye hissedildiği bu hüzünlü Kasım ayında, size çok değişik bir temadan; Fantazmagorya dünyasından bahsetmek istiyorum. Kitlesini; dijital dünyada doğmuş, genç jenerasyonun ve tekno hayalcilerin oluşturduğu; mistik bir dünya bu. Gerçeğin, rasyonelliğin tam tersi; düşsel ve fantastik bu dünyada gotik akımı geri dönüyor. Yeni bir romantik görüntü ve yeni formlar ön planda. Kısacası şiirsel bir dünya görüyoruz. 3 boyutlu formlar dikkati çekiyor.

119



Gece, astroloji ve aynı zamanda digital, deney ve teknoloji temalı bu akım hem çok eğlenceli hem de bir o kadar gizemli. Havaların buz gibi olduğu geçtiğimiz hafta dışarı çıkarken, gece kelebeğini andıran redingot paltomu giyip kırmızı lake bir ruj sürdüm. Koyu makyajım ve esrarengiz görünümümle sihirli bir geceye akacakmış havasındaydım. Arada sırada da olsa böyle gizemli modda takılmayı şiddetle tavsiye ederim. Kendimi Monster High kızlarından drakulara gibi hissettim.

Trendlerin sizinle dalga geçmesine izin vermeyin ama siz dalga geçin. Aradaki ince farkı yakaladığınızda, hem siz hem de çevreniz çok eğleneceksiniz. Yıllar sonra resimlerinize bakarken gördüğünüz siz, siz olun; bir başkası değil. Annemin bana 15 yaşında bir düğün davetine giderken giydirdiği yavru ağzı, çift vatkalı kısa ceket ve içinden çıkan devasa yelpaze yaka gömlekle kendimi Dilophosaurus gibi hissediyordum. Elbette ben, bugün kızımı seçimlerinde özgür bırakıyor, bana göre çok grunge giyinmesine rağmen karışmıyor ve kendi tarzını oluşturması için onu destekliyorum. Moda, tasarımdan farklı olarak, bir kısır döngü içerisinde kendini durmadan yenileyerek tekrarlayan bir giyim tarzı olduğu için, zamanlamayı doğru ayarladığınızda gerçekten çok eğlencelidir. Komik olmadan, yerine göre abartmak ve bir akımı hiç tereddütsüz denemek çok iddialı gibi görünse de aslında çok basittir. Siz siz olun, trendlerin kölesi olmayın ama onlarla eğlenin. Keyfinizin ve moda aşkınızın hiç bitmediği, mutlu, eğlenceli ve fantazmagorya dolu güzel bir ay dilerim. Sevgiyle, ışıkla ve heyecanla kalın.

Tuba Benian

121



123



Beyaz pantolonu, boğazlı siyah kazağı ve oval çerçeveli güneş gözlükleriyle 70'li yılların modasına yön veriyordu. Onun bu vurdumduymaz kişiliği 60'lı yılların özgür ruhuna gönderme yaparken, O aynı zamanda 'Petrodolar stili'ne imza atmış oluyordu.

muhafazakar bir görünüme kavuşturuyordu. Elbiselerini genellikle tek renk ve desensiz kumaşlardan tercih ederdi. . Siyah balıkçı kazağın herkesin kalbinde ve gardırobunda yer etmesini sağladı.

Bir süre sonra ortaya atılan dedikodular ihanet rüzgarlarını estirmeye başlamıştı. Onasis'in Maria Callas'la görüştüğü, Jackie'nin ise Corfu Adası'na Yunanlı genç mimar Alex Hadzimichailis'la beraber gittiği söylentileri yayılıyordu. 1973 yılında oğlunu bir uçak kazasında kaybeden Onassis derin bir bunalıma girdi. 1975 yılındaysa kızı Christina ve Maria Callas'ın yanında son nefesini verdi. Cenazeye katılan resmi dulun başı açık, üstündeyse yünden siyah bir elbise vardı. Jackie Kennedy Onasis, bundan sonraki yıllarını sakin geçirdi. Son aşkı Yahudi asıllı bir elmas tüccarıydı. Çocuklarının geleceği ile ilgili endişeler yaşasa da 200 milyon dolarlık serveti rahat nefes almasını sağlıyordu. Sakin ve huzurlu geçirdiği 19 yılın ardından 1994'te bir gece son nefesini verdi. Bir efsane geride kalanların hazfızasında çoktan yer etmişti. Stilinin en önemli özellikleri arasında güneş gözlükleri vardı. Gözlükleri onun vazgeçilmeziydi ve gizemini korumasına yardımcı oluyordu. Kendi adını taşıyan gözlükler piyasaya sürüldüğünde ABD de her kadın bundan bir tanesine sahip olmak istiyordu. O'nun incilerinin çoğu sahteydi. Çok fazla takı kullanmazdı. Fakat üç sıra inci onun imzasıydı. Ölümünden sonra sahte incileri bile milyonlarca dolara alıcı bulmuştu Straplez ve omuzu açıkta bırakan elbiseleri uzun eldivenlerle tamamlardı. Böylece cesur sayılabilecek elbiseleri daha

125



127 127



















Peki Turnuvaya katılmak isteyen teknelerde aradığınız koşullar nelerdir? Tekne seçimi yapmıyoruz. Burası herkese açık ama bazı normlarımız var. İlki, bu açık denizlerde görev yapabilecek klasifikasyonlarda, güvenlik açısından riske atmayacak tekneler olmalı. Bunun yanı sıra, ticari lisanslı balıkçı tekneleri bu turnuvaya katılamıyor. Tamamen amatör olmak zorundasınız. Yelkenli tekneyle bile katılabilirsiniz yani. Hatta geçen senenin en büyük balığı, yelkenli bir tekneden geldi. Türk balık sevdalıları dışında, yurt dışından da katılımcıların çoğalması çok sevindirici. Evet, bu sene 'İtalyan Milli Takımı' geldi. Fakat balıksız bir döneme denk geldiler. Ama yine de memnunlar çünkü bu iş sadece balık avlama değil, bu turnuvanın içerisinde bir sürü lezzet var. Balıkçılığa gönül vermiş insanların arasındaki sosyal yakınlaşma bile bu turnuvayı çok keyifli kılıyor. Yunan Adaları'ndan balıkçı dostlarımız bizi yalnız bırakmıyor, biz de onların düzenlediği turnuvaları kaçırmıyoruz. Yunan Adaları'na çok gidiyoruz. Özellikle Patmos Adası. Herkese çok tavsiye edeceğim bir ada. Vodafone 4 yıldır sizi yalnız bırakmıyor. Başarının bir ekip işi olduğunu ve arkanızda böyle kurumsal markaların olması sevindirici. Vodafone benimsedi bu turnuvayı. Onlar da bizim aldığımız hazzı alıyorlar. Dolayısıyla, paralelinde beraberliğimiz iyi gidiyor. Herkes büyük bir aşkla yapıyor işini. Bende bir İzmirli ve deniz aşığı bir kişi olarak, dergimiz Stilletto aracılığı ile, bölgeye verdiğiniz destek adına çok teşekkür ediyorum. Ben teşekkür ederim geldiğiniz için. Burada gördüğünüz gibi, ne stres var, ne de ticari bir kaygı. Bu turnuva tam bir keyif ortamı. Hep böyle kalması tek hedefimiz olacak.

145



Fotoğraflar: Tarık Gök

147









Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.