Zamandk221 egazete

Page 8

8 İSKANDİNAVYA

26 HAZİRAN - 2 TEMMUZ 2013 ZAMAN

İstanbul’dayken Taksim’de görev yapan polislerle de konuştuğunu belirten Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Dr. Paul T. Levin, polislerin barışçıl gösterilere karşı olmadığını ancak şiddet eylemlerini görmezden gelemeyeceklerini söyledi.

Dr. Paul T. Levin:

Gezi Parkı eylemleri en çok Türkiye dostlarını vurdu

Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Dr. Paul T. Levin’e göre Gezi Parkı eylemlerinin en çok zarar verdiği gruplardan biri de Avrupa’daki Türkiye dostları. Zaman’a konuşan Dr. Levin, yaşananlardan sonra Avrupa’daki Türkiye dostlarının, Türkiye’de yaşanan reformları ve demokratik açılımları anlatmakta oldukça zorlanacağını söyledi. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yıl-

1lardır inişli çıkışlı bir şekilde devam

eden üyelik müzakereleri son günlerde başta İstanbul olmak üzere çeşitli şehirlerde yaşanan ‘Gezi Parkı’ eylemleriyle yeni bir döneme girdi. Eylemler öncesinde açılmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan 22. fasıl, şimdilerde oldukça uzak bir ihtimal. Herkesin müzakerelerde yeni açılımlar beklediği bir dönemde yaşanan eylemler, beklentileri bir anda tersine çevirdi. Öyle ki bırakın üyeliği, Türkiye’nin AB adaylığı için olmazsa olmaz olan Kopenhag kriterlerine uygun olup olmadığı bile tartışmaya açıldı. Söz konusu tartışmaların Türkiye-AB ilişkilerini zora soktuğu çok açık. Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Dr. Paul T. Levin’e göre Gezi Parkı eylemlerinin en çok zarar verdiği gruplardan biri de Avrupa’daki Türkiye dostları. Zaman’a konuşan Dr. Levin, yaşananlardan sonra Avrupa’daki Türkiye dostlarının, son dönemde Türkiye’de yaşanan reformları ve demokratik açılımları anlatmakta oldukça zorlanacağını söyledi. Bir süre önce İstanbul’u ziyaret eden ve yaşananları yerinde görme fırsatı bulan Dr. Levin, “Gezi Parkı olayları öncesinde, Türkiye ile AB arasında uzun zamandan beri donmuş gö-

Not

Defteri :BG: DýJO

e.oguz@zamaniskandinavya.dk rünen ilişkilerin yeniden canlanmaya başladığına dair alametler belirmişti. Ancak bu olaylar esnasında kullanılan sert dil ve eleştiriler yeni bir durgunluğa neden olabilir.” dedi. Şimdilerde Türkiye ile AB arasında kullanılan dilin sorunlu bir dil olduğunu belirten Dr. Levin, “Yaşananlardan sonra Avrupa’daki Türk dostları oldukça zor durumda kaldı. İnsanların şüpheleri arttı. Onları yeniden Türkiye’de yapılan reformlara, demokratik açılımlara ve AB üyeliğinin gerekliliğine, ikna etmek zor olacak.” dedi. Avrupa Birliği’nin üye ülkeleri eleştirebilen normatif bir gücü ve yapısı olduğunu ve bunu sık sık kullandığını ifade eden Levin, “Avrupa Birliği meselelere dışarıdan bakan ve gerektiğinde eleştirebilen bir yapıya sahip. Bu yüzden AB tarafından yapılan eleştiriler, üye ülkeler

için olduğu gibi aday olan ülkeler tarafından da ciddiye alınmalı ve kaldırabilmeli.” dedi.

Böyle olaylarda, insanları sakinleştiren bir dil kullanılmalı Başbakan Erdoğan’ın eylemler esnasında kullandığı dille ülkeyi kutuplaştırdığı için uluslararası çevreler tarafından eleştirildiğini belirten Levin, “Bence böyle olaylarda, insanları sakinleştiren bir dil kullanılmalı ve görüş ayrılıkları ne kadar büyük olursa olsun farklı gruplarla da temasa geçilmeli. Ülke içindeki yada dışındaki belirli bir kesimi suçlamak doğru değil.” dedi. Türkiye’de yaşanan protestolar ile Orta Doğu ülkelerinde yaşanan Arap Baharı arasında birçok farklılık bulunduğunu ifade eden Dr. Levin şöyle devam etti: “Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ı çeşitli yönlerden eleştirebilirsiniz. Ancak unutmamak gerekir ki; Türkiye’de seçimle iş başına gelen bir hükümet ve çalışan bir demokrasi var. Bu yönüyle yaşananlar Arap Baharı’yla karşılaştırılamaz. Öte yandan protestocuların da Arap Baharı’nda olduğu gibi bir devrim istediklerini zannetmiyorum. Bence sadece seslerinin duyulmasını istiyorlar.”


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.