Ren Postasi Oktober 2018

Page 1

www.renpostasi.de

info@renpostasi.de

Ren Nehri’nde tehlikeli gerileme Ren Nehri’nde su seviyesi belli bölgelerde 35 santimetreye kadar geriledi. Suyun çekilmesi yük taşımacılığını engellerken, nehrin dibinden bombalar ve metal çöp yığınları çıkmaya başladı

ReN Nehri’nin su seviyesi aşırı sıcak geçen yazın ardından rekor bir seviyeye geriledi. Aşırı yağışlarda Ren Nehri kenarında bulunan semtleri su altında bırakan nehir şimdi de düşük su seviyesi ile boğuşuyor. Su seviyesinin çok düşük olması, Ren Nehri üzerindeki yük taşımacılığını da zorlaştırdı. Loreley Kayalığı yakınındaki Kaub’taki su seviyesi son ölçümlere göre 54 santimetreye gerile-

Ekim 2018

di. 2003 yılında su seviyesi aynı bölgede 35 santimetreye kadar düşmüştü. Yük taşımacılığı yapan gemiler çok daha az yükle hareket edebilirken, bir çok bölgede gemiler yüklenmemeye başlandı. Ren Nehri, Almanya’da gemi yükü taşımacılığında en önemli nehir. Almanya’da su taşımacılığında Ren Nehri üzerinden yapılan taşımacılık, toplamın yüzde 50’sine denk geliyor.

Köln | Koblenz | Bonn | Bad Godesberg | Mainz-Wiesbaden | Andernach | Bendorf | Bad Neuenahr-Ahrweiler | Sinzig | Bad Breisig | Remagen | Westerwald | Mayen | Neuwied | Ludwigshafen-Mannheim | Bad Kreuznach | Bingen

Sayı: 53 | Yıl: 4 | Ücretsizdir | 12 Ekim - 8 Kasım

fb.com/renpostasi

@renpostasi

issuu.com/renpostasi

Birçok yük gemisinin taşıyabileceği yükün sadece yarısı veya üçte birini taşıyabiliyor. 135 metre uzunluğundaki büyük konteyner gemileri ise 5 bin 200 ton yük yerine sadece 900 ton yük taşıyabilir hale geldi. Büyük zarar eden taşımacılık şirketlerinin yağış olmaması ve nehirdeki su seviyesinin aynı kalması halinde taşımacılığa ara vermeyi düşünüyor.

Neuwied’de bir bomba etkisiz hale getirildi Geçtiğimiz ay Neuwied’de 2. Dünya Savaşı’ndan kalma bir bomba etkisiz hale getirilmişti. Bomba, düşük su seviyesi sayesinde Ren Nehri sularında bulunmuştu. Bingen’de de bir başka bomba bulunurken, Mainz’da onlarca küçük bomba gün yüzüne çıktı. Bunun yanı sıra nehir sularının çekilmesi, çöpleri de ortaya çıkarttı. Nehirde birsürü bisiklet, küçük motosikletler ve metal çöpler ve hatta eski otomobiller olduğu görüldü. Nehir suyunun düşük olması turizmcilerin ise işine geldi. Birçok insan düşük su seviyesi nedeniyle nehir kenarlarına gezip gezinti yapmaya başladı.

“ÇİFTE VATANDAŞLIĞIN ÖNÜNÜ AÇIN” ÇAĞRISI Köln DİTİB Merkez Camii’nin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya’da yaşayan Türklere çifte vatandaşlık hakkının gündeme getirilmesini istedi, “Önünü açın” çağrısı yaptı

tÜRKiYe Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açılışını yaptığı Köln DİTİB Merkez Camii’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada Almanya’da yaşayan Türklere çifte vatandaşlık istedi. Türk vatandaşlarının Almanya’ya 57 yıl önce “Birkaç yıl burada çalışayım, ondan sonra dönerim” düşüncesiyle gelmiş olabileceğini belirten Erdoğan, “Ama bu vatandaşların birçoğu şimdi çifte vatandaş oldu. Şimdilerde çifte vatandaşlık konusunun önünün kesiliyor. Bu konuyu birkaç kez ilgililerle görüştük” dedi. “BİZ ÇİFTE HAKKI VERİRİZ” CUmHURBAŞKANI Erdoğan şöyle konuştu: “Bu işin önünü yeniden açmalısınız dedik. Yani burada bunca yıldır duran 3,5 milyon vatandaşımız var. Önlerini açsalar, onlar da çifte vatandaş olarak Almanya’da bulunsa ne olur sanki? Buradaki sahiplenmeleri, duruşları çok daha farklı olacaktır. Temenni ederim ki bunun da önü açılır. Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Yani Alman gelse bizde biraz kalsa, ondan sonra bizden vatandaşlık istese bu fakir ona ikinci vatandaşlığı verir. Niye? Bunlar halkların kaynaşmasını getiriyor. Bunu başarmamız lazım. Yani sicili bozuk olmadıktan sonra niye vermeyelim, yeter ki sicil sağlam olsun.” Haberi sayfa 5’te

Bakan Koca gazetemizi inceledi DİTİB Köln Merkez Camii’nin açılışına katılan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, gazetemiz Ren Postası’nı inceledi. Kendisi gibi Ömeranlı olan arkadaşımız Zeki Akcan ile bir süre sohbet eden Bakan Koca, “Güzel bir gazete yapıyorsunuz, sizi tebrik ediyorum” dedi ve çalışmalar hakkında bilgi aldı.

DİTİB MERKEZ CAMİİ AÇILDI

Erdoğan: KadInLar da CaMİLErdEKİ YErİnİ aLSIn DiYANet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Köln Merkez Camisi’nin açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, camide modern çizgisel tezyinat ile geleneksel üslubun bir arada kullanıldığını söyledi. İnancımıza göre tüm mabetlerin dokunulmazlığı olduğunu belirten Prof. Erbaş, “Mabetlerin masumiyeti vardır. Savaş dahil hiçbir şey mabetlerin masumiyetini ihlal etmeye mazeret olamaz” dedi. Prof. Erbaş camilerin toplumu ve bireyi güzelleştiren sanatı, kültürü ve değerleriyle içinde bulunduğu ortama nice olumlu katkılar sağlayan sevgi, hakikat ve muhabbet merkezleri olduğunu söyledi.

KADINLARIN da camilerden daha fazla istifade etmesinin sağlanması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Cuma namazına, bayram namazına gidemezsin” diyorlar ya, hanımların ayağını camilerden kesiyorlar. Niye gitmesin, gidecek. Hanımlar da camilerde yerini alacak ki, camilerimizin asıl anlamı güç bulsun. Gayrimüslim dostlarımızın buralara gönül rahatlığıyla, asla çekinmeden gelebilmelerini temin etmeliyiz. Onlar da gelmeli. Hangi inanca mensup olursa olsun şehrimizde yaşayan fakir fukaranın camilerimizin bereketinden faydalanacakları imkanlar oluşturmalıyız.” KÖLN

ALmANYA’NIN en büyük camisi olan DİTİB Merkez Camii, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Köln Merkez Camii’nin açılışına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da katıldı. EĞİTİM-ÖĞRETİM YUVASI YOğUN güvenlik önlemlerinin alındığı açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mescid-i Nebevi’den bu yana bütün camilerin ibadet mekanı olmanın yanı sıra aynı zamanda birer eğitim-öğretim yuvası olduğunu söyledi. Camilerin asırlardır hem çocukların Kur’an öğrendiği birer mektep hem dini ilimlerin okutulduğu birer medrese hem de vaazlarla her yaştan kadın ve erkeklerin maneviyatını geliştirdiği birer eğitim merkezi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, camilere bu çerçeveden bakılmasının büyük önem arz ettiğini vurguladı.


www.renpostasi.de

Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

2 Ekim 2018

İŞTE BİZİM HİKAYEMİZ

Email: hikaye@renpostasi.de

REN POSTASI her sayısında göçün canlı tanıklarını tanıtıyor. Almanya’ya gelen ilk kuşağın hikayesini okurken kimi zaman gülecek, kimi zaman hüzünleneceğiz. Dileyenler ise, “Benim babamın da hikayesi güzel” diyecek ve bu hikaye, göç sayfasında yayınlanacak.

GÖÇÜN TANIKLARI

Bakandan

Anne SPİEGEL

(Rheinland Pfalz Aile, Kadın, Gençlik, Uyum ve Tüketiciyi Koruma Bakanı)

Fitness saatleri: Vücut online oluyor Ren Postası’nın sevgili okurları Hepimiz günlük olarak akıllı telefonlar veya aplikasyonlar kullanıyoruz ve çoğu da fitness saatleri takıyor. Bu cihazlar adımları saydığı gibi, nabız da ölçebiliyor ve uyku alışkanlıklarını kontrol edebiliyor. Bu sayede sağlığımız hakkında çok şey öğrenebiliyoruz. Vücuda katılabilecek fitness saatleri veya akıllı saatlere ilgi giderek artıyor. Ancak cihazlarımız ve uygulamalarımız aynı zamanda bilgilerimizi internet üzeninden bütün dünyaya yayıyor. Örneğin fitness saatleri bütün gün hareket bilgilerimizi kaydediyor. Ve bu daha sadece başlangıç. Bu taşınabilen bilgisayar sistemlerinin yeni nesli geliştirilmekte veya piyasaya çıktı bile: Bilgi ağına bağlı kıyafetler yaptığımız hareketleri kaydediyor veya yapılan hareketlerle akıllı telefonu yönlendiriyor, özel kulaklıklar da müziği seçerken vücuttan gelen sinyalleri dikkate alıyor. İnsan vücudu bir nevi online oluyor. Bu hızlı gelişme tüketici ve bilgi korunması açısından riskli soruları gündeme getiriyor: Bilgiler yanlış insanların eline geçerse ne olur veya yanlış bilgiler bize yanlış şeyler yaptırırsa? Stiftung Warentest tarafından Ocak 2016’da yapılan bir inceleme test edilen 12 fitness saatinden sadece ikisinin iyi not almasıyla sonuçlandı. Eksik olan yönler özellikle yanlış bilgi üretilmesi ve tüketici bilgilerinin kullanımı ile şahsi verileri koruma kurallarına olan uyum idi. Ve uygulamalar yanlış bilgi verirse, örneğin tansiyon “normal düzeyde” diye sanılırsa, çok tehlikeli bir durum sözkonusu olabilir. **** Öte yandan bu “Wearables” denilen taşınabilen cihazlar birçok fırsatı da beraberinde getiriyor. Mesela dayanıklılık ve kondisyonumuzu iyileştirmeye yarayacakları gibi daha fazla hareket içeren bir yaşamın önünde olan içimizdeki o engeli kaldırmaya yarar. Ancak aynı zamanda bir insanın sağlığı, yaşam şekli ve aktiviteleri konusunda da çok özel bilgilere ışık tutabilir. Birçok tüketici bilgilerinin nasıl ve niçin kullanıldığı, “Wearables” cihazlarının sunduğu bilgilerin güvenirliliği ve bu taşınabilen cihazların en iyi nasıl kullanılabileceği konusunda çok az bilgiye sahip. Bakanlığım bu nedenle, piyasada satılan bu cihazların nasıl tüketici ve şahsi bilgileri koruma dostu şeklinde nasıl geliştirilip satılabileceği konusunda detaylı bir “tavsiye kataloğu” hazırladı. Bu öneriler Eylül 2017’de sanayi, bilim ve teknik, resmi daireler, kurumlar ve örgütlerdeki uzmanlar tarafından en son bilgiler ve tecrübeler ışığında geliştirildi. **** Mesela eylem tavsiyeleri arasında, üreticilerin güvenlik ve fonksiyon güncellemelerini mümkün mertebe cihazın kullanım ömrü kadar, ama en az üç yıl süreyle hazır tutması gerektiği de yer alıyor. Tüketiciler bilgileri üzerindeki kontrole sahip olmalı ki, bu sistemlerin sunduğu yeni dijital ürünlere güvenip bunları gönül rahatlığı ile kullanabilsinler. Bu eylem tavsiyeleri öncelikle bu cihazları üretenlere dönüktür ve fitness ile yaşam alanında sunulan tüm cihazları ve bunlara bağlı olan uygulamaları kapsamaktadır. Bunlar toplam 14 alt kategori içeriyor – tüketici bilgisinden kullanım kolaylığına, cihazların dayanıklılığından bilgilerin güvenirliliğine ve bilgilerin kapsamına kadar. “Wearables” üreticileri hangi bilgileri hangi amaçla topladıklarını, bunların nasıl kullanıldığını ve bu bilgilere hangi kurumların erişiminin olduğu konusunda şeffaflık sağlamalı. Tüketici Bakanı olarak bundan böyle de bu yeni teknolojilerin tüketici dostu olarak piyasaya girmesi için mücadele edeceğim. Çünkü toplumumuzun dijitalleşmesini iyi şekillendirirsek, bu dijitalleşme bize birçok fırsat sunacaktır. Bu konuyla ilgili çok bilgi okumak isteyenler buradan bilgi alabilir: https://mffjiv.rlp.de/de/service/presse/detail/news /detail/News/5-verbraucherdialog-fitnessarmbaenderund-co-handlungsempfehlungen-zum-verbraucher-unddatensch/

SPD’den TG-RP’ye ziyaret S

OSYAL Demokrat Parti Rheinland Pfalz Eyalet Teşkilatı Genel Sekreteri Daniel Stich, Rheinland Pfalz Türk Toplumu’nu (TG-RP) ziyaret etti. Beraberinde SPD Rheinland Pfalz Göç ve Çeşitlilik Çalışma Grubu Başkanı Ziya Yüksel ve SPD Gençlik Teşkilatı Juso’nun Eyalet Başkanı Umut Kurt ile birlikte Koblenz’e gelen Stich, burada TG-RP yetkilileri ile değişik konuları görüştü. Son dönemlerdeki siyasi konuların günde-

me geldiği ziyarette Chemnitz’teki olaylar, Mesut Özil’in ırkçılık nedeniyle milli takımı bırakması ve buna bağlı olarak yaşanan gelişmeler ele alındı. TG-RP yetkilileri yaptıkları konuşmalarda Alman vatandaşı olmalarına rağmen Türk kökenli olarak ayrımcılığa maruz kaldıklarını ve “buraya ait olmadıkları hissinin yaşatıldığını” dile getirdi. Görüşmenin sonunda Daniel Stich ve Ziya Yüksel bundan böyle de Rheinland Pfalz Türk

Toplumu temsilcileri ile biraraya gelerek değişik konuları görüşmek istediklerini bildirdi. Rheinland Pfalz Türk Toplumu Başkanı Ahmet Güneş ve Başkan Yardımcısı Serkan Genç ziyaretten ötürü ve eyalette yaşayan göçmenlerin sorunlarını dinlemesinden ötürü Stich’e teşekkür etti. Başkan Ahmet Güneş, “Aynı duyarlılığı ve karşılıklı fikir alışverişine hazır olmayı diğer partilerden de bekliyoruz” dedi.

KOBLENZ

NeuendorfWallersheim’dan 4 aday SOSYAL Demokrat Parti’nin (SPD) Koblenz’de yapılacak belediye meclisi seçimleri öncesinde belirlediği aday listesine SPD Neuendorf-Wallersheim Teşkilatı’ndan da dört aday girmeyi başardı. Manfred Tonnes 21. sıradan listeye girerken, Lena Adams 34. sıradan aday gösterildi. Nicolas Hoffmann listenin 43. sırasında yer alırken, Fevzi Kaplan da 45. sıradan aday oldu. SPD Koblenz Neuendorf ve Wallersheim Teşkilatı Başkanı Klaus Montenich, özellikle 21. sıradaki Tonnes’in meclise girme şansının bulunduğunu söyledi. Montenich, “Hedefe ulaşmamız için çok çalışıp seçimlerde başarılı olacağız” dedi. Montenich, ortak hedefin 4 adaya da tam destek vermek olduğunu belirtti. KOBLENZ

SAGEN SIE „JA ZUR EINBÜRGERUNG“

Avrupa’nın en büyük köprüsü

EİFEL ile Hunsrück arasında bulunan B50 numaralı otoyolda yeni inşa edilen 25 kilometrelik bölümün en önemli unsuru olan köprü tamamlandı. 1,7 kilometre uzunluğunda olan Zeltingen Rachtig’deki köprü 160 metre yükseklikte. Yapımına 2011 yılında baxlanan köprünün tamamlanmasıyla dev projenin açılmasının önünde engel kalmadı. 483 milyon Euro’ya malolan 25 kilometrelik yeni etabın en önemli parçası olan köprü içinse 175 milyon Euro harcandı. 2019 yılının başında trafiğe açılacak olan köprü 160 metre ile Almanya’nın en yüksek ikinci köprüsü olacak. Rekor, Baden Württemberg’deki Kochertal Köprüsü’nde. Bu köprü, yerden 185 metre yükseklikte bulunuyor.

Recht zu wählen und gewählt zu werden Freie Berufswahl, freies Niederlassungsrecht, Gewerbefreiheit Visumfrei reisen in 179 Länder Schutz bei Auslandsaufenthalten durch die Bundesrepublik Weitere Infos unter www.einbuergerung.rlp.de Kooperationspartner der Einbürgerungskampagne Rheinland-Pfalz: Landesverband Rheinland-Pfalz BEAUFTRAGTER DER LANDESREGIERUNG FÜR MIGRATION UND INTEGRATION


Bilgi Panosu

Mainz Başkonsolosluğu Adres: An der Karlsschanze 7, 55131 Mainz Telefon: 06131 982 600 Fax: 06131 835 119 E-Mail: konsulat.mainz@mfa.gov.tr İşlem yaptırmak için konsolosluğa gidecek vatandaşlar, epasaport başvurularında da kullanılan www.konsolosluk.gov.tr adresinden randevu almaları gerekiyor.

ÖNEMLİ TELEFONLAR Polis: İtfaiye / İlk Yardım: Açık Eczaneler: Bilinmeyen Numaralar: ADAC Yardım:

110 112 011500 118 33 22 22 22

Adres: Luxemburgerstr. 285, 50354 Hürth Telefon: 02233 97 41 80 Fax: 02233 75 572 E-Mail: konsulat.koeln@mfa.gov.tr İşlem yaptırmak için konsolosluğa gidecek vatandaşlar, www.konsolosluk.gov.tr adresinden randevu almaları gerekiyor.

Konsolosluk işlemleri ile ilgili her türlü bilgiyi T.C. Berlin Büyükelçiliği Adres: Runge Str. 9, www.konsolosluk.gov.tr adresinden edinebilirsiniz. 10179 Berlin | Telefon: 030 27 58 50

DİTİB Ransbach Baumbach Camii’nde kurulan “Veliler Birliği”, bundan böyle camide eğitimin nasıl verileceği konusunda etkili olacak. Yeni kurulan birliğin başkanlığına Tülay Mutu seçildi

D

İTİB Ransbach Baumbach Camii’nde DİTİB Rheinland Pfalz Eyalet Veli Birliği Başkanı Ahmet Bulut’un da katılımı ile “Camide Eğitim” konulu bir veliler toplantısı düzenlendi. Toplantıda Din Görevlisi Serdal Uysal çocuklara ve gençlere yönelik cami içi dini eğitimin önemine değindikten sonra, Ransbach Baumbach ve çevresinde yaşayan olan Türk ve Müslüman ailelerden aktif destek talep etti. Dernek Başkanı Necdettin Aydın da toplantıda yaptığı konuşmada eğitim kurslarının kayıt ve organizasyon işlerinin devam ettiğini anlattı.

“SESİMİZİ DUYURACAĞIZ” Veliler toplantısında Ransbach Baumbach DİTİB Camii’nde eğitimin bundan sonra nasıl organize edileceği konuşuldu ve akabinde de karara bağlandı. Toplantı sonunda Ahmet Bulut’un yol göstermesi ile ilk resmi “Veliler Birliği” kuruldu. Kuruluşun ardından yeni seçilen yönetim kurulu ilk toplantısını yaparak görev dağılımını gerçekleştirdi. Başkan Tülay Mutu, “Yeni kurulan derneğimiz vatandaşlarımıza hayırlı olsun. Görevimizi en iyi şekilde yapacağız. En kısa zamanda gerçekleştireceğimiz sosyal faaliyetlerle sesimizi duyurup vatandaşlarımıza hizmet vereceğiz” dedi.

Fevzi KAPLAN / RANSBACH BAUMBACH

Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

Köln Başkonsolosluğu

Camide Veliler Birliği kuruldu

Veliler Birliği şu isimlerden oluşuyor: Başkan: Tülay Mutu Başkan Yardımcısı: Dilber Kocabaş

Sekreter: Ali Osman Aydın Muhasip: Erdal (Yılmaz) Bektaş Üye: Nuri Doğan Yedek Üye: Feramiz Akgün

DİTİB Emİr SulTan Camisi’nde açık kapı günü

İKİ Almanya’nın birleşmesinin kutlandığı 3 Ekim tarihinde yıllardan beri “Camilerde Açık Kapı Günü” düzenleyen DİTİB, ülke genelindeki camilerde yine onbinlerce insan ağırladı. Koblenz DİTİB Emir Sultan Camisi de yüzlerce misafiri ağırlarken, dernek aynı zamanda Koblenz’deki Kültürlerarası Hafta etkinliği nedeniyle de açık kapı günü düzenledi. Büyük ilgi gören camide misafirlerle bilhassa Başkan Zekeriya Serbest ve Başkan Yardımcısı Yüksel Turfan ile Din Görevlisi İlyas Bilgiç ilgilendi. Açık kapı gününde Yüksel Turfan kendi elleriyle misafirler için lahmacun ve gözleme pişirdi. Gelen misafirler dinimiz, kültürümüz ve mutfağımız hakkında bilgilendirildiler. Ardından da Türk mutfağının leziz yemeklerinden tatma imkanlarını buldular. Zekeriya Serbest ve Yüksel Turfan, “Böyle güzel günlerimizde hep bir arada olmak ümidiyle. İbadetin en güzeli, birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşamayı başarabilmek, aynı çatı altında hoşgörüyü muhafaza edebilmektir” dedi. KOBLENZ

info@renpostasi.de

3 Ekim 2018

BAKIŞ

Zeki AKCAN

30 Ekim 1961 - 30 Ekim 2018 57 senelik göçün hikayesi “İşçi çağırdık, insanlar geldi” Almanya ikinci Dünya Savaşı sonrasında, ekonomisini yeniden toparlamak için büyük bir iş gücüne ihtiyaç duydu. Bu işgücü açığını karşılamak için de Almanya ile Türkiye arasında 30 Ekim 1961 yılında Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti hükümeti arasında “Türk İşçilerinin İstisna Akdi Çerçevesinde İstihdamına İlişkin bir anlaşma” imzalandı. Ve ilk olarak 450 kişilik bir işçi grubu Haydarpaşa tren garından Almanya’nın Düsseldorf kentine geldi. Bu 450 kişi olarak gelen gruptan, bugün Almanya’da yaklaşık olarak 3 milyon Türk yaşamaktadır. Fakat istatistiklere baktığımız zaman Almanya’da sadece 2 milyona yakın Türk görünmektedir. Çünkü 1 milyon Türk çoktan Alman vatandaşlığına geçti. Birinci ve ikinci nesil en ağır işlerde, en ağır şartlarda, en zor koşullar altında çalışarak, hayat şartlarını düzeltmek, biraz refah düzeyine çıkarmak ve geleceğine bir yatırım olarak, birkaç sene Almanya’da çalışıp para biriktirmek istedi. Ne bileyim işte, bir traktör almak, bir tarla almak, bir ev yapmak, borçlarını ödemek ve tekrar geri dönmek hayalleriyle, sadece en ağır şartlar altında çalışmıyorlardı. Aynı zamanda en ağır koşullar altında yaşamlarını sürdürüyorlardı. Baraka gibi genelde çalıştıkları fabrikaya ait olan evlerde toplu olarak beraber yaşıyorlardı. **** Hiç unutmam, bir gün yakın köylümüz, uzaktan akrabamız, ağabeyimiz Mehmet Aykut’un 1980 yılında Neuwied/Willroth’ta yaşamını yitirdiğinde tüm köylülerimiz ve yakın akrabalarımız barakalarda/Heimlerde toplanıp, mendillerimizi elimize alıp belki de bir annemizin bacımızın ağıtına, ağıt yakmasına hasret kalarak, erkek erkeğe ağlamışızdır. Birinci ve ikinci nesil Almanca konuşma sorunu yaşarken, üçüncü ve şu andaki dördüncü nesil kendi ana dillerini konuşamama sorununu yaşıyorlar. Birinci ve ikinci nesil Almanya’ya işçi olarak, ırgat olarak gelmişken, üçüncü ve dördüncü nesil bugün akademisyen, politikacı, doktor, mühendis, sanatçı, yazar ve işveren olarak olarak Almanya’nın bir çok değişik alanında hizmet vermekte. Dedelerinin ve babalarının işçi olarak geldiği ülkede, iş aradığı ülkede istihdam sahaları açmaktadırlar. Evet yazıma İsviçreli yazar Max Frisch’in “işçi çağırdık, insanlar geldi” başlığıyla başlarken; burada değinmek istediğim ana tema şuydu: Maalesef Almanya ilk etapta göçün insani boyutuyla ilgilenmedi. Bizler Alman ekonomisine katkı sağlayıp, para (Deutsche Mark) kazanıp geri döneceğimizi düşünürken, uyum ve uyum politikası da hiç kimsenin aklına bile gelmedi. İlk defa 2005 yılında Almanya bir göçmen ülkesi olduğunu kabul etti. İlk defa Almanya bizi misafir işçi olarak görmemeye başladı. İşçi çocukları olarak Almanya’ya gelenler Alman partilerinde eş başkanlığa kadar yükseldi, milletvekili seçildi, Eyalet Bakanlığı gibi en yüksek görevlerde yer almaya başladı. Bu çocuklar Alman Milli Futbol takımında forma giyerken, hastanelerde başhekim olarak çalışırken, büyük bir mücadele içinde yukarılara doğru tırmanmaya çalışırken, kimisi de köşesine çekilip “kaderim bu” deyip aynı fabrikada 30 sene, 40 sene boyunca aylık ücret karşılığında çalıştı. Maalesef Alman Hükümeti’nin yanlış politikası insanlarımızı kendi mahallelerini kurmaya, kendi marketlerinde alışveriş yapmaya yöneltti. Suçu sadece karşı tarafa yüklemek de yanlıştır, o da haksızlıktır. Birazda iğneyi kendimize, çuvaldızı da başkasına batıralım. Bugün hasta bakım servisi sahibi ve yöneticisi olarak birinci nesilden gelen ve hasta bakımı hizmeti verdiğimiz insanlarımız ile sohbet ederken, bir şey fark ediyorum: Maalesef Almancaları hiç, ama hiç mi yok. “Amca” diyorum “Teyze” diyorum, “Neden hiç Almanca öğrenme ihtiyacı duymadınız?” diye soruyorum. İnanın genelde duyduğum cevap hep aynıydı: “Oğlum biz bir gün vatanımıza geri döneceğimizi düşünüyorduk. Çocuklarımızın burada doğacağını, torunlarınızın burada okula gideceğini hiç düşünmemiştik.” Hep şu soruyu sorarım kendime: “İnsanın vatanı doyduğu yer mi, yoksa doğduğu yer mi ?” diye…


Vanessa Behr Bashemsire

Rojin Hussein Büro yönetim

Hayriye Acan R.-Baumbach

Ali Akcan Halkla iliskiler

Katharina Orentsi Hemsire

Tanja Leclerc-Lu Hemsire

Özlem Ginyol Hemsire

Sibel Akyüz Hemsire

Margot Diewald Hasta bakıcı

Michelle Weiland Hasta bakıcı

Reyhan Nasro Hasta bakıcı

Sevgi Kolu Hasta bakıcı

Hannelore Dorschner Hasta bakıcı

Sevgi Yüksel Hasta bakıcı

Endam Akkurt Hasta bakıcı

Gizem Güven Hasta bakıcı

Fatma Kocal İç tedarik

Emel Acar İç tedarik

Hanim Kocer İç tedarik

Hatice Reyhanlioglu İç tedarik

ZA GmbH Ambulante Pflege: Carl-Spaeter-Str. 76, 56070 Koblenz

TÜRK-ALMAN hasta bakım servisi TIBBİ BAKIM – SGB V Doktor talimatı doğrultusunda tıbbi bakım: - 24 saat tıbbi yoğun bakım - Yoğun bakım hastalarına suni solunum hizmeti vermek - İğne vurmak (İnsulin, Heparin, Ağrı Tedavisi) - İlaç vurmak/ hazırlamak - Yara pansumanı ve sargısı - Hayati göstergeler (vital – tansiyon, nabız ve ateş ölçmek) - Kan şekerini ölçmek - Kompres baskı sargısı - Suni beslenme ve İnfuzyon Kateter bakımı ve takılması VUCUT BAKIMI VE EV İŞLERİNDE YARDIM – SGB XI / XII Vucut bakımı - Banyo, duş yaptırmak - Ağiz ve diş bakımı - Elbise giydirmek – çıkarmak - Saç bakımı, tırnak bakımı - İdrar yolları rahatsızlığında yardım (bezleme ve idrar torbası değişikliği) Hareket ettirme / Mobilite - Yataktan kaldırma – yatırma - Gezdirme Beslenme - Damak tadında ve kendi kütürüne yönelik yemek hazırlamak, yemek yedirmek

Miyase Bayraktar İç tedarik

Bora Servet Ögrenci

Haselstrasse 25 A, 56235 Ransbach Baumbach

- Ev işlerinde yardım - Ev temizliği - Bulaşık yıkamak, alışveriş ve ütt yapmak AYRICA - Psikolojik ve sosyal yardım - Rizikolu hamileliklerde çocuk ve annenin bakımı, ev işlerinde yardım - Meslek eğitimi ve stajerlik Sosyal işlerde ücretsiz hizmetlerimiz - Bakım ve hastalık sigortasına müracaat - Ev bulmada yardım ve Grundsicherung`a müracaat - Her türlü bakım aletlerinin temininde yardımcı olmak - Bakım parasını kendisi alan hastalarımız için, Bakım Sigortası tarafından mecbur kılınan, her 3 yada 6 ayda bir yapılması zorunlu bakım kontrollerini yapmak KİMLER BAKIM HİZMETİNDEN YARARLANABİLİR - Bedensel engelliler - Yaşlılık nedeniyle veya geçirdiği kaza sonucu özel bakıma ihtiyacı olanlar - Sehayat nedeniyle bakıma ihtiyacı olan kişiyi evde bırakanlar (Verhinderungspflege) - Evlerinde tedavi görmek isteyenler - Everlinde tibbi bakım ihtiyaçlarını kendileri karşılamayanlar - Ameliyat sonrası evlerinde tedavi olmak isteyenler

KOBLENZ Telefon: 0261-983 496 00 RANSBACH BAUMBACH Telefon: 02623-970 40 47 Mobil: 0171-2990488, E-Mail: za@za-pflegedienst.eu


info@renpostasi.de

Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

Sağlıklı beslenme nasıl olur? VÜCUDUMUZUN yüzde 60’ının sudan oluştuğunu ve suyun vücuttaki her organ için hayati önem taşıdığını vurgulayan AOK Sağlık Kasası Beslenme Uzmanı İpek Talin Kahhali, “Günde en az 2 litre su için. Yemek aralarında ve sabah uyanır uyanmaz su içmeye çalışın. Sade su içmekte zorlanıyorsanız, içine birkaç limon ya da portakal dilimi ekleyerek

de içebilirsiniz. Fakat fazla şekerli meşrubatlarını fazla tüketmeyin” dedi. Günde bir insanın 50-90 gram arasında şekere ihtiyacı olduğunu söyleyen Kahhali, “Bir küçük kola şişesinde ise 50 gram şeker var. Meyve sularını sulandırıp çocuklarınıza günde en fazla bir bardak verin. Bir avuç dolusu meyve ve sebze yenilirse insan doyar” diye konuştu.

5 Ekim 2018

“İyi yaşamın sırrı sağlıklı beslenme”

R

HEİN Main Türk Alman Ticaret Birliği (DTGB) Rüsselsheim’de düzenlediği “Sağlık Günü” etkinliği çerçevesinde Türk ve Alman işverenleri kahvaltıda bir araya getirdi. DTGB Başkanı Turgut Sezgin yaptığı konuşmada “Hastalık ve hastalık kasası bizim için çok önemli. AOK ile birlikte çalışmaktan mutluyuz. Çok kültürlü bir toplumda yaşadığımızdan dolayı çeşitli etkinliklerde bir araya geldiğimiz gibi, sabah kahvaltısı ve akşam sofralarında da bir araya gelerek huzur içerisinde birbirimize bilgi desteği vererek yaşamayı arzuluyoruz” dedi.

sasındaki yenilikler üzerine açıklamalar yaptı. Etkinlikte DTGB’ye yeni üye olan işverenlerden Caner Kılıç’a MÜSİAD Başkanı Musa Aydın, Ayşe Özdemir’e Frankfurt Ekonomi Ataşesi Tansu Günendi ve KT Bank Frankfurt Müdürü Kutsi Arslan’a da Kocagöl Holding Grup Başkanı Mehmet Kocagöl üyelik plaketini takdim ederek tebrik ettiler.

İsa DEVEÇEKEN / RÜSSELSHEİM

ÇİKOLATA YERİNE MEYVE

“KATKIYA HAZIRIZ” ETKİNLİKLERDE Alman dostlarla bir arada olmalarının toplumun bir birine gösterdiği saygının ve dostluğun bir ifadesi olduğunu belirten Sezgin, “Katılımlarından dolayı Alman dostlarımıza canı gönülden teşekkür ediyorum. Almanya ve Türkiye’nin siyasi ve ekonomik iliş-

kilerin iyi olması ve iyi bir şekilde devam etmesi burada yaşayan Türk ve Alman toplumunun ortak arzusudur. Biz DTGB olarak her türlü olumlu katkıyı sunmaya hazırız” diye konuştu. Toplantıya katılan Frankfurt Başkon-

solosluğu Ekonomi Ataşesi Tansu Günendi, yaptığı konuşmasında Türk işverenlerin başarılı çalışmalarının kendilerini gururlandırdığını ve bu başarılarının gelecekte de devam etmesini diledi. Birlikte hareket etmenin başarının temelin-

de yattığını söyleyen Ataşe Günendi, “Yaptığınız işleri severek bilinçli yaptığınızda başarılı olduğunuz açıkça görülüyor, sizleri tebrik ediyorum” dedi. AOK Hessen Göçmenler Bölümü Sorumlu Görevlisi Necati Şuözer de sağlık ka-

KAHHALİ, şu öğütlerde bulundu: Tatlı birşeyler yemek istediğinizde çikolata yerine bir parça meyve yemeyi tercih edin. Et, sucuk, süt, yumurta gibi yiyeceklerden günde sadece avuç içi büyüklüğünde tüketin. Mümkün olduğunca taze malzemelerle yiyeceklerinizi hazırlamaya dikkat edin ve yemeklere kattığınız tuz miktarını azaltın. Çok tatlı, yağlı yiyecekler ve alkollü içecekler, özellikle vücudunuzu temizleyen ana organ olan karaciğere zarar veriyor. Ayrıca, vücudunuzun su kaybetmesine yol açıyor.

Kral ve Kraliçe Rheinland Pfalz’da

HOLLANDA Kralı Willem Alexander ve eşi Kraliçe Maxima Rheinland Pfalz’ı ziyaret etti. Kral ve Kraliçe ziyaretlerinde eyaletin başkenti Mainz, Bernkastel Kues ve Trier kentlerinde temaslarda bulundu. Eyalet Başbakanı Malu Dreyer tarafından karşılanan Kral Willem Alexander ve Kraliçe Maxima’ya vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu. MAİNZ

Kızlarını belediyede unuttular

LUDWİGSHAFEN’DE bir aile resmi bir iş nedeniyle geldikleri belediyede kızlarını unuttu. Odaya girdikleri sırada kızlarının belediye binasında tek başına oynamasına izin veren aile, işleri bitince binadan ayrılarak doğrudan eve gitti. Kız ise tek başına oynamaya devam etti. Mesai saati bitiminde binada tek bir vatandaş bile kalmamışken kızı farkeden bir memur, kızın neden beklediğini sordu. 6 yaşındaki kız çocuğunun, “Annemi ve babamı bekliyorum“ cevabından sonra memur kızın unutulduğunu düşünerek araştırmaya başladı. İşlemi yapan memurla görüştükten sonra ulaşılan aile yaklaşık yarım saat sonra belediyeye gelerek kızlarını teslim aldı. Küçük kızın belediyede kaç saat kaldığı ise açıklanmadı.

LUDWİGSHAFEN

“Terörün inancımızla hiçbir bağı yoktur” CUMHURBAŞKANI Erdoğan caminin açılış töreninde sadece çifte vatandaşlık konusuna değinmekle kalmadı, genel olarak birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. “Burası bizi dışlamak isteyenlere ders verircesine bir arada yaşamanın merkezi olmalıdır” diyen Erdoğan, caminin çocukların neşesi, gençlerin heyecanı, yaşlıların hikmetiyle dolması, kadınların da nezaketi ve becerisiyle süslenmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, “Buradaki her bir insanımızın Köln Merkez Camisi’ni merkeze alarak çalışmalarını yürüteceğine inanıyorum ama ben tüm Müslüman kardeşlerimden, farklı STK’lar, dernekler altında olabilir, Allah rızası için hepinizi bir olmaya, beraber olmaya davet ediyorum” dedi.

BİRLİK BERABERLİK ÇAĞRISI

“HEP birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız” ayetini anımsatan Erdoğan, “Kardeşim niye biz buraya sarılmıyoruz da farklı farklara, yerlere savruluyoruz? Sıkıntı burada. Halbuki toptan, sımsıkı Allah’ın ipine sarıldığı-

mız zaman aramızda ayrılık, gayrılık olur mu? Olmaz. Bunu başarmamız lazım. Matematik olarak iki kere iki dört, eyvallah. Rabbimin hükmü de bu. Bunu başarmamız lazım” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların feraset ve basiret sahibi olmalarıyla tanımlandıklarına işaret ederek, şunları söyledi: “Hiç olmadığı kadar basiret ve ferasetle hareket etmemiz gereken hassas bir dönemin içindeyiz. Onun için birliğimizi, beraberliğimizi işaret ediyorum.”

“BU İFADELER YANLIŞ”

BİR süredir belli çevrelerin bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimizi iki taraflı bir cendereye almaya çalıştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir yanda DEAŞ, FETÖ ve PKK gibi katil sürüleri üzerinden gençlerimiz terör tuzağına çekilirken diğer yandan ırkçı örgütler Müslümanların hak ve hukukunu hiçe sayıyor. Bugüne kadar en fazla zararı Müslümanlara vermiş, en çok Müslüman kanı dökmüş terör örgütleri İslamist ve ciha-

dist gibi ifadelerle yine Müslümanlara yamanmak isteniyor. Her fırsatta ifade ettiğim bir hususu burada tekrarlamak istiyorum: Adı, iddiası, ideolojisi ne olursa olsun, teröre bulaşan, şiddete bulaşan, Müslümanların canına kasteden hiçbir yapının İslam’la, Müslümanlıkla, bizim inancımızla bağı yoktur.” Başkan Erdoğan, “Hristiyan terörü”, “Musevi terörü”, “Budist terörü” gibi sıfatlar nasıl yanlışsa “İslami terör” kavramının da yanlış ve hatalı olduğuna dikkati çekerek, “Bu tür kavramları piyasaya sürenler ve kullananlar açık söylüyorum, kesinlikle iyi niyetli değildir” dedi. KÖLN


Impressum ZA MEDIA Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

6

2

Toplu taşımacılıkta rekor KAMU ulaşım araçlarını kullanmada yeni bir yolcu rekoru kırıldı. Almanya’da yılın ilk yarısında 5,8 milyar insan otobüs ve tren gibi toplu ulaşım araçlarını kullandı. Alman İstatistik Dairesi verilerine göre sayı 2017 yılına göre arttı. Yeni verilere göre günde 32 milyon yolcu, toplu ulaşım araçlarını kullanıyor. Kassel Otobüs ve Tramvay İdaresi (KVG) 2017 yılında 42 milyon yolcu taşıyarak yeni bir rekora imza attı.

Anzeigen (İlan)

Geschaeftsführer: Zeki Akcan 0171-299 04 88

Adresse: Telefon: Fax: E-Mail: Web: Bankverbindung: IBAN: BIC:

Carl-Spaeter-Str. 76, 56070 Koblenz 0261 9834 9600 0261 9834 9601 info@renpostasi.de www.renpostasi.de VR Bank Rhein-Mosel eG DE13 5766 2263 0101 4118 13 GENODED1MPO

Aralık 2013 - Ocak 2014

Tel: 0171-299 04 88 email: anzeige@renpostasi.de Facebook: fb.com/renpostasi Twitter: @renpostasi E-Gazete: issuu.com/renpostasi Gazetemizde yayınlanan köşe yazıları, yazarların kendi yorumlarıdır. Yazılardan gazetemiz sorumlu tutulamaz.

Ren Postası GÜNDEM

Ekim 2018

DİTİB Selters Camisi hocası Hüseyin Oğlakçı Almanya’ya veda etti

Önce “ajan dedi”, sonra dost olup üzüm verdi Görev süresi dolduğu için ay başında Selters’teki cemaatine veda eden Hüseyin Oğlakçı, Ren Postası’na görev yaptığı süreyi özetleyen bir röportaj verdi. Oğlakçı 5 yılın özetini verirken, en ilginç anısını da anlattı. Hüseyin Oğlakçı’nın DİTİB’de görevli olduğunu öğrenen bir Alman ile girdiği diyalog, bu röportajda.

Hocam, öncelikle sizi tanıyalım. Nerelisiniz? Nereden geldiniz? Ne tür eğitimler aldınız? İsmim Hüseyin Oğlakçı. 1965 Çorum Sungurlu doğumluyum. İlkokulu köyümde, Kuran ve Hafızlık eğitimini İskilip’te, İmam Hatip Lisesi’ni 1987 yılında Çorum’da bitirdim. Görev sürem devam ederken ilahiyatı dışardan bitirdim.1988 yılında Çorum’un bir köyünde göreve başladım. Oradan Ankara merkeze, 1998 yılında da İstanbul’a tayin oldum. O tarihten itibaren asıl görev yerim İstanbul. Çekmeköy Müftülüğü Merkez Camii’nde İmam hatip olarak görevliyim. Tabi yurtdışındaki vatandaşlarımıza din hizmeti sunmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından 2006-2008 yıllarında Bavyera’da görevlendirildim. Selters’te ne zamandan beri görev yapıyorsunuz? 2013 Ekim ayından bu yana Selters Camii’nde din görevlisi olarak görev yapıyorum. 6 Ekim’de nasip olursa ülkemize, güzel İstanbulumuza döneceğiz. Almanya’yı nasıl buldunuz? Aslında Almanya, Avrupa deyince biz farklı bir dünyaya gideceğimizi hayal ediyorduk. Ülke aynı, insan aynı, ama kanunların kuralların farklı olduğunu gördük. Yaklaşık 15 yılı İstanbul gibi metropol bir şehirde geçirdikten sonra buraya geldiğimizde açıkçası biraz sıkıldık. Gece 24’e kadar canlı insan yoğunluğunun olduğu bir şehirden akşam 18 deyince el ayağın çekildiği bir ortam gerdi beni. Ama vatandaşlarımız, cemaatimiz bu yalnızlığa ses oldular. Zaten biraz zaman geçince de alışıyor insan. Vatandaşlarımızı nasıl buldunuz? Dini yönden nasıllar? Başlarken gençler çiçeklerle karşıladılar. Bu beni çok mutlu etti. Selters’te de çoğunlukla Trabzon Akçaabat, Kütahya ve çeşitli illerimizin insanları mevcut. Camiye ilgi alaka da çok, iyi diyebilirim. Nüfusa göre en yoğun camii cemaati burada. Camiye gelen öğrenci sayısı 80’in üzerinde. Almanya’da yaşam nasıl? Siz ya da aileniz uyum sorunu yaşadınız mı? Almanya’da kanuna kurala uyduğu-

nuz sürece yaşamda sıkıntı yok. Bizde de herhangi bir sıkıntı, mesela uyumda falan, sorun olmadı. Zaten Almanlar Müslümanlara ve Türklere karşı çok yakınlar. Geldiğinizden bu yana cemaatle ve çocuklarla ne tür etkinlikler ve ya da çalışmalar yaptınız? Burada bizim görevimiz camide imametlik, hatiplik, topluma yaşanabilir bir din anlatmak ve bunun yanında hafta sonları çocukları dini konularda eğitmek, gençlerle etkinlikler düzenlemek, onların yolunu aydınlatmak, kadın, aile, geçim sıkıntısı, ailevi problemlere yardımcı olmak. Düğününde onlarla gülmek, cenazesinde birlikte üzülmek ve zor gününde destek olmak. Bütün bunlar görevlerimiz içindeydi Çocukların camiye olan ilgisi nasıl? Beklediğiniz gibi mi? Çocukların camiye ilgisi oldukça yüksek. Geldiğimden bu yana 5 yıllık sürede 90’a yakın öğrencimiz Kuran’ı Kerim okumayı öğrendiler. Çocukların velileri din eğitimi konusunda duyarlı mı? Almanya genelinde velilerden maalesef bu desteği yakınlığı, ilgiyi din görevlileri olarak yeterince göremiyoruz. Aynı serzenişi okulumuzun Türkçe öğretmenleri de dile getiriyor. Türkiye’deki aileler çocuklarının iyi bir eğitim görüp iyi bir iş sahibi olması için kazandıkları gelirlerinin büyük bir kısmını çocuklarına harcıyor ve ilgileniyor. Fakat buradaki veliler bu konuda biraz farklı. Çocuklarını caminin ya da okulun kapısından bırakıp gidiyorlar. Arada bir çocuklarının durumunu da gelip sorsunlar. Bu konuda hem ben hem de Türkçe öğretmenleri biraz şikayetçiyiz. Camii yönetimiyle aranız nasıldı? Siz onlara, onlar da size yardımcı oldular mı? Benim Selters’teki görev sürem boyunca 3 ayrı yönetimle çalıştım. Her biri birbirinden değerli insanlar. Hepsiyle aynı anlayış, aynı istişare ve saygı içinde birlikte çalıştık. Buradan da görevim sürecinde bana destek oldukları için Kenan Levent beye, Bedreddin Beşer beye ve şu an görevde olan Hayrettin Özer Taşçı

bey ve yönetimlerindeki tüm arkadaşlara teşekkürlerimi sunuyorum. Alman vatandaşları camileri ziyaret ediyorlar mı? İslamiyet’e olan ilgileri nasıldı? Bu yönde herhangi bir çalışmanız oldu mu? Almanların ziyaretleri oldukça yoğun. Yerel yöneticiler, okul idarecileri, öğretmenler, din adamları, papazlar, Eyalet Aile Gençlik ve Uyum Bakanı tarafından ziyaret edildik. Alman okullarında her yıl papazlarla birlikte okul açılış ve mezuniyet programları yapıldı. 10 genç bayan kardeşimiz İslam’la şereflendi. Kendilerine ihtida belgesi takdim edildi. Camilerimiz İslamiyet’in tanıtımı için uygun yerler mi? Evet. Almanya’daki camileri gezdim, gördüm. Her biri büyük emekler ve imkanlar sarf edilerek yapılmış güzel mekanlar. Ben buraya gelince camilerin yanı sıra Almanya’da hemen hemen her şehrini ve AB ülkelerinin büyük şehirlerini tümünü gezdim. Tarihi ve turistik yerlerini ziyaret ettim. Camiler de muhakkak İslam’ın tanıtımına büyük katkı sağlıyor. Ancak İslam bir yaşam biçimidir. Müslümanların yaşantısı, ahlaki değerleri diğer insanları etkiler. Eğer bugün Avrupa’da İslam’a ve Müslümanlara önyargı ile bakılıyorsa ya biz kendimizi anlatamıyoruz ya da onlar bu konuda bilgi sahibi değiller. Bu camide olur, işyerinde olur. Biz ülkesinde yaşadığımız bu insanlara İslam’ın yaşanabilirliğini ve güzelliğini muhakkak anlatmalıyız. Bu konuda bir anınız varmış Evet. Geçen yıl sonbaharda izin günüm olan bir pazartesi gününde eşimle birlikte nehir boyunda Boppart’a doğru gezmeye çıktık. Yamaçtaki üzüm bağlarını gördüm. Kendi köyümde yetişen üzümler aklıma geldi ve canımız çekti. Tabii memleket özlemi de olunca hemen bağın yanına gittik. Çiftçi işçileriyle birlikte üzüm hasadı yapıyor. Biraz Almancamızla selam verdik. Dedim üzüm satın almak istiyorum. Bana, “Şarap mı yapacaksın?” diye sordu. Ben de Müslüman olduğumu, din adamı olduğumu söyledim. “Gezerken üzümleriniz dikkatimi

çekti. Biraz satın almak istiyorum” dedim. Bu kez bana “DİTİB’e mi bağlı çalışıyorsunuz?” diye sordu. Soruya “evet” yanıtını alınca hemen Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konusunu açtı. “Siz onun adamısınız” diyerek bir yerden girdi, casusluktan çıktı. Ben de onu dinledikten sonra bir cevap verdim: Bak bu civarda çok sayıda Müslüman yaşıyor. Senin malına, canına Müslümanlar’dan bir zarar geldi mi? Ben o tür birine benziyor muyum? İslam’ın hoşgörüsünden peygamberimizin Medine’deki Yahudi ve Hıristiyanlara tanıdığı hakkı, Osmanlı’nın diğer din mensuplarına hoşgörüsünü anlatınca adam ardından, “Demek ki bize hep yanlış anlatılmış” dedi. Sonra da bana elindeki üzüm kesme makasını verdi ve bağın en güzel yerini göstererek oradan üzüm alabileceğimi söyledi. İki kilo kadar aldım yanına gelip ücretini ödemek isteyince ise bana, “Para istemiyorum. Müslüman ve Türk bir dost kazandım. O bana yeter” dedi. Din görevlileri için yurt dışında görev yapmak nasıl bir duygu? Görev süreniz ne zaman bitiyor? Fırsat olsaydı burada kalmak ister miydiniz? Yurt dışında görev yapmak güzel bir duygu elbette. Onbinlerce meslektaşın içerisinden seçilip geliyorsun. Farklı kültürleri, farklı insanları tanıyorsun. Bakış açın değişiyor. Sen diğer insanlara birşeyler verirken çok şey öğreniyorsun. Ta-

bii bizde çoluk çocuk eş dost sahibi insanlarız. Onların yanında olmamız gereken zamanda bazen bulunamıyoruz. 3 oğlum var. Biri hakim, diğeri öğretmen ve en küçüğü subay. Buraya da eşimle birlikte geldik. Çocuklarım da Avrupa’yı gördüler, gezdiler. Kalmak ister miydim? Hayır. Bu kadar yeter. Türkiye’de de dört gözle bekleniyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz birşey var mı? Öncelikle toplumumuz aynı ülkenin insanları olarak bir ve beraber olmalı. Din, ırk, mezhep ayrımı yapmadan “aynı toprağın çocuklarıyız” şuurunu kaybetmemeliyiz. Yeni yetişen neslimize de bu yönde örnek olmalıyız. Yine burada beni duygulandıran bir olayı anlatarak bitirmek istiyorum. Bölgemizin ve okulumuzun Türkçe öğretmeni Rahime Önkol ile birlikte Selters’te öğrencilere yönelik çalışmalarda hep beraber olduk. Sağolsun okulunda 1. ve 2. sınıftaki öğrencilerine, “Hocamız Türkiye’ye dönüyor. Ona duygularınızı ve düşüncelerinizi anlatan bir resim çizim” diye ödev vermiş. Çocukların kimisi cami çizmiş, kimisi Kur’an, kimisi seccade. Yani hoca deyince akıllarında cami var, dini değerler var, ama bir şeyi daha unutmamışlar. Cami çizerken kimisi minaresine, kimisi yanına, kimisi kapısına, kimisi en üst köşeye bayrağımızı çizmiş. Onun için bu çocuklarımıza gençlerimize sahip çıkalım, bu değerlere yakın duralım.

Alischan SAFAR / SELTERS


www.renpostasi.de

info@renpostasi.de

fb.com/renpostasi

@renpostasi

issuu.com/renpostasi

Sayı: 53 | Yıl: 4 | Ücretsizdir | 12 Ekim - 8 Kasım 2018

Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

İlk hızlı dolum istasyonu açıldı ALMANYA genelindeki ilk hızlı elektrik dolum tesisi Rheinland Pfalz Eyaleti’nde açıldı. A61 numaralı otoban üzerinde bulunan Raststaette Brohltal’de bundan böyle elektrikli otomobil sahipleri araçlarını, akülerini 20-30 dakika arasında tam olarak doldurma imkanına sahip olacak. 350 kw’ye kadar güçle çalışan tesisler Daimler, BMW, Audi, Porsche ve Ford’un ortak olduğu İonity GmbH şirketi tarafından kuruldu.

SPD’nin listesinde 4 Türk aday SPD Koblenz, 2019’daki yerel seçimlerde belediye meclisine girmek için mücadele edecek adaylardan oluşan seçim listesini tamamladı. Listede, 4 Türk aday var.

Ö

NÜMÜZDEKİ yıl yapılacak yerel seçimler öncesinde Sosyal Demokrat Parti (SPD) Koblenz İl Teşkilatı, 4 Türk kökenli adayı listeye aldı. Koblenz Belediye Başkanı David Langner ve Federal Milletvekili Detlev Pilger’in yönettiği genel kurulda yerel seçimlerin yanı sıra, Avrupa Parlamentosu seçimleri de ele alındı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Avrupa Parlamentosu Milletvekili Norbert Neuser (SPD), “Şimdi Avrupa ile dayanışma zamanı. Bize Avrupa lazım. Avrupa’ya ise Rheinland Pfalz ve bizler lazımız. Hep birlikte başa-

racağız” dedi.

BAŞKANDAN TEŞEKKÜR

Daha sonra söz alan Koblenz Belediye Başkanı David Langner ise konuşmasında kendisine oy veren seçmenlere teşekkür etti. Çok büyük bir farkla başkan seçildiğini hatırlatan Langner, “Beni onurlandırdınız. Sizlerin katkısıyla önemli bir seçim sonucuna imza attık. Aylar önce aday olarak karşınızdaydım, şimdi belediye başkanı olarak. Şimdi de belediye meclisine seçilecek adayları hep birlikte belirleyeceğiz” diye konuştu. Konuşmanın ardından divan ku-

Jüri sonuçları şöyle: Seçilen Filmler Borç, İşe Yarar Birşey, Kar, Kaygı, Kelebekler, Körfez, Martı, Ölümlü Dünya, Sarı Sıcak, Taksim Hold’Em Seçilen Yönetmenler Pelin Esmer (İşe Yarar Birşey) Ali Atay (Ölümlü Dünya) Tolga Karaçelik (Kelebekler) Fikret Reyhan (Sarı Sıcak) Ceylan Özgün Özçelik (Kaygı) Görüntü Yönetmenleri Gökhan Tiryaki (İşe Yarar Birşey) Ahmet Bayer (Ölümlü Dünya) Andaç Şahan (Kelebekler) Marton Miklauzic (Sarı Sıcak) Rodoslaw Ladczuk (Kaygı) Senaryolar Taksim Hold’Em (Michael Önder) İşe Yarar Bir şey (Pelin Esmer Barış Bıcakçı) Kelebekler (Tolga Karaçelik) Martı (Erkan Tunç) Sarı Sıcak (Fikret Reyhan) Borç (Vuslat Saraçoğlu) Müzikler Taksim Hold’Em (Steady Fingers) Ölümlü Dünya (Murat Çekem-Ozan Tagen)

Kelebekler (Ahmet Kenan Bilgiç) Körfez (Ekin ÜzeltüzenciDeniz Doğançay) 5 Kadın Oyuncu Başak Köklükaya (İşe Yarar Birşey) Tuğçe Altuğ (Kelebekler) Hazar Ergüçlü (Kar) Algı Eke (Kaygı) İpek Türkan (Borç) Erkek Oyuncular Yiğit Özşener (İşe Yarar Birşey) Doğu Demirkol (Ölümlü Dünya) Bartu Küçükçağlayan-Tolga Tekin (Kelebekler) Fikret Reyhan (Sarı Sıcak) FESTİVAL ONUR ÖDÜLLERİ Yaşam Boyu Onur ödülleri bu yıl yönetmen Erden Kıral ve oyuncu ve ses sanatçısı Işıl Yücesoy’a takdim edilecek. Vefa Ödülü ise 2004 yılında kaybettiğimiz 1960 ve 1970’li yıllarda pek çok filmde canlandırdığı “Cilalı İbo” karakteri ile hafızalara kazınan tiyatro ve sinema oyuncusu Feridun Karakaya adına oğlu Cem Karakaya’ya verilecek.

rulu seçildi ve başkanlığa Federal Milletvekili Deltev Pilger getirildi.

GENÇ 19. SIRADA

Ardından da Koblenz Belediye Meclisi seçimleri için SPD’nin listesi belirlendi. 60 kişilik listede 4 de Türk aday kendine yer buldu. Serkan Genç 19. sıradan aday gösterilirken, Çiğdem İmrak 30., Yüksel Turfan 33., Fevzi Kaplan ise 45. sıradan aday oldu. Listenin şekillenmesinin ardından bir konuşma yapan Pilger, “Şimdi Koblenz SPD seçim kampanyasında hep birlikte motive olabilir. Kapı kapı dolaşarak seçim kampanyası yürüteceğiz ve bu

yerel seçimden en başarılı parti olarak çıkmaya çalışacağız. AfD Partisi’ni açık bir farkla geride bırakacağız. Listemize giren ve seçilen arkadaşlarımıza 2019 yerel seçimlerinde başarılar dilerim. Böyle güzel organize edilen genel kurul nedeniyle de görev alan tüm arkadaşlara ayrıca teşekkür ediyorum” dedi. Koblenz Belediye Meclisi seçilen 56 üye ile Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan oluşuyor. 2014 yılında yapılan seçimlerde CDU 21, SPD 14, Yeşiller 8 sandalye kazanmıştı. Irkçı AfD’nin mecliste iki temsilcisi var.

Fevzi KAPLAN / KOBLENZ

Şükrü AltAy Avrupa Şampiyonu ALMANYA Şampiyonu olduktan sonra altın kemerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a götüren boksör Şükrü Altay, Gürcü rakibi Geriso Aduashvili’yi nakavt ederek Avrupa Şampiyonu oldu. Altay, “Çok mutluyum. Altın kemerimi Türk halkına hediye ediyorum. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Devlet Bahçeli’ye çok selamlarımı gönderiyorum” dedi. Altay bu galibiyetiyle aynı zamanda Kıtalararası Altın Kemer’in de sahibi oldu. Profesyonel kariyerinde yenilgisi bulunmayan ve bu zamana kadar ringe çıktığı maçların tamamını kazanan Şükrü Altay, maçı 3. raundda nakavtla bitirdi. Altay, “İnancımı hiç yitirmedim ve hep arkamda, yanımda hissettiğim Türk toplumun desteğiyle maçı kazandım” diye konuştu ve hedefinin şimdi Dünya Şampiyonluğu olduğunu belirtti. Aralarında çok sayıda Türklerin de bulunduğu Ludwigshafen Ebert Halle Salonu’nu tıka basa dolduran seyircinin önünde karşılaşmaya hızlı başlayan Şükrü Altay maçtan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye selam gönderdi. Altay, “Görevimi başarıyla yerine getirdim. Avrupa Şampiyonluğum ve altın kemerim Türk halkımıza armağan olsun” dedi.

18. Türk Film Festivali başlıyor F

RANKFURT’TA düzenlenen Türk Film Festivali 18. Kez düzenleniyor. Filmhaus Frankfurt, ABG/Saalbau, Frankfurt Belediyesi Komünikasyon ve Marketing Dairesi, Türkiye Cumhuriyeti Frankfurt Başkonsolosluğu, Kültür Ataşeliği, Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü, Hessen Bilim ve Kültür Bakanlığı desteği ve TÜRSAK Vakfı iş birliği ile Kültürlerarası Transfer Derneği tarafından düzenlenen festival 13-19 Ekim tarihleri arasında yapılacak. Film festivalinin programı bir basın toplantısı ile tanıtıldı. Toplantıya Festival Başkanı Hüseyin Sıtkı, TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi Yaşar, Festival Koordinatörü Serap Gedik ve Jüri Başkanı Ezel Akay katıldı.

“HEDEFİ BAŞARDIK”

Basın toplantısında ilk sözü alan Festival Direktörü Hüseyin Sıtkı, 18. yılına giren festivalin hedefleri ve bugüne kadar gerçekleştirmeyi başardıkları hakkında bir konuşma yaptı. Sıtkı, “18 yıl evvel bu festivali ha-

yata geçirirken şöyle bir amacım vardı: Bu festival bu kadar farklı kültürleri içeren bir kentte bir aracı olsun, bir platform olsun istedim. Bu düşünceyle bu festivali hayata geçirdik. Amacımız bizim dışımızdaki insanlara kendimizi, ülkemizi, kendi insanımızı ve kültürümüzün

bir parçası olan Türk Sineması’nı anlatmaktı. Amacımıza ulaştığımıza inanıyorum. Bugün Frankfurt Türk Film Festivali’ni yüzlerce Alman, yüzlerce diğer etnik kökenlerden kültürlerden insanlar izliyor ve Türkiye’yi tanıyorlar” dedi. Sadece film göstermekle kalma-

dıklarını, panellerle, konserlerle, workshoplarla, sergilerle ve yarışmalarla festivalin çok daha fazla zenginlik kazandığını belirten Sıtkı, “Böylece çok daha geniş kitlelerin ilgisini çekiyor. Bu konsept kapsamında 2 projenin de altını önemle vurgulamak istiyorum. Birincisi ‘Festival Hapishanede’. Özellikle sinemacı dostlarımızın ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Bu proje kapsamında da Frankfurt’un 500 kişilik hapishanesinde kadınlar ve erkekler hapishanesinde film gösteriyoruz 6 yıldır. Çok büyük ilgi gördü. Almanya’da bildiğim kadarıyla böyle bir şey yok ve Türkiye’de de duymadım. 100’e yakın mahkum izliyor. ‘Festival Okullarda’ diye ikinci projemiz var. Frankfurt’un ortaokul veya lise düzeyinde bir okulunda film gösteriyoruz. O okul öğrencileri ile film üzerine konuşmalar yapıyoruz. Festival bu konseptiyle çok ilgi görüyor ve Avrupa’da örnek etkinlik olarak anılıyor ve kabul görülüyor. Hatta bir ölçü oldu diyebilirim” diye konuştu.


www.renpostasi.de

Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

Merhaba’dan kahvaltıya davet KOBLENZ’İN en eski derneklerinden olan Merhaba Türk Alman Dostluk Derneği bu yıl da yine geleneksel kahvaltısını düzenliyor. Kültürlerarası Hafta etkinlikleri kapsamında yapılacak kahvaltıya yine bölgenin önde gelen siyasileri, diğer derneklerin ve değişik kurumların temsilcilerinin katılması bekleniyor. Merhaba Derneği Başkanı Beyhan Güler zengin Türk mutfağının

8

birbirinden güzel tatlarının sunulacağı kahvaltıya herkesi beklediklerini belirtti. Başkan Güler, “Kapımız herkese açık. Buyurun gelin, hep beraber kardeşlik havasında kahvaltımızı yapalım” dedi. Kahvaltı, 21 Ekim Pazar günü saat 11.00’de, Handwerkerstr. 14, 56070 Koblenz-Neuendorf’taki Willigraf-Schule ilkokulundaki dernek lokalinde verilecek. Fevzi KAPLAN

Ekim 2018

Genç Yetenekler

Doktordan

Genç Yetenekler köşemizin bu ayki konuğu genç öğretmen Deniz Önkol. 1991 Erlenbach doğumlu olan Deniz, öğretmen Rahime Önkol ile mühendis Erol Önkol’un kızı. Deniz’in kendisinden 5 yaş küçük olan Deha isminde bir kardeşi var.

Dr. Hüseyin ŞENYURT www.drsenyurt.de

Şarbon hastalığı nedir? Şarbon hastalığı kurban bayramından sonra tekrar gündeme geldi. Peki nedir bu şarbon hastalığı? Şarbon hastalığı bakteriyel bir hastalıktır ve hayvandan bulaşır. Şarbon hastalığı önlem alınmadığı durumlarda ölümle sonuçlanabilir. Tanısı bakılarak konulamayan şarbon hastalığı, birçok türden oluşuyor. Peki şarbon hastalığı nedir? Şarbon hastalığı nasıl bulaşır? Şarbon hastalığı türleri nelerdir? Şarbon hastalığı belirtileri nelerdir? Şarbon hastalığı nasıl tedavi edilir? İşte şarbon hastalığı ile ilgili bilinmesi gerekenler... Şarbon hastalığı son zamanlarda en çok araştırılan konular arasında yer alıyor. Birçok kişinin merak ettiği şarbon hastalığı, büyükbaş hayvanlar ile temas halinde bulunulması ile ortaya çıkabilen ve ölümle sonuçlanabilen çok tehlikeli bakteriyel hastalıktır. Genellikle insan vücuduna girmesinin ardından 2-7 gün arasında kendini belli etmeye başlar. Birden fazla türe ayrılan şarbon hastalığının belirtileri herkes tarafından merak ediliyor. Genellikle otçul hayvanlardan oluşan; sığır, koyun, keçi gibi hayvanlar üzerinden insan derisine bulaşan tehlikeli ve ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Şarbon hastalığının mikrobu Bacillus antracis denen bir bakteridir. Özellikle toprakta ve meralarda bulunan şarbon, temas durumunun dışında solunum yolu ile bulaşması durumunda oldukça tehlikelidir. Hastalığa yol açan mikrobun en önemli özelliği zorlu fiziksel ve kimyasal çevre koşullara son derece dayanıklı “spor” denilen yapılar oluşturmasıdır. Hayvancılıkla uğraşanlar, çobanlar, kasaplar, mezbaha işçileri, dericilik sanayinde çalışanlar, veteriner hekimler, hastalığın yaygın olduğu bölgelerde ölen hayvanların kesildiği veya yerleşim birimlerine yakın ölen hayvanların gömüldüğü yerlerde oynayan çocuklar şarbon yönünden risk gruplarını oluşturmaktadır. Vücuda girdikten hemen sonra üremeye başlayan bu virüs, protein yapısında toksinler salgılayarak ölümcül toksinlere sebep olur. Şarbon hastalığı nasıl bulaşır? Şarbon hastalığı insandan insana bulaşan bir hastalık değildir. Bu durumda şarbonun bulaşma yolları birçok yönden ele alınabilir. - Şarbonlu hayvanlarla temasta bulunmak bunların başında gelir. - Özellikle bu hayvanların kesilmesi sırasında temas edilmesi ve etinin yenilmesi. - Hastalığın görüldüğü ülkeden büyükbaş hayvan satın almak. - Otçul hayvanların derileri ve tüyleri ile temas halinde olmak. Şarbon hastalığı Asya, Afriya ve Güney Amerika gibi Akdeniz ülkelerinde sıkça görülmektedir. Şarbon hastalığı belirtileri nelerdir? Şarbon hastalığı belirtileri bakterinin bulaşma şekline ve çeşitliliğine göre değişkenlik göstermektedir. Genellikle hayvancılıkla uğraşan kişilerde görülme riski daha fazla rastlanır. Özellikle virüsün bulaşmasının ardından birkaç gün sonra belirti vermeye başlayan deri şarbonu ilk başta sinek ısırığına benzer belirtiler ile karşınıza çıkar. Daha sonra bu kabarcıklar bir baloncuk şeklini alır ve kara bir leke şekline dönüşür. Bağırsak şarbonunda ise bulantı, kanlı kusma ve kanlı dışkı gibi belirtiler görülür. Özellikle bağırsakta görülen bu tür oldukça riskli ve tehlikelidir. Şarbon hastalığı nasıl tedavi edilir? Şarbon hastalığı için erken tedavi oldukça önem taşır. Erken teşhis tedavisinde en çok kullanılan yöntem antibiyotikler ve kristal penisilindir. Özellikle akciğer şarbonunda yüksek dozda antibiyotik uygulanmaktadır. Deri şarbonunda ise cerrahi bir müdahale yapılmaz. Ancak yaralar üzerine sürekli olarak pansuman tedavisi yapılmalıdır. Bu yüzden kişi sürekli kontrol altında tutulmalıdır. Şarbonun teşhisi yalnızca klinik belirtilere bakılarak konulamaz. Klinik belirtilerle beraber bakteriyolojik ve serolojik laboratuar testleri mutlaka yapılmalıdır.

8. sınıfa kadar Erlenbach’ta yaşayan ailenin 1999 yılında Koblenz Vallendar’a taşındı. Gerisini, Deniz Önkol’dan dinleyelim: Koblenz’de Hilda Gymnasium’u 2,2’lik bir not ortalaması ile bitirdim. Hobilerim daha çok elişine giden sanatsal uğraşılar. Resim yapmak gibi mesela. Ve tabii ki müzik. Çello çalıyorum. Okulu bitirdikten sonra 3 ay Au-Pair olarak İngiltere’ye gittim. Meslek seçiminde annem ve babam bana çok destek oldular. Hele annem bana bir eski hikayemi anlattı: Çocukken, daha 3 yaşındayken öğretmen arkadaşları bize misafirlerdi ve onlar gittikten sonra ben annemin yanına giderek, ‘’Anne siz öğretmenler çok iyi insanlarsınız. Ben de sizin gibi öğretmen olacağım” demiştim. Hayalimdeki öğrenmek istediğim meslek “Öğretmenlik”ti ve tekrar Koblenz’e döndüğümde o adımımı attım. İngiltere’den döndükten sonra Mainz Gutenberg Üniversitesi’nde İngilizceMatematik üzerine okumaya başladım. Fakat birkaç sömestr sonra kendimi felsefeye daha yakın hissettiğimden İngilizceyi felsefeyle değiştirerek, Felsefe-Matematik-İngilizce olarak tercihte bulundum. Ertesi sene Erasmus Programı’na katıldım. Biliyorsunuz Erasmus programı, üniversiteler arasında ülkelerarası işbirliğini teşvik ederek; öğrencilerin ve eğitimcilerin Avrupa’da karşılıklı değişimini sağlayarak; programa katılan ülkelerdeki çalışmaların ve alınan derecelerin akademik olarak tanınması ve şeffaflığın gelişmesine katkıda bulunarak bu amacı gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Erasmus aracılığıyla İstanbul Maltepe Üniversitesi’nde tam 1 sene okudum. İstanbul’dan dönünce de master tezimi yazdım. Ardından Mayıs 2018’de Bergisch

Gladbach’ta staja başladım. Ekim 2019’da bitecek inşallah. Stajımın bitiminden sonra felsefe-matematik ve İngilizce öğretmeni olarak memur sıfatında nasip olursa bir okulda görevime başlayacağım. Gönül ister ki Rheinland Pfalz Eyaleti’nde göreve başlayayım. Ama galiba Kuzey Ren Vestfalya’da başlayacağıma benziyor. Çünkü bu eyalette matematik öğretmeni açığı çok daha fazla. Hatta okuduğum üniversitedeki profesörüm master tezinden iyi sonuç aldığımdan ötürü bana doktoramı yapmama tavsiye etti. Hatta profesörlüğe kadar gitmemi tavsiye etti. Belli olmaz, belki de yaparım. Öğretmenlik mesleğine gönül verip benim gibi bu mesleği okumak isteyen gençlere tavsiyem şudur: Eğer çocuk ve gençlerle zor bile olsalar sabırla onlarla ilgilenebiliyorsan, onlara birşeyler öğretmek zevk veriyorsa, gelecekteki öğretmenlik mesleğini severek yapa bileceksen, doğru seçim yapmışsın. Oku ve mesleğini güzel bir diplomayla süsleyerek benim gibi her sabah severek işine gidip gel. Üniversite zamanı biraz zor gözüküyor, ama başardıktan sonra gerçek iş hayatında, öğrencilere birşeyler verdiğini anladığında ve onların seni sevdiğini gördüğündü, işte o zaman doğru yoldasın ve seçimin doğru deyip devam diyorsun. Gençler, arkadaşlar iyi bir meslek altın bilezik gibidir. Okuyun ve mesleğinizin diplomasını elinize alarak başarılara imzanızı atın. Erasmus Programı’nı da üniversitede okuyanlara tavsiye ederim. Yaşadığım şehirlerin içinde söyleyebilirim ki, en güzeli Koblenz. Bu şehre hayranım ve severek burada yaşıyorum. Erasmus Programı esnasında da İstanbul’u yaşayarak öğrendim. Harika güzel bir metropol. Fevzi KAPLAN

Ren Postası gazetenizi devamlı okuyorum. Harika bir gazete çıkarıyorsunuz. Başarılarınızın devamını dilerim. Hatta bizim bölgede okullarda Türkçe derslerinde her ay Ren Postası ile birkaç saat ders yaparak ana dilimizin geliştirmesinde yardımcı olur. Ana dilimizi unutmayalım, yaşatalım derim.

Ömer Faruk Bilgin babasının izinde

M

ERKEZİ Giessen’de bulunan Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin’in oğlu Ömer Faruk Bilgin, babasının izinde ilerliyor. Birçok topluma yararlı dernek ve kurumun kurulmasını sağlayıp başarılı olmasında görev alan Dr. Yaşar Bilgin’in lise öğrencisi oğlu Ömer Faruk Bilgin (16) Giessen’de arkadaşları ile Latince’de “birlikte bütün” ve “herkes” anlamına gelen “OMNES” isimli bir dernek kurdu. İlk başta çevredeki yaşlılara yardım edeceklerini, Giessen’deki yaşlıların kaldığı huzur evlerini ziyaret edip yalnızlıklarını gidereceklerini söyleyen Ömer Faruk Bilgin, “İsterlerse onlara kitaplardan bölümler okuyacağız. Yaşlılara yardım özellikle hayır duası kazanmak için mutlaka yapılması gereken eylemdir. Otobüs ve trenlerde yer verme olur, koluna girip karşıdan karşıya geçirme olur, resmi kurumlarda onu bir yere oturtup onun adına

işleri takip etmek ve yapmak olur alan. Kalbinde vicdan taşıyan herkesin yapması gereken eylemdir” diye konuştu. Almanya’da çok sayıda yaşlı bulunduğunu, son yıllarda bu sayıya çok sayıda Türklerin de eklendiğini belirten Bilgin, “Bizler OMNES Derneği olarak belirli tarih aralığında huzurevi ziyaretimizi yapacağız” dedi. Gönüllü olarak ayrıca yaşlıların doktor randevularına gidip gelmelerine ve alışverişlerine yardım edip, sanki bir aile çocuğu gibi onlara destek olunacak. Ömer

Faruk Bilgin, “Derneğimiz ilerde Almanya’daki genç göçmenlere yönelik yardım çalışmalarını da yapacak. Onların tenis, futbol, basketbol gibi spor ve diğer kültürel ve sosyal etkinliklerine katılmalarını sağlayıcı çalışmalarımız olacak. Hedefimizde bu faaliyetlerin Türkiye’de de gerçekleşmesi de yer alıyor” diye konuştu. Bilgin, derneğe babası Dr. Yaşar Bilgin başta olmak üzere Hessen Başbakanı Volker Bouffier ile Giessen Belediye Meclisi Encümeni Astrid Eibelshaeuser’in katkı ve destek vereceklerini belirtti.


info@renpostasi.de

MAHKEMEDEN ŞOK KARAR

Frankfurt’a dizel yasağı WİESBADEN İdari Mahkemesi, Almanya’nın finanz merkezi olan Frankfurt şehir merkezine Şubat 2019 ayından itibaren eski model dizel araçların girmesini yasaklayan bir karara imza attı. Almanya Çevre Örgütü (DUH) tarafından açılan davayı karara bağlayan mahkeme, Euro 4 ve Euro 5 emisyon sınıfına dahil olan tüm araçları şehiriçi trafiğinden men etti. Karar, eyalette tepkilere yol açtı. Hessen Başbakanı Volker Bouffier ve Çevre Bakanı Pris-

Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

ka Hinz tarafından yapılan ortak açıklamada, “Bu soruna karşı yasaklar koymaktansa, temel bir çözüm bulmak istiyoruz” denildi. Söz konusu yasağın hayata geçmesi durumunda, Frankfurt’ta kayıtlı araçların dörtte biri şehir içine giremeyecek. Bu da eski araç sahiplerinin işyerine gitmesini zorlaştıracak. Hükümet, dizel sorununa çözüm bulmak için otomotiv sanayisi ile görüşmeler yapıyor. Selahattin DUYGU / KASSEL

9 Ekim 2018

ÖZ KAYSERİ ödüle doymadı

20 YILDIR ZİRVEDE

AVRUPA’NIN kalite ve lezzetinden ödün vermeyen en prestijli Türk firmalarından olan Öz Kayseri Mond-Star Pastırma GmbH, 20 yıldır Wiesbaden kentindeki tesislerinde faaliyet gösteriyor. Öz Kayseri ürünleri helal sertifikalı, yüzde 100 dana etinden, en üst düzeydeki hijyenik ortamlarda üretiliyor. Ürünler, ürüne özel soğutma ve saklama koşulları altındaki nakliye sistemleri ile tüketicinin sofrasına kadar ulaştırılıyor. Fabrikanın kurucusu ve sahibi Hilmi Selçuk, dana pastırma ile başladığı üretimi, kuzu pastırma, dana kavurma, çorbalık işkembe ve çorbalık dil üretimleriyle zenginleştirdi.

A

VRUPA’DA gıda sektöründe en güvenilir ve aranılan bir marka haline gelen Öz Kayseri Pastırma’nın ürünleri Alman Tarım Birliği DLG (Deutsche Landwirtschafts-Gesellschaft) tarafından 3.kez “Uzun Süreli Ürün Kalitesi” ödülüne layık görüldü. Ayrıca Öz Kayseri Dilim Pastırma 5. kez altın madalya ile ödüllendirilirken, Öz Kayseri Dana Kavurma da 2. kez altın madalya kazandı. Öz Kayseri Blok Pastırma’nın da altın madalya almayı başardığı DLG, Öz Kayseri Kuzu Pastırma’ya da gümüş madalya layık gördü. ÖZ Kayseri Pastırmaları’nın üreticisi konumunda olan MondStar GmbH şirketinin sahibi Hilmi Selçuk, ürünlerinin Alman kuruluşları tarafından incelenmesinden büyük onur ve keyif aldı-

DLG NEDİR?

ğını söyledi. Selçuk yaptığı açıklamada, “Yapılan incelemelerin ardından çeşitli ödüllere layık görülmek ve tüketicinin memnuniyetini duymak, bizler için hem onur verici, hem de motive edicidir. Yaklaşık 20 senedir gıda sektöründe hizmet veriyoruz ve onlarca kişiye de istihdam sağlıyoruz. Almanya’da Türk gıda sektöründe geleneksel ve yenilikçi düşünce tarzlarını birleştirerek, değişik bir dönem başlat-

ALMAN Tarım Birliği DLG (Deutsche LandwirtschaftsGesellschaft) Almanya’da birçok gıda şirketinin ürünlerini, - İç ve dış görünüş - Kıvam - Aroma - Tat - Paketleme - Etiketleme - Analitik ve hijyenik parametreler - Ürüne özgü duyusal analizler - Ürünün tüketim süresi ve üründe kullanılan hayvan türlerinin tanımlayarak, içeriğini özel testler ve daha birçok uluslararası kalite standartlarına göre inceler.

tığımıza inanıyoruz. Bu inançla bir dünya markası olma yolunda ilerlemeye çalışacağız” dedi.

Tus Koblenz’de yeni bir yıldız doğuyor K

OBLENZ’İN köklü futbol kulübü Tus Koblenz’in A genç takımının yeni transferi Caner Güneş, attığı gollerle dikkatleri üzerinde topladı. SpVgg EGC Wirges’in altyapısında yetişen ve Mainz 05’te de forvet olarak oynayan Caner, geçen sezon transfer olduğu Tus Koblenz’de geçen sezon tam 14 gole imzasını attı. Aslen Çorumlu bir ailenin oğlu olan Caner Güneş, son maçta da takımının galibiyetinde önemli rol oynadı. 16 Şubat 2001 doğumlu olan Caner, Eintracht Trier deplasmanında takımının 3-1 galip geldiği maçta iki gol atmayı başardı. 3. dakikada gol perdesini aralayan Caner Güneş, rakip defansı maç boşunca çok zorladı. 21. dakikada Tus Koblenz’den Dzei-

WİESBADEN

lan Pepic farkı ikiye çıkarttı. İlk yarı bu skorla bitti: 0-2. İkinci yarıya hızlı başlayan ev sahibi Trier eline geçen üç net fırsattan birini gole çevirmeyi başararak farkı bire indirdi: 1-2. Ardından baskıyı artıran Eintracht Trier, ikiz kez üst üste direğe takıldı. 53. dakikada yine sahne alan Caner Güneş farkı tekrar ikiye çıkardı: 1-3. Maç bu skorla biterken Caner Güneş, hedefinin Türkiye’de futbol oynamak olduğunu söyledi. Güneş, “Tabii ki her genç futbolcu gibi ben de Türkiye’de 3 büyük takımdan birinde oynamak isterim. Bu benim en büyük arzum. Azimliyim, daha da çok çalışarak en kısa zamanda sonunda üç büyük takımdan birisinde oynayacağım” dedi.

Fevzi KAPLAN / TRİER

Sol Parti hükümete gizli servisi sordu ALMANYA’DA Sol Parti Meclis Grubu, hükümete Milli İstihbarat Servisi’nin (MİT) Almanya’daki faaliyetlerini sordu. Hükümet soru önergesine verdiği yanıtta bu soruya “devletin çıkarları açısından açık cevap verilemeyeceğini” belirterek, bunun “gizli ibareli bir dosya şeklinde” ayrı olarak gönderileceğini bildirdi. Sol Parti, Türk istihbaratının 15 Temmuz darbe girişiminden sonra istihbarat faaliyetlerine hız verdiğini savu-

nuyor. İstihbarat çalışmaları nedeniyle Almanya’da kaç soruşturma yürütüldüğünün cevabını isteyen Sol Parti’ye hükümet, “Bu soruşturmaları Federal Başsavcılık yürütüyor. Toplam 16 ayrı olayın hiçbirinde dava açılmadığı gibi herhangi bir mahkumiyet kararı da yok” cevabını verdi. Hükümet, “Gizli sürdürülen soruşturmaları tehlikeye sokmamak için bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi verilemez” dedi. BERLİN

Uzmanlardan yüzme uyarısı ALMANYA’DA uzmanlar, yüzme bilmeyen çocukların sayısının giderek arttığı uyarısında bulundu. Özellikle yaz aylarında yüzme havuzlarında, göllerde meydana gelen kazalarda birçok çocuğun boğularak yaşamını yitirdiğine dikkat çeken uzmanlar, yüzme derslerine ağırlık verilmesini istedi. Federal Aile Konseyi de öğrencilerin dörtte birinin çeşitli nedenlerden ötürü yüzme kursuna gidemediğine dikkat çekti ve okullarda verilen yüzme derslerinden tasarruf yapılmaması konusunda uyardı. Konsey Başkanı Stephan Wassmuth Alman Haber Ajansı dpa’ya yaptığı açıkla-

mada, “Yüzme dersi özellikle ilkokulda mecburi ders olmalı“ dedi. Federal Aile Konseyi, Almanya’da 8 milyon ebeveyni temsil ediyor. 2017 yılında yapılan bir araştırmaya göre 10 yaşındaki çocukların yüzde 59’u iyi şekilde yüzme bilmiyor. Çocukların “güvenli şekilde yüzebiliyor” diye tanımlanabilmesi için bronz yüzme belgesine sahip olması gerekir. Almanya’da yılbaşından 20 Temmuz tarihine kadar 40’ı çocuk ve genç olmak üzere 279 kişi boğularak öldü. Uzmanlar, özellikle mültecilerin yüzme bilmemesinin onlar için büyük risk teşkil ettiğine dikkat çekti. FRANKFURT

Sahte polisler hesap veriyor KENDİLERİNİ polis olarak tanıtan ve emekli bir kadını 60 bin Euro dolandırdıkları ortaya çıkan iki sahte polis yargılanmaya başlandı. Koblenz Eyalet Mahkemesi önünde başlayan davada sahte polisler tehdit ve şantaj yoluyla yaşlı insanları dolandırmak suçundan yargılanıyor. Sahte polisler do-

landırıldığını anladıktan sonra polise müracaat eden kadına sürekli psikolojik baskı uygulayarak tehdit ve şantajla 60 bin Euro ele geçirdi. Almanya’da adli makamlar ve polis, kendilerini telefonda veya kapıya dayanarak polis olarak tanıtan kişilere para verilmemesi uyarısında bulundu.

Vatandaşlığa en büyük ilgi Ahrweiler’de RHEİNLAND Pfalz Eyaleti’nde yaşayıp da Alman vatandaşlığını seçen göçmenlerin en çok yaşadığı şehir Ahrweiler oldu. Bad Neuenahr’da yaşayıp da vatandaşlığa geçenlerin sayısı 264 olarak belirlendi. Bad Neuenahr Ahrweiler’de Alman vatandaşlığa bu istatistiğin açıklanmasından kısa süre sonra da yine toplu geçişler oldu ve 17 yabancıya vatandaşlık beratları verildi. AHRWEİLER


www.renpostasi.de

SEN DE ÇÖZ 10 Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

SEN DE EĞLEN

Ren POSTASI BULMACA

Ekim 2018

ALTIN BULMACA ▼

Meyve bahçesi

İnsanlık Dahil

▼ ▼

6

7

8

10

290

327

413

436

549

582

604

625

761

854

970

Denizcilikte, safra

İ T N İ Z E G Ç L E S Y

F E S T İ V A L İ V A S

L A N İ M R E T R A R A

K S E R B E S T G K E T

Ç N U K R O K E İ E T S

A L A B A L I K N Z M İ

T E E J I R A K A F E V

E N C E Ö N C E L İ K E

B R G İ N E L A T N E O YM İ U M Z S L E U R K

E N N T K I L R I Ğ A K

Ş A Ö İ Ü N İ F O R M A

L R D N I N A G R I S I

AĞIRLIK ALABALIK BELİRGİN CESARET DÖNENCE ENGİNAR

FESTİVAL GEZİNTİ HASTALIK ISIRGAN İSTASYON JELATİN

KORKUNÇ OMUZLUK ÖNCELİK PALAMUT RESMİYET SERBEST

ŞERBET TERMİNAL ÜNİFORMA VEFAKAR ZEKAVET

Eski bir ağırlık ölçüsü Çok üreten

Dıştan içe

13

1-6 Nazım ifade şekliyle, ölçülü ve uyaklı biçimde yazılmış 7-11 Koç burcu 12-18 “Derya ...” (Aktris) 1923 “... Bulut” (“Mucize” adlı filmde oynayan aktör) 24-28 Başat, dominant 29-33 “... Şahiner” (“Hanımların Dikkatine” adlı kitabın yazarı) 34-36 Çiçek tozu, polen 37-40 Avukatların bağlı oldukları meslek kuruluşu 41-45 “... Korcan” (“Tatar Ramazan” adlı kitabın

unutulmaz yazarı) 46-51 Harekete hazır, tetikte 52-56 “... Doğruloğlu” (Aktör) 57-61 “Volkan ...” (“Lifor” adlı albümün sanatçısı) 62-66 Derviş Zaim’in bir filmi 67-71 “... Yenilmez” (Aktör) 72-76 Afrika’da bir ülke 77-82 Kavrulmuş ve öğütülmüş kahve satan yer 83-87 “... Eğilmez” (“Arabesk” adlı filmin unutulmaz yönetmeni) 88-89 Helyum elementinin simgesi 90-93 Genellikle denize girerken ten üzerine giyilen giysi 94-100 İltizam.

Mor renkli bir kuvars türü

Fizikte bir güç birimi Vesaire

▼ Barbunyaya benzer bir balık

Mavera Kudret, iktidar Bir meyve İridyum (Simgesi)

A P A L A M U T E T E O

5

Bir nota

K I L A T S A H B L C N

Fırında pişirilen şekerli çörek

Türkiye’nin plaka işareti

13

▼ Kazı makinesi, kazmaç

▼ ▼

Kalay (Simgesi) Tutak, kabza

12

‘Uzun’ karşıtı Kurçatovyum (Simgesi)

4 basamaklı 5 basamaklı 6 basamaklı 7 basamaklı 175083 1264 1409 1598 2851805 18931 214363 6597028 26403 2081 2370 2847 346501 7435143 30897 3174 3425 4075 415736 8920718 42972 4126 4681 5169 526485 8 basamaklı 57359 534057 5318 5409 6139 25641274 65224 694870 6475 6589 7361 56174203 73816 732519 84065193 7982 8061 8794 87506 883476 91507312 952470 94184 9381 9560

Harf kümesinin içinde yatay ve dikey olarak yer alan sözcükleri bulup karalayın. Kalan harfler bir deyim oluşturacaktır.

Deyim

11

Güzeli en üstün değer sayan Sabah yeli

Türlü eğlence, oyun kuruluşları bulunan alan 9

138

Duygu Başlıklı, su geçirmeyen spor ceket

▼ Manganez (Simgesi)

9

Boks yapılan alan

Suriye’de bir kent Kalıcılık, ölmezlik

Klasik Türk müziği makamı

6 Hayvan yiyeceği

Kavimler

Yayla atılan çubuk Küçük bitki

Yardım parası Kuzu sesi

Edebiyatta, dörtlük

▼ 5

Zorlu, sürekli çalışma Trabzon ilçesi

▼7

Donuk, mat (renk)

4

▼ Çok kullanılmaktan yıpranmış Sıcak, kızgın

Hangi şey Askeri bir birlik

Başlıca içeceğimiz

▼ ▼

Aygıt, alet, takım Derviş selamı

İyi, güzel

3

Argoda parasız Bir müzik türü

Kıskaç biçiminde iğne Berabere kalma

Ateş Voleybolda bir vuruş türü

Gıda

Ermiş, evliya

2

Başlıca, esasi Kastamonu ilçesi

Maden Tetkik Geçen, Arama önceki, eski (Kısaltması) Avuç

Altın (Simgesi) Güzel kokulu bir madde

Mecazen, çok başarılı ve zengin işadamı

Mitos

1

İlave Bir gösterme sıfatı

Resimdeki manken, şarkıcı

Dışalım

Tütün rengi Umutsuzluktan doğan karamsarlık

Anadolu Ajansı (Kısaltması) Bursa ilçesi

5 8 7 6 3

Büyük sözlük

Gece (Eski dil)

Bir uzaklığın son noktası

Bir tür pamuklu kumaş Ekmek

Bir sayı Prensip, umde Gümüşbalığının küçüğü Bir nota

Kutlu, tekin, kademli Bilinç

Çizgi

Bellek yitimi, hafıza kaybı

Kerestesinden yararlanılan birçok ağacın adı

Süslü, ayaklı fener Perde ayaklılardan bir hayvan

▼ ▼ ▼ Çok ince gözenekli dokuma Dürbün

Eğreti verme, ödünç verme

▼ El kitabı

Katarakt, perde Resimdeki manken

Lantan (Simgesi)

3

Notada duraklama Bir taş atma aracı

Balkanlar’da bir ırmak Şampiyon

Şen, rahat

2

Aşağıda sıralı bir şekilde verilmiş 3, 4, 5, 6, 7, 8 basamaklı sayıları, ipucu olarak verdiğimiz rakamlardan da yararlanarak yerleştirin. Tam çözüme ulaştığınızda listede hiç rakam artmayacaktır.

Hayvanların ayağına nal çakan kimse

‘Nicole ...’ (Aktris)

Hastalıkla ilgili, hastalıklı

Bir nota

Mutedil

Deha sahibi, dahi Sıkılmaz, yüzsüz, arsız

Mühim Ortadoğu’da bir ülke

Hektar (Kısaltması) Bölme, bölüştürme işleri

İlan, anons

Oy Tekirdağ ilçesi

Resimdeki manken Mekan, mahal

Üflemeli bir çalg

Babalık

Büyük yaba

Üye

Bir meyve Bucak

10

Kusur, özür, bozukluk

Mali başkenti

Kafiye Tantal (Simgesi)

Halk dilinde fotoğrafın negatifi

8

Ekleme, ulama Anıt

Deniz teknelerinin iç yanları Tanrıtanımaz Çıplak Lahza

Bir bağlaç Bir ilimiz

Köşk Eşi görülmemiş, olağanüstü

Yol Ticaretle ilgili

Amaç, gaye Camide dinsel konuşma

Kadınların ziynet eşyası Rüzgar, bad

Erozyon Çorum’da bir höyük

‘... Sezai’ (Şarkıcı, oyuncu) Tekirdağ ilçesi

▼ Kaplıca Gümüşbalığı

Berkelyum (Simgesi) Utanma, utanç duyma

Su

İlgi eki Oldukça, epey

Resimdeki manken Bir tür kokulu kahve

Avrupa Parlamentosu (Kısaltması) Haberci

Kalsiyum Yıkanmış şeyleri duru sudan geçirmek

İran para birimi Mülkiyet, sahiplik

▼ ▼ ▼

Mercan adası Herhangi bir duruma alışmış olan

Samsun ilçesi

Bir nota

Yorgun, bitmiş, tükenmiş

O (Eski dil)

Tekrarlama Öpücük

İtalya’da bir kent

Çay demlenen musluklu kap İlkel benlik

Pişman Demir (Simgesi)

1

Askerlikle ilgili

Bir ülkeyi savaşarak alma İyilik, lütuf, ihsan

4

▼11

Bir tür toprak Acayip

Kanıt Miras, bırakıt

12

Ahırdaş Okur, kari

▼ Kapalı jimnastik ayakkabısı

Gitme biçimi, tempo Resimdeki manken, oyuncu

Kirpik boyası, maskara

Kısa çizgi Birtakımı, bazısı

Batı ülkelerinde bir soyluluk unvanı Halk dilinde abla Akıllıca

Yaşam, hayat Sevinçli, şen

▼ ▼

Anne, valide Beyaz leke

3 basamaklı Meleke Rutubet

Çokseslilik

Komandit şirket ortağı ‘Güzel, şık’ anlamında kadın adı

Harç alıp sürmeye yarar araç Masraf

Evropiyum (Simgesi) Donanma

İlaç, merhem Basit şekerlerin genel adı

Kurallı

Kadın İstanbul’da bir semt

Yapma, etme

Rastlantı, rast geliş

Ruhsal gerilim

Resimdeki manken, oyuncu

Japon para birimi

Bir uzaklık ölçü birimi Nitelik

İşlemezlik Akademi ile ilgili

▼ Ödenti

Elazığ ilçesi İnanan, inançlı, imanlı

Yemin, kasem

Göz Sanma, sanı

Hareketli Kum falı

Belgesel Kimyada, aşındırma

RAKAM YERLEŞTİRME

İçten dışa 100-97 Sakırga 96-91 Kaliforniya’ya özgü bir orman ağacı 90-85 “... Erikli” (“Zaman Kurucusu” adlı kitabın yazarı) 84-80 Fotoğraf 79-75 Bir ilimiz 74-69 Meyvenin özü 6865 “... Ojen” (“Aşı” adlı kitabın yazarı, aktris) 64-60 Trabzon’un bir ilçesi 59-55 Tek nöbetçi bulunan yer 54-50 “... Ilgaz” (“Karartma Geceleri” adlı romanın yazarı) 49-44 “... Şahin” (Müzik sanatçısı) 43-39

Erişilmiş derecelerin en iyisi 3832 Uzunluğu 150, genişliği 4-10 kulaç olan balık ağı 31-27 Devletin öngördüğü yöntemlere uygun olarak yapılan 26-22 Adıyaman’ın bir ilçesi 21-18 Dar ve kalınca tahta 17-14 Bir giysinin göğüsle omuz arasında kalan bölümüne eklenen parça 13-10 “... Başar” (“Köksüz” adlı filmde oynayan aktris) 9-4 Bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı 3-1 Ün, şöhret.


info@renpostasi.de

Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

Kültürlerarası Bahçe’de açık kapı günü AWO’NUN Kültürlerarası Bahçesi’nde Koblenz’deki “Kültürlerarası Hafta” etkinliği çerçevesinde bir açık kapı günü düzenlendi. Açık kapı gününe gelenlere dönük değişik etkinlikler düzenlendiği gibi elişi sanatları da gösterildi ve öğretildi. AWO Kültürlerarası Bahçe’nin sorumlusu Jens Mildenberger katılanlara teşekkür ederek, “Ha-

rika bir gün geçirdik. En olumsuz hava koşullarına rağmen çok güzel geçti. Bahçede yetişen ürünleri tattık. Çok leziz yemekler yedik. Izgara yaptık, salatalar yedik, kahve içtik. Sihirbaz gösterisi sunuldu, çocuklar eğlendirildi” dedi. Mildenberger açık kapı gününün düzenlenmesinde emeği geçenlere de ayrıca teşekkür etti.

11 Ekim 2018

ANADİLİM

Dil, bir milletin yaşamını, kültürünü, o milletin tüm tarihini ve farklı özelliklerini saklayan bir çadır gibidir. Bu çadırın içindeki saklanan servet ancak ve ancak o dili korumakla sağlanır. Bu dil serveti ancak ve ancak gelecek kuşaklarla sürdürülebilir. Düşünmemizi sağlayan ve bizi ileri götürecek olan sadece dildir. Dil bizim ses bayrağımız, kılıçtan keskin silahımızdır. Kullandıkça eskimeyen ve keskinleşen canlı bir silahtır. Bu dünyada hayatta kalabilmek, soyumuzu, ülke bütünlüğü ve geleceği için buna sahip çıkmak zorunluluğu şarttır. Bir Abhaza atasözü der ki; “Anadilini kaybeden köksüz ağaca benzer.” Kobfuçyüs’e şöyle bir soru yöneltmişler; “Eğer ülkede yönetici olsaydınız ilk defa ne yapardınız?”

“Kuşkusuz ilk defa dili düzeltirdim.” diye cevap vermiş Kunfuçyüs. “Niçin?” diye şaşkınlıkla sormuşlar. “Çünkü dilde bozukluk varsa, söylenen şey, söylenmek isteneni anlatmaz; eğer söylenen, istenen anlamı yansıtmazsa, yapılması istenen eylem yapılmaz; eğer istenilen yapılmazsa, sanat ve ahlâk bozulmaya uğrar; eğer ahlâk ve sanat bozulursa, adalet doğru yoldan çıkar; eğer adalet doğru yoldan çıkarsa; halk çaresiz, bir bunalıma sürüklenir. Sonunda söylenen hakkında doğru karar verme olanağı ortadan kalkar. Böyle bir durumu önlemek için dil her şeyden önemlidir.” diye cevap vermiş Bilge. Almany’ ya otuz sene önce geldim. 30 yılını Türkiye’de geçiren birisi olarak,

hatta tüm hayatı öğrencilik ve öğretmenlikle geçmiş biri olarak, şunu rahatlıkla itiraf edebilirim. Ülkemde anadil adı geçti mi hatırlamıyorum. Geçmişse bile bana hiç bir çağrışım yaptırmadı. Ne zaman ki Almanya’ya geldim çocuklarım oldu, okula başladılar, anadilin farkına vardım. Hem de acı bir gülümsemeyle. **** Eğer konuya çocuk açısından bakarsak; “Çocuklarımızın ne yaşarlarsa onu öğrenebileceği” tezinden yola çıkarsak; sürekli eleştirilen, huzur olmayan bir ortamda büyüyen çocuklarımızın kişileri sürekli eleştirici, ayıplayıcı, girebilecekleri her ortamda uyumda zorluk yaşayabileceği gibi zorlukların ortaya çıkacağı görülmektedir. Her işi annesi tarafından ya-

Eğitim Köşesi

pılan, tıpkı “Paşa” muamelesi gören çocuklarımızda kendilerine özgüvenin az olabileceği ya da olmayacağı gibi, sorumluluk altına girmek istemeyeceği de görülecektir. Anadili konuşmak insana özgüven verir. Çocuklar geleceğimizdir, gelecekteki büyük adamımızdır ya da ülkemizin kurtarıcısıdır. Yeter ki kendine güveni özgüveni olsun olsun. Özgüven başarıdır. Özgüven, insanın yaptığı işlerden, anadilini iyi kavramasından, uğraşlardan, ana babanın yönlendirmesinden, becerilerinden, ürettiklerinden gelmektedir.

Hacı Bekir TOPALAK Özgüven aileden gelir. Her gün çocuğunun ayakkabısını bağlamaya kadar tüm islerini yapmak, çocuğa zarar verir. Çocuk düzenli olmayı öğrenemez disiplinli olmayı öğrenemez, Böylece düzen, disiplin, sistem organizasyon öğrenemez. Aile anadile önem vermezse çocuk hiç vermez. Bütün hayatımız boyunca en büyük eksikliğimizdir budur aslında özgüvendir anadilimizdir.

Türkçe Derslerİ Alman eğitim sisteminin bir parçasıdır Frankfurt uyuşturucu ile mücadele ediyor ALMANYA’NIN finans merkezi Frankfurt’ta merkez tren garının bölgesindeki uyuşturucu sorunu hala çözülemedi. Birçok uyuşturucu bağımlısı ve uyuşturucu tacirleri istasyon bölgesini üs haline getirmeye devam

Y

AŞADIĞIMIZ ülke Almanya ve genelde Avrupa ülkelerinde Türkçe derslerine olumsuz yaklaşımların her geçen gün arttığına üzülerek şahit oluyoruz. Bir yandan bazı eyaletlerde konsolosluk öğretmenlerinin ders vermesine izin verilmediğini görüyoruz. Diğer yandan da yerel makamların sorumluluğundaki derslerin koşullarının güçleştirilmesi, ders planlarından çıkarılması gibi olumsuzluklar Türkçe derslerinin geleceği konusunda endişelerimizi arttırıyor. Almanya ile Türkiye arasında yaşanan politik gerilim de Türkçe derslerinin daha sağlam temellere dayanarak verilmesi için harcadığımız çabaların etkisini azaltıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt dışına gönderdiği konsolosluk öğretmenlerinden bazılarının neden olduğu olumsuz örnekler, yerel makamların Türkçe derslerin aleyhinde tavır almalarına olanak tanıyor. Sanki ilgili, yetkili yerlere bu derslerin Alman okullarında ve denetiminde verilmemesi için ellerine altın tepsi içinde fırsat sunuyor. Son olarak Saarland Eyaleti’nde konsolosluk öğretmenlerinin sınıflara girmesine izin verilmemesi bunun en canlı örneği. Yaz

tatilinden önce başlayıp bugünlerde de yoğun bir şekilde neredeyse kampanya şeklinde sürdürülen, onaylamadığımız bir süreci yaşıyoruz. “Madem Alman makamlar okullarda sınıf vermiyor, o halde biz hafta sonları camilerde ders verir, öğretmeni de kendimiz atarız diyerek”, bu düşünceyi zihinlere kazıyorlar. Bu ileride sonuçlarını çok ağır şekilde ödeyeceğimiz bir olgu olarak karşımıza çıkacak ve hatta şimdiye kadar sivil toplum örgütleri, sendikalar olarak elde etti imiz bir çok kazanımlarımızı; Türkçe derslerinin okul müfredatına alınması, Türkçe notunun karne ortalamasını etkilemesi gibi, tehlikeye düşürecektir. Yerel makamlar konsolosluk öğretmenlerini öne sürerek bu sorundan kurtulacak, devletimiz de bu durumu zaten arzu ettiği formata çevirecektir. Amaç gerçekten Türkçeyi diğer diller gibi Alman okul sisteminde kalıcı ve prestijli diller kategorisine girmesini sağlamaksa, yöntem bu olmamalıdır. Derslerin okul dışına çıkarılıp denetimsiz bir şekilde camilere ve sivil toplum örgütlerinin (?) inisiyatifine bırakılması hem katılımı azaltacak hem de

niteliğini düşürecektir. Camiler, kiliseler, sinagoglar, cemevleri inançların gereği ritüellerin yerine getirildiği, asla eğitimin yapılmayacağı dini kurumlardır. ATÖF’e bağlı dernekler; Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine yürekten inanmış eğitimciler olarak bu durumu asla kabul etmiyor, reddediyoruz. Bu alana ayrılmış kaynak varsa, bunu Türkçe dersini kalıcı kılacak, Alman okul müfredatında ilkokullarda köken dili dersi, orta bölümde 2. veya 3. yabancı dil olarak verilecek şekilde kullanmalıyız. Bu para ile Alman ve Türk üniversiteleri ile işbirliği yaparak Almanya’da yeni Türkçe öğretmenliği bölümlerinin açılması için destek vermeliyiz. Örneğin Hamburg’daki Türkçe öğretmenliği bölümünün kapanmasını engelleyebiliriz. Özetle Türkçe derslerinin okullardan alınıp adı ne olursa olsun STK’lara ve dini kuruluşların çatısı altında verilmesinin her zaman karşısında olacağız. Duyarlı velilerimizin de bu konudaki desteklerini yanımızda görmek istiyoruz. ATÖF Eşbaşkanları Yücel Tuna (Hessen) / Bilge Yörenç (Hamburg)

ederken, özellikle dükkanların önünü mesken tutmaları esnafı da rahatsız etmeye başladı. Polisin sürekli müdahale etmesine rağmen dükkan sahipleri siyasilerden kalıcı çözüm istiyor.

FRANKFURT


www.renpostasi.de

Aylık Haber ve Reklam Gazetesi

Almanya'da çocuklara DİTİB kampı MAİNz Dini Danışma Kurulu ve Rheinland-Pfalz DİTİB Eyalet Birliği Mainz bölgesi tarafından 11. kez düzenlenen kampta, 5 gün boyunca Kur'an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, adabımuaşeret ile uygulamalı namaz dersleri, akşam sohbetleri, yarışmalar ve çeşitli sosyal faaliyetler yapıldı. DİTİB RheinlandPfalz Eyalet Birliği Genel Sekreteri Güven

12

Sayan, öğrenci ve velilerine hitaben yaptığı konuşmada, çocuklara asıl eğitimin aile içindeki yaşantı ve davranışlarla verileceğini söyledi. Sayan, "Burada beş gün boyunca verdiğimiz sadece bir anahtardır. Siz bu anahtarı kullanarak çocuklarınızın manevi gelişimine fayda sağlamalı ve onlara her alanda örnek olmalısınız." dedi.

Ekim 2018

KT Bank’tan“Jetzz Kart” Kuveyt Türk iştiraki olan KT Bank AG, Jetzz Kart isimli ürününü bir basın toplantısı ile tanıttı. Jetzz Kart ile Almanya’da kartla taksitli alışveriş dönemi başlıyor

A

LMANYA’YI ve Euro Bölgesi’ni faizsiz katılım bankacılığı ile tanıştıran KT Bank AG, şimdi de Jetzz Kart ile bir ilke daha imza atarak kartla taksitli alışveriş dönemini başlatıyor. Kuveyt Türk’ün yüzde 100 iştiraki olarak Almanya’da kurulan KT Bank AG, Almanca’da “Şimdi” anlamına gelen “Jetzt” kelimesinden türetilerek adlandırılan “Jetzz Kart”ı bir basın toplantısıyla tanıttı. MasterCard ve KT Bank yöneticilerinin de bulunduğu toplantı KT Bank AG’nin Frankfurt’ta bulunan merkezinde düzenlendi.

CARItAS’tAN DİtİB Camisi’ne teşekkür plaketi

sun, online ve kartla alışveriş yapılabilen mağazalarda 6 veya 12 ay taksitlendirebiliyor. Jetzz Kartla yapmış olduğunuz alışverişten hemen sonra telefonunuza deTAKSİTLE ALIŞVERİŞ KT Bank AG Genel Müdürü Ahmet Kudsi Arslan, MasterCard Ürün Müdürü taksitlendirme tayları SMS olarak Christian Rau ve KT Bank Kurumsal İletişim Müdürü Ferhat Aslanoğlu. KT Bank AG Genel Müdürü gönderiliyor. KT Ahmet Kudsi Arslan, KT Bank’ın kurul- lerimizin ihtiyaçlarını daha kolay ve Bank, Jetzz Kart’tan herkesin kolayca duğu günden bu yana istikrarlı bir şekilkaygısız bir şekilde karşılamalarında faydalanabilmesi için online başvuru imde büyümeye devam ettiğini söyledi. etkin bir rol üstleniyoruz” dedi. Master- kânı da sunuyor. PC, laptop veya mobil Yaptıkları teknolojik yatırımlarla müşteri Card Ürün Müdürü Christian Rau da, cihazlar üzerinden de başvuru sağlanımemnuniyeti odaklı hizmetler sundukla- “KT Bank’ın geliştirdiği bu yeni finans yor. Detaylı bilgi almak ve başvuru yaprını dile getiren Arslan, “Faizsiz finans ürünü Jetzz Kart’ın çözüm ortağı olmamak için KT Bank’ın Berlin, Köln, Frankprensiplerini esas alarak geliştirdiğimiz mız bizi mutlu ediyor” diye konuştu. furt ve Mannheim şubeleri ile iletişime Jetzz Kart sayesinde taksitli alışverişe Müşteri bu kartla, 50 Euro ve üzeri ih- geçilebilir veya www.kt-bank.de sayfası de imkan sağlıyoruz. Böylece müşteritiyaçlarını, dünyanın neresinde olursa ol- ziyaret edilebilir. FRANKFURT

BU yıl 10. kez düzenlenen Lützel Halk Şenliği (Lützeler Brgerfest) yine çok renkli geçti. Koblenz’de göçmenlerin en çok yaşadığı semt olan Lützel’deki şenliğe Koblenz Belediye Başkanı David Langner, SPD Federal Milletvekili Detlev Pilger, Eyalet Milletvekili Anna Kobberling ve birçok dernek ve kuruluşun başkan ve yöneticileri katıldı. Yardım kuruluşu Caritas’ın geleneksel olarak her yıl düzenlediği şen-

lik, bölgedeki dernekler, Koblenz Belediyesi ve Göç ve Uyum Meclisi’nin katkılarıyla gerçekleştiriliyor. Şenliğe 10 yıldır sürekli katılan ve katkıda bulunan kuruluşlara birer plaket verildi. DİTİB Emir Sultan Camii 2. Başkanı Yüksel Turfan, “Yıllardır yaptığımız katkılarımızdan dolayı Caritas, DİTİB Emir Sultan Camisi’ne de plaket verdi. İlk kutlamadan bugüne kadar emeği geçen herkesten, Allah razı olsun. Teşekkürler” dedi. Fevzi KAPLAN

DİŞ SAĞLIĞI HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN 10 YANLIŞ Diş sağlığını korumak için farkında olmadan yapılan yanlışların ağız ve diş sağlığı üzerinde etkisi büyük. Dişlerin, dişleri destekleyen diş etlerinin ve kemiğin de aynı düzeyde sağlıklı olması gerekir. Ancak özellikle ağız ve diş bakımında öyle çok hata yapılıyor ki! Üstelik “Doğru Bilinen Yanlışlar” hem vakit kaybettiriyor hem de sağlıktan ediyor. Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanları diş bakımıyla ilgili doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi. Dişleri 5 dakika boyunca fırçalayın (YANLIŞ) Süre artıkça diş etlerindeki baskı ve dişler üzerindeki aşınma direnci düşer. Bu nedenle uzun fırçalama önerilmez. 2 dakika ideal süredir. Son zamanlarda bu süre artırılıp 3 dakika gibi lensi edilse de edilse de bile bu ağız hijyeni iyi olanlar için geçerli değildir. Diş macunu reklamdaki gibi tüm fırçayı kaplamalıdır (YANLIŞ) Diş macunu leblebi büyüklüğünden daha fazla sürülmemelidir. Özellikle çocuklar için çok önemlidir. İçindeki flour gibi bazı materyallerin yutulmaması ve ferahlatıcı özelliğinin fazlaca alınmaması gerekir. Diş macunu leblebi boyutunda olmalıdır. Diş fırçalamaya başlamadan önce fırçanızı musluk altında suyla ıslatın (YANLIŞ) Diş fırçalamadan önce fırçanın kılları mümkün olduğunca kuru olmalıdır. Yeterli temizlik diğer türlü olamaz. Çocuklar yetişkinlerle aynı diş macununu kullanmalıdır (YANLIŞ) Çocuklar yetişkinlerle aynı macunu kesinlik-

le kullanmamalıdır, çocuk macunları erişkinlerden farklıdır. İçinde flour kullanılmaz. Çünkü çocuklar yutabilirler. Bu da onlar için zararlı olur. Diş ipi kullanmak zararladır, dişlerini kanatır (YANLIŞ) Diş ipi kullanımı dişlerin ve diş etlerinin temizliği için çok ama çok önemlidir. Dişlerin temizliği için diş ipi kullanımı mutlaka gerekir. Diş fırçalamak diş yüzeylerini temizlerken, diş aralarında kalan plaklara sebep olur. Dişlerde var olan hafif çapraşıklıklar bu durumu arttırır. Diş fırçasının giremediği ara yüzleri temizlemenin tek yolu diş ipi kullanmaktır. Dişlerini bir kere temizleten sürekli yaptırmalıdır (YANLIŞ) Diş temizliği yapılırken tüm bakteri plakları temizlenir. Sağlıklı diş ve diş eti oluşur. Ama ağızda diş taşları varken üzerine biriken yeni taşlar fark edilemez. Uzun süre kalan diş taşları

da diş etinin altına doğru ilerleyip diş eti hastalıkları oluşturur. Diş temizliği mutlaka düzenli olarak yapılmalıdır. Mide sorunları yüzündün ağız kokusu olur (YANLIŞ) Ağız kokusunun yüzde 99’u diş ve dişetlerindeki problemlerden kaynaklanır. Bu nedenle bu tür problemlerde gastroenterologlardan önce bir diş hekimine görünmek gerekir. Diş implantları kanser oluşumuna neden olur (YANLIŞ) 1960’lı yıllardan itibaren diş implantları uygulanıyor. Dünyada dental implantlar milyarlarca sayıda yapılmış durumdadır. Diş implantlarının kanser yaptığını destekleyen bilimsel bir çalışma yoktur. Süt dişleri çürürse çekilir (YANLIŞ) Süt dişlerinin bir görevi de altından gelecek olan dişe yol göstermektir. Bu nedenle çürük sebebiyle erken süt dişi çekimi yapılmamalıdır. Mutlaka tedavi edilip ağızda zamanı gelene kadar tutulmaya çalışılmalıdır. Süt dişleri çocuk diş hekimleri tarafından tedavi edilmelidir. Dişleri günde 5 defa fırçalayın (YANLIŞ) Dişlerin gereğinden fazla fırçalanması diş yüzeylerinde aşınmaya neden olur. Özellikle dişlerin boyun bölgelerinde aşınma sonucu kırıklar oluşabilir. Bu kırıklar ise ciddi şekilde hassasiyet problemi yaşatır. Özellikle uyumadan önce diş fırçalamanın önemi büyük. Gece boyunca kapalı olan ağız içinde diş çürüğüne sebep olan bakteriler çok daha fazla ve hızlı çoğalıyor. O yüzden aksatmadan gece yatmadan önce ve sabah olmak üzere en az iki kere diş fırçalamayı atlamamak gerekiyor. Dişleri günde 2 defa mümkünse 3 defa fırçalayın.

Kont Charles von Faber-Castell’in yeni koleksiyonu Graf von Faber-Castell for Bentley koleksiyonu Belçika’da klasik araba yarışıyla tanıtıldı. Faber-Castell, yeni premium koleksiyonu için dünyanın en lüks araçlarının vücut bulduğu araba markası Bentley ile işbirliği yaptı. Graf von Faber-Castell for Bentley koleksiyonunun lansmanı, dünyanın en ünlü klasik araba yarışlarından Spa Six Hours’da yapıldı. Graf von Faber-Castell ve Bentley’nin pek çok ortak noktası olduğunu vurgulayan Kont Charles von FaberCastell, “İki markanın onlarca yıllık geleneği, eşsiz tasarımı, tavizsiz kalitesi ve mütevazı zarafeti Graf von Faber-Castell for Bentley koleksiyonunda bir araya geldi” dedi. Graf von Faber-Castell for Bentley lansmanı için Kont Charles ve davetliler Faber-Castell Şatosu’ndan yeni Bentley Continental’ler ile yola çıktı. Kalem ve araba tutkunları yolculuğun sonunda Belçika’nın Francorchamps kentinde, markanın ana sponsoru olduğu Spa Six Hours’da buluştu. Koleksiyon lansmanı, Kont Charles’ın ev sahipliğinde Graf von Faber-Castell locasında ağırlanan seçkin bir davetli grubuna yapıldı. Graf von Faber-Castell for Bentley koleksiyonu lüks yazı araçları ve aksesuarlarından oluşuyor. Graf von Faber-Castell tarafından Bentley ekibi ile ortaklaşa tasarlanan bu eşsiz koleksiyon, etkileyici süper arabaların öncü tasarımlarını, geleneksel zarafetteki yazı araçlarının detayları ile birleştiriyor.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.