Plus Dergisi - Ocak/Şubat 2020

OCAK 2020

Yeni lige

She's Mercedes İlham Veren Kadınlar

" TOGG "

Altin Marka . . ödülleri . .

yolculuk başladı

sahiplerini buldu

2020

Dekorasyon Trendleri

MERYEM UZERLİ TURUNCU BAĞCIK PROJESİNİ DESTEKLEDİ

Nusret #saltbae

SAY I 4 OCA K 2020 1 5 T L KKTC 20 TL

1

rekla

2

am

3

4

5

Yönetim İmtiyaz Sahibi Tolga Aksakal Sorumlu Müdür Tolga Aksakal Genel Yayın Yönetmeni Sanem Kurt

Kreatif Koordinatör

Merve Çeviren Nergis Aksakal

Sanat Yönetmeni Burkay Şahin Doğan

Görsel Yönetmen: Dekorasyon Editörü: Moda Editörü: Freelance Moda Editörü: Tasarım ve Dekorasyon Editörü: Kreatif:

Editör Sanem Kurt

İbrahim Yıldıztekin Yıldız Zeybek Berna Dumlu Gülşah Uçar Nur Seda Şahin 88 Medya

Katkıda Bulunanlar Hayri Altay, Aslı Çakıl, Sarper Savgu, Göktuğ Kılıç, Buşra Ulu, Dilek Yetkiner, Ferah Uzundurukan Reklam Koordinatörü Gökberk Kocaaliler Bursa Temsilicisi Cem Ali Dınlamaz Reklam ve Rezervasyon:

0850 888 25 88 / 0543 880 25 88 info@plusdergisi.com Baskı Yeri ve Tarihi: Yediveren Matbaacılık Tuna Mah. 5632 Sok. No:30 Bornova / İZMİR Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Yönetim Yeri: 88 Medya - Ankara Cd. Bayraklı Tower No:81 14/B Bayraklı İzmir

Plus Dergisi’nin isim ve yayın hakkı 88 Medya - Tolga Aksakal’a ait olup T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve illüstrasyonların her hakkı saklıdır. Yazıların ve röportajların sorumluluğu yazarlara, yayınlanan ilanların sorumluluğu ise sahiplerine aittir.

Big Chefs

Mercedes-Benz Fashion Week İstanbul

Frankfurt’ta

Avon “Işığım İzmir ve İstanbul’un Pembe” En İyileri Festivali Mercek Altında İzikad Ödüle Doymuyo r

ÇENGELKÖY

PARKTA PRESTİJLİ

YAŞAM BİRDosso Dossi

4

Residence / Villas

ABONE OLUN, “Plus Dergisi” ADRESİNİZE GELSİN EMRE ERDEMOĞLU MESUT YAR ERTAN KAYITKEN GÖKAY GÖK

Gökhan

Türkmen

Aston Martin Yeni yle Modelleri

Şehrin En’leri Nusret Develi USCA AYDA Winery Urlice

İzmir Kahve

Simge Festivali Sagin

Plus dergisine abone olmak için info@plusdergisi. com adresine yazabilir ya da plusdergisi.com adresindeki abonelik formunu doldurarak bize ulaşabilirsiniz. plusdergisi

plusdergisi.com

info@plusdergisi.com

5

editör

Yeni bir yıldan da fazlasına, yeni bir 10 yıla başladık bu Ocak. 2020’ye başlamanın heyecanını, Ocak sayımızla birlikte başlayacak yeniliklerimizin heyecanına kattık. Yeni olan her şeyin enerjisini birbirine kararak büyüttük.

Y

eni yılın ilk sayısında kapağımızda sürpriz bir isim var. Bilinen ve bilinmeyen yönleri ile, Sevgili Hayri Altay, tüm dünyada tanınan Türk şefi, kasabı, belki de günümüzde popülerleşen influencer kavramının bambaşka bir tanımı ya da en bilinen sıfatıyla #Saltbae, Nusret Gökçe ile yaptığı samimi sohbeti, özel dosyamız oldu. Bu arada , Nusret’in en sevdiği yemeğin sadece et olmadığını da öğrenmiş olduk.

2020’yi coşku ve ihtişamla karşılarken Dekorasyon Editörümüz “Yıldız Zeybek” yeni gelen yılda evlerimize ilham verecek “5 Dekorasyon Trendini” paylaştı.

Tasarımından üretimine, A’dan Z’ye tamamen “yerli” ilk otomobili “TOGG” Ocak sayımızda tüm görkemi, estetiği ve haklı gururuyla yerini aldı.

Moda sektörünün her köşesine, 27 yıldır parmak izini bırakmış bir isim, Yakup Biçer, Gülşah Uçar’la yaptığı röportajda hem kendi moda markası Y+ by Yakup Biçer’i hem de son koleksiyonu “Pehlivan”ı anlattı.

Gezi sayfalarımızda ise bizim tatlı kuzey yarımküremizde yaşanan sert kışlara inat, yaz mevsiminin keyfini süren sımsıcak bir coğrafyaya gittik. Tepeden tırnağa altın Buddha heykel ve tapınakları, baharatlı ve egzotik mutfağı, gökdelenlerinin çatı katlarındaki muhteşem sky-barları ile tezatlıkların şehri Bangkok’taydık.

Her gün daha da yenilenen, daha da gençleşen, daha da büyüyen bir aile olmanın neşesi ve kıvancıyla selamlıyoruz. Hoş geldin 2020!

Sanem Kurt 6

Klasik

MavÄą

www.tergan.com.tr 7

RÖPORTAJLAR 18 MODANIN HER KÖŞESİNDEYDİ, ŞİMDİ DE YENİ KOLEKSİYONU “PEHLİVAN”LA YAKUP BİÇER 40 MY DAY: NEHİR İNCE ARICI. ÇUKUR’UN GARDIROBU ONA EMANET.

14 TOHUM OTIZIM VAKFI İYİLİK İÇİN FESTİVALDE BULUŞTU 32 YENİ LİGE YOLCULUK BAŞLADI. TÜRKİYE’NİN OTOMOBİLİ ”TOGG”

44 SEYFULLAH İDRİSOGLU. HEM LİBERAL HEM ROMANTİK. 68 “ET”İN İMAJINI DEĞİŞTİREN ADAM. NUSRET GÖKÇE.

56 ALTIN MARKA ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

58 ERASLAN AİLESİNİN MUTLU GÜNÜ.

SANAT VE SPOR DUNYASININ BİR ARAYA GELDİĞİ DÜĞÜN TÖRENİ

50 SADECE SPOR YETERLİ Mİ?

UZUN VADELI EGZERSIZLERDE DÜŞÜLMEMESİ GEREKEN BESLENME HATALARI. 66 2020 MAKYAJ TRENDLERİ NELER? MAKE UP ARTIST ASLI ÇAKIL YAZDI..

86 TAPINAKLARIN NEŞELİ ŞEHRİ: BANGKOK. YÜZEN PAZARDAN, ALTIN KAPLI BUDDHA HEYKELLERİNE, SOKAK YEMEKLERİNİN ANA VATANI.

plusdergisi

8

MUTLAKA OKUYUN !

plusdergisi.com

info@plusdergisi.com

60 EGE’NİN OTLARINI, EGE’Lİ ŞEF DİLEK YETKİNER ANLATTI. 78 SADELİK AŞKINA! DEKORASYONDA MİNİMALİZM 124 PLUS TREND, OCAK AYI BOYUNCA SEYRET-DİNLE-OKU-KEŞFET-TAKİP ET

Gold, Modernlikle BuluĹ&#x;tu

9

haber

ERGÜL MOBİLYA’NIN MARKA

YÜZÜ AJDA PEKKAN OLDU “Yeni Neslin Tercihi” Ergül Mobilya’nın marka yüzü, Türkiye’nin Süperstar’ı Ajda Pekkan oldu. Güzelliği ve fiziğiyle her neslin konuşulan ismi Ajda Pekkan, Ergül’ün yeni reklam filmi için kamera karşısına geçti. 2020 koleksiyonunu “Yeni Neslin ve Yeni Nesil Hissedenlerin Tercihi” sloganıyla ekranlara taşıyan Ergül Mobilya, Ajda Pekkan ile yeni bir döneme başladı.

Süperstar Ajda Pekkan’dan eşsiz ‘‘Yıldızların Altında” yorumu Yıllardır hem orijinali hem de cover’ları beğeniyle dinlenen ‘‘Yıldızların Altında’’ şarkısına; Süperstar Ajda Pekkan, Ergül Mobilya için yepyeni bir yorum getirdi. ‘‘Yıldızların Altında’’ şarkısına yepyeni bir soluk getiren Ajda Pekkan, eski moda mobilyalardan sıkılanların sesi oldu. Yeni evlenenlerin ve evini yenileyenlerin mobilya seçimlerinde, çevrelerinin baskısı altında kalmasından

yola çıkan şarkı sözleri ile Pekkan, kendi tarzı olanlara da çağrıda bulundu.

Yeni neslin sesi: Ergül Mobilya Reklam filminde, yeni nesil özgün tasarımlar ve aykırı duruş vurgusuna dikkat çeken marka, led ışıklandırmasıyla Ajda Pekkan’ın dinamizmini birleştirerek hareketli bir dünya oluşturdu. Markanın yeni yıl hedeflerinde Süperstar Ajda Pekkan ile iş birliğinin büyük katkı sağlaması bekleniyor. Ve bu iş birliği daha uzun yıllar devam edecek gibi duruyor.

iyzico’nun yaşam alanı iyziPark'a E n İ y i M i m a r i Ta s a r ı m Ö d ü l ü Türkiye'nin öncü finans teknolojileri şirketi iyzico’nun çalışma ve yaşam alanı iyziPark, Emlak Konut’un katkılarıyla ve EY Türkiye’nin stratejik ortaklılığıyla 11 Aralık’ta gerçekleştirilen Sign of the City Awards Ödül Töreni’nde En İyi Mimari Tasarım Ödülü’nün sahibi oldu.

Türkiye'nin en prestijli gayrimenkul platformu olarak kabul edilen ve RE360 Gayrimenkul Buluşması kapsamında düzenlenen “Sign of the City Awards” töreninde “şehrin imzası” olarak seçilen projelerden biri, Ahmet Alataş Workshop (AAW) tarafından tasarlanan yerli fintek şirketi iyzico’nun iyziPark/iyzico ofis projesi oldu. Gayrimenkul dünyasının dinamizmini sürekli kılmak amacıyla yola çıkan platformun iyziPark’a verdiği ödül, iyzico’nun sektöre yenilikçi yaklaşımlar kazandırdığının bir göstergesi. Projedeki pek çok detay firmanın çalışanlarına verdiği değeri de ortaya koyuyor.

Herkes için daha iyi bir gelecek sunma hedefiyle faaliyetlerini sürdüren Vodafone Grubu, 4 yıl önce tüm dünyada kadın çalışanlara yönelik sunduğu 16 haftalık doğum izni uygulamasını her iki eşi de kapsayacak şekilde genişletti.

Yeni ebeveyn olan çalışanlarına çocuklarıyla daha çok vakit geçirme imkânı sunarak destek olmayı hedefleyen Vodafone’un, yeni global politikasıyla, eşi doğum yapan veya evlat edinerek ebeveyn olan tüm çalışanlar, ilk 18 ay içinde, istedikleri bir tarih aralığında, 16 hafta tam ücretli ebeveyn iznine sahip olacak. Vodafone çalışanları ayrıca, işe döndükleri tarihten sonraki ilk 6 ayda haftada 4 gün çalışıp tam ücretini alabilecek. Vodafone Grubu’nun yeni uygulaması, ilk kez Vodafone Türkiye tarafından hayata geçirilecek.

Vodafone Türkiye, ebeveyn izni uygulamasını 1 Ocak 2020 itibarıyla başlatacak.

10

Geçtiğimiz ay Türkiye lansmanı gerçekleşen, genç tüketicileri hedef alan HONOR 9X Turkcell internet sitesi ve Turkcell Dijital Satış noktalarında teknoloji severleri bekliyor.

HUAWEI Technologies çatısı altında gençlere yönelik teknolojik ürünleriyle değer yaratan HONOR, en yeni akıllı telefon modellerinden HONOR 9X’in satış kanallarını Turkcell anlaşmasıyla büyütüyor. HONOR 9X bugünden itibaren Turkcell.com.tr ve Türkiye’nin dört bir yanındaki Turkcell Dijital Satış Noktalarında 266 TL’ye 12 ay taksit fırsatıyla satışa sunuluyor.

Turkcell’le 9X’e sahip olmak çok kolay Akıllı telefonunu güncellemek isteyen Turkcell aboneleri, özellikle gövdesinin içerisine gizlenen ve böylece ekranda yer kaplamayan Pop-up kamerası ve tarz sahibi Dinamik X görünümüyle ilgi çeken HONOR 9X’e vade farksız taksit kolaylığıyla sahip olabilecek.

kasanın içerisine gizlenmiş Pop-up ön kamera dışında arkasında da üç farklı kamera barındıran HONOR 9X, fotoğraf ve video çekmeyi sevenler için de farklı özellikleri bir arada barındırıyor. 48 MP yapay zekalı ana kamerasıyla başarılı gece çekimleri yaparken, video stabilizasyonu ile de en akıcı videoları çekmek mümkün oluyor.

Hemen altında yer alan 8 MP süper geniş açılı kamera manzaraları en ince detayına kadar görmenizi sağlıyor. 2 MP’lik derinlik kamerası ise son dönemin popüler Bokeh efektini oluşturmak için kullanılıyor.

HONOR 9X 6.59 inç’lik FullView ekranda 2340 x 1080 çözünürlük sunan HONOR 9X, 16,7 milyon renk ve 391 ppi oranıyla canlı ve detaylı görseller sunuyor. Göz yorgunluğunun önüne geçmek için de TÜV Rheinland sertifikalı Mavi Işık Filtresi bulunduruyor. Ön kamerası için ekrandan yer çalmayan, bunun yerine

Dinamik X temalı Safir Mavisi ve şık görünümlü Gece Siyahı renkleriyle kullanıcıların karşısına çıkan HONOR 9X, 4000mAH değerindeki bataryasıyla gün boyu yeten pil ömrü sağlıyor. HONOR 9X tüm bu özellikleri ve dahasıyla, özellikle genç kitlenin ilgisini çekecek gibi görünüyor.

Bordo rengin asaleti Linens

İtalyan Caffé Parana ile işbirliği yapan Özsüt, kahve severlere eşsiz bir lezzet sunuyor

Koleksiyonu’nda!

Mevsimin en trend renkleri özenle tasarlanmış desenlerle Linens Nevresim Takımı Koleksiyonu’nda hayat buluyor. Koleksiyonda öne çıkan Linens Irena Nevresim Takımı, yaşam alanlarına modern bir görünüm kazandırırken pamuk dokusuyla uyku konforunu artırıyor.

Nevresim takımına uyum sağlayan Linens Glace Yatak Örtüsü ise soft rengiyle dekoratif renk bütünlüğü sağlıyor.

İtalyan espresso ustası Caffé Parana şimdi tüm Özsütlerde Sektöründe “En İtibarlı Marka” seçilen Özsüt, İtalya’nın köklü kahve markası Caffé Parana ile işbirliğine giderek kahve tutkunlarına yepyeni bir lezzet sunuyor. İtalyanların geleneksel kahvesi espressoyu baz alan kahveleriyle ün yapmış CafféParana’nın Extra Bar lezzeti, şimdi Özsüt misafirlerinin beğenisine sunulacak.

1950’lerden bu yana ham kahve ihracatı yapan, 1960’dan bu yana ise kendi markasıyla kahve severlere hizmet eden Caffé Parana, ödüllü baristaları ve dünyanın en iyi üreticilerinden gelen kaliteli kahveleriyle dikkat çekiyor.

11

haber

Bobbi Brown’dan güzel bir haber.

Genç ve başarılı oyuncu Hande Erçel, kozmetik dünyasına damga vuracak Bobbi Brown Luxe Shine Intense Lipstick Koleksiyonu’nun yeni kampanya yüzü oldu.

Genç yaşta büyük başarılara imza atan güzel oyuncu Hande Erçel, dünyaca ünlü kozmetik markası Bobbi Brown ile bir araya gelerek yeni Luxe Shine Intense Lipstick Koleksiyonu’nun kampanya yüzü oldu.

Kampanya çekimleri için objektiflerin karşısına geçen Erçel, dünyanın en prestijli kozmetik markalarından biri olan Bobbi Brown ile iş birliği yapmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğunu belirtti.

CHEWBACCA TRUCKER CEKET Star Wars™ x Levi’s® koleksiyonunun başarısının ardından, Levi’s® tüm dünyada sadece 60 tane üretilen Levi’s® Authorized Vintage Chewbacca Trucker ceketlerini heyecanla sunuyor.

Levi’s® Authorized Vintage serisinin bir parçası olan Chewbacca Trucker ceket, Star Wars: Yeni Bir Umut filminden tanıdığımız Chewbacca’nın zamansız duruşundan esinlenerek tasarlandı.

Saçıyla ve herşeyiyle bu ikonik karakter, özel bir el işleme tekniği kullanılarak Amerika’da üretilmiş, 80 ve 90’ lar yapımı vintage Levi’s® Trucker ceketlere uygulanarak, her parçanın türünün tek örneği olması sağlanmıştır. Sınırlı sayıda

üretilen bu Chewbacca Trucker ceketler aynı zamanda Star Wars: Skywalker’ın Yükselişi filminin de ilk gösterimi olan 20 Aralık itibariyle piyasaya sürülecek.

Satış fiyatı: 498 USD

NIKE’TAN MBAPPÉ’YE ÖZEL KOLEKSİYON

Kylian Mbappé’nin, ilk Nike koleksiyonu Bondy Dreams Mercurial Superfly, futbolcunun Paris’li bir okul çocuğuyken bir anda küresel bir yıldız olarak yükselişini konu alıyor.

Nike’ın Mbappé’ye özel tasarladığı koleksiyon Bondy Dreams Mercurial Superfly spor severlerin beğenisine sunuldu. Koleksiyon, botların yanı sıra, Air Max98, Nike F.C. süveter, kapüşonlu süveter, tişört, bel çantası, şapka ve futbol topundan oluşuyor. Koleksiyondaki parçalar Mbappé’nin sahadaki çalımına ve doğup büyüdüğü Bondy banliyösüne dönük sevdasını yansıtıyor.

12

Bondy hep kalbinde olduğunu ve futbolu orada bulup ona orada âşık olduğunu söyleyen Mbappé, “Kişi ve oyuncu olarak şekillenmeme yardımcı oldu. Orada müteşekkir olduğum o kadar çok şey var ki, Bondy’nin bu koleksiyonun kalbi olmasının benim için çok özel bir anlamı var. Daha o zamanlar kahramanlarım vardı, çoğunun da özel üretim Nike botları olurdu, kendi koleksiyonumla şimdi ben de onların arasına katılmış oldum, hayallerim gerçek oldu” diyor.

Simple is

beautiful Nude Hepburn koleksiyonu şimdi tüm aksesuarları ile Paşabahçe Mağazaları ve nudeglass. com’da.

13

etkinlik

Ünlü isimler iyilik için festivalde buluştu Tohum Otizm Vakfı 12. Alışveriş Festivali yoğun ilgi gördü Otizmli bireylerin yararına geleneksel olarak düzenlenen ‘Tohum Otizm Vakfı Alışveriş Festivali’, bu yıl da yoğun ilgi gördü. Tohum Otizm Vakfı 12. Alışveriş Festivali, yine iş, sanat ve medya dünyasının ünlü isimlerini buluşturdu.

T

ohum Otizm Vakfı’nın otizmli bireyler yararına yaptığı çalışmaları desteklemek, tanıtmak, farkındalık ve kaynak yaratmak amacıyla gelenekselleşen Tohum Otizm Vakfı Alışveriş Festivali’nin 12’ncisi 18 – 19 Aralık tarihlerinde Four Seasons Hotel at the Bosphorus‘ta düzenlendi. İki gün süren festivalde, Tohum Otizm Vakfı’nın projelerine ve eğitim bursuna ihtiyaç duyan otizmli çocuklara aktarılmak üzere, etkinlik girişlerinden, katılımcı firmalardan, yılbaşı alışveriş sepetleri, seminer ve çekiliş bilet ücretlerinden gelir elde edildi. Ünlü isimlerden çok özel yılbaşı sepetleri Festivalde, sosyal sorumluluk bilinci çerçevesinde takıdan giyime, dekorasyondan tekstile, mücevherden kozmetiğe, aksesuardan antikaya kadar farklı alanlardan 120’yi aşkın seçkin marka da en yeni ürün ve koleksiyonları ile yer aldı. Katılımcıların hem alışveriş yaptıkları hem de bu alışverişle otizmli çocukların eğitimine katkıda bulundukları Tohum Otizm Vakfı Alışveriş Festivali’nde bu yıl 12’nci yıla özel 12 hediye çekilişi yapıldı.

Alışveriş festivalinde, Tohum Otizm Vakfı kurucuları ile iş, sanat ve medya dünyasından ünlü isimlerin hazırladığı birbirinden özel yılbaşı hediye sepetleri de otizmli çocuklar yararına satışa sunuldu.

14

Sevan Bıçakçı, TheTimekeeper kitabını imzaladı Dünyaca ünlü mücevher sanatçısı Sevan Bıçakçı, Okuyanları Osmanlı’nın sanat ve İslam tarihine doğru etkileyici bir yolculuğa çıkaran TheTimekeeper isimli kitabı için imza günü de düzenledi. Sanatçının on iki yaşında Kapalıçarşı’da başlayan sanat yolculuğunu konu alan ve ünlü sanatçının ilham aldığı Osmanlı dönemi saray yaşamı, dönem motifleri, hat sanatının da yansıtıldığı TheTimekeeper, bir masa üstü kitabı olarak büyük ilgi görüyor.

Dr. Gülseren Budayıcıoğlu; “Kaderiniz doğduğunuz evde yazılır” Festival kapsamında düzenlenen söyleşi programının ilk gününde Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, ‘Kader Motifi’ konulu bir seminer verdi. Festivale katılan misafirlerin büyük ilgi gösterdiği söyleşi programında Dr. Budayıcıoğlu, yıllarca insanları dinlediğini ve sonunda bunun kendisini doldurduğunu görünce de yazmaya karar verdiğini söyledi.

Kitaplarında, dinlediği kimi hastalarının yaşadıklarını kurgusunu değiştirerek anlattığını ifade eden Budayıcıoğlu, insanların doğdukları evlerin, onların kaderlerinin yazıldığını kaydetti. Dr. Budayıcıoğlu; “Bir çocuğun doğduğu evde kaderi yazılıyor. Çocuk doğduktan sonra ailesinin ona öğrettiği dili benimseyip, hayatının devamında da o dili kullanıyor. Büyüdükçe de

SEVAN BIÇAKCI VE ÇOCUKLARI

EBRU KOHEN - DENİZ KONURALP ZEYNEP BABAN - NİL BENTÜRK UYGUNER

kendisine o dili çerçevesinde bir yol kuruyor” dedi. Psikiyatrist Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, insanların geçmişlerinde yaşadıklarının da geleceğinde olumlu ya da olumsuz bir şekilde kendilerine geri döndüğünü kaydetti. Özlem Denizmen; “Çocuklarınızı para konusunda eğitin” Tohum Otizm Vakfı Alışveriş Festivali söyleşi programında ünlü finans okuryazarı Özlem Denizmen de, katılımcılara ‘3 Kumbara: Harçlık’ başlığı altında seminer verdi. Çocukların para konusunda eğitilmelerinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Özlem Denizmen, şunları söyledi: “Çocuğunuza para ve harçlık konusunda eğitim verin. Çünkü çocuk bu konuda ebeveynlerinden gördüklerini yapmaya çalışır. Çocuklarınıza 7 yaşından itibaren haftalık olarak düzenli şekilde harçlık verin. 14 yaşından sonra da harçlık süresini aylığa çıkarın. 20 yaşından itibaren ise harçlık vermeyi kesin ve çocuğunuzun kendi parasını kazanması için teşvik edin. Özellikle aile değerlerinizi çocuklarınıza öğretin. Çocuklarınızın aldığı harçlığı, bu değerler doğrultusunda harcamasını sağlayın.” İzleyenlerin de sorularıyla katkı sağladığı söyleşide Denizmen, MEB ile iş birliği içinde 81 ilde gerçekleştirdikleri ‘3 Kumbara: Harçlık’ projesiyle 5 yıl boyunca yaklaşık 510 bin çocuğa para eğitimi verdiklerini de kaydetti.

Feriha Şenkaya Dildar; “Evinizden eğlence ve umudu eksik etmeyin” Tohum Otizm Vakfı Alışveriş Festivali kapsamında düzenlenen söyleşi programında yer alan Uzman Psikolojik Danışman Feriha Şenkaya Dildar, ‘Ebeveyn Çocuk İlişkisinde Bilinmeyenler: Kriz Yönetirken Beyin Gelişimini Desteklemek Mümkün Mü?’ başlığı altında katılımcılara önemli bilgiler verdi. Çocuklarda ruhsal kapasitenin artırılabileceğini vurgulayan Feriha Şenkaya Dildar, bu konuda ebeveynlere önemli görevler düştüğünü belirterek; “Anne ile çocuk arasında doğuştan gelen çok güçlü bir ilişki vardır. Baba da erken dönemden itibaren bu ikili ilişkinin içine bir üçüncü saç ayağı olarak girmelidir. Evde özellikle birlikte eğlenebilmeliler. Anne,

MİNE NARİN - AYLİN SEZGİN

baba ve çocuğun aynı evde birlikte eğlenebildiği bir ortamda büyüyen çocukların ruhsal kapasiteleri daha geniş olur ve ileride daha sorun çözücü olurlar. Eğlenceyi ve umudu evinizden hiç eksik etmeyin” dedi. Çocuklara kriz anlarında nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda da bilgiler veren Uzman Psikolojik Danışman Feriha Şenkaya Dildar, şunları söyledi: “Kriz, beyni geliştiren en önemli fırsattır. Çatışma ve krizden korkmayın.

Anne, baba ve çocuk ilişkisinin güçlü olduğu bir ailede, çatışmanın krizin sonunda uzlaşma vardır. Çocuğunuzun kendi duygularının farkında olmasını sağlayın. Ergenlik çağındaki çocuklarda ise, sabırlı davranın.”

Psikolog İdil Sevil; “Sorunlarımıza kendi kültürümüzden yola çıkarak çözüm aramalıyız” Tohum Otizm Vakfı Alışveriş Festivali kapsamında düzenlenen söyleşi programına katılan Psikolog İdil Sevil, ‘Türk’ün Kafası Nasıl Çalışır?’ başlığı altında, yerli kültür değerlerinin önemine vurgu yaptı. Türkiye’de, pek çok kültüre ait döküman bulunduğunu belirten Sevil; “Özellikle Japon ve Hint kültürlerine dair birçok kitabı bizim kitapçılarda bulmak mümkün.

Elbette bunları okumak bize zenginlik katıyor ama o değerlerden çıkan kitapları alıp okuduktan sonra, ‘Ben de bunları yapacağım’ demek’ ne kadar doğrudur? Önce o değerlerin, bizim DNA’mıza ne kadar uygun olup olmadığını sorgulamamız lazım. Biz, kendi kültürümüzden ve değer yargılarımızdan yola çıkarak sorularımıza cevaplar aramalıyız. Ben de, kendi değer yargılarımızdan ve kültürümüzden yola çıkarak, ‘Türk’ün Aklı Nasıl Çalışır?’ isimli kitabı yazdım” dedi.Türkiye ve ABD ile ilgili yapılan bir Kültür Değerler Araştırması hakkında da bilgi veren Sevil; “Bireyselcilik ABD’de yüzde 91 olmasına karşın bu oran Türkiye’de yüzde 37’dir. Yani Amerikalılar bireyselci, biz toplulukçuyuz. Başarıya yönelim de ise, ABD’de yüzde 62 olurken, biz de ise bu oran 45’dir. Amerikalılar başarıya yönelim de daha istekli, biz ise biraz oluruna bırakıyoruz” diye konuştu.

15

DİLEK TÜRKER

16

ASLI BAYRAKTAROĞLU

AYLİN TAHİNCİOĞLU

BEGÜM AYAYDIN

NAZLI ÇELİK

NESLİHAN SABANCI

DOLUNAY SOYSERT - CEREN MORAY

GAMZE CİZRELİ

LEYLA ALATON

17

+ röportaj

Yakup Biçer Yapımda, podyumda ve şimdi tasarımlarıyla podyumda. Modanın olduğu her yerde adını gördüğümüz, moda sahnesinin her köşesinin tozunu yutmuş bir isim, kendi ismiyle kurduğu markası Y PLUS by Yakup Biçer’i ve moda yolculuğunu anlattı.

Röportaj : Gülşah Uçar 18

Kimdir Yakup Biçer?

29 yıldır moda dünyasını içerisindeyim. ÖNER EVEZ FASHION EVENT MANAGEMENT’ın ortağıyım. Öner Evez ile, modanın bir başka kulvarında, prodüksiyon alanında çalışıyorum. Daha da öncesinde, modellik geçmişim de var.

Yıllar içerisinde bir çok önemli kampanyanın lansmanı, defilelerin yönetimini, event ve set tasarımının concept, styling ve kreatif danışmanlıklarını yaptım.

Dünyadan birçok önemli celebrity ile çalıştım. Adriana Lima, Kendall Jenner, Giselle Bundschen, Alessandro Ambrosio, Naomi Campbell, Isabelli Fontana, Ana Beatriz Barros, Coco Rocha, Monica Cruz, Dakota Johnson, Miranda Kerr gibi isimleri sayabilirim.

Tüm bunların yanı sıra bir de kendi isminizi de taşıyan bir markanız var. Y PLUS by Yakup Biçer markasından ve oluşum sürecinden bahseder misiniz?

1990’lı yıllarda birkaç yıl, yine kendi giyim tarzım olan siyah-gri ağırlıklı giysileri sattığım, mağazacılık geçmişim de oldu. Sektörün ekonomik anlamdaki iniş-çıkışlarından dolayı ara vermek zorunda kaldım.

2000’li yılların başlarında dünyanın birçok moda merkezinde yer aldım. Bu süreç içerisinde, kendi giyim tarzımı oluşturdum ve 10 yıl önce Y PLUS markamı kurdum. Son 2 yıldır yaptığım çalışmalarla, koleksiyonu ve benim tarzım olan konseptlerin hazırlıklarını tamamladım. İlk sunumumu MBFWİ kapsamında bir defile ile yaptım.

Koleksiyon hazırlık sürecinden ve ilham aldığınız şeylerden bahsedelim biraz.

Koleksiyonu hazırlarken şehrin her saatini yaşayarak gözlemleyerek hazırlıyorum çünkü her yaştan şehir insanlarının günün her anında sofistike, dinamik ve stil sahibi görünmelerini hedef alıyorum.

Yaşadığım şehir, İstanbul’dan, İstanbul’un yaşanmışlığından ilham alıyorum. Şehrin modern mimarı çizgisinden çok etkileniyorum.

Biraz yeni koleksiyonunuz “Pehlivan”dan söz eder misiniz? Hikayesi nasıl oluştu?

Nasıl her birimizin bir fantastik bir süper kahramanı vardır, benim süper kahramanım Pehlivanlardı.

Tüm dünyayı kendilerine hayran bırakan, gücü, cesareti, özgünlüğü temsil eden bu kahramanları, modayı yakından takip eden yeni nesil gençler ile, farklı bir bakış açısından paylaşmak istedim.

Köklerimden beslenmenin, tasarımlarımı daha güçlü hale getireceğine inanıyorum. Bu nedenle kendi topraklarımın ve köklerimin süper kahramanları

19

röportaj

pehlivanlar ilk koleksiyonumun ilham kaynağı oldular.

Sokağa çıktığınızda gördüğünüz stiller üzerinden moda endüstrimizin gittiği noktaya değinir misiniz?

Dünyada moda kendini fazlasıyla tekrarlayan, çok hızlı üretilip, çok hızlı tüketilen bir hal aldı. Bir çıkmaza, bir kısır döngü içerisine girdiğini söyleyebilirim. Bu çıkmazda, kendi giyim tarzımdan yola çıkarak, zamansız ve stil odaklı bir marka oluşturdum. Y PLUS tüketimin sonsuz bir hızla süregeldiği bu dönemde duyarlı ve zamansız bir moda anlayışını benimsiyor.

Favori tasarımcılarınız kimler?

Yohji Yamamoto ve Rick Owens Koleksiyonunuzda uniseks tasarımlar göze çarpıyor. Bu tercihli bir şey mi?

Cinsiyetsiz bir markayız. Koleksiyonumu hem erkek hem de kadınların rahatlıkla giyecekleri, her yaş grubunun kendine

20

uygun stil ve rahatlığına sahip, zamansız ürünler hazırlayan, kendi içinde kombinlere sahip bir marka.

Yeni tasarımlar yaparken aksesuarlara ne kadar yer verirsiniz? Aksesuarlar sizin için ne ifade ediyor?

Aksesuar benim için çok önemli bir tamamlayıcı. Koleksiyonda bazı parçaları, aksesuara göre tasarladığım bile oluyor.

Aksesuarda da daha çok endüstriyel tasarımları beğeniyorum ve mümkün olduğunca çok yer veriyorum. Defiledeki çanta ve ayakkabı tasarımları bana ait, gelecek sezonlarda çanta ve ayakkabı tasarımlarıma daha fazla yer vermeye çalışacağım.

Sezonun trend renklerinden bahseder misiniz?

Benim için SİYAH her zaman trend.

Gardırobunuzda olmazsa olmaz parçalar neler?

Siyah T-shirt Siyah bol kesim pantolon Siyah spor ayakkabı Yüzüklerim Gelecek sezonda Y-Plus ‘da neler göreceğiz?

Bize biraz ipucu verir misiniz?

Güzel bir hikaye ile başladık devamı gelecek sürprizi bozmayalım. 2020/21 sezonu için hazırlıklarımız devam ediyor .

Türkiye’deki moda, marka ve stil dünyasını nasıl buluyorsunuz? Neler eksik, neler fazla? Ülkemizde modayı ve trendleri takip eden çok başarılı tasarımcılarımız ve markalarımız var. Sadece stil eksikliğimiz var onu da Y Plus stil markası ile değişik bir bakış açısı yaratacağımıza inanıyorum çünkü biz stil odaklı bir markayız bu boşluğu da tamamlayacağımıza inanıyorum.

21

moda Berna Dumlu Bernad Design

Yeniden

ZARA -169,95 TL

Neon KENZO -1,849 TL BALENCIAGA -1,790 EURO

ZARA -109,95 TL

Tam unuttuk derken neon renkler yeniden gardıroplarımızdaki her parçada yerini alıyor. Üstelik artık sadece spor ya da günlük giyimde değil, abiye giysilerde de öne çıkıyor.

PRADA -4,395 TL

22

SAINT LAURENT -6,570 TL

DEFACTO -84,99 TL

SAINT LAURENT -2,880 TL

H & M -79,99 TL

SWATCH -272 TL

JACQUEMUS SS/20

VERSACE -3,450 TL ZARA -169,95 TL

Yeni yine yeni yine yeniden NEON!

Koton Baby 2019/20 Sonbahar – Kış Koleksiyonu seçili Koton mağazaları ve online alışverişin adresi koton.com’da satışa sunuluyor.

23

moda

Bembeyaza

bürünmenin şıklığını

VALENTINO SS/20

Bu kış yükselen trend beyaz bot ve çizmelere, tepeden tırnağa beyaz monokrom look’ların dramatik etkisi eşlik ediyor.

MSGM -2,157 TL VAKKO -243 TL

STEFANEL -534,50 TL

MASSİMO DUTTİ -349, TL

ZARA -139,95 TL

BALENCIAGA -1,640 Euro

24

DOLCE&GABBANA -1,820 TL

KEN SAMUDIO -1,040 TL

25

moda

Pantone classic Blue

Klasik Mavi

PINOLINI -399 TL VERSACE JEANS -552 TL

BEYMEN -399 TL KEN SAMUDIO -942 TL

MIU MIU -6.950 TL TATEOSSIAN -999TL

2020 yılının rengi Klasik Mavi.

Lacivert’ten biraz açık, Elektrik maviden biraz koyu. Mavinin şıklığı bu yıl saatten, gözlüğe, ayakkabıdan, elbiseye her parçada yaşanacak.

ACADEM IA - 24 0 T L

ETRO -1.625 TL

VERSACE -7.620 TL VOLON TE -529 TL

26

27

davet

CENK KAPTANOĞLU - MELİS KAPTANOĞLU VE KIZLARI

MELİSSA KAPTANOĞLU - MELİS KAPTANOĞLU

MELİS KAPTANOĞLU KIDS YENİ KOLEKSİYONU

MODERN REGINA’YI TANITTI “Kızlar Cumhuriyeti” mottosundan yola çıkarak adını dünya modasına duyuran Melis Kaptanoğlu Kids’in büyülü ve masalsı bir dünyanın kapılarını aralayan yepyeni koleksiyonu Modern Regina’nın tanıtımı, Galeries Lafayette Emaar Square Mall’da düzenlenen defile ve davetle gerçekleşti.

T

asarımcı Melis Kaptanoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe Demet Sabancı Çetindoğan, Cenk Kaptanoğlu, Cengiz - Atiye Kaptanoğlu, Serra Elçi, Selin Söğütlügil, Yelda Güral, Zeynep Yılmaz, Nazlı Keçili, Hande Yılmaz, Aylin Kan, Melda Aksu, Ayşe Burcu Kaya, Serap Sarı, Elif İnci Aras, Sedef Çalarkan, Canan Göztepe ve Burcu Erçil gibi iş, sanat ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri katıldı.

Melis Kaptanoğlu Kids’in büyülü ve masalsı koleksiyonu Modern Regina, Londra Çocuk Moda Haftası’ndan sonra bu kez Galeries Lafayette’te düzenlenen bir defileyle tanıtıldı. Sanat, moda ve cemiyet dünyasından birçok davetlinin katıldığı defilede podyuma çıkan parçalar izleyenlerden tam not aldı.

28

Defilede yürüyen modern zaman prensesleri arasında Melis Kaptanoğlu’nun kızı Melissa Kaptanoğlu, Zeynep Yılmaz’ın kızı Yasemin Ilıcalı, Altın Kelebek ödüllü Kübra Süzgün ve Beren Gökyıldız ile 7. Koğuştaki Mucize filminin çocuk oyuncusu Nisa Sofiya Aksongur gibi isimler yer aldı.

Büyülü bir masal dünyasına yolculuk Kız çocuklarını büyüleyici bir masal dünyasına davet eden koleksiyonda rahat bir şıklık sunan payetli kumaşlar, biker ceketler ve hareket özgürlüğü sağlayan taytlar hakimdi. Defilede sergilenen parçalar, kız çocukları için birbirinden farklı siluetler yaratırken, tasarımlarda farklı dokularla parlaklık yaratan kumaşlar; pul, taş, neon ve ışıltılı detaylar ağırlıktaydı.

ELİF İNCİ ARAS

MELİS KAPTANOĞLU

HİLAL TEPE - AYSUN KOYUNCU

SEDA YILMAZTÜRK

MELİS KAPTANOĞLU - DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN

ZEYNEP YILMAZ

AYLIN KAN - HANDE YILMAZ

29

haber

TUBA ÇETİN - YETKİN DİKİNCİLER - ZEYNEP DOĞAN EZRA ÇETİN

Erkek Modasına RAMSEY’den Yeni Nesil Bir Stil Deneyimi RAMSEY, EZRATUBA İŞBİRLİĞİYLE ERKEKLERİ KENDİ MÜKEMMELİNE ULAŞTIRACAK

SAFFET EMRE TONGUÇ

SİNAN ÖNCEL

Teknoloji ve modayı buluşturan yenilikçi RAMSEY, kişiye özel dikimde yeni nesil bir deneyim sunuyor. RAMSEY, detaycı ve kusursuzu arayan, el işçiliğini teknoloji dinamikleri ile harmanladığı“MadetoMeasure” kişiselleştirilmiş stil deneyimi için dünyaca ünlü tasarımcılar Ezra ve Tuba ile işbirliği yaptı.

G İBRAHİM ÇOLAK

ürmen Group Markalardan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Doğan, yeni işbirliğinin çıkış noktası ile ilgili olarak, “Tüketiciler artık sadece bir ürün değil; deneyim, kendileri için yazılmış bir hikaye satın almak istiyor. Moda endüstrisinde kişiselleştirilmenin ve deneyim ekonomisinin önemi her geçen gün artıyor.” dedi.

“Erkeklerin gardırobunun DNA’sını değişecek”

YETKİN DİKİNCİLER

EMRE ALKIN

30

Bu işbirliği çerçevesinde Ezra ve Tuba’nın RAMSEY’in 2019-2020 MadetoMeasure Koleksiyonu’nu hazırladığını açıklayan Zeynep Doğan, Ezra ve Tuba ile işbirliklerinin bir marka-tasarımcı işbirliğinden çok öte; yeni bir deneyim hikayesi olduğunun altını çizen Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “RAMSEY’in yenilikçi kalıplarıyla var olan bu koleksiyon Ezra ve Tuba’nın seçtiği kumaş ve aksesuarla şekillendi. Koleksiyon için Ezra ve Tuba özel bir imza da çalıştı. RAMSEY müşterileri bu koleksiyondan seçim ve zevklerine göre kendi mükemmellerine ulaşacak.

Hatta kişiye özel dikim hizmetini alırken Ezra ve Tuba ile de birlikte seçimlerini yapma ayrıcalığına sahip olabilecek. Bu sayede erkeklerin gardırobunun DNA’sını değiştirecek çok iddialı kombinasyonlar ortaya çıkabilecek.”

“Kişiye özel dikimde yeni nesil bir deneyim” RAMSEY’in el işçiliğini gelişen teknoloji dinamikleriyle harmanlayan yeni nesil MadetoMeasure deneyimini üç hafta gibi hazır giyim servisine çok yakın bir sürede sunabildiğini ve bunların arkasında teknolojinin ve teknolojiyle gelen hızın yarattığı değerin önemini de vurgulayan Zeynep Doğan, şunları söyledi: “Siparişin alınmasından üretime kadar tüm süreçlerde dijitalleşmenin getirdiği inovatif dokunuşlar, hız, yenilikçi teknolojiler var. MadetoMeasure; %50 hafiflik sağlayan Zero Weight, daha uzun ve fit gösteren Thin&Taller, hareket kabiliyetini sınırlamayan mükemmel bir dinamizm sağlayan Performance gibi yenilikçi konstrüksiyonlar ve hassas üretim teknikleri gerektiren bir deneyim içeriyor. “ Kişiye özel dikim hizmeti MadetoMeasureiçin RAMSEY’inİstanbul’da İstinye Park ve Zorlu Center, Ankara’da Panora AVM mağazaları ziyaret edilebilir. Ayrıca isteyen RAMSEY MadetoMeasure süpervizöründen randevu oluşturarak Türkiye’nin dört bir yanında istediği lokasyonda bu hizmetten yararlanabilir.

MURAT - NİHAN - NİL AYGEN

ALİ RONAY

ELİF TAPAN

YILDIRIM MAYRUK

ZEYNEP GERMEN

ARZU KUNT

EMRE BELÖZOĞLU

ASLI ORCAN - YETKİN DİKİNCİLER

EZRA - TUBA ÇETİN

31

haber

Türkiye’nin Otomobili

"TOGG"

#DOĞUŞTANELEKTRİKLİ #SIFIREMİSYONLU #AKILLI Türkiye’nin 60 yıllık otomobil özlemini gidermek ve Türkiye otomotiv endüstrisinin dönüşümüne öncülük ederek ülkemizin ilk küresel mobilite markası olmak amacıyla kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), pazara sunacağı otomobillerin teknik ve donanım özellikleriyle de ilklere ve enlere imza atacak.

T

OGG, 2022 yılında C-SUV modeli pazara çıktığında, Avrupa’nın klasik olmayan doğuştan elektrikli ilk SUV üreticisi olacak. Türkiye’nin ilk doğuştan elektrikli, sıfır emisyonlu ve akıllı otomobili olarak üretilecek C-SUV modeli, bu ilklerin yanı sıra sınıfının en uzun aks mesafesi, en geniş iç hacmi, en iyi hızlanma performansı ve en düşük toplam sahip olma maliyeti gibi özellikleriyle de rakiplerinin önünde yer alacak.

Türk tüketicilerinin fikirleri tasarıma yol gösterdi TOGG mühendis ve tasarımcıları tarafından ortaya konan, fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait doğuştan elektrikli modüler araç platformu üzerine geliştirilmekte olan Türkiye’nin otomobili, tasarım sürecinde de bir ilke imza attı.

Tasarım süreci kapsamında Türkiye’den ve dünyadan toplamda 18 tasarım evi, TOGG’un belirlediği 6 farklı kriter ile objektif bir değerlendirmeye alındı. Murat Günak’ın da

32

yanında yer aldığı TOGG Tasarım Ekibi yaptığı değerlendirmede en yüksek skoru alan 3 tasarım eviyle sürece devam etme kararı verdi.

Türkiye’nin otomobilinin tasarımını belirlemek için ülkemizde geniş kitlelerle yapılan otomobil satın alma davranışları araştırmasındaki bulgular doğrultusunda hazırlanan ipuçları bu 3 tasarım eviyle paylaşılarak 2 boyutlu tasarım yarışması süreci başladı.

4 aşamalı olarak kurgulanan yarışma toplamda 6 ay sürdü Bu süre zarfında 100’ün üzerinde farklı tema değerlendirildi, tüketici araştırmalarında tespit edilen beklentiler tasarım evlerine geribildirim olarak verildi. Süreç tamamlandığında her tasarım evinden gelen bir dış ve bir iç tasarım çalışması Türkiye’de geniş kitlelerle test edildi.

Ortaya çıkan sonuç yine TOGG Tasarım Ekibi tarafından endüstrileşmeye uygunluğu konusunda değerlendirildi. Bu aşamalardan sonra dünyanın en iyilerinden Pininfarina tasarım evi iş ortağı olarak seçildi ve 3 boyutlu tasarım aşamasına geçildi.

Göz Kamaştıran, Özgün ve Modern Dış Tasarım Tasarımın vücut bulup 3 boyutlu hale geldiği ön gösterim versiyonu SUV ve konsept Sedan modellerinin dış tasarımında yer alan belirgin

İlkleri ve Enleriyle

Bu Toprakların Kültürü Tasarıma İlham Verdi

ve keskin hatlar otomobillerin sağlam ve güçlü karakterini dışa vururken aynı zamanda önümüzdeki yıllarda genişleyecek ürün gamının dizayn DNA’sını oluşturuyor.

SUV modelin keskin hatları, önden başlayıp yan ve arka tasarımında akıcı bir devamlılık gösteren yalın ve net çizgiler ile hayat bularak Türkiye’nin otomobiline özgün ve modern bir görünüm kazandırıyor. Izgara ve far grubu tasarımıyla tüm bakışları üzerine çeken etkileyici ön yüzü şekillendiren göz alıcı krom detaylar yan ve arka tasarımda da devamlılık sağlayarak otomobilin prestijli görünümünü tamamlıyor.

Türkiye’nin otomobili, modern ve özgün tasarımında Anadolu topraklarının köklü simgelerinden biri olan laleden esinlendi.

Otomobilin yoldaki imzası olarak algılanacak ön ızgarasına, bütünsel şıklığı tamamlayan jantlarına ve iç mekan detaylarına modern bir incelikle işlenen lale figürleri ile birlikte Selçuklu dönemi esintileri coğrafyamızın kültür mirası ile olan bağı vurguluyor.

Sürücü ile birlikte tüm yolcuları kucaklayan dijital bilgi-eğlence ekranı hem bilgilerin kolaylıkla takibini hem de yolcuya özel içeriğin görünürlüğünü sağlıyor. Otomobilin sahip olduğu ileri teknolojiyi sadelikle iç mekan tasarımına yansıtan ekran otomobilin akıllı bir yaşam alanına dönüşümünü destekliyor.

Orta konsol otomobilinin iç mekanının en önemli stil ve fonksiyon özelliklerinden biri olarak öne çıkıyor. Uçak kokpitini hatırlatan form üzerinde vites ve elektronik park freni fonksiyonlarını barındıran konsol, ergonomisiyle dokunmatik kumanda ekranının kontrol edilmesine de yardımcı oluyor. Dokunmatik ekranda kullanıcıyı merkeze alan ara yüzün kullanıcı dostu tasarımı, sesli komut özelliğinin de desteğiyle alışagelmiş kontrol düğmeleri ve kumanda elemanlarını olabildiğince azaltarak iç mekânın yalın ve sade tasarımını destekliyor. Türkiye’nin otomobili, teknolojiyi yalınlıkla birleştiren bu tasarım yaklaşımı ile yüksek teknolojinin karmaşık olmadan da sunulabilir olduğunu kanıtlıyor.

Sade, Şık ve Teknolojik İç Mekan

Tamamen yeni, doğuştan elektrikli modüler araç platformu

Keskin hatları ve akıcı dış tasarım çizgileri ile kullanıcısını karşılayan otomobilin iç mekânında ise özenle seçilmiş, kaliteli ve şık malzemelerle birlikte yüksek teknoloji yer alıyor.

TOGG otomobil gamının tüm modellerine altyapı oluşturacak tamamen yeni ve doğuştan elektrikli araç platformunu 3 ana başlık ile tanımlıyoruz:

33

M.G ERCAN KARAKAŞ TOGG CEO

Özgün Otomotiv sektöründe daha önce ortaya çıkarılmış hiçbir platform ile ilişkisi olmayan, tamamıyla TOGG mühendisleri tarafından geliştirilen ve tüm fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 TOGG’a ait olan, yüksek teknolojiye sahip doğuştan elektrikli ve bağlantılı platform.

Modüler Azami verimlilik, konfor, dayanıklılık ve güvenlik gerekliliklerini bir arada sağlayabilen; farklı genişlik ve uzunluklara olanak veren modüler mimari. Üstün Sınıfının en uzun aks mesafesini sunarak otomobil içindeki yaşam alanının genişlik, ferahlık ve konforunu en üst düzeye taşıyan altyapı.

34

500 Kilometreden Fazla Menzil

yolculuklarda kısa bir kahve molası süresince dinlenirken, otomobilleri de yolculuğun kalan bölümü için hazır hale gelmiş olacak.

8 Yıl Pil Garantisi

Kullanıcılar, yüksek enerjili Lityum-iyon pil teknolojisinin sunacağı 2 farklı menzil alternatifi arasından ihtiyaçlarına yönelik bir seçim yapabilecek. Türkiye’nin otomobili, 300+ km. veya 500+ km. menzil sağlayan 2 farklı pil seçeneği sunacak ve kullanıcıların kendileri için en uygun olanı tercih ederek otomobillerini konfigüre etmesine olanak tanıyacak.

30 Dakikadan Kısa Sürede Hızlı Şarj Türkiye’nin otomobili hızlı şarj ile 30 dakikadan kısa sürede %80 pil doluluk seviyesine ulaşabilecek. Böylece, seyahat edenler uzun

Türkiye’nin otomobili, ileri Lityum-iyon pil teknolojisi ve aktif termal yönetim sistemlerinin sağlayacağı teknik avantajlar sayesinde 8 yıl boyunca pil garanti güvencesine sahip olacak.

Ekonomi ve Çevre Duyarlılığı Elektrikli ve bağlantılı otomobillerin içten yanmalı motorlu otomobillere göre daha yalın sistemlere sahip olması, internet üzerinden yazılım güncelleme imkânı ve kullanıcıları teknik konularda önleyici bilgiler ile uyarma olanakları teknik servis/bakım ihtiyacını en aza indirecek.

Bu temel unsurların birleşimi ile Türkiye’nin otomobili, toplam sahip olma maliyetinde önemli bir avantaja sahip olacak. Aynı zamanda sıfır zararlı gaz salınımı ile çevre duyarlılığı en yüksek otomobillerin arasında yerini alacak.

Benzersiz Sürüş Dinamikleri Elektrikli motor (e-motor) teknolojisi kullanıcılarına beklentilerinin ötesinde bir deneyim sunarak sürüş standartlarını yeniden tanımlayacak. Türkiye’nin otomobilinin kullanıcıları dilerlerse 200 beygir güç sunan tek e-motor ile arkadan çekişli (RWD) versiyonu, veya toplam 400 beygir güç sunan iki e-motorlu tüm tekerleklerden çekiş (AWD) sistemine sahip versiyonu tercih edebilecek. Ön ve arka akslarda yer alan yüksek verimliliğe sahip iki farklı e-motor ile tüm tekerleklerden çekiş (AWD) sistemi zorlu hava ve yol koşullarında daha iyi çekiş ve daha yüksek performans sağlayacak.

Türkiye’nin otomobilinin ön aksında yer alan bağımsız MacPherson ve arka aksında kullanılan tam bağımsız entegre süspansiyon sistemi ile sportif ve dinamik sürüş hissi, mükemmel yol tutuş ve sürüş konforu arasında ideal denge kullanıcının kontrolünde olacak.

4.8 Saniyede 0-100 Km/Saat Hızlanma ile Rakipsiz Performans Türkiye’nin otomobili, her iki çekiş sistemi ile de benzersiz bir ivmelenme deneyimi yaşatacak.

Otomobil 0 -100km/saat hızlanmasını 200 beygir güç sunan motor seçeneğinde 7,6 saniyede, 400 beygir güç sunan motor seçeneğinde ise sadece 4,8 saniyede tamamlayarak rakipsiz ivmelenme performansını etkileyici bir sessizlik ve enerji tasarrufu eşliğinde sunacak.

İleri seviye güvenlik Türkiye’nin otomobili kullanıcıları dayanıklı ve sağlam altyapıyı destekleyen ileri güvenlik sistemleri ile sürüş güvenliğinden ödün vermeyecek, yolculukların keyfini güvenle sürecek.

Pil grubunun otomobilin platformuna entegre yerleşimi sayesinde burulma direncinde %30 artış ve yüksek çarpışma dayanımı sağlayacak olan Türkiye’nin otomobili, standart olarak sunacağı 7 adet hava yastığını içeren pasif, hava kanallı ön ve arka fren diskleri ile birlikte kapsamlı aktif güvenlik sistemleri desteğiyle her türlü yol koşulunda güvenli bir sürüş sağlayacak.

Tüm bu güvenlik ögeleri ve ileri sürücü destek sistemleri sayesinde yollara çıkacağı 2022 yılının EuroNCAP 5 Yıldız güvenlik normlarını sağlayacak.

35

etkinlik

OLGUN ŞİMŞEK - EMRE ALTUĞ

SILA - EMRE ALTUĞ

EMRE ALTUĞ'DAN BOL SÜRPRİZLİ 20. YIL KONSERİ Kerki Solfej'in düzenlediği TİM Show Center'da gerçekleşen konserde, ünlü şarkıcıya Özgür Sevinç'in şefliğini üstlendiği Sinema Senfoni Orkestrası eşlik etti.

SELAMİ ŞAHİN EMRE ALTUĞ

LEVENT YÜKSEL EMRE ALTUĞ

İ

lk albümü "İbret-i Alem"i piyasaya çıkarmasının ardından müzik kariyerinde 20 yılı geride bırakan Türk pop müziğinin sevilen isimlerinden Emre Altuğ'un konserine aralarında Haldun Dormen, Göksel Kortay, Hülya Koçyiğit, Alper Kul-Aylin Kontante, Ömür Gedik, Nasuh-Mine Mahruki, Aykut Gürel-Senem Çapa ve Gülbin Cavuşoğlu'nun da bulunduğu sanat ve cemiyet hayatından birçok isim katılırken, babası Tuncer Altuğ, eski eşi Cağla Şikel ve çocukları Uzay ve Kuzey'de ünlü sanatçıyı bu özel gecede yalnız bırakmadı.

Konser öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayarak heyecanını gazetecilerle paylaşan başarılı sanatçı ' Bu özel gecede beni yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ediyorum.

Geçip giden yıllar bana çok önemli şeyler öğretti. Bu gece her şeyden öte geçip giden yirmi yılı paylaşacağımız, anıları yad edeceğimiz bir gece.'' ifadelerini kullandı.

LEVENT YÜKSEL'LE DUYGU DOLU KUCAKLAŞMA Konserin ikinci bölümünde de oldukça enerjik bir görüntü çizen Emre Altuğ, Frank Sinatra'nın "My Way" parçasını okul arkadaşı ünlü müzisyen Efe Kışlalı ile birlikte seslendirerek konserin düetler

36

bölümünün açılışını yaptı. Efe Kışlalı'nın ardından sahneye gelen Levent Yüksel ile Sezen Aksu ve Onno Tunç'un ölümsüz eseri ' Yas''ı söyleyen Emre Altuğ, şarkının finalinde Yüksel'e sarılarak duygu dolu anlar yaşadı. Gecenin en önemli sürprizlerinden biri olan başarılı sanatçı Sıla'yı anons ederken ' Türkiye'nin tartışmasız en iyi bestecilerinden ve sanatçılarından biri'' ifadelerini kullanan Altuğ, başarılı sanatçının kendisi için yaptığı yeni şarkısı ' Zahmet Olmazsa''yı onunla birlikte yaptığı muhteşem düetle ilk kez Tim'de seslendirdi.

OLGUN ŞİMŞEKLE ''MİHRİBAN'' SELAMİ ŞAHİN'LE '' SENSİZ OLMUYOR'' Konserin sonlarına doğru Olgun Şimşek'i sahneye ' bana türküleri sevdiren adam'' diyerek çağıran Emre Altuğ, usta oyuncuyla birlikte ' Mihriban'' türküsünü söyleyerek müzikseverleri mest etti. Son olarak Türk müziğinin güçlü sesi Selami Şahin'i sahnesinde ağırlayan Altuğ ' Sensiz Olmuyor'' ile etkinlik alanındaki coşkuyu ikiye katladı. Şarkı sonunda Selami Şahin'in önünde eğilerek büyük ustayı selamlayan Emre Altuğ, konserinin finalini ise Yıldırım Gürses bestesi olan ' Son Mektup''la yaparak merhum sanatçıyı da rahmetle andı.

Seyircilerin yoğun isteği üzerine sahneye geri dönerek konserini yaklaşık yirmi dakika uzatan başarılı sanatçı, sürprizlerle dolu yirminci sanat yılı özel konserini alkışlar eşliğinde noktaladı.

HÜLYA KOÇYİĞİT

ÖMÜR GEDİK

AYKUT GÜREL - SENEM ÇAPA

ALPER KUL - AYLİN KONTANTE

GÖKSEL KORTAY - HALDUN DORMEN

GÜLGÜN ÇAVUŞOĞLU

NASUH - MİNE MAHRUKİ

37

davet

PINAR IŞIK PUCCA

DUYGU GENÇ

HAKAN KÜTAHYA

GÖKÇIN İPEKAR - ASLI GÜRER - CEREN DEMİR İREM ÖZBAY ÖZKAN - YONCA KUNACAV

UĞUR KIRAL - MERVE YILDIRIM

AŞKIM İREM AKTULGA

G LINGERIE TÜM KOLEKSİYONLARINI UNIQ BOX’DA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ PARTİ İLE TANITTI! G Lingerie, dünyaca ünlü markaların koleksiyonlarını UniqBox’da gerçekleştirdiği parti ile tanıttı.

T

ürkiye’deki iç giyim mağaza kültürüne yeni bir soluk getirerek dünyaca ünlü markaları bir arada sunan G Lingerie,tüm koleksiyonlarını tanıttığı partiyi Kraft Medya organizasyonuyla UniqBox’da gerçekleştirdi. Didem Soydan’ın katılımıyla gerçekleşen partiye moda ve cemiyet hayatından ünlü isimler katıldı.

Merve Yıldırım, Duygu Genç, Hakan Kütahya, Arda Bektaş, Aşkım İrem Aktulga, Ahu İranovaska, Uğur Kıral, Yonca Kunacav, Natalie Kolyozyan ve Pucca gibi ünlü bir çok sosyal medya fenomeni de partiye katılım gösterdi.

Kadınlara bedenlerini, kıvrımlarını sevmelerini sağlayan ve her zaman özel olduklarını sık sık hissettiren G Lingerie, her yaşa ve tarza uygun ürünlerini mini bir defileyle bu özel gecede tanıttı. Gecenin konuşmacılarından

38

G Lingerie Genel Müdürü Neval İsar’ın“G Lingerie olarak biz kadınların her yaşta güzel ve özel olduğu bilinciyle bu yola çıktık. Kurulduğumuz günden bugüne her bedenin içinde rahat edeceği ve kendini mutlu hissedeceği ürünleri sizlerle buluşturuyoruz ve buluşturmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki mutluluk içimizde başlar…” sözleri gecede büyük alkış aldı. Her insanın farklı olduğu gibi her vücudun da özelliklerinin farklı olduğunu, standart kalıplardan çıkarak her bedenin kendine uygun ürünlerle hayat bulduğu beden olumlamayı sahiplenen G Lingerie, bir kez daha herkesi kendine hayran bıraktı.

G Lingerie dünyasının genç ve dinamik yapısı partinin konseptine de yansıdı.Özel ışık şovlarla başlayan parti Canan Soylu’nun muhteşem performansıyla geç saatlere kadar devam etti.

39

röportaj

My Day

Ezber bozan stil danışmanı

Nehir

İnce Arıcı

T

ers köşe stillere sahip dizi karakterlerinin, şaşırtıcı gardıroplarının arkasındaki isim, Nehir İnce Arıcı. “İçeride” dizisinde avukat rolündeki Bensu Soral’ı klasik döpiyesler yerine, Crop top bluzlar, vücut zincirleri ile stilini oluşturan ya da “Çukur”da karşımıza çıkan hip-hop pantolonlu, rock star enerjili ya da kürk ceketli mafya babalarının gardıroplarının yaratıcısı.

Dizi ve film sektörlerinin zor çalışma şartları, uzun mesailerini çoğunlukla oyuncuların ağzından duysak da bu Ocak dergimizin, My Day konuğu stil danışmanı, “Çukur” dizisinin de stil danışmanı ve Kostüm Sorumlusu Nehir İnce Arıcı.

Kısa kısa bir günüm; 07:00 Uyanma vakti ve kahve 08:00 Evden çıkış 08:30 Set başlıyoor !

12:00 Senaryo eksikleri için alışveriş 14:00 Alışveriş 16:00 AlışverişAlış verişAlışveriş..

18:00 Sete dönüş 20:00 Set 22:00 Eve varış :) En erken ihtimalle 01:00 Uyku Mood. ZzZ

40

Kendi stilimin vazgeçilmez parçası: Söylemekten de giymekten de sıkılmadığım tütü eteklerim ve yaz-kış yağmur da yağsa, kar da olsa çıkarmadığım aksesuarım güneş gözlüklerim.

Beslenme alışkanlıklarım: Kahvaltı olarak musli ve meyve tercih ediyorum, günde sadece 2 öğün yemek yiyorum.

Çantamdan çıkarmadıklarım: Günlük ya da haftalık işleri atlamamak için sürekli kullandığım canım not defterim.

İnstagramda takip ettiğim favori hesaplar: Jennifer Lopez, Blake Lively, Yves Saint Laurent, Fendi

Takip ettiğim dizi: Çukur ☺ Çukur dışında Netflix projelerinden deli gibi beklediğim dizler var.

Şu an okuduğum kitap: Her şey b*ktan

2020 Trendlerinde neler geliyor? İlkbahar - yaz aylarında her sene olduğu gibi bol bol çiçek desenler, çizgiler, minik şortlar, formsuz kalıpsız elbiseler göreceğiz. Geçen sezon daha çok spor giysilerde kullanılan neon renkler bu yaz elbiselere renk katacak.

Gün içinde her ne olursa olsun mutlaka yaptığım…

Sabah kahve.Akşam kahve aralarda yine kahve ☺

Stilinden İlham aldığım kişiler : Siz de tahmin edersiniz ki, “Stil” benim için çok hassas bir konu. Şu an konu konuyu açabilir. En severek takip ettiğim ve çizgisini hiç bozmadığını düşündüğüm iki kişi; Blake Lively ve Victoria Beckham.

Makyaj çantamın favorileri: Kaş farı ve rimel dışında kullanmıyorum.

Her ikisi de KIKO Milano.

Bu sıralar bıkmadan dinlediğim: Cem Adrian- Sen Benim Şarkılarımsın

En sevdiğim tatil yeri Çeşme ve Alaçatı vazgeçilmezim.

Sanırım Ege’li olduğumdan kendimi evimde hissediyorum ve rüzgar sörfünü en rahat yaptığım yer. Gelecek yaz tatili içise yurt dışı listesi oldukça uzun.

Aslında işim bir oyuncuyu giydirmek değil yaratılmış bir karakteri her şeyiyle bir bütün olarak düşünüp, onunla birlikte stiliyle, onu anlatmak. Çukur’un Yamaç’ı ilk bölümde barda sahne alan bir rockerken ; pantolon zincirleri, siyah

botları, taşlanmış jeanleri ile hayat tarzını da anlatırken, ilerleyen bölümlerde mahallenin lideri konumuna geldiğinde bu durumu kostümlerine yansıtırken, Rocker stilini hissettirmekten çok vazgeçmesem de tarzını biraz daha ağırbaşlı, dik yaka ceketlerle tanımlamak gerekti.

41

hayrialtayy

gurme

GURME

HAYRİ ALTAY

Etzade

İstanbul’un “Gurme” Kahvaltıları Hayri Altay, güne başlamanın en keyifli zamanlarından biri olan kahvaltının, İstanbul’daki en özel kahvaltı mekanlarını yazdı.

ETZADE Anadolu Lezzetleri

İ

stanbul Havalimanına 3 dakika mesafede 10 dönüm üzerine kurulu, yemyeşil bir ormanda serpme köy kahvaltısı. İşletme hafta içi ve hafta sonu serpme kahvaltıda keşfedilmeye layık bir konsepte sahip.

54 çeşitten oluşan zengin seçeneklere sahip kahvaltıda; Menemen ve omlet çeşitleri organik tereyağı ile hazırlanıyor.

Börek çeşitleri leziz.

Tahin ve pekmez gibi tüm reçeller de organik.

Yumurtalar, peynir ve tereyağlar kendi çiftliklerinden günlük ve taze olarak servis ediliyor.

Etzade’nin en güzel yönlerinden bir tanesi meşe kömüründe pişirilen Semaverde sınırsız çay.

Sevgili Fikret Gül beyefendi ve Erzurumlu Gül ailesinin işletmesi olan bu mekanda tüm ürünler Erzurum’a aittir.

42

KALE CAFE Rumelihisarı

R

umelihisarı’nda boğaza karşı keyifle kahvaltı yapacağınız nefis bir kahvaltının adresidir.

Yıllardır butik olarak hizmet veren Kale Cafe’de kahvaltıya özellikle hafta sonu rezervasyonuz gidenler, biraz beklemek zorunda kalabilir.

Kale Cafe’de kahvaltının en güzel yanlarından bir tanesi de, hanım ablaların yaptığı, hepsi birbirinden lezzetli gözlemeler ve taş fırından çıkan özel börekler.

Omlet ve menemenleri farklı sunumları ve lezzetleri ile dikkat çekiyor.

Domates, salatalık ve biberleri ise mekan içindeki manav tezgahından temin edilip anında taze taze servis ediliyor. Sıcacık ekmek, simit, peynir çeşitleri, zeytin çeşitleri ve reçelleri gibi tüm kahvaltılıkları organik ve özel ürünlerdir.

Miss gibi boğaz havasında afiyetle kahvaltı yapacağınıza emin olabilirsiniz.

Kale Cafe

Nokta Tesisleri

NOKTA TESİSLERİ

S

izleri çam ormanları arasında yeşillikler içerisinde temiz hava teneffüs edeceğiniz ferah ve nezih bir ortamda sevdiklerinizle keyifli bir kahvaltı bekliyor.

Nokta Tesisleri; İstanbul Havalimanına 5 dk mesafede!

Bugün gelinen noktada 1500 kişilik kapasiteleri ve bu gereksinimi karşılayacak uzman personelleri ile benim kahvaltıda favori mekanlarımdandır.

Nokta Tesisleri’nin köy kahvaltı konsepti benim için bir başka güzel...

Neden mi? Çünkü; hafta içi ve hafta sonu sunmuş oldukları zengin kahvaltı sofrası, Doğu Anadolu’muzun Erzurum yöresinin çeçil peyniri, Kars ilimizin eski kaşarı, Trabzon’umuzun tereyağı ile tadına doyulmaz kahvaltı çeşitlerini serpme kahvaltı ve açık büfe kahvaltı olarak sunuyorlar.

Ege yöremizin zeytini ve zeytinyağı ile ustalarının yapmış olduğu bin bir meze çeşitleri ile bu yöresel kahvaltının bence tadına doyulmaz..

Kırklareli’nden gelen organik taze yumurtaları ile tesisin kendine has fermente sucukları ve kavurması ile köy kahvaltılarını taçlandırıyorlar.

Tabi ki her kahvaltı çaysız olmaz, odun ateşinde pişen semaver çayı ile Nokta’da kahvaltınızı hoş sohbetler eşliğinde unutulmaz serüvene dönüştürebilirsiniz.

KULELİ YAKAMOZ

A

sırlık çınar ağaçlarının altında boğazın manzarasını panoramik çevreleyen, bir yanı Kuleli Askeri Lisesi diğer yanı Boğaz Köprüsünü gören çok özel konuma sahip restaurant kendini özel hissetmek isteyenler için bence ayrıcalıklı bir mekan. İşletme sahibi Sayın Taner Acarkaya işletmesinde her şeyin en iyi olması için gayret gösteren bir işletmeci.

Arka planda yani mutfakta sevgili Murat Özdemir Şef misafirleri için en iyinin gayretini göstermektedir.

2009 yılından beri hizmet veren Kuleli Yakamoz gerek konumu gerek mutfak ve servisi gerekse özel organizasyonlardaki başarısı ile benim favori lezzet duraklarımdandır.

Boğazda balık keyfini güvenle yaşayabileceğiniz bir mekan olmasının yanı sıra kahvaltıdaki farklarını da ortaya koyan Kuleli Yakamoz, müşteri memnuniyetini esas ilke olarak benimsemiş bir işletme.

Kuleli Yakamoz

Şehrin, boğaz ile buluştuğu, denizin yeşille kucaklaştığı Çengelköy-Kuleli’de unutulmaz bir “Açık Büfe Brunch Keyfi” yaşamak için adresiniz kesinlikle Kuleli Yakamoz olmalı.

Açık Büfe kahvaltılarında neler yok ki! Organik sebze ve meyveler, yöresel peynirler, ev yapımı reçeller, dumanı üstünde poğaça-börek ve gözleme çeşitleri, leziz menemen ve omlet çeşitleri ve daha birçok enfes lezzet sizleri bekliyor.

Kahvaltı organizasyonları Hafta içi serpme veya kahvaltı tabağı hafta sonu ise açık büfe olarak düzenleniyor.

Açık büfe kahvaltıları Cumartesi-Pazar saat 9:00 ile 14:30 arasında sınırsız çay ve sınırsız Osmanlı şerbetleri ile ikram edilmekte.

43

röportaj

HEM LİBERAL

HEM ROMANTİK Seyfullah İdrisoğlu Dört soruda dört dörtlük bir dünya turu yaptık sanki. Her cümlede aşkı, parayı, sanatı ve futbolu kokladık gibi. Otuz yılını Frankfurt’ta geçirmiş, duygularını mantığının önünde tutarak yaşayan bir adamı tanıdık bu sohbette...

Kendine has tarzı ve bambaşka bakış açısı ile her şeyi konuştuk, espiriyle. İçtiği kahveden, bindiği arabaya kadar tüm zevklerine değindik.

44

45

röportaj

Seyfullah Bey bu soruyla başlamak istiyorum. Kalbinizi 100 gram bir kütle görsek,bunun kaç gramı Türkiye’ye,kaç gramı Almanya’ya ait olurdu?

Kalbimi asla 100 gram diye düşünmemiştim.

Hacminin ve ruhunun çok daha büyük olduğunu hissetmişimdir hep. Neyse; konu duygu olunca asla bölünemem. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hepsi Türkiye’ye ait.

Değer verdiğim ,sevdiğim bir şey olduğunda bırakın oran vermeyi asla rakamları bile kullanmam. Benim felsefemde sevginin olduğu yerde strateji ve matematik olmaz.

Türkiye benim nefesim,Almanya ise ekmeğim diyebilirim. Ben ve benim tarzımda yaşayanlar bu tür karşılaştırmalara asla girmeyiz. Çünkü bazı şeyleri kutsal görüp en üst raflarda saklarız.

Peki şimdi futbol desek?

Futbol hep vardı hayatımda. Fakat Fifa Menajerliğim ile beraber yeni bir imaj, yeni bir çevre getirdi bana. Daha da vazgeçilmezim oldu son yıllarda. Tabi ciddiyetimi de arttırdı.

Beş farklı ülkede yirmiye yakın oyuncum var şu an. Hepsi farklı karakter ve hepsi farklı kültür.

Aynı zamanda enerji kaynağım onlar benim.

Sadece prestij ve iş konusu değil bu, gönül bağı desek daha doğru.

Biraz da Türk Futbolundan bahsetmek istiyorum. Kulüp sınıfında işimiz sıkıntılı görünüyor. Ekonomi en önemli etken.

Yöneticilik zaafları var bence. Genetiğimiz futbolumuza da yansımış. Bugünün işini hep yarına bırakmışız. Maalesef üzülerek söylüyorum bunu; biz henüz önümüzdeki yılı bile yapılandıramamışken, Almanya 2o yıl sonrayı konuşuyor şimdiden. Önemli bir işadamısınız. İş hayatınızla ve başarınızla ilgili bir kaç sır alabilir miyiz?

Eğitim hayatından hemen sonra çalışmaya başladım. Hırslı bir insan hiç olmadım.

Daima mükemmeliyetçi oldum. Asla bencillik yapmadım. Bölüşmekten zevk aldım. Özel hayatımla iş hayatımı birbirine karıştırmadım. Üyesi olduğum ticari meclislerde bilgim ile söz sahibi oldum. Param ile değil. İmzamı atmadığım hiç bir projeye dahil olmadım.

Astrolojiye inanır mısınız?

Astrolojinin bilimsel bir yönü olduğunu kabul etsem de burçlara ve hele hele kahve fallarına inanmam. Uğurlu sayım da yok. Maç izlerken totemlerim de olmuyor. Mesela uçak fobim de hiç olmadı. Briç ve satranç gibi akıl oyunlarından da anlamam. Denize ve insana tutkum var. Yufka yürekli ve romantik olduğumdan eminim.

46

47

davet

48

49

spor

Sadece spor yapmak yeter mi?

UZUN VADELİ EGZERSİZLERDE DÜŞÜLMEMESİ GEREKEN MISTRAL CARRERA FİTNESS & SPA İş Geliştirme Sorumlusu / Medical Trainer

BESLENME HATALARI

Göktuğ KILIÇ Sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri şüphesiz egzersizdir. Düzenli yapılan spor ve egzersiz, aynı zamanda ince ve fit bir vücuda da zemin hazırlar. Ancak spor yapanların bir o kadar da sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat etmeleri gerekir. Aksi halde bilinçsizce yapılan diyetler ve vücudun ihtiyaç duyduğu bazı enerji kaynaklarında kısıtlamaya gitmek, fayda yerine zarara yol açar. Spor yapanların düştüğü beslenme hatalarını şöyle sıralayabiliriz:

A

şırı protein tüketmek Özellikle güce dayalı egzersiz yapan kişiler vücutlarının en çok proteine ihtiyaç duyduğu düşüncesiyle, yüksek oranda yağ ve kolesterol de içeren hayvansal kaynaklı yumurta, et gibi besin kaynaklarını artırırlar. Hatta bunlarla da yetinmeyip dışarıdan protein takviyeleri alabilirler. Oysa halter, boks, vücut geliştirme ve fitness gibi spor dallarında günlük tüketilen enerjinin yarısı karbonhidrat, yüzde 30’u proteinden sağlanır.

Karbonhidrat tüketimini azaltmak Karbonhidrat içeren tam tahıllı besinler, makarna, pirinç, bulgur, karabuğday, kinoa, sebze ve meyve gibi besinlerin uygun miktarlarda tüketilmesi egzersizden en yüksek faydayı sağlayabilmek için oldukça önemli. Tam tahıllı besinler sayesinde

50

egzersiz sırasında kasta bulunan glikojen yani bir nevi şeker depolarının hızlı boşalması ve buna bağlı oluşan egzersiz sırasındaki yorgunluk oluşumu önlenir. Kan şekerinin ani düşmesinin de önüne geçilir. Ayrıca, yapılan egzersiz türüne bağlı olmakla birlikte uygun karbonhidrat tüketimi ile kas gelişimi desteklenir.

Yağ alımını aşırı kısıtlamak Siz siz olun “kas yapacağım” derken göz çıkarmayın! Zira vücut geliştirmeye yönelik egzersiz yapan kişilerde en önemli beslenme hatalarından birisi, yağ tüketimini aşırı kısıtlamaktır. Yağlar vücutta hormonların yapısında bulunmakla birlikte, özellikle bağışıklık sistemi, üreme sağlığı, kemik gelişimi, hücre yenilenmesi ve kan pıhtılaşması gibi temel fonksiyonları olan A, D, E ve K vitaminlerinin vücut tarafından kullanılmasını sağlar. Spor yapan kişiler günlük enerjilerinin yaklaşık yüzde 20’sini yağlardan sağlar.

Yetersiz sıvı tüketmek Egzersiz öncesinde, sırasında ve sonrasında uygun sıvı tüketimi yorgunluğun geciktirilmesi, kas kramplarının önlenmesi, konsantrasyonun arttırılması ve sakatlıkların önlenmesi gibi önemli faydalar sağlar. Egzersiz sırasında kaybedilen suyun yerine konabilmesi için özellikle 1 saati geçmeyen egzersizlerde en uygun içecek sudur.

Egzersiz süresince ortalama her 20 dakikada 1 su bardağı yani 200 ml su tüketmek yeterli. Egzersiz sonrasında ise kaybedilen sıvıyı ilk 4 saat içerisinde su, ayran, süt, çorba, mineralli su gibi içeceklerle karşılamak performansın sürekliliği için önemli.

Bitkisel ürünlerden medet ummak Yağ yakıcı, kas yapıcı, metabolizma hızlandırıcı, kilo aldırıcı olarak satılan bitkisel besin takviyelerini kullanmadan önce egzersiz ve beslenmenizi gözden geçirmeniz önemli. Bitkisel takviyeler, uygun doz, etken madde, besin-ilaç ve besin-besin etkileşimleri, bireyin tıbbi durumu, kullandığı ilaçlar açısından risk taşıyabilir. Güvenilir olan besinsel takviyeleri kullanmadan önce mutlaka hekim ve diyetisyeninizle görüşmelisiniz. ( bence en önemli hatalardan bir tanesidir! ) Yağ yakmak için sınırları zorlamak Yağ yakmaya yönelik bir egzersiz yapıyorsanız en önemli faktörler aktivitenin türü ve şiddeti. Yapılan pek çok bilimsel araştırma, yüzde 60-80 maksimal nabız aralığında aerobik yani yürüyüş, koşu, yüzme, bisiklete binmek, futbol, basketbol, dans gibi egzersizlerin haftada en az 3 kez ve 150 dakikayı geçmeyecek şekilde yapılmasının fayda sağladığını gösteriyor. Egzersiz sırasında bedeninizi zorlamak yerine aktivite sürenizi uzatmanız faydalı. Şunu unutmamak lazım saatlerce kardiyo ağırlıklı çalışıp hiçbir şekilde kas uyarısı yapmazsanız yaktığınız yağları geri almak için can atabilirsiniz. Çünkü görüntü olarak sağlıklı bir verim alamayacak ve eski halim olsun benim olsun ! diyeceksiniz. Lütfen kas uyarısı yapmadan kardiyoyu arttırmayın. Yağ kaybederken öte yandan kas kaybettiğiniz de vermiş olduğunuz kiloların hiçbir önemi olmadığı gibi 40 yaşından sonra kemik erimesine yol açacak en büyük sebeplerden bir tanesidir. Egzersiz pişmanlığınız olmasın değil,”iyi ki” niz olsun..

Egzersiz öncesi ara öğün tüketmemek Egzersiz öncesinde tüketilecek ara öğünler ile egzersiz süresince kan şekerinin düşmesi, kasların korunması ve yorgunluğun önüne geçilmesi sağlanır. Bu nedenle, egzersiz saatinizden 1,5 - 2 saat öncesinde düşük glisemik etkiye sahip ve sindirim sisteminizi rahatsız etmeyecek tahıllı sandviç, tost, sütlü veya yoğurtlu yulaf,

yulaflı kurabiye gibi sağlıklı ara öğünleri tüketmeyi unutmayın.

Beslenme içeriğine dikkat etmek Egzersiz sonrasında vücudun en önemli ihtiyacı sağlıklı karbonhidratlar, protein ve sıvı alımı. Egzersizin vücudunuzda yarattığı değişimleri eski haline getirmek yani toparlanma için egzersizden sonra 30-60 dakika arasında besin tüketiminin sağlanması şart değil ama önemli.

Egzersizden sonra meyve ile birlikte süt, sandviç ile ayran gibi ara öğün ve en geç 1 saat sonrasında çorba, et grubu besin, makarna, pilav gibi tahıllar, sebze yemekleri ve yoğurt, ayran gibi besinler uygun seçimler olarak karşımıza çıkar.

Aşırı kalori kısıtlaması Egzersiz yapan kişilerin aşırı enerji kısıtlaması durumunda kas kayıpları artar ve metabolizma hızı düşer. Bu nedenle kilo vermek amacıyla egzersiz yapanların, çok düşük kalorili diyetlerden uzak durması gerekir. Egzersizdeki amacınız kas kazanmak ise vücudunuzun günde ekstra 500-1000 kaloriye ihtiyacı olduğunu unutmayın. Eğer hedef, vücut ağırlığınızı değiştirmeksizin yağ oranını düşürüp kas kazanmak ise günlük olarak harcadığınız kadar enerjiyi, yaptığınız egzersize özgü bir beslenme programı uygulayarak hedefinize ulaşmak mümkündür.

Bu yazımızda geçen bütün bilgileri uygulama ve yöntemlerini lütfen danışın.. Vücudunuzu tanımak çok önemli. Ne kadar iyi tanıyorsanız kendinize o kadar iyi yardımcı olursunuz. Tanımak için deneme yanılma yöntemlerini gayet sonuç veren yöntemler de olsa, tekrar söylemeliyim ki alanında uzmanlara mutlaka danışın..

Sağlıklı,başarılı ve spor dolu günleriniz olsun..

51

stylemaks

dekor

2020’ye

damga vuracak INTERIOR BLOGGER

Yıldız ZEYBEK

5 dekorasyon trendi

Bir ilham kaynağı mı arıyorsunuz?

O zaman sizin için 2020’in en trend olacak 5 dekorasyon fikrini bir araya getirdim.

Süslü romantikten, en sadesine kadar, 2020’de farklı dekorasyon fikirlerinin bir araya geldiğini görüyoruz. Yıllardır popülerliğini koruyan İskandinav tarzı gibi favorilere ek olarak, ilginç bir şekilde dekore edilmiş Art

52

Deco tarzındaki gibi bazı zıt hareketler var.

Tüm stillerde minimalizm eğilimi zaten görünüyor.. Ağır dekoratif aksesuarlar yığını yerine, bir kaç ‘hit’ parça ile mekanınızdaki etkiyi patlatabilirsiniz.

2020’in renkleri nedir?

Pantone yılın rengini açıkladı - 19-4052 CLASSIC BLUE, yani klasik mavi.

Sakin, güven verici ve zamansız.. “Klasik mavi” tam olarak bu değerleri ifade eder.

Bleu-Blanc Klasik porselenler, klasik mavi kadife koltuklar veya kırlentler son günlerde karşımıza sıklıkla çıkmaktaydı. Koyu mavi tonlarını kraliyet evlerinden ve safir gibi değerli taşlardan biliyoruz zaten. Bu yüzden zarafeti de onunla birleştiriyoruz. İlginç bir şekilde, teknoloji sektöründe de sıklıkla maviyi görür olduk.

Klasik mavi geleneksel olmasının yanı sıra gelecekle ilişkili ve modern bir renktir.

Gökyüzü ve deniz gibi pozitif çağrışımları nedeniyle mavi çoğu insanın en sevdiği renktir.

Ve Pastel renkler..

2019’da yükselişe geçen şeker görünümlü pastel renklerin, popülerlikleri devam ediyor. İç mekanlara neşeli vurgular vermenin kolay yolu, açık tonlarda mercan pembesi veya mercan mavisinden geçiyor olabilir.

Cesur insanlar bütün duvarları kaygısızca dondurma renkleri dediğimiz renklerde boyayabilir ama eğer biraz daha çekingenseniz, önce yastıkları, lambaları ya da vazoları deneyin.

Fuşya, şeftali veya bebek mavisi mobilyalarla döşenmiş odalar, genç ve eğlenceli bir dokunuşa sahip olup, özellikle açık toprak tonlarına kontrast oluşturarak genel görünümde denge sağlar.

53

2) Art Deco Yalın ve fonksiyonel İskandinav tarzına karşı akım olarak, 2020’de her türlü görkemi ile Art Deco mobilya ile şaşıracağız. Özellikle Paris’teki “Maison&Objet” mobilya fuarında, Art Deco stilde döşemenin en büyük trendlerden biri olduğu ortaya çıktı.

Bu stil “altın” 1920’lerden geliyor ve lüks malzemeler, desenli yüzeyler ve şehvetli şekiller ile karakterize ediliyor. Kadife kumaşlar, altın tonları ve çiçek desenleri özellikle anahtar kelimeleridir ancak Art Deco için özel bir tarz belirlenemiyor - farklı materyallerin ve dokuların kombinleri bu tarzı karakterize ediyor. Öyleyse, salonunuzu Art Deco tarzı ile zenginleştirmek istiyorsanız, 2020 yılı bunun için doğru zaman.

Art Deco’nun örnekleri aşağıdaki seçilen aksesuarlarla yakalanabilir: •

• • •

Kadife ve brokar gibi ağır kumaşlardan yapılmış minderler ve hatta döşemeli koltuklar Mermer tablalı sehpalar Büyük bitki baskıları veya tipik tavus kuşu tüyü olan tekstiller Pirinç veya altın rengi kaplamalı paslanmaz çelikten lambalar, hatta mobilyalar

3) Sıcak İskandinav tarzı Sade ve aydınlık İskandinav tarzı birkaç yıldır trend ve popülerliği 2020’de de değişmeden kalacak. Ahşabın ağır bastığı ve fonksiyonel tasarıma sahip, aydınlık odalarda yaşamak hala iyi karşılanmaya devam ediyor.

Bu tarzda gözlemlediğim; beyaz ve siyahtaki keskin hatlı mobilyaların giderek daha güçlü renkler eklenerek yumuşatılmış hale gelmesi. Bu gelişmeye “Sıcak İskandinav Stili” veya “Sıcak İskandinav Yaşamı” denir ve İskandinav ambiyansına daha sıcak yaza özgü bir dokunuş kazandırmasını amaçlıyor.

Klasik İskandinav tarzı, daha renkli versiyonuyla hareketlendirilebilir: duvara bir dizi renkli resim asılabilir, kanepeye desenli kırlentler yerleştirebilir veya etnik desenli bir halı serebilirsiniz. Renkli bir vazo, hasır saksıda bir bitki veya renkli bir abajur ile kontrast noktaları yaratabilirsiniz.

Güneş sarısı, klasik mavi veya fuşya gibi çeşitli renkleri birleştirme cesareti gösterin.

54

4) Hazeran Tıpkı Art Deco tarzı gibi, Viyana hasırı da şimdi oturma odalarındaki canlanışını kutlayan bir tasarım klasiği. Viyana örgüsü, yüzyılın başında Avusturya başkentinin kahvehanelerinde çok popüler olan iyi bilinen bir sekizgen örgülü desendir. O zamanlar, sandalyelerin koltuğu ve sırtlığı bu malzemeden yapılırdı.

Yeni nesil tasarımcılar bu modeli yeniden keşfettiler ve farklı bir şekilde yorumladılar. Abajur, sehpa, tekli koltuk veya paravan bölme gibi birçok tasarımla, “Hazeran” odalarımıza sıcaklık katmaya müsait.

Viyana hasırı olarak da bilinen hazeran örgü çok yönlülüğü ile ikna ediyor, çünkü farklı farklı dekorasyon tarzlarına entegre edilebiliyor. Hazeran tasarımlar, havadar ve hafif görünümleriyle benden zaten 10 puan alır.

5) Aheste yaşam Bu aslında bir yaşam tarzıdır. Günlük hayatın telaşlı temposundan kaybolma, kendi dört duvarına sevgiyle çekilme eylemi. Hiçbir şeyi düşünmeden mutlu olmak ve bu mutluluğu kimlerle ve nelerle paylaşmak istediğiniz sizin elinizde. Peki eviniz nasıl olmalı? İlk önce gözlerinizi kapatın ve o evi hayal edin...

Sonra motivasyonunuzu yükseltecek ne gerekiyorsa (müzik, arkadaş...) eşliğinde sevmediğiniz objelerden, mobilyalardan arının, beğenmediğiniz duvarın rengini değiştirin, söylene söylene toz aldığınız aslında gereksiz olan tüm eşyalardan kurtulun, bilakis sizi mutlu eden aksesuar, mobilyalarla süsleyin.

Mesela şimdiden “İlkbahara kadar yapılacaklar listesi” oluşturun. Listenizdekileri yaptıktan sonra da kendinizi ödüllendirin.

Bu “aheste” yaşam tarzında aslında belirli bir stil yok, sizi ne mutlu ediyorsa odur.

Eğer hayal gücünüze biraz yardımcı olmam gerekirse; ön planda doğallık var, ahşap ve geleneksel el sanatları var. Sakinleştirici, dingin, meditatif bir dizayn tercih edilir. Az sayıda klasik mavi veya toprak tonları mobilyaya çok sayıda yeşil bitki veya bitki baskısında bir duvar kağıdı, ahşaplar, ketenler veya hazeran gibi doğal malzemelerin kullanımını da görebiliriz.

2020 Ev dekorasyon trendleri yine çok yönlü ama her zaman dediğim gibi; Sizi mutlu eden trendlerden ilham alın.

55

haber

AVVA

GAMZE CİZRELİ

YILIN ALTIN MARKALARI BELLİ OLDU Halkın kalbine değen markaların ödüllendirildiği Türkiye Altın Marka Ödülleri sahipleriyle buluştu.

İ

deal Su ana sponsorluğunda düzenlenen 3. Türkiye Altın Marka Ödülleri, Hilton İstanbul Bomonti Hotel & Conference Center'da düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Turkcell, İş Bankası, ETS Tur, Avva, Alpet gibi birçok önemli kurumun ödül aldığı geceye yaklaşık 250 markanın temsilcisi katıldı.

Ülkemiz gücünü yerli markalarımızdan alacak “Güçlü bir Türkiye için Türk markaları seçin” mottosuyla yola çıktılarını belirten Türkiye Altın Marka Ödülleri Düzenleme Kurulu Başkanı Nedim Delibaş, “Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz Türkiye Altın Marka Ödülleri kapsamında 250 markamızın temsilcisini bir araya getirmekten gurur duyuyoruz. Bu yıl uluslararası bir boyut da kazandırdığımız ödül törenimiz kapsamında, Rusya, Özbekistan, Azerbaycan, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’dan gelen yaklaşık 25 iş insanı İstanbul, Bursa ve Mersin de Türk firmalarıyla ticari görüşmeler yapacak. 1 milyar dolarlık ithalat, ihracat ve yatırım için opsiyonları değerlendirecek yabancı firmaların yerli markalarımızla yapacakları iş birliklerinin ülkemizin gücünü artıracağına inanıyoruz” diye konuştu.

3. Türkiye Altın Marka Ödülleri kapsamında hem halk oylaması sonuçlarına göre kazananlar hem de jürinin seçtiği kurum ve markalar ödülleriyle buluştu.

56

TITANIC BODRUM - SUREYYA ERTUĞRUL ÜMİT OKUR

Yılın Altın Markaları: ETSTUR Yılın İş Kadını: Gamze Cizreli, Big Chefs Yılın İş Adamı: Şahin Kırbıyık, Kırbıyık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yılın CEO’su: Sertan Ayçiçek, Albayraklar Şirketler Grubu Yılın Girişimci İş Kadını: Ayşegül Özdemir Yılın Genç Girişimcisi: Serdar Omaç Kıbrıs’ta Yılın İşadamı: Vakkas Altınbaş, Kıbrıs Alpet Yönetim Kurulu Başkanı Yılın Event Markası: Oya Ulucan Event SONAY ÖZTAN GÖKHAN - OKAN KARACA

Yılın Giyim Markası: AVVA Yılın İçecek Markası: Hamidiye Su - Sertaç Dişli Yılın Büyükşehir Belediye Başkanı: Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin Yılın Yerel Yöneticisi: M. Mustafa Gültak, Akdeniz Belediyesi (Mersin) Yılın Enerji Markası: Alpet Yılın Bankası: İş Bankası Yılın Gıda Markası: Arbel Yılın İletişim Markası: Turkcell Yılın İnşaat Markası: Özgüven İnşaat Yılın Turizm Acentesi: ETS Tur

RAFFLES HOTEL

Yılın Spor Markası: Cengiz Ünde r, Roma Yılın İnavosyon Markası: Nöbetçi Transfer Yılın En İyi Haute Couture Markası: Co’House Yılın Teknoloji Markası: AKY Teknoloji Yılın Uluslararası VIP Güvenlik Markası: SMK Academy - Süleyman Kocabıyık Yılın Turizmcisi: Bülent Kaya, Azka Hotel Yılın Sanata ve Sanatçıya Değer Katan Markası: Azka Hotel, Bülent Kaya Yılın Kalite Markası: SGI Plastik Yılın Eğitim Markası: Girne Amerikan Üniversitesi Yılın Event Mekânı: Portaxe

TURKCELL

Yılın Mimarı: Yaşar Kıldan Yılın Mühendislik Markası: Üçay Mühendislik Yılın Çıkış Yapan İhracat Markası: Glint Joker Gold Yılın Temizlik Şirketi Markası: Bağcı Group Cleaning Yılın Çıkış Yapan Markası: Coşkun Grup Yılın Mobilya Markası: Massa Home

ŞENGÜL SARIŞIN - GAMZE CİZRELİ

57

davet

İlayda Keçeciler ve Bedirhan Eraslan’ın düğün töreni

Eraslan ailesinin ilk torunu evlendi.

S

anat, spor ve iş dünyasından bir çok ünlü ismin katılımı ile 14 Aralık 2019 tarihinde Hilton İstanbul Bomonti otelde 1300 davetlinin ağırlandığı görkemli düğün töreni gerçekleşti. Düğünde genç çift İlayda Keçeciler ve Bedirhan Eraslan’ın Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin’in bizzat kıydığı nikah töreni, eski Aile ve Sosyal Politika bakanı, milletvekili Fatma Betul Sayan Kaya , Fenerbahçe spor kulübü başkanı Aziz Yıldırım, Ressam Ahmet Güneştekin ,Müzisyen Sinan Akçıl’ın şahitliğinde gerçekleşti. Nilüfer Kurt’tun takdimi ile Ebru Yaşar, Faruk

58

Tuncel ve 3 sanatçının daha sahne aldı.

Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren after party, Dj Ali Kuru’nun canlı performansı ile devam etti.

NİLÜFER KURT - SİNAN AKÇIL - FATMA BETÜL SAYAN KAYA - AZİZ YILDIRIM AHMET GÜNEŞTEKİN

HİKMET ERASLAN - AHMET GÜNEŞTEKİN

EBRU YAŞAR

AHMET ERASLAN -ARZU ERASLAN - BERNA DUMLU

OKTAY ÜVEZ - BERNA DUMLU

59

gastro Şef Dilek YETKİNER dilek_yetkiner

Ege’nin bereketli topraklarında yetişen şifalı otlar ile sofranızda

Ege esintisi yaratın.

Urla’lı Şef ve Yemek Stilisti Dilek Yetkiner , Plus Dergisi’ne özel, Ege Mutfağının otlarını anlattı.

S

on yıllarda beslenme alışkanlıkları ile ilgili yapılan araştırmalarda Ege mutfağının özelliklerinin sağlıklı beslenme önerileri ile büyük ölçüde örtüştüğü görülmüştür.

Ege mutfağının karakterini belirleyen ana malzemelerden ikisi, zeytinyağı ve yenilebilir otlar doyulmaz lezzetinin yanı sıra aynı zamanda şifa kaynaklarıdır.

Tam da mevsimindeyken, bu otlardan bahsederken gözümün önüne, beline bağladığı uzun önlüğünün içinde topladığı otlarla, zeytin ağaçlarının altında dolaşan anneannem geliyor.

Ebegümeci Sadece Ege’de değil Anadolu’nun çeşitli yörelerinde de kavurması yapılır, kıymalı yemeği pişirilir. Kıymalı ebegümeci yaprağı sarması da çok lezzetli olur.

Ot çeşitlerinden bir kaçını anlatmaya geçmeden önce pişirme yöntemleri ile ilgili bazı püf noktalarını da vermek istiyorum.

Bir Giritli olarak, daha çok taze saplarını da kullanarak zeytinyağlı bamya lezzetini andıran etsiz yemeğini yapıyorum.

Ege Otlarını haşlarken suyu kaynatın, otları daha sonra kaynar suya alın.

Çok ilgi çekici bir bilgi de paylaşmak isterim. Yumuşak bir şekerleme olan “Marshmallow” yapımının ilk yıllarında ebegümecinin kökünün öğütülmesinden elde edilen un kullanılmıştır. Bu nedenle isminin bir kısmını, ebegümecinin İngilizce adı olan “mallow”dan almıştır.

Otların haşlarken sararmaması için haşlama sırasında tencerenin kapağını açık bırakın.

Haşladığınız otların üzerine zeytinyağını otlar sıcakken, limon suyunu ise servisten hemen önce ilave edin.

Yanına hurma, zeytin, ekşi maya ekmek ve kuru soğan çok yakışır benden söylemesi.

Arapsaçı Yabani olarak yetişeninin, lezzeti bambaşka olur, anasonu andıran belirgin kokusuyla dikkat çeker. En lezzetli pişirme yöntemi kuzu etli olsa da, kavurmalık ot karışımına da ayrı bir lezzet katar.

Son yıllarda dikimi yapılmaya başlamıştır, kök kısmının iri olması yabani arapsaçından ayrılmasını sağlayan en önemli özelliğidir.

Turp otu Turpgiller ailesinin yabani üyesi, turp otu en çok bilinen Ege otlarından biridir. Restoranlarda soğuk meze dolabında olsa da, haşlandıktan sonra soğumadan yediğinizde aradaki lezzet farkını

60

hemen fark edersiniz. Görüntüsü yüzünden hardal otu ile karıştırıldığı çok olur ama turp otunun sap kısmının içi dolu, hardal otununki ise boştur. Ege’de sonbahar ayları ile birlikte toplamaya başladığımız turp otu Mart ayından itibaren çiçeklenmeye başlar. Çiçeğe dönerken oluşan filizler ise bambaşka bir lezzet şölenidir ki, bu körpe sürgünleri zeytinyağında kavurup üzerine yumurta kırdığınızda yemeye doyamayacaksınız.

şlanmış turp otu 1 kg ayıklanıp ha nar tanesi 2 yemek kaşığı dövülmüş ceviz 1 yemek kaşığı Sos için ı sızma zeytinyağ 1 kahve fincanı yu 1 adet limon su l 1 tatlı kaşığı ba 1 tutam tuz

61

haber

LAL VE DİLARA ÖMÜR - LEYLA MOROVA

PINAR HOTİÇ - DİCLE ÖZTAŞKIN

She’s Mercedes Gücünü

İlham Veren Kadınlardan Alıyor Eğitim, kültür & sanat, müzik, spor ve girişimcilik gibi farklı alanlardaki sponsorluk ve sosyal sorumluluk projeleri ile insanların hayatına ışık tutmayı hedefleyen Mercedes-Benz, She’s Mercedes platformu ile gücünü ilham veren kadınlardan alan bir projeye imza atıyor.

S

he’s Mercedes, iz bırakan hikâyelerden yola çıkarak hayalleri olan kadınlarla bunları gerçeğe dönüştürmüş olanları bir araya getiren bir ilham platformudur. En iyiyi hedefleyen kadınların birbirlerine cesaret ve güç vermesini hedefleyen bu platform sadece bir sosyal topluluk olmaktan ziyade ortak bakış açısından doğan bir anlayış biçimidir. Kuruluşundan itibaren Mercedes-Benz’in başarı hikâyesinde kadınların her zaman önemli rolleri olmuştur. Mercedes marka ismini, ilk Daimler otomobilinin siparişini veren Emil Jelinek’in kızı “Mercedes Jelinek”ten almıştır. Böylece, “Zarafet” anlamına gelen İspanyolca bir isim olan Mercédés, 1900’lerin başında Daimler-Motoren-Gesellschaft (DMG) şirketinin yeni markasının da adı olmuştur.

Mercedes markasının sadece isminin belirlenmesinde değil bugünlere gelebilmesinde de özellikle bir kadının rolü çok büyüktür; Bertha Benz. Bundan tam 133 sene önce otomobili icat eden Carl Benz’in eşi Bertha Benz, otomobil ile tarihteki ilk uzun mesafe yolculuğunu gerçekleştiren kişidir. Bertha Benz güçlü bir kadın ve ölümsüz bir rol model olarak hem bir öncü hem de Mercedes-Benz’in ilk test sürücüsü olmuştur. Bertha Benz, eşinin icat ettiği otomobile halkın dikkatini çekmek için 100 km uzaklıktaki Pforzheim’e uzun soluklu bir yolculuk yapma kararı almıştır. 133 yıl önceki bu cesur davranışı onu bugün yaşamın her alanındaki öncüler için en iyi rol modellerden biri yapmıştır.

Mercedes-Benz’in “Mükemmel Müşteri Deneyimi” stratejisinin bir parçası olan ve güçlü ve ölümsüz rol model kadınlardan ilham alan She’s Mercedes, bu girişim ile birlikte dünyanın dört bir yanındaki tüm kadınlara cesaret vermeyi amaçlıyor. Türkiye’de ilk defa lansmanı gerçekleştirilen She’s Mercedes etkinliğinde, Mercedes-Benz’in marka değerleri olan iyi yaşam, deneyim, inovasyon ve sürdürülebilirlik başlıkları esas alınarak farklı endüstrilerden ilham veren kadınların konuşmacı olarak katıldığı bir söyleşi gerçekleştirildi. SosyalBen Vakfının Kurucusu Ece Çiftçi, Beslenme Uzmanı ve Birleşmiş Milletler FAO Gönüllüsü Dilara Koçak, Moda Tasarımcısı Mehtap Elaidi ve Sportive Genel Müdürü Zeynep Selgur’un konuk edildiği söyleşide moderatörlük görevini Lüks Marka Danışmanı ve Oggusto.com’un kurucusu Özlem Güsar üstlendi.

62

Başarılı kadınlarının hikayelerini konu alan She’s Mercedes söyleşisinde; başarı kadar başarısızlıklardan alınan derslerin değeri, başarı için vazgeçmemenin önemi, dayanışmanın başarıya katkısı ve her alanda sürdürülebilirliğin entegre edilmesi gibi konular öne çıktı.

Mercedes-Benz Türk Otomobil Grubu İcra Kurulu Üyesi Şükrü Bekdikhan görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Mercedes-Benz olarak Türkiye’de; eğitim alanında Her Kızımız Bir Yıldız, Mercedes-Benz Türk StartUp, spor alanında Türkiye Futbol ve Basketbol Federasyonu, Kiteboard okulu KiteMercedes by Bilge Öztürk, kültür ve sanat alanında ise İstanbul Müzik Festivali, Zorlu PSM gibi sponsorluklarımızı ve desteklerimizi uzun yıllardır sürdürüyoruz. Bunları gerçekleştirirken de çocukları ve genç kadınları odak noktasına koyuyoruz. Eğitime katılımını artırmak ve eğitimde cinsiyet eşitliğine katkı sağlamak çalışmaları kapsamında kız çocuklarının okutulması için başlattığımız “Her Kızımız Bir Yıldız” projesini 15 yıldır devam ettiriyoruz. İlhamını başarılı ve vizyoner kadınlardan alan, onları bir araya getiren She’s Mercedes projesi ile kadın odaklı bir yaklaşımı benimseyerek kolektif güce dayalı yepyeni bir diyalog ortamı yaratmayı amaçlıyoruz.

Bugün, Türkiye dahil 70'den fazla ülkede kadınlar online topluluklar ve sosyal ağlar üzerinden görüş alışverişinde bulunabiliyor ve MercedesBenz dünyasından ve marka etkinliklerinden ilham alabiliyor. İlham veren zihinlerin gücünün mükemmelliğe katkıda bulunacağına olan inançla kadınların cesaretlenmesini desteklemeye devam edeceğiz.”.

Mercedes-Benz Türkiye’de de kadınların toplumda güçlenmesini destekliyor.

Türkiye’de ise kadınlar özelinde Mercedes-Benz Türk, öncelikli olarak kız çocuklarının okutulması için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile başlattığı “Her Kızımız Bir Yıldız” projesine 15 yıldır ara vermeden desteğini sürdürüyor. Kız çocuklarının eğitime katılımını artırma ve eğitimde cinsiyet eşitliğine katkı sağlama çalışmaları kapsamında, meslek lisesi öğrencilerine burs veren Mercedes-Benz Türk, üniversiteyi kazanan bursiyerlerine de desteğini sürdürmeye devam ediyor. Bugüne kadar binlerce kız çocuğuna destek olan proje çerçevesinde, halen her yıl 1000’i meslek lisesi, 200’ü üniversitede okuyan1.200 kız öğrenci eğitim bursu almaya devam ediyor. Yıldız Kızların mesleki gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla bilişim teknolojileri ve kodlama eğitimleri de düzenleyen şirket, burs sağladığı öğrencilere staj ve eğitimini başarıyla tamamlayan bursiyerlerine istihdam olanakları da sunuyor. Şu anda şirket bünyesinde çalışan mavi yakalı kadın çalışanların %20’si “Her Kızımız Bir Yıldız” projesinden burs almış kızlardan oluşuyor.

DUYGU ÖZASLAN

ŞÜKRÜ BEKDİKHAN

MİNA CERAN

PINAR HOTİÇ

MELTEM KAZAZ

GÜLÇİN ÇENGEL

MEHTAP ELAİDİ

ÖZLEM GÜSAR - FATOŞ KARAHASAN - ZEYNEP SELGUR

63

business

, Inditex’in Türkiye’deki Online Partneri oldu Pull&Bear online satış için Trendyol ile anlaştı. Moda severlerin yakından takip ettiği Pull&Bear, yeni sezon ürünleriyle Trendyol’da satışa sunuldu.

T

ürkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin en büyük e-ticaret platformlarından Trendyol, müşterilerine sunduğu markalar arasına İnditex’in Pull&Bear markasını da ekledi. Inditex Group, ZARA, Pull&Bear, MassimoDutti, Stradivarius, Oysho, Bershka ve Zara Home gibi markaları bünyesinde bulunduruyor.

Teknolojiyle müşterimizin her zaman, her yerde en iyi alışveriş deneyimini yaşaması için çalışıyoruz.

Trendyol Group CEO’su Demet Mutlu işbirliğine ilişkin yaptığı açıklamada ise şunları söyledi: “Teknolojiyle müşterimizin her zaman, her yerde en iyi alışveriş deneyimini yaşaması için çalışıyoruz 25 milyon üyemizin arasında modayı sıkı takip eden önemli bir kitle var.

Lovemark olmuş markaları bünyemize katarak müşterilerimizin zevklerine ve bütçelerine hitap eden ürünleri bulmalarını sağlamaya devam edeceğiz. Bu konuda bizim için müşterilerimizin deneyimi her şeyin üzerinde..”

Markaları milyonlarca müşteriyle buluşturuyoruz.

Demet Mutlu “Markalar platformumuz üzerinden milyonlarca müşteriyle buluşup, ürünlerini ve kampanyalarını kullanıcılarımız ile buluşturuyor, satışlarını artırıyor ve pazardaki yerini güçlendiriyor. İş ortaklarımızın Türkiye’nin dört bir yanından milyonlarca müşteriye ulaşmasını sağlayan bir teknoloji şirketiyiz. İş ortaklarımızın müşteri ve pazarı analiz etmelerine yönelik araçlar sunarak, stratejilerini ve büyümelerini destekliyoruz.”

Tasarım Merkezi olarak tescillendi Erkek giyim sektörünün öncü markası Altınyıldız Classics, “Tasarım Merkezi” olarak tescillendi.

Altınyıldız Classics’i bünyesinde barındıran BR Mağazacılık’a tescil belgesi 13 kategoride 39 ödülün dağıtıldığı 7’nci Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Ar-Ge Merkezleri Ödül Töreni’nde takdim edildi.

B

elgeyi BR Mağazacılık adına moda tasarımcısı Ahmet Korkmaz teslim alırken şirketten yapılan açıklamada, “BR Mağazacılık

olarak, Tasarım Merkezi belgemizi almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hedefimiz her geçen gün daha ileri taşıdığımız tasarım anlayışımızla çok daha büyük başarılara imza atmak” denildi.

Ahmet Korkmaz

64

Tetra Pak Türkiye GM Nejat Çalışkan ve TP İzmir Fabrika Dir. Selami Ulusoy

Tetra Pak İzmir’den dünyaya ambalaj ihraç ediyor Tüm iş süreçlerinde gıdanın yanı sıra insanı ve doğayı korumaya yönelik bir yaklaşımla hareket eden Tetra Pak Türkiye, sürdürülebilirlik yaklaşımı ve çevreye duyarlı çalışmalarıyla hem bölgeye hem de Türkiye’ye katkı sağlamaya devam ediyor. Tetra Pak’ın ihracat şampiyonu İzmir Fabrikası; “Sıfır Atık” vizyonu ile ürettiği 10 milyarın üzerinde ambalajın yarıdan fazlasını 4 kıtada 39 ülkeye ihraç ediyor.

K

üresel sürdürülebilirlik politikaları kapsamında üretim ve tüketimin her evresinde çevre, gıda ve insanı korumayı esas alan Tetra Pak; yeni projeleri, geri dönüşüm ve atık önlemeye yönelik çalışmalarıyla bölgenin kalkınmasına katkı sağlıyor. Türkiye’de 45 yıldan uzun süredir faaliyet gösteren şirket, bugün İzmir Kemalpaşa’daki fabrikasıyla, Bursa ve İstanbul’daki ofisleriyle 400’ün üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. 10 milyar paketi aşan kapasitesi ile Tetra Pak İzmir Fabrikası, bugün 23 farklı ambalaj ürünü üretiyor.

Bugün İzmir fabrikasında üretilen 5 milyarın üzerinde paket, dünyanın 4 kıtasında tam 39 ülkeye ihraç ediliyor. İzmir fabrikası, Tetra Pak’ın kendi iç değerlendirmesi olan Tetra Pak Küresel Mükemmellik Ödülleri’nde 2010, 2016 ve 2018 yıllarında “yılın fabrikası” ödülünü tam 3 kez kazanan ilk ve tek fabrika. İzmir Fabrikası 2018 yılında tüm dünyada en prestijli üretim ödülü olarak kabul edilen J‘IPM Dünya Klasmanında Mükemmellik Ödülü’ne de layık görülmüştü.

Tetra Pak Türkiye Genel Müdürü Nejat Çalışkan; “Tetra Pak olarak gıdayı güvenli ve ulaşılabilir kılma misyonuyla her yıl 180 milyar paket güvenli gıdayı dünyanın 6 kıtasında tüketicilerle buluşturuyoruz. Bu, dünyadaki her insan ortalama yılda en az 25 kez Tetra Pak ambalajlarını kullanıyor, Tetra Pak ambalajlarındaki gıdadan faydalanıyor anlamına geliyor” dedi. Çevre ve sürdürülebilirliğin ambalaj sektörünün en önemli gündem maddeleri arasında yer aldığına dikkat çeken Çalışkan, “Tetra Pak olarak sadece gıdayı değil, insanı ve geleceği koruma taahhüdü ile çalışıyoruz.

2012 ile 2018 yılları arasında dünya çapında geri dönüşüm altyapısına ve dünya çapında iş birliğine dayalı ortaklık ağının kurulmasına 20 milyon Euro’nun üzerinde yatırım yaptık. Geri dönüşüm rakamlarını daha yukarı çıkarmak amacıyla faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de belediyeler, geri dönüşümcüler, müşteriler ve tüketicilerle birlikte çalışıyoruz. Türkiye’de 1995 yılından bu yana 8 milyarın üzerinde Tetra Pak paketinin geri dönüştürülmesine katkı sağladık. İş birliği halinde olduğumuz Kahramanmaraş Kağıt Sanayi’nin fabrikasında faaliyet

gösteren geri dönüşüm tesisi de, 2018 yılında yaklaşık 4 bin 860 ton atık içecek kartonu malzemesinin geri dönüşümünü sağladı” diye konuştu.

Tetra Pak İzmir Fabrikası Direktörü Selami Ulusoy da “Ödüllü İzmir fabrikamız, ihracat ağı ile Tetra Pak’ın global tedarik zincirinde stratejik bir yere sahip. İzmir’den dünyaya ‘Sıfır Atık’ vizyonu ile üretilmiş milyarlarca karton ambalaj sunuyoruz. Fabrikamız; katı atıkların kaynağında ayrıştırılması ve dönüştürülmesi, dahili aydınlatma için güneş enerjisinden maksimum düzeyde yararlanılması, yeşil alanların sulanmasında yağmur suyundan faydalanılması ve yemekhane gıda atıklarının hayvan barınağına gönderilmesi gibi uygulamalarla Çevre Bakanlığı tarafından Ege bölgesi sanayi kuruluşları arasında Sıfır Atık Pilot Tesis olarak seçilmiş durumda. Fabrikada 1999 - 2019 yılları arasında karbon salımını yüzde 53, milyon standart paket başına enerji tüketimini yüzde 33 azalttık. 2014 yılından bu yana üretim firesini yüzde 15, milyon standart paket başına su tüketimini de yüzde 20 oranında azalttık. 2019 yılının ilk 9 ayında fabrikada oluşan 5.697 ton atığın geri dönüşümü sağlandı” dedi.

Tetra Pak Türkiye’den Ege Bölgesi’ne tam destek Yaklaşık yarım asırdır var oldukları Ege Bölgesi’ne artı katacak çalışmalar gerçekleştirdiklerini de dile getiren Tetra Pak İzmir Fabrikası Direktörü Selami Ulusoy, “Üretim yolculuğumuzun başladığı Ege Bölgesi bizim için çok önemli ve değerli bir bölge. Buraya yaptığımız her yatırım, sadece ülkemize değil, dünyaya da artı katıyor. 2019 yılında KOSBİ Teknik Lisesi’nin kuruluşu aşamasında kendilerine bağış desteği verdik; ihtiyacı olan okullara mobilya göndererek çocuklarımızın öğrenim hayatlarında önlerindeki engelleri kaldırmaya yardımcı olmak istedik. Ayrıca geçtiğimiz aylarda İzmir’de yaşanan orman yangınları hepimizi çok üzdü.

Kaybettiğimiz ormanları yeniden canlandırmak için bizim de katkımız olsun istedik. Bunun için Ege Orman Vakfı ile birlikte bu yıl 500 ağaçlık bir koru oluşturduk ve ağaçların dikimi kısmında da çalışanlarımız ile oradaydık. Ülkemize ve dünyaya katkı sağlayacak bu ve benzeri projelere katılmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

65

güzellik

2020 Renga

renk

MAKE UP ARTIST

Geldi!

Aslı ÇAKIL

Make-up Artist’i Aslı Çakıl, bu yıla makyajıyla damga vurmak isteyenler için, makyaj trendlerini yazdı.

Eye-linerlarda festival gibi renkler Parlak renkli eye-liner makyajları gittikçe popülerleşiyor. Klasik siyah eye-liner makyajına biraz ara verip, makyajına biraz canlılık katmak isteyenler, rengarenk eye-linerları mutlaka denemeli.

Bu makyaj trendini uygulamak isteyenler, eye-linerlara yatırım yapmadan önce, renkli göz kalemlerinden hatta likit mat ruj lardan yardım alabilir.

Canlı far renkleri ile disko makyajı Bu sezonun en önde gelen makyaj trendlerinden biri de disko makyajı! Parlak ve canlı göz makyajının, yine canlı renklerdeki rujlar ile kombiniyle, 80’ler esintisi taşıyan bu makyaj trendi özellikle soğuk günlerde hepimizi canlandıracak gibi.

66

60’lardan esinlenen büyük Bambi gözler 60’ların esintisi her zaman hoşumuza gitmiyor mu? İşte bu sezonda 60’lardan çıkıp gelen büyük göz makyajları son derece moda. Peki bu büyük Bambi bakışları nasıl elde edebiliriz? Tabii ki cüretkarca kullanacağımız maskaralarla.

Yeni nesil simler Işıl ışıl, pırıl pırıl simler bir kaç sezondur hayatımızda. Yeni dönemde simleri daha da cesur uygulamalarda göreceğiz.

Kalın parçacıklı ürünler, kirpik ve saçlardaki simler,özellikle kış sezonunda çıtayı yükseltiyor.

Klasiklerden vazgeçilmez..

Kırmızı ruj trendi Bazen parlak, bazen mat hatta bazen simli haliyle makyaj çantalarımıza girem kırmızı ruj, her dönem popülerliğini koruyan bir makyaj trendi. İlkbahar, yaz ve kış mevsimine ayrı ayrı yakışan kırmızı ruj bu sezon da çok moda.

67

röportaj

Et’in imajını değiştiren adam

NUSRET Sosyal Medya’nın gücünün bir simgesi olsaydı, bu simge, Nusret ve tüm dünyayı yıllardır kasıp kavuran “tuz dökme” hareketi olabilirdi. Ancak Nusret Gökçe, bir şeften, bir işletmeciden ya da bir instagram fenomeninden çok, çok daha fazlası.

En ünlüsünden, en zenginine, dünyanın takip ettiği isimler, onu takip ediyor, pişirdiği bifteği, kaburgayı yemekten de öte, imzasını attığı, sunumunu yaptığı yemeğe tuz döküşünü izlemek ve onunla tanışmak için kıtalar arası seyahat ediyor.

“ET” hazırlamayı, “ET” pişirmeyi, bir restauranta gidip “ET” yemeyi yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada başka bir boyuta taşıyan isim Nusret.

Dünyanın her yerinde açtığı restaurantlarında doluluk oranı %99, en güzel etleri kendine has yöntemlerle pişiriyor, yetmiyor, pirzolayı, kafesi altın varaklarla kaplıyor, öyle sunum yapıyor, real-time yaşıyor, Maurizio Cattelan’ın “Duvara bantlanmış muz” eserinden hemen sonra, o da pirzolasını duvara bantlıyor, 10 katı değer biçiyor. Her paylaşımı beğeni rekoru kırıyor, beline taş bağlayıp spor yapıyor ama her ne yaparsa yapsın her zaman olay oluyor, her zaman en çok o konuşuluyor.

Hazırlayan : Hayri ALTAY 68

Canım kardeşim Nusret. Ekibinle çok yakın çalışıyorsun. Nasıl bir şey Nusret’le çalışmak?

Binlerce insana ekmek kapısı olmak benim ruhumun ilacı. Bütün ekip arkadaşlarım birbirlerinden değerli kardeşlerimdir. Cahilliğe karşı eğitim eğitim diyorum. Benim her şubem bir Oxford. Nusret Akademi isminde İstanbul’da bir araştırma ve yetiştirme konusunda okul diyebileceğimiz bir eğitim binamız var.

Benim her şubem bir Oxford.

Seni dünya çapında meşhur eden “tuz dökme” hareketini bir kenara bırakırsak, Nusret restaurantlarının özelliği nedir?

Tesislerimizin hepsi son sistem. Burada sürekli yenilikler ve ürün sunumlarımız ile ilgili araştırmalarımız yapılır.

Hijyene çok önem veririm, Nusret Hospital da oradan geliyor. Her misafirim benim için velinimettir. Masalarına karşılamak için giderim, düzenli müşterilerimin isimlerini ve eti nasıl sevdiklerini bilirim. Masasına gittiğim hiçbir misafirimden “ekstra show” ismi adı altında asla ücret alınmaz. İstanbul’da ve dünyanın birçok ülkesinde yer almaya başlayan Steakhouse konseptindeki restauranltlarımızdaki birçok menü kendime aittir.

Doluluk oranımız %99. İnsanların mutlu ve memnun olması beni çok sevindiriyor.

Ben biliyorum ama, Nusret Et restaurantları dışında da marka ve işletmelerin var. Onlardan da bahseder misin biraz?

“Saltbae” markası burger markamızdır. Etin yanında Cafe Di Dolce markası da benim markamdır. Cafe Di Dolce, sipariş usulü kişiye özel hazırlanan pastaları ve özel tarifleri ile butik bir pastane. Etiler’de bir de “Kebapçı” ismiyle, kebap restaurantımız var.

Park Hyatt Hotel İstanbul en büyük hayallerimden biri olan turizmciliğimin ilk adımı. Turizm ile ilgili daha da ileri projelerim var.

Nusret neden bir hotel zincir markası olmasın ki?

Sana göre Nusret’in bugüne gelmesinde neler etken?

Hiçbir zaman bahane üretmedim. Hep çalıştım hep “daha iyiyi nasıl yaparım?” sorusunun cevabını kovaladım. Sürekli insan biriktirdim, sosyal olmaya çalıştım. Üretkenlik, kararlılık, tutku, dürüstlük, içtenlik ve sevgi bunlar benim yaşam biçimimdir. Planlı ve disiplinli çalışırım.

Bu noktaya kendi emeklerinle geldiğini, ne kadar çok çalıştığını biliyorum ancak başarının destekçisi isimler kimlerdi?

Mithat Erdem ağabeyim, hayatımın dönüm noktasıdır. Bana ilk inanan ve öncülük yapan ağabeyimdir. Benim çok kıymetlimdir.

Dream Grubu ve Ferit Şahenk beyefendi bize inanarak güvenerek dünyaya açılmamızın öncülüğünü yapmıştır.

69

Spora çok düşkünsün. Hatta extreme biçimde spor yapıyorsun. Gün içinde kendine ne kadar vakit ayırıyorsun?

Her gün en az 2 saat sporumu yaparım ve her gün en az 1 saat ingilizce eğitimim için zaman ayırıyorum. Sırada İspanyolca ve Portekizce de var. Günde 3 saat 4 saat uyku bana yetiyor.

Dünya starları ile de arkadaşsın. Samimi paylaşımların sıklıkla sosyal medyan üzerinden de herkes görüyor. Sosyal medya hesabını kim yönetiyor?

Sosyal medya hesabımı kendim yönetiyorum. Dünya’da futbol ve spor camiasından bir çok dostum var. “DJ Khaled” çok iyi arkadaşımdır. Onlara ülkemin ismini ve güzelliğini tanıtmak beni çok gururlandırıyor. Türkiye’de ise Acun Ilıcalı çok değerli dostumdur.

Kendisiyle çok güzel Survivor anılarımız ve futbol maçlarımız vardır.

Saltbae’yi, Nusret Gökçe’nin işini, hayatındaki bir çok detayı aslında sosyal medya üzerinden izliyor dünya.

Peki, Instagramdan göremeyecekleri Nusret’i sorarsam, bilmedikleri neler var Nusret hakkında?

Allahtan ne istediysem verdi, ne kadar çok şükretsem az.

Geçmişimi asla unutmadım, unutmam ama geriye de dönüp asla bakmam. Çok zor günler geçirdiğim doğrudur ama asla şikayet etmedim.

Alın yazısı denilen bir hadise vardır, ona inanırım ben. 5 günde 27500 km yol yaptım. Hiç bir zaman yoruldum demedim. Benim lugatımda bu yoktur. Hedeflerimi asla ertelemem. Dünya’nın tüm büyük metropollerinde Nusret markasını ve Türk Bayrağımızı dalgalandıracağız. Ben gayret ederim gerisi Allah’ın yardımı ile olur. Alkol kullanmıyorum. Her ramazan orucumu da tutmaya gayret ederim.

70

Ailene olan sevgin ve bağlılığın dilinden hiç düşmüyor. Allah uzun ömürler versin, çok şanslı bir ailen var. Senin gibi hayırlı bir evlada sahipler.

Ailem benim için kutsaldır. Annem babam ve kardeşlerim kıymetlilerimdir. 4 erkek 1 kız olmak üzere 5 kardeşiz. Ben 4 numarayım.

Etten sonra en sevdiğim yemek annemin yaptığı biber dolması ve sarmadır.

Erzurum Şenkaya’da kalıcı bir eser yapmak ve bu esere hayattayken anne ve babamın ismini vermek benim en gurur duyduğum görevlerimden biriydi. Fatma-Faik Gökçe Külliyesi büyük bir cami, taziye evi, aş evi, misafirhane, kütüphane, sinema salonu, son sistem ekipmanlarla döşenmiş dersliklerden oluşuyor.

Peki Erzurum?

Erzurum Şenkaya Paşalı köyünde doğdum. Erzurum’u memleketimi çok seviyorum. İnsanımızı çok seviyorum.

Erzurum ekonomisi için benim ne yapmam gerekiyorsa tabi ki zamanla yaparım. Kış turizmi için neden bir hotel de orda olmasın?

71

haber

IF Wedding Fashion İzmir yine büyülemeye hazırlanıyor.

Bu yıl 13.sü düzenlenecek olan, “Gelinlik, damatlık ve abiye” sektöründe Türkiye’yi dünyaya tanıtan, ülkenin yüz akı fuarı IF Wedding Fashion İzmir - Gelinlik, Damatlık ve Abiye Giyim Fuarı, sektör profesyonellerini bir araya getirmeye devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) partnerliğinde, İZFAŞ tarafından 21 – 24 Ocak 2020 tarihlerinde yeni yıla “bembeyaz” bir başlangıç yapacak IF Wedding Fashion İzmir, İzmirli firmaların ardından İstanbul’un önde gelen isimlerini buluşturdu.

İ

stanbul’da gerçekleşen Bilgilendirme ve Değerlendirme Toplantısı’nda İZFAŞ ekibi, kentin önemli firmalarına bilgilendirmede bulundu. Fuar heyecanı toplantıyla birlikte İstanbul’a da taşındı. Doğru çalışmalar yaparak fuardan verim alınacağını belirten İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZFAŞ olarak gelinlik, damatlık ve abiye sektörünü çok önemsiyoruz. İzmir’i daha büyük bir marka haline getirmek için sizlerle birlikte çaba göstereceğiz. İstanbul firmalarının özellikle abiye alanında fuarımız için önemini biliyoruz ve çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz. Bu sene ziyaretçi ve alım heyeti çalışmalarımızı daha da derinleştirdik. Sizler için hedef ülke ve bölge olan yerlerden doğru kitleleri getirmek için çalışma halindeyiz.

Alıcıların ve katılımcıların bir araya gelebileceği bir yazılım da geliştirdik.

Bu yazılımın verimli kullanılması durumunda çok fayda göreceğiz” diye konuştu.

İstanbullu katılımcılarımızdan güzel değerlendirmeler aldık. Bu sadece bir gelinlik fuarı değil; abiye, damatlık ve aksesuarların da merkezde olduğu bir fuar. İzmir, bu fuarın düzenlenmesi için doğru yer. İzmir; yüzyıllarca, hatta daha fazla bir süre doğunun batıyla, batının doğuyla tanıştığı ilk liman. 600 yıl boyunca Anadolu’nun en büyük liman kenti olmuş. Biz liman avantajımızı İzmir olarak yakın zamanda Atina’ya, Pire’ye farklı limanlara kaybetsek de; şuan İzmir’in liman kimliği ve ekonomide tekrar şaşalı günlerine dönüşü için İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Ege İhracatçı Birlikleri ile ortak çalışmalar içindeyiz. Zaten hepsi İZFAŞ’ın ortağı. Bizim IF Wedding Fashion İzmir için hayallerimiz burada konuştuklarımızın da ötesinde. Bize taleplerinizle gelin.

Güçlü bir kurumuz, elimizden geleni yapmaya gayret edeceğiz” diye konuştu.

Hayallerimiz bunun ötesinde

2020 için yapılan hazırlıklar, reklam ve tanıtım çalışmaları hakkında bilgiler veren İZFAŞ Moda Fuarları Koordinatörü Yeşim Yiğit’in ardından toplantıya katılan sektör profesyonellerinin görüşleri alındı. Kentin önemli isimlerinin görüş ve önerileri İZFAŞ ekibi tarafından not edilirken, katılanlar toplantıdan bir hayli memnun ayrıldı.

İlerleyen süreçte gerçekleşecek data çalışmalarıyla hem katılımcı hem de ziyaretçilerin fuarlardan daha da memnun kalacağını ifade eden İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı, “Tahmin ettiğimiz gibi

72

Profesyonellerin görüşleri alındı

73

köşe

gezentibus

Be Water Coffee & Book Store

N

efis mi nefis San Sebastian Cheesecake ve kahve keyfi için yepyeni bir adres; Apron. San Sebastian Cheesecake’in frambuazlı olduğunu söylersem daha da etkileneceğinizi düşünüyorum…

Bostanlı’nın yoğunluğunda sakince keyif yapabileceğiniz, ders çalışabileceğiniz çok samimi bir mekan. Birbirinden harika kahve ve çay çeşitlerine ek gönül rahatlığıyla yiyebileceğiniz kahvaltı, burger, sandviç, tatlı ve tuzlu çeşitleri de var. Çalışmanızı bölmeden burada karnınızı doyurabilirsiniz. Apron’un en sevdiğim kısmı su servisinin ikram olması. Favorim ise yumuşacık kıvamı olan San Sebastian oldu. Frambuaz sosunu üzerinde gezdirerek servis etmek yerine içine ilave ederek farklı bir soluk katmışlar. Tadına tek kelime ile bayıldım. Kahvemin ve San Sebastian’ımın bitmesini hiç istemedim resmen Dilerseniz çikolata ve karamel soslu çeşitleri de var. Mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum.

BLOGGER

BUŞRA ULU

Selam! Yılın ilk sayısında sizlere severek gittiğim, zaman geçirmekten ve kahve içmekten çokça keyif aldığım mekan önerileri ile karşınızdayım. Ee o zaman lafı uzatmadan başlayalım o halde! #gezentibuskahve

Üzüm Cafe

Apron

Be Water Coffee & Book Store

S

ize harika bir mekandan önerim var. Burası yepyeni bir kahveci olan Be Water Coffee & Book Store. Kahve sunumlarının güzelliği bir yana dekorasyonu ve atmosferi adeta insanın içini ısıtıyor.

Alsancak’ın ortasında kitap okuyup huzur bulabileceğiniz ender yerlerden.

Kalabalıktan çok uzaklaşmadan, keyifli sakin bir mola için harika bir adres.

Aynı zamanda çok güzel etkinlikleri de var. Göz atmanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Bu arada kaşıkta lokum fikrini çok sevdim. Kesinlikle denemek lazım.

74

Apron

Üzüm Cafe

P

azar günleri şehrin karmaşasından uzak ama şehre bir o kadar da yakın yerlere gitmek benim için her zaman harika bir fikir olmuştur. Sıradaki önerim Şirince’den. Şirince Köyü, İzmir’e çok yakın olmasıyla oldukça cezbedici. Köyün içinde minik bir yokuş çıkarak ulaşacağınız Üzüm Cafe’de kahve keyfi yapabilirsiniz. Mekanın bahçeli olması da ayrı keyifli. Çocuklu aileler için oldukça uygun. Bu arada kahvenin yanında gelen kurabiyeler kesinlikle nefis.

Lief Urla

A

Lief Urla

Plantsta Botanik & Cafe

K

ış gelmişken bu yağmurlu havada bitkilerin içinden dışarıyı izleyebileceğiniz bir önerim de Yelki’de bulunan Plansta Botanik & Cafe’den.

Köy meydanında bulunan eski bir binayı böyle samimi bir Botanik Cafe’ye çevirmişler. İçerisi çeşit çeşit bitkiyle dolu olan Plantsta’da kahvelerimizi limonlu cheesecake eşliğinde içtik. Ev yapımı, porsiyonu büyük ve gerçekten nefisti. Burada bulunan bütün bitkiler aynı zamanda satılıyor. Dilediğinizi satın alabiliyorsunuz. Bu arada teraryum, kapı süsü, organizasyon çiçekleri vs gibi çeşitli atölyeleri de mevcutmuş. İster grubunuzu oluşturup isterseniz çift olarak da katılabilirsiniz. En yakın zamanda bir workshoplarına katılmayı düşünüyorum. Unutmadan söyleyeyim fotoğraf çekilmek için de tercih edebilirsiniz.

tmosferine bayıldığım Lief Urla’da favorim olan tatlısıyla karşınızdayım. Öncelikle söylemeliyim ki bu mekan insana huzur veriyor. Renk ve dekorasyonundan mıdır bilmem ama sadeliği kesinlikle ruhunuzu dinlendiriyor. Gelelim bu nefis tatlıya. Damla sakızı, çilek ve cevizin müthiş uyumu diyebilirim. İki katmandan oluşuyor.

Tam ortası tek kelimeyle MÜ-KEM-MEL. Ayrıca kuru güllerden yapılmış son dokunuşu da çok sevdim. Strawberry Cake’i kesinlikle denemelisiniz.

Pazartesi günleri kapalı olduğunu belirtmeden geçmeyeyim ki sonra bahsetmedi demeyin. Şimdiden afiyet olsun.

Vourla Fırın Cafe

B

Plantsta Botanik & Cafe

Vourla Fırın Cafe

ir çok önerimden anlayacağınız üzere Urla’ya çok gidiyorum.

Doğası, sakinliği ve bir çok mekanı bana huzur veriyor. Bu da onlardan biri olan Sanat Sokağı’ndan bir öneride bulunacağım; Vourla Fırın. En yakın arkadaşlar buluşunca dedikodumuza en güzel şekilde eşlik edecek olan kahve&tatlı ikilisini tercih ettik :) Tercihim sütlü filtre kahve ve haşhaşlı limonlu kekten yana oldu. Bir de şömine başına oturduk ki değmeyin keyfimize. Kahvenize eşlik edecek tart, cookie, brownie gibi bir çok tatlı seçeneği var. Hepsi birbirinden taze ve nefis. Ama şiddetle beyaz çikolata soslu haşhaşlı limonlu keki denemenizi tavsiye ediyorum. Tadı müthiş.

Hiç bitsin istemedim doğrusu. Özel günleriniz ve akşam yemekleri için de rahatlıkla tercih edebileceğiniz Vourla’da yemek servisi için rezervasyon zorunlu demedi demeyin.

75

etkinlik

İ z m i r F a s h i o n We e k

Alsancak Garı’nda moda rüzgarı esti Bu yıl yedinci kez Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) ve Rönesans Ajans ortaklığında gerçekleştirilen İzmir Fashion Week, bu sene ilk kez Alsancak Garı’nda yapılırken, üç gün boyunca konuklarına farklı bir atmosferde moda rüzgarı estirdi.

E

ge İhracatçı Birlikleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Moda Tasarımcıları Derneği, Türk Kızılayı ve Altier Academy’nin katkılarıyla üç gün boyunca tarihi Alsancak Garı’nda gerçekleştirilen İzmir Fashion Week’te, birbirinden özel tasarımlar, Türkiye’nin ünlü mankenleri tarafından sergilendi.

Ozmoz, FC Plus, İğne İplik Moda, Yiğit Eryendi, Nazlı Terzioğlu, Dilek Yaldız, Zeynep Olgun, Sinem Mardi ve Loft’un birbirinden şık kreasyonlarını sergilediği organizasyonda, Türk Kızılayı kurduğu stantlarla hem kan hem de kök hücre bağışı topladı. Türkiye’nin önemli mankenlerinin boy gösterdiği bir organizasyon olarak dikkat çeken İzmir Fashion Week, geçen dönemlerde olduğu gibi yine Ebru Öztürk, Elif Ece Uzun, Buse İskenderoğlu, Ece Begüm Yücetan, Gizem Barlak gibi ünlü mankenleri de podyuma taşırken, İzmir Fashion Week’in koreografı ise Akif Örük oldu. İzmir’de moda tarihi Alsancak Garı’nda Bu yıl yedincisi düzenlenen İzmir Fashion Week’in Alsancak Garı’nda düzenlenmesinin modaseverleri son derece mutlu ettiğini söyleyen EGSD Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul, modanın nabzının tutulduğu, yeni kreasyonların görücüye çıktığı, sosyal sorumluluk projesi

76

kapsamında Kızılay ile kan bağışı ve kök hücre farkındalığı yarattıkları bir organizasyonu başarıyla tamamladıklarını belirtti. Türkiye’nin başarılı modacılarının tasarımlarını İzmirlilerle buluşturmaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Ertuğrul, “Birbirinden farklı ve özel kreasyonları, 2020 modasını ve değerli modacıları İzmirliler ile tarihi bir mekanda bir araya getirmekten dolayı EGSD olarak mutluyuz. Önümüzdeki yıl İzmir Fashion Week’i yılda bir kez değil iki kez düzenleme gibi bir fikrimiz var. İzmir modanın da başkenti olma yolunda ilerliyor, bu yürüyüşte yanımızda olan, bizlere destek veren tüm kurum ve kuruluşlara ve moda dünyasına teşekkür ediyorum” diye konuştu. İzmir Fashion Week yılda iki kez İzmir Fashion Week’in koreografı ve Rönesans Ajans sahibi Akif Örük ise İzmir Fashion Week’in İzmir’in önemli bir değeri olmayı başardığını ve 2020 yılında bu moda haftasını ikiye çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Üzerinde özenle çalışılmış özel koreografilerin de sahnelendiği İzmir Fashion Week’in Alsancak Garı’nda düzenlenmesinin sunum açısından defilelere büyük bir hava kattığını söyleyen Örük, “Tasarımlarıyla, podyum koreograflarıyla, mankenleriyle, organizasyon kalitesiyle İzmir Fashion Week önümüzdeki sene daha büyük, daha geniş katılımlı olarak düzenlenecek” dedi.

77

dekor Nur Seda Şahin homeconceptus

Sanat akımından yaşam

tarzına dönüşen minimalizm Hegel'e göre "sade ama basit olmayan, yalın ama yavan olmayan bir güzellik anlayışı" olarak tanımlanan minimalizmin şimdilerde alışkanlıklarımızı, yaşam tarzımızı, estetik anlayışımızı ve dekorasyon zevkimizi etkileyen bir akıma dönüştüğünü gözlemliyoruz. Bu akım bize; nesnelerin salt güzelliğine odaklanmayı, renklerde tasarrufa gitmeyi, azalma ve vazgeçmeyi öğütlüyor.

Y

ılın en renkli ve gösterişli zamanı olan yılbaşını geride bıraktığımız şu günlerde, bütün o süslemeleri kutuya koyup kaldırma zamanı. Bu toparlanma evinize, bedeninize ve ruhunuza iyi gelecek. Geride kalan sadelik, düzen ve denge ile kendinize arınma mekanları hazırlayın. Evlerinizin kendini olduğu gibi ifade etmesine izin verin ve 'az'ın gücüne inanın. " Yaşam alanınızı daha hafif ve ferah göstermek için duvar ve yer döşemesi gibi geniş yüzeylerde olabildiğince açık tonları tercih

78

edin. Oturma birimlerinin altında kalan büyük halılar seçmeye özen gösterin. Küçük halılar mekanın odağını ortaya alır ve odanızın olduğundan küçük görünmesine sebep olur. Ayrıca ışığı kesebilecek mobilyaları pencerelerden olabildiğince uzak konumlandırın. Karanlık köşeler için dekorasyonunuza uygun aplik ve lambaderlerden yararlanabilirsiniz. Yalın formlu ve natürel renkli mobilyalar hem mekanın zerafetini besler hem de kişisel zevkinizi yansıtacak küçük dokunuşlar için iyi bir zemin oluşturur. Sıcak bir atmosfer diliyorsanız ev tekstili ürünleri ile evinize renk ve dokular ekleyebilirsiniz.

5

3

17

2 6

Yeni başlangıçların rengi beyaz ile gösterişsizliği kutlama zamanı

1 16 8 7

10

15

4

13

14

12

Beyazın en iyi tamamlayıcısı olan siyah ve bulunduğu mekana şıklık katan vizon rengini kullanarak; cam ve metalin estetik gücü yüksek uyumundan faydalanarak; ışığı geçiren ve mekanı bölmeyen mobilyalar tercih ederek hem minimal hem de zarif alanlar yaratmak mümkün.

9

11

1. Urbanoloji. Tere Metal Kitaplık.2900 TL. 2. Atöyle Aydınlatma. 10249 Sarkıt Aydınlatma. www.atolyeaydinlatma.com 3. Atöyle Aydınlatma. 10248 Sarkıt Aydınlatma. www.atolyeaydinlatma.com 4. Casa.

Bisentina Kanepe. www.casa.com.tr 5. The Barine. Ponpon Diz Şalı. 225 TL. 6. Enne. Geo Berjer. www.enne.com.tr 7. Jotun. Wisdom 20145 Duvar Boyası www.jotun.com 8. Menu. Carrie Led Lamba. 180 $. 9. Kali Design. Ege No:3 Kilim. 3300 TL. 10. Nude Glass. Magnolia Vazo Set. 664 TL. 11. Hamm. Bir Masa. 7877 TL. 12. Ena Chair. 10194 Metal Sandalye. www.enachairs.com 13. Ena Chair. 10250 Metal Sandalye. www.enachairs.com 14. Yargıcı Homeworks. Servis Arabası. 1600 TL. 15. İkea. Gladom Tepsili Sehpa. 169 TL. 16. Paşabahçe. Festilux Şamdan Mum. 10,50 TL. 17. Zara Home. Asimetrik Ayna. 970 TL.

79

davet

DORİTOS LATİN AMERİKA ATEŞİ KASIP KAVURDU

İLKNUR ŞEREF

MELİSA DÖNGEL

Doritos, Hot Battle kampanyası sonunda seçilen yeni lezzeti Hot Salsa’nın raflarda kalıcı olarak yer almasını Zorlu Morini’de ünlü isimlerin katıldığı eğlenceli bir parti ile kutladı.

E

ğlencenin vazgeçilmez atıştırmalık markası Doritos, dünyanın iki ucundan iki yeni lezzeti sevenlerine sunduğu Uzak Doğu acısı ve Latin Amerika Acısı arasındaki çekişmenin kazananı belli oldu. Markanın kalıcı ürünleri arasına giren kazanan Latin Amerika acısı cips severlerin favori lezzeti olmaya aday.

Eğlenceli partileriyle bilinen Doritos, Hot Battle kampanyası sonunda seçilen yeni lezzeti Hot Salsa’nın raflarda kalıcı olarak

OĞULCAN ENGİN - ELİF ENGİN

80

ENES BATUR

yer almasını Zorlu Morini’de ünlü isimlerin katıldığı eğlenceli bir parti ile kutladı. Latin Amerika konsepti ile düzenlenen ve renkli görüntülere sahne olan parti, sanat ve eğlence dünyasından Bestemsu Özdemir, Şeyma Subaşı, Hazal Filiz Küçükköse, Itır Esen, Engin Öztürk, Enes Batur, Oğulcan Engin gibi popüler isimleri bir araya getirdi. Keyifli parti gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti. Geceye katılan isimler Latin Amerika konseptli ürünlerle bol bol fotoğraf çektirdiler.

MEHTAP ALGÜL BURAK YÖRÜK

ŞEYMA SUBAŞI

ITIR ESEN

YAGIZ CAN KONYALI

HAZAL FİLİZ KÜÇÜKKÖSE

ENGİN ÖZTÜRK

JENNIFER JORDAN BOYNER

HİLAL ŞEFKATLİ - İLAYDA AKDOGAN

ATAKAN HOŞGÖREN MEHTAP ALGUL

ELİF CEREN BALIKÇI

EKİN MERT DAYMAZ

BESTEMSU ÖZDEMİR

81

diyetisyenmelda

sağlık

UZMAN DIYETISYEN

Melda Demiröz

“Nasıl

zayıflayabilirim?”

Kilo problemi olan birçok kişi zayıflamak için elinden geleni yapsa da çabalar bazen istenildiği gibi sonuçlanmıyor. Tek sorun yanlış beslenme değilse; diyetisyen-hekim-psikolog-antrenör gibi bir çok alanlı çalışma gerekebilir. Bu çalışma sağlıklı ve hayat boyu korunabilecek şekilde kilo vermeyi sağlar.

İ

lk iş olarak; Tiroid hormonları, D vitamini, insülin direnci, cinsiyet hormonları gibi değerlerde bir problem olup olmadığına bakılması ve sonrasında doğru beslenmeyi öğrenmek için mutlaka bir uzman hekime başvurulmasını öneririm. Bireylerin kan değerlerinde kilo vermeye sebep olan problemler olabilir, bazen bu durum tedavi edilmeden kilo vermek imkânsız hale gelir. Doktor, tahlilleri değerlendirip, ilaç tedavisine gerek olup olmadığına karar verecek, ardından diyetisyene yönlendirecektir.

Yağı azaltın!

Aşırı yağlı ve kötü yağlar içeren yiyeceklerden, özellikle de kızartmalardan uzak durulmalı. Yemeklerin tamamen yağsız değil, az yağ kullanarak pişirilmesine dikkat edilmeli. Et yemeklerine ekstra yağ eklenmemeli. Tavuk ve balığın derisi ile etin yağı tüketilmemeli. Bunlar az yağlı olarak tercih edilmeli. Şeker bağımlılığından kurtulun Şeker en tatlı zehirdir. Şeker birçok hastalığa neden olduğu gibi kilo vermenin önünde büyük engeldir. Bu yüzden şekerli yiyecek ve içecekler minimuma indirilmeli.Bazı insanlar şekeri azaltın dediğimizde, çaya şeker atmadıklarından bahsediyor. Pastadan, kurabiyeye, gofretten meyveli yoğurda ve pek çok kahvaltılık gevreğe kadar pek çok yiyecekte şeker var. Şekeri minimuma indirirsek sorunun büyük ölçüde önüne geçmiş oluruz.

Beyaz una dikkat!

Beyaz ekmek, poğaça, açma, simit gibi hamur işleri ve daha pek çok beyaz un içeren yiyeceği minimuma indirilmeli. Sağlıklı tahıllara geçmek gerekiyor. Bulgur, esmer pirinç, karabuğday, kinoa, tam buğday- tam

82

çavdar ekmeği gibi yüksek tahıllı ekmekler kaliteli, sağlıklı ve lif oranı yüksek tahıllardır. Beyaz unlu yiyeceklerin yerini bunlar almalı.

Alınan gıdaların etiketlerini kontrol edin!

Satın alınacak yiyeceklerin etiketleri mutlaka okunmalı. Tükettiğimiz gıdaların içeriğinde nelerin olduğuna dikkat etmeliyiz. Bu artık alışılması gereken bir konu. Markete girdiğimizde raftan aldığımız ürünü direk alışveriş torbasına koyuyoruz. Bu yanlış. İnsanların pek çok ürünü, yıllarca sağlıklı sanarak veya içinde şeker olduğunu veya tuz olduğunu bilmeden tüketiyor. Diyet diye lanse edilen veya sağlıklı olan yiyeceklerin bile içerisinde sanılanın aksine daha fazla yağ, şeker veya kalori olabilir. Örneğin tahin-pekmez sağlıklı bir yiyecektir ama yüksek enerjilidir.

Porsiyonuna dikkat edilmelidir. Örneğin diyet bisküviler daha düşük kalorilidir ama çoğu zaman onlar da şeker içerir ve standart bisküvilere oranla enerjileri %25 azaltılmıştır, bu yüzden sınırsız tüketilmeleri söz konusu değildir. Öğünlerinizi mutlaka düzenleyin Günde 3 ana öğün, 2-4 küçük ara öğün tüketilmeli. Güzel ve sağlıklı bir kahvaltı ile güne başlamak, tüm gününün ve yapılan işlerin kalitesini yükseltecektir. Ağır olmayan fakat protein-lif-karbonhidrat sağlıklı bakımından yeterli öğle ve akşam yemekleri tüketmeye dikkat edilmeli. Ara öğünlerde de yine çiğ kuruyemişler, meyveler, süt ürünleri gibi gıdalardan destek alınabilir. Tatlı ihtiyacını kuru meyvelerle yapılmış şekersiz tatlılarla veya kaliteli bitter çikolata ile karşılanabilir. Tabii ki hangi besinin hangi içeriğe sahip olduğu ve ne kadar tüketmek gerektiğinin doğru bilgilerini de yine bir uzmandan öğrenmek mümkün.

Öğünlerin saatlerini düzenleyin Hep aynı saatlerde öğün yapmak alışkanlık haline getirilmeli. Bu çok da üzerinde durulmayan bir konu ama insülin dengesi ve dolayısıyla kilo verme açısından bu çok önemli.

Kabızlıktan kurtulun Günlük düzenli olarak probiyotik tüketmek kabızlık probleminin önüne geçecektir. Kefir, probiyotik yoğurt veya eczanelerde satılan probiyotik tozları kullanmak çok önemli. Bilinçsizce yapılan diyetler, çok düşük yağlı beslenme de kabızlığa sebep olur. Mutlaka bu konulara da dikkat edilmeli.

Meyveyi abartmadan tüketin Meyve hayatımızda büyük yere ve öneme sahip. Vitamin, mineraller ve lif içerdiği için sağlıklı ancak, meyvenin de fazlası şekerli ve zararlı. Kilo verme döneminde meyve günde 2-3 porsiyonla sınırlı tutulmalı. Meyve sıfıra indirilmemeliancak düzenli tüketilmeli.

Sağlıklı zayıflama için spor şart!

Sağlıklı kilo vermek isteyen bireyler, hayatlarının tamamına sporu yaymalı. Günlük 10 bin adımı hedeflenmeli, her gün en az 30-40 dakika tempolu yürünmeli. Spor salonuna gitmeden de bunu başarmak mümkün. Akıllı telefon uygulamaları evde yapılabilecek egzersiz videolarıyla dolu. Sokaklar ve parklar yürüyüş alanıyla dolu.

Araç kullanımını azaltılmalı ve bol bol hareket edilmeli.

Düzenli uyku alışkanlığı edinin Uyku sırasında salgılanan melatonin hormonu yeterli salgılanmazsa kilo vermeyi engelleyebiliyor. En yoğun salgılandığı saat aralığı 23:00-04:00 arası. Bu saatlerde bireyler mutlaka uyumalı. Uyku ile kilo verme ilişkisi çoğu zaman göz ardı ediliyor fakat hem hormonal denge, hem de iştah dengesi için son derece önemli.

Hayatınızdan stresi uzak tutun!

Stresli anlarda kortizol hormonu salgısı artıyor ve bu hormonvücutta yağ depolanmasını artırıyor. Ayrıca stres aşırı yeme isteğine ve tıkınırcasına yemeye sebep olarak da kilo alımına sebep olabilir.

Egzersiz ve meditasyon yapılmalı. Nefes düzeni kontrol edilmeli.

Israrlarla başa çıkın!

Yedirme-içirme ısrarı gerçekten kültürel olarak ülkemizde inanılmaz yaygın bir olay. Şeker hastası olan birine “bir şey olmaz, ye gitsin” diyerek bir tabak baklava yedirmek isteyip, şeker komasına sokanları bile çevremizde rahatlıkla görebiliriz. Hatta farkında olmadan biz de arkadaşlarımıza, eşimize, çocuğumuza bunu yapıyor olabiliriz, lütfen bunun farkındalığında olalım. Bu iyilik yapmak değil, gerçekten kötülük yapmak. Çevreden gelen ısrarlarla başa çıkarsak gerçekten başarılı olabiliriz. Önce sağlığa, sonra görüntüye odaklanın!

Herkes yalnızca dış görünüşü için yediklerine dikkat etmeye veya kilo vermeye çalışır. Oysa kişi sağlığını kaybettiğinde görüntü umurunda bile olmaz. Zayıflamak uğruna zararlı yollara başvurulmamalı. Yavaş yavaş kilo verecek bile olsan her zaman sağlıklı yiyeceklerle beslenerek sonuca ulaşmaya çalışmak daha doğru olacaktır. Yüksek protein diyetleri, karbonhidratsız diyetler, şok diyetler kısa vadede hızla kilo verdirse de, uzun vadede sağlığa zararlıdır.

Kilo vermeye giden her yol mübah değildir. Kilo verirken sağlığımızdan olmayalım. Kilo vereceğim derken sağlığı ve enerjiyi kaybetmeyelim. Uzman desteği alarak fazla kilolardan kurtulalım.

83

davet

ARYOM KORU SITE YÖNETİMİ

DJ SERKAN SAĞSÖZ

ARYOM KORU’DAN KIŞA MERHABA Doğayla iç içe konumu ve konforuyla dikkat çeken Aryom Koru’da gerçekleştirilen kışa merhaba partisinde site sakinleri keyifli saatler geçirdi.

D

J Serkan Sağsöz'ün 80'ler 90'lar Cover ve Ambiance tarzındaki canlı performanslarıyla eğlenen site sakinleri, açık havada lezzetli ikramların da tadını çıkardı.

Aryom İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Günday, 4 mevsim ayrı güzelliklerin yaşandığı İzmir'de site sakinlerinin kışa

84

merhaba partisiyle daha da kaynaştıklarını söyledi.

Aryom Koru olarak, konutların konforu kadar sosyal yaşamına da özel önem verdiklerini dile getiren Günday, İzmirliler için mimarisi, sosyal donatıları, beş yıldızlı otel konforu ve doğayla iç içe konumu yanı sıra; herkesin özlediği komşulukların ve mahalle kültürünün de hayat bulduğu eşsiz bir yaşam sunduklarını kaydetti.

HASAN GENÇ

ÖZLEM-TAN BODUROĞLU

ÖZGÜR-MEHTAP AKIN

MUSTAFA GÜNDAY

SEREN PEÇENEK, FATİH TÜRE, MERVE SAYGIN

N. SELİM-TÜLAY ÖZENÇ

FATMA-CEM, EYMEN KILIÇASLAN

85

gezi

TAPINAKLARIN NEŞELİ ŞEHRİ

BANGKOK

G

üney Asya’nın tropik ada tatilleri her mevsim muhteşem bir seçenek olarak bulunsa da, Bangkok Güney Asya’ya kadar gidildiğinde, görülmeden geçilemeyecek kadar harika bir metropol. Trafik, kaos, kalabalık şehrin neredeyse her yanına uzanan metro ve hızlı tren sistemi, devasa alışveriş merkezleri, gökdelenleri, iki havalimanı ve bitmeyen gürültüsüyle tam bir megapol şehrim ben derken, Pembe taksileri, Tuk-tukları ve şehrin her adımında karşınıza çıkan sokak yemekçileri, Buda heykelleri, Yüzen Pazar’ı ve görkemli tapınakları ile Bangkok tam anlamıyla ziyaretçilerini ters köşeye yatırıyor.

Ne zaman gitmeli?

Kasım ve Şubat ayları Tayland’da muson yağmurlarının sona erdiği, seyahat için en uygun zamanları. Bunaltıcı sıcaklar ve bitmeyen yağmurlar 20-27 derece arası ılıman bir havaya bırakır.

Kaç gün kalınmalı?

Seyahat tercihlerine göre değişkenlik göstermekle birlikte 3-4 günlük bir program şehrin tüm güzelliklerini görmeye yetecektir.

Nerede Kalınır?

Sakin bir bölgede konaklamak için Skhumvit şehrin merkezi lokasyonlarından biri, metro ve hızlı trene yakın, bölgede genellikle 4-5 yıldızlı oteller mevcut.

Khao San Road civarı ise Hostel bölgesi olarak tanımlanabilir. Backpacker tarzı bir seyahat ne planlayanlar için bu bölge hem uygun hem de sosyalleşmek için her imkan mevcut.

Nasıl Gidilir?

Türkiye’den haftanın her günü aktarmasız uçuşlar bulunmaktadır. Uçuş 9 saat 20 dakika sürmektedir.

Nerelere gitmeli?

Chatuchak Pazarı Haftanın sadece Cuma-CumartesiPazar günleri açık olan meşhur pazarı o günlerde Bangkok’ta olanların mutlaka görmesi gereken, yiyecek içecekten mobilyaya, egzotik hayvanlardan basit hediyelik eşyalara kadar akla gelen her şeyin satıldığı müthiş bir pazar.

Floating Market ( Yüzen Pazar) Bangkok da, içinden geçen kanallardan

Havalimanı ulaşımı?

Metro ile şehir merkezine ulaşım çok kolay olmakla birlikte, taksi de makul fiyatlarla ulaşım sağlamaktadır.

86

oluşan, genelde suyun üzerine kurulu olan şehirlerden biri. Şimdilerde turistik bir aktivite haline gelen ancak aslında sürekli yağan yağmurlardan sandalların üzerinden insanların yiyecek giyecek sattığı, müşterilerin ise yine sandallarla alışveriş yaptığı bu çarşı pazar alışverişi aslında eskilerin gündelik yaşamı ve alışveriş şekli.

Krallığı’nın sembolik kalbi olmaya devam ediyor. Büyük Saray’ın mimarisi ve özellikle de işçilikteki detay nefes kesmekte.

Gerçekten de Tayland halkının yaratıcılığı ve süsleme sanatındaki ustalığı görülmeye değer.

Wat Pho (Yatan Buddha Tapınağı) Bangkok Kraliyet Sarayına 10 dakikalık yürüme mesafesinde ve Bangkok’a gelen her gezginin ilk görmesi gereken yerlerden biri. Burası hem Bangkok’un en büyük tapınaklarından hem de altın varak kaplı 46 metre uzunluğundaki dev Buddha heykeli ile de dünyanın en ünlülerinden.

Büyük Saray 1782 tarihli bu ihtişamlı saray kompleksi, yaklaşık 150 yıl Tayland kraliyetine, kraliyet mahkemesine ve hükümetine ev sahipliği yapmış. Saray, halen daha içindeki savaş bakanlığı ve devlet daireleriyle Tayland

Wat Arun Tapınağı Tay dilinde “Şafak Tapınağı” anlamına gelen 300 yıllık Wat Arun Tapınağı, Chao Praya Nehri kıyısında, neredeyse tepeden tırnağa porselenden inşa edilmiş 5 gökyüzünü delen kulesiyle mutlaka görülmesi gereken yapılardan biri.

alışınca vazgeçilmeyen bir lezzet. Süt ve süt ürünleri pek bulunmasa da tavuk, et ve deniz ürünlerinden oluşan bu köklü mutfak alıştığımız damak tadının dışında muhteşem deneyimleri vaat ediyor.

Taze hindistan cevizi suyundan, dondurmasına, sütünden meyvesine tüketmeme şansı vermiyor olsa da diğer egzotik meyveler ise merakla çağıran lezzetler arasında. Ejder meyvesi, çarkıfelek meyvesi, lychee, rambutan denemeye değer ancak Durian meyvesi korkunç kokusundan dolayı bazı halka açık alanlarda satışı ve tüketilmesi yasak da olsa denemeden gelinmemesi gereken yumuşak, tatlı bir meyve.

Khao San Road İstanbul’un Taksim’ini anımsatan bu bölgedeki cafelerin, restoranların ve barların olduğu bu cadde şehrin başka yüzlerinden biri. Bangkok’un İstiklal Caddesi de denebilecek Khao San Road görülecek yerler listesine eklenmeli.

Ne yemeli?

Michelin Yıldız’ı alan sokak yemekleri ile de bilinen “Thai Mutfağı” seyahatin ilk günlerinde ağır baharatları ile zorlasa da

Thai Masajı Bir gece Sky-Bar’lardan birinden şehri izlemek Thai Mutfağı kurslarından birine katılmak “Tuk-tuk” la gezinti Sokak yemeği yemek Muay-Thai izlemek Jim Thompson Evi’ni ziyaret etmek

87

88

89

haber

Meryem Uzerli’den Turuncu Bağcık Projesine Destek!

Meryem Uzerli’nin destek verdiği kampanya ile Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşayan 50 bin çocuk yeni ayakkabılarına kavuştu.

T

ürkiye’nin en büyük ayakkabı perakende zincirlerinden olan FLO, Kızılay işbirliğiyle geçen sene çocukların yüzlerini güldürmek için başlattığı ‘Turuncu Bağcık’ kampanyasını Meryem Uzerli ile sürdürmeye devam ediyor.

FLO’nun marka elçisi olan Meryem Uzerli, “Çocuklar İçin Birlikte Adım Atalım” diyerek FLO’nun hayata geçirdiği ‘Turuncu Bağcık’ sosyal sorumluluk projesiyle ilkokul çağındaki ihtiyaç sahibi çocukların, okullarına yeni bir çift ayakkabı ile gitmelerine destek oluyor. KIZILAY ile birlikte yürütülen ‘Turuncu Bağcık’ kampanyası

90

ile bugüne kadar 50 bin çocuğa yeni ayakkabılarını ulaştırarak onları sevindiren FLO’nun önümüzdeki dönem hedefi ise 1 milyon bağcık bağışı ile 100 bin çocuğa ulaşmak.

Konuyla ilgili açıklama yapan Meryem Uzerli, “Küçücük adımları ile sınırsız hayallere koşan çocuklarımıza destek olmak üzere böylesine anlamlı bir projede yer aldığım için çok mutluyum.

Sadece 5 TL karşılığında alınan Turuncu Bağcık ile çocuklarımızın mutluluğuna büyük katkıda bulunuyoruz. Projenin kapsamında satın alınan Turuncu Bağcık kadar FLO da bağış yaparak daha fazla çocuğumuz yepyeni ayakkabılara kavuşuyor. ” dedi.

ssssss

91

haber

Ç O RLU ’YU D ÜN YA SA HN ES IN E Ç IK A RTACAĞIZ

Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Volkan, ICC Dünya Odalar Federasyonu (WCF) Genel Konsey Üyeliğine Seçildi.

I

CC Dünya Odalar Federasyonu; Dünya Odalar Federasyonu, Oda liderlerinin, Odaların ortak çıkarları ve karşılıklı işbirlikleri konusunda birbirleriyle iletişim kurmaları için platform sağlayan Oda topluluğunun bel kemiğidir.

Dünya Odalar Federasyonu kapsamlı üyeliği, Milletler arası Ticaret Odasını dünya çapındaki KOBİ’lere bağlamada ve KOBİ’lerin küresel ekonomideki önemli konumunu desteklemede büyük bir rol oynamaktadır.

Dünya Odalar Federasyonu, bu değerli rolü kabul ederek, Odalara KOBİ'lerin küreselleşmede yaşadıkları zorluklar ve fırsatlar ile yüzleşmelerine yardımcı olmak için ihtiyaç duyduğu desteği sağlamaktadır.

Dünya Odalar Federasyonu, özel sektör gelişimini teşvik etmek ve Odaların kapasitesini artırmak için çalışmaktadır. Bu amaç doğrultusunda Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve bölgesel kalkınma

92

bankaları da dahil olmak üzere bir dizi çok taraflı kuruluşla güçlü ilişkiler geliştirmektedir.

Dünya’da 130 ülkeden 12.000 odanın temsil edildiği federasyon, özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden gelen Ticaret Odaları için yardım ve eğitim programlarını genişletmek amacıyla diğer özel sektör gruplarıyla da çalışmaktadır. İlk olarak 1951 yılında Uluslararası Ticaret Odaları Bilgi Bürosu olarak adlandırılan Dünya Odalar Federasyonu, 2001 yılında bugünkü ismini almıştır.

Federasyonu’nun faaliyetleri ve projeleri yerel, bölgesel, ulusal, iki taraflı, transnasyonel Odaları kapsadığı gibi kamu hukuku ve özel hukuk Odalarını da içerir.

“Ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğimize İnanıyorum” Konu hakkında açıklama yapan Çorlu TSO Yönetim Kurulu Başkanı İzzet Volkan; "Başta ülkemiz olmak üzere bölgemizi ve Odamızı ICC Dünya Odalar Federasyonu Genel Konseyinde temsil edeceğimden dolayı büyük bir gurur duyuyorum. Uluslararası sanayi ve ticaret ilişkileri

perspektifindeki bu onurlu görevde; yerel, bölgesel ve uluslararası ölçekte ülkemiz iş dünyasının tanıtımı, Türkiye’nin gelişen ve büyüyen ekonomisinin bütün ülkelere aktarılması; uluslararası açıdan önemli katkılar sağlayacaktır. Uluslararası kurum ve kuruluşlarda görev almanın, sahip olduğumuz potansiyeli, birikimi, ülkemizin gelişimini ve kalkınmasını anlatmak için önemli bir fırsat olduğuna inanıyorum.

Camiamızı uluslararası arenada en üst seviyeye taşıyan ve bu onurlu görevde ülkemize hizmet etme fırsatı veren TOBB Başkanımız Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu’na şükranlarımı sunarım. Seçim sürecinde desteğini esirgemeyen görevi devir aldığım TOBB Başkan Yardımcısı Sayın Ayhan Zeytinoğlu’na, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği camiamıza, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası üyelerimize, çalışma arkadaşlarımıza, değerli basınımıza, kıymetli dostlarıma ve sevgili aileme teşekkür ederim. İzzet Volkan Kimdir?

1984 yılında İstanbul’da doğan İzzet Volkan, ilköğretimine Çorlu Uncular Süleyman Pekel ilkokulunda başladı. Orta ve lise öğrenimini Nişantaşı Işık Lisesi’nde tamamlayan, Volkan devamında ABD’de Purdue Universitesi’nde Ekonomi bölümü ana dalını ve Politik Bilimi yan dalını bitirdi. Üniversite hayatı döneminde, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası başta olmak üzere; Ford Otosan gibi birçok kurumsal firmada stajını tamamladı. Üniversite hayatı sonrası 2007 yılında Türkiye’ye dönüp, aile şirketinde göreve başladı. Bu süreçte, Boğaziçi Üniversitesi ve İngiltere’deki Loughbrough Üniversitesi başta olmak üzere birçok kurumda eğitimlere katıldı. Bugün; otomotiv, zirai aletler, sigorta, akaryakıt, araç kiralama, tarım ve gayrimenkul geliştirme alanlarında faaliyet gösteren aile şirketlerinin Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği ve Direktörlüğü görevini sürdürmektedir. Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı TOBB Konsey Üyeliği ve ICC Türkiye Yönetim Kurulu Üyeliği devam eden İzzet Volkan evli ve iki kız çocuk babasıdır.

93

haber

“ASKIDA KARİYER VAR” Askıda Kariyer Projesi ile hukuk, mühendislik, sağlık bilimleri ve idari bilimler alanında eğitim gören maddi imkânı yetersiz öğrencilerin, açılan burs fonu ile maddi olarak desteklenmelerinin yanında mesleki gelişimlerine katkıda bulunarak, meslek hayatlarına donanımlı bir şekilde hazırlanmaları hedefleniyor.

İ

zmir’in eğitim ortak paydasında buluşan iki önemli sivil toplum kuruluşu Türk Eğitim Vakfı (TEV) İzmir Şubesi ve Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği (LİYAKAT) “Askıda Kariyer” adlı yeni bir eğitim ve sosyal sorumluluk projesi başlattı. Projenin tanıtım toplantısı geniş katılımla Mövenpick Otel’de yapıldı.

Düzenlenen toplantıya projeye ilham kaynağı olan mezun TEV bursiyerleri Çağla Tokkuzun katılarak projeyi anlatan bir sunum gerçekleştirdi.

“Eğitim kazansın”

94

Altı aylık yoğun bir ekip çalışması ile bugünlere geldiklerini belirten Liyakat Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Eskinazi, “Ümit ediyoruz ki bütünüyle sürdürebilir esasını hedef aldığımız Askıda Kariyer Porjesi ile nice tohumlar yeşertelim, gençlerimiz kazansın, eğitim kazansın ve Türkiye kazansın” dedi. TEV İzmir Şube Başkanı Gülnur Soybayraktar, “Liyakat Derneği ile güçlerimizi birleştirerek,sizlerin de desteği ile bu projenin Türkiye’nin projesi haline geleceğine inanıyorum’’ diye konuştu.

bu tavrı iz bıraktı. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde bir vakıf kurarak meslek eğitim merkezi ve teknik lise açtık. 12 öğrencimize koçluk yapmaya başladım Askıda Kariyer Projesinde de sonuna kadar ben de varım” ifadelerini kullandı.

“Projenin emrindeyiz”

“Göreve davet ediyorum”

Projenin paydaşı olan TEV ve Liyakat’a proje için teşekkürlerini ileterek konuşmasına başlayan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur sözlerini şöyle sürdürdü: “Önce mimarım sonra belediye başkanıyım. Severek icra ettiğim ve geçmişe dair en ufak bir pişmanlık duymadığım bir mesleğim var. Mesleğim, Belediye başkanı olduğum dönemde de yol göstericim oldu. Askıda Kariyer,çok önemli bir proje. Projenin paydaşlarını kutluyorum.

Belirlenecek isimlerin belediyede staj yapmalarını sağlamaktan tutun da her türlü desteğe hazırız. Bu projenin emrindeyiz. Nerede durmamız gerekiyorsa yanınızdayız, bir telefon kadar yakınınızdayız. En güzel yatırım, gençlerin iyi bir eğitim almaları. Bizim en büyük hedefimiz gençlerimizi çağdaş akılla, Atatürk ilke ve inkılaplarıyla geleceğe hazırlamak.” İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel Baro’nun eğitime verdiği destekleri anlattı. Yücel, “Çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakmak için mücadele ediyoruz. Bunun yolu ancak çağdaş beyinler yetiştirerek olacaktır. Desteklerimizi çoğaltarak devam ettirmeyi istiyoruz. Gençlerimize daha iyi bir ülke armağan edebilmek için taşın altına elimizi sokacağız” dedi. Toplantıda TEV İzmir Onursal Başkanı Levent Sarıgözoğlu da söz aldı. Sarıgözoğlu, “En büyük mentorum babamdı. İş yerinde sadece mesleki yönden bir çalışma değil, babamın çalışanlarına davranışlarını izledim. Mesleğe yeni başlayanlara daha toleranslı davranırdı. Ben de

Projenin ilham kaynağı olan TEV mezunlarından Çağla Tokkuzun, avukatlık mesleğini nasıl seçtiğini anlattı. Mentorluk desteğinin önemine değinen Tokkuzun, “Adalet Meslek Yüksekokulu’nu kazandım. Dikey geçişle hukuk okudum. Hedefimi bu süreçte kaybetmememin en büyük sebebi mentorluk desteği görmemdi. Mentorlar projemizin ana karakteri.

Bursiyerlerle bilgi ve tecrübelerini paylaşacaklar. Bu konuda destek olmaları gerektiğini düşüyor ve kendilerine teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Projenin yapılacağını duyduğunda heyecanlanarak projenin her aşamasında olmak istediğini ve bunu ilettiğini belirten Tokuzun şu ifadeleri kullandı: 4 yıl aradan sonra Tev ile işbirliği yapmak çok güzel. Bireysel çabalarla etrafıma anlatmaya çalıştığım bu meslek öncesi hazırlığımın, TEV ve Liyakat ile birlikte projeye dönüşmüş olduğunu görmekten gurur duyuyorum. Maddi destekten çok mesleki tecrübe desteğinin altının daha fazla çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de gençler puanı neresi yeterse orayı ya da İzmir veya İstanbul’u hedefliyor. Kariyer planları mezuniyeti bekliyor. Örnek olabilecekleri bir rol model yok… Bu proje ile asıl hedefimiz, gençlere kapıları kapalı olan meslek büyüklerini sahaya davet etmek. Meslek büyüklerinin biraz daha sorumluluk almalarını rica ediyorum. Burs fonları oluşturarak kariyer farkındalığı yaratmak gerekiyor.

Meslek sahiplerini buradan göreve davet ediyorum.” dedi.

95

röportaj

BERKAY ESKİNAZİ

Bundan 10 yıl önce, eski eczacı şimdiki sanayici bir kadın girişimci olan Berkay Eskinazi ve fikir birliği yaptığı bir grup arkadaşı tarafından kurulan LİYAKAT DERNEĞİ’ni,derneğin bugün gerçekleştirdiği projelerle bir girişimcilik markası olma yolunda emin adımlarla ilerleyişini konuştuk.

Son dönemde girişimcilik modellerini finans, proje ve eğitim alanında destekleyen kuruluşların yanı sıra dernekler de inovatif girişimcilik konusunda Türkiye’de devrim yapmaya hazırlanıyor. Global iş dünyasında Türkiye’deki yerli girişimcilerin desteklenmesi için büyük kaynaklara başvurulurken, toplum gönüllüleri de bu alanda elini taşın altına koyarak gerçek bir sosyal sorumluluk örneği sergiliyorlar.

Endüstri, teknoloji ve dijital dünya gibi kavramları odak noktası belirleyen iş insanlarının arasında, sosyal sorunlu kesimlerin sesine kulak vermeyi seçen Eskinazi, iş dünyasına katılmak isteyen ancak eğitim ve iş kurma konusunda şans bulamayan kadınları ve gençleri girişimcilik ekosistemine katmak Liyakat Derneği çatısı altında ve üyelerinin desteğiyle var gücüyle çalışıyor.

10 Yıldır kadınlara gençlere ve özellikle de son yıllarda çocuklara yönelik girişimcilik temalı projelerinizle adınızı sıkça duyuyoruz. LİYAKAT DERNEĞİ ‘nden biraz bahsedebilir misiniz?

Bu serüven nasıl başladı?

LİYAKAT - Tam adıyla LİDER YARATICI KATILIMCILAR DERNEĞİ gerçekleştirdiği projelere bakıldığında çok yol kat ettiğini gören ve daha gidilecek çok yolu olduğuna inanan insanlardan oluşan bir sivil toplum kuruluşu... Günümüz Türkiye’sinde yatırım yapılması

96

gereken en önemli iki unsurun gençler ve nüfusun yüzde neredeyse %50’ sini kapsayan kadınlar olduğuna inanarak, öncü 11 gönüllü ile, 2010 yılında yola koyulduk. Bugün gönüllü sayımız 100’leri aştı. Çalışmalarımıza aralıksız olarak devam ediyoruz.

Varoluş amacınız nedir? Amacınıza ne denli ulaşabildiniz?

Gençleri ve kadınları girişimcilik ekosistemine dahil edecek projeler üretmek çıkış noktamızdı. Onları geliştirmek, değiştirmek. İçlerindeki girişimci potansiyeli ortaya çıkarmak.. Katma değer sağlamak.. Öyle de oldu.

Bugün geriye dönüp baktığımda sayısız kadına ve gence bazen maddi bazen manevi birçok değer katmışız.

Emek pişti haydi sofraya, Umuda yol aç, Girişim Kampüsü, Girişim Okulu, Sektör Buluşmaları, Sensiz Yarımız - Birlikte Tamız, Yarın için Girişimcilik Sahnede - Engel Hiçbir Yerde, Girişimci Çocuk Atölyesi, Ayşe Başarırsa, 4Women ve adını sayamayacağım daha nice özel proje üretmişiz. Harekete geçmek için, bir kıvılcım bekleyen genç ve kadın birçok bireye ulaşabilmişiz.

Bu denli önemli işler yapan bir sivil toplum kuruluşunun başında kuruluşundan bu yana bir kadın var, yani siz. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Kadınları erkeklerden daha özel kılan bir yön olduğuna inanıyor musunuz?

Kadınların erkeklere göre daha mücadeleci, daha sabırlı ve daha başarı odaklı olduklarına inanıyorum. Kadınlar, yaradılışları gereği doğuran, üreten, büyüten, geliştiren bir varlık olduklarına göre, tıpkı bir bebeğin hayatına katabildikleri gibi kendi hayatına da yenilikler katabilecek, imkanları ne kadar elverişsiz olursa olsun her zaman yeniliğe ve iş gücüne açık olabilecek kapasitededirler. Kendisine sağlanan gerek ekonomik, gerek hukuk, gerekse de eğitim alanındaki tüm olanakları araştırıp bulabilen, öğrenen, gelişen, pes etmeyen güçlü kadınlar bu ülkenin en önemli değerlerindendir benim için. Ancak Liyakat Çatısı altında kadın- erkek demeden tüm bireylerin gönüllülüğü söz konusu.. Ben bir kadın olarak yıllardan beri bu çatı altında tüm gönüllü liyakat üyesi arkadaşlarım gibi canla başla çalıştığım için gurur duyuyorum.

Liyakat’ın 10. yaşı için neler söylemek istersiniz? 10. yılda ne gibi yenilikler bizleri bekliyor?

Bizler 10 yıldır girişimcilerin önündeki belli başlı sorunların çözümünün bir parçası olmak kadar, sorunu ortadan kaldıran çözümleri de bulmanın peşindeyiz. Toplumsal girişimciliği teşvik ederek, örnek olarak, girişimcilik ruhunu taşıyan herkesi sistemin içine katmayı hedefleyerek özel bir sivil toplum modeli oluşturacağız. Bu amaç için kendimize hedefler koyduk. 10.yaşımızda yaptıklarımız kadar, yapacaklarımızı da konuşacağız. ‘’10. Yıla özel 10 proje’’ sloganıyla harekete geçeceğiz.

Hayata geçireceğimiz projelerle çocuklarımıza, gençlerimize, kadınlarımıza, girişimcilerimize yepyeni hayatlar bağışlamış olacağız. Bunun gururu ve coşkusuyla daha nice 10 yıllara birlikte yürüyeceğiz.

Hali hazırda bir projemizin startını verdik : ’’Askıda Kariyer’’ Tev İzmir Şube ile işbirliği içerisinde üniversitelerin HUKUK, MÜHENDİSLİK, SAĞLIK BİLİMLERİ ve İİBF bölümlerinde okuyan öğrencileri mesleğinde duayen isimlerle bir araya getirerek gençlerin ve o mesleğin gelişimine katma değer sağlamayı hedefliyoruz. Diğer projelerimizi de yakın zamanda duyacaksınız.

Liyakat Derneği gönüllülük çatısı altında toplanmış bireylerden oluşuyor. Bu çatı altında sizlerle birlikte olmak isteyen gönüllüler ne yapmalı? Size nasıl üye olmalılar?

Yolculuğumuzda bizimle aynı heyecanı ve amacı taşıyacak, proje ve organizasyonlarımızda girişimcilerimizin destekçisi olacak, gönüllülük esasıyla ve toplum faydası için bizlerle yol arkadaşlığı yapacak herkese açığız. info@liyakat.org.tr adresine mail atmaları ya da www.liyakat.org.tr adresindeki iletişim formunu doldurmaları yeterli.

Bu konuda kendilerine, Üye Kabul Komitemiz aracılığıyla en kısa sürede dönüş yapıyor olacağız.

Bizler bu gönüllü çatımız sayesinde girişimcilerimizle yalnız yürümediğimizi biliyoruz. Üyelerimizin derneğimize katkıları, değerli fikirleri ve girişimleri bizler için çok önemli.

97

etkinlik

İSTANBUL’UN MODA FİLMLERİ FESTİVALİ

BEŞİNCİ KEZ ÖDÜL DAĞITTI!

Fashion Film Festival Istanbul moda ve film dünyalarını bir araya getireneşsiz içeriği, büyük sürprizleri ve şaşırtıcı isimleriyle 9 ve 10 Kasım 2019 tarihlerinde beşinci kez seyircisiyle buluştu…

İ

stanbul’un moda filmleri festivali Fashion Film Festival Istanbul beşinci kez seyircileriyle buluştu. İki günlük dev bir etkinlik olarak düzenlenen festival bu sene de yine dünyanın dört köşesinden hem büyük moda evlerinin, markaların hem de genç ve bağımsız tasarımcıların filmlerini dev ekrana yansıtırken izleyicilerine söyleşiler, atölyeler, gösterimler ve partilerle de benzersiz bir deneyim yaşattı. 9 ve 10 Kasım 2018 tarihlerinde Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin desteği ve ev sahipliğinde gerçekleşen festival her sene olduğu gibi Tuna Yılmaz tarafından düzenleniyor.

Bu sene Group Medya ortaklığıyla düzenlenen festival yine tamamen ücretsiz ve halka açık gerçekleşti.

Moda filmleri yarışması ile 6 dalda filmler ödüllendirilildi Fashion Film Festival Istanbul bu yıl 9 Kasım akşamı gerçekleşen ödül töreninde tam 6 farklı kategoride ödül dağıttı. Moda editörleri, influencerlar, oyuncular, tasarımcılar ve festival direktörleri gibi farklı disiplinlerden önemli ve dünyaca ünlü isimleri bir araya getiren uluslararası jüri, festivalde En İyi Moda Filmi, En İyi Türk Moda Filmi, En İyi Müzik Videosu, En İyi Makyaj ve En İyi Saç Tasarımı ödüllerinin sahiplerini belirledi. Ayrıca bir üniversitede okuyan ya da öğrenci olmasa dahi ilk kez bir moda filmi çeken yönetmenlerden birine verilen Genç Keşif ödülünün sahibini bir sonraki projesini İstanbul’da gerçekleştirmesi koşuluyla 85/90 Projects tarafından sağlanacak bir yapım desteği bekliyor. Ödülleri kazananlara bu sene sahnede Matthew Zorpas, Hatice Arslan, Dilan Çiçek Deniz gibi isimler takdim etti.

98

Söyleşiler Festivalde bu sene çeşitli söyleşiler ve paneller de seyirciyle buluştu. Etkinliğin bu seneki teması olan “kadın bakışı” çerçevesinde düzenlenen panele Marie Claire Türkiye genel yayın yönetmeni Hande Tokmak Akgerman, moda tasarımcısı Meltem Özbek, Rafineri ajans Kreatif direktörü Ayşe Bali ve yapımcı Zeynep Armağan Şahan konuşmacı olarak katılırken Türkiye’de modanın son 10 yılına bakış atılan söyleşideyse Zeynep Soylu, tasarımcı Niyazi Erdoğan, Levent Erden ve InStyle Türkiye genel yayın yönetmeni Bahar Kader sahnede yer aldılar.

Ayrıca IED Milano direktörü Sara Azzone’nin moda semineri ve influencer Matthew Zorpas’ın oyuncu Tuba Ünsal’la söyleşisi de seyirciden büyük ilgi gördü. Önemli Moda Filmleri ve Festival İşbirlikleri Festival ayrıca Milano, Medellin, Berlin, Kanada ve Avustralya başta olmak üzere pek çok moda film festivalleriyle ve Sırbistan ile Rusya’daki bazı moda haftalarıyla imzalanan içerik ve ortaklık anlaşmalarıyla Türkiye’den çıkan moda filmlerinin yıl içerisinde bu festivallerde yer almasını sağlıyor. Böylece Türk modacılarının ve markalarının küresel tanıtımına da katkı sağlayacak.

Festivalde farklı bölümlerde yaklaşık 145 moda filmi gösterildi.

Festivalin kurucusu ve artistik direktörü Tuna Yılmaz “İstanbul küresel güç oyununun her alanında gelmek istediği lider konuma, moda sektöründe de ulaşabilmek için büyük adımlar atıyor. Dünyaya İstanbul’daki moda dünyasının sadece moda haftasındaki defilelerden ibaret olmadığını, kentin ve etkinliğin vizyonunun daha geniş olduğunu göstermek gerek” diyerek festivalin sıradanlaşmış moda etkinliklerinden çok daha farklı, sofistike ve küresel bir organizasyon olduğunun altını çiziyor.

99

pozitif Nazlı Müge Ekmekçioğlu nazlimuge

Access The Bars tekniği kolaylaştırıcısı Nazlı Muge Ekmekçioğlu, “Kaderini Kendin Yarat” mottosu ile kurduğu Be Moira markası iles eçenlere, kendilerine katkı olmaları konusunda eğitim seminerleri ve seanslar veriyor.

YENİ BAŞLANGIÇLAR Yeni olan, bilinmezdir. O yüzdendir ki, yeni bir iş, yeni bir aşk, yeni bir yıl, yeni bir yol ya da yeni her ne olursa olsun, bu, insanı heyecanlandır. Eğer siz, heyecan yerine endişe duyduğunuzu düşünüyorsanız, belki de burada bakmanız gereken ilk şey, heyecanı nasıl tanımladığınız ve bunu bedeninize ne şekilde sıkıştırdığınızdır.

B

u konuda size şimdi verebileceğim kolay ve sevimli bir araç var, eğer karşınızda “yeni” bir şey varsa ve siz o noktada endişelendiğinizi hissediyorsanız, şöyle ​sor​un: Şimdi, bu yaşadığım şeyi tanımlamaya çalışmak yerine sadece genişlemeyi seçseydim, bu benim ve geri kalan her şey için neler yaratırdı?

Küçüklüğümden beri, cümlelerle oynamayı, onları kesip bölüp parçalara ayırıp, kelimelerin üzerinde düşünmeyi, konuşmayı, onların içlerine bakmayı ve sonra başka şekillerde bir araya getirmeyi hep sevmişimdir. Bunun, bir uğraşının çok ötesinde, yaşamımın dönüşmesinde bana katkı sağlayan önemli bir araç olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Seminerlerime katılanlar bilirler, bazı noktalarda kelimelerin enerjisi üzerinden gideriz, oradaki enerjiyi boşaltana kadar temizlik yaparız ve açığa çıkanları dönüştürürüz. O yüzden bugün sizinle konumuz “y​eni başlangıçlar”​ise, yukarıda biraz da olsa incelediğimiz “yeni” kelimesinden sonra oklar tam da olması gereken yeri, yani “​ başlangıç”​ı gösteriyor...

Bazı insanlar, bir şeye başlamaktan çok onun hazırlık kısmında zaman geçirmeyi severler.

Bunun ilk sebebi, plan yapmaktan, hesap etmekten, işleri bir düzene sokmaktan ve

100

detayları incelemekten zevk almalarıdır. İkinci sebep ise, o başlayacakları ‘şey’in tam da istedikleri gibi olmayabileceği olasılığını düşünmeleridir. Ne garip değil mi? Daha olmadan, olmayacağını düşünmek...

Yeni başlangıçlar, küçük ya da büyük, hayatımızdaki dönüm noktalarıdır. Onların içinden nasıl geçtiğimiz, onlardan sonra ne yaptığımız, oradan nereye kadar gittiğimiz bizim seçimimizdir. Bir şeye başlamadan önce düşünüp “başlamak” ya da “başlamamak” için geçerli bir “neden” aramak, belki de bizim biz olmamamızın önünde duran en temel engellerden biridir. ​Ya sadece seçtiğimiz için başlayabilseydik? Doğru, iyi, düzgün, akıllıca, ya da mantıklı olup olmadığına bakmadan...

Başkaları onaylar mı, sever mi, beğenir mi diye sorgulamadan... Sadece seçtiğimiz için! Bir neden aramadan...

Diyelim yeni bir işe başlamayı düşünüyorsunuz ama eyleme geçemiyorsunuz. Çünkü eğer, hali hazırda olanı bırakırsanız ve gittiğiniz yolda başarısız olursanız, elinizdekini de kaybetmiş olacağınıza inanıyorsunuz. Oysa, ortaya çıkan şey istediğiniz gibi olmadığında bunu başarısızlık olarak tanımlamak yerine sadece “düşündüğümden farklı oldu” diyerek o noktada yeni bir seçim yapsaydınız, hayatınızı daha kolay yaşıyor olmaz mıydınız?

Sürekli yeni seçimler ve yeni başlangıçlar yapan kişiler, bazılarına göre ne istediğini bilmiyorlar ya da var olana şükretmiyorlar. Hatta çoğu zaman “Sen de ne istediğini bir türlü bulamadın.” diye yargılanıyorlar. Halbuki bu, ne istediğini bulamamak değil, h​ er yeni anda pragmatist olarak yeni seçimler yapmaktır.

Size göre, şimdiye kadar her ne yaşamış ya da her neyi yaşayamamış olursanız olun, bugün, ilk kez yaşanacak... Ve bunu seçen siz olacaksınız.

O yüzden şimdi kendinize dönün ve şunu s​or​un: Ben burada, daha farklı neler yaşayabilirim?

Seçtiğim ...’nun ortaya çıkması için şu an ne olabilirim?

Gerçekte olduğum sonsuz varlık olarak, 2020’de evrene baktığımda gördüğüm en güzel manzara, insanların ötesini görmeyi seçiyor olmaları. John Berger’in “Eğer görüneni sınır olarak düşünürseniz, ressamların sınırı aşacak mesajların peşinde olduklarını söyleyebiliriz: Görünenin ardından gelen mesajlar.” sözünden ilham alarak, bugün size şunu söylemek istiyorum: Görünenin ardından gelen mesajları algılama, bilinci yayma ve ‘kaderini kendi yaratan’ bir ressam olma zamanı!

101

moda

RaymondWeil’den

Efsanevi Gitarist JimiHendrix Anısına Özel Koleksiyon

Kaban ve Paltolarıyla Içinizi Isıtıyor.

RaymondWeil, gitar üstadı Jimi Hendrix’in anısına sınırlı sayıda ürettiği Freelancer saat koleksiyonu ile yeni yıla damgasını vuruyor. Sanatçının özgür ruhunu tasarımlarına yansıtan RaymondWeil, bu özel koleksiyonuyla büyük sanatçıların ayak izlerini takip ettiği özel saat tasarımlarına bir yenisini daha ekliyor

AltınyıldızClassics’in sıcak iç tasarımı, şık görünüşü ve detaylarıyla dikkatleri üzerine çeken kaban ve mont modelleriyle fazla düşünmeye gerek kalmıyor.

Mono ya da kırlangıç yakalı, torba cepli, çıkma triko yakalı ve ya ekstra soğuktan koruyan mostralı ya da çıkma suni kürk yakalı gibi çok farkl alternatifler sunan Altınyıldız Classics paltolar arasından herkesin tarzına göre bir model bulmak mümkün.

İsviçre lüks saatçiliğin köklü markamsı “RaymondWeil”,dünyanın gelmiş geçmiş en büyük müzik festivali Woodstock’un 50’inci yılında gitar üstadı Jimi Hendrix anısına sınırlı sayıda ürettiği Freelancer saat tasarımıyla müzik tutkunları için ayrıcalıklı hediye seçeneği sunuyor.

Koton Erkek

Koleksiyonu’nda Doğal

Tonların Etkisi

Koton’un Sonbahar – Kış Aksesuar Koleksiyonu’nun erkeklere özel tasarımlarında devetüyü, bej, haki, siyah ve gri tonlarının hakimiyeti görülürken, süet ve yumuşak triko gibi sıcacık tutan kumaşlardan eldiven, şapka ve atkı tasarımları öne çıkıyor. Koleksiyonda ayrıca günlük yaşamda şık bir tarzı benimseyen erkekler için kamuflaj desenli çanta ve atkılar, bel ve sırt çantaları gibi tasarımlar yer alıyor.

NetWork, Sonbahar/Kış 2019-20 erkek dış giyim koleksiyonu mevsim boyunca tarzınızı cesurca yansıtacak parçalar sunuyor.

102

NetWork Sonbahar/Kış 2019-20 erkek koleksiyonu, kendinden emin ve iddialı görünümü seven erkekler için geniş bir dış giyim seçkisini sunuyor. Yaka ve kollarda kullanılan kürk detaylarının yanı sıra dikiş ve kumaş kalitesiyle NetWork dilinde yorumlanan dış giyim koleksiyonu, soğuk kış günlerinde stilinizin en güçlü parçası olacak. Toprak tonlarının maskülenlikle buluştuğu uzun kabanlar kahverengi, ekru, gri gibi birçok soğuk ve sıcak tonlarla renk alternatifleri sunuyor. Yakası çıkarılabilen kürk detaylı paltolar ve kaşe kabanlar ise dış giyimde şıklık arayan erkeklere hitap ediyor.

Mat, parlak ve baskılı alternatifleriyle sezonun olmazsa olmazı puffer montlar, kırmızıdan laciverte, siyahtan griye birçok renk alternatifi sunarken spor ve şık görünmek isteyenlerin kilit parçası. En sade görünümü bile iddialı hale getiren napa montlar ise pelüş iç detayları ile bu sezon kış kombinlerinin en trend parçası olmaya aday. Ayrıca ince, hafif ama bir o kadar da sıcak tutan NetWork Essential serisi montlar da serin havaların kurtarıcısı olacak.

#WorkAndPlay

Şimdi

Renkli

Kış Zamanı

103

teknoloji

- TÜRKİYE’DE BİR İLK! Türk yazılımcılar tarafından yazılan BrandWallet, bir “Uygulama” Değil!

Plastik Sadakat Kartlarının Sonu!

BrandWallet, kahve dükkanlarının yoğunlukla kullandıkları damga kartlarından, puan biriktirme kurgularına veya özel günlerde gönderilen hediye kuponlarına kadar bir çok alanda çözüm sunuyor!

Araştırmalar gösteriyor ki, müşteriler markaların hazırladıkları uygulamaları cep telefonlarına indirmek konusunda çok da hevesli değiller.

Hatta cep telefonlarının hafızaları dolduğu anda ilk silmek istedikleri

markaların uygulamaları oluyor. Hal böyleyken BrandWallet son derece kolay kullanımı ve kapladığı çok düşük hafıza alanı ile bu yüzyıla yakışan bir çözüm sunuyor.

Bir uygulama değil, halihazırda cep telefonlarında bulunan ve bazı modellerde silinmesine bile izin verilmeyen “Cüzdan/Wallet” sekmesi üzerinde çalışıyor. BrandWallet, bir uygulama olmadığı için de markalara fiyat avantajı sunuyor.

BrandWallet hem Android hem de IOS işletim sistemleri ile uyumlu çalışabiliyor.

WeWALK Akıllı Baston, TIME tarafından 2019’un en iyi icatları arasında gösterildi

Wollox ile Ekranlar Özgürleşiyor Endüstri Ürünleri Tasarımcısı Mete Mordağ’dan Sınırları Aşan Tasarım

Vestel mühendisleri ve Young Guru Academy’nin (YGA) desteklediği, görme engellilerin sosyal hayata eşit ve tam katılımı için teknolojiler geliştirmeyi amaçlayan WeWALK Türkiye’yi gururlandırmaya devam ediyor. WeWALK son olarak dünyanın en çok okunan dergisi TIME tarafından 2019 yılının en iyi icatlarından biri seçildi.

Engel algılama, telefona bağlanma ve farklı uygulamalarla entegrasyon olmak üzere üç özellik sunan WeWALK, görme engelli kullanıcısının göğüs ve baş hizasında önüne çıkabilecek engelleri algılayarak kullanıcıyı uyarıyor, Bluetooth ile WeWALK mobil uygulamasına bağlanıyor, görme engelli kullanıcının cep telefonuna hiç dokunmadan, bastonu üzerinden navigasyon almasını, toplu taşıma entegrasyonu ile çevresindeki durakları ve duraklardan geçen otobüslerin

104

saatlerini öğrenmesini ve Alexa sesli asistana komutlar vermesini sağlıyor.

WeWALK Akıllı Baston şu ana kadar 25’in üzerinde ülkede görme engellilere ulaştı.

Tahta, duvar, cam ya da halı…Yansıdığı her yüzeyi anında dokunmatik bir ekrana dönüştüren Wollox aramızda! Çocuklar için hemen her yer anında bir oyun alanı haline gelirken, iş toplantılarında sunum yapmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Wollox ile televizyon ya da projeksiyon cihazınızı uyumlu hale getirin; özgürce dokunun, yazın, çizin!

Wollox’un endüstriyel tasarımının altında Mete Mordağ’ın imzası var. İnteraktif bir ekran dönüştürücü ile her türlü ekran veya projeksiyon alanını boyutundan bağımsız olarak dokunmatik bir yüzeye dönüştüren Wollox son derece şaşırtıcı bir teknoloji. Arıkovanı platformundan fonlanarak hayata geçirilen Wollox yakın zamanda piyasaya çıktı.

haber

TAİDER NOW-GEN Üyeleri

Aile İşinde Dönüşümü Konuştu.

TAİDER Aile İşletmeleri Derneği’nin İzmir’de düzenlediği “Now-Gen İçin Aile İşinin Dönüşümü Nasıl Olmalı?” konulu etkinlikte güçlü ve sürdürülebilir büyümenin ipuçları verildi.

E

tkinlikte konuşan Farplas Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı, 2.nesil aile üyesi ve TAİDER Now-Gen Komitesi Başkanı Ahu Büyükkuşoğlu Serter aile şirketlerinde güçlü ve sürdürülebilir büyümenin kilit noktasının 35-55 yaş aralığında aile şirketinde çalışan ve sorumluluk alan kişiler olduğunu ve dolayısıyla TAİDER olarak Now-Gen Komitesi çalışmalarına çok önem verdiklerinin altını çizdi.

Serter: “Aile şirketinde bir now-gen diğer bir deyişle işbaşındaki yeni nesil üyesiyim. Ekibimle birlikte ne yaparsak yapalım fark yaratalım anlayışı ile yola çıktık. Bu amaçla Fark Labs kuruldu. Değişimin hızını hayal bile edemediğimiz için değişime karşı genelde endişe duyuyoruz. 50 yıllık şirketleri giderek maalesef açlıklarını yitirmekte, dolayısıyla küçük girişimlerin önü farkında olmadan kesiyoruz. Oysa farklı farklı hayatta kalma becerileri yaratabiliriz.” dedi. İkinci ve üçüncü nesillerin daha çok değişimden yana nesiller olduğunu düşündüğünü söyleyen Serter: Dijital okur yazarlık ve doğru alıcıyı bulmak için data analizi artık işimizin bir parçası haline geldi. Mesela Fark Labs bizim için sadece laboratuvar değil. Günceli iyileştirmekten biraz kurtulup geleceği keşfettiğimiz yer. Çalışma arkadaşlarım hep genç insanlar. Onlarla paylaştığım 5 altın

GÜLÇAĞ GENCER-AHU BÜYÜKKUŞOĞLU SERTER, YİĞİT TATIŞ

kural var: sebatkar olma, tutkuyla çalışma, insana değer verme, amaca odaklanma ve ilerleme. “dedi. İzmir Türk Koleji 3.nesil üyesi ve TAİDER Now-Gen Komitesi’nden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Yiğit Tatış ise, Now-Gen ile gelecek nesil arasındaki farkları şöyle sıraladı: “Gelecek nesillerin deneyim kazanmak için hata yapma veya yeniden denemek için vakitleri var. Now-Genlerin çalışma yükleri ve yoğunlukları fazla, hata yapma lüksleri yok. NowGenler, aile şirketleriyle, gelecek nesillerin yetişmesi ve devir planlarıyla ilgileniyorlar. Krizler, ölümler gibi çeşitli zorluklarla baş etmeye çalışıyorlar.”

TAİDER Now-Gen 35-55 yaş aralığındaki aile şirketi üyelerine özel bir platform TAİDER üyelerinin; ailelerini ve aile şirketlerini geliştirirken, kendi kişisel gelişimlerine de odaklanmalarını sağlayan güvenilir ve samimi bir ortam yaratmak amacıyla kurulan Now-Gen Platformu, gelecek nesil üyesi olarak TAİDER üyelikleri yıllar önce başlayan ancak bugün yaşları 35-55 yaş aralığında olan ve hali hazırda aile şirketinde aktif olarak yönetici seviyesinde çalışan üyeler için oluşturulan bir topluluktur.

105

haber

“İzmir” UNESCO’nun

Gastronomi Kenti olabilmek için meşaleyi Alaçatı’da yaktı.

Gastronomi Turizmi Derneği ( GTD ) önderliğinde, Turizm Bakanlığı, TÜRSAB, Çeşme Belediye Başkanlığının desteği, Alaçatı Turizm Derneğinin (ATD) ve Alaçatı Farkında Platformunun (AFP) katkıları ile Alaçatı’da düzenlenen panelle sürdürülebilir turizmin ilk büyük buluşması gerçekleşti.

T

ürkiye’nin en gözde turizm destinasyonlarından biri olan Alaçatı 550 otel ve 1000 den fazla işletmesiyle seferber oldu.

Türkiye’nin “Cennet Bahçesi” olarak kabul edilen ve doğal tarımın yapıldığı bu bölgenin; 120 çeşit şifalı yenilebilir endemik otları, zeytinyağlıları, deniz ürünleri mübadele ya da göç ile gelen Giritli, Arnavut, Selanikli ve Boşnak, Sefarad Yahudileri, Levanten, Rum, Ermeni ve kentte doğup büyümüş İzmirlilerin sahip olduğu yeme içme kültürüyle harmanlanmış, sağlıklı, lezzetli yemeklerin mutfağı olduğu panelist ve konuşmacılarca da belirtildi.

GTD Başkanı Gürkan Boztepe, bu değerlere sahip çıkmak korumak ve tanıtmak için, 11.yılını kutlayacak Alaçatı Ot Festivali’ni 2020 Gastronomi yılında öne çıkarmak için her konuda Çeşme Belediye Başkanlığı ve STK’lar ile el ele çalışacakları sözünü verdi. Panelde konuşma yapan diğer konuklar İzmir’in, Çeşme, Alaçatı ile birlikte Urla, Tire, Ödemiş, Bergama, Seferihisar gibi gastronomik özellikleri olan ilçelerinin de bir araya gelerek tüm güçlerin birleştirmesi ve hedefe birlikte yürünmesi gerektiğini belirtti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve KÖYKOOP İzmir Bölge Birliği Başkanı Neptün Soyer müştereken gönderdikleri mesajda, 2020 yılının Turizm Bakanlığınca ülkemizde gastronomi turizm yılı olduğunu bu bağlamda tüm İzmir’de turizmin on iki aya yayılması için Gastronomi, Tarım, Kongre, Kurvaziyer, Sağlık, İnanç başta olmak üzere turizmin tüm alanlarında kapsamlı planları ve hedefleri olduğunu belirterek, bu önemli buluşmaya katkı veren başta Çeşme Belediye başkanı Ekrem Oran olmak üzere, tüm kamu kurumu yöneticilerine, sivil toplum örgütlerine kişi ve kurumları kutlayarak başarılar diledi.

Panel ’de ele alınan ikinci önemli konu ise tüm Dünya’da öne çıkan MİCE Turizmi oldu. Turizm Medya Grup başkanı Volkan Ataman yaptığı konuşmada, geçtiğimiz günlerde panelist olarak katıldığı Travel Turkey fuarında Alaçatı’ya bir etkinlik alanının kazandırılmasının sezonu uzatılarak canlandırması için şart olduğunu ifade ettiğini, bu projenin İzmir Büyük Şehir belediyesinin de yatırım planlarına alınarak projelendirileceğini, yerel yönetimlerle işbirliği içinde en kısa sürede bu merkezin bölgenin hizmetine sunulması için çalışmalara başlanacağını bizzat İBB Başkanı Tunç Soyer‘in de arzuladığının müjdesini verdi.

Panele Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, Turizm ve Sağlık E. Bakanı GTD Başkanlık Danışmanı Bülent Akarcalı, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü

106

Murat Karaçanta, Ege Sanayici ve İşadamları Başkanı Fadıl Sivri, GTD Başkanı Gürkan Boztepe, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın, TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Gencer, Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman, GTD Dış İlişkiler Komite Başkanı Hale Tokmakçıoğlu, GTD Etkinlik Komite Başkanı Erdem İpekçi, Çeşme Belediye Bşk.Yrd. Yıldırım Aktuğan, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği Başkanı İsmail Uğural, Saygın Üniversitelerin Öğretim Görevlileri ve üst düzey yöneticileri, Çeşme’deki STK ların başkan ve yöneticileri yoğun bir katılım sağladılar.

köşe

Yaş aldıkça kendinizi keşfedin Ferah UZUNDURUKAN

Yeni bir yılın ilk günlerini yaşamaya başladık. Girdiğimiz her yeni yılın 365 yapraklı bir defter olduğunu düşünürsek, önümüzde bomboş sayfalar var yazacağımız.

B

u sayfaları doldururken bazı şeyler bizim elimizde olacak… Yeni yılın sayfalarına kendi kararlarımız, kendi tercihlerimiz doğrultusunda yaşadıklarımızı yazarken birtakım olaylar da bizim irademiz dışında gerçekleşecek ve biz bunlara kimi zaman kader, kısmet, tesadüf ve bazen de şans diyeceğiz. Öncelikle yeni yılın herkese güzellikler getirmesini ve hepimiz adına ardında hedeflerimizi gerçekleştirebileceğimiz kapılar açmasını temenni ediyorum.

Devrilen her bir sene insan hayatı için bir dönüm noktası aslında.

Bir yıl dediğimiz hem uzun bir zaman, hem de geriye dönüp baktığımızda aslında bir o kadar da kısa.

Günlerin, yılların uzunluğu-kısalığı yaşanmışlıklara göre boyut kazansa da net olan bir şey var ki her geçen yılın insanın farkındalığını arttırması, hayata bakış açısını değiştirmesi, olgunlaştırması… Ve bu bilince varmak da insana kendini muhteşem hissettiren bir duygu.

Yaş aldıkça başka yaşıyorsun hayatı… Her geçen zaman insana aslında kendini katıyor… Yıllar geçtikçe önce kendini keşfediyorsun… Bilmediğin özelliklerini, içinde gizli kalmış yönlerini, hayallerini…

Ve önceliklerini… Hayattan, kendinden ve sonrasında da insanlardan ne istediğinin ve öte yandan gerçek güç ve enerjinin içinde olduğunun farkına varmak; işte bu çok lezzetli bir doyum anı ve haz duygusu…

Yaş aldıkça öğrendiklerimizden birisi de “hayır” diyebilmek. Her şeye yetişemeyeceğinin farkına varınca omzundaki yüklerinden kurtuluyorsun. Olgunlaştıkça “boş vermenin” lüksünü yaşıyorsun.

Sadece gerçek dostlar, gerçek ilişkiler ve tabii ki gerçek aşklara yer açılıyor yaş aldıkça insanın hayatında. Gel geç hislerle yaşanmıyor artık ne dostluklar ne de aşklar. Bu nedenle daha kıymetli oluyor duyguların. Her anlamda sadeleşiyor insan yaş aldıkça… Birileri için süslenmiyorsun belli bir zamandan sonra, derdin kendini beğendirmek değil artık. Seçilen değil seçen konumunda görüyorsun kendini, özgüveninin farkında olarak. Her insanı almıyorsun hayatına öylesine… Bu asla kendini beğenmişlik değil; kendini anlatmak zorunda kalmayacağın, seni anlayan insanlarla yola devam etmeyi tercih ediyorsun. Bu nedenle gereksiz kalabalıklar olmuyor yaşamında… Kendinle öyle güzel dostluk ediyorsun ki, sırdaşın sensin. Özgürlüğün ve ailen en önemli değerlerin oluyor belli bir yaştan sonra…

Bu güzel duyguların getirdiği farkındalık ve arınmışlık hissiyle her gelen yılı artık daha farklı ve daha kocaman kucaklıyorum. Yaş almış olmaktan üzülmüyor, aksine her geçen yılın ve her yeni yaşımın bana daha büyük güzellikleri, insani değerleri katacağını biliyorum. Merak ediyorum her yılın bana kendimle ilgili hangi bilinmezleri keşfettireceğini. İşte 2020 de yine böyle olsun. Büyük büyük beklentilere girip de kasmayın kendinizi… Yeni yıldan sadece sağlık dileyin ve kendinizi keşfetmeye odaklanın hayatı akışına bırakarak…

107

sağlık

“KOLAJEN”

SADECE CİLDİMİZ İÇİN ÖNEMLİ DEĞİL..

C

ilde ışıltı, pürüzsüzlük, nem ve esneklik kazandırıyor… Saç köklerini güçlendirerek saçların sağlıklı ve gür olmasını sağlıyor…

Diş ve tırnakları besliyor… Kornea tabakasını güçlendirerek pek çok göz hastalıklarının gelişme riskini azaltıyor… Damarlarda kan dolaşımının hızlanmasını sağlarken, atardamarlarda tehlikeli plak oluşma riskini düşürüyor…

Bir diğer önemli görevi, eklem dejenerasyonlarını ve ağrılarını hafifletmek, eklemleri onarmak… Sağlığımız ve güzelliğimiz üzerinde böylesine önemli faydaları sağlayan proteinin adı; kolajen! Son yıllarda güzellik ve besin takviyesi sektörünün gözdesi olan kolajen,toplumdaki yaygın inanışın aksine sadece cildimizin değil, tepeden tırnağa tüm vücudumuzun sağlıklı olmasında ‘kilit’ rol üstlenen son derece önemli bir protein.

Kolajen; deri, kas, kemik tendon ile bağlar başta olmak üzere, diş ve gözler de dahil hemen her organın en önemli yapı taşı olan bir protein çeşidi. İnsan vücudunda en çok bulunan protein olan kolajenin temel görevi;vücudun kemik, kıkırdak ve kas dokularına yapısal destek vermek. Aynı zamanda cilt başta olmak üzere tüm doku ile organların canlı, güçlü ve esnek kalmalarını sağlamak, dokusal bütünlük oluşturmak gibi önemli işlevler üstleniyor.Kolajeni vücudumuz yaşadığımız süre boyunca kendi üretiyor. Ancak 25’li yaşlardan itibaren vücudumuzda kolajen üretimi yavaşlamaya

108

başlıyor, 35’li yaşlardan sonra yavaşlama hızını artırıyor, bunun sonucunda olumsuz etkiler kendini daha fazla gösteriyor.Aynı zamanda sigara, hava kirliliği, güneş ışınları ve şekerli besinler tüketmek gibi hatalı beslenme alışkanlıkları da vücudun kolajen üretme kabiliyetini olumsuz etkiliyor. Kolajen eksikliğinin yansımaları en çok cildimizde görülüyor; cildimiz sıkılığını kaybederek sarkmaya başlıyor, matlaşıyor ve kırışıklar kaçınılmaz hale geliyor. Ayrıca eklem kıkırdaklarından tendonlara, dişlerden tırnaklara kadar pek çok organ ve dokularda hasarlar gelişiyor.

Kemik suyu Kemik suyu içerdiği glisin, prolin ve arjinin gibi önemli amino asit içeriğiyle mükemmel bir kolajen kaynağı. Beslenme rutininize zaman zaman kemik suyu eklemeniz, vücudunuzda azalan kolajeni yerine koymak için ideal. Ancak rutinde kemik suyu tüketimi kan kolesterol düzeyleriniarttırabileceği için kalpdamar hastalığı veya kolesterol yüksekliğiyle ilişkili herhangi bir hastalığınız varsa kemik suyu tüketiminden kaçınmanız çok önemli.

Yumurta beyazı Yumurtanın beyazı, glisin ve prolin de dahil olmak üzere kolajeni oluşturan diğer amino asitleri de içerdiği için en iyi kolajen kaynaklarından biri olarak nitelendiriliyor. Ancak sadece yumurta beyazı yerine tüm yumurtayı tüketmek kolajen desteğinin yanı sıra sağlıklı yağ ve yüksek kalitede protein de sağlıyor.

Jelatin Jelatin, kolajenden türetilmiş bir protein türü. Bu yüzden kolajen üretimini arttıran besinlerden biri olarak kabul ediliyor. Jelatini pişirme sırasında kullanılabilir ve yemeğinizin besin değerini arttırmak için çorba, güveç veya et suyuna karıştırabilirsiniz.

Koyu yeşil yapraklı sebzeler Kolajen üretiminde bir diğer önemli faktör de, kolajenle birlikte C vitamini tüketiminin yeterli olması. Dolayısıyla ıspanak, semizotu, tere, roka ve maydanoz gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler beslenme listenizde düzenli olarak mutlaka yer almalı.

Turunçgiller Portakal, mandalina ve limon gibi turunçgiller de C vitamininden zengin oldukları için kolajen üretimini destekliyorlar. Çünkü kolajen sentezlenirken tıpkı diğer birçok protein gibi yardımcı besin ögelerine ihtiyaç duyuyor ve C vitamini de kolajen üretiminde başrolü üstlenen bir besin ögesi.

Kırmızı ve mor meyveler Çilek, ahududu, böğürtlen, karadut ve yaban mersini gibi kırmızı ve mor meyveler C vitamini deposu olup kolajen üretimini destekliyorlar. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş “Özellikle çilek içerdiği bir antioksidan çeşidi olan ellajik asit sayesinde kolajenin yıkımına karşı da koruyucu etki gösteriyor” diyor.

Sarımsak C vitamini dışında kolajen üretimini destekleyen besin ögelerinden biri de, sülfür. Sarımsak içerdiği bol miktarda sülfür sayesinde kollajen üretimini destekleyen besinler arasında yer alıyor.Yapılan son çalışmalar, sülfürden fakir bir diyetle beslenen hayvanların daha azkolajen ürettiğini göstermiş.

Su yosunu Kolajen proteini başlıca glisin ve prolin aminoasitlerinden oluşuyor. Dolayısıyla beslenmede glisin ve prolini zenginleştirmek kolajen üretimini de arttırıyor.

Spirulina glisinden zengin bir su yosunuçeşidi ve kurutulmuş halde satılıyor.

Spirulinayı meyve sularına veya tatlılara ekleyebilirsiniz.

Morina balığı Diğer birçok beyaz balık gibi morina balığı da glisin ve prolin gibi amino asitlerden oldukça zengin olması sayesinde kolajen üretimini artırıyor. Ayrıca selenyum, B6 vitamini ve fosfor gibi besin ögelerinden de zengin bir besin.

Hazırlayan: Acıbadem Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş

109

röportaj

Kalbim Ege’de Woman Tv’nin bir İzmir klasiği haline gelen programı “Peyvend ile Kalbim Ege’de” programının yapımcısı ve sunucusu Peyvend Öksüz’le keyif li bir sohbet gerçekleştirdik.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz ?

Doğma büyüme İzmirliyim. 40 yaşındayım ve bir oğlum var. Aslan burcuyum ve en önemli özelliğim işkolik biriyim.

Yaptığım iş aslında bana ilkokuldan beri öğretmenlerimin ve çevremin sürekli yakıştırdığı bir meslekti.

Oldukça değişik, kulağımızın çok aşina olmadığı bir isminiz var. Ne demek Peyvend? İnsanlar da genellikle takılıp şaşırdıkları çok oluyor. “Peyvend” Farsça bir isim “Ulaşma, varma” anlamına gelmekte.

Sektörde sizi uzun zamandır olduğunuzu biliyoruz ancak biraz da siz tecrübelerinizden bahsedebilir misiniz ?

Aslında birçok sektörde var oldum ama son olarak televizyon sektöründeyim. Birçok yerel ve ulusal televizyon kanalında görev aldım. İşimi farklı yapmayı çok seviyorum. Kriterlerimden asla vazgeçmedim. Birçok değerli isimle birlikte çalıştım. Geldiğimiz noktaya rekabetin yüksek olduğu zamanlarda ulaştık ve bu yüzden başarımızı tırnaklarımızla kazıya kazıya elde ettik. En önemlisi bugüne kadar hep inandığım işlerde bulundum.

2015 yılında başladığımız yemek programı “Peyvend ile Kalbim Ege’de “ ile özgün karakterlere yer vererek yayın hayatıma başlamış oldum. İlk canlı yayın tecrübenizi paylaşır mısınız? İlk yayın tecrübemde fark yaratmak istedim, programın ilk konuğu kanalın ana haber ekibiydi. Özellikle ana haber ekibindeki arkadaşları konuk etmek istememdeki en önemli neden, o dönemde, o televizyon kanalında yemek programı yaptığım için, ana haber ekibinin de aslında bir mutfak ekibi olduğunu, içeride neler piştiğini, ne kadar sürede seyirciye sofraya konduğunu göstermekti. Bu nedenle programımızda kanalın ana haber ekibini çıkartmak istedim. Kanal ekibi bu sefer kendi hayat hikayeleri ile programızda var oldular. Çok keyifli geçti ve benim için çok özeldi.

Sizce başarı neye bağlıdır?

Başarının anahtarı, aidiyet duygusu diyebilirim. İnsan bulunduğu yerde aidiyet duygusu hisseder ve benimserse yeni şeyler katmak için bir sebebi olur ve yeni şeyler katmak kişiyi başarılı kılar. Mesela ben hep inandığım işlerde var oldum ve bu bana aidiyet duygumla var olmam gerektiğini

110

gösterdi. Nitekim öyle de oldu. Birçok programıma hiç tanımadığım ünlüleri ikna ederek getirdim, bunun arkasında yatan sır, aidiyet duygumun yüksek oluşuydu. Onlara instagramdan içten mesajlar gönderdim, o kadar inanmıştım ki bu duyguyu karşı tarafa geçirerek, karşımdaki kişileri de inandırmak zor olmadı. Bu yürekten duygu, programa gelmelerine, konuğum olmalarına ön ayak oldu. Özel hayatınızda önceliğiniz nelerdir?

Benim önceliğim kendimim. Güne ne istediğimi bilerek başlarsam mutlu oluyorum ve ben mutlu olunca çevremdeki herkes mutlu oluyor. Burcumun da özelliği gereği güneş ile beslenmeyi seven biriyim ve sporumu doğada yaparım. Kesinlikle hiçbir spor salonunu tercih etmem, tek tercihim doğadır. Doğayı kullanarak spor yapınca hayaller kurarım. İstediğim zaman, istediğim yerde olmak isterim ve olurum. Kesinlikle hiçbir şeyi birisi için yapmam. Evde vakit geçirmekten çok keyif alan biriyim.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

Her şeyin başında kadınlar gelmektedir. Bizim hayallerimiz çok önemli bu yüzden her kadın hayalinin peşinden koşmalı ve birbirine destek olmalı.

En önemlisi tüm kadınlar mutlu olmalı. Biliyoruz ki kadın mutlu olursa bütün toplum mutlu olur.

Kı şa Ö ze l Le zz et li Ta rif ler

gastro

Genç Şeflerden Gelsin!

Sabri Ülker Vakfı’nın, Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü’nde okuyan birbirinden yetenekli genç şef adayları ile gerçekleştirdiği “Genç Şeflerden Sağlıklı Tarifler” projesi, kış aylarına özel hem lezzetli hem de sağlıklı reçeteleri, en pratif yapım şekilleriyle beraber sofralara taşıyor.

S

abri Ülker Vakfı’nın yeterli ve dengeli beslenmeye katkıda bulunmak hedefiyle hayata geçirdiği Yemekte Denge Mutfağı, çeşitli besinler ve pişirme yöntemleriyle hazırlanan lezzetli, besleyici ve pratik tariflere yer veriyor. Vakıf, bu yıl Yemekte Denge Mutfağı’nı yeni tariflerle zenginleştirmek için İstanbul Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü iş birliği ile Türk mutfağının geleneksel tariflerini genç ve yetenekli şef adaylarına yeniden yorumlattı.

Balık Çorbası Malzemeler 1 orta boy levrek Yarım demet maydanoz 1 adet defne yaprağı 5-6 tane karabiber 1 sap kereviz yaprağı 1,5 adet orta boy havuç Büyük boy bir patatesin yarısı 1 adet küçük boy kereviz Telefonunun 1 adet yumurta kamerasını aç, bu kodu 1 adet limon görüntüleyerek 1 tatlı kaşığı buğday unu youtube Karabiber videosuna ulaş

Hazırlanışı Tencereye orta boy soğan, maydanoz sapları, defneyaprağı, kereviz yaprağı, tane karabiberi koyun. 8 bardak su ekleyip kaynayana kadar bekleyin ve temizlenmiş balığı ekleyin. Balığın dağılmasına izin vermeden kısık ateşte pişirin (balığın büyüklüğüne göre 10-15 dakika). Balık pişince sudan çıkartıp suyunu süzün. Balığı kılçıklarından ayırın, iri parçalar halinde hazırlayın. Havuç, kereviz ve patatesi minik küpler halinde doğrayın. Temiz bir tencereye süzdüğünüz balık suyunu koyun, içine sebzeleri ekleyerek sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin.

Terbiyesi için yumurtayı ve limon suyunu un ile çırpın. Pişmekte olan çorbanın suyu ile sıcaklığını ayarlayın ve yavaş yavaş karıştırılarak çorbaya ekleyin. İri parçalar halinde ayıkladığınız balıkları çorbaya ekleyin ve çorbayı ateşten alın. İnce kıyılmış maydanozu da ekleyin, tencerenin kapağını kapatıp 10 dakika dinlendirin ve servis edin. Afiyet olsun.

Yemekte Denge Mutfağı, “Genç Şeflerden Sağlıklı Tarifler” sloganıyla sunulan bu tariflerle, her takipçilerine birbirinden farklı besinler ve pişirme yöntemleriyle hazırlanan, her mevsim için özel olarak belirlenmiş yeni lezzetlerle tanışma fırsatı sunarken sofralara da renk ve çeşit katıyor.

Birbirinden lezzetli 12 tarif videosu, Sabri Ülker Vakfı Youtube sayfasında yayınlanıyor. İşte kışa aylarında sofraları şenlendirecek lezzetli ve tariflerden bazıları:

İncikli Firikli Pazı Bohçası

Malzemeler 2 adet kuzu incik 1 adet pırasa 1 adet havuç 1 adet kereviz 1 tatlı kaşığı (15 gram) domates salçası

Bulgur pilavı için 1 küçük boy (50 gram) kuru soğan 1 yemek kaşığı ayçiçek yağı 2,5 yemek kaşığı (50 gram) firik bulguru 1 çay bardağı (75 gram) pilavlık bulgur Yarım orta boy (50 gram) nar 2 avuç (50 gram) Antep fıstığı Karabiber

Telefonunun kamerasını aç, bu kodu görüntüleyerek youtube videosuna ulaş

Dış kaplama için 2 demet pazı Hazırlanışı Pazıyı kaynamış suya dikkatle batırın, ezmeden yumuşatın. İncikleri az yağda mühürleyin. Pırasa, kereviz ve havucu doğrayıp mühürleme yaptığınız tencerede salça ile soteleyin. Ardından 7 bardak su (1,5 litre) ekleyin, kapağı bir alüminyum folyoyla sıkıca kapatıp 1,5 - 2 saat kısık ateşte pişirin. Etlerin kemikten ayrılmış olmasına dikkat edin. Pişen etleri küçük parçalar halinde didin. Etleri pişirdiğiniz fırın kabında biriken suyu süzüp yarısı pilav, diğer yarısı da yemeğin sosu olarak kullanmak için ayırın.

Soğanlar minik küpler halinde doğrayıp ay çiçek yağında renk almadan soteleyin. Bulgurları ekleyin ve sotelemeye devam edin. Ardından ayırdığınız suyu ekleyip pişmeye bırakın. (Toplam 125 gr (firik bulguru+normal bulgurun toplam miktarı) bulgur için 1 su bardağı (200 ml) su gerekir.) Pilav piştikten sonra didilmiş etle karıştırıp Antep fıstığı, nar taneleri ve baharatı ekleyin.

Haşlanmış pazının damarlı kısımlarını ayırıp içine uygun miktarda etli karışımı ekleyin ve bohça biçiminde sarın. Bütün pazı bohçalarını ters çevirip buharda pişirin. Sos olarak kullanmak üzere ayırdığınız yemeğin suyunu 1 tatlı kaşığı kadar nişastayla bağlayın. Ardından bohçaların üzerine dökerek sıcak olarak servis edin. Afiyet olsun.

111

gayrimenkul

Son 5 yılın gayrimenkul getiri şampiyonu İzmir Merkez Bankası’nın verilerine göre, Türkiye’de konut fiyatlarının son beş yılda ortalama yüzde 57 yükseldiğini söyleyen DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, “İstanbul’da bu artış yüzde 50 ile Türkiye ortalamasının altında kalırken, Ankara’daki yükseliş yüzde 51 oldu. Üç büyükşehir içinde en yüksek getiriyi ise yüzde 88 ile İzmir sağladı” dedi.

S

on yıllarda üst üste satış rekorlarına imza atan Türk gayrimenkul sektörü, yatırımcısına kazandırmaya da devam ediyor. Merkez Bankası tarafından yayınlanan konut birim fiyatlarından yapılan analize göre, Türkiye’de konut fiyatları Ocak 2015 ile Ekim 2019 arasında ortalama yüzde 57 oranında yükseldi. İSTANBUL’U NEREDEYSE İKİYE KATLADI Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, gayrimenkul fiyatlarında yaşanan değişimin özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde sınırlı kaldığını dile getirirken, “Söz konusu dönemde İstanbul’da birim metrekare fiyatı ortalama 50 oranında artarken, bu rakam Ankara’da ise yüzde 51 olarak gerçekleşti. Diğer yandan Türkiye’de yıldız her geçen gün parlayan İzmir, üç büyük şehir içinde yatırımcısına en çok kazandıran il olarak öne çıktı. Türkiye genelinde yüzde 57’lik bir yükselişi konuştuğumuz dönemde, İzmir’de birim metrekare fiyatlarındaki yükseliş yüzde 88 oldu” dedi.

BEŞ YILDA SADECE İZMİR’DE 368 BİN KONUT SATILDI İzmir’in son dönemde yerli ve yabancı çok sayıda yatırımcının odağında olduğunu dile getiren Ziya Yılmaz şöyle devam etti: “Özellikle son dönemde çok sayıda büyük şirketin genel merkezlerini ya da operasyon üslerini İstanbul’dan İzmir’e taşıdığını görüyoruz. Bu da şehirde ciddi bir gayrimenkul hareketliliği yaratmış durumda. TÜİK tarafından açıklanan satış rakamları da

112

bu hareketliliğin en büyük göstergesi. Ocak 2015 ile Ekim 2019 arasında, İzmir’de satılan konut sayısı 377 bin 477’yi buldu.”

OTOYOL PROJESİ BÖLGEYİ HAREKETLENDİRDİ Geçtiğimiz aylarda açılışı yapılan İstanbul – İzmir Otoyolu’nun da bölgenin cazibesini artırdığını ifade eden Ziya Yılmaz, “Bugün bu proje sayesinde İstanbul ve İzmir arasındaki mesafe de arabayla 3,5 saate kadar indi. Gelecek dönemde İzmir’in cazibesini artıracağını düşündüğümüz bir diğer proje de Volkswagen tarafından resmi olarak açıklanması beklenen Manisa’daki fabrika yatırımı. Söz konusu yatırımın getireceği hareketlilik, Manisa ve özellikle İzmir’deki gayrimenkul piyasasında kendini gösterecek. Bu da gelecekte İzmir’deki konut fiyatları ciddi biçimde yukarı çekecektir. Dolayısıyla, İzmir’in önümüzdeki yıllarda Türkiye’de en fazla prim yapan şehirler arasında yer almaya devam edecektir” şeklinde konuştu. İzmir’de yatırıma devam edeceğiz DAP Yapı olarak, İzmir’in geleceğine güvendikleri; bu kapsamda İstanbul dışındaki ilk yatırımlarını İzmir’e yaptıklarının altını çizen Ziya Yılmaz şunları söyledi: “Biz İzmir’i; İzmir de bizi çok sevdi. İzmir’e yatırım yapan ilk markalı konut üreticilerinden biri olarak, geldiğimiz ilk günden bu yana çok ciddi bir ilgiyle karşılaştık. İstanbul’daki projelerimizde olduğu gibi burada da sadece kaliteyi, konforu değil aynı zamanda güvenliği de ön planda tuttuk. Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunun bilincindeyiz. Bu kapsamda İzmir’de dünyanın en güvenli binalarından birini inşa ediyoruz. Önümüzdeki dönemde İzmir’de farklı projelerle yine İzmirlilerin beklentilerine uygun konutları hayata geçirmeye devam edeceğiz.”

Son 40 özel dairede peşinat yok Aylıktaksit 2.100 TL’den başlıyor DAP Yapı, İzmir’de konut sahibi olmak isteyen ve yatırım yapmak isteyenler için peşinatı kaldırdı, yüzde 0,79 faiz oranı ile 180 ay vade fırsatı sunuyor. Artık son 40 özel dairenin kaldığı DAP İzmir’de taksitler de 2.100 TL’den başlıyor. Lansman döneminde satış rekorları kıran DAP İzmir, 31 ve 32 katlı iki bloktan meydana geliyor. 450 milyon TL yatırımla gerçekleştirilen DAP İzmir, 707 konut ve ticari alanlardan oluşuyor. Geniş balkonları, ferah daireleri ve gökyüzü bahçeleriyle fark yaratan proje hem deniz hem de kent manzarasına hakim konumuyla dikkat çekiyor.

113

köşe

LÜKS GAYRİMENKUL DANIŞMANI

Sarper SAVGU

Yeni Yılda Yeni Yatırımlar ve Gayrimenkulden Para Kazanmanın Sırları

Yeni yıl herkesin içinde yepyeni umutlar ile geldi. Bu yılı her açıdan verimli geçirmemizi sağlayacak hedeflerimizi belirlemek ve bu doğrultuda ilerlemek için planlar yapmak oldukça keyifli. Özellikle söz konusu yatırım planları olduğu zaman doğru kararı vermek ve bu kararın sonucunda beklentilerin tamamen karşılandığını görmenin keyfi bir başkadır. Yeni yıl tüm insanlar için tertemiz bir sayfa açmanın heyecanı ile gelirken yeni yatırım seçeneklerinden ve gayrimenkul odaklı yatırımlarla para kazanmanın sırlarından bahsedelim.

Y

atırımlarınızı Uzmanlar ile Yönlendirin Yeni yılda da her zaman olduğu gibi en önemlisi tüm yatırımların uzmanlar ile yönlendirilmesidir.

Bunun en temel sebebi kişilerin yetkin olmadıkları alanlarda duygusal kararlar verdikleri zaman hem maddi hem de manevi açıdan ciddi zarar görmeleridir. Bir yatırım uzmanı ile iş birliği yaptığınız zaman hem emek emek yaptığınız birikimlerin çok daha yüksek getiri sağladığını görür hem de doğru yatırımı çok daha az zaman ve efor kaybederek yapmış olmanın rahatlığını yaşarsınız. Gayrimenkul yatırımlarından da para kazanmak için mutlaka portföyünün kapsadığı alanda uzman bir gayrimenkul danışmanı ile çalışmak size doğru seçimi yapma ve kazanç elde etme fırsatını altın tepside sunar.

Gayrimenkul Yatırımından Nasıl Para Kazanırsınız?

Yatırım getirisi oldukça yüksek yatırım araçlarından birisi olan gayrimenkul, doğru yönetildiği zaman özellikle uzun vadede yüz güldüren kazanımlar elde etmenize olanak sağlar. İnsanların barınma ihtiyacının insanlık tarihi ile eş zamanlı geliştiğini ve bu ihtiyacın hiç kaybolmadığını göz önünde bulundurduğumuz zaman gayrimenkul yatırımlarının neden uzun yıllardır herkes için cazip olduğunu kolayca görebiliriz.

Doğru Yatırımı Seçmek Gayrimenkul yatırımlarında, yatırım seçimi oldukça önemlidir. Bunun için de alanında başarılı olan bir gayrimenkul danışmanı ile işbirliği içerisinde olmak gerekir.

Doğru yatırımı seçmek için; • Potansiyeli yüksek bölgeleri bilmek, • Bölgelerde yapılacak devlet yatırımlarını araştırmış olmak,

114

• •

Konut projelerini ve nüfus yoğunluğunu incelemek, Kentsel dönüşüm fırsatları değerlendirmek gibi danışmanların yetkin olduğu konularda bilgi sahibi olmak önemlidir.

Pek çok insan doğru yatırım için kelepir bir gayrimenkul satın almayı istese de aslında piyasa fiyatında bir satın alma yapmak çok daha kazançlı olabilir. Bölgenin potansiyeli varsa, 5 yıllık vadede bu bölgeye yapılması planlanan ve gayrimenkul değerini doğrudan etkileyecek metro hattı, okul ya da hastane projesi, bölge için konuşuluyorsa bu kelepir fiyatlı bir yatırımdan daha yüksek kazanç getirecek bir yatırım olacaktır.

Bölge Değerlendirmesi Yukarıda da bahsettiğimiz gibi yatırım yapılacak bölgenin 360 derece değerlendirilmesi yatırımın getirisi açısından önemlidir. Bu değerlendirmenin profesyonel bir şekilde yapılması gerekir. Kulaktan dolma bilgiler veya tanıdıklardan duyulan söylentiler kazançlı bir yatırım için tek başına yeterli değildir. Değerlendirmenin uzman tarafından yapılması sadece bölgedeki eş değer özelliklere sahip konut fiyatlarının değerlendirilmesi ile olmaz. Bölgenin bütün olarak incelenmesi ve bu bölgenin alacağı yatırımların gözden geçirilmesi önemlidir. Yatırım yapılacak bölgede hayata geçirilmesi planlanan büyük çaplı bir istihdam projesi bile yatırım değeri açısından büyük önem taşır. İzmir özelinde bir örnekle açıklamak gerekirse “Volkswagen tarafından Manisa’ya kurulması planlanan fabrika” haberleri ile birlikte hem Manisa hem de Bornova’da yatırım değerlemesinin bu haber ile yeniden yapılması gerektiğini ifade edebiliriz.

Bu tür açıklamalar ve söylentiler her zaman çok fazla konuşulsa da profesyonel bir gayrimenkul danışmanı söylentiler ile gerçekleri daha kolay ayırt edebildiği, daha rahat kanıt bulabildiği için yatırımda bölge değerlendirmesini en doğru şekilde yapabilir.

haber

JCI İzmir Şubesi Bu Dönem Gürkan’a Emanet İzmir’in en eski JCI Şubesi olan Genç Liderler ve Girişimciler Derneği (JCI) İzmir Şubesi’nin 2019 başkanı Aybeniz Altın görevini Pınar Gürkan’a devretti.

T

ören, 2019 ve 2020 JCI Türkiye Yönetim Kurulu üyeleri, diğer şube başkanları, senatörler ve çok sayıda davetlinin katılımı ile Renaissance Otel’de gerçekleşti.

2020 JCI İzmir Şube Başkanı Pınar Gürkan, genç ve aktif bireyleri aralarında görmek istediğini belirterek, “Üye profilleri 18-40 yaş arası gençlerden oluşan JCI, 200.000’i aşkın üyesi ile 123 ülkede faaliyet göstermektedir. İzmir’de faaliyet gösteren Şubemiz ise, kurulduğu

yıldan beri her dönem, iş dünyasına yönelik çalışmalarına devam ederken, üyelerin liderlik ve girişimcilik becerilerine ve sosyal alanda yaptığı çalışmalarla da toplumun pozitif gelişimine katkı sağlamaktadır.

Yeni dönemimizde de BM Kalkınma Hedefleri doğrultusunda ulusal ve uluslararası yenilikçi projelerimizle farklılık yaratmaya, hayatlara dokunmaya, iş dünyasına yönelik yeni ortaklıklar geliştirerek, JCI’ın farkını ortaya koymaya devam edeceğiz.” dedi.

115

sağlık

SİNÜZİTLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN 5 YANLIŞ Yaşam kalitesini düşüren önemli sağlık sorunlarından biri olan sinüzit, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, baş ağrısı ve akut dönemde ateş ile kendini gösteren yüz bölgesinde bulunan hava boşluklarının iltihaplanması sonucu oluşuyor.

Genelde immün sistemi zayıflayan, ani hava değişimlerine maruz kalan, yeteri kadar dinlenemeyen ya da burun içinde et büyümesi, deviasyon gibi darlık yapan sorunları olan kişilerde daha fazla görülüyor. Sinüzit sorunu toplumda yaygın olarak görüldüğü için halk arasında çeşitli çözüm yolları aranan problemler arasında başı çekiyor. Ancak bu çözüm yolları her zaman sağlıklı sonuçlar doğurmuyor ve hastada farklı komplikasyonlara yol açabiliyor..

S

ağlığınız için sigaradan uzak durun Sinüzit; baş bölgesinde göz altı, göz üstü ve burun içindeki hava boşluklarının enfeksiyon veya kronikleşirse poliplerle dolması sonucu oluşan enfeksiyon sürecidir.

Sinüzite herkes yakalanabilir ancak bazı kişiler yüksek risk altındadır. İmmün sistemi zayıf olanlar, çok yoğun tempoda çalışanlar, kapalı ortamlarda uzun süre bulunanlar, ani hava değişimlerine maruz kalanlar, burun içinde darlık yaratan et büyümesi ve şekil bozuklukları olanlar sıkça sinüzite yakalanmaktadır. Bunlar haricinde alerji hastalarında sinüzit atakları hem daha sık görülmekte hem de iyileşme süreci uzayabilmektedir. Sigara içimi ve tozlu ortamda bulunmak gibi burun içindeki tüy hücrelerinin burnu temizleme özelliğini kaybetmesine yol açan faktörler de sinüzit ataklarını yüksek oranda tetiklemektedir.

Antibiyotik tedavisine cevap alınmazsa cerrahi müdahale tercih ediliyor Akut ataklarda; sinüzit genelde bakteriyel kaynaklı olduğu için antibiyotik tedavisi ile birlikte burnu açmak için bir takım ilaçlar da verilebilmektedir.

Burun içini tuzlu hipertonik su ile yıkamak da tedaviye yardımcı olmaktadır.

Alerjik hastalarda ise bunlara ek olarak alerji tedavisi uygulanmaktadır.

Ancak eğer sinüzit kronikleşmişse yani 2-3 aylık süreçte hasta antibiyotik tedavisine cevap vermezse ya da sinüzit ataklarını çok sık yaşarsa cerrahi müdahale tercih edilir. Ameliyatta burun içinde darlık yapan et ve deviasyon gibi patolojiler düzeltilip sinüs ağızları genişletilip sinüs içleri temizlenmektedir.

Sinüzitten korunmak için 7 öneri • Bol su için.

• Ani hava değişimlerini iyi ayarlayın.

• Alerjik hastalığınız varsa tedaviyi mutlaka sonuçlandırın. Çünkü alerji sürdüğü sürece etler büyüyecek ve sinüziti tetikleyecektir.

• İmmün sisteminizi; beslenme, uyku ve dinlenme ile sağlam tutun.

Bağışıklığın düşmesi sadece sinüzit değil tüm hastalıklara davetiye çıkarmaktadır.

• Burun içinde et büyümesi, deviasyon gibi şekil bozukluklarından dolayı sinüzit atakları artabilir. Bu nedenle polip, burun eti büyümesi ve deviasyon gibi burun içinde darlık yaratan durumların tedavilerini ertelemeyin.

• Islak saçla dışarı çıkmayın. Islak saçla rüzgara maruz kalmak, üst solunum yolu enfeksiyonu ve bunun sonucunda da sinüziti tetiklemektedir.

116

•

Soğuk buhar soluyun. Bunu hem pediatristler,hem iç hastalıkları uzmanları hem de kulak burun boğaz uzmanları önermektedir. Ödem çözücü ve rahatlatıcı olarak kullanılır.

Sinüzitte doğru bilinen yanlışlar • Sinüzit ameliyat olsa da iyileşmez: Sinüzit cerrahilerinin amacı et büyümesi gibi burun içini daraltan patolojileri ameliyat ile ortadan kaldırmak, aynı zamanda sinüs ağızlarını genişleterek sinüslerin kendini temizlemesini sağlamaktır. Kronikleşen hastalar cerrahi işlem sonrasında kronik sinüzitten kurtulur ancak daha az olmakla birlikte akut sinüzit atakları geçirebilir. Bu ataklar da normal sağlıklı bireyler gibi antibiyotik tedavisiyle iyileşir.

• Aktarlardan bilinçsizce alınan bitki ve bitki çayları: Sağlık söz konusu olduğunda her şey bilinçli, uzman kontrolünde kullanılmalıdır.

Bazı baharat ve çaylar kişinin varsa diğer kronik hastalıklarına göre tüketilmelidir. Bazı besinler tansiyonu, bazı besinler diyabet hastalarında şekeri yükseltebilmektedir. Hastaların mevcut olan diğer hastalıklarını etkilemeyecek şekilde aktardan alınan bitkisel takviyelerin doktor kontrolünde tüketilmesi gerekir.

• Acı kavun bitkisinin suyu buruna çekilirse sinüzite iyi gelir:Acı kavun adı verilen bitkinin suyu sinüzitleri açmak için halk arasında yaygın olarak kullanılmakta ancak dokuları kimyasal olarak yakan bu bitki, körlüğe kadar gidebilen riskler taşımaktadır.

• Acı yemek sinüzite iyi gelir: Biberin içinde bulunan kapsaisin denilen bir etken madde vücutta birçok metabolik olayı etkilerken aynı zamanda vücutta adrenalin sentezini artırmaktadır. Bu da normalde burun açıcı olarak kullanılan burun spreylerinin yaptığı işlevi yapması anlamına gelmektedir. Bu anlamda acı biberin sinüzitte ve gribal enfeksiyonlarda etkili bir besin olduğu söylenebilir. Ancak aşırı tüketmek ciddi mide hastalıklarına, hemoroide ve birçok başka hastalığa zemin hazırlayabilir.

• Sinüzite bir kere yakalanan bir daha kurtulamaz: Sinüzit cerrahileri kronikliğin giderilmesi için yapılır. Ameliyat sonrası kişi herkes gibi örneğin senede 1 defa sinüzit atağı geçirebilir. Bunun dışında sürekli yaşam kalitesini düşüren kronik sinüzitten kurtulmuş olur.

Memorial Şişli Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Op. Dr. Nurten Küçük

1. Kordon 376/A Alsancak - Ä°zmir

0232 339 41 41

hasmetlimeyhane

www.hasmetlimeyhane.com

117

bakım

YENİ NUXURIANCE ® GOLD: MUTLAK ANTI-AGING ETKİSİ Fransa'nın lider dermokozmetik markası NUXE'ün anti-aging konusundaki uzmanlığı, yepyeni serisi Nuxuriance® Gold'a hayat verdi. Olgun ciltlerin sorunlarını hedefla alan Nuxuriance® Goldserisi, hücre yenilenmesinin

zamanla yavaşlamasının, lipid üretiminin düşmesinin ve cilt mikrodolaşımının azalmasının etkileriyle mücadele ediyor. İncelmiş, nemini ve elastikiyetini yitirmiş olgun ciltlere etkin bir beslenme ve ışıltı sağlıyor.

Nuxuriance® Gold Göz Çevresi Kremi - Mutlak Anti-Aging:

Nuxuriance® Gold Gece Kremi Mutlak Anti-Aging: Shea Yağı ile zenginleştirilmişolan bu gece balsamı cildi yumuş aklık ve konfor ile sarıyor.

Sabah yorgunluk izleri azalmış, çizgileri hafiflemiş ve daha aydınlık bir ciltle uyanıyorsunuz.

Geceden geceye daha güçlü ve dayanıklı bir cilde sahip olmak için vazgeçilmez.

118

İçeriğindeki altın mikroyansıtıcılar sayesinde gözler anında besleniyor, ışıldıyor ve göz çevresine bakım yapıyor. Göz çevresi günden güne daha canlı görünüyor.

Taze ve sarmalayan formülü, bu hassas bölge için özel geliştirilen kokusuyla da dikkat çekiyor.

Nuxuriance® Gold Serum - Mutlak Anti-Aging: Ciltte kadifemsi bir dokunuş hissi.

Botanik kökenli mikro hiyalüronik asit ile güçlendirilen formülüyle cildi güçlendiriyor: Daha yumuşak, daha sıkı ve daha dolgun bir cilt sağlıyor. Gözle görünür biçimde canlanan cilt, sağlık ile parlıyor.

Nuxuriance® Gold Gündüz Kremi Mutlak Anti-Aging: Cilt tarafından emilen botanik yağlardan oluşan bu yumuşak yağ ekstresi her gün cildeenerji ve ışıltı sağlıyor, zamanı geri sarıyor. Beslenen ve canlanan cildin görünümü ilkkullanımdan itibaren günden güne iyileşiyor. Sonuç mu? Belirginliği azalan çizgiler vebüyüleyici bir aydınlık.

119

green

Plastik Şişe Dönüşümünden Yapılan Sırt

Çantaları Türkiye’de Dünyanın ilk anti-theft sırt çantası tasarımını geliştiren XD Design, geri dönüşümü mümkün materyallerden yapılan Bobby Hero koleksiyonu Türkiye’de ilk defa satışa çıktı. Plastik şişe materyallerinin geri dönüştürülmesi ile benzersiz bir koleksiyona imza atan XD Design sırt çantaları, doğayı koruyan modellerinin yanı sıra özgün ve yenilikçi tasarımlarıyla da fark yaratıyor. Kilitlenebilir gizli fermuarları ile güvenlik sorununu ortadan kaldıran XD Design sırt çantaları, organize yapısı sayesinde her eşyanıza yer buluyor.

Tasarım sürecinde ürünün fonksiyonundan materyal ve paketlenmesine kadar çevreye olan zararı dikkate alan XD Design, sürdürülebilir modeller ile doğaya saygılı sırt çantalarını satışa sunuyor.Su itici yapısıyla her mevsime ayak uyduran XD Design, 6 litreye varan geniş iç hacmi ile dikkat çekiyor. Ürün fiyatı 595 TL

PAGEV’DEN BİLİNÇLİ TÜKETİM VE GERİ DÖNÜŞÜM SEFERBERLİĞİ

Özyeğin Üniversitesi “GreenMetric 2019 Sıralaması”nda Vakıf Üniversiteleri Arasında Türkiye Birincisi Oldu

PAGEVTürkiye’ye geri dönüşümle 6 yılda 7 Belgrad Ormanı kazandırdı PAGEV, plastik sektöründe ezberleri bozacak bir kampanyayı hayata geçiriyor. “Plastiğin doğada yeri yok, hayatımızda yeri çok” sloganıyla kamuoyunu geri dönüşüm konusunda bilinçlendirecek kampanya, PAGEV’in bu yıl 14.’sünü, “İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Perspektifinden Geri Dönüşüm” ana teması ile organize ettiği Türk Plastik Endüstri Kongresi’nin açılışında tanıtıldı.PAGEV yan kuruluşu PAGÇEV ile 6 yılda 1 milyon 36 bin ton ambalaj atığınıgeri dönüştürerek Türkiye ekonomisine 2 milyar 882 milyon TL’lik katkı sağladı.

1 YILDA 500 BİN SOKAK HAYVANINI BESLEDİ,

3 MİLYON ADET ATIK TOPLADI!

PUGEDON isimli geri dönüşüm otomatları sayesinde atıkları geri dönüşüme kazandırdıklarını, çevrenin kirlenmesinin önüne geçtiklerini ve sokak hayvanlarının da beslenmesini sağladıklarını açıklayan Timtaş Yönetim A.Ş.

Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akay, son bir yılda 2.000.000 adet pet şişe, 600.000 adet metal kutu ve 300.000 adet cam şişe atığın geri dönüşüme kazandırıldığına dikkat çekti. Bu otomatlara plastik, cam veya metal atık atıldığında alt bölümdeki hazneye sokak hayvanları için 5 ila 20 gr arasında mama dökülüyor.

PUGEDON’un tamamen güneş enerjisiyle çalışırken aynı zamanda hayvanların su ihtiyacını da karşılıyor.

120

PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu

‘dan, Sürdürülebilir Kalkınma İçin Plastik Atıklarına Çözüm Ortaklığı PepsiCo, küresel yaklaşımlarında olduğu gibi Türkiye’de de sürdürülebilirlik konusunda çözüm odaklı çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmaların bir göstergesi olarak PepsiCo Türkiye, Global Compact Türkiye, İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği ve TÜSİAD’ın plastik kirliliği ile mücadeleyi bir adım öne taşıyarak kurduğu “İş Dünyası Plastik Girişimi’’nin 26 katılımcısından biri oldu. Özel sektör kuruluşlarının plastiğe yönelik taahhüt oluşturmalarını teşvik etmek ve şeffaf bir şekilde taahhütlerini yıllık olarak raporlamalarını sağlamak için kurulan İş Dünyası Plastik Girişimi’nde, PepsiCo Türkiye de 2021 yılına kadar taahhütlerini belirleyeceğini, bu taahhütlerini düzenli olarak gözden geçirerek, kaydedilen ilerlemeyi her yıl kamuoyu ile paylaşacağını beyan etti.

2010 yılından bu tarafa her yıl dünyanın seçkin üniversitelerini enerji, geri dönüşüm, altyapı, iklim değişikliği, su kaynakları, ulaşım ve eğitim gibi farklı alanlarda değerlendiren UI GreenMetric World University Rankings, yükseköğretim kurumlarını her değerlendirme alanı için puanlayarak uluslararası arenada sıralıyor.

Dünyanın tüm yükseköğretim kurumlarının katılımına açık olan Green Metric’in bu yılki değerlendirmesinde dünyadan 780 üniversite yer aldı. Özyeğin Üniversitesi, bu sene yapılan değerlendirmede dünya genelinde 780 üniversite arasında 173’üncü sıraya yerleşerek, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında birinci, 43 Türk üniversitesi arasında dördüncü oldu.

haber

Bu Kış Kayak Keyfi Divan Bursa’da ve Divan City Kayseri’de

Divan Bursa ve Divan City Kayseri kış aylarında tatilini kayak yaparak geçirmek isteyenlere birbirinden avantajlı paketler hazırladı.

Uludağ’ın eteklerinde yer alan Divan Bursa ve Erciyes dağının eteklerinde konumlanan Divan City Kayseri, bu kış tatilini kayak yaparak geçirmek isteyen misafirlerine keyifli anlar biriktirme imkanı sunuyor. Divan Bursa ve Divan City Kayseri, kayak tutkunlarına özel seçeneklerin yer aldığı paketler hazırladı.

Otelden dağa transfer hizmeti de sunan Divan

Bursa ve Divan City Kayseri, misafirlerine eşsiz bir kayak deneyimi vadediyor.

Divan Şefleri tarafından özenle hazırlanan leziz akşam yemeklerinin set menü olarak servis edildiği Divan City Kayseri’de skipass hediyeli iki farklı kayak paketi ile hafızalardan silinmeyecek bir tatil kayak tutkunlarını bekliyor. Divan City

Kayseri, kişi başı oda kahvaltı paketini 70 Euro’dan başlayan fiyatlarla sunarken kişi başı yarım pansiyon ise 88.75 Euro’dan başlıyor.

Uludağ’ın eteklerinde konumlanan Divan Bursa’da minimum 1 gece konaklamalar tek kişi 103 Euro’dan, minimum 2 gece konaklamalar ise tek kişi 99 Euro’dan başlayan fiyatlarla sunuluyor.

Yoğun Cilt Kuruluğu Problemine Karşı Etkili Temizleyici Jel:

Atoderm Intensive Foaming Gel

Türk Telekom’un gençlik dünyası Selfy, gençlere kendi kurallarını koyabildikleri bir dünya sunmaya devam ediyor. Türk Telekom, gençlere yönelik hizmetlerine şimdi de alışveriş kartı Selfycard’ı ekliyor. Operatör bağımsız tüm kullanıcıların

yararlanabildiği Selfycard’ın, gençlere yüz yüze ve internet üzerinden yapacakları harcamalarda sunduğu güvenli alışveriş imkanı ve birçok avantajın yanı sıra Türk Telekom abonesi Selfy’lilere özel 1 haftalık 5GB internet hediyesi de bulunuyor.

Son yıllarda artan yoğun cilt kuruluğu problemi ciltte pullanma, gerginlik ve kaşıntı gibi rahatsızlık hissi yaratabiliyor. Bu durumda, yoğun cilt kuruluğu probleminde iyi bir nemlendiricinin yanı sıra doğru bir temizleme ürününün tercih edilmesi de oldukça önemli.

Zengin içerikli ve temizleyici Atoderm Intensive Foaming Gel, formülündeki Skin Barrier TherapyTM patenti sayesinde yoğun cilt kuruluğuna sebep olan dış etkenlerin ciltte tutunmasını ve çoğalmasını önlemeye yardımcı oluyor. Bununla beraber, ciltte oluşan kaşıntı hissinin yatıştırılmasına destek oluyor.

Atoderm Intensive Foaming Gel Fiyat 200 ml: 84,50 TL.

121

haber

Müşterisinin en büyük kaygısından yola çıktı, hiç kullanılmaması dileğiyle ürün hazırladı Boyner Büyük Mağazacılık Genel Müdürü Eren Çamurdan, Boyner Metropol İstanbul mağazasında medya mensuplarıyla bir araya gelerek, değişen tüketici alışkanlıkları ve sektörün dönüşümü doğrultusunda Boyner'in yenilikçi hizmetlerini ve hedeflerini paylaştı.

Ü

rün ve hizmetleri geliştirirken müşterilerin beklentilerini dikkate aldıklarını, bu kez müşterilerin en büyük kaygısını düşünerek yola çıktıklarını belirten Eren Çamurdan, Boyner olarak “Hazırlıklı olun, hayata tutunun" sloganıyla 3 farklı deprem çantası hazırladıklarını ve çantaları maliyetine müşterilerine sunduklarını açıkladı. Çamurdan, “İlk kez hiç kullanılmamasını dileyerek bir ürün yaptık” diyerek, şunları söyledi: “İstanbul'da geçtiğimiz Eylül ayında meydana gelen depremin ardından herkes bir deprem çantası nasıl hazırlanır sorusunun cevabını araştırmaya, sağdan soldan topladıklarıyla bir hazırlık yapmaya başladı. Fakat kendi çabamızla oluşturacağımız bir deprem çantasında mutlaka eksikler olacağını fark ettik. Depreme hazırlık konusunda elimizi taşın altına koyuyoruz. Uzman danışmanlar eşliğinde bir deprem anında ve sonrasında kişinin temel ihtiyaçlarını karşılayacak farklı içeriklerde 3 deprem çantası hazırladık. Özellikle deprem bölgelerinde ve tüm Türkiye’de, afet ve acil durum kiti olmayan kalmasın istiyoruz.”

“En doğru ürünlerden oluşturulan deprem çantalarını maliyetine sunuyoruz” Çantaların içeriği hakkında da bilgi veren Çamurdan, sözlerine şöyle devam etti: “Deprem gibi doğal afette temel ihtiyaçları pratik bir şekilde karşılayabilmeye yardımcı olacak kitler, sektörde ilk kez bu kadar detaylı bir şekilde hazırlandı. 24 saat, 48 saat ve 72 saat süreler için tüm yaşamsal ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek malzemelerden oluşan çantaların içinde Yemek Seti, İlk Yardım Seti, Hijyen Seti ve Afet Seti bulunuyor. Özel teknolojiyle hazırlanan ve en az iki yıl dayanıklı gıda malzemelerinden oluşan yemek seti, acil bir durumda ihtiyaç duyulacak

122

kalori hesabı yapılarak hazırlandı. Sette yemekleri ısıtma imkânı sunan özel alevsiz ısıtıcı dahi var. İlk yardım setinde acil bir durumda yaralanmalara karşı ilk müdahale için gerekli tüm malzemeler bulunuyor. Afet setinde ise el ve vücut ısıtıcılarından battaniyeye, kafa fenerinden gözleri toz ve darbelere karşı korumak için gözlüğe birçok ince detay var.” Çamurdan, en doğru ürünlerden oluşturulan setleri, ürünlerin toplam maliyetine sunduklarını, bu projeyi bir ticari faaliyet olarak değil, toplumsal bir fayda yaratmak amacıyla yaptıklarını ve Boyner mağazalarındaki özel bölümlerle depreme hazırlıklı olma bilincini sürekli gündemde tutacaklarını sözlerine ekledi.

AtatĂźrk Cd. No. 174 /B 1. Kordon / Alsancak - Ä°zmir

0232 463 53 50

kordonocakbasi

izmirkordonocakbasi

123

trend

CAN YILMAZ VE ZAFER ALGÖZ 'BURDA OLAN BURDA KALIR' İLE SEYİRCİSİYLE BULUŞMAYA DEVAM EDİYOR Zafer Algöz ve Can Yılmaz, yaşadıkları komik anektodarı seyirci ile paylaştıkları gösterileri 'Burda Olan Burda Kalır' ile turnelerine devam ediyor.

Geçtiğimiz sezondan bu yana Kerki Solfej ile birlikte Türkiye'nin pek çok yerini gezerek seyircisiyle buluşan Can Yılmaz ve Zafer Algöz, Ocak ayında da izleyenleri ile buluşmaya devam edecek 28 Ocak Salı İzmir Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu 29 Ocak Çarşamba İzmir Narlıdere AKM

NETFLIX’İN YENİ BELGESEL DİZİSİ RISE OF EMPIRES: OTTOMAN 24 OCAK’TA NETFLIX’TE!

İzmir’in Kızları Sezen Aksu’nun Şarkılarıyla Müzikli Oyun Most Production’ın yapımcılığını yaptığı Sezen Aksu şarkılarından Serdar Saatman’ın yazdığı “ İzmir’in Kızları” müzikli oyunu, , Gaye Cankaya yönetmenliğinde Murat Cem Orhan müzik direktörlüğünde, Selçuk Borak koreografileri ile içinizi ısıtacak sıcacık bir ege kasabasına götürüyor.

Müzikli oyunun Başrollerinde Gökçe Bahadır ,Olgun Toker, Burak Sevinç,Derya Alabora,Parla Şenol,Nihan Büyükağaç ve Seda Akman yer alıyor.

OYUNCULAR : Gökçe Bahadır , Olgun Toker ,Burak Sevinç, Derya Alabora, Parla Şenol, Seda akman, Nihan Büyükağaç, Dilek Demir, Yağmur Anaz, Onur Bilge ,Elif Bağcı, Sinan Çatıkkaş, Mehmet Onur Atbaş, Esra Yaşar, Gizem Akdoğan 24.01.2020 Cuma / 20:30 Uniq Hall / İstanbul 25.01.2020 Cumartesi / 20:30 Uniq Hall / İstanbul 26.01.2020 Pazar / 17:00 Uniq Hall / İstanbul

Dünyanın eğlence odaklı lider yayın hizmeti Netflix, yeni belgesel dizisi Rise of Empires: Ottoman’dan ilk detayları paylaştı.

Başrollerini Tuba Büyüküstün, Cem Yiğit Üzümoğlu, Selim Bayraktar, Birkan Sokullu, Osman Sonant, Tolga Tekin, Ushan Çakır, Damla Sönmez’in paylaştığı belgesel dizi 24 Ocak 2020’de tüm dünya ile aynı anda Netflix’te yayınlanacak.

Prof.Dr. A.M Celal Şengör ve Dr. Emrah Safa Gürkan danışmanlığında kaleme alınan, yapımcılığını Karga Seven ile birlikte STX Entertainment’in üstlendiği belgesel dizisinin yönetmen koltuğunda ise Emre Şahin oturuyor. Çekimleri İstanbul’da gerçekleşen Rise of Empires: Ottoman altı bölümden oluşuyor.

Rise of Empires: Ottoman, tarihe damgasını vuran padişahlardan Fatih Sultan Mehmet’in yükselişini ve İstanbul’un fethini konu alırken dönemin Osmanlı İmparatorluğu’nu farklı bir açıdan ele alıyor.

124

Danilo Zanna İle İtalyan İşi Komedi 20 Ocak'ta Suat Taşer Tiyatrosu- İzmir Sempatik, içten tavırları ve Türk insanının sıcaklığını her defasında ortaya çıkaran İtalyan Şef Danilo Zanna bizden biri gibi. “Danilo ile Mutlu Tarifler” adlı bir yemek kitabı bulunan, televizyondaki başarısını tiyatro sahnesine taşımaya hazırlanan sempatik İtalyan, Türkiye’de yaşadığı tecrübeleri, başından geçen anıları interaktif gösteri şeklinde, Türkiye turnesinde hayranlarıyla paylaşarak, keyifli dakikalar yaşatacak. Her daim sempatik tavırları ve Türkçesi ile dikkat çeken Danilo Zanna aynı zamanda enerjisi ile de yarışmaya renk katmaya devam ediyor.

Televizyon ekranlarının izlenme rekoru kıran yarışma programı “MasterChef”in jüri üyesi Danilo Zanna, tiyatro sahnesinde hayranlarıyla buluşacak.

Maruzatım Var Nurhan Suerdem

Küsülen anneler, adını sevmeyen çocuklar, hayatımızı kendi hayatları sanan kardeşler, hemen “kardeş” olanlar, kabuğunu kırmaya çalışanlar, o kabuğu evi sananlar, yalnız kalanlar, hep yalnız kalacaklar...

Nurhan Suerdem, sokağın, caddelerin ve evlerin gümbürtüsü arasında kalan sesleri duyuruyor.

Bazen duymamak için kulağımızı kapadığımız, bazen hayatımızın arızalı bir parçasından geldiğine inanmak istemediğimiz, bazen de tüm gücümüzle bizim olduğunu haykırmak için çabaladığımız sesleri...

Maruzatım Var etrafımızın dört koldan sarıldığı bu çağda, şefkatle elimizi tutuyor İnkilap Yayınları

Avni Lifij: Çağının Yenisi

Zamanın Gölgesinde Anna

Eltilerin Savaşı

Sakıp Sabancı Müzesi

Laudel Galeri

Doğanın içinde sanatla buluşabildiğimiz nadir mekanlardan biri olan Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Avni Lifij, Çağının Yenisi sergisi, Lifij’in az bilinen dünyasını yansıtıyor. 15 Ekim’de açılan sergide sanatçının, sanat eleştirisi ve düşüncelerini içeren eserlerine ve resim alanındaki çalışmalarına tanık oluyoruz.

Konferanslar, sergi turları, belgesel gösterimleriyle Lifij’in sanatının ve hayatının ele alındığı Avni Lifij, Çağının Yenisi sergisinde 800’ü aşkın eser bizimle! Sanatçının otoportre, manzara, poşad gibi farklı türdeki eserlerini Sakıp Sabancı Müzesi’nde 12 Ocak’a kadar görebilirsiniz.

Perspektif açısından çeşitli disiplinlerden eserler aracılığıyla zamanın yaklaşımı anlatan Hayal İncedoğan’ın eserlerinden oluşan sergi, Botanik biliminde ‘’herbaryum’’ terimiyle ifade edilen arşivleme sistemi içinde geliştirilmiş. Sanatçının yetiştirdiği bitkileri fotoğraflamaya başlayarak geliştirdiği proje, bitkilerin büyüme süreçleri de dahil olmak üzere yaklaşık beş yıllık bir çalışmanın sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Motifleri ifade aracı olarak kullanan İncedoğan’ın Zamanın Gölgesinde sergisi, 19 Ocak’a kadar Anna Laudel Galeri’de görülebilir.

Eltilerin Savaşı, iki elti olan Sultan ve Gizem arasında yaşanan tatlı çekişmelere, bitmek bilmeyen rekabete odaklanıyor. Sosyal medyaya olan düşkünlükleri ile bilinen Gizem ve Sultan'ın hayatına odaklanılan filmde, eltilerin evlilik anlayışları, aile kurarken yaşadıkları ilginç olaylar anlatılıyor.

Yönetmen koltuğunda Onur Bilgetay'ın oturduğu filmin senaryosunu, başrolde de yer alan Gupse Özay kaleme alıyor. Filmin kadrosunda Özay'a, Merve Dizdar, Ferit Aktuğ ve Uraz Kaygılaroğlu eşlik ediyor.

Vizyon tarihi 31 Ocak 2020

SEN BEN BİZ Laura Barnett Çev.: Murat Karlıdağ

Sen Ben Biz, yaptığımız seçimlere, girdiğimiz yollara, dönüm noktalarımıza dair müthiş bir roman.

Film hakları Trademark'a satılan, 24 dile çevrilen Sen Ben Biz, Laura Barnett'ten müthiş bir çıkış romanı...

Sen Ben Biz April Yay.

Cats Vizyon tarihi 10 Ocak 2020

Cazino: Hakan Bahar 25 Ocak 21:30 – Zorlu PSM Moda ve sahne sanatlarını eşsiz harmanlayan Hakan Bahar ile, yeni nesil gazino; “Cazino” Müziksever bir ailenin içine doğan Hakan Bahar, müzik eğitimi almasına rağmen ilk etapta kariyer olarak seçmedi. Moda editörlüğü alanında ilerleyen yetenekli sanatçı, moda ve müziğe olan yetenekleriyle etkileyici projesi “İstanbul Gazinosu”nu hayata geçiren Bahar, yüksek modayı; nostaljiyi, bir dönemin estetik kültürünü ve müziğini eşi benzeri olmayacak bir deneyimle sunuyor. Hakan Bahar, bu kez moda ve müziğin, caz tınılarına da dokunduğu yeni projesi Cazino ile benzersiz ve çağdaş bir gazino deneyimi için touché sahnesinde!

Ünlü Broadway müzikalinden uyarlanan Cats filmi Ocak ayında vizyonda.

Jellicles adlı bir kedi kabilesi, bir gece içerisinde yaşamlarını kökünden değiştirecek olaylara dahil olurlar.

Kediler için bir çeşit cennet olan Heaviside isimli bir yer vardır. Heaviside ise yeniden doğuşu simgeler.

Kralın görevi de oraya gidecek olan kediyi seçmektir. Ancak Macavity isimli kötü kedi, kralı kaçıracaktır. Olacakları engellemek de diğer kedilere düşer.

Filmde seçici kişiyi kral olarak değil yalnızca Old Deuteronomy adıyla ve Judi Dench'in canlandırmasıyla görüyoruz. Kötü kedi Macavity'yi ise Idris Elba canlandırıyor. Filmin kadrosunda Taylor Swift, Rebecca Wilson, Jennifer Hudson gibi birçok yıldız isim yer alıyor.

125

astroloji Astrolog Beyhan Sarak Jupiterloji

Ayın Burcu OĞLAK BURCU VE YÜKSELENİ OĞLAKLAR (22 Aralık - 20 Ocak) Niteliği: Öncü Elementi: Toprak Yönetici gezegeni: Satürn.

Görevi: İnşa etmek, düzenlemek.

Yönettiği ev: 10. Ev - İş ve kariyer.

2017 yılının sonunda Oğlak burcuna giren Satürn, yolculuğunu Temmuz 2020‘ye kadar devam ettirecek. Biz astrolojide Satürn’e eli sopalı öğretmen deriz. Satürn her 2,5 yılda bir, yeni bir burcu ziyaret eder ve girdiği burçta, o burcun aşırılıkları konusunda ders verir. Eli sopalı öğretmenimiz Satürn, önce bir bakar bu kişi neyi öğrenmiş, neyi öğrenmemiş, neyi aşırı yapıyor? Daha sonra ise dersler başlar… Ders verme biçimi biraz serttir, önce o konu ile ilgili bir darbe yaratır, kişi anlamamış, alınacak dersi almamışsa daha sert bir darbeyle gelir, kişi anlayana kadar sarsmaya, hırpalamaya devam eder.. İşte 2017’den beri Satürn, Oğlak Burçlarını bu şekilde çok zorladı. Bazı Oğlak burçları iş ve kariyerde, bazıları aile, eş ve çocuklar konusunda, bazıları anne babalarının rahatsızlıkları, bazıları para ile ilgili, bazıları kendi sağlıkları ve evlilikleri konusunda zorlanmalar yaşadılar.

Sürpriz! Artık bu zor dönem bitti! Bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter, Oğlak burcundaki bir yıllık seyrine başladı. Bu ne demek?

Artık Oğlak burçları nefes alabilir. Hatta hayatlarında olabilecek en güzel zamanlar geldi diyebiliriz. Bazı Oğlak burçları hayatlarının aşkını bulabilir, iş ve kariyerde yükselebilir, hayallerini kurdukları bir evi alabilir, evlenebilir, çocuk sahibi olabilir. Bu yıl Oğlak burçları hayatlarında neyin olmasını istiyorsa dilesin. Eğer kaderinde KOÇ BURCU VE YÜKSELENİ KOÇLAR Ocak ayında ve bir yıl boyunca; bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter, geçtiğimiz 1,5-2 yıl boyunca sınandığınız iş ve kariyer alanınızı destekliyor. Eğer bu alanla ilgili planlı programlı çalıştıysanız, azim ve sabır gösterdiyseniz, işte şimdi ödülünü alma zamanı! İş ve kariyer ile ilgili fırsatlar çıkabilir, iş değiştirebilir, terfi edebilirsiniz.

Sabır ve sebat göstermeye devam çünkü bu sene çalışacak ve kazanacaksınız. Zaman zaman çok yorulduğunuzu düşünseniz de, buna değecek. Bunun yanında 10 Ocak’taki tutulma “ev ve aile” ilgili alanda olacak. Taşınma, anne-baba, ev alma vs. gibi konularla ilgili Temmuz 2019 yaşanan herhangi bir durumla ilgili bir şeylerin netleşmesi ve sonuçlanması mümkün.

126

diledikleri neler olacaksa, bu dönemde olabilir. Bu arada, Uranüs gezegenin de, yine bir toprak grubu olan Boğa burcunda olması ve Oğlak burcuna yapmış olduğu olumlu açıdan dolayı bazı olayları ani yaşayabileceğinizi gösteriyor. Ayrıca olacak olan olayların kalıcı ve kadersel yaşanacağını gösteriyor.

Oğlak Burçları; 26 Aralık 2019’ da 4 derece Oğlak Burcundaki gerçekleşmiş olan Güneş tutulması, ile yeni yıla olumlu başlangıçlar ile girdiler. Yılın devamının da olumlu geçmesi dileğiyle… İyi ve bol şanslı bir yıl diliyorum.

BOĞA BURCU VE YÜKSELENİ BOĞALAR Ocak ayında ve bir yıl boyunca; bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter, geçtiğimiz 1,5-2 yıl boyunca sınandığınız, yüksek eğitim, yurtdışı, yabancılar, uluslararası ticaret, seyahat alanlarında sizi destekliyor. Jüpiterin bu alanlarınızı desteklemesi ile yurtdışı ve eğitim alanlarında önemli ve kalıcı adımlar atabilirsiniz. Yabancı bir dil eğitimi almaya karar verebilir, Uranüsün 7 yıl boyunca boğa burcunda olmasından dolayı bu yıl ani, sürpriz ve köklü değişimler olabilir, yurtdışına yerleşme, dış ticaret ya da yüksek eğitimle ilgili atılımlar yapabilirsiniz. Bunun yanında 10 Ocak’taki tutulma kardeşler, yakın akrabalar, kısa yolculuklar, temel eğitim gibi konularda Temmuz ayında başlamış bir şeyin netleşmesi veya sonuçlanması mümkün.

ASLAN BURCU VE YÜKSELENİ ASLANLAR Ocak ayında ve bir yıl boyunca ; bolluk,bereket ve şans gezegeni Jüpiter sizin; rutin işler,çalışma arkadaşları,yardımcılar,iş alanınız, evcil hayvanlar evinizi destekliyor.

Bu alanlarla ilgili 1,5-2 yıldır zorlanmalar yaşıyor olabilirsiniz ancak Jüpiter’in bu yıl bu alanlarda sizi desteklemesi ile bu alanlarda olumluluklar yaşayabilirsiniz.

Mesela uzun zamandır aradığınız bebek bakıcısını bulabilir, iş arkadaşlarınızla olumlu ilişkiler içine girebilir ya da bir evcil hayvan edinebilirsiniz. Bunun yanı sıra 10 Ocak’ta gerçekleşecek olan tutulma ile Temmuz ayında kendiniz için aldığınız inziva ,meditasyon, yoga , spiritüel konularla ilgili çalışmaların sonuçlarını alabilirsiniz.

İKİZLER BURCU VE YÜKSELENİ İKİZLER Ocak ayında ve bir yıl boyunca; bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter sizin; geçtiğimiz 1,5-2 yıl boyunca sınandığınız, ortak kazanımlar, miras, başkalarının kaynakları, vergi ve vergi borcu ile ilgili alanlara size destek verecek. Jüpiterin bu alanlarda sizi desteklemesi ile dışarıdan beklediğiniz bir para,miras veya vergi borcu varsa çözümleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra 10 Ocak’taki tutulma sizin ürettiğiniz değerler, sizin paranız, güven duygunuz ile ilgili geçtiğimiz Temmuz ayında gerçekleşmiş herhangi bir durumun sonuçlanması mümkün.

TERAZİ BURCU VE YÜKSELENİ TERAZİLER Ocak ayında ve bir yıl boyunca; bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter sizin aile, anne-baba, gayrimenkul evinizi destekliyor.1,5-2 yıldır bu alanlarla ilgili sınandınız ancak Jüpiterin bu yıl bu alanlarda sizi desteklemesi ile uzun zamandır hayalini kurduğunuz bir ev sahibi olabilir, istediğiniz bir yere taşınabilir ya da aileniz ile ilgili olumlu gelişmeler yaşayabilirsiniz. Bununla birlikte 10 Ocak’taki tutulma Temmuz ayında iş ve kariyer ile ilgili aldığınız bir kararın netleşmesine sebep olabilir. Örnğin işten ayrılma kararı alabilirsiniz.

KOVA BURCU VE YÜKSELENİ KOVALAR Ocak ayında ve bir yıl boyunca; bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter sizin meditasyon, dua etme ,içe kapanıp sorgulama, inziva, spirütüel konularla ilgili evinizi destekliyor. İçe kapanıp biraz kendinizle kalmanız size iyi gelecek. Her şeyi evinizden yönetebilirsiniz.10 Ocak’ta gerçekleşecek olan tutulma Temmuz ayında sağlık, iş ortamı, çalışanlar, hizmetliler, evcil hayvanlar alanında bir karar aldıysanız o kararlarla ilgili netleşmeler, sonlanmalar yaşayabilirsiniz.

Rutinler sizi zorlayabilir.

YENGEÇBURCUVEYÜKSELENİ YENGEÇLER Ocak ayında ve bir yıl boyunca; bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter sizin; evlilik ve ortaklık evinizi destekleyecek.Bu alanlarla ilgili 1,5-2 yıldır zorlanmalar yaşıyor olabilirsiniz ancak bu yıl Jüpiter bu alanlarda sizi destekliyor. Herhangi bir ilişkiye başlamaya, evlilik kararı almaya ya da bir ortaklığa karar verebilirsiniz. Aldığınız kararlar uzun soluklu olabilir. Evlilik ve ortaklık konusunda bu yılın şanslı burcu sizsiniz. Bunun yanı sıra 10 Ocak’ta meydana gelen tutulma, kendi benliğiniz veya sağlığınız ile ilgili geçtiğimiz temmuzda aldığınız kararlarla ilgili netleşmeler olabilir. Örneğin, kendinizle ilgili “artık kimse beni üzemeyecek” diye bir karar almış olabilirsiniz.

AKREP BURCU VE YÜKSELENİ AKREPLER Ocak ayında ve yıl boyunca; bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter sizin kardeşler, yakın akrabalar,temel eğitim, iletişim ve kısa yolculuklar evinizi destekliyor.

Bu alanlarla ilgili 1,5-2 yıldır kısıtlanma ve zorlanmalar yaşadınız ancak Jüpiterin desteği ile kardeşlerinizle, yakın çevrenizle iyi iletişimler içerisinde olabilirsiniz. İstediğiniz bir konuyla ilgili temel eğitim alabilirsiniz ya da bu sene bol bol kısa yolculuklar yapabilirsiniz. Bunun yanında 10 Ocak’ta gerçekleşecek olan tutulma ile Temmuz ayında yurtdışı, yüksek eğitim, din, felsefe ile ilgili Temmuz ayında aldığınız kararlarla ilgili netleşebilirsiniz.

BALIK BURCU VE YÜKSELENİ BALIKLAR Ocak ayında ve bir yıl boyunca bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter sizin sosyal çevre, arkadaşlar,umutlar evinizi destekliyor. Bu alanlarla ilgili 1,5-2 yıl boyunca kısıtlanma, zorlanmalar yaşadınız. Çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı hayatınızdan çıkarmış olabilirsiniz ancak, artık bu alanlarla ilgili destekleniyorsunuz. Arkadaş çevreniz tamamıyla değişebilir. Peki bu, kişinin hayatında nasıl olur? Evlenir, iş, ülke değiştirir.

Bunun yanı sıra 10 Ocak’ta gerçekleşecek tutulma Temmuz ayında yaşanan bir aşk, flört veya çocuklarla ilgili alınan bir kararın netleşmesi veya sonuçlanması olabilir.

BAŞAK BURCU VE YÜKSELENİ BAŞAKLAR Ocak ayında ve bir yıl boyunca; bolluk, bereket ve şans gezegeni Jüpiter, sizin flörtler, aşk, eğlence, çocuk, hobiler, şans oyunları evinizi destekliyor. Bu alanlarla ilgili 1,5-2 yıldır zorlanmalar yaşıyor olabilirsiniz ancak Jüpiterin bu alanlarda sizi desteklemesi ile çocuğunuzun bir başarısına şahit olabilir, yeni bir aşka başlayabilir, bir hobinizi mesleğe çevirebilir veya yıl boyunca gezip, eğlenceli faaliyetlerde bulunabilirsiniz. Şans oyunlarında çok şanslı olduğunuz bir yıldasınız. Bunun yanın sıra, 10 Ocak’taki tutulma sizin Temmuz ayında sosyal çevreniz, arkadaşlarınız hakkında aldığınız bazı kararları uygulayabilir, bişeyleri sonlandırabilirsiniz. Örneğin, uzun zamandır sizi yoran bir arkadaşınızı hayatınızdan çıkarabilir ya da görüşmediğiniz bir arkadaşınızı tekrar hayatınıza sokabilirsiniz.

YAY BURCU VE YÜKSELENİ YAYLAR Ocak ayında ve bir yıl boyunca; bolluk,bereket ve şans gezegeni Jüpiter sizin para,mesleki yetenekleriniz, maddi ve manevi güven evinizi destekliyor. Bu yıl en iyi para kazanacak olan burç Yay burcu.

Bu alanlarla ilgili 1,5-2 yıldır sınandınız ama şimdi artık maddi olarak rahatlama zamanı. Yay burcu için para çok önemli olmadığı için girdiği gibi de harcar. Bu konuda temkinli olursa para ile ilgili kalıcı çözümler bulur. Bunun yanı sıra 10 Ocak’ta gerçekleşecek olan tutulma Temmuz ayında miras,vergi,bankacılık işlemleri,eşin parası ile ilgili başlamış herhangi bir durumun netleşmesi veya son bulması ile sonuçlanabilir.

127

128

129

130