Plus Dergisi - Ekim 2019

Big Chefs

Frankfurt’ta İzmir ve İstanbul’un En İyileri Mercek Altında

EMRE ERDEMOĞLU MESUT YAR ERTAN KAYITKEN GÖKAY GÖK

İzikad Ödüle Doymuyor

ÇENGELKÖY

PARKTA PRESTİJLİ

BİRDoYAŞAM sso Dossi

Residence / Villas

Simge Sagin

BASKI

Big Chefs

Frankfurt’ta

Big Chefs

t’ta İzmir ve furl’un nknbu Fraİsta En İyileri nda Altı Mercekİzmir ve İstanbul’un En İyileri cek Altında Öd üle İzik ad Mer Do ym uyo r İzik ad Öd üle r KÖYym uyo ÇENGELDo Lİ STİJ PRE KTA PAR

GELKÖY AM YAŞÇEN BİRDosso Dossi / Villas KTA PRESTİJLİ Residence PAR YAŞAM BİRDosso Dossi Residence / Villas

4

İMTİYAZ SAHİBİ Tolga Aksakal GENEL YAYIN YÖNETMENİ ( SORUMLU MÜDÜR ) Tolga Aksakal GÖRSEL YÖNETMEN İbrahim Yıldıztekin REKLAM MÜDÜRÜ Gökberk Kocaaliler EDİTÖR Gülşah Uçar Berna Dumlu KREATİF 88 Reklam Ajansı KREATİF KOORDİNATÖR Merve Çeviren REKLAM VE REZERVASYON 0850 888 25 88 info@plusdergisi.com YÖNETİM YERİ 88 Reklam Ajansı 2824 Sk. 25 / 210 Konak / İZMİR YAYIN TÜRÜ BASKI YERİ VE TARİHİ Yerel Süreli Yayın

ABONE OLUN, İZMİR VE İSTANBUL ADRESİNİZE GELSİN !

EMRE ERDEMOĞLU MESUT YAR ITKEN ERTAN KAY EMRE ERDEMOĞLU GÖK YAR GÖKAYMES UT ERTAN KAYITKEN GÖK KAY GÖ

Simge ge SSima in Sagin

Plus dergisine abone olmak için info@plusdergisi.com adresine yazabilir ya da plusdergisi.com adresinde ki abonelik formunu doldurarak bize ulaşabilirsiniz. www.plusdergisi.com

5

34 GEZENTIBUS’TAN EKİM AYINA YAKIŞACAK İZMİR’İN EN İYİ 6 KAHVALTI MEKANI !

MUTLAKA OKUYUN !

32 GÜNEŞ TAŞDELEN – YENİ BİR ÖZGÜRLÜK ‘’ UNUTULMA HAKKI ‘’

38 SWAROVSKI TAROT KOLEKSİYONU’NU MUHTEŞEM BİR PARTİYLE KUTLADI !

RÖPORTAJLAR 62 SİMGE SAĞIN İLE YENİ ÇIKARDIĞI SINGLE ‘’ AS BAYRAKLARI ‘’ VESİLESİYLE BULUŞTUK, KOYU BİR SOHBETE OTURDUK… 42 SON DÖNEMİN EN GÖZDE MODACILARINDAN BİRİ OLAN EMRE ERDEMOĞLU SORULARIMIZA İÇTENLİKLE CEVAP VERDİ 76 ERTAN KAYITKEN İLE HAYATI, MESLEĞİ VE SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ DAHİL BİRÇOK KONU İLE İLGİLİ CEVAPLARIN YER ALDIĞI SAMİMİ BİR RÖPORTAJ 84 EKRANLARIN GÜLER YÜZLÜ HABERCİSİ MESUT YAR İLE KEYİFLİ BİR SOHBET ETTİK…

6

48 İŞ DÜNYASININ YILDIZLARI PEOPLE MAKE THE BRAND 2019’DA BULUŞUYOR 60 TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ KADIN CEO’LARI BULUŞTU 104 İZMİR’DE NE DİNLEMELİ? PEKİ YA İSTANBUL DA HANGİ OYUN İZLENMELİ ?

74 EGE’NİN İKİ YAKASI : ÇEŞME FESTİVALİ 72 İSTANBUL’UN SİMGELERİ : KIZ KULESİ 90 ÖZGÜRLÜKLER ŞEHRİ AMSTERDAM !

92 20. YÜZYIL SANAT DEHASI PABLO PICASSO ARKAS SANAT MERKEZİ’NDE !

40 GÖKTUĞ KILIÇ – FITNESS’A YENİ BAŞLAYANLARIN YAPTIĞI BÜYÜK HATALAR 54 GÖKAY GÖK – TROMBOSİT AFEREZİ 58 PROF. DR. TONGUÇ İŞKEN – ASİMETRİK AĞLAYAN YÜZ SENDROMUNDAN 5 DAKİKADA KURTULABİLİRSİNİZ 68 ASLI ÇAKIL – ULTRAFIT MAKYAJ YAPMAK VE OKULDA HAVALI GÖRÜNMEK İÇİN ÖNERİLER 80 YILDIZ ZEYBEK – BUNU BEN DİYORUM 88 PROF. DR. AHMET EKİN – KIKIRDAK SAĞLIĞI 89 DOKTOR ÜMİT AKTAŞ – GRİBİN ŞİFASINI AŞIDA DEĞİL DOĞADA ARAYIN !

7

haber

Yeni Özellikler Kazanan Galaxy Watch Active2 Türkiye’de Samsung’un en yeni akıllı saati kişisel sağlığı bir üst seviyeye taşıyor ve gelişmiş özellikleri esnek bir kullanım sunuyor Samsung Electronics, popüler Galaxy akıllı saat ailesinin en yeni üyesi Galaxy Watch Active2’yi satışa sundu. Galaxy ailesinin bir parçası olan Galaxy Watch Active2, tüketicilerin kişisel yaşam tarzlarına yönelik özelleştirme seçenekleri sunmak, sağlıklı bir hayat tarzına bağlantılı yaşam sağlamak için yeni, kullanışlı ve gelişmiş özellikler sunuyor. Galaxy Watch Active2 kullanıcıların küçük fakat anlamlı günlük değişikliklerle iyi bir yaşam sürmelerine destek oluyor.

Uyku, antrenman ve stres yönetimi gibi sağlık hedeflerinden işleri verimli halletmeye kadar birçok konuda yardımcı oluyor. İster meditasyon yapmaya vakit ayırmak isteyin, ister sürekli yeniliklerden anında haberdar olmak isteyin, Galaxy Watch Active2 yaşam tarzınıza uyum sağlıyor ve fark yaratan özellikleri şık görünümle birlikte sunuyor.

Yaşam Tarzınız İçin Amaca Yönelik Tasarım Galaxy Watch Active2 hem şık hem de yaşam tarzınıza uygun olabilmesi için özenle tasarlandı. Galaxy Watch Active2, hafif alüminyum ve paslanmaz çelik olmak üzere iki farklı materyal ile kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Her iki model de 44 mm ve 40 mm çapında iki farklı boyutta geliyor. Hafif alüminyum model florlu elastomer (FKM) kayışı ile; sağlam paslanmaz çelik ise deri kayışı ile dikkat çekiyor. Akıllı saatleri çeşitli şık kayış ve kadran seçenekleriyle kişiselleştirmek de mümkün.

Galaxy Watch Active2 klasikleşmiş bezeli dijitalleştirerek şık bir yenilik sunuyor.

Dijital hale gelen bezel ile menüler arasında dolaşmak kolaylaşırken, ekran boyutu da artıyor. Şık kavisli Super AMOLED ekranın bir parçası olan dönen dokunmatik çerçeveyi saat yönünde veya saat yönünün aksine çevirerek ekranlar arasında geçiş yapabilir, favori uygulamalarınızı kolayca seçebilirsiniz. Yenilenen One UI da sade, net ve doğal bir kullanıcı deneyimi sunuyor.

8

Koton ve Bana Bana Göz Kulak Ol Derneği iş birliğiyle, 10.000 sokak hayvanının yaşam koşullarının iyileştirilmesine destek olmak amacıyla hazırlanan Koton Love Koleksiyonu; ünlü oyuncu ve ressam Zerrin Tekindor ve dövme sanatçısı Eva Karabudak tarafından özel olarak yapılan çizimlerin yer aldığı tasarımlarla zenginleşiyor.

Lezzeti Pumpkin Spice Latte Geri Dönüyor!

Kahve kültürünün dünyadaki en önemli temsilcilerinden Starbucks’ın, sonbaharı özleten balkabaklı eşsiz lezzeti Pumpkin Spice Latte, bu sonbaharda da yeniden mağazalarda yerini alıyor. Yoğun balkabağı tadından vazgeçemeyen soğuk kahve severler içinse Frappuccino seçeneği mağazalarda misafirleri bekliyor.

Yaratıcılığınızı ve Verimliliğinizi Artıran Samsung Galaxy Tab S6 Türkiye’de Galaxy Tab S6, kullanıcıların düşüncelerini hayata geçirmelerini sağlayarak mobil deneyimlerini zenginleştiriyor.

Samsung Electronics Co., Ltd. kullanıcıların yaratıcılığını destekleyen, birbirleriyle bağlantılarını güçlendiren ve yapmak istediklerini hayata geçirmelerine destek olan yeni tableti Galaxy Tab S6’yı satışa sundu.

Tasarımı yenilenen S Pen yaratıcılığı ve verimliliği yükseltiyor. Samsung’un sektördeki imzası S Pen ilk önce yazı yazma ve çizim yapma aracı olarak ortaya çıkmıştı; ancak süreç içinde mükemmel bir yaratıcılık ve verimlilik ortağına dönüştü. Şimdi Galaxy Tab S6’nın uzaktan kontrol edilebilme özelliği ve kablosuz şarj edilme olanağı, S Pen kullanıcılarını daha güçlü kılıyor ve onlara daha ileri düzeyde bir kontrol sunuyor. Dahili BLE uzaktan kumanda özelliğinin yanı sıra, S Pen ile uzaktan kontrol özelliği el ve beden hareketi fonksiyonu, daha kolay selfie’ler ve videolar çekmenizi ve tablet elinizde değilken bile yarattığınız multimedya içeriğini kontrol

edebilmenizi sağlıyor. Bunlara ilaveten S Pen, 10 saate kadar pil ömrüyle[2] kablosuz şarj olanağına sahip. Galaxy Tab S6 ile not tutmak çok kolay. El yazısıyla yazılan Samsung Note’lar, dijital metne dönüştürülebiliyor ve tek bir tıklamayla Microsoft Word formatlarına aktarılabiliyor.

Ayrıca cihaz, Samsung Notes’un pencere saydamlığını ayarlayarak, bir videoyu izlerken aynı ekran üzerine hızlıca not almanıza ya da çizim yapmanıza olanak tanıyarak çoklu-görev işlevini mükemmel bir şekilde yerine getiriyor.

Galaxy Tab S6 ile birlikte Samsung DeX’in yeni ve geliştirilmiş bir versiyonu da kullanıcılara sunuluyor.

Böylece hiç sorunsuz bir şekilde PC benzeri bir deneyime geçebiliyor, çoklu-görev ve görüntü deneyiminizi optimize edebiliyorsunuz. Galaxy Tab S6’in Book Cover klavyesine eklenen DeX fonksiyon tuşu ile bir dokunuşta DeX’i aktive edebiliyor ve kapatabiliyorsunuz. Daha üst düzeyde bir işlevsellik için klavyede yapılan ince ayarla cihaza bir S Pen bölmesi, serbest açılı katlanabilir ayak, fare özelliği gören dokunmatik yüzey eklendi.

Türk Hava Yolları’nın Yenilenen Üniformalarına ’den Özel Tasarım Çoraplar…

Türkiye’nin lider çok kategorili iç giyim moda perakende markası Penti, 2019 yılında yenilenen Türk Hava Yolları kabin ve yer hizmetleri personeli üniformalarına ait çorap tasarımlarını gerçekleştirdi.

Türkiye’nin lider, Avrupa’nın en büyük ikinci ince kadın çorabı üreticisi Penti, Türkiye’nin dünya markası Türk Hava Yolları’nın yenilenen üniformaları için özel bir çalışmaya imzaya attı. Çorap giyim kategorisinde 1960 yılından bu yana pazar liderliğini elinden bırakmayan Penti, Türk Hava Yolları’nda görevli kabin ve yer hizmetleri personeli için özel tasarım çorap koleksiyonu hazırladı. Üç Farklı Penti Çorabı…

Bacak giyimdeki uzmanlığını inovatif ürünlerle en üst seviyeye taşıyarak çorap modasına yön veren Penti, Türk Hava Yolları kabin ve yer hizmetleri personeli için 3 farklı

tipte çorap hazırladı. Mat 20 Külotlu, Mat 20 Pantolon Çorabı ve Konfor-Destek külotlu çorabı olmak üzere farklı beden seçenekleriyle hazırlanan çoraplar için duman rengi tercih edildi.

Bilekten yukarıya doğru, kademeli olarak azalan sıkılıktaki yapısı sayesinde, kan dolaşımını hızlandıran çoraplar arasında yer alan konfor-destek külotlu çorabı, bacaklarındaki ağrı ve şişlikten şikayet edenler ile uzun süre hareketsiz kalan ve seyahat halinde olan kadınlar için uzman tavsiyesi içeriyor. Isı dengeleyici özelliği sayesinde bacakların nefes almasını sağlayan çoraplar aynı zamanda antistatik özelliği ile kıyafetlerin çoraba yapışmasına engel oluyor.

Şimdi yeni BC Fibre Clinix ile Schwarzkopf Professional’ın bugüne kadarki en güçlü saç onarım performansını deneyimlemenin tam zamanı!

Benzersiz bir bakım ritüeli ile kuaförler artık müşterilerinin saçlarını 10 kata kadar GÜÇLENDİRİYOR. Arındırma ve kişiye özel saç bakımı ile saç telleri işlem görmemiş en doğal halindeki sağlıklı ve doğal yapısına geri dönüyor.

9

haber

den Akıllı Teknolojiler Vestel, tüketicinin hayatını kolaylaştıracak ürünler üretmeye, katma değerli hizmet sunacak iş birlikleri yapmaya devam ediyor. Berlin’de düzenlenen IFA Fuarı’nda Akıllı Ev konsepti altında geliştirdikleri yenilikleri açıklayan Vestel, akıllı fırınlara entegre ettiği Innit uygulaması kullanıcıların mutfakta en büyük yardımcısı olacak.

Vestel, 29’uncu kez katıldığı IFA’da Akıllı Ev konseptinin yeni teknolojilerini tanıttı. Bu kapsamda Innit’le iş birliği yaparak fırınlarını akıllandırdı. Vestel akıllı fırınlar Innit’in telefon uygulaması aracılığıyla sesle kontrol edilebilir hale geliyor. Sesli kontrolle etkinleştirilebilen Vestel akıllı fırın, kullanıcılara programlama yapmaya gerek olmadan kolay yemek pişirme imkanı sağlıyor. Tarif için ideal sıcaklığı, programı ve süreyi otomatik olarak ayarlayan Vestel akıllı fırınlar veganlar, gıda hassasiyeti ve alerjisi olanlar için dahi birçok tarif sunuyor.

Vestel Dış Ticaret Genel Müdürü Seda Kaya “Tüketicilerimizin hayatını kolaylaştıracak, zaman kazanmalarını sağlayacak her türlü teknolojiyi ürünlerimize entegre ediyoruz. Geçen yıl yaptığımız Amazon iş birliği ve bu yıl Barselona’da duyurduğumuz Google iş birliği bu vizyon çerçevesinde yapılmış anlaşmalar. Akıllı Evler, Akıllı Şehirler ve Nesnelerin İnterneti konsepti çatısı altında sunulan hizmetler Vestel’in adını sıkça duy-

Yaşlanmaya karşı etkili sonuç!

Yeni NIVEA Hyaluron Cellular Filler Şekillendirici Gece ve Gündüz Kremleri NIVEA’nın en büyük yaşlanma karşıtı ürün serisine NIVEA Hyaluron Cellular Filler Şekillendirici Gece ve Gündüz Kremleri eklendi.

duğunuz alanlar. Beyaz eşya ve TV üreticisi olmanın ötesine bir teknoloji şirketi olarak kullanıcılarımıza katma değerli hizmet sunmak için çalışıyoruz. Akıllı Ev konseptimiz altında Innit’le yaptığımız iş birliği çerçevesinde, akıllı fırınlarımız sesle kontrol edilerek kullanıcıların istediği tüm ayarları yapıyor, beslenme şekline göre farklı yemek tariflerini kolayca önüne getiriyor. Bu anlayış ile gerçekleştirdiğimiz tüm iş birlikleri bize global bir marka olmanın önünü açıyor. Önümüzdeki dönemde de bu iş birliklerine devam edeceğiz” dedi.

IKEA’dan Eve Dönüşü Renklendiren Yenilikler!

Sonbaharın gelişiyle birlikte evde keyif zamanı başladı. Bu sezon da, evde yeni heyecanları yaşamak isteyen herkesi IKEA’da yepyeni ürünler bekliyor!

PAŞABAHÇE MAĞAZALARI İMZA SERİSİ’NDEN YENİ “QUATRO” OFİS SETİ Türkiye’nin önemli isimlerini tasarımla buluşturan Paşabahçe Mağazaları’nın ‘İmza serisi’ yeni ürünlerle büyümeye devam ediyor. Paşabahçe Mağazaları ünlü tasarımcı Ayşe Birsel’in tasarladığı “Quatro” Ofis Setini İmza Serisine ekleyerek müşterilerinin beğenisine sundu.

10

NIKE YENİ KRAMPONU 2019 MERCURIAL 360’I TANITTI Nike, 1998 yılından bu yana unutulmaz bir izlenim bırakan Nike Mercurial’ın yeni modelini tanıttı. 2019 Mercurial 360 Vapor/Superfly kramponu mavi öfke ve siyah renk çeşitleriyle futbolseverlerle buluştu.

11

haber

LG’den Evleneceklere Müjde LG, 20 Eylül – 20 Ekim tarihleri arasında, LG Brand Shop’ların yanı sıra, Media Markt ve Teknosa’dan, LG markalı TV, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi ve buzdolabından oluşan “Evlilik Paketi” alan tüketicilerine yüzde 10’luk indirimin yanı sıra, LG PK3 Bluetooth Speaker ve Tefal saklama kabı hediye ediyor.

OPPO VE GOOGLE’DAN YENİLİKÇİ KAMERA TEKNOLOJİLERİNDE İŞ BİRLİĞİ Lider akıllı telefon markası OPPO ile Google arasındaki iş birliği artarak devam ediyor. OPPO, Google’ın CameraX ürününü destekleyen markalar arasında yer aldığını açıkladı.

Akıllı telefon ekosistemindeki büyük markalarla çalışmalar yapan OPPO, Google’la da önemli iş birliklerine imza atıyor. OPPO son olarak, Google’ın kamera uygulaması geliştirmek için devreye aldığı yeni Android Jetpack destek kütüphanesi CameraX platformunu desteklediğini açıkladı.

11 Eylül’de Şangay’da düzenlenen “Google Developer Days China 2019” (GDD China 2019) etkinliğinde, Reno 10x Zoom modeli üzerinden OPPO’nun görüntüleme teknolojisi ve CameraX’in desteklediği özellikler paylaşıldı. Yeni çözümlerin, Reno 10x Zoom ile birlikte OPPO Reno2 gibi bir dizi OPPO modeli tarafından destekleneceği açıkladı. CameraX

ürünü, yazılımcıların kamera deneyimlerini ve özelliklerini geliştirmelerini sağlayan bir Android çözümü olarak dikkat çekiyor. Yazılımcılar, CameraX’in OPPO akıllı telefonlara entegrasyonu ile iki satırdan daha az kod satırı uygulayarak OPPO’nun önde gelen görüntüleme teknolojilerinden faydalanabiliyor. Yazılımcılar, CameraX sayesinde, akıllı telefon modellerine özgü kodlara gerek duymadan uygulama deneyimlerini sorunsuz bir şekilde geliştirebiliyor ve OPPO’nun en gelişmiş “HDR” veya “Güzelleştirme” yeteneklerini kullanabiliyor.

DYSON’DAN YENİ NESİL EV TEMİZLİĞİ Yaz aylarının sona ermesiyle evlere dönüş başladı.

Herkes şehre, çocuklar okula dönerken; yaz boyunca ihmal edilen evlerin de yeni döneme hazırlanması büyük önem taşıyor. Evlerin üzerindeki yorgunluğu atmak ve daha sağlıklı bir ortama dönüştürmek için Dyson V11™ kablosuz süpürge ihtiyacınız olan her şeyi sunuyor.

12

Filtre kahve keyfini dilediğiniz yere taşımaya ne dersiniz? Arzum Brew’N Take kişisel filtre kahve makinesi, kahvenizi direkt paslanmaz çelik termos bardağınıza dolduruyor ve her an her yere taşımanıza kolaylık sağlıyor.

13

haber

İZİKAD’a “anlamlı ödül” İZİKAD, kadın istihdamına destek ödülü aldı Bu yıl ilk kez düzenlenen Web Firmam Dijital Ödülleri kapsamında, Ege’de kadın istihdamını en çok destekleyen sivil toplum örgütü ödülüne İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) layık görüldü. Saime Sultan Yalısı’nda düzenlenen gecede İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter ödülü Mehmet Aslaner’in elinden aldı.

“

İşte Kadın, Güçlü Kadın” sloganı ile birçok sosyal faaliyetle iş hayatında kadınlar için fark yaratan ve hayata geçirdikleri projelerle kadının sosyal statüsünün yükseltilmesini sağlayan İZİKAD, başarılı çalışmalarını ödülle taçlandırdı. İzmir İş Kadınları Derneği adına ödülü alan İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter, 2008 yılından günümüze kadının iş yaşamında daha da güçlenmesi için çalışmalar yaptıklarını söyledi.

14

Ödüller motivasyonumuz arttırıyor Dünyanın kadınlara ihtiyacı olduğunu ve kadının güçlenmesinin toplum düzeninde olumlu yansımalara sebep olacağını dile getiren Serter, “ Aldığımız bu ödüller daha fazla çalışmak içim bizim motivasyonumuzu arttırıyor. Bu ödülü derneğim adına alıyorum, bütün üyelerimizin bu ödülde ayrı ayrı emekleri var. Ülkemizde yeni girişimci kadınlar olsun diye pek çok projeye imza attık. Bizim tek bir derdimiz o da kadının güçlenmesidir” diye konuştu.

derix

15

iş

2019’da geri sayım…

Markalar! Bu fuar ile dünya sahnesinde olma fırsatını kaçırmayın.

Binlerce yatırımcı adayı için fırsat kapısı aralanıyor. Markaların “Bayim olur musun?” teklifi ile birçok kişi, kendi işinin patronu oluyor. Dünya franchise sektörünün kesişim noktası ve sektördeki her profesyonel için bir referans noktası olan Bayim Olur musun Fuarı sunduğu olanakları ve dinamik yapısıyla yine tüm beklentilerin ötesine geçmeye hazırlanıyor. Katılımcı marka, m2 ve ziyaretçi sayısı bazında Avrupa’nın ve Orta Doğu’nun en büyük franchise fuarı iş dünyasına yön vermeye devam ediyor. Medyafors Fuarcılık organizasyonu, UFRAD desteği, ERA Real Estate ana sponsorluğu ve A Para ana medya sponsorluğunda gerçekleştirilecek Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı bu yıl 10-13 Ekim 2019 tarihleri arasında düzenlenecek. CNR Fuar Merkezi 6-7. hall’lerde gerçekleştirilecek fuar, franchise ve markalı bayilik veren firmaları, ürün ve hizmet veren tedarikçileri girişimci ve yatırımcılarla 17. kez İstanbul’da buluşturacak. Franchise sektörünün kalbinin attığı Bayim Olur musun 2019, pazar büyüklüğü 50milyar dolara ulaşan franchise sektörüne, 4 günde 1 milyar dolarlık hacim kazandırmayı hedefliyor.

K

OSGEB’in desteklediği fuar, istihdam oluşturma ve yeni iş alanları yaratma anlamında Türk ekonomisine önemli katkılar sağlamakla birlikte ziyaretçi, katılımcı sayısı ve yarattığı iş hacmi açısından her geçen yıl önemli başarılara imza atıyor. 50 m2’ye kadar m2 başına 100 TL KOSGEB desteği olan fuar’ ın toplamda 5431 m2’si desteklenmekte olup son başvuru tarihi 4 Ekim 2019’dur.

Tüm dünyanın buluşma noktası..

Dünyadaki sektör profesyonellerinin buluşma noktası olarak tüm ülkelerden ilgiyle karşılanan Bayim Olur musun fuarında geçtiğimiz yıl, 72 ülkeden gelen bin profesyonel ziyaretçi yerli markalarla ticari işbirliği görüşmeleri gerçekleştirdi. Yabancı yatırımcılar Türk firmalarıyla, özellikle yurtdışına açılma planları yapan markalar ile verimli görüşmeler yaptılar. Türkiye’deki markaların yurtdışına açılmasına yardımcı olan ve yurtdışı menşeli markaların ülke ekonomisine katkısını sağlayan Bayim Olur musun fuarında bu yıl ülke ve ziyaretçi sayısında geçen yıla göre önemli bir artış bekleniyor.

4 gün boyunca iş konuşun Sektörün büyümesi için en önemli platformlardan biri olan Bayim Olur musun 2019’da, 100’ü aşkın ülkeden gelecek sektör profesyonelleri, fuardaki yerel ve uluslararası katılımcılarla buluşacak. Franchise

16

sektörüne yön veren Bayim Olur musun fuarı katılımcılarına 4 gün boyunca network, anlaşmalar, iş bağlantıları ve iş birlikleri vadediyor.

“Fuar, globalleşme ve dünyaya açılma adına önemli bir adım” Medyafors Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Özhan Erem, bugüne kadar toplam 16 fuar gerçekleştirerek Bayim Olur musun Fuar’ına’ 400 binden fazla ziyaretçinin geldiğini, 3500 yerli yabancı ve dünyaca ünlü markaların katılım sağladığını hatırlatarak şunları söyledi: “Markalar ve girişimcilere fırsat sunan franchise sistemine talebin her geçen gün arttığını gözlemliyoruz. Ekonomiyi canlandıran bu sistem, aynı zamanda yerel markaların ulusal pazara, ulusal markaların ise yurtdışı pazarına açılmasına olanak sağlıyor. Bu yıl zincir markalar şubeleşme atağında hız kazanacaklar. Birçok yeni marka franchise sistemine dahil olacak.

Girişimci sayısı ve ilgisi giderek artıyor. Büyümek isteyen markalar ile girişimcileri arasında köprü kurduğumuz aynı zamanda markalar ile hizmet sağlayan tedarikçi firmaları buluşturduğumuz bu dev organizasyon, m2 büyüklüğü, yerli yabancı katılımcı sayısı ve ziyaretçi sayısı ile dünya franchise zirvesine ev sahipliği yapıyor. 200’e yakın perakende ve yeme-içme noktasının hedeflendiği fuarın yeme-içme oranı %40 olacaktır. Bununla birlikte pek çok sektörden katılım sağlayan fuarımızın ülke ekonomisinin canlanmasına ve istihdamın artmasına katkısı oldukça büyük. Bu yolda hız kesmeden devam edeceğiz.”

17

BigChefs Avrupa’daki ilk şubesini Frankfurt’ta açtı Türkiye ve Orta Doğu’da 60 şubesi olan BigChefs, Avrupa’ya adımını Frankfurt ile atıyor. Yeni BigChefs şubesi, Frankfurt’un canlı alışveriş caddelerinden Zeil üzerinde yer alan AVM’de açıldı.

Türkiye ve Orta Doğu’da 60 şubesi olan BigChefs, Avrupa’ya adımını Frankfurt ile atıyor. Yeni BigChefs şubesi, Frankfurt’un canlı alışveriş caddelerinden Zeil üzerinde yer alan AVM’de açıldı.

18

B

igChefs’in lezzetleri, konforlu dekorasyonu eşliğinde Frankfurt’a da taşınıyor. Avrupa’nın finans merkezlerinden biri olarak bilinen şehrin tanınmış caddesi üzerinde yer alan MyZeil Alışveriş Merkezi’ndeki BigChefs, AVM’nin ‘Foodtopia’ adı verilen yemek ve eğlence katında yer alıyor.

180 misafir kapasiteli yeni şube, 650 metrekarelik geniş bir alan üzerine tasarlanmış. Ege ve Doğu Akdeniz esintilerini Türk misafirperverliği ile Frankfurt’a taşıyacak BigChefs menüsünde, hem Dünya hem de Türk mutfağından seçilmiş lezzetlerin yanında lokal tatlar da bulunacak. Restoran içerisinde BigChefs’in Türkiye’den

getireceği nar ekşisi, zeytinyağı, mandalina reçeli gibi tatların satın alınabileceği minik bir satış yeri de olacak.

Frankfurt’taki misafirleri her şubede olduğu gibi geniş bir BigChefs menüsü bekliyor. Çok sevilen kahvaltılar, öğle ve akşam yemeği seçenekleri, mezeler, tatlılar, taze taze hazırlanan kokteyller Almanya’daki şubede de yer alacak.

Avrupa’nın ilk BigChefs şubesinin Frankfurt’ta açılmasının ardından markanın yeni yerler için çalışmaları devam edecek. Yurtiçinde ve yurtdışında açılacak yeni şubelerle BigChefs yakın gelecekte daha çok misafir ağırlayacak.

19

davet

Ender Duran, Mustafa İduğ, Gülsevil Ağca, Aylin Güney

Fatih Özfatura, Damla Özkılınç

Yaşar Üniversitesi’nde Yeni Akademik Yıl Resepsiyonu Yaşar Üniversitesi 2019-2020 akademik yılı için Selçuk Yaşar Kampüsü’nde bir tören ve resepsiyon düzenlendi.

Y

aşar Üniversitesi 2019-2020 akademik yılı için Selçuk Yaşar Kampüsü’nde bir tören ve resepsiyon düzenlendi.

Törene, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, Yaşar Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekilleri Feyhan Yaşar ile İdil Yiğitbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörü Prof.Dr. Yusuf Baran, İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Murat Aşkar, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyeleri Prof.Dr. Atila Sezgin, Dr. Mehmet Aktaş ve Özer Kırca ile akademisyenler, çalışanlar ve öğrenciler katıldı.

Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Çok çalışarak, birbirimize ve öğrencilerimize inanarak, Yaşar Üniversitesi’ni çok daha yukarılara taşıyacağız. Bilimsel araştırmaların, nitelikli yayınların, patentlerin, girişimcilik uygulamalarının arttırılması, bilginin ürün ve hizmete dönüşmesi yönündeki çabalarımız üniversitemizi daha da öne çıkaracaktır” dedi.

Törenden sonra düzenlenen resepsiyonda üniversite çalışanları, öğrenciler ve konuklar yeni akademik yıla merhaba dedi.

Miray – Hüseyin Arslan

20

Pervin Ersoy, Gülmüş Börühan

Selen – Arslan Örnek

Nükhet Karagülmez, Cansu Biter

Murat Aşkar, Cemali Dinçer, Yusuf Baran

Azra – Ruhan Uzel

Tuğba Dass, Merve Akıntürk

21

moda

ZUBİZU Alışveriş Günleri Binlerce Kişiyi Ağırladı Türkiye’nin en iyi markalarının yer aldığı “ZUBİZU Alışveriş Günleri” 24 - 25 Eylül tarihlerinde Zorlu PSM Meydan Fuaye’de gerçekleşti.

Didem İnselel - Aslı Enver

Fulya Gündoğdu

Aslı Goncer

Ayfer Toprak

1

00’e yakın marka ve tasarımcının ziyaretçilerle buluştuğu ZUBİZU Alışveriş Günleri 24 – 25 Eylül’de Zorlu PSM Meydan Fuaye’de alışveriş severlerle buluştu. Yılın en sevilen etkinliklerinden olan “ZUBİZU Alışveriş Günleri” ünlü isimlerin ilgi odağı oldu.

ZUBİZU üyelerinin bir yandan alışverişlerini yaparken bir yandan da keyifli vakit geçirdikleri ZUBİZU Alışverişi Günleri’nde, ünlü isimlerin markaları da ZUBİZU üyelerine özel ayrıcalıklar sundu.

Neslihan Arslan Didem İnselel

22

Armağan Portakal

Zeyno Gonenc - Didem İnselel

ZUBİZU Alışverişi Günleri; Akbank’ın ana sponsorluğu, Giybi, Kolay Depo, Siemens ve WMF’in co-sponsorluğu ve Antur organizasyonuyla gerçekleşti.

toprak Ĺ&#x;eker

23

style

TWIST PREFALL 2019 KOLEKSİYONU İLE STİL DÜELLOSUNA DAVET!

Levi’s® premium çanta koleksiyonunu sunar: Levi’s® L-Bag

Sokağın özgür ruhu Twist Sonbahar-Kış 2019 koleksiyonunun yüksek enerjisiyle yeni mevsime hazır! Geçiş mevsiminin atmosferini yansıtan en canlı renk ve desenlerle stil düellosuna davetlisin!

Vahşi Batı hassasiyetiyle Avrupa şıklığının karışımı

Michael Kors’tan Sonbaharın Mor Esintisi

Sonbahar/Kış 2019 “WORK AND PLAY”

Michael Kors’un mor rengi zarif tasarımlarla buluşturduğu yeni koleksiyonu, ince zevkleri sahip kadınların favorisi olacak.

NetWork Sonbahar/Kış 2019 Koleksiyonu bu sezon ilhamını “1 Kişi, 2 Tavır”dan ilham alarak kurguladığı oyunu ile karşınıza çıkıyor.

Fiyat bilgisi: MK6670 2400 TL MK6671 2400 TL

IPEKYOL PRE-FALL 2019 KOLEKSİYONU İLE TATLI BİR SONBAHAR ESİNTİSİ

24

Stil gücünü feminen silüetlere taşıyan IPEKYOL Pre-Fall 2019 Koleksiyonu, şehrin hareketine kısa bir mola vererek dinginliğin & doğallığın kalbine doğru açılmaya hazırlanıyor.

Minimalist Şıklığın Zirvesi: DKNY New York’un enerjisini ve ruhunu tasarımlarına yansıtan DKNY, Soho koleksiyonuna eklenen yeni modelini şıklığı sadelikte arayan kadınların beğenisine sunuyor.

Fiyat bilgisi: NY2308 1.190 TL

25

davet

Pepsi® Tadım Testi yıldızlarla dolu partiyle kutlandı.

Pepsi® markasının yüzü Beyazıt Öztürk’ün katılımıyla gerçekleşen partide markanın tüketicilerin %59’u tarafından tercih edilmesi kutlandı.

Merve Boluğur

P

Oğulcan Engin

Burak Yoruk - Sibil Çetinkaya

epsi® Tadım Testi’nin başarısı, dün gece Alancha’da düzenlenen ve milyonların sevgilisi Beyazıt Öztürk’ün katılımıyla gerçekleşen partide Aslı Hünel ve eşi Savaş Yurtsever, Batuhan Ekşi, Burak Yörük, Burcu Binici, Gökhan Güneş, Gülay Kamaz, Emel Yıldırım, Sinem Yıldırım ile kızı Lara, Nalan Salur, Nila Fırat, Merve Boluğur, Oğulcan Engin, Petek Ertüre, Seçkin Piriler, Tamer Yılmaz ve Zeynep Tosun gibi çok sayıda ünlünün katılımıyla kutlandı.

Pepsi® Tadım Testi, katılımcıların eğlenceli bir şekilde kendi kola tatlarını keşfetmelerini teşvik ediyor. Dört yıl önce Türkiye’de başladığından bu yana Pepsi® Tadım Testi’ne ülke çapında 59 şehirde yaklaşık 148 bin kişi katılım gösterdi. Pepsi® toplam 4 yılın sonunda yüzde 59 oranı ile tüketicilerin tercih ettiği lezzet oldu.

26

Emel Yıldırım

Gülay Kamaz

Pepsi® reklamları, dijital kanaldaki orijinal karakterleri ve esprili skeçleriyle Türkiye’yi eğlendiren Beyazıt Öztürk’ün Pepsi® Tadım Testi reklam çekimlerinde yaşananları anlatırken “Çok güzel bir dönem geçirdik. Hepsi Bir Yana Pepsi Bir Yana sloganıyla çıktık.

Bu iş birliğini kabul etmemdeki en önemli sebeplerden bir tanesi 19 şehri gezeceğim diye anneme söyledim. Oğlum belki kısmetin 19 şehirden birindedir bir taşla iki kuş vurursun belki” esprisi katılımcıları kahkahaya boğdu.

Beyazıt Öztürk şöyle konuştu: “Pepsi, lezzetinin yanı sıra kola tutkunlarına sunduğu eğlendirici içerikleri ve deneyimleriyle de dünyada kendini kanıtlamış büyük bir marka. Bana bu teklif geldiğinde çok mutlu oldum. Projenin parçası olmak çok keyifliydi.

Uluslararası bir markanın bir projesinde yer almaktan da gurur duyuyorum.”

Nişantaşı’nda Liste Başı!

SAM Kitchen&Bar’ın Menüsüne Yeni Lezzetler Katıldı Nişantaşı Milli Reasürans Çarşısı’nın dikkat çeken restoranı SAM Kitchen&Bar, eylül ayına menüsüne kattığı yeni lezzetlerle girdi. Yeni tarifler hem göze hem damağa hitap ediyor.

Yeni menüde yer alan Kabak Cipsi, Kinoa Burger ve Pancarlı Bahçe Salata menünün iddialı lezzetlerinden sadece birkaçı...

L

okal lezzetlerin çağdaş yorumlarından oluşan menüsü, şık ve ferah atmosferi ile yeni müdavimlerini yaratan SAM Kitchen&Bar eylül ayına yeni lezzetlerle “Merhaba” dedi. Tereyağlı, pul biberli yoğurt sos ile servis edilen Kabak Cipsi, dört tahıllı kinoalı köfte, karamelize soğan ve tahin sos ile hazırlanan Kinoa Burger, Akdeniz yeşillikleri, İzmir tulumu ve nar ekşili sosla harmanlanan Pancarlı Bahçe Salata mevsimin ruhuna hitap ediyor. Yazın olduğu gibi kışın da semtin en uğrak mekânlarından biri olmaya aday SAM Kitchen&Bar iddialı menüsü ile adeta bir şölen sunuyor.

Mevsime Özel Garnitürler SAM Kitchen&Bar’ın ana yemek menüsü oldukça zengin. Kırmızı et ve balık ağırlıklı olan menüde garnitürler de en az ana yemek kadar dikkat çekiyor. Izgara Levrek Fileto’nun yanında servis edilen Pancar Tuzu inovatif bir lezzet olarak karşımıza çıkarken; ağır ateşte pişirilen Dana Yanak’a eşlik eden Karnabahar Püresi mevsimin öne çıkan lezzetlerinden biri…

Günün Her Saati…

SAM Kitchen&Bar yemekleriyle olduğu kadar ambiyansıyla da dikkat çekiyor.

Kapısından içeriye girdiğinizde iç dekorasyonundaki beyaz dokunuşlar ve sıcak atmosferi ile yemek keyfinizi artırıyor. Günün her saatini aynı coşkuyla karşılayan SAM Kitchen&Bar hem evinizdeki rahatlığı hem de Nişantaşı’nın zarifliğini hissetmenizi sağlıyor.

27

davet

Çamlıbel Vakfı Kadınları Destekleyecek Tüp bebek konusunda Türkiye’nin önde gelen ismi Prof. Dr. Teksen Çamlıbel, eğitim ve kültür alanında başarılı kadınları desteklemek ve tüp bebek hayalini maddi zorluklar nedeniyle gerçekleştiremeyen kadınlara yardımcı olmak amacıyla Çamlıbel Vakfı’nı kurdu.

P

rof.Dr. Teksen Çamlıbel tarafından sağlık, eğitim ve kültür alanlarında, kadınları desteklemek amacıyla kurulacak Çamlıbel Vakfı’nın tanıtım daveti 18 Eylül Çarşamba akşamı Les Ottomans Otel’de gerçekleştirildi. Davetin onur konuğu, dünyanın ilk tüp bebeği Louise Brown İngiltere’den gelerek hikayesini ve tecrübelerini aktardı. Davete doktorlar, iş adamları, tanınmış simalar ve kadınlar büyük ilgi gösterdi.

Amerika’da eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye gelen ve İstanbul’daki ilk tüp bebek merkezini kuran Prof.Dr. Teksen Çamlıbel, bir tüm branşlı genel hastane dahil 4 ülkede açtığı 7 şube ile binlerce aileyi çocuk sahibi yaptı. Bugün, meslek hayatının 40. yılında

28

Çamlıbel Vakfı’nı kurarak günümüzde artan tedavi masrafları yüzünden çocuk sahibi olmak isteyip bunu finansal olarak karşılayamayan ailelere ayni ve maddi yardım yaparak yardımcı olmayı amaçlıyor.

Çamlıbel Vakfı aynı zamanda eğitim bilim ve kültür alanlarında da kadınların gelişimine katkıda bulunarak topluma fayda sağlamayı hedefliyor. Bu amaçla eğitim, bilim ve edebiyat ile müzik gibi kültür alanlarında umut veren kadınları bularak desteklemeyi, başarılı olanlara burs ve teşvik ödülleri vermeyi planlıyor. Çamlıbel Vakfı, bu konularda kuracağı danışma kurulları ile bu kişilerin seçilmesi ve desteklenmesini sağlayacak ve bu konularda çalışmalar yapan diğer kadın platformları ile bir işbirliği içinde olacak.

Erkan-Gülbin Simitçioğlu

Ayşe Arvas, Murat Uluğ

Jülide-Mehmet Ali Berkman

Eren - Dilan Can

Chris Gaunt, Gülten Süzer

Demet Şener Küpeli

29

röportaj

Arzen Dondurma Yapay ürünlerin sağlığa zararları ortaya çıktıkca insanlar organik ürünleri aramaya başladı. Doğal dondurma üretimi ile Türkiye'de adından söz ettiren Arzen Dondurmalarının ve Kılıçoğlu markasının mimarı Murat Kılıç ile sektördeki tecrübesi ve geleceğe yönelik hedefleri üzerine sohbet ettik.

S

ektör Sürecinizden Kısaca Bahseder Misiniz ?

1989 yılında Kılıçoğlu markasıyla tatlı, dondurma, baklava üreten bir firma olarak faaliyete başladık. 30 yıldır bir yandan şube sayısına ilaveler yaparak büyürken, dondurma alanında da üretim kapasitesini artırmayı ve tüm Türkiye’nin tanıdığı bildiği bir marka olmayı hedefledik. Kılıçoğlu markasıyla toplam 12 tane şubemiz var. İstanbul’da 18 yıldır dondurma pazarlama ve dağıtımı yapıyoruz. İstanbul’da yaklaşık 2000’e yakın pastane ve cafe Arzen ürünlerini tercih etmektedir. Ayrıca Kasım ayı itibarıyla dökme, hand made special ve madlen çikolata üretim ve pazarlamasına da başlayacağız.

Bu kadar kaliteli ve beğenilen bir ürünü mutlaka bizim şubeleşme noktasında geliştirmemiz, büyütmemiz lazım. İstanbul’da önümüzdeki yıllarda kendimize belirlediğimiz hedef Arzen markasını bir Türkiye markası haline getirmek. Bununla ilgili olarak da yaptığımız ciddi çalışmalarımız var.

Arzen Dondurmaları Nerede Ve Hangi Şartlarda Üretilmektedir ? Şuan Erzurum merkezde 22.000 m2 alan üzerinde toplam 1000 m2 kapalı alan içerisinde dondurma üretimi yapmaktayız. Tesisimiz İtalyan dondurma üretim teknolojileri kullanılarak son derece modern teknolojilerle donatılmıştır. Depolama soğuk depo odaları, labaratuvarlar- mix hazırlama bölümünde ,CIP gibi departmanlardan oluşmaktadır. Arzen üretim tesisleri günlük 50.000 kg dondurma ve 85.000 adet sütlü tatlı üretim ve depolama kapasitesine sahiptir.

Fabrikamızda hijyen en üst standartlar da uygulamaktadır.Tüm hammadde girişleri titizlikle incelenmekte ,laboratuvar işlemleri, nihai ürün testleri ve tahlilleri yapılmakta ve ürünler el değmeden ambalajlanarak tüketiciye ulaşmaktadır. Arzen, süt üretiminde bölgenin bitki florasının zenginliğini en büyük avantaj olarak kullanmaktadır.

Kendi enerjisini kendisi üreten bir tesisiniz var. Bu yatırımınızdan bahseder misiniz?

Dondurma üretimi ciddi manada enerjiye dayalı bir üretim. Elektrik tüketimi çok fazla. Onun için maliyetlerimizi de aşağı çekmemiz lazım diye düşündük. Yaklaşık 3 bin 500 metrekare bir alan üzerine hem çatı kısmını hem diğer kısımları kullanmak suretiyle de güneşten elektrik enerjisi üreterek de maliyetlerimizi düşürmeyi hedefledik, güneş panellerimizi kurduk. Artık fabrikamızın enerjisini de kendimiz üretiyoruz.

Bu da Türkiye’de sanırım bu anlamdaki ilk tesislerden birisidir. Ben

30

bunun öncelikle örnek teşkil etmesini istiyorum. Çünkü güneş enerjisini kullanma noktasında hem ülke olarak hem de bölge olarak çok gerilerdeyiz.

Dondurma anlamında farklı lezzetler de deniyorsunuz. Ürünlerinizin lezzet sırrından bahsedebilir misiniz ?

Tamamen doğal ürünler üretiyoruz. Bizim ürettiğimiz dondurmaların tamamı doğal süt, doğal salep, tabiattan toplanan hakiki salep, süt ve süt kremasından oluşan ürünler. Yine meyveli dondurmalarda kullandığımız ürünlerde tamamen tabi doğal meyveler. Kendimiz özel olarak seçiyoruz bu meyveleri. Hiçbir katkı maddesi kullanmadan üretiyoruz. Tatlandırıcı ve renklendirici kullanmıyoruz.

Organik Dondurma Pazarında Arzen Dondurmalarının Konumu Nedir ?

Gerçekten bu bölgenin ürünü organiktir ama, biz bunu belgelendirmek istiyoruz. Dondurmada da çeşitlerimizi artırarak gidiyoruz. Tüketicilerimiz daha çok, tabi ürünlere ilgi, alaka gösteriyor.

Mesela şu anda yüzde yüz organik baldan, hiç şeker kullanmadan dondurma üretiyoruz. Buna çok ilgi gösteriliyor. Çok farklı çeşitlerde, çok farklı meyvelerle dondurma üretebiliyoruz. Bunlardan bir kısmı belki tüketimi az olabiliyor ama bazıları da çok fazla ilgi alaka görüyor. Bunları da yine çeşitlendirerek devam edeceğiz. Mesela kış aylarında narlı ve kuşburnulu dondurma yaptık. Tamamen doğal nar suyundan. Önümüzdeki süreçlerde çok farklı meyvelerden yine farklı ürünlerin birleşiminden farklı meyvelerin birleşiminden çeşitlendirmeler yapacağız. Bunlarla da yine ürünlerimizi zenginleştirmeyi düşünüyoruz.

Külahta kornet tipi dondurmalar var. Bu tarz paketleme de yapacak mısınız? Uzun vadede böyle bir düşünceniz var mı?

Bunu yapabiliriz. Üretim kabiliyetimiz var. Makine ekipmanımız var. Tabi o biraz daha endüstriyel alana giriyor. Biz tam endüstriyel bir dondurma üreticisi olmayı istemiyoruz. Daha spesifik özel ürünler yapmak istiyoruz. Çünkü o alana girdiğiniz zaman işte süt tozundan başka ham maddelerden, bir ilaç reçetesi gibi bir ürün yapmak zorunda kalıyorsunuz. Daha suni ürünler yapmak zorunda kalabiliyorsunuz.

Biz doğal olmak istiyoruz. Doğal ürünler üretmek istiyoruz. Bunun için o alandan uzak durmak istiyoruz açıkçası. Doğal süte dayalı, doğal meyvelere dayalı ürünler üretmek taraftarıyız. Açıkçası tam endüstriyel alana girmek istemiyoruz.

Arzen dondurmaları olarak geleceğe yönelik hedefleriniz nedir?

Biz yıllarca bölgeden bir marka çıkarmanın hayalini kurduk. Azimle gayretle çalıştık. Ulusal bir marka olmanız için İstanbul pazarına girmeniz gerekiyor. Amacımız Arzen lezzetiyle tüm Türkiye’yi buluşturmak. Bu konudaki proje hazırlıklarımızı tamamladık. Türkiye’de franchise sayımızı artırarak, farklı bölgelerde pazarlama faaliyetlerine hız katarak ve yurt dışına ihracaat yaparak büyümeyi hedeflemekteyiz.

31

köşe

Yeni bir özgürlük

TAŞDELEN HUKUK BÜROSU AVUKAT

“ Unutulma Hakkı”

Güneş TAŞDELEN Çoğumuzun yabancı olduğu bu iki kelime, sosyal medya kullanımı ve dijital arşivlemenin artmasıyla gündeme gelmiş bir “kavram”. Kavram diyoruz zira henüz ülkemizde ve dünyada da bir “ hak “ olarak kabulü yasalaşmış değil. Bu kavramı anlamlandırmak gerekirse; kişilerin dijital arşivde bulunmasından rahatsız oldukları fotoğraf, resim, yazı vb. paylaşımların unutulmasını istemeleri neticesinde kaldırılmasını, arama motorlarında çıkmamasının sağlanması şeklinde ifade edebiliriz. Sonuç olarak hangimiz pişman olacağımız ya da hayatımızı negatif etkileyecek paylaşımlar yapmıyoruz ki? Veya ileride hayatımızda sorun çıkaracak bir habere maruz kalmayacağımızın garantisini kim verebilir?

2

8 Mayıs 2013 tarihinde başlayan gezi olaylarında meydanlarda çekilen fotoğraflarından dolayı işten atılanlar ya da oralarda bulunulmasına tepki gösterdiği için yaptığı paylaşımlar sebebiyle işinden olanlar, yeniden iş bulsa da ismi “Google” denen belaya yazıldığında boy boy fotoğrafları siyasal, magazinsel haberlerde çıkanlar… İşte konumuzu oluşturan unutulma hakkı bize, “ böyle şeylerle karşılaşma, sen esasında kötü bir şey yapmadın insanlar bunu yanlış anlayabilir iyisi mi biz bunu yok edelim..” diyebilme imkanı sunan bir özgürlüktür. “ Hmmmm. Yahu Güneş! Nerede haber alma özgürlüğü, adam yapmış bir şey bunu gizlemek ne kadar doğru? Yanımızda olan insanla alakalı hiç mi bilgi sahibi olmayalım !?” , Olma kardeşim olma… Hiç mi pişman olmadın yaptıklarından? Veya çekildiğin yüzlerce fotoğrafın kaç tanesini beğeniyorsun? … Stalk kültürü, teknolojik arsızlıklar, maalesef insanların özel hayatları ile ilgili toplanan bilgilerin mahremiyetini ortadan kaldırdı… İşte bu yozlaşma da çeşitli bazı hakları ve özgürlük düşüncesini beraberinde getiriyor tıpkı Unutulma Hakkı gibi.

Ne güzel ki, sadece Ab ülkelerinde de olsa bir vatandaş

32

Google a karşı verdiği savaşı hiç olmazsa Avrupa coğrafyasında kazandı bundan birkaç gün önce. İşin güzel tarafı Anayasa Mahkememiz de bu hakkın varlığı tanıyarak belli sınırlar dâhilinde bunun bir hak ve özgürlük olduğunu, her ne kadar bağlayıcı olmasa da bir basın duyurusuyla vatandaşlarımıza duyurdu. Hatta “ Unutulma hakkı, internet ortamında bir haberin uzun süredir kolayca ulaşılabilir olması nedeniyle kişinin şeref ve itibarının zedelenmesi durumunda gündeme gelmektedir. Bu hakkın amacı, internetin yaygınlaşması ve sağladığı imkânlar nedeniyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişilerin manevi varlığının geliştirilmesi hakkı arasında gerekli hassas dengenin kurulmasını sağlamaktır. O hâlde bu yol, internet ortamında haber arşivini koruma altına alan basın özgürlüğünün ve halkın haber ve fikirlere ulaşma özgürlüğünün özüne dokunmayacak ve aynı zamanda hak sahibinin çıkarlarını koruyacak şekilde kullanılmalıdır. “ gibi muazzam bir detayı da bizlerle paylaştı.

O halde direkt eniştemizin yıllar önce paylaştığı o sünnet fotoğrafları üstünde bu hakkımızı kullanarak özgürlükler dünyasına adım atabiliriz.

Hayırlı olsun! ! !

Dijitalleşmenin Temelini Oluşturan Wipelot Endüstri 4.0 Zirvesi’nde Türkiye’de endüstriyel IoT alanında üretim yapan ilk teknoloji şirketi olan Okyanus Teknoloji, dijitalleşmenin temelini oluşturan Wipelot markası ile bu yıl ikinci kez düzenlenecek Endüstri 4.0 Uygulamaları Zirvesi ve Sergisi’ne katılıyor. 1-3 Ekim tarihleri arasında Yeşilköy WOW Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek zirvede C1 numaralı stantta yer alacak olan şirket, görünmeyeni görünür kılan gerçek zamanlı konum belirleme çözümü Wipelot ile üretim ve iş süreçlerinde yaşanan yüksek katma değere dikkat çekecek.

G

erçek zamanlı konum belirleme (RTLS), radyo frekanslı tanıma (RFID), mobil teknolojiler ve iletişim teknolojileri alanındaki yüzde yüz yerli çözümleriyle 25 ülkede kullanılmakta olan Wipelot, bu yıl 1-3 Ekim tarihleri arasında Yeşilköy WOW Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek Endüstri 4.0 Uygulamaları Zirvesi ve Sergisi’nde sektör oyuncularıyla bir araya gelmeye hazırlanıyor. Endüstri 4.0 alanındaki güncel gelişmelere ışık tutan zirvede C1 numaralı standında katılımcıları ağırlayacak olan Okyanus Teknoloji, gerçek zamanlı konum belirleme çözümü Wipelot ile pek çok farklı sektöre sunduğu yüksek iş verimliliği, hız artışı ve iş güvenliği hakkında sektör temsilcilerine bilgi aktarmayı hedefliyor. Şirket yetkilileri ayrıca zirve kapsamında gerçekleştirilecek olan panelde konuşma da yapacak. İş süreçlerini iyileştiren ve hızlandıran teknoloji Global şirketlerin ve Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu konumundaki firmaların dijitalleşen iş süreçlerinde verimlilik, hız artışı ve iş güvenliği sağlayan gerçek zamanlı izleme teknolojileri markası Wipelot; otomotiv, beyaz eşya, metal, enerji, gıda, sağlık, ilaç, kozmetik ve tekstil gibi sanayi kollarının yanı sıra madencilik,

inşaat, havacılık, savunma sanayi gibi pek çok farklı sektöre yüksek katma değer sunuyor. Wipelot sayesinde pek çok işletmenin en büyük sorunları arasında yer alan; ekipmanlarım, iş makinalarım, üretimdeki yarı mamullerim ve demirbaşlarım nerede, şu an kaç adet demirbaşım var ve kaçı kullanımda, personelim nerede, verimli çalışıyor mu, bir kaza ya da sorun yaşadılar mı, forkliftler çalışanlarıma çarpabilir mi, tesisimdeki sıcaklık, nem, gaz değerleri ne durumda ve çalışanlarım için sorun teşkil edebilir mi, işletmemin hangi bölümünde kaç adam saatlik iş var gibi soruların cevaplarını bulmak çok kolay hale geliyor.

Bugünün ve geleceğin dijital fabrikalarında üretimin daha verimli bir şekilde planlanması ve süreçlerin iyileştirilmesi, işletmelerde ekipmanların izlenmesi, iş güvenliği için personellerin ve taşeronların takibi gibi kritik iş süreçlerinin sağlıklı bir şekilde yönetilmesini sağlayan Wipelot, bu sayede işletmelerde enerji tasarrufu, kalite, hız, verimlilik ve ciro artışına imkan tanıyor. İşletmelerdeki tüm varlıkların ve durumlarının görünürlüğünü sağlayarak dijitalleşme yolunda temel bir eksiği tamamlayan Wipelot, ekonomik ve kablosuz bir çözüm olarak dikkat çekiyor. Ayrıca konum temelli süreçlerdeki olası zaman kayıplarını tespit ederek uçtan uca izlenebilirlik sağlıyor.

33

köşe

@GEZENTİBUS BLOGGER

Merhaba ben GezentiBus! Sizlere İzmir’den 6 farklı mekandan kahvaltı önerilerinde bulundum. En sevdiği öğün kahvaltıdır düşüncesinde biri olarak söyleyebilirim ki Cemal Süreya çok haklı. Kesinlikle ‘Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı’. #gezentibuskahvalti

Karşıyaka 1912

BÜŞRA ULU

Karşıyaka: Bindokuzyüzoniki

S

öylediğim gibi benim için en keyifli ve en güzel öğün kahvaltıdır.

Hele ki Pazar Kahvaltısı vazgeçilmezdir. Karşıyaka Yalı’da bulunan BinDokuzYüzOnİki Plus ta harika bir kahvaltıya misafir oldum. Gerçekten çok memnun kaldım. Gözlemlediğim kadarıyla her misafirlerine ilgi alaka ve ürünler aynı şekilde. Bu da benim için çok önemli bir detay. Kahvaltıda ekstra sipariş vermekten pek hoşlanmam, sıcak ürünlerin de dahil olması taraftarıyım.

Bu kahvaltıda ekstra ürüne gerek yok. Sıcak ürünleri bile tek çeşitle sınırlı kalmıyor. Kahvaltıda bulunan her bir ürün özenle seçilmiş. Görselde bulunan iki kişilik kahvaltısı.

Neler mi var?; 3 Çeşit Peynir, Siyah Zeytin, 2 Çeşit Yeşil Zeytin, 2 Çeşit Reçel, Nutella, Baharatlı Tereyağı, Bal, Kaymak, Domates, Salatalık, Acuka, Lor Peyniri, Salam, Sigara Böreği, Sosis, Patates Kızartması, Pişi, Yumurta Kapama ve Sınırsız Çay.

Kısacası kahvaltı oldukça zengin, doyurucu. Çeşitliliğe göre fiyatı çok uygun. Konumu da oldukça merkezi ve her türlü ulaşım için uygun.

Ben çok beğendim, sizlere de kesinlikle tavsiye ediyorum. Karşıyaka Sahili’nde keyifli bir kahvaltı için bu adresi unutmayın. Şimdiden afiyet olsun.

34

Urla İnek Obası:

K

endimizi şöyle nefis bir kahvaltı için dışarıya atmak şart. Uzun zamandır meşhur Van Kahvaltısı’nı denemek istiyordum.

Ancak bildiğiniz üzere İzmir’de yöresel mutfakların oldukça büyük bir açığı var. Yavaş yavaş kendilerini göstermeye çalıştılar.

Umarım mekan çeşitliliği artar.

Gelelim İnek Obası ’nın kahvaltısına. Burası Urla anayol üzerinde bulunan bir mekan. Özellikle çocuklu aileler için oldukça uygun. Kahvaltısına ekstra bir şeyler söylemenize gerek kalmıyor.

Kahvaltıda neler mi var; 4 çeşit peynir (biri yöresel otlu peynir) , süt kaymağı, haşlanmış yumurta , 2 çeşit zeytin, domates , salatalık , yeşillik , kuru cacık, kahvaltılık çemen, bal , kırmızı köz biber, muhammara, acı biber , pekmez, mandalina reçeli, şeftali reçeli , sınırsız çay mevcut ve kahvaltıya dahil olan sıcaklar ise Menemen, yöresel olarak; Kavut ve Murtua geliyor. Bir de ketesi var ki sormayın. Tabii ki o da kahvaltıya dahil. Doğrusunu söylemek gerekirse Kavut benim damak tadıma pek uymadı ancak Murtua’ya bayıldım. Çalışanlar oldukça ilgili.

Ayrıca artan yiyecekleri hayvan dostlarımıza veriyorlarmış. Eee dahası afiyet olsun!

Güzelbahçe: Da’s Cantina / Mahalle

S

erpme ya da kahvaltı tabaklarından sıkılanlardan mısınız?

O zaman bu önerim tam size göre. Adım attığımız her mekan, fırından kafeye, balıkçıdan steakhousea her yer kahvaltı servisi verir oldu. Şu sıralar, en sevdiğim öğün olan kahvaltıyı her yerde bulabilmeme rağmen daha çok sadece kahvaltı servisi yapan ya da geleneksel Türk kahvaltısındansa böyle ekmek üstü lezzetleri tercih ediyorum. Mahalle Güzelbahçe’de yer alan Da’s Cantina’nın Ekşi Mayalı Ekmek Üzerinde Avokado Ezme ve Poşe Yumurtasını tercih ettik. Gördüğünüz üzere yanında Cantina Salatası’yla servis ediliyor.

Avokadoyu tek başına yiyemesem de, bu şekilde ezme olunca rahatlıkla tüketebiliyorum. Benim için sade olmasın yeter. Görkemli serpme kahvaltılardan sonra akıllara bu beni doyurur mu düşüncesi gelse de; sağlıklı ve doyurucu bir tabak olduğunu söyleyebilirim.

Bana kalırsa Mahalle’nin en güzel yerini Cantina kapmış diyebilirim.

Küçük ama sıcacık bir mekan burası. Bu arada kahve kupalarına ve kirpi sütlüklerine bayıldığımı söylemeden edemeyeceğim. Bu kahvaltıdan sonra el yapımı seramik ürünlere merak saldım :)

Urla İnek Obası

Çiçekli Avlu

Sakız Reçeli

Nonis House

Çeşme: Noni’s House

Ç

eşme Ovacık’ta bulunan Noni’s House’un kahvaltısından bahsetmek istiyorum. Öncelikle eğer yaz sezonu tercih edecekseniz eğer sezon açıldığında buraya rezervasyonsuz gelmeyin derim. ( Daha önce kapıdan dönmüşlüğüm çok) Kapalı alanda oturmak istiyorsanız yine de rezervasyon yaptırmakta fayda var.

Burası çok güzel dekore edilmiş Çeşme ruhunu %100 hissettiren bir mekan. Özellikle fotoğraf çekilmeyi sevenlere çok uygun.

Serpme kahvaltısı, sınırsız olarak servis ediliyor. Serpme kahvaltı dahilinde olan her şeyden tekrar tekrar isteyebiliyorsunuz.

Serpme kahvaltıya neler dahil derseniz; çay, pişi, peynir tabağı, zeytin, reçel çeşitleri, bal kaymak, tahin&pekmez, çingen pilavı, çemen, domates, yeşillik, salatalık, biber, havuç, böğürtlen reçelli lor, tereyağı ve minik poğaçalar. Biz ekstra olarak Noni’s Menemen söyledik. Özellikle pişilerini çok sevdim, pofuduk pofuduk. Fiyatlar biraz yüksek, ancak Çeşme’ye göre makul diyebilirim.

Seferihisar/ Ulamış: Çiçekli Avlu

H

er şeyiyle beğendiğim bir kahvaltı; Çiçekli Avlu. Seferihisar’ın Ulamış Köyü’nde bulunan Çiçekli Avlu, taş plaktan gelen müzik eşliğinde kahvaltı yapabileceğiniz bir mekan. Şunu söylemeliyim ki ben bu kahvaltıya resmen BA-YIL-DIM. Nedeni ise hiçbir ekstra sipariş vermenize gerek yok. Benim serpme kahvaltılarda en çok aradığım özelliklerden biri de bu. Özellikle Cumartesi günleri buraya gitmenizi öneriyorum. Köye özgü olan Karakılçık buğdayından yapılan ekmek sadece cumartesi günleri çıkıyor ve buna ek olarak keyifli kahvaltınızın ardından köy pazarını da gezebilirsiniz. Kahvaltıya gelirsek görselde bulunan her şey serpme kahvaltıya dahil. Sofrada bulunan bütün ürünler yerel halk tarafından yapılıyor. Hepsi el emeği, doğal ve çok lezzetli. Köye özgü Armola Peyniri ve Tortu da bu nefis kahvaltıya dahil. Buraya gelmenizi mutlaka öneriyorum öneriyorum. Cumartesi ve pazar günleri dışında gelmek isterseniz 5 kişi ve üzerini rezervasyon ile kabul ediyorlar.

Alaçatı: Sakız Reçeli

K

ahvaltının mutlulukla bir ilgisi var demiştik ancak pazar kahvaltılarının yeri çok ayrı. Alaçatı’da La Capria Suite Hotel’in içinde harika tatlarla hizmet veren Sakız Reçeli, adeta kalbimize taht kurdu.

Kahvaltınızı ister set, ister tek tek sipariş vererek oluşturabilmenizin yanında kendi spesiyallerinin de olduğunu söylemem gerek.

Biz kahvaltımızı taze sıkılmış portakal suyu eşliğinde iki kişilik Kritik Kahvaltı sipariş ederek bir de Nirvana ile taçlandırdık. Kritik kahvaltıda ne var derseniz; 5 tatlı, 5 tuzlu, peynir tabağı, domates biber tabağı, tereyağlı cunda peyniri, pişi tabağı ve sınırsız çay. Nirvana ise fotoğrafta köşede bulunan adının hakkını kesinlikle veren bir lezzet diyebilirim. Ekşi maya ekmek üzerine avokado sos, poşe yumurta ve dana baconın nefis buluşması: Nirvana.

Ortam şahane, kahvaltı menüsü oldukça zengin. Eee dahası mı? Bize de keyfini çıkarmak kalıyor.

Güzelbahçe Das Cantina

35

iş

TÜGEM İZMİR, GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNÜ DİJİTAL DÜNYA İLE BULUŞTURACAK

Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) İzmir Temsilciliği, sektör paydaşlarını çözüm ortakları ile tanıştırmak ve dijital pazarlamadaki yeniliklerle iş verimliliğini artırmak amacıyla Prop Tech İzmir adlı bir etkinlik düzenleyecek.

M

egapol Group’un ana sponsorluğunda 12 Ekim Cumartesi günü Megapol Çarşı Kule’de gerçekleştirilecek organizasyon Ege bölgesinde bulunan 400’e yakın sektör temsilcisini bir araya getirirken; dijital dünyadaki son gelişmelerin sektöre olan yansımaları ele alınacak.

TÜGEM İzmir Temsilciliği Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Akıncı, Prop Tech İzmir ile sektörün prestijinin artmasını, mesleki standartların netleştirilmesini ve mesleğe yeni başlayan gayrimenkul danışmanlarına ışık tutmayı hedeflediklerini söyledi.

Akıncı, “Ücretsiz olarak düzenleyeceğimiz etkinlik, alanında profesyonel isimlerin ayrıntılı sunumlarıyla gün boyu sürecek.

Teknoloji çağına ayak uydurmak ve günümüz dijital networklerinden gayrimenkul sektörü paydaşlarının daha etkin bir şekilde yararlanmasını sağlamak için bu önemli organizasyonu İzmir’de ilk defa gerçekleştireceğiz. Etkinlik kapsamında gerçekleştirilecek

36

sunumların yanı sıra; firmalar kendi stantlarını da açarak sektör temsilcilerine bilgilendirme yapacaklar. Panellerde ise yeni trend ve teknolojik gelişmelere değinilecek. Mesleki standartları yükselterek gayrimenkul sektörü çalışanlarını dijital dünyayla buluşturmak istiyoruz” diye konuştu. İnşaat sektörü ve gayrimenkulün ülkemizdeki en önemli ekonomik dinamiklerden olduğunu ifade eden Yönetim Kurulu Üyesi Gülçin Okay da, “Gerçekleştirilecek organizasyon ile sektör çalışanlarının bilgileri güncellenecek; mesleklerindeki devamlılığın artırılarak satış ve pazarlama becerilerinin yükseltileceği bir ortamın yaratılmasında önemli mesafe kat edilecek” dedi.

Etkinlikte aralarında İzmir Ekonomi Üniversitesi YK Üyesi ve Meslek Yüksek Okulu Müdürü Burçin Önder’in de olduğu önemli isimlerin değerli bilgiler paylaşacağını hatırlatan Okay, TÜGEM İzmir Temsilciliği olarak sektörün gelişimi için çalışmalarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

37

Swarovski Tarot

Koleksiyonu ’nu

Asena Sarıbatur

Aslıhan Karaaslan Neslihan Karaaslan

Bilge Yenigül

muhteşem bir partiyle kutladı

Rakipsiz kalitesi, el işçiliği ve yaratıcılığıyla bilinen Swarovski, yeni sonbahar Tarot Koleksiyonu’nu muhteşem bir partiyle kutladı. Bu özel geceye katılan davetliler arasında Gözde Mutluer, Dilara Koçak, Batya Kebudi, Gözde Kaya, Melis Tüzunguç, Cansu Melis Karakuş, Sezgİ Sena Hasoğlu, Asena Sarıbatur, Zeynep Soylu gibi isimler bulunuyordu.

S

warovski her sezon dünyanın dört bir yanındaki modern ve güçlü kadınların hayal gücünü yansıtan bir tema seçerken, sonbahar koleksiyonu ilhamını tarotun sihrinden alıyor.

Yeni sezonda kadınların bu hayallerini gerçeğe dönüştürmek için Swarovski, yeni sonbahar Tarot Koleksiyonu’nu, Sadece Tasarım’da gerçekleştirilen özel bir partiyle, markanın ruhunu ve tarot dünyasını yansıtan yaratıcı dekorasyon ve sunumlarla kutladı.

Yeni sezonun ruh halini yansıtan bu koleksiyonda silüetler, ışıltılı semboller, simgeler ve işaretler tarzı fark etmeksizin tüm kadınlara ışıltı katıyor. Korumayı simgeleyen

38

iç içe geçmiş el tasarımıyla dikkat çeken bileklikten tarot kartlarının göz alıcı çizimlerine yeni bir boyut kazandıran küpelere ve asırlık tarot sembollerine gönderme yapan kolyeye kadar yeni sonbahar koleksiyonu simgelere birçok farklı ışıltılı yorum getiriyor. Bu çok özel koleksiyon kadınları kendi günlük ama sıra dışı stillerini oluşturmanın yanı sıra, kaderlerini şekillendirmeye davet ediyor.

Kristalin gücünün ve sihrin ışıltısının kutlandığı bu büyülü gecede davetliler tarot falı, burç dövmesi ve jonglörlük gibi deneyimlerin yanı sıra etkinliğin ruhunu yansıtan kokteyl ve ikramlarla tarot dünyasının gizemini ve yeni koleksiyonu keşfetti.

Tuğçe Meşeoğlu - Yaprak Medine Buket Güler

Damla Kalaycık

Zeynep Soylu Ece Salıcı

Pelin Taşkıran Ozlem Güsar

Setenay Cankat Ekin Gücük

Zeynep Soylu - Oğuz_Erel

Sezgi Sena Hasoglu

39

köşe

MISTRAL CARRERA FİTNESS & SPA İş geliştirme sorumlusu / medical trainer

Fitness’a Yeni Başlayanların Yaptığı Büyük Hatalar

Göktuğ KILIÇ

Hepimiz yaptığımız spordan daha fazla verim almak istiyoruz. Ancak daha fazla verimi, keyifli ve sürdürülebilir bir şekilde, sakatlıklardan kaçınarak almaya çalışmalıyız. Bu amaç doğrultusunda özellikle fitness sporuyla yeni tanışanların yoğunlukla yaptığı hatalardan bahsedeceğiz. Yaptığın spordan sıkıldın mı? Başarısız mı hissediyorsun? Bu hataları düzeltirsen her şey çok daha eforsuz ve keyifli olacak!

H

ızlı İlerlemeye Çalışıyorsun Spordan hızlı şekilde geri dönüş almayı elbette herkes ister ve istemelidir. Ancak bu hırs bizi çoğu zaman başarısızlığa sürüklüyor. Ne yazık ki sektör verilerine göre spor salonlarına kayıt olan her 10 bireyin 9’u spora bir ay bile devam edemiyor.

Hızlı başlayıp, hızlıca bırakmak istemeyiz. Spor ancak devamlılık sağlandığında hayatımıza katacaktır. Her şeyi bir anda yapmak zorunda değiliz, acele etme! Muhtemelen hemen çok yüksek ağırlıklar kaldıramayacaksın, diyetin muhteşem işlemeyecek, spora şevkle gidemeyeceğin günler olacak. Bunlar ancak zamanla kazanabileceğimiz şeyler. Ayrıca kısa sürede arzuladığın fiziğe ulaşamayacaksın. Muhtemelen istediğin vücut için en az 6 ay düzenli sporuna ve beslenmene dikkat etmelisin.Bu süreçte beslenme çok daha aktif rol oynadığını unutmayın! Keyif ve sürdürülebilirlik dikkat edeceğin en önemli noktalar olmalı.

Bilinçli Bir Programın Yok Spor salonuna gittiğinde ne yapman gerektiğini bilmiyorsun.

Bir şeyler yapsan dahi, işler istediğin gibi gitmediğinde nasıl

40

değişiklik yapman gerektiğini bilmiyorsun. Antrenmanlarını takip etmiyorsun, her hafta aynı egzersizleri aşağı yukarı aynı şekilde yapıp salondan ayrılıyorsun.

Takip etmiyorsak, tahmin ederiz. Egzersiz psikologlarına göre ise tahminlerimiz genelde çok kötü. Bu yüzden mutlaka egzersiz fizyolojisinin adaptasyon prensiplerine göre bilinçli şekilde, hayat standartlarımıza uygun ve bizi daha da motive edecek bir programa sahip olmalıyız. Hangi gün hangi egzersizi ne şekilde yapacağımız önceden belli olmalı. Egzersiz değil, antrenman yapmalıyız.

Ağırlık Çalışmıyorsun Atletik ve estetik bir fizik için yalnızca koşu bandında veya bisiklette kardiyo yapmak yeter zannediyorsun. Ağırlık çalışmanın bir şekilde zararlı olduğunu düşünüyorsun veya sakatlanmaktan endişe ediyorsun. Oysa ki ağırlık çalışmamak daha zararlı.

30 yaşından itibaren kas kaybetmeye başlıyoruz. Kas kütlemizin olmayışı vücudumuzda ağrı ve sakatlıkları artırıyor. Vücudumuzun estetik hatlara sahip olması kas kütlemiz ile beraber geliyor.

Oysa ki kardiyo çalışmaları kas kütlesini artırmaktan ziyade enerji harcamamıza neden oluyor. Bunun yağ yakımında faydası bulunuyor, fakat ağırlık çalışmak kaslarımızı geliştirdiği ve metabolizmamızı hızlandırdığı için zamanla oturduğumuz yerde kalori tüketir hale geliyoruz. Dolayısıyla estetik ve sağlıklı bir vücut için muhakkak ağırlık çalışmalıyız.

Egzersizleri Doğru Şekilde Uygulamıyorsun Omurgan kambur, kalçanı kullanamıyorsun, tekniğine yoğunlaşmadan çalışıyorsun. Egzersizleri öğrenmek için sabırlı değilsin. Kabul edelim o kadar keyifli gelmeyebiliyor başlarda. Ancak eğer en baştan doğru öğrenmek için gayret edersen spor hayatın boyunca endişelenmene gerek kalmayacak. Gayret etmekten kastım eğitmenine saygı duy ve onu dinle..

Egzersizleri doğru yapmadığımızda aylar da geçse bazı kaslarımız gelişmiyor, çünkü onları hedefleyemiyoruz. Daha da önemlisi eklemlerimize veya yumuşak dokularımıza zarar verebiliyoruz. Egzersizleri doğru şekilde öğrenmek için kendimize biraz zaman vermeli, egomuzu bir tarafa bırakmalıyız. Bir eğitmene danışabilirsin, kendini videoya kaydedip izleyebilirsin. Özellikle bir yerinde rahatsızlık veya ağrı hissediyorsan kesinlikle üzerine gitmemelisin. Spordan daha iyi verim alabilmek için ağırlık çalışmasına vücudunu yıpratmak için yapman gereken bir şey değil, bir sanat disipliniyle yaklaşmalısın.

Her geçen gün yeni bir metodun veya ekipmanın popüler olduğu zengin bir dünya fitness dünyası.

Hemen hemen her metodun da bir mantığı bulunuyor. Fakat metotlar arasında sürekli geçiş yapmak ve adaptasyon prensiplerine izin vermeden o yeni ve “devrim niteliğindeki” egzersizleri uygulamak bize faydadan çok zarar getirecektir.

Gerek kendi başına, gerek eğitmeninle beraber antrenman yaparken amacın her antrenmanda daha iyi performansa erişmek olmalıdır. Her geçen gün daha hızlı, daha güçlü, daha enerjik olmalısın. Bunun için birkaç hafta geçmesini beklemene gerek yok, uyguladığın şeylerin moda olması da gerekmiyor. Eğer her antrenman daha iyi oluyorsan, istediğin gibi eğlenebilirsin.

Her antrenman daha iyi olmuyorsan, bir şeyler yanlış gidiyor demektir.fonksiyonel antrenmanlar da eğitmenin bilgi ve tecrübesi çok önemlidir. Bunu es geçemezsin ve dikkatli olmalısın. Sen eğitmeni yine sev sosyal olarak görüş al ama ilerleyemiyorsan bırak ! geri dönüşü olmayan sakatlıklara yol açabilirsin.

Yağ Yaktıran, Sıkılaştıran Egzersizi Arıyorsun Egzersizlerin vücudumuzda 3 etkisi olur: enerji harcarız, kaslarımız güçlenir, kaslarımız büyür. Kaslarımız “sıkılaşma” yaşamazlar, ya da karın kası çalışmak göbeğimizdeki yağları eritmez.

Yağlar vücudumuzun enerji deposudur. Yağlarımızın yakılması da vücudumuzun enerji ihtiyacı hissetmesiyle ortaya çıkar. Egzer-

sizle beraber vücudumuz ekstra enerjiye ihtiyaç duyduğu için depoladığı bu yağları yakmaya başlar. Bu yağlar çalışılan kasın etrafından yakılmaz, vücudumuz nereden isterse oradan yakılır.

Genelde de nerede daha fazla ise oradan yakılmaya başlar.

Sıkılaşma ise yağlarımızın yakılarak vücudumuzun daha incelmesi ve sertleşmesi ile gerçekleşir. Dolayısıyla bir egzersiz direkt olarak vücudumuzu sıkılaştırmaz. Egzersizler kasları büyütür, ama yağları da yaktığı için daha sıkı görünürüz.

Bu sebeple özellikle bir bölgeden yağ yakmak için, “sıkılaştıran egzersiz” aramamıza gerek yok. Bu yaklaşım bazen o bölgenin daha da kalınlaşmasına neden olabilir. Yapmamız gereken kalori harcayarak vücudumuzun o bölgedeki yağları tüketmesine yardımcı olmak. Bunu da beslenme ile yapabiliriz.

Beslenme Düzenin Hayatını Zindan Ediyor En önemli noktanın sürdürülebilirlik olduğundan bahsetmiştik.

Eğer uyguladığın beslenme düzenini ömür boyunca uygulayabileceğine inanmıyorsan, muhtemelen yanlış yoldasın. Beslenme aslında kısıtlayıcı ve keyifsiz olmak zorunda değil. Eğer bir sağlık problemin yoksa, illa belli gıdaları tüketip diğerlerinden kaçınman gerekmiyor. Çoğu zaman vücudumuzu değiştirmemiz için gerçekten önemli olan şeyin ne olduğunu anlayamadığımızda gereksiz efor sergileyebiliyoruz, hatta karşılığını da alamıyoruz.

Popüler olan ama hiç alışık olmadığın o diyeti uygulamak zorunda değilsin.

Yağlar ya da karbonhidratlar düşman, proteinler mucizevi değil.

Yapman gereken hayat şartlarına en yakın şekilde sağlıklı pişirme teknikleri ile dengeli şekilde beslenmek.

Herhangi bir besin grubunu dengesiz şekilde abartmadığın müddetçe muhtemelen doğru yoldasın. Yani karbonhidrat düşman değil, çok fazla karbonhidrat düşman. Şeker kötü değil, dengesiz şekilde fazla şeker kötü. Fast food kötü değil, sürekli fast food tüketmek kötü. Muhtemelen beslenmeye dair birçok sorun var, bunların yanıtını Folkart Towers Carrera Fitness’a gelerek öğrenebilirsiniz.

Fitness sporunda en sık yapılan hataları inceledik. Bu hatalara dikkat ettiğinde spor daha verimli ve daha da önemlisi keyifli hale gelecek. Hayat kalitemizi artırmanın en basit ve en verimli yolu düzenli spor yapmak. Bu konuda sana destek olmak için merak ettiğin sorularını bekliyorum.

DİP NOT : kış sezonuna girdik çok yiyelim az üşürüz moduna girmeye gerek yok :) sağlıklı ve bol sporlu sezon geçirmeniz dileğiyle hepinizi sevgi ile selamlıyorum.

41

röportaj

Emre ERDEMOĞLU

‘’ ONU ALMA BENI AL ‘’ dedi...

Son dönemin en gözde modacılarından biri olan Emre ERDEMOĞLU sorularımıza içtenlikle cevap verdi.

M

art ayında gerçekleşen Mercedes-Fasion Week’te yeni koleksiyonunuz “Onu Alma Beni Al’ı ilk kez moda severlerle buluşturdunuz. Koleksiyonun hikayesini, nasıl oluştuğunu anlatır mısınız?

Koleksiyonun bütününde Sezen Aksu şarkıları ve portresi ilmek ilmek işlenmiştir. Tüm detaylarda Sezen Aksu portresini grafiksel bir dille yorumlayıp, şarkı sözleri koleksiyona enjekte edilmiştir.

Emre Erdemoğlu 2019-2020 Sonbahar-Kış koleksiyonunda geçmiş, gelecek ve an arasındaki ilişkide, duygu, hayal ve gerçeklikler ekseninde, aşkın sonsuz gücü ile perçinlenen “ ONU ALMA BENİ AL” temasını vurguluyoruz.

Sezen Aksu’dan ilham alınarak hayata geçirilen koleksiyonumuz, özellikle aşka olan inancımızın yok olduğu bu süreçte, bizi bekleyen geleceğe karşı optimist bir tavır takınıyor.

Aşkı anlatım biçimini seviyorum. Duygusu, hikayesi hep çok yüksek.

Bunun için inmiş sanki bu topraklara... Görevi bu belli ki... Sezen çok özel bir kadın. Hiç sevmem diyenin bile bir Sezen şarkısı vardır!

42

Neden Sezen Aksu ve onun eserlerini tercih ettiniz?

Bu yaz erkeklerin renkleri neler olacak? Erkekleri nasıl detaylar, renkler bekliyor? Sizin koleksiyonda neler göreceğiz?

70’ler retro akımının sokak stiliyle birleştirildiği koleksiyonda, oversize formda kabanlar, print desenli gömlekler, tel kırma nakışlı ceketler, parçaboya kadife takımlar, uçuşan trençkotlar, lila rengi uzun el örmesi kemerler koleksiyonda sıkça karşılaştığımız detaylar arasında yer alıyor.

Deneysel tavırla yaratılan detaylar ile bütünleşen zamansız klasik yorumlar, geleneksel tavrı yeniden algılama fırsatı veriyor. Sıcak ve soğuk renklerin bir arada sunulduğu iki kutuplu koleksiyonu daha da çarpıcı ve eğlenceli hale getiriyor. “ Street Fashion” anlayışıyla geliştirilen yeni tek parça ürün nitelikleri ile oyuncu bir kişilik kazandırdığımız takım anlayışı, bu sezon her zamanki fitlerimizle beraber yeni fit önerilerini de içinde barındıracak şekilde tasarlandı. Ve geniş çaplı, uzun soluklu bir dinamizmi Emre Erdemoğlu erkeğine katıyor. Özel apreli kumaşlardan hazırlanan koleksiyon, İtalyan stiline yeni bir soluk getirme iddiasını güçlendiriyor.

Farklı fitlerde yüksek bel kesimlerle geliştirdiğimiz pantolonlar, geniş omuzlu bol siluetli ceketler ve yuvarlatılmış omuzlu çalışmalar, önerileri ve tasvirleri genişletiyor. Daha genç ve daha çarpıcı siluet yaratma ustalığına konsantre olduğumuz bu sezonda, özel dikiş teknikleri yarı terzi işçiliklerle geleceğe dönük iyimser tavrı ortaya koyuyor.

43

röportaj

lerin başında aksesuar gelir. Ben aksesuar olmadan hazırladığım koleksiyonun looklarını asla tamamlayamam. Eksik hissederim. Çok sıradan bir kombini aksesuarla bambaşka bir yere taşıyabilirsiniz. Puzzle gibi düşünün. Eksik parçayı bulduğunuz zaman resim tamamlanıyor. Aksesuarı koleksiyonla bir bütün düşünüp bütününe yaydığınız zaman ortaya çok daha idealist, kişilikli koleksiyonlar çıkıyor.

Türkiye’de yaşayan erkeklerin stil sahibi olabilmeleri için nelere dikkat etmesi gerekir? Tavsiyelere ihtiyacımız olduğu ortada.

Aslında bu karın ağrısı sadece Türkiye’de değil tüm dünyada aynı. İnsanlar önce kendi vücudunu tanımalı. Vücut propozisyonunu, rengini iyi bilirsen seçimlerin daha kolay oluyor. Moda diye bir şeyi alıp giymek bana akıllıca gelmiyor. Stilinize uygun şeyler giyerek puan toplarsınız. Üzerinizde taşıdığınız herhangi bir şeyin ruhunuzla öpüşmesine izin verin. Yer-mekan-zaman üçlüsüde burada önemli rol oynamakta. Gideceğiniz yeri-zamanı düşünerek giyinmelisiniz.

Podyumlarda gördüğümüz tasarımları hayatın içine nasıl uygulayabiliriz?

Emre Erdemoğlu erkeği nasıl bir karaktere sahip? Kim o?

Yenilikçi, dinamik, elegance... Bu üçünü taşıyor olmanız gerekiyor her şeyden önce. Yeniliğe açık olan, sitiliyle ilham veren, giydiği ürünün ruhuyla kendi ruhunu öpüştürebilen erkeklerin gardrobuna hitap ediyorum. Mevcut gardroba sahip, hikayesi olan karakterleri seviyorum. Daha kolay anlaşıyorum onlarla.

Koleksiyonlarınızı nasıl hazırlıyorsunuz? İlham aldığınız şeyler nedir? Öncelik her zaman hedef kitledir benim için; oluşturduğum hikayedeki karakterlerle hedef kitlem arasında bir bağ oluştururum.

Bu dengeyi kurmayı başardıktan sonra, “Concept Board”umu hazırlarım. Hazırladığım sezonun temasını belirlemeden önce, anahtar kelimelerimi oluştururum. Bunların anlamlarını, tarihsel boyutundan günümüzdeki yerine kadar araştırmalar yaparım. Anahtar kelimemin sanata, spora, yaşama etkisini araştırırım. Hikayemin içerisine girecek ana ve ara renkleri belirlerim. Konseptimle ilgili yeterince araştırma yaptıktan sonra ortaya çıkan kimlik yüzümde tebessüm oluşturup beni heyecanlandırıyorsa bu doğru yolda olduğumu gösteriyor zaten… İşte bu yüzden bütün koleksiyonlarımın dili oluyor… Söyleyecek birşeyleri, anlatacakları oluyor… Hikaye tadında oluyor…

Yeni tasarımlar yaparken aksesuarlara ne kadar yer verirsin? Aksesuarlar senin için ne ifade ediyor?

Stil sahibi bir erkeğin gardrobunda olması gereken en önemli şey-

44

Parça bütün ilişkisi çok önemli, farklı parçaları birbiriyle öpüştürdüğünüzde ortaya şahane looklar çıkıyor. Çok avangart diyebileceğimiz bir parçayı öyle bir kombinle bütünleştirirsiniz ki, yumuşar, kaybolur...Tat verir...Aslında defilelerde de bu lezzeti çok kıvamında vermek gerekiyor.

Styling yaparken onun dozunu iyi ayarlarsanız koleksiyon parçalarınızla kimseyi korkutmamış, aksine cesaretlendirmiş oluyorsunuz.

Bu koleksiyonunuzda unisex kıyafetler de göze çarpıyor. Bu tercihli bir şey mi? Özellikle yeni kuşakla beraber çok rağbet görmeye başlayan “cinsiyetsizlik akımı”nı nasıl yorumluyorsunuz?

80’lerde hakim olan cinsiyet rollerine karşı çıkma ve bir anlamda bu cinsiyet rollerini “bükme” anlayışını bu aralar çok düşünüyorum, çünkü o zamanlar yenilikçi ve cesur olan bu fikirler, 2000’li yılların Y Kuşağı için artık aşılmış bir konu. Y Kuşağı artık her iki cinsin de istediği gibi davranabileceğini, tek bir uygun “kadın” ve “erkek” görüntüsünün olmadığını düşünüyor. Artık insanlar sokaklarda cinsiyet ayrımı gözetmeksizin uzun bir kazak, dar bir tayt veya bol desenli bir gömlek giyebiliyorlar.

Cinsel kimliğin kıyafetler aracılığıyla belirlenmesine karşı çıkışı, 21. yüzyılda artık su

götürmez bir şekilde haklı bulunuyor. Benim de koleksiyonlarımda bu kavramı yakalamanız mümkün.

Türkiye’deki erkek moda ,marka ve stil dünyasını nasıl buluyorsunuz? Neler eksik, neler fazla?

Ben insanların giydikleri kıyafetlerin ruhlarıyla ilişki içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Kişinin kimliğinden bir iz taşımalı mutlaka.

Bu bazen bir renk, bazen bir doku, bazen bir aksesuar da olabilir.

Sizin kişiliğinizi ele verecek doneler olmalı üzerinizde. Bir başkası gibi görünmek yerine kendi tarzınızı en modern hale getirmeniz taraftarıyım.

Kostüm seçiminde ten renginiz, anatominiz, ışığınız çok önemli. Yakışan yakışmayan her şeyi giymememiz gerektiğiniz düşünüyorum. Maalesef Türk markaları “Copy-Paste”den bir türlü kurtulamadılar. Farkındaysanız sokaktaki herkes birbirine çok benziyor. Çünkü alışveriş yaptığınız bütün markalar birbirinden kopyalayarak koleksiyon hazırlıyor. Durum böyle olunca sokak da sizi heyecanlandıracak, ilham verebilecek birine rastlamıyorsunuz. Ticari kaygılar çerçevesinde hazırlanan koleksiyonların ruhu olmuyor.

Türkiye sizin gibi başarılı modacılara destek veriyor mu?

Bu yolculuğa ilk başladığım günden bugüne yanımda olan EİB (Ege İhracatçı Birliği) hayatımın her alanında olacak. Üniversite yıllarındayken katıldığım “Eib Moda Tasarım Yarışması”ndan aldığım ödülle başladı tüm hikayem ve bugün markamla ilgili böyle güzel platformlarda ülkemi temsil etmemdeki rolleri çok büyüktür. Sadece madden değil, Eib her alanda benim kanadım oldu...

Türk tasarımcıların en büyük destekçilerinden bir tanesi de İTKİB (İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri) yapılan birçok moda olayında Türk tasarımcısına ivme kazandıran, markalarımızın büyüme ve gelişmesinde önemli rol oynamakta. Markamı ilk kurduğum yıllarda “İstanbul Fashion İncube” bünyesinde yer alarak markalaşma sürecimi işinde çok profesyonel bir ekipten danışmanlık hizmetleri alarak gerçekleştirmiştim. İşin birçok sancısını sağlam bir ekip yanımdayken atlattığım için şuan çok daha profesyonel yaklaşabiliyorum.

Bir erkeğin dolabında mutlaka olması gereken yegane parçalar neler? İyi dikilmiş siyah smokin, her zaman jilet gibi ütülü beyaz smokin gömlek, Vücut propozisyonunuza uygun deri ceket ( gerçek deri ), Yıkamalı blue-jean pantolon, bence bir gardrobun olmazsa olmazıdır. Günü kurtarır ,zamansızdır...

Eskiden Avrupa ve ABD’deki sahne insanlarında gördüğümüz sıra dışılık bizim sahne dünyamızda epeydir mevcut. Bu sadece bir şov mu yoksa erkek tasarım dünyasının yıkılan tabuları mı?

Dünya değişiyor. Artık giysi kodları da değişti. Cinsiyetsiz koleksiyonlar hazırlanıyor. Erkekler de renk, pırıltı ve feminen detayları üzerinde taşımaktan çekinmiyor. Daha özgür bir dünyada yaşıyoruz.

Dolayısıyla tabularda yıkılıyor...

Emre Erdemoğlu olarak kimleri giydiriyorsun? Kimlerle çalışıyorsun? Bu proses sizde nasıl gelişiyor?

Dokuları, tarzları birbirinden çok ayrı isimlerle çalışıyoruz. Kenan Doğulu, Murat Boz, Gökhan Türkmen, Yalın, Emre Altuğ, Emre Aydın, Murat Dalkılıç, Keremcem, Mehmet Erdem ,Kaan Urgancıoğlu, Mehmet Günsur, Zeynep Mansur, Simge Sağın, Ayşegül Aldinç, Zuhal Olcay bunlardan birkaçı. Hepsiyle farklı projeler için bir araya geliyoruz. İşin en keyifli kısmı stil olarak birbirinden farklı isimlere hitap etmek.

Türk erkeklerin stili ve modaya yaklaşımlarını nasıl buluyorsunuz? Neler eksik, neler fazla?

Ben insanların giydikleri kıyafetlerin ruhlarıyla ilişki içinde olması gerektiğini düşünüyorum. Kişinin kimliğinden bir iz taşımalı mutlaka.

Bu bazen bir renk, bazen bir doku, bazen bir aksesuar da olabilir.

Sizin kişiliğinizi ele verecek doneler olmalı üzerinizde. Bir başkası gibi görünmek yerine kendi tarzınızı en eğlenceli hale getirmeniz taraftarıyım.

Kostüm seçiminde ten renginiz, anatominiz, ışığınız çok önemli.

Yakışan yakışmayan her şeyi giymememiz gerektiğiniz düşünüyorum.

Siz erkek tasarımı üzerine çalışmalar yapan birisiniz. Erkekler için tasarım yapmak kadınlar için tasarım yapmaktan farklı mı?

Kesinlikle farklı. Daha eğlenceli. Erkekler inandıkları kişilere teslim olurlar. Kadınlar başkaları için giyindiği için hata yapma oranları daha yüksektir.

Stilde belli bir yolda gidemezler. Hep değişkendir, çünkü etrafında çok fazla rakibi vardır. Erkek gerçekten ihtiyaç duyar, satın alır. Bunu yaparken de teslim olur.

45

46

47

iş

İŞ DÜNYASININ YILDIZLARI PEOPLE MAKE THE BRAND 2019’DA BULUŞUYOR Türkiye’nin en önemli işveren markası konferansı People Make The Brand (PMB), 7. yılında insan kaynakları, pazarlama ve iletişim dünyasını bir araya getiriyor.

B

u yıl “Psikolojik Sermaye” konusunun ele alınacağı PMB, alanında uzman konuşmacıları ve ele aldığı konularıyla merakla bekleniyor. Universum Orta Doğu Direktörü ve Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı Evrim Kuran’ın açılışını yapacağı konferansın moderatörlüğünü Harvard Business Review Türkiye Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turan üstlenecek.

Psikolog ve yazar konuşmasında; okulda öğrenilen değil, hayatın içinde mücadele ile kazanılan yaşam becerilerine, erken yaşta alınan sorumlulukların sonucunda gelişen psikolojik iyi hale, gençlerin hak ettikleri noktaya gelmeleri ve yaşadıkları hayatın hakkını vermek için geliştirmeleri gereken öz yeterliliğe odaklanacak.

Avrupa Uluslararası Lider Kadın Ödülü sahibi öğretmen Dilek Livaneli, umudunu ve yaptığı işe inancını hiç kaybetmeden köy okulu öğretmenliğinden küresel öğretmenliğe uzanan yolculuğunu PMB sahnesinde katılımcılara anlatacak. Livaneli, başlattığı “Bir Dilek Yetmez” hareketiyle umutsuzluğu yok saymanın önemini, bunun liderlik ve kariyer yolunda getirilerini anlatacak.

Boston Orthodontics Kurucusu Diş Hekimi Elif Keser, “Yılmazlık İçin Gereken Tavır” konusu odağında; “Dirençli olabilmek için hayata nasıl bakmalı? Konfor alanında kalmak aslında ne kadar konforsuz

48

bir durum? Hayat boyu öğrenci olmak hoca olmaktan daha mı keyifli? Çocuk da yaparım kariyer de, ama nasıl?” sorularının cevaplarını kendi hikâyesinden yola çıkarak katılımcılara aktaracak.

Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Universum Orta Doğu Direktörü Evrim Kuran konuşmasında, yedi kere düşse de sekiz kere kalkabilen bireyler, liderler, kurumlar, markalar olmak için yapılabilecekleri ele alacak. İş insanı ve girişimci Gözde Akpınar ise iş dünyasındaki deneyimlerini “Umut ve İyimserlik Üzerine” başlığı altında paylaşacak.

Bu oturum, bir kadın lider ve bir kız çocuğu annesi olarak kadına şiddet, kadınlara yönelik negatif ayrımcılık gibi toplumsal hayatın en önemli problemlerini ruhunun derinliklerinde hisseden, Betek Grubu’nda hayata geçirdiği projelerle, kişisel duyarlılığını kurumsal bir duyarlılıkla harmanlayarak ifade eden, Gözde Akpınar ile samimi bir sohbete ev sahipliği yapacak.

Serdar Turan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilecek söyleşide, deneyimli gazeteci, yazar Önder Abay; Bavul dergisini, sokak kültürünün nasıl edebiyata dönüştüğünü, arka mahalleleri ve o mahallelerde yaşayan ‘öteki’ gençliğin tüketim alışkanlıklarını, alt kültür-üst kültür çekişmesini anlatacak.

Eğitim Bilimci, Yazar Dr. Özgür Bolat, PMB konuşmasında duygusal

sermayenin, psikolojik sermaye ile ilişkisine değinecek. Sadece başarı için değil; ‘sürdürülebilir’ başarı, mutluluk ve liderlik için duygusal ve psikolojik sermayenin neden birleştirilmesi gerektiğini anlatacak.

Puduhepa ve Kız Kardeşleri Kurucu/CEO’su Renan Tan Tavukçuoğlu, konferansta “Anlam Arayanlar İçin Bir Nefes İlham” diyecek. Tavukçuoğlu, ‘Puduhepa ve Kız Kardeşleri’ marka hikayesini anlatacak. Bu seansta, bireysel ve kurumsal olarak gerçeğin peşinde olan herkes için bir nefes ilham katılımcıları bekliyor.

Konferansın konuşmacıları arasında yer alan KFC Genel Müdürü Tunç Tunaveli, “Sağlam Markalar İçin Sağlam İnsanlar Gerek” başlığı altında, belirsizliğin hakim olduğu dönemlerde, pozitif psikolojik sermayenin bireyler, liderler ve markalar için olan öneminden bahsedecek.

Universum Yönetim Kurulu Başkanı, StepStone Veri ve İçgörüden Sorumlu Genel Müdürü Yusuf Azoz, konuşmasında kendi kariyer yolculuğundan anekdotlarla, verinin ve içgörünün farklı zamanlarda karar vermede ve geleceği şekillendirmede nasıl işe yaradığını anlatacak. Azoz, geleceği hayal etme veya görselleştirmede, yeni bir işe, göreve, projeye başlarken veri ve içgörünün nasıl hizmet ettiğini farklı örneklerle paylaşacak.

Universum Stratejik Danışma Kurulu Başkanı Claudia Tattanelli, Türkiye’nin ve dünyanın gençlerinden işveren markalarına mesaj var diyor.

Tattanelli, konuşmasında, 2019 yılında Türkiye’de 80.000’in üzerinde gençle gerçekleştirilen Türkiye’nin En Çekici İşverenleri Araştırması’na dair önemli içgörüleri uluslararası karşılaştırmaları ile paylaşacak ve sürdürülebilir performans için işveren markalarının yılmaz ve yetkin genç kaynağa erişiminin önemine değinecek.

PMB Campus’te İddialı İsimler Konuşacak Geçtiğimiz yıl büyük ilgi gören ve yalnızca öğrencilerin katılımına açık olacak People Make The Brand Campus oturumu ile de öğrencilere yönelik bir çalışma yapılacak.

People Make The Brand - Campus programında “Tezgahçılar” dan Burçak Yıldırım ve Dr. Kerem Dündar konuşmacı olarak yer alırken, Serdar Turan’ın moderatörlüğünde Evrim Kuran, Yusuf Azoz, Serdar Kuzuloğlu, Acar Baltaş’ın katılacağı bir özel panel düzenlenecek.

29 Kasım’da düzenlenecek olan Türkiye’nin En Önemli İşveren Markası Konferansı People Make The Brand’te, Universum Türkiye’nin En Çekici İşverenleri araştırma sonuçları da dünya karşılaştırmaları ile ele alınacak.

49

davet

Mona Mavişehir Kapılarını Açtı

Kubilay Ballıkaya ve Yula Yücel’in sahibi olduğu Mona Mavişehir Gece Kulübü, muhteşem bir partiyle kapılarını açtı. Üniversite yıllarından itibaren, organizasyon ve eğlence hayatının içinde olan Yula Yücel, İzmir’in çeşitli yerlerinde birçok kulübü eğlence sektörüne kazandırdıktan sonra, Mavişehir’de eğlence yaşamındaki eksikliği hissederek, bundan altı yıl önce Kubilay Ballıkaya ile birlikte, Park Yaşam Mavişehir’de bulunan club projesini hayata geçirmişti.

Her yıl çeşitli konseptlerde hizmet veren mekan, bu yıl bambaşka bir konsept ile karşımıza çıktı. Yeni sezonda sanat ve eğlence anlayışını harmanlayarak eğlence hayatına bakış açımızı değiştirecek olan Mona Mavişehir, dev heykelleri ve birbirinden farklı, haftalık değişen konseptleriyle dikkat çekiyor.

Tasarımını ünlü İç Mimar Çağda Çitkaya’nın yaptığı ve Teknik Müdür Mete Alkoç tarafından uygulamasının yapıldığı Mona Mavişehir’i yaklaşık üç ayda, tamamladıklarını belirten Kubilay Ballıkaya, “Misafirlerimiz her sene yeni bir konsept görmek istiyor. Biz de bunu karşılıksız bırakmıyoruz. Sanatın ön plana çıktığı iyi bir konsept uyguladık. Özellikle dev heykellerle dikkat çeken bir mekan yarattık” diye konuştu.

Gökhan Kavak, Deniz Uysal

50

Aynı anda toplam 700 kişiyi ağırlayabilen Mona’nın müzik direktörlüğünü bu yıl DJ Egemen Akkaya üstlendi. Zaman zaman ünlü şarkıcıların konserlerine ve ünlü DJ’lerin sahne performansına ev sahipliği yapacak Mona gece kulübü, her çarşamba, cuma, cumartesi ve pazar günü 00.00-05.00 saatleri arasında hizmet verecek.

Sedef Bayraktar, Ebru Örük

Leyla Gül, Halil Develi

Seda Bilgehan, Ebru Örük, Sedef Bayraktar

Hatice Yılmaz

Pınar Aydemir

Hakan-Seda Bilgehan

Nilge Demirtaş

51

röportaj

Müthiş Bir Müzik Grubu

QUEEN RETRO BAND

Bu enteresan ve bir o kadar da başarılı grubu sizler için yakından tanıdık.

G

rup üyeleri olarak zaten yıllardır piyasada müzik yapmaktaydık.

Son birkaç senedir seksenler doksanlar, Türk pop müziğine bir geri dönüş başlamaktaydı ve biz bunu zaten kendi sahnelerimizde oldukça severek çalıp söylüyorduk. Seksenler doksanlar çok özel yıllardı, o yıllarda yaşamış her yaş grubundan insan o yılları özlemle hatırlıyor. O yılların şarkılarını dinlediklerinde de insanlar tekrar gençliğine çocukluğuna, o mutlu olduğu özlemini duyduğu yıllara ve anılarına dönüyor. Bizde seksenlerin çocukları doksanların gençleriydik. Tarkan’ın, Mustafa Sandal’ın, Kenan Doğulu’nun çıkışını Yonca Evcimik şarkılarını ve danslarını unutmak mümkün mü ? Özellikle doksanlarda çok harika albümler yapıldı.

Ve üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen bu Türkçe pop şarkılar klasikleşti. 2000’lerde doğmuş olan gençler bile seksenlerin doksanların şarkılarını çok beğenerek dinliyor ve bu şarkılardan keyif alıyor, bunu çok net görüyoruz.

Biz de o yılları ve o yılların şarkılarını çok sevdiğimiz için ekip olarak bir karar aldık ve sadece seksenler doksanlar Türkçe

52

pop ve rock şarkılardan oluşan bir repertuar hazırladık. Öyle güzel şarkılar var ki 3-4 saatlik sahne performansları yetmez o şarkıları çalıp söylemeye. Biz de o döneme ait herkesin en çok sevdiğini düşündüğümüz 150 şarkıyı kendimize repertuar olarak seçtik ve provalara başladık.

Ancak ekip olarak bu şarkılara bizimde birşey katmamız lazımdı, yani seksenler doksanların melodilerine modern bir sound ile dinamizm katmalıydık. Şarkıları Funk ve Rock düzenlemelerle daha dinamik ve groove hale getirdik.

Tabi bu gruba tarzına uygun bir isim gerekiyordu. İlk aklımıza gelen Retro Band oldu. Ancak bizim başımızda çok tecrübeli bir solistimiz vardı, evet Şule Akdeniz. 15 yılı aşkın sahne tecrübesi ile o artık işinin zirvesinde bir kraliçeydi ve bizde grubun adını queen retro band koyduk. Kraliçemiz ve biz Repertuarımız ve soundumuz dinleyiciler tarafından çok sevildi. İzmir’de birçok nezih ve sevilen mekanda seksenler doksanlar partileri verdik, geçtiğimiz yaz haftanın 7 günü İzmir Çeşme Alaçatı ve çevre sayfiye ilçelerde seksenler doksanlar şarkıları çaldık.

53

yaşam

TROMBOSİT AFEREZİ EGE BÖLGE KAN MERKEZİ BÖLGE MÜDÜRÜ

Gökay GÖK

K

an bağışçısından tam kanın alınarak bileşenlerine ayrılması ve trombosit hücresi alındıktan sonra kanın kalan kısmının geri verilmesi işlemine trombosit aferezi denir.

Trombosit, kanamayı durdurma ve önleme amaçlı kullanılabildiği gibi ameliyatlarda ve özellikle kanser hastalarının tedavisinde de kullanılmaktadır.

Haftada iki işlemi aşmamak ve iki işlem arasında 48 saatten kısa süre bulunmamak koşulu ile yılda 24 kez aferez bağışı yapılabilir. Tam kan bağışının üzerinden 4 hafta geçmesi gerekir.

Bölgemizde 2018 yılında trombosit aferezi ihtiyacı 12.463 ünite olup, bunun 10.151 ünitesi Türk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezi tarafından gönüllü kan bağışçılarımızdan toplanan aferez bağışları ile karşılanmıştır. Türk Kızılayı olarak ihtiyacın tamamını karşılayamadığımız için özellikle lösemili çocuklar ve yakınları trombosit aferezi bağışçısı aramak zorunda kalmıştır. Halkımızın trombosit aferezi bağışlarına ihtiyacımız vardır.

54

Kimler Bağışlayabilir?

• 18-65 yaş arasında, • Ağırlığı 50 kg. üzerinde, • Son 5 gün içerisinde aspirin veya türevi ilaç kullanmayan, • Damar yapısı uygun olan, • Sağlıklı her birey aferez trombosit bağışçısı olabilir.

• Gebelik öyküsü olmayan kadınlar aferez trombosit bağışında bulunabilir.

• Aferez işlemi nasıl gerçekleşir?

• Türk Kızılayı Kan Bağışı Merkezleri trombosit aferezi yapmaktadır.

• Trombosit aferez işlemi, kan bağışçı ile aferez cihazı arasında, hasta için gereken kan bileşeni(trombosit) elde edilene kadar devam eden bir kan alıp-verme işlemidir.

• Cihaz bağışçının kanını küçük miktarlarda alarak gerekli olan trombositi ayırır ve kanın trombosit dışında kalan kısmı bağışçıya geri verir.

• Bu işlem cihazdan cihaza değişiklik göstermekle birlikte ortalama 45-90 dakika kadar sürer.

• Aferez işleminin sakıncası var mıdır?

• Aferez işlemi esnasında kanın ayrıştırılması için kullanılan setler tek kullanımlık ve sterildir. Setler kapalı sistem olarak çalışmakta olup kanın cihaz ile teması söz konusu değildir. Bu nedenle aferez işlemi süresince hastalık bulaşması söz konusu değildir.

• Biliyor musunuz?

• Lösemili hastaların haftada 10-12 ünite aferez trombosite ihtiyacı olabilmektedir.

• Kemoterapi tedavisi gören hastalar,3 günde 1, 8 ünite trombosit aferezi ihtiyaç duymaktadır.

• Kemik iliği nakli olan hastaların,120 üniteye kadar trombosit aferezi ihtiyacı olabilmektedir.

• Haftada iki işlemi aşmamak ve iki işlem arasında 48 saatten kısa süre bulunmamak koşulu ile yılda 24 kez aferez bağışı yapılabilir.

• Tam kan bağışının üzerinden 4 hafta geçmesi gerekir.

• Trombosit aferezi bağışından sonra tam kan bağışı yapılabilmesi için en az 48 saatlik bir sürenin geçmesi gerekmektedir.

• Türk Kızılayı Ege Bölge Kan Merkezine bağlı Kan Bağışı Merkezleri ve Kan Alma Birimleri ile iletişime geçerek Trombosit Aferezi bağışçısı olabilirsiniz.

TÜRKÖK PROJESİ

0

7.11.2013 tarihinde T.C. Sağlık Bakanlığı ile Türk Kızılay arasında, ulusal çapta bir kemik iliği bankası kurularak, kemik iliği nakli bekleyen hastalara umut olmak adına, TÜRKÖK projesi kapsamında işbirliği protokolü imzalanmış olup, Türk Kızılay bu protokol ile ‘’Kök Hücre Bağışçısı Kazanımı’’ görevini üstlenmiştir. TÜRKÖK Projesi protokolünün imzalanması sonrası hazırlık çalışmaları tamamlanarak 13 Ağustos 2014 tarihi itibariyle bağış kabulüne başlanmıştır.

Kemik iliğinde yaşayan ve kanın elemanlarının yapımından sorumlu olan ana hücrelere kök hücre ismi verilmektedir. Hasta kişilerde bu hücreler‚ işlevlerini düzgün yapamadığı için hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Sağlıklı bireylerden toplanan kök hücreler‚ hastalara nakledildiği zaman‚ kemik iliğine yerleşip sağlıklı kan hücreleri üretmektedirler.

Günümüzde kök hücre toplama işlemi iki farklı şekilde gerçekleşmektedir. Periferik kök hücre bağışı yönteminde bağışçının, bağış işleminden 5 gün önce başlayarak her gün, sabah ve akşam bir aşı olması(g-CFS) gerekmektedir. Aşının amacı kemik iliğinde bulunan kök hücreleri kan dolaşımında serbest hale getirmektir. Aşı yardımıyla bu hücreler kan dolaşımına çıkartıldıktan sonra‚ bağışçılar, kan bağışına benzer şekilde damar yolundan‚ özel bir cihaza(aferez cihazı) bağlanmaktadır. Cihazın özelliği bağışçıdan kanı alıp‚ içerisinden kök hücreleri toplaması ve kanın geri kalan kısmını bağışçıya geri vermesi olarak açıklanabilir. Toplanan kök hücreler hastaya nakledildiğinde, kök hücre nakli gerçekleşmiş olur. Bu yöntemde aşı uygulamasına bağlı olarak bağışçımızda grip benzeri(halsizlik, kırgınlık, ateş yüksekliği, kas ve kemik ağrısı) yan etkiler görülebilmektedir.

Bağışçı olmak için, bağışçı adaylarının Türk Kızılay´ının sabit birimlerine veya gezici ekiplerine gidip kök hücre bağışında bulunmak istediğini söylemesi yeterli olmaktadır. Hasta özelinde bağış kabul edilmemekte, yapılan kök hücre bağışları, nakil bekleyen bütün hastalar adına incelenmektedir. Bağışçılarımızdan öncelikli olarak kök hücre bağışçısı bilgilendirme ve onam formunu doldurması istenmektedir. Eğer kan bağışında bulunuyorlarsa ekstra 1 tüp(yaklaşık 4,5 ml), sadece kök hücre bağışında bulunuyorlarsa 3 tüp(yaklaşık 15 ml) kan alınıp‚ T.C. Sağlık Bakanlığı’nın kurduğu doku tipleme laboratuvarına gönderilmektedir. Gerekli testler(doku tipleme testleri) yapıldıktan sonra ortaya çıkan sonuç, ulusal çapta kullanılan kemik iliği bankasında paylaşılmaktadır. Doku tipleme testlerinin sonuçlarının TÜRKÖK kemik iliği bankasında paylaşılma süresi yaklaşık 3-4 aydır.

Kemik iliğinden kök hücre toplama yönteminde ise bağışçımız lokal veya genel anestezi altında yüzüstü ameliyat masasına yatırılıp, kalça bölgesinde bulunan kemik iliğinden ince iğneler yardımı ile yaklaşık 1 litrelik kan toplanmaktadır. Toplanan bu kan, kök hücre bakımından zengin bir ürün olduğu için, hastaya nakledildiğinde kök hücre nakli gerçekleşmiş olur. Bu yöntemde cerrahi müdahaleye bağlı olarak kalça bölgesinde 3-4 gün sürebilen bir ağrı ve anesteziye bağlı olarak baş ve boğaz ağrısı görülebilmektedir.

İlerleyen süreçte bağışçının, kemik iliği nakli bekleyen bir hasta ile doku tipi uygunluğu söz konusu olursa‚ Türk Kızılay tarafından bağışçıya ulaşılıp kök hücre bağışında bulunup bulunmak istemediği sorulmaktadır. Bağışçımız kök hücre bağışında bulunmayı kabul ederse‚ öncelikli olarak konfirmasyon(doğrulama) testleri için tekrar kan örneği alınması gerekmektedir. Alınan kanlar ilk uçakla T.C. Sağlık Bakanlığı’nın kurduğu doku tipleme laboratuvarına gönderilmektedir. İlgili laboratuvarda yapılan ikinci testlerde de ilk saptanan uyum devam ederse kök hücre bağışı aşamasına geçilmektedir. Ege Bölgesi’nde kök hücre toplama işlemleri Ege Üniversitesi Hastanesi veya İzmir Medical Park Hastanesi’nde gerçekleşmektedir.

18-50 yaş arası Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Türkiye´de ikamet eden Hepatit B, Hepatit C, Sifiliz,Aids hastalıklarına yakalanmamış Kanser tanısı veya tedavisi almamış Kronik bir rahatsızlığı olmayan(sürekli ilaç almasını gerektiren bir durumu olmayan); herkes kök hücre bağışında bulunabilir.

2014-2019 Ağustos ayına kadar Türkök projesi kapsamında Türk Kızılay tarafından 616.283 bağışçımızdan kök hücre örnekleri alınmıştır. Ege BKM’ne bağlı KBM’lerinde 75.000 bağışçımızdan kök hücre örneği alınmıştır. Ülkemizde şu anda kemik iliği nakli bekleyen 2100 civarında hastamız bulunmaktadır. İleri derece doku tiplendirme testleri olumlu sonuçlanan 1300 ’den fazla bağışçımızdan kök hücre toplama işlemi gerçekleştirilmiş ve hastalarımız sağlıklarına kavuşma konusunda önemli bir yol kat edilmiştir.

55

style

İLE SONBAHAR STİLİ

montlarla sonbahara geçiş stilinizi tamamlayın!

Erkek giyim sektörünün öncü markası Altınyıldız Classics, havaların soğumasıyla birlikte tarzından ödün vermek istemeyenler için sonbahar boyunca şıklık ve konforu bir arada sunuyor.

Erkek giyim sektörünün öncü markası Altın Classics’in kararsız sonbahar aylarının aranan parçaları arasında yerini alan ince montları, su geçirmeme özelliğiyle stili performansla buluşturuyor. Her tarza hitap eden ince montlar, hafifliğiyle rahatlığı sağlarken tasarımlarıyla da ön plana çıkıyor.

Gelişmiş kumaşlar ve yenilikçi teknoloji. Stilinden ödün vermeyen kişiler için, bu sezon herkesi sıcak ve rahat tutmak amacıyla çok çalışıyoruz. Geliştirdiğimiz Performans teknolojimizle herkes için topyekûn sıcaklığı sağladık. Isı geçirgenliği soğuk hava şartlarında test edilen ve onaylanan topyekûn sıcaklık, vücut ısısını hapsederken yalıtım teknolojisi ile seni sıcak tutar.

Dockers® yepyeni ve cesur kampanyasıyla Sonbahar/Kış 2019 sezonunu selamlıyor: DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK İÇİN TAKIM ELBİSEYE İHTİYACIN YOK! Dockers® Eylül ayında duyurmaya başladığı en yeni Avrupa kampanya sloganı “To change the world you don’t need a suit”, yani “Dünyayı değiştirmek için bir takım elbiseye ihtiyacın yok” ile sezonu karşılıyor.

56

Altınyıldız Classics’in kararsız sonbahar aylarının aranan parçaları arasında yerini alan ince ceketleri, özel terletmeyen kumaşı ve su geçirmeme özelliğiyle performansı doruğa çıkarıyor.

Tarzınıza Şık Bir Dokunuş: Tommy Hilfiger Birbirinden şık, estetik ve güçlü tasarımlarıyla her stile ortak olan Tommy Hilfiger, yeni modelini tarz sahibi erkeklerin beğenisine sunuyor.

Dünyaca ünlü markalarının Türkiye’deki tek yetkili distribütörü Saat&Saat, ünlü moda markası Tommy Hilfiger’in iddialı bir tasarıma sahip yeni modelini saat tutkunlarıyla buluşturuyor.

Hem Smokin Hem Takım Elbise Yakası Çıkabilen Smokinlerle Tanışın! Şıklık ve pratikliği buluşturan Altınyıldız Classics smokinler çekim alanını genişletti.

Yakası çıkabilen smokinler artık takım elbise olarak da kullanılabilecek. Tek parçayla iki farklı tarz sunan bu özel tasarımlarla hem davetlerde hem de ofiste daima stil sahibi görünmek mümkün.

Altınyıldız Classics erkeği, birbirinden farklı smokin modelleri ve renk çeşitleriyle sonbahar düğünlerinin yıldızı olacak, şıklığından ödün vermeden gecenin keyfini çıkaracak.

Sonbahar/Kış 2019 “WORK AND PLAY” NetWork Sonbahar/ Kış 2019 Koleksiyonu bu sezon ilhamını “1 Kişi, 2 Tavır”dan ilham alarak kurguladığı oyunu ile karşınıza çıkıyor.

LEVI’S® AKSESUARLARLA SOĞUK HAVALARDA TARZINDAN VAZGEÇME Levi’s®, Sonbahar/Kış 2019 aksesuar koleksiyonunda yer alan aksesuarlar soğuk kış günlerinde stilinizi tamamlayacak.

Levi’s® Sonbahar/Kış 2019 koleksiyonu Future Vintage, denim, spor giyim ve pek çok önemli işbirliği ile geleceğin vintage stillerine işaret ederken koleksiyonda bulunan aksesuar ve ayakkabılar soğuk hava koşullarında hem sizi hem de stilinizi sıcak tutuyor.

57

köşe

ASİMETRİK AĞLAYAN YÜZ SENDROMUNDAN 5 DAKİKADA KURTULABİLİRSİNİZ Memorial Bahçelievler Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü

Prof. DR. Tonguç İŞKEN Çevremizde çocuk ya da yetişkin bazı bireylerde ağız bölgesinin bir yöne doğru kaydığını; bu görünümün ağlarken, gülerken ya da konuşurken daha belirgin bir hal aldığını görüyoruz. “Asimetrik ağlama sendromu” olarak adlandırılan bu tabloya ağız köşesini aşağı çeken kasın tek taraflı gelişmemesi ya da kısıtlı olması neden olabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Tonguç İşken, asimetrik ağlama sendromu ve kendi geliştirdiği özel tedavi yöntemi hakkında bilgi verdi.

S

imetrik Bir Yüz Daha Çekici Görünüyor Yüzde görsellik ve estetik ile ilgili en önemli konulardan biri simetri olarak tanımlanmaktadır. Hatta kişinin yüzü ne kadar simetrik ise o kadar çekici bulunmaktadır. Simetrik yüz karşı cinsin bilinçaltına kişinin güçlü bir genetik altyapısı olduğu mesajını vermektedir.

Yüzde simetrik bozukluklara yol açan sebeplerin başında doğuştan gelen ve her 200 kişiden 1’inde rastlanan asimetrik ağlayan yüz sendromu gelmektedir. Bu durum erkeklerde kadınlardan 2 kat daha fazla görülmektedir.

En Çok Ağlarken Ve Gülerken Belli Oluyor Bu rahatsızlıkta ağzın her iki yanı asimetrik olarak hareket etmektedir. Yüzün diğer kaslarında herhangi bir bozukluk görülmez ve kişi konuşmadığı veya mimik yapmadığı zaman yüz simetrik durmaktadır. Hatta çoğu zaman rahatsızlık hafif düzeyde olduğunda, dikkatli bakılmadığında anlaşılmaz.

Bozukluk çok az olduğunda sadece göze hafif bir farklılık olarak yansır ama tam olarak anlaşılmayabilir. Tıpkı Leonardo da Vinci’nin meşhur tablosu Mona Lisa’ da olduğu gibi belli belirsizdir ama bariz olduğunda ünlü aktör Sylvester Stallone gibi ilk anda fark edilebilmektedir.

58

Psikolojiyi Olumsuz Etkiliyor Bu rahatsızlık bariz olduğunda özellikle çocukluk döneminde sosyal veya psikolojik olarak zorlayıcı olabilmektedir. Hatta erişkin döneminde bile kişi fotoğraf çektirirken gülümsememeyi, konuşurken belirli bir cepheden görünmemeyi tercih eder ve bu konularda özel bir çaba sarf eder.

Botoks Uygulamasının Yapıldığı Özel Yöntemle Tedavi Edilebiliyor Asimetrik ağlayan yüze, ağız köşesini aşağı çeken kasın tek taraflı gelişmemesi ya da kısıtlı olması neden olmaktadır.

Bazen bu durum sanki bir karakter özelliğiymiş gibi kişiyle özdeşleşebilir. Prof. Dr Tonguç İşken, kendi geliştirdiği ve 2009 yılında Amerikan Estetik Plastik Cerrahi Derneği yayın organı olan Aestetic Surgery Journal’da yayınlanan yöntemle tedavi edebilmektedir. Asimetrik ağlayan yüz toplumda tedavisi yokmuş gibi algılanmakta ya da bazen tedavisi için zor ameliyatlar gerektiği zannedilmektedir. Bu yöntemde botulinum toksin ile yüzün iki tarafı eşitlenerek asimetrik ağlayan yüz görüntüsü kolay bir şekilde ortadan kaldırılarak simetrik bir yüz görüntüsü elde edilmektedir.

güzellik

’nın yepyeni “Pigmentbio” serisi ile cilt l e k e l e r i n e k a r ş ı b e n z e r s i z b i r y a k l a ş ı m !

Cildin kendisinden aldığı ilhamla, her cildin ihtiyacına yönelik formüller geliştiren Bioderma, leke sorunu yaşayan ciltler için yepyeni “Pigmentbio” serisini piyasaya sundu. Güneş, akne, hamilelik, yaşlılık, ağda ve lazer gibi dış etkenler nedeniyle ciltte oluşan lekeler için çözüm sunan Pigmentbio serisi, lekelerin görümünü gideriyor, yeniden oluşmalarını önlüyor ve ciltte aydınlatıcı bir etki sunuyor. Seri, gündüz bakım kremi, gece bakım kremi, gece serumu, misel su ve hassas bölgeler için beyazlatıcı ve cilt tonunu eşitleyen özel bakım kremiyle beraber 5 farklı üründen oluşuyor.

Taze C vitaminli leke karşıtı yoğun gece serumu ile tanışın: Pigmentbio C-Concentrate!

Yoğun leke sorunu yaşayan hassas ciltler için leke görünümünün azaltılmasına yardımcı, aydınlatıcı ve peeling etkili taze C vitaminli yoğun gece serumu Pigmentbio C-Concentrate Serum, LumirevealTM Teknolojisi* sayesinde cildin doğal ışıltısını geri kazandırmayı ve aynı zamanda ciltte lekeye neden olan etkileri gidermeyi amaçlıyor.

Aktif içeriğiyle 8 haftada lekelerin büyüklüğünde azalma ve cildin ışıltısında artış sağlıyor.

Kullanım Şekli: Pigmentbio H2O veya Pigmentbio Foaming Cream ile ​​ temizledikten sonra her akşam yüze 4 (alın, yanaklar, çene) ve boyna 1 olmak üzere 5 damla olacak şekilde 1 ay boyunca uygulayın.

Geceleri tek başına ya da Pigmentbio Night Renewer’la, gündüzleri ise Pigmentbio Daily Care SPF 50+ ile kombine olarak kullanılabilir. Göz çevresi temasından kaçının.

Pigmentbio C-Concentrate Serum 15 ml Fiyat: 199,50 TL

Leke karşıtı ve güneş koruyucu içeriğiyle gündüz bakım kreminden çok daha fazlası: Pigmentbio Daily Care SPF 50+!

Cildimizdeki leke görünümü, hava kirliliği, yaşlanma ve özellikle de yüksek güneş maruziyeti gibi nedenlere bağlı olarak oluşur. Bu nedenle Pigmentbio Daily Care SPF 50+ cildi öncelikle güneşten koru mayı hedefler.

Leke sorunu yaşayan hassas ciltler için leke görünümünün azaltılmasına yardımcı, aydınlatıcı ve güneşten koruyucu gündüz bakım kremi Pigmentbio Daily Care SPF 50+ Cream, gündüz bakım kreminden beklenilenin çok daha fazlasını sunuyor.

Kullanım Şekli: Pigmentbio H2O veya Pigmentbio Foaming Cream ile temizlenmiş yüz ve boyun bölgesine sabahları uygulanır. Mükemmel bir makyaj bazıdır. Uzun süre güneşe maruz kalınması durumunda, her iki saatte bir yeniden uygulanması önerilir. Sadece yetişkinlerin kullanımına uygundur.

Pigmentbio Daily Care SPF 50+ Cream 40 ml Fiyat: 179,50 TL

Leke sorunu yaşayan ciltler için aydınlatıcı etkili durulama gerektirmeyen temizleyici misel su: Pigmentbio H2O Ciltteki leke görünümü, hava kirliliği, yaşlanma ve özellikle de fazla güneşe maruz kalma gibi nedenlere bağlı olarak oluşabiliyor. Bu nedenle Pigmentbio H2O öncelikle cildi derinlemesine temizlemeyi ve dış etkenlerin zararlarına karşı korumayı hedefliyor.

Kullanım Şekli: Bir pamuk parçası yardımıyla yüz ve göz temizlenir ve/ veya makyaj çıkarılır. Sadece yetişkinlerin kullanımına uygundur.

Pigmentbio H2O 250 ml Fiyat: 64,50 TL

Cildi sıkılaştıran leke karşıtı gece bakım kremi: Pigmentbio Night Renewer!

Leke sorunu yaşayan hassas ciltler için leke görünümünün azaltılmasına yardımcı, aydınlatıcı ve sıkılaştırıcı etkili gece bakım kremi Pigmentbio Night Renewer Cream, içeriğinde bulunan kolajenle cildi sıkılaştırıyor, yaşlanmanın gözle görünür belirtilerini önlüyor ve lekelere karşı güçlü bir etki sunuyor. Pigmentbio Night Renewer, bir haftalık kullanımda bile cildi büyük oranda sıkılaştırıyor, ciltte eşitlenmiş bir cilt tonu sağlıyor ve cildi derinlemesine nemlendiriyor.

Kullanım Şekli: Pigmentbio H2O veya Pigmentbio Foaming Cream ile temizlenmiş yüz ve boyun bölgesine akşamları uygulayın. Tek başına ya da Pigmentbio C-Concentrate ile kombine kullanıma uygundur. Etkin sonuç için güneş koruyucu olarak Pigmentbio Daily Care SPF 50+ kullanımı tavsiye edilir. Sadece yetişkinlerin kullanımına uygundur.

Pigmentbio Night Renewer Cream 50 ml Fiyat: 199,50 TL

Hassas bölgelere ve eklem bölgelerine özel çözüm sunan aydınlatıcı ve cilt kararmalarına karşı etkili: Pigmentbio Sensitive Areas!

Hassas, özel bölgelerde ve eklem bölgelerinde görülen kararmaların azaltılmasına ve cildi aydınlatarak cilt tonunu eşitlemeye yardımcı nemlendirici ve yatıştırıcı etkili bakım kremi Pigmentbio Sensitive Areas Cream, kendi kategorisinde bir ilke imza atıyor!

Pigmentbio Sensitive Areas, diz, dirsek, koltuk altı, uyluk ve kasık gibi eklem bölgelerindeki ve diğer hassas bölgelerdeki kararmayı azaltmaya ve cildi aydınlatmaya yardımcı olur. Ciltte hassasiyet nedeniyle oluşan kızarıklık görünümünün azalmasına destek olur. Etkin formülü sayesinde cildi yatıştırır, nemlendirir ve cildin doğal ışıltısını geri kazandırabilmek için lekelerin oluşumuna karşı etki gösterir.

Yapışkan ve yağlı olmayan zengin bir dokuya sahiptir. Çok iyi bir cilt toleransına sahiptir.

Kullanım Şekli: Etkilenen hassas bölgeyi Pigmentbio Foaming Cream ile temizledikten sonra günde 1 ya da 2 kez uygulayın.

Hassasiyet kaynaklı kızarıklık görünümünü ve cilt tonundaki eşitsizliği önleyebilmek için ağda veya tıraş uygulamalarından hemen sonra kullanılabilir. Sadece vücut kullanımına uygundur. Sadece yetişkinlerin kullanımına uygundur.

Pigmentbio Sensitive Areas Cream 75 ml Fiyat: 149,50 TL

59

haber

TÜRKİYE’NİN EN GÜÇLÜ KADIN CEO’LARI BULUŞTU İş dünyasının geleneksel buluşma noktası CEO Club, yeni döneme ödül töreniyle merhaba dedi. Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Business ana sponsorluğunda gerçekleştirilen “CEO Club 50 Güçlü Kadın CEO Zirvesi” kapsamında, Türkiye’nin 50 güçlü kadın CEO’suna ödülleri verildi.

1

9 Eylül 2019 – Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde, Vodafone Business ana sponsorluğunda düzenlenen, yeni dönemin ilk CEO Club toplantısında, şirketlerinin 2018 cirolarına göre belirlenen Türkiye’nin 50 güçlü kadın CEO’suna ödülleri verildi. Bu yıl ikincisi düzenlenen ödül törenine iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

AlternatifBank Private Banking ve Tempo co-sponsorluğunda, Beymen, CPP Group Turkey, General Electric, Güral Porselen, Sportive ve Türk Tuborg destek sponsorluğunda, Shangri-La Bosphorus İstanbul’da gerçekleştirilen “CEO Club 50 Güçlü Kadın CEO Zirvesi”, Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü M. Rauf Ateş ve Vodafone Türkiye CEO’su Colman Deegan’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin’in moderatörlüğünü üstlendiği “İlham Veren Stratejiler: CEO’lar Anlatıyor” konulu panele, Tat Gıda ve Düzey Pazarlama CEO’su Arzu Aslan Kesimer, GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Canan Özsoy, Vakko CEO’su Jaklin Güner ve Sportive CEO’su Zeynep Selgur konuşmacı olarak katılarak, kendi sektörlerinde önemli değişimlerin altyapısını oluşturan stratejilerini anlattı. Panelin ardından, Tempo İcra Kurulu Üyesi Işık Tazeler, bir sunum yaparak, iş dünyasında farklılaşmanın önemine dikkat çekti.

Sunumların ardından “50 Güçlü Kadın CEO Ödül Töreni” gerçekleştirildi ve ödül alan kadın CEO’ların başarı öyküleri paylaşıldı. 2018 yılı cirolarına göre belirlenen Türkiye’nin En Güçlü 50 Kadın CEO’su sıralamasında, 6.500 milyon TL ciroyu

60

ve 4.500 kişilik ekibi yöneten ING Bank Genel Müdürü Pınar Abay ilk sırada yer aldı. Sıralamada MV Holding CEO’su Ebru Dorman ikinci, Philips Ortadoğu ve Türkiye CEO’su Özlem Fidancı üçüncü, GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Canan Özsoy dördüncü ve Tat Gıda ve Düzey Pazarlama CEO’su Arzu Arslan Kesimer beşinci oldu.

Colman Deegan: “Kadınlar, yarının iş dünyasında daha büyük roller üstlenmeli” Konuşmasında kadın istihdamının artırılmasının önemine dikkat çeken Vodafone Türkiye CEO’su Colman Deegan, şunları söyledi: “Cinsiyet eşitliği, ekonomik ve sosyal gelişim için hayati önemde.

Araştırmalara göre, yönetim kurullarında ve diğer üst düzey rollerde kadın temsiliyetini artıran şirketler, daha iyi iş sonuçları ve performans elde ediyor. Vodafone Türkiye olarak, ekonomik ve sosyal hayatta cinsiyet eşitliğini teşvik ediyoruz. Kadın çalışan oranımız, %42 ile sektörümüzün iki katı. Orta ve üst düzey pozisyonlardaki kadın çalışan oranımız, %37. Bu oranı da %40’ın üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu yönde pek çok adım da attık. ReConnect programımız ile kadınları iş hayatına geri kazandırıyoruz. Esnek çalışma saatlerimizle kadın çalışanların hayatını kolaylaştırıyoruz.

Teknolojide Kadın ve Teknolojide Satış programlarımızla, daha çok erkeklerin çalıştığı bu iki alanda kadınların da var olmasını hedefliyoruz. Ayrıca, Türkiye Vodafone Vakfı ile kadınların güçlenmesi için projeler yapıyoruz. Kadınlar, yarının iş dünyasında daha büyük roller üstlenmeli. Bu vesileyle, ödül alan kadın CEO’larımızı tebrik ederim.”

Türkiye’nin En Güçlü 50 Kadın CEO Listesi 1-Pınar Abay, ING Bank Türkiye Genel Müdürü 2-Ebru Dorman, MV Holding CEO’su 3-Özlem Fidancı, Philips Ortadoğu ve Türkiye CEO’su 4-Canan Özsoy, General Electric Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü 5-Arzu Arslan Kesimer, Tat Gıda ve Düzey Pazarlama CEO’su 6-Derya Matraş, Facebook Türkiye Ülke Direktörü 7-Gamze Çuhadaroğlu, Danone Su ve Danone Türkiye Entegrasyonu Genel Müdürü 8-Demet İkiler, GroupM Türkiye CEO’su, WPP Ülke Başkanı 9-Seba Gacemer, Sinpaş GYO Genel Müdürü 10-Eda Uluca Özcan, Sodexo Türkiye İcra Kurulu Başkanı 11-Elif Çapçı, Beymen Genel Müdürü 12-Ülkü Özcan, Çimsa Genel Müdürü 13-Damla Birol, Türk Tuborg CEO’su 14-Serra Akçaoğlu, Citibank Genel Müdürü 15-Esen Tümer, Medtronic Türkiye Genel Müdürü 16-Tijen Akdoğan Ünver, VDF CEO’su 17-Oya Sener, Fiba Perakende Grup Başkanı 18-Sevinç Yener Çimencioğlu, Mondi Tire Kutsan CEO’su 19-Jaklin Güner, Vakko CEO’su 20-Güldem Berkman, Amgen ve Mustafa Nevzat Genel Müdürü 21-Yeşim Pınar Kitapçı, Koçfinans Genel Müdürü 22-Charlotte Lamprecht, Casper CEO’su 23-Şule Kuban Arditti, Morhipo Genel Müdürü 24-Burçak Çelik, Roche Diagnostik Türkiye Genel Müdürü 25-Pınar Kuriş, Cinga Finans Genel Müdürü 26-Işıl Hasdemir, NCR Türkiye ve Büyüyen Pazarlar Başkan Yardımcısı 27-Aynur Eke, Vakıf Faktoring Genel Müdürü 28-Fidan Sevilmiş, Koç Fiat Kredi Finansman A.Ş. Genel Müdürü 29-Evrim Hizaler, Adel Kalemcilik Genel Müdürü

30-Maria Fernanda Prado, Janssen Türkiye Genel Müdürü 31-Özge Kılıç, ASUS Türkiye SYS İş Birimi Ülke Müdürü 32-Fatmagül Cengaver, Amcor Türkiye Genel Müdürü 33-Beril Koparal, Zade Vital Global Genel Müdürü 34-Selda Bağdat Bahadır, Fujitsu Türkiye Genel Müdürü 35-Ece Kaşıkçı, Bristol-Myers Squibb (BMS) Türkiye Genel Müdürü 36-Nergis Ayvaz Bumedian, QNB Finansfactoring Genel Müdürü 37-Fatma Özge Yılmaz, Fiba Factoring Genel Müdürü 38-Ayşin Arca, Tura Turizm Genel Müdürü 39-Şebnem Girgin, Gilead Sciences Türkiye Genel Müdürü 40-Zeynep Selgur, Sportive Genel Müdürü 41-Bahar Uçanlar, Mars Sportif CEO’su 42-Dilber Bıçakçı, Crediwest Factoring Genel Müdürü 43-Feyza Narlı, ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü 44-Tülay Doğrular, Teleperformans Türkiye CEO’su 45-Selnur Güzel, CPP Group Türkiye Genel Müdürü 46-Esen Pamir Karagöz, QNB Finans Yatırım Genel Müdürü 47-Banu Güney Arıduru, Little Caesars Türkiye Genel Müdürü 48-eda Oknas, Aon Türkiye Eş CEO’su 49-Özlem Özüner, Euler Hermes Türkiye CEO’su 50-Nur Hidayetoğlu, Hertz Türkiye Genel Müdürü Vodafone Türkiye hakkında Dünyanın en büyük telekomünikasyon şirketlerinden biri olan Vodafone Grubu’nun bünyesinde yer alan Vodafone Türkiye, “dijitalleşmenin öncü operatörü” olma vizyonu doğrultusunda, birey ve kurumlara sabit, mobil ve içerik hizmetleri dahil tüm telekomünikasyon teknolojilerini tek çatıda sunmaktadır. Türkiye’nin en büyük uluslararası doğrudan yatırımcılarından olan Vodafone Türkiye’nin bugüne kadar toplam yatırımları 21 milyar TL’yi aşmıştır.

Vodafone Türkiye, 30 Haziran 2019 itibariyle 23,7 milyon mobil müşteriye ve 919 bin sabit genişbant müşterisine hizmet vermektedir.

61

S S

imge ağın

‘Ben Bazen’, ‘Öpücem’ ve ‘Aşkın Olayım’ gibi hitlerin yaratıcısı Simge bu röportajda, başarının neden tesadüf olmadığını anlattı, hatta geçmişini “Parasızdım ve parasızlığı dibine kadar yaşadım” diye özetledi. Simge’yle yeni çıkardığı single ‘As Bayrakları’ vesilesiyle buluştuk, koyu bir sohbete oturduk. İşte kendi ağzından başarıya giden yolda yaşadıkları...

62

63

Y

ıl 2015... ‘Miş Miş’ isimli şarkınız bir gecede milyonlarca kez dinlendi. Her şey bu kadar kolay mı gelişti?

- Keşke... Ama hiç kolay değildi. Defalarca yere düştüm, “Nasıl kalkacağım” dedim.

Biraz açar mısınız?

- Herkesin beni tanıdığı ‘Miş Miş’ şarkısı öncesinde hiç tutmamış işlerim, hatta ‘Yeni Çıktı’ isimli bir albümüm vardı. Dolayısıyla sizler beni ‘Bir şarkıyla patlayan kız’ olarak görüyordunuz. Oysa o albümüme de çok inanmıştım. Her dinleyen “Bu iş kesin patlar” demişti. Hayat sürprizlerle dolu ve size kötü sürprizler de yapabiliyor.

O zaman eksik olan ama şimdi tam olan nedir?

- O zamanlar şimdiki kadar güçlü değildim. Tecrübesizdim. Artık arkamda işlerimi yürüten ciddi bir ekibim var.

Birlikte bu kadar üretirken ilişkiyi ne bitirdi?

- Aşkın içine iş çok fazla karıştı. Bir baktık sadece şarkı konuşuyoruz, sevgi geride kalmış. Yoksa aldatma gibi bir şey olmadı. Ünlü oldunuz ve ilişki sonlandı’ gibi durum yok mu yani?

- Hayır. “Öyle bir şey olur mu” diye kendimden şüphe ettiğim dönemler oldu ama hiç o tarafa gitmedik. Zaten Ozan’dan ayrıldıktan sonra da hiç kimseyle beraber olmadım. Spor olsun diye ilişki yaşamam. Sevmezsem, âşık olmazsam ilişkiye giremiyorum. Ozan’la yaşadığım şey o kadar gerçekti ki... Beni öyle bir sahiplendi ki bu hayatta... Başka kimse beni öyle sahiplenmedi. Şimdi onun hayatında biri var mı?

- Olduğunu duydum. Belki onu mutlu edememiş bile olabilirim. Bu yüzden onu benden daha çok mutlu edecek biri varsa hayatında o olsun, mutlu olmasını isterim.

Maddi zorluklar yaşadınız mı?

- Çoook. Mesela buzdolabımın boş olduğu bir gün var. Serdar Ortaç’la çalışan vokalist arkadaşım Nihan Çilesiz, 2011’de Ortaköy’deki evimde bir gün beni ziyarete geldi. “İçim kazındı” dedi. Bunu demesinden o kadar korkuyordum ki...

Mutfağa gitti, buzdolabını açtı, bomboş! Hiçbir şey yok. O gün beni ağlayarak markete götürdü, dolabımı doldurdu.

Yeniden şarkılar için bir araya gelirseniz bu aşk başlar mı?

- Bunun cevabını asla vermem. Hayat bu! Ama o beni çoktan unutmuştur diye düşünüyorum.

Hiçbir şey göründüğü kadar kolay değil tabii...

- Evet. Parasızdım ve parasızlığı dibine kadar yaşadım. Bunlar da beni çok güçlendirdi. Mesela şu an 45 kiloyum ama bir dönem çok kilo almıştım. Sürekli makarna yiyordum. İnsanlar, “Neden bu kadar kilo aldın?” diye sorduklarında, “Sadece makarnaya param yetiyor” diyemiyor, uyduruk cevaplar veriyordum.

Önce ‘Öpücem’ şarkınızın klibi, ardından ‘Aşkın Olayım’ klibindeki pozlarınızla size “Seksi Simge” demeye başladılar...

- Bunu ilk çıkışımdan beri duyuyordum ama “Ben seksiyim” diye gezmiyordum.

Aileniz neredeydi? Size destek olmuyorlar mıydı?

- Asla onlara bir şey söylemezdim. Çünkü hep kendi kanatlarımla uçmak istedim.

Bunun arkasında da babamdan bana gelen güç vardı. Bunları anlatırken de beni bir yerlerden duyduğunu biliyorum. Ben babamın kızı değil, oğluydum ve hep dimdik ayakta durdum, durmalıydım.

Şimdi seksi olduğunuzu düşünüyor musunuz?

- Şimdi biraz daha fazla seksi buluyorum. Bu klipleri çekerken ortaya çok estetik ve sanatsal bulduğum kareler çıktı.

Açıkçası biraz böyle şeyler olsun da istedim.

Babanızın mesleği neydi?

- Gitaristti. Sonra o işi bıraktı, elektrik teknisyenliği yaptı. Ama bizim ailede hep müzik oldu.

Pes edip olmayacağını düşündüğünüz zamanlar oldu mu?

- Çok fazla. O psikolojide insan bazı şeylere karşı inancını yavaş yavaş kaybediyor. Mesela ilk albümüm Erdem Kınay prodüktörlüğünde çıkmıştı. O dönem Kınay’la aramız bozuktu. Kendisiyle beş yıllık imzam olduğu için başka bir şirketle de çalışamıyordum. Özgür değildim, koşamıyordum. Ama o sırada Allah bana bir hediye gönderdi.

Neydi o?

- Ozan Bayraşa. Bir düzenlemesini dinledim ve “Beni bu çocuğa götürüyorsunuz” dedim. Aslında onu yaşlı bir adam zannediyordum, baktım genç. İlk gördüğümde çok etkilendim. Deli doluydu, enerjisi bana iyi geliyordu. Tanıştıktan sonra onu yanıma çok davet ettim. Kahvaltıya, yemeğe çağırdım. Bir-iki sefer gelemedi ama sonra buluştuk ve âşık olduk. Dinlediğiniz şarkıların hepsi o aşkla yapıldı. Onlar aşkın meyveleriydi. Her seferinde aranjeleri yapıp sabah Sezen Aksu’nun stüdyosundan geliyor, heyecanla “Bak sana bir şey dinleteceğim” diyordu. Mesela ‘Prens ve Prenses’ şarkısının girişini ilk duyduğumda ağlamıştım.

Bu, bir şarkıcının başına gelebilecek en hakikatli gerçekti.

Geçen yıl bu zamanlarda ilişkiniz bitti. Bundan sonra birlikte iş yapmaz mısınız?

- “Seni gerçek bir sanatçı ve müzisyen yapacağım” deyip bunu başarmış bir adam olarak hayatımda çok büyük bir yeri var. Ozan’la her zaman çalışmaya varım. Birlikte iş yapmamamız birbirimize müzikal olarak ihanet etmemiz demek.

64

Siz hâlâ seviyor musunuz?

- Tabii seviyorum ama âşık değilim.

Neden?

- Çünkü her şeyimle çok kapalıydım. “Biraz cesaret istiyor ama bunları yapabilir miyim?” diye düşünüyordum. Sonra kendime “Ben cesur bir kadınım ve bunu göstereceğim” dedim.

Nereden geldi bu cesaret?

- Gitgide gençleşiyorum. Bir de özgüven geldi. Sebebi sanırım belki biraz özgürlük, yalnızlık hissi, tek başınalık... Artık hayattaki en büyük mottom “Ne istiyorsam onu yap”.

En son Hadise’nin ‘Sıfır Tolerans’ klibi sansürlenmişti. Bu kararı alırken hiç tereddüt ettiniz mi?

- Hayır, yine de benden öncekilerin başına böyle şeyler geldiği için “Benim de gelir mi” diye düşündüm. Sansürlenir zannettim çünkü Türkiye’de yaşıyorum.

Başlarda nasıl tepkiler göreceğimi de merak ettim. Ama yaptığım müzik ve duruşum o kadar kaliteli ki insanlar altına çirkin şeyler yazamadı. Ucuz bir karakter olsaydım ya da kendimi doğru ifade edemeseydim bunlar ucuz da durabilirdi ama ben kendimi doğru ifade ettiğime inanıyorum.

Peki, şarkılardan çok klipteki sahnelerin konuşulmasına nasıl bakıyorsunuz?

- Ben o cesareti gösterirken bunu göze almıştım. Birçoğumuz cinselliği normal karşılıyoruz ama gün geliyor bazı kişiler bunu bozmaya çalışıyor. Sanki yanlış gibi gösteriyorlar. Sanki kimse öpüşmüyormuş, sanki kimse birbiriyle beraber olmuyor gibi bir algı yaratılmış oluyor. Aslında herkes sevmeyi, öpüşmeyi normal görmeli.

Ama bununla ne zaman barışacaklar hiçbir fikrim yok.

Simge’yi geniş kitlelere tanıtan ‘Miş Miş’ şarkısı YouTube’da 180 milyondan çok izlendi.

Ardından gelen ‘Yankı’ klibiyle 110 milyonu geçti. Bunu ‘Kamera’, ‘Prens ve Prenses’ ve ‘Üzülmedin mi’ isimli şarkıları takip etti. Geçen haziran’da çıkardığı ikinci albümü ‘Ben Bazen’in ikinci klibi ‘Öpücem’ 108 milyon kez izlendi.

65

Gelelim bir çocuğunuz olduğu iddialarına...

- Öyle bir şey yok, tabii. Olsa söylerim, ben hiçbir şeyimi saklamıyorum ki. Yıllar önce kedimden kızım diye bahsetmiştim. Oradan kızım olduğu iddiaları ortaya çıktı.

Bu haberi yapan gazeteciye iftira davası açacaktınız...

- Evet, uzlaştık. Karşı taraf için kötü sonuçları olacaktı, kendi canımın acımasını sevmediğim gibi birilerinin canını acıtmayı da sevmiyorum. Kinci değilim, yürekli bir kadınım. Bu olayda da sosyal sorumluluk olması için o kişi tarafından altı tekerlekli sandalye alındı. Ve konu kapandı. Umarım kendisi de insanlar hakkında yanlış konuşmamayı öğrenmiştir.

Savcılığa verilen ifadede o muhabirin bu haberi Ece Seçkin’den duyduğu iddia edildi. Doğru mu?

- Olayın gazeteye düştüğünün gecesi Ece aradı. “Böyle bir şey söyleyebileceğime inandın mı?” dedi. Asla inanmadım. Çünkü Ece’yi ailesine kadar tanırım, bunları söyleyebilecek biri değil. Kendi aramızda çözdük. Zaten müzik dışında konuşmak ve böyle konuların içinde var olmak da beni üzüyor. Şarkılarınızda anlattığınız kadınlar ne kadar sizsiniz?

- ‘Ben Bazen’ şarkısındaki isyankâr kız benim. Çünkü bazen öyle şeyler görüp yaşıyorum ki sadece bir ağaca konuşmak istiyorum.

Neden ağaca konuşmak ister bir insan?

- En azından konuştuklarımı değiştirip başkalarına anlatmaz. O kadar kırılgan ve hayata o kadar kırgınım ki...

Kim size böyle hissettirdi?

- İnsanlar, arkadaşlarım, geçmişte yaşadığım ilişkiler...

Ozan Doğulu’nun yeni albümünde ‘Ne Zamandır’, şarkısını söylediniz.

Sözlerinde de ihanet ve aldatılma var.

- Evet, maalesef onu da yaşadım.

Aldattınız mı aldatıldınız mı?

- Aldatmadım ama çok güzel aldatıldım.

Yakaladınız mı?

- Hayır gerek kalmadı, kendileri söylediler.

Nasıl?

- En yakın kız arkadaşım elimden sevgilimi aldı. Bu çok çirkin bir hikâye...

Neler yaşadınız?

- Âşıktım ve o kişiye çok güzel duygularım vardı. O sırada en yakın kız arkadaşım da hep bizimleydi. Herhalde etkilendi. Ben bir anda boşa çıktım, onlar yola devam etti. Ben de hem sevgilimi hem en yakın kız arkadaşımı kaybettim. Travmaydı. Uzun süre kimseye güvenemedim. Acıdan duvarları tırmaladım. Bir anda saçlarımın önü bembeyaz oldu. Üstüne bir de baba kaybı yaşadım. Her şey üst üste gelebiliyor.

Tanıdığımız biri mi?

- Hayır. Ozan’dan (Bayraşa) önce yaşadığım eski bir ilişki.

Bu yaşananlar size ne öğretti?

- İnsan her şeyi yapacak bir yaratık. Size ihanet de edebilir, yalan söyleyebilir ya da sizi mutlu edip başarılı yapabilir. Benim hayatımda da iki hikâye var. Biri bana iyi davranan Ozan, diğeri de bu anlattığım, ondan önceki birlikteliğim.

Ben Bazen’ isimli şarkınızda “Gitmek istiyorum bu iklimden” diyorsunuz.

Gerçekten gitmek istediğiniz oluyor mu?

- Bazen sadece evde oturmak istiyorum, bazen de beni kaçırtacak o kadar dayanılmaz şeyler oluyor ki... Kaçmak istiyorum.

66

Neler?

- Gözlerime bakıp yalan söyleyen insanlarla yüzleşince midem bulanıyor. Onların enerjisinde kalmamak için arada ülkeyi terk ediyorum. Ama sonra o topraklara geri dönüyorum.

Siyasetle aranız nasıl? Apolitik misin?

- Son dönem öyle olmaya başladım.

Neden?

- Tabii bir fikrim, görüşüm var. Ama bir yandan da bir o taraf, bir bu taraf var. O fikirden hoşlanmayanlar tarafından eleştiriliyorsun ve bunlardan çok yoruldum. Bu sebeple sadece müziğimi yapıp yaşıyorum.

Dertleriniz neler?

- Kadın hakları, çocuğa taciz ve olmayan hayvan hakları. Hepsi beni rahatsız ediyor. Bunlarla ilgili çıkmayan kanunlar yüzünden kendimi karanlığa gömülmüşüm gibi hissediyorum.

Hande Yener ve bir dönem birlikte çalıştığınız Gülşen, Demet Akalın gibi pop müziğin dev isimleri arasına adınızı yazdırdığınıza inanıyor musunuz?

- Bunun cevabını vermek zor ama bunu söyleyenler var. Ben de birkaç sene önce diyemeyebilirdim ama artık o isimler arasına girdiğimi söyleyebilirim. Oralarda bir yerde benim de yerim olduğunu düşünüyorum.

Geçen dört yılın bir muhasebesini yaparsak neydi sizi farklı kılan?

- Kendimle iç savaşımı gerçekleştiriyorum. Zamanla korkularımla yüzleşmeyi, kolaya kaçmamayı öğrendim. Geçen sürede şarkılar beni güçlendirdi, hayatımda yapıtaşı oldular. İnsanlar konserime beni görmek için değil, o şarkıları sahnede iyi performans eden bir kadını izlemeye geldiler.

Hit yakalamanın sırrı nedir?

- Dinlediğim anda hissediyorum. Kalbimin üzerinde bir şeyler hareket ediyor. Bir yandan da halkın tam anlamıyla kendisiyim. Serdar Ortaç, Demet Akalın gibi isimleri dinleyerek büyüdüm. Pop dinleyen bir Türk genci olarak insanların neyi seveceğini, neyin tutacağını çok biliyordum.

Serdar Ortaç’a uzun süre vokal yaptınız. Onunla çalışmak size ne kattı?

- Sahneden dinleyiciyi çok iyi analiz ettim, neye tepki verdiklerini gözlemledim.

Onun kulağıma küpe olan bir lafı var: “Ya ağlatacaksın ya oynatacaksın.” Ben de öyle şarkılar seçtim. Şimdi istediğiniz yerde misiniz?

- Hâlâ tam olarak istediğim yerde değilim. Daha çok çalışıp doğru adımlar atmam gerekiyor. Hele ki bundan sonra.

Neden?

- Çünkü başımda artık Ozan Bayraşa yok.

Müzikal olarak bu dört yılda hiç duvara tosladınız mı?

- ‘Miş Miş’in ardından neredeyse yaptığım bütün şarkılar tuttu, ‘Kamera’ hariç. Oysa çok iddialıydım.

Hatta o zaman yaptığımız röportajda “200 milyon tıklanacak şarkıyı buldum” demiştiniz...

- İddiaya gel. Ama hayat, benim gibi büyük konuşan insanlara “Al sana bir tokat” diyor. Bir daha asla büyük konuşmayacağım. Bu bana acele etmemeyi öğretti. Ama hâlâ çok heyecanlı bir tipim. Koluma ‘Sakin ol’ diye bir dövme yaptırmak istiyorum. Şarkılarınız sizce hangi müzik dinleyicisine karşılık geliyor?

- 16 yaşından başlayarak 40’ların üstüne kadar dinleyicilerin yaşları çıkıyor. İyi müzik dinleyen gençlerin ve özellikle kadınların beğendiğini düşünüyorum. Aslında kadınlar kadınları dinlemeyi çok tercih etmez. Beni ailelerinden biri gibi gördüler. Sanırım beni dinlemesini istediğim herkes şarkılarımı dinliyor.

Son olarak ‘As Bayrakları’ single projesi çıkarttınız. Bize biraz anlatabilir misiniz?

Sözleri Onurr’a, müziği Onurr ve bana ait. Düzenlemesini Erhan Bayrak yaptı. Çok güzel bir klip çektik. Şeçkin Süngüç yönetmenliğini yaptı. Çok eğlenceli bir şarkı, enerjisi bana çok güzel geldi ilk dinlediğimden beri. Digital platformlarda da gördüğümüz kadarıyla şarkımız güzel reaksiyon aldı. Muhteşem yorumlar geliyor. Bu beni çok mutlu etti.

67

köşe

Okullar açıldı öğrenciler arasında güzel görünme telaşı başladı. Ultrafit makyaj yapmak ve okulda havalı görünmek için önerilerimize göz atmalısınız. Okula dönmek yeni bir başlangıç yapmak demektir, bu yazı sayesinde hafif bir Makyajla okulda güzel görünmenin sırlarına ulaşabilirsiniz.

MAKE UP ARTIST

1 2 3

Aslı ÇAKIL

Nude makyaj Beynimizin sınavlar için formülleri ve kelimeleri hatırlamaya çalıştığı ve görüntünüzü düşünmek için vaktiniz olmadı günlerde bide bir renk paketi tercih edin nude makyaj her kıyafete yakışır yalnızca BB krem hafif bronz bir allık maskara ve nude renklerde bir rujla kolay nude makyaj yapabilirsiniz.

Hollywood makyaji 1950’lerde ki gibi Hollywood yıldızları gibi görünmeye kim istemez ışıltılı ve gösterişli bir görünüm için kanatlı eyelineri canlı bir kırmızı rujla eşleştirin daha dramatik bir görüntü için takma kirpik bile takabilirsiniz

Çılgın Cat Eyes Klasik ve vazgeçilmez bir makyaj stilidir gözlerinizin iki kenarlarını siyah eyeliner ile hizalayın ve daha sonra hafif bir kanat oluşturmak için eyelineri gözün dış kısmına doğru kaydırın görünümünüzü temiz tutmak için su geçirmez bir eyeliner kullanın.

68

4 5 6 7

Keskin ve kontörlü yanaklar Mat bronzlaştırıcı kulağınızın üst kısmından elmacık kemiklerine doğru fırça yardımıyla Siverek yanaklarınızı boyut ekleyin elmacık kemiklerinin üst kısmına bronz bir shimmer sürün böylece ışıltılı ve göz kamaştırıcı Bir bronzluk elde edersiniz.

Doğal makyaj Bu okul yolunda en doğal ve sağlıklı yüzünüzü öne çıkarın makyajla bir makyaj bazı ile başlayın ve ardından fondöten uygulayın böylece makyajınız okulda ve okuldan sonraki aktivitelerde hiç bozmadan kalır.

Pembe makyaj Pembe tonlarında makyaj okul için her zaman sevimli bir alternatiftir elmacık kemiklerinizi ışıltılı bir görünüm için pembe bir allık ile şekillendirin sarışın kişiler için şeker pembesi alliklari kumrallar şeftali tonlarında ve esmalar Eflatun gibi mora doğru giden tonları kullanmalılar.

Hafif kapatıcılık Bazen okul için uyanmak bile yeterince zordur çok zor yataktan kalktığınız günlerde cildinizin hafif bir bb cream ile parlamissini sağlayın ve görünümünüzü ışıltılı bir dudak parlatıcısıyla tamamlayin.

69

haber

S

Bağ Bozumu

wissôtel Büyük Efes, her yıl gerçekleştirdiği Swissôtel Çocuk Karnavalı’ndan sonra İzmir’de bir ilke daha imza attı. İzmir için yepyeni bir festival olan Büyük Efes Bağ Bozumu Festivali, otelin yemyeşil bahçelerinde, Ekol Food’un ana sponsorluğunda misafirleriyle buluştu. 700’e yakın misafirin ağırlandığı festivale ilgi büyüktü.

Gürcan-Ela-Sevgi Şen

70

Sibel-Barış Zeybekler

Swissôtel Büyük Efes ve Gustobar iş birliği ile gerçekleşen festivalde, gastronomi kültüründe üzüm ve bağcılığın yerini sağlamlaştırmak için çeşitli firmalar ve bağ sahipleri bir araya geldi.

İzmir’deki üzüm ve bağcılığa dikkat çekmenin hedeflendiği festivalde, Evren Kalkan’ın eğitim ve tadım amaçlı “workshop”larında konuklar bir araya gelirken, İstanbullu Jazz orkestrası Flapper Swing ile keyifli vakit geçirdiler.

Belkıs Ermiş

Tuğçe - Enis Ata

Anna - Rıza Elibol

Mert - Asu Ege

Tolga - Ayşe Karpat

Miraç Şenyuva,Yeşim Mançe

Bahar - Barış Torcu

71

72

73

davet

Çeşme Festivali Efsane olarak hafızalara kazınan ‘80’lerde ve ‘90’larda pek çok ünlü ismi ilk kez Türk izleyicilerle buluşturan Çeşme Festivali tam 25 yıl aradan sonra geçtiğimiz hafta yeniden gerçekleşti.

“Ege’nin İki Yakası” temasıyla katılımcılara merhaba diyen ve Çeşme’de büyük bir heyecan yaratan festivali yerinde takip ettik. İki kültürün kaynaştığı festivalde yemek atölyeleri, halk oyunları ve aralarında Yeni Türkü, Sunay Akın, Eleftheria Arvanıtaki’nin de olduğu önemli isimlerin şarkıları ve gösterileri Çeşme Anfi Tiyatro’da festival akşamlarını renklendirdi.

Rüzgarın yarattığı keskin soğuğa rağmen izleyiciler her gece tiyatroyu doldurdu. En keyifli akşamlardan biri de “Zorba”nın sahnelendiği cuma akşamıydı.

74

Osman - Deniz Kabasakal

Yıldıray Altın - Gökha Çiftçi

F

estivalin ilk gününden son akşamına kadar etkinliklerde yer alan Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran içinse bu festivalin anlamı tahmin edebileceğimizden fazlaydı. Zira Başkan Oran, henüz 14 yaşındayken Çeşme Festivali’nde sahne almak üzere İzmir’e gelen Lara Fabian ve Georges Moustaki’nin de aralarında olduğu isimlere tercümanlık yapıp eşlik etmiş, 22 yaşındayken festivalin koordinatörlüğünü yapmış biriydi.

Duygularını bizimle paylaşan Oran, “25 yıl sonra uyuyan bir güzeli uyandırdık. Çeşme’yi bütün Türkiye’ye tanıtacak uluslararası bir festival

Nuri Öztuan, Genco Nadir

Ceren - Celal Çoşkun

hayalimiz vardı ve bunu başardık” dedi. Katılımcıların yarısından fazlasının yabancı olmasının mutluluk verici olduğunu ifade eden Belediye Başkanı Oran, “Biz sadece müzik değil, kültür ve sanatı da dahil ettiğimiz bir festival gerçekleştirdik. Mutfak atölyeleri, plastik sanat, heykel, resim sergileriyle festival hayal ettiğimiz kültürel faaliyet haline geldi” sözleriyle festivalin amacına ulaştığını anlattı. Başkan Oran, önümüzdeki yıl çok daha büyük bir festivale imza atacaklarını ifade etti. Önümüzdeki senenin temasıysa şimdiden Balkanlar olarak belirlendi. Festivali özenle, güvenli ellerde ve zevkle büyüteceklerini belirten Ekrem Oran, “Çeşme’deki ilk hedefim mutlu bir Çeşme yaratmaktı Çeşme Festivali bu mutluluğun kaynaklarından sadece biri” dedi.

Cengiz Başak, Yasemin Kumaş

Betül Aras

75

Ertan Kayıtken Ünü İzmir’de başlayıp hızla ulusal alanda da adını çokça duyuran duayen modacı Ertan Kayıtken hayatı, mesleği, çokça dahil olduğu sosyal sorumluluk projeleri ve daha birçok konu ile ilgili sorularımızı içtenlikte yanıtladı...

S

evgili Ertan Kayıtken, biraz bize kendinizden söz eder misiniz? İzmir’de modanın duayeni Ertan Kayıtken kimdir?

Ertan Kayıtken aslında hem iyidir hem bir o kadar da zordur. Ama ben kendime zorum. 60 senedir Ertan Kayıtken’e hizmet etmekten yoruldum diyebilirim. Çünkü benim hayatım Ertan Kayıtken’e bir şey vermekle ve Ertan Kayıtken’i oluşturmakla geçti. İçimde çok farklı Ertan’lar da var. Çok yönlü olduğumu, değişik yönlerimin olduğunu da biliyorum ama yüce yaradan öyle bir denk düşürdü ki hayatımı; modacı Ertan Kayıtken’i yaşama zorunluluğunu, misyonunu yükledi. Ertan Kayıtken’i anlatmak gerekirse sadece söyleyeceğim; “dünyaya geldi, annesini çok sevdi, sanatı çok sevdi, çalıştı, sosyal projeler yaptı ve gitti.” olacak.

Ama mesleğimden ayrılmayı hiç düşünmüyorum, sağlığım elverdiği sürece yine bu hayata devam edeceğim; zamanla artık bir takım şeylerin oturduğunu hissediyorum hayatımda. Daha önce hep kendime yatırım yaptım. Şimdi artık görevlerimin olduğunu düşünüyorum. Bu görevleri oluştururken de ekipleşiyorum. Eskiden her şeyi birebir kendim yapardım, ama şimdi haliyle artık olgunlaştığım için bazı şeyleri kabullenip ekip olmayı başarıyorum. Belki

76

ileride dizi oyunlarında aktif olarak oynamak değil ama kostümleri hazırlamak, senaryo yazmak gibi düşüncelerim var. Bunlara yer vereceğim; yapamadıklarım içerisinde bunlar var.

Sevmediklerin ne derseniz; hayatı ertelemekten nefret ediyorum.

Ayrıca bir söz verdiğim zaman verdiğim sözün kölesi olduğumu görüyorum; biraz bana acı veriyor, nefret etmiyorum ama söz verirken daha dikkatli olmam gerektiğini düşünüyorum. Çok kolay söz veriyorum galiba; onun için buna dikkat etmem gerekiyor.

Tembel ve cesaretsiz insanlardan nefret ediyorum. Kendimi bir Anka kuşu gibi görüyorum; küllerimden hep doğarım. Biterim, zayıflarım, pes etme noktasına geldiğim anlar olsa da tekrar ayağa kalkmayı çok seviyorum.

Tatil kültürüm yok, tatil yapmayı bilmiyorum. Hiç tatil yapmadım.

Hele uzun bayram tatillerinde ne yapacağımı hiç bilemem, insanlar deniz kenarına gidiyorlar mesela; ben nasıl oturacağımı, yani günü nasıl geçireceğimi bilmeyen bir insanım. İnsanlara çok imreniyorum bu yönde. Yemek yapmayı, sofra kurmayı bilmiyorum, nefret ediyorum bu anlamda kendimden. Yani zaman ayıramıyorum; spor yapamıyorum mesela, spor yapmayı çok isterdim.

77

beni diri tutuyor diye düşünüyorum.

Birde enteresan bir çıkarım yaptığım burç olayı var. Oğlak burcuyum; biz oğlak burçları yaş aldıkça gençleşiriz. Bütün oğlak burcu arkadaşlarıma baktığımda da bunu görüyorum, gerçekten yaş aldıkça metabolizmalarında değişim oluyor. Önümüzdeki süreçte planlama ve hedefleriniz nelerdir ?

Son yıllarda bir görevim olduğunu ve işe yarar bir insan olmam gerektiğini düşünüyor ve daha önceden biliyordum. Şimdi bu donanımlarımı hallettikten sonra, çevrem oldu, beynim açıldı, imkanlarım oluştu ve artık görevlerim var. Doğaya ve hayvanlara da hizmet etmem gerekiyor. Hayvanları çok seviyorum ve çok çaresizler diye düşünüyorum. Doğanın da çok çaresiz olduğunu düşünüyorum. Bizler hegemonyamızı kurmuş vaziyetteyiz ve daha iyi yaşayalım derken bazen geleceğimizi ve çocuklarımızı düşünmediğimiz için hayıflanıyorum. Doğa katlediliyor, bunu herkes biliyor ama ne yazık ki devam ediyorlar. Benim bu konuyu dürtmem gerekiyor, görevlerim var diye düşünüyorum. Bu konulara eğileceğim ve mesleki açıdan yaptığım prezantasyonu yüksek olan showlarıma da çeşitli vakıflara ve ihtiyacı olan kişilere vesile olmak amacıyla devam edeceğim. Yani son nefesime kadar çalışacağım.

Moda dünyasında olmaya ne zaman, nasıl karar verdiniz?

Ben annemi çok erken yaşta kaybettim. 20 yaşımdaydım, annem de 39 yaşındaydı; çok gençti, çok güzel bir kadındı ve çok iyi giyinirdi. İlk annemi giydirerek başladım diyebilirim; annem bana sormadan giyinmezdi ve dikiş dikerdi, ilk rol model ya da ilk mankenim annem oldu benim. İçimde de varmış… Bazı kararları kendimizin verdiğini düşünmüyorum. Yüce yaradan tarafından yönetildiğimizi biliyoruz hepimiz, biz istediğimiz kadar çırpınalım, eğer olmamız gereken birşey varsa zaten oluyor… Ben ne için dünyaya geldiğimi o yıllarda keşfettim, çok enteresan ama ben hayatımı oluruna bırakmadım. “evet böyle olmam gerekiyor” dedim ve ondan sonra kapılar açıldı zaten… 80’li yıllarda rahmetli Barış Manço’yu tanıdım, birçok ünlüyle tanıştım; rahmetli Atalay Noyaner bana ilk defile yapabileceğim ortamı sağladı. Fuarda hazır seyirci, hazır medya ve mankenlerle aklımı kullandım. Eğer karar verirseniz hayat o zaman kolaylaşıyor ama tereddütlerle yaşarsanız ve oluruna bırakırsanız olmaz. Ben o yıllarda karar vermiştim ve sanki bu dünya için doğduğumu düşünüyorum.

Olduğunuzdan çok daha genç ve dinamik görünüyorsunuz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Özel bir sırrınız var mı? Öncelikle teşekkür ediyorum; minyon olduğum ve aç gezdiğim için, kilo almıyorum, modacı olduğum için ve yine yaşam enerjimin yüce yaradan tarafından diri tutulduğunu düşünüyorum ve evde oturup bir gün geçirmeyi sevmiyorum, kayıp bir zaman gibi geliyor bana. Söylediğim hiçbir şeyi ertelemem hayatımda; yoğun yaşamayı seviyorum, işe yaramayı seviyorum. Bir şeyler yapıp, haz almayı ve alkışlanmayı seviyorum. Başarmayı seviyorum. Bu da

78

Yerel başladığınız yolculukta ulusal ölçüde bir modacı olma başarınızı neye bağlıyorsunuz ? Önceleri açıkcası zor oldu, ama zoru başarmaktır benim yaşam felsefem. Çok gücüme giderdi; İzmir’de olup da ben varken İstanbul’a gidip kıyafet diktirmeleri… Son beş seneden beri İstanbul’dan Antep’ten, Ankara’dan, Antalya’dan, Türkiye’nin her yerinden bana gelmeleri ve İstanbulluların bana gelmesi beni çok mutlu ediyor. Demek ki sabretmek gerekiyor. Yani kafaya koyacaksınız ama sabredeceksiniz, bunun için hep çalışacaksınız diye düşünüyorum. Pes etmemek, beklemek, çalışmak gerek her şeyin zamanı var.

Nefes adını verdiğiniz sosyal sorumluluk projesi çok ses getirdi. Proje detaylarından biraz bahseder misiniz ?

Evet, bu projenin oluşumu yine çok enteresan; ben yukarıdan yönetildiğimi düşünüyorum, hep aynı şeyi söylüyorum ama yönetildim; yani, bu anlık. Yani beynime düşüyor. Çok ihtiyaç olan birşey yapmam gerekiyor, bu ne olabilir diye düşünüyorken iki gün sonra karşıma Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nin vakfından bir kadınla karşı karşıya geldik. Çağırıyorum herhalde; bu kadın geldi ve “Ertan Bey ah sormayın o kadar çok şeye ihtiyacımız var ki bizim için birşeyler yapar mısınız” dedi. Ben de neler var ihtiyacınız olan deyince önüme koca dosyalar geldi. Ben de param kadar ama en çok işe yarayacak ne olabilir diye düşünürken ciğeri olmayan, çalışmayan, ölüme mahkum olan bebeklere bir cihaz gerekiyormuş; bu cihaz bizim rakama o kadar uygun oldu ki; böylece bu projenin ismi “nefes” oldu. Çocuklara nefesti çünkü bu. Koleksiyonun ismi “nefes” oldu. İşte böyle gelişti her şey…

Barış Manço’yu giydirdiğinizi biliyoruz. Başka hangi ünlü isimler ile çalıştınız ?

Evet Barış Manço, tüm sahne performanslarından tutun, tüm televizyon ekranındaki görüntülerinden, konserlerindeki kıyafetlerine kadar hep bana anlatır ve benden fikir alırdı.

Rahmetliyle biz çok sık biraraya gelirdik; fuar zamanları da bende kalırdı, otelde kalmazdı. Barış da oğlak burcuydu ve o da normal değil; altıncı hissi olan biriydi. Herhalde o yüzden birbirimizi çektik. Benden yaşça ileri olduğu halde benden çok bakir fikirleri alır ve çok güzel değerlendirirdi.

Keşke yaşasaydı da dostluğumuz halâ devam etseydi.

Ben de ondan çok şey öğrenirdim. Birçok ünlüyü giydirdim tabii; Hülya Avşar’ın ilk sahne kostümlerini… o zamanlar şarkı söylemesi yasaktı, Göl Gazinosunda sadece benimle, benim kıyafetlerimi giyip defilemi yapardı. Birçok kişiyi hazırladım. En son aslında sanatçı ismi vermeyi sevmiyorum ama Bülent Ersoy’u hazırladım. Mesela bana soruyorlar “ giydirmek istediğiniz sanatçı var mı” diye…Hayır, benim için bana gelen her insan gerçekten çok önemli. Çünkü ben onun gerekirse saçını boyatıyorum, takma kirpiğini taktırıyorum, hatta bazen botoxa yolluyorum. Olması gereken ne ise; iç çamaşırlarına kadar her şeyi ile ilgili karar verip yeni bir enerji yüklüyorum o kişiye…Ve de hep özel günlere diktiğim için hiç unutulmuyorum ben… Çok da keyifliyim; çok özel günlerin insanıyım. Bu yüzden hep işimin başındayımdır, müşterilerim bana “ aman Ertan Bey hasta olmayın” derler, dua ettiklerini düşünüyoum. Hastayken bile işimin başında oluyorum, beni tedavi ettiklerine, bana enerji yüklediklerine inanıyorum. Ben de devam ediyorum çalışmaya…

Değerli zamanınızı bize ayırdığınız ve sorularımıza içtenlikle cevap verdiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.

Sizin gibi çok kıymetli bir üstadı dergimizde görmekten mutluluk duyduğumuzu belirtmek isteriz.

79

köşe

Bunu ben diyorum...

INTERIOR BLOGGER

“

Yıldız ZEYBEK

İnsanın evi, ev sahibinin portresidir. Geçmiş ve şimdiki zamandan içeriklerle dolu, sessizce hayatınızın hikayesini anlatan bir kompozisyon.

Yeni trend dingin, uyumlu ve sakin.

Bol kısıtlanmış, zarif ve sade bir dekor ihtişamıyla zamansız bir denge sunar. Kendi huzur duygunuzu yaratmanıza yardımcı olur...”

Modern insanı tanımlarken artık sıfattan çok stil konuşulur oldu…

Stilini bulabilen insan da haklı olarak “büyük” düşünmeye başladı. Bu sayfanın yazarı işte o büyük düşünenlerden biri…

Yıldız Zeybek namı diğer “stylemaks”

2 1

80

3

Yıllarca bavulunda biriktirdiği farklı ülkelerin renkli kültürlerine ait izler ve yaşanmışlıklarla çıktığı büyük stil yolculuğunda geldiği son durakta tam 115 bin takipçisi olan bir İnstagram fenomeni artık Stylemaks…

Stilini arayan modern insanı, onun özgün seçkisi, tasarımları, buluşturmaları ve kelimelerinin süzgecinden geçirerek birlikte arayacağız…

Kim bilir belki içinizde taşıdığınız ama farkında olmadığınız gerçek sizle ve stilinizle tanışacaksınız bu sayfada. Büyük düşünmenin zamanı gelmedi mi sahi?

4

8

10

9

5

11

1.Rattan Orta Sehpa 2.Kilim Görünümlü Kırlent Kılıfı 3.Delik Desenli Jüt Kilim 4.Yapary Ağaç 5.Duvar Sepeti 30 cm 6.Meeuwis Berjer

7

689,99 ₺ 199,95 ₺ 599,00 ₺ 379,00 ₺ 220,00 ₺ 4.053,00 ₺

7.Buddha Biblo 8.Avize Naturel 9.Rattan Çerçeveli Ayna 10.Eko Halı Kilim Ca 11.Bamboo Sepet

440,31 ₺ 2.710,08 ₺ 189,00 ₺ 542,90 ₺ 339,99 ₺

81

adv

Aspava Yarım asırlık Aspava lezzetini İzmirlilerle buluşturan Selahaddin Akkaya ile Aspava’nın lezzet serüvenini konuştuk...

İ

zmir’de bulunan Aspava , Ankara’da yarım asırlık kalite ve tecrübesiyle hizmet veren meşhur Aspava dönerinin 28 yıllık emektarı Selaaddin Akkaya’nın eseri. İzmir’de bu tecrübe ve lezzeti görmek isteyen çevresinin teşvikleriyle Aspava’yı İzmir’e getirdiğini söyleyen Akkaya lezzetten ve kaliteden hiçbir zaman taviz vermediklerini ifade etti.

Aspava Olmanın Gerekliliği İle Hareket Ediyoruz… İzmir Aspava’nın mimarı Akkaya; tüm ürünlerimizi titizlikle seçmekteyiz, manavından kasabına kadar tüm iş ortaklarımızı özenle tercih ediyoruz bunlardan birinde ödün verirseniz Aspava olamazsınız.

28 Yıllık bireysel sektör tecrübesinin kendisine kattıklarından bizlere bahseden Akkaya; kalite ve güler yüz verdiğiniz hizmetin karşılığını size geri getiren en önemli detaydır bununla beraber size gelen tüketiciyi hiçbir zaman müşteri olarak görmemek onu misafir olarak görme ve ona bu bakış açısıyla hizmet etme anlayışı Aspava olmanın gerekliliğidir.

Kendimizin beğenmediğini misafirlerimize sunmayız…

Yıllardan beri Türkiye’nin birçok yerinde beğenilen ve yarım asırdan beri inanılan bir lezzet olan Aspava’nın asıl sırrının ne olduğunu merak ettik ve bu sırrı sayın Akkaya bize şöyle açıkladı; büyüklerimizden öğrendiğimiz bir misyon ile hareket etmekteyiz, kendimizin beğenmediği ve yemeyeceği hiç birşeyi bizlere inanan ve güvenen misafirlerimize sunmayız.

82

83

röportaj

Mesut Yar Mesut Yar. Ekranların güler yüzlü habercisi ve şovmeni; sahnelerin güler yüzlü anlatıcısı Yar ile keyifli bir sohbet ettik.

Buyurun samimi ve güleç sohbetimize…

U

Usta yazar-haberci, ekranın sempatik sunucusu Mesut Yar bu kadar enerjiyi nasıl buluyor, her an herkese nasıl gülümseyen gözlerle bakmayı nasıl başarıyor?

Buna sanırım yaradılış demek en doğrusu olacaktır. Hayatım boyunca kayıplarımı hep erken yaşadım. Ailemi çok küçük yaşta kaybettim. Zor bir çocukluktu.

Yokluk ve yoksunlukla dolu. Ama ümidimi kaybetmedim. Kendime olan güvenim yapamaz denilenleri yapmamla başladı. Hal böyle olunca her zafer beraberinde gülümsemeyle geldi. Her gülümseme içimdeki yaşam sevincini çoğalttı. Bir dönem sonra kaybettiğim zamanlarda bile gülümseyen ve kendine güvenen biri oldum…

84

Türkiye’de sizi seven, takip eden her yaştan önemli bir kesim var. Sizce Mesut Yar’ı Mesut Yar yapan en önemli şey nedir?

Samimiyet azizim. O giderek azalan; sokakta, evde, okulda, iş yerinde, hastanede, markette giderek azalan samimiyet. İnsanlar empati yapabilmek için kendisine en çok benzeyen örnekler seçiyor. Sanırım ben her duruştan insana empati şansı verebiliyorum. Kolay örnek alınabilecek bir insanım. Çocukla çocuk, gençle genç, yaşlıyla yaşlı olabiliyorum. Bu biraz yetişirken hayatımda ciddi bir zenginlik yaratan farklı çevrelerden öğrendiğim iyi şeylerle oldu. Bir de iyi insan olma çabamın sürdürülebilir hale gelmesi, sanırım samimiyetimdeki en büyük etken!

Çok gülen çok yaşar derler… Mizah yönünüz olmasaydı, hangi özelliğinizle fark yaratırdınız televizyonda?

Sadece mizah değil başka yeteneklerimde vardı elbet. Ama sanırım yazmak yüce Allah’ın bana vermiş olduğu en büyük yetenek. Ekrandaki Mesut’u kodlarken hep kelimelerin gücüne inandım. Bir terzi nasıl kafasında bir sonra batıracağı kumaş aralığını ezbere biliyorsa ben de yeteneklerimin sınırlarını biliyorum. Sınırlı yeteneğiniz varsa o yeteneğinizi sınırsızlaştırmak için odaklanmak zorundasınız. Ekranda olmayabilirdim ama yazının gücüyle gündemde olabileceğimden emindim sanki. Çok şükür…

Gündüz programlar, gece canlı yayınlar derken, inanılması zor bir yoğunluk içinde oluyorsunuz. Bu kadar yoğun koşuşturmanın arasında sağlıklı yaşam için ne yapıyorsunuz?

Yaş aldıkça takviyeler kullanmaya başladım.

Daha çok doğal olanları tercih ediyorum. Yemek içme konusunda savruk bir adamdım. Şimdi daha dikkatliyim. Bir iki tane kötü alışkanlığım var ama bunları beni öldürecek şeyler olarak görmeyip işi avantaja çevirmeye bakıyorum. Hiper aktifim ve kendimi frenleme konusunda bir kaygım yok. Enerji içinizdekini dışarı artı değer yaratacak şekilde çıkardığınız bir şeyse hakikaten çok sağlıklı oluyor.

Bir de spor tabi. Şu sıralarda menüsküs sıkıntısı çeksem de bir şekilde spora devam!

Damak tadına önem veren bir kişi olarak biliniyorsunuz. Kısa süre içinde ciddi kilo vererek herkese örnek oldunuz. Nasıl zayıfladınız? Formunuzu korumak için özel bir diyet programı uyguluyor musunuz?

Elbette. İlk ve büyük kilo verdiğim deneyimimden af edersiniz ”gırtlağı tutarak” başarıyla çıktık.

Aslında o güne kadar alışmış olduğum beslenme sistemini değiştirmem bile yetti büyük değişim için.

Hayatımızdan çıkarmamız gereken şeyler belli. Üç beyaz efsanesi, fazladan alkol ve hareketsiz yaşam. Ha, bir de benim dolaşım ve boşaltımı hızlandıran biber efsanem vardır ki, temmuz ve ağustos ayında kavuşmayı bekliyorum tekrar Samandağ biberine…

85

gayrimenkul

Çengelköy Park’ta Çengelköy’ün dokusunu ve tarihini bir araya getiren eşsiz bir proje. Tarihte Roma, Bizans ve Osmanlı Medeniyetleri’ne ev sahipliği yapmış Boğaziçi’ne tepeden bakan Çengelköy Park Evleri, doğayla bütünleşmiş modern mimarisiyle, Boğaziçi’nin tarihi evlerinin tüm özelliklerini villalar, residanslar ve konaklarla buluşturan bu muhteşem proje ile sakinlerine eşsiz bir yaşamın ve lüksün anahtrlarını sunuyor. Size de bu ayrıcalığı doyasıya yaşamak kalıyor.

B

oğaz’ın tarihi kentlerinden Çengelköy’de 64 dekarlık bir arazi üzerinde hayata geçen Çengelköy Park Evleri, Boğaz’a bakan Müstakil Villa ve Bahçe Dubleksleri, Çatı Dubleksleri ve Rezidans Blokundan oluşmaktadır. Çengelköy Park Evleri projesinde Türkiye’de ilk defa uygulanan mimari tasarımla müstakil 27 villa, 116 dubleks konak ve 73 rezidans bir araya geldi. Ayrıca siteden ayrılmadan tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak geniş sosyal olanaklarıyla, huzur ve alışveriş alanları sunuyoruz. Ahşap ve taş ile Boğaz’ın tarihi kentlerinden ilham alan geleneksel motifler, İstanbul’un çok derin ve zengin mirasını geleceğe taşırken, sizlere keyifli bir yaşam tarzı sunuyor. Villalar her bireye özel iç tasarım yapılarak teslim edilmekte ve her bir villanın kendine ait ön ve arka bahçe kullanımları, teras alanı, asansör, sauna veya banyo olarak kullanabileceğiniz alanlar, servis odası ve dört araçlık kapalı garajı bulunmaktadır.

Bahçe ve teras dublekslerinden oluşan konaklar, geçmişin ihtişamını bugünün çizgileri ile buluşturuyor. İç ve dış alanlar arasındaki bütünlük duygusunu koruyan ve yüksek bir tasarım değerine sahip bu eşsiz konaklarda, kendinizi büyüleyici bir peri masalının içinde hissedeceksiniz. Bahçe dublekslerinin her katında bahçenin keyfine varacaksınız; teras dubleklerinde İstanbul Buğazı’na ve Boğaz’ın göz alıcı yapılarına bakabilirsiniz. Şehir merkezindeki yaşamın ayrıcalıklarını Boğaz’a bakan konumlarıyla size sunan tüm rezidans dairelerinde balkon ve teraslar bulunmakta olup tüm odalar balkon ve teraslarla açılmaktadır. Teraslarımızda yaklaşık 3 metrelik güneş panelleri bulunmaktadır. Rezidanslarımız 2+1, 3+1, 4+1 ve 5+1 olarak dizayn edilmiştir.

86

Kapalı - Açık yüzme havuzları, spor salonu, Türk hamamı, sauna, buhar odası, spa merkezi, squash, basketbol- futbol sahası, yürüyüş parkuru, yapay gölet, çocuk parkı ve oyun alanlarından oluşan sosyal tesislerimizde; günün yorgunluğunu sevdiklerinizle atın ya da yeni bir güne enerjiyle başlayın. Sosyal tesisler, rezidans bloğu ve villa - konak alanlarının çevresinde iki tesis olarak düzenlenmiş ve her tesis de kadın ve erkek olarak ayrılmıştır. Site içerisinde 24 saat hizmet veren bir resepsiyon ve site içindeki veya dışındaki alanlara yerleştirilmiş güvenlik görevlileri bulunmaktadır.

Rezidans blokunun altındaki ticari alanlar caddeye cepheli konumdadır.

Dünyaca ünlü kahve zinciri ‘’Starbucks’’; Türkiye’nin en büyük A+ market zinciri olan ‘’Migros’’; Türkiye’nin en ünlü pastanesi olan ‘’ Fırın Sanatı’’; Organik olarak ve kimyasal kullanmada kuru temizleme hizmeti veren ‘’Eco Dry’’; Türkiye’nin bir numaralı sağlıklı yaşam ve fitness merkezi olan ‘’Macfit’’ sizi ÇENGELKÖY PARK EVLERİ’nde bekliyor…

87

köşe

KIKIRDAK SAĞLIĞI ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ

Prof.DR. Ahmet EKİN Sevgili Plus dergisi okuyucuları. Derginizin bu ilk sayısında sizlere aktif yaşamın olmazsa olmaz en önemli vücut bölümü olarak tanımlanabilecek eklemlerimizin hareketini sağlayan kıkırdak dokusunun sağlıklı olarak korunması ve oluşabilecek sorunların en hızlı ve doğru biçimde tedavisi için neler yapılması gerektiği konusunu anlatacağım.

P

lus dergisinin sağlık köşesinde her sayıda değişik konuları inceleyip değerlendirirken aynı zamanda sizlerden gelebilecek sorulara da cevap vermeye çalışacağım. Bu nedenle sizlerle paylaştığım internet adresime kas iskelet sistemi ve hareket ile ilgili sorunlarınızı gönderebilirsiniz.

Kıkırdak dokusu, vücudumuzda ki sayısı 200 ün üzerinde olan ve hareket etmemizi sağlayan en önemli oluşum olarak tanımlanabilecek eklemlerimizin iç yüzeyini kaplayan dokudur.

Esnek, kırılgan, kaygan bir dokudur ve kayganlığını sağlayan yapısal özelliklerin yanında en önemli oluşum eklem sıvısıdır. Eklem sıvısı her eklemde mevcut olan ve en büyük eklemlerde bile 2-3 cc yi geçmeyen miktarlarda bulunan koyu kıvamlı bir sıvıdır. Eklem zarı tarafından salgılanır, azalması ve çoğalması beraberinde bir çok soruna neden olur.

Genç yaşlarda belli bir kalınlığa sahip olan kıkırdak dokusu yaş ile beraber incelip aynı zamanda yapısal özelliklerini kaybetmeye başlar. Bu sorunun daha az ve geç yaşlara uzaması tamamen kıkırdak sağlığı ile ilgilidir ve bu konu da kişinin çok dikkatli olması gereklidir.

Kıkırdak sağlığını en çok etkileyen nedenler arasında öncelikle vücut ağırlığıdır.Vücut ağırlığının normal yürüme esnasında kalça ve diz eklemi gibi eklemler üzerinde oluşturduğu bası bir katından fazladır ancak bu baskı merdiven çıkma sırasında üç katına merdiven inme esnasında beş katına çıkmaktadır. Yerde dizleri kıvırarak oturma ve çömelme pozisyonuna gelindiğinde ise bu ağırlık 8 katın üzerine çıkmaktadır. 50 kg ağırlığında bir kişinin yerde oturarak ve ya çömelerek dizler üzerinde çalışması halinde vücut ağırlığını 8 katı olan 400 kg

88

diz eklemi kıkırdağın üzerine binmektedir. Bu kadar yüksek ağırlık altında kalan kıkırdak sağlıklı olduğu takdir de kendini korumakta ancak yapısal özellikleri bozulmuş bir kıkırdak dokusu böyle bir ağırlığa maalesef ki uzun süre dayanamamakta ve dejeneratif değişikliklerin ortaya çıkması engellenememektedir.

Düz koşu esnasında diz ve kalça eklemi üzerine binen aşırı yük yanında aynı zamanda omurga üzerine de binen yük bu eklemler üzerinde belirgin bir bası oluşturmaktadır ancak sağlıklı kıkırdak yapısına sahip olan kişilerde bu durum ciddi bir sorun yaratmamaktadır.

Kıkırdak dokunun sağlıklı olarak korunabilmesi günlük yaşam aktivitelerinin kontrol altında tutulması yanında hormonal ve metabolik yapımızın sağlıklı olmasıyla da yakından ilişkilidir.

Kıkırdak sağlığını etkileyen önemli özelliklerden birisi de eklemlerin hareketli olarak korunmasıdır. Hareketin azaldığı ve aktivite yönünden normalin çok altına düşüldüğü ofis çalışmaları bu sorun üzerinde belirgin arttırıcı etkiye sahiptir. Ayrıca düz tabanlık ve buna benzer ayak, diz ve kalça eklemi şekil bozuklukları da kıkırdak sağlığı üzerinde etkili olan önemli faktörlerdir.

Sonuç olarak; kıkırdak sağlığının korunabilmesi vücut sağlığı ile yakından ilişkili olan ama aynı zamanda kullanım hatalarının da etkili olduğu bir durumdur. Bu konu da beslenme alışkanlıklarının, kullanılan ilaçların ve geçirilmiş travmaların da çok etkili olduğu bilinmektedir.

Kıkırdak sağlığı ile ilgili belirttiğim bu özellikleri bundan sonra ki sayılarda ayrıntılı olarak incelemeyi planladık, sizlerden gelecek sorularla konuları düzenlemeyi düşünüyoruz.

Sağlıklı kalın.

GRİBİN ŞİFASINI AŞIDA DEĞİL, DOĞADA ARAYIN!

FİTOTERAPİ UZMANI

Dr. Ümit AKTAŞ

Kış mevsimi yaklaşırken özellikle çocuklar arasında hızla yayılan grip virüsüne karşı grip aşısı yaptırmanın koruyucu olmadığına, hatta ciddi yan etkileri bulunduğuna dikkat çeken Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, “Yapılan araştırmalar grip aşısının, 65 yaş üstü hastalarda yüzde 9 oranında koruyuculuğu olduğunu gösteriyor. Aşının etki göstermesi için en az yüzde 90 oranında koruyucu olması gerekiyor.

Yüzde 9 koruyan aşı olmaz! Grip virüsünde önemli risk grubu olan 2 yaş altı çocuklarda yapılan araştırmalarda da aşının güvenli olduğu yönünde bir tespit yapılamamış” diyerek gripten korunmak için şifanın aşıda değil, doğada olduğuna dikkat çekiyor.

H

ekimler bile inanmıyor!

Grip aşısının dünyadaki hiç bir ülkenin zorunlu aşı programında bulunmadığına dikkat çeken Dr. Ümit Aktaş, “Akdeniz Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, hekimlerin sadece yüzde 14’ünün grip aşısı yaptırdığını, yüzde 86’sının ise grip aşısı yaptırmadığını ortaya koyuyor. Bilimsel ölçekte yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlar ortadayken, hekimlerin bile yaptırmaktan kaçındığı bir aşıyı neden kendinize, ailenize ve çocuğunuza yaptırasınız ki?” diye soruyor.

Bağışıklık sisteminizi güçlendirin Gripten korunmak için grip aşısı yaptırmak yerine, bağışıklık sistemini güçlendiren besinlerin tüketilmesi ve hijyen kurallarının dikkate alınması gerektiğini belirten Dr. Ümit Aktaş, “Daha önce geçirilen griplerle bağışıklık sistemimiz de gelişir. Yani, daha önce sık sık grip virüsüne temas edenlerin, temas etmeyenlere göre gribe karşı dirençleri daha yüksektir. Sadece düzenli el yıkama alışkanlığı edinmek ve kapalı ortamların düzenli olarak havalandırılmasını sağlamak bile, grip salgınlarından korunmada oldukça önemlidir. Ellerinizi sadece her gün düzenli ve sık sık zeytinyağlı sabunla yıkamak bile gripten yüzde 70 oranında sizi koruyabilir” diyor.

Fermente edilmiş gıdalardan faydalanın Bağışıklık sisteminin güçlendirilerek gripten korunmak için fermente edilmiş gıdaların önemine değinen Dr. Ümit Aktaş “Evde yaptığınız turşu, yoğurt, sirke ve şalgam suyunu sofranızda bol bol bulundurun. Düzenli olarak kelle paça içmeyi de ihmal etmeyin” diyor.

Dr. Ümit Aktaş, grip olduktan sonra kısa sürede iyileşmek için yapılması gerekenleri de şöyle sıralıyor:

Mutlaka istirahat edin.

Bol miktarda sıvı tüketin.

Bulunduğunuz mekânı sık sık havalandırın.

Bol bol kelle paça, işkembe ve tarhana çorbası için. Bunlar, bağışıklığınızı destekleyen fermente gıda içeren çorbalardır.

Kapari turşusunu bolca tüketin. Kapari antiviraldir, virüsleri öldürür.

Zencefil, adaçayı ve karanfil ile kimyasala son!

Her hastalık gibi gribin de şifasının doğada olduğunu hatırlatan Dr. Ümit Aktaş, “Çok sık grip oluyorsanız bitkilerden faydalanın.

Zencefil, ada çayı ve karanfil ile vücudunuza kimyasal almadan doğal kürlerle vücudunuzu destekleyebilirsiniz” diyor.

Dr. Ümit Aktaş’tan Grip Çayı Kürü Tarifi: Malzemeler: Kuru kök zencefil, 3 diş karanfil, 1 tatlı kaşığı tıbbı adaçayı Hazırlanışı: Başparmağınızın bir boğumu kadar kuru kök zencefil ve 3 diş karanfili 1 su bardağı kaynamakta olan suyun içine atın. 6 dakika ağzı kapalı olarak kaynatın. Altını kapattıktan sonra 1 tatlı kaşığı tıbbi adaçayı ekleyin. Tekrar ağzını kapatın ve kaynatmadan 10 dakika demlenmeye bırakın. Soğutmadan için. Yetişkinler bu grip çayından 2 saatte bir, 1 su bardağı ölçüsünde içebilirler. Çocuklar için 1 çay bardağı ölçüsünde verilmelidir.

Dr. Ümit Aktaş’tan Bağışıklık Sistemini Destekleyen Çay Tarifi: Malzemeler: 1 tatlı kaşığı ıhlamur, 1 tatlı kaşığı yeşil çay, 1 tatlı kaşığı meyan kökü, 1 limonun suyu ve kabuğu, 250 cc kaynar su Hazırlanışı: Malzemeleri porselen ya da cam bardağa koyup üzerine kaynar su ekleyin. Demlenmesi için 10 dakika bekleyip için. Günde 4-5 fincan tüketebilirsiniz.

89

gezi

90

91

sanat

20. yüzyıl Sanat Dehası Pablo Picasso Arkas Sanat Merkezi’nde!

“Hayal edebildiğiniz her şey gerçektir”

Pablo Picasso 92

Tunç Soyer - Laurent Le Bon - Lucien Arkas - Bertrand Buchwalter - Jean Luc Maeso Müjde Unustası - Loannis Kontaxopoulos

A

rkas Sanat Merkezi, 18 Eylül 2019 – 05 Ocak 2020 tarihleri arasında 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından Pablo Picasso’nun eserlerine ev sahipliği yapıyor.

Picasso-Méditerranée projesi kapsamında düzenlenen sergiler serisinde, Türkiye’yi Arkas Sanat Merkezi “Picasso: Gösteri Sanatı” sergisi ile temsil ediyor.

Paris Picasso Müzesi, Fondation Julio Gonzalez, Opera Garnier ve Brüksel’de yer alan Kontaxopoulos-Prokopchuk Koleksiyonu’ndan 83 eserin olduğu sergide, sanatçının yazarlar, şairler ve müzisyenler gibi pek çok sanatçıyla sürdürdüğü yakın bağları belgeleyen fotoğraflar da yer alıyor.

20. yüzyılın sanat dehası olarak kabul edilen, Kübizm akımının öncüsü İspanyol ressam Pablo Picasso’nun sahne sanatlarına yönelik çalışmalarını kapsayan, Jean Luc Maeso’nun küratörlüğü ve Müjde Unustası’nın direktörlüğünde oluşturulan Picasso & Gösteri Sanatı sergisinde; Picasso’nun sanat yaşamını derinden etkileyen gösteri dünyasının kapıları aralanıyor.

Paris-Picasso Ulusal Müzesi’nin özel desteği ile gerçekleştirilen, organizasyonun kapanış sergisi olma özelliği taşıyan sergide sanatçının pek çok önemli tablosu, tasarladığı kostümler, eskizler, heykeller ve yaşamına dair fotoğraflar ile gösteri sanatlarının Picasso’nun sanat yaşamına olan etkisi izleyecilere sunuluyor.

Yalnızca İzmir değil, Türkiye’de de sanat çevrelerinde ses getirmesi beklenen serginin ana sponsorluğunu Türk Hava Yolları üstlenirken, İzmir Büyükşehir Belediyesi resmi sponsoru, Allianz ise sergi destekçisi oldu.

17 Eylül Salı günü Arkas Sanat Merkezi’nde gerçekleştirlen basın toplantısına Lucien Arkas, Tunç Soyer, Fransa Başkonsolosu Bertrand Buchwalter, Paris-Picasso Ulusal Müzesi Müdürü Laurent Le Bon, sergi direktörü Müjde Unustası ve küratörü Jean Luc Maeso katıldı.

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, “Arkas Sanat Merkezi’nin tarihi binasında Picasso gibi bir sanatçıyı ağırlamanın onun gösteri dünyasına olan tutkusunu kapsamlı bir sergi ile ziyaretçiler ile paylaşabilmek önemli. Fakat, bu serginin düzenlenmesi ile İzmir’de başka bir gururu daha yaşıyoruz. Sergi, Paris’ten İzmir’e uzanan bir köprü vazifesi görerek, Picasso’nun tüm hayatı boyunca etkilendiği gösteri dünyasına ait eserlerinin ilk kez bir araya geldiği bir sergi oluşmasını sağladı. Arkas Sanat Merkezi, 2011’de açıldığı günden bu yana ev sahipliği yaptığı 19 sergi ile yurt içi ve yurt dışı sanat dünyasına kendisini tanıttı, pek çok sergi için dünya çapındaki müze ve kurumlarla eser alışverişi yapıldı. Paris-Picasso Ulusal Müzesi,

“Picasso: Gösteri Sanatı” sergimize altmışın üzerinde eser ödünç vererek istisnai bir imkan sağladı. Ayrıca Julio Gonzalez Vakfı, Opéra national de Paris ve Kontaxopoulos-Prokopchuk Koleksiyonu’ndan ödünç alınan eserler ile sergi farklı kaynakları bir araya getirdi.

Sadece İzmir’lilerin değil çevresi ve hatta İstanbul, Bursa gibi pek çok yerden ziyaretçinin görmesini bekliyoruz” diye konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Öncelikle sanatı her yönü ve tarzıyla inceleyen eserlerin sergilendiği Arkas Sanat Merkezi’ne, İzmir ve ülkemizin sanatsal faaliyetlerine katkısı nedeniyle en derin şükranlarımı sunuyorum. İzmir binlerce yıldır bir sanat şehri. Heykel, müzik, resim gibi sanatın farklı alanlarında çok fazla yenilik ve büyük eserler bu şehirde hayat bulmuş. Aynı zamanda birçok sanat akımı burada doğmuş ve dünyaya ilham vermiş. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin temel stratejilerinden biri; bu tarihsel kimliğinden referans alarak İzmir’i, yeniden bir kültür ve sanat üretim merkezi haline getirmek.

Bunu yaparken elbette bu sergide olduğu gibi dünyanın en kıymetli sanatçılarının eserlerini İzmir’de görmeyi ve ağırlamayı önceliklerimizden biri olarak belirledik. Nihai hedefimiz İzmir’de; sanatın yedi dalında yeni eserlerin, farklı akımların oluştuğu bir kent iklimi yaratmak” dedi.

Paris-Picasso Ulusal Müzesi Müdürü Laurent Le Bon, “Paris-Picasso Ulusal Müzesi Koleksiyonu’ndan altmışın üzerinde önemli eserin Arkas Sanat Merkezi’ne sergilenmek üzere verilmesiyle oluşan “Picasso: Gösteri Sanatı” sergisi, 2019 yılının sonunda bitecek olan Picasso-Méditerrané projesinin önemli organizasyonlarından biridir.

2017’de başlayıp 2019’a kadar devam eden projede; 10 ülkeden toplam 70 kurum; yaygın bir iletişim ağı, bir internet sitesi ve düzenlenen 45’in üzerinde sergi ile dinamik, çok yapılı ve çok disiplinli kültürel bir döngü yaratmak üzere bir araya geldiler. “Picasso-Méditerranée” sergisinin Türkiye durağı bu etkinliğin en önemli anlarından biri oldu. Özellikle Lucien Arkas, Jean-Luc Maeso ve Müjde Unustası olmak üzere bu etkinliğin gerçekleştirilmesinde yer alan herkese içtenlikle teşekkür ediyoruz” dedi.

Organizasyonda yer alan her kurumun farklı araştırma konuları seçtiği projede Arkas Sanat Merkezi, Picasso’nun gösteri sanatlarına olan ilgisini yansıtan bir seçkiye ev sahipliği yapacak. Sergi direktörü Müjde Unustası; “ Picasso’nun yaşamına ve ona ilham veren yerlere uzanan projede Türkiye’yi temsilen yer alan Arkas Sanat Merkezi olarak, sanatçının bütün yaşamına nüfuz eden gösteri sanatına olan

93

sanat

Carolina David, Bertrand Buchwalter, Kenize Mourad, Lucien Arkas, Zeliha Toprak

Batuhan - Yasemin Alpaydın

tutkusu çevresinde bir sergi kurguladık. Bu kurgu sayesinde çok yönlü kişiliğiyle rengarenk bir Picasso tanıyacağız.” dedi.

Teras 1885’te gerçekleştirilen kokteyle İzmir iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

Picasso: Gösteri Sanatı Picasso’nun Malaga’da çocukluk yıllarında izlediği boğa güreşleri ile başlayan gösteri dünyasına olan ilgisi, 1917’den sonra ünlü bale topuluğu Ballets Russes için tasarladığı sahne ve kostüm çalışmalarıyla katlanarak artar. Gerçek hayattan esinlendiği figürleri hayal gücüyle birleştirerek özgün tarzında yeni bir dünya yaratır.

Küratörlüğünü Jean-Luc Maeso’nun üstlendiği “Picasso: Gösteri Sanatı” sergisinde, Arkas Sanat Merkezi’nde yer alan bağımsız sergileme alanları, Picasso’nun hayatı boyunca ilgi duyduğu boğa güreşi, sirk, bale gibi temalara göre düzenlendi. Sergide, altmışın üzerinde ödünç verdiği eserle başta Paris-Picasso Ulusal Müzesi olmak üzere Julio Gonzalez, Opera Garnier ve Kontaxopoulos-Prokopchuk Koleksiyonu’ndan alınan toplam 83 eser yer alıyor. Ayrıca, Picasso’nun yazarlar, şairler ve müzisyenler gibi pek çok sanatçı ve aydınla sürdürdüğü yakın bağları belgeleyen fotoğraflar da görülebilecek.

Sergi ücretsiz olarak gezilebilecek.

“Picasso: Gösteri Sanatı” sergisi için hazırlanan, konusunda uzman yazarların makalelerin yer aldığı sergi kataloğu, Picasso’nun farklı çalışma alanlarına odaklanan bilimsel araştırmalara ışık tutacak bir kaynak olarak yerini alacak.

Miniklere özel atölyeler Picasso: Gösteri Sanatı sergisi kapsamında minikleri de unutmayan Arkas Sanat Merkezi, 5-7 ve 8-10 yaş gruplarına özel Cumartesi günleri düzenlenen atölyelerde çocuklar eğitmenleri eşliğinde öncelikle sergiyi gezecek, Picasso’nun eserleri arasında ilerlerken hem sanatçıyı hem de eserlerinin hikayelerini dinleyecekler. Ardından atölyeye geçerek hayal dünyalarını kağıtlara aktarıp, Picasso’dan aldıkları ilhamla kendi eserlerini yaratacaklar. Hafta içi ise okul gruplarına özel sergi gezisi ve grup çalışmaları yapılacak.

“Dora” İzmir Fransız Kültür Merkezi’nde, 17 Eylül - 31 Aralık 2019 tarihleri arasında Fransız sanatçı Bernard Pras’nın, Pablo Picasso temalı şaşırtıcı bir enstalasyonu sergilenecek. İlhamını Picasso’nun Dora Maar temalı

94

Ayşe - Ercan Korkmaz.

tanınmış portrelerinden alan ve sanatçının sıradan objelerle yarattığı “Dora” adını verdiği eser, Arkas Sanat Merkezi’nde düzenlenen “Picasso ve Gösteri Sanatı” sergisiyle eş zamanlı olarak hazırlandı.

Arkas Sanat Merkezi Hakkında: Açıldığı günden bu yana İzmir kültür sanat hayatına büyük katkı sağlayan Arkas Sanat Merkezi; Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın kişisel ilgisi ve profesyonel yaklaşımı ile oluşan Arkas Koleksiyonu’nu sanatseverler ile paylaşma isteği doğrultusunda kuruldu. Arkas Sanat Merkezi’nin yer aldığı, İzmir’de döneminin en güzel yapılarından biri olan yapı, mimar Emmanuel Pontremoli tarafından 1906’da Fransa Konsolosluğu binası olarak inşa edildi. Halen Fransa Fahri Konsolosluğu olarak hizmet veren binanın denize bakan bölümü, Fransız Hükümeti tarafından 20 yıllığına, kültür ve sanat amaçlı kullanım için Arkas Holding’e tahsis edildi. Restorasyon sonrası Kasım 2011’de Arkas Sanat Merkezi adıyla açıldı. 8 adet sergi odası ve 1 adet atölye odası ile Arkas Sanat Merkezi, İzmir’e kazandırılmış tarihi bir bina olmasının yanında, bugüne kadar gerçekleştirdiği ücretsiz ziyaret edilebilen sergiler ve uluslararası işbirlikleri ile İzmir kültür sanat hayatının önde gelen mekanlarından biri olmaya devam ediyor. Arkas Sanat Merkezi, İzmir’de ilk kez Picasso sergisi gerçekleştirerek aynı zamanda Picasso-Méditerranée organizasyonun kapanış sergisine de ev sahipliği yapıyor.

Picasso-Méditerranée Hakkında: 2017-2019 tarihleri arasında gerçekleşen Picasso-Méditerranée projesi, kültürel bir döngü oluşturmayı amaçlayan, multidisiplinler ve çok yönlü bir projedir. Paris-Picasso Ulusal Müzesi başkanlığında yürütülen proje, Picasso’nun eserlerine ve ona ilham veren yerlere yönelik sergiler ve etkinlikler ile Akdeniz’in bütün kıyılarını yakınlaştırma isteğiyle benzersiz bir kültürel tecrübe sunmaktadır. Arkas Sanat Merkezi’nde yer alacak sergi, 20.yüzyılın başlarında modernizmin temellerini atan bu dehanın farklı etkinlik alanlarını keşfetme fırsatı sunmaktadır ve sanat tarihinde yepyeni bir döneme öncülük eden Picasso’nun eserlerinin İzmir’de sergilenmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.

ARKAS SANAT MERKEZİ (Giriş ücretsizdir) 1380 Sokak No:1 Alsancak, İzmir Tel: + 90 (232) 464 66 00 Ziyaret Saatleri: Pazartesi kapalı Salı-Pazar 10.00-18.00 Uzun Perşembe 10.00-20.00

95

sanat

Necmi Bektaşoğlu ile “yaşadığına değmeli” albümü ve ikinci klibini çektiği “sev uyut” beni şarkısı üzerine sohbet ettik.

A

lbüm çıkarma fikri nasıl oluştu, kimler destek oldu size?

Necmi Bektaşoğlu: Geldiğim yaş itibariyle meyveleri olgunlaşmış ağaç gibi hissediyorum kendimi. Çokça biriktirdiğim şarkılarım var, duygularım, demek istediklerim. Daha çok albüme sığar. Geri kalan ömründe hepsini yeryüzüne bırakıp gitmek istiyorum.

Albüm kaçınılmazdı yani. Mecburi. Daha da yapılacak çok albüm var fani ömrümde.

Destek olanlar, İlkay Akkaya ve diğer dostlarım. Aranjör, müzisyen, enstrümanist, stüdyocu, kayıtçı, miksaj, mastering yapanlar. Hepsi arkadaşlarım. Görkem Onur Turan, Harun Genç, Ömür Kasa, Alp Varol ve daha kimler kimler şu an hatırlayamadıklarım. Hepsine çok ama çook teşekkür ederim.

Albüme baktığımızda tüm şarkıların söz ve müziklerinin size ait olduğunu gördük. Bu üretkenlik bile tek başına takdir edilmesi gereken bir şey. Sizi besleyen kaynak nedir?

Necmi Bektaşoğlu: Çok gözlemleyici biriyim. Etrafımı çok dinlerim. İnsanları, olayları, yaşanmışlıkları, hikayeleri. Başımın üzerinde görünmeyen antenlerim var sanki. Hepsi dökülüyor sırası geldikçe şarkılara, sözlere, melodilere, şarkılara sığmayan şiirimsilere.

Bu yaşıma gelene kadar müzikle ilgili çeşitli evrelerin şahidi olma imkanım ve çalışmalarım oldu. Biriktirdiğim çokça farklı teknik bilgi birikimim var. Anlatmak istediğim duygu ve düşüncemi notalar, melodiler eşliğinde, düzenlemeleri de dahil, beynimden, yüreğimden geldiğince yazabiliyor ve toparlayabiliyorum. Söz konusu birikim mutlu ediyor beni. Yekpare, benden oluyor yazdıklarım.

Elden ele değişmeden. Saf, temiz. Çocukluğum ve hayat hikayem besliyor beni. Anadolu toprakları, Mezopotamya. Batı, doğu, her millet. Her insan ayrı bir beslenme kaynağım aslında. Hayat hikayeleri. Izdırapları. Duyguları.

Yaşadığım acılar da besliyor beni. Olumladıklarım, yanlış bulduğum şeyler. Yaşama bakışım. Geçmişim. Bugünüm.

Müzikal besleyenlerim falan ayrı da ropörtajı kısa tutalım Bundan sonraki planlarınız hakkında bilgi verir misiniz bizlere?

Necmi Bektaşoğlu: Kısa vadede, ekim ayında albümün tanıtım konserini yapacağız İzmir’ de. Prömirerini tabiri caizse. Provalar devam ediyor şu sıra, sahne öncesi. Ardından çağrıldığımız yerlere gideceğiz konserlere. Halk konserleri.

Az önce belirttiğim gibi “Sev Uyut Beni” şarkımıza klip çekiyoruz şu sıra. Aksilik olmazsa, sanırım eylül sonuna kalmadan yayımlamış oluruz. İkinci albüm ile ilgili çalışmalarımız devam edecek her şeyle birlikte.

Hazırda yazılmış şarkılar çok ve de yazılacak. Düzenlemeler, kayıt-

96

lar, ikinci albümün konusu, konsepti gibi uğraşlar sürecek.

Bu arada, şarkılara sığdıramadığım duygularım ve anlatımlarım var. Şiirimsi diyorum ben onlara. Yenile iyi bir yayınevi ilgileniyor şair yanımla sağolsunlar. Sanırım yakın bir süreçte bir kitapta toplayacağız hepsini. Birkaç dile çevirmeyi ve başka ülkelerde de yayımlamayı düşünüyorlar. Heyecanlıyım bu manada.

Tüm bu uğraşlar dışında, bir de aklımda, müziklerini besteleyeceğim, şiirlerimden ve kendi yazdığım metinlerden oluşan tiyatral bir sahne gösterisi var hazırlık aşamasında olduğum. Yönetmenliğini Murat Taygur yapacak. Müzisyen arkadaşlarımla beraber, müziklerin sahnede ve canlı çalındığı, şiir, şarkı, replikler içeren çok güzel bir gösteri olacak başarabilirsek. Bu proje için de baskı yapılıyor şu sıra bana. Hadi hadi gibi. Sanırım şimdilik yeterli Yoğun ve yorucu ama mutluyum. Hiç dert değil. Hepsi yapılmalı sağlıkta. Sanat, müzik, şiir, velhasıl estetik adına ne varsa kalbimde, ruhumda, kalbimizde, hepsini yeryüzüne bırakıp gitmeli. Ne de olsa “Hayat Dediğin Yaşadığına Değmeli”

İkinci klibiniz ‘’Sev Uyut Beni ‘’ çekim detaylarını inceledik.

Bir hayli keyifli geçmiş gibi görünüyor. Kamera arkasında olanlardan ve çekim ekibinden biraz bahsetmek ister misiniz?

Necmi Bektaşoğlu: Klip çekimleri ayrı bir keyif oldu benim için. İlk klip hepimizin amatörce hataları ile dolu. Farkındayız. Ancak, 10 temmuzda ( Ali İsmail’in yıldönümü ) yayınlamak arzumuzdan ve sevgili İlkay Akkaya’ nın da konser yoğunluğundan kaynaklı oldu maalesef. Ancak yine de çok mutluyum. Çünkü çok güzel bir ailem oldu. İbrahim Yıldıztekin, Murat Güngör, Yasin Vanlıoğlu, Tasarım Adam ekibi. Harika zaman geçirdik. Ortaya çıkan görsel de amatör ruhla ve yürekten oldu. İçten. Başta sevgili İlkay Akkaya olmak üzere, hepsine çok teşekkür ediyorum. İyi ki varlar.. İkinci klip te ayrı bir güzellik oldu benim için. Albümün üçüncü şarkısına çektik. “Sev Uyut Beni” adı. İbrahim Yıldıztekin, Murat Güngör’ün yanında, kadim dostum, kardeşim, oyuncu Murat Taygur katıldı aramıza ve de yine oyuncu Esra Gezginci. Klipte pek denenmemiş birşey yapmak istedik. Metin Erksan’ ı saygı ile anmak isterim bu arada. Metin Erksan’ ın “Sevmek Zamanı” adında, siyah beyaz bir filmi var. Çok eski. Müşfik Kenter’ in de rol aldığı. O filmden yola çıkarak, kısa bir film yarattık klipte bana göre. Murat Taygur yazdı ve yönetti. İbrahim Yıldıztekin de kamera arkasına geçti. Ben sadece arada şarkı okuyucu rolü üstlendim klipte. Yani diyeceğim odur ki, klip hem bir şarkı içeriyor kendi içinde, hem de kısa bir film. Çok ta eğlendik hep beraber. Kamera arkası epeyce komik bana göre. Umarım klip dışında, kamera arkası görüntülerini de paylaşırız ileride. Çok, çok teşekkür ediyorum hepsine. Varlıkları ile zenginim. Çok zenginim. İyi ki varlar da güzelleşiyor etrafım.

Sağolsunlar..

97

haber

VODAFONE RED’LİLER, CONTEMPORARY ISTANBUL’U AVANTAJLI GEZECEK Dünyanın önde gelen sanat fuarlarından Contemporary Istanbul’un “Dijital İletişim Sponsoru” olan Vodafone Red, sanatsever müşterilerine 12-15 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek 14. Contemporary Istanbul biletlerinde %15 indirim sunacak. 150 Red First müşterisi ise kendilerine sunulan özel biletlerle 1,5 saatlik ücretsiz rehberli turla fuarı gezebilecek.

7 Eylül 2019 – Türkiye’de sanatın gelişmesine ve dijitalleşmesine destek olmayı hedefleyen Vodafone Red, Türkiye ve dünya çağdaş sanatının en iyi örneklerini bir araya getiren Contemporary Istanbul’un “Dijital İletişim Sponsoru” oldu.

Vodafone Red, sanatsever müşterilerine, 12-15 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek 14. Contemporary Istanbul fuarına giriş biletlerinde %15 indirim sunacak. 150 Red First müşterisi isekendilerine sunulan özel biletlerle 1,5 saatlik ücretsiz rehberli turla fuarı gezebilecek.

Contemporary Istanbul biletleri, 12 Eylül itibariyle İstanbul Kongre Merkezi ve Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda kurulacak gişelerden temin edilebilecek.

Sanatın dijitalleşerek daha geniş kitlelere ulaşması için çalıştıklarını belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, şunları söyledi: “Vodafone Red olarak, sanatsever müşterilerimize televizyon, tiyatro, sinema ve müzik gibi alanlarda çok özel ayrıcalıklar sunuyoruz. Bu doğrultuda, dünyanın en

önemli sanat fuarlarından Contemporary Istanbul ile birlikte, Vodafone Red’lilere kendilerini özel ve ayrıcalıklı hissettirecek bir kampanya düzenliyoruz. ‘Ünlü değil Red’li’ konseptimiz kapsamında sunduğumuz yeni kampanyamızla, müşterilerimize Contemporary Istanbul biletlerinde %15 indirim sağlıyoruz. 150 Red First müşterimize ise kendilerine sunulan özel biletlerle 1,5 saatlik ücretsiz rehberli turla fuarı gezme imkânı sunuyoruz. Yenilikçi ürün ve servislerimizle Vodafone Red’lilere ayrıcalıklı bir dünya sunmaya devam edeceğiz.”

14 yıldır şehrin sanat sahnesi Contemporary Istanbul, Türkiye ve dünya çağdaş sanatının en iyi örneklerini Avrupa ve Asya’nın buluşma noktasında bir araya getiriyor ve şehrin gelişen sanat sahnesi, büyüyen sanat pazarı ve koleksiyonerler için bir platform oluşturuyor. Bu yıl 14’üncüsü düzenlenecek olan Contemporary Istanbul’un artistik direktörlüğünü Fransız bağımsız küratör ve araştırmacı Anissa Touati üstleniyor. Fuarda 22 ülkeden, 74 galeri, 510 sanatçı ve 1.400’den fazla çağdaş sanat eseri yer alıyor.

TikTok ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) iklim Değişikliğine Karşı Güçlerini Birleştirdiler IFRC çatısı altında yer alan yerel dernekler tarafından desteklenen #İklimİçin kampanyasına TikTok da faaliyet gösterdiği 100’den fazla ülkede destek veriyor.

Dünyanın önde gelen kısa video paylaşım uygulaması TikTok, #İklimİçin kampanyasında dünyanın en büyük insani yardım ağı olan Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) ile işbirliği yaptı. TikTok, gerçekleştirdiği işbirliği kapsamında IFRC’nin küresel kampanyası olan #İklimDeğişikliğininYüzleri hashtag’ini de tekrar canlandırıyor.

16 – 30 Eylül tarihleri arasında TikTok üzerinden yürütülecek kampanya-

da TikTok kullanıcıları; Sağanak Yağış, Kar Fırtınası ve Küresel Isınma gibi ekstrem hava olaylarına dikkat çeken özel olarak tasarlanmış üç etiketle farkındalık yaratmanın yanı sıra; uygulama içinde yer alan kısa testlerle çevreyi koruma konusunda bilgilerini ölçebilecek ve iklim krizine karşı aldıkları aksiyonları paylaşabilecekler. 15 sorudan oluşacak test “Plastik poşetler yasaklanmalı mı?”, “Kullanılmış eşya satın alır mısını?” gibi farklı alanlarda soruları kapsıyor.

Sonbaharın Tadı Kitchenette’in Yeni Menüsünde Misafirlerine daima farklı lezzetler sunan Kitchenette, sonbahara mevsimsel tatlarla zenginleşen yeni menüsü ile giriyor.

98

Mevsime uygun taze içeriklerle yenilenen Kitchenette menüsünde yenilikçi dokunuşlar ile hazırlanan lezzetler yer alıyor. Dünya mutfaklarından farklı lezzetleri bir arada sunan Kitchenette, misafirlerine yıllardır değişmeyen hizmet anlayışı ile keyifli bir deneyim yaşatıyor.

Sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar günün her saatine uygun alternatifler sunan Kitchenette’in kahvaltı seçenekleri göz dolduruyor. Ezine peyniri, İzmir tulumu, fındıklı çikolata sos, fırından çıtır simit, kızılcık marmeladı ve ızgara zeytin ile daha da zenginleşen kahvaltı tabağı içeriği ve sunumu ile göz dolduruyor.

Kahvenin Yanında Pikan Cevizli Lezzetler Var İstanbul Kahve Festivali altıncı yılını kutluyor. Birbirinden farklı kahve çeşitlerinin yanı sıra; seminerlerin ve yarışmaların da yer alacağı festivalde kahve yanına çok yakışan pikan cevizli eşleşmeler de ikramlar arasında. İstanbul Kahve Festivali 19-22 Eylül tarihleri arasında Küçükçiftlik Park’ta. İstanbul’da sonbahar demek ardı ardına etkinlikler demek. Bu yıl altıncısı gerçekleştirilecek İstanbul Kahve Festivali de bunlardan biri. 19-22 Eylül tarihleri arasında tüm kahve severleri birleştirecek olan İstanbul Kahve Festivali’nde dört gün boyunca dünyanın farklı kahve lezzetleri ve kahve eşleşmelerine yer verilecek.

Mistral Carrera’dan Altay’a tam destek

Pembe Top Bensu Soral’ın Elinden Havalandı Anadolu Sağlık Merkezi ve Anadolu Efes Spor Kulübü iş birliğiyle meme kanserinde erken tanı farkındalığı için hayata geçirilen Pembe Top Sahada projesinin bu yılki gönüllü destekçi-

si Bensu Soral oldu. Pembe Top, 4 Ekim’de Anadolu Efes Spor Kulübü ve FC Barcelona arasında oynanacak karşılaşmada Bensu Soral’ın elinden havalandı.

Altaylı futbolcular Mistral Carrera’da güçlerini artırdı Mistral Carrera, Bolu deplasmanı öncesinde Altay‘ı ağırlayarak, futbolcuların maç öncesi güç kazanmasını sağladı. Cumartesi akşamı Boluspor’un konuğu olacak Altay zorlu deplasmanın hazırlıklarını sürdürürken, teknik heyet oyuncuların bireysel antrenmanları için Mistral Carrera’yı tercih etti.

Altaylı futbolcular Türkiye’de yeni uygulanmaya başlanan Digime-3D vücut ve postür analizinden geçti. Mistral Carrera Fitness merkezinde, Teknik Direktör Sait Karafırtınalar ve Sportif Direktör Özden Töraydın nezaretinde yapılan analiz sonrası oyuncuların; omuz, bel, kalça ve diz eklemlerinde duruş bozuklukları olup olmadığı kontrol edildi. Futbolcular analizin ardından spinning ve streching uygulamaları ile tempolu ve keyifli bir antrenman yaptı.

Mistral Carrera Müdürü Mert Üstüner, İzmir’in köklü kulüplerinden Altay’ı Mistral Carrera Fitness Merkezi‘nde ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirterek, takımın ihtiyaçları doğrultusunda teknik heyet ile çalışmalarının sezon boyunca süreceğini söylediler.

Altaylı futbolculara kontrol ve motivasyon Altay Atletik Performans Antrenörü Ziya Güler, sakatlıkları en aza indirmek için kişisel eksiklikleri minimize edecek programlarla bireysel antrenmanlara devam edeceklerini söyleyerek, keyifli geçen çalışmanın en kısa sürede sportif anlamda başarıya da dönüşeceğini kaydetti. Amaçlarının futbolcularını bilinçlendirerek sportif hayatlarını sağlıklı şekilde sürdürmelerine katkı sağlamak olduğunu söyleyen Altay Yardımcı Antrenörü Serhat Galimane ise çalışmanın uzun vadede tedbir, kısa vadede de rutin antrenman programına alternatif bir motivasyon etkinliği olarak geçtiğini belirtti.

Siyah-Beyazlılar çalışma sonrası kulüp eski yöneticilerinden iş adamı Umut Köroğlu’nun verdiği öğle yemeğinde yorgunluk attı.

99

haber

Siber saldırganlar son zamanlarda ithalat ve ihracat yapan Türkiye’deki şirketlerin ödemelerini, man-in-the-middle saldırılarıyla manipüle ediyor. Ortadaki adam saldırısı olarak da adlandırılan man-in-the-middle saldırı yöntemi ile şirket yazışmalarına sızarak ödemeleri kendilerine yönlendiren saldırganlar, birçok Türk şirkete ciddi zararlar veriyor.

Saldırganların şirket sistemlerine sızarak en doğru anı kolladıklarını belirten Bitdefender Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu, bu tarz saldırılara karşı şirketlerin acil önlem alması gerektiğinin altını çiziyor.

Türkçe’deki karşılığı ortadaki adam saldırısı olan man-in-the-middle (MITM) siber saldırı yöntemi, başta ithalat ve ihracat yapan şirketler olmak üzere Türkiye’deki birçok şirkete yönelik saldırılarda önemli artış gösteriyor. Bilinen en eski saldırı yöntemlerinden olan man-in-the-middle saldırısı, iki bağlantı arasındaki iletişim trafiğinin gizli bir şekilde takip edilerek doğru zamanda manipüle edilmesiyle gerçekleştiriliyor. Dünya çapında 500 milyondan fazla kullanıcıyı koruyan Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye Genel Müdürü Barbaros Akkoyunlu’ya göre, şirket ağlarının güvenlik çözümleriyle korunması ve çalışanların olası saldırı yöntemlerine karşı eğitilmesi gerekiyor.

Benzer Mail Adresiyle Yazışmalara Sızıyorlar Türkiye’deki şirketlere yönelik saldırılarda son zamanlarda önemli artışın görüldüğü man-in-the-middle saldırısı, birçok yöntem ile gerçekleştirilebiliyor. En çok bilinen ve karşılaşılan yöntemlerden biri ise şirketlerin sistemlerine bulaştırılan zararlı yazılımlarla açık kapı oluşturularak tüm iç ve dış yazışmaların saldırganlar tarafından takip edilmesiyle gerçekleşiyor. Yazışmaları yapan kişilerin mail adreslerine benzer birkaç farklı harfle alınmış mail hesaplarının oluşturulduğunu söyleyen Barbaros Akkoyunlu, saldırganların belli bir anı bekleyerek bu mail adresleriyle yazışmalara fark edilmeden dahil olduklarını ve bir sonraki süreçte de karşılıklı yazışmalara devam ettiklerini belirtiyor. Ödemeleri Kendi Hesaplarına Yönlendiriyorlar

Man-in-the-middle saldırısıyla hedeflenen şirketler doğal olarak para transferlerinin ve ödemelerin yoğun olarak gerçekleştiği ithalat ve ihracat yapan şirketler oluyor.

Siber saldırganlar, sistemlerine bulaşan zararlı yazılımdan bihaber olan şirket çalışanlarının yazışmalarını dikkatle izleyerek müdahale için en doğru anı bekliyor.

Genellikle yazışmalar esnasında ödeme bilgilerinin paylaşıldığı anda saldırganların devreye girdiğine dikkat çeken Barbaros Akkoyunlu, yazışmaya çalışanın mail adresine benzer bir mail adresiyle dahil olan saldırganların farklı bir banka hesap bilgisi vererek paranın kendi hesaplarına gönderilmesini sağladıklarını dile getiriyor. Para transferinin gerçekleşmediğini veya ürünün tarafına gönderilmediğini fark eden şirket yetkililerinin tekrar iletişime geçip sorgulama yaptıklarında dolandırıldıklarını anladıklarını ifade eden Akkoyunlu, emniyet güçlerine bu yönde şikayetlerin arttığını, parayı hesaptan çekenlerin yakalansa dahi saldırıyı gerçekleştirenlerin bulunamadığını da ekliyor. Şirketler ve Çalışanlar Tetikte Olmalı Man-in-the-middle saldırılarına karşı önlemlerin en kısa zamanda alınması gerektiğini belirten Barbaros Akkoyunlu, şirket ağlarını güvenlik çözümleri ile koruma altına almayan kurumların bu tarz saldırılardan ağır zararlar alabileceğini dile getiriyor. Akkoyunlu, özellikle çalışanların da şirket yazışmalarında mail adreslerini kontrol etmeyi unutmaması gerektiğini, ödemeler için gerekli olan banka bilgilerinin alınması ya da verilmesi esnasında telefon üzerinden de teyit edilmesi gerektiğini hatırlatıyor.

Filli Ustam sadece evinizi değil, doğayı da güzelleştiriyor.

Nitelikli usta yetiştirmek konusunda öncü rol üstlenen Filli Boya, “Filli Ustam” projesiyle 81 ilde işin profesyonellerini tüketiciler ile buluşturuyor.

Evlerini boyatmak isteyen kişiler, www.filliustam.com’u tıklayarak, mesleki yeterlilik belgesine sahip ustalara ulaşıyor. Filli Boya güvencesi ile sunulan hizmete 2 yıl boyunca uygulama ve ürün garantisi de veriliyor. Evini Filli Ustam’a emanet edenler hem profesyonel hizmet alıyor hem de Filli Boya Filli Ustam ormanında adlarına 1 adet ağaç dikiliyor.

Filli Boya, hayata geçirdiği “Filli Ustam” uygulaması ile tüketicilerin hayatını kolaylaştırarak, müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşıyor.

Tema Vakfı işbirliği ile kurulan Filli Boya Filli Ustam ormanı ağaçlanıyor! Ürün ve uygulama garantisiyle fark yaratan Filli Ustam şimdi birbirinden güzel hediyeler veriyor. Evini Filli Ustam’a emanet edenler, profesyonel hizmetin tadını çıkarırken, hem çekilişe katılma hakkı kazanıyor hem de Tema Vakfı işbirliği ile kurulan Filli Boya Filli Ustam ormanında adlarına 1 adet ağaç dikiliyor.

100

Yeni NISSAN JUKE, kompakt araç sınıfını baştan yaratıyor!

• • • •

Farklı tasarımı, gelişmiş performansı ve devrim yaratan teknolojileri ile Yeni NISSAN JUKE, global lansmanını beş ayrı Avrupa kentinde yaptı. Avrupa pazarında, 9 yıl önce ilk piyasaya çıkışından beri yaklaşık 1 milyon adet JUKE satıldı.z Coupe araçların zarif çizgileri ve atletik duruşu, geniş iç hacim ve modern iç tasarım ile birleşerek tasarım alanında yeni bir standart oluşturuyor.

NISSAN JUKE, araçta Apple Car Play ve Android Auto sistemi destekli NISSANConect bilgi ve eğlence sistemi ile sürücülerin hayatını kolaylaştırıyor ve emniyetli hale getiriyor.

3 silindirli, 1.0 litrelik turbo şarjlı motor, 6-ileri manuel vites ya da 7-ileri otomatik vites ile yüksek performans ve benzin tasarrufu sağlanıyor.

Kendine has kişiliği ve eğlenceli karakteri ile kompakt crossover araç sınıfında çığır açan yeni nesil NISSAN JUKE, ilk çıkışından yaklaşık on yıl sonra, crossover araç kategorisini baştan yaratmak üzere piyasaya çıkıyor. Yeni nesil NISSAN JUKE, keyifli sürüş özelliklerini korurken, çarpıcı ve yüksek hacimli coupe gövdesi ile performans ve teknoloji alanında devrim yaratıyor.

Avrupa ülkelerinde 1 milyon adetten fazla satılan ve Londra, Paris, Milan, Barselona ve Köln’de görücüye çıkan yeni nesil NISSAN JUKE; tasarım, teknoloji ve performansa değer verirken pratik detay-

ları da gözden kaçırmayan sürücülere hitap etmek için tasarlandı.

NISSAN Avrupa Ürün Planlama Başkan Yardımcısı Ponz Pandikuthira lansman toplantısında yaptığı konuşmada, NISSAN JUKE’un kendine has kimliği, karakterli duruşu, gelişmiş performans ve sürücülerin ihtiyaçlarına tepki veren teknoloji ile geri döndüğünü vurgularken, “Yeni tasarım ve heyecanlı sürüş deneyimi, kompakt crossover sınıfını tercih eden ve sayıları artan müşteri kitlemizin dikkatini çekecek.

NISSAN JUKE büyüdü, ama ilgi çeken özellikleri ve eğlenceli sürüş deneyimi hiç değişmedi.” şeklinde konuştu.

101

yemek

Yemekte Denge Mutfağı’ndan “Genç Şefler’den Sağlıklı Tarifler” karşınızda!

Sabri Ülker Vakfı’nın yeterli ve dengeli tarifler sunan Yemekte Denge Mutfağı projesi İstanbul Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü işbirliği ile yenilendi. “Genç Şeflerden Sağlıklı Tarifler” sloganıyla yola çıkan, genç ve yetenekli şef adayları ülkemizin gelenekselleşmiş yemek tariflerini Yemekte Denge Mutfağı için yeniden yorumladı.

S

abri Ülker Vakfı’nın yeterli ve dengeli beslenmeye katkıda bulunmak hedefiyle hayata geçirdiği Yemekte Denge Mutfağı, İstanbul Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü iş birliğiyle yenilendi. İş birliği çerçevesinde İstanbul Okan Üniversitesi

Gastronomi Bölümü’nde eğitimlerine devam eden genç ve yetenekli şef adayları, gelenekselleşmiş tarifleri Yemekte Denge Mutfağı için yeniden yorumladı. “Genç Şeflerden Sağlıklı Tarifler” sloganıyla sunulan, yetenekli şeflerin hünerli dokunuşlarıyla hayat bulan ve kitaplaştırılan 12 yeni lezzet, Sabri Ülker Vakfı YouTube adresinde

yıl boyunca yayınlanacak.

Yemekte Denge Mutfağı, “Genç Şeflerden Sağlıklı Tarifler” 4 mevsime göre özel olarak belirlenmiş tarifler ile herkese birbirinden farklı besinler ve pişirme yöntemleriyle hazırlanan yeni lezzetlerle tanışma fırsatı sunarken sofralara da renk ve çeşit katıyor.

Fincan böreği

Malohta

Malzemeler 1 çay bardağı ılık su 1 yumurta Yarım kg pazı 1 adet kuru soğan 2 yemek kaşığı tereyağı 1 tatlı kaşığı karabiber Pişirmek için ayçiçek yağı 2 su bardağı (250 gram) buğday unu

Malzemeler 200 gram çalı fasulyesi 100 gram iç ceviz 4 diş sarımsak 10 gram kuru kişniş Yarım limonun suyu 5 gram toz arnavut biberi 3 gram tuz 3 gram tane karabiber 1 yemek kaşığı zeytinyağı

Hazırlanışı Un, su, tuz ve yumurtayla pürüzsüz yumuşak bir hamur hazırlayın.

Dörde böydüğünüz hamuru yarım saat dinlendirin. Pazının saplarını ayıklayıp doğrayın. Soğanı yemeklik doğradıktan sonra biraz soteleyip pazıları ekleyin ve pişirin. Suyunu çektirip karabiber ekleyin. Dinlendirdiğiniz hamurdan dört yufka açın. Her yufkanın bir tarafına öbek öbek harç koyup diğer boş tarafını üzerine kapatın. Harç, böreğin ortasında kalacak şekilde fincanla börekleri tek tek kesin. Artan parçaları tekrar yoğurup açın, aynı işlemi malzeme bitene kadar tekrarlayın. Börekler hazır olunca yağı ısıtın ve börekleri bu yağda pişirip sıcak olarak servis edin.

102

Hazırlanışı Fasulyeleri ayıklayıp üç, dört parçaya bölün, haşlayıp soğumaya bırakın. Ceviz, sarımsak, kuru kişniş ve tane karabiberi havanda dövün. Karışıma toz arnavut biberi, tuz, limon suyu ve zeytinyağı ekleyin. Bir tabağa aldığınız fasulyelerin üzerine bu karışımı dökerek soğuk olarak servis edin.

103

ajanda

Izmir

TARİH

SANATÇI

MEKAN

2/10/2019 3/10/2019 3/10/2019 4/10/2019 4/10/2019 5/10/2019 5/10/2019 6/10/2019 7/10/2019 8/10/2019 10/10/2019 11/10/2019 12/10/2019 12/10/2019 13/10/2019 18/10/2019 19/10/2019 20/10/2019 20/10/2019 23/10/2019 25/10/2019 26/10/2019

Ayta Sözeri Açıkhava Gazinosu Fatih Erkoç Akustik Zeynep Bastik Nazan Öncel Yalın Bülent Ortaçgil - Birsen Tezer Erol Evgin 50.yıl Duman Yaşar Livaneli ile Sevdalım Hayat (Şarkıları & Öyküleri) Ajda Pekkan Sertab Erener Hayko Cepkin - Sattas - Tilt Candan Erçetin Manuş Baba Sıla Ceza (Live) Boğaziçi Caz Korosu Mabel Matiz Ahmet Aslan & Zeynep Bakşi Karatağ Nova Norda - Fikri Karayel Gökhan Türkmen

İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Hangout Performance Hall İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Hangout Performance Hall Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Hangout Performance Hall Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu

TARİH

OYUN ADI

MEKAN

2/10/2019 7/10/2019 8/10/2019 8/10/2019 9/10/2019 9/10/2019 11/10/2019 12/10/2019

12/10/2019 15/10/2019 16/10/2019 17/10/2019 18/10/2019 24/10/2019 25/10/2019

26/10/2019 31/10/2019

Uğur Yücel - Azınlıkta Kaldık 30. Yıl Gösterileri Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Sunay Akın ile Görçek Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Aziz Nesin Kabare İsmet İnönü Sanat Merkezi Hanım & Efendi Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Van Gogh Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Doğu Demirkol İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Mesut Süre - Siz Hepiniz Ben Tek Tepekule Kültür ve Kongre Merkezi Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim : Can Yücel - Bir Garip Orhan Veli Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Okan Çabalar İzmir Sanat Kaan Sekban Saçmalar İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu Notre Dame’in Kamburu Müzikali Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu Bir Delinin Hatıra Defteri İsmet İnönü Sanat Merkezi Harem Kabare İzmir AKM Yunus Emre Salonu Esaretin Bedeli İzmir AKM Yunus Emre Salonu Burda Olan Burada Kalır - Can Yılmaz & Zafer Algöz Tepekule Kültür ve Kongre Merkezi 39 Basamak Tepekule Kültür ve Kongre Merkezi Onur Ünlü Stand - Up Gösterisi İzmir Sanat

104

TARİH

1/10/2019 2/3.10/2019 3/10/2019 4/12.10/2019 4/10/2019 5/10/2019 5/10/2019 5/10/2019 7/10/2019 9/13/14.10/2019 10/10/2019 11/10/2019 12/10/2019 13/10/2019 15/10/2019 16/10/2019 16/10/2019 18/10/2019 18/10/2019 19/10/2019 19/10/2019 21/24.10/2019 21/10/2019 22/10/2019 23/10/2019 25/10/2019 25/26.10/2019 26/10/2019 27/10/2019

TARİH

Is tanb ul

SANATÇI

MEKAN

Ayta Sözeri Açıkhava Gazinosu Mabel Matiz Kerem Görsev Trio Sıla Evet Ne Söylüyoduk Birlikte Güzel Sunar: Mazhar Alanson Akustik Ahmet Aslan Adamlar Mor ve Ötesi Senfonik Livaneli ile Sevdalım Hayat (Şarkıları&Öyküleri) Duman Ceyl’an Ertem Demet Akalın Linet & Rubato Kenan Doğulu Sertab’ın Müzikali Teoman MFÖ Selda Bağcan & İstanbul Senfoni Orkestrası Volkan Konak Erol Evgin Yıldız Tilbe Kalben Gerçek Adınız Mı? & Akustik Band Selami Şahin & Linet Göksel Resul Dindar - Ekin Uzunlar Zeynep Bastık Mustafa Sandal Şebnem Ferah

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Zorlu PSM - Touché Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Kadıköy Sahne If Performance Hall Beşiktaş Bostancı Gösteri Merkezi İKSV Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu If Performance Hall Beşiktaş Bostancı Gösteri Merkezi Bostancı Gösteri Merkezi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Zorlu PSM - Turkcell Sahnesi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Bostancı Gösteri Merkezi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Bostancı Gösteri Merkezi Türker İnanoğlu Maslak Show Center Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Zorlu PSM - Touché Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Müzik Boğaz’dan Gelir Teknesi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu Vadi Açıkhava Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu

OYUN ADI

MEKAN

1/8.10/2019 Uykusuzlar Kulübü Dada Salon Kabarett 1/10/2019 Lal Hayal UNIQ Hall 1/10/2019 CMYLMZ-Diamond Elite Platinum Plus Zorlu PSM - Turkcell Sahnesi 2/9.10/2019 Esaretin Bedeli Zorlu PSM - Turkcell Platinum Sahnesi 2/3/17/ 20/21.10/2019 Alice Müzikali Zorlu PSM - Turkcell Sahnesi 5/16/25.10/2019 Tak Tak Takıntı Trump Kültür ve Gösteri Merkezi 5/11/19/ 26.10/2019 Yılmaz Erdoğan ve Çok Güzel Hareketler 2 BKM İstanbul 9/13.10/2019 Güldür Güldür Show BKM İstanbul 7/21.10/2019 Ferhangi Şeyler Trump Kültür ve Gösteri Merkezi 7/8/14/ 20.10/2019 Kaan Sekban Saçmalar Zorlu PSM - Turkcell Platinum Sahnesi 7/10/2019 Ölün Bizi Ayırana Dek KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi 7/8/14/15/21, /22.10/2019 Anadolu Efes

katkılarıyla: Zengin Mutfağı DasDas İstanbul 7/8.10/2019 CMYLMZ-Diamond Elite Platinum Plus TİM Show Center 8/10/2019 Tolga Çevik - Tolgshow Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu 9/10/2019 Mahşer-i Cümbüş Trump Kültür ve Gösteri Merkezi 11/10/2019 Bülent BEYİN Hikayesi DasDas İstanbul 11/10/2019 Dali’nin Kadınları Trump Kültür ve Gösteri Merkezi 11/10/2019 Burda Olan Burda Kalır -

Can Yılmaz & Zafer Algöz TİM Show Center 12/10/2019 39 Basamak Zorlu PSM - Turkcell Platinum Sahnesi 15/24 /31.10/2019 Aşk Geçmişim UNIQ Hall 23/10/2019 Ata Demirer Gazinosu Zorlu PSM - Turkcell Sahnesi 26/10/2019 7 Kocalı Hürmüz TİM Show Center 27/10/2019 Mesut Süre - Siz Hepiniz Ben Tek BKM İstanbul

105

burç

Koç

Yengeç

Finansal açıdan bakıldığında, beklentilerinizin ötesinde olabilecek para ödülleri alabilirsiniz. Ayın ilk yarısında ailenizle iyi bir bağ kurmayı bekleyebilirsiniz. Sağlık cephesinde, mide sorunlarından muzdarip olabilirsiniz, baharatlı yiyeceklerden vazgeçip ölçülü olarak yemek akıllıca olacaktır. Yaşam ortağı arayan bekarlar bu ay ilginç biriyle tanışabilirler. Bu karşılaşmanın kalıcı bir şeye dönüşme şansı göz ardı edilemeyecek kadar yüksek olabilir.

Aşk

Kariyer ve para

Yengeçler, yabancı bir ülkeye seyahat edebilir ve profesyonel veya eğitim düzeyinde bir yarışma kazanabilirsiniz. İlk 15 gün tüm profesyoneller için çok faydalı olabilir. İş adamları karlarının dağıldığını görebilirler. Ayrıca, çalışanlar işte takdir ve teşvik alabilirler. Ancak, ayın ikinci yarısında yetkililerin veya üstlerin desteğini beklemeyin. Lüks bir ev eşyası satın almak için para harcayabilirsiniz. Sindirim sağlığınız dikkat gerektirir. Ekim ayı boyunca yeme alışkanlıklarınıza dikkat etmeniz önerilir.

Sağlık Aşk

Ekim Ayı Gündemi

Kariyer ve para

Sağlık

Ekim Ayı Gündemi

Boğ Ekim ayının ilk haftasında boğalar; yaşamlarıyla ilgili almaları gereken önemli bir karar hakkında ikilemle ve hüzünlü düşüncelerle yüzleşebilirler.

Kariyerleri ile ilgili olarak, ayın 5 veya 30’unda herhangi bir sonuca varmamalılar. Bu ay boyunca sürüş hızınıza dikkat edin. Sağlığınıza dikkat etmenin yanı sıra, özellikle ilk 15 günde ilişkiniz konusunda da dikkatli olmanız önerilir. Öksürük ve soğuk algınlığı yaşayabilirsiniz.

Aşk

Kariyer ve para

Aslan Mali cephede güvenli bir konumda olabilirsiniz. Ailenizle birlikte unutulmaz anlar geçirebilir aşk hayatınızda ise bir tazelenme yaşayabilirsiniz. İş yerinizde, patronlarla ilgili bazı yanlış anlaşılmalar olabilir. Bir işletme sahibi olarak, riske girmekten kaçınmalısınız. Hızlıca başarıya ulaşma planları fayda yerine size zarar verebilir. Sağlığınıza bu süreçte dikkat edin.

Aşk

Sağlık

Başak

İkizler Ekim ayı metanetinizi test edebilir! Kişisel, profesyonel ve ebeveyn gibi yaşamın tüm alanlarındaki ilişkilerin sakin bir zihinle dikkatli bir şekilde ele alınması gerekir. Finansal olarak gergin olabilir ve bunun için düzenlemeler yapmanız gerekebilir. Bir varlığa yatırım yapma şansınız olacak gibi görünüyor. İşletme sahipleri, gelirlerini artırmak için hazırlanmalıdır. Herhangi bir genişleme planı uygulamanın şuan en iyi zamanı olmayabilir. Herhangi bir yasal duruma dikkat edin.

Başak burçlarını; duygusallığın ön planda olduğu bir ay bekliyor olacak. Aşka dair tüm geçmişi geride bırakmış; sürpriz sürekliliği bulunan yaratıcı projelerle yeni aşk kapılarını aralamış olacaksınız.Sükûnet arayışınız tam yerini buluyor. Kaygılarınızla baş etmeyi öğrenirken; bu dönemi kaliteli geçirebilirsiniz. İş yerinde becerilerinizi sergileyecek ve meslektaşlarınızdan ve üstlerinizden övgü alabilirsiniz. Bu ay emlak yatırımına girebilirsiniz.

Aşk

Aşk

106

Sağlık

Ekim Ayı Gündemi

Ekim Ayı Gündemi

Ekim Ayı Gündemi

Kariyer ve para

Kariyer ve para

Sağlık

Ekim Ayı Gündemi

Kariyer ve para

Sağlık

Terazi

Oğlak

Yükseklerden başlayacaksınız! Bu ay kendinizden çok emin olduğunuz ve ayaklarınızın yere sağlam basacağı bir ay olabilir. Moralinizi ve güveninizi artıracak insanlardan neşe alabilirsiniz. Haftanın ilk yarısında sağlığınıza dikkat edin. Mali olarak etkileyici bir konumda olabilirsiniz. Ayrıca ailenizle birlikte eğlenceli vakit de geçirebilirsiniz. Finansal kazanımların size uygun olacağı düşünülüyor. Uluslararası müşteriler ile iş yapan insanlar çok büyük karlar kazanabilirler.

Oğlaklar için finansal beklentiler ayın başında çok parlak olabilir. Sadece kazançlı fırsatlar elde etmekle kalmaz, aynı zamanda başka alanlarda karlar da yollarına çıkabilir. Kardeşleriniz size olan desteklerini artırabilirler.

Evli çiftler, ay boyunca iyi destek ve işbirliği bulabilirler. Bununla birlikte, ortak bir ailede yaşayanlar, bir mülk veya mal varlığına ilişkin ilişkilerinde bazı problemler yaşayabilirler. Kaderin sizin lehinize olmadığını hissedebilirsiniz. Profesyonel olarak rahatsızlıkla karşılaşabilirsiniz gibi görünüyor.

Aşk

Kariyer ve para

Sağlık Aşk

Ekim Ayı Gündemi

Kariyer ve para

Sağlık

Ekim Ayı Gündemi

Akrep Ekim ayı, iyi kazanç olanakları ve çok yönlü takdirler getirebilir. Yetkili bir konumda olabilirsiniz ve servet yanınızdan ayrılmayabilir! Bu durum, güveninize bir şans verecektir. Ortak bir ailede yaşayan insanlar, ilişkilerde biraz sürtünme görebilir. Bir süre ayrı ayrı yaşamak ya da ikametlerini tamamen yeni bir yere değiştirmek zorunda kalabilirler.

Aşk

Kariyer ve para

Sağlık

Kova Profesyonel cepheniz de bu ay için birçok iniş ve çıkış görebilir. Şansınız size gülümseyecek havasında olmayabilir! Bu özellikle ayın ilk yarısı için geçerli olabilir. İşlerin ayın ikinci bölümüne doğru daha parlak hale gelme olasılığı yüksektir.. Evli çiftler ilişkilerinde uyuşmazlıkla karşı karşıya kalabilirler. Sağlık konusunda büyük önlemler almanız gereken bir döneme girebilirsiniz.

Ekim Ayı Gündemi Aşk

Yay

Sağlık

Ekim Ayı Gündemi

Kişisel yaşamınız konusunda huzursuz olabilirsiniz. Profesyonel yaşamınızda ise sorunsuz çalışabilirsiniz. Çiftlerin anlaşmazlıkları olması ve yanlış anlamaları ile yüzleşmesi muhtemeldir. Tıpkı onlar gibi, ortak ailelerde yaşayan insanların da sorunları olacaktır .Arkadaşlarınızla çelişkili düşünceleriniz olabilir. Duygusal ve zihinsel refah bu ay boyunca sizin için endişe verici olabilir. İş yerinde, muhtemelen yüksek yetkiye sahip olacak ve üst düzey idari beceriler sergileyeceksiniz.

Aşk Ekim Ayı Gündemi

Kariyer ve para

Kariyer ve para

Balık Balık’lar için Ekim ayı elverişli olmayabilir. Evli çiftlerin bir anlaşmazlık ve görüş farklılığı olması muhtemeldir. Ortak bir ailede yaşayan insanlar strese girmeye devam edebilirler. Ancak, arkadaşlarınızın destekleri böyle bir durumla başa çıkmanıza yardımcı olacaktır. Çalışanlar işlerinde meslektaşları ve üstleri tarafından takdir edilebilir.

Sağlık

Aşk

Kariyer ve para

Sağlık

Ekim Ayı Gündemi

107

/

110