
22 minute read
Türk Girişimci Kardeşlerin Londra Başarısı
TÜRK GİRİŞİMCİ KARDEŞLERİN LONDRA BAŞARISI
Türk moda ve güzellik dünyasının gücü Londra’ya taşınıyor. Moda ve güzellik alanında 30 yıllık birikimini uluslararası alanda da göstermek isteyen Serkan ve Sümeyye Selamet kardeşler, Altier Academy’nin ikinci şubesini Londra’da açtı. Sektörlerin nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamak amacıyla Avrupa standartlarında meslek eğitimleri vererek profesyoneller yetiştiren Altier Academy, Londra’da yoğun ilgiyle karşılandı.
Advertisement
Bakırköy’de 8 Milyon TL yatırım ile 2 bin metrekarelik son teknolojik akıllı sınıflarıyla tam donanımlı moda ve güzellik akademisini hizmete açan Türk girişimci kardeşler Serkan ve Sümeyye Selamet, yabancı öğrencilerinin yoğun ilgi gösterdiği meslekleri gördükten sonra Avrupa’ya açılma kararı aldı. İngilizce ve Türkçe dil tercihine göre meslek eğitimleri veren Altier Academy, konuşulan ana dilin İngilizce olması ve Londra’da el sanatlarının çok pahalı olmasından dolayı kuaförlük, modelist, makyaj sanatçısı gibi nitelikli elemanların yetersizliği nedeniyle var olan açığı Türk bir eğitimci ailenin yeni nesil kuşakları olarak kapatma hedefinde. “Hedefimiz, Londra’da profesyoneller yetiştirmek” Genç girişimci Serkan Selamet konuyla ilgili olarak, “Eğitimci bir aile olarak 30 yılı aşkın bir süredir moda ve güzellik alanlarına profesyoneller yetiştiriyoruz. Türkiye’de yaptığımız ilklere baktığımızda artık bu işi uluslararası boyutta yapmaya karar verdik. Avrupa’da Amerika’da bu işler yapılıyor; ama biz de Türkler olarak özellikle güzellik sektöründe çok ileriyiz. Bugün estetik ve güzellik merkezlerine dünyanın her ülkesinden insanlar ülkemize geliyor. İstanbul’daki şubemize kalıcı makyaj, güzellik uzmanı, moda tasarımı eğitimlerine Hollanda, Ortadoğu Ülkeleri, Kanada, Rusya, Azerbaycan gibi ülkelerden gelenler var. Bizim de hedefimiz ana dil İngilizce olduğu ve oradaki sektörel açığı gördüğümüz için meslek eğitimlerimizle Londra’da profesyoneller yetiştirmek” diyor. Serkan Selamet, Türk moda tasarımcılarını ve güzellik koçlarını seminer ve workshoplar için de oraya götürüp yabancı öğrencilerle buluşturmanın ve onların adını duyurmanın gurur verici olduğunu aktarıyor. “Eğitimci olarak bu arenada yer alan çok az” Şubat ayında gerçekleşen Londra Moda Haftası’nın bir defilesinde Solent Üniversite’sinin öğrencilerine modellere nasıl bir makyaj yapılması gerektiğini Key Artist olarak seçilen Sümeyye Selamet uygulamalı olarak anlattı. Altier Academy’nin kreatif direktörlüğünü üstlenen Sümeyye Selamet, iki kardeş olarak Londra’da yaptıkları girişimleri hakkında şunları söylüyor: “Ülkemizi Avrupa’da en iyi şekilde temsil etmek için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Biz Türk kadınlarının güzelliğe ve modaya olan farkındalığı çok yüksek. Teknoloji çağındayız ve bu sektörlerde dünyada gerçekleşen son trendleri anında öğrenip hayatımızda uygulayabiliyoruz. Türkiye birçok alanda kendini globalde ispatladı; ama özellikle kariyer sahibi yapma konusunda eğitimci olarak bu arenada yer alan çok az. Biz de bunu gördük yatırımlarımızı yaptık. Projelerimize de hız kesmeden devam edeceğiz.”


Özgenur Reyhan Kurtuldu
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Son yıllarda girişimcilere olan destekler giderek farklılaşıyor ve girişimcilik teknoloji odağına kayıyor. Geleceğimizi ise yapay zekâ, blockchain ve uzay teknolojileri gibi deep-tech girişimcilik şekillendirecek. Dünya sorunlarına çözüm sunan bu girişimlerin bulup çıkartılması ve desteklenmesi gerekiyor.
GELECEĞİ BİLİMLE İNŞA ETMEK
Girişimcilik odak değiştiriyor ve biz bu yeni odağın en derinlerinde yerimizi almaya çalışıyoruz. Türkiye’de son yıllarda girişimcilik, melek yatırımcılık ve risk sermayesi üzerine çok fazla çalışma var. Teknoparklar gelişiyor, destekler artıyor ve girişimcilik olmazsa olmaz alanlardan biri haline geliyor. Üniversiteler ortak çalışmalara giriyor ve girişimcilere destekleri giderek farklılaşıyor derken, girişimcilik birkaç yıl öncenin e-ticaret/KOBİ odağından biraz da olsa ayrılarak teknoloji odağına kayıyor. Her zaman dünyanın her yerinde bu tarz gelişmelerin olduğu yadsınamaz bir gerçek; ancak gerek teknolojinin artık erişilebilirlik konusunda nerdeyse tüm sıkıntıları ortadan kaldırması gerekse başka ülkelerin veya ulusal çapta kurumların desteklerini arttırması umudu canlı tutmak ve ilerlemek için gerçekten çok önemli.
Bilim Ve Teknoloji Odaklı Girişimcilik Girişimcilikle ilgili son yıllarda oluşan algı; girişimciliğin sadece Instagram, Airbnb gibi platform, sosyal medya, uygulama ya da e-ticaretten ibaret olduğu; ancak dünyayı değiştirecek bir alan var. O da deep-tech entrepreneurship, yani bilim ve teknoloji odaklı girişimcilik. Bahsettiğim popüler ve öne çıkan, finansal kâr odaklı teknoloji girişimlerinin aksine deep-tech girişimcilik; uç teknolojiler geliştiren, özgün, kopyalanması zor, yıkıcı ve daha da önemlisi dünya problemlerine çözüm sunan girişimleri ifade ediyor. Yapay zekâ, blockchain, machine-learning, robotik, biyoteknoloji, uzay teknolojileri… Uzayıp giden bu liste, dünyayı değiştirecek teknolojilere sadece birkaç örnek.
Dünyayı Değiştirecek Girişimlere Yeterince Ulaşılamıyor Global çapta bakacak olursak şirketler, yatırımcılar, üniversiteler rotalarını bilim ve teknoloji odaklı girişimciliğe doğru çevirmeye başladılar. Bunun dışında dijital platform olarak başlayıp büyüyen ve gelişen şirketler deep-tech yönünde çalışmalara adım attılar. Google, IBM, Facebook bunların başında geliyor. Bilim ve teknoloji odaklı araştırmaların, iş birlikleri ve ürün geliştirmenin ardı arkası kesilmiyor. Türkiye açısından bakacak olursak, yüksek potansiyele sahip, yenilikçi, katma değerli ve teknolojiye duyarlı pazarların, teknolojik girişimler için en uygun pazarlardan biri olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de bu alanların kısıtlı olduğu, girişimciliğin sadece küçük esnaf ve KOBİ’lerden ibaret olduğunu söyleyenler tarafından kaleme alınmış yüzlerce yazı okudum. Bugün şöyle bir baktığımda, Türkiye’de dünyayı değiştirecek girişimlere yeterince ulaşılmadığını gördüm. Yemek Sepeti gibi Türkiye’den çıkan ve globale ulaşan girişimlerin haberleri, mobil uygulamalar, tanışma platformları derken, aslında ne kadar da çok şey kaçırmışız. Bu alanın derinlere inmeye başladığım geçtiğimiz altı ayda şunu gördüm ki, evet bugün Türkiye’de bilim ve teknoloji odaklı girişimcilik var. Önemli olan bir maden gibi onlara ulaşmak ve tıpkı bir elmasa dönüştürür gibi onları parlatmak.
Girişimcilik Destekleri Önemli Gelişen dünyada girişimcilik destekleri gerçekten oldukça önemli; ama önemli bir nokta daha var ki dünyayı değiştirecek, geleceği inşa edecek, dünya sorunlarına çözüm sunan girişimlerin bulup çıkartılması ve desteklenmesi. Geleceğimizi deep-tech girişimcilik şekillendirecek ve biz eğer onları bulup çıkartmaz ya da desteklemezsek tarihte çok kez gördüğümüz “tren kaçırma” olayıyla karşı karşıya kalacağız, geleceği bilimle inşa etmek için.






MULTİNET UP’TAN AKILLI SEYAHAT PLATFORMU: MULTİTRAVEL
Multinet Up’ın şirketlerin seyahat organizasyonu ihtiyacına cevap veren kurumsal seyahat platformu MultiTravel, kurumlar tarafından sağladığı kolaylık ve avantajlar nedeniyle tercih ediliyor. Seyahat ve konaklama satın alırken kontrol yetkinliği sağlayan dijital platformda, yurt içi ve yurt dışı uçak bileti, yurt içi konaklama gibi hizmetler sunuluyor.
Multinet Up’ın kurumsal seyahat platformu MultiTravel, iş seyahatlerinin planlanmasında sağladığı kolaylık, hız ve kontrol mekanizmalarıyla hem seyahat eden hem de seyahat giderlerini yöneten çalışanların deneyimini iyileştiriyor.
Kurumlar, MultiTravel’ın sunduğu avantajlı fiyatlar, şeffaflık, izlenebilirlik ve kontrol mekanizmaları sayesinde seyahat giderlerinden tasarruf ederken gerek seyahat planlama gerekse de masraf yönetimindeki operasyonel kolaylıklıklar sayesinde hem çalışanların hem de gider yöneticilerinin memnuniyetini artırıyor. MultiTravel, ayrıca yıllar içinde çalışan jenerasyonunun değişmesiyle birlikte yeniden şekillenen beklentilere de cevap veriyor.
Çalışanların Değişen Kullanım Alışkanlıkları Yönetilebiliyor Çalışan jenerasyonlarının değişmesi, teknolojinin iş hayatını ve şirketleri dönüştürmesi ile çalışanların iş hayatından beklentileri de değişti. Yapılan araştırmalar, artık çalışanların günlük hayatında kullandığı teknolojileri iş hayatında da kullanmak istediklerini gösteriyor. Araştırmalar, masraf takibinde zorlanan Y jenerasyonunun yüzde 90’ının iş seyahatlerini yan hak olarak gördüğünü, yüzde 89’unun iş seyahatini uzatarak tatil yapma eğiliminde olduğunu, yüzde 60’ının ise mil programlarını kullanarak uçuş sınıfını yükselttiğini gösteriyor. Şirketler ise iş seyahatlerinde çalışanlarının ihtiyaçlara cevap veren çözümleri tercih ederek hem çalışan memnuniyetini hem de seyahat politikalarına uyumluluğu artırmayı hedefliyorlar. İşte bu noktada MultiTravel, dijital özellikleriyle çalışanların değişen kullanım alışkanlıklarını yönetmeyi de mümkün kılıyor.

Verimlilik Ve Tasarruf Sağlıyor Multinet Up’ın Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yeşilyurt, MultiTravel’ın kurumlara ve çalışanlarına sunduğu ayrıcalıklar hakkında değerlendirmelerde bulunuyor. MultiTravel ile kurumsal seyahatlerde 7 gün 24 saat tüm cihazlardan uçuş ve konaklama hizmetinin alınabildiğini dile getiren Yeşilyurt, “Platformun özelleştirme fonksiyonları sayesinde tüm planlama ve harcamalar, şirketin kendi iş seyahati ve gider yönetimi kuralları dahilinde gerçekleştiriliyor. Ayda tek fatura özelliği ile fatura toplama ve masraf beyanları yükü ortadan kalkarken, platformun sunduğu analitik raporlarla da kurumlar seyahat yönetimini proaktif olarak yapabiliyor, uyum sorunları ortadan kalkıyor. Kullanıcılar açısından baktığımızda ise kendilerini ve eğilimlerini tanıyan bir platformdan, kişiselleştirilmiş planlama önerileri alabilmek, tüm seyahat boyunca 7 gün 24 saat online ve canlı destek hizmetinden yararlanabilmek, avans ve masraf beyanı süreçlerinin yükünden kurtulmak çalışanların deneyimini iyileştiriyor ve çalışanlar seyahatin keyifli yönlerine odaklanabiliyor. Tüm bu özellikleri ile MultiTravel, kurumlara deneyim, verimlilik ve tasarruf kapılarını açıyor” diyor.
Özgür Yeşilyurt

İLKBAHARIN EN GÜZEL HALİNİ D-RESORT GÖCEK’TE YAŞAYIN
D-Resort Göcek, Göcek’in inci gibi adalarını izlemek, bakir koylarını keşfetmek, masmavi denizinin keyfini sürmek, ilkbaharın çok renkli ve aynı zamanda romantik panoramasında ayrıcalıklı bir tatil deneyimi yaşamak isteyenleri bekliyor.
Butik tatil anlayışı çerçevesinde konuklarına keyifli zaman geçirmeleri için ayrıcalıklı hizmet sunan D-Resort Göcek, ilkbaharın gelişini romantik bir kutlamaya çevirecek rotalardan birisi…
Bölgenin Özel Plaja Sahip Tek Oteli
Göcek’in eşsiz koylarının hemen yanında yer alan D-Resort Göcek, yaz sezonunda bölgede özel plaja sahip tek otel olarak hizmet veriyor. Plajında bulunan beyaz kum ve gün boyu yiyecek ve içecek hizmeti ile plaj keyfini ikiye katlıyor. Göcek koyunun ve D-Marin Göcek’in muhteşem panoramasını gözler önüne seren ve muhteşem manzaraya sahip mekanları The Breeze ve Q Lounge, yaz sezonunda günbatımını izlerken sunduğu güzel müzikleri ve özel kokteylleri ile misafirlerine büyüleyici anlar yaşatıyor.
Tatilinizi Özel Bakımlarla Canlandırın
D-Resort Göcek, D-Spa’da yer alan profesyonel terapistleri eşliğinde gerçekleştirdiği masajları, cilt ve vücut bakımları ile tatilinizi kusursuz hale getiriyor. Gerçek anlamda “sıra dışı bir spa merkezi” olan D-Spa, üç farklı kattan oluşan spa merkezinde ikisi çiftler için özel olarak tasarlanan toplam dört adet fonksiyonel bakım odasıyla hizmet veriyor. D-Spa misafirleri, vitality havuzunda yorgun kaslarını canlandırırken sauna, buhar odası ve hamam bakımları ile stresten ve yorgunluktan arınıyorlar. D-Resort Göcek’e özel, gelenekselin ötesinde tasarlanan hamam ise sıra dışı bir deneyim sunuyor.
Ayrıcalıklı Bir Wellness Deneyimi
En yeni teknoloji ekipmanlarla donatılmış, gün ışığı alan spor ve fitness merkezi D-GYM ise misafirlere spor yapmanın keyfini yaşatıyor. D-SPA ve D-GYM, otel misafirlerinin yanı sıra dışardan üyelerine de ayrıcalıklı bir wellness deneyimi sunuyor. Bölgedeki tek aletli pilates salonuna sahip olan D-Gym; özel pilates dersleri, fonksiyonel antrenman ve fitness ağırlıklı kişiye özel program imkanlarıyla daha rahat çalışmanıza olanak tanıyor.
Dalaman Havaalanı’na 20 dakika Uzaklıkta
Modern Akdeniz stiliyle tasarlanan D-Resort Göcek, Dalaman Havaalanı’na sadece 20 dakika uzaklıktaki mesafesiyle şehirden uzağa, denize ve doğaya kaçmak isteyenlerin öncelikli tercihi olmaya devam ediyor. D-Resort Göcek Rezervasyon ve bilgi için: 0252 661 09 00 /DResortGocek www.dresortgocek.com/



MUSEUM HOTEL’DE BÜYÜLEYİCİ DÜĞÜNLER VE UNUTULMAZ BALAYI TATİLLERİ
Hayatınızın en muhteşem gününde ‘Evet’ derken ‘Museum Hotel’ sizlere masalsı Kapodokya manzarasına eşlik eden kusursuz servisi ile unutulmayacak düğün organizasyonları sunuyor.

Yeni bir hayata başlarken düğün organizasyonları her çiftin mükemmeli aradığı, unutulmaz anlar yaşamak istediği en özel günlerin başında geliyor. Doğanın tarihle bütünleştiği muhteşem Kapadokya manzarası ile Türkiye’nin tek Relais & Chateaux ünvanlı hoteli ‘Museum Hotel’, ‘White Table by Museum Hotel’ ayrıcalığıyla muhteşem manzaralı terasında ve özel etkinlik mekanı Maara Konak’ta ve hatta dilerseniz uçsuz bucaksız vadilerde organize ettiği yeni nesil düğünler ile unutulmayacak bir deneyim yaşamanızı sağlıyor.
Kapadokya’nın Tarihi Dokusundan İlham Alan Düğünler Museum Hotel’in White Table by Museum Hotel farkı ile tüm organizasyonu üstlendiği, kusursuz bir gece geçirmeniz adına her detayın düşünüldüğü düğünler için mekan olarak havuz başı öne çıkarken, Kapadokya bölgesinin en seçkin etkinlik mekanlarından biri olan ve tarihi mimarisiyle dikkat çeken ‘Maara Konak’ da ayrıcalıklı bir alternatif. Eşsiz bir organizasyonla davetlilere farklı bir deneyim yaşatmak isteyen çiftler ise yine organizasyonda White Table by Museum Hotel ayrıcalığı ile uçsuz bucaksız vadilerde ‘Evet!’ demeyi tercih ediyor. Düğününüz Özel Lezzetlerle Taçlansın Hazırlanan düğün menüsü ile konuklarınız en mükemmel şekilde ağırlanırken, şef Saygın Sesli ve ekibinin sizin için hazırladığı özel düğün pastası ve nikah öncesinde eşsiz gün batımı kokteylleri ile düğününüz özel lezzetlerle taçlanıyor. Kuaför organizasyonundan unutulmaz Kapadokya anılarınızın yer alacağı fotoğraf albümüne kadar yeni nesil düğün için gerekli tüm servisleri sunan ‘Museum Hotel’

hayalinizdeki düğün için sizleri bekliyor.

Hayal Ettiğiniz Balayı
Tatili
Sadece düğün gününüzde değil, balayında da tercih edebileceğiniz
Museum Hotel, mutlu bir evliliğe adım attığınız ilk günlerinizi özel ve kusursuz kılıyor. Bölgenin en şahane konumunda bulunan Museum Hotel’in eşsiz manzarasına eşlik eden, birbirinden özel ve farklı süitlerinde balayınızı geçirebilir, şampanyanızı yudumlayarak muhteşem bir masajın ya da manzara karşısında jakuzinin keyfini çıkarttıktan sonra, balonları izlerken kahvaltı yapabilirsiniz. Sonsuz aşka doğru atılan ilk adımın daha da kusursuz olmasına, tüm tecrübesi ve güler yüzlü ekibiyle katkı sağlayan, ambiyansı, ayrıcalıklı hizmet anlayışı ile çiftlere bir ömür unutamayacakları anlar yaşatan Museum Hotel, hayal ettiğiniz masalsı düğünler ve balayı tatilleri için sizi bekliyor.
Museum Hotel Hakkında 1998 yılında Indigo Turizm (Group) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Tosun tarafından restorasyonuna başlanan Museum Hotel, 2002 yılında dönemin Turizm Bakanı Erkan Mumcu tarafından resmi açılışı yapılarak Indigo markası altında hizmet vermeye başlamıştır. Sadece 30 çok özel odası bulunan Museum Hotel, oldukça geniş ve bir o kadar da “eşsiz” bir alana konumlanmıştır. Eski harabe, mağara ve yıkıntı evlerin aslına sadık kalınarak, özenle restore edilmesi sonucu meydana gelen Museum Hotel, Kapadokya bölgesinin ilk lüks oteli olarak bu alanda Kapadokya için seçkin bir örnek olmayı başarmıştır. Eşsiz konumu sayesinde oda ve süitlerinin çok büyük bir bölümü, restaurant, teraslar ve barlarının ise tamamı Kapadokya’nın muhte şem manzarasına hakim olan Museum Hotel’den; Göreme Vadisi, Aşk Vadisi, Güvercinlik Vadisi, Kızıl Vadi, Avanos ve Erciyes Dağı gibi Kapadokya’nın en önemli görsel güzellikleri kuşbakışı seyredilebilir. Açıldığı ilk günden itibaren seçkin misafirlerine en özel ve etkileyici hizmeti sunmayı hedef edinmiş olan Museum Hotel, Kapadokya bölgesini ziyaret eden seçkin misafirlerin değişmez ve öncelikli tercihidir.



İletişim Adres: Tekelli Mah. No: 1 Uçhisar / Nevşehir Tel : +90 384 219 22 20 Mail : info@museumhotel.com.tr Web : www.museumhotel.com.tr
Av. Yıltay Günay
Walter SavageLandor’un “Geç kalan adalet, adaletsizliktir” alıntısından yola çıkacak olursak; Türkiye’de de hukuk yükünün azaltılması için bazı çalışmalar yapılmıştır. Bunun sonucunda, belli ağırlıktaki suçlar bakımından ceza muhakemesi sürecini basitleştirerek ve kısaltarak mahkemelerin iş yükünü azaltmayı amaçlayan yeni usuller hukukumuzda yer almıştır. Bunlar, “seri muhakeme” ve “basit yargılama” usulleridir.
SERİ MUHAKEME VE BASİT YARGILAMA USULLERİ
Seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için öncelikle, CMK m. 250’de sayılan katalog suçlardan birine ilişkin bir soruşturmanın yürütülüyor olması gerekir. Ayrıca yeterli suç şüphesi ve herhangi bir kovuşturma engeli de bulunmamalıdır. Bunların sağlanması ve şüphelinin müdafii huzurunda Cumhuriyet savcısının seri muhakeme usulünün uygulanmasına ilişkin teklifini özgür iradesi ile kabul etmesiyle birlikte bu usul uygulanmaya başlanır. Kabul ile birlikte Cumhuriyet savcısı TCK m. 61/1’e göre temel cezayı tespit ederek bu cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle ceza ve/veya güvenlik tedbirlerini belirler. Bununla ilgili bir tutanak mahkemeye gönderilir. Cumhuriyet savcısı seri muhakeme usulünün uygulanmasını yönetmeliğin 12. maddesi uyarınca bir talepname ile mahkemeden talep eder. Mahkeme talepnamenin verildiği gün inceleme yapar, müdafii huzurunda şüpheliyi dinler ve usulü sonuçlandırır. Şüpheli, mazeretsiz olarak mahkemeye gelmezse, bu usulden vazgeçmiş sayılır.
Talepname Reddedilebilir Talepnamenin yönetmelikte belirtilen hususları içermemesi, yaptırımın belirlenmesinde maddi hata yapılması, cezanın mahiyetine uygun olmayan güvenlik tedbirine karar verilmiş olması halinde eksikliklerin tamamlanması için mahkeme tarafından Cumhuriyet başsavcılığına gönderme kararı verilir; ancak, suçun seri muhakeme usulü kapsamında olmadığı kanaatine varılması ya da şüphelinin müdafii huzurunda teklifi kabul etmemiş olmasının anlaşıldığı durumlarda talepname reddedilir. Talepnamede yukarıda belirtilen hususlar bakımından herhangi bir eksiklik olmaması halinde mahkeme talepnamede belirtilen yaptırım doğrultusunda hüküm verir. Bu hüküm; mağdur, suçtan zarar gören ve genel hükümlere göre katılma hakkını haiz olan kişilere tebliğ edilir. Bu hükme, genel hükümler çerçevesinde itiraz edilebilir. Şüpheli bu usulün uygulanmasını kabul etmiş olsa dahi mahkeme tarafından hüküm verilinceye kadar iradesinden vazgeçebileceği kanunda ifade edilmiştir.
Savunma Hakkı Sınırlanmamalı Basit yargılama usulünün uygulanmasında ise cezanın ağırlığına göre bir belirleme yapılmıştır. CMK m. 251’e göre bu usul, adli para cezası ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezası gerektiren suçlarda ve kovuşturma aşamasında uygulanabilir. Mahkeme tensip ile usulün uygulanmasına karar verdikten sonra iddianameyi sanık, mağdur ve şikayetçiye tebliğ eder. Bu kişiler, tebliğden itibaren 15 gün içinde beyan ve savunmalarını yazılı olarak mahkemeye bildirirler. Mahkeme bu yazılı savunma ve beyanlar ve diğer delillerle 15 günlük sürenin ardından hüküm verir. Bu hüküm duruşmasız ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın verilir. CMK m. 223’deki kararlardan herhangi birine hükmedilmesi mümkündür; ancak mahkeme mahkumiyete hükmetmişse TCK m. 61’e göre belirlediği cezayı 1/4 oranında indirecektir. Mahkeme tarafından verilen bu hükme genel hükümler uyarınca kanun yollarına başvurma hakkı olanlar (CMK m. 260) kararı öğrenmeden itibaren 7 günlük süre içerisinde itiraz edilebilecektir. Süresi içinde ve yetkili kişi tarafından itiraz olması durumunda başka herhangi bir hususa bakılmaksızın duruşma açılarak genel hükümlere göre yargılamaya devam edilir. Bu yargılama sonucunda CMK m. 223’te yer alan kararlardan birine hükmedilebilir; ancak itirazın sanık tarafından yapılmış olması halinde ve tekrar mahkûmiyet kararı verilmiş olması durumunda daha önce uygulanmış olan 1/4 oranındaki indirim korunmayacaktır. Sonuç olarak, temennimiz iş yükünü azaltmaya çalışılırken savunma hakkının sınırlanmamasıdır.
SHELL FİLO ÇÖZÜMLERİ’NDEN ÖN ÖDEMESİZ VE BLOKESİZ AKARYAKIT İKMALİ
Shell, entegre filo çözümleri uygulamaları ile müşterilerine sadece yakıt alanında değil, uçtan uca verimli ve rekabetçi filo yönetim fırsatı sunuyor. Yakıt ve yakıt dışı hizmetleri ihtiyaca yönelik paketlerde toplayarak avantajlı satın alma sağlayan Shell, aynı zamanda filo yönetimini kolaylaştıracak kredi kartı ile ön ödemesiz ve blokesiz akaryakıt ikmalini hayata geçiriyor.
Shell Taşıt Tanıma Sistemi, alanındaki 23 yıllık deneyimi ile müşterilerinin operasyonel ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirdiği uçtan uca uygulamalarıyla sektöre yenilikler katmaya devam ediyor. 2019 sonu verilerine göre, Türkiye’nin dört bir yanında yaklaşık 35 bin firma Shell Taşıt Tanıma Sistemi’ni kullanıyor. 550 binden fazla araç, Shell’in geniş hizmet ağı sayesinde Türkiye çapındaki binden fazla istasyonda sunulan hizmetlerden yararlanıyor. Kurumsal firma ve KOBİ’ler, Shell Filo Çözümleri üzerinden kaliteli hizmeti ayrıcalıklı fiyatlarla satın alabiliyor.
Uçtan Uca Tedarik Yönetimi
Shell Filo Çözümleri, gelişmiş online altyapısı sayesinde, müşterilerine ofislerinden filolarını rahatça yönetmelerini imkan sağlıyor. Shell Filo Çözümleri ile firmalar Shell Taşıt Tanıma Sistemi, Shell Partner Card, Shell Pratik Kart, Shell Filo Platform, Shell Kurumsal HGS ve Shell Card gibi hizmetleri tek çatı altında alabiliyor. Shell Filo Çözümleri bu özelliği ile teknolojiyi baz alarak sadece yakıt özelinde değil, filoların operasyonları, teslimatları ve lojistiği sorunsuz gerçekleştirmesi için uçtan uca tedarik yönetimini sağlıyor. Firmalar, diledikleri hizmeti Shell Taşıt Tanıma Sistemi ile birleştirerek paket içeriklerini kendileri oluşturabiliyor ve birçok ürünün birlikte satın alınması sayesinde fiyat avantajından faydalanabiliyor.
Kredi Kartı İle Ön Ödemesiz Hizmet
Shell Filo Çözümleri, sektörde bir başka ilki de hayata geçirerek, filo yönetimini kolaylaştıracak yeni ödeme yöntemini hizmete sunuyor. Uygulama sayesinde, firmaların kredi kartı ile ön ödemesiz hizmet almasını mümkün kılacak. Yeni uygulama kapsamında, firmalar kredi kartı ödeme yöntemi ile kredi kartlarını web sitesi üzerinden tanımlayarak şirket araçlarının yakıt alımlarını yönetebilecek. Bu sistem sayesinde, DBS ya da teminat mektubu gerekmeden kredi kartlarında yakıt blokesi olmadan Shell Taşıt Tanıma Sistemi üzerinden yakıt ikmali mümkün olacak. Filolar için ön ödemesiz ve blokesiz akaryakıt ikmali sağlayan sistem sayesinde, Shell Taşıt Tanıma Sistemi kullanan markalar kredi kartlarının limitini akaryakıt için ayırmak zorunda kalmayacak. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Shell & Turcas Filo Çözümleri Direktörü Mehmet Ünal, “Shell Taşıt Tanıma Sistemi, her geçen gün daha da büyüyen, yenilenerek gelişen hizmetleri ve avantajları ile şirketlerin güvenilir ‘iş ortağı’ olmaya devam ediyor. Shell olarak, faaliyetlerimizin her aşamasında, müşterilerimize mümkün olan en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine yönelik olarak hayata geçirdiğimiz avantajlı paketler ve filo yönetimini kolaylaştıracak kredi kartı ile ön ödemesiz, yakıt blokesiz akaryakıt ikmali de bunun bir göstergesi” diyor.

LOJİSTİK SEKTÖRÜ GÜÇLÜ BİR YÖNETİM SÜRECİNE GİRİYOR
Lojistik sektörü hızla büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Tedarik zinciri süreçlerinde, teknoloji merkezli lojistik modelleme sisteminin olması ile sektörün güçlü bir yönetim sürecine girmesi bekleniyor.
Lojistik sektöründe beklentilerin oldukça yüksek olduğu 2020’de küreselleşme ile birlikte, işletmelerin dış ticaret hacimleri daha da artış gösteriyor. Tam zamanında pazarda yer almak rekabetin olmazsa olmaz unsuru olmaya devam ediyor. İşletmelerin rekabet ortamında sürdürülebilirliğini sağlamasının, lojistik sistemlerinin daha öncelikli olarak önemsendiğini ortaya koyduğunu dile getiren Nazar Trans Şirket Yetkilisi Dr. Sabire Yazıcı, “Makro olarak bakıldığında lojistik sektörünün ülke ekonomilerini geliştiren önemli bir sektör halini aldığını söylemek mümkündür. Son yıllarda hızla büyüme ve gelişme gösteren sektörün, Türkiye’nin yaklaşan 2023 yılına yönelik birçok ekonomik hedefe ulaşılmasında oynayacağı temel rolün etkisi oldukça hissedilecektir” diyor.
Yeni Yönetim Sistemlerinin
Geliştirilmesi Kaçınılmaz Yazıcı’nın açıklamasına göre; tüm sektörlere dokunması ve geniş bir alanda hizmet vermesi sebebiyle lojistik sektörü, dijital dönüşüm ve yenilikçi uygulamalar ile yoğun teknolojiye ve kaliteli insan gücüne en çok ihtiyaç duyan sektörler arasında yer alıyor. Taşımacılık konusunda esnekliğin artırılarak yeni yönetim sistemlerinin geliştirilmesi, bunların entegre ve kombinasyonlarının sağlanması ise kaçılmaz olmaya devam ediyor. Öte yandan gelişen teknolojiler ve yeni trendler, müşterilerin beklentilerini de artırıyor; onların da verilere etkin bir şekilde ulaşarak, sürecin içerisine daha şeffaf olarak dahil olmasını sağlayıp hizmet kalitesinin artırılmasına daha fazla katkıda bulunuyor. Bu kapsamda rekabet ortamının yoğun yaşandığı koşullarda, işletmelerin varlıklarını sürdürebilmek için lojistik maliyetlerini dikkate alarak, kayıp satış durumuna düşmemek için ürünlerin satış noktalarında yer almasını sağlamak ve doğru ürünü, doğru müşterinin, doğru yerine, doğru zamanda, doğru miktarda, doğru şekilde, doğru maliyette teslim etmek son derece önemli oluyor.
Tedarik Zincirinde Ortak Dönüşüm “Dijital dönüşümün alışkanlıkları ve düşünme biçimlerini değiştirmesi, inovatif yenilikler ile hem yıkıcı hem de yaratıcı etki oluşturulurken trendlerin ve pazar eğilimlerinin değişmesi, lojistikte büyümeye etki ediyor. Bu teknolojik gelişmeler, endüstrinin artan talebi karşılayabilmesi için yeni yollar açabiliyor” diyen Yazıcı; böylece birbirine bağlı süreçler ve birçok kaynaktan alınan verilerle sektörün daha da koordineli bir şekilde çalışmak zorunda kaldığını vurguluyor. Yazıcı, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bu noktada bir bütün olarak düşünüldüğünde, sadece lojistik süreçlerin değil, depolama dağıtım elleçleme tarafında da tedarik zinciri süreçlerinin ortak bir dönüşüm geçirmesi ve hedeflenen teknoloji merkezli lojistik modelleme sisteminin olması, sektör olarak güçlü bir yönetim sürecine girmemizi sağlayacak ve olumlu sonuçlar getirecektir. Söz konusu süreçte, bu dönüşüme katkı sağlayacak insan gücünün etkisi oldukça büyük olup; mesleki eğitim, akademi ile sektörün iş birliği, teknolojik altyapıyı sağlayacak kaynakların yapısal otoriteler ile sağlanması, teknoloji ve insan gücünün birleşimi yeni bir yılda temel beklentilerdir.”Nazar Trans Şirket Yetkilisi Dr. Sabire Yazıcı


Paşabahçe Mağazaları, izinli veya izinsiz kazılar sonucu yurt dışına götürülen tarihi eserlerle ilgili farkındalık yaratmak, geri alınmış eserlere ve kültür varlıklarına sahip çıkma konusunda da bilinci artırmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Kayıp Hazineler’ koleksiyonu ürünlerini, tarih ve sanatseverler ile buluşturuyor. Osmanlı döneminde çok eski tarihlerden beri kullanılan ve savaşçının başını darbelere karşı koruyan yakın savunma araçlarından biri olan miğferlerden esinlenen Paşabahçe Mağazaları, Zafer Miğfer’i tasarladı. El imalatı camdan üretilen Zafer Miğfer ile diğer koleksiyon ürünlerine Paşabahçe Mağazaları’ndan ya da markanın web sitesinden ulaşılabilir.
Tudors Kazakistan’da Üçüncü Mağazasını Açtı
Yüzde yüz yerli Türk erkek giyim markası Tudors, yurt dışındaki 48’inci mağazasını Kazakistan Astana’daki Khan Shatyr Mall’de açtı. Tudors; 2019 yılı Haziran ayında girdiği Kazakistan pazarında, Almaty’de Aport Mall ve Almaty Mega Park Mall mağazalarının ardından altı ayda üçüncü mağazaya ulaştı. Yurt dışında mağazalaşmaya yedi yıl önce Balkan ülkelerinden başlayan ve kısa sürede Sırbistan erkek giyimi alanında pazar liderlerinden olan marka, uluslararası perakende sektöründe yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Yeni hizmete açtığı Kazakistan Astana mağazası ile Tudors; üç kıtada 14 ülkede hizmet verdiği 181’i yurt içi, 48’i yurt dışı toplam 229 mağaza ağı ile Türkiye’nin dünyaya açılan global markaları arasında yer alarak, Türk tekstilinin gücünü yurt dışında temsil ediyor.

Nine West Mağaza Ağını Genişletmeye Devam Ediyor
Moda dünyasının ayakkabı alanındaki yıldızlarından biri olan dünyaca ünlü ikonik marka Nine West, yeni lokasyonlarda hizmet vermeye devam ediyor. Forum İstanbul AVM’de açtığı 117 metrekarelik yeni mağazası ile son moda ayakkabı modellerini tüketicilerle buluşturan Nine West, Türkiye’deki mağaza sayısını ise 12’ye yükseltti. Markanın ürün portföyünde ise sneaker, topuklu, düz, Oxford ayakkabılar, bot, çizme, babet, sandalet ve çanta gibi binlerce seçenek bulunuyor.
Yeni Nesil Dijital Mağaza Vestel Ekspres Açıldı
Perakende sektöründe yenilikler yapmaya devam eden Vestel, yeni mağaza konsepti Vestel Ekspres’in ilkini Kadıköy Sahrayıcedit’te açtı. Tüketiciye yeni bir alışveriş deneyimi vadeden
Vestel Ekspres konseptli mağazaların ikincisi Kızıltoprak’ta, üçüncüsü ise Suadiye’de açılacak. Hızla Türkiye’nin dört bir yanındaki işlek caddelere yayılması planlanan bu konsept ile online alışveriş kolaylığı mağazalara taşınıyor. Vestel Ekspres konsepti, dijital ekranlar üzerinden alışveriş deneyimi ve hızlı teslimat gibi uygulamalar sunuyor.
Boyner’den Beş Katlı Yeni Mağaza
Bu yıl tüm Türkiye’de 12 yeni mağaza açacağını duyuran Boyner, 2020 mağaza yatırımlarının startını İstiklal Caddesi’nden verdi. İstanbul’da kültürün, sanatın, eğlencenin ve alışverişin merkezi
İstiklal Caddesi, yepyeni bir buluşma noktası kazandı. Mağaza, beş kata yayılan 4 bin 500 metrekarelik satış alanı, zengin marka ve ürün çeşitliliği, yeni nesil alışveriş konseptleriyle dikkat çekiyor.
Türk mutfağının geleneksel lezzetlerinden döner, bugün dünyanın pek çok ülkesinde severek tüketiliyor. Bereket Döner CEO’su ve DÖNERDER’in Genel Başkanı Muhammet Nezif Emek, döner lezzetini dünya genelinde yaşatmak için yaptıkları çalışmaları ve sektörün büyüme hacmini anlatıyor.
DÖNERDER’in faaliyetlerini anlatır mısınız? Tüm Dönerciler Derneği DÖNERDER olarak, gerek yurt içerisinde gerek yurt dışında Türk mutfağının en eski ve sağlıklı lezzetlerinden olan dönere kültürel bir miras gözüyle bakıyor, döneri korumak ve yaşatmak misyonuyla birçok faaliyette bulunuyoruz. Türk dönerine konulan standartların uygulanması için mesleki takip komitesi oluşturuyor, standart dışı üretim ve satış yapanlara yönelik ilgili kurumlarla çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Uluslararası gıda STK’ları ile Türkiye ve dünyanın değişik ülkelerinde Türk dönerini tanıtacak etkinlikler düzenliyoruz.
Hazır döner sektördeki sorunlar neler? Bunların iyileştirilmesi için dernek olarak neler yapıyorsunuz? Hazır Döner sektörünün en büyük sorunu bu alanda yeterli büyüklükte ve Bereket Döner gibi yalnızca bu işe odaklanmış üreticilerin bulunmamasıdır. Bu nedenle sektör, çok sayıda doğru bilinen yanlışla ve adaletsiz rekabet şartları ile mücadele ediyor. Dönerin tanımının net olmaması bile sektörün ciddi sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Sorunların çözümü için sektörün birlik ve beraberlik içinde uyumlu çalışan bir STK’ya ihtiyacı vardı. Biz bunu kurduk ve güçlendiriyoruz. Ayrıca işi yalnızca döner olan büyük oyuncuların sektöre girmesi gerekiyor. Böylece gerek bilgi hataları gerekse rekabet sorunları ortadan kalkacak ve geleneksel Türk döneri ana vatanı olan Türkiye’de güçlenecek ve dünyaya daha istikrarlı bir şekilde yayılacaktır.

Sektör, ne kadarlık büyüme hacmine sahip? Türkiye’de et sektörünün ana oyuncusu döner, nesilden nesile aktarılan geleneksel bir lezzet. Günde 800 ile bin ton arasında dönerin tüketildiği, büyüklüğü aylık 4 milyar TL olarak tahmin edilen bir pazar söz konusu. Her geçen gün sektöre yeni yatırımcılar giriyor, döner pazarı çeşitleniyor, restoran sayısı artıyor. AB’ye uyum süreci kapsamında 2008 yılında getirilen standartlara göre, sektörde elde döner yapımı yasaklandı. Bu karar özellikle endüstriyel döner üretimine dönük ciddi bir yatırım hamlesini de beraberinde getirdi. Bu kararla birlikte, konulan standartlara uygun fabrika döneri üretiminde adeta bir patlama yaşandı. 2008 yılı öncesi sadece yüzde 5’lerde olan fabrika döneri tüketim oranı hızla artarak bugün yüzde 30’lara ulaşmış durumdadır. Dünyada en büyük beslenme sorunlarından biri olan obeziteye karşı artan bilinç de dönerin tercih edilme oranını artırıyor. Ülkemizdeki tüketicilerin bu konuda bilinçlenmesi, Türkiye’de döner ve benzeri sağlıklı ürünler sunan zincirlerin sayısında artışın yaşanmasını sağlayan faktörlerden biri.
Bereket Döner olarak bugün kaç noktada hizmet veriyorsunuz? Bu yılki hedefleriniz neler? Bugün 125 noktada hizmet veriyoruz. Franchise sistemiyle büyümemizi sürdürüyoruz. Franchise’larımızdan royalty bedeli almıyoruz. Bu sayede yatırımcılarımızın kârlılığı artıyor, zira tüm kârlılık restoranda kalmış oluyor. Şubelerimizde satılan tüm ürünler Bereket Döner tarafından en kaliteli ürünler arasından seçiliyor ve merkezi anlaşmalarla piyasa fiyatının oldukça altında şubelerimize sunuluyor. Yurt dışına yönelik planlarımız da var. 2020 yılında yurt dışında minimum on şubeye ulaşmayı hedefliyoruz.