
23 minute read
Groupama Sigorta ve Groupama Hayat Genel Müdürü Philippe-Henri Burlisson:
Sigorta sektöründe faaliyet gösteren köklü şirketlerden Groupama, hem bireyler hem de işletmeler için kapsamlı çözüm ve hizmetler sunuyor. Groupama Sigorta ve Groupama Hayat Genel Müdürü Philippe-Henri Burlisson ile şirketin sağladığı ürünlerin avantajlarını, dijital hizmetlerini ve 2020 hedeflerini konuştuk.
Advertisement
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 2018 Eylül ayından itibaren Groupama’nın Türkiye pazarındaki faaliyetlerini yönetmek üzere Groupama Sigorta ve Groupama Hayat’ın Genel Müdürü görevini yürütüyorum. Kariyerime süreç ve üretim mühendisi olarak başladım. Yaklaşık 20 yıldır Groupama grubunda görev yapıyorum. Türkiye’ye atanmadan önce Fransa’da Groupama grubunda Uluslararası Operasyonlardan sorumluydum.
Groupama Sigorta’nın Türkiye’deki faaliyetlerinden bahseder misiniz? 11 ülkede faaliyet gösteren ve Türk sigorta sektörünün ilkleri arasında yer alan, hayat ve hayat dışı sigorta branşlarında aktif hizmet veren uluslararası bir sigorta şirketiyiz. Yaygın acente ağımızla sigorta çözümlerimizi tüm Türkiye’ye sunuyoruz. Groupama Türkiye olarak, Türk sigortacılık tarihinde 95’inci yılımızı geride bıraktık. 1924 yılından bu yana Güven, Başak ve nihayetinde Groupama markaları altında faaliyetlerini sürdüren şirketimiz, neredeyse bir asırdır Türkiye’de sigortacılığa yön vermeye devam ediyor. Dengeli ürün portföyümüzle, bireysel sigortaların yanı sıra kurumsal alanda geliştirdiğimiz ürünlerimizle de ekonomiyi destekliyoruz. Uygun teminat, ödeme kolaylığı ve alternatif ürünlerle KOBİ’lerin yanında yer alıyoruz.
Sigortanın hangi branşlarında çözümler sağlıyorsunuz? Kasko, konut, sağlık, hayat, ferdi kaza, trafik sigortası branşlarındaki ürünlerimizin yanında, kurumsal ürünlerde de geniş bir ürün gamına sahibiz. Ayrıca yat, tarım ve katılım sigortacılığı branşlarında da hizmet veriyoruz.
Kurumlara özel olarak hangi ürünleri sunuyorsunuz? İşyeri, sorumluluk, grup hayat, grup sağlık, kaza, nakliyat, kar kaybı gibi kurumsal sigortacılık ürünlerimizle ekonomik faaliyetlerin risklerini karşılıyoruz. Bu ürünler üretim yapan, satış yapan her boyutta firmanın modern ekono-
mi koşullarında karşılaşacağı risklere göre özelleşmiş poliçelerle şirketler için hayati bir rol oynuyor.
Peki ürünlerinizin KOBİ’ler için önemi nedir? Ürünlerimizi sigortalılarımızın her türlü sigorta ihtiyacını karşılamaya yönelik teminatlar içerecek şekilde tasarlıyoruz. KOBİ’lere yönelik paket poliçemiz sayesinde her KOBİ en temel sigorta ihtiyaçlarına yanıt alabiliyor. KOBİ’ye ait bina, makine, demirbaş, tesisat gibi tüm maddi değerlerine yangın ve doğal afet riskleri karşısında teminat veriyoruz. Ayrıca bu tür risklerin oluşması sonucunda işletme üretime ara vermek zorunda kalırsa, ortaya çıkabilecek mali kayıplar ve kârdaki değişim de teminat altına alınıyor. İşletmede kullanılan makine ve elektronik cihazların arızası ile işletmeye ait malların nakliyesi esnasında ortaya çıkabilecek riskler konusunda da paket poliçemizle KOBİ’nin yanındayız. İşletmenin faaliyeti sırasında oluşabilecek her türlü sorumluluk riskleri ve çalışanlarının işletme kazaları ve benzeri riskler de yine bu paket poliçenin kapsamı dahilinde. Özetle, bir KOBİ Groupama’dan yaptıracağı paket poliçeyle kendini her bakımdan garantiye almış oluyor.
Groupama İş Yeri Yardım Hizmeti’nin kapsamından bahseder misiniz? Özel bir destek hizmetimiz olan Groupama İş Yeri Yardım Hizmeti, asistan hizmeti olup; çilingir, su tesisatçısı gibi hizmetlerin temininde yardımcı olduğu gibi daha başka pek çok konuda destek hizmetlerine ulaşım kolaylığı getiriyor. İş yeri güvenliği, iş seyahati esnasındaki kazalar ve hastalıklar sebebiyle iş yerine acil dönüş, iş yerinde mahsur kalanların kurtarılması, tıbbi bilgi ve danışmanlık, iş yerine ambulans yollanması gibi kapsamlı asistan hizmetlerimizden işletmeler 7 gün 24 saat faydalanabiliyor.
Sunduğunuz dijital hizmetler, hangi özellikleriyle öne çıkıyor? Web veya mobil uygulamalar üzerinde dijital geliştirmeler yaparken öncelikle tüketici ihtiyaçlarına odaklanıyoruz. Örneğin Healpy mobil sağlık uygulamamız, müşterilerimizin tüm poliçe ve hasar bilgilerine her an kolaylıkla ulaşmasını sağlayarak, onlara gerçek bir hizmet sunuyor. Aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak konumladığımız Healpy “Her Adım İyilik” projesi ile Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne bugüne kadar 22 adet akülü sandalye bağışı yapıldı. Atılan her adım sayesinde bir engellinin hayatına dokunuyor ve onun özgürlüğe bir adım atmasında rol oynuyoruz. Bugüne kadar “Her Adım İyilik” projesiyle sigortalılarımız 2 milyarın üzerinde adım attı.
Dijital olarak başka hangi hizmetleri sunuyorsunuz? Tüm sektörlerde olduğu gibi sigorta sektöründe de tüketiciler artık kişiselleştirilmiş bilgiler almak istiyorlar. Biz de konut poliçesi alan veya konut hasarı ihbar eden her müşterimize öğretici ve kişiye özel videolar gön-
KOBİ’lere yönelik paket poliçemiz sayesinde her KOBİ en temel sigorta ihtiyaçlarına yanıt alabiliyor. KOBİ’ye ait bina, makine, demirbaş, tesisat gibi tüm maddi değerlerine yangın ve doğal afet riskleri karşısında teminat veriyoruz. Ayrıca bu tür risklerin oluşması sonucunda işletme üretime ara vermek zorunda kalırsa, ortaya çıkabilecek mali kayıplar ve kardaki değişim de teminat altına alınıyor.

deriyoruz. Verinin analizi ve işlenmesi sigorta sektörü açısından büyük önem arz ediyor. Ağırlıklı olarak veriye dayanan bir sektör olmamız nedeniyle sigortacılık sisteminin dijitalleşmesi, sektörümüzde öncelikle sigortalılara hızlı dönüş yapma imkanı vererek memnuniyetlerinin artmasını sağlıyor. Süreçlerin hızlanması, aynı zamanda iş verimliliğinin de artması anlamına geliyor. Ayrıca, teknolojinin gelişimi ile birlikte, sigorta şirketleri olarak çok daha detaylı bir sigortalı segmantasyonu yapabilme şansına sahibiz. Sigortalılarımıza sunduğumuz ürün kapsamı ve özellikle fiyatlaması anlamında sigortalı bazında çok daha etkin bir fiyatlama modeli yapabiliyoruz. Groupama Grubu’nda suistimalle mücadele, hasar ihbar sürecinde robotik süreç otomasyonu ve bazı teknik departmanlarda gelen maillerin yönetilmesi konularında yapay zekâdan yararlanıyoruz. Fransa’daki en büyük tarım sigortacısı olan Groupama, risk değerlendirme ve risk önlemede dronlardan da yararlanıyor.
Sigortanın önemi konusunda yaptığınız bilinçlendirme çalışmalarını anlatır mısınız? Bizim sigorta sektörü olarak en önemli misyonumuz, toplumda doğru bir sigorta bilinci oluşturmak. Bu alanda özellikle deprem gibi felaketlerin ardından sigortanın öneminin fark edildiğini hep birlikte gözlemliyoruz. Ben tüm katıldığım platformlarda ekonomik durgunluk dönemlerinde sigortanın değerine dikkat çekiyorum. Kriz dönemlerinde kişilerin sahip oldukları varlıkları korumak çok daha önemli hale geliyor. Sigortanın kişilerin hayatına kattığı değeri ön plana çıkarıyoruz. Her türlü hasara yönelik teminatlar sunan konut, sağlık ve kasko ürünlerimizi tüketicilere hatırlatıyoruz. Operasyonlarda mükemmellik, hızlı ve kaliteli hizmet ile ihtiyaca karşılık veren ürünleri hedefleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sigortacılık öncelikle güven demektir. Durgunluk dönemleri ise güvene en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemlerdir. Groupama olarak, olabildiğince çok kişinin yaşamını güvenle kurmasına yardım ediyoruz.

Ağırlıklı olarak veriye dayanan bir sektör olmamız nedeniyle sigortacılık sisteminin dijitalleşmesi, sektörümüzde öncelikle sigortalılara hızlı dönüş yapma imkanı vererek memnuniyetlerinin artmasını sağlıyor. Ayrıca, teknolojinin gelişimi ile birlikte, sigorta şirketleri olarak çok daha detaylı bir sigortalı segmantasyonu yapabilme şansına sahibiz.
Groupama Sigorta olarak kadın çalışanlarınıza sunduğunuz ayrıcalıklar varsa bunlardan da biraz bahseder misiniz? Groupama Türkiye’de çalışanlarımızın yüzde 58’ini kadınlar oluşturuyor. Kadın çalışanlarımız şirketimizde gerek iş süreçlerimizde gerekse sosyal çalışmalarımızda son derece aktif. Groupama içinde kadın koşu ve kadın futbol takımlarımız var. Kadın koşu takımımız 2010 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışında koşulara katılıyor. Her yıl Paris’te yapılan La Parisienne koşusunda yer alıyor ve derece yapıyorlar. Kadın çalışma arkadaşlarımızın şevki ve katılımı bu alanda hiç azalmadı. La Parisienne koşusu Groupama Grubu ve Groupama Türkiye’nin yaşamında vazgeçilmez bir etkinlik haline geldi.
2020 yılında Groupama Sigorta’nın gündeminde neler var? Bu yılki hedeflerinizi ve yeni projelerinizi paylaşır mısınız? Türkiye’deki hikayemizin başladığı 1924 yılından bu yana ekonomik ve sosyal anlamda değer üreten insanların hikâyesini hep birlikte yazdık ve yazmaya da devam ediyoruz. Türkiye’deki varlığımızı çalışanlarımız ve acentelerimiz sayesinde güçlendirmeye devam edeceğiz. Geçtiğimiz yıl operasyonel sistemimizde gerçekleştirdiğimiz büyük değişikliğin ardından dijitalleşmeye daha da hazır hale geldiğimizi söyleyebilirim. Müşterilerimizin ve acentelerimizin, özellikle de hasar anında hayatlarını kolaylaştırmak için süreçlerimizi sadeleştirmek istiyoruz. Robotizasyon, hasar dosyalarımızın sürecini hızlandırabilecek önemli bir proje örneği. Uluslararası bilgi birikimimiz ve deneyimimizle; ekonomiye, teknolojik gelişmelere, trendlere ve bunların sigortacılığa etkisine hakimiz.
Nagihan Ünüvar
Markam Sen Marka ve Pazarlama Yönetim Danışmanlığı Kurucusu ve Genel Koordinatörü
Sürekli gelişen teknoloji ve teknolojiyi kullanma biçimi, markaların tüketiciyle iletişim kurma yöntemini etkiliyor. Markalaşmaya doğru giden süreçte, pazarlamanın 4P’si olarak tanımladığımız konum, fiyat, ürün ve tanıtım kriterlerinin dijital etkiye uyum sağlaması önemlidir.
MARKA İLETİŞİMİNDE DİJİTAL ETKİ
Teknolojinin baş döndürücü hızıyla birlikte, düşünce ve iş yapış şekli de hızlı bir değişim sürecinin içerisine girdi. Dijital çağ ve bilgi çağı olarak tanımladığımız bu değişimle birlikte, dünyanın farklı bir yere doğru gittiğini görüyor ve dijital dünya düzenini anlamaya çalışıyoruz. Sürekli gelişen teknoloji ve teknolojiyi kullanma biçimi, markaların tüketiciyle iletişim kurma yöntemini hızla etkiledi. Bu değişime uyum sağlamaya çalışan markalar, ayakta kalmak ve sürdürülebilir bir marka olmak için her zaman olduğundan daha çok nitelikli fikre, yaratıcılığa ve yenilenmeye ihtiyaç duyuyorlar.
Güç Dengesi Tüketicinin Elinde T.C. Ticaret Bakanlığı’nın 2018 yılında 18 yaş ve üstü tüketicilere yönelik gerçekleştirdiği “Tüketici Profili ve Bilinç Düzeyi” araştırma raporunda, Türkiye’deki tüketicilerin yüzde 95’inin internet bağlantısının olduğu ve yüzde 35’inin internet ve sosyal ağlar üzerinden alışveriş yaptığı görülüyor. Fiyat bilgilerine, ürün yorumlarına ulaşabilmenin kolaylığı, tüketicilerin internet üzerinden alışveriş tercihlerini belirlemede önemli bir etken olarak görülürken, satıcıya ilişkin yorumların dikkate alınma oranının yüzde 86,1 olduğu belirtiliyor. İnternet ve sosyal ağlar üzerinden alışveriş yapmayı tercih eden tüketicilerin ağırlıklı olarak üniversite ve üstü eğitim düzeyinde olduğu, bilgi düzeyi arttıkça bilinç düzeyinin de arttığı dikkat çeken detaylar arasında yer alıyor. Bu verilerden de görüldüğü üzere, teknolojinin evrimi, tüketicinin bilgi düzeyinin artmasının yanı sıra, satın alınan ürün ve hizmetin geleceğini yönlendirme gücüne sahip olmasına da olanak veriyor. Tüketiciler, markalarla ilgili düşüncelerini sosyal ağ ve topluluklarda paylaşıyor, deneyimlerini anlatıyor ve markanın tercih edilmesini doğrudan etkiliyorlar. Bu sebeple, tüketicinin interaktif olarak markanın içine dahil edilerek, aynı zamanda bir üretici olmasının sağlanması marka iletişiminde önemli bir yere sahiptir. 4P’nin Dijitale Uyumu Marka bilinirliği sağlanarak markalaşmaya doğru giden süreçte, pazarlamanın 4P’si olarak tanımladığımız, konum (place), fiyat (price), ürün (product), tanıtım (promotion) kriterlerinin dijital etkiye uyum sağlaması için markanın dijital ayarlarının yapılması gerekir.
Konum: Ürünün nerede olacağının karşılığı olan konum, internet ve internetin kullanıldığı bilgisayar, mobil telefon, tablet ve internet TV kanalları gibi cihazların tümüdür.
Fiyat: Bu çalışmada hassas ayarlara ihtiyaç vardır. Dijital ortamda karşılaştırma imkanının olması ve marka rekabetinin yoğun olarak yaşanması sebebiyle, fiyat çalışması yapılırken rekabetin gözetilmesi ve ürün farklılığının karşılığı olacak bir fiyatlandırma yapılması önerilir.
Ürün: Tercih edilme sebebi yaratacak değer önerisidir. Dijitalde, ürünün benzersiz bir değer sağlaması ve ihtiyaca yönelik olması önemlidir. Bu sebeple, bir ürün arz etmeden önce, nitelikli bir araştırma yapılarak rakiplerin analiz edilmesi ve sunulacak değere uygun bir ürün tasarımı yapılması önemlidir.
Tanıtım: Markanın tüketicisine ulaşması için yapılan tüm çalışmaları kapsar. Dijital tanıtım kanalları; internet sitesi, arama motoru optimizasyonu (SEO), mobil uygulama, sosyal ağlar, arama motoru reklamları (SEM), alışveriş reklamları, görsel ve video reklamlar, yeniden pazarlama araçları, dijital medya, elektronik posta ve diğer dijital pazar yerleridir. Sanal Gerçeklik (AR), Artırılmış Gerçeklik (VR) teknolojilerinden faydalanarak, deneyim odaklı tanıtıma yer vermekte fayda vardır.
RİSKLER VE FIRSATLAR ÜZERİNE: KORONOVİRÜS SALGINININ TÜRKİYE’YE YANSIMALARI
Dr. Ayşegül Ak
Başkent Üniversitesi İİBF / İşletme Bölümü Öğretim Görevlisi
Aralık sonu itibariyle dünya ekonomileri için 2020 yılının zor geçeceğini beklerken, yayılmaya başlayan koronavirüsün dünya ticaretine olası etkileri bir başka risk unsuru olarak karşımıza çıktı. Mevcut duruma bakılınca, ilk etapta sektörün önde gelen temsilcilerinin sürece dair olumlu beklentileri olduğunu söyleyebiliriz.
İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde 12 Aralık 2019’da tespit edilen koronavirüsün kısa sürede diğer şehir ve ülkelere yayılması üzerine, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “acil durum” ilan etti. Salgın nedeniyle can kaybı son verilere göre 2800 ve virüsün görüldüğü vaka sayısı 80 bine ulaştı. Virüsün yayılımının ticari etkileri; Sars virüsüyle kıyaslansa da, Çin’in şu an dünya ticaretindeki ikinci büyük ekonomi olması nedeniyle kıyas kabul etmeyecek düzeyde önemlidir. Türkiye ile dış ticaret rakamlarına bakılacak olursa, yaklaşık 20 milyar dolar ithalat ve yaklaşık da üç milyar dolar ihracat yaptığımız bir ülke. Dünya ticaretine ve ülkemize yansımalarına arz yönlü ve talep yönlü olarak bakmalıyız. Öncelikle Çin 1 milyar 400 milyon nüfusuyla çok büyük bir pazar konumunda. Büyümesinin yavaşlaması ve Çinli turistlerin yurt dışına çıkış yasağının gelmesi pek çok ülkenin turizm gelirine negatif etkide bulunacaktır. Özellikle ülkemizde Kapadokya Bölgesi’nde iptallerin olduğu görülmektedir. Bir yandan da Uzak Doğu’ya yapılacak seyahat rezervasyonlarının yerini yeni rota olarak Batılı turistlerce ülkemizin alması turizm gelirlerini artırıcı unsur olacaktır.
Sektör Temsilcilerinin Sürece Dair Beklentileri Olumlu Diğer yönden Çin’in temel tedarikçi durumuyla örtüşür şekilde arz sıkıntısının tüm dünyaya etkisi mevcut stoklar ne olacağı sorusunu akla getiriyor. Dünyanın bir numaralı ara malı tedarikçisinde üretim kısıtlamalarına gidilmesinin dünya ticaret hacmini daraltacağı beklentisi hakimken, ülkemizin stratejik konumu nedeniyle oradan kaydırılan mal siparişlerinin gelmesiyle üretim rakamlarına olumlu yansıyacağı beklenebilir. Ancak bir sonraki dönemde ihraç pazarlarımızdaki daralmaya bağlı olarak, ek üretim siparişlerinin geçilmemesi bir başka deyişle küresel durgunluğun hakim olması, ilk dönemde üretim artışına dönüşen verilerin tekrar eski düzeyine dönmesine neden olabilir. Mevcut duruma bakılınca, ilk etapta sektörün önde gelen temsilcileri tarafından sürece dair olumlu beklentilerin olduğunu söyleyebiliriz. TİM Başkanı İsmail Gülle, Türkiye’nin ihracatının Çin’de ortaya çıkan koronavirüs kaynaklı gelişmelerden olumlu etkileneceğini ve Türkiye’nin tekstilden gıdaya, makineden elektroniğe kadar pek çok sektörde, birçok alanda Çin’e alternatif olduğunu belirtti. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak da dünyadaki zincir mağazaların Türkiye’yi kapasite konusunda yoklayamaya başladığını ve derinin çeşitli sektörlerine taleplerin arttığını, olumlu yansımaların somut olarak görüneceğini söyledi. Şenocak, 2020 yılı içinde ihracata yüzde 15 pozitif yansıma olacağını ve bu artışın koronavirüs sonrası da devam edeceğini ekledi. DEİK Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı ise Çin’de üretimin 60 ila 120 gün gecikmesini beklediklerini, tedarikte oluşacak boşluğu Türkiye gibi genç makine parkuruna sahip ülke doldurabileceğini ve Çin’in üretimde devreden çıkmasıyla Türkiye bir ivme yakalayabileceğini açıkladı. Kolbaşı, Çin’in yarattığı boşluğun ne kadarını Türkiye’nin yakalayabileceği konusunun çok önemli olduğuna vurgu yaptı.
İvmenin Sürdürülebilirliği Önemli Dolayısıyla bir kapasite artışı olacağının genel olarak beklendiğini söyleyebiliriz. Bunun ne kadarının sürdürülebilir olduğunu verilere bakarak takip etmemiz gerekir. Krizin fırsata dönüşmesi muhakkak ki olumludur; ancak uzun vadeli planlamalar ile kapasite artışı ve yüksek teknolojili üretim amaçlanarak elde edilen kazançların sürekliliği sağlanmalıdır.

İHRACAT 2020 YILINA REKORLA BAŞLADI
Türkiye İhracatçılar Meclisi, ocak ayı ihracat rakamlarını açıkladı. Türkiye’nin ihracatı 2020 yılı ocak ayında yüzde 6,1 artışla 14 milyar 765 milyon dolar oldu.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), ocak ayı geçici dış ticaret verilerini Hatay’da açıkladı. Ocak ayında ihracat, Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre yüzde 6,1 artışla 14 milyar 765 milyon dolar olarak rekor tazeledi. Son 12 aylık ihracatta ise 181 milyar 600 milyon dolara ulaşıldı. İhracat rekorunun 180 milyar 700 milyon dolar ile bir üst çıtaya taşındığı 2019 yılının ardından 2020 yılının içerde ve dışarda önemli gelişmelerle başladığına dikkat çeken TİM Başkanı İsmail Gülle şunları söyledi: “ABD- Çin arasındaki ticaret savaşlarında birinci faz anlaşmanın imzalanması ile küresel piyasalarda pozitif bir ortam oluşurken, Brexit’te de sürecin iyice belirginleşmesi Avrupa pazarı başta olmak üzere yatırım ve taleplerde bir hareketlilik yarattı. Türkiye ekonomisinin 2019’un üçüncü çeyreğinden itibaren pozitif büyüme trendine girmesinin ve ekonominin çarklarının hızlanması ise ithalat rakamlarına yansımış görünüyor. İthalat hacmi, Türkiye ekonomisindeki hareketlenmeye bağlı olarak, geçen yılın ocak ayına göre yüzde 19 artarak 19 milyar 200 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bununla birlikte ihracattaki rekor artışların da etkisiyle, ihracatın ithalatı karşılama oranı da ocak ayında yüzde 76,8 ile yüksek bir oranda gerçekleşti.”

Fark 10 Bine Yükseldi İhracat ailesinin hız kesmeksizin bü-
yümeye devam ettiğini ifade eden Gülle, “2019 yılında ihracat ailemiz 90 bin 617 firmaya ulaştı. Baktığımızda, ithalat yapan firma sayısı ile neredeyse 10 bin firmalık bir fark yakalamış durumdayız” dedi. 2020 yılında Cumhuriyet tarihinin en yüksek ocak ayı ihracatının gerçekleştirildiğini kaydeden Gülle; faizlerdeki gerilemenin, ihracatın finansmana erişiminde olumlu koşulların oluştuğu bir sürece işaret ettiğini sözlerine ekledi.
Otomotiv Sektörü Liderliğini Korudu Ocak ayının lideri, 2 milyar 400 milyon dolarlık ihracat ile otomotiv sektörü oldu. Otomotivi, 1 milyar 700 milyon dolar ihracat ile kimyevi maddeler ve 1 milyar 500 milyon dolar ihracat ile hazırgiyim ve konfeksiyon sektörleri takip etti. 9 sektörün ihracatında yüzde 10’un üzerinde artış gerçekleşti. Ocak ayının en güçlü performansına imza atanlar ise yüzde 29 artışla 256 milyon dolar ihracat gerçekleştiren yaş meyve ve sebze, yüzde 22 artışla 185 milyon dolara ulaşan fındık ve mamulleri ile yüzde 21 artışla 222 milyon dolara ulaşan halı sektörü oldu. Sektörlerin ihracat yaptıkları ülke sayılarına bakıldığında 199 ülke ve bölgeye gerçekleştirdiği ihracatla kimyevi maddeler birinci, 187 ülke ile çelik ve hububat sektörleri ikinci, 182 ülke ile demir metaller ve demirdışı üçüncü oldu. Ocak ayında en çok ihracat gerçekleştirilen ilk üç ülke ise 1 milyar 400 milyon dolar ile Almanya, 889 milyon dolar ile İtalya ve 870 milyon dolar ile Birleşik Krallık oldu.

DAF’TAN İLK İHRACAT

Isıtma, soğutma, motor kontrol sistemleri ve güç çözümleri alanlarında dünya liderlerinden Danfoss, 2018 yılında ısıtma çözümleri firması DAF Enerji’yi bünyesine katmıştı. DAF Enerji, Ocak 2020 itibari ile ilk ihracatını Almanya’ya yaptı. DAF’ın 33 palet Unofloor ürünleri ile başlayan ihracatının yıl sonu hedefi 6 bin ürün. Unofloor ürünleri, paslanmaz çelik manifoldları, ayarlanabilir yüksekliği sayesinde kolay kurulum ve çalıştırma özellikleri ile zamandan tasarruf edilmesini sağlıyor, sadece 110 mm derinliğiyle her duvara uygulanabiliyor. Üretim alanı yaklaşık 4 bin metrekare olan Tuzla Sanayi Sitesi’ndeki fabrikasında ısı istasyonu üretimi yapan DAF Enerj; ısı istasyonu, kalorimetre, sıcak ve soğuk su sayaçları gibi ürünlerin satışıyla birlikte gider paylaşım sisteminin doğru ve eksiksiz kurulumu için gerekli olan teknik desteği veriyor. Isıtma segmenti özelinde, kat istasyonu piyasasında yüzde 70’lere yakın bir pazar payı olan DAF Enerji, ihracatı daha da ileriye taşımak için çalışmalarını sürdürüyor. T aze meyve sebze sektörü, 2020 yılına ihracatta parlak bir giriş yaptı. Türkiye yüzde 29’luk artışla 2019 yılı Ocak ayında 199 milyon dolar olan ihracatını, 2020 yılı Ocak ayında 256 milyon dolara taşıdı. Ege Bölgesi’nden yapılan taze meyve sebze ihracatı ise; yüzde 68’lik rekor artışla 14 milyon dolardan 24 milyon dolara sıçradı. Ocak ayında taze meyve sebze ihracatının yıldızı ise domates oldu. Domates, Türkiye’ye 40 milyon 116 bin dolarlık döviz kazandırdı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, “Türkiye, 2019 yılında 535 bin ton domates ihraç ederken, karşılığında 304 milyon 445 bin dolar döviz geliri elde etti. Rusya Federasyonu; 98 bin ton Türk domatesi tercih ederken, karşılığında 86 milyon dolar ödedi. 2019 yılında Rusya’ya domates ihracatı yüzde 181 artış gösterdi. 2020 yılı Ocak ayında ise Rusya’ya 15 bin 110 ton domates ihraç ettik ve 14 milyon 175 bin dolar döviz elde ettik. Bu ihracatın 6 milyon 195 bin dolarlık kısmını Egeli ihracatçılarımız gerçekleştirdi” şeklinde konuştu. Domates, 11 milyon 97 bin dolarlık tutarla taze meyve sebze ihracatından en büyük payı alırken, Satsuma mandalinadan 2 milyon 873 bin, Nar ihracatından 1 milyon 474 bin, Limon ihracatından 1 milyon 340 bin dolar döviz elde edildi. Egeli taze meyve sebze ihracatçıları biberden patlıcana, kabaktan soğana, portakaldan greyfurta, elmadan üzüme, hıyardan elmaya, üzümden asma yaprağına kadar onlarca tür ürünü 52 ülkeye ihraç etti.


İHRACATIN YILDIZI DOMATES OLDU
KRONE SATIŞLARINI YÜZDE 17 ARTTIRDI
Krone, 2019’da iç pazardaki satışlarını yüzde 17 arttırma başarısı gösterdi. Türkiye’de üretime başladığı 2012 yılından beri en yüksek toplam satış adetlerine ulaşan Krone; 536 adeti iç pazarda olmak üzere toplam 2 bin 844 adet treyler satışı yaparak, istikrarlı büyüme grafiğini sürdürmüş oldu.
Avrupa’nın ve Türkiye’nin dev treyler üreticisi Krone, 2019’da yüzde 27 daralan iç pazarda satışlarını yüzde 17 arttırma başarısı gösterdi. Şirketin İstanbul’da gerçekleştirdiği basın toplantısına Krone Türkiye CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi Rıza Akgün, Krone Uluslararası Satış Direktörü Andreas Völker, Krone Türkiye Satış Müdürü Ömürden Özacar, Krone Türkiye Kredi ve Risk Müdürü Cemile Kılıç ve Krone Türkiye Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Mehmet Dinçer ev sahipliği yaptılar. Türkiye’de üretime başladığı 2012 yılından beri istikrarlı bir şekilde satış adetlerini arttıran Krone, 2019 yılı sonunda Türkiye treyler pazarında yüzde 23’lük bir pazar payı elde etti. Krone’nin Türkiye’den treyler ihraç ettiği ülke sayısı ise 27 olarak açıklandı. 2019 yılında toplam 2 bin 844 adet treyler satışı yaptıklarını belirten Rıza Akgün, “İç pazar yüzde 27 daralırken, biz satışlarımızı geçtiğimiz yıla oranla yüzde 17 arttırdık. Türkiye’den treyler ihraç ettiğimiz ülke sayısı ise 27 oldu. 2012 yılında Tire fabrikamızda bu işe başlarken yalnızca standart Profi Liner, Mega Liner ve açık kasa Platform araçların üretimini üstlenmişken şu anda 22 farklı modelde treyler üretimi gerçekleştiriyoruz. Almanya’da ve Avrupa’da edindiğimiz tüm tecrübeyi ve yakaladığımız yüksek kalite standardını Türk hizmet anlayışıyla buluşturduk” şeklinde konuştu.
“Toplam 57 bin 206 adet treyler sattık” Krone Grubu’nun dünya genelinde son 10 yıldır satış adetlerini hep arttırdığını vurgulayan Andreas Völker; Krone Grubu’nun, Almanya ve Tire fabrikaları dahil olmak üzere, 2018-2019 mali yılında toplam 57 bin 206 adetlik treyler satışı gerçekleştirdiği bilgisini verdi. Türkiye iç pazarındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerinin altını çizen Völker, şunları söyledi: “Almanya’dan Türkiye’ye yatırım kararı aldığımız ilk günden beri inandığımız ve beklediğimiz iş birliklerini Krone olarak gerçekleştirmeye başladık. Umuyorum ki 2020 yılı Türkiye’de hem lojistik sektörünün yeniden şaha kalktığı hem de markamızın iş birliklerinin katlanarak arttığı bir yıl olur.”

“İç pazarda başarılı olduk” Ömürden Özacar, “Bu kadar zorlu geçen 2019 yılından sonra 2020’ye umutla bakıyoruz. Türk nakliyecisi iç pazarda Krone’yi tercih ediyorsa bunun arka planında çok sıkı ve detaylı bir çalışma vardır. Böylesine daralan bir pazarda yüzde 17 büyümek bizi daha inançla çalışmaya sevk etti” şeklinde konuştu. Türkiye’deki kullanıcılarla özel ilgilenen ve ihtiyaçlarına hızlı şekilde cevap verebilen bir konuma geldiklerini, bu konumda kalıcı olduklarını belirten Özacar, “Türkiye’nin dört bir yanında bulunan satış temsilcisi arkadaşlarımız Türk nakliyecisine 7 gün 24 saat hizmet verme parolasıyla çalışıyor. Kullanıcılarımıza hem özel ilgi hem de özel olanaklar sağlıyoruz. Geniş ürün yelpazemiz ve Tire fabrikamızdaki esnekliklerimizle Türk nakliyecisine özel hizmet göstermeye devam edeceğiz” dedi.
TÜRK DOĞAL TAŞ SEKTÖRÜ KATAR’DAN İHRACAT BAĞLANTILARIYLA DÖNDÜ
Renk ve desen zenginliği ve dünya doğal taş rezervlerinin yüzde 38’i ile dünya liderlerinden olan Türk doğal taş sektörü, Katar’da 2022 yılında yapılacak
Dünya Futbol Şampiyonası için inşa edilecek statlar, oteller ve hava alanlarında Türk mermeri kullanılması için Ege Maden İhracatçıları Birliği’nin, “Doğaltaş Sektöründe Tasarım
Odaklı İhracatın Geliştirilmesi” isimli URGE Projesi kapsamında Katar’a çıkartma yaptı. Katar’ın önümüzdeki yıllarda 150 milyar dolar büyüklüğünde konaklama tesisleri, stadyumlar ve ulaşım terminalleri inşa edeceğini dile getiren
Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, doğal taş sektöründe ihraç pazarlarını çeşitlendirmek amacıyla
Katar’ı hedef pazar olarak gördüklerini kaydetti. Sektörel Ticaret Heyeti’ne katılan 9 firmanın Katarlı ithalatçı firmalarla ikili iş görüşmesi yaptığı bilgisini veren Kaya, “Katar’da ikili iş görüşmeleri yanında büyük ithalatçı firmaları ve önemli projeleri yerinde ziyaret ettik. Katar’ın önümüzdeki 6 yıl boyunca doğal taş talebinin artmasını bekliyoruz. Katar’ın yıllık 200 milyon dolara ulaşan doğal taş ithalatında Çin, İtalya ve İspanya’nın ardından dördüncü sıradayız. Hedefimiz Katar’ın doğal taş tercihinde birinci ülke konumuna yükselmek” dedi. Katar Doğal Taş Sektörel Ticaret Heyeti’nin Katarlı firmalarla gerçekleştirdiği ikili iş görüşmelerine Türkiye’nin Katar Büyükelçisi Fikret Özer ve Doha Ticaret Müşaviri Burak Güreşci de katıldı.

İSVİÇRE BÜYÜKELÇİSİ IAS YÖNETİM KURULU’NU AĞIRLADI
Almanya, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Kore ve İsviçre’deki ofisleriyle dünyanın dört bir yanında hizmet veren IAS, her geçen gün büyümeye devam ediyor. Globalde başarılı operasyonlar gerçekleştiren IAS, üst düzey devlet yöneticilerinin de odağındaki Aralık 2019’da kurulan IAS Switzerland AG ile İsviçre pazarında etkinliğini arttırması ile de dikkatleri üzerine çekti. Gelişmeler sonucunda Bern Büyükelçisi İlhan Saygılı; IAS Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Karabiber, Yönetim Kurulu Üyesi Can Karabiber ve IAS Genel Müdürü Mazhar Tellibeyoğlu ile bir araya geldi. IAS yöneticilerini büyükelçiliğin köşkünde ağırlayan Saygılı, dünyanın farklı bölgelerinde başarılı projelere imza atan IAS’nin Türkiye’de ve globaldeki hızlı büyümesine devam edeceğine inandığını söyledi. Büyükelçi Saygılı ile görüşmelerinden notlar paylaşan Tellibeyoğlu, “IAS, Türk mühendisler tarafından üretilen caniasERP ile globaldeki operasyonlarına hız kesmeden devam ediyor. Büyükelçi Saygılı ile gerçekleştirdiğimiz buluşma, bölgedeki etkinliğimizi arttırmak adına çok önemliydi. Kendisi ile gelecekteki planlarımız hakkında görüştük. Saygılı, Avrupa’da yeni çözüm ortakları bulmak ve daha büyük adımlar atmak adına önemli bir referans” dedi.

OFİSTE MAKSİMUM VERİMLİLİK İÇİN SÜPER 3’LÜ
Dünya projeksiyon lideri Epson, global platformda Ar-Ge’ye günde 1 milyon 500 bin dolarlık yatırım yaparak inovatif teknolojiler geliştirmeye devam ediyor. Epson; projektör, tarayıcı, baskıda maliyetleri minimize eden ve çevre dostu olan yazıcı çözümleriyle öne çıkıyor.
Kompakt Projeksiyon: EB-U42 Epson’un ofis çözümleri odaklı EB-U42 projeksiyon modeli kompakt tasarımıyla her yere yerleştirilebiliyor. Yüksek parlaklık, 15.000: 1 kontrast oranı ve Full HD içeriğin kombinasyonu, fazla aydınlık ortamlarda dahi gözleri yormayan, üstün görüntü kalitesi ve izleme deneyimi sunuyor. EBU42 ile ekonomik modda 10 bin saatlik lamba kullanım ömrü ve hava filtresi bakım aralığıyla, beş yıla kadar bakım gerektirmeden sunum yapmak mümkün. Model, 300 inçe kadar çıkan ekran boyutuyla ve birden fazla cihazdan gelen içeriğin iki ayrı cihaz ekranına gerek kalmadan aynı anda görüntülenebilmesini sağlayan bölünmüş ekran özelliğiyle de dikkat çekiyor. Hızlı Ve Tasarruflu Baskı Yeni WorkForce Pro WF-C579RDTWF; düşük enerji tüketimi, minimize edilmiş toplam sahip olma maliyeti ve hızlı ilk sayfa çıkış süresi ile işletmelerin iş verimliliğini yükseltiyor. Ofis tipi inkjet yazıcı WF-M5799DWF, her işi verimli ve kolay hale getiren otomatik çift taraflı baskı, tarama, faks ve fotokopi işlevleri sunuyor. Yeni model; siyahta 50 bin, renklide 20 bin sayfaya varan yüksek mürekkep verimine sahip.

WorkForce DS-860 İle Dakikada 65 Sayfalık Tarama Dokümanları dijital olarak arşivlemek, Epson Work Force DS-860 tarayıcı ile çok hızlı ve kolay. Kompakt tasarımıyla az yer kaplayan model; dakikada 65 sayfa / 130 görüntüye ulaşan hızıyla 300 dpi’de renkli tarama yapma özelliğine sahip. Epson Document Capture Pro, modeli belge yönetim sisteminize kolaylıkla dahil etmenizi sağlayarak iş akışınızı hızlandırır ve taranan bilgileri yakalayıp dönüştürmenize ve belge doldurma sistemine dağıtmanıza yardımcı olur. Buna ek olarak barkod tanıma ve Bölgesel OCR özellikleri, dosya adlandırma ve klasör oluşturma gibi yüklü belge süreçlerinizi otomatikleştirir.

Profesyoneller İçin İdeal Yönetim
Ofis profesyonellerinin kullanımı için üretilmiş olan WF-C579RDTWF ile kolaylıkla şunlar yapılabilir: • Epson Print Admin ile üretkenliği arttırın ve yazıcı kullanımını yönetin. • Epson Cihaz Yöneticisi ile yazıcı filonuzu kontrol edin, analiz edin ve yönetin. • Document Capture Pro ile gelişmiş tarama işlevselliklerini yönetin. • Özgün iş gereksinimlerini karşılayacak şekilde uyarlanabilen Nuance, PaperCut ve Y Soft gibi partner çözümlerimizden yararlanın.
iyzico ABONELİK YÖNTEMİ İLE SATICILAR İÇİN DÜZENLİ TAHSİLAT KOLAYLAŞIYOR
Ödeme altyapısı ve satış sonrası destek hizmetleri sunan iyzico’nun Abonelik Yöntemi, düzenli tahsilatları kolaylaştırıyor. Abonelik Yöntemi sayesinde satıcılar; düzenli ödemelerini kolayca alıyor ve müşterilerine daha kolay bir ödeme deneyimi sunuyorlar.
Üyelik ve aidat gibi düzenli ödeme alan işletmeler, iyzico teknolojisiyle geliştirilen Abonelik
Yöntemi’ni kullanarak önemli avantajlardan faydalanabiliyorlar. Bu sistemden faydalanmak için ödeme tutarını ve periyodunu belirlemek yeterli oluyor. iyzico Abonelik Yöntemi; yalnızca belirlenen dönemin tutarını karttan çekerek limit yetersizliğini sorun olmaktan çıkartıyor, verilerin güvende olmasını sağlıyor ve ödemelerin tek panelden kolayca kontrol edilmesine olanak tanıyor. iyzico Abonelik Yöntemi’nin tüm bu özellikleri, yeni nesil finans teknolojileri sayesinde ödeme işlemlerinin çok daha hızlı ve güvenli hale geldiğinin de bir göstergesi.
Birçok Sektör Önemli Avantajlar Elde Ediyor E-ticaret dünyasında satıcıların sık karşılaştıkları sorunlardan biri olan satın alma işleminin yarıda bırakılmasında en önemli sebeplerden biri, kredi kartı limit yetersizliği oluyor. Bu duruma bir çözüm olarak sunulmuş olan iyzico Abonelik Sistemi, tutarın tamamına blokaj koymak yerine, yalnızca belirlenen periyoda ait tutarın tahsil edilmesini sağlıyor. Bu sayede ödeme ve satın alma işlemleri çok daha hızlı ve güvenli hale geliyor. iyzico Abonelik Yöntemi, abonelik ve üyelik ücretleri gibi ödemelerin kredi kartı limiti engeline takılmadan yıllık, aylık veya haftalık olarak yapılmasına olanak tanıyor. Bu sistem; özellikle eğitim, hizmet, e-ticaret, SaaS, spor salonu, kulüp, vakıf ve araç-cihaz kiralama gibi sektörler için avantajlı oluyor. Satıcıların ödeme alma periyodunu istediği gibi planlayıp, ödeme alma tarihini istediği gün olarak belirleyebilmesini mümkün kılan sistemde ödemeler, günü geldiğinde otomatik olarak tahsil ediliyor.
Hem Güvenli Hem İşlevsel Bir Çözüm iyzico Abonelik Yöntemi, veri güvenliği anlamında en üst seviye hizmet sunmak isteyen satıcılara hitap ediyor. Kurumsal ve bireysel satıcıların hayatını kolaylaştırmak için geliştirilen sistem; satıcıların, müşterilerinin kart bilgilerini nasıl saklayacağı sorununa da çözüm getiriyor. Müşterilerin iletişim bilgileri ve kart bilgileri gibi veriler, iyzico güvencesinde saklanıyor ve satıcılar için ekstra bir güvenlik sorumluluğu ortadan kalkmış oluyor.
Tek Panelden Kolay Takip İmkanı Başarılı operasyonel sürecin yeni anahtarı iyzico Abonelik Yöntemi, satıcıların başarılı ve başarısız tüm düzenli ödemelerini tek panelden kontrol etmesine olanak tanıyor. iyzico Abonelik Yöntemi, tek entegrasyonla kullanıma hazır hale gelebiliyor.
Deneme Süresi De Sunuluyor Deneme sürecinin pozitif etkiye sahip olduğu gerçeğinden yola çıkılarak, iyzico Abonelik Yöntemi ile ücretsiz deneme üyelikleri de sunuluyor. Bu sayede müşteri memnuniyetini kazanan satıcılar, başarılı satış oranlarını yükseltebiliyorlar. Satıcılar, sınırsız ürün/ hizmet ekleme özelliği sayesinde diledikleri sayıda ürün veya hizmetin ödemesini iyzico Abonelik Yöntemi ile hiçbir ek ücret ödemeden alabiliyor. iyzico Abonelik Yöntemi ile müşterilerine kesintisiz hizmet sunma ve müşteri sadakatini artırma avantajı elde eden satıcılar, ödemelerini iyzico teknolojisi sayesinde alarak da işlerini büyük ölçüde kolaylaştırıyorlar. iyzico Abonelik Yöntemi ile düzenli ödeme alma sürecini hem kendileri hem de müşterileri için çok daha kolay bir hale getiren satıcılar, tüm bu avantajlarla kazançlarını artırabiliyorlar.


