Milliyet lezzet gazetesi sayi 13

Page 1

Lezzet Dostlarının, Lezzet Profesyonellerinin, Gastronomi ve Turizm Sektörlerinin, Milliyet Okurlarının ve tüm Lezzetsever Halkımızın seçimleriyle; Türkiye’nin “LEZZET OSCARLARI” Geliyor Geniş bilgi ve detaylar, aşağıdaki web sitelerindedir.

Y Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

Gourmet Chef Haldun Z. Tüzel

Yönetiminde Halkımızın Hizmetinde...

Levent Metro istasyonu üstü ÇARŞI PAZAR AVM içinde

www.gastrokulturmerkezi.com TAVSİYELER

Tarihin kucağında, lezzetin doruğunda

KASA RESTAURANT Sayfa 2’DE

TÜRK N I N I Ğ I L I Ç K I L BA GURURU

Kalamışta’taki gizli cennet WYNDHAM HOTEL

Sayfa 4’DE

İMREN MARMARA

Ünlü Otel ve Restaurantların Taze Balık & Deniz Mahsulleri Tedarikçisi

İmren Marmara’nın Kurucu ve Yöneticileri Hüseyin Gezici (solda), Yılmaz Gezici (ortada) Hasan Gezici (sağda) Lezzet Profesyonellerine yurt genilinde balık ve deniz mahsulleri tedarikçisi olarak 40 yıldır hizmet veriyorlar.

2015 SEAFOOD EXPO Global Brüksel fuarı öncesinde görüştüğümüz, kuruluşun genç ve dinamik Genel

k ü y ü b n e Dünyanınvrek üreticisi le e v a r u p i ç

Müdürü Hüseyin Gezici gazetemize yaptığı açıklamada; İmren Marmara 40 yıllık geçmişiyle, su ürünle-

rinde önde gelen ulusal bir firmadır. Disiplinli çalışma politakası ile günden güne büyüme gösteren kuruluş;

Gezici ailesi üyelerinin firmanın önemli noktalarında bulunması ile ivme kazanmıştır. Sayfa 3’DE

İstanbul’un en yenisi CALİPSO FİSH Sayfa 8’DE

YZB Yerel Marketçileri ve Tedarikçilerini İstanbul’da buluşturdu

Sayfa 5’TE

. Y.K.Bşk ıç ıl K n a Orh

Tilapia balığı menüleri KONYA ŞEKER’den Sayfa 6’DA

KILIÇ HOLDİNG

Avrupa’nın lider su ürünleri kuruluşu, Bodrum’dan 65 ülkeye balık ihraç ediyor

Sayfa 7’DE

SUNAR

“ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLLÜ” İlk ve tek yağ

markamız

YELKEN RESTAURANT Lezzetseverleri buluşturuyor Sayfa 9’DA

Çikolata’da bir lezzet ustası KEMAL ÖZCAN

Sayfa 10’DA

Sayfa 12’DE

Ekmekte lezzet ve kalite Sayfa 13’TE DOYGUN


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

Lezzet yolu

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Lezzet

The House Hotel Karaköy

name

KASA RESTAURANT

M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com

Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her An Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.

Temiz denizlerimizin, leziz balıkları

D

ünya balıkçılarının, deniz ürünleri işleme ve sunum endüstrisinin, ülkemizden ve dünyadan “deniz ve balık sevdalılarının” en büyük buluşması bu yıl 21 - 23 Nisan tarihleri arasında Belçikanın başkenti Brüksel’de gerçekleşiyor. Gazetemizin yayınlandığı bu gün başlayan “Balık Avlama” yasağı, Türkiyenin balık restaurantlarını etkileyeceğe benzemiyor. Çünkü Türkiye denizlerinde artık çok ciddi yatırımlarla Çipura›dan Levreğe, Trança’dan Mercan’a her türlü balık, İstiridye’den Midye’ye her türlü kabuklu ve Karides’ten Yengeçe her türlü deniz ürünü yetiştirilebiliyor. Hatta Konya’da çok güzel ve uygun fiyatlı TİLAPİA balığı bile üretilmekte. Bu sayımızda iç ve dış balık piyasalarımızın devleri KILIÇ HOLDİNG ve İMREN MARMARA yı lezzetsever okurlarımıza tanıtıyor, İstanbul’un ünlü balık restaurantlarını takdim ediyor, başarılarıyla dünyanın dikkatini çeken 5 yıldızlı otellerimiz ve fıne dining restaurantlarımızın değerli Exec.Chef’lerinin balık & deniz mahsulleri tariflerine’de yer veriyoruz. Milliyet Lezzet Gazetesi olarak Brüksel’de SEAFOOD EXPO GLOBAL fuarında sektörümüzün yanında olacak, bu alandaki ihracaat çalışma ve çabalarını tüm ülkeye duyuracak, onlara yayıncılık çalışmalarımızla destek olup, onurlandıracağız. Gelecek sayımızda da, çok beğeneceğinizi umduğumuz bu sayımız gibi yine

referans bir belgeyi Türkiye’ye armağan edeceğiz. Biz balığa, balıkçılığa ve balığı sevenlere sevdalıyız. Sevdamızı destekleyin, sektörümüze, emekçilerine ve lezzetseverlerimize hizmetimiz büyüyerek sürsün. Bu olaydan 2 gün sonra ise yine Brüksel’de Dünya Gıda Sanayiinin dev organizasyonu “SUPERİOR TASTE AVARD 2015” yani ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLLERİ yarışması yapılacak. Bakalım bu yıl, Türkiye’den hangi Markalı Lezzetler katılacak ve ne ödüller alacak?

Geçen yıl bu yarışmaya tüm dünya’dan 1257 markalı gıda ürünü katılmış ve bazı ülkelerden bazı firmalar 3,2,1 er ALTIN madalya almışlar. Türkiye’den Elite yağ sanayii SUNAR yağları ile, Akuvatur Balıklarıyla, Altıparmak Ballarıyla, Selva Makarnalarıyla ödüllendirilmişler. Yiyecek ve İçeceklerin, Dünyanın en iyi Chef’leri ve Sommelier’ler tarafından 3 gün boyunca test edildiği bu yarışmanın Juri üyeleri arasında ise sadece bir Türk var, Aşçılar Birliği Başkanı ve Radisson Blue İstanbul’un Executive Chef’i Fikret ÖZDEMİR, yarışmada buluşabilme ümidiyle, kendisini kutluyor ve başarılar diliyorum.

TARİHİN KUCAĞINDA İ

stanbul’un yeni Turizm ve Gastronomi merkezi Karaköy’de, Bankalar caddesi başındaki tarihi SÜMERBANK binası ve arkasındaki Cemiyet Han›ın içine, tarihi dokusu bozulmadan yerleştirilmiş The House Hotel Collection’u ziyaret ettik. Grubun tüm otellerinin ve inşaat aşamasındaki yeni projelerinin Genel Müdürü Zafer Canbaz ve Executive Chef Volkan Çengel ile hem sohbet ettik, hem de nefis ve leziz mönülerin tadımını yaptık. Her ikisi de genç yaşlarına rağmen kariyerlerinde ilerleme sağlamış başarılı, bilgili ve çalışkan yöneticiler 1975 doğumlu olan Canbaz; İst Üniversitesi Turizm ve Otel İşlt. Bölm. Mezunu. Cornell Üniversitesinde Satış ve Gelir Yönetimi eğitimi almış, 1997-2006 arasında Four Seasons Hotel İstanbul, Four Seasons Hotel Atlanta, ABD ve Four Seasons Hotel Dublin, İrlanda’da çeşitli görevlerde bulunmuş, 2006-2014 arasında The Marmara Taksim’de çalışmış ve Genel Müdür Yrd. iken ayrılarak yeni görevine başlamış. 1995’de Kuşadası Efes prenses otelinde aşçılığa başlayan, İSO ve hasep eğitimleri alan, otel ve restoranlar da, açık büfe ve banket mutfaklarında çalışan Çengel, kendine güveniyor ve yeterince deneyimli görüyor. “Yemeğin lezzeti ve tabak sunumu benim için çok önemlidir. Çünkü yemek bir sanattır ve mutfak temizliği,

LEZZETİN DORUĞUNDA Katıldığı yarışmalardan çeşitli kategorilerde maM. Vasfi dalyaları bulunan Çengel Pakman evli ve 2 çocuk babası. The House Hotel içindeki Kasa Lokanta&Bar, yeri ve konumu itibariyle Modern Türk Mutfağı Zafer tekniklerinin başarıyla Canbaz uygulandığı güzide bir restoran. Menüsünde taze disiplini ve koordinasyonu ve mevsimsel ürünler kulbaşarıyı getirir” diyor. lanıyor. Ayrıca birçok yöresel Türk ve dünya mutfakları ürünüde konuklarına sunuyor. hakkında araştırmalar yapan, Hatay’dan özel olarak getirilen değişen mutfak kültürlerini zeytinyağı, zahter ve tuzlu yoyakından takip eden, kendi ğurt gibi bir cok yöreden temin lezzetlerimizle dünya mutfakettikler ürünlerden oluşan bir larındaki lezzetleri senkronize menü tatdık. Kasa Lokanta’nın ederek, farklı kombinasyonlar en büyük özelliği Modern Türk eşliğinde sunan ve Moleküler Mutfağını kendine has bir gastronomi alanında da çok özel şekilde temsil etmesi. Menü içeçalışmaları olan Chef, mesleğiy- risinde ağırlıklı olarak sunulan le ilgili artistik çalışmalardan da özel bir zevk aldığını belirtti.

Exec. Chef Volkan Çengel

zeytinyağlı ve meze grubunun birçoğu Halep, Mısır bölgesinin mezelerinden oluşmakta. Ancak Chef’in kendine has portakal sosuyla pişen zeytinyağlı rezenesi muhteşem. Osmanlı’dan esinlenerek yaptığı damla sakızlı levrek farklı bir lezzet. Klasik bir ördek mönüsü yerine, hem yabancıların hem bizlerin hoşlandığı; Modern Türk Mutfağı adı altında ördek külbastıyı kekik sosuyla servis etmeleri çok hoş. Kasa Lokanta, Türk ve Osmanlı mutfaklarından esinlenen menüsünü farklı bir şekilde yorumlayarak “Modern Türk Mutfağı” boyutunda başarıyla sunmakta. Değişik Lezzetlere açık damak sahiplerine özellikle duyurulur. KASA’nın Soğuk Mezeleri arasında MAMZANA, KURU PATLICANLI MİDYE DOLMASI, NANELİ MAYHOŞ FAVA, ZEYTİNYAĞLI REZENE, ZEYTİNYAĞLI & DAMLA SAKIZLI KEREVİZ, HUMUSLU & PASTIRMALI CRUMBLE, ÖRDEKLİ ÇERKEZ, Sıcak Mezeler›de ise farklı içerik ve sunumlarıyla PATLICANLI BÖREK, ÇITIR GİRİT PEYNİRİ,PIRASA KÖFTESİ, KALAMAR TAVA, ARNAVUT CİĞERİ, IZGARA AHTAPOT, IZGARA JUMBO KARİDES dikkat çekiyor. Salata ve Ana Yemekleri, Makarna ve Burgerleri denemeğe değer.

EDT EXPO Lezzet Markalarını,

Lezzet Profesyonelleriyle buluşturdu TLH / Türkiye Lezzet Hareketi ile birlikte EDT EXPO’da yer alan gazetemiz yazarları, gastronomi ve temizlik sektör profesyonelleriyle biraraya geldiler.

u Konya Şeker’den Mehmet Tabanca, Gazetemizden M. Vasfi Pakman ve Ali A.Yeliner, Tümpasder Bşk.Emin Aydemir, Cleaner Magazine’den Hakkı Korkmaz, Lokantacılar Odası ve Franchise Derneği’nden Alpay Erüs koordinatörü Alpay Erüs.

u Ünlü pastry chef Mehmet Ünal, Ülker ürünlerinin Avrupadaki eğitimlerine başlıyor.

u Türk Mutfağının duayen chef’leri Yayın Yönetmenimizle Ülker Standında buluştular.

u Profesyonel Gastronomi Eğitiminde lider: OKAN Üniversitesi bölüm bşk.Prof.Dr.İlkay Gök, Barista eğitmeni Cemal Şişman Öğrencileriyle yaptıkları aktivitelerle dikkat çektiler.

u TORKU Lezzet dünyasının ürünleriyle damakları fethetti.

u Fuarın ve Yarışmaların Ana Sponsoru SE PLUS Servis Ekipmanları kuruluşu Bşk. Ahmet Taner Murat,yerli ve yabancı ünlü markaların ürünlerini sergilediği muhteşem standında, yurt içinden ve dışından gelen dost ve müşterilerini ağırladı.


ri e l n ü r ü u i S r e d i l a s a iy p ç i n ü n ü r

Lezzet markaları

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

İMREN MARMARA BASINDA GÜVEN

sektö

Hazım Gökçeoğlu Satış ve Pazarlama Direktörü

et z z e l a r a m İmren Maronellerinin profesy tinde hizme

Ü

2

015 SEAFOOD EXPO Global Brüksel fuarı öncesinde görüştüğümüz, kuruluşun genç ve dinamik Genel Müdürü Hüseyin Gezici gazetemize yaptığı açıklamada; İmren Marmara 40 yıllık geçmişiyle, su ürünlerinde önde gelen ulusal bir firmadır. Disiplinli çalışma politakası ile günden güne büyüme gösteren kuruluş; Gezici ailesi üyelerinin firmanın önemli noktalarında bulunması ile ivme kazanmıştır. İmren Marmara su ürünleri tedarikçiliğinde saglam adımlarla ilerlemekte, taze ürünleriyle yurt içinde ünlü hotel ve restaurantların ilk tercihi olmaktadır. Firma 2004 yılında taşınmış olduğu yeni İstanbul tesisi ile daha rahat ve hijenik bir platformda müşterilerine hizmet vermeye devam etmektedir. 2010 yılında Antalya şubesi tesisinde de değişiklik yaparak 3,000m2 kapalı alanda Hüseyin Gezici Akdeniz bölgeİmren Marmara sinde hizmet Genel Müdürü vermeye devam etmekte, müşterilerine en düzgün hizmet agını saglamaktadır. İmren Marmara yeni yatırımını 2011’de İstanbulda yaparak “Fume (Smoke Fish)” tesisini kurmuştur. İthalatını gerçekleştirdiği “Norveç Somon Balık Fumesi” bu tesiste üretilmektedir. Firma 2012 yılında ise Bodrum bölgesinde 3. Platformunu oluşturarak, Çanakkale bölgesinde Cansu firmasını bünyesine dahil edip “Marine Hamsi” ihracatına başlamıştır. İmren Marmara özellikle, tatil köyleri, 5 yıldızlı oteller, grup restaurantlar, önemli davet ve aktiviteler, okullar, askeriye,polis merkezleri, hastaneler, catering firmaları ve su ürünlerinin kullanıldığı her mekan veya aktivitede en iyi

İmren Marmara Yönetim Kurulu üyeleri Yılmaz Gezici, Hasan Gezici ve Murat Acar uzun yıllara dayanan deneyimleriyle, sektöre yön veriyorlar.

hizmet ve ürün portföyü ile beklentilere cevap veren bir firma olduğunu göstermekte. “Firmamız toplamda İstanbulda 25 araç, Antalya’da 15 araç, Bodrum ve Ege Bölgesinde 10 araçlık hizmet ağı ile doğru zamanda, doğru hijyen şartları ile hizmetine devam etmektedir. Bu durumlar iç piyasanın su ürünleri sektöründe profesyonel çözümler sağlamıştır” diyen Gezici sözlerine devamla: “İthal ettiğimiz ürünlerin başında haftada 150 ton ile Somon Balığı gelmektir. Ülkemizde oldukça ilgi gören Norveç menşeili bu balık İmren Marmara firması tarafından bütün sofralarda yer almaktır. Gerek işlenmiş balık, gerekse tütsülenmiş balık olarak her şekilde

1.sınıf bu ürünü ülkemizde tanıtmış ve yaymış bulunmaktayız. Bundan sonrada İthal edeceğimiz farklı su ürünlerini ülkemize kazandırıp bu dorultuda en iyi hizmeti vermeyi hedefliyoruz” dedi. İmren Marmara’nın mali verileri konusunda ise, bu süreç boyunca 20042007 yıllarındaki cirodaki büyüme oranı %7, 2008-2010 yıllarındaki büyüme oranı %11,5, 2011-2013 yılları içerisinde cirodaki büyüme oranı %32,4 olarak görülmüş olup, buda İmren Marmara’nın ülkemiz su ürünleri piyasasındaki en büyük firmalarından biri olduğunun göstergesidir. Firma yeni tesisler,gelişen ürün gamına bağlı olarak ithalatları ile hedef alınan 150 milyon TL ciroya ulaşmıştır.

lkemizde deniz mahsüllerine olan ilginin her geçen gün artmasıyla birlikte, değerli şeflerimizin de tavsiyelerini referans alarak, İmren Marmara bünyesinde sürekli yenilikçi ve farklı lezzetlerin öncülüğünü yapıyoruz. Son yıllarda Turizm ve Yeme - İçme sektöründe çok ciddi yatırımlar gerçekleştirilmekte. Böylesi ciddi yatırımlarda, mekanların popülerliğini koruyabilmesi: Daima yenilikçi, sürekli rekabetçi ve kendine güvenmekten geçer. Günümüzde deniz mahsülleri o kadar profesyonel bir satın alma kanalından geçmekte ki, satın alınan her balığın aynı gramajda olması, işlenerek fleto hale gelmesi, istenilen gramaja göre porsiyonlanması ve bu talepler doğrultusunda paketlenerek, soğutuculu araçlarla noktalara teslimatını gerektirmektedir. İmren Marmara’da, bu aşamaların tamamı profesyonel su ürünleri elemanlarımız ve gıda mühendislerimiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Tesislerimizde yapılan bu işlemler, şeflerimizin zaman açısından işlerini kolaylaştırmakta, bazı noktalarda mutfak alanlarının balık işlemeye elverişsiz olması gibi sıkıntılaı da çözmektedir Oteller, tatil köyleri, restaurant zincirleri ve catering firmaları v.b. oluşan müşteri portföyümüzde Türkiye genelinde oldukça fazla noktaya hizmet vermekle birlikte, Füme üretim tesisimizde ağırlıklı olarak somon füme, somon gravlaks, alabalık ve uskumru füme üretimini de sağlamaktayız. füme konusunda ciddi yatırımlarımızla birlikte yeni denemeler ve yeni lezzetlerle çığır açmaya hazırlanıyoruz. Tedariğini gerçekleştirdiğimiz birçok yerli deniz mahsülleri olduğu gibi, Canlı Canada Istakozu, Alaska Kral Yengeç v.b. gibi bir çok ürünün de ithalatını yaparak yine profesyonel kullanıcılarla buluşturmaktayız.

Türkiye’nin ünlü Executive Chef’lerinden

“Nefis Balık Mönüleri” Exec. Chef Fikret ÖZDEMİR Radisson Blue - İSTANBUL

u Uzun yıllar Avrupa’da yaşayan ve 5 yıldızlı otellerde çalışan Özdemir’den CATAPLANA DENİZ ÜRÜNLERİ yemeği: Malzemeler: ■ 4 adet Halka Kalamar ■ 4 adet Kum Midyesi ■ 3 adet Ortaboy Karides ■ 8 adet cim cim Karides ■ 100 gr Levrek Balık ■ 50 gr Havuç ■ 50 gr Patates ■ 50 gr Kabak ■ 10 gr Sap Kereviz ■ 5 gr Taze Kişniş ■ 10 ml Zeytinyağı ■ 150 ml gr Istakozlu Balık Sosu ■ 5 gr Tuz ■ 2 gr Tane karabiber Hazırlanışı: Karidesleri ayıklayıp kafasız bir şekilde dizin. Sebzeleri (kabak, havuç, patates) turne doğrayın. Bütün ürünleri bir seromoni de bakır tasa dizip üzerine kapağını kapatmadan önce tuz biber ve Istakozlu balık sosunuda ekledikten sonra kısık ateşte ağzını açmadan 10 dakika pişirip servis edelim.

p ÖZKAYA Exec. Chef Rece - İSTANBUL l İntercontinenta

ALPARSLAN Exec.Chef Tevfik - İSTANBUL t TOPAZ Restauran

şlak Mesleğine ba na yurt u 1979’da Aşçılı lış u 1994’den bu ya nı otelde ça an ay ır ld yı 20 bir çok , ve yan eği: içinde ve dışında İL BALIĞI yem D te ş’ Şi n aurantda st y’ Öza FİNE DİNİNG Re , taze iç bakla ve ichelin M Enginar püresi n, ta görev yapa an lış safran sosu ça starlı şeflerle RA Malzemeler: Alparslan’dan IZGA i: ı fileto eğ m ye ■ Dil balığ ĞI LI BA FENER et ad 1 800 gr ■ Kuşkon ■ : er el m Malze ■ Kıret ad ı 12 lıg maz 900 gr fener ba anmızı biber 1 adet (kafa kısmı ayıtl prağı n tu ■ Defne ya mış ■ 1 adet bu 1 enginar ■ 1 adet şa pa 12 adet ■ Limon taze bayram ğı ya lime kabugu in yt adet ■ Ze kabugu ■ 1 adet al ak rt po on çiçegi iç inyagı ■ 1 bag lim r yağ 6 gr ■ Taze ■ 40 gr zeyt z bibe bakla 120 gr dar tuz ve beya ■ Yeteri ka rı la nmış fener lık la ık ba il ay ı D ı: sm Yapılış ı : Kafa kı lış pı Ya ve r buğu, limon yağ, tuz, karabibe . Dil balığı, kuşkonönce portakal ka ytinyagı ile ı lığ ba ilir ed çegi ve ze limon ile marine şişlere kabuğu, limon çi da r, defne yaprağı be bi ı ız vamında ızgara rm de kı , ve az u r m bakla tuzl arine edili İç m . er ilir çl şir rin pi pi h da ra ya si yerde takılır ve ızga zeytin pişirilir. Ayrı bir kadar ılarak pişirilir ve a yaklaşık 1 saat in nd yt suda 5 dk kaynat yu Ze su : r si na re gi pü r en na gi r. . En is haline getirili e yağı ile sote edilir haşlanır ve serv ginarlar tencered en ve n ğa so ru yağı, ku lir. Tuz, ve edilir ve çektiri rden pişirilir. Krema ila se ik m ve on ilave dilir karabiber ve lim rımsak sa ve n s: Kuru soğa so an fr Sa . lir ki çe kaynayu ilave edilir ve sotelenir. Balık su z ve karabiber ilave n tu tılır. Krema, safra ürülür. ynayan sos süzd Ka . ılır at edilir kayn

Exec.Chef Rıza

MİDPOİNT Resta

BELENKAYA

urants - İSTANB UL

u 26 yıllık mes lek hayatının ya rısını Midpoint işletm eler len tüm işletmel inde geçiren ve haerin Mutfak, üret im ve Ar-Ge koordina törü olarak çalış an Belenkaya’dan Fe sleğ LAGOS Balığı ye en soslu IZGARA meği: Malzemeler: ■ Lagos 20 0 gr ■ Kuşkonm az 80 gr ■ Sote Pata tes 100 gr ■ Fesleğen Sos 60 gr ■ Parmesan 20 gr ■ mon ½ ■ Rezene Likökü ¼ ■ Sarımsak 1/ 4 Yapılışı: Fesleğe n ve tüm malzeme bl andırdan geçirilip püre haline getirilir. La go lığı fileto yapılıp zeytinyağı, tuz, ka s barabiber, rezene, sarımsak ve limon kabuğu rendesi ile harmanlanıp 1-2 saat marine edilir. Çok yüksek ısıda olm amak kaydı ile ız garada kurutmadan içi ne mli kalacak şekild e pişirilir. Altına ha şlanıp susam yağı ile sotelenmiş kuşkonm az ko fesleğen püresi ve nup, balığın üzerine pa garnitür olarak ha rmesan, yanında ise şlanıp sotelenmiş patates ve kızarm ış rezene ile servis edilir. (Levrek, minekop veya çupra filetosu ile de yapılabilir.)

Tolga ATALAY tolgaatalay@lezzetgazetesi.com

Deniz restaurantı mı balık restaurantı mı?

D

eğerli arkadaşlar bugün deniz ile ilgili balık harici hakkında konuşalım. Ülkemiz aslında teknik anlamda bir yarım ada olmasına rağmen bizler çok kısıtlı bir deniz mahsülü tüketimine sahibiz. Ege de tüketilen 10-12 çeşit balık, kalamar, karides, ahtapot ve midye. Akdeniz aynı şekilde, Karadeniz 5-6 çeşit balık ve kalamar ve midye kültürü yok. Yunanistan sahillerine geçtiğimizde yani Çeşmeye 20 kilometre mesafede olay değişiyor, sofraya deniz kestaneleri, jilet midyeler, pavuryalar, istridyeler çıkmaya başlıyor. Batıya ilerledikçe tepsi zenginleşiyor, Fransa sahilleri, Portekiz ve İspanya’da deniz mahsülü tepsileri şov yapıyor. Artık 2015 yılındayız ve kargo sistemi ayrı bir süreci yaşıyor. Artık terliklerimizi bile cep telefonumuzdan sipariş edip ertesi gün kapımızdan alıyoruz. Ürün tedariği ve ulaşımı kolaylaştığı bir çağdayız. Dünya’nın en iyi deniz mahsülü yenen bazı şehirleri örnek Londra, Paris, Münich deniz kenarında bile değiller. Bence artık ülkemizde de önce meze sonra levrek mi çipuramı yı aşmamız lazım. Buna engel olan lojistik yani kargo artık çözülmüş durum da . artık geriye bir tek karides ve türevi ürünlerin ithalatına lüks vergilendirme olayının bir daha gözden geçirilmesi kalıyor. Bugün ıstakoz, karides, istridye gibi ürünlerin ithalatı yüksek vergiye tabi. Bana göre böyle olmamalı. Eğer ülkemiz Dubai, Fransa, Endonezya veya Peru gibi (dikkat edin 4 ayrı kıtadan 4 ayrı refah seviyesinde turizm ülkesi örneği verdim) ülkelerde turistlere açık büfelerde doyasıya deniz mahsülleri sunuluyor ise biz lahana ve yoğurt odaklı açık büfeler ile rekabet edemeyiz. Elmas’ın vergisi yok ken karidesin olması da enteresan. Neyse konu vergi değil deniz mahsülleri. Artık 2016 yılı itibari ile ülkemizde daha fazla deniz mahsülü ve kabuklu ağırlıklı mekanlar olacak. Kaliteli ve lüks balık restaurantları bu yönde çalışmalara başlıyacaklar hatta sadece deniz böcekleri üzerine mekanlar olacak. Şu anda Rumeli Hisarında böyle bir proje inşaatte tahminen yaza kadar açılmış olur. Diğer taraftan Zıpkın balık buz üstü deniz mahsullerine Eylül itibari ile girmeyi planlıyor. Bodrum’dada Büyükhanlı böyle bir proje için araştırma aşamasında . buzlu denz tepsisi üzerinde neler olmalıya gelince: orta boy karidesler haşlanmış ister kabuklu ister soyulmuş, pavurya bacakları yine haşlanmış, kum midyesi ve istridye çiğ ve canlı, ıstakoz haşlanmış, taraklı midye çiğ, isteğe göre haşlanmış ahtapot ilave edilebilinir. Bu buz üzeri deniz mahsülleri tepsilerinin en keyif veren detaylarından biri ise soslar, istiridye ile vinegret sos, karidesler ile Avrupa da kalipso sos, Amerika da ise marinara sos favoriler arasında. Eğer bir mekanda hava atmak istiyorsanız mahsüllerin orijinleri şöyle olmalı: ıstakoz Boston maine kasabasından olmalı (kanada değil) yani soğuk taşlık su ıstakozu olmalı daha adeleli ve aromalı. İstiridye ise normandiya denizi yani İngiltere ile Fransa arasındaki yine taşlık soğuk su denizinden olmalı daha oval ve iri olur bu istridyelerin etleri de bol olur. Karides denince en iyisi göreceli bir kavram, Mersin bölgemizin güzel karidesleri mevcut diğer taraftan Madagascar karidesleri de şu anda dünyanın konuştuğu karidesler çizgili kaplan karidesler. Aslında buz üstü deniz mahsulü tepsisine bir de kaliteli havyar koyabiliriz. Havyar 3 kategoridir: oscietra, sevruga ve beluga, ne kadar italya ve belli ülkeler çiftlik kurarak mersin balıklarından havyar elde etmeye çalışmış olsalarda orijinali hazar denizidir. Bu yüzden İran ve Rus havyarı konuşulur çünkü iki ülkeninde bu denize bakan sahilleri vardır. İran bir tık üstündür, nasıl diyeceksiniz aynı balık aynı deniz, şöyle İran sahillerinin taş ve yosun dokusu daha yağlı ve aromalı bir yumurta vermesini sağlar balıkların. En iyi İran havyarı ise Beluga havyarıdır. Beluga daha iri taneli dışı ballı gibi ve koyu gri kahvemtrak enteresan bir renge sahiptir yani net siyah ufak taneli bir havyar değildir. Beluganın kilo fiyatı 1000 euroları geçer, hacmine göre en pahalı deniz mahsulüdür. Her yıl İran havayollarının bir uçağı Zurich havalimanına o yılın haşatını taşır ve oradan dünyaya yayılır, azdır ve değerlidir. Pavuryagillere gelince alaska king crab yani kral yengeç bacakları yaklaşık 80 cm’e ulaşan ve bol etli veya snow crab yani kar yengeçi bacakları yine bol etli dev yengeçler grubudur bu yengeçler buz üstü tepsilerde gözede hitap ederler ve açık soğuk okyanus yengeçleridir. Akdeniz yengeçleri daha ufak ve sıcak su yengeçleri olup etleri daha yoğun aromalı fakat daha azdır. Kabuklularda deniz soğudukça et yoğunlaşır ve adelelenir deniz ısındıkça et hafifleşir ve köpüksü kıvam alır, bu yüzden Vietnam, Tayland, Güney Afrika ve Yunan adalarının kabuklu etleri daha köpüksü ve daha hafiftir, soğuk olanlar daha makbuldür. Gelecek sezon İstanbul’da bu lezzetleri bulacağımız mekan sayısı çoğalacak, şimdiden afiyetler olsun.


Project1

12/27/13

10:33 AM

Lezzet rehberi

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Lezzet aşkına Başyazı

Özlem MEKİK

ozlemmekik@lezzetgazetesi.com

H

Turizmin mutfağı

er işin, her sektörün mutfağıdır başarının sırrı. Burada mutfağı mecazi anlamı ile kullanıyorum. Arka planda yapılan planlar hazırlıklar neticesinde çıkar ortaya sonuç. Bu yazımda turizmin mutfağından, dünyada turizmin öneminden, ülkemizde turizm adına atılan adımlardan ve gelişmelerden söz etmek istedim. Turizm, tüm dünya ülkeleri açısından, en önemli sektörlerden biri şüphesiz. Ve elbette önemli de bir gelir kaynağı. Doğal güzelliklere sahip olan ülkeler, turizm sirkülasyonu anlamında, daha büyük fazla avantaja sahip. Türkiye’de bu avantaja sahip ülkelerden biri. Ülkemiz, her yıl milyonlarca turiste ev sahipliği yapmakta ve bu turistler ülkemizin güzelliğine hayran kalarak, Türkiye’yi seyahat listelerinin üst sıralarında konumlandırmaktalar. Dünyada turizme bakıldığında, turizm barometresi 2014 yılında bir önceki yıla göre, %4.7 artış göstermiş, 2015 yılında bu oranın %3 ila %4 arasında büyümesi öngörülmektedir. Rakamsal değerlerde gösteriyor ki; turizm sektörü her geçen büyümekte olan bir sektördür. Son yıllarda, turizm şaşırtıcı güçlü ve esnek bir ekonomik faaliyettir ve ciddi maddesel katkılarının yanı sıra, milyonlarca kişi için istihdam olanağı yaratarak, ekonomik toparlanma için temel bir katkı olduğu kanıtlanmıştır. Avrupa, dünyadaki insan nüfusunun yarısına yakın kısmının ziyaret ettiği bir lokasyon olarak, en çok ziyaret edilen kıta ünvanına sahiptir. Asya, Amerika ve Ortadoğu Avrupa’yı takip eden seyahat lokasyonları. Turizmin mutfağına gelirsek, turizm birebir hizmet verilen bir sektör. Dolayısıyla, hizmet alan ve hizmeti sağlayan arasındaki ilişki son derece önemli. Tabii burada hizmet verenin memnuniyeti, çalışma koşullarının iyi olması da oldukça önemli bir etken. Hizmet verenin doygunluğu ve mutluluğu, direk olarak verdiği hizmete yansımaktadır. Bu yüzden, güler yüzün olmazsa olmaz olduğu sektörde, bu hususta şüphesiz yöneticilere de büyük bir görev düşüyor. İşte bu bağlamda, turizm sektöründe başarılı bir işletmenin, mutlu çalışanlar ve mutlu müşterilerin sırrını ve turizm konusundaki gelişmeleri, Wyndham Hotel Kalamış Marina Genel Müdür vekili Mustafa Alparslan ile gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşimi de okuyabilirsiniz. Turizm ve Türk turizminden söz açılmışken, ülkemizde gerçekleştirilen, yurtiçi ve yurtdışından birçok turistin ilgili ile takip ettiği ve katılım sağladığı “Alaçatı Ot Festivali” etkinliğinden söz etmek isterim. Bu yıl altıncısı düzenlenen, benim de jüri üyesi olarak katıldığım festivalde, “ebegümeci” teması işlendi. Festivalin diğer değerli jüri üyeleri Hakkı Akbaykal, Nedim Atilla, Rahmi Yılmaz, Sürreya Üzmez, Şamil Akşit, Tülin Onarer, Vedat Başaran, idi. Festival, pek çok renkli ve bir o kadar keyifli etkinliğe sahne olurken, festival kapsamında “En Güzel Otlu Yemeği Kim Yapmış” ve “En Fazla Ot Çeşidini Kim Toplayacak” isimli iki heyecanlı yarışmada düzenlendi. Yerli ve yabancı basının büyük ilgi gösterdiği festival, katılımcı sayısı ile de dikkat çekti. Katılmaktan son derece keyif ve mutluluk duyduğum Alaçatı Ot Festivali’nin en etkileyici etkinlikleri arasında, sevgili Süleyman Dilsiz tarafından gerçekleştirilen “Çocuklarla Balık Şenliği” temalı ve Balık ve Rakı adlı workshoplar etkinliğe damga vurdu. 2010 yılından bu yana düzenlenen bu turizm şöleni geride renkli kareler ve mutlu yüzler bıraktı. Lezzetiniz eksik olmasın.

Şehrin ortasındaki gizli cennet

WYNDHAM HOTEL A N I R A M Ş I M KALA

Mustafa Alparslan

M

ustafa Bey, Wyndham Oteller Grubu, dünyaca kalitesi defalarca aldığı ödüller ile de kanıtlanmış ve turizm sektörünün önde gelen kuruluşlarından biri. Grup hakkında genel olarak bilgi alarak başlamak isterim. Bize biraz Wyndham gruptan bahseder misiniz? Wyndham Otel Grubu dünyaca ünlü markaları ile global bir aktör olarak ağırlama ürün ve hizmetlerini geniş bir yelpazede sunmaktadır. Tüm iştiraklerini Wyndham Worldwide çatısı altında 2006 yılı itibarıyla toplamıştır. Wyndham tüm markaları ile 66 ülke 6 kıtada yaklaşık 7.650 otel ve 700.000 otel odası ile hizmet vermekte ve yaklaşık 35.000 kişiye istihdam sağlamaktadır.

“MUTLU PERSONEL MUTLU MİSAFİR YARATIR” uWyndham Hotel Kalamış Marina Anadolu Yakası’na yeni bir soluk getirdi. Hizmet anlayışınızın temelinde yatan en önemli unsur nedir diye sorsam? Konuklarımız ile empati kurarak, fark yaratacak detayların tespit edilmesi, sürekli gelişim faaliyet planı oluşturulması ve bunların eğitimlerle pekiştirilerek hizmet kalitesinin etkili ve verimli olarak yansıtılması diyebilirim. Mutlu personel mutlu misafiri yaratır anlayışımızla da iç misafir olarak gördüğümüz otel çalışanlarını gerçekten birer aile bireyi gibi benimseyip el birliğiyle en mükemmeli sunmaya çalışıyoruz. uPeki sizin Wyndham Oteller grubu ile yollarınız nasıl kesişti? Turizm geçmişinizden ve kendinizden biraz bahseder misiniz? Otuz yıldan fazla bir süre mensubu olmaktan büyük onur duyduğum Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaptıktan sonra Albay rütbesiyle emekli oldum. Emekli olduktan sonra halen görev yaptığım otelde, önce sekiz ay boyunca Güvenlik Müdürü olarak görevde kaldıktan sonra üst yönetimimizin uygun görmesiyle Operasyondan Sorumlu Genel Müdür yardımcısı olarak terfi ettirildim. Daha sonra bir yıla yakın bir süre bu pozisyonda kaldım ve 2013 Aralık ayı itibarıyla yönetim kurulumuzun unutamayacağım destekleri ve uygun görmesiyle Genel Müdür Vekili olarak atandım ve şu ana kadar da bu görevi sürdürmekteyim. uMustafa Alparslan’ın yönetici başarısının sırrı nedir? Ekip motivasyonu için neler yapıyorsunuz?

Çok kısa özetlemek gerekirse; eğitime ve sürekli gelişime inanan biri olarak, aldığım her görevi bir yaşam biçimi olarak içselleştirerek amatör ruhun hırsını, başarma azmini profesyonellikle yoğurarak ve asla vazgeçmeyip çok çalışarak iş hayatımı şekillendirmek diyebilirim. Benim ekibime verdiğim en önemli mesaj, benim ekibin bir ferdi olduğumu samimi olarak gösterebilmektir. Personelimize; olumlu ilişkilerini misafirlere ve

HACCP” gıda güvenliği sertifikası almaya hak kazandı. Ödül gurur ile birlikte neler hissettirdi? Çağımızın yanıt aradığı “Yaşam süresini nasıl daha sağlıklı ve daha kaliteli ve olarak uzatabiliriz?” sorusuna cevap olarak ortaya konan uluslararası standartlar, aslında herkesin doğal olarak hak ettiği uygulamaları içermektedir. Bizler, misafirlerimizin uluslararası standartlara uygun, kaliteli, güvenilir ve sağlık açısından faydalı ürün ve

arkadaşlarına yansıttığında bundan herkesin mutlu olacağı, paylaşılan mutlulukların artacağı, paylaşılan üzüntülerin ise azalacağı bilinci verilmiştir. uWyndham açılışından itibaren 2013 yılında aldığı “World Travel Awards” dahil olmak üzere birçok ödüle layık bulundu. Bu ödüllerin alınmasındaki en önemli etken ne idi? Geçtiğimiz yıldan elde edilen tecrübeler ve alınan dersler ışığında, otelimizden memnun ayrılan her misafirin en önemli “tanıtım elemanı” olduğu kabulünden yola çıkarak misafir memnuniyetini her geçen gün artırıcı önlemler üzerinde çalışmalar yapmakta, yeni projeler hayata geçirmekte ve böylece ülkemize ve otelimize gelen misafirleri bir “Wyndham Kalamış” dostu olarak otelimizden uğurlamaktayız. Farkındalık yaratmada etkili olan anlayışımızın, başarımızın bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. uOteliniz, geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki Wyndham Hotel Group otelleri arasında, uluslararası gıda güvenliği sertifikasını alan ilk oteli oldu. Dünyanın saygın denetim kuruluşlarından EBS Global Certification tarafından “ISO 22000/

hizmet almalarını güvence altına alarak, alım sürecinden sunum aşamasına kadar kontrol altında tutulduğunu doğrulamış olduk. Asıl olan, bundan sonraki süreçte kalitemizi artırarak daha üst basamaklara çıkıp çıtayı yükseltmektir, bunun sorumluluğunu da duyduğumuz gururun yanında güçlü olarak hissediyoruz. MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ İÇİN “HIP KONSEPT” uOtelinizi diğer Anadolu Yakası otellerinden ayıran en büyük özellik nedir? Bence iki çok ayırt edici unsur var. Bunlardan birincisi çok uzun yıllar yerine konabilecek alternatifi olabileceğini düşünmediğim lokasyon eşsizliği, diğeri ise kendini gerçekten bu otele ait hisseden, kendini Wyndham Kalamış Aile bireyi olarak gören bundan gurur duyan ve mutlu olarak işine gelen yüksek iş disiplinine sahip Genç ve Dinamik kadrosunun servis ve hizmet anlayışıdır. Otelimiz, Hip konsept (High Individual Service/Place) diye adlandırılan “kendine has bicimlendirilmiş özel mekanları ile sunulan kişisel servisi” hedefleyen yapısı ile iş dünyasının lüks ve özel servisi makul fiyatlar ile tecrübe etmesini hedefleyen bir şehir otelidir.

GERÇEK BİR “RESORT” OTELİZ uSanırım, otel ile ilgili en güzel özelliklerden birisi de şehrin ortasında ama şehirden uzak gibi konaklıyor olabilmek olsa gerek. Şehrin bunaltıcı ortamından kurtulmak isteyenlere otelinizdeki mevcut bölümlerden neleri tavsiye edersiniz? Ben bu konuda, pek çok misafirimizin bizi nitelerken kullandığı “urban resort” tanımına vurgu yapmak istiyorum. Otelin bahçesinde yeşillikler içerisinde

memnuniyeti için otelinize özel bir uygulama var mı? Odalarımız ve tüm iç mekanlarımız dünyaca ünlü İç Mimar Eren Yorulmazer tarafından dizayn edilmiştir. Gözleri yormayan renkler kullanılmasına özen gösterilmiştir. Misafir memnuniyeti programımız ile, her türlü kişisel bilgiyi PMS sistemimize kayıt edip misafirlerimizi tanımlamaya, alışkanlıklarını öğrenmeye çalışarak, onlara ev ortamı yaratmayı hedeflemekteyiz. Misafir

sakin, trafik sesinden uzak, huzur içerisinde zaman geçirebilir, muhteşem Kalamış manzarası eşliğinde otelimizin terasında içkinizi yudumlayabilir, size denizin üzerinde yüzüyormuş hissi verecek olan “sonsuzluk havuzunda” harika bir dinginlik yaşayabilir ve Blue Harmony SPA’da uzak doğu masajı sonrası, Egenin iki yakasından lezzetleri Ouzo Roof Restaurant’ımızda denize karşı bir akşam yemeği ile günü sonlandırabilirsiniz. uOdalarınızda en çok dikkat ettiğim çok huzur verici bir enerjiye sahip olması oldu. Müşterilerinizin

henüz giriş yapmadan, odası hem HK müdürümüz, hem de misafir hizmetleri departmanı tarafından kontrol edilir. Gerekli hazırlıklar yapılır. Misafir konaklamaya başladıktan sonra uygun zamanlarda aranarak memnuniyet durumu kontrol edilir. uAlerjik rahatsızlığı olan kişiler için anti-alerjik ve engelli kişiler için de özel odalarınız bulunuyor. Eminim bu pek çok müşteri tarafından memnuniyetle karşılanıyordur. Sizce de bu özelliğin artık tüm otellerde olması gerekiyor mu? Modern yaşamın, şehir

ortamlarının alerjik hastalıkları tetiklediği bilimin paylaştığı bir tespit. Otel konseptimiz içerisinde farklı ihtiyaçlar için özel dizayn edilmiş odalarımız mevcut. Tüm odalarımız, düzenli olarak ozonlama yöntemi ile dezenfekte edilmektedir. Sağlık ve hijyen standartlarına uyum çağımızın olmazsa olmazı olarak kabul edilmektedir, bu bağlamda elbette tüm sektörün kişiye özel ihtiyaçları göz önünde bulunduracakları koşulları hayata geçirmeleri kaçınılmazdır. uOtel içindeki outletler de oldukça keyifli. Ben özellikler Ouzo Restaurant’ın ambiyasından ve ödüllü şef Mehmet Yalçınkaya’nın lezzetlerinden çok etkilendim. Bizi biraz tüm outletler ve lezzetleriniz konusunda aydınlatır mısınız? Otelimizin mutfağı, en güvendiğimiz ve gurur duyduğumuz departmanlarımızdandır. Mehmet Yalçınkaya gibi kendini kanıtlamış bir ismin yönetiminde, birbirinden değerli ve konularında isim olan arkadaşlarımız, bizim konseptimize uygun, kendine has bir sunum ve lezzet sunmaktadır. Otelimizin a la carte mutfağı olan ve aynı zamanda deniz ürünleri özellikli sunumlar yaptığımız Ouzo’nun menüsünde; hergün taze gelen balık çeşitleri, çok özel hazırlanmış soğuk mezeler ve yerinden temin edilmiş özel ot çeşitleriyle gerçekten fark yaratan bir ürün yelpazesi bulunmaktadır. Ayrıca Kosher mutfağı konusunda geniş deneyime sahip olduk, özel menü çalışmalarımızı oluşturduk ve büyük beğeni aldık. uTürk turizmine bakış açınızı öğrenmek isterim. Sizce Türkiye son yıllarda turizm konusunda nerede? Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kısa bir süre önce yapılan açıklamaya göre; 2014 yılında ülkemizi ziyaret eden yabancı turist sayısı bir önceki yıla oranla yüzde 5.5 artış göstermiştir. İlk bakışta bu verilerin, tatmin edici boyutta olduğu tespiti yapılabilirse de, biz konaklama sektörünün, bu pazardan aldığı payın verileri aynı tespiti ve memnuniyeti maalesef yaratmıyor. 2014 verilerine göre Türkiye’deki konaklama işletmelerinin geliri turist gelişindeki artış oranını yakalayamamış hatta zayıf olarak nitelendirilen 2013 yılı geliri dahi yakalanamamıştır. Sektör; yatırım bölgesi, alt yapısı, personeli, bina danışmanlığı vb tüm yönleriyle ele alınabileceği ve bir koordinasyona ve yönlendirmeye ihtiyaç duymaktadır diye değerlendiriyorum.


Lezzet rehberi

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

Özlem Mekik’le lezzetli mekanlar

Döner’in Ağababa’sı...

D

Bloggerlar’dan Bahara Merhaba

E

fendim geçtiğimiz günlerde benimde özel davetlisi olduğum İstanbullu yemek bloggerları Taksim Feronya Otel’de bahara merhaba dedi. Tanınmış yemek bloggerları Sibel Yalçın www. ev-atölyesi.com, Oya Emerk www.oyacousine.com Funda Aydeniz www.arenandfamily.blogspot.com.tr.com ve Selma Mollaoğlu www. mutfakvetatlar.blogspot.com. tr blog sahiplerinin basın mensuplarını, yemek ve lezzet bloggerlarını ağırladıkları etkinlik çok renkli ve sesli geçti. Sıradışı müzik meraklılarının heyecanla takip ettiği güzel sanatçı, Özge Eyüpoğlu Türk Sanat Müziği’ni caz altyapıları ile sunduğu parçaları ile gönülleri fethederken, imaj danışmanı ve adabı muaşeret eğitmeni Güneş Tulga konuklara İlkbaharda imaj ve kadın konusunda bir söyleşi gerçekleştirdi. Konu önemli blog yazarları olunca birçok özel marka da partiye katılımcı gösteren bloggerlara hediyeler dağıttı. Hotpoint’in ana sponsor olduğu günde

herkese çay makinası hediye edilirken, Ev tekstilinin duayeni Home sweet Home ‘da tüm katılımcılara üzerinde kelebek figurü olan Kırlentler hediye etti. Bunların yanısıra yanısıra Pepsico, Porland, Nudo, Eriş un, Ziyade Fasıl, Muratbey peynir, Zwilling, Ar yıldız, Pakmaya, Calve, Actıvar, Anavarza Bal, Erkap, Kod Sekiz Events, Koroplast, Farmasi, Lav, Keramika, Flormar, Nurunisa Doğruyol (Ayrılığın dört hali kitabı ile) Leyla İnanır, Hatun Porselen, Enver Demirel Yılmaz- Özge Ünal (Aşk-ı Mizaç adlı kitabı ile) gibi bir çok özel markada bloggerları hediye yağmuruna tuttu. Organizasyona muhtesem ev sahipliği yapan Feronya Otel’in mutfak şefi Durmuş Karataş’ın hazırladığı Türk ve dünya mutfaklarından oluşan zengin çay menüsü gelen konukların beğenisine sunuldu. Serviste nazik ve güleryüzlü hizmeti ile İbrahim Yıldırım ve ekibi herkesin beğenisini alarak konukların keyifli bir zaman geçirmesini sağladı.

önerin yeme-içme dünyasının tahtına kurulduğu şu günlerde Ağababa Döner’i keşfetmemek olmazdı. Evet “keşfetmek” diyorum zira Dudullu İmes Sanayi Sitesi’ne döner yemeye gitmek gibi bir rutinim hiç olmadı. Lezzetinin namını duyduğum gibi Dudullu İmes’in yolunu tuttum. Gittiğime de, tattığıma da, keşfettiğime de değdi. Dönerin lezzeti dana-kuzu eti karışımından ve Balıkesir’in havasından, suyundan geliyor belli ancak işinin ehli ellerde oluşunun hakkını da vermek lazım. Mekanın sahibi Himmet Polat lezzete, kaliteye ve hizmete

büyük önem veriyor. Mercimek çorbasına tadını veren et suyundan, fırın sütlacın tadı damağımdan gitmeyen vanilya aromasına kadar her detayı kendisinden dinliyorum. Güleryüzlü servislerinin, pırıl pırıl mekanlarının, çok lezzetli yemeklerinin sırrına da bu sohbette vakıf oluyorum. Bu muhteşem servisin sırrı için eğitimin sürekliliği olduğunu belirtiyor Himmet Polat. Benim anlattıklarıma elbette kulak verin ama yazdıklarımla sakın yetinmeyin, İmes’e yolunuzu düşürün ve Ağababa Döner’i benden sonra siz de keşfedin!

Yerel Marketlerin

yeni itici gücü:

TEKNOLOJİ

P

Dostların buluşma noktası “Gaziantepli Dostlar Kebap”

B

ugün sizleri, Türk mutfağının, ama, özellikle Gaziantep yöresinin eşsiz lezzetlerini tadabileceğiniz bir mekana götüreceğim. Aylardır lezzetleri ile ilgili çok güzel yorumlar aldığım ve bir türlü fırsat bulup gidemediğim Gaziantepli Dostlar Kebap. Mekanın sahibi ve aynı zamanda şefi olan Gülüm Günşıray Savcı, Gülüm Hanım’ın eşi Gaziantep’li olmasından dolayı yöre lezzetlerine kendisi oldukça hakim. Kayışdağı yolu üzerinde hizmet veren mekan, otantik atmosferi ve zengin menüsü ile, lezzet severlerin uğrak duraklarından biri olmaya aday. Çıtır kıvamı ile favorim olan lahmacun ile başlamak isterim. Lahmacunun kıvamı önemlidir. İçi, hamurunun inceliği gayet başarılı idi. Soğan kebabın tadına doyamadım diyebilirim. Güneydoğu mantarı ile hazırlanan, Keme Kebabı’nı da tavsiye ederim. Ancak, lor peyniri ile hazırlanan cacık, tüm lezzetler arasında, açık fark arayla birinci oldu benim için. Bu güzel yemeğin finalini incir tatlısı ve katmerle yaptım. Kaymak ile servis edilen tatlılar inanılmaz derece lezzetliydi. Eğer sizde benim gibi Lezzet aşkına herşeye varım diyenlerdenseniz yolunuzun düşmesini beklemeyin rotanızı Gaziantepli Dostlar Kebap’a çevirin derim.

5

erakendeci, üretici, tedarikçi ve perakende sektörüne hizmet sunan tüm paydaşları ortak bir platformda toplayan “Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB)” organizasyonu, 2013’de “İnsan”, geçen yıl “Marka”, bu yıl ise “Teknoloji” temasıyla düzenleniyor. Konuyla ilgili olarak gazetemize yaptığı açıklamada TPF Başkanı Mustafa Altunbilek, “Rekabetin gittikçe zorlaştığı günümüzde, sektör ve şirketlerin en önemli gündem maddesi teknoloji oldu. Market zinciri sahibi şirketler, rakiplerinden sıyrılmak, konumlarını kuvvetlendirmek, sektörde öne çıkmak, fark yaratmak, müşterilerine sağladıkları avantajlarla daha bilinir ve tercih Türkiye Perakendeciler edilir olmak, kârlıFederasyonu lıklarını sürdürüBaşkanı lebilir kılmak için Mustafa teknolojiyi kullanaAltunbilek caklar. Türkiye’de ve KKTC’de faaliyet gösteren 16 derneğin çatı örgütü olarak, 369 üyemiz ile 3 bin 680 perakende noktasında hizmet veriyoruz. Sektör olarak toplam istihdamımız yaklaşık 70 bin kişi. Türkiye’nin en büyük istihdam sağlayan üçüncü sektörüyüz. Geçen yıl yakaladığımız büyüme oranı % 14. yerel zincir marketleri olarak, toplamda 10 milyar dolar ciro yapıyoruz. 2023 yılı hedefimiz ise 70 milyar TL. Elde ettiğimiz rakamlar, perakende sektörünün geleceğini parlak göstermektedir” dedi. 15-16 Nisan 2015 tarihleri arasında düzenlen YZB’de, alanında yetkin konuşmacılar, sunumlarıyla katılımcılara teknolojinin, halkın alışveriş alışkanlıklarını nasıl etkileyeceğini ve marketleri nasıl etkileyeceğini anlatacaklar.



Lezzet markaları

Project1

İŞTE SİZE GERÇEK OMEGA3 DEPOSU VE AFRODİZYAK ETKİSİNE SAHİP HAVYAR “Türk halkına kaliteli, taze ve ekonomik balık yedirerek sağlıklı nesillerin yetişmesine katkı sağlamak” misyonunu üstlenen ve bunu başarıyla devam ettiren marka, iç pazarda tüketilen balığın da %40’ına sahip. Yani Kılıç, Türk halkının

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

maraş’daki tesislerine sevk ediliyor. Burada kefallerin yumurtaları hasat ediliyor. Bu özel balıklardan alınan yumurtalar, tuzlama ve arındırma işlemlerini takiben, özel fırınlarda kurutuluyor. Kurutma sonrasında da balmumu ile kaplanıp, ambalajlanıyor ve piyasaya sunuluyor. İçerdiği yüksek orandaki Omega3 değeriyle de tam bir sağlık deposu. Aynı zamanda doğal bir afrodizyak etkisine de sahip.

MAVİ YENGEÇ Dünyanın nadir bölgelerinde yetişen mavi yengeç, lezzeti-

BASINDA GÜVEN

burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com

“Doyarak sağlıklı yemek yemek mümkün mü..?”

nin yanısıra yüksek protein arz etmesi nedeniyle de önemli bir ticari değer taşıyor. Bu özellikleriyle sadece ülkemizde değil, dünyada da pek çok gurmenin sofralarında baş köşede yer alıyor. Karataş bölgesindeki dalyandan yılın 10 ayında hasat edilebilen mavi yengeçler, yakalandıktan sonra Kahramanmaraş tesislerine götürülüyor. Bütün olarak piyasaya sunulacak olanlar, iç organları temizlendikten sonra hiçbir ekstra işlemden geçmeden dondurulup paketleniyor. Ayıklanmış olarak sunulanların ise etleri buharda pişirilip şoklandıktan sonra tabaklarımıza ulaşıyor. ALABALIK HAVYARI Kılıç’ın tesislerinde üretilen alabalıkların yumurtaları sağıldıktan sonra süzgeçe alınıyor. Süzülmesini takiben, belirli oranda tuzlanmış suda bekletiliyor ve daha sonra tekrar süzülüyor. Ardından 100gr’lık kaplara doldurulup, ambalajlanıyor.

D

Türkiye’deki ilklerin uygulayıcısı u Türkiye’yi paketlenmiş taze balıkla tanıştırarak alanında çığır açan Kılıç Deniz, taze balığı markalaştıran ilk firma olma özelliği taşıyor. 4 mevsim tazelik güven-

Çin Mutfağı gezginler ve yemek severler için heyecan dolu bir keşiftir

B

diğer dünya mutfaklarında görmeye alışık olmadığımız yemekler ile bizi karşılaştıracak, “bu nasıl yenir” hatta “ bu da yenir mi?” sorularını çok sık sorduracaktır. Denizyıldızı, köpek eti, akrep gibi birçok böcek, hayvan kafaları, kuyrukları ve ayakları, batılı mutfaklarda yer alamayan ama Çinlilerin severek tükettiği yiyeceklerdir. Ancak bu uç örneklerin ötesinde Çin mutfağı köklü, lezzetli ve sağlıklı bir mutfaktır. Pirincin -birçok uzak doğu mutfağında olduğu gibi- bu

mutfakta da özel bir yeri vardır. Pirinç Çin sofralarının ana besin maddesidir ve Çin dünyanın en büyük pirinç üreticisidir. Çin denildiğinde ilk akla gelen pirinç tarlalarına ülke genelinde sıklıkla rastlanır. Bunlardan en güzelleri Unesco Dünya Mirası listesinde de yer alan Yunnan Bölgesindeki Hari pirinç tarlalarıdır. Çin mutfağında kullanılmayan malzeme neredeyse yoktur. Ancak soya fasulyesi, soya filizi, tofu ve soya fasulyesinin fermantasyonuyla elde edilen soya sosu Çin mutfağına özgü malzemeler-

dir. Sebzeler Çin mutfağında yoğun olarak kullanılır. Lahana, mantar, bambu çubukları, körpe mısır en çok kullanılan sebzelerdir. Etlerden tavuk ve domuz en yaygın kullanılanlardır. Pekin ördeği Çin Halk Cumhuriyetinin milli yiyeceği olarak kabul edilir. Noodle adı verilen makarnalar Çin Mutfağı’nın en sevilen yemeklerinden biridir. Noodle hamurları bölgeden bölgeye farklılık gösterir. Beyaz un veya farklı un çeşitleri ve karışımlarıyla hazırlananları ayrıca pirinç unundan yapılan noodlelar da vardır. Yine Çin’e özgü olarak Wok isimli orta kısmı çukur tavada, yüksek ateşte, kısa sürede malzemelerin hafifçe karamelize olarak pişirilmesi tekniği lezzetli olduğu kadar sağlıklıdır. Çin mutfağında sıklıkla karşılaşılan “Dumpling”ler bir çeşit mantıdır. Hamurun içi çoğunlukla domuz eti, karides ya da havuç-lahana karışımı sebze ile doldurulur ve buharda pişirilerek yenir. Dim Sum adı verilen küçük atıştırmalıklarda birçok çeşit “dumpling” olur. “Dumpling”ler buharda haşlamaya uygun

eğerli Okuyucular, Sizlere aylardan bu yana gazetemiz aracılığı ile yeni trendleri, yükselen değerleri ve bunların ülkemizdeki izlerini aktarmaya çalışıyorum. Bu ay sizlere Amerika’da beş yıldır yükselen Avrupa’da ise bir kaç yıldır öne çıkan Healty Food Restaurant konseptleri ile ilgili bilgi aktarmak istiyorum. Son beş yıldır Amerika’ya her yaptığım ziyarette en çok dikkatimi çeken konulardan birisi sağlıklı yemek satan restaurantlar ve bunlara duyulan ilgi bu ülkeyi ziyaret eden değerli okurlarımızın da dikkatini çektiğini sandığım bu durumu bu defa yerinde incelemek istedim. Özellikle Amerika’nın Newyork, Chicago, Los Angeles gibi şehirlerinde gün geçmiyor ki ürünlerini organik çiftliklerden temin eden, pişirme sırasında ürünlere en az zararı verecek yöntemleri seçen hatta pişirme ve ısıtma için mikrodalga v.b cihazları kullanmayan bir restaurant yada cafe açılmasın. Bu konu o kadar ileri gitti ki son bir kaç yıldır artık Amerika içinde sağlıklı yemek satan zincirleri top 10 listeleri ile duyurmaya başladılar. Bu yıl bu listelerin zirvesini Panera Breast isimli cafe konsepti alırken takiben Jason Deli, Au Bon Pain, Nodles Company ve Corner bakery cafe geldi.

cesi sunan “Paketlenmiş Taze Balık” ürünleri Migros, Tansaş, Carrefour, Kipa, Metro ve Şok mağazalarında satılıyor.

ÇİN MUTFAĞI

aşta Çin Halk Cumhuriyeti olmak üzere Çin Kültürünün yaygın olduğu uzak doğu ülkeleri ile dünya genelinde çok iyi tanınan ve sevilen bir mutfaktır. Amerika, Avrupa ve artık ülkemizde de sıklıkla karşılaştığımız Çin Lokantaları, orijinal Çin mutfağının batılılaşmış versiyonlarıdır. Çin Halk Cumhuriyetine yapacağınız bir seyahat ise sizi sürprizlerle dolu gerçek Çin mutfağı ile tanıştıracaktır. Çin mutfağı birçok yemek gezgini ve gastronomu bile zorlayacak,

7

Dr. Burak KÖSEOĞLU

Chef Selin EKİM

selinekin@lezzetgazetesi.com

Ü

kişi balına düşen balık tüketiminin artmasını sağlayan başrollerden birini oynuyor. Bu doğrultuda son olarak yeni gurme lezzetler, yeni yaratılan “Kaptan Kılıç” markasıyla raflardaki yerini aldı. Balık tutkunlarının vazgeçemediği lezzetlerden mumlu havyar, Adana’nın, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin doğal sınırları içerisinde kurulmuş olan meşhur sahil ilçesi Karataş’ın has kefallerinden üretiliyor. Bu bölgede yakalanan kefaller arasından seçilen özel balıklar hemen Kılıç’ın Kahraman-

10:33 AM

www.milliyet.com.tr

Kılıç’tan yeni gurme lezzetler lkemizin su ürünleri sektöründeki gurur kaynağı Kılıç, yepyeni 3 farklı lezzeti tüketicilerine sundu. 20 yılı aşkın bir süredir taze balık, taze paketlenmiş balık, soslu, konserve ve dondurulmuş balık kategorilerinde balık severlerin vazgeçemediği en güvenilir marka olan Kılıç, yeni “Kaptan Kılıç’tan Gurme Lezzetler” serisiyle sofralara bir kez daha sağlık ve çeşitlilik katıyor.

12/27/13

Şimdiden bu zincirler 50-100’lü sayıları çoktan aşmaya başladılar. Bende sizler için bu dalganın yurdumuza etkilerine bakmak istediğimde özellikle İstanbul’da bir çok ufak ve başarılı kafe, fırın ve restaurantın Moda, Cihangir, Levent, Bebek gibi yerlerde konumlanmaya başladığını görmekle beraber maalesef bunlardan çoğu zincir mağaza olabilecek kadar ya sermaye birikimine veya bilgi birikimine sahip değildi ya da yeterli kadroları yok. Türkiye genelini araştırdığımda ise geçenlerde Ankara Çay Yolun’da gerçekten yurt dışında bile örnek gösterilebilecek bir çalışma ile karşılaştım. Tanınmış Diyetisyenlerden Elvan Kanar ve ailesi tarafından yaklaşık beş yıl önce kurulan Fitiz Diet Restaurant konsepti gerçekten beni heyecanlandırdı. Dekorasyonları gayet sade kullanılan tüm ürünler organik, beyaz un ve şeker kullanılmıyor ancak inanılmaz bir menüye sahip düşünün canınız kebap istedi ve yediniz normalde bu zevkiniz size bir öğünde binlerce kaloriye patlayabilirken burada 550 kaloriye kebap yiyebilir üstelik doyabilirsiniz. Nefis sebze çorbaları, kinoa’lı ürünler ve hatta nefis tatlılar. Tüm reçeteler Elvan tarafından hazırlanırken fit şef Zeynep uzunca bir süredir bunları müşterilere hazırlıyor tüm hammaddeler özenle seçiliyor. Yemeğin üstüne içtiğiniz çay ve kahve bile özel ve özenle seçilip servis edilmekte. Ben kendilerini gerçekten tebrik ediyorum, Umarım yakında zincir olarak büyüyüp istanbula gelirler çalışan arkadaşlara sorduğumda 2015 için böyle bir sürprizin olabileceğini duydum siz benden duymuş olmayın ama Ankara’ya yolunuz düşerse mutlaka vakit ayırıp burada bir öğün yemek yiyin gerçekten bu konseptin dünyada niye yükseldiğini anlayacaksınız hem zevkli bir yemek yiyecek hem de gereksiz kilolardan kurtulacaksınız. Gelecek ay yeni bir konuda buluşmak ümidi ile şen ve esen kalın.

TEFAL’den tava değil

küçük sepetler içinde servis edilirler. Tofu soya fasulyesinden elde edilen, yüksek protein içeren, yumuşak peynir görünümlü, nötr lezzeti sebebiyle tatlıdan tuzluya birçok yemekte kullanılabilen bir yiyecektir. Çin kökenlidir ancak başta Japonya ve Tayland olmak üzere Uzakdoğu mutfaklarında çok kullanılır. Tofu vegan ve vejetaryan beslenenler için önemli bir protein kaynağıdır. Çay Çin halkının yaşamının önemli bir parçasıdır. Sabah, öğle,

akşam günün her saatinde içilir. Yöresel porselen fincan ve demliklerde bir ritüel olarak servis edilen “Çay Seremonisi” ülkeye yapılacak bir seyahatte mutlaka tecrübe edilmelidir. Çin Mutfağı ülkenin büyük coğrafyası nedeniyle kuzeyden güneye, doğudan batıya büyük farklılıklar gösterir. Onlarca çeşit bölgesel Çin mutfağı vardır. Bunlardan en bilinenleri Kanton, Sichuan, Anhui, Tujian ve Hunan mutfaklarıdır. Çin Mutfağı gezginler ve yemek severler için heyecan dolu bir keşiftir.

Titanium Y

eniliklerin ve ilklerin öncüsü Tefal, aşınma ve yüksek ısıya dayanıklılığıyla dünyanın en gelişmiş materyali olarak bilinen Titanyum kaplamalı Hard Titanium serisi ile tava-tencere dünyasında çığır açtı. İlklerin öncüsü Tefal’den Hard Titanium serisi, kullanıcıların mutfaktaki tüm beklentilenirini karşılıyor. Aşınmaya ve yüksek ısıya dayanıklılığıyla dünyanın en gelişmiş materyali olarak bilinen titanyum kaplamalı yeni seri, uzun ömürlü kullanımı ile sektörde fark yaratmaya hazırlanıyor. Patentli Titanium Pro Kaplama, yapışmazlık ve dayanıklılığın ölçüldüğü aşındırma testi sonuçlarına göre 2 kata kadar daha dayanıklı.


8

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

N E D N İ S İ N EN YE E N Ü Ğ Ü Y EN BÜ

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet mekanları

www.milliyet.com.tr

ISTANBUL’UN EN IYI BA BASINDA GÜVEN

CALIPSO BY ESAT ZIPK ISTANBUL’UN EN YENI BALIK RESTAURANTI

S

E PLUS Hotel & Restaurant Ekipmanları kuruluşu Y.K.Bşk. Ahmet Taner Murat’ın gastronomi yatırımı olarak geçtiğimiz ay Küçükyalı Sahil Yolu’nda hizmete giren muhteşem mekan, “CALİPSO FİSH Ege Mutfağı” deneyimli Balık Restoran salon yöneticileri Ziya Kaçar ve Veli Şahin işbirliğinde konuklarını ağırlamaya başladı. İş, sanat, spor, basın, turizm ve gastronomi dünyasından seçkin konukların katılımıyla açılan mekan toplam 250 kişiye hizmet veriyor. Homeros’un Odysseia destanındaki, fırtınaya yakalanan denizcilerin hamisi, okyanuslar tanrıçası, su perisi CALİPSO’dan adını alan mekan; Taze ve zengin balık çeşitleri, Yalova’dan gelen organik yeşillikleri, ege ot ve zeytinyağlıları ve deniz mahsullerinden oluşan 75 çeşit meze ve ara sıcakları ile kısa sürede tanınmış. Tüm balıkların günlük olarak satışa sunulduğu, taş fırınlı açık mutfağında, tecrübeli ustalarıyla orjinal deniz lezzetleri hazırlayan ve sunan işletmeciler, ev ve iş yerlerindeki ziyafetlere de katkıda bulunduklarını belirtiyorlar.

BALIK’TA LEZZET MEKAN’DA HUZUR

G

Genellikle ısıtmalı kış bahçesinin tercih edildiği işletmede, konukların rahat deri koltuklara gömülerek yorgunluk attığı, gerçek şömineli bir salon, çocuk oyun odası, tertemiz ve hijyenik tuvaletleriyle yepyeni ve örnek mekanın yatırımcı ve yönetici ortaklarının yeni lezzet arayışları ar-ge çalışmaları ve Avrupa yakasında yeni bir CALİPSO daha açma ve 5 şube yapma hedefleri de var. Calipso’nun klasik

eçtiğimiz yıl Kalamış yat limanı karşısında kendi mekanını açan Esat ÇEK yıllarını bu mesleğe vermiş. İşini seven, araştırmacı ruhlu, sempatik bir kişilik olan Esat bey: Tokat’lı, yıllarca Urcan, Halikarnas, Adil, Çapari, Misina gibi İstanbul’un ünlü Balık Lokantalarında Salon yöneticisi ve işletme ortağı olarak çalışmış. 21 yıl birlikte çalıştığı Balık Pişirme Uzmanı, bildiğimiz balık ve deniz mahsulleriyle çok değişik lezzetler yaratabilen, Sinop›lu mutfak şefi Fevzi Dömbek’le birlikte fevkalade başarılı bir performans sergileyen; BY Esat güleryüzlü, hijyen ve tecrübeli personel kadrosuyla, lezzetleriyle gelen misafirlerini kendi evindeymiş gibi huzurlu ve keyifli bir atmosfer de ağırlıyor. İstanbul Lokantacılar Odası Y.K.Üyesi, Güler Osmanlı Mutfağı’nın sahibi Ali Güler ile ziyaret ettiğimiz ola-

balık mönülerinin yanı sıra dikkat çeken ve tercih gören özgün tatlı çeşitleri arasında ise Bal Kabaklı irmik tatlısı (bal kabağı, irmik, portakal suyu, türk kahvesi, keçi boynuzu, tarçın, pirinç fıstık, pirinç fındık, franboğaz, süt, pettybour bisküvi, tereyağı) Panna Cott (krema, manda sütü, toz şeker, haş haş, amaretto acı badem likörü, bitkisel toz jelatin, franboğaz, toz şeker, 1 çay kaşığı limon suyu) Nirvana (ham incir, yulaf, yaban mersini, portakal rendesi, Hindistan cevizi, 2 adet yumurta, kabartma tozutam yağlı süt) bulunmakta.

ğanüstü lezzetlerini tattığımız Esat Çek, “Meslek hayatıma mutfaktan başladım, restorantın her kademesinde çalıştım, deyim yerindeyse çekirdekten yetişmiş” biri olarak başarılı işletmelerde işletmecilik yaptım,3 sene çalıştığım Cunda’da Ege Mutfağını tanıdım ve buradan gelen ege otları ve ege mutfağında isim yap-

mış mutfak kadromla, ege nostaljisini dekoru ve lezzetleriyle burada yaşatmaktayım. 31 yıllık meslek hayatıma kendi yerimde ve kendi adımla devam ediyorum” dedi. 100 kişilk kapalı, 120 kişilik kış bahçesi ile ünlü simaları ağırlayan mekanı, alışık olmadığınız lezzetleri tatmak için mutlaka ziyaret edin. % 100 taze Balıkları (Dil, levrek, kalkan, lipsos, mercan, sinarit, orfoz, kılıç vs) amatör balıkçılardan temin eden, egeden gelen lezzetli otları ve mezelerin tadına doyamayacaksınız. Adeta ege havasını yaşayacak, unutulmuş Egenin İncileri İstiridye, Tarak, Vongole, Akuvadis Kabuklu Ürünleri. Özellikle’de Deniz Mahsulleri “mullmarine” muhteşem, otlu yunan peyniri ızgarası tadılası, bence fazsla söze’de hacet yok. Denemeğe değer, gerisi size kalmış.

ISTANBUL DINING BALIK A

rnavutköy’e Ege Esintilerini getiren İzmir’li, deneyimli gastronom Erhan Görücüoğlu; İstanbul’a Fine Dining bir Balık Restoranı kazandırmış. Denizin içindeki tarihi yalıda faaliyet gösteren Zıpkın’ın, geceleri sadece masa üstlerinin aydınlatıldığı, loş bir ortamı var. Ön tarafı camekan 2 katlı mekanda 130 kişi ağırlanabilmekte. Gazetemiz yazarı, ünlü chef Tolga Atalay ve İzmir’li gastronomlardan Mustafa Berberoğlu ile bazı işlerde birlikte çalışan Görücüoğlu’nun yatırımcı ortağı yeğeni Pınar hanım. Deniz Mahsulleri Fettucini ve Risotto’su ile dünya mutfağından, Ahtapot Tandır ve Tanrıverdi Ege Salatasıyla da Türk Mutfağı’ndan örnekler sergileyen işletmeci, en taze mevsim balıklarının, en iyi ustalarca hazırlanarak, deneyimli

personeliyle sunulduğuna dikkat çekmekte. Akya balığı pastırmasından, deniz mahsullü paz sarmasına, C bez (İzmir ot salatasından sarımsaklı de fasulyesine, Deniz tarağın dan köpoğlun bir deniz, ot yağlı mez bulunan iddialı lez in” adını süzme ma ğurdu için yeşil elma ve cevizin konan, te kavrulmu kırmızı A biberind fevkalad


Lezzet mekanları

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

ALIK RESTAURANT’LARI BASINDA GÜVEN

KIN YÜKSEL YELKEN 1&2

L’UN FINE K RESTORANI

z zı Citu)

eniz

nna geniş ve zeytinze çeşitleri mekanın zzeti: “Eroverdikleri, anda yone katılmış a püresi n üzerine ereyağında uş kuru Arnavut den oluşan, de iştah

açıcı ve kışkırtıcı bir lezzet. Tezgahında: Kalkandan Levreğe, Tekirden Çipuraya, dil, dülger, fener, lagos, böcek, ıstakoz, tüm deniz canlılarının, değişik pişirme yöntemleriyle sunulduğu başarılı bir işletme. Biz böcekli fettucini ve Cibez salatası yedik, mezelerin tadına baktık ve çok beğendik. Balık lokantasında değişik lezzet arayanlara tavsiye edilir.

TÜRKIYE’NIN EN ÇOK BALIK TÜKETEN RESTORANI B u gün 1500 kişilik kapasitesiyle, Türkiye’nin en çok balık tüketen restaurantı Yeşilköy’deki YÜKSEL 1 & 2 Mekanlarını işleten Yüksel Karakış, Sıvas’tan 10 yaşında İstanbul’a gelmiş. Balıkçı tezgahlarında mesleğine ilk adımı atmış, sonraları ünlü Balıkçı Hasan ve Urcan Restoranları’nda her kademede çalışmış, hem işi öğrenmiş hem de bir kaç lisan edinmiş. 1997 de Yüksel 1 Balık Restoranını açmış, kısa sürede burayı devrin ünlülerinin mekanı yapmış. Balıklarının Lezzeti ve saygılı hizmeti ile lezzetseverlerin gönlünde yer edinmiş. Dürüstlüğü, yardım severliği ve sosyal yönü ile de dikkat çeken Karakış, 2009’da Yeşilköy’ün en büyük mekanı Yelken’i devralmış ve kapasitesini arttırmış. Toplam 125 kişinin çalıştığı kuruluşun elemanları arasında her gün denizde karides avlayanlardan, 250 araçlık özel otoparkının valelerine, teşrifatçı bayan elemanlardan barmen ve sommelierlere işinin ehli personel istihdam eden mekanın, müdavimleri arasında yurt içinden, hatta yurt dışından devamlı gelen müşterileri var. Tamamen denizlerimizin en taze ve mev-

simlik ürünlerinin kullanıldığı, çitflik ve ithal deniz canlılarına itibar etmediklerini belirten Yüksel bey, misafirlerine “fazla soğuk ve sıcak mezeleri tavsiye etmediklerini, bunlarla sofraların doldurulmasına karşı olup, esas yemeleri gerekenin ana yemeklerdeki Balık ve deniz mahsulü çeşitleri” olduğunu söylüyor. Beyefendi kişiliği, deneyimlerinden edindiği birikim ile yeni konulara giren, TUGİD Turizm ve Gastronomi İş Adamları Derneği’ni kuran ve yöneten, Yüksel Markalı Zeytinyağı ürettiren ve 3 yıl önce de Şarköy Uçmakdere Şarap fabrikasına ortak olarak YÜKSEL ve YKS 34 markalı kırmızı ve beyaz şarap çeşitlerinin üretimine başlayan Karakış, Merlot-Cabarnet Savignon, ÖküzgözüBoğazkere, Şiraz-Boğazkere, Savignon Blanc ve Chardone Şaraplarının

restoranlarında tanıtımını yapıyor ve konuklarına sunuyor. Izgara, Tava, Buğulama, Fırın gibi farklı yöntemlerle ve farklı lezzetlerle hazırlattığı, her yerde kolay bulunmayan tüm balık çeşitlerinin de taze olarak tezgah ve dolaplarında olduğunu gördüğüm Yüksel 2 ile Yüksel 1’in arasında 50 metre bile yok. Değişiklik olsun diye söylediğimiz Dil Balığı tavası, yurt dışında yediklerimizden daha başarılı idi. 2013 ürünü Cabarnet Savignon fevkalade, ayrıca soğuklardan tarama, sıcaklardan ahtapot ızgara, karidesli, peynirli çoban salata ile dondurmalı irmik helvası nefis lezzetler olarak damak hafızamıza kazındı. Yüksel Karakış bu konuda uzman, zaten gastronomi okullarında da dersler veriyor. Bu mekanın lezzetlerini, denemeyenlere sesleniyorum. Kesinlikle denenmesi gerekir.

BALIK TUTKUNLARINI LEZZETLE BULUŞTURUYOR 1 989 yılında Yeşilköy’de kurulan ve 2002 yılından bu yana Yeniköy’de balık tutkunlarının buluşma noktası olan Yelken, “Kaliteye ve Lezzete Yelken açın” sloganıyla, klasik tatların yanı sıra Akdeniz mutfağının eşsiz lezzetlerini de konuklarına sunuyor. Günlük mevsim balıklarını ve deniz mahsüllerini, alışılagelmiş sunumların yanında özel pişirme teknikleriyle farklılaştıran Yeniköy Yelken, yenilikçi bir mutfağa sahip. Usta şeflerin hazırladığı bir birinden farklı mezeler ve ara sıcaklar, müdavimlerini yaratmış durumda. Yeniköy’ün en güzel noktalarından birinde ve muhteşem bir boğaz manzarasında konuşlanmış çok özel bir binada misafirlerini ağırlayan Yeniköy Yelken, Akdeniz mutfağıyla da farklılaşıyor. Paella, lobster linguine, ahtapot carpaccio, Adanadan günlük gelen mavi yengeç ve balık yumurtası çok özel ve inanılmaz nefis. Ayrıca “moules mariniere” ile Ahtapot Izgara’sı çok başarılı, Çanakkale’den

gelen Bamya Turşusu ve Tarsus’tan gelen tahin helvası da tadılmaya değer lezzetlerden sadece bir kaçı. Yelken Balık Restoranın ile Levent ve Bodrum’daki fine dining AGENCY Restaurantların sahibi ve işletmecisi genç iş adamı Bülent ILGAZ. İsviçre’de Gastronomi eğitimi almış, tüm dünyayı gezmiş, uluslararası nakliyat firması sahibinin oğlu. Balığa ve gastronomiye çocukluğundan meraklı olan ve Yeşilköy’ün ünlü balık restoranı “Balıkçı Hasan”n mutfağında büyümüş. Şimdi “Yüksel 2”olan Yeşilköy›ün en büyük balık resyoranını yıllarca Yelken adı ile işletmişler ve 2009›da Yüksel Karakış›a devrederek,

Yeniköy’deki muhteşem mekanlarını açmışlar. Manzara, Dekorasyon, Lezzet, Hizmet mükemmel, ekstrası sevgili Bülent›in güleryüzü ve hoş sohbetleri. Dikkat edin alışkanlık yapar, benim gibi canınız devamlı çekebilir. Yeniköy Yelken’in özel oyun odası ise, keyifli bir yemeğe çocuklarıyla birlikte gelmek isteyen ailelerin tercihi oluyor. 100 kişilik terası, 80 kişilik kış bahçesi, 30 kişilik VIP bölümü, barı ve 100 kişilik ana salonu bulunan Yeniköy Yelken, özel barkovizyonlu salonu ile iş toplantılarına da imkan sağlıyor. İş görüşmelerini lezzetli ve keyifli bir hale getirmek isteyen şirketler, Yeniköy Yelken’de fark yaratıyor.

9


10

Project1

12/27/13

10:33 AM

Pastane & Fırın

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Pastry & Bakery Başyazı

Nalan OĞLAKÇIOĞLU

nalanoglakcioglu@lezzetgazetesi.com

Büyük dönüşüm krem şanti ile başladı

R İ A D A Y ’ A T S PA İ Ş E L Y Ö S R İ B İ L R İ H Sİ

T

M

Fotoğraf: Uğur Oğlakçıoğlu

arihte ekmeğin yapılması ve sonrasında çeşitli malzemelerle tatlandırılması pastacılığın tohumlarının atıldığı ilk yıllar olarak biliniyor. Eski Yunan ve Roma döneminde yine bazı tatlı ve pasta çeşitleri görüyoruz, dünyada pastacılık Roma İmparatorluğu’nun çöküşü ile bir gerileme dönemine girer ancak Amerika’nın keşfi ile tekrar canlılık kazanır. Yeni kıtanın keşfi, Avrupa’da şeker ve kakao bolluğu yaratmıştır ancak pastacıların sayısı artsa da pastanın kitlelere yayılması henüz mümkün olmayacaktır çünkü dönemin aristokrat aileleri, pastacıları sadece kendilerine pasta yapmaları için himayelerine almışlar. 1270 yılında ise Paris’te Pastacılar Birliği’nin kurulması pastacılığın gelişiminde önemli bir yer tutar. Günümüz pastalarını ise ilk olarak 19.yy’da Amerika’da görüyoruz. Amerika’da yaşayan şehirli kadınlar sosyalleşme amacı sık sık davetler verirler. Pastayı bir gösteriş aracı olarak kullanıp konuklarına farklı tadlar ikram etmek isterler, birbirleriyle yarışa girerler. Bu yıllarda Amerika’da yaşanan bu akım, pastacılığın gelişiminde önemli bir öneme sahiptir. Fransa’da pastacılığın yayılarak kitlelere ulaşması 1789’da Fransız İhtilali ile olmuştur. Bugüne kadar sadece kraliyet sarayında mesleğini yapabilen pastacılar işlerini kaybedince Fransa’nın çeşitli bölgelerine yayılarak pasta dükkanları, imalathaneler açmışlar, pasta çeşitlerini Fransa’ya yayarak halka tanıtmışlardır. Böylelikle Fransa’da modern pastacılık doğmuş. Modern pastacılığın en büyük önderleri, Pier Lacam, Şef Aşçı Antonin Caréme, Urbain Dubols, İsviçreli Fransız Jules Gouffe, Jülien kardeşler olarak bilinir. Pastacılık tarihinde büyük dönüşüm ise 18. Yüzyılın başlarında Vatel’in “Krem Şanti” yi bulması ile gerçekleşir. Aynı dönemde Stanislas Leczinski “baba reale” yani şambaba’yı keşfeder. Ünlü fransız pastacı “Caremele” ile pastacılık daha da gelişir ve 19. yüzyılda, Paris pastacılığın başkenti olur. 20. yüzyılda pastacılıkta yeni yöntemlerinin geliştirilmesi ve kalitenin arttırılması ön plana çıkmaktadır. Pastacılık ilerleyen teknoloji ile birlikte kullanılan malzemelerin çeşitliliği ve katkı maddelerinin sektöre kazandırılmasıyla tat ve pastanın sunuş biçimi açısından da önem kazanır. Pastacılığın gelişimi ile birlikte pastalar; sayı, kelime ve şekillerle süslenerek mutlu anlarımıza daha da değer katmaya başlar, ilk olarak 1800’lü yıllarda doğum günü pastalarına “Many Happy Returns Of The Day” yazılırmış. 1920 yılında “Happy Brithday To You” şarkısını meşhur olması ile pastaların üzerine “Happy Brithday” yazılmaya başlanır. Böylelikle tasarımın daha da öne çıktığı butik pastacılık ve haute-coutre pasta üretimi de başlar. Özel günlerimizin vazgeçilmezi pastalar, toplumlar için, doğum günlerinde, evlilik yıldönümlerinde, düğünlerde, vaftiz törenlerinde, hıristiyan geleneklerinde cenazelerde, biz de tatlı dağıtıldığını görüyoruz, pek çok davette, insanların bir araya geldiği anlarda önemli bir yer tutar.

İki kardeş, söz, nişan, düğün, baby shower, doğum günü, 1 yaş gibi kişiye özel tasarım pastalar tasarlıyorlar.

illiyet LEZZET GAZETESİ Pastry&Bakery sayfasının bu ayki konukları “Sihirli Spatula”nın yaratıcıları Ayça ve Gökçe İlkel kardeşler. Acıbadem’deki Sihirli Spatula pastanesinde kendileri ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Üniversite eğitimini bilgisayar programcılığı bölümünde tamamladıktan sonra; pastacılığa merak saran Pastry Chef Ayça Hanım, İşletme alanında eğitim almış, tecrübeli kardeşi Gökçe Hanım’la beraber pastanın büyüsüne kapıldıktan sonra bu alanda ilerlemek istediğini, asla vazgeçmediğini, İnsanın sevdiği işte başarılı olabileceğini söylüyor. uAyça Hanım biraz kendinizden bahseder misiniz? 1981 doğumluyum, 2005 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünü bitirdim. Son sınıfta mutfağa olan merakımdan dolayı Ritz Carlton otelinin pastanesinde çalışmaya başladım, mezun olduktan sonra Amerika’da pastacılık üzerine çeşitli okullarda kurslar ve eğitimler aldım. Kitchenette restoranlarının Adres İstanbul ve Kanyon şubelerinde, Coccolat ve L’Altra Risacca’da çalıştım. İstanbul Marriott Asia pastane bölümünde mutfak ofis koordinatörlüğüm sırasında ikiz kardeşim Gökçe’nin de teşviki ile Sihirli Spatula’yı açmaya karar verdik. Gökçe’nin işletme okuması böyle bir yer açma konusunda bana cesaret verdi. uAmerika’da aldığınız eğitimler neler? Amerika’da Wilton’un her eyalette açtığı kurslar var, önce onlara katıldım, ardından “The Culinary

Institute of America” da pastacılık eğitimi aldım. Amerika süreci dünyada pastacılığın geldiği noktayı görmemi sağladı, öğrendiklerimi ülkemizde uygulamaya karar verdim. uSihirli Spatula kaç yıldır hizmet veriyor? Bu yıl 6. senemizi devirdik, 36 çalışanımız var, Gökçe işletme ile ilgileniyor, ben mutfak bölümü ile ilgileniyorum, ekip çok önemli, işbirliği ve uyum içerisinde çalışmaya dikkat ediyoruz. Bunlara dikkat ettikten sonra iş kendiliğinden gelişip büyüdü, çok fazla reklam yapmadık. uNe tür hizmetler veriyorsunuz? Söz, nişan, düğün, baby shower, doğum günü, 1 yaş gibi kişiye özel tasarım pastalar yapıyoruz, davetler için cupcake, cakepop, beze ve ikramlarla dolu şeker büfeleri hazırlıyoruz. Ayrıca çok geniş bir pastry ve bakery bölümümüz var, günlük olarak taze mevsim meyveleri ile hazırlanan tart ve porsiyon pastalarımız ayrıca cheescake, tatlı ve tuzlu kurabiye ve çikolata çeşitlerimiz bulunuyor. Kurumsal anlaşmalar da yapıyoruz, Sabancı, Vakko gibi pek çok firmaya günlük catering hizmeti veriyoruz. uSihirli Spatula’da en çok nelere dikkat ediyorsunuz, başarınızın sırrı nedir? Butik pastacılıkta personel yetiştirmek çok önemli, ilk başlarda hazırlanan bütün pastaların tasarım sürecinde başından sonuna kadar yer alıyordum, yetişemediğimi fark edince Sihirli Spatula standartlarını oluşturmaya karar verdim ve üretimin bu standartlara göre yapılmasını sağlıyorum, bana göre en önemli şey bunu sağlamak. Eğer bir

GERÇEK ÇIKOLATA LEZZETINI DÜNYAYA TANITACAK BIR ISIM

a d n ’ u s r u K a t s Pa r a l a t s a P n a y a Patl P

asta Kursu’nda Patlayan Pastalar İstanbul Levent’te GKM- Pasta Kurabiye Atölyesi (www.pastakursu.com), uzun süredir vermiş olduğu Pastacılık Eğitimlerinin yanı sıra bu ay özel bir çalışmaya imza attı. Oda kokusu ve oda deodorant üretimi yapan çok saygın bir firma için çekilen reklam filminde kullanılan pastalar, Pasta Kurabiye Atölyesi ustalarınca özverili bir şekilde yapıldı. Pastaların patlama sonucunda düzgün bir şekilde dağılması için farklı malzemeler ile pandispanya ve pasta sıvama teknikleri uygulandı, çok güzel ve keyifli bir çalışma ortaya çıktı. “Hayat tek kokudan ibaret değildir, hayat kokuların festivalidir!” temasının işlendiği reklamda konseptin renklerine uygun olarak yapılan çok sayıdaki dekor pastalara özenle süslemeler yapıldı ve sonrasında fünye yardımı ile tek tek patlatılarak adeta bir görsel şölene dönüştü. Yapılan çalışma hakkında geniş bilgiye ve gelecek dönem pastacılık kurslarına www.pastakursu.com web sayfasından ulaşabilirsiniz.

KEMAL OZCAN M

engen Anadolu Aşçılık Meslek Lisesı’nden mezun olduktan sonra İsviçre’de seker ve şekerleme üzerine eğitimler alan Kemal Özcan Belcika’da Callebaut cikolata okulunu ve Paris’te Valrhona modern pastacılık okulunu bitirdi. 21 yaşındayken Ortadoğu’nun en bilinen otellerinden biri olan Umman’daki Al Bustan Palace InterContinental de Pasta Şef yardımcılığı yaptı. 22 yasında restaurant tatlı kategorisinde Türkiye’nin en iyi pastacısı seçildi. Crowne Plaza, W Hotel Hong Kong, Ritz Carlton Doha, Ritz Carlton Dubai, Grand Hyatt Doha gibi dünyaca ünlü otellerde Pasta Şefi olarak çalıştı. Katar Emir’inin kızının düğün pastasını yapmasının ardından Katar

Emir’inin özel uçuşlarının pasta ve ekmeklerini üretti, Katar havayolları için özel çikolatalar yaptı. Time-Out Doha dergisi tarafından en iyi cup cake, en iyi BrunchDessert Buffet, en iyi Gurme Pastane dallarında birincilik ödüllerine layık görüldü. Mayıs 2013’te Türkiye’ye dönen pastry şef yılların verdiği tecrübe ile kendi adıyla açtığı “Kemal Özcan Chocolatier” de el yapımı tereyağlı tartolet üretiyor. İstanbul’un Gebze ve Silivri bölgelerine ayrıca ülkemizin pek çok iline ve Kıbrıs’a el

yapımı tartoletlerini ulaştırmaktadır. Tarloletlerinin yanı sıra pek çok farklı pasta ve çikolata çeşitlerini de Kemal Özcan Chocolatier’ satışa sunuyor. Var olan çikolata tadının çok ötesinde lezzetler ortaya koyan şefin çikolata çeşitlerinden bazıları şöyle; Acı mangolu, zencefilli çikolata, Çilek ve balzemikli çikolata, Şeftali ve kekikli çikolata. Pastry Chef Kemal Özcan’ın amacı, sadece dünyanın çeşitli yerlerinde görebileceğiniz çikolata ve pastaları yerli ürünler kullanarak ülkemizde üretmek. İyi bir pastry chef in güçlü bir yaratıcılığa sahip olması gerektiğine inanan Kemal Özcan, tasarım pastalarda, lezzetin yanı sıra renk kombinasyonuna ve konsepte uygunluğuna önem veriyor.

standart oluşturamazsanız büyümek mümkün olmuyor, çünkü her şeye yetişmek olanaksız, zaman yetmiyor. Genç uyumlu ve harika bir ekibimiz var, mevcut reçetelerimizi sürekli yeniliyoruz, yurtdışındaki fuarları takip ediyoruz, yeni kitaplar, dergiler, yeni tariflerle mutfağımızı yeniliyoruz, menüye eklemeler yapıyoruz. Hazır krema kesinlikle kullanmıyoruz, Belçika çikolatası ve tereyağını özel getirtiyoruz ve ilk açıldığımızdan beri aynı standartları koruyoruz. u 2015 Düğün pastası trendleri neler, gelin adaylarımızı tasarım sürecinde neler bekliyor? Bu sene düğün pastalarında simler ve parlak desenler ön planda, eskiden beyaz ağırlıklı ve soft şeyler moda iken artık gelinlerimiz renkli ve daha çok kendilerini yansıtan modeller seçiyorlar. Eskiden düğün pastalarında akla ilk olarak gül gelirdi ve pasta bembeyaz olurdu, şimdi kır çiçekleri ve pek çok farklı çiçek çeşidini pasta modellerinde görüyoruz, yeşil ya da siyah&beyaz renklerde düğün pastası tercih edenler de var. Gelinlerimizi, gelinlik modellerine göre de yönlendirebiliyoruz, açıkçası bu tamamen düğün konseptine göre ve gelin adayımızın beklentilerine göre değişiyor. Bazen organizasyon firması da devreye giriyor ve ortak kararla pastayı düğün konseptine uygun şekilde tasarlıyoruz. Bu sene taze çiçeklerden yapılan maket pastalar göreceğiz, bir de şeker hamuru kullanılmayan “Naked Cake”dediğimiz daha çok krema teknikleri ile yapılan düğün pastaları göreceğiz. Başarılı çalışmalarınızın devamını diliyor, sizi ulusal ve uluslararası yarışmalarda görmek istiyoruz.

Pastry şef yılların verdiği tecrübe ile kendi adıyla açtığı “Kemal Özcan Chocolatier”de el yapımı tereyağlı tartolet üretiyor.


Lezzet & Temizlik

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

11

KIEHL TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ ZAFER ŞAHİNOĞLU:

Kiehl yeniliklerin TEM333 öncüsü K Tem 333 Genel Koordinatör Songül Güçlüel

GÜVEN VE BILINIRLIK

iehl 1904 yılında Almanya’nın Münih şehrinde kurulmuştur. Bu yıl 111. Yılını kutlamanın şerefini yaşamaktadır. Kurulduğu günden bu yana tüm dünyada “Yeniliklerin Öncüsü” olarak bilinmektedir ve o şekilde de devam etmektedir. Temizlik endüstrisi gelişmeye başladığı günden bu yana bir çok sektöre bir çok yenilik katmıştır. Bu yeniliklere örnek olarak; uİlk alkol bazlı temizleyici, uİlk asit ve klor içermeyen banyo temizleyicisi, uİlk eco label ödüllü ürün, uİlk zeminlere sakız ve etiket yapışmasını engelleyen genel temizlik ürünü, uİlk kendiliğinden dozajlamalı konsantre ürün ambalajı, uİlk iletken zemin cilası, uİlk eco label ödüllü cila sökücü, uİlk eco label ödüllü polimer cila, uİlk eco label ödüllü su bazlı ahşap yağı, uİlk lotus efekt etkili temizleyici, uİlk hastane ve otel hijyeni için PROMOP SYSTEM, uİlk akıllı telefonlar için ürün uygulama sistemi, uİlk olarak otomotiv temizleme ürünlerin de dünya da ilk defa micron teknoloji Kiehl tarafından kullanılmıştır. uFirmanızın kuruluşundan bugüne gelişimini anlatabilir misiniz? Kiehl 1904 yılında Almanya’ nın Münih şehrinde kurulmuş bir aile şirketidir. Kuruluşundan bu yana tüm Kiehl şirketleri, Kiehl ailesi tarafından başarıyla yönetilmiştir. Kiehl tüm dünyada “Yeniliklerin Öncüsü” olarak bilinmektedir. Bu yeniliklere örnek olarak ilk alkol bazlı genel temizlik ürünü, ilk ecolabel ödüllü ürün, ilk asit klor içermeyen saniter alan temizleyici ve daha bir çok yeniliğin öncüsü olmuştur. uFirmanızın Ürün/ Hizmet gamı nelerdir? Kiehl’ın geniş bir ürün portföyüne sahiptir.

Bina bakımı, Mutfak Hijyeni, Gıda Hijyeni, Bulaşık Makinesi Ürünleri, Tekstil Hijyeni, Ağır Sanayi Temizliği, Otomatik Araç Yıkama Makinesi Ürünleri ve özel temiziik ürünleri bunların başlıcalarıdır. uEn popüler ürünleriniz hangileridir? Bazı ürünlerimiz isim olarak Avrupa ülkelerinde marka haline gelmiştir. Bu popüler ürünlerimizden örnek vermek gerekirse; Sanikal: Asit klor içermeyen saniter alan sanitasyon ürünü Veriprop: Lotus efekt etkili yüzey temizleyici Gommasol: Lastik izi giderici Tablefit: Plastik ve Alüminyum temizleyici uSpesifik ürünleriniz var mı? Kiehl ürünlerinin neredeyse tamamını spesifik ürün olarak görebiliriz. Ancak yine bunların arasında lastik izi giderici, mikro gözenekli porselen karo temizleyici, su bazlı ahşap yağları öne çıkmaktadır. uÜretmiş olduğunuz ürünler, hangi özellikleri ile ön plana çıkıyor? Kiehl ürünlerinin neredeyse tamamı %90’ın üzerinde doğada çözünürlüğe sahiptir. Ayrıca Kiehl toz olsun sıvı olsun hiçbir ürününde fosfat kullanmaz. Aynı zamanda 22 bitmiş ürününe EcoLabel çevre etiketi ödülü almıştır. Bu şekilde Kiehl ürünleri kullananlar çevre dostu kullanıcı hale gelirler. uÜretmiş olduğunuz ürünler, en çok nerelerde kullanılıyor? Üretmiş olduğumuz ürünler oteller, restoranlar, fabrikalar, spor salonları, catering firmaları, sağlık kuruluşları, kamu kuruluşları ve otomotiv sektöründe kullanılıyor. uÜrünlerinizin tercih sebeplerini anlatır mısınız? Yüksek konsantre ve çevre dostu olması, kendinden dozajlamaya sahip patentli ambalaj yapısı olması, sorun çözücü olması

E

ve kullanım ekonomis sağlaması başlıca tercih sebepleridir. uFirmanızın Yakın zamanda piyasaya sunmayı planladığınız yeni ürün ya da ürünler var mı? Yakın zamanda Sanikal isimli ürünümüzün konsantre formu olan Sanikal Konsantre’yi kullanıcılarımızın beğenisine sunduk. Bu ürün 1 litre konsantre’den 25 adet kullanıma hazır ürün veriyor. Banyo ve Wc temizleyicisi olarak kullanıyorsun. Ferahlatıcı kokusu ve su iticiliği sayesinde banyolarınız hiç ummadığınız kadar temiz oluyor. Bu ürünün yanı sıra dünyada ilk defa su bazlı patentli ecolabel çevre etiketli ödüllü Ahşap Yağı olan EcoRefresher’ı piyasaya sunduk. Bu yağ ile yağlanan ahşaplar 2 saat sonra üzerinde yürünebilir hale geliyor. Yine bunun yanı sıra Kiehl App’ ı faaliyete geçirerek tüm ürünlerimizin kullanım bilgileri ve MSDS lerinin bir arada olduğu kişisel asistanı cep telefonlarına indirgedik. Bu yenilik ile yine dünyada bir ilki gerçekleştirmiş olduk. uFirmanızı rakiplerinden farklı kılan unsurlar nelerdir? Sorun odaklı çalışmamız, yüksek kalite, dün-

yanın her yerinde aynı ürün kalitesi, çevre dostu ürünler. uMarkanızın değeri uluslararası üne sahip, bu dinamizmi nasıl sağladınız? Kiehl 110 yıllık bir aile şirketi. Doğru olandan hiç ayrılmadan çalışan bir firma. Yeniliklerin öncüsü. Aynı prensiplerle şu an dördüncü kuşak firmayı yönetiyor. Bütün uluslararası fuarlarda ve platformlarda faaliyet gösteriyor. Disiplinli çalışma başarıyı getiriyor. Arkasından da uluslararası ün zaten kendisi geliyor. uDünya pazarında öne çıkmak adına ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Kiehl dünya pazarının büyük bir kısmında ya temizlik sektöründe ya otomotiv sektöründe karşınıza çıkar. Sürekli çalışan bir arge merkezi sayesinde yeniliklerin öncüsü olmaya devam ediyoruz. Dünya pazarında yeni ve yenilikçi ürünlerimizle öne çıkmaktayız. Kiehl sürekli kendini yenileyen teknolojinin en son şeklini üretim hatlarında kullanan bir firma. Hatta kendi binalarında farklı ve daha iyi bir çevreci olabilmek adına jeotermal ısıyı kullanarak binanın ısıtmasını ve soğutmasını sağlamaktadır.

Derin Endüstriyel; Sektörde tam 30 yıl T

emelleri 30 yıl önce Kamil Zaptiyeoğlu tarafından atılan Derin Endüstriyel bu gün sektörde lider olmanın haklı gururunu taşıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaptiyeoğlu; Endüstriyel temizlik ürünleri ve plastik ekipmanları üreten firmamız sektörde kalıcı başarılar hedefiyle hareket etmektedir. Firmamızın bundan sonraki hedefleri arasında dünya pazarında Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek ve endüstriyel temizlik sektöründe daha kaliteli ergonomik ürünleri ileri teknoloji sanayileşmeden yararlanarak, pazara sürmektir. Gecemize katılan bütün dostlarımıza ayrı ayrı teşekkür ederim, biz büyük bir aileyiz, nice 30 yıllara diyerek, sözlerini tamamladı. Geceye katılan yaklaşık 300 misafir, ünlü sanatçı Latif Doğan’ın birbirinden güzel şarkı ve türküleri ile eğlendi.

ndüstriyel temizlik sektörünün gözü kulağı olarak sektördeki üretici, tedarikçi, ithalat ve ihracatçıları büyük bir çatı altında toplayarak; karşılıklı kazanç ve ticaretin güvenilir bir ortamda yapılmasını sağlayacak olan büyük ve uluslararası bir e-ticaret portalı hayata geçiriyoruz. Endüstriyel temizlik sektörünün tv, gazete, dergi olarak tüm mecralarında yer almak; sektörün nabzını tutmak adına grubumuza önemli bir ayrıcalık kazandırmakta; buna farklı sektörlerdeki global deneyimler de eklenince doğal olarak sektöre çok daha geniş bir açıdan bakabilmemiz mümkün oluyor. Çağımız hızlı, bilinçli, sistemli

ve seri hareket edenlerin başarıya ulaştığı bir çağ. Bizler de bu trioyu tüm sektörün kazanabileceği bir projeye çevirdik. Kısa bir süre sonra da aktif hayata geçireceğiz. Daha önce de belirttiğim gibi yıllardır sektörün nabzını tutan bir medya grubuyuz; istikrarımız rakiplerimiz olmasına rağmen başarı ile devam etmekte, haliyle bu durum bizlere güven olarak da geri dönüyor.Yani sektöre bizi tanıyın; biz buyuz demek gibi bir zaman kaybımız yok; GÜVEN ve BİLİNİRLİK temelinin çok önceden atılmış olması projemize büyük bir sermaye; ama daha önemlisi ciddi bir zaman tasarrufu sağlayacak. Böylelikle sanal sa-

tıştaki “dokunmadan almam” psikolojisini de önemli bir şekilde yok etmiş olacak.Ayrıca medya kuruluşu olmamız sektöre tarafsız bakabilmemizi sağladığından adaletli bir rekabet ortamını da en ekonomik fiyatlarla sağlayabileceğiz. Öncelikle sektördeki haklı rekabet ve güvenimizi bu proje ile daha da sağlamlaştıracağımıza güvenimiz tam; enerjik ve ekip ruhu ile çalışan bir grubumuz var; pazar araştırmamız tam; yenilik ve değişikliklerden önce bizim haberimiz oluyor; Tüm bu avantajlara rağmen beklentimiz e-ticaret de güven ve istikrar. güven ve istikrar başarıyı oluşturur. Gerisi zaten gelir.BKM verilerine göre 2007 yılında 5.537.17 TL

olan e-ticaret hacmi; 2012’de 30.6 milyar TL a ulaşmıştır. Ve bu ivme son iki yılda katlanarak büyümektedir. Bu da e-ticaretin şirketlere ve girişimcilere ne denli kazanç ve bilinilirlik kazandırdığının bir diğer göstergesidir. Sektörün nabzını tutan bir konumda olduğumuz için riskleri avantaja çevirmemiz bizim en büyük artımız. Satış sonrası da hem üretici ve tedarikçimizin hem de müşterimizin yanında olmamız ayrıca bir avantaj. Gelin hep birlikte güvenli ve istikrarlı bir ortamda hep birlikte kazanalım ve kazandıralım. Hem reklam hem ticaret hem güven ve istikrar sadece www. tem333.com da.

E IN Z A G A M R E N A CLE

DERGISI 6 YAEŞINDA

ndüstriyel Temizlik sektörünün lider yayın organı 6 ıncı dostyılını EdtExpo fuar alanında dya Me ı. lad kut r abe ları ile ber AZ; Grup Başkanı Hakkı KORKM için et yıllardır sektöre hizm irse ekip olarak elimizden ne gel da, rlar fua ı tdış yapıyoruz. Yur z Türkçe-İngilizce hazırladığımı liğe kim bir ı ras sla Ulu iz gim der mesi büründü, sektörde kabul gör guiçin m bizi ası ve referans olm k aca yap ırım Yat . ıdır rur kaynağ k ece ver rlük ütö trib ,dis ları işadam ayap ı firmalar hatta eleman alım izi cak kurumsal firmalar dergim de ece der Bu . rler takip etmektedi de için ve ız am olm im hak sektöre rijele pro ile sı ayı dol ız am bulunm veBu r. miz tam destek görüyo bütün sile ile bizlere destek olan a Dah riz. ede ür ekk herkese teş m. oru diy r abe ber hep ara nice yıll

TEMIZ TV EDT EXPO FUARI’NDA Sektörde 10 yıl ‘LİDER’ kalmak güç ister

E

Ümit Zaptiyeoğlu

ndüstriyel temizlik sektöründe 2005 yılından beri hizmet veren sektörün en önemli oyuncularından Lider Grup Genel müdürü Ahmet GÜNER; Firmamız kurulduğu 2005 yılından beri mükemmel hizmet ve kalite güvencesiyle endüstriyel alanda kısa zamanda ismini duyurmayı başarmıştır. Müşterilerimizin duyduğu sadakatin, verilen satış sonrası hizmetlerin kalitesi ile doğru orantılı olduğunun bilinci ve tüm ürün yel pazesi ile müşterilemize hizmet vermeyi sürdürüyoruz.

B

u yıl 3.üncüsü düzenlenen EDT EXPO 2015 Fuarı’nda yaptığı canlı yayınlar, röportajlar, lansmanlarla Cleaner Magazine ve Temiz Tv ekibi gövde gösterisi yaptı. Temiz Tv Genel Müdürü Songül GÜÇLÜEL yaptığı açıklamada; “Yurtiçi ve yurt-

dışından gelen misafirlerimizle çok verimli 4 gün geçirdik. Bütün dostlarımızla kısa orta ve uzun vadede gerçekleştireceğimiz stratejilerimizi paylaşarak Temiz Tv ve Cleaner Magazine dergimizde neler yapacağımızı anlattık. Daha nice fuarlara diyoruz” şeklinde konuştu.


12

Project1

12/27/13

10:33 AM

Lezzet & Gastronomi

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

Başyazı Betül

ALTINBAŞAK

La Petite Maison’da Bu Ayın Yıldızı Bol soğanlı limonlu fırın çipura

T 350 ÇEŞI N DE BIRBIRIN I FARKL ER LEZZETL

) n o r t i C u a e d a r (Dau

betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com

YEMEĞIN ANTROPOLOJISI HATAY MUTFAĞI’NIN FARKLI LEZZETLERIYLE

HAK EVRENSEL

Hatay Sofrası A Taş Devri’nden günümüze beslenme

İ

nsanoğlu taş devrinden bu yana fiziksel ve sosyal olarak çok ciddi bir gelişim göstererek bugünkü durumuna gelmiştir. Aslında 3.5 milyar yaşındaki dünyamızın tarihi içinde insan hayatının rolü bunun sadece 30 bin yılını kapsamaktadır. Tarım dönemi günümüzden 10 bin yıl önce başlamışken, sanayileşmenin tarihi ise henüz 2 yüz yıl öncesine dayanmaktadır. İnsanoğlunun beslenme eğilimleri ve besinlere olan yaklaşımı da bu evrimsel süreçte değişmiştir. Günümüzdeki bitkilerin çoğu ve ataları da evrimleşerek bugünlere gelmiştir. Önce tohumlar ve tohumlu bitkiler evrimleşmiştir. Ardından diğer yabani meyvelerin, otların ve çeşitli köklerin evrimleşerek geldiğini yapılan antropolojik, prehistorik ve arkeolojik kazılarda elde edilen bir takım bulgulardan ve yiyeceklerden kalan fosil araştırmalarından biliyoruz. Tüm bu kaynakların ışığında diyebiliriz ki, insanoğlu bu tarihsel süreçte özellikle tarım dönemine kadar hayatta kalabilmek için ciddi bir mücadele verdi. Avcı toplayıcı özellik taşıyan taş devri insanının besin arayışına girdiği öncelikli yerler, yaşadığı mağaranın yakınlarındaki ormanlardır. Aslında o dönemde ormanlar insan türü için çok tehlikelidir. Zira dönemin en vahşi ve tehlikeli antik hayvanları da bu ormanlarda yaşamaktadır.

Bugün insanlar kendi ürettikleriyle hayatlarını devam ettirirken, binlerce yıl önceki kuşaklar doğanın verdikleriyle yetindikleri, avlayabildikleri, toplayabildikleri kadar varlıklarını sürdürebildikleri bir yaşamın içinde olmuşlardır. Zira yazılı kaynaklar gösteriyor ki bu dönemde her zaman bolluk yoktu. Açlık, kıtlık, salgın hastalıklar vb. doğanın hırçınlıklarını da belli zamanlarda karşılamak gerekmiştir. Konunun uzmanlarının ve araştırmacılarının söylediklerine göre de insan vücudu bu durumları göğüsleyebilecek şekilde uyum sağlayabilme becerisine sahiptir. Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Sibel Karakaya’ya göre; Taş Devri insanı, bitkisel ve hayvansal gıdaların tümünü tüketebiliyor, mevsimlere göre de beslenmesini ayarlayabiliyordu. Avcı insan için doğal hayatın bir parçası olma zorunluluğu vardı. Fazla enerjiyi yağ olarak depoluyor, gerektiğinde de bu depolardan kullanıyordu. Avcı toplayıcı insan, bu besinlere ulaşmak için çok ciddi çaba sarf etmekteydi. Bir bizonun peşinden mızrakla koşmak, onu yere indirip öldürmek, kilometrelerce geri, mağaraya taşımak kolay bir iş olmasa gerek. Benzer şekilde her gün ağaçlara tırmanıp, bin bir kıvraklıkla meyvesebze toplamak da kolay değildir. Balık da yiyen ilk insanlar, şu an kulağa çok zor gelse de o dönemde balıkları elleriyle yakalıyorlardı.

Bazen de sessizce, sürünerek avlarına ulaşmaya çalışırlardı. Yakalayacakları hayvan, onları görmesin, kokularını almasın diye vücutlarını çamura bularlardı. Bu insanların dayanıklılığı, kardiyovasküler sağlıkları, kas-yağ dengeleri, günümüz maraton koşucuları ile neredeyse aynı düzeydeydi. Bugün de insan vücudu fazla olanı yağ olarak depoluyor ancak ilk insanlara göre çok daha hareketsiz olduğu için bu stoklar, kalp damar hastalıkları, obezite vb olarak kendisine geri dönüyor.

İlk insanlar beyinlerini, gıdayı değişik yollardan bulmak için kullanırken, günümüz modern insanı beynini lezzetli gıdaları reddetmek ve ilk çağ insanından gelen “yemek ye” içgüdüsüyle savaşmak için kullanmaktadır. İlk çağ insanı zekasını kazandığı enerjiyi korumak için kullanırken, günümüz insanı aldığı enerjiyi harcama yollarını bulmak için kullanmaktadır. Çok kesin olmamakla beraber ilk çağ insanlarının günde 3 bin kalori enerji tükettikleri ama asla obez olmadıkları, modern insanın 2 bin kalori tükettiği fakat fiziksel aktivitesinin azlığından dolayı obez olduğu görülmektedir. Ayrıca taş devri insanın vücudu için gerekli tüm besin öğelerini karşılayabildiği, süt içmediği halde, meyvelerden, kemikten vb. günlük 800mg/ gün veya biraz daha az, modern insanın ise günlük 500 mg/gün veya daha az kalsiyum aldığı, taş devri insanın meyvelerden vb. bitkilerden 400 mg C vitamini modern insanın 100 mg C vitamini aldığı düşünülmektedir. Avcı toplayıcı olan taş devri insanının günlük enerjisinin 15/ 20’sini yağlardan, % 70- 80’inin nişastadan aldığını, tarım toplumuna geçişle 10/15’ini yağlardan 60/ 75’ini ve nişastadan % 5’ini rafine şekerden aldığını görüyoruz. Tarımın keşfi ve insanoğlunun doğaya hükmetmeye başlamasıyla da şeker başta olmak üzere rafine edilmiş gıdalar insanoğlunun hayatında yerini almaya başlıyor. Bu veriler sizin kafanızda, “ilk çağ” insanlarının daha sağlıklı ya da uzun mu yaşadığı ile ilgili bir takım soruları oluşturabilir, ancak konunun uzmanları buna “hayır” coğrafi koşullar, beslenme yetersizliği (besine her zaman ulaşamıyorlar), iklim, hastalıklar vb. nedenlerle çok uzun yaşamadığını ancak günümüz modern insanın da uzun yaşamakla birlikte günümüzde kanser, kalp damar hastalıkları gibi sorunlarla uğraştığını belirtmekteler. Ama bu iki hayat kıyaslandığında Prof.Karakaya çıkarılması gereken sonucu şöyle özetliyor; “avcı - toplayıcı insan gibi yaşamak mümkün değildir, zira günümüzdeki et, sebze meyve farklıdır; ancak onların beslenme modelinde yer alan ve sağlığımızı olumlu etkileyecek bazı özellikleri örnek alıp yaşantımızı düzenleyebiliriz. Bunun için de rafine edilmiş ürünlerden uzak durmak ve fiziksel aktivite yapmak en önemlisidir.” Sağlık ve afiyetle kalın...

nadolu medeniyetlerinin, kültür ve lezzetleri ile doğan Hatay Mutfağı’nı İstanbul da yaşatıyor. Antakya’nın, Ortadoğu, Akdeniz, Osmanlı ve Türk Mutfağı’ndan harmanlanmış seçme özel lezzetlerini, geleneksel reçetelerine sadık kalarak hazırladığı 350 çeşit yemeğiyle, Florya’daki mekanında müşterilerine sunan Hak Evrensel Hatay Sofrası, hizmet ve kalitesini, uluslararası kazandığı belgelerle de kanıtlamış. Hatay’ın geçmişten günümüze gelen derin ve çok kültürlü mutfak zenginliğini bulacağınız Hak Evrensel’de, Krallara layik 350 çeşit damak çatlatan lezzet bulunmakta. Tuzda Kuzu, Testi Kebap, Fırında Kuzu Terletme, Metrelik Padişah Kebabı, Kağıt Kebap, Nar Ekşili Kebap, Özel Lübnan Sarması, Hatay Usulü

Tepsi Kebabı, Piliç Kapama, Arap Tava, Abagannuş, Humus, Mumbar Dolması, Ekşi Aşı, Tebbuli Salatası, Fettuş Salatası, Zahter Salatası, Hatay Künefesi, Domates Tatlısı, Ceviz Tatlısı Krallara layik menüdeki özel lezzetlerden birkaçı. Ayrıca bu şık mekan; Hatay’ın yöresel peynirleri, reçel, bal ve zeytinyağı dahil 180 çeşit kahvaltılık seçeneği ve zengin kahvaltı sofralarıyla bir lezzet ve ziyafet şöleni sunuyor. Haftasonu kahvaltıları Hak Evrensel’de bir lezzet destanına dönüşüyor. Hak Evrensel sofrası, Ortadoğu’ya ait lezzetlerinden dolayı Katar, Kuveyt, Dubai ve diğer ülkelerin devlet yöneticileri, özellikle Kraliyet ailesi ve bakanları misafir ediyor. Ortadoğu ülkelerinden sipariş edilen, menüsünde bulunan Kaya tuzuyla kaplanmış yemeklerini, Hak Evrensel 3,5-4 saat sıcaklığı ve lezzeti bozulmadan özel uçaklarla yurt dışına da gönderiyor.

20

yıl önce Nice’de Bayan zet öneriyor. Fırında pişirilaşçı Nicole Rubi ve resmiş 650-700 gr.lık bütün sam eşi tarafından kurulan, ge- çipuranın limon, sarımsak, çen yılda Maçka Palas’ın altında maydanoz, zencefil, rezene, İstanbul şubesi açılan La Petite bol soğan, taze baharatlar Maison; İstanbulluları Fransız ve zeytinyağı ile harmanlanaAkdeniz ve Nice mutfağının rak marine edilmesi, 24 saat lezzetleriyle buluşturmaya bekletildikten sonra fırında devam ediyor. Açıldığı günden ağır ağır pişirilrek sunulması beri misafirlerine şehrin en leile çok özel bir tat elde ediliyor. ziz ve özgün yemeklerini sunan La Petite Maison’un alışkanlık La Petite Maison İstanbul, Mayaratan diğer deniz lezzetleri yıs ayının öne çıkan yıl(Levrek seviche, dız tabağı ‘Daurade au dülger balığı ve Citron’u misafirlerinin karides) gibi beğenisine sunuyor. ‘Daurade au CitDaha önce Moskova ron’, şık sunumu ve Londra şubeleve tazeliği ile, rinde çalışan, La bahar aylarında Petite Maison lezzetten ödün İstanbul Executive vermeden hafif Şefi Liam Smithseçenekler arayan Laing, misafirleriİstanbullu lezzetne Mayıs ayı için severlerin vazge‘Daurade au Citron’ çilmezi olacağa Executive Chef adlı özel bir lezbenziyor. Liam Smith-Laing

Ü” L L Ü D Ö T E LEZZ N Ü T S Ü “ Ülkemizin k yağ markası oldu ilk ve te

YENİLİKLERİN ÖNCÜSÜ

SUNAR

SUNAR Grup Y. K. Üyesi ve CEO’su Hüseyin Çomu

T

ürkiye “mısır yağı” ihracat lideri Sunar, Ortadoğu’nun ilk Sorbitol’ünü de üretti. Yeniliklerin peşinde koşan SUNAR Grup Y. K. Üyesi ve CEO’su Hüseyin Çomu ile yakalanan bu başarı ivmesini değerlendirdik. u Sunar Grup’un Bölge ve Türkiye Ekonomisine katkısını belirtir misiniz? Sunar Grup ürettiği ürünlerin yaklaşık % 60’ını ihraç ediyor. Özellikle %100 Türk sermayeli yapımızla dünya devleri ile rekabet ediyor, gıda sanayinin ihtiyacı olan yüksek kalitede ürünler arz ediyoruz. 5 yıl önce başlayan ihracatımızı, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere, Brezilya’dan Güney Kore’ye kadar 5 kıtada 90’ın üzerinde ülkeye yönelik olarak gerçekleştiriyoruz. Son açıklanan 2013 yılı TİM 1000 listesinde, ihracattaki hızlı büyümemizden dolayı 357 sıra birden yükselerek 469’uncu sıraya geldik. Bu çıkışımızla

ihracatta Adana’nın en hızlı yükselen firması olduk. “SORBİTOL ŞURUBUNU, TÜRKİYE’DE VE ORTADOĞU’DA İLK KEZ ÜRETEN FİRMAYIZ” Sunar Grup olarak Türkiye’nin mısır uzmanıyız. Mısır yağı üretiminde tarladan sofraya kadar olan sürecin tamamını üstlenebilen; Türkiye’deki tek, dünyadaki sayılı entegre tesislerden birine sahibiz.Türkiye’nin en kıdemli, nişasta fabrikasını da biz kurduk. 1985 yılında kurduğumuz Sunar Mısır şirketimiz, bu bölgede mısırın yetiştirilmesine ve bu mısırı işleyecek diğer firmalara da öncülük yapmıştır. Bugün yaptığımız ArGe çalışmaları sonucunda Türkiye’nin ithal kalemleri arasında önemli yer tutan ve üretimi ülkemizde

gerçekleşmeyen bazı özel amaçlı modifiye nişastaları dekstrinleri üreterek büyük bir başarıya imza attık. Bu başarımıza bir yenisini daha ekleyerek Türkiye ve Ortadoğu’da ilk kez ileri teknoloji ürünü olan “sorbitolü” de üretmeye başladık. Dünyada gıda, eczacılık, diş macunu, kozmetik ve tütün ürünleri gibi ürünlerin formülasyonlarında yaygın olarak kullanılan, düşük kalori değerine sahip yapısıyla kan şekeri endeksini arttırmayan ve yüksek teknoloji ürünü olan sorbitol şurubunu, ülkemizde üretmenin gururunu yaşıyoruz. Türkiye’de helal sertifikasını ilk kez alan bitkisel yağ üreticisi olduk-

larını vurgulayan Çomu, son olarak şu açıklamalarda bulundu: “Sunar, Türkiye’nin en prestijli ödüllerini de alarak sektöre farklı bir boyut kazandırdı. Bu ödüllerin başında şüphesiz “Üstün Lezzet Ödülü” bulunuyor. Lezzet ve kalitemize

vurgu yapmak amacıyla merkezi Brüksel’de bulunan “Uluslararası Lezzet ve Kalite Enstitüsü”ne başvurduk. Mısır yağımız ve unlu mamulle pastanelerde kullanılan “Sunar Profesyonel Pasta” margarinimiz üretim koşulları, tadı, kokusu, ilk izlenimi ve ambalajı açısından hepsi onlarca yıllık tecrübeye sahip 120 kişilik şef ve 12

kişilik içecek uzman grubunun kör test incelemesinden geçti. Bu sene de Sunar Ayçiçek Yağı ve Sunar Profesyonel Baklavalık yağımız master cheflerinin beğenisini kazanarak ITQI’nin “üstün lezzetli’’ ürünler kategorisine girmeyi başardı. Neticede bu ürünlerimiz dünyanın önde gelen “master chef”lerinin beğenisini kazanarak ITQI’nin “üstün lezzetli’’ ürünler listesine girdi. Bu başarımızla Türkiye’de üstün lezzet ödülünü alan ilk ve tek yağ markası olduk. Uluslararası düzeyde bir ödül olan “Üstün Lezzet Ödülümüzü” yurt dışı pazarlama çalışmalarımızda da kullanıyoruz. Özellikle yakın coğrafyada markalaşmak bizim için çok önemli. Bu ülkelerde yapılarına uygun bir biçimde yurt dışı pazarlama faaliyetleri yürütüyoruz. Bununla birlikte yeni pazarlara açılma stratejisini de sürekli olarak izlemeye devam ediyoruz.”


Lezzet günlükleri

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

15 NİSAN 2015 ÇARŞAMBA

www.milliyet.com.tr

BASINDA GÜVEN

13

Süleyman ÇAKIR suleymancakir@lezzetgazetesi.com

H

BRUGGE

ZAMANI DURDURAN ORTAÇAĞ KENTI

er köşesinden bir Şövalye çıkacak hissi uyandıran sokaklarında yürürken zamanda yolculuk yapıyormuş hissine kapılıyorum. Takvime baksam sanki XI.yüzyılı gösterecek kadar zamanı dondurabilmiş sihirli bir yer Brugge. Pastelin tüm tonlarına hakim evleri; taştan değil sanki şekerden yapılmış gibi rengarenk. Pasta süslerini andıran çatılarının gölgesinde, çikolata kokusu, at nalı ve çan sesleri eşliğinde yürüyorum. Modern Avrupa’nın göbeğinde yer alan Brugge’da yüzyıllar öncesinin Ortaçağ’ını yaşatan bir film platosunda gibiyim. Belçika’nın, Batı Flandra ilinin Başkent›i Brugge; XI.Yüzyıl›ın en önemli liman ve ticaret şehriyken, yaşadığı sel felaketleri sonucu azalan kanallarıyla günümüzde turistik açıdan gözde olan bir kent. Şehrin tüm ruhuna hakim olan Orta Çağ mimarisi, II. Dünya Savaşı›nda zarar görmemiş ve günümüze dek özenle korunmuş olma özellikleriyle oldukça etkileyici. UNESCO koruma mirasları arasında yer alan küçük şehirde, attığım her adımda, tarihi hissediyor olmak hayranlık sebebim. Keşke diyorum. Ülkemizde de eşsiz

tarihi mirasımız böylesi bir özenle koruyabilseydi. Şehir demeye dilimin pek varmadığı tarihi bir kasaba atmosferinde ki Brugge’da beni en çok etkileyen Minnewater Kanal Gölü oluyor. Aşk anlamına gelen Minne kelimesi buradaki nostaljik romantizmi tam olarak tarifliyor aslında. Yeşilin her tonuna hakim parkın ve gölün dört bir yanında kuğular var. Hafızama kazımak istediğim bu manzara tarihte kim bilir kaç sanatçıya ilham vermiştir diye düşünüyorum. Seyre doyulmayan antika bir yağlı boya tablosu gizemi taşıyor. Brugge, Köprüler anlamına geliyor. Kanallar diyarında,

suların üzerine kurulmuş yaşam alanlarında, insanlara geçit veren köprülerle dolu bir şehire bundan daha güzel bir isim konulabilirmiydi diye düşünmeden edemiyorum. Brugge’da mutlaka yapmanız gerekenlerin başında kanal gezisi geliyor. Böylelikle kentin tüm güzelliğini keyifle izleyebilirsiniz. Zilverstraat üzerindeki, şehrin en ihtişamlı binalarından biri olan St.Salvador Katedrali’neBrugge Katedrali de deniliyor. Yaşadığı istilalar ve zamanın tahribatına karşı hala dimdik ayakta. Ünlü ressam Michelangelo’nun; İtalya dışında bulunan en önemli eserlerinden birisi olan Madonna and Child eserini barındıran Meryem Kilisesi bu sanat eseri sebebiyle çok ayrı bir değere sahip. Eser; özel bir bölümde sergileniyor ve buraya getiriliş hikayesini de Brugge’da yaşayan bir tüccara borçlu. Defalarca çalınıp, her defasında bulunup geri getirilme hikayeleri de dilden dile dolaşıyor. Markt Meydanı; şehrinin yüzyıllar boyu kalbi olmuş, kare biçimli bir meydan. Belediye binası ve şehrin ana siluetini oluşturan Belfort Çan Kulesi bu meydanda yeralıyor. 83 metre yüksekliğinde ve

Zamanı Ortaçağ’da durduran Brugge; UNESCO tarafından Dünya Koruma Mirası listesinde yer alan büyüleyici bir kent...

Hilal’in lezzet turu Hilal ARSLANGIRAY

NİSAN 2015 215TEMMUZ 2014ÇARŞAMBA ÇARŞAMBA Sayı: 13 2 SayıYıl: 6 Yıl:1

kenti yukarıdan izlemek isterseniz asansör olmadığını da belirtmek isterim. Kentin simgesi olan el işi Dantel›leri bu meydanda bulabilirsiniz. Küçük dantel işleme masalarında oturarak el işçiliğini sergileyen rahibelerle sık sık karşılaşacaksınız. Ayrıca Markt Meydan›ında fayton turu için kalkış noktalarını da bulabilirsiniz. Bu kent bir başka güzel kokuyor. İnsanı arkasından sürükleyen çikolata kokusu karşı konulamaz. Sokaklar şirin çikolata dükkanlarıyla dolu. Çikolatadan yapılmış bir masal kenti olmalı burası. Bitter’i, sütlüsü, marzipanlısı, bademlisi, fındıklısı ve daha binbir çeşit. İsterseniz nasıl üretildiğini canlı izleyebildiğiniz çikolatalara, tutkuyla bir kez daha bağlanıyorsunuz. Brugge’da lezzet deyince çok çeşitli alternatifler bulmak mümkün. Klasik ve modern Gastronomi›nin şık bir bileşeni ve sunumuyla De Karmeliet, Belçika’nın ilk üç Michelin Yıldızlı Aşç›sı Geert Van Hecke’e emanet. Geleneksel Belçika mutfağını, Fransız vurgusuyla yorumlayan menüsünde birbirinden özel lezzetler var. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Brugge; deniz mahsulleri ve vejeteryan restoranları açısından zengin bir kent. Mussels adı verilen midye yemekleri, karides mezeleri, Boulettes adı verilen kızarmış köfte, Stoemp adıverilen sosis, Stoofvlees adı verilen yöresel biftek yemeği en başta gelen yerel lezzetler arasındadır. Brugge’da patates kızartması başlıbaşına bir sanat. Kalın dilimlenmiş, çifte kızartılmış, köriyle soslanmış patatesi şahane. Bu kentin tatmadan dönmeyeceğiniz bir diğer meşhurlaşmış lezzeti de Waffle. Belçika birasıyla ünlü bir ülke ve Brugge şehrinin içerisinde de pek çok tarihi bira fabrikası bulunuyor. Başka yerde bulamayacağınız Garre birasını denemenizi tavsiye ederim. Hiç bitmese dediğiniz bir huzur vardır Brugge’da.

w w w . milliy et. co m. tr

B A SIN DA G Ü V E N

Yayın Sahibi

Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.

Yayın Sahibi

Genel Yayın Yönetmeni

FİKRET BİLA

Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı A.Ş. Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık UMUT ALPHAN

Genel Yayın Yönetmeni

Yazı İşleri Müdürleri BERTAN AĞANOĞLU • İLKE GÜRSOY BAYDU CAN • MENDERES ÖZEL

FİKRET BİLA

Okur Temsilcisi Görsel Yönetmen ERSOY DİYAR

BELMA BELMA AKÇURA Okur Temsilcisi AKÇURA Tüzel Kişi Temsilcisi Sorumlu Müdür Ankara Temsilcisi SERPİL ÇEVİKCAN Tüzel Kişi Temsilcisi ALİ NAZIM ONARAN İSMAİL ERALP İSMAİL ERALP

Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN

Yayın Yönetmeni Yayın Yönetmeni Yayın Yönetmeni ADİLPAKMAN YILDIZ M. VASFİ M.VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör Genel Koordinatör DİDEM YILDIZ

ALİ AYDIN YELİNER Genel Koordinatör Reklam Müdürü ALİ AYDIN YELİNER Editörler BEYHAN AŞKIN

ÖZLEM MEKİK Editör Editörler UĞUR ONUR URHAN ALİ S. EYÜBOĞLU Özlem MEKİK Görsel Yönetmen HALDUN Z. TÜZEL Hakkı KORKMAZ MUSTAFA KAYACAN Haldun Z. TÜZEL Görsel Yönetmen Sayfa Tasarımı Betül ALTINBAŞAK TUNCAY TAPAR DEMET YILDIZ - GAMZE UĞUR - HAZAL KANADLI Yayına Yayına Hazırlayan Yeliner Reklam Ajansı Hazırlayan Medya İletişim Mecraları Reklamcılık, Pazarlama ve Turizm Tic. Şirketi’dir. Ltd. Şti.’dir. Danışmanlık Ticaret Limited 0212 76Başkanı 89 Tel:213 0212 213 76 89 KARSAN Operasyon veTel: Pazarlama Grup VOLKAN www.aydajans.com www.aydajans.com Mali İşler Grup Başkanı NİYAZİ ALKAYA Yönetim Yeri Operasyon ve Pazarlama Grup Başkanı VOLKAN KARSAN İzzetpaşa Mahallesi Abide-i Hürriyet Caddesi No. 162 Mali İşler Grup Başkanı NİYAZİ ALKAYA Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T. 0212 337 99 99 Haber Merkezi T. 0212 337 92 39 Yönetim Yeri Temsilcilikler İzzetpaşa Mahallesi Abide-i No.38162 T. 0312 410 88Hürriyet 00 (pbx) Caddesi F. 0312 417 78 ANKARA EGE İzmir34387 HAMDİİstanbul TÜRKMEN 0232337 464 99 16 99 00 (pbx) F. 0232 464 16 01 Çağlayan-Şişli T.T.0212 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 F. 0242 321 57 60 Haber Merkezi T. 0212YAMAN 337 92 39 458 13 72 (pbx) F. 0322 459 85 03 ADANA AHMET T. 0322 Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul Temsilcilikler Meslek İlkeleri’ne (pbx)Basın F. 0312 417 38 78 uymaya söz vermiştir. ANKARA T. 0312 410 88 00Milliyet Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN T.0232 464 16 00 (pbx) F.0232 464 16 01 haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 24 60A.Ş.’ye F. 0242 321İzin 57alınmadan 60 Gazetecilik ve 322 Yayıncılık aittir. ADANA AHMET YAMAN T. 0322 458 13 72 (pbx) 0322edilemez. 459 85 03 kaynak gösterilerek dahiF.iktibas Yayın Türü Yaygın Süreli www.milliyet.com.tr Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul

Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Yayın Türü Yaygın Süreli

www.milliyet.com.tr

Ekmek’te LEZZETİ KALİTE ile buluşturuyor

E

kmeğin ve unlu mamullerin lezzetli ve kaliteli adresi DOYGUN, her damak tadına ve bütçeye uygun alternatifler sunan ürünleriyle öne çıkıyor. Perakendeye yönelik tam tahıllı ekmekleri, tost, hamburger ve sandviç ekmekleri, pasta tabanları, galetaları, tam buğday unu, yarı pişmiş donuk simit, açma ve poğaçasına ek olarak tortilla ve kahveli tiramisu keki gibi farklı tatları da ürün portföyüne ekleyen DOYGUN, her geçen yıl lezzet haritasını genişletiyor. PRATIK TATLILAR IÇIN DOYGUN KAHVELI TIRAMISU KEKI Perakende ürün grubuna 2014 yılında sade ve tam buğdaylı çeşitleriyle tortilla ve galetanın yanı sıra yarı pişmiş donuk İstanbul simidi, açma ve poğaçayı dahil eden DOYGUN, 2015’te ise yeni kahveli tiramisu keki ile farklı bir lezzete imza attı. Kahve eklemeden sadece su ya da sütle ıslatılarak hazırlanan DOYGUN Kahveli Tiramisu Keki, lezzetli

tiramisu’lar ve sıradışı pastalar hazırlamak isteyenlere pratik çözümler sunuyor. Kahveli Tiramisu Keki sade olarak çay ve kahvenin yanında tüketmek de mümkün.

LEZZETINE DOYGUN 174 ÇEŞIT ÜRÜN Perakendede 30 çeşit ürünü bulunan DOYGUN, otel, restoran, kafe ve catering firmaları gibi endüstriyel mutfaklara da içerisinde 144 lezzeti barındıran DOYGUN Profesyonel markası ile hizmet veriyor. Toplamda 174 çeşit ürüne sahip olan DOYGUN, lezzette sınır tanımıyor. Perakende ürünleriyle 2 bin, toplamda 3 bini aşkın noktada tüketicilerle buluşan DOYGUN, profesyonellere yönelik ürünlerini İstanbul, Kocaeli ve Tekirdağ bölgelerine kendi dağıtım kanalıyla ulaştırıyor. Hayvansal katkı maddesi içermeyen, GDO’suz ve tamamen bitkisel içerikli ürünler üreten DOYGUN, Türkiye’de paketli ekmekte Helal Gıda Belgesi’ni alan ilk firma. Ayrıca Türkiye’ nin en modern ekmek ve unlu mamul üretim tesislerinden birine sahip.

YetenekliR FIRINCILAsı Yarışma F

ırıncılık Dünya Şampiyonası ön elemeleri ‘Louis Lesaffre Cup’ın Afrika–Akdeniz Bölgesi seçmeleri 10 Nisan’da İstanbul’da başladı. Türkiye Fırıncılar Milli Takımı, ‘uluslararası jüri karşısına çıktı Cezayir, Fas, Fildişi Sahilleri ve Mauritius’lu fırıncıların da rekabet edeceği yarışmada Final’e Türkiye’nin gidip gitmeyeceği 16 Nisan’daki ödül töreninde belli olacak.

S

Ekmek ye mutlu yaşa

okakta yürürken sıcak ekmek kokusunu içime çekmek için fırınların önünden geçmeyi tercih ederim.. Ekmeğin hazırlanışı, pişirilmesi ve lezzeti coğrafya ve kültüre göre farklı olsa da kokusu hep aynıdır. İştah açar, mutlu eder, gülümsetir, huzur ve güven verir… Faydaları saymakla bitmeyen ekmeğin ülkemizde tüketimi günde 86 milyon adet, yılda 31,4 milyar adettir. Doyurucu ve ekonomik olması, vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük besin değerlerinin birçoğunu karşılaması da ekmeği bizim olmazsa olmazımız yapmaktadır. Ekmek öyle bir ‘nimet’tir ki 40 yıldır bir çok sağlıklı beslenme ve diyet kitapları yazan Prof. Dr. Canan Karatay’ı bile meşhur etmiş, sosyal medyada fenomen hale getirmiştir. Sık sık televizyonlara çıkıp “Ekmek zararlıdır, ekmek yemeyin!” diyerek popülerliğini arttırmaya çalışan Prof. Dr. Canan Karatay’ı merakla ve dikkatle takip ediyorum. Ekmek konusunda söyledikleri Dr.Villiam Davis’in ‘Buğday Göbeği’ kitabıyla benzer söylemler içerir. Dr. Villiam Davis kitabında günümüzde tükettiğimiz buğdayın orijinal halinden eser kalmadığını, hepsinin hibrit (melez) olduğunu söylüyor. Amerika’da böyle midir? Bilmem ama ülkemizde binlerce yıldır değişmeyen buğday türleri vardır. Dolayısıyla Dr. Villiam Davis’in ve Canan Karatay’ın iddiaları asılsızdır.

Sayın Karatay’ın diğer uzmanlar gibi ekmeği az tüketin, tam buğday veya katkısız ekmek tüketin deseydi samimiyetine inanırdım. Onun önerdiklerini yediğimizi düşünelim. Kahvaltıda yumurtayı, tereyağını bolca öneriyor. Kim bunları ekmeksiz yiyebilir. Gün içinde bol bol fındık fıstık yiyebiliyormuşuz. Fındığın kilosu en az 40 tl yiyebiliyorsan ye ! Akşam yağlı tarafından pirzola, büftek, ciğer ve sakatatlar serbest ama ekmeksiz, kaç pirzolayla doyarsınız bir düşünün! Bilim insanları halka mesaj verirken çok dikkatli olmalılar. Halkın kültürel ve ekonomik değerlerini de göz önünde tutmalıdırlar. Anlayamadığım başka bir durum da, bu ülkede ziraat, gıda mühendisleri, beslenme uzmanları, dernekler, federasyonlar en önemlisi Gıda ve Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı var. Neden televizyonlarda bu kişiler açıklama yapmıyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2013/02 tarihinde yayınladığı “Tam Buğday Ekmeğin Teşviki” konulu genelgesinde; ‘Tam tahıl ekmeği posa, E vitamini, selenyum, demir, magnezyum, çinko ve B vitaminleri (B1, B6, niasin) gibi besin öğeleri bakımından zengindir. Bu nedenle özellikle tam buğday ekmeğinin tüketilmesi sağlık açısından önem arz etmektedir. B vitaminleri öğrenme ve kavrama fonksiyonlarının gelişimi, aneminin önlenmesi, bazı doğum kusurlarının önlenmesi, kardiyovasküler hastalıklar ve kanserin önlenmesi, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemlidir. Posa içeren esmer ekmeklerin, glisemik indeks (kan şekerini yükseltme oranı referansı) değeri beyaz ekmeğe oranla daha düşüktür. Glisemik indeksinin düşük olması ve posa içeriğinin yüksek olması tokluk hissini de artırır. Gerek kan şekerinin ayarlanmasında gerekse de daha fazla tokluk hissi vermesi nedeniyle kilo kontrolünde tam buğday ekmeği kullanımı beyaz ekmeğe oranla daha avantajlıdır. Posa içeriği yüksek olan ekmekler, sindirim sistemi sağlığının korunmasında ve buna bağlı kolon kanser riskinin azaltılmasında önemlidir’ denilmektedir. Besin zincirinde proteinler kadar karbonhidratların da önemli bir yeri olduğunu önemle belirtir, temel besin maddesi olan ekmeği sofralarınızdan eksik etmemenizi öneririm.



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.