Lezetinsesi 2.sayı

Page 1

Söke’nin incisi “Pide”si

Neden önce İstanbul Mutfağı

Yemek ve Gastronomi Trendleri

LEZZETHANLAR’ın iftarı Çamlıca ÇÖMLEK’te yapıldı SAYFA 10’DA

M. VASFİ PAKMAN Türkiye lezzetlerinin olduğu her yerde SAYFA 2’DE

HAKKI KORKMAZ SAYFA 4’TE

GAZETESİ’NİN ÜCRETSİZ İLAN EKİDİR

MERİ ÇEVİK SİMYONİDİS

TOLGA ATALAY

SAYFA 11’DE

SAYFA 9’DA

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA YIL 1 - SAYI 2

İBADET, LEZZET ve BEREKET ayı

RAMAZAN

Türk Mutfağının DUBAİ’deki Gururu

İstanbul Flower

INC Group’tan İtalyan Lezzetleri SAYFA 3’TE

SAYFA 4’TE

Bolu Lezzet Festivali SAYFA 4’TE

Pınar ürünleri iftarda sahurda tüm dünyada SAYFA 9’DA

Arma Grup’tan geleneksel tatlar, yöresel ürünler SAYFA 7’DE

İSTCOOKFEST’18 Düzenlendi SAYFA 4’TE

KOSKA’dan Ramazan lezzetleri SAYFA 6’DA

La Marzocco Türkiye hizmette SAYFA 2’DE

PORTAXE’DE RAMAZAN SAYFA 8’DE


*Bu bir ilan sayfasıdır

02

LEZZET REHBERİ

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

LEZZETİN SESİ GAZETESİ İÇİN

NE DEDİLER? Biz nefis köreltmiyoruz, ilan gazetesi de yapmıyoruz, gazete gibi gazete yapıyor ve lezzet dünyasına sunuyoruz!

vasfipakman@gmail.com

LONDRA’dan, DUBAİ’ye Türkiye Lezzetlerinin olduğu her yerde!

Y

ayın hayatına 2 MAYIS’ta, aylık periyotta başlayan SABAH Lezzetin Sesi Gazeteniz, gördüğü yoğun ilgi ve talep karşısında; 21 gün sonra işte yeniden elinizde! Gururla söylemek gerekirse, Gazeteniz; Türkiye’nin, Avrupanın her tarafından ve Körfez ülkelerinden ses getirdi. Türkiye’nin Sesi ve En Büyük Gazetesi olan SABAH yönetimince takdir edildi. LEZZETSEVER okurlarımız ile Lezzete Hizmet eden profesyonellerimizin gönlüne taht kurdu. Hızla büyüyen, gelişen ve dünyada söz sahibi olan ülkemizin, Lezzete Gönül Vermiş Belediye Başkanları, Aşçılık, Gastronomi, Gıda Sanayiinin ve Turizm Camiasının STK Başkanlarının da ilgi ve beğenisini kazanan Gazetemiz sadece İstanbul’dan değil, Türkiye’nin ve dünyanın her tarafından REKLAM ve Haber akışı sağlamakta, “ Bize İS-

TANBUL yeter “ dilekleriyle ünlü marka ve kuruluşların tercihi olmaktadır. Gelişen ekibimiz ve bağlantı kaynaklarımızla, yurt içi ve dışı etkinliklerde yer alacak, özgün haberler ve yeni girişimlerle, SABAH Gazetesinin gücünü de, arkamıza alarak yeni ufuklara yelken açacağız. Biz LEZZETHAN’ları gönderdikleri, WhatsApp & E-Mail mesajları ile Facebook ve İnstagram yayınlarıyla motive eden tüm LEZZETSEVER okurlarımıza ve GASTRONOMİ sektörüne; teşekkürlerimizi sunarım. Bu alanda hizmetlerimize devam edeceğiz. Siz değerli okurlarımızın ve halkımıza lezzet ve hizmet sunan, resmi ve özel tüm kuruluşlarımızın SESİ olacağız. Birlik ve Beraberliğimizin, insanımıza, kuruluşlarımıza ve tünm dünyaya örnek olması, İBADET, LEZZET ve BEREKET ayı RAMAZAN’ın dünyaya huzur ve barış getirmesi dileklerimle.

Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google’dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.

DÜNYADA EN ÇOK TERCİH EDİLEN KAHVE MAKİNASI

la marzocco LEVA X

El Sanatını, İleri Teknolojiyi buluşturan

La Marzocco Kahve Makinaları, KAFFESA ile ülkemizde!

İLE TÜRKİYE’DE

1

KAFFESA LTD. ŞTİ. Barbaros Bulvarı 34/A İba bloklari, Balmumcu – Beşiktaş 34349 İstanbul / TÜRKİYE Tel: +90 212 265 16 16 Fax : +90 212 549 07 32 E-posta : info@kaffesa.com

927 yılında Floransa/ İtalya’da Bambi kardeşler tarafından kurulan ‘La Marzocco’ sadece sipariş üzerine, el işçiliği ile espresso makinesi üretmektedir. Türkiye Distribütörlüğü kahve sektörünün tanınan isimleri Ayşin Aydoğdu ve Çetin Gürer tarafından Kaffesa Ltd. bünyesinde yürütülmektedir. La Marzocco’nun özel bir konsepti olan ‘ True Artisan Cafe/ Showroom ’ Barbaros Bulvarı’ nda geçtiğimiz hafta sonu hizmete girdi. Türklere Kahveyi, dünyaya da Türk Kahvesini tanıtan, Avrupa’da konusunun sayılı duayenlerinden biri olan Nedim Aydoğdu’nun kızı, SCAE Avrupa Kahveciler Birliği Y.K.Üyesi ve Türkiye’deki Kahve etkinliklerinin onursal başkanı, Ayşin Aydoğdu SABAH Lezzetin Sesi Gazetemize konuştu. “La Marzocco True Artisan cafe konseptinde, işletmecilere ve baristalara profesyonel eğitimler düzenleyen La Marzocco Türkiye, aynı zamanda makinelerini kullanan kavurucuların kahvelerini de kahve severlere sunmaktadır. “ dedi. Gazetemizin Kahve Yazarı, Barista Özgür Kızıl, Elle imal edilmiş, en ileri teknolojiyle donatılmış La Marzocco LEVA - X modeli ile resim çektirdi ve KAFFESA’nın temsil ettiği diğer Kahvecilikle ilgili markaların da, dünyadaki en seçkin ve özel imalatlar olduğunu ve ülkemiz cafe & bar işletmecilerine sunulmasını kutladı. “La Marzocco’nun en ufak detaylara dikkat edilerek üretilen estetik, yüksek kalitede, harika işlenmiş ve eşsiz tasarımlı espresso makineleriyle dünya çapında üne sahip olmasına şaşırmamak gerekir.” dedi.

300 m2 lik muhteşem Show Room, Teknik Servis, Ofis ve The Artisan Coffee Shop un açılışına katılan kuruluşun Export Md. Enrico Wurm “La Marzocco 1939 yılında, önce espresso makinesi endüstrisi standardı olan ilk yatay kazanlı kahve makinesini geliştirmiş, sonra buna satüre edilmiş demleme grupları olan çift kazan sistemi eklemiş. Gelenek, kalite ve üstün güvenirlik arayışına olan tutku La Marzocco’yu farklılaştıran özellik olmuş. Bugün bile, La Marzocco’nun uzman kadrosu her müşteri için sipariş üzerine, el yapımı üretilen her makinenin üretimindeki tüm aşamalarını büyük bir titizlikle yönetir. Bu kurucumuz Giuseppe Bambi’nin müthiş deneyimi ve profesyonel ruhunun hala yaşamaya devam etmesidir.” dedi.. Restaurant, Cafe, Bar işletmecileriyle, moda, sanat ve spor camiası ünlülerinin katıldığı açılışta, Nedim ve Ayşin Aydoğdu, Neslihan Yargıcı, Çetin Gürer ve Enrico Wurm harika bir misafirperverlik örneği sergilediler.


*Bu bir ilan sayfasıdır

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

03

INC GROUP İtalyan Lezzet Sanatlarını, Türkiye Lezzetleriyle Halkımıza ve Dünyaya sunuyor!

S

ABAH Lezzetin Sesi Gazetemizin, piyasalardan ve kuruluş yetkililerinden edindiği bilgilere göre: Uzun yıllar dünyaca ünlü FERRERO’nun, Türkiye ve çevre ülkeler yöneticiliğinde bulunan Gökhan İnceoğlu’nun, İtalyan ortakları ile kurduğu INC GROUP Türkiye ve Dünyadaki Perakendeci ve Tedarikçi Gruplara, halen yerel ve küresel boyutlarda danışmanlık hizmetleri vermekte. Bu ilişkilerinden kaynaklanan, ağırlığı Gıda Sektöründeki pazarda kendi markaları ile yer alma arzularını, İtalya’dan getirdikleri makina ve ekipmanlarla İzmir’de kurdukları Fabrika’da, GIULIETTE markali ürünleriyle gerçekleştirmektedirler. Gıda sektöründe; Kalitesiyle, lezzetiyle, üretim teknikleri ve hijyen duyarlığıyla dünyaca ünlü İtalyan mutfak sanatlarının, bu özelliklerini taşıyan ürünleri çok kısa sürede Lezzetseverler ve gastronomi alemince kabul görmüş, Yurt içinde: METRO, MİGROS, MACRO CENTER, A-101, ŞOK, CARREFOURSA ve FİLE gibi ulusal, ONUR, SARIYER, PEHLIVANOGLU gibi yerel market zincirlerinde yer almışlar. Uluslararası pazarlarda Aldi, Lidl, Spar, Hofer, Carrefour ve Walmart Canada ünlü Market zinciri Gruplariyla çalışıyor, Türkiye’de ve Italya’da üretilen markalı ve özel markalı ürünler ihraç ediyor. Çok yakında taze meyvelerle hazırlanan Sorbet

PASTA GIULIETTA dolgulu, sebzeli ve taze MAKARNA serisi, BAKERY GIULIETTA kurabiye, bisküvi ve pasta malzemesi serisi FRESH GIULIETTA taze sütlü atıştırmalıklar serisi ile Lezzetseverleri mutlu ediyor. Dondurmaları, özel kesim dondurulmus patatesleri ve Dondurulmuş Boşnak Böreği çeşitleriyle piyasaya girecek olan FROZEN GIULIETTA ürünleri de yine İzmir tesislerinde üretilecek ve yine diğer ürün gruplarında olduğu gibi, İNC GROUP’a ait olan G&M FOOD SERVICE Bayileri ile GMFS Depolama ve Dağıtım Şirketi tarafından PERAKENDE ve HORECA’ya sunuluyor. İtalyan mutfağının ve Türkiye Lezzetlerinin Dünyadaki Temsilcisi olma yolundayız ! İtalyan lezzetlerinin tadımı ve üretiminde uzmanlaşmış CEO Gökhan İnceoğlu, “ Firmamız 20 yıllık dış ticaret tecrübesiyle 3 ülkede ofisi bulunan ve 24 ülkeye direkt satış yapan bir danışmanlık ve ticaret şirketidir. Ana işimiz İtalya ve Türkiye’de gurubumuza ait ürünlerin ya da partner firmalarımızın ürettiği ürünlerin satış pazarlamasını yapmaktır. İç piyasada Marketlerle Lezzetsever halkımızdan, Bonservis gibi Türkiye çapında yaygın 20’ye yakın bayimiz aracılığı ile ulaştığımız Hotel, Restaurant, Cafe ve Catering kuruluşlarından çok olumlu dönüşler alıyoruz. Sosyal Sorumluluk Projelerinde yer alıyoruz. Bu bizim azmimizi arttırıyor.

Ayrıca; İtalya, Bulgaristan ve Dubai ofislerimizin ciddi ihracat bağlantılarını karşılamaya çalışıyor, Moskova, Almanya, Dubai ve Amerika’daki konumuzla ilgili fuarlara katılıyor ve Ezber bozan, girişimci genç Türkler olarak, ülkemizin önemli gıda üreticilerinin lezzetlerini kullanıyor, hem de İtalyan mutfağının Dünya Temsilcisi olma yolunda hızla ilerliyoruz. Amacımız, İtalyan Food Art teknolojilerinin Türkiye’de üretimi ile birleşmesini sağlayarak GCC ve Uzak Doğu pazarına ulaşmak. Biz bu teknolojiyi Türkiye’ye getirmeye başladık , diğer projelerimizde planlama-

ya uygun olarak tekr teker üretime geçecek. Kaliteli Türk hammaddesi, becerikli ve yetenekli Türk ekipleri ve ülkemizin bulunduğu yer sebebiyle oluşan lojistik avantajlarımızı kullanarak dünyanın doğu ve güney bölgesine ulaşmaktır. Böylelikle ülkemizde istihdam sağlayacak, ihracatı destekleyecek, dolayısıyla üretecek, satacak ve kendi kalitemizi o bölgelerde temsil edeceğiz.” dedi.


*Bu bir ilan sayfasıdır

04

LEZZET ve HİJYEN

hakkikorkmaz@lezzetinsesi.com

Söke’nin incisi pidesi

S

LEZZET PEŞİNDE

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

ize bugün belki de hayatınız da hiç duymadığınız bir pide çeşidinden bahsedeceğim. Yıllarca sadece yaz aylarında gittiğimiz babaannem ve anneannemin Kosova’dan sonra göç ettikleri Aydın ilinin şirin ilçesi Söke ve orada yapılan Söke pidesinden bahsetmek istiyorum. Aslında pideye olan ilgimi ve sevgimi Söke’de ki akrabalarım da, pideciler de, çok iyi bilirler, hatta evlerine ne zaman gitsem pide götürürüm. Bu arada pideyi de en çok rahmetli Sergül teyzem ile yemeği severdim. Diğer pidelere lafım yok yalnız Söke pidesinin hakkı yeniyor diye düşünüyorum. Hiçbir özelliği olmayan pidelerin İstanbul ve diğer illerde franchise yolu ile çok büyük şubelere ulaştıklarını gördükçe biraz hayıflanıyorum. Söke’de yaşayan ve pide severler bu işlerin PİR’i olarak rahmetli Meydin Ustayı tanırlar. Onlardan sonra da. Söke’nin en eski kıdemli pide ustaları Mehmet Özcan, nam-ı diğer Hoca Fehmi Yakut gelmektedir. Ben çocukluğumda Efes sinemasının altında ki dükkanın da yıllarca Meydin ustanın yapmış olduğu enfes pidelerini yemişimdir. Tabii bir çift ve bir tek yerim her zaman ve şaşırırlardı nasıl yiyebiliyorsun diye çok seviyordum pide yemeyi ne yapayım ve pide yemek için özel olarak Söke’ye gidiyordum. Söke pamuğu ve unu ile meşhur ama bir de pidesi meşhur olsa çok mu olur canım. Aslında bu pidenin tanıtımı için başta Belediye başkanı, Söke medyası, sivil toplum örgütleri ve pideciler el ele vermeli ve tüm Türkiye’ye Söke pidemizin tanıtımı yapılmalı. Bana düşen bir görev varsa Söke’li bir hemşeriniz olarak her zaman hazırım. Yıllardan beri gittiğim ve pidesini zevkle yediğim Söke’nin yetiştirmiş olduğu ustalardan Başak pide salonunun sahibi Mehmet Terzi ile yaptığımız sohbetler de, Söke pidesinin tadı hiçbir pide de yok ama kimse bizi bilmiyor güzel bir tanıtımla bütün Türkiye Söke pidesinin adını duymalı ve tadını tatmalı bunun içinde şahsıma ne düşüyorsa yaparım demesi hem kendisine güvenin hemde yaptığı pidenin tadına olan güvenin bir parçasıydı.Aslın da ben Belediye başkanı Süleyman Toyran ve Ticaret Odası Başkanı Haluk Kutlay beye en son yaptığımız görüşmede; Ağustos ayın da Türkiye’nin isim yapmış gurmelerini, yemek blogger’lerini, gazeteci arkadaşlarımızı Söke pidesini tattırmak ve Söke’mizi tanıtmak için bu şirin ilçemiz de misafir edelim. Söke pidemizi herkes duysun. Yapımı özel harcı, pişimiyle yarım yüz yıldır Sökeli pide ustalarına ait bu özel tadın gereken değeri görmesi için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Bu proje için çalışmalarımıza başladık, duyurulur!

MAYIS LEZZET FESTİVALLERİ Tabiatın Kalbi Bolu’da, Muhteşem Lezzet Şöleni

4

. Bolu İzzet Baysal Uluslararası Mutfak Günlerinde, dünyaca ünlü lezzet ustalarını ağırlandı. Sultan 2. Abdülhamit Han’ın torunu Nilhan Osmanoğlu ile Lezzet Dernekleri Federasyon Başkanı M. Vasfi Pakman Yurt içinden ve dışından yarışmalara katılan profesyonel ve öğrencilerin yaptığı Osmanlı yemeklerini değerlendirdiler. Organizasyonun sorumluluğunu üstlenen, başarılı Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz: “Hedefimiz; Tabiatın Kalbi BOLU’yu, dünya gastronomisinin de kalbi yapmaktır.” dedi 7 ülkeden, Osmanlı aşçılarının diyarı Bolu’ya gelen 426 aşçı, 3 gün süren yarışmalarda, farklı kategorilerde mücadele etti.16 ülkeden katılan uluslararası jüriye hünerlerini beğendirdi.

Bolu Kent Meydanı’nda düzenlenen, Bolu Belediyesinin etkinlikleriyle renklenen yarışmalara, yurt içinden ve dışından ünlü konukların yanısıra, yüzlerce kişi katıldı. Osmanlı Yemekleri kategorisinde yarışan yemekleri, Osmanlı Prensesi, Sultan

2. Abdülhamit’in Torunu Nilhan Sultan ile “SABAH Lezzetin Sesi” yayın yönetmeni ve Lezzet Dernekleri Federasyonu Başkanı M.Vasfi Pakman değerlendirdi. Bolu Belediye Başkanı Alaattin Yılmaz ve yardımcısı Emine Davarcıoğlu sergiledikleri performans ve misafirperverlik ile gönüllere taht kurdular. TRT Haber ekibi de canlı ve bant yayınlarla etkinliği dünyaya aktardı. Balık yemekleriyle başlayan, Osmanlı Mutfağı ile devam eden yarışmaları, YEPAD Yeniçağa Aşçılar Derneği & Avrasya Aşçılar Derneği Yöneticisi Profesyonel Chef’ler yönetti. Başkan Yılmaz, Gazetemiz ekibini GAZELLA Hotel’de ağırladı, “ Bolu’da aşçılık alanında yetişen öğrencilerimizi, her yıl 1,5 aylık bir staj programı kapsamında, Almanya’ya hizmet içi eğitim almaya gönderiyoruz. Mutfağımızı markalaştırmayı görev biliyoruz. Bolu halkı ve tüm ilçelerimizle bütünleşerek, Bolu mutfağını kucaklayacak. Bolu’yu gastronomi turizminin cazibe merkezi yapacağız.” dedi.

İSTCOOKFEST’18 Avrasya Aşçılarını Buluşturdu “Hep beraber çay içtik” LEZZETSEVERLER Uluslararası İstanbul Çay Festivalinde buluştu.

Başarılı Exec. Chef Ahmet Karaman Yönetiminde hızla gelişen AVRASYA AŞÇILAR DERNEĞİ tarafından TORUNLAR CENTER’da düzenlenen etkinlik, her yönüyle, diğer yapılanmalardan farklı çalışma ve aktiviteleriyle takdir topladı. Federasyon çalışmaları başlayan, AVRASYA’nın Yönetim kurulundaki değerli Akademisyenler, Profesyonel Chef’ler ve Sektör duayenleri ile genç aşcılar, Eğitici, kaynaştırıcı ve tanıtıcı yönleriyle ön plana çıkan bu etkinliğin gurur kaynağı oldular. Açtıkları stantlar ve düzenledikleri showlarla, İSTCOOK’18 buluşmasını canlandıran Sponsor kuruluşlar, farklı ürünlerini, lezzetlerini ve kalitelerini sergilediler. Festivali izleyen LDF Başkanı ve gazetemiz yayın yönetmeni M.Vasfi Pakman: “ AVRASYA Aşçılar Derneğinin, ülkemiz Gastronomi hayatını, genç mutfak ve

lezzet sanatçılarını gururlandıran bu başarısını, Federasyon yapılanmasıyla zirveye taşıyacağına inanıyor ve Sevgili kardeşim, Başkan Ahmet Karaman ile Başkan Yrd. Değerli hocam İlkay Gök’ü kutluyorum “ dedi.

Doğuş Çay’dan Çay Kur’a, butik çaycılardan aksesuarlarına kadar sektörün tüm oyuncularını, 5-6 Mayıs’ta İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral İstanbul Kampüsünde buluşturan Uluslararası İstanbul Çay Festivali, Lezzetseverleri ÇAY’a doyurdu. Türkiye’nin en sevilen ve su-

dan sonra en çok içilen içeceği olan çay ve çayın tüm ekosistemi “Beraber çay içer miyiz?” mottosuyla gerçekleştirildi. Arçelik, Balparmak, Meşale gibi markaların da sürpriz içeriklerle katıldığı Uluslararası İstanbul Çay Festivali’nde, Türk Çayını Tanıtma ve Geliştirme Derneği stratejik ortak olarak yerini aldı.

Türk Mutfağının DUBAİ’deki Gururu

DUBAI’DEKI 3 Şubesiyle, tüm dünyadan gelen konuklarını ağırlıyor. Deneyimli gastronom ve girişimci Münir Tokdemir, 17 sene önce gittiği DUBAİ’nin ilk TÜRK LOKANTASINI açtı. Bu gün Dubai’nin 3 değişik noktasında: Marina’da, Safesway AVM’ve ve Healtcare City’deki şubeleriyle hizmete devam ediyor. 1980’de Türkiye’de başladığı, kendi tabiriyle “ çekirdekten yetişen “ Tokdemir, aşçılık, garsonluk ve işletmecilik mesleğini öğrenen, dolayısıyla restaurantcılığın her alanında bilgili olan, her işi kendisinin yapabileceğini belirtiyor. Dubai’nin o yıllarda daha bakir ve az tanınan bir ülke olduğunu, Lezzet ve kalitenin bu bölgenin insanı ve misafirlerince iyi değerlendirildiğini ifade eden Münir Bey, Restaurantlardaki Mutfak ekibini uzun yıllardır yanında olan Bayram Usta’nın yönettiğini ve Lezzet’ten onun sorumlu olduğunu, kendisinin ise Salon Personelini yönettiğini ve hiz-

metten sorumlu olduğunu belirtiyor. Bu ülkenin sosyal ve ticari yaşamında önemli bir yeri olan Münir Tokdemir, misafirlerinin sadece Dubai’den değil, tüm Emirliklerden, Türkiyeden, Avrupa ülkeleri hatta Amerikadan dahi olduğuna dikkat çekerek, İskender Kebabıyla ünlü mekanlarında, ağırlıkla Akdeniz ve Osmanlı Saray mutfağı ile Adana, Gaziantep, Hatay, Mardin gibi güney doğu Anadolu Mutfaklarının yöresel kebap ve yemek çeşitlerinden oluşan zengin meze, yemek ve tatlı çeşitleri ile alkolsüz içecekler ve meyvesuyu kokteyllerinden oluştuğunu, yemeklerin üzerine sundukları kahve çeşitlerinin de, sevgili dostu Nedim Aydoğdu’nun tavsiyeleri doğrultusunda olduğunu, bunun da her damağa hitab edebilmesinin sırrı olduğunu söylüyor. Bir gün tadabilmek ve bu değerli yatırımcı gastronomla tanışabilmek dileklerimizle, kendisine “ kolay gelsin”, müşterilerine de “afiyet olsun” diyoruz.


*Bu bir ilan sayfasıdır

LEZZET YOLU

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

05

KRİSTAL ENDÜSTRİYEL

DONDURMA MAKİNALARINDA DÜNYA İLE YARIŞIYOR! Türkiye’nin özgün konseptli dondurma eğitim ve uygulama merkezi Antalya’da açıldı!

T

urizm, Endüstriyel Mutfak ve Gıda Sektörlerinde, Türkiyenin dev kuruluşlarından biri olan KRİSTAL ENDÜSTRİYEL A.Ş. Antalya’da 1955 yılından bu yana faaliyet gösteren KİLİT Grubu tarafından 1996 da kuruldu. Marka otelleri, Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Soğutma grupları üretimi ile iç ve dış pazarlamasında lider olan kuruluşun büyük şehirlerde Show Roomları bulunmakta, GALERİ KRİSTAL Mağazalar zinciriyle perakende sektörüne de hitap etmekte, yine kendi markası olan AR YILDIZ olarak Çatal, Kaşık, Bıçak ve diğer sofra takımlarını da Lezzetsever halkımıza ve Horeca’ya pazarlamakta, 70 ülkeye’de bu ürünleri başarıyla ihraç etmektedir. Kuruluşun, dünya deneyimine sahip Genel Müdürü Ramazan Kaynakçı’yı Antalya Organize Sanayii Bölgesindeki fabrika binasında ziyaret eden SABAH Lezzetin Sesi Gazetesi Yayın yönetmeni, ününü yurt dışından duyduğu fabrika yönetim merkezinde kurulu olan Konsept İCE-CAFE Mağazasında ağırlayan Kaynakçı; “Türkiye’ nin sektördeki uluslararası standart ve normalarına uygun tek dondurma makinesi ve yardımcı ekipmanları üreticisi olan Kristal dondurma makineleri; 80’ den fazla ülkeye aktif ihracat yaparken, iç piyasada da birçok zincir marka ve profesyonel yatırımcılarla pazar liderliğini sürdürüyor. Ürettiği dondurma makinelerinin yanı sıra; her konsepte hitap eden özel tasarım vitrinleri, dondurma yapım aşamasını destekleyen Blast Chiller Freezer ve dondurma kabinleri ile yatırımcılara a’ dan z’ ye profesyonel çözümler sunmakta olup, dünyada ve Türkiye’ de popülerliği her geçen gün artan cafe-dondurma konseptleri 7’ den 70’ e tüm tüketicilerin ilgisini çekiyor. Yatırımcılar, özellikle günümüzde trend haline gelen kahve dükkanı konseptleri ile; taze ve 4 mevsim tüketilen el yapımı dondurma çeşitlerini misafirlerine sunuyor.” dedi. Konuyla ilgili olarak çalışmalara katkı sağlayan yöneticiler, Ali Dikilitaş ve Begüm İlter’in ikram ettiği Dondurmaları tadan ve konsepte enterese olan yayın yönetmenimizin sorularını: “ Kristal Endüs-

triyel bu bağlamda, her detayı ince ince düşünerek kendi bünyesinde hayata geçirdiği “Kristal Gelato Boutique” te, dondurma dükkanı açmak isteyen herkes için bire bir olarak gerçekleştirdiği sunum ve eğitimlerle misafirlerinin hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Dünya’ da 3. , Türkiye’ de ise ilk olan gerçek dondurma dükkanı konsepti, açıldığı günden bu yana 80 ülkeden, 350’

den fazla misafiri ağırladı. Kristal grup bünyesindeki deneyimli pasta ve dondurma şefleri önderliğinde gerçekleştirilen bu ziyaretler, dondurma yapım teknikleri ve profesyonel tasarım ekibinin engin tecrübeleri ile renkleniyor ve yatırımcıların hayallerindeki konseptleri hayata geçirmelerine destek oluyor. “ dediler.

Uzun yıllardır Türk markasıyla pazar lideri olan Kristal Dondurma Makineleri; Tayland’ dan Brezilya’ ya kadar çok geniş bir coğrafyayı kapsayan 80’ den fazla ülkede yatırımcı ve son kullanıcıya hizmet veriyor. Kristal Endüstriye’in genç ve dinamik Genel Müdürü Ramazan Kaynakçı sözlerini: “Biz, salt bir makine üretip satmaktan ziyade; insanların hayallerinde olan dondurma konseptlerini gerçekleştirmelerine katkıda bulunuyoruz. Bu süreçte yatırımcılarımızla sırt sırta verip, birlikte hareket etmenin önemine inanıyor ve başlangıçta sektöre tamamen yabancı olan, şuanda ise sektörün içinde kendi özgün konseptleri ile ayakta güçlü bir şekilde duran tüm işletmelerimize esin kaynağı olmaktan gurur duyuyoruz. Tercihlerde ilk sırayı işgal etmemizin gerçek sebebi de budur” diyerek tamamladı.


*Bu bir ilan sayfasıdır

06

LEZZET MARKALARI

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

İFTAR ve SAHUR SOFRALARININ VAZGEÇİLMEZ TADI

KOSKA TAHİN PEKMEZ

Y KOSKA Ramazan’a yepyeni iki LEZZET’le girdi! 111 yıllık geçmişiyle Türkiye’nin en köklü markaları arasında yer alan Koska’ nın yeni lezzetlerinden “ Kabuklu Tahin “ ve “ Fındık Püreli TahinPekmez Karışımı” Susamın kabukları çıkartılmadan, hiçbir koruyucu ve katkı maddesi eklenmeden, en doğal haliyle üretilen ‘Kabuklu Tahin’ ve ‘fındık püreli tahin-pekmez karışımı’ raflarda yerini aldı. Günümüzde sağlıklı beslenmenin en önemli kurallarından biri de yüksek miktarda lif içeren gıdaların tüketimidir. Susamın kabuklarında bulunan doğal yüksek lif ile ön plana çıkan ‘Kabuklu Tahin’ hem sağlığına hem de damak tadına önem verenler için eşsiz bir alternatif. Farklı bir ‘tahin pekmez karışımı’ deneyimi yaşamak isteyenler için %100 susamdan üretilen tahin ve %100 meyveden üretilen pekmezi en kaliteli fındıklarla buluşturduk. Yüksel lif, bitkisel protein, zengin vitamin ve minarellerle sağlığımızı desteklerken enfes kokusu ve tadıyla yeni bir bağımlılık yaratacak.

üzyılın geleneksel tadı Koska’nın vitamin deposu tahin-pekmez karışımı ramazan boyunca sofralarınızı tatlandırıyor. Beynin tek enerji kaynağı şekeri doğal yollardan almanızı sağlayan pekmez ile kalsiyum açısından oldukça zengin olan tahin ramazan boyunca 7’de 70’e herkesin tek enerji kaynağı. Koska’nın geleneksel yapısını koruyarak modern ve yenilikçi yaklaşımıyla sunduğu tahinpekmez karışımı Ramazan’da sahur sofralarının vazgeçilmezi oluyor. Gün içinde yaklaşık 16 saati bulan açlık süresi pekmezin içerdiği doğal şeker ve zengin demir ile Ramazan ayında da 7’den 70’e herkesin günlük enerjisini dengeliyor. Kalsiyum açısından oldukça zengin olan tahin bağışıklık sisteminizi koruyarak hastalanma riskini azaltıyor. Beynin tek enerji kaynağı olan şekeri doğal yollardan almanızı sağlayan pekmez aynı zamanda iyi bir antioksidan. Her öğünde severek tüketebileceğiniz tahin-

pekmez karışımı, bağışıklık sistemini kuvvetlendirmenin yanı sıra yaşlılığa bağlı hafıza kaybını da önlüyor. Bunun yanında içerdiği zengin mineraller ile zihinsel hasarları onarırken hücreleri yeniliyor. Koska tahin-pekmez karışımı ailenizin sağlıklı ve doğal beslenmesine önemli katkı sağlıyor.

İFTAR SOFRALARI, KOSKA TAHİN HELVASI İLE DAHA SAĞLIKLI Geleneksel iftar sofralarının vazgeçilmez tadı Koska tahin helvası; sağlıklı bir iftar sunarken, 16 saati bulan açlık süresinin ardından vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ihtiyacını karşılıyor. Geleneksel lezzetlerin vazgeçilmezi olan tahin helvası Ramazan’da iftar sofralarınızın vazgeçilmezi oluyor. Koska tahin helvası içerdiği vitamin ve mineraller ile iftar sonrası vücudunuzun direncini artırarak bağışıklık sisteminizi güçlendiriyor. Koska tahin helvası, en kaliteli susamların özel taş değirmenlerde ezilmesiyle 1907 yılından

beri ustalığın tecrübesi ile üretiliyor. Doyurucu, besleyici ve enerji verici özellikleri bakımından zengin Koska tahin helvası, ramazan boyunca iftarda vücut direncinizin ve enerjinizin yerine gelmesine yardımcı oluyor. Hem tok tutan hem de vücudun gün boyu ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlayan tahin helvası, sağlıklı tatlı tüketmeyi tercih edenlerin, enerjiye ihtiyacı olan sporcuların, gençlerin, bebek bekleyen, emziren ve büyüme çağındaki çocukları olan annelerin bu Ramazan da ilk tercihi olmaya devam ediyor.

Ramazan da halsizlik yaşamamak için iftarda tahin pekmez tüketin Ramazan ve Vücut dengelerinin korunması ile ilgili konularda SABAH Lezzetin Sesi Gazetemize bir açıklama yapan, KOSKA Yön.Kur.Üyesi Emin Dindar; “Minerallerden zengin olan tahin pekmez karışımı içerdiği B vitaminisayesinde halsizlik,yorgunluk ve gün içinde sıcakla birlikte yaşanan mineral kayıplarının yerine konulmasında oldukça etkili. Yüzyılı aşkın süredir geleneksel tatları modern yorumlarla sunan Koska, hazırladığı tahin pekmez karışımıile Ramazan ayında iftar ve sahur sofralarının vazgeçilmezi olacak. Hiçbir koruyucu katkı maddesi içermeyen “Süperİkili”, iftar sonrası vücudun ihtiyaç duyduğu tatlı gereksinimini de sağlıklı ve dengeli bir şekilde karşılayabilecek. Kemik gelişimi üzerindeki olumlu etkileri ve kan yapıcı özelliği ile de bilinen tahin-pekmez karışımı,şeker hastaları dışında özellikle ağır fiziksel işlerde çalışanlara öneriliyor. Uzmanlar, Süperİkili’nin çocuklar, hamile ve emziren kadınlar tarafından da tüketilmesini öneriyor. Koska ramazan boyunca oruç tutan herkesi hem iftarda hem sahurda tok tutan ve enerji veren lezzetli ürünlere sahip. İftar sofralarını lezzetlendirecek zengin reçel çeşitlerimizin yanı sıra Ramazan geleneğini yansıtan geleneksel lezzetlerimiz helva, reçel, tahin, pekmez ve bal ile sahur ve iftar soflarınıza lezzet katarak, lokum, krokan, kağıt helva, badem ezmesi ve pişmaniye ile de Ramazan akşamlarınızı tatlandırıyoruz.” dedi.


*Bu bir ilan sayfasıdır

LEZZET MARKALARI

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

07

ARMA GRUP akıldan çıkmayacak lezzetler üretiyor! Hatay mutfağını, Antep mutfağını ve daha birçok yöresel lezzeti, mutfağınıza getiren, künefe, katmer, irmik ve peynir helvası, çikolatalı sufle, gözleme, içli köfte, kete & poğaça, su ve rulo börekleri, pideler, pizzalar, pastalar gibi seçkin lezzetleri üretim portföyüne katarak, en mükemmel ve en lezzetli ürünü oluşturma azmi ve kararlılığıyla ilerleyen Arma Grup Gıda her geçen gün büyümeye devam ediyor. Damakları feth eden ve akıldan çıkmayan lezzetleri sayesinde müşterileriyle kalıcı bir bağ kuruyor.

T

ürk-Arap Ticaret konseyinin etkinliklerinde tanıdığımız, başarılı çalışmalarıyla ülkemiz damak zevkini ve geleneksel Lezzetlerini dünyaya taşıyan Arma Grup Gıda San.Tic. A.Ş. Yön.Kur. Başkanı Doğan Kefeli’yi, Yayın yönetmenimiz M. Vasfi Pakman Avcılar’daki üretim ve ticaret merkezinde ziyaret etti. Arma Grup Gıda San. ve Tic. A.Ş. 2013 yılında kurulmuş, 20 yıllık geçmişi olan Sam Künefe markasını, alarak satış ve pazarlama faaliyetleriyle gastronomi dünyasına girmiş. Kefeli, konuyla ilgili olarak SABAH Lezzetin Sesi Gazetemize, Arma Grup şirketlerinin kuruluş amacını “ 5 yıllık bir iş planı çerçevesinde sektörde satış hacmi, uzman ve deneyimli kadrosu, üretim kalitesi ve kurumsal yapısı ile sektör lideri olmak, ulusal ve uluslararası piyasalarda piyasaya yön vermek “ olarak açıkladı ve sözlerini şöyle sürdürdü. “ Şirketimiz 4,5 yılda meşakkatli bir yol kat etmiş, emeklerinin karşılığını alarak bu gün itiba-

riyle ülkemizin kalıcı ve saygın kurumları arasında yer almıştır. Şirketimiz yurtiçi ve yurtdışında kurumsal ve saygın kurumlarla iş birlikleri ile büyümeyi hedeflemektedir. Y.K. Başkanlığını benim, üyeliklerini Emin Sakarya ve Salih Sakarya gibi Şirket yönetiminde tecrübeli isimlerin paylaştığı Grubumuz, hedeflerine ulaşmak için yatırımlarına devam etmektedir. Toplam 6.000 m2 kapalı üretim alanı, 50.000 adetlik günlük üretim kapasitesi ve 95 kişilik kalifiye personel kadrosuyla bölgesel ulusal ve uluslararası pazarlarda satış yapmaktadır. Şirketimizin en büyük yatırımı personel kadrosudur. Alanında uzman ve şirket bağımlılığı üst düzeyde çalışan kadrosuna sahiptir. Arma Grup Gıdanın, piyasa

oyuncularından farkı BRC kalite sistemi çerçevesinde gıda boyası, katkı maddesi, glikoz şurubu vb. maddeler kullanmadan üretimini gerçekleştirmekte, Distribütörlük ve bayilik sistemleriyle tüm dünyada yapılanma ve büyümesini katlayarak sürdürmekte, ürün ceşitliligi ve kalitesini geliştirerek bayi ve distribütörlerine kalıcı destekler sağlamaktadır. Ülkemizde kaliteli ve yeni ürünler için sürekli Ar-Ge çalışmalarına devam eden Şirketimiz, kurumsal satış departmanı ile ülkemizin en seçkin Restaurantlarına kurumsal hizmet vermektedir. 13 ayrı ilde oluşturulan bayilik ağıyla üretmiş olduğu lezzetleri HORECA kanalında Sam ve Lezzeti

Antep markalarıyla yaklaşık 7.000 adet restoran ve kafeterya ya sevk etmektedir. Türkiye deki marketlerde, katkısız ve sağlıklı ürünler arayan tüketiciler, Sam markasıyla A101 ve METRO marketler zinciriyle ulusal çapta, Happy, Onur, Çağrı, Özkuruşlar, Gri marketler zinciriyle Marmara bölgesinde tüm ürünlerimize ulaşabilirler. “ ARMA Grup A.Ş., ülke ekonomimize ve ülkemizin yurt dışındaki bilinirliğine katkıda bulunarak Sam ve İstanbul markalarıyla yurtiçi ve yurtdışı fuar organizasyonlarına katılarak 5 ayrı kıtaya ürün yelpazesinde ki lezzetleri ihraç etmekte, sürekli ve kalıcı bir satış organizasyonu ile ülkemize döviz girdisi sağlamaktadır. Ülkemizin dört bir yanına ürettiği lezzetleri sevk edebilecek zengin lojistik alt yapıya da sahip olan Arma Grup Gıda A.Ş. yurt dışındaki tüketicileri de bu enfes lezzetle buluşturmak için müşteri memnuniyeti odaklı operasyonlarını arttırarak, çalışmalarına hız kesmeden devam etmektedir.


*Bu bir ilan sayfasıdır

08

LEZZET YOLU

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

psikoloGurme

İftar menüsünün lezzetleri kaynağından geliyor, Ramazan boyunca Ayhan Aşan tasavvuf musikisi yapıyor!

PORTAXE’DE RAMAZAN

nilmadi@lezzetinsesi.com

Empati ve dayanışma ayı

1

1 ayın sultanı Ramazan… İftar sofralarının, olumlu düşüncenin, sabrın, birlik olmanın, empati ve dayanışmanın ayı Ramazan. İş hayatı ile birlikte yoğun tempo, stresli geçen 11 ay sonrasında Ramazan ile 1 ay hem fiziksel hem zihinsel değişim yaşıyoruz. Bu ay konuştuğum herkes oruç ile dinginlik, sakinlik ve arınma içerisinde olduğunu hissettiğini belirtiyor. Süreci birlikte gözden geçirelim: Sahura kalkarak ve niyet ederek oruca başlıyoruz, bu şekilde süreci olumlama ve bedenimizi disipline ederek başlatıyoruz. Gün içerisinde su kaybını ve hissedilen yorgunluğu azaltmak için ise enerjimizi yönetiyoruz, planlama yapıyoruz, herhangi bir aktivite veya davranışta bulunmadan önce zihnimizde tartıyoruz, yani daha bilinçli davranıyoruz. Fizyolojik ihtiyaçlarımıza, olumsuz düşüncelerimize karşı koyarak, dayanma ve sabır gücümüzü artırıyor, dürtü kontrolü ve iradeli davranış sergiliyoruz. İftarda ise orucumuzu şükran duyarak, sahip olduklarımızın kıymetini bir daha görerek, farkında olarak açıyoruz. Bu da toplumumuzdaki diğer kişilerin halinden anlama yani empati becerimizin güçlenmesine katkı sağlıyor. Oruç tutan tutmayana, tutmayan tutana saygı duyuyor. Maddiyatı daha güçlü olanlar, yoksullara yardım ediyor. Büyük iftar sofraları, iftar çadırları kuruluyor; aileler, akrabalar, arkadaşlar bir araya geliyor. Birlikte sofra hazırlama, yemekleri paylaşma, aile içi iletişimin, dayanışmanın arttığı sıcak bir ortam oluşuyor. Hem beden, hem zihin, hem de ruhsal olarak olumluya odaklı bir hal içerisinde oluyoruz. Kontrollü davranış, olumlu düşünce şekli, paylaşım, empati ve duyarlılık hakimiyetini sürdürüyor. Üstelik bu 30 gün boyunca sürüyor. Psikolojide 21 gün kuralını biliyor olabilirsiniz; alışkanlıklar 20 günde oluşuyor, yeni bir alışkanlık edinmek isterseniz, bunu 20 gün tekrarladığınızda zihninize ve bedeninize 21. günde kalıcı olarak yerleşiyor. Olumlu odaklı beden, zihin ve ruh hali için ise bizim 21 gün değil 30 gün süremiz var. Her Ramazan bizler için, daha mutlu, sağlıklı ve olumlu bir yaşam için bir şans aslında. Herkese güzel, bereketli, empati dolu Ramazanlar dilerim.

BİR BAŞKA GÜZEL

İstanbul Boğazı’nın en güzel noktalarından biri olan Portaxe, Ramazan’a hazırladığı “çok özel menüsü” ile Lezzetseverleri bekliyor. Portaxe Baltalimanı usta şeflerinin, özel menüsüyle iftarınızı boğazın güzelliklerini seyrederek açabilirsiniz.

P

ortaxe, eşsiz boğaz manzarası eşliğinde; hem İstanbul’un doyumsuz güzelliğinin keyfini çıkarmak, hem de iftarlarını huzurla açmak isteyenler için özel bir menü hazırladı. Ramazan boyunca sevdikleriyle keyifli iftar vakti geçirmek isteyenler, Portaxe’de lezzet ve zarafeti bir arada bulabiliyor. Ramazan boyunca farklı menüleri tercih edenler için, iftar başlangıcı özel Medine hurması ile olacak. Yine Portaxe’e özel çorba ile açılan iftar, Çanakkale’nin Geyikli köyünden gelen Ezine peyniri, Portaxe’in taş fırınında pişen ramazan pidesi, Hatay Usulü Cevizli Muammara, Zühre Abla’dan Antep Usulü İçli Köfte, pastırması özel olarak Kayseri’den gelen paçanga böreği, Afyon Manda Kaymağı, Mevlana Beğendili Kebap ve Osmanlı’nın vazgeçilmezi Demirhindi Şerbeti masalarda olacak. Bu özgün lezzetleri Portaxe, ünlü müzisyen Ayhan Aşan’ın tasavvuf ve Türk Sanat Müziği şarkıları ve sanatçıya eşlik eden semazenler gösterisiyle sunuyor.. Bütün bu eşsiz tatların yanında geleneksel Ramazan sofralarının vazgeçilmez tatları olan serpme iftariyelik-

ler, sıcak, soğuk lezzetler ve tatlıdan oluşan menü 125 TL olup, bu fiyata limitsiz meşrubat, çay ve kahve de dahil… Değerli Lezzetsever okurlarımız, kusursuz servis ve hizmet kalitesi ile Portaxe’in lezzetli yemekleri eşliğinde, sevdiklerinizle beraber iftar yapmak için, bizim gibi yapın ve yerinizi hemen ayırtın. Geniş bir otopark alanında vallet parking hizmetini de sunan Portaxe’in denizden ulaşmak isteyenler için özel iskelesi de bulunuyor. Bizden söylemesi.

Hava annenin Lezzetleri

Anne-kız başarı öyküsü

ÖĞRETMENLIK yaptığı sıralarda evde yaptığı mantı,etli zeytinyağlı sarma ve dolmalar ve içli köfteleri hobi olarak yapmaya başlayan fakat gün geçtikçe ünü dilden dile dolaşan Hava Ateş (Sektörün Hava Annesi) , 14 yıl önce Berk Unlu Mamülleri firmasını kurarak iş hayatına atıldı. Yaptığı başarılı çalışmalarla ve öğretmenliğin vermiş olduğu disiplin, öğrenme ve öğretme düsturuyla işlerini profesyonel olarak devam ettiriyor. Bunları yaparken en büyük destekçisi yine bir öğretmen olan kızı Ülkü Kengil, anne-kız güzel bir dayanışma sergileyerek sektörde ki yerlerini sağlamlaştırmaktadırlar. Hava Ateş ile yaptığımız görüşmede, hobi olarak yaptığım ürünler o kadar beğenildi ki çevremden de gelen Teşvik ile gıda işlerine girmiş oldum. Bizim firmamızın bir özelliği ise başta içli köfte, sarma ve kuru dolma, lahana, pazı, karalahana, yaprak etli ve zeytinyağlı olarak yapılır ve donuk halde müşterilerimize sunulur. Bizim iddialı olduğumuz bir diğer ürünümüz ise Tepside Künefe, yaptığımız ar-ge çalışmaları sonucu ortaya mükemmel bir lezzet çıkardık, Aslında benim iki torunum Berk ve Arda en iyi tadım ustaları oldu diyebilirim, onların damağına güveniyorum, dedi. Firma ortağı Ülkü Kengil, firmamız standartların üstünde bir kalite sunmaktadır. Ürün

gamı ve ürünler de hiçbir katkı maddesi olmaması bizi piyasada ön plana çıkarmaktadır. Ekip ruhu ile yaptığımız işlerde aynı zamanda kadın istihdamı sağlayarak kadınların başarılı olması için de destekliyoruz. İş yerimiz her ay bağımsız bir hijyen kuruluşu tarafından denetlenmektedir. Hijyen ve sağlık bizim için herşeyden önce gelir, dedi.


*Bu bir ilan sayfasıdır

LEZZET PEŞİNDE

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

Nerde Kalmıştık?

09

Ramazanda SÜT, YOĞURT, AYRAN, KEFİR VE PEYNİRİ sofralarınızdan eksik etmeyin.

tolga@lezzetinsesi.com

Yemek ve Gastronomi Trendleri

S

evgili okurlarım ve Gastronomi profesyoneli dostlarım. Değişen gazetemizle çok daha geniş bir kitleye hitab edebilme şansımı kullanıyor ve konularımıza “ Nerde Kalmıştık ? “ sorusuyla başlıyor, cevaplamaya çalışıyorum. Ülkemiz son 15 yıldır hızlı bir yiyecek ve içecek sektörü gelişimi sürecini yaşıyor. Sektör çoğu farklı sektör yatırımcılarının dikkatini çekmiş ve hedef sektörü olmuş durumda. Hem ithal hem de yerel konseptler yaygınlaşırken bir diğer taraftan hergün yeni yeni markalar ürüyor. Bu işin cazibesinin 3 ana sebebi var, bunlar ise : birincisi yatırım sermayesine göre ciro endeksi, ikincisi yatırım geri dönüşüm süresinin kısa olması ve üçüncü sebep ise nakit ve kısa vade de ciro tahsilatı. Bu üç kıstas tabii ki işler iyi giderse gerçekten cezbedici bir ticaretin iskeletidir. Diğer taraftan işin negatif tarafından baktığımızda başarısız işletmelerde aynı avantajlar ciddi dezavantajlara dönüşebilir. Yani işletme zararının yapılan yatırıma göre faiş büyüklükte rakamlara dönüşme riski, yatırım geri dönüşünün hiç gerçekleşmeme ve aktif değerlerin devir anı (exit planında) düşük olmasından dolayı demirbaş harici bir değere ulaşamadan kapatmak ve cirosuz dükkanda sabit gider oranlarının da kısa vadeli ödeme planı ile gerçekleşmesi. Neden tüm bu ekonomi ve finans teorilerini güzel olumlu ve yapıcı paylaşımlarımdan önce sizlerle paylaşıyorum derseniz, sebebi büyüyen bu piyasada, yoğurdu üflemek , ince hesaplar yapmak ve doğru risk yönetimini gözardı etmemek gerekiyor. Gelelim neler yiyor ve neler içiyoruz? Yeme içme sektöründe 2000ler ile 2005lere damgasını vuran ürünler genelde fastfood zincirleri oldu. Türkiye’deki AVM furyasının akitfleştiği bu 5 yılda küresel fastfood markaları tüm Türkiye ye yayıldı. 2005ler ile 2010 yılları arasında ise kızışan AVM piyasası çok daha yaratıcı tüketim çeşitleri ve farklılıklar yaratmak durumunda kaldılar. Süreç özellikle B tüketici segmenti odaklı bir dünya mutfağı bistro kültürü ve genlerimizde yatan kırmızı et tutkusunu ızgara ağırlıklı çözümlerle yaratılmış köfteciler ve steakcileri karşımıza çıkararak gerçekleşti. 2010 ile 2015 yılları ve Z neslinin tüketim seçimleri yaptığı dönem yerel gıda konseptleri ve ekonomik gıda konseptleri türedi bir yandan makarnacılar diğer taraftan tavukçular derken insanlar gündelik tüketimde fast food harici farklı öğün tüketimlerini de benimsemeye başladılar. 2015 yılından günümüze kadarki sürece gelince ise yerel, geleneksel ve tarihi mekanlara dönüş süreci başladı bu süreç hem konsept hem lezzet anlamında gerçekleşiyor. Tarihi geleneksel lezzetlerin dönüşünde benimde büyük payım oldu açıkçası Ataşehir Watergarden da Nostalji Sokağı kurgu ve konseptini gerçekleştirdim, ayrıca Maslak 42 de Türk Lezzet Müzesinin hem isim hem de fikir babası olup projeyi başlattım bir de şansıma marka karışımı ve uygulama aşamasında projeye Mehmet abi (Mehmet Yaşin) el attı. Yani anlayacağınız proje 10 kat daha değer kazandı. Ayrıca food court dediğimiz ve değişik yeme içme markalarını kucaklayan alanlar foodhall dediğimiz sınırları daha belirsiz olan ve ortak bir konseptsel ve tasarımsal dili paylaşan alanlara dönüşme çağına girdi. Son iki yılın hit ürünleri neler derseniz bunların arasında kaliteli ve nitelikli burger ve kahve diyebiliriz. Bu yıl nitelikli ve kaliteli pizza ile sağlıklı ve leziz tahıl, sebze ve meyve çözümlü mekanlarda çoğalmaya başladılar. Beslenme biliminin sosyal medya ile genele yayılması tüketicide lezzetli sağlıklı ne yiyebilirim sorgusuna dönüşüyor. Foodhall dediğimiz alanlar ise daha temalı, karakterli ve kollektif dediğimiz insanların ev dışında kendilerine veya sosyalleşmeye vakit ayırabildiği ve yeni yaşam düzenine uyumlu tüketim formüllerine dönüşüyor. Aslında önemli konu bugünden 2025 yılına kadar neler yaşayacağız? Bundan sonrasında kollektif dediğimiz ferah, yalın, karakterli, yeni yaşam konforuna ve Z ve Alfa nesillerininin anlayışına uyumlu mekanlar çoğalacak. Bu arada yeni nesillerin sosyalleşme kavramında daha yoğun bir festival, etkinlik, interaktif faaliyetler yer alıyor yani deneyimlemeyi çok seviyorlar. Bu yazımda; daldan, dala sıçradım. Ancak kaldığımız yerden devam etmek anlamında doğru bir adım oldu diye düşünüyorum. Gelecek yazım köfte üzerine olacak. Sizlere yazabildiğim ve ulaşabildiğim için çok mutluyum.

RAMAZAN’ın, olmazsa olmaz besin kaynağı

PINAR SÜT ÜRÜNLERİ

R

amazanda kurulan mükellef sofralar, hem iftarı hem de sahuru daha da anlamlı kılar. Ancak bu sofralarda lezzetli ve sağlıklı yiyeceklere de yer verilmelidir. Öncelikle süt ve süt ürünleri eksik edilmemelidir., Bu ürünlerde: Başta protein ve kalsiyum olmak üzere 50 den fazla besin öğesi vardır ve en temel yiyecek grubunu oluştururlar. Ramazan ayında da lezzetten ödün vermeden sağlıklı beslenmek için süt, yoğurt, ayran, kefir ve peyniri sofralarınızdan eksik etmeyin Süt, ayran, kefir bizi beslemekle kalmaz, aynı zamanda su ve elektrolit dengesini sağlayarak yaşam kalitemizi arttırır. Sıcak günlerde süt, ayran ve kefir besleyiciliğinin yanında, susuzluğu giderir ve harareti önler. Ramazan öğünleri olan Sahur ve iftarda rahatlıkla tüketebilir Ramazan ayının en önemli değişikliği öğün zamanıdır. Yemek miktarlarının ve çeşitlerin artmasıdır. Örneğin: Normal zamanda kişi 4-5 öğünde beslenirken, öğün sayısı 2-3’e düşmektedir. Oysa bedenin enerji, protein, vitamin, mineraller ve en önemlisi kalsiyum ihtiyacı azalmamaktadır. Fermente bir süt ürünü olan kefirin içerisinde protein, karbonhidrat, yağ, çeşitli vitaminler, mineraller ve faydalı bakteriler bulunmaktadır. İçerdiği probiyotiklerle, bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı olan KEFİR, özellikle beslenme düzenin değiştiği Ramazan döneminde, tüketilebilecek en sağlıklı, en doyurucu geleneksel içeceklerimizdendir. Sahurda bir-iki bardak süt veya kefir içmek kişinin daha uzun süre tok kalmasını sağlar, susuzluğu giderir, konsantrasyon bozukluğunu önler, daha sakin ve zinde bir gün geçirilmesini sağlar, sindirim sistemini düzenler, kronik hastalıklardan korur, kilo kontrolünü sağlamaya yardımcı olur ve kan şekerini dengeler. Ramazanda, düzenli süt, ayran, yoğurt, kefir ve peynir tüketerek kas ve kemik sağlığımızı koruyalım. Yaşamın her döneminde kemik sağlığınıza önem verin. Ramazan ayı çabuk geçer diyerek önleminizi almayı ihmal etmeyin. Kemik sağlığınız için bir günün bile büyük önemi var. Günlük kalsiyum ihtiyacınızı karşılayamadığınızda kemiklerden kalsiyum çekilir ve vücutta kullanılır. Kalsiyumu çekilen kemikler ileri yaşlarda osteoporoz gibi hastalıklar sonucu daha kolay kırılır ve bu kırıklar yaşamınızı tehdit eder. Ramazan ayı süresince ve diğer dönemlerde günde en az 1 bardak süt ve 1 kase yoğurt ile birlikte labne gibi taze ve kalsiyumdan zengin peynirleri yiyerek, besleyici bir ayran veya kefir içerek kemiklerinizi kalsiyumdan yoksun bırakmayın. Rahat ve sağlıklı oruç içi dikkat edilmesi gereken hususlar: l Gece geç saatte yemek yiyip yatmayın, imsak vaktine yakın saatlerde kalkıp sahurunuzu yapın. l Mutlaka sahura kalkarak hafif ama yeterli bir

GAZETESİ’NİN ÜCRETSİZ İLAN EKİDİR

2 3 M AY I S 2 0 1 8 Ç A R Ş A M BA - Y I L 1 - S AY I 2 YAYIN SAHİBİ HK PR İLETİŞİM REKLAM TİC. LTD. ŞTİ. MEDYA GRUP BAŞKANI HAKKI KORKMAZ

Sahur Menüsü için

YAYIN YÖNETMENİ M. VASFİ PAKMAN

(Kahvaltı türü yiyecekler) Örnek

EDİTÖR SONGÜL GÜÇLÜEL YAYIN KURULU

SÜREYYA ÜZMEZ, AYŞE NİL DİNLER, TOLGA ATALAY, DR. A. OSMAN TAŞLICA, PROF. DR. FARUK ŞEN, MERİ SİMYONİDİS, AYFER ÖZMEN, NİL MADİ, PAŞA DİREK, ÖZGÜR KIZIL, DR. BURAK KÖSEOĞLU, SÜLEYMAN ÇAKIR, NİL ÜNSAL, METE ALPAY, DİLEK SALDUZ, SAİT YARDIMCI, VOLKAN AYDIN, EMRAH AKIN, İDİL ÇİMRİN, BETÜL ALTINBAŞAK, EMRAH FANDAKLI, HİLAL ASLANGİRAY

ADRES Bağdat Caddesi, Hacı Cemile Hanım Apartmanı, No: 11 Kat: 3 Daire: 3 / Maltepe / İstanbul

İLETİŞİM hk@hkgrup.com 0532 261 46 40

l Haşlanmış yumurta l Beyaz peynir l Süt l Domates-biber-salatalık l Tam tahıl ekmeği (tereyağ veya labne sürülebilir) l Ceviz l Taze veya kuru meyve (karpuz, şeftali, kayısı) İftar Menüsü İçin Örnek İftarda yemeklerinizi yavaş yemeye özen gösterin ve mümkünse iftarı ikiye bölün. Peynir, zeytin hurma ve su ile orucunuzu açıp; çorbanızı içerek ilk bölümü bitirin. 30 ile 60 dakika sonra ana yemek yanında ayran, yoğurt ve salata tüketmeyi ihmal etmeyin. Kıtlık varmışçasına hızlı yemek, sindirim sistemi rahatsızlıklarına neden olur. Bu nedenle uzun süren açlık ya da sahurda çabuk yiyip uyuma isteğinin çoğu kişide sindirim sistemi rahatsızlığı yarattığı unutmayın. 1. bölüm: l Su, hurma, zeytin, peynir ve 1 küçük dilim pide, Yoğurt çorbası, Çoban Salata 2. bölüm: l Sebzeli et sote, Makarna, Cacık, Çoban Salata, Tatlı: Kazandibi, Ara Öğün: Meyve ve süt

kahvaltı öğünü yiyerek oruç tutun. Kahvaltıda tüketilen, peynir, süt, ekmek, söğüş sebzeler, meyve ve yumurta tok kalmanızı sağlar, midenizi ve sindirim sisteminizi yormaz. l Sahuru abur-cuburlar ile geçiştirmeyin. Özellikle süt, peynir, yumurta gibi protein ve kalsiyumdan zengin bir kahvaltıyı tercih edin. l Süt grubu, et grubu, sebze-meyve grubu ve tahıl grubu yiyeceklerden en az bir çeşit olmak üzere sofranızda tümünden bulundurun. Karma ama dengeli menüler yapın. l Ağır tatlılar yerine gereksiniminizi karşılayacak daha hafif sütlü tatlıları tercih edin. l Süt ile meyvenin bileşiminden oluşan meyveli süt ve milk shake’ler de en besleyici ve serinletici içecekler olarak sahur sonrasında tüketilebilir. Oruç tutarken asıl içeceğiniz süt ve yoğurttan yapılırsa daha iyi olur. Yemek sırasında dereotlu ve salatalıklı ayran, meyvenin yanında tarçınlı süt gibi farklı içecekleri deneyebilirsiniz. l Aşırı yağlı beslenmeyin. Kızartmalar, kavurmalar ve aşırı yağlı beslenmek vücudunuzu yorar ve ağırlık

verir. Zinde bir vücut ile güne başlamanızı engeller. l Farklı lezzetler ile hafif ama sağlıklı yemekler yaparak konuklarınızı ağırlayabilirsiniz. Örneğin; yemek, çorba ve tatlılarınızda tereyağı, krema, süt ve labne peynirini, deneyebilirsiniz. Krema, labne, süt, yoğurt ve tereyağ gibi yemeğe hem lezzet hem de besleyicilik katacak malzemeler özgün tatlar oluşturmanız için size fırsat verir. l Kan şekerini hızla yükseltmeyen, yani glisemik indeksi düşük tam tahıllı ekmekler, esmer (kepekli) makarna, kuru baklagiller gibi besinleri tercih edin.


*Bu bir ilan sayfasıdır

10

LEZZET DURAĞI

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

HATIRLI DOST

ozgurkizil@lezzetinsesi.com

LEZZETHANLAR bu yılın ilk iftar yemeğini Çamlıca ÇÖMLEK Restoranda verdi

Cafe ve restoran sektörü nereye gidiyor?

H

erkesin bir hayali var; Ege veya Akdeniz’e yerleşip güzel bir cafe sahibi olmak. Butik yiyecekler ve butik içeceklerle misafirlerine harika lezzetler sunmak, hepimizin hayali olmuştur. Günümüzde birçok meslek dalından insan, cafe ve restoran sektörüne yönelmekteler. Eğlenceli ve renkli Dünyası sayesinde cafe-restoran işletmeciliği günümüzün en popüler mesleği olmuştur. Ayrıca çok karlı bir meslek dalıdır. Peki ya hayalinizdeki iş ile gerçek hayattaki iş aynı mı? Yapacağınız yatırımın başarılı ilerleyebilmesi ve ilerlediğiniz yolda engellerle karşılaşmamak için kurulum aşamasındaki her detayın tek tek incelenmesi gerekmektedir. Yatırımcıların mekan açmaya karar verdikten sonra ,açılış sürecindeki tüm işlere hakim olması gerekmektedir. Altın kuralları yerine getirmelisiniz. Nedir bu altın kurallar; İlk ve en önemli maddemiz sektörün profesyonellerinden bir danışmanla hareket etmeniz. Buradaki danışman seçiminiz gelecekte ki kaderinizi belirleyecek en önemli faktördür. Danışman; mekan açma düşüncenizden başlayıp kafenizdeki ilk kahvenizi yudumlamaya başlayacağınız ana kadar her ayrıntıyı tek tek kontrol edecektir. Kurulum sürecinde gözden kaçırılan hatalar, aktif hale gelen işletmenizde çok ciddi sorunlara sebep olacaktır. Bu tip sorunları minimum seviyelerde olması için mutlaka danışmanlık hizmeti almanız gerekmektedir. Başka bir kuralımız ise doğru lokasyon bulmak. En son kuralımız doğru ekip kurmaktır. Bu yazımızda lokasyon bulma ve inşaat sürecinin başlamasına kadar olan bölümü anlatmak istiyorum. Nasıl bir yemek ve içecek türünde servis yapacağınıza karar vermelisiniz. Belirlediğiniz mutfak türünü seven kitlelerin olduğu bir lokasyon şeçimi yapmalı. Bütçenizi belirlemeli, bu bütçeye göre mekan bakmalısınız. Açmak istediğiniz dükkanın yolun sağında veya solunda olması bile çok önemli bir etken .Bölge halkının sosyal, ekonomik, kültürel yapısını araştırdıktan sonra , utacağınız dükkanın durumu, kiralama prosedürleri, gelecekteki durumu ,belediyeden ruhsat uygunluğunun kontrolünü yapmak gerekmektedir. Kiraya veren ile yapılması gereken birkaç farklı sözleşme vardır bu sözleşme maddelerini lehinize göre yazmalısınız.

Mübarek RAMAZAN ayı’nın 2.gecesine denk gelen iftar yemeğine, Lezzet Dernekleri Federasyonu üyesi, Lezzet Derneklerinin üyeleri ile Gastronomi, Temizlik, Güvenlik, Turizm, İnşaat Sektörlerinden çok sayıda Lezzetsever ve Basın Mensubu katıldı.

Ç

amlıca tepesinin en güzel noktasında konuşlanmış olan ÇÖMLEK RESTORAN’ın bir kaç gün önce hizmete giren, terasının muhteşem manzarası ve çam ağaçları arasındaki İFTAR YEMEĞİ unutulmaz anılarla hafızalara, sunulan LEZZETLER ise damaklara yerleşti. Rezervasyon miktarının üzerindeki katılımla gerçekleşen, iftar yemeğine katılan bir birinden değerli dostlarını tanıtan M. Vasfi PAKMAN, bu büyük toplantının sponsorluğunu yapan ve sundukları birbirinden lezzetli Karadeniz Yemekleri, profesyonel ve zarif hizmet dolayısıyla, Mekanın kurucusu Hacı Maksut Günaydın ile genç işletmecisi Nursaid Günaydın’a şahsı, Üyeleri ve tüm konukları adına teşekkür etti. Mekanın tadına doyulmaz meşhur Etli Kuru Fasulyesi,zengin iftariyelik çeşitleri, nefis bir Yoğurt, harika bir Turşu ve leziz Osmanlı Şerbeti damaklara bayram ettirdi. Akabinde sunulan Hamsiköy Sütlacı, güllaç ve ev baklavası üçlemesini, sınırsızca sunulan tam RİZE usulü çayla tamamlayan, konuklar önceden tanıdıkları ve Yayın yönetmenimizin tanıştırmasının akabinde geliştirdikleri dostluklarını neredeyse sahur vaktine kadar sürdürdüler. Bu gecenin sunumunu bizzat yapan LDF Başkanı M.Vasfi Pakman, konuklar arasında bulunan SABAH Gazetesi Genel Müdür Yardımcısı Sayın Sedat Acet ile SABAH Lezzetin Sesi Gazetesini yayınlayan kuruluş HK Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Korkmaz’a, olayımıza katkıları ve sağladıkları imkanlar dolayısıyla teşekkürlerini sundu. Ülkemizin, istikrarına yaptıkları yayınlarla katkı veren, sektörlere yönelik yayınlarıyla ekonomiyi canlandıran SABAH Gazetesinin, İnsan sağlığı açısından Gıda, Gastronomi, Turizm ve LEZZET alanına yönelik bu EK’in yayınıyla da çok özel bir hizmet sunduğuna işaret ederek kendilerini kutladı. “LEZZET ALEMİNİN, ülkemizdeki tek temsil mercii olan, birleştirici etkinlikleriyle bu sıfatı elde eden LEZZETHANLAR’ın şimdi daha boyutlu Yurt içi ve Yurt dışı etkinliklerle Ülkemizin, Mutfağımızın ve Lezzetlerimizin tanıtımında yeni roller üstleneceğiz. “ dedi.

Günümüz LEZZETHANLARI, en lezzetli gazeteyi kutladılar! 2 Mayıs’ta SABAH GAZETESİ ile dağıtılan SABAH Lezzetin Sesi Gazetemizin Okurlarıyla ilk buluşması; 3 Mayıs akşamı Üsküdar ASKADAR Restaurantta gerçekleşti. LDF üyesi derneklerin, üyeleri tarafından sürpriz bir parti ile kutlandı. Yayıncı Kuruluş HK Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Korkmaz ve gazetemiz yazarları ile bir grup LEZZETHAN tarafından hazırlanan PASTA GAZETE, mekan sahibi Sn. Ali Şimsek tarafından sunulan Nefis Lezzetlerin ardından kesildi. Muhteşem salacak manzarasına sahip, mükemmel bir mekan olan ASKADAR’da gerçekleşen

buluşmada, okurlarımız ve üyelerimiz gazetemizin yeni sayısı ile poz vererek: “ANLATMAYA GEREK YOK, GÖRÜYORSUNUZ.” dediler.


*Bu bir ilan sayfasıdır

LEZZET DURAĞI

23 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE KÖFTE Ö ncelikle Ramazan ayının tüm İslam Alemi için, hayırlara vesile olmasını diliyorum. Çocuk yaşlarımızdan bu yana köfte, en sevdiğimiz yemekler arasındadır. Peki köfte, kültümüze nereden ve nasıl gelmiştir, tariflere geçmeden önce bir göz atalım mı? 15’inci yüzyılda Osmanlı dünyasında Ahmed Cavid tarafından yazılmış bir mutfak sözlüğü olan ‘Tercüme- i Kenzü’l-İştiha’ adlı eserde küfte şeklinde yer alan köftenin tanımı şöyle: ‘Küfte; dövülmüş, ezilmiş demektir. Köfter dedikleri kebaba da denir. Ondan yuvarlak yuvarlak yapıp bazen sade, bazen köfteli çorba ve ekşili yahni gibi yemek içinde pişirip yerler.’

HAYATIMIZA NASIL GIRDI? 19’uncu yüzyılda kıyma makinesinin hayatımıza girişine kadar et köfteleri için kullanılacak et, ya iki bıçakla bıçak arası olarak, ya zırhla kıyılır ya da tokmakla dövülürdü. Bu açıdan bakacak olursak, köfte sözcüğünün kökenini anlamak kolay. Köfte, mutfakta uygula-

l 500 gr. yağl ı dana kıyma l 1/3 adet ba yat ekmek içi l 4 yemek ka şığı zeytinyağı l 1 diş rendel enmiş sarımsak l 1 adet büyü

k boy soğan

KIZARTMAK İÇ İN: 3/ 4 su bardağı sıvı

11

İSTANBUL’UM, TADIM-TUZUM

İDİLİKA’NIN MUTFAĞI

meri@lezzetinsesi.com

Neden önce İstanbul Mutfağı...

G

idilcimrin@lezzetinsesi.com

nan genel bir tekniğin adı aslında. Kullanılan ana malzeme üzerinden düşünülürse kırmızı etle, balıkla, tavukla, bulgurla, bakliyatla, sebzeyle yapılan çeşit çeşit köfte var. Bu ana malzemelerle yapılan farklı boyut ve şekildeki köftelerin bazıları sade olur, bazılarıysa içine harç katılıp kapatılarak ve sonra yumurtaya bulanarak kızartılan/fırınlanan/haşlanan çeşitlerdir. Şekline göre aya köftesinden tutun da mititi köfteye kadar türlü türlü adı vardır. Sizinle paylaştığım iki köfte tarifimin iftarlarınıza bereket ve lezzet katması temennim ile. Bana istediğiniz zaman idilikaninmutfagi@sabah.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Hayırlı Ramazanlar.

ESİ FELLAH KÖFT

şığı tereyağı

ı ince bulgur

l 1 su bardağ ı ılık su l 1 su bardağ urta l 1 adet yum ı un ağ rd ba l 1 su şığı salça ka ek m l 1 ye ğı kimyon l 2 çay kaşı l Tuz

İÇİN: YOĞURT SOSğuUrt

EV KÖFTESİ

ı yo

l 1 su bardağ sak l 3 diş sarım

l 1 adet yum urta l 1 tatlı kaşığı karabiber l 1 çay kaşığı toz kırmızı bibe r l 1 çay kaşığı kimyon l 1 tatlı kaşığı

şığı

l 2 yemek ka

tuz

SARAY KÖFTE

yağ

YAPILIŞI: Soğanı incecik,

İÇİN: SALÇALI SOSsalça

minik küpler ha linde doğruyoruz. Islatılmış bayat ekmek içinin fazla sula rını süzdürüyoruz. Derin bir kabın içine bayat ekmek iç ini, soğanı, rendelenmiş sa rımsağı, kıyma, zeytinyağı ve yumurtayı al ıp yoğuruyoruz. ilave ediyoruz. Baharatları ve tu Köftelere uzunla zu da masına şekiller Üzerlerini streç vererek yuvarlı filmle kapatıp bu yo ruz. zd olabında 30 daki Tavanın içerisin ka dinlendiriyor de sıvı yağı kızd uz. ırıyoruz. Köftele önlü kızartıyoru ri arkalı z.

l 400 gr. kıyma l 1 tane soğan l 5 dilim ufalanmış ekmek içi l Yarım demet maydanoz l 1 adet yumurta l 1 tatlı kaşığı tuz l 1 tatlı kaşığı karabiber

KIZARTMAK İÇİN:

Yarım çay bardağı sıvı yağ

SARMAK İÇİN: Baklava yufkası

Humus Lezzetinden doğan Lokanta

HUMMUS

Adanalı Ekrem ile Antakyalı Gül’ün Lezzet Yolu Macerası,16 yaşında evlenerek, İskenderun’dan İstanbul’a gelmeleriyle başlamış. İyi bir aşçı olan Gül hanımın yemeklerini, 1963 yılında Ortaköy’de açtıkları mekanda misafirlerine sunan Ekrem Timuçin daha sonra Almanya ya işçi olarak gitmişler. Orada da Lokanta işletmeciliği işine giren çift, Almanya’da HUMUS’u tanıtmak ve sevdirmek için büyük gayret göstermişler. Güney ve güney doğu mutfaklarına ait yemekleri ile başarı kazanmışlar ve 30 yıl bu işi yaparak birikim sağlamış, çocuklarının eğitimlerini tamamlamış ve İstanbul’a dönmüşler. Humus’u çok sevdikleri ve onunla tanındıkları için İstanbul’da açtıkları lokantalara da HUMMUS adını vermişler. Halen Ümraniye Nato yolu üzerindeki 200 kişiye hizmet veren mekanlarında Adana ve Hatay’ın en güzel yemeklerini yapan aynı zamanda yörenin tadını çok iyi bilen Gül ve Ekrem usta, çeşitli lezzetlerde HUMUS, çeşitli kebaplar, yaprak döner, İskender kebap gibi iddialı oldukları yemekleri ile ünlenmişlerdir.Ayrıca yöreye özgü çorbalar, zeytinyağlı ve tatlıların da sunulduğu mekan ziyaret edilmeye, yaşlı ama güler yüzlü sempatik ve samimi çiftle tanışmaya değer.

Humus tarifi: l 1 kg nohut l 50-600 gr tahin, l 1 limonun suyu l 1 çay kaşığı tuz, l 2 diş sarımsak, l Yarım çay kaşığı kimyon. l Yarım çay bardağı su. l 1 çay bardağı zeytinyağı Nohutu akşamdan suda bekletin. Ertesi gün1.5 saat kadar pişirin. İyice yumuşadığına ve un gibi dağıldığına emin olduktan sonra ocaktan indirin. Piştikten sonra üstte biriken kabuklarını alın ve atın. Haşlanmış nohutları püre haline getirin. Diğer malzemeleri de katarak iyice karıştırın. Dolapta 1-2 saat bekletip kıvamını aldıktan sonra ya soğuk olarak ya da arzuya göre ısıtıldıktan sonra üzerine tereyağında hafif kavrulmuş fıstık ve cevizle süsleyin. İsterseniz pastırma ya da tavaya kırılmış bir yumurta ile de servis edebilirsiniz. Sandviçlerin içine sürebileceğiniz gibi, her türlü et yemeğinin yanımda patates püresi gibi de sunabilirsiniz.

l 3 yemek ka l Pul biber soğan l Dilerseniz

bir

lgurun üzerine YAPILIŞI: Bu dinlenz. ru Beş dakika

yo bardak su dökü dakika kabarınca beş ur lg Bu . uz diriyor yon ve m ki a Yumurta, salç yükyoğuruyoruz. bü k dı fın . Yoğurup tuzu ekliyoruz Kaynayan ler yapıyoruz. lüğünde köfte Yarım saat azar atıyoruz. tuzlu suya azar leri kaseye fte kö nra pişen so n ta ık ad yn ka iz soğan ve salça dilersen alıyoruz. Yağ, erine dökürup köftenin üz pul biberi kavu oruz. liy klı yoğurdu ek yoruz. Sarımsa

astronomik tarihsel birikimler, mutfak kültürü ve becerileri, yemek tarifleri, reçeteler ve birbirinden farklı acı-tatlı lezzetler, müzik gibi, mimari gibi, sanat gibi bize bırakılmış en önemli kimlik miraslarımızdandır…çünkü kişinin ne yediği, ne içtiği, nasıl beslendiği, insanın parmak izi kadar önemli, kişiye özel bir bilgidir diyerek yola çıkalım ve neden önce İstanbul Mutfağı? bir göz atalım hep birlikte…. Bu topraklarda yaşamış bütün farklı kültürlerin bıraktığı bir miras var bizlere ve bizim de görevimiz bu mirası sırası geldiğinde gelecek nesillere aktarmak olacaktır.. Yüzyıllar boyunca büyük, ticari ve kültürel bir kent olan İstanbul, Akdeniz ve Karadeniz’in kesiştiği, ipek ve baharat yollarının buluştuğu bir kavşak noktasıdır. Tarih içinde hem Bizans hem de Osmanlı İmparatorluklarının başkenti olan İstanbul kültürü, kentte yaşayan değişik etnik toplulukların kültürleri ve gelenekleri ile zenginleşmiştir. Kültürlerarası bu etkileşim, yeme içme alışkanlıklarına da yansımış ve kendine özgü bir ‘İstanbul Mutfağı’ yaratmıştır... Bu topraklarda yüzyıllarca içiçe birbirinden farklı etnik kültürler yaşamıştır. Bunlar Rum, Ermeni, Levanten, Çerkez, Bulgar, Alevi, Karadenizli, Sefarad, Arap, Hatay ve birçok başka gruplar, kendi farklı lezzetini, kokusunu ve usulünü İstanbul Mutfağına yansıtmış ve zenginlesmesini sağlamıştır...Bu lezzetlerin her birini temsil eden, Boğazın bir ucundan öteki ucuna uzanan balık lokantalarıyla, kebaplarıyla, zeytinyağlılarıyla, her türlü etlisiyle, güveçleriyle, tandırlarıyla, salçalısıyla, hamur çeşitleriyle, biberlisiyle, çorbalarıyla, fırın yemekleriyle, çikolatalarıyla, sütlüleri, pastalarıyla, tatlılarıyla, lokumları, badem ezmeleriyle, dondurmaları, kupları, helvaları, çeşit çeşit şerbetleri, baklavalarıyla, sarmalarıyla, dürümleri, kadayıflarıyla, künefeleriyle, yemişleriyle, türlü türlü baharatlarıyla, mis gibi salebiyle, şırasıyla, bozasıyla, binlerce lokanta ve pastaneleriyle, meyhaneleriyle, mezeleriyle, rakısıyla, şarabıyla, ayrıca her zevke hitap eden eğlence mekanlarıyla “İstanbul Mutfağı” nın en güzel örneklerini tarih boyunca müşterilerine sunarak tüm zamanların en lezzetli ve en zengin mutfağı olma özelliği ile her daim bir numara olarak başarısını kanıtlamıştır… Evet sevgili lezzetsever okurlarım yazımı bitirirken hatırlatmak isterim ki bu mozaiğin renkleri ne kadar ışıldarsa, bu değerli mozaik o kadar parlayacaktır..Bu da hepimizin emeği, desteği, katkısı ve sevgisiyle olacaktır diyorum ve hepinize gelecek sayıda buluşmak üzere selam ve sevgilerimi gönderiyorum...



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.