Lezetinsesi 1.sayı

Page 1

M. VASFİ PAKMAN

İtalya’nın pizzası Türkiye’nin pidesi

Adımız değişti,

Beslenme ve Psikoloji

HAKKI KORKMAZ

tadımız değişmedi! SAYFA 2’DE

Balık Mutfağı Üzerine

NİL MADİ

SAYFA 8’DE

SAYFA 5’TE

Kahve nedir? Barista kimdir?

SÜREYYA ÜZMEZ

ÖZGÜR KIZIL

SAYFA 4’TE

SAYFA 7’DE

‘LEZZETİN EFENDİLERİ’

Çömlek’te buluştu!

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA YIL 1 - SAYI 1

SAYFA 2’DE

Üsküdar’ın incisi

SAYFA 2’DE

GAZETESİ’NİN ÜCRETSİZ EKİDİR

YENI NESIL ET FIRINLARIYLA

Yaşar Birleşik Pazarlama:

Köklü geçmiş, güçlü gelecek SAYFA 5’TE

Dünyanın meyvesi Verita ile Türkiye’de

dinlendirme k a ıc s , e m le ü ts Izgara, tü le; Dünyanın y ri le ik ll e z ö lı rk ve diğer fa k inovatif te e v k il i k a d n u s konu S Et Fırınları O R T E R / K A İM F ürünü işirmeyi” P rn e d o M e v l e s “Gelenek kullanılıyor! la y rı a ş a b r, o y lı ğ birlikte sa

SAYFA 6’DA

D

aha az kişiyle, daha hızlı, daha kıvamlı, daha kaliteli pişirmeyi; Modernize Taş Fırın Yöntemiyle gerçekleştiren RETROS, ızgara ve tandır gibi geleneksel lezzetlerde ve dünya mutfağı lezzetlerinde aynı başarıyı yakalıyor. Bir fırından öte, bir iş modeli olan RETROS, her türlü kırmızı ve beyaz eti, balık ve deniz mahsullerini, hızlı ve ağır ateşte pişiriyor, sıcak ve soğuk tütsüleme ve aromalandırma yapabilme özelliğinin yanı sıra mekanlara da kullanım alanından tasarruf sağlayarak, et lokantacılığında (Steak House) şubeleşmenin, franchise zincirleri oluşturmanın önünü açıyor.

Köfteci İrfan: Ete heyecan kattık

DEVAMI SAYFA 3’TE

Dünyada büyüdü, Türkiye’de büyüyor!

SAYFA 8’DE

Türkiye’deki 6. şubesini, coşkulu bir etkinlikle Şişli’de açan MAMBOCINO COFFEE’nin İngiltere’de 3, Rusya’da 5, K.Kıbrıs’ta 2, Dubai’de 1 şubesi var

SAYFA 9’DA

SAYFA 7’DE

ROLLA: İYİ YEMEK ELİNDE!

NEBİOĞLU: BU DÖNER, BAŞKA DÖNER

TUZLA LAGOS BALIK: BALIĞIN ADRESİ

SAYFA 8’DE

SAYFA 5’TE

SAYFA 4’TE


M. VASFİ PAKMAN

02

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

LEZZET REHBERİ

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

Muhteşem İstanbul manzarasına hakim ve 360 derece dönen bir platformda lezzet şölenine hazır olun!

ÇAMLICA TEPESİ’NDE vasfipakman@gmail.com

Adımız değişti, tadımız ve hizmetimiz değişmedi!

D

eğerli Lezzetsever okurlarımız, gıda gastronomi ve turizm sektörlerinin kıymetli yöneticileri, sevgili dostlar. 18 aylık, hepimize çok uzun gelen bir ayrılıktan sonra, işte yine biraradayız. Biliyorum özlediniz, sizlere tercüman olan, bu alandaki gayretlerinizi topluma duyuran, sizi iyi tanıyan ve anlayan gazetemizle yeniden karşınızdayız. Özlem bitti, yeniden ve daha büyük bir yapılanmayla, gelişen Yeme-İçme sektörümüze yakışan bir içerikle, “Türkiye LEZZET Hareketi” başladı. Türkiyenin Lezzetine, Lezzet Katan, Lezzetsever Halkımızı Gastronomi ve Turizm Sektörleriyle buluşturan, Türkiyenin en lezzetl gazetesi yeni adıyla, ülkemizin en büyük ulusal gazetesi SABAH’la birlikte geldi. Türkiyenin ve dünyanın lezzetlerini, yine lezzete hizmet edenler ve gönül verenlerle birlikte, evlerinize ve iş yerlerinize getirdi. “SABAH Lezzetin Sesi Gazetesi”, 4 yıl önce başka bir ulusal yayın içinde tanıdığınız, 3 yıl aralıksız beraber olduğunuz, alıştığınız, beğendiğiniz ve çok sevdiğiniz yayıncılık anlayışımızla, güçlenen ekibimizle, sizlerin daha kolay ulaşabileceği, daha canlı, daha aktif bir MARKA ile şehrimize, ülkemize ve dünyaya açık bir içerik anlayışıyla geldi.Şimdi Lezzet Dünyamızın haberlerini, siz okurlarımızın arzu ve çabalarını, daha geniş kitlelere duyurabilecek, Gastroetkinlik ve gastroturistik çalışmalara yer verebileceğiz. Bu alanda hep İLK’ler imza atan bir Lezzetsever olarak, daha çok işimizin ve yolumuzun olduğunu biliyorum. “SABAH Lezzetin Sesi Gazetesi” nin, siz okurlarımızın gazetesi olmasını, sektör profesyonellerinin yanısıra, Ülkemizde; LEZZET & GASTRONOMİ Konusunda söyleyecek sözü, gösterecek marifeti olanları sizin için hazırlanan ve sizin olan bu özgün yayınında; Haber, röportaj, fikir yazılarınız ve duyurularınızla yer allmaya, LEZZET DÜNYASINA ulaşmaya davet ediyorum. “Markanızı, Ürünlerinizi,

İşletmenizi, Kendinizi, Gastronomi ve Turizm Sektörleri ile Lezzetsever Okurlarımıza kolayca, en kısa yoldan tanıtabilirsiniz.” diyorum. LDF / LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU ile LPD / Lezzet Profesyonelleri, LMD / Lezzet Markaları, LDD / Lezzet Dostları, LYD / Lezzet Yazarları, LİD / Lezzet İşletmeleri Derneklerimizin “Lezzet’e Gönül Vermiş” değerli, LEZZETHAN üyeleri ve profesyonel yayın ekibi tarafından hazırlanan “SABAH Lezzet’in Sesi Gazetesi” bu ve bundan sonraki her sayısında olduğu gibi, yine ülkemiz GIDA SANAYİİ’nin “ Dünya Markası “ kuruluşları, Seçkin Restaurantları ve Ünlü Chef’leri ile yeni açılan LEZZET MEKANLARI, CAFELER, FASTFOOD İşletmeleri, PASTANELER, MARKETLER ve Markalı ET Ürünleri, SÜT Ürünleri, DENİZ Mahsulleri, ŞARKÜTERİ Lezzetleri, Taze MEYVE & SEBZE Çeşitleri, UNLU MAMULLER ile ÜRETİCİ Kuruluşlarımızı, Lezzetsever halkımıza tanıtacak. Yiyecek - İçecek Dünyasından en yeni ve özel haberler verilecek, En Güzel Mekanlar, Başarılı İşletmeciler ve Yatırımcılar takdim edilecek. Başarılı Chefler & Bloggerlardan nefis Yemek Tarifleri, Ünlü Lezzet Yazarları ve Gastronomlardan, çok lezzetli, çok değişik konular, anılar, yorumlar ve röportajlar bulunacak. Okurlarımız için yurt içinde ve dışında izlediğimiz: GIDA, GASTRONOMİ ve TURİZM FUARLARI ile Yazar & Üyelerimizin katıldığı GASTROEVENT haberlerinin yanısıra; Ünlü Gastronom ve Gurmelerin köşe yazılarıyla dopdolu olacak. Bizce; LEZZET’in yarattığı Ekonomiye, GASTRONOMİ denir. Gastronomi ise: Gıda, Turizm, İnşaat ve Sağlık sektörleriyle direkt, Otomotiv, Tekstil ve diğer tüm sektörlerle de endirekt ilişkiler içindeki tek Sosyal ve Ticari bağlantı aracıdır. Derneklerimiz, yayınlarımız, organizasyonlarımız bu felsefeyle hazırlanmakta olduğundan, taklitlerinin oluşması biraz zor olmakta, iş yine bize düşmektedir. Çalışmalarınızda Başarılar, Sağlık ve Afiyetler dilerim.

Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google’dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.

KURU FASULYE KEYFİ ÇÖMLEK Lokantasının özel fırınında, güveç kabında ağır ateşte, Karadenizin nefis tereyağı, yağsız löp et ile pişen İspir fasulyesi. Yemek kültürümüzde özel bir yeri olan, vazgeçemediğimiz yemekler arasındaki kuru fasulye ÇÖMLEK’te bir başka

O

smanlı-Türk Mutfağındaki her yemek gibi, Kuru Fasulyeciliğin de bir sırrı olduğu malum. İşte bu sırrını bilen, Karadenizli Günaydın Ailesi 1999 yılında Üsküdar Kısıklı meydanında hizmet vermeye başlamış. İstanbulun her yanından gelen ve bu nefis lezzete alışan konukları için 2007’de Büyük Çamlıca Tepesine, dönen teraslı 750 kişi kapasiteli yeni tesisini kurmuştur. Karadeniz mutfağının muhteşem lezzetlerini birebir İstanbula taşıyan ÇÖMLEK’te: Fasulye turşusundan Mıhlamaya, Akçaabat köftesinden Hamsiköy sütlacına harika lezzetler sergilenmekte. Tabiiki başrol hep hakiki tereyağında. Kurucu Maksut Günaydın, işini küçük yaşta yanında yetiştirdiği oğlu Nursaid’e bırakmış. Hacı Maksut şimdilerde ise, “ En büyük hobim, yaşam tadım “ dediği “ Paramotorla “ İstanbulun üzerinde uçuyor. Arzusu: Hemen mekanın yanındaki ÇAMLICA KULESİ’nin açılış törenlerinde, üzerinde uçmak. Bu arada oğlu Nursaid’de, lezzetsever halkımızın gönlünde taht kuran bu lezzetleri, az da değil yılda yaklaşık 15 ton kuru fasulyeyi işleyip, pişirip konuklarına sunuyor. Lezzethanların, ÇÖMLEK Lokantası ziyaretine, “ SABAH Lezzetin Sesi Gazetesi “ ekibi de katıldı. İş yoğunluğu arasında görüşme imkanı bulduğumuz, mekanın genç ve başarılı ikinci kuşak işletmecisi Nursaid Günaydın; “Çömlek’teki özelliğimizle, Taş Fırında Kuru Fasulye olarak, işimize 1999 yılında Üsküdar Kısıklı meydanında başladık. Bilinmeyen bu özel lezzeti test amacıyla, İlk günlerimizde çevredeki esnafa dağıtıp onların fikirlerini aldık. 40 gün civarı bir süreçte aldığımız izlenimlerden yola çıkarak şu an yediğiniz ve beğendiğiniz kuru fasulyemizin formülünü

oluşturduk. Zamanla da, değerli müşterilerimiz sayesinde “meşhur kuru fasulyeci” olarak anılmaya başladık. 2007 yılında Büyük Çamlıca tepesindeki yerimize taşındık. Şu anda tek şubemizle Büyük Çamlıca tepesindeki “ Dönen Teraslı Restoranımızda “konuklarımızı ağırlamaktayız. 750 kişilik tesisimizde

ücretsiz otopark, çocuk oyun alanı, mescit ve bebek bakım odası bulunmaktadır. Ayrıca 250 kişi kapasiteli düğün salonumuzda her türlü toplantı, doğum günü, düğün, nişan, kına gecesi gibi organizasyonlar yapılabilmektedir. Ünlü ÇÖMLEK Kuru fasulyemizin sırrına gelince: Aramızda kalsın, faulyelerimiz özel olarak Erzurum’un İspir yaylalarından toplanıp seçilerek mevsiminde mutfağımıza geliyor. Yıl içerisinde gelen fasulyeyi kendimizde ayrıca eleyerek kullanmaya başlıyoruz. Kalitesi pişirmemize uygun olmayan mahsulü geri gönderiyoruz. Fasulyelerimiz haşlanıp, gazları alındıktan sonra son bir elemeden daha geçirilerek pişiriliyor. Kuru fasulyemizi bol tereyağlı olarak çömlek tencerelerde taş fırınlar içerisinde pişiriyoruz. “İnsana saygı ona sunduklarınızla eş değerdir. “ anlayışıyla 19 yıldır Türkiye’deki en lezzetli kurufasulyeyi yaptığımız iddiasıyla, kalitemizi bozmadan, hem Lezzetsever halkımıza, hemde İstanbul’a gelen yerli ve yabancı turistlere hizmet vermeye devam ediyoruz.” dedi.

LEZZETHAN’lar ÇÖMLEK’te buluştu Bilindiği gibi. LDF yani LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU üyesi, Lezzet Derneklerinin üye ve yöneticileri her ay bir mekanda buluşurlar, istişare ve tadım toplantısı yaparlar. Tavsiyeler ve yönlendirmeler, Nisan ayı proğramının rotasını, Çamlıca Tepesine ve bu tepenin ünlü mekanı ÇÖMLEK Kuru Fasulyecisine çevirmiş. Lezzet Dosları Meri Simyonidis, Nil Ünal, Ayfer Özmen, Hakkı Korkmaz ve M.Vasfi Pakman muhteşem bir bahar günü, ÇÖMLEK’in ünlü “ Dönen Terasında “ biraraya geldiler ve başta Taş Fırında pişmiş tereyağlı kuru fasulye olmak üzere tüm çeşitlerin tadına baktılar.

Akçaabat dahil 4 çeşit ızgara köfte, mıhlama, diğer güveç yemekleri, Hamsiköy sütlacı ve diğer tatlı çeşitleri, arada içilen Karadeniz usulü demleme ÇAY’ında yardımıyla yediler. Hakkaten, hepsi birbirinden nefis ve lezizdi. LEZZETHAN’lardan tam not aldı ve onları hayran bıraktı. Mekanın, güleryüzlü ve samimi yöneticileri, lezzetli yemeklere imza atan mutfak personeli ve nazik ve enerjik kaliteli salon servisine teşekkür ederek ayrıldılar. Bize’de hikayesini yazmak kaldı. Afiyet olsun, yine bekleriz.

Üsküdar’ın incisi ASKADAR E ğer hafta sonu için halen plan yapmadıysanız sizi boğaz manzarasına karşı kahvaltı keyfi yapmaya davet ediyoruz. İstanbul en eski, en köklü semtlerinden biri Üsküdar’ın sahil kesiminde konumlanan “ASKADAR”, adının anlamını da yine Üsküdar’dan alıyor. Askadar, farsça Üsküdar anlamına geliyor. Mekan sahibi ve başarılı işletmeci Ali Şimşek, bakınız ! Çok iyi bildiğimiz, ancak tanımadığımız Askadar’ın, yani Üsküdar’ın tarihçesini nasıl anlatıyor. İstanbul’un tam karşısında görkemli bir peyzaja bakan konumu ve Boğaz’ın, Asya Yakası’nda bir köprübaşı olması ile ayrı bir güzellik ve önem

taşıyan, Antik Çağın “Khrisopolis”i, Perslerin “Hrisopolis”i, Roma Döneminin “Scutari”si, Bizans’ın “Skudarium”u, Farsça’nın “Askadaréı, Evliya Çelebi’nin “Eski Dar”ı ve Biz, Türkler’in Sevgili Üsküdar’ı. Önasya ile Avrupa arasında yapılan ulaşımın Boğazlar’dan geçmesi sebebiyle Üsküdar, tarih boyunca farklı sahipleri kucaklamış, sahiplenmek isteyenleri misafir etmiştir. Üsküdar’ın iki kıta arasında doğal bir köprübaşı oluşu istilalara davetiye çıkarmış ve tarih boyunca farklı pek çok milletin egemenliğinde yaşamasına neden olmuştur. Tarihçesi M.Ö.1000 yıllarında Fenikelilerin biri Kalhedon(Kadıköy), diğeri Moda Burnu’nda olmak üzere iki liman kentini kurmaları ile başlar. Fenikeliler, şimdiki Salacak Sahili’nden, Kız Kulesi’ne doğru uzanan sığlık kısmı büyük taşlarla doldurarak bir mendirek oluşturmuşlar ve ticaret iskeleleri ile tersanalerini Salacak Limanı’nda kurmuşlardır. İşte böyle bir tarihi mirasın kıymetini bilen ve Üsküdar’a yakışan bir mekanı “Askadar” Cafe&Restaurantı SABAH Lezzetin Sesi okurlarına tanıtmak istiyoruz. 5 yıldır, değişmeyen Lezzet ve hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdüren, Üskü-

dar’ın, boğaza karşı en panoramik noktasında konumlanan bu seçkin mekanda her gün Türk ve dünya mutfaklarından yüzlerce LEZZET alternatifinin yer aldığı, nefis et ve tavuk menülerinin yanısıra, günün her saatinde serpme kahvaltı, makarna, salata, tatlı ve kahve çeşitleri servis ediliyor. ASKADAR’ın müdavimleri gerek, yetenekli cheflerinin hazırladığı, lezzetli menüleri, gerekse kibar ve güler yüzlü personelinin başarılı hizmeti dolayısıyla, yıllardır buluşma noktaları olarak ASKADAR’ı seçiyorlar. Keyifli ve sıcak dekorasyonu ile konuklarını ağırlayan, ASKADAR Cafe & Restaurant, gün boyu dinlenebileceğiniz, çayınızı, kahvenizi alıp, enfes pasta ve unlu mamullerinin keyfine vararak, gazetenizi okuyacağınız, Wireless hizmetinden yararlanarak bilgisayarınızı kullanabileceğiniz ev sıcaklığında bir mekan. Okurlarımıza küçük bir “ TİYO “ verelim. Biz Lezzetseverler, Askadar’ın serpme kahvaltı ve çökertme kebabı’nı çok beğendik Üsküdar’ın ASKADAR’ında daha “ Tadı damağınızda, Adı aklınızda kalacak “ yüzlerce çeşit lezzet var. Siz de bizim gibi yapıp, Üsküdar’ın Askadar’ına şöyle bir uğrayabilirsiniz..


LEZZET & GASTRONOMİ

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

03

Yeni Nesil Et Fırınlarıyla;

Et mutlu, Şef mutlu, Yiyenler çok mutlu Izgara, tütsüleme, sıcak dinlendirme ve diğer farklı özellikleriyle; Dünyanın konusundaki ilk ve tek inovatif ürünü FİMAK / RETROS Et Fırınları “Geleneksel ve Modern Pişirmeyi “ birlikte sağlıyor, başarıyla kullanılıyor! FİMAK tarafından, 2 yılı aşan AR-GE çalışmalarıyla geliştirilen RETROS Yeni Nesil Et Fırını; Tonlarca kömür, KW’larca elektrik sarfiyatından tasarruf sağlarken, duman ve yanıktan kaynaklanan kirlilik ve kanserojen tehlikesini de ortadan kaldırıyor

D

aha az kişiyle, daha hızlı, daha kıvamlı, daha kaliteli pişirmeyi; Modernize Taş Fırın Yöntemiyle gerçekleştiren RETROS, ızgara ve tandır gibi geleneksel lezzetlerde ve dünya mutfağı lezzetlerinde aynı başarıyı yakalıyor. Bir fırından öte, bir iş modeli olan RETROS, Her türlü Kırmızı ve Beyaz Eti, Balık ve Deniz Mahsullerini, hızlı ve ağır ateşte pişiriyor, sıcak ve soğuk tütsüleme ( Füme ) ve aromalandırma yapabilme özelliği’nin yanısıra Mekanlara da kullanım alanından tasarruf sağlıyarak, ET LOKANTACILIĞINDA ( Steak House ) şubeleşmenin, Franchise Zincirleri oluşturmanın önünü açıyor. FİMAK / RETROS Kolay kullanımı, çeşitli tasarruf imkanları, hızlı ve sağlıklı üretimi ile kısa sürede; Yurt içinde ve dışında seçkin Hotellerin ve Restaurantların gözdesi olmayı başardı.

FIMAK, MILLI SANAYIIMIZIN ULUSLARARASI GURURU OLDU! 1976 yılında Yük. Mak. Müh. Vedat Özpınar tarafından Konya’da kurulan FİMAK Fırın ve Gastronomi Makinaları A.Ş. Günümüzde; Yarısı kapalı alanı ihtiva eden 50 Dönüm arazi üzerindeki fabrikasında, 200 civarındaki çalışanı, İstanbul Bölge Müdürlüğü ve Amerika FİMAK USA ofisindeki uzman kadrosu ve ileri teknolojisi ile Fırıncılık ve Gastronomi sektörlerine, üstün kalitede ürün ve hizmet sunmaktadır. Amerikadan Avrupaya, Asyadan Afrikaya 70 ülkede A’dan Z’ye kurmuş olduğu Ekmekçilik ve Unlu mamul tesisleriyle, milli sanayiimizin uluslararası gururu olmuştur. Bugün ÖZPINAR Ailesinin 2. kuşağını temsil eden ve Y.K.Başkanlığını üstlenen Mehmet Özpınar ile CEO görevini üstlenen eniştesi Zorman Bayramoğlu ve başarılı ekibi tarafından yönetilen fırıncılık sektörünün yanısıra gastronomi sektörüne de Et Fırınları ile bu sektörlerin dünya devleri İTALYAN ve ALMAN firmalarına parmak ısırtan, İNOVATİF bir buluşla girmiş bulunmaktadırlar. SABAH Lezzetin Sesi Gazetemiz Yayın Yönetmeni ve Lezzet Dernekleri Federasyonu Başkanı M.Vasfi PAKMAN, bu gurur verici FIRINI ülkemize ve dünyaya kazandıran kuruluşun Yöneticileriyle İstanbul Bölge Müdürlüğündeki Show Room’da görüştü. Grubun CEO su, Elektronik Mühendisi Zorman Bayramoğlu, Gazetemiz kanalıyla Gastronomi sektörünü ve Lezzetsever halkımızı bilgilendirdi. “Dünya üzerinde yaklaşık 9 milyar insan gıda tüketmekte” olduğuna dikkat çeken Bayramoğlu, satışlarının artmasını, ürün kalitesi, Ar-Ge ve inovasyon alanında yapıklarına bağlıyor. “Dünya pazarlarında rekabet edecek ürünleri ithal etmek yerine kendimiz üretmeye odaklandık. Dünya üzerinde yaklaşık 9 milyar insanın gıda tüketiyorsa, Avrupa, Asya, Amerika pazarlarının inanılmaz bir hacminin mevcut olduğunu gördük. 42 / 43

RETROS’UN ABD KITASI LANSMANI 19 MAYIS’TA CHIGACO’DA YAPILACAK! Bu alanlara ulaşmak için, Fimak Makine olarak yurt içi ve yurtdışı fuarlara katılıyor ve ihracatımızı sürekli arttırıyor, işimizi doğru, kaliteli ve severek yapıyoruz. Fırıncılık ve Gastronomi konsetindeki ürünleriyle Ekim 2017’de İtalyada katıldığımız, hatta RETROS’un Dünya Lansmanını yaptığımız “Milano Host” fuarındaki 100 m2 lik standımız, hiç boş kalmadı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ziyaretçiler, bizim Alman veya İtalyan Firması olduğumuzu sandılar. Türkiye’den olduğumuzu öğrenince önce şaşırdılar, sonra soru yağmuruna tuttular. Milli sanayiimizin ve Ülkemizin propoğandasını gururla yaptık, siparişleri de heyecanla topladık. Türkiye’de son katıldığımız fuar ise “İbatech İstanbul” oldu. Buradaki 1100 m2 lik dev standımızda yurt içinden ve yurt dışından gelen ziyaretçilerimizi hem ağırladık, hemde gelişmiş teknoloji eseri ürünlerimizle başlarını döndürdük. Şimdi hedefimizde, ABD’nin Chicago kentinde 19 - 22 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan CHİCAGO NRA Fuarı var. Burada FİMAK Et Fırınımızın Amerika Kıtası Lansmanını yapacağız.” dedi.

RETROS FIRININ DOĞUŞ SEBEBI: GELENEKSEL MUTFAĞIMIZA GÜNÜMÜZDE ARTAN TALEPDIR! “Köylerimizdeki eski odunlu taş fırınlarımızın lezzetini, teknolojiyi ve Fimak tecrübesini kullanılarak sağlayan, durağan ısıda pişirme yapan, çağımızın taş fırını olarak yorumlayabiliriz. RETROS’u sadece bir fırın olarak nitelendirmek, tam anlamıyla ona haksızlık olacaktır. Çünkü RETROS aynı zamanda pişirdiği ürünün yağını ve suyunu bir bölmede toplayabiliyor. Bir sıcak banket arabası gibi pişirdiğiniz ürünü sıcak bekletip üzerindeki kurumayı önleyebilmek için nemlendirme yapabilmekte ve ayni zamanda odun ateşinin tadını verebilmek için tütsüleme yapabilmektedir. Bu özellikleri ile 3 farklı özellikteki cihazın yaptığı işlevi tek başına yerine getirerek zamandan, alandan ve enerjiden tasarruf ederek kullanıcısını memnun eden, RETROS günümüz şeflerinin arzuladığı kolaylığı da sağlamaktadır. RETROS‘un diğer özelliklerinden biri de pişirme yaparken, fırının iç bölge izolasyonunu çok gelişmiş bir teknolojiyle üretildiği için, buhar ve su kaybını en alt düzeyde tutabildiğinden pişirilen üründen, diğer fırınlara oranla %10 ile 15 arası daha fazla verim alınabilmektedir. RETROS’da Kuzu, Dana, Ördek, Kaz, Bıldırcın, Sülün, Deve eti, Balıklar bütün olarak diğer fırınlara oranla daha az enerji tüketerek ve daha az zaman harcayarak pişirilebilmektedir. FİMAK’ın uzun ve masraflı bir AR-GE neticesinde ürettiği bu fırında: Mutfak Şefi, 2,5 saatte 7.- TL harcayarak bütün bir Kuzuyu pişirebilir. Yİne geleneksel tencere yemekleri ve güveç yemekleri bu fırında

inanılmaz bir lezzet ile pişirebilir. Başka bir örnek ise; Piyasadan hazır aldığınız pahalı fümeleri, RETROS’da, 30 dk da yarı fiyatına elde edebilir, onu bir füme makinası gibi değerlendirebilirsiniz. Çeşitli et ürünlerini, çeşitli şekillerde, insanların damak tadına hitap eden, pişirme yeteneği ile RETROS, et restoranlarının da ilgisini üzerine çekmeyi, kısa sürede başarmıştır. Pişirme, dinlendirme, aromalandırma, buharlama ve tütsüleme özelliklerini tek başına bünyesinde bulunduran, tamamen milli inovasyonla üretilmiş, dünyada eşi ve benzeri olmayan ilk ve tek et fırınıdır. Başka bir yönden ise; FİMAK, ülkemizdeki yerel ve global süpermarket zincirlerinin unlu mamul makine ve ekipmanlarının ana tedarikçisi konumundadır. Ekmek fırınları, pastaneler, kafeler, restoranlar, yerel ve uluslararası fastfood grupları, zincir pastaneler, kafeler ve oteller uzun yıllardan bu yana genel müşteri portföyümüzü oluşturmaktadır. Şimdi buna, RETROS ile Fıne Dine Restaurantları, Et restaurantları, Geleneksel Türk ve saray mutfakları sunan lokantalarında eklendiğini memnuniyetle görüyoruz. FİMAK, üretimde, teknolojik imalat sistem ve yöntemleri kullanılmakta ve kalite standardı; Dünyaca geçerliliği olan TÜV Rheinland, TSEK, CE ve Amerikan UL standartlarına uygun, sektöründeki tüm bu sertifikalara sahip olan tek firmadır. FİMAK, kurulduğu günden beri müşteri odaklı çalışma prensibini benimsemiş, müşterilerine hizmetlerini çözüm ortağı olarak sunmuştur. Türkiye’deki en yaygın ve hızlı satış sonrası hizmet ağını kurmuş, müşterilerinin servis problemi yaşamasının önüne geçmiştir. Son teknoloji ürünü fırın makina ve ekipmanlarımız, ünlü şeflerin tecrübeleriyle birleştirerek üretilmiş, denenmiş, optimum reçeteleri çıkarılmış, şeflere ve kullanıcılarına ürünlerini pişirmede kolaylıklar sağlayan, firmaların kalite standartlarını arttıran, müşteri kitlelerini büyütecek şekilde dizayn edilmiştir.. FİMAK ürünleri,

kesinlikle restoran, pastane ve otel şeflerine, kullanımda büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Ürünlerimiz kolay kullanımlı, programlanabilir panolara sahiptir. USB bellek ile pişirme verileri kolayca taşınabilir ve aktarılabilir. Bunun yanı sıra ergonomik ve kompakt yapılarıyla dar mekanlarda yüksek kapasiteli üretimler yapılmasına da imkan sağlamaktadır. FİMAK, geniş ürün yelpazesiyle ekmekçilik, hamurhane, pastane, kafe fırın ve restoran işletmelerinin ihtiyacı olan makinelerini ve ekipmanlarını üretmektedir. Satış sonrası geniş servis ağı ile müşterilerimizin yanında olmaktayız. “ dedi ve sözlerini şöyle tamamladı; Hizmet verdiğimiz sektörlerdeki, tüm dost ve müşterilerimiz ile Lezzetsever Halkımızın yaklaşmakta olan Mübarek RAMAZAN Ayını kutlar, ibadetlerinin hayırlara vesile olmasını dilerim.”


04

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

DENİZDEN GELEN LEZZET

sureyyauzmez@lezzetinsesi.com

Balık mutfağı üzerine

Denizin lezzetli böceklerinden

KARİDES kimdir? İ

lk ilkel karides türünün, günümüzden yaklaşık 200 milyon yıl önce yaşamış olduğunu biliyor musunuz? Karidesinde mensubu olduğu kabuklu deniz hayvanları ailesi, gövdeleri, eklemleri, kabuk yapıları ve hareket etmelerini sağlayan bacakları ile denizde TANIYALIM ve YİYELİM

B

alığı mümkün olduğunca ızgara, fırın ve buğulama tüketmenizi öneririm. Kalkan balığının bile en lezzetli pişimi ızgaradır. Tavada yağlar yüksek ısıda kimyasal tepkimelere uğrar. Balığı saklama usullerini de bilmiyoruz. Tuzlama, turşu, lakerda, kurutma (çiroz) gibi usuller kullanılarak 12 ay boyunca bu kıymetli proteinden ayrı kalmamak, fındıkların dibine atmamak gerekir.

ÇIFTLIK BALIKLARI Avrupa’da ve Amerika’da kapış kapış giden, Türkiye’den ihraç çiftlik balıkları, fiyatların astronomik rakamlara erişmesine en büyük etken. Doğal yemlerle beslenen balıkları tüketmemizde hiçbir sıkıntı yok.

BALIĞA LIMON SIKILIR MI? Yumuşak dokulu balığa sert sitrik asidi sıkmak bence katliamdır. O kadar limon aşığıysanız salata ile kusunu ve eşleştirin. Ama balığın dotadını bozmayın. Ama yine de özgürlüğünüzü kısıtlamayalım. Dünyanın hiçbir yerinde insanların damak zevklerini kısıtlayan bir kural olamaz. Canınız nasıl istiyorsa öyle tüketin.

TAZE BALIK NASIL ANLAŞILIR “İnsanın iyisi sözünden, balığın iyisi gözünden anlaşılır” sözü boşuna söylenmemiş. Taze balık kontrolüne ilk önce gözden başlamalı. Gözleri donuk olmamalı, çakmak çakmak size bakar gibi canlı olmalı. Derisiyle parmak testi yapmak ikinci aşamadır. Parmağınızı bastırdığınızda balığın derisi hızla geri geliyorsa taze olduğu anlaşılır, ağır ağır yerine geliyorsa balık bayattır. Pulları üzerinden dökülmemiş olmalıdır. Yüzgeçlerinin yıpranmamış, kırılmamış olması da diğer önemli bir faktördür. Solungaçları nemli ve kırmızı olmalıdır. Büyük balıklarda maliyet yüksek olduğu için ziyan etmek istemeyen ve iyi niyetli olmayan satıcılar özel boyalarla solungaçları boyayabiliyor! Balığın balık gibi kokması şart değil. Taptaze balık ve kabuklu deniz ürünleri sudan çıktıktan birkaç saat sonra bile gerçekten kokusuzdurlar. Biraz serin “deniz esintisi” olabilir ama kesinlikle nahoş bir koku değildir bu. Deniz ürünleri ancak bozulmaya başladığında kokar ve diğer et çeşitlerinden daha hızlı bozulur. Bol balıklı ve sağlıklı günler diliyorum…

LEZZET PEŞİNDE

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

yaşayan böceklerdir. Karides, dondurulduğunda besin değerini ve lezzetini kaybetmemesi sayesinde sevilen ve ulaşılabilir bir lezzettir. Kolay yetişmesi ve çiftliklerde de yetiştirilebilmesi, gastronomik değerini de arttırmıştır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde de onlarca türü bulunur. Meze, ara sıcak, ana yemek, salatalar, pizza, makarnalar ve böreklerde kullanılır. Dış kabuğu kalsiyum ve karbonattan olmuştur. Etinin yapısı koloid olarak tanımlanan madde gibidir (Yumurta akı gibi). Fazla pişmesi halinde, kolayca sertleşir ve lezzetini yitirir. Sizlere karides ile yapabileceğiniz pratik tarifler vermek istiyorum.

aysenildinler@lezzetinsesi.com

KARİDES GÜVEÇ Malzemeler

l biber

l 1/2 çay kaşığı pu

er küp doğranmış

l 1 adet kapya bib an küp doğranmış l 1 adet orta boy soğ küp doğranmış l 2 adet sivri biber ğranmış bukları soyulup, küp do ka l 2 adet domates, klanıp küp doğranl 6 adet mantar ayı

mış klanmış karides l 250 gr. çiğden ayı tinyağı l 2 çorba kaşığı zey ğı eya ter ı l 1 çorba kaşığ rendesi iri yn pe l 100 gr. kaşar biber toz lı tat ı l 1/2 çay kaşığ tuz r l yeteri kada e çekilmiş karal 1/4 çay kaşığı taz biber

Yapılışı

sarımsak yun. Soğan, dövülmüş Tavaya zeytinyağını ko rı ilave nta dakika soteleyin. Ma ve biberleri ekleyip 4-5 tesi ma Do . karıştırarak pişirin edin ve 3 dakika daha a kik da 2 ip ed ve . Karidesi ila ekleyip 5 dakika pişirin iberi rab ka ve er bib toz , daha pişirin. Tuz ından ocaktan ekleyip karıştırın. Ard alabilirsiniz. ı güveç kabına Hazırladığınız karışım döküp yayın. ir yn pe alın. Üzerlerine rçalar halinde pa e nd ğü klü Fındık büyü uya göre pul tereyağını yerleştirip arz ısıttığınız aleye rec biber serpin. 180 de -12 pişirin. 10 a nd fırı tüst turbo ayarda Afiyet olsun.

KARİDESLİ BRUSCHETTA

Malzemeler:

l 4 dilim ekşi mayalı ekmek l 200gr. çiğden ayıklanmış kari

des, (donmuş karides de kullanabilirsiniz) l 2 çorba kaşığı zeytinyağı l 2 diş sarımsak l 1/2 avokado küp kup doğranm ış l 1/2 kapya biber küp küp doğ ranmış l 1/2 adet sarı biber küp küp doğranmış l 8 dal roka ince kıyılmış l 1/2 misket limonunun suyu l 1 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi l yeteri kadar tuz l 1 tutam toz biber l 1 tutam taze çekilmiş karabiber l 1 çay kaşığı zerdeçal

Yapılışı:

Roka, kapya ve sarı biber, avokado yu karıştırma kabına alın. Tuz, misket limonu suyu , 1 çorba kaşığı zeytinyağını ve bir diş dövülmüş sarı msağı ekleyip harmanlayın. Tavayı ocağa koyup, bir diş sarımsa ğı bütün olarak ekleyin. Karidesleri ilave edip 3-4 dakika karıştırarak soteleyin. Sonra bütün koyd uğunuz sarımsağı çıkartın. Toz biber, tuz ve zerdeçal ı ekleyip karıştırırken diğer tarafta ekmekleri kızartın. Hazırladığınız karışımı dört eşit dilime bölün. Taba ğa alıp üzerine limon kabuğu rendesi ve taze çeki lmiş karabiber serperek servis edin. Misafirlerinize atıştırmalık ya da başl angıç olarak ikram edebileceğiniz gibi ken dinizi şımartmak için öğün olarak da yiyebilirsiniz. Çimçim küçük karidesle yapılmasını öneririm. Afiy et olsun.

KADAYIFA SARILI JUMBO KARİDES Malzemeler l 125 gr. taze tel kadayıf l 4 adet jumbo karides ayıklanıp yıkan-

mış l 2 büyük yumurtanın ya da 3 orta boy yumurtanın akı l 1 çay kaşığı toz tatlı biber l 1/2 çay kaşığı karabiber l 1 çay kaşığı tuz l 1 çorba kaşığı zeytinyağı

l 1 diş dövülmüş sarımsak l 1 su bardağı ayçiçeği yağı

Yapılışı

Kuyruk kısımları üzerinde bırakılarak ayıklanmış karidesleri ters yönde çevirip düzleşmelerini sağlayın. Bir karıştırma kabına tuz, biber, dövülmüş sarımsak ve zeytinyağını koyun. İyice karıştırıp karidesleri marine edin. 30 dakika dinlendirin.

Yumurtaların aklarını ayırın. Tel kadayıfı ayırın. Kadayıfı 4 eşit parçaya bölün. İyice açın ve yumurta akına batırıp tabağa alın. Jumbo karidesleri kuyrukları dışarıda kalacak şekilde sarın. Aynı işlemi her karides için tekrarlayın. Ayçiçek yağını kızartma tavasına koyup kızdırın. Her bir yüzü iyice kızarıncaya kadar kızartıp, kâğıt havlu serili bir tabağa çıkartın. Tatlı biber sosuyla servis edin. Afiyet olsun.

TERAYAĞINDA KARİDES

TÜRK ZEYTINYAĞININ YENI DÜNYA MARKASI

NİLLA BELLA

Malzemeler

l 500 gr. Taze çiğ ola rak ayıklanmış karides l 100 gr. Tereyağı l 1 tatlı kaşığı zeytin yağı l 2 diş sarımsak, ayı klanıp dövülmüş l 1,5 çay kaşığı tuz l 1 çay kaşığı toz bib er l 1 çay kaşığı pul bib

er

Yapılışı

C

Çiğ karidesleri ayıklayıp , yıkayın ve süzün. Tavayı ocağa koyun. M Tereyağı, sarımsak ve zeytinyağını ekleyin. Bu işlem kaynama

SOFRALARDA YERİNİ ALIYOR

noktasını değiştireceği için yağın yanmasına mani olacaktır. Tereyağı eriyince, karide sleri ekleyin. Karıştırarak tüm karidesle rin rengi değişinceye kadar 4-5 dakika pişirin . Ocağı söndürmeden lagos logo ok [Converted].pdf biberleri ve tuz u ekleyip karıştırın. Ocakt an alıp servis edin. Afiyet olsun.

1 11/20/15 2:23 PM

Y

BALIĞIN ADRESİ: CM

MY

Marmara’nın en güzel sahillerinden Tuzla’da, hem de denizin kenarında. Nefis CY güler yüzlü deniz ürünleri ve taze balık çeşitleriyle donatılmış bir masa. Deneyimli, ve bilgili mutfak ve salon yöneticilerinin hizmet verdiği muhteşem bir mekan CMY

“TUZLA” dedik, “Balık” dedik, lezzetsever İstanbullular tabiiki nereden bahsettiğimizi anladılar. K Evvet, bildiniz. İnsanın hayatında bazı özel yerler vardır. Hani şehrin karmaşasından, yağan istek ve sorulardan uzaklaşıldığı, nefis lezzetlere teslim olunan, vücudun ve ruhun dinlendiği, mutluluk ve huzurun hissedildiği ortamlar. İşte böyle bir yer ve böyle bir restoranttır, Tuzla Lagos Balık Restaurant. Günlük taze balık ve deniz ürünlerini, bu konuda uzman kuruluş Batu Balık Emrah Güner’in sağladığı, Profesyonel kadroyu; Restaurant müdürü Fevzi Erdal, Exec. Chef Gülali Çoban ve Salon şefi Hasan Akbulut’un yönettiği şık ve temiz mekan, Anadolu yakasının şirin ilçesi Tuzla’ya renk katıyor, hareket getiriyor. Tuzla Lagos Balık Restaurant’ın misafirleri özenle ve nezaketle karşılanır, mutfaktan çıkan her ürün dikkatle kontrol edilerek servis edilir. “Hijyen ve sanitasyon işletmemizin olmazsa olmazıdır. Balık en narin, en sağlıklı ve en değerli nimettir ve bu bilinçle korunmalı ve sunulmalıdır. “ diyen yöneticiler, Kuruluşun, Her ay özel bir firma tarafından denetlendiğine de dikkat çektiler. Meze ve ara sıcaklar oldukça zengin ve çeşitli, herbiri de ayrı ve özel bir lezzette. Özellikle Deniz levrek pirzolası, kalamar bacağı, domatesli salatası, balık

çorbası, tereyağlı pul biberli karidesi, kalamar tavası, ahtapot ızgarası, patlıcan ezme, Levrek sarması, Balık köftesi, deniz börülcesi denemeniz gerekenlerden sadece bazıları. Lezzetine, hizmetine, manzarasına bakılırsa, fiyatların çok makul olduğu mekanda, düğünler, toplantılar, ve Yeni Yıl, Anneler ve Babalar günü, gibi daha birçok, hem de müzikli aktiviteler gerçekleştirilmekte. Tüm bu ilgi ve bahsettiğimiz değerler göz önünde bulundurulduğunda, mekandan memnun ayrılmama şansınız da pek kalmıyor. Yukarıda belirttik ama, Chefin özellikle tavsiye ettiği Kalamar Izgara’nın işletmenin en çok tercih edileni olduğunu tekrar etmekte fayda var. Ayrıca Ahtapot ızgara, balık pirzola, kül bastı, balık beyti, balık mücver ve en son gelen muhteşem dondurmalı irmik tatlısı muhteşem finali garantiliyor. Afiyet olsun.

Son yıllarda butik marka sayısının artmasıyla hareketlenen zeytinyağı sektöründe yepyeni bir marka daha yerini aldı. Girişimci ve Zeytinyağı Tadım Uzmanı Nil Ünsal, Balıkesir’in Gömeç ilçesindeki zeytinliklerden soğuk sıkım yöntemiyle elde edilen zeytinyağlarını “Nilla Bella” markasıyla yurt içinde ve dışında zeytinyağı tutkunlarıyla buluşturuyor. Ülkemizde butik zeytinyağı üretiminin gelişmesiyle birlikte zeytinyağı sektöründe toplam kalite standardının arttığı yadsınmayan bir gerçek haline geldi. Zeytin ve zeytinyağına olan ilgisine bağlı olarak bu alanda eğitim alan ve çeşitli çalışmalarda bulunan Girişimci ve Zeytinyağı Tadım Uzmanı Nil Ünsal da, markası Nilla Bella’yı “Her damlasında sağlık var” sloganıyla görücüye çıkardı. Aynı zamanda Lezzet Dernek Federasyonu üyesi ve Zeytindostu Derneği İstanbul Temsilcisi olan Ünsal, zeytinyağının kalite standardını ve nefasetini korumak adına butik hizmet anlayışıyla piyasada olacaklarını dile getiriyor.

Balıkesir, Gömeç’te tek bahçeden elde edilen erken hasat zeytinlerden soğuk sıkım yöntemiyle elde edilen zeytinyağlarını, yarım ve bir litrelik ambalajlarda piyasaya sunan Ünsal, yoğun bir hazırlık süreci geçirdiklerini söyledi. “Bir kadın girişimci olarak zeytinyağında kaliteyi arayan tüketicilerle “Nilla Bella”yı buluşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Hazırlık aşamasında işin mutfağında yoğun bir tempoyla çalıştık. Zeytin ve zeytinyağı üretiminde ilk akla gelen merkezlerden olan Balıkesir, Gömeç’de üretilen tek bahçe ürünü, erken hasat yağları ,soğuk sıkım yöntemiyle 500 ml. ve 1 litrelik ambalajlarla piyasaya sunuyoruz. İşin mutfağında çok yoruldum ama sağlığını önemseyen kendini değerli gören tüketiciyle buluşunca bu yorgunluk unutuluyor.” Şimdilik hedef olarak yıllık 500 litrelik bir üretim kapasitesine sahip olduklarını belirten Nil Ünsal, hijyen ile sağlıklı ve kaliteli üretimden asla taviz vermeyeceklerini ifade ederek sözlerini tamamladı. *Bu bir ilan sayfasıdır


LEZZET YOLU

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

05

psikoloGurme

nilmadi@lezzetinsesi.com

Yemenin, haleti ruhiyesi

B

izler insanları tanımak için kimi zaman geleneksel bazı sözlerden yararlarınız. Bunlardan en meşhuru kuşkusuz ‘’Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim’’ sözüdür.. Ben de hem alternatif olarak hem de bu sözün bir benzeri olarak diyorum ki “bana ne yediğini göster, sana kim olduğunu söyleyeyim”… Bizi biz yapan nedir? Seçimlerimiz, tercihlerimiz, tutumlarımız, davranışlarımız. Yediklerimiz de bizim seçim ve tercihlerimizdir. Yediğimiz ve yemediğimiz, yemeyi tercih etmediğimiz şeyler bizimle ilgili çeşitli ipuçları verir. Çevremize bir bakalım ve düşünelim. Yavaş yemek yiyen ile hızlı yiyenler kimler? Sizce hangisi daha sabırsız, hızlı hareket eden, hırslı bir yapıya sahip? Bu sorunun yanıtını hiç kuşkusuz hızlı yemek yiyenler olarak verebiliriz. Peki yemek yemeyi sosyallik çerçevesinde değerlendirecek olursak tek başına yemek yemeyi tercih edenler kimler? Bu değerlendirme sonrası kişileri içe dönük, yalnızlığı seven ya da dışa dönük, arkadaş canlısı kişiler olarak yorumlayabilir miyiz? Peki sürekli aynı restoranı veya aynı mönüyü tercih edenler kimler? Bu kişiler normalde yeniliğe ne kadar açıklar? Gelelim gün içerisinde sık kahve tüketenlere? Genellikle endişeli, sinirli, baş ağrısından şikayet eden kişiler dediğinizi duyar gibiyim. Benim gözlemlerime gelince… Sağlıklı beslenme konusuna önem veren, farklı diyetler deneyen, çeşitli sağlıklı yaşam bloglarını ve hesaplarını takip edenleri düşünün. Düzenli insanlardır genellikle, yenilikleri takip ederler, farklı yerlere gitmeyi, gezmeyi severler. Deniz ürünlerini seven ve sık tüketenler, keyfe önem veren, enerjik, güler yüzlü kişiler. Özellikle kabuklu deniz ürünleri sevenlerde gözlemim bu yönde, vücudumuzda mutluluk hormonu olarak salgılanan serotoninin bu gıdalarda bulunmasının etkisi olabilir. Bazı kişiler için yemek yemek bazı kuralları içerir ve genellikle esnek davranmazlar. Önce tuzlu sonra tatlı yer ve asla tatları karıştırmaz; titiz, kurallara uyan, düzeni seven insanlardır. Bir de her yediğinin kalorisini not eden, hesap tutan, akıllı telefonundan bununla ilgili uygulamalardan destek alanları çok görüyorum. Bu durumun temelinde ne olabilir, kaygı, stres, obsesyon, beden algısı ile ilgili bir durum mu var diye düşünüyorum. Bir diğer gözlemim ise, çevremdeki çok endişeli, agresif ve mutsuz bir hanım ile ilgili. Uzun süredir takip ediyorum, kendisi karbonhidrat ağırlıklı beslenir, neredeyse her gün patates kızartması yer. Kahveye olan düşkünlüğünü de tahmin edersiniz.. Sürekli yanında, çekmecesinde çikolata bulunduran hanımlardan ise hiç bahsetmiyorum… İşim dolayısıyla danışmanlık merkezimize gelen misafir ve danışanların da davranışlarına çok dikkat ederim. Geldiklerinde ne yiyorlar, çocuklarına ne yediriyorlar bana çeşitli ipuçları verir. Şimdi bir de kendimize bakalım. Ağzımızdan çıkan iyi kötü tüm söylemler kadar yediğimiz şeyler de önemli. Gün içerisinde ne yiyoruz? Ne yemeyi tercih ediyoruz, neyi tercih etmiyoruz? Kimlerle yemek yiyoruz? Hızlı mı yavaş mı yiyoruz? Yiyecek ve içecekleri olduğu gibi, kendi tatları ile mi kabul ediyoruz, yoksa tuz, baharat, şeker ekliyor muyuz? Hepsi duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımız hakkında birer ipucu…

Yaşar Holding, 2017’de yüzde 15 büyüdü

Sırada yurt dışında kurulacak

et ve süt fabrikaları var! “B

ilindiği gibi, Pınar markasıyla gıda ve içecek sektöründe de faaliyet gösteren Yaşar Holding, 2017’de yüzde 15 büyüme ile 5.2 milyar TL ciroya ulaştı. Grup, Avrupa, Rusya ve Orta Doğu başta olmak üzere 139 milyon dolar yurt dışı geliri elde etti. “ dedi Türkiye’nin en büyük satış ve dağıtım şirketi Yaşar Birleşik Pazarlama, “Köklü Geçmiş Güçlü Gelecek” temasıyla iş ortaklarıyla bir araya geldi. Çeşme Altınyunus Oteli’ndeki toplantıya; Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Feyhan Yaşar, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı, Yaşar Holding İcra Başkanı Mehmet Aktaş, holding yöneticileri ile 100’den fazla bayi katıldı.

YAŞAR HOLDING’IN 2017 YILI YURT DIŞI GELIRI 139 MILYON TL Konuşmasında, Yaşar Birleşik Pazarlama’nın 100’den fazla bayisi, 150 binden fazla satış noktası ile Türkiye’nin en büyük satış ve dağıtım şirketi olduğunu vurgulayan Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yaşar, “Yaşar Topluluğu olarak 2017 yılında 139 milyon dolara yakın yurt dışı gelir elde ettik. Rusya pazarında yaptığımız yeni atılımla Avrupa, Rusya ve Orta Doğu başta olmak üzere, global pazarda bizi güçlü kılacak yapılanma ve yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Türkiye ekonomisinin önemli bir parçası olmamızın yanı sıra ülkemizin yükselen dış ticaret hacmine global pazarın güçlü bir oyuncusu olarak da katkı sunuyor ve bununla gurur duyuyoruz” dedi. Yeni yılın ilk bayiler buluşması olan toplantıda konuşan ve Yaşar Topluluğu’nu güçlü bir geleceğe taşımak için çalıştıklarını belirten Yaşar Holding

Yaşar Holding Y.K.Başkanı Selim Yaşar ile İzmirde buluşan, Yayın Yönetmenimiz M.Vasfi Pakman’ı yeni Gazetesi “Lezzetin Sesi” dolayısıyla tebrik etti ve SABAH Gazetesi’nin eki olarak yayınlanmasından duyduğu memnuniyeti iletti. Ayrıca, üretim çeşitleri sürekli çoğalan, dünya tanınırlığı da gittikçe artan PINAR Markasının Ticari başarıları ve yeni hedefleri hakkında bilgiler verdi. İcra Başkanı Mehmet Aktaş ise “2017 yılında yüzde 15 büyüyerek ciromuzu 5.2 milyar TL olarak gerçekleştirdik. 7.500 çalışanımızın ve binlerce iş ortağımızın doğal kazanımı olarak 100 binlerce kişilik bir ekosisteme dokunuyoruz. Son 5 yılda Yaşar Topluluğu olarak 870 milyon TL yatırım yaptık. Önümüzdeki yıllarda nitelikli hizmetten taviz vermeden, inovasyonun ve teknolojinin öncülüğünde markalarımızı yeni 45 yıllara taşıyacağız” diye konuştu.

5 NOKTADA DÖNÜŞÜM Gıda sektöründe köklü geçmişe sahip 45. yılını kutlayan bir kuruluş olarak geleceği şekillendirmek için 5 önemli noktada dönüşümü esas aldıklarını dile getiren Mehmet Aktaş, “Demografik ve sosyal değişim, ekonomik güçteki değişim, kentleşme, iklim değişikliği ve teknolojik ilerleme, sürdürülebilir bir gelecek için yönetmemiz gereken 5 büyük dönüşüm alanı. Yaşar Topluluğu’nu geleceğe daha güçlü taşıyacak tüm08 bu dönüşüm alanlarında yatırım ve uygulamalarımız ile güçlü bir geleceğe hazırız” dedi.

TÜKETICIYE 150 BIN NOKTADA ULAŞIYOR

*Bu haber Yaşar Holding basın açıklaması olarak www.gidahatti.com’da yayınlanmış, oradan aynen alınmıştır.

Türkiye’nin en güçlü satış dağıtım ağına sahip olduklarının altını çizen Yaşar Birleşik Pazarlama Genel Müdürü Suat Özyiğit de, “Ülke çapında 150 bin satış noktasına yetişebilen yaygın bir ağ ile tüketicilerimize ulaşıyoruz. Elde ettiğimiz başarıları geleceğe taşıyacağımızdan da eminiz. Perakende sektörünü geliştiren yeni ürün ve yeni işbirliği fırsatlarını önümüzdeki yıllarda da değerlendirmeye devam edeceğiz. Bir başka odak alanımız ev dışı tüketim sektörüne yönelik birçok yeni ürünümüzle de hizmet vermeyi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

ATAŞEHİR’DE LEZZETİN YENİ ADRESİ: NEBİOĞLU DÖNER!

ÜNLÜ GASTRONOM ve İŞLETMECİ

BU DÖNER, BAŞKA DÖNER

HÜSEYİN ÇİMEN’den

DUMANLI BURGER Yılların deneyimi BURGER’de yeni bir Lezzet ve Konsept yarattı. İlk “Örnek Mekan” Kağıthane DAP Ofis & Home sitelerinde açıldı Lezzet Dernekleri Federasyonu kurucularından, ünlü mekanların, ünlü işletmecisi Hüseyin Çimen tarafından hayata geçirilen DUMAN BURGER restaurantı, iş, ve magazin aleminin katılımıyla geçtiğimiz ay içinde yapıldı. Deneyimli şeflerin yönetimindeki mutfakta, ızgara ağırlıkta. her türlü kırmızı ve beyaz et çeşitleri, orjinal soslar ve enfes garnitürler eşliğinde konukların önüne geliyor. Halen Kuledibinin tanınmış yeme-içme ve eğlence mekanı NOLA’yı da yöneten başarılı iletmeci. “Bizler lezzet savaşçılarıyız ve yaptığımız her işte olduğu gibi LEZZET’ten asla ödün vermeyiz” dedi ve sözlerini “DUMANLI’nın Burger ve diger mönülerinin tadını, kalitesini size anlatmamıza imkan yok. Kesinlikle görmeniz ve tatmanız gerekir. Zaten lezzet formüllerimiz çok gizli tutulmaktadır.” diyerek tamamladı. “Bizden duyurması, sizlerden tatması, yiyenlere afiyet olsun, yapanlara da kolay gelsin” diyelim ve lafı bitirelim. *Bu bir ilan sayfasıdır

İŞTE döner, işte iskender… Yüzde 100 dana eti. Balıkesir yöresinden özenle seçilmiş genç ve diri dana butları yaprak yaprak açılıyor, özel bir sosta 3 gün dinlendirilip kömür ateşinde ağır ağır pişiriliyor. Dumanı üstünde tüten lavaşla buluşuyor.. İskenderin neşesi, bol tereyağlı mis gibi domates sosundan geliyor.. Sofrada tam bir bayram havası.. Anne patatesi, Çubuk turşusu, taze otlarla harmanlanan özel salata ve bol köpüklü ayran… Milli yiyeceğimiz dönerin şimdi yepyeni ve çok özel bir adresi var. Ataşehir’de Ulugöl Plaza’nın yanında,NEBİOĞLU DÖNER RESTORAN. Kısa sürede sadece Kadıköylülerin değil tüm İstanbullular’ın vazgeçilmez noktası haline geldi. Öğlen saatlerinde önünde uzayan kuyruklara ve ad-

reslere sıcak sıcak döner servisi yapan restoran kuryelerine de şaşmamak gerek. Bu ilginin sebebi net; ‘iyi et’. Restoranın kurucusu hizmet sektörüne yıllarını vermiş, çalışkan ve güler yüzlü iki kardeş; İzzet-Hikmet Arda kardeşler… Restoranın işletmesinden sorumlu İzzet Bey, ‘’İyi döner iyi et ister’’ mottosuyla yola çıkmış. Nebioğlu Dönere o eşsiz lezzetini veren etler, Balıkesir yöresinin verimli topraklarında yetişen genç ve diri danaların butları arasından büyük bir titizlikle seçiliyor. “Et seçimi bu işin alfabesi’’ diyen İzzet Arda, bunun için uzun araştırmalar yaptığını anlatıyor. Nebioğlu’nda sunulan ‘‘iyi döner’’ için ikinci şart ise ‘etin iyi dinlenmesi’.. Ustaların hünerli elleriyle ince ince açılan et, 3 gün boyunca özel bir marinasyonla dinlendiriliyor. Bu süreçte kullanılan sos taze ve doğal malzemelerden oluşuyor. Daha sonra da yine bu hünerli eller tarafından özenle şişlere yerleştirilerek, meşe odunu ateşinde ağır ağır pişiriliyor. Bunca özen ve emekle hazırlanıp pişen dönerin asıl şöleni bundan sonra başlıyor. NEBİOĞLU DÖNER harlı ateşte közlenen ve dumanı üstünde tüten lavaşla buluşup, güler yüz ve nezaketten ödün vermeyen bir servisle sofraya geliyor. Sofrada tam bir bayram havası.. Neden derseniz, Nebioğlu dönerin eşlikçisi sadece lavaş değil. Anne patatesi, Çubuk turşusu, Ayran ve taze otlarla hazırlanan mis gibi salata. Damaklara şenlik dönerle bu-

luştu mu, mideler de bayram ediyor. “ İşte Döner bu “ dedirtiyor. ‘’Bu döneri tadan, başka döner yemez.’’ diyenleri de haklı çıkartıyor! Nebioğlu Döner’in bir özelliği de; Kuyruk Yağı kullanılmadan yapılması. Kokusuz ve iştah açıcı bir görüntüsü var. Mideyi de asla rahatsız etmiyor. NEBİOĞLU DÖNER’in bol tereyağlı ve mis gibi taze domates sosuyla servis edilen “ İskenderi “ ise, tam bir efsane. Döner’in üzerine, 1.5 İskender siparişi verenlere, bu restoranda çok sık rastlanıyor. Daha bitmedi, sırada tatlı var. Gaziantep’ten özel getirilen havuç dilimi mi dersiniz, sütlaç mı, yoksa künefe mi.. Seçmesi zor amma, hepsinin de Lezzeti şahane, seçim size kalmış.


06

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

LEZZET MARKALARI

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

Şifa Veren Altın Bitki Taze Zerdeçal VERİTA ile TÜRKİYE’DE Dünyanın Meyvesini Türkiye’ye taşıyan Verita’dan, 1,5 liraya şifa veren altın bitki ZERDEÇAL CarrefourSA’larda. Peru’nun şifalı bitkisi taze zerdeçal, düzenlenen etkinlikle tanıtıldı ve tüketicinin beğenisine sunuldu

İ

çerdiği kurkumin benzeri bileşikleriyle bilimsel araştırmalara konu olan ve hakkında 10 binden fazla makale yazılan taze zerdeçal, uzmanlar tarafından hastalıklara karşı doğal bir zırh olarak tanımlanıyor.

VERITA’DAN PERU’NUN SÜPER LEZZETLERI CARREFOURSA’DA! Verita ve CarrefourSA’nın ev sahipliğinde gerçekleşen taze zerdeçal tanıtım davetine, Peru Ticaret Ataşesi Fernando Albareda, CarrefourSA Kategori Gıda Gn. Md. Yrd. Ayşin Işıkgece, İdeal Tarım Y.K.Başkanı S. Zeki Birincioğlu ile Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli katıldı. Peru Ticaret Ataşesi Fernando Albareda, yaptığı konuşmada; Peru’nun biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğuna dikkat çekerek, sağlıklı yaşamla özdeşleşen birçok tarımsal ürüne sahip olduklarını söyledi. Albareda’nın verdiği bilgiye göre yüksek besin değerleri ile tanınan diğer süper yiyecekler; And dağları bölgesinde yetişen kinoa, amarant kaniwa, siyah mısır, maka kökleri ve Amazon bölgesinde inka fıstığı, camu camu meyvesi ve bunlar haricinde

Peru’nun kıyı bölgelerinde yetişen kuşkonmaz, avokado, mango, altın çilek. Bu süper besinlerin sağlıklı beslenme eğiliminin bir parçası olarak küresel çapta tanınmaya başladığını belirten Albareda, “Yüzyıllardır iyileştirici özellikleri için kullanılan çok eski bir kök bitki olan zerdeçalı sunuyoruz. Peru’da geleneksel tıbbi tedavide kullanılan çiğ zerdeçal suyu, mide asidi seviyesini düzenler ve hazımsızlığa iyi gelir. Ayrıca çiğ zerdeçal kan temizleyici olarak kullanılır. Aynı zamanda bir Amazon yemeği olan guisador’un yerine ve yine “Juane” olarak bilinen çok özel yemeklerin çeşnilendirilmesinde kullanılır” dedi. Peru ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi ve tarımsal ürünlerin payıyla ilgili bilgi de veren Albareda, üzüm, yaban mersini, mango, kuşkonmaz ve avokado gibi egzotik ürünlerin yanı sıra Peru’dan ihraç edilen başlıca tarımsal ürünlerin kinoa, enginar konservesi, chia tohumu ve bakliyat olduğunu vurguladı. Fernando Albareda, taze zerdeçalın ise Peru’nun önemli bir ihraç kalemi olduğunu belirterek, Türkiyedeki partnerlerinin, bu konuda uzmanlaşmış kuruluş İDEAL TARIM A.Ş olduğunu ifade ederek S.Zeki Birincioğlu’na çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

MAKUL FIYATLARA GERILEDI İdeal Tarım Yönetim Kurulu Başkanı S. Zeki Birincioğlu, 20 yıldır en iyi meyve ve sebzeleri bulmak için dünyayı dolaştıklarını belirterek, “Dünyanın Meyvesi konseptiyle 6 kıta ve 36 ülkeden

İstanbul MARRİOTT HOTEL Şişli’de

Nefis THAİ Yemekleri tadımı onlarca meyvenin Verita markası ile ülkemizdeki raflarda yer almasını sağlıyoruz. İthalat yoluyla oluşan farkındalık sonucunda artık pek çok ürün ülkemizde yetiştiriliyor. Ülkemiz coğrafyası çoğumuzun henüz adını bile bilmediği pek çok tropikal meyvenin ihracatını yapabilme potansiyelini barındırıyor” dedi. Taze zerdeçalın son yıllarda tüm dünyada sağlıklı beslenme trendleri arasına girmeyi başarmış bir “Süper Gıda” olduğuna dikkat çeken Birincioğlu, “Bugüne kadar az miktarlarda ithal edilen taze zerdeçal sabit giderlerden etkilenerek raflarda çok yüksek fiyatlara satılmaktaydı. CarrefourSA mağazalarında satılmak üzere Peru’dan konteyner bazında zerdeçal ithalatı yaptık. CarrefourSA’nın bu aksiyonu ile ürün makul fiyatlara erişti. Böylece bir ailenin tüketimi için yeterli olan 100 gram taze zerdeçal artık herkesin ulaşabileceği fiyata 1.5 liraya satılıyor.”

FAYDALARIN KAYNAĞI MUCIZEVI BILEŞENLERDIR Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli ise bu özel meyvenin faydaları hakkında bilgi verdi. Kümeli, taze zerdeçalın kurkumin kaynağı doğal antioksidan olduğunu belirterek, “Zerdeçal uzun süredir sindirim sistemi, iltihap giderici ve antioksidan faydaları için kullanılmaktadır. Taze zerdeçalın faydalarının kaynağı, içerdiği kurkumin benzeri bileşenler ve uçucu yağlardan oluşan mucizevi bileşenlerdir” dedi.

İstanbul Marriott Hotel Şişli’de, deneyimli, konuk Thai bayan Chef Orasa Lerch, LDF üyeleri: Gazetemiz Yayın Yönetmeni M.Vasfi Pakman ve İdeal Tarım Y.K.Bşk. S.Zeki Birincioğlu’na tadım şöleni yaşattı. Deneyimli Thai Cef Orasa Lerch 9 - 25 Nisan tarihleri arasında, Thai mutfağının enbeğenilen yemeklerini İstanbul Marriott Hotel Şişli’de lezzet tutkunlarıyla buluşturdu. Tam bir uzakdoğu hayranı olan ve bu ülkelerden ithal ettiği, taze meyve & sebzelerle, Lezzetseverleri ve Gastronomi sektörünü buluşturan İDEAL TARIM Y.K.Bşk. S.Zeki Birincioglu ile Lezzet Dernekleri Federasyonu Y.K.Bşk.M.Vasfi PAKMAN, Hotelin başarılı ve sempatik yöneticisi Şeymah Osoy tarafından bizzat ağırlandı. Thai Bayan Şef’in de katılımıyla neşeli bir ortamda devam eden yemekte: Hindistan cevizi sütüyle hazırlanan aromatik çorbalar, Tay yemek kültürünün vazgeçilmezi, sulu yemek anlamına gelen kırmızı ve yeşil köri çeşitleri, farklı damak tatlarına hitap eden geleneksel et, tavuk ya da deniz mahsulleri seçenekleri başta olmak üzere bir çok Tay lezzeti sunuldu. Çok başarılı geçen, ve Lezzetseverlerin yoğun ilgi gösterdiği Tay yemekleri 3 hafta boyunca, menüde misafirlerin beğenisine sunuldu.

*Bu bir ilan sayfasıdır


LEZZET MARKALARI

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

07

Dünyada Büyüdü, Şimdi Türkiye’de! Türkiye’deki 6. şubesini, coşkulu bir etkinlikle Şişli’de açan MAMBOCINO COFFEE’nin İngiltere’de 3, Rusya’da 5, K.Kıbrıs’ta 2, Dubai’de 1 şubesi var

Ü

lkemizin, Otomotiv, Tekstil, İnşaat ve Gıda Sektörlerinde faaliyet gösteren başarılı kuruluşu SÖKMENLER GROUP, MAMBOCİNO COFFEE Türkiye “Master Franchise” haklarını, Kurucusu Nedim Aydoğdu’dan aldı ve ilk şubesini İstanbu’da Şişli Halaskargazi Caddesi üzerinde açtı. 7 Nisan cumartesi günü, yapılan görkemli açılışına, Mustafa Sarıgül ve çok sayıda siyasetçi, iş adamı, basın mensubu ve lezzetseverler katıldı. Birbirinden nefis kahve çeşitlerinin konuklara ve caddeden geçen insanlara da ikram edildiği açılışta; Sökmenler Group Y.K.Bşk. Serhat Sökmen, group çalışanları ve Ailesi, konuklarla bizzat ilgilendiler. MAMBOCİNO COFFEE London Y.K.Bşk. Nedim Aydoğdu ise, yarattığı DÜNYA MARKASI’nın böyle değerli bir kuruluş tarafından Ülkesinde temsil edilerek büyütülmesinden duyduğu gurur ve mutluluğu konuklarla paylaştı. İngiltere menşeli, İtalyan markası olan MAMBOCİNO COFFEE, günümüz kahve kültürüne getirdiği yenilikçi dokunuşlarla, konuklarını,ev rahatlığında ağırlama anlayışıyla hizmet veriyor. Çalışanlarının, saygılı, samimi ve içten yaklaşımlarıyla ünlenen cafe zinciri; Bakırköy, Beşiktaş, Karaköy, Kadıköy Moda, Eyüp Flatofis’ten sonra, Yeni Konsepti ile MAMBOCİNO COFFE Şişli şubesinde de Kahve severleri Ağırlamaya Başladı. Mambocino Caffe’ye, girdiğiniz an itibari ile dostluğun yansıdığı bir güler yüzlülük, tanıdık edasıyla karşılanmanın verdiği memnuniyet, davetkar kahve kokusu, farklı tatlarda hazırlanan kahve çeşitleri ve bol malzemeli soğuk sandviçlerden nefis pastalara, Croussantlardan klasik

kurabiyelere, gözleri doyuran çeşit cümbüşü ile bir lezzetseverde oluşan hazzı yazmakla anlatamayız. Bir Telefon fenomeni vatandaşımızın dediği gibi “ Görmek gerekir “ ve sizlerde gelip görebilir, rahat salonlarında dostlarınızı ağırlayıp, wireless imkanlarıyla bilgisayarınızda çalışabilirsiniz. “Dalından, özenle toplanan Kahve Çekirdeklerinin, uzman ellerde taze, taze kavrularak, “MAMBO TEAM” kahve ustalarının adeta sihirli dokunuşları ve bir sanatçı edası ile hazırlayıp sundukları bu özel ve özgün lezzetlerin, kahve severlerle buluşturduğu, lezzet şölenine kahve deyip geçmek biraz haksızlık olmaz mı? “ sorusunun cevabı, tabiiki; Dünyanın farklı ülkelerindeki şubelerinde ve İstanbuldaki Şubelerinde. Kahve severlerin adresi olan MAMBOCİNO COFFE’nin çok yakın bir sürede daha çok kahve severle bir araya geleceklerini şimdiden müjdeliyebiliriz” diyen SÖKMENLER GROUP Y.K.Başkanı Serhat Sökmen “Markamız, lezzetimiz, kalitemiz ve hizmetimizle her zaman bir adım önde olacak, yatırım gücümüz ve arzumuzla, hem ülke içinde, hem de bölgemizde büyümemizi sürdüreceğiz “ dedi.

Türk “COFFEE”ciliğinin yakın tarihini dizayn eden, Gurme & Gastronom:

NEDİM AYDOĞDU Aslen Gaziantepli, yani doğuştan Gurme, LDF’nin kurucularından Aydoğdu, 1969 Turizm ve Otelcilik okulu mezunu, 15 yıl Almanya’da, 3 yıl İtalya’da 3 yıl Kahve işi ile iştigal etmiş. Bu arada Ünlü Futbolcu PELE’nin Brezilyadaki Kahve Fabrikasına, İnsten Coffee işinde ortağı olmuş. Toptan kahve ticareti ile dünya kahve piyasasında sempatik kişiliğiyle sevilen Aydoğdu, 1985 de bu pazardaki yerini almış. İtalyan SEGAFREDO yu Türkiyeye getirmiş, Avrupa’da ulaştığı 200 ün üzerindeki noktada, markası MAMBOCİNO’yu yaratmış . Mambocino Coffee, zincirinin ilkini 2000’de İngiltere de açan Nedim Aydoğdu, esasen kahve üreticisi bir şirket. Latin Amerika’da yetiştirilen seçkin kahve çekirdeklerini tedarik edip İtalya’da partner ‘roasting’ tesislerinde işliyor, pazarlamasını yapıyor ve son satış noktasında müşteri ile buluşturuyor. 2009 yılında Türkiye’de kendi üretim tesislerini kuran ve gurme kahve üzerine çalışmalar başlatan Mambocino, Sultan of Ottoman markalı Türk kahvesini piyasaya sunmuş. 2010 yılında, kızı Ayşin Ay-

doğdu’nun bizzat katıldığı, Scae Avrupa Kahveciler Birliği tarafından Londra’da düzenlenen ‘World Cezve Ibrik Championships Dünya Türk Kahve Yarışması’nda kendi kahvesi ve sunumuyla şampiyon olmuş. SCAE Avrupa Kahveciler Birliği Yönetimine de giren Aydoğdu 2005 de bu yarışmaları Ülkemizde organize ettirmiş ve bir çok Türk girişimci ve barista’nın dünyaca tanınmasını sağlamıştır. Ülkemizde düzenlenen Kahve Yarışma ve Festivallerinin onursal başkanıdır. ( Ayşin Aydogdu 2007 de Barista Kategorisinde Şampiyon olmuştur) Türklere kahveyi, yabancılara da Türk kahve piyasasını tanıtan kişi olan Aydoğdu’nun en büyük yardımcısı, değerli eşi Nilgün Aydoğdu hanımefendidir. MAMBOCİNO COFFE’lerdeki hoş bir özellikte, dünyaca ünlü klasik “ HEY MAMBO, MAMBO İTALYANO “ şarkısının çalınmasıdır. Aydoğdu ailesi tarafından temsil edilen Ünlü italyan Kahve Makinaları LA MARZACCO ‘nun SHOW ROOM’unu da 13 Mayıs günü, Beşiktaş Balmumcu’da SABAH Gazetemiz binasının karşısında açarak hizmete sokacaktır.


08

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

LEZZET ve HİJYEN

hakkikorkmaz@lezzetinsesi.com

İtalya’nın pizzası varsa, Türkiye’nin de pidesi var!

T

ürkiye’nin en önemli gazetesi Sabah ile yayınlanacak olan Lezzetin Sesi gazetesinden MERHABA... Uzun yıllar endüstriyel temizlik sektöründe gazete, dergi, fuarlar, internet tv, ödül törenleri ve diğer organizasyonları yaptım. Son beş yıldır gastronomi sektörüne ilgi duymaktayım ve bu sektörü nasıl daha iyi bir yerlere el birliği ile getiririz diye projeler yapmaktayım. Sabah gazetesinin bir eki olarak çıkmak inanıyorum ki sektöre bir canlılık getirecektir. Sektör de rekabet inanılmaz derecede yoğun kendisini hissettiriyor bu açıdan bakınca firmaların tanıtım yapmalarının rakiplerinden bir adım öne çıkmaları açısından iyi olacaktır. Elbette gazetemiz Lezzetin Sesi konumuz lezzet olunca bende sadece lezzet sever olduğum için ilk yazımı yine Söke Pidesine ayırmak istedim. Belki de Türk pide tarihini yazacak kadar eskiye dayanan Söke pidesi, yöneticilerin umursamazlığı, ustaların vurdumduymazlığı, her şeyi günlük düşünmelerinden dolayı adını hiç bir şekilde duyuramamıştır. Yıllardır yaptığım görüşmelerde hiç bir ilerleme kaydedemedim. Sadece belediye başkanı Süleyman Toyran ve Söke Ticaret Odası Başkanı Haluk Kutlay destek olacaklarını belirttiler. Aslında buda bir başlangıç olabilir. Bu yıl içerisinde Söke Pidesi Festivalini yapmak üzere yola çıktık. Yapacağımız bu festivalde insanlar Söke Pidesinin ne olduğunu anlayacak ve damaklarında ki tadı hiç unutamayacaklar. Söke Ticaret Odası Başkanı Haluk Kutlay; Söke pidesi için gerekli girişimlere başladıklarını ve yapılacak organizasyonu da desteklediklerini ellerinden geldiği kadar Söke’nin tanıtımını yapmak istediklerini belirttiler. İnanıyorum ki yapılacak festival tüm Türkiye’de ses getirecektir. Şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Birde, yıllardır yaptığımız işlerin başarısında emeği geçen her konuda arkamda duran beni inanılmaz şekilde maddi manevi destekleyen Nursel Yüksel ve Songül Güçlüel hanımefendilere teşekkür ederim. Sevgiyle ve lezzetle kalın...

LEZZET YOLU

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

YÜKSEK LİSANSLI BEYAZ YAKALIDAN, YENİ NESİL DÜRÜMCÜ:

‘A

nadolu Mutfağı ile dolu, ‘tüm dünya yesin!’ heyecanı taşıyan yeni, yaratıcı, bambaşka bir dürüm markası’ olarak bir sene önce hayata geçirdikleri “ROLLA”yı markanın yaratıcısı ve aynı zamanda mutfak şefi Selçuk Avan SABAH Lezzetin Sesi okurlarına tanıttı. “Öncelikle Rolla’da endüstriyel hazır ürünlerden uzak, ‘iyi malzeme’ kullanılıyoruz. Malzemeler klasik mutfak usülleri ile günlük olarak işleniyor. Sunumda ise herşey Açık Mutfağımızda ve müşterinin gözünün önünde hazırlanıyor. Renkli mönülerimiz, öğle tatilinden yararlanan müşterilerimize hızlıca servis ediliyor. Öğle tatili kısa olan, ancak hesabını bilen beyaz yakalı çalışanlar için hızlı sunum, lezzet ve sağlıklı yemek seçeneği yenilikçi bir konseptimizin oluşum kaynağıdır.” diyen Avan Chef, Rolla’nın mutfak ekibinin başında da bizzat kendisi bulunuyor. Ünlü Eğitmen Chef Murat Bozok’un okulu MBK İstanbul’da gastronomi eğitimi almış. Yemek yarışmalarında başarılı olmuş, tabakları ve katıldığı televizyon programları ile de tanınmış. Selçuk şef, “ tüm dünyada yaygınlaşan ‘Fine Food (İyi Yemek)’ akımının Anadolu Mutfağı ile birebir uyuştuğunu, iyi ve sağlıklı bir yemeğin aynı zamanda çok lezzetli olabileceğini Rolla’da göstermeyi hedeflediklerini “ vurguluyor: “Artık çalışan insan hem kaliteli beslenmek hem de lezzetten ödün vermemek istiyor. Bunun yanında tabiki yemeğe ödenen miktarlar ve harcanan zaman da haklı olarak önemseniyor.

Kurumsal hayatta biz de aynı ihtiyacı çekiyorduk. ” diyen ve esasen, ODTÜ mezunu Elektrik Elektronik Yüksek mühendisi olan, Selçuk Avan önceki mesleğinde beyaz yaka bir çalışan olarak bu profilin ihtiyaçlarını iyi bildiğini, dünyadaki yeme içme trendlerini de iyi takip ederek konseptini oluşturduğunu söylüyor. Hedefleri ise büyük. Dünya çapında dürümün ‘roll’ olarak adlandırılmasından yola çıkarak Anadolu Mutfağı’nın lezzetlerini yenilikçi özellikleriyle tüm dünyaya yedirmek istiyor. ROLLA iki buçuk sene içinde, bölgede kısa

sürede tanınmış ve müşterileri tarafından çok sevilen bir “öğle yemekleri molası mekanı” haline gelmiş. Müşterilerinin neredeyse tamamı düzenli müşterilerden oluşuyor. Bunun nedenini açık mutfağa sahip restoranlarında müşterilerin izlemekten keyif aldıkları enerjileri ve sıkılmadan çok seçenek bulabilecekleri lezzetli menüleri olarak değerlendiriyorlar. Başarılı ROLLA konseptini şöyle anlatıyor Selçuk Şef: “Anadolu Mutfağı dünyanın en renkli mutfağı. Mezelerimiz harika bir defa. Tandır, falafel hatta balık gibi baştacı lezzetlerle uyumlu, hem de sağlıklı ve herkesin çok sevdiği atıştırmalıklar haline gelebiliyor. Ayrıca vejetaryen ve veganlar için de en çok sıkıntısı çekilen çeşit sıkıntısını ortadan kaldırıyor. Bu fikirden hareketle Rolla’da sloganımız şu: ‘Anadolu Mutfağı’nın baş tacı lezzetlerine sos olarak günlük hazırlanan bol çeşit taptaze mezelerimizden ekle, garnitürünü seç ve damak zevkine göre kendi Rolla’nı (dürümünü) ya da salatanı yarat!’” Kadıköy’ün sevimli ve kaliteli semti Koşuyolu’nda 2015’ten bu yana hizmet veren hızla Kadıköy’de bilinir hale gelen Rolla’nın menüsünde dürümün yanında salata ve günlük değişen gurme ev yemekleri ile unsuz-şekersiz- yağsız tatlılar da yer alıyor. Rolla ekibi tamamı MSA ve USLA gibi ülkemizin ünlü gastronomi okullarından mezun, eğitimli şeflerden oluşuyor. Restoran haricinde prestijli şirketlere catering hizmeti veriyor, Kadıköy ve Karaköy’deki saygın cafelere tatlılarından üretiyorlar. Aynı zamanda festivallere katılıyorlar.

Kavacık’ın Bilinen Mekanı:

Köfteci İrfan

Steakhouse & Kasap

DİMES KAHVALTICILAR SOKAĞI YENİLENDİ

T

“E

te Heyecan Kattık” sloganıyla 2014’te yola çıkan Köfteci İrfan; 3 katlı 300 kişilik geniş kapasiteye sahip, modern mekan tasarımı, içten misafirperverliği ve en önemlisi mutfakta kadın elinin değdiği birbirinden leziz yemekleri ile keşfedenlerin müdavimi olduğu bir restaurant. Kars, Trakya ve Bursa’dan gelen doğal beslenmiş kaliteli seçilmiş etleri ile el açması lavaşı, un helvası, ev yoğurdu ve kompostosu mekanın favorileri. Grup etkinlikleri için de çok uygun olan mekanın konforlu yapısı yemek sonrasında uzun ve keyifli sohbetler ile evinizde gibi hissettirebilir. Kasap reyonundan seçeceğiniz taze etleri satın alma imkanı ile misafirlerinize ziyafet çekebilirsiniz.

ürkiye’nin ilk yerli sermayeli meyve suyu ve lider içecek markası DİMES, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen kahvaltıcılar sokağı, Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’nı yeniledi. Hafta içi gündüz nüfusu iki milyonu bulan Beşiktaş semtinin, gözde kahvaltı mekânı artık DİMES Kahvaltıcılar Sokağı olarak anılacak. Yenilenen ve renklenen sokak, kentin kalbinde yer alan bir lezzet ve sosyal yaşam cazibe merkezi olma özelliği taşıyor. Meyveleri, sağlıklı ve katma değerli içeceklere dönüştüren DİMES, “Hayata Başka Bak!” felsefesi ile meyvenin iyiliğini ve renkliliğini tüketicilerinin hayatlarına taşıyor. DİMES’in sponsorluğu kapsamında sokağın kendine has ruhu ve kentsel dokusu korunarak yapılan çalışmada, binaların dış cephe renklendirmesi ve mimari çalışmaları yapıldı. Ayrıca sokaktaki 26 restoranın mobilyaları ve dış mekân giydirmeleri sosyal ve kültürel doku gözetilerek yenilendi. Bu çalışmalarda sokak misafirlerinin, günün en önemli öğünü olan kahvaltının keyfini en iyi şekilde çıkartabilmeleri hedeflenirken, sokak esnafının da misafirlerine daha güzel bir ortamda hizmet verebilmeleri hedeflendi. DİMES Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’nın farklı mekanlarında sunulan farklı lezzetlerle yaşanan kahvaltı keyfi, yenilenen ortam ve tabii ki DİMES Sıkma Portakal suyu ile günün tamamına yayılan bir dinamizm oluşturuyor. Her yıl, toplam 3 milyon kişi, sokakta kahvaltı keyfi yaşıyor. DİMES, daldaki meyveye en yakın sağlıklı lezzeti sunmakla kalmıyor, Hayata Başka Bakan kahvaltı aşıkları için mobil teknolojileri kullanarak kolaylıklar sağlıyor. Neredeyse günün her saati yoğun olan DİMES Beşiktaş Kahvaltıcı-

lar Sokağı’nda, DİMES’in teknoloji odaklı yenilikçi projesi ile yer bulmak artık daha kolay. Swarm ve Foursquare uygulamaları üzerinden hayata geçirilen projede, anlık verilerle misafirler sokaktaki uygun mekân seçeneklerini akıllı telefonlarından görebiliyorlar. Tüketiciler, sokaktaki kahvaltıcıların doluluk oranlarını ve seçtikleri mekâna olan mesafelerini anlık olarak görebiliyorlar. Mayıs ayı sonuna dek devam edecek olan proje ile misafirlerin uygun mekanlara erişimleri kolaylaştırılırken, sokak esnafının da iş hacminin daha da artırılması hedefleniyor. DİMES Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’nda kahvaltı keyfine ve hayatın dinamizmine, ilave şeker ya da başka herhangi bir katkı maddesi içermeyen, daldaki meyveye en yakın ürün olan DİMES Sıkma Portakal Suyu eşlik ediyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artış gösteren sağlıklı içecek ürünleri bilinci doğrultusunda, saflık ve lezzet olarak daldaki meyveye en yakın ürün sıkma meyve sularına olan tüketici ilgisi giderek artıyor. DİMES, sıkma meyve suyu kategorisini ülkemizde var eden ve gelişimini sürekli destekleyen öncü marka olma özelliği taşıyor. DİMES Sıkma Portakal Suyu, hafif içimi ve kahvaltılıklara lezzet uyumuyla bu önemli öğün için iyi bir tamamlayıcı olma özelliği taşıyor. DİMES, katkısız ve şeker ilavesiz sıkma meyve suları ile, sıkma meyve suyu kategorisinde pazar liderliğini güçlü bir şekilde elinde bulunduruyor. DİMES Sıkma Portakal Suyu, ülkemizin birbirinden lezzetli yerli portakallarından elde ediliyor. Marka, üreticiler arasında DİMES’lik meyve olarak tabir edilen, en yüksek kalite meyveleri topluyor ve ilave şeker ya da başka hiçbir katkı maddesi eklemeden, lezzeti koruyan ve uzun raf ömrü sağlayan sağlıklı ambalajlarda tüketiciye ulaştırıyor.


LEZZET PEŞİNDE

2 MAYIS 2018 ÇARŞAMBA

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

BOLONYA USULÜ SPAGETTİ H

erkese merhabalar, İdilika’nın Mutfağı’nda bu ay sizlere, 7’den 70’e kimsenin hayır diyemeyeceği, her kültürde karşılığı olan, yemek yapma ve yeme işini aşka çeviren, bazen başlangıç, bazen ana yemek olabilen müthiş bir lezzet var: Makarna. Üretimi için buğday, irmik haline getiriliyor, ardından suyla karıştırılıyor ve şekil veriliyor. Makarna üretiminde kullanılan durum buğdayın, ekmeklik buğdaydan çok farklı olduğunu söyleyebiliriz. Protein ve B vitamini oranı daha yüksek. Makarna kompleks karbonhidrat grubundan olduğu

ozgurkizil@lezzetinsesi.com

Kahve nedir? Barista kimdir?

B

idilcimrin@lezzetinsesi.com

için metabolizmada çabucak parçalanarak hızlı bir şekilde enerjiye dönüşüyor. Makarnanın kolayca hazmedilen bir besin olmasının da nedeni bu. Bu pazar maaile hep beraber ev yapımı makarna pişirmeye ne dersiniz?

ya tüm dünyaya s yapabiliriz nya şehrinden lo ulü bolonez so Bo n us nı a a’ ny ly lo İta Bo si çi kuru olmaz. lik eş ku l keriz; öyle ru nın en güze dö na e ü ar in er ak m üz ın na ya namız ; Bolonya usul ... Taze makar su değil esasen so dına rın ar ba ı ak as m ı diye düşündüm kt t bir kıymal rçok püf no si bi ba de le in öy iç i s nd so yo Bolonez gun görü r, ursak da ke çektirmeyi uy tü özetleyecek ol sü ye di de s in so iç a n kıym zanyaların için nez sosu mi şefler bolo a yediğimiz la ki nd a şı el dı es rt M yu . or ki rıy edir ayı. Bu nedenl bazıları da krem geliyor. fif ha k ço ze s bi deki bolonez so

makarna Ev yapımı taze un

l 300 gr. sert ik l 100 gr. irm urta m yu et ad l4 şığı zeytinyağı ka ek m ye l1 z l 1 çimdik tu

Yapılışı

temiz tezgah Unu ve irmiği kur Or . uz tasını çu üzerine alıyor ker rı la . Yumurta te olarak açıyoruz ş va ya lla erek çata teker ilave ed yu n tü Bü . ıyoruz yavaş karıştır tuz ettikten sonra ve ila rı la ta mur izle im el ilave edip ve zeytinyağını . uz or iy ed vam karıştırmaya de r hamur olunca bi ak ac ay Yapışm r bekliyoruz. un ur 30 dakika kada ruyoruz. Ham da ğu ın yo ığ olan r kl da ca ka sı ya ıp oda aları mümkün film ile kaplay açtığımız yufk k ve çe uz çi or ay ıy ve aç üstünü strech z tek iktar tu yuvarlayıp tek yun içine bir m . su tir ar ek yn m Bezeler haline Ka de z. uş ru zır olm e kesip unluyo r haşlayınca ha en ince şekild t dakika kada ör -d Üç . uz or yağı ilave ediy

BUNLARI

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Pınar Latte Art ‘Barista Süt’ PINAR Latte Art Barista Süt, tüm kahve çekirdekleri ile uyumludur. Süt sektörünün kurucusu ve öncü marka Pınar Süt, “iyi kahve için en uygun süt” prensibinden yola çıkarak bir ilke daha imza arttı. Pınar, yepyeni ürünü Pınar Latte Art Barista Süt’ü; kahvesinde süt ile mükemmel uyumu sağlamak isteyen sektördeki profesyonellerinin beğenisine sundu. Dünyadaki trendleri yakından takip eden Pınar, yeni ürünü Latte Art Barista Süt ile kahveseverlerin ilgi odağı olacak. Tüm kahve çekirdekleri ile uyum sağlayan Pınar Latte Art Barista Süt pürüzsüz yapısı ve krema kıvamındaki lezzeti ile sektör profesyonellerinin (Baristalar) vazgeçilmezi olacak. “İyi kahve için en uygun süt” prensibinden yola çıkarak, ideal seviyede dengelenen Pınar Latte Art Barista Süt, içerdiği yağ ve protein oranıyla kusursuz köpük ve krema oluşumunu sağlar. Üst düzey lezzet ve krema oluşturmak için mükemmel seviyede dengelenen Pınar Latte Art Barista Süt, zengin içeriği ve akışkan yapısı ile tüm kahve çekirdekleri ile uyum içindedir. Pınar Latte Art Barista Süt’ün yumuşak içimi ve eşsiz lezzeti ile kahve saatleri, artık daha keyifli.

GAZETESİ’NİN ÜCRETSİZ EKİDİR

LEZZETSEVERLERİN GAZETESİ

2 M AY I S 2 0 1 8 Ç A R Ş A M BA - Y I L 1 - S AY I 1 YAYIN SAHİBİ HK PR İLETİŞİM REKLAM TİC. LTD. ŞTİ. MEDYA GRUP BAŞKANI HAKKI KORKMAZ YAYIN YÖNETMENİ M. VASFİ PAKMAN EDİTÖR SONGÜL GÜÇLÜEL YAYIN KURULU

SÜREYYA ÜZMEZ, AYŞE NİL DİNLER, TOLGA ATALAY, DR. A. OSMAN TAŞLICA, PROF. DR. FARUK ŞEN, MERİ SİMYONİDİS, AYFER ÖZMEN, NİL MADİ, PAŞA DİREK, ÖZGÜR KIZIL, DR. BURAK KÖSEOĞLU, SÜLEYMAN ÇAKIR, NİL ÜNSAL, METE ALPAY, DİLEK SALDUZ, SAİT YARDIMCI, VOLKAN AYDIN, EMRAH AKIN, İDİL ÇİMRİN, BETÜL ALTINBAŞAK, EMRAH FANDAKLI, HİLAL ASLANGİRAY

ADRES Bağdat Caddesi, Hacı Cemile Hanım Apartmanı, No: 11 Kat: 3 Daire: 3 / Maltepe / İstanbul

İdilika’nın bolo nez sosu l 250 gr. dana kıyma l 2 diş sarımsa k l 1 adet soğa n l 1 adet havu ç l 1 adet kereviz sapı l 1 kutu krem

l 1 kutu domat es püresi l 1 çay bardağ ı üzüm suyu l Tuz l Karabiber l Kekik l Pul biber

Türkler haricinde a dünyanın hiçbir yerinde makarna haşlandıktan Yapılışı sonra soğuk sudan geTavaya kıymayı çirilmiyor. Bu makarnayı alıyoruz ve kavuru sudan geçirerek yıkama yoruz. Soğanı ve sarım işi tamamen bizim uysakları re ndeleyip ilave ed durduğumuz bir şey. iyoruz. Havucu ve kere Her ne kadar makarvizi minik minik doğruyor na deyince akla hemen uz. Kavurmaya deva İtalya geliyor olsa da, m ediyoruz. Domates Bolonez sosun en büyük makarna aslında ilk püresini ve baharatları ilave özelliği yavaş yavaş, uzun önce Çinliler tarafından edip pişiriyoruz. Bu aşam vakitte pişmesidir. üretilmiştir. ada üzerini geçecek kadar Makarna hamurusıcak su ilavesi yapıyoruz nun içindeki tahıllar ve kısık ateşte bir saat kada ve makarnanın ne r pişiriyoruz. Üz üm suyunu ekle saat kadar suyu yip yarım şekilde yapıldığı hem nun çekmesini be kliyoruz. Son ol ku tu kr emayı ekleyip re lezzet olarak, hem arak bir ngi koyulaşana 30-40 dakika kı kadar yaklaşık de midedeki hazmı sık ateşte pişiriy oruz. Taze mak üzerinde, üzerin arnanın bakımından farklar e bol parmesan pe yniri ilavesiyle ed iy oruz. oluşturuyor. servis

Kahvede Tat ve Kıvam İçin:

İLETİŞİM

HATIRLI DOST

İDİLİKA’NIN MUTFAĞI

SOS YAPIMI Ü L U S U A Y N O BOL yıllardan bu yılan, 1800’lü

hk@hkgrup.com 0532 261 46 40

09

Amatör Kahve yapıcılarına müjde!

Yakın zamanda kahve piyasasına, özel olarak sütlü kahvelerde harika sonuçlar alabilmek adına tasarlanmış Pınar Latte Art Barista Süt ürünleri ile hızlı bir giriş yapan Pınar, çok yakında “ Evinde kahve makinası bulunan LEZZETSEVERLER için’de geliştirdiği yeni bir BARİSTA SÜT tipini market raflarına yerleştirdi. Kahve Festivalleri ve SCA Kahve yarışmalarında, birbirinden yetenekli, bilgili baristalar ve kahve profesyonelleri, kahvelerinde Pınar Barista Süt’ü kullanarak hünerlerini sergilediler. Buradaki tüm marifetin, izlenebildiği kategori, Latte Art kategorisiydi. Yarışmacıların yaratmak istediği her tasarımda Pınar Barista Süt, kalitesini ve neden kahveye en uygun süt olduğunu defalarca kanıtlamış oldu. Pınar Latte Art Barista Süt, diğer sütlerin aksine %4 yağ oranı ile daha yoğun bir kıvama sahip ve şeker oranları gibi her türlü içerik değerleri kahveler ve baristalar düşünülerek özel olarak ayarlanmış bir üründür.

PÜF NOKTASI

ir kahvenin kırk yıl hatırı vardır, demiş atalarımız. Kahve dost sohbetlerinin baş misafiridir, birde kahve falı vardır ki, umutları filizlendirir. Kahvenin tarihine değinecek olursak, ilk çekirdek kahveyi keşfeden Habeşistanlı bir çoban olduğu rivayet edilir. Kahve bu bölgeden, ilk önce Arap yarımadasına yayılmıştır. Osmanlıda kahvenin yasaklanması ile Anadolu’da gücünü kaybeden kahvecilik, Avrupa’da büyümüş ve dünyaya yayılmıştır. Ülkemizde ise ancak, 1970 yıllarında yeniden güçlenmeye başlamış, son 10 yıllık dönemde Türkiye’de kahvecilik çok hızlı gelişme sürecine girmiştir. Çekirdek kahve çeşitlerinin artması,demleme ekipmanlarının çeşitlenmesi ,kavurma makinalarının çeşitlenmesi,kahve makinalarının teknolojilerinin çok ilerlemesi ile ortaya mükemmel sonuçlar çıkmıştır. Dünyada birçok kahve yetiştiricisi tarafından sevk edilen kahvelerin tüketicilere sunulması ile yeni bir kahve çağı oluştu. 3. nesil kahvecilik olarak adlandırılan bu dönemde kahve bir içecek olarak değil de kültür, tadım, kokusal özellikler,yemekkahve eşleşmeleri, başka gıdalar ile birleşimi üzerine ciddi çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Günümüzde kahve eğitimi almış,doğru kahve yapabilen, makinada oluşan basit arızaları gideren kişilere barista denilmektedir. Kahve yapımı ve detaylarını öğrenebilmeniz adına birçok kahve akademisi kuruldu.Bu akademilerde doğru kahve yapma teknikleri, süt ile kahve yapma sanatı, kahve makine ve ekipmanlarını kullanabilmek adına uygulamalı ve teorik birçok eğitim verilmektedir. Hatta kendisini kahve adına, daha fazla geliştirmek isteyenler için çekirdek kahve kavurabilecekleri eğitim atölyeleri kuruldu. Kahve kavurmanın insana verdiği keyfi anlatmak çok zor. Yeşil bir çekirdeği istediniz lezzet profiline göre kavurabilirsiniz. Ama siz beni dinleyin ve kahve dükkanlarına gidip, orta derece kavrulmuş Kenya AA kahvesini, Türk kahvesi formunda öğüttürün. Evde cezvenizde kısık ateşte pişirin, damağınıza müthiş bir lezzet şöleni yaşatacağınızdan emin olabilirsiniz.



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.