Milliyet lezzet sayı 22

Page 1

D.REAM AKADEMİ, AÇILIŞI NORVEÇ SOMONU İLE YAPTI

M.Vasfi PAKMAN

Lezzet Hareketimiz, Lezzet Yolunda

Betül Başyazı

Mete ALPAY

Aslı Durukan PASİNLİ

Mantıksız bir dünya diliyorum

Sayfa 8’DE

Fish Sea, Mollusqes, Crustaces Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

ALTINBAŞAK

Geçmişten günümüze ramazan lezzetleri

Sayfa 10’DA

Sayfa 18’DE

www.milliyet.com.tr

25 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA

BASINDA GÜVEN

MARİNE HARWEST Sponsorluğunda gerçekleşen tanıtım ve tadım etkinliğine, NORVEÇ Deniz Ürünleri Konseyi Bşk. Maria Kivijerji ile Bocouse D'or Avrupa Şampiyonu Gunnar Huarnes katıldı. Somon balığı ile Türk damak tadına uygun nefis lezzetler hazırladı ve sundu.

Dünyanın en büyük ÇİPURA ve LEVREK üreticisi

KILIÇ DENİZ

Yeni üretimi ORGANİK PREMİUM SERİSİNİ dünyaya tanıttı.

Lezzet Dünyasının renkli mekanı

‘KISS THE FROG’

Sayfa 6’DA

Brüksel'de yapılan 24.SEAFOOD EXPO GLOBAL'de dünya balıkçılarını üstün kalitesine hayran bıraktı. TÜRK ve Dünya Balıkçılığında ilk'lere imza atan lider kuruluşun daha bir çok farklı girişimi var. Tüm yurdu saracak GURME BALIK MARKETLERİ Zinciri kuruluyor. Ege ve Akdeniz'de Açık deniz balık yetiştiriciliği sürüyor. Kahramanmaraş'ta Alabalık Üretimi ve işlenmesi, Çeşme'de Orkinos yetiştirme çiftliği, Karataş'ta Mavi Yengeç üretimi ve işlenmesi ile Karataş Kefali Havyar üretimi yapılıyor. Yurt içinde ve dışındaki Balık Yemi üretimi yatırımları devam ediyor.

Nişantaşının Buluşma Noktası

ST REGIS BRASSERIE

Sayfa 7’DE

Balık Keyfinde Üstün Lezzetler

HİLTON HOTELS

Sayfa 8’DE

Sayfa 3’DE

Deniz Lezzetleri için

Sayfa 10’DA

DEVELİ MARİN KALAMIŞ

ADANA'dan bir ACILI daha!

Ancak, bu seferki BALIK, hemde TON BALIK

‘ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLÜ’ İLE ÜLKEMİZİ VE BALIKÇILIK

Kalkan Balığında en iyi

IZAKA RESTAURANT

Sayfa 13’DE

Yeni Lezzet Durağınız

Sayfa 16’DA

SEKTÖRÜMÜZÜ ONURLANDIRDI 1985 de Türkiyenin ilk kültür balıkçılığı üretim tesisini kuran, 2008 de İlk MARKALI BALIK tanıtımını yapan PINAR BALIK, Levrek ve Çipura üretimi, iç ve dış pazarlardaki başarısı ile yepyeni iş birlikleri ve ödüllerle gelişimini sürdürüyor. Dünya Balıkçılık Sektörünün fuarlarında büyük ilgi gören PINAR BALIK, aldığı "Üstün Lezzet Ödülü " ile gücünü gösterdi. Sayfa 13’DE

CROWNE PLAZA FLORYA

Sayfa 9’DA

Damak tadımıza uygun, Acılı, Hardallı, Zeytinyağlı, Mayonezli, Barbekülü, Çeşnili TON BALIĞI Lezzetleri ile SASU Türkiyede ve Dünyada bir ilke imza attı.

Patisseride Lezzet ve Serafet

QURABİYE

Sayfa 17’DE


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet yolu

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

Lezzet

name

İstanbul’un gözde balık mekanlarını

sizin için seçti

M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com

Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.

G

Lezzet Hareketimiz, Lezzet Yolunda

eçtiğimiz ay Lezzetli Gazetemizin başlığında bir değişiklik yaptık. Değerine değer kattık, daha bizden, daha içten bir yayın hazırladık.TLH Dernekleri üyelerimizle, okurlarımızla, lezzet’e hizmet yolundaki herkesle daha da yakınlaştık. İsmimiz uzadı ama gücümüz arttı. TÜRKİYE LEZZET HAREKETİ GAZETESİ olarak yine Lezzetseverlerin, yine lezzet hizmetkarlarının sesi, gözü ve kulağı olacağız. 41.maddeden “ Tesçilli Adımızla “gazetemizin yayınını sürdürecek, yarışmalar, konferanslar, etkinlikler düzenleyebileceğiz. Merkezi Berlin’deki EUROPANİSCHE. kuruluşumuzla ülkemiz lezzetlerini, dünya lezzetseverleriyle buluşturacağız. İKA/Olimpiade Der Kösche-Dünya Aşçılar Olimpiyadı 22-28 Ekim tarihlerinde Almanya’nın Erfurt Kentinde yapılacak. YEMEK Yapmayı, Sunmayı ve Yemeyi sevenlerin sektörünü buluşturacak. Burada çiğ veya pişmiş gıda maddelerinden “ GASTROART “ sanat eserleri üretebilen mutfak sanatçıları yarışacak. Onları izlemek için, bu alandan onbinlerce kişi Erfurtta toplanacak. Olimpiyadların katılım kriterleri ağır, bedelleri yüksek, ortamı dar. Ancak alınan madalyalar çok değerli. Bizler 2008 ve 2012 de olduğu gibi yine kendi imkanlarımızla ve küçük bir ekiple

katılacak, yine büyük başarılara (1 Altın, 4 Gümüş, 7 Bronz Madalya) imza atacağız, inşallah. Benim de katılacağım EUROTURK CHEFS CLUB üyeleri, 30 Mayıs’da Berlinde, Dernek başkanımız Cengiz G.Benken’in Owner Chefi olduğu GİNGİ’S SUSHİ & SASHİMİ Mekanında toplanacak. Olimpiyatlara katılım kararı, seçilecek Yarışmacılar ve Sponsorlar konusu tartışılacak. Çok dinamik, zeki ve başarılı bir Sushi Chefi olan “GİNGİSAN“ Temmuzun ortalarında İstanbul’da olacak, Balıkçılık sektörümüzün dev kuruluşunun ürettiği balıklarla fantastik bir sushi-sashimi-izakaya ileri Japon mutfağı etkinliğine katılacak. Olimpiyatlar öncesinde ise: TLH’nın Avrupa merkez ofisini Almanya’nın Aachen Şehrinde, değerli üyemiz Hacı Bekir Yönlü’nün binasında açacağız. Bu arada arzu eden üyelerimizi ve okurlarımızı da bu etkinliklere bizlerle birlikte, ünlü acenta SETUR ile götürebileceğimizin de müjdesini vermek isterim. Ramazan sayımızda buluşmak üzere, okurlarımıza iyi tatiller ve hayırlı ramazanlar dilerim...

KIYI RESTAURANT

Yıllardır geleneksel balık yemekleri sevenlerin uğrak noktası olan Kıyı Balık, günlük ve taze balıklarıyla lezzetli seçenekler sunuyor. Şahane Tarabya manzarasına sahip terasında rakı ve kaliteli peynir eşliğinde keyif yapacağınız Kıyı Restoran sadece balıkları ile değil mezeleri ile de sizi kedine hayran bırakacak.

SET BALIK

1967 yılından beri sürekli yenilenen menüsü ve taze balıklarıyla ünlenen mekan birçok kişinin vazgeçilmezleri arasında. Mekanın menüsü bulunmuyor. Dilediğiniz mezeleri size sunulan tepsiden seçebilir ve ara sıcaklar eşliğinde lezzet dolu bir yemek yiyebilirsiniz.

BEBEK BALIKÇISI

Boğaz keyfini manzarasıyla en iyi yaşatan yerlerden biri olan Bebek’te, mekanın hijyenik ortamında başta boğaz balıkları olmak üzere, tüm deniz ürünlerini bulabilirsiniz. Söğüş karides ve lakerdası ile ün yapan mekanda mezelerin yanı sıra kaliteli ve hızlı servise de bayılacağınızdan eminiz.

BALIKÇI KAHRAMAN

Balıkçı Kahraman, sunduğu özel lezzetler sayesinde birçok kişi müdavimi olmuş. Mekanın gözde lezzeti haline gelen Kalkan balığı dillere destan. Salataları, lezzetli mezeleri ve mekanın ortasına kurulmuş olan sobanın üzerinde kızartılan ekmekleri ile müdavimi haline geleceğiniz mekan genellikle ünlü kişileri ağırlıyor.

PAPALİNA BALIK

ELEOS RESTAURANT

ÇATANA BALIKÇISI

İSMET BABA

Yöresel otlardan oluşan soğuk - sıcak mezeleriyle ve taze balıklarıyla, Altın Çapa ödüllü Papalina Balık Restaurant Ataköy Marina’da hizmet veriyor. Eğer sebze seviyorsanız balığınızın yanına mutlaka haslanmış brokoli söylemenizi tavsiye ediyoruz.

Eleos ağırlıklı olarak deniz ürünleri servis ediyor. Ege yeme-içme kültürünü yansıtan bir menüye ve Rum meyhanesinden ilham alınan ortam sizi daha mekana gelir gelmez etkisi altına alacak. Kendinizi Yunanistan’da bir meyhane de hissedecek ve keyifli bir akşam geçireceksiniz.

BALIKÇI SABAHATTİN

GİRİTLİ RESTAURANT

LES AMBASSADEURS

DOĞADAN BALIK

Deniz balıklarını ahşap bir ev ortamında sunan Balıkçı Sabahattin yıllardır hizmet veriyor. Balık lezzetlerinin yanında meze ve tatlılarıyla da sofraları şenlendiriyor. Eski bir konakta misafirlerini ağırlayan mekan harika bir servis sunması ile adından her daim söz ettiriyor.

Giritli Restoran, sağlıklı yemekleri, renkli mezeleri ve taze balıklarıyla hizmet veriyor. Kalitesini her daim yukarılara taşıyan Girit Restaurant’ta otantik hava ile harika yemekler yiyeceğiniz garanti. Lezzetli ve bol çeşitli meseleri, kaliteli ve tam kıvamında yeni mekanınız.

Merkezi bir konumda, tamamı deniz gören iç mekanı ve terasıyla Çatana Balık Restoran, eşsiz deniz ürünlerini misafirlerine en iyi şekilde sunuyor. Yeni mekanlara karşılık duruş ve kalitesini hiç bozmadan hizmet vermeyi sürdüren mekan sabit bir müşteri kitlesine sahip.

Doyamadığımız Boğaz manzarası eşliğinde her mevsimin en taze balıklarını sunan Les Ambassadeurs Restaurant farklı fırsatlarda menüleri ile misafirlerini sevindiriyor. Karides söğüş ve sıcak deniz mahsülleri tabağını mutlaka denemenizi tavsiye ediyoruz.

İsmet Baba Restaurant, İstanbul’un son dönemlerde popüler olan nadide yerlerinden Kuzguncuk’ta, Boğaz’ın eşsiz güzelliğinde taze balıklar sunuyor. Cam kenarı rezervasyonu yaptırabilirseniz manzara eşliğinde balıklarınızın lezzetlini ikiye katlayabilirsiniz.

Sed Hotel‘in terasında yer alan Doğadan Balık Restaurant Taksim, leziz yemekleri, Ege otları ve taze balıkları ile eşsiz Boğaz manzarasını buluşturuyor. Güzel bir müzik eşliğinde deneyimleyeceğiniz mezeler ve tazecik balıklar ile harika bir akşam sizi bekliyor olacak.

HECHA ile Mutfaktan Sofraya

Nefis ve Sağlıklı Lezzetler

Ç

ağın gereklerine uygun tasarımlarıyla hayata, mutfaklara ve sofralara ayrıcalık katan Hecha döküm tencere ve tavalar, markanın yaratıcısı ünlü chef Yağız İzgül ve tanınmış diyetisyen Dilara Koçak birlikte çıktıkları "Mutfaktan Sofraya Sağlıklı Lezzet Yolculuğu"nda marifetlerini sergilediler. Gerçek bir lezzet tutkunu Ünlü Şef Yağız İzgül'ün, birinci sınıf restoranlarda tadına varılabilen tüm lezzetleri her mutfağa taşıma hedefiyle yarattığı, Hecha demir döküm ürünlerle yaptığı yemekler lezzet tutkunlarını büyüledi. Bu ürünler yeteneğini pişirme yönteminden ve dökme demir malzemeden üretilmiş olmasından almakta olup, markanın yaratıcısı Yağız İzgül ile ünlü diyetisyen Dilara Koçak'ın birlikte gerçekleştirdiği etkinlikde sağlıklı beslenme ve lezzetli yemek pişirme-

nin püf noktaları anlatıldı. Keyifli sohbetler eşliğinde eğlenceli mutfak tecrübelerinin yaşandığı workshop, Kanyon Makro Center'da yapıldı. İzgül, gazetemize yaptığı açıklama da; Lezzetli ve sağlıklı BALIK Pişirme yöntemlerinin tümünde ideal kullanımları olan Hecha'lar, özellikle sağlıklı yaşamı benimseyen, ağız tadından ödün vermeyen kişilere hitab edi-

SARAY MUHALLEBİCİSİ’NE ÇİN’DEN ÖDÜL!.. S

yor ve lezzetin yanısıra mutfaklara da şıklık katan yeni nesil, life style bir ürün olarak, seçkin yemek kültürüne sahip, sağlıklı ve çarpıcı tatlar arayan gurmeler ile yaşam buluyor ve en lezzetli pişirme gereçlerini üretmeye devam ediyor. " dedi.

aray Muhallebicisi, Çin, Japonya ve Asya ülkelerinin ünlü gezi bilgilendirme sitesi Lianorg.com tarafından “En Çok Tercih Edilen Restoran” ödülünü aldı. Çin merkezli www.lianorg.com internet sitesinin 82 ülkedeki 1.816 şehirde yapmış olduğu anket sonucu “en iyi”leri ödüllendirdiği 15.169 restorandan biri Saray Muhallebicisi oldu. Klasikleşmiş ürünleriyle İstanbul’un lezzet miraslarından olan Saray Muhallebicisi; Çin, Japonya ve Asya ülkeleri kapsamında turistlerin pozitif yorumları ve oylaması sonucu www.lianorg. com tarafından ödüllendirildi. Lianorg.com ödülü; “Saray Muhallebicisi enfes menüsü, güler yüzlü hizmeti, ziyaretçilerin pozitif yorumları ve popülerliği ile ödül almaya hak kazanmıştır.” açıklamasıyla duyurdu. Saray Muhallebicisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Münevver Topbaş Aydın konuyla ilgili yaptığı açıklamada; ”Uluslararası bir platformdan böyle bir ödül almak bizi gururlandırdı. Dedelerimizden kalan lezzet mirasını ilk günkü tat ve heyecanla müşterilerimize sunmaya devam edeceğiz.” dedi. İftarda Klasik Menü

ve Fix Menü Seçenekleri Ramazan Boyunca Saray Muhallebicisi’nde!.. Saray Muhallebicisi’nin klasik menüsü ile gerçekleşen iftarlara alternatif olarak; bu yıl ilk kez yoğun istek üzerine 4 çeşit fix menü seçeneği de olacak. Menüler; iftariyelik tabağı, günün çorbası, naneli yoğurt sos ile servis edilen su böreği, çoban salata, ana yemek (dana tandır/ızgara tavuk/ızgara kaşarlı köfte veya Saray Karışık Special), fıstıklı güllaç, limitsiz meşrubat, çay veya kahveden oluşacak. İftar menüleri için, tercih edi-

len şubeye bir gün önceden rezervasyon yapılması yeterli.

FISTIKLI GÜLLAÇ KEYFİ Saray Muhallebicisi’nin meşhur fıstıklı güllacı da Ramazan boyunca iftar sofralarının vazgeçilmezi olacak.

SAHURDA DA AÇIK… Ramazan ayında gerçekleşen iftar organizasyonları ile büyük beğeni toplayan Saray Muhallebicisi; Beyoğlu, Teşvikiye, Etiler, Fatih, Galleria Avm ve Suadiye şubelerinde bu yıl da sahurda müşterilerinin hizmetinde olacak.


Project1

Lezzet markaları

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

Dünyanın en büyük ÇİPURA ve LEVREK üreticisi

Z İ N E D Ç I KIL

Yeni üretimi ORGANİK PREMİUM SERİSİNİ dünyaya tanıttı.

Brüksel'de yapılan 24.SEAFOOD EXPO GLOBAL'de tüm sektörü üstün kalitesi ile hayran bıraktı.

B

u yıl içinde; KILIÇ DENİZ ÜRÜNLERİ olarak STG ile birlikte : Türkmenistan/Aşgabat, Almanya/Bremen Fish International, ABD/Boston, Seafood Expo North America, Türkiye de Seafood Istanbul ve BELÇİKA/Brüksel Sea Food Expo Global fuarlarına katıldı, 2 Haziran'da ise İzmirdeki FUTURE FİSH EUROASİA'ya katılacak. Türk ve Dünya Balıkçılığında ilk'lere imza atan lider kuruluş'un daha bir çok farklı girişimi var. Tüm yurdu saracak GURME BALIK MARKETLERİ Zinciri kuruluyor. Ege ve Akdeniz'de Açık deniz balık yetiştiriciliği sürüyor. Kahraman Maraş'ta Alabalık Üretimi ve işlenmesi, Çeşme'de Orkinos yetiştirme çiftliği, Karataş'ta Mavi Yengeç üretimi ve işlenmesi ile Karataş Kefali Havyar üretimi yapılıyor. Yurt içinde ve dışındaki Balık Yemi üretimi yatırımları devam ediyor.

ÇOK LEZZETLİ VE ÇOK ÖZEL Daha besleyici ve daha lezzetli olan Organik Premium Serisi LEVREK ve ÇİPURA'lar daha yüksek OMEGA-3 ve OMEGA-6 değerlerine sahip. Konuyla ilgili olarak ziyaret ettiğimiz Bodrum Milas karayolu üzeindeki KILIÇ Deniz'in 250 Dönüm üzerindeki: Dev Yönetim, İşleme, Ambalajlama, depolama ve sevkiyat merkezinde KILIÇ Deniz Ürünleri Satış Pazarlama Başkan Yardımcısı Sinan Kızıltan ile görüştük. Genç ve dinamik yönetici aynı zamanda Ege Su Ürünleri İhracatçılar Birliğinin de Başkanı, " Balık bir kültürdür, özen ister, titizlik ister. Bir masada balık varsa; o masada sevgi de vardır, sağlık da vardır, muhabbette vardır, keyif de vardır, tüm aile fertleri de o masa-

dadır. Balığın en sağlıklısını, en besleyicisini ve en lezzetlisini sevdiklerine yedirmek ise gurur verir, mutlu eder. KILIÇ DENİZ olarak biz, Akdeniz'in pırlantaları ORGANİK PREMİUM Serisi LEVREK ve ÇİPURA'larımızı doğaya, hayvanlara ve sürdürülebilirliğe duyduğumuz saygı çerçevesinde, titizlikle, güvenle ve özenle LEZZETSEVERLERİN sofralarına getiriyoruz. Niye mi ? Tabii ki Ülkemiz ve dünya insanları daha besleyici ve daha lezzetli balıkların tadına doyasıya varsınlar diye " dedi. Denizden gelen balıklara ait üretimle ilgili her türlü işlem ( Ambalaj Köpük Kutularının üretimi dahil ) ile İç-dış pazarlamasının, tanıtım çalışmalarının yapıldığı. Gurme Balık Marketi çalışmalarına ait bir örneğin de tesisin caddeye cepheli yüzünde hizmet verdiği tesisin 2 kilometre ilerisinde bir de GÜLBAHÇE Oteli ve Restaurantı bulunmakta. KILIÇ'ın Yurt içinden ve dışından gelen ( benim gibi ) misafirlerinin ağırlandığı çok güzel bir tesis. Bu tesisin restaurantında, Sinan Kızıltan ve diğer yöneticiler; İhr.Dir. Bahar Cengiz, Yurt içi Sat.Md. Zafer Özgün, Paketleme Üret.Dir. Tenay Mutlu, Paz.Yön.Melis Sakaoğlu ve Tesis Md. Eda Özen ile Öncelikle, ORGANİK Çipura ve Levrekleri yedim. İnsan böyle bir lezzet'in hastası değil tiryakisi olur. Kaç tane yedim hatırlamıyorum, her biri de 6-700 gr. üzerinde idi. Ayıptır söylemesi ama Fabrika Balık Marketinden 4 tane'de alıp İstanbula getirdim. Ayrıca, deneyimli Mutfak Şefi Savaş Doğan'ın hepsi birbirinden lezzetli ve inovatif BALIK mönülerini tatma fırsatı buldum. ( bu konuyu da ayrıca özel olarak işleyeceğiz ) Gerçekten nefis ve lezizdi. Bu yemekli toplantıda günlük yogun çalışmaları içinde, Lezzetli Gazetemize zaman ayıran yöneticilerden ayrıca aşağıdaki bilgileri aldım:

KILIÇ'ın ÜRETİM ve İHRACAT ÇALIŞMALARI KATLANARAK BÜYÜYOR. 1991 yılında kurmuş olduğu firması ile akvakültür sektörüne adım atan Orhan Kılıç, 1993 yılında Kılıç Deniz Ürünleri Üretimi İhracat İthalat ve Ticaret A.Ş.’yi kurmuş. Bu gün ise: Kılıç Deniz, Orhan Kılıç’ın 20 yılı aşan profesyonel deneyimi ile akvakültür sektörüne ve ticaretine gelişim ve katkı sağlayarak sayısız ilklere imza atan, hizmetler veren, sektöründe üretimde ve

ihracatta lider, ileri teknoloji kullanımı ve çevre duyarlılığında öncü bir kurum haline gelmiş. Halen: Dünyanın en büyük, açık denizde büyüyen, hiçbir katkı maddesi içermeyen doğal yemlerle beslenen, sağlıklı çipura ve levrek balıkları üreticisi olan Kılıç, yetiştirdiği Çipura, Levrek Kaya Levreği ve Alabalıkların yüzde 70’ini, başta AB ülkeleri olmak üzere, dünyanın 5 kıtasında 55 ülkeye ihraç ediyor. Üretimin yüzde 30’unu da Türkiye pazarına sunuyor. Kılıç, 393.5 Milyon/yıl kapasitesiy-

le Dünyanın en büyük yavru balık üreticisi, 120.000 ton/ yıl kapasitesiyle Ülkemizin en büyük balık yemi üreticisi. 45 bin tondan fazla yıllık üretim kapasitesine sahip olan Kılıç, 2015 yılında 115 milyon USD’ın üzerindeki ihracatıyla önemli bir rekora imza atarak sektöründe üst üste 5. kez ihracat birincisi ve Muğla ili vergi rekortmeni oldu. Yurtdışında Tunus, İtalya, Amerika ve Arnavutluk’ta yatırımları bulunan Kılıç, son dönemde Moritanya’da da yeni bir yatırım gerçekleştirdi. Bu ülkelerdeki yatırımlar, Kılıç’ı, dünya çapında bir marka olma yolundaki hedefine bir adım daha yaklaştırmış oldu. Yatırımlarına ve Ar-Ge çalışmalarına hız kesmeden devam eden Kılıç, son olarak “Orkinos Yavru Üretimi ve Yetiştiriciliği” projesini hayata geçirerek Avrupa’daki su ürünleri firmalarının gerçekleştiremediği çok farklı bir başarıya daha imza attı. TOMBİK denen ve dünya'da SUSHİ Restaurantlarının en çok kullandığı 2030 kiloluk bu orkinosları KILIÇ DENİZ 100-300 kiloya kadar büyütüp ihraç etmekte. Yaklaşık 2000 kişiye istihdam sağlayan Kılıç, performansını her geçen gün yükselterek hem su ürünleri sektörünü büyütmeyi hemde ülkemizde kişi başına düşen balık tüketimini arttırıp, sağlık nesillerin yetişmesine katkı sağlamayı hedeflemekte.

KILIÇ GURME BALIK MARKETLERİ GELİYOR KILIÇ DENİZ bu amaçla iç pazara: Yetiştirdiği muhtelif boy ve ağırlıklarda LEV-

REK, ÇİPURA, ALABALIK ve KAYA LEVREĞİ Balıklarını Taze, Soğutulmuş ve Dondurulmuş olarak: Ambalajlı veya ambalajsız, Bütün, Temizlenmiş, Derili ve Drisiz Fileto şeklinde. Ayrıca, Füme ve konserve olarak, Pişirilmeye hazır LEVREK, KAYA LEVREĞi ve ÇİPURA'yı Limon&Fesleğen veya Portakal&Tane Karabiber Soslu, Suda ( souswide ) pişirme poşetli , fırın ve mikrodalgada pişirme tabaklı Karton kutu ambalajlarla vermekte. Ürünlerin hepsi de, Metro, Kipa, Migros, Real, Özdilek, gibi ulusal marketlerde satılmakta. İstanbul Sağdıçlar, Bursa Kocamanlar, İzmir Anıl balıkçılık, Ankara Süslü Balık tarafından yerel market ve balıkçılarda pazarlanmakta. İstanbul, Ankara ve Antalya Bölge Müdürlükleriyle takviye edilmektedir. Kuruşun bu konuyla ilgili yeni projesi ise; İlki Bodrum'da, İkincisi İzmirde açılan KILIÇ GURME BALIK MARKETLERİ'ni Zincir haline getirmek ve İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya gibi büyük şehirlerde 15 mağaza açtıktan sonra Franchise yöntemiyle tüm yurda yayılmak ve lezzetsever halkımıza bu sağlıklı, temiz ve lezzetli balıkları yedirmek.


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet rehberi

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi

ALAÇATI’NIN HUZURU ‘LAMEN OTEL’ BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

Başyazı

Özlem MEKİK

ozlemmekik@lezzetgazetesi.com

Ege’de Kaliteli Konaklamanın ve Lezzetin adresi

B

u kez sizlerle, Ege’nin incisi Izmir’in en özel konaklama merkezlerinden birini paylasmak istiyorum. Turizm sektörünün deneyimli ismi Erhan Çetin’in Genel Müdürlügü’nü yaptigi ve Movenpick kalitesini yasayabileceginiz Movenpick Izmir özellikle, iş amaçlı seyahat eden konukların beklentilerine cevap verecek şekilde tasarlanmış 185 odası ve süitleriyle, essiz bir deneyim yasatiyor. 17’si süit ve 36’sı Executive olmak üzere modern çizgilere sahip, işlevsel tasarımlı toplam 185 oda bulunuyor. Yüksek hızda kablolu/kablosuz internet bağlantısı, klima, çalışma masası ve direkt telefon hattı gibi konfor sağlamaya yönelik özelliklerle donatılmış odalar, kentin dinamik yaşamıyla orantılı bir biçimde deniz ve şehir manzarasıyla misafirlerini karşılıyor. Executive oda ve süitlerde konaklayan misafirler ise, Executive Lounge’ı kullanma hakkı ve sunulan benzersiz hizmetin ayrıcalıklarını yaşama imkânına sahip oluyor. Konuklar, otelin giriş katında bulunan dünyaca ünlü Mövenpick gastronomisinin sunulduğu Margaux Restaurant’ın konforlu ortamında Türkiye’nin sayili chef’lerinden Murat Yıldız ve ekibinin hazırladığı Türk ve dünya mutfaklarından spesiyalleri tadabiliyorlar. Yine otelin giriş katında bulunan otelin pastanesi Swiss Cake’in menüsünde ise Mövenpick kahvesi, kekler, pastalar ve ünlü Mövenpick dondurmaları yer alıyor. Mutfak her zaman cok buyuk onem tasidigi icin Margaux Restaurant ile ilgili daha fazla cumle kurmak istedim. Cunku gercekten buna deger. Soyle anlatayim size; Izmir’in en kaliteli ve yaratıcı lezzetlerini tadabileceğiniz bir restaurant ve İzmir’in en güzel meydanından yansıyan ışıklar... İzmir’in tam kalbinde, seçkin ve konforlu ortamı ile güzel bir yemek ve iyi bir sohbet için en ideal adres. Otelin giriş katında bulunan dünyaca ünlü Mövenpick gastronomisinin sunulduğu Margaux Restaurant’ın konforlu ortamında Executive Chef Murat Yıldız ve ekibinin hazırladığı Türk ve dünya mutfaklarından spesiyalleri tadabilirsiniz. Üstelik restaurant , sabah 06:30’dan akşam 23:00’a kadar hizmet veriyor. Özellikle organik kahvaltisi muhtesem. %100 doğal çam balı, sızma zeytinyağı, kuru domates, yeşil/siyah zeytin, yumurta, süt, domates, tereyağı, beyaz peynir gibi organik ürünlerin ve fırından taze taze çıkan ekmek, kruvasan, çörek ve poğaçalar gerçek saglikli bir ziyafet vaad ediyor. Oteli geçtigimiz ay ziyaret ettigimde Diyarbakir ve Mardin Gurme günleri etkinligine denk gelmistim. Etkinlik mutfagi ve menusu, Mardinli usta şef sevgili Ali Demir imzasini tasiyordu. Yoresel tatlar denince ilk akla gelen isimlerden biri olan Ali Demir, benim de cok takdir ettigim isimler arasindadir. Ve kendisnin eli degdigi her halden belli olan bu enfes yoresel menu gercekten tadina doyulmaz lezzetlerden olusuyordu. Kendisine bir kez daha tesekkur etmek isterim. Movenpick Izmir sadece lezzetleri ile degil, outletleri ile de cok cazip bir nokta. Gün bitiminde yorgunluğunu nasıl atacağını düşünen misafirler için sade ve zarif döşenmiş lobideki Breeze Bar ya da çatı katındaki Mistral Lounge Bar ideal mekânlar. Hizmet kalitesiyle toplantı ve etkinliklere fark katan Mövenpick Hotel Izmir’de; son teknoloji ürünleriyle donatılmış 10 adet toplantı salonu bulunuyor. Otelin 11. katında bulunan Coral Sağlık Kulubü; muhteşem deniz manzarası, kapalı havuzu, fitness salonu, saunası, buhar odası ve spor aktiviteleri ile dinlenmek ve yenilenmek isteyenler için her türlü olanağı sunuyor. Ege’nin en kaliteli, en guler yuzlu ve elbette en konforlu otellerinden biri olan Movenpick Izmir, gonul rahatligi ile tavsiye edebilecegim bir otel. Kesinlikle bu essiz deneyimi yasamaniz gerektigini dusunuyorum.

A

laçatı’nın en özel lokasyonu olan Hacı Memiş’te, tam 16 yıldır, otelcilik sektöründe olan otel ekibi ile tanıştırmak isterim sizleri... Belki, çoğunuzun aşina olduğu Lamen Otel, daha adımınızı ilk attığınız andan itibaren, dokusuyla, dekorasyonu ile sizi tarihte yolculuğa çıkartıyor adeta. Öyle huzur dolu bir nokta ki; ayrılmak istemiyorsunuz. Otel; Alaçatı meydana 300 metre uzaklıkta. Otelin ilkesi ‘müşteri’ değil, ‘misafirimiz’ olun. Bu ilkeyi gerçekten yaşatıyorlar. Otel, lezzetleri, temizliği ve misafirperverliği ile olduğu gibi, bünyesi içinde hizmet veren Gavur Meyhane ile de, meyhane konusundaki iddiasını ortaya koyuyor. Mekan sahibi biri olarak, rahatlıkla söyleyebilirim ki; hem mezeleri, hem keyifli ambiyansı ile Alaçatı’nın en sevilen mekanlarından biri olmayı hak ediyor. Alaçatı’da bulunduğum sürece, güler yüzlü, samimi, konuk severlikleri için tüm otel personeline ve bu özel otelin sahibi Mert Halimoğlu’na bu vesile ile bir kez daha özel olarak teşekkür etmek isterim. Gerçekten, kendimi evimde gibi hissettim. Sizde bu samimi ve huzurlu konaklama deneyimini yaşamalısınız. Lamen Otel Alaçatı’daki huzurun adresi olmalı.

Yemeği sanatı dönüştüren mekan ‘Art By Ayvaz Şef’

‘Yemek sanattır’ diyor Ayvaz Şef. Uluslararası ödüllere sahip olan, içindeki yemek yapma aşkını keşfederek; yıllarca yabancı şeflerden özel eğitimlerle kendini gelişime adamış, İstanbul’un pek çok popüler mutfağına eli değmiş olan şef Ayvaz Akbacak yepyeni bir mekanla merhaba diyor. Uzun yıllardır, Türkiye’deki yemek kültürünün gelişimi için pek çok girişimde bulunan ve çalışma içinde bulunan Ayvaz Akbacak, Art Group Company bünyesinde Steakhouse & kebap konsepti sunan yeni markası ‘Art by Ayvaz Şef’ ile boğazın incisi Sortie’de, benzersiz lezzetleri, muhteşem sunumları ve uzman kadrosu ile, 2016 yazına imza atmaya başladı. Ödüllü şefin menüsü de, başarılarına yaraşır şekilde

hazırlanmış. Başlangıçlar; sizi yormadan mezelere hazırlıyor. Peynir tabağı, steak tartar veya füme et tabağı ile hafif bir başlangıç ardından, yaban mersinli yapraktan, zeytinyağlı enginara, kerevizli pastırma turşusundan, zeytinyağlı fasulyeye kadar geniş bir meze seçeneği ve elbette birbirinden leziz salata çeşitleri ile lezzet şölenine devam ediyorsunuz. Ara sıcakların ardından ızgara etler ve kebaplarla doruğa çıkıyorsunuz. Bu ziyafeti tatlıyla taçlandırmak gerek hiç şüphesiz. Dondurmalı havuç dilimi veya beyaz çikolatalı profiterol iyi bir seçim olabilir. Elbette diğer tatlı çeşitleri de oldukça cazip. Özetle, Ayvaz Şef ve ekibi bu yaz bize çok et yedirecek gibi görünüyor. Art by Ayvaz Şef, bu yazın en gidilesi mekanlarından biri.

GAZİANTEP’İN LEZZETİ ‘FISTIKZADE BAKLAVA’ TATLIYSA konu, özellikle de geleneksel tatlılarımızsa; inanın çok daha şevkle yazıyorum. Fıstıkzade Baklava’da, baklava diyarı Gaziantep’in olmazsa olmaz isimlerinden biri. 2014 yılında kurulan, Fıstıkzade, farklı franchise konseptleri ile Türkiye’nin dört bir yanında, bu özel lezzetlerle bizleri buluşturmakta. Ülkemizin bu özel tatlarını, yurtdışına taşıma hedefi de bulunan Fıstıkzade Baklava; orijinal Gaziantep Baklavası’ndan, Gaziantep katmerine, su böreğinden, yöresel Antep kahvaltısına kadar pek çok özel lezzeti bulabileceğiniz bir adres. Nam-ı değer Üşengeç Şef - Dilek Yeğinsu ve çok sevdiğim eşi Deklancheur - Kaan Yeğinsu tarafından davet edildim ve mekanın mutlaka tatlarını denemelisin dediler. Eeeee ne de olsa ikiside özel ve işini en iyi şekilde yapan ve hakkını veren dostlar. Güzel bir burger tadımından sonra rotamızı İs-

tanbul’da, Ataşehir’deki Fıstıkzade’ye çevirdik. Ziyaretim esnasında, onca çeşidin arasında kendimi nasıl zor tuttum anlatamam. Burma’nın lezzetini, Baklavanın hasını ve Katmer’in inceliğini ancak tadarak keşfedebilirsiniz. Tabii sadece yemedik bir de bu güzel lezzetlerin yanında menülerindeki ‘ganne’ adı verilen Osmanlı şerbet ininde tadına baktık. Resmen bana baklavanın arkasından verilebilecek en güzel lezzeti dedirtti. Şimdi bana diyeceksiniz ki hani baklavanın yanında ayran içilirdi diye. Bir deneyin görün ganne’nin o güzel aramosı bende ayranı solladı diyebilirim. İstanbul’da olmanız, Antep baklavasından ve Antep’in yöresel lezzetlerinden mahrum kalacaksanız anlamına gelmiyor, bunun için Fıstıkzade en doğru adres. Bu eşsiz lezzetler için Ataşehir’e gitmeli ve her lezzet hışırtısında beni hatırlamalısınız. Lezzetle kalın.

EN ÖZEL TARÇIN EVENTS ORGANİZASYONU

G

eçtiğimiz günlerde, sevgili dostum Fatma Samsa Yılmaz’ın, Lasagrada Otel’de düzenlediği baby shower partisine katıldım. Aynı zamanda Tarçın Events’in sahibesi olan Yılmaz’ın, ikinci kez anne olmanın güzel duygusuna ortak olmak mutluluk vericiydi. Pek çok ünlü sima, blogger, sosyal

medya fenomeninin katılımı ile gerçekleşen organizasyonda, Ali Aras’ın gelişi hoş geldin bebek partisi ile kutlandı. Parti mekanı olarak seçilen Osmanbey’deki Lasagrada Otel’den bahsetmeden geçemeyeceğim. Güler yüzlü personeli, lezzetli ikramları ve güler yüzlü yönetimi ile sadece benden değil, partiye

katılan tüm konuklardan tam puan aldı. Bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Partiye katılan konuklara; ikiçift.com, Naz Events, Ella Tasarım, Electrolux, Beyza Korkut, Babynest_Turk, Tiny love, Skip hop, Miniland, Momeasy müsli markası üreticisi Pink Blue Baby, Şımarık tatlar, Zehra Abdulhadi, Wolkebaby,

Vildan Denizci, Mamipower, Three Free Kids, Minene, Revox, Etaminnak, Ecodropevencee, Online içecek, Danone ve Hayat Su tarafından çeşitli hediyeler armağan edildi. Bu özel organizasyon için ikinci kez anneliğin çok yakıştığı sevgili Fatma’ya teşekkür ediyor, anne ve bebeğe şimdiden sağlık diliyorum.


Project1

Lezzet rehberi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

G T S

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

TÜRK BALIKÇILIK SEKTÖRÜNÜ ZİRVEYE TAŞIYOR

5

Bu yıl 24.kez düzenlenen Brüksel Su Ürünleri SEAFOOD EXPO GLOBAL Fuarında TÜRKİYE PAVYONU Büyük ilgi gördü.

Y

etiştirme Balıklarımızdan ( LEVREK, ÇİPURA, ALABALIK ) Fuar süresince 5000 porsiyon, yurt dışında yerleşik ünlü Türk Aşçıları İbrahim Öner ve Ömer Gürışık'ın çok özel sunumlarıyla, Dünyadan ve Avrupanın her yerinden gelen ziyaretçilere ikram edildi. Türk su ürünlerinin tanıtımı amacıyla, 2016 yılında 11 fuarda tanıtım atağını programlayan Su Ürünleri Tanıtım Grubu,2016 yılının ilk çeyreğinde Türkmenistan, Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve İstanbul'da düzenlenen gıda fuarlarına, Expo Antalya etkinliğine, Brüksel’de, düzenlenen Seafood Expo Global/Avrupa Su Ürünleri (ESE) Fuarı’na katılarak tanıtım atağını sürdürdü. Türkiye’nin 12. Kez katıldığı ESE Fuarı’na Türkiye’den 19 firma iştirak etti. Gazetemize yaptığı açıklamada: STG standındaki " nonstop balık " ikramıyla ülke ve lezzet tanıtımı gerçekleştirdiklerini söyleyen; Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Melih İşliel, " Dünya su ürünleri ihracat hacminin 130 milyar dolar, bu ihracat hacminin içinde payımızın yaklaşık 700 milyon dolar olduğunu, ancak 2000 yılında 90 milyon dolardı. " dedi ve sözlerine devamla " İyi bir seviyeye ulaşmakla birlikte daha gitmemiz gereken çok mesafe olduğunu biliyoruz. Şimdi ihracat ürünlerimizi farklılaştırmamızın zamanı. 6,74 dolarlık ortalama ihracat fiyatıyla 2023'ü ve hedeflediğimiz 500 milyar doları yakalayamayız. Su ürünlerinde ise bu hedef 1,5 milyar dolar. Hem yeni bir güzergâh hem de koşarak gitmemiz

gerekirken ortalama fiyatımızı da arttırmamız gerekli. Yani sektörümüz için inovasyonu olmazsa olmaz hale getirmemiz gerekiyor. Su ürünlerinde ihracat kilogram fiyatımız en çok sattığımız taze ürünlerde 5,55 dolar. Bunu daha da yükseltmek için uğraşmalıyız" dedi.

ye’de su ürünleri işleme tesisleri bu amaç doğrultusunda son yıllarda büyük gelişim gösterdi. Türk su ürünleri firmaları dondurulmuş levrek, çipura ve alabalık üretiminde büyük mesafe kat etti. Bugün tüm dünyaya dondurulmuş su ürünleri sunar

SU ÜRÜNLERİNDE EN BÜYÜK PAZARIMIZ AVRUPA… Su Ürünleri Tanıtım Grubu Y, K. Başkanı Melih İşliel, Türkiye Milli Katılım Organizasyonu İstanbul İhracatçı Birlikleri tarafından gerçekleştirilen Brüksel Su Ürünleri Fuarı’na, sektörünün büyük ilgi gösterdiğini belirtti. Sektörün büyük oyuncusu 15 Türk firmasının milli katılımla, 4 firmanın ise bireysel olarak fuara katıldığını, Brüksel'de yaşanan olaylara bağlı olarak ziyaretçi anlamında çok az bir düzeyde gerileme olsa bile en büyük ilginin Türkiye pavyonuna olduğunu, fuar katılımcılarımızın Türkiye’ye yeni ticari bağlantılarla dönmeyi başardıklarını kaydetti. "Dünya gıda sektöründe hızla büyüyen kültür balıkçılığı sektöründe Türkiye parlayan bir yıldız olmuştur" diyen İşliel, sözlerini “Sürdürülebilir üretim potansiyeli, entegrasyonunu tamamlamış dünya standartlarındaki üretim ve işleme tesisleri artık AB pazarında ülkemize büyük bir ayrıcalık getiriyor. Türkiye’nin taze balık pazarında ulaşabildiği coğrafyayı zenginleştirmek amacıyla, işlenmiş, dondurulmuş ürünler ile tüm dünyayı pazar olarak görüyoruz. Türki-

konuma geldik. Sektörümüz 2014 yılında 693 milyon dolar, 2015yılında ise 690 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi,

2023 yılında ise 1,5 milyar dolar ihracat hedefliyoruz” diyerek tamamladı. AVRUPA’NIN DA EN BÜYÜK TEDARİKÇİSİ TÜRKİYE… Yine bu fuarda görüştüğümüz ve Gazetemize; Yunanistan’daki ekonomik kriz sonrasında Avrupa Birliği’nde en büyük tedarikçi konumuna yükseldiklerini kaydeden Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan ise; “Türk Su Ürünleri Sektörü altın çağını yaşıyor. Avrupa’da tüketilen 4 çipura ve levrekten birisi Türkiye’den gidiyor. 2016 yılının ilk çeyreğinde yüzde 16’lık ihracat artışı ile 192 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Böylece ihracatını artıran sektörler arasında yerimizi aldık. İhracatımızda Avrupa Birliği ülkeleri büyük dilimi oluşturuyor” dedi. Kızıltan, ayrıca Türkiye’nin Su Ürünleri Sektörü’nde son yıllarda yakaladığı büyük başarının tüm dünyada yakından takip edildiğini de vurguladı. Türkiyeden ve Avrupadan gelen Türk balıkçı ve restaurant yöneticilerinin yanısıra yerli ve yabancı basın mensuplarınında yoğunlaştığı Türkiye Pavyononda Balık Yemekleri İkramlarıyla birlikte, helva, lokum, çay, kahve meşrubat sunuldu, rozet, broş ve kravat gibi hediyeler de dağıtıldı. T.C. Belçika Büyükelçisi Meh-

TÜRK BALIKÇILARI

BRÜKSEL ‘SEA FOOD EXPO GLOBAL’ de

DÜNYA BALIKÇILARINA FARK ATTI! G

eçtiğimiz ay sonunda yapılan, dünyanın her yerinden katılımcısı ve ziyaretçisi bulunan bu çok özel fuara, maalesef Brükselde yaşanan terör eylemleri " korku ve tedirginlik " şeklinde damgasını vurdu. Kuzey'in ve Amerikanın bazı dev balıkçılık markaları katılmadı. Ülkemizin cesur balıkçıları da bu fırsatı çok iyi değerlendirdiler ve çok başarılı anlaşmalarla yurda döndüler. Gazetemiz için fuarda görüştüğüm Bodrum, İzmir, Adana ve İstanbul merkezli firmalarımızın Brüksel'den yüklü siparişlerle döndüklerini öğrenince çok mutlu oldum. Denizlerimizde yetiştirilen normal ve organik LEVREK ve ÇİPURA'larımız dünya standartlarında yüksek lezzet ve kalite içermekte. hijyenik koşullarda ve modern tesislerde ihracata hazırlanmakta. Tüer Balıkçılığında son yıllarda gözle görülür bir şekilde gelişen ve artan BALIK SANAYİİCİLİĞİN'den kaynaklanan İşlenmiş balık pazarı da talep görüyor. Girişimcilerimizin İnovasyon, içerik ve modern bakış açısı piyasalara hazırladıkları

Dünya Balıkçılık Sektörü, bu yıl Türkiye’nin STG ile çok güçlü ve etkin bir katılımına ve tanıtımına şahit oldu.

Ömer Gurışık İbrahim Öner

ürünlere'de yansımış. Konservesinden dondurulmuşuna, Fümesinden tuzlanmışına hem çeşitler artmış, hem de ambalaj vakum teknoloji ve kaliteleri yükselmiş durumda. Örneğin; KILIÇ'ın Füme levrek ve alabalık konserveleri ile ambalajlı pişmeye hazır taze balıkları, SASU'nun Soslu Ton Konserveleri, DARDANEL'in pratik poşetteki pişirilmiş levrek çorbası, PINAR'ın çıtır balık çeştleri en dikkat çekenler arasında sayılabilir 2.Balıkçılar buluşması 2 Haziran'da İzmir'de FUTURE FISH EUROASİA'da olacak. Lezzetli Gazetemizin'de bu sayısıyla katılacağı, Ortadoğu'nun en büyük balıkçılık fuarı 2-4 Haziran günleri İZMİR'in Gaziemir'deki yeni fuar merkezinde yapılacak. STG / Su Ürünleri Tanıtım Grubu'nun ve İhracatçı kuruluşların-

da katılacağı fuarda, Denizlerimizde yetiştirilen nefis balıklar görücüye çıkacak, toptancıların ve HORECA sektörünün büyük ilgi göstereceği bu etkinlikte yine yeni lezzetler ortaya çıkacak, yine damaklar bayram edecek. Haydi hayırlısı, rastgele.

met Hakan Olcay, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Su Ürünleri Genel Müdürü Durali Kılıç, T.C. Brüksel Başkonsolosu Ali Barış Ulusoy, T.C. Brüksel Ticaret Başmüşaviri Bülent Uğur Ecevit, T.C. Brüksel Konsolosu Ahmet Yavuz Aybaş, T.C. Anvers Başkonsolosu Sn. Metin Ergin, T.C. Anvers Konsolosu Ali Sevim, T.C. Brüksel Ticaret Başmüşaviri Sn.Bülent Uğur Ecevit, Ticaret Müşaviri Sn.Nilgün Bükülmez, Fuara katılan Türk firmalarını ziyaret etti. Brüksel Su Ürünleri Fuarı’na milli katılım organizasyonuyla Türkiye’den Su Ürünleri Tanıtım Grubu yanında Agromey Gıda ve Yem San. Tic. A.Ş, Alima Su Ürünleri ve Gıda Sanayi Ticaret A.Ş., Bağcı Balık Gıda ve Üretimi Sanayi ve Ticaret A.Ş, BalPi Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti, Başaran Balıkçılık San.ve Tic. Ltd.Şti., Group Sagun (Kemal Balıkçılık İhr. Ltd. Şti), Gümüşdoğa Su Ürünleri Üretim İhr. ve İth. A.Ş.,. Kılıç Deniz Ürünleri A.Ş, Kopuzmar Su Ürünleri San. ve Dış Ticaret A.Ş., Kuzey Balıkçılık Gıda Tur.İth.İhr.San. ve Tic.A.Ş., Pınar Entegre Et ve Un San. A.Ş, Sağdıçlar Balıkçılık. Sastaş Samsun Soğutma Tesisleri A.Ş. ve Sasu Su Ve Tar. Ür.Gıda Teks.San.Tic. A.Ş., firmaları ile bireysel olarak Dardanel Su Ürünleri, Kocaman Balıkçılık, Penta Su Ürünleri ve Şekermaksan Makina Tarım San. ve Tic. Ltd. Şti.de sergileyici olarak katıldı.


6

Dr. Burak KÖSEOĞLU

burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com

Cambaz ipte balık dipte gerek

G

enel yayın yönetmenimiz haydi bu ay balık konusunu işleyelim deyince aslında biraz endişelenmedim desem yalan olur, zira balık av sezonu sona erdi ve benim için lezzetli balıklar bitti dedim ama yaşadığımız zamanda artık mevsim diye bir kavram çokta kalmadı her gün dünyanın dört bir yanından yüzlerce çeşit deniz ürünü hava kargolar ile geliyor ve sofralarımızı süslüyor. İstanbul’da balıkçı deyince herkesin kendine göre favori mekanları vardır. Bu ay sizlere benim istanbul’da favorilerime götürerek bir ziyafet çekmeye çalışacağım. İlk adresimiz Giritli Restaurant cankurtaran’da armada otelin arkasında çok şirin tarihi bir konak ve karşısındaki istanbul’da artık kalmayan nefis ve sade bir bahçeden oluşuyor. İstanbul dışından gelen misafirlerimizi ve yurt dışından gelen dostlarımızı götürmeyi tercih ettiğimiz bu şirin restaurant öncelikle nefis otları ve mezeleri ile sizleri karşılar ege mutfağına meraklıyım diyorsanız kaçırılmayacak bir ziyafet sunuyor. Kalamar ızgara ve ahtapot oldukça leziz orfoz şiş mevsiminde nefis oluyor. Balık olarak mevsime uygun balıklar sunulurken yemek sonrası taze dökülmüş lokma ve dondurma oldukça çekici oluyor. Restaurant sahibi Ayşe Şensılay ve ekibinin yakın ilgisi ve mekanın şirinliği yanında fiyatlarında makul sayılabilecek ölçüde olması denemeyenler için bence denenmesi gereken bir seçenek olarak karşımıza çıkmakta. Burada çıkıp boğazın Avrupa yakasında arnavutköy’de bulunan Sur Balık diğer favorilerim arasında oldukça büyük bir turizm grubu bünyesinde faaliyet gösteren ve istanbul’da 6 şubesi bulunan kurumsal standartları yakalamış hamurda balık,fırında balık pazı sarma gibi kendine özel sunumları her noktasında aynı servis ve kalite standardı ile balık servisi yapması Arnavutköy tümüyle orjinaline sadık kalınarak renöve edilmiş 4 katlı bir yalı ve her katından enfes boğaz manzarasına hakim özellikle içinde bulunduğumuz bahar mevsiminde çok keyifli bir mekan özellikle yabancı misafirlerin çok ilgisini çeken bir nokta. Cambaz ipte balık dipte gerek Arnavutköy Sur Balık’ın menüsü mezesinden tutun ara sıcağına çeşitleriyle zengin ve özgün. Samsun’dan gelen levreği, Bodrum’dan gelen dili, Gaziantep’ten gelen baklavası ve daha birçok leziz ürünüyle enfes bir sofra keyfi sunuyor. Fesleğenli levrek marin, balık mantısı, levrek dolması, balık köfte, levrek, fener rikado ve tam kıvamında ızgarada pişen ahtapot’un her birinin lezzetine doyacaksınız. Ana yemeklerde ise tuzda balık ve kağıtta levrek denemenizi öneririm. Yemeğin üstüne de tahinli profiterol yemeden olmaz. Bu menüye kurumsallıkta eklenince fiyatlar gayet makul ve her geldiğinizde aynı ölçekte fiyat ve hizmeti bulmanız garanti. Boğazda biraz daha ileri yeniköye uzanınca eşiniz aileniz ile birlikte gidebileceğiniz küçücük şirin bir klasik balıkçı Yeniköy İskele restaurant adını aldığı Yeniköy vapur iskelesinin hemen arkasında şirinmi şirin küçücük 3 katlı bir mekan personel son derece sıcak mekan 1949 yılından bu yana hizmet vermekte yıllara meydan okuyan ender yerlerden birisi uzunca bir süredir BVS group tarafından başarıyla işletilen mekan çocukluğumuzdan kalan bir tat klasik balık restaurantı mezeleri yanında günlük taze mevsim balıkları ile sizlere gözlerden uzak gerçekten çocukluğunuza gidecek bir balık ziyafeti vadediyor. Fiyatları makul ve ürünler lezzetli. Aynı grubun kalamış marina’da çok yeni açtığı By Balıkçı gerçekten manzarası lokasyonu ve mutfak ekibi ile bu yaza damgasını vurabilir. Hazır Anadolu yakası demişken ilk sayacağım yerlerden biriside Çengelköy iskele restaurant onlarca yıldır hizmette olan mekan mezeleriyle ünlü lokasyonu çok keyifli Çengelköy iskelesinin hemen yanında denize cephesi çok çok geniş olmasa da personeli oldukça sıcak ve ilgili İstanbul da en iyi balık pişiren yerlerden buğulama , ızgara ve tava hepsi ayrı lezzetli mevsiminde istediğiniz şekilde balığa lezzet katan mekanda atom isimli deniz mahsulleri güvecini denemeyi unutmayın ızgara balık için Çengelköy iskelenin kullandığı sarmısak, soya sosu, tereyağı ve nişasta ile hazırlanan sos gerçekten balığa değişik bir lezzet katıyor. İstanbulu yaşamak görmek istiyorsanız gelmeniz gereken klasik eski bir İstanbul balıkçısı. Kim bilir belki tüm çocukluğum ve gençliğim adalarda geçtiği için vapur iskele ve deniz olmadan bir balıkçı düşünemiyorum ama İstanbullu olup ta bunları aramayan olmaz diye düşünüyorum. Bu vesile ile bu vatanı savunmak bizlerin huzurunu sağlamak için kahramanca savaşan ve şehit olan Asker,Polis,Korucu tüm vatan evlatlarının önünde saygı ile eğiliyorum ruhunuz şad olsun , vatan size minnettar.Bir sonraki aya kadar şen ve esen kalın.

Lezzet peşinde

Türkiye Lezzet Hareketi

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

BASINDA GÜVEN

Lezzet Dünyasının, Renkli Mekanı ‘KISS THE FROG’ TAM BİR ‘FISH & SEA FOOD BRASSERIE’

Yeme-içme dünyasının kodlarını baştan yazan, deniz mahsullerine yepyeni yorumlar getirerek kısa zamanda adından sıkça söz ettiren “Kiss The Frog”, benzersiz lezzetleri ve keyifli ambiyansı ile Rumeli Hisarında hizmet veriyor!

T

aptaze deniz ürünleri, lezzet dünyasına yepyeni yorumlar kazandıran reçeteleri, İstanbul’un en keyifli lokasyonlarından Rumelihisarı’nın muhteşem manzarası ile İstanbul’un yeme içme dünyasında fark yaratan adresi Kiss The Frog, her şeyin olduğu gibi, deniz lezzetlerinin de en güzelini hak eden yerli ve yabancı Lezzetseverleri ağırlıyor. Kiss the Frog, güzel müzik, eşsiz manzara, kaliteli servis, özgün sunumlar, keyifli ambiyans ile kabuklu, kabuksuz deniz ürünleri, benzersiz pizza ve makarnaları, damaklarda iz bırakan sushi lezzetlerini konuklarına sunuyor, her gün özel keyifli ikramlarıyla onlara eşlik ediyor. Muhteşem mekanı başarıyla yöneten Aydın Koca, yıllarını 5 yıldızlı otellerde, F&B ve Salon Yöneticiliği çalışmaları ile geçirmiş, sektörü yakından tanıyan deneyimli bir isim. Geçtiğimiz günlerde, temsil ettiğimiz Lezzet Dünyamız adına ziyaret etme fırsatı bulduğum bu mekanda

ğil, “Seafood Brasserie” sıfatı, mekanımızı daha iyi anlatıyor. Boğaz kıyısındaki mükemmel konumu, samimi dekorasyonu, canlı DJ performansı ile sunduğu konfor hem arkadaş grupları, hem romantik bir akşam yemeği, hem de alternatif iş yemekleri için uygun. Sağlıklı yaşam trendleri ve deniz ürünü sevmeyenleri de ihmal etmedik. Kabak Spaghetti, quinoalı salata, otlu Cızbızzz börek gibi alternatifler de mevcut. Her malzemenin en taze ve lezzetlisi ile menülerini oluşturan restaurantta Fransa’dan gelen canlı

verdiği; Güleryüzlü, samimi ve konuğunu yönlendirici hizmetlerine şahit oldum. Yaklaşık 1 sene önceki açılışından da önce, restaurant’ın inşaatından bu yana işin içine ve mekanla bütünleşmiş. Gazetemize verdiği bilgilerde: “ Değerli bir gastronomi yatırımcı ve işletmecisi olan Gül Etker tarafından Rumelihisarı sahilinde, eski vapur iskelenin karşısında kurulan Kiss The Frog deniz ürünleri yemekleri servis eden, nefis manzaralı bir restauranttır. Zengin menüsünde, Sushi, pizza, ev yapımı pasta çeşitleri, kabuklu, kabuksuz her tür deniz ürünü ve balık bulunmaktadır. Deneysel, klasik ve dünya mutfaklarının bir sentezi olan bu menü, konuklarımıza alışık olmadığı bir “Deniz ürünleri tecrübesi” yaşatmaktadır. Klasik Balıkçı de-

istiridyeler, akvaryumdan seçebileceğiniz canlı Istakozlar her gün yenebilir. Odun fırınından benzeri olmayan değişik pizzalar, lahmacunlar, tabii ağırlıkta Deniz ürünlü olarak mis kokuları ile çıkıyor. Ekmekler de bu fırından, hem de doğal ekşi mayalı Kiss The Frog mamulü. Özel Sushi Chef’imizin Zengin Sushi menüsü de değişik alternatifler sunuyor. Pazartesi günleri hariç her gün Sushi servisi var. Pazartesi akşamları değişik orkestralar eşliğinde yemek de mümkün. Mükemmel ve özgün kokteylleri ile barımızın müdavimleri sürekli artmakta, Kiss The Frog, iyi müzik, iyi manzara, iyi servis ile keyifli vakit geçirtmek üzere tasarlanmıştır. “ dedi. Deniz ürünleri ve balıklar ile uyumlu zengin bir şarap kavı da bulunan restoran’ın lezzetlerini bana tattırdı, çok beğendim ve “ After Eight Profiterolüne hayran kaldım. Mönü’nün detaylarına girmiyor, resimlerini veriyorum. Haksızmıyım ?

360 DERECE DENİZ MANZARASINDA BALIK KEYFİ

By balıkçı

Beyza-Tolga, Aras, Sıdıka Atalay

Yemeğini Keşfet 2016 Türk Gastronomi Dünyasının ünlü isimlerini bir araya getirdi

T

ürkiye’nin İlk 5 yıldızlı, Altın Çıpa Ödüllü Marina’sında İstanbul’un en güzel balık lokantalarından biri By Balıkçı Ataköy ve By Balıkçı Kalamış’ta sizleri bekliyor. Dört bir yanı denizle çevrili mekan, adeta bir ada duygusu yaşatan konumuyla sizi bambaşka bir aleme götürecek. by Balıkçı, birbirinden leziz mezeleri ve zengin deniz mahsüllerinden oluşan seçenekleriyle haftanın her günü, öğle ve akşam yemeklerinizi unutulmaz bir ziyafete dönüştürüyor. Ayrıca hafta arası ve özellikle hafta sonlarında martı sesleri eşliğinde, uçsuz bucaksız bir deniz manzarası karşısında yapılan sabah kahvaltıları da büyük ilgi görüyor. BVS Group, markalardan biri olan ve By Balıkçı Ataköy ve By Balıkçı Kalamış, mevsimin en taze balıkları, mezeleri ve yüksek standarttaki servis anlayışıyla müşteri memnuniyetini ön planda tutuyor.

MARİNANIN EN GÜZEL NOKTASINDA Özenle seçilen zengin deniz mahsülleri menüsü, geleneksel Levanten ve Rum mutfaklarından seçkin örnekleri, uluslararası cu-

T

ürk Mutfağı Vakfı tarafından ikincisi düzenlenen“Yemeğini Keşfet”, dünyanın takip ettiği şef ve fikir liderlerini Türk gastronomi dünyasının ünlü isimleri ile bir araya getirdi.

BU SENENİN TEMASI “CESARET”.

isine’lerden seçilen lezzetleri, sabah kahvaltılarında, öğle ve akşam yemeklerinde İstanbul’un önde gelen şef ve aşçılarının özgün yorumları ile by Balıkçı, konuklarına keyifli anlar yaşatıyor. By Balıkçı, lezzetli ürünleriyle misafirlerinin damağında, eşsiz manzarasıy-

la hafızalarında iz bırakıyor. Eğer Avrupa yakasında iseniz By Balıkçı Ataköy, yok Asya yakasında iseniz By Balıkçı Kalamış, balık konusunda uzman aşçıları ve profesyonel güler yüzlü servis anlayışıyla uğramanız gereken mekanları başında gelmektedir.

İlham kaynağını “Cesaret” temasından alan “Yemeğini Keşfet” etkinliğinde Sahrap Soysal, Sedef İybar, Tolga Atalay, Arda Türkmen, ünlü şef Arda Türkmen-Sahrap Soysal Rudolf Van Nunen gibi yeme içme dünyasına gönül vermiş isimler buluştu. Bomontiada’da gerçekleşen etkinlikte tecrübelerini paylaşarak insanlara farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedefleyen, hem içerik hem de tasarım olarak cesur ve sıra dışı yaklaşımlarıyla tüm dünyada ve gastronomi sahnesinde ses getiren konuşmacılar buluştu. Aralarında “Fool” dergisinin yaratıcıları İsveçli Lotta ve Per Anders Jörgensen, Meksika asıllı Amerikalı RosioSanchez, Lübnanlı Kamal Mouzawak, ünlü İspanyol şef kardeşler Joan, Jordi ve JosepRoca ile birlikte Tire’den Gaziantep’e yaptığı mutfak keşiflerini “The Turkish Way” filmi ile belgeleyen İspanyol yönetmen LuisGonzález, Sydney’deki restoranları Efendy ve Anason Mezebar’la büyük beğeni toplayan ve IACP tarafından en iyi uluslararası kitap seçilen Anatolia’nın yazarı şef Somer Sivrioğlu, Changa’nın kurucularından Tarık Bayazıt, Gelveri Şarapları’nın üreticisi UdoHirsch, gibi isimler konuşmacı olarak sahne aldı. Yemeğini Keşfet” konuşmalarla olduğu kadar özellikli sofraları ve ikramlarıyla da katılımcılara farklı bir deneyim yaşattı. Kahvaltı ile başlayan etkinlikte öğle yemeğinde sokak satıcılarının hazırladığı, İstanbul sokak yemeklerinden bu kültürü en iyi yansıtacak bir seçki sunuldu. Akşam yemeğinde ise uçsuz bucaksız bir sofra, İstanbul’un tarihi lokantalarının en çok bilinen imza mezeleriyle donatıldı.


Project1

Lezzet markaları

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

GIDA SEKTÖRÜMÜZ, DÜNYA İLE BULUŞUYOR !

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

7

NİŞANTAŞI’NIN YENİ BULUŞMA NOKTASI

E I R E S S A R B S I G E R ST

Türk gıda sektörünün uluslararası buluşma noktası “24. WorldFood Istanbul Fuarı” gıda sektörüne ev sahipliği yapacak!

Y

atırım, üretim ve istihdam yapısı ile Türk ekonomisinin en dinamik sektörü olarak dikkatleri üzerine çeken gıda sektörü; istihdama ve ihracata sağladığı katkı oranı ile Türkiye’nin lokomotif sektörleri arasında yer alıyor. Türk gıda sektörünün uluslararası buluşma noktası olarak 24. kez düzenlenecek “Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı - WorldFood Istanbul”; ülkemiz için büyük değer taşıyan gıda sektörünün gelişmesine katkıda bulunacak. 1 - 4 Eylül’de İstanbul Fuar Merkezi CNR Expo’da düzenlenecek olan fuarda; gıda sektörüne dair en son ürün, hizmet ve teknolojiler sergilenecek. WorldFood Istanbul ile eş zamanlı olarak düzenlenecek 31. Uluslararası Ambalaj, Paketleme ve Gıda İşleme Teknolojileri Fuarı - Ipack Turkey fuarı da gıda sektörüyle paralel ilerleyen ambalaj sektöründeki son gelişmelere ışık tutacak. Fuarlarla eş za-

manlı gerçekleştirilecek konferans ve seminer programları ile sektörel bilgi ve deneyim paylaşımı da sağlanacak. ITE Turkey Hızlı Tüketim & Enerji Grup Direktörü Atilla Marangozoğlu; “Türkiye ekonomisinde oldukça önemli bir yer tutan gıda sanayi, aynı zamanda ülkemizin en eski sanayi kollarından birisi. Türk gıda sektörü; 290 milyar liraya yaklaşan cirosu ve 410 binin üzerinde çalışa-

nıyla ülkemizin en büyük üretim sanayisi konumundadır… Bu kapsamda her yıl düzenlediğimiz WorldFood Istanbul ile ülkemizde ekonomik kalkınmanın temel taşlarından biri olan gıda sektörünün gelişmesine katkı sağlıyoruz.” dedi. WorldFood Istanbul’da Gıda Katkıları Özel Bölümü - Ingredients Turkey’in yanı sıra bu sene ilk kez; Soğuk Zincir, Depolama Sistemleri, Soğutma, Havalandırma ve Lojistik Özel Bölümü “ColdChain Expo Eurasia” yer alacak. Bu özel bölüm; bölgenin soğuk zincir sektörüne yönelik ilk uzmanlaşmış etkinliği olarak Soğuk Zincir Hizmetleri, Soğu Nakliyat ve Ekipmanları, Soğuk Depolama ve Ekipmanları konusunda faaliyet gösteren firmalara yeni fırsatlar sunacak. Bu fuar için hazırlanan LEZZET GAZETEMİZİN özel sayısı 31 Ağustos Çarşamba günü yayınlanacak. Ayrıca TÜRKİYE LEZZET HAREKETİ; Tüm Dernekleri, üyeleri ve etkinlikleriyle Gastronomi Sektörüne çok özel deneyimler sunacak.

İ

stanbul’un en gözde noktası Nişantaşı’nda Starwood Hotels & Resorts ve Demsa Group ortaklığı ile hizmete giren St. Regis İstanbul’un giriş katında açılan St Regis Brasserie, Paris brasserie’lerini andıran tasarımı, sofistike ambiyansı ve ödüllü şef Gürcan Gülmez’in yönetimindeki Türk ve Fransız mutfağını harmanlayan füzyon lezzetleri ile kısa zamanda İstanbulluların buluşma noktası oldu. St. Regis İstanbul'un deneyimli ve başarılı F&B Yiyecek-İçecek Direktörü Sn.Serap Akkuş'un daveti üzerine ziyaret ettiğimiz, kendi ve konuyla ilgili zarif salon ekibiyle, çok keyifli bir sohbet'in yanısıra bir birinden nefis lezzetleri tatma imkanı da bulduk. Emre Arolat Mimarlık tarafından 1920’lerin ünlü Paris brasserie’lerinden esinlenerek tasarlanan St. Regis Brasserie, açık mutfağı, şık barı, yüksek tavanlı ferah iç mekanı, Nişantaşı’na hakim terası, kişiselleştirilmiş servisi ve eşsiz menüsü ile konukla-

rına “beklentilerin ötesinde” gerçek bir lezzet deneyimi yaşatıyor. Mekan, konumundan dekorasyonuna, personelinden sunulan içki ve yemeklerin kalitesine, tamamen üst düzeyde seçilmiş, başarıya odaklı bir müessese olduğunu hemen hissettiriyor Türk mutfağına ait lezzetlerin St. Regis Istanbul Executive Şefi Gürcan Gülmez küratörlüğünde çağdaş Fransız mutfağına ait dokunuşlarla harmanlandığı St. Regis Brasse-

rie’nin spesiyalleri arasında: Bir çoğunu deneyimlediğimiz; Fırınlanmış kabak çekirdeği, su kabağı turşusu, mürekkep balıklı ve trüflü ekmek; “Quinoa” Salatası, Kuzu kulağı yaprakları, Er-

zincan keçi peyniri sufle, kızılcık sosu; St. Regis Burger, Trüf ile lezzetlendirilmiş patates kı- Gürcan Gülmez Exec. Chef zartması ile; Dana “Carpaccio, Tavada kaz ciğeri, karamelize havuç, karnıbahar çiçekleri, trüflü mayonez sos; Izgara Somon, Mercimek türlüsü, sote kırmızı lahana, portakal ve kapari çektirmesi; Dana Yanağı, Yer elması püresi ve fırınlanmış yer elması, pancar ve dana sos; The St. Regis Trio, Izgara dana bonfile, kuzu fileto, ağır ateşte pişmiş dana bacon, patates ve firik yer almakta, ayrıca St Regis bartender’ları tarafından özel olarak hazırlanan kokteyller ve yerli ve yabancı içki çeşitleri ile özel olarak seçilmiş yerli ve yabancı şaraplarla bu lezzetlerin daha da heyecan verici olduğunu söyleyebiliriz. St. Regis Brasserie de Bedford Düşesi tarafından başlatılan çay partilerinden ilham alınarak öğleden sonraları gerçekleştirilen Çay Saati’nde ise; somon fümeli açmadan vişneli yaprak sarmasına, kuzu ve bezelyeli talaş böreğinden incirli kurabiyeye, açık sandviç çeşitlerinden dana tartara, macaron’dan taze meyveli cheesecake’e uzanan lezzetli alternatifleri ile her damak zevkine hitap ediliyor.


8

Lezzet peşinde

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA

Aslı Durukan

H İ LTON farkı ile BALIK!

Mete

HİLTON WORLDWIDE Konaklama ve Lezzet Zinciri; 96 yıldır, 102 ülkede, 13 birinci sınıf markalı 4.660 tesis, 765.000 oda, 350.000 çalışanı ile Dünya Turizminde Liderliğini Sürdürüyor !

ALPAY

PASİNLİ

Hilton İstanbul Bomonti’de Ödüllü Şef Yannis Manikis’den

aslidurukanpasinli@lezzetgazetesi.com

E

MANTIKSIZ BİR DÜNYA DİLİYORUM

vlilik danışmanı olan dostumuz bir gün sordu,’%50 kaybetme riskin olan bir işe varını yoğunu yatırır mısın?’ Pek tabii hayır dedim. ‘Dünyada evliliklerin %50’si devam etmiyor, gel gör ki insanların yüzde 90’ı yine de evleniyor. Demek ki bu iş mantık işi değil. Sen de evliliğinde mantık aramaktan vazgeçersen bu işin sırrını çözersin’ diye konuyu bağladı. Herşeye rağmen sapasağlam ayakta kalabilen evlilikler de aşk evliliği değil midir zaten ... İyi ki bu dünya sadece mantıkla yürümüyor diye düşündüm. Yapılan en güzel, en yaratıcı işler aşkla yapılanlar değil mi? En az yatırımla en hızlı geri dönüşün alındığı, sadece mantıklı işlerin yapıldığı bir dünya ne kadar sıkıcı olurdu. Ben şarap üretme işini de aşk evliliğine benzetiyorum. Mesleğim dolayısıyla Türkiye’deki birçok şarap tesisini gezdim. Sahiplerini tanıdım. Avrupa’daki muadillerini aratmayan yatırımlara şaşırdım. Çocuk yetiştirir gibi bir ömürde yetiştirilen bağlara hayran kaldım. Unutulmaya yüz tutmuş Anadolu üzümlerini yaşatma çabalarından etkilendim. Gördüm ki bu iş mantık işi değil, aşk işi, hem de çılgın aşk.

İ

H

ilton İstanbul Bosphorus’ta Boğaza Karşı Balık Keyfi yaptık, Ünlü Alman Chef Andreas Scheuregger'den muhteşem deniz lezzetleri tattık. Türkiye’nin ilk uluslararası beş yıldızlı oteli Hilton İstanbul Bosphorus'un zengin balık ve meze menüsü, muhteşem Boğaz manzarası ve eşsiz atmosferinde ünlü Exec.Chef Andreas Scheuregger ile test ettik. Lezzet ötesi deneyimler edindik. Hilton Istanbul Bosphorus’un muhteşem Boğaz manzaralı Bosphorus Terrace Restaurantı, balık ve deniz ürünlerinin en seçkin örnekleriyle misafirlerini HİLTON kalitesiyle ağırlıyor. Restoran'ın gelenekselleşen Balık Gecesi konsepti, İstanbul'da cuma gecelerinin vazgeçilmezi olmaya devam ediyor. Yeşillikler içindeki açık hava mekanı Veranda Bar & Terrace ise Hilton’un Boğaz’a uzanan etkileyici atmosferinde lezzetli öğle ve akşam yemeği seçenekleri, kokteyller ve ikonik beş çayı menüsüyle konuklarını ferahlatıyor. Hilton Istanbul Bosphorus’un ünlü Alman mutfak şefi Andreas Scheuregger, dünyanın farklı ül-

kelerinde edindiği tecrübe ve başarı ile 1997 de Hilton ailesine katılmış. Almanya, Yunanistan, Danimarka, İngiltere ve Nijerya gibi pek çok Hilton otelinde çalıştıkdan sonra, 2008 yılında Hilton İstanbul Bosphorus ve Hilton ParkSA Istanbul’da Executive Chef olarak görev almış. 2009 da sorumluluk alanına Conrad Istanbul Bosphorus’u da ekleyerek Hilton Worldwide Üst Sınıf Otelleri’nden Sorumlu Türkiye Bölge Şefi olmuş. Scheuregger; Daha sonra ise, 3 ana otele ek olarak Hilton Ankara, Hilton Adana, Hilton İzmir, Hilton Kayseri, Hilton Mersin ve Double Tree by Hilton Malatya’nın da kontrol ve denetiminden sorumlu tutulmuş. Başarılı yönetimi, yaratıcı mönüleri ile mutfak ve salon ekibini en yük-

stanbul’un en büyük oteli Hilton İstanbul Bomonti’nin ödüllü şefi Yannis Manikis yönetimindeki dünya lezzetlerini buluşturan restoranı. The Globe ve Could 34 barı, muhteşem menüleriyle balık ve deniz ürünleri meraklılarını bekliyor. Şehrin en seçkin adreslerinden biri olan Hilton İstanbul Bomonti yemeiçme yaklaşımıyla, 80 kişilik şef kadrosu, 7 mutfağı ile aynı anda 5 bin misafire hizmet verilebilmekte. Tüm gün yemek konseptiyle öne çıkan The Globe restoran, yerel ve uluslararası mutfakların geniş seçenek yelpazesiyle misafirlerini ağırlıyor. Geniş grupları ve özel konukları ağırladığı özel yemek odaları da olan restoranın, kış bahçesi de var . 34.kattaki Cloud 34, olağanüstü İstanbul manzarası eşliğinde çok özel suşiler, Asya menüsü ve leziz kokteylleriyle Uzak Doğu mutfağının lezzetlerini sunuyor. Ödüllü Exec.Chef Yannis Manikis, Kariyerine 1993 yılında 2 Michelin yıldızlı Restaurant L’Auberge’de başlamış, 2005 de Hilton Hotel Sydney’de Executive Sous Chef olarak Hilton otelleri ailesine katılmış. Yunan ve Türk yemek kültürlerini yakından tanıyan şef, 2013’ten beri Hilton Istanbul Bomonti’nin Executive Chef’i olarak tüm yeme içme mekanlarını yönetmekte.

Manikis'in The Globe restoranda sunduğu Dana Yanak ve Çıtır Morina Balığı, bizce deniz ve et ürünlerini bir araya getiren çok özel bir lezzet. Baharatlarla dinlendirilmiş, kırmızı şarap ve kemik sosunda pişirilmiş süt danası yanağı ve tereyağında çıtır çıtır pişmiş siyah morina balığının birleşmesinden oluşan tabak, kereviz kreması, süs lahanası ve sichuan biberi aromalı kemik sosu çektirmesi ile servis ediliyor. Izgarada pişmiş mevsiminde Yabani Deniz Levreği ise ızgara edilmiş sebzeler, körpe sebzeler ve minik turplarla hazırlanan Akdeniz salatası, Harissa (Fastan özel olarak gelen, içinde farklı baharatların olduğu acı biber turşusu), Aioli sos ve ızgara limon ile servis ediliyor. Otelin muhteşem manzaralı barı Cloud 34’te sunulan Deniz Kabuğunda Miso ve Karides ise sotelenmiş soğan ve ıspanak yatağında sarımsak ve zencefil aromalı tereyağında hafif sırlanmış karidesler ile servis edilen bir diğer özel lezzet. Miso-mirin ve Asya soslarından hazırlanmış özel tarifle üzeri kaplanıp salamanderde karemelize edilen tabak, çıtır karides cipsleri ile servis ediliyor.

AYNI SULARDA GEZMİŞ BALIKLARIN LEZZETİ

Cote Du Rhone bölgesi yamaç bağlarından bir örnek

Geçen ay da Kavaklıdere firmasının ev sahipliğinde Fransa’nın Cote du Rhone bölgesindeki bağları gezdik. Şarap dünyasıyla ilgili daha öğrenecek ne kadar çok şey olduğunu bir kez daha tecrübe ettim. Avrupa’daki apelasyon sistemi, şarap üretimine birçok şart ve kısıtlama getiriyor. Crozes Hermitage apelasyonlu şaraplar sadece Syrah üzümlerinden üretilebiliyor. Sulama yapmak yasak, çünkü bağların veriminin artıp lezzetin bozulmasını istemiyorlar. Ancak aşırı kurak, bağı kaybetme riski olan durumlarda özel izinle sulama yapabiliyorlar. İki fide arası uzaklıklar belli. Biodinamik üretim yapanlar sadece doğal yöntemlerle haşere mücadelesi yapabiliyor. ‘Ay hasadı’ yapanlar, ayın hareketlerini takip ederek hasat tarihine karar veriyor, bunun lezzeti arttırdığını düşünüyor. Tek bağ üreticileri ise, farklı bağ üzümlerini harmanlamıyor, tek bağın üzümleri ile üretim yapıyor. Dik yamaçlarda konuşlanan bazı bağlara ekipman giremediği için, üzümler tek tek elle toplanıyor. Bu şartlarda üretilen bazı şaraplar ise marketlerde 700 Euroya satılabiliyor. Türkiye’de apelasyon sistemi yok. Yurt içi veya dışında, bu fiyatlara satılabilen şaraplar da maalesef yok. Fakat, bana sorarsanız, olağanüstü lezzete sahip şaraplarımız var. Yok inanmam belge isterim derseniz, Türk şaraplarının dünya çapında aldığı onlarca madalya, puan var. Çok şükür bu puanlamalar kör tadımlarla yapılıyor, politik tercihler tarafsızlığı bozamıyor, bileğimizin hakkıyla bu gururu taşıyoruz. Ben şahsen tüm bu tesciller, belgeler, apelasyonlardan bağımsız, mantıkla değil, kalbimle çıkıyorum bu yolculuğa. Şarap üretmek ne kadar romantik bir iş ise, içmek de öyle kanımca. Bir şarabı içersiniz ve seversiniz. Ya da sevmezsiniz. Elbette vardır onun da bir hikayesi. Ama sormazsınız. Önyargısız bir aşkla, keyfine varırsınız. Ve mantığı bir kenara bıraktığınız zaman, aradığınız aşkı, çok da uzaklara gitmeden, ve bir servet harcamadan yanıbaşınızda bulabilirsiniz...

sek performansa ulaştırmış. Hilton Istanbul Bosphorus’un gelenekselleşen balık geceleri menüsünü; Chef Scheuregger ile Restaurant ve Hotel yöneticileri Esin Müftüoğlu Aksu, Hasan Sabuncu, Müge Sezenoglu, Emin Divriklioğlu, Cuisine Chef Durmuş Şen ile birlikte tattık. Damaklarımızın zirvesine yerleşen lezzetlerden, başlangıç olarak; Cevizli deniz börülcesi, patlıcan şakşuka, ezme, haydari, humus, karides salatası, kalamar salatası, ahtapot salatası, lakerda, yoğurtlu patlıcan ve muhammara sunuluyor. Ara sıcak olarak karides güveç yanında yoğurtlu semizotu salatası, baharatlı nar ekşili içli köfte, humus sos ve paçanga böreği ile devam ediyor. Ana yemek olarak ise ızgara levrek filetosu, ızgara çupra, uskumru tava, bademli alabalık tava (Çok özel bir lezzet, mutlaka denenmeli ), fesleğen soslu somon seçenekleri mevsim sebzeleri ve kırmızı soğanlı roka salatası eşliğinde misafirlerin beğenisine sunuluyor. Ancak tatlılardan "Fırında limonlu tahin helvası "da bir başka güzeldi doğrusu.

Çok Özel Balık Lezzetleri

S İ AL PARİ S 2016 16 - 20 Ekim tarikleri arasında Fransanın başkenti Paris'te yapılacak olan, dünyanın en önemli Gıda Fuarlarından biri olan SİAL PARİS 2016 -Uluslararası Paris Gıda Fuarının tanıtımı: THE MARMARA İSTANBUL otelinde düzenlenen, Türkiye'den katılımcı firmaların, ekonomi ve gastronomi basınının temsilcilerinin katıldığı kahvaltılı toplantı da yapıldı. 50 yıldan beri Paris'te yapılan bu büyük fuara 30 dan fazla ülkeden gıda sektörünün devleri katılmakta ve dünyanın her tarafından ziyaretçi akmakta. Konuyla ilgili olarak Türkiyeye gelen SİAL Ağı Direktörü Nicolas Trentesaux olayın önemine ve büyüklüğüne dikkat çekti. Bu yıl aynı tarihte BM'nin Dünya Gıda Günü dolayısıyla Pariste toplanacağını, küresel gıda endüstrisinin gelecek 30 yıl için dünyanın beslenmesi konusunda karar alacaklarını belirterek "Glütensiz Alan" ve "Organik ve taze Ürünler" konularında farklı etkinlikler hazırlandığına dikkat çekti. Konukları ağırlıyan ve toplantıyı organize eden, SİAL'in Türkiyedeki başarılı temsilcisi PROMOSALONS'un Pazarlama-İletişim Müdürü Müge Gezeroğlu Dinlenç'de "SİAL bir okuldur, geçmişte bu fuara katılan veya izleyen kuruluşların, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de iç ve dış pazarlarda gücü artmış, inovatif üretimleri gelişmiştir. Bu yılda sanayici ve iş adamlarımızın durumu değerlendireceğine inanıyoruz." dedi

KURUÇEŞME KYDONİ A RESTAURANT’TA

D

eneyimli işletmeci, başarılı iş kadını Aslı Pasinli'den bize Balık Restaurantı KYDONİA'yı tanıtmasını, mönüsünden, lezzetlerinden, verdikleri hizmetlerin özelliklerinden, daha da önemlisi İstanbul Boğazının iki yakasında da bir çok balık Restaurantı varken, bir çok Balıksever'in niçin bu mekanı tercih ettiğini soracakken; Sözü ağzımızdan aldı ve " Fazla söze ne hacet, Bir deniz iki yaka tek sofra. Deniz Ege denizi. İki yaka Yunan ve Türk yakası. Sofra, senelerce iç içe geçmiş kültürlerin ortak sofrası. Birinin uzosu, diğerinin rakısı. Birinin sakızı diğerinin mastikası. Birinin Türk kahvesi, diğerinin Yunan kahvesi. Adaçayı, zeytini, zeytinyağı. Ekşi maya ekmeği, sakızlı ahtapotu... Mübadele ile ülkesine dönen insanların yanlarında getirdikleri reçeteleri. Komşusunu uğurlayan gözü yaşlı Eleni'den adını almış yoğurtlu mezesi... Üzümüydü, Şarabıydı derken geldik konuya: Ay-

tarçınla uyumu. Körpe Ege engi-

nı sularda yüzmüş balığın, Ege'nin budanmış zeytin odununda pişmesiyle oluşan lezzeti. Ege dağlarından toplanmış ısırgan otunun salatası. Ayvalık mandıradan gelen taze peynirin

narlarının karidesle sunumu. Güneşte olgunlaşmış kıpkırmızı ağustos domatesiyle yapılmış , ılık sunulan cibes ve radikayla yarattığı renk cümbüşü. Sakızlı muhallebiyle yapılan çıtır kydonia böreği, ve tüm bunlara eşlik eden YunanTürk ezgileri. İşte size boğazın en güzel köşesi Kuruçeşme'de konumlanmış Kydonia'nın hikayesi.." dedi. Biz'de bu değerli mekanı resimlerle takdim edelim dedik.


Project1

Lezzet rehberi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

9

ADANA'dan bir ACILI daha!

Ancak, bu seferki BALIK, hemde TON BALIK Damak tadımıza uygun, Acılı, Hardallı, Zeytinyağlı, Mayonezli, Barbekülü, Çeşnili TON BALIĞI Lezzetleri ile SASU Türkiyede ve Dünyada bir ilke imza attı.

gönül, ünlü TRİLYE Balığa adanmış bir ili i, TLH Üyemiz sevg Restaurantın sahib ldeydi se ük Br yya Üzmez de kumandanım Süre

D

ünyanın en büyük Balıkçılık ve Deniz Ürünleri Fuarı olan Brükseldeki SEA FOOD EXPO GLOBAL’de tanıştığım bu lezzeti, TLH / Türkiye Lezzet Hareketi Gn.Bşk. olarak, üretildiği yerde ADANA^da test ettim. Çok beğendim ve yayın yönetmeni olduğum Lezzetli Gazetem’de Lezzetsever Halkımıza da tanıtmak istedim. SASU yani Sağlıklı Su Ürünleri A.Ş 2001 yılında Adana’da Yamanyılmaz ailesi tarafından kurulmuş. 2002 yılında Adana’da 20.000m2 lik tesisinde konserve balık üretimine başlayan Sasu Sağlıklı Su Ürünleri A.Ş. kaliteli ve sağlıklı su ürünleri konservesi üretmektedir. Adana Seyhan Baraj Gölünde yetiştiricilik çiftlikleri de bulunan firmanın yıllık üretim kapasitesi 40 milyon adettir. Sasu birçok Avrupa ülkesi, Ortadoğu ve Avustralya dahil toplam 17 ülkeye ihracat gerçekleştirirken, aynı zamanda Türkiye pazarında da hızla büyümektedir. Brükseldeki Fuarda görüştüğüm, SASU Yön.Kur.Bşk. Ali Can Yamanyılmaz’ın konusuna hakimiyeti ve yerli yabancı balık otoritelerinin kendisine gösterdikleri ilgi dikkatimi çekti. İnovatif yaklaşımları, sunduğu farklı TON BALIĞI lezzetleri standındaki yoğunluğu arttırıyordu. Firmasının yaptığı, Gazantep acı kırmızı biberinin de içinde olduğu, çok özel bir lezzetle tanıştığımı söylediğimde, “ Bu bir tanesi, sen bide Adanaya gel, bak daha ne lezzetlerimiz var. “ deyince gerçekten heyecanlandım. Avrupadaki diğer çalışmalarımı tamamlayıp döndüğümde, hemen Adanaya gittim. Misafirleri oldum, tesislerini gezdim, SASU Yönetim Kurulunun diğer üyeleri; kardeşi Nezih bey, kızı Nil Ece ve

nüz Türkiye’de bulunmayan ‘soslu ton balığı konserve’lerini SASU markasıyla çok kısa bir zamanda market raflarında görmeye hazır olun. Bu konuda gazetemize görüşlerini aldığım Ali Can Yamanyılmaz: “ Türkiye’nin 4 konserve balık üreticisinden biri olan SASU A.Ş., ton balığını sade yiyemeyen, salata , makarna veya farklı yiyeceklerle bir arada yiyebilen tüketicilere özel, farklı soslarla üretilen ürün çalışmalarını tamamladı.

SASU Yönetim Kurulu Başkanı Ali Can Yamanyılmaz, üyeleri kardeşi Nezih Yamanyılmaz, kızı Nil Ece ve oğlu Kerem Yamanyılmaz

Barbekü sos gibi daha çok kırmızı et ürünleri ile birlikte tüketmeyi sevdiğioğlu Kerem Yamanyılmaz’larla tanıştım. miz aromayı ton balığında deneyen ve olHepsi de çok değerli insanlar, samimiyetdukça da lezzetli bir ürüne ulaşan Sasu, leri, sıcak ve candan davranışları beni çok barbekü sosun yanı sıra yine sevdiğimiz etkiledi. Ancak, en çok etkileyen husus ve damak tadımıza uygun çeşnili ve yeise “ Tadım Soframızı “ dolduran birbişil biber soslarıyla da çok farklı ve lezzetli rinden değişik lezzetlerdeki TON BALIürünler yaratmayı başardı. ĞI KONSERVELERİ oldu. 2002 yılından beri su ve deBirlikte tattık, lezzetlerini niz ürünleri konusunda faalive kaliteli içeriklerini teyid yetlerine devam eden Sasu, son ettik. Bence her evde, her 5-6 senedir sektöründe inovatif zaman bulunması gereken yaklaşımlarla yeniliklere ve ilkyararlı, lezzetli ve pek de lere imza atıyor. pahalı olayan ürünler. İlk kez, 2013 yılında Ortadoğu coğrafyasında yaşayan tüSASU SOSLU keticilerin damak tatlarına uyTON BALIĞI gun yeni ürün denemesiyle ‘AcıKONSERVESİNDE lı Adana’ ürününe ulaşan Sasu, ÇOK BAŞARILI acılı ton balığı ile hem dış pazarKatkısız Dilimli, Zeyda hem de iç pazarda satışlarını tinyağlı, Acı kırmızı biberartırmayı başardı. li, Acı Yeşil ( jalopeno ) biÖncelikli hedefi Türk tüketiYamanyılmaz’ın ofisinde muhteşem bir MOZAİK çalışması var, berli, Çeşni sebzeli, Mayocilerin damak zevklerine uygun ZEUGMA gibi bir eser. Değerli arkadaşı sanatçı, iş adamı ve nezli, Hardallı ve de Barbeürünler üretmek olan Sasu, damühendis Ahmet Çelen bizzat yapmış. kü soslusu ( çok çok nefis ) ha sonra bu ürünleri dünya ile var! Lezzetsever’in de, herde buluşturacak. Hali hazırda Tüketicilerden aldıkları “ton balığıkesinde mutlaka tatması gereken lezzetOrtadoğu, Avrupa ve Avusturalya’ya ihnı sade yiyemiyorum” geri dönüşüyle yoler bunlar. Zaten tadanlar, mutlaka yeniracat yapan firma, dünyanın da ilk kez tala çıkan Sasu, sağlık için vazgeçilmez olan den ararlar, çünkü her damak tadına hinışacağı bu lezzetlerle dünya pazarını da ton balığını hem daha fazla tüketiciye tab edebiliyorlar. TON BALIĞI üretiminşaşırtacak. “ dedi. ulaştırmak, hem de zevkle tüketmelerini de inovasyonu gerçekleştiren SASU, bu Sasu A.Ş. Kurucusu ve Y.K.Başkanı sağlamak üzere, bir süredir üzerinde çakonuda ülkemizde ve dünyada yepyeni Ali Can Yamanyılmaz’ın öncelikli hedefi lıştığı yeni ürün çeşitlerini tanıttı. bir dönemi, damak tadımıza uygun SOSise çocuklara ton balığını sevdirebilmek. LU TON BALIĞI KONSERVESİ dönemiOmega 3 ve Protein açısından en zengin ni de başlatmış oldu. Çok yakında ziyafetbalıklardan olan ton balığı ve somon çolerde ve restaurantlarda size “ TON Balıcukların beyin gelişimini etkilediği için ğınızı nasıl alırsınız ? diye sorabilirler. Mitüm doktorlar tarafından önerilmekte. safirlikte veya evinizde size “ Hangi Lez‘Gelecek nesillerimizin daha sağlıklı olzetteki TON Balığını açalım ? da diyebilirması açısından çocuklarımıza ve gençleler. Dünyayı, sektörünü, insanları çok iyi rimize balık yeme alışkanlığını kazandırtanıyan, başarılı girişimciAli Can Yamanmalıyız’ diyen Ali Can Yamanyılmaz payılmaz’ı kutladım ve Lezzetsever halkımız zarı şöyle anlatıyor : ‘Avrupa’da kişi başı adına teşekkür ettim. Kendisi AKİB / Akkonserve balık tüketimi yaklaşık 3,5-4 kg, deniz İhracatçılar Birlikleri, Su ürünleri ve hayvansal mamuller ihracatçıları birliğinin de başkanı olup, STG / Su Ürünleri Tanıtım Grubu gibi bir çok STK’nın da Yön.Kurullarında görev yapmakta. SASU ÜRÜNLERİ ÇOK YAKINDA ULUSAL VE YEREL MARKETLERDE Benden söylemesi:Barbekü soslu, Acılı, Çeşnili, Yeşil biber soslu .. Yurtdışında tüketimi yaygın olmasına rağmen he-

Ortadoğu’da 5 kg iken Türkiye’de ise kişi başı tüketim sadece 80-100gr.arasında. Sektörde yer alan tüm firmalar sağlıklı beslenme programında balık ve konserve balık tüketiminin önemini anlatmaya çalışıyor, ancak sonuçlara baktığımızda daha gidilecek çok yol olduğunu görüyoruz. Biz de Sasu olarak, balık yeme alışkanlığını çocuk yaşlarda kazandırmak için elimizden geleni yapmaya kararlıyız. Bunun için işe önce ürünlerimizden başladık. Yurtdışında da sektörü çok yakından takip ediyoruz. Amerikada Boston, Avrupada Brüksel, Balık fuarlarına, Ortadoğuda Erbil, Türkiyede EDT ve ANFAŞ Gıda fuarlarına katılıyoruz. Yurtdışında soslu ton balığı konservesi yeni bir kavram değil , sadece soslar ve aromalar ülkeye göre farklılık gösterebiliyor. Biz de tüketicilerden aldığımız geri dönüşleri değerlendirerek, bu sağlıklı ürünleri onların damak tadına uygun, severek tüketecekleri lezzetlerde ürettik.’ Çocuklarda gelişimi desteklerken, yetişkinlerde ise kalp-damar hastalıklarına, eklem rahatsızlıklarına, astım hastalarına önerilen ton balığı, kolesterol hastaları için de çok faydalı. Göğüs, kolon ve böbrek kanserinin de en büyük düşmanı olan ton balığının lösemiyi de engellediği araştırmacılar tarafından açıklanmıştır. Vücut bağışıklık sistemini güçlendirirken, ayrıca içerisinde bulunan Omega 3 sayesinde Alzheimer hastalığı riskini de azaltan konserve ton balığının yemesi de çok pratik. Evde, işte, okulda, piknikte, sahilde istediğiniz her yerde ve günün her saatinde rahatça tüketilebilir. Üstelik hem çok sağlıklı, hem de her bütçeye uygun. Bundan sonraki karar ise bizlere yani lezzetsever tüketicilerin; “ Acaba bu gün hangi soslu SASU TON Balığını yiyelim ? “


10

Project1

10:33 AM

Page 1

Lezzet peşinde

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA

Mete ALPAY

metealpay@lezzetgazetesi.com

FISH SEA, MOLLUSQES, CRUSTACES

T

12/27/13

ürkiye üç tarafı denizle çevrili bir ülke olmasına rağmen balık çeşitliliği bakımından bir sorun değil ama balık kalitesinin (tazeliği ve aynı ağırlık boy püsürde)devamlılığı-sezon boyunca-her zaman bir sorun olmuştur Ve benim Türkiye de kaldığım kariyerim boyunca nice yabancı dünyaca meşhur balık restoran zincirleri Türkiyede sırf bu “kalite devamlılığında ki tutarsızlık nedeniyle büyük ümitle açtıkları ortaklıklarını kapatıp gittiler Ingiltere de uzun seneler kaldım kendi Fransız restaurantım da Chef-Patron olarak çalıştığım süreçte balık siparişimi taze veya donmuş olarak kg ma düşen -değişik gramaj da-balık sayısına göre sipariş vermeye alışmıştım Ve hiç bir zaman Balıkçım beni sükutu hayale uğratmadı istediğim büyüklükte balık yoksa uyard bir büyük gramajda balık tavsiye etti standartlarım da bir değişiklik olmadı Türkiye bu konuda çok yol kat etmesi lazım maalesef! ilk başta balık toptancı haline gidin ve ne dediğimi çok iyi anlarsınız Çok modern tesis olabilir Ama bu işi yapan balıkçılar Fransa ingiltere de ki gibi Su Ürünleri mezunları çalışmaz (ki gemilerle haftalarca denize açılır avlanma süresine kadar gemide yaşarlar) Bizde ki Halde Balıkları “Mezat”a hazırlayan tiplere bir baksanız sanki hepsi asker kaçağı sakallı ayaklarında plastik terlikler hırpani vaziyette çalışan “yarı köleler” havasını verir Nerde beyaz önlükler ayaklarda botla fiyakalı kasketler ve bir gülümseme selamlaşma Her yerde bu iş sabahın köründe yapılır Eee ordakiler de insan (Bu konuda Tokyo balık haline bırakın Espanya standartlarına bir göz atın Akdeniz ülkesi şartlar ile karıştırsana kardeş diyenleriniz olursa eğer ) Kuşadası balık halinde ne göreyim sabahın köründe taze gelmiş sandıklar dolusu Barbunya serçe parmağım büyüklü ğünde Dükkan sahibi bile isyan etti ne diye avladınız diye Efendim ince ağ kullanmışlar 30 büyük kasa gübre yazık bu ülkeye! Mevsim yasaklarına uyularak ve belirlenmiş standartlar da balık avlandığı takdirde tazeliği ve lezzetli balık çaşitleri her mevsimde ve her “üç denizin” köşesinde küçük büyük balıkçılar tarafında koruma altında avlanmaya devam edilmesini temenni ediyorum Biz Türkler Adriyatik ülkesi insanları gibi kafasını görmediğimiz balığı(yani fileto levrek lağos çupra mezgit lüfer )satın almayız her halde masada da görmek istemeyiz! Tamam zaten restoran girişinde MOSTRA tezgahında teşhir edilen balıkları seçebiliyorsunuz Asıl “action” bundan sonra başlıyor Seçtiğiniz ve pişirme şeklini sizin istedğiniz TEKNİKte de anlaşsanız da veya seçimi garson beyin tavsiyesine bıraksanız da henüz karar vermeyin Nasıl bir ürünle karşılacağınız bir muamma Bura da iki sorun var Türkiye de ki balık restoranlarının bir “tasvip” etmediğim bir stratejisi var Ana yemek te iştahla seçtiğiniz balıkların hayaliyle beklemekte iken önünüze mükemmel bir MEZE tepsisi geliyor Zaten millet acıkmış Bu işin uzmanı şeflerinin hazırldığı birbirinden değişik ve albenisi olan ürünler başlıyor masaya sıralanmaya Kızarmış ekmek körpe salata şurda humus burda fava beyaz peynir derken Ara sıcaklar geliyor hepside kıtır kıtır löp löp yutuluyor içkilerle Tam mola verelim derken BAlıklar geliyor Kızarmışı sotelenmişi buğulamışı Izgarası Maalesef-ilk başta ki- iştah kalmadı balığın tadına varacak damak tadı da karmakarışık ! Ne demek istediğimi anladınız ! Balık yemek için geldik-doya doya- ama karnımızı doyurduk ekmekle mezelerle Neden çünkü Millet olarak sabredemiyoruz Biran evvel bir şeyler indirmek istiyoruz mideye ! Bir grup gidildi Kalkan mevsimiydi iki kalkan pazarlık edildi alındı lokanta ya verildi ızgara yapsın diye (nazımız geçiyor o kadar) Beklerken bir sürü -gene klassik-ıvır zıvırlar yenildi (aradım değişik hiç bir şey yok!!nerde hayal gücü) Ve beklenen Kalkan geldi ve bizde iştah yerde Balık ızgara değil una bulanmış sanki krep hamuru gibi geldi beklemiş hasliyle büyük grup olunca böyle sahneler kaçınılmaz! Dışarda balık yiyecekseniz benim size tavsiyem ana yemek olarak balığınızı seçin pişirme tekniğinde anlaşın zamanlama çok önemli siparişten kaç dakika içinde hazır olur O süreç içinde hafif hazır karides lakerda SHEVİCHE usulü uygun balık ‘salamura’ yanında yeşil salata az ekmek Midenizin 1/4 biri dolsun Kalamar hazmi zor olduğu için”iptal” Sote “tarak” veya yarım midye “altın sarısı”graten kabuğunda evet ideal ara sıcak PANElenmiş ürünlerden kaçının… hammallık! Balığın tazesi makbul Nasıl anlarız solungaçların kırmızılığ etinin diriliği kuyruğun yukarı kıvrık kavisli oluşu pulların parlaklığ yapışkanlık&kokusu en önemli kriterlerdir Ve 0-4C derece de saklanmalı Açık tezgahta gazete kağıtı üstünde teşhir edilmemeli Veya donmuş saklanmal en fazla 6 ay eksi 18 C derecede saklanır sonrası soğuk “yanması” gerçekleşir. Balıklar bütün dondulacaksa ilk önce pulları kazınmalı yıkanmalı solungaçlaı sonra içleri boşaltılmalı koyu renkli pıhtı birikim kazınmalı bol akar suda yıkanmalı kurulanmal streç filme sarılmal tarihli etiket yapıştırlmalı. Devam edecek....

Denizden gelen özel bir lezzet

Surumi

Ülkemizde sadece Alimar A.Ş tarafından ithal edilen ve fabrikasında işlenerek lezzet severlere sunulan SURUMİ, 5 yıldızlı oteller ve balık restaurantlarının yanı sıra ulusal ve yerel marketlerde de satılmakta...

ÖZGÜR AKKUŞ TÜRKMEN 2004 – 2015 Alimar Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Red Tiger) Fabrika Müdürü

D

ünya ve ülke nüfusumuz hızla artarken, beslenmenin ve beslenmede hayvansal proteinlerin önemi belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Tüketiciler gıdaların güvenli, besleyici, istenildiğinde kolay elde edebilir, kullanıma elverişli lezzet ve görüntü açısından cezbedici nitelikte olmasını isterler. Sağlıklı ve dengeli beslenmenin ancak besleyici ve güvenilir gıdalarla sağlanabileceği bir gerçektir. Bu nedenle yüksek oranda kaliteli protein içeren gıdalar arasında ön sıralarda yer alan su ürünleri her geçen gün artan bir hızla önem kazanmaktadır. Son yıllarda Balıkların yanı sıra kabuklu ve eklem bacaklı su ürünleri de sevilerek tüketilmekte yüksek fiyatta alıcı bulmaktadır.

Buradan yola çıkarak başta Japonya olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Kanada Surimi ile elde edilen ürünler popüler hale gelmiştir. Surimi Japoncada “kıyılmış balık” anlamına gelmektedir. Geçmişi 16.yüzyıla dayanan surimi yapımı, önceleri avlanan balıkların bayatlamadan saklanması için kullanılan bir yöntemdir. Zamanla surimiden yeni ürünler geliştirilerek ürün tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Surimi Japonların geleneksel ürünlerinden biri olup Japonya ve Uzakdoğu ülkelerinde yüzyıllardır tüketilmektedir. A.B.D. ve Avrupa da 1980’lerin başlarında surimi ve surimi ürünleriyle tanışmıştır ve surimi ürünleri, sağlıklı, lezzetli, ekonomik ve kullanımı pratik olduğundan Avrupa, A.B.D ve Fransa’da son yirmi

yıl içinde en hızlı gelişen gıda ürünü olmuştur. Surimi, Allaskan Pollock (Alaska Mezgiti), Northern Blue Whiting, Itoyori gibi beyaz etli ve yüksek kaliteli balıkların fileto haline getirilip doğranması ve yıkanmasıyla elde edilen tatsız, kokusuz ve renksiz balık proteini bloklarıdır. Yıkama işlemi sayesinde balık eti, yağlar, pigmentler ve diğer istenmeyen bileşiklerden uzaklaştırılarak renksiz, kokusuz ve tatsız yüksek fonksiyonlu protein blokları halini alır. Böylelikle bu protein bloklarına nişasta, yağ, tuz ve şeker gibi çeşitli yardımcı maddeler ve istenilen aroma ilave edilerek karides, yengeç, ıstakoz gibi pahalı ürünlerin benzerleri çok daha az bir maliyetle üretilebilmektedir. Herhangi kimyasal koruyucu içermemesinden ötürü bu teknoloji sayesinde sadece az maliyetli değil aynı zamanda benzerlerine oranla çok daha sağlıklı ürünler elde edilmektedir. Bu arz talepten yola çıkarak 2004 yılında Alimar Gıda, Türkiye ve yakın coğrafyasındaki tek surimi ve ileri proses deniz ürünleri işleyen fabrikayı kurmuş, ürün yelpazesinde “Red Tiger” markası altında bir çok gurme ürünler sokmuştur. Red Tiger ürünlerinin içe-

risinde, yüksek oranda protein, omega-3, b12 bulunmaktadır. Kolesterol içermemesi ve kolay hazmedilmesi önemli özelliklerindendir. Salata ve makarnaya çok lezzet katar. Çeşitli dip sos ve baharatlarla atıştırmalık olarak da tüketilebilir. Balık sevmeyen yetişkinlere ve çocuklara en iyi alternatiftir. Surimi ve mezgit balığı karışımı ile lezzetlendirilen ve gerçek yengeç kıskacı ile üretilen “Red Tiger Akdeniz Lokumu” bir çok profesyonel şef tarafından tercih edilmekte olup “Red Tiger Porsiyon Çıtır Kaplama Mezgit” kılçıksız eti ile balık lezzetini öne çıkarmıştır. Kokusuz özelliği ile ev hanımlarının evde balık pişirme korkusuna da son vermektedir. Red Tiger“ ürünlerini Migros, Metro, Macro Center, Tansaş, Carrefour ve Kipa mağazalarında bulabilirsiniz.

Deniz Lezzetlerine Tutkun İ L E V DE Misafirlerini Beklİyor MARİN

LEZZET İŞLETMELERİ

İ

stanbul'un EN İYİ RESTAURANTLARI'nın belirlendiği "Time Out İstanbul Yeme İçme Ödülleri " yarışmasında " ÖZEL BAŞARI ÖDÜLÜ " kazanan, Türkiye'nin 104 Yıllık LEZZET MARKASI; Türkiye’nin lezzet ünlüsü Develi Restoranlarının üyesi Develi Marin, deniz ürünlerine tutkun misafirlerine eşsiz lezzetler sunmaya devam ediyor. Kalamış Yat Limanı’nın içinde bulunan Develi Marin; damaklara hitap eden menüsü, konforun ve hijyenin ön planda tutulduğu hizmet anlayışıyla 7’den 70’e tüm misafirlerini kusursuz şekilde ağırlıyor. Ödülü Develi Restaurantları adına alan, markanın 4.kuşak temsilcisi, Yönetim Kurulu Üyesi ve LİD / Lezzet İşletmeleri ve İş Adamları Derneği kurucusu Nuri Develi: Gazetemize yaptığı açıklamada " Bu gün 1000 kişilik ekibimiz ile kocaman bir aileyiz. Ödülümüzü tüm Develi ailesi adına gururla teslim aldım. 104 yıldır bizi tercih eden, bu ödülü almamızı sağlayan tüm Develiseverlere gönülden teşekkürlerimi sunuyor, ET Lezzetlerimiz üzerinde ispatlanmış başarımızı, bu kez de BALIK Restaurant'ımızda denemelerini bekliyorum" dedi. Sözlerini "Develi Restoranları’nın fark yaratan adreslerinden biri olarak öne çıkan Develi Marin deniz ürünlerinin en tazesini, muhteşem bir

ambiyansla birleştiriyor. Antep mutfağında başarısını kanıtlayan Develi Kalamış’ın hemen yanında bulunan ve her şeyin en tazesini misafirlerine sunan Develi Marin’de lezzetseverleri, taptaze deniz ürünleri ve Kalamış Yat Limanı’nın nefes kesen manzarası karşılıyor." diye sürdüren Develi, devamla “ Kapıdan girdiğiniz anda sizi karşılayan enfes kokular, aşçımızın hünerli ellerinden çıkan yengeç pane, balık köftesi ve Çerkez balığıyla birleşerek unutulmaz bir ziyafete dönüşüyor. Develi Marin’in diğer spesiyalleri arasında yer alan ahtapot söğüş, deniz mahsülleri salatası, fener kavurma, kalamar ızgara ve yengeç güveç menümüzde yer alan enfes lezzetlerden sadece birkaçı. Üstelik mevsime uygun en taze balık alternatifleri de Develi Marin şefleri tarafından damak zevkinize uygun olarak dilediğiniz gibi hazırlanıyor.Her yemek zevkinin sonundaki o muhteşem nokta, tatlılarımız. Ziyafetinize noktayı bir klasik olan çikolatalı sufle ile koyabilir veya farklı bir lezzet olan pestilli incir tatlımızı deneyebilirsiniz. Hepsi birbirinden leziz tatlılarımız arasında seçim yapmakta zorlanacağınıza eminiz. Ayrıcalıklı konumu ile bahar ve yaz aylarının vazgeçilmez adresi olan, gün batımında sahip oldu-

LİD ÇATISI ALTINDA BULUŞTU

T

ğu muhteşem manzarası ile balık keyfini yaşatan Develi Marin, huzur dolu ortamında günün, hatta haftanın yorgunluğunu keyfe çevirmenizi sağlıyor." dedi. Kadın misafirlerine özel öğle yemeği menüsü hazırlayan Develi Marin’de buluşmalarınız çok keyifli geçecek. Artık dostlarınızla evde bir araya gelmenize gerek yok. Arkadaşlarınızda yapacağınız keyifli sohbetlerinize deniz havasını, Develi Marin’in güzel ambiyansını ve unutulmaz lezzetlerini ekleyebilirsiniz. Hafta içi her gün 12.00-17.00 saatleri arasında kadınlara özel hazırlanan ve 85 TL gibi cazip bir fiyatla sunulan, deniz lezzetleri menüsü ile Develi Marin fark yaratmaya devam ediyor.

ürkiye’nin Gastronomi Sektörüne yön veren LEZZET İŞLETMELERİ ve İŞ ADAMLARI’nı, temsil ettikleri MARKA ve İSİMLERİ ile biraraya getiren, Yiyecek - İçecek Sektörünü, Lezzetsever Halkımızla buluşturan, TLH / Türkiye Lezzet Hareketi yapılanmasının, “Yeni Nesil İNOVATİF İşletmecilik ve Güçbirliği Derneği “ Genel Kurulu PS LOUNGE / Etiler’de yapıldı. İstanbul’un en elit restaurant ve Cafe’lerinin bulunduğu ETİLER Nisbetiye caddesi üzerinde, mimari yapısı, iç dekorasyonu, deneyimlı chef ve personelinin üstün hizmet kalitesiyle dikkat çeken, Gastroturizm mekanı PS LOUNGE / Etiler’de toplanan LİD / Lezzet İşletmeleri ve İş Adamları Derneğinin genel kurulu, bu sektöre hizmet veren ünlü mekanların, ünlü ve deneyimli işletmecilerini biraraya getirdi. Yeni proje ve fikirlerin ortaya çıktığı, ülkemiz gastronomi ve turizminde ses getirecek olan bu yapılanma ile önümüzdeki aylarda kurulacak LFD / Lezzet Dernekleri Federasyonu’nunda temelleri atıldı. Yönetim Kurulu Başkanı: M.Vasfi Pakman (TLH Gn. Bşk. ve Milliyet Lezzet Gazetesi yayın Yön.), Y.K.Bşk.Yrd. Ahmet Uras (The Galliard, The Market, Huqqa Restaurantları yöneticisi), Y.K.Gn.Sekr. Özlem Mekik (Ziyade Fasıl Restaurant kurucu & Yöneticisi) Y.K.Sayman Üye Ali A.Yeliner

(AYD Ajans Bşk. TLH Lezzet Gazetesi Gn.Koord.), Y.K.Üyesi N.Tolga Atalay (Solid Consulting Bşk.), Y.K.Üyesi Dr. Ali Osman Taşlıca (Educhos Academy Eğitim Merk. Bşk.) Y.K. Üyesi Haldun Z.Tüzel (Eğitimci Gurme Chef) Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri: Nuri Develi (Develi Et & Kebap restaurants), Reyhan Arslan (mekan. com kurucu ve yönetici ortak), A.Taner Murat (Se-Plus & Calıpso Fısh Restaurant Kurucu & yönetici ortak), İsmet Hacıbeyoğlu (Hacıbey Döner Lokantası (Yatırımcı & İşletmeci ortak), Dr.Burak Köseoğlu (D-Ream Restaurants & BVS Group Yön.Danışmanı), Bengü Ünal (Wow Hotels Gn.Md. Yrd.), Bülent Y.Ilgaz (Agency Club & Yelken Balık Restaurantı), Dr. Hilal Duruk (Backhaus Fırın & Cafe Zinciri Yatırımcı ve İşletmecisi.) LİD / Denetleme Kurulu: Metin Uçar (Eşraf Osmanlı Restaurants Yatırımcı & İşletmecisi.), Ferzan Kirhan (Gezgin Damaklar & FHS Turizm Acentası Bşk), Y.Mim. Yonca Sirman (Yonca Mimarlık), Bülent Y.Ilgaz (Agency Club & Yelken Balık Restaurantı) LİD Yedek Denetleme Kurulu Üyeleri: Y.Mim. Yonca Sirman (Yonca Mimarlık), Kemal Özergil (Kemal Usta Waffles), İrşad Tayfur (Paşa Köşkü Et Lokantası) İleride sayıları daha da artacak olan, LİD üyeleri Gazetemize; “Lezzete Gönül vermiş tüm değerli dost ve arkadaşlarımızı bu çatı altında görmek isteriz” dediler.


Ton balığınızı nasıl alırsınız?


12

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet günlüğü

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

Başyazı Dr.Aydoğan SÜER

BASINDA GÜVEN

BURSA KEBAP EVİ'nin 2.Marka Zirvesi hedefi “Hep Birlikte 100 Şubeye”

aydogansuer@lezzetgazetesi.com

LEZZET DOSTLARI DERNEĞİ'nin LEZZET & GASTRONOMİ KÜLTÜR HAREKETLERİ DEVAM EDİYOR !

100 Yaşında Olsan Ne Satın Alırsın?

D

aha fazla ömrümüz olsa, yaşamımız nasıl değişirdi? Zamanla ve ürünlerle ilişkimiz ne yöne giderdi? Mesela 100 yaşına kadar yaşayacağınızı bilseniz, değişikliğe, yenilenmeye daha mı çok ihtiyaç duyarsınız yoksa harcama yapmayı bırakıp para biriktirmeyi mi seçersiniz? Nesnelere sahip olmak yerine geçici olarak kullanıp başkasına vermek de bir yaklaşım olabilir. Tıp ve teknoloji alanındaki gelişmeler, insan ömrünü uzatıyor. Daima genç nüfusu ile övünen bir ülke olarak, acaba perakende sektörümüz, insan ömrünün uzayacağını söyleyen gelecek senaryolarına uyumlu mu? Mesleklerimiz farklı olsa da hepimiz aynı zamanda birer tüketiciyiz ve yaşımız daha ilerlediğinde nasıl bir hayatımız olacağını merak ediyoruz. Bu yazımızda, Alışverişin Geleceği adlı kitabımda detayları ile anlattığım bu konudan kısaca söz etmek istiyorum. İleri Yaşa Özel Markalar: Bugün alışveriş merkezleri her yaştan misafiri ağırlasa da çoğunlukla çocuklar, gençler ve orta yaşlı kesime ev sahipliği yapıyor. İleri yaşlı konuklar için hala hazırlık aşamasındayız. Bu hazırlık ileri yaşa uygun ürünlerin tasarlanmasıyla doğacak. Ama bunun öncesinde ileri yaştaki kişilere “yaşlı” demeyi bırakmamız gerekecek ki, reklam alanında çalışanların bu zihniyet değişikliğine öncülük etmeleri yerinde olacaktır. Moda dünyası yaşlıları görmezden gelemiyor. Emeklilik yıllarını hayatın tadını çıkartarak geçirmek isteyen, gezmeyi, giyinmeyi, lüksü seven bu kesim gittikçe daha da önemli hale geliyor. Hedef kitleye paralel olarak bazı markaları temsil etmek üzere ışıl ışıl gençler yerine beyaz saçlarıyla seçkinliği ve zarafeti simgeleyen yüzler seçiliyor. Mesela Celine markasının reklam yüzü 80 yaşındaki roman yazarı Joan Didion. Yakın gelecekte de modadan ev dekorasyonuna kadar pek çok farklı alanda, ileri yaşın ihtiyaçlarına uygun ürün ve koleksiyonlar göreceğiz. Bu tasarımlarda, şıklığın yanı sıra fonksiyonellik de aranacak. Örneğin şu anda 60 yaş üzeri kişilere özel olarak tasarlanan cep telefonları ile kişinin konumunu, nerede bulunduğunu takip etmek mümkün. Acil durumlarda sağlık merkezlerine kolayca ulaşmayı sağlayan bu telefonlar, teknoloji temelli ürünlerden sadece biri. Nüfusun giderek yaşlanması durumunda, gençlere hitap eden marka ve şirketler de üretime yön vermek ve yeni markalar yaratmak için, yaşlanan nüfus üzerinde kafa yormaya başlayacaklar. Alışveriş Arkadaşım Bir Robot: Nüfusun yaşlanması üretim için genç nüfusun azalması demek. Bu durumda hep söylediğimiz gibi, çeşitli hizmetlerde robotlar devreye girecek. Yaşlılara ev işlerinde ya da bakımda yardımcı olacak robotların yanı sıra alışverişi kolaylaştıracak robotları da önümüzdeki yıllarda görebileceğiz. Yemek katında robotların servisiyle karşılanmak, mutfak alışverişleri için gereken malzemeleri seçerken robotlardan destek almak mümkün olacak. Japonya’da bir süpermarkette tanıtılan yardımcı robotlara alışveriş listesi e-mail ile gönderiliyor. Robot, ürünlerin bulunduğu raflara giderek listedekileri sepete dolduruyor. Tek başına alışverişe çıkanların sıkılmamaları için robot, ürünler hakkında bazı önerilerde bulunarak sohbet de ediyor. Robotlar konusunda pek çok çalışma var. Tahminlere göre robotlar, yakın gelecekte, alışverişin yoruculuğu azaltıp yaşlı insanların işlerini tek başlarına halledebilmelerini sağlayabilirler. Bu durumda hem alışveriş dünyasında hem de evlerde, vazgeçilmez hizmetkârlara hatta belki de birer arkadaşa dönüşmeleri sürpriz olmaz. Dayanıklılık ve Kalite Kavramları Değişmek Zorunda: Ortalama insan ömrü 100’e ulaşırsa, alışveriş alışkanlıklarımız bu durumdan nasıl etkilenir acaba? Bugün bir cihaz satın aldığınızda 2 yıllık garanti süresini alıp evinize gidiyorsunuz. İki asır yaşayacak olsanız 2 yıllık kalite bir şey ifade eder miydi? Bu konuya kafa yoran uzmanlara göre gelecekte, kendi kendini onarabilen ya da güncelleyebilen ürünlerle bambaşka bir kalite anlayışımız olacak. Audi’nin nanoteknolojili araba olarak duyurduğu Audi A9 da buna benzer bir mantıkla tasarlanmış. Araç çizilse bile teknolojik boyama sistemiyle kendi kendini boyama özelliğine sahip. Alışveriş Merkezleri Yaşlılar İçin Yeteri Kadar Konforlu Mu? Alışveriş merkezlerinin plastik sandalyeleri, yürüyen merdivenleri, mağazaların içleri, ileri yaşlardaki kişiler için çok da çekici olmayabilir. Belki de görüş mesafesi daralmış, çeşitli hastalıklar nedeniyle baş dönmesi gibi sorunları sıklıkla yaşayan 70 yaşında biri için, yürüyen merdivenler bile zannettiğimiz kadar rahat değildir. Yeni AVM yönetmeliği, konuklara acil ihtiyaç duyduklarında tıbbi destek sunmak açısından önemli bir adım. Buna benzer pek çok ayrıntıya şimdiden kafa yormaya başlamamız yerinde olur. Nüfusun yaşlanması, alışveriş merkezlerinin sosyal alanlarını da değişime uğratabilir. Çocuklar için hazırlanmış eğlence alanlarının yanı sıra olgun konuklar için de keyif verecek aktivitelere ihtiyaç olacak. Yani orta vadede, alışveriş merkezlerindeki konforu ve sosyal üniteleri de yeniden düşünmek gerekecek. Bu sadece sektörel bir mesele değil aynı zamanda toplumsal açıdan da önemli. Şimdiden dikkat çekelim ki, bizim gibi yaşı 25-60 arasında olan iş dünyası, 80-100 yaşına geldiğinde, kaldırımlardan ürünlere, çevresel düzenlemelerden sosyal güvenliğe kadar her konuda ihtiyaç duyacağımız hazırlığı tamamlayabilelim.

M

M

arkalaşma yolunda hızlı ve emin adımlarla ilerleyen Bursa Kebap Evi, 2. Marka Zirvesi bu yıl 10-11 Mayıs tarihlerinde İstanbul- Gönen Hotel’de düzenlendi. Mottosu “Hep Birlikte 100 Şubeye” olan etkinlikde konuşan Cem ve Caner Helvacı kardeşler, amaçlarının Bursa Kebap Evi’ni bir dünya markası yapmak olmak olduğunu belirterek, bu markaya emeği geçen tüm "gizli kahramanlara" teşekkür etti. Markalaşma ve kurumsallaşmaya verdiği önemi organize ettiği etkinlikler ile de gösteren Bursa Kebap Evi, bu yolda hayata geçirdiği “BKE Marka Zirve”nin 2.’sini 10-11 Mayıs tarihlerinde İstanbul- Gönen Hotel’de gerçekleştirdi. Firmaya kişilik kazandırma sürecinde takım ruhu, kaliteli ürün ve hizmet ile marka konumlandırması amacıyla düzenlenen “BKE Marka Zirve”sine markanın gizli kahramanları olarak adlandırılan müdür ve ustabaşları, paydaş, tedarikçi ve iş ortakları başta olmak üzere yaklaşık 200 kişi katıldı.

moderatörlüğündeki zirvede, Bursa Kebap Evi çalışan, paydaş ve tedarikçileri çeşit-

li sunum ve konuşmalar ile tecrübelerini paylaştı.Katılımcıların motivasyon ve performanslarının artırılması hedeflenen zirvede, ayrıca gıda güvenliğinden, müşteri ilişkilerine, ürünlerin hazırlanış ve sunumundan servise kadar marka değerini artıracak pek çok konuda workshoplar verildi. Hizmet kalitesini artırmak için iyi olunan yanlar kadar aksiyona geçip mümkün olunan an alt seviyelere çekilmek için örnekler ile zayıf

WORKSHOPLAR İLE BİR EĞİTİM TABANI OLUŞTURULDU Zirvede 2016 yılı marka iş planı, öngörülen hizmet, değişim ve gelişimler paylaşılırken markadan beklentiler, fikirler ve öneriler en geniş zeminde proaktif olarak ele alındı. Marka kimliği uzmanı Mehmet Güçlü Özer’in

olan yanlar da masaya yatırıldı.

HEP BİRLİKTE 100 ŞUBEYE! Mottosu “Hep Birlikte 100 Şubeye” olan zirvede konuşan Cem ve Caner Helvacı kardeşler, amaçlarının Bursa Kebap Evi’nin bir dünya markası yapmak olmak olduğunu dile getirerek, markada emeği geçen herkese teşekkür etti.

10 MÜŞTERİDEN 8’İ TEKRAR GELMEK İSTİYOR

.Vasfi Pakman başkanlığındaki Türkiye Lezzet Hareketi Dernekleri platformunun, önce Balıkesir Üniversitesinde başlayan daha sonra Kayseri Erciyes ve Kapadokya Yüksek Okulunda, Derneğin Bşk Yrd. Haldun Z Tüzel ile başlattıkları Gastronomik Lezzet Sohbetlerine,yine LDD Yön. Krl. Üyesi Ayfer Özmen ile ABD Philadelphia da ; Lezzet Dostları Derneği , KocaeliÜniversitesi, Upenn Üniversitesi(USA) ve TAFSUS (USA) Türk Amerikan Dosluk Derneği işbirliği ile 23.Nisan.2016 da gerçekleşti, Eskinin Oyunları Geçmişin Tadları başlığı ile Upenn Üniversitesinin bünyesindeki, üniversiteye özel okul müzesinin içinde gerçekleşti. Lezzet Dostları Derneği Yön. Kur. Üyesi ve Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ayfer Özmen ve Tafsus Başkanı Sayın Dilek Arığ'ın hazırladığı program, büyük bir başarı ile uygulandı, Gerek yerel basın gerek ulusal basında yer alan aktivite ülke çapında, Türkiye'nin, mutfak kültürümüzün ve yemeklerimizin tanıtımına olduğu kadar gıda ürünleri ihracatımıza da büyük katkı sağladı. Okurlarımız konuyla ilgili geniş bilgiye www. turkusannewspaper.com/philadelphiada.. adresinden ulaşabilirler.

Hizmet kalitesini artırmak için yapılan “Meçhul Müşteri Projesi” sonuçlarının da paylaşıldığı zirvede hizmet kalitesi yüzde 85, mağazaların fiziksel durumu ise yüzde 93 olarak ölçümlendi. Son bir yıldır yaklaşık 300 kişi ile yapılan araştırmaya göre; her 10 misafirin 8’i yine gelmek istediğini dile getirdi.

FAİK ÖZTÜRK GALA GECESİNDE DÖNER KESTİ Başarılı şube ve çalışanlarının ödüllendirildiği zirve, 11 Mayıs akşamı Faik Öztürk’ün sahne aldığı Gala gecesi ile son buldu. Geceye renk katan sanatçı, sahnede döner kesmedeki ustalığını da gözler önüne serdi. Gazetemizin 21.sayısında geniş olarak takdim edilen " BURSA KEBAP EVİ " kaliteli ürünleri ve nefis lezzetleri ile Fast food sektörünün, konusunda lider firması olarak yurt içinde ve dışında tanınmakta, tercih edilmekte.

ı ğ a f t u M t n i oluşturduğu bir lezzet H SİHİRLİ BAHARATLARIN

H

int mutfağı Hint Et, balık, tavuk ve sebmedeniyeti kadar ze yemekleri için kullazengin ve genişnılan, birbirinden olduktir. Mutfaktaki bu çeşitliça farklı birçok çeşit köri lik ve renkliliğin cazibesosu vardır. Yine sıklıksine kapılmamak imkanla kullanılan bir baharat sızdır. Hindistan’da her karışımı da Garam Magünü ayrı bir yemek masala’dır. Kimyon, kişniş, cerası olarak değerlenkarabiber, kakule, karandirmek mümkündür. fil ve tarçından oluşur. Hint mutfağını de“Masala” nın da köri gibi Chef neyimlerken alışık oldubirçok çeşidi vardır. Pilav Selin ğunuz tatlardan çok daHint sofrasının vazgeçilEKİM ha farklılarıyla karşılamez bir parçasıdır. Hintşacağınız kesindir. Buliler yemek yerken çatal selinekin@lezzetgaze tesi.com nun öncelikli nedeni yoyerine ellerini kullanır. ğun olarak kullanılan baParmak uçlarına aldıklaharatlardır. Bazı yemekler ise gerçekrı pilavı top haline getirip, bol baharatten oldukça acıdır. Bir diğer farklılık ise, la lezzetlendirilmiş yemeklerin soslarıinançları gereği Hint mutfağında hiç dana batırarak yerler. Yine de her restona eti kullanılmamasıdır. Kuzu ve tavuk randa çatal-kaşık buluetine sık rastlanır, vejeteryan beslenme nur. Hint mutfağını bir de yaygındır. Sadece az sayıda otel resbütün olarak değil toranında rastlayabileceğiniz biftek ve de bölgelere hamburgerin dana yerine bufalo etinden yapılmış olma ihtimali yüksektir. Hint mutfağı denildiğinde akla ilk gelen baharat “köri”dir. Aslında bizim bildiğimiz anlamda köri diye bir baharat yoktur. Bizim tanıdığımız sarı renkli baharat karışımı olan köri ile asla benzeşmez. Köri Hint mutfağında en yaygın kullanılan sostur.

göre incelemek çok daha doğru olacaktır. Oldukça büyük yüzölçümüne sahip ülkenin farklı bölgelerinde değişik tarifler, farklı lezzetler karşımıza çıkar. Kuzey mutfağında süt ve yoğurt önemli yer tutarken, güneye indiğinizde birçok yemekte karşınıza hindistancevizi çıkar. Doğuda ise deniz ürünleri çok tüketilir ve baharatlar daha sert aromalıdır. Ülkede çayın özel bir yeri vardır. Ancak çayı bizim alışageldiğimizden farklı olarak baharatlarla tatlandırır ve mutlaka sütlü içerler. Geleneksel Hint yemeklerinden bazıları şunlardır: BİRYANİ: Baharatlarla tatlandırılmış özellikle safran içeren, kuzu veya tavuklu çeşitleri olan pilav yemeği TANDORİ: Yoğurt ve baharatlarla terbiye edildikten sonra fırında pişen tavuk eti. SAMOSA: Üçgen şeklinde, sebze ile doldurulmuş börek NAAN: Pide şeklinde ekmek KULFİ: Süt, badem ve fıstıkla hazırlanan dondurma LASSİ: Yoğurtla yapılan ayran benzeri içecek


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

‘ÜSTÜN LEZZET ÖDÜLÜ’ İLE ÜLKEMİZİ VE

13

BALIKÇILIK SEKTÖRÜMÜZÜ ONURLANDIRDI

1

985 de Türkiyenin ilk kültür balıkçılığı üretim tesisini kuran, 2008 de İlk MARKALI BALIK tanıtımını yapan PINAR BALIK, Levrek ve Çipura üretimi, iç ve dış pazarlardaki başarısı ile yepyeni iş birlikleri ve ödüllerle gelişimini sürdürüyor. Dünya Balıkçılık Sektörünün fuarlarında büyük ilgi gören PINAR BALIK, aldığı "Üstün Lezzet Ödülü " ile gücünü gösterdi. Türkiye’nin ilk kültür balığı üreticisi ve ilk markalı balığı Pınar Balık, tadım alanında kanaat lideri olan Michelin Yıldızlı şeflerin ve sömeliyele- rin tadım testinden başarıyla çıktı. International Taste and Quality Institute (iTQi - Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü) tarafından düzenlenen yarışmada çipura ve levrekleri ile “Üstün Lezzet Ödülü” kazanan Pınar Balık, bu alanda Türkiye’nin ödüle layık bulunan tek balık markası oldu. Türkiye Aşçılar Derneği başkanının da üyesi olduğu, şefler ve sömeliyelerden oluşan bağımsız bir kuruluş olarak, dünyanın dört bir yanından gelen tüketici yiyecek ve içeceklerini test etme ve üstün lezzetli olanları tanıtma üzerine faaliyet gösteren iTQi (Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü) “Üstün Lezzet Ödülleri”ni dağıttı.Tadım alanında kanaat lideri ve uzman şef ve sömeliyelerin tadım testine dayanması sebebiyle, uluslararası tanınırlıkta tek olan organizasyonda, İzmir Çeşme’de Pınar güvencesi ile üretilen Pınar Balık markalı çipura ve levrekler “Üstün Lezzet Ödülü” aldı. Altınyunus’un baş aşçısı olan ve mesleğinde 46 yılı geride bırakan Yalçın Çölgeçen’in ızgara tarifleriyle ödül kazanan Pınar markalı çipura ve levrekler ‘’International Taste and Quality Institute’’ logosu taşıma hakkını da kazandı. Yaz sezonu boyunca birbirinden lezzetli tariflerle Altınyunus’ta balık rüzgarı estireceklerini söyleyen Yalçın Usta, meslek hayatında yavaş yavaş jü-

bile yapmaya hazırlandığı bir dönemde kazanılan bu ödülün kendisini de son derece mutlu ettiğini söyledi. iTQi (Uluslararası Tat ve Kalite Enstitüsü) ödüller için değerlendirmesini, her ürünün hedonik lezzetini ayrı ayrı ölçmeyi amaçlayan tadım oturumları ile gerçekleştiriyor. Her jüri üyesi, tattıkları ürün için Duyusal Analiz Raporu’nda puanlama yapıyor. Bu puanlama ürün lezzeti, aroma, yapı, koku, doku, tadım sonrası ağızda bıraktığı tat gibi kriterler dikkate alınarak yapılıyor. CARREFOUR DOĞA TAT VE PINAR BALIK İŞBİRLİĞİ Sağlıklı su ürünleri sunmak için çevreye saygılı olmayı taahhüt eden Carrefour Doğa Tat, ürünleri için deniz dostu sertifikasına sahip Pınar Balık ile işbirliği yaparak portföyüne çipura ve levrek ürünlerini kattı. Carre-

fourSA ve Pınar Balık ortaklığında gerçekleştirilen Doğa Tat Carrefour Çipura ve Levrek Projesi, ‘ Doğaya Saygı ‘ teması ile hayata geçiriliyor ve balıklar, doğal besinlerden elde edilmiş GDO’suz yemler ile besleniyor. PINAR BALIK DÜNYA’NIN EN BÜYÜK SU ÜRÜNLERİ FUARINDA Balıkların yaşam ortamları, yasal kriterler çerçevesinde düzenleniyor ve çevre koşulları denetim altında tutuluyor. Carrefour Doğa Tat, ülkemize özgü türlerin geleneksel doğal lezzetin temelini oluÐturan tarım mirasını ve üretim biçimlerini korumayı hedefleyerek tüm ürünlerinde kaliteyi sürekli kılmak için çevreyi, doğal yaşam

KALKAN'A GEL KALKAN'A

B

ahar ayının güzel günlerini yaşadığımız şu günlerde tabiatın uyanışı ile birlikte doğa tüm güzelliğini bizlere sunmaya başladı. Bizlerde kışın o kasvetli havasından kurtulup kendimizi doğanın uyanışı ile birlikte dışarılara attık. Bazılarımız deniz kıyısında yürüyüşler, tatil yörelerine geziler, sergi ve etkinliklere katılıp eş, dostlarla muhabbet yaparak bu uyanışı yaşarken, bazılarımızda yeşil alanlara giderek çoluk çocuk piknik yapmaya başladı. Şimdi düşünün ki İstanbul gibi bir şehirde, Erguvanlar açmaya başlamış, sizde deniz kıyısında dostlarla yemeğe gittiniz canınız ne çeker. Mesela milli içeceğimizin yanında Kalamar, Karides, Ahtapot ve Midye gibi mezeler olsa onu neyle taçlandırırız? Balık dediğinizi duyar gibi oldum. Evet bugün size hepimizin çok sevdiği faydası saymakla bitmeyen protein kaynağı ve içeriğinde şeker ve karbonhidratı yok denecek kadar az olan Balık’tan bahsetmek istiyorum. Dünyada bulunmuş en eski balık fosilleri yaklaşık 500 milyon yıl öncesine dayanmaktadır. Bilim adamlarının yaptığı araştırmalarda dünya denizlerinde 15.500’den fazla balık türü olduğu ortaya çıksa da halen keşfedilmemiş birçok türün okyanuslarda yüzdüğünü düşünürsek, bu sayının çok daha fazla olacağını tahmin edebiliriz. Sevgili Dostlar, Balıklar siyahbeyaz etli, yerli ve göçmen olarak sınıflara ayrılabilir. Günümüz balıkları da kemikli ve kıkırdaklı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Neredeyse sadece suda yaşayan bu canlılar solungaçları sayesinde solunum yaparlar, çoğunun vücudunda pullar vardır ve genellikle yumurtayla üreyen omurgalı canlılardır. Nisan ayında Balık avı yasağı başladı, 1 Eylül’e kadar sürecek. Av yasağı sadece büyük ağlarla avlanma yapan balıkçıları kapsayacak, küçük tekne ve olta ile balık avlayanlara herhangi bir yasak uygulanmıyor. Hani “balıkçı tezgahlarında

ortamını, ürünü ve lezzeti koruyan üretim anlayışını benimsemektedir. Bu sene 24. sü düzenlenen Dünya’ nın en büyük su ürünleri fuarı Seafood Expo Global, 26 Nisan - 28 Nisan tarihlerinde Belçika’ nın başkenti Brüksel’ de yapıldı. Brüksel Expo’ da 36 bin metrekare alana kurulan fuara 75 ülkeden 1700 firma katıldı.Türkiye’ nin ilk Üstün Lezzet Ödül’ lü balık markası Pınar Balık, Türkiye milli katılımı içerisinde yerini alarak stand açtı. Ödülleri, kalite belgeleri, sürdürülebilirlik ve iyi tarım sertifikaları ile sektörede fark yaratan Pınar Balık, fuarda bu özelliklerini ön plana çıkararak müşterilerin ilgisini çekti. Amerika, İspanya, İtalya, Hollanda, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi 30’ dan fazla ülkeye yapılan ihracatın yanında yeni pazarların da Pınar Balık ile tanıştırılması hedefleniyor. PINAR BALIK BOSTON’A DAMGA VURDU Türkiye’nin ilk balık üreticisi ve ilk markalı balığı Pınar Balık, geçtiğimiz aylarda Amerika Boston’da gerçekleşen “Seafood Expo North America 2016” fuarında Türk milli katılımı içerisinde standı ile yerini aldı. Çevre dostu üretimini "Friend of The Sea" sertifikası ile tescilleyen Pınar Balık, Türkiye’nin ilk ve tek Üstün Lezzet Ödüllü çipura ve levrekleri-

ni tüketiciler ile buluşturdu. Pınar Balık, 37 milyar dolarlık dev su ürünleri pazarına sahip Amerika’ daki ihracatını büyütmeyi hedefliyor.Fuarda Türkiye’den katılan 10 firma hem sektör hem de Türkiye’ nin tanıtımı için çeÐitli etkinlikler düzenlerken, Türk mutfağında pişirilen 3 bin porsiyon levrek, çipura, alabalık değişik sunumlarla ziyaretçilere ikram edildi. Akuakültür’de ilk “İyi Tarım Uygulamaları” Sertifikası da Pınar Balık’ın! Tüm faaliyet alanlarında çevreye duyarlı üretim anlayışı ile hareket eden Çamlı, kültür balıkçılığı kapsamında Pınar Balık markası ile Türkiye’de İyi Tarım Uygulamaları ile sertifikalandırılan ilk ve tek firma oldu. Bu sertifika ile Pınar Balık markalı Çipura ve Levrek’lerin kimyasal,fiziks el,mikrobiyolojik kalıntılar içermediği, çevreyi kirletmeden ve doğal dengeye zarar vermeden üretildiği; üretimi sırasında insan,işçi ve diğer canlıların olumsuz etkilenmediği; tüketildiği ülke/ülkelerin tarımsal mevzuatına uygun olarak üretildiği bir kez daha kanıtlandı. İyi Tarım Uygulamaları’nın konusunu; çevre, insan ve hayvan sağlığına zarar vermeyen bir tarımsal üretimin yapılması, doğal kaynakların korunması, tarımda izlenebilirlik ve sürdürülebilirlik ile güvenilir ürün arzının sağlanması için gerçekleştirilecek tüm uygulamalar oluşturuyor.

KALKANIZAKA Restaurant'da yenir BALIĞI

Siz de ‘balıkların şahı kalkan’ı mevsiminde ve en güzel halleriyle tatmak istiyorsanız IZAKA’daki ‘Kalkan Haftası’nı kaçırmayın!

İ

mevsimine göre en çok oltaya vuran Balık en ekonomik Balık”tır derler ya, aslında bazı Balıkları doğru zamanda tüketmek lezzet fiyat dengesi açısından da oldukça önemlidir. Yazın Mayıs başında Kalkan ve beraberinde Levrek, Barbunya, Dil balığı, Kırlangıç, Kılıç, Tekir ve İskorpit fazla çıkar, çokta lezzetlidir. Haziran ayı yasaklarla birlikte verimsiz bir dönem başlatır balık azalır, Mezgit, Barbunya çıkar, En lezzetli balık ise bu ayda yağlanıp lezzetlenen Karagöz’dür. Temmuz’de Sardalya başlar, birde asma yaprağı içinde ızgarası yapılırken sağlık pınarı zeytinyağı’ndan üstüne birkaç damla damlatılsa lezzeti müthiş olur. Ağustos’ta Çingene Palamudu sezonu başlar Sardalya’nın da lezzeti tavan yapar, Mercan, Sinarit ve İzmarit’te bu ayda yenilen lezzetli Balıklardır. Balıkları saklayıp donduracaksanız bir iki hususa dikkat etmekte fayda var dostlar, Balıklar dondurucuya konmadan temiz-

lenmelidir, ancak Hamsi, Sardalya ve Gümüş gibi balıklar bunun istisnasıdır. Bu balıkların temizlenmeden saklanması gerekir. Dondurduğunuz balıkları çözdüğünüz taktirde tekrar dondurmamalısınız, bakteri üremesi açısından sakıncalı olabilir. Balığı çözeceğiniz zaman ise, iri balıkları buzdolabının alt kısmına alıp bir gün dinlendirerek çözmeniz sağlıklı olacaktır. Sevgili lezzet dostları damağınızdan lezzeti, bedeninizden sağlığı eksik etmemek için proteğin deposu Balık ve sağlık pınarı Zeytinyağını yemeklerinizden ve geleceğimiz olan çocuklarınızdan eksik etmeyin bol,bol tüketin. Bir Kızılderili atasözü derki dostlar; “Son Irmak kuruduğunda, son ağaç yokolduğunda, son Balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak”.. Nil Ünsal Zeytinyağı Panelisti/Yazar/ unsalnil@gmail.com.

stanbul'da iyi yemek ve eşsiz Boğaz manzasının buluşma noktası olan IZAKA, “Kalkan Balığı”na ev sahipliği yapıyor. CVK Park Bosphorus Hotel terasındaki Mutfağının en güzel ve zengin örnekleriyle misafirlerine lezzet şöleni yaşatan IZAKA; kalkan balığının en farklı lezzetlerine menüsünde yer verirken, deniz mahsulleri konusundaki uzmanlığını da bir kez daha gözler önüne seriyor.

The Midd, Mezze Mave, Hitode Sushibar ve IZAKA BarLounge olmak üzere, dört farklı mekanı tek çatı altında toplayan benzersiz konseptiyle IZAKA, İstanbul’da ‘iyi yemek ve iyi müzik’ denince akla gelen mekanların başındaki yerinin hakkını vererek, misafirlerine mevsimin en güzel ve taze lezzetlerini sunmaya devam ediyor. CVK Park Bosphorus Hotel'in muhteşem Boğaz manzarası sunan terasında hizmet vermeye başladığı günden bu yana, İstan-

bul’luların lezzet ve eğlence anlayışını kökten değiştiren IZAKA'da “Kalkan Haftası” yapacak. Kalkan balığının her damak tadına uyacak şekilde sunulacağı ‘kalkan balığı menüsünde yer alacak lezzetlerden bazıları; kalkan tandır, kalkan ızgara , kalkan buğulama ve kalkan tava olacak.

‘En İyi Başlangıç Yemekleri’ Ödülü

CVK Park Bosphorus’un CVK Park Bosphorus Hotel, kusursuz hizmet anlayışıyla olduğu kadar, otellerinde yer alan restoranlarıyla da ne kadar iddialı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Sektör profesyonellerinin buluştuğu 4. EDT Fuarında düzenlenen, Yarışmacıların Türkiye’de yetişen sebze, meyve, et ürünleri, deniz ürünlerini kullanarak başlangıç, ana yemek ve tatlı olarak üç yemek hazırladıkları ; Local Chef yarışmasında CVK Park Bosphorus Hotel, 4 kişilik takımıyla büyük Jur’nin “En İyi başlangıç Yemekleri” Ödülü’nü kazandı.


14

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA

Okan KARACAN

FAKİR VİOLET SERİSİ

mutfakları canlandırıyor...

Küçük ev aletleri sektörünün öncü markası Fakir Hausgeräte’den, iftar sofralarında harikalar yaratmak isteyenlere Violet Serisi…

okankaracan@lezzetgazetesi.com

LEZZET ve GASTRONOMİK HAYAT

S

evgili lezzet severler yeni bir sayı yeni bir heyecan ile gene sizler ile birlikteyiz.Beni yakından takip edenler iyi bilir geçen bir yıldan bu yana tam tamına 62 kg verdim 140 kg dan 78 kg ya düştüm bende epeyce değişiklikler oldu hem görsel hemde yeme içme alışkanlıklarım değişti artık lezzet ten çok sunumlara sofra adaplarına bakar oldum. Tabi burda sizinle buluşmamda ayrı bir etken gelelim bu ay sizinle paylaşıcaklarıma efendim malumunuz baba tarafından göçmen bir ailenin oğluyum batı Trakya İskeçeye kadar dayanan bir geçmişimiz var eee genler böyle olunca bazen kan çekiyor bizim yöreye ait lezzetlerede hayır diyemiyorum meşhur Deliorman kebapçısından bahsediyorum istanbulda güneşlide hizmet veren restoranda kebapçe ve kırnaçe öne çıkan lezzetler ama beni cezbeden sunum kardeşim o yöresel tabakları çatal bıçakları bardakları görseniz kendinizi köyde zannedersiniz o güzellikler ile dolu salaş ve kendinizi evde hisseder gibi acaba bu karmaşada böylesine yöresel sunumlara özlem mi var dersiniz. Bence var teknolojinin de hayatımıza girmesi ile birlikte aslına bakarsanız her şeyin makinası çıkmış durumda yumarta haşlama su ısıtma kahve çekirdeği çekme baharat öğütücü kıyma çekme doğrama tuz değirmeni pilli katı meyve sıkacağı ve daha niceleri ama ne olursa olsun bence özden ayrılmamak lazım mesela 11 aylık oğlum alican karacan ameyve püresi hazırlarken cam rende kullanıyoruz tavsiye ederim .

BAHARIN sonuna yaklaştığımız yazın ise başladığı bu günlerde , Pesto Italiano ile hem güneşe hem de fit bir menüye doyuyoruz. İstanbul’ da yeşilliklerin arasında Ormanadanın vazgeçilmez adresi Pesto İtaliano, hazırladığı lezzet dolu ve bir o kadar düşük kalorili menüsü ile hem midemize hem de gözlerimize hitap ediyor.. Güneşin güzel yüzünü göstermesiyle, hem enerjimiz hem de tatil planlarımız tüm hızıyla başladı. Kışın aldığımız kilolar ise başımıza dert oldu. Böylelikle, fazlalıklarını saklamak zorunda kalanlar beslenme düzenlerine “acil yaz alarmı” getirdi. Alıştığımız lezzetlerden çok uzaklaşmadan daha sağlıklı beslenmemiz hem kilo vermemize hem de fit bir görünüme kavuşmamıza yardımcı olacaktır. Son anlara bırakılan zorlu diyetler yerine, bugünlerde damak tadınızdan ödün vermeden yemek seçimlerinize dikkat etmek daha sağlıklı bir kilo kontrolünün garantisi..

KALORİSİ AZ LEZZETİ ÇOK PESTO FİT PİZZA!

İ

ftar sofralarında eşsiz lezzetlere imza atacağınız Fakir Violet Serisi, tasarımıyla da mutfakların hareketlendiği bu dönemde baharın canlılığını evlere getiriyor. Fakir Hausgeräte’nin kendine ait renk pantonesi olan “Violet Moru” nun kullanıldığı seri, birbirinden farklı altı üründen oluşuyor. Kadınların mutfaktaki en büyük yardımcısı Lucca Blender Seti, 1000 watt gücünde olup, ergonomik tasarımıyla çırpma, doğrama, karıştırma gibi pek çok işin üstesinden kolaylıkla geliyor. Paslanmaz çelik aparatları sayesinde soğan, havuç, çiğ et, fıstık gibi besinleri parçalamak için ideal doğrayıcı görevi görüyor. 900 ml ölçü kabıyla kadınlara kalabalık iftar sofraları için benzersiz lezzetler hazırlama imkanı veriyor. 4 farklı hız kademesi, turbo fonksiyonu, 2 adet paslanmaz çelik çırpma aparatı, 2 adet paslanmaz çelik yoğurma aparatı olan Sierra El Mikseri, aksesuar saklama kutu-

suyla satışa sunuluyor. Sahur ve iftar sofralarında mükemmel hamur işleri, tatlılar hazırlamanıza olanak veriyor. Trex Dual cam doğrayıcı 500 ml kapasitesi ve çıkarılabilen 2 adet paslanmaz çelik bıçağıyla sert cisimleri kolaylıkla doğramaya yarıyor. 2 hız ayarının yanı sıra emniyet sistemiyle pratik ve güvenli kullanım sağlıyor. İftar sonrası demli, kıvamlı ve mis kokulu çaylar demlemek isteyenlerin tercihi River Çay Makinesi, ayrıca sağlığına özen gösterenler için de bitki çayları demleme özelliğine sahip. River Çay Makinesi 1650 W gücünde, 1,75 Litre kapasiteli su ısıtıcısı ve 1,1 Litre kapasiteli çelik demli-

LEZZET KAŞİFLERİNE DUYURULUR

Gelelim gıda daki yatırımlara geçtiğimiz ay kısa adı GKM AŞ olan Gastro Kültürel Mekan işletmeciliği adında yeni bir şirket kurduk. İlk olarak “Tarihi Uzun Köprü Köftecisi “markasını satın aldık çok yakında beğeninize sunacağız. İnşallah bu konsepte de salaşlık ve alışıla gelmiş esnaf lokanta kültürü geçerli olacak bir diğer markamız ise ortağım, Dr. Ferhat Kayan’ın franchise olarak Antalya Lara da açtığı midyeli 13 mayısta merhaba dedik lezzet severlere, inanılmazda ilgi gördük restoranda sunuma destek vermesi açısından cam aksesuarlar için Paşabahçe yi tercih ettik benim boyumda cam şişeler mekana inanılmaz hava katıyor, hele hele içine konan ceviz, yer fıstığı gibi ürünler hem sağlıklı hemde inanılmaz dekoratif tavsiye ederim şık duruyor Gelelim bir sürprize Midyeli açılışı için Antalya da Topkapı Palas ta konaklarken, sevgili genel müdürümüz Uğur Yiğitin ev sahipliğinde bir de ne göreyim Züccaciyeciler Derneği ZÜCDER’in Antalya çalıştayının aynı otelde yapılıyor olması burada sizler ile paylaşmaya çalıştığım bir çok markanın patronları karşımda inanılmaz bir sabah kahvaltısı oldu. Fakir yön kurulu üyesi Necati Saruhan ve değerli yöneticileri Erdoğan Kalkan beyfendi ile hoş sohbetlerimiz oldu. Bu vesile ile Fakirin isminin nerden geldiğinide öğrenmiş oldum Türkçesi başka bir anlamı var ama Almancasnıda ayrı bir anlamı var meraklısına www. saruhan.com.tr yi ziyaret etmelerini tavsiye ederim . Değerli okurlar şimdiden hayırlı bereketli bir ramazan diler önümüzdeki sayı da buluşmak üzere sevgiler sunarım.

AZ KALORİ ÇOK LEZZET “PESTO FİT MENÜ”

Bosch Ev Aletleri ve D.REAM Akademi işbirliğihizmetinizde! ‘YAŞAM için teknoloji’ anlayışıyla, tüketicilerine mükemmel sonuçlar elde etmenin en kolay yolunu sunan Bosch Ev Aletleri; D.ream Akademi iş birliği ile yepyeni lezzetler arayan mutfak tutkunlarına, çeşitli amatör eğitimler verilecek. Bosch Ev Aletleri, Türkiye’deki yiyecek ve içecek sektörünün ihtiyacı olan uzmanlık ve deneyimi dünya standartlarında eğitim ve yenilikçi yaklaşımlar ile sağlamak üzere 2012 yılından bu yana hizmet veren ‘d.ream Akademi’ ile mutfak meraklılarının yüzünü güldürecek bir iş birliğine imza attı. ‘d.ream Akademi’, 4 yıldır devam eden ve her ay farklı içeriklerle hazırladığı amatör mutfak atölyeleri ile farklı dünya mutfaklarını, yeni tarifleri ve pişirme tekniklerini öğrenmek isteyenleri ağırlıyor. Türkiye’nin en iyi restoranlarında görev yapan yerli ve yabancı şeflerin de eğitimlerine konuk şef olarak katıldığı ‘d.ream Akademi’, başlangıç ve ileri seviyedeki mutfak tutkunları ve farklı konularda kendini geliştirmek isteyenlere hitap ediyor. Bosch Ev Aletleri’nin katkılarıyla düzenlenecek atölyelerde katılımcılar, Türk ve Dünya Mutfakları, Diyet Menüleri ve Sağlıklı Beslenme, Kahve, Pasta ve Çikolata Yapımı, Parti ve Davet Menüleri, Kişi ve Gruplara Özel Yemek Eğitimleri, Bar ve Miksoloji gibi başlıklar altında sunulan lezzetlerle tanışacak; birbirinden fonksiyonel ve yenilikçi Bosch ürünlerini kullanma fırsatını yakalayacaklar. Atölye çalışmaları hakkında detaylı bilgilere www.dreamakademi.com adresinden ulaşılabilecek.

ğiyle iki temel parçadan oluşuyor. Retro tasarımlı Goldie Su Isıtıcısı, 1.7 litre kapasitesi ve boyalı paslanmaz çelik gövdesiyle mutfakların olmazsa olmazı. Aşırı ısınma ve susuz kaynatmaya karşı güvenlik sistemi ve otomatik kapanma özelliğiyle güvenli kullanım sağlıyor. Valery Izgara & Tost Makinesi tost, sandviç ve ızgara yapılmaya uygun her türlü yiyeceği pişirmede kadınların mutfaktaki en büyük yardımcısı oluyor. 1800 watt gücü, ayarlanabilir ısı kontrol düğmesiyle, lezzetli tostlar ve ızgara çeşitleri yapabilmeye olanak tanıyor. Valery, 180° açılabilme özelliğinin yanında, kolay temizlenebilen paslanmaz çelik gövdesiyle kadınların işini kolaylaştırıyor.

GAGGENAU, EV MUTFAKLARINDA

Pesto İtaliona, kısa sürede Zekariyaköy Ormanadanın en iddialı İtalyan Restoranı oldu. İtalyan lezzetleri denince ilk akla gelen pizza ve makarnalara, kendilerine özgü pişirilme süreçleri ile lezzet ve farklılık katmayı başardı. Şimdi sıra sağlıklı yaşamı tercih edenlere geldi. Pesto İtaliano Kurucu ve işletmecisi Serkan Torun : ” Bize özel üç farklı odun ateşinde pişirilen ve kepekli yulaf ile hazırlanan pizza hamurunu, özel keçi peyniri ve seçeceğiniz zengin sebzeler ile zenginleştirecek ve pişman olmadan yiyeceksiniz” diyor. Torun ; aynı zamanda kendi pizzanızı kendinizin de açık fırında pişirebileceğinizi hem de eğlenceli bir tecribe yaşayabileceğinizi belirtiyor. Spor yapanlar ise harşlanmış tavuk ve et ile hazırlanan seçeneklerini denemelisiniz! Yanında ise size özel hazırlanan, içeriği bizde saklıdetox içeceğinizi istemeyi de unutmayın..

MİCHELİN YILDIZLI ŞEFLERİN TERCİHİ

‘SOUS VİDE PİŞİRME’ Fontignac Ürünleri Arçelik Mağazalarında İMKANI SUNUYOR BUHARLI pişirme teknolojisi ve sağlıklı yiyecek hazırlamada öncü olan Gaggenau, yeni 400 serisi vakum çekmecesini tüketicilerin beğenisine sunuyor. 400 serisi buharlı fırınlar ile kombinasyon halinde, iki ürün de Sous Vide yöntemi ile yemek pişirilebilecek mükemmel koşulları oluşturuyor. İki cihaz da, profesyonel cihazlardan esinlenilerek tutkulu aşçılara ilham veren ve Haute-Cuisine seviyesinde yemeklerin hazırlanabilmesine imkân sağlayan ev mutfakları cihazlarının ne kadar gelişmiş olduklarını gösteriyor. Üstün kaliteli ev aletleri üreticisi Gaggenau, “Made in Germany” teknolojisi ve tasarımı ile inovasyonda liderliğini sürdürüyor. Yeni 400 serisi kulpsuz vakum çekmecesi, Sous Vide pişirme yönteminde gerektiği gibi, gıdaların hızlı ve kolay bir şekilde vakumlanmasına izin veriyor. Bu yöntemle malzemeler, oksijeni emilerek vakumlanıyor. Yemekler, 50 ila 95 derece arasında sürekli aynı seviyede kalan düşük bir sıcaklıkta "vakum altında" pişiriliyor. Bu şekilde, gıdaların besleyici maddeleri, vitaminleri, mineralleri ve doğal aromaları zarar görmüyor ve eşsiz bir doku elde ediliyor. Vakumlanmış gıdaların uzun süre saklanabilmesi, diğer bir avantajı oluşturuyor. Vakum çekmecesi, sezgisel dokunmatik kontrol teknolojisi yardımıyla üç kademede kontrol ediliyor. Bu teknoloji sayesinde, vakum poşetinin özelliğine göre, oksijenin vakumlanması, süre ve sıcaklık ayarlanabiliyor. 400 serisi buharlı fırınlar ayrıca, dünyada bir ilk olan tam otomatik temizleme sistemine de sahip. Buharlı fırının tavannına kolayca yerleştirilebilen bir temizleme kartuşu sayesinde, fırının içi her kullanımdan sonra, dört saat içinde suyla hijyenik ve pırıl pırıl olacak şekilde yıkanıyor. 400 serisi buharlı fırınlar ve vakum çekmeceleri, sorunsuz bir şekilde birlikte çalışmak suretiyle, otantik ve profesyonel yemek pişirme sonuçlarının elde edilebilmesine olanak tanıyor.

ARÇELIK, sağlıklı ve lezzetli yemekler için kaliteli ürünler üreten Fontignac markalı ürünleri mağazalarında tüketicilerle buluşturacak. Türkiye’de Arçelik tarafından satışa sunulacak olan Fontignac’ın ürün gamında döküm demir, dövme alüminyum ve paslanmaz çelik pişirme kaplarının yanı sıra çeşitli mutfak aksesuarları ve bıçakları yer alıyor. Lezzetli ve sağlıklı yemekler pişirmek isteyenlerin tercihi olan Fontignac, Türkiye pazarına Arçelik mağazalarıyla giriyor. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de profesyonel mutfak şeflerinin yanı sıra evlerde de kullanılan Fontignac’ın ürün portföyünde döküm demir, dövme alüminyum ve paslanmaz çelik pişirme kaplarının yanı sıra çeşitli mutfak aksesuarları ve bıçaklar da var. Fransız gastronomi geleneğini yansıtan ve yıllara dayanan uzmanlık sayesinde en sevilen marka olan Fontignac ürünleri 3 Michelin yıldızlı, dünyaca ünlü şef Paul Bocuse tarafından öneriliyor. Fontignac’ın ürün gamındaki alüminyum, demir dökme, paslanmaz çelik, teflon ve seramik tencere ile tavalarda yemekler kendi suyu ve buharında piştiği için daha lezzetli oluyor ve daha uzun süre sıcak olarak kalıyor. Özellikli tabanları ve ısıyı eşit dağıtımı sayesinde indüksiyon ocaklar dahil her ocakta uyumlu bir şekilde kullanılabilirken, katmanlı iç kaplaması sayesinde ürünler daha uzun ömürlü hale geliyor. Ayrıca yapışmaz ve sağlıklı yüzeyi ile yemekler en kolay şekilde hazırlanabiliyor, kolaylıkla temizleniyor. Ürünler şıklığıyla da göz dolduruyor. Seramik ve paslanmaz çelik bıçaklar olmak üzere geniş bir ürün yelpazesi bulunan Fontignac, ergonomik sapları sayesinde profesyonel bir şef gibi kullanım imkanı sağlıyor. Ürünlere tekli ve set olarak ulaşılabiliyor.


15

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet günlüğü

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

BASINDA GÜVEN

İstanbul Marriott Hotel Şişli

TANIDIK TARİFLER VE SIRADIŞI LEZZETLER

MALATYA MUTFAĞI GRAND HYATT İSTANBUL’da

LEZZET TUTKUNLARIYLA BULUŞTU

The Dish Room Restaurant

G

eçtiğimiz hafta, yeni konsepti basın ve davetlilere tanıtılan İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin keyifli restoranı The Dish Room, geceye katılan konuklardan hem lezzet hem de ambiyans açısından tam not aldı. Flapper Swing orkestrasının caz dinletisi, şeflerin a la minute şovları eşliğinde gerçekleşen açılış partisinde, yeni menüden lezzetler misafirlerin beğenisine sunuldu. Otelin, Diageo World Class Bartender yarışmasının ödüllü barmenleri efsane kokteyllerle misafirleri büyüledi. The Dish Room Grill adıyla hizmet verecek olan restoranın menüsü hakiki lezzetlerin izini sürenler için tamamen yenilendi. Izgara ağırlıklı et ve deniz ürünlerinin birbirinden enfes gastronomik yorumlar ve şeflerin eğlenceli ve öğretici şovları eşliğinde servis edildiği yeni menüde, otelin deneyimli someliyesi tarafından önerilen şarap ve et eşleşmeleri de damaklardaki lezzet keşfinde, yeni ufuklar açıyor. Executive Sous Şefi Özgür Üstün tarafından oluşturulan ızgara ağırlıklı menüde ülkemizin zengin

gastro coğrafyasının en özel örnekleri, farklı kültürlerin öne çıkan lezzetleriyle bir arada sunuluyor. Ana yemeklerde yer alan ızgara kırmızı et seçenekleri pişirme öncesi 28 gün tereyağında ıslak ya da kuru olarak dinlendirildikten sonra misafirin yanında a la minute pişirme tekniği ile servis ediliyor. Başlangıç seçeneklerinde enginarlı risotto ile birlikte sunulan çıtır ördek tapas ve ızgara ahtapot, çorbalarda mısır ekmeği ile sunulan Kansas et çorbası, salatalarda ise parmesan tekerleği içinde yine misafirin yanında orijinal bir şovla hazırlanan sezar salatası dikkat çekerken, The Dish Room Grill’in deneyimli someliyesi tercih edilen yemeğe ve damak tadınıza uygun olarak şarap eşlemenizi yapmanıza yardımcı oluyor.

Ev yapımı tiramisu, manda kaymağı ile birlikte sunulan kırmızı şarapta poşe edilmiş ayva tatlısı ve taze orman meyveleri ile servis edilen ve nefes kesen gösterişli sunumuyla adeta bir sanat eserine dönüşen çikolata topu ise yemeği sonlandırırken şeflerden size özel bir mutluluk reçetesi gibi. Öğle ve akşam için menünün iki farklı versiyonunun sunulduğu The Dish Room Grill’de, ayrıca pizza, makarna, burger ya da sandviç severler için bu tanıdık lezzetlerle eşleşen farklı gurme soslar ve garnitür seçenekleri de yer alıyor. The Dish Room Grill, İstanbul Marriott Hotel Şişli’de tanıdık tariflerin yanı sıra sıradışı lezzetlerle de tanışmak isteyen misafirlerini bekliyor.

G

rand Hyatt Istanbul, geçtiğimiz hafta Malatya yöresine ait özel lezzetleri, Malatya’dan gelen şeflerin ve Grand Hyatt Executive şefi Fabio Brambilla’nın yorumuyla gastronomi tutkunlarının beğenisine sundu. Malatya mutfağında yer alan kağıt kebabı, aya köfteli kulak çorbası, etli killor, kiraz yaprağında ekşili köfte, kayısılı bademli pilav, geleli kebabı, analı kızlı köfte, kayısı tatlısı, arapgir un helvası, cevizli yassı kadayıf ve sürpriz yemeklerin gizemli şehri olarak anılan Malatya lezzetleri 3 gün boyunca misafirlerin beğenisine sunuldu. 11 Mayıs Çarşamba günü Malatya Valisi Süley-

man Kamçı ve Malatya İl Basın Halkla İlişkiler Müdürü İbrahim H. Kılıç ve birçok davetlinin katılımıyla gerçekleşen tadımda Hacı Ahmet Malatya Sofrası sahibi Ahmet Usta’nın yöresel dokunuşları ve Executive Sous şef’ Murat Dağlıoğlu’nun yorumuyla sunulan Malatya yemeklerini gastronomi tutkunları deneyimledi.


16

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA

Dr.Dt. İlker ARSLAN

Lezzet İmparatorluğu

DARICA'DA

ilkerarslan@lezzetgazetesi.com

RAMAZAN BAYRAMINDA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI BAKIMINDAN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

R

amazan ayında tutulan oruçla yaklaşık 16 saat boyunca aç kalınması nedeniyle bakteriler için ağızda rahat ortam oluştuğu, bu durumun özen gösterilmemesi halinde diş hastalıklarına neden olabileceği konusunda sizleri bilgilendirmek isteriz. Yeterli özen gösterilmemesi durumunda mikroorganizmaların sadece ağız ve diş rahatsızlığıyla kalmayıp yol açacakları enfeksiyonla birçok hastalığa neden olabileceğini dile getirebiliriz. Bu yüzden ağız bakımı temizliği küçük yaşlardan itibaren büyük önem taşır. Diş çürükleri ve diş eti iltihapları ağız kokusunun önemli nedenlerindendir. Ağız içinde var olan eskimiş köprü ve protezler, zamanla gıda birikmesine yol açacağından kötü kokulara neden olabilir. Şunu da bilmemiz gerekir ki ağız kokusu, yalnızca dental kaynaklı olmayabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonları veya mide rahatsızlıkları sonucunda da ağız kokusu meydana gelebilir. Sinüzit gibi hava yolu rahatsızlıkları ve burun tıkanmasına neden olan diğer durumlar, özellikle geceleri ağızdan nefes almamıza neden olur. Oruç tutarken dişler fırçalanabilir mi? Oruçluyken diş fırçalamanın aslında hiçbir mahsuru olmadığı, din adamları tarafından da defalarca tekrarlanan bir konudur. Ağız ve diş temizliğinin diş fırçası ve diş macunu kullanılarak yapılması da oruca zarar vermez, üstelik aksatılmaması gereken yerinde bir davranış da olur. Ağız ve diş temizliğini gündüz yapmamayı tercih edenler, bunu mutlaka sahurdan sonra yapmış olmalıdır. Macunun kaçması sonucu orucunun bozulacağından endişe edenler, dişini süpürge görevi üstlenecek macunsuz fırçayla temizleyebilir. Ayrıca ağzınızı gün içerisinde bir kaç defa çalkalayabilirsiniz. Ramazanda çürük oluşumu artar mı? Genellikle sahurdan sonra hemen yatıldığı için ağız içinde temizlenmeyen plaklar daha çok bakteri üretebilir. Bu dönemde dikkat edilmezse, diş çürükleri de ağız kokusu ile birlikte artabilir. Yemeklerden sonraki 30-40 dakika oldukça önemlidir. Bu süre içerisinde bakteriler dişlerde çürüme yapmaya başlar. Oruçlu olduğumuz gün içinde yeme-içme fonksiyonlarımız azaldığı için , tükürük bezlerinin ürettiği salgı ve tükürüğün yıkama kapasitesi azalır. Bu da bakterilerin üremesi ve diş çürüğünün oluşması için yeterli bir sebeptir. Ramazan ayında diğer aylara oranla tatlı çeşitleri daha çok tüketildiği ve akşam saatlerinde daha çok atıştırıldığı için bakterilerin artması ve dolayısıyla çürüklerin oluşması hızlanmaktadır. Çok sıcak ve soğuk yemeklerin hızlı bir şekilde yenmesi, dişlere ve diş etlerine zarar vereceği için bu konuya da dikkat edilmelidir. Ramazanda diş tedavisi yaptırmak mümkün mü? Diş tedavisi sırasında kullanılan anestezi malzemesinin, herhangi bir doyurucu özelliği bulunmadığından, kanal ve dolgu tedavisi işlemlerini rahatlıkla yaptırabilirsiniz. Fakat diş çekimi yapıldıktan sonra kan ve tükürük yutulmadan kanamanın durdurulması gerekmektedi. Kanın yutulması durumunda orucun bozulduğu din adamları tarafından belirtilmektedir. Ramazanda ağız ve diş bakımı nasıl yapılmalıdır? İftardan ve sahurdan sonra dişlerinizi daha özenle fırçalamanız gerekir. Ramazan boyunca dil altı ve diş eti bölgelerinin iyice temizlenmesini, antiseptik gargaraların kullanılmasını özellikle öneriyoruz. Ayrıca diş ipi kullanılması ve dilin de fırçalanması önemlidir. Herhangi bir gargara temin edememe durumunda tuzlu su ile gargara yapılabilinir. Sigara kullanan hastalarımız için dikkat edilmesi gereken ise sigara içmek ağız kuruluğuna neden olduğundan ağız kokusuna sebep olur. Bu açıdan iftardan sonra özellikle sigara içenler mutlaka ağız bakımı yapmalıdır. İftardan Ve Sahurdan Sonra Dişlerinizi Mutlaka Fırçalayın Sağlıklı ve sorunsuz bir Ramazan ay’ ı geçirmek istiyorsanız, oruç tutmaya başlamadan önce diş doktorunuzdan randevu almayı ihmal etmeyin. Bol gülümsemeli bir Bayram dileriz…

T

ürkiye’de 1996’dan bu yana Çelebi Holding güvencesi ile faaliyet gösteren, PİZZA DÜNYASI'nın Lezzet İmparatorluğu Little Caesars, başta nefis kenar olmak üzere pizza sektöründeki pek çok yeniliğin mucidi olan ve ülkenin bir çok noktasında tüketiciyle buluşmakta ve büyüme hamlesine yurt genelinde, yenilenen şubeler ile yeni şube açılışlarıyla devam ediyor ! ABD Michigan’da 1959’da Mike ve Marion Ilitch tarafından kurulan, bugün dünya üzerinde 19 ülkede, 6 binin üzerinde restoran sayısına ulaşan Little Caesars, ülkemizde son iki yıldır başarılı bir büyüme gösteriyor. İstanbul'da ve Yurt genelinde açılan şubeler ve yeni sahipleriyle yenilenerek dinamizme kavuşan şubelere, bir örnek'de DARICA ilçesinden geldi. Türkiye'de 2015 yılında bir önceki yıla oranla satış alanında yüzde 32’lik büyüme yakalayan ve tüm dünyadaki Little Caesars’lar arasında en çok satış yapan 5 ülkeden biri olan kuruluş; Yakaladığı başarıyı ve büyümeyi, satış ve şubeleşme alanında bu yıl da devam ettirmeyi hedefliyor. Hızla büyüyen bir pizza zinciri ailesine katılmak isteyen franchiseeleri oldukça titiz bir çalışma ile seçtiklerini anlatan Genel Müdür Banu Arıduru, “Little Caesars’ın franchisee’leri profesyonel hayattan gelen veya kurumda müdürlük yaptıktan sonra kariyerine kendi işinin sahibi olarak devam eden kişilerden olu-

HİZMETLERİNİ SÜRDÜRÜYOR

şuyor. Kişiler eğer aileleriyle bu işe başlıyorlarsa başarıları daha da artıyor. Little Caesars ailesine yatırım yaparak katılmak isteyen kişiler sıklıkla markanın lezzetine gönül veren, global bir markanın gücüne inanan, eğitimli, kentli genç yetişkinler ve onların ailelerinden oluşuyor. Üniversiteli gençlerimize hem markamız bünyesinde kariyer fırsatları sunmayı hem de kârlı yatırımcılarımız arasında yer vermeyi diliyoruz” dedi.Türkiye'de yakaladıkları başarı konusunda Gn.Md. Banu Arıduru'nun bu tesbitini doğrulayan, bir haberi okurlarımızla paylaşmak istiyoruz. Little Caesars'ın Franchise işletmelerinden biri olan Darıca Şubesinin yeni sahibi, işletmeci ve yöneticisi Tamer Bulansoy, yıllarını bu alandaki çalışmalara profesyonel olarak vermiş bir girişimci. Geçtiğimiz ay yaptığı açılışına katıldığımız Little Caesars Darıca'da bizlere hem nefis pizzalarından örnekler tattırdı, hem de sorularımızı cevaplandırdı. Tamer bey, önce bize kendinizi tanıtın ve profesyonel olarak yaptığınız çalışmaları anlatın. 1973 yılında İstanbul

Üsküdar'da doğdum, orta öğrenimimi İstanbul'da tamamladıktan sonra, İzmir dokuz eylül üniversitesi turizm otelcilik bölümünü bitirdim. Bodrum'da Azka Hotel , Aden Hotel ve Sea Garden Bodrum otellerinde 2 yıl kadar çalıştım. Askerlik görevim sonrası, 1997 aralık ayında bünyelerine katıldığım Tab Gıda kuruluşunun Burger Kıng İşletmeleri yönetiminde asistan müdür olarak başladığım profesyonel çalışma hayatımı, 2012 mayıs ayına kadar restoran müdürü ve bölge müdürü pozisyonlarında devam ettirdim. Eylül 2012 - Mart 2016 arası Tuzla Burger Kıng Restoranında Franchıse İşletme Müdürü olarak görev yaptım. Kendi işetmenizi kurma fikri nasıl gelişti ve bu konuda size kim destek oldu ? Hayatın akışı içinde, kendim gibi yabancı bir Cafe Zincirinde Yönetici olarak uzun yıllardır çalışan eşim ile, bu arada kızımızın büyümüş olmasından da istifade ederek ve birbirimizden destek alarak; 1 Nisan 2016 itibariyle artık bilgi ve tec-

rübelerimi kendi işimi geliştirme amacıyla kullanmaya karar verdim. Profesyonel iş yaşamımda yaptığım BURGER işini, özel iş yaşamımda da yapmanın rekabet açısından etik olmayacağını düşünerek: Türkiye'deki lider pizza markalarından Little Caesars Pizza Darıca şubesini franchıse işletme sahibi olarak devir aldım. İstanbul'un bu şirin ve yoğun sahil ilçesinde, mağazamızı yeniden dizayn ederek hizmete soktuk. Bu ilçede rakip kuruluşlarda var. İlçenin yerlilerini, gelip geçen yerli ve yabancı turistlere nasıl bir hizmet planlıyorsunuz ? Franchise sahibi olduğumuz kuruluşun yönetiminden büyük destek alıyoruz, reklamlarından, eğitimlerinden, yenilikçi yaklaşımlarından yararlanıyoruz. yıllarca profesyonel olarak yaptığım insan ilişkilerindeki tebrübemi çevre halkı, esnafı ve diğer tesis yöneticileriyle geliştiriyorum. Mekanım büyük, nişan, doğum günü gibi toplantılara ev sahipliği yapıyor, yerel etkinliklerde markamızı tanıtıyorum. En büyük hedefimiz: Paket ve restoran servisinde misafir memnuniyetini ve markanın Darıca'daki gelişimini en üst seviyeye çıkararak pizzalarımızın lezzetini ve kalitesini bölgemizdeki herkese tattırmaktır. Markamızın en son ürettiği Türkiye’nin ilk ve tek cheddar soslu Kavurmalı pizzası ile Pestolu Fit pizzası ile RAMAZAN'da servisimizle evlerde iftar sofralarının yıldızı olacağız. Mağazamızda yemek için ise şimdiden İftar için yer ayırtan gruplarımız var.

FLORYA SAHİLİNDE YENİ LEZZET DURAĞINIZ

CROWNE PLAZA İSTANBUL - FLORYA

U

luslararası otel zinciri Intercontinental Hotels Group’a bağlı Crowne Plaza Hotel zincirinin son halkası, İstanbul Florya’da kısa bir süre önce misafirlerine kapılarını açtı. Crowne Plaza İstanbul Florya şehrin göz kamaştırıcı deniz kıyısında konumlanırken, misafirlerine muhteşem bir manzara eşliğinde konaklama ve lezzetli ayrıcalıklar sunuyor. Profesyonel bir yönetim kadrosuna emanet edilen Crowne Plaza İstanbul - Florya,'nın genel müdürlüğünü turizm sektörünün deneyimli ismi İlker Yörükoğlu yürütüyor. Yörükoğlu, tesisle ilgili olarak gazetemize yaptığı açıklamada; “İstanbul’un göz kamaştırıcı deniz kıyısında konumlanan bu muhteşem otelin yönetiminde olmaktan büyük heyecan ve gurur duyuyoruz. Crowne Plaza İstanbul – Florya’nın konumu itibari ile gerek konaklama, gerek etkinlik, gerekse de yeme-içme mekanı olarak çok farklı ihtiyaçları karşılayabiliyor. Birbirine bağlı 4 ayrı blokta, tamamı balkonlu toplam 306 odası olan Crowne Plaza İstanbul-Florya, zengin açık büfesi ile kahvaltı, brunch ve grup yemekleri için dünya mutfağından lezzetler sunan Salamina Restaurantı

ve tüm Lezzetseverler ile konuklarımızın Akdeniz mutfağının seçkin lezzetlerini tadabileceği şık ve modern tasarımlı La Brise A’la Carte Restaurant, İstanbul'un Florya Sahili’ndeki yeni lezzet duraklarıdır." dedi. Crowne Plaza İstanbul – Florya satış ve pazarlama yönetimini üstlenen Melda Çetiner ise konaklamadaki konforun, etkinliklerdeki başarının ve yeme-içme de sundukları kalitenin arkasında güçlü bir ekip sinerjisinin olduğuna dikkat çekti. Ayrıca, önümüzdeki günlerde otel içindeki mekanların bölgede popülerliğini arttıracak oldukça cazip planlarının olduğunu da sözlerine ekledi. Hem Business, hem de Resort yapısıyla çok özel bir tesis olan Hotel'in Restaurantları yani lezzet durakları olan, Salamina ve La Brise'nin mutfağı, başarılı Executive Chef Murat Kalkandelen imzası taşıyor. Kalkandelen, her iki restorantın mutfağının da zengin menü seçeneklerinin yaratıcısı. Özellikle Akdeniz esintilerine hakim La Brise’deki a’la carte menü seçenekleri yepyeni ve farklı alternatif lezzetler sunuyor.

DENİZ LEZZETLERİ MUTFAĞINDAN ÖZEL BİR TARİF Limon Suyu, Kapari ve Domates Üçlüsü ile Kuşkonmaz Yatağında Izgara Levrek Tarifi 4 Kişilik ■ 12 adet kuşkonmaz ■ 1 diş sarımsak ■ 1 çay bardağı zeytinyağı ■ 1 adet limon ■ Taze kekik ■ 4x170 gr deniz levreği ■ 2 çorba kaşığı limon suyu ■ 40 gr tereyağı Exec.Chef ■ 2 çay kaşığı kapari çiçeği ■ 6 adet kiraz domates Murat Kalender’ ■ Tuz ve karabiber YAPILIŞI: 1. Kuşkonmazlar soyularak kaynar suda 3-4 dk kaynatılarak buzlu suya atılır. Buzlu su renk kaybını önleyecektir. 2. Levreklerin ızgarada her iki tarafı da pişirilir. 3. Ayrı bir tavada, haşlanmış olan kuşkonmaz, sarımsak, kapari ve ikiye bölünmüş domates ilave edilir. Sosa 2 çorba kaşığı limon suyu ve tereyağı ilave edilerek yoğunluğu sağlanır. Tuz ve karabiber ile tatlandırılır. 4. Servis edilecek tabağa çapraz olarak önce 3 adet kuşkonmaz konur. Daha sonra levrek kuşkonmazların üzerine alınarak üzerine sos ilave edilir. Limon, zeytinyağı ve taze kekik ile tamamlanarak servise sunulur.

TURCOMONEY’ in ‘Türkiye’ye Değer Katanlar’ ÖDÜL Dağıtım ve GALA Yemeği de CROWN PLAZA İstanbulFlorya’ yapılacak. Türkiyenin dünyaca tanınmış, yerli ve milli tek EKONOMİ Dergisi, aralarında gazetemiz yayın yönetmeni ve TÜRKİYE LEZZET HAREKETİ Gn.Bşk. M.Vasfi PAKMAN’ında bulunduğu “Büyük Juri” tarafından belirlenen; “Türkiye’ye Değer Katan” Bürokrat, İş Adamı, Bilim Adamı, Sanayici, Sanatçı ve Sporcuların ödüllerini muhteşem bir gala yemeği ile Crown Plaza İstanbul-Florya’da takdim edecek. Hükümetimiz Bakan ve Bürokratları ile, ünlü STK Başkanlarının, İş, Sanat, Spor ve Basın Camiasından tanınmış kişilerin de katılacağı etkinliğin dünya çapında dikkat çekeceğine inanılıyor !


Project1

Lezzet rehberi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

Mücevher zerafetini, E QURABİY Patisseri lezzetiyle sunuyor

25 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA

17

LERİ DENİZ ÜRÜNÜ SOKAK LEZZET I OLDU ! 7.RESTORAN HAFTASININ YILDIZLAR

TLH Yönetim Kurulu Üyesi, Gourmet Chef Haldun Z. Tüzel okurlarımız için izledi ve yazdı.

M

ücevher zarafetini pasta ustalığı ile buluşturan Qurabiye, kurucusu Simay Kamer Uras’ın tecrübelerini lezzetlerine işlemesiyle hayat buluyor. Kimi zaman zarif bir kadın boynunu süsleyen inciler ya da ışıl ışıl parlayan bir tektaş yüzük, onun hayallerinden süzülüp cupcake, ekler ve pastalarda buluşuyor. Mahmut Anlar imzası taşıyan ışıl ışıl ve renkli dekorasyonuyla kutlama ve davetlerinize unutulmaz lezzetleri ile ev sahipliği yapan Qurabiye, en tatlı hayallerinizi de lezzetleriyle anlatmaya kararlı. Günlük, taptaze pastalardan çikolatalara, tasarım kurabiyelerden meyve bahçelerini andıran Cheesecake’lere, Qurabiye lezzetleri ile dünya pasta trendlerinin Boğaziçindeki yeni adresi oldu. Sevdiklerimize en iyisini sunduğumuz ikramlıklarımız, yeni bir yaşama kucak açarken seçtiğimiz düğün pastamız, evlilik yıldönümümüz, yaş günü kutlamalarımız, doğumlarımız, çocuğumuzun özel günleri hep en özelini hak ediyor. Bu yüzden hep farklı olsun istiyoruz. Oysa tüm bu güzellikleri, farklılığı yaşamak için ille de özel bir gün olması gerekmiyor. “Nefes aldığımız her gün bizim için özel. İşte Qurabiye’nin farkı burada; pastadan cupcake’e, kurabiyeden çikolataya kadar her bir ürününe özel anlamlar yükleyerek tüm anları lezzet ve sunumuyla taçlandırmak”

felsefesi ile yola çıkan, LİD Başkan Yrd. Ahmet Uras'ın eşi Simay Kamer Uras’ın hayali herkesin, her gününü özel kılmak. Kokusu üstünde günlük pastaları, muhteşem görselliğin sarmaladığı choux ve makaronlar, her biri misafirlerinin hayallerinden ilham alan özel yapım pasta ve kurabiyeler birbirinden lezzetli alternatifleri ile Simay Kamer Uras’ın dünya pastane trendlerini misafirlerinin istekleri ile buluşturduğu Qurabiye Patisserie menüsünün alametifarikası “Çilekli Sarışın”, çıtır çıtır milföyü arasında hafif kreması ve taptaze çilek lezzetiyle hem akılldarda hem da-

maklarda iz bırakacak, denemeden geçilemeyecek patisserie lezzetleri de yine Qurabiye’de. Lezzetli makaronlar, mücevherlerle donatılmış ekler ve choux çeşitleri, meyve bahçelerini andıran taptaze Cheesecake ve pastalar sunan Qurabiye Patisserie, sipariş üzerine özel tasarımlı pasta, cupcake, ve kurabiyelerle de özel günlerinizi daha da mutlu kılıyor. Glutensiz “Egzotik” ve “Balyemiş” ise mekanın en favori ve denenmesi gereken tatlıları arasında yer alıyor. “Qurabiye Boutique”le hayal edin pasta olsun Sadece sizin için sizinle birlikte tasarlanan düğün pastaları gibi çok özel lezzetlerin yanı sıra davetleriniz için unutulmaz tatlı ve tuzlu lezzetler hazırlayan “Qurabiye Catering” lezzetleri damaklarda iz bırakacak, yaşamınıza bir gün değil her gün lezzet katacak. Ayrıca; Özel organizasyonlarınızı da “Qurabiye Event”e emanet edebilirsiniz. Qurabiye Patisserie, boutique, event ve catering’in vazgeçemeyeceğiniz hizmet ve lezzetlerini keşfetmek için Qurabiye’ye uğramayı unutmayın.

DİMES, 2016 YILINDA 10 BİN ÇOCUĞU

Geri dönüşüm iyi niyet elçisi yapmayı hedefliyor

2

016 yılı başında sürdürülebilirlik alanında tüketici odaklı çalışmalarına hız veren DİMES, bu kapsamda Tetra Pak tarafından 12 yıldır gerçekleştirilen ‘Küçük Şeyler Doğayı Yeniler’ projesine desteğini yeniledi. ‘Dönüşüm Doğamızda’ konsepti kapsamında tüketicileri arasında atıklarını ayrı biriktirme, boş karton ambalajı geri dönüşüm kutusuna atma davranışını yaygınlaştırmayı hedefleyen DİMES, eğitimlerle 2016’da 10 bin ilkokul öğrencisine ulaşacak. İnsana ve sağlığa verdiği değeri, “soframıza koymayacağımız meyveyi işlemeyiz, çocuğumuza içirmeyeceğimiz meyve suyunu üretmeyiz” ilkesiyle somutlaştıran, Türkiye’nin lider meyve suyu markalarından DİMES, ilköğretim çağındaki çocuklara geri dönüşüm ve çevre bilinci aşılamayı hedefleyen ‘Küçük Şeyler Doğayı Yeniler’ projesine desteğini sürdürüyor. DİMES Pazarlama Müdürü Duygu Süleymanoğlu: “Küçük tercihlerle büyük değerler ortaya koymak mümkün” “Kuruluş öykümüzden de gelen, insan ve doğa için değer üret-

tüm ziyaretçilerin gözdesiydi. İsmi sanki bir Alman'ı andıran Şef Chiristina Boverman ise İtalyan sokak lezzetlerinin başındaydı. İtalya da kendi restoranının şefliğini yapan Chıristina, bizce sokak lezzetleri içinde en cazibeli mönüyü hazırlamıştı, Izgara sebzeler, İtalyan Senapata Hardalı ve Mayonez ile Sığır Dili Pastırması, Domates Soslu Köfte Crescuuta Fritta ile ve Limon kreması ile doldurulmuş Beignets.. Bu penbe saçlı çılgın kadın şef bana bizim meşhur pasta ustalarımızdan Duygu Tuğcu'yu anımsatmadı desem yalan olur. Ama bizim Duygu şefliğinin

me tutkumuzla, sürdürülebilirlik odaklı bir markayız. Geri dönüşümle doğal kaynakların korunması konusu bizim için öncelikli. Destek verdiğimiz üreticilerden, sağlıklı ürünlerimizi tercih eden tüketicilerimize, doğadan insana uzanan bir sürdürülebilirlik değer zinciri ortaya koyuyo-

ruz. Çevre sürdürülebilirliği alanında daha fazla değer üretmek için, tüketiciler başta olmak üzere, bu değer zincirindeki tüm paydaşlarımızla el ele veriyoruz. Atıklarını ayrı biriktiren, boş karton ambalajı geri dönüşüm kutusuna atan her bir tüketici, doğal kaynakların korunmasına katkı yapıyor. Geri dönüşüm bilincinin toplumda yaygınlaşması bu açıdan önemli. Biz, geri dönüşüm konusunda bilgilenen çocukları, mükemmel birer iyi niyet elçisi olarak görüyoruz. Eğitimden çıkan miniklerin heyecan ve sevinçlerini, öğrendiklerini bir an önce ailelerine- arkadaşlarına anlatma telaşlarını görmek, bizi hem çok gururlandırıyor hem de geleceğe dair umudumuzu artırıyor.” dedi

MASKOT

osova Prizren’den Türkiye’ye gelenler ve torunları, Göktürk’te düzenlenen Geleneksel Fliya Fest’te buluştu. Kosova kültüründe önemli bir yer tutan ve 4 saatte pişen lezzetlerinden “fliya”nın pişirilip dağıtıldığı festival, renkli karelere sahne oldu. Fliya hamuruyla sevgi, dostluk, birlik ve beraberlik tohumlarının serpildiği bu güzel güne Rumelili ünlü halk müziği sanatçısı, Kosovalıların “Arif Aga”sı Arif Şentürk, Rüstem Avcı ve Aluş Nuş gibi önemli isimler de katıldı. Kosova göçmenlerinin her yıl Mayıs ayında bir araya geldiği bu geleneksel kültürel etkinlik, halaylar, oyunlar ve türkülerle eğlenceli anlara sahne oldu. Fliya’nın pişirilmesinde kullanılacak odunlar atın sırtında törenle temsili Kosova Köprüsü üzerinden festival alanına getirildi. Kosovalı bayanların sıra ile tek tek katlarını döktükleri friya Kosovalı erkekler tarafından hazırlanan ateşin üzerinde pişirildi.

“KOSOVALILARI BİR ARAYA GETİRİYORUZ” Festival ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Kosova Prizrenliler Derneği Başkanı Gülen Aksu Türker, “Fliya Kosova ve Arnavut kültürü için son derece önemli bir lezzet. Bir nevi bizim alametifarikamız. Şu an gerçekleştirmekten mutluluk duyduğumuz Fliya Fest ise, her yıl Kosovalı kardeşleri bir araya getiriyor’ dedi.

FLİYA NEDİR, NASIL YAPILIR?

rın dikkatini çekiyor. Dünya standartlarındaki kalite anlayışıyla tüketicilerine en yüksek standartları sunan Hayat Su, Maskot

ürünüyle çocuklarda su tüketimini teşvik ediyor ve çocuklarına su içirmek isteyen annelerin ise en büyük yardımcısı oluyor.

yanında aynı zamanda bir manken. Çağdaş bir şef, sanatçı ve kadın.. Bizden bazı lezzetler de ayrıca kenarlara serpiştirilmişti. Halka Tatlısı, Şam Tatlı, Zerde. Halka (KT) tatlısını severim, hemen hemen bütün dünyada bütün sokaklarda lezzet olarak boy gösterir. Fazla özen de gerektirmiyen naif ama çok lezzetli bir tatlıdır, Şam Tatlı nedense adını değiştirdi Şam Bali diye ( i ) harfi ile yazılan münasebetsiz bir isim aldı ve sokak lezzetleri arasında önemlibir yeri olmasına rağmen önemsiz, özensiz ve lezzetsiz bir halde sunulmaktaydı. Zerdeye gelince, Zerde safransız olmaz, safransız Zerde de olmaz. Fakat İstiklal caddesinin beyefendi sokak lezzetçisi, Maraş'ın cefakar evladı İçli Köfteci Ali bey, herzamanki beyaz pırıl pırıl iş gömleği ve vakur duruşuyla, benim için baş köşedeydi. Hem sokak lezzetinin adı, hem sokak lezzetinin görünümü, hem de sokak lezzetçisi olmanın adabıyla. Sonuçta uzun süredir düzenlenen bu etkinlik, bence gastronomik açıdan mükemmel bir etkinlik, ulaşılamayanlara ulaşmak isteyenlere, kısa süreli de olsa açılan bir kapı. Bu açıdan beni çok sevindirdi, üzen yönü ise Divan grubu çalışanlarının dışında, etkinlikte bizden hiç bir şef görmeyişim oldu.

PRİ ZRENLİLER FLİ YA FESTİ VALİNDE BULUŞTU 4 Saatte Pişen Fliya, Erkekler Tarafından Hazırlandı K

HAYAT SU’DAN ÇOCUKLARA ÖZEL SU: ÇOCUKLARA su içme alışkanlığını kazandırmayı ve su tüketimini teşvik etmeyi hedefleyen Hayat Su, yaratıcısı ve pazar lideri olduğu çocuk suyu kategorisinde bir ilke daha imza atarak ürettiği Maskot ile çocukların su içerken eğlenmesini sağlıyor. Ambalajlı su sektörünün köklü ve inovasyonda lider markası Hayat Su, Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’na göre önerilen ortalama su miktarından %45 daha az sıvı tüketen çocuklarımıza su içme alışkanlığını kazandırmayı ve su içerken eğlenmelerini amaçlıyor. Maskot, çocukların çok sevdiği Karlar Ülkesi ve Yıldız Savaşları karakterlerinin yer aldığı ambalajlarıyla da tüm çocukla-

B

u sene 7.düzenlenen Restoran Haftası (Restoran Ayı desek daha doğru olur) Dünyadan Sokak Lezzetleri konsepti ile gerçekleşti, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Antalya ve Gaziantep'den katılanlarla, 7.yılında 7şehir etkinliklere katılmış oldu. İstanbul da sokak lezzetleri Haliç te Koç Müzesi bahçesinde gerçekleşti, Ülkemiz dışında üç ülke katıldı. İngiltere İtalya ve Tayland. Güzel güneşli bir pazar günü müzenin muhteşem ambiyansıyla birleşen sunumlar ve sokak lezzetlerini yansıtan lezzetler gerçekten hoş bir kombinasyon oluşturdu. Türk sokak lezzetlerinden örnekleri Divan'ın başarılı Exec. Chefi Faysal Üren; BALIK EKMEK, SUCUK EKMEK, NOHUTLU PİLAV ve TANTUNİ lezzetlerimizi olağanüstü estetik ve lezzette sunarken, İngiltere'nin Michelin yıldızlı şefi Jash Eggleton, tezgahında Rozbifli mini Yorkshire puding, kuzu incikli mini Shepard pie, kırmızı lahana turşulu Balık Sandwich ve karnabahar pakora sundu. Mekanın gözdesi Taylandlı Şef Vatcharin Blrumichitr idi. Büyük ilgi gördü, çünkü en cazip yiyeceği o sunuyordu. Jumbo Karides Yufkaya Sarılmış (Spring Rolls) Acı Ekşi Somon Salatası, Yeşil Körili Samosa

Peki Kosova, Balkan ve Arnavut kültüründe önemli bir yer tutan fliya hamuru nasıl hazırlanıyor? İçindeki malzemeler, pişirilmesi ve servisi nasıl yapılıyor? Arnavutça’da “flija” şeklinde yazılan, Kosova’nın çeşitli yerlerinde “fulya” veya “fuliya” gibi isimlerle de anılan fliya, Arnavut ve Balkan mutfağının en önemli lezzetlerinden biri olarak kabul

ediliyor. Malzeme miktarı oldukça az olmasına rağmen pişirilmesi oldukça zahmetli olan fliya, alışılmış pişirme tekniklerinin aksine, alttan yanan bir ateşle değil, pişirildiği tepsinin üstüne kapatılan bir sacın verdiği ateşle pişiriliyor. Sac ise, ortalama çanak anten boyutlarında olan, demirden bir pişirme malzemesi olarak ayarlanıyor. Bir nevi gözleme yapılan saca benzemekle birlikte, gözleme gibi malzemeler üstünde değil, altında pişiyor. Odun ateşinin üstünde ısıtılan sac tepsinin üzerine konuluyor ve saç sıcaklığıyla birlikte alttaki hamuru pişiriyor. Öte yandan un, su ve tuz ile hazırlanan hamurun krep hamuru kıvamında, yani boza gibi olması gerekiyor. Yaklaşık dört saatte pişirilen ve ilk kalınlığının 2-3 katına erişen fliya, balla servis ediliyor.


18

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet peşinde

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

25 MAYIS 2016 ÇARŞAMBA

LYD/ LEZZET YAZARLARI & BLOGGERLAR DERNEĞİ TARAFINDAN MİLLİYET LEZZET GAZETESİ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR

Başyazı Betül

ALTINBAŞAK

betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE RAMAZAN LEZZETLERİ…

Z

aman nasıl akıp geçiyor. Yine tüm güzellikleriyle çok anlamlı bir ayı yakında karşılayacağız. 11 ayın sultanı Şehr-i Ramazan yaklaşıyor. Kendine has ibadetleriyle, adetleriyle, lezzetleriyle birlikte gelen ramazan ayında tutulan oruçlarla hoşgörünün , paylaşmanın, sabrın belki de çok daha fazla sınandığı özel bir dönemi yaşıyor İslam Dünyası . Aslında oruç tutalım ya da tutmayalım , hayatımıza kattığı hoşluklarla bayrama hazırlıyor bizi. İhtiyaç sahiplerine yapılan gıda yardımları, sevdiklerimizin ellerinden yine sevdiklerimizle birlikte kurulan iftar sofraları , mis gibi kokan pidesi, güllacı, çorbası , börekleri , sahuruyla , geçmişten günümüze gelen yada hatıraya dönüşen gelenekleriyle de değerlendirilmesi ve kültürel mirasın bir parçası olarak görülmesi gereken bir çok unsuru içinde barındırıyor.

Osmanlı’da oruç tutmak kadar, orucu açmak da büyük bir törendi. Ne yemek yapılacağı¸ neyin ne zaman sofraya geleceği, ikram sırası, yemesi , içmesi hepsi birer ritüeldi. Oruçluyu, fakiri, iftar yemeğine davet etmenin büyük bir erdem olduğuna, alınan sevabın oruç tutmak kadar yüksek olduğuna inanılırdı. Ramazan’da bu sebeple misafir ağırlamak, ayrı bir önem taşır, masaların böyle çok daha fazla bereketli olacağına inanılırdı. Bugün günümüzde de halen devam eden orucun iftariyeliklerle açılması, hatta kan şekerini dengelediği, mideyi rahatlattığı için hurmaya öncelik verilmesi o günlerden günümüze gelen bir adettir. Ramazan klasiği olan pide o zamanlarda da sofraların vazgeçilmezleri arasındadır. Kaynaklara göre, çeşit çeşit zeytinler ve her yöreden peynirlerle iftariyelikler zenginleştirilirdi. Bir başka çok önemli iftariyelik de reçellerdi. Osmanlı’da reçel başlı başına bir kültürdür. Sarayda çok ayrı bir öneme sahiptir ve itibarı yüksek bir yiyecektir. Bu sebeple helvahaneler içerisinde bir bölüm, reçel hane olarak kullanılır ve burada gece gündüz reçel yapılırdı. Reçel halk arasında da önemli bir gıda, hatta o dönemlerde reçel yapmayı bilmeyen kadınlar ayıplanıyor. Ramazan ayında reçeller daha da önemli hale geliyor ve en çok bu dönemde tüketiliyordu. Aynı zamanda şifa veren bir gıda olarakda değer görüyordu. Özellikle gül reçellerin sultanı olarak görülüyor. Dolayısıyla iftar sofralarında baş tacı ediliyordu. İftariyeliklerin ardından çorbalar geliyor. Özellikle saray mutfağında en az 40 çeşit sıcak yiyecek hazırlanıyor. Güllaç bugün olduğu gibi, o dönemde de Ramazan Ayının baş tatlısı olarak tüketiliyordu. Malatya’dan kayısı ¸ Antep’den baklava¸ fıstıklı¸ cevizli sucuklar¸ İzmir’den kuru incir¸ üzüm ve bunun gibi daha pek çok lezzet ramazandan önce hazırlanır, ve ikram edilmeye hazır Ramazan Ayını beklerdi. Sahurunda kendi içinde kuralları olduğunu görüyoruz. Karnı bütün gün tok tutacak karbonhidratlı besinler ve kurutulmuş meyvelerden yapılmış hoşaf sahur sofraların vazgeçilmezlerinden olarak karşımıza çıkıyor. Ramazanın en önemli özelliklerinden birisi iftar sofralarının Müslüman, Musevi, Hristiyan demeden davetsiz herkese açık olmasıydı. İftar sonunda verilen “diş kirası” ise çok ince bir anlam içeriyor. İftar yemeğine katılarak , hane halkının sevap kazanması sağlandığı için bir nevi misafire teşekkür edebilme fırsatı sunan hediyeler veriyor. Osmanlı Sarayı’nın kendine has ritüelleri olduğunu görüyoruz. Ramazan Ayının bir yemeği de soğanlı yumurta olarak karşımıza çıkıyor. Saray sultanlarına maharetli aşçıların hazırladığı soğanlı yumurta ikram ediliyor . Burada amaç soğanı maharetle kavurmak. En beğenilen soğanlı yumurtayı yapan aşçı ödüllendiriliyor ve saray mutfağına girmesi kolaylaşıyor. Bugün hala Osmanlı yemekleri yapan yerlerde, bu lezzetin müdavimlerine , soğanlı yumurtayı tam kıvamında pişirerek ulaştırmak bir beceri olarak görülüyor. Daha bir çok lezzeti ve adeti içeren Ramazan Ayının bereketli, lezzetli ve barış içinde geçmesini diliyor bir sonraki ayda görüşmek üzere, sağlıcakla kalın efendim diyorum…

2 BLOGGER & 2 YEMEK TARİFİ TAVUKLU KEŞKEK

SULTAN REŞAT PİLAVI

■ Pilav için ■ 2 su bardağı pirinç ■ 2.5 su bardağı sıcak su ■ 2 çay kaşığı tuz ■ 1 yemek kaşığı tereyağı ■ 2 yemek kaşığı sıvı yağ ■ Köfte için ■ 500 gr.kıyma ■ 4 yemek kaşığı ekmek içi (robotto çekilmiş) ■ 1 adet yumurta ■ 1 çay kaşığı kimyon ■ 1 çay kaşığı karabiber ■ 2 tutam maydanoz ■ 2 çay kaşığı tuz ■ 1 adet kuru soğan ■ Sosu için ■ 3 diş sarımsak ■ Yarım yemek kaşığı biber salçası ■ Yarım su bardağı su ■ Tuz, karabiber, kekik ■ Köfteleri kızartmak için ■ 4 yemek kaşığı sıvı yağ ■ Sultan Reşat Pilavı YAPILIŞI: Pirinçleri bir kaba koyup,sıcak su ekleyip,yarım saat bekletelim. ■ Kıymayı karıştırma kabına alalım,kuru soğanı rendeleyelim. ■ Maydanozları kıyalım. ■ Yumurtayı, baharatları ve ekmeğini ilave edip,yoğuralım. ■ Misket büyüklüğünde köfteler hazırlayıp,buzdolabında dinlendirelim. ■ Köfteler buzdolabında dinlenirken,pilavımızı hazırlayalım. ■ Pirinçleri süzüp,bol suda nişastası gidene dek yıkayalım,süzülmeye bırakalım. ■ Sıvı yağ ve tereyağını pilav tenceresinde eritip,pirinçleri ekleyelim. ■ Bir iki çevirdikten sonra,tuzunu ve sıcak suyunu ekleyip kapağını kapatalım. ■ Kaynayana dek yüksek ateşte,kaynadıktan sonra kısık ateşte pişmeye bırakalım. ■ Suyunu çektiğinde altını kapatıp,demlenmeye bırakalım. ■ 4 yemek kaşığı sıvı yağ koyduğumuz tavada,köfteleri sallaya sallaya kızartalım. ■ Aynı tava içinde yağı dökmeden,kıyılan sarımsakları bir iki çevirelim.(köfteleri kızartırken tavaya yapışan kısımlarını da kazıyalım,sosun daha da lezzetli olması için) ■ Salçayı ekleyip,kokusu çıkana kadar kavuralım. ■ Suyunu ve baharatlarını ekleyip fokurdayana dek ocakta tutalım. ■ Köfteleri içine katıp,köfteler sosa bulanana kadar hafifçe karıştıralım. ■ Pilavı tart kalıbına boşaltıp,üzerini düzledikten sonra,düz bir servis tabağına ters çevirelim. ■ Çukur yere köfteleri dizip,üzerine kıyılmış maydanoz serpip,servis yapalım.

Arzu Göncü Hangül

ÇİKOLATALI İRMİK HELVASINI YAPILIŞI: ■ Çikolatalı İrmik Helvası Malzemeleri ■ 1 su bardağı irmik ■ 1 su bardağından 2 parmak eksik süt ■ 1 su bardağından 2 parmak eksik toz şeker ■ 1 su bardağından 2 parmak eksik su ■ 2 yemek kaşığı sıvı yağ ■ 1 yemek kaşığı tereyağı ■ 1 yemek kaşığı çam fıstığı ■ Yarım su bardağı damla çikolata ■ Çikolatalı İrmik Helvası Yapılışı ■ Tereyağını ve sıvı yağı tavaya alalım. ■ Tereyağı eriyince,çam fıstıklarını koyup kavurmaya başlayalım. ■ Ardından irmiği ekleyip,rengi dönene kadar kavuralım. ■ İstediğimiz koyuluğa gelene dek kavurma işlemine devam edelim. ■ Ayrı bir yerde suyu,şekeri ve sütü karıştıralım.(soğuk olsun) ■ Kavrulan irmiğe,şerbeti dikkatli bir şekilde dökelim.(bu aşamada sıçrayabilir o yüzden dikkatli olalım. ■ Şerbetini çekene kadar karıştırarak ocakta tutalım. ■ Şerbetini çektiğinde altını kapatıp,damla çikolataları ekleyelim. ■ Helvanın sıcaklığı ile çikolata hemen eriyecektir. ■ Çikolatanın helvanın her yerine işleyebilmesi için karıştıralım. ■ Ilıyan helvayı servis yapalım.

1972 İstanbul doğumluyum.. 17 yıllık evliyim.1 oğlum 1 de kızım var.. 16 yıllık çalışma hayatımı kızımın doğumuyla sonlandırdım.Mutfaktaki tecrübelerimi aktarmak,sevdiğim lezzetleri paylaşmak ama en önemlisi,kızıma,yaptığım yemeklerin tariflerini miras bırakabilmek için,3.5 yıl önce Vanilins isimli yemek blogumu açtım.

MALZEMELER ■ 250 gr. Aşurelik Buğday ■ 400 gr. Tavukgöğsü ■ 1 su bardağı nohut ■ Haşlamak ve buğdayları ıslatmak için su ■ Bir tutam tuz ■ İsteğe göre karabiber ÜZERİ İÇİN ■ 200 gr PUDRA ŞEKERİ ■ 100 gr TEREYAĞ ■ 1 çay kaşığı VANİLYA ESANSI YAPILIŞI: 1 tatlı kaşığı biber salçası veya pul biber ■ 1 kaşık tereyağ veya zeytinyağ YAPILIŞI: Buğdaylar en az 8-10 kez güzelce ılık su ile yıkanır. Üzerine çıkacak miktarda ılık su konur, 10-15 dk. kaynatılır ve tencerenin kapağı kapatılarak bir gece bekletilir. Nohutlar, bir gece önceden ıslanır, kabaran nohutlar ertesi gün, bir saat düdüklü tencerede pişirilir. Haşladığınız tavuklar ince ince didiklenir. Kabaran buğdaylar ve didiklenen tavuklar derin bir kaba alınır, az su ilave edilerek blenderdan geçirilir. Buğday ve tavuklar tencere alınır, (haşlanan tavuğun ) suyu ve tuzu ilave edilerek tamamen özdeşinceye kadar pişirilir. Biber salçası ya da pul biber kızdırılarak üzerine dökülür. Nohutlar ilave edilerek servis edilir.

Şule Öztürk, 1985 yılında, Akhisar, Manisa’da dünyaya geldi. Çocukluk ve gençlik yıllarını İstanbul’da geçirdikten sonra evlenip mutfağın yolunu öğrendi ve şu sıralar sevgili annesini bile şaşırtan, usta işi, geleneksel ve modern yemek tariflerine, özgün imzalarını atmaya başladı. İşletme ve İnsan Kaynakları üzerine yüksek öğrenimini tamamlayan Şule Öztürk, fotoğrafa merak salmanın ardından, İFSAK fotoğraf eğitimini de başarılı bir şekilde bitirince, kaçınılmaz olarak seyahatlere başladı. Kendisinin kurduğu gezginguru.org adlı web sitesinde, Türkiye’nin çeşitli gezi noktalarında edindiği deneyimlerini, muhteşem fotoğraflar, yazılar ve hatta yöresel yemek tarifleri eşliğinde, takipçileri ile paylaşmaktadır ve Lezzet Yazarları Derneği Şule Öztürk üyesidir.

NEVİZADE

RENKLENİP, YENİLENİRKEN ANILARI’DA KİTAP OLUYOR Tarihi sokağın restorasyon, yenileme, geliştirme ve etkinlik programını oluşturan Danışman Abdullah Koçoğlu ve Tuna Güzelyurt birlikte yaptıkları açıklamada, Nevizade’de her mekanın bir anısı olduğuna ve bu anıların kitap haline getirileceğine dikkat çektiler.

S

on dönemde yaptığı etkinliklerle ön plana çıkan ve 35 ayrı işletmeyi bünyesinde barındıran tarihi Nevizade Sokağı, bu kez boydan boya renkleniyor. "Nevizade Rengarenk" sloganıyla, yürüme yollarından kaldırımlara varıncaya kadar boyanması gündemde, Nevizade'ye ayrı bir önem veren Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan'ın katkılarıyla dünyanın ziyaret edilecek popüler noktaları arasında yer alacak. Söz konusu sloganın devamı niteliğinde Beyoğlu ilçesinde gerçekleşecek 'Birlikte Yaşam Festivali'ne de iştirak edecek olan sokak esnafı, festival süresince biletiyle gelen tüm misafirlere özel indirimler uygulayacak. 25-29 Mayıs 2016 tarih aralığını kapsayan festival, konserlerden dans performanslarına, sokak tiyatrolarından imza günü ve söyleşilere uzanan zengin bir içeriğe sahip. Ticari Danışman Abdullah Koçoğlu ile Televizyoncu Tuna Güzelyurt tarafından yürütülen ve Vera Cafe'nin patronu Özcan Arı'nın girişimiyle hareket alan başarılı projeler zin-

ciri, Nevizade Sokağı Esnafları Yardımlaşma Derneği kontrolünde 2016 yılı sonuna kadar devam edecek. 2016 yılına yeni projelerle adım atan ve günbegün fark yaratan Nevizade Sokağı, tepeden tırnağa yenileniyor. Birbirinden seçkin mekanlardan oluşan şöhretli sokağın bağlı bulunduğu Nevizade Sokağı Esnafları Yardımlaşma Derneği Başkanı Ali Kara yaptığı açıklamada, "İstanbul'un, İstanbullu'nun göz bebeği olan ve içinde 35 ayrı eğlence mekanı barındıran sokağımız, 2016 yılı itibariyle yenilenme sürecine girdi. Gelişim ve değişim programımız, sokağın restorasyonu ve etkinlikler kapsamında devam edecek. Amacımız, müdavimlere çıkmak istemeyecekleri renkli bir sokak yaratır-

ken, Nevizade'yi de ülkemizi yurt dışında temsil edecek güce eriştirmektir. Gerek sokak esnafının sağduyulu yaklaşımından, gerekse Sn. Belediye Başkanımız Ahmet Misbah Demircan'ın ilçeye verdiği değer ve gösterdiği ihtimamdan son derece mutluyuz. Tüm güzellikleri bölüşelim, Nevizade Sokağı'nda görüşelim." dedi Konuya açıklık getiren; Koçoğlu ile Güzelyurt, "Nevizade Sokağı'nı dünya turizmi kapsamında tavsiye edilen yerler arasına dahil etme gayretindeyiz. Bu so-

kakta bulunan her mekan, kendi içinde bir anı barındırıyor. Beyoğlu'nun tarihi dokusunu yansıtan bu hikayeleri çok dilli olarak kitaplaştırma gayretindeyiz. Örneğin Lipsos Restoran'ın hayli ilginç bir varoluş hikayesi var. Uzun yıllar farklı restoranlarda çalışmış, kimi aşçı, kimi garson, kimi işletmeci olan 6 kafadar, birikimlerini bir edip Nevizade'deki Lipsos Restoran'ı kurunca 1 günde patron olmuşlar. Toplanan parayla kurdukları restoranı işletmeye başlayan ve kendi iş yerlerinde işçi olarak yeni bir başlangıç yapan işinin piri ortaklar, yarattıkları lezzetler sayesinde seçkin gurmelerden de yüksek puan almayı başarmışlar. Bu sadece Lipsos'un hikayesi, daha neler var neler." dediler.

RAMAZAN’da Ne Yiyelim, Ne İçelim ? Nerede İftar Açalım? 8 HAZİRAN Çarşamba günü yayınlanacak olan, RAMAZAN 2016 sayımızın içeriğinde NELER var?

Öncelikle, bereketli ülkemizin sağlıklı ve kaliteli LEZZETLERİNDEN örnekler var ! ET ve ET ÜRÜNLERİ, SÜT ve SÜT ÜRÜNLERİ, TAVUK ve YUMURTA gibi markalı ürünlerden oluşan iftariyelikler ve yemekler, sebzeli yemekler, Zeytinyağlı yemekler, kuru ve yaş meyveler, hamur işleri, sütlü ve meyveli tatlılar, DONDURMALAR, ŞERBETLER, MEYVE SULARI, MADEN SULARI ve SULAR var ! ÇAYLAR, KAHVELER var ! İstanbul'un önemli İFTAR MEKANLARI: Hotel Restaurantları, Osmanlı, Türk, Saray, Yöresel ve Dünya Mutfaklarına sahip RESTAURANTLAR var ! Steak House'lar, Kebapçılar, Dönerciler, Köfteciler, Pideciler, Muhallebiciler var ! Gastronomi Dünyamızın MARKA Kuruluşları, sizlerde LEZZETLERİNİZ ve MEKANLARINIZ'la bu referans belgesi, kalıcı eserin içinde yerinizi alın. Hizmet ve Marifetlerinizi, LEZZETSEVER Halkımıza ve sektörlere tanıtın. Hep birlikte; Hayırlı, Uğurlu ve Bereketli bir RAMAZAN ayı geçirebilme dileklerimizle...


Project1

Lezzet rehberi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

Hilal’in lezzet turu

h lalarslang ray@lezzetgazetes .com

Hilal ARSLANGİRAY

25 MAYIS 2015 ÇARŞAMBA

DEVRİM DENİLİNCE İLK aklıma gelen ülke KÜBA

Haldun Z.TÜZEL halduntuzel@lezzetgazetesi.com

Y

İ

htiyar görüntüsüyle durmaksızın dans eden inadına genç bir kadın gibi Havana... Eski sokaklarında yankılanan keyifli Küba müzikleri, havada solunan puro kokusu ve tüm renkleriyle benzersiz bir kültüre sahip. Küba, Devrim denilince ilk aklıma gelen ülke... Devrim deyince de “Gerçekçi ol, imkansızı iste” sözleriyle kültleşen lider Che Guevara geliyor. Dört bir yanda göreceğiniz resimleri Küba’nın simgesi. Küba’da bir tek yabancı Lider için heykel yapılmış. Ve bu isim Mustafa Kemal Atatürk. Gururlanıyorum ve gözlerim doluyor... Bu heykeli Havana’nın en tarihi bölgesi olan Puerto’da görebilirsiniz. Küba, Christophe Colomb’un karaya ayak bastığı yer. Yeni kıtanın ilk keşfedilen toprağı. İsmi yerli dilinde “Yaşamak için güzel bir yer” anlamına geliyor. Küba Karayiplerde bulunması nedeniyle tropik iklimin hakim olduğu bir ülke. Dolayısıyla havanın 20 derecenin altına düştüğü nadir görülen bir durum. Ne zaman gidileceğinden daha önemli bir nokta varsa, o da nezaman gidilmeyeceği. Çünkü feci bir fırtına sezonu var. AğustosEkim ayları gitmenizi hiç önermem doğrusu. Ülkenin başkenti Havana, Karayip’lerin en büyük şehri. Unutulması imkansız zamanlar geçirmiş Havana uzun yıllar İspanyol sömürgesi altında yaşamış. Bu sebeple İspanyol esintisi dokusuna işlemiş. Amerika’nın desteklediği dönemde de kumar ve zenginlerin eğlenmek için yaşattığı her türlü rahatsız edici durum devrimden sonra tamamen değişmiş. Tekrar değişim başlayıpta Küba’nın gerçek kimliği yozlaşmadan görmenizi dilerim. Yerli halkın yaşamı son derece ilginç. Çünkü Havana’da herşey devlete ait. Ev sahibi olunmasına yada belirli bir modelin üstünde taşıt alınmasına izin verilmiyor. Cafe ve restoran çalışanları bile devlet memuru. Devlet sağlık ve eğitim giderlerini karşılıyor. Halk çok az olan kazançlarına rağmen bu durumu sindirmiş ve pek mutlu. Ben ise şaşkınlık içindeyim. Havana bir eski araba cenne-

Yaşadığı yorgun hikayelerine rağmen daima neşeli bir ülke Küba. Rengarenk atmosferiyle hayat hakkındaki düşünceleri bambaşka seviyeye taşıyan bir büyüye sahip. ti. En yenisi 59 model olan Amerikan arabalarıyla dolu caddeler. Havana çıplak gözle gözlemlendiğinde çok güvenli gözükmesede Dünya’nın en güvenli şehirlerinden biri olmasıyla ünlü. Bu kadar güvenli bir yaşam sağlayabilmelerinin sebebi de kanunlarında ağır cezalar uygulanması. Hır gür olmayan, korna çalana bile rastlanmayan ülkede; kadına şiddete sıkça rastlanan bir ülkede yaşayan bir kadın olarak merak ediyorum. Ve öğreniyorum ki kadına hafifçe dokunmanın cezası bile 5 yıldan başladığı için belki de, şiddete filan rastlanmıyormuş. Ne harika... Havana’da dans ve müzik yaşamın vazgeçilmezi. Her köşe Latincede müzikler eşliğinde dans edenlerle dolu. Sadece geceleri değil, her saat çok keyifli anlar yaşatıyor. Küba; Salsa dansının anavatanı. Latin müziğinin, Afrika ritmleriyle oluşmuş benzersiz uyumu hayran bırakacak derecede güzel. Akşamları dans gösterileri düzenlenen mekanlara mutlaka uğramalısınız.Bu şehirin yaşlı nüfusunun bile ülkemizdekilere nazaran bu kadar genç ruha sahip oluşu kesinlikle dans ve müzik sayesinde diye düşünüyorum. Sanata sahip çıkan toplumların daha mutlu olduğunu gözlemledikçe aynı şeyi ülkem içinde diliyorum. Bizlerde çekinmeden sokaklarda müzik yapıp, dans edebilen insanlar olabilsek yaşam daha zevkli ve kolay olurdu. Eski sokakları sadeliği ve bozulmamış tarihiyle capcanlı. Rengarenk eski bir sanat eseri gibi tüm şehir. Yerli halkın evlerinin bir odasını turistlere kiraya vere-

25 MAYIS 23 MART2016 2016ÇARŞAMBA ÇARŞAMBA Sayı: 22 Yıl:3 Yıl: 3 Sayı:21 Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

rek geçimlerini sağlamaları oldukça yaygın ve turistler tarafından tercih ediliyor. Casa Particular diye anılan bu evler devlet kontrolünde çalıştırılıyor ve ucuz olmasının yanında güvenlide. Para birimi konusunda da kafanız karışmasın. Küba’da iki para birimi var, biri CUP, birisi ise CUC. Sizin kullanacağınız CUC, yani turistler için olan para birimi. 1 CUC= 1 Dolar gibi düşünerek, harcamalarınızı ona göre ayarlayabilirsiniz. Gelelim en lezzetli konuya. Küba; zengin bir kültürel mirasa ve lezzetli mutfak geleneklerine sahip bir ada ülkesi. Kapalı yönetim biçiminin aksine oldukça renkli bir mutfağa sahip. Geleneksel Küba yemekleri İspanyol, Karayip, Afrika, Fransız ve küçük ölçüde Çin mutfağının etkisiyle şekillenen tariflerden oluşuyor. Uzun yıllar İspanyol sömürgesi olan Küba’da, baharatlardan pişirme tekniklerine kadar Criollo mutfağı adı verilen yoğun İspanyol etkisini görmek mümkün. Köle olarak adaya getirilen Afrika’lılar ise, ada mutfağını şekillendiren bir diğer etken. Bazı tariflerde yerel Karayip baharatları öne çıkarken, bazılarında ise İspanyol ve Afrika mutfağına ait pişirme tekniklerini görebilirsiniz. Geleneksel Küba mutfağının oluşmasındaki bir diğer faktör ise adanın tropik iklim kuşağında yer alması. İklime özgü meyve ve meyve suları, çeşitli kök sebzeler Küba yemeklerinin vazgeçilmezleri arasında. Congri:Küba yemekleri arasında en tipik olanı, siyah fasulye ve pirinç pilavı. Bizim kuru fasulye ve pilav ikilimize oldukça benzeyen Congri’de fasulye ve pilav ayrı ayrı pişirilip karıştırılıyor. Tos-

tones: olgunlaşmamış yeşil muzların rendelenip bol yağda kızartılmasıyla hazırlanan bir tür cips. Avakado sosuyla servis ediliyor. Croquetas: Klasik kroket tariflerine benzer şekilde hazırlanan Küba kroketlerinin en büyük özelliği ise patatesin yanında her türlü etin de kullanılması. Tamales: Kurutulmuş mısır kabuklarının domuz eti, soğan, sarımsak, mısır gibi çeşitli mal- zemelerden hazırlanan harç ile doldurulup haşlanmasıyla hazırlanan Tamales, Küba dışında tüm Latin ülkelerinde de yapılan bir tarif. Ropa Vieja: İnce kıyılmış etlerin yoğun domates sosuyla sotelenmesiyle yapılıyor ve pilavının üzerinde servis ediliyor. Çoğunlukla kırmızı etle yapılıyor. Pernil Relleno de Moros Cristianos: Ekşi portakal suyu, sarımsak, kekik ve zeytinyağı ile terbiye edilen domuz eti fırında pişirildikten sonra siyah fasulye, haşlanmış beyaz pirinç ile servis ediliyor. Vaca Frita: Klasik bir et yemeği olan Vaca Frita, dana bifteklerin kekik, maydanoz, kişniş, sarımsak, tarçın, kırmızı sirke ile marine edilip ince kıyılmış soğan halkalarıyla ağır ateşte pişirilerek hazırlanıyor. Malanga: Görünüşte rendelenmiş patates kızartmasına benzeyen malanga, kök sebzenin rendelenip bol yağda kızartılmasıyla hazırlanıyor. Tamarindo adı verilen bir tür ketçap ile servis edilen Malanga, yol kenarlarında satılan oldukça lezzetli bir atıştırmalık. Yuca: Latin ülkelerinde kullanılan yüksek karbonhidrat oranına sahip bir kök sebze. Patateste olduğu gibi ince şeritler halinde kızartılarak tüketiliyor. Siyah Fasulye Çorbası: Soğan, biber, sarımsak, kimyon ve kekik ile sotelenen siyah fasulyeler çorba kıvamına gelene kadar pişiriliyor. Benden bu seferlik bu kadar. Bir sonraki yazımda buluşuncaya dek renkli, neşeli günler dilerim...

PALİVOR ÇİFTLİĞİ LEZZETLERİ

Türkiye Lezzet Hareketi BURSALILARLA BULUŞTU P BASINDA GÜVEN

25 KASIM 2015 ÇARŞAMBA

Yayın Sahibi

Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş. Genel Yayın Yönetmeni

FİKRET BİLA Okur Temsilcisi

BELMA AKÇURA Sorumlu Müdür ALİ NAZIM ONARAN

Tüzel Kişi Temsilcisi

İSMAİL ERALP

Basıldığı Yer DPC, Hoşdere Yolu, Esenyurt-İstanbul

Milliyet Basın Meslek İlkeleri’ne uymaya söz vermiştir. Milliyet Gazetesi ve eklerinde yayımlanan yazı, haber ve fotoğrafların her türlü telif hakkı Milliyet Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.’ye aittir. İzin alınmadan kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Yayın Türü Yaygın Süreli

www.milliyet.com.tr

Temsilcilikler ANKARA T. 0312 410 88 00 (pbx) F. 0312 417 38 78 EGE İzmir HAMDİ TÜRKMEN T.0232 464 16 00 (pbx) F.0232 464 16 01 AKDENİZ Antalya OKTAY PİRİM T. 0242 322 24 60 F. 0242 321 57 60 ADANA T. 0322 458 13 72 (pbx) F. 0322 459 85 03 Yönetim Yeri İzzetpaşa Mahallesi Abide-i Hürriyet Caddesi No. 162 Çağlayan-Şişli 34387 İstanbul T. 0212 337 99 99 Haber Merkezi T. 0212 337 92 39 Yayın Yönetmeni M. VASFİ PAKMAN Genel Koordinatör ALİ AYDIN YELİNER Editörler ÖZLEM MEKİK OKAN KARACAN HALDUN Z. TÜZEL BETÜL ALTINBAŞAK Yayına Hazırlayan Yeliner Reklam Ajansı Danışmanlık Ticaret Limited Şirketi’dir. Tel: 0212 213 76 89 www.aydajans.com

alivor Çiftliği Cafe & Şarküteri’nin ilk franchise şubesi Bursa’da açıldı.Taze, lezzetli ve doğal gıda ürünleriyle Trakya’nın ödüllü çiftliği Palivor, ilk franchise şubesini Bursa'da Balat Turkuaz Plus Çarşı’da, düzenlenen özel bir davet ile gerçekleştirdi. Palivor Çiftliği Bursa Cafe & Şarküteri’nin franchise sahibi Burcu Çilingir Ürkmez’inev sahipliğinde, Palivor Çiftliği’nin Kurucularından Emre Oral’ın katılımı ilegerçekleştirilen açılışa Bursa iş ve cemiyet hayatının önemli isimleri katıldı. Konuklar geceye özel hazırlanan enfes şarküteri ürünleri ve müzikle lezzet dolu anlar geçirdiler. Burcu Çilingir Ürkmez hedeflerini “Taze, lezzetli ve doğal ürünleri, Palivor’a özgü misafirperverlik ve güler yüzle cafemizde misafirlerimize ve paket servisle tüm Bursa’ya sunmak” olarak özetlerken, Emre Oral ise “Vizyonu ve mimarisi ile “En sağlıklı Kahvaltı mekanı” seçilen Palivor Çiftliği’nin Bursa mağazasında sunacağı pizza, hot dog, salata ve sandviç ürünleriyle çok özel bir deneyim sunacağını ” belirtti. Bursa'nın Nilüfer semtindeki mağazanın açık ve kapalı bölümleriyle 80 kişi kapasiteli ferah alanı ve sıcak dekorasyonu ile keyifli bir ortamda vakit geçirebilir, her gün sabah 8’den gece saat 12’ye konuklarını ağırlayan mağazanın, düzenli paket servisi var.

19

Beyoğlu

ıllar önce bir Yunanistan ziyaretimde, Pire ile Atina arası seferler yapan bir yarı metro/tren arası toplu taşıma aracının, Pire istasyonunda, tesadüfen Türkçe konuştuğumu fark eden yaşlı bir hanım, ‘’Oğlum Türk müsün?’’ diye başladı konuşmasına ve sonra bende Türk’üm, geldik buralara perişan olduk diye hüzünlü mübadele yaşamından kesitleri ayaküzeri yaşlanan gözleriyle, yanaklarımı okşayarak özetledi. Sanki anılarını ipek bir mendile sarmış ta, şimdi açıp, kırılmamasına dökülmemesine özen gösteren azami bir gayret ile anlattı. Sanki bir nine torun gibi konuştuk Despina hanımla, anlattığı konulardan, açtığı kapılardan, detaylara girebilmek için ve Yunanistana gelişinden dolayı ne denli üzgün olduğunu belirtmek için bir yol aradığı belli oluyordu. Nihayet esas söylemek istediğine geldi sıra ve ‘’ahh oğlum ahh’’ diye sözüne başladı; konunun vehametini vurgulamak için özenle seçtiği sözcüklerle. ‘’ Bıraktık güzel istanbul’un güzelim Beyoğlusunu geldik buralara sürünüyor, (ve Despina hanımın tabiri ile) ‘’kenefte çalışıp bunların pisliklerini temizliyorum’’ dedi. Bu cümleye kadar İstanbul Beyoğlunda yaşadığı görkemli günlerden, tek başına da olsa Beyoğlunda ki yaşam zevkinden bahsetmişti Despina hanım, bu cümleden sonra gözlerini kısarak şöyle uzaklara doğru bir bakıverdi, hüznü ve düğümlenen burukluğu değiştirmek amaçlı, İstanbulda da yaşam kolay değildir, ne iş yapıyordunuz? nasıl geçiniyordunuz? diye sorduğumda; yine derinden bir ahhh, ahh çekip Beyoğlu’nda Estir Lokantasının tuvaletlerine bakıyordum; diye cevap verdi, işte böyle bir tutkuydu İstanbul ve Beyoğlu. Estir lokantasını sizler hatırlamayabilirsiniz ama ben çok iyi hatırlıyorum, İstiklal caddesinin Taksim girişinde solda ilk üç dükkandan biriydi, 1960/1970 yılları için olağanüstü görkemli, restoran, şarküteri, mezeci, fastfood hizmetleri de veriyordu. Bie köy meydanı görünümü ve ortasında masa gibi kullanılan ayakta atıştırma yapabileceğiniz bir kağnı arabası dururdu. Işıl ışıl, envai çeşit lezzetlerle yüklü zengin bir büfe, vitrin harika çeşitlerin bulunduğu bir menüsü ile her zaman kalabalık Beyoğlu’nun bir cazibe merkeziydi. Bunun gibi niceleri vardı çocukluğumun Beyoğlu’nda; restoranlar, pastaneler, kafeteryalar ve tabii hediyelik eşya ve ev gereçleri satan dükkanlar. Fransız konsolosluğunu geçer geçmez Galeri Kristal, ilk defa orada görmüştüm ateşe dayanıklı cam çaydanlıkları, kırılmaz bardakları, Galatasaray istikametine ilerlerken solda Elektropoligon’u, tabii şimdiki nesillerin küçümseyecekleri rengarenk tiltler, langırtlar ve müzikdolaplarıyla dolu, yaşım tutmadığı için girmemin yasak olduğu ön camına yüzümü dayayıp hayranlıkla seyrederdim, makinalarla oyun oynayanları. Emek sinemasını ve sokağındaki Bap Kafeteryayı, ne büyük zevkti, İstanbul’un ilk ve tek selfservis restoranından birşeyler alıp yiyebilmek, o koskoca ve upuzun açık büfeden seçimlerini yapıp koca tepsi içinde lokomotif gibi dizili masalardan birine oturmak. Rejans, Hacı Abdullah, Hacıbey, Lebon, Markiz, İnci ve daha niceleri. Maalesef şimdi bunlardan bir ikisi hariç hiç biri kalmadı, aslında ülkemizde dededen toruna devam eden müesse sayısı da Avrupa veya Amerikadaki gibi değil, parmakla sayılacak kadar az. Mülk sahibi değilseniz kiralar uzay hızıyla ilerliyor, kazançlar öyle mi? Cadde üzerindeki lokanta, kafe olabilecek mekanlar, bankaların ödediği kiraların cazibesine dayanamayan mülk sahiplerinin tercihi. Belki haklılar ama böylelikle güzelim lezzetlerimiz, unutulamayacak hatıralarımız da birer birer kayboluyor. Baktığınızda, Beyoğlu Belediyesinin titizliği ile gelişmiş, güzelleşmiş, eski değer ve görkemleri korunarak yenilenmiş binalar maalesef eski kiracılarının yerini, bankalar gibi yüksek kazançlı müesseselere bırakmış durumda. Umuyorum, gastro turizmin önemini çok iyi bilen, turizmin içinden gelen Beyoğlu Belediye Başkanımız bunun için de bir çare düşünecek, gastronomik çekiciliğin ülkemize, şehrimize Beyoğluna vereceği katkının bilinciyle, Beyoğlu’nda kendini kanıtlamış gastronomik kuruluşlardan desteğini esirgemeyecektir.


Sofralarınızda kılıç lezzet ... Prat k Lezzetler Aç-Ye Lezzetler Taze Lezzetler

Tuttuğumuz gibi getirdik...

P ş r-Ye Lezzetler Gurme Lezzetler Serv s Öner ler

www.k l cden z.com.tr nstagram.com/k l cden zurunler /

tw tter.com/k l cden ztr

l nked n.com/company/kılıç-den z

facebook.com/K l cDen zUrunler /


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.