Milliyet lezzet 24

Page 1

M.Vasfi PAKMAN

TÜRKİYE’NİN LEZZETLERİNİ DÜNYA’YA TANITAN FUAR

YARIN AÇILIYOR

YIL

Yemeğin ‘NİRVANA’sı ‘LEZZET’tir! Sayfa 2’DE

3

SAYI

24

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Sayfa 6’DA

5. HALLE

www.milliyet.com.tr

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

Tüm Oku r

’deyiz

larımızı v e üyelerim izi bekler iz

BASINDA GÜVEN

Türkiye’nin Profesyonel CHEF’lerine Güveniyor,

MOZZARELLA

RICO

TTA BURRATA

YOĞURT

Gücümüzü Ülkemizin Gastronomi Sektöründen alıyoruz.

KAYMAK

ÖZDESİ G İ N E Y İN R E İL R E ARKÜT Ş E V I C A Z İZ P , N A ÜNLÜ RESTOR

İTALYAN

PEYNİRLERİ

Sayfa 3’DE

Kandıra Mandacılık ve BUFALA Süt Ürünleri Sanayii 2013 Yılında Niyazi Yelkencioğlu ve Ömer Aral tarafından kuruldu. İtalyan Peynir Ustaları ve Veterinerlerin yönetimindeki Modern çiflikte İtalya’dan getirilen mandaların sütünden Mozzarella, Burrata, Ricotta ve Mascarpone gibi İtalyan peynirleri ile saf ve nefis manda kaymağı, yoğurdu ve tereyağı üretilerek satılmaktadır.

KÜÇÜK MEKANDA BÜYÜK LEZZET Emekli olduktan sonra, İtalya’da PİZZACILIK sanatını öğrenen bir mühendisin, Ahmet IŞIM’ın azim ve başarı hikayesi. Sayfa 9’DA

T A V S İ Y E L Sayfa 6’DA E Hugga Clarion Hotel İstanbul R YENİ ŞUBESİ EMİRGAN’DA LEZZET SUNUYOR

2016 İKA/ DÜNYA AŞÇILAR OLİMPİYADINA KATILIYORUZ ! 22.26 Ekim de Almanya’nın Erfurt Kentinde yapılacak olan İKA/DÜNYA AŞÇILAR OLİMPİYATINA katılacak olan EUROTURK CHEFS Avrupalı ve Türkiyeli Chef’lerin Mutfak Takımı, Berlin’den gelen Dernek Başkanı ve Takım Kaptanı Chef Cengiz G. Benken ve İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Nedret Apaydın’ın da katıldığı Saphire binası seyir terasından KILIÇ DENİÇ ÜRÜNLEDİ ile yapılan Lezzet Showunda basın ve sektöre tanıtıldı. Sayfa 5’DE

Palomar Bar & RestoranSayfa 8’DE Zuma Palmarina Bodrum Sayfa 7’DE

KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR

SUŞİ LEZZETLERİ

Sayfa 9’DA

Delimonti

Sayfa 13’DE

ANADOLU LEZZETLERİ


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet yolu

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

YAZA DAMGA VURAN MEKANLAR

Lezzet

name

Bu yazın başında açılan ve tüm mevsim boyunca en çok tercih edilen restoranları halen keşfetmeyenler için listeledik. Restoran keşif rehberi Zomato’nun kullanıcı davranışlarından yola çıkarak hazırladığı bu listede Mayıs ve sonrasında açılan ve açıldığı günden beri popülerliğini koruyan İstanbul restoranlarını bulabilirsiniz!

M.Vasfi PAKMAN vasfipakman@lezzetgazetesi.com

Sayın Okurlarımız & Firmalarımız; Bana her Konuda, her an Google'dan, e-Mail adresimden ve 0532 4106048 nolu telefonumdan ulaşabilirsiniz.

A

Yemeğin NİRVANA'sı LEZZET'tir !

rtık Ülkemizde; Lezzet’e hizmet eden ve onu yaratan tüm katmanları buluşturan, Lezzet’in 5 temel direğini oluşturan ve zirveye oturan bir yapı (LDP) var! Lezzet’in 5 temel direğini oluşturan: LMD, Markalı Lezzet Ürünlerini yetiştiren, imal eden ve dağıtan kişilerden, LPD, Lezzeti yaratan amatör, profesyonel mutfak sanatçılarından, LİD, Markalı Lezzet Mekanlarını yapan ve işleten kişilerden, LYD, Lezzeti ve altyapısını tanıtan yazarlar ve bloggerlardan ve LDD, Lezzetsever her kesimden insanlardan yani Lezzet Dostlarından 11 yıllık bir gayret ve gelişim neticesinde meydana gelen bu yapı Türkiyenin LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU’dur. 3 Ağustos 2016 itibarıyla kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır. Gastronomi konusunda bizden önde olan Avrupadaki bazı ülkelerde dahi bu yapılanmanın emsali yok. Yeme-İçme konusu tüm canlılarda olmakla beraber, insan’da farklı bir boyuta geçer. İşin içine gıda maddelerini değişik yöntemlerle pişirme, zevkli bir sunum, tabiiki lezzet önem arzetmektedir. Bunun adına ister yemek yapma ve sunma diyelim, ister gastronomi diyelim. Buradaki Piramid’in de katmanları vardır. Geniş tabanda: Gıda ürünlerinin tarlada, denizde, çiftliklerde yetiştirilmesi, tabiatta bulunması veya yakalanması ile atolye veya fabrikalarda üretilmesi, ambalajlanması ve lojistiğidir. Bir üst katmanda ise bu malzemenin, mutfak sanatçılarının işlemesi için gereken metal, ahşap, plastik, cam, porselen vs.maddelerden oluşan,

mutfak cihazları, soğutucular, set üstü ve sofra üstü ekipmanlar, mobilya, mefruşat,sanayiidir. Ayrıca, mimari çalışmalar, mühendislik montaj ve lojistik hizmet vardır. 3. katmanda ise sanat, zeka, eğitim, görgü gibi insani özelliklerin yoğun olduğu, yemeğin oluşumunun sağlandığı ‘pişirme ve sunma” bölümüdür. Ev kadınları, amatör ve profesyonel aşçılar, pastacılar, F&B yöneticileri, işletmeciler, yatırımcılar ve diğer görevliler bulunmaktadır. 4. katmanda; lezzetsever insanlar bulunmaktadır. Evdeysek aile efradı ve misafirlerimiz, profesyonel mekanlarda ise müşterilerdir. ANCAK; piramidin uç noktası, yani tüm gayret, yatırım, bilgi birikimi ve çabaların ulaştırdığı NİRVANA vardır ve o da LEZZET’tir. En alttan, en üste piramidin içindeki insanların yakalamaya çalıştığı LEZZET’in yaşatılması ve sürdürülmesi gerekir. Bu bir üretim ve hizmetler silsilesidir. Tabiiki insani iç güdülerin ve duyguların birbirini tetiklemesiyle oluşur. Ve işte bütün mesele’de budur. LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU ise: Dernekleri ve üyeleriyle, destekçileri ve takipçileriyle, Gastro Kültür Merkeziyle, ulusal ve uluslararası yayınları ve etkinlikleriyle bu oluşumun teminatı olacaktır. Türkiyemize ve dünyaya hayırlı olsun ! Budist Asanga’ya göre nirvana, öte-âleme ait bir ödül olmayıp insanların ruhsal gelişim sonucunda yeryüzünde erişebilecekleri bir haldir; bu, saf bilinçlilik hâlidir. Eski Türklere ait ilahilerde “nirvanaya doğmak” ve “nirvanaya ulaşmakta” da kastedilen budur.

CHEF MEZZE

SERAF RESTAURANT

KEV SNACK

MAHMUTBEY’DE yer alan ve geniş bir alana MUTFAĞA olan aşklarıyla ünlü olan Gazi & Bilal Ateş kardeşlerin yazın başlarında açtığı mekanı sahip olan Seraf Restaurant; Doğu Anadolu mutChef Mezze, aynı sürelerde açılan rakiplerine fark fağının güçlü temsilcilerinden olduğunu çok kısa atarak açık ara en çok tercih edilen restoran oldu! sürede kanıtladı. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 105 TL İki kişilik ortalama hesap tutarı: 200 TL

AHALI 279

SANAT BAHÇE

ZEKERİYAKÖY’DE yeşillikler içine konuşlanmış olan Ahali 279 bu yazın kaçış noktalarından biri. Temiz hava alırken lezzetli bir şeyler de tatmak isteyenlerin bolca uğradığı mekan, yazı dopdolu geçirdi. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 150 TL

EAT PRO DIET

MEL’S CAFÉ & BISTRO

TAKSİM’DE yer alan ve özellikle genç kesimin yaz boyunca sık sık uğradığı Sanat Bahçe de yaz sıcaklarının en çok tercih edilen mekanlarından oldu! İki kişilik ortalama hesap tutarı: 80 TL

MUCIZELER DÜKANI PATISSERIE & CAFÉ

SAĞLIKLI diyet yemeklerinden oluşan lezzetli menüsüyle Bebek’te hizmet veren ve henüz bu yaz açılan Eat Pro Diet; beslenmesine dikkat edenlerin ve protein ağırlıklı beslenen sporcuların kısa sürede uğrak noktası olmayı başardı. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 80 TL

GİDEREK artmaya devam eden kahvaltı tutkusunun Moda’daki en lezzetli adresi haline gelen Kev; gerek ürün kalitesi gerekse güler yüzlü elemanlarıyla hayran kitlesini oluşturmuşa benziyor. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 70 TL

Kısa süre içerisinde Nişantaşı’nın en sevilen tatlıcılarından olan Mucizeler Dükkanı, renkli dekorasyonuyla da en beğenilenler arasına girmeyi başardı. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 35 TL

RUMELİHİSARI sahilinde yer alan mekan, hem manzarası hem de sunduğu lezzetlerle Boğaz tutkunlarının yaz favorisi olmayı başardı. İki kişilik ortalam hesap tutarı: 65 TL

KARLETTO CARLO BERNARDINI ROOF TERRACE ÜNLÜ şef Carlo Bernardi’nin Galata’da bu yaz açtığı mekan, kısa sürede popülerler arasındaki yerini aldı. Haliç manzarası eşliğinde konuklarına lezzetli yemekler sunan ünlü şef, daha uzun süre adından söz ettireceğe benziyor. İki kişilik ortalama hesap tutarı: 250 TL

Yeme-İçme Profesyonellerini eğitim, etkinlik ve iş ağı temelinde bir araya getirmeyi ve sektöre toplam fayda sağlamayı amaçlayan YİP/ Yeme İçme Profesyonelleri Derneği’nin CVK HOTEL’de yapılan tanışma etkinliği, sektörün tüm paydaşlarından temsilcileri buluşturdu.

‘Fayda’lı oluşum YİP kuruldu

Y

eme İçme Profesyonelleri Derneği (YİP) Yönetim Kurulu Üyeleri ile derneğin amaç ve hedeflerinin tanıtıldığı etkinlik, 500 sektör profesyonelini ,iş ağı (network) temelinde bir araya getirdi. CVK Park Bosphorus Otel’de düzenlenen etkinliğe, otel genel müdürleri, restoran, kafe ve catering işletmecileri, yiyecek-içecek müdürleri, aşçılar, akademisyenler, gastronomi yazarları, bloggerlar, pazarlama uzmanları, franchise yöneticileri, yemek, şarap, kahve, alkollü içecek uzmanlarının yanı sıra çok sayıda tedarikçi firma temsilcisi ve sektör duayeni katıldı. Yeme-içme sektöründe iş gören tüm paydaşları, etkinlik ve iş ağı temelinde buluşturmak amacıyla yola çıktıklarını kaydeden YİP Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Koç, aynı zamanda tedarikçileri, yeme-içme işletmeleriyle farklı etkinliklerde buluşturarak, ölçek ekonomisi oluşturmak gibi bir misyon üstlendiklerini söyledi. Yeme-içme/gastronomi sektörünü, uluslararası arenada temsil etmek ve bir marka haline getirmek istediklerini sözlerine ekleyen Koç, “Hayallerimizi gerçekleştirmek adına, sektörde marka olmuş, farklı mecralarda ve iş kollarında faaliyet gösteren yönetim kurulumuz ve bu yolda bize destek veren kişi ve kuruluşlarla işbirliklerimizi geliştirerek, çalışmalarımızı, sektörün bir bütün olarak, orantılı büyümesi ve sektörde toplam fayda sağlamak için planlıyoruz. Hedeflerimize ulaşabilmenin yolu ise sektör profesyonellerinin bireysel, işletmelerin de kurumsal üyeliklerinden geçiyor. Nicelik ve nitelik olarak ne kadar büyürsek, sektör olarak da marka haline geleceğiz” diye konuştu. Toplantının öncesinde ve sonrasında birer saat olarak gerçekleştirilen ‘iş ağı’ temelindeki tanışma etkinliklerinde ise, sektör profesyonelle-

ri tanışıp kartvizit alışverişinde bulundular. Fuayede stantkuran, KasapDöner, İnoksan, Ekol Gıda, Ecolab, MOC (Ministry of Coffee), Erenil, Arkhe Yazılım, Techno Tem, Baron Şarapçılık, Tomurcukbağ Şarapları, Almat Matbaa gibi tedarikçi firmalar da sektör profesyonellerine ürün ve hizmetlerini tanıtma fırsatı bulup, yeni iş bağlantıları kurdular.

Necdet Koç

YİP Yönetim Kurulunda kimler var? NECDET KOÇ: Aydın Demir: ELIF KORKMAZEL:

Operasyon Yöneticisi, Eğitmen, Yazar Feriye Palace ExecutiveChef Televizyon Programcısı, Eğitmen, Danışman Aşçı PROF. DR. HALUK LEVENT: Kemerburgaz Ünv. İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fak. Dekan Yrd. TIMUR ER: Hard Rock Cafe Operasyon Müdürü DOÇ. DR.DILISTAN SHIPMAN: Bilgi Ünv. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı DOĞUŞ ÇELIK: Keyveni Kurumsal Yemek Gn. Md. Yrd. MERVE İŞERI: Kitchen Creates Kurucusu ERKAN DEMIRER: Morini Restoran Satın Alma Müdürü İZEM ARMAĞAN: Teşvikiye Merkez Köftecisi Kurucusu, Instagrammer(#blondiecheff) BERTAN DEMIR: Radisson Blu Hotel Şişli Bar Süpervizörü MURAT GÜREŞ: İşletmeci, Kahve Uzmanı


Project1

Lezzet markaları

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

Sezonun LEZZET BOMBASI Kandıra’da patladı !

BUFFA İTALYAN PEYNİRLERİ

Ünlü Restoran, Pizzacı ve Şarküterilerin Gözdesi oldu

K

ANDIRA Mandacılık ve Bufala Süt Ürünleri Sanayii 2013 yılında Niyazi YELKENCİOĞLU ve Ömer ARAL tarafından kuruldu. İtalyan Peynir ustaları ve Veterinerlerin yönetimindeki, modern çiftlikte beslenen ve İtalya’dan getirilen Hamile Mandalar ve onların yavrularıyla, bu gün 400 ün üzerinde olup, cinsleri dolayısıyla günde 1012 Litre gibi iyi bir verimlilik sağlıyorlar. Yine aynı yerde, İtalyadan getirilen makinalarla kurulan AB standartlarındaki, hijyenik üretim merkezinde, mis gibi katıksız MANDA SÜTÜNDEN üretilen taze ve nefis İTALYAN PEYNİRLERİ: Mozzarella, Burrata, Ricotta ya; 5 yıldızlı Otellerin, Fine Dining Restaurantlar, İtalyan Lokanta ve Pizzariaları ile ünlü Şarküteri dükkanları başta olmak üzere Yiyecek İçecek yani Gastronomi Sektörünün talebi yoğun. Lezzetle ilgili basın yayın, ayrıca STK ve eğitim çalışmalarım dolayısıyla, yurt içinde ve dışında, hemen hemen her gün yemek ve tadımlar yapıyor, yeni lezzetler keşfedebiliyorum. Epeydir; Papermoon, Cortiletto, La Mia Luce, Carluccios, D-ream Grubu gibi yönetici ve chef’lerini yakından tanıdığım dostlarımdan, “ böylesi İtalya’da bile yok “ diye öve öve bitiremediklerini duyduğum ve maalesef çok az tadma fırsatı bulduğum, bu “TÜRK işi İTALYAN peynirleri “ olayını araştırmaya başladım. Saydıklarımın çok ötesindeki mekan ve şarküteri’lerde ürünlerinin kullanıldığını öğrendiğim BUFFA’nın yöneticilerinden Ali ARAL’a ulaştım. Genç, dinamik, eğitimli ve yaptığı işe inanmış sempatik bir kişilik. Beni heyecanla Kocaeli’nin Kandıra ilçesindeki çiftliklerine davet etmedi, bizzat alıp götürdü. Beni bu muhteşem tesisin kurucularından babası Ömer ARAL ile Çiftliğin ve imalatın sorumlusu; Dott.yani Dr. ünvanlı Zooteknisyen Angelo Lotumolo ile tanıştırdı. Birlikte araziye çıktık, orman önüne konuşlanmış, 50 dönüm yemyeşil alana yayılan tertemiz ağılları, derileri pırıl pırıl parlayan Mandaları, hatta doğum yapan bir mandayı da gördüm. Hayvan temizliğinin ön

planda tutulduğu tesiste, hayvan kaşıyıcı makinalardan, otomatik duşlara kadar herşey en ileri düzeyde. 16 mandanın aynı anda sağıldığı modern süthane ve sünnet olup, Kandıra’dan evlenen Dott Lotumo’nun, üretimi yönettiği ve bizzat Mozzarella ya-

Yiyecek İçecek Sektörümüze; İşte bu GÜZELLİĞİ yapan BABALAR ve OĞULLARI NİYAZİ YELKENCİOĞLU ve ÖMER ARAL bu muhteşem yatırımı yaptılar. ALİ ARAL ve EREN YELKENCİOĞLU’ da, bu nefis ürünleri pazarlıyorlar.

Ünlü Chefler ‘Tercihimiz Buffa’ dediler

pışına şahit olduğum imalathaneyi gezdim. Arazi gezisinde aldığım oksijen, sarfettiğim enerji vede en önemlisi peynirlerin yapımındaki nefis taze süt kokusu beni şiddetli acıktırdı. Çok rahat bir villa yapısındaki ofis binasında en tazesinden, daha doğrusu üretimden gelen peynir çeşitleri, bahçeden toplanmış naneler, maydanozlar, domates ve biberlerin daha da açtığı iştahımı tatmin ettim. Ömer ARAL ve oğlu Ali ile masa başında devam eden sohbetimiz, diğer yatırımcı ortak Niyazi Yelkencioğlu’nunda katılımıyla daha da hararetlendi. Ömer Aral ve Niyazi Yelkencioğlu Türkiye’de iyi mozzarella yiyemedikleri için üretme ve emeklilik hayali olarak başlayan iş 10 milyon liralık bir yatırıma dönüşmüş. İyi mozzarella için iyi süt, iyi süt için iyi manda gerektiğini söyleyen Yelkencioğlu, “Baktık ki iyi manda sütü yok kaliteli sütü üretmeye karar verdik! Mem-

leketim olan İzmit’in Kandıra ilçesinde 50 dönüm büyüklüğünde bir arazi bulup manda çiftliğimizin ilk adımı attık” dedi. Araziden sonra sıranın içinin doldurulmasını da Ömer Aral şöyle anlattı. “Bu süreçte Türk mandalarında aradığımızı bulamadık ve rotayı İtalya’ya çevirdik. Türkiye’de mandalar günde 3-4 litre, İtalya’dakiler 10-15 litre süt veriyor. Dünyanın en iyi mozzarellasının yapıldığı Napoli’nin Piemonte yakınlarında mandalarımızı bulduk. 2014 Nisan’ında 200 gebe mandayı Kandıraya getirdik. dedi’’ ve çiftlikte şu anda 430 mandanın olduğunu, çiftliklerinin Türkiye’deki ilk modern manda çiftliği olduğunu ve hemen içinde kurdukları mandırada %100 manda sütünden Mozzarella, Burrata, Ricotta, Mascarpone peynirleri ile yoğurt, kaymak ve tereyağ ürettiklerini bildirdi. Sözü alan Yelkencioğlu ise, gerçek Mozzeralla peyniri İtalya’dan ithal ediliyordu, burada vardı ama yüzde 100 manda sütü de-

ğildi. Şimdi İtalyan ziyaretçilerimiz oluyor, ünlü otellerin aşçıları geliyor “İtalya lezzetinde Mozzeralla, Burrata ve Ricotta’yı sizde bulmaktan memnunuz” diyorlar. Bu tarz özel peynirlerin ithalatını kesecek küçük de

olsa döviz çıkışını önleyeceğiz, çünkü biz artık İtalya ayarında peynirler üretebiliyoruz” dedi. Ürettikleri peynir, yoğurt ve tereyağına talebin çok olduğunu, müşterilerinin İstanbul’daki Fine Dining Restoranlar, Otel ve Şarküteriler olduğunu kaliteli ürünlerinin pazarın da her geçen gün büyüdüğünü, hedeflerinin manda sayısını arttırmak olduğunu söyledi. Kandıra’da 20 sene önce 20 bin civarındaki manda sayısının bin civarına düştüğünü, bu nedenle 2 yıl önce Kocaeli Manda Birliği’ni kurduklarını söyleyen Yelkencioğlu, “Manda üreticilerini bilinçlendirmek, manda sütü üretimini arttırmak hedefimiz. Daha hijyen süt üreteceğimize inanıyor ve üyelerimizi buna yönlendiriyoruz çünkü bizim çiftliğimizde otomatik sağım ünitesi var. Manda sütü, inek sütünden daha değerli. Pazar önceliğimiz İstanbul ve Türkiye, ondan sonra yurt dışı. Çiftliğimizi Kandıra’da kurmamız Kandı-

ra mandasının meşhur olması. Çünkü Kandıra yoğurdu manda sütüle yapılır. Biz hem manda sayısını çoğaltmak hem de manda sütünden ürünleri piyasaya sürerek Kandıra adını da duyurmak istiyoruz.”dedi. “İTALYA İLE AYNI AYARDA PEYNİR YAPIYORUZ” Ömer Aral ürettikleri sütün tümünün kullandıkların Mozzarella ve Burrata’dan artan sütten Ricotta ondanda artandan tereyağı yapabiliyoruz. Önce Mozzarella ile başladık yanına Türkiye’de çok istenen Burrata’yi ekledik. İtalya ile aynı ayarda peyniri burada yaptık. İstanbul’daki İtalyan lokantalarının şefleri peynirlerimize bayılıyorlar. Mandalarımızın hayat tarzı İtalyadakiler gibi “Köylerdeki Türk mandalar tarlada ne bulursa onu yiyor. Bizse mandalarımıza yonca, yulaf ve soyadan oluşan doğal bir mönü veriyoruz. Hazır yem kullanmıyoruz. Bu mandalarda sağım da kolay oluyor. Neredeyse kendileri gidiyorlar. Yerli mandalar biraz vahşi oluyorlar” dedi. Peynir makineleri ve İtalyan peynir ustasının da gelmesiyle çiftlikte tüm peynir çeşitlerinin üretimine başladıklarını, özellikle Mozzarella, taze tüketilmesi gereken bir peynirdir. En lezzetlisi, yapıldıktan bir gün sonra sofraya konanıdır ve bu Türkiye’de bir ilktir.Çünkü Ülkemizde bu peynirler %100 manda sütünden yapılmıyor. İnek sütünden veya inek sütü karıştırılarak yapılıyor. Bizim marketlerden tanıdığımız Mozzarella peynirine İtalyanlar, “Fioridilatte” diyorlar. Fiyatları da çok ucuz tadı da çok farklı oluyor” ÇİFTLİKTE üretilen peynirlerin İstanbul’daki restoran ve şarküterilere pazarlanması da bizzat, iki ortağın oğulları Ali Aral ve Eren Yelkencioğlu tarafından yapılıyor. Ancak manda sütünün kilosu, 1 lira olan inek sütünün altı katı olduğu için fiyatlar pazar ortalamasının üstünde diyen “Kuruluşun ortakları küçük bir iş olarak başladık ama ikimiz de mükemmeliyetçi olduğumuzdan en iyisi olsun istedik” dediler

MANDA SÜTÜ Manda sütü inek,koyun ve keçi sütünden %58 daha fazla kalsiyum,%40 daha fazla protein ve daha az kolesterol içeriyor. Manda sütü en iyi multivitamin kaynağıdır, Manda sütünün yağ oranı % 7-8 dir diğer sütlere nazaran iki kat fazla olmasına karşılık kolesterol değeri diğer sütlere göre önemli ölçüde ( 3,14 mg/g ) düşüktür. Aynı zamanda yağ oranını 2 misli olması vücuttaki enerji oranınıda 2 katına çıkartmaktadır. Mineral madde içeriği açısından manda sütü diğer sütlerden kalsiyum,demir ve fosfor içeriği açısından daha fazladır. Bu yüzden hamile hanımlarda ve çocukların sağlıklı büyümesinde çok katkısı vardır. Ayrıca manda sütünde doğal antioxsidan kaynağı olan E vitamini öncü maddesi alfa tokorol miktarı ve peroksidaz aktivitesinin diğer sütlere göre 2-4 kat fazla olması bu sütten yapılan yoğurt,kaymak,peynir gibi ürünlerin kalp ve kanser gibi hastalıklara çok yararı vardır. Manda sütünde Laktoz ( süt şekeri ) daha düşük olduğundan büyüklerde ve çocuklarda alerjiye neden olmaz. MOZZARELLA - BURRATA Mozzarella peyirinin besin değerleri şu şekildedir. 100 gramda 280 kalori, 17 gram yağ, 95 mg potasyum, 3,1 gr karbonhidrat, 28 gram protein vardır. Peynir ayrıca A,C,D,B12, Pridoksin, Magnezyum, Kalsiyum, Demir ve D vitamini muhteviyatına sahiptir. Mozzarella peyniri D,E,A (4) gibi yağda çözülen vitaminler içerir. Bu vitaminler kalsiyum emilimi, kemik sağlığı ve hücre zarının korunması için gereklidir. Mozzarella kemik ve diş sağlıgı için gerekli mineral olan kalsiyumu yüksek miktarda içerir 28 gr mozzarella peynirinde 183 mg kalsiyum vardır. Bunun yanı sıra, mozzarella kalp kaslarının korunmasında önemli rol oynar ve kolon kanseri rizkini azaltır. Ayrıca kilo vermenize yardımcı olur. Mozzarella peynirinde gıdalardan kalsiyumu absorbe etmeye yardımcı olur, böbreklerin düzgün çalışması için gereklidir. Çinko hayatımız için çok önemli minerallerdendir. Cilt sorunları ile savaşır beyaz kan hücresi sayısını arttırır. Prostat bezlerinin iyi salgılanmasını sağlar. Protein açısından zengin bir yiyecek olduğundan enerjiyi yükseltip, kas gücünü arttırır. Porasyum bu peynirde bulunan bir diğer mineraldir. Potasyum kan basıncını düşürür ve kalp ritmini düzenler. RİCOTTA Ricotta bizim ülkemizde lor olarak bilinen peynirin manda sütünden elde edilen peynire verilen addır. Ricotta peynir altı suyunun 85-90 dereceye kadar ısıtılması sonucu elde edilen peynirdir. Ricotta peyniri Ravioli ve cheesecake yapımında çokca kullanılır. Besin degerleri: 100 gr da 174 kcal toplam yağ 13 gr, kolesterol 51 mg, sodyum 84 mg, potasyum 105 mg, karbonhidrat 3 gr, Diyet lifi 0 gr, şeker 0.3 gr, protein 11 gr, A vitamini 445 ıu, calsiyum 207 mg, B12 vitamini 0.4 ug, demir 0.4 mg, magnezyum 11 mg. Omega 3 ve Omega 6 fatty asit kalp hastalıklarına ve kansere ve vücuda çok yararlıdır. 100 gr ricotta 139 mg Omega 3 fatty asit ve 339 mg Omega 6 fatty asit vardır. YOĞURT Manda yoğurdu doğal antibiotiktir bağışıklık sistemini güçlendirir ve manda yoğurdu içinde çok yüksek miktarda B 12 vitamini bulunmaktadır. Bu et yiyemeyen ve vegeteryen ler için manda yoğurdunu mükemmel bir alternatif yapmaktadır. Manda sütünde İnek,Koyun ve Keçi sütüne oranla % 40 daha fazla kalsiyum içerir. Manda yoğurdunun laktoz oranı çok azdır ve alerji yapma ihtimali düşüktür. Tübitak raporuna göre Manda yoğurdu Kolon kanseri rizkini %80 azaltmaktadır.


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet rehberi

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

KALBİNİZİ EGE’DE BIRAKACAĞINIZ BİR OTEL Başyazı

Özlem MEKİK

’ M U R D O B E X U L E D IC N ‘TITA

ozlemmekik@lezzetgazetesi.com

Özlem Mekikʼin gözünden

Tarihin ve doğanın buluştuğu ‘SARIGERME’

Ş

öyle bir yer düşünün şimdi; upuzun bir sahil şeridi, ne kumsalında, ne de denizinde tek bir taş bile yok. Havası sizi büyülüyor. İri taneli kumlardan oluşan kumsalında uzun yürüyüşler yapıyorsunuz, batan güneşe karşı… Neresi burası diye soracak olursanız, bu cennet parçası “Sarıgerme” Sarıgerme’ye Dalaman havaalanından yaklaşık 12 km.lik bir yolculuk sonrası varıyorsunuz. Oradan da hemen plaja ve kıskandıracak güzellikteki denize elbette. Özel aracınızla yolculuk yapacaksanız; sırasıyla İzmir, Aydın, Fethiye ve Köyceğiz rotasını izlemelisiniz. Köyceğiz’den hemen sonra Ortaca, sonrasında ise Sarıgerme’ye ulaşıyorsunuz. Sarıgerme, doğasıyla ve tarihi ile, son dönem yıldızı parlayan tatil merkezlerinden biri. Henüz çok keşfedilmediğinden, diğer tatil merkezlerine oranla çok daha sakin ve huzurlu. Sarıgerme’nin diğer bir avantajı da Fethiye ve Göcek gibi merkezlere çok yakın olması. Pisilis, Kaunos gibi tarihe tanıklık etmiş olan belde, mavi yolculuk yapanların gecelerini geçirdiği bir nokta olması dolasıyla, ayrı bir önem taşıyor. Ayrıca sörf severlerin de gözde duraklarından biri. Bu özel tatil merkezine yolunuz düşerse, nerede kalırım diye sorarsanız, listemde ilk sırada olan Hanbutik Otel Sarıgerme derim. KADIN ELİ YANSIMIŞ BİR OTEL “HANBUTİK OTEL SARIGERME” Sahibi bir kadın, ama öyle sıradan bir kadın değil. İstanbul’a veda etmiş, rotasını Sarıgerme’ye çevirmiş, harikalar yaratmış, güçlü Handan Özarutan. Güçlü yapısını otelin sağlam duruşuna, zerafetini ve ince zevkini ise, başta konsept ve dekorasyon olmak üzere, otelin her bir karesine yansıtmış. İnanılmaz güzellikte bir konaklama noktası. Hani cennetten bir köşe derseniz ya, o cinsten. Naifliğini, tevazu dolu kişiliğini her bir müşterisi ile ilgilenirken görebiliyorsunuz. Otelin her şeyi ile de bizzat kendi ilgileniyor. Kah müşterilerini karşılıyor, kah resepsiyonda telefonlara cevap veriyor, kah mutfağa giriyor. Ayrıca gurur duydum hem cinsimle. Çok yakında gurme turlarına da ev sahipliği yapacak otelin odaları da ayrı huzurlu. Altını çizerek belirtmeliyim ki; hijyen standartların üzerinde. Çok temiz bir otel burası. Kapılarda Marilyn Monroe’yla karşılaşabilirsiniz, biberiye ve limonla servis edilen sulardan içebilirsiniz, begonvillerin kokusunu içinize çekebilirsiniz. Mutfağı da oldukça başarılı, bunu nacizane uzman gözüyle söylüyorum. Kahvaltıdan, akşam yemeğine, atıştırmalıklara kadar hemen her şeyin tadı, kıvamı yerinde. Soğuk içeçekler ve kokteyller, özellikle sunumları şahane. Bir sonraki tatil rotanız ve konaklama noktanız belli oldu sanırım. Şimdiden huzurlu, keyifli tatiller…. Afiyette kalın.

ozlemmekik@lezzetgazetesi.com

B

u sezon ki; tatil duraklarımdan bir diğeri Bodrum’daki Titanic Deluxe Bodrum oldu. Bodrum’un yeri tartışılmaz, Titanic kalitesi de öyle. Türkiye’nin en önemli turizm kurumlarından biri olan Titanic Oteller Grubu’nun en özel konaklama noktalarından biri olan Titanic Deluxe Bodrum, Bodrum’un en güzel koylarından biri olan Güvercinlik’te, güzel Ege’nin iki yakası olan Bodrum ve Mykonos’u yansıtan konsepti ve dekorasyonu ile hizmet veriyor. Lüks ve şıklığı bir arada sunan Titanic Deluxe Bodrum, huzurlu bir tatil için her şeyi düşünmüş. Ben bu konforu bizzat yaşadım ama bu özel turizm noktasını bir de, ilk ağızdan dinlemenizi istedim ve Aygün Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aygün ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdim. Mehmet Bey, her şeyden önce tüm ekibiniz için ve bu harika tatil için teşekkür ederek başlamak isterim. Gerçekten, ödenen her bir kuruşun hakkını fazlasıyla veriyorsunuz. Ve hemen ilk soruma geçmek istiyorum. Biraz turizm geçmişinizden bahseder misiniz bizlere? Halihazırda hizmet sektörünün içinde olduğumuz için bu hizmeti konaklamayla birleştirmeye karar verdik. Yeme - içme tarafında ulaştığımız hızlı ve başarılı büyümeyi tamamlamak ve farklı bir boyuta taşımak için konaklamanın yani turizmin de içinde olmamız gerektiğini düşündük. OTELCİLİĞE 1992 YILINDA İSTANBUL ŞİŞLİ’DE 55 ODALI BİR OTEL İLE BAŞLADIK

TITANIC HOTELS markasının hikayesi ise şöyle. 2003 yılında Antalya’da grubun ilk resort oteli aynı zamanda Türkiye’nin ilk konsept otellerinden olan Titanic Beach Lara’nın açılması ile birlikte diğer otellerimizi de TITANIC HOTELS markası altında topladık. Otelinizin konsepti, doğayla iç içe olması. Dekorasyonu da bunu yansıtıyor. Konseptinizin çıkış noktasını biraz anlatır mısınız? Diğer tüm Titanic otellerinde olduğu gibi Bodrum otelimizde de misafirlerimizin konforu, memnuniyeti için her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşündük ve uyguladık. Havalimanına en yakın otel ve konumu itibarıyla doğal

liman özelliğine sahip bir noktada bulunmaktayız. Rüzgar almayan, sakin bir denize sahip, kesintisiz deniz ve orman manzarasına hakim ayrıcalıklı bir otel. Gerek dekorasyonu gerekse içinde barındırdığı özellikleri ile otelimizin fark yaratacağına eminiz. Mükemmel konaklama alternatiflerinden spor aktivitelerine, Spa’sından çocuk kulübüne, dünya lezzetlerini sunan restoranlarından sınırsız eğlencenin yaşandığı su parklarına kadar tam anlamıyla kusursuz bir tesis oldu. Titanic Deluxe Bodrum’un Ege’deki vazgeçilmez adresiniz olacağını söyleyebilirim. Kimlere hitap edecek derseniz Titanic Deluxe Bodrum farklı tatil seçenekleri arayan herkesin dilediğini bulabileceği bir otel. Balayı çiftleri için unutulmaz bir tatil sunarken, çocuklu aileler için de kusursuz bir seçim olacak. Eğlenceye doymak isteyen gençlerde bizi tercih edebilir; dinlenmek, sakin bir tatil geçirmek isteyenler de. Bugüne kadar edindiğimiz tecrübeler, yaptığımız diğer projelerden edindiğimiz tüm birikimleri bu projede bir araya getirdik. Neden Titanic Deluxe Bodrum diye sorsam, iki cümle ile açıklayabilir misiniz bizlere? Kesintisiz deniz manzarası, rüzgar almayan Güvercinlik koyu, yeme –içme konusunda tescilli olması. Titanic Deluxe Bodrum’un etkileyici Ege manzaralı şık restoranlarında ve barlarında muhteşem lezzet seçenekleriyle harika deneyimler yaşatıyoruz. Usta şeflerimizin, büyük özenle ve en taze malzemelerle hazırladıkları, Türk ve dünya mutfağından lezzetler her biri kendine özgü stilleri ile dizayn edilmiş restoranlarımızda lezzet sever misafirlerimize ayrıcalıklı tatlar sunuyoruz. Konaklama seçenekleriniz, odadan, suite hatta villaya kadar geniş bir yelpazeye sahip. Bu konuda bizi biraz aydınlatır mısınız? Tüm oda segmentlerimiz deluxe standartta. Kendi içlerinde farklı büyüklüklere göre kategorize edildi. Aile konsepti için özel odalarımız bulunmakta. Kendi özelini yaşamak isteyen misafirler için villalarımız ve yine balayı çiftleri tarafından çok tercih edilen romantik suitler de mevcut. Kendilerine ait özel bahçeleri, havuz ve verandaları olan müstakil villalar, geniş ailelerin birlikte tatil keyfi yapabileceği Presidential Villa, kendilerine ait özel

manzaraları olan konsept odalar sunuyoruz. Klasikleşmiş bir soru ile devam etmek istiyorum. Ülkemizde sizin gözde tatil beldeniz neresi diye soruyorum? Bodrum, İstanbul, Antalya, Karadeniz Yaylaları Yurtdışı desem neresi olurdu? Sicilya, Amalfi Kıyıları, İskoçya Titanic Oteller Grubu olarak, yeni yatırım planlarınız var mı? Mesela yurt dışında turizm yatırımı yapmayı düşünüyor musunuz? Ülkemizde şu anda Titanic Hotels markamız ile turizm alanında önemli ve en büyük markaların başında geliyoruz. Şehir ve resort otelciliğinde başarılı şekilde ilerliyoruz. Türkiye’de şu anda İstanbul, Antalya ve Bodrum’daki otellerimiz ile hizmet veriyoruz. Elbette Anadolu’nun farklı noktalarına yeni yatırımlar için de araştırma çalışmalarımız devam ediyor. Yatırıma değer, talep olan bölgelerle ilgileniyoruz. Avrupa, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerin yanısıra Anadolu’da taleplere göre franchasing modelleri oluşturuyoruz. Son olarak gelecek hedeflerinizi öğrenebilir miyiz? Yeni projelerimiz arasında Belek’te golf temalı otel projemiz var. Üst segment golf hedef kitlesine hitap edecek yeni golf oteli projemiz için çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye, son yıllarda art arda hizmete giren uluslararası nitelikteki golf tesisleriyle, gerçekleştirilen turnuvalarla dünya golf severlerini bir araya getirerek benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan bir golf merkezi konumuna dönüşmüştür. Golf oteli projemizle golf hedef kitlesinin rafine yaşam tarzına hitap eden golf konsepti odaklı yeni otelimizi bir an önce hayata geçirmek istiyoruz. Yatırıma değer, talep olan her bölgede bir Titanic oteli açmak elbette hedeflerimiz arasında.

Titanic Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aygün


Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

Avrupalı ve Türkiyeli Chef’lerin Uluslararası Mutfak Takımı

5

EUROTURK CHEFS CULINARY TEAM

LDF/Lezzet Dernekleri Federasyonu & STG/Türkiye Su Ürünleri Tanıtım Grubu 2016 İKA / DÜNYA AŞÇILAR OLİMPİYADINDA TG ve ı olarak “ S leri Başkan yoruz.” diyen lik ir B ı tç ca İhra görü rk gasu Ürünleri luk projesi yesinde Tü ayvan ve S al sorumlu Ege Canlı H izasyonunu, bir sosy an Kızıltan, yarışma sa tanıtma fırsatı organ rd. Sin nleriyle olimpiLDF’nin bu İcra Kurulu Başkan Y tüm bileşe ü dünyaya n Balıklar” temasıyla yemek, g n in rü ö ld o kt H e S ç i ri ile y Kılı le ir “İ n , şt n rü ti a e Ü Y ılt n Kız rında i ve Su tronomisin söyledi. “Türkiye Sula güvendiklerini belirte rak tüketiciye a ı n n na bulacakları cak olan Türk aşçıları standardında hazırla elinde birer la nın lite yadlara katı rle yapılır. Yüksek ka den yetenekli aşçıları rılar diliyoruz”dedi. in ele aşa iyi malzem eniz ürünlerinin birbir yarışmacılarımıza b D ve ulaşan Kılıç üşeceğine inanıyoruz ön şahesere d

8

0’li yılların sonunda “ LEZZET AŞKINA“ yola çıkan, 2000’li yılların başında vücut bulan LPD, LMD, LDD, LYD, LİD Dernekleri, yeni kurulan LDF / Lezzet Dernekleri Federasyonu, GKM / Gastro Kültür Merkezi ve T. Lezzet Hareketi Gazetesiyle, yurt içinde ve dışında Ülkemizin LEZZET BAYRAĞINI dalgalandırıyor, LEZZETLİ ÜRÜNLERİNİ tanıtıyor! Almanya’nın Erfurt kentinde 4 yılda bir düzenlenen, Dünya Gastronomisinin en büyük etkinliği, marka chef’lerin, genç yeteneklerin buluşma ve yarışma alanı İKA / DÜNYA AŞÇILAR OLİMPİYADLARINA Almanya, Berlin merkezli gastronomi derneği Verein der Europaisch Türkischen Köc-

Lezzet D Gastronom ernekleri Federasyo nu Y.K.Başk ik gücüne , ta onellerini, a Markaların rımsal üretimine, g nı M.Vasfi Pakman,“ ı, Yazarları ıda sanayii LDF Ülkem biraraya g nı, ne eti iz buluşturm rmek, turizm ve yiy Eğitimcilerini, İşletm inanan Lezzet Profe in ecek içece ak, ülkemiz e syc il e ri n i ve k i hizmetleri yle tüm D ve lezzetlerini; İnov sektörlerini lezzetse Dostlarını ünyaya ta a v ti e f Perform r halkım nıtmak am acıyla kuru ans ve Etkin Lobby ızla cilik lmuştur.” d edi

he und Gastronomen e.V. ile nı değerlendirerek “ Avrupalı ve Türkiyeli Chef’lerin UlusLDF/Lezzet Dernekleri Felararası Mutfak Takımına “ derasyonu seçtikleri Cuisine sponsorlukları beklenmekve Pastry chef’lerden oluşan “ te. “Yarışmacı Adayı EUROEUROTURK CHEFS CULITURK CHEFLER” in OlimNARY TEAM “ ile katılacak. piyad Takımı seçmeleri, me2008 ve 2012 OlimpiyadlaEUROTURK CHEFS CULİNARY TEAM 2 - 3 Eylül 2016 Günleri, CNR kan sponsoru Beşiktaş’tarında toplam 1 ALTIN, 4 GÜFuar merkezinde gerçekleşecek olan,WORLDFOOD İstanbul Fuarı ki SHANGRİ-LA BosphoMÜŞ ve 13 BRONZ Madalya 5.HALLE’deki büyük LDF Standında, çeşitli etkinlik ve ikramlar eşliğinde; rus Hotel’de, lezzetseverlere, alan grub; Bu yıl yapılacak olan Gazetemiz Okurlarına, Lezzetsever Halkımıza, Basın Mensuplarına ve Basına ve Kamuoyuna takdiolimpiyat yarışmalarına ise, “ Kamuoyuna tanıtılacak,ziyaretçilere yiyecek - içecek sanatlarına ait muhteşem gösteriler ve nefis deniz lezzetleri sunulacak. mi iseseyahat sponsoru Kiler TÜRKİYE DENİZLERİNDEN Grubu’nun Levent’teki SAPPve TOPRAKLARINDAN DÜNHİRE BİNASI Seyir TerasınYA DAMAKLARINA “ temaCHEFS CULİNARY TEAM yarışmacıları; da, KILIÇ DENİZ kuruluşunun sponsorlulı bir katılım sağlayacak. Türkiye’yi, balıklaAna tema olarak, yapacakları BÜFE çalışğunda gerçekleşen kahvaltılı Basın Toplanrını ve diğer lezzetleri ile mutfağını tanıtamalarında, STG desteği ile ülkemiz balıklacak. Bahsi geçen olimpiyatta “ EUROTURK rı ile yapılmış MÖNÜ’lere yer verecek, Artis- tısıyla yapıldı. Bu amaç için Berlin’den getik Patisserie ve Büfe Süslerinde de yenilebilecek ürünlerden ( Çikolata, şeker hamuru, Marzipan, meyve ve sebzeler, bakliyat ve kuruyemiş, pirinç, yağ, tuz, makarna VS ) deniz ve balık temalı sanatsal eserler üretecekler, bu dünyanın en büyük gastronomik buluşmasında STG milli kuruluşumuzla Almanya Berlin merkezli derneğin iş birliği, TÜRKİYE ve BALIKLARI’nın etkin tanıtımına sahne olacak. Gıda Maddeleri ve Gastronomik ürün imalatçı ve ihracatçılarımızın bu imka-

len Verein der Europaisch Türkischen Köche und Gastronomen e.V. Yön. Kur. Başkanı ve EUROTURK CHEFS CULİNARY TEAM Kaptanı Sushi Maister Chef Cengiz Güngör BENKEN’in Türkiye Balıklarıyla gerçekleştirdiği ÖZGÜN SHOW’da yaptığı lezzetlerin sunum ve ikramı büyük ilgi gördü. Basın mensuplarının, dernek üyelerinin, sektörünün ünlü işletmeci ve Chef’lerinin katıldığı toplantının şeref konuğu İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Sayın Nedret APAYDIN oldu. Ünlü showmen Okan KARACAN’ın sunduğu proğramda LDF Y.K.Başkanı ve Y.K.Üyeleri’de birer konuşma yaptılar. Kültür Turizm Md. Nedret Apaydın’da yaptığı konuşmada”İstanbul gibi bir metropolün turizminde mutlaka Gastronomi olmalıdır. Başarılı mekanlara, işletmecilere, profesyonellere sahip olan, dünyanın en geniş yiyecek içecek çeşidinin üretildiği ve yetiştiği ülkemizin imkanları bu hedefe bizleri ulaştıracaktır.”dedi. Almanya’daki Derneğin Başkanı Cengiz Benken’in KILIÇ DENİZ ürünü Levrek, Çupra ve Alabalıklar’la yaptığı sushi, sashimi ve izakaya yemekleri ve sponsoru Cahide Sultan Börek ve Baklavaları ile kahvaltılı toplantı Lezzet Şölenine döndü.


6

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet peşinde

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

Dünya Aşçılar Olimpiyatı Uluslararası Türk Takımı Eurotürk Chef Club’tan Aslı Durukan

Mete ALPAY

PASİNLİ aslidurukanpasinli@lezzetgazetesi.com

İ

Rahat battı...

nsan hayatı, ortalama her 10 senede bir devinirmiş. Yani 10 senede bir hayatınızın altını üstüne getirmekten bahsediyorum. Yani konfor alanınızdan çıkıp açık denizlere açılmaktan bahsediyorum. Radikal kararlardan, radikal değişikliklerden bahsediyorum. Halk tabiriyle ‘rahat batması’ durumu da diyebiliriz. Ben de gerçekten, ilk 10 senemi kurumsal hayatta, ikinci 10 senemi restoran işletmeciliğinde geçirdikten sonra, kendimi yine ‘devinir’ buldum. Şartlar da devinmeme fırsat verdi, o ayrı. Aslında, en iyi bildiğim işi yaparken, kendimi güvende ve konforlu hissettiğim bir ortamdayken, yerinde duramama, kendi kendine yetememe, bilinmeze doğru açılma ruh halinde buldum kendimi. Denize açıldıktan sonra, yine halk tabiriyle, ‘suyun akıp yolunu bulacağına’ da inandım. Her insan farklı şeylerden besleniyor, aynı insan hayatının farklı dönemlerinde de farklı konulardan enerji alıyor. Aslında rutin de olabiliyor bazen sizi besleyen. Öyle veya böyle, herkesin formülü kendine, ama asıl olan hayata karşı o heyecanı ve enerjiyi yüksek tutacak formülü geliştirebilmek. Özellikle ülke olarak bu kadar zorluk ve acıyla başetmek durumunda kaldığımız bu dönemde benim ilacım da toplum için faydalı olabilecek işler yapmak. İnsanların hayatında pozitif fark yaratacak, ve mümkünse, olabildiğince fazla insanın hayatında, olabildiğince büyük farklar yaratacak birşeyler yapmak. Ruhumuzu besleyecek, yaralarımızı saracak birşeyler... Bu kaygılarla açıldığım denizde, zaten iki senedir üzerinde çalıştığım Yeşil Nesil Restorancılık projesi var ilk etapta. Yeme-içme dünyasında daha az atık üretip, ürettiğimiz atıkları daha verimli bertaraf etmek için geliştirdiğimiz projede, şimdi kolları daha da sıvayıp yol alma zamanı. Dünyamız, kaynaklarının 1.5 katını kullanıyor. Yani 8. ayda, o senenin kaynaklarını tüketmiş oluyoruz. Hem kurum olarak, hem birey olarak, karbon ayak izimizi azaltacak birşeyleri farklı yapmamız lazım. Yarın itibarıyle farklı yapabileceğiniz onlarca basit ama etkisi büyük şey var. Mesela işletmenizde şişe suyu yerine sürahiyle su servis ederek yılda 10 bin şişe su atığını engelleyebilirsiniz. Mesela evinizde gıda atığınızı ayırıp, balkonunuzda çok basit solucanlı kompost yaparak şahane gübre üretebilirsiniz. Mesela, daha çok toplu taşıma kullanabilirsiniz. Mesela pazara markete yanınızda götürdüğünüz bez torbalarla gidebilirsiniz. Mesela yediğiniz ürün yerel mi ve mevsiminde üretilmiş mi diye bir daha bir düşünebilirsiniz. Mesela restoranlarda tabağınızın ikide bir değiştirilmesine itiraz edebilirsiniz, yemek siparişi verirken garnitürünüzü seçebilirsiniz. Beni bundan sonra sık sık farklı ortamlarda ve mecralarda bu ve benzeri şeyleri söylerken bulabilirsiniz. Anlayacağınız, bana bu aralar rahat battı. Size de rahat yok...

r… la w o h s l e z ö a l’ u b n ta Is d WorldFoo

Türk ve Dünya Mutfağı’nın Lezzetleri 1 – 4 Eylül’de WorldFood Istanbul’da!

T

ürkiye’nin lider sektörlerinde lider fuarlar düzenleyen ITE Turkey bünyesinde yer alan EUF –E Uluslararası Fuarcılık tarafından 1 - 4 Eylül 2016 tarihinde İstanbul Fuar Merkezi, CNR Expo’da gerçekleşecek olan 24. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı - WorldFood Istanbul ve 31. Uluslararası Ambalaj, Paketleme ve Gıda İşleme Teknolojileri Fuarı - Ipack Turkey birbirinden keyifli etkinliklerine sahne olacak. Bu yıl fuar kapsamında pek çok yenilik ve ilki de beraberinde getirecek olan WorldFood Istanbul’da, Konuk Ülke Kenya Toplantısı, Retail Center Etkinlikleri, ColdChain Expo Eurasia ve WorldFoodTech özel bölümleri, yurtdışı alım heyetleri ikili görüşmeleri ve fuar süresinde yoğun bir programda gerçekleşecek olan konferans ve etkinlikler sektöre katkı sağlayacak. 2016 yılında “Konuk Ülke Projesi” kapsamında ilk kez Kenya ağırlanacak! Geçtiğimiz yıllarda Malezya, Azerbaycan ve Kosova’nın ağırlandığı Konuk Ülke Projesi kapsamında bu yıl Kenya ağırlanacak. Dış İlişkiler Ekonomik Kurulu (DEİK) Türkiye – Afrika İş Konseyleri işbirliği ile gerçekleşecek “Konuk Ülke Kenya Projesi”; Türkiye ve Kenya arasındaki gıda ticaretini geliştirecek ve Türk gıda üreticilerinin ihracatına destek sağlayacak. Proje kapsamında fuar sırasında düzenlenecek “Kenya - Türkiye Gıda Forumu”nun ardından, Afrika ve Kenya’dan gelecek satın alma heyetleri, fuar katılımcı firmalarıyla “İkili İş Görüşmeleri Toplantısı”nda bir araya gelecek. Bu yıl fuarda iki yeni bölüm açılıyor! Bu yıl ilk kez bünye-

sine iki yeni özel bölümü dâhil eden fuarlar, katılımcı ve ziyaretçilerini Soğuk Zincir, Depolama Sistemleri, Soğutma, Havalandırma ve Lojistik Özel Bölümü - ColdChain Expo Eurasia” ve Gıda İşleme Makine ve Ekipmanları Özel Bölümü - WorldFoodTech ile buluşturacak. WorldFood Istanbul kapsamında yer alan Gıda Katkıları Özel Bölümü “Ingredients Turkey” de bu yıl da yine fuarda yerini alacak. Fuarlarla Eş Zamanlı Konferanslar Fuar süresince yoğun bir programla gerçekleşecek konferanslarda ise; sektörün konusunda uzman konuşmacıları ve yetkilileri “Türkiye’nin Gıda İthalat Politikaları ve Uygulama Esasları”, “Bakliyat Yılı Projesi”, “Türk Gıda Kodeksine Uygun Etiketleme Yöntemleri ve Tüketicilerin Bilgilendirilmesi”, “Yerel Zincirlerin Gıda Perakendesindeki Durumu” gibi konuları ele alınacaktır. Dünya Aşçılar Olimpiyatı’nda Türkiye’yi Temsil Eden “EuroTurk Chef Club” Aşçıları WorldFood Istanbul’da lezzet şöleni yaşatacak! WorldFood Istanbul 2016 ve Ipack Turkey 2016, katılımcılarının çeşitli etkinlik ve şovlarına da sahne olacak. Türk ve uluslararası mutfakların lezzetlerine ait ikramların yapılacağı etkinliklerde yemek şovları da gerçekleşecek. Avrupalı- Türk aşçı ve gastronomlar ta-

rafından yurtdışında kurulan ve Türk mutfak kültürünü yurtdışında tanıtarak olimpik başarılara imza atan EuroTurk Chef Club fuarda “aşçılık sanatı”, “artistik” ve “patisserie” dallarında gösteriler yapacaklar. Gıda Sektörü Üretici ve Tedarikçileri, Sektörün Lider Süpermarket Zinciri Temsilcileri ile “Retail Center”da Bir Araya Gelecek! Fuar alanında bu yıl ilk kez yer alacak yer alacak olan Retail Center; fuar katılımcılarını, sektörün lider süpermarket zinciri temsilcileri ile bir araya getirecek. Sektörün lider perakendecileriyle gerçekleşecek Retail Center’daki görüşmeler, fuar süresince devam edecek ve sadece fuar katılımcılarına özel olacak. Retail Center’da yapılacak iş görüşmeleri, fuar katılımcı firmalarına yeni iş ve işbirliği fırsatı sunacak. ITE Turkey Hızlı Tüketim & Enerji Grup Direktörü Atilla Marangozoğlu; “Bu yıl 131 milyon dolar ihracat rakamına ulaşılan Kenya, DEİK işbirliği ile dü-

zenlenecek “Konuk Ülke Projesi” kapsamında ağırlanacak. Çay ve kahve başta olmak üzere tropik meyveler, mısır, şeker, bezelye ve patates ihracatında dünyada önemli bir paya sahip olan Kenya’nın “Konuk Ülke” olarak ağırlanmasının iki ülke arasındaki gıda sektörü ticaretinin büyümesinde etkili olacak. Fuar kapsamında düzenlenecek “Kenya - Türkiye Gıda Forumu” Kenya’da yatırım yapan ve yatırım yapmış kişi ve kurumların tecrübelerini paylaşacağı verimli bir platform olacak. Afrika ve Kenya’dan gelecek satın alma heyetleri, fuar katılımcı firmaların temsilcileriyle “İkili İş Görüşmeleri Toplantısı”nda bir araya gelecek. Sektörün önemli iş ve bilgi platformları olan fuarlarda bu yıl ilk defa ColdChain Expo Eurasia ve WorldFoodTech özel bölümleri ve Retail Center yer alacak. Düzenlenecek etkinlikler Türk gıda ve ambalaj sektörü temsilcilerine yeni iş ve işbirliği fırsatı sağlarken, ülke ihracatının artmasına katkı sağlayacak. Fuarlarda; 45 ülkeden 600’ün üzerinde katılımcı firmayı, binlerce ürün, hizmet ve teknolojisini 16.000’i aşkın ziyaretçi ile buluşturmayı hedefliyoruz” dedi.

kan e M . 2 a d z a ğ o b , a r n o s Kuruçeşme'den

A Q Q U H EMİRGAN

Can boğazdan, indirim Enpara.com’dan gelir!

E

npara.com, Türkiye’nin ilk yeme içme kulübü olan GastroClub ile yaptığı kampanya ile müşterilerini iştah açan indirimle buluşturuyor! 31 Aralık’a kadar yıllık GastroClub mobil üyeliği satın alan Enpara.com’lular 180 TL yerine 50 TL ödüyor, anlaşmalı 400’den fazla restoranda yüzde 25’e varan indirimin tadını çıkarıyor! Türkiye’nin ilk dijital bankası Enpara.com, Türkiye’nin ilk yeme içme kulübü GastroClub ile avantajlı bir işbirliğine imza attı. Enpara.com müşterileri yılsonuna kadar geçerli olacak kampanya ile 400’den fazla seçkin restoranda yüzde 25’e varan indirim sağlayan GastroClub’a sadece 50 TL’ye mobil üye olabiliyor.31 Aralık’a kadar devam edecek kampanyadan yararlanmak için Enpara.com müşterisi olunması ve www.gastroclub.com ya da GastroClub mobil uygulaması üzerinden “mobil üyelik” satın alınması yeterli. İşlemin tamamlanmasının ardından Enpara.com müşterileri 400’den fazla anlaşmalı seçkin restorana aile veya arkadaşlarıyla diledikleri sıklıkta gidebilir ve mobil kartlarını restorana göstererek, yüzde 25’e varan oranlarda indirim alabilirler. İndirimlerin restorana ödenen hesaptan anında düşüldüğü kampanyadan yararlanmak için bir üst limit olması da gerekmiyor.

İstanbul Boğazı’nın vazgeçilmez mekanlarından HUQQA, Ankara ve Palmarina Bodrum’dan sonra yaz başında açtığı en yeni şubesi Emirgan’da misafirlerini ağırlıyor.

H

UQQA!nın genç ve başarılı işletmecisi, LİD/Lezzet İşletmeleri ve İş Adamları Derneği Y.K.Bşk.Yrd. Ahmet URAS, gazetemize yaptığı açıklamada " 3. yaşını Emirgan’ın göz alıcı manzarasında taçlandırmanın mutluluğunu yaşayan HUQQA, hafta içi ve hafta sonu sabahın ilk saatleri kahvaltı keyfinden günün geç saatlerine kadar Boğaz’ın en gözde buluşma noktası oluyor. " dedi. Bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen HUQQA, Kuruçeşme’den sonra bu yaz Emirgan’a yelken açtı. Eşsiz Boğaz manzarasına karşı, günün ilk saatlerinden itibaren konuklarını ağırlayan HUQQA, zengin menüsü ile Emirgan’da kahvaltının yeni adresi oluyor. Muhteşem konumu, dekorasyonu ve ulaşım kolaylığı ile HUQQA Emirgan, öğle yemeklerinden günün geç saatlerine, iş dünyasının uğrak mekanlarından biri olmaya hazır.

Doğu ve Batı senteziyle harmanlanan menüsüyle büyük ilgi gören HUQQA, deneyimli Şef İsmail Ercan Turan’ın koordinatörlüğünde dünya mutfağının seçkin lezzetlerini Emirgan’a taşıyor. Geç saatlere kadar hizmet verecek olan HUQQA Emirgan, mutfağının sayısız lezzet çeşitleri, adından sürekli söz ettiren kokteylleri ve Emirgan manzarasının vazgeçilmez keyfi ile yazı özel ve unutulmaz kılmaya kararlı. "220 kişilik kapasitesiyle hizmet veren HUQQA Emirgan, üst katında yer alan vip odalarıyla da özel günler, kutlamalar, doğum günü organizasyonları ya da iş toplantıları için ideal bir ortam sunuyor." diyerek sözlerini sür-

düren Ahmet URAS, " Çok yakında eşim Simay URAS’ın mücevher zarafetini pastane lezzetleriyle buluşturduğu konsept mağazası QURABİYE'de özel lezzetleri ile Emirgan Huqqa’nın misafirlerine yeni sürprizi olacak." dedi.

3.yıl başarısı...

3 yıldır başarılarını sürdüren Huqqa’nın yıl dönümünü Simay-Ahmet Uras ve Atasay Kamer, pasta keserek kutladı. Nisan 2013’te Kuruçeşme’de kapılarını açan Huqqa’nın gerçekleşen yıldönümü etkinliğinde Atasay Mücevherat Ceo’su Atasay Kamer, Huqqa Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Uras ve eşi Simay Uras, başarılarını pasta keserek kutladı. Ahmet Uras, “3 yılda mekânımızı dünya standartlarında bir marka yaptığınız için hepinizi kutluyorum. Umarım hep birlikte bu başarımızı yurtdışına da taşırız” dedi.


Project1

Lezzet markaları

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

7

İstanbul’un, konuklarını yüksek standartlarda, deneyimli turizm ve gastronomi sektör profesyonelleriyle ağırlayan, Business konseptiyle, iş dünyasına ve konuklarına çok özel ayrıcalıklar sunan yepyeni bir oteli var. Dünya üzerinde 5.400 Hotele sahip, Amerikan zinciri Choice Hotels’in prestijli markası

CLAR İ ON HOTEL İstanbul Mahmutbey

Gerçek 5 yıldız lüksünü, Türk konukseverliği ve Lezzetleriyle sunuyor! şında hizmete açıldı. İşletmesi de yine yatırımcı kuruluş Macro A.Ş. tarafından yapılan CLARİON HOTEL'in Yönetim Kurulu Başkanı Fikret ŞERAFETTİNOĞLU, Yayın yönetmenimiz M.Vasfi Pakman'a otelini gezdirdi ve düşüncelerini açıkladı. “ Clarion gibi büyük otel zincirlerinin dünyanın her tarafında rezervasyon ağları var. Türkiye Tarihi ve Turistik değerleriyle olduğu kadar, alışveriş imkanları, gastronomik lezzetleri, batı ile doğu iş adamlarını buluşturan önemli bir köprü oldu. İstanbul ise 3 kıta'nın merkezi konumunda ve yerli-yabancı konuklarına sunabileceği çok değere sahip. Bu otelde istediğimiz başarıyı elde edersek yine aynı grubun ismiyle İstanbul’da ikinci bir oteli de açmayı düşünüyoruz. İstanbul’a iş amaçlı seyahatler çoğaldı. Bu da otel ihtiyacını giderek artırıyor. Ayrıca yönetici profesyonellerden oluşan kadromuzda deneyimli isimler ve başarılı insanlar var ve ben onlara güveniyorum ” dedi. Bizce; Clarion Hotel’in alt yapısı turistten çok iş gezileri ve toplantıları için hazırlanmış. Clarion Hotel proje aşamasından itibaren tüm yatırımları bu kesimin ihtiyaçlarına göre belirlemiş. En

İ

ş Dünyası Profesyonellerinin Yeni Adresi; CLARION HOTEL İstanbul Mahmutbey açıldı… 5 yıldızlı muhteşem tesisin yer aldığı mevki, 1990’lı yıllardan sonra medya kuruluşlarının ve iş merkezlerinin yoğunlaştığı Basın Ekspres Yolunda. Bu çevre Atatürk Havalimanı ve fuar alanlarına yakınlığı nedeniyle birçok otel zincirinin de yatırım merkezi olmuş durumda. Yatırımcı kuruluş; Ayakkabı sektöründe faaliyet gösteren ve tüm dünyada Scooter markasıyla tanınan Macro Ayakkabı da, bu bölgeye 30 Milyon dolar ile otel yatırımı yapan şirketler arasında yerini aldı. Dünya genelinde birçok markayı ve 5 bin 400 oteli bünyesinde bulunduran uluslararası Amerikan zinciri Choice Hotels’ in lüks halkası 5 yıldızlı CLARİON HOTEL İstanbul Mahmutbey, Basın Ekspres Yolu üzerinde, yaz ba-

yüksek kalite mermer, ahşap, metal ve diğer unsurlar kullanılarak dizayn edilmiş, 250 odası, 11 toplantı salonu ve 2 bin 500 metrekarelik SPA merkeziyle iş dünyasının önemli adreslerinden biri olmaya aday. CLARION HOTEL İstanbul Mahmutbey konuklarına; Lezzetli Yemekler ve Keyifli Dakikalar sunuyor. Otel'in deneyimli F&B Müdürü Ülker GENGÖNÜL, otelin her türlü tedariği ve işletmesinden sorumlu. Rahat ve minimalist bir konfor sunan otel'in, deneyimli Executive Chef Yavuz SİVRİ tarafından yönetilen Safran Restaurant ve Marteani barı bulunmakta. Konaklayan ve Toplantılara katılan konuklarını en taze ve en

BTA’YA CENEVRE’DEN BÜYÜK ÖDÜL

BTA’nın Anadolu mutfağının kültür mirasını korumak ve yaşatmak üzere geliştirdiği restoran ve mağaza konsepti Tadında Anadolu, The Moodie Report tarafından Cenevre’de düzenlenen Airport Food&Beverage (FAB) Conference&Awards 2016’da ödüle layık görüldü.

T

AV Havalimanları’nın iştiraki BTA’nın Anadolu’nun geleneksel ürün ve lezzetlerini geleceğe taşımak amacıyla oluşturduğu Tadında Anadolu, başarılarına bir yenisini daha ekledi. Seyahat perakendeciliği alanında dünya çapındaki en önemli yayınlardan biri olan The Moodie Report tarafından düzenlenen Airport Food&Beverage (FAB) Conference&Awards 2016’da İstanbul Atatürk Havalimanı’nda hizmet veren Tadında Anadolu restoranı, “yerel kimliği en iyi yansıtan konsept” (Airport Food&Beverage Offer Best Reflecting ‘Sense of Place’) kategorisinde ödüle layık görüldü. Ödül, İsviçre Cenevre’deki Intercontinental Hotel’de gerçekleştirilen törenle verildi. BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur “BTA olarak 8 ülkede, 16 havalimanında yaklaşık 300 noktada her gün yüzbine yakın misafirimize yiyecek-içecek hizmeti sunuyoruz. Misafirlerimizin ihtiyaçlarını ve beklentilerini yakından izleyerek inovatif bir yaklaşımla yeni konseptler oluşturuyoruz. Bu çalışmalarımızın bir sonucu olarak Anadolu’nun kültürel zenginliğini yansıtan yerel lezzetleri ve ürünleri sıcak bir atmosferde misafirlerimizle buluşturan Tadında Anadolu’nun ödüllendirilmesinden dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Tadında Anadolu’da üreticilerimizi desteklerken, asırlara dayanan Anadolu mutfağının canlandırılmasına ve tanınmasına katkı sunmak üzere çalışıyoruz” dedi.

BTA HAKKINDA

TAV Havalimanları Holding iştiraki olan BTA, Türkiye, Gürcistan, Makedonya, Tunus, Umman, Letonya, Hırvatistan, Suudi Arabistan’da toplam 16 havalimanında, İstanbul Deniz Otobüsleri’nde ve Maslak’taki yeni Tadında nesil kültür-sanat ve Anadolu, dayaşam merkezi UNIQ ha önce de İstanbul’da uluslararası standartlarda yiyecek ABD merkeziçecek hizmeti sunuyor. li Daily Meal Yaklaşık 700 aşçısıyla sitesinin önde günde yaklaşık 100 gelen gurme binin üzerinde kişiyi ve gezginlerağırlayan BTA, konuklale gerçekleşrına dünya mutfaklarının tirdiği anketzengin menü seçeneklete “dünyanın rini yaklaşık 60 bin metSadettin en iyi havalirekare alanda ve 300’ü Cesur manı restoaşan noktada sunuyor. BTA’nın 2006 yılında ranları” arakurduğu Cakes&Bakes sında yer aldı. üretim tesisi ise güTadında Ananümüzde Türkiye’nin dolu’da servis en büyük gıda üretim edilen zeytintesislerinden biri konuyağlılardan sımuna gelmiş bulunuyor. cak sulu yeCakes & Bakes bugün meklere, çorayda 6 milyon adet ürebalardan tattim hacmiyle, içlerinde lılara her lezzet özgün tarifine sadünyaca ünlü fast-food ve kahve dık kalınarak hazırlanıyor. Ayrıca zincirlerinin de bulunduğu 130 markaya 1500 aktif reçeteyle mutfağına farklı ve meşhur yöreendüstriyel ölçekte butik üretim sel lezzetleri taşımak isteyenler, sunuyor. Ayrıca tesiste ayda 90 özlediği nostaljik ve yöresel tatton lokum üretimi de gerçekleşları arayanlar için helvadan lokutiriliyor. BTA, Gıda 360 ile ise ma, zeytinyağından reçele, çikolaİstanbul, İzmir ve Antalya’da ev tadan yemek kitaplarına uzanan dışı tüketim sektörü oyunculageniş bir ürün yelpazesi de bulurına, tedarik ve dağıtım hizmeti nuyor.Tadında Anadolu, İstanbul sunuyor. BTA’nın bir diğer iş kolu Atatürk Havalimanı’nın yanı sıra ise havalimanı oteli işletmeciliği… Ankara Esenboğa Havalimanı, İzŞirket, TAV Airport Hotel markasıyla İstanbul Atatürk Havalimir Adnan Menderes Havalimamanı’nda 2004’ten, İzmir Adnan nı, Milas Bodrum Havalimanı, YeMenderes Havalimanı’nda ise nikapı İDO Hızlı Feribot İskelesi, 2015 yılından bu yana işletmeciYalova İDO Hızlı Feribot İskelesi, lik yapıyor. BTA, hizmet kalitesini Bursa Güzelyalı İDO Hızlı Feribot ISO 9001:2008 Kalite Yönetim İskelesi ve UNIQ İstanbul içinSistemi belgesiyle de güvence de yer alan Foods in the Woods’ta altına almış bulunuyor.

hizmet veriyor.

nefis mönülerle ağırlamakta. Diğer yönden ise: Bedensel, zihinsel ve ruhsal bütünleşmeyi sağlayan, tüm detayların özenle tasarlandığı Mia Spa & Wellness Center, Clarion Hotel istanbul Mahmutbey’in vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Gezerken görüştüğümüz bölüm sorumlularından Baransel AKIN " İçinizi ısıtan sıcak dekorasyonu, ruhunuza dokunan terapileri ile kendinizi çok özel hissedeceğiniz Mia Spa & Wellness ’da tüm detaylar misafirlerimizin unutamayacağı bir deneyim yaşaması için tasarlandı. En son teknoloji kardiyovasküler aletlerin bulunduğu fitness salonu, pilates stüdyosu, kapalı yüzme havuzu, geleneksel Türk Ha-

mamı, sauna, buhar odası, jakuzi ve masaj servisleriyle modern yaşamının bir parçası olarak yerini aldı. Bali’li uzman terapistlerimizin mükemmel dokunuşları ve dünyaca ünlü kozmetik markalarının uyguladığı seanslarda misafirlerimiz vücudlarını dinlendirirken dingilik, huzur veren ortam ve sakinleştirici çay seromonilerinin yanısıra, sıcak-soğuk içecek servisinin yapıldığı vitamin barda enerjilerine enerji katıp anınkeyfini yaşamaktalar." dedi.


8

Lezzet yolu

Türkiye Lezzet Hareketi

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

DOYULMAZ İSTANBUL'UN LEZZET VE KEYİF ORTAMI

Tolga ATALAY

tolgaatalay@lezzetgazetesi.com

S

YEME İÇME SEKTÖRÜNE YATIRIM

evgili Okurlar Milletçe dünyaya örnek olduğumuz şu günlerde lütfen bol bol restaurant tüketelim. Ülkeler böyle kritik dönemleri atlatırken ve bulutsuz günlere doğru yürürken en önemli faktör perakendeyi canlı tutmaktır. Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramında belirtildiği gibi en alt basamak olan temel ihtiyaçlar veya fizyolojik ihtiyaçların başında yer alan yeme içmeyi aksatmamak lazım. 2016 yılında yeme ihtiyacı artık yanında ortam, dekor ve keyifi de her öğünde olmasa da belli aralıklarda gerektiren bir tanıma dönüşmüştür. İşin bu kısmı da bizlerin milli görevlerinden biri olma haline gelmiştir. Neden mi? Çünkü perakende ekonominin en önemli alt sektörlerinden birisidir. Bol bol yeme içmeyi aksatmayın. Son 10 yılda sektörleşmiş olan yeme içme sektörü de bu çarkın en önemli dilimlerinden birisidir. Nasıl yeme içme tüketmeliyiz: madde :1 farklı ve yeni ürünler denemeliyiz, bu ürünlere ve işletmeleri araştırmalıyız ve bu dönemde girişimci olan işletmelere bu şansı tanımalıyız. Madde 2 : bir mekanı tüketirken o mekanda karşımıza çıkacak kalite noksanlıklarını ifade etmeliyiz, işletme yetkilileri, servis elemanları veya salon çalışanları ile eksiklikleri ve eleştirileri paylaşın ve sonrasında da işletmeye bir şans daha verin tabii ki bu şans fiyat yüksekliği veya sıradışı servis ve ürün bozuklukları harici için geçerlidir. Düşüncelerinizi sosyal medya da paylaşın sizlerden bir sonra gidecek kişilere ön kılavuz olun. Madde 3: deneyimden mutlu kalırsanız yine sosyal medya günlük sohbetlerinizde gündeme getirin. Madde 4: yıl 2016 unutmayın ne yerseniz yiyiniz fiş fatura alıyorsunuz, kullanın kullanmayın farketmez. Bunun iki sebebi var yediğiniz ürünün rekabetine katkıda bulunmak yani herkesin KDV ve vergi ödediği bir sistemde o ürünü fiyatlandırabilmeleri ikinci sebep ise devletimize gereken katma değer yansıması bu bizlere yol, park, hastane, güvenlik, altyapı olarak geri dönmesi demek. Bir şişe su içtiniz o suyun ucu o an yürüdüğünüz kaldırıma kadar yansıyor. Sizler böyle yaptığınız müddetçe işletmeler daha temiz, resmi, lezzetli, kaliteli ve misafir sever mekanlar olacaklar. İster esnaf köftecisi ister dev et lokantası müşteri kraldır düzenine geçecektir. Yatırımcılar bir değil üç kere hesaplayıp sektöre girecekler hatta bizler gibi profesyonellere danışarak doğruyu bulmayı hızlandıracaklar. Yeni mekanlar tüketin derken eski mekan harcamayın demedik. Nostaljik lezzet ve markaları, 30, 50 hatta 100 yıldır kasasını açıp kapayan, tenceresini ısıtan, önlüğünü takan işletmelere sahip çıkmak onların lezzetlerini tüketmek en büyük lüksümüz ve öncelikli görevimiz. İşletmeciler neler yapmalılar : ilk önce bu işi sevip sevmediklerini tartmalılar çünkü bu iş sevilerek yapılınca başarılı olacak ve devamlılık arz edecek bir iş. İkinci olarak yeterli bilgiye sahip olup olmadıklarını tartmalılar(evde iyi yemek yapılması yetersiz unutmayın) bilgi noksanlığınız var ise lütfen danışın ve sektör insanına danışın ve dikkatli danışın, farklı bir sektörde başarılı bir tüccar veya iş adamı veya yüksek IQ’lu bir insan olmanız bu işte yeterli faydayı sağlayamayabilir. Üçüncü olarak yaptığnız yatırımın her zaman doğru öz sermaye dengesi ve doğru gelir gider tablosu ile hesaplayın, bir lokasyon kaçırmanın heyecanı ile gerçekçilikten uzaklaşarak gelirleri artırmayın veya giderleri azaltmayın, gider azaltmanın belli bir noktadan sonrası tek yolu kaliteyi bozmak ile neticelenir. Dört ise yaptığınız yatırımın geri dönüşümünü, iş yorgunluğunu ve ne tip hayat tarzı olduğunu doğru tartın yoksa bu üç sebepten birisi sizi aşağı çekecektir. Tabii ki bu dörtlemin haricinde en başta yaratıcı ve doğru düşünme kabiliyeti gerekiyor. Yaratıcılık sadece görsel veya fikir değil, lezzet ve koku duyularında da başarılı ve etkileyici olmalıdır. Herkes bol bol yiyip içsin ucuz pahalı farketmez fakat tüketin. Arkadaşlar herkes sokağa..

‘PALOMAR BAR & RESTAURANT’ Günün her saati Şıklık, Yenilik ve Lezzet keşfedilmeyi bekliyor !

Karaköy’ ün en özel terasına sahip ‘PALOMAR BAR & RESTAURANT’ müthiş boğaz ve tarihi yarımada manzarası, iddialı mönüsü, kaliteli müzik anlayışı ve davetkar ortamı ile sizleri unutamayacağınız bir deneyime davet ediyor.

P

url Group bünyesinde yer alan ve sektörün başarılı ismi Bilgehan Karakuy önderliğinde hayata geçirilen ‘THE PURL HOTEL’, ‘PALOMAR BAR & RESTAURANT’ ve ‘SOCIAL SPORTS PUB&KITCHEN’ Karaköy’ ün merkezinde, aynı binada eğlence ile lezzetin ritmini tutuyor. ‘THE PURL HOTEL’ minimalistic ve modern dekoru bir araya getirir şekilde dizayn edilmiş butik bir otel olarak, İstanbuldaki mükemmel lokasyonuyla boğaz ve Haliç’ in muhteşem manzaralarını sunarken, pek çok yere sadece yürüme mesafesinde olmasıyla, konuklarına muhteşem bir İstanbul deneyimi de sunuyor. Terasında yer alan ‘PALOMAR BAR & RESTAURANT’ ta eşsiz manzara eşliğinde yemeğinizi yiyebilir, giriş katında bulunan ‘SOCIAL SPORTS PUB&KITCHEN’ da ise istediğiniz spor karşılaşmalarını samimi ortamı ve özel reçetelerle hazırlanmış mönüsüyle izleyebilirsiniz. KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN SÜRPRİZ Turizm, Gastronomi ve Eğlence kompleksi Gn.Koordinatörü, deneyimli turizmci Güray Teser'in yönetiminde olup, F&B Müdürü başarılı sommelier Birol Yıldırım ve Exec.Chef Ersin Avşar, Türk Mutfağı’ nın çeşitliliği ile Akdeniz Mutfağı’nın lezzetlerini harmanlayıp bir üst seviye-

ye taşırken, yenilikçi ve bütünsel mönüsü ile konuklarına da Karaköy’ de farklı bir yemek deneyimi sunuyorlar. Avşar'ın hazırlayıp sunduğu. Trüf Yağlı Ahtapot Carpaccio’ dan Orkinos Tartar’ a, Karidesli Ravioli’ den Uykuluk Risotta’ ya, Beyaz Morina Tava’ dan, Minekop Buğulamaya, Dana Bonfile Izgara’ dan, Mürdüm Erikli Ördek’ e kadar bir çok değişik lezzet, sizleri gastronomik bir serüvene çıkarıyor. ‘PALOMAR BAR & RESTAURANT’ ın ulaşılabilir fiyat konsepti ile zengin şarap mönüsü, 104 kişilik oturma kapasitesi, mermer zemini, sıcak masif ceviz ahşap panelleri, üstü tamamen açılabilen tavanı ve sıra dışı dekorasyonu, 360 derece bir manzara deneyimi ile birleşerek inanılmaz bir keyfe dönüşüyor. Pazartesi hariç, her gün18:30-02:00 saatleri arasında açık olan ve 2 kattan oluşan ‘PALOMAR BAR & RESTAURANT’ ın bo-

ğaza nazır deniz manzarası ve gün batımı eşliğinde iş çıkışı yorgunluğunuzu atıp keyifli bir yemek yiyebilir, farklı kokteyllerinizi yudumlarken müziğinizi dinleyebilir, barda arkadaşınızla sohbet edebilir veya müziğin ritmine kapılıp eğlenceli bir gece geçirebilirsiniz. MÜZİK VE DANSIN GÖKYÜZÜNDEKİ BULUŞMASI… ‘PALOMAR BAR & RESTAURANT’, teras katında Cuma ve Cumartesi akşamları kaliteli müzik anlayışını eğlenceyle birleştirerek farklı duruşuyla hayatınıza yeni bir enerji katıyor. Hafta sonları özel Dj performansları ile müdavimi haline geleceğiniz mekanda davetler, iş yemekleri, lansman ve özel partiler de düzenleniyor. Sizlere hem şehrin içinde olmanın hem gökyüzüne yakın olmanın zevkini tattıracak olan ‘PALOMAR BAR & RESTAURANT’ şehir tutsaklarının kaçış noktası oluyor. HEYECAN VE REKABETİN KEYFİNİ ÇIKARMANIZ İÇİN YENİ

ADRESİNİZ SOCIAL SPORTS PUB&KITCHEN! Purl Group, eğlenceyi tek bir yerde toplamaya devam ediyor. Karaköy’ ün merkezinde yer alan Social Sport Pub&Kitchen spor severlere farklı bir alternatif sunuyor. Tüm spor müsabakalarını rahatlıkla izleyebileceğiniz samimiyette dekore edilen mekanda;, kahvaltı edebilir, her öğlen farklı olarak çıkan set mönüsünden tadabilir, tamamı özel reçetelerle hazırlanan burger, makarna, nachos, şnitzel, sosis, tavuk kanatları ve iddialı salata seçeneklerinden oluşan mönüsü ile istediğiniz spor karşılaşmalarını izleyebilir, günün her saatinde keyifli vakit geçirebilirsiniz.

YEMEK OKULLARI VE SERTİFİKALI AŞÇILAR

M

nün her saatinde utfak Sanatkeyifli zaman geları Akadeçirebileceğiniz bir misi ile başmekan olmuş. Aklayan, Doors Akademi Dr. Ali deniz ve Ege mut(D.ream Akademi) ile Osman fağını dünya lezdevam eden profesTAŞLICA zetleri ile bir arayonel aşçılık okulları, ya getiren JULIO sektörün ihtiyacı olan Restaurant, Alaçaokumuş aşçı yetiştirtı’nın merkezinde mede büyük katkılar aliosmantaslica@lezzetgazetesi.com hizmet veriyor. sağlıyor. Bu yazımıAhmet Şef, İstanbul’u da aşan iddizın konusunu eski ismi Doors ,yeni isalı bir menü ile misafirlerine bambaşka mi D.ream mezunu iki şefimizin aşçılık lezzetler sunuyor, dana kaburga ile imeğitimlerini kendi markalarını yaratma zasını atıyor. Dana kaburgayı, pekmez üzerine kurgulamaları ve kendi mekânve soya soslu, ıspanak püresi üstünde, larını açmaları üzerinedir. yanında domates ve üzümle servis ediDoors Akademi’nin ilk günleri, bir yanda okulu tanıtım faaliyetleri bir yan- yor. Pekmez ve soya sosu , eti bambaşka bir noktaya taşımış. da öğrenci adayları ile görüşmelerin yaJulio’yu ortaya çıkaran ekip, markapıldığı, heyecanın en üst düzeyde olduğu günler. Medya laşma sürecini profesyonelce kurgulaplanlamada üst düzey mış.Kurumsal kimlik çalışmalarıbir arkadaşım Mernı, yetkinliği olan bir ekiple yürüsin’de yaşayan ve iyi tüyorlar. Julio’da genç ve eğitimbir aşçı olduğunu iddia ettiği bir kuzeninden bahsetti. Ahmet’in hikayesi böyle başladı. O güne kadar sadece etten anlayan Ahmet, eğitimi sonunda ustalığına dünya mutfaklarını da ekledi. Kithcinette ve Zuma deneyimlerinden sonra onu profesyonel aşçılığa yönlendiren kuzeni ile kendi markalarını yaratmak üzere son yılların gözde mekanı Alaçatı’da bir restoran açtılar.

JULIO-ALAÇATI Öğrenci Ahmet’ten Şef Ahmet’e uzanan süreç ve yaratılan mekan, ona bir eğitmen olarak dokunmuş olan bizleri gururlandırıyor. Şık ve rahat tasarımı ile ön plana çıkan JULIO, lounge restaurant tarzını benimsemiş kaliteli müzikleri ve samimi ortamı ile gü-

li şefin, abartılı olmayan fiyatlarla sunduğu menü Alaçatı’nın pahalı imajını sarsıyor.

Bİ’BÜYÜK MEYHANE Doors Akademi’nin ilk mezunlarından, Gönül Fırtına. Bir bankacıyken aşçılığa merak sarar, genlerinden gelen motivasyon ile. Kendisi bu süreci şöyle tanımlıyor: “Uzunca bir süredir böyle bir işletmeyi hayata geçirme hayalim zaten vardı. Bankacılık mesleğimden ayrıldıktan sonra bu hayalimi en kusursuz şekilde hayata geçirebilmek adına kendime yatırım yaptım. Mutfak Sanatları Akademisi’nde yiyecek içecek işletmeciliği ve Doors Akademi’de altı ay profesyonel aşçılık eğitimi aldım. Bununla birlikte birkaç seçkin işletmenin mutfağında görev aldım. Bu bir yıllık eğitim ve arge sürecinin ardından Antalya’ya dönerek ailemle birlikte işletmemizi hizmete açtık.” Antalya eğlence hayatına ismi, neşesi ve enerjisiyle renk katan, eski adabı modern usul ile harmanlayan yeni nesil bir mekân; Bi’Büyük Meyhane. Meyhane kültürünü dededen, günün trendlerini torunlarla yakalayan doğuştan Akdenizli bir ailenin Bi’Büyük hayali... Bazı hayaller insanın kaderidir, derler ya! İşte böyle bir hikâye. Sahibelerinin deyimi ile “Yeni nesil, eski adap meyhane”. Neden böyle denmiş ,diye soracak olursanız biraz açıklayalım gerisini gidip yerinde görün. Bu

meyhanede masalar, sandalyeler ,mekan iç tasarımı her şey yeni nesil;misafire hürmeti ve meyhane kültürü ile eski. Kısa süre önce açılan bu meyhanede çarşamba, cuma, cumartesi akşamları fasıl programı mevcut. Geri kalan günlerde ise kanun ve ud sesleri yankılanıyor. Bi’Büyük Meyhane’yi özel kılan unsurların başında mutfağı geliyor. Bi’Büyük bir aile işletmesi. Gönül Fırtına, ailesindeki üçüncü nesil meyhaneci. Mutfak ve servis dahil işletmede ailece çalışıyorlar. Girit mezelerini bizzat annesi Zehra hanım yapıyor. Mezelerin malzemeleri ait oldukları yöreden, özellikle de İzmir ve Kuşadası’ndan geliyor. “Meyhane adabının içinde büyümüş, eski adabı bilen biri olarak özlediğim bu kültürü yaşatmak istedim. Şimdi görüyorum ki yalnız değilmişim, eski meyhane sohbetlerini özleyen ciddi bir kitle varmış. Burada her akşam bir araya geliyor, beraber gülüp beraber ağlıyoruz. Bu mekanı açarken Bi’Büyük aile olalım istiyorduk, ne mutlu ki olduk! Şimdi Bi’Büyük idealimiz daha var; ailemiz her gün büyüsün. Neşeyi, keyfi, eğlenceyi birlikte paylaşalım, mutluluğumuz daim olsun istiyoruz,” diyerek gelecekle ilgili umut ve dileklerini paylaştı. Gerçekten de bir müdavim mekanı olan Bi’Büyük Meyhane’de misafirlerin üzerinde evlerinde olmanın rahatlığı ve mutluluğu kolayca görülebiliyor.


Project1

Lezzet markaları

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi KÜÇÜK MEKANDA BÜYÜK LEZZET BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

9

Dr. Burak KÖSEOĞLU burakkoseoglu@lezzetgazetesi.com

Bu koşullarda ne yazılır...? Ama hayat devam ediyor... Değerli Okurlar, .Temmuz günü ülkemizi ele geçirmek isteyen ve asker üniformalarına bürünmüş vatan hainleri ve onların karşısında mertçe, korkusuzca bayrağımızı, vatanımızı korumak için korkusuz Türkleri gördük. Bu korkusuz insanların, polislerin ve askerlerin dirayetli duruşu ve mücadelesi ile çok şükür bugün burada yazıyoruz, Bu vatanı bırakacağımız çocuklarımıza güvenli, laik, demokratik bir Türkiye bırakabilmek için gün hep beraber çalışma zamanı, Birlik olma zamanı, ele ele verme zamanı.

Ahmet Işım

15

Yaşadığımız tüm bu olayların elbette sektörümüze de şimdi ve kısa dönemde bir çok etkileri oluyor ve olacak. Bir çok patron özelliklede Franchise piyasasından bazı isimler göz altında mallarına el koyuldu, bir kısım sektör temsilcisi ise zaten 2016 yılını çok parlak geçirmiyordu.2016’nın kalan kısmı da zor geçecek gibi gözüküyor ancak yine var gücümüzle çalışıp hem sektörümüzü yukarı taşımak hem yeni ufuklar açmamız gerekiyor. Yaşadığımız bu karışıklıklardan kısa bir süre önce ailemle birlikte daha serin bir seçenek olarak Almanya Berlin’de kısa bir ziyaret yapma fırsatı yakaladık. Almanya gerçekten farklı lezzetler için çok güzel bir adres her gün ve her öğün değişik şeyler denemeye çalıştık bu sırada Berlin kent merkezinde bulunan KaDeWe isimli department store mağazanın gourmet katı çok beğenilen bir nokta olduğundan burayı es geçmedik. Burada çok rahatlıkla meraklı kişiler bir katta rahatlıkla 3-4 saat geçirebilirler. Bu katta dünyanın her yerinden çaylar, kahveler, soslar, peynirler ,baharatlar, meyve ve sebzeler, çikolatalar ve binlerce çeşit, binlerce marka bulmak mümkün fiyatlar abartılı değil herkese ve her keseye uygun gurme lezzetler bulmak mümkün. Ayrıca bu katın bir diğer özelliği de içerisinde 30’a yakın farklı lezzet sunan noktayı bulmanız bunlar içinde çeşit çeşit balık ve Deniz mahsulleri, pastaneler, schnitzeller, patates yemekleri, çay evleri, kahve noktaları, tatlıcılar, dondurmacılar sayılabilir. Bunlar içinde en çok ilgimi çeken noktalardan birisi Gourmet Burger oldu. Toplam 40 m2 bir alanda 3 şef 1 servis elemanı ve 1 bulaşıkçı adeta dünyanın en güzel hamburgerlerini sunuyorlar. Hamburgerler türf mantarından, kırmızı soğana, marmelattan, inanılmaz akdeniz yeşilliklerine ve enfes soslar ile peynirler ve yanında az miktarda patates ile servis ediliyor, dilerseniz tatlı patates alternatifide mevcut. Ana yemek hamburgerlerin yanında Alkollü veya alkosüz içecekler var .13 Çeşit hamburger dışında bir şey de yok zaten ancak toplam 35 oturma yeri öğlenden akşam kapanışa kadar dolu ve zaman zaman ciddi süreler beklemek zorunda kalıyorsunuz. Bu efsane küçük mekanda lezzetlerin yanında günlük cironunda 7-.8000 Euro olduğunu da eklemem lazım bence 5 kişi ve 40m2 bir mekan için müthiş yolunuz berline düşerse KaDeWe gourmet katını mutlaka gezin ve hamburger yemeyi ihmal etmeyin. Üstüne de komşu noktalarda nefis bir çay veya kahve alın. Biraz da yurdumuza dönelim geçen gün iş ortaklarım ve bir grup müşterimiz bizi kadıköy’de dışarıdan salaş denecek bir mekana davet ettiler. Kadıköy postanesinin arka sokağında neredeyse benim hiç gitmediğim bir yerde enteresan bir balık lokantası keşfettim. Aslında eski meyhane konsepti ile balık lokantası karışımı bir hava var İsmi benusen giriş katı normal salaş bir görünümdeyken üst kata çıkınca ayrı bir dünyaya çıkıyorsunuz. Mezeler gerçekten muhteşem lezzette Şefin Spesyali mutlaka denenmeli ara sıcaklar gayet iyi ama balıklar muhteşem ve taze. Masamıza tercih ettiğimiz deniz levreği o kadar iyi ızgarada pişmiş olarak ve düzgün servis yapıldı ki yüzlerce lira ödediğimiz onlarca balık lokantasını bence geride bırakır. Doğrusu ana yemek ve mezeler o kadar iyi geldi ki tatlıyı denemedik ama yolunuz buraya düşerse sakın es geçmeyin çok memnun olacağınıza neredeyse eminim. Sonbaharda Almanya’da düzenlenecek dünyanın en önemli organizasyonlarından birisinde onlarca Türk şefimiz ülkemiz için yarışacak bu müthiş organizasyonla ilgili haberleri gazetemizde bulacaksınız. Gelecek ay çok daha müthiş lezzetlerde ve yeni ülkelerde buluşabilmek ümidiyle şen ve esen kalın.

ILIK sanatını alya’da PİZZAC İt a, nr so an kt azim ve Emekli oldu n, Ahmet IŞIM’ın si di en üh m r bi öğrenen el yapımı özel ’dan getirdiği, ya al İt . si ye ka n mandaların başarı hi , İtalya’dan gele rın la ta us n ya ek İtalyan fırında; İtal ffa markalı gerç Bu n la pı ya en ilen un’u sütünd ya’dan ithal ed al İt ne yi ve i in peynirler ı LEZZET nbul’da yarattığ kullanarak, İsta ET ı CORTİL TO MUCİZESİ’nin ad

A

slında herşey birgün Teşvikiy Camii'nin arkasındaki Ahmet Fetgari sokağından geçerken başladı. CORTİLETTO'nun sokağa bakan ön terasında SAMİM ABİ'yi, yani Türk Gastronomisinin bu günlere gelmesinin önünü açan kişiyi Samim AKGÜL'ü yıllar sonra gördüm. 70'li yılların sonunda, BAE, Sharjah'daki kule HOLİDAY İNN Hotelin Amerikalı, genç Türk Gn.Md. olarak tanıdığım, 90'lı yılların başında Ataköy'deki kule HOLİDAY İNN Hotelin Gn.Md. olarak tekrar buluştuğum, Türkiye'nin ilk AŞÇILAR YARIŞMASINI birlikte yaptığım, kurduğumuz MPD ile dünya yarışmalarına katıldığımız, ünlü Alman chef Maksimilian THOMEA'yı bizlere kazandıran gerçek Gurme Turizmci o unutulmaz kişiyi gördüm. Mutluluk ve heyecan dolu kavuşmamızda sağolsun; Yanında birlikte pizza yediği kişiyi " Yeğenim Ahmet IŞIM, kendisi mühendistir. Ancak o kadar nefis ve leziz İtalyan Pizzaları yapıyorki, damak çatlatan değil, patlatan Lezzetler, ben İtalya dahil dün-

yanın hiç bir yerinde böylesini yemedim" diyerek bizi tanıştırdı. DAMAK ÇATLATAN DEĞİL, PATLATAN LEZZETLER Ahmet IŞIM ise bir derya, pizzalarımızı bir, bir tadarken bakın neler anlattı bize: " Sadece mekânın işletmesiyle değil pizzalarla da bizzat ilgileniyorum. Benim Pizza maceram Bir pizzeria açmaya karar verdiğimde başladı. En iyi pizza eğitiminin Pizza’nın anavatanı Napoli'de olduğunu öğrendim Ancak ben Floransa’daki bir okula Basilico Pizza Academy’de Massimiliano Crocetti’nin birim zamanda sadece iki öğrenciye verdiği eğitimi aldım ve çok da doğru bir tercih yaptım. Burası bir restoranın kendi mutfağında bulunan, pizza yapım teknikleriyle birlikte uygulamalı eğitim de verilen bir yerdi. Orada öğrendiklerimi şimdi, İstanbul’da açtığım Cortiletto’da uyguluyorum.” dedi. Cortiletto ismi İtalyanca’da “avlucuk” anlamını taşıyor, muhtemelen mekânın sahip olduğu arka balkon ve oradan inilen bahçeyi anlatıyor.

Üzeri doğal olarak yan bahçeden şemsiye gibi uzanan incir ağacı ile yemyeşil ve mis gibi incir kokuyor. Emekliliğinden sonra pizza yapımını öğrendiğine dikkat çeken Işım, “ Bir emekli için zor bir konu, ama pizza yapmaktan çok keyif alıyorum. Burayı kardeşim Ali Işım'la birlikte açtık. Cortiletto fantastik pizzalarıyla kısa sürede ünlendi. Ancak GURME İŞİ tabir ettiğimiz mönümüzde yine İtalyan tarzı şarküteri ve peynirlerden oluşan sıcak soğuk başlanğıçlar, salatalar, tatlılar, birbirinden lezzetli ve zengin çeşitlilikte ( Cabarnet Franc dahil ) şaraplarımız var." diyerek süren sohbetimizi: KAVANOZDAKİ DOMATESLERİ, ET VE SÜT ÜRÜNLERİ İLE UN’U ÖZEL Işım, pizzalarında kullandığı domatesler için “ Aramıza sır kalmasın, evet çok lezzetli ve özel. Çünkü Tekirdağ’ın Saray ilçesinde, Şerif Usta’nın bahçesinde yetişiyor, taze ve katkısız cam kavanozlara konularak mutfağımıza geliyorlar. Sunmak istediğimiz lezzetli İtalyan pizzası için un, zeytinyağı, domates gibi ana ürünleri özenle seçiyoruz. Pizzamızı özel kılan ise kullandığımız peynir. İtalyan pizzalarında yer alan hakiki manda sütünden suda mozarella ve burratalar ile Ricotta ve Mascarpone’lerle özgün tatlara imza atıyoruz .

“PİZZADA FIRIN’DAN DA ÖNEMLİ OLAN FAKTÖR; UN’DUR” Bize göre bir pizzanın kalitesini ortaya koyan tek faktör el işçiliği değil. Reçetelerin matematiksel tutarlılığını da en az malzeme kalitesi kadar önemli. En basitinden pizzanın temel yapıtaşı unu ele alalım. Her unun belli bir gluten oranı vardır ve bu oran hep aynı olmalıdır. Bir gün % 5, bir gün % 10 olursa bu lezzet olmaz. İşte bunun için İtalya’dan ithal edilen Type 00-Gold kullanıyoruz. Ben Hamur işini ustalara bırakamam, en az 2 gün mayalandırırım. 30 yıllık profesyonel mühendislik deneyimim matematiksel faktörleri önemli kılıyor. Cortiletto’da pizzada ve pizzaya eşlik eden tüm ürünlerde bir lezzet deneyimine dönüştürüyor. İşin sevgiyle yapılması başarıyı lezzet’le buluşturuyor.” diyerek tamamladı. GURME İŞİ MÖNÜDE; Başlangıçlarda: Formaggiler, Carpacciolar, Burrata’lar ve Caprese SALATALARDA: Buğdaylı, Kabaklı, Armutlu, Keçi Peynirli, Tavuklu, Bonfileli, Somonlu ve Kinoalı PİZZALAR: Sayılamayacak kadar çeşitli ve birbirinden Lezzetli TATLILAR: Ventagli, Cheesecake, Tiramisu ve Affocato var. Ancak tarifi zor mutlaka deneyimlemek lazım...

Suşi lezzetlerinin tadı

ZUMA PALMARINA BODRUM Sonsuzluk havuzunda

Kazandibili Tel Kadayıflı Dondurma

Çağdaş Japon mutfağının uluslararası temsilcisi ve ödüllü restoranı Zuma, yaz sezonunda misafirlerini Bodrum’da ağırlamaya devam ediyor.

SARAY Muhallebicisi, Yeni Dondurmaları İle İddialı!.. Saray Muhallebicisi, doğal manda sütü ve taptaze meyvelerle hazırladığı kazandibili, tel kadayıflı, orman meyveli, yoğurtlu, bitter çikolatalı, karamel cevizli, sade kaymaklı, sütlü çikolatalı, çilekli ve limonlu dondurmalarıyla iddialı. TADINDA DOĞALLIK VAR Antep fıstığı ile tel kadayıfın, kazandibi ile tarçının, kızılcık ile yoğurdun, yaban mersini ile frenk üzümünün muhteşem uyumuna; manda sütünün eşsiz lezzeti katılarak özenle hazırlanan dondurmalar, lezzet düşkünlerine yazın tüm renklerini en doğal haliyle sunuyor. Tel kadayıfı ve Gaziantep’ten gelen özel fıstığın manda sütüyle birleşiminden oluşan tel kadayıflı dondurma ve Saray Muhallebicisi denince ilk akla gelen tatlılardan olan kazandibi, dondurmalarıyla da tatlı severlerin favorisi olacak. LEZZETİN SIRRI SARAY MANDIRA’DAN GELEN DOĞAL MANDA SÜTÜNDE

Z

uma’nın Yalıkavak koyuna ve Ege Denizi’nin nefes kesen manzarasına hakim konumundaki sonsuzluk havuzunda 11.00 - 19.00 saatleri arasında güneşin keyfini çıkarabilir, akşamüstü muhteşem günbatımını izleme fırsatı bulabilirsiniz. Zuma Palmarina’nın daimi DJ’leri Zuma’nın müzik direktörü Adrien Callier’in koordinasyonunda hafta sonlarında havuz başında tempoyu yükseltmeye başlıyor ve keyifli bir plaj gününü günbatımıyla birlikte eğlenceli bir havuz partisine dönüştürüyorlar. Zuma’nın yetenekli suşi şefleri öğleden sonra güneşin

tadını çıkarmak isteyenlere havuz başında suşi keyfi yaşatmak için harika suşi tabakları hazırladı. Konuklarına Japon robata grill’inden lezzetli ızgaraların yanı sıra en taze suşi seçecenkleri de sunan Zuma, menüsünde ‘miso marineli morina balığı’, ‘ev yapımı ponzu ve sarımsak turşulu akya balığı sashimi’ ve ‘taze wasabi mayonezli ıstakoz tempura’ gibi dünyaca ünlü lezzetlerine de yer veriyor. Kokteyl listesinde yer alan ‘South East Asian Cooler’ ve ‘Zuma Mai Tai’ gibi Zuma klasikleri ise misafirleri havuz başında ferahlatıyor.

Saray Muhallebicisi’nin kendi mandırası Saray Mandıra’dan gelen doğal manda sütü, gerçek meyveler ve salepten üretilen dondurmaları; A, B, C, D, E grubu vitaminlerin yanı sıra magnezyum, potasyum, demir gibi mineraller bakımından da zengin. Cupta servis edilen dondurmalar fındık parçaları ve özel çikolata sosu ile mutluluğa dönüşürken, sunumuyla da göz dolduruyor. Kornet, karton cup ve kiloluk ısı koruyucu paketleriyle de elde, evde ve iş yerinizde dört mevsim sizinle.


10

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet rehberi

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

TÜRKİYE’NİN LEZZETLERİ EXPO 2016 Restaurantlar Sokagında

57

ülkenin katılımıyla gerçekleşen EXPO 2016 Antalya, dünyanın dört bir yanından farklı kültürleri bir araya getirirken, Türkiye’nin 7 bölgesine ait lezzetleri ise Restoranlar Sokağı’nda buluşturdu. EXPO Gölü yanında yer alan ‘Restoranlar Sokağı’ hem görsel zenginliği hem de sunduğu yöresel mutfaklarla ziyaretçilerini Türkiye’de lezzet turuna çıkarıyor. 112 hektarlık alan üzerine kurulan Türkiye’nin ilk EXPO’su olma özelliğine sahip EXPO 2016 Antalya, ülkelerin botanik zenginliklerinin yanı sıra kültürlerini de ziyaretçilerle buluşturuyor. Ülkeler kendi pavilyonlarında yöresel yemeklerini ziyaretçilere sunarken, Türkiye’nin lezzetleri de EXPO Gölü yanında 5 bin 601 metrekare

kapalı alana sahip Restoranlar Sokağı’nda beğeniye sunuluyor. Yapım teknikleri ve yörelere göre değişen zengin süsleme ve bezemeleriyle Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesini temsilen inşa edilen evler, görsel zenginlikleriyle ziyaretçilerin çektiği fotoğrafların değişmez mekânı oluyor. Bulunduğu coğrafyadaki evlerin benzerlerinin yapıldığı Restoranlar Sokağı’nda usta ellerden çıkan yöresel lezzetler de farklı tatlar arayanların ilgi odağı oluyor. USTA ELLERDEN YÖRESEL LEZZETLER Akdeniz Bölgesi’ni temsilen Antalya Kaleiçi’nde bulunan Alp Paşa Konağı örnek alınarak inşa edilen Antalya Evi, yöreye özgü Antalya usulü tahinli piyaz

ve Burdur Şiş ile öne çıkarken, tatlı menüsünde yer alan tahinli kabak ise beğeni topluyor. Marmara Bölgesi’ni temsilen İstanbul Boğaziçi’ndeki Ethem Pertev Yalısı örnek alınarak yapılan restoranda ise et ağırlıklı bir menü ziyaretçilere sunuluyor. Ege Bölgesi’ni temsilen yığma taş yapı olarak inşa edilen Bodrum evinde ise zeytinyağlılar ve balık ağırlıklı bir menü yer alıyor. MARDİN’İN KABURGA DOLMASI, ERZURUM’UN CAĞ KEBABI Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni temsil eden ve Diyarbakır’daki ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı’ya ait ev örnek alınarak yapılan Diyarbakır Evi’nde ise yine bölgeye özgü kaburga dolması, kuzu tandır, sac tava, kavurma, içli pilav gibi yöresel lezzetler sunuluyor. Doğu Anadolu Bölgesi’ni temsilen Erzurum’un tipik mimari özelliklerini taşıyan Hanağası evi örnek

alınarak yapılan restoran ise Erzurum’un meşhur cağ kebabıyla öne çıkıyor. KONYA EVİ’NDE ETLİ EKMEK ÖNE ÇIKIYOR Restoranlar Sokağı’nda İç Anadolu Bölgesi’ni temsil eden Konya Evi’nde hizmet veren restoran ise yörenin en meşhur yemeklerinden oluşan bir menüye sahip. Mevlana Diyarı Konya’nın arabaşı ve bamya çorbası, Konya tiriti, Konya fırın kebabı, etli ekmek, bıçak arası ve Mevlana pidesi de bu restoranın öne çıkan lezzetlerinden. KARADENİZ LEZZETLERİ MEMİŞ AĞA KONAĞI’NDA Karadeniz Bölgesi’ni temsilen yapı-

24. Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı

Murat Özer Anfaş Genel Müdürü oldu

ANFAŞ FOOD’A PRODUCT

Yeni müşteriler, yeni ürünler ve yeni lezzetlerle geliyor 15- 18 Şubat 2017 tarihleri arasında Türkiye, Antalya, Antalya Expo Center’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan Anfaş Food Product 24. Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı Yurt DIŞI ZİYARETÇİ ve Alım Heyetleri Çalışmalarına şimdiden başladı !

İ

kili iş görüşmeleri ( b2b ) iş etkinliğinin yer aldığı Anfaş - Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım A.Ş tarafından organize edilen 24. Anfaş Food Product Fuarı Gıda İşleme Teknolojisi, Gıda, Yiyecek ve İçecek sektörlerindeki uluslararası katılımcı ve ziyaretçileri bir araya getirmeyi hedeflemektedir. Food Product Gıda ve İçecek fuarı hakkında ANFAŞ ve Antalya Fuarcılık A.Ş. Genel Müdürü Murat Özer ile görüştük. ÖZER, fuarları başarılı kılan doğru ziyaretçi ile doğru katılımcıyı buluşturmak olduğunu biliyoruz sizler bu yıl yurtdışına yönelik ziyaretçi çalışmaları ile ilgili neler yapıyorsunuz? İçinde bulunduğumuz yılın en büyük potansiyellerinden biri olan İran’da ziyaretçi çalışmalarına şimdiden başladık ve bugün itibari ile 40 ın üzerinde firmayı satın alma heyeti kapsamında fuar katılımcı firmaları ile buluşturuyor olacağız. Benim tahminim ilerleyen günlerde bu rakamın çok daha artacağı ve hatta İran’ı partner Ülke olarak fuarda ağırlayabileceğimiz doğrultusunda. Yine bugün itibari ile 20 nin üzerinde İran’lı firma fuara katılımcı olarak geliyorlar. Iran’ın yanısıra başta Katar, Birleşik Arab Emirlikleri, Suudi Arabistan, Azerbeycan, Türkmenistan, Kazakistan, Fas, Tunus ve Etiyopya’ ile de alım heyetleri programlarını başlattık. Ekonomi Bakanlığı Koordinasyonunda, Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği destekleri ile bu yıl toplamda 26 ülkeden “Alım Heyeti Programı” düzenlenmekte ve yabancı profesyonel alıcıların fuarda ağırlanması hedeflenmektedir. ÖZER; Anfaş Food Product Fuarı’nın yurtiçi ziyaretçileri hakkında bilgi verir misiniz ? Yurt içi ziyaretçi profiline baktığımız-

da Oteller, Restoranlar, FastFoodlar, Barlar, Kafeteryalar, Pastane Zincirleri, Süper Marketler, Gıda Toptancıları, Üniversiteler, Resmi Kurumlar, Hastaneler, Yurtlar, Askeri Kurumlar, Yemek Fabrikaları ve Yiyecek İçecek Profesyonellerinin iş bağlantıları kurmak için fuara geleceklerini ve fuarda yer alacak olan yaklaşık 2.500 marka ile görüşüp sezonluk siparişlerini görüşeceklerini söyleyebiliriz. İstanbul, İzmir, Konya, Bursa, Balıkesir, Adana , Gaziantep, Kayseri den başlayarak pek çok ilde gıda sektörüne yönelik buluşmalar gerçekleştiriyor ve katılımcı firmalarımızın hedefledikleri yurtiçi ziyaretçilere ulaştırıyoruz. Bu çerçevede 20 ilimizden Ticaret ve Sanayi Odalarının da desteği ile alım heyeti programları düzenlemekteyiz. Yüz yüze görüşmelerle fuara davet çalışmaları ve katılımcılarımızla ikili görüşme organizasyonu Türkiye Perakendeciler Federasyonu , Tüm Restoran Lokantalar ve Tedarikçileri Derneği , Esnaf ve Sanatkârlar Odaları , Gıda toptancıları dernekleri Türkiye Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu üyelerine yönelik olarak sürdürülmektedir. Fuar katılımcılarının yararlanabilecekleri finansal destekler var mı ? Anfaş Food Product fuarı KOSGEB desteği kapsamındadır. Katılımcı firmalar bu destekten yararlanarak katılım ücretinin bir kısmını Kosgeb desteği ile karşılayabilmektedirler.

Fuar alanında düzenlemekte olduğunuz B2B görüşmeler de başarıyı yakalıyorsunuz . Bu konuda bilgi verir misiniz ? B2B görüşmeler yabancı alım heyetleri ve yurtiçi ziyaretçi heyetleri ile fuar katılımcılarının fuar içerisinde kendilerine ayrılan özel bir alanda yapmaktadırlar ; Romanya Gıda Federasyonu , Ürdün Gıda toptancıları Derneği , Kıbrıs Restorancılar Birliği , Mısır Otel ve Restorancılar Birliği , Kazakistan Otel ve Restorancılar Birliği aracılığı ile yapılan yoğun ziyaretçi ve tanıtım çalışmaları ile fuara ziyaretçi olarak gelen alım heyetleri B2B görüşmelere iştirak edecekler. Ayrıca İzmir İtalyan Ticaret Odası , Innovation Norvay, Malezya Ticaret Ofisi , Şili Ticaret Ofisi , Peru Ticaret ve Yatırım Ofisi , Kolombiya Tanıtım Ofisi , Macaristan Ulusal ticaret ajansı , Polonya Ticaret ve Yatırım Ofisi , Ekvator Tanırım Ofisi ve

lan Trabzon’daki Memiş Ağa Konağı, Karadeniz mutfağının olmazsa olmazı mıhlama, Karadeniz kavurma, Karadeniz patlıcan tava ve silor mantısı olarak da bilinen Karadeniz mantısını misafirlerine sunuyor. Balık çeşitlerinin de yer aldığı Karadeniz mutfağında tatlı menüsünde ise yine bölgeye has yufka kadayıf olarak da bilinen Karadeniz kadayıfı ikram ediliyor. EXPO 2016’nın en cazip alanlarından biri olarak öne çıkan Restoranlar Sokağı, hem geleneksel lezzetleri sunması hem de o bölgeye ait kültürel özellikleri yansıtması açısından ilgi çekmeyi sürdürüyor. Restoranlar Sokağı EXPO’nun açık olduğu 11:00-02:00 saatleri arasında hizmet veriyor.

Moldova Ticaret ve Yatırım Ofisi ile ortak duyuru ve Alım heyeti çalışmaları yürütülmektedir. Bu sene fuarda ne gibi etkinlikler yer alacak ? “Bilindiği üzere; kahve, birçok toplumda fazlasıyla tüketilen, sağlık ve keyif artırıcı bir ürün ve kahve kültürü de artık ülkemizde damak tadı açısından bilinçli tüketime yönlenmekte. Buradan yola çıkarak Fuar günlerinde büyük ilgi çekeceğine inandığımız farklı bir Kahve etkinliği düzenleyeceğiz. Ayrıca katılımcı firmalarımızı yüzlerce şefle buluşturacak Aşçılara yönelik çok büyük bir yarışma da Anfaş Food Product Fuarı esnasında düzenlenecektir.

TÜRKIYE’NIN en büyük fuar alanlarından Antalya Expo Center’ın sahibi ve işletmecisi Antalya Fuarcılık İşletme ve Yatırım A.Ş. (ANFAŞ)’ın Genel Müdürlük görevine Türkiye fuarcılık sektörünün bilinen isimlerinden Murat Özer getirildi. Murat Özer yeni bir yatırımla tek katta 40 bin metre kare, iki katta ise 60 bin metrekare üzerinde konforlu fuar alanına sahip olacak ve fuar alanının yanı sıra yeni yapılan toplantı odaları ve kongre salonlarıyla aynı zamanda bir convention center olarak hizmet verecek Antalya Expo Center da görev almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti. “Antalya iklimi, konforlu otelleri, yüksek ulaşım imkânları ve modern fuar alanıyla Anadolu’nun fuar üssü konumunda” diyen Özer. Antalya da düzenlenen fuar sayısını yılda 20 fuara ulaştırmayı hedeflediklerini vurguladı. 1971 yılında İstanbul’da doğan Murat Özer, eğitimini Avusturyanın Viyana kentinde ekonomi ve işletme üzerine tamamladıktan sonra Siemens ve Ford’ta çalıştı. Bu sürede ‘" Ford Girişimcilik Ödülü" alıp " Ford Elite Team"e de seçilerek Türkiye’yi uluslararası platformlarda temsil etti. 2003 yılında Avusturalya ve Uzak Doğu bölgelerinde pazarlama, tanıtım ve marka yaratma alanlarında faaliyet gösteren E-pod firmasında üst düzey yöneticilik yapan Özer, Avustralya - Türk Dostluk Derneğinde aktif görev alarak, Avustralyada düzenlenen Çanakkale Anma Günlerini Organizasyonunda önemli rol oynadı. 2006 yılında fuarcılık sektörüne, İngiltere merkezli dünyanın önde gelen fuar organizatörlerinden ITE ve Türk Fuar organizatörü CNR holding şirketlerinin iştiraki olan İstanbul Fuarcılık A.Ş’de başlayan Özer, ITF in dışında, CNR Fuarcılık A.Ş, DeutscheMesse/ Hannover Messe şirketlerinde yönetici olarak görev yaptı. Aralarında CeBIT ve ICCI gibi fuarların da bulunduğu 45’in üzerinde fuar ve kongre organizasyonuna imza attan Özer, Sektörel Fuarcılık / Hannover Messe iştirakinde Yönetim Kurulu Üyeliğinin yanı sıra, bir çok sivil toplum kuruluşunda da faaliyetlerini aktif olarak sürdürmekte. Haziran başından itibaren ANFAŞ'ta genel müdür olarak çalışmaya başlayan Murat Özer, ilk hedeflerinin Antalyayı tüm Akdeniz ülkelerinin imrenerek bakacağı bir fuar ve kongre merkezi haline getirmek olacağını söyledi.


Project1

Lezzet yolu

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

11

DOĞANIN KALBİNDE KUSURSUZ BİR TATİL CENNETİ Burç Arutan

‘RİXOS PREMIUM GÖCEK’

Göcek Dünyada ki belli başlı özel sayılacak yelken ve yat destinasyonlarından bir tanesidir. Seyir güvenliği, altyapı kalitesi, hizmet çeşitliliği, doğası, ulaşım kolaylığı, hava şartları ve bunun gibi ihtiyaç duyulan bir çok özelliği ile birlikte dünyada tercih edilmede ilk sıralarda yer almaktadır.

M

uhteşem bir denizden bahsediyorum, şahane bir dağ manzarası, çam ağaçları içerisinde sonsuz bir huzur… Konfor ve kusursuz bir tatilde cabası. Üstelik Dalaman Havaalanı’na 20 km. , Göcek merkeze sadece 700 metre mesafede konumlanmış bu cennet Rixos Premium Göcek Suites & Villas. Rixos kalitesi tartışılmaz şüphesiz, bu kalitede Göcek’in güzellikleri ve doğası ile birleşince, ortaya muhteşem tatil çıkıyor. Bu yaz tatil duraklarımdan biri olan Rixos Premium Göcek’te, hayatımın en güzel günlerini geçirdim dersem abartmış olmam. A’dan Z’ye tüm personele, tüm ekibe ve elbette bu başarılı ekibin ardındaki isme, otelin Genel Müdürü, sevgili Burç Arutan’a özel olarak teşekkür etmek isterim. Tatilinizi her anı ile özel kılan, güler yüzünü ve ilgisini eksik etmeyen Rixos Premium Göcek ailesini yürekten kutluyorum. Bu başarının sırrına ve turizmin son durumuna dair sevgili Burç Arutan’la, keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Burç Bey, önceliği size vererek başlamak isterim. Bize birkaç cümle ile Burç Arutan’ı anlatır mısınız? 42 seneyi birkaç cümleye indirmeye çalışayım: ))) İlk orta ve lise eğitimini İstanbulda aldıktan sonra 1992- 1997 yılarında Bilkent Uni. Turizm Otel İşletmeciliğinde okudum. Okul dönemide dahil olmak üzere bellboyluktan, garsonluğa ön büro müdürlüğünden, yiyecek içeçek müdürlüğüne kadar farklı pozisyonlarda çalıştım. Bunun 9 yılı Accor’un şehir ve resort otellerinde üst düzey yönetici olarak geçti. Meslek adabını terbiyesini çok değerli büyüklerimle beraber tecrübe etme imkanı buldum. Uluslararası ve Turkiyedeki 5 yıldızlı otellerde Genel Müdürlük yaptıktan sonra 4 yıl Avrupanın en buyuk Tur Operatörü TUİ’de İş Geliştirme Müdürü olarak Rusya ve Ukrayna pazarları için İspanya, Yunanistan, Montenegro Mısır ve Türkiyede farklı segmentlere otel konseptleri geliştirdim. 2015 yılının Kasım ayından bu yana Rixos Premium Göcek Suites&Villas’ın Genel Müdür görevini yürütüyorum. Bana hep destek olan harika bir eşim ve dünyalar güzeli tasarımcı hippi bir kızım var:)) Kendisinden böyle bahsedilmesini istiyor:)) Göcek ülkemizin en özel tatil merkezlerinden biri. Özellikle yat sahiplerinin uğrak noktası. Genel olarak, Göcek’i nasıl tanımlarsınız? Göcek Dünyada ki belli başlı özel sayılacak yelken ve yat destinasyonlarından bir tanesidir. Seyir güvenliği, altyapı kalitesi, hizmet çeşitliliği, doğası, ulaşım kolaylığı, hava şartları ve bunun gibi ihtiyaç duyulan bir çok özelliği ile birlikte dünyada tercih edilmede ilk sıralarda yer almaktadır. Bir limandır Göcek, maviye ve yeşile açılan. Gerçi ben sorunun cevabına çok hakimim, bizzat yaşadım ve inanıl-

maz güzel bir deneyimdi ancak, insanlar neden Rixos Göcek Premium Suites & Villas’ı tercih etmeli? Biz Göcek te saydığım şartlara ilave olarak iyi bir tatil deneyimini Rixos kalitesiyle birleştiyoruz. 15 yıllık üst segment herşey dahil birikimimizi yeni trendler ve yeni yorumlarla sunuyoruz. Daha sakiniz, eğlence anlayışını canlı müzik performanslarıyla, spor etkinlikleri ile çeşitlendiriyoruz. Farklı oda tipleri ve konaklama şarları ile bir çok farklı talebe cevap verebiliyoruz. Oda sayımızın az olması kişiye ozel hizmet etme şansımızı artırıyor. Biraz detaya girelim. Suit, villa ve konaklama seçeneklerinizden bahseder misiniz? 12 ay açığız .Yaz sezonu Mayıs ve

Ekim ayları arası Ultra Herşey Dahil, diğer aylar oda kahvaltı hizmeti veriyoruz. Otelimiz sadece suit ve villa olarak iki bölümden oluşuyor. Villalar ayrı bir koyda, kendi plajı, her villanın kendi havuzu ve butler servisi var. Suit misafirlerini Göcekte agırlıyoruz. Ayrı bir plajımız var. Plaja shuttle botlarla 5 dakikalık bir sürede ulaşabiliyorsunuz. Anjana SPA’da inanılmaz bir spa deneyimi sunuyorsunuz. Bu konuda da birkaç cümle rica etsem? Klasik bakım harici yeni trendleri yakından takip ediyoruz. Ozellikle lokasyon konusunda çok avantajlıyız. Göcek koylarına bakan ozel masaj odalarımız bu deneyimi eşsiz kılıyor. Tüm müşterilerinize, yarım gün-

lük tekne turu hizmetiniz var. Bu çok hoş bir ayrıcalık. Tekne ve gulet turlarınız hakkında bizi biraz aydınlatır mısınız? Evet Günde 2 defa sabah ve öğleden sonra olmak üzere tüm misafirlerimize Göcek koylarının güzelliklerini kısa da olsa deneyimlemelerini istiyoruz. 4 saatlik bir turumuz mevcut. Bunun haricinde gunubirlik tekne kiralaması konaklamalı tekne turları ile de misafirlerimize yardımcı oluyoruz. Doğa ve deniz aşığı biriyseniz Göcek koyları imkanlar dahilinde mutlaka yaşanması gereken bir deneyim. Çok merak ettiğim ve röportajın ortaları için sakladığım soruma geçmek isterim. Malum ülkemiz turizm açısından oldukça zor günler geçiriyor. Siz, bir turizmci olarak, şu an-

ki durum hakkında ne düşünüyorsunuz? Bizler hayal satarız. Mutluluk keyif satarız. İçinde bulunduğumuz ortamda ne mutluluk kaldı ne de keyif. Bu kadar insan can verirken maalesef bunları düşünemiyorsunuz. Zor zamanlardan geçiyoruz, bunu sadece Turizmci diye ayırmamak lazım, milletini vatanını seven herkes bu güzel ülkeyi daha da güzelleştirmek için dört elle çalışmalıyız. Peki bu talihsiz durum işlerinizi nasıl ve ne kadar etkiledi? Resort otelciliğine genel olarak baktığınız zaman bugune kadar %40 bir daralma var. Buda ciddi bir kayıp. Biz çok farklı pazarlarla çalışma şansına sahip olduğumuz için en az etkilenen yer olduk diyebilirim. Siz tatil için hangi destinasyonları tercih ediyorsunuz? Denizin üzerindeyim veya dağları tercih ediyorum. Bir başka otele tatile gitmek yorucu olabiliyor. Uzmanlık alanımla otel sınırları içerisine geri dönmek istiyorum. Mutfağınız, mutfal ekibiniz, outlet ve restaurantlarınız üst düzey kalitede. Bunun için özel bir çalışma yapıyor musunuz? Mutlaka işini aşkla yapan gayretli meraklı beyefendi, hanımefendi arkadaşlarla çalışmaya özen gösteriyoruz. Mesleği bir şekilde ögretirsiniz ama bu özellikler sonradan pek öğrenilmiyor. Araştırıyoruz, yeni yorumlar nasıl katarız diye geziyoruz. Farklı meslek gruplarından işinde uzmanlaşmış kişilerle kendi ekibimizi bir araya getiryoruz. Yeni fikirler kendimizi geliştirmemize, buda işimize hayat tarzımıza yansıyor. Gelecek hedefleriniz neler? Gelecek sezon ile ilgili öngörülerinizi paylaşmanızı istesem neler söylersiniz? Onumuzdeki senede zor geçecek, içinde bulunduğumuz cografya bir anda güllük gülistanlık olmayacak. Farklı pazarlarda farklı segment ürünler çıkarıyoruz. 2 yeni konseptle hizmet vereceğiz. Rixos Premium Göcek Adult Only olarak hizmet verecek 21 yaş ve üstü için. Rixos otellerinin ilk Adult Only oteli olacağız. Birde ozel villa tiplerimizi yeni bir markayla pazara sunuyor olacağız. Club Privé by Rixos. Bu sene 6-9 Ekimde ilkini yapacağımız ve gelenekselleşmesini arzu ettiğimiz Rixos Sailing Cup’la Göcekte yat ve yelken sevenlerle beraber yarışlarımız olacak.


12

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet rehberi

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

Huzurlu ve sağlıklı yaşam felsefesinin içeceği Prof. Faruk ŞEN

faruksen@gmail.com

Gastronomi ekonomisinde geri gidiş devam ediyor

T

ürkiye’ nin en önemli ve bugüne kadar araştırılmamış ekonomik değerlerinden biri de Gastronomi ekonomisidir. Yeme içme sektörü bugüne kadar ölçümlerde ciddi bir şekilde ele alınmamıştır. Belirli kişilerin kendi tahminlerine göre ortaya çıkardıkları bir görüşlerden oluşmaktadır. Türkiye’ de Gastronomi Ekonomisi’ ni ölçmek için alt sektörlerle birlikte 9 ayrı yapıyı incelediğiniz zaman 2014 yılında 22 Milyar Dolar sınırına gelen bu ekonomik gücün 2016’ da 20 milyar doları ancak bulacağından hareket edebilirsiniz. TAVAK Vakfı bu konuda 2016 araştırmasını daha sürdürmektedir. Bu geri gidişin 6 önemli faktörü bulunmaktadır. Türkiye’ ye gelen turist sayısında ciddi bir gerileme vardır. Özellikle İstanbul’ a gelen kaliteli turistin azalması, Avrupalıların belirli nedenlerden ülkeye gelmemesi, Gastronomi sektörünün pahalı yerlerinde büyük bir gerilemeyi de beraberinde getirmiştir. Bunun önümüzdeki aylarda da devam edeceğinden hareket edebiliriz. Terör olayları insanları evlerine kapamaya başlamıştır. Bunun en önemli nedenlerinden biri insanlar dışarıda başlarına bir şey gelir korkusu ile dışarıda yemek yememektedirler. İçkideki çok yüksek ÖTV içki fiyatlarını çok yükseltmiştir. Bugün iyi bir şarap Avrupa’ da ödeyeceğinizden 3 misli daha fazladır. Yunanistan’ da 2 şişeye ödeyeceğiniz ücreti burada tek şişeye ödüyorsunuz. Bu da bu konuda tüketimi azaltmaktadır. Genel fiyatlarda da artış büyük ölçüde göze çarpmaktadır. Et fiyatlarının alıp başını gitmesi, artık en basit Adana Kebabının bile 30 tl’ ye yükselmesi insanları dışarı çıkmaktan alıkoymaktadır. Genel olarak Türkiye’ de IŞİD, PKK, FETÖ terörlerinden dolayı karamsar hava bireyleri evlerine kapatmaktadır ve dışarıda kutlama sayısı büyük ölçüde azalmaktadır. Bu karamsarlığın süreci Türkiye’ de Gastronomi Ekonomisinin yapısını da etkileyecektir. Genel olarak ülkemizin bireyleri fakirleşmektedir. Şu anda Türkiye’ de geçtiğimiz yıllarda 10 bin dolar civarında seyreden kişi başına düşen GSMH 9236 dolara kadar düşmüş bulunmaktadır. Bu da neredeyse %8 civarında gelir kaybına yol açmaktadır. Bu da insanlardaki gelir kaybını göstermektedir. Sonuç: Gastronomi Ekonomisi, refahı yüksek ülkelerde gelişmekte; fakirleşen ülkelerde azalmaktadır. Fakirleşen ülkelerde bir de terör gibi insanları korkutan olaylar ortaya çıktığı zaman daha da azalmaya devam etmektedir. Gastronomi ekonomisini teşvik etmek için; içkideki ÖTV’ nin düşürülmesi, İstanbul gibi merkezlere daha fazla turistin gelmesi için reklam ve tanıtımların yapılması ve Gastronomların bir araya gelip ortak reklam vererek eltmeye cirolarını yükseltmeye çalışmaları gerekmektedir.

Hipokrat’ın ‘ Bütün hastalıklar bağırsaklarda başlar’ dediğinden beri yüzyıllar geçti. Uzun ve sağlıklı yaşamak için “geleneksel mutfak kültürümüzde yer alan beslenme” modelini benimsemek gerek.

KOMBUÇAY

E

n fazla bilinen, probiyotik geleneksel fermante gıdalar yoğurt, peynir,tarhana, sirke, turşu arasına Kombuçayı da ilave etmemiz, bilhassa yemek yerken soframızda bulundurmamız, öncesinde veya sonrasında içmek çok faydalı. Gazlı veya alkollü içeceklerin yerine, gerçek meyveler ve yeşil çayla lezzetlendirilmiş içecekle ilğili bilgiler oldukça eskilere dayanıyor. Kombuçay 2200 yıldır Kafkaslarda ve Uzak Doğuda, uzun ve sağlıklı yaşam için kullanılan geleneksel bir halk içeceği. Doktor Kombu ismindeki kişinin,Japon imparatorunu iyileştirmek için kullandığı bu içecek o tarihden sonra Doktor Kombunun Çayı olarak anılmış,günümüze de Kombu çayı olarak ulaşmıştır.Türkiye de ilk olarak 2008 de İzmir Selçuk'da, yenilikçi ve sağlıklı içeceklere önem veren girişimci Murat Selçuk tarafından üretilmiş. Böylece T.C Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kayıtlarına giren Kombuçay, kısa sürede sağlıklı ve doğal içecekler arasında bilinen ve en yaygın kullanılan probiyotik olmuş. Hiçbir yan etkisi olmayan,her yaş gurubundan canlının kullanabileceği bu geleneksel içecek için yatırımlarına devam eden girişimci ile 11 dönüm arazi üzerine inşaatı devam eden yeni üretim tesisinde görüştük. İnsanların doğal ve geleneksel içeceklere gösterdiği ilgiden ve probiyotiklerin önemi konusunda bilinçlenmelerinden memnun.Elinden geldiği, gücünün yettiği ölçüde probiyotik içeceklerin daha geniş kitlelerce bilinmesi konusunda da çalışmalar yapan Murat Selçuk, ülkemizde önemli sağlık uzmanların, bilim insan-

İnsanların fazla kilolarından kurtulmak için çeşitli alternatifler aradığı ve sağlıkları pahasına düşünmeden sayısız kimyasal maddeler kullandıkları günümüzde,sadece sağlıklı beslenme düzenli probiyotik Kombuçay kullanarak obezite ve sağlık sorunlarından kurtulan, Ayten İleri,Probiyotiklerin kullanılması gerektiğini tavsiye ediyor. Kombuçay kullanmaya başladığı günden beri, Murat beyden de aldığı destekle ile 40 kilo veren ve sağlığına kavuşan Ayten hanım,bundan sonra Kombuçaysız bir hayat düşünemediğini söylüyor.

Murat Selçuk

larının ve profesörlerin de probiyotik gıdaları önermesini sevindirici gelişme olarak görüyor. Probiyotiklerin kaşifi, 1912 Nobel Tıp Ödülünü kazanan Rus bilim adamı Elie Metchnikoff ,probiyotik gıdaların içinde bulunan mikroorganizmaları n,bağırsaklarda hastalık yapan mikroorganizmaları nötralize ettiğini saptamış.Orta Asya,Kafkaslar ve Bulgaristan gibi ülkelerde insanların sağlıklı dinç ve uzun ömürlü olmalarının, probiyotik gıdaları fazla tüketiliyor olmalarıyla, bağlantılı olduğu bilim dünyası tarafından kabul edilmiş.

PROBİYOTİKLERİN GÖREVLERİ NELERDİR ? -Bağışıklık sistemini güçlendirmek,Yiyeceklerin hazmını kolaylaştırmak, Vitaminlerin sentezini yapmak, Bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak,bağırsak geçirgenliğini

azaltmak, Toksinlerin kana geçmesini engellemek, Alerji ve egzamayı önlemek, Kronik enflamatuvar ( iltihabi) hastalıkların oluşmasını engellemek, Kanseri önlemek, Yaşlanmayı yavaşlatmak, Depresyon,otizm gibi hastalıkları hafifletmek,önlemek, İshal ve kabızlığı önlemek, İdrar yolu enfeksiyonları önlemek, Böbrek taşlarının oluşumunu azaltmak ve önlemek, Otoimmün hastalıklara karşı koruyucu olmak,Migreni önlemek, Candida mantarının çoğalmasını önlemek sayılabilir. Ancak, Probiyotikleri en az 3-6 ay arasında düzenli olarak kullanmak,biyolojik hücre yenilenme sürecinin doğru tamamlanabilmesi ve fayda görebilmek için son derece önemlidir.

Tamamen doğal fermantasyon süreciyle elde edilen,içerisinde canlı faydalı probiyotik bakteriler bulunduran Kombuçayı bulmak ise son derece kolay. Sade,yeşilçaylı ve meyveli çeşitleriyle ,kullanıma hazır halde cam şişeler içerisinde piyasaya sunulması büyük bir kolaylık. 2200 yıllık geçmişe sahip geleneksel bir içecek olan Kombuçay her yaş gurubundan insanın kullanabileceği,yan etkisi zararı olmayan gerçek bir sağlık hazinesidir.

LDF / LEZZET DERNEKLERİ FEDERASYONU DESTEKLİ

Ideas Lab

yarışmasına başvurular başladı!

L

DF Y.K.Bşk. M.Vasfi PAKMAN olayın gelişimi ve akışı konusunda ELEKTROLUX Küçük Ev Aletleri Pazarlama Müdürü Fatih ŞENGÜL ile görüştü. LDF'yi oluşturan Derneklerin üyeleri ile T.LEZZET H. Gazetesi Okurlarının ELEKTROLUX'un bu projesi ile ilgilenebilecekleri düşüncesiyle kendisinin görüşlerini aldı. ŞENGÜL, Gazetemize taptığı açıklamada; "Tüm dünyada beslenme alışkanlığı giderek değişiyor. Sağlıklı, doğaya karşı duyarlılıktan taviz vermeden yemek yeme alışkanlığı giderek azalmaya başlıyor. Electrolux’ün bu kapsamda başlattığı “Electrolux Ideas Lab” yarışması evde yemek yapma alışkanlığına ilham verecek yenilikçi fikirleri arıyor. Kazanan finalistler 10.000 Euro para ödülünün yanı sıra İsveç’in başkenti Stockholm’da yaratıcı fikrini gerçeğe dönüştürecek benzersiz bir deneyim yaşama imkanına sahip olacak." dedi. Dünyanın önde gelen ev aletleri üreticisi Electrolux’ün herkes için sağlık ve iyiliği artırmaya dair taahhüdünü yerine getirmek üzere başlattığı “Electrolux Ideas Lab” yarışmasının Türkiye başvuruları başladı. Electrolux Ideas Lab, tüm dünyadaki insanların daha lezzetli, sağlıklı ve sürdürülebi-

riflerden, mutfak aletleri tasarımlarına, mutfağa dair ipuçlarından detaylıca planlanmış iş modellerine kadar birçok başlıkta katılım başvurusu yapılabiliyor. Yarışmaya başvuracak kişilerin yaratıcı fikirlerini anlattığı 30 saniyelik bir video ve kısa bir açıklama metnini yarışmanın sitesine yüklemesi yeterli oluyor. Dileyenler videoyu İngilizce olarak hazırlayabiliyor ya da Türkçe olarak hazırlayıp İngilizElectrolux Türkiye Küçük Ev Aletleri ce altyazı eklenebiliyor. ve Süpürge Grubu Pazarlama Müdürü 18 yaşın üzerinde herkese Fatih Şengül açık olan yarışmanın başlir ev yapımı yemeklerden keyif vuruları 3 Ekim 2016 tarihine kaalmalarına ilham verecek fikirledar devam ediyor. Tam 1 Ay hari arıyor. Yarışmaya akıllı telefon zırlık ve katılım için süre belirleuygulamalarından, yemek paylanen, Yarışmayla ilgili detaylar ve şım programlarına, yenilikçi tabaşvuru için: www.electroluxideaslab.com ELEKTROLUX İDEAS LAB'DA ÖNEMLİ TARİHLER BELİRLENDİ 18 Ekim'de: İlk 50 fikir açıklanacak, 17 Kasım'da: İlk 10 fikir açıklanacak ve 28 Kasım'da: Kazanan açıklanacak ve Ödülünün sahibi olacak.

Gastronomi Turizmi Derneği Sektör Temsilcilerini bir araya getirdi GASTRONOMI cenneti olan ülkemizdeki Anadolu ve Osmanlı mutfağının yerli ve yabancı turistlere anlatılmasında önemli bir misyonu üstelenen Gastronomi Turizmi Derneği’nin tanıtımı mekan sahibi ve dernek üyesi Serdar Uşaklı'ya ait Etna Steak Restoranda gerçekleşti. Dernek üyeleri ile turizm ve gastronomi sektör profesyonellerinin katıldığı davetin açış konuşmasını İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Nedret Apaydın yaptı. ‘ÜRÜNLERİMİZ DÜNYADA OLMALI’ Misafirperverliği ve zengin lezzetleri ile dünyaya örnek olan Türk Mutfağı’nın tanıtılması, hak ettiği ilgi ve değeri görmesi için önemli sektör temsilcilerini aynı çatı altında bir araya getiren Gastronomi Turizmi Dermek Başkanı Gürkan Boztepe, yaptığı konuşmada; “Türk mutfağının zenginliklerini ve ürünlerimizi dünyaya tanıtmak ve markalaşmak için bu iki sektörün birlik içinde olması gerekmektedir. Bizim isteğimiz Türk bayrağının sadece Taksim’de dalgalanması değildir. Los Angeles’taki markette yoğurt “Türk yoğurdu” olursa başarılıyız, diyebiliriz.. Derneğimizle büyük bir yükün altına giriyor ve başarılı olacağımıza inanıyoruz” dedi.


Project1

Lezzet ve gastronomi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

13

Başyazı

Meri Çevik SİMYONİDİS merisimyonidis@lezzetgazetesi.com

Sihirli ve rengârenk bir dünya...

Y

emek çeşitleri, farklı lezzetleri araştırmak, mutfaklar, pişirme teknikleri, yemek alışkanlıkları, damak tadı, yemek zevki, yemek kültürü, gurme lezzetler, gastronomi derken kendimi inanılmaz büyük, çekici, etkileyici, cazibeli, ama bir o kadar da tehlikeli ve büyülü bir dünyanın içinde buldum... Fikir fikri getirdi, kapı kapıyı açtı, benzer benzeri çekti ve olanlar oldu. Kitaplardı, dükkândı, mezeydi, Mezedaki’ydi, Mezedaki lezzet atölyeleriydi, etnik Anadolu yemek atölyeleri, belgeseldi, röportajdı, yemek tarihiydi, Rumuydu, Ermenisiydi, Yahudisiydi, İstanbul’uydu, Adası’ydı, Modası’ydı, rakısıydı, şarabıydı derken tabiri caizse koskocaman sihirli ve rengârenk bir dünya... Her elin tadı farklı, herkesin ağız tadı, beslenme şekli, kültürü, alışkanlıkları, beğenileri, ihtiyaçları, felsefeleri, beklentileri farklı ve en önemlisi de annesi fark lı. Çünkü hepimiz annemizden öğrendik yemek yemeyi. Onun yaptığı yemeklerle büyüdük. Her şeyden önce onun bize alıştırdığı damak tadı yerleşmiş ağzımıza; onun yemekleri, onun pişirme usulü, kullandığı malzemeler, tercih ettiği ürünler, baharatlar vs ile alıştık yemek yemeye. Doğal olarak da ona yakın bir lezzet arayışı içindeyiz, o tadı arıyoruz... “Annem şöyle pişirirdi,” diye başlar mesela dükkânıma gelen çoğu müşterim konuşmalarına. Çünkü hepimiz için en güzel yemek annemizin yemeğidir ve onun pişirdiği usuldür bilinçal tımızda kalan. Babalar da bazen çok kabiliyetli çıkar yemek konusunda, mesela benim babam :)... Ama yine de benim ve benden önceki nice nesilde mutfağın hakimi annelerimizdi kuşkusuz! Bu kitaptaki sizinle paylaştığım yemek tarifleri ve reçeteleri öncelikle kendi kitaplarım için bizzat buluşup konuştuğum ve kendilerinden alma şansına sahip olduğum çok önemli ve bu mesleğin adeta maestroları diye bileceğimiz değerli ustalardan, bu sektöre yıllarını vermiş işletme sahiplerinden, aşçıbaşılardan, şeflerden, ayrıca kendi Mezedaki Lezzet Atölyeleri’mde bizzatta nıdığım ve deneyimleyerek tattığım onca değerli şef, ustalar, yazarlar ve bu işe gönül vermiş harika insanlardan, ailemden, akrabalarımdan, kitaplardan, mecmualardan, internetten, kısacası her yerden toplayıp derlediğim, denenmiş, piştikten sonraki şekli görülmüş, tadılmış, yani doğru ve en güzel oldukları sadece benim tarafımdan değil büyük bir çoğunluk tarafından kabul edilmiş çok değerli “tarif ve reçeteler”. Emin olabilirsiniz ki bu reçetele rin her birinde İstanbul’un kendi büyülü tadı, eşsiz aurası ve sihiri saklı... Bu tariflerde güzel İstanbul’umuzun Mısır Çarşısı, Boğazı, Yenikapısı, Beyoğlusu, Adaları, Modaları saklı; çok kültürlü İstanbul mozayiğinin birbirinden parlak renkleri saklı, yine bu mozayiğin mis kokulu lezzetleri saklı, Osmanlı’dan, Bizans’tan kalma ipuçları saklı, entrikalar saklı, Anadolu, göç, gurbet saklı, Ermenisi, Rumu, Yahudisi, Çer kezi, Arnavutu, Lazı, Levanteni saklı.... Okuyucularımdan rica ettiğim şey ise bu tarifleri incelerken küçük nüansları hissederek, farkına vararak okumaları... çünkü bunu yapmadan okumak hiçbir şey kazandırmayacaktır onlara; lezzetine varamayacaklar bu kitabın. Kitapta ayrıca İstanbul’un yemek ve eğlence dünyasından, İstanbul insanının kutlama sofralarından, düğünlerinden, nişanlarından, en kötü gününden, en mutlu anlarından, kısacası her halinden çeşitli fotoğraflar göreceksiniz. Ve fark edeceksiniz ki bu özel günlerin her biri muhak kak güzel ve zengin bir sofrada başlayıp güzel ve zengin bir sofrayla son buluyor. Hepimizin hayatlarında olduğu gibi. Sofranın birleştirici rolünü, üstlendiği görevin yadsınamaz o büyük rolünü hemen fark edeceksiniz... Bu anlamda ben de kendimi bildim bileli evimizdeki büyük bir sofranın etrafında toplanmış akrabalarla dolu kutlama, toplantı, noel, paskalya, nişan, düğün, vaftiz, cenaze ve doğum günleri gibi birçok farklı sebeple meze ler, yemekler, ikramlar, içkiler, tatlılar, tuzlularla dolu fotoğraflar gelir aklıma... Bu fotoğraflar hepimizin ak lında bir yerlerde var. Bunu bi liyorum, eminim... O yüzden ki sunduğum tarifleri bu fotoğraflarla birleştirdim. Annelerimizim o güzel sofralar için hazırladıkları mezeler, yemekler, ikramlar ve tatlıların tariflerini çok yakıştır dım bu fotoğraflara. Umarımsiz ler de beğenirsiniz... ...ve biliyorum ki içinde bu lunduğumuz çağda ve gelecekte yani torunlarımız belki bunların hiçbirini pişirmeyecek ve bir çoğu hiç tatmayacak bile bu lezzetleri. Tozlarla, haplarla, sıvılarla besleniyor olacaklar. Bu şimdi den o hale girmeye başladı bile... Protein tozları ve sıvıları ile beslenen, kinoa sütleri ile obeziteyle savaşan, vitaminlerle enerjilerini dengeleyen farklı bir beslenme sistemi bu... İleride neler olacak az çok kestirebiliyoruz sanırım... Ama önemli olan ve görev olarak hisettiğim o ki, böyle bir kültür mirası hiç de yabana atılacak bir şey değil ve benim bunu kendi adıma benden küçüklere, çocuklarıma, torunlarıma ve daha da ileriki nesillere bir miras bırakır gibi bırakmam gerektiği... Kıymeti, bilinir veya bilinmez bu onların bileceği bir şey... Bunu bir değer olarak görürler mi görmezler mi buda onların bileceği bir şey... Umarım ki bilinir...umarım ki değerlendirilir...

Adnan ve Deniz Şahin oğullarıyla

Karadeniz Mutfağının

KUYMAK’I, DELİMONTİ’DE Lezzetseverlerle Buluştu

R

estoran Danışmanlığını Adnan Şahin'in, Müdürlüğünü'de Alper Veyisoğlu'nun yaptığı Gastronomi market ve restoran konseptini bir arada sunan Delimonti, D-ream Group bünyesinde faaliyet gösteriyor. “Lezzet Ev Sahipliği” buluşmaları kapsamında, Lezzetseverleri Karadeniz mutfağının tatlarından KUYMAK yapımıyla ağırladı. Anadolu'nun farklı noktalarından doğan tarifleri, geleneksel yöntemlerle hazırlayan ve modern sunumlarla servis eden Delimonti, aynı zamanda Anadolu Halk Mutfağı Derneği Başkanı olan Adnan Şahin’in anlatımıyla bu özel bir atölyeye ev sahipliği yaptı. Adnan Şahin, Samsun’dan Artvin’e kadar tüm Karadeniz bölgesinde oldukça popüler olan; mısır unu, tereyağı ve peynirin birlikteliğinden doğan kuymak’ın hikayesini aktardı. Tarihçesinden sunumuna kadar kuymak yapımının tüm incelikleri, atölyenin özel konuğu Trabzon'dan gelen Hasan Yılmaz tarafından hazırlandı ve sunuldu. Bir grup basın mensubuyla LDF/Lezzet Dernekleri Federasyonu Başkanı M.Vasfi Pakman ve Bşk.Yrd. Chef Haldun Z.Tüzel'in de katıldığı tadım gerçekleştirildi. Kiva Restaurant'ın zarif şefi Deniz Şahin'in misafirperverliğinde ve Delimonti fırın şefi Muzaffer Demirtürk'ün nefis pide ve ekmekleriyle yapılan kahvaltıda yediğimiz Trabzonluların bol peynirle yaptığı " KUYMAK " ile bildiğimiz, Rizelilerin bol mısır unu ile yaptığı " MIHLAMA " arasındaki farkı'da öğ-

renmiş olduk. “Yerel güzeldir, sunum özeldir” mottosuyla yola çıkan Delimonti, Anadolu’nun lezzetli yemek pişirme tekniklerini, evrensel mutfak anlayışı ve zengin malzeme çeşidiyle harmanlıyor. Anadolu’nun taptaze mahsullerini kentin merkezine taşıyan Delimonti’de lezzetli kuymağı yapmak için gereken tüm malzemeleri bulmak da mümkün .

KUYMAK'I NASIL YAPARIZ ? Doğal ve kaliteli ürünleri bulunca bu şahane lezzete kendimiz'de ulaşabiliyoruz. Ancak peynir, tereyağı ve mısır ununun en doğal ve tazesi olması şart. Sonrasında ise; Bakır bir tavaya aldığımız tereyağını kısık ateşte tamamen erittikten sonra göz kararı mısır ununu ekliyoruz. Bir süre kavurduğumuz mısır ununa dilediğimiz kadar peyniri ekleyip yavaş yavaş karıştırarak eritiyoruz. Peynirin tuzlusunu veya tuzsuzu tercihe bağlıdır. Günün 24 saati yiyebileceğimiz bu lezzet, Karadeniz’de kahvaltının vazgeçilmezi.

DELİMONTİ’DEN Yöresel Gazozlar YEREL gazoz çeşitlerini de

Hasan Yılmaz

misafirlerine sunan Delimonti’de efsane Niğde gazozundan özel meraklıları bulunan Giresun gazozuna kadar farklı alternatifler bulunuyor. Anadolu’daki yerel üreticilerden temin edilen ve her biri Anadolu’nun farklı bölgelerinde efsaneleşmiş gazozların sade ve meyveli seçenekleri bulunuyor. Benzersiz tadıyla Denizli ve bölgesinde çok sevilen meyveli Zafer gazozu; Zonguldak bölgesinin egzotik meyveli Bağlar gazozu; İç Anadolu bölgesinin vazgeçilmezi Niğde gazozu; Kızılcahamam’ın dillere destan lezzeti Çamlık gazozu ve adeta bir klasik haline gelen Uludağ gazozu misafirlerin beğenisine sunuluyor. Lezzet meraklılarının tutkunu olduğu Giresun gazozu ise sade ve mandalinalı seçenekleriyle servis ediliyor. Meyveli sevenler ise mandalina, portakal, frambuaz, limon çeşitleriyle mevsim gazozlarını tercih edebiliyor.

DURU BULGUR

BULGURU ÇEŞİTLENDİRİYOR VE DÜNYAYA YEDİRİYOR

T

ürk bulgurunu dünyaya tanıtmayı misyon edinen Duru Bulgur, taş değirmen kullanarak ürettiği birbirinden lezzetli bulgur çeşitleriyle her damak zevkine hitap ediyor. Türkiye'nin konusunda lider firması, ürettiği 15 çeşitbulgur'la sektöründe de lider. Türkiye'nin en Lezzetli Gazetesine çalışmalarıyla ilgili bilgiler veren; Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru, Türk Bulgurunu dünyaya tanıtmak için çeşitli çalışmalar yaptıklarını, tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verebilmek amacıyla bulgurla ilgili sağlıklı ve doğal ürünler geliştirdiklerini, ayrıca her ülkenin damak zevkine uygun bulgur ve bulgurlu inovasyon ürünleri geliştirerek Ar-Ge’ye ciddi yatırımlar yaptıklarını belirterek, "Pirinç hayranı Çinlilere bulguru sevdirdik, makarna, pizza hayranı İtalyanları bulgurla tanıştırdık” dedi. Genel olarak renk ve özellikleri bakımından bulgur çeşitleri; Sarı, Esmer ve Kepekli Bulgur olmak üzere üç ana sınıftan oluşuyor. Dünya ve Türk mutfağında en çok tanınan ve tüketimi fazla olan bulgur çeşitleri ise boyutlarına göre altı sınıfta toplanıyor. Bunlar; Pilavlık, Köftelik, Başbaşı, Çiğköftelik, Midyat ve İri Pilavlık olarak sınıflandırılıyor. Bu çeşitlerin tamamı, sarı, esmer ve kepekli bulgur olarak üretilebiliyor. Ayrıca; Besin değeri olarak tam buğdaya yakın olan oldukça iri taneli ve lezzetli olan Başbaşı Bulgur’dan yapılan pilavlar özellikle çocuklar tarafından çok seviliyor. Hem Doğal Hem Kolay Bulgur: Duru DualDuru Dual ürünler; Mantarlı Bulgur, Nohutlu Bulgur, Mercimekli Bulgur ve Şehriyeli Bulgur çeşitlerinden oluşuyor.

facebook.com/KombuÇay

instagram.com/kombucay.selcuk/


14

Project1

10:33 AM

Page 1

Lezzet ve sunum

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

İÇİNDE İŞ OLAN FUAR: BAYİM OLURMUSUN ?

Okan KARACAN okankaracan@lezzetgazetesi.com

İ

12/27/13

BU FUARDA HEMEN İŞ VAR,

MARKANI SEÇ, İŞİNİ KUR!

Kurban Bayramı, Köfte yapımı ve Köftecilik Sanatı

slamiyetin manevi olarak bir bireye en güzel hissettirdiği olgulardan bir tanesi olan Kurban Bayramı, Eylül ayı içerisinde tüm güzelliği ile bizlerle kucaklaşmayı bekliyor. Adaleti, paylaşmayı, dostluğu, kardeşliği, komşuluğu ve çok daha fazlasını bir bireye yaşatan kurban bayramı, tüm müslüman alemine şimdiden mübarek olsun. Yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz bunca olumsuzluğa rağmen, hayatın tüm güzellikleri ile devam ediyor olmasıyla, yaşama sevincimiz de bu güzel toprakların herzaman ana sermayesi olacaktır. Bu pozitif yaklaşımımın sebebi her ay olduğu gibi bu ayda köşemdeki yazımda size güzel haberlerimin olmasıdır. Öncelikle; Kurban Bayramı nedeni ile et tüketiminin artacağı evlerde buram buram kavurma kokularının yükseleceği bu ay öncelikle evde bir profesyonel edası ile aşçılık yapacak olan siz değerli okurlarıma kendi başınıza yapabileceğiniz muhteşem et yemeklerine katkı sağlayacağını düşündüğüm bir aletten bahsetmek istiyorum. Gerek kullanım kolaylığı gerek devri, gücü, emniyeti bir kasap edası ile etlerinizi büyük bir güven ve başarı ile çekebileceğiniz, kıyma haline getirebileceğiniz, ileri teknolojinin o muhteşem desteği ile ortaya çıkmış ürünler. Fakir Minso, Fakir Torque ve Fakir Multiplex her biri ayrı bir bütçeye hitap eden ama kullandığınız zaman gerçekten kasaplarda ve marketlerde et reyonlarında görmeye alıştığınız sonucu elde edebileceğinizi düşündüğüm aletler. Bence ev için, hiç vakit kaybetmeden birer tane edinmeli. Hiçbir güvenlik zaafiyeti bulunmayan bu ev tipi aletler Kurban Bayramınızı tam bir lezzet şölenine dönüştürmek için sizi bekliyor. Hazır etten bahsetmişken ve eti kıyma haline getirmişken bundan 80 yıl öncesinde eti saklama koşulları ile dedelerimiz meşgul olurken, ortaya çıkan eşsiz bir lezzetten de bahsetmeden geçemeyeceğim. Evet bir çoğunuzun Okan, lafı köfteye getiriyor dediğini duyar gibiyim. Bana bu köşede yazma şansı tanıyan ve görüştüğümde büyük heyecan uyandıran, genel yayın yönetmenimiz, LDF / Lezzet Dernekleri Federasyonu başkanı Sn. M.Vasfi Pakman’ın yarattığı sinerji, benim girişimcilik ruhum ve sonuçta 80 Yıllık Tarihi Lezzet “ Uzunköprü Köftesi’nin” ülke geneline ve dünyaya yayılmasının fitilini ateşlememiz oldu. Gerek sanatçı gerek işadamı kimliğim ile bugüne kadar hayata geçirdiğim birçok projede belkide hiç böylesine heyecanlanmamıştım. Sebebine gelince, 2001 yılında aldığım aşçılık eğitimi, tv de yaptığım yemek programları, Nişantaşında işlettiğim restoran ve ardından değerli büyüğüm M.Vasfi Pakman sayesinde atalarımızdan günümüze gelen tarihi bir lezzeti 80 yıllık bir marka altında ortaya çıkarmam, heyecanlanmamın en büyük sebebidir. Yazımın başındada belirttiğim gibi yaşanan olumsuzlukların aksine vatanını seven bir işadamı ve sorumluluk sahibi bir birey olarak mübarek kurban bayramının sevinci ile birlikte merkezi Edirne Uzunköprüde bulunan “Tarihi Uzunköprü Köftecisi”ni ilk olarak Anadolu yakasında “Darıca Park AVM” de, ardından Alibeyköyde açılacak olan “ Biz Cevahir Haliç AVM” de açmanın mutluluğunu ekip olarak yaşamaktayız. Ayrıca Ekim ayında düzenlenecek ve birçok markayı bir araya getirecek olan “Bayim Olur musun” fuarında da kıymetli yatırımcılarla markamızı karşı karşıya getireceğiz. Bunca aydır lezzete giden o muhteşem yolun, sunumdan geçtiğini anlatıp durduk, kah eleştirdik, kah beğendik ama sonuçta hep doğru bildiğimizi aktarmaya çalıştık. Şimdi ise bizim imtihan zamanımız. Umarım Kurban Bayramı’nın bereketi gibi bereketli ve sizlerin beğeneceği bir lezzet anlayışı ile markamızı buluştururuz. Tabiki söz konusu sunum olunca bunca zamandır sizlerle paylaştığım deneyimlerimi de lezzethanelerimde sizlere sunmaya çalışacağım. Sevgili okurlar bir küçük hatırlatma daha yapmak istiyorum. World Food Fuarında, Gazetemizin ve LDF/Lezzet Dernekleri Federasyonumuzun standında da okurlarımız ve lezzetsever ziyaretçilerimizle kucaklaşıp, eşsiz lezzetimizi, köftemizi sizlerle paylaşacağımızı da söylemek isterim. Şimdiden bayramınızı bir kez daha en içten dileklerimle kutlar önümüzdeki ay fuarlarımızda ve güzel lezzet sunumlarında buluşmak dileğiyle.

KIZILAY’DAN

C

oğrafi konumu ve kıtalar arasında oluşturduğu köprü görevi açısından Türkiye, bayilik ve franchise vermek isteyen uluslararası markaların öncelikli tercihi oluyor. Bu kapsamda yeniiş ortakları arayan markalar, ülkemizin franchising alanındaki ilk ve tek fuarı olan Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı’nda girişimcilerle bir araya geliyor. Birçok firmanın franchise sayısını arttırdığı bir platform olan fuar, birçoğunun da ilk çıkış, gelişim ve lansman noktası olma özelliğini taşıyor. Türkiye de bulunan 2 bin 500 zincir işletmenin sahip olduğu 60 bin bayi sayısı günden güne artarken, 2016 sonunda franchise sektörünün sahip olduğu pazar payının 50 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Büyüyen franchise hacmi ile birlikte sektörün önde gelen platformu “Bayim Olur musun” fuarı; katılımcı marka sayısı, m2 ve ziyaretçi sayısı bazında Avrupa ve Ortadoğu’nun birincisi olma özelliğini de taşıyor. Her yıl olduğu gibi, bu yılda Medyafors Fuarcılık organizasyonu, UFRAD işbirliği ve Coldwell Banker Türkiye Ana Sponsorluğunda gerçekleştirilecek 14. Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı bu yıl 13–16 Ekim

2016 tarihleri arasında, CNR Fuar Merkezi 5-6-7’nci salonlarda gerçekleştirilecek. Dört gün sürecek organizasyon süresince Ufrad Seminerleri, hem girişimcilere hem markalara yol gösterici rol oynayacak. Yurt dışı katılımlarının da yoğun yaşandığı fuar ile ilgili olarak açıklama yapan Medyafors Fuarcılık Genel Müdürü Aycan Helvacıoğlu; ‘Kendi eko sistemini yaratan franchising sektöründe, bu yıl da önemli bir büyüme yaşanacak. Hızını arttıran markalar 2016’da da dur demeyecek. Fuarın önemli bir misyonu, Türk markalarının yurt dışına açılmasını sağlamak olup, Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Körfez Ülkelerinden yatırımcı ve girişimciler ile kapsamlı ziyaretçi çalışmaları yapılmasıdır. Bu doğrultuda 14-15 Kasım 2016 Tarihlerinde Dubai Uluslararası Kongre Aycan ve SerHelvacıoğlu gi Sarayında dü-

zenlenecek Dubai Franchising Fuarı’nın resmi acentesi olduk. INDEX tarafından Dubai Uluslararası Zirve ve Fuar Merkezinde düzenlenecek ‘’The Global Franchise Market” yaklaşık otuz milyar dolarlık franchise potansiyeli olan Birleşik Arap Emirlikleri ve bölge pazarına açılmak isteyen bir çok firmanın ilgisini çekiyor. Hem yurtiçi hem yurtdışı gelişmeleri göz önüne alındığında 2016-2017 yılının hareketli geçmesi bekleniyor.’’ dedi. Helvacıoğlu şöyle devam etti: ‘’Bayim Olur musun Franchising Fuarı’nın diğer fuarlardan ayrıştığı nokta, başarısının ölçülebilir olması. Bu da firma, katılımcı sayısı, m2 ve ziyaretçi sayısı bazında Avrupa ve Ortadoğu’nun birincisi olarak bizlere yansıyor. Fuarımız, yarattığı yoğun ve verimli ziyaretçi potansiyeliyle katılımcılarının her zaman takdir ve teşekkürlerine layık olabilmenin haklı gururunu taşıyoruz. ‘’

Küçük ev aletleri sektöründe EN YENİLİKÇİ MARKA ödülü sahibi

E T Ä R E G S U A H R İ K FA

İÇİNDE MİNERALLİ SU OLAN LİMONATA

M

aden suyunu ticari bir kaygıyla değil “iyilik” için üreten Kızılay, sağlığı ve serinliği bir şişe de buluşturarak, içinde mineralli su olan limonata yaptı. Türk Kızılayı, mineralli su ile limonatanın lezzetini birleştirdi. Türkiye’de bir ilk olan bu uygulama ile Kızılay, içinde mineralli su olan limonata üretti. Sağlığı ve serinliği tek bir çatı altında toplayan Kızılay Limonata, yaz aylarının da vazgeçilmezi oldu. Özellikle sıcak yaz aylarında sağlığını düşünen yardımseverler tarafından çok tüketilen Kızılay Limonata, sıcak yaz günlerinden soğuk bir limonata ile ferahlamak isteyenler Kızılay Limonata tüketerek, hem kendine hem de başkalarına iyilik yapabilir.

Arçelik A.Ş.’ye

Red Dot’tan 5 Ödül

ünün öncü ve yenilikçi ör kt se ri le et al ev k çü kü li ik tr Elek ürün grubunda ı” m kı Ba in em “Z , te rä ge us markası Fakir Ha layık görüldü… “En Yenilikçi Marka” ödülüne

G

eçen yıl “Yüzyılın Markası” ve bu yıl da “Yılın Ürünü 2016” ,ödülünü alan Fakir Hausgeräte, Plus X Awards’ın en yüksek ödülü olan “Zemin Bakımı” ürün grubunda ”En Yenilikçi Marka” ödülünü de aldı. Kısa zamanda 3 büyük ödül sahibi oldu. Bonn’daki ilk Alman meclis binasında düzenlenen Plus X Awards gecesinde ödülü alan Fakir Hausgeräte Genel Müdürü Bahar Gökdemir konuşmasında: ” Bu takdir bizi özellikle çok sevindirdi. Takım ruhumuz, güzel bir çalışma ortamını ve bölümler arası işlek bir alış-

verişi sağlıyor. Böylece her bireyin yaratıcılığını teşvik ediyor. Kendi bünyemizdeki Ar-Ge bölümümüz sayesinde yeni fikirleri ve taslakları çok kısa sürede uygulayabiliyor ve mevcut olan ürünlerin geliştirilmesi için de kullanabiliyoruz.“ dedi. Fakir Hausgeräte İş Geliştirme Müdürü Scott Taylor ödüllerin kendilerini olumlu yönde motive ettiğinin altını çizerek: “Ödüller satış stratejimizle birlikte bizi daha da ileri götürüyor ve tüketicideki algımızı güçlendiriyor.” dedi

Kurban Bayramı’nı Mutfakta Geçirmeyin!

LEZİZ ET YEMEKLERİ İÇİN PRATİK ÇÖZÜM FAKİR

E

MİNSO PLUS

lektrikli ev aletlerinin öncü ve lider markası Fakir Hausgeräte’nin, Minso Plus Et Kıyma Makinesi Kurban Bayramı’nda sofralarda harikalar yaratırken, mutfaktaki en büyük yardımcınız oluyor. 1933’ten beri güvenilir Alman teknolojisinin sembol markalarından olan Fakir Hausgeräte, Minso Plus Et Kıyma Makinesi ile Kurban Bayramı’nda birbirinden lezzetli et yemeklerini, hızlı ve pratik şekilde hazırlamanızı sağlıyor. 1000 watt gücüne sahip Fakir Minso Plus, çapları 4 mm ve 8 mm olan iki ayrı paslanmaz çelik kıyma diskiyle farklı incelikte kıyma çekebilme özelliğine sahip. Yüksek kalite paslanmaz çelik bıçakları sayesinde eti en hızlı şekilde istenilen kıvama getirirken, plastik itme sapının yardımıyla eti zahmetsizce çekiyor. İçli köfte ve sosis gibi birbirinden farklı yiyecekleri özel aparatlarıyla kolayca hazırlamaya imkan sağlayan Minso Plus, et ürünleri dışında salça, tarhana gibi kışlık yiyeceklerin de hazırlanmasında kullanılabiliyor. Tıkanmayı önleyen geri alma sistemi, temizlik için ayrılabilir parçaları pratik ve uzun süreli kullanıma elverişli. Kaymayı önleyen ayakları olabilecek kaza durumlarına karşı güvenli kullanım sağlıyor. Geliştirdiği son teknoloji ürünlerle sektörde standartları belirleyen Fakir Hausgeräte, geniş ürün gamıyla da dikkatleri üzerine çekiyor.

Ü

rünlerinde özgün tasarım ve üstün teknolojiyi bir araya getiren Arçelik A.Ş, tasarım dünyasının en prestijli yarışmalarından biri olan Red Dot’ta 5 ürünüyle ödüle layık görüldü. rçelik A.Ş, tasarım dünyasının en önemli yarışmalarından biri olan ve otoritelerce kabul edilen bir kalite onayı olma özelliği taşıyan Red Dot Ödülleri’nde 5 ürünüyle ödül almaya hak kazandı. Almaya’nın Essen şehrinde düzenlenen ödül töreninde, ödülleri Arçelik A.Ş. adına Endüstriyel Tasarım Ekibi’nden Özlem Kök Gültekin ve Onur Onrat aldı.Red Dot Tasarım Ödülleri jürisi tarafından Grundig Music 45 DAB Radyo, Beko Cosmos Flush Handle Buzdolabı, Beko ABD tarzı FS Fırın, Beko ABD tarzı Pro Fırın, Arçelik El Blenderi, “Red Dot Award: Product Design” ödülüne layık görüldü. 1954 yılından bu yana her yıl çeşitli ülkelerden binlerce başvurunun yapıldığı Red Dot Tasarım Ödülleri tasarımın en iyilerini ödüllendiriyor.


Project1

Lezzet ve gastronomi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

Bayramda Sofralarınızı Kosova Başyazı Betül

ALTINBAŞAK

betulaltınbasak@lezzetgazetesi.com

‘AÇIK BÜFE KÜLTÜRÜ DE OLUR MU’ DEMEYİN...

B

ir kış boyu kapalı alanlarda çoğu zaman gökyüzünü dahi göremediğimiz ofislerde çalışıyor, yazın yapacağımız tatilin hayalini kurarak o günün gelmesini dört gözle bekliyoruz. Hatta birçoğumuz artık bizim tatil kültürümüzde de oturmaya başlayan erken rezervasyon avantajlarından faydalanarak arzu ettiğimiz tatili yapmak için aylar öncesinden ödemelerimizi bile yapıyoruz. Kimimizin tercihi butik oteller, kimimiz de, her şeyin fiyata dâhil olduğu oldukça büyük otelleri; diğer adıyla tatil köylerini tercih ediyoruz. Özellikle, güneyin her şey dâhil otelleri yerli ve yabancı turistler için gerçek bir tatil cenneti. Bu yerler deniz, kum, su parkları ve güzel havuzların yanı sıra, birbirinden farklı aktiviteleri, özellikle açık büfe lezzetleri ve “ala carte” restoranlarıyla konuklarının tercihini büyük ölçüde etkiliyor. Tabii yüzlerce insanın bir arada hizmet aldığı bu mekânları yönetmek de hiç kolay iş değil. Özellikle de günün her saatinde hizmet veren “yeme-içme” hizmetleri en zor olanı. IC Oteller Zincirinin özellikle de son yıllarda çocuklu ailelerin tercihi olan Antalya Santai Family Tatil Köyünün Executive Şefi Ahmet Sarıkaya’ya göre, “zengin bir açık büfeyi hakkını vererek oluşturmak, matematik isteyen bir iş. Birim maliyetlerini çok iyi ayarlamak gerekiyor. Güçlü bir ekip, özenle seçilmiş, mevsimine uygun malzemeler, en doğru sunum ve zamanlamayla hazırlanan yiyecekler, mutfağın lezzet ve çeşitlilik kalitesini büyük ölçüde etkiliyor. “ Benim ise daha çok merak ettiğim, bu tatil köylerinin devasa yemek salonlarına yansıyan kültürel farklılıklar ve insan davranışlarındaki renklilik. Bunun içerisinde, yemek seçimini etkileyen unsurlardan, yeme içme adaplarına , çocuklarına verdikleri masa kültürüne kadar birçok konuyu değerlendirdiğimiz Şef Sarıkaya ve F&B Müdürü Turgay Çifçi’nin yıllarca gözlem yaparak edindikleri deneyimlerine göre bakın ülkelere göre yeme içme alışkanlığı nasıl: “Yemeği tabağımıza alış biçimimizden, yeme alışkanlıklarımıza, masayı donatma şeklimize kadar farklı kültürel özellikler taşıyoruz. Bir Türk misafirin, Uzakdoğu mutfağına gösterdiği ilgi ile bir Avrupalının gösterdiği ilgi aynı değil. Birçok Türk misafir, dünya mutfakları ile yeni yeni tanışıyor. Çok seyahat eden, bir millet de olmadığımız için kendi kültürümüze ait alışkanlıklar, açık büfe seçimlerimizi ve masa düzenimizi çok yakından etkiliyor. Türklerde lezzetleri aynı tabakta karıştırma, çok fazla çeşit yaparak, sadece kendimiz için değil, “belki yer” diye eşimiz dostumuz içinde “ortaya alma” alışkanlığı var. Nasıl misafirimize, evimizde ne varsa servis etmeyi seviyorsak, açık büfede de öyleyiz. Masa donatmayı seviyoruz. Aynı anda tatlımızı, tuzlumuzu alıp masaya getiriyoruz. İsraf konusunda da maalesef doğrusu çok hassas değiliz. Çocuklarımızın yemesi için peşinde geziyoruz. Yemiyorsa tekrar tekrar yeni alternatifler belirliyoruz. Ortadoğulular da bize benziyorlar, lezzetleri karıştırma konusunda daha abartılılar. Almanlar çok kuralcı. Yemekleri tanımıyorlarsa mutlaka yemeklerin yanlarında yer alan etiketleri okuyorlar. Kırmızı etle, beyaz eti, balığı karıştırmıyorlar. Yiyecekleri kadar alıyorlar. Bir Alman, salatasını bitirip çatal ve bıçağını içine bırakmışsa masadan tabağı alınmadan diğerini almak için kalkmıyor. Servise yardımcı olan ekip üyeleri de bunu bildiği için hemen yeni servis açıyorlar. Almanlar yemek salonu kurallarına da çok dikkatle uyarlar ve yemeğe düzgün kıyafetlerini giyerek gelirler. Hatta plaj şortu vb. kıyafetli misafirler görürlerse. kuralların hatırlatılması konusunda geri bildirim yapabilirler. Çocukların tercihlerine yardımcı oluyor ama çok müdahaleci olmuyorlar. Çocuklar da masa düzenini önemsiyor, yemek boyunca ortalıkta gezmiyorlar. İngiltere ve İskandinav ülkelerinden misafirler içinde aynı şeyleri söylemek mümkün. Çok seyahat eden kişiler için, açık büfe bir araç ve tatilin diğer faaliyet alanlarında hoşça vakit geçirmek çok daha önemli. Avrupalılar genellikle yemeyecekleri yiyecekleri almıyorlar. Kendileri için ve çoğunlukla yiyebilecekleri kadar alıyorlar. Ruslar ise son on yıl içinde kendilerini çok geliştirdiler. Çok gözlemciler ve Avrupalıları izliyorlar. Sakin ve ölçülü yemek konusunda kendilerini çok disipline etmişler. Onlarda yemeklerinin tümünü masa da görmeyi istiyorlar. Uzakdoğulular sakin. İsrafı sevmiyorlar ve bir prensip içerisinde yiyorlar. Bazı kültürlerde görülen yanlış yeme alışkanlıklarına gelince; makarna ve pilav, et ve balık aynı tabakta alınıp sonrada atılabiliyor. Seçici olmayı öğrenmek gerekiyor. Seyahatler arttıkça, bu alışkanlıklar da azalacaktır. Açık büfelere ne istediğini bilerek “Ala carte” mantığı içerisine yemek seçmeyi öğrenmemiz gerekiyor. “ Şef Sarıkaya’nın aktardıklarından anlaşılan şu ki, açık büfelerde yemekler bitmiyor. Müşteri sayısı ve müşteri beklentileri çok iyi değerlendirilerek hazırlanıyor. Büfelerde biten ürünlerin devamı hızla geliyor. Strese girmeden, sakin, yemeğin lezzetini hissederek, dostlarla beraber yediğiniz içtiğiniz masalarınızın olması dileğiyle herkese iyi tatiller efendim… Not; İnternetten araştırıp, çocuklar için verdikleri hizmetlerden etkilenerek geldiğimiz, IC Santai Family Tatil Köyünün , “memnuniyetle” kelimesini içtenlikle ve çözüm odaklı kullandığını gördüğümüz ekibine teşekkür ediyoruz.

YEMEKLERİ RENKLENDİRSİN

B

irbirinden leziz yemeklerle kurulan, bütün aileyi bir araya toplayan bayram sofralarınıza Türk mutfağının yanında yine bize çok uzak olmayan Kosova yemeklerini eklemeye ne dersiniz? Kosova Prizren-

liler Derneği bayram sofralarınız için hem hafif hem de hem de Türk damak tadına uygun Kosova yemeklerinin tariflerini derledi. İşte Kosovalı Hasbiye Sağlam’ın tarifleri ile Kosova Priz-

Topli

MALZEMELER: ● 250 gr lor peyniri ● Yarım litre süt ● 4 yumurta ● 1 su bardağı sıvı yağ ● 250 gr tereyağ ● 2 yemek kaşığı şeker ● 1 paket kuru maya ● Tuz ● Alabildiğince un YAPILIŞI: Maya ılık su ve şeker ile karıştırılır. Sıvı yağ ve yumurtanın sarısı eklenip karıştırmaya devam edilir. Alabildiğine un eklenerek hamur elde edilir. Mayalanmaya bırakılır. Mayalanan malzeme 10 küçük bezeye ayrılır. Serçe parmak kalınlığında açılır. Ortasına tereyağı sürülür, lor peynirinden eklenir. Dört ucundan birleştirilen hamurun üstüne yumurta sarısı sürülerek kızgın fırında 45 dakika pişirilir.

Paşa Köftesi

MALZEMELER: ● 750 gr kıyma ● 1 çay bardağı pirinç ● 4 yumurta ● 1 adet soğan ● 1 demet maydanoz ● 1 su bardağı ayçiçeği yağı ● 1 su bardağı un ● 1 çay kaşığı karbonat ● Karabiber ● Pul biber ● Tuz YAPILIŞI: Kıymanın yarısı soğan ile kavrulur. Pirinçler haşlanıp kavrulmuş soğan ve kıyma karışımına eklenir. Yumurtalar çırpılıp un ve karbonat ile karıştırılır. Hazırlanan köfteler yumurta karışımına batırılıp kızgın yağda kızartılır.

Fora ile Fit Kal

Peciva

Tezpişte Tatlısı MALZEMELER: ● 250 gr tereyağı ● 1 yumurta ● Yarım litre süt ● 1 su bardağı ceviz ● Alabildiğince un ŞERBETI İÇIN: 5 su bardağı şeker4 su bardağı su YAPILIŞI: Tereyağı eritilir, süt eklenip kaynatılır. Kaynayan karışıma un eklenip pişirilir. Ateten alınan hamur ılımaya bırakılır. Ilıyan hamura yumurta ve ceviz eklenerek elle yoğrulur. Hamur tepsiye düz bir şekilde yayılır. Baklava dilimli kesilip kızgın fırında pişirilir. Şeker ve su kaynatılıp şerbet hazırlanır. Sıcak tatlıya sıcak şerbet dökülür. Soğuk servis edilir.

Elbasan Tava

MALZEMELER: ● 10 yumurta ● 1 kg yoğurt ● 1 kg kuzu eti veya 10 but ● 2 yemek kaşığı un ● 250 gr tereyağı ● 1 yemek kaşığı toz kırmızı biber ● Sarımsak ● Tuz ● Et suyu YAPILIŞI: Etler kaynatılır. Yumurta ve yoğurt çırpılır. Un et suyu ile ayrı bir kapta karıştırılır. Bu iki karışım birleştirilerek tepsiye dökülür. Üzerine toz biber ile kızdırılmış tereyağı dökülüp fırında 5 dk. pişirilir. Fırından alınan hamurun üzerine haşlanmış etler serilip tekrar fırına verilir. 30 dk daha pişirilir.

TÜRKİYE’DE BİR İLK

‘İYİ TATLI’ SEK QUARK

S

renliler Derneği’nin hazırladığı evde rahatlıkla hazırlayabileceğiniz birbirinden leziz yemekler. İşte Kosovalı Hasbiye Sağlam’ın tarifleri ile Kosova Prizrenliler Derneği’nin hazırladığı evde rahatlıkla hazırlayabileceğiniz birbirinden leziz yemekler.

15

ağlıklı atıştırmalık kategorisine yepyeni bir ürünle giriş yapan SEK, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek “İyi Tatlı” SEK Quark’ı tüketicilerinin beğenisine sundu. Sağlığa ve Türk damak tadına değer katan, yüksek teknoloji kullanarak kaliteli ve lezzetli ürünleriyle sağlıklı nesillerin yetişmesine katkıda bulunan SEK’in yeni ürünü SEK Quark, bol sütten gelen yüksek protein ve meyve parçacıklarıyla hem çok sağlıklı, hem de çok lezzetli. SEK Quark, çilekli, yaban mersinli, elma-tarçınlı ve armutlu olmak üzere dört farklı lezzet alternatifi sunuyor.İçerdiği yüksek protein sayesinde uzun süreli tokluk hissi sağlayan ve kas gelişimini de destekleyen SEK Quark, sağlıklı beslenen ve lezzetten ödün vermeyenler için çok uygun bir tatlı seçeneği. Uygun kalori içeriğiyle gün içerisinde tatlı yemek isteyenler için harika bir ara öğün olan SEK Quark, içine eklenecek tahıl gevreğiyle ana öğün olarak da tüketilebiliyor. Düşük yağ oranı ile kalori kontrollü beslenenler için de ideal bir seçenek sunan “İyi Tatlı” SEK Quark ile artık herkes tatlı yemekte özgür.

MALZEMELER: ● 750 gr kuzu eti ●3 Yemek kaşığı un ● Sarımsak ● Tuz ● Tereyağı ● Kırmızı toz biber YAPILIŞI: Un ile yağ hafif pembeleşinceye kadar kavrulur. Etlerin suyu ile akıtma hamuru kıvamında bir karışım hazırlanır. Tuz ve sarımsak eklenip kaynatılır. Daha sonra bu karışım tepsiye dökülür. Pişmiş etler parçalanarak üzerine serpilir. Tereyağında yakılmış toz biber yemeğin üstüne dökülüp servis edilir.

Bamyalı Tava

F

ora Zeytin, az yağlı ve az tuzlu FORA Fit ile sağlıklı beslenmek ve formda kalmak isteyenlerin zeytinden vazgeçmeden Fit kalmalarını sağlıyor. Sofralık zeytin ürünlerinin lider markası Fora Zeytin, yeşil ve siyah zeytin seçenekleriyle her damak tadına hitap ediyor. Yazın hem hafif beslenmek hem de formunu korumak isteyenlerin vazgeçilmez tercihi olan Fora Fit, daha hamken henüz yağlanmadan toplanan zeytinlerden üretiliyor. Kendisi zaten az yağlı olan zeytinlerin doğal yöntemlerle tuzu azaltılıyor.

HER ÖĞÜNE BİR FORA FİT!

MALZEMELER: ● 1 kg kuzu eti ● 1 kg soğan ● 7-8 orta boy domates ● 7-8 orta boy çarliston biber ● 300 gr bamya ● 1 çay bardağı sızma zeytin yağı ● Tuz YAPILIŞI: Et, soğan ve sıvı yağ kavrulur. Soyulup doğranan domatesler biber ile beraber etin içine katılıp karıştırılır. Bir süre kısık ateşte pişirilir. Etin pişmesine yakın bamyalar eklenir. Bamyalar pişince yemek tepsiye dökülür. Fırında üzeri kızarana kadar pişirilir.

Tüm beslenme biçimlerinde tavsiye edilen sağlıklı ve doyurucu bir gıda olmasıyla bilinen zeytin, yaz aylarında Fora Fit ile hem kahvaltılarda hem diğer öğünlerde hem de atıştırmalık olarak tavsiye ediliyor. Fora Fit zeytini, acıktığınızda atıştırmalık olarak tüketebilir, salatalarınıza ekleyebilir, akşam yemeklerinden önce sofralarınıza koyabilirsiniz. Hafif, besleyici ve hazmı kolay bir besin olan zeytin, güne enerjik ve zinde başlamanıza yardım ederek, vitamin ve mineral bileşenleri yönünden zengin olması nedeniyle sağlıklı beslenenlerin en çok tercih ettiği besinler arasında yer alıyor. Ayrıca zeytinde bulunan doymamış yağlar yeterli sayıda yediğinizde formda kalmanıza yardımcı oluyor.


16

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet peşinde

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

LYD/ LEZZET YAZARLARI & BLOGGERLAR DERNEĞİ TARAFINDAN GAZETEMİZ İÇİN HAZIRLANMIŞTIR

Başyazı Firkan

GÜLAYDIN

2 BLOGGER & 2 YEMEK TARİFİ LİMONLU ÇİLEK PESTİLİ

PAZILI FIRIN KREP (6 ADET İÇİN)

MALZEMELER ■ 1 kg taze çilek ■ 1 çorba kaşığı limon suyu ■ 2 adet limonun ince rendesi ■ 150 gr bal ■ 1 çimdik tuz TARİF: Çilekler bol su içinde bekletilir, suyu süzülür, yaprakları ayıklanır ve listedeki diğer malzemelerle birlikte mutfak robotunda püre haline getirilir. Fırın tepsisine yağlı kâğıt yayılır, karışım dökülür ve tepsi hafifçe tezgâha vurularak karışımındüzgün bir şekilde tepsiye yayılması sağlanır. Tepsinin üzerine ince bir tülbent serilir, kenarlarından mandalla tutturulur ve en az 48 saat kızgın güneş altında kuruması sağlanır. Tepsi gece de aynı yerinde muhafaza edilir. Ellendiği zaman ele yapışmayacak bir hale geldiğinde üzerine aynı ölçüde bir yağlı kâğıt kapatılır, alt üst edilir ve pestili ilk yaydığımız kâğıt yavaşça pestili kırmadan sıyırılır. Yine alt üst edilir ve kâğıt altta kalacak şekilde istenilen büyüklükte kesilip kâğıtla birlikte rulo sarılır. Bu şekilde buzdolabında uzunca bir süre saklayabilirsiniz.

firkangulaydin@lezzetgazetesi.com

‘Şef’ Merhaba Değerli Milliyet Okurları ; Bu yazımda sizlere herkesin çok yakından tanıdığı ama hiç bilmediği ‘Şef’i ‘ yazacağım. Herkes şefleri bilir. Onlar Tv Programlarının son yıllardaki yükselen yıldızları, restoranların maestrosu. Tarihte krallıkların, saray mutfaklarının komutanları olmuşlardır. Peki; şef olmak için yalnızca iyi yemek yapmak yeterli midir? İyi yemek yapmak size ‘iyi bir aşçı’ ünvanını kazandırabilir. Hatta Dünya’nın en iyi aşçısı bile olabilirsiniz. Ancak ; şef olmak için asla yeterli değildir. Şef; iyi yemek yapmanın dışında, iyi yemek yaptıran ve iyi yemeği anlayan kişidir. Şef; lider olmak zorundadır. Gıdalara hitap etmek için fizik kurallarını bilmeli, maliyet hesapları kost işlemleri yapabilmesi için iyi bir muhasebeci olmalı. İyi bir satın almacı, piyasadaki pazarı bilen iyi bir uzman olmalı. Stresli çalışma ortamlarında ekbini motive eden, en iyi verimi alabilen ve onları anlayıp yardımcı olabilen birer psikologturlar. Şef; tüm bunların yanında kolay pes etmeyen bir savaşçıdır. Sanat ruhu taşıyan, sanatı hisseden ve yön veren sanatçılarıdır. Bazen tek bir tabak yemek yapıp ona ruhunu veren, bazende binlerce tabaklık banket organizasyonlarını yöneten liderler olurlar. Ve ekipleri onların ailesidir. Mutfak bir takım oyunu gerektirdiği için duygusal bağlılıklar çok fazla olabilir. Bu çoğu zaman avantaj olsada bazen dezavantajlarını da görmek mümkün oluyor. Kısaca ‘şef’ birçok özelliği karakterinde barındırmak zorunda. Bu özelliklerden bazıları eksik kaldığı zaman yaptığınız işinde kusurları o denli fazlalaşabilir. En önemlisi liderlik vasfı. Etrafındaki insanları himaye altına alma, onları etkileme ve ilham kaynağı olma henüz daha çocuk yaşlarda iken mahallede başlar. Hep o çocukluk ortamlarında çeteyi sürükleyen bir lider vardır. İşte onlar ilerde hangi sektörde olurlarsa olsunlar yöentici olacak kişilerdir. Çoğu zaman ekipte çalışan aşçılar şeften daha bilgili, tecrübeli ve iyi olabilirler. Ama lider kişi onlardan en iyi sonucu alır, bir araya getirir, hatayı görür ve takım olmalarını sağlar. Teknik direktörlük sanırım buna en iyi örnektir. Burada bahsettiğim ‘Şef’ olgusu. Her restoranda ya da otellerde ‘Baş Aşçı’ olan kişiler değildir. Bahsettiğim gerçek anlamda ‘şefler’ ... Sektör Türkiye’de yüzde yirmilik bir şef kesimi tarafından yönetilmekte. Gerisi onların kopyası durumunda malesef. Menülerde bile farkına varıyorsunuz bunun. Bir restaurant ilginç bir yemek menüye koyduğunda bir kaç ay içinde bu ses getiriyor ve aynısı olmasa bile kopyaları hemen menülerde yer buluyor. Kendine özgü olup, kendi karakterini yansıtmalı bence şefler menülerine. Bazı kopyalanamayan restaurantalarda var elbette. Bunlarda gerçekten Avrupa’da bile en iyiler listesine girmeyi başarabilen nadir işletmeler. Yollarınız ‘Gerçek Şefler’ ile kesişsin.. İyi aşçılardan güzel yemekler yemeniz dileğim ile. Lezzetli hatıralarınız olsun.

Yaz Aylarının

Keyifli Tadı: ‘Vakko Ice Cream’

T

ürkiye’de ilklerin markası Vakko, “Vakko Chocolate”ın ardından “Vakko Ice Cream” ile de hayata lezzet katmaya devam ediyor. Vakko Ice Cream, çikolatalı, çikolata parçacıklı vanilyalı, limonlu ve cappucino-cookie seçenekleriyle yaza merhaba diyor. Eşsiz lezzetlere sahip Vakko Chocolate’ın dondurma ile buluşması Vakko Ice Cream, özel sunumları ile yaz aylarına keyifli bir tat getiriyor. Vakko Ice Cream; Vakko Chocolate İstinyepark ve Vakko Chocolate Palmarina'da lezzet tutkunlarıyla buluşuyor. Eşsiz tadı ve şık sunumuyla Vakko Ice Cream bu sene yeni eklenen cappucino-cookie seçeneğiyle tercihe göre külahta, cup’ta veya özel kiloluk ambalajlarıyla sunuluyor.

MALZEMELER ■ 3 yumurta ■ Yarım su bardağı süt ■ Yarım su bardağı tam buğday unu ■ 2-3 yaprak pazı ■ Arzu ettiğiniz kadar tuz ve karabiber ■ Kalıbı yağlamak için zeytinyağı YAPILIŞI: Pazıları ince ince kıyalım. Tüm malzemeleri çırpıp silikon kek kalıplarına pay edelim. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık 2 0 dakika, kızarana kadar pişirelim. Afiyet olsun!

Saynur ÜLGEZ

22 Mart 1986, Adana doğumluyum. İstanbul Barosuna bağlı avukat olarak çalışma hayatıma devam ediyorum. Aynı zamanda, son 2 buçuk yıldır www. benimdiyetyemeklerim.com isimli blogun ve benimdiyetyemeklerim isimli sosyal medya hesaplarının sahibiyim. Bu siteyi açma nedenim, sağlıklı beslenmenin aslında ne kadar keyifli olduğunu, bunun bir yaşam şekli haline getirilebileceğini, poğaçadan keke kadar canımızın istediği her ürünü, evde nasıl sağlıklı bir şekilde hazırlayabileceğimizi göstermekti. Beğenmeniz ümidiyle...

ÇOCUKLUĞUNDAN beri İngilizcesini ilerletmek için sevdiği konu olan yemek ile ilgili yabancı dergilerden tercüme ettiği yemek tariflerini sayısız tarif defteri doldurmuştur. Şimdi onları pişirip sevdiklerine tattırmaktan büyük keyif alıyor. Yenilikleri seviyor. Yeni tatlar peşinde koşuyor ve sevdiği tatları hemen uygulamaya koyuyor, sevdiklerine tattırıyor, kilolarına kilo katarken onları da hiç unutmuyor. Yaptığı yemeklere kendinden de bir şeyler katıyor mutlaka. En iyi tarife bile eklenecek bir şey bulmaya çalışıyor. Yemek yapmaktan misafir ağırlamaya geçen süreç onun için ayrı bir keyif. Bir emeklilik hobisi olarak başladığı Oya’s Cuisine yemek tarifleri sitesi de batik, pathcwork, takı tasarımı, vitray gibi uğraşlarından biri olacaktı. Ancak teknoloji merakı ve internetteki sonsuz fırsatlar, bu projenin boyutları dışına taşmasına sebep oldu. Bumerang network 2013 yarışmasında en tarz blog kategorisinde ilk üç finalisten biri olması motivasyonunu çok arttırdı. Bumerang network ile hem Oya’s Cuisine yeni dostlar kazandı hem de emeklilik hobisi yeni bir boyut kazandı. Oya EMERK http://www.oyascuisine.com

AVM, HOTEL MDArch RESTAURANT, tasarım ve uygulamalarıyla dikkat çekiyor! Genç ve Başarılı Mimar Görkem Volkan yönetimindeki kuruluşun en başarılı uygulamalarından biri Ataşehir’de yaptığı; İç mekanda doğallığın sergilendiği, GRİLL POLONEZ RESTAURANT

Mimar Görkem Volkan

M

imar Görkem Volkan öncülüğünde MDArch tarafından Ataşehir’de tasarlanan Grill Polonez Restaurant, iç mekandaki renk seçimleri, hareketli dokusu ve yabancılık hissinden uzak, sıcak atmosferiyle samimi ve natürel bir tasarım anlayışı sergiliyor. İstanbul Ataşehir’de Palladium Tower Ofis binasının giriş katında, dış mekanla ilişkili olarak konumlandırılan ve iç mimari tasarımı MDArch imzasını taşıyan Grill Polonez Restaurant, POLONEZ Gıda Sanayiinden Mustafa AKKAŞ ile Tahincioğlu Holding’den Onur TAHİNCİOĞLU ortak girişimi. Steak House & Şarküteri, Kasap Dükkanı olarak faaliyet gösteren, yeni ve pürüzsüz görünümlü bir mekan’dan çok eski, tanıdık ve samimi hisler verecek bir atmosfer olarak biçimlendirilmiş. Misafirlerini konforlu ve ferah atmosferde ağırlayan restoran doğal malzemelerle ve natürel bir tasarım anlayışıyla kurgulanmış. A’dan Z’ye bu muhteşem mekanın tasarımcısı ve uygulayıcısı olan Mimar Görkem Volkan ile birlikte nefis ve leziz bir öğle yemeği yedik. Lezzetli Gaze-

temize mekan hakkında bilgiler aldık, kendisini tanıma fırsatı bulduk. “ 1200 m2 bir alana konumlandırılan Grill Polonez Restaurant; et reyonu ve restoran ile açık ve yarı açık terasları bünyesinde barındırıyor. Kullanıcı memnuniyetinin ön planda tutulduğu projede, iç mekan kurgusu ve yerleşim, mekan içi ferahlığı devam ettirecek şekilde tasarlanırken, oturma bölümleri farklı yaşlardaki kullanıcı gruplarına hitap edecek şekilde aynı tasarıma sahip farklı birimlerle düzenlendi. Bu sayede bu geniş mekan, kişi ve gruplarca daha ko-

lay benimsenebilecek ufak parçalara ve kimliklere bölünmüş oldu. Doğala gönderme yapan ahşap, doğal taş, tuğla ve halat gibi ham malzeme kullanımını, mekanın bütününe yayılarak iç mekanda olduğu gibi açık ve yarı açık mekanlarda da tüm sıcaklığıyla misafirlerin karşılaması sağlandı. Teraslarda kullanılan ve iç mekandaki malzeme dokusuna gönderme yapan ahşap kiriş gölgelik çatının tasarımında ise uçak kanadı kesitinden esinlenildi.” dedi. Grill Polonez Restaurant’ta, iç mekanda tasarlanan hafif tavan örtüsüyle hem oluşabilecek akustik problemlere çözüm getirilmiş, hem de alçalarak insan ölçeğine uygun hale getirilen tavanın, mekandaki atmosferi yumuşatarak ortaya çıkabilecek teknik problemleri avantaja dönüştürme başarılmış.

1997 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Restorasyon Bölümü’nden mezun olmuş. Mimarlık eğitimini New York Pratt Institute ve Yeditepe Üniversitesi’nde almış. 2004’de Yeditepe Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olmuş. Lübnan’da Nabil Gholam Architects’te çalışmış. Katar ve Dubai’deki birçok karma yapının tasarım koordinatörlüğünü üstlenmiş. 2006 yılında İstanbul’a dönmüş ve MDArch Mimarlık’ı kurarak İitanbul’daki ofisinde otel, konut, AVM, ofis, rekreasyon ve ticari mekan konularında proje ve uygulama hizmeti vermekte ve çeşitli ölçeklerde mimari konsept geliştirmenin yanı sıra ağırlıklı olarak büyük ölçekli ticari alanların iç mekan tasarımını ve uygulamalarını üstlenmekte. Bu güne kadar 600.000 m2 olan tasarımı ve 20.000 m2’nin üzerinde taahhüt işi gerçekleştirmiş. Yeni projelerinde Gastronomik Mekanları ve AVM tasarımlarını tercih eden Volkan, Ataşehirdeki ünlü Water Garden’in de projesini yapmış.


Project1

Lezzet rehberi

12/27/13

10:33 AM

Page 1

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

Lezzetli Rotalar’da bu ay

İ

sürdürülen bir gelenek var: bağbozumu. Evliya Çelebi’nin “cihan bağı” olarak tanımladığı Tekirdağ, çağdaş Yunan edebiyatının öncülerinden Vizyenos’a göre “Trakya’da eşi benzeri olmayan” sakin şehir (cittaslow) Vize ve Ergene kıyısında dünyanın en uzun taş köprüsüyle süslenmiş, lezzetli köftesiyle ünlenmiş Uzunköprü… FEST Travel’ın Lezzetli Rotalar® markası altında 23-25 Ey-

lül 2016 tarihlerinde gerçekleştireceği TRAKYA’DA BAĞBOZUMU gezisi, Tekirdağ-Vize-Uzunköprü üçgeninde yer alan bölgenin hem tarihi ve kültürel mirasını hem de bağlarının eşsiz lez-

zetlerini tüm Lezzetseverlere sunuyor. Bu bağbozumu gezisinde her gün, bölgenin organik tarım yöntemleri kullanan en seçkin bağlarından birinde tadımlar gerçekleştirilecek: İlk gün Karaağaçlık’taki arazisinde çeşitli üzümleri “şato tarzı” işleyen Barbare Bağları’nın, ikinci gün ‘Lyre’ telli terbiye sistemi ile desteklenmiş ilk ve tek bağ arazisine sahip Arcadia Bağları’nın, son gün ise modern butik tesisinde 2008’den beri üretim yapan Şato Nuzun Bağları’nın konuğu olunacak. On İki Olimpos tanrısından biri, Zeus’un oğlu ve Şarap Tanrısı Dionysos kültüne kaynaklık ettiği düşünülen Trakya’daki bu ‘Lezzetli Rota’, sonbaharın en güzel günlerinde antik bir geleneğin ve mirasın izinden gitmek isteyenleri bekliyor.Okurlarımız; Ayrıntılı bilgi için: festtravel.com/trakyada-bag-bozumu internet sitesine girebilir, organizasyon detaylarını ve katılım şartlarını öğrenebilirler

Ülkemiz Gastronomisinin Güçlü Eğitim Merkezi

17

CHEFSCHOOL

‘TRAKYA’DA BAĞBOZUMU’ VAR ! yi atların, kaliteli üzümün ve Yunan tanrılarının memleketi Trakya, Eylül ayında bir başka güzel! Gastroturizm’in iddialı kuruluşu FEST Travel’ın sonbaharın bu tatlı günlerinde gerçekleştireceği ve bölgenin en seçkin bağlarında enfes tadımlarla renklenecek ‘Lezzetli Rota’sı, Tekirdağ’dan Vize ve Uzunköprü’ye uzanıyor. Turizm sektöründe, 32 yıldır yurt içi ve dışı gezilerle hizmetlerini sürdüren başarılı kuruluşun, Müşteri İlişkileri Sorumlusu Elif Okumuş ÜLGER’in konuyla ilgili olarak ülkemizin “En Lezzetli” gazetesine yaptığı açıklama şöyle oldu. “İlk defa ozan Homeros’un İlyada’sında bahsi geçen ve tarihçi Herodot’a göre dünyadaki en kalabalık halklardan birini oluşturan antik Trak kavminden ismini alan Trakya’da binlerce yıldır

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

Hakkı Çamur

2

007 yılında İstanbul CulinaryInstitute'un bünyesinde kurulan, Türkiye'nin ilk uygulamalı restranı olan özel aşçılık okulu olduğu,2012 yılından başlayarak Kadir Has Üniversitesi işbirliği ile devam ettiği, kurulduğundan bu yana 700'ün üzerinde mezun veren Chefschool programı 2015 yılından itibaren Kadir Has Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi tarafından Cibali Kampüsü’nde devam etmektedir. Merkez Müdürü, Hakkı Çamur, Chefschool Profesyonel Aşçılık Okulu'nun amacının; “Sektörün ihtiyacı olan profesyonel eğitimli aşçıları yetiştirmektir. Buna ek olarak okula devam aday aşçılar Türk -Osmanlı mutfağının gelişimine katkı sağlayan tarifleri öğrenirken, Dünya mutfağından lezzetleri menülerini kattığı uluslararası düzeyde hizmet verebilecek nitelikte aşçıların yetiştirildiği bir mesleki eğitim sağlamak” olduğunu belirtti. Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nün modern ve tarihi dokusunu bir arada barındıran yerleşkede eğitimler

Devran Karaalp

hem keyifli bir ortamda yapılmakta, hem de tecrübe edinilmektedir. Şef adayları, eğitmen şefler de dahil olmak üzere tüm öğrencilerin demo şeklinde izleme amaçlı değil, herkesin aynı ürünler ile reçeteleri uygulayabildiği bir eğitim sistemine dayanmaktadır. Eğitmen şef Devran Karaalp ve ekibi, tüm eğitimleri bire bir ve uygulamalı olarak vermektedir. Chefschool'da öğrenciler eğitimleri boyunca AB projeleri ve diğer projeler ile farklı ülkelerin en iyi şefleriyle çalışma fırsatı bulup, seçkin da-

vetlilere sunmaktadır. Son olarak FoodForDiplomacy ( foodfordiplomacy.org ) projesi kapsamında 11 ülke ve 18 şef ile çalışma fırsatı bulmuşlardır. Chefschool profesyonel aşçılık eğitimi öğrencileri Kadir Has Üniversitesi öğrencilerinin yararlandığı tüm imkanlardan (spor salonu, bilgi merkezi, sosyal alanlar ve eğlence faaliyetleri) yararlanmakla birlikte, dış alan etkinlikleriyle sektörün tümü hakkında bilgi sahibi olmaktadır. Chefschool, öğrencileri staj konusunda gösterdikleri başarıya göre yerleştirilir, rutin kontrolleri staj süresince uzman eğitmenler tarafından yapılmaktadır.


18

Project1

12/27/13

10:33 AM

Page 1

Lezzet peşinde

www.milliyet.com.tr

Türkiye Lezzet Hareketi BASINDA GÜVEN

31 AĞUSTOS 2016 ÇARŞAMBA

Başyazı Simge AYAN

GURME ŞEHİR GAZİANTEP

ŞEFLERİ ve LEZZETLERİYLE İSTANBUL’DA !

simgeayan@lezzetgazetesi.com

Hafta sonunu İstanbul’da tatile dönüştürme sanatı!

K

imisi cuma akşamından yola koyulup hafta sonunu gerçek bir tatile çeviriyor, kimisi sendromundan kurtulmak için 1 günlük pazartesi izniyle üç günlük harika bir tatil patlatıyor. Peki ya hafta içi harıl harıl çalışmasına rağmen, hafta sonu kaçamayanlar ne yapıyor? Sevgili “hafta sonunda yine İstanbul’dan kaçamamış olan bahtsız İstanbullular”; sizin için, bunaltıcı sıcakları kâra çevirebileceğiniz minik hafta sonu planları hazırladım. Evet, elimde mavi bayraklı alternatiflerim yok ama havuz, Karadeniz ve Marmara Deniz’i üçgeninde olabilecek en ideal seçenekler burada! İdare edip tadını çıkarmaya bakmanız yeterli… Bir kere şunu söylemem gerek; İstanbul’un her köşesinde hemen her bütçeye uygun havuz mevcut. Mesela; The Marmara, Hyatt Regency, Hilton gibi büyük zincirleri seçip diğerlerine nazaran bir tık daha fazla ödeyerek konforun tadını çıkarabilirsiniz. Bütçenizi aşmak istemiyorsanız eğer size önerebileceğim küçük ama kaliteli alternatifler; Ataköy Marina’da yer alan Nossa Costa, Kilyos Kilya Hotel, Çınar Otel Ataköy. Tercihinizi denizden yana kullanmak isterseniz bilin ki; seçenek daha fazla ve fiyatlar havuza nazaran uygun. Eğer Avrupa yakasında kalmak istiyorsanız; Kilyos’ta yer alan Babylon, Suma, Tirmata, High Beach gibi popüler plajları tercih etmek için 45 ila 60 TL’yi gözden çıkarmanız gerekiyor. Tabii bir de dalgalı bir denizle karşılaşma ihtimalini unutmayarak beklentinizi fazla yükseltmezseniz harika bir gün geçirebilirsiniz. Konumuz plaj ve İstanbul içinde kaçamak ise Adalar’a değinmeden olmaz; Büyükada, Heybeliada ve Sedef Adası’nda yer alan plajlardan birini seçerek harika bir gün geçirebilir, gitmişken Ada dondurmasıyla günü bitirebilirsiniz. Yada Beach ve Green Beach Büyükada’nın en doğru adreslerinden mesela… ‘İstanbul’dan uzaklaşayım biraz, haftanın yoğunluğundan kafa kalmadı’ diyorsanız size Şile’yi önerebilirim. Yan yana dizili plajlardan birini tercih edip 20 ila 40 lira arasında bir ücret ödeyerek şezlong ve şemsiye edinebilirsiniz. Plaja girdikten sonra ise geriye yapmanız gereken tek bir şey kalıyor: Fotoğraf çekmeye başlamak ve Instagram/Snapchat gibi kanallardan düşman çatlatmak! Ama düşmanlar da fena değildi geçen haftalarda değil mi? Her biri Bodrum, Çeşme, Alaçatı sokaklarını arşınlarken; evde klima altında oturanları hiç düşünmediler. Gidebileceğiniz daha yüzlerce adres var ama şimdilik bu kadarına yer verebildim. Fazlasını bulmak isterseniz Zomato.com’da hem plajları hem de o plajların çevresindeki harika restoranları bulabilirsiniz. Elinizi çabuk tutun ve yaz bitmeden birkaç hafta sonunuzu düşük bütçeli mini İstanbul tatilleriyle süslemeyi ihmal etmeyin!

Lokma ağustos sayısı bayilerde!

Özel dosya ‘yaz sofraları’

Y

az mevsiminin mutluluk dolu ve en enerjik renklerini lezzetle buluşturan Lokma Dergisi Ağustos sayısıyla raflardaki yerini aldı. Lokma Ağustos’ta yaz mevsiminin bu en güzel ayında yine harika dosyalarla karşınızda oluyor. Renkleri insanı alıp uzaklara götüren “orman meyveleri” ve dostlukları çok eskiye dayanan “domates, biber, patlıcan” muhteşem tariflerle başmisafirimiz oluyor. Sıcak muhabbetlerin yanına, “serinleten buz gibi yaz tatlıları” ayın dosyasında arzı endam ediyor. Açık havada yemek yiyelim istediniz ve ne yapacağınızı bilemediyseniz sizi yormayacak en özel tarifler “keyifli yaz sofralarında”... Mutfak acemileri de unutulmadı ve “yazlık lezzetler” onlar için hazırlandı. Orman ve denizin bütün güzellikleriyle bir arada olduğu güzel kentimiz “Antalya” damakları şenlendirecek tariflerle yöresel lezzetlerimizde konuğumuz oluyor. Her zaman sıcak ilişkiler içinde olduğumuz “Japonya”nın mutfağına da yakından bakıyoruz bu ay. Lokma pastanesinde çok pratik ve leziz bir tarif olan “crumble” yine üç farklı halde karşımıza çıkıyor. Lokmalık’ta ise “sığınmanın zirvesi: dua” konusu işleniyor. Bir kocaman heyecan bulutu içinde Hatice Özdemir Tülün’ün Genel Yayın Yönetmenliği’yle toplanıldı. Burçin Bilge yemekleri yaptı, Sezer Alçınkaya ve Melis Kayacık fotoğraflarını çekti, Yasemin Darbaz Karaca konsept ve stil uygulamalarını hazırladı, Tûba Öztürk Özdil yazı işlerini tamamladı, Reyhan Cerit Bala da bu lezzetleri elinizden bırakamayacağınız bir dergiye dönüştürdü.

Shangri-La Bosphorus

U

ROTURK CHEFS CULİNARY TEAM Dünya Aşçılar Olimpiyadı seçmelerininde yapıldığı ShangriLa Bosphorus, Istanbul; gastronomi dalında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilmeye hak kazanan Gaziantep’in dünyaca ünlü mutfağını 24 Eylül – 8 Ekim 2016 tarihleri arasında İstanbul’a taşıyor. Yaklaşık 500 farklı yemek türünü içinde barındıran eşsiz lezzetlerin sunulduğu Gaziantep Mutfağı, Shangri-La Bosphorus, Istanbul’un ödüllü Executive Şefi Olivier Pistre’nin Fransız dokunuşları ve Gaziantep’in deneyimli şefleri Dt. M. Ragıp Güzelbey ve Doğa Çitçi’nin hazırladığı özel menü ile Gaziantep Yemek Festivali IST TOO’da Lezzetseverlerle buluşuyor. Gaziantep Yemek Festivali, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in katılacağı özel bir davet ile başlayacak. Festivalde iki hafta boyunca, katmerden kebap çeşitlerine, baklavadan çorbalara ve daha pek çok yöresel lezzet sunulurken, Antep usulü şerbet ve menengiç kahvesi menünün vazgeçilmezleri arasında yer alacak. Gaziantep dünya üzerinde ilk çağlara dayanan tarihiyle pek çok me-

deniyeti ağırlamıştır. Bu medeniyetlerdeki kültürel çeşitlilik Antep’in mutfagina da yansımıştır. 500 kadar yemek çeşidini barındıran Gaziantep mutfağı yemek çeşitlerindeki zenginliği dışında kurutulmuş gıdalar(pa tlıcan,domates,biber..) ve baharat çeşitliliği ile de tam bir mutfak şehri olarak biliyor. 20 yılı aşkın süredir Michelin yıldızlı restoranlarda görev yapan, International Catering Cup yarışmasında 2014 yılında Fransa Sampiyonu, 2015 yılında ise Dünya Sampiyonu olan Fransız Şef Olivier Pistre, Gaziantep Mutfağı’na olan hayranlığını festivale özel hazırladığı menüye yansıtıyor. Misafirlerin beğenisine sunulacak olan menüde gastronomi açısından Türkiye’nin sahip olduğu imkanların zenginliği ile bu tatların tüm dünyaya açılacağına inanıyor. Gaziantep Üniversitesi aşçılık bülümünde eğitmenlik yapan, Gaziantep mutfağını yurtiçi ve yurtdışı tanıtım organizasyonlarında yer alan Dt. M. Ragıp Güzelbey, 53 yılı aşkın süredir Gaziantep, Türk ve Dünya mutfakları üzerinde araştırmalar yapıyor ve “Antep mutfağı çeşitliliği, farklı aromaların birbirleri ile buluşmasıdır” şeklinde yorum-

luyor. 25 yıldır aşçılık mesleğini sürdürmekte olan İ. Doğa Çitçi ise Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Koordinatör Şefliğinde görev alırken Paris’te bulunan Unesco Genel Merkezinde yaptığı sunumlarla Gaziantep kültürünü dünyaya tanıtıyor. Bu üç lezzet ustasının hünerli elleri ve uluslararası vizyonlarıyla hazırladığı Gaziantep yemekleri, Dünya ve Analdolu mutfak kültürü dergisi La Cucina Italiana’nın destekleri ile Shangri-La Bosphorus, Istanbul’da lezzet severleri bekliyor.

IST TOO HAKKINDA IST TOO, Shangri-La Bosphorus, Istanbul bünyesinde Mayıs 2013’de açıldı. Dünyaca ünlü Andre Fu tarafından tasarlanan restoran, Türk ve dünya mutfağının en sevilen tatlarını, à la carte olarak özgün yorum ve sunumlarla haftanın yedi günü İstanbullulara sunuyor. Eşsiz Boğaz manzarasına sahip IST TOO, her gün 06.00’dan 23.00’e hizmet veriyor.

İstanbul'un Ünlü Mutfak ve Pastane Şefleri, İstanbul'un En Büyük MADO Şubesi, Ataköy A Plus AVM'de toplandı

Kendi içinde başlıbaşına bir FOOD COURT yapılanmasına sahip olan, MADO’nun A Plus Şubesi Açık Terası ve iç bölümleri ve Muhteşem mimarisi ile ünlü şeflerin gözlerini kamaştırdı.

G

enç ve Deneyimli Executive Chef Kadir Yakıcı'nın yönetimindeki mutfakları ve patisserie bölümü ile açılışının akabinde yoğun bir müşteri kapasitesine sahip olan mekanda 500 ün üzerinde misafir ağır- lanabiliyor. Gazetemiz yayın yönetmeni M.Vasfi PAKMAN ile yazarlarından gourmet chef Haldun Z. TÜZEL'inde katıldığı yemekte, Kadir Usta'nın Anadolu esintili mönüleri ve nefis tatlı & Dondurmaları sunuldu. Hepsi de İstanbul'un önde gelen mekanlarının mutfaklarını yöneten Aşçıbaşıları Kadir Usta ve Sous Şefi Yusuf Şentürk bizzat ağırladılar. Nefis lezzetlerin tadıldığı ve eğlenceli sohbetlerin geç vakte kadar sürdüğü gecenin konukları: Mehmet Kudat, Erdoğan İstanbullu, Mehmet Seyhan, Vanlı Rifat Usta,Mahmut Başbuğ, Mehmet Ünler, Hamza Tanrıverdi, Ahmet Kudat, Barış Dırbalı,Memik Kocuk,Zahide Kalenderoğlu, Dilara Değerli, Chef'ler ile gourmet Dr. Aylin Çiftçi, gourmet Te-

rapist Muhammet Çiçek idi. İşletme Müdürü Uğur Erol'un misafirperverliği dikkat çekti. Geleneksel dondurma pazarının lideri olan kuruluşun şubelerinde; Dondurma çeşitleri, Pasta & Tatlılar, Kahvaltılar, Cafe & Restaurant mönüleri, sıcak ve soğuk içecekler servis edilmekte, ayrıca Mado Markalı ürünlerinde satışı yapılabilmekte. MADO Franchise sahipleri, deneyimli işletmeciler Hüseyin Yaman ve Volkan Çolakoğlu'nun yatırımı olan mekan'da canlı müzikde yapılmakta. Türkiyedeki en güzel mimariye sahip MADO Şubesi olarak bilinen adres, MADO Y.K.Bşk.Mehmet Said Kanbur'unda gözdesi yurt için-

den ve dışından gelen franchise taleplerinin en büyük referansı konumunda. Lezzetli yemekleri ve kaliteli içeriğinin yanısıra,başarılı Exec.Chef Kadir Yakıcı'nın tabak dizaynındaki marifetleri de görülmeye değer. Kahramanmaraş’ta doğan ve bugün bir dünya markası olan MADO’nun Y.K.Bşk. Mehmet Said Kanbur; “Dondurma bir dünya yiyeceği. Bugün MADO olarak her türlü katkıdan uzak, doğal ve sağlıklı dondurmayı; üstelik Anadolu ve Türkiye’nin gururu olarak tüm dünyaya yaymak istiyoruz. Dondurmanın yanı sıra bölgesel farklılıklar gözetmekle beraber Anadolu mutfağını da dünyaya yayıyoruz. Dünya bu lezzetten daha fazla mahrum kalmamalı. Pek çok girişimci işadamı dos-

tumuzun yaptıklarını memnuniyetle izliyorum. Yurtiçinde vedışında açacağımız her şube ile Türk insanına gurur vereceğiz ve ülkemizin ekonomisine hareket, ihracatına katkı sağlayacağız. Dünyada sattığımız her ürünün bedeli ülkemiz ekonomisine kazandıracak. Ve her git- tiğimiz yerde ülkemizin tanıtımını en lezzetli şekilde yapacağız.” dedi. Yurt dışında açtıkları şubelerin büyük ilgi gördüğünü belirten Kanbur, kısa süre içinde dünyanın çok uzak köşeleri ile ilgili yeni şube haberlerini de paylaşacaklarını belirtti. Kanbur Türkiye’de halen 52 kentte 304 olan MADO şubesinin 2016 sonuna kadar 325’i bulacağını; 12 ülkede 24 olan MADO şubelerinin sayısının da 5 yıl içinde 300’e ulaşmasını hedeflediklerini söyledi.



BURRATA

MOZZARELLA

KAYMAK

RICOTTA

YOĞURT

İTALYA’DAN GELDİK TÜRKİYE’DE BUFFA ÜRÜNLERİ İÇİN SÜT VERİYORUZ

buffa.com.tr

buffacomtr

buffacomtr

buffacomtr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.