Sonbahar 2017 - GENÇLER GÖZÜNDEN GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ ÖZEL SAYISI

Page 1

G A Y R İ M E N K U L

S

E

K

T

Ö

R

Ü

N

İ

L

E

T

İ

Ş

İ

M

P

L

A

T

GENÇLER GÖZÜNDEN GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ • RÖPORTAJLAR: MİMARİ: CENGİZ BEKTAŞ HUKUK: ALİ YÜKSEL PROJE: İBRAHİM BABACAN • KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN NERESİNDEYİZ? • Y KUŞAĞI VE GAYRİMENKUL TERCİHLERİ • KAMULAŞTIRMA ÜZERİNE… • OTOMATİK GAYRİMENKUL DEĞER TAHMİN MODELİ • GAYRİMENKULDE LİDERLER ZİRVESİ 2017 • SEKTÖREL HABER VE YENİLİKLER • MİMARLIK YILLIĞI SONUÇLARI

• ÇEVRE: YEŞİL ÇATI SİSTEMLERİ • SU YALITIMININ ÖNEMİ • ZEYTİN • DİKEY BAHÇELER

SONBAHAR 2017

GAYRİMENKUL / MİMARİ / DEKORASYON / EKONOMİ / SANAT / DOĞA

F

O

R

M

U


GÖZ ÖNÜNDE OLUN

Evinizi olabilecek en iyi fiyatla, en kısa sürede satmak için görünürlüğünüzü arttırmalısınız. ERA Uluslararası Portföy Koleksiyonu, evinizin en görünür hale gelmesi için kullandığımız çok sayıda araçtan sadece biri. ERA Gayrimenkul’le iletişime geçerek sektörün en başarılı profesyonelleriyle işbirliği yapmakla kalmıyorsunuz, derin bilgi birikimine sahip, size hak ettiğiniz hizmeti sunma konusunda en yetenekli uzmanlardan oluşan global bir ağa da ulaşıyorsunuz. BİR ERA PROFESYONELİ İLE ÇALIŞMAK, GLOBAL BİR GAYRİMENKUL AĞIYLA ÇALIŞMAKTIR.

www.eraturkiye.com.tr


ÖNSÖZ

Merhaba, 2017 yılının üçüncü yarısına girdiğimiz bugünlerde, ERA Real Estate Türkiye olarak senenin hedeflerini tamamlayabileceğimizi ön görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana başta siz değerli yol arkadaşlarımızın ve global ortağımızın desteğiyle büyüme hızımızın her geçen gün katlanarak arttığını görmek bizi mutlu ediyor. Biz de göstermiş olduğunuz teveccühten aldığımız güçle ve her geçen gün büyüyen ve güçlenen profesyonel kadromuzla, her zaman yanınızda olmaya devam edeceğiz.

CAN EKŞİOĞLU ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE YÖNETIM KURULU BAŞKANI

Büyüyen Türkiye ekonomisine yön veren sektörlerin başında gayrimenkul sektörünün de payı yadsınamaz. Biz de, Türkiye’nin geleceğine duyduğumuz güvenin bir göstergesi olarak ve siz değerli iş ortaklarımıza daha kaliteli hizmet sunabilmek adına, yatırımlarımıza hız kesmeden devam ettik. Bu kapsamda 4 Temmuz tarihinde son teknoloji ile donatılmış yeni merkez ofisimizin açılışını yaptık. ERA Real Estate Türkiye merkez ofisimizin, gerek iş birimlerimizin kendi arasında, gerekse iş ortaklarımızla şirketimiz arasında, güçlü bir sinerji yaratmasını ve çalışanlarımıza da modern, keyifli bir çalışma ortamı sunacak olmasını bekliyoruz. Ayrıca; bu durumumuzun hizmet kalitemize, performansımıza ve verimliliğimize de çok önemli katkılarda bulunacağına inancımız tamdır. Bizim için asıl olan hizmet kalitemizi ve müşteri memnuniyetini sürekli yükseltmek ve bu alandaki çıtayı daima daha yükseğe taşımaktır. Dolayısıyla hem firmamıza hem de sektörümüze yaptığımız yatırımlarımızı aksatmadan sürdüreceğiz. Tabii büyüyen bir Türkiye’den bahsediyorsak, gençlerin de bu konudaki haklarını teslim etmemiz gerekir. Biz de bu nedenle bu sayımızı “Gençler Gözünden Gayrimenkul Sektörü Özel Sayısı” olarak adlandırdık ve hem yurt dışından hem de yurt içinden ERA’da çalışan başarılı gençler ile röportajlar gerçekleştirdik. İlgiyle okuyacağınızı tahmin ettiğimiz bir diğer röportaj çalışmamız ise; Gayrimenkul Hukuk Enstitüsü’nden Ali Yüksel ve Cumhuriyet Mimarı Cengiz Bektaş ile gerçekleştirdiğimiz röportajlar oldu. Diğer taraftan, alanında uzman isimlerin görüşleri alınarak hazırlanan; gayrimenkul hukuku, Y kuşağının gayrimenkul tercihleri, mimari (Türkiye Mimarlık Yıllığı 2016 sonuçları), pazarlama-satış, franchising gibi özel haber çalışmaları da yine bu sayımızda sizleri bekliyor olacak. Henüz 1 yaşını yeni dolduran dergimizin, iletişim duayenlerinden ‘sektörün iletişim platformu’ unvanını almış olması da bizler için sevindirici bir başka gelişme olarak ön plana çıkıyor. Bu noktadan almış olduğumuz güçle dergimizin henüz 1 yaşındayken ‘Gayrimenkulde Liderler Zirvesi’nin yayın sponsoru olmuş olması da bizler için ayrı bir gurur vesilesi oldu. Uzun süredir destek verdiğimiz zirvenin sonuç bildirgeleri dergimizde sizleri bekliyor olacak. Yoğun bir dönemin ve uzun çalışma saatlerinin sonunda ortaya çıkan MagazinERA; her zaman olduğu gibi bundan sonra da haberleri, değerlendirmeleri ve yenilikleriyle yine sektöre yön veren mecra olma özelliğini korumaya devam edecek. Keyifli okumalar…

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

1 >


EDİTO

Yeni sayımızla tekrar merhaba, ÖZHAN ATALAY ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜR

Ülkemiz, her zaman olduğu gibi yine pek çok önemli gündem konusunu tamamladı. Referandum ve sonrasında ekonomide rahatlama sinyalleri, döviz kurlarındaki yükselişin tersine dönmesi, akabinde uzun vadeye yayılan düşük faizli kredi imkanları ile konut sektörünün hareketlendiğini gördük. Türkiye ekonomisi çok güçlü. Türk iş adamları ve yöneticileri, kriz ortamlarında firmalarını idare etmek konusunda ustalaşarak pek çok maharetler geliştirmiş durumdalar. Ülkemizde kısa dönemlerde sürekli dalgalanmalar oluyor ve moraller bozuluyor, ancak güçlü ekonomimiz bunları hep atlatıyor. Piyasalarımız sakinleşiyor, döviz kurları düşmeye, borsa yükselmeye başlıyor. Köyden kente göç ve büyük şehirlerdeki nüfus artışının olanca hızı ile devam ettiğini görüyoruz. Bu nedenle şehirlerimizde neredeyse konut üretecek alanlar kalmamış durumda. Bu durum da elbette fiyatların ve bina kat sayılarının da yukarılara doğru tırmanmasına yol açıyor ve bu trend daha da devam edecek. 2017 yılının ilk altı ayının gayrimenkul danışmanları açısından çok ta parlak geçmediğini söyleyebiliriz. Bana göre bunun iki sebebi var, biri yeni konut arzında oluşan yığılma sonucunda müteahhitlerin sunduğu uzun vadeli düşük faizli krediler. Diğeri de ekonomik dalgalanmalardan ürken alıcıların bekleme pozisyonu alması. Referandum sonrası olumsuz havanın dağıldığını ve gayrimenkul piyasalarının açıldığını gördük. Ancak bu açılma genellikle yeni projelerdeki konut satışlarında kendini gösterdi ve ikinci el piyasalara yeni yeni yansıyor. Tüm bu gelişmeler yaşanırken ERA Real Estate Türkiye’de çalışmalarına soluksuz devam etti. Aramıza yeni katılan ofisler, kadromuzun güçlenmesi, alt yapımızda yaptığımız iyileştirmeler, yaygın ve yoğun eğitim, workshop, konferans ve seminerlerimizle birlikte ERA geçen yıla oranla daha da büyüdü, emin adımlarla büyümeye de devam ediyor. Ülkemizin en genç uluslararası markası olma özelliğini taşıyan ERA Türkiye, sektörün en güçlü ekibi, vizyonu, geniş imkanları sayesinde kendi kulvarında güvenilir adımlarla hızlı büyümesine devam ediyor. ERA’nın en büyük özelliği, bir kez bünyesine giren bir ofisin başka bir markaya geçmemesi. Bu durum bile esasında kendi başına ERA’nın ne olduğunu anlatıyor. Önümüzdeki dönemde yapacaklarımız ve yaratacaklarımız ile sektöre nasıl bir ivme getireceğimizi herkesin fark edeceğine eminiz. Tüm gayrimenkul camiasına sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

2 >


İÇİNDEKİLER 18

MAGAZİN ERA İMTİYAZ SAHİBİ ERA Türkiye, ERA Gayrimenkul Hizmetleri A.Ş. adına Can Ekşioğlu GENEL YAYIN YÖNETMENİ Evren Temizkalay Evren.temizkalay@eraturkiye.com.tr

58

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Gürkan Akkuş

62

GRAFIK TASARIM Zeynep Koç YAYIN KURULU Can Ekşioğlu, Mustafa Baygan, Özhan Atalay, Gürkan Akkuş, Evren Temizkalay, Bahar Ünal KATKIDA BULUNANLAR Kürşat Tuncel, Haldun Ersen, Tansa Mermerci Ekşioğlu, Kostas Bakas, Bahar Ünal, Cengiz Bektaş, Mimarlar Odası, SPOT Projects, Zeynep Temiz, Ece Türköz Turgut, Douglas Van Nortwick, Jesus Briseno, Danielle Erhard, Olcay Türköz, Nihat Kömürcüoğlu, Akçakoca Ailesi, Ahmet Buğra Tokmakoğlu, Nagihan Arat, Ebru Deniz Karahan, Hürriyet Emlak, Ali Yüksel, Arkitera Mimarlık, Görkem Öğüt, Endeksa, İbrahim Babacan, Babacan Holding, Bingül Ceylan Panayırcı Urhan, Esra Arslan, Bekir Dindar, Soner Kızılcan, Meltem Yılmaz, BİTUDER, Turgay Deneri, Tuncer Tavlaşoğlu, Oğuzhan Kubaliç, Gülçin Yılmaz ABONE VE REKLAM REZERVASYON Evren Temizkalay Evren.temizkalay@eraturkiye.com.tr YÖNETİM YERİ Nidakule Göztepe İş Merkezi Merdivenköy Mah. Bora Sok. No:1 Kat:12 Göztepe / Kadıköy 34732, İstanbul, Türkiye Telefon +90 216 386 1371 info@eraturkiye.com.tr YAPIM ERA Türkiye, İş Geliştirme Departmanı BASKI VE CİLT Print Center Kazmaz Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Sultan Selim Mahallesi Libadiye Sokak No:3, 4. Levent 34416 İstanbul Tel: +90 212 371 03 00 Yayın Türü 3 Aylık, Süreli, Global Basım Yeri ve Tarihi İstanbul, Ağustos 2017 Yayınlanan ilanların ve yazıların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Bu dergide yayınlanan tüm yazı, makale, görsel, çizim ve fotoğraflar yayın sahibinin yazılı izni olmaksızın kısmen ya da tamamen alıntı yapılamaz, çoğaltılamaz.

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

48 1 2 4 12 14 18 26 30 34 38 42 44 48 50 54 58 66 70 72 75 88

ÖNSÖZ EDİTO DOSYA GENÇLER GÖZÜNDEN GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ GİRİŞİMCİ HAREKETİ GAYRİMENKUL DANIŞMANLIĞINDAN İLHAMLA OLUŞAN PROGRAM RÖPORTAJ TOPLUMSAL DEĞERLERİ ÖN PLANDA TUTAN MİMARİ PROJELER SEKTÖREL 6. GAYRİMENKULDE LİDERLER ZİRVESİ GAYRİMENKUL DANIŞMANLIĞINDA SEKTÖREL EĞİTİM ŞARTI ARANMALI İŞ DÜNYASI Y KUŞAĞI VE GAYRİMENKUL TERCİHLERİ GAYRİMENKUL HUKUKU KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN NERESİNDEYİZ? HUKUK KAMULAŞTIRMA NEDİR? RÖPORTAJ OTOMATİK GAYRİMENKUL DEĞER TAHMİN MODELİ KENTSEL DÖNÜŞÜM “KENTSEL DÖNÜŞÜM SADECE YIKIP YAPMA DEĞİL BİR PLAN DAHİLİNDE İŞLEMELİ” SEKTÖREL HABERLER YAZLIK EV SEKTÖR TEMSİLCİLERİ DEĞERLENDİRMELERİ KURUMSAL HABERLER ERA TÜRKİYE, GÖZTEPE’DEKİ YENİ MERKEZİNE TAŞINDI SEKTÖREL HABERLER HÜRRİYET EMLAK KULLANICILARI MUHİTLERİNİ TANIYOR, TANITIYOR! 360 SANAL TUR İLE EVLERİ GİTMEDEN GEZMEK MÜMKÜN KURUMSAL HABERLER ERA REAL ESTATE TÜRKİYE, ‘ANNELER GÜNÜ’NÜ TEMA’YA BAĞIŞ YAPARAK KUTLADI ERA EUROPE’DAN BERLİN ÇIKARMASI ERA’NIN EN YENİ OFİSLERİ İSTANBUL’DA “ERA INTERACTIVE BROKER PROGRAMI” İÇİN BULUŞTU MİMARİ ESERLERİ TARİH VE SANAT KOKAN BİR CUMHURİYET MİMARI: CENGİZ BEKTAŞ TÜRKİYE MİMARLIK YILLIĞI 2016 TARİH MİLLİ MÜCADELENİN GİZLİ KAHRAMANI TÜRK TARİHİNİN BİR NUMARALI CASUSU: FAHRİ AKÇAKOCA AKÇA GEZİ KASABADAN MARKAYA ALAÇATI SANAT SPOT. DİNAMİK BİR SEZONA MERHABA DİYOR! YEŞİL ALAN YEŞİL ÇATI SİSTEMLERİ VE ÇEVREYE ETKİSİ DİKEY BAHÇELER NASIL YAPILIR? ZEYTİN AĞACININ TARİHÇESİ VE BİLGİLER SU YALITIMININ ÖNEMİ KURUMSAL HABERLER ERA, ŞİRKET SATIN ALARAK BÜYÜYECEK 3 >


DOSYA GENÇLER GÖZÜNDEN GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ

4 >


MAGAZÄ°N ERA

>

SONBAHAR 2017

5 >


DOSYA

GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNE

GENÇ ETKISI

GELİŞEN VE DEĞİŞEN DÜNYADA GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNDEKİ İNOVASYON VE YATIRIMLAR DA HIZLA İLERLİYOR. EKONOMİK DÜZENİN ARTIK Y KUŞAĞI TARAFINDAN ŞEKİLLENDİĞİ GÜNÜMÜZDE, GENÇLER DE HER ALANDA FARKLI BAKIŞ AÇILARI VE YAKLAŞIMLARI GETİREREK YENİLİKÇİ BİR VİZYONDA İLERLEMEYİ SEÇİYOR. ERA’NIN TÜRKİYE’DEN VE AMERİKA’DEN BAŞARILI BROKER VE GAYRİMENKUL DANIŞMANLARI İLE SEKTÖRÜ GENİŞ BİR YELPAZEDE ELE ALDIK. RÖPORTAJ: EVREN TEMİZKALAY

Gençlerin gayrimenkul sektöründe olmasının avantajları neler olabilir? Gülçin Yılmaz: Özellikle gayrimenkul sektörü için genç çalışanlar ve yöneticiler çok önemli. Gençlerin gözü ile yapılacak yenilikler , yeni teknoloji kullanımları ve modern tarzlar tüm ülkenin ve dünyanın çehresini değiştirebilir, farklı bakış açıları yaratır. Günümüzün dijitalleşen dünyasına ayak uydurabilmek için gençlere ve genç fikirlere ihtiyaç var. Gençlerin gayrimenkul sektöründe gün geçtikçe sayılarının artması sektöre güç ve enerji kazandırır. Sektördeki tecrübeli çalışanlarla gençlerin yapacağı ekip çalışması ile başarı ivmesi yükselir. Danielle Erhard: Gençleri gayrimenkul sektörüne dahil etmenin avantajı, onların genç alıcılarla (yeni binyıl nesliyle) bağlantılarından yararlanmak olacaktır. Bugün ev alanların büyük bir kısmını, yeni binyıl nesli (millennial’lar) teşkil ediyor. Gayrimenkul sektörü ilişkilere dayalıdır – insanlar 6 >

kendi kafa yapılarına yakın olan, ortak noktaları bulunan kişilerle çalışmak ister. Büyük çoğunluğu gayrimenkul danışmanı arayışında değildir. Yeni binyıl nesli, anne babaları veya önceki nesiller gibi mahallenin en büyük evini alma peşinde değildir. Bunun yerine verimli, düşük maliyetli, bireysel ihtiyaçlarını karşılayacak evler ararlar. Tuncer Tavlaşoğlu: Günümüzde ticaret yapma modelinin dijitalleşmeyle beraber çok hızlı değiştiğini görmekteyiz. Eskiden kurumlar toplumları yönetirken, artık toplumlar kurumları yönlendirmeye ve dolaylı olarak ta yöneltmeye başlamıştır. Bunun en büyük sebebi ise sosyal medyanın kullanımının artmasıdır. Bu yüzden tüm sektörlerde olduğu gibi emlak sektöründe de sosyal medyanın en etkili ve hızlı bir şekilde kullanılması mecburi olmuştur. Sosyal medya kullanım

alışkanlıklarına bakıldığında gençleri cok daha etkili ve başarılı olduğu bilinmektedir. Ve bu sosyal medya gücü önümüzdeki yıllarda dijitalleşmenin artmasıyla daha da etkili olacak ve gençlerin rolü şimdikinden daha fazla olacaktır. Jesus Briseno: Böyle bir nesilde, bunca teknoloji arasında, sosyal medyanın yükselişine tanık olarak büyümek, gençlere daha fazla erişim avantajının yanı sıra, teknolojiden yararlanarak yepyeni pazarlama fikirlerine ulaşma imkânı sağladı. Gençler her zaman farklı reklam yolları bulmaya çalışıyor ve her şeye yeni bakış açıları getiriyor. Turgay Deneri: Gayrimenkul sektörü değişen dinamikleri, iş süreçleri, işletme şekilleri ve arz talep dengesinin sağlanabilmesi için her yeni gün kendine bir şeyler katarak dikey bir ivmelenme ile ekonomik hayatın merkezinde yer alıyor. Mevcut ekonomik düzen X kuşağının etkisinde şekillenmiş olsa da geleceğe yön verecek güçlü bir Y kuşağı bu düzenin devamlılığı

ve sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır. Gençlerin olaylara farklı bakış açıları ile yaklaşmaları, yaptıkları işlerde her zaman üzerine koyarak devam etme istekleri, yenilikçi ve şartlara uyum sağlayacak süreçler oluşturmaları yönünden gayrimenkul sektörünün içerisinde bulundu-ğumuz ve sayımızın arttığı her dakika sektör daha iyi bir yolda daha hızlı şekilde ilerleyecektir. Oğuzhan Kubaliç: Bilindiği gibi gayrimenkul sektörü sürekli olarak kendini yenileyen, sürekli gelişen ve güncel olan bir sektördür. “Objektif, Dinamik ve Hırslı…” Sektörde genç olmanın verdiği en büyük avantajlar bu üçlüdür. Ancak bu üçlüden ayrı tutacağım bir konu var ki buda sektörde genç yüzlerin günümüz koşullarına çok daha hızlı adapte olduklarıdır. Her geçen gün müşteri talepleri


değişmekte ve gün geçtikçe de değişecektir. Bunun yanı sıra, sektördeki teknolojik değişimleri takip, öğrenme ve uygulama konuları da var tabi. Bu faktörlere, gençlerin dinamik bir şekilde daha rahat adapte olabileceğini düşünüyorum. Bu sebeple gençlerin sektörde olmasının avantajı; Dinamik ve eğitimli gençlerin, sektördeki sürekli değişken olan talepleri çok daha hızlı, kararlı ve teknolojik bir şekilde karşılayabilmesidir. Gençlerin gayrimenkul sektöründe pazarlama ve danışmanlık konularında geri planda olmasının nedenlerini nasıl açıklarsınız? Genç danışman sayısı bazı ülkelerde çok az… Danielle Erhard: Bunun üç sebebi var: Yeni binyıl nesline, para kazanmanın yolunun STEM (Bilim, teknoloji, mühendislik ve

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

matematik) eğitiminden geçtiği, geleceğin bu branşlarda olduğu öğretildi. Dünya değişiyor, teknoloji her geçen gün daha da ilerliyor. Yeni binyıl nesli teknolojisiz bir dünya görmedi. Gayrimenkul sektörünün teknolojinin hızına ve yeni tüketicilerin değişen ihtiyaçlarına yetişebilmesi için, sektörde daha çok millennial olması gerekiyor. Giriş Maliyet: Gençler artık hemen para kazanmak istiyor ve millennial’ler tatmini hemen yaşamak istiyor. Çoğu genç, yeni bir girişim için gerekli tasarrufa sahip değil. Gayrimenkul sektörüne yeni giren biri için sırf lisans maliyeti 5000 Dolar’a erişebiliyor, ayrıca yeni gayrimenkul danışmanı, işini geliştirme sürecindeyken tasarruflarını harcamak durumunda kalıyor. Özgüven. Bir insan hiç kendine ev almamışken başkasına nasıl

ev satabilir? İnsanın hiç bir deneyiminin olmadığı bir kariyere ve sektöre dalması zordur. Turgay Deneri: Profesyonel olarak 2 yıl önce has bel kader tanışma fırsatı bulduğum bir dönem danışmanlık, ofis yöneticiliği ve şimdi de broker olarak içinde bulunduğum gayrimenkul sektörüne neden daha erken zamanlarda girmemişim diye düşünmedim değil. Gençlerin kolay para kazanma, hızlı yükselme ve rahat iş arayışları ile beraber eğitim döneminde ailelerin benim çocuğum doktor olacak avukat olacak mühendis olacak vb. dikteleri ile kendini bulamayan gençlerin çaresizlik dönemlerinde satış pazarlama alanlarına girmek istemeleri bu sorunun temel kaynağı. Yetişkinlerde eğer çalışırsam kazanırım mantığı varken gençlerde kazanırsam çalışırım mantığı danışmanlık sektöründen uzak kalmalarına

sebebiyet vermekte. Tuncer Tavlaşoğlu: Günümüzde gayrimenkul danışmalığı mesleği, daha çok sabit geliri olan (emekli, kira geliri olan vb.) kişiler tarafından tercih edildiğini görüyoruz. Bu sebepten dolayı temel ihtiyaçlarını karşılayacak sabit geliri olmayan gençler gayrimenkul danışmanlığı mesleğini kısa vadede riskli bulduklarından dolayı çok fazla tercih etmediklerini görmekteyiz. Jesus Briseno: Gayrimenkulde kariyer yapmayla ilgili tanıtım eksikliği, sektördeki gençlerin sayısının az kalmasına yol açan bir etkendir. Gayrimenkul kişinin üniversiteye gidip diplomasını aldıktan sonra girdiği geleneksel bir iş olmadığından, sanırım kişi ev satın alma sürecini yaşayıp böyle bir imkân olduğunu görene kadar gayrimenkul sektörü genç adayın “radarının” dışında kalıyor. Gelir belirsizliği de bir diğer sorun; sadece hizmet

7 >


DOSYA bedeli kazanarak çalışmak çok streslidir ve borcu olan yeni mezunlar için caydırıcı olabilir. Gülçin Yılmaz: Gayrimenkul sektörü genelde orta yaş ve üzere bir çalışan kitlesine sahip, bunun nedeni tecrübeli ve networkü güçlü insanların bu işte başarılı olması. Ancak son 10 yıla baktığımızda ülkemizde ve dünyada da gençlerin sektöre ilgi gösterdiğini görüyoruz. Orta ve üzeri yaş grubu çalışanların hayatları boyunca edindikleri tecrübe ve network ü gençler de artık dijital dünyamızda çok güzel kullanır oldular. Gerek sosyal medya, gerek internet satış portalları, gerekse yeni bir sürü dijital iletişim kanalları ile. Ayrıca dışardan herkesin kolayca yapabileceği bir iş gibi görünen gayrimenkul danışmanlığının aslında hiç de öyle olmadığını, kurumsal bir şirketin satış ve pazarlama kadrosundaki bir satışçı gibi hırslı, enerjili, aktif, istekli ve hedeflerle çalışılabilen bir iş olması gençlerin ilgisini çekmeye başladı. Gayrimenkul danışmanlığı yasasının çıkmasından sonra sektörün daha da gençleşerek büyüyeceğine inanıyorum. Oğuzhan Kubaliç: Gençler, hayatı göz önünde bulundurursak daha yolun çok başındadır. Biraz yönlendirme ve bilgilendirme gerekmektedir. Kazanç sistemi gençler için belki de en önemli kriter. Sektördeki gençlerin azlığının sebebi de bu olabilir. Başlarda düzenli bir gelirin olmayışı, bu gelir seviyesinin düzenli hale gelmesinin biraz zaman alması ve belirli bir sermaye gereksiniminin olması gençler için göz korkutucu olabilir. Bu konuları göz önünde bulundurarak sektördeki genç danışmanların az olmasının sebebini görebiliriz.

8 >

GÜLÇIN YILMAZ: (ERA REAL ESTATE PUSULA OFISI, BROKER) DIŞARDAN HERKESIN KOLAYCA YAPABILECEĞI BIR IŞ GIBI GÖRÜNEN GAYRIMENKUL DANIŞMANLIĞININ ASLINDA HIÇ DE ÖYLE OLMADIĞININ ANLAŞILMASI, KURUMSAL BIR ŞIRKETIN SATIŞ VE PAZARLAMA KADROSUNDAKI BIR SATIŞÇI GIBI HIRSLI, ENERJILI, AKTIF, ISTEKLI VE HEDEFLERLE ÇALIŞILABILEN BIR IŞ OLMASI GENÇLERIN ILGISINI ÇEKMEYE BAŞLADI. GAYRIMENKUL DANIŞMANLIĞI YASASININ ÇIKMASINDAN SONRA SEKTÖRÜN DAHA DA GENÇLEŞEREK BÜYÜYECEĞINE INANIYORUM.

Gayrimenkul sektörünün bir gence sunduğu fırsatlar sizce neler olabilir? Gülçin Yılmaz: Gayrimenkul sektöründe işe başlayan bir genç eğer başarılı olmak isterse oyuna diğer sektörlere göre 1-0 önde başlar. İyi eğitimli ve istekli bir genç işe başladığında sektörün değeri artar, gençlerin fikirlerine değer verilir, kısa sürede hem kendi işlerini kurma yolunda hem de sektörde değer görme anlamında önemli roller üstlendirir. Ayrıca kişisel gelişim ve networking alanlarında katkı sağlar. Çok uzun yıllar yapılabilecek bir iş imkânı sağlar ve sürdürülebilir bir sistemle büyük paralar ve başarılar kazandırır. Danielle Erhard: Gayrimenkul sektörü gençlere sıfırdan bir iş kurmaları için sınırsız potansiyel sunuyor. Kendi işlerini kurabilir, istedikleri hizmet düzeyini sağlayabilirler. Sektörde, bir gayrimenkul işletmesini yönetmenin pek çok farklı yolu var. Teknoloji çağından önce gayrimenkul danışmanları kendilerini, bölgelerinin uzmanı olarak kolayca tanıtıyordu. Bugün ise gayrimenkul danışmanları Zillow ve Google gibi teknoloji

modelleriyle rekabet etmek durumunda... Tüketiciler gerçek insanların yazdığı yorumları okuyabiliyor, kendi evlerini kendi başlarına arayabiliyor ve araştırma yapabiliyorlar. Artık gayrimenkul danışmanlarının özel bir iş modeli yok. Gayrimenkul danışmanlarının verdiği hizmetin kalitesinin daha yüksek ve daha iyi olması bekleniyor. Gençler, kaliteli hizmet sunarak ve müşterilerinden deneyimlerini internette paylaşmalarını rica ederek adlarını duyurabilirler. Böylece tüm dünyaya “Ben beş yıldızlı bir danışmanım!” mesajını verebilirler. Oğuzhan Kubaliç: Genç bir Gayrimenkul Danışmanı olarak kendimden yola çıkacak olursam; sektörün fırsatları, iş disiplini ile birlikte hayatta belirli bir çizgiye ulaşmak yani sektörle birlikte olgunlaşmak, muhteşem bir kariyer fırsatı, yüksek kazanç, esnek çalışma saatleri ve sosyal çevredir. Tabi sektörü ve işini benimsemek bunların temel unsurudur. Turgay Deneri: Uzun bir süre kurumsal şirket yapısı içerisinde çalışan biri olarak gayrimenkul sektörüne giriş yapma kararı almamda ki sebeplerden bizlere


sunduğu fırsatlara değinmek isterim. Öncelikle ekonomi iyi durumdayken veya kriz halindeyken gayrimenkul sektörü sürekli kazanan tarafta ve bizler de kazanacağımız yerde olmalıyız düşüncesi. Enerji isteyen bir sektör ve bir genç olarak enerjiyi iş odaklı harcarken bu enerjinin karşılığını alabilmenin mutluluğu. Sektörün içerisinde aktif bir oyuncu olanların para kazanırken kendi PR’larını yapabiliyor olması. Tuncer Tavlaşoğlu: • Kendi işini minimum sermaye ile yapma özgürlüğü vermektedir, • Minimum sermaye ile maksimum kazanç edilebildiğini, gerçek ve yaşanmış örnekleriyle gösterebilmektedir, • Kaliteli ve müşteri odaklı sürekli ve yenilenebilir eğitim imkânlarını vermesidir. Jesus Briseno: Bu sektörde sınır yoktur. Bu iş açık fikirliliğe imkân tanır ve inovasyonu kucaklar. Bu sektörde çok çalışırsanız, istediğiniz her şeyi elde edebilirsiniz. Sektörün bir genç gözüyle fırsatları ve avantajları neler olabilir? Turgay Deneri: Gayrimenkul sektörü her neresinden olursa olsun bu işin içerisine girmiş kişilere büyük veya küçük paralar kazandırmıştır. Bir iş alanına girerken öncelikli amaç para kazanabilmekse doğru yer gayrimenkul. Mevcut para miktarı kadar yatırım imkânı sunulmakta ve herkesin bütçesine göre bir alıcı satıcı kitlesi oluşmakta buda gayrimenkul sektörünün herkesin yararlanabileceği büyük bir pastaya dönüşmesini sağlamaktadır. Ayrıca anlık kazançların sağlandığı veya uzun bir sürece yayılabilecek güvenli bir yatırım enstrümanı olarak değerlendirmek mümkün. Tuncer Tavlaşoğlu: Ülkemizde geçmiş dönemlerde, sektördeki eğitimsizlikten ve kurumsal yapıların olmadığından dolayı,

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

sektörün toplum tarafından itibarsız bir meslek gurubu olarak görünmekteydi. Halen sahalarda bu sıkıntı yaşanmakta ve GD’lere “komisyoncu” gözüyle bakılmaktadır. Ülkemizde sektörle ilgili beklenen resmi düzenlemeler hayata geçirilmesiyle “Lisanslı Gayrimenkul Danışmanlığı” mecburi hale gelecektir. Ve bu durum gayrimenkul danışmanlığı mesleğini toplum içindeki statüsünü arttıracak ve gençlerin kariyerlerini planlarken gayrimenkul sektörünü fırsat olarak görecek ve bu mesleğe eğilimlerini arttıracaklardır. Gayrimenkul sektörünün gençlere vereceği en büyük avantaj, hali hazırda tüm enerjilerini ve vakitlerini harcadıkları sosyal medyayı artık kendilerine ciddi bir kazanç haline dönüştüreceklerdir. Jesus Briseno: Gayrimenkule yatırım yapmak zekicedir ve uzun vadede gerçekten yüksek bir getiri sağlayabilir. Gayrimenkul sektörünü tanımak ve yatırım fırsatlarını öğrenmek, gayrimenkulle ilgili bilgi edinmek ve gelecek için mali güvence edinmek üzere yatırım yapmaya başlamak açısından büyük bir avantajdır. Bu, ömür boyu sürecek ve sürekli gelişip ilerleyecek bir kariyere atılacak harika bir ilk adımdır. Gülçin Yılmaz: Dünyada Çin’den sonra ikinci büyüklüğe sahip bir sektörden bahsediyoruz, ilk avantajlardan biri bu tabii ki. Gayrimenkul sektöründe dünya ikincisi olan bir ülkedeyiz ve çok şanslıyız. Bu şansı doğru kullanan gençlerde başarı kaçınılmaz oluyor. Sektörde kurumsallığın az olmasını fırsata çevirerek Markalı kurumsal Gayrimenkul Şirketleri ile çalışmak ayrı bir sektör avantajı sağlıyor. Beklediğimiz gayrimenkul danışmanlığı yasası çıktıktan sonra da sektör, gençlerin kendilerini daha değerli ve uygun buldukları bir çalışma ortamına dönüşecektir. Danielle Erhard: Sosyal medya... Bugünün toplumunda insanlar böyle iletişim kuruyor. Gençler

TURGAY DENERİ: (ERA PRESTIJ ERZURUM, BROKER) MEVCUT EKONOMIK DÜZEN X KUŞAĞININ ETKISINDE ŞEKILLENMIŞ OLSA DA GELECEĞE YÖN VERECEK GÜÇLÜ BIR Y KUŞAĞI BU DÜZENIN DEVAMLILIĞI VE SÜRDÜRÜLEBILIRLIĞI AÇISINDAN ÖNEM TAŞIMAKTADIR. GENÇLERIN OLAYLARA FARKLI BAKIŞ AÇILARI ILE YAKLAŞMALARI, YAPTIKLARI IŞLERDE HER ZAMAN ÜZERINE KOYARAK DEVAM ETME ISTEKLERI, YENILIKÇI VE ŞARTLARA UYUM SAĞLAYACAK SÜREÇLER OLUŞTURMALARI YÖNÜNDEN GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNÜN IÇERISINDE BULUNDUĞUMUZ VE SAYIMIZIN ARTTIĞI HER DAKIKA SEKTÖR DAHA IYI BIR YOLDA DAHA HIZLI ŞEKILDE ILERLEYECEKTIR.

Facebook, Instagram, Twitter ve SnapChat gibi ortamları kullanmaya alışkın. Bu siteler aslında birer pazarlama sitesi. Ben bu sektörde çalışmaya başladığımda, ilk satışımı yapmam üç ayımı almıştı. İlk satışımı yaptıktan sonra başarımı sosyal medyada paylaştım ve “HOOP!”: Arkadaşlarım hemen ev almalarına yardımcı olmam için beni aramaya başladı. Oğuzhan Kubaliç: Daha öncede dediğim gibi bir hayat çizgisi belirlemek, kariyer fırsatı, yüksek kazanç ve sosyal çevre. Fakat bu fırsatlar, genç olmanın avantajları ile birleştiğinde hedeflerinizi en üst seviyede tutabilirsiniz… İletişim, iş ilişkileri, etki çevresi gibi terimleri genç bir girişimci olarak nasıl açıklarsınız? (bir yetişkine göre daha etkin olabilmenin avantajları vb..) Jesus Briseno: İletişim, iş ilişkileri, etki çevresi gibi terimler bağlamında, işimi bir bütün olarak düşünürüm. Genç bir girişimci olarak büyük bir avantajım var, çünkü öğrenme ve işimi geliştirme imkânım çok fazla. Farklı yollarla paylaşım ağları kurmaya, etki çevremi genişletmeye ve sonsuz fırsatlardan yararlanmaya daha açık, daha istekliyim. Oğuzhan Kubaliç: İletişim, gençlerin en başarılı olduğu konulardan bir tanesidir bence. Herkesle her an sosyal bir iletişim kurabilirler. Bu iletişim gücü beraberinde iş ilişkilerinin de kuvvetli olmasını sağlıyor ve gençliğin vermiş olduğu avantajları kullanarak kariyerlerindeki en önemli detay olan müşteri veri tabanını rahat bir şekilde oluşturabiliyor. Sosyalleşmenin bu derece yoğun bulunduğu gençlerde etki çevresi kavramının genişlemesi de genç olmanın avantajlarından bir tanesi…

9 >


DOSYA Tuncer Tavlaşoğlu: İletişim: 20.06.2017 itibariyle dünyadaki cep telefonu kullanıcı sayısının 5 milyara ulaşmıştır. Bu rakam artık dünyanın “iletişim çağında” olduğunun en büyük göstergesidir. İş İlişkileri: İş dünyasında artık kurumların toplumları değil, toplumların kurumları yönlendirdiği bir dönemdeyiz. Bu yüzden iş ilişkilerinde en önemli unsur “müşteri odaklı” yaklaşımdır. Etki Çevresi: Etki çevre kavramı günümüzde sosyalleşme platformlarının değişmesiyle, etki çevre kavramı da genç girişimciler gözüyle “etkin sosyal çevre” olarak yerini almıştır. Turgay Deneri: Yaşadığımız yüzyıla damgasını vurmuş, bir çağa ismini vermiş herkesin diline dolanmış iletişim dediğimiz bu kavram beşeri ve fiziki olarak artık en iyi şekilde içerisinde bulunduğumuz duruma göre şekillendirilmeli kullanılmalı. İş hayatında etkili olabilmek için iletişimi tamamlamalı söylenen sözcüklerin verilen mesajların görevinin yapmasını sağlamalıyız. Aksi takdirde karşımızdakine bir ileti göndermiş oluruz ama kendimizi ifade edemediğimiz için etkileşim kuramayıp iletişim kurmamış oluruz. İş ilişkileri bir şekilde para ilişkisine dönmüş durumda ve bu çok riskli bir durum. Ticari faaliyetler içerisinde olan kişilerin her temasları bir kazanç bir müşteri bir artı demek. Bu ilişkileri profesyonel yapının dışına taşırıp farklı mecralara çekmek veya çıkar ilişkisi içine girmek kısa vadede kazandırıyor gibi görünse de uzun vadede kaybettirmektedir. Üçlü bir kavram bütünlüğü var aslında iletişim, etki çevresi, iş ilişkileri arasında ve hepsinin başlangıcı iletişim; yüz yüze, telefon kanalıyla, sanal ortamda veya yazılı mecralarda. Bu iletişim kanallarını aktif ve bilinçli olarak

10 >

DANIELLE ERHARD: (ERA, BUYERS & SELLERS REAL ESTATE, GAYRIMENKUL DANIŞMANI) EL PASO, TX GAYRIMENKUL FRANCHISE MARKALARI, SEKTÖR IÇIN ÖNEMLIDIR. BU MARKALAR GENÇLERE, GAYRIMENKUL DANIŞMANLARINDAN DAHA YÜKSEK STANDARTLARIN VE DAHA YÜKSEK BIR HIZMET KALITESININ BEKLENDIĞINI GÖSTERIR. FRANCHISE’IN DESTEĞI AYNI ZAMANDA IŞLEM KONUSUNDA DAHA YÜKSEK BIR GÜVEN DÜZEYINI BERABERINDE GETIRIR. FRANCHISE ŞIRKETLERININ GAYRIMENKUL DANIŞMANLARINA SAĞLADIĞI IŞBIRLIĞINE DAYALI ORTAM VE IŞLEM DESTEĞI, TÜKETICIYE YARAR SAĞLAR.

kullanan kişiler geniş ve duyarlı bir etki çevresi oluşturmakta zorluk çekmiyor ve etki kurduğu bu çevre ile iletişiminin devamlılığını sağlayabiliyor. Gülçin Yılmaz: İletişim yaşamın önemli bir parçasıdır. İnsanları yakın ve uzak çevresine bağlayan bir halka gibidir. İnsan farkında olsun olmasın sürekli tüm insanlarla iletişim halindedir. İş İlişkisi ise şu anda iş yaptığımız ve ilerde yapma potansiyeli olan tüm insanlarla kurduğumuz iletişimdir. Etki Çevresi, iletişimde bulunduğumuz tüm insanların olduğu büyük bir alandır. Ailemiz, dostlarımız, arkadaşlarımız, iş çevremiz, komşularımız olarak örnekleyebiliriz. Gençler bazen bir yetişkine göre daha az egolu, daha heyecanlı, daha meraklı ve girişken olabildiğinden daha rahat iletişim kurabiliyorlar. Danielle Erhard: Bu gibi terimlerin kapsamı, daha geniş anlamlar içerecek şekilde genişledi, bu yüzden bu kavramlar artık daha erişilebilir algılanıyor. Yeni binyıl nesli sadece bilgisayarı tanıdı. İletişim demek; aramalar, kısa mesajlar, e-posta ve sosyal medya demek... Bir de, yüz yüze etkileşim. Teknoloji sayesinde müşterilere daha kısa sürede, daha etkili bir biçimde ulaşabiliyoruz.

Franchise Gayrimenkul Markalarının gençlere bakışı hakkında ne düşünüyorsunuz? Gülçin Yılmaz: Franchise gayrimenkul markaları gençleri özellikle destekliyor ve tercih ediyorlar. İyi eğitimli, istekli ve heyecanlı gençler sektöre ve markalara ayrı bir dinamizm katıyor. Kurumsallığı sektöre yayan ve uygulayan franchise gayrimenkul markaları, bir yandan kendi genel merkez kadrolarında gençlere yer vererek, diğer yandan da yeni ofislerinde gençleri destekleyerek sektördeki değere değer katıyorlar. Franchise Gayrimenkul Markalarının verdiği eğitimler ve destek ile gençlerin sektöre ilgisi ve başarısı gün geçtikçe artıyor. Danielle Erhard: Gayrimenkul franchise markaları, sektör için önemlidir. Bu markalar gençlere, gayrimenkul danışmanlarından daha yüksek standartların ve daha yüksek bir hizmet kalitesinin beklendiğini gösterir. Franchise’ın desteği aynı zamanda işlem konusunda daha yüksek bir güven düzeyini beraberinde getirir. Franchise şirketlerinin gayrimenkul danışmanlarına sağladığı işbirliğine dayalı ortam ve işlem desteği, tüketiciye yarar sağlar. Jesus Briseno: Gayrimenkul


JESUS BRISENO: (ERA, BUYERS & SELLERS REAL ESTATE, GAYRIMENKUL DANIŞMANI) EL PASO, TX G A YRIMENKU LD E K ARIYER YA PMAYLA I LGIL I TA NITIM EK SIKL IĞI, S EKTÖRDEKI G ENÇ LERIN SAYISI NIN AZ KA LMA SINA YOL AÇ A N BIR ETKE NDIR. G A YRIMENKU L KIŞININ ÜNIVERSITEYE G IDIP DIPL OMASINI AL DIKTA N SONRA G IRDIĞI GEL ENE KSE L B IR IŞ OL MA D I ĞI NDAN, S ANIRIM KIŞI EV SA TIN A L MA S ÜREC INI YA ŞAYI P B ÖYL E BIR IMKÂN O L DU ĞU NU GÖRE NE K ADA R GA YRIME NKUL S EKTÖRÜ GENÇ ADA YIN “ RA DARININ” D IŞINDA KA LIYOR. MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

Franchise markaları gençleri sektörün geleceği olarak görür. Yaşı ilerlemiş olan gayrimenkul profesyonelleri hep aynı yöntemlere bağlı kalabiliyor ve kendi pazarlama ve reklam üsluplarını sürdürüyorlar. Öte yandan, şimdi o kadar çok çeşitli alternatif var ki; Üstüne üstlük, insanlar sosyal medyanın gücüne kapıldı. Gençler farklı ve yenilikçi düşünmenin temelini atabilir; bir yandan da bu işi öğrenip kendilerini geliştirebilirler. Franchise markaları bunu biliyor ve “bu öğrenme yolculuğuna benimle çıkın” diyor. Oğuzhan Kubaliç: Genel olarak bakacak olursak, franchise gayrimenkul markalarında genç kadro yeni oluşmaya başladı. Bu konu hakkında markaların daha fazla bilgilendirme ve yönlendirme yapması gerekiyor. Bazı markalar gençlerin

sektörde deneyimsiz olmasını öne sürerek genç kadroyu pek benimseyemiyor. Fakat önceki sorularda da bahsettiklerimin sonucu olarak bu sektörün “en”lerini gençler yaşatacaktır. Tuncer Tavlaşoğlu: Sektörlerin hızla dijitalleştiği ortamda, hizmetlerin sunum şekillerinin de en yeni trendlere göre yapılması gerekliliğini mecburi hale getirmiştir. Bu mecburiyet genç girişimcilerin yakın bir zamanda gayrimenkul sektörünü domine etmeye başlayacaktır. Bundan dolayı genç girişimcilerin en doğru şekilde eğitilmeleri ve doğru yönlendirilmeleri bakımında Franchise Gayrimenkul markalarının şimdikinden çok daha fazla gençleri desteklemeleri gerekecektir. Ve hatta yakın gelecekte genç girişimcilere yeterli desteği vermeyen franchise markaları ciddi kayıplar alacaktır.

Turgay Deneri: Franchise veren markaların ve bu oluşum şirketlerinin temel amacı her ne kadar para kazanmak olsa da para kazanırken daha fazla büyümenin hesapları yapılır. Franchise markası mevcut zincirine yeni bir halkayı ancak o halkayı ekleyeceği zincir sağlam olursa yapabilir. Bu sağlamlık, güç süregelen bir vaziyet halini alacaksa yapı taşları da buna uygun olmalıdır. Kendi markamızdan yola çıkarak söyleyebilirim ki güçlü franchise zincirlerinden birine yeni bir halka olarak girmek isterseniz buna sadece paranızın olması yetmeyebilir. Markaya katacaklarınızı, hayata bakış açınızı ve vizyonunuzu da ortaya koymalısınız. Franchise markaları da başarıya istekli, yenilikçi, uzun soluklu genç nüfus ile bu zinciri büyütmek istemektedir. ●

11 >


GİRİŞİMCİ HAREKETİ

GAYRIMENKUL DANIŞMANLIĞINDAN İLHAMLA OLUŞAN

PROGRAM 12 >


Dünya nüfusumuzun sadece yüzde 5’ini girişimciler oluşturuyor ve her birisi ortalama 10 kişiye istihdam sağlıyor. JCI Dünya Başkanlığın sırasında 100 farklı ülkeye seyahate etme ve girişimcilik alanında öneli deneyimler ve dostluklar edinme fırsatı yakaladım. Bu ülkelerde, potansiyeli yüksek, cevher gibi kıymetli ama bunu keşfedememiş veya doğru işte olmayan çok genç tanıdım. Kendi işlerini yapmaya çalışıyor ancak bir fikirleri veya iş modelleri olmadığından adım atarak hareket edemiyorlar ve buna cesaret edemiyorlardı.

İSMAIL HAZNEDAR GIRIŞIM HAREKETI WEB SAYFASI: WWW.GIRISIMHAREKETI.COM SOSYAL MEDYA: @GIRISIMHAREKETI KAMPANYA: #GIRIŞIMEVARIM

Fikirleri hayata geçirmek için bir fırsata ve yol yordam gösterecek birilerine ihtiyaç var. Bizde ahilik kültüründen gelir bu deneyim aktarımı, çırak ve usta ilişkisi. Kapalıçarşı’da büyümüş sonrasında 2005’de Tuncay Özilhan’ın “Çırak” programında yer almış birisi olarak sanıyorum tüm bu konular doğru yerde ve doğru zamanda benim içinde birleşti. Girişim Hareketi ile bu alanda girişim fikirlerine hareket katacak bir oluşum ortaya çıktı. Günümüzün ve geleceğimizin önemli sorumluluğu yeni girişimler ve girişimciler geliştirerek iş hayatına yeni başlayacaklara fırsatlar sunabilmek ve geleceği birlikte bugünden başlatabilmek. Bu noktada gayrimenkul danışmanlığı yetiştirerek sektörün üstlendiği önemli rolüne değinmek isterim. Bir fikir yoksa ve iş modeliniz de bulunmuyorsa, bunu başarmış ve modellemiş, girişimcilik fırsatı sunan en iyi sektörlerden birisi gayrimenkul danışmanlık hizmetleridir. Bizim programı oluştururken bu alandan esinlenerek bir yapı oluşturduk. Eğitimin çok önemli olduğunu tespit ederek, düzenli aralıklarla kişisel gelişimi, iş yapış deneyimini yaparak öğrenilecek bir ortam oluşturduk. Burada ayrıca

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

mentorluk mekanizması devreye giriyor. Bunu başarmış kişilerin deneyiminden öğrenmek, başarıya ulaşmanın en kısa yolu. Yapmış bir kişiyi gördüğümüzde ilham alıyor, ben de yapabilirim diyoruz. Aynı yolu izleyerek biz de başarıyoruz. Bütün sistem bunun üzerine inşa ederek bir dönemi tamamladık. Gayrimenkul danışmanlığı bize ilham verdiği gibi, sektörde de çok fırsatlar sunuyor. Girişimcilikte başarı oranı 10 kişide 1 şeklinde tarif ediliyor. Farkının da iyi bir eğitim, doğru mentorluk ve disiplinli çalışma olarak sıralanıyor. Sıkı bir program ile bunun sonucunu 3 ayda görüyoruz. Program kapsamında etkinliklerimize katılımcı sayımız ilk dönemde 700 kişiyi aştı. Bugüne kadar, sadece İstanbul’da 20’nin üzerinde etkinlik gerçekleştirdik. Şubeleşme deneyimini de bu yıl başlattık. Potansiyel şube görüşmeleri yapıyoruz ve 16 ilde görüşmelerimiz devam ediyor. #GirişimeVarım adı ile başlattığımız sosyal medya kampanyamız 150 bin kişiye ulaştı. Girişimcilik alanda önemli bir farkındalık adımı oluşturacaktır diye düşünüyorum. Girişim Hareketi program dönemimiz Eylül-Haziran ayları arasında. Her bir girişim merkezinde, 10 Seminer, 10 Fikir Geliştirme Atölyesi ve 2 Buluşma gerçekleştiriyoruz. Yeni dönemde 5 aktif şube ile İstanbul ve İstanbul dışında çalışmalarımızı yaygınlaştırma hazırlıklarını sürdürüyoruz. Bu dönemde ekinliklerimizde 5.000 kişiye ulaşacağımıza inanıyoruz. 150’nin üzerinde de yeni fikir ve sunuşu sürece dahil etmiş oluruz. Bu çalışmalar içerisinde, ustalar (mentörler), eğitmen, destekçi olarak yer alabilir, deneyimlerinizi paylaşırken girişimcilik alanında farkındalığın artmasına birlikte katkı sağlayabilirsiniz. ● 13 >


RÖPORTAJ

TOPLUMSAL DEĞERLERI ÖN PLANDA TUTAN

MIMARI PROJELER

14 >

DALGALANMALAR, DURGUNLUKLAR, IÇ VE DIŞ KAYNAKLI EKONOMIK GELIŞMELERE BAĞLI OLARAK SATIŞ RAKAMLARINDA BELIRGIN DEĞIŞIKLIKLERIN YAŞANDIĞI INŞAAT SEKTÖRÜNÜN ÖNEMLI TEMSILCILERINDEN BABACAN HOLDING YÖNETIM KURULU BAŞKANI İBRAHIM BABACAN, EKONOMIK, SEKTÖREL, MIMARI VE ÇEVRE ILE ILGILI SORULARIMIZI YANITLADI.


Babacan Port Royal

Babacan Holding toplumsal değerleri ön planda tutan, doğaya ve çevreye saygılı, yenilikçi uygulamaları ile dikkat çeken bir şirket olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda, markanızın vizyonunu sizlerden duymak isteriz. Babacan Holding olarak, insanların sadece barınma ihtiyaçlarını karşılamak için konut üretmiyoruz. Öncelikli olarak çevremize karşı duyarlı olmalıyız, yeşile önem vererek gelecek nesiller için daha iyi yaşam alanları oluşturmalıyız düşüncesiyle projelerimizi geliştiriyoruz. Babacan Holding olarak 4 ayrı sektörde gösterdiğimiz faaliyetlerimizde de aynı hassasiyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mevcut projeleriniz hakkında neler söylersiniz. Projelerin üstünlükleri, farklılıkları nelerdir? Proje geliştirdiğimiz bölgelerde en iddiali, en prestijli, en kaliteli ve en ulaşılabilir projeler geliştirmeye ve hayata geçirmeye devam ediyoruz. Projelerimizde ulaşım akslarına olan yakınlığımız, sağlamış olduğumuz ödeme ve fiyat avantajlarımızla farklılık yaratıyoruz. MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

Bölgedeki diğer projelere göre %30 daha ekonomik olan Port Royal Projesi’ndeki bu farkı nasıl açıklarsınız? Port Royal projemizin arazisini Başbakanlık Özelleştirme İdaresi’nden 2013 yılında satın alarak arazi portföyümüze dahil etmiştik. Arazide farklı malik olmaması ve üzerinden 4 yıl geçmesinin tüm avantajını tüketiciye %30 fiyat avantajı sunarak projemizden gayrimenkul alan yatırımcımıza kazandırıyoruz. Yabancıya satış konusunda nasıl bir pazarlama ya da satış stratejisi izliyorsunuz? Yurtdışı satış acenteleri ile mi çalışıyorsunuz yoksa kendi pazarlama faaliyetleriniz mi mevcut? Mütekabiliyet yasası çıktığında Babacan Holding olarak gerek yurt dışı fuar çalışmaları, iç piyasada bulunan ve yurtdışı acente ile partner çalışan firmalarla ve yurtdışına verdiğimiz mümessillikler üzerinden çalışıyoruz. Ayrıca yurtdışı reklam, pazarlama faaliyetlerini de yürütmekteyiz.

Babacan Palace

15 >


RÖPORTAJ

Babacan Premium

16 >


Ticari gayrimenkul alanına yatırımlarınızı görüyoruz. Mevcut potansiyel nedir? Geliştirdiğimiz projelerimiz içerisinde ticari alanlarda mevcut. Babacan Port Royal’de 80 adet ticari ünitemiz yer alıyor. Babacan Premium’da ise home ofis ve 90 adet mağazadan oluşan AVM ve 50 adet mağazadan oluşan açık cadde mağaza alanlarımız bulunuyor. Türkiye’deki markalı konut projelerinin mimarisi için neler söylemek istersiniz? Türk toplumuna özgü değerler, yeni yeşil binalarda sergilenebiliyor mu? Bu konuda belki ileride hissedeceğimiz bir miktar eksiklikler ve yanlışlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü modern mimari biraz geçmişten gelen değerlerin önüne geçmiş durumda. Oysa ürettiğimiz eserler gelecekte tarihe ışık tutacak yapılardır. Bu farkındalık ile Babacan Palace projemizi Selçuklu mimarisinden esinlenerek geliştirdik. Ayrıca Türk toplumuna özgü değerler bakımından komşuluğun önemi ve değerini tekrar farkındalaştırmak adına projelerimizde mutlaka ortak sosyal alanlara yer vermeye özen gösteriyoruz. Türkiye gayrimenkul sektöründeki satış ve kiralama uygulamaları hakkında ne düşünüyorsunuz? ERA Türkiye gibi markaların sektöre olan katkıları sizce nelerdir? Ülkemizde büyüyen gayrimenkul sektörünün olmazsa olmazı olan satış ve kiralama aracılık hizmetlerini ERA gibi profesyonel ve vizyonel firmaların değer kattığına ve sektöre büyük katkıları olduğuna inanıyoruz. Yeşili korumaya dair projeleriniz var mıdır, projelerinizin yeşil alan oranları nelerdir? Geliştirdiğimiz tüm projelerimizde yeşili korumaya özen gösteriyoruz. Projelerimizin en az %50’lik kısmında yeşil ve sosyal alanlara ayırıyoruz. Bu kadar çok dalgalanmanın olduğu ekonomimizde, gayrimenkul sektörü sizce 5 sene sonra nerede olur? Gayrimenkul sektörünün önümüzdeki 5 yıl sonra Avrupa’daki hak ettiği gayrimenkul değerlerine geleceğini düşünüyorum. ● MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

SATIŞ RAKAMLARINDAKI DALGALANMALARI TEK BIR AYA GÖRE BAKARAK YORUMLAMAMAK, BÜTÜN BIR YILA GÖRE DEĞERLENDIRME YAPMAK GEREKIR. GEÇEN YIL ÜLKE OLARAK YAŞAMIŞ OLDUĞUMUZ TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN INŞAAT SEKTÖRÜ BÜYÜMESINI SÜRDÜRMÜŞTÜ. TÜİK’IN AÇIKLADIĞI VERILER AÇIKÇA GÖSTERIYOR KI, BU YILDA INŞAAT SEKTÖRÜ HIZ KESMEDEN HATTA DAHA DA HIZLANARAK BÜYÜMEYE DEVAM EDIYOR. 17 >


SEKTÖREL

6.

GAYRİMENKULDE LİDERLER ZİRVESİ

“TİCARİ VE ALTERNATİF GAYRİMENKULDE FARKLILIK YARATMAK” SONUÇ BİLDİRGESİ

18 >


ERA TÜRKIYE’NIN PLATIN, MAGAZINERA’NIN ISE YAYIN SPONSORU OLDUĞU VE MANAGEMENT PLUS DANIŞMANLIK VE EĞITIM TARAFINDAN HER YIL ORGANIZE EDILEN VE BU YIL BEŞINCISI DÜZENLENEN “6. GAYRIMENKULDE LIDERLER ZIRVESI” 23 MAYIS SALI GÜNÜ MARRIOTT HOTEL ŞIŞLI’DE GERÇEKLEŞTI. KONGREDE ERA TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ ÖZHAN ATALAY, GAYRIMENKUL DANIŞMANLARININ TICARI VE ALTERNATIF GAYRIMENKUL KIRALAMA VE SATIŞINDA MUTLAKA UZMANLAŞMASI GEREKTIĞINE DAIR BIR KONUŞMA YAPTI. MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

İnşaat ve Gayrimenkul ve sektöründen önemli konuşmacıların katıldığı zirveye, her yıl olduğu gibi yoğun bir katılım oldu. Ana teması “Ticari ve Altenatif Gayrimenkulde Farklılık Yaratmak” olan zirvenin, açılış konuşmaları AYD Başkanı Sn. Hulusi Belgü ve TYD Başkan Yardımcısı Sn. Recai Çakır tarafından gerçekleştirilen ve 3 ana oturumdan oluşan zirvede önemli değerlendirmelerde bulunuldu. 1. OTURUM: “TICARI VE ALTERNATIF GAYRIMENKUL YATIRIMLARINDA FARKLILIK YARATMANIN ÖNEMI” 6. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi birinci oturumu, İş GYO Genel Müdürü Sn. Turgay Tanes oturum başkanlığında, Metal Yapı Konut Genel Müdürü Akın Karali, Propa Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Can Özçiçek, Kuyaş Gayrimenkul Genel Müdür Yardımcısı Zafer

Yurtsever ve Endeksa.com Yönetim Kurulu Başkanı Görkem Öğüt’ ün katılımıyla gerçekleşti. Oturumda öne çıkan sonuçlar aşağıda derlenmiştir: Artık standartların yükseldiği, alıcıların, yatırımcıların aynı yönde projeler arasında tercih yapmak durumunda olduğu bir ortamda fark yaratılmadığı takdirde başarılı olmanın ve rekabet edebilmenin imkansız olduğu, n Dünya markası bir global şirketin faaliyette bulunabilmek için aradığı standartları sağlayabilen ofis binası sayısı, yukarıda belirtilen çok yüksek arza rağmen 4’ü geçmediği, n İstanbul Mia’da bir projede fark yaratmak adına aranması gereken standart artık ülke standardı değil, dünya standardı olmalı. Bunu sağlamak için mimariden donanıma yerli yabancı tüm servis, mal sağlayıcalara söz hakkı vermek ve yarıştırmak gerekliliği,

19 >


SEKTÖREL

n Fark yaratmak sadece görüntü ile sınırlı değil. Örneğin dünyada ofis verimliliği %80 iken bizde çekirdek sorunu nedeniyle bu oran %60. Sadece bu konuya odaklanıp, verimliliği artırabilen ve mesela %80 verimlilikte saha kullanımı olan bir ofisle piyasaya çıkmanın bile çok önemli bir fark yaratma imkanı sağlayacağı, n Ticari ve Alternatif gayrimenkul yatırımlarında mutlaka farklılık yaratılması gerektiği, yabancı yatırımcıların farklılık yaratan projeleri satın aldığı veya kiraladığı, n Farklılık yaratamayan ticari gayrimenkullerin satılamadığı veya kiralanamadığı gerçeğinin çok açık bir şekilde ortaya çıktığı,

n Farklılık yaratabilmek için gayrimenkul ve inşaat sektörünün içindeki firmaların kurumsal gelişimi ön plana alması gerektiği, n Farklı olmak bazen maliyetli olmak anlamına gelebiliyor ama bazen bunun kaçınılmaz olduğu, Alıcı profili ve taleplerindeki eğilimleri takip edip bunlara yönelik planlamalar yapmanın çok önemli olduğu, n Sosyal alanları ortak kullanılanlar ve gideri kullanıldıkça karşılananlar olarak ikiye ayırarak, çok şikayet edilen ortak alan giderlerinin kullanıldıkça ödenmesi yoluyla bir talebin karşılanmasının mümkün olduğu,

n Kişiye özel, kullanıldıkça maliyet doğuran ortamlar yaratmanın fark oluşturacağı, İşletme giderlerini kısıcı planlamalar ticari gayrimenkul için çok önemli olduğu, Farklılığı sadece binada değil; tüketici finansmanında, yönetim planlarında da oluşturmak gerektiği, n Fark yaratabilmek için tüm paydaşların çaba göstermesi ve bu doğrultuda yerel yönetimlerin, belediyelerin ve siyasetin geliştiricilere destek olması gerektiği, n Teknolojiyi unutmamak lazım ve bunu sadece “akıllı bina” ile de sınırlamamak gerekliliği, n Fark yaratmak çalışmak, analiz etmek ve yorumlamak demektir. Analiz etmek ve yorumlamak için güvenilir, tutarlı, karşılaştırmalı ve uyumlu veriye ihtiyaç vardır. Dolayısı ile bu nitelikte veriye ulaşılamayan yerde fark yaratmak için çabalamak da verilen çabanın karşılığının ne kadar alınacağı konusunda soru işaretlerinin ortaya çıktığı belirtilmiştir. Sektörel bazda nitelikli veriye ihtiyaç her geçen gün armaktadır. 2. OTURUM: “TICARI VE ALTERNATIF GAYRIMENKUL FINANSMANININ ÖNEMI VE SEKTÖRE OLAN KATKILARI” 6. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi 2. oturumu, PWC Gayrimenkul Sektör Lideri Ortağı Ersun Bayraktaroğlu’nun oturum başkanlığında Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Gacamer, İÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Hepşen, TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Makbule Yönel Maya, Şeker Finans Murahhas Azası Bahadır Teker ve Albaraka Gayrimenkul

20 >

ve Portföy Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Avşar Sungurlu’ nun katılımıyla gerçekleşti. Oturumda öne çıkan sonuçlar aşağıda derlenmiştir: Ticari ve Altenatif Gayrimenkul geliştirirken gayrimenkul değerleme firmalarına çok iş düştüğü ve bu doğrultuda fizibilite çalışmalarının yapılarak geliştiricilerle paylaşılması gerektiği, n Bankaların kurumsal ve güvenilir inşaat ve gayrimenkul firmalarına kredi imkanı sağlayacağı gerçeğinin unutulmaması gerektiği, n Ticari gayrimenkul olarak sınıflanmasa da konut üretirken de farklılık yaratmanın önemli olduğu, n Bankacılık sektörü ve gayrimenkul sektörünü kredi anlamında öğrenmeye ve çalışmalara başladığı, n Finansman kullanmadan finans yaratmak, klasik yöntem olan “Kat Karşılığı ve Hasılat Paylaşımı Yöntemi” olduğu, n SPK Gayrimenkul Sektörü üzerine olumlu çalışmalar yaptığı, n Öncelikle Kaynak planlaması ve sonrasında yatırım planlaması olması gerektiği tespit edilmiştir. n Kaynak planlaması üç zaman diliminde açıklanabilir: Bireyler ve geliştiriciler işin kredi boyutunu yavaş yavaş keşfetmeye başlandığı, n 6 Mart 2012 tarihinde SPK kanununun devreye girmesi ve devamında ortaya çıkan mevzuatlar, n Gayrimenkul Sertifikalarının, GYF’lerin ve GYO’ların son düzenlemesine ilişkin mevzuatlarını 2012 yılından sonra görür ve kullanır hale geldik. Bununla birlikte gelişim süreci başladığı,


Kongrede ERA Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, gayrimenkul danışmanlarının ticari ve alternatif gayrimenkul kiralama ve satışında mutlaka uzmanlaşması gerektiğine dair bir konuşma yaptı.

ZIRVENIN PLATIN SPONSORLUKLARINI METAL YAPI KONUT, ERA REAL ESTATE TÜRKIYE, PROPA, EMLAKJET VE ENDEKSA.COM, ANA SPONSORLUĞUNU SINPAŞ GYO, KUYAŞ GAYRIMENKUL, GAYRIMENKUL HUKUK ENSTITÜSÜ, EYÜBOĞLU&BÜYÜKATAK HUKUK BÜROSU, MARTI GYO, ALBARAKA PORTFÖY YÖNETIMI, DESTEK SPONSORLUKLARINI ISE HALK GYO VE İŞ GYO ÜSTLENDI. AYD VE TÜRKIYE DEĞERLEME BIRLIĞI UZMANLARI TARAFINDAN DESTEKLENEN ZIRVEDE, SEKTÖREL BILGI SPONSORU REIDIN.COM, SEKTÖREL DERGI SPONSORLARI MAGAZINERA VE BARET DERGISI, SEKTÖREL PAZARLAMA SPONSORU ZINGAT.COM, SEKTÖREL ILETIŞIM SPONSORLARI ISE EMLAKDREAM.COM, EMLAKWEBTV, EMLAK ROTASI VE REAL ESTATE NEWS TURKEY OLDULAR. MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

n Gayrimenkul Sertifikasında piyasa yapıcısının olmaması en büyük eksiklik olduğu, n GYF’lerinyatırım yaptıklarını gözlemleyebiliyor olmamız gerektiği, n Yurtdışına, özellikle Amerika’ya göre baktığımızda Türkiye’deki Ticari Gayrimenkuller boyutunda daha dar kalıplarda geliştirme süreci izliyormuşuz gibi gözüktüğü, n Dünyadaki GYF’lere özellikle Emeklilik Fonlarına baktığımızda en önemli yatırım tercihleri otopark yatırımlarıdır; bunun da Ticari Gayrimenkule girdiği belirtilmiştir. n Avrupa Kıtasına baktığımızda hastanelere yatırım yapan GYO’lar önemli getiriler sunuyor. Bunun gibi farklı türde yatırımlar yapan GYO’lar çok daha yüksek finansal getiri 21 >


SEKTÖREL

sağlıyor.Dolayısıyla ufku geniş tutmak gerektiği, n Gayrimenkul Sertifikalarında, Ticari Gayrimenkuller üzerinde parçalı mülkiyet sorunu ortaya çıkmaktadır. Bunlar ile ilgili de gerekli düzenlemeler yapılması gerektiği, n Gayrimenkul okur yazarlığı ile ilgili bir girişim başlatılabileceği, GYO finansal sektörün içerisinde küçük bir oyuncu, GYF’lar ise bütün dünyada gerekli koşullar oluştuğunda çok daha büyük bir oyuncudur. Finansal altyapının kurulmasının ve çok ciddi bir know-how da gerektirdiği, n İnsan Kaynağı: Kredi sektörünün ve yatırımcının Gayrimenkul geliştiricisi ile beraber çalışıp durumu daha iyi anlayıp çözümler sunabilmesi gerektiği, n Bugün hala yabancı finansal kuruluşların bakış açısına ulaşabilecek kadar finans sektöründe gayrimenkul sektörünü anlayan insan yetiştiremediğimiz, n Hukuki Altyapı: Kreditör gözüyle bakınca çok gelir getiren bir projeyi hukuki altyapı problemleri yüzünden finanse edemez hale gelindiği, n Yatırım Çekememek: Dünya likit üzerinde yüzerken, hakettiğimiz miktar kadar parayı Türkiye’ye çekemediğimize değinilmiştir. n Bu sebeplerden dolayı Ticari Gayrimenkullere gerektiği kadar kredi verilemiyor ve Ticari Gayrimenkul finansmanı Türkiye’de yapılamamaktadır. n Kredi pazarı olarak 130 milyar dolarlık potansiyel söz konusudur ve Ticari Gayrimenkulun ihmal edildiği, n Biraz bankaların, biraz inşaat şirketlerinin, biraz da fonların yardımı ile hızlıca standardize 22 >

edip hayata geçirmemizin, Türkiye’nin bundan sonraki sürecine katkı yapacağına, n Gayrimenkul veİnşaat şirketleri; herkesin anlayacağı gerçek durumu gösteren denetlenmiş mali tabloları bankaların önüne veri olarak koyabilsinler ki Bankalar Ticari Gayrimenkul tarafını da finanse edebilsin. Yoksa patron imzasıyla genel kredi almaya mahkum olacağı, n Kreditör olarak benşu an finansman yaparken şirket eğer herhangi bir problem yaşamıyor ise şirketin mali tablolarına hiç bak istemediğim gibi patronun imzasını da almak istemiyorum. Şirket gayrimenkul projesini bana getirecek veben para kazanacağına inanırsam onu finanse ederim. Sistem bu şekilde olmaz ise bu segmentin büyümeyeceği, Gayrimenkul sertifikaları eskiden beri vardı ama artık yeni tebliğlerle öne çıktı. Mevcut projenin karından ufakta olsa herkesin faydalanabileceği müthiş bir ürün. Değerini pazarlama ve doğru anlatımla arttırması gerektiği, n Gayrimenkulun yıldızı İngiltere’de 36 GYO olmasına rağmen 56 milyar euro işlem hacmi var. Bizde ise 30 GYO’nun 6 milyar euro piyasa hacmimiz var. Sayıdan ziyade etkinlik ve verimlilik çok önemli olduğu, n Gayrimenkul Sertifikalarında üç tane iyileştirme alanı sayılabilir. Piyasa yapıcılığı meselesi; Yatırım dönemiyle inşaat dönemiyle sınırlamamak, uzak bir perspektifin içine oturtmak; kendini ispatlamış satışları güzel olan projelerin ikinci etapları için Gayrimenkul Sertifikası düşünülebilir. n Gayrimenkul Yatırım Fonlarının başlangıcında

yaşanmış bir olumsuzluk yok ve bu ürünlerin önü açık gözüküyor.Hem üretici inşaat firması, hem finansör, hem kullanıcı, hem de yatırımcı istifade eder hale gelmektedir. Gayrimenkulde yaşanan altyapısal, hukuki ve başka birçok probleme rağmen GYF, ürünler içerisinde en düşük probleme sahiptir. Çünkü bitmiş projedir; tapulu, iskânı alınmış, hukuki problemi olmayan. Gayrimenkul yatırımından faydalanmak isteyen yatırımcı için olabilecek en berrak ürün denebileceği, n Bir menkul kıymetin başarılı olması için güven ve likidite gerektiği, n Likiditesi olan ürünün çalıştığı, örneğin kira sertifikalarını teşvik etmek için2003 yılından beri uğraşmamıza rağmen istenilen düzeye gelmedi taki 2012 yılında hazinenin kira sertifikasını ihracına kadar, n GYF’ nın sadece likiditesinin kur bazında değil ortak platformlarda da olması gerektiği, n Borsa ile görüşülüp nitelikli fon pazarı sabit fiyattan açılabileceği, n Bütün finansal kurumların menkul kıymetleri alıp satabileceği bir platform oluşturabileceği, n İkincisi Tefas platformuna benzer takas bankla görüşülür. Tefas platformu veya ona benzer nitelikli bir fon alımsatım platform, bütün finansal kuruluşların müşterilerinin fon alıp satabileceği ve kendi platformlarından, başka yerde hesap açmadan satabileceği anlamına gelir. Bunlar olursa bu ürünlerin likiditesi ve dolayısı ile gelişeceği, n Ticari taşınmaz mülkiyeti

değerlemefirmaları ve değerleme mevduatı için çok önemli olduğu, n Uluslararası değerleme standartlarına göre taşınmaz mülkiyeti ayrı bir tanımdır, ticari taşınmaz mülkiyeti ayrı bir tanım olduğu, n Değer esaslı kavrama dikkat etmek gerekir. Uluslararası değerleme standartlarını yazan bir konudur. n Değerleme raporlarının altını oluşturan konu budur. Gayrimenkul değerleme piyasasını oluşturan raporların %82’sini bankalar oluşturuyor. Bankalar buradaki temel oyuncudur. Uluslararası değerleme standartları mevzuatı, teminat amaçlı ve borçlanma amaçlı değerleme çalışmalarını ayrı bir başlık arasında değerlendirildiği, n Değerleme firmalarının çoğu bankalar için değerleme raporu hazırlayınca bir GYF veya GYO’dan aynı gayrimenkul için talep geldiğinde değerleme firmasının zaman zaman kafası karışabildiği, n Ticari Gayrimenkulde en sık karşılaştığımız hatalardan bir tanesi tam burası oluyor. Raporda netbrüt alantanımlarının net olmamasında hata tam değer noktasında çıktığı görülüyor, n SPK’nın çıkarmış olduğu tebliğe istinaden piyasadaki yaşanan sıkıntılara karşı yeniden aksiyon alması ve bunu hızlı bir şekilde hayata geçirmesi önümüzü daha da açacağı, n Varlık fonu ve bireysel emeklilik fonuna verilen paralar önümüzdeki 2-3 sene içerisinde doğru kullanılırsa uzun vadede TL bazlı bir finansman havuzunu oluşturacağı,


3. OTURUM:“TICARI VE ALTERNATIF GAYRIMENKUL YATIRIMLARININ MEVCUT DURUMU VE TÜM YÖNLERI İLE GELIŞIMI” 6. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi 3. Oturumu Atlas Conceptia Yönetim Kurulu Başkanı Tavit Köletavitoğlu oturum başkanlığında, ERA Real Estate Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü’nden Av. Güray Tangüner, Eyüboğlu&Büyükatak Hukuk Bürosu Ortağı Mahmut Eyüboğlu, Emlakjet Genel Müdürü Gizem Moral ve Reidin. com Genel Müdürü Kerim Bertrand katıldı. Oturumda

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

öne çıkan sonuçlar aşağıda derlenmiştir: Yabancılara ve uluslararası firmalara hukuki konularda güven vererek ve doğru bilgi sağlanarak yatırım kararlarının geliştirilebileceği, bu konuda uzmanlaşmanın sağlanmasının gerektiği, n Gayrimenkul danışmanlarının ticari ve alternatif gayrimenkul kiralama ve satışında mutlaka uzmanlaşması gerektiği, n Ticari ve alternatif gayrimenkul satışında sosyal medya kullanımının gün geçtikçe artacağı, n Ticari ve alternatif gayrimenkul alım ve

satımlarında danışmanlık alınmasının çok önemli olduğu, n Markalı gayrimenkul danışmanlık firmalarının bu konularda gelişme kaydetmeleri gerektiği, n Bazı yatırımcılar artık tapuları parça parça bölmek yerine tek tapu ile satma yöntemine gittikleri, özel okul, özel hastanelerin kira piyasaları var, yaşlı bakım evleri ve öğrenci yurtlarının da bu iki yıllık dönemde gelişeceği, n Nitelikli ofis binalarının, ticari alanların yeniden kiralanma performansının yükseleceği, n Alternatif gayrimenkul yatırımlarında Ticari Gayrimenkulleri ilgilendiren

gelişmeler olacağı, n Ticari Gayrimenkul ve konutta 2016’dan beri bir bekle-gör dönemi vardı. Şu dönemden itibaren beklegörpozisyonununartık harekete geçmeye başlamasının sinyallerinin geldiği, n Ticari Gayrimenkulde fırsat tehditlerini iyi değerlendirmek gerektiği, n Ticari Gayrimenkulde parçalanmış mülkiyet yapıları gayrimenkulün satılabilitesini de parçalamış olduğu konuşmacılar tarafından önemli ve altı çizilmesi gereken noktalar olarak belirtilmiş ve zirve sonuç bildirgesini oluşturmuştur. ●

23 >


SEKTÖREL

GAYRIMENKUL DANIŞMANLIĞINDA

SEKTÖREL EĞITIM ŞARTI

ARANMALI

‘GAYRIMENKULDE LIDERLER ZIRVESI’NDE KONUŞAN ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ ÖZHAN ATALAY, EĞITIMIN SEKTÖRDEKI ÖNEMINE DIKKAT ÇEKTI. ATALAY ‘’GAYRIMENKUL DANIŞMANLARI TICARI GAYRIMENKUL SATIŞINDA NASIL FARK YARATMALIDIRLAR’ BAŞLIKLI KONUŞMASINDA GAYRIMENKUL DANIŞMANLARININ ÖZEL BIR EĞITIMDEN GEÇMESI GEREKTIĞININ ALTINI ÇIZDI. Ana konusu ‘Ticari ve Alternatif Gayrimenkulde Farklılık Yaratmak’ olan zirve, gayrimenkul, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, portföy yönetimi ve bankacılık sektör temsilcileri başta olmak üzere birçok sektör temsilcisini bir araya getirdi. Zirvede ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, gayrimenkul yatırımlarının geleceğini değerlendirdi. ‘Gayrimenkul Danışmanları

24 >

Ticari Gayrimenkul Satışında Nasıl Fark Yaratmalıdırlar’ başlıklı konuşmasında özellikle ERA Türkiye olarak verdikleri eğitimlere dikkat çeken Atalay, düzenli eğitim ve seminerleriyle broker ile gayrimenkul danışmanlarına destek verdiklerini söyledi. Atalay, ERA’nın verdiği MEB onaylı sertifikalarla broker yetiştirmenin yanı sıra farklı şehir ve lokasyonlardan gelen brokerlar’a network geliştirme

fırsatı da sağladıklarını anlattı. MEB Gayrimenkul Danışmanlığı eğitimi programı kapsamında bugüne kadar 1.400 kişiye eğitim verdiklerini belirten Atalay; “Türkiye’nin en genç global gayrimenkul danışmanlık firması olarak yenilikçi vizyonumuz doğrultusunda eğitimli gayrimenkul danışmanı yetiştirmeye çalışıyoruz. Bugünün Türkiye’sinde her türlü meslek erbabının artık bir

sertifika veya eğitim belgesine ihtiyacı olmasına rağmen tek istisnai meslek olan gayrimenkul danışmanlığı maalesef ehil olmayan eller tarafından yıllardır yapılmaya devam ediyor. Bizim için güzel bir ayraç olan eğitimli danışman konusu diliyorum diğer şirketlere de örnek olur ve hatta kısa zamanda sektör dinamizmine uygun olarak tüm danışmanlarda eğitim şartı aranmaya başlanır” dedi.



İŞ DÜNYASI

Y KUŞAĞI

VE GAYRİMENKUL TERCİHLERİ 26 >


BUGÜN ITIBARIYLE Y KUŞAĞI, TÜRKIYE NÜFUSUNUN %25’INI TEMSIL EDIYOR; ÖNÜMÜZDEKI 20 YILDA ISE NÜFUSA ORANI %45’E YÜKSELMIŞ OLACAK. PEKI, BU KUŞAK GAYRIMENKULDE NELERI TERCIH EDIYOR? YAPILAN ARAŞTIRMALAR VE ŞIMDIYE KADAR ÇIKARILMIŞ ISTATISTIKLER, GAYRIMENKUL SEKTÖR OYUNCULARINI ŞAŞIRTACAĞA BENZIYOR.

KÜRŞAT TUNCEL YAZAR - EĞITMEN

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

Günümüzde Y kuşağı artık iş hayatının mevzilerini ele geçirmiş durumda. Tüm Dünyada yaklaşık 2,2 milyar kişi Y kuşağına dahil sayılıyor, dolayısıyla bu kuşağın tercihleri gayrimenkul sektörü için de önem taşımaktadır. Urban Land Institute (ULI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre; Y kuşağı, küçük, kullanışlı ve tasarruf odaklı konutları tercih ediyor. Rahatına düşkün, otoriteden hoşlanmayan ve sabırsız olarak karakterize edilen Y kuşağının davranış kalıpları gayrimenkul sektörünün geleceğine de yön verecek gibi gözüküyor. Bir önceki X kuşağı, ancak son dönemlerde artan finansal olanaklarla başını sokacak bir eve sahip olabilmişken ve bunun için kendini şanslı sayarken, Y kuşağı için yaşayacağı evin konforu büyük önem taşıyor. Y kuşağının konut tercihleri hakkında yapılan araştırmalar bu yaş gurubunda konut sahipliliği oranının hala çok düşük olduğunu gösteriyor. Buna rağmen aileyle birlikte yaşama eğilimi de son derece düşük. Demek ki bu, kuşağa dahil olanlar için ağırlıklı tercih kendi başlarına, kirada yaşamak. Henüz 80’lerde doğan bu kuşağın 30’lu yaşlarını sürdükleri düşünülecek olursa günümüzün konut satın alma koşulları itibariyle bu sonucu doğal görmek gerek diye düşünüyorum. Ancak Y kuşağının araştırmalara

göre araba ve konut sahibi olma istekleri de önceki kuşağa göre oldukça düşük gözüküyor. Bu kuşak, X kuşağına göre daha fazla günü yaşamaya önem veren ve yatırım eğilimi düşük bir kuşak olarak öne çıkıyor. ULI araştırmasına göre, satın alınması düşünülen konutlar için maliyet kadar konutun tasarım özellikleri ve iç mekan özellikleri de önem taşıyor. Görünüşe göre bu kuşağın temsilcileri hem kullanışlı hem de hayat tarzlarını yansıtan konutları tercih ediyorlar.

SOSYAL DOKU DEĞIŞIYOR, Y KUŞAĞI ALIŞKANLIKLARINI TAKIP EDEMEYENLER, MARKALARININ GELECEKLERI IÇIN HEMEN ÖNLEMLERINI ALMALILAR Bugün itibariyle Y kuşağı, Türkiye nüfusunun %25’ini temsil ediyor; önümüzdeki 20 yılda ise nüfusa oranı %45’e yükselmiş olacak. Benzer ürünleri satın alırken bu kuşağın bariz talebi olan -deneyimleme- ihtiyacının konutta da aynen geçerli olduğunu görüyoruz. Nitekim ben 2010 yılında, Ağaoğlu İnşaat’da CMO 27 >


İŞ DÜNYASI

olarak çalışırken yaptığımız bir tüketici araştırmasında konutu deneyimleme ihtiyacı ilk sırada çıkmış ve henüz o tarihte Y kuşağını analiz edemeyen bizler için bu sonuç çok şaşırtıcı olmuştu. Bu kuşağın konut satın alma eğiliminin önceki kuşağa göre daha düşük olmasında sanırım sosyal dokunun değişmesinin de önemi var. Zira artık solo yaşam ve kolay boşanma gibi sosyal tercihler eskiye göre çok daha belirginleşmiş durumda. Y kuşağına dahil olanlar özgürlüklerine ve rahatlarına düşkün, bireyselliğe önem veren bir profil çiziyorlar. Bu nedenle konut tercihlerinde kişisel tarzlarını yansıtan detaylar olmasına önem veriyorlar. Bir anlamda modaya ve markalara olan düşkünlük konutta da karşılık buluyor diyebiliriz ama hala bu kuşağa dâhil kişilerin gelir seviyesi tam olarak istedikleri konutlara ulaşabilmeleri için biraz erken gibi gözüküyor. Bu nedenle Türkiye’de mevcut konut imalatı hakkında eleştirel görüşlere sahip olsalar da maddi durumları ancak daha ekonomik tercihlere el verdiği için fiyatı uygun ama olabildiğince merkezi lokasyonlarda, hayatı yaşamaları için konumu uygun, çevreye hassas, spor ve yeşil alan imkanları sunabilen konutları tercih ediyorlar.

KONUT SEKTÖRÜ Y KUŞAĞINA HITAP ETMIYOR Konut sektörünün en büyük handikabı ise bu kuşağa ulaşacak pazarlama uygulamalarına yeterince önem vermemeleri. Zira Türkiye’de inşaat sektöründe patronlar ağırlıklı olarak X kuşağındalar ve bu kuşak halen internet ve sosyal medya bazlı 28 >

pazarlama uygulamalarına oldukça yabancı durumda. Bu nedenle Y kuşağına ulaşmak ve satış yapmakta zorlanıyorlar. Bu kuşağın neredeyse hiç gazete ve dergi okumadıklarını, Dünyayı internetten, dijital mecralardan takip ettiklerini akıldan çıkartmamakta büyük yarar var. Birkaç yıl önce Ispartakule gibi aile yaşantısına uygun diye tanımlanan bir bölgede, bu kuşağı hedefleyerek tasarlanan konutların yine hedef kitleye odaklı bir pazarlama iletişimi ile çok hızlı satılmasını sağlayabilmiştik. Konutların iç mekan tasarımlarının gençlere göre özelleştirilmesi, renklerin kullanımı, sosyal tesislerin oluşturulması ve dijital iletişimin tercih edilmesi bu başarıyı sağlamıştı.

İNOVASYONDAN UZAKSANIZ, Y KUŞAĞI ÇALIŞANI YA DA MÜŞTERISI BULAMAZSINIZ Y kuşağı yaşayacağı yer tercihinde Amsterdam, Münih ve Berlin gibi şehirleri öncelikli olarak tercih ediyor. Bu kuşağın tercihlerini içeren 100 şehir incelendiğinde İstanbul’un 99.ncu sırada geldiğini öğrenmek biraz hayal kırıklığı yaratabilir. Yani bu kuşak Osaka, Tokyo ve Lima gibi şehirleri bile daha fazla tercih etmekteyken İstanbul neredeyse akıllarına bile gelmemektedir. Görünüşe göre yaşam standartları, trafik, çevre, sosyal hayat, gelişmekte olan iş dünyası, hoşgörü ortamı, dinlenme ve eğlence olanakları kriterleri itibariyle İstanbul bu kuşak nezdinde sınıfta kalmaktadır. Söz konusu

tercihleri anlamak için bu kuşağı daha iyi tanımakta büyük fayda var. Deloitte’nin bu kuşağa yönelik araştırmasına göre; Y kuşağı ağırlıklı olarak teknoloji, medya ve telekomünikasyon sektörlerinde çalışmayı istiyor (Türkiye %63) ve her dört kişiden birisi global şirketlerde çalışmayı isterken, birisi ise kendi işini kurmak istiyor. Bu kuşak izleyecekleri liderde stratejik düşünme, kararlılık, demokratik yaklaşım ve inovasyon özelliklerini arıyor. Y kuşağı açıkça liderlik tanımının içine başkalarının gelişimine önem vermeyi dahil ediyor ve kişisel çıkarlar ve kararlar daha fazla önem verilmesini bir eleştiri konusu yapıyor. Belki bu sonuçlar Y kuşağını çalıştırmak isteyen iş yerleri için de aydınlatıcı olabilir. Bu arada araştırmaya göre, her iki Y kuşağı üyesinden birisinin lider olmak istediğini belirtmekte fayda var. Bu tespitler, istikrarlı, kanaatkar, sebatkâr ve uyumlu X kuşağı ile çalışmaya alışmış şirketler için tam bir soğuk duş olabilir, zira Y kuşağı hızlı hareket ediyor, kendi çıkarına odaklı, sabırsız ve liderliğe çok önem veren bir profil çiziyor. Özellikle de X kuşağı yöneticilerle çalışırken bu durum son derece zorlayıcı olabilir.

GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNÜN GELECEĞI IÇIN MILENYUM NESLINI ANLAYABILMEK ÇOK ÖNEMLI OLACAK Araştırmalara göre Y kuşağının öncelikli olarak tercih ettikleri bölgeler Fener yolu, Beşiktaş, Arnavutköy, Cihangir, Galata ve Balat. Y kuşağı daha

hayatın içinde, site hayatının dışındaki yerleşim yerlerini tercih ediyor görünüyor. X ve Y kuşağı arasındaki en bariz fark alış veriş eğilimlerinde görülebiliyor; X kuşağı kendisini farklılaştıracak tercihlere yönelirken Y kuşağı ise “benzeşmeye” önem veriyor. Y kuşağı satın alma tercihlerinde diğer insanların görüşüne büyük önem veriyor. Bu anlamda örneğin Y kuşağı için arkadaşlarının hiçbirisinde olmayan bir cep telefonunun bir önemi yok. Gayrimenkul satın alma tercihlerinde ise Y kuşağının en bariz izlenen eğilimi, kent merkezlerine ve hayatın içine dönüş. Görünüşe göre X kuşağının kendi izole gettolarını yaratma hareketi Y kuşağından destek bulmuyor. Bu kuşağa dahil olanlar iç içe yaşamayı ve sosyalleşmeyi seviyorlar. Belli ki Y kuşağı ailelerinden kalma evlerde yaşamak istemiyor. Lüks ve mimari bütünlükten yoksun evleri tercih etmiyor, bunun yerine küçük ve fonksiyonel evleri tercih ediyorlar. Onlar hayallerindeki tasarımları hayata geçirmek istiyorlar. Örneğin, bu kuşakta kendi ev tamir işlerini kendilerinin yapma eğilimi de oldukça belirgin. Y kuşağı, “Bana bir gül bahçesi vaat etmeyin, bana toprak kuruduğunda otomatik sulama yapan bir evi anlatın” diyor. Yani gösterişten uzak ve teknoloji ile iç içe bir yaşam özlemi duyuyorlar. İnşaat sektörü doğal olarak bu kuşağa göre yapılanmamış durumda ve Y kuşağının istekleri geleneksel imalatçıları oldukça zorluyor. Gayrimenkul sektörünün geleceği için milenyum neslini anlayabilmek çok önemli olacak. ●


REIDIN Gayrimenkul Bilgi Servisleri ile Piyasa Trendlerini YakÄąndan Takip Edin!


GAYRİMENKUL HUKUKU

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN NERESINDEYIZ?

30 >

GAYRIMENKUL HUKUKU ENSTITÜSÜ, GAYRIMENKUL SORUNLARINA ÇÖZÜM BULMAK ÜZERE ÇALIŞMALARINA AYRI AYRI ALANLAR BELIRLEYEREK DEVAM EDIYOR. SON OLARAK HUZURUMUZU, SUÇ ORANLARINI, MUTLULUĞUMUZU, YEŞIL ALANLARIMIZI VE DAHA YAŞANILIR BIR KENT IÇIN OLUŞTURULMASI GEREKEN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ HER YÖNÜYLE ELE ALAN VE 100 SORUNUN CEVABIYLA TÜM DETAYLARINA IRDELEYEN, ÖNERILER SUNAN YAYINI HAKKINDA ENSTITÜ BAŞKANI ALI YÜKSEL ILE BILGILENDIRICI BIR RÖPORTAJ GERÇEKLEŞTIRDIK.


Öncelikle alanınız olan hukukta, gayrimenkule yönelmeniz ve enstitü girişiminizden kısaca bahsedebilir misiniz? Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü, yedi yıl önce gayrimenkuldeki bazı temel problemleri tanımlamak ve çözmek üzere kuruldu. Bu çerçevede Türkiye’de gayrimenkulün türlerinin çok fazla olduğu ve bu türlere bağlı olarak tarihsel ya da kanunlardan doğan sebepler ya da fiili durum itibarıyla kronikleşmiş problemler olduğunu belirtmeliyiz. Bu tip problemleri tanımlamak ve çözmek için çalışma yapmak, derinlemesine inceleme yapmak üzere kuruldu. Gayrimenkul konusunda yasal hükümler 250 civarında yasaya dağıtılmış durumda ve bunların bir kısmı Osmanlı Devleti zamanından gelen ya da Cumhuriyetin ilk zamanlarından konulmuş veya MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

milletlerarası sözleşmelerle hüküm altına alınmış, parça parça yer alan kanunlarda oluşmaktadır. Bu sebeple, herhangi bir uygulayıcının bu kadar değişik ve dağınık kaynakları toplayıp onlardan yorum çıkarması samanlıkta iğne aramaya benzer bir durumdur, devletin örgütlenmesinde, gayrimenkul konusunda araştırma yapan bir yapı da yoktur. Tapu sadece tapularının kayıtlarının korunması için kurulmuş bir kuruluş, üniversitelerde ise planlama, gayrimenkulün teorisi, kadastroya ya da imar gibi konularda parça parça teorik düzeyde eğitim veren bölümler var. Bu sebeple bu sorunlara parçalı yaklaşım yerine, tepeden bakabilecek daha üstün bakabilecek tanımlama ve çözümleme yapısı diyebileceğimiz Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü’nü kurduk. Bugüne kadar yedi kitap,

yüzlerce seminer ve onlarca makale yayınlandı, bireysel vaka çalışmaları da yapıldı. Tabi ki konu bizim de rahatlıkla aşacağımız kadar yüzeysel değil ve bizim çalışmalarımızın da iyi fakat küçük bir çaba olduğunu kabul etmek gerekir. Kentsel dönüşüm tartışmaları başladığından beri de mesaimizin büyük çoğunluğunu Kentsel dönüşümün teorisine pratiğine ve olması gerekene yoğunlaştırdık. Gayrimenkul Hukuku alanındaki geliştirmeleriniz doğrultusunda bu kitabı hazırlama nedenini öğrenebilir miyiz? Amacı, vizyonu nedir? Kentsel dönüşüm konusu daha önceden de Türkiye’de değişik yasa ve uygulamalarda yer almış olsa da özellikle son afet kanunu çerçevesinde Türkiye’nin bina stokunun yeniden inşası, yani

bir “inşaat faaliyeti” olarak öne çıktı. Can güvenliğini temel alan bu yaklaşım, diğer bazı konuları göz ardı ediyor, göz ardı edilen konuların başında kişilerin mülkiyet hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ve kentin sağlıklı gelişme hakkı gibi konular sayılabilir. Oturulan binaları sadece barınma kavramı içine hapsedersek çoktan terkedilmiş bir anlayış olan “makina binalar “anlayışının uygulamasını yapmış oluruz ki bu anlayış, 1920’lerde kaldı. Barınmanın insan mutluluğuyla toplumun gelişmişlik seviyesi ile ilgili olduğu ve bir medeniyet göstergesi olduğu günümüzde tartışmasız bir gerçek. İnsanlara sadece “sağlam bir evde oturuyorsunuz “ demek yeterli bir argüman değildir. Gerçekte günümüzde kentsel dönüşüm anlayışı eksik ve yetersiz bir anlayıştır, aslında kentsel dönüşüm yasası yenilerken güzelleşmeyi ve daha uygar bir yapıyı hedeflese, daha doğrusu kalın çizgilerle altını çizse daha iyi olurdu. Bu çerçevede konu artık şuna dayanmış durumda: Bütün binaları yıkacak, yolları yeniden yapacağız. Hâlbuki bütün binaları yıkıp; güzel estetik, kolay ulaşılabilir, insanları mutlu eden ve gelecek nesilleri de mutlu yetiştiren bir doğal çevrenin içinde yeniden yapacağız ilkesinin altı çizilmelidir. Gelinen noktada müteahhidin ya da bina, yahut arsa sahibinin doğrudan rantının dışında bir seçenek yokmuş gibi davranılması egoistçe bir yaklaşım sergiliyor. Çünkü “mülk sahibi kazanacak, müteahhit kazanacak başka formu yok” anlayışı egoistçedir, bencildir ve kentin düşmanıdır. Burada finansal imkanların yokluğunun da böyle bir çözüme zorladığını görmekteyiz. Bugün 20 yıla yakın vadeli daire satışı imkanını getiren devletin maliklere, “binanızı kendiniz yapın ya da müteahhitle yapın, biz bunun 31 >


GAYRİMENKUL HUKUKU bedelini ödeyelim, fakat 20 yılda geri ödeyin” şeklinde bir devlet imkanı olmalıdır. Özellikle 2B’den çıkarılmış hazine arazilerini ya da bu dönüşüm sebebiyle yeniden oluşan harç ve gelirlerin böyle bir kredilendirmede devlet tarafından kaynak olarak kullanılması, bu konunun çözümünde faydası olabilir. Özetlersek geldiğimiz bu aşamada her birimiz kentimizin katili durumuna düştük. Mevcut Kentsel Dönüşüm uygulamaları ile yakın gelecekte huzurlu bir şehir öngörebiliyor musunuz? Belediyelerin tüm bu konulara bakışını ve getirdiği çözümleri nasıl yorumlarsınız? Mimarların, gayrimenkul geliştiricilerin ya da kentsel dönüşüm sakinlerinin yeşil alan koruma ya da yaratma konusunda ellerinde hukuksal bir güç var mıdır? Gelinen bu aşamada kentsel dönüşüm kavramının yeniden düşünülerek revize edilmesi gerekiyor. Ülkemizde insanlar artık eskisi gibi kapalı bir toplumda yaşamadığı için görgü ve bilgileri artmış durumda ve sadece bir “barınak” istemiyorlar. Özellikle İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya ve İzmir gibi büyükşehirlerde hayat gittikçe zorlaşıyor ve bunun bir sebebi de kentteki kötü yapılaşma, çevresel eksikliklerdir. Kentlerde acilen yeni tedbirler almak gerekir, kentin devasa yapısında bir uçtan diğer uca ulaşmakla tüm zamanını geçiren insanlar yerine, daha küçük bir çevrede evini ve işini kurabilen, okulu, hastanesi, camisi, karakolu, esnafı aynı bölgede olabilen, İlkokul çocuklarının okullarına yürüyerek gidebildikleri mahalleleri özendirmek gerekir. Buna şehircilik literatüründe yeni şehircilik (new urbanism) akımı da deniyor. Bu anlamda mahallelerin geleneksel toplumsal değerleri de koruduğunu, 32 >

bunun da toplum sağlığı için gerekli olduğunu sosyal bilimciler devamlı söylüyorlar. Koşmuşuz ve birbiriyle bağımsız yapı birimlerinin suç oranında ve dejenerasyonda yükseltici etki gösterdiği de bilinmektedir.

KENTSEL DÖNÜŞÜM İNSAN ODAKLI OLMALIDIR Bu çerçevede, şehircilikte muhafazakâr olmak gerekir diye düşünüyorum. Hukuksal açıdan bakıldığında kentsel dönüşümün hızlı yapılması amacıyla temel mülkiyet hakkına müdahale eden imar ve idari uygulamaları artmıştır: Belediyeler kendi bölgesindeki yaşayan insanlara gerçekten acımasız olabiliyorlar. Bakış açıları “size daha mutlu, daha yeşil, daha sessiz bir çevre vadediyoruz “olması gerekirken “bu binaları yıkıp, yeniden yapacağız, daha sağlam olacak” mesajını ancak verebiliyorlar. Belediyeler vatandaşla değil, müteahhitle görüşüyorlar. Bu da sanıyorum sistemin getirdiği ciddi bir çelişki. Binaların dönüşümünde bina sakinlerinin değil de müteahhitlerin koşması, dönüşümün ve değişimin niteliği hakkında bir ipucu vermektedir. Sisteme vatandaşın güvenini tazelemek için bazı hukuksal tedbirler almak gerekiyor: Birincisi 2/3’e katılmayan kişinin hissesinin satışının adaletsiz olduğunu belirtmek lazım. Çünkü kötü niyetli çoğunluk iyi niyetli fakat haklı azınlığı mağdur ettiği zaman toplumda adalet duygusu yerle bir olmaktadır. Katılmamanın müeyyidesi hakkı kaybetmek olmamalı; ama katılmayan kişi süreci geciktirmemesi adına çoğunluğun aldığı kadar

BELEDIYELER KENDI BÖLGESINDEKI YAŞAYAN INSANLARA GERÇEKTEN ACIMASIZ OLABILIYORLAR. BAKIŞ AÇILARI “SIZE DAHA MUTLU, DAHA YEŞIL, DAHA SESSIZ BIR ÇEVRE VADEDIYORUZ “OLMASI GEREKIRKEN “BU BINALARI YIKIP, YENIDEN YAPACAĞIZ, DAHA SAĞLAM OLACAK” MESAJINI ANCAK VEREBILIYORLAR. BELEDIYELER VATANDAŞLA DEĞIL, MÜTEAHHITLE GÖRÜŞÜYORLAR. BU DA SANIYORUM SISTEMIN GETIRDIĞI CIDDI BIR ÇELIŞKI.


geçerli olarak yürümeli ve onun hissesi kendisine işin sonunda verilmelidir. Burada imza atmayan malik adına, mahkemenin ya da belediyenin görevlendireceği kayyım imza atacaktır, eğer bir haksızlık varsa da, o kişi daha sonra dava açarak zararını tazmin edebilir. Diğer taraftan; otopark sorunu yıllardır belediyelerin binalara ruhsat verirken binaların otopark yapma mecburiyetini kaldırarak otopark parası alıp kasalarına koymaları şeklinde kente ihanetleri ise hala devam ediyor. Kentin yaşanır olması için çok gerekli olan otoparkın bu gelinen çağda yapılmadığı halde hala varmış gibi gösterilip mecburi tutulmaması, önümüzdeki yıllarda kenti yaşanmaz hale getirmeye devam edecek. Maalesef kentte yaşayanlar belediyelerin böyle bir hakkı gasp etmelerine ses çıkarmıyorlar, belediyeleri denetleyen Çevre Bakanlığı ve Sayıştay’a da vatandaşlarla beraber büyük görev düşüyor. Kentsel dönüşümde diğer bir problem, yeşil alanların imara açılması ve mevcut imarların yükseltilmesidir. Bu iki konunun da yukarıda değindiğimiz kentlinin, insanca yaşam hakkına ağır bir saldırı olduğunu görmezden gelmemek gerekiyor. Aslında bu anlamda kentsel dönüşüm kanunu, belediyelerin yetkilerini başlangıçta kısmıştı, bence doğru da yapmıştı; fakat bu kadar geniş bir konunun Ankara’da merkezi bir sistemle yürütülmesi de imkansız olduğu için belediyelere tekrar yetkiler verildi ve şu an var olan durum şöyle özetlenebilir: Ne kadar belediye varsa o kadar çeşit kentsel dönüşüm uygulaması var. Sizlerin önerdiği “Kentsel Dönüşüm” vizyonu nedir? Kentsel dönüşüm aslında ne olmalıdır ve nasıl uygulanmalıdır? Kentsel dönüşümün en az 20 yıl süreceği ve yüzyılı etkileyeceği

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

düşünülürse temel kavramlar üzerinde anlaşıp ve insan haklarını, mülkiyet haklarını da koruyarak yürümek gerektiğini belirtmeliyiz. Bunlar: n Ülkenin tamamının planlanması gerekir, ülkesel planlarımız eksik. n Bölgesel planlarımızın yapılması gerekir hangi bölgede sanayi, hangi bölgede turizm, hangi bölgede tarım yapılacağı, hangi bölgede şehir yoğunlaşması yapılacağı şimdiden 50 ve 100 yıllık öngörülerle planlanması ve n İl çevre düzeni planlarının yapılması gerekir: birbirinden kopuk, parça parça sanayi ve tarım şeklinde bir şehir yapılanması ya da bu tarz plansız yapılanmalar, hem kentin hem de ülkenin çarpık büyümesine yol açmaktadır. n Planlanırken insan eksenli bir planlama olması gerekir. Sıkışık, nefes alamaz, otoparkı olmayan, yakınında park ya da estetik binaların olmadığı bir yapı gurubunda, insanlar mecburi olarak çalışmak ve para kazanmak için yaşasalar da bu bir tercih değil, maalesef mecburiyettir. Böyle çevreye yabancıların veya turistlerin de gelmesi düşünülemez, diğer taraftan plan kanunlarının özellikle imar kanunu ve yönetmeliklerle plan değişiminin zorlaştırılması gerekir. Yeşil alanların ya da ortak sosyal alanların imara açılması insanlarda “nefret “duygusu oluştururken, diğer taraftan gereksiz imar artışları da insanların kenti yönetenlere ve hukuka güvenini sarsmaktadır. Mahkemeler, belediyelerin yanlış işlemlerine karşı kentsel dönüşüm kavramının acilliği ve gerekliliği sebebiyle çoğu zaman durdurma veya iptal vermeyerek, vatandaşın hakkını ihlal edilmekte, buna karşılık “güçlünün adaleti “kavramı yerleşmektedir. Halbuki adalet güçlüler için değil, zayıflar için vardır. Mahkemelerin hızlı ve kolay çalışması tüm toplum katmanları için faydalıdır. Bu çerçevede gayrimenkul gibi geniş,

Kentsel dönüşümde diğer bir problem, yeşil alanların imara açılması ve mevcut imarların yükseltilmesidir. Bu iki konunun da yukarıda değindiğimiz kentlinin, insanca yaşam hakkına ağır bir saldırı olduğunu görmezden gelmemek gerekiyor.

imar gibi karışık bir konunun, kentsel dönüşüm gibi çok soyut bir kavram da birleştirilmesi ile ortaya çıkan bilinmezlik problemi açılmalıdır. Bunun için baştan beri savunduğumuz gayrimenkul mahkemeleri kurulması, ihtisaslaşmayı sağlayacak 5-10 yıl süren tapu davaları, kira davaları ya da kentsel dönüşüme özgü davaların, yahut plan davalarının altı ay içinde çözülmesi hedeflenmelidir.

TÜM TARAFLAR GÜVENCE ALTINA ALINMALIDIR Gayrimenkul hukukuna dair sözleşmeler, inşaat sözleşmeleri, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, sözleşmelerin ifasında ki eksiklikler, şirketlerin iflası yahut, iflas erteleme kararı alması, sözleşmeleri devretmesi gibi sebeplerde gerek müteahhit taraf, gerekse mülk sahibi

tarafın mağduriyeti söz konusu olmaktadır. Bunun için gayrimenkul ihtisas mahkemeleri şarttır. Diğer taraftan Kentsel dönüşüm işlemlerinde, yüzlerce malikin imza attığı sözleşmeler bakanlık tarafından özel düzenlenmiş tip sözleşmeler haline getirilmeli, bu sözleşmelerin belli standartları olmalı, bu standartlara göre yapılan sözleşmelerden caymak belli şartlara bağlı olmalı, bunlar için verilen vekaletnamelerin azli de zor olmalıdır. Buna karşılık bir çok daire veya küçük parsel sahipleri bilgisizliklerinden ve tecrübesizliklerinden kaynaklanarak zayıf, ekonomik gücü bulunmayan hiç inşaat yapmamış küçücük firmalarla iş yapmak zorunda kalmakta, hiçbir güvencesi bulunmamaktadır. Bakanlığın kentsel dönüşüm işi yapacak müteahhitlerden belli bir teminat alması ya da inşaat bitirme sigortasını işler hale getirmesi bu konudaki problemleri aza indirecektir. ●

33 >


HUKUK

YAZI: BİNGÜL CEYLAN PANAYIRCI URHAN YÜKSEK AV.

KAMULAŞTIRMA

NEDIR? 34 >


DEVLET VE DIĞER KAMU TÜZEL KIŞILERI, KAMU HIZMETLERINI ICRA EDERKEN ZAMAN ZAMAN TAŞINMAZ MALLARA IHTIYAÇ DUYARLAR VE BU TAŞINMAZLAR HER ZAMAN KAMU MÜLKÜNDE OLMAYIP, ÖZEL MÜLKIYETTE OLABILIR. İŞTE BU GIBI DURUMLARDA KAMULAŞTIRMA DENILEN HUKUKI DURUM DEVREYE GIRER. ANCAK KAMULAŞTIRILAN MALINIZ KAMU YARARI GEREĞI KULLANILMIYORSA, DEVLETTEN MALINIZI GERI ALABILIRSINIZ.

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

T

ürk Hukuku’nda Kamulaştırma’nın hukuki dayanağı anayasamızın 35. ve 46. Maddesidir. Bu maddeler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1 No’lu Ek Protokolü’nün 1 no’lu maddesi ile de uyumludur. Anayasamızın 35. Madde’si: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.” demektedir. Protokol’ün 1. maddesinde ise, “Her gerçek veya tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullarla ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.”

denilmektedir. Yargıtay Genel Kurulu da kamulaştırmayı, “İdarenin kamu yararı düşüncesiyle ve kamu gücüne dayanarak, karşılık parasını kanunun takside olanak tanıdığı haller ayrık olmak üzere peşin vermek şartıyla, bir taşınmaz malı mal sahibinin rıza ve muvafakatine bakılmaksızın edinmesidir.” şeklinde tanımlamıştır. Tüm bu maddelerde ve Yargıtay Genel Kurulu’nda sözü geçen husus; bireylerin mülkiyet hakkının olduğu ancak bu mülkiyet hakkının kamu yararı mevcut olması halinde devlet ve kamu tüzel kişileri tarafından kısıtlanabileceğidir. İşte Mülkiyet Hakkı’nın kısıtlanmasının en önemli örneği kamulaştırmadır.

35 >


HUKUK

Kamulaştırmada dikkate şayan başlıca iki husus; kamulaştırmanın kamu yararı gereği yapılmak zorunda oluşu ve kamulaştırmanın özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malları üzerinde söz konusu olacağıdır. Yani kamulaştırma kamu yararı olmaması halinde yapılamaz. Ayrıca bir kamu tüzel kişisi, diğer bir kamu tüzel kişisine ait bir taşınmazı kamulaştıramaz, kamulaştırılacak taşınmaz özel mülkiyette olmalıdır. Kamulaştırma zaman zaman devletleştirme ve istimvalle karıştırılmaktadır: n Kamulaştırma ile Devletleştirme farklı kavramlardır. Devletleştirme

36 >

kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüslerin kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde, gerçek karşılığı kanunda öngörülen şekilde ödenmek şartıyla, devlete devredilmesidir. Kamulaştırma ile devletleştirmenin farkı; kamulaştırmada sadece taşınmazların mülkiyetinin devlete geçirilmesi mevzu bahis iken, devletleştirmede bir teşebbüsün taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve borçları da devlete geçmektedir.

kullanılmasını idareye terk etme konusunda yüküm altına sokulmasıdır. Kamulaştırma ile istimvalin farkı; kamulaştırmada taşınmaz malın mülkiyetinin devlete ya da kamu tüzel kişilerine geçmesi söz konusu iken, istimvalde taşınmaz malın mülkiyeti değil sadece kullanma hakkının idareye geçmesi (ya da taşınır malın mülkiyetinin veya kullanma hakının idareye geçmesi) söz konusudur.

n Kamulaştırma ile istimval de farklı kavramlardır. İstimval olağanüstü durumlarda idarenin ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bireylere ya bir hizmeti yerine getirmek ya da taşınmaz malın kullanılmasını, taşınır malın ise mülkiyetini veya sadece

Kamulaştırma Kavramını ana hatlarıyla anımsadığımıza göre özetle uygulamaya geçebiliriz. Uygulamada hakim tarafından karar verilirken dikkat edilen anahtar sözcük öbeği “kamu yararının olmasıdır”. Yani bir dava karşısında hakimin esas

açısından karar verirken bakacağı ana husus kamulaştırmanın kamu yararı gereği yapılıp yapılmadığıdır. Kısaca kamu yararı kamulaştırmanın olmazsa olmazıdır. Bir taşınmazınız kamulaştırılmışsa bakacağınız ilk husus, taşınmazınızın hangi amaçla ve ne için kullanıldığıdır; eğer kamulaştırılmış bu taşınmazınız yol, yeşil alan ya da benzer projeler için kamu yararı için kullanılmıyorsa, taşınmazınızı geri alabilirsiniz. Bir sonraki yazımda amacına uygun yapılmayan kamulaştırmalarda taşınmazın geri alınması hususunu uygulamadaki dikkate şayan dava örnekleriyle anlatacağım. ●


Gerçek Gayrimenkul Değeri Endeksa ile gayrimenkul ile ilgili tüm bilgilere kolayca ulaşın.

www.endeksa.com 0850 885 3 885 destek@endeksa.com

www.facebook.com/endeksa twitter.com/endeksa


RÖPORTAJ

OTOMATIK GAYRIMENKUL DEĞER TAHMIN MODELI 38 >


ENDEKSA’DA BÖLGE BAZINDA SATIŞ, KIRA VERILERI, GERI DÖNÜŞÜM SÜRELERININ YANI SIRA BÖLGEDE OTURANLARIN DEMOGRAFIK BILGILERI, SOSYO-EKONOMIK STATÜLERI, BÖLGEDEKI YAŞAM ALANLARI SUNULUYOR. AYRICA BÖLGEDEKI KONUT SATIŞ ADETLERI, E-TICARET YOĞUNLUĞU, HANE HALKI GELIR DÜZEYI GIBI DETAY BILGILER DE YER ALIYOR. KULLANICILAR BELIRLI BIR BÖLGEDEKI KONUTA AIT DETAYLARI BELIRTEREK DE KONUTUN NET DEĞERINI ÖĞRENEBILIYOR. ENDEKSA KURUCU ORTAĞI VE CEO’SU GÖRKEM ÖĞÜT SORULARIMIZI YANITLADI. RÖPORTAJ: EVREN TEMİZKALAY

Görkem Öğüt

Öncelikle kısaca sizi tanıyabilir miyiz? Aslen yazılım kökenliyim, uzmanlığım coğrafi bilgi sistemleri üzerine. Adana’da büyüdüm, küçüklüğümden beri yazılım konusuna çok ilgiliydim. Üniversite yıllarımda tanıştığım coğrafi bilgi sistemleri üzerine çalışmaya karar verdim. Uzun yıllar bu konuda faaliyet gösteren bir firmada satış ve proje yöneticiliği yaptım. Sonrasında ise ortağım Bora Yüzer ile birlikte Endeksa’nın yaratıcısı Neozeka’yı kurduk. Neozeka gayrimenkul sektörüne özel çözümler üreten bir teknoloji şirketi. Son ürünümüz de yakın zaman önce lanse ettiğimiz Endeksa. com Yazılım haricinde müzikle ilgileniyorum, alto saksafon çalıyorum ve DJ’lik yapıyorum. Endeksa oldukça yenilikçi bir ürüne benziyor. Sektörde gerçekten ihtiyaç duyulan bir konuyu ele almışsınız. Fikir nasıl oluştu ve bugünlere nasıl geldiniz? Ortağım Bora gayrimenkul değerleme uzmanı, aynı firmada çalışırken tanıştık onunla. Sohbetlerimiz sırasında Endeksa fikri ortaya çıktı. Endeksa’nın amacı Türkiye’nin bağımsız gayrimenkul veri merkezi olmaktı. Sonrasında ikimiz de işten ayrılarak şirketimizi kurduk ve Endeksa’yı geliştirdik. Bu yolda geçtiğimiz yıllarda Revo

MAGAZİN ERA

>

YAZ 2017

Capital’dan yatırım aldık. İlk ofisimiz Bilkent Cyberpark’ta. 2016’nın Eylül ayında da İstanbul ofisimizi açtık. Endeksa’yı kurucusundan dinleyelim… Endeksa, yurtdışında benzerleri olan fakat Türkiye’de benzeri olmayan bir otomatik gayrimenkul değer tahmin modeli. Haritada bölge bazında satış, kira verileri, geri dönüşüm sürelerinin yanı sıra bölgede oturanların demografik bilgileri, sosyo-ekonomik statüleri, bölgedeki yaşam alanları sunuluyor. Ayrıca bölgedeki konut satış adetleri, e-ticaret yoğunluğu, hane halkı gelir düzeyi gibi detay bilgiler de yer alıyor. Kullanıcılar belirli bir bölgedeki konuta ait detayları belirterek de konutun net değerini öğrenebiliyor. Tüm bunlara ilave olarak kullanıcılar bölgeye hakim bir Endeksa değerleme uzmanından gayrimenkulün değeri ile ilgili görüş alabiliyor veya uzmanın gayrimenkulü ziyaret ederek rapor hazırlamasını sağlayabiliyor. Eminim birçoğunun merak ettiği konu, Endeksa’nın nasıl değer tahmini yaptığıdır bu konuda bilgi verebilir misiniz? Bahsettiğim gibi Endeksa otomatik gayrimenkul değeri hesaplamanın yanı sıra, 39 >


RÖPORTAJ

ENDEKSA HARITADA BÖLGE BAZINDA SATIŞ, KIRA VERILERI, GERI DÖNÜŞÜM SÜRELERININ YANI SIRA BÖLGEDE OTURANLARIN DEMOGRAFIK BILGILERI, SOSYO-EKONOMIK STATÜLERI, BÖLGEDEKI YAŞAM ALANLARI SUNULUYOR. AYRICA BÖLGEDEKI KONUT SATIŞ ADETLERI, E-TICARET YOĞUNLUĞU, HANE HALKI GELIR DÜZEYI GIBI DETAY BILGILER DE YER ALIYOR. KULLANICILAR BELIRLI BIR BÖLGEDEKI KONUTA AIT DETAYLARI BELIRTEREK DE KONUTUN NET DEĞERINI ÖĞRENEBILIYOR. 40 >

kullanıcıların bölgeye hakim bir değerleme uzmanından görüş alma veya uzmanın gayrimenkule ziyaret gerçekleştirerek rapor hazırlamasına da imkan veriyor. Endeksa veri tabanı, Endeksa uzmanlarının Türkiye’nin tüm illerinde yaptığı araştırmalar ile anlık olarak güncelleniyor. Bu bilgiler öncelikle analiz

ediliyor, tutarlılık ve doğruluk kontrollerinden geçiriliyor. Yeterli güvenilirlik düzeyine ulaşmayan veriler analizlere dahil edilmiyor. Sonrasında, Endeksa makine öğrenimi yöntemlerini kullanarak düzenli aralıklarla bölgesel düzeyde değer tahmin modelleri inşa ediyor. Bu modellerle kullanıcının girdiği kriterlere göre değer tahmini yapılıyor.

Endeksa.com üzerinden değerleme uzmanlarından görüş almak pek çok kişi için çok faydalı olacaktır. Bu hizmeti anlatabilir misiniz? Endeksa gayrimenkul değerleme uzmanları tüm Türkiye’ye yaygın, bölgesine hakim uzmanlar. Üyelik kaydı yapılan uzmanlarımıza öncelikle teknolojimiz hakkında


ENDEKSA VERI TABANI, ENDEKSA UZMANLARININ TÜRKIYE’NIN TÜM ILLERINDE YAPTIĞI ARAŞTIRMALAR ILE ANLIK OLARAK GÜNCELLENIYOR. BU BILGILER ÖNCELIKLE ANALIZ EDILIYOR, TUTARLILIK VE DOĞRULUK KONTROLLERINDEN GEÇIRILIYOR. YETERLI GÜVENILIRLIK DÜZEYINE ULAŞMAYAN VERILER ANALIZLERE DAHIL EDILMIYOR. SONRASINDA, ENDEKSA MAKINE ÖĞRENIMI YÖNTEMLERINI KULLANARAK DÜZENLI ARALIKLARLA BÖLGESEL DÜZEYDE DEĞER TAHMIN MODELLERI INŞA EDIYOR. BU MODELLERLE KULLANICININ GIRDIĞI KRITERLERE GÖRE DEĞER TAHMINI YAPILIYOR. eğitim veriyoruz. Ayrıca Endeksa’nın sadece gayrimenkul profesyonellerine özel analiz ekranına erişimlerini sağlıyoruz. Uzmanlara bu ekran aracılığı ile değer tahmini yapılan konuta ait farklı modelleme yöntemleri ile ilgili hesaplamaların tüm detayları sunuluyor. Bizler endeksa.com üzerinden gelen, bölgeleri ile ilgili rapor veya görüş taleplerini kendilerine yönlendiriyoruz. Uzmanlar da bu analiz ekranından faydalanarak, kendi tecrübeleri ile nihai görüşlerini ekleyerek raporu son haline getiriyorlar. Özellikle emlak ofisleri değerleme uzmanlarımızın görüş ve raporlarına çok yoğun ilgi gösteriyor. Bu raporları hem portföylerindeki gayrimenkul

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

değeri için 3. bir bağımsız görüş almak, hem de mülk sahibine bunu sunmak için kullanıyorlar. Sektörde çok ihtiyaç duyulan önemli bir projeyi hayata geçirdiniz gibi görünüyor. Bundan sonraki süreç için planlarınız neler? Türkiye’de gayrimenkul sektörü veri açısından şu an çok başlangıç aşamasında ve yapılacak çok şey var. Lansman yaptık, ilk aldığımız tepkiler çok olumlu. Pek çok da öneri alıyoruz. Yani daha işin başındayız. Endeksa’da şimdilik sadece konut değer tahmini yapılıyor, sene sonuna kadar arsa, tarla ve işyeri değerlerini devreye alacağız. Sonrasında da sektöre pek çok yenilik katmaya devam edeceğiz. ●

41 >


KENTSEL DÖNÜŞÜM

ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ ÖZHAN ATALAY, YAŞANAN DEPREMLERIN UYARI OLARAK ALGILANMASI GEREKTIĞINE DIKKAT ÇEKTI

KENTSEL DÖNÜŞÜM

SADECE YIKIP YAPMA DEĞIL BIR PLAN DAHILINDE IŞLEMELI 42 >


Türkiye’deki deprem gerçeğine dikkat çeken ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması gerektiğine dikkat çekti. 2001 yılından itibaren çıkmaya başlayan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” esaslarına göre yeni yapılan binalara depreme dayanıklılık standartları getirildiğini hatırlatan Atalay, “Bu kanun çerçevesinde mevcut binalardan riskli olanların tespit edilmesi ve güçlendirilerek, ya da yıkılıp yeniden inşa edilerek olası bir depremin olabildiğince az can ve mal kaybı ile atlatılması hedefleniyordu. Ancak konu amacından saptı” dedi.

YAŞANAN KÜÇÜK DEPREMLERIN BIRER UYARI OLARAK ALGILANMASI GEREKTIĞINI SÖYLEYEN ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ ÖZHAN ATALAY “KENTSEL DÖNÜŞÜM BIRAN ÖNCE TAMAMLANMALI” DEDI. EKONOMININ TIRMANIŞA GEÇTIĞI BUGÜNLERDE KATMA DEĞERLI ÜRETIME ODAKLANILMASI GEREKTIĞININ ALTINI ÇIZEN ATALAY, YENILENEN BINALARIN ORANININ DEPREM RISKI TAŞIYAN BINALAR ILE KIYASLANDIĞINDA OLDUKÇA DÜŞÜK KALDIĞINI VURGULADI. MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

Daha sonra dönüşüm için gereken kanun ve yönetmeliklerin çıkmaması sebebi ile kentsel dönüşüm amacı dışına çıktığını belirten Atalay, riskli binalar dururken rant kazanma imkanı yüksek olan ana arterlerdeki ve prim yapan kupon semtlerdeki binaların yenilenmesinin devam ettiğini vurguladı. KENTSEL DÖNÜŞÜMDE DEVLET DESTEĞI ŞART Gecekondu önleme bölgelerinde yapılan ve kentlerin dokusunu acımasızca tahrip eden birbirine bitişik devasa binalar yapıldığına dikkat çeken Atalay, “Yıkılan 4-5 katlı binaların yerine yapılan 20-30 katlı binalar kent yaşamını olumsuz yönde etkiliyor. Her geçen gün tahrip olan kent dokusunun yanı sıra kentlerin alt yapı ve yolları yenilenmediği için nüfus

yoğunluğu, bu bölgeleri yaşanmaz, nefes alınmaz hale getiriyor” dedi. Bürokratik işlemler ve dönüşüm sürecinde özellikle de hak sahipleriyle yaşanan zorluklar nedeniyle sistemin yavaş ilerlediğini belirten Atalay, bu dönüşüm hareketinin devlet tarafından desteklenmesi gerektiğinin altını çizdi. Atalay “Kentsel dönüşümün devlet desteği olmadan yapılabilmesi mümkün değildir. Dönüşüm yapılacak bölgeye komple yeni bir planlama yapılması, belirlenen binaların teker teker değil tek bir seferde yıkılarak yeni bir alt yapı, toplu ulaşım, yeni yollar, otopark alanları, yeşil alanlar, sosyal tesis alanları bırakılarak, tüm aşamalarının planlanması, müteahhitlerin ihale yolu ile TOKİ veya benzer bir devlet kuruluşu tarafından seçilerek yönlendirilmesi gereklidir. Ayrıca müteahhidin haklı olarak elde etmek isteyeceği kar payını o bölgeden çıkartması yerine bazı devlet arazilerinin imara açılarak parseller şeklinde kar payı olarak müteahhitlere bedelsiz verilmesi de kat yüksekliğini engellemek adına düşünülebilir. Gayrimenkul sertifikası, bu tür alanlarda kullanılarak dönüşümden sonra o bölgede artık oturmayı tercih etmeyecek kişilere kırsal alanda, başka şehir veya bölgelerde daha farklı ev seçimi yapabilmeleri imkanı getirilmesi de gereksiz nüfus yoğunlaşmasının önüne geçebilecektir” diye konuştu.

43 >


SEKTÖREL HABERLER

YAZLIK EV

EV ALACAKLARIN GÖZDE BÖLGELERI İZMIR, ANTALYA VE DIDIM

YAZ MEVSIMININ GEÇ GELMESINE RAĞMEN YAZLIK BÖLGELERDE HAREKETLILIĞIN BAŞLADIĞINA DIKKAT ÇEKEN ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ ÖZHAN ATALAY, BU YIL EN ÇOK TALEP GÖREN YAZLIK BÖLGELER ARASINDA ANTALYA, DIDIM VE İZMIR’IN YER ALDIĞINI SÖYLEDI. Yaz mevsimiyle birlikte yazlık piyasası da hareketlendi. Yaşam kalitesini artırma ve uygun bütçeli gayrimenkul yatırımı yapma arzusu yazlık evlere olan talebi de artırıyor. Yazlık için revaçta olan şehirler hakkında bilgiler veren ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, en çok talep gören bölgeler arasında İzmir, Antalya ve Didim’in başta geldiğini söyledi. Bölgesel olarak konut satışlarına bakıldığında İzmir’in olumlu bir grafik izlediğini belirten Atalay, özellikle ilk konutunu almak isteyen profil dikkate alındığında 360 bin ve 500 bin TL arası arzlarda talebin daha hızlı karşılık bulduğunu söyledi. İzmir’in Bornova bölgesine olan talebi öğrenci ve devlet memurlarının tayin süreçlerine de bağlayan Atalay, 2017 yaz dönemi itibariyle Antalya’ya da ilginin yoğun bir şekilde devam ettiğini belirterek, Aydın Didim’in ise özellikle yabancıların markajı altında olduğuna dikkat çekti. 44 >

Öte yandan; satılık gayrimenkul fiyatlarının ve arsa maliyetlerinin yüksek seyrettiğine dikkat çeken İzmir ERA Dia brokerı Özgür Özatağan, yüksekliğin özellikle Mansuroğlu ve Kazımdirik mahallerinde görüldüğünü vurguladı. Projelerin m² birim fiyatlarının 6.000-8.000 TL arasında değiştiğini söyleyen Özatağan, “Bornova ve Bayraklı bölgesinde markalı projeler, yaşam dokusu ve müşteri beklentisini yukarı taşıyor. Özellikle yatırımcı cephesinde bölgenin coğrafi ve demografik yapısı nedeniyle 1+1 konut seçenekleri talep görüyor. Mansuroğlu ve Kazımdirik mahalleri cazibelerini korurken, 1+1 daireler için 1.200-1.800 TL, 3+1 daireler 1.400-2.500 TL arasında bedellerle kiraya veriliyor” dedi. ANTALYA’DA TURIZM AMAÇLI SATIŞLAR TAVAN YAPTI 2017 yaz dönemi itibariyle Akdeniz bölgesinde yer alan Antalya’ya ilgi yoğun bir şekilde

devam ettiğine dikkat çeken Antalya ERA Maximum brokerı Hüseyin Günal ise Antalya bölgesinde gayrimenkule olan ilginin tavan yaptığını belirtti. Günal, “Bu ilginin tavan yapmasının arkasında 2015 yılından itibaren düşen yazlık fiyatları etkili oldu. Metrekare fiyatlarının 1.000 TL ile 5.000 TL arası değiştiği Antalya’da en çok talep gören bölgeler ise; Konyaaltı ve Lara bölgeleri olarak ön plana çıkıyor. Özellikle iç turizm ve yabancı yatırımcının ilgisinden kaynaklı olarak Alanya, Manavgat- Side, Kemer, KaşKalkan bölgesindeki turizm amaçlı gayrimenkul satışları da artarak devam ediyor” dedi. İNGILIZLER’IN ORTAK TERCIHI DIDIM OLDU Didim ERA Universal brokerı Mehmet Erçin Sandalcı da son zamanlarda hızlı bir şekilde gelişim gösteren ve dünyanın sayılı turizm beldelerinden biri haline gelen Aydın’ın Didim

ilçesinin yazlık ev yatırımcıları için tercih edilen bir bölge olduğuna dikkat çekti. Sandalcı; ”Sahip olduğu harika plajları, berrak suyu ve düz alanları ile Didim, turizm konusunda en iyi alternatiflerden biri haline geldi. Didim’in, İzmir’e 150 km, Bodrum’a 104 km ve Kuşadası’na 70 km olan mesafesi sayesinde Didim, sağlık, tatil ve tarih turizmini harmanlayan ender tatil beldelerimizdendir. Bu konumu sayesinde Didim’in emlak satışlarında ulusal platformda olduğu kadar yabancı platformda da en fazla işlem yapılan kentlerden biri olma özelliği taşıyor. Didim’de metrekare fiyatları ise 1.890 TL ile 2.450 TL arasında değişiyor. Didim’de yabancı yatırımların % 70‘ini İngilizler oluştururken, Belçika, Fransa Hollanda ve Rusya onu takip ediyor. 2000 yılından beri yabancılara satılan emlak sayısı ise 15 bin adet olarak görülüyor” diye konuştu.


MAGAZÄ°N ERA

>

YAZ 2017

45 >


SEKTÖREL HABERLER

SEKTÖR TEMSİLCİLERİ

DEĞERLENDİRMELERİ

TÜRKIYE GENELINDE KONUT SATIŞLARININ 2017 HAZIRAN AYINDA BIR ÖNCEKI YILIN AYNI AYINA GÖRE %8,1 ORANINDA AZALARAK 97 BIN 579 OLDU. SEKTÖR TEMSILCILERINDEN BABACAN HOLDING YÖNETIM KURULU BAŞKANI İBRAHIM BABACAN, YAMAÇ YAPI YÖNETIM KURULU BAŞKANI HAYDAR YAMAÇ, SEFA İNŞAAT YÖNETIM KURULU ÜYESI SEFA ÖZTÜRK VE ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ ÖZHAN ATALAY KONU HAKKINDA DEĞERLENDIRME YAPTILAR.

İBRAHIM BABACAN BABACAN HOLDING YÖNETIM KURULU BAŞKANI

KONUT SATIŞLARI TÜM YILA GÖRE DEĞERLENDIRILMELI TÜİK tarafından açıklanan son verilere baktığımızda; Türkiye genelinde konut satışlarının 2017 Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre % 8,1 azalarak 97 bin 579 olduğunu görüyoruz. Yabancılara yapılan konut satışları ise bir önceki yılın aynı ayına göre % 24,8 artarak bin 926 olmuş. Yabancı yatırımcılara konut satışları hız kesmeden devam ediyor. Konut satışını desteklemek amacıyla devletimiz tarafından bir dizi önlem alındı. Bizler de özel sektör temsilcileri olarak ekonomi ve sektörümüz için üzerimize düşen görevleri yerine getiriyor, fedakarlıklar göstererek sektörün canlılığını koruması için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Yıl içerisindeki konut satış rakamlarına baktığımızda her ay düzenli olarak bir artış vardı, yaz tatilinin başlamasıyla birlikte haziran ayında düşüş yaşanmış oldu. Yıl içerisinde sezon itibariyle bu tür düşüşlerin yaşanması çok normal, genel olarak konut satışlarıyla ilgili tüm seneye göre değerlendirme yapılmalı. Hem yatırım hem de oturum amaçlı konut sahibi olmak isteyenler temmuz ve ağustos aylarını kaçırmamalı.

46 >


HAYDAR YAMAÇ YAMAÇ YAPI YÖNETIM KURULU BAŞKANI

ÖZHAN ATALAY ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ

SEKTÖRE OLAN GÜVENIMIZ TAM

KONUT SATIŞLARINDAKI DÜŞÜŞ MEVSIMSEL

Konut satışları 2017 Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8,1 oranında azalarak 97 bin 579 oldu. Konut satışlarında bu gibi düşüşler dönem dönem yaşanıyor. Yaz ayları hepimizin bildiği gibi inşaat sektörü için daha durgun geçiyor. Eylül ve ekim aylarında sezonun açılması ve okulların başlamasıyla birlikte konut talebi ve satışlarının artacağını düşünüyorum. Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünün hükümetimiz tarafından desteklenmeye devam etmesiyle sektör canlılığını korumaya devam edecektir. İnşaat sektörüne güvenimiz tam, yatırımlarımıza ara vermeden tüm gücümüzle devam ediyoruz. Devlet teşviki ile gelen faiz indirimleri, hayata geçirilen yeni kampanyalar, tapu harçları ve damga vergisindeki indirimler ile ivme kazanan sektör en güvenli liman olmayı sürdürüyor.

2017 Haziran ayı verilerine göre konut satış adetlerinde % 8 gibi bir azalma görüyoruz. Bunun sebebi ağırlıklı olarak ikinci el konut satışlarında görülen dönemsel ve geçici azalma. Projelerden sıfır konut satışına odaklandığımız zaman düşüşün % 3’ler seviyesine gerilediğini görüyoruz. Haziran ayı özelinde piyasaya bakarsak, önce ramazanın etkisi, ardından bastıran sıcaklar, hemen ardından okulların kapanıp tatil mevsiminin başlaması ve yazlık yerlerdeki inşaat yasağının başlaması gibi sebeplerin bir araya gelmesi sadece konut sektörünü değil hemen her sektörü olumsuz olarak etkiledi. Gayrimenkul sektöründe yaz ayları genellikle yazlık ev talebinde patlamalar yaşandığı aylar olarak bilinir. Konut talepleri ise en çok kasımaralık-ocak döneminde yoğunluk kazanır. Örneğin geneldeki düşmeye karşılık ağırlıklı tatil yörelerinin ve yazlık evlerin olduğu Muğla ilimizde yaklaşık aylık satış ortalaması 800 adet iken temmuz ayında 1.230 adet satış gerçekleşmiş durumda. Şehirler özelinde verileri incelersek en yoğun talep azalmasının ise Amasya, Artvin, Burdur, Hakkari, Isparta, Kilis ve Şırnak’ta olduğu görülüyor. Temmuz ayında da sektörde benzer yönlü bir hareket beklemekle beraber işlerin hazirana göre daha açıldığını görüyoruz. Konut sektörünün asıl hareketlenmesini ağustos sonuna doğru görmeye başlayacak.

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

SEFA ÖZTÜRK SEFA İNŞAAT YÖNETIM KURULU ÜYESI DÖNEMSEL OLARAK DURGUNLUKLAR YAŞANABILIR TÜİK tarafından açıklanan Türkiye genelinde konut satışları haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %8,1 oranında azalarak 97 bin 579 olmuş. Bu düşüş yaz rehavetinden kaynaklanıyor, okulların kapanmasıyla birlikte vatandaşlar büyük şehirlerde uzaklaşarak yazlık bölgelere akın ediyor. Her sektörde olduğu gibi dönemsel olarak durgunluklar yaşanması gayet normal. Ekonominin lokomotifi olarak kendine bağlı 200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratan inşaat sektörünün 2017 yılı içerisindeki konut satış rakamlarına baktığımızda büyümesini sürdürdüğünü görüyoruz. Sektör bir iki aylık bir düşüşe göre değerlendirilmemeli genel olarak tüm yıla bakılmalı. Konut satışlarının ve yatırımların artması için sektör hükümetimiz tarafından destekleniyor. Gayrimenkul sektörünün ekonomiyi böyle desteklediğini görmek de bizim için umut verici. Sektör 2017 yılının ilk altı ayında büyümesini sürdürdü yılsonuna kadar da yatırımlar artarak devam edecektir. Gayrimenkul en çok kazandıran yatırım araçlarından biri bu dönemi yatırımcılar fırsata çevirebilir.

47 >


KURUMSAL HABERLER

ERA TÜRKIYE, GÖZTEPE’DEKI YENI MERKEZINE TAŞINDI

ERA, HIZMET KALITESINI DAHA DA YÜKSELTMEK VE IŞ VERIMLILIĞINI ARTTIRMAK IÇIN ÖNEMLI BIR ADIM ATARAK, GÖZTEPE’DE YER ALAN NIDAKULE’DEKI YENI OFISINE TAŞINDI. 48 >

Can Ekşioğlu - Mustafa Aydın


Kurulduğu günden bugüne sektöre getirdiği yenilik ve katkılarla adından söz ettiren ERA, büyüme strateji doğrultusunda taşındığı yeni ofisinin resmi açılışını 4 Temmuz günü gerçekleştirdi. En modern teknolojilerle donatılan 450 metrekarelik yeni ofisinde, genel müdürlük bünyesinde yer alan 18 kişilik kadrosu ile daha yüksek kalitede hizmet vermeye devam edecek. Ofis içinde müşteri destek birimi ve broker eğitim biriminin yanı sıra ERA Türkiye Genel Müdürlüğü de yer alıyor.

Can Ekşioğlu - Tansa Mermerci Ekşioğlu

ERA Gayrimenkul Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu “Ciddi bir yatırımla oluşturduğumuz ERA Gayrimenkul Türkiye merkez ofisi gerek iş birimlerimizin kendi arasında, gerekse iş ortaklarımızla şirketimiz arasında güçlü bir sinerji yaratacak ve çalışanlarımıza modern, keyifli bir çalışma ortamı sunacak.

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

Türkiye’nin en genç gayrimenkul şirketlerinden biri olmasına rağmen birçok şehirde 50’ye yakın ofisi bulunan ERA Gayrimenkul Türkiye, ülke genelinde büyümeye devam ediyor. Yeni ofisle birlikte teknolojik olarak da en üst sınıfa terfi eden firma, özellikle zaman yönetimi konusunda büyük avantaj elde etmiş oldu. Açılış nedeniyle düzenlenen organizasyonda bir konuşma yapan ERA Gayrimenkul Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu “Ciddi bir yatırımla oluşturduğumuz ERA Gayrimenkul Türkiye merkez ofisi gerek iş birimlerimizin kendi arasında, gerekse iş ortaklarımızla şirketimiz arasında güçlü bir sinerji yaratacak ve çalışanlarımıza modern, keyifli bir çalışma ortamı sunacak. Bu durum hizmet kalitemize, performansımıza ve verimliliğimize çok önemli katkılarda bulunacak. Bizim için asıl olan hizmet kalitemizi ve müşteri memnuniyetini sürekli yükseltmek ve bu alandaki çıtayı daima daha yükseğe taşımaktır. Dolayısıyla hem firmamıza hem de sektörümüze yaptığımız yatırımlarımızı aksatmadan sürdüreceğiz” dedi. Gayrimenkul sektöründen davetlilerin ve ERA Gayrimenkul Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Tansa Mermerci Ekşioğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Baygan, Genel Müdür Özhan Atalay’ın yanı sıra UFRAD Genel Başkanı Mustafa Aydın gibi sektörün duayen isimlerinin katıldığı açılış töreni katılımcılar için bir network fırsatı da sunmuş oldu. Türkiye gayrimenkul sektörünün genç oyuncularından olmasına rağmen kurulduğu günden beri sektöre yüksek katma değer yaratan ERA Gayrimenkul Türkiye’nin sektöre getirdiği yenilikler arasında eğitim birimi olan ERA Real Estate Gayrimenkul Akademisi de bulunuyor. Firmanın kendi brokerlarını yetiştirerek sektörün temel sorunu olan kalifiye ve eğitimli iş gücü problemine çözüm sunak adına başlattığı akademi de başarılı olan brokerlara verdiği sertifikanın Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) onayı da bulunuyor. 49 >


SEKTÖREL HABERLER

HÜRRIYET EMLAK KULLANICILARI

MUHITLERINI TANIYOR, TANITIYOR!

HÜRRIYET EMLAK KULLANICILARI ARTIK “MUHITINI TANI” ÖZELLIĞI ILE EV ARADIĞI ÇEVREYI DAHA YAKINDAN TANIYOR. BILDIĞI MUHITI PUANLAYAN KULLANICILAR, TECRÜBELERINI DIĞER HÜRRIYET EMLAK KULLANICILARI ILE PAYLAŞABILIYOR. Hürriyet Emlak, yeni özelliğiyle kullanıcılarına hayat kolaylaştıran bir hizmet daha sunuyor. Hürriyet Emlak’ta yayına alınan “Muhitini Tanı” özelliğiyle, artık kullanıcılar ilan gezerken o muhit ile ilgili deneyimlerini diğer kullanıcılarla paylaşabiliyor. Muhit puanlama altı ana başlıkta toplanıyor. O muhit ile ilgili deneyimler çevre ve güvenlik, eğlence ve sosyal yaşam, park ve yeşil alanlar, yeme-içme ve alışveriş, kamu

50 >

hizmetleri ve eğitim kurumları, ulaşım bakımından ayrı ayrı değerlendiriliyor. İlan bakan kullanıcılar, gayrimenkulün bulunduğu muhit hakkında puanları görerek daha kolay karar verebiliyor. Öte yandan kullanıcılar, o muhitin çevresinde neler olduğunu da alışveriş/eğlence, eğitim, ulaşım, sağlık, tarihi, turistik, kültürel, sosyal yaşam ve yeme, içme kategorileri altında ayrı ayrı görebiliyor. ●



SEKTÖREL HABERLER

360 SANAL TUR

ILE EVLERI GITMEDEN GEZMEK MÜMKÜN EV ARAMA SÜRECINDE OLANLAR IÇIN ONLARCA EV GEZMEK OLDUKÇA YORUCU OLABILIYOR. HÜRRIYET EMLAK, 360 DERECE SANAL TUR ILE BU DERTTEN KURTARIYOR. ARTIK EVLERI GITMEDEN GÖRMEK MÜMKÜN! Ev arama süreci ne kadar yorucu olursa olsun gelişen teknolojiyle birlikte bu süreç her geçen gün kolaylaşıyor. Hürriyet Emlak geçtiğimiz aylarda yayına aldığı 360 Derece Sanal Tur özelliğiyle, kullanıcılarına gerçek 360 ilan deneyimini yaşatmaya başladı. Bu ilanlar öyle ilgi gördü ki, şimdiden sanal turlu ilanlar diğer ilanlara kıyasla 2.5 kat daha fazla görüntülenme almaya başladı. Gayrimenkul arayanlar, emlak ilanlarında bulunan 360 derece fotoğraflarla artık, ilgilendikleri ilanı oturdukları yerden gezme, görme yani “Sanal Tur” yapma şansına

NASIL KULLANILIR? 52 >

sahip. Aradıkları evin her alanını, her açıdan içindeymiş gibi inceleyebiliyorlar. DIĞER ILANLARDAN 2.5 KAT FAZLA GÖRÜNTÜLENDI Dijital dünyadaki tüm gelişmeleri yakından takip eden ve ürünlerine yansıtan Hürriyet Emlak’ta; sanal tur özelliğinin eklendiği 6 aylık zaman diliminde yaklaşın 10 bin ilan bu özellik ile yayınlandı. Bu süre zarfında sanal tur özelliği ile yayınlanan ilanlar diğer ilanlara kıyasla 2.5 kat daha fazla görüntülenme aldı. Konuya ilişkin açıklamada bulunan Hürriyet Emlak İş Geliştirme Koordinatörü İsmail Dağgeçen, “Hürriyet Emlak’taki her

yeniliğin yola çıkış amacı, her zaman ev arayanların ya da ilan verenlerin hayatını kolaylaştırmak. Zaman, ev arayanlar için olduğu kadar bu evleri alıcılara sunan emlak ofisleri için de çok önemli. Bu hizmet aynı zamanda emlak ofisi çalışanlarının da işini kolaylaştırıyor, zaman kazandırıyor” diyor. Dağgeçen ifadelerine şöyle devam ediyor: “Hürriyet Emlak olarak, emlak ofislerinin zamanlarını daha iyi yönetebilmeleri adına profesyonel çekim ekibi ile ilanların 360 derece sanal tur çekimini de gerçekleştiriyoruz. Kurumsal müşterilerimiz, şu an için sadece İstanbul’da verilen bu hizmetimizden; satış temsilcilerimizi veya Hürriyet

Emlak Çağrı Merkezi’ni arayarak yararlanabilirler” diyor. SANAL TUR’LU ILANLAR NASIL FARK YARATIYOR? Sanal Tur’a sahip ilanlar kullanıcıya keyifli bir deneyim yaşatıyor. Daha kolay fikir sahibi olmalarını sağlıyor. Bu nedenle kullanıcılar tarafından daha çok görüntülenme alıyor. Kullanıcılar arama menüsünden Sanal Tur’a sahip ilanları seçerek ayrı olarak sıralayabiliyor. Kullanıcılara yaşattığı iyi deneyim nedeni ile Sanal Tur’a sahip ilanlar daha üst sıralarda yayınlanıyor. Listeleme sayfalarında sanal turlu ilanlar ayrı bir ikon ile görünüyor ve diğer ilanlardan farklılaşıyor. ●

• “360° Sanal Tur” sekmesine tıklayarak ilanın 360 derece görüntülenmesini sağlayan ekrana ulaşabilirsiniz. • İlanla ilgili sanal turu bu ekran üzerinden gerçekleştirebilirsiniz. Mouse ya da touchpad’inizi yukarı, aşağı, sağa, sola hareket ettirerek gayrimenkulün istediğiniz bölümünü sanal tur ile 360° gezebilirsiniz. • Ana ekran üzerinde bulunan oklar yardımıyla odadan odaya geçerek evin tüm bölümlerini gezebilirsiniz.



KURUMSAL HABERLER

ERA REAL ESTATE TÜRKIYE,

“ANNELER GÜNÜ”NÜ TEMA’YA, “BABALAR GÜNÜ” ISE LÖSEV’E BAĞIŞ YAPARAK KUTLADI

54 >


TÜRKIYE’YE GELDIĞI GÜNDEN ITIBAREN PAYDAŞLARINA VERDIĞI DEĞERLE ÖN PLANA ÇIKAN ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE, ‘ANNELER GÜNÜ’ IÇIN TÜM FRANCHISE’LARI ADINA TEMA’YA VE LÖSEV’E BAĞIŞTA BULUNDU VE ADLARINA FIDAN DIKTIRDI. Her yıl Mayıs ayının ikinci pazarı ve Haziran ayının üçüncü haftası tüm dünyada kutlanan Anneler ve Babalar Günü’ne özel olarak ERA Türkiye’de tüm üyeleri için TEMA Vakfı’na fidan bağışı yaptı. Annesine ve babasına bu özel günde sürpriz yapmak isteyen üyelerinden, sadece anneleriyle ve babalarıyla çekilmiş öz çekim fotoğrafı isteyen ERA Türkiye, öz çekim gönderen tüm paydaşlarının anneleri ve babaları adına ayrı ayrı fidan dikimi ve LÖSEV’e bağış yaparak sertifikaları sahiplerine iletti.

TEMA Vakfı’nın sürdürdüğü ‘Hatıra Ormanı Projesi’ kapsamında Balıkesir-Kavakalanı bölgesine dikilen fidanlar ile annelere ölümsüz bir hediye vermek isteyen ERA, aynı zamanda doğa haklarını gözetmek ve Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmak misyonununa da katkı yapmayı amaçlıyor. Bu hediyenin yanı sıra gelen öz çekimler arasından yapılacak çekiliş ile 2 şanslı üye İstanbul Dedeman Bostancı Otel ve Dedeman Park Otel’den 1’er gece double oda kahvaltı ile konaklama kazandı. ●


KURUMSAL HABERLER

ERA Türkiye ve ERA KKTC Yöneticilerinin ve Broker’larının yoğun katılım gösterdiği konferansa; ERA Türkiye ve KKTC Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Baygan, Genel Müdürü Özhan Atalay ve Kanal Geliştirme, İş Geliştirme, Franchise Geliştirme ve Gayrimenkul Satış Geliştirme Departmanlarının yöneticileri ile birlikte KKTC, Girne franchise ofisi ERA H&B Broker, Owner’ları Hüseyin Sadeghi ve Çiğdem Kemaler katıldılar.

ERA markasının büyümesi ve gelişimi için hayatlarını adayan ve tüm enerjilerini, birlikte iş geliştirmeye adayan en başarılı ERA franchise ofislerinin Broker’larının çok özel bir grup olarak her yıl bir araya getirilmesi artık ERA Europe’un bir geleneği oldu. Yeni fikirlerin, yeni iş sistemlerinin, başarıya ilham verecek tecrübelerin konuşulduğu eğitimler ve sosyal etkinliklerde bir araya gelen Franchise sahipleri, ERA kültürünü kendi ekiplerine taşıyacak en temel değerleri aldıkları liderlik konferansında, bu yıl dünyanın her yerinden değerli konuşmacılar konuk edildi.

ERA EUROPE’DAN

BERLİN ÇIKARMASI ERA EUROPE TARAFINDAN HER YIL DÜZENLENEN “ERA EUROPE LEADERSHIP CONFERENCE” AVRUPA’DAKI EN BAŞARILI ERA OFISLERINI BIR ARAYA GETIRMEK, EN ÜSTÜN PERFORMANSA ULAŞTIRAN STRATEJILERI KONUŞMAK VE BAŞARILARINI KUTLAMAK IÇIN 16-18 HAZIRAN 2017 TARIHLERINDE BERLIN’DE DÜZENLENDI. 56 >

ERA Real Estate International Başkan ve CEO’su Sue Yannaconne, 2017 yılının gayrimenkul pazarı hareketlerinden, NAR “National Association of Realtors” ve ERA Real Estate International istatistikleri hakkında paylaşımda bulundu. 3 milyar dolar satış hacmi ve 120 Gayrimenkul Danışmanı ile Florida’da yer alan ERA The Fite Group’un Pazarlama Grubu Başkanı Nadine Kuveke Fite, lüks gayrimenkul satışı ve pazarlamasında kendilerini pazar lideri yapan uygulamaları anlattı. 1200 Gayrimenkul Danışmanı ve 42 franchise ofisi ile ERA Hunt Real Estate’in Başkan ve CEO’su Peter Hunt dört kuşaktır devam eden gayrimenkul işlerini bugünün pazarında hangi teknikler ile nasıl büyütmeye devam ettiklerini, şirketleri için nasıl farklı iş kaynakları oluşturduklarını ve

sahip oldukları organizasyon yapısının detayları verdi. Dale Carnegie Training’den; eğitimci, koç ve danışman olan Rich Marsh ise İngiltere’den ERA Europe Leadership Conference’a katıldı. 25000 saatin üzerinde uluslararası eğitimler vermiş olan, çok uzun bir eğitimcilik ve danışmanlık geçmişi olan Marsh, 1989’dan beri Dale Carnegie Training için çalışıyor. İnsan kazanmak ve üretkenlikleri arttırmak üzere olan sunumunda özellikle gayrimenkul franchise ofislerinde, ofis sahiplerinin “recruiting” için hangi yüksek performanslı stratejileri uygulayabileceklerini ve Gayrimenkul Danışmanlarına mutlu, başarılı, üretken bir çalışma ortamında nasıl koçluk edebileceklerini anlattı. ERA Europe Leadership Conference’a bu yıl; ERA Avusturya, ERA Belçika, ERA Bulgaristan, ERA Kuzey Kıbrıs, ERA Çek Cumhuriyeti, ERA Fransa, ERA Almanya, ERA Lüksemburg, ERA Hollanda, ERA Portekiz, ERA İsveç, ERA İsviçre ve ERA Türkiye’den hem master franchise sahipleri ve merkez kadroları, hem de bu bölgelerde ve ERA sisteminde 20-25 yılı aşkındır çalışmaları devam eden franchise ofislerinin sahipleri katıldılar. Avrupa’daki tüm ERA bölgelerini bir araya getirecek bir sonraki etkinlik ise; Monaco / Monte Carlo’da, 5 – 6 Şubat 2018’de ERA Fransa’nın kuruluşunun 25. yılında kutlanacağı ERA Fransa Uluslararası Kongresinde olacak. ●


ERA’NIN EN YENI OFISLERI İSTANBUL’DA

“ERA INTERACTIVE BROKER PROGRAMI” İÇIN BULUŞTU

ERA REAL ESTATE TÜRKIYE’NIN YENI FRANCHISE SAHIPLERI IÇIN HER ÜÇ AYDA BIR VERDIĞI “ERA INTERACTIVE BROKER PROGRAM”, 29 MAYIS – 2 HAZIRAN 2017 TARIHLERINDE İSTANBUL’DA BIR AY ÖNCE YENIDEN DIZAYN EDILEN ERA AKADEMI’DE, ERA’NIN YUNANISTAN’DAN GELEN EĞITIMCISI KONSTANTINOS “KOSTAS” M. BAKAS’IN SUNUMU ILE GERÇEKLEŞTI. MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

İstanbul’dan, Bursa Orhangazi’den, İzmir Bergama’dan, Bodrum’dan, Antalya’dan ve Didim’den en yeni franchise ofislerinin sahiplerinin katıldığı beş günlük eğitim her zamanki gibi hem çok yoğun hem çok hareketli geçti. “ERA Interactive Broker Program”; bir ERA Franchise işletmesinin büyüme süreçlerinin iki aşamada anlatıldığı Franchise Sahipleri için oluşturulmuş temel eğitim programıdır. İlk bölümde ERA ofis yapısının kurgulanması ve analizi, Gayrimenkul Danışmanları için en verimli çalışma ortamının sağlanması için izlenmesi gereken süreçler ve iş planlarının oluşturulması, bütçeleme, başa baş noktası, karlılık, Franchise Sahibinin kendi becerilerini geliştirmesi ve iş planlarına sadık kalmak gibi konular anlatılmaktadır. İkinci, Recruiting bölümünde ise “Analiz et, Planla, Geliştir, Takip et” metodu ile Gayrimenkul Danışmanı adaylarının oluşturulması, değerlendirilmesi, görüşme ve takip aşamaları çalışılmaktadır. Ofis ekibinin motivasyon ve üretkenliğinin arttırılması ve kalıcılığının sağlanması ana hedefleri olan bu eğitimde; en yetenekli Gayrimenkul Danışmanlarını bulmak ve var olan Gayrimenkul Danışmanlarının üretkenliklerini arttırmak konuları üzerinde aktif bir eğitim çalışması yapılmaktadır.

“Geleceğin Sektörü Gayrimenkul Danışmanlığı” başlıklı sunumda Bakas, Gayrimenkul Danışmanlığı işinin bir bütünlük içinde konsepti ve gayrimenkul sektöründe sürekli gelişen teknolojik uygulamaların aslında ne kadar kolay ulaşılabilir olduğu ve hizmet sunumunda nasıl fark yaratabildiği konusu üzerinde özellikle örnekler ile anlattı.

KONSTANTINOS “KOSTAS” M. BAKAS KIMDIR? 2005 yılından beri gayrimenkul franchising sektöründe uluslararası markalarda master franchise ofislerinde Broker’lar ve Gayrimenkul Danışmanları ile çalışmış olan Kostas Bakas, 2005 yılından beri uluslararası gayrimenkul franchise markalarında master franchise ofislerinde çalışırken, aynı zamanda gayrimenkul satış yönetimi eğitimleri, Broker yöneticilik eğitimleri, Gayrimenkul Danışmanları için satış ve rehberlik programlarını vermiştir. Bununla birlikte sistemin teknoloji uygulamalarının gelişimi içinde çalışmıştır.

57 >


MİMARİ

ESERLERİ TARİH VE SANAT KOKAN BİR CUMHURİYET MİMARI:

CENGİZ BEKTAŞ RÖPORTAJ: EVREN TEMİZKALAY

GERİ PLANA ATILAN TARİHİ YAPILARI ASLINA SADIK BİR ŞEKİLDE RESTORE EDEN, BUNUN İÇİN EKİPLER KURAN VE SOSYAL YAŞAM ALANLARI OLARAK BİZLERE SUNAN ENDER MİMARLARIMIZDAN CENGİZ BEKTAŞ. TÜRK DİL KURUMU BİNASI İLE 1988 YILINDA ULUSAL YAPI ÖDÜLLERİNE LAYIK GÖRÜLEN BEKTAŞ, EN SON AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ’NDE CENGİZ BEKTAŞ MİMARLIK İŞLİĞİNİN TASARLADIĞI SOSYAL TESİS VE ÇEVRE DÜZENLEME PROJESİ AĞA HAN MİMARLIK ÖDÜLÜ’NE LAYIK GÖRÜLDÜ.

58 >


Mimarlığın tanımını sizin perspektifinizden alabilir miyiz? Mimarlık insancıl oylumlar yaratma işidir. Kentsel Dönüşüm, mimarinin ve bu tanımınızın neresinde duruyor? Kentsel Dönüşüm, bu tanımın hiç bir yerinde durmuyor. Onun alanı tecim (ticaret). Anamalcılar böyle saptadılar. Kimsecikler de sesini çıkarmıyor. Projelerinizi tasarlarken toplumsal mimari adına ne gibi önerileriniz oluyor? Mimarlık önce kimin için çalıştığını bilmek zorundadır. Bunun için kullanıcıyı iyi tanımakla işe başlar. Tek aile için çalışırken, ağabeyim bile olsa, bir süre onlarla birlikte yaşadım. Çünkü onun aile yaşamını da bilmem gerekirdi. Bir topluluk için ya da toplum için çalıştığımda, bizim içimizden, bizi gerçekten tanıyan toplum bilimcileri, ekonomistleri, kent bilimcilerini, sanat tarihçilerini, keşif uzmanlarını (ve bu gibi 9

ayrı uzmanı) yardıma çağırdım. Hep birlikte sorunu tartıştık. Günlerce çalışmanın sonunda, toplumu tanımamıza yarayacak soruları saptayıp, bir sormaca düzenledik. Soruları soracak kişileri de yerinde üç günde yetiştirdik. Sormacayı değerlendirdiğimizde o yöreden doğru dürüst bir kesit almış olduğumuzu gördük. (Toplum olarak kendi cebimize yalan söylüyorduk.) En kestirmeden bir örnek verirsem, kentlerini işleyim kenti sanan insanların % 72’si tarımdan geçiniyordu. % 97’si banyo küveti istiyordu, yalnızca % 3’ü sıcak su istiyordu.) İlk kez sokaklar kurduk. Blok yönetim kurulu, sokak konseyi, alan konseyi dizgesiyle kendilerini yönetmenin yollarını gösterdik. Doğrudan demokrasinin yolunu gösterdik. Bütün toplu konut işlerimde böyle çalıştım. Benimle birlikte çalışanların, uzmanların emeklerini de kendim ödeyerek… “ Hazır elbisecilik” hiç yapmadım.

Yaptığım toplu konutlarda yaşayanların mutlu oldukları bana yansıtılınca ben de mutlu oluyorum. Sedad Hakkı Erdem’ler gibi değerlerin olduğu Cumhuriyet tarihi mimarisinin olgusu ve dokusu hakkında neler söylersiniz? Günümüze gelene kadar neler değişti? Özellikle 1930’ların başlarında okullarını bitiren Sedad Hakkı Erdem, Seyfi Arkan gibi mimarlarımız gerçekten çağları ile çağdaş yapılar yarattılar. Bugünlerde becerebildiklerince hepsini yıkmağa çalışan bilisizler var. Ne olursa olsun Cumhuriyet çağdaşlığı getirdi. Zamanın Faşist Avrupa’sının etkisi bizi gerilere götürse de, 1960’larda çoğulculuğu yaşadık. Şimdilerde dediğim gibi anamalcıların elindeyiz. Son 15 yıldır yönetim uyarında yelken açanlar bizi çağ gerisine götürmeğe çalışıyorlar. Bununla da kalmıyorlar. Çıkar, kazanç uğruna yapmadıkları kalmıyor. Ne yasa, ne yeşil

CENGIZ BEKTAŞ BIYOGRAFI İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İç Mimarlık, Mimarlık bölümlerinde okudu, 1959’da Münih Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünü bitirdi. 1960’ta Alman Şehircilik Akademisi kurslarını izledi. 1959-62 yılları arasında Münih’te Prof.Dr. Fred Angerer ve Alexander Baron von Branca’nın ortak oluşturdukları bir büroyu yönetti. Serbest Mimar olarak çalıştı. 1962’de Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne öğretim görevlisi olarak çağrıldı. Orada inşaat İşleri Mimarlık Bürosunu yönetti. Üniversiteden isteğiyle ayrıldı. 1963’den beri özel işliğinde çalışıyor. 1966-69 arasında Zafer Mühendislik Mimarlık Yüksek Okulu’nda öğretim görevliliğini yürüttü. Trakya Üniversitesi’nde iki yıl “Halk Yapı Sanatı” dersi verdi. 1999 güzünden beri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehircilik Bölümü lisansüstü öğrencilerine “Kültürün Planlamaya Etkisi” konusunda, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde de “Estetik” konusunda ders veriyor. Çağrılı olarak gittiği Makedonya, Amerika, Almanya’da kısa süreli konuk hocalık yaptı, konferanslar verdi. Uluslararası ve ulusal Mimarlık yarışmalarında 25’in üzerinde ödül aldı. Cumhuriyet Dönemi örnekleri arasında sayılan yapılar gerçekleştirdi.

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

NAZIM HIKMET’IN 115. YAŞ GÜNÜ VESILESIYLE BIR KOLEKSIYON ESER OLARAK ÇIKAN “NAZIM’I YAZAN 121 ISIM” ADLI ESERDE, CENGIZ BEKTAŞ BU HIKAYEYI YENIDEN YAZAN VE SERGILEYEN ÖNEMLI ISIMLERDEN… dinliyorlar, ne kültür, ne de tarih… Böyle bir ortamda bile mimarlar arasında doğruyu yapmaya çalışanlar var. Mimarlar Odası var gücüyle savaş veriyor. Önerdiğiniz şehir ve yapı düzeni nedir? Önerdiğim kentsel yapı ile yapı düzeninde bir tasarımı 1970’lerin ilk yarısında gerçekleştirebildim. Edirne Bin Evler yerleşkesi, bu sorunuza yanıt bulma çabasıdır. Sonra Bergama Bayatlı yerleşkesi, Çengelköy Çanakkale Seramik çalışanlarının konutları gerçekleştirildiler. “Literatür” e girdiler. Buralarda yerleşke içinde otomobil yok. En çok dörtlü kitlelerden oluşuyorlar. Örneğin, Çengelköy’dekilerin hepsinin bahçesi var. 3 katlı evlerin yer katları ile birinci katlarına düzayak giriliyor. Yalnızca 88m2 büyüklükteler. Yaşlılar, çocuklar düşünülmüş. Oysa bana 3 katlı apartman isteğiyle gelmişlerdi, buralarda tek ağaca dokunmadım. Bir başka konuda dedikodu yapmışlar: ”Adam bir ağacın kesilmesini istedik, diye koca işi almadı” diye. 59 >


MİMARİ

CENGIZ BEKTAŞ EGE, FENER-BALAT GIBI BIRÇOK BÖLGEDE, YEREL YÖNETIMLERIN DE DESTEĞINI ALARAK BIRÇOK TARIHI BINANIN RESTORASYON, PROJELENDIRME VE UYGULAMA ÇALIŞMALARINI YÜRÜTÜYOR, EKIPLER OLUŞTURUYOR VE DEVAM ETMESI IÇIN YENI NESIL MIMARLARA KATKIDA BULUNUYOR.

Yazdığınız önemli eserlerden olan Nazım Hikmet’in Mimarlığa Bakışı Kitabının manevi değeri hakkında neler söylersiniz? Nazım Hikmet bütün sanatların birliğine inanıyordu. Biçimin işlevden doğduğuna inanıyordu. O bunları, bizim mimarlardan önce söyledi. Nazım’ ı bir daha bir daha okuyanlar insancıl mimarlığı duyumsayabilirler. Benim “Nazım Hikmet’in Mimarlığa Bakışı “ yapıtım bunların altını çiziyor. Gerek kentlerin gerekse yeni yapıların yeşil alan oranları hakkında ne düşünüyorsunuz? Yerleşmelerimizde yeşil alan oranlarından söz etmesek daha iyi… Uygar ülkeler karşısında, çocuklarımız, yaşlılarımız karşısında utançlıyız. Özellikle de Kadıköy’de binalar yenileniyor, daha yüksek binalarla sokaklar kararıyor, bahçeler otopark oluyor ve ağaçlar kesiliyor. Konu hakkında söyleyecekleriniz nelerdir? Kadıköy üzerine bir güncede birkaç yazıyı üst üste yazdım. Kim dinliyor ki? Bu çağda yapılanlar inanılır gibi değil. Eş alan üzerinde iki kat insanı yaşatacaklar. Ayrıca tüm Kadıköylülerin yaşamlarından en az 4-5 yılı çarçur ediyorlar. İnsanlar otomobilden bağımsızlıklarını geri almayı bir gün öğrenecekler umudumu saklıyorum. Yeni yapılanların eskilerinden daha sağlam olup olmadıklarını da bir sorun statik mühendislerinden, bakalım ne yanıt alacaksınız? Mimarların yeşil alan koruma ya da üretmeye dair çalışmaları son zamanlarda duyamıyoruz. Yeşil alan konusunda, öteki konularda, yalnız mimarlar (elbette hepsi değil) susuyorlar. Bahçe Mimarları da, hukukçular da, en başta kent tasarımcıları da susuyorlar. Utanç duyulacak bir dönemi yaşıyoruz bu anlamda. Bu

60 >


konularda savaş veren tek kurum Mimarlar Odası. Ege Bölgesi’nde, Fener-Balat’ta, yerel yönetimlerin de desteğini alarak birçok tarihi binanın restorasyon, projelendirme ve uygulama çalışmalarına destek verdiğinizi gözlemledik. Bu binalar şimdilerde gözde alanlar olarak kullanılıyorlar. Bu tarz benzer örnek girişimlerin tüm ülkeye yayılması için kime neler önerirsiniz? Beni utandırıyorsunuz. Bu konulara eklenecek öyle çok şey var ki. Nereden başlayacağını bilmek bile beceri istiyor. Bir güncede, neredeyse yirmi yıldır haftada bir, yaşama kültürü üzerine yazıyorum. Yapıtlarımın sayısı 100 ü geçti. Gene de bitecek gibi değil, en çok yakındığım da yarı aydınlar! Bana göre bu konulara ilkokuldan başlamak zorunluluğumuz var. Kuzguncuk’ta 30 yıldır yaz okulu gerçekleştiriyoruz. Çocuklar düşündüğümüzden daha çok alıyorlar. Bununla ilgili bir önerimi bu günlerde bir Anadolu büyük kentine önereceğim. Sorularınız benim için bir umut kapısı daha oldu. ●

NAZIM HIKMET’IN MIMARLIĞA BAKIŞI ADLI BIR ESERI BULUNAN CENGIZ BEKTAŞ, BU KITAP HAKKINDA ŞUNLARI SÖYLÜYOR: “NAZIM HIKMET BÜTÜN SANATLARIN BIRLIĞINE INANIYORDU. BIÇIMIN IŞLEVDEN DOĞDUĞUNA INANIYORDU. O BUNLARI, BIZIM MIMARLARDAN ÖNCE SÖYLEDI. NAZIM’ I BIR DAHA BIR DAHA OKUYANLAR INSANCIL MIMARLIĞI DUYUMSAYABILIRLER. BENIM “NAZIM HIKMET’IN MIMARLIĞA BAKIŞI” YAPITIM BUNLARIN ALTINI ÇIZIYOR.” MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

61 >


MİMARİ

TÜRKIYE MIMARLIK YILLIĞI 2016 İÇIN SEÇILEN PROJELER BELLI OLDU 2016 YILINDA INŞAATI TAMAMLANAN 49 ADET PROJENIN SEÇILDIĞI TÜRKIYE MIMARLIK YILLIĞI’NDA BU YIL, 25 MIMARI PROJE, 12 IÇ MEKÂN, 5 KENTSEL TASARIM / PEYZAJ VE 7 RESTORASYON / YENIDEN KULLANIM PROJESI YER ALIYOR.

38-30 Çiftliği

62 >


Y

erli veya yabancı tasarımcılar tarafından, son bir yılda üretilen yapılardan oluşan bir seçki sunmayı amaçlayan mimarlık yıllığı, her yıl, şartname ile yapılacak çağrıya gelen başvurular arasından seçilerek oluşturuluyor. Zafer Akay, Sibel Bozdoğan, Müge Cengizkan, Erdem Ceylan ve Özlem Erdoğdu Erkarslan’dan oluşan seçici kurul tarafından değerlendirilen 140 proje arasından 49 tanesi yıllığa girmeye uygun bulundu. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da yıllığa en çok, ülkenin 4’te 1’inin yaşadığı İstanbul’dan (22 adet) proje girdi. Bunu 7 proje ile İzmir ve onu da 2’şer proje ile Kayseri, Ankara, Antalya gibi iller izliyor. Ticari yapılar ve konut yapıları her yıl olduğu gibi baskın gibi gözükse de, yıllığa seçilen eğitim, kültür,

1

rekreasyon ve spor yapılarının oldukça yüksek olduğu göze çarpıyor. Yıllığa giren 49 projeden 19’unu kültür, spor veya rekreasyon yapıları oluşturuyor. Türkiye Mimarlık Yıllığı’na giren projeler, 25 Nisan – 4 Mayıs tarihleri arasında Studio-X Istanbul’da, 11 – 15 Mayıs tarihleri arasında ise Bursa Akademik Odalar Birliği’nde sergilendi. Türkiye Mimarlık Yıllığı 2016’da yer alan projeler (alfabetik sıra ile): 1. 38-30 Çiftliği (Slash Architects + arkiZON Mimarlık) 2. Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı Müzesi ve Kütüphanesi (EAA-Emre Arolat Architecture) 3. AGÜ Sümer Kampüsü Büyük Ambar Binası Restorasyon ve Yeniden Kullanım Projesi (Burak Asiliskender +

4

2

1. Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı Müzesi ve Kütüphanesi 2. AGÜ Sümer Kampüsü Büyük Ambar Binası Restorasyon ve Yeniden Kullanım Projesi 3. Alt Sergi Alanları 4. Allianz İstanbul

3

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

63 >


2

MİMARİ Nilüfer Yöney) 4. Allianz Türkiye HQ (Swanke Hayden Connell Mimarlık [AukettSwanke]) 5. Alt Sergi Alanları (ŞANALarc) 6. Argos Yapı Kavak Konak (Argos Yapı) 7. Avrasya Tüneli Operasyon ve Bakım Merkezi (GMW Mimarlık) 8. Ayvalık Belediyesi Halil Başyazgan Küçükköy Cumhuriyet Kültür Merkezi (MTF Proje) 9. Babylon Soundgarden Festivali 2016 Red Bull Music Academy Sahnesi (BARN arch.) 10. Bahriye Üçok Anaokulu (Dilekci Mimarlık) 11. BerKM – Bergama Kültür Merkezi (EAA-Emre Arolat Architecture) 12. Beyazıt Devlet Kütüphanesi Renovasyon Projesi (Tabanlıoğlu Mimarlık) 13. Boğaziçi Üniversitesi Demir Demirgil Tiyatro Salonu (Halükar Mimarlık) 14. Bostanlı Yaya Köprüsü ve Gün Batımı Terası (steb | studio evren başbuğ) 15. Çukurova Kalkınma Ajansı Hizmet Binası (HK Mimarlık) 16. Diyarbakır Yenişehir Belediye Binası (Uygur Mimarlık) 17. Dolambaç Oyun Alanı (MEF Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi, Tasarla ve Yap! Stüdyosu) 18. Erciyas Holding Ofis (KG Mimarlık) 19. Ersa Ideas House (ŞANALarc) 20. Eurogıda İzmir Kemalpaşa Fabrikası İdari Binası (Öney Mimarlık) 21. GKT110-7 (CM Mimarlık) 22. Habita Coworking (PAB) 23. Havai Bahçe (SO? Mimarlık Fikriyat) 24. İMMO Ofis Binası (Rhizome Architects) 25. Impact Hub İstanbul (PIN Architects) 26. KA Evi (Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık) 27. Kadın ve Çocuk Mekanları (Herkes İçin Mimarlık) 28. Kaleiçi Evi (Şevket Altındal 64 >

Mimarlık) 29. Kalkan Altes Villaları (Yazgan Tasarım Mimarlık) 30. Kuşluk (Birge Yıldırım Okta + Ozan Avcı) 31. Lüleburgaz Şehirlerarası Otobüs Terminali (Sıddık Güvendi + Tuna Han Koç + Barış Demir + Oya Eskin Güvendi) 32. Mermerler Plaza (Ergün Mimarlık) 33. Murat Karamancı Student Center (Alataş Architecture) 34. Mustafa Vehbi Koç Spor Salonu (Yazgan Tasarım Mimarlık) 35. Narlıdere Evi (Boran Ekinci Mimarlık) 36. Özel İAOSB Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (M artı D Mimarlık) 37. RA Apartmanı (Cenova Mimarlık) 38. Rejans (Cenova Mimarlık) 39. S2OSB Yönetim Binası ve Konferans Salonu (BINAA) 40. SAK Evi (Belgin Koz Mimarlık) 41. Seka Kağıt Müzesi ve Kocaeli Bilim Merkezi Projesi (KA-BA) 42. Özel Sezin Okulu Açık Çatı (ATÖLYE) 43. Şırnak Üniversitesi Kampüsü (TH ve İdil Mimarlık) 44. Studio Loft (ZAAS + Yerce Mimarlık) 45. TAI-TUSAŞ Akademi ve İK Binası (Hatırlı Mimarlık) 46. Taraklı Kent Parkı (KOOP Mimarlık) 47. Turkcell Diyalog Müzesi (I-AM) 48. Varyant Karşıyaka (Adnan Kazmaoğlu Mimarlık) 49. Vodafone Arena (DB Architects) ●

3

4 5

1

1. Eurogıda İzmir Kemalpaşa Fabrikası İdari Binası 2. Argos Yapı, Kavak Konak 3. Avrasya Tüneli Operasyon ve Bakım Merkezi 4. Ayvalık Belediyesi Halil Başyazgan Küçükköy Cumhuriyet Kültür Merkezi 5. Babylon Soundgarden Festivali 2016 Red Bull Music Academy Sahnesi


6. Ersa Ideas House 7. Havai Bahçe 8. Impact Hub İstanbul 9. Vodafone Arena 10. Habita Coworking 11. RA Apartmanı 12. Sezin Okulları Çatı Katı Projesi

6

7

10 12

8

11

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

9

65 >


TARİH

MILLI MÜCADELENIN GIZLI KAHRAMANI İSTIKLAL SAVAŞI’NIN BIR NUMARALI CASUSU:

FAHRI AKÇAKOCA AKÇA 66 >


“VATANIM SENSİN” DİZİSİNDE, TÜRK ORDUSU VE MİLLETİNE KARŞI KULLANILACAK OLAN YUNAN CEPHANELİĞİNİN İMHA EDİLMESİNİN CANLANDIRILMASI ÜZERİNE TEKRAR GÜNDEME GELEN BİR KAHRAMANLIK HİKÂYESİ FAHRİ AKÇAKOCA AKÇA. MÜTEVAZI AKÇAKOCA AİLESİ VE TORUNLARI, YILLARDIR GÜNDEME GETİRMEDİKLERİ BU TARİHİ DEĞER SONRASINDA İLGİ ODAĞI OLDULAR. KURTULUŞ SAVAŞININ SEYRİNİ BİRÇOK KONUDA DEĞİŞTİREN AKÇAKOCA, DERGİMİZİN TARİH SAYFALARININ İLK KONUSU OLDU.

19. Yüzyılın başlarında dünya büyük bir kaosa doğru sürükleniyordu. Avrupa Devletleri kendi aralarında adeta bir sömürgecilik yarışına tutulmuşlardı, her biri sınırlarını daha da genişletmeye çalışıyordu ve Osmanlı Devleti topraklarına göz dikmişlerdi. Dünya hızla büyük bir harbe doğru yol alıyordu. Bu sıralarda, Fahri Akçakoca yedek subay olarak orduya katılmıştı. Güneydoğu bölgesinde ve Yemen’deki birliklerde görev aldı. Güneydoğu’da Fransızlara, Yemen’de İngilizlere karşı savaştı. Gidenin gelmediği Yemen’de büyük kahramanlıklar gösterdi. Birliği esir düşünce İngilizler tarafından tutsak alınarak Mısır esirler kampına götürüldü ve 16 ay burada MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

tutsak kaldı. Türlü zulümlere maruz kalan, açlık, hastalık ve kötü muameleden birçok neferimizi yitirdiğimiz bu zorlu süreçte ayakta kalmayı başardı. Bu zor şartlar altında tarih, kültür dil adına birçok çalışma yaptı. Yabancı dilini daha da geliştirerek Rumca ve Fransızca öğrendi. Esir bile olunsa, yapılacak bir şeyler mutlaka vardı ve bu süreçte kendine katacağı her bir değeri, ileride bağımsızlık mücadelesi adına kullanılacaktı. Mandolin ve saz çalmayı da bu esaret döneminde öğrendi. Esaret sonrası Denizli’ye döndüğünde Osmanlı yenik düşmüş ve topraklar Avrupa Devletleri tarafından paylaşılmaya başlanmıştı. İzmir de Yunanlılarca işgal edilmişti ve Batı

Anadolu’ya yayılmaya başladı. Halk yorgun ve bezgin olsa da, içten içe isyanlar başlamıştı. Zeybekler çeteler halinde Yunan orduları ile çatışmaya başlamışlardı. Bu sırada, Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı, Ankara’da Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Meclis toplandı ve teşkilatlı bir mücadelenin temelleri atıldı. Bütün yurt ciddi bir mücadele için seferber olmaya başlamıştı. Fahri Akçakoca başlayan bu mücadelenin gizli kahramanlarından biriydi. Yunanlıların arasında sızarak ciddi bir istihbarat ağı kuran Akçakoca, Garp Cephesi karargâhı ile gizli bir kodlama ve şifreleme sistemi kurdu. Düşmanın Anadolu’yu işgal planları ile ilgili veri ve bilgileri topladı.

Tüm Ege Bölgesi ve İstanbul’da ciddi çalışmalar yaptı ve İsmet Paşa’ya da ulaşacak şekilde Garp Cephesi Komutanlığı’na bildirdi. Sıkı kontrollerin olduğu bu tüm savaş dönemlerinde, oyunculuk kabiliyeti ve kıvrak zekası sebebiyle her denetimden sıyrılabilmişti. Araştırmacı, sır saklayıcı kişiliği, aşırı derecede cesur olması, imkansızlıklar arasında fırsat yaratmayı bilmesi ve artistik manevraları sayesinde dünyanın çeşitli yerlerinde çeşitli oyunların içinden sağ kalmayı başarmış, üstüne ülke adına kazanımlar sağlamıştır. Oyuncu kişiliği, tiyatro oyunları sergilemesine, oynamasına, oynatmasına vesile olmuştur. 67 >


TARİH

“İSTIKLAL HARBI’NDE YAŞADIKLARININ BIR BÖLÜMÜNÜ, GAZETECI SERTOĞLU’NA AKTARARAK ZAMANIN IYI GAZETELERINDEN SON TELGRAF’TA YAYINLANDI. “İSTIKLAL SAVAŞI’NIN BIR NUMARALI CASUSU FAHRI AKÇAKOCA” BAŞLIĞIYLA 1950’DE 188 GÜN YAYIMLANAN BU HATIRALAR OKUYUCULARDAN BÜYÜK ILGI GÖRDÜ.” 68 >

YUNAN CEPHANELIĞINI İMHA EDIYOR Salihli Yunan askerleri için bir karargâh ve yığınaktı ve tren istasyonunda bir görevliyle sohbet ederken birbirinden değerli bilgiler edindi. Sohbeti uzatarak başka ayrıntılar da öğrendi. Yunan ordusuna ait 7 vagon cephanelik vardı. 3 vagon obüs, diğer dördünde ise piyade fişeği ve el bombaları ile doluydu. Tüm bu bilgileri öğrenir öğrenmez vagonları uçurmaya karar verdi. Kısa sürede bin bir zorluk içerisinde düzeneği kurdu ve fitilleri ateşledi. Kısa süre sonra Salihli’de gökyüzü büyük bir alev topu gibi belirdi. Milli mücadelenin seyrini değiştirecek bilgileri toplamak için gittiği görevde, büyük bir operasyona tek başına imza atarak, insanımıza ve ordumuza karşı kullanılacak Yunan mühimmatı imha edilmişti.

HER BIR BILDIRISI SAVAŞIN SEYRINI DEĞIŞTIRIYOR Çerkez Ethem gibi Yunan Ordusu ile işbirliği yapılan birçok eylem Akçakoca’nın liderliğinde püskürtüldü. Birinci ve ikinci İnönü savaşlarında ciddi roller oynadı. Kurmuş olduğu haber alma şebekesi sayesinde, Yunanlılar’ın tüm planlarını, eylemlerini merkeze bildirmeye ve öngörülerle yorumlar yaparak savaşın seyrini değiştirmeye devam etti. Bu bilgiler ve yapılan hazırlıklarla düşman püskürtüldü. İstanbul’a bir bilgi şebekesi kurmak için geldiğinde tiyatro işleten eski bir arkadaşı sayesinde çok bilgiye erişti. Yıllarca Yunan, İtalyan ve İngiliz mevzilerinde bilgi topladı, Batı Anadolu’da, İstanbul’da, Rodos’ta, Malta’da, Yunanistan ve İtalya’da son derece önemli ve gizli hizmetler gerçekleştirdi. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde çalışan Millet Meclisi, bütün bir milletin varını yoğunu ortaya


PROF. DR. ÖNDER GÖÇGÜN: FAHRI AKÇAKOCA AKÇA ISMININ SIYASI VE ASKERI TARIHIMIZDE, TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI TARIHINDE DAMGASINI VURAN EN ÖNEMLI OLAYLARDAN BIRI DE, SAVAŞIN SEYRINI DEĞIŞTIREN CASUSLUK FAALIYETLERININ YANI SIRA TÜRK MILLETI’NE KARŞI KULLANILACAK YUNAN MÜHIMMATINI IMHA ETMESIDIR. Fahri Akçakoca Akça’nın bu hikayesini YouTube’daki 30 dakikalık belgeselden izleyebilirsiniz.

koyarak düşmana son bir darbe indirmeyi planlıyordu. İstiklal Harbi’nin 1 numaralı casusu bu taarruzlarda da bulundu ve önemli görevler üstlendi. Sakarya Savaşı sonrasında kendisine AKÇAKOCA ismi verildi. Büyük taarruza da katıldı ve Yunanlıları İzmir’de denize döken ordunun içinde o da bulundu. Türkiye savaşı kazanmıştı, Lozan Antlaşması imzalandı ve Cumhuriyet İlan edildi. Akçakoca, savaştan sonra Denizli’ye döndü ve sosyal yaşamına devam etti ve sosyal, kültürel birçok hizmetin içerisinde bulundu. 1939-1943 yılları arasında 6. dönem Denizli Milletvekili olarak görev yaptı. Lise Caddesi’nde açtığı dükkânda kitap ve müzik plakları satarak geçimini sağladı. Bunu sadece geçim için değil, sosyal faaliyet olarak yapıyordu. Çocukların da okuyarak, bilerek, öğrenerek, araştırarak, sorgulayarak, düşünerek büyümelerine özen

gösteriyordu. Araştırmacı kişiliğiyle bilinen Akçakoca, Denizli’nin tarihi, doğal kaynakları hakkında 8 kitap yazdı. (Pamukkale’nin Suları, Denizli Tarihi, Laodikya vb). Akçakoca hakkında da bugüne kadar çok sayıda kitap kaleme alınmıştır. İstiklal Harbi’nde yaşadıklarının bir bölümünü, gazeteci Sertoğlu’na aktararak zamanın iyi gazetelerinden Son Telgraf’ta yayınlandı. “İstiklal Savaşı’nın bir numaralı casusu Fahri Akçakoca” başlığıyla 1950’de 188 gün yayımlanan bu hatıralar okuyuculardan büyük ilgi gördü. Denizli’nin Değirmenönü Mahallesi, Lise Caddesi… Şimdiki Çatalçeşme Tiyatrosu’nun karşısında 2 katlı, bahçeli, 11 odalı bir evde başlayan bu dolu, zorlu ve renkli yaşam, bizlere miras olarak bırakılan büyük zaferlerle, Cumhuriyetle ve özgürlükle adeta bir şiire dönüşüyor. Saygıyla anıyoruz. ●

Kaynak: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü Belgeseli tarafından hazırlanan Fahri Akçakoca Akça Belgeseli.

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

69 >


GEZİ

KASABADAN MARKAYA

ALAÇATI 70 >


ÜNÜ TÜRKIYE SINIRLARINI AŞAN ALAÇATI, ŞIRIN TAŞ EVLERI, RENKLI BUTIK OTELLERI, KONSEPT DÜKKANLARI, YARATICI TASARIM ATÖLYELERI, OT FESTIVALI, BAKIR KOYLARI VE RENKLI GECE HAYATIYLA YÜKSELEN BIR DEĞER. ALAÇATI’NIN POPÜLERLIĞINDE EN ÖNEMLI ETKEN MIMARI DOKUNUN KORUNARAK ÇARPIK YAPILAŞMAYA IZIN VERILMEMESI. YAZAR: AHMET BUĞRA TOKMAKOĞLU KEŞFETSEK.COM

Turizmle dönüşen, gelişen ve birkaç yüksek sezondan sonra geriye giden onlarca destinasyon örneği var Türkiye’de. Her biri en ilgi gören dönemde daha çok para kazanma hevesiyle yatırım yapan ve sürdürülebilirlik anlayışına uygun olmayan adımlar nedeniyle betonlaşan, doğallıktan uzaklaşan ve yerel dokusunu kaybeden bu yerler o eski günlerini mumla arar oldu.

az hasarla atlatan turizm merkezi dillere destan ot festivali, etkileyici butik otelleri, birbirinden güzel taş evleri, konsept mekanları, renkli gece hayatı, tasarım atölyeleri ve estetik anlayışla bezeli sokakları ile her yıl yaz aylarında binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.

Türkiye turizminde son yıllarda ismini Bodrum, Çeşme, Marmaris ve Antalya gibi en çok tercih edilen turistik destinasyonlardan daha fazla duyduğumuz Alaçatı, 20-25 yıl önce kendi halinde bir kasaba görünümündeydi. Geçen onca yıllık sürede her dönem üzerine bir şeyler ekleyen ve kamuoyunda marka imajını tazeleyen Alaçatı, yaz dönemlerinde isminden en çok söz ettiren yer olmayı başarıyor.

ALACAAT’TAN ALAÇATI’YA Antik dönemdeki ismi Agrillia olan Alaçatı, Osmanlı döneminde Alacaat olarak biliniyordu. Rumlarla Türklerin uzun yıllar bir arada yaşadığı bu kasabanın ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanıyordu. Bugün hayranlıkla bakılan birçok evin giriş katları hayvan bağlamak için kullanılan ahırlardan oluşuyordu. Mübadele döneminde Rumların ayrıldığı, giden Rumların yerine Yunanistan topraklarından Türklerin geldiği Alaçatı tipik bir Ege yerleşimi.

Bütünşehir Yasası ile belde statüsünü kaybeden ve belediyesi kapatılan Alaçatı, İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı bir mahalleye dönüştü. Bu dönüşüm sürecini en

Çeşme’nin yıldızının parladığı ve Bodrum’un önüne geçtiği kısa çıkış döneminin hemen ardından Türkiye’nin yaz aylarının gözdesi Alaçatı oldu. Alaçatı’nın yavaş ama

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

kararlı adımlarla yükselişinde ciddi bir planlama sürecinden söz etmek mümkün. Şehir dışından gelen birkaç yatırımcının eski taş evlerde yaptığı düzenlemelerle atılan ilk adım Alaçatı’nın merkezindeki binaların birbiri ardına dönüşümünü tetikledi. Günümüzden 25 yıl önce Çeşme ve İzmirlilerin ‘’Alaçatı’da ne var?’’ sözleriyle eleştirdiği; gidildiğinde oturacak bir mekanın bulunmadığı, zaman geçirmeye değmez bu belde bugün yalnız Türkiye’nin değil yakın coğrafyanın da parlayan yıldızı. İmar uygulamalarına kurban edilen birçok tatil merkezinin aksine Alaçatı’nın yükselişine en büyük katkı belli bir yüksekliğin ve taş mimarinin dışına çıkılmasına asla izin verilmemesi. Bu karşı duruşun bir kere olsun delinmemiş olması günümüzde Alaçatı’yı Alaçatı yapan en büyük değer. Alaçatı sokaklarında yürürken birçoğu yakın zamanda yapılan onlarca binayla karşılaşılsa da bu binaların sanki tarihi bir geçmişi olduğu hissine kapılıyor insan.

RENGARENK MEKANLAR Rengarenk mekanlara, butik otellere, restoran ve kafelere dönüşen taş evler insanın ruhuna, estetik duygusuna dokunuyor. Her bir köşesinde fotoğraf çekilmek isteyen, mekanları birer butik müze gibi dolaşan kalabalıklarla karşılaşınca ne kadar doğru adımlar atıldığını bir kez daha görüyor insan. 2010 yılında ilk kez düzenlenen Ot Festivali 400 bini aşan ziyaretçisiyle adını yurt dışında da duyurmayı başardı. Ege lezzetlerinin, zeytinyağlı yemeklerin ve onlarca çeşit otun sergilendiği bu etkinlik Alaçatı’nın isminin duyurulmasında bir başka etken. Bakir koyları, rüzgar sörfünde dünya klasmanında ilk sıralarda yer alan plajları, hoş eğlence mekanları ve tabloyu andıran sokakları ile Alaçatı, marka algısı ve kavramına en iyi örneklerden. ● 71 >


SANAT

YENİLİKLERLE DOLU BİR SEZONA

MERHABA DİYOR! 72 >


KÜLTÜR VE SANAT DÜNYASINI YAKINDAN TAKIP ETMEK ISTEYEN SANATSEVERLER IÇIN 2011 SENESINDE KURULAN SPOT PROJECTS, ALTINCI SENESINI DOLDURURKEN YENILENEN VE ZENGINLEŞEN IÇERIĞI ILE SONBAHAR 2017 DÖNEMINI KARŞILIYOR. MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

Kurulduğu günden itibaren, oluşturduğu programlar ve organize ettiği etkinlikler kapsamında Türkiye kültür ve sanat dünyasının profesyonellerini sanatseverler ile buluşturan SPOT Projects, SPOT.TER için hazırladığı yeni üyelik paketleri, güncellenen web sitesi ve Sonbahar 2017 programının heyecanını yaşıyor. Bugüne kadar düzenlediği programlar, yerel ve uluslararası seminerler ve atölye çalışmalarının yanı sıra galeri, sanatçı atölyesi, özel koleksiyon ve sanat kurumu gezileri gibi pek çok farklı etkinlik sunan SPOT. TER, Sonbahar 2017 sezonunda da katılımcılarına sanat ve

kültür ile dopdolu bir program hazırlıyor. SPOT.TER Sonbahar 2017 dönemi; 15. İstanbul Bienali, Contemporary İstanbul ve İstanbul Gallery Weekend gibi şehrin sanat ve kültür ile dolup taşacağı etkinlikler ile eş zamanlı olarak 15 Eylül tarihinde başlayacak ve yıl boyunca tüm hızıyla devam edecek. SPOT.TER Sonbahar 2017 dönemi, galeri, müze, kurum koleksiyonlarının yanı sıra kişisel koleksiyonerlik üzerine yoğunlaşacak. Bu tema etrafında şekillenen programda İstanbul Modern Sanat Müzesi Genel Direktörü Levent Çalıkoğlu, küratör ve yazar Marcus Graf, Arter kurucu direktörü Melih

73 >


SANAT

Fereli ile birlikte sanat-kültür dünyasından pek çok sürpriz isim döneme eşlik edecek. SPOT.TER’lara birbirinden farklı ve sürprizlerle dolu ayrıcalıklar sunan üyelik paketleri ise artık daha fazla seçeneğe sahip. Bu dönem Bireysel ve Kurumsal Üyelik Paketleri’nin yanı sıra SPOT. TER Aile ve SPOT.TER Seminer Üyelik Paketleri de sanatseverler ile buluşacak. SPOT.TER Aile Üyelik Paketi ile aileler hafta sonlarını sanat ve kültür dünyasının profesyonelleri eşliğinde çeşitli etkinlikler ile geçirebilecek. Bugüne dek İnci Eviner, Marcus Graf, Osman Erden ve Ela Başak Atakan gibi alanının önde

gelen isimleri ile disiplinler arası temalarda düzenlenen ve yoğun talep gören seminer programı ise SPOT.TER Seminer Üyelik Paketi adı altında takip edilebilecek. SPOT.TER, kuruluşundan beri varlığını sürdüren SPOT.TER Bireysel Üyelik kapsamındaki Yıllık / Dönemlik seçeneği ile sanatseverleri arzu ettikleri süre boyunca sanat ve kültür dünyasının bilinmeyenlerini keşfetmeye davet ediyor. Akşam saatlerini tercih eden katılımcılar ise Bireysel Akşam Üyelik Paketi’ni tercih edebilecek. Böylece sanatseverler seçecekleri gündüz ya da akşam üyeliğiyle sanat kurumlarına düzenlenen

SPOT Projects 74 >

@SPOT Projects

ziyaretlerden, fuarlara VIP giriş hakkı elde etmeye kadar pek çok üyelik ayrıcalığından yararlanabilecek. Kurumların talepleri doğrultusunda müşterileri veya çalışanlarına özel olarak hazırlanan SPOT.TER Kurumsal Üyelik Paketi ile iş hayatının temposuna sanat molası verilebilecek. Sanat dünyasını yakından tanımak, yaratıcılık ve verimliliklerini artırmak, iş streslerini azaltarak sosyalleşmek isteyen kurum katılımcıları, aynı zamanda üyelikleri aracılığı ile sanat eğitim ve üretimine katkıda bulunabilecekler. Kurulduğu günden beri 22 sanatçının yeni iş üretimi,

SPOT Projects

sunum, konuşma ve film gösterimlerinin gerçekleşmesine destek veren SPOT Destek Fonu ise kaldığı yerden ve daha güçlü bir şekilde devam ediyor. Sanat üretim ve eğitimine katkıda bulunmak isteyen sanatseverler, kurumlar üzerinden ya da bireysel olarak destek verebilecek ve bu yaratıcı sürecin tamamına şahitlik edebilecekler. SPOT.TER ile ilgili güncel haberler, yenilenen ve zenginleşen içeriği ile www.spotprojects.com adresinden ya da SPOT Projects’in sosyal medya hesaplarından takip edilebilecek. Bilgi ve iletişim için: zeyneptemiz@spot-projects.com / 0530 942 26 96.

SPOT Projects


FOTOĞRAF: BEKIR DINDAR

ÇEVRE

MAGAZİN ERA

>

YAZ 2017

• • • •

YEŞIL ÇATI SISTEMLERI VE ÇEVREYE ETKISI DIKEY BAHÇELER NASIL YAPILIR? ZEYTIN AĞACININ TARIHÇESI VE BILGILER SU YALITIMININ ÖNEMI

75 >


YEŞİL ALAN

YEŞIL ÇATI SISTEMLERI VE ÇEVRESEL ETKILERI

YAZI: SONER KIZILCAN – EVREN TEMİZKALAY

76 >


HER YAPI, KENTE YEŞIL ALAN OLARAK KATKIDA BULUNMA POTANSIYELI OLAN BELLI BIR TOPRAK PARÇASINI KULLANARAK VAR OLUR. YEŞIL ÇATI UYGULAMALARI ILE YAPILARIN BU POTANSIYELLERI, BIRER EKOSISTEM YARATAN YAPILI ÇEVRE - YEŞIL ALAN DENGESI ÜZERINDEN DEĞERLENDIRILIYOR. PEKI, BUGÜNE KADAR NELER KAYBETTIK, BUNDAN SONRA NASIL GERI KAZANIRIZ? İŞTE AYRINTILI DETAYLAR… Son zamanların mimari uygulaması olan yeşil çatıların ilk kullanımının milattan önceki yıllarına kadar uzandığı görülmektedir. Günümüzde kullanım alanlarının azlığı ve uygulama yöntemlerinin tam anlamıyla gelişmemiş ve yaygınlaşmamış olması nedeniyle yeşil çatı sistemleri halen araştırılması ve incelenmesi gereken bir konudur. YEŞIL ÇATI UYGULAMA KURALLARI VE FAYDALARI: Günümüzde projelerin çevresel, görsel zenginliğini tamamlayan ve benzer yapılardan ayıran en önemli argümanlardan biri peyzaj alanlarındaki uygulamalardır. Geçmişte ağırlıklı olarak arazi toprağı üzerinde yapılan peyzaj çalışmaları bugün artan ihtiyaçlar ve proje alanındaki her bir m²’nin değerlendirilmesi amacıyla yer altına alınan otoparkların üzerinde

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

veya yine kat bahçesi olarak dizayn edilmiş; altta yaşam ve kullanım alanı olan bina teraslarında bahçe çatılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde daha çok bir pazarlama argümanı olarak kullanılsa da, yeşil çatılar dünya üzerinde yatırımcı ve tüketicinin tercihinin ötesinde, bir kent politikası olarak benimsenmiştir. YEŞIL ÇATILARIN BIZE FAYDASI NEDIR, NEDEN TERCIH ETMELIYIZ? • Yağmur suyunu kullanarak yeşil örtüye dönüştürdüğünden, fazla drenaj yoğunluğunu azaltır, atık şebeke su yükü hafifler. • Hava kirliliğini ve havadaki toz partikülünü azaltır. Yeşil örtüsü daha az olan bölgelerde yapılan testlerde görülmüştür ki yeşili yoğun olan bölgelere oranla toz partikülü miktarı 3-7 kat arası daha fazladır.

77 >


YEŞİL ALAN

• Oksijen üretimi artar, buhar geçirimi yüksektir. Nefes aldığımız hava kalitesini yükseltir, doğal olarak karbon salınımını azaltır. • Yüksek izolasyon değeri olan, ısı radyasyonu yapmayan yapısı ile şehirlerdeki ısı ada oluşumu etkisini azaltır. Bunun sonucu ısıtma ve soğutma giderlerini düşürür, kentsel konforu yükseltir. • Gürültüyü emerek, kentsel boyutta ses izolasyonu sağlar. • Sera gazlarını yok eder, yağmur suyuna havadan karışan ağır metalleri toprak içerinde tutarak arındırır. • Geri dönüşümlü bir malzemedir, uygulanmasında düşük enerji kullanılır ve insan gücü yeterlidir. • Hafriyat aşamasında kaybedilen doğal toprağı içeriğine katılan özel karışımlar ile bitki toprağı olarak geri kazandırır. • Dünya üzerindeki biyolojik çeşitliliğin ve kentsel tarımın artmasına katkıda bulunur. 78 >

• Tasarım ve estetik zenginliği yüksek, yeşil ile bütünleşmiş mimari konseptler oluşturur. • Yapıyı U.V. ışınlarından, çatıyı ve taşıyıcı konstrüksiyonu mekanik hasarlardan korur. • Yapının yangın korunumunu yeşil alanlar ile en üst düzeyde sağlar. Yeşil çatı uygulamalarında en önemli kriteri yüksek İzolasyon değeri olarak tanımladığımız su yalıtım katmanları teşkil eder. Üstteki tamamlayıcı yeşil çatı katmanları, bitkilendirme çeşitliliği ve toprak kalınlığı alttaki statik yükü etkileyeceği üzere değişkenlik gösterebilir. Kısacası yeşil çatı uygulamasında seçilecek yalıtım malzemesi için daha seçici ve bilinçli olmalıyız, iki kere düşünmeliyiz. BTM olarak 90’lı yılların başından beri yeşil çatılar için ürettiğimiz kök tutma özelliğine sahip Botanik serisi bitümlü örtüleri, DIN 4062 belgesi ile uygulamacı bayilerimizle pek çok projede geleneksel

yöntemle yani çakıl kullanarak uyguluyorduk. 2014 yılında BTM bir ilki daha gerçekleştirerek; ürettiği bitki köklerine dayanıklı su yalıtım örtüsü ile TS EN 13948 CE kalite belgesine sahip oldu. 2 yıl Almanya ‘da WEIHENSTEPHAN-TRIESDORF Üniversitesi’nde zorlu kök bitkilerine karşı yapılan testten zarar görmeden çıkan Elastobit PE4 Botanik ürünü ile BTM, Türkiye’de TS EN 13948 belgesine sahip olan ilk firma olarak prestijli projelerin tercihi olmuştur. Botanik ürün grubumuzda ayrıca kök tutucu kullanmaya gerek olmadığı için malzeme ve işçilikten tasarruf sağlanmaktadır. Örtü tipi malzemeler ile su yalıtımı yapılmadığı yani likit, sürme, püskürtme su yalıtım malzemesi tercih edildiği takdirde; su yalıtımın hemen üzerine ve nem tutucu keçenin altına gelecek şekilde düşük yoğunluklu polietilenden (LDPE ) imal edilen BTM Green kök tutucu

folyo ile su yalıtım katmanı bitki köklerine karşı koruma altına alınır. ÇATI BAHÇESI UYGULAMALARINDA DIKKAT EDILECEK HUSUSLAR; • Mimari proje aşamasında bahçe çatının bina statiğine getireceği yük miktarı hesaplanarak, detaya uygun bir katmanlaşma düşünülmelidir. • Projenin peyzaj danışmanlığını yapacak firmanın ön görüleri ile uygulama şartnamesi oluşturulmalıdır. • Yapılacak yeşillendirme türüne göre sistem bileşenleri seçilmelidir. • Malzeme tedarikçisi, üreticisi, uygulamayı yapacak yalıtım ekibi ve uzman peyzaj mimari ofisinin mutlaka koordineli çalışması gerekmektedir. • Uygulamada en önemli husus yalıtımın düzgün ve bitki köklerine dayanıklı sertifikalı ürünler ile standartlara uygun olarak yapılmasıdır.


• BTM Optigreen sistem bileşenlerinde gerekli bindirme payları yapılarak ürünlerin düzgün serilmesi de sistemin doğru çalışması açısından önem taşımaktadır. • Sistem bileşenleri uygulandıktan sonra ürünler uzun süre açıkta bırakılmamalıdır. En azından hafifletilmiş toprak katmanı serilerek bitkilendirmeye hazır bir zemin oluşturulmalıdır. Yeşil çatı sistemi en basit açıklama ile binanın üzerinde bitki yetiştirilmesi olarak tanımlanabilir. Bilimsel bir tanımlamaya göre ise yeşil çatı sistemi, ekolojik çatı, yaşayan çatı, kahverengi çatı, çatı bahçesi ve yeşil çatı olarak çeşitli tanımlamalar ile ifade edilmektedir. “Ekolojik çatı” ve “yaşayan çatı” terimleri genellikle Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri yazınında sıklıkla kullanılmaktadır. “Kahverengi çatılar” terimi ise İngiltere de sıkça kullanılan bir terimdir. Ayrıca, “çatı bahçesi” en eski ve ortak terim olarak, insanların

ikamet etmesi için düşünülmüş ve tasarlanmış bir boşluk alan olarak tanımlanabilmektedir. YEŞİL ÇATI SİSTEMLERİNİN TEMEL KATMANLARI Yeşil çatı sistemleri çeşitli katmanlardan oluşmaktadır. En alt katmanı çatı konstrüksiyonu olarak kabul edersek, diğer katmanlar sırasıyla su yalıtımı, kök tutucu tabaka, nem tutucu tabaka, filtre ve drenaj tabakası, bitki taşıyıcı tabaka ve bitkilerden oluşur. Bitkiler: Bitkilendirilmiş çatıda kullanılacak olan bitkinin seçimi çatı sistemi tipine göre değişiklik gösterir. Yoğun bitkilendirilmiş çatı sistemlerinde amaç, çeşitli nitelikli bitkilerin birarada kullanılması ile birlikte özellikle estetik açıdan binanın değer kazanmasını sağlamaktır. Seyrek bitkilendirilmiş çatı sistemlerinde ise, kendi varlıklarını sürdürebilen ve en az

düzeyde bakım gerektiren bitkilerin kullanılmasından dolayı, amaçlanan estetik bir görünüm elde etmektense ekolojik fayda sağlamaktadır. Bitki Taşıyıcı Tabaka: Bahçe çatı sisteminin bitki taşıyıcı katmanlarında çeşitli yöntemlerle sentetik olarak elde edilen lava, bims esaslı ürünler ve bunların yerine kullanılan doğal kiremit kırıntısı, geri dönüşüm ürünü olan, dona dayanıklı, yanmayan alt yapılar, seçilen bitkinin tüm besin gereksinimlerini karşılarken, uzun yıllar kendilerini yenileyerek canlı ve güzel kalmasını sağlar. Filtre ve Drenaj Tabakası: Üst katmanlardan gelen ve bir filtre tabakası tarafından süzülen yağmur sularının yağmursuz günler için depolanmasını; birikme fazla ise, bitkilerin çürümesini önlemek amacıyla, drene edilerek atılabilmesini sağlar.

Mekanik Etkilere Karşı Koruyucu ve Nem Tutucu Tabaka: Çürümeye dayanıklı özel keçeler, kök tutucu katmanları ve su yalıtım tabakalarını mekanik etkilere karşı korurlar. Koruyucu tabakaların basınç mukavemetine dayanıklı olması gerekmektedir. Kök Tutucu Tabaka: Bitki köklerinin su yalıtım katmanlarına zarar vermesi önlenmelidir. Bu amaçla ya özel kök tutucu tabakalar ya da kendini köklere karşı koruyan su yalıtımları kullanılmalıdır. Su Yalıtımı ve Çatı Konstrüksiyonu: Çatı yeşillendirmesinin en önemli ön şartı, iyi bir su yalıtımının ve yeterli taşıyıcılığı olan sağlam bir çatı konstrüksiyonunun varlığıdır. Su yalıtımında kullanılan malzemeler, bitkilerin köklerine karşı dayanıklı ise kök tutucu katmana gerek yoktur. ●

İNTANSIF YEŞIL ÇATILARIN AVANTAJLARI

İNTANSIF YEŞIL ÇATILARIN DEZAVANTAJLARI

EKSTANSIF YEŞIL ÇATILARIN AVANTAJLARI

EKSTANSIF YEŞIL ÇATILARIN DEZAVANTAJLARI

• Çok fazla bitki çeşitliliği sağlamaktadır. • İyi derece yalıtım seçenekleri sunmaktadır. • Görsel açıdan çekicilik yaratmaktadır. • Adeta sistemi toprak zeminmiş gibi gösterme(toprağa benzetme) mümkündür. • Çatının çeşitli amaçlarla kullanımına olanak sağlamaktadır. (Bitki üretimi veya çeşitli amaçlar amacıyla alan oluşturma)

• Çatı üzerinde oldukça ağır yük oluşturmaktadır. • Sulama ve drenaj sistemleri gerekmektedir. • Yüksek maliyet gerektirmektedir. • Karışık bir sistem olduğunda uzmanlık gerektirmektedir.

• Yükü hafif olduğu için çatının herhangi bir güçlendirmeye ihtiyacı yoktur. • Büyük alanlar için tercih edilen bir sistemdir. • 0 ila 30 derece eğime sahip çatılar için tercih edilen bir sistemdir. • Düşük bakım gerektirmektedir. • Sık sulama ve drenaj sistemi gerektirmez. • Diğer sisteme göre nispeten düşük derecede teknik uzmanlık gerektiren bir sistemdir. • Bitkiler kendiliğinden gelişip büyüyebilmesi için kendi haline bırakılabilir. • Diğerine göre nispeten daha ucuzdur. • Müşteri istekleri doğrultusunda planlanması daha kolaydır.

• Bu sistemlerde bitki seçimi daha sınırlıdır. • Rekreasyon alanı için pek tercih edilmez.

Kaynak: Cunningham, 2001

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

79 >


YEŞİL ALAN

YAZI: ECE TÜRKÖZ TURGUT PEYZAJ MIMARI

Y E K İ D R E L E Ç H BA L I S A N ? R I L I P A Y GÜNÜMÜZ YAŞAM ŞARTLARINDA GÜNLERIMIZ ÇOK HIZLI, HAREKETLI VE STRESLI AKIP GIDIYOR. BU KOŞUŞTURMAMALI ZAMANLARDAN KAÇIŞ IÇIN ÇOĞUNLUKLA KENDIMIZI YEŞIL, YAŞAYAN DOKUNUN OLDUĞU MEKANLARA ATIYORUZ. ARABAYLA GIDERKEN AĞAÇLI BIR YOLDAN GEÇMEK YA DA GRI RENKSIZ BINALARIN ARASINDAKI BIR AĞACIN GÖLGE-IŞIK OYUNLARINA KAPILIP GITMEK.. BIZI KISA SÜREDE OLSA RAHATLATAN ANLARDAN BAZILARI…

80 >


B

u yazımda, özellikle bitki yetiştirmek açısından dar bir alana sahip apartman dairelerinde oturanların veya müstakil bir eve ama minik bir bahçe alanına sahip olanların tercih etmeye başladığı dikey bahçelerden bahsedeceğim. Dikey bahçeler diğer adıyla “duvar bahçeleri” hem alandan tasarruf etme biçimi olarak hem de kullanılmayan boş duvarları şenlendirmek açısından oldukça popülerleşmeye başlayan bir kavram. Şu günlerde bitkilerin dikey bir şekilde yetişmesine olanak sağlayan dikey bahçe sistemleri bir hayli ilgi görmektedir. Ülkemizde yeni yeni gelen bu sistem dış alanlarda kullanıldığı kadar iç dekorasyonlarda kullanılmaktadır. Bu kavram ilk defa Fransız bir botanikçi olan Patrick Blanc tarafından ortaya atılmıştır. Bir çok bitkinin topraksız ortamlarda; ağaç gövdelerinde ya da kayalıklarda yaşadığını keşfeden Blanc, bitkileri kentlerin duvarlarını süsleyecek dikey bahçelere dönüştürmeyi önerdi. İlk uygulamasını 1994’te, Chaumont Bahçe Festivali’nde, “Living Wall / Yaşayan Duvar” adıyla sergiledi. Çalışması büyük beğeni topladı ve bu peyzaj değil, “ekosanat”tır diye bahsedildi. “Yaşayan Duvar”, sıradan bir peyzaj düzenlemesi gibi değil, kentleşmenin getirdiği betonlaşmaya ve tekdüzeliğe modern bir başkaldırı olarak görülüyor. Bu çevreci icat, Time dergisinin, “2009’un En İyi 50 Buluşu” arasına da giriyor. Ardı ardına Paris, Londra, Tokyo ve New York’ta dikey bahçeler oluşmaya başlıyor. Dikey bahçe yapmak zor değil ancak zahmetli; sabır ve özen gerektiriyor. Genel olarak kullanılan üç ana malzeme var; duvara 10 cm mesafe ile monte edilmesi gereken metal bir çerçeve, duvar ile bahçe arasındaki izolasyonu sağlayacak,

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

duvarın ıslanmasını engelleyecek bir PVC plaka ve kısa köklü bitkilerin tutunacağı, poliamitten yapılmış, küflenmeye karşı dayanıklı keçe katman. Keçe katmana delikler açıyor, fide ya da tohumlarınızı çeşitli şekil ve desenlerde, zevkinize göre dikiyorsunuz. Yapısı gereği rahat bir hava akımı sağlayan keçe sayesinde bitki kökleri sabit kalıyor. Dikey duvarlarda kullanılan bitkiler toprağa ihtiyaç duymadığından, duvara ağırlık binmiyor. Her türlü sert zeminde ve duvarda uygulanabilen bu sistemleri ufak olan balkonunuzda dahi kullanabilirsiniz. Bina iç ve dış cephelerinde, otellerde büyük bir görsellik sunar, köprülerde, kamu gibi birçok binada, evlerinizin iç dekorasyonunda, parklarda ve bahçeleriniz gibi daha sayısız birçok alanda kullanabilirsiniz. Dikey bahçe sistemi seçilirken su ve elektrik sistemlerinde oluşabilecek problemlerin kolay bir şekilde çözülebilir olması, zeminin yeterince sert olması ve duvarsız alanlarda metal konstrüksiyondan düzeneklerin malzemesine ve özelliklerine dikkat edilmesi gerekir. Eğer dikey bahçeyi iç mekâna uygulayacaksanız ve duvarınız yeteri kadar doğal ışık almıyorsa ek ışıklandırma yapmanız gerekiyor. Bu ışıklandırma hem yetersiz kalan güneş ışığının yerini alıyor hem de duvarınızın bir tablo gibi görünmesini sağlıyor. Kullanılacak bitkilerde dikkat edilecek en önemli özellik, dikey bahçede büyümeye uygun olmaları. Dikey bahçenizin yıllar içerisinde değişiklik göstereceğini unutmadan, yani ektiğiniz şeylerin 6 ay, 1 yıl, hatta 5 yıl sonraki hallerini düşünerek bitki seçin. Duvarın konumu, güneş ışığını ne kadar aldığı, ısı farklılıkları ve

rüzgârı; yani bitkilerin gelişimini etkileyecek iklimsel koşulları göz önünde bulundurun. Dikey bahçe oluştururken, doğru toprak kullanımı ve bitkilerin doğru şekilde yerleştirilmesi çok önemlidir. Dikey bahçeler çabuk kurur. Saksı toprağı kullanarak, çabuk kuruyan dikey bahçenizin dayanıklılığını arttırabilirsiniz. Saksı toprağı, nemi daha uzun süre içinde tutacaktır. Dikkat edilmesi gereken bir diğer faktör de yer çekimidir. Daha az suya ihtiyaç duyan bitkilerin dikey bahçenin üst bölümüne yerleştirilmesi uygundur. Zira üst bölümler daha çabuk kurur. Dikey bahçelerde genellikle sürünen, sarkan, tırmanan ve yosun gibi her daim yeşil kalan bitkiler kullanılıyor. Uzun ömürlü “sempervivum”, Osmanlı çimi olarak bilinen “ophiopogon japonicus”, ruj çiçeği, mavi koyun yumağı, Amerikan sarmaşığı, acemborusu, şerbetçiotu, beyaz çiçekli yasemin, tırmanıcı güller ve mor salkım gibi bitkiler, yaşayan duvarlarda en çok tercih edilen türlerdir. Bitkilerin birbirleriyle uyumu dikkat edilmeli, güneş ışığına karşı benzer hassasiyeti olan bitkileri bir araya getirmeye özen göstermelidir. Bitkilerin tamamı güneş ışığı

isteyen bitkiler ya da tamamı gölge seven bitkiler olsun. Bitki seçimi yaparken, büyüme hızları benzer bitkileri bir araya getirmeniz de önem taşır. Aksi takdirde, daha hızlı büyüyen bitki, yavaş büyüyeni ezecektir. Bitki çeşitliliğinin çokluğu, yaşayan duvarın hastalıklara ve böceklerin verdiği zarara daha dayanıklı olmasını sağlıyor. Ortamda oluşan mikroorganizmalar ve mantarlar, ölen kökler ve dökülen yapraklar, çürüyerek keçe üzerinde ince, besleyici bir toprak tabakası oluşturuyor. Yani kendi ekosistemlerini oluşturan dikey bahçeler, uzun yıllar sağlıklı kalabilen bir yapıya sahiptir. Dikey bahçeler, bulundukları ortama doğallık ve huzur veren, yaşayan, güzel görünümlü dekoratif unsurladır. Uygulandığı duvarı yaşayan, yemyeşil bir panel haline getiren dikey duvarlar, doğal bir ortam özleyen herkesi mutlu edecek bir uygulamadır. Sulama ve ışıklandırma sistemini kurduktan sonra yapmanız gereken tek şey, duvarınızın yaşayan bir sanat eserine dönüşmesini beklemek. Tohumlar yeşerip, fideler büyüdükçe duvarınızın, hatta evinizin o eski kasvetli havasından sıyrılıp doğayla iç içe renkli bir yaşam alanına dönüştüğünü göreceksiniz. ●

81 >


YEŞİL ALAN

TEK BIR DALIYLA HUZURU GETIRDI:

ZEYTIN AĞACININ TARIHÇESI VE HAKKINDA BILGILER

82 >


B

u güzel ağacın dünya tarihindeki yeri ile başlayalım. Nuh tufanına kadar dayanan, insanlık tarihi kadar eski bir tarihe sahip aslında. İlk bulguları 39.000 yıl öncesine kadar dayanıyor yani. Dünya hayatının düzene girip girmediğini anlamak için Nuh’un gönderdiği beyaz güvercin, ağzında zeytin dalı ile dönüyor. Bu da barışın sağlandığının ve huzurun, düzenin geldiğinin kanıtı oluyor. O günden beri barışın sembolü olarak anılır zeytin ağaçları ve dalları. Bir başka rivayete göre Ege kıyılarında gezen Hemoros, bir zeytin ağacına yaslanıyor. Ağaç; ‘’Herkese aitim ve kimseye ait değilim, siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım.’’ diyor. Bu nedenle ismi ölümsüz ağaç olarak anılır. Böyle olmasının bir başka nedeni de zeytin ağaçlarının yüzyıllar boyunca yaşıyor olması. Geçmişten bu zamana kıymeti bilinen, dokunulmaz ve ölümsüz bir ağaç olarak görülen ağaçlardan. Ülkece çok seviyoruz zeytinyağını. Kullanmadığımız alan neredeyse yok. Yemeklerimizin içinde, güzellik sektöründe ve daha birçok yerde... Zeytin ağaçları, yağları, zeytin ve ondan yapılan tüm ürünler hayatımızın orta yerinde aslında. Ama onunla tanışıklığımız

MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

Cumhuriyet ile birlikte perçinleniyor diyebiliriz. Zeytincilik kültürü hayatımıza giriyor, ardından yaygınlaşmaya başlıyor. 1939’da onun tüm haklarını koruyan yasalar çıkarılıyor, hatta mühendisler bu işin ana vatanı sayılan İtalya’da eğitime dahi gönderiliyor. Süreci böyle başlayan zeytincilik, üretimi ve satışı daha az maliyetli margarinin hayatlarımıza girmesiyle gündemden biraz düşüyor. Ancak toplumumuzun gönlündeki yeri asla değişmiyor. O günden bugüne hep kıymeti bilinen, sağlık denildiğinde ilk akla gelen yağlardan sayılıyor. Ağaçlar büyük bir özenle büyütülüyor, zeytincilik yaygınlaşıyor. Zeytin ağacı, klasik bir ağaçtan ibaret değil. İşin ekolojik ve sağlık boyutları da mevcut. Zeytin ağaçları, ekolojik dengenin devamlılığı açısından oldukça önemli bir rol üstleniyor. Kısaca bahsedelim. Zeytin ağaçları kurak arazilerde yaşayabilen, toprak açısından çok da seçici olmayan, hiçbir ilaca gerek duymadan büyüyebilen bir ağaç. Aslında sulu arazileri çok sevseler de susuzluğa karşı

dirençli bir yapıları var. Zeytin ağaçları çok seçici değildir, zorlu hava koşulları altında başarılı olur ve bakıma çok az ihtiyaç duyar. Bunun yanında zeytin ağaçları atmosferde karbondioksit seviyesini azaltarak çevreye faydalı olur, yaban hayatı için gölge ve barınak sağlar. Bunlara ek olarak zeytin ağaçları ilaç kabul etmez, bu nedenle doğru üretilmiş zeytinyağlarını, zeytinleri ve bunlara benzer zeytin ağacı bazlı ürünleri gönül rahatlığıyla tüketebilme şansına sahipsiniz. Gerekli hava, toprak ve su koşulları sağladığında yüzlerce yıl yaşayabilme özelliğine de sahip. Bu kadar uzun süre yaşayabildiği için ölmez ağaç ünvanına sahip. Zeytin ağacının meyvesinden altın sıvı denilen ve her derde deva olarak sayılan zeytinyağı üretiliyor. Yaprağı kozmetik sanayinden, çay sektörüne kadar birçok alanda kullanılıyor. Meyvesi zeytin, sofralara konuk oluyor. Kısacası yaprağından meyvesine, başlı başına kendisi dahi çok faydalı bu ağaçların. Zeytinin, zeytinyağının, hatta zeytin yapraklarının dahi insan sağlığına binbir faydası var. Kalp sisteminden dolaşım sistemi, cilt hastalıklarından mide rahatsızlıklarına kadar say say bitmeyen yararları mevcut. Hem doğaya, hem de insan sağlığına faydaları azımsanmayacak kadar büyük bir ağaçtan söz ediyoruz aslında. Demiştik, sıradan bir ağaçtan çok daha fazlası o, zeytin ağacı demek, hayat demek. ● 83 >


YEŞİL ALAN

BİTÜDER UYARIYOR!!! SU YALITIMI YETERLI OLMAYAN BIR BINA, 10 YILDA TAŞIMA KAPASITESININ %66’SINI KAYBEDIYOR.


Ülkemiz nüfusunun % 95’inin deprem kuşağı üzerinde yaşıyor olması sebebi ile deprem riskine karşı binalarımızın yenilenmesi seferberliği başladı. Kentsel Dönüşüm… 17 Ağustos 1999 ‘da 7,4 büyüklüğünde gerçekleşen depremde resmi kayıtlara göre; 285 bin 211 konut, 42 bin 902 işyeri ise hasar gördü. Deprem sonrası tüm araştırmalar gösterdi ki; bu yıkımların en büyük nedeni binalarda korozyon sonucu taşıyıcı sistemin zayıflamış olmasıydı. Bu gerçekten hareketle mevcut riskli binaların yıkılarak, yeni deprem yönetmeliğine uygun, daha güvenli ve sağlıklı yapılaşma seferberliği, başta büyük kentlerde olmak üzere tüm ülkede hızla yayılıyor. Binaların temellerinde ve çatılarında, yer altı suyu, yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor. Oluşan korozyon ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Yeni yapılmakta olan binalarda da, Su yalıtımı, doğru ve kaliteli malzemelerle yapılmazsa, tüm ulusal ve uluslararası Standartlara uygun ürün ve uygulama kalitesine dikkat edilmezse, 10 yıl sonra donatı, belli koşullarda başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, yaklaşık olarak yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı binaları suyun zararlı etkilerinden koruyarak güçlü olmasını sağlıyor. NEDEN KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECINI YAŞIYORUZ? Yapılan çalışmalarda yaklaşık 19 Milyon konutun 6,5 Milyonu, deprem açısından riskli bina statüsünde olduğu tespit ediliyor. Sadece İstanbul ilini ele alırsak; 19

İlçe sınırlarında, 48 Riskli alanda yaklaşık 13 milyon m2 riskli yapının mevcut olduğu anlaşılıyor. Bu miktarda riskli alan tahminen 250 bin konut ve bu konutlarda yaşayan yaklaşık 1,2 milyon kişiyi ilgilendiren bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Biran önce riskli alanların yenilenerek, daha güvenli yapılara dönüştürülmesi bekleniyor. 1999 depreminin ardından resmi makamlar tarafından İstanbul’da incelenen 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edildi. Su yalıtımsız bir binanın 10 yıl sonra taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını kaybettiğini ortaya koyan bilimsel çalışmalar var.

HATALAR TEKRARLANMAMALI Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, deprem sonrası yaşanan acı kayıpların depremden değil, depreme hazırlıksız olmaktan kaynaklandığını vurgulayarak, su yalıtımı yaptırarak depremin yıkıcı etkilerine karşı mücadele

edebileceğimizi söylüyor. Çolakoğlu , “Türkiye depremden dolayı yıkılan binalarda binlerce kayıp veriyor. Ülkemiz, depremin zararlarını gelişmiş ülkelere oranla çok daha ağır yaşıyor. Bunun en büyük nedeni de inşaat sektöründeki bilinçsizlik. Pek bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedeni korozyon (paslanma). Korozyon, herhangi bir yoldan binaya sızan suyun donarak veya kimyasal tepkimelere girerek donatının özelliğini yitirmesine ve binanın taşıyıcı sisteminin zayıflamasına neden oluyor” dedi. Geçmişteki hataların tekrarlanması için tüm sektör paydaşlarının bu konularda bilinçli ve dikkatli olması gerektiğini sözlerine ekledi. DOĞRU DETAYDA DOĞRU MALZEME SEÇIMI ŞART! BİTÜDER Başkanı Kemal Çolakoğlu, Kentsel Dönüşüm sürecinde hızlı ve büyük boyutlu projelerin artması sebebi ile denetimle ilgili sıkıntıların da önüne geçilmesi gerektiğine vurgu yaptı ve şunları

söyledi: “Binalarda Su Yalıtımı için seçilen malzemelerin Standartlara uygunluğu, doğru detayda doğru malzeme seçimi ve yeterlilik belgesine sahip ustalarca yapılan sağlıklı uygulamalar ancak su yalıtımı ile ilgili istenilen sonucu verir. Bilinç eksikliğinden dolayı birçok projede standart dışı ürünler kullanılıyor. Bu da ne yazık ki kötü sonuçlara yol açıyor. Su yalıtımı uygulaması teknik bilgi gerektiren bir konudur ve en iyi malzeme bile yanlış ellerde olumsuz sonuçlar doğurabilir.” dedi.

SU YALITIMININ MALIYETI, TOPLAM BINA MALIYETININ SADECE YÜZDE 3’Ü KADAR! “DEPREMDE AYAKTA KALACAK GÜVENLI BINALAR INŞA ETMEK ISTIYORSAK SAĞLIKLI SU YALITIMI UYGULAMASINA DIKKAT”


YEŞİL ALAN

ÜLKEMIZ, DEPREMIN ZARARLARINI GELIŞMIŞ ÜLKELERE ORANLA ÇOK DAHA AĞIR YAŞIYOR. BUNUN EN BÜYÜK NEDENI DE INŞAAT SEKTÖRÜNDEKI BILINÇSIZLIK. PEK BILINMESE DE DEPREMLERIN YOL AÇTIĞI BÜYÜK YIKIMLARIN EN ÖNEMLI NEDENI ISE KOROZYON (PASLANMA). KOROZYON, HERHANGI BIR YOLDAN BINAYA SIZAN SUYUN DONARAK VEYA KIMYASAL TEPKIMELERE GIREREK DONATININ ÖZELLIĞINI YITIRMESINE VE BINANIN TAŞIYICI SISTEMININ ZAYIFLAMASINA NEDEN OLUYOR.

Su yalıtımının önemine dikkat çekmek için açıklama yapan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Çolakoğlu, yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar olduğunu hatırlattı. Su yalıtımında doğru ürün seçimi ve doğru uygulamanın hayati önem taşıdığına da değinen Çolakoğlu, yapısı gereği su geçirmezliği en üst düzeyde olan, en uzun ömürlü malzemenin bitümlü su yalıtımı örtüleri olduğunu söyledi. Bitümlü su yalıtımı örtüsü seçerken de mutlaka Ulusal ve Uluslar arası Standartlara Uygunluk Belgesi

bulunan kaliteli ürünleri tercih etmek ve işin uzmanlarına uygulama yaptırmak gerektiğini vurgulayan Çolakoğlu, BİTÜDER olarak Yeni Binaların Deprem Yönetmeliğine uygun inşa edilmesinin yanı sıra, su yalıtımı uygulamalarının hem ürün kalitesi hem de uygulama kalitesi açısından bina ömrünü uzatacak, yapı güvenliğine destek olacak şekilde yapılması için her türlü teknik alt yapı ve mevzuat çalışmasına katkı koymaya, teknik destek sağlamaya devam etmeye hazır olduklarını da sözlerine ekledi. Çolakoğlu, Kurulduğundan bu yana Bitüder’in, Su Yalıtımı konusunda her türlü kurum ve kuruluşların, firmaların, karar vericilerin ve hatta kullanıcıların, bilgilendirme ve bilinçlendirme

taleplerini karşılamanın dernek faaliyetlerinin öncelikli amacı olduğunu da belirtti. BİTÜDER Başkanı Kemal Çolakoğlu; ‘’Deprem kuşağında yer alan ülkemizde geçmişte çok büyük acılar yaşadık. Bilinçsiz yapılaşma dolayısıyla çok şiddetli olmayan sarsıntılarda dahi evlerimiz yıkılıyor, ciddi oranlarda can kayıpları meydana geliyor. Deprem Yönetmeliğine uygun projelendirme ve uygulamanın yanı sıra, Bina güvenliğinin sürdürülebirliğinin sağlanması için olmazsa olmaz su yalıtımı uygulamalarına da önem verilerek, tüm binalarda standartlara uygun ürün ve uygulamalarla su yalıtımı yapılmalı”” dedi. ●


AYNI GÜN 3 IMZA,

3 YENI ERA OFISI ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE, 3 YENI OFIS DAHA AÇTI. KONUYLA ILGILI BILGI VEREN ŞIRKETIN GENEL MÜDÜRÜ ÖZHAN ATALAY, “İSTANBUL VE KOCAELI’DEKI OFISLERLE BIRLIKTE TÜRKIYE’DEKI BÜYÜME HAMLEMIZE DEVAM EDIYORUZ” DEDI. Türkiye genelinde gösterdiği faaliyetleriyle ülkenin en güçlü oyuncularından biri olan ERA Gayrimenkul Türkiye, İstanbul ve Kocaeli’deki ofisleriyle birlikte Türkiye’de ki büyüme hamlesine devam ediyor. ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay, Kocaeli’nin Yahya Kaptan bölgesinde, İstanbul

Hadımköy’de ve İstanbul Ataşehir’de açılan yeni şubelerle ilgili kısa bir açıklama yaptı. Atalay, yeni ofislerle birlikte sektörde daha da iddialı bir pozisyona geldiklerini belirtti. Konuşmasına yeni ofislerinde katacağı sinerjiyle şirketin her zamankinden daha da

güçlü bir yapıya kavuştuğunu ifade ederek devam eden Atalay, “ERA Türkiye olarak sağlam ve emin adımlarla ilerliyoruz. İş kurmak, kendi işinin patronu olmak isteyen çok sayıda yatırımcı franchise almak için bize başvuruyor. Çünkü bu sistem; iş kurma sürecinde yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırarak yatırımcıya

birçok desteği beraberinde getiriyor. Ayrıca ERA Türkiye gibi başarısını kanıtlamış olan büyük bir markanın kanatları altında olmak işletme sahibi için de büyük avantajlar sağlıyor. Ancak franchise satışlarımızda seçici davranıyor, markamızı taşıyabilecek ve değer katacak iş ortaklarıyla el sıkışıyoruz” diye konuştu.


KURUMSAL HABERLER

“HIZ KESMEDEN YATIRIMLARA DEVAM EDECEĞIZ” ERA Gayrimenkul Türkiye, Sektörün büyük oyuncusu olmanın bir takım sorumlulukları da beraberinde getirdiğini belirten Atalay, sektör için sürekli yüksek katma değer oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Atalay, bu amaç doğrultusunda ERA Akademi’yi kurduklarını ve akademinin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) eğitim sertifikası verme yetkisi bulunduğunu da belirttiği konuşmasında eğitime ve yeniliğe büyük önem verildiğini aktardı. Atalay şunları kaydetti:

88 >

“Türkiye’nin ilk gayrimenkul akademisini kurarak birçok alanda eğitim veren ERA Gayrimenkul Türkiye, sektörde bir ilk olan ‘ERA Clinic’ ve ‘ERA Coaching’ hizmetlerinin de dahil olduğu güçlü bir eğitim modeli geliştirdi.Farklı şehir ve lokasyonlardan gelen Brokerlar’ın network yapma fırsatı da bulduğu ‘IntERActive Eğitim’ programını sektöre kazandıran firma, brokerlarını profesyonel eğitim almış ve yüksek kalitede hizmet veren kişiler olarak yetiştirmeyi amaçlıyor. Öte yandan çok güçlü bir teknolojik altyapı kullanan

ERA ofisleri, CRM sistemleri ve Microsoft ile yapmış oldukları iş ortaklığına ek olarak 360 derece otomasyonlu portföy sunumu sağlayan hizmetlere de sahip bulunuyor. Çalıştıkları ulusal ve uluslararası ajanslar ile birlikte dijital dünyada, yazılı basında, televizyon ve sanal reklamlarda ERA algısını arttıran ERA Gayrimenkul Türkiye, emin adımlarla sektörde öncü olma yolunda ilerliyor. Marka ruhunu yaratmak için yıl içerisinde bir araya gelen ERA ekibi, nitelikli markanın yanı sıra iş ortaklarına bir

‘İşletim Sistemi’ sağlıyor. Bu ‘İşletim Sistemi’ uygulayan ERA ofisleri, hızla organizasyon yapısını kurarak başarıya ulaşıyor. Verdiğimiz eğitimlerle Türkiye’de ciddi bir eksik olan eğitimli gayrimenkul danışmanlığı açığını kapatmayı hedefliyoruz. Gayrimenkul sektöründe kaliteli, eğitimli ve profesyonel kadroların yetiştirilmesi amacıyla çıktığımız bu yolda gelen taleplerden ve yorumlardan da anlıyoruz ki çok doğru bir karar almışız. ERA Gayrimenkul tüm yatırımlarına hız kesmeden devam edecek”. ●


Sadece iki kitap alarak başka çocukların hayatını değiştirin!


PROJE GELIŞTIRICILERININ ULUSLARARASI REFERANSI

CNR EMLAK FUARI,

ZIRVE ILE EŞ ZAMANLI DÜZENLENIYOR

2016 YILINI, ÖZELLIKLE YABANCI YATIRIMCILARIN YOĞUN ILGISIYLE TAMAMLAYAN CNR EMLAK FUARI, BU YIL ÇEVRE VE ŞEHIRCILIK BAKANLIĞI’NIN DA DESTEĞI ILE GAYRIMENKUL VE INŞAAT SEKTÖRÜNE, YABANCI YATIRIMCILARIN VE FON YÖNETICILERININ ILGISINI ARTIRACAK.

90 >


CNR

CNR EMLAK ANKARA

Yerli ve yabancı 30 bin yatırımcı tarafından ziyaret edilecek olan, Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası emlak ve gayrimenkul fuarı CNR Emlak Fuarı, 23-26 Kasım tarihleri arasında, CNR Expo Yeşilköy’de organize edilecek. Bu yıl 5.kez kapılarını açacak olan CNR EMLAK • Gayrimenkul Yatırımları Projeleri ve Finansmanı Fuarı, Türk gayrimenkul ve inşaat sektörünün öncü firmalarının önemli projelerini ağırlayacak. Ulusal ve uluslararası yatırımcılar için önemli bir iş platformu olma özelliğini taşıyan fuar; son tüketicinin de konut ve işyeri öncelikli ihtiyaçlarına çözüm sunacak. MAGAZİN ERA

>

SONBAHAR 2017

Her yıl yoğun katılım ve ziyaretçi akınına uğrayan, Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası emlak ve gayrimenkul fuarı CNR Emlak Fuarı bu sene T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ (Toplu Konut İdaresi Başkanlığı)’nin de desteği ile 23-26 Kasım tarihleri arasında, CNR Expo Yeşilköy’de organize edilecek. Yerli ve yabancı kurumsal yatırımcıların yanı sıra firmaların sunduğu fırsatlardan yararlanmak isteyen konut alıcılarının da yoğun ilgi göstereceği fuar, Türkiye’nin önde gelen 600 projesini aynı çatı altında buluşturacak. Rusya, İran, Ortadoğu ülkeleri,

Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar başta olmak üzere pek çok ülkeden yatırımcıları ağırlayacak olan CNR Emlak Fuarı’nın bu yıl ki yeni pazarları Ukrayna, Balkan Ülkeleri, Gürcistan, Pakistan ve Afganistan olacak. Proje Geliştiricilerinin Uluslararası Referansı teması ile düzenlenen fuar kurumsal yatırımların yanı sıra tek konut satışlarının gerçekleşeceği fuar yerli yatırımcılar tarafından da yakından takip edilecek. Aynı çatı altında yüzlerce projeyi inceleme ve karşılaştırma fırsatını yakalayacak olan yerli yatırımcılar bu sayede, konut alımında doğru tercihi yapabilecekler. CNR EMLAK ZIRVESININ BU YILKI TEMASINDA YABANCI YATIRIMCIYI TÜRKIYE’YE ÇEKMENIN YOLLARI IŞLENECEK Geçen yıl 5 oturumda, TOKİ, Türkiye Müteahhitler Birliği, İmder, Beyoğlu Belediyesi, Bağcılar Belediyesi, Esenler Belediyesi, Osmangazi Belediyesi, Gyoder, Dünya Ticareti İş Geliştirme Konseyi, Spk, Tdub, PwC, Epos Gayrimenkul ve Omurga

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ ve MÜSİAD ANKARA’nın desteği ile gerçekleştirilen CNR Emlak Ankara, 07-10 Eylül 2017 tarihleri arasında ATO Congresium’da organize edilecek. Fuarı yerli yatırımcının yanı sıra aralarında Almanya, İngiltere, KKTC, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, İran ve Rusya’nın da bulunduğu 61 ülkeden kurumsal ve bireysel ziyaretçi takip edecek. Emlak ve gayrimenkul sektörünün lider firmalarının en önemli projeleriyle yer alacağı CNR Emlak Ankara Fuarı’nda Ankara’nın çehresini değiştiren önemli konut yatırım projeleri bulunuyor. Bunlardan bazıları; Göksu Yenikapı, Vizyon Ankara Tower, Yeni Peçenek, Nevaşehir, 1800 Konut, Nexus Tower, Vadi Ankara, Kale Ofis Ve Kale Beytepe, Apıstgate, Hüma Kule, Etlik Şelale Park Sitesi, Yemenoğlu Sancak Kule. Fuarda ticari yatırım projeleri arasında Gölbaşı, Polatlı, Eryaman, Etimesgut, Kahraman Kazan, Yeşilova, Yenikent projeleri yer alıyor.

91 >


Kapital’in de aralarında bulunduğu sektörün en önemli 19 konuşmacısı tarafından gerçekleştirilen, 500’ü yabancı olmak üzere 1.200 tek giriş sağlayarak önemli bir başarıya imza atan CNR Emlak Zirvesi, bu yıl da yerel ve küresel emlak-gayrimenkul sektörü masaya yatırılacak. Kentsel dönüşümden modern yapılaşmaya kadar çok sayıda konunun ele alınacağı zirveye Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerinden yatırımcılar yoğun ilgi gösterecek. CNR Emlak Zirvesi, Türkiye’nin lokomotif sektörleri olan inşaat ve emlak sektörlerinin küresel 92 >

pazara tanıtımının bir ülke meselesi olduğu bilinciyle organize ediliyor. Zirveye ulusal ve uluslararası yatırımcılar, finans uzmanları, kamu yetkilileri katılacak. Sektörün bugünü ve yarınının ele alınacağı zirvenin temasında ise yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekmenin yolları işlenecek. CNR EMLAK FUARI VE ZIRVESINE YERLI VE YABANCI BASIN YOĞUN ILGI GÖSTERIYOR Afganistan, Almanya, Amerika Birlesik Devletleri, Avusturalya, Avusturya, Azerbaycan, Bahreyn, Banglades, Belçika,

Birlesik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Cibuti, Danimarka, Fas, Filistin, Fransa, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, Ingiltere, Iran, Irlanda, Ispanya, Israil, Jamaika, Kanada, Katar, Kazakistan, Kıbrıs, Kosova, Kuveyt, Letonya, Liberya, Libya, Lübnan, Mısır, Monako, Özbekistan, Pakistan, Romanya Rusya, San Marino, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna, Ürdün, Yemen ve Yunanistan’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeden nitelikli ziyaretçiyi ağırlayacak olan CNR Emlak Fuarı’nı yabancı yayın organları da yakından takip ediyor. Ulusal ve

uluslararası çok sayıda medya kuruluşun da ağırlanacağı fuarın tanıtım ve pazarlama faaliyetleri CNR’ın Dubai ve Londra ofislerinin yanı sıra yetkili acenteler üzerinden 98 ülkeye, dünyanın en önemli yayın organları üzerinden yürütülüyor.


5TH Real ESTate InveSTments, ProjeCTs and Financing Fair

Proje Geliştiricilerinin Uluslararası Referansı International Reference for Project Developers

CNREXPO Yeşilköy 34149 İstanbul -TURKEY

+90 212 465 7474

6 3A-S2 2K IM

ER NOVEMB

2017

+90 212 465 7476 - 77 I www.cnrexpo.com


35 ÜLKEDE 3.000’i AŞKIN OFiSi iLE

ERA REAL ESTATE

TÜRKiYE’DE DE SiZiNLE Siz de müşterisine, yatırımcısına ve ofislerine aynı anda kazandıran ERA Real Estate ile çalışın, global gayrimenkul network’üne dahil olmanın avantajını kullanın.

rimenkul Tüm gay rınız için ihtiyaçla


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.