MagazinERA ilkbahar 2017, Kadınlar Gözünden Gayrimenkul Sektörü Özel Sayısı

Page 1

G A Y R İ M E N K U L

S

E

K

T

Ö

R

Ü

N

İ

L

E

T

İ

Ş

İ

M

P

L

A

T

F

O

R

M

U

KADINLAR GÖZÜNDEN GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ • RÖPORTAJ: DOĞAN DAĞ DAĞ MÜHENDİSLİK • RÖPORTAJ: GÜLŞAH CANTAŞ KOLEKTİF HOUSE • GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNDE İLETİŞİM STRATEJİLERİ • MİMARİ KARAR ALMA SÜREÇLERİNDE BÜROKRATİZMİN ETKİLERİ • KRİZ DÖNEMLERİNDE KAZANMA STRATEJİLERİ • KENTSEL DÖNÜŞÜM KONGRESİ 2017 • GAYRİMENKULDE LİDERLER VE YATIRIMLAR ZİRVESİ • Y KUŞAĞININ GAYRİMENKUL TERCİHLERİ • DİJİTAL ÇAĞDA SATILALMA ALIŞLANLIKLARI • ÇEVRE: SİT ALANLARI KORUMA SONUÇ BİLDİRGESİ • PROJELERİN BÖLGE BAZLI YEŞİL ALAN ORANLARI • PEYZAJ: SOĞANLI BİTKİLER İLKBAHAR 2017

GAYRİMENKUL / MİMARİ / DEKORASYON / EKONOMİ / SANAT / DOĞA

SUE YANNACCONE ERA Global Başkanı ve CEO Stevie Ödülleri, 2016 Yılında İş Dünyasındaki En Başarılı Kadın Üst Düzey Yönetici


GÖZ ÖNÜNDE OLUN

Evinizi olabilecek en iyi fiyatla, en kısa sürede satmak için görünürlüğünüzü arttırmalısınız. ERA Uluslararası Portföy Koleksiyonu, evinizin en görünür hale gelmesi için kullandığımız çok sayıda araçtan sadece biri. ERA Gayrimenkul’le iletişime geçerek sektörün en başarılı profesyonelleriyle işbirliği yapmakla kalmıyorsunuz, derin bilgi birikimine sahip, size hak ettiğiniz hizmeti sunma konusunda en yetenekli uzmanlardan oluşan global bir ağa da ulaşıyorsunuz. BİR ERA PROFESYONELİ İLE ÇALIŞMAK, GLOBAL BİR GAYRİMENKUL AĞIYLA ÇALIŞMAKTIR.

www.eraturkiye.com.tr


ÖNSÖZ

Merhaba, Gayrimenkul franchising sektöründe farklı işler ve yenilikler yaparak Türkiye de bir ilk olma arzusu ile çıktığımız yolda 4 yıldır emin adımlarla ve istikrarlı bir şekilde yürüyoruz. Ülke ve millet olarak üzücü olaylara şahit olduğumuz bir yılı geride bıraktık. Ancak geleceğe umutla bakıyor ve yatırım hedeflerimizi hiç durmadan gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Temelleri 45 yıl önce ABD’de atılan ve dünyanın sayılı büyük gayrimenkul danışmanlığı markalarından biri haline gelen ‘ERA Real Estate’in bir parçası olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz. Kuruluş amacı; en son teknolojiyi emlak piyasasına taşımak olan ERA Real Estate; dünya çapında yatırımcıların kazancını arttırmış, gayrimenkul ürünlerinin ve hizmetlerinin gelişmesine öncülük etmiş, pazarın kurallarını koymuştur. Biz de ‘ERA Gayrimenkul Türkiye’ olarak bu bilinç ve sorumlulukla aynı çizgide yolumuza devam ediyoruz. CAN EKŞİOĞLU ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE YÖNETIM KURULU BAŞKANI

Ekonomiye yön veren ve piyasalara ivme kazandıran gayrimenkul sektöründe önemli bir rol üstleniyoruz. Canlanma ve süren hareketlilik bu alanı geçmişte olduğu gibi günümüzde de cazip kılıyor. Güvenilir bir alana yatırım yapmak ve iş kurmak isteyenler için iyi fırsatlar sunan sektörde en doğru yöntem gayrimenkul franchise’ı almak... Bu sistem; iş kurma sürecinde yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırarak yatırımcıya birçok desteği beraberinde getiriyor. Gayrimenkul franchise’ı da en çok kazandıran, başarı oranı yüksek bir alan… Başarısını kanıtlamış olan büyük bir markanın kanatları altında olmak işletme sahibi için büyük avantajlar sağlıyor. Gayrimenkul sektörüne yeni bir soluk getirmek adına yayınladığımız MagazinERA’nın bu sayısında “Kadınların Gözünden Gayrimenkul Sektörü”nü değerlendirmeye çalıştık. Sektörün diğer temsilcilerinin ve ERA Gayrimenkul Türkiye’nin çatısı altında bulunan başarılı iş kadınlarıyla röportajlar gerçekleştirdik. Ayrıca yılın iş kadını ödülünü alan yeni Global CEO’muz Susanne Yanaconne’ye de yer verdik. Bu yıl da yine destek verdiğimiz ‘4. Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Zirvesi’nin ve ‘5. Gayrimenkulde Liderler Zirvesi’nin önemli sonuç bildirgeleri de dergimizdeki yerini aldı. Alanında uzman isimlerin, gayrimenkul hukuku, kriz dönemlerini fırsata çevirmek, dijital çağda gayrimenkul sektörü, mimari, pazarlama satış, franchising gibi konularda yazıların ve önemli yazı dizilerinin bulunduğu bahar sayımızda; Kolektif House’un İç Mimarı, Kontra Mimarlık’tan Gülşah Cantaş, Dağ Mühendislik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Doğan Dağ, Bahar Ünal İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Gürsu Bahar Önel ile sektörü yakın markaja aldığımız röportajlar gerçekleştirdik. Mimari, sanat ve çevre konularına da her zaman olduğu gibi dergimizde geniş yer ayırdık. Yapımı süren projelerin bölgesel yeşil alanları çalışması için ERA Türkiye ekibiyle beraber ilerleyen TSKB üst yönetimine teşekkürlerimizi sunmak isterim. Gayrimenkul sektörünün nabzını tutan ve sektöre birçok persfektiften bakan MagazinERA’yı keyifle okumanız dileğiyle… Sevgilerimizle…

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

1 >


EDİTO ÖZHAN ATALAY ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜR

Merhabalar, Türkiye pazarında rekabet etmeye başladığı günden bu yana yükselen grafiği ve uluslararası hizmet standartlardaki hizmet kalitesiyle dikkat çeken ERA Türkiye’nin Genel Müdürü olarak atanmış bulunuyorum. Mart ayı itibariyle başladığım yeni siz değerli iş ortaklarımız ve okuyucularımızın da desteğiyle daha pek çok başarıya imza atacağımıza dair inancım tam... Gayrimenkul danışmanlığı alanında dünyanın sayılı, Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük markalarından biri olan ERA Gayrimenkul’un Türkiye pazarına girişi ise markanın 40 yıllık geçmişine bakıldığında henüz çok yenidir. Henüz emekleme döneminde olan ERA Türkiye’nin bugüne kadar kat ettiği yol ise şaşırtıcıdır. Geçtiğimiz yıl, sektörden tanıdığım ve büyük saygı duyduğum sevgili koordinatörümüz Mustafa Baygan Bey’i ziyarete geldiğimde ekip ile tanışmış ve ERA’nın sektörde bulunmayan kurumsallıkta bir firma olduğunu görmüştüm. ERA Gayrimenkul Türkiye, bana sektörün pek çok tanınmış ismini bünyesinde barındıran, onlara değer veren, çalışanlarına yatırım yapan bir firma görünümü vermişti. O zamandan bu yana ERA Türkiye’yi yakından takip ediyor ve göstermiş olduğu gelişmeyi hayranlıkla izliyorum. Gayrimenkul sektöründe dışarıdan bakıldığında, tüm markalar birbirine benzer görünüyor. En yoğun karşılaşılan markalar, başkaca kriterlere bakılmaksızın en iyiler olarak algılanabiliyor. Marka denildiği zaman algı kritik öneme sahip. Algıyı oluşturan önemli faktörlerden bir tanesi de görme duyusu. Bireyler, dış dünyaya ilişkin bilgilerinin büyük bir bölümünü görme duyusu ile sağlıyorlar. Bu süreci etkileyen faktörlerden en önemlisi ise tekrarlama. Uyarıcının şiddeti, yoğunluğu, büyüklüğü ve sıklığı bir müddet sonra bir markayı en iyi marka olarak görmenize yol açabiliyor. Öyle ya; bir marka ile ne kadar çok karşılaşıyorsak o marka bilinçaltımıza bir yer ediniveriyor ve gerçek özelliklerini dahi incelemeden onu hemen belirli bir yere koyuveriyoruz. Seçim dönemlerinde siyasal partilerin, kulüplerde, derneklerde, federasyonlarda başkan adaylarının her yeri isimleri, bayrakları ile donatmalarının sebebi bu. Peki, sık görülen, tekrarlanan isimler gerçekten en iyileri mi? Genellikle hayır. İş hayatı çok değişken ve hızlıdır. Artık büyük balık küçük balığı yiyemiyor, hızlı balık yavaş balığı yiyor. Büyüklük, esnekliği ve müşteri isteklerine uyumu da azaltabiliyor. Gayrimenkul franchise sektörü bir hizmet işidir. Ortada fiziksel bir ürünü yok, showroom yok, ürününüzü raflarda sergileyemiyorsunuz, potansiyel müşterilerinize test ve deneme yaptıramıyorsunuz. Bu nedenler ile kolay bir sektör değil. Söylemler yanıltıcı olabiliyor. İçerisine büyük umutlar ile girdiğinizde söylenen şeylerin pek te öyle olmadığını görmek hayal kırıklığı yaratabiliyor, telafisi güç olabiliyor. Peki, ‘bunu anlamanın en garanti yöntemi nedir?’ diye soracak olursak o markanın genel merkezini ziyaret etmeden önce size yakın bir bayisini ziyaret ederek sormak sanırım en doğrusu... Size gerçeğe en yakın bilgileri verebilecek olan kişiler, her zaman olmasa bile genellikle mevcut kullanıcılar oluyorlar… ERA Türkiye’de gördüğüm ilk şey; kurulduğundan bu yana memnuniyetsizlik dolayısıyla başka bir markaya geçen hiçbir ofisin olmadığı oldu. ERA Türkiye, kurmuş olduğu güçlü ekip, bünyesindeki MEB’na bağlı ERA Eğitim Akademisi, gerek kendi bünyesindeki, gerekse yurt dışından gelen uzman kişiler ile % 100 bayi memnuniyetini hedeflemiş durumda. ERA Türkiye, çatısı altına giren tüm profesyonellere bu sektörde başarılı olabilmeleri için gereken hiçbir harcama ve yatırımdan kaçmamış. ERA Türkiye ailesi üyeleri, sadece ERA’nın marka gücünden yararlanmıyorlar. İşlerinde daha başarılı ve uzun soluklu olabilmeleri için gerçek anlamda pek çok hizmet servis destek ve eğitim imkanları kendilerine sunuluyor. Bundan sonra bayrağı hep birlikte daha da ilerilere taşıyacağımızdan hiçbir kuşkum yok. Bir sonraki sayıda yeniden buluşmak üzere sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

2 >


İÇİNDEKİLER 22

MAGAZİN ERA İMTİYAZ SAHİBİ İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri ERA Türkiye, ERA Gayrimenkul Hizmetleri A.Ş adına Can Ekşioğlu GENEL YAYIN YÖNETMENİ Evren Temizkalay Evren.temizkalay@eraturkiye.com.tr

07

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Gürkan Akkuş

60

GRAFIK TASARIM Zeynep Koç YAYIN KURULU Can Ekşioğlu, Mustafa Baygan, Özhan Atalay, Gürkan Akkuş, Evren Temizkalay, Bahar Ünal KATKIDA BULUNANLAR Can Kozanoğlu, Aslı Keskinel Ekşioğlu, Doğa Öztüzün, Esra Arslan, Evrim Kırmızıtaş, Kürşat Tuncel, Haldun Ersen, Fakir Cavlun, Kolektif House, Tansa Mermerci Ekşioğlu, Murat Germen, Kostas Bakas, Doğan Dağ, Bahar Ünal, Gülşah Cantaş, Gökhan Avcıoğlu, Mustafa Kemal Kayış, Mimarlar Odası, Fethiye Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü, SPOT Projects, TSKB, Sühran Aras, Ece Türköz Turgut, Ahmet Buğra Tokmakoğlu, Sema Akçıl, Nagihan Arat, Ebru Deniz Karahan, Hürriyet Emlak, Makbule Önel, Aslıhan Duru, Baran Alphan ABONE VE REKLAM REZERVASYON Evren Temizkalay Evren.temizkalay@eraturkiye.com.tr YÖNETİM YERİ Bağdat Cad. No: 240/A Göztepe Kadıköy - İstanbul Telefon +90 216 386 1371 info@eraturkiye.com.tr YAPIM ERA Türkiye, İş Geliştirme Departmanı BASKI VE CİLT Print Center Kazmaz Matbaacılık Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Sultan Selim Mahallesi Libadiye Sokak No:3, 4. Levent 34416 İstanbul Tel: +90 212 371 03 00

Yayın Türü 3 Aylık, Süreli, Global Basım Yeri ve Tarihi İstanbul, Mart 2017 Yayınlanan ilanların ve yazıların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Bu dergide yayınlanan tüm yazı, makale, görsel, çizim ve fotoğraflar yayın sahibinin yazılı izni olmaksızın kısmen ya da tamamen alıntı yapılamaz, çoğaltılamaz.

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

26

1 ÖNSÖZ 2 EDİTO 4 RÖPORTAJ DOĞAN DAĞ, DAĞ MÜHENDİSLİK 7 DOSYA KADINLAR GÖZÜNDEN GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ 14 SEKTÖREL HABERLER 1. GAYRİMENKULDE LİDERLER VE YATIRIMLAR ZİRVESİ HÜRRİYET EMLAK 2016’NIN “EN”LERİ RAPORU 22 İŞ DÜNYASI KOSTAS BAKAS, YUNANİSTAN’DA GAYRİMENKUL YATIRIMLARI KÜRŞAT TUNCEL, KRİZ DÖNEMLERİ STRATEJİLERİ ÖZHAN ATALAY, DİJİTAL ÇAĞDA SATINALMA ALIŞKANLIKLARI 30 RÖPORTAJ BAHAR ÜNAL, GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNDE İLETİŞİM STRATEJİLERİ 34 SEKTÖREL HABERLER KENTSEL DÖNÜŞÜM KONGRESİ, 2017 GÜNDEM KONULARI VE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ DEĞERLENDİRMELERİ 43 MİMARİ RÖPORTAJ GÜLŞAH CANTAŞ, KONTRA MİMARLIK – KOLEKTİF HOUSE MUSTAFA KEMAL KAYIŞ, GAD – Y KUŞAĞININ GAYRİMENKUL TRENDLERİ FAKİR CAVLUN – MİMARİDE BÜROKRATİZMİN ETKİLERİ 56 TEKNOLOJİ DOĞA ÖZTÜZÜN – GAYRİMENKUŞ SEKTÖRÜNDE EZBER BOZAN TEKNOLOJİ: BLOCKCHAIN 58 GEZİ DÖNÜŞÜMÜN HAYAT VEREN ÖYKÜSÜ: ŞİRİNCE 60 KURUMSAL HABERLER ERA FRANCHISE ÖDÜLLERİ TEAM ERA ETKİNLİKLERİ CAMPERA 2016 78 SANAT MURAT GERMEN – ŞEHİR İMGELERİ VE DÖNÜŞÜMLERİ SPOT PROJECTS GÜNCEL ETKİNLİKLERİ 83 ÇEVRE MİMARLAR ODASI, DOĞAL SİT ALANLARI SONUÇ BİLDİRGESİ FETHİYE 2016 GERİ DÖNÜŞÜM RAPORU PEYZAJ: SOĞANLI BİTKİLER BÖLGE VE PROJE BAZI YEŞİL ALAN ORANLARI ARAŞTIRMASI 3 >


RÖPORTAJ

YAŞAM ALANLARI OLUŞTURMA KONUSUNDA BÖLGE ANALİZİ VE PAZAR ÇALIŞMASI YAPARAK PROJELERİNE YÖN VEREN ENDER ŞİRKETLERDEN OLAN DAĞ MÜHENDİSLİK, BİREYLERİN İHTİYAÇLARINI BELİRLEME VE ÇEVRECİ GİRİŞİMLER ÜRETME KONULARINDA KENDİNDEN SÖZ ETTİRİYOR. YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI DOĞAN DAĞ İLE KEYİFLİ BİR SÖYLEŞİ GERÇEKLEŞTİRDİK. RÖPORTAJ: EVREN TEMİZKALAY

4 >

ANALIZCI VE ÇEVRE ODAKLI BİR GAYRIMENKUL GELIŞTIRME Dağ Mühendislik yatırım yapılan bölge hakkında araştırma ve pazar çalışması yapan, yaşam alanları ve standartları inceleyen, gereksinimleri ortaya koyan ve buna göre projelerine yön veren bir şirket olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda vizyonunuzu sizden yeniden duymak isteriz. Dağ Mühendislik olarak biz sadece konut üretmiyoruz, yaşam alanları oluşturuyoruz. Bizim için önemli olan insan odaklı ve çevreci projeler üretmek bu nedenle de bölgenin ve insanların ihtiyaçlarına cevap verecek projeler geliştiriyoruz. Bunun için de araştırmalar, analizler yapıyoruz. Örneğin; Tual Bahçekent projemizi İstanbul Avrupa Yakası’nın en hızlı gelişen bölgelerinden biri olan Bahçeşehir’de hayata geçiriyoruz. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını belirleyip neler talep

ettiklerini ortaya koyarak projemizi geliştirmek istedik. Bu nedenle de bir pazar araştırması yaptık. Dağ Mühendislik olarak yaptığımız pazar araştırmasına göre; yepyeni bir şehirde huzurlu yaşama imkanı, doğru lokasyonu ve yatırıma uygun arsa stoğu bölgeyi cazip hale getiren etkenler arasında yer alıyor. Bölgede en fazla talebin okul, hastane, kreş ve çocuk yuvası olduğunu gördük. Tual Bahçekent projemizde devlet okulu, hastane, biri özel olmak üzere iki okul, kreşten oluşan bölümler oluşturduk. İstanbul yatırımlarınızın dışında, Konya’da da gayrimenkul inşaatlarınız var. Mevcut projelerden de söz edebilir misiniz? Konya ve İstanbul’da konut projelerine imza atıyoruz.

İstanbul’un her iki yakasında birden Tual Adalar ve Tual Bahçekent projelerimizi hayata geçiriyoruz. Tual Adalar projemiz Anadolu Yakası’nın en hızlı gelişen bölgesi Kartal’da yükselen 6 blok şeklinde yükseliyor. Toplam 471 konuttan meydana gelen projemizde 1+1’den 4+1’e kadar daire seçeneklerinin yer alıyor. Teslimlerini 2018 yılının ilk yarısında gerçekleştirmeyi planladığımız projemizde yer alan daireler Adalar ve orman manzarasına hakim. İstanbul Avrupa Yakası Bahçeşehir bölgesinin en büyük projelerinden olan Tual Bahçekent ise, 20 blok olarak 190 bin metrekarelik alan üzerinde konumlanıyor. Projede 1.739 konut, ticari üniteler, özel hastane, özel okul, özel kreş ve bir devlet okulu bulunuyor.


yapmıyoruz. Araplar çok yoğun bir şekilde konut alımına ilgi gösteriyorlar, tabii ki yabancıların ülkemizi sevmesi, yatırım için değerlendirmesi ülkemiz ekonomisi için de güzel gelişmeler. Ancak bizim bunun üzerine koyduğumuz bir hedef yok. Tek hedefimiz, sağlam, konforlu, güvenli ve çevre dostu binalarla insanların refah içinde yaşayacakları evler üretmek. Projelerinizde mimarlarından beklentileriniz daha fazla kar mı, yoksa daha farklı bir yaşam alanı ve konsepti oluşturmak üzere mi? Biz sadece konut üreterek kar elde etmeye çalışmıyoruz, şirket vizyonumuza göre insan odaklı ve çevreci projeler geliştirip çağın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Sadece konut değil, güvenilir ve kaliteli doğayla dost yaşam alanları sunuyoruz.

Bahçeşehir bölgesinin geniş sosyal donatılarına sahip projemizde, kapalı havuz, sauna, fitness, buhar odası, çocuk oyun parkları, yürüyüş parkurları, basketbol sahası mevcut. 4+1 daire satışlarının tamamlandığı ‘Tual Bahçekent’te daire tipleri 1+1’den 4+1’e kadar tasarlandı. Teslimleri ise 2018 yılının sonunda gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Konya’da tamamlanan projelerimiz arasında Novada Outlet Konya Alışveriş Merkezi, Ataşehir, Residance Hill, Autopia Konya, Site Bosna, Bahçeşehir Gold, Bahçeşehir ve Ataköy Siteleri yer alıyor. Yine Konya’da inşa ettiğimiz Doğa Şehir ve Floraşehir projelerimizin satışları devam ediyor. Ticari gayrimenkul alanında da yatırımlarınız var mı? Tual Bahçekent projemizin MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

içerisinde konutların yanı sıra Tual Çarşı’da 186 adet ticari ünitemiz bulunuyor. Gelen yoğun talep nedeniyle 2017 yılında planladığımız ticari ünitelerimizin ihalesini 12 Kasım’da gerçekleştirdik. Satışa sunmuş olduğumuz 175 adet ticari üniteden 58 adet ticari ünitemizin satışını yaparak toplam 37 milyon 225 bin TL gelir elde ettik. Dağ Mühendislik olarak, 2017 yılında da ülkemiz ve milletimiz için yatırımlarımıza aralıksız bir şekilde devam edeceğiz. Yabancıya konut satış konusunda hedeflerimiz var mı? Ev sahibi olmak isteyen, kira ödemekten kurtulmak için iki işte birden çalışan vatandaşlarımız var. Vatandaşlarımızın barınma ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyoruz. Yabancı ayrımı

TÜİK’in açıkladığı inşaat ciro endeksine baktığımızda yüzde 6,9 gerileme görüyoruz. Bu gerileme markaları ve ekonomiyi nasıl etkiler? Bu gerilemenin dönemsel olduğunu düşünüyorum, 15 Temmuz’dan sonra yaşanan olumsuzluklar, doların devamlı yükselmesine bağlı gelişen bir durum. Ayrıca firmalar kar marjlarından feragat ederek konut satışlarını gerçekleştirdiğinden cirolar düşüyor, böylelikle stoklarını tüketmeye çalışıyorlar. Metrekare fiyatlarının 7 bin TL ve üstü olan konutlarda talep daralması yaşanıyor. Satışı devam eden konutların genellikle bu rakamların altında olduğunu görüyoruz. TÜİK tarafından açıklanan inşaat ciro endeksindeki bu gerileme yılın 3. çeyreğine ait, bu nedenle de yılın genelini kapsıyor diyemeyiz. Siz işinizi doğru ve düzgün yaptığınız sürece işinize odaklandığınızda başarı oranınız en üst düzeye yükseliyor. Önemli olan doğru satış argümanı veya pazarlama stratejileri geliştirerek ilerlemektir.

Son 10 yılda, birçok sektörden girişimciler inşaat sektörüne yöneldi. Sektörün önemli bir temsilcisi olarak bu gidişatı doğru buluyor musunuz? 2016 yılında güçlü olan firmalar gücünü korudu ve yükseliş trendi içinde yer aldılar. İnşaat sektörünü yan kol olarak seçmiş bu işte para var diyerek gelmiş insanların gördüğü krizlerden geri dönüp kaçtığı ve sektörü baş başa bıraktığı sektörün aktörleriyle baş başa kalacağı 2017-2018 yılını yaşayacağımızı düşünüyorum. Bu dönemde ekonomisi ve ekip gücü zayıf olan şirketler elenecektir. İşini bilen ve işini doğru yapan müteahhidin sektörde kalacağına inanıyorum. 2023 yılına kadar sektörün şahlanacağını altın yılını yaşayacağının kanısındayım. İlk kez konut alacaklar için devletin vereceği yüzde 15 oranındaki destekle ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir? Konut alacaklara devlet desteği birçok noktada faydalı olacak. Ülkemizde nüfusun hızla şehirlere yönelmesi ve eski yapıların yani kentsel dönüşüm alanları dahil tekrar yapılacak olması markalı konut üretimini sağlayacak. Devletin vereceği yüzde 15’lik destek de artı olarak beraberinde konforlu bir yaşamı getirecek. Devletin vatandaşa ve üreticiye sağlayacağı destek ile belki de çarpık yapılaşmanın önüne geçilmiş olacak. Çünkü bulunduğumuz sektörde artık tüketici çok bilinçli seçimler yapabiliyor. Kullanılabilir mekan, konforlu mekan ve en önemlisi sosyal donatılarla zenginleştirilmiş marka konutları tercih ediyorlar. Bu neyi getirecek, müteahhit ihtiyaca göre konut üreteceği için bütün bunları göz önünde bulundurup nitelikli, kimlikli, marka konut üretimi yapacak. Yanlış bir yapılanmanın da önüne geçip vatandaşın hak ettiği konutu üretecek. Hükümetin bu kararıyla müşteri karlı ve memnun,

5 >


RÖPORTAJ

İSTANBUL’UN HER IKI YAKASINDA BIRDEN TUAL ADALAR VE TUAL BAHÇEKENT PROJELERIMIZI HAYATA GEÇIRIYORUZ. TUAL ADALAR PROJEMIZ ANADOLU YAKASI’NIN EN HIZLI GELIŞEN BÖLGESI KARTAL’DA YÜKSELEN 6 BLOK ŞEKLINDE YÜKSELIYOR. TOPLAM 471 KONUTTAN MEYDANA GELEN PROJEMIZDE 1+1’DEN 4+1’E KADAR DAIRE SEÇENEKLERININ YER ALIYOR. TESLIMLERINI 2018 YILININ ILK YARISINDA GERÇEKLEŞTIRMEYI PLANLADIĞIMIZ PROJEMIZDE YER ALAN DAIRELER ADALAR VE ORMAN MANZARASINA HAKIM.

müteahhit ihtiyacı belirleyip doğru üretirse memnun, devlette bu uyumdan mutlu ve memnun kalacaktır. Taleple birlikte tabii ki de satışlar artar. Fakat fiyatların yanlış bir artış rotasında olacağını zannetmiyorum. Çünkü ülke geliştikçe zaten her doğru proje pirim yapmış olacaktır. 10 yıl sonra sizce Türkiye’de gayrimenkul sektörü nerede olacak? Gayrimenkul sektörünün geleceği elbette ki parlak ve önü açık. Türkiye’de 15 yıl içinde kentsel dönüşüm ve nüfus artışının bir getirisi olarak 18 milyon konut üretilebilir. Küresel gayrimenkul pazarında da olmamız lazım. Yabancı yatırımcıları da Türkiye’ye çekebilmek için çalışmalar gerçekleştirmemiz gerekecektir. Ulaşım sorunlarının ortadan kaldırılması, çarpık kentleşmenin durdurulması gerekiyor. Yeşil dostu binalarla birlikte geliştiğimiz zaman gerçek gelişime ulaşmış olacağız. Türkiye gayrimenkul sektöründeki satış ve kiralama uygulamaları hakkında neler düşünüyorsunuz? ERA Türkiye gibi markaların sektöre katkılarını nasıl gözlemliyorsunuz? Ülkemizde konut satış rakamlarına baktığımız zaman ikinci el konut satışlarının da yüksek olduğunu gözlemliyoruz. Vatandaşlarımız artık ikinci el konut alacakları veya konut kiralayacakları

6 >

zaman tek başına hareket etmenin çok sağlıklı olmadığının bilincinde. Bu nedenle de uzmanlardan danışmanlardan destek almaya başladılar. Böylelikle kendileri için en doğru ve en uygun konutu çok fazla zaman harcamadan uzman danışmanların desteğiyle satın almış veya kiralamış oluyorlar. Dünyanın en iyi gayrimenkul danışmanlık şirketlerinden biri olan ERA Türkiye’nin de uzman danışmanlarıyla vatandaşlarımıza verdiği en iyi hizmetleri gözlemliyor ve destekliyoruz. Yeşili koruma ya da yeşil bir çevreye sahip olma konusundaki girişimleriniz nelerdir? İnsanların daha sağlıklı şehirlerde yaşaması için İstanbul ve Konya’da geliştirdiğimiz projelerimizde yeşile ve peyzaja geniş alanlar ayırıyoruz. İnsanların şehrin karmaşasından ve gürültüsünden kurtularak nefes alabilecekleri alanlar oluşturuyoruz. Tual Adalar projemizin % 85’i Tual Bahçekent projemizin ise yüzde 60’ı yeşil alana ayrılmış durumda. Marka projelerde yapılara mimari açıdan baktığınızda neler düşünüyor ve nasıl değerlendiriyorsunuz? Marka projelerde şehir yapılaşmasına uygun, çevreyi ve yeşili korumaya yönelik konutlar geliştiriliyor. Önemli olan çevreyle uyumlu kaliteli, güvenli, konforlu binalar hayata geçirmek. ●


DOSYA

KADINLAR GÖZÜNDEN GAYRİMENKUL SEKTÖRÜ

Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gün... 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tüm dünya kadınlarının kutladığı uluslararası bu özel günde, insan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine yüz bini aşkın kişi katıldı. 26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı), Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına, 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

7 >


DOSYA

GAYRİMENKUL SEKTÖRÜNE

KADIN ETKİSİ

ÜLKEMİZDE FRANCHİSİNG MARKALARININ GAYRİMENKUL PAZARINA GİRMESİYLE BAŞLAYAN KADIN ETKİSİ, GÜVENİLİRLİK, SUNUM VE İKNA BECERİLERİ, İLETİŞİM GİBİ BİRÇOK ETKENİN İYİ KULLANILMASIYLA BERABER SEKTÖRE İVME KAZANDIRDI. SEKTÖRÜN FARKLI VE BAŞARILI TEMSİLCİLERİNDEN EVRİM KIRMIZITAŞ, SEMA AKÇIL VE SÜHRAN ARAS İLE, KADINLARIN SEKTÖRE OLAN ETKİSİNİ TÜM DETAYLARI İLE MASAYA YATIRDIK. RÖPORTAJ: EVREN TEMİZKALAY

8 >


SEMA AKÇIL

Sizin persfektifinizden kadınların gayrimenkul sektöründe olmasının avantajları neler olabilir? Evrim Kırmızıtaş: Bence kadınların gayrimenkul sektöründe olmasının en büyük avantajı bu sektöre ciddiyet ve güven getirmeleridir. Şöyle ki, ülkemizde gayrimenkul aracılık hizmetleri sektörü maalesef belki de en ciddiyetsiz sektörlerin başında yer alıyordu. Ancak günümüzde kadınların özellikle yabancı kökenli gayrimenkul markaları çatısı altında sektöre ivme kazandırmaları ve yeni bir bakış açısı getirmeleri son derece güzel ve olumlu sonuçlar doğurmuştur. Sema Akçıl: Gayrimenkul sektörü diğer sektörlere oranla çok daha sosyal bir sektör; bir yaşam alanı. Bu sektörde faaliyet gösteriyor olmak aslında bir yaşam tarzı yaratmak, benimsemek ve yaşamakla eşdeğer. Kadınların sosyal yaşam içerisinde çok daha fazla rol üstlenebildikleri ve bunu başarıyla taşıyabildikleri ise tartışmasız bir gerçektir. Kadınların sosyal yaşam içerisindeki bu başarılarını sektöre MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

yansıtmış olmaları gayrimenkul dünyası için en büyük avantaj. Sühran Aras: Türkiye’de uzun yıllar gayrimenkul sektöründe erkekler egemendi. Ama kurumsal firmaların ülkeye girişi ile kadın danışmanların ilgisini çeken ve başarı hikayelerini yazdıkları bir sektör haline geldi. Kişilik özellikleri ve davranış biçimlerinin pozitif etkisi sektörde görülmeye başladı. Kadınlar dokundukları her şeyi güzelleştirip olumlu olarak değiştirme yeteneklerini bu sektöre de uyguladılar. Daha sosyal ve iletişime açık olmaları, duygusal zekalarını kullanıp aynı zamanda mantıklı sonuçlara ulaşabilme yetenekleri onları ön plana çıkardı. Ayrıca ayrıntılara odaklanabilmeleri, pes etmeyen özellikleri, önsezilerinin kuvvetli olması, daha öğretici ve geliştirici yönlerinin olması da bu sektörde onları avantajlı pozisyona getirdi. Motivasyonlarının yüksek oluşu, azimli ve sabırlı olmaları, daha mücadeleci olmaları da fark yaratmalarını sağladı.

Kadınların gayrimenkul sektöründe pazarlama ve danışmanlık konularında faal olmasının nedenlerini nasıl açıklarsınız? Sema Akçıl: Yukarıda da belirttiğim gibi kadınların sosyal yaşamda üstlendikleri roller fazla ve güçlü yanlar barındırıyor. Kadınların bu döngüyü idare etmekte gösterdikleri efor ve yaratılıştan gelen iletişim özelliklerinin pazarlama ve danışmanlık konularında kadın arkadaşlarımızı bir adım daha ön plana çıkartıyor. Evrim Kırmızıtaş: Ülkemizde kadınların en yoğun olarak iş kadını hüviyetiyle yer aldıkları sektör, gayrimenkul sektörüdür. Bugün binlerce iş kadını bu sektörde danışmanlık hizmeti vererek gayrimenkul sektörünü temsil etmektedirler. Aslında bunun en önemli nedeni, bu işin kadın girişimcilere çok uygun olması sebebiyledir diyebiliriz. Çünkü kadınlar bir yanda iş hayatında yer alırken, ayni zamanda annelik görevlerini ve ev ile ilgili üstlendikleri sorumluluklarını da yerine getirmek durumundalar.

ÖNCELIKLE ERA GLOBAL’IN CEO’SUNUN BAŞARILI BIR IŞ KADINI OLMASININ BUNUN BIR IŞARETI OLARAK GÖRÜYORUM. ERA TÜRKIYE YÖNETIMININ POZITIF AYRIMCILIK ÜZERINE CIDDI ÇALIŞMALARI OLDUĞUNU GÖZLEMLEMEK MÜMKÜN. ERA TÜRKIYE ÇATISI ALTINDA DA BIR KADIN OLMANIN POZITIF AYRIMCILIĞINI HEP HISSETTIM. SON OLARAK ERA TÜRKIYE 2016 ÖDÜL GECESINDE, EN BAŞARILI ERA ÜYESI ÖDÜLÜNÜ, YÖNETIM KURULU ÜYEMIZ SN. TANSA MERMERCI EKŞIOĞLU’NUN ELINDEN ALMAK BENI AYRICA GURURLANDIRDI.

9 >


DOSYA

SÜHRAN ARAS

TÜRKIYE’DE UZUN YILLAR GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNDE ERKEKLER EGEMENDI. AMA KURUMSAL FIRMALARIN ÜLKEYE GIRIŞI ILE KADIN DANIŞMANLARIN ILGISINI ÇEKEN VE BAŞARI HIKAYELERINI YAZDIKLARI BIR SEKTÖR HALINE GELDI. KIŞILIK ÖZELLIKLERI VE DAVRANIŞ BIÇIMLERININ POZITIF ETKISI SEKTÖRDE GÖRÜLMEYE BAŞLADI. KADINLAR DOKUNDUKLARI HER ŞEYI GÜZELLEŞTIRIP OLUMLU OLARAK DEĞIŞTIRME YETENEKLERINI BU SEKTÖRE DE UYGULADILAR.

Esnek çalışma saatleri ve kendi işinin patronu olarak zamanı yönetmeleri en büyük etkenlerden biridir. Sühran Aras: Gayrimenkul sektöründe yaptığımız iş esas olarak danışmanlık. Dolasıyla öncelikle olmazsa olmazımız iletişim yeteneği. Sektörde çalışan kadınların, sosyal algılarının yüksek, insanlarla etkileşimde aktif ve empati yeteneklerinin kuvvetli olması nedeniyle geniş bir yelpazeye yayılan müşteri gruplarıyla daha rahat iletişim kurabildikleri görülmektedir. Müşterilerinin taleplerini iyi analiz ederek beklentilerini karşılayacak sonuçlara daha hızlı ulaşabilmektedirler. Diğer taraftan, yaratıcılıkları da bir başka güçlü yanlarıdır. Zira pazarlama faaliyetleri, hayal kurma ve renklilik gerektiriyor. Ayrıca, ekip çalışmasına olan yatkınlıkları, güvenilir ve samimi olmaları dolasıyla fark yaratıyor. Bilene sormaktan çekinmeyen yapıları, akıl ve mantık yanında sezgilerine de güvenmeleri, risklere karşı daha temkinli yaklaşımları, yatırım kararları aldırırken başarısızlığa uğrama oranlarını düşürüyor. Tüm bu özelliklerin birleşmesiyle gayrimenkul sektöründe daha faal olarak yer alabiliyorlar. Gayrimenkul sektörünün bir

kadına sunduğu fırsatlar sizce neler olabilir? Sühran Aras: Temelinde bilgi ve hizmet sektörlerinin olduğu bu yapıda, sunduğu fırsatlar nedeniyle son yıllarda kadın danışman sayısının hızla arttığı görülmektedir. Öncelikle çalışma saatlerinin esnek olması ve minimum yatırımla maksimum kazancın sağlanabilmesi sektöre ilgiyi arttırmıştır.

doyasıya çıkarabilme platformu sunduğunu düşünüyorum.

Her gün yeni insanlarla farklı ortamlarda tanışma fırsatı yakalayıp renkli bir sosyal yaşantı sunan sektör, aynı

Evrim Kırmızıtaş: Gayrimenkul sektörünü kadınların sermaye koymadan yüksek hacimli iş yapabilecekleri ve ciddi para

zamanda sürekli eğitim olanakları ile kendinizi geliştirmenizi sağlıyor. Çalışma ortamınızı ve çalışabileceğiniz alanları seçme şansına sahip olduğunuz bu sektörde sevdiklerinize daha fazla zaman ayırabilme fırsatını da yakalayabiliyorsunuz.

kazanabilecekleri bir sektör olması nedeniyle kadınlar için bir büyük bir fırsat olarak düşünebiliriz. Bunun yanında serbest çalışma saatleri imkanının da olması kadınlara bu anlamda avantaj sağlıyor.

Sema Akçıl: Aslında bunu söylemekten hiç hoşnut değilim; fakat toplumumuzda ağırlıklı olarak kadınların erkeklerden bir adım geride kabul gördüğü de bir gerçek. Kadına öncelikle yüklenen roller çok daha başka; iyi anne, iyi eş ,iyi evlat hatta iyi aşçı olmak bile, belki de çoğu zaman kadının iş hayatında başarılı olmasından daha önce geliyor. Gayrimenkul sektörünün her şeyden önce kadınlara iş hayatında ne kadar başarılı olabileceklerini ispatlama ve bu başarının tadını

KADIN GİRİŞİMCİLER DÜNYAYI DEĞİŞTİRİYOR Günümüzde, USA’da kurulan tüm yeni girişim işlerinin % 30’u kadın girişimciler tarafından kurulmaktadır. TUİK’e göre bu oran Türkiye’de bugün % 5 ve gelecek 5 ila 10 yıl içinde ise bu oranın %8’lere ulaşma ihtimali öngörülüyor. Kaynak: İstanbul Talks, Girişimci Liderler adıyla Inspired 2016 Conference

10 >

Elbette bunun devamı olarak yüksek kazanç ve maddi özgürlüğünün oluşturduğu güveni unutmamak gerekir. Ayrıca gayrimenkul sektörü kadınlarımıza kendi yaşam tarzlarını ve sosyal yaşam alanlarını da belirleme imkanı sunuyor.

Sektörün bir kadın gözüyle fırsatları ve avantajları neler olabilir? Sema Akçıl: Bir önceki soruda bilmeden konuyu buraya bağlamış olup cevap vermiş olsam da şunu eklemek istiyorum: Özellikle gayrimenkul sektörünün sunduğu en önemli fırsat ve avantaj gösterdiğimiz çabanın karşılığını doğru orantılı olarak alabilmenize imkan sunmasıdır. Sühran Aras: Sektörün sunduğu en önemli fırsat öncelikle kendi işimizin patronu olmak. Bunu


EVRIM KIRMIZITAŞ

Ü L K E M IZ D E K AD I NL ARI N EN Y O Ğ U N O L ARAK I Ş K AD I NI H Ü VIY ETIY L E YER AL D I K L ARI SEKTÖR, G AY RIM ENK U L S E K TÖ RÜ D Ü R. BU G Ü N BINL ERCE IŞ K AD I NI BU S EKTÖRDE D ANI ŞM ANL I K H IZ M ETI VEREREK G AY RIM ENK U L S E K TÖ RÜ NÜ T EM S IL E TM E K TE D IRLER. ASL I ND A BU NUN EN Ö NE M L I NED EN I, BU IŞIN K AD IN G IRIŞ IM CIL E RE Ç OK U Y GU N O L M AS I S E BEBIYL ED IR D IY EBIL IRIZ .

yaparken de küçük bir sermaye ile yüksek gelir imkanına kavuşmak ve kendi yatırımlarımızı yapabilecek düzeyde yatırımcıya dönüşmek. En önemli avantajı ise esnek çalışma saatlerinin sunduğu bağımsızlık ve şartlarını kontrol edebileceğiniz çalışma ortamıdır. Evrim Kırmızıtaş: Bir kadın gözüyle sermaye bağlamadan kendi isinize sahip olabilmeniz ve yüksek kazançlar elde edebilmeniz, etki çevrenizi kullanabilme fırsatı yakalamanız sektörün bizlere sunduğu fırsatlardan bazılarıdır. Bizim açımızdan sektörün bize sunduğu en büyük avantaj ise esnek çalışma saatleridir. İletişim, iş ilişkileri, etki çevresi gibi terimleri bir iş kadını olarak nasıl açıklarsınız? Sema Akçıl: İletişim bence bu işin temeli. İnsanlarla statülerine göre diyalog kurabilme başarınız, bir tebessüm, belki de en önemlisi verdiğiniz güven duygusu. İş ilişkileri: İletişim gücünüzün iş hayatında vücut bulmuş hali. Etki çevresi ise ilk sorunuzun cevabında bahsettiğim üzere sosyal yaşam alanlarıdır. Evrim Kırmızıtaş: İletişim, bence ağırlıklı olarak kadınların işidir. İş ilişkileri de biz kadınların

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

iyi iletişim kurabildiğimiz için zorlanmadığımız bir alandır. Etki çevresi deyince, iletişimde kurduğumuz samimiyet ve sıcaklık nedeniyle iş ilişkilerini daha güvenilir bir ortama çekerek daha etkili olabildiğimiz çevreler kurabiliyor olmamız anlamına geliyor. Sühran Aras: İletişim; Her gün değişik sosyal statüden insanlarla tanışabilme ve onlarla iş birliği yaparak kazanç elde edebilme. Bu ortaklıklar sonucunda müşteri memnuniyetine dayalı ömür boyu sürecek dostluklar kurabilmek, sadık müşteri ve veri tabanı yaratmak. İş İlişkileri; Farklı sektörlerde ve farklı düzeylerdeki insanlarla iletişim kurmak. İş birlikleri ve çözüm ortaklıkları sağlayarak sürdürülebilir danışmanlık hizmeti vermek. Etki Çevresi; Sektöre yeni başlayan danışmanlarımızın ilk faydalanabileceği müşteri bulma potansiyelinin en yüksek olduğu kesimdir. Kişinin Etki Çevresi; Ailesi, akrabaları, dost grupları, iş ve okul arkadaşlarıdır. ERA Türkiye’nin kadınlara bakışı ve pozitif ayrımcılığı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sema Akçıl: Öncelikle ERA Global’in CEO’sunun başarılı bir iş kadını olmasının bunun bir işareti

olarak görüyorum. ERA Türkiye yönetiminin pozitif ayrımcılık üzerine ciddi çalışmaları olduğunu gözlemlemek mümkün. ERA Türkiye çatısı altında da bir kadın olmanın pozitif ayrımcılığını hep hissettim. Son olarak ERA Türkiye 2016 ödül gecesinde, en başarılı ERA üyesi ödülünü, Yönetim Kurulu Üyemiz Sn. Tansa Mermerci Ekşioğlu’nun elinden almak beni ayrıca gururlandırdı. Sühran Aras: Toplum olarak ataerkil yapıyı geride bırakarak kadını önce birey olarak kendine, sonra ailesine ve üretken bir vatandaş olarak ülke ekonomisine kazandıran bir yapıyı oluşturmak ve desteklemek hepimizin görevi. Bu bağlamda, ERA Türkiye’yi sektörümüzdeki kadınlara yönelik yaptığı çalışmalar ve desteklerinden dolayı kutluyorum. Evrim Kırmızıtaş: ERA Türkiye bünyesinde de çok sayıda kadın meslektaşımın görev alıyor olması kadınlara bakışınızı en net ortaya koyabilecek ölçüdür. Bu röportajı “Kadınlar Gözünden Gayrimenkul Sektörü” özel sayısı olarak yayınlamanızı ise pozitif ayrımcılığınızın güzel bir ifadesi olarak görüyorum. ● 11 >


DOSYA

ERA’NIN YENİ KADIN CEO’SU:

SUE YANNACCONE ERA Global Başkanı ve ERA International CEO’su Sue Yannaccone, 2017 Swanepoel POWER’ın “Gayrimenkul Sektöründe En Güçlü 200 Kişi” listesine ve “SP POWER Kadın Liderler” listesinde “Gayrimenkul Dünyasında En Başarılı İlk 10 Kadın Lider” arasına girdi. Yannaccone, 18 Kasım 2016’da, New York’ta, her yıl ve on üçüncüsü düzenlenen Stevie Ödülleri’nde “2016 Yılında İş Dünyasındaki En Başarılı Kadın Üst Düzey Yönetici “ ödülünü aldı. Sue Yannaccone, başarı sloganını “Büyük Hayal Et, Büyük Düşün, Büyük Ol “ olarak açıkladı.

12 >


REIDIN Gayrimenkul Bilgi Servisleri ile Piyasa Trendlerini YakÄąndan Takip Edin!


SEKTÖREL

1. GAYRİMENKUL VE YATIRIMLARDA LİDERLER ZİRVESİ KUZEY KIBRIS SONUÇ BİLDİRGESİ ERA GAYRIMENKUL K.K.T.C’NIN PLATIN SPONSORU OLDUĞU KUZEY KIBRIS’ DA DÜZENLENEN “1. GAYRIMENKUL VE YATIRIMLARDA LIDERLER ZIRVESI” 1 ARALIK PERŞEMBE GÜNÜ LEFKOŞA’DA, YAKIN DOĞU ÜNIVERSITESI ATATÜRK KONGRE MERKEZI’NDE YAPILDI. ZIRVENIN ANA TEMASI “PARLAYAN YILDIZ KUZEY KIBRIS’IN FIRSATLARI” OLAN ZIRVE ÜÇ ANA OTURUMDAN OLUŞTU.

14 >


Kuzey Kıbrıs’ın önde gelen şehirlerinin Belediye Başkanlarının, Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanının, Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanının, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Üniversitelerinden akademisyenlerin, ayrıca Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’dan gayrimenkul, inşaat ve bankacılık sektöründen çok önemli konuşmacıların katıldığı zirveye, Kuzey Kıbrıs iş dünyasından katılım sağlandı. Yaga, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Yakın Doğu Üniversitesi tarafından desteklenen zirvenin Ana Sponsorları ise ERA Gayrimenkul Türkiye, ERA Gayrimenkul K.K.T.C, TSKB Gayrimenkul Değerleme A.Ş, Altınbaş Holding, Akacan Group ve Gold Mark Estates oldular. Sektörel bilgi sponsoru Reidin. com, sektörel dergi sponsoru ise Gayrimenkul Türkiye, sektörel pazarlama sponsoru Zingat, sektörel iletişim sponsorları ise MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

EmlakDream.com, EmlakWebTV ve Real Estate News Türkiye oldu. Zirve sonunda çok önemli konuşmacıların yaptığı sunumlar ve öneriler çerçevesinde sonuç bildirgesi şu şekilde oluştu: 1. Kuzey Kıbrıs’ da yatırımların önünün açılması için bürokrasinin azaltılması gerektiği, 2. Kuzey Kıbrıs’ da birleşme olmasa da katma değer yaratacak bir ekonomik seferberliğin başlatılması gerektiği, 3. Her şeyin birleşmeye endekslenmemesi, Kuzey Kıbrıs’ın kendi oyununu oynamaya başlaması gerektiği, 4. Kuzey Kıbrıs’ da insan odaklı ekonomiye geçişin sağlanması için gerekli çalışmaların başlatılması ve bu konuların öncelikli kalkınma planı içerisine alınması gerektiği, 5. Kuzey Kıbrıs’ da 3 ve 5 yıllık kalkınma planlarının hızlı bir şekilde belirlenmesinin gerekliliği, 6. Ekonomik sinerjinin ve

motivasyonun sağlanmasının gelişme ve sürdürülebilirlik açısından şart olduğu, 7. Turizm, eğitim ve sağlık sektörü dışında, inşaat ve gayrimenkul sektörünün Kuzey Kıbrıs’ın gelişim modelinde yer alması için gerekli çalışmaların başlatılması gerektiği, 8. Turizm ve eğitim ciddi büyümede fakat halk açısından arzu edilen etki yapılamadığı, 9. Annan çözüm dönemi inşaat ve gayrimenkul sektörün önemi anlaşıldı ve ekonomide ciddi hareketlilik yarattı. Sadece sanayi sektörü göz önüne alındığında, inşaat, metal işleme, imalat, pvc-alüminyum, madencilik, beton, mobilya vb. faaliyetlerinde bulun şirketlerde makine yatırımlarının arttığı görüldü. Bu ivmenin yeniden yakalanması gerektiği, 10. Yerli kaynakların kullanımıyla, turizm, inşaat, ticaret, başta sanayi ve diğer sektörlerde büyüme olduğu, 11. Yabancılara yapılan inşaat

yatırımları inşaat sektörünün dolaylı etkileri mal ve hizmet sektörünün de büyümesinde etkili olduğu ve olmaya devam etmesi gerektiği, 12. Yatırımların halka etkisinin artması için, yerel sektör kullanımının artması gerektiği, 13. İmar planının acilen yapılması ve belirsizliklerin azaltılması gerektiği, 14. KKTC nin refahı için en gerekli şey yatırım ve yabancı yatırımcılar olduğunun unutulmaması gerektiği, 15. Hibe, yatırım teşviklerinin gelişmesi, başta TC’den olmak üzere ortaklıklar geliştirilmesi gerekliliği, 16. Kobiler ve uluslararası kurumlar arasında joint venture gibi ortaklıklar olması gerektiği, 17. Enerji, liman işletmeciliği vs kamu-özel ortaklıklarının devlet tarafından desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiği, 18. İmar planlarının hazırlanması kalkınma ve gelişmesinin sağlanması gerektiği belirtilmiştir. 15 >


SEKTÖREL

19. Girne ve İskele bölgeleri gayrimenkulde geri dönüşümü en hızlı olabilen bölgelerdir. Fakat yatırımların gerçek potansiyellerinin altında olduğu tespit edilmiş ve, 20. Tüm prosedürlerin akışını düzenleyen yasa ve tüzükler olmalı ve gerekli düzenlemeler yapılması gerektiği, 21. PWC’ ın yapmış olduğu Avrupa’ da gelişen trendler raporuna göre 2017 avrupa için iyi görünmemektedir. Bunu sebebi bu yıl içerisinde gelişen Brexit, ülke savaşları, terör saldırıları, Türkiye’ de 15 temmuz darbe girişimi rapora yansımıştır. Avrupa’ da para akışı ve kredi vermelerin azalacağı öngörülmektedir. Göç kaygısı Avrupa ve dünyada artış göstermektedir. Raporun da gösterdiği, eğer problem var ise insanlar o bölgelerden kaçma eğiliminde oldukları, 22. 2030’a yönelik beklentiler, 2 başlık altında olacaktır. Teknolojik değişiklikler ve sosyal değişiklikler. Bu değişikliklere adapte olmalıyız. KKTC’de değişime yönelik ivmenin hızlı yakalanması gerektiği, 23. Yatırımlar önünde tek engel biziz. Yatırımlar önündeki tüm bürokrasi ve engellerin kaldırılması gerektiği, 24. KKTC eğitim sektöründe güneyden çok daha önde olduğu ve sürdürülebilir şekilde devam etmesi gerektiği, 25. Gayrimenkule yapılan yatırımlarda 9 yıl içerisinde geri dönüşüm mümkündür ve yapılan yatırımların değerleri gitgide arttığı, 26. Bankacılık sektöründe gayrimenkul yatırımlarını destek için açılımlar yapılması gerektiği, 27. İnşaat denetimi olmaması, bankaların yeni projelere kefil olmamalarına rağmen, gayrimenkul yine de yok satması, 28. Suriye de ki savaş durumu,

16 >

15 Temmuz olayları her ne kadar kötü olaylar olsa da, Kıbrıs için fırsat kapılarının açıldığı, 29. Yabancıların 1 den fazla konut alamama kuralı düzenlenmeli kota engeli konulmaması gerektiği, 30. KKTC de yatırımcıları kaçıran bir düzen olduğu, 31. Kamuyu daraltma, özel sektör yatırımlarına ve bunların sürdürülebilir olmalarına ihtiyaç olduğu, 32. Vergisel ve hukuksal gelişmelerin gerçekleştirilmesi gerektiği, 33. KKTC de trend yatırımlar sağlık, eğitim,öğrenci yurtlarıdır. Avrupa’ da yaşlı bir nüfus vardır. Yaşlı bakım evleri yatırımları ve turistik olarak Avrupalıların KKTC ye çekilebileceği, 34. Gayrimenkul değerleme de yazılım veri seti hazırlanması ve şeffaflık çok önemlidir. Değerlendirmecilerin yaşadıkları en büyük sorun veri yetersizliğidir. KKTC de böyle bir çalışmanın yapılması gerektiği, 35. KKTC de turizm ve üniversite yatırımları ön planda görülmektedir. Nüfusun %30 u öğrencidir. Gençlere yönelik aktivite merkezleri ve gençlere yönelik yatırımlar yapılması gerektiği, 36. Yatırımları teşvik edecek yasa tasarıları komisyonlarda çıkmayı bekliyor, fakat hızlandırılması gerektiği, 37. KKTC doğası, tarihi, yatırımların amortisman süresinin çok kısa olması açısından eşsiz olduğu ve bunun ortaya daha çok çıkarılması gerektiği, 38. Güven ön planda tutulmalıdır. Yatırımcıların KKTC yatırım ortamına güvenmesi gerektiği, 39. KKTC de gayrimenkul danışmanlık mesleği yavaş yavaş profesyonelleşmektedir, fakat bu tarz işleri yapanların %80’i

emlakçılar birliğine üye olmadığı, 40. Emlakçılık için lisan ve eğitime ihtiyaç vardır. Lisanssız danışmanlık alınıyorsa birtakım problemlerle karşılaşma olasılığı olduğu, 41. Vergi kaçakları azaltılmalı, yatırımcıları kaçıracak mevzuat eksiklikleri iyileştirilmeli ve imar değişiklikleri gerekliliği, 42. Yabancılara en fazla 1 konut kota için düzenleme en azından TC vatandaşları için yapılması gerektiği, 43. İş yapılabilirlik ve yasal altyapı geliştirilmesi gerektiği, 44. Hükümetlerin belli başlı sorumlulukları vardır. Bürokrasisi, organların nasıl yönetildiği, ekonomik açıdan cezp edici olması gerektiği,

45. Dünya bankasının yaptığı araştırma sonucunda 190 ülkede KKTC 109. Sırada olduğu ve bu şekilde KKTC’nin iş yapılabilirlik ve yatırımlar açısından zayıf olduğu, 46. Güzelyurt Belediyesinin yatırımcıları bekleyen ve yatırımcıların önünü açmak için çaba gösterdiği, 47. Birleşme olsa da olmasa da Güzelyurt un gelişimini sürdüreceği, 48. 2010 yılında çok katlı binalara verilen izinlerin ardından özellikle son 3 yıl içinde kentte; otel, üniversite, okul ve hastane sayılarının çoğalması, nüfusun hızla artmasına neden olarak Girne’ de gayrimenkul ve yatırıma olan talebi arttırdığı,


Ev bakmak başka,

O

Sanal Tur ile

ev bakmak bambaşka. Gayrimenkul bakıyorsanız görmek için yerinizden bile kalkmanıza gerek yok. Çünkü şimdi, Hürriyet Emlak’ta 360 Derece Sanal Tur özelliği var. Oturduğunuz yerden ilgilendiğiniz gayrimenkulün içini gezmek ve tüm detaylarını görmek için siz de Hürriyet Emlak’a gelin.


SEKTÖREL

49. Girne’de okulların kapasitesini artırması, yeni özel okulun hizmete girmesi ve milli eğitim bakanlığına bağlı 21 okulda da öğrenci sayısının yükselmesi nüfusun arttığını gösterdiği, 50. Okul ve öğrenci sayısının artmasına paralel olarak kentte yapılan yurt, lojman ve misafirhane sayısının da arttığı, 51. Girne belediyesi nüfus artışının getirdiği sorunlarla mücadele etmek için çözüm olarak Girne trafik ulaşım master planını hazırladı ve Çatalköy Belediyesiyle birlikte Girne imar planını hazırlanmaya başlandığı, 52. KKTC’nin bir inovasyon ve ARGE ülkesi olması için hiçbir engelin olmadığı, 53. İnsan odaklı bir ekonomik kalkınmanın inovasyonu veya ARGE sürecini geliştireceği, 54. KKTC de proje yönetimine önem verilmesi gerektiği ve bu 18 >

şekilde projelerin zamanında ve kaliteli bir şekilde bitirileceği, 55. Kuzey Kıbrıs’ta Eko-Agro turizm, yüksek katma değerli tarım ve niş yatırımın etkinliğinin arttırılması gerektiği, 56. Özellikli, Niş Yatırım, Yüksek Katma Değerli Tarım ve Gıda İşleme (Tarımsal imalat): Tarım sektörünün rekabet edebilirliğini artırmak için yüksek katma değerli ve yüksek piyasa talebi olan narenciye ürününe ilave olarak alternatif ürünlerin geliştirilmesi gerektiği, 57. Tarım sektörünün niş yatırımlarla katma değeri yüksek bir sektör olarak geliştirilebileceği. Hellim, Verigo üzümü, nar, kapari, zeytinyağı, narenciye balı, harup ve baharatlar Kuzey Kıbrıs’ın sunabileceği bazı özellikli tarım ürünleri olduğu, 58. KKTC de tarımsal turizmin arz potansiyelinin yüksek

olduğu yörelerde hem turizm eğitimi programlarına hem de yöre halkına yönelik eğitim programlarına Türk kültürü ve tarihi, halkla ilişkiler, turizm, tanıtma ve yabancı dil gibi alanlara da yeterli düzeyde yer verilmesi gerektiği, 59. Sanayi, turizm ve eğitim alanlarında 25 projeye teşvik belgesi verildiği, 60. 2014 yılının ilk 6 ayında bu rakam 9 idi, 2015 yılının ilk 6 ayında ise 30’a yükselmiştir. 2016 yılının ilk 6 ayındaki 25 projenin 15 tanesi özellikle yurt yatırımlarına yönelik eğitim, 6 tanesi sanayi ve 4 tanesi de turizm sektöründeki projeler olduğu, 61. Yatırım indirimi; teşvik belgesi almayan yatırımlarda % 50 yatırım indirimi uygulanırken, teşvik belgeli yatırımlar İskele ve Güzelyurt ilçelerinde % 200, Lefkoşa, Gazimağusa ve Girne’de

ise % 100 yatırım indirimi uygulanmaktadır. İthal edilecek veya yerli üretimi bulunan inşaat malzemesi, demirbaş, mefruşat, makine teçhizatta gümrük ve fon muafiyeti ve ayrıca % 0 KDV oranı uygulanmakta, bina ve inşaat ruhsatından ise muafiyet sağladığı, 62. KKTC nin bir yatırım stratejisi olması gerekliliği, 63. Ancak bu desteklenen sektörlerin yan sanayileri desteklenmezse, sanayilerin istenilen büyümeyi gösteremeyeceği, 64. Altyapı; yollar, kaldırımlar, bisiklet yolları, temiz ve güzel bir çevre, estetik, bakım, trafik konuları yukarıdaki sektörleri tamamlayıcı konular olduğu, 65. Kültür, sanat, müzeler, hediyelik eşya, anı malları olmadan turizm sektörünün düşünülemeyeceğine değinildi. ●



SEKTÖREL HABERLER

6’N 1 0 2 EMLAK

IN

I N I R E L I ’ D N A E L ‘ AÇIK

HÜRRI

YET

Hürriyet Emlak, emlak sektörünün “en”lerini yayınladığı bir raporla açıkladı. 2016 yılındaki gayrimenkul aramalarına ilişkin yayınladığı raporda ev ararken ayrılan maksimum bütçe 2015 yılına oranla 2016’da düşüş gösterdi. Verilere göre kullanıcılar ev ararken en çok 125 bin TL üzerinden tercihlerini belirledi. 2015 yılında bu rakam 200 bin TL olarak aranmıştı. Kiralık konut aramalarında ise bu bütçe bin TL olarak raporda yer aldı. En çok arama yapılan kategoriler arasında yüzde 89 oranla konut aramaları oldu. En çok arama yapılan iller 2015 yılında olduğu gibi 2016 yılında da İstanbul, Ankara ve İzmir 20 >

oldu. Sırasıyla Kadıköy, Şişli, Beşiktaş, Sarıyer ve Üsküdar ilçeleri en çok arama yapılan İstanbul ilçeleri oldu. Kullanıcılar, en çok arama yapılan ikinci il olan Ankara’nın Çankaya, Yenimahalle, Etimesgut, Mamak ve Keçiören ilçelerinde konut aradılar. Karşıyaka, Bornova, Konak, Buca ve Karabağlar ise en çok aranan İzmir ilçeleri arasında yer aldı. En çok yazlık ev aranan ilçeler sıralamasında Bodrum birinci sırada yer alırken; Edremit, Ayvalık, Konyaaltı, Urla, Çeşme, Marmaris ve Alanya’da diğer ilçeler oldu. Hürriyet Emlak, Türkiye dışında en çok Almanya, ABD, Hollanda, Birleşik Krallık’tan ziyaretçi aldı.

KONUT FİYATLARINDA ARTIŞ DEVAM ETTİ Hürriyet Emlak 2016 Emlak Endeksi’ne göre *Türkiye genelinde satılık konut fiyatları 2016 yılında yüzde 14 artarak, 2 bin 737 TL’ye ulaştı. Kiralık konutların ortalama fiyatı ise yüzde 4 oranında artarak metrekare bazında 17 TL oldu. * 5 ilin (İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya) ortalama değerleri alınarak hesaplanmıştır. Hürriyet Emlak 2016 Emlak Endeksi verilerine göre İstanbul’da satılık konut fiyatları son bir yılda yüzde 22 oranında artarak 4 bin 400 TL’ye ulaştı.

Kiralık konutlarda ise yıllık fiyat artışı yüzde 1’de kaldı. Metrekare bazında ortalama kiralık daire fiyatı 21 TL oldu. İstanbul genelinde amortisman süresi ise 17 yıl ortalamasında. İstanbul’un en pahalı ilçesi ortalama 15 bin 10 TL metrekare fiyatıyla Beşiktaş oldu. Beşiktaş’ta bir yılda satılık konut fiyatları yüzde 6 oranında artış gösterdi. Kiralık konutlarda ise ortalama fiyat metrekare bazında 44 TL. 29 yıllık amortisman süresiyle dikkat çeken Beşiktaş’ta son bir yılda kiralar yüzde 6 oranında düşüş gösterdi. İstanbul’un en ucuz ilçesi ise bin 850 TL ortalama fiyat ile Esenyurt.


AK, 2016 RI L M E T E Y I ESI HÜRR INA ILIŞKIN VERILE T I S K A L M LAR IN E V T Ü R K I Y E ’ NA Y R I M E N K U L A R A M A R K I Y E ’ D E E N Ç O K E + 1 YILININ G VERILERE GÖRE; TÜ N, KULLANICILAR 3 LLA AÇIKLADI. L İSTANBUL OLURKE CIH ETTI. GEÇEN YI IK EV ARANAN I MAN DAIRESINI TER REN VERI ISE SATIL EV VE APART DEĞIŞIKLIK GÖSTE ICILAR; GEÇEN YIL TL EN BÜYÜK NDA OLDU. KULLAN BÜTÇEYI 200 BIN N TL ILE FIYATLARI AYRILAN MAKSIMUM A BU RAKAM 125 BI ARARKEN ELIRLERKEN, 2016’D OLARAK B DÜŞÜŞ GÖSTERDI. YÜZDE 37

EN PAHALI EVLER ÇANKAYA’DA Başkent Ankara’da satılık konutların metrekare ortalama fiyatı son bir yılda yüzde 9 oranında arttı ve metrekaresi bin 752 TL oldu. Kiralıklarda artış yüzde 10, ortalama metrekare fiyatı 9 TL. Amortisman süresinin 16 yıl olduğu başkentte 2 bin 407 TL metrekare ortalamasıyla Çankaya. Çankaya’daki yıllık artış ise yüzde 8. Kiralık konutlara bakıldığında artış yüzde 4, metrekare bazında ortalama fiyat 10 TL. Başkentin en ucuz ilçesi ise bin 105 TL ortalama fiyatla Polatlı. ÇEŞME’DE FİYATLAR UÇTU İzmir’deki ortalama metrekare konut fiyatları 2016 yılında MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

yüzde 14 oranında artarak 2 bin 419 TL’ye ulaştı. Kiralık konutlarda ise artış yüzde 11, ortalama metrekare fiyatı 11 TL. İlde amortisman süresi 19 yıl. İzmir’in en pahalı ilçesi 6 bin 132 TL ortalama fiyat ile Çeşme oldu. Çeşme’de fiyatlar 2016 yılında yüzde 16 oranında artış gösterdi. En ucuz ilçe ise bin 246 TL ile Ödemiş. EN UCUZ KEPEZ’DE Antalya’da satılık konut fiyatları bir yılda yüzde 9 arttı ve bin 900 TL seviyesine ulaştı. Kiralıklarda artış yüzde 2’de kaldı, ortalama fiyat 9 TL oldu. 19 yıllık amortisman süresinin olduğu Antalya’da en pahalı ilçe olan Konyaaltı’nda fiyatlar bir senede

yüzde 7 artarak 2 bin 423 TL’ye ulaştı. En ucuz ilçe ise bin 526 TL ile Kepez oldu. BURSA’DA YÜZDE 22 ARTTI Bursa, 2016 yılında konut fiyatlarının en çok arttığı illerden biri oldu. Satılık konutlarda metrekare ortalaması yüzde 22 oranında artarak bin 700 TL’ye yükseldi. Kiralık konutlardaki artış ise yüzde 20’yi buldu ve ortalama metrekare fiyatı 8 TL’ye ulaştı. EN YÜKSEK ARTIŞ YOZGAT’TA Hürriyet Emlak’ın açıkladığı verilere göre, 2016 yılında satış fiyatlarının en çok arttığı il Yozgat oldu. 2015 verilerinde

listede yer almayan Yozgat, 2016 yılı içerisinde yüzde 35’lik fiyat artışıyla dikkat çekti. Satılık konut fiyatlarında ortalama metrekare fiyatı bin 135 TL, kiralık konutlarda ise ortalama 700 TL’ye ulaşan Yozgat’ta amortisman süresi 16 yıl olarak açıklandı. 2016 yılında konut satışında en çok artış gösteren iller arasında Yozgat yüzde 35’lik artış ile satılık konutlarda ortalama metrekare fiyatını bin 135 TL’ye taşırken; Giresun yüzde 33 artış ile bin 371 TL, Kırklareli yüzde 32 artış ile bin 433 TL, Ordu yüzde 31 artış ile bin 543 TL ve Çanakkale yüzde 28 artış ile satılık konut fiyatında 2 bin 91 TL’ye ulaştı. ● 21 >


İŞ DÜNYASI

YUNANISTAN’DA

GAYRIMENKUL YATIRIMLARI SCHENGEN ANLAŞMASI SAYESINDE 5 YILLIK IKAMET IZNINDEN YENI IŞ FIKIRLERININ VE TICARI GIRIŞIMLERIN AB GENELINDE GELIŞMESINE OLANAK TANINMASINA KADAR GENIŞ BIR YELPAZEDE AVANTAJLAR SUNAN YUNANISTAN’A YATIRIM YAPMA NEDENLERI OLDUKÇA FAZLA.

22 >


G

ezegenin en güzel köşesi olan Akdeniz kıyılarında bir yerde, iki komşu karşılıklı oturmuş kahve içiyor, havadan sudan sohbet ediyormuş. Biri diğerine sormuş: “Haberin var mı? Yolun karşısında emsalsiz bir mülk satılığa çıkmış. Böyle bir fırsatla ilgilenir misin?” Arkadaşı: “Anlat bakalım, dinliyorum.” demiş. Bu kısa hikaye, birbirini seven iki eski dost arasında geçiyor.

KOSTAS BAKAS ERA GAYRİMENKUL TÜRKİYE EĞİTMEN – GAYRİMENKUL UZMANI

Bugün Yunanistan Cumhuriyeti, yatırımcılara Kalıcı İkamet İzni verilmesine yönelik bir program olan “Yunan Altın Vize” programını başarılı bir şekilde yürütmektedir. Yerel İdareler Genel Sekreterinin kararı gereği, genel kabul gören ve kolaylıkla karşılanabilen belli şartlar çerçevesinde, Türkiye gibi üçüncü ülkelerin (Schengen Anlaşmasına taraf olmayan ülkelerin) vatandaşlarına, uzatılmaya tabi olmak üzere beş yıllık ikamet izni verilmektedir. Türkiye’nin eski dostu, AB üyesi Yunanistan, şu an Gayrimenkul Yatırımları gibi uzun vadeli yatırımlar için son derece ümit vaad edici ve kârlı bir ortam sunmaktadır. Yatırımlar aşağıdaki alanlarda olabilir: KONUT • Villalar • Daireler • Stüdyolar TICARI GAYRIMENKUL • Oteller • Alışveriş merkezleri • Mağazalar • Ofisler Tarih, kültür, dil ve gelenekler gibi ortak öğelerden dolayı Yunanistan, AB genelinde Gayrimenkul yatırımı yapmak için en güvenli seçeneklerden biridir.

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

Ayrıca Kalıcı İkamet İzninin sağladığı ticari esneklik, yeni iş fikirlerinin ve ticari girişimlerin AB genelinde gelişmesine olanak tanıyacaktır. Selanik’te, Atina’da ve Yunanistan’ın diğer tüm şehirlerinde yatırımcıların standartlara ilişkin en yüksek beklentilerini karşılayabilecek gayrimenkuller bulunmaktadır. Batılı yaşam tarzı ile doğuya özgü tarihi dokunun bir araya geldiği bu ülke, ailelere, öğrencilere ve yatırımcılara güvenli ve ideal bir yaşam ortamı sunmaktadır. Yunan halkı Yunanistan’a yerleşecek kişileri, binlerce yıldır yaptığı gibi memnuniyetle karşılayacak ve onlarla uyum içinde yaşayacaktır. Atatürk Havalimanı’ndan sadece bir saat uçuş mesafesinde, Ipsala veya Pazarkule Sınır Kapılarındansa sadece birkaç saatlik sürüş mesafesinde, Yunan misafirperverliğinin tüm ayrıcalıklarının deneyimleyebilirsiniz. OIKIES REAL ESTATE ® şirketimiz bu konular hakkında Yunanistan genelinde dinamik bir iş anlayışıyla gayrimenkul hizmetleri sunmaktadır. Bugün itibariyle 30 gayrimenkul danışmanı ve 7500 satılık, kiralık ve yatırımlık portföyü olan şirketimiz Yunanistan’ın en büyük ve en hızlı büyüyen gayrimenkul şirketlerinden biridir. Kaliteli hizmet sunmak bizim için sürekli ve zevkli bir görevdir. Şirketimizde çalışan herkes müşterilerimize mümkün olan en iyi sonucu sağlamak için her gün canla başla çalışır. Misyonumuz, size özel ihtiyaçlarınızı, sizin için en iyi sonucu sağlamak üzere doğru eylemlerle bir araya getirmektir. Sevgili komşumuz, hoşgeliniz, bekleriz. ● 23 >


İŞ DÜNYASI

KRIZ DÖNEMLERINDE

“HERKESIN YAPTIĞINI YAPMAYAN” KAZANIR!

KÜRŞAT TUNCEL YAZAR - EĞITMEN

KRIZI FIRSATA ÇEVIRMEK KLIŞELEŞMIŞ BIR SÖYLEM OLSA DA, KÜÇÜLME KARARI ALAN RAKIPLERDEN PAZAR PAYI KAPMAK, PAZARLAMAYA DAHA ÇOK ÖNEM VEREREK FIRSATLARI YARATMAK GIBI ÖNEMLI STRATEJILERLE MÜMKÜN OLMAKTADIR. KISACASI, SÜRÜYÜ IZLEMEYIN. İZLERSENIZ KRIZIN BIR PARÇASI OLURSUNUZ. Ekonomik daralma olarak ifade edilebilecek “Kriz” dönemleri, şirketlerin satış büyümelerinin durduğu, kar marjlarının düştüğü, ürün ve hizmetler için potansiyel pazarların azaldığı dönemler olarak tanımlanabilir. Bu dönemler her zaman esnafın Başbakanlık önünde yazar kasa fırlatmasını gerektirecek seviyede ortaya çıkmayabilir ama piyasada üreticilerin ve alıcıların havasının olumsuza döndüğü ekonomideki herkes tarafından anlaşılabilir, tüketici ve üretici güven endeksleri düşer ve geleceğe yönelik beklentiler kötüleşir. Bir fırtınanın yaklaşmakta olduğunu anlayan ekonomik kesimler, öncelikle döviz borçlarını azaltma yoluna giderler. Çünkü Türkiye gibi büyümesi yurtdışından sıcak para girişlerine bağlı ülkelerde ekonomik kriz döviz

24 >

kurunun hızla yükselmesiyle kendini gösterir. Kontrol altına alınamayan döviz borçları zaten satışları azalan şirketleri kolayca batağa sürükleyebilir. Sıcak para girişini korumak ve dövizin yükselmesini önlemek için ikinci hamle kaçınılmazdır; ekonomideki faiz hadleri yükseltilir. Bu yükseliş bankaların açtıkları kredilerin” faizlerine ve tabi ki bu kredilere kaynak teşkil eden mevduat faizlerine yansıyacaktır. Bu aşamada firmalar yeni kredi bulmakta zorlanacaklarını ve bulsalar da maliyetinin zaten azalan kar marjlarını yok edeceğini bildikleri için kendi kaynaklarıyla idare etmeye ve büyüme planlarını ertelemeye yönelirler. Firmaların kendi içlerine kapanma çabası öncelikle maliyetlerin kısılması politikaları


ile kendini gösterir. Paniğe kapılan şirketlerin ilk aklına gelen bu önlem paralelinde en yüksek maliyeti yaratan pazarlama giderlerinin kesilmesini gündeme getirir. Bunu eğitim bütçelerinin kesilmesi, personel maaşlarında kısıntı ve durdurmalar izler. Firmalar giderlerini keserlerse fırtınayı atlatabileceklerini zanneder, oysa piyasada potansiyel alıcılar da aynı şekilde ürkmüş ve taleplerini ertelemeye başlamışlardır. Var olan pazar aynı oyuncular için artık çok daha küçüktür ve küçülen bu pazarda maliyetleri kısmak demek oyuncuların da aynı hızla küçülmeleri anlamına gelir. Oysa bu dönemler normal zamanlarda rakiplerinden pazar payı kapmakta zorlanan şirketler için tam bir fırsat dönemidir. Ciddi bir pazar payı değişikliği ancak rakipler küçülme politikası izlerken gerçekleştirilebilir. Herkes dururken koşmaya karar veren şirketler pazarlama giderleri, eğitim bütçeleri ve personelin motivasyonuyla doğrudan bağlı ücretler gibi kalemlerde kesintiye gitmek bir yana, artış sağlamalıdır. Ancak bu şekilde herkes dururken küçülen bir piyasadan pazar payı almak mümkün olabilir. Bakılacak olursa kriz dönemlerinde en hızlı büyüyen şirketlerin ekonomik aktivitelerini canlı tutan şirketler olduğu görülür. Oysa durmayı seçenlerin küçülmeleri kaçınılmazdır.

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

Pazarlamada durmak bir yana gaza basmak tercihi harcamaları kontrolsüzce artıracağız anlamına gelmez, firmanın hala tasarruf edebileceği kalemler vardır. Ancak tasarruf edilecek kalemlerin seçiminde o kalemin gelir yaratıcı bir kalem olup olmaması belirleyici olacaktır. Şirkette patronlara ait üçer beşer lüks arabanın satılmasında, üretimde kullanılmayan ve yatırım amacıyla alınmış gayrimenkullerin elden çıkarılmasında bir sakınca yoktur. İllaki personel tasarrufu yapacaksanız da sahada para kazandıracak satış ekibi üyeleri yerine patronun ikinci sekreterinden veya makinadan

kahve alabilecekken istihdam edilen bir servis elemanından yapabilirsiniz. İşin aslı kriz dönemlerinde maliyetlerin kısılmasının etkileri her zaman sınırlı olacaktır. Firmanın maliyetlerini yarıya indiremezsiniz, çünkü bu durumda üretim gücünüzü ciddi oranda kaybedersiniz. Bu kapsamda amaçlanan maliyet tasarrufunun etkileri marjinal olacaktır. Oysa pazarlama bütçesini ikiye katlamak böyle bir ortamda durmuş olan rakipler karşısında satışlarınızı artıracak ve sizi öne geçirecektir. Kriz dönemleri pazarlamada durmak ve içine kapanmak değil aksine hızlanma ve öne geçme dönemleri olmalıdır. Firma bu atak için duran varlıklarını harekete geçirmeli, eğitim bütçesini artırarak personelin yeteneklerini geliştirmeli ve onları maksimum motive ederek küçülen pazarda etkili olmalarını sağlamalıdır. Dünyanın en büyük firmalarından birisinde ilk akla gelen personel maaşlarını dondurmak iken bunun faydasından daha fazlasının şirketin temsil ve ağırlama giderlerinden karşılanabileceğini

Pazarlama bütçesini ikiye katlamak böyle bir ortamda durmuş olan rakipler karşısında satışlarınızı artıracak ve sizi öne geçirecektir. Kriz dönemleri pazarlamada durmak ve içine kapanmak değil aksine hızlanma ve öne geçme dönemleri olmalıdır. görmüştüm. Çünkü patronlar krizde bile birinci sınıfta uçma veya en lüks otellerde kalma alışkanlıklarını bırakmıyorlar, eşlerin ve çocuklarının arabaları satılmıyor. Yöneticilerin primleri asla azalmıyor. Buna mukabil ilk akla gelen satış primlerini düşürmek, reklamları azaltmak, eğitimi kesmek… Şirketlerin kriz dönemlerinden çıkışının anahtarı maliyetleri kısmak değil, satışları artırmaktır. Üretime ve satışa faydalı olmayanlar elbette kısılabiliniz, hatta bunlarla ilgilenmek için krizi beklemenize de gerek yok. Kurtuluşun anahtarı daha az gider değil, daha çok gelirdir. Kriz dönemleri pazar payı kapmak isteyen, iyi personelleri cezbetmek isteyen ve piyasadaki bilinirliklerini artırmak isteyen şirketler için bir fırsat dönemidir. Oysa geriye çekilirseniz iki, üç yıl sonra fırtına dindiğinde durmaya karar verdiğiniz noktanın da çok daha gerisinde olacak ve bir daha havalanmak için ciddi bir patinaj çekeceksiniz. Kriz dönemlerinde “Herkesin yaptığını yapmayan” kazanır! ● 25 >


İŞ DÜNYASI

DİJİTAL ÇAĞ SATINALMA ALIŞKANLIKLARINI TAMAMEN DEĞİŞTİRDİ

26 >


GELIŞMIŞ BIR ÜLKENIN SATIN ALMA ALIŞKANLIKLARININ WEB ARACILIĞI ILE BELIRLENDIĞI ORAN %90’LARA DAYANMIŞ DURUMDA. İNTERNET KULLANIM ISTATISTIKLERININ GELIŞIMINE, ŞU ANDA GENÇ VE ÇOCUK OLAN KULLANICILARIN ÖNÜMÜZDEKI YIRMI SENE IÇERISINDE EN BÜYÜK SATIN ALMA GÜCÜNÜ OLUŞTURACAĞINI VE BU DEVINIMIN HENÜZ BAŞINDA OLDUĞUMUZU SÖYLENEBILIRIZ.

YAZI: ÖZHAN ATALAY ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜR

Dijital çağın satın alma alışkanlıklarını tamamen değiştirdiği, herkesin hem fikir olduğu konu. Bu genel anlamı ile web üzerinde açılmış olan dükkanlardan satın alma yapmak olarak anlaşılıyor. Ancak iş bundan daha derin. Dijital çağ, web üzerinden satın alınamayan mallar (ev, ofis, arsa vb.) da dahil insanların mal veya hizmet satın alma metodolojisini tamamen değiştirmiş durumda. Bu metodolojiye arama motorları ve sosyal medya da dahil olmuştur. Bunu görebilmek için öncelikle satın alma sisteminin nasıl çalıştığına bakalım. Klasik satınalma döngüsü, FMOT (First Moment of Truth) “Gerçeklik ile İlk Karşılaşma Noktası” kavramı ile başlamaktadır. FMOT kavramı, sahada satış ve pazarlamayı en iyi kullanan şirketlerden biri olan P&G (Procter&Gamble) tarafından öne sürülmüştü. Bu teoriye göre, satın alma kurgusu aşağıdaki üç aşamada gerçekleşmekteydi. 1. Uyarılma 2. Karşılaşma 3. Deneyimleme

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

1. Uyarılma Adımı; bildiğimiz klasik pazarlama, reklam ve iletişim yöntemleri ile bir ürün hakkında potansiyel alıcıların dikkatini çekme ve aşaması idi. Bu aşamada değişik uyarıcılar ile tüketicide istek ve ihtiyaç uyandırmak amaçlanırdı. İçinde bu istek uyanan tüketici bir sonraki adım olan karşılaşma adımına yönelirdi. 2. Karşılaşma Adımı (yani FMOT); müşterinin bu ürünü bulabileceği bir mağazaya gitmesi, mağaza görevlisine ürünü nerede görebileceğini sorması, ürün ile karşılaşması, incelemesi ve satın alma kararını vermesi şeklindeydi. Yani karşılaşma ve satın alma kararının verilmesi aynı anda olmaktaydı. 3. Deneyimleme Adımı (SMOT - Second moment of truth); “Gerçeklik ile İkinci Karşılaşma Noktası” ise müşterinin ürünü kullanırken yaşadığı olumlu veya olumsuz tercübeler adımıydı. Dijital çağdan önce deneyimleme adımı o kadar da önem verilen bir adım değildi. İnsanların birbirleri ile iletişimi bu derece yoğun imkan dahilinde olmadığından, deneyimleme adımı çok ta fazla önemsenen bir adım değildi. 27 >


İŞ DÜNYASI

FMOT deneyimini bir örnek ile anlatacak olursak; 1. Dün televizyon seyrederken reklamlarda gördüğüm emoled teknolojisisine sahip olan TV harika görünüyordu. Bir an benim eski plazma televizyonumun artık eskidiğini, renklerinin buna göre oldukça zayıf kaldığını, çok elektrik yaktığını ve ısı ürettiğini düşündüm ve değiştirme zamanının geldiğini hissettim. (Uyarılma Adımı) 2. O hafta işten çıktığımda trafik te sakindi, bana yakın olan

AVM’nin alt katındaki büyük teknoloji mağazasına bir uğrayıp yakından görmeye karar verdim. Hakikaten ürün çok güzeldi; ancak fiyatı biraz yüksek geldi, bir boy küçük ekranlı olanı daha makul gözüktü, epey bir düşündükten sonra eşimi aradım ve o da destekleyince televizyonu satın aldım. (Karşılaşma adımı yani FMOT) 3. Ertesi gün firma ürünü teslim etti, ücretsiz kurulumu da yaptılar, nasıl kullanacağımız hakkında ön bilgileri de verdiler.

FMOT TEORISINE GÖRE; MÜŞTERININ ÜRÜNLE KARŞILAŞTIĞI ANDA GEÇIRDIĞI 3 ILA 8 SANIYE ARASINDAKI SÜRE KRITIK ÖNEM TAŞIMAKTAYDI. BU SEBEPLE FIRMALAR BU 3-8 SANIYEDE MÜŞTERININ KARARINI ETKILEYECEK STRATEJILERLE ALAKALI YENI STRATEJILER ÜRETMEYE ÇALIŞMAKTAYDILAR. TAA KI 2012’YE KADAR...

VE ZMOT DOĞDU 28 >

Görüntü hakikaten çok güzel oldu, adeta cam gibi, tüm detaylar ortaya çıktı. Ertesi gün işe gittiğimde yeni televizyonu arkadaşlarıma anlattım. Ertesi gece gelen misafirlerimiz de yeni ürünü fark ettiler ve konusu oldu. Ben iyi bir ödeme yaptığımı ama aldığıma çok memnun kaldığımı belirttim. (Deneyimleme Adımı, SMOTSecond moment of truth) FMOT deneyiminin özünde müşteri ile ilk karşılaşma anı

Dijital Çağın öne çıkması ile Google; P&G ve birkaç ajans ile birlikte tüketici alışkanlıklarının nasıl değiştiğini anlayabilmek için geniş çaplı bir tüketici araştırmasına girişmiştir. Araştırmadan çıkan sonuçlar, FMOT kurgusunun içine bir başka adımın daha eklenmiş olduğunu ortaya çıkartmıştır. Bu adım, deneyimleme adımından önce araştırma yapma adımının ortaya çıkmasıdır. Tüketiciler mağaza gitmeden önce, yani deneyimlemeden önce ürünle alakalı araştırma yapıyorlar ve mağazaya geldiklerinde zaten % 90 kararlarını vermiş olarak geliyorlar. Bu araştırmayı yaparken de çoğunlukla mobil cihazlardan,

en önemli andı ve genelde mağazada oluyordu. Mağazada müşteriye etkili bir deneyim yaşatarak onu oracıkta satın alma kararına yöneltmek ve satışı gerçekleştirmek hedeflenmekteydi. Bunun için özel yapılmış çeşitli deneyim stantları, showrooma renk renk, boy boy dizilmiş ürünler, raf düzenleri, ürün yerleşimleri, ambalaj tasarımlarından tutun mağazada çalışan hostesler, müzik gibi pek çok kriter bulunmaktaydı.

yani cep telefonlarından faydalanıyorlar. Bu araştırma anına Google, ZMOT (Karar Vermedeki Sıfır Anı) adını vermiştir. Peki ZMOT Kurgusu Nasıl Çalışmakta? Bir Önceki Örneği FMOT tan ZMOT’a uyarlarsak şöyle bir kurgunun oluştuğunu görürüz: 1) Dün televizyon seyrederken reklamlarda gördüğüm emoled teknolojisisine sahip olan TV harika görünüyordu. Bir an benim eski plazma televizyonumun artık eskidiğini, renklerinin bu yeniye göre oldukça zayıf kaldığını, çok elektrik yaktığını ve ısı ürettiğini


düşündüm ve değiştirme zamanının geldiğini hissettim.(Uyarılma Adımı) 2) Hemen interneti açtım, bu ürünü ve benzerlerini araştırmaya başladım. Google’a emoled TV yazdım, karşıma çıkan seçenekleri karşılaştırmaya ve incelemeye başladım. İki ayrı markanın da benzer ürünleri olduğunu gördüm. Üstelik diğerinden daha uygun fiyatlılardı. Elimde üç seçenek olmuştu. Google’dan iyice araştırmaya devam ettim, üçünü birbiri ile karşılaştırdım. Kullanıcı yorumlarını okudum, biri ile ilgili birden çok olumsuz yorum buldum ve eledim. Kalan ikisi arasında kararsız kaldım, biraz daha inceleyerek birinin bir elektronik eşya mağazasında indirime girdiğini gördüm ve onu almaya karar verdim. (ZMOT Adımı) 3) Hemen arabama atladım mağazaya gittim, rafları şöyle bir süzerek, belirlediğim modeli bulmaya çalıştım. Bulamayınca mağaza görevlisinden yardım istedim. Demoda yokmuş, kapalı bir ambalaj getirdiler ve yanımda açtılar. Evet, bu o üründü, denildiği kadar güzel duruyordu ve satın aldım. (Deneyimleme) 4) Ertesi gün firma ürünü teslim etti. Birkaç gün içinde sosyal medyada yeni televizyonumun fotoğraflarını çekerek, yorumlarımı arkadaşlarım ile paylaştım. Başka arkadaşlarım da meğerse TV araştırması yapmaktalarmış ve fikirlerimi sordular, cevapladım. Herkes benzer şeyleri, yorumları MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

paylaştı, görüş ve öneriler sundu. Onlara ürünün linklerini yolladım. İki arkadaşım daha, o hafta aynı ürünü sayemde almış oldu. Hatta daha sonra sosyal medyada Emolet TV kullananlar adında bir paylaşım gurubu kurduk ve sosyalleştik. Önceden Türkiye’de olmayan bir ithal ürünü getiren ithalatçı, üzerine olabildiğine kar marjı koyabilmekte ve fahiş fiyatlara ürünü satabilmekteydi. Çağımızın bilinçli tüketicisi ise eğer ithal bir ürün alıyor ise ürünün yurt dışındaki fiyatını, yurt dışında ikinci elinin ne kadara satıldığını, Türkiye’ye nakliyesinin ne kadar tutacağını hesaplar. Arada fahiş fiyat farkı var ise, yurt dışından kredi kartı ile kendisi sipariş verip getirtme yolunu seçer. Satışa giden adımlarda en etkilisi artık ZMOT tur. ZMOT, tüketicilerin satın alma alışkanlıklarını tamamen değiştirmiştir. Google’a göre 2015 yılında, ABD’deki tüketicilerinin %88’i, ister konser bileti ister mısır gevreği, isterse Paris’te balayı turu alsın; ürünü web’ten inceleyip araştırmadan almamaktadır. İnternet kullanım istatistiklerinin gelişimine ve şu anda genç ve çocuk olan kullanıcıların önümüzdeki yirmi sene içerisinde en büyük satın alma gücünü oluşturacağını düşünürsek bu devinimin henüz başında olduğumuzu da söyleyebiliriz. ●

Tüketicilerin satın alma alışkanlıkları tamamen değişmiştir. Google’a göre 2015 yılında, ABD’deki tüketicilerinin %88’i, ister konser bileti ister mısır gevreği, isterse Paris’te balayı turu alsın; ürünü web’ten inceleyip araştırmadan almamaktadır.

GÜNÜMÜZÜN MODERN TÜKETICISI

ZMOT

MANTIĞINDA SATIN ALIR. • FMOT da karar verme noktası ürüne ilk dokunma anında gerçekleşir, • ZMOT da karar verme noktası ürüne ilk dokunma anında değil, ondan çok önce, hatta ürünü hiç görmediği anda gerçekleşir. • Başlangıçta hiç kimse, görmediği, dokunmadığı ürünleri internetten almak istememiştir. • Şimdi ise ürünü görmeden önce %80 oranında satın alma kararını vermiş olmaktadır. • Amerikalıların %70’i bir ürünü satın almadan önce o ürünle alakalı yorumları okumaktadır. • Tüketicilerin %70’i alışverişlerinde akıllı telefonlarından yardım almaktadır. • Annelerin %83’ü televizyonda gördükleri ürünler için internette araştırma yapmaktadır. Günümüzün Modern Tüketicisinin ZMOT Mantığında satın alması şu demektir; • Tüketicilerin pek azı araştırmadan hemen satın alma kararlarını vermektedir. • Çoğunluğu, bir araştırma sürecinden sonra satın almayı yapmaktalar, • Bir çok istatistiğe göre bu araştırma süresi en az 3 gündür. • Modern tüketici önce araştırır, her alternatifi olabildiğince öğrenir, sonra satın alır. Dijital Çağ ve ona bağlı nakliye ve taşıma imkanlarının çok gelişmesi, ekonomi derslerinde okutulan ve teorik bir kavram olan tam rekabet koşullarının neredeyse çoğunluğunun uygulanabilir olmasına yol açmıştır.

29 >


RÖPORTAJ

GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNDE

İLETIŞIM STRATEJILERI Bahar Ünal

30 >


TÜKETİCİLERİN BİRİKİMLERİ İLE EV SAHİBİ OLDUĞU GERÇEĞİYLE DOĞRU PROJELERİN MARKA STRATEJİLERİNİ KONUMLANDIRMAYI SEÇEN, YENİ FİKİRLERİN KURGULANMASI GEREKTİĞİNE İNANAN BAHAR ÜNAL İLETİŞİM DANIŞMANLIĞI AJANS BAŞKANI GÜRSU BAHAR ÖNEL İLE İLETİŞİMİN SEKTÖRDEKİ ÖNEMİNE DEĞİNEN BİR RÖPORTAJ GERÇEKLEŞTİRDİK. RÖPORTAJ: EVREN TEMİZKALAY

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

Hizmet verdiğiniz markalar gayrimenkul sektörü oyuncularından oluşuyor. Sizi kısaca tanıdıktan sonra bu sektöre odaklanma sebeplerinizi öğrenebilir miyiz? Basın yayın bölümünü bitirdikten sonra çok kısa bir gazetecilik deneyiminin ardından işin halkla ilişkiler tarafına geçmeyi tercih ettim. 1998 yılında bu sektöre giriş yaptım. O tarihten bu yana Türkiye’den ve dünyadan çok fazla markaya ve sektöre iletişim danışmanlığı hizmeti verdim. Halkla ilişkiler mesleğini de aslında en alttan başlayarak deneyimledim. Basın listesi güncellemek, medya mensuplarını tanımak, bolca basın bülteni ve stratejik iletişim planı yazmak ile başlayan hayatım, direktörlük, halkla ilişkiler şirketi ortaklığı, genel müdürlük ve son olarak da kendi şirketimi kurmam ile devam etti. Bu yüzden de en ufak detayına kadar bir sektöre hakim olmanın avantajını çokça yaşıyorum. Eğitim, sağlık, finans, turizm, lifestyle, perakende ve moda sektörlerindeki deneyimim yanında 2 yıl boyunca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın basın danışmanlığını yürüttüm. Bu süre zarfında bir sektöre bakanlık boyutunda hizmet vermemden dolayı sektörün tüm mevzuatlarına hakim oldum. Ardından yaklaşık 5 yıl boyunca Emlak Konut GYO’nun iletişim çalışmalarını yürüttüm. Bu da benim hem halka açık,hem de kamu bağlantılı bir şirketin iletişiminde uzmanlaşmama sebep oldu. Dolayısıyla özellikle gayrimenkul sektöründe kapsamlı bir birikimin sonucunda NEF, Tahincioğlu, Feryapı, Gül Proje, Babacan Holding, Dağ Mühendislik ve adını sayabileceğim 10’u aşkın markanın iletişim çalışmalarını yürüttüm. Bu sektörde beni en heyecanlandıran şey aslında sıfırdan süreç yönetimi oldu.

Daha ortada bina yokken, proje yokken, mimari tasarım yokken, isim yokken hatta belki henüz arsa bile yokken başlayan hummalı çalışma beni motive ediyor. Çünkü halkla ilişkiler sektöründe pek çok ajans mevcut markaların iletişim çalışmalarını sürdürülebilir kılmak için sadece PR hizmet veriyor. Bizim gibi ajanslar ise, işi sıfır noktasından alıp belki 5 yıl sonra insanların güvenle ve keyifle oturacakları evlerinin, iş yeri adreslerinin temelini atma fırsatını elde ediyor. Sanırım bu duygu gayrimenkul sektörüne odaklanmamın en büyük sebebi oldu. Yıllarca parasını biriktiren ve doğru yere yatırmak isteyen tüketicinin içine sinecek ve parasını yatırdığında pişman olmayacağı projelerin marka stratejilerini konumlandırmak benim en büyük temennim.

Birçok gayrimenkul markasına iletişim danışmanlığı hizmeti veren bir ajansın başkanı olarak, 2017’de sektör hakkındaki öngörüleriniz nelerdir? 2017 yılı için olumlu şeyler söylemek istiyorum. Çünkü umudunu hiçbir zaman yitirenlerden olmadım. Ülkeme ve bu toprakların bereketine inanıyorum. Ancak 2017 yılında sektörün oyuncuları artık yeni şeyler söylemeli. Çünkü söylenmeyen hiç bir konu, detay, farklı hiç bir içerik kalmadı. Bu yüzden artık yeni şeyler söyleme, yeni stratejiler kurgulama zamanı. Özellikle de kentsel dönüşüm sürecinin iyi okunup irdelenmesi lazım diye düşünüyorum. Hem sosyal boyutuyla hem de kültürel boyutuyla entegre ilerlenmeli. 31 >


RÖPORTAJ

HALKLA ILIŞKILER SEKTÖRÜNDE PEK ÇOK AJANS MEVCUT MARKALARIN ILETIŞIM ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜLEBILIR KILMAK IÇIN SADECE PR HIZMET VERIYOR. BIZIM GIBI AJANSLAR ISE, IŞI SIFIR NOKTASINDAN ALIP BELKI 5 YIL SONRA INSANLARIN GÜVENLE VE KEYIFLE OTURACAKLARI EVLERININ, IŞ YERI ADRESLERININ TEMELINI ATMA FIRSATINI ELDE EDIYOR. SANIRIM BU DUYGU GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNE ODAKLANMAMIN EN BÜYÜK SEBEBI OLDU.

32 >

Çalıştığınız tüm markaları zaman zaman aynı çatı, haber altında toplayarak sektör için önemli çalışmalar yapıyor ve bunları lanse ediyorsunuz. Bu konudaki yönlendirmeleriniz ne gibi olumlu sonuçlar veriyor? Sektör temsilcilerinden aldığınız geri bildirimler nelerdir? Bir ürünün sürekli çok iyi olduğunu anlatan, muhakkak alın demeye çalışan kısaca reklam kokan çalışmalarını sevmiyorum. Bu sebeple hizmet verdiğimiz markaların buna benzer yaklaşımları olduğunda uyarıyorum. Bırakın halk sizin için bunu desin, siz yeni bir şeyler söyleyin, sektör adına çıkın yorum yapın, sektörü geliştirecek adımlar atın, dünyayı gezin ülkemiz için en doğru olanı bulun, aileler ne istiyor anlayın, bir kadın evinde ne arıyor araştırın, çocukları, sanatı ve kültürü unutmayın diyorum. Bu yüzden de çoğunlukla hizmet verdiğimiz patronlardan bu bağlamda yorumlar ve çalışmalar alıyoruz. Bu yorumları da gazeteci arkadaşların haber değeri taşıdığına inandığı şekilde düzenleyip,sunmaya çalışıyoruz. Sonuç olarak tüketici neye yatırım yaptığını bilmeli ve kendini güvende hissetmeli.. Bunu sağlamanın en önemli noktası başta bu ürünü hayata geçirecek kişinin vizyonu ve duruşu sonrasında ürünün kalitesi diye düşünüyorum. Gayrimenkul pazarlama sektöründe, ERA Türkiye gibi markaların sektöre kazandırdıklarını iletişimci gözünden alabilir miyiz? Avrupa, Amerika gibi ülkelerde gayrimenkul alırken muhakkak bir danışman ile süreci yönetmeniz gerekiyor. Aldığınız ya da satacağınız konutun değeri, alım satım süreci ya da kiralama gibi

tüm detaylar bu danışmanlar aracılığıyla yapılıyor. Sadece satış süreci değil aynı zamanda satış sonrası servis denen bir takım çözümler bu profesyonel şirketler tarafından yapılıyor. Türkiye’de de bu anlamda son yıllarda önemli yol kat etti. ERA gibi işinde uzman markalar sektöre büyük katkılar yaptı. Sahibinden mantığı ile ilerlemek her zaman çözüm olmuyor. Bu işte uzmanlaşanların bireysel çabalardan daha etkili olduğu görülüyor. Ayrıca daha önce de belirttiğim gibi sektörün kurumsallaşması çok önemli, kayıt altına alınmalı ve sektöre katma değer sağlamalı. Evinizi vereceğiniz kişinin seçiminden, sunumuna, fiyat fayda analizinden, tapu işlemlerine kadar olan süreç kurumsal ilerlemeli, aynı zamanda nasıl her ailenin doktoru, avukatı, muhasebecisi gibi eğer yatırımları varsa gayrimenkul danışmanı da muhakkak olmalı. Türk medyasında, gayrimenkul sektörü alanında çalışan basın mensupları ile beraber yaptığınız çalışmalar nelerdir? Aslında iyi bir ekip arkadaşıyız.

Tüm gazeteci dostlarımız ile sürekli temas halindeyiz. Onların hazırladıkları haber çalışmaları için kendilerine yardımcı olmak ve içerik temin etmek ve iyi bir sunum yapmak en temel görevimiz. Bu anlamda da hem kendi hizmet verdiğimiz markalardan hem de zaman zaman sektör temsilcilerinden kendileri için bilgi derliyoruz. Basın lansmanlarında, yurt dışı ve yurt içi basın gezilerinde çoğu zaman tüm dostlarımız katılım sağlıyor ve projeler üzerinde beyin jimnastiği yapıyoruz. Derlediğimiz haberleri konusunda uzman gazeteci arkadaşlar en doğru haberi en iyi şekilde kamuoyu ile buluşturuyorlar. Daha önce de söylediğim gibi özellikle inşaat sektöründe sürekli kampanya gibi haber çalışmaları hazırlamayı pek sevmiyorum. Önemli olan sektöre ne kadar katma değer sağladığımız ve geri dönüş aldığımız. Bu anlamda da sürekli gazeteci dostlarımız ile temas halinde oluyor ve özellikle bazı konular özelinde haberler hazırlıyoruz. Sektöre yön verdiğinize


inandığınız çalışmalardan birkaç örnek verir misiniz? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na basın danışmanlığı yaptığımız dönemde atık yağları toplama projesi benim için çok önemliydi. Atık yağını getirene 1 TL kampanyası özellikle bizlerin üzerine çalışıp projelendirdiğimiz bir işti. Keza o dönemde yaptığımız tüm işler ve kentsel dönüşün çalışmaları her biri ayrı ayrı başarılı sayılabilecek örneklerdi.. Emlak Konut GYO’nun halka arz sürecinin yönetilmesi de yine sektör adına önemli işlerdendi. Keza en son 15 Temmuz’da atlattığımız hain darbe girişimi sürecinin ardından Emlak konut GYO ile birlikte düzenlenen kampanyanın iletişimi de inşaat sektörü açısından hareketsiz geçen Ağustos ve Eylül aylarını oldukça hareketlendirerek sektöre birlik ve hız verdi. NEF markası için çalıştığım dönemler özellikle henüz gayrimenkul MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

basını tarafından tanınmayan bir markanın gelişim sürecinin iyi örneklerinden biri. Şimdi markanın geldiği noktayı gördüğümde gurur duyuyorum. 15 yıl içerisinde bu ve bunun gibi sayabileceğim pek çok başarılı iş var. Gayrimenkul geliştirme alanında sürekli kendini tekrar eden reklam çalışmalarına rastlıyoruz. Farklı bir fikir çalışması yaratmak adına girişimleriniz olacak mı? Aslında sürekli farklı ve yaratıcı fikirler üzerine çalışıyoruz ancak ne yazık ki şuan sektörün oyuncuları pek risk almak istemiyor. Daha bilinenler üzerinden ilerlemeyi tercih ediyorlar. Ancak umutluyum ve ilerleyen dönemde sektör adına farklı ve daha katma değerli işler yapılacak. Biz de ekip olarak buna adayız tabi ki. Sadece bir inşaat değil, insanların hayatlarının temelini attıkları,

YILLARCA PARASINI BIRIKTIREN VE DOĞRU YERE YATIRMAK ISTEYEN TÜKETICININ IÇINE SINECEK VE PARASINI YATIRDIĞINDA PIŞMAN OLMAYACAĞI PROJELERIN MARKA STRATEJILERINI KONUMLANDIRMAK BENIM EN BÜYÜK TEMENNIM.

fark ettiklerinde yapacak çok keyifli işler olduğunu göreceklerdir. Dergimizin bu sayısı “Kadınlar Gözünden Gayrimenkul Sektörü” özel sayısı. Kadınların gayrimenkul pazarlama sektöründe yer almasının ne gibi verimli, avantajlı yanları olabilir? Kadın ya da erkek benim için fark etmiyor. İşini iyi yapan, hakkıyla yapan, çok çalışan, estetikten, dürüstlükten, etikten vaz geçmeyen herkes başarıya ulaşır. Bazı mesleklerin erkek işi olduğu ya da bazı mesleklerin kadın işi olduğu konusunda ki tabuların uzun yıllar önce yıkıldığını düşünüyorum. Bu bağlamda ister kadın olsun ister erkek, bulunduğu ülkeyi, vatanını, bayrağını, işini, eşini, dostunu seven, inanarak yapan tüm insanlar bulunduğu sektöre, ülkesine verim sağlayacaktır. ● 33 >


SEKTÖREL HABERLER

4. ULUSAL HER YÖNÜYLE KENTSEL DÖNÜŞÜM KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ ERA TÜRKİYE’NİN PLATİN SPONSOR OLDUĞU “4. ULUSAL HER YÖNÜYLE KENTSEL DÖNÜŞÜM KONGRESİ”, “SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER VE BİNALAR” BAŞLIĞI ALTINDA 23 ŞUBAT’TA SWISS OTEL ISTANBUL’DA 340 KİŞİNİN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ. KONGREYE, ÇEVRE VE ŞEHİRİCİLİK BAKANLIĞI VE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK VERDİ. KONGREDE, GAYRİMENKUL DANIŞMANLARININ BİR YASASININ OLMAMASININ KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ OLUMSUZ ETKİLEDİĞİNİ DE DEĞİNİLDİ.

34 >


Management Plus tarafından her yıl organize edilen ve bu yıl da dördüncüsü düzenlenen “4. Ulusal Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi” 23 Şubat Perşembe günü Swiss Otel İstanbul’da 340 kişinin katılımı ile gerçekleşti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle “Sürdürülebilir Şehirler ve Binalar” başlığı altında düzenlenen kongrenin platin sponsorları Avrupa Konutları, Aycan&Feres İş Ortaklığı, Kuyaş Gayrimenkul, Piyalepaşa Gayrimenkul ve ERA Gayrimenkul Türkiye oldular. Kongrenin ana sponsorları ise; Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü, Sera Yatırım ve İnşaat ve Bitüder oldular. Kongrenin medya sponsoru Bloomberg HT televizyonu ve radyosu, sektörel internet sponsoru Zingat.com, sektörel bilgi sponsoru Reidin.com,

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

sektörel dergi sponsoru Gayrimenkul Türkiye, sektörel iletişim sponsorları ise Emlakdream.com, Emlakweb TV ve Real Estate News Turkey oldular. Ayrıca kongreye Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Kağıthane Belediyesi de destek verdi. Dört oturumdan oluşan kongrede İnder Başkanı Nazmi Durbakayım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı adına Genel Sekreter Dr. Hayri Baraçlı, Çevre ve Şehircilik Bakanı adına Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı Erdal Kocabaş açılış konuşmalarını yaptılar. 1. ANA OTURUM : Sürdürülebilir Şehirler Yaratmada Kentsel Dönüşümün Önemi Kentsel Strateji kurucu ortağı Faruk Göksu’nun başkanlığında, Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı

Kılıç, Bursa Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı adına, Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı Hakkı Alp ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın katılımlarıyla düzenlendi. 2. ANA OTURUM : “2017 Yılında Gayrimenkul Sektörünün Kentsel Dönüşüme Bakışı” Bloomberg HT Haber Koordinatörü Ali Çağatay başkanlığında, Avrupa Konutları Yönetim Kurulu Üyesi Serhan Çetinsaya, Nef İcra Kurulu Başkanı Erden Timur, Piyalepaşa Gayrimenkul Genel Müdürü Kaan Yücel, Aycan&Feres İş Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tüfekçibaşı ve Kuyaş Gayrimenkul Genel Müdür Yardımcısı Zafer Yurtsever katılımlarıyla düzenlendi. 3. ANA OTURUM : Kentsel Dönüşüm Sürecine Farklı

Bakış Açıları ve Öneriler Atlas Conceptia Yönetim Kurulu Başkanı Tavit Köletavitoğlu başkanlığında, Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Avukat Ali Yüksel, ERA Gayrimenkul Türkiye Koordinatörü Mustafa Baygan ve Bitüder Genel Sekreteri Meltem Yılmaz’ın katılımlarıyla düzenlendi. 4. ANA OTURUM : Kentsel Dönüşüme Alternatif Finansman Modelleri PWC Gayrimenkul Sektörü Ortağı Ersun Bayraktaroğlu’nun başkanlığında, İş Bankası Bireysel Krediler Müdürü Recep Haki, BYY Finans Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Yener Yıldırım, Reidin Türkiye Genel Müdürü Kerim Bertrand ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinden Doç. Dr. Ali Hepşen’ in katılımlarıyla düzenlendi. Tüm oturumlar çerçevesinde ana çıktılar şu şekilde oluştu:

35 >


1. Kentsel dönüşümün insanlarımızın ve ekonomimizin gelişimi için ülkemizin en büyük projelerinden biri olduğu, 2. “Eski izler yeni projeler” yaklaşımın kentsel dönüşümün felsefesi olması gerektiği, 3. Kentsel dönüşümde herkesin master plan peşinde koşması gerektiği, 4. Sosyal donatı alanlarının kentsel dönüşümün vazgeçilmez unsuru olması gerektiği, 5. Yatay mimari koşullarını yaratabilmek için ada bazlı dönüşümü motive etmek gerektiği, 6. Estetik tasarımlarlarla kentsel dönüşümün yapılması ve şehir dokusuna uygun olması gerektiği, 7. Çağdaş tasarım standartlarıyla şehirlerin planlanması gerektiği, 8. Sanayi alanlarının dönüştürülmesinin önündeki yasal engellerin bir an önce açılması gerektiği, 9. Belediyelerin yaptığı çalışmalarda tarihi dokuyu öne

36 >

çıkarmasının gerektiği, 10. Belediyelerin kentsel dönüşümün içine daha fazla girmelerinin gerektiği, 11. Sosyal ve ekonomik boyutun kentsel dönüşümde ön plana alınması gerektiği, insan ve mekan kavramı ekseni üzerine oturtulması gerektiği, 12. Plan çalışmalarında tüm paydaşlarla birlikte hareket edilmediğinde başa dönüldüğü ve zaman kaybının arttığı, 13. Ada bazlı dönüşüm için gerekli çalışmaların hızla başlatılması gerektiği, 14. Dayanışma ve bir arada yaşamamızı geliştirmek için kentsel dönüşümü geliştirmemiz gerektiği, 15. Kentsel dönüşüm sürecinin hızlanması için halkla ilişkiler ve iletişim sürecinin geliştirilmesi gerektiği, 16. Belediyelerin karşılaştıkları bürokratik engellerin kaldırılması gerektiği, 17. Kentsel dönüşüm kanununun

inovatif bir hale getirilmesi için karbon salımının azaltılması ve enerji verimliliğinin arttırılması konularının 6306 nolu yasanın içine koyulması gerektiği, 18. Malik, müteahhit ve belediyenin takım olması gerektiği, 19. Otopark ve donatı alanlarını projede çözemeyenlerin ruhsatlarının verilmemesi gerektiği, 20. Afet riski planda olduğu için bürokratik işlemleri kaldırması ve sürecin hızlandırılması gerektiği, 21. Belediye harçlarının yeniden geri gelmesinin sağlanması, 22. KDV iadelerinin müteahhitlere verilmesinin hızlandırılması gerektiği, 23. Kentsel dönüşümün sosyolojik ve demografik boyutunun ele alınarak projelerin geliştirilmesi gerektiği, 24. Kentsel dönüşümün inşaat sektörünün geleceği olduğu, 25. Sürdürülebilir bir mekansal gelişim için kentsel dönüşümün zorunlu olduğu, 26. İstikrarlı bir ekonominin kentsel dönüşümün önünü açacağı, 27. Gelecek tasarımına yönelmemiz gerektiği, 28. Kentsel dönüşümün herkesi mutlu etmesi gerektiği, 29. Kentsel dönüşümün şehre katkısı olması gerektiği, 30. Gecekondulaşma sürecinde terörün arttığı kentsel dönüşümün bunu engellediği, 31. Tip sözleşmelerin geliştirilmesi gerektiği, 32. Tebligat yönetmeliğinin çıkarılmamasının kentsel dönüşümün önünü kapattığı, 33. Maliklerinde haklarını koruyabilecek ama süreci hızlandıracak bir tebligat yönetmeliğinin çıkarılması gerektiği, 34. Kentsel dönüşümde halkın

işin için daha çok katılması gerektiği, 35. Kentsel dönüşümün önünü açmak için bir an önce müteahhitlik yasasının çıkartılması gerektiği, 36. Kentsel dönüşüm için seferberlik ilan edilmesi gerektiği, 37. Donatı alanlarının artmasıyla suç oranlarının düşeceği, 38. Su yalıtımı yönetmeliğinin çıkarılması gerektiği ve yapı denetim yönetmeliği ile birlikte 6306 nolu kanuna entegre edilmesi gerektiği, 39. Gayrimenkul danışmanlarının ve emlakçıların bir yasasının olmamasının kentsel dönüşüm sürecini olumsuz etkilediği, 40. İnsan ve yaşam kalitesini arttıracak fonlar geliştirilmesi gerektiği, 41. Belirsizliğin olduğu yerde küresel fonların kentsel dönüşümü finanse etmediği, 42. Menkul kıymeti kim ihraç ederse yabancı yatırımcının finansman sağladığı, 43. Kentsel dönüşüm yasasının içine finansman ve fon mekanizmasının katılması gerektiği, 44. Tasarruf bazlı birikim yaratmadan alan bazlı dönüşümün zor gözüktüğü, 45. AB’deki Jesica modeli ile kentsel dönüşümün finansmanının sağlanabileceği, 46. Her bir projeyi ayrı ayrı menkulleştirmek gerektiği, 47. Alt yapı GYO lara kentsel dönüşümü gerçekleştirmek için ihtiyaç olduğu, 48. Yeni arazi üretmenin tek yolunun ada bazında yapılacak kentsel dönüşüm olduğu, 49. Kentsel dönüşümde garantör kredisi tesis ederek projelere finansman sağlanabileceği, 50. İslami mortgage’ın geliştirilmesi gerektiği ve risklerin bankayla birlikte paylaşılması gerektiği konuşuldu. ●


BELEK


SEKTÖREL HABERLER

SEKTÖR TEMSİLCİLERİ DEĞERLENDİRMELERİ 1. GAYRIMENKUL SERTIFIKASI DEĞERLENDIRMELERI 2. YABANCILARA KONUT VE IŞYERI SATIŞINDA KDV ISTISNASI DÜZENLEMELERINI DE IÇEREN GELIR VERGISI KANUNU ILE BAZI KANUNLARDA DEĞIŞIKLIK YAPILMASINA DAIR KANUN TEKLIF DEĞERLENDIRMELERI 3.KONUTTA KDV VE ÖTV INDIRIMI DEĞERLENDIRMELERI 4. EMLAK KONUT, GYODER VE KONUTDER TARAFINDAN BAŞLATILAN ‘’240 AY VADELI’’ KONUT KAMPANYASI ILE ILGILI DEĞERLENDIRMELER 5. TÜİK’IN AÇIKLAMIŞ OLDUĞU TÜRKIYE GENELINDE GERÇEKLEŞEN 2016 KONUT SATIŞ RAKAMLARI DEĞERLENDIRMESI 38 >


DAĞ MÜHENDISLIK YÖNETIM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI DOĞAN DAĞ KONUT SAHIBI OLMAK ARTIK DAHA KOLAY

Gayrimenkul sertifikası sektördeki hareketliliğin devamını sağlayacak. Konut sahibi olmak isteyen dar gelirli vatandaşlarımızın konut sahibi olmasını kolaylaştıran bu sertifikalar hem yatırımcılara hem de konut alıcılarına karlı bir kazanç sağlayacak. Vatandaşlarımızın bir gayrimenkul projesinin belirli bir bağımsız bölümünden gayrimenkul sertifikası ile konut sahibi olmasının önü açılmış oldu. Herhangi bir projenin bağımsız bölümü üzerinden birden fazla yatırımcı paylı mülkiyet esası ile sertifika sahibi olabilecek. Böylece bir gayrimenkulde o bölümün belirli bir yüzdesi gayrimenkul sertifikası ile kıymetli evrak niteliği taşıyacak. Sektörümüzde atılan bu önemli adımlarla birlikte kentsel dönüşüm projelerinde uzun yıllar yaşanan sancılı süreçlerin aşılarak çalışmaların hızlanacağını, sektörümüzün ve konut almak isteyenlerin kazançlı çıkacağını öngörüyoruz. BÖYLE KARARLAR EKONOMIYE IVME KAZANDIRIR Yeni düzenleme; Bakanlar Kurulu’nu tapu harcı oranını, gayrimenkullerin türleri, gayrimenkul sertifikası karşılığı edinimi, sınıfları, büyüklükleri, bulunduğu yer ve vergi değerleri itibarıyla 1 katına kadar artırmaya ve 10’da 1’ine kadar indirmeye MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

yetkili hale getiriyor. Böylece harç oranını vergi değerine göre oran belirleme imkanı doğacak. Teklif, yabancılara konut ve işyeri satışında KDV istisnası düzenlemelerini de içeriyor. Yeni düzenlemeyle Türkiye’de konut veya iş yeri satın almak isteyen ve belli şartları barındıran yabancılar için KDV olmayacak. Bu da yabancıyı Türkiye’ye çekmek açısından önemli. Bizler sektörleri ve ekonomiyi rahatlatacak, ivme kazandıracak böyle tedbirlerin bundan sonra da alınmaya devam etmesini istiyoruz.

VATANDAŞLARIN KONUT ALMALARI KOLAYLAŞIYOR İnşaat sektöründeki son gelişmeler ve alınan yeni kararlarla birlikte sektörün canlılığını koruyacağını öngörüyoruz. Bakanlar Kurulu’nun kararına göre, 1 Ocak’tan itibaren yapılacak konut inşaatı projelerinde metrekare değeri 1.000 TL ile 2.000 TL arasında olan konutların tesliminde ödenen KDV oranı yüzde 18’den yüzde 10’a kalıcı olarak indirildi. Böylece konut sahibi olamayan dar gelirli vatandaşlar veya daha büyük bir konut sahibi olmak isteyip elinde yeterli miktarda birikimi olmayanlar için yeni bir fırsat daha doğdu. Hem hükümetimiz hem de inşaat sektörü, konut sahibi

olmak isteyenlere yardımcı olmak için bütün olumlu adımları atıyor. Vatandaşlarımız konut almak için alınan bu önemli kararları çok fazla beklemeden değerlendirmelidir. İNŞAAT SEKTÖRÜNDE 2. SEFERBERLIK BAŞLAYACAK 15 Temmuz darbe girişiminden sonra inşaat sektörünü canlandırmak için Emlak Konut tarafından başlatılan kampanyalarla, bankaların faiz indirimleri ve hükümetimizin destekleriyle konut satışları hız kesmeden yılsonuna kadar devam etti. Bizlerde Dağ Mühendislik olarak Tual Bahçekent ve Tual Adalar projelerimizle Emlak Konut’un Ağustos 2016’da başlatmış olduğu kampanya da yerimizi aldık. Emlak Konut GYO, şimdi de 2017 yılında da sektördeki canlılığı korumak için konutta 2. bir seferberlik başlatma kararı aldı. Emlak Konut önderliğinde başlayacak kampanya ile Türkiye’de ilk kez 20 yıl vade ve düşük faizle markalı konutların satışı yapılacak. Vadenin 20 yıla çıkmasıyla taksitler düşecek, dar ve orta gelirli vatandaşlarımızın konut alımları kolaylaşacak. İnşaat sektöründe yatırımlar hız kesmeden devam edecek, hem yatırımcılar hem de konut alıcıları

için çok önemli bir kampanya olacağını düşünüyorum. KONUT HER ZAMAN OLDUĞU GIBI EN ÇOK KAZANDIRAN YATIRIM ARACI Sektör ekonominin lokomotifi olarak kendine bağlı 200’den fazla alt sektörün ürettiği mal ve hizmete talep yaratıyor. TÜİK tarafından açıklanan son verilere göre Türkiye genelinde konut satışları 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 4 artarak 1 milyon 341 bin 453 oldu. İnşaat sektörü, 2016 yılında ülke olarak yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen büyümesini ve gelişmesini sürdürdü. Emlak Konut GYO öncülüğünde 2016 yılının Ağustos ayında başlatılan kampanya, bankaların faiz oranlarını aşağı çekmesiyle birlikte en güvenli yatırım aracı olarak görülen konutta satışlar hız kesmeden devam etti. Vatandaşlarımızın ülkemize ve ekonomimize olan güveniyle ve hükümetimizin sağlamış olduğu istikrarla birlikte hep birlikte el ele verdik. 2017 yılında da yeni kampanyalarla birlikte sektör canlılığını koruyacaktır. Sektör desteklenmeye devam ettiği sürece hem konut satışları artacak hem de yatırımlar hız kesmeden devam edecektir. 39 >


SEKTÖREL HABERLER

KALKAVAN YAPI YÖNETIM KURULU BAŞKANI NAZIM KALKAVAN

İNŞAAT SEKTÖRÜ GÜVENLI LIMAN OLMAYA DEVAM EDECEK Ülkemizde ve dünyada yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen inşaat sektörünün 2016 yılını büyüyerek kapatacağını düşünüyorduk. TÜİK tarafından açıklanan son verilerde bizlere bunu gösterdi. Konut satışları 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 4 artarak 1 milyon 341 bin 453 oldu. Sektörümüz ekonominin

temel taşlarından biri olma özelliği korudu. Vatandaşlarımız inşaat sektörünü en güvenilir liman olarak görüyor. Ekonomi iç ve dış dinamiklerden kaynaklanan dalgalanmalardan etkilense de inşaat sektörünün 2017 yılında da büyümesine hız kesmeden devam edeceğine inanıyorum.

MUSTAFA BAYGAN / ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE YÖNETIM KURULU ÜYESI ALICIYA TEŞVIK TAMAM, SIRA SATICIYA TEŞVIKTE… Yabancıya satışın teşviki iki aşamada yapılır; bunlardan birincisi alıcıya ikincisi ise satıcıya teşviktir. KDV istisnası alıcıya teşvik olacak. Belirtilen şartları yerine getirenler için geçerli olacak bu uygulama çok yerinde ve beklenen bir karar. İkinci teşvik yani satıcıya yönelik teşvik ise bir ihracat olarak görülmeli ve 40 >

ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE GENEL MÜDÜRÜ ÖZHAN ATALAY

düzenlemelerin ona göre yapılmalı. Bu teşvik, konut inşa eden yatırımcının bu satıştan bir ihracat teşviki alması olabilir. Eğer satıcıya teşvik için de gerekli düzenlemeler de yapılırsa iki taraflı teşvik gerçekleştirilmiş olacak. Alıcıya teşvik öncelikli yapılması gerekendi o da yapıldı. İkincisi yani satıcıya teşviki de bekliyoruz.

YATIRIMCININ MAĞDURIYETI ENGELLENMIŞ OLACAK Yıllardır beklediğimiz yeni düzenleme nihayet Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bundan böyle kentsel dönüşüm projelerinde hak sahiplerine, talep etmeleri durumunda gayrimenkul sertifikaları verilmesi ve isteyen hak sahibinin sözleşmede belirtilen mülkünü alması için sertifikalarda geri alım garantisi olacak. Düzenleme aynı zamanda, borsada alım satıma da imkan sağlayacak. Düzenlemeyle yatırımcı tarafında varlığının korunması en üst düzeyde tutularak yatırımcı güveni sağlanmış olacak. Devlet tarafından desteklenen kentsel dönüşüm çalışmaları ve bu tip gayrimenkul sertifikaları ile yatırımcıların mağdur olmaları engellenecek.Bundan böyle geçmiş dönemde portföylere dahil edilmeyen veya sınırlı

olarak dahil edilen yatırım araçlarına esnek koşullarda yatırım yapılabilmesinin önü açılacak olup kısa vadede kolektif yatırım araçlarına olan ilgiyi de artıracaktır. Burada esas konu, emlak yatırımı yapmak istediği halde sermayesi yetmeyen yatırımcının, tek oda karşılığında bir bedeli sertifika ile satın alması ve istediği zaman da elinden çıkarabilmesi kolaylığı. Diğer bir deyişle, konut, arazi veya dükkan satın almaya yetmeyen her birikim bu sektörde değerlenebilecektir. Böylece borsadaki bir miktar para gayrimenkul sektöründe de değerlenebilecek. Bu sektörün kar oranlarının getirisi borsaya göre daha yüksek olabilir ve cazip olmasıyla da katılımın yüksek olacağı düşünülebilir.


İBRAHIM BABACAN / BABACAN HOLDING YÖNETIM KURULU BAŞKANI ÇOK OLUMLU BIR UYGULAMA, EXIMBANK IMKANLARINI DA BEKLIYORUZ Gayrimenkul sektöründe yabancılara yapılacak konut ve özellikle işyeri satışında KDV istisnası sağlanacak olması; tartışmasız döviz girişine katkı sağlayacak. İhraç edilen ürünler KDV ve vergilerden muafken gayrimenkul bu kapsamın dışındaydı. Bunun fark edilerek böyle bir düzenlemeye gidilmiş olması önemlidir. Oysa ki gayrimenkul satışı hem en büyük ihracattır. Hem de turizm geliridir. Bizim sattığımız gayrimenkul yurtdışından dövizi gelmekle kalmıyor peşi sıra bu evin tüm dekorasyonu, elektriği, suyu, doğalgazı dahil yabancıya hizmet ve ürün de satılıyor ve ekonomiye katkı sağlıyor. Bu düzenleme ile yabancıya yapılacak satışların artmasını bekliyoruz. Babacan Holding olarak şimdiye kadar 700 adete yakın gayrimenkulü en küçük bir destek almadan kendi imkanlarımızla yabancılara satarak 100 milyon dolar civarında döviz girişi sağladık. Bu düzenlemeye ilave gayrimenkul satışının ayrıca ihracat kapsamına alınması ihracat teşvikleri ve Eximbank imkanlarından da faydalanılmasını bekliyoruz. Ayrıca; Maliye Bakanlığı’nın, KDV tebliğiyle de önemli bir değişikliğe gidildi. Buna göre, 150 metrekarenin altındaki MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

konutların ilk yapımı sırasında kullanılan kombi, cam balkon, duş teknesi, duşa kabin, küvet, mutfak dolabı, evye, batarya, duş başlığı, panel radyatör gibi ürünler yüzde 18 yerine yüzde 1 KDV’ye tabi tutulacak. Maliye, müteahhitlerin bu eşyaya ilişkin ödedikleri KDV’nin yüzde 17’sini iade edecek. Bu indirimin yeni yapılacak evlerde fiyatlara yüzde 1 ila 1.5 düşüş olarak yansıması, yani 300 bin TL’lik bir evin fiyatında 4 bin 500 TL düşüş yaratması bekleniyor. Önceden 150 m2 altında olup ya da arsa değeri 1.000 TL’nin altında olan ve kentsel dönüşüm kapsamında üretilen indirime tabi konutların inşaat malzemelerini % 18 ile alıp satışını % 1 veya % 8 ile yapıyorduk. Aradaki vergi iadesi için yönetmelikte muğlak olan ifadeler bulunuyordu. Bazı emtialar sonradan sökülebileceği düşünülerek iade kapsamına alınmıyordu. Şimdi netleşti, bu emtialar % 18 yerine % 1 KDV’ye tabi tutulacak. Bu durum konuta indirim olarak yansıyacak olup tüketicinin lehine bir durum yaratacaktır. GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNE HÜKÜMET DESTEĞI Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararına göre; gayrimenkulün satışından

alınan damga vergisi, ÖTV ve KDV’lerinde indirime ve indirim oranlarında da süre uzatımına gidildi. Buna göre büyükşehirlerde geliştirdiğimiz projelerin arazi rayiç değeri genelde 1.000 TL üzerine olduğu için KDV oranı çoğunlukla %18 olarak hesaplanmaktaydı. Bu karar ile arsa rayiç değeri 2.000 TL’ ye kadar olan rayiç değerinin kalıcı olarak KDV oranının %8 düşürülmesi, büyük şehirlerde konut sahibi olacak alıcıların %10 civarında ucuza ev sahibi olmasını sağlayacak. Gayrimenkulün satışı esnasında noterde düzenlenen sözleşme üzerinde alınan damga vergisinin sıfırlanması ile sektörde kayıtdışı satışı da önleyecektir. Sektör temsilcileri olarak faiz oranları ile Cumhuriyet tarihinin en cazip şartlarının sağlandığı günlerde bu karar ile tüketicinin ev sahibi olması daha da kolaylaşacaktır. KONUT SAHIBI OLMAK KOLAYLAŞACAK 2016 yılında konut satışlarının hız kesmemesi, sektörün canlılığını koruması için Emlak Konut GYO öncülüğünde Ağustos ayında konut kampanyası başlatılmış daha sonra GYODER’inde desteğiyle konutlar 0.70 faiz ve 120 ay vade ile satışa sunulmuştu. Birçok markalı konut projesi bu

kampanyaya katılarak yer aldı. Bizlerde Babacan Holding olarak milletimiz ve ülkemiz için bu sürece destek olmuştuk. Ekonominin lokomotifi olarak görülen inşaat sektörünün 2017’de de canlılığını koruması için Emlak Konut, GYODER ve KONUTDER işbirliğiyle yeni bir kampanyaya imza atılıyor. 20 yıl vadeli çok cazip faiz oranları sunan bu kampanya 1 Şubat-31 Mart tarihleri arasında geçerli olacak. Bizde Babacan Holding olarak tüm projelerimizde 240 ay vadeli kampanyayı uygulayacağız. 20 yıl vadeli düşük faizle konut alımları kolaylaşacak. Bu kampanya uzun süredir konut almak isteyen dar ve orta gelir grubuna sahip vatandaşlarımızı harekete geçirecektir. Yatırımların hız kesmemesi için bu tür kampanyalarla birlikte sektörün devlet tarafından desteklenmeye devam etmesi gerekiyor. Böylece hem yatırımlar hız kesmeyecek hem de konut sahibi olmak kolaylaşacak. Babacan Holding olarak bizim öncelikli temennimiz ekonomik istikrarın devam etmesidir. İstikrar devam etiği sürece sektör de büyümeye devam edecektir. Ülkemizin ve sektörün gücüne inanıyoruz. ● 41 >


MİMARİ

YENİ NESİL KURUMSAL ALANLAR:

KOLEKTİF HOUSE

42 >


GİRİŞİMCİ VE YARATICI RUHA SAHİP Y KUŞAĞI, ÖZGÜR BİR ÇALIŞMA ORTAMI, İŞİ NEREDE, NASIL VE NE ZAMAN YAPTIKLARIYLA DEĞİL, İŞİN SONUCU İLE İLGİLENİLMESİNİ, İŞ VE ÖZEL YAŞAM DENGESİ, ESNEK ÇALIŞMA SAATLERİ VE KENDİ İŞİNİ KURMAK İSTİYOR. TÜM BU İHTİYAÇLARI TESPİT EDEREK KARŞILAYAN ÇALIŞMA ALANLARININ YARATILIŞI HAKKINDA KONTRA MİMARLIK’TAN GÜLŞAH CANTAŞ SORULARIMIZI YANITLADI. RÖPORTAJ: EVREN TEMİZKALAY

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

43 >


SEKTÖREL HABERLER

KOLEKTIF HOUSE, YAŞAM ALANLARIMIZDAN SANAT, MEDITASYON GIBI ÇEŞITLI KESITLERI DE YENI NESIL OFIS ANLAYIŞINA UYGUN OLARAK DENEYIMLERLE BÜTÜNLEŞTIREN MEKANLAR TASARLADI.

44 >


Gülşah Candaş

Ortak çalışma alanlarını yaratırken en çok özendiğiniz detaylar nelerdir? Kolektif House konvansiyonel ofis düzenlemelerinden uzak farklı disiplinleri ve meslek gruplarını bir araya getiren sosyal bir çatıdır, çok dillidir ve odak noktası kullanıcısının gününü en verimli ve konforlu geçirmesini sağlatmaktır. Bizler de bu bağlamda, toplantı alanlarını birbirinden farklı konseptlerde farklı deneyimler yasayacakları şekilde düzenledik. Etkinliklerin çalışmayı olumlu anlamda etkilediği tartışılmaz bir gerçek. Siz etkinlik ve çalışma alanlarını tasarlarken bu iki farklı bağlam arasında ne gibi benzerlikler ve farklılıklar yarattınız? Verimliliğini arttırmak için dört önemli başlıktan bahsedebiliriz: Sosyalleşme, odaklanma, iş birliği kurma ve öğrenme. Kolektif ve verimli ilişkiler oluşturan iş etkinliklerinin, yeni bilgi MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

edinebilmek için eğitimlerden ve deneyimlerden faydalanmanın ve grup çalışmalarının, nitelikli çalışma mekanları ile performansı optimize ettiğini söyleyebiliriz. Kolektif House’tan sonra, kurumsal alanların tek düzeliği ve sıkıcılığı ortaya çıkmış oldu. Sizce kurumsal markaların artık Kolektif’e talep göstermesinin en önemli mimari etkenleri neler olabilir? Kolektif House standart ve tek düze ofis kavramının dışına çıkarak 5 duyuya hitap eden ofis tasarımıyla öne çıkıyor. Kurumsal markaların tek düze ofis sistemlerine karşılık olarak Kolektif House insan odaklı keyifli çalışma alanlarını konformist bir şekilde sunuyor. Bununla birlikte kullanıcılarının daha çok Y kuşağından olduğunu söyleyebiliriz ve Y kuşağı özetle özgür bir çalışma ortamı, işi nasıl veya ne zaman yaptıklarıyla değil işin sonucuyla

ilgilenilmesini, iş-özel yaşam dengesi, esnek çalışma saatleri istiyor. Ayrıca kendi işlerini kurmak istiyorlar, girişimci ruha sahipler. Bu noktada Kolektif House tüm bu ihtiyaçlara cevap verebiliyor. Mekandaki konfor, toplantı odalarında konsantrasyon, çalışma alanlarında motivasyon, renklerin gücü, akustik, ışık ve sıcaklık terimlerini bir sepette düşünürsek, verdiği olumlu sonuçlar hakkında neler söylersiniz? Ofis tasarımlarında birincil öncelik kullanıcının konforu, motivasyonu ve verimliliği arttırmaktır. Kolektif House kullanıcıları genellikle Y kuşağına ait ve bu kuşağın en önemli özelliklerinden biri internetin bir numaralı iletişim araçları olması. Tüm işlerini internet veya mobil platformlar üzerinden yapan Y kuşağı geleneksel ofis düzenlemelerinin yerine hür ve özgür 45 >


MİMARİ hissedebilecekleri, çeşitliliğin olduğu ofis duygusunu minimumda hissedecekleri Kolektif House gibi yeni nesil inovasyon odaklı ofisleri seçiyorlar. Mobilyaların dili Kolektif House’da ne mesaj veriyor? Mobilyalar bize ev rahatlığını ve konforunu hissettirmek için tasarlandı. Işıklardaki çarkın anlamını tahmin etsek de sizden duymak isteriz. Işıklarda çark analojik olarak kolektif çalışmayı temsil etmektedir. Duygulara göre toplantı konseptinden bahsetmiştiniz. Bu etkiyi yaratmak daha sanatsal bir çizgi gerektiriyor belli ki. Bu konuda nasıl ve ne gibi detaylarla ilerlediniz? Duyulara hitap eden mekanların insanların o ortamlarda daha uzun süre kalmalarına ve pozitif duygular hissettiklerine dair neuro marketing araştırma sonuçları var. Beş duyu arasında insanın en güçlü duyusu görmedir. Görme duyusuna hitap eden bir çapa oluşturmak için diğer duyularla desteklemek gerekir. Kullanılan dokular, müzik yayını gibi çeşitli etkenlerle kullanıcılar ve kullanıcıların müşterileri arasında uyumlu ve huzurlu çalışma ortamları yaratmak birinci önceliğimizdi.

ANTIKA, GRAFFITI VE VE FOTOĞRAF ALANINDA KOLEKTIF HOUSE MIMARISINE KATKIDA BULUNAN ISIMLER: KOLEKTIF HOUSE ART DIREKTÖRÜ MEYIR GABAY VE BERABER ÇALIŞTIKLARI SANATÇILAR SINEM YILDIRIM, GRAFITI SANATÇISI LEO LUNATIC, GIZEM GENC VE BORA BAY. 46 >

Antika, fotoğraf ve graffiti uygulamaları görüyoruz. Bu alanlarda kimlerle ilerlediniz? Kolektif House’un Art Direktörü Meyir Gabay ve beraber çalıştıkları sanatçılardan Sinem Yıldırım, Grafiti Sanatçısı Leo Lunatic, Gizem Genc ve Bora Bay. Tasarım ürünlerinizin seri üretim ürünlerden farklılıkları, üstünlükleri nelerdir? Deneyim ekonomisi devrinde yaşıyoruz. Kontra marka, mekan ve müşteri deneyiminde uzman genellikle müşterilerimizin bizi


tercih etmesi bu sebepten. Yarattığımız projelerde de temalarına uygun ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek özel ürünler tasarlıyoruz. Kolektif House haricinde biraz da iç mimarlık alanına ve mimariye dönelim. Bizler dışarıdan bir göz olarak imalat sonrasında kolaylığın sağlanabileceği, belirlenen konseptin ve o ruhun, yapının dışından da hissedilmesi adına mimar ve iç mimarların beraber çalışması gerektiğini düşünenlerdeniz. Mimar ve iç mimarların bir yapı üzerinde en başından beri beraber çalışmalarının etkilerini gayrimenkul sektörüne sunmak istiyoruz. Bu konu hakkında neler söylersiniz? Mimar daha çok yapının dış kabuğunu tasarlayarak yapının uygulanacağı yerde çevresi ile kısmen uyumlu tasarımı ve yapının genel konseptini belirleyen kişidir. İç Mimarlar ise yapının kullanıcının isteği ve ihtiyaçları doğrultusunda iç mekanı komple tasarlayan iç mekanlara ruhunu veren kişidir. Yatırımcı projenin başında her iki ekiple eş zamanlı anlaşırsa kabuk ve iç mekan

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

uyumlu şekilde inşa edilebilir Başarılı projelerde dış cepheden iç mekandaki mobilyaların bütünsellik içinde olduğunu görürüz. Bu uyuma şiirsel projeler diyorum ben. Yatırımcılarımız ne yazık ki ülkemizde bu konuda çok bilinçli değiller. Bu durumda mimarlar ve iç mimarların beraber çıkardığı sonuç, marka vizyonunu ve yaratıcılığını önemli ölçüde etkiler diyebilir miyiz? Kesinlikle! Tüm ekiplerin en başından sonuna kadar bir arada yer aldığı projeler bütünselliğini korur ve kullanıcı için yeni bir deneyim yaratma yolunda basari sağlar.

KOLEKTIF HOUSE KONVANSIYONEL OFIS DÜZENLEMELERINDEN UZAK FARKLI DISIPLINLERI VE MESLEK GRUPLARINI BIR ARAYA GETIREN SOSYAL BIR ÇATIDIR, ÇOK DILLIDIR VE ODAK NOKTASI KULLANICISININ GÜNÜNÜ EN VERIMLI VE KONFORLU GEÇIRMESINI SAĞLATMAKTIR.

Eklemek istedikleriniz… Su anda Kolektif House’un Levent’teki yeni ofis katlarına Mart ayında açılmak üzere devam ediyoruz. Daha önce yarattığımız konseptin yanında, bu yeni katlar daha şehirli ve birçok yeniliği içinde barındırıyor. Yaşam alanlarımızdan sanat, meditasyon gibi çeşitli kesitleri de yeni nesil ofis anlayışına uygun olarak deneyimlerle bütünleştiren mekanlar tasarladık. ●

47 >


MİMARİ

GAYRİMENKULDE TRENDLERİ ARTIK

Y KUŞAĞI BELİRLİYOR! GELIŞTIRDIKLERI PROJELERI, KALICI TASARIM YAKLAŞIMLARI ILE FARKLILAŞTIRARAK MARKALAŞTIRAN GAD’IN GENÇ ORTAKLARINDAN, İŞ GELIŞTIRME SORUMLUSU MUSTAFA KEMAL KAYIŞ ILE, ÖZGÜRLÜKÇÜ, TEKNOLOJIYI KULLANAN, GIRIŞIMCI, SOSYAL ETKI ALANLARI GENIŞ OLAN Y KUŞAĞININ GAYRIMENKUL TERCIHLERI ÜZERINE YAPTIĞI ARAŞTIRMALARI VE FIKIRLERI ÜZERINE KEYIFLI BIR SÖYLEŞI GERÇEKLEŞTIRDIK. 48 >


Gündemimiz gençler ve biz de bu konuyu sizin gibi sektörde genç sayılabilecek bir profesyonelden dinleyelim istiyoruz. Sektörümüzde genç neslin etkisinin her geçen gün arttığını ve belirleyici olmaya başladığını belirterek başlayabiliriz aslında. Her ne kadar gelişmiş ülkelere göre genç denebilecek bir gayrimenkul sektörümüz olsa da, sahip olduğumuz yüksek demografik potansiyel ve bu alandaki rekabetçi yapımız ülkemizi kısa sürede en hızlı gelişen pazarlardan biri haline getirdi. Bunu özellikle içinde de bulunduğum Y kuşağı derinden hissederek yaşadı ve yaşıyor diyebilirim. Bu Y Kuşağına biraz girebilir miyiz? Kimlerdir bunlar, ne yer ne içerler, neleri sever nelerden hoşlanmazlar sizce? Y kuşağını 1980 ile 2000 arasında dünyaya gelenler olarak tarif edebiliriz. Yani en büyükleri şu anda 37 yaşında en gençleri ise 17 yaşında. Teknoloji ile büyümüş bir kuşaktan bahsediyoruz. Bilgisayar, internet ve iletişim devrimlerini yaşamış ve bunlardan yoğun olarak etkilenmiş bir büyük kitle. Yaşam tarzı ve alışkanlıkları kendilerinden önceki nesillere göre büyük farklılıklar içeriyor. Bu farklılıkları sıralamak gerekirse; daha eğitimliler, özgürlüklerine daha düşkünler, ekonomik olarak daha güçlüler, sosyal etki alanları daha geniş. Geç evlenme ve yüksek boşanma oranı yine çok görülen özelliklerden. Dünyayı görmeyi, keşfetmeyi, hatalar yapmayı, denemeyi ve deneyimlemeyi seviyorlar. Hatta birçoğu için bunlar bir yaşam biçimi. Eğlenmek için çalışmak değil, eğlenerek çalışmak mottoları. MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

GAD, Mustafa Kemal Kayış Yönetim Kurulu Üyesi ve İş Geliştirme Sorumlusu

Bu gözlemlerinizi önceki nesillerde de gerçekten görmüyor muyuz? Babalarımız, annelerimiz ya da onların baba ve anneleri de gezmeyi sevmezler miydi ya da özgürlüklerine düşkün değiller miydi? Görmüyoruz aslında, en azından kitlesel boyutta. Çünkü kavramlarda ve bunların taşıdığı anlamlarda da ciddi kaymalar yaşanıyor. Peki, Y kuşağının sahip olduğu farklılıkların, güncel hayata ve yapılı çevreye etkisi nasıl ortaya çıkıyor? Bunu en yoğun dijital alanlarda ve teknoloji yoğun sektörlerde hissediyoruz. Y kuşağı bir anlamda kendisi için teknoloji geliştirilen bir kuşak halini aldı. Start-upların büyük bölümü Y kuşağı içinden çıkıyor. Bunların bazılarının bütçelerinin ve

gelirlerinin onlarca yıllık büyük dev şirketleri birkaç yıl içinde geride bıraktığına şahit olduk. Tıp, turizm, otomotiv, bilgisayar, iletişim, elektronik, uzay, finans, gayrimenkul gibi birçok sektörde gelişmeyi sağlayan motor güç Y kuşağından oluşuyor. Dolayısıyla ürettikleri ve tükettikleri ile yani yaşam biçimleri ile her geçen gün artan bir biçimde tüm sektörleri en yoğun etkileyen bir kuşakla karşı karşıyayız. Bunun etkisi daha önce kıyaslanabilecek herhangi bir benzere de sahip değil. Gayrimenkul Sektöründe Y kuşağının tercihlerini neler belirliyor? Belli başlıklara değinmek mümkün olabilir. Artık bazı özellikler standart olarak talep ve tercih ediliyor, örneğin kolay ulaşım, sosyalleşebileceği bir yakın çevre, bütçesine uygun

kompakt çözümler gibi. Bu temel özelliklere ek olarak her geçen gün daha fazla etkisini gösteren kavramlar da tercih sebebi olarak değerlendirilebilir. Bunları yakalayan projeler zaten diğerlerinden sıyrılarak hem yüksek başarı grafiği sergiliyor hem de kalıcı bir esere dönüşüyorlar. Bu kavramları tasarım kalitesi ve özgünlük vaadi, aidiyet ve duygusal bağ kurabilme imkanı, özgürlük ve seçenek çeşitliliği, sürdürülebilirlik gibi başlıklara ayırabiliriz. Belirttiğiniz kavramlar gayrimenkul sektöründe çok da derinleşememiş konular, bunu nasıl daha açık ifade edebilirsiniz? Bunu daha yakından kavramak için sosyal medyayı iyi takip etmek gerekiyor. Paylaşımların içeriği, trendtopik olan başlıklar birçok konu hakkında bize oldukça iyi ipuçları veriyor. Artık sosyal medya ve anlık paylaşımda bulunmak genç nesil için her şeyin bir ölçütü olmuş durumda diye görüyorum. Beğendiği, tercih ettiği, övündüğü, kendisini özdeşleştirerek ifade etmekte faydalandığı ne varsa değerlendirmekten ve paylaşmaktan çekinmiyorlar. Keza zıtlıklarını ve eleştirilerini de öyle. Sektörümüz açısından bakarsak; içinde sadece zaman geçirilen binalar değil, yaşamının bir parçası haline gelen eserler üretebilmek yeni nesillerin ilgisini ve bağlılığını sağlayabilmek için önemli. Bunu gerçekleştirebilmek için de sürdürülebilir, kişiselleştirilebilir ve aynı zamanda özgün ürünler ortaya koyan bir mental yapıya erişmek gerekiyor. Burada geliştirici ile birlikte, tasarım ve tabi ki tasarımcı kritik noktayı oluşturuyor. Sadece metrekareler ya da kaplama malzemelerinin 49 >


MİMARİ kalitesinden dem vurarak içinde bulunduğumuz dönemde katma değer yaratılamayacağının farkında olmamız gerekiyor. Sektörün bakış açısını hem genişletmesi hem de derinleştirmesi kaçınılmaz bir gereklilik. Projelerinizde GAD olarak Y kuşağı ile nasıl bir ilişki kuruyorsunuz? Bu aslında bizim en güçlü olduğumuzu düşündüğümüz yönlerimizden biri. GAD olarak biz AR-GE’ye önem veren kendi ölçeğimizde ciddi yatırımlar yapan bir ekibiz. Tüm tasarım ve proje faaliyetlerimizde çalıştığımız konuları birçok farklı açıdan irdeleyip güncel eğilimleri yakalayarak kalıcı eserlere dönüştürme gayemiz var. Proje çalışmalarımızı farklı mertebelerde farklı yaklaşımlarla değerlendirerek yatırımcı, kullanıcı ve etki çevresini bütüncül bir perspektif ile yorumlamaya çalışıyoruz. Örneğin yatırımcı açısından proje satış başarısını göz önünde bulundururken yeni neslin mekansal ihtiyaçları ile bunun olası mali karşılığını birlikte değerlendiriyoruz ve meydana getireceğimiz projenin yakın çevresine değer katacak bir özellikte olmasına azami dikkat ediyoruz. Bunu becerebilmek için güncel gelişmeleri çok yakından takip etmek ve birçok farklı kaynaktan beslenmek gerekiyor. Uzun yıllar Gökhan Avcıoğlu’nun çevresinde bir arada çalışan ve temel prensipleri paylaşan çekirdek ekibimizin yanı sıra, stüdyolarımıza farklı alanlardan farklı bakış açılarına sahip genç arkadaşlarımızı katmayı da oldukça önemsiyoruz. Projelerimizin hem tasarım ve uygulama sürecinde, hem de yapı yaşam döngüsü boyunca ilişkide olan ve olacak

50 >

paydaşların büyük bir çoğunluğu bahsettiğimiz Y kuşağına mensup ve uzun bir süre de bu böyle devam edeceğini öngörüyoruz. Tasarımlarımızda yarattığımız tip çeşitliliği; tercih imkanı ve dolayısıyla özgürlük, özgün mimari de duygusal bağ ve aidiyet hissi oluşturması bakımından genç kuşağa çekici geliyor. Sosyal-rekreatif alanların düzenlenmesi de üzerinde önemle durduğumuz konulardan. Bunların yanında sürdürülebilirlik konusunda da projelerinizde ciddi çözümler görüyoruz. Tabi, özellikle yeşil öğeler, su tasarrufu sağlayan çözümler ve güneş enerjisinden faydalanan sistemler projelerimizde muhakkak tasarıma entegre edilmiş bir şekilde değerlendirilir. Bu sayede hem çevreyi korumaya özen gösteriyor hem enerji giderlerinin düşürülmesine destek oluyoruz.

Y kuşağı için teknoloji ile büyümüş bir kuşak demek yanlış olmaz, bu bağlamda GAD olarak sizin teknolojiyi meslek pratiği içinde nasıl değerlendirdiğinizi de dinlemek isteriz. Bunu biraz dijital teknolojiler açısından açmak isterim. Gökhan Avcıoğlu’nun bizlere anlattığı hikayelerden kendisinin ve GAD serüveninin CAD yazılımlarının ilk çıktığı günlerden başlayarak hep öncü olmaya çalıştığı bir temel zemine oturtabiliriz. Zaman içinde tasarım alanında yazılımlarda yaşanan her ilerleme anlık olarak tarafımızdan da takip edilmekte. Bu minvalde çeşitli yazılım grupları ile ortak çalışmalar da yürütmekte olduğumuzu belirtmeliyim. Güncel olarak bizi en çok heyecanlandıran gelişmeler de aslında bu anlamda yaşanıyor. 3d print teknolojilerindeki gelişmeler, dronelar, robot teknolojileri, görsel programlama ve jeneratif tasarım araçlarının

hızlı evrimi bizi yakın zamanda çok çarpıcı gelişmelerle karşı karşıya kalacağımız konusunda heyecanlandırıyor. GAD olarak bu konularda kendimizi sürekli geliştiriyoruz. Aslında bunu en iyi anlatan şey ofisimizde kısa bir tur atmak olur diye düşünüyorum. GADLABS olarak adlandırdığımız ARGE bölümümüz özellikle yeni inşa metotları ve mimari formlar arasındaki ilişkileri irdeleyen pratik çalışmaları ile şimdiden geleceğe ışık tutabilecek çözüm arayışları içerisinde. Bu arayışımızı zaman zaman dronelarla ilişkilendiren çözümler arıyoruz, zaman zaman göçmenlerin barınma sorununa yönelik geçici öneriler geliştiriyoruz. Sonra durup bunu 8500 yıllık İstanbul gibi bir metropolde mevcut tarihi kent dokusuna nasıl adapte edebileceğimizi sorguluyoruz. Örneğin, Mars’ta yerleşimin nasıl olabileceği ile ilgili İstanbul Üniversitesi Astronomi Anabilim Dalı’ndan sayın öğretim üyeleri ile ofisimizde gerçekleştirdiğimiz beyin fırtınaları, kendimizi bir mimarlık bürosu kimliğinin ötesinde konumlandırabilmemiz açısından da bizi cesaretlendiriyor. Güncelden kopmadan geleceği kurabilme idealini taşıyan bir tasarım grubunun genç bir temsilcisi olarak sözlerinizi nasıl bitirmek istersiniz? Henüz daha yolun başındayız. Her geçen yıl önceki tüm yıllardan daha çok bilgi üretiliyor. Bu üretimin çoğu da gençler tarafından gerçekleştiriliyor. Sektörümüz rekabetçi bir şekilde gelişmek ve ilerlemek istiyorsa kaçınılmaz olarak gençleşmek ve trendleri takip eden değil trend belirleyen olmak zorunda. ●



MİMARİ

MİMARİ KARAR ALMA SÜREÇLERİNDE

BÜROKRATİZMİN ETKİLERİ 52 >


BÜROKRASI, HIZDAN DEHŞETE DÜŞER VE BASITLIKTEN NEFRET EDER. ROBERT SLATER YAZI: FAKIR CAVLUN YÜK. MIMAR (RESTORATÖR)

PEŞREV - Kitabın ortasından konuşmayı severim; çünkü idrak oralarda bir yerlerde başlar ve idrakin bir damlasının bile ziyan edilmemesi gerekir.

güzelini- yaratacağını düşünür, düşünmesi sağlanırdı. Zira artık mekansız insan yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla yeterince uçarı bir süreçten geçer aday...

İster tesadüf olsun ister bilinçli, mimarlık okuyan herkes mesleğin hem ruhsal hem şekli, ne kadar prestijli olduğunu ve bu prestijin yüksek motivasyon olmadığı sürece kişiliğini ezdiğini bilir, dahası hisseder. Bunu biraz da Osmanlı’nın şehzade eğitimine benzetmek mümkündür; geleceğin hükümranlığı ağır psikolojik baskıdır aslında. Asalet öğrenmeye çalışan şehzadelere, yarısı maddiyse diğer yarısı da soyut, manevi eğitim verilmeye çalışılırken hem biraz ezerek pişirilmeye, hem de tüm diğer insanlardan nasıl daha üstün olacağının, dolayısıyla çelişik olarak neleri “yapması”, neleri “yapmaması” gerektiğinin de öğretilmesi ve böylece inisiyatik bir yön de kazandırılmaya çalışılması sonucu, ister özümsesinler, ister üstünkörü bilsinler, tüm donanımlara sahip olmaları… dahası olmasalar bile sahipmişler gibi davranmaları sağlanırdı. Zaten asaletin doğası da budur.

Sonra ne mi olur? Sonra, “kırmızı hap” yutulur ve “gerçeğin çölü”ne hoş gelinmez.

Hatasız teşbih olmaz şiyarıyla işte mimarlık öğrencisi de hemen hemen benzer bir motivasyona sahiptir. Zaman-mekan ikilisinden mekanın efendisi olacağına inandırılan mimar adayı, gelecekteki mahiyetindekilerin, ötesinde toplumun hayatını şekillendireceğini, yön vereceğini, en iyisini -heyhat yetmez en MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

Benim kişisel tecrübem ise bazı tesadüfler sonucu bunun izdüşümü olarak mezuniyetimin üzerinden aşağı yukarı on yıl geçmişken, Türkiye’nin nüfus hareketi en dinamik, gene en geniş sanayi ağı bölgesi olan Kocaeli’nin Gebze ilçesi ve civarında başladı. Yaşıtlarıma göre geç kalmış sayılsam da kendi açımdan tam da zamanıydı bir şeyler yapmanın, evet, hayat kazanılmalıydı!... ISINMA RAKSI - Mimarlık ediminin başlangıcı istesek de istemesek de bizi mülkiyete götürür. Var olan bir yeryüzü parçası (arazi, arsa, parsel gibi) üzerinde belirli bir çıkar için ortaya çıkan bir ya da birden fazla insan, mimar olarak size bir ihtiyacı içeren taleplerle gelir, bu talepler genellikle rantı da barındıran bir bina projeksiyonu ve bunun yasal prosedürünün alt yapısının oluşturulmasını barındırır, pratik olarak ise sürecin yürütücüsü sizsinizdir. Sürecin sonu ise inşaat ruhsatını düzenleyen yerel idarelerde yani genellikle belediyelerde neticelenir. Netice olarak mimarlık sürecinizin somutlaşarak vücuda gelmesinin mührünü çelişkili bir şekilde belediyeler taşır. Bu, tasarımcı mimar olarak, belki size

iradi müdahale gibi görünse de genellikle kamuyu temsilen bir otoritenin var olması gerekliliği de her zaman kabul edilir. Peki, bu Türkiye gibi köklü devlet geleneği olduğu halde hala gelişmekte olan ülkeler liginde bocalayan bir ülkede kamuyu mu temsil etmektedir, yoksa kamudan bağımsız kendi dinamikleriyle var olan, kendi çıkarı olan bir siyasi/ bürokratik kliği ya da kesimi olarak kendi zümresini mi? Kuşkusuz burada bürokrasi terimi ile kamu gücünü elinde bulunduran en geniş kesim kastedilmektedir. Bu soruyu yazının müellifi ile okuyucular farklı farklı cevaplayacaklardır muhakkak; zira kolay cevaplanamayacak bir sorudur, haddinden fazla kabulleri, illüzyonu yahut niyetleri barındıran söz konusu girift ilişkileri kavramak da anlatmak kadar zordur. Naçizane benim cevabım mı? BIR KANSER TÜRÜ OLARAK MEVZUAT - Süreç sonunda bütün bedeni sarar, kurtulmak çok zordur. Başladığınız yere döndüğünüz de olur, bedeni kaybettiğiniz de, evet, bürokrasinin ana dili olan mevzuattan bahsediyorum. Her uğraşta olduğu gibi mimarlık ediminde de tanımlı ya da tanımsız bir mevzuat vardır, bunlar; belli başlı kanunlardan, imar planı ve notlarına, oradan da yönetmeliklere, tebliğ ve genelgelere kadar çeşitlilik gösterir. Ancak her halükarda

kendi başlarına vücut bulamayan ancak idari iradenin, yani “şu meşhur bürokratın” yürütmesine muhtaç olan mevzuat denilen kılıç, tepede hep sallanır. Örfi söylemde tüm vatandaşlar, bitabı mimarlar da kanunlar önünde eşit olarak kabul edilse de pratikte kanun demek bürokrat demektir. Kanun önünde eşitlik ile kasıt, eşit muameledir –ki herkesin malumu buna bile riayet edilmez çokluk- yoksa kanunun doğru uygulanıp uygulanmadığı değildir. “Refah” toplumlarıyla aramızdaki en büyük fark ise sanırım bu konuda kanunların “adamına göre yorumlanması” kısmıdır. Yani? Tek başına mevzuat yeterli değildir, mevzuatı personelin nasıl ele aldığı, anladığı, algıladığı ve uyguladığıdır o noktada muhatabın kaderi. Bölgede mimarlık yapmaya başladığım ilk yıllarda hemencecik fark ettiğim şey, belediyenin o meşhur imar servisinin mevzuatı bir formel sonuca dökme çabasıydı. Kendinizi bir anda basit mimari öğretileri ya da teknik rutini anlatıyor bulursunuz. Nasıl mı? Eğer mevzuat; “binalara giriş merdiven ve rampalarla sağlanır” diyorsa ve siz binaya girişinizi yalnızca, merdivenden daha fazla işleve sahip, güzel, geniş, düşük eğimli bir rampa ile sağlıyorsanız imar sizden, illa ki merdiven de yapmanızı ister. Uzun uzun tartışmalar, makul örneklemeler, mevzuatın bunu kastetmediğini anlatma çabası, izahlar hiçbir işe yaramaz, kemoterapiye geçecek 53 >


MİMARİ

ve bedeni kaybedeceksinizdir. Eğer –afedersiniz- dekonstruktiflerin gazına gelip kargacık burgacık pencereler, cephe hatları yapmışsanız, kendi kazanınıza odun taşımışsınız demektir. Dekonstruktif takılmak aklıma bile gelmemişken sadece merdiven evindeki pencerelerin teknik zorunluluktan dolayı diğerleriyle aynı hizada olmaması sebebiyle bir imar çalışanı tarafından eksik(!) olarak addedildi mimari projem. Daha yüzlerce örnekle çoğaltılabilecek bu gibi uğraşlar, zaman kayıpları, algı zorlukları, ezberler, ezberler, ezberler… Fantezi filmlerinde görebileceğimiz “ruh emicileri” gibi ruhunu emer, enerjisini sıfırlar mimarın. Geçmiş mimarlık 54 >

eğitimi bir zombi gibi çarpar o noktada insanın beynine. Bu yüzden tartışma programlarında, şurada burada “bizde neden hep çirkin bina yapılıyor?” gibi yakınmaları duyduğumda gülümsemenin ötesinde sinkaflar belirir kafamda. Tahmin edileceği gibi sorun çoğunlukla mevzuat değildir, mevzuatı uygulayanlardır. Zira mevzuat bir kurallar toplamıdır, değişkendir, ihtiyaca göre değiştirilebilir fakat yürütücüleri, insan malzemesini geliştirmek, değiştirmek bu kadar kolay değildir. Dahası sorunun ortaya çıktığı anın aniliğinden ve memuru koruyan özel kanunlardan ötürü zaman kaybı ihtimali yüksek olduğundan da çokluk, teslim olunan bir şeydir bürokrasi.

OLMAMIŞLIĞIN BIR KENTI OLMUŞ - Fiziksel çevre denince aklımıza içinde yaşadığımız kentler gelmekte elbette. Bu kentlerin özellikle fiziksel oluşumunu doğrudan etkileyen mimarın üretimi tartışılsa da, kentleşmenin tek vasisi belediyelerin, sosyopolitik tutumları çok daha belirleyicidir. Siyaset bürokrasi ilişkisi herkesin malumudur; ancak pratikte yerel idareler sanki böyle değilmiş de şahıslar, bireyler açgözlülükleriyle kentleri mahvediyorlarmış gibi davranmaktadırlar. Kaldı ki, öyle bile olsa bunun gene tek ön alıcısı söz konusu yapı olmalıdır ancak var olduğu gibi kisveyle değil. Kayıt anlamında gözlemlenebilen şehirciliğin son altmış yılına,

güncel siyasi iradenin son on beş yılına bakıldığında, fiziksel çevrenin parça parça olsa da genel olarak nasıl plansız, yalnız maddi boyutuyla ele alındığı, pek çok şeyi tesadüflerin belirlediği rahatlıkla gözlemlenebilir. Buna karşılık vatandaşın aslında, pragmatik davranarak her şeye hazır olduğunu yani yönlendirilebilir, engel kapasitelerinin düşük olduğu, sektördeki insanlar gayet iyi bilir. Planlama sadece lafta, bürokratın prestij için ettiği kelamdadır. Oysa özel mülk üzerinde vesayetini öyle bir kullanır ve akademik kibarlığa ya da dolambaçlı imalara lüzum duymadan diyebiliriz ki, rüşvet, irtikap suçları adeta kendini dayatır. Mimar kendi tasarımı ve ürünü üzerinde imar


bürokratının sahip olduğu kadar vesayete bile sahip değildir. Çünkü ürün maddidir ve gayrimeşru mülkiyet vatandaş için bir anlam ifade etmeyeceği için tek taraflı bir mecburiyet doğmuştur, rıza gösterilir. Herhangi bir kent mobilyası geleneğinin, herhangi bir yeşil politikasının, herhangi bir kendi kendini yenileyebilir kent dokusunun eksikliğinde göremediğimiz bürokratik vesayeti ne yazık ki özel mülk ve mimari eylem alanı özel yapılar üzerinde haddinden fazla görürüz. Yıllarca alınan otopark harçlarının otoparklara dönüştüğünü, orta yaşına başlamış mimar olarak ben göremedim, mimar torunlarımız görür mü, emin değilim. Yetmezmiş gibi bir bürokrat çıkar trafiğe çıkan araç sayısının yıllar geçtikçe artmasını bahane göstererek otopark yönetmeliğini değiştirip (Şimden gerü hiç gimesne divanda, dergahda, bergahda)“her daireye bir otopark yapılacak, açık yer yoksa en az iki bodrum kat yapılacak ve mecburi” der ve konuştuğu gibi bir yönetmelik kaleme alınır, yürürlüğe girer, her şey alt üst olur. Emin olun mimariyi sizinle birlikte şekillendirenler türlü türlüdür. Hatta belki de sizden fazladır. Ve yine emin olun yapılaşmış parselde yeşil alan yok, çocuklara oyun alanı yok diye yine mimarlar suçlanacaktır. Kentleri oluşturan binaların sokaklarla ve birbirleriyle olan ilişkisi, estetik kaygılar hep tartışılır fakat kamu gücünü muadili batıdakilerden daha sorumsuzca, daha hesap vermeksizin ama bolca elinde tutanların yapamadığı idealize edilen nizamın faturası özele kesilir ve bürokrasi kendini, kendisine mecbur olunan alanlarda MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

tatmin eder. Buradan hareketle şu sonuca varılabilir ki; bürokratından müteahhitine, parsel malikine kadar Türkiye’de herkes inşaatı, bir sınıf atlama sahası olarak görmekte, algılamakta ve buna göre davranmaktadır. Kalkınma söylemiyle sürekli yerini sağlamlaştıran mevcut siyasi irade ise tüy dikmiştir, üstelik yargı boyutuyla çok daha tehlikeli hale getirmiştir sorunsalı. Kaotik bir üretim ve buna bağlı olarak tüketim ortamı mevcuttur. Öyle ki dijital devrim bile bunu engelleyememiş, düzene sokamamıştır. İronidir, %20-30 eğimi olan sokaklara bakan parsellere, sokaktan binaya girmek için %6-8 eğimli engelli rampasının yaptırılması, bunun için proje revizyonu istenmesi, ayak direnmesi, başka çözüm yokmuş gibi marifete dökülmesi, parsel fiziki görünümünün mahvedilmesi, kaygılarınızın bertaraf edilmesi, sömürülmesi, sorsanız hepsi engelli dostudur çünkü… İronidir, karar alma sürecinde ihtiyaçtan, estetikten ziyade ruhsat sürecindeki imar personelini düşünmeye başladığınızda, “nerelere takılabilir acaba?” diye işte o noktada gerçekten kaybetmişsinizdir.

uyumlu yapılara, sokaklara kavuşacağız, ne zaman estetiğe sıra gelecek? En büyük ve geniş ekonomik faaliyeti inşaat sektörü olan bir ülkede fazla lüks bir soru mudur acaba bu? SON RAKS - İmar sahasında bürokrasiden kaçıp kurtulmak zor gibi görünüyor. Gene de mevcut durumun iyileştirilmesi ve belki de adım adım aşılmasının yaklaşımları sergilenebilir. Slogan; “sorumluluk kadar yetki”… Bürokrasi ile serbest mimarı birbirine yaklaştıracak adımların başında radikal bir yasal düzenleme içeren, başta mimarlar, tüm proje müelliflerini sorumlulukları oranında yetkilendiren düzenlemelerdir. Hiçbir sorumluluğu olmayan bürokrat ile onun alt kademesi memurun binalar üzerinde mevcuttaki gibi aşırı vesayetine son verilmeli, kanunda da yazdığı haliyle mimar ve mühendisler projelerinden sorumlu olmalıdır. Dolayısıyla mevzuatın uygulanması konusu bu noktada tamamen mimar ve mühendislerde olmalı,

belediye ve bürokrasi daha çok kentsel ölçekte, alt ve üst yapı ölçeğinde sorumluluk almalı, yetki gaspının engellenmesi için de yeni bir sistem oluşturulmalıdır. Kent alanları üzerine kafa yoracağına bir imar personeli, neden özel bir şahsın binası üzerine kafa yorsun? Mevcut durum rasyonel bile değildir. Aynı şekilde etik konuyu sağlığa kavuşturmak için cezai müeyyideler ve etik kurulları oluşturulmalıdır. Böylece her iki tarafa da farklı sorunlar için harcanacak bolca zaman kalacaktır. Örneğin imar planlarında daha çok zaman gerektiren radikal kararlar, uygulamalar, araştırmalar bu artan zamanlarla daha çok ivme kazanacak, belki imar faaliyetlerinin, nihayetinde binalarımızın çehresi değişecektir. Peki bürokrasi, vesayetine bağlı pasta payından mahrum olmak ister mi? Herkesin cevaplamadan omuz silktiği sorudur. Olguları çıkaran şartlardır, şartları yarattığımızda kim bilir, belki… ●

İronidir, mevzuat gereği her elli metrekare inşaat alanı için her on metrekare boş araziye bir ağaç dikilmesi icap ederken imar personeli “o kısma taş parke kaplanmış ağaç dikemezsiniz” der, zira dikilemeyen ağaçlar fidan parası olarak park ve bahçelere verilir. Çünkü imar personelinin uygulamadan gerçeklikten pek de haberi yoktur, yazılı mevzuatın bir parçası olarak kalmıştır. Ve o malum soru hala bekliyor; ne zaman düzenli kentleşmeye, 55 >


TEKNOLOJİ

BLOCKCHAIN

GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNDE EZBER BOZAN TEKNOLOJI

İNSANLARIN NEYIN GERÇEK NEYIN SAHTE OLDUĞUNU AYIRT EDEMEDIĞI DÖNEMDE, ÖZELLIKLE EVINIZ YA DA MÜLKÜNÜZ GIBI TEMEL BIR ŞEYDEN BAHSEDIYORSAK, DOĞRULAMA SAĞLAYAN BU TEKNOLOJI KATMANININ EMLAK SEKTÖRÜNDE UYGULANMASI ÖNEMLI BIR HUSUSTUR. FARKINDA OLMADAN HAYATIMIZIN BIR PARÇASI HALINE GELECEK OLAN BU TEKNOLOJIYE DEVLETLER VE IŞ DÜNYASI HIZLA HAZIRLANIYORKEN, BIZLER DE AYAK UYDURMAK IÇIN EN DOĞRU VAKITTEYIZ. YAZI: DOĞA ÖZTÜZÜN YAZILIM GELIŞTIRICI, DOGA@OZTUZUN.CO

56 >


Blockchain (Blok zinciri), ilk defa Bitcoin ile ortaya konulmuş olan, içerisinde kayıtların birbirine kriptografik elementlerle (hash) bağlı olduğu sürekli büyüyen dağıtık bir veri tabanıdır. Bu veri tabanındaki kayıtlar bir blok olarak paketlenmiş ve değişime karşı korunmak amacıyla kendinden önce gelen blokların hash değerleriyle bağlanmıştır. Bu dağıtık veri tabanı fikrinin en bilinen uygulaması, kripto para (veya sanal para) için dağıtık bir şekilde tutulabilecek para aktarım ve kayıt defterinin oluşturulmasıdır. Bu ortamdaki veri, gerçekte bir bankanın gelir-gider defterine benzer şekilde zaman damgalarıyla beraber tutulan sıraya dizilmiş kayıtlardan oluşur. Bitcoin üzerinde herhangi bir merkezi yönetim olmadığından (decentralized) kullanıcılar peer-to-peer sistemde izne gerek olmaksızın bu platformdan faydalanabilirler. Kullanıcılar şu anki dev teknoloji şirketlerinden yüzlerce kat fazla işlem gücüne sahip olan ve eş zamanlı çalışan merkezsiz ağa (decentralized) bağlanarak kendilerine ortam oluşturmaktadırlar. Herhangi bir bloğu bozmak için sistemdeki verinin çoğunluğunun eş zamanlı olarak değiştirilmesi gerektiğinden, güvenliliği medeniyetimizin ihtiyaçlarına çözüm olmak adına doğru zamanda karşımıza çıkmaktadır. Büyük şirketler blockchain hakkında çok fazla konuşmakta. Yatırım şirketleri tarafından “işlemleri yeniden yapılandırma potansiyeli” ve “her şeyi” değiştirebilecek açıklamalarıyla uzun süre kendinden bahsettirecek. Bankalar, kredi kartı kurumları ve merkez bankaları blockchain uygulamalarıyla güvenli ortamda iş süreçlerini kısaltıp maliyetlerini düşürebilmektedir. Paradigma değişikliğinde devletler ve şirketler pek çok projeyle karşımıza çıkmakta. Bugünlerde finans, sağlık, robot sektörleri, vb. ve devlet ölçeğinde kullanıldığını gördüğümüz MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

bu teknolojinin emlak sektörüyle ilgili gelişmelerinden bahsetmek isterim. Dünyadaki toprak sahibi %70 oranda insanın o arazi üzerinde pek hak sahibi olmadığını biliyor muydunuz? Honduras’ta küçük bir çiftliğiniz var, bir birey yönetime geçiyor ve diyor ki, “Çiftliğine sahip olduğunu gösteren bir kâğıt parçan var, bunu biliyorum ama hükümet bilgisayarı, çiftliğinin bir arkadaşıma ait olduğunu söylüyor” diyor. Bu, Honduras’ta kitlesel ölçekte oluyor ve bu sorun her yerde genel bir sorun. Latin Amerikalı büyük ekonomist Hernando De Soto, dünyadaki bir numaralı sorunun bu olduğuna dikkat çekiyor. Ekonomik devinim açısından, banka hesabına sahip olmaktan daha önemli, çünkü arazinizin geçerli bir tapusu yoksa, ona karşılık borç alamazsınız ve gelecek için plan yapamazsınız. Mystery of Capital kitabında bahsettiği üzere; dünya çapında resmi kaydı olmayan binalar ve araziler 20 trilyon dolar ‘ölü sermaye’ meydana getirmiştir. Gürcistan’ın tapu işlemleri, Dünya Bankası tarafından dünyada en iyi üçüncü olarak belirlenmiştir ve yeni uygulamalarında blockchain kullanarak emlak işlemlerini geliştirmeye devam etmektedirler. İlk aşama olarak tapu kayıtlarını yeni sistemle buluşturan devlet, dolandırıcılık ve rüşvet sorunlarını tamamen ortadan kaldırıp vatandaşlarının daha önce tapu alamadığı mülklerinin kayıt sürecini hızlandırmışlardır. Sistemdeki bilgi herkesin erişebileceği hale getirilerek güvenin arttığı bir yapıda hizmet vermektedirler. Hedefleri, tüm süreci akıllı telefonlara taşıyıp emlak bilgilerinin doğruluğunu sorgulama ve işlemlerin (alım/satım dahil) 7/24 çalışmasına ortam hazırlamaktır. Hollanda bankası ABN AMRO, pilot proje olarak ticari emlak sözleşmelerini blockchain uygulamalarında yöneterek,

değerleme gerektiğinde lazım olan bilgileri eksper ile paylaşır ve değerleme sonlandığında banka çalışanı ve müşteri bilgilendirilir. Ticaret Ofisi ve Tapu Kayıt Ofisi’nden ek bilgileri sisteme dahil eden uygulama Hollanda Merkez Bankası tarafından da kullanılarak bankanın nasıl değerleme yaptığını ve finanse ettiğini izleyebilmektedir. Banka verdiği bir demeçte, bu pilot uygulamayla ticari emlak finansmanına yenilikçi bir çözüm sunma stratejisinde olduğunu belirtmiştir. İsveç, arsa tapu kayıtlarını blockchain üzerinde kayıt altına alma uygulamalarını test etmeye başlayarak sistemlerini geliştirmeyi hedeflemektedirler. Blockchain’in emlak sektöründe kullanımı arttırmak için Uluslararası IBREA Derneği devletlere, yatırımcılara ve girişimcilere yardımcı olmak üzere çalışmalar yapmaktadır. Blockchain’in sağladığı güvenlik ile birlikte ödemelerde, vekalet ve emanet belgeleme, noter süreci, tapu kaydı için kullanımı emlak sektöründe çağ atlatacaktır. Maliyet düşecek, dolandırıcılık ortadan kalkacak, işlemleri hızlandıracak, finansal bilgileri koruyacak, pazarı uluslararası hale getirecek, ve gayrimenkulü bir likit varlık haline getirecektir. İnsanların neyin gerçek neyin sahte olduğunu ayırt edemediği dönemde, blockchain neyin gerçek olduğunu kanıtlamak üzere karşımıza çıkıyor. Özellikle eviniz ya da mülkünüz gibi temel bir şeyden bahsediyorsak, doğrulama sağlayan bu teknoloji katmanının emlak sektöründe uygulanması önemli bir husustur. Farkında olmadan hayatımızın bir parçası haline gelecek olan bu teknolojiye devletler ve iş dünyası hızla hazırlanıyorken ayak uydurmak için en doğru vakitteyiz. Güvenli işler ve alışverişler dilerim. Referans/Kaynak: Vikipedia, CoinDesk, TedTalk: Blok zinciri para ve ticareti nasıl değiştiriyor? ●

GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNÜN BLOCKCHAIN’IN 3 TEMEL AVANTAJINDAN FAYDALANDIĞINI GÖRÜYORUZ; 1. Şeffaflık sunar. Emlak üzerinde gerçekleşen işlemler için gerekli tüm bilgilerin bu sistemde tutulur ve alıcı ve satıcının erişimi kolayca sağlanabilmektedir. Gayrimenkule ait tüm işlem geçmişi sistem üzerinden takip edilebilir. Tadilat, kiralama, satın alma, plan, tapu, altyapı, ekspertiz gibi önemli bilgiler istinasız herkes tarafından erişilebilir olduğunda güvenli ortamda işlemler hızlıca gerçekleştirilmektedir. 2. Sahtekarlık, dolandırılma riskini ortadan kaldırır. Emlak sahipliği tamamen şeffaf şekilde sunulan ve piyasadaki her gayrimenkulün işlemlerinin izini sürebildiğimiz ortamda sahtekarlık azalmış olacaktır. Her sene gayrimenkulün sahiplik, haklar, tapu işlemlerinin doğrulanması için harcanan para artmaktadır. Sahiplik konusunda doğru ve güvenilir bilgi sunularak satış işlemleri daha da hızlanmaktadır. 3. Alım/Satım işlemlerini hızlandırır. Blockchain akıllı sözleşmeler oluşturulmasına olanak sağlamaktadır. Mülkün sahipliği değişirken gerekli kriterler kabul edildiğinde, şifrelenmiş talimatları otomatik olarak uygulayabilmektedir. Ağa bağlı tüm bilgisayarlar gerçekleşen işlemleri doğrulamakla sorumludur. Ödeme işlemlerini kolayca halledebilen akıllısözleşmeler mülkün alım ve satım işlemini para transferinden daha kolay hale getirmektedir.

57 >


GEZİ

DÖNÜŞÜMÜN HAYAT VEREN ÖYKÜSÜ:

58 >

ŞİRİNCE


DÜNYA YÜZYILLARDIR DÖNÜŞÜYOR. HAYATIN HER ALANINDA, HER DAKIKA DÖNÜŞÜM DEVAM EDIYOR. SON DÖNEMDE DAHA ÇOK ‘KENTSEL DÖNÜŞÜM’ KALIBIYLA GÖZ ÖNÜNDE OLAN DÖNÜŞÜM, DOĞRU ELLERDE VE YERLERDE HAYAT BULDUĞUNDA ORTAYA IMRENILEREK BAKILAN ESERLER ORTAYA ÇIKIYOR. İZMIR’IN EN GÜZEL KÖYLERINDEN ŞIRINCE, DOĞRU ELLERIN DOKUNDUĞU, DÖNÜŞÜMÜN ÖRNEK GÖSTERILDIĞI YERLERDEN. YAZAR: AHMET BUĞRA TOKMAKOĞLU KEŞFETSEK.COM

Maya takvimine göre 21 Aralık 2012 tarihinde yaşanacak kıyamette Fransa’nın güneyindeki Bugarach köyü ile dünyada etkilenmeyecek iki yerden biri olan Şirince, daracık taş sokakları, şarap tadım atölyeleri, etkileyici ahşap yapıları, zeytin ve incir ağaçları ile İzmir’in dünyaca ünlü tanınmış turistik merkezlerinden biri. Özellikle günübirlik turistlerin rotasında olan köyü her yıl yerli ve yabancı binlerce kişi ziyaret ediyor. Bu ilgide köyün zengin altyapısının yanında Şirince’nin Kuşadası, Efes Antik Kenti, Selçuk, İzmir güzergahında yer alıyor oluşu da etkili. Kimilerinin yıllar geçtikçe dokusu ve kimliği bozuluyor diyerek eleştirdiği Şirince’yi tanımak ve hissedebilmek için köyün biraz yukarısına çıkmak gerekiyor. Zira yürüyerek biraz yorucu olan bu yolculuk Şirince’de bambaşka bir dünya ile karşılaşmak için fazlasıyla değer. ŞİRİNCE’DEN FAZLASI Şirince’nin en üst noktasında, deniz MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

seviyesinden 450 metre yüksekte, 20 dönümden daha büyük bir araziye yayılan Nişanyan Evleri, birçoğunun aklındaki Şirince’yi bir anda yerle bir eden bir görüntüye sahip. Köyün dar sokaklarında iki tur atıp, bir gözleme yiyip, birkaç çeşit meyveli şarabı tadıp dönmekten daha fazlası için Nişanyan Evleri’ni görmek gerekiyor. Şirince’nin mimarisi, doğası, kültürü ve dönüşümünün öncüsü Nişanyan, köye gelen binlerce ziyaretçinin hala bilmediği, görmediği, adını duymadığı saklı bir güzellik. Arkasında yatan onca mücadele, çaba ve emeğin izlerini her adımında hissettiren bu alana bir köşesinden kıvrılınca Şirince’nin bilinmeyen kapıları açılıyor ardına kadar. Masalsı bir köyün içerisinde attığı her adımda şaşıran, kendine uygun bir köşe arayan bir yabancı gibi hayranlıkla dolaştığım Nişanyan Evleri, sunduğu misafirperverliğin yanında yıllardır özlemini

duyduğunuz, belki de çoktan unuttuğunuz o sofra sohbetlerini de hatırlatıyor uzun ve keyifli gecelerde. Günümüzden 35 yıl kadar önce, henüz üniversite öğrencisiyken Şirince’ye yerleşen Müjde Tönbekici, köyün güzelliğine, konumuna ve açık yürekli ahalisine vurulmuştum diye anlatıyor. O dönem kimsenin bilmediği bu güzel köyü ‘Cennetimi bulmuştum’ sözleriyle tarif ederken ona hak vermemek mümkün değil. Müjde Hanım eşi Sevan Nişanyan ile Türkiye’de butik otellerin en önemli basılı kaynağı sayılan Küçük Oteller kitabının da ortak yazarı. HODRİ MEYDAN Önceleri 19. yüzyıldan kalma eski usul 3 köy evini tamir ederek konaklamaya uygun hale getiren çift, sırasıyla beş odalı bir köşk ve İlyastepe adını verdikleri taş evlerden oluşan minik bir mezrayı oluşturarak bugün Nişanyan Evleri olarak anılan bu komplekse can vermiş. Mezrada tıpkı masallardaki gibi bir kule de yer alıyor. 12 metre uzunluğundaki kulenin adı Hodri Meydan. Otelden ziyade bir yaşam deneyimi sunan Nişanyan Evleri, ülkemizde sıkça tartışmalara konu olan imar mevzuatı ile SİT uygulamalarının en canlı tanığı. Yıkılmakta olan evlerin ayağa kaldırılması süreci bir hayli sancılı geçmiş. Bugün herkesin imrenerek baktığı eşsiz yapılar topluluğu nedeniyle Sevan Nişanyan cezaevinde.

yollarına Arnavut kaldırımı döşenen, köy çeşmesinin üzerinde maniler yazılı olan Nişanyan Evleri, yatılı misafirlerinin yanında günübirlik ziyaretçileri de ağırlıyor. Yemek atölyesi başta olmak üzere farklı deneyimlerin sunulduğu atölyeleri, köy manzaralı restoranı, temiz havasıyla mutluluğu katlayan atmosferi bir mekana yıllarını veren insanların hikayesine bir köşesinden tanık olmak için deneyimlenmeli. Bir zamanlar yenilenmek, canlanmak anlamıyla kullanılan ‘dönüşüm’ kelimesinin giderek tüketime evrildiği şu günlerde tüketmeden, türetenlerle bulundukları yerlere hayat verenlerle karşılaşmak çok zor. Şirince bir gözlemeden, birkaç saatlik yürüyüşten, meyveli şaraptan, bir hediyelik eşyadan çok daha fazla aslında. Çok daha fazlası için köyün dar sokaklarından biraz yukarılara çıkarak manzarayı izleyin, Nişanyan Evleri’nde soluklanıp, 5-10 yıl geriye gitmeyi deneyin. Dönüşümü, yenilenmeyi hayal edin. ●

Yüzlerce servi ağacının çevrelediği,

59 >


KURUMSAL HABERLER

ERA GAYRIMENKUL

FRANCHISE ÖDÜLLERI SAHIPLERINI BULDU

ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE’NIN GERÇEKLEŞTIRDIĞI ‘ERA TÜRKIYE ÖDÜL VE GALA GECESI’NDE ‘EN IYI ÜYELER VE DANIŞMANLAR’ ÖDÜLLERI DE SAHIPLERINI BULDU. GECEDE ‘2016 YILININ EN BAŞARILI OFISI; ERA GAYRIMENKUL MAXIMUM’ SEÇILIRKEN, ‘EN BAŞARILI ERA GAYRIMENKUL DANIŞMANI VE ERA ÜYESI SEMA AKÇIL’ OLDU. BAŞARILI BROKER VE IŞ ORTAKLARININ DA ÖZEL ÖDÜLLERIN SAHIBI OLDUĞU GECEDE, ÜNLÜ SANATÇI NEV VE ORKESTRASI DA KONUKLARA KEYIFLI SAATLER YAŞATTI. 60 >


MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

61 >


KURUMSAL HABERLER

Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Can Ekşioğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Tansa Mermerci Ekşioğlu, 2016 yılının birincisini açıklıyor.

2016 Yılının en başarılı ERA Ofisi: ERA Gayrimenkul Maximum Ekibi 62 >

ERA Gayrimenkul, Dedeman Bostancı Otel’de gerçekleştirdiği ERA Türkiye ödül ve gala gecesinde ‘en iyi franchise’ ödülleri de sahiplerini buldu. Gecede ‘ERA Gayrimenkul Maximum, 2016 yılının en başarılı ERA ofisi’ seçilirken, ‘2016 yılının en başarılı ERA üyesi ve gayrimenkul danışmanı’ Sema Akçıl oldu. Aynı gecede başarılı broker ve iş ortakları da özel ödüllerin sahibi oldu. Kurulduğu günden bu güne teknolojiyi gayrimenkul sektörüyle buluşturan global gayrimenkul danışmanlık markası ERA, 24 ayrı kategoride verdiği ödüllerle franchise ofislerini, Broker, Gayrimenkul Danışmanları ve ofis yöneticilerini ödüllendirdi. Üstün başarı kriterleri dikkate alınarak belirlenen ödüller çok hassas bir süreçten sonra sahiplerini buldu. ERA Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu, ERA Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi Tansa Mermerci Ekşioğlu, ERA Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Baygan ve ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Özhan Atalay’ın ev sahipliğinde gerçekleşen gecede Tüccarlar Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı İlker Önel, internet portal sponsoru olarak geceye katılım gösteren Hürriyet Emlak, ERA Gayrimenkul Türkiye iş ortakları ve bütün ERA Gayrimenkul Türkiye franchise ofis sahipleri bir araya geldi. 2 Mart Perşembe günü Dedeman Bostancı Otel’de gerçekleşen geceyi, Türkiye’de kendine has tarzı ile müziğini ortaya koyan, yorumculuğu kadar söz yazarı, besteci ve müzisyenliği ile de geniş kitleler tarafından takip edilen müzik adamı Nev, orkestrasıyla birlikte verdiği unutulmaz bir konserle noktaladı. ●


2016 Yılının en başarılı ERA Ofisi: ERA Gayrimenkul Maximum Ekibi

Yönetim Kurulu Üyesi Sn. Tansa Mermerci Ekşioğlu ve en başarılı ERA Gayrimenkul Danışmanı ve ERA üyesi Sema Akçıl (ERA Gayrimenkul Kale Ofisi)

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

Türkiye’de kendine has tarzı ile müziğini ortaya koyan, yorumculuğu kadar söz yazarı, besteci ve müzisyenliği ile de geniş kitleler tarafından takip edilen müzik adamı Nev, orkestrasıyla birlikte verdiği unutulmaz bir konserle noktaladı.

63 >


KURUMSAL HABERLER

ERA TÜRKIYE’NIN ETKINLIĞI TEAMERA’NIN KONUĞU YUNAN GAYRIMENKUL UZMANI KOSTAS BAKAS:

EGE VE AKDENIZ,

YABANCI YATIRIMCININ ILGI ODAĞI HALINE GELDI

TÜRKIYE’NIN EN GENÇ GLOBAL GAYRIMENKUL DANIŞMANLIK MARKASI ERA TÜRKIYE, YAZA HAZIRLIK NITELIĞINDE OLAN EĞITIM SEMINERLERINI SIRASIYLA İZMIR, ANKARA, ANTALYA VE İSTANBUL’DA GERÇEKLEŞTIRDI. ERA’NIN KONUĞU OLARAK TÜRKIYE’YE GELEN ÜNLÜ GAYRIMENKUL UZMANI KOSTAS BAKAS, YAPTIĞI KONUŞMASINDA AKDENIZ VE EGE BÖLGESI’NIN YABANCI YATIRIMCILARIN ILGI ODAĞINDA OLDUĞUNU BELIRTTI. ERA Türkiye, eğitimlerine hız kesmeden devam ediyor. İlki 7 Şubat tarihinde İzmir’de gerçekleştirilen TeamERA eğitim seminerleri daha sonra Ankara Antalya ve son olarak da 16 Şubat tarihinde İstanbul’da gerçekleşti. ERA Brokerlerinin yoğun ilgi gösterdiği İstanbul seminerinde bir de konuşma yapan Yunan gayrimenkul eğitmeni Kostas, Akdeniz ve Ege Bölgesi’nin yabancı yatırımcıların ilgi odağı haline geldiğini söyledi. Türkiye’nin yatırım yapılması gereken bir ülke olduğunu belirten Kostas Bakas ”Türkiye hem batılılaşmış, hem modernize olmuş, hem de gelişmiş bir ülke… Ben de diğer Avrupalılar gibi Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünüyorum. Özellikle Akdeniz ve 64 >

Ege’de çok fazla yatırım yapılacak yer var. Bu bölgeler yabancı yatırımcıların ilgi odağı durumunda.

birçok konuda olduğu gibi bunda da kadınlar baskın çıkar. Eğer bir kadın bir şey istiyorsa onu alır” dedi.

Türk ve Yunan brokerlar birbirlerine çok benziyorlar. Türkiye’deki brokerlar eğitim anlamında çok iyiler, çok fazla yönlendirme alıyorlar ve kendilerini geliştirmeye daha odaklılar.

Eğitimler sırasında konuşma yapan ERA Gayrimenkul Türkiye Koordinatörü Mustafa Baygan, Türkiye’de konut ihtiyacının bitmeyeceğini, geçtiğimiz yıla göre konut satışlarının yüzde 6 arttığını söyledi.

Müşterilere ciddi anlamda daha iyi hizmet vermek, kaliteyi arttırmak adına bu bütün eğitimleri takip ediyorlar ve bu konuda gayet başarılılar. Ayrıca Türk Broker’lar çok iyi girişimciler” diye konuştu. Tüketici tercihlerine de değinen Bakas, “Türkiye’de olduğu gibi Yunanistan’da da ev satın alınırken her zaman kadınların tercihlerinin öncelikli olduğunu görüyoruz. Bir referandum yapmaya kalkarsak

yılının son çeyrek bölgesel ödülleri de sahiplerini buldu.

İstanbul, fiyat artışında dünya 3’üncüsü Baygan, “Özellikle 1+1 1+2 konutlara yoğun talep var. İstanbul, Avrupa ülkelerine göre konut fiyat artışında yüzde 25 oranla dünyada 3. sırada yer alıyor” dedi.

ERA Gayrimenkul Türkiye, sadece kendi bulunduğu şehirde değil diğer şehirdeki TeamERA’lara da katılarak ERA’lılar arasındaki iş ve paylaşım network’ünü bu yıl yaptığı referral (bir gayrimenkul danışmanın kendi uzmanlık bölgesi dışında gelen portföyü, portföyün yer aldığı bölgedeki gayrimenkul danışmanına yönlendirmesi) ve co-operation’lar (gayrimenkul danışmanının kendisine ait portföyün kiralama veya satışı için bir başka gayrimenkul danışmanı ile işbirliği yaparak çalışması) için güçlendiriyor.

Marmara Bölgesi’nden 95 Broker, Broker Manager, Gayrimenkul Danışmanı katıldığı TeamERA eğitim seminerleri sırasında 2016

Eğitim seminerleri sayesinde ERA Broker’ları ulusal ve global bir sistemin içinde çalışıyor olmanın avantajlarını yaşıyor. ●


MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

65 >


EDÄ°TORYAL

66 >


ANKARA’NIN PRESTİJLİ BÖLGESİNDE

ÖZEL BİR PROJE

Helia Cadde, Ankara’nın seçkin semti Çankaya’da; restoran, park ve otel gibi sosyo kültürel imkanları bir arada bulunduran, kaliteli yaşam alanları sunmayı hedefleyen Helia Cadde projesi, 1.373 metrekarelik arsa alanı üzerinde Helia İnşaat güvencesi ile yükseliyor.

(312) 441-0372

67 >


KURUMSAL HABERLER

ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE, YERLI VE YABANCI SEKTÖR UZMANLARINI AĞIRLADI

YILIN SON BULUŞMASI

‘CAMPERA 2016’DA GAYRIMENKUL DANIŞMANLIĞI MASAYA YATIRILDI

68 >


ERA GAYRIMENKUL, HER YIL DÜZENLEDIĞI GELENEKSEL BROKER KAMPINI BU YIL BOLU KARTALKAYA’DA GERÇEKLEŞTIRDI. 2016 YILININ SON EĞITIM PROGRAMI ‘CAMPERA 2016’ TÜRKIYE’DEN VE YURTDIŞINDAN ÖNEMLI EĞITIMCI VE PROFESYONELLERI AĞIRLADI. 3 GÜN SÜREN KAMPTA ‘MÜŞTERI MEMNUNIYETI’, ‘MAKSIMUM ÜRETKENLIK’, ‘BILGI ÇAĞINDA LIDERLIK’ VE ‘YENILIKLER’ GIBI KONULAR MASAYA YATIRILDI.

ERA Sellers & Buyers Brokerı Douglas Van Nortwick, gayrimenkul danışmanlığında üretkenliği arttırmanın ve temellerini oluşturmanın sırlarını anlattı.

ERA

Gayrimenkul Türkiye’nin geleneksel etkinliği CampERA, bu yıl 19-21 Aralık tarihlerinde Bolu Kartalkaya’da gerçekleştirildi. Türkiye’den ve yurtdışından sektör uzmanlarını ağırlayan ‘CampERA’da ‘Müşteri Memnuniyeti, Maksimum Üretkenlik, Bilgi Çağında Liderlik, Recruiting ile Büyüme, Brokerlığın Mistik Boyutları konuları ele alınırken ERA Gayrimenkul Türkiye’nin 2017 Hedefleri, vizyonu hakkında katılımcılara bilgiler verildi. Yurtdışından gayrimenkul sektöründen ve dünyadaki en başarılı ERA franchise’larının sahiplerinden Türkiye’deki örnek

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

girişimcilere, Türkiye’deki ERA Broker’larından kişisel gelişim mentorlarına çok sisteminin işleyişi hakkında da roker’lara bilgi verildi. Katılımcılar, ‘ERA Türkiye Referral Forum’da stand açarak 3 gün boyunca portföylerini projelerini, bölgelerini tanıtarak ilişki geliştirdiler. ERA Gayrimenkul Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu’nun da katıldığı ‘CampERA 2016’da, ERA Gayrimenkul Koordinatörü Mustafa Baygan’ın yanı sıra Yunanistan’dan ünlü gayrimenkul eğitmeni Kostantinos Bakas, ERA USA Texas Elpaso Brokerı Douglas Van Nortwick, Mr. Kumpir kurucusu ve Krispy Kreme Genel

Müdürü Halit Uğur Kesemen, Smart Kariyer Eğitimleri Kurucu Ortağı Rengin Akkemik gibi önemli isimler yer aldı. Türkiye’nin ilk gayrimenkul akademisini Bağdat Caddesi’nde 400 m2’de kurarak birçok alanda eğitim veren ERA, yine sektörde bir ilk olan ‘ERA Clinic’ ve ‘ERA Coaching’ hizmetlerinin de dahil olduğu güçlü eğitim modelini de geliştirmişti. Ayrıca farklı şehir ve lokasyonlardan gelen Brokerlar’ın network yapma fırsatı bulduğu ‘IntERActive Eğitim’ programını da sektöre kazandıran ERA, Bu sayede Broker’larını profesyonel eğitim almış ve yüksek kalitede hizmet veren kişiler olarak yetiştiriyor. ●

69 >


KURUMSAL HABERLER

“OMURILIK FELÇLILERI DERNEĞI”NE DESTEK VERIYOR

ERA GAYRIMENKUL AS,

“HAYAT YAŞAMAK İÇIN TASARLANDI” RESIM SERGISINE SPONSOR OLDU Uluslararası gayrimenkul danışmanlık şirketi ERA Gayrimenkul AS, 7-9 Aralık 2016 tarihlerinde geliri “Omurilik Felçlileri Derneği”ne bağışlanacak olan “Hayat Yaşamak İçin Tasarlandı” isimli resim sergisine sponsor oldu. ERA Gayrimenkul, sosyal sorumluluk projelerine destek vermek adına çalışmalarına devam ediyor. İstanbul,Nişantaşı Era AS ofisinin sponsor olduğu “Hayat Yaşamak İçin Tasarlandı” sergisi 7-9 Aralık 2016 tarihlerinde Nişart Galery’de 50 resim sanatçısının katılımıyla gerçekleşti. Resim sergisinin Gelirini “Omurilik Felçlileri Derneği”ne bağışlayan ERA AS, bu anlamlı günde tüm ERA Profesyonellerini kokteyli resim sergisinin düzenleneceği Nişart Galery’de bir araya getirdi. ●

70 >

ERA GAYRIMENKUL TÜRKIYE’NIN GENEL MÜDÜRÜ

ÖZHAN ATALAY OLDU ERA Gayrimenkul Türkiye, sektörün duayen ismi Özhan Atalay’ı ailesi dahil etti. ERA Gayrimenkul Genel Müdürü olarak görev yapacak olan Atalay, 1 Mart itibariyle yeni işine başladı. Atalay’ın şirket yönetimi, yeniden yapılanma re-organizasyon ve dönüşüm yöneticiliği konularında uzmanlıkları bulunuyor. ERA, Türkiye’deki büyümesine insan kaynağına yaptığı yatırımlarla devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 4 deneyimli ismi ailesine katan ERA, şimdi de gayrimenkul franchise sektörünün duayen ismi Özhan Atalay’ı bünyesine kattı. 1 Mart’ta ERA Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü olarak göreve başlayan Atalay’ın, şirket yönetimi, yeniden yapılanma re-organizasyon, dönüşüm yöneticiliği konularında uzmanlıkları bulunuyor. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Özhan Atalay, iş yaşamına STFA İnşaat’ta adım attı. 10 yıl süren özel sektör deneyiminin ardından Skor Yönetim Danışmanlığı firmasını kuran Atalay, IT / ERP sistemleri kurulması, verimlilik artışı çalışmaları, mali müşavirlik, uluslararası vergi planlaması konularında hizmetler verdi. Atalay, daha sonra İngiliz ortaklarıyla birlikte Omicron Financials adlı dünya çapındaki ERP Sistemini Skor Financials adında Türkiye’ye uyarlayıp satış ve desteğini gerçekleştirdi. 4 yıl sonunda şirketini devretme kararı alarak profesyonel hayatta geri dönen Atalay, sırasıyla Teknoloji Holding İcra Kurulu Üyesi CFO, Schindler Asansör Genel Müdür Yardımcısı, Premdor Masonite Kapı Genel Müdürü, Muratlı Genel Müdür Yardımcısı, Vega Services Genel Müdürü ve Century 21 Türkiye Genel Müdürü olarak görev yaptı. Konferanslarda konuşmacılık, yönetici eğitim ve seminerleri, yönetici koçluğu da yapan Atalay’ın ‘Yöneticinin Başarısızlık Rehberi’ adında da bir kitabı bulunuyor. İyi derecede İngilizce bilen Atalay, iki çocuk babası. Öte yandan, uzun yıllar ERA Türkiye’de Koordinatörlük görevini yürüten Mustafa Baygan da şirketteki görevine bundan sonra ERA Gayrimenkul Yönetim Kurulu Üyesi olarak devam edecek. ●



KURUMSAL HABERLER

TÜRKIYE’DEN KUZEY KIBRIS GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNE BAKIŞ

E

ERA Gayrimenkul Türkiye ve KKTC Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu ve Yönertim Kurulu Üyesi Mustafa Baygan KKTC’de Limasol Türk Kooperatif Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kemaler, Genel Müdürü İlkin Yoğurtcuoğlu ile Kuzey Kıbrıs’taki gayrimenkul sektörü ve Türkiye’den Kuzey Kıbrıs gayrimenkul sektörüne bakışı ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu. Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur ile KKTC’deki gayrimenkul sektörünün yasallaşması ve son durumu hakkında görüş

72 >

alışverişinde bulunuldu. Görüşmeye ERA Gayrimenkul Türkiye ve KKTC Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu ve ERA Gayrimenkul Türkiye ve KKTC Koordinatörü Mustafa Baygan, ERA Gayrimenkul Türkiye ve KKTC İş Geliştirme Direktörü Gürkan Akkuş, ERA Gayrimenkul Türkiye ve KKTC Franchise Satış Direktörü Kadir Tümen ve Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ERA Gayrimenkul HB Broker’ları Hüseyin Sadeghi ve Çiğdem Kemaler katıldı. KKTC’deki gayrimenkul sektörüne yön verebilmek üzere yeni projeler üzerinde konuşuldu. ●


ERA’NIN YUNANISTAN’DAN TÜRKIYE’YE GETIRDIĞI ÜNLÜ GAYRIMENKUL UZMANI KOSTAS BAKAS:

TÜRKIYE’YE VE GELIŞEN EKONOMIYE GÜVENEN

AVRUPALI YATIRIMA GELIYOR

EĞITIM VE SEMINERLERINE ARALIKSIZ DEVAM EDEN ERA GAYRIMENKUL, ÜNLÜ GAYRIMENKUL EĞITMENI KOSTAS BAKAS’I AĞIRLADI. SEKTÖRDE BIR ILK OLAN INTERACTIVE BAŞARI PROGRAMI’NDA DEĞERLENDIRMELERDE BULUNAN BAKAS “GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNÜN YENI PROJELERLE GELIŞTIĞINI GÖRÜYORUM. TÜRKIYE’DE HEM KONUTTA HEM DE TICARI MÜLKLERDE HAREKETLENME VAR. BU NEDENLE AVRUPALI, TÜRKIYE’YE VE EKONOMIYE GÜVENEREK YATIRIMA GELIYOR” DEDI. ERA, Türkiye’de gayrimenkul sektörünün daha güvenilir ve nitelikli olması için çalışmalarına devam ediyor. Gayrimenkul danışmanlığı sektöründe eğitime verdiği destekle bilinen ERA Gayrimenkul Türkiye, bu kez de ünlü gayrimenkul marka gelişimcisi ve eğitmeni Kostas Bakas’ı Yunanistan’dan Türkiye’ye getirdi. 13 şehirden 55 broker’ın katılımı ile gerçekleşen IntERActive Eğitim Programı’nda bir broker’ın verimli çalışabilmesi için izlenmesi gereken yollar, bütçeleme, karlılık konularına ve bir franchise ofisinin işletme yapısı yönetimi ve gelişimi büyüme süreçlerine değinen Bakas, yabancı uzman gözüyle gayrimenkul ve danışmanlık sektörünü de değerlendirdi. Türkiye’nin dışarıdan bakıldığından gelişmiş, batılı ve modern bir ülke olarak algılandığını belirten Kostas Bakas “Özellikle inşaat ve gayrimenkul sektörünün yeni projelerle geliştiğini görüyorum. Türkiye’de konut ihtiyacı dışında ayrıca ticari mülklerde de

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

hareketlenme görüyorum. Bu kapsamda Avrupa’daki pek çok ülke Türk hükümetine de güvenerek buraya gelip yatırım yapıyor. “YABANCI YATIRIMCIYI DAVET EDIYORUM” Türkiye’nin dışında dünyada tanınmış bir sistem olan ERA’nın bu noktada çok stratejik bir rolü var. Tahminlerime göre ERA, önümüzdeki yıllarda bu alandaki en iyi hatta tek oyuncu olacak. ERA, müşterilerine hem alım hem de satım açısından yardımcı olabilecek her türlü teknoloji, yöntem ve ekibi sunuyor. Türkiye’deki ERA danışmanları almış oldukları profesyonel eğitimler ile yüksek kalitede hizmet sunan kişiler olarak sektörde farkını ortaya koyuyor. Türkiye’ye geldiğimde karşımda modernleşme sürecini tamamlamış medeni bir ülke gördüm. Bu kapsamda yabancı yatırımcıları Türkiye’de yatırım yapmaya davet etmek istiyorum. Önümüzdeki 5 yılda Türkiye yatırım için daha iyi bir duruma gelecek. Gördüğüm kadarıyla Türkiye ekonomi ve ulus olarak çok olumlu yönde adımlar atıyor” diye konuştu. ●

73 >


KURUMSAL HABERLER

ERA INTERACTIVE BROKER PROGRAMI ERA AKADEMI TARAFINDAN GERÇEKLEŞTIRILDI

ERA, TÜRKIYE’DE GAYRIMENKUL SEKTÖRÜNÜN DAHA GÜVENILIR VE NITELIKLI OLMASI IÇIN ÇALIŞMALARINA HIZ KESMEDEN DEVAM EDIYOR. GAYRIMENKUL DANIŞMANLIĞI SEKTÖRÜNDE EĞITIME VERDIĞI ÖNEMLE TANINAN ERA GAYRIMENKUL INTERACTIVE BROKER PROGRAMI ILE TÜRKIYE’DE BIR ILKE DAHA IMZA ATTI. Gayrimenkul danışmanlığı konusunda MEB sertifikası veren Türkiye’deki ilk ve tek kurum olan ERA, IntERActive Broker Programı ile yine bir ilki gerçekleştirdi. 13 şehirdeki ERA üyelerinin katılımı ile gerçekleşen eğitim programında 5 gün boyunca interaktif ve paylaşımlı yöntem kullanılarak; bir Broker’ın verimli çalışabilmesi için izlenmesi gereken yollar, bütçeleme, karlılık konularına ve bir franchise ofisinin işletme yapısı yönetimi, gelişimi, büyüme sürecinde yapması gerekenler hakkında eğitim verildi. ERA brokerlerine özel gerçekleşen eğitim programında ayrıca yabancı uzman gözüyle gayrimenkul ve danışmanlık sektörü değerlendirdi. Farklı şehir ve lokasyonlardan gelen Brokerlar’ın network yapma fırsatı bulduğu IntERActive Eğitim Programı’nda ofis sahiplerini başarıya götüren; etkili satış teknikleri, liderlik, ekip kurmak, gayrimenkul danışmanı adaylarının 74 >

değerlendirilmesi, karlılık, ofis dizaynı konularına ağırlık verilerek ofislerin üretkenliklerini artırmak üzere aktif bir eğitim gerçekleştirildi. 7-11 Kasım tarihleri arasında Green Park Bostancı Hotel’de gerçekleşen ERA IntERActive Broker Programı 12 yılı aşkın süredir 2 bin 200’ün üzerinde gayrimenkul danışmanını eğiten Yunan Gayrimenkul Eğitmeni Kostas Bakas tarafından verildi. Türkiye’nin ilk gayrimenkul akademisini Bağdat Caddesi’nde 400 m2’de kurarak birçok alanda eğitim veren ERA, yine sektörde bir ilk olan ‘ERA Clinic’ ve ‘ERA Coaching’ hizmetlerinin de dahil olduğu güçlü eğitim modelini de geliştirmişti. Bu sayede Türkiye’deki ERA danışmanları almış oldukları profesyonel eğitimler ile yüksek kalitede hizmet sunan kişiler olarak sektörde farkını ortaya koyuyor. ●



KURUMSAL HABERLER

franchise ofislerimize hazır ve nitelikli portföylerle bölgelerindeki yatırımcılara alternatifler sunabilme fırsatı vermiş olacağız. Ayrıca oluşan bu proje havuzu ile ofislerimiz bölgelerindeki nitelikli lokal projeleri almak ve pazarlamak konusunda daha rahat olacaklar” dedi. Sağlanan işbirliğinin her iki tarafa da yüksek fayda sağlayacağını belirten Kuyaş Gayrimenkul A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Zafer Yurtsever de konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Era, marka değeri yüksek bir firma olduğu için onlar bize biz de onlara

ERA GAYRIMENKUL, KUYAŞ PORTFÖYÜNDEKI GAYRIMENKULLERI SATMA HAKKINI ALDI ERA GAYRIMENKUL VE KUYAŞ GAYRIMENKUL GÜÇLERINI BIRLEŞTIRDI. İŞBIRLIĞIYLE, KUYAŞ’IN GAYRIMENKULLERININ SATIŞ HAKKINI ALAN ERA GAYRIMENKUL SATIŞ GELIŞTIRME DIREKTÖRÜ UFUK ŞEVKI, ALINAN BU PROJELERLE GAYRIMENKUL FUARLARINA KATILARAK BIR ÇEŞIT ’FUAR RALLISI’ OLUŞTURARAK TÜRKIYE’NIN TANITIMINA KATKI SAĞLAYACAKLARINI SÖYLEDI. Türkiye’nin en genç global gayrimenkul danışmanlık markası ERA Gayrimenkul Türkiye ve sektörün önde gelen inşaat şirketlerinden biri olan Kuyaş Gayrimenkul anlaşma imzaladı. Yapılan anlaşmaya göre artık Kuyaş’ın portföyünde bulunan gayrimenkulleri ERA da satabilecek. Kuyaş Gayrimenkul ise 13 şehir ve 47 farklı lokasyonda bulunan ERA franchise satış ofislerinden satış ofisi gibi yararlanabilecek. Konuyla ilgili açıklama yapan ERA Gayrimenkul Türkiye Direktörü Ufuk Şevki, uzun vadede hedeflerinin bu ‘fuar rallisi’ni uluslararası arenaya da taşıyarak Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamak olduğunu dile getirdi.

76 >

ERA Türkiye olarak KUYAŞ gibi marka projelerle anlaşmalar yaparak ERA Türkiye franchise ofislerine hazır portföy ve satabilecekleri ürünler sağlayacaklarını söyleyen Şevki, “2017 yılında ortalama her ay sistemimize yeni bir proje katmayı hedefliyoruz. PROJE HAVUZU OLUŞTURACAĞIZ… Bugün dünyada 3 bin ofisi, 38 binden fazla ofis sahibi ve gayrimenkul danışmanıyla 37 ülkede hizmet veren global bir gayrimenkul markası ERA, Kuyaş Gayrimenkul ile yaptığı anlaşa sayesinde franchise ofislerine portföy desteği sağlayacak.

ERA franchise ofislerinin bulunduğu bütün şehirlerde KUYAŞ Gayrimenkul’ün projeleri satılabileceği için franchise ofisi yeni açılmış olsa bile yeterli portföye sahip olma fırsatı bulacak. ERA, bu sayede marka projelerle anlaşma yaparak franchise ofislerine gelen yatırımcılara metrekare, fiyat ve lokasyon alternatifleri sunacak. Ayrıca marka projeler daha uzak noktalarda tanıtılıp pazarlanabilecek. Birbirine rakip olmayan, birbirine alternatif olabilecek farklı fiyat, metrekare ve lokasyonlarda bulunan projelerle bir havuz oluşturmayı planladıklarını açıklayan ERA Gayrimenkul Türkiye Direktörü Ufuk Şevki “Havuzu oluşturarak

destek vereceğiz. Era’nın çalışma şevki bizim büyüme hedefimizle birleşiyor. Biz, bu tip işbirliklerine çok önem veriyoruz. Era gibi bir organizasyonun içerisinden gelen sinerji bizi de pozitif yönde etkileyecek. Era, büyük köklü ilişkileri olan ve bizim çalışma prensiplerimize çok uygun bir şirket. Bu işbirliğinin sektöre farklı bir vizyon açacağını ve derinlik kazandıracağını düşünüyorum. ERA Gayrimenkul ile Kuyaş Gayrimenkul arasında yapılan anlaşma, Anadolu yakasında inşa edilen gayrimenkullerin satılmasına yönelik yapıldı. Ancak anlaşmamızı Anadolu yakası için başlatsak da bu anlaşmayı Avrupa yakasında bulunan ticari gayrimenkuller için de yapmayı planlıyoruz.” ●

KUYUMCUKENT; sektör mensuplarının, kuyumculuk sektörünün alt yapısını iyileştirmek, geliştirmek, insan sağlığını göz ardı etmeden takı imalatı üretim alanları oluşturmak düşüncesinden hareketle; 1988 yılında Sınırlı Sorumlu İstanbul Kuyumcu Sanatkarları Toplu İş Yeri Yapı Kooperatifi kurumsalıyla çalışmalarına başlamıştır.


BAŞKENT’İN MERKEZİNDE

ÖZEL BİR YAŞAM HELIA ÇANKAYA RESIDENCES, EN İNCE AYRINTISINA KADAR ÖZENLE TASARLANMIŞ MİMARİSİ, YAŞAMI KOLAYLAŞTIRAN AKILLI EV SİSTEMLERİ, YAŞAM KALİTESİNİ ARTTIRACAK SOSYAL TESİSLERİ İLE KENDİNDEN SÖZ ETTİRİYOR. PROJENİN PAZARLAMA VE SATIŞ İŞLEMLERİ, ERA GAYRİMENKUL HOME OFİSİ TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLİYOR. Ankara’nın seçkin semti Çankaya, Birlik Mahallesi’nde; restoran, park ve otel gibi sosyokültürel imkanları bir arada bulunduran, kaliteli yaşam alanları sunmayı hedefleyen Helia Çankaya Residence projesi, 1.582 metrekarelik arsa alanı üzerinde HLN Plus İnşaat güvencesi ile yükseliyor. Butik daire konsepti ile tasarlanmış ve kullanabileceğiniz lüks daireler; sundukları hayat standartları ile yaşamınıza yeni bir soluk getiriyor. İç ve dış mimari tasarımıyla prestijli, akıllı ev modeli konforlu ve güvenli olan Helia Çankaya Residence yaşama bakış açınızı değiştirecek. Dört farklı tip daire seçeneği, sınırlı sayıda dubleks alternatifleri ile 1+1, 2+1 ve 3+1 daire tipleri sizleri bekliyor. Bahçe katı ve bahçe dubleks daireler, vadi manzarasını evlerinize taşıyor. Buraya ait olduğunuzu hissetmek, size özel bir yaşamın kapılarını açıyor. MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

77 >


SANAT

ŞEHIR İMGELERI VE DÖNÜŞÜMLERI YAKALAMAK… GERÇEK MI, MASAL MI? GEZILERI SIRASINDA ÇEKTIĞI PANORAMIK FOTOĞRAFLARI ÖZEL YÖNTEMLERLE FARKLILAŞTIRAN, HIPTOTIZE EDICI NITELIKTEKI ŞEHIR IMGELERINI VE ŞEHIRLERIN GEÇIRDIĞI MUTASYONLARI VE DÖNÜŞÜMLERI YAKALAYAN VE ÖĞELERI ZAMANA KARŞI DIRENME KONUSUNDA AYIRAN BIR BAKIŞ AÇISIYLA APAYRI BIR FOTOĞRAFÇILIK SANATI SUNUYOR MURAT GERMEN. 78 >


M

urat Germen fotoğrafı bir ifade/ araştırma aracı olarak kullanan, İstanbul ile Londra’da yaşayan ve çalışan, 1965 doğumlu bir sanatçı. Fulbright burslusu olarak gittiği Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) mimarlık yüksek lisans derecesini Amerikan Mimarlar Birliği (AIA) Altın Madalyası ile aldı. Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde fotoğraf, sanat ve yeni medya dersleri vermekte. Fotoğraf, mimarlık, planlama, yeni medya ve sanat konularında birçok basılı ve çevrimiçi yayını olan Germen, uluslararası platformda onlarca konferansa davet aldı. Sanatçının eser külliyatı; kentleşme ve mutenalaştırmanın etkileri, katılımcı vatandaşlık ve kent hakları, yerel kültürlerin belgesel sürdürülebilirliği, insanın doğada neden olduğu

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

tahribat gibi konulara odaklanıyor. Skira (İtalya) ve MASA’dan (Türkiye) olmak üzere iki adet monografik kitabı basıldı. Türkiye, Amerika, İtalya, Almanya, İngiltere, Meksika, Portekiz, Özbekistan, Yunanistan, Japonya, Rusya, Polonya, İran, Hindistan, Fransa, Kanada, Bahreyn, Kore, Dubai, Çin, İsveç, İsviçre, Mısır gibi ülkeler olmak üzere seksenin üzerinde kişisel ve karma sergiye katkıda bulundu. Sanatçı HollandaBelçika’da ARTITLED Contemporary ve San Francisco’da Rosier Gallery tarafından temsil edilmektedir. Sanatçının farklı eserlerine ait üç yüzün üzerinde edisyon, yurtiçi ve yurtdışındaki kişisel koleksiyonlara ve Istanbul Modern, Proje 4L Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, Torun Çağdaş Sanatlar Merkezi (Polonya), Benetton Vakfı’nın Imago Mundi – Istanbul Codex koleksiyonlarına dahil edildi. . ●

79 >


SANAT

SPOT ETKINLIKLERI’ İLKBAHAR DÖNEMI BAŞLIYOR SPOT PROJECTS’IN ÜYELIK PROGRAMI SPOT.TER, BU BAHAR DA ÜYELERE ÖZEL, AYRICALIKLI VE NITELIKLI PROGRAMIYLA SANATSEVERLERI BIR ARAYA GETIRIYOR. SPOT.TER İLKBAHAR PROGRAMI, BU YIL 21 ŞUBAT - 23 MAYIS TARIHLERI ARASINDA GERÇEKLEŞECEK.

Sanat ve kültür alanında her dönem yenilenen programıyla ‘SPOT Etkinlikleri’ ve ‘SPOT.TER Üyelik Programı’ ilkbahar dönemi başlıyor. SPOT. TER İlkbahar programı bu yıl 21 Şubat - 23 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek. Sanatseverler bu program sayesinde sanatçı atölyesi gezileri, koleksiyoner evi ziyaretleri, küratör / sanatçı / direktör eşliğinde sergi turları, konuşmalar ve birbirinden keyifli nice etkinliğe katılacaklar. Sanat dünyasının oyuncularıyla bir araya gelerek, samimi bir ortamda, doğrudan ve güncel bilgiler edinecekler. Her dönem olduğu gibi sanatseverleri yine heyecanlı ve yoğun bir program bekliyor. İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’in “Türkiye’de kültür politikalarına bir bakış ve Türkiye kültür-sanat ortamında İKSV’nin rolü” başlıklı konuşmasıyla başlayacak etkinliklerde, yazar ve seslendirme sanatçısı Yekta

80 >

Kopan’ın “Ah ilham! Bekledim de gelmedin…” konuşması ve sanat eleştirmeni Ayşe Köksal’ın “Müzeyi Anlamak: Tarih, Kavram, Politika ve Sanat” sunumu yer alacak. Konuşmaların yanı sıra koleksiyon, müze, galeri ve sanatçı stüdyosu ziyaretleri de olacak. Kurucusu Dr. Şükrü Bozluolçay ve Direktörü Oğuz Erten ile Bozlu Art Project Mongeri Binası Ziyareti, Raffi Portakal ile Sakıp Sabancı Müzesi Hat Koleksiyonu Özel Turu ve Borusan Contemporary Müze Müdürü Yağız Zaimoğlu ile Perili Köşk gezilecek. Dönemin kapanışı ise tüm üyelerin bir araya geleceği, özel bir etkinlik olan SPOT.TER akşam buluşması ile yapılacak. SPOT.TER’lar bu etkinliklere katılmalarının yanı sıra yurt içi ve yurt dışı fuarlarına ayrıcalıklı giriş hakkı; sanat ve kültür alanında gerçekleştirilen davetlere katılım ve sergileri önizleme imkanı da elde ediyorlar.


ELA BAŞAK ATAKAN ILE “SİNEMANIN GİZLİ DİLİ: İZ BIRAKAN KADINLAR” FILM OKUMA SEMINERLERI

ELA BAŞAK ATAKAN ILE “SİNEMANIN GİZLİ DİLİ: İZ BIRAKAN KADINLAR” GELECEK SEMİNER Bu seminer dizisinde her hafta farklı bir filmi ele alarak, çalışmalarıyla sinema dünyasında ilham kaynağı olmuş, parmakla gösterilen kadınlara bir bakış sunacağız. Yılın tartışılan yapımı ve Oscar’ın en kuvvetli adayı “La La Land” ile başlayan programda, Carrie Fisher’ı ve unutulmaz karakteri Prenses Lea’yı hatırlayıp, sahneyi çağdaş kadın sinema sanatçılarına bırakacağız.

SPOT, İlkbahar 2017 etkinliklerini sunmaktan mutluluk duyar! 2015-2016 sezonlarında farklı temalarda gerçekleştirilen ve yoğun ilgi gören Ela Başak Atakan’ın “Sinemanın Gizli Dili” başlıklı seminer serisi, yeni içeriğiyle bu sezon da bizlerle buluşuyor. “Sinemanın Gizli Dili: İz Bırakan Kadınlar” ismiyle devam edecek bu seminerlerde, her hafta farklı bir filmi ele alarak, çalışmalarıyla sinema dünyasında ilham kaynağı olmuş, parmakla gösterilen kadınlara bir bakış sunacağız. Atakan, 8 - 29 Mart tarihleri arasında, her Çarşamba 18:00 20:00 saatlerinde gerçekleşecek programda, bizlere günümüz ve geçmiş sinema dünyasından kesitler sunarken, dönemin öne çıkan filmlerinin ardındaki kadın yönetmenlerden, kilit rollerdeki kadın sanatçılara kadar geniş bir perspektif sunarak film okumaları gerçekleştirecek. Soho House İstanbul’da gerçekleşecek

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

seminerlerin ilk haftasına yılın tartışılan yapımı ve Oscar’a aday gösterilen La La Land ile başlayıp, ikinci haftasında ise Postcards from the Edge filmi ile Carrie Fisher’ı ve unutulmaz karakteri Prenses Lea’yı hatırlayacağız. Anna Paquin’e Oscar kazandıran sinema klasiği The Piano’nun kadın yönetmeni Jane Campion’u inceledikten sonra dördüncü hafta American Honey ile sahneyi çağdaş sinema sanatçılarına bırakarak film serüvenini tamamlayacağız. Ela Başak Atakan; A.B.D.’de Amherst College’dan 1992’de mezun olmuş, 1996’da Columbia Üniversitesi Sinema Bölümü’nden master derecesi almıştır. Senaryolarıyla Sundance ve Nantucket Film Festivallerinde dereceye giren Atakan, Athena, Özlem Tekin, Özdemir Erdoğan ve daha birçok müzisyen için video klipler yönetmiştir. Balmumu isimli kısa filmi ile New York Turkish Film Festival ve Nurnberg Türk-Alman Film Festivali’ne katılmıştır. Boğaziçi, Bahçeşehir ve Kadir Has Üniversitelerinde sinema dersleri vermiş olan Ela Başak Atakan 2008’den beri Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar Bölümü’nde okutmanlık yapmaktadır. Bilgi için; esra@spot-projects.com

PROGRAM 1. hafta (1 Mart): “Emma Stone” La La Land, Yön. Damien Chazelle, 2016 2. hafta (8 Mart): “Tribute: Carrie Fisher” Postcards from the Edge, Yön. Mike Nichols, 1990 3. hafta (15 Mart): “Jane Campion” The Piano, Yön. Jane Campion, 1993 4. hafta (22 Mart): “Sally Potter” Orlando, Yön. Sally Potter, 1993 5. hafta (29 Mart): “Andrea Arnold” American Honey, Yön. Andrea

Arnold, 2016 Hazırlayan: Ela Başak Atakan Tarih: 01 - 29 Mart 2017, Çarşamba günleri Saat: 11.00 – 13.30 Yer: Soho House – Morning Room Ücret: 1.080 TL+KDV, SPOT. TER 980 TL+KDV, Öğrenci 760 TL+KDV, Tek etkinlik 250 TL+KDV Bilgi ve kayıt: info@spotprojects.com, 0530 942 2696 *Ücretler 5 hafta içindir. Kayıt esnasında ücretin tamamı tahsil edilir. Kayıt yapıldıktan veya seminerler başladıktan sonra yapılan iptallerde geri ödeme yapılmamaktadır.

81 >


SANAT

Ayrıca üyelik yenilemelerde, erken kayıtta, özel günlerde ve üyelik programı kapsamında olmayan SPOT etkinliklerinde de indirim ayrıcalıklarından yararlanılıyor. Herhangi bir üyelik gerektirmeyen SPOT seminerleri bu dönem de programda yerini alıyor. Farklı disiplin ve temalara 82 >

odaklanan seminer programında Mart ve Nisan ayları boyunca Ela Başak Atakan ile “Sinemanın Gizli Dili” ve Zeynep Sayın ile “İmgenin Bilinçaltı” başlıklı 5 haftalık seminer dizileri sanatseverlerle buluşacak. Bireysel katılımlara açık olan tüm bu programlar, kurumlar için de organize ediliyor. Kurumların

talepleri doğrultusunda, çalışanları ve müşterileri için kuruma özel bir üyelik ve/ya seminer programları oluşturuluyor. ÖZEL GÜNLERDE, ÖZEL INDIRIMLER… 14 Şubat 2017 tarihine kadar SPOT.TER olan herkes %10 erken kayıt indiriminden ve Sevgililer Günü’ne özel olarak sevdiğiyle üye olmak

isteyenler %15 indirimden yararlanır. Bunlara ek olarak 5 kişilik grupla gelenlere %10, arkadaşını üye yapana %5 ve üyeliğini uzatan her SPOT.TER’a %10 indirim sağlanır. SPOT.TER ailesi; sanat ve kültür dünyası içerisinde bir rehber edinmek ve farklı bir deneyim yaşamak isteyen herkesi bekliyor. ●


FOTOĞRAF: BEKIR DINDAR MAGAZİN ERA

>

YEŞİL ALAN MIMARLAR ODASI - DOĞAL MIRASIMIZ, DOĞAL SİT ALANLARI FETHIYE - 2016 GERI DÖNÜŞÜM RAPORU PEYZAJ - SOĞANLI BITKILER SEMT VE PROJE BAZLI YEŞIL ALAN ORANLARI

İLKBAHAR 2017

83 >


“ MİM D ARL M OĞ AR O D İR A DAS A OĞ AS L I PA LA A IM SO N N L IZ L S B A E İ N T L AÇ İL R İ” I U IK D LA DI İR Ç G ES İ’N İ

YEŞİL ALAN

84 >


MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

85 >

Ar

şi ç i, r k ın o a ü şt a e ış ıldı gul kez lış u g sı M unm aşı aş ller nse rm nte yü iril ığ ib . Y am i y m ra kş en ş i u a t y a a ı e a D i ı n ğ la Çe olo rm er ler ris da ap ala ön lar ye la sı, n Be eh n k i ı i e j a n v la , ın r vr l o r ; i r l e k Y ları eği Ak e M edi k ı r u rı, ken an ı ta tim ın el de ve aş yı m , S de y t r ila ye p D t a t a a s bi si la lar el ğe ışm oli anı Ar am ern ua niz s a , a t n v r ı l lt v ik ıK D , t a le e a e l a ç k ı a r ı m i l n l a v a e kı nd ya ala or er ği, ı rı um ne Gö a r ş l a n ı , l i p r ı n r l ı k rsa irm s e ko a k m ı l l a ği, el ön rm k m lar er ark , o arı va e De r r rn dü ün aye et ı ya ala lar ma nı, eğ ze ü a ye ala pı rı, ı, d nl k a i, a l o am mu nle çac tah ştır aşm yay ğa rı, so ac oy me ak sis aca ay lal l si a arı t nu ıy un ler ça in k un ç la ha lış in , a bi m ld şa bilg kkı a ğ ir ge ıda ile nda ve n si d p ha ay iri zı laş lm e rl an ıla si m n ış tır . Ek

M DE IMAR KIR ĞER LA KO SA LE R O MI RUM L A NDI DA ME LLI A LAN RM SI, Y R P A L EL Y SE APIL ALAR ARKL LANL ARI, ER I APIL ÇA RMA AŞM I, Y AR AR TA ŞIĞ AN KA LIŞ YE AY AY I, D INI, BIA IND DO MU MA YE A A LAL OĞ OR T V A; ĞA OY VE TA ÇA AR AL MA AR KE Ül k L S UN D HS RA I V SI NL LIK NT uy em al gu izd IT UN ÜZE ISI K M E K T A AR LA SEL l ve an k anm e AL BI NL NIN ET IŞ LAN I, K RIN VE so ka or um akt r AN LG EM Ö A LA LA IY I, r a ge gu r a a ol LA ILE EL NÜ LAŞ KLA RI ILA po an am lişm lam ları n ta ac es ak ı t liti do RI ND ER NÜ TI R NI R a k M rihi ıyla ine , ko rtı ala ğa PA IR HA A RA I , I, l ira n ş r , ka um m rın dü s de 11 a t ı NE ILM KK ÇA CA ak zen ımı Mu Şub kıd a b k, z a K a i a ğ l l LI’ ES IN CA K, to de en Do la ı bu in t So yıla ye plu mi di. ğa ’da 201 lun cin NI I A DA K r Ye n P H m in ke rel m k sye Bili l Si “D 7 ak tiş la er t A oğ DÜ MA G n m u s y k t ka im ön ru le u a i l Ka ru tiric for esi ZE CI pa tılı ler et luş r, b nsa anl l b m n i m a a Çe rao u, ile Be ne NL YL ıy in v mle ları sın nla rı” ri u, M İşga K v t l r a l Da ay Bi kt re uğ le Bo led de; a g e k r, i tem ve ı, ED A r a ö s P l u liğ la ya k ır r l Ke dru iye Mu erç ru gili sil siv i, İli I. ve a, ler atf nış öy s m c e ğ i n t m B l i i k l üm le Ye t , uy me in ç orm ma Sav alı Arı a K , M M a B le lar r


86 >

bi

Do

ğa lv e r si şad ey kü t s va ala ığım el ltür ni rlık nla ız kim el s Gü teli lar rı y co liği it a do nü kli b ıyla er ğra miz lan bi ğa mü ir ç bir yer fya i ta ları l y Cu r zo sit z to evr likt ka a b nım mız p r m sa un ala plu ed e in sa ağ lar to h ğl n m e y sa dık lar ve plu ad uriy lulu lar u . n a l m ığ et kt ını ve şam ın arı Do biz sa ur ıo s i ğ n k g l t la ari . 19 ko ele as ağl ült al ı ı na h ü ru n k c 7 r i l kl mi 3 nm ek ı sa ı v a y bi zin ılın as kuş ğla e rç ıt r i a ok lk k da ar kl . ül oru çıka tış ar i ç m ke m ma rıla as in ız n iz in yas , sa as hi ını p n ya

ve

DO DO ĞAL AL ĞAL M SO ANL Sİ İRA NU AR T SIM ÇB IP IZ İLD AN İRG ELİ ES İ YEŞİL ALAN


ol “s duğ i al t” u p o t ve ına lar ek ç ko sık alı ak ok ru ın nm tan eş nm tılı ış ım siz 20 as ile , ko la d 1 r do ın Ka 1 y le ru nm oğa d s m ı ı r lv a • “ ğa ş, e Ba ar lın a l ön de e d ad Sü sit Sa ka nam da em d çalı evl kü n ı a rdü ler oğ şm et ltü d el çıka Ka yılı lığ l in ib e l e ya vam tınd rüle yo ir al s ala güv rel po nu Kü ı’nın r y rıla al rı yo it bi tır a e h l Bu liti nun ltür ku olu n K a n ı li ğu y lı e ı l k ala ya n c k • K def mla ğın ere r do n ya do de ala un ve rul yla anu at nl va esi ı u ed arı ş ko en len rın n d l to ğa pıl Ta ğa ğiş rın değ Tab şu Çev n H l a l ilm nın pa rum tse diğ önü eği plu çe şm M bia sit iklik da y işti iat ve re ük iş l i m v l m üd t v r a r , n a l v V a e r a i tir ya kl Ko rd e Ş ün tu un e aya lm Va la er ü n n a ü a e a . ge yla r, d lan kır laşı n aç riz a y ko va rum rlüğ rlı nla yol i bir esi rlık ınd eh de tir lar ılm m o aşa rum çıld oğ lar sal lm ile lar an irc ü’ kla rın uy s y da rlık a ü a i , ı ı m a l i r i n a t ı 2 n a l d a l a r K a , ı k k l k m i i il ak ın ” ğı; sö re or lan ta sı or ı K 86 k ka ral arı ur e a nı Ko eç e ış l s ın n K iş ve zle n T kte lakl it a ma lar dır. ın lı Öz ldır tılm , ko ulu kta or kin ru baş um oru 3 ü m m la a ko de şme rk dir. ar v lanl nla , ta ve el ılm ası rum ’nu rılm um gö a iy r, b n re a K mı ç ,y a ng a r Oy e l a e a u ş he mi ev ası u kı iat çe rı, ap rd e t m el ve kap sı v Gen vle ru tır s y r s l m a k l e i a a v e ı ü D ı i en ta la va r at la e b k r e rin lla . e r p d k o ve ir ç ve afı doğ e r ra r, m rlık in rın se ğa yü uz rlık ark oru ecin şm oğa ılm Öze l l A o a a ın ge ev n ar ld al n ill ları l s as i öz lar m ya rm l sit Çe zöl un i a n b ya ı; l Ç liş re ay uğ de t a , , i a e ğe lan ge pıla ye ala u tir de as Va vre çüm sah l s gib bö aş açı t al tab evr a u i t a l l e i n l r t m s ş a y ı g ar d l nl iat l od ire m ın l ta rlık ve ün l şe atü to u h a n e e a ek a a ş s a a r g l p dü ala cek aya ıfla rını le am De lar ini lin Ek raf lar Şe ün rid lü a lam eri, ıcı k o rın ı yü aç rı il ve ha vle ara hız e pa zen rı v ; il ka olo nda ını K hirc %2 ine lan 3 do olm rta ın kü g e t la s çe k 6’ sa la 54 ğa il n u da o dı yda len e h ili ara i bu psa jik m kın i sa ı at bi şl Te ba rum ik B sın hip r; T 00 l si ştu n k şbir vre l e ğ m ş l ı ü u t a st n ı ş ta lim tic tle r. lık a liğ yi y la kı at na ınd me lat a G aka olu ola ürk 0 lı r lm de rtış aca rın rap ka in ari i iç eg ıla ül n d a lli en nlı ştu n M iye m m o y ı s e ğ k e m i ş i n B ğ a k e r n oğ lk m Do e ri t u a ’ e l o r a i n r ı n e ı d a r r. en in ile al ça lim “Do l M , T ma uğ e du rşıt len ya a lan ald rı g kur lar ta de ğa ilg sit lışm sel ğa üd abi kta la İ Ba ığ rd ı y dir çı öz um ı, m hal v Te ğiş l sit l a ü ı l i l ili e a a u i A dı m m t ka ka a r. ha pla rul tırı a ya lan alar ra Sit rlüğ e r lar esl ne al me tire ala n şt a Al pı lar ya nl ma m sin lı, k lık tılım dı e ı ta ek ü i e ı s yo nla lli B n “ nla rm an e lm a v s a d r e ç ı t l M l ış nın ; M yö as a g ma ı; k e p sun mu alış cı s ere afın a hâ luy rı; ilim uğ rını tır ol at ür la Pr arın eç u s n o l k n k m s l u l a s ı i ğ a a o y a ya ha le n . lm el e tü dan ir ür ılı a lı u y nı n ru la’ oje ın 4 kor m du ilm eçl mc kar al nu lar ci ol nm ndi m da si ve sal zır apı r, ta Ar M um ı ı ı a ” yü ara alıd ren yar eli; erin , bi arla dır. n ak uy hal da laşm nım aşt evs a y lim r ı ul ak lıl e Ç to rüt k; k ır. ay ve rm im sta ı ol tar gul e d as a a Ek tü pl tü am Bu tör ıkla usla bağ se nın evr b ön uşt ılm ama önü l o a a st R l u l r ğ o le iv e e i l r b u ş a a u a to lim mu üm ya ağ r t kam ara ı ka eh ed iç eri rm sın lar ştü lma çm tü po loji rini n i l a a ü k in i i r p l r r s , r a r en ak ın u” kt de m ya sa lu nsa , m z ç ar d m raf us ı a arl cil likl ya y e ın da ın al ğl m ar ik n e a bu pı ap bu tad önü oğa ekt n y a, b ğiş n d l r l la i a oğ ıkl ha lar ke ışm a v ; M da po aş ı n lan de ır. D nd l çe edi pıl ölg kliğ ı m ç ı r e n •M lit zi al n y im e e a r ğ e in a a ce bu işik oğa bü vre . Bu şm ede i m vre ka aşa ket ın, s -ye lar top ar dik ika lar da ev ka la re ni yn m pa l ü l l l y m a k l u c a e a l r e i y c ol ü a la k rı a n ut ra al s m du ade izin akl çe rini nat l yö ps m h r O te el neld leri it a k b ge akla rı v d a • Ç por tılm do n a i n ç e i ğ l l l rd e M de an r t ec şım ka ev et mı zm ası um ey ko rım rel Çe ha ev ları ası ğal e e; uz e d run ızı erin tılı rel iml nda etin uğ ğer ları hd eğe n’ na sit vr zı re k e m e n e m i n ’ ; rla ve u a i la len e t de to d a d vu vam as ve n o ı v rini rin, ol yna nin öl na di a Şe plu aya lan e ı n l u d r ç u rm a kl n la v g i m e o n e v s ş ş h m m e ul a ği a t a r ta i s uy tme ac ğal, uru birl e si nd ek ko hip uz rın do sl rcil la p k o ının ak ik ğa or kt ıyl kü lm iği vil la e a e r o a i u o c t uz e k a v lt il k a ım nın pl Ba yla n ‘‘ rde n ld l . an ka şı ar er üre sı, e b yu uşt ma uğu iler as le ta ur a d i s l r ı n in nlı lma ilim ne z h rlı iğ ı d ka tt u e ce ğı im dı se rek rş aş lar ve oğa an ca t riba le iz ı k lar ak uz ca ük l t nd tara ğı; l , ı n u o ç c e k b ı n ev iğ ym a fın t , n u i ü in ak eşit ka vad res lke lme ve de da m si m ku yna eli el ge n üm lla k çe ka izin nin ni l y a v n ş kü n r r n ılab ın t e p akl ol a i ac lme üm olit rın ik ak si al tır yo ar . ● lu ı yl a

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

87 >


YEŞİL ALAN

2016 ÇEVRECİ BELEDİYE’DEN

RAPORU VE YENİ ÇEVRE YATIRIMLARI

88 >


BELEDIYE BAŞKANI BEHÇET SAATCI ÖNDERLIĞINDE ÇEVRECI BIR KIMLIK EDINEN FETHIYE BELEDIYESI, UYGULAMADA OLAN VE YENI GIRIŞIMLERININ SONUÇLARINI HER YIL ÖNEMLI DEĞERLERLE SUNMAYA DEVAM EDIYOR. “SIFIR ATIK” HEDEFIYLE UYGULAMALARA DEVAM EDEN ÇEVRE KORUMA VE KONTROL MÜDÜRLÜĞÜ, ATIKLARIN DOĞRU SINIFLANDIRILMASI KONUSUNDA CIDDI BIR HASSASIYET ILE ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR.

T

üm okullarda çevre eğitimlerini sürdüren Fethiye Belediyesi, kapı kapı uygulamasıyla halkla bir araya gelip çevre bilinci oluşturma ve geri dönüşümü doğru uygulama konusunda bilgiler veriyor, stantlar açıyor ve toplama sistemi için yatırımlar yapmaya devam ediyor. 2016 yılında özellikle ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması için toplama sistemine; 125 adet cam kumbara, 100 adet cam konteynır, 20 adet mavi geri dönüşüm kumbarası, 20 adet küçük pet görünümlü kafes, 20 adet büyük pet görünümlü kafes, 20 adet büyük konteyner ve 300 adet iç mekan kutusu olmak üzere toplam 605 adet toplama biriktirme ekipmanını ambalaj atıkları toplama sistemine ekledi. Fethiye

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Mahmut BAYRAKDAR, bu ender rastlanır projenin geliştirmesinden daha çok fayda sağlamak amacıyla, yediden yetmişe her kitleden tüm bireylere seferberliğe benzer bir çağrı yaptı ve dayanışmaları için teşekkür etti. Bayraktar sözlerine şöyle devam etti: “Daha yeşil, daha mavi, daha temiz ve yaşanabilir çevre için “ben de varım” düşüncesi ile hareket edip geri kazanımını sağladığınız tüm ürünlerin sayesinde doğamızı koruduk, yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızın kirlenmesini önleyerek ekolojik dengenin bozulmasını sizlerin sayesinde bir nebzede olsa engelledik diye düşünüyorum. Unutmamalıyız ki doğa insanoğluna asla muhtaç değildir.” ●

NELER YAPILDI? ● 2015 yılında toplanan karışık ambalaj atığı miktarı 4.543 ton iken, 2016 yılında bu sayı 5.468 tona ulaşmış ve konu hakkında 1 yılda % 20 artış sağlanmıştır. ● 2016 yılında Fethiye sınırları dahilinde, 5.468 ton ambalaj atığı geri kazandırılmış, 3.396 ton kağıt karton ile 57.730 tane ağacın kesilmesi önlenmiş ve 40 adet Fethiye Stadyumu büyüklüğünde ormanlık alanın korunması sağlanmıştır. ● 708 ton pet ve plastik atığın geri kazandırılması ile 9912 kwh enerji tasarrufu sağlanmıştır. Bu da 80 kişinin 10 yıl harcayacağı enerji miktarına karşılık gelmektedir. ● 2016 yılında restoran, bar, kafe, otel, pansiyon, tatil köyü ve konutlardan 528 ton cam atığın geri kazandırılması ile 61000 litre petrol tasarrufu sağlanmıştır. Çevre Birimi’nin 2017 hedefi ise cam atıklarının tamamının toplanması üzerinedir ve konu hakkında Kaydem Plastik, ÇEVKO, Muzaffer Pınarbaşı Cam A.Ş. ve Şişecam A.Ş. ile işbirliğine gidilerek yeni toplama kumbaralarının temini sağlanmıştır. ● 258 ton metal/alüminyum atığın geri kazandırılması ile 152 ton hammadde tasarrufu sağlanmıştır. ● 2016 yılında 2942 Kg atık pil toplanmıştır. Bu sayede 4 şövalye adası büyüklüğünde toprak kirliliği önlenmiştir. ● 2016 yılında 177,850 lt bitkisel atık yağ toplanmıştır. (hanelerden 1633lt, işletmelerden 176.217lt) Bu sayede yaklaşık 180 milyon litre suyun kirlenmesi önlenmiştir. ● 2016 yılı içerisinde toplanan 56.360 kg (3315 teneke) madeni atık yağın geri kazanımı ile 46 milyar litre içme suyunun kirlenmesinin önüne geçilmiştir. ● 2016 yılında toplamda 210 ton ömrünü tamamlamış atık lastiğin geri kazanımı sağlanmıştır. Bu sayede 136.000 kg Co2 salınımının önüne geçilmiştir. ● Çevre Koruma Müdürlüğü personellerince konutlardan ve iş yerlerinden 12000 kg elektronik atık toplanmış ve geri kazanıma sevki sağlanmıştır.

89 >


YEŞİL ALAN

HER MEVSIM, RENK RENK BAHÇELER…

BIRINCI CEMRE HAVAYA, IKINCI CEMRE SUYA, ÜÇÜNCÜ CEMRE TOPRAĞA DERKEN BAHAR GELIYOR. KIŞ AYLARININ SONLANMASI VE BAHARIN MÜJDECISI OLARAK BILINEN CEMRE, BIZE MUTLULUĞU ÇAĞRIŞTIRIYOR. BAHAR DENINCE RENGARENK ÇIÇEKLER GÖZÜMÜZDE CANLANIYOR. BAHÇENIZIN HER KÖŞESINDE, FARKLI ZAMANLARDA, TOPRAĞI DELIP GEÇERCESINE NARIN BEDENIYLE SÜZÜLEN ÇIÇEKLER ISTER MISINIZ?

90 >


B

YAZI: ECE TURGUT PEYZAJ MIMARI

ahçe düzenlemesi yaparken ev sahibinin yağmurlu bir gün ya da güneşli bir hava da bahçede gezindiğini hayal ederim. Onu böyle bir anda, ummadığı bir noktada açan bir çiçek mutlu edebilir diye düşünürüm. Soğanlı bitkilerle ile farklı köşelere yaptığımız dikimler bahçemizi sessizce renklendirebilirler. Üstelik her mevsim açacak farklı soğanlı bitkiler bulabilirsiniz. Bahçede ilkbahar soğanlarının açma vakti şu sıralar. Sonbaharda diktiğimiz laleler, sümbüller, nergisler artık filizlenmeye başladı. Bahar soğanlarını dikmeyi unuttuysanız, bu durumu yaz dikimi ile telafi edebilirsiniz. Erken baharda yaz soğanlarınızı dikebilirsiniz. Soğanlı ve yumrulu bitkilerin en büyük özellikleri bulundukları yere hemen uyum sağlamalarıdır. Soğanları filizlenmeden önce bir alandan başka bir yere rahatlıkla taşıyabilirsiniz. Üstelik kısa sürede bir sürü yavrusunun olduğunu göreceksiniz. İstediğiniz gibi çoğaltabilirsiniz. Çoğu bir kez ekildi mi bulunduğu yerde yıllarca çoğalarak, çiçeklenerek üremelerini sürdürürler. Yine de ekeceğiniz yere, ışığa, toprak geçirgenliğine, su ihtiyacına vs. dikkat etmek bitkinizden en iyi verimi almanızı sağlayacaktır. Özellikle soğanlı bitkiler nemli toprağı sevmelerine karşın çok ıslak ortamda kolayca çürürler. Çoğu çok yıllıktır. Bu yüzden ekonomiktirler. Büyüme/çiçeklenme ve uyuma dönemleri vardır. Uyuma dönemi büyüme döneminin sona ermesidir. İlkbaharda çiçek açan soğanlar için büyüme döneminin sonu geç ilkbahari yaz başıdır. Sonbahar geldiğinde yeniden büyüme dönemine girerler ve ilkbaharda çiçek açarlar. Soğanlı bitkilerin ilkbahar, yaz ve sonbaharda çiçek açanları vardır. Bu yüzden bahçeyi veya çiçekliklerinizi planlarken ne zaman çiçeklenmesini istediğinize karar verin ve öyle dikim yapın. Soğanlı bitkiler baharın habercisi, ya da kışın neşesi olarak görülürler. Tüm ihtişamlarına rağmen yine

çoğu kısa ömürlü çiçeklere sahiptir ve sıcak yaz aylarında yaprakları toprak üstünden tamamen kaybolur. Türkiye gerek coğrafi koşulları gerekse kapalı kuşak iklim özellikleri nedeni ile çok sayıda endemik olan ve olmayan soğanlı bitkilere sahiptir. ÇİÇEK AÇMA ZAMANINA GÖRE SOĞANLAR Kış sonunda çiçek açanlar Kardelen (Galanthus), Çiğdem (Crocus), Nergis (Narcissus) Erken ilkbaharda çiçek açanlar Sümbül (Hyacinthus), Nergis (Narcissus), Kır lalesi (Anemone) İlkbaharın ortalarında çiçek açanlar Ters lale (Fritillaria imperialis), Arap sümbülü (Muscari), Lale (Tulipa), Nergis (Narcissus), Sümbül (Hyacinthus), Kana (Canna) Geç ilkbaharda çiçek açanlar Glayöl (Gladius), Zambak (Lilium), Kala (Zantedeschia) Yazın çiçek açanlar Begonya (Begonia tuberhbrida), Yıldız çiçeği (Dahlia), Afrika zambağı (Agapanthus), Arpa çiçeği (Freesia ), Süs soğanı (Allium) Soğanlı bitkileri doğrudan doğadan sökerek ya da satın alarak bahçenizde yada saksınızda yetiştirmeniz mümkündür. Doğadan söküşlerde bitkiyi ve kökü zedelememeye, nadir görülen bitkileri ise sökmemeye çok önem vermek gerekir. Artık büyük marketlerin çiçek bölümlerinde bile gerek ithal,gerekse yerli üretim soğanlara rastlamak mümkün. Bir soğanı satın alırken mevsiminde almaya, soğanın dolgun olmasına, üzerinde küf ve çürüklerin bulunmamasına dikkat etmek gerekir. Buruşmuş, pörsümüş, küflü, yada kupkuru kalmış soğanlar alınmamalıdır. Birde size sattıkları soğanın hele de paketli değilse doğru soğan olduğundan emin olmalısınız. Satın aldığınız paketin üzerindeki çiçek verme zamanına dikkat etmelisiniz. Şimdi canlı renkleri ve birbirinden göz alıcı formlarıyla bahçelerin vazgeçilmezi soğanlı bitkilerinizin keyfini çıkarma zamanı. İyi baharlar! ●

SOĞANLI BITKI YETIŞTIRIRKEN DIKKAT EDILECEKLER ● Soğuk ihtiyacı olan soğanlı bitkiler, ılıman iklimlerde yetiştirildiklerinde boyları daha kısa, çiçekleri daha ufak olmaktadır ve soğanın yavrulama miktarı azalmaktadır. ● Soğanlı bitkileri 15 gün ara ile dikecek olursanız baharda ve yazda ardı ardına gelişecekleri için bahçenizin uzun süreli gösterişli çiçeklenmesini sağlayabilirsiniz. ● Soğanlı bitkileri karışık olarak boylarına (kısalar önde uzunlar arkada) ve renklerine (aynı renkler ya da zıt renkler şeklinde) göre dikerseniz baharda inanılmaz hoş bir manzaranız olur. ● Soğanların her yıl güçlenmesi için; çiçekler solduktan sonra çiçek sapının dibinden kesin. Bu bitkinin yeşil aksamı ile besin depolamasına ve soğanın yavrulamasına büyük katkıda bulunur. ● Soğanlı bitkilerin çoğu toprakta bırakılabilir ve kendiliğinden çoğalırlar. Ancak bazıları (lale gibi) yaprakları solup, sarardıktan sonra çıkartılarak serin loş bir ortamda saklanmalıdır. Toprakta bırakacaksanız da yazın sulamamaya dikkat etmelisiniz. Aksi halde yapraklanma ve yavrulama çok, çiçeklenme az olacaktır.

MAGAZİN ERA

>

İLKBAHAR 2017

91 >


ÇEVRE

PROJELERIN BÖLGE BAZLI

YEŞIL ALAN ORANLARI TARIH BOYUNCA KENTLER DOĞAL VE FIZIKSEL ÇEVRENIN DENGESI ILE STANDARTLARINI OLUŞTURMUŞTUR. İSTANBUL GIBI BÜYÜK METROPOLLERDE KENTLEŞME HIZININ YÜKSEK OLMASI ETKISIYLE KENT YAŞAMI ZAMANLA DEĞIŞIM GÖSTERMIŞTIR. HIZLI KENTLEŞME ILE BIRLIKTE YEŞIL ALAN IHTIYACI DA ARTIŞ GÖSTERMIŞTIR. YEŞIL ALANLARIN INSAN SAĞLIĞI VE KENTLI PSIKOLOJISI ÜZERINDE OLUMLU ETKILERI OLDUĞU DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE, İSTANBUL GIBI YEŞIL ALAN EKSIKLIĞI BULUNAN METROPOLLERDE INŞA EDILEN KONUT PROJELERININ YEŞIL ALAN MIKTARLARI, PROJELERIN TERCIH EDILEBILIRLIKLERI AÇISINDAN OLDUKÇA ÖNEMLIDIR. Y A Z I : B A R A N A L P H A N T S K B G A Y R İ M E N K U L D E Ğ E R L E M E A . Ş . DEĞERLEME UZMANI

İstanbul genelinde inşa edilen konut projelerini Anadolu ve Avrupa yakası olarak düşündüğümüzde genel anlamda Anadolu yakasında bulunan konut projelerinin yeşil alan oranlarının daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Kadıköy ve Ümraniye gibi merkezlerde proje başına düşen açık yeşil alan toplam parsel alanlarının %40 - %50’sine ulaşıyor. Ancak, söz konusu projelerde yapı yoğunluğu yüksek olduğundan kişi başına düşen yeşil alan miktarı oransal olarak azalma gösteriyor. Anadolu yakasında merkezden uzaktaştıkça Kartal, Yakacık ve Maltepe gibi bölgelerde açık yeşil alan oranı projelerin parsel alanlarının %50

KADIKÖY - ÜMRANİYE: Proje başına düşen açık yeşil alan, toplam parsel alanlarının %40 %50’sine ulaşıyor. Ancak söz konusu projelerde yapı yoğunluğu yüksek olduğundan, kişi başına düşen yeşil alan miktarı oransal olarak azalma göstermektedir.

92 >

- %60’ı civarına ulaşmaktadır. Bu bölgelerin dışında Sancaktepe bölgesinde inşa edilen konut projelerinde açık yeşil alan oranları ve kişi başına düşen yeşil alan miktarları Anadolu yakasındaki en yüksek seviyelere ulaşıyor. Avrupa Yakasında bulunan konut projelerinin yeşil alan oranları tarihi kent merkezinden şehrin çeperlerine doğru gidildikçe artmaktadır. Özellikle Tarihi Yarım Ada’da inşa edilen küçük ve orta ölçekli konut projelerinin yeşil alan miktarları oldukça azdır. Şişli – Büyükdere - Maslak hattında bulunan projelerde yeşil alanların parsel alanlarına oranı %40 %50 aralığında olmasına rağmen yapı yüksekliğinin artması kişi

KARTAL – YAKACIK – MALTEPE: Bu bölgelerde açık yeşil alan oranı projelerin parsel alanlarının %50 - %60’ı civarına ulaşmaktadır. Bu bölgelerin dışında Sancaktepe bölgesinde inşa edilen konut projelerinde açık yeşil alan oranları ve kişi başına düşen yeşil alan miktarları Anadolu yakasındaki en yüksek seviyelerine ulaşmaktadır.

başına düşen yeşil alan miktarını azaltmaktadır. Şişli – Büyükdere Maslak hattının doğusunda Cendere Vadisi üzerinde inşa edilen konut projelerinde yeşil alan oranları %50 - %60 seviyelerine ulaşmaktadır. Söz konusu bölgenin kuzeyinde yer alan Sarıyer ve kuzey doğusunda yer alan Kemerburgaz – Göktürk – Arnavutköy bölgelerinde projelerin yeşil alan oranları %40 - %50 seviyesinde olmasına rağmen kat yükseklikleri ve yapı yoğunluklarının düşük olması sebebiyle kişi başına düşen yeşil alan miktarı oldukça fazladır. Zeytinburnu’nda inşa edilen projelerde ise yeşil alan oranları %70 seviyelerine ulaşmaktadır

ve bu bölgedeki projelerde kişi başına düşen yeşil alanlar orta seviyededir. Belirtilen bölgelerin dışında Halkalı – Çekmece hattında inşa edilen projelerin yeşil alan oranları parsel alanlarının %70’i seviyelerine ulaşmaktadır. Bu bölgedeki projeler yeşil alan miktarları bakımından İstanbul’daki önemli bölgelerin başında gelmektedir. Kuzeyde yer alan Bahçeşehir, Başakşehir ve Esenyurt hattında Bahçeşehir bölgesi kişi başına en çok yeşil alan düşen bölgedir. Başakşehir ve Esenyurt bölgelerine baktığımızda nitelikli konut projelerinin bulunduğu ancak proje özelinde kişi başına düşen yeşil alan miktarı azalmaktadır. ●

CENDERE

ZEYTİNBURNU

SARIYER – KEMERBURGAZ – GÖKTÜRK – ARNAVUTKÖY: Yeşil alan oranları %40 - %50 seviyesinde olmasına rağmen kat yükseklikleri ve yapı yoğunluklarının düşük olması sebebiyle kişi başına düşen yeşil alan miktarı oldukça yüksektir.

HALKALI – BÜYÜKÇEKMECE: İnşa edilen projelerin yeşil alan oranları parsel alanlarının %70’i seviyelerine ulaşmaktadır. Bu bölgedeki projeler yeşil alan miktarları bakımından İstanbul’daki önemli bölgelerin başında gelmektedir.

ŞİŞLİ – BÜYÜKDERE – MASLAK: Bu bölgede bulunan projelerde yeşil alanların parsel alanlarına oranı %40 - %50 aralığında olmasına rağmen, yapı yüksekliğinin artması kişi başına düşen yeşil alan miktarını azaltmaktadır.


Sadece iki kitap alarak başka çocukların hayatını değiştirin!



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.