2000_107_108_6098

Page 15

İNCELEME

benzerlik bulunabilir. Baba'nın son yolculuğu, tıpkı Gelin'in babasınınki gibi bir bilinmeze doğru olacaktır.

Ihlamur Ağacı Anısı

Oyunun gelişiminde uygulanan kurgulama yöntemi, olayı örtük bir ça­ tışmayla başlatmak, bir uzlaşma girişimi ile geliştirmek, bu girişimin so­ nuç vermemesi ya da tek taraflı bozulmasıyla noktalamaktır. Bu kurgu küçük değişimlerle bütün ilişkilere uygulanmıştır. Kişiler arasındaki gizli savaşım bir eylemi ateşlemekten çok, iç gerçeğin dışa vurulmasını sa­ ğlar. Oyunun tek gerçek eylemi Baba'nın evden ayrılma kararını uygula­ masıdır. Olayların eksenine Ana-Oğul, BabaGelin ilişkisi yerleştirilmiştir. Ana ile Gelin, 0-

"Ayda bir" çıkar Dost Yayınları'ndan Ihlamur Ağacı'nı tam da yayımlandığı yıl edinmiştim: 1962. Kitaplığımdaki ilk 'oyun' kitabı. 1962'de Beyazıt'taki Sahaflar'a yeni yeni dadanmıştım. Ihlamur Ağacı'nın siyahlı, mavili, hele zeytuni yeşilli, grili kapağı gönlümü çelmişti. kapağı Orhan Peker'in yaptığını kim bilir ne zaman ayırt edecektim...

ğul ile Gelin, Baba ile Oğul, Baba ile Ana iliş­ kileri bu iki eksenin çevresinde yer alır. Ana ile Oğul, kendi içlerindeki hesap aşmaya kar­ şın, Baba ile Gelin'e karşı dayanışma içinde­ dirler. Buna karşın Gelin ile Baba arasında bir dayanışma gelişir. Baba Oğul çatışması, Ana Gelin çatışmasıyla dengelenmiştir. Ana ile 0ğul dayanışmasının pekişmesi için Baba'nın dışlanması, Oğul'un bir yandan annesinin et­ kisinden kurtulmaya çalışırken bir yandan ka­ rısını annesinin rolünde görmek istemesi, an­ layışlı anne rolündeki Ana'nın gelinine karşı sinsi bir savaşım sürdürmesi yazarın oyuna incelikle yerleştirdiği ruhsal çözümlemelerdir.

Vüs'at ve Erhan Bener

Yıllarca okumadım Ihlamur Ağacı'nı.

a

Dış aksiyondan çok iç aksiyonun ağır bastığı oyunda yazarın, hem vurgulamak istediği anlama hizmet eden hem de seyircinin ilgisini uyanık tutan bir kurgulama tekniğini uyguladığı görü­ lür. Karşılıklı konuşmalarda yanıtların geç gelmesi, araya başka konuş­ maların girmesi, bir yandan iletişimsizliğin göstergesi olma işlevini yeri­ ne getirirken, bir yandan seyircinin meraklanmasını sağlar. Seyircinin bil­ mediği gerçeklerin geciktirilerek iletilmesinde de, hem söz konusu bilgi­ nin kesin olmadığını sezdirme hem de seyirciyi meraklandırma gibi çift işlev gözetilmiştir. Oyun kişilerinin, yaşlarına, aile içindeki konumlarına uymayan tepkileri şaşırtıcı olduğu kadar, toplumdaki rollerimize yakıştır­ dığımız kimi özelliklerin doğal yapımıza, kişiliğimize aykırı olabileceği ko­ nusunda uyarıcıdır. Yazar abartı yöntemini, durumu gülünçleştirerek ha­ fifletme amacıyla değil, düşündürücü kılma amacıyla kullanmıştır. Oyun kişilerini haklıyken haksız, güçlüyken güçsüz duruma düşüren bu abartı­ lar güldürücü olanla acı verici olanı birbiri içinde eritir ve daha anlamlı kılar.

pe

cy

Oysa Vüs'at O. Bener'in öykülerine hayrandım. O sıralar Dost'un yeni basımı gerçekleştirilmişti. Birbirinden güzel ve önemli, değerli yapıtların yeni basımlara ulaşamadığı yıllardı.

Vüs'at O. Bener Ihlamur Ağacı'nda dört kişiden oluşan sıradan bir aile­ nin dramını yansıtırken, yüzey gerçeğinin altında yatan örtük gerçeğe ayna tutmuş, daha doğrusu çeşitli göstergelerle bu gerçeği bilinç düze­ yine çıkarmıştır. Bu, bizim itiraf etmekten kaçındığımız, hatta görmek­ ten bile kaçtığımız gizli gerçeğimizdir. Bu acı gerçek bize, aile ilişkilerin­ de var olduğuna inanılan, varlığına güvenilen, en azından varmış gibi gösterilen uyumun bozulmuş olduğunu göstermektedir. Öfkeli tepkiler­ le, sinsi savaşımlarla açığa vurulan örtük düşmanlıklar ailenin uyumunu bozmakla kalmamış, aile üyelerinin yüreklerini soğutmuştur. "Bu ev ne­ nin nesi, hangi şaşkın bizi toplamış bir araya böyle." dedirtecek denli bir yabancılaşma yaşanmaktadır. Kişiler birbirlerine yabancılaşmışlığı kabul etmeye yanaşmadıklarından sevgisizliklerini aşırı bir görev duygusu, aşırı bir kural kaygısı arkasına gizlemişlerdir. Kusursuzluk gösterisinde insan­ lar birbirinin denetçisi olmuştur. "Herkes kendi görevini bilsin, payına düşenle yetinsin," gibi, görünüşte akla yakın öneriler karı koca arasında gerçek birlikteliğin sağlanamadığını gösterir. Bu yüzden aile içinde artık birlikte şarkı söylenmemekte, birlikte oyun oynanmamakta, birlikte çalışılmamaktadır. Yaşam savaşımını tek başına sürdürmek zorunda olan bireyler, bu örtük savaş ortamında yanlış yapmamaya, zırhlarını pek tut­ maya, açık vermemeye, altta kalmamaya çalışırlar. Vüs'at O Bener'in yıllar önce yazdığı bu oyunda, dünyamızın bugün en önde gelen, en çok tartışılan sorununa alçakgönüllü bir aile dramı çer­ çevesi içinde parmak basmış olduğu görülmektedir.

15

Dost'u kitapsever bir evden 'aşırmıştım', evet aşırmıştım. Ceketimin cebinde Dost, koşa koşa, sevinçten uçarak eve dönüyordum.

Orada "İlki" diye bir öykü vardır, kitabın ilk öyküsü. Duyarlılığını hiç yitirmeyecek bir öykü. Galatasaray Lisesi'nde yatılı okumaya başladığım günlerin -bir türlü çözemediğim- karmaşasına ışık tutan, beri sarıp sarmalayan öykü. Böylece Vüs'at O. Bener'i de 'taklit' etmeye çabaladığım zamanlar gelip çatıyordu. Ne var ki Ihlamur Ağacı'nı okumaya girişemiyordum. Kitabın ilk sayfalarını açar, okurdum: Kişiler: Baba Ana Oğul Gelin Şarkı: Franz Schubert- "Lindenbaum": Türkçesi: "Ihlamur Ağacı". Çarpılıp kalırdım. Schubert'in şarkısını dinlemeye çalışırdım. Daha doğrusu, bir yerlerden bulup dinlemeye.

Ihlamur Ağacı nihayet sahne ışığına kavuşuyor. Bilgi dağarım, beni aldatmıyorsa, ilk kez sahnelenecek. Otuz sekiz yıllık bir gecikmeyle. Kitabı evirdim çevirdim, bir köşede aradığım izi buldum: Ihlamur Ağacı'nı 1975'te okumuşum. Bir de şu not: "Birbirinden berbat oyunların tiyatro diye yutturulduğu şu dönemde Ihlamur Ağacı iyi ki oynanmıyor." Öfkemden böyle yazmışım herhalde. Şimdiyse, Ihlamur Ağacı'na hayat verenlere teşekkür etmek istiyorum. Selim İleri


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.