Mekan #55

Page 1

art’ı Mekan Dekorasyon & Mimarlık Dergisi

SAYI 55 OCAK - ŞUBAT 2016 · 10 TL

ISSN 1307 - 1939

Söyleşi

Hayallerin peşinden, bir tasarımcı hikayesi;

Kerem Akın

Doğru duyguların izinde

10 YILIN OFİSLERİ ÖZEL EKİ

Miriam Mirri

Doğal dokunuşlarla yaratılan modern tasarımlar

Kerem Ariş

Dosya

Parlak metal görünümlerle sihirli bir uzay çağı Şehir

Reykjavik Marka

iitala

10. yıla özel

10 farklı yaşam alanı

Müze

Pera Müzesi Otel

Hotel Not Hotel Etkinlik

Renk birleştirir Ustadan çırağa Mekan

Ethos Foods Coffe Zapatista

10. Yıl Özel

On’dan Önce On’dan Sonra


2

Ocak - Şubat 2016 #55


3


4

Ocak - Şubat 2016 #55


5


6

Ocak - Şubat 2016 #55


7


8

Ocak - Şubat 2016 #55


9


10

Ocak - Şubat 2016 #55


11


12

Ocak - Şubat 2016 #55


13


14

Ocak - Şubat 2016 #55


15


16

Ocak - Şubat 2016 #55


17


18

Ocak - Şubat 2016 #55


19


20

Ocak - Şubat 2016 #55


21


22

Ocak - Şubat 2016 #55


23


24

Ocak - Şubat 2016 #55


25


26

Ocak - Şubat 2016 #55


27


28

Ocak - Şubat 2016 #55


29


Mekan

İçindekiler

64

Mekanlar arası

216

Ethos Foods

224

Coffee Zapatista

34

Ajanda

42

Yeni Tasarım

48

Etkinlik

62

134

66

Cesur olun, farklı malzemeleri karıştırın. Fikir, İrem Senemoğlu

86

Sanatı cazibe merkezine dönüştüren Karaköy İstanbul, İrem Oğuzcan

104 İçindekiler

Dekorasyon

120

Özel Sigmund Freud Üniversitesi Viyana, Gizem Önürmen

Virtual staging Şikago, Emre Hakgüder

230

Hayalleri süsleyen ateş ve buz şehri; Reykjavik Şehir, Aise Amet Dosya

78

Parlak metal görünümlerle sihirli bir uzay çağı 10. Yıl Özel

114

On’dan Önce On’dan Sonra Tasarım Etkinlik

74 Ocak - Şubat 2016 #55

Her zaman uğrak noktası; Cafe Grande

58

Milano’nun gizli kalmış sokakları Milano, Ayca Güney

Renk birleştirir

100

Ustadan çırağa

Çağdaş bir şehir evi David Lebenthal

Lüksün, detaylardaki güçlü yorumu

150

Oyun alanları ve oyuncaklarla şekillenen ev Pascali Semerdijan Mimarlık

158

İyi tasarım mutlu insanlar için Gönye Proje Tasarım

168

Akıllı sadelik UNStudio

184

Konfor sadelikle birleşti Dekorex Mimarlık

204

Yeniden hayata dönüş Roy David

210

Detaylarıyla içinizi ferahlatacak bir ev DT Mimarlık

218

Avangart yaklaşım Hayri İşçimen

226

Zett’ten net tasarım

130

Trend

Gensler ile proje ortaklığı Avcı Architects

72

192

Etnik ve bohem birlikteliği 30

164

Ofis ve showroom mekanlarının gerektirdiği Studio Ka


Otel

Müze

144

54

Hotel Not Hotel

Pera Müzesi

Mağaza

Marka

102

60

108

90

Kahveci Parke

Yılmazlar Banyo Merkezi

Feyz Halı iitala

art’ı MEKAN Dekorasyon ve Mimarlık Dergisi Barış Mh. Tutkun Sk. Çelikay Sit. D Bl. No.18 İhsaniye, Bursa Tel: 0 224 452 99 63 Sahibi Altıntaş Yayıncılık adına Fatma Altıntaş Yılmaz Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür Fatma Altıntaş Yılmaz fatos@altintasyayincilik.com Editör Ayca Güney ayca@altintasyayincilik.com

Tasarımcı & Söyleşi Grafik Mustafa Üzülmez Fotoğraf Cumhur Aygün Reklam Sorumlusu Arda Hititsoy arda@altintasyayincilik.com Koordinatör Atakan Şenses atakan@altintasyayincilik.com Yayın Kurulu Adnan Serbest Atilla Kuzu Levent Çırpıcı Kunter Şekercioğlu Esat Fişek İstanbul Temsilcisi Gözde Severoğlu Londra Temsilcisi Esra Tekeli Viyana Temsilcisi Gizem Önürmen ABD Temsilcisi Emre Hakgüder Baskı ŞAN OFSET Hamidiye Mh. Anadolu Cd. No:50 Kağıthane, İstanbul Tel: 0212 289 24 24

96

Hayallerin peşinden, bir tasarımcı hikayesi; Kerem Akın

180

Doğal dokunuşlarla yaratılan modern tasarımlar Kerem Ariş

110

Doğru duyguların izinde Miriam Mirri

Baskı Yeri - İstanbul Baskı Tarihi - Ocak 2016 Süreli Yayın Ocak - Şubat 2016 Yazı ve fotoğrafların tüm hakları art’ı Mekan Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. altintasyayincilik arti_mekan arti_mekan 31


B

u coşkuyu yıl boyunca yaşamak isteyen bizler, sizler için bir dizi etkinlikler planladık. Hep birlikte artsın istedik coşkumuz... Yıllarla oluşmuş birikimimizin, arşivimizin, dostluklarımızın ve iş ortaklıklarımızın tadına yıl boyunca birlikte varalım ve bu 10 yılı hakkıyla yad edelim. Geçmişe dönüp birlikte gülebileceğimiz, şaşıracağımız, iyisiyle kötüsüyle hep hatırlayacağımız anılarımızı çoğaltalım istedik.

10. yıl...

Dekorasyon ve mimarlık sektöründe yıllardır iş birliği yaptığımız partnerlerimizi okuyucularımızla buluşturacağımız özel projeler üretelim istedik. Bir kurgu yapalım ve yıllarımız bir film gibi gözlerimizin önünden geçsin dedik.

2007 yılında yola çıkarken düşündüklerimizle bu yıl geldiğimiz noktada sadece bir dergi olmadığımızı bir çok şeye dokunduğumuzu hissederek Mekan çatısını, her odasından farklı seslerin yükseldiği, dekorasyon, mimari, iç mimari, moda, müzik, sanat ve yemek; kısaca yaşamın olduğu büyük bir eve oturttuğumuz dijital projemizi Heyecanlıyız, mutluyuz ve sizlerle paylaşalım istedik.

gururluyuz.

Editör

Dergicilikte 10. yıla giriyor olmak, onca şeye rağmen 10’ları kutlayabilmek içimizde çoğalan çoşkuyu ve mutluluğu gurura dönüştürüyor.

Yayın Yönetmeni Fatoş Altıntaş Yılmaz f.yilmaz@artimekan.com

Özel hediyelerimiz, özel çekimlerimiz, her sayımızla birlikte 10 yıllık arşivimizi paylaştığımız ve yıl sonunda kitaplığınızda çok değerli bir yerde saklayacağınızı düşündüğümüz eklerimiz olsun dedik. Mekan ailesi olarak bu yıla damgasını vuracak önemli bir sosyal projeye imza atalım istedik.

2016 biterken büyük bir doğum günü partisiyle pastanın üstüne koyacağımız onuncu mumun anlam ağırlığı ile sahnede sevinçten dökeceğimiz gözyaşlarımız olsun istedik. Hep birlikte daha nice 10 yıllara diyerek kaldıracağımız kadehlerimiz olsun dedik. Bizler, önümüzdeki ay organize edeceğimiz, daha yazmadığım, sürpriz olsun diye söylemediğim tüm etkinlik planımızı detayları ile paylaşacağımız 10. yıl lansmanımıza hazırlanırken sizleri 10. yılımızın ilk özel sayısı ile baş başa bırakıyorum. 10. yılımızın coşkusunu hep birlikte yaşamak ve çoğaltmak dileğiyle...

Ocak - Şubat 2016 #55

Nice senelere MEKAN...

32


33


Tarihi Haydarpaşa Gar’ının restorasyonu onaylandı Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün Tarihi Haydarpaşa Gar Binasının orijinal haline sadık olarak hazırladığı restorasyon projesine Kadıköy Belediyesi onay verdi. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Anıtlar Kurulu tarafından onaylanan Haydarpaşa Tren Garı’nın restorasyon projesine göre binanın özgün durumu aynen korunarak restore edilecek. Kadıköy Belediyesi, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün daha önce ruhsat başvurusu yaptığı projeyi, tarihi garın orijinal haline uygun olmadığını belirterek red etmişti. Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu revize edilen restorasyon projesi ile ilgili ise şunları söyledi: “Haydarpaşa Garı tarihi bir mirastır. Gar, kent belleğine katkı sağlayacak ve sürekli canlı tutacak biçimde korunmalıdır. Yangından sonra Gar binası adeta kendi kaderine terk edilmişti. Devlet Demiryolları’nın binanın orijinal haline uygun bir restorasyon projesi hazırlaması oldukça sevindirici. Ama asıl önemli olan Gar’ın eski tarihi fonksiyonuna dönmesi ve İstanbullulara bir gar olarak hizmet etmesi. Kadıköylüler binanın daha fazla zarar görmeden bir an önce restore edilmesini ve Gar olarak hizmet vermesini istiyor.”28 Kasım 2010’de çıkan yangında çatısı zarar gören Haydarpaşa Garı’nın restorasyon çalışmalarına önümüzdeki günlerde başlanması bekleniyor.

Yılın genç mimar ödülü PAB’ın oldu

Ajanda

PAB Mimari Tasarım’ın kurucu ortakları Pınar Gökbayrak, Ali Eray ve Burçin Yıldırım, Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından bu yıl 9. kez verilen Arkitera Genç Mimar Ödülü’nün sahibi oldu.

Ocak - Şubat 2016 #55

Ambalaj tasarımında özgün yaklaşımlar

34

Özgün ve yenilikçi ambalaj tasarımlarını teşvik etmek amacıyla hayata geçirilen Plastik ve Metal Ambalaj Tasarım Yarışması’nın bu yıl ikincisi düzenlendi. Plastik ve Metal kategorilerinde, Profesyonel ve Öğrenci olmak üzere dereceye girenler toplam 110 bin TL değerinde ödülün sahibi oldu. Yarışmanın birincileri yurtdışındaki prestijli ambalaj fuarlarını ziyaret etme ve Ekonomi Bakanlığı’nın yurtdışı eğitim bursundan yararlanma şansı da kazandı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ve İstanbul Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) işbirliği ile düzenlenen Plastik ve Metal Ambalaj Tasarım Yarışması’nda bu yıl birbirinden yaratıcı fikirler ortaya konuldu. Plastik Ambalaj’da Profesyonel Kategorisi’nde Muharrem Şeyda, ‘Phoenix’ adını taşıyan ve geri dönüşüm için biriktirmeyi özendiren yağ ambalajı tasarımıyla, Öğrenci Kategorisi’nde Yusuf Çağlar, ‘Light’ isimli avize olarak da kullanılabilen lamba ambalajı ile birincilik kazandı. Metal Ambalaj’da Profesyonel Kategorisi’nde birincilik ödülü pratik ve fonksiyonel tasarımı ile dikkati çeken kurabiye seti ‘Baker’ adlı tasarımıyla Umut Demirel’in olurken Öğrenci Kategorisi’nde birinciliği ise çevirmeli mekanizması sayesinde ölçülü kahve alımını sağlayan aynı zamanda metalik görüntüsüyle mutfaklara şıklık katan kahve ambalajı tasarımı ile Berk Kaplan göğüsledi.

Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından düzenlenen ve inşa edilmiş projeleri bulunan 40 yaşın altındaki başarılı mimarlara verilen “Arkitera Genç Mimar Ödülü”nün bu yılki sahibi PAB Mimari Tasarım’ın kurucu ortakları Y. Mimar Pınar Gökbayrak, Y.Mimar Ali Eray ve Y. Mimar Burçin Yıldırım oldu. 22 Aralık Salı akşamı, İstanbul Moda Sahnesi’nde yapılan bir törenle takdim edilen Arkitera Genç Mimar Ödülü, nitelikli ürünler veren genç mimarlık ofislerinin öne çıkarılıp takdir edilmesini hedefliyor. Jüri üyeleri, Pınar Gökbayrak, Ali Eray ve Burçin Yıldırım’ın mimarlığın farklı alanlarındaki üretimlerini, yaptıkları araştırmalar ve akademik çalışmalarla desteklemeleri, özellikle de eğitim yapıları ile ilgili üretimleriyle toplumsal katkı sağlama çabaları nedeniyle Arkitera Genç Mimar Ödülü’ne layık bulunduğunu dile getirdi. Mimari medyadaki çalışmaları, çeşitli ortamlardaki eleştirel yaklaşımları ve mimarlık alanında dengeli, istikrarlı ve yükselen bir grafik ile gelişim sağlamaları da PAB’ın jüri tarafından altı çizilen niteliklerden bazılarıydı.


An ka r a C i n n a h C a d d es i N o : 1 Çankaya T: 0 312 4 27 7 1 30 ankara@ dorya.com .tr B u r sa E sk i M ud a n y a Y o lu S i r ke ci Evle ri No: 4 /29 Bade m li T: 0 224 54 9 01 25 burs a@ dorya.com.tr İstanbu l S ü l e y m a n S e b a C a d d es i N o : 3 7 & 39 A kare tle r Be ş iktaş T: 0 212 258 8 5 7 0 is tanbul@ dorya .com.tr İ zm i r Plevn e B lv. 1 5 / A A ls ancak T: 0232 4 21 9 2 6 0 iz m ir@ dorya.com .tr For all international inquiries contact Dorya USA : 501 Brickel Key Drive No: 503 Miami, FL 33131 USA T.+1 305 373 4446 info@dorya.us

35


Geberit’ten Yılmazlar Banyo Merkezi’ne 4. kez ödül Geberit Türkiye bayiler toplantısı Türkiye’nin her bölgesindeki bayilerin katılımı ile Kıbrıs’ta gerçekleşti. Girne’de yeni açılan Elexus Otel’de düzenlenen bayi toplantısının odak noktası sürdürülebilirlik oldu. Geberit’in tüm dünyada faaliyet gösterdiğini vurgulayan ‘Her yerde’ ana konsepti kapsamında ilerleyen toplantıda yeni ürünler tanıtılırken, tüm departman müdürleri tarafından 2015 yılında gerçekleştirilen çalışmaları değerlendirdi ve 2016 yılına yönelik planlar konuşuldu. Banyo ve tesisat sektörünün önde gelen İsviçreli markası Geberit’ten Yılmazlar Banyo Merkezi Türkiye’de en çok satış yapan bayi ödülü kazandı. 2011 yılından beri kazanılan bu ödülü Yılmazlar Banyo Merkezi Genel Müdür’ü Berkay Yılmaz teslim alırken tüm ekip arkadaşlarına özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti.

Mobi, yeni mağazasını Masko’da açtı Tasarımın dünya çapındaki en iyi örneklerinden biri olan Mobi, yeni mağazasını Masko’da açtı. Kalamış ve Addresistanbul’dan sonra 3. mağazasını Masko’da açan Mobi, 3 katlı yeni showroomunda el işçiliğinin bir sanat eserine dönüştüğü yepyeni ürünlerini ziyaretçileriyle buluşturuyor.

Ajanda

1983 yılında Bursa’da kurulan,high-end çağdaş mobilyanın örneği olarak benzersiz tasarımları ve olağanüstü işçiliğiyle dünya mobilya sektöründe yer alan Mobi’nin kurucusu Raşit Karaaslan aynı zamanda markanın tasarımlarına imza atıyor. Modern hayatın her türlü gereksinimini tek bir çatı altında bulundurarak Türkiye’de alışılmadık bir referans noktası oluşturan Mobi’nin, yeni showroomu bu noktada buluşmak isteyenlere sınırsız seçenekler sunuyor.

Piyano Festivali’nde görkemli gece

Ocak - Şubat 2016 #55

15. Venedik Bienali Türkiye pavyonunda yer alacak proje belirlendi

36

16. Uluslararası Antalya Piyano, yedinci gününde, sahnesinde festivalin sanat yönetmeni Gürer Aykal şefliğindeki Akdeniz Filarmoni Orkestrası’nı ve genç Hırvat piyanist Martina Filjak’ı ağırladı. Görkemli geceye, Prof. Hasan Uçarsu’nun Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümü için festivale özel bestelediği eser ve Filjak’ın piyanosu damga vurdu.

Dünyanın önde gelen mimarlık etkinliklerinden biri olan Venedik Bienali 15. Uluslararası Mimarlık Sergisi, 28 Mayıs-27 Kasım 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) koordinasyonunu yürüttüğü Türkiye Pavyonu’nda yer alacak proje, iki aşamalı bir açık çağrı değerlendirmesi sonucunda seçici kurul tarafından belirlendi. Venedik Bienali 15. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nda, Mehmet Kütükçüoğlu, Ertuğ Uçar ve Feride Çiçekoğlu’nun önderliğindeki Hüner Aldemir, Hande Ciğerli, Gökçen Erkılıç, Nazlı Tümerdem ve Yiğit Yalgın’dan oluşan ekibin hazırlayacağı; Namık Erkal ile Cemal Emden’in destekleriyle şekillendirilecek Darzanà başlıklı proje yer alacak.


37


Aydınlar Parke’den mimarlara özel lansman

Yapı dünyasının gelecek hayali ‘Konut Konferansı’nda buluştu.

Zemin döşeme ve yer kaplama sektöründe farklı ürün seçenekleri ile özel projelere imza atan Aydınlar Parke, geçtiğimiz günlerde proje partnerlerinin de için de olduğu mimar, iç mimar ve tasarımcılarla yeni koleksiyonunun lansmanını gerçekleştirdi. Farklı marka ve ürün seçenekleri ile zemin, duvar ve dış cephe kaplama konusunda özel ve özgün tasarımları mimarlar ile buluşturan firma, lansmanın ardından keyifli bir akşam yemeğine imza attı.

Yapı-Endüstri Merkezi’nin (YEM), bu yıl 6. sını düzenlediği “Konutun Gücü Adına” başlıklı konferansta yapı, mimarlık, tasarım, gayrimenkul ve inşaat alanlarının önde gelen temsilcileri AKG Gazbeton, Blum TR ve Çuhadaroğlu sponsorluğunda bir araya geldi. Konferansta, sektörün farklı disiplinlerinde varlık gösteren öncü isimleri konut- kent- insan ilişkisini sosyal, felsefi ve tasarım boyutları dahilinde tartıştılar. Yapı-Endüstri Merkezi, yaşamımızın yeniden inşa sürecinde sektörü doğru dinamiklerle geliştirmeye, çözümler aramaya, geleceği daha iyi tasarlamaya yönelik çalışmalarına devam ediyor. Yapı Dünyası’nın Bilgi Merkezi kimliğini bu anlayışla sürdüren YEM, Konut Konferansı’nda “görünenin ardındakini göstermekte” ısrarlı tavrını sürdürüyor.

Ajanda

Cam Küre Tasarım Yarışması sonuçlandı

Ocak - Şubat 2016 #55

3. İstanbul Tasarım Bienali’nin başlığı ve teması açıklandı

38

Tasarım, bize dair en insani şey. Bizi insan yapan şey tasarım. İlk aletlerden, katlanarak genişleyen insan kabiliyetine, sosyal yaşamın temelinde tasarım var. Öte yandan tasarım, eşitsizlikler ve yepyeni görmezden gelme biçimleri de oluşturuyor. Bir yandan dünyada hiç olmadığı kadar insan savaş, kanunsuzluk, yokluk ve iklim şartları nedeniyle zorunlu olarak yerinden olurken, diğer yandan insanın genetik yapısı ve iklimin kendisi aktif olarak yeniden tasarlanıyor. Artık “iyi tasarım” olgusuna sığınamayız. Tasarımın baştan tasarlanması gerekiyor. “BİZ İNSAN MIYIZ? : TÜRÜMÜZÜN TASARIMI : 2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 200 yıl, 200.000 yıl” başlığı, tüm dünyadan ve farklı alanlardan tasarımcı ve düşünürleri, birbirleriyle bağlantılı önermelere olan yaklaşımlarını paylaşmaya davet ediyor. Dünyanın dört bir yanında sürecek bu bir yıllık inceleme dönemi, 2016 Ekim ayında açılacak 3. İstanbul Tasarım Bienali’nin yoğun sergi, diyalog, yayın ve yayım programı ile sonuçlanacak.

Paşabahçe’nin bu yıl ilk kez düzenlediği ‘Cam Küre Tasarım Yarışması’nın ödülleri, The Ritz Carlton’da gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. Üniversite öğrencilerinin tasarımlarıyla yaratıcılığını konuşturduğu yarışmanın kazananlarına ödüllerini Paşabahçe Tasarım Müdürü Emre Bozbeyli takdim etti. Genç tasarımcıların yeteneklerini sergileyebilecekleri bir kanal yarattıkları için mutluluk duyduklarını ifade eden Emre Bozbeyli, “Tıpkı cam ustalığının geleceğe taşınmasında üstlendiğimiz sorumluluk gibi genç tasarımcıların cesaretlendirilmesinin de ülkemizin cam alanında daha da ileriye gitmesinin ön koşullarından biri olduğuna inanıyoruz” dedi. Yarışmanın birincisi Balkan Karışman ‘Mira Masaüstü Kablo Düzenleyici’ tasarımıyla 10 bin TL, ikincisi Müge Eroğuz ‘Moka Külah’ tasarımıyla 7 bin 500 TL ve üçüncüsü Burak Koçak ‘Otto’ tasarımıyla 5 bin TL’lik ödülün sahibi oldu. Yarışmada, ‘Sphera’ tasarımıyla Yasemin Dönmez, ‘Candlight’ tasarımıyla Açelya Kırmalı ve Djian adlı tasarımıyla Mustafa Kaya ise 2 bin 500 TL’lik mansiyon ödülü kazandı.


39


40

Ocak - Şubat 2016 #55


41


Alper Derinboğaz’dan mekanla diyoloğa giren form Alper Derinboğaz’ın Volswagen Arena’nın lobisi için tasarladığı Tri-Fold, lobinin tavanından başlayarak iç duvar yüzeyine ve zeminine inen dinamik kurgusuyla bulunduğu noktayı tanımlı hale getirirken, aynı zamanda da kullanıcıları interaktif ve akışkan bir etkiyle yönlendirerek mekan deneyimini kuvvetlendiriyor. Mimari tasarımı teknolojiyle birleştiren Alper Derinboğaz tasarımı Tri-Fold, mekandaki hareketleri yönlendiren dinamik formu ve üç adet ekranla entegre çalışan interaktif kurgusuyla, çağdaş bir enstelasyon olmasının yanında hem bir oturma elemanı olarak görev yapıyor, hem de mekanla bütünleşen mimari bir öğe olma özelliğini taşıyor.

Hello Kitty ile müzik keyfi dilediğiniz her yerde Çocuklar ve gençler başta olmak tüm dünyada her yaştan seveni olan en ünlü çizgi karakterlerden Hello Kitty, müzik tutkunu hayranları için benzersiz bir keyif sunuyor. Hello Kitty lisansıyla, GoldMaster tarafından satışa sunulan taşınabilir hoparlör, dilediğiniz yerde, istediğiniz müziği dinleme olanağı sunarken, efsane çizgi karakteri de keyfinize ortak ediyor. 2.1 kanallı hoparlörüyle üst düzeyde bir ses kalitesi sunan ürün, USB ve SD kartları sayesinde MP3 formatındaki müzik dosyalarını da oynatabiliyor. Dokunmatik tuşları rahat bir kullanım sağlarken aynı zamanda uzaktan kumandayla da kontrol edilebiliyor.

Yeni Tasarım

CleanLine duş kanalları ile sade ve temiz banyolar

Ocak - Şubat 2016 #55

Yurtbay Seramik’ten duvarlarınıza kağıt dokusu

42

Desen, doku ve baskı çeşitliliği ile yaşam alanlarında son zamanların gözde duvar kaplamaları seramik olarak karşımıza çıkıyor. Duvar kâğıdı kullanılan her alanda seramik rahatlıkla tercih ediliyor. Duvar kağıdı şıklığında, üstelik kraft kağıdı dokusunda yer ve duvar karoları sunan Paper ise duvarların yeni gözdesi haline geliyor. Modern alanlar oluşturan, kraft kağıdı dokusu, üç farklı kumaş deseni dekoruyla mekânlara hareketlilik kazandıran Paper, uyumlu renk geçişleriyle dikkat çekiyor. Duvar kağıdı etkisi yaratan Paper, zeminde düz renkli yer döşemesiyle kombinlenebiliyor. Yurtbay Seramik’in duvar ve zemin kullanımına uygun yeni serisi Paper; mat görünümünde, kahverengi ve bej ve renklerinde, 50x50 ebatında satışa sunuldu.

Stres ve yorgunluktan arınmanın en iyi yolu ılık bir duştan geçer. Modern duşlar için estetik ve hijyenik ürünler sunan Geberit’in CleanLine duş kanalları ile sade ve temiz banyolar yaratabilirsiniz. Günün yorgunluğu, hayatın stresi derken insanların kendini en huzurlu hissettiği zamanlar sorulduğunda ‘sıcak bir duş’ sıklıkla verilen cevaplar arasındadır. Gizli kenar ve köşeleri ortadan kaldırarak her türlü kir ve bakteri birikimini önleyecek şekilde tasarlanan Geberit CleanLine duş kanalları, kolayca temizlenebilme özelliği ile kullanıcısına büyük kolaylık sağlıyor. Deliksiz yüzeyi sayesinde kir birikimini engelleyen duş kanalları, kolayca çıkarılabilen tarağı ile saç veya diğer büyük parçaları etkili şekilde tutarak duşlarda sıkça yaşanan tıkanma sorununu önlüyor. Paslanmaz çelik malzemesi ile uzun yıllar kullanılabilen CleanLine duş kanalları montaj esnasında istenilen uzunlukta kesilerek her banyoya uyum sağlıyor.


43


Pedal çevirmeyle koşmayı birleştiren yepyeni bir icat ElliptiGO, koşmanın ve pedal çevirmenin en faydalı yönlerini eğlenceli ve etkili şekilde buluşturan bir açık hava bisikleti. Bu yenilikçi konsept diğer konvensiyonel bisikletlerden oldukça farklı. Pedal çevirme eliptik ve kullanıcının ayakta durması gerekiyor. Bu da kullanıcıya havada koşar gibi bir deneyim yaşatıyor. Kemikleri ve kasları güçlendiriyor. Oturarak bisiklet sürmeye kıyasla çok daha konforlu ve güvenli bir deneyim yaşatıyor. Spor ve outdoor tutkunları için ElliptiGO farklı renk seçenekleriyle shopigo.com’da.

Yeni Tasarım

LG Electronics dünyanın en büyük OLED ekranını görücüye çıkardı

Miele’den yeni CM7500 solo kahve makinesi Miele’nin kahve tutkunlarını baştan çıkaracak yeni solo kahve makinesi CM7500, keyifli anlarınıza eşlik eden mükemmel kahveler yapmanızı sağlıyor. Üstelik tek bir düğme dokunuşu ile iki kişilik kahvenizi aynı anda hazırlayarak, keyfi ikiye katlayacaksınız: “One Touch for Two” CM7500, 20 farklı kahve ve çay çeşitli hazırlama imkanı sunuyor. Kahve tutkunlarına yönelik mükemmel süt köpüğü için Cappuccinatore özelliği ile en uygun oranda kahveler hazırlanabiliyor. Özel Aromatik Sistem ile kahve aroması maksimum seviyede korunarak içime hazır olarak servis ediliyor. CM7500 ile mükemmel tatta espresso, double espresso, kahve, double kahve, cappucino, double cappucino, sıcak süt, double sıcak süt, süt köpüğü, Latte Macchiato yapmak hızlı ve kolay…

Ocak - Şubat 2016 #55

Bernardo’dan Osmanlı sanatına adanmış yepyeni koleksiyon

44

Duayen Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Nurhan Atasoy ve Sanat Tarihçisi- Yazar Prof. Dr. Gül İrepoğlu, Bernardo için Osmanlı biçimleri ve renklerini yeniden yorumlayarak birlikte tasarladıkları “Aşk-ı Osmani” Koleksiyonu ile geçmişin sanatsal izlerini günümüz sofralarına taşıdılar.

Dünyanın lider OLED TV üreticisi LG Electronics, dünyanın en büyük iki OLED ekranını Güney Kore’deki Incheon Uluslararası Havaalanı’nda görücüye çıkardı. Dev yapılara yönelik bu çapta çözümler üretebilmek adına dünyaca ünlü Fransız tasarım şirketi Wilmotte&Associes ile birlikte çalışmalar yapan LG Electronics, ödüllü havaalanının ana terminalini bu göz alıcı OLED ekranlar ile donattı. Havaalanında yolcuları bilgilendirmek için kullanılması planlanan ekranlar, her biri 55 inçboyutunda olan 140 tane Kavisli OLED panelin birleştirilmesiyle oluşturuldu. Toplam yüksekliği 13 metre genişliği ise 8 metre olan dünyanın en büyük OLED ekranları, gemilerde kullanılan büyük yük konteynerlerinin üç tanesinin toplamıyla aynı boyutta. Havaalanında kullanılan bu dev LG OLED ekranlar, OLED teknolojisinin kapasitesini aynen gökyüzünde izlemeye doyamadığımız havai fişek gösterileri kadar etkileyici bir şekilde tüm dünyaya kanıtlıyor. Bunun yanında OLED ekranlardaki her bir pikselin kendine özel ışıklandırma teknolojisine sahip olmasından dolayı, LED ekranlarda olduğu gibi arkadan yapılan yoğun bir ışıklandırmaya gerek duyulmuyor. Havaalanında kullanılan iki ekrana da eşsiz bir hafiflik ve esneklik sağlayan bu teknoloji sayesinde oldukça kolay bir şekilde tavana asılmaları da mümkün oluyor.


45


Swatch ile muhteşem zamanlar SWATCH Après Ski tüm Swatch Sonbahar Kış 2015 koleksiyonu gibi, eğlenceyi yeryüzüne yaymaya ve dünyanın dört bir yanına dağılmış havalı mekanlardan ilham almaya devam ediyor. Karda şık bir iz bırakmaktan bahsediyorsak, Après Ski kreasyonuna söz vermeden olmaz! Kreasyondaki tasarımlar, isviçre’nin dağ evlerinde geçirilen kış akşamlarının güzelliğini, kış tatillerinin lüks anlayışı ile birleştiriyor. Bu sefer, ışıl ışıl, soğuk ama şık ve klas bir ülkedeyiz: Dağlar beyaz ve zarif, moda anlayışımız lüks ve etkileyici. İlhamımız güzeller güzeli kar taneleri, keyifli kayak tatilleri ve sosyetik kış partileri. Bugün, farklı farklı kültürlerin farklı farklı şıklıklarını yaşayabiliyor, hepsinden başka bir enerji, başka bir ilham alabiliyoruz.

İki boyutlu tasarım anlayışını üçüncü boyuta taşıyan bir yaklaşım: Oblivion

Ocak - Şubat 2016 #55

Yeni Tasarım

Koleksiyon Marka ve Tasarım Direktörü Koray Malhan imzası taşıyan Oblivion, ofis planında yaratıcı boşluklara izin vererek yeni iş kültürünün beklentilerini karşılamayı hedefleyen esnek alanlar yaratıyor. Farklılıkların yarattığı bütünlük üzerinden gidildiğinde bir malzeme ile temelinde basit, fakat dinginliğinde içgörüye sahip olan Oblivion’un yaratım süreci aslında üretimle birlikte son bulmuyor. Son kullanıcısına kadar sürece dahil olan herkesin ortaklaşa tasarladığı alanları öngören Oblivion, kullanıcısını aktif bir katılımcı olarak tasarım sürecine dahil ediyor. Tasarım, çalışma alanlarındaki kalabalığı mekanın merkezinden kaydırıyor, bireysel alanlar ve iş dışı faaliyetler için yeni alanlar açıyor. Bununla birlikte alternatif çalışma ve toplanma işlevi görebilecek ortak alanlar yaratıyor. Bu alanlar, ofis düzenlemesinde tekrar eden masaların yarattığı ağırlığı azaltmayı da sağlıyor.

46

Paşabahçe’den ışıltılı bir seri: Linka Evlerin vazgeçilmezi Paşabahçe, sofraların ihtişamını artıracak yeni bardak serisi Linka’yı satışa sundu. İnce yapısıyla zarif bir görüntü sergileyen Linka serisi, içecek sunumlarına modern bir hava katacak. Cam tutkunlarının favorisi Paşabahçe, yepyeni serilerle bardak ürün gamını genişletmeye devam ediyor. Paşabahçe’nin klasikleşmiş serilerden ilham alarak modern çizgilerle tasarladığı son serisi Linka, sofraların ihtişamını artıracak. Geniş hacimli Linka serisi, modern çizgi gravürleri ve ince yapısıyla, günlük kullanımlarda zarif ve ışıltılı bir seçenek sunuyor. Su ve meşrubat olmak üzere iki farklı boyda satışa sunulan Linka, içecek sunumlarına modern bir hava katacak.

Doğadan gelen lüks Klasik, natürel, lüks ve konforlu… Rasch Textil markasının “Indigo” duvar kağıdı koleksiyonu, doğallığı seven ve ihtişamdan vazgeçemeyenler için mücevher gibi bir koleksiyon… Yaprak, mantar gibi doğadan ilham aldığı dokuları ve patine efekti verilmiş damask desenlerini natürel ışıltılarla süsleyen “Indigo”, yaşam alanlarına sıcak ve büyülü bir atmosfer kazandırmak isteyenlere farklı alternatifler sunuyor. Indigo mavi ve opal pembe gibi sezonun trend renklerinin yanı sıra, vizon, kemik, ve bej tonlarından mor ve petrol yeşilinin soft tonlarına uzanan renklerini, zıt kombinasyonlar ile yaprak desenlerine yansıtan “Indigo”, mükemmel uyumu yakalıyor. Altın, gümüş ve bronz gibi ışıltılı metalik efektlerin pastel tonlarla oluşturduğu kontrast, mekanlara rahatlatıcı bir güç katarken, altın ve bronz renklerin siyah, lacivert ve kahverengi gibi baskın renklerle birlikte kullanıldığı duvar kağıtları ise, mekanlara göz alıcı bir ihtişam getiriyor. Koleksiyon, ayrıca doğal dokulara sahip strip, ufak taş ve denim gibi kombin desenleri ile de, mekanlarda kusursuz bir bütünlük yaratıyor.


47


Bim bam bom çarpınca kalp Arter’de, 11 Aralık 2015 - 28 Şubat 2016 tarihleri arasında Bosnalı sanatçı Šejla Kamerić’in “Bim Bam Bom Çarpınca Kalp” başlıklı sergisi yer alıyor. Kamerić’in Türkiye’de gerçekleşen ilk kişisel sergisi, sanatçının işlerinden kapsamlı bir seçkiyi bir araya getiriyor. Kamerić’in işlerinin çoğu sanatçının Bosna Savaşı’na (1992–1995) dair deneyimlerine ve anılarına dayanıyor. Kamerić’in kendi yaşadıklarından ve hayallerinden hareketle şekillenen işleri, zor zamanlarda hayatın inceliklerinin bir kenara itilemeyeceğini hatırlatırken insanın direnme gücünü vurguluyor. Küratörlüğünü Başak Doğa Temür’ün yaptığı sergide video, fotoğraf, yerleştirme ve heykel gibi çeşitli mecralardaki 36 eserinin yanı sıra, sanatçının bu sergi için ürettiği üç yeni yapıtı da gösteriliyor.

imm cologne başlıyor Dünyanın en büyük mobilya fuarlarından biri olan imm Köln 2016 Mobilya ve Dekorasyon Fuarı 18 Ocak 2016 tarihinde başlayacak ve 24 Ocak 2016 tarihine kadar devam edecek. 50’den fazla ülkeden 1200’ün üzerinde firmanın katılması beklenilen fuarda mobilya, aksesuar ve ev dekorasyonuna ait yeni trendler ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. 100.000 dolayında sektör profesyonelinin ilgi göstermesi beklenilen imm 2016 Uluslararası Mobilya fuarı yenilikçi fikirleri bir araya getiriyor.

Etkinlik

Sanatseverlerin uğrak noktası

Ocak - Şubat 2016 #55

EXPO 2016 alanı ‘Şakayık’ açacak

48

Türkiye’nin ilk EXPO’sunun sembol çiçeği Şakayık’lar (Paeonia Turcica), Aksu İlçesi’ndeki sergi alanında da çiçek açacak. Gelecek yıl 23 Nisan’da “Çiçek ve çocuk” temasıyla kapılarını açacak olan EXPO 2016 Antalya Sergi alanında inşaat çalışmalarının yanı sıra bitkilendirme ve çiçeklendirme çalışmaları da sürüyor. Sergi alanında başta EXPO Tepesi olmak üzere bin 121 dönümlük sergi alanının farklı noktalarında EXPO 2016 Antalya’nın sembol çiçeği şakayıklar dikiliyor. Çalışmanın ilk etabında 150 adet Paeonia tenuifolia Linnaeus, 50 adet Paeonia daurica Andrews, bin 800 adet Paeonia peregrina Miller türlerinden toplam 2 bin adet şakayık dikildi. Titiz bir çalışma sonucu toprakla buluşturulan şakayıklar bahar aylarında çiçek açacak. Alana 2 bin adet daha olmak üzere toplamda 4 bin şakayık dikimi yapılmış olacak.

20 Ocak Çarşamba 20.00’de Cahide Sonku Müzikal Melodram bu yeni yapımında yaşamıyla ve yaptıklarıyla bir döneme damgasını vurmuş ülkenin ilk kadın sinema yönetmeni ve yapımcısı, tiyatro ve sinemada dönemin büyük eserlerinin başrol oyuncusu Cahide Sonku’nun çalkantılı, sarsıcı öyküsünü müzikal melodram tarzında sahneye koyuyor. Topluluk bu gösterisini, Ekim ayında kaybettiğimiz Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nin Genel Sanat Yönetmeni Arda Aydoğan’a özel bir gösteri olarak ithaf ediyorlar. Topluluk bu yeni yapımında yaşamıyla ve yaptıklarıyla bir döneme damgasını vurmuş ülkenin ilk kadın sinema yönetmeni ve yapımcısı, tiyatro ve sinemada dönemin büyük eserlerinin başrol oyuncusu Cahide Sonku’nun çalkantılı, sarsıcı öyküsünü müzikal melodram tarzında sahneye koyuyor. Gökhan Erarslan’ın yazdığı eseri Kemal Başar yönetiyor. Cahide Sonku’ya sahnede Nilüfer Açıkalın hayat veriyor. Eserin müzikleri Orhan Enes Kuzu, ışık tasarımı Yüksel Aymaz, kostüm tasarımı ise Canan Göknil imzasını taşıyor.


StoneWrap, Urban Brick ve Urban Floor Atlantis A.Ş. markalarıdır.

www.stonewrap.com t. 0 216 527 0 393

49


Sanatçı, tasarımcı ve zanaatkârlarla buluşma

Ocak - Şubat 2016 #55

Etkinlik

Dünyanın en iyi kadın flamenko dansçısı

50

İstanbul Modern Zanaat, Sanat ve Tasarım Platformu’nda İstanbul’un gitgide kaybolan hammaddeleri ile üretim tekniklerinin yeniden yorumlanarak tasarım objeleri ve sanat eserlerinin yaratılacağı projede, cam, sedef, ahşap, kemik ve bakır kullanılacak. Platformda 5 zanaatkâr/el sanatları ustası ve 5 sanatçı/tasarımcı Atilla Kuzu (Bakır), Hatice Gökçe (Kemik), Adnan Serbest (Ahşap), Ekrem Yalçındağ (Sedef) ve Seyhun Topuz (Cam) bir araya geliyor. Seçilen zanaat dalındaki üretim metotlarını yerinde inceleyen katılımcılar, ilgili hammadde ve teknikleri kullanacakları ürünler üzerine fikirler geliştiriyor. Tasarım sürecinden sonra numuneler üretiliyor. Üretim sürecinin ise Mart 2016’da tamamlanması planlanıyor. Proje sonucu ortaya çıkan ve müzenin tasarım koleksiyonunun çekirdeğini oluşturması hedeflenen ürünler, Mayıs 2016’dan itibaren 6 ay boyunca İstanbul Modern Mağaza’da projeyle ilgili bilgi veren dijital araçlar eşliğinde sergilenecek. Projenin geniş kitlelere ulaşabilmesi için, projede yer alan tasarımcı ve sanatçıların katılımıyla 5 Mayıs 2016 tarihinde bir panel de düzenlenecek.

Flamenko’nun yıldızı dünyaca ünlü İspanyol Sara Baras, IEG Live ve Piu Entertainment işbirliğiyle 7 Mayıs 2016 günü İstanbul’da Zorlu PSM’de sahne alacak. Bugüne kadar Andre Rieu, Sarah Brightman, Dee Dee Bridgewater, Placido Domingo gibi dünya yıldızlarının ağırlandığı Good Music in Town konserleri 2016 yılında efsanelerle devam edecek. Good Music in Town konserleri kapsamında benzersiz sesiyle tüm dünyada efsane olan şarkıcı Enrico Macias’ın ardından flamenkonun divası Sara Baras İstanbul’da olacak. Dünyanın en iyi 50 kadın dansçısı arasında yer alan Baras, 7 Mayıs 2016 akşamı Zorlu PSM sahnesinde muhteşem sahne şovuyla izleyenleri büyülemeye hazırlanıyor.

5 bin yıllık oyuncak tarihi Mall Of İstanbul, İstanbul’un en büyük Oyuncak Müzesi’nin 10.yıl sergisine ev sahipliği yapıyor. Yazar ve şair Sunay Akın’ın özel koleksiyonundan oluşan oyuncaklar, 24 Nisan 2016 tarihine kadar Mall Of İstanbul’da ‘MOİ Müze’de görülebilecek. Oyuncakların 5 bin yıllık gelişiminin izlendiği sergide, farklı kuşaklar aynı duyguda buluşuyor.


www.polatticaret.com.tr

www.polyap.com

Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cd. Şevki İpekten Plaza 28/B Bursa 0224 252 06 66 - 252 06 67 polat@alligatorbayi.com

51


Masalsı bir şov

Yapı dünyası bu fuarlarda buluşuyor Türk yapı sektörünün uluslararası buluşma noktası Yapı Fuarları-Turkeybuild 2016 takvimi açıklandı. YEM Fuarcılık tarafından 39 yıldır düzenlenen Yapı Fuarları Turkeybuild; yerli ve yabancı, yapı sektörüne yön veren tüm firmaların, sektör profesyonelleriyle 2016 yılında da buluşma noktası olacak.

Etkinlik

YEM Fuarcılık tarafından 39 yıldır düzenlenen Yapı Fuarları-Turkeybuild; yerli ve yabancı, yapı sektörüne yön veren tüm firmaların, sektör profesyonelleriyle 2016 yılında da buluşma noktası olacak. Yapı sektöründe en son yenilik, ürün ve hizmetlerin sergilendiği fuarlar, “İş Geliştirme Platformu” etkinlikleriyle sektöre yeni pazarlar, yeni iş ve işbirliği fırsatları sunmaya devam edecek. Türkiye ekonomisinin ve yapı sektörünün odağında yer alan üç büyük kent; İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenlenen Yapı Fuarları - Turkeybuild, 10-14 Mayıs 2016 tarihlerinde Tüyap/ Büyükçemece’de başlıyor.

Slava Polunin’in sahneye koyduğu büyüleyici bir aile show’u olan ‘Slava’s Snowshow’ Zorlu PSM organizasyonu ile ilk kez Türk izleyicisiyle buluşuyor. Hayaller ve peri masallarından ilham alarak , dünya çapında milyonlarca izleyiciyi büyüleyici bir gösteriye ortak eden Slava’s Snow Show, 24 Şubat’tan 6 Mart’a kadar, büyükleri çocukluklarına geri götürecek. Peri masallarına inanan , hayal gücünün ucu bucağı olmadığına tanıklık etmek ve her saniyesinde sihrin ön planda olduğu bir dünyanın kapılarını aralamak isteyenler, Slava’s Snowshow’da dünyanın en önemli performans sanatçılarından Slava Polunin ekibiyle birlikte gösterinin yıldızı olabilir. Tony Ödülleri’nde En iyi Özel Teatral Etkinlik dalında aday gösterilen , Drama Desk Ödülleri’nde Eşsiz tiyatral Deneyim ödülü dahil onlarca ödüle layık görülen ve milyonlaca izleyiciyi benzersiz bir masalın kahramanı haline getiren şov, hayal gücünün sınırlarını yeniden çiziyor.

Ocak - Şubat 2016 #55

Rönesans ruhu

52

Dünyanın en saygın oda müziği topluluklarından Basel Oda Orkestrası, ödüllü piyanist Hélène Grimaud ile birlikte İş Sanat’ta Stravinsky, Bach, Prokofyev ve Mozart’tan eserler seslendirecek. İş Sanat sezonun merakla beklenen konserlerinden birine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Şiirsel anlatımı ve kusursuz tekniğiyle günümüzün Rönesans kadını olarak tarif edilen Hélène Grimaud, Basel Oda Orkestrası ile İş Sanat’a konuk oluyor. 1987’deki Tokyo çıkışının ardından ünlü şef Daniel Barenboim’un daveti üzerine Orchestre de Paris ile sahne alarak müzikal kariyerine etkili bir başlangıç yapan Hélène Grimaud, gerçekleştirdiği çok sayıda kayıtla aralarında Choc du Monde de la musique, Diapason d’Or, Grand Prix du Disque, Midem Classical ve Echo Klassik’in bulunduğu birçok ödüle layık görüldü. Basel Oda Orkestrası’nın Fransız piyanist Héléne Grimaud’ya eşlik edeceği ve 19 Ocak, Salı akşamı saat 20.30’da gerçekleşecek konserde Stravinsky, Bach, Prokofyev ve Mozart’tan eserler seslendirilecek.

Dünyanın kalbi bu fuarda atıyor Maison&Objet Paris fuarı bu yıl 22-26 Ocak tarihleri arasında gerçekleşecek. Fuarda, yeni dekorasyon yaklaşımları, malzemeler, tasarımlar, ev tekstili, moda aksesuarları gibi çeşitli dekorasyon ürünleri ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Dünyanın en ünlü tasarımcılarının birbirinden güzel çalışmalarının sergilendiği fuarda birçok Türk firması da ürünlerini Avrupa pazarına sunma fırsatı buluyor.


53


Pera Müzesi’nde video sanatı ve pop müzik ilişkisi

Ocak - Şubat 2016 #55

Müze

“Bu bir aşk şarkısı değil”

54

Pera Müzesi, kuruluşunun 10. yılında video sanatı ve pop müzik ilişkisini ele alan “Bu Bir Aşk Şarkısı Değil” başlıklı sergiyi 25 Kasım 2015 - 7 Şubat 2016 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturuyor. Sergide aralarında Nam June Paik, Andy Warhol, Yayoi Kusama, Vito Acconci ve John Baldessari gibi öncü video sanatçılarının da bulunduğu 28 sanatçının eseri yer alıyor.

Pera Müzesi, 1960’lardan günümüze pop müzik ile video sanatı arasındaki ilişkilerin izini süren “Bu Bir Aşk Şarkısı Değil: Video Sanatı ve Pop Müzik İlişkisi” sergisinde hem biçimsel, hem de kavramsal açıdan pop ve rock ikonografileriyle bağlantılı olan video sanatı ve deneysel film tarihinin önemli eserlerine yer veriyor. Küratörlüğünü Javier Panera’nın üstlendiği sergi, “Pop İçinde Sanat / Sanat İçinde Pop”, “Histeri ve Din”, “Rock ve Kavramsal Sanat / ‘Müzisyen olmayanlar’ ile ‘sanatçı olmayanlar’ karşı karşıya”, “Rock ve İkizi / Bir ‘alet çantası’ olarak pop müzik” ve “Dans Müziği Politikaları” başlıklı beş bölümden oluşuyor. Sergiye ayrıca kapsamlı bir video gösterim programı da eşlik ediyor. Küratör Panera, doğası gereği melez bir tür olan rock müziğin, görsel sanatlardan çok önce, sınırları ateşleyen ilk postmodern kültür hareketi olarak ortaya çıktığının altını çiziyor ve ekliyor: “20. yüzyılda çoğu zaman sanat ve müzik alanındaki pratiklerin birbirlerini besleyerek

gelişmeleri ve pop müziğin “alet çantası” görevi gördüğü ve deneysel ile yıkıcılığın beklenmedik ve çelişkili ilişkilere girdiği paralel yollarda yürümüş olmaları şaşırtıcı değildir. Gerek ‘müzik endüstrisi’, gerekse ‘sanat sistemi’, en uygunsuz müzik ve sanat eğilimlerini yanlışlayıp hükümsüz kılarak, her gençlik isyanını, pek çok çelişkiyi beraberinde getirme pahasına ‘tüketim kültürü’ne dönüştürme eğilimindedir.” “Bu Bir Aşk Şarkısı Değil: Video Sanatı ve Pop Müzik İlişkisi” sergisi bu çelişkileri göz ardı etmeyerek, aynı zamanda müzik ile görsel sanatlar - özellikle de pop müzik ile video sanatı - arasındaki ilişkinin, müzisyenler ile sanatçıların kendilerini, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde, egemen kültürel sistemin aktörü olarak konumlandırdığını ortaya koyuyor.


Estetik

Zerafet

Hexa

Üretim ve tasarım anlayışımız yüksek kalite ve müşteri memnuniyeti üzerine kuruludur. www.newarc.com.tr

55


Müze Ocak - Şubat 2016 #55

56

Screen Projects/LOOP işbirliğiyle düzenlenen sergiyle ilgili kurumun direktörü Carlos Duran ise video ve sinemanın, yani hareketli görsel sanat pratiklerinin çağımızın dilini oluşturmakla kalmadığına, aynı zamanda sanat ile halk arasındaki sınırları da yok edebilen, böylece özenli ve yenilikçi söylemler için ortak bir zemin hazırlayabilen asli araçlar olduğuna inandıklarının altını çiziyor. Duran “Müzik ile videonun sanatsal ifadeler olduğu, altmışlardan beri birbirlerini beslediği, deneyimlemek üzere yeni ortak alanların arayışında olduğu bir gerçek. Ancak henüz hareketli imge bağlamında, pop müzik evreniyle ilgili kapsamlı bir görüş ortaya konmadı. 2010 yılında bu alanda uzman,

İspanyol küratör Javier Panera ile bir söyleşi üzerine ortaya çıkan bu sergi, video sanatı ile pop müzik arasındaki ilişkilerin izini sürüyor ve sanat tarihinde alternatif bir yol haritası öneriyor” diyor. Joseph Beuys, Andy Warhol, Vito Acconci, Dan Graham, Nam June Paik, John Baldessari, Tony Oursler, Christian Marclay, Douglas Gordon, Jeremy Deller, gibi pek çok sanatçı seçkin eserlerinde rock & roll, pop, saykodeli, glam, punk, soul, disko müziği, hip-hop, indie pop, elektronik müzik, daha kısa ömürlü alt türleri ve son elli yılın müzik trendleri ile ilişki kurmuş, hatta kimi zaman farklı rock gruplarıyla ortak çalışmalar yürütmüş veya kendi albümlerini çıkarmışlardır. Son yirmi

yılın önde gelen müzisyenlerinin de pek çoğu profesyonel müzisyen olmadan önce sanat fakültelerinde eğitim görmüşlerdir. 25 Kasım 2015 - 7 Şubat 2016 tarihleri arasında düzenlenen “Bu Bir Aşk Şarkısı Değil” sergisi Pera Müzesi ziyaretçilerini, Amerikalı yazar Greil Marcus’un deyişiyle, “silindikten sonra hafızamızda derin bir iz bırakan ruj lekesi gibi” geçici ama yoğun izler bırakan sanatçıların ortaya koyduğu “alternatif” bir sanat tarihi üzerine düşünmeye davet ediyor.


57


Milano’nun gizli kalmış sokakları

G

ideceğiniz ve göreceğiniz yerleri bilirseniz, Milano’yu seversiniz. Kışın melankolik gökyüzü renkleri ile sizi karşıladıktan hemen sonra, merkezden dağılan yerleşim düzeni, neşeli insanlarıyla kalabalıklaşan görkemli katedral manzaraları ve tarihi dokusuna sahip çıkan mimarisiyle birlikte Milano’nun gizli kalmış sokaklarında karşılacaklarınız Alfons Mucha, Pietro Donzelli, bilim kurgu filmi konseptinde kurgulanmış bir mutfak düzeni ve ev dekorasyonuyla ilgili aklınıza gelebilecek her şey olabilir.

Alfons Mucha’yla ‘Femme Fatale’ bir sergi ‘Alfons Mucha, Art Nouveau Atmospheres’ 10 Aralık 2015 - 20 Mart 2016 Palazzo Reale, Piazza del Duomo 12, Milano

Milano

Çekici ve genç kadınların tasvir edildiği resimlerle ün yapan Alfons Mucha ve Art Nouveau tarzın tipik özellikleri; genellikle sembolistlerin popülerleştirdiği ‘femme fatale’ kadın figürü özelliklerini taşıyor. Arka planda girift çiçek desenleri betimleyen Mucha’nın çalışmalarında, bazen bu çiçekler kadınların başlarında bir haleye dönüşüyor. Onun çalışmalarında kadınların uzun saçları, yalnızca gafilleri tuzağa düşürmek için kullanılan silahlar değil, birer dekoratif ayrıntı görevi üstlenen yaratıcı bir stil. Sergideki 220 eser, Mucha’nın resimleri, posterleri, reklam afişleri ve kitap çizimlerinden oluşan zengin bir ürün yelpazesi sunarken, Fransa, Belçika ve İtalya gibi uluslararası modern sanatın yaşandığı ülkelerde doğan sergi Belle Epoque tarza ışık tutarak Mucha’nın sanatıyla buluşuyor.

Ocak - Şubat 2016 #55

Editör Ayca Güney

58


Homi’yle ev dekorasyonunun yeniliklerini keşfet 29 Ocak, 1 Şubat 2016 Fieramilano City, Piazza Carlo Magno 1, Milano

Ünlü fotoğrafçıların kadrajından İtalya ‘Italy inside out’ 10 Kasım 2015 - 07 Şubat 2016 Palazzo della Ragione, Piazza dei Mercanti, Milano

Homi Milano bu yıl da farklı tarz ve çeşitli alanların bir araya gelmesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Homi tasarım ve ev dekorasyonu anlamında genç tasarımcılara bir ilham kaynağı olmakla birlikte, ev mobilyaları, koku, bahçe mobilyaları, ev tekstili gibi birçok ürünün sunumuyla, yaşam stili ve dekorasyon sektörü için önemli iş fırsatları sunuyor. Marka, stil ve yaratıcılığın mükemmel uyumunun sergilendiği, çok yönlü ürün yelpazesine sahip Homi, Fiera Milano City’de 29 Ocak’ta kapılarını ziyaretçilerine açıyor.

İtalya’nın enerjisi ve çeşitliliği her zaman yaratıcı fikirler için ilham kaynağı olmuştur. Güzellikler için araştırma kaynağı olan İtalya, zamanla tarihin dokusunu yansıtmak için çarpıcı bir kaynak haline dönüşmüştür. “Italy inside out” sergisi İtalya’nın bu değerli yapısını koruyarak fotoğraflar aracılığıyla gözler önüne serilmesini sağlıyor. Serginin ilk kısmı ‘inside’ Mart 2015’te başlayıp Ağustos’un ilk haftasına kadar İtalyan fotoğrafçıların katılımıyla sürdü. İkinci kısmı ‘out’ Kasım 2015’te başladı ve Şubat’ın ilk haftasına kadar uluslararası katılımcılarla devam edecek. Sergideki fotoğrafçıların isimlerinden bazıları şöyle: Marina Ballo Charmet, Olivo Barbieri, Gabriele Basilico, Letizia Battaglia, Gianni Berengo Gardin, Antonio Biasiucci, Tommaso Bonaventura, Luca Campigotto, Silvia Camporesi, Lisetta Carmi, Vincenzo Castella, Giovanni Chiaramonte, Cesare Colombo, Mario Cresci, Paola De Pietri, Pietro Donzelli, Franco Fontana, Vittore Fossati, Luigi Ghirri, Mario Giacomelli, Guido Guidi, Giovanni Hänninen ve Guido Harari.

Mutfak eşyalarının kademeli ve çaresiz mutasyonu Kitchens & Invaders 9 Nisan 2015 - 21 Şubat 2016 Triennale di Milano, Viale Alemagna, 6, 20121. Milano. Germano Celant küratörlüğünde, Triannale Milano “Kitchens & Invaders”, Expo Milano’yla aynı zamanlarda gerçekleşiyor. Sergi Silvana Annicchiarico ve TDM ile yakın işbirliği içinde geliştirilmiş. Serginin çıkış noktasında, 1955 yılında Jack Finney tarafından yazılmış bilim kurgu romanı olan Body Snatchers’dan ve kitabı filme uyarlayan Don Siegel’in bakış açısından ilham alınmış. Filmin konusuyla benzer şekilde, “Kitchens & Invaders” sergisi makinelerden robotlara, mutfak eşyalarının kademeli ve çaresiz mutasyonunu anlatıyor. Sergi 19. yy. dan sonra teknolojinin manuel kullanımdan, dijital kullanımına kadar filmler ve belgesellerin sunumuyla, İtalya’da 2015’e kadar ilk belgelenmiş ürünlerin evrimine ışık tutuyor. “Kitchens & Invaders, tasarımcı Italo Rota tarafından hayata geçirilmiş. Serginin konusu faydacı ve ergonomik bir dünyadaki insanlar ve onlara eşlik eden makineler… Sergide görecekleriniz bir bilim kurgu filmi şeklinde kurgulanmış mutfak düzeni olacak. 59


Motiflerin hikayelerinden ‘feyz’ aldık Halı yapma fikri Feyz Contemporary Rugs’ın kurucusu, Reha Doğan’ın üniversitede eğitim aldığı zamanlarda aklında olan bir fikirken şimdilerde başarılı bir şekilde hayata geçirdiği bu fikir tasarım sektöründe de hak ettiği değeri göreceğini düşünüyoruz.

Ocak - Şubat 2016 #55

Marka

Görsel İletişim Tasarım eğitiminin bitirme projesinde içinde Anadolu motiflerinin de olduğu bu proje ile halı yolculuğuna balayan Reha Doğan, motifleri araştırırken büyülendiğini belirtiyor. Hangi dönemde hangi bölgede neler dokundu? Motifler bize ne anlatmak istiyor? Motiflerin anlamları, ipliklerin yapılışı ve dokunması gibi konulardan ‘feyz’ alarak ve buna grafik alanındaki birikimlerini de katarak Feyz Contemporary Rugs markasını yaratan Reha Doğan, bu fikri hayata geçirirken ürünlerin yalnızca Anadolu motiflerinden esinlenerek değil modern, etnik ve geleneksel olmak üzere farklı modeller de olmasına özen göstererek tasarlıyor.

60

Feyz Contemporary Rugs’ın diğer halı ve kilimlerden ayırt edilen en önemli özelliği; yüzeyinde kullanılan kumaş kalitesi, desen tasarımları, dokunma tekniği ve teknolojisi. Bunun haricinde kullanılan alt malzeme tamamen doğal olup, dokuma kumaşa uygulanma şekli ile de ürünleri diğer halı ve kilimlerden farklı kılıyor. Bu teknikler ve teknoloji sayesinde sınırsız ve ayrıntılı desen çalışmaları yapılabiliyor. Bu keyifli serüvene katılmak isteyen, yaşam alanlarında estetiğe önem veren kişilerin, çok yakında online olacak internet sitelerinden, İstanbul ve Bursa’da konsept ürünler satan mağazalardan ve en nihayetinde oluşturacakları kendi mağazalarından Feyz Contemporary Rugs’a sahip olabilecekler.


61


Özel Sigmund Freud Üniversitesi

D Viyana

ünyaca tanınmış Avusturyalı nörolog, psikoanalitik kuramının kurucusu Freud’un adını taşıyan üniversite ilk olarak 2005 yılında kuruldu.

Yüksek Mimar Gizem Önürmen gizemonurmen@gmail.com

Ocak - Şubat 2016 #55

Fotoğraflar Kurt Hoerbst

62


Viyana’nın 2. bölgesinde Tuna nehri ve Prater parkı arasında gelişim gösteren Ernst Happel Stadyumu, fuar merkezi ve ardından ekonomi üniversitesinin yeni kampüsünün inşaasıyla iyice hareketlenen bölgeye en son geçtiğimiz ay tamamlanan Sigmund Freud üniversitesinin yeni binası da eklendi. Proje 2004 yılında kurulan Holzer Kobler Mimarlık ve 2003’den bu yana aktif olan Freimüller Söllinger Mimarlık ortaklığıyla hayata geçilirdi. Peyzaj düzenlemesini Hager Partner üstlendi. Metro hattı U2’nin geçtiğimiz senelerde uzatılması sayesinde ulaşımı oldukça kolaylaşan çevrede yoğunlaşma kontrollü ve planlı bir şekilde artış gösteriyor.

Farklı kullanım amaçlarına yönelik tasarlanmış 3 bloktan oluşan eğitim yapısı 20.600 m2 lik alan üzerine oturuyor. Blokların u şeklinde konumlanmasıyla oluşan açık avlu öğrencilerin birbirleri ve çevreleriyle komünikasyonunu arttırmaya yönelik kamusal alan yaratma isteğinden doğmuş. Ağırlıklı olarak cam kullanılan modern cephe, değişik renk ve farklı boyutlardaki pencerelerle hareketlendirmiş. Eğitim öğretime bu sene itibariyle başlanmış olan bina 2013 yılında açılmış olan yarışma projesini kazanarak inşaa edilmeye hak kazanmıştı.

63


İçinizi ısıtıcak mekanlar

Meakanlar arası

Karides Festivali Türkiye’de ikinci kez gerçekleşiyor Asya mutfağının özel lezzetlerini, paylaşım kültürü ve iyi servis anlayışıyla sunan P.F Chang’s, dünyanın farklı yerlerinde her yıl geleneksel olarak düzenlediği Karides Festivali’ni Türkiye’de ikinci kez gerçekleştiriyor. Karides severler için başlangıç ve ana yemeklerden oluşan özel bir menü sunuyor. Shrimp Cakes, Seasoned Garlic Prawns ve Thai Coconut Curry Shrimp, bu özel menüdeki lezzetlerden sadece bazıları. Kasım ayının ortasında başlayan P.F. Chang’s Karides Festivali, 16 Ocak 2016’ya kadar devam edecek. P.F.Chang’s, ana misyon olarak benzersiz Asya mutfağı deneyimini misafirlerine yaşatmayı amaçlıyor. Bu yüzden, yemeklerin pek çoğu “wok hay” ya da “wok’un nefesini” oluşturan 600 derecelik bir alev ile ısıtılan kuzey tarzı bir Çin Wok’unda, en iyi Asya ürünleri ve sebzeleri günlük olarak hazırlanarak pişiriliyor.

Alaçatı’nın en yenisi ‘Köyün Delisi’

Ocak - Şubat 2016 #55

Özgün lezzetleri, keyifli müzikleri ile sevdiklerinizle yemek yiyip daha sonra da eğlenceye deli bir geçiş yapacağınız “Köyün Delisi” Çeşme Alaçatı Hacımemiş’in en yenisi olarak büyük ilgi görüyor.

64

Alaçatı Hacımemiş’in kısa zamanda en popüler mekanlarından biri haline gelen “Köyün Delisi”nde delirmiş atıştırmalıklar, aklı başında ana yemekler ve muhteşem müzikleri ile kendinizi gecenin akışına bırakabilirsiniz. Yemekleri, müzikleri ve konsepti ile ilgi gören “Köyün Delisi”, dekorasyonu ile de dikkat çekiyor. Mekanda bulunan sandalyeler, ahşap masaların her biri farklı ve gerçek hikayelere sahip. Mekanın mimarisi tamamen, “Köyün Delisi”nin sahibi Haldun Demirhisar’a ait…

Buraya gelip mutluluğunu paylaşmayan yok Paylaştıkça çoğalan sımsıcak bir cafe DükkanTere. Sıradışı işler yapmayı, kişilere kendilerini özel hissettirmeyi ve bunları çok yüksek bütçeleri olmadan da yaşayabileceklerini göstererek her kesime hitap etmeye çalışıyorlar. Minik mutluluklar dükkanında en büyük hedef, gülümsetmek ve bu dükkana gelen herkese kendini özel hissettirmek olmuş. Dükkantere’de bulacaklarınız sürprizli kahveler ve eşsiz lezzetler.


65


2

016 ‘da hangi renkler ön plana çıkıyor? Doğaya mesafemiz nedir? Sanat hayatımızın neresinde? Bu şekilde bir sürü soru varsa aklınızda, yeni yılda bizi neler bekliyor, eski ve yeni stiller arasındaki dengeyi nasıl sağlayacağız kısa kısa önerilerim var size.

Cesur olun, farklı malzemeleri karıştırın. Birincisi ve en önemlisi; kendinizi rahat hissetmeniz için hemen hemen her mekanda çok fonksiyonlu ürünler seçmek önceliğimiz. Bu kadar hızla giden bir çağda yaşadığımız mekanlarda kullanım kolaylığı ve teknolojiden en fazla yararlanmak için hızlı adımlar atmalıyız. Yaşam alanlarınızda, mobilyadan aksesuara kadar fonksiyonu olmayan hiçbir objeye yer vermeyin. Gereksiz her şey çöpe gidiyor bu sene.

Fikir

Sadeleşiyoruz ama hikayesi olanları atın demiyorum. Sakın yanlış anlamayın bazıları işleviyle ön planda, bazıları ise ruhunuza dokunacaktır.

İç Mimar İrem Senemoğlu

Ocak - Şubat 2016 #55

irem@senemoglu.com.tr

66

Tam tersi cesur olun. Farklı malzemeleri harmanlayın. Mekanlar arası geçişlerde dengeyi iyi kurmalıyız ki bu çeşitlilik sizi yormasın. Zira bu sene çarpıcı renkler, desenler ve malzemeler var karşımızda. Özellikle duvar kağıtlarında göreceğimiz büyük çiçekli desenler, hayvan figürleri, tropik bitkiler ve dahası pek çok egzotik görsel etnik bir şov oluşturuyor. Vurgulu köşeler için ideal çözümler bulabilirsiniz.


2016 için renk armonisinde daha zengin, daha sıcak, daha koyu tonlara doğru bir hareket göreceksiniz. Cesur kırmızılar, canlı portakal, hardal sarılar, bataklık mavisi, yosun yeşili, siyah, kahverengi, gri ve krem rengin kullanıldığı geleneksel renk paleti ile karışık doğal yeşillikleri bir arada düşünün. Ama unutmayalım bitkiler her yerde var. Mekanınız uygun ise keyifli bir iç bahçede de, sehpanızın üzerine yerleştireceğiniz terrarriumda da, koltuğunuzun üzerindeki yastıkta da çokça yeşili kucaklayacağız. Küçük bir detay; bakır, pirinç gibi malzemeleri bu sene mutlaka bu renkler ile birleştiriyoruz.

Daha naif mekanları tercih edenler için pastel tonlardan da uzaklaşmıyoruz. Bu kadar renk arasında bu nasıl olacak derseniz; işte dengeyi kuracağımız nokta tam da burası. Mekana ve tercihinize göre bazen renkleri bazen de desenleri ön plana alacağız. Mobilya ve aksesuarlar için sıcak, yumuşak bir zemin sağlayan grinin, tebeşir rengi nötr pembe ve mavinin tonları, sofistike, çağdaş bir görünüm yakalamak için bize yardımcı olacak. Özellikle meşe, kayın gibi açık renkli doğal ahşap tercih ettiğimizde pembemsi tonlarda hafif metal kullanımını ön plana alabiliriz.

67


Metalik sevgimizi bu sene de muhafaza ediyoruz. Göz alıcı altın ya da pembe tonlarda pirinç, bakır ve el işçiliğini ön plana taşıyan işlenmiş metal malzemeler vazgeçemeyeceklerimiz arasında.

Fikir

Birkaç senedir görmeye alıştığımız endüstriyel metalin, ahşap ve doğal taşlarla kullanımına ek olarak; biraz pırıltı ve sihir damlaları ile yalın olduğu kadar şık ürünler kullanmayı sanırım hepimiz tercih ederiz. Mantar ve beton gibi iki farklı malzeme de metalik yüzeyler ile birleşerek tasarımlar ile flört ediyor. Sıcak tonlarda bile olsa metal yüzeyleri mutlaka doğal ahşap ürünler ile birlikte kullanmalıyız. En büyük fark sadece açık renk ahşaplar değil, özellikle el işçiliğiyle yüzeylerine işlem uygulanmış tüm ahşap malzemeleri kullanabilirsiniz.

Ocak - Şubat 2016 #55

Dikkat etmeyi unutmayın! Parlak lake cilalı yüzeyler bile natürel mat ahşaplar ile birleşiyorlar. Ahşabın doğal görselliğinden hiç ödün vermeyeceğiz.

68


69


Fikir Ocak - Şubat 2016 #55

70

El işçiliğinin birkaç senedir devam eden yükselişi 2016’da da hak ettiği önemi görmeye devam ediyor.

Sadece biraz sabırlı olmak gerekiyor. Zira üretimleri için çok emek ve zamana ihtiyaç olacaktır.

Özgün ve limitli ürünler için sanatçılar bu sene oldukça sınırları zorluyorlar. Köşe sehpa, depolama mobilyalarında ve özellikle aydınlatmalarda öne çıkan tasarımlar arasından seçim yapmakta zorlanabilirsiniz.

Geometrik desenleri ve organik şekilleri tekstil ürünlerine ve duvar kağıtlarına taşımak, mekanınıza eklektik bir dokunuş yapmak için idealdir.

Heykelsi zanaat öğeleri ile zamansız tasarımlar arasından sizin zevkinizi mekanınıza yansıtacak objeler bulacağınıza eminim.

Sıra dışı formları, pırıltılı görselleri ile zemin malzemelerini, el boyaması çini ve seramiklerde göze çarpan, modern tasarımlar ile oldukça hoş kombinasyonlar yaratmak için mutfak ve banyolarda kullanmanızı tavsiye ederim.


71


D

ünyada son dönemde hayatımıza giren bohem trendi ile birlikte önceden bilinmeyen bazı etnik desenler tanınmaya başlandı. Sıra dışı yaşam stillerinin coşkulu ve rengarenk bir festivale dönüştüğü etnik&bohem tarzın birlikteliği ev dekorasyonundan modaya tüm tasarımlarda sıklıkla kullanılıyor. Etnik tarzın canlı renkleri ve bohemin sakinleştirici etkisi mekanlarda mükemmel bir uyum yakalıyor.

Trend

Etnik ve bohem birlikteliği

Notremonde

Chanel

Ocak - Şubat 2016 #55

Koçtaş

Zara Home 72

The Kairos


73


Renk birleştirir

B Tasarım Etkinlik

irbirimizi olduğumuz gibi kabul edip sevgi ile harmanladığımızda barışın dünyayı saracağını, renkleri kullanarak anlatan ressam Gülay Alpay, Love Rainbow sergisi ile umutlarımızı yeniden yeşertti. Küratörlüğünü Yılmaz Zenger’in üstlendiği sergi, Maltepe Belediyesi Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde 30 Ocak’a dek ziyaret edilebilir.

Gözde Şekercioğlu

Ocak - Şubat 2016 #55

Yurt içi ve yurt dışı birçok kişisel ve karma sergi, performans ve çalıştaylar düzenleyen Gülay Alpay, sanatın birleştirici gücünü Love Rainbow sergisi ile bir kez daha hatırlatmak istiyor. Renk, onun için farklılıklarımızı özetleyen, aynı zamanda birbirimizi koşulsuz, yargısız kabullenişimizi kolaylaştırıcı bir araç.

74


Ressamın eserlerine ilk kez Broadway Galeri’nin arşivlerinde rastlayan Yılmaz Zenger, Alpay’ın ipek ile olan yolculuğuna odaklanıyor. Yılmaz Zenger, sanatçının ipek çalışmalarını ve diğer işlerini şu şekilde ifade ediyor: “... ince şeffaf dokusu, hemen buruşup kırışmaması, ışığı yansıtabilmesi, ipek boyası ile üzerinde çok hızlı ilerleyebilmesi, anlık sürprizlere açık olması, büyük ebatlı çalışmalara olanak ve rahatlık tanıması, hızlı sonuç alması, kolay taşınabilirliği, tuvalden farklı bir malzeme seçeneği sunması, rahat sergilenebilmesi, en önemlisi de Gülay yapmak istediklerini iyi yansıtabilmesiyle özel ve değerli buluyor kısaca. Malzemesini seviyor ve onu, enerjisini ve ruhunu spontane dışavurumlarını hemen yansıtabildiği büyülü bir malzeme olarak düşünüyor. Görünen o ki, resmi alışıldık biçimde izletme niyeti yok. Sanat nesnelerinin taşıyıcıları resimde pek önemsenmez, onları pek de katmayız tasarım sürecine. Gülay bunu ters yüz edip taşıyıcıyı baş köşeye oturtmuş. Böylece onun resmi, fırçayı eline almadan epeyce bir yol kat etmiş oluyor...” Sergide Zenger’in kompozit heykelleri üstünde Alpay’ın renklerini görebilir, sergi açılışında tüm davetliler ile birlikte boyanan teknede her birimizden izler görebilirsiniz. Ülkenin doğusundan hüzün yükselirken, iyi şeyler de olsun istiyoruz. Bu iyilere imza atmaya halimiz kalmamışken, yaratıcı endüstriden imdadımıza yetişen değerlerimize teşekkür etmek borcumuz.

75


76

Ocak - Şubat 2016 #55


77


Dosya Metal

Parlak metal görünümlerle

B

sihirli bir uzay çağı

u yıl da 2016’nın en popüler trendlerinden biri metalik etki. Sonbahar sezonu ile etkisini arttırmaya başlayan metaller, kış mevsiminde en popüler dönemlerinden birini yaşıyor. Metalik etkiyi stilinize yansıtmanız için fikir verici bazı tasarımları burada bulabilirsiniz. Sezonun en dikkat çekici trendlerinden biri ışıldamak. Altın, bakır ve parlak metal görünümlü tasarımlarla ışığınızı yansıtın.

Ocak - Şubat 2016 #55

Crate & Barrel

Sihir Mobilya 78


S覺r癟a

Fatih K覺ral

Crate & Barrel

Bakara

Zara Home 79


Lav

Shopigo

Dosya Metal

NORDist

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Tepta

Tepe Home 80

Crate & Barrel


81


Sihir Mobilya

Dosya Metal

Crate & Barrel

Zara Home

Sırça

Ocak - Şubat 2016 #55

Tepe Home

Fatih Kıral 82

Bakara

Lav


Sihir Mobilya

Bakara

Tepe Home

Crate & Barrel

Zara Home

NORDist Tchibo 83


Tepe Home

Lav

Dosya Metal

Fatih Kıral

Sihir Mobilya

Ocak - Şubat 2016 #55

Zara Home

Crate & Barrel 84

Bakara


85


İ

stanbul kesintisiz devinim içinde olan bir şehir. Şehrin odak noktaları, cazibe merkezleri süreki bir değişim içinde. Son dönem yükselişte olan bölgelerden biri de Karaköy. Pekiyi neden Karaköy ve orada neler oluyor?

İstanbul

Sanatı kentin cazibe merkezine dönüştüren Karaköy

İrem Oğuzcan

Ocak - Şubat 2016 #55

ioguzcan@gmail.com

86

Karaköy İstanbul’un tarihi içinde her zaman çok önemli yeri olan bir semt. Bölge yüzyıllardır kentin çok önemli bir ticaret merkezi. Bizans döneminden beri bölgede bir liman bulunmakta. Bununla birlikte çok farklı dinden, dilden ve kültürden insanlara ev sahipliği yapmış. Bugün hala semtin sokaklarında dolaşırken tüm bu farklılıkların izini görmek mümkün. Resmi kayıtlarda tam olarak bir tarih görülemese de yaklaşık olarak M.S. 1000 yıllarında Bizans İmparatorluğu’nun Cenova’lılara bölgede yaşama ve çalışma hakkı verdiği bilinmekte. Cenova’lıların bölgeye gelmesi ile birlikte bugün de kalıntılarına rastladığımız güvenlik amaçlı pek çok yapı kalıntısına rastlıyoruz. Bu dönemin en önemli kalıntılarından biri ‘Galata Kulesi’dir. İstanbul’un 1453’te feth edilmesinin ardından bölgede 3 farklı yerleşim katagorisi gözlemlenmiş. Ceneviz, Venedik ve Katalan tüccarlar, Ceneviz ve Osmanlı vatandaşları ve Rum, Ermen, Gürcü ve Yahudiler. Bu tabloda yaklaşık 25 yıl sonra yapılan bir nüfus sayımında değişiklik gözlenmiş ve nüfusun yarısından fazlasını müslümanların oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Bölgeye 1500’lü yılların başında İspanyol engizisyonundan kaçan Safarad Yahudileri de gelmişler.


Karaköy 19. yüzyılın son 10 yılından başlayarak pek çok yerli ve yabancı bankalara, sigorta şirketlerine ev sahipliği yapmaya başlamış, döneminde İstanbul’un en önemli ticaret merkezi haline gelmiş. Bu ticarethaneler için yapılan binalar bugün bölgenin mimari dokusunu oluşturmakta. Bölgede bulunan liman ve bankalar bölgede halihazırda bulunan yapıların ofis ve depo olarak dönüştürülmesine, yeni yapılan binaların da bu amaçlarla tasarlanmasına neden olmuş. Karaköy’ün bugünkü durumuna gelmesinin önemli sebeplerinden bazıları da yakınlarında yer alan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Modern Müzesi ve İstanbul Resim Heykel Müzesinin bölgeye taşınma projesi. Galataport projesinin gündeme geldiği günden bugüne kadar projenin akibeti ile ilgili çeşitli yürütme ve durdurma kararları çıkmıştır. Bölgede özellikle son bir-iki yıldır oldukça hızlı bir hareketlilik gözlenmeye başladı. Karaköy’ün yeniden cazibe merkezi olması bölgede bulunan sanat galerileri ve müzelerle çok yakından alakalı. Bölgedeki yapı tipolojisinin sunduğu olanaklar sergileme ihtiyaçlarını karşılayabilecek özellikte. Bülent Erkmen Son İşler (2004) adlı eserinde ‘...Bilindiği gibi çağdaş sanat mekanları tamamen çıplak olmalı; mekan bozulabilir, kırılabilir, eklenebilir, çıkartılabilir olmalı; sanatçının sergiledikleriyle birlikte ‘dönüşebilmeli’. ...’ demektedir. Karaköy günümüzde bunu tam olarak sağlıyor.

Murys rumuzlu sanatçının eserleri

Karaköy bölgesi kamusal alanları da bu yaşanan gelişmelerden etkilenmekte. Bölgede değişim ve dönüşüm süreci devam etmekte ve bir süre daha devam edecek gibi görünüyor. Bölgede yapılan her gezide farklı sokak sanatı eserleri, kamusal alana açılımı olan pek çok yeme içme mekanı ve halihazırda dönüşümü süren pek çok yapı ile karşılaşılabilinir. Bölge, tarihinin başlangıcından beri bir değişim ve dönüşüm alanı olmuş ve hala değişim gösteriyor. Bugün Mumhane Caddesinde karşımıza kafe olarak çıkan bir mekan bundan önce sırasıyla mobilya atölyesi, ev yemekçisi, mermer atölyesi ve ilk başta da tavuk deposu olarak görev yapmış. Atıl durumda, tamamen kentte merkezi nokta olma özelliğini kaybetmiş, bununla birlikte ekonomik değerini de kaybetmiş bir bölgenin sanat ve sanatsal faaliyetlerle nasıl cazibe noktası haline gelebileceğinin, sanatın bir bölgeyi nasıl değiştirip dönüştürebilme gücüne sahip olduğunun göstergesi Karaköy bölgesinin son birkaç yıllık sürecidir.

Galeri Mana 87


88

Ocak - Şubat 2016 #55


89


Marka

İskandinav tasarım dünyasının öncü markası iittala

Ocak - Şubat 2016 #55

Tasarım ve stilde özgün, demokratik hatta hassas bir yaklaşım sergileyen Fin kültürünün önde gelen markası Iittala sadece doğduğu topraklara değil, İskandinav tasarımına da 1881 yılından beri öncülük ediyor. Markaya ismini veren Iittala şehrinde bir cam fabrikası olarak kuruluşundan bu yana yarattığı ürünler, nesillerdir insanların günlük yaşamlarını zenginleştiriyor.

90

Iittala’nın tasarım felsefesinde, berraklığın, doğaya yakın duran şekillerin, kendine özgü zarif formların altı çiziliyor. Zamanla cam ürünleriyle birlikte seramik ve metal gibi malzemeleri de kullanarak koleksiyonlarını genişleten marka, bu ilerici tasarım felsefesini korumaya devam ediyor.


Tasarım tarihinin kült objesi Kurulduğu ilk yıllarda Alvar Aalto, Kaj Frank ve Timo Sarpaneva gibi tasarım duayenlerinin imzasıyla sunduğu ürünler, bugün markanın klasik öğeleri arasında zamansız tasarımlar olarak hala yerini koruyor. Bu ürünler arasında en çarpıcı örnek ise; 1936 yılında Alvar Aalto’nun tasarladığı ünlü Savoy vazosu bugün Fin tasarım tarihinin dünya çapında bilinen bir kült objesi olarak yer alıyor.

Oiva Toikka ve kuşları

Tasarımcı ve mimar Alvar Aalto (1898-1976), günümüzde modern mimari ve İskandinav tasarımının büyük ustalarından biri. Dünya genelinde Le Corbusier, Mies van der Rohe ve Frank Lloyd Wright ile beraber, 20. yüzyılın mimari ve tasarım alanındaki “büyük dörtlü” arasında sayılıyor. Aalto vazosunu ilk olarak, Paris’teki fuarda iittala’nın bir yarışması için yaratmış ve Aalto, “Eskimo Kadının Deri Pantolonu” adıyla üç tasarım sunarak birincilik ödülünü kazanmış. Vazo daha sonra Aalto tarafından donatılan “Savoy” adlı lüks restoranda kullanılmış. Her masanın üstünde bulunan vazolar da konukların dikkatini çekince, orijinal isim olan “Eskimo Kadının Deri Pantolonu” zaman içinde unutulmuş ve otelin isminden dolayı “Savoy Vazo” olarak hafızalara kazınmış.

Tapio Wirkkala 91


Alvar Aalto

Ocak - Şubat 2016 #55

Marka

Savoy vazosu, karakteristik şekilleriyle Iittala’nın Alvar Aalto koleksiyonunun temel direği. Yıllar içinde gerçek bir koleksiyon parçası haline gelen vazolar, markanın 1986 yılındaki 50. doğum gününden beri her yıl özel bir modelle sunuluyor. Bir Aalto vazonun yapımında yedi cam üfleyici çalışıyor. Bunların her biri, cam ustalığının birçok alanında yıllarca yoğun eğitim almış ustalar. Camı önden şekillendirip, ısıtılmış bir kalıba koyuyorlar. Cam, kalıba üfleniyor ve vazonun şekli ortaya çıkarılıyor. Bu yapılırken, sıcaklık 1100°C’ye kadar çıkıyor. Öyle bir vazo ki toplam 12 iş safhası, 16 saat ve son derece büyük bir ustalık ve tutku gerektiriyor.

92


Matti Klenell

Zamansız koleksiyonlar ve yaratıcıları Iittala’nın ikonik parçaları elbette sadece Aalto vazosuyla sınırlı değil. 1952’de Kaj Frank’in marka için tasarladığı Teema koleksiyonu tipik bir İskandinav tasarımı olarak minimalist ve zarif formuyla devrim yaratan sofra takımlarından oluşuyor. Aynı yıl ülke genelinde adı tasarım kelimesiyle eşanlamlı tutulan Tapio Wirkkala’nın tasarladığı bardak koleksiyonu özel sofraların vazgeçilmezi. Finlandiya tasarım sahnesinin en önemli isimlerinden biri olan Profesör Oiva Toikka’nın 1972 yılında ilk uçuşlarına başlayan cam kuşları, bugün dünya genelinde birçok koleksiyoncunun yaşam alanlarını süslüyor. Daha yakın tarihlere geldiğimizde Iittala’nın cam obje tasarımı konusunda bir adım daha öteye taşıyan Alfredo Haberli imzalı Essence koleksiyonu, kadehleriyle, karaflarıyla dokunulduğu andan itibaren duygusal bir bağ yaratan ikonik parçalar olarak karşımıza çıkıyor.

93


Alfredo Haberli

Ocak - Şubat 2016 #55

Marka

Bir asrı aşkın süredir kuşaktan kuşağa aktarılan ürünleriyle estetik kavramını yeniden yazan Iittala, hem doğduğu topraklara, hem de global tasarım dünyasına öncülük etmeye devam ediyor. Iittala ürünleri Delicious Addres İstanbul, Pomstore.net ve Pomstore Showroom Levent, Vakko Zorlu AVM, Vakko Suadiye ve Luxuria Nişantaşı mağazalarında satışa sunuluyor

Kaj Franck

94


95


Söyleşi

Kerem Akın’ın hikayesini dinlemek isteriz öncelikle...

Ocak - Şubat 2016 #55

Aslında elektronik mühendisiyim. Türkiye’de mühendislik okudum hatta enformatik masterımı da yaptım. Daha sonra bir bankada çalıştım. 2000’de ise Amerika’ya döndüm mimarlık okumak için. Los Angeles’ta Southern California İnstitute of Architecture’da mimarlık okudum ve master yaptım.

96

Mühendislikten mimarlığa geçişiniz nasıl oldu peki? Mimarlık her zaman vardı aslında fakat o zamanın şartları ile mühendislik çok daha revaçta daha geniş olanaklarının olduğu bir meslek olarak karşıma çıkmıştı ve mühendisliği tercih etmiştim. 28 yaşımda ise hayallerimin peşinden gidip, mimarlık

okudum. Okulu bitirir bitirmez de kendi ofisimi açtım. Küçük rönavasyonlar, villa projeleri ile başladım ve yaklaşık 10 tane ev projem oldu. Oradaki mimari ve tasarım sektörünü değerlendirecek olsak neler söylersiniz? Amerika’yı bütün olarak ele almak çok da doğru değil her bir bölge kendi için de kuralları olan eyaletler sonuçta. Los Angeles daha yatay olarak yayılmış, yüksek binaları olmayan, daha müstakil bir bölge. Bir Prag ya da Viyana gibi değil genel bir tarzı, dokusu yok ama bu dokusuzluk da bir doku aslında. Herkes her istediğini yapabilecek özgürlükte. Çok viktorian bir evin yanında çok modern bir ev olabiliyor. Bu anlamda insanların tasarımcılarla çalışması daha kolay oluyor.


Hayallerin peşinden, bir tasarımcı hikayesi;

Kerem Akın

M

asterla biten mühendislik eğitiminden sonra milenyumda hayatına yepyeni bir başlangıç yapmak için Amerika’ya giden ve ünlü Southern California İnstitute of Architecture’ı yine masterla bitiren bir tasarımcı ile birlikteyiz. Hayallerinin peşinden koşan ve gerçekleştiren bu sıra dışı mimarın, tasarıma bakışından, memlekete dönüşüne, heyecanlarından hüsranlarına değin gerçekleştirdiğimiz bu keyifli söyleşimizi sizlerle paylaşıyoruz.

Ben bu haliyle Los Angeles’ı seviyorum ve orayı bırakmayı düşünmüyorum. Türkiye’deki işlerime daha fazla ağırlık versem de şu aralar, ofisim devam edecek. Şu an devam eden 2 mimari projem var mesela.

Türkiye ile karşılaştırma yaparsak müşterilerin tasarımcıdan beklentileri ve yaklaşımlarını kısaca değerlendirmenizi istesek ne gibi farklılıklar var?

10 yıllık Amerika tecrübenizden sonra Türkiye’ye döndünüz, nasıl bir dünya ile karşılaştınız peki mesleki olarak?

Şu aşamada Türkiye’de karşılaştırabileceğim kadar çok işim yok. Fakat birincil olarak şunu söyleyebilirim. Yurtdışında tasarıma ve tasarımcıya daha çok değer veriliyor. Yaptığınız iş onlar için de çok önemli. Türkiye’de daha çok eline bir şey almak istiyor müşteri para verdiği için. Hemen bir ürün görmek istiyor. Çizim aşamasında mesela 10 sayfa çizim veriyorsunuz bu mu diyor bu paraya yaptığın, gibi yaklaşımları olabiliyor. O değil sadece tabi oraya gelene kadar bir birikim var, bir emek var vs. gibi... Çizimler, emek ve fikri doğru bir şekilde anlatmak emeğin yerini bulabilmek çizimlerin ne kadar ettiğini doğru bir şekilde ifade etmek çok önemli.

Özellikle iletişim konusunda terimler anlamında zorluk yaşadım. Buranın bir jargonu var ve bunu çözebilmek için zorluklar yaşadım tabi. Türkiye’de işini seven insan bulmakta zorlandım diyebilirim. Sevmeden yapılan iş hemen kendini gösteriyor. Uğraşmıyor, öyle olmaz deyip kestirip atıyor. İlk geldiğimde böyle konular beni biraz şaşırttı ve yavaşlattı diyebilirim. En önemli şeylerden biri işini severek yapabiliyor olmak. Sonrasında doğru ekiplerle buluştuk tabii, ilk bocalama dönemim geçti diyebilirim.

Mimarların bir görevinin de müşterilerini eğitmek olduğuna inanıyorum. Müşteri isteklerini; yok olmaz, o öyle yapılamaz deyip kestirip atmak yerine onları alıştırarak nedenleri ile anlatmak ve ikna etmek gerekiyor. Biraz psikolog olmaları gerektiğine inanıyorum. Mimarlığın multidisipliner olduğunu düşünürsek psikoloji de giriyor işin içine mühendislik, marangozluğun dışında ilişkiler bazında çok önemli bir şey. Çok yaratıcı tasarımcılar olabilir ama derdini anlatamadıktan, müşteriyle doğru iletişim kuramadıktan sonra pek bir anlamı da kalmıyor bana göre. İnandığım ve başarmaya çalıştığım en önemli şey mimar ile müşterinin aynı ekipten olabilmesi... Böyleyken her şey çok daha keyifli ve çözümcül... Mükemmele giden yolun anahtarı bu gibi geliyor bana. 97


Yaptığınız işin en çok neyini seviyorsunuz. O tutkuyu nerede yakalıyorsunuz? Benim için en önemli şey bir şey yaratmak ve onun ortaya çıkması... Bir de ben bir şeyi tasarlarken zamansız olmasını istiyorum. 50 yıl sonra o gerçekleştirdiğim yapının önünden geçerken o binayı hala farklı bir bina olarak görmek istiyorum. Günümüzde bazıları için diyorum, çok konuşulan ve beğenilen mimari tasarımların daha heykelsi duruşlar olduğunu ve onların da zamanının dolacağını düşünüyorum. Daha uzun soluklu tasarımlar peşindeyim.

Bina gerekirse araziyi kendine çekmeli ya da araziye uyum sağlamalı. Çok önemli uyumlu olması. Birlikte hareket etmesi gerekiyor. İçine mi giriyor toprağın, toprağı kendine mi çekiyor. Araziye göre mi şekilleniyor bunların üzerinde duruyorum çok... Diğer türlü kopukluk oluyor. Mesela bir örnek, herhangi bir fabrikaya giriyorum, girişine 4 basamak koyulmuş, bir metre sahanlık var. Dışarısıyla öyle kopuk ki... Tamamen iki farklı dünya gibi duruyor. Aslında çok basit bir şey söylediğim. İçerisi ile dışarısı birbirini şeffaf bir şekilde davet edebilmeli diye düşünüyorum.

miydi ya da konulmuş muydu gibi soruların cevaplarını vermeye başlayınca tasarım için doğru yola girilmiş oluyor. Öğrenciler arasında tabi ki cevherler de var. Ama genel olarak çok da farkında değiller. Birçok öğrenci zannediyor ki okul, ev arası gidip gelecekler, ödev yapacaklar. Ama tasarımcı olmak böyle bir şey değil. Ben kendimi hatırlıyorum, 3 -4 gün uyumadığımız. her hafta prezantasyon yaptığımız, haftanın 80-100 saat gibi bir bölümünü tasarıma ayırdığımız zamanlar... Bir yaşam biçimine dönüşmeye başlıyor. Türkiye’deki ilk işiniz olarak Bursa’da yapmış olduğunuz, dergimizin diğer sayfalarında da işlediğimiz bir fabrika projeniz oldu. Onun dışında başka ne gibi yeni projeleriniz var?

Söyleşi

Yine Bursa’da yeni bir fabrika yapıyorum. Fabrika sahibinin ofisini yeniledik dışına dokunmadan iç kısmını yeniledik bitmek üzere. İstanbul’da bir tane 40 m2lik Kumkapı da küçük bir kafe yaptık yeni bitti. Kınalıada’da bir ev projem var. Bir ada evi projesi... Güzel projelere imza atmaya çalışıyoruz. Türkiye’de olmaktan mutlu musunuz?

Ocak - Şubat 2016 #55

Zamansız tasarımın ayrıntıları nerelerde gizli peki? Bunu yanıtlamak çok zor, bir de zamansız olup olmadığını şimdiden konuşmak da anlamlı gelmiyor bana tabi ki zaman karar verecek ne olduğuna ama ben kendi yaklaşım tarzımı özetlemem gerekirse natürel malzemeye inanıyorum. Daha kişilikli olduğunu düşünüyorum. İkincisi yalınlık çok önemli benim için. Bir tasarımın çok kıymetli ve güzel olduğunu göstermek için şatafata gerek olduğunu düşünmüyorum. Binayı tasarlarken en çok dikkat ettiğim şey bulunduğu yere, araziye uyumlu olması. Yerine uygun tasarlanmış bir bina olması gerekiyor. 98

Bilgi üniversitesinde eğitim veriyorsunuz. Gözlemlerinize dayanarak öğrencilerin tasarıma yaklaşımını kısaca öğrenebilir miyiz? Onlar daha çok küçükler 18 yaşındalar. İlk yıl olduğu için zaten bu bölüme ne amaçla girdiğinin bile tam farkında değiller. İlk sınıf mimari, iç mimari ve endüstriyel tasarım olarak temel tasarım dersi veriyorum. Temel tasarımda ilk ödev “sizin için tasarım ne” ödeviydi? Klima kontrol panelini tasarım olarak getiren de oldu; hayal kırıklığıydı bu benim için ama bunun üzerine sorular sormaya başladığınızda daha çok düşünmeye başlıyor öğrenci. Bunun üzerine bir şey eklendi mi eklenebilir miydi, üzerine bir şey konulabilir

Mutluyum, Los Angeles’taki ofisim hala açık ve orada da projeler yürütüyorum ama bundan sonrası için Türkiye’deki projelere ağırlık vereceğim. Buraya dönmekteki en büyük sebebim biraz da kızım. 11 yaşında bir kızım var ve onun yanında olmayı istiyorum. Ayrıca hayatımdaki tüm kadınlar burada. Annem, kızkardeşim, kızım, sevgilim...


99


Tasarım Etkinlik

Gözde Şekercioğlu

Ustadan çırağa

Ocak - Şubat 2016 #55

Fotoğraflar: Onur Erbil

100

A

slı Kıyak İngin’in akademik danışmanlığını üstlendiği Ustaişi Beyoğlu Projesi, tasarımcıyı, zanaatkarı ve yaratıcı endüstrilerde eğitim alan 19-23 yaş arası öğrencileri bir araya getiriyor. İşi mutfağında, etkileşim ile öğretmeyi hedeflerken, ilçeyi ‘‘yaratıcılık merkezi’’ konumunda güçlendirmek istiyor.


Ustaişi Beyoğlu Projesi; Kültür Kenti Vakfı tarafından Beyoğlu Belediyesi ve İstanbul Bilgi Üniversitesi işbirliğinde, İstanbul Kalkınma Ajansı 2015 yılı Yaratıcı Endüstriler Mali Destek Programı kapsamında gerçekleşiyor. Proje; Beyoğlu ilçesindeki zanaat atölyelerini, zanaatkarları ve sektörde eğitim gören bireyleri; çağdaş çıraklık programı, atölye çalışmaları ve tasarım-zanaat festivalinde etkileşimle öğrenmeye davet ediyor. Amacı, Beyoğlu ilçesindeki yaratıcı endüstri ve zanaat ilişkisinden doğan potansiyeli ortaya çıkarmak, ilçenin ‘‘yaratıcılık merkezi’’ olarak konumunu güçlendirmek, marka değerinin görünürlüğünü arttırmak. Beyoğlu belediyesinin yaratıcı kent misyonunu yerine getirmesine de fırsat veren Ustaişi Beyoğlu Projesi, Eylül 2016’ya dek sürecek. Bilgi ve deneyimlerin paylaşılabilmesi için düzenlenecek konferanslarla

proje dışından ziyaretçilerle süreç paylaşılacak. İlçedeki meslek liselerinde eğitim gören öğrenciler; zanaatkarlar ve tasarımcılar ile birlikte üretime katılma fırsatı bulacakları çağdaş çıraklık eğitimlerine katılacaklar. Çağdaş çıraklık programına katılan 19-23 yaş arasındaki çıraklar, iş güvenliği, tasarım ve İngilizce eğitimi de alacaklar. Bölgedeki zanaatkarların marka değerini artıracak ve ürünlerinin değerini artıracak Ustaişi Beyoğlu Projesi; müzik aleti, aydınlatma, pantograf, tabela üreten ve ahşap oyma yapan atölyeleri içeriyor. Proje kapsamında gerçekleşecek, farklı deneyimlerin aktarılacağı bu atölyelerde tasarlanacak ürünler, Beyoğlu içinde çeşitli merkezlerde planlanan sergilerde görülebilecek.

101


Ocak - Şubat 2016 #55

Mağaza

Ahşap, her zaman her yerde sıcak

102

1963 yılından bu yana zemin sektöründe hizmet veren Kahveci Parke, İstanbul ve Bursa’da faaliyet gösteren mağazaları ve yurt dışında da farklı ülkelerde 24 adet mağazası ile kendini yenileme ve farklı ürünler sunma hedefiyle hızlı adımlar atıyor.

Geçtiğimiz aylarda Bursa’daki showroomlarına bir yenisini daha ekleyen firma, üst segment ürün gruplarını bir araya topladığı mağazasının dekorasyonuyla da oldukça dikkat çekiyor. Geniş marka skalası ile Laminant ürün gruplarını tüketicisi ile buluşturduğu yeni mağazası doğal ve natürel olana bir gönderme yapıyor. Ahşabın

sıcaklığını yaşam alanlarımızın her yerinde kullanabilme özgürlüğü sunan ürünleri bir arada görme fırsatı bulacağınız mağaza, zeminden duvarlara, masalardan seperatörlere, doğal ve sıcak bir yaklaşımı günümüz trendi olarak karşımıza çıkarıyor.


103


Mimari görselleştirmede bugün:

Chicago

Virtual staging

Emre Hakgüder

Ocak - Şubat 2016 #55

hakguder@uchicago.edu

104

Y

üzyıllardır sulu boya ve mürekkep ile yapılan mimari görselleştirmeler 1990’ların ortalarından bu yana yerini 3 boyutlu bilgisayar çizimlerine bıraktı.

2000’lerin başından günümüze ise geleneksel tekniklerin hızla kaybolduğunu, foto-gerçekçi olarak nitelendirilen bilgisayar çizimlerinin ise hızla popülerleştiğini görmekteyiz. Bu tip 3 boyutlu bilgisayar çizimleri, geleneksel çizimlerde de olduğu gibi, genellikle daha temeli dahi atılmamış projelerin tamamlandıklarında çevrelerindeki diğer şehir unsurları ile nasıl görüneceklerini saptamak ve müşterinin merakını

gidermek gibi sebepler göz önüne alınarak yapılmaktadır. Ancak 2010’ların başından beri bu furya öylesine büyüdü ki artık oturma odanıza almayı düşündüğünüz bir koltuğun diğer mobilyalarla nasıl uyum sağlayacağını elinize alacağınız bir fotograf ile görmeniz bile mümkün. Virtual staging (sanal sahne tasarımı) olarak adlandırılan bu 3 boyutlu bilgisayar çizimi yöntemi şu anda ABD başta olmak üzere birçok ülkede sıkça yapılıyor.


Ülkemizde iç mimari ve dekorasyon hizmetleri lüks ve maliyetli işlemler olarak görülse de, özellikle Batı ülkelerinde bu hizmetler alt orta sınıf bireylere dahi hitap edebiliyor. İç mimarlar ise yaşam standartlarını ve ev, kafe ya da ofis gibi mekanların fonksiyonelliklerini artırmak için sıkça birlikte çalışılan takım arkadaşları halini almış bulunuyorlar. Mimarlar ve iç mimarların sıkça başvurdukları ve müşteriler ile görsel temaslarının güçlendirilmesini sağlayacak 3D sanatçılar ise, bu tasarım zincirinin vazgeçilmez ve mühim unsurları haline gelmişler. 3D sanatçılar animasyondan tutun, reklam grafikleri ve mimari görselleştirme gibi konularda uzmanlaşmış grafik tasarımcılardan oluşuyor. Günümüzde iyice popülerleşen sanal 3 boyutlu tecrübeler 3D sanatçıların elinden çıkıyor. 3 boyutlu filmlerde izlediğiniz nefes kesen sahnelerden tutun, CNC makinesine veya 3 boyutlu yazıcılara girilen bilgilere kadar geniş bir sorumluluk spektrumları var. Günümüzde Brezilyalı, Norveçlii İtalyan ve ABD’li 3D sanatçılar ülkelerinde bu sektöre verilen önemin sonucu olarak ortaya çıkan tasarım okullarına gitmiş ve tamamiyle mimari görselleştirmeye adanmış bölümlerde eğitimlerini görmüşler. Bu eğitimlerinin sonucu olarak günümüzde başı çeken tasarımlara imzalarını atmışlar. Virtual staging hizmetleri Batı ülkelerinde kare başına oldukça uygun fiyatlara yapılıyor. Büyümekte olan iç mimari piyasasının kaçınılmaz bir sonucu olan virtual staging’in nasıl bu kadar yaygınlaştığına ve fiyatının düşmüş olmasına şaşmamak gerek. İlk olarak Manhattan’da emlak piyasasının ilgisini çeken virtual staging, daha sonraları dekoratörlerin, son olarak da ev sahibi son tüketicilerin kapısına kadar gelmiş. Özellikle Manhattan’da emlak piyasası kıyasıya bir

savaş içindeyken, hiçbir emlakçı potansiyel müşterisine mobilyasız ev fotografları ile sunum yapmaktan yana değil. Aynı durum dekoratör ve iç mimarlar için de geçerli; içine yaşanmışlık katılmayan üniteler satmıyor. Virtual staging’de nasıl bir rota izlendiğine değinecek olursak, ilk kare sizin kameranızdan çıkıyor. Sanatçıya fiziksel erişiminiz varsa fotografı çekmesini ondan isteyebilirsiniz. Böylece, ışık ve kompozisyon açısından, kendisinin tuvali olacak fotografı sanatçının çekmesini sağlamış ve birazdan bahsedeceğim adımların bazılarından kendinizi kurtarmış oluyorrsunuz. Sanatçıya fiziksel erişiminiz yoksa, akıllı telefonunuzdan dahi açıklayacağım püf noktalarını izleyerek doğru fotograflar çekmeniz mümkün. İlk olarak dikkat etmeniz gereken şey şu; satın almayı düşündüğünüz yeni mobilyayı yerleştireceğiniz yerin fotografta başka bir mobilya tarafından işgal edilmemiş olması gerekiyor. Bir diğer deyişle, alan boş olmalı. Fotoğrafın yukarıdan değil, bel hizasının yaklaşık 5-10 santimetre üzerinden, mümkünse bir tripod veya kamerayı sabitleyecek bir aparat ya da zemin üzerinde flaşsız olarak çekilmesi sanatçının size teslim edeceği dekore edilmiş karenin kaliteli olmasını sağlayacaktır. Ayrıca fotoğrafın gündüz vakti ve ışık kaynağını (güneşi) kameranın arkasına alacak şekilde çekilmesi ile kameranın aynalarda yansımaması da kompozisyonun bütünlüğünü tehdit etmemek için elzem noktalar. Fotoğrafta görülecekse perde ve storlar istenen şekilde bırakılmalı ancak fotografın tamamında karanlığa sebep olacak kadar kapatılmamalılar.

105


Chicago Ocak - Şubat 2016 #55

106

Eğer odanızın tamamının baştan aşağı redekore edilmesini istiyorsanız az önce bahsettiğim, izlemeniz gereken adımlara birkaçı daha ekleniyor. İlk olarak, halılar ve kablolar dahil olmak üzere tüm eski mobilyalar kadrajdan çıkarılmalı, oda tamamen çıplak bırakılmalı. Perde ve storlar yeni dekorasyonda yer almıyorlarsa ve mümkünse sökülmeli. Sökülemiyorsa storlar toplanmalı, perdeler incecik kalacak ve pencere çerçevelerinin ahşabını kapatmayacak şekilde bırakılmalı. Fotograflar odanızın her bir köşesinden olabildiğince duvara yakın ve geniş açıyla çekilmeli. Fotografların, kameranın odanın köşelerine 45 derece açıyla yerleştirilmiş şekilde çekilmeleri sanatçı modellediği mobilyaları yerleştirirken perspektifin bozulmamasına yardımcı olacaktır. Önemli noktalardan bir diğeri ise fotografta köşeden köşeye açıkça görülebilen herhangi bir duvar boyutunun sanatçıya bildirilmesi. Örneğin tavan yüksekliğinin netçe ölçülüp not düşülmesi ve fotografta odanın bir köşesinde açıkça görülüyor olması sanatçının kullandığı bilgisayar programında mobilyaların tam boyutlandırılmalarını ve perspektifin doğru oturtulmasını sağlayacaktır.

Sanatçıya düşen görev ise müşterinin istekleri doğrultusunda fotograflardaki alanları dekore etmek, ışığın düştüğü alanları hesaplamak ve sonuç olarak müşterisine fotograf kalitesinde çizimler sunmaktır. Sanatçının izlediği yollar değişiklik gösterebilir ancak genel olarak sahnenin perspektifinin doğru oturtulması, ışık kaynaklarının saptanması gibi teknik zorunlulukların yanı sıra istenen tarzdaki mobilyaların bulunması, bilgisayar ortamında modellenmesi, materyallerinin oluşturulması, doğru yerleşim ve karenin son olarak foto-gerçekçi görünmesini sağlamak da sanatçının görevleri arasında. İşin büyüsü bundan sonra başlıyor, sanatçı size işlenmiş fotografları teslim ettiğinde mobilya satın almak gibi ciddi ve masraflı kararlar vermeden önce durum değerlendirmesi yapmanız ve aklınızdaki tasarımın hakikaten gerçekte nasıl görüneceğini aile bireyleri ve iç mimarınızla tartışmanız mümkün hale geliyor. Bu düşük masraflı yöntem ile zevkinize uygun tasarım ve yerleşimi pişmanlığa yer bırakmayacak şekilde hayata geçirmeniz kaçınılmaz.


107


Mağaza

Yarım asırdır yenilikçi

Ocak - Şubat 2016 #55

Türkiye’nin en köklü banyo firmalarından biri olan Yılmazlar Banyo Merkezi, geçtiğimiz yıl Bursa’da açtığı yeni mağazası ile ilklere imza atmaya devam ediyor. Ünlü İtalyan markaları Kartell ve Laufen’i marka ailesine ekleyen firma yakın bir gelecekte Kohler’i de bünyesine katıyor.

108

İnovatif formların tasarım teknolojisiyle birleştiği benzersiz ürünleri doğru fiyat politikası ile birleştiren firma, yeni mağazası ile önemli projelerin altına imza atmaya hazırlanıyor. Mağazanın genel tasarım çizgisi, farklı kişisel zevklere hitap eden bir çok konsepti içinde barındırıyor.


Mimari ve iç mimari projelerde tasarımcılara benzersiz çözümler sunan ithal markalarını arttırmaya devam eden firma aynı zamanda bu yıl 50. yaşına giriyor. Yıl boyunca bir dizi etkinlik ve yeniliğe imza atacak olan firma, yarım asırlık tecrübesini proje ortakları ve müşterileri ile kutlamaya hazırlanıyor. 50 yıllık birikimin ve tecrübenin ışığında önemli ve büyük mimarlık ofisleri ile çalışan firmanın yeni mağazası ile ilk hedefi, sektördeki gücünü, Bursa’daki tasarım ofisleri ile birleştirerek başarılı projelere imza atmak.

109


Söyleşi

Ayca Güney

Ocak - Şubat 2016 #55

Doğru duyguların izinde

110

B

en objelerin hayatımıza hükmeden kurallarıyla ilgileniyorum, onların çağdaş yorumlarını, yeni yaşam yollarını keşfediyorum. Evin dışında ve şehirle birlikte yaşantısını sürdürebilecek bir biçim arıyorum. Bu bir obje olarak nasıl şekillenebilir henüz araştırma aşamasındayım ancak çıkış noktam bu...


Miriam Mirri, Bolonya doğumlu bir İtalyan tasarımcı. İtalya’da ve yurt dışında bir çok tasarım şirketiyle işbirliği yaptı. Alessi, MandarinaDuck, Henkel, Seiko, HäagenDazs, Bysteel, Meritalia, Bassetti’nin, Gruppo Coin, Euro3Plast, UnitedPets’e ev eşyaları, evcil hayvan aksesuarları, gündelik hayatta kullanılan nesneler ve saatler tasarladı. 2006 yılında “Fritz Henkel İnovasyon Ödülü”nü kazandı. Triennale di Milano’da New Italian Design sergisinde yer aldı. Şimdilerde ise Università del Progetto ve Milano Domus Academy’de tasarım derslerine devam ediyor. Onunla Domus Academy’deki eğitimim sırasında çalışma fırsatı bulmuştum. Zamansız tasarımlarıyla, tasarım dünyasında uzun süre adını hatırlayacağımız Miriam Mirri’yle yeni yaşam biçimleri üzerine keyifli bir sohbeti sizler için gerçekleştirdik. Bize kendinizden bahseder misiniz? Tasarım sürecinize etki eden faktörler; tasarım prensipleriniz ve filozofiniz nedir?

Kültürün (İtalya’nın) yaratım sürecinize nasıl etki ettiğini düşünüyorsunuz? Yurt dışında edindiğim farklı deneyimlerden sonra Milan’a taşındım. Milan kolay bir şehir olmakla birlikte, çoğu zaman tutucu ancak bir tasarımcı için doğru bir şehir. Çünkü köklü İtalyan markalarıyla çalışmak için fırsatlar sunuyor. Şimdi İtalya’da birçok firma gelişen yeni teknolojilerle ilgili kendilerini yeniliyorlar. Milan benim doğduğum şehir değil, ancak şundan eminim ki tasarım konusunda en yenilikçi ve kendi sınırlarında kayda değer gelişim gösteren bir şehir. Şu an neyle ilgileniyorsunuz ve bu tasarımlarınızı nasıl besliyor? Farklı ölçeklerdeki objelerin, malzeme kullanımıyla ilgili yeni diller geliştirmeye çalışıyorum. Çeşitli alanlardan ilham alarak işimin bir noktasını farklılaştırmaya

çalışıyorum. Bazen olan bir açının tam tersinden bakarsanız aranızdaki ideal fiziksel bağlantıyı keşfetmiş olursunuz. Şuan, güçlü ikonik görünüşe sahip fakat anlamsal olarak ironik yeni bir proje için çalışıyorum. Bu projenin gelişimini uzun zamana yaydım. Çünkü bazen gereken vizyon uzun bir zaman içerisinde ortaya çıkıyor. Obje benim geleceğimden bağımsız ve geçmişte olduğu gibi. Geçmişte olduğu gibi hikayeleştirerek aynı zamanda fonksiyonel. Geçmiş ve gelecekteki mesafeyi kabul ederek. Ben objelerin hayatımıza hükmeden kurallarıyla ilgileniyorum, onların çağdaş yorumlarını, yeni yaşam yollarını keşfediyorum. Evin dışında ve şehirle birlikte yaşantısını sürdürebilecek bir biçim arıyorum. Bu bir obje olarak nasıl şekillenebilir henüz araştırma aşamasındayım ancak çıkış noktası bu olmalı. Enerji tüketimini azaltabilen tüm olasılıkları araştırıyorum. Yalnızca eco-friendly olmalı.

Bir objeyi tasarlamaya başladığımda tasarım konseptini naturel şekillerden yola çıkarak belirliyorum. Scuola Superiore Disegno Anatomico’dan mezun oldum ve daha sonra Università del Progetto in Reggio Emilia’da tasarım ve iletişim okurken Zio Feininger ile birlikte çalışma fırsatı buldum. İnsanın fiziksel yapısı her zaman ilgi odağım oldu. Bir kaç yıl sonra kendimi dijital çağın ortasında buldum; tasarım ve sanata olan bakış açım değişmeye başladı. Reggio Emilia Università’da okuduğum dönemde mimarlık, tasarım ve iletişim tasarımının bir arada insan hayatına farklı alanlarda nasıl etki ettiğini araştırdım. Objeler, insanlar için yeni yaşam biçimleri sunarken, günlük alışkanlıkları da tamamen farklılaştırıyorlar.

111


Söyleşi

İnternet üzerinden ürün satışını nasıl değerlendiyorsunuz?

Zamansız tasarım kavramı sizin için ne ifade ediyor?

Ürünü internete sunmak, üretim ve dağıtımını belirlemek, şirketler tarafından kullanılan ekonomik stratejilerle ilgili bir durum. Klasik bir ürün doğduğu dönemi yansıtır. Ürünün internet üzerinden doğru bir dağıtım kanalı olmadan satışı gerçekleşirse tek başına internetten satış yeterli olmayacaktır. İnternetten satış, zamansız tasarımların yeniden yaşam bulduğu bir yer olarak değerlendirilebilir.

Doğru duyguda kalan. Sizin için neyin önemli olduğunu hissettiren. Zaman; geçmiş, şimdi ve gelecekle ilgili. Bu yüzden oldukça kıymetli. Objeler üretildiği dönemi yansıtarak tarihe ışık tutulmasını sağlıyorlar. Zamansız tasarımlara sahip olmasanız da onları beğeniyorsunuz.

İtalyan tasarımıyla ilgili güncel bir çok tartışma var. İtalyan endüstrisinin diğer ülkelere göre farklı bir yerde olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ya da internet üzerinden bilgiye erişim tasarım için bir tehtit mi oluşturuyor? İnterneti kullanmak şirketin marjinal bir biçimde satış kararı olabilir, önemsiz de olabilir. Freelance çalışan biri için iş kartı gibi. Rehber değil. İnternet iletişimde olacağınız kişiler için yardımcı bir araç. İtalyan tasarımının internet üzerinden iletişim ağına ulaşmasının doğru değerlendiğini düşünüyorum.

Allessi’yle çalışıyorsunuz. Yarattığınız hangi ürünlerle gurur duyuyorsunuz? Ben genel olarak Alessi ile olan ilişkimden gurur duyuyorum. Şu an geliştirmekte olduğumuz son proje oldukça ilginç; çünkü projenin gelişim sürecinde objenin nereye varacağı henüz belirlenmedi ama kesinlikle paha biçilemez bir süreç. Üzerinde çalışmaya değer. Bazı proje gelişimleri bu şekilde sonuçlanabiliyor. Sizce tasarımcının rolü nedir? Tasarımcılar, teknik ve teknolojik sürece bir değer kazandırarak üretici ve tüketici arasındaki temel ihtiyaçların karşılanmasını sağlıyorlar, içten ve derin bir biçimde… Bugünlerde sizi anlatan kelimeler...

Ocak - Şubat 2016 #55

Aşkla dolu günler, müzik, fotoğraf ve sanat!

112


Altınova Mh. Çağlar Sanayi Sitesi Keskin Sk. No.:3 Küçükbalıklı / BURSA Tel: 0224 215 77 24 Faks: 0224 215 77 25 domino@dominosogutma.com www.dominosogutma.com

Soğutma & Endüstriyel Mutfak Tasarım 113


On’dan Önce On’dan Sonra 10. yılımızın ilk sayısında geriye dönük bu süreci taçlandıracağımız özel bir dosya yapalım istedik. Dergimizin ilk yıllarından bu yana yeni tasarımları ve yeni projeleri ile sayfalarımızı renklendiren ve güçlendiren değerli tasarımcılarımızla 10 yılı, tasarladıkları ürünlerle yad edelim istedik. On’dan Önce On’dan sonra isimli dosyamızın teması adından da anlaşılacağı üzere, geriye dönük yılları ve o yıllardaki tasarımları hatırlayıp yenileri ile birlikte anmak. Önemli tasarımcıların ellerinden çıkmış bu harika tasarımların zamana yenilmeyen güçlü tasarımlar olduğunu bir kez daha hatırlamak amacıyla geçekleştirdiğimiz dosyamız aynı zamanda tasarımcılarımızın kendi cümleleri ile 10 yılı özetliyor.

10. Yıl Özel

Aziz Sarıyer Tasarımcının 70’lere ait ve günümüzden, zamana meydan okuyan tasarımları.

»1971

Ocak - Şubat 2016 #55

»2014

114


»2013 »1960’lar

Yılmaz Zenger Bir tasarımcının Milano koleksiyonunu hazırlıyoruz, yetmiyor oturacak koltuklar. Çatıdaki eski hurdalardan altmışların başında yaptığım ilk koltuğumdan iki tanesi kapının önünde döşemeciyi bekliyor. Bir tasarımcı gördü, Milano’ya götürmek istedi sonrasında haber geldi, iyi sipariş almışlar. Dönüş yolunda ise kaybolmuş koltuklar... Sipariş de gelmedi. Bir süre sonra iki dergi tam sayfa haber yapmış, firmanın standıyla ilgili. Birinde sadece benim koltuğumun farklı açılarda görselleri, diğerinde ise seçilen 4 tasarımdan biri olmuş, young turks ifadesiyle. Yetmiş beşimi aşmıştım o yıl. Yarım asırda değişen modalara uymadan, gündemde kaldım. Moda olmayan demode olmuyor.

Autoban Seyhan Özdemir - Sefer Çağlar Tasarım yaklaşımı açısından Autoban’ın 10 yıl öncesiyle bugünü arasında ‘deneyim’ var. Deneysel yaklaşımımızı günün gerçekleri ve ihtiyaçları ile birleştirip, meslek insanı olarak günlük hayata dair akılda kalıcı hikayeler anlatmaya devam ediyoruz. Bir tasarım ortaya koyarken, en küçük detayı ile birlikte bir bütün oluşturmaya ve hikaye anlatmaya duyduğumuz tutkunun yanı sıra, merak uyandıran ve hayalgücü ile sınır tanımayan deneysel yaklaşımımız hiç değişmiyor.

»2015

»2006

115


»2007

»2014

Kunter Şekercioğlu Kilit Taşı’nda işbirliğimiz olan bir firma ile uzun süre yürümeyi önemsiyoruz. Banat ile 2003 yılından bu yana devam eden yolculuğumuzun ilk meyvelerinden Triaction, Türkiye’de tasarlanmış ve üretilmiş ilk üç komponentli diş fırçası. 10 yılı aşkın süredir satılıyor.

Erdem Akan

10. Yıl Özel

2000’lerin başında tasarladığım ‘eastmeetswest’ çay bardağını 10 yıl sonra altın yaldızlı versiyonu ile kutlamak istedim.

Mekan gibi 10. yaşını kutlayan İstanbul Modern, bu yeni yaşı için özel bir koleksiyona imza attı. Bu koleksiyon için tasarladığım Kök vazo, 8000 senelik geçmişi olan seramiğin en yalın hali... Formu ile bu toprakların seramik geçmişine saygı gösterirken, üzerindeki bölgesel sır uygulamaları ile esnek bir tasarım anlayışını yansıtıyor. Bu 10 yılda gelişen teknolojiler tasarım sürecimizi hızlandırdı. Değişmeyen şey ise tasarladığım obje veya konu uygunsa köklerimizden beslenmeyi tercih edişim.

Ocak - Şubat 2016 #55

»2003

116

»2015


A. Raşit Karaaslan Kullandığım tasarım dili yılllar içinde çok fazla değişmedi. Tasarımlar, gelişen teknoloji, yeni malzemeler ve trendler doğrultusunda evrilse de, tasarımcının estetik çizgisinin devamlılığının onun başarısı için önemli olduğunu düşünüyorum.

»2016

»2006

»2002

Atilla Kuzu 10 yıl öncenin tasarım anlayışı ile şimdiki tasarım anlayışı tabii ki farklı ve bu fark belki 3-5 yıl sonra çok daha farklı yollara gidebilir. Tasarımı oluşturma disiplinleri, üretim teknolojilerinin de etkisiyle, bilindik teknolojilerin seri üretime dönük tasarım fikirlerini daha monümental tasarım üretme anlayışına götürebilir. Özellikle 3D yazıcıların bu konudaki gelişimlerinin dikkatle izlenmesi gerektiğine inanıyorum.

»2014

117


Adnan Serbest Tasarım kültürüne yalnızca inanmak lazım. Gelişiyor ve olgunlaşıyorsunuz. Bazen tasarım kriterleri belirleyici oluyor bazen de pazarın beklentileri tasarımınızı şekillendiriyor. Dik duracağım derseniz rüzgar sizi kırıyor. Esnek olmak lazım.

»2006

»2016

Derin Sarıyer

Ocak - Şubat 2016 #55

Mobilya tasarımına bakışımla hayatı algılayış biçimim birbirlerinden ayrılmıyor. Yaşadığım zamanın hakkını vermeyi önemsiyorum. Kırılgan varlıklarız ve korkularımızın bizi yanılsamalara sürüklemesine izin veriyoruz. Ben veremiyorum. Bunun yerine dünyayı saf, sek ve pür gözlerle hissetmeye eğilimliyim ve bu nedenle 10 sene öncesiyle bugün arasındaki tasarım anlayışım arasında felsefi olarak bir değişim yok fakat işlerin zamana olan aidiyetleri açısından 10 senelik bir fark var.

118

»1999

»2010


119


Ocak - Ĺžubat 2016 #55

David Lebenthal

120

Dekorasyon Ev


Çağdaş bir şehir evi David Lebenthal’ın kurucusu olduğu Dzl Mimarlık’ın tasarım stratejileri, projeleri en ince ayrıntıya kadar planlamak. Titiz çalışmalarını detaylandırırken iç mimari tasarım prensipleri stille entegre olmuş, zamansız ve benzersiz bir yaklaşımla şekilleniyor.

121


122

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Mimar David Lebenthal’ın kendisinin ve ailesinin yaşadığı, 200 m2 alanın içinde konumlanan Townhouse, Güneydoğu Tel Aviv’de yer alıyor. Townhouse’un bulunduğu bölgede üç farklı tipolojide mimari örnekler bulunuyor. Bunlar teraslı konut, dubleks evler ve şehrin tarihi dokusunu yansıtan şehir evlerinden oluşuyor.

Mimar David Lebenthal’ın kendisi ve ailesi için tasarladığı evi tanımaya giriş katından başlayalım. Evin girişinde çelik çubuklar ve bu çubuklara kaynak yapılarak birleştirilmiş raflardan oluşan bir merdivenle katlar arasında bağlantı kurulması sağlanmış. Uzun çubuklu merdiven seçimiyle, evin yüksekliği ön plana çıkarılmış. Evin üç tarafı açık, merdivenlerde de aynı şeffaflık ön plana çıkarılmış. Merdiven 12 mm kalınlığında, sacın katlanıp ince basamaklar haline getirilmesiyle oluşturulmuş. Merdivenlerin dış kenarını çevreleyen ince çelik çubuklar malzeme olarak bütünlüğü sağlamak amacıyla basamaklarla birleştirilmiş.

123


124

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Bahçe katında mutfak ve yemek alanı bizi karşılıyor. Açık plan oturma düzeniyle, yemek alanı ve mutfak birleştirilmiş ve geniş bir alan kullanıma açılmış. Yemek ve mutfak alanı açık bir biçimde konumlanmış ve genel düzene uyum sağlayacak biçimde geliştirilmiş. Sabit olmayan raflarla ritm duygusu sağlanmış. Birinci katta koridor genişliğinden faydalanılmış, bu yüzden düz metal paneller yerine dikey çubuklar aracılığıyla metallerin birleşmesi sağlanmış. Çocukların oyun alanında, mıknatıslar kullanılarak monte edilebilen yüzeyler oluşturulmuş. Zemin kattaki yaşam alanı kayar kapılarla bahçeye doğru açılıyor.

125


126

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Üst katta ebeveyn yatak odasıyla birlikte çocuk odası bulunuyor. Oda genel olarak çocukların oyun oynamasına imkan vermek amacıyla olabildiğince geniş ve boş bırakılmış. Odayı beyaz duvarlarla birlikte açık pencereler oluşturuyor. İçeriye giren gün ışığıyla boşlukların dolması sağlanmış ve bahçeye bakan büyük pencereler sayesinde odanın genel atmosferi oluşturulmuş. Projenin temel amacı klasik Tel Aviv arketiplerini yansıtan, modern bir düzen yaratmak olmuş. Evde materyal olarak ağırlıklı beton, ahşap ve metal kullanılmış ve tüm bu malzemelerle Tel Aviv’in geleneksel dokusunun korunması sağlanmış.

127


128

Ocak - Şubat 2016 #55


129


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ofis

Avcı Architects dünya markası Gensler ile proje ortaklığı yaptı

130

Gensler’in uluslararası fikir öncülüğünü yerel uzmanlık ve üretim kapasitesiyle buluşturan Avcı Architects, bütüncül tasarım, yeni teknolojilerin kullanımı, doğal özelliklerin maksimize edilmesi ve iklim koşullarıyla entegre olma gibi ilkelere dayanan yaklaşımıyla, daha düşük enerji ve işletme maliyetlerine, daha uzun kullanım ömrüne, daha iyi yaşam standartlarına ve daha yüksek çalışma performansına sahip olan projeler tasarlamaya devam ediyor.


Ljubljana ve İstanbul’un yanısıra Londra’da da ofisi bulunan Avcı Architects’in, Gensler için İstanbul-Londra arasında iyi bir köprü kuracak olması ve Türkiye açısından önemli bir temsiliyet sunması fikrinden yola çıkılarak oluşan birliktelikte, Avcı Architects’in mimarlık üretimindeki İngiliz (Anglosakson) yaklaşımı, yorumu ve üretim metodları Gensler için en dikkat çekici özelliklerden biri olmuş. Bu işbirliğinin ışığında üretilen projeler, temelde uluslararası şirketlerin ofislerine odaklanıyor ve yeni çalışma mekanlarının tasarlanması, yerel malzeme kullanımının entegrasyonu ve çalışma mekanlarının verimliliği üzerine üretimleri kapsıyor. Avcı Architects’in Gensler ile şimdiye kadar hayata geçirdiği projeler arasında AIG İstanbul Yönetim Ofisi, İstanbul HP Türkiye Genel Merkez Ofisi gibi projelerin yanısıra, konsept tasarım çalışmaları devam eden birçok ofis projeleri bulunmaktadır.

İş gücünü arttıran verimliliğin daha etkileşimli konularla ele alınmasının, enerji kaynakları ve geri dönüşüm konusunda da daha etkin çalışılmasının, iş ve yaşam kalitesini arttırarak, çalışanların refahını yükseltmede ve kurumsal kimliği iletmede etkin olduğu sonucuyla projeler tasarlayan Avcı Architects’in kurucusu Selçuk Avcı, Gensler ile olan işbirliğiyle ilgili şunları vurguladı:

131


Dekorasyon Ofis Ocak - Şubat 2016 #55

132

“Avcı Architects-Gensler iş birliğini ‘Uluslararası dil, dönüşüm ve temsiliyet’ üst başlıkları ışığında değerlendiriyorum. Global bir temsiliyet olan Gensler ile çalışmanın Avcı Architects olarak bize yansıması her projede farklı oluyor. Farklı düşünmemizi tetikleyen süreçlerin yanı sıra, çalışma ortamımızı, metodlarımızı, prensiplerimizi yeniden sorgulamamızı ve bazı süreçleri dönüştürmemizi sağlıyor. Dolayısıyla, bizi bir ölçüde daha da yukarı çekiyor ve tüm projelerimizi aynı mantıkla çalıştırmaya çabalıyoruz. Bu da sonuç olarak hayal edilen bir süreç olmuyor, zaten tasarımın bir parçası haline geliyor.’’


133


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Lüksün, detaylardaki güçlü yorumu

134

Genç ev sahiplerinin yaşam alanı projelerini, en başından itibaren teslim ettiği iç mimar ve tasarımcı A. Raşit Karaaslan, evin genel tasarımını ve konseptini onların ihtiyaçları ve zevkleri doğrultusunda belirleyerek ortaya keyifli ve zevkli bir proje çıkarmış. Uygulamasını, Mimar Hakan Uçkan, İç Mimar Buket Güney ve Mobi’nin tasarım ekibinin birlikte çalışarak gerçekleştirdikleri bu ev, mimari kurgusundan iç mekan tasarımına kadar uzun ve özenli çalışmanın hoş bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.


135


136

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Henüz inşaatın temeli atılmadan toplantılarına başlayan iç mimari ekip, ev sahiplerinin tercih ettiği fonksiyonlardan yola çıkarak önce evin iç mimarisini belirlemiş. Daha sonra, bunun genel mimariye yansımaları takip edilerek bütüne varılmış. Böylelikle hem ideal fonksiyonları barındıran, hem de iç ve dış mimarinin estetik bütünselliğinin korunduğu bir ev ortaya çıkmış. Evin içinde siyah meşe ve bronz metalin birlikteliği ile lüks bir atmosfer yaratılarak duvarlarda, kapılarda ve yerde tercih edilen koyu tonlar bu atmosfere hizmet ediyor. Oluşturulan loş ve dingin ortamda bronz aksesuarlar ve gizli aydınlatmalar ile gerekli yerlere yapılan vurgular genel tasarımın güçlü yanlarını ortaya çıkarıyor. Salondaki oturma elemanları Minotti’den seçilirken, yemek masası ve sandalyeler Mobi’nin usta el işçiliği ile karşımıza çıkıyor.

137


Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2016 #55

138

Duvarlarda ve kapılarda kullanılan ve evin genelinde hakim olan mat siyah meşe, parlak cilalı abanozdan üretilen yemek masası ve sehpa vurucu bir şekilde salonda yerlerini alıyor.


139


140

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Mutfağa gelindiğinde ise burada da keyifi bir yaşam alanı ile karşılaşıyoruz. Evin mutfağının Alno’ dan seçildiği bölümde, TV için büyük bir oturma alanı ve ona bağlantılı kış bahçesi ile aslında ailenin günlük yaşam alanı olarak tasarlanan bu mekan rahatlığın ön planda tutulduğu fakat evin genelindeki lüks duygusunun kaybedilmediği bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Yemek odası ve oturma bölümü gerektiği zaman ayrılabilen sürgülü paravanlar eşliğinde evde yaratılan genel lüks ve özel havaya katkıda bulunuyor.

141


Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2016 #55

142

Evin mimari kurgusu da iç mimari kurguya paralel yalın ve minimal bir çizgide ilerliyor. Doğal malzemeler ile renklerin birbirini baskılamadan ve birbirini boğmadan ilerlediği tasarımda, ahşabın güçlü ve sıcak duruşu evin cephesinde de kendini gösteriyor. Dış alanda kullanılan ahşabın peyzajla birleşimi ise doğal malzemelerin doğa ile uyumunu gözler önüne seriyor.


143


144

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Otel


Amsterdam’da Hotel Not Hotel Hotel Not Hotel, isminden de anlaşılacağı üzere otel gibi ama otel olmayan farklı mimarisiyle öne çıkan bir mekan olarak Amsterdam’da yer alıyor. Farklı çünkü, gördüğümüz diğer otellerde alışık olmadığımız bir biçimde konuklar, restore edilmiş antik tren vagonlarında, İspanyol villalarında ya da kütüphanelerin ardına gizlenmiş odalarda konuk ediliyorlar. Tüm odalar minimalistik özelliklerde düzenlenmiş. Otel bir çok dinlenme alanına sahip olmakla birlikte, genel tasarım konseptinde mekan içinde mekan duygusunu yaratıyor.

145


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Otel

Hotel Not Hotel’de her odanın tasarımı birbirinden farklı düşünülmüş. Odaların her biri Design Academy Eindhoven’den mezun genç tasarımcılar ile Arno Coenen ve IRIS işbirliğiyle sanatsal bir bakış açısına kavuşmuş. Amsterdam’daki bu hotelde uyandığınızda mekan sizi sanat kokulu bir sergide dolaştırıp, lobiye uzanan bir sirkülasyonla Kevin Bacon bar eşliğinde geniş bir dinlenme alanına davet ediyor. Aktör Kevin Bacon’dan adını alan bar, yalnızca hotelde kalanların uğradığı bir bar olmaktan öte modellerin, avukatların, iş adamlarının, komşuların, stilistlerin ve mimarların da konuk olduğu cadde üzerindeki bir uğrak noktası. Sonuçta Ünlü Kevin Bacon’a kim hayır diyebilir ki?

146


Hotelde imzası olan bir diğer tasarımcı da Luuk Van Den Broek. Broek çalışmalarında el işçiliğiyle endüstriyel tasarımı birleştiriyor. Onun çalışmaları materyallerle renklerin bir araya gelip uyum yakalamasıyla gerçekleşiyor. Otelin iç mimari dokusunun oluşmasına katkı sağlayan bir diğer isim de Sander Wassink. Kim Haagen’in basit formları ve malzemelerin bilinçli kullanımı heykelsi bileşenlerle bir araya geliyor.

147


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Otel

Jelle Mastenbroek’in tasarladığı Casa No Casa’da yıl boyunca genel sıcaklık ortalaması 19,5°. Casa No Casa zemin katta hotelin içerisinde yer alan tatil beldesi görünümünde bir İspanyol tarzı villa olarak karşımıza çıkıyor. Bu villanın içerisinde aile tatili için mükemmel bir double ve iki adet tek kişilik yatak mevcut.

148

Casa önündeki özel teras sizi hotelin içini gözlemlemeye davet ediyor. Tek başına küçük bir kasabadaki pitoreske benzeyen evin önünde lezzetli bir sabah kahvaltısı için vazgeçilmez bir alana sahip.


149


Ocak - Şubat 2016 #55

Pascali Semerdijan Mimarlık

150

Dekorasyon Ev


Oyun alanları ve oyuncaklarla şekillenen ev Domingos Pascali and Sarkis Semerdjian işbirliğiyle 2010’dan bu yana çeşitli projelere imza atan Pascali Semerdijan Mimarlık, başarılarına 2015 IF Gold Awards’la birlikte bir yenisini daha eklemiş. Pascali Semerdijan Mimarlık’ın tasarladığı 247m2 Oyuncak Evi São Paulo’da yer alıyor. Birkaç metre uzaklıkta ev sahibinin yaşadığı bu proje, çocuk oyuncaklarını stoklamak ve evin tüm üyeleri için partiler ve organizasyonlara ev sahipliği yapmak amacıyla tasarlanmış, hızlı büyüyen bir aile için büyük bir oyun alanı olarak projelendirilmiş. Evin girişinin basamakları farklı seviyelerde kurgulanmış. Dışarıdaki giriş güvenlik amacıyla, diğer giriş oyuna davet eden bir neşede, bir diğer girişte misafirler için düşünülmüş.

151


Üst katta, farklı konfigürasyonlarda birleştirilebilmeye izin vermek için yapılmış bir metal çerçeve bulunuyor. Bu şekilde esnek mekanlar yaratmayı amaçlayan tasarım ekibi, ayrıca güneş ışığının uzaktan kumandalı panjur ile kontrol edilmesini sağlamış.

Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Metal çerçeve sayesinde oyun alanı boşluğa açılabiliyor, küçük alan büyük hale gelebiliyor ve evde herhangi bir reforma karar verilirse, kolaylıkla monte ve demonte olabiliyor.

152


Alt katta eğlence sonrası enerji tüketimine destek olmak amacıyla, oyun alanına entegre bir mutfak, video oyunu ve sinema seansları için büyük bir TV odası düşünülmüş. Evin içerisindeki hiyerarşi aşırıya kaçmadan minimalist bir düzende kurgulanmış. Evin her iki tarafına da sürgülü kapılarla bağlantı sağlayan, evin arka ucunda bulunan paslanmaz çelik merdiven ile entegre edilebilen bu yapı fazlasıyla fonksiyonel bir o kadar da eğlenceli...

153


154

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Oyuncak evine eğlence eklemek amacıyla, kule kapısı gözetleme kulesi haline getirilmiş. Zemin giriş katında yer alan ve küçük bir ormana benzeyen bahçeye geçmek amacıyla kırmızı halatla dekore edilmiş bir köprü bahçe katıyla bağlantıyı sağlıyor. Duvarları özel Brezilyalı Graffiti sanatçıları süslerken grafitiler dışındaki diğer çalışmalar Anish Kappoor, Keith Haring ve Osgemeos’a ait.

155


156

Ocak - Şubat 2016 #55


157


Ocak - Şubat 2016 #55

Gönye Proje Tasarım

158

Dekorasyon Ev


İyi tasarım mutlu insanlar için

Gönye Proje Tasarım, projeye özel mobilya ve obje tasarımlarıyla örnek daire dekorasyonunu gerçekleştirdikleri Makyol Yaşam projesinde başarılı bir tasarıma imza atıyorlar.

Modern tarzın hakim olduğu evde proje sahiplerinin beğenileri ile tasarım ekibinin uyumu, yaratmak istenilen etkiyi yakalamada önemli bir rol oynamış. Salonda kemik ve vizon tonları kullanılırken aksesuar ve detaylar da ise sarı ve yeşil tonları kullanılmış. Aydınlatmalarda ithal armatürler tercih eden ekip, duvarlarda dekoratif etkiyi arttırmak üzere farklı tonlarda duvar kağıdı uygulaması gerçekleştirmiş. Projedeki önemli ayrıntılardan biri salonda, derinlik katmak amacıyla kullanılan tavandan yere kadar uzanan yemek masasının aksında kullanılan ayna... Aynanın üzerine, Casa Mobilya’dan alınan Nomon marka çok hafif ve ince görünümlü bir saat yerleştirilerek derinlik etkisi güçlendirilmiş. Bu büyük ayna, bir yandan saatin fonuymuş hissi yaratırken diğer yandan yemek masasının üzerindeki sarkıt aydınlatmaları da yansıtarak birden fazla hareketi içinde barındırıyor. Salon konseptine hakim olan ahşap, parlak lake, mermer ve pirinç gibi farklı materyalleri bir arada kullanan ekip, yalın hatlara hakim gizli ışıklı bir tv ünitesini de yine projeye uygun tasarlıyor.

159


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Yatak odasında ise bej ve gri renklerini desteklemek üzere detaylarda marsala rengi kullanılıyor. Soyunma odası için tasarlanan dolabın, gizli led ışıklarla aydınlatılan dikme ve raflarının cam olması ve dolap arka panelinde ayna kullanılması ise mekandaki derinlik ve genişlik hissini vurguluyor.

160


161


162

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Beyaz ve gri rengin kullanıldığı çocuk odası tasarımını canlandırmak üzere aksesuar, tekstil ve mobilya detaylarında dengeli bir şekilde sarı rengi kullanılmış.

163


Her zaman

uğrak noktası

Ocak - Şubat 2016 #55

Mekan

Bir kahve molası, uzun soluklu yemek sohbetleri, belki sadece bir merhaba, kalabalık içinde yalnız kalabilme arzusu mutlulukların paylaşılabildiği, bol keyifli bir mekan…

164


Cafe Grande’nin genelinde ağırlıklı malzeme olarak ahşap, metal ve taş kullanılmış. Duvarların üzeri vernik, dekoratif tuğlayla kaplanmış. Cafenin bahçe zemini desenli karolarla renklendirilmiş. İç kısımdaysa desenli karo ve ahşap görünümlü seramikle natürel bir uyum yakalanmış.

165


Mekan Ocak - Şubat 2016 #55

166

Masalar, kapılar, bar önü aydınlatmalar özel olarak tasarlanmış. Kullanılan aksesuarların bir kısmı hazır alınmış, bir kısmı da daha önce kullanılmış eski aksesuarların üzerlerine işlenen ufak dokunuşlarla yenilenmesi sağlanmış. Mekanın konseptini oluşturan en önemli unsurlar ziyaretçilerin hareket özgürlüğü ve rahatlığı olmuş.


167


Dekorasyon Ev

UNStudio

Ocak - Şubat 2016 #55

Fotoğraflar: Fedde de Weert, Inga Powilleit

168


Akıllı sadelik The W.I.N.D. House esnek, akıllı ev teknolojisine uyumlu, çevresindeki peyzajla asimile edilmiş ve bir santrifüj sirkülasyon tasarımının temelini oluşturabilmek adına sürdürülebilir çözümler üretilen bir ev olarak tasarlanmış.

Kuzey Hollanda Köyü eteklerinde bulunan, denize yakın, rüzgarla iç içe, korunaklı ormanlık alanda muhteşem bir manzaraya sahip olan The W.I.N.D House’u, güneş panelleri ve mekanik tesisatlar dahil, LAN bağlantısı üzerinden bağımsız cihazlar aracılığıyla uzaktan kontrol mümkün.

169


Dekorasyon Ev

Güneşten gelen enerji evin arka çatısında bulunan güneş panelleri ile hasat ediliyor. Ayrıca evin sürdürülebilirlik kavramı, atık ısı geri kazanımı ile ısıtma, soğutma ve mekanik havalandırma için merkezi bir hava-su ısı pompası sayesinde oluyor. Kümelenen teknik kısım bodrum katında binanın dışında yer alıyor.

Ocak - Şubat 2016 #55

Isı kazancı tamamen camlı ön ve arka cephelerde renkli cam kullanılmak suretiyle azaltılmış. Bu kaplanmış cam gündüz gizliliği arttırırken, iç mekanlara doğal ışık sağlıyor.

170


Evin ön ve arka kısmı, iki farklı mevsimle bağlantılı, tamamen camdan ve cama benzer yüzeylerden oluşmuş. Dış saçaklar ve yan duvarlar daha korunaklı bir biçimde, dış terasları, manzaraya doğru görünümü çerçeveleyerek bu bağlantıyı güçlendirmiş. Yan duvarlar, ağırlıklı olarak kapalı bir biçimde örülmüş ve bu nedenle iki taraftaki komşu binalardan gizlilik sağlamak amacıyla hizmet veriyor.

171


Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2016 #55

172

Açık mutfak ile yemek alanı, bir girinti ile ayrılarak bütünleşmiş ve evin ön kısmında yer almış. Açık mutfağı çevreleyen girinti etrafındaki eğriler, usulca oturma ve yemek alanını bağlıyor.


173


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Evin giriş katının ön kısmında tek mobilya elemanıyla bütünleşik, depolama, yaşam alanı, bir şömine ve bir tezgah ile bir arada hizmet veriyor. Bu elemanlar manzaraya bakan camlı ve açık cepheye zıt bir biçimde kapalı bir zemin oluşturuyor.

174


Evin ana girişindeki merdiven çocukların odasına ve müzik odasına doğru şekillendirilmiş buradan devam ederek, temel yaşam alanına ve mutfağa geçiş sağlanmış.

175


Yaşam alanında merdiven yardımıyla hamama, misafir odasına, ebeveyn yatak odasına ve ayrıca ön kısımda bulunan geniş çatı katı terasına ulaşılıyor ve burada yeniden muhteşem manzarayla buluşmamız sağlanıyor. Hemen hemen tüm katlar homojen. Uyku alanları, bu alanlardaki rahatlığı vurgulamak amacıyla biraz daha koyu tonlarda seçilmiş.

Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Müzik odasında akustik nedenlerle meşe kullanılmış. Yer döşemesi, duvar ve manzara eşliğinde genel natürel görünüm korunmuş.

176


177


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Basit bir çiçek şekli önermesiyle, içe doğru dört cephe, eğrinin dört ayrı taç yaprağı gibi yeni bir manzara çizerek oluşturulmuş. Bu kıvrımlı girintiler, bina boyunca çeşitli manzaralarla binanın kalbinde çapraz bir şekil oluşturarak dış kısmın birbiriyle bağlı gözükmesini sağlamış. Bu çapraz bağlantılar sayesinde iç-dış bağlantısı güçlendirilmiş.

178


Binanın dikey örgütlenmesi, santrifüj hareketinden oluşan iki seviyeli prensibi izliyor. Evin merkezinde bir açık merdiven, merdiven üzerinde her turda evin içinden ve dışından çevresine geniş manzaralar sunan bir bakış açısı bulunmakta. Bu bakış açısı sayesinde ön ve arka kanatlar birbirine bağlanmış. 179


Doğal dokunuşlarla yaratılan modern tasarımlar

Söyleşi

Tasarımcı Kerem Ariş tarafından hayata geçirilen Uniqka; sanat ve zanaat ile beslenen yaklaşık yüzyıllık bir mirasın yansımalarını taşıyan bir marka. Doğal malzemeyi, yüksek kalite el işçiliğini, modern yaşamla birleştiren Uniqka, sanatın kalıtsal yanını bize bir kez daha kanıtlıyor. Babası ünlü heykeltıraş Koray Ariş’ten devraldığı sanat ve zanaat anlayışı ile estetik değerlerini koleksiyonlarına da yansıtan Kerem Ariş’le Dezinti.com-Mekan dergisi işbirliğiyle keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Dezinti Tasarım Danışmanlık www.dezinti.wordpress.com’dan söyleşiyi takip edebilirsiniz.

İlk ne zaman bir tasarımcı olduğunuzu fark ettiniz?

Mesleğinizde gelmek isteyebileceğiniz en son yer neresi olurdu?

Küçükken kil ile oynar, üç boyutlu objeler üretirdim sanırım o zamanlara dayanıyor. Hayatım atölyede deri, ahşap ve kil malzemelerinin içinde başladı. Deri kokusu soluyarak büyüdüm. Elimden geldiğince babam Koray Ariş’e yardım etmeye çalışırdım. Hem babamın atölyesinde hem de birlikte gittiğimiz sergiler ve müzelerde sanatla içiçe büyüdüm.

Kamusal alanlarda anıt niteliğinde işler yapabilmek ve topluma mal olmak.

Dünyanın nereleri daha sizin tarafınızdan keşfedilmeyi bekliyor? Güney Amerika ve Uzak Doğu’ya hiç gitmedim. Özellikle Güney Amerika tarih ve kültürel zenginliğiyle beni çok cezbediyor. Yaratıcılığınız için nasıl bir içsel motivasyon tarif edersiniz?

Ocak - Şubat 2016 #55

Mümkün olduğunca gözlem yapmaya, hayatın içinde, insanın merkezinde olmaya çalışıyorum. Bu da farklı bakış açılarını ve yaratıcılığı besliyor.

180

Biraz da idolleriniz; en sevdiğiniz tasarımcı kim? Yerinde olmak istediğiniz kişi kim olurdu? Yerinde olmayı istediğim bir kişi yok. Beğendiğim, yaptıkları farklı işlerle dikkatimi çeken pek çok tasarımcı var tabii. Bunlardan bazıları Jaime Hayon, Tom Dixon ve Zaha Hadid. Sizi en çok hayrete düşüren şey nedir? İnsanlar; insan beyni ve motivasyonları. İnsanların yaptığı, sebep olduğu şeyler beni hayretler içerisinde bırakıyor. Negatif anlamda söylüyorum. Bu kadar gelişmeye, öğrenmeye, artan farkındalıklara karşın bazı şeyler hiç değişmiyor maalesef. Sosyal medya hakkında neler düşünüyorsunuz? Nasıl kullanıyorsunuz? Sosyal medyanın hem pozitif, hem negatif yanlarını gözlemleyebiliyorum. Üzerinde konuşulacak çok şeyler var. Sosyolojik, psikolojik, ekonomik alanlarda hakkında akademik araştırmalar yapılmış ve yapılmakta olan bir konu başlığı. Sevsek de sevmesek de hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Artık sosyal medya kullanmayanlara hayretle bakıldığı bir zamanda yaşıyoruz. Düşünsenize artık kimlik kartımız, facebook kullanıcı adımız. Kimlik doğrulaması yeterli ve belki de zorunlu oldu artık.


Sizce günün en güzel saati nedir? Sabah erken saatler. Hele bir de güneş parlıyorsa... Ofisinizde bir gün nasıl geçiyor? Sabah ilk yaptığım şey kendimi duşa atmak. Ardından kahve makinemi açıyorum ve kahve çekirdeklerimi çekiyorum. Çok seviyorum kahve ile oynamayı. Kahve, güne başlarken olmazsa olmazım. Batıl inancım yok sanırım. Müzik konusu çok geniş. Çalışırken jazz dinlemeyi tercih ediyorum. Dışarı çıktığımda da house tabanlı müzikleri tercih ediyorum. Hareket ve enerji çok önemli benim için. Yeni bir tasarım fikri genellikle geceleri doğuyor. Gece insan daha sakin ve daha kendisiyle başbaşa kalabiliyor. Gün içinde hayatın koşuşturmacası sizi içine alıyor. Özellikle beslendiğiniz yayınlar nedir? Tasarım / mimarlık yayınlarının isimleri? Düzenli olarak Wallpaper okuyorum. İşlerinizi özetleyen kelimeleri sayarsak; neleri katarız? Ahşap, sürdürülebilirlik, kültür, sanat, vb? Deri, doğallık, el işçiliği, sanat, estetik. Ürünlerinizde kullanmayı en çok sevdiğiniz malzeme nedir? Deri

Tasarımlarınızı en çok etkileyen etmen nedir? Ya da şöyle de sorabiliriz; hayatınız boyunca işinize / yaratım sürecinize etki ettiğini düşündüğünüz “şey/durum/kişi/duygu” nedir? Malzeme ve teknik olarak ilham kaynağım Koray Ariş. Onun kendine özgü olan tekniğini kullanıyorum. Form olarak çok farklı şeylerden ilham aldığım oluyor. Doğa, insan yapımı objeler, sanat vs. Ne zaman ilham gelir derseniz de genellikle gece. Bazen yataktan kalkıp bir iki şey karalayıp sonra tekrar yattığım oluyor.

görüşünü alıyorum. Onun tecrübesi ve estetik algısı çok üst düzeyde. Yol gösteriyor, ancak her zaman son kararı bana bırakıyor. Burada iki farklı jenerasyonun oluşturduğu sinerji de çok önemli. Tasarım-konjonktür ilişkisinde; kendi tasarımlarınızı hangi kelimelerle ifade etmek isterdiniz. Savaş, barış, sol, sağ, vb? Barış ve huzur Sizce global gündemin şekillendirdiği kullanma eğilimleri nasıl?

Size bugüne kadarki en büyük özgüveni ve doygunluğu sağlayan işiniz ne oldu?

Hızlı tüketim her alanda çok arttı. Ancak yavaş yavaş kalıcı ve sürdürülebilir işler artıyor.

Uniqka markasını hayata geçirmek.

Kentleşme hakkında düşünceleriniz?

Hangi kültürlerle ortak bir şeyler peşindesiniz?

Bu konu da sosyal medya gibi. Sabaha kadar konuşuruz. Kentleşme konusuna çoğu insan bir muhalefet ile bakıyor. Ancak ben kentleşme karşıtı değilim. Doğru kentleşme olduğu sürece kent yaşamını seviyorum. Bunda haftanın birkaç gününde Çatalca’da doğa içinde bulunmamın da etkisi var. Şehir hayatı ve doğal hayatı dengeleyebiliyorum. Benim ikisine de ihtiyacım var.

İskandinav sadeliği ve doğu kültürünün canlılığı çok etkiliyor beni. Projelerinize başladığınız masa hangisi? Bitirdiğiniz yer neresi? Çok değişken. Bazen ev, bazen atölye, bazen ofis, bazen yatak odası, bazen uçak.... İşlerinizi kimlerle tartışırsınız? Özellikle kimlere danışır, kimden “onay” almak istersiniz? Koray Ariş. Babamla aynı atölyede yanyana çalışıyorum. Yeni bir şey tasarladığımda onun

Firmanız hakkında bir özeleştiri yapmak gerekirse? Daha yolun başındayız. Yapacak çok işimiz var.

181


Söyleşi Ocak - Şubat 2016 #55

182

Neden Uniqka? Biraz isim hikayenizden bahseder misiniz?

Önümüzdeki süreçte nasıl bir koleksiyon üzerine çalışmayı istiyorsunuz?

Bu işi kendi adım altında değil de, bir marka ismi altında yapmak istedim. İleriyi düşünerek, büyük hedefler doğrultusunda verdim bu kararı. Sonra Uniqka çıktı. Uniqka, İngilizce’de bir eşi daha olmayan, tek anlamındaki “unique” kelimesi ve ismimin baş harflerinin birleşiminden oluşuyor. Buradaki eşsiz vurgusu, tüm ürünlerin tamamen el yapımı olması. Belli bir kalıptan çıkmıyor. Doğal olarak da herbiri milimetrik farklar gösterebiliyor. Birbirinin aynısı olamıyor. Ayrıca her derinin kendine has dokusu, yüzeyi de her ürünü eşsiz kılıyor.

Koleksiyonda olmayan yeni ürün tipleri gelecek. Sandalye, koltuk gibi. Ayrıca dekoratif objeler de artacak. Tabii bunların işlevi de olacak.

Mevcut koleksiyonunuz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Uniqka’nın “boyutları” ve “sınırları” nedir?

Mevcut koleksiyonda masa ve sehpa çeşitliliği ön planda. Sehpa yapmayı çok seviyorum. Sehpa yaşam alanımızın merkezinde ve en özel anlarımız onun etrafında dönüyor. Alejandro ve Max sehpa favorilerim arasında. Diğer taraftan, boş duvarları doldurmak da hoşuma gidiyor. Estetik ve fonksiyonel objelerle duvarları da dekorasyonun içine almayı seviyorum. Bu amaçla yaptığım duvar aynaları, anahtar askılığı rölyefler mevcut. Hem dekoratif hem de işlevsel ürünler bunlar.

Biraz tasarım ekibinizden bahseder misiniz? Nasıl bir ekip öngörmüştünüz Uniqka için ve bu öngörünüz başarılı oldu mu? Tasarımları kendim yapıyorum. Ancak belirli dönemlerde sanatçı ve tasarımcılarla özel işbirlikleri olacak. Edisyonlu işler bunlar. İlkini Koray Ariş’in dergilik/gazetelik tasarımıyla başlattık. Boyutları sonsuz. Zar büyüklüğünde bir nesneden, devasa bir objeye kadar gidebilir. Sınırları ise deri malzemesi belirliyor çoğu zaman. Malzemeden tasarıma gidiyoruz. Uygulanabilirlik ve sürdürülebilirlik önemli hususlar bu noktada. Uniqka’nın “vizyon” ve “misyonu” nedir? Misyonumuz, deri malzemesini ve zanaatini farklı objelerde deneyimlemek, deneyimletmek.

Vizyonumuz, estetik değerlerimizi paylaşan tüm bireylerin yaşam alanlarında varolabilmek. Nasıl bir tasarım çizgisi tarif edilebilir Uniqka için? Merkezinde deri olan ve malzemeden tasarıma giden bir serüven diye özetleyebiliriz. Türkiye sizce büyük bir pazar mı mobilya açısından? Neyi eksik ve neyi gereğinden fazla peki? Türkiye, Avrupa’da İtalya, Almanya ve Polonya ile birlikte en önemli oyunculardan bir tanesi. Zanaate dayalı sektör olarak Polonya ile daha çok benzeşiyoruz. İtalya ve Almanya kreatif anlamda ön plana çıkıyorlar. Türkiye’nin yaklaşık 15 milyar TL’lik bir üretimi var. Bunun üçte birinden fazlasını ihraç ediyoruz. Aynı zamanda büyük bir pazara sahibiz. Ancak genelde birbirinin tekrarı olan işler yapılıyor. Farklı işlere ihtiyaç var. Özellikle tasarım alanında. Zanaat anlamında gerçekten çok büyük bir mirasımız var çünkü.


183


Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorex Mimarlık Ercüment Aydın Tolga Sırdaş

184


Konfor sadelikle birleşti Dekorex Mimarlık tarafından tasarlanan ev, 1000 m²lik bir arazide 300 m² ye oturan 2 katlı bir alanda gerçekleştirilmiş. Evde havuz, kış bahçesi, çardak bölümleri ayrı ayrı düşünülerek tasarlanmış.

185


Evin her alanında maksimum konfor gözetilerek dekorasyon kurgusunun yapıldığı genel konseptinde modern çizgilerin hakim olduğu sade ve zarif çizgilerle karşı karşıyayız. Giriş ve hollerde mermer dokulu açık renk seramikler büyük ebatlı kullanılıp, kaplamalı ceviz ve ipek mat lake dolaplarla, karşı duvarda aynalı dresuar bizleri karşılıyor. Salondaki şömine bölümü kitap okuma alanı, yemek bölümü ve misafir ağırlama bölümü olarak ayrılmış. Ceviz kaplama, ipek mat lake genel olarak tercih edilip, şöminede bej mermer uygulanmış.

Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Merdivenlerdeki basamaklarda, masif panel kaplama ceviz ve paslanmaz korkuluk tamperli lamine camla bütünleştirilerek uygulanmış.

186


187


188

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Üst kata çıkıldığında ebeveyn yatak odasında yatak başı yanlarından girilerek giyinme odası ve ebeveyn banyosuna geçiş sağlanıyor. Genç kız odalarında ceviz tonları ağırlıkta olup beyaz lakeyle ferahlık katılmış ve oturma guruplarıyla renklendirilmiş. Havuz kenarında oval şeklindeki çardak ve oturma gurubu estetik ve konforun farklı tarzıyla uygulanmasıyla göze çarpmaktadır.

Alçıpan ve demir uygulama: Kavazoğlu Dekorasyon Boya işleri: Kanat Boya Elektrik İşleri: Coşkunkan Elektrik Mekanik Tesisat İşleri: Berk Mekanik Çatı uygulama: Kross Yapı Mobilya İşleri: Mada Tasarım Döşeme İşleri: Ömür Koltuk Koltuk ve sandalye: Casa Aydınlatma: Casa Luca Parke ve Iroko Dış Cephe Uygulama: Kahveci Orman Ürünleri Traverten ve Mermer İşleri: Gün Mermer Seramik ve Vitrifiye: Altay Yapı Perde ve Duvar Kağıdı İşleri: Evce Doğrama İşleri Winsa: Ruba Yapı A.Ş. Paslanmaz İşleri: Ales Yapı Kış Bahçesi Konsept: Mudo

Misafir WC’sinde mermer dokulu 100 x 120 cm seramikler, duvar ve zeminde kullanılmış hamam konsepti yaratmış. 189


Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2016 #55

190

Mutfakta da ferahlık ve konfor ön planda... Sedir oturma köşesi sıcak bir köşe olarak karşımıza çıkıyor. Renkli ve desenli kumaşlarla kaplanmış bu köşe ev sahiplerinin en çok tercih ettikleri bölüm. Lake boyalı mutfakta, tezgah arası Neo Seramik kullanılırken Corion tezgah mutfak mobilyasına şıklık ve sadelik katıyor.


191


Dekorasyon Fabrika Studio Ka / Kerem Akın

Ocak - Şubat 2016 #55

Fotoğraflar : Ali Bekman

192


Ofis ve showroom mekanlarının gerektirdiği konfor ve incelik Yurtiçi ve yurtdışı için özel jakarlı dokuma kumaşlar üreten BZJ Tekstil, “dünya çapında kaliteli üretim ve yenilikçi” vizyonu doğrultusunda yaptığı üretim yatırımlarının yanısıra şirket kimliğinden, binasına kadar bu değişikliği yansıtacak bir oluşuma gitmiş. Bu yeni oluşumda ise mimari, iç mimari ve kurumsal kimlik alanında başarılı partnerleri Studio Ka Tasarım ofisi olmuş.

193


194

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Fabrika


5,120 m2’lik eğimli bir arsa üzerinde yaklaşık 8,000 m2’lik kapalı alan ihtiyacına cevap veren BZJ’nin yeni binasında, fabrikanın üretim, sevkiyat ve idari fonksiyonlarının aynı çatı altında birleştirilmesi amaçlanmış. Farklı fonksiyonları içinde barındıran bir yapı olması dolayısıyla bina birbirine entegre 3 ayrı bölümde tasarlanmış; kumaş üretim ve depolama bodrum katında, sevkiyat zemin katın 2/3 lük kısmında ve idari kısım ise yine zemin katın 1/3 kısmında konumlandırılmış. İdari kısım ise yine kendi içinde 8 metrelik zemin katı yüksekliği kullanılarak asma kat ile idari ofisler ve showroom/müşteri ağırlama alanı olarak ikiye ayrılmış.

195


Dekorasyon Fabrika Ocak - Şubat 2016 #55

196

Endüstriyel binaların fonksiyonellik ve sağlamlık gibi önceliklerden dolayı doğası gereği hantal ve ağır yapısını hafifletmek ve cepheye fonksiyonellik kazandırmak için iki birbirini tamamlayan çözüm tasarıma eklenmiş. Çift cepheli bir sistem; ilk cephede bodrum kat bölümünde binanın ağırlığına vurgu için brut beton (ahşap baskı kalıp yerinde dökme) kullanılırken, üst bölümde hafifliğe vurgu yapmak için giydirme cam ve geniş alüminyum doğramalar ile kompozit panel kullanılmış. İkinci cephe ise ısı ve ışık geçirgenliğini kontrol edecek şekilde delikli bükme sac olarak belirlenmiş. Zemin kattaki çekmeler; arazinin köşesine yerleştirilmis olan idari kısmın öne ve yana bakan ana cephelerinde 3 metrelik geri çekmeler yapılarak, hem zeminde bir çıkma saçak oluşturularak binayi görsel olarak hafifleten bir etki yaratılmış, hem de asma katta iki cephe arasında yarı açık bir sosyal mekan oluşturulmuş.


197


198

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Fabrika


Yapısal anlamda da hem hız/zaman hem de ekonomik bakımdan avantajları olan prefabrik taşıyıcı sistem işveren tarafından tercih edilmiş. Binanın bu yapısal özelliği özgün bir veri olarak kullanılmış ve tüm idari kısımda taşıyıcı sistemler açıkta bırakılarak elektrik ve mekanik tesisatları da buna uygun açıkta olacak şekilde tasarıma eklenmiş. Özel olarak tasarlanan mid-century ağırlıklı ahşap mobilyalar ile eğlenceli ve renkli yönlendirmeler bir araya getirilerek ofis ve showroom mekanlarının gerektirdiği konfor ve incelik, endüstri yapısının ruhundan gelen karakteristik özelliklerle bir araya getirilerek yeni bir denge sağlanmaya çalışılmış.

199


Dekorasyon Fabrika Ocak - Şubat 2016 #55

200

İşveren ve diğer aile bireylerinin şirketin yönetiminde olması ve zamanlarının büyük bir kısmını şirket içinde geçirmeleri done olarak ele alınmış ve ev rahatlığında bir fabrika konsepti belirlenmiş. Bununla birlikte yurtiçinden ve yurtdışından gelen misafirlerin ve çalışanların bina içinde ve dışındaki farklı sosyal ortamlarda gün boyu rahat vakit geçirmeleri diğer bir done olarak belirlenmiş. Bu sebeple kafeterya, mutfak, mescit, balkon, showroomlar ve ortak buluşma mekanları gün boyu kullanıma açık olarak çalışma ve müşteri ağırlama alanlar arasında dağıtılmış.


201


Dekorasyon Fabrika Ocak - Şubat 2016 #55

Delikli bükme sactan oluşan ikinci cephe, geometrisi ve yarı geçirgen özelliği ile gün içinde ışığı farklı açılarla kırarak içeride kullanıcılarına daha dinamik ve ısı konforlu bir mekan sunarken, aynı zamanda dışarıdan da cepheye derinlik kazandırmak suretiyle yapının algısını çeşitlendirmişler.

202

Binanın diğer bir özelliği ise de bulunduğu eğimli araziyle etkileşimli şekilde tasarlanmış olması. Hem fabrikanın fonksiyonları ve cephesi, hem de arazi bu etkileşim sonucunda birbirlerine tasarım girdileri oluştururarak dış mekanların ve çevresinin de fabrikanın bir uzantısı olarak bir bütün içinde algılanması amaçlanmış.


Prefabrik ana strüktürel yapı: Sinta Prefabrik/Gökbey İnşaat Çelik konstrüksüyon strükturel yapı: Altındal Muhendislik Alüminyum perfore cephe: Kasso Engineering Kompozit panel kaplama, Giydirme Cam cephe ve Alüminyum Doğramalar: Tura Alüminyum İreko Ahsap Kaplama: Çam Ahşap Dekorasyon Çatı: Trapez Trifon VRF havalandırma sistemleri: Çakırcalı Mühendislik Peyzaj: Abelia Peyzaj Aydınlatma: R&D Limited, Philips, Artemide Mobilya Aksesuar: FM Dizayn, Nurus, Koleksiyon Mobilya Islak Hacim: Kale Fayans ve Sıva, Newarc, Dupont-Corian, Blanco, Bocchi Bitirme İşleri: Domino Mutfak, Öner Yapı ve Dekorasyon, Akinoks Dekorasyon, FM Dizayn, Cam Ahşap Dekorasyon, e-design

203


Ocak - Şubat 2016 #55

Mimar ve İç Mimar Roy David

204

Dekorasyon Ev


Yeniden hayata dönüş Roy David Studio Tel Aviv’de, İsrail merkezli bir mimarlık ofisi. Stüdyo pragmatik bir projelendirme sistemiyle, çoklu konut, otel, kamu binası, restoranlar, ofisler gibi bir dizi proje üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.

205


206

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Tel Aviv’de King David isimli lüks kulede bulunan residence, mimar ve iç mimar Roy David’in tasarım filozofisini ortaya çıkarmak için muhteşem bir fırsat olmuş. Tasarım sürecinde mevcut daire esas alınarak yabancı diplomatların kalacağı modern minimalist ve zamansız fikirlerle tasarım neticelenmiş.

207


208

Ocak - Ĺžubat 2016 #55

Dekorasyon Ev


Projenin yaklaşımında renklerle denizin vurgusu yapılmak istenmiş. Bu yüzden dairenin iç tasarımı genel dairenin düzeniyle orantılı olmamış. Dairenin genel kullanım alanı misafirlerin kullanımına uygun olmadığı için balkon dahil misafirlere uygun olacak biçimde düzenlenmiş. Master ve misafir suitleri genişletilmiş ve böylece bir iç elektrik tesisatıyla, otomotik aydınlatma sistemi, elektrikli perde, çift camlı UV filtreler gibi akıllı ev teknolojileriyle donatılmış. 100 m2lik alan, 2,8 metre yüksekliğinde. Şu an oldukça tanınan Sumi-e boyama sanatçısıyla sanat dokusunun elde edilmesi sağlanmış. Rezidansta beyaz duvarlar ve tavan hakimken modern tarzda açık granit karo döşemeler eklenmiş. Dairenin mobilya ve dekor elementlerinin çoğu, siyah granit ve pirinç ile entegre edilerek doğal hickory ahşap kaplama ile kaplanmış. Seçilen malzeme minimalist lüks ve sıcak atmosferin oluşmasını sağlamış. Oturma odasında ikonik bir Eames kanepe, eski bir İran halısı ve hizmette kolaylık sağlayan bir çok bölmeli bir sehpa ile tamamlanmış. Nihai sonuç olarak eski moda stildeki bir daireye otelin altyapısına uygun olarak çağdaş bir görünüm entegre edilmiş. 209


Detaylarıyla içinizi ferahlatacak rahat ve konforlu bir ev

Dekorasyon Ev

DT Mimarlık tarafından, Çeşme-İzmir’de konumlanan, 2014 yılının yaz sonu gibi tadilatına karar verilen konutun projelendirilmesi ve tadilatının yapılması toplamda 6 ay gibi kısa bir zamanı kapsıyor.

Ocak - Şubat 2016 #55

DT Mimarlık

210


211


Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2016 #55

Yapı, toplamda 450m2lik bir bahçeye oturtulmuş. Alt katında açık mutfak, oturma odası, yardımcı için bir yatak odası ve ortak kullanım için bir banyo var. Üst katta ise üç yatak odası bir banyo ve bir çamaşırlık bulunmakta.

212

Ev sahibi English Home stilini çok beğendiği için, ev bu konsepte uygun olarak, evin mimarisi ve dekorasyonu bu düşünce üzerine gidilerek düşünülmüş. Kullanılan renkler, kağıtlar, perdelerin yapısı, aksesuarlar hatta doğramaların çıtalı olması bile evin bu tarzını oluşturmak amacıyla seçilmiş. Evin estetiğinin yanında kullanışlı ve fonskiyonel olması ev sahipleri için en önemli unsur olmuş. Evin yaz kış kullanıma uygun olması amacı ile hem ısıtma sistemi kurulmuş hem de şömine yapılmış.


Mutfakta evin genel renkli yapısından dolayı beyaz renk kullanılmış. Evdeki bütün ıslak mekanlar Vitra’dan seçilmiş. Tezgahlarda bütünlük oluşturmak amacıyla Corian kullanılmış. Her iki banyoda da aynalar özel üretim.

213


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Evdeki her ayrıntıda ev sahibinin özenli dokunuşları bulunuyor. Bütün aksesuarları kendisi özenle seçip toplamış ve yerleştirmiş. Marks & Spencer, Mudo Concept, Villeroy&Boch, Laura Ashley gibi firmalardan alınan mobilya ve aksesuarlarla da salonun genel havası oluşturulmuş. Bunlar dışındaki bütün ahşap işleri özel imalat. Evin genelindeki prensip aynı zamanda pratik çözümler ve seçimlerle estetiği yakalamak olmuş. Sonuç ise sofistike.

214


Ebeveyn yatak odasındaki mobilyaların bir kısmı Ikea’dan. Küçük dokunuşlarla farklı bir hava yaratılan yatak odası ingiliz tarzı bir dekorasyona gönderme yapıyor. Kulplardaki müdaheleler genel tarza hizmet ediyor. Yatak odası ile giyinme odasını bölmek için kullanılan dolabın bir tarafı tamamen ayna ile kaplanarak hem odanın mekan algısı genişletilmiş hem de daha aydınlık olması sağlanmış.

215


Mekan

Veganlığa övgü Ocak - Şubat 2016 #55

I-AM’in 2015’te yarattığı, vegan ve vejeteryanlara hitap eden konseptiyle Ethos Foods, RetailWeek Interior Awards’ta “Yılın En İyi Yeme ve İçme Mağazası” ödülünü kazandı.

216


Her yıl Londra’da ISG’nin sponsorluğunda düzenlenen Retail Week Interiors Awards, perakende sektöründeki markaların mağazalarının ödüllendirildiği dünya çapında takip edilen bir etkinlik. Bu etkinlikte Ethos Foods konseptiyle ’’Yılın En İyi Yeme ve İçme Mağazası” ödülünü kazanan I-AM’in Kurucu Ortaklarından Emre Kuzlu, bu iş birliğine dair çalışmalarını şu şekilde ifade ediyor: “Londra’nın kalbinde yer alan vegan restoran Ethos için kusursuz bir müşteri deneyimi kurgulandı. Markanın kurucusu Jessica Kruger ile yakından çalışılarak şıklığın ön planda olduğu seçkin bir tasarım konsepti geliştirildi. Marka, iç mimari ve web sitesiyle tüm detayları incelikle düşünerek, sadelik ve lüksü birleştiren güçlü kimliğiyle modern bir restoran yaratıldı.’’ Ethos Foods COO’su Jessica Kruger ise konuyla ilgili “I-AM ile birlikte çalışmak ilham verici bir süreçti. Dekorasyona ve marka konumlandırmaya bayıldım. Her detay Ethos’u birebir ifade ediyordu” sözleriyle I-AM ile gerçekleştirdikleri iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirmiş.

Ethos, Londra’da modern bir tarza sahip olan, şık bir konseptle hızlı hizmet veren, sağlıklı ve etten uzak yemekler sunan vegan ve vejetaryen bir restoran olarak karşımıza çıkıyor. Sağlıklı yemek seçenekleriyle müşterilerine doğal ve lezzetli bir menü sunan Ethos’un iç mimari konsepti, I-AM ekibi tarafından markanın seçkin karakterini yansıtacak şekilde kurgulanmış. Tasarımı beyaz ve mavi tonlarının etrafında şekillendirilmiş. Altın ve gümüş detaylara yer verilerek kendini ifade eden çarpıcı bir atmosfer oluşturulmuş. Mekana sıcaklık katmak için ise 4 metrelik boylarıyla göz dolduran huş ağaçlarından yararlanılmış. Zengin menü seçeneklerini vurgulamak adına klasik self servis büfesi yerine dairesel tezgahların desteğiyle tüm yemeklerin aynı anda görülebildiği cazip bir sunum kurgulanmış.

217


Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2016 #55

İç Mimar Hayri İşçimen

218

Avangart yaklaşım


Hayri İşçimen İçmimarlık ve Tasarım ekibinin gerçekleştirdiği projeye öncelikle fonksiyon gereksinimleri çözümlenerek başlanılmış. Dört kişilik ailenin yaşadığı bu konutta her aile bireyi ile görüşmeler sonucu bir ihtiyaç şeması belirlenmiş. Bunun sonucunda projeye yapısal değişiklikler yapılarak başlanıp sonrasında iç mekan çözümlemelerine gidilmiş. Girişte hacim olarak oldukça yeterli (altı kapaklı) bir portmanto karşılıyor. Kapaklarda kullanılan ayna detayı ile girişteki derinliğin arttırılması hedeflenmiş. Kapaklardaki dikey detaylar ve desen detayları, evin çeşitli noktalarında farklı fonksiyonlarda ve yüzeylerde işlenerek totalde bir dil birliği hedeflenmiş.

Modern,sıcak ve samimi bir çatı dubleksi olarak karşımıza çıkan projede; malzeme ve ışık seçimlerinin yarattığı etkiyle istenilen tarzın yakalandığı hissediliyor.

219


Dekorasyon Ev Ocak - Şubat 2016 #55

220

Ana girişte, ortak alanlarda ve mutfakta doğal dokulara yakın bir zemin graniti seçilmiş. Girişte, ceviz kaplamalı ahşap bloğun alt-üst ilişkisini üstlenmekte olduğunu görüyoruz. Yine ceviz merdiven basamaklarından oluşturulan, omurga merdivenin çıkış hattında standart korkuluklar yerine dikey metal bir geçirgen yüzey işlenmiş. Yine zemindeki aydınlatmalar ile çıkış hattı desteklenmiş.


Salona girdiğimizde, oldukça aydınlık bir salon ile karşılaşmaktayız. Planlaması, oturum ve yemek olarak iki bölüme ayrılan salonun tavanındaki detaylar da buna göre tasarlanmış. Zemini ithal laminat parke çalışılan salonun bazı duvarlarında doğal taş dokusu işlenmiş. Beyazın tonlarının hakim olduğu salonda, tekstil yüzey seçimlerindeki kontrast seçimler ve ayna yüzeyler ile bu yoğunluğun oranlanmış olduğunu görüyoruz. Salonun strüktürel yapısında mevcut olan kolon detayı, şömine detayı ile tamamen gizlenmiş.

Oldukça geniş bir tezgah yüzeyine sahip mutfağın bir diğer yüzeyinde depolama, kiler ve buzdolabı için de maksimum alanlar bırakılmış. Alt dolaplarında yine ceviz kaplamanın kullanıldığı mutfakta, beyaz lake üst dolaplar ile koyu renkteki granit tezgah birbirini tamamlıyorlar. 221


Dekorasyon Ev

Evin üst katına çıktığımızda, üç odalı bir planlama görüyoruz. Bu bölümden ahşap bloğun etkisinin daha da belli olduğunu görebilmekteyiz.

Ocak - Şubat 2016 #55

Ebeveyn yatak odasında, bir giyinme odasının dışında bir büyük gardrop alanı oluşturulmuş. Tavandan duvara on kapaklı dolabın üzerine ayna ve CNC uygulama desenlerle çalışılmış. Karyola başındaki gümüş ve mavi döşeme detaylarıyla uyumlu ithal duvar kağıtları, iki farklı duvarda kombin edilerek kullanılmış.

222


Evin kızlarına ait odalarına baktığımızda, malzeme seçimlerindeki tercihler dikkatimizi çekiyor. Kişisel tercih ve gereksinimlere göre planlanan odaların zeminlerinde daha sıcak tonlarda parke kullanılmış. Tekstil seçimlerindeki renk ve desenlerde de yine birbirine yakın tonlar tercih edilmiş. Gardrop, karyola ve diğer donatılarda da kendi içinde fonksiyon ve form olarak bir bütünlük söz konusu. Örneğin; kapak yüzeylerindeki inci taşlı detay, karyola başını çevreleyen klapalarda da görülüyor. Yine, orta kapaktaki desen detayı, minimize edilerek kulplarda kullanılmış.

Alçıpan ve Boya: Gölkent Yapı Seramik / Islak Hacimler: Biryılmaz (Seranit), Olgun Yapı (Çanakkale Seramik) Metal Uygulamaları: Atölye Trio Zemin Parke: Kahveci Parke Mobilyalar: Yıldız Mobilya Mobilya Uygulamaları: Wood’s Aydınlatmalar: Deniz Avize Şömine: Teknik Şömine Duvar Kağıdı: Duvar Art 223


Bir özgürlük ve anti endüstriyel ekolojik yaşam mücadelesinin hikayesi

Mekan

Üçüncü dalga kahve akımı Beyaz adam 500 sene evvel Amerika kıtasını işgal ettiğinde kıtanın tüm yerli halkları ya köleleştirildi ya da yok edildiler. En büyük hasar da kıtanın tüm yerli halklarının dilleri ve kültürleri üzerinde oldu. Beyaz adamın şiddetinden Maya yerlileri de fazlası ile zarar gördüler. Meksika’nın Chiapas eyaletinde yaşayan Maya yerlileri de aradan 500 sene geçmesine rağmen bu baskı ve asimilasyonun etkisi altındaydılar. Maya yerlileri, kendilerine uygulanan bu asimilasyon ve baskıdan kurtulmak ve onbinlerce yıldır yaşadıkları topraklarda yine özgürce yaşayabilmek için mücadele etmeye karar verdiklerinde tarih 1982 yılını göstermekteydi.

Ocak - Şubat 2016 #55

Bölge halkı “Artık Yeter” anlamındaki Ya Basta! sloganı ile Meksika hükümetine karşı Zapatistalar adı ile mücadele etmeye başladılar.

224

Zapatistalar adını Meksika Devrimi’nin (1910-1920) lideri olan Emiliano Zapata’dan alır. Kendilerini Zapata’nın ideolojik mirasçıları ve emperyalizme karşı beş yüz yıldır süren yerli direnişin vârisleri olarak görürler. Uzun süren bu direniş ve mücadeleden sonra Chiapas eyaletinde kendi özerk bölgelerini ilan ederler. Bu yeni durumla birlikte tüm üretim ve tüketim ilişkilerini eşitlik temelinde gerçekleşen kolektif yaşama uyarladılar. Mücadele öncesi oldukça muhafazakar olan Katolik Maya yerlileri, bu özgürlük mücadelesi içinde sadece ekonomik olarak özgürleşmediler, aynı zamanda felsefik olarak da evrim geçirdiler. Yeni ve özgür Chiapas eyaleti, artık kadın üzerindeki baskıyı, ırkçılığı, ötekileştirmeyi, homofobiyi ve eşitsizliği reddeden “Başka türlü bir dünyanın” da habercisi oldular.

Ekonomik yaşamı Kolektifler üzerinden yeniden oluşturmaya başlayan Maya yerlileri, yaşadıkları bölgede Küreselleşmeyi ve Neo Liberalizmi reddederek binlerce yıldır kullandıkları metotlarla organik tarım yapmaya başladılar. Maya yerlileri endüstriyi reddettikleri için ürettikleri kahvelerde asla inorganik tarım etkisi ve sanayinin yarattığı zehirli atık etkisi yoktur. Bölgede, sanayileşme ve hatta otoyol dahi olmadığı için kirli hava etkisi dahi yoktur üretilen kahvede. Meksika’da yükleme yapılan limanlara kadar at ve eşek sırtında taşınan Zapatista Kahveler için, eğer bir organik ve Bio üretimden bahsediyorsak, dünyanın en bio kahvesidir diyebiliriz.


Zapatista kahveyi ve tabi ki Latin Amerika’da aynı mantıkla üretim yapan diğer kahve kolektiflerinin ürettikleri kahveleri “ünlü – popüler” markalarından ayıran en önemli özellikleri; üretimin ve paylaşımın eşit olmasıdır. Kahve üretimi dünyanın birçok ülkesinde sömürü yoğun yöntemlerle yapılmaktadır. Bir çok kahve markası düşük ücretle çalıştırılan çocuk, kadın, mahkum emeği ve sigortasız, sendikasız, sosyal güvenceden yoksun işçi- köylü emeği ile üretilmektedir. Zapatista ve diğer kolektif kahvelerinin üretiminde asla çocuk, kadın, mahkum ve sosyal güvencesiz işçi emeği kullanılmadığı

gibi, satıştan elde edilen gelirler ise tüm yerli halkların ortak eğitim, sağlık, barınma, beslenme ve güvenlik gibi ihtiyaçları için kullanılmaktadır. Bu anlamı ile dillere pelesenk olmuş “fairtrade” ( adil ticaret ) anlayışının da üzerinde bir etik düzeyi yakalamışlardır. Zapatista kahve, aynı zamanda bazı ülkelerde lezzet olarak da ödüller almış, BİO sertifikalı bir üründür. Tüm dünyada hem tat hem de felsefik olarak kendini kabul ettirmiş yeni dalga bir kahvedir. Zapatista kahvenin üretim şekli, ruhu, hikayesi, tadı, dokusu ve damakta bıraktığı tat ile kahve severlerin ve 3. Dalga ( thirdwave ) kahveciliğin takipçileri için denenmesi gereken tatların başında gelir.

Zapatista kahve, Meksika’nın güneyindeki Chiapas bölgesinde, endüstriyel tarım yapılmamış arazilerde ve kimyasal ürün kullanılmadan yetiştiriliyor. Tarım yapılan alanlarda herhangi bir otoban ya da sanayi bölgesi olmadığı için Zapatista kahve, “% 100 bio organik kahve” unvanını alıyor. Zapatista kahve, efsanevi Maya yerlileri tarafından adil ticaret (fair trade) anlayışıyla kolektif bir bilinçle yetiştiriliyor. Zapatista kahvelerin içinde bulunduğu üçüncü dalga kahve akımı, yüksek kalite kahve üretimine yönelik adımı ifade ediyor. Kahvenin buğday gibi ticari bir mal yerine tıpkı şarap ve viski gibi zanaatkar elinden çıkmış bir besin maddesi olarak değerlendirildiği bu akım; üretimin bütün sürecini (yetiştiricilik, hasat, işleme vb.) kapsıyor. Üçüncü dalgada, kahve çekirdeğinin tarla çıkışından itibaren fincana gelene kadarki aşaması önem arz ediyor. Böylelikle kahve, tat ve sunumuyla bir gurme, gusto kalitesine bürünüyor. % 100 bio organik kahve olan Zapatista kahve, Türkiye’de üçüncü dalga kahve akımı içinde yer alacak. Bu nedenle de kurulacak Zapatista Kahve Akademisi’nde; kahve kavrulmasında, kahve pişirilmesi ve demlenmesinde uzman, tadım testlerinde bilirkişi olacak Baristalar yetiştirilecek. Bu sayede pek çok gence yeni bir meslek kazandırılacağı gibi iş olanakları da sağlanacak. Zapatista Kahve Akademisi’ne öncelikli olarak konaklama, yeme ve içme ihtiyaçları Zapatista kahve işletmesi olarak bizler tarafından karşılanmak suretiyle Anadolu’daki gençler dahil edilecek.

225


Zett’ten net tasarım

Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Balat’ta bulunan bu örnek dairenin iç mekan tasarımı Zett Mobilya koleksiyonu ve tamamlayıcı parçaları ile gerçekleştirilmiş.

226


Konut projesinin yeri, hedef kitlesi, dairenin mimari yapısı ve kullanılan malzemeler referans alınarak, kullanıcı belli olmayan bir konutta modern çizgilerin hakim olduğu, her beğeniye hitap etme esnekliğine sahip bir anlayışla kurgulanan mekan tasarımı, seçilen mobilyalar, kullanılan duvar panelleri ve detaylarla ahşabın sıcaklığı ve cevizin zamansızlığı her mekanda hissedilir kılınmış.

227


Ocak - Şubat 2016 #55

Dekorasyon Ev

Yalın çizgilerin aksesuarlarla zenginleştirildiği mekanlarda kullanıcıya da kendinden bir şeyler katma ve tasarıma ortak olma şansı bırakılmış.

228

Zett tasarım ekibinin gerçekleştirdiği bu projede; yatak odalarında fonksiyonelliğin masif ceviz detaylarla lezzetlendirildiği, yaşam alanlarında ise alışılagelmiş formların ötesinde yorumlanmış mobilyalar, aydınlatmalar ve aksesuarlar kullanılmış. Aksesuarların birçoğu Zett Mobilya koleksiyonunun tamamlayıcı ürünleri olup özel olarak üretilmiş. Aydınlatmalar Deniz Avize’den, Halılar ise Has Halı’dan alınmış.


229


Şehir

S

Ocak - Şubat 2016 #55

Fotoğraflar: Önder Asım İşbir Yazı: Aise Amet

230

Hayalleri süsleyen ateş ve buz şehri;

Reykjavik

oğuk iklimi ve termal kaynakları, kutu gibi dizilmiş binaları, renkli ve bir o kadar da hüzünlü gün batımı ile Reykjavik, bir ada ülkesi olan İzlanda’nın başkenti. Vikinglerin ve Elflerin şehri. Türkiye’den yaklaşık 7,5 kat küçük olan ülke. Buna rağmen yanardağları, buzulları, şelaleleri, volkanik çölleri, gayzerleri, fiyortları ile mini bir dünya. İzlanda’nın 321,857 kişilik toplam nüfusunun neredeyse yarısı başkent Reykjavik ’de yaşıyor. Kış aylarında ortalama sıcaklık -1 derece civarında. GulfStream sıcak su akıntısından dolayı, İzlanda‘nın kıyı iklimi ılımanlaşır ve daha yaşanır bir hale gelir.


231


Şehir Ocak - Şubat 2016 #55

232

Adanın güneybatısındaki bu liman şehri iki katlı küçük evlerden oluşuyor. Yaz aylarında gündüz süresinin 24 saati bulduğu ülkede, kışın neredeyse hiç güneş doğmuyor. Ayrıca sürekli denizden gelen sert rüzgarlar var. Dolayısıyla yüksek katlı evlerle karşılaşmıyorsunuz. Reykjavik’teki en yüksek yapı bir kilise. Lüteryan kilisesi olan Hallgrímskirkja, şehrin hemen hemen her yerinden kolaylıkla görülebiliyor. İzlanda için sıradan bir doğa olayı olan bazalt akıntılar, kilisenin dış görünüşüne de ilham kaynağı olmuş. Hallgrímskirkja, 1986 yılında tamamlanmış. İçinde ve dışında inanılmaz bir sadelik ve uyum var. Kilisenin alamet-i farikası ise 5275 boru kullanılarak inşa edilen ve 25 ton ağırlığındaki orgu. Hallgrímskirkja’da yaşayacağınız müzik keyfini, başka hiçbir yerde yaşayamayacağınıza emin olabilirsiniz. Sade, sakin kent kültürü, hoş mimarisi ve açık hava kaplıcalarıyla sizi kendisine hayran bırakacak Reykjavik’de tatilin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız. Kusursuz doğasıyla Reykjavik’i baştan başa yürümek yarım saatiniz alıyor. Kent merkezinde Bankastraeti, Austurstraeti ve Laugavegur’u görebilirsiniz. Daha çok parlak renklere boyanmış evlerin bulunduğu, köşe başı pastaneleri ve geceleri gürültülü barlara dönüşen kafeleri ile renkli bir İzlanda yolculuğuna tanık olacaksınız.


Yürürken pek fazla insanla karşılaşmayacağınız, rahatlıkla istediğiniz saatte gezebileceğiniz bir şehir aynı zamanda Reykjavik. Gündüzleri sokaklar ıssız gibi görünse de, geceleri de şaşırtacak şekilde kalabalık oluyor. Şehrin merkezindeki evler çoğunlukla konukevi ve pansiyon. Reykjavik’de yaşayan insanlar şehrin dışında yaşıyorlar. Ancak en uzak mesafe araba ile on dakika sürüyor. Reykjavik’de her adım başı bir hediyelik eşya dükkanı var. Buradan alınabilecek en iyi hediye ise İzlanda koyunlarının yünü ile örülmüş bir kazak. Farklı yemek türlerinin yer aldığı İzlanda’yı geleneksel yemeklerin yoğun olduğu kış aylarında ziyaret ediyorsanız başka ülkelerin menülerinde göremeyeceğiniz köpekbalığı, balina ve adını duymadığınız balık cinsleri ile de karşılaşabilir, enfes kuzu etini tadabilirsiniz. Şehir merkezindeki Laugavegur ve Hverisgatada, dünya mutfağından seçenekler bulabilirsiniz.

233


No TWO DESIGN Cumhuriyet Mah. Gazi Cad. No: 2 Sadıkoğlu Sit. A Blok/A T: 0224 451 02 24 www.no-two.com.tr

SOHO KITCHEN STUDIO Ertuğrul Mah. Uğur Mumcu Bul. Kumova Kuzey Residence No:19 Nilüfer / Bursa T: 0224 404 00 66

MIELE F.S Mehmet Mah. Sanayi Cad. No:624 Osmangazi / Bursa T: 0224 224 09 09 www.miele.com.tr

ASPENDOS CONCEPT İzmir Yolu 7.Km. No: 276/A Nilüfer / Bursa T: 0224 451 88 10 www.persan.com.tr

YILMAZLAR BANYO MERKEZİ Yeni Yalova Yolu No:456 T: 0224 211 12 73

EFE GRUP Karaman Mah. Gürbüzler Cad. No:33 Nilüfer/Bursa T: 0224 240 09 50 www.efeas.com.tr

SAFA MOBİLYA İzmir Yolu, No: 178 D:1 Nilüfer, Bursa T: 0224 443 09 90 www.safamobilya.com

NEWARC www.newarc.com.tr

OSSA İzmir Yolu No: 166 Nilüfer / Bursa T: 0224 453 40 00 www.ossadesign.com.tr KAAS Mudanya Cad. Organize Sanayi Yolu NO:111 Nilüfer / Bursa T: 0224 240 20 04 www.kaas.com.tr AYDINLAR PARKE Balat Mah. Sanayi Cad.(Mudanya Bulvarı) 54.Sok. Office 4200 İŞ Merkezi No: 47 Nilüfer / Bursa T: 0224 452 10 13 GSM: 0542 243 89 14 www.aydinlarzemin.com NURUS İzmir Yolu Cad. No: 212 Nilüfer / Bursa T: 0224 443 22 43 www.nurus.com

Fihrist

BEYAZ TEPE Mudanya Yolu Sanayi Cad. No: 132 Osmangazi / Bursa T: 0224 249 06 61 www.beyaztepe.com.tr DORYA Eski Mudanya Yolu No: 24 Bademli / Bursa T: 0224 549 01 25 www.doryahome.com EMİN IŞIK / IŞIK KAPLAMA Üçevler Sanayi Sit. 80. Blok 18. Cad. No: 37 T: 0224 443 44 95 www.isikkaplama.com MASSİVE PARKE Mudanya Yolu Sanayi Cad. No:334 Bağlarbaşı / Bursa T: 0224 245 65 70 www.massive.com.tr

Ocak - Şubat 2016 #55

BERK MEKANİK İhsaniye Mah. Tuna Cad. Çetinkaya Sit. No: 1-2 T: 0224 247 88 84 www.berkmekanik.com.tr

234

KUARTZ YAPI Alaaddin Bey Mah. Alaaddin Bey Cad. No: 12/1 Nilüfer/Bursa T: 0543 774 39 99

MOBİ Yalova Yolu 14.Km Sanayi Cad. No: 4 T: 0224 267 06 48 www.mobi.com.tr

IŞIK EVİ Üçevler Mah. Ahıska Cad. No: 213/A Nilüfer / Bursa T: 0224 271 89 59 www.isikevi.com SACHA Kükürtlü Mah. Oulu Cad. Aka Plaza No:1 T: 0224 233 59 79 www.sacha.com.tr ZETT Barış Mah. İzmirYolu Cad. No:178 T: 0224 247 58 88 www.mobenzi.com.tr KORDOBA Beşevler Küçük Sanayi Sitesi Metal Grubu 30.Blok NO:49-50-51 Bursa T: 0224 441 10 77 www.kordoba.com.tr STONEWRAP ATLANTİS MÜH VE İNŞ AŞ Tatlısu Mah Turgut Özal Bulv. Oylum Apt. No.66 D.4 Ümraniye – İstanbul T: 0216 527 03 93 www.stonewrap.com NİLÜFER OFFİCE & SUITS NİLÜFER PROJE TASARIM Halitpaşa Mah. Yeni Cad. No:15/B T: 0542 358 21 00 www.niluferproje.com POLAT TİCARET Uluyol Kıbrıs Şehitleri Cad Şevki İpekten Plaza No: 28 /8 Osmangazi / Bursa T: 0224 252 06 66 www.polatticaret.com.tr DELMO MOBİLYA Küçükbalıklı Mah. Okul Caddesi Ordulu Sokak No:21 Osmangazi / Bursa T: 0224 215 84 82

WOODEA STUDİO Millet Mah. Veli Sok. 3 Yıldırım / Bursa T: 0224 351 45 58 www.woodea-studio.com

MONO DESİGN Samanlı Mah. Sevgi Cad. No:11/A Yıldırım/Bursa T: 0224 216 12 60 www.monodesign.com.tr

DENİZ AVİZE İzmir Yolu üzeri 7. Km. Beşevler Metro İstasyonu Yanı T: 0224 452 83 43 www.denizavize.com

KAHVECİ PARKE Lefkoşa Cad. Mihraplı Plaza No:9/B Nilüfer/Bursa T:0224 453 08 11 – 12 www.kahveciparke.com

SORELLA Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad. Flora Sit. Begonya Blokları No:9E/A Nilüfer / Bursa T: 0224 244 70 01

DOMİNO MUTFAK Altınova Mah. Çağlar San. Sit. Keskin Sok. No:3 Küçükbalıklı/Bursa T: 0224 215 77 24 www.dominosogukma.com

GÖKNUR KUBİLAY Bağlarbaşı Mah. 1. Eda Sok. Fevzi Bey iş Hanı No:4/A Osmangazi, Bursa T: 0224 242 03 55 www.goknurkubilay.com ATÖLYE TRİO Veysel Karani Mah. Veda Sok. No:4 Osmangazi, Bursa T:0224 453 60 70 / 0212 280 89 78 www.atolyetrio.com BÜROTIME Odunluk Mah. Lefkoşe Cad. Eker İş Merkezi 6/C Nilüfer, Bursa T: 0224 443 20 55 www.burotime.com KAOS TASARIM Odunluk Mah. Lefkoşe Cad. Eker İş Merkezi No: 19/B B Blok Nilüfer,Bursa T: 0532 674 72 06 www.tasarimkaos.com VITALIA MOBİLYA Barış Mah. İzmir Yolu Cad. No: 182/A Nilüfer, Bursa Tel: 0224 451 07 01 www.vitaliamobilya.com.tr

FERAH FIRAT İhsaniye Mah. 1.Yaprak Sok. Kanuni Cad. No:30/A Nilüfer / Bursa T: 0224 247 48 40 www.ferahfirat.com

YILMAZ KOLTUK Beşevler Küçük Sanayi Sit. 64. Blok No: 25-26 Nilüfer / Bursa T: 0224 441 58 89 www.muminyilmaz.com.tr

KOOKİ RESTUARANT Nilüfer Hatun Cad. Cumhuriyet Mah. Podyum Park, Nilüfer, Bursa T:0 224 999 66 64 www.kooki.com.tr

VİSUS MERMER Eski Mudanya Yolu, Tebedebrent Mevkii, Sarı Cad. No: 38, Bademli / Bursa T: 0224 549 07 02 www.visusmadencilik.com

HANÇERLİ SANDALYE Önder Mah. Demirhendek Cad. No:134, Ankara T: 0312 348 7054 www.hancerli.com.tr

DESAY YAPI & DORTEK Alaaddin Bey Mah. İzmir Yolu Cad. No:277/4 Nilüfer/BURSA T:0224 441 01 11 www.desay.com.tr

LUXEV Organize San. Böl. Ana Cad. No:2/A İnegöl/Bursa T: 0224 714 88 13 www.dilaymobilya.com ADA KOLTUK Ertuğrulgazi Cad. No:53 İnegöl/Bursa T: 0224 444 4 395 www.adaavangarde.com MUTA COLLECTİON Yunuseli Mah. Yenice Sok. No:10 Osmangazi/Bursa T: 0224 248 67 75 www.muta.com.tr BOOD EAT&MEET Podyumpark 114 Ataevler/Bursa T: 0224 246 26 63 www.boodeat.com NEZİH BAĞCI Bademli Mah. 20. Sok Sirkeci Evleri No:4/40 Mudanya/Bursa T: 0224 549 0 777 www.nezihbagci.com FEYZ HALI T: 0535 598 87 14 feyzist@gmail.com ATÖLYE MUTFAK İzmir Yolu No: 134 Bağkent Sit. Nilüfer/Bursa T: 0224 453 00 86 www.atolyemutfak.com.tr CANCAN SERAMİK Zekai Gümüş Mah. Mudanya Yolu San. Cad. No: 564 Osmangazi/Bursa T: 0224 242 55 10 www.cancanseramik.com


235


236

Ocak - Şubat 2016 #55


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.