Mekan #62

Page 1

art’ı Mekan Dekorasyon & Mimarlık Dergisi

SAYI 62 MART - NİSAN 2017 · 10 TL

ISSN 1307 - 1939

Söyleşi

Hayata ve doğaya yakın olmak

Süha Derbent

Dokunulası evler

Ralph Anstoetz

Bakışaçınızı değiştirecek Ev Şehir

8

Londra Açılmayan Kapı İstanbul

İstanbul’da turist olmak @Balat

Otel

The Williamsburg

Mekan

El Moro Copper Head Jüpiter La Luz

Evimizdeki r a l n a l a l i ş e y Kadınlar Günü Özel

Marka

JAB Ghess Cotto d’Este Dialogue Tableware Leica

Çizimlerimize kulak verin Dosya

Bahçe mobilyaları

1


2

Mart - Nisan 2017 #62


3


4

Mart - Nisan 2017 #62


5


6

Mart - Nisan 2017 #62


7


8

Mart - Nisan 2017 #62


9


10

Mart - Nisan 2017 #62


11


12

Mart - Nisan 2017 #62


13


14

Mart - Nisan 2017 #62


15


16

Mart - Nisan 2017 #62


17


18

Mart - Nisan 2017 #62


19


20

Mart - Nisan 2017 #62


21


22

Mart - Nisan 2017 #62


23


İ

llüstratör Başak Buse Özer’in dergimiz için hazırladığımız kadınlar özel dosyasında söylediği bu sözler en derinime dokunan cümlelerden sadece biri…

Çiçektir, böcektir söylemleri ile geçen bir 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü daha geride bıraktık. Bizler için özenle hazırlanmış çok anlamlı mesajlar içeren videoları gururla (!) izlerken ülkemdeki tüm kadınlar için memnun ve tatmin olma hissi, payımıza düşen en büyük ödül oluyor yine... Bir insan olarak ise kekremsi bir tat kalıyor boğazımda. Buruk… Tüm dünyanın bir günlüğüne beni kadraja alma çabası, altı doldurulamamış eksik senaryolar ile taçlanıyor. Bu coğrafyada gülmemin en doğal hak olduğu erkekler tarafından onanırken seviniyor, aşka, çiçeğe, yağmura benzetilmenin haklı gururunu yaşıyorum. Biraz daha ülkeler aşıyorum, farklı coğrafyalar, kültürler… Senaryo hiç değişmiyor sadece Avrupa filmleri tadında daha derinlemesine işlenmiş daha çarpıcı noktalarla karşılaşıyorum. Dünyaca ünlü politikacılardan sanatçılara değin hepimizin maruz kaldığı “Manterruption” terimiyle yüzleşiyorum “Kadın olmak kameranın kör mesela. Bir erkeğin bir kadının sözünü gereksiz yere kesmesi, anlattığını bölmesi ve noktasında yaşamak gibi. Ne araya girmesi anlamına gelen Manterruption kadar başarı sağlarsan sağla ile. Tüm istatistikler gösteriyor ki bir erkek kamera, yani zihniyet, hiçbir bir kadının konuşmasını hemcinsinin konuşmasından daha fazla kesiyor. Elim zaman seni kadrajına almaz ve ayağım buz kesiyor. İnsanca yaşamaktan görmezden gelir.” anladığım ne varsa ters yüz oluyor. Birey olabilmenin sorumluluklarının yanında kadın olarak tüm dünyanın önünde sadece insan olabilmenin zorlu savaşını veriyorum.

Yayın Yönetmeni

Kör nokta...

Yayın Yönetmeni Fatoş Altıntaş Yılmaz

Mart - Nisan 2017 #62

f.yilmaz@artimekan.com

24

Yorgun, yılgın ama asla pes etmeyen bir savaşçı gibi dünyanın tüm kadınlarına cephane taşıyarak yoluma devam ediyorum. Bu coğrafyadaki kadınlarımız için önce savunulacak cephelerim var çünkü… Sonra kaybettiklerimizi yerine koyacağız ardından yeni cepheler fethedilecek... İnsan olarak yaşayabilmeyi başarabildiğimiz zamana kadar; savaşacak tüm kadınlara sevgiyle...


Aydınlanın… hiç beklenmedik bir yerde.

Farkı yaşamak için Gaggenau. Değerli ve hassas yemek takımlarınızı en iyi şekilde yıkaması, tüm bulaşık makinelerinden beklenendir. Biz 400 serisi bulaşık makinelerimiz ile bu konuda çok yol aldık. Üstün özellik ve donanımlara sahip bu seri bulaşık makinelerimize son olarak geliştirilmiş bir aydınlatma konsepti eklendi. Özel led aydınlatmalarla, içten yayılan bir parlaklık verecek şekilde geliştirilmiş ‘’sırt aydınlatması’’ ile temiz bulaşıklarınız sahneye çıkıyor. Mükemmel teknik ve sırt aydınlatması ile bulaşıklarınız bize emanet. Yükünüzü aydınlatıyoruz. Daha fazla bilgi için, www.gaggenau.com’u ziyaret edebilirsiniz. 25


İçindekiler Dekorasyon Ev

30

76

Ajanda

34

Yeni Tasarım

40

Etkinlik

46

Fikir İrem Senemoğlu

88

Renkli rüyalar evi Andrea Schumacher

104

Tasarım Etkinlik

Evlerde taş ve metal devri Erenus Mimarlık

50

132

22 yılın tasarımı Zoom TPU

Benim evim, senin galerin Kelly Behun

56

144

Kostümün rolü Gökçe İpek Şehir

64

Açılmayan Kapı Özlem Özel, Londra

İçindekiler

Hoş geldin; ben doğa... Pantone&Airbnb Ev

İlk bakışta aşk Esra Kazmirci

156

Kadına has maskulenlik Dilşen Toker

164

İstanbul

Güç aksesuarda artık Sorella Design

74

174

İstanbul’da turist olmak İrem Karagöz, Balat Dosya

98

Güneşi selamla Bahçe mobilyaları

186

Bak yeşil yeşil

Başrolde fonksiyon Buket Efendioğlu Dekorasyon Mekan

70

Değişimin tadına bakın Cadena+Asoc., El Moro

116

Yap da görelim YOD Design Lab, Copper Head

Kadınlar Günü Özel

120

Mart - Nisan 2017 #62

Çizimlerimize kulak verin 10 illüstratör kadın

26

154

Jüpiter’de hayat var

170

Ayrı mekanların insanlarıyız Esat Fişek, La Luz Dekorasyon Otel

190

Endüstriye duyusal yaklaşım Michaelis Boyd Design, The Williamsburg


Tasarımcı & Söyleşi

Marka Söyleşi

art’ı MEKAN Dekorasyon ve Mimarlık Dergisi Barış Mh. Tutkun Sk. Çelikay Sit. D Bl. No.18 İhsaniye, Bursa Tel: 0 224 452 99 63 Sahibi Altıntaş Yayıncılık adına Fatma Altıntaş Yılmaz Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür Fatma Altıntaş Yılmaz fatos@altintasyayincilik.com f.yilmaz@artimekan.com Editör Duygu Yazıcı d.yazici@artimekan.com Grafik Sertan Şafak Fotoğraf Kaan Suud Sert Reklam Koordinatörü Çağlar Çiftpınar caglar@altintasyayincilik.com Reklam Sorumlusu Atakan Şenses atakan@altintasyayincilik.com Yayın Kurulu Adnan Serbest Atilla Kuzu Levent Çırpıcı Kunter Şekercioğlu Esat Fişek

70

Hayata ve doğaya yakın olmak Süha Derbent Aise Amet

60

Dokunulası Evler: Ralph Anstoetz JAB

54 Marka

52

Ghess

58

Cotto d’Este Atölye

68

El üstünde tutulan heykeller Elçin Sümer

Leica ekolü İstanbul’da Elvin Evren

72

Dialogue Tableware

Londra Temsilcisi Esra Tekeli ABD Temsilcisi Emre Hakgüder

Katkıda Bulunanlar Aise Amet, İrem Karagöz, İrem Senemoğlu, Gözde Şekercioğlu, Gökçe İpek, Elvin Evren, Özlem Özel, Aslı Üye Siva. Baskı ŞAN OFSET Hamidiye Mh. Anadolu Cd. No:50 Kağıthane, İstanbul Tel: 0212 289 24 24 Baskı Yeri - İstanbul Baskı Tarihi - Mart 2017 Süreli Yayın Mart - Nisan 2017 Yazı ve fotoğrafların tüm hakları art’ı Mekan Dergisi’ne, yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. artimekan arti_mekan arti_mekan 27


M

ilyarlarca yıllık insanlık gelişimi son birkaç yüzyılda kendi hız sınırlarını zorlamaya başladı. Teknolojinin ve günlük yaşantının akışı o denli yoğun ki, kendimiz ve doğamız arasında sıkışıp kaldık. Giderek doğadan uzaklaştığımız bu günlerde, doğaya ihtiyaç duyduğumuzun geç de olsa farkındayız artık. Her ne kadar güvenli evlerimizden çıkıp doğayı kucaklayamasak da artık doğal olanı evimizin bir parçası haline getiriyoruz. Doğal taşlar, masif ahşaplar, metaller ve doğadan gelen renkler. Pantone’nin bu senenin rengini Greenery/Yeşillik belirlemesinden mi yoksa doğaya duyduğumuz özlemden midir bilinmez evlerde yeşil renk kullanımı bir hayli arttı. Botanik figürlerin kullanıldığı duvar kağıtları kadar oralardan gelen bitkiler de dekorasyon tarihine adını yazdırdı. Biz de yeşile dair ne varsa bir araya getirdik ve dergimize konuk ettik. Pantone’nin yeşili içine alan eviyle başlayan yolculuğumuz bizi daha küçük alanlara doğayı sığdıran; Urban Jungle, Labofem ve Müz’ün yaratıcılarına götürdü. Onlardan aldığımız fikirleri dışarı taşıdık ve bahçe mobilyalarına kısaca bir göz attık. Tüm bu yolculukta doğanın yeşille sınırlı olmadığına bir kez daha tanık olduk. Toprağa şekil verenlerden, doğaya hükmedenlere ve hatta bir kareye sığdırıp bizimle paylaşan doğa fotoğrafçısı Süha Derbent’e kadar genişlettik skalamızı.

Editör

Dönüp tekrar evlere baktığımızda dünyada artık net kuralların yıkıldığını görüyoruz. Uyumlu olanın güzel, olmayanın çirkin diye nitelendirildiği günler geride kaldı. Kapağımıza da taşıdığımız Andrea Schumaer’in tasarladığı ev, bunun en güzel örneği: Alabildiğinde renk, üst üste desen... Desenler sadece bu evde değil, Meksika’daki bir tatlıcıda da çıktı karşımıza. Tek bir desenle kaplanan El Moro, değişen tasarım algısına dair çok şey söylüyor. Editör Duygu Yazıcı

Mart - Nisan 2017 #62

d.yazici@artimekan.com

28

Evlerin ve mekanların altını üstüne getirdiğimiz; doğanın hükmüne, desenin yükselişine ve kadının gücüne tanık olduğumuz Mart-Nisan sayımızda mekanlarınıza ve hayatlarınıza katkı sunacak güzellikler bulmanız dileğiyle


29


“Mersad Berber: Bir Bosna Alegorisi” Pera Müzesi, Bosna-Hersek sanatının 20. yüzyılın ikinci yarısındaki en önemli temsilcilerinden Mersad Berber’in “Bir Bosna Alegorisi” sergisi Şubat ayından beri sanatseverlerle buluşuyor. 2012 yılında hayatını kaybeden sanatçının eserleri, ölümünden beş yıl sonra Pera Müzesi’nde sergileniyor. Küratörlüğünü Bosna-Hersek’in önde gelen sanat tarihçilerinden Aida Abadžić Hodžić’in yaptığı sergi, 7 Mayıs’a kadar devam edecek.

Heykelin izindeki 8 kadın sanatçı İzmir’in yeni kültür-sanat merkezi Mahall Bomonti Sanat, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde özel bir serginin açılışına sahne oldu. Sanatçılar Ayfer Kalsın, Benan Bulut, Pembe Hilal Tüzüner, Şebnem Keçeli, Tina Varon, Yakut Ayverdi, Yasemin Aslan Bakiri ve Yıldız Yılmaz’ın toplam 32 eserinden oluşan “Heykelin izinde 8 Kadın” sergisi düzenlenen özel bir kokteylle İzmirli sanatseverlerle buluştu.

Mart - Nisan 2017 #62

Ajanda

“Heykelin İzinde 8 Kadın” sergisi 5 Nisan’a kadar, Mahall Bomonti İzmir Tanıtım Ofisi’ndeki Mahall Bomonti Sanat’ta açık kalacak.

30

Gökyüzüne müzeden bakış

Kamerayı insana çeviren sanatçı: Odd Geir Saether Norveçli ünlü görüntü yönetmeni Odd Geir Saether elli yedi yıllık görüntü yönetmenliği deneyimini fotoğraf sanatına yansıtıyor. Sokak fotoğrafına yoğunlaşan sanatçı, “Aynanın İçinden” sergisinde objektifini izleyicisine çeviriyor. Odd Geir Saether’in eserleri ilk kez 8 Mart’ta Schneidertempel Sanat Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu.

Geçmişten günümüze endüstri, iletişim ve ulaşım tarihine ayna tutan Rahmi M. Koç Müzesi, ziyaretçileri için Cumartesi günleri “Astronomi Atölyesi” düzenliyor. Rahmi M. Koç Müzesi, Plüton’un Şubat ayındaki doğum günü vesilesiyle henüz Astronomi Atölyesi’ne katılmamış herkesi müzeye davet ediyor. Ziyaretçiler ayrıca müzenin bilimsel aletler koleksiyonunu da görme şansını yakalayacak.


31


Dünyanın en iyi komşusu “İyi bir komşu” başlığıyla, 16 Eylül-12 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek 15. İstanbul Bienali, ev ve mahalle kavramlarını pek çok açıdan ele alırken, iç mekânlardaki yaşam şekillerinin yakın tarihte geçirdiği dönüşümü de inceleyecek. 15. İstanbul Bienali, Şubat ayından itibaren, “iyi bir komşu”ya dair sorularını Manchester’dan Sydney’e, Havana’dan Delhi’ye dünyanın birçok farklı kentinde billboard’lar aracılığıyla tartışmaya açacak. 2017 yılının sonuna kadar dünyanın pek çok farklı kentinde sergilenecek billboard projesi, sanatçı Lukas Wassmann, küratörler Elmgreen & Dragset ve bienalin grafik tasarımcısı Rubert Symth iş birliğiyle hazırlandı.

İstanbul’dan New York’a

Akbank Sanat, 8-29 Nisan 2017 tarihleri arasında, Yakın Dönem Romen Sineması’na ev sahipliği yapıyor. İstanbul “Dimitrie Cantemir” Romen Kültür Merkezi’nin katkılarıyla gerçekleştirilecek etkinlikte; Durmaksızın Bükreş, Gerisi Sessizlik, Chuck Norris Komünizme Karşı, Ben Yaşlı Cadaloz Bir Komünistim ve Hayatin Bir Saniyesi isimli Yakın Dönem Romanya Sineması’na ait beş seçkin film Romence orijinal ve Türkçe altyazılı olarak izleyiciyle buluşacak.

Darwin haklıymış

Ajanda Mart - Nisan 2017 #62

32

Romen sinemasına yakından bakın

Arjantinli sanatçı Adrián Villar Rojas’ın 2015 yılında 14. İstanbul Bienali’ne özel olarak ürettiği ve Büyükada’da sergilenen heykel enstalasyonu, Tüm Annelerin En Güzeli, The New York Times’daki bir yazıya konu oldu. Yazıda Rojas’ın New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi’nin çatı bahçesi için aldığı eser siparişine değiniliyor. Rojas, bugüne kadar bu alanda sergi yapacak en genç sanatçı olacak.

7-29 Nisan tarihlerinde Mixer, Sırma Doruk ve Deniz Derin Akıncı’nın işlerinin buluştuğu Kapsama/Kavrama sergisine yer verecek. Aynı mekan içerisinde iki sanatçının ayrı sanatsal pratiklerinin bir araya geldiği bu sergi, bütün olarak işlerinin yer aldığı bir ilk olma niteliğini taşıyor. Bu serginin hazırlık sürecinde aynı atölyeyi paylaşan iki sanatçı, farklı temalara odaklansalar da üretim süreçlerini bir arada deneyimliyor ve birbirlerinden bağımsız ilerleyen değişimlerine ve pratiklerinin evrimine tanık oluyor.


33


En “çarpıcı” manzara Batı Şeria’da açılan bir otel tüm dünyanın ilgisini çekti. ‘Dünyanın en kötü manzaralı oteli’ olarak anılan mekan İsrail tarafından çekilen duvarın arkasında bulunuyor. Grafiti sanatçısı Banksy tarafından açılan otelin ismi de buradan esinle “Walled off Hotel/Duvarın arkasındaki otel”. İçerisinde savaş ve barışa dair grafitilerin bulunduğu otel, 9 Mart’tan beri ziyarete açık.

Banyolara renk geldi

Mart - Nisan 2017 #62

Yeni Tasarım

Banyolarda genelde beyaz renklerin tercih edildiğini düşünüyorsanız bir de BOCCHI’nin soft renklerdeki yeni koleksiyonuna göz atın. İtalyan tarzının öncü isimlerinden BOCCHI, renkli ve eğlenceli temadaki ürünleriyle sade banyolara alternatif bir görünüm sunuyor.

34

Güneşten ilham alan sistem: Zehnder Radyant %40’ın üzerinde sağladığı enerji tasarrufu ile Zehnder radyant tavan ısıtma ve soğutma sistemleri, tahrik enerjisi için ekstra elektrik maliyeti çıkartmıyor ve kullanıcıları için ekonomi yaratıyor. Bakım ve servis maliyeti olmadığı gibi istenilen enerji kaynağına adaptasyonu sağlayabiliyor. Tüm mekanlarda kullanılan bu sistem, tamamen sessiz çalışması ve toz sirkülasyonu olmaması ile her mekana sağlık, kalite ve verimlilik getiriyor.

Dışarı adım atın Dış mekan zeminlerinde sıra dışı bir görünüme ne dersiniz? Villeroy&Boch’un 20 mm kalınlığındaki karoları; sıcak, rahat ve stil sahibi alanlar yaratıyor. Doğal ve modern renkteki karolar, davetkar ortamlar yaratabilirsiniz. Üstelik karolar her türlü hava koşuluna dayanıklı.


35


İspanyol mutfağına yakışır bir market

Ödüllü sandalye: Click

Mart - Nisan 2017 #62

Yeni Tasarım

Dış mekanda şıklığın ve konforun adresi L’unica, bu yıl ilk kez Türkiye’ye getirdiği İskandinav tasarım özelliklerine sahip Danimarkalı Houe ürünleriyle dikkat çekiyor. Bahçe mobilyasının mucidi Houe, adeta bir lego gibi istenilen renklerdeki parçaları zevkinize uygun şekilde sıralama imkanı sunan Click sandalye ile kişiselleştirilmiş bir ürün tasarlamanızı mümkün kılıyor. Yaratıcılığın ve konforun sınırlarını zorlayan Click sandalye birçok ülkede ödül aldı.

36

Masquespacio tasarım firmasının son projesi, Almanya Köln’deki bir market. İspanyol ürünlerinin satıldığı market, ülkenin canlı ruhunu modern bir şekilde yansıtıyor. Köklü bir toptan firmasının açtığı Solera’s Market, perakende satış yapıyor ve profesyonel olmayan tüketicileri hedefliyor. Siyah yoğunluğuna Akdeniz ruhunu yansıtan seramiklerin eşlik ettiği markette bol bol da yeşillik kullanılmış.

Erişilebilir lüks: Luxury Line Koleksiyonunda günümüz yaşam tarzının, geçmişten gelen klasik çizgiler ve zarif detaylarla ustaca harmanlandığı avangart tasarımlara yer veren Luxury Line, ev mobilyasında estetik ve konforu, aynı kalite çizgisindeki ürünlere göre erişilebilir rakamlara sunuyor. 2017 modellerini Luxury. com.tr adresinden ya da Tuzla’daki corner mağazasında inceleyebilirsiniz.

Porland Mix&Match serisinin yeni üyesi: Old Fashion Porland, sanatın sofraya taşındığı tasarımlarına bir yenisini daha ekledi. Doğanın tazeliğinden ve ferahlık veren etkisinden ilhamla günlük kullanıma uygun olarak tasarlanan Old Fashion, petrol mavisi ve mürdüm tonlarının hâkim olduğu iki farklı renk seçeneği ve narin çiçek desenleri ile baharı müjdeliyor. Old Fashion ürünleri, geçmişe özlem duyanlar için alternatif bir tarza sahip.


37


Karanlığa gömülen tasarım LAMP 83’ün, distribütörlüğünü yaptığı İtalyan Goccia’nın en son serisi PASSUM, yeni jenerasyon yüksek güçlü LED çipleri her türlü alana gömme ürün ihtiyacını karşılıyor. Ürün ailesi, modern mimari çizgilere paralel olarak dış mekanda; yerden yukarı doğru (up light) veya yana doğru ışık istenen projelerde, farklı boyut ve ışık efektleri ile çözüm sunuyor.

Seramiğe adanan 60 yıl Fabrikasyon olmayan ürünler üreterek mekânlara ruh katan Gorbon, yeni seramikleriyle dikkat çekiyor. Türkiye ve dünyada birçok mekân için farklı renklerden üretilen niş seramikleriyle Gorbon, bu sene 60.yılını kutluyor; klasik, modern ve artistik temalarını seramik severlerin beğenisine sunuyor.

Mart - Nisan 2017 #62

Yeni Tasarım

Somfy’den garaj kapılarına fonksiyonel çözüm

Somfy, motorlu sistemlerle hayatınıza konfor sunuyor. Motorlu sistem sayesinde, garaj kapınızı açmak için arabanızdan inmenize gerek kalmıyor. Sadece uzaktan kumandanızın bir tuşuna basmanız yeterli. Ayrıca elektrik kesildiğinde kapınızın çalışır konumda kalması için yedek batarya olanağı da bulunuyor. Somfy motorlu garaj kapısı sistemleri, akıllı ev sistemlerine de uyumlu.

Samimi sofralar için yeni form Evinize sıcak ve modern bir atmosfer kazandıran Loda Mobilya’nın yeni koleksiyonu Form Yemek Odası, salonunuzda zarif bir duruş sergilerken bulunduğu ortamın en samimi eşlikçisi oluyor. Form Yemek Odası’nı istediğiniz renk ve kumaşı seçerek stilinize göre yorumlayabilirsiniz.

38


24 AY SIFIR FAİZ BANKA YOK KEFİL YOK Balat Mh. Bozkır Sk. No:6 Nilüfer/BURSA

39

0 542 311 14 14 444 8 391


JAB’a yerinde ziyaret Anadolu’ya akıllı sistem

Bursa’nın döşemelik kumaş ve perde satıcısı Nezih Bağcı, Bursalı mimarlarla birlikte satışını yaptığı JAB’ın Almanya’daki merkezine bir ziyaret gerçekleştirdi. Üretim tesislerini de gezen mimarlar JAB ürünlerini ve markasını yakından tanıma fırsatı buldu.

Akıllı bina otomasyonu ve anahtar-priz sektör liderlerinden Hager I Berker mega şehirlerde rezidans, villa, AVM, otel ve konutlara özel geliştirdiği yaşam konforunu büyümekte olan Anadolu şehirlerine de taşıyor. Hager I Berker ‘in birçok ödüle sahip tasarımı B.IQ ile tek anahtar üzerinden aydınlatma, perde, iklimlendirme otomasyonları 16 Şubat’ta Bursa Balat Life Nar Projesi’nde tanıtıldı.

Mart - Nisan 2017 #62

Etkinlik

Ekosistemde buluşuruz

40

Krank Art Gallery 1. yılında Elif Çelebi’nin “Ekosistemden Ayrılmamak Üzere” sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergide sanatçının, insan-hayvan-bitki ayrımı gözetmeksizin tüm canlıların ait olduğu bütüncül bir doğa fikrini ortaya koyduğu sulu boya çalışmalarına yer veriliyor. Küratörlüğünü Ali Akay’ın yaptığı serginin açılışı 9 Mart’ta yapıldı.

Kültür şûrası yeniden bir arada Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen III. Milli Kültür Şûrası, 3 Mart 2017 Cuma günü başladı. 27 yıl aradan sonra toplanan Şûra süresince pek çok etkinlik ile milli kültüre ait eserler, katılımcılarla buluştu.


41


Muhteşem Norm

Mart - Nisan 2017 #62

Etkinlik

Norm Ender’ in çıkış albümü “AURA”nın lansman gecesi, It’s Chiller Time desteğiyle 9 Mart Perşembe akşamı W ISTANBUL Otel’ de ünlü isimlerin katılımıyla gerçekleşti. Çıkış albümü “AURA” ile müzik listelerini altüst eden Norm Ender, gecede albümünde yer alan 4 şarkıyı canlı olarak söyledi.

42

W Hotel Superjazz’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde mülteci kadınlara özel sergi

Funda Karayel’in The Last Eight markası için mülteci kadınlardan ilham alarak tasarladığı pasaport ve çantalar “8 Women Refugees” 8 Kadın Mülteci sergisinde 8 farklı mülteci kadının çarpıcı hayat hikâyesi, 8 pasaportun içinde sunuldu. Serginin tüm geliri, 8 mülteci kadına bağışlandı.

En işlevsel Rolls-Royce

Rolls-Royce Motor Cars, markanın merkezi West Sussex, Chichester’daki St Richard’s Hastanesi Pediatric Day Ameliyat Birimi için özel olarak ürettiği yepyeni özgün tasarımını bir açılışla tanıttı. Roll-Royce SRH olarak duyurulan bu yeni tasarım, operasyon geçirecek çocuklara hastanenin trafik işaretleriyle donanmış pediatri birimi koridorlarından geçerek ameliyathaneye kendi arabalarıyla gitme heyecanını yaşama fırsatı sunacak. Bu “ameliyathaneye kendi arabanla git” deneyimi çocuk hastaların stresini azaltmayı amaçlıyor.

İki Fransız Ekolünden Sanata Destek

Fransız firması Cacharel’in desteğiyle Sainte Pulchérie Fransız Lisesi’nde 23 Şubat Perşembe akşamı düzenlenen Desen Tasarım Yarışması’nın ödül törenine basın, sanat ve moda dünyasından önemli isimlerin yanı sıra 300’ü aşkın davetli katıldı. Ertuğrul Özkök’ün başkanlığındaki jürinin çizimler arasından seçtiği en iyi 10 tasarım, Cacharel’in 2017 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda kravat, fular ya da cep mendili olarak yer alma şansını elde etti.


renk Ash model Atlas

www.stonewrap.com

43


Mart - Nisan 2017 #62

Yeni Tasarım

Yönetici farkı detaylarda saklı

44

Bir ofis nasıl dekore edilirse edilsin, yönetici odalarının kaderi pek değişmez. Derin Design’ın yönetici odaları için sunduğu yeni koleksiyon bu algıyı değiştirmeye hazır. Modernist ve fonksiyonel ürünleriyle ön plana çıkan Derin Design, “Executive Office Collection by Aziz Sarıyer” ile yönetici odalarında da ofislerin kimlik bütünlüğünün sürdürülmesini hedefleniyor. Yönetici mobilyalarının farkı, tasarımlardaki detaylarda kendisini gösteriyor.

Derin Design ortağı, tasarımcısı ve Art Direktörü Derin Sarıyer, Executive Office Collection ile ilgili şunları ifade ediyor: Yönetici odaları şirketlerin en önemli alanlarını oluşturur. Bu gerçek, son yıllarda ortak kullanım bölgelerine ve çalışma istasyonlarına odaklanılmasından dolayı görmezden gelindi. Yönetici odalarının mobilyaları, şirket kimliğini en iyi anlatan ürünlerdir. Hiyerarşinin üst kademelerinin dünyayı anlayış biçimlerinin hissedilmesi adına çok değerli veriler içerirler. Bu odalar için mobilya seçerken sadece masa ve sandalye seçmiyoruz, çalışma ortamımızın karakterini de seçiyoruz.

Koleksiyonda tasarımları Aziz Sarıyer’e ait 11 parça ürün yer alıyor ve hepsinin kendi içinde varyasyonları bulunuyor. Üst düzey yönetici odaları için tasarlanan mobilyaların yanı sıra multi-fonksiyonel One ve Spin Desk isimli iki grup çalışma masası da koleksiyonun dikkat çeken ürünlerinden.


45


Yeşile göz kırpma zamanı

Fikir

Bir yeni yıl, bir de yaza geçiş beni en heyecanlandıran zaman aralığı diyebilirim. İkisi de hem enerjimi artırıyor hem de yeni fikirler için motive ediyor. Her yaz sezonunda olduğu gibi sadece ev içi bitkilerde değil, dış mekanda yeni düzenlemeler yapmak ve ilginç fikirlerle dolu köşeler yaratmak keyifli olacaktır. Başrolde tabii ki bitkiler olduğu için; yerleştirirken bu defa seramik saksılar ile renk sıçraması yapabileceğimiz bir alan yaratabiliriz.

İç Mimar İrem Senemoğlu

Mart - Nisan 2017 #62

ırem@senemoglu.com.tr

46


Bahçede yapılacak farklılık için, evin ön cephesinde sizi karşılayacak kıpkırmızı yapraklı bir ağaca ne dersiniz?

Bahçemiz yoksa değişik form ve boyutlardaki farklı farklı saksıları bir araya getirebilir, birkaç tanesini de iddialı renklerde seçebiliriz. Koltuğunuzun kenarında bir köşe, tavan yüksekliğiniz uygun ise basit bir demir konstrüksiyon desteğiyle sarkan çiçekler neden olmasın? Balkonda bir köşeye adeta sanat eseri gibi konumlanmış bir çiçek duvarının açık fon üzerindeki görseli çok sıcak ve samimi olacaktır.

47


Her ne kadar evin bir parçası gibi konumlansa da zeminden mobilyalarına dış mekan malzemeleriyle donatılan kış bahçeleri, yaz kış bizler için kurtarıcı bir alan.

Fikir

Genellikle alüminyum sistem profillerinden oluşturulmuş, bu kadar teknik bir yapıyı keyifli, sıcak ve ferah bir atmosfere dönüştürmek için doğal malzemeler olmazsa olmaz. Mutlaka rahat ve fonksiyonel bir oturma köşesi oluşturacağız. Modernmiş, klasikmiş ayırmadan kullanacağımız yan malzeme mutlaka hasır olmalı. Tercihen kanepenin sadece bir tanesi de olabilir. Son dönemde eşyaları takım yerine karma kullanmayı bana seçim özgürlüğü verdiği için özellikle tercih ediyorum.

Sürprizli, neşeli parçalar da bu mobilyaların arasında kendine yer bulabilir.

Mart - Nisan 2017 #62

Mesela rengarenk çiçekli bir halı, beğeneceğiniz desenli kumaşlar ile kaplanmış büyükçe bir puf, köşede aksesuar veya çiçekler ile dolduracağınız fıstık yeşili bir depolama alanı mekanın atmosferini hemen değiştirecektir.

48

Bu dokunuş için en sevdiğim mobilyalardan biri de yan sehpalar. Formu farklı, malzemesi farklı, ne seviyorsan birleştirilebilecek bir parça. El işi zanaat ürünlerinden seçim yapmak sürdürülebilir tasarım kavramını da desteklediği için tercih edebilirsiniz. İster kış bahçesi, ister dış mekanda olsun genel seçim açık renk kumaş ve malzemelerden yapılmışsa araya istediğiniz farklı bir renk kullanmak etkileyici renk patlamaları yapar.


Ahşap masa ya da sehpa tablalarını, sizin için bir tuval gibi düşünün. Pek çok malzemeyi bir araya getirebileceğiniz en eğlenceli köşelerden birindeyiz. Cam bir sehpanın üzerinde renkli objeler ve yine hasır ile şık bir birliktelik yakalanabilir. Tam tersi ahşap bir masada da açık renk, vintage objeler buluşabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken şey, renk uyumlarının doğru olması.

49


Tasarımın 22 yılı Atilla Kuzu ve Levent Çırpıcı liderliğinde sadece mimari platformda değil, ürün tasarımı ve sanatsal alanlarda da yeni ilkler yaratmaya çalışan mimari tasarım stüdyosu Zoom TPU; 20 yıllık deneyimlerini kitap haline getirdi.

Zoom TPU’nun 20 yıllık deneyimi ve projeleri toparladığı Prestij kitabının lansmanı, geçtiğimiz haftalarda NG İletişim Ajansı’nın ofisinde gerçekleştirildi. 22. yıllarını kutlayan stüdyo, kitap lansmanını bir de sergiyle taçlandırdı. Duravit ve Forbo Flooring Systems’in sponsorluğunda yapılan davet; iş, mimari ve tasarım dünyasından önemli isimleri bir araya getirdi. Prestel Yayınevi imzasıyla basılan Zoom TPU kitabı; Acıbadem Maslak Hastanesi, Roche Türkiye, Dumankaya Modern Vadi Showroom ve Dumankaya Ikon Satış Ofisi, Intema Showroom Nişantaşı, Salt Galata Auditorium gibi birçok prestijli projeyi içeriyor.

Tasarım Etkinlik

Levent Çırpıcı - İskender Atakan - Atilla Kuzu

Mart - Nisan 2017 #62

Brigitte Weber

50


51


Taş, kağıt, seramik Duvar kağıtlarının popülerliği tartışılmaz. Kalitesi de popülerliğiyle birlikte artsa da geçmiş deneyimler birçok insanı duvar kağıdı kullanımı konusunda kararsız bırakıyor. İtalyan seramik üreticisi Cotto d’Este’nin yeni ürünü Wonderwall, Kerlite Art.; seramiği duvar kağıdı şıklığına taşıyan tasarımları ve kullanım kolaylığıyla dikkat çekiyor. Wonderwall’u seramik yüzeylerden farklı kılan, bir sanat eserini andıran boyamaları ve şaşırtıcı inceliği. 1x3 metre boyutuna kadar çıkan levhalar, içinde taş ve fiberglas barındıran formülüyle 3,5 mm inceliğinde olmasına rağmen dayanıklı yüzeyler yaratıyor.

Mart - Nisan 2017 #62

Marka

Artistik duvar dekorasyonunu bu ultra ince porselen seramikle tanıştıran tasarım, yaşam alanlarına sihirli bir dokunuş katmakta. Boyanmış gibi duran, çarpıcı duvarlar için koleksiyonun 12 farklı seçeneği var. Her biri de mekana derin dokular ve elegan bir tavır kazandırmak için yeterli güce sahip.

52

Bununla birlikte iki farklı yüzey uygulaması bulunuyor: Klasik kanvas dokusundan ilham alınarak üretilen Matrix ve her bir parçası diğerinden farklı olan Freestyle. 20 yıl garantili Matrix, orijinal resim uygulaması için kullanılıyor ve yumuşak dokusuyla dikkat çekiyor. Freestyle ise yetenekli zanaatkarlar tarafından spatulayla uygulanıyor ve birbirinden farklı parçalarıyla gerçek bir sanat eseri özgünlüğü taşıyor.


E s n e k Ç ö z ü m l e r. . . w w w.ghess.com.tr Tr a d e m a r k b y M G G r o u p

53


Leica ekolü İstanbul’da

Marka Söyleşi

Leica, kurulduğu 1849 yılından beri, inovasyonun merkezi, ilham veren ve iletişime geçiren bir marka; kullananlar ve koleksiyonerleri içinse sadece bir fotoğraf makinesini değil, bir ekolü temsil ediyor. 2016 Ekim ayında Leica Gallery, Leica Akademie ve Leica Store olmak üzere dünyadaki en kapsamlı Leica yerleşkelerinden biri olarak İstanbul, Bomontiada’da açıldı. Leica’nın İstanbul’a geliş hikayesini, İstanbul’un kültür sanat sahnesindeki önemini, Leica Gallery ve Leica Akademie’nin misyonunu Leica Camera Türkiye Koordinatörü Erdem Kayhan Gürbüz ve Leica Gallery İstanbul Direktörü Yasemin Elçi’den dinledik.

Nasıl başladı bu proje?

Mart - Nisan 2017 #62

Elvin Evren elvinevren@gmail.com

54

Leica’nın aslında Türkiye’de bir geçmişi var. Fakat markanın gerektirdiği iş yatırımını sağlamak, pazarda yayılmak farklı bir faaliyet ve odak istiyor. Son 1.5-2 sene içerisinde Türkiye’de Leica distribütörü kalmamıştı. O dönemde çok sevdiğim bir arkadaşım olan Oskar Fuchs ile biz ne yapabiliriz diye düşünmeye başladık. 2014 yılında Photokina Fuarı’na gittiğimiz sırada Leica ile irtibata geçtik. Oskar Fuchs ve Doğuş Grubu’nun desteklediği girişim sonucunda, Leica distribütörlüğü İstanbul’da yeniden kuruldu. Bugün Türkiye’de bir fotoğraf galerisi mevcut değil. Bu girişimin amaçlarından bir tanesi de bu boşluğu kapatmak. Dünyada üç ana ayağın da bir arada olduğu yerleşke sayısı çok az; amacımız profesyonel veya amatör ayırmadan, fotoğraf meraklılarına baştan sona bir Leica deneyimi yaşatmak. Örneğin, mağazada bütün ürünleri görüp, deneyebiliyorsunuz. Akademide teorik veya pratik her türlü eğitimi alabiliyorsunuz. Galeride ise ulusal ve uluslararası, fotoğraf sanatının en iyi örneklerini görmek mümkün. Leica İstanbul, Türkiye’den ve dünyadan fotoğraf sevdalılarını, Leica kullanıcılarını bir araya getirmeyi ve bir platform oluşturmayı hedefliyor. Bunu gerçekleştirmek için de iki temel ilkemiz var; birincisi Leica’ya gelen kişilere ilham verebilmek; ikincisi de gelen herkesin birbiriyle iletişim haline geçmesi ve fotoğraf adına hayallerini gerçekleştirmelerini sağlamak.


Leica için İstanbul’da olmanın önemi nedir? İstanbul ticaretin, kültür ve sanatın, hareketin merkezi; Orta Doğu’ya açılmak için önemli bir yer. Büyük bir popülasyon var ve birçok Leica kullanıcısının da yaşadığı bir şehir. Türkiye’nin her yerinin fotografik bir yapısı var ama özellikle İstanbul’da Leica kullanıcılarının fotoğraf çekerken beslenebileceği, rastlayabileceği çok fazla güzel mekan ve insan var. Leica İstanbul, eskiden bira fabrikası olarak kullanılan şimdi ise kültür, sanat, eğlence kompleksine dönüştürülmüş Bomontiada kapsamında yer alıyor. Özellikle mimari açıdan bakıldığında bulunduğu binanın tarihi dokusu korunmuş ve hatta sergileniyor. Mekan seçimi nasıl yapıldı? Mekan seçiminde öncelikli olarak alan büyüklüğü bizim için önemliydi. Bulunduğumuz mekan yaklaşık 1000 metrekare üzerinde, dünyanın en büyük Leica yerleşkelerinden bir tanesi. Yer seçiminde amacımız Doğuş Grup’un felsefesi ve hizmetlerine paralel bir mekan seçmekti. Bomontiada bu doğrultuda temsil edilen yaşam tarzını yansıtan ve yaratan bir yer. Ayrıca Bomontiada’nın tarihi bir yer olması, Leica’nın da tarihini yansıtabilecek olması, hem mimari hem de fikir olarak güzel bir uyum içeriyor. Burası tüm tarihi dokusu korunarak kullanılan bir alan. Bütün Bomontiada bu şekilde... Tabii böyle bir mekana geldiğiniz zaman sadece metrekare değil, hacim ve yükseklik, sahip olduğu tarihi doku olarak da modern, yaşanabilir, üretmeye yönelik ilham verici bir alan yaratıyor. Türkiye’de Leica fotoğrafçılarının en büyük temsilcisi Ara Güler. Galeride, üzerinde sanatçının imzasını taşıyan bir Leica fotoğraf makinesi de sergileniyor. Leica ve Ara Güler ilişkisinden bahseder misiniz? Türkiye’de Leica dediğiniz zaman Ara Güler, Ara Güler dediğiniz zaman Leica akla geliyor. Kendisi en iyi 6-7 Leica fotoğrafçısından biri seçildi. Birlikte çalıştığı dostları Henri Cartier-Bresson, Sebastiao Salgado gibi Leica’nın dünyaca ünlü efsane isimlerinden... Ara Güler, haber fotoğrafçılığını sadece Türkiye’de değil, dünyada da önemli bir yere taşımıştır ve bunu Leica ile yapmıştır. Doğuş Grup ve Ara Güler geçtiğimiz yıl yapılan bir anlaşma ile Beyoğlu’nda Ara Güler’in arşivinin bulunduğu beş katlı binayı modern bir arşiv ve müzeye dönüştürme kararı aldı. Bu süreçte Bomontiada Leica yerleşkesinde de yaklaşık 600 metrekarelik bir müze ve arşiv kurulması için proje çalışmalarına başlandı. Bu projelerin hepsi, Leica’nın hikayesi ile uyumlu, Ara Güler’e yakışan ve arzu ettiği şekilde düzenlendi. Leica Store’dan Gallery bölümüne geçerken iki sergileme alanı mevcut. Bunların bir tanesinde Leica’nın 1914 yılında Oskar Barnack tarafından üretilen ilk Leica fotoğraf makinesi, Ur-Leica’nın bir replikası bulunuyor. Diğerinde ise Leica İstanbul’un açılışı ve Ara Güler’in çalışmalarını takdir etmek adına hazırlanan, Ara Güler imzalı dijital fotoğraf makinesi seti bulunuyor. Bu setten sadece 50 adet üretildi ve bir numaralı set Ara Güler’e hediye edildi. Bugün Leica Gallery, İstanbul’un fotoğraf alanında sergiler, çalışmalar gerçekleştiren tek galerisi. İstanbul’daki sanat izleyicisi için önemli bir yeriniz var. Galerinin hedefleri neler? Leica Gallery İstanbul’un iki tane temel hedefi var. Birincisi dünya çapındaki fotoğraf sanatçılarını Türkiye’ye getirmek, yerel izleyici ve sanatçılarla buluşturmak, sanat bilincini arttırmak. İkinci hedefimiz de yabancı olduğu kadar yerli sanatçılara da yer verip, yurt dışına açılmalarını sağlamak. Tabi ki Leica’nın uluslararası bilinirliği ve Magnum Fotoğraf Ajansı ile bağı bu konuda büyük bir destek sağlıyor. Leica Galeri ilk etapta sanatçı temsiliyeti ile ilerlemeyecek. Farklı yerli ve yabancı sanatçılarla iş birliği halinde, sıra dışı projelere açık bir vizyonla ilerleyecek.

Bir de Leica Akademie var. Fotoğraf üzerine bir akademi... Bu akademinin misyonu nedir? Leica Store, Gallery ve Akademie birbirlerini destekleyecek şekilde planladı. Bu sebeple akademi programını hazırlarken öncelikle fotoğraf tarihi, haber fotoğrafçılığı ve yakın dönem Türkiye fotoğrafı seminerleri ile başladık. Fotoğraf makinesinin ve fotoğraf üretiminin evrimini anlamanın bugün önümüze sunulanları daha doğru yorumlamamızı sağlayacağına inanıyoruz. Zamanla ürün eğitimlerine başlayacağız; fotoğraf çekim teknikleri, dünyaca ünlü fotoğrafçılarla seminerler, atölye çalışmaları ve spesifik konularda eğitimler düzenlemek istiyoruz. Leica’nın sadece sanatçılar için değil, fotoğraf ve makine koleksiyonerleri için de önemli bir yeri var. Leica’yı sürdürülebilir ve özel yapan tüketiciye sadece bir teknoloji değil, bir yaşam tarzı sunması mı? Leica bir ekoldür, iletişim başlatan bir markadır. Yurt dışında dolaşırken, eğer boynunuzda bir Leica makine asılı ise insanlar mutlaka yanınıza gelip sizinle sohbet etmeye başlarlar. Türkiye’de binlerce Leica kullanıcısı var. Fakat bugüne kadar bir çatı altında toplanamamışlar. Bunların içinde sadece fotoğraf değil, makine koleksiyonerleri de var. Burada amacımız sadece amatör ve profesyonel değil, görsel sanatlarla ilgili herkesin bu platformda bir araya gelmesini sağlamak. Bizim en büyük hedeflerimizden bir tanesi insanları yeniden fotoğrafa döndürmek. Leica’nın felsefesi “ürüne değil, ürünün ürününe insanları yönlendirmek.” 1933 yılında yayınlanmış bir Leica reklamında “Niye Leica?” diye soruyor. Sizce niye Leica? Leica, elinizde tuttuğunuz makineyi saydamlaştırıp, fotoğrafa odaklanmanızı sağlar. En iyi fotoğrafı çekmeniz için bir makinede olması gereken özellikler mevcuttur; daha fazlası yoktur.

55


Kostümün Rolü

Tasarım Etkinlik

Modanın gizi, Hollywood’un büyülü dünyasında nasıl güçlü oyuncu olunabileceğini fısıldamakta. Kostüm; tarihi, geçmişi, yaşamı, istemi ve giyilme biçimi ile karaktere hayat verirken, oyuncuya her zaman güç vermekte. “Art of Motion Picture Costume Design” sergisi de, biçimin karakter yaratma, modanın benlik tasarlama etkisini, 2016 yılının 23 filminden 100’ün üzerinde seçkin kostüm ile sunuyor. En İyi Kostüm Tasarımı Oscar’ı alan Mad Max: Fury Road dahil olmak üzere, kostüm dalında aday gösterilen Carol, Cinderella, The Danish Girl ve The Revenant filmlerinin kostümleri sergide rol almakta. Oscar tarihinin en çok adaylık kazanan La La Land filminin kostümlerini de ağırlayan sergi, film endüstrisini ve moda sevenleri bir araya getiriyor. Yaratıcı ilhamların kostümle ifade bulduğu, karakterlerin giydikleri ve büründükleri roller yakından incelenebiliyor.

Gökçe İpek

Mart - Nisan 2017 #62

gipek20@gmail.com

56

Giysiler; geçmişten günümüze, kültürlerin farklılığını, ruhunu miras alarak, içinde yaşadığı zamanın bir parçasını taşımaya devam ediyor. Batılı olmayan görünümler, motifler ise moda için her zaman otantik, primitif ve egzotik bir ruhu barındırmakta. Kıyafetlerin rolü; giyenin kültürünü oynamak olurken “Exotica: Fashion & Film Costume of the 1920s” sergisi, egzotik mekanlardaki filmlerin günün modasını nasıl etkilediğini araştırıyor. “Exotica” yabancı giyimlerin, Hollywood film kostümlerine ve daha sonra Amerikan modasına ilham veren seçme örneklerini sunuyor. Sergi giysileri, Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” operasının, İstanbul’dan Paris’e seyahati ilhamıyla, bir Orient Ekspres önüne konumlandırılmakta. 20’lerden gelen egzotik moda ve film kostümleri, dönem kültürünü kendine katarak, günümüze bir ekspres tren ile ulaşmakta. Sergi ile İnka ve Maya desenleri, Mısır sargıları, Yunan esintileri, Çin işlemeler ve hibrit siluetler gözler önüne serilerek, “yabancı çekiciliği” keşfe sunuluyor.

Los Angeles’ta FIDM (Moda Tasarımı ve Ticareti Enstitüsü) Müzesi içinde konumlanan “Art of Motion Picture Costume Design” ve “Exotica: Fashion & Film Costume of the 1920s” sergileri, moda dünyasının tarihsel perspektifini sinematik olarak sunuyor. FIDM Müzesi, 22 Nisan’a dek benzersiz sergileriyle moda senaryosunu izleyicilerle buluşturacak.


57


Bir GHESS, çok iş… Yapı sektörünün farklı isimleri, GHESS çatısı altında bir arada! Banyo, mutfak ve özel alanlarda esnek çözümler üretmeye hazırlanan GHESS, sektöre hızlı bir giriş yaptı. Yapı ve inşaat sektörüne iki ana koldan giriş yapan firma, ürün satışının yanı sıra butik tasarım alanında da hizmet vermeye hazırlanıyor. GHESS markası ile banyo sektörüne yönelik duş kabini, akrilik, aksesuar ve duş kanalı ile süzgeçler grubunda hizmet verirken; GHESS ART GLASS ile de iç mekanlarda cam ve ayna kullanılacak her alanda opak, lamine ve özel dijital baskı teknikleriyle farklı, kreatif çözümler üretiyor.

Mart - Nisan 2017 #62

Advertorial

MG Group iştiraki olan GHESS’in hedefi tüm ticari faaliyetleri bayii üzerinden yürütmek. Bu nedenle bayilik isteyenlerle görüşmeler hızlı bir şekilde sürdürülüyor. Tüm hizmetleri tek bir çatı altında bulunduran GHESS, farklı çözüm arayanların tek adresi haline gelecek gibi görünüyor.

58

“Neyi, nasıl istediğinize karar verin; gerisini GHESS’e bırakın” mottosuyla hareket eden firma yetkilileri hizmet kolaylığını temel alarak, müşterilerine esnek çözümler sunuyor.


59


Dokunulası evler

Mart - Nisan 2017 #62

Marka Söyleşi

1946 yılında kurulan küçük bir döşemelik kumaş atölyesinin attığı doğru adımlar onu dünya sahnesine taşıdı. Josef Anstoetz tarafından kurulan JAB’ı, DNA’larında dolaşan sırları ve Türkiye’de izledikleri yolu Ralph Anstoetz’den dinledik.

60


2017’nin trendleri neler? İç tasarımdaki trendler, tıpkı moda endüstrisindekine benzer. Sezinlemesi zor. Zevkler oldukça farklı olduğu için tek bir trend belirlemek kolay değil. Kucaklayıcı bir şey söylemek gerekirse sıcak, doğal iplikler ve materyallerden bahsedebiliriz. İnsanlar dünyada neler olduğuna artık daha çok ilgi gösteriyor. Natürel dokular ve renkler yıldan yıla güçleniyor. Taş ve ahşap; yeşiller, sarılar ve körili renklerle harmanlanıyor. Ortaya GILVER (Gold + Silver) gibi gümüş ve altının karışımı yeni renkler de çıkıyor. Gösterişli ve barok tarzın yeniden yorumlandığı ve trend haline geldiği bir gerçek. Döşemecilikte gördüğümüz bir şey bu. Yünlü kadife, kumaşın hangi türü ya da kullanımı olursa olsun, düz ya da desenli, önemli bir hale geliyor. Şunu söyleyebiliriz ki yakın zamanda kadife, döşemeciliğin yeni derisi olacak. Bizim sektörümüzde sevilen her şeyin bir var olma amacı var. JAB’ın sektörde öncü olduğu noktalar nelerdir? En güçlü yanımız geçmişimiz, DNA’mız ve bunu gelecek ürünlere ve hizmetlere dönüştürme becerimiz diyebiliriz. Bunun için internet üzerinden kolayca ürün bulmaya yarayan, mimar ve tasarımcıların işini kolaylaştıran arama motorumuzu örnek verebiliriz.

61


Trendleri belirlerken geçirdiğiniz yaratım sürecinin arkasında neler var? Biraz detay verebilir misiniz? İyi bir koleksiyon her zaman bir hikaye anlatır. Tasarımın, kültürün, fantezinin hikayesi… Hikaye dediğimiz şey, koleksiyonu hissetmenizi sağlar. Mesela Italian Touch/İtalyan dokunuşu serisi... Ona bir göz attığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız. İyi dekore edilmiş bir mekanın sizin için tanımı nedir? Bize göre iyi dekore edilmiş bir mekan iyi hissettirmeli. Genellikle böyle mekanlar özgündür. Yani bu bir tasarımcı olarak neyi amaçladığınıza göre değişir. İyi bir mekanda harmoni hissiyatı yoğundur, rahat ve güvende hissetmenize izin verir. İyi tasarım rahatsız etmez, onu görmek memnuniyet verir ve alanın kalitesini hissettirir. Tabii ki diğer tasarım aşırılıkları da var: Kaos, karmaşa, dinamizm, renk patlamaları...

Türk evleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Türk tüketicisine tavsiyelerde bulunabilir misiniz? Kumaş kullanımı Türk kültürünün bir parçası. Dolayısıyla oldukça beğeniyle karşılıyoruz. Tavsiye vermek istemeyiz ama kaliteye daha çok önem vermek gerektiğine inanıyoruz. Bir şeyi ucuza alan iki defa ödemek durumunda kalır. Türkiye pazarındaki durumunuzu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yayılma politikanız hakkında bilgi verir misiniz?

Marka Söyleşi

Bildiğimize göre Türkiye’de kendi yapılanmasına, kendi mağazasını kurarak yatırım yapan ilk tekstil editörü biziz. Üstelik bunu uygun ve hızlı bir hizmet vererek yapıyoruz. TL biriminde satış yapmamız ve stabil fiyatlarımız da güven veren bir nokta. Bize göre bu bağlantı başlı başına önem taşıyor. Distribütör ağımızı genişletmek için de tasarımcılar, mimarlar ve tabii ki yüksek kalite kumaş ve mobilya satışı yapan firmalarla iletişimdeyiz. JAB’ın sizin günlük hayatınızdaki yeri nedir? JAB bir aile şirketi, insanlar şirketin merkez parçalarını oluşturuyor ve ona bir karakter katıyor. Kulağa eski moda gelebilir ama harika ürünler üretiyoruz ve dünyanın dört bir yanındaki evleri kişiselleştirmeye çalışıyoruz. Ben olaya biraz daha felsefi açıdan yaklaşıyorum: Tüm kumaşlarda, duvar kaplamalarında, mobilyalarda ve halılarda… JAB benim DNA’mın bir parçası ve hayatımda çok değerli bir yeri var. JAB için bir film ya da kitap karakterini işe almanız gerekse bu kim olurdu? Neden?

Mart - Nisan 2017 #62

Türkiye’deki hedef kitlenizi nasıl belirlediniz?

62

Türk pazarını uzun zamandır tanıyoruz. Bir Alman firması olarak Türkiye ile güçlü ve pozitif bir iletişimimiz var. Almanya’da yaşayan 3,5 milyon Türk’ün etkisini ve ikinci nesil gençler aracılığıyla Alman kültürüne katkısını da yadsımamak gerekir. Berlin’e, Köln’e ya da Hamburg’a bakın, uluslararası dizayn kültüründe güçlü Osmanlı stili elementleri görmeniz kaçınılmaz. Sonuçta en önemli sorunumuz stratejik boyutlardı, zaman doğruydu ve biz İstanbul’da kendi oluşumumuza başlamaya hazırdık. Hedef kitlemiz çok spesifik olduğu için uluslararası tasarım dilinden ve yüksek kaliteden anlayan insanlara yöneldik.

Bu çok zor bir soru ve bunu bir stil ya da kimlikle sınırlandırmak istemeyiz. İsmini vereceğim aktör öldüğü için söylemesi zor ama Robin Williams olabilirdi. Muhteşem bir oyunculuk, hayat sahnesinde de harika klasik bir aktör. Üstelik komik, ironik fakat her zaman ciddi ve derin bir hissiyatı var. Kültürel olarak açık görüşlü ve sempatik olması da artı. Kumaş, mobilya, halı… JAB günden güne farklı marketlere yayılıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, yer yer korkutucu buluyor musunuz? Hayır, hiç de değil. Bu bizim hem amacımız hem de motivasyonumuz. JAB’ın en sevdiğiniz koleksiyonu hangisi? Ben, kişisel olarak bizim top koleksiyonumuz GRANDEZZA’nın felsefesine aşığım. Kalitesi, tasarımı ve dokusunun yarattığı zenginlik onu benim için çok özel kılıyor. Kültürel etkilerin sanata dair fikirler ve tarihi dokularla harmanlanmasıysa bu koleksiyonun en değerli yanı.


63


Açılmayan kapı “Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil! Ne zaman, bilmem! Yeter ki o kapıda durmayı bil!” demiş Mevlana. Peki gerçekten bekleyince tüm kapılar açılır mı? Kim bilir... Umarım açılır. Ama ben bugün artık ne sizin için ne de benim için açılmayacak bir kapıdan bahsetmek istiyorum.

Şehir

19. yüzyıl İngiltere’sinde Buckhingam Dükü’nün yaşadığı York House’un nehir kapısı olan York WaterGate, anlayacağınız üzere hiçbir zaman sıradan bir kapı olmamış.

Mart - Nisan 2017 #62

Özlem Özel n.ozlemozel@gmail.com

64

Bugünlerde Charing Cross’la Embankment Metro İstasyonu gibi iki popüler noktanın arasında, Embankment Garden’ın içinde yer alan ve kullanıma tamamen kapanmış bir kapı olsa da yüzyıllar boyunca tüm güzelliğiyle ve büyüklüğüyle hanedan üyelerine, devlet adamlarına açılırmış. Nicholas Stone tarafından 1626’da birinci Buckingham Dükü’nün emri ile yapılan York WaterGate, dönemin şartlarında yapılmış en şaşırtıcı ve ihtişamlı mimarilerden biri.


Buckingham ailesinin armasını taşıyan bu kapı, üzerinde yazan “Fidei cotucula crux” yani “Bu haç inancın mihenk taşıdır.” sözleriyle dönem İngiltere’sinin inanç değişimi konusunda ne kadar cesur olduğunu üstünden yüzlerce yıl geçmesine rağmen dosta düşmana açıkça gösteriyor. York WaterGate, yıllarca York House’a girebilecek kadar elit olanlara, İngiltere’nin iş birliği yaptığı ülke elçilerine İngiltere’nin mihenk taşı olarak gövde gösterisi yapmış. Bir zamanlar ihtişamı öyle büyük olan kapı, Kraliçe Victoria’ya “York House’a sadece WaterGate’ten girerim” bile dedirtmiş. İtalyan mimarisinin İngiltere’deki en güzel temsilcilerinden biri olan York WaterGate, gel zaman git zaman York House’un hayatta kalmayı başarmış son parçası. Ama onu ilginç kılan özelliği ne ne kadar güzel ne de ne kadar önemli bir kapı olması... Onu ilginç kılan; bir zamanlar Riverways şeridinde yer alan ve Thames Nehri’nin en önemli nehir kapısıyken, bugünlerde nehre 150 metre, eski ününe kilometrelerce uzak, Embankment Garden’da tek başına kalmış bir kapı olarak yer alması. Şehrin planlaması ve şehrin nehirle olan bağlantısı değişince WaterGate’in de kaderi değişmiş. 1870’li yıllarda başlayan nehir ıslah işlemi önce York WaterGate’i Thames’ten ayırmış ve kaybolan York House’tan geriye bir tek o kalmış. Yazının başında da söylediğim gibi artık bu kapı kimse için açılmıyor. Binaların arasında kalan bu güzellik, yolu es kaza Embankmant Garden’a düşen insanların gördüğü ama kimsenin geçmişini bilmediği bir kapı olarak hayatına devam ediyor.

65


Zeminler Türk koruması altında

Advertorial

İnşaat alanlarında çoğu şey kontrol dışında gelişir. Yere dökülen bir boya, kaybedilen bir denge görünmez kazalara neden olur. Koruser, geliştirdiği zemin koruma halısı ile inşaat alanlarında ustalara kolay ve güvenli bir çalışma ortamı sunuyor. Zemin koruma halısı kaydırmazlık özelliğiyle tüm parke yüzeyler, yer karoları, seramikler, mermer, doğal taş yüzeyler ve merdivenler üzerinde kolay ve güvenli bir şekilde kullanılabiliyor. Kaydırmazlığın yanı sıra sıvı geçirmezlik ve nonwoven özellikleri, mevcut malzemelere göre daha etkili bir koruma sunuyor; boya ve sıvıları yüzeyde kalıyor ve kolayca silinebiliyor. Zemin üzerine tam bir kaplama yapıldığında aralardan kum, alçı parçası gibi malzemelerin geçmesi ve zemini çizme ihtimali de azalıyor. Türkiye’de ilk defa üretilen bu kaydırmaz malzeme, inovatif bir çalışmanın ürünü ve kolay taşınması-uygulanması gibi ekstra dikkat çekici özelliklere sahip.

Mart - Nisan 2017 #62

Geliştirdiği zemin koruma halısı ile inşaat ve boya sektörünün önemli bir ihtiyacına cevap veren %100 Türk malı Koruser, artık Bursa’da Aydınlar Parke’de.

66


67


El üstünde tutulan heykeller Tarihi dokusu, sağlı sollu sokakları ve ne kadar kitle değiştirse de değişmeyen atmosferiyle Beyoğlu’ndayız. Galata tarafından biraz ilerledikten sonra bir sokak arasına giriyoruz. Taş duvarlar arasında cam bir kapı, hemen önünde de bizi karşılayan Elçin Sümer... Misafirperverliği o andan itibaren belli ediyor kendini. Sonrası çaylar, simitler... Yaptığı işe ve atölyesine aşık bir kadın görüyoruz onda. Zevkle anlatıyor, dokunuyor, işliyor. Sumerian’ı, yeni atölyesini bir de onun ağzından dinliyoruz. Heykeltıraş, mimar ve takı tasarımcısı kimliğiyle çok yönlü bir kadın var karşımızda. Peki siz kendinizi nasıl tanımlarsınız? Derinden hissedebilen; duyuyu, duyguyu, rengi, oluşumu bütünde görebilen diyebilirim. Her kadın gibi… Takı tasarımının başlangıcı ve Sumerian’ın çıkış noktası nedir?

Mart - Nisan 2017 #62

Atölye

Kendi tasarladığım mekanların duygu yoğunluklarına göre yaptığım heykellerden yola çıktık. Heykeller ev sahibi kişilerin duygularına göre nasıl şekilleniyorsa üzerlerinde taşıma isteklerine göre bir de giyilebilen heykeller olarak başka bir oluşumu daha desteklemeye başladık.

68

Marka aynı ama atölye farklı. Yeni atölyenizi seçme süreci nasıldı? Evet eski mekanımı daha küçük bir alana taşımak zorunda kaldım; aslında bu küçülmek olmadı, bölünmek oldu. Burada, takılabilir heykel üzerine konuklarımla neler yapabileceğimizi konuştuğumuz, üretimin ilk heykel kısmının meydana gelme yeri olarak düşündüğüm alanı oluşturdum. Aşamaların diğer kısımları Kapalı Çarşı’daki atölyemde devam ediyor. Büyük ölçekli heykeller için şehir dışında ortak kullanımlı bir atölyemiz var.


Atölyede bir gününüzü özetlersek...

Tasarladığınız takılara şekil veren hikayelerden bahsedebilir miyiz?

Her gün atölyenin her yerine dokunurum. Okurum, yazarım, çizerim, heykel yaparım, takı oyarım, temizler, düzenlerim. Bir atölyeyi her gün sevmek gerekir; sizi ilhamla buluşturan yerdir ilgi, özen ister. Ben de her gün o özen ve ilgi ile dokunurum. O arada dostlar gelir onlar da hissederler her gün oranın değişen kokusunu, dokusunu...

Klasik olacak ama insana dair her şey... Seyahatlerimde gördüğüm şehirlerden, oraların tarihi dokusunun bilgisi ve hislerinden ve bambaşka insanların dünya görüşlerinden besleniyorum..

Sumerian’ın eski takipçileri, yeni atölyeyi nasıl buldu?

Babaanneye ait bir bank ve anneye ait bir heykel... Atölye size ait ama içerisinde başka neler barındırıyor?

Takipçilerim ya da sipariş veren dostlarımla genellikle randevulu çalışırız çünkü ben onları saatlerce dinler, anlamaya çalışırım. Onlar anlatır, ben çizer ve not alırım. Özen ister, bu da onlara özel zamanlar demektir. Bu sebeple bizim işimiz ritüellere oturmuştur, dostlukla bağlanmıştır. Her duygunun gizli bir yanını çözerim onlarda. Bu sebeple eski takipçilerimiz için zor olmadı, yenileri ise yeni yerimizi çok seviyorlar. Kimi zaman da haberi olmayan eski dostlar tabelayı görüp şaşkınlık ve heyecanla içeri dalıyor.

Evet annemle babamın ilk tanıştığı yıllarda babamın annemi çekmiş olduğu bir fotoğrafı heykele çevirdim. Babaannemden kalma bir bank ve ustamdan kalma takı tezgahım var. Aslında oradaki her objenin de ayrı bir hikayesi var. Hayran olduğum usta Avedis’e ait kendirden bir murç takımı, benim için değerli bir dost olan Süreyya Arıoba’dan özel parça kaya taşlar, kendi tasarımımla Victoria’n dönemi aplikleri bir nebze günümüze uyarladığım aydınlatmalar... Bu yer İstanbul’un ilk oteline ait bir at ambarıymış yani otel müşterilerinin atlarını park ettiği yer. Bu sebeple açtığım duvar sıvalarının içinden çıkan galvaniz kayalar da benim için değerli.

69


Değişimin tadına bakın Türkiye’den millerce uzakta bir şehir Mexico City ve onun merkezine konumlandırılmış 82 yıllık bir tatlıcı. Şehrin mihenk taşlarından biri olan EL MORO, değişim zamanının geldiğini hissetmiş ve Cadena+Asoc. Concept Design ile iş birliğine gitmiş. 1935 yılından beri yaptığı Meksika’ya özgü tatlı Churros’la özdeşleşen firma, marka değerlerinden kopmadan bambaşka bir kimliğe büründürülmüş.

Dekorasyon Mekan

EL MORO’yu özel kılan otantik havası ve aile değerlerinden vazgeçilmeyen projede dikkat çeken en önemli detay eskisine de benzerlik gösteren seramikler oluyor. Zaten Cadena ve ekibi de ilhamını EL MORO’nun eski seramik ve vitraylarından alıyor.

Cadena+Asoc. Concept Design

Mart - Nisan 2017 #62

Fotoğraflar: Moritz Bernoully

70


Eski seramiklerin yerini figürsel formdaki yeni seramikler almış. Seramiklerdeki mavi renk EL MORO’nun kimliğinin bir parçası, tatlıcı olmasının getirdiği şeker kullanımı da beyaz renginin renk paletine eklenmesinin asıl nedeni. Bu seramiklerin yer ve duvarlar dahil mekanın her yerinde kullanılması ferah olduğu kadar dinamik de bir görünüm yaratıyor. Bu grafik dönüşüm, mekana ve marka kimliğine sonsuz seçenek yaratma imkanı sunuyor. Açık ahşap mobilyalar ve dizilimleri ortaya eşsiz bir anlatım çıkarıyor. Geçmiş ve gelecek arasında duygusal bir bağ yaratan EL MORO’nun marka kimlik tasarımı “Restaurant & Bar Design Awards 2016”da da ödüle layık görülmüş. 71


Maksadımız muhabbet: Dialogue Tableware

Mart - Nisan 2017 #62

Marka

Karşınızda enfes bir yemek olduğunu düşünün. Tek başına yendiğinde ne kadar tadını çıkarabilirsiniz? Çoğumuz yemek ne kadar güzel olsa da bir başına yemekten keyif almaz. Masanın etrafında yapılan uzadıkça uzayan sohbetlerinse bizi yemekten daha çok doyurduğu aşikar.

72


Dialogue Tableware’ın kurucusu Yeşim Özdemir de markasının kuruluş amacını böyle açıklıyor. “En hoş sohbetler yemek masası etrafında yapılanlardır. Bir masanın etrafında insanlar bir araya gelir, dostluklar pekişir, yeni arkadaşlıklar kurulur. Tabaklar yemek masasının vazgeçilmez unsuru ve bu birleştirici gücün elemanlarındandır, bana göre her biri sadece birer tabak olmaktan ötedir. Bundan dolayı tabak değil insanlar arasındaki diyaloğu geliştirmeye yardımcı aktif elemanlar yaptığımı düşünüyorum.” Üretilen üründen çok yaratılan duyguya yönelen Dialogue Tableware, 2013 yılından beri el yapımı porselen tabaklar, servisler, bardaklar ve fincanlar üretiyor. En iyi sonucu alabilmek için de her bir aşama Ortaköy’deki atölyede seramik sanatçısı Yeşim Özdemir tarafından gerçekleştiriliyor. Bu şekilde yemek tabakları daha az fabrikasyon daha çok sanatsal değer taşıyor. Fabrikasyon olmaması hem tabakları özellikli kılıyor hem de kişiye özel renk seçimi ve üretimi yapılabilmesine olanak sağlıyor. Mix & Match, Dublex ve Raffia gibi 3 farklı serisi olan Dialogue’un takımları oldukça sade olmasına rağmen bir o kadar da sıra dışı. Gözü yormayan bu tasarımlar sofrada odaklanmanız gereken daha kıymetli şeyler olduğunu işaret ediyor. Ürün skalası içinde servis tabakları, kaseler, kahve fincanları ve bardaklar gibi yemek tabaklarını destekleyici yan ürünler de yer alıyor. Koleksiyonlara eklenen yeni ürünlerle Dialogue, sofradaki yerini her sezon daha da güçlendiriyor. 73


İstanbul’da turist olmak: @Balat

İstanbul

Rum, Ermeni ve Yahudilerin eskiden bir arada yaşadığı Balat, 1988 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmiş. İstanbul’da gezip gördüğüm birçok semtten çok daha farklı bir görünüme sahip olan semt, ayak bastığım dakikadan itibaren beni etkilemeyi başarıyor. Mahallede koşturan küçük çocuklar, camdan cama gerilmiş olabildiğince renkli çamaşırlar, sokak aralarından ara sıra gördüğüm Haliç manzarası… Mahalleli fotoğraf makinesi görmeye alışmış fakat hala neden bu mahalleyi ilgi çekici bulduğumuza anlam veremiyorlar. Hatta birkaç amca ve teyzenin “Evladım buraların neden fotoğrafını çekiyorsun?” sorusunu sorduğuna şahit oldum.

Mart - Nisan 2017 #62

İrem Karagöz www.iremkaragoz.com

74


İlk durağım Coffee Department’daki Vintage Meets Coffee etkinliği. Vintage İstanbul’un küpe, kolye, yüzük, eşarp gibi daha birçok vintage ürününün bulunduğu stanttan alışverişimi yaptıktan sonra yola koyuluyorum. Kısa bir yürüyüş ve birkaç zorlu yokuş tırmanmanın ardından meşhur Balat Mahallesi’nin renkli evlerine ulaşıyorum. Birkaç fotoğraf çektikten sonra evlerden birinin kapısının açık olduğunu fark ettim. O sırada evin sahibi amca geldi ve evin fotoğraflarını çekmeme izin verdi. Üç katlı ev oldukça küçük ve olabildiğince eşya sığdırılmaya çalışılmış. Küçük bir sohbetten sonra kapı önünde minik bir arkadaş ediniyorum. İsmi Yunus. Bana gönüllü rehberlik yapmayı kabul ediyor ve küçük bir turistik geziye çıkıyoruz. Beni önce büyük bir heyecanla Cennet Mahallesi’nin çekildiği sokaklarda dolaştırıyor daha sonra kendisinin “kırmızı kilise” olarak adlandırdığı Fener Rum Lisesi’ne tırmanıyoruz. Halk arasında kırmızı okul veya kilise olarak adlandırılmasının sebebi Fransa’dan getirilen kırmızı tuğlalarla inşa edilmiş olması. Haliç’in iki tarafından da görülebilen okul; görkemli yapısı, kırmızı rengi ve kubbeli mimarisiyle büyülüyor. Balat Mahallesi’ndeki küçük gezimi tamamladıktan sonra civarda bulunan Cooklife Balat’a bir kahve içmek için uğruyorum. Küçük ama bir o kadar da şirin olan bu kafe beni sıcak atmosferiyle hemen içine çekmeyi başarıyor. Dilerseniz dışarıda da oturabilir, Balat’ın samimi sokaklarının tadını sıcak bir çay veya kahve içerek çıkarabilirsiniz.

75


76

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev


Hoş geldiniz; ben doğa... Son günlerde popülerliği ülkemizde de artan Airbnb evlerine bir yenisi daha eklendi ama bu seferki biraz farklı! Zengin renk kartelalarıyla ön plana çıkan Pantone ile iş birliği yapan Airbnb, bu senenin rengi olan Greenery’ye özel bir evi listesine ekledi. Outside In (Dışarıdan İçeri) adlı ev... Pantone öncülüğünde tasarlanan proje, yeşil alanların büyülü dünyasını Londra’daki bir dairenin içerisine sığdırıyor. Alice’in tavşan deliğinin gerçekliği tartışılır ama bu dairenin kapısından içeri girdiğinizde gördüğünüz her şey gerçek ve alabildiğine doğal... İki yanı ağaçlarla çevrili doğal patikayla birlikte yolculuğunuza eşlik eden sesler sizi doğada olduğunuza ikna ediyor. İçinde sıkışıp kaldığımız karamsarlık da yerini doğal olarak ferah bir iyimserliğe bırakıyor. Su sesleri, kuş cıvıltıları ve yaprak hışırtıları...

77


78

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev


79


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

80

Ağaçlıklar arasında kalan resepsiyon insanı az ilerideki kulübeye yönlendirecek gibi duruyor. Yetişkinler için ayrılmış yatak odası bir kulübenin içerisinde olmasa da doğanın tam ortasında kalıyor. Çimenlerin üzerine yerleştirilmiş yer yatağının etrafı tamamen bitkilerle sarılı. Amazon ortasında kalmış bir gölü andıran küvet de bir bitki örtüsüyle sarılmış. Soft ışıklarla aydınlatılmış. Çocuklar için de olabilecek en güvenli çadır alanı kurulmuş. Çingene çadırını andıran çocuk bölümü, çimenlerin üzerinde kamp havası yaratıyor. Sabah uyandığınızda ise biraz daha doğallığa hazır olun. Doğal bitkilerden yapılan çayları yemyeşil mutfağınızda yudumlamanız mümkün. Kahvaltı içinse seranın ortasında kalan ahşap yemek masası ideal. Pantone ve Airbnb’nin bir rengi canlandırmak için tasarladığı Outside In, yarattığı ambiyansla algıları ters yüz etti. Airbnb üzerinden rezervasyona da açık olan daire, yıl boyunca farklı organizasyonlarla ziyaretçilerini ağırlayacak.


81


20 yıldır profesyonel fotoğrafçılık yapan Süha Derbent, İskandinavya’dan Madagaskar’a, Sri Lanka’dan Kanada’ya kadar 60’tan fazla ülke gezmiş; Cumhuriyet gazetesi, Atlas dergisi, Marie Claire dergisinde foto-muhabiri olarak çalıştıktan sonra Gezi National Geographic dergisinde görsel yönetmenlik yapmış. “Eskiden fotoğraf çekmek için seyahat eden biriydim. Şimdi, bu iş beni oraya ulaştıran bir araç. Ben orada olmak için fotoğraf çekiyorum” diyen Süha Derbent 1998’de bir ilke imza atarak, soyu tükenmek üzere olan Bengal kaplanını çekmeyi başaran ilk Türk vahşi hayat fotoğrafçısı.

Söyleşi

Hayata ve doğaya yakın olmak

Aise Amet aise@artimekan.com

Mart - Nisan 2017 #62

Kenya’nın Yaban Yüzü adlı bir kitabınız yayınlandı, biraz söz eder misiniz?

82

TAV’ın Kenya’nın başkenti Nairobi’deki havalimanının Star Alliance yolcu salonunu işletmeye başlamam ile bu kitap fikri oluştu. Kısa sürede TAV’ın desteği ve yayıncılığını üstlenmesi ile hayata geçti. Kenya’nın Yaban Yüzü adlı bu kitapta, Kenya’nın etkileyici doğasında çekilmiş 300 fotoğrafım yer alıyor. Kitabın ardından TAV ile iş birliği alanımızı genişletmeye karar verdik ve TAV Tourism altında “Nature by Süha Derbent” markasını oluşturduk. Şimdi dünyanın yaban hayatı alanlarına, uygun bütçeli grup turları düzenliyoruz.


Büyük vahşi kedi fotoğrafçılığını seçme sebebiniz... İki nedeni var: Vahşi yaşam fotoğrafçılığı kendi içinde birçok uzmanlık alanına ayrılıyor ve kedi hayranı olmam nedeni ile ben de büyük kedileri seçtim. Yeryüzünde 38 tür kedi yaşıyor ve bunlardan yedi tanesi büyük kedi olarak adlandırılıyor. Sıralayacak olursak aslan, leopar, çita, kaplan, puma, kar leoparı ve jaguar. Çekimler sırasında ne tür zorluklar yaşıyorsunuz? Çekimler bu canlıların yaşadığı doğa koşullarında yapılıyor ve genellikle ya çok sıcak ve nemli ya da çok soğuk ortamda çalışıyoruz. İklime ve doğaya uyum sağlamak gerekiyor. Çekim öncesi bazen bir yılı aşan süre araştırma yapıyor ve yazışıyoruz. Çekime gittiğimizde karşılaşacağımız sürprizleri minimize ederek gitmek zorunlu. Doğa koşulları, uygun iklim ve zamanlama temel konuları oluşturuyor. Bunlara uyum için gerekli önlemler, bölgedeki hayvanların sayısı, davranış özellikleri, daha önce görülme sıklıkları, izlenme süreleri, yaklaşılabilen mesafe ve canlıların o bölgeye has davranışları hakkında bilgi ediniyor ve bunlardan hareketle çalışma planı yapıyoruz. Ayrıca çekim öncesi sponsor bulma süreci de ciddiye alarak uğraştığım ve uzun zamana yayılan bir süreçtir. Firmaların kurumsal kimliklerine, marka değerlerine, hedef ve vizyonlarına uygun projeler geliştirip bunları doğada yaşam ve/veya hayvan davranışı üzerinden anlatan sunumlar oluşturuyorum. Çekimler sırasında çok zor durumda kaldığınız, çok ilginç olaylar yaşanıyordur muhakkak; bize bir anınızı anlatabilir misiniz?

Fotoğrafta olmazsa olmazlarınız nelerdir? Sizin için fotoğrafı biricik yapan unsurlar nelerdir? Fotoğrafa başladığım ilk yıllarda daha çok kentleri, kültürleri, yaşam biçimlerini anlatan foto-röportajlar hazırlıyordum. Bu nedenle fotoğraf çekmek için seyahat etmek zorundaydım. Ardından geçen zaman içerisinde vahşi yaşam fotoğrafçılığına geçiş yaptığım andan itibaren durum değişti. Bu çok sevdiğim ve hayranlık duyduğum canlılara bu kadar yakın olabilmenin bana verdiği ayrıcalık duygusu daha belirleyici oldu ve ben artık “orada olabilmek için fotoğraf çekmeye” başladım. Fotoğraflarım beni onlara ulaştıran birer araç oldular. Çektiğim fotoğraflar sayesinde kedilere yakın olabildim ve böyle de devam ediyor. Vahşi kedi fotoğrafları çekerken hiç bir sanatsal kaygı taşımıyorum. Belgesel tadında çalışmalar üretmek gibi bir amacım var ve daha ötesi benim için fazla büyük bir hedef. İyi bir fotoğrafçı olmak için nelere dikkat etmeli, ne gibi özverilerde bulunmalı, birikim ve alt yapıya ne kadar önem verilmelidir? İyi bir fotoğraf çekmek için ekipman ne kadar önemlidir? Ben öncelikle uzmanlık alanının ve tarzın oluşmasının çok önemli olduğuna inanıyorum. Ne kadar çok şeyi bir arada yapmaya kalkarsak o kadar az ilerleyebiliriz diye düşünenlerdenim. Bu nedenle önce alanın belirlenmesi benim açımdan önemlidir. Sonrasında bu alanda başarılı olmuş kişilerin izlenmesi ve onların izlediği yolun keşfedilmesi gereklidir. Ardından kendi tarzının belirlenmesi ile başlayan ve ömür boyu süren bir öğrenme süreci başlayacaktır.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde uzun süredir çalıştığımız bir arazide ışığın sertleştiği bir zamana denk gelen bir anda büyük bir fil sürüsünün nehirde yıkanmalarını izliyorduk. Yıkanmayı çok seven fillerin nehirdeki gösteriye dönüşen bu hallerini keyifle izlemeye dalmıştık. Deneyimli rehberimizin uyarısı ile ona kulak verdik ve bize “sessiz olun” dedikten sonra doğayı dinlemeye başladık. Az sonra rehberimizin söylediği cümle ile irkildik. “Leopar babunun kafatasını kırıyor” demişti. Ardından hemen harekete geçerek aracı çalıştırdı ve bulunduğumuz yerden ayrılıp yola koyulduk. Bu olayın en ilginç tarafı ise bir süre sonra ortaya çıktı. Çünkü haklıydı ve bir babunu yiyen leoparı bulmuştuk ama en az 2 km yol aldıktan sonra... Doğa ile böylesine bütünleşmiş bir rehber ile çalışmanın bana kattığı birçok şey oldu. Ve birçok fotoğrafımı bu ve bunun gibi deneyimli doğa adamları yardımı ile çekebildim.

83


Fotoğraf açısından ülkemizin içinde bulunduğu nokta nerededir? Yurt dışındaki fotoğrafçıları dikkate alındığında geldiğimiz nokta nerededir? Ülkemizde başarılı olduğunu düşündüğüm fotoğrafçılar ve çalışmalar olmasına rağmen uluslararası platformda tanınan ve bilinen bir ülke olmadığımızı gözlemliyorum. Şu ana kadar hangi hayvanları fotoğrafladınız? Çekmekten en keyif aldığınız tür hangisi? Tüm büyük kedileri (aslan, leopar, çita, kaplan, kar leoparı, puma ve jaguar) fotoğrafladım. Bazı alt türleri de... Şimdi yine bazı alt türler ile devam etmek niyetindeyim. Melanistik leopar çekmek için hazırlanıyorum. Bir aslanla, kaplanla, çitayla göz göze gelmek nasıl bir duygu? Gerçekten çok özel canlılar. Biz insanların kendimize katmak için ömrümüzü harcadığımız ve her zaman da başarılı olamadığımız birçok yetiye doğuştan ve mükemmel olarak sahipler. Onlar bizim gelişmiş hallerimiz diyebilirim. Hatta olamayacağımız kadar üstünler. İşte bu nedenle herkes için aynı olmayabilir elbette ama benim için dünyada hissedilebilecek en ayrıcalıklı duygu bu.

Söyleşi

Sanırım şirketlere eğitim veriyorsunuz, hayvan davranışlarından yola çıkarak. Nedir hayvan davranışlarından örnek alınması gerekenler? Her şeyin en mükemmel örneğini doğada ve hayvan davranışlarında görebilmek mümkün. Hız, hız ve performansın doğru zamanlama ile kullanılması, güç, gücün kontrolü, estetik, liderlik, strateji geliştirme, iş birliği, gerekirse etik kurallar çerçevesinde rakip ile iş birliği, denge, ritim, doğaya ve diğer canlılara saygı, tolerans gösterme, eğitim, sevgi ve bizim beceremediğimiz her şey... Fotoğraflarından ve/veya tarzından etkilendiğiniz fotoğrafçı var mı? Fotoğrafları sizi neden bu derece etkiliyor? Frans Lantig’in fotoğraflarının her birinin birer reklam sloganı gibi olması, Jim Brandenburg’un ışık kullanımı ile Michael Nichols’ın canlıların temel davranışlarının en doğal halleri ile yansıtması, Steve Bloom’un doğa fotoğraflarına yaptığı yerinde ve dozunda dijital müdahale...

Mart - Nisan 2017 #62

Fotoğrafın üzerinizdeki pozitif/ negatif etkileri neler?

84

Bana yaşama enerjisi katıyor, hayata ve doğaya yakın olmamı sağlıyor. Negatif etkisi varsa da ben henüz bilmiyorum. Fotoğraf denince aklınıza gelen üç kelime? Ulaşım aracı, ifade ve estetik.


85


86

Mart - Nisan 2017 #62


87


Renkli rüyalar evi

Dekorasyon Ev

Bir mimarın bakış açısı ne kadar geniş olursa olsun ev, ev sahibinin beklentileri kadar zengindir. Mekanlarda yarattığı katmanlarla ortama bambaşka detaylar katan Andrea Schumacher’in tasarladığı bu ev de hippi ruhlu ve cesur ev sahibinin beklentileri doğrultusunda şekillenmiş. Renkleri ve desenleri oldukça seven ve hayatının her aşamasında kullanan ev sahibi ve Andrea Schumacher’in yaratıcı bakış açısı birleşince ev; renkli ve katmanlı bir görünüme kavuşmuş. Biz de sürprizlerle dolu bu evin detaylarına Andrea Schumacher’den aldığımız cevaplarla indik.

Andrea Schumacher

Mart - Nisan 2017 #62

Fotoğraflar: Emily Minton Redfield

88


89


Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

“İnsan çevresindekilere, onu saran şeylere yatırım yapmalı. Risk almalı ve farklı renklere kucak açmalı.”

90


Sondan başa doğru gidelim. Bu projeyi bitirdiğinizde sizi en çok ne mutlu etti? Ev boyunca renklerle akışkan bir geçiş yarattık. Modern bir görüntü yaratmak için de farklı ebatlarda desenleri harmanladık. İşin içerisine biraz da antika kattık. Böylece ev zamansız gözükebilecekti. Görsel olarak kumaşlar, mobilyalar ve desenler çok alakasız görünebilir ama bir arada katmanlı ve dolu dolu bir görünüm yaratıyor.

91


Dekorasyon Ev

Renkler, desenler ve daha da çok desen... Evin stilini nasıl tanımlarsınız? Eklektik bohem diyebilirim. Eski evlerinize baktığımızda renkleri ve desenleri kullandığınızı görüyoruz. Fakat bu projede maksimum seviyeye çıkmış gibi gözüküyor. Sizi bu kadar cesur olmaya iten neydi?

Mart - Nisan 2017 #62

Ev sahibi mavileri ve yeşilleri seviyor ve desenlerden de hoşlanıyordu. Onu aynı zamanda cüretkar olarak da tanımlayabilirim. Onun bu açık görüşlülüğü bizim desenleri katmanlı bir şekilde kullanmamıza neden oldu. Her şey birbiriyle uyumlu olmak zorunda kalmadığı için de daha özgür ve yaratıcı olabildik.

92


93


Dekorasyon Ev

Her şeyin bir başlangıç noktası vardır. Bu proje için hayal gücünüzü ne tetikledi? Biz her zaman çok fazla renk içeren ve müşterimizin de seveceği baskılar/desenler bulmaya odaklanıyoruz (tıpkı Schumacher’s Darya’nın aile odasında kullandığımız Osmanlı sediri gibi) En sevilen kumaşlar seçildikten sonra bu ev için bir palet gibi oluyor ve tasarım noktasındaki pek çok kararı da etkiliyor. Evde özel diye nitelendirebileceğiniz objeler var mı? Ev sahibinin Grateful Dead’e ait konser posterlerinden oluşan özel bir koleksiyonu var. Bunlara çerçeveli olarak medya odasında yer verdik.

Mart - Nisan 2017 #62

Bunun dışında ev sahibi için birçok özel parça tasarladık. Mesela, antika gibi gözüken Asya tarzı mutfak adası... Tüm malzemeleri özel olarak seçtik ve tam istediğimiz renkte olmasına özen gösterdik. Bunun için de çalıştığımız ustalar çok önemliydi.

94


95


96

Mart - Nisan 2017 #62


97


a l m a l e s i s e Gün .

Mart - Nisan 2017 #62

Dosya Bahçe Mobilyaları

Sabahları karanlığa uyandığımız günleri yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Güneş yüzünü gösterdikçe doğa da ona karşılık veriyor. Şimdi kendimizi dışarı atıp yaz boyu tadını çıkaracağımız bahçe mobilyalarını keşfetmenin tam zamanı. Ama ondan önce sizin için derlediğimiz seçeneklere bir bakın istedik.

98

Mozaik - B&B


Mozaik B&B

Crate & Barrel Crate & Barrel

Cumba Selection

Crate & Barrel

Mozaik B&B

ICA

Crate & Barrel

99


Cumba Selection

Dosya Bahçe Mobilyaları

Mozaik - B&B

ICA

Bahçe mobilyalarını düşündüğümüzde genel olarak hasır ya da oymalı ferforje parçalar gelir aklımıza. Oysa dekorasyon modası değiştikçe bahçe mobilyaları da şekil değiştiriyor. Hasırlar ve ferforjelerden vazgeçemesek de daha fazla düz metal ve kumaş odaklı parçalar çıkıyor karşımıza. Bunları tekli ya da grup halinde kullanabilir, puflarla kombinleyebilirsiniz. IKEA

Mart - Nisan 2017 #62

L’unica

Crate & Barrel 100

Mozaik - B&B


ICA

Crate & Barrel

Mozaik - B&B

Cumba Selection

Crate & Barrel Crate & Barrel

101


Itals

Dosya Bahçe Mobilyaları

Crate & Barrel

Crate & Barrel

Geleneksel olandan vazgeçmenin zor olduğunu söylemiştik. Hasırın da binbir türlü hali olduğunu unutmayalım. Farklı renklerdeki hasırları ve formları tercih edebilirsiniz. Hali hazırda bahçe mobilyam var diyorsanız biraz elden geçirerek bambaşka bir görünüme kavuşturabilirsiniz. Metalleri canlı renklere dönüştürebilir, hasırları koyu kahve ya da beyaza çekebilirsiniz. Siyah beyazın gücünü de unutmayın.

Cumba Selection

Mart - Nisan 2017 #62

Oturacağımız alanlar kadar sehpa ve masalar da ilgi çekiyor. Konik formlu sehpalar özellikle dikkat çekici. Bahçenizi ya da balkonunuzu mobilyalarla şekillendirdikten sonra biraz da etrafı gözden geçirin ve aksesuar eklemeyi ihmal etmeyin. Yaz gecelerini aydınlatacak fenerler ya da ayaklı saksılar da oldukça popüler.

IKEA 102

ICA


Mudo

Crate & Barrel

Crate & Barrel

Mozaik - B&B

L’unica

Crate & Barrel 103


Dekorasyon Ev Mimar Sinem Erenus Muhtar

Mart - Nisan 2017 #62

Evlerde taş ve metal devri

104

Evlerin vazgeçilmezi ahşap bu günlerde zirveyi yeni malzemelerle paylaşıyor. Metal ve taşın gücü gitgide artıyor. Hal böyle olunca mimarlar da bu akımı kendi tarzlarına göre yorumlar oldu. Mimar Sinem Erenus Muhtar’ın tasarladığı dubleks dairede de farklı malzemelerin uyumu göz dolduruyor.


105


Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Bursa Turkuaz Plus’ta yer alan modern kimlikli dairenin en büyük vaadi konfor. 320 m2 lik dairede 4 oda, salon, mutfak, çamaşırhane ve 3 banyo bulunuyor.

106


Girişte kullanılan büyük ebat seramikler salonda da devam ederek mekanın bütünlüğüne katkı sağlıyor. Zemindeki sert görünümlü malzeme, duvarlardaki ahşap kaplamalarla dengelenmiş. Dolap kapaklarındaki lambri efekti, hiç dolap kullanılmamış gibi hissettiriyor. Proje genelinde sıklıkla kullanılan antrasit lake ve ceviz kapalamaya yer yer pirinç eşlik ediyor. Salonun oturma bölümüyle yemek masasının arasında yer alan asma şömine, mekanı ikiye ayırıyor. Şömine algısı her iki tarafta da hissedilebiliyor. Ahşap duvar döşemesi üzerine yerleştirilen antrasit lake panel ile TV panosu oluşturulmuş. Bu bölümde kullanılan tablo ise tamamen mekana özel. Bir diğer duvar uygulamasında da taş ve ayna kullanımı görülüyor. Antik aynayla mekanın derinlik algısı artırılmış.

107


Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Farklı malzemelerin bir araya geldiği yemek masasının tablası masif ahşap, ayakları ise eskitme pirinçten. Duvarda kullanılan panoyu iki tarafındaki ahşap giydirmeler destekliyor. Tavanda ise masif masa üstündeki çalışmayı yansıtan antik ayna kullanılmış.

108


109


110

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev


Evin geneline yayılan modern etki, mutfakta da etkisini sürdürüyor. Tavana kadar uygulanan gizli kulplu dolaplar, paslanmaz cam kapaklı ünite ile farklılaştırılmış. Antrasit ve kremin kullanıldığı mekanın zemininde 120*120 beton efektli seramiklere yer verilmiş. Genel alanlarda kullanılan ahşap bu alanda masa, TV ünitesi ve tavanla bir bütün olarak tasarlanmış. Merdivenin mimaride en etkili yapı elemanı olduğunu dile getiren mimar, bu alanı tasarlarken evin genelinde kullanılan malzemelerden faydalanmış. Koridor sonunda karşımıza çıkan pirinç dallar, arkasındaki ayna ile sonsuz bir görünüm oluşturuyor. Merdiven boşluğundaki büyük saat, özel olarak yaptırılırken mekaniği de yurt dışından getirilmiş.

111


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

112

Ahşap kullanımı, ebeveyn yatak odasında siyahın yarattığı yoğun etkiyi kırıyor ve mekana sıcaklık katıyor. Yatak başındaki siyah cam giydirme duvarların karşısında, metal cam kapak görünümünlü kapılardan giyinme odasına geçiş sağlanmış. Giyinme odasındaki şeffaflık duygusu metal cam kapaklar ve bronz cam uygulamasıyla tamamlanıyor. Açılı makyaj aynası aynı zamanda dolap olarak kullanılırken pirinç ayaklı mermer tablada kullanılan kumaş kaplamalı çekmece, aksesuar etkisi yaratıyor.


113


Erkek çocuk odasında ahşap, taş ve antrasit lake kullanılırken kız odasındaki beyaz mobilya, taupe duvar rengi ile öne çıkartılmış. Bronz ayaklar ve kapaklarda kullanılan ayna ile mekanik ferahlık hissiyatı arttırılmış.

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Ebeveyn banyosunda toprak tonlarıyla birlikte kullanılan mavi ve pachwork seramikler ortama renkli bir görünüm kazandırmış. Banyo dolabı kapaklarındaki seramik kullanımı bütünlük etkisi yaratmış. Genel banyodaki beton efektli seramikler, karo seramiklerle hareketlendirilmiş. Siyahın yoğun etkisi Volakas lavabo mermeri ile azaltılarak tezat bir uyum sağlanmış. Banyodaki duş alanı ise aynalı metal kapaklarla bölünerek gizlenmiş.

114


Tasarım: Erenus Mimarlık Mobilya imalat: Osman Malakçı Mermer uygulama: Oğuz Konuk Elektirik uygulama ve spotlar: Berk Aydınlatma Aydınlatma: Fem Aydınlatma, Grup Aydınlatma Mutfak: Lineadecor (Yazmacılar) Corian ve Belenko uygulama: Modern Yapı Koltuk ve döşeme: Yılmaz Koltuk Perde ve duvar kağıdı: Evce Seramik ve armatür: No two, Altay, Bm Kolleksiyon Parke: Aksun Parke Paslanmaz ve demir işleri: Muse Paslanmaz Yağlı boya tablo: Feyza Pideci

115


Dekorasyon Mekan

YOD Design Lab.

Yap da görelim

Mart - Nisan 2017 #62

Bira içmeyi ne kadar seversiniz bilemeyiz ama bu mekanı seveceğiniz kesin. Ukrayna’da yer alan Copper Head; bira servisi yapmanın yanı sıra yapım serüvenine de misafirlerini ortak ediyor. Ukrayna’nın Ivano-Frankivsk kentinde ilk film gösterimi yapılan binada yer alan barın lokasyonu bu sebepten ötürü tarihi bir değere de sahip.

116

Copper Head’de bir barda olabilecek yüksek teknoloji ve klasik gelenekler bir arada yer alıyor. Bira üretimi, taze bira servisi yapmanın yanı sıra kamera arkasındaki sürece göz atmaya da olanak sağlıyor.


Bara giren misafirleri önce barın yanındaki bira tankları karşılıyor ardından da bira üretimi yapılan bölüm geliyor. Herkesin görebileceği bir konumda yer alan bira üretim alanı camlı kapıyla mekandan ayrılmış. Aradaki cam bölüm ziyaretçilerin girmesine engel oluşturmuyor aksine şeffaf ve steril bir ortam yaratıyor. Mutfağın açık kısmı da yine şeffaflık algısının bir parçası.

117


Dekorasyon Mekan

Bar içinde yer alan tank, bütünsel bir görünüm sağlıyor. Bar boyunca yayılan, duvarlarda devam eden ve yer yer aydınlatmaya dönüşen bakır borular bu tek organizmalı görüntüye destek veriyor. Mekanda kapı kolundan sifon tankına, aydınlatmalardan logoya her bir detay birayı ve yapım aşamasını anımsatıyor.

Mart - Nisan 2017 #62

Bodrum katın ana ögesini ise bira köpüklerini simgeleyen seramik toplar oluşturuyor. Bir diğer enstalasyon ise metal panel üzerinde yer alan ve biranın ana maddelerinden biri olan şerbetçiotunu yansıtan resimler.

118

YOD design lab tarafından tasarlanan mekan bira yapım aşamasını an ve an misafirlerine yaşatmasının yanı sıra endüstriyel tarzı ve bütünsel yaklaşımıyla biz dekorasyon meraklılarını da kendine çekmeyi başarıyor.


119


Dosya Çizimlerimize kulak verin!

Başak Buse Özer

Berna Yangın

Ekin Büyükşahin

Elif Yemenici

Merve Atılgan

Selin Çınar

Gamze Yalçın

Hülya Özdemir

Sernur Işık Şebnem A. Gündüz

Çizimlerimize kulak verin!

Mart - Nisan 2017 #62

Yarışa başladığınız noktayı bir adım geri alın, söylemeniz gereken sözü yarına bırakın, gülüşünüzü kendinize saklayın. Bu dünyada kadın olmak zor zanaat, aslına bakarsanız sanat. Eşit şartlarda var olmak için bu kadar çaba sarf etmediğimiz bir dünya dileğiyle sözü, çizimleriyle kadına ses veren kadın illüstratörlere bırakıyoruz. Kadınlar Günü’müz kutlu olsun.

120


Başak Buse Özer “Kadın olmak kameranın kör noktasında yaşamak gibi. Ne kadar başarı sağlarsan sağla kamera, yani zihniyet, hiçbir zaman seni kadrajına almaz ve görmezden gelir. Geçmişten günümüze birçok zorlukla kazandığımız haklara, özgürlüklere ve bilim, sanat gibi dallarda özveriyle gayret etmemize rağmen biz, yani kadınlar hala görünmez bir kafeste kısıtlanmış ve korku içerisinde yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz bu durum; özgüvenimizin kırılmasına, kendimizi keşfedemememize ve baskılanmış duygularımız ile kendi sonumuzu getirmemize neden oluyor. Ülkemizde ve diğer ülkelerde devam eden birtakım adaletsizliklere karşı, özellikle Kadınlar Günü’nde sesimizi duyurmalı, yapılan zulüm ve eşitsizlikleri görmezden gelmemeliyiz. Çocuklarımıza iyi bir eğitim vererek, gelecek nesilleri hak, özgürlük ve insan eşitliği konularında daha bilinçli ve ılımlı hale getirmeye çalışmalı ve cinsiyet farklılığının, zeka düzeyinde ve bedende eşitsizlik yaratmadığının bilincine vardırarak herkes için daha huzurlu ve adaletli bir toplum yaratmalıyız.” 121


Berna Yangın

Mart - Nisan 2017 #62

Dosya Çizimlerimize kulak verin!

“Özellikle ülkemizde kadınların artık eskisinden çok daha fazla şiddete, ölüme, baskıya maruz kaldığı, kadına karşı işlenen suçların cezasız bırakıldığı bir dönem yaşanırken kendi gücümüze olan inancımızı zayıflatmadan, yitirmeden erkek egemen toplumun her alanında haklılığımızın verdiği güçle korkmadan ben de varım diyebilmeli, fikirlerimiz, ürettiklerimizle erkek şiddetine boyun eğmeden dünyayı güzelleştirmeye devam etmeliyiz.”

122


Ekin Büyükşahin “Kadının değersizleştirilmeye çalışılmasına, yok sayılmasına, söz hakkının elinden alınmasına, psikolojik ya da fiziksel şiddet görmesine, sözlü ya da cinsel tacize maruz kalmasına, tecavüze uğramasına, acımasızca katledilmesine ve tüm bunların karşısında sesini yükseltebilmesi için cesur olması gerekmesi haline karşı içimde büyük bir öfke var. Gelişmiş ülkelerde kadına karşı davranış biçimleri bu kadar karamsar bir tablo çizmiyor olsa da 2017 Türkiye’sinde bir kadın olmanın son derece zor olduğunu düşünüyorum. “Aware” adını verdiğim bu çalışmam, (batı yorumuyla) kendini gerçeklerden soyutlayan üç maymunun aksine, farkındalıklarla yaşayan; gözlemleyen, dinleyen, yeri geldiğinde ses çıkartmaktan korkmayan ama gördükleri, duydukları ve konuşmak zorunda kaldıkları için de bir o kadar mutsuz olan bir kadının portresidir.”

123


Elif Yemenici

Mart - Nisan 2017 #62

Dosya Çizimlerimize kulak verin!

Efendisiz, kalıpsız ve dahi sütyensiz!

124


Gamze Yalçın "Kadın gelecektir. Evrenin en büyük yaratıcı gücü ve ilham verici güzelliğidir. Sesini, iç güzelliğini, duygularını ve geleceği bugüne haykıran tüm kadınların günü kutlu olsun."

125


Mart - Nisan 2017 #62

Dosya Çizimlerimize kulak verin!

Hülya Özdemir

“Kadınlar vardır, her yerde!”

126


Merve Atılgan Bir kadın olarak doğadan her zaman ilham alır ve etkilenirim; bolluğu, bereketi ve tahmin edilemez tavrı ile her zaman çok dişil gelmiştir. Doğanın içinde olmak ve onunla bağlantı kurabilmek aslında içimdeki dişil enerji ile de bağlantıda olmaktır. Kadınlar Günü için yaptığım bu illüstrasyonda kadınlığın doğa ana ile olan bağı ve özünü göstermek, aynı zamanda şu an bize dayatılan güzellik standartlarına uymayan bir kadının güzelliğini de çizmek istedim çünkü gözlemlediğim kadarıyla çoğu kadın bize reklamlar ve sosyal medya aracılığıyla gösterilen güzellik standartlarına ulaşmak için oldukça fazla efor ve para harcıyor. Yüzyıllardır kadın her zaman bastırılan ve kendisi olunmasına izin verilemeyen taraf olmuştur ve hala çağımızda bu baskı sürmektedir. Kadınlar Günü aslında var olan problemlere dikkat çekmek ve bunları çözmeye yönelik olmalı. Çünkü dünyada kendi adına konuşamayan ve yok sayılan kadın sayısı acı bir biçimde oldukça fazla. Hatta özgür olduğunu düşünen kadınların bile üzerinde görünmez bir baskı var. Gerek dış görünüşü, gerekse tavrı ve fikirleriyle kendini tam anlamı ile ifade edemeyen bir dişil enerji düşünün. Gelenekler, farklı aile yapıları, toplum baskısı gibi kavramlar çok uzun zamandır bizleri kalıplara sokuyor. Belli kişi ve kurumlar, bizim için kendi istedikleri yaşamı faklı şekilde dekore edilmiş paketler ile sunuyorlar. Benim gözlemlediğim kadarı ile kadınların çoğu bu illüzyondan uyanmaya başladı son birkaç senedir. Kendi kabuğunda olduğu gibi mutlu olan kadın mantalitesi hakim artık ve bu bir başlangıç bence. Dişil ve eril enerjiler birbirlerini dengeledikleri ve saygı gösterdikleri zaman bu dünyada iki cinsiyet için de huzurlu ve adaletli bir yaşam mümkün olacaktır. Diğer türlü tek bir cinsiyetin hakimliğinde her zaman dengesizlik var olmaya devam edecektir.

127


Dosya Çizimlerimize kulak verin! Selin Çınar

Mart - Nisan 2017 #62

Son birkaç yüzyıldır önce Avrupa’da ardından diğer kıtalarda başlamış kadın hareketleri dünyada kökleşmiş erkek egemen toplumsal yapılanmaya karşı eşitlik ve adalet arayışı için zorlu süreçlerden geçmiş ve halen geçmektedir. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, biz kadınlara birlikte mücadele etmemiz gereken ve halen çözüme kavuşmamış hayati önemi olan toplumsal sorunlarımız olduğunu hatırlatmaktadır.

128

Ülkemiz gibi muhafazakâr görüşün çoğunluğu oluşturduğu toplumlarda yaşayan biz kadınlar; özel hayatımızdan iş hayatımıza, aile hayatımızdan sokakta var oluşumuza kadar her yerde erkek egemen zihniyetin taciz, şiddet ve baskısına her gün maruz kalıyoruz. 2017 Şubat ayı sonunda yapılan bir araştırmaya göre 30 kadının sadece kadın oldukları, eşine sevgilisine ya da babasına karşı geldiği için öldürüldüğünü biliyor muydunuz? Toplumun çoğunluğu özgürlüğünü kendi elleriyle şekillendiren, ona doğuştan biçilen annelik statüsü yerine kendini gerçekleştirmek için yetenekleri doğrultusunda üreten ve tüketen kadınlara birey olarak hak ettikleri saygıyı halen göstermemektedir. Hele ki sanat, özgürlükler alanının merkezinde olması gerekmekteyken ülkemizde bu alanda ne yazık ki çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu bir sistem olarak çıkar karşımıza. Kadın sanatçıların erkek sanatçılar kadar fazla sayıda olmayışı, uğraştıkları sanatsal sahaların erkeklerin çoğunlukta olduğu alanlar yerine sözde daha kadınsı uğraşlar olarak görülen sanat alanlarında yoğunlaşmaları gibi durumlar Türkiye’deki sanat ortamında da cinsiyetçiliği bize anlatmaktadır. Gelişmiş kentlerde yetişen genç nesil sanatçıların bakış açısı elbette bu sınırları kırmak için çabalarken ülkemizin çoğunluğunun bu tanımın dışında kalıyor oluşu ve akademilerin de çoğunun geleneksel bakış açısından sıyrılmakta güçlük çekiyor oluşu gibi durumlar genç kadın sanatçılar için birlikte ancak mücadeleyle aşılması mümkün bir süreci bize hatırlatmaktadır. Bireysel açıdan üretmeye, dönüştürmeye, geliştirmeye yetenekli kadınların görünürlüğünün artışı toplumumuzun da gelişmekte olduğunun göstergesi olacaktır.


Sernur Işık “Kadın güçlü ve zariftir, çiçektir, yağmurdur, aşktır.”

129


Şebnem Aydın Gündüz Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okurken güzel kavramının sanatın sıfatı olmasıyla ilgili tartıştığımızı hatırlıyorum. Güzele dair okumalar, güzelin çirkinle sınanması, güzelin formülünü bulanları anlamaya çalışmalar...

Mart - Nisan 2017 #62

Dosya Çizimlerimize kulak verin!

Altın oran ve güzelin çekiciliği. Sanatın güzel olması gerekmediğine karar verince gerçekten ne olduğunu anlamaya başladım. Çirkin denilenlerin resmini yapıyorum, çirkin kadınların seyredilesi hikayelerini. Seyirciye yol açmak, resmi orada bitirip sonlandırmadan gerisini seyredene bırakarak.

130


131


Dekorasyon Ev

Kelly Behun Studio

Mart - Nisan 2017 #62

FotoÄ&#x;raflar: Richard Powers

132


Benim evim, senin galerin New York sokaklarında gezerken şehri çok farklı boyutlarıyla keşfetmeniz muhtemel. Fakat şehri filmlerdeki bakış açısıyla görmek istiyorsanız biraz daha yukarı çıkmanız gerekiyor. Uruguaylı mimar Vinoly tarafından tasarlanan 432 Park Avenue’nun örnek dairesi, şehri tüm çekiciliğiyle gözler önüne seriyor. Tasarımı Kelly Behun tarafından yapılan bu daire, internet üzerinden satış yapan Artsy’de online olarak satılan ürünlerle donatılmış. Yani bu yaşayan galerideki her eser satın alınabilir.

133


Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Dairenin en dikkat çekici noktası kuşkusuz manzarası fakat detaylara girdiğiniz zaman hem sanat eserleri hem de Tom Dixon, Lindsey Adelman, ve Luca Nichetto gibi tasarımcılardan modern parçalar görüyorsunuz. Dairenin geneli sakin ve yumuşak tonlarla dekore edilse de kütüphanenin olduğu çalışma odası ve maviye boyanmış misafir odası kendini bunun dışında tutuyor.

134


Behun salonu olabildiğince sakin ve minimal tutmuş. Geniş kanepe salonun merkezinde yer alıyor. İki taraflı oturma bölümüyle hem şömineye hem de yemek bölümüne göz kırpıyor.

135


136

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev


Duvarlar salonunun nötr renklerine uyum sağlasa da koyu zemin döşemesi zıt ve sıcak bir görünüm yaratıyor. Salonunun bej tonlarındaki sakin yoğunluğu mor ve pembenin tonlarıyla katmanlı olarak kırılmış. Şömine duvarını kaplayan Yolande Batteau’ya ait eser, altın kakmalarıyla Art Deco dokusu taşımakta. Yemek masasında koyu tonlarda bir mermer seçimi yapılmış. Somon kumaş kullanılan yemek masası sandalyeleri ise bu görünümü yumuşatıyor. Masa üzerindeki altın-beyaz sarkıt lambalar, evin genelindeki altın kullanımıyla uyum içerisinde. Salondan geçilen ve büyük kütüphanenin yer aldığı çalışma odası, evin geneline nazaran koyu tonlarla donatılmış. Bir köşe takımının ve televizyonun da bulunduğu oda, kahverenginin tonlarıyla şekillenmiş.

137


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

138

Sanatçı Frank Stella’nın eserinden ilhamla üretilen altı metrelik yatak başı, ana yatak odasının en baskın detayı. Odanın uyuma alanı neredeyse tamamen aynı renk ile döşenmiş. Dinlenme alanında da soft renklerden vazgeçilmese de somon kullanımıyla ton sürton bir etki yaratılmış.


139


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

140

Salonla benzer şekilde soft tonlarla dekore edilen mutfak da manzaradan nasibini alan yerlerden biri ve gün ışığını sonuna kadar kullanabiliyor. Ada tezgahın üzerinde yer alan sarkıt aydınlatmalar aynı olmasa da salondakilerle benzerlik taşıyor. Şömine üzerindeki tropikal yapraklar ve altın rengi kullanımı burada da devam ediyor.


Misafir odalarına geçildiğinde ise iki farklı konsept görülüyor. Biri canlı bir mavi diğeri ise yumuşak renklerle dekore edilmiş. Mavi odanın duvar kağıdı Calico’dan tercih edilmiş ve boyanmış etkisi yaratıyor. Bu oda, çocuklar için kullanılabilecek kadar canlı objelerle döşenmiş ve bir de çalışma masası kullanılmış. Mavi renk ve ona uyumlu tonlar halı da dahil odanın genelinde kullanılmış. Diğer oda ise çok daha dingin. Duvarla neredeyse aynı tondaki kabartmalı aydınlatmalar, odaya katmanlı bir efekt veriyor.

141


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

142

Manzaranın merkeze alındığı banyoda bağımsız bir küvet yer alıyor. Camla geçilen banyo alanının zemini açık renk mermerle döşenmiş.


143


Dekorasyon Ev

İç Mimar Esra Kazmirci

Mart - Nisan 2017 #62

İlk bakışta aşk

144

Bir eve girdiğiniz nokta, o evle ilgili çok şey anlatır insana. Biz de Esra Kazmirci ve ekibi tarafından tasarlanan bu evi girişinden itibaren çok sevdik. Gözü yormayan detaylar, ince işçiliğe sahip mobilyalarıyla Fenerbahçe’de bir sitede yer alan dubleks daire, yalın ve modern izler taşıyor.


145


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

146

Dairede salon ve giriş arasında bir kapı yok. Bu da salondan gelen ışığı içeri kadar taşıyor. Salonu girişten ayıran bronz detaylı demir seperasyonla net olmasa da katmanlı, transparan bir görüntü yaratılmış. Bronz kullanımı dresuarlarda ve kapı kollarında da kendisini gösteriyor. Ms Sparkle’dan seçilen sarkıtların aydınlattığı seramik çalışmalarsa ev sahibesinin yakın arkadaşı Ayfer Karamani’ye ait. Spottan apliğe, gizli led’den sarkıt ve lambedere kadar alanların fonksiyonlarına göre her türden aydınlatma kullanılmış.


Ev sahiplerinin Kazmirci’ye duyduğu güven, hem özgür hareket etmelerini sağlamış hem de ortaya bütünlüklü bir çalışma çıkarmış. Aile büyüklerinden kalan birkaç parça dışında her şey sil baştan tasarlanmış. Esra Kazmirci dairede yaptıkları değişimleri “Evi soyup tekrar giydirdik.” sözleriyle dile getiriyor. Girişte karşımıza çıkan dresuarın arkasında eskiden mutfağa açılan bir kapı olması bunun en güzel örneği.

147


Fonksiyonellik ve estetik kriterlerin bir arada olmasına özen gösteren mimar; mutfağa hem yemek odasından hem de girişten geçiş sağlamış. Salon kısmındaki geçiş, lambriyle gizlenecek şekilde tasarlanmış dolayısıyla dekorasyonu da bozmuyor.

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Mutfağın yemek hazırlama ve yeme bölümleri birbirinden beyaz ipek mat lambriden yapılan arkalıkla ayrılıyor. Masif meşe tablalı, özel üretim yemek masasının hemen arkasındaki metal kapaklı dolapta telli cam kullanılmış. Yemek masası sandalyeleri Altıncıcadde; sarkıt aydınlatmalar ise DR Light firmasının ürünü. Siyah metal dolabın aksine diğer mutfak dolapları beyaz mat lake tercih edilmiş ve ferah bir görünüm yaratmış.

148


Bir tarafında yemek masası diğer tarafında oturma ve televizyon bölümü bulunan salonun tam ortasında özel üretim day bed ile birlikte duvar piyanosu yer alıyor. Dr Light’tan alınan lambader, şık köşenin vazgeçilmezi. Salonda tüm mobilyalar özel üretim ve işçilikleri Lonca Ahşap firmasına ait. Evin genelinde olduğu gibi TV ünitesinde de ipek mat lake ve meşe kaplama kullanılmış. Tüy desenli kırlent yastık kumaşları Layla Dekorasyon’dan seçilirken halılar Dhoku’dan alınmış. Keten tül perde kullanımıyla ev ve bahçe arasında mesafeli bir geçiş yaratılmış. Zemin malzemesi olarak meşe parke ve beton görünümlü seramik kullanılmış. Detaylarda satine bronz, siyah boyalı demir, cam ve füme ayna kullanımı dikkat çekiyor.

149


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

150

Projeye başlarken amacımız evi daha kullanışlı ve ferah bir hale getirmekti, diyor Kazmirci. Tüm malzeme seçimleri de bu anlayışla yapılmış. Yaratılan geniş mutfak alanının yanı sıra transparan geçişler de amaca hizmet ediyor. Ferah renklerle döşenmiş ebeveyn yatak odası; bir banyoyla birlikte giyinme odasını da içinde barındırıyor. Perdesan’a yaptırılan perdelerdeki turuncu detaylar odaya hareketlilik katıyor. Başucuna konumlandıran aydınlatmalar Grande Orient Star Lightwork Design’dan seçilmiş. Satine bronz ayak ve kulp detaylı ipek mat lake makyaj masası ise özel üretim. Önünde yer alan bronz ayaklı pufun döşeme kumaşı Layla Dekorasyon’dan temin edilmiş. Banyoda ise hareli ceviz dolaplar, Stoneline’dan alınan carrara tezgah mermeri, zeminde ise beton görünümlü seramik mevcut. Ayna üzeri aplikler Phare Design’dan.


Çocuk odasındaki sakin renkleri Londra Cloth House’dan temin edilen sarı detaylı kumaşların kullanımı bölüyor. Yatak örtüsü Zara Home, kilim H&M Home, sandalye Altıncıcadde... Aydınlatmalar ise IKEA ve Lightwork Design Galata’dan alınmış.

151


Dekorasyon Ev Evin banyoları ev sahiplerinin kullanım önceliklerine göre düzenlenmiş. Misafir banyosunda, calacatta mermer ve duvar kağıdına uyumlu olacak şekilde satine pirinç duvar aplikleri göze çarpıyor. Duvarlarda boyalı cam, zeminde meşe parkeler kullanılmış. Ayna ve lavabo tezgahı özel üretim. Bronz duvar aplikleri Phare Design, vinil duvar kağıtları Vescom. Taş lavabo ise Bodrum Harman firmasından temin edilmiş.

Mart - Nisan 2017 #62

Çocuk banyosu ise daha genç bir ruha hitap ediyor. Duşta, desenli mozaik seramik ve siyah profiller tercih edilirken lavabo tezgahında carrara mermer, açık renk meşe kaplama ve yine siyah boyalı demir ayak detayı dikkat çekiyor.

152

Çekmece ünitesi renklendirilmiş meşe. Ayna özel üretim. Duş duvarlarındaki Nikea Sepia seramik Yurtbay Seramik. Alışveriş: Layla Dekorasyon, Zara Home, H&M Home, Crate&Barrel, Altıncıcadde, Dr Light, Lightwork Galata, Phare Design, Ms Sparkle, Londra Cloth House, IKEA, Yurtbay Seramik, Dhoku Halı, Seranit, Arttek, Emir Halıcılık, SMEG, Bodrum Harman Tasarım, Hansgrohe…


153


Jüpiter’de hayat var!

Mekan

Bu sayıda yolumuz Jüpiter’e düştü. Sakinleriyle misafirleriyle ve lezzetleriyle gördük ki Jüpiter’de hayat varmış. Fındıklı’nın yeni sakini Coffee Jüpiter’in işletmecisi Taygun Dömbekçioğlu’yla yaptığımız keyifli sohbete buyurun, siz de ortak olun.

Eski kreatif direktör, yeni işletmeci... Taygun Dömbekçioğlu’nu tanıyabilir miyiz? Üniversiteyi Fransa’da okurken illa reklamcı olacağım diye bir hayalim vardı. Havalıydı o zamanlar reklamcılık. Bir yandan da okulu bırakıp aşçılık mı okusaydım diye minnacık bir soru işareti... Sonra geldim; 13 sene dolu dolu reklamcılık yaptım. Metin yazarlığıyla başladım; o konkur, bu müşterinin acil işi, arada ödül de alalım diye ne olduğunu anlamadan orta yaşlara geldik işte.

Mart - Nisan 2017 #62

Her genç reklamcının hayalini süsleyen bir noktada, kreatif direktörken, işletmeci olmaya karar verdiniz. Bu kararı almanızda etkili olan faktörler nelerdi?

154

Rutinden sıkıldım. Dahası reklamcılık her geçen gün daha az eğlence, daha çok problem çözme odaklı deyim yerindeyse matematik işi oldu. Muhtemelen şu an yaptığım iş de bir süre sonra rutine bağlayacak ama başkalarının milyon dolarlık markalarını büyütmektense kendi çocuğumla ilgileniyorum. Her sözümü de dinliyor. Hem rahat hem daha heyecanlı böylesi, her gün yeni bir şey öğreniyor olmam da cabası...


Jüpiter’de sıradan bir gün nasıl geçiyor? Aşırı yoğun ama güzel geçiyor. İşin kahve/lezzet tarafı var, işletme/ finans tarafı var, bir de marka/pazarlama tarafı var. Bunlardan hariç sürekli birilerini tanımak muazzam bir şey. Herkesin bir hikayesi var ve bu iş kahve yapıp satmaktan fazlası, tamamen insana dair... Sizce Jüpiter kimlere hitap ediyor? Güzel kahve, iyi yemek isteyen herkese... Ben kolay beğenmem, kendim beğenmeyeceğim şeyi de burada müşterilerime sunamam. Bunun neticesinde cesaret veren sözler duyuyoruz müşterilerimizden. ‘Hayatımın en güzel kahvesini sizde içtim’, ‘böyle cheesecake yemedim’ dediğinde birisi; hayat, oksijen, renkler kısaca her şey bambaşka oluyor. Diğerlerinden farklı olarak misafirlerinize neler vaat ediyorsunuz? Rutinden kaçalım derken hep aynı şeyleri sunamazdık tabi. ‘Her gün yeni bir keşif’ diye bir söylemimiz var. Bu ne demek? Her gün farklı bir single-origine filtre kahvemiz var. Yine aynı şekilde tatlılarımız, sandviçlerimiz düzenli olarak değişiyor. Özetle her geldiğinizde ‘aa bu da neymiş?’ diyeceğiniz farklı tatlar, yeni keşifler oluyor.

Topraktan türeyen kahve çekirdeklerine, uzaydan gelen bir isim... Jüpiter ismi sizin için ne anlam ifade ediyor? Astronot olma hayali kuran çocuklardanım ben. Saflık işte. Coffee Shop’umuzun duvarlarında göreceğiniz çocukluğumdan kalma, soğuk savaş dönemi uzay pullarımdan anlarsınız bunu. Reklamcılık yaptığım dönem kreatif ekibimin ismi de Roket’ti. Hal böyleyken ismi ne olsun ne olsun derken güneş sisteminin ağır abisi Jüpiter’de karar kıldık. Sadece bir isimle bitmiyor iş. Marka ne söyleyecek, hikayesi ne olacak... Bunlar hep Jüpiter’de oturdu kafamıza. Fonetik olarak da güzel, güçlü, akılda kalıcı. Roma tanrılarına girmiyorum. Uzaydaki Jüpiter bizimkisi. Biraz da süreçten bahsedelim. Adım adım... Önce kariyeri değiştireceğiz bari kamikaze girmeyelim diye hafta sonları gidilen yeme-içme işletmeciliği okulu, ardından çalışılan iş planları, barista eğitimleri, yapar mıyız yapamaz mıyız derken açtık. Hayat boyu maaşın, sigortan yatmış, konfor alanında geçirmişsin, korkuyor tabi insan. İyi giden bir kariyeri bırakmak daha da zor. Şimdi iyi ki yapmışım diyorum. Başarılı olmaktan bağımsız söylüyorum bunu. Deneyim olarak bakıyorum. Yenilik iyidir.

155


Mart - Nisan 2017 #62

Mimar DilĹ&#x;en Toker

156

Dekorasyon Ev


Kadına has maskulenlik Maskulen görünüme sahip dubleks bir daireye konuk olduk. Ev, yarattığı algının aksine bir anne kızın yaşam alanı. Son derece yoğun çalışan ev sahibesi ve kızının hayat tarzına uygun olacak şekilde dinamik, çağdaş ve modern bir bakış açısına sahip. Bir önceki evlerinde mimar Dilşen Toker’le çalışan ev sahipleri, aynı enerjiyi yakalayacaklarına inanarak yeni evleri için de Toker’in kapısını çalıyor. Azimli bir çalışmanın sonucunda proje, iki ay gibi kısa bir sürede tamamlanmış.

157


Modern mimariye hayran olan ev sahibinin tercihleriyle siyah-gri-bej tonlarının hakim olduğu bir yaşam alanı ortaya çıkmış. Çalışma masası alışıla gelmişin aksine salonda konumlandırılıyor hemen yanında da piyano yer alıyor. Salonun geri kalanı da bu tercihlere göre şekillenmiş. Rahat oturumlu keten kanepe ve berjerlere doğal malzeme kullanımları eşlik ediyor: Ahşap lambriler, özel yapım meşe mobilyalar… Yemek masası ve sehpalarda kullanılan mermer, duvarlarda da kısmi taraklanmış olarak yerini alıyor.

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Giriş holünü salondan bir separatörle ayıran mimar, burada da aynı mermerin farklı dokularını kullanmış. Dresuarda cilalı, seperatörün üzerinde patinato, kumlama, taraklı yüzeylere yer verilmiş. Vestiyeri lambri içinde yok etmeyi hedeflemiş, dolap algısını kaybetmiş. Evin geneline yayılan siyah metal aydınlatmalar maskülen havayı destekliyor.

158


Bir diğer çalışma alanı da evin arka bölümünde. Bu odada yatıya gelen konuklar için keyifli bir kanepe yer alıyor.

159


160

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev


Başka bir taş çalışmasının uygulandığı mutfak, ailenin günlük yaşam alışkanlıklarını yansıtıyor. Evin net ve modern görünümü burada da kendisini hissettiriyor.

161


Dekorasyon Ev

Proje tasarım, uygulama: Dilşen Mimarlık Alçıpan-boya işleri: DMC Dekorasyon Mobilya imalatları: Monodesign

Mart - Nisan 2017 #62

Perde işleri: Evce

162

Mermer işleri: Oğuz Konuk Aydınlatmalar: Işık Evi Aksesuarlar: Mudo Concept , Paşabahçe, Zara Home Halılar: Halıca


Ebeveyn yatak odasını, geniş bir alana yayılan giyinme odasından metal profilli cam bir bölme ayırıyor. Doğal taş görünümlü seramiğin kullanıldığı duvarın hemen önünde yatak yer alıyor. Deri ve ahşaptan oluşan yatak başını duvardaki ahşap bölmeler destekliyor. Odanın bir köşesine yerleştirilen dinlenme koltuğu, kitap okumak için ideal. Mimar Dilşen Toker, evin tek kızına ait odada giyinme odasını oluşturabilmek için biraz ebeveyn yatak odasından alan çalmış. Ebeveyn yatak odasında kullanılan metal profilli camların bir benzeri de burada dolap kapağı olarak kullanılmış. Duvarda oluşturulan sedir de genç kızın arkadaşlarını ağırlayabileceği keyifli alanlardan biri. 163


164

Mart - Nisan 2017 #62

Güç aksesuarda artık

Dekorasyon Ev


Koyu renklerin hakimiyeti 2017 evlerinde kendisini göstermeye devam ediyor. Koyu gri ve siyahların yanına eklenen renkli mobilya ve objeler yaşam alanlarını birbirinden farklı kılıyor. Renk desek de capcanlı evlerden bahsetmiyoruz. Doygun renkler ve materyaller evlerin ana skalasını oluşturuyor. Aksesuar kullanımlarıyla zenginleşen evlerde, renklerin çoğunluğu da yine bu aksesuarlardan ve taşınabilir mobilyalardan geliyor. Sorella Design tarafından dekore edilen bu proje de bahsettiğimiz akımın güçlü temsilcilerinden biri.

165


Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Beş kişilik bir ailenin yaşadığı dairede, ev sahiplerinin beklentileri doğrultusunda şık olduğu kadar konforlu bir yaşam alanı yaratılmış. Yenilerini almak yerine salondaki mobilyaları revize ederek tekrar kullanılmışlar. Salonda yer alan üç farklı duvarın baskınlığı bu alanlara ayrı bir özen gösterilmeyi gerektirmiş. Bilindik malzemelerin duvarlarda kullanılması salonda farklı derinlikler ve alanlar yaratıyor.

166


167


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

168

Müzik dinlemekten keyif alan ev sahiplerinin tercihleri bir piyanonun ve kaliteli bir ses sisteminin evde kendilerine yer bulmasını sağlıyor. Dingin anlardan keyif alan aileye huzurlu bir ortam sunabilmek için olabildiğince sarkıt avizelerden kaçınılarak duvar aydınlatmalarına öncelik verilmiş ve özel olarak tasarlanmış. Salondaki tek sarkıt avize de Limazzi imzası taşıyor.


Evin giriş bölümünü olduğundan daha büyük gösteren aynalı dolaplar, aynı zamanda derinlik algısını da kuvvetlendiriyor. Zeminde kullanılan mermer görünümlü seramikler de net bir izlenim veriyor. Koridoru ise seyahat etmeyi seven ailenin gezdiği yerlerde çekilmiş fotoğraflar kaplıyor. Kişilikli bir yapıya sahip banyo ve tuvaletler kırılıp yeniden dekore edilmiş. Küçük ebatlardaki genel banyoya derinlik katmak için yine aynalardan destek alınmış. Özel olarak üretilen banyo dolaplarına, Göknur Seramik’ten seçilen vitrifiye ve armatürler eşlik ediyor. Evin genel renklerine uygun olan kapılar da özel üretim.

169


Dekorasyon Mekan

İç Mimar

Esat Fişek

Mart - Nisan 2017 #62

Ayrı mekanların insanlarıyız

170

Alışveriş merkezleri gün geçtikçe her ne kadar cazibe kazansa da insanı yorduğu da bir gerçek. Bursa Korupark AVM’de açılan La Luz Bistro ve Restoran çölün ortasında bir vaha gibi kendine çekiyor insanı. İç mimar Esat Fişek tarafından tasarlanan ve izole bir tavır sergileyen La Luz; açık tonları ve soft ışığıyla bulunduğu mekandan kendisini ayrıştırıyor.


İlk gördüğümüz anda vitrin gibi dar ve uzun yapısı dikkatimizi çekiyor ardından da bar üzerine sıralanmış birbirinden lezzetli atıştırmalıklar. Yemeyi içmeyi bir kenara bırakıp çekime başlıyoruz. Alışveriş merkeziyle mekan arasına estetik bir duvar ören cam vitrin, dekoratif objelerle canlandırılmış. Duvar görevi gören bu vitrin, ferahlık algısı oluşturuyor. Mekana göre oldukça büyük duran siyah, sallantılı avize, vitrinin önündeki geniş masanın hemen üzerinde yer alıyor. Paris’te bir kafenin camından dışarı bakabilecekmişsiniz hissiyatı veren duvar kaplamaları mekan boyunca art arda sıralanıyor ve şık bir fon yaratıyor. Hemen üzerinde ise endüstriyel tarzda aplikler ve onları takip ederek mekanın çıkışına kadar devam eden farklı tipte aydınlatmalar yer alıyor.

171


Dekorasyon Mekan Mart - Nisan 2017 #62

Bir trenin vagonu gibi yan yana yerleştirilmiş deri koltuklar mekana gelenler için çoklu oturma kombinasyonları oluşturmakta. Mermer masaların ve siyah, ahşap sandalyelerin hemen altında ise retro tarzda siyah-beyaz yer döşemeleri kullanılmış. Başınızı döşemelerden kaldırıp tavana baktığınızda ise patisserie izlenimi veren siyah yapıştırma yazılar göze çarpıyor.

172

Sağ tarafta kalan geniş bara dikkat ederseniz başlı başına La Luz’a dair çok şey anlatıyor. Krema rengi kaplamaları, ahşap şaraplığı ve cezbeden atıştırmalıklarıyla cosy kelimesinin tam karşılığı diyebilirsiniz.


www.mutamobilya.com

173


Mart - Nisan 2017 #62

İç Mimar Buket Efendioğlu

174

Dekorasyon Ev


Başrolde fonksiyon Aynı sitede, aynı aileye ait, altı villa... Hepsi de aynı kişinin imzasını taşıyor: İç mimar Buket Efendioğlu. Kendisini bir tekstil aşığı olarak tanımlayan Efendioğlu ev sahipleri ile ilk görüşmesinde kafa karışıklıkları olduğunu dile getiriyor. Bu nedenle işe bir tarz oturtmakla başlıyor. Fonksiyonelliğin asıl hedefi olduğunu söyleyen iç mimar, diğerlerinde olduğu gibi bu evde de zamansız ve modern bir yaşam alanı yaratmayı amaçlamış.

175


Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Eve genel olarak baktığımızda natürel tonlar hakim, detaylara indikçe taşınabilir ve hızlı değiştirilebilir parçalarda farklı renk kullanımları göze çarpıyor. Evin büyük bir bölümünde kullanılan mermerin soğukluğunu, geniş merdivenlerdeki ahşap kullanımı kırıyor. Bu uygulama mekandaki ses dengesine de fayda sağlamış.

176


Bülent Yavuz Yılmaz’ a ait tablonun renkleri etrafında şekillenen yemek odası kullanılan onix doğallığıyla şık ve canlı bir görünüme sahip.

177


Dekorasyon Ev Mart - Nisan 2017 #62

178

Merdiven kenarındaki devasa pencereleri kapatmak için jaluzi kullanılmış. Tercih edilen jaluzilerin kumaş olması ise ev hissiyatını güçlendiren bir faktör. Giriş alanındaki tavan, evin diğer bölümlerine göre daha alçakken yapılan ayna ve led uygulamasıyla bir derinlik katılmış. Salonun girişine yerleştirilen kapı da alanlar arasında etkili bir geçiş yaratıyor. Yüksek tavanlı ve üç cephesi camlı salonun tek büyük duvarı raf ve şömineyle değerlendirilmiş. Aralara yerleştirilen dekoratif panel ve ışıklar bir kırılma etkisi yaratıyor ve ortamı tekdüzelikten kurtarıyor. Yüksek pencereler için ise koyu tonda tül ve ipek fonlar tercih edilmiş.


Ev sahibinin kitap okuma tutkusu kendisini ahşap yoğunluğu fazla bir çalışma odasında gösteriyor. Evin diğer kısımlarına göre geleneksel bir iz taşıyan oda, jaluzi kullanımı, dizilim gibi etkilerle rahat bir çalışma ortamı sunuyor. Fonksiyonu ön planda tutarken tarzı daha net aktarabilmek için bu tarzın kesinlikle en büyük destekçisi olan simetriden yararlandım, diyor Efendioğlu. Profesyonel gezi ve doğa fotoğrafları çeken ev sahibinin eserleri çalışma odasından başlayarak evin duvarlarını ve raflarını süslüyor.

179


180

Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev


Tuvalet ve banyolarda tekstil ve mermerin oyunu göze çarpıyor. Aplikler ve özel yapım aynalar şık bir etki yaratıyor.

181


Dekorasyon Ev

Mermer: Efendioğlu Mermer Parke: Şerifoğlu Parke Perde: Coquet Perde Duvar Kağıdı: Duvar art Vitrifiye: BM Kolleksiyon Koltuklar: Viva Story Mobilya İşleri: Dessa Mobilya Aydınlatma: Özartaş, Fem, Elektrona, Viva Mobilya, Crate&Barrel, Zara Home, Mudo Halı: Türkmen Halı, Halıca Çiçekler: Kurtuluş Çiçek

Mart - Nisan 2017 #62

Aksesuarlar: Zara Home, Crate&Barrel, Sorella, Ceren Happy Home, Mudo, Nitali Home, Mikasa Moor, Chakra, Viva Mobilya, Paşabahçe, Ikea

182


Yatak odasında giyinme odasını bölen bir duvar yok. Bunun yerine bir dolap koyularak yer kazanılmış. Evin üç çocuğuna ait odalar yaşlara göre farklı renk skalalarına sahip. Natürel tonların hakim olduğu odalarda kumaş kullanımı ağırlıkta.

183


Mart - Nisan 2017 #62

Dekorasyon Ev

Evin en geniş yaşam alanı olan bahçe katında, üst katların aksine daha rahat bir yaşam alanı mevcut. Spor odası, sinema sistemi, birbirine açık mekanları ile aileyi bir arada tutan bu kat evin en çok kullanılan mekanı olmaya aday.

184

Bahçe katı tavan yüksekliği düşük olması sebebi ile mekan çok doldurulmadan ferah alanlar yaratılmış. Tekstilde kullanılan açık ve soft renkler bu etkiyi güçlendiriyor.


185


Dosya Bak yeşil yeşil Mart - Nisan 2017 #62

186

Bak yeşil yeşil

Çevrenize bir bakın, bizi saran duvarlara ve yalnızlığımıza... En son ne zaman yeşil bir manzaraya gözlerinizi açtınız ya da ne zaman yakın bir arkadaşla bu manzaranın tadını çıkardınız? İnsanlar ve doğayla aramıza beton duvarlar gireli çok oldu. Kimileri çareyi evcil bir hayvan edinmekte buldu, kimileri de evine doğadan bir parçayı taşımakta. Biz de yeşile biraz daha yakından bakın diye; evlere gelen yeşil modasını, nedenlerini ve nasıllarını trendin öncülerinden dinledik.


Urban Style Günümüzün dijitalleşmiş, hızlı tüketen dünyasında doğayla yeniden iletişim kurmaya ihtiyacımız var. Özellikle de şehirde yaşayanlar. Doğanın etrafımızı sarmasına ve daha basit, kompleks olmayan, hissel şeylere gereksinim duyuyoruz. Bu bizi akıllı telefonlar yerine doğanın normal akış hızına yakınlaştıran bir şey. Bitkilere yaklaştıkça daha sorumlu ve sabırlı oluyoruz. Tıpkı bir dayanak noktası bulmuş gibi yeniden kökleniyoruz. Özellikle de şehirdeki yoğun ve uzun bir günden sonra içinde yeşil olan bir ortama girdiğimizde kendimizi daha huzurlu hissediyoruz. Soğuk bir odanın ortamı bir bitkiyle bile olsa hemen değişiyor; daha sıcak ve samimi bir atmosfere bürünüyor. Siz de dilerseniz evi şehir içi bir ormana dönüştürebilir ya da salonda yeşil bir köşe yaratabilirsiniz. Birkaç tavsiye vermek gerekirse; bitkilerinizin mutlu olmasını sağlayın, kendiniz için keyifli ve güzel bir bakım rutini oluşturun. Bir gün belirleyin ve bunu bir keyif anı gibi düşünün: Müziği açın, şarkı söyleyin. Her bitkiye vakit ayırın. Sulayın, kuru yapraklarını temizleyin. Sonunda hem sizin hem de bitkilerinizin daha mutlu olduğunu göreceksiniz. Urgan Jungle adlı kitamızda da bitkiler ve kullanım alanlarıyla ilgili pek çok fikir bulabilirsiniz. Avrupa’daki yeşil evlere de göz atın deriz, çünkü bir tanesi de İstanbul’da!

187


Dosya Bak yeşil yeşil

Labofem Eskiden evlerimizde, bahçelerimizde parklarımızda daha fazla bitki vardı. Annelerimiz, büyükannelerimiz, daha da geriye gitmek gerekirse atalarımız şamanizmin etkileri ile doğaya saygı duymuş ve hep diğer canlılarla, bitkilerle iç içe yaşamayı, onlardan istifade etmeyi ve karşılığında da sevgilerini vermeyi eksik etmemişler. Ancak zamanla şehirleşme, endüstrileşme ile bu ilişki azaldı. Apartman bloklarına, plazalara sıkıştık. Bitkilerin yaşayamayacağı penceresi küçük, yapay aydınlatmalarla, klimalarla donatılmış kutularda çalışır olduk. Kalabalık, teknoloji ile aşırı sosyalleşme bir yandan da yalnızlaştırdı herkesi. Benim fikrim, işte bu yalnızlık ve bu doğaya gidemeyenlerin bir şekilde doğayı evlerine getirme isteği gündeme geldi. Ayrıca Pinterest ve Instagram’da da bir kaç zamandır “styling” blogger’ları bitkisiz fotoğraf koymaz oldu. E bu da ilgiyi artırdı. Büyük mobilyalar koymadan bitki ile evi dekore etmek, hem zevkli hem daha düşük bütçeli bir yatırım oldu.

Mart - Nisan 2017 #62

Eskiden az sayıda saksı seçeneği vardı. Şimdiyse kendi işlerinin yanı sıra hobi niyetine seramik yapanlar da eskiden çanak çömlek diye bakılan saksı üretimine ağırlık veren seramikçiler de çoğaldı. Renk renk, dönemin modasına, dekorasyon anlayışına uyan; bakır, pirinç, metal, beton saksılar, modern çizgilerle elde yapılmış seramikler bulmak mümkün halde geldi.

188

Ancak hızlı tükettiğimiz için geçen sene başlayan ve şükür ki biten teraryum modasından sonra Monstera deliciosa (deve tabanı), Calathea’lar, Pilea peperomioides (Chinese Money Plant) yurt dışında birinin sosyal medyasında çıktığı anda talep edilir hale geldi. Her ay bir bitkiyi moda haline getiren “Dış mihraklar” sayesinde Türkiye’de de trendleri takip eden genç insanlar arasında her hafta yeni bir bitkinin ‘sahibi’ olmak ve onunla instagram’a ilk fotoğraf

koyan kişi olmak bir yarış neredeyse. Ama Labofem olarak biz hem bu bitkileri hem de geleneksel olanları mümkün mertebe moda hevesinden uzakta tutmaya, bir evlat edinme ritüeli gibi almak isteyen kişilerin ev, çocuk, ışık, seyahat durumlarına göre vermeyi seviyoruz. Tabii internette de bitkinin bakım kolaylığı, ışık isteği konusunda bilgi vermeye çalışıyoruz. Yine de bitkileri Labofem için yerel sanatçılarla özel olarak üretilmiş saksılarla eşleştirerek hem kendi içlerinde hem de konacakları mekanlarda bir uyum vaadetsinler diye uğraşıyoruz. Bir ara kaktüs ve diğer sukulentler, görece az sulandıkları için tercih edilirken şu anda eve kattıkları bol yeşil hissi, tropik hava ve görkem sebebiyle büyük yapraklı tropik bitkiler de en az onlar kadar revaçta. Gerçekten de birbirini tamamlayan üç farklı boyda ve yaprak formunda bitki bir evin köşesine konduğunda ortamın sıcaklığı, verdiği rahatlatma hissi inanılmaz artıyor. Ayrıca ayaklı saksılar da tek başlarına veya yine farklı boylarda gruplanarak dikkat çekiyor. Özellikle gri tonlarda bir duvarın önünde bitkilerin rengi inanılmaz güzel ortaya çıkıyor. Jotun’un mineral serisi bu yıl lanse edildi, oradaki pebblestone rengini biz Labofem’in duvarında kullandık, gelen müşterilerimiz de beğenip evlerine uyguluyorlar, bazı bitki çekimlerimizi de o duvarda yapıyoruz. Evde renkten ve bitkiden korkmamak gerek. Hem ruhumuzu hem havamızı temizliyorlar. Biz de karşılığında onları aileden kabul eder ve ihtiyaç duydukları besini, güneşi, toprağı ve suyu verip iyi bakarsak işte o zaman şehir ve şehirdeki dar alanlar yaşanır hale gelebilir.


Müz Şehir hayatında özellikle de İstanbul’da doğayla pek temas edemiyoruz, evde bitki bakmak küçük de olsa bir teselli oluyor, bir özlemi gideriyor. Ağaç dalında meyve görmek bile şehir insanları için şaşırtıcı ve heyecan verici bir şey, bitkiler ve çiçekler de aynı heyecanı yaratıyor. Müz de aslında tüm bunlardan ilham alarak doğayı günlük hayata taşıyan fikirler üretmek için kuruldu diyebiliriz. Büyük heykelsi bitkiler oldukça moda, bu tip bitkilerden özellikle Devetabanı şu sıralar çok tercih ediliyor. Tüm evin havasını değiştiren tipte bir bitki. Ayrıca asılabilen sarkan bitkiler, duvar saksıları veya saksı ayakları gibi farklı sergileme yöntemleri de oldukça fazla ilgi görüyor.

189


Mart - Nisan 2017 #62

Michaelis Boyd Design

190

Dekorasyon Otel


Endüstriye duyusal yaklaşım Tıpkı Sting’in şarkısında olduğu gibi... “I’m an Englishman in New York/Ben New York’ta bir İngiliz adamım.” İngiltere, Londra merkezli Michaelis Boyd Design tarafından tasarlanan The Williamsburg Hotel, New York’taki 11 katlı bir yapıda yer alıyor. 150 odası bulunan Williamsburg; bir restoran, çatı katı havuzu, balo salonu, 3 ayrı bardan oluşuyor ve formu daha önce yerinde bulunan su kulesini andırıyor. Mahallenin endüstriyel geçmişine uygun olarak tasarlanan binanın dış cephesinde tuğla, cam ve Corten çeliği kullanılmış.

191


Dekorasyon Otel

İkinci kattan itibaren odaların her biri yere kadar inen camlarıyla Manhattan, Brooklyn ya da East River manzarasına hakim. Kimi odalarda beyaz yıkamalı kereste panel duvarlar, bazılarında ise koyu gri eskitme alçı uygulamaları var. Detaylarda ise sipariş edilmiş özel deriler, pirinç, mermer ve kumaşın kullanımı hakim. Tüm odaların mobilyaları için Londra merkezli, deri tasarımıyla bilinen Bill Amberg Studio ile çalışılmış.

Mart - Nisan 2017 #62

Odaların bir kısmında banyo sırlı camla ayrılırken diğerlerinde ise daha özel bir bölme olarak tasarlanmış.

192

Banyolarda dış cephedeki endüstriyel tarzı destekler bir görünüm hakim. Onları birbirinden farklı kılan ise değişik renklerde kullanılan seramikleri.


Giriş katını çarpıcı bir bar domine ediyor. Antika resim çerçevelerin iç içe yerleştirilerek açılı bir doku oluşturulan barın üst kısmındaki binlerce renk içeren uygulama yerel bir sokak sanatçısı olan Eric Rieger tarafından tasarlanmış. Kenarlarını ise rahat bar sandalyeleri çevreliyor. İki kat uzunluğundaki tavanlarla iç mekana sofistike bir görünüm kazandırılmış ve doğal bitirmelerle tamamlanmış.

193


MOBİ

STONEWRAP

ATÖLYE TRİO

ADA KOLTUK

Yalova Yolu 14.Km

Tatlısu Mah. Turgut Özal Bulv.

Küçük Balıklı Mah. 578. Sok. No:20/1

Ertuğrulgazi Cad. No:53

Sanayi Cad. No: 4

Oylum Apt. No:66 D:4

Osmangazi/Bursa

Inegol/Bursa

T: 0 224 267 06 48

Ümraniye / İstanbul

www.mobi.com.tr

T: 0216 527 03 93 www.stonewrap.com

varı) 54.Sok. Office 4200 İş Merkezi No:47 Nilüfer / Bursa T:0224 452 10 13 GSM:0542 243 89 14 www.aydinlarzemin.com

No:6 Nilüfer /Bursa

ASPENDOS CONCEPT

No:4/40 Mudanya/Bursa

T: 444 8 391

Odunluk Mah. İzmir Yolu Cad.

T: 0224 549 0 777

No: 11/B

www.nezihbagci.com

Nilüfer / Bursa T: 0224 225 12 96

www.meteorinsaat.com SOHO KITCHEN STUDIO Ertuğrul Mah. Uğur Mumcu Bul.

MUTA COLLECTION

Kumova Kuzey Residence No:19

Yunuseli Mah. Yenice Sok.

Nilüfer/Bursa

No:10 Osmangazi/Bursa

T:0224 404 00 66

T: 0224 248 67 75

Mudanya Yolu Sanayi Cad. No: 132

IŞIK EVİ

Osmangazi / Bursa

Üçevler Mah. Ahıska Cad. No: 213/A

T: 0224 249 06 61

Nilüfer / Bursa

LİMAZZİ

www.beyaztepe.com.tr

Nilüfer/Bursa

T: 0224 271 89 59

Minareli Çavuş Mah. Cezaevi Cad.

T: 0224 452 00 61

www.isikevi.com

No:37/A Nilüfer/Bursa

www.insomuhendislik.com.tr

EMİN IŞIK / IŞIK KAPLAMA Üçevler Sanayi Sit. 80. Blok 18. Cad. No: 37 T: 0224 443 44 95 www.isikkaplama.com

MASSIVE PARKE Mudanya Yolu Sanayi Cad. No:334 Bağlarbaşı / Bursa

Fihrist

METEOR İNŞAAT Balat Mah. Bozkır Sok.

BEYAZ TEPE

www.muta.com.tr

SEMİH HAIR DESIGN

www.limazzi.com

Kükürtlü Mah. Oulu Cad. Aka Plaza No:1 T: 0224 233 59 79

İNSO MÜHENDİSLİK Kültür Mah. Gümüşdere Cad. Çamlıca Sok. No: 5

T:0224 413 88 11

NİTALİ HOME Odunluk Mah. Lefkoşe Cad Eker İş Mkz. C Blok No:2

SORELLA

Nilüfer/Bursa

Ahmet Yesevi Mah. Piknik Cad.

T:0224 453 03 81

Flora Sit. Begonya Blokları No:9E/A

www.nitalihome.com.tr

Nilüfer / Bursa ZETT MOBİLYA

T: 0224 244 70 01

Barış Mah. İzmirYolu Cad. No:178

FEM AYDINLATMA Geçit Mah. Sanayi Cad. No: 774/B

T: 0224 245 65 70

T: 0224 247 58 88

GAGGENAU

www.massive.com.tr

www.zettbursa.com

www.gaggenau.com

T:0224 245 98 16

BERK MEKANİK

YILMAZLAR BANYO MERKEZİ

DEKO MOBİLYA

MODERN YAPI

İhsaniye Mah. Tuna Cad.

Yeni Yalova Yolu No:456

Çetinkaya Sit. No: 1-2

T:0224 211 12 73

T: 0224 247 88 84

www.banyomerkezi.com.tr

www.berkmekanik.com.tr

NO TWO DESIGN Cumhuriyet Mah. Gazi Cad. No: 2 Sadıkoğlu Sit. A Blok/A T: 0224 451 02 24 www.no-two.com

OSSA Mart - Nisan 2017 #62

www.adaavangarde.com

Bademli Mah. 20. Sok Sirkeci Evleri

www.persan.com.tr

194

www.atolyetrio.com

T:0224 444 4 395

NEZİH BAĞCI

AYDINLAR PARKE Balat Mah. Sanayi Cad.(Mudanya Bul-

T:0224 453 60 70 / 0212 280 89 78

No:319 Osmangazi/BURSA T:0224 366 17 44

Alaattin Bey Mah. İzmir Yolu Uludağ Ticaret Merkezi No: 277/1 Nilüfer/Bursa T:0224 443 68 68

www.dekomobilya.com İKON KLİMA

WOODEA STUDİO

EFENDİOĞLU MERMER

Zekai Gümüşdiş Mah.

Millet Mah. Veli Sok. 3 Yıldırım / Bursa

www.efendioglu.com.tr

Sanayi Cad. No:606/B

T: 0224 351 45 58 www.woodea-studio.com

BETEK

Osmangazi / Bursa T: 0224 242 16 42 İkon.toshiba-klimabayi.com

www.betek.com.tr DENİZ AVİZE İzmir Yolu Üzeri 7.Km. Beşevler Metro

İzmir Yolu No:166

İstasyonu Yanı

Nilüfer / Bursa

T: 0024 452 83 43

T0224 453 40 00

www.denizavize.com

www.ossadesign.com.tr

Arabayatağı Mah. Ankara asfaltı

Bursa

GHESS BM KOLLEKSİYON

www.ghess.com.tr

İzmir Yolu Küçük Sanayi Kavşağı Nilüfer Tic. Mrk. No:8 Nilüfer / Bursa T: 0224 443 21 21

MOTİF YAPI Soğukkuyu Mah. Yeni Mudanya Yolu No:40 Bursa T: 0224 247 4750


195


196

Mart - Nisan 2017 #62


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.