Ağustos 2011 ġubat 2011 Sayı:9 Sayı: 14
AJANDA YAZARLARI ATA ĠSMET ÖZÇELĠK
ata@ajandadergi.com
- hepsidetay.blogspot.com
BANU HIDIRLAR
banu@ajandadergi.com
- birazsoylebirazboyle.blogspot.com
DUYGU PHILLIPS
duygu@ajandadergi.com - naminghouse.com
EBRU DAĞTEKĠN
ebru@ajandadergi.com
ĠMGE TAN
imge@ajandadergi.com
- imgeleme.com
MÜGE KARAHAN
muge@ajandadergi.com
- yemekbahane.blogspot.com
NADĠR KALBĠNUR
blog.milliyet.com.tr/nadirkalbinur
ÖZGE DUMLU GüNESEN
ozge@ajandadergi.com
PINAR DOĞAN
pinar_sd@hotmail.com
SEDA ASOLAR
seda@ajandadergi.com
- sedasolar.blogspot.com
DERGİ TASARIM SĠNEM ERGUN
sinem@ajandadergi.com - sanatnotlari.blogspot.com
KAPAK TASARIM ve ÇİZİMLER ġULE COġKUN BALMUMCU
susu@ajandadergi.com -
İLETİŞİM
iletisim@ajandadergi.com
2
susuoykusu.blogspot.com
Temmuz ayında Ajanda ekibi olarak izin kullanmak istedik. Birinci yaşımızı kutlamanın gururu ve mutluluğu ile beraber yaz ayının da başlamasıyla bir sayılık tatile girdi Ajandamız. Ama ekip olarak öyle gönül vermişiz ki bu işe, dergimizi nasıl geliştiririz, okuyucularımıza daha renkli ve çeşitli konularda yazılar hazırlayabiliriz diye çalışmalar yaptık. Ekibimizi genişlettik, konu başlıklarımızı çoğalttık. Ayrıca web sayfamızı da neredeyse bitirdik. Önümüzdeki aylar da muhteşem sürprizlerle sizleri şaşırtmayı hedefliyoruz. Bizi en çok mutlu eden şey ise sizlerin düşüncelerinizi ve önerilerinizi bize ilettiğiniz mesajlarınız oluyor. Ajanda’da okumak istediğiniz konuları bize yazarsanız önümüzdeki sayılar için çalışmalarımızı bu yönde sizlerle ortak olarak gerçekleştirmiş oluruz. Düşüncelerinizi iletisim@ajandadergi.com a sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu ay yaza yakışır rengarenk ve cıvıl cıvıl bir sayımız var. Öncelikle üç yeni köşemiz var. Her ay modayı yakından takip edeceğimiz Stiletto, evlerimizi küçük detaylarla keyifli bir hale getirebileceğimiz Dekorasyon ve bebek sahibi olmanın her yönünü okuyabileceğimiz Pudra Kokusu bölümlerimiz eklendi. Ayrıca bu sayıda İtalya’yı karış karış gezerken hem tarihi bilgilerle donanacağız hem de keyifli bir İtalya seyahati için bilmemiz gereken püf noktalarını öğreneceğiz. İstanbul’da bu sıcaklarda deniz keyfi yapmak isterseniz plaj önerilerimiz var sizlere. Elbette ki bu ay kaçırmamanızı düşündüğümüz şehir etkinlikleri, konserler ve sergilerin yanı sıra okumanızı mutlaka tavsiye ettiğimiz kitap önerileri ile yine ilgi çekici bir dizi önerimiz var. Geçtiğimiz ayın önemli ve güncel spor olaylarına bir bakış atarken, Abrakadabra bölümümüzde bu ay düşünce gücümüzle mutlu olmanın nasıl mümkün olduğunu göreceğiz. Tüm bunların yanı sıra gelecekte bizi bekleyen çok ilginç mesleklerle tanışacağız. Ayın Blogu köşemizde ise Mutlu Dükkanın yazarı Zeynep Yümlü ile başarısının sırrını ve nasıl fark yarattığını çok keyifli bir sohbet eşliğinde okuyacağız. Hepinize keyifli okumalar diliyorum.
3
İÇİNDEKİLER
6
Etkinlikler
10
Sinedetay ‚Breaking Bad‛
14
İstanbul’da Turist Olmak ‚İstanbul’un Plajları‛
18
Stiletto
24
İnceleme Kitap ‚Bizim Büyük Çaresizliğimiz‛ ve ‚Amcam Oswald‛
28
Gezi ‚İtalya‛
46
Gönlümün İncileri ‚Peri Masalı‛
4
50
Pudra Kokusu ‚Bebeğime En Iyı Nasıl Bakarım‛
52
Çalışanın Çığlığı ‚Fütüristlerin Öngördüğü Meslekler‛
54
Dekorasyon ‚Yazlık Evler‛
60
Abrakadabra ‚Olumsuzdan Olumluya‛
62
Bunları Biliyor muydunuz
64
Raflarda
68
Ayın Blogu ‚Mutlu Dükkan‛
5
ETKİNLİKLER İmge Tan http://imgeleme.com
21. Most Açıkhava Konserleri Yıllardır müzikseverlere keyifli anlar yaşatan, heyecanla beklenen ve bu sene 21.si düzenlenen Most Açıkhava Konserleri, bu yaz 23 Temmuz’dan itibaren müziğin başarılı isimlerini Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda dinleyicilerle buluşturuyor. 23 Temmuz’da Candan Erçetin ile başlayan konser serisini Haris Alexiou (konuk sanatçı Candan Erçetin), Sıla, Nilüfer, Teoman ve George Dalaras konserleri takip edecek. Tarihler ve biletler için Biletix’e göz atabilirsiniz.
Turkcell Kuruçeşme Arena Konserleri’ni Unutmayın! Son yılların gözde Açıkhava konser mekânlarından Kuruçeşme Arena’da 17 Eylül’e kadar devam edecek olan konserlere göz atmayı unutmayın. Zülfü Livaneli’den Suzan Kardeş’e, Kenan Doğulu’dan Teoman’a, Bülent Ortaçgil’den Anadolu Ateşi’ne kadar pek çok önde gelen ismi izleyebileceğiniz etkinlikler serisi için yerinizi şimdiden ayırın. Biletler Biletix’te. 6
Tuluyhan Uğurlu İstanbul'un Zirvesinde! Piyanist Tuluyhan Uğurlu'nun farklı mekânlardaki yolculuğu sürüyor. 2003'te piyanosunu 2150 metrede Nemrut Dağı'na taşıyan Uğurlu, bu kez Avrupa'nın en yüksek binası Sapphire'de 236 metredeki Seyir Terası'nda sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 261 metre anten yüksekliği ile Avrupa'nın en yüksek binası olan Sapphire İstanbul'un Seyir Terası'nda 360° derece İstanbul manzarasını izlerken, Tuluyhan Uğurlu'nun müziği ile göklerde bir yolculuk yapmaya hazır mısınız? 12 Ağustos Cuma ve 13 Ağustos Cumartesi akşamları saat 21.30'da gerçekleşecek konserlerle Tuluyhan Uğurlu, "Sonsuza Kadar İstanbul" isimli yeni albümünden bölümler seslendirecek. Biletler Biletix’te!
7
Steve McCurry’nin ‚Son Kodachrome Filmi‛
İstanbul Modern, Magnum Ajansı ve National Geographic'in ünlü fotoğrafçısı Steve McCurry’nin üretimi 2009 yılında durdurulan Kodachrome filminin sonuncusunu kullanarak çektiği kareleri dünyada ilk kez sergiliyor. Son yıllarda dijital fotoğraf makinelerinin yaygınlaşmasıyla birlikte azalan talep üzerine Kodak, renk yoğunluğu ve uzun yıllar saklanabilirliğiyle, mekanik fotoğraf makinesi kullanan amatörlerin ve profesyonellerin, özellikle de basın fotoğrafçılarının gözdesi olan Kodachrome’un üretimini 22 Haziran 2009’da durduracağını bildirdi. Bu gözde filmin üretim bandından çıkan 36 pozluk sonuncusu ise 14 Temmuz 2010’da usta fotoğrafçı Steve McCurry’nin ellerine teslim edildi. İşte bu usta ellerden çıkan son 36 kare 3 Ağustos 2011 – 4 Eylül 2011 tarihleri arasında İstanbul Modern’de bizleri bekliyor olacak. Dünyada ilk kez sergilenecek olan bu fotoğraflar arasında Robert de Niro’dan Bollywood yıldızlarına, Ara Güler’den, Rabari aşiretine kadar çok farklı renkleri bulabilirsiniz. 8
‚Şimdiki Zamanlar‛ 20 Temmuz’dan itibaren Pera Müzesi’nde Pera Müzesi, bu yıl Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ni ağırlıyor. Resim, heykel, baskı, grafik, animasyon, seramik, cam ve iç mimarlık bölümü öğrencilerinden 111 genç sanatçının Şimdiki Zamanlar sergisinde yer alan 82 yapıtı, sanatseverleri bugüne ve ‚şimdi‛ye davet eden bir çağrı niteliğinde. Pera Müzesi’nin üç katında birden yer alacak serginin ziyarete açık kalacağı 20 Temmuz – 02 Ekim tarihleri arasında ayrıca her çarşamba, genç ve yeni müzisyenlerin desteklendiği ‚Genç Çarşamba Konserleri‛ düzenlenecek.
Beni Bağrına Bas! Patricia Piccinini'nin 1997'den bu yana ürettiği ve heykel, yerleştirme, çizim, video gibi farklı mecraları kullandığı işlerini bir araya getiren “Beni Bağrına Bas” sergisi 21 Ağustos’a kadar ARTER’de sizleri bekliyor. Piccinini, bu sergiyle bizi aile olmanın gücü üzerine düşünmeye çağırıyor. Bu güç, kaynağını birbirimizi bağrımıza basmakta, diğerkâmlıkta, cömertlikte, bitip tükenmez bir sabırda, önyargısız olmakta, birbirimizin hatalarını, budalalıklarını ve çirkinliklerini kabul etmekte ve en katlanılmaz durumda bile birbirimize daha sıkı sarılmakta buluyor. ARTER adres: İstiklal Caddesi No:211 (Metronun Şişhane durağının İstiklal Caddesi çıkı9
şından yürüme mesafesinde) Tel: 0–212–243 37 67.
SİNE DETAY
Ata İsmet Özçelik www.hepsidetay.blogspot.com
A
MC’nin
hit
dizisi
Breaking üniversitelerden birinde profesör olması
Bad’de Walter White, Teksas gerekirken vasat maaşıyla hayatını idare Albuquerque’deki
bir
lisede ettiren, fazlasıyla pasif, dışarıdan
kimya öğretmeni, aslında dahilik derece- bakıldığında sünepe bir öğretmen imajı sinde zeki ama şanssızlıklar ve birtakım kişisel kararlarlar sonucu belki de en iyi 10
çizen bir adam.
Bütün bunların üstüne oğlu Walter White
giren Walter ailesinin gelecekte kendisi
Jr. da Celebral Palsy hastalığıyla doğduğu
olmadan neler yapabileceğini düşünmeye
için kas hareketlerinde ve konuşmasında
başlıyor, ödenmesi gereken bir mortgage,
zorluk çekiyor ve sürekli koltuk değnekle-
henüz yeni doğacak bir bebek ve kendisini
riyle yürümek zorunda.
nasıl geçindireceği meçhul engelli bir
Eskiden muhasebeci olan güzel eşi Skyler
oğlan ile tam bir çıkmaza giriyor.
ile aslında biraz da sürpriz bir şekilde olan ikinci çocuklarının doğmasını bekliyorlar.
İşte bu noktada karşısına çıkan uyuşturucu satıcısı, eski öğrencisi Jesse Pinkman ile
B
uraya kadar gözünüze her şey nor-
bildiği en iyi işi yapmaya, kimya bilgisini
mal ve sıradan gelebilir, gerisi için
konuşturarak metamfitamin üretmeye baş-
sıkı durun diyeyim. Walter gittiği doktor-
lıyorlar.
da son aşama akciğer kanser olduğunu öğrenince olaylar baştan sona değişiyor, ha-
Tabii bu süreç o kadar da kolay olmuyor;
liyle büyük bir bunalıma
Walter White disiplinli bir bilim adamı,
11
her şeyi kuralına göre düzenli bir şekilde
Çok da isimli olmayan oyuncu kadrosu
yapmaya çalışırken öğrencisi Jesse ise liseyi muhteşem işler çıkarıyor. bitirememiş, başına buyruk yaşayan bir Özellikle başroldeki Walter White rolünü yandan esrar çektiği için ailesinin reddetti- oynayan Bryan Canston üst üste 3 yıl ği bir çocuk.
Emmy’de en iyi erkek oyuncu ödülünü ala-
Dizi boyunca bu karakterleri birbirine son rak bu konuda beklentileri en üste taşıdı derece zıt ikilinin gittikçe güçlenen
desek yanlış
dostluğunu, yaşadıkları inanılmaz olayları
olmaz.
görüyoruz.
Öğrencisi ve ortağı Jesse Pinkman rolünde sezonlar geçtikçe ısınan Aaron Paul de
İ
şin bir ironik tarafı daha var Walter 2009’da
aday
olduktan
sonra
2010’da
White’ın kayınbiraderi de DEA ajanı, ya- Emmy’de en iyi yardımcı erkek oyuncu
ni uyuşturucu ve benzeri maddelerle ilgili ödülünü kazanarak yeteneğini geliştirdiğiher türlü yasadışı işi yapanları
ni ispatladı. Bu arada engelli oğlunu can-
yakalamakla sorumlu bir adam.
landıran ve gerçek hayatta da bu kadar ileri
Walter bir yandan öğretmenliğe devam derecede olmasa Celebral Palsy hastası ederken, bir yandan gizli olarak hem eşini olan RJ Mitte’yi de harika performansı için idare etmek zorunda, öyle ki gelişen
de tebrik etmek gerek.
olaylar sonucu ‚Heisenberg‛ lakabıyla ürettiği kaliteli met sayesinde bir efsane haline geliyor. Ömrü boyunca yalan söyleme-
B
reaking Bad’in
4. Sezonu 17 Tem-
muz’da başladı, 3 sezon boyu ‚bu ka-
miş, dürüstlükten ayrılmamış idealist bir dar da olmaz‛ denilecek olayların yaşandıinsanın ölmekte olduğunu anlayınca ve söz ğı bu drama özellikle 3. sezon finalini inakonusu ailesi olunca nasıl bir dönüşüm
nılmaz bir şekilde yaptı, alışmanız ilk baş-
geçirdiğine inanamayacaksınız.
larda biraz zor olsa da bir kere alıştıktan
İşte Breaking Bad böylesine bir dram,
sonra tıpkı dizideki metamfitamin kadar
temposu çok hızlı diyemeyeceğim ama
bağımlılık yaratabilecek harika bir dizi,
baştan sona kurulmuş harika bir örgüsü ve mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. senaryosu var, öyle ki daha ilk bölümden sezon sonunda çözülecek bir sahne gösterilebiliyor. 12
13
14
GEZİ—İSTANBUL’DA TURİST OLMAK
İstanbul’un Plajları < İstanbul’da deniz-kum-güneş keyfi
Müge Karahan www.yemekbahane.blogspot.com
S
okağa çıkmak zulüm gibi< Asfal-
Çok sıcak havada dahi İstanbul’u turist
tın üzerinden bir buhar dumanı
gibi soluyun<
yükselirken
‚İstanbul’da Turist Olmak‛ yazı dizisin-
insan kafasını evden dışarıya çıkartmak
de bu ay İstanbul’un özel plajları var<
dahi istemiyor. Ben, bu aralar İstanbul’da olmayan şanslı
Esasen İstanbul’un eskiden sayfiyesi
kesimdenim sanırım. İstanbul’a yakın ama
olarak bilinen Anadolu Yakası plajların-
ruhen bir hayli uzakta hissettiren bir yerde
dan başlayalım<
geçiriyorum yaz aylarını yeni doğan
Tabii benim aklıma ilk olarak denize
bebeğimle.
girmek denildiğinde Prens Adaları
Bu da Ajanda’nın yaz sayısı için konu
geliyor<
tespitimde son derece etkili oldu
Bostancı’dan vapurla geçilen Kınalı-
diyebilirim zira aklım hep sizde.
Burgaz-Heybeli-Büyükada ve Sedef Adalarında denize girmek son derece
İ
stanbul’da yaz nasıl geçer? Nerede
keyifli.
serinlenir, sizler için araştırdım<
Çocukken annemin hazırladığı yiyecekler-
Her zamanki sloganımızla başlıyorum ya-
le vapura atlayıp Sedef Adası’na gidişimizi
zıma, İstanbul’da iki nokta arasında kal-
hatırlıyorum da ne büyük keyifti.
mayın, İstanbul’u yaşayın< 15
Bu keyfi halen sürmek mümkün, üstelik çok daha modern bir hizmet anlayışı ile< Sedef Turizm ve Dinlenme Merkezi www.sedefadasiplaj.com doğa ile içiçe bir plaj keyfi sunuyor biz İstanbullulara< Sedef Adası’nda tatil keyfini yaşayabileceğiniz bir başka mekan ise
Elio Sedef Beach< Deniz mahsulleri ve Akdeniz mutfağından nefis seçenekler de sunan Elio Sedef size İstanbul’da farklı hissettirecek bir mekan.
Ada Beach (www.adabeachclub.com) ise Heybeliada’da deniz ve güneşin keyfini bizlere sunan farklı bir mekan. Konaklama imkanı bulunan
Nakibey Plajı da Büyükada’da İstanbul’dan fazla uzaklaşmadan hoşça vakit geçirmek isteyenlere hizmet veriyor. www.nakibeyplaj.com
İstanbul’da beach denilince akla artık ilk Kilyos geliyor. Gündüzleri deniz keyfi yapanlara ev sahipliği yapan Solar
Beach
(http://www.solarbeach.org/) geceleri de konserlerin mekanı oluyor. Çocuk ve evcil hayvan bakım merkezleri ile de hizmet veren plaj haftanın 7 günü saat 08:00 itibari 16
ile açık.
Burc Beach de Kilyos’da vakitsizlikten ertelenen tatil planlarına alternatif bir keyif sunuyor. Demirciköy-Kilyos yolu üzerinde geniş bir plaja sahip olan Dalia
Beach’de
çimlerin üzerinde minderlerde yayılıp güneşin tadını çıkartmak mümkün. (www.clubdalia.com) Boğazın eşsiz manzarasıyla hizmet veren
Sanela Beach ise eski Tarabya Plajı’nda hizmet veriyor. Her gün 10:00-17:00 saatleri arasında açık olan mekanda Le Pechuer Restaurant da eşsiz lezzetleri ile hizmet veriyor. Rumeli Feneri’nde bulunan Golden
Beach Club misafirlerine deniz ve ormanın keyfini bir arada sunuyor. www.goldenbeachclub.net Butik otel ve plajdan oluşan mekanda mini golf alanı, bisikletle gezi imkanı, sörf, tırmanma, dalış gibi farklı sportif aktivitelerde de bulunmak mümkün. İstanbul’da son dönemde bir sürü halk plajı da açıldı.. Ancak buralara ailecek gitmek özellikle de haftasonları pek uygun olmayabiliyor; dolayısıyla güneşin en kızgın olduğu şu dönemlerde özel işletmeli bu alternatifleri değerlendirmek en doğrusu olacaktır diye düşünüyorum. İstanbul’da yazı yaşamanın tadını çıkartmanız dileğiyle< 17
STİLETTO Ebru Dağtekin ebru@ajandadergi.com
E
ğer bu bölümü okuyan siz sevgili okuyucu, bir
kadınsanız modaya ilişkin bu sayfaların adının neden Stiletto olduğunu tahmin edersiniz.. Çünkü muhtemelen siz de benim gibi stilettolarınızın içinde kendinizi son derece mutlu ve coşkulu hissedersiniz.. Bu ayakkabılar size güven kazandırır, adımlarınız hep daha kararlı, duruşunuz diktir.. Elbiseden fulara, takıdan yastığa her konuda, modaya dair her şeyi sizlerle paylaşmak istediğim Ajanda Derginin bu yepyeni bölümünde elbette stilettolara da hakkettikleri yeri vereceğim... Adlarını defalarca duyduğumuz Manola Blahnik, Jimmy Choo, Christian Loubotin< Sadece onlar için çok özel bir sayı bile yapacağız.. Peki dergimizin modaya dair bu bölümünde başka neler olacak? Kimi zaman gardıroplarımızın içinde, kimi zaman sokaklarda, kimi zaman farklı ülkelerde keşfe çıkacağız< 18
STİLETTO Sezonun en trendlerini, dolapların
parçada yerini neon pembelere, mavi-
vazgeçilmezlerini sıralayacağız.. Erkek
lere, turunculara bırakmış durumda<
modasına da eğileceğiz.. Hepsi için
Üstelik bu yaz uyum sorunumuz da
bolca vaktimiz olacak..
yok. Desenler de en az renkler kadar çılgınken, çiçekler, meyveler, enine
Peki ben kimim? Esas mesleği modacı, moda yazarı veya stil danışmanlığı olmayan fakat gezmeyi, görmeyi, almayı, giyinmeyi, gördüklerini ve al-
veya boyuna çizgiler etrafımızı sarmışken, tüm renkleri ve hatta desenleri dilediğimizce kombinlemekte özgürüz.
dıklarını çevresi ile paylaşmayı seven bir moda severim ben< Hal böyle olunca, benim tüm bu paylaşımları keyifle yazacağım kesin..
A
ncak bana sorarsanız yeni sezonun asıl ve en asil misafiri
hiç kuşkusuz dantel.
Umarım siz de keyifle okursunuz<
Elbiseler, ceketler, ayakkabı ve çanta-
V
lar< Dantel bütünde veya detayda
eee.. Stiletto’nun bu ilk yazısının konusuna gelince..
güneşin yumuşacık ışığı altında hep aramızda< İyi ki var ve gönlüm ister
Sabırsızlıkla beklediğimi güneşli
ki hep olsun. Ve işte böylece, ‚bu yaz
günlerin henüz kapımızı çaldığı şu
alınacak olmazsa olmazlar‛ listemi yaz
günlerde, şen şakrak yazın olmazsa
başında oluşturmuş bulunuyorum.
olmaz şen şakrak giysi ve aksesuarlarından bahsetmek istiyorum bu bölümde.
Ama önce, en sevdiğim ve Stiletto’nun bu ilk sayısında yazmadan geçemeyeceğim bir söz; ‚Stil kim olduğunu-
Şen şakrak diyorum çünkü sanırım daha önce hiç bu kadar renkli bir yaz karşılamamıştık. Geçtiğimiz yazın pudra ve somon tonları bu yaz jeanden 19 trikoya, çantadan ayakkabıya her
zun son derece kişisel bir ifadesidir ve giyindiğiniz her seferinde kendinize ait bir parçayı ön plana çıkarmış olursunuz..‛
İşte top 15 listem..
1- Gece veya gündüz, atlet ya da bol bir t-shirtlerle rahatlıkla kombinlenebilecek renkli minik kot şortlar< Resimdeki sortlar: Current/Elliot. Alternatif markalar: Zara, Top Shop
2- İçinde kendimi hep rahat hissedeceğim baskılı bol döküm t-shirt ve atletler< Resimdeki T-shirtler: Markus Lupfer ve Alexander Mcqueen Alternatif Markalar: Zara, Mango, Mudo, Top Shop, H&M
3- Hem rahat hem şık, hem gece hem gündüz, hem spor hem havalı.. Süslü düz sandaletler<Bu yaz ayağımdan hiç çıkmayacaklar.. Resimdeki sandalatler: J.Crew ve Paloma Barcelo Alternatif Markalar: Beymen, Zara
20
4-
Cvıl Cıvıl, çiçekli neşeli renkli
mini etekler< Resimdeki etekler: Erdem ve Adam Alternatif Markalar: Zara, Beymen, H&M
5-
Hem sportif hem de haute tarzın
birleşimi şort tulumlar< Resimdeki tulumlar: Missoni ve TIBI Alternatif Markalar: Zara, Mudo, H&M
6-
Rengarenk üçgen bikiniler< Yıllardır
alınan hiç sıkılınmayan<
Resimdeki bikiniler: SHIMMI Alternatif Markalar:. Zeki Triko, Kyo My Friend
7- Tabanlarım yüksekde olsun diyenlere (benim gibi!) arnavut kaldırımlarına dost sandaletler< Resimdeki Sandaletler: Paloma Barcelo Alternatif markalar: Mudo, Mango
21
8-
Altına ne uyar, üstüne ne giyeyim derdime son
veren pantolon tulumlar.. İster sandaletle, ister bir çift stiletto ile..
9-
Sezonun en gözdelerinden atlet elbiseler< Biri
mutlaka çizgili olmalı<
Resimdeki tulumlar: Poul&Joe ve T-Bags Alternatif Markalar: İpekyol, Stefanel, Koton
Resimdeki elbiseler: Juicy Couture ve J.Crew Alternatif Markalar: Beymen, İpekyol, Zara, Mango
10-
Dolapların joker parçası skinny jeanler..
En az iki rengi alınmalı, en az kendisi kadar renkli bir atletle ve de bir boy friend ceketle kombinlenmeli< Resimdeki jeanler: J Brand Altermatif Markalar: Zara, Home Store
22
11-
Seyahatlerin ve plajların vazgeçilmezi
bavul misali büyük çantalar.. Resimdeki çantalar: Meredith Wendel ve Coach Alternatif Markalar: Beymen, Mango
12- Ofiste veya kokteylde, gündüz yada gece asaletinden ödün vermeyen dantelden mutlaka bir iki parça< Resimdeki etekler: Phillip Lim ve Bird by Juicy Couture Alternatif markalar: İpekyol, Beymen Club
13-
Sahil, güneş, kum deyince akla ilk ge-
len; hasır şapkalar..
14- Zarif ve havalı kemik gözlük.. Resimdeki şapkalar: Rag&Bone ve Burberry Resimdeki gözlük: Prada Alternatif Markalar: Prada ve illaki bu model
15-
Ne kadar çok takıp takıştırırsak
o kadar iyi.. Uzun zincir bir kolye ve kalın bir bileklik bu sezon mutlaka edinilmeli< Resimdeki kolye ve bileklik: Roberto Cavalli Alternatif markalar: Accesorrize 23
İNCELEME - KİTAP Bizim Büyük Çaresizliğimiz—Barış Bıçakçı “Sen yine kendini sevdin. Bense onu sevdim ! ” Banu Hıdırlar
Fakat bu durumda
www.birazsoylebirazboyle.blogspot.com
uzun sürmez çünkü
E
hem Ender hem de nder ve Çetin, biri kel diğeri
Çetin, Nihal’e aşık
göbekli iki sıkı dost. Araya
olur.
zorunlu ayrılıklar girse de en
“ Her şeyin geçip
sonunda bir araya gelmeyi başarıp aynı
gittiğine, yaşadıkla-
evde yaşamaya başlarlar.
rımızın geçmişte
Ender, çevirmendir. Aynı zamanda kitabın
kaldığına kim
anlatıcısıdır. Çetin ise mühendistir ve
inandırabilir bizi? Anılarımızı avuç dolusu
hergün karşılaştığımız insanlardan biridir,
su gibi her sabah yüzümüze çarpmanın işe
sıradandır.
yaramayacağına kim inandırabilir ? ”
Çocukluk arkadaşları, Amerika’da yaşayan Fikret tatil için Türkiye’ye geldiğinde ailesi tip dönmesi gerektiğinde ise üniversitede
B
okuyan kardeşi Nihal’i emanet edebileceği
yaşatıp, dostluklarına zarar vermediğini
iki insan vardır, Ender ve Çetin.
anlatıyor.
ile birlikte bir trafik kazası geçirir. Tatil bi-
u muhteşem cümleyle başlıyor kitap. İki erkeğin aynı kadını nasıl farklı gö-
rebildiğini, aşklarını nasıl kendi içlerinde
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı, bloglarda Kendi dünyalarında yaşamaya alışan
daha önce görmüş olsam da okumamda en
ikilimiz için bir misafirle zaman geçirmek
büyük etken filmin fragmanıdır. Ancak da-
kolay olmaz. Nihal’e nasıl davranmaları
ha ilk yirmi sayfasında karar vermiştim ya-
gerektiğini bilemezler. Ancak ilk günlerde
zarın diğer kitaplarını okumaya. Benim
onlara uzak duran Nihal’in kendilerine
için ilk yirmi sayfa yeterli bir referans ol-
yakınlaşması ile bir aile ortamı oluşur ev
muştu.
içinde.
Keyifli okumalar.
24
Amcam Oswald — Roald Dahl
R
oald Dahl (1916 – 1990) Roman ve kısa öykü yazarıdır.
Dahl, 1940'lı yıllarda yazdığı özellikle çocuklara yönelik kitaplarla en çok satan yazarlar arasına girmiştir. II. Dünya Savaşı'nda RAF savaş uçaklarında pilotluk yaparken, başından aldığı ağır bir darbe sonucu ordudan ayrılır ve yazmaya başlar. Çocuk kitaplarının yanı sıra büyükler için yazdığı kitapları ve oyunları vardır.
K
itap, Oswald Hendryks Cornelius’un hızlı ve hareketli
Oswald, 17 yaşındayken Cambridge’deki
yaşamını anlattığı günlüklerinin bir
Trinity Kolejinden burs kazanır.
kısmından oluşuyor.
Ancak bursu kullanabilmesi için 18 yaşında olması gerekir.
“Oswald Amcamı bir kez daha anmak
Bir yıl boyunca Fransa’da dil eğitimi alma-
istiyorum.
ya karar verir.
Amcam, yani müteveffa bilgiç, çelebi,
Bu karar aslında tüm hayatını değiştirecek
örümcek, akrep ve baston koleksiyoncusu;
olayların başlangıcı olacaktır.
opera aşığı, Çin porseleneleri uzmanı, çapkın ve hiç kuşkusuz tüm zamanların en
Fransa’ya gitmeden bir gece önce babası-
büyük baştan çıkarma uzmanı Oswald
nın arkadaşı Binbaşı Grout’un anlattığı bir
Hendryks Cornelius’tan söz ediyorum.”
olayın etkisiyle tüm hayatı değişecektir.
25
Binbaşı, Sudan’da rastladığı ve Sudan Kabarcık Böceği olarak adlandırılan bir tozdan bahseder. Bu tozun çok küçük bir parçası bile 9 dakika içerisinde bir erkeği delirtmektedir. Oswald, Sudan’a giderek bu tozdan alır ve katıldığı davetlerde el altından satmaya başlar. 17 yaşında biri için fena sayılmayacak bir servete sahip olur. “ Büyük servetler, miras yoluyla kalmamışsa, çoğunlukla dört yoldan elde edilirler; hileyle, yetenekle, içgüdüsel kararlarla ya da şansla. Benimki bu dördünün de karışımıydı. İyi dinleyin, ne dediğimi anlayacaksınız.” Servetini artırma yollarını aradığı bir dö-
Amcam Oswald, biraz abartılı, çoğunlukla
nemde karşılaştığı Profesör Woresley’in
saçma ancak bir o kadar eğlenceli bir
önemli bir buluşunu öğrenir.
kitap.
Bu buluştan faydalanmak için bir plan ha-
Keyifli okumalar.
zırlar ve hem profesörle hem de Yasmin isimli bir kadınla anlaşır. Kimler yoktur ki planın kurbanları arasında; Freud, Picasso, Bernard Shaw, Sir Arthur Conan Doyle, Puccini, Monet, Einstein, birçok ülke kralı ve daha niceleri. 26
DİKKAT! Türkiye’nin İlk Marka İsimlendirme Rehberi
İsmin Marka Hali raflardaki yerini aldı! Detaylı bilgi için: www.naminghouse.com
27
GEZİ
Yakışıklı ve leziz bir Akdeniz ülkesi İtalya! İmge Tan www.imgeleme.com
Yaklaşan bayram tatilini düşünerek bu
Erkeklerinin yakışıklılığıyla ve mutfağıyla
sayıda siz sevgili Ajanda okurları için gezi
ünlü bir ülke olduğu için bu sıfatları kul-
notları yazmaya karar verdim.
landım, ama İtalyan kadınlarının da çok
Ağustos sonuna denk gelen tatilde sizler
güzel olduğunu belirtmeden geçemeyece-
için seçtiğim gezi rotası ise yakışıklı ve
ğim. İsterseniz başkent Roma ile başlaya-
leziz bir Akdeniz ülkesi olan İtalya!
lım turumuza<
28
Önemli Not: Öncelikle Roma'da üç gün geçirmeyi planlayan herkese 20 EURO'luk Roma Pass paketi almasını öneririm. İçinde kapsamlı bir Roma haritası bulunduran, 3 günlük bedava metro+otobüs ulaşımı ve ilk iki müze girişinizi bedava sonrakileri ise indirimli yapmanızı sağlayan faydalı bir kart. Ayrıca Kolezyum ve Roman Forum gibi önünde kuyrukların uzadığı yerlerde de beklemeden içeri girme şansınız oluyor.
Roma Önce Kolezyum’dan başlayalım gezmeye. Burası yapımına M.S. 72 yılında komutan Vespasianus tarafından başlanmış ve M.S.80 yılında Titus döneminde tamamlanmış bir arena.
29
Daha sonra Domitian hükümdarlığı zamanında birtakım değişiklikler yapılmış. İmparatorlar burada Roma halkını eğlendirmek için gladyatör dövüşleri düzenlermiş. Bahçesinde I.
Konstantin'in 312 yılında yapılan Milvian Köprüsü Savaşı'nda Maxentius'a karşı
Roma'nın Turistik Piyasası: Aşk (!) Çeşmesi ve İspanyol Merdivenleri
kazandığı zafer sonrasında yaptırılan Konstantin Takı’nı da görebilirsiniz. Bu takın sağından yolunuza devam ederek Palatino ve Roman Forumu'na doğru gidiyorsunuz. Palatino, Palatines Tepesi'nin üzerine kurulmuş ve Romalı yönetici ve kralların yaşadığı bölgeye verilen ad. Burada devlet binaları, hamamlar ve diğer kalıntıları görebilirsiniz. Ayrıca Roma Mitolojisi'ne göre, Palatine tepesi Romulus ve Remus'un dişi bir kurt tarafından bulunarak hayatlarının kurtarıldığı yerdir. Daha sonra Roma Forumu'na doğru yolumuza devam ediyoruz. Roma Forumu, Antik Roma'nın geliştiği merkez bölgesiymiş. Ticaret, iş, fahişelik, ibadet ve adaletin yönetimi burada gerçekleşmekte olup, burası toplumsal ocağın olduğu ana yermiş. Ve oldukça iyi korunmuş olduğunu söyleyebilirim.
Roma denilince akla gelen ilk yerlerdendir bunlar. İkisine de ait çok şık resimler görürsünüz Internet'te, dergilerde, vs. Turistlerin adeta akın ettikleri, hırsızlık olaylarının en yoğun yaşandığı, en kalabalık ve "piyasa" yerlerden ikisi karşınızda: Fontana di Trevi (Aşk Çeşmesi) ve İspanyolMerdivenleri. Öncelikle Fontana di Trevi'nin Türkçe karşılığı "Aşk Çeşmesi" değil. "Fontana", çeşme anlamına geliyor. "Trevi" ise özel isim. Yani Papa’nın güzergahında olan binalarının bir cephesine Papa'ya hoşluk olsun diye çeşme yapılmasına izin veren ailenin soyadı Trevi. Yani aslında Türkçe dışında hiçbir dilde Aşk Çeşmesi olarak anılmayan bu çeşmenin adı Trevi Çeşmesi oluyor. Önünde yarım daire şeklinde iki sıra oturma yeri var. Heykellerine falan diyecek lafım yok, görsel olarak güzel olduğunu da kabul ediyorum, ama hayallerimden çok farklı çıktı burası. Ben kocaman bir meydanın göbeğinde kocaman bir çeşme bekliyordum oysaki!
30
Bu arada çeşmeye arkanızı dönüp para
Şimdi bende hayal kırıklığı yaratan ikinci
atarsanız, Roma'ya yeniden gidermişsi-
bir mekâna geçiyoruz.
niz. Trevi Çeşmesi'nden her gün yaklaşık 3,000 EURO toplanıyormuş (tabi mık-
Yapımı 1726 yılında tamamlanan ve 137
natıslarla veya alenen bunların bir kısmını
basamaktan oluşan İspanyol Merdivenle-
çalan hırsızlar olmadığı zamanlarda).
ri adını üst kısmında yer alan İspanyol Büyükelçiliği'nden alıyor.
Bu toplanan paralar ise Roma'daki muhtaç
Kesinlikle resimlerde gördüğünüz o şık,
insanlara yardım amacıyla kullanılıyor-
çiçeklerle süslü ve şirin görüntüsü olan bir
muş.
yer değil! 31
Daha önce de belirttiğim üzere merdiven-
da Venedik Sarayı oluyor.
lerin hemen karşısında Gucci, Dior,
Önünden birçok otobüs geçen ve bir dolu
Bulgari gibi lüks mağazaların sağlı sollu
yeme-içme mekânına sahip olan bu mey-
sıralandığı Via Condotti (Condotti Cadde-
dan çok merkezi bir konumda.
si) bulunuyor. İspanyol Merdivenleri'nin
Ayrıca meçhul asker ve Roma'nın koruyu-
bulunduğu meydanın adı Spagna.
cu tanrıçasının heykellerini de barındıran bu yapının üst katındaki on altı sütun
Burası, merdivenleri çok etkileyici bulma-
ise İtalya'nın 16 bölgesini temsil ediyor-
sam da genel olarak meydanı, çevresini ve
muş.
sokaklarını beğendiğim bir yer oldu diye-
Bu arada size bir dedikodu vere-
bilirim. Sanırım bir beklenti-gerçek uyuş-
yim: İtalyanlar bu yapıyı hiç beğenmezler ve
mazlığı ile karşı karşıyayız. Yine de bana
hatta dalga geçerlermiş, çünkü şehrin tarihi
sorarsanız aklımda Roma'yla ilgili kesin-
dokusunu bozacak kadar yeni olduğunu düşü-
likle daha güzel kareler var...
nüyorlarmış!
Bayıldım 'Piazza'larına!! İmparator Hadrianus tarafından 118–125 Roma'da en sevdiğim yerler meydanlar
yılları arasında inşa ettirilmiş ve bir pagan
oldu. Piazza, meydan anlamına geliyor
yapısı olarak gökbilim çalışmalarını yürüt-
ve Roma'da irili ufaklı pek çok piazza var.
mek için yaptırıldıktan sonra kiliseye dö-
Bunların arasında yeme-içme mekânları-
nüştürülmüş olan Pantheon’un bulundu-
nın, dikilitaşların ve çeşitli anıtların bulun-
ğu Piazza Rotonda'daki dikilitaşın al-
duğu meydanlar olabileceği gibi üç tarafı
tındaki çeşmenin merdivenlerinde otura-
binalarla çevrili bir yarım avlu görünü-
rak Pantheon'a karşı biraz dinlenebilirsi-
münde küçücük olanlar da mevcut!
niz.
Gelin birkaç tanesine göz atalım.
Kubbesinin büyüklüğü ve mimarisiyle ünlü bu dev yapı, öteki tapınaklar gibi tek bir
İlk olarak Piazza Venezia'dayız
tanrıya değil, bütün tanrılara adanmıştır.
(Venedik Meydanı). Önünde İtalya'nın ilk krallarından ve ku-
7. yüzyıldan bu yana Hıristiyan kilisesi
rucusu sayılan II. Vittorio Emmanuele'in
olarak kullanılan Pantheon, Roma'daki en
heykeli bulunan aşağıdaki koca yapı
eski kubbeli binadır.
32
Şahsen benim de çok beğendiğim yapılar-
tane de kocaman çeşme bulunuyor. Bunla-
dan biri oldu Pantheon!
rın bir tanesi Bernini tarafından tasarlan-
Fazla bir süslemeye ya da şaşaaya rastla-
mış Dört Nehir Çeşmesi (Fontana dei
mıyorsunuz, ama o sade heybeti sizi etki-
Fiumi). Meydanın tam ortasında bulunu-
lemeye yetiyor.
yor. Onun dışında yine bu meydanda Neptün ve Moor çeşmeleri de bulunu-
Ortaçağ'da bir dönem hapishane olarak da
yor.
kullanılmış ve Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Cem Sultan'ın da sürgün geçirdiği yıl-
Şehrin içinde bir Ülke: Vatikan
ların bir kısmına ev sahipliği yapmış olan Castel Sant'Angelo kalesinin bulunduğu
Katolik Hıristiyanlığın merkezi olan bu
Piazza Adriana’dan ayrılıp nehir bo-
devlet, yaklaşık 1000 kişilik nüfusuyla ve
yunca biraz yürüyünce Piazza Cavour'a
440,000 metrekarelik alanıyla dünyanın en
geliyorsunuz.
küçük üçüncü ülkesi. Roma şehri içinde
Bu arada bu kale bir tünelle Vatikan'a da
yer almasına rağmen başlı başına bir ülke
bağlanıyormuş. Bu bilgiyi Dan Brown'un
olan Vatikan sınırları içerisinde İtalyan
Melekler ve Şeytanlar kitabın-
kanunları işlemiyor. Roma'daki ilk günü-
dan hatırlarsınız.
müzde "turistik" Vatikan'ın büyük bir bö-
Vatikan'ın önündeki meydan St.
lümünü oluşturan St. Pietro Bazilikası'nı
Pietro'ydu. Campo de Fiori adlı küçük ve
ve Meydanı'nı gezdik.
şirin meydanda yemek yiyebilir ya da akşamüstü yemek öncesi ayağınızın altında
Bu bazilikaya girerken çok kısa şort veya etek
gezinen güvercinler eşliğinde birer içki içe-
ve askılı bluz giymeniz yasak! Ama yaz sıcak-
bilirsiniz.
larında bunun için en uygun çözüm yanınızda
Ve son olarak benim favori meydanımda-
bir şal bulundurarak omuzlarınıza sarmanız
yız: Piazza Navona! Bu meydan öğlen
olacaktır!
ve akşam yemek için önerebileceğim en canlı ve güzel yerlerden biriydi.
İlk gün Michelangelo tarafından yapılmış
Akşamüstü yavaş yavaş ortadaki bölümü
olan Cupola'ya (Kubbe) çıkacak zamanı-
ressamların doldurduğu bu meydanda üç
mız yoktu.
33
Onu daha sonra Vatikan Müzesi'ni ziyaret
Sanatseverler İçin Harika Bir Durak:
edeceğimiz güne bıraktık. Ama o gün de
Galleria Borghese
yapamadık, çünkü anormal bir kuyruk vardı! St. Pietro Bazilikası, görüp görebi-
Yemyeşil ve kocaman bir park alanının
leceğiniz en görkemli bazilikalardan biri.
içindeki bir villadayız. Burası Borghese ailesine ait bir yapı ve yine bu aileden
Tavanları, duvarları, işlemeleri, süslemele-
olan Kardinal Scipione Borghese'nin özel
ri, heykelleriyle sergilenen ihtişama hay-
koleksiyonunu barındıran muhteşem bir
ran kalıyorsunuz. Daha sonra bol bol kilise
müzeye dönüştürülmüş. Burayı gezmek
ve dinsel temalı sanat eseri görmekten
için rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ede-
baygınlık geçirebileceğinizi düşüne-
rim. Roma'ya gidenlere müze olarak mut-
rek Roma'ya gittiğinizde önce mutlaka bu-
laka görmelerini tavsiye ettiğim iki müze-
rayı görmenizi öneriyorum.
den
biri
burası.
İçeride
muhte-
şem Bernini heykelleri var. Aklınızda olBu arada kesinlikle görmenizi tavsiye etti-
sun.
ğim bir yer de 1400 odalı Vatikan Müzesi.
Roma'da Yeme-İçme İçinde bana göre en dikkate değer bölümler ise 1473 yılında inşa edilen ve
* Kocaman porsiyonları olan leziz makar-
adını Papa Sixtus IV’den alan Sistine
nalar için Roma'daki Termini İstasyonu'-
Şapeli ve Papa Julius II’nin görevlendir-
na çok yakın olan Pastarito'ya mutlaka
diği Raphael’in dekore ettiği Raphael
gitmelisiniz.
Odaları.
(Adres: via Gioberti, 25 00185)
Bu arada Michelangelo'nun o ünlü Last
* Bir akşam Trastevere'de pizza yemeyi
Judgment tablosunu da daha görmedik
unutmayın! Çoğu restoran 3 ile 7 arası
derken çıkıştan önceki son odanın devasa
kapalı; açık olanların ise pizza fırınları ak-
duvarında devasa bir Ahiret Günü
şam açılıyor.
görüntüsü karşımıza çıktı!
34
* Campo di Fiori'de Saby's restoranın
Açıkhava Müzesi Gibi Zarif ve Olgun Bir
pizzasını, lazanyasını ve kırmızı ev şarap-
Tarih Şehri:
larını öneriyorum. Meydanın en görünür
Floransa
köşesinde gözünüze çarpacaktır. * Bu arada hemen her restoranda ev şarabı söyleyebilirsiniz. Hepsi de çok lezzetli. Elbette sıkça karşılaşacağınız Toscana bölgesi şaraplarından Chianti ve Montepulciano’yu da denemeyi unutmayın. * Roma'nın dondurmasının da meşhur olduğunu biliyorsunuz. Pek çok yerde karşınıza çıkacak Blue Ice dondurma zincirinin nefis çeşitlerinin tadına mutlaka bakın. * Meraklıları için Roma'da bir Hard Rock Cafe olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim. Şık bir cadde olan Via Vittorio
Sırada Floransa var. Rönesans'ın aydınlık
Veneto üzerinde yer alan Hard Rock
yüzlü torunlarının yaşadığı ve maddi yön-
Cafe'nin çok yakınında Barberini metro
den ziyade sosyal ve kültürel altyapısıyla
durağı var!
burjuva olan bu şirin kenti gezmeye önün-
Yani son metronun son dakikasına kadar
de Dante heykeli bulunan Santa Croce
içmeye devam edebilirsiniz!
(Kutsal Haç) Kilisesi'nden başlıyoruz.
Yabancı bir yerde bundan daha büyük bir
Daha sonra ara sokaklardan yürüyerek
rahatlık olabilir mi? :)
ve Adalet Binası'nı gördükten sonra Uffizi Galeri'nin avlusuna geliyoruz.
35
O gün yalnızca öğleden sonra Floransa'da
Sonra Michelangelo'nun
olacağımız için bu seferlik yalnızca avlu-
ünü David heykelinin kopyasına bakıyo-
sundaki heykelleri görmekle yetiniyoruz.
ruz hayran hayran... (Heykelin aslı Galleria dell'Accademia'da
Uffizi Galeri'yi gezmek isteyenlere bir tavsi-
bulunuyor)
ye: Internet üzerinden rezervasyon yaptırın.
Ve tarih yolculuğumuz Duomo Meydanı'-
Birkaç gün orada kalacaksınız, gittiğiniz ilk
na doğru devam ediyor. Burada o görkem-
gün galeri gişesinden de bunu yapabilirsiniz.
li Santa Maria del Fiore Kilisesi'ni, Çan
Bu size büyük kolaylık sağlayacak ve zaman
Kulesi'ni ve Vaftizhane'yi görüyoruz.
kazandıracaktır. Sonra Santa Maria Novella Kilisesi'ni Buradan sonra o meşhur Senyörler Mey-
görmek ve hemen karşısında bulunan ve
danı'ndayız (Piazza della Signoria). Önce
aynı adı taşıyan tren istasyonundan bilgi
ortada Neptün heykelinin ve yanında ise
almak var. Çünkü o trenler bizi Pisa ve
denizkızları ve çeşitli deniz tanrılarının ol-
Siena’ya götürecekler.
duğu Neptün Çeşmesi'ni görüyoruz.
36
İlk paragraflara bakarak Floransa'nın yalnız-
Zaman Makinesinde Ortaçağ'a Dönüş:
ca heykellerden ibaret olduğunu
Siena
düşünmeyin. Hemen hemen her yerde karşınıza muhteşem sanat eserleri çıktığı doğru, ama Floransa aynı zamanda içinden Arno Nehri geçen, şirin meydanları, köprüleri ve cafeleri olan, Pitti Sarayı'nın arkasında bulunan Boboli Bahçeleri ve Ponte Vecchio (Eski Köprü) gibi görülesi yerleri barındıran çok güzel bir şehir! Arno Nehri'nin de öyle sessiz sakin durduğuna bakmayın: bu nehir ortalama olarak her yüz yılda bir yatağından taşıyor ve felakete neden oluyormuş! Nehir üzerindeki köprülerden en eskisi ve II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından bombalanmadan günümüze kadar ulaşabilen Ponte Vecchio’nun üzeri kuyumcularla dolu!
Siena istasyonunda iner inmez bir harita
İlgilenenlere duyurulur<:)
alıyoruz. "Hımm, surlar içindeki bu şehir biraz tepede görünüyor gibi!!"
Floransa'yı genel olarak en güzel izleyebi-
Yokuş tırmanarak zaman ve enerji kaybet-
leceğiniz yerlerden biri de Michelangelo
memek için istasyondan kalkan shuttle’a
Tepesi. Ve burada da yine
biniyoruz.
Michelangelo'nun David heykellerinden
Surlardan içeriye giriş yapıyoruz. Kale du-
birinin kopyası bulunuyor.
varı gibi uzun taş duvarlar, dar ve kıvrımlı ara sokaklar, hafif kasvetli ve hüzünlü bir hava karşılıyor bizi...
37
İşte farklı bir gerçeklikte olduğumu en çok
Ve ilk olarak o meydanların en ünlüsü
hissettiğim yerlerden biri de burası. Üzeri-
olan Campo Meydanı'na çıkıyoruz.
mizde zaman tüneline girmişiz ve Ortaçağ'a dönmüşüz gibi bir izlenim
İstiridye biçimindeki Piazza del Campo
bırakan bu büyülü kentin turist kalabalığı
(Campo Meydanı), 1347 yılında yapılmış.
olmadığında nasıl göründüğünü çok merak ettim doğrusu.
İtalya'nın meşhur Palio yarışları da bu
Siena'nın tarihi şehir merkezi,
meydanda yapılıyor. Buradaki en önemli
UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası
yapıların Palazzo Pubblico (Belediye Sa-
Listesi'ne alınmış. Yani Ortaçağ'dan bu ya-
rayı) ve onun 103 metrelik çan kulesi Torre
na taşına, toprağına dokunulmamış mey-
del Mangia olduğunu söyleyebiliriz.
danlar ve yapılarla karşı karşıyasınız! 38
Meydanın 13. ve 14. yüzyıldan kalma diğer yapıları da en az bunlar kadar etkililer. Ara sokaklarda geziyoruz, Siena'nın da "Duomo"sunu (Katedralini) görüyoruz, ama vaktimizin büyük çoğunluğunu bu büyüleyici meydan ve çevresinde geçiriyoruz. Bu arada efsaneye göre Roma'yı kuran Romulus ve kardeşi Remus'u dişi bir kurdun emzirdiği söyleniyor. Siena ise Remus'un oğlu Senius tarafından kurulduğu için şehrin her yanında iki kardeşi emziren dişi kurt heykellerine rastlayabilirsiniz. Toscana bölgesini geziyorsanız Siena'yı görmek için mutlaka zaman ayırmalısınız. Ayrıca
mişken görmeden dönmeyelim diye gittik.
sakın oraya gitmişken şarap almadan, eliniz
Şimdi
boş dönmeyin! Ara sokaklarda tadım yaparak
yok" desem de beni dinlemeyip gidersiniz
alabileceğiniz şarap dükkânları da bulunuyor.
zaten,
size "gitmenize değil
çok
da
gerek mi?
Ayrıca dönüş için tren saatlerini dert etmeyin. Gramsci Meydanı'ndan Floransa'ya saat
Bu kule meydandaki katedralin çan kulesi
başı otobüsler kalkıyor ve yolculuk bir saat sü-
olarak 1173 yılında yapılmış. Sonra da te-
rüyor.
melindeki yumuşak zeminin çökmesinden dolayı her yıl yavaş yavaş güneye doğru
Mucizeler Meydanı'nın Eğik Kulesi: Pisa
eğilmeye başlamış. (Her işte bir hayır vardır, yoksa turist falan çekemezmiş za-
Piazza dei Miracoli'de (Mucizeler Mey-
ten..:) ) Artık yıkılma aşamasına geldiği
danı) bulunan Pisa Kulesi'nin bana kalırsa
uyarıları yapıldığı için kule bir süre kapalı
pek bir özelliği yok. Ama oraya kadar git-
tutulmuş ve 20 milyon sterline mal olan
39
bir onarım projesi gerçekleştirilmiş. Yani artık daha fazla eğilmiyormuş! Gitmişken kuleyi tutan bir fotoğraf çektirmeyi unutmayın, ama kadraja giren diğerlerine de dikkat edin!
Bir Masal Kenti:
Venedik
Venedik'teki ilk ve tek günümüz-
Buradaki mahkûmların deniz manzaralı
de vaporetto'dan indikten sonra ilk ola-
odalarda kalmalarının nedeninin idam
rak Santa Maria della Pieta Kilisesi'ni
cezasına çarptırılmış olmaları olduğunu
gördük.
öğrendik. Yani kendilerine son bir iyilik
Daha sonra deniz manzaralı kocaman ha-
yapılmış oluyor ve hapishaneye atıldıkları
pishanenin öyküsünü dinledik.
günden bir sonraki Pazar gününe kadar o
40
odalarda kalırken dünyanın güzelliklerini
Hapishane ile Dükler Sarayı'nı birbirine
görerek geçirdikleri hapis günlerinde işle-
bağlayan bir köprücük bulunuyor (Son
dikleri suçtan iyice pişman olup, ruhları
Nefes Köprüsü) ve mahkûmlar buradan
affedilmiş bir şekilde idam ediliyorlar.
geçerek darağacına götürülüyorlar. Meydandaki iki sütunun arasına darağacı
İdam günü Pazar. İdamlar
kuruluyor. Bu sütunların birinin üzerinde
ise Napolyon'un "Avrupa'nın Salonu"
bir ayağı denizde bir ayağı ise karada olan
olarak adlandırdığı o muhteşem San
bir kanatlı aslan, diğerinde ise hem deniz-
Marco Meydanı'nda gerçekleştiriliyor.
de hem karada hayatını sürdürebilen tim-
Yarı gotik mimari tarzda yapılmış Dükler
sahın yanında duran Aziz Teodor'un hey-
Sarayı'nda devletin ileri gelenleri toplanı-
kelleri bulunuyor.
yor. 41
(Yani Venedik Cumhuriyeti olarak hem
salonu olmayı hak eden güzellikte bir yer-
denizlere hem de karalara hakimiz mesajı
de olduğunuzu fark ediyorsunuz.
veriliyor.) Halk meydanda toplanıyor.
Kilisesi, 1902 yılında çöken ve daha sonra
İdamlar gerçekleştikten sonra kafalar kesi-
yeniden aslına uygun bir şekilde inşa
liyor ve Dükler Sarayı'nın iki sütununa
edilen Çan Kulesi, meydandaki tüm
asılıyor. En soldaki iki sütunun renginin
binalar son derece estetik ve görkemli.
kırmızı olmasının nedeni bu. Kafalar bir sonraki Pazar gününe kadar ibret-i alem
Venedik'in güvercinleri de meşhur ve on-
olsun diye orada kalıyor.
ları her yerde görebilirsiniz. Yerlerde, o muhteşem sokak lambalarının üzerinde ve
Bu korkunç hikâyeden sonra kafanızı
hatta masanızda duran çerez tabağından
kaldırıp da gerçek anlamda meydana
fıstık kapmaya çalışırken bile!!
baktığınızda gerçekten de Avrupa'nın 42
İtalyan gazeteci ve yazar Nantas
yanınızdaki gondolda size eşlik eden sere-
Salvalaggio'nun dediği gibi:
nat ekibi eşliğinde kanallar arasında yaklaşık iki saat süren bir gezinti yapabilirsiniz.
Venedik, dünyada atların havada asılı durdu-
Araba sesi ve görüntüsü olmayan bir şe-
ğu, aslanların kanatlı olduğu ve güvercinlerin
hirde olduğunuzu düşünün. Binaların
yürüyerek dolaştığı tek yerdir.
hepsinin görünümü eski. Sokaklar en fazla iki kişinin yan yana geçe-
Kanallar, Köprüler, Adacıklarla Dolu Bir Şirinlik Abidesi
bileceği darlıkta. Çıkmaz bir sokağa girdiğinizde karşınıza bir gondol çıkabiliyor! Şehrin her noktası koruma altında... Düşü-
Venedik ve tarihiyle ilgili anlatılacak şeylerin birçoğu San Marco Meydanı'nda sona eriyor. Ondan sonra bu küçücük, ama çok şirin şehri gezmek için kendinizi o daracık sokaklara atıyorsunuz. Yaklaşık 118 adacık üzerine kurulmuş olan Venedik şehrinde adaları birbirlerine bağlayan 170 kanal ve 400'e yakın köprü bulunuyormuş. Bu kanalların en büyüğü Grand Canal (Büyük Kanal) ve köprülerin ise en büyüğü Rialto Köprüsü. Rialto Köprüsü'nün kendi görsel güzelliği dışında üzerinden fotoğraf çekmeye çok müsait bir yer olduğunu da belirtmem gerekir. Adacıklar arasındaki ulaşımı sağlayan küçük vapurlara vaporetto diyorlar. O meşhur gondollar ise daha sefa amaçlı kullanılıyor. Yani akşam sevgilinizle birlikte bir gondola binebilir, şampanyanızı yudumlarken 43
necek olursanız eğer, aslında ayak bastığınız her kara parçası bir adacık! Burada farklı bir gerçeklikte olduğunuzu hissediyorsunuz ve bu size çok iyi geliyor. Şehrin her an kaybolabileceğiniz ama kaybolmanın da çok keyifli olduğu sokaklarında karşınıza müthiş görüntüler çıkıyor. Venedik'teki adacıklardan en ünlü iki tanesi Murano ve Burano Adaları. Bu masal kentinde sadece bir gün geçirecekseniz, bu adalara gitmek yerine hiçbir şey yapmadan Venedik sokaklarında dolaşmanızı tavsiye edebilirim. Ama iki ya da daha çok gününüz varsa, ikinci günün birkaç saatini cam işçiliğinde ustalaşmış olan Murano Adası'na ve dantel işlemeleri ve örtüleriyle ünlü Burano dası'na ayırabilirsiniz.
İçinde Hüzün de Barındıran Şehir Venedik diyince akla gelen şeylerden biri de maskelerdir. Şehrin sokaklarında birçok maske dükkânı bulmak mümkün! Hatta bazılarının vitrinlerine bakarken kendinizden geçiyorsunuz. Hepsi de adeta birer sanat eseri olan bu maskelerin hikâyesi ise aslında oldukça hüzünlü... Çünkü aslında maskelerin çıkış noktası ve-
İşte hüzünlü bir ifadeye sahip olan maskeler bu
ba hastalığı olmuş.
veba salgını dönemini sembolize ediyorlar. Bundan yaklaşık iki yüzyıl sonra
1348 yılında yaşanan veba salgını nüfusun
ise Venedik Cumhuriyeti'nin en şaşalı ve
neredeyse yarısının ölmesine neden olun-
sefaya düşkün dönemlerinde (bizim Lale
ca o dönemlerdeki giyim tarzı da bu sal-
Devri benzeri) de maske kullanımı yeni-
gından etkilenmiş. İnsanların birçoğu has-
den yaygınlaşmış. Ancak bu kez amaç farklı. Bu sefahat dönemi devleti çöküntüye götürürken, bu gidişi tersine çevirecek hiçbir şey yapılmadığı gibi kumarhaneler, genelevler ve insanların bolca zaman ve para harcadıkları bu tür merkezler gayet iyi iş yapıyorlarmış!! Genel gidişat bu kadar kötüyken aynı sefahati sürdürmek yüz gerektireceği için yine
talıklı görüntülerini ve yara-berelerini giz-
maskeler devreye girmiş!
lemek için pelerinler, uzun eldivenler ve
Yani bu kez insanların zevk-ü sefa merkez-
maskelerle hiçbir yerlerini göstermeyecek
lerine gittiklerini gizlemek için!
şekilde giyinmeye başlamışlar.
Pis pis sırıtan, mutlu maskeler bu sefa dönemini simgeliyorlar.
44
45
GÖNLÜMÜN İNCİLERİ
Nadir Kalbinur nadirkalbinur@hotmail.com
Peri Masalı
B
ugüne kadar Avrupa şampiyona-
Maç ertesi bir gazetenin manşeti şöyleydi.
sına katılamayan, Polonya’da ka-
‘’Peri masalı gerçek oldu’’!.
tıldığı ilk turnuvada ise finale kal-
Gerçekten de yarı finalde o Fransa
ma başarısı
maçındaki kızlarımızın mücadelesi ve
gösteren bayan basketbol milli takımımız
artık gitti denilen maçı
(potanın perileri) tarihi bir başarıya da
uzatmada da olsa kazanması bu
imza attı ya;
turnuvanın son şampiyonu Fransa’yı
46
çevirip, çevirip
çaresizlik içinde bırakmaları, ülkemiz spo-
Basketbol sporu sürpriz ihtimali yüzdesi
ru adına seyrine doyum olmayan, önceleri
en az olan sporlardan biridir.
hiç kimsenin inanmadığı ama gerçekleşen
Fransa takımını da bizden fizik olarak da
bir masaldı. O manşeti sevdim.
boy ortalaması olarak da üstün gözüküyordu, diğer rakip Rusya da.
F
ransız seyircilerin mağlubiyet şaşkınlığı, bir küçük Fransız çocuğunun
Fransa önünde bütün periyodları önde
elinde bayrakla hıçkıra hıçkıra ağlaması,
götürdük maçı kazandık, Rusya maçında
hiçbir tesellinin onu susturmak için fayda
bütün periyodları geride bitirdik,
etmemesi ve böyle bir başarı karşısında
kaybettik.
maçı anlatan spikerin heyecanlanması ve
Boy üstünlüğü avantajı ile ribauntları
o şaşkınlıkla ne söyleyeceğini bilememesi
armut gibi toplayan Rusya’ya karşı
o maçın ardından aklımızda kalan,
çembere sokamadığımız her top, bizim
güldüren ve düşündüren görüntülerdi.
potaya sayı olarak döndü. Fransa’dan farkları o duvar gibi alan savunmalarıydı.
Grup maçlarından sonra oynadığı eleme
İşte o final maçı da basketbolun nasıl s
maçlarında sırasıyla Karadağ ve Çek
ürprize yer olamayan bir spor dalı olduğu-
Cumhuriyetini ve Fransa’yı yenerek
nun ispatıydı sanki. 3 defa daha oynasak
finalde Rusya’ya yenilmiş olsa da sanırım
o takımı yenmek mümkün değil.
hedeflenenin de üzerinde bir başarı kazanarak Avrupa 2. olmanın mutluluğunu yaşadılar ve bu sevinci bize yaşattılar.
P
eki bayan milli basketbol takımımızın bu ilk kez yakaladığı müthiş ba-
şarı nasıl gerçekleşti? Nasıl oldu da daha Sporda hiçbir başarı tesadüf değildir.
ilk defa katıldığı bir Avrupa Şampiyona-
Hiçbir başarı kolay kazanılmaz.
sında final oynama başarısı gerçekleşti?.
Sabır ister, emek ister. Başarı çalışma ister.
Benim, dergimizin bu sayısına yazdığım
Hedef ister,
yazı aslında yine ilk defa gerçekleşen bir
Başarıya inanmış sporcular ister, güç ister.
başka başarı ile ilgiliydi. ‘’Fenerbahçe ve
İmkan ister, eğitim ister.
beşi bir yerde’’ başlıklı bir yazıydı o. .
47
Son olaylar o yazının yayınını anlamsız
Fenerbahçe’nin yeni otobüsü diye bir
bir hale getirdi Fenerbahçe Başkanı,
hapishane aracı, Fenerbahçe’nin yeni for-
asbaşkanı, 2 futbolcusu gözaltında.
maları diye çizilen hapishane elbiseleri in-
Fenerbahçe Kulübü büyük şaibeler
ternet geyiklerine malzeme oluyor. Bun-
altında. Futboldaki başarısı mahkemeler-
dan çok büyük keyif alanlar var. Fırsat bu
de sorgulanıyor. Adalet mutlaka tecelli
fırsat. Akıllarınca eğleniyorlar!. Fenerbah-
edecek, varsa eğer, suçlular her kim olursa
çe olmazsa, yayın gelirlerinin bile kesile-
cezasını çekecektir. Ama<..
ceğini akıllarına getirmek istemiyorlar.
Bakıyorum TV lerde bir linç, bir yargısız
Bir
infaz çoktan başladı bile. Ardı arkası
‘’Fenerbahçe’nin etrafındaki işgüzarlar
kesilmiyor. Ne olduğu belli olmayan fotoğ-
cezası varsa çeksinler ama benim
raflar, hayali paralar, senaryolar,
oyuncularımın, Alex’in, Gökhan Gönül’ün,
Fenerbahçe küme düşer mi? Düşerse ne
diğerlerinin
olacağı konuları bazıları tarafından bir
olacak’’? Diye soruyor. ‘’Oynadığımız bü-
ödüllü yarışmaya döndü. Çaktırmadan
tün maçları dirençli rakiplere karşı oyna-
ranta çevrildi. Her TV de bilgili bilgisiz
dık, 17 maçımızı da incelesinler, Trabzons-
bir sürü kişi, yazar, spor adamı vs. boy
por’un maçlarını da incelesinler, görsünler
gösterip, fikir beyan ediyor.
kim
‘’Konu adalatte, şimdi konuşmak olmaz’’
‘’Futbolculuk zor iştir’’ diyor. ‘’Kalp atışla-
diye başlıyorlar ama susmak bilmiyorlar.
rı 200 ün üstüne çıkar. Futbolcunun ölüm
CNN de böyle bir oturumu Şirin Poyraz
tehlikesi mevcuttur’’ diyor. ‘’Bu kadar ko-
isimli televizyoncu bayan yönetti dün.
lay karalanmamalı. İyi incelenmeli. Maka-
Karşısında 4 spor yazarı vardı.
rayı tekrar geriye sarma şansı yok’’.
Kocaman
rahat
yürek
akıttığı
ter
kazanmış,
isyan
ve
ediyor.
emek
kim
ne
zor’’?.
‘’Ben hayatımda maça gitmedim, ben futboldan anlamam, ben takım tutmam
Evet.
Potanın perileri Avrupa’da müthiş
ama öğrenmek istiyorum’’ diye soruyordu.
bir başarı kazandı.
Enteresandı. Bildiği bir konuda bir oturum yapsa olmaz
Bu takımın bütün önemli oyuncuları, hat-
mıydı mesela?. ‘’Mecbur musun o zaman’’
ta ilk beşinden, dördü Fenerbahçe’li.
diye soran olmadı!!... 48
Sayalım. Nevlin, Nevriye Yılmaz, Birsel
Altın çamura düşse, değerini yine kaybet-
Vardarlı, Şaziye İvegün.
mez ama yaşananlar üzüyor.
Bunlara dünyanın en iyi hocalarını getirip basketbolu öğretip, oynatan ve de bedelini
Ne yazık ki tarih ne kadar yazsa da, ilk de-
ödeyen kulüp Fenerbahçe.
fa gerçekleşen bir Peri masalı da böylece bu gürültüde karambola gidiyor, unutulu-
Ü
lkede yalnız futbol değil, voleybol
yor.
da, basket de, kürek de, boks da, atle-
tizm de, Bunları yetiştirip milli takımlara
NADİR KALBİNUR
veren de Fenerbahçe.
6 TEMMUZ 2011
Bayan basketin geri kalanı da hoca dahil Galatasaray’lı. Demek ki bu başarının ardında yatan gerçek de, her yerde gördüğümüz gibi Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti. 49
PUDRA KOKUSU Seda Asolar www.sedasolar.blogspot.com
Bebeğime En İyi Nasıl Bakarım?
H
amile kalmadan önce nasıl bir
büyük bölümü bakıyorsunuz ki miniğe
dünyaya giriş yaptığım
rezerve edilmiş.
hakkında pek fikrim yokmuş,
bunu 8. ayda fark ediyorum.
Manevi olarak da tabi, kaç kız arkadaş
Henüz bebeği kucağıma almadım ama
bunaltıyoruz acaba bebeğin gelişimini
‘gebelik testi’ ni yapıp, olumlu sonucu
anlatırken. İnternet sörfleri, tatil planları,
aldığınız andan itibaren büyük bir sektöre
hatta görülen rüyalar bile değişiyor.
giriş yapmış bulunuyorsunuz. Tekrar ediyorum daha doğmadı! Zaman Önce etraftan da sorup soruşturularak
ilerledikçe kreş-okul seçimi gibi konularda
kendimize göre iyi bir doktor bulma telaşı,
kararlar daha da kritikleşecek sanırım,
yenmesi gereken besinler listesi, hamile
belki sizler de bu aralar çocuğunuzu iyi bir
kıyafeti alışverişleri, bebeğe oda, araba,
okula yerleştirme derdindesiniz.
kıyafet, temizlik ve bakım malzemeleri... Deterjanı bile özel ufaklığın. Sabırsızlıkla beklediğiniz doktor
B
en daha kendim çocuktum aslında, aldığım kararların sonucunda
sevinen büyüklerim, başım sıkıştığında
kontrolleri, anne-babalığa hazırlık kursları,
yardıma koşanlardan destek alarak
‚Hamilelik günlüğü‛; ‚ Bebeğimi
kendimi güçlü hissediyordum.
beklerken‛ gibi okunacak kitaplar, dergiler derken kredi kartı ekstrenizin 50
Şimdi başka bir canlının bu anlarına ben
ÖNERİ :
sahip çıkacağım, onun ruhen ve bedenen sağlıklı büyümesinden birinci derece
'Bebeğinizin anne karnındaki gelişimini
sorumlu ebeveyn, yani ‘anne’ olarak.
hafta hafta takip edebileceğiniz sitelerden bazıları aşağıdaki gibi.
Şimdi elimizin altında onlarca kaynak var. İnternet sitelerinden bebeğinizin gelişimi
Bu hafta göz rengi oluştu, artık sesleri
hakkında güvenilir ve bilimsel bilgilere
duyabiliyor gibi okurken heyecanlanacağı-
ulaşabiliyorsunuz, alışveriş yapabiliyorsu-
nız bilgiler içeriyor.
nuz. Bir ürünü almadan önce, kullanan kişilerin yorumlarıyla kararınızdan emin olabiliyorsunuz. Biz yeni jenerasyon anneler daha fazla tecrübeyi ve bilgiyi öğrenerek başlıyoruz
http://www.milupa.com.tr http://www.prima.com.tr http://www.anneoluncaanladim.com
bu işe. http://www.hurriyetaile.com/hamile
A
ncak en doğrusunu yapma isteği
http://3dpregnancy.parentsconnect.com
bazen stres yaratıyor.
En çok süt veren, en az kilo alan, normal doğum yapan, başarı derecelerine sahip çocuk yetiştiren anne olmak için içten içe
Bu sözü sevdim:
yanıyoruz sanki. Bilmek, öğrenmek, yönlendirmek tabii ki güzel ancak biraz da akışına bırakmak gerek sanki. Sakin ve mutlu bir ev ortamı yaratıp, aile bireyleriyle kaliteli zaman geçirmek harika bir serüven. Bebeğimize en güzel bakım sevgi dolu ebeveynlerin ilgisi değil mi sizce de? 51
'Çocuğunuza kurnazlık öğretmeyin, ilk kurbanı siz olursunuz...'
ÇALIŞANIN ÇIĞLIĞI
Fütüristlerin Öngördüğü Meslekler Özge Dumlu Günesen ozge@ajandadergi.com
İ
nsanoğlu bugünü yeterince heyecanlı bulmadığı içindir muhtemelen, gözünü geleceğe dikti. Özellikle birkaç zamandır takip
Ettiğim, konusunda uzman gelecek
siz çocuğun (6 yaşındaki dahi), ekonomik
öngörücüleri ekonomik durumdan tutun
döngü içinde kendine yer bulduğu görül-
da ülkeler arası stratejik işbirliklerine kadar
mekteydi.
birçok alanda nasıl bir geleceğin bizi bekle-
Ç
diğine dair ‚uyarıyorlar‛<
ünkü bu dönemde yapılan iş basitti: Tarım ya da hayvancılık alanında
çalışmak. Ancak makineleşmenin başlamaGeorge Friedman ‚Gelecek 100 Yıl /
sıyla birlikte kalifiye insan gücü ihtiyacı
21.Yüzyıl için Öngörüler‛ isimli kitabında
ortaya çıktı, bu da beraberinde donanımlı
1700’lü yılların sonundan 2000’lere gelene
insan profilini doğurdu.
kadar büyük bir ivmeyle artan nüfusun bu
O dönemde karşılaştığımız mesleklere bir
yüksek ivmesini kaybedeceğini ve 2050 yı-
fabrikada üretim hattında çalışmak, ya da
lına kadar %50 oranında daha artmasının
iş ilişkilerinin ilerlemesiyle ortaya çıkan
beklendiğini paylaşıyor.
kimi farklı meslekler eklendi.
20. Yüzyıla kadar nüfus artış oranının bu
20.yüzyıl ile birlikte ise artık bir önceki
denli yüksek olmasının sebeplerinin
neslin hiç aklının ermediği meslekler var
başında ailelerin çok çocuk – çok iş gücü
ortada: Halkla İlişkiler Uzmanlığı,
felsefesi yatmaktaydı. Bu dönemde ailenin
Pazarlama, Sosyal Medya Planlama, İnsan
sahip olduğu her bir eğitimli ya da eğitim-
Kaynakları vs.
52
Biz genç nesil bu mesleklere aşinayız, peki
muyuz? Evet.. Peki özellikle şirketler veya
ya fütüristlerin öngördüğü önümüzdeki
hükümetler mümkün olsa iz bırakmadan
30 - 40 yıllık dilimde karşımıza çıkacaklara
çalışmak isterler mi? Evet... Araştırmalara
hazırlıklı mıyız?
göre bu artık mümkün ve bu sanal dedek-
Araştırmacılar özellikle çevre ve teknoloji
tifler bu yıl itibariyle aramızdalar.
açısından bizi zorlu bir dönemin beklediğini, nükleer olmayan enerji kaynaklarının
Görsel Dağınıklık Organizatörleri:
araçlarda ve evlerde yaygınlaşacağını dü-
Biz birer elektronik hayat sürüyoruz ve bu
şünmekteler. Yiyecek ve taze suya olan ta-
hayatımızın mecraları olan bilgisayarları-
lebin %50 oranında artacağı da bir başka
mız içinden çıkılmaz derecede karışık ve
öngörü. Bilim ve teknoloji alanında ise
dağınık bir hal almış olabilir. O halde 2015
hologramlar, sanal gerçeklikler, interaktif
yılından itibaren masaüstümüzü görsel
yüzeyler günlük yaşantımızın tam ortasına
açıdan düzenleyecek ve hatta kullanıcı
oturuyor olacak.
hesaplarımızı yönetecek bir hizmet sunan
Dikey çiftçiler: Araştırmalara göre 2015
kişilerle karşılaşabiliriz.
yılında hayatımızda gökdelen tarlalarda tarımla uğraşan çiftçiler olacak.
GDO Uzmanı Çiftçiler: Hayatınıza GDO’yu sokmak istemiyorsanız 2015 yılı
Karantina Koruyucusu: 2030 yılında salgın
itibariyle bu hizmetten faydalanabilirsiniz.
hastalıklarla mücadelede hayatımızı koruyan birileriyle tanışabiliriz..
Hafıza Artırma Cerrahları: Siz de benim gibi gün içinde kafasında 40 tilki ile
Sanal Avukat: İnternetin hayatımızın tam
dolaştığını düşünenlerdenseniz belki de
ortasında durduğu bir dönemde yaşıyoruz.
kapasitesini aştığınız anda hafızanızın bir
Bu da beraberinde küresel hukuk kavramı-
kısmını ‚boşaltabileceksiniz‛.
nı doğurdu. Özellikle uluslararası suçlarla mücadele etmek için her an bu meslekten
Yeni Bilim Etikçisi: Ve her zaman olduğu
birileriyle tanışabiliriz.
gibi bu gelişmeler olurken bu işin etiğini de birileri kontrol etmeli. Özellikle klonlama
Veri Çöpü Yöneticileri: Biz bilgisayarları-
gibi kaygan zeminli konularda bu
mızda çalışırken bir yerlerde iz bırakıyor
uzmanların görüşlerine başvurabiliriz.
53
DEKORASYON Seda Asolar www.sedasolar.blogspot.com
Yazl覺k Evlerin Ferahlat覺c覺 Etkisi
54
55
Tüm Fotoğraflar Kaynak: Elle Decor
56
57
58
59
ABRAKADABRA
Olumsuzdan Olumluya Pınar Doğan pinar_sd@hotmail.com
M
utluluk nedir? Nerdedir?
Hepimizin içinde var olan bu pozitif
Kişiden kişiye cevabı
bakış açısı; zaman içinde ve dış etkenler
değişen sorulardan biri
(bunlar bizim sadece bahanelerimizdir)
daha. Muhakkak ki hepimiz farklı cevap-
tarafından sindirilmeye mecbur bırakıl-
lar veririz.Geçici mutluluklar mı yoksa
mışlardır.
bu mutlulukları hayatımızın her anına
Tabii ki Egomuzda onlardan yana olup
yerleştirebilmek mi?
her defasında bizi kandırmaya çalışır. Ve kandırmayı da başarır. İşte bu pozitif
Aslında mutluluk elimizde!
düşünceler en başta Ego denen sahte bizi
Bunun için yapmamız gereken tek şey
törpülemeye başlar.
negatif düşüncelerimizi pozitif olanlarla
Bu zamana kadar neyi denediyseniz
yer değiştirebilmek.
olmadı. Bir türlü mutlu olmayı becereme-
Biliyorum bugünlerde konuşulan çok
diniz. İstediğiniz hayatı yaşayamıyorsu-
revaçta olan bir konu gibi görünebilir,
nuz.
kulak arkası edebilirsiniz.
Y
Deneyin ve görün,değişeceksiniz.
alnız değilsiniz. Mutluluk herkes için çok bilinmeyenli bir denklem
gibidir. Bu bir Pollyannacılık asla değil; bu
Hedonistik düşünceye göre mutluluk;
içinizdeki mutlu olabilme potansiyelini-
vücudunuzu mutlu etmek sizin ruhsal
zi ortaya çıkarmak ve gerçek sizle yüz
olarak da mutlu olmanızı sağlar ve bu da
yüze gelmektir.
sizin pozitif düşünmenize yardımcı olur.
60
Tüm bunların birleşimi ise sizin sebepsiz
yeter. Ne kadar acı olursa olsun, dönüşü
ve gerçek mutlulukla tanışmanıza neden
olmayan bir hata bile olsa lütfen pozitif
olur.
açıdan bakmayı deneyin. Unutmayın bu
Beynimiz, bütün hislerimizi yalnızca
sırada evren bir şekilde sizin iyiliğiniz
mutlu olma fikri etrafında sabitler. Bizde
için başka bir kapı aralamaya çalışıyor-
ömrümüzü bunları yorumlamak için
dur. Ona ve kendinize güvenin; sakin
harcarız. Bunları yorumlarken de pozitif
olun.
ve negatif düşünceler olarak kendi
Sizi mutsuz eden şeyin sonucunda
içimizde ayırırız ama genelde negatif
davranışlarınızı bir düşünün. Aslında
olanını daha çok kullanırız.
cevap bellidir bu davranışlar sizin savunma mekanizmanızın bir
rade gücümüzüde kullanarak mutlulu-
sonucudur. Kendinize bir söz verin ve
ğu ve mutsuzluğu biz seçiyoruz.
bunların etkilerinden kurtulun. Siz yeni-
Mutlu olan insanların bir çoğu hayata
lendikçe mutluluk basamaklarından bir
anlam katanlardır.
tanesini daha geçeceksiniz.
Bu kişiler üretirler, yazarlar en önemlisi
Bütün duygularınızın barış içinde olması
de var oluşları içim bir sebep bulurlar.
da önemli bu arada. Hangi durum içinde
İ
olursanız olun derin bir kaç kez nefes Mutlu olmak istiyorsak yaptıklarımıza,
alıp ''geçti güvendeyim,, diye kendinize
konuştuklarımıza, yaşadıklarımıza bir
telkinde bulunursanız bu yöntem de çok
anlam yükleyip, buna sıkıca sarılmalıyız.
işe yarar. Yeter ki isteyin siz.
Yaşam süresince ''bir işe yaramak,, ko-
Spora başlamak yani vücudunuzu mutlu
nusunda da kendimizle barışırsak; insan
etmek de mutluluk hormonunu arttıran
ilişkilerimiz daha başarılı olur, yaratıcılı-
güçlü bir etkendir.
ğımız artar, aktiviteler çoğalır. Mutluluk
En iyisi kendinizi hayatın akışına bırak-
aynı zamanda paylaştıkça da artan bir
mak, onu sadece iyi ve güzel taraflarıyla
histir.
anlamaya çalışmak,hayatın tam ortasında
Hatalar yapıyoruz. Sonucunda deneyim
durmak da doğru yollardan biridir.
kazanıyoruz. Bu deneyimler sırasında
İmkansız,sadece bizim imkansız olduğu-
vicdanımız, kalbimiz ve beynimiz arasın-
nu düşündüğümüz şeydir. Ve imkansız
daki çıkan iç savaş ta bizi mutsuz etmeye
diye bir şey yoktur.
61
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ? Seda Asolar www.sedasolar.blogspot.com
Vizyon Sahibi Olmak ya da Olmamak "İnsanların evlerinde bilgisayar bulundurmaları için herhangi bir neden göremiyorum." Kenneth Olsen, Digital Equipment Corp.'un (bir bilgisayar firması) başkanı – 1977 "Bilgisayarlar gelecekte belki sadece 1,5 ton ağırlığında olacaklar." Popular Mechanics Dergisi – 1949 "Televizyon en geç altı ay içinde piyasadan silinecektir.İnsanlar her akşam böyle bir kutuya bakmak istemez." Daryik F. Zanuck - Twenty Century Fox'un başkanı 1944 "Artistlerin konusmalarını kim duymak ister ki?" Harry M. Warner, film endüstrisi yöneticisi.O sıralarda yeni icat edilen sesli film hakkında 1927 "Denizaltıların savaşta ne işe yarayabileceğini anlayamadım.En fazlasından murettebatın boğularak ölmesine sebep olabilir." H. G. Wells - yazar 1901
62
"Atlar her zaman kullanılacaktır.Otomobil ise ancak geçici bir moda olabilir." Henry Ford'un kredi talebi uzerine otomotiv sektörünün geleceği konusunda ekspertiz veren bir banka Müdürü 1903
"Uçaklar hoş oyuncaklar.Ama askeri bir değerleri yok." Maresal Ferdinand Foch, I.Dünya Savaşı'nda Fransız Orduları Başkomutanı 1911
"Radyonun geleceği yok" Lord Kevin - İskoçyali fizik Alimi *** Ailemizin favorisi bu *** "Artık yeni hiçbir şey yok.İcat edilebilecek herşey icat edildi." Charles H. Duell - Amerikan Patent Dairesi Başkanı 1899
63
RAFLARDA Moll Flanders DANIEL DEFOE
Zor Saat THOMAS MANN
Moll Flanders, XVII. yüzyıl İngilteresi'nde dünyaya gelen bir kadının yaşamöyküsünü, kendi ağzından aktarır. Zindanda doğup on iki yıl fahişelik, on iki yıl hırsızlık yaparak yaşayan, başından beş evlilik geçen, maceraları İngiltere'den Amerika'ya uzanan Moll Flanders, tartışmaya açık hayat görüşü ve derinlemesine sunulan portresiyle İngiliz edebiyatının en ilgi çekici kadın kahramanlarından biridir.
XX. yüzyılın en büyük yazarlarından kabul edilen Thomas Mann, tüm dünyada edebiyat okurlarının vazgeçilmezleri arasında.
Roman türünün ilk örneklerinden olan Moll Flanders, bir yandan dönemin toplumsal değerlerine ışık tutarken diğer yandan da suç dünyasını ve cinsellik konularını, ahlak dersi verme kaygısı gütmeksizin açıkça gözler önüne serer. İlk yayımlandığı 1722 yılından itibaren büyük ses getiren kitabın başkarakterinin temel olarak kabul ettiği ihtiyaçlarından vazgeçmeden ve kişiliğinden ödün vermeden toplum içinde hayatta kalabilme mücadelesi, Moll Flanders'ın Defoe'nun en ünlü eseri Robinson Crusoe'yla karşılaştırılmasına vesile olmuştur. Zira Moll Flanders, binbir özveri ve kurnazlık göstererek göğüs gerdiği ataerkil toplumda, okyanusun ortasında bir adaya düşen Robinson Crusoe kadar yalnız, bir o kadar da yaratıcı ve beceriklidir.
Thomas Mann, Alman dilinde öykü anlatımına yeni bir soluk getirmiş, gerçekçi ayrıntıları etkin bir biçimde kullanmıştır. Gördüğü bir resmi ya da dinlediği bir müziği öykünün merkezine yerleştirerek etkileyici ve inandırıcı bir olay örgüsüyle besler. Öyküleri otobiyografik özellikler taşırken evrenselliği de yakalar. Yaşadığı yüzyılın iyi bir gözlemcisi olan yazar, bu gözlemlerini yapıtlarına yansıtmakta ustadır. Öykülerindeki ortak izlekler, "kendinde olmayana sahip olma arzusu" ve "sanatçının çektiği acılar" olarak özetlenebilir.
64
Zor Saat - Toplu Öyküler 1, Thomas Mann'ın 1893-1912 yılları arasında kaleme aldığı, aralarında "Küçük Bay Friedemann", "Tristan" ve bu kitaba adını veren "Zor Saat" gibi ünlü örneklerin de bulunduğu 23 öyküyü içeriyor.
Zor Saat, 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Thomas Mann'ın yazarlık serüvenine nasıl başladığını merak eden öyküseverler için kaçırılmayacak bir kitap. Devamı da çok yakında Can Yayınları'nda...
Tutku Otobüsü JOHN STEINBECK
Hikayeden Çocuk ONUR CAYMAZ
Yalnız ve tutunamayan ruhların serüveni.
1999, Kasım. Edirne'de bir otel.
Kalifornia'nın uçsuz bucaksız verimli topraklarında yollar boyunca dolaşan bir otobüs, yalnız ve tutunamayan ruhları, gitmek istedikleri yerlere taşıyor. Sürücü koltuğunda ateşli Juan Chichoy var, bu topraklara yakışan ve sınır tanımayan bir adam. Yolcular arasında, keyifle yollara düşmüş satıcı Ernest, on yedi yaşındaki Kit, nam-ı diğer Sivilce ve film yıldızlarına hayran Norma var. Bir de Norma'yı kanatlarının altına almış olan, erkek gecelerinde dans eden striptiz yıldızı Camile. Bu güçlü ve gerçekçi roman, yolcular sırlarını açığa vurup, geçmişlerinden uzaklaşıp, geleceğin vaat ettiklerine doğru ilerlerken, açmazların, ihtirasın, aşkın ve özlemin hikâyesi haline dönüşüyor.
Soğuk odada, hatıra ile anının farkını defterine yazmaya çabalayan adam, yıllar evvel aklına takılan soruya; kırdığı, sevdiği insanların arasından, kitaplarından derlenmiş bir seçki ve hatıralarıyla cevap veriyor. Hikâyeden Çocuk, Onur Caymaz'ın yayımlanmış ilk yazısının üzerinden geçen on beş yılı kutluyor; kibir vesikası değil, dağınık masasının mütevazılığı olarak okunmalı! Gülten Akın'dan Orhan Pamuk'a, Selim İleri'den Attila İlhan'a, Memet Fuat'a dek uzanan günleri, Kadıköy kahvelerindeki edebiyat matinelerini, Beyoğlu'nun küçük İskenderli şiir akşamlarını, şair arkadaşlarını, bir dönemin edebiyat dergilerini, ödüllerini, şaşkınlıklarını, kavgalarını iyilik dolu bir dille anlatıyor...
Suzan Defter AYFER TUNÇ "İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?" "Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz." "Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?" "Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz." "İyi ya boş değildi kucağım." "Ama yandınız, kül oldunuz." "Ama vardım, kül bunun kanıtı." 12 Eylül'ün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi... Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek... Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın... Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma. 65
İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler DAVID FOSTER WALLACE İnsan olmanın ve dünyaya atılmışlığın lanetini bayrak gibi taşıyan, sözün bittiği yerde başlayan bir kitap: İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler. "Neye inanacağınızı siz seçersiniz," diyen dev bir yazardan birbirine bağlı anlatılar ve farkındalıkla örülü, bangır bangır bir metin. 25 yaşındayken yayımlanan ilk romanıyla Amerikan edebiyatına yepyeni bir soluk getiren, büyük eseri Infinite Jest ile Tüm Zamanların En İyi 100 Kitabı (Time) seçkisine giren David Foster Wallace, kayıp bir kuşağın en özgün seslerinden biri sayılıyor. 2008 yılında hayatı boyunca ona eşlik eden depresyona yenik düşen ve intihar ederek hayatına son veren David Foster Wallace, İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler'de gündelik detaylardan grotesk anlara uzanarak çağa özgü insanlık tecrübesini ortaya koyuyor. İğrenç Adamlarla Kısa Görüşmeler, söylediklerimiz ve dinlediklerimizin gerisindekileri görmek isteyenleri, insan bilincinin karanlık koridorlarına doğru kısa ama sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor. Dünyanın çamurunda gizlenmeyi sürdürecek misiniz, yoksa kendinize ve karşınızdakilere bakmaya, gerçekten bakmaya cesaret edecek misiniz? Kararınızı verin. 66
Yüksek Pencere RAYMOND CHANDLER Para, para, her zaman para... Evet, çoğu cinayetin altında yatan neden genellikle paradır. Tabii bir de kadınlar... Daha doğrusu aşk. Parayı ya da aşkı mutluluğu sağlayacak en önemli fırsat sanırız. Oysa, genellikle tersi doğrudur. Para ya da aşk aynı zamanda mutsuzluğumuzun kaynağıdır. Öldürmemizin, kıskançlığımızın, kötülük yapmamızın, içimizdeki şiddeti dışa vurmamızın kaynağı. İnsanlığın tarihi, paraya ve aşka ulaşmak için yaptığımız alçaklıkların tarihidir. Yakışıklı dedektifimiz Philip Marlowe, bu romanda tarihi bir paranın peşinde koşuyor, gerçeğe ulaşmak için. Bir hırsızlığın, bir cinayetin, yarım kalmış bir aşkın, hepsinden önemlisi insan denen o tuhaf mahlukun gerçeğine ulaşmak için... Büyük Uyku kitabıyla tanıştığımız dedektif Philip Marlowe'un maceraları Yüksek Pencere ile devam ediyor. İlk kez 1943'te yayımlanan bu eseri, Raymond Chandler serisinin ikinci kitabı olarak Pınar Güncan çevirdi. Everest Yayınları olarak Amerikan polisiyesinin klasikleşmiş isimlerinden Raymond Chandler külliyatını, Türk polisiyesinin usta ismi Ahmet Ümit editörlüğünde sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
Rüzgarın Oniki Köşesi URSULA K. LE GUIN "Rüzgarın Oniki Köşesi"nde öykülerini biraraya getiriyor Ursula K. Le Guin. Rastgele bir seçimle değil. Bugünden geriye doğru bakarak, yazarlık kariyerinde önemli bulduğu ilk dönem öykülerinden yaptığı bir seçki. Ressamların retrospektif dedikleri türe giren bir koleksiyon. Gecikmiş ama gözü pek bir şekilde yayın dünyasına açıldıktan sonraki on yıllık dönem içinde yazdığı kısa öyküleri ile ilgili kabaca da olsa kronolojik bir etüt. Sanatçının gelişim sürecini izleme olanağının da kitabın faydaları arasında yer alabilmesi için öyküler bu koleksiyonda aşağı yukarı yazıldıkları tarih sırasına göre dizilmişler.
Koltuk BENJAMIN PARZYBOK Bu, günümüzün acımasız gerçeklerinin bir araya getirdiği üç kaybedenin, üç seçilmemişin, birer kahramana dönüştüğü kült bir öykü. Büyülü olana inanışa, gözle görülenin ötesine, Tolkien'in efsanevi dünyasına Tom Robbinsvari bir yolculuk. Kahramanlarımız üç ev arkadaşı. Bir yazılım devini hackleyip küçük de olsa bir şöhret kazanmış -ve işsiz kalmış asosyal yazılımcı Thom, hiçbir zaman yeterince akıllı ve hızlı olamamış küçük sahtekarlıkların adamı Erik ve rüyaları sıklıkla gerçek çıkıyor olmasa kesin deli tanısı konulacak, kafası darmaduman bir amatör kahin Tree.
Geçmişin Gölgesinde Vilette CHARLOTTE BRONTE Charlotte Bronte'nin kendi hayatından yola çıkarak yazdığı bu roman, hem yazarın en önemli kitaplarından biri hem de çağının gerçeklerini en iyi anlatan yapıtlardan biri olma özelliğini taşıyor. Charlotte Brontë, çalkantılı ve sürprizli bir yolculuğu anlattığı son romanı Villette ile Jane Eyre'de ulaştığı edebi çıtayı yükseltiyor. Brontë'nin bu otobiyografik romanı, Viktorya dönemi Avrupası'nda, sesini henüz kimseye duyuramayan kadının tek başına ve dimdik ayakta durabileceğinin kanıtı.
67
AYIN BLOGU
Mutlu Dükkan www.blog.mutludukkan.com
Ata İsmet Özçelik www.hepsidetay.blogspot.com
Öncelikle Zeynep Yümlü kimdir?
En büyük hayalim babamın etrafındaki diplomatlara olan hayranlığım sebebiyle
Babasının Türk Hava Yılları’nda uzun
Uluslararası İlişkiler okumaktı, bu sebeple
yıllar müdürlük yapmış olması sebebiyle
Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İliş-
sık sık farklı ülkelere taşınmak zorunda
kiler bölümünden mezun oldum. Bu sü-
kalmış bir ailenin çocuğuyum. Bu sebeple
reçte aklımın bir köşesinde hep mimarlık
türkçeden önce fransızca öğrendim, tüm
okumak da vardı, ancak bu düşüncemi
eğitim hayatım farklı ülkelerde fransız
gerçekleştiremediğim için tasarıma olan
okullarında geçti, son olarak Türkiye’ye
hevesimi hep farklı farklı hobilerle ve el
kesin dönüş yaptığımızda Galatasaray Li-
yeteneğimi farklı alanlarda değerlendire-
sesi’ne girdim ve oradan mezun oldum.
rek giderdim. Diplomatlık hayalinden şe-
68
ker hamuru sanatına varmak tabii ki beklemediğim bir gelişmeydi, ama oldukça mutluyum.
Mutlu Dükkan fikri nasıl doğdu?
Pek çok üniversite mezunu gibi, benim de hayalimde hep kendi işimin olması vardı. Sadece bu hayalimle el yeteneğimi birleştirmek istiyordum. Hobilerimi seçerken aslında hep bir yandan ‚ben bunu mesleğe dönüştürebilir miyim?‛ sorusunu da soruyordum kendi kendime. Biraz da internet kurdu olduğum için yerli, yabancı her türlü yeniliği kovalamayı seviyorum. Bu sırada şeker hamuru ile süslenmiş kurabiye ve cupcake’leri keşfettim, ilgimi çektiği için de konuyu irdelemeye başladım. Araştırdıkça çok heyecanlandım, ben bunu öğrenmeliyim dedim. Ufak bir kurs sonrasında şeker hamuru ile tanıştım ve hemen blog açmaya karar verdim. Blogu oluştururken ismi türkçe ve pozitif his versin istedim. Blogdan ufak ufak kurabiye denemelerimi paylaştım, düşe kalka birşeyler yapmaya başlamıştım ve kısa süre sonra sürpriz bir sipariş aldım, bu beni devam etmek konusunda çok motive etti. 69
Yaklaşık iki sene boyunca hem profesyonel iş hayatımı hem de Mutlu Dükkan siparişlerini aynı anda yürüttüm, çok zor bir dönemdi ama buna değdiğini 2011 yeni yılında Mutlu Dükkan için işten ayrılacak pozisyona geldiğimde anladım. Minicik bir heyecanla başlayan, bugün ise Trakya’dan Güneydoğu’ya Türkiye’nin her yerine ürünlerini gönderebilen, hatta ünlü isimlerin dahi rağbet ettiği bir adres artık Mutlu Dükkan.
Popüler figürler üzerine çalışmak
istemeyişinizin sebebi emeğe gösterdiğiniz saygı diye düşünüyoruz. Daha önce de bahsettiğim gibi yabancı yayınları, siteleri çok takip ediyorum. Biliyorum ki marka olmuş karakterlerin canlandırılması aslında yasak, ama bu konuya hassasiyet gösteren yok denilecek kadar az. Benim ünlü karakterleri çalışmak konusunda temkinli davranma sebeplerimden birisi bu, ama ondan önemlisi sanırım iyi bir taklidin bile asla orijinal gibi olmayacağına inanıyor olmam. Kötü bir benzetme yapacağıma, kendi komik tiplemelerimle kişileri gülümsetmeyi tercih ediyorum.
70
Ortaya çıkan ürünlerin kendisi
ürününüzü satabilmek için onu en iyi şe-
kadar çekilen fotoğrafları da göze hitap
kilde sunmalısınız.
ediyor, şirketleşmiş markaların dahi sizin
Bu işe ilk adım attığımda hemen almam
kadar profesyonel duran siteleri yok.
gerektiğini bildiğim iki ürün vardı, birinci-
Blogunuzun dizaynı ve fotoğraflama işi
si hamur karma makinesi, ikincisi DSLR
de size mi ait?
fotoğraf makinesi =) Gün ışığında elde edilen sonucun
Fotoğraf konusuna başından beri gerçek-
neredeyse hiçbir şekilde suni ışıkla elde
ten büyük önem veriyorum, bunun fark
edilemediğini bildiğim için gerekirse
ediliyor olması da beni çok mutlu ediyor.
sabah 6’da kalkıp fotoğraflarımı doğru
Ben 6 yıl kurumsal bir firmada satış yöne-
ışıkla çektim. Çok fazla web sitesi kurcala-
ticisi olarak çalıştım. Satışın sadece ürün-
dığım için neyin nasıl olması gerektiğini
den ibaret olmadığını çok iyi biliyorum;
çok iyi biliyordum, en önemli nokta siteye
71
gelen ziyaretçinin karmaşa sebebiyle
rumlar alıyoruz, bu bizi çok mutlu ediyor.
siteden soğumasını engellemekti. Yaptığım işte çok detay var, bu sebeple
Kurabiye yapım malzemeleri
siteyi düzenli kılmak çok büyük önem
yurtdışından temin ediliyor sanırım daha
taşıyor. Bu yüzden tasarımı eşimle beraber
çok, internetten alışveriş bu aşamada ne
‚ferah‛ ve ‚basit‛ kavramları üzerine
kadar işinize yarıyor?
oturtarak yaptık. Eşim Can Yümlü bütün altyapıyı ve photoshop işlemlerini tamam-
Un, şeker, yumurta harici neredeyse tüm
ladı, ben de tasarım konusunda yön
malzemeler yurtdışından geliyor, internet
vermeye çalıştım. Herşeyi kendimiz yaptı-
en büyük dostum diyebilirim : )
ğımız için de içimize çok sindi. www.mutludukkan.com’a taşındığımızdan beri tasarımla ilgili çok olumlu yo72
Bu işin yapımını öğrenmemde
Çok fazla şu cümleyi içeren mailler alıyo-
yardımcı oldu dediğiniz bir kaynak var
rum ‚Her gün bir gazetelere bir de Mutlu
mı? Kişi, kitap, internet sitesi gibi<
Dükkan’a bakmadan güne başlayamıyo-
rum‛ diye. Her gün aynı ürünleri görseler, Tek bir kaynak vermek mümkün değil,
sanırım böyle bir merak uyandıramazdım.
çok fazla okuyorum, onlarca yabancı
Bu durum benim monotonluğu sevmeyen
kaynaklı kitap aldım. Ama kitaptan ziyade
kişiliğimi daha da motive ediyor =)
internet daha faydalı diyebilirim. Çünkü bir yerden sonra tüm kitaplar aynı şeyi
Aynı zamanda bu işin kursunu da
anlatırken, internette özellikle YouTube’da
veriyorsunuz, detaylarından bahseder
bu işin ustaların videolarına bile ulaşabili-
misiniz?
yorsunuz. www.cakejournal.com, http://
Kurs bir günlük bir kurabiye kursu, 6 saat
sweetopia.net/ severek takip ettiklerim
sürüyor ve bu işin temelini verdiği için
arasında.
yoğun bir kurs. Bu süre içerisinde kurabiye işi ile alakalı tüm detayları, ürün-
Birçok kişi kurabiye/pasta işine
leri, püf noktalarını ve benim düşe kalka
girmek istiyor, sizce Mutlu Dükkan'ı
öğrendiğim konuları öğretmeye çalışıyo-
bunlardan farklı kılan nedir?
rum. Kursun temel hedefi o gün sadece eğlen-
Mutlu Dükkan’ın farkı zannediyorum
mek değil, ancak bir mesleğe giriş yapabil-
yaratıcılıkta sınır tanımaması, bir müşte-
mek, onu öğretebilmek.
rim aklındakini söylüyor ve ben bunu
Kursa katılan kişi eğer bu konuda ciddi
gerçekleştirmek için elimden geleni bık-
düşünüyorsa kurs sonrasında çalışarak
madan usanmadan ve en önemlisi severek
kendisi sağlam bir temel üzerine
yapıyorum. Ayrıca her geçen gün ürünleri-
kolaylıkla geliştirebilir. Ama kursa gelmek
mi geliştiriyorum, izleyicileri ve müşterile-
isteyen her öğrencime muhakkak söyledi-
rimi sanırım bu çok sevindiriyor, çünkü
ğim şey kurstan sonra ‚Çok çalışmak, çok
sık sık sürprizlerle, yeniliklerle ve farklılık-
pratik yapmak‛ gerektiği.
larla karşılaşabiliyorlar.
Kurs 3 aşamadan oluşuyor, kurabiye hamurunun karılması, kurabiyelerin
73
şekillendirilmesi, pişirilmesi ve en önemli
Sizi etkileyen ve okuyucularımıza da
kısım olan süslenmesi. Atölyemde çok faz-
önerebileceğiniz kitap, film önerisi
la malzeme çeşidi bulunduğu için, kursa
alabilir miyiz?
katılanlar malzeme almadan evvel ne tür
Her mutfak aşığı gibi Julie and Julia favori-
malzemelerin kullanışlı, ne tür malzemele-
lerim arasında; yaptığım mesleğe olan aşkı
rin ise kullanışsız olduğunu ayırt etmeyi
çok iyi anlatıyor. Kitap;Bo Friberg / The
öğreniyorlar. Detaylara http://
Advanced Professional Pastry ChefMichel
kurabiyekursu.mutludukkan.com adresin-
Roux / Pastry – Savoury and SweetMaxine
den ulaşılabiliyor.
Clark / Tarts – Sweet and SavouryMarianne Magnier-Moreno / Cooking from Above -
İleride bir mağaza açma niyetiniz var
Baking
mı?
Takip ettiğiniz bloglar?
Kesinlikle, hedefim bir pasta tasarım atöl-
O kadar çok var ki =)
yesi ve aynı zamanda kurs merkezi açmak.
www.cafefernando.com www.kitchenofoz.com
Gıda sektöründe el emeği ile bir iş
www.snowweggs.com
yapıyorsunuz. Herkesin elinin lezzeti ve
http://cakewrecks.blogspot.com/
işe yaklaşım biçimi farklı şüphesiz.
http://cannelle-vanille.blogspot.com/
Hijyen için uyguladığınız standartlar var
http://cupcakeblog.com/
mı? (Eldiven, bone takmak gibi)
http://cupcakeenvy.blogspot.com/ http://www.davidlebovitz.com/
Bu iş maalesef eldiven ile yapılabilecek bir
http://www.joythebaker.com/blog/
iş değil, ürüne şekil verebilmek için muhakkak eldivensiz ellerle müdahale etmek
gerekiyor hamura. Ancak hijyeni temiz ön-
Ekibinizin yürüttüğü bu işi büyük başarıy-
lük takarak, saçlarımızı bağlayarak sağlıyo-
la ilerlettiğine inanıyorum. Gösterilen özen
rum. Yabancı ustaların atölyelerini incele-
ve içerikteki dolgunluk ortaya çıkan kaliteli
diğimde gördüğüm tüm şartları yerine ge-
sonuç ile kanıtlanıyor. Sizi tebrik ediyor,
tiriyorum. Buna gerektiğinde beyaz doktor
kendi adıma zamanla ‚yiyecek‛ başlığına
önlüğü giymek de dahil.
daha çok yer ayrılmasını diliyorum : )
74
Ajanda Dergisi ile ilgili görüşleriniz?
Ücretsiz Abonelik Ġçin www.ajandadergi.blogspot.com ĠletiĢim: iletisim@ajandadergi.com
75