Yeni Hayat Gazetesi, Eylül 2011, Sayı 5

Page 1

Tü r k l e r İn Am e r İk a ’ d a k İ Hu k u k v e Tİc a r e t Ga z e t e s İ

www.yenihayatgazete . c o m

S AY I : 5 - E Y L ü L 2 0 1 1 - N E W YO R K

Obama’nın “Hayali” Yasadışı Göçmenlere “Umut” Olacak mı?

YASADIŞI GÖÇMENLERİN KAFASI İYİCE KARIŞTI

Uzun zamandır göçmen politikalarında reform yapılması için çaba gösteren ve ülkenin kanayan yarası haline gelmiş “kaçak göçmenlerin” sisteme kazandırılması fikrini savunan Başkan Obama, Kongre’den beklediği yetkiyi alamayınca, kendi otoritesine dayanarak yeni bir hayalin kapısını araladı. Sayfa 3-7

ABD: “Yeni İş Alanları Yaratın, Green Card Verelim”

Sayfa 12

Amerikan hükümeti oldukça başarılı sonuçlar elde ettiği EB-5 yatırımcı vizesi programını daha çok tanıtmak ve yaymak için harekete geçti.

Yatırımcıya E-Ofis Açana L Vizesi Hakkı... ABD’DE HERKES İÇİN ADALET VAR MI? Sayfa 14

Sayfa 12

ABD’deki Öğrencilerin Kabusu Testler ABD’de almak istediğiniz eğitimin seviyesine bağlı olarak Amerikan eğitim sisteminin zorunlu kıldığı bazı sınavlara girmeniz kaçınılmazdır. Yabancı öğrenciler gibi ABD’li öğrencilerin de hazırlanması gereken sınavlara herkes yüksek bir derece tutturmak için yıl boyunca çalışır. İşte milyonlarca öğrencinin kabusu olan bu TOEFL, SAT, GRE ve GMAT’in detaylarını sınavlara yeni hazırlanan okuyucularımız için derledik. Sayfa 20 - 21

Ehliyet Ve Sosyal Güvenlik Numarası Nasıl Alırım?

Sayfa 16 - 17

ABD’DE YÜKSEK ÖĞRETİM İÇİN AVANTAJLI ALTERNATİF: COMMUNITY COLLEGE Sayfa 22

Sayfa 29

Maceracı Amerikalı Kızlar Türk Turizmini ABD’de Zirveye Çıkaracak

“Tekstil’deki Destek Tasarımcıya Ulaşmıyor” Sayfa 18 - 19

Emre Ertürk Röportaj

Av. J. Cahit Akbulut

göçmenlerİ İlgİlendİren en önemlİ haber Beyaz Saray’dan Sayfa 5 geldİ.



Eylül 2011

3

Obama’nın “Hayalİ”

YASADIşI Göçmenlere “Umut” Olacak Mı?

New York, Yenİ Hayat, Haldun Armağan

Amerİka’da kendİ ekonomİk sosyal düzenİnİ kurarak burasını kendİ vatanı bİlen kaçak göçmenler, yenİ gİrİşimle beraber artık yasal olmaya ve vatandaşlığa gİden yolun açıldığı düşünü kurmaya başladı

B

aşkan Barack Obama tarafından yayınlanan “Dream Act” isimli özel bir başkanlık emri, ulusal güvenliğe zararı tespit edilmeyen tüm kaçak göçmenlerin sınır dışı edilme sürecini durduruyor. İç Güvenlik İşleri Bakanı Janet Napolitano, bu konudaki uygulamanın nasıl olacağını şöyle özetliyor: “Ülkenin güvenliğine tehdit oluşturanların sınır dışı edilmesi süreci devam edecek, ancak herhangi bir suça karışmamış olan kaçak durumdaki göçmenlerin dosyaları bekletilecek.” KAVRAM NET DEĞİL Ancak bütün bu açıklamalar bile kaçak göçmenlerin kafasındaki sorulara tam bir yanıt sağlamıyor. Şu anda yetkililerin elinde 300 bin kaçak göçmenin dosyası olduğu göz önüne alındığında, kafa karışıklığının nedeni ortaya çıkıyor. Bunlar arasında yapılacak çalışmanın ne şekilde ve hangi sürelerde ilerleyeceği, daha da önemlisi ulusal güvenliğe tehdit kavramının neye dayandırılacağı henüz belli değil. Haklarında sınır dışı dosyası bulunmayan milyonlarca kaçak göçmenin durumu ise soru işaretlerinin en çok yoğunlaştığı alanların başında geliyor. Bu insanların nasıl davranması gerektiği ve

uygulamanın onları ne şekilde etkileyeceği net değil. Tahminlere göre ABD’de 11 milyon kaçak göçmen yaşıyor ve bunların büyük bir kısmı İspanyol asıllı. Gazeteniz Yeni Hayat, bu sayıda YASADIşI GÖÇMENLER dosyasını son gelişmelerle birlikte ve konunun ciddi siyasal-sosyal yansımalarıyla ele alıyor. Dream Act halihazırda toplumda güçlü beklentilere yol açmış durumda: Örneğin, yeni uygulama sayesinde ABD’ye çocuk olarak gelen, burada bir liseden mezun olan ve üniversiteye kaydını yaptırmış kaçak göçmenlerin sınır dışı edilmeyeceği söyleniyor. Buna benzer söylentileri henüz doğrulama imkanının bulunmaması karmaşayı daha da artırıyor. Başkan Obama’nın bu kararı, Cumhuriyetçiler tarafından “Kongre’nin yetkisinin arkasından dolaşmak” şeklinde tepkiyle karşılanıyor. Bir başka deyişle, önümüzdeki aylarda bu konunun siyasal gündemi de hayli meşgul edeceği anlaşılıyor. Kaçak göçmenler konusunda olumlu sayılabilecek bir adım atıldı; ancak bundan sonrasında siyasetin devreye gireceği ve Başkanlık emri Dream Act uygulamasının işleyişi konusunda göçmenlik avukatlarına epey sorumluluk düşeceği görülüyor.

zamandır göçmen “ Uzun politikalarında reform

yapılması için çaba gösteren ve ülkenin kanayan yarası haline gelmiş “kaçak göçmenlerin” sisteme kazandırılması fikrini savunan Başkan Obama, Kongre’den beklediği yetkiyi alamayınca, kendi otoritesine dayanarak yeni bir hayalin kapısını araladı.


Eylül 2011

4

“2008’de ABD Başkanlığı

görevini devraldığı dönemden bu yana göçmenlik konusundaki çalışmalara hız veren ve Washington oyunlarını bir kenara bırakalım diyen Barack Obama, ABD’deki kaçak göçmenlerin tehdit unsuru oluşturmadıkları takdirde, yasal olarak çalışmalarını sağlayacak yasanın müjdesini verdi.

Kaçak Göçmenlere Af mı Geliyor? B

aşkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana Amerika ülkesinin göçmen politikasında ciddi bir reforma ihtiyaç olduğunu dile getiren ABD Başkanı Barack Obama, göçmenlere yeni yasa müjdesi verdi. Bu kapsamda Amerika Birleşik Devletleri’ndeki göçmenlerin yasal statüleri konusunda çalışmalarına hız veren Obama yönetimi, siyasi açıdan çok radikal sayılan bir yasa çıkartarak, kaçak göçmenlerin durumuyla ilgili yumuşatıcı tedbirlerin alınmasını gündeme getirdi. Bu yeni yasa çerçevesinde, Homeland Security tarafından kaçak olduğu tespit edilen ve sınır dışı edilme işlemleri başlamış binlerce kaçak göçmenin durumu gözden geçirilecek ve sadece gerçekten ülke güvenliği için tehdit oluşturması durumunda bu kişiler ülkelerine geri gönderilecek. Bu gelişme ile özellikle kaçak durumda olan ancak herhangi bir suça ya da yasalara aykırı bir eyleme karışmamış olan ve sayıları yüz binlerle ifade edilen göçmenlerin bu yeni politikasından istifade edeceği belirtiliyor.

hükümet araştırmaları, Amerika-Meksika sınırının yeterince kontrol edilmediğini gösteriyor. Muhalefet, göçmenlik yasası kabul edilmeden önce daha sıkı sınır güvenliği gerektiğini savunuyor. Amerikalı sınır muhafızlarının sayısının 2004’ten bu yana iki kat arttırıldığını söyleniyor. Sınırda ele geçirilen kara para, silah ve uyuşturucu miktarının da büyük ölçüde arttığına işaret ediliyor.

Washington, Yenİ Hayat

Diğer yandan bu yeni af yasasından en çok yararlanacak olanların başında Massachusetts eyaleti geliyor. Eyaletin çalışma hayatındaki kaçak göçmenlerin ve gençlerin yanı sıra, evlilik eşitliği çerçevesinde yaşayan eşcinsel çiftlerin maruz kaldığı kaçak statü suçlamasının en çok yaşandığı yerlerin başında gelen Massachusetts eyaletinde bu yeni yasayla yaşanacak gelişmelerin ABD gündemini meşgul edeceği belirtiliyor.

Göçmen Politikasında Tavır Değişikliği Seçim Yatırımı Olabilir mi?

Bu gelişmeyi doğrulayan İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano artık göçmenlerle ilgili davalarda her göçmenin durumunun bireysel olarak ele alınacağını, bu davalar sırasında ciddi suç işlemiş olanlarla, diğerleri arasında sınır dışı etme ve buna benzer yasal uygulamalar konusunda bir öncelik belirlemesi yapılacağını söyledi. Bu bağlamda kaçak durumda bulunan ve durumu dava konusu olan bir göçmen zararsız kategoriye alınırsa, bu Başkanlık seçim yarışında Obama yönetiminin bu tavır değişikliğinin büyük bir poliyasal süreç işlerken dışarıda iş başvurusunda bu- tik malzeme sağlayacağı da belirtiliyor. Bu açıklamalardan sonra konuya destek olanlar kadar lunmak gibi önceden imkansız olan bir girişimi karşı çıkanlar da bulunduğundan Obama yönetimine karşı olan siyasi eleştiri ve övgülerin hayata geçirebilecek.

2012

Bu gelişmelere paralel olarak Başkan Obama Cumhuriyetçileri bu sorunu çözmek için tasarlanan yasa tasarısını destekleme konusunda ikna etmeye çalışıyor. Ancak Cumhuriyetçilere göre,

bir boyutunun da bu konuya odaklanması bekleniyor. ABD genelinde son nüfus sayımı verilerine göre 40 milyon civarında Hispanik yaşıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde çoğunluğu Hispanik olmak üzere 11 milyon yasa dışı göçmen olduğu tahmin ediliyor. Hispanik seçmenin çoğunluğu Demokrat Parti’ye oy veriyor ve Obama’nın 2012 seçimlerinde bu desteğin devamına büyük önem verdiği biliniyor.


Eylül 2011

5

HER KAÇAK GÖÇMEN YANLIŞ YAPMIŞ SAYILMAYACAK

Av. J. Cahit Akbulut jcahitakbulut@yenihayatgazete.com

Rule of Law

G

eçtiğimiz ayın ABD’deki göçmenleri ilgilendiren en önemli haberi hiç kuşkusuz Beyaz Saray’dan geldi. Obama yönetiminin 18 Ağustos 2011 tarihinde aldığı karar, 1986 yılında Reagan yönetimi tarafından çıkarılan ve 3 milyon kaçak göçmenin faydalandigi af yasasından sonra ABD göçmenlik politikasındaki en önemli değişiklik olarak belirtiliyor. Yakın geçmişde parlamentodaki kaçak göçmenleri ilgilendiren çalışmalarda Cumhuriyetçiler kaçak göçmenler için geçici müsadeli yaşama ve çalışma programlarını savunurken, Demokratlarda bütün kaçak göçmenlerin kalıcı olmalarını ve yasallaşmasına çalışıyordu.

New York, ANKA

“ Kaçak durumda bulunan ve durumu dava konusu olan bir göçmen “zararsız” kategoriye alınırsa, bu yasal süreç işlerken dışarıda iş başvurusunda bulunmak gibi önceden imkansız olan bir şeyi bile yapabilecek.

G

öçmenler konusunda faaliyetlerini artıran Obama yönetimi, siyasi açıdan çok radikal sayılan bir adım atarak, kaçak göçmenlerin durumuyla ilgili yumuşatıcı tedbirlere başvurdu. Bundan böyle, İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security) tarafından kaçak olduğu tespit edilen ve bu durumları dolayısıyla haklarına dava açılarak, sınır dışı edilme işlemleri başlamış binlerce kaçak göçmenin durumu gözden geçirilecek ve ancak gerçekten “ülke güvenliği için tehdit oluşturması” durumunda geri gönderilecek. Özellikle kaçak durumda olan ancak herhangi bir suça ya da yasalara aykırı bir eyleme karışmamış olan ve sayıları yüz binlerle ifade edilen göçmenlerin bu yumuşama politikasından istifade edeceği belirtiliyor. İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano da bu gelişmeyi doğrularken, bundan böyle göçmenlerle ilgili davalarda her göçmenin durumunun bireysel bazda ele alınacağını, ciddi suç işlemiş olanlarla, diğerleri arasında sınır dışı etme ve diğer yasal uygulamalar konusunda bir öncelik tespiti yapılacağını söyledi. Kaçak durumda bulunan ve durumu dava konusu olan bir göçmen “zararsız” kategoriye alınırsa, bu yasal süreç işlerken dışarıda iş başvurusunda bulunmak gibi önceden imkansız olan bir şeyi bile yapabilecek. Obama yönetiminin bu tavır değişikliğinin 2012 Başkanlık seçim yarışında epey politik malzeme olacağı belirtiliyor. Konuya destek olanlar kadar karşı çıkanlar da bulunduğundan Obama’ya karşı siyasi tartışmaların bir boyutunun bu konuya odaklanması bekleniyor. Öte yandan yeni politikadan en çok yararlanacak olanların başında Massachusetts eyaleti geliyor. Çalışma hayatındaki kaçak göçmenlerin ve gençlerin yanı sıra, evlilik eşitliği çerçevesinde yaşayan eşcinsel çiftlerin maruz kaldığı “kaçak statü” suçlamasının en çok yaşandığı yerlerin başında Massachusetts eyaleti geliyor.

İç Güvenlik Bakanı (Homeland Security) Janet Napolitano, İllinois Senatörü Dick Durbin ve 21 diğer senatöre yazmış olduğu mektupda bundan böyle kaçak göçmenlerle ilgili davalarda her göçmenin durumunun tek tek değerlendireleceği, ciddi suç işlemiş olanlarla, diğerleri arasında sınırdışı etme ve diğer yasal uygulamalar konusunda bir öncelik tesbiti yapılacağını belirtti. Bundan böyle, İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security) tarafından kaçak olduğu tesbit edilen ve bu durumları dolayısıyla haklarında dava açılarak, sınırdışı edilme işlemleri başlamış 300,000 kaçak göçmenin durumu gözden geçirilecek ve sadece gerçekten “ülke güvenliği için tehdit oluşturması” durumunda ülkelerine geri gönderilecek. Özellikle kaçak durumda olan ancak herhangi bir suça ya da yasalara aykırı bir eyleme karışmamış olan ve sayıları yüzbinlerle ifade edilen göçmenlerin bu yumuşama politikasından istifade ederek çalışma müsadesi alabileceği belirtiliyor. Yeni uygulama ayrıca bir türlü yasallaşamayan “Dream Act” yasa teklifinden istifade etmesi beklenen 2 milyondan daha fazla gencede ümit kapısı olacak. Çocukken aileleri tarafından ABD’ye getirilmiş olanlar artık, lise eğitimlerini tamamladıkdan sonra yüksek eğitimlerini rahatça tamamlayabilecekler ve ABD’de askere gidebilecekler. Geçmişde bir çok göçmenin küçük trafik kural ihlallerinden dolayı yurt dışına atıldığını, bundan sonra bu uygulamaların son bulacağı ifade ediliyor. Obama yönetiminin bu uygulamasıyla -ayrıntıları tam olarak açıklanmadığından- görünürde “Yurt Dışına Atılamayan Kaçak Göçmenler” başlıklı yeni bir göçmenlik kategorisi yaratacağını ve 11 milyondan daha fazla kaçak göçmenin sorunlarına cevap verecek bir uygulama olmadığınıda söylemek mümkün.


Eylül 2011

6

Kaçak durumda olan göçmenlerle ilgili politikalarda yumuşamaya gidilmesi genel bir sevinç yaratırken, bugüne dek süregelen katı uygulamaların nasıl insanlık dramlarına yol açtığı da belirginleşiyor. New York, Yenİ Hayat

A

merika’nın etkili blog sayfalarından www.nj.com Arnavut bir göçmen ailenin parçalanmasını anlattığı yazısıyla kaçak göçmen olayının arka planında yatan insanlık dramını ele alarak ülkede epey ses getirdi. Yazının özeti şöyle: “Bundan üç yıl önce, sabah saatin 6’sında Florinda Beqiri yüzüne doğrultulan fenerin ışığıyla uykusundan uyandı. Federal göçmenlik görevlileri evine baskın yapmıştı. Beqiri, o zaman 15 yaşında olan erkek kardeşi Fitor’la evdeydi. Down sendromu hastası olan Fitor ve ablası Beqirir, teyze ve amcasıyla birlikte yaşıyorlardı. Arnavutluk Müslümanlarından olan teyze ve amca 22 yıl önce Tito rejiminin baskısından bunalıp, Yugoslavya’dan kaçmıştı. Amerika’da ise kaçak göçmen statüsünde yaşamakta olan iki kardeş sınır dışı edilme tehdidi altındaydı.

PARÇALANMIŞ GÖÇMEN AİLELERİN BİTMEYEN DRAMI

Ancak onların kaçak göçmenliği pek çok Amerikalının antipati değil, tam tersine sempati duyduğu bir duruma işaret ediyor. Çünkü kaçak diye bakılan bu insanlar ev sahibi olmuş, vergisini ödüyor, hepsi de Amerikan vatandaşlığına geçmiş olan beş çocuk yetiştirmiş ve tam üç farklı eyalette işlettikleri kasap dükkanları var. Artık Beqiri’nin kabusları bir son bulabilir. Başkan Obama’nın suç işlememiş olan kaçak göçmenlerin sınır dışı edilmemesi doğrultusundaki yeni politikası sayesinde rahat bir nefes alabilir. Yaklaşık 11 milyon kaçak göçmen halen Amerika Birleşik Devletleri sınırları içinde yaşıyor. Bu aşağı yukarı Ohio’nun nüfusu demektir. Bütün herkesi sınır dışı etmeyi öngörmek herhalde aptallığın ötesinde bir şey olsa gerektir.”

Kaçak Göçmenlerin Sınırdışı Edilmeme Beklentisi Dolandırıcıların Ekmeğine Yağ Sürdü Yasaların yeni uygulamasının tam olarak nasıl şekilleneceği belirsizliğini koruğundan, bazı açıkgözler umut ticaretine başlayarak, kaçak durumda olan göçmenleri “durumunuz sınır dışı edilmemeyi gerektiriyor, gelin işlemleriniz tamamlayalım ve yasal hale gelin” diyerek para istemeye ve insanları kandırmaya başladı.

! T A S İ z İ n d u r u m u n u z u pa r a v e ya m e n fa at e ç e v İ r m e y e ça l ı ş a n

New York, Yenİ Hayat

K K Dİ

sa h t e k a r l ı k g İ r İ ş İ m l e r İ n İ w w w. s t o p no ta r i o f r au d . o r g adresİne bİldİrİn.

O

bama yönetimi, yasadışı durumda olan 300 binden fazla göçmenin sınır dışı edilme tehdidi altında yaşamasına yol açan katı uygulamalarda yumuşama sinyalleri verince, beklentiler de fazlasıyla arttı. Yasanın esnek uygulanması özellikle “suça bulaşmamış kaçak göçmenlere” yönelik olacağı için, kendisinin böyle bir konumda olduğunu düşünenler bir anda oturum ve çalışma izni alacağı beklentisine girdi. Umut tacirlerinin ciddi bir tehdit oluşturması karşısında, Amerika’daki hukukçular ortak bir bildiri yayınlayarak kaçak durumdakileri uyardı ve sahtekarlık girişimlerinin kendisine iletilmesi için bir web adresi yayınladı. Bildiride şu hususlar vurgulandı:

– Obama yönetiminin göçmenlere ilişkin açıklaması bir genel af değildir. – Bu açıklama kaçak durumda olan bir göçmene herhangi bir yasal statü verileceğinin de garantisi değildir. – Böyle bir durumda olduğunuzu iddia eden ve belli bir ücret karşılığı ile yetkililere başvurarak yasal statüye geçebileceğinizi söyleyenlere asla kanmayın. – Devam etmekte olan bir sınır dışı davasında ilk incelemenin kişinin lehine çıkması, mutlaka o kişinin doğrudan çalışma ve oturum izni alacağı anlamına gelmez. Her dava dosyası, her kişinin durumu ayrı ve özeldir. Her biri, uzman hukukçu görüşü gerektirir. – Herhangi bir işlem yapmadan önce mutlaka durumunuzu konunun uzmanı olan bir avukata danışın. Bu konuda mutlaka uzman bir avukata danışın.


Eylül 2011

10 10 SORU

7

CEVAP

Yasadışı göçmenlerle İlgili Yeni uygulamalar ve Çalısma Vizeleri

1.

Son zamanlarda yeni bir af yasası çıktı deniyor. Doğru > Bir işveren ABD’de yasal olarak çalışan veya yaşayan ile ABD mudur? dışında bulunan herkes için yeşil kart başvurusunda bulunabilir. Bu

>

Yeni bir af yasa sözkonusu değildir.Son zamanlarda medyada durumda siz yeşil kartınızı aldığınız gibi eş ve çocuklarınızda sizinle yer bulan bu konu af yasası olmayıp sadece Obama yönetiminin beraber yasallık kazanırlar. yeni bir uygulamasıdır. Göçmenler konusunda faaliyetlerini arttıran Obama yönetimi, siyasi açıdan radikal sayılan bir adım atarak, kaABD’de son 4 senedir L1 vizesiyle bulunmaktayım. H1 çak göçmenlerin durumuyla ilgili bir karar almıştır. vizesine çevirmeyi düşünüyorum. Bunu yasal olarak isteye-

7.

bilirmiyim ve istersem ne kadar süre için alabilirim?

>

Bu uygulamayla İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security) tarafından Normal şartlar altında herkes bir vizeden diğer bir vizeye geçiş kaçak olduğu tesbit edilen ve bu durumları dolayısıyla haklarında için ABD’de başvuru hakkına sahiptir. Buna L1’dan H1’a geçişde dava açılarak, sınırdışı edilme işlemleri başlamış 300,000 kaçak göç- dahildir. Eğer siz L1A vizesinde azami süre olan 7 yılınızı kullanmış menin durumu gözden geçirilecektir. iseniz H1 vizesine başvuru yapıp bir 6 yıl daha ABD’de kalamazsınız. L1 ile H1 vizelerinin azami yasal kalış süreleri beraber sayılır. Sizin Benim şu anda yurt dışına çıkarılma davam devam edi- durumunuzda ilk 4 yılı L1 vizesinde kullandığınız için sadece H1 yor. Ben yeşil kart alabilecek miyim? vizesinin azami süresi olan 6 yıla tamamlayan 2 yıllık süre için geçiş Bu uygulamayla size yeşil kart verilmeyecektir. Sizin gibi davası talebinde bulunabilirsiniz. devam etmekde olan 300,000 kaçak göçmenin yurt dışına çıkarılma davası tek tek incelenecek ve sadece bu kişiler “ülke güvenliği için H1 vizemin son 6. yılında bulunmaktayım. Şimdi H4 tehdit oluşturması” durumunda geri gönderilecektir. Bu uygulama- vizesine çevirmeyi düşünüyorum. Başvurumu yapıp onayım dan istifade etmek için kaçak durumda olan (ve davası görülme- gelene kadar H1 vizem ile çalışmaya devam edebilir miyim? kte olan) ancak herhangi bir suça ya da yasalara aykırı bir eyleme H4 vizeniz onaylansin veya onaylanmasın, H1B vizenizi 6 yılın karışmamış olmaniz gerekmektedir. sonu kadar koruyarak çalışma hakkına sahipsiniz. H1 vizeniz 6 yılını doldurmuşsa belirli şartlar altında uzatma şansına sahipsiniz. Eğer bir af yasası değil ve yeşil kart alamayacaksam bu Eğer uzatma durumunuz söz konusu değilse, bu süreden sonraki uygulamadan istifadem ne olacak? çalışmanız yasa dışı olacağından kesinlikle tavsiye olunmaz. Obama yönetimin açıklamasının kaçaklar için bir af yasası olmadığını belirtmiştik. Son 2 senedir ABD’de L1 vizesiyle bulunmaktayım.

2. >

8. >

3. >

9.

H1 vizesine başvuru yapıp Türkiye’ye gitmeden dosyamı Bu uygulama çok yeni ve ayrıntıları henüz açıklanmadı. Şimdilik onaylatıp, çalışmaya başlayabilirmiyim? şunları söyleyebiliriz;

Bu uygulamayla sınır dışı edilme davası görülmekte olanlar istifade edebilecek.

>

Genel kural olarak ABD’de yasal bir vizede bulunanlar yurt dışına çıkmadan vize statülerini bir diğer vizeye çevirmeleri mümkündür. Değişiklik talebinde bulunanlar ABD’de yasal olduklarını ispat etmek durumdadırlar. Bunun içinde maaş ödemelerinizi, bordronuzu göstermek zorundasınız.L1 vizesinden H1 vizesine dönecekseniz çalışmaya başlamak için göçmenlik bürosundan onayı beklemek zorundasınız. Eğer H1 vizeniz kotaya tabi isede başlama tarihi 1 Ekim 2011’den önce olamaz.

İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security) tarafından kaçak olduğu tesbit edilen ve sınırdışı edilme işlemleri başlamış kaçak göçmenlerden bir suça ya da yasalara aykırı bir eyleme karışmamış olanlar ile ABD’nin güvenliği için tehdit teşkil etmeyenlerin davaları askıya alınacak ve kendilerine süresiz ABD’de yaşama ve çalışma müsadesi ABD’de eşimden dolayı aldiğim L2 vizesiyle verilecek. Uygulamanın ayrıntılarını, açıklanması halinde gazetembulunmaktayım. Sosyal güvenlik numaram var fakat çalışma izin gelecek sayılarında okuyabileceksiniz.

10.

müsadem yok. ABD yasal olarak çalışabilir miyim?

>

4.

L2 vizesi altinda çalışmak istiyorsanız göçmelik bürosuna

Ben ABD’de 7 yıldır kaçak olarak yaşıyorum. Kend- başvurarak (Form I-765) çalışma izni almanız gerekmektedir. imi göçmenlik bürosuna bildirsem bende yeşil kart alabilir miyim? Bazı firmalar başvuruları kabul ettiğini ve dosya açtıklarını bildiriyor. Gidip dosyamı açtırayım mı?

>

Bunu kesinlikle yapmayınız. Uygulama sadece davası devam eden kaçakları kapsadığından bu aşamadan sonra yapacağınız başvurular sizin aleyhinize olacak ve sonucda yurt dışına atılmanıza sebep olacaktır. Ayrıca bu işlemlerin ayrıntıları henüz açıklanmadığı için doldurulması gereken herhangi bir form veya ödenmesi gereken bir harç yoktur onun için herhangi bir firma veya şahısa para ödememenizi tavsiye ederim. Bu iş için uzman avukatlar haricindeki kişi veya kuruluşların beyanlarına itibar etmeyiniz.

5.

H1B vizesiyle gayrimenkul sahibi olup kira geliri veya yatırımcı olarak pasif gelir temin edebilir miyim?

>

Genel kural olarak H1 vizesiyle borsada yatırım yaparak veya diğer şekillerde pasif yatırımcı olarak gelir temin etmeniz mümkündür. Ancak satın alma, kiraya verme ve gayrimenkul yönetimi işinde olmamak gerekir ki buda H1 ve diğer vizelerinizin ihlali sayılır.

6.

Eşimin L1 vizesi var. Bende L-2 vizesine ve çalışma müsadesine sahibiyle calismaktayim. İşverenim benim için yeşil kart başvurusu yapabilir mi?

10 Soru 10 Cevap son gelişmelerle ilgili en sık sorulan sorulardan Av. Cahit Akbulut tarafından hazırlanmıştır.


Eylül 2011

8

HERŞEYE ‘GÜVENLİK GEREKÇESİ’ GETİRİLMESİNİ HÜKÜMET BİLE AŞIRI BULDU New York, Yenİ Hayat

O

bama yönetiminin göçmenlere ilişkin politikasında yumuşama işaretleri geliyor. Özellikle Kongre’deki sürecin dışında mevcut uygulamaların esnetilmesi gayretleri nedeniyle pek çok öğrenci ve göçmenin geleceğe ilişkin umutları artmış durumda. Washington’dan gelen umut verici açıklamanın temelinde her kaçak göçmen dosyasını “güvenlik ihlali” ele alma mantığına bir son verme niyeti yatıyor. Belgelerinde eksiklikler olan öğrencilerin veya ciddi boyutta olmayan kaçak göçmenlikle ilgili durumların bundan böyle “esnek bakışla” değerlendirilmesi öngörülürken, özellikle gel-

ecek endişesi içinde olan öğrenciler “sınır dışı Elbette bu esnekliği sevinçle karşılayanlar etme, eğitim imkanı sağla” yazan pankartlarla olduğu kadar, eleştirenler de var. Yumuşama politikasını “göçmen affı” olarak nitelendiren yollara düşerek sevincini dile getiriyor. gruplar, Obama yönetimini Kongre’yi devre dışı Amerika’da yaşayan anne ve babaları tarafından bırakmakla suçluyor. daha sonraki yıllarda ülkeye eğitim amacıyla getirilen çocukların çoğu “göçmen yasalarının ih- Konunun uzmanı olan hukukçular ise güvenlik lali” kapsamına giriyor ve bu öğrenciler ülkeden gerekçesinin olur olmaz her konuya adapte sınır dışı edilme tehdidi altında yaşamak gibi bir edilmesine karşı çıkıyor. “Güvenli Toplum” adı altında uygulamaya konulan iç güvensıkıntıyla baş başa kalıyor. lik politikasının “her şeyi güvenlik tehdidi” Yetkililer bu ve buna benzer 300 bin dava dosyası kapsamına soktuğu, böylece en basit bir göçolduğunu belirterek, politikadaki yumuşamanın men statüsü davasının bile hükümeti yanıltıcı boyuta taşındığı vurgulanıyor. önemine işaret ediyor.

“Amerika’da çalışabilir miyim?” Sorusunun Cevabı İnternette

Ankara, Yenİ Hayat

Amerikan Göçmenlik DairesiUSCIS ve İç Güvenlik BakanlığıDepartment of Homeland Security tarafından düzenlenen “e-verify” programı kapsamında geliştirilen “self-check” giderek daha fazla eyalette uygulanmaya başladı. İsteyen herkes halen 21 eyaletten çalışma vizesine uygun statüde olup olmadığını internet ortamından sorgulama imkanı bulabiliyor.

A

merika’da yeni bir hayat kurmak isteyenlerin sorularına internet ortamında cevap vermeyi, aynı zamanda da kaçak işçi çalıştırmanın önüne geçmeyi amaçlayan e-verify üzerinden self-check, zorunlu bir uygulama olmamakla birlikte, bürokrasiyi azaltmayı ve yasal statüye uygun olanların biran önce iş hayatına atılabilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Bu uygulama anı zamanda, bir kişinin İnternet üzerinden “çalışabilir statüde olduğunu resmi makamlara teyit ettirmesi” anlamına geliyor. Önceliğin Amerika’da oturanlara verildiği uygulama kapsamına şimdilik 21 eyalet alındı. Göçmenlik Dairesinin www.uscis.gov adresine girip, buradan “e-verify” sayfasına geçtikten sonra, self-check bölümünden başvuru sahibi genel bilgilerini veriyor ve kimlikle ilgili kayıtları bilgisayar ortamında kontrol ediliyor. Başvuruyu yapanın ilettiği bilgilerle Sosyal Güvenlik Dairesi ve İç Güvenlik Bakanlığındaki bilgilerin birebir örtüşmediği hallerde, ek bilgiler veya düzeltme gerekebiliyor. Eğer bilgiler ve kayıtlarda bir farklılık yoksa ve başvuru sahibinin statüsü uygun ise “çalışma hakkı” resmi kurumlarca doğrulanmış oluyor ve işveren nezdinde bu bir “resmi onay” muamelesi görüyor. Self-check uygulamasından yararlanabilecek eyaletler şöyle: Arizona, California, Colorado, the District of Colombia, Idaho, Louisiana, Maine, Maryland, Massachusetts, Minnesota, Mississippi, Missouri, Nebraska, Nevada, New Jersey, New York, Ohio, South Carolina, Texas, Utah, Virginia ve Washington.


Eylül 2011

9

AMERİKAN BÜYÜKELÇİLİĞİ YİNE UYARDI: GREEN CARD SAHTEKARLARINA PARA KAPTIRMAYIN Ankara, Yenİ Hayat

A

merika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçiliği daha önce iptal edilen ve 15 Temmuz’dan bu yana yenilenmiş çekiliş sonuçlarıyla yayınlanan Green Card piyangosuna katılan Türkleri bir kez daha uyararak, “Green Card çekilişinde kazandınız, bize para gönderin” diye elektronik posta mesajı gönderen sahtekarlara kanılmamasını istedi.

başvurunuza devam edebilmek için para göndermenizi talep eden bir elektronik posta mesajı aldıysanız bu sahte bir mesajdır.” İlk kez biri iptal edilip, daha sonra yinelenen Green Card piyango çekilişiyle ilgili Büyükelçiliğin duyurusu ise şöyle:

Büyükelçilik daha önce de bu tarz emaillerin çoğalması ve genellikle “Western Union” ismini kullanarak green card sahibi olmak için “işlem ücreti” adı altında para gönderilmesini isteyen sahtecilere karşı resmi web sitesine uyarı koymuştu.

“DV-2012 (Yeşil Kart) yeni çekiliş sonuçları ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlandı.

Benzer sahtecilik girişimlerinin artması üzerine ABD Büyükelçiliği Türk vatandaşlarını aşağıdaki yazıyla yeniden uyanık olmaya çağırdı:

Başvuru sırasında verilen konfirmasyon numarası (confirmation numbers) aşağıdaki ‘Entry Status Check’ sayfasında geçerlidir.

Yeni çekiliş 5 Ekim 2010-3 Kasım 2010 arasında koşullara uygun gönderilen tüm başvurular arasından yapılmıştır.

“Eğer ‘Yeşil Kart’ programına yaptığınız Sonuçlar için http://www.dvlottery. başvurunun başarılı olduğunu ve state.gov/ESC/ adresine tıklayın.”

Green Card dolandırıcıları, açtıkları internet sitelerinde ABD Dışişleri Bakanlığı görüntüsü veriyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Ankara Büyükelçiliği sahtekarlara karşı Türkleri bir kez daha uyarırken, özellikle “Green Card kazandınız, para ödeyin” diyenlere itibar edilmemesini istedi. Uyarıda ABD Dışişleri Bakanlığı süsü verilerek profesyonelce hazırlanmış ve pek çok Türk vatandaşının adresine gönderilen gerçek bir elektronik postaya da yer verildi. Bu mesajda dolandırıcıların US State Department logosu dahil pek çok sahtecilikle mesajı alan kişiyi etkilemeye çalıştığı açıkça vurgulandı. Amerikalı yetkililer, “Kazandığınız Green Card için işlem ücretini göndermeniz gerekir” diyen mesajla ilgili olarak bu tür dolandırıcılık türlerinin özellikle Green Card piyangosunun açıklanması döneminde arttığına dikkat çekiyor. Yetkililer ayrıca, ABD Büyükelçiliği resmi sitesinden verilen Dışişleri Bakanlığı link adresinden başkasına itibar edilmemesini özellikle vurguluyor ve ekliyor: “Asla sizden para göndermenizi isteyen mesajlara ve diğerlerine itibar etmeyin, dolandırıcıların kurbanlarından biri olmayın.”

Bütün göçmenlik sorunlarınız için tek adres: www.akbulutlaw.com 212-387-0600

Haldun Armağan haldunarmagan@yenihayatgazete.com

Amerika’nın Göçmen Tanımı Değişiyor

N

üfus yapısı itibariyle göçmenlere dayalı her ülkenin uygulamakta olduğu göçmenlik politikaları söz konusu. Örneğin, Avustralya’ya göçmen olarak gitmek isteyen bir kişiden meslek ve yaş grubu olarak önceden belirlenmiş kategoriye girmesi şartı aranıyor. Bir anlamda, kağıt üzerinde bakıldığında göçmenler ülkeye kabul ediliyor görünse bile uygulamada bazı ön şartlar dayatılıyor. Amerika Birleşik Devletleri ise diğer tüm ülkelere oranla bu konudaki en liberal uygulamaya sahip. Düşünün ki herhangi bir yaş, meslek veya kategori ayrımcılığı yapılmaksızın herkese göçmen olmak için eşit bir fırsat sunuluyor. “Önkoşulsuz Fırsat Eşitliği”: Yıllardır devam eden ve göçmenlik fırsatı sunan Green Card piyangosunu bence en güzel tanımlayan söz budur. Elbette her uygulama gibi bunun da olumlu ve olumsuz sonuçları var. Fırsat eşitliği güzel bir yaklaşım, ancak göçmen olmak gibi gerçek bir niyeti olmadığı halde, Milli Piyango’dan bilet alıp “ya tutarsa” misali piyangoya katılanların sayısı azımsanacak gibi değil. Green Card piyangosunu kazananlar arasında bunu Türkiye’den Amerika’ya yılda iki kez vizesiz seyahat” şeklinde değerlendirenlerin sayısının az olmadığı gibi. Ama bunun yanı sıra Green Card ile göçmenlik statüsü kazanan ve bir bakıma hayatını değiştirme ve aydınlatma fırsatı yakalayarak, ABD’nin yüz akı olmuş binlerce Türk-Amerikan vatandaşı da var. Bütün bunlar “göç edenler cephesinden” görülen manzara. Oysa Washington perspektifinden bakıldığında ortaya farklı bir resim çıkmaya başladığının işareti epeydir gelmekteydi. Önce göçmenlik yolunu açan piyango uygulamasını terörle ilişkilendiren politikacılar seslerini yükseltmeye başladı. Daha sonra hükümet ülke ekonomisine katkıda bulunan ve resmi vatandaşlık dışında her türlü sorumluluğu üstlenmiş olan milyonlarca kaçak göçmenin durumunu siyaset yoluyla çözmeyi düşündü, ancak başaramadı. Obama’nın kaçak göçmenlerin en yoğun olduğu Meksika sınırı yakınlarına giderek “gelin bu insanları aramıza katalım, vergisini veren, çocuğunu okula gönderen yurttaşlar olsunlar” şeklinde özetlenebilecek iyi niyet girişimi, Kongre’den gereken onayı alamadı. İşte tam da bu nedenle, Başkan Obama artık tam bir kanayan yara durumundaki kaçak göçmen meselesine bir başkanlık kararnamesi vasıtasıyla merhem olmaya çalışıyor. Her ne kadar Dream Act başkanlık emrinin nasıl sonuçlar vereceği şu anda net olarak bilinmese de, Amerika’nın göçmen kabulüyle ilgili tutum ve anlayışında artık eski yöntemleri terk etmekte olduğu anlaşılıyor. Uzun vadede, Amerika’nın belli alanlarda uzmanları ülkeye kabul etme, özel yetenekleri vatandaşlığa özendirme gibi uygulamalarla göçmenlik tanımını genişletmesi kaçınılmaz gözüküyor. Yine uzun vadede Green Card piyangosunun tamamen kaldırılarak, başka bir şekilde formatlanması da sürpriz olmaz. Konuya ilişkin ilk işaretler H1 olarak bilinen çalışma vizesi üzerinden gelmeye başladı. Belli alanlarda üstün yetenekli olanların çalışma vizesi aracılığıyla göçmenliğe yönlendirilmesi arzulanıyor. Yatırımcı vizesindeki teşvikler de bu konudaki yaklaşım değişikliğinin bir başka göstergesidir. Amerika artık ekonomiye doğrudan katkıda bulunacak ve çarpıcı boyutta bilimsel ivme kazandırma kapasitesine sahip olanların peşinde. Onlara eskiden vatandaşlık yolu diğer herkes kadar açıkken, artık ayrıcalık tanınacak. Uzun sözün kısası, Amerika Birleşik Devletleri göçmenlikle ilgili tanım, tavır ve politikasında reform sürecine girmiştir. Kongre’nin onayı olsun ya da olmasın. Başkanın özel bir yetkiyle harekete geçmek için kararname çıkartmış olması, aslında sosyal ivmenin bu konuda ne denli yoğun ve güçlü olduğunu gösterir. Pek çok büyük değişim ve dönüşümde olduğu gibi toplumun gücü, siyaset ve bürokrasi hantallığının önüne geçmiştir.


Eylül 2011

10

H1 VİZESİ, GREEN CARD ALTERNATİFİ OLMAKTAN ÇIKIYOR MU? Obama yönetimi, Kongre’ye sunduğu bir yasa tasarısı ile H1 vizesinin verilmesi sürecini değiştirmek istiyor. Tasarı yasalaşırsa çalışma vizesine sponsor olacak şirket, ancak çalışanlarının mutlak çoğunluğunun Amerikan vatandaşlarından oluşması halinde bir yabancı için H1 vizesi isteyecek. New York, Yenİ Hayat

G

öçmen statüsünde olmayan bir yabancı için Amerika’da çalışma hayatına atılmanın yolu H1 çalışma vizesine sahip olmaktan geçiyor. Her yıl bu şekilde çalışmak üzere Amerika Birleşik Devletlerine gelen binlerce yabancı işçi bulunuyor. Özellikle İletişim Teknolojileri alanında faaliyet gösteren ünlü firmaların özellikle program yazılımı ve araştırma-geliştirme faaliyetlerinde konusunda H1 vizesine ne denli bağımlı olduğu biliniyor.

Tasarı şimdiden tartışmaları da beraberinde getirdi. Yasayı savunanlar “verilen her H1 vizesi bir Amerikan vatandaşının iş kaybı anlamına gelir” iddiasını tekrarlayarak şöyle diyor:

vizesiyle Amerika’ya gelen yabancı işçi tıpkı bir Green Card sahibi gibi çalışıp yaşayabiliyor; ancak normalden daha az ücrete razı olduğu için de piyasa şartlarının aleyhte gelişmesine ve ciAmerikalılar arasında “Green Card sahibi olmadan göçmen gibi yaşayanlar” şeklinde tarif edilen ve “yabancı işçiler yüzün- ddi iş kaybına neden oluyor. ” den biz işsiz kalıyoruz” yakınmasına maruz bırakılan H1 vizesi konusunda önümüzdeki dönem ilginç gelişmeler yaşanabilir. Obama yönetimi, Kongre’ye sunduğu bir yasa tasarısı ile H1 vizesinin verilmesi sürecini değiştirmek istiyor. Tasarı yasalaşırsa çalışma vizesine sponsor olacak şirket, ancak çalışanlarının mutlak çoğunluğunun Amerikan vatandaşlarından oluşması halinde bir yabancı için H1 vizesi isteyecek. TARTIŞMAL AR BAŞL ADI

“ H1

Yasanın çıkması halinde asıl zararı Amerikan şirketlerinin göreceğini söyleyenler ise, H1 çalışma vizesi sayesinde olağanüstü yetenek ve becerilerin Amerikan ekonomisine kazandırıldığını hatırlatıyor. SPONSOR ŞART

Çalışma vizesi “H1”ancak Amerika’da faaliyet gösteren bir şirketin, yabancı işçiye sponsor olması ve tüm masraflarını Buna karşılık Kongre’de bekleyen bir başka öneri ile çalışma üstlenerek kadrosuna almayı garantilemesi halinde veriliyor. vizesine ilişkin alt kategorilerde, özellikle bilgisayar teknolo- H1 vizesine sahip olan bir kişi en fazla altı yıllığına Amerika’da jileri sektöründe, özel vize kolaylığı getirilmesi de öngörülüyor. yaşama ve çalışma hakkını elde ediyor.


Eylül 2011

11

Yatırımcıya E-Ofis Açana L Vizesi Hakkı ABD’de yatırım yapacaklar için en uygun ve avantajlı v i z e E v i z e s i d i r. Ancak, Türkiye’de kurulu bir şirketin ofisini ABD’de açacaklar için L vizesi seçeneği de b u l u n u y o r.

New York, Yenİ Hayat

L

-1 vizesi uluslararası şirketlerde çalışan yönetici, müdür ve uzmanların çalıştıkları şirketin ABD’de kurulan ofisinde çalışmalarına imkan tanıyor. Yürürlükte olan yasalara göre L-1 vizesi sahiplerinin eşleri ABD`ye girdikten sonra ayrıca bir çalışma izni alabilirler. Bazı L-1 vizesi sahipleri gerekli koşullar gerçekleşirse yeşil kart sahibi olabilirler ve EB-1 Çokuluslu Yönetici/Müdür statüsünde göçmenlik yani Yeşil kart başvurusunda bulunabilirler. L-1 vizesine sahip olabilmenin ilk koşulu son üç yıl içerisinde bir ABD’li işverenin ortağı, temsilcisi veya şubesinde, ancak ABD dışında bir şirkette bir yıl aralıksız çalışmış olmaktır. ABD’de geçen süreler hiçbir şekilde bu bir yıla dahil edilemez. İkinci koşul ise, ABD dışındaki işveren ile ABD şirketi arasında nitelikli bir hisse yapılanması ilişkisinin olmasıdır. Nitelikli ilişkiden kasıt ortaklık veya kanunlarda öngörülen gerekli hisse sahiplenmesidir. Bu koşullardan birindeki eksiklik L-1 vize başvurusunun reddedilmesiyle sonuçlanabilir. Üçüncü koşul ise L-1 vizesi almak için başvuracak olan kişinin ABD dışındaki şirkette yönetici, müdür veya uzman olarak vize başvurusundan önceki üç yıl içinde bir yıl çalışmış olması ve ABD’deki şirkete de yönetici, müdür veya uzman olarak transfer olmasıdır. ABD’ye yeni bir ofis açmaya gelen kişiler L-1 statüsünde sadece bir yıl kalabilirler. İlk bir yıl sonunda ABD göçmenlik merkezi yeni kurulan şirketi veya ofisi dikkatli bir incelemeden geçirdikten sonra vizeyi uzatabilir. L-1 vizesi başvuruları ilk önce ABD göçmenlik merkezi tarafından onaylanmalıdır. Vizeye başvuran kişi eğer ABD dışında ise bu onayı aldıktan sonra konsolosluğa başvurmalıdır. Göçmenlik bürosunun gerekli bilgileri toplayamamış olması halinde veya daha detaylı soruşturma gerekmesi hallerinde konsolosluk L-1 vize başvurusunu reddetme veya geciktirme hakkını saklı tutar.

Yöneticiler ve müdürler L-1A statüsünde yedi yıla kadar kalabilirler. Uzman olarak çalışanlar ise L-1B statüsünde beş yıla kadar kalabilirler. Vizeler üçer yıllık sürelerle verilirler ve ikişer yıllık sürelerle uzatılırlar. H ve L vize statüsündeki kişi bir yılını ABD dışında geçirmiş ise, H veya L vizesini almadan önce geçirdiği zaman yedi/beş yıldan çıkarılır.

careti yapacak ABD şirketi ile ticaret yapılacak ülke arasında mevcut bir ticaret ilişkisi olmalıdır. Yeni ticaret ilişkileri kurmak amacıyla E-1 vizesi alınamaz.

E-1 TİCARETÇİ VİZESİ / E-2 YATIRIMCI VİZESİ

E-2 YATIRIMCI VİZESİ

Yapılacak ticaretin sürekli olması yani bir kerelik olmaması gerekmektedir. ABD konsolosluk görevlileri yapılacak ticaretin parasal değerini tespit etmek için ilk önce yapılan ticaretin miktarına bakarlar.

E vize kategorisi, ABD ile karşılıklı ticaret ve yatırım anlaşması yapan ve ABD ile ticaret veya yatırım ilişkisine giren, anlaşmanın tarafı ülkenin vatandaşlarına verilir. E vizelerinden birine başvuracak olan kişinin kişisel durumuna göre, kişi önce göçmenlik bürosuna ya da ABD konsolosluğuna başvurur. Şu an yürürlükte olan yasalara göre E-1/E-2 vizesi sahiplerinin eşleri ABD’ye girdikten sonra ayrıca bir çalışma izni alabilirler. E-1/E-2 vizesi sahipleri ABD’deki çalışmalarını bitirdiklerinde ABD’den ayrılmak zorundadır.

E-2 yatırımcı vizesi ABD`ye gelen yatırımcılara, yatırım yaptıkları teşebbüsü geliştirmeleri ve yönetmeleri amacıyla veya yatırım yapmaya karar verdikleri zaman; yeterli sermayeye sahiplerse verilir. Vizeyi alabilmek için ABD ile yatırımcının ülkesi arasında karşılıklı bir yatırım anlaşması bulunmalıdır ve yatırımcı o ülkenin vatandaşı olmalıdır. ABD şirketinin en az yüzde 50’si yatırımcının ülkesinin vatandaşlarının mülkiyeti altında bulunmalıdır. E-2 vizesi için başvuran kişinin yatırımcı şirketin sahibi, ortağı, müdürü, yöneticisi veya önemli pozisyonda çalışan bir elemanı olması gerekmektedir. Ortak yatırımcı şirketlerin çalışanları da E-2 vizesi alabilirler. Vizeyi E-1 TİCARETÇİ VİZESİ alabilmek için gerekli olan yatırım aktif, yeterli ve E-1 ticaretçi vizesi, ABD’ye çeşitli malların, paranın marjinal olmayan bir yatırım olmalıdır. veya herhangi bir hizmetin ticareti ile uğraşmak için gelen ticaretçiler içindir. Bu mal, para ya da E-2 vizesi alabilmek için belirlenmiş bir yatırım alt hizmet ticareti ABD ile ticareti yapacak olan vize sınırı yoktur; yatırımın yeterliliği bir oran testi ile adayının ülkesi arasında olmalıdır ve ABD ile o ülke belirlenir. Oran testi, yatırım yapılan para miktarı arasında mevcut bir ticaret ilişkisi bulunmalıdır. ile yatırım yapılan işin değerinin karşılaştırılması Vizeye başvuracak kişi ticaret yapılacak ülkenin ile yapılır. Yatırımcı sadece ABD’de oturma izni vatandaşı olmalıdır. ABD şirketinin en az yüzde 50’si alabilmek için marjinal bir teşebbüse yatırım Teşebbüsün marjinalliğine vizeye başvuran kişinin vatandaşı olduğu ülkenin yapmamalıdır. vatandaşlarının mülkiyetinde bulunmalıdır. E-1 vizesi teşebbüsün ekonomik etkisine ve yarattığı iş alabilmesi için kişinin şirketin sahibi, ortağı, müdürü, imkanlarına bakılarak karar verilir. yöneticisi yada şirket içinde önemli bir pozisyonda bulunması gerekmektedir. Ortak yatırımcı şirketlerin çalışanları da E-1 vizesi alabilirler. E-1 vizesi alabilmek için yapılan ticaretin, ABD ile diğer ülke arasında karşılıklı olması yani ülkeler arası bir alışveriş süre geliyor olması, ticaretin uluslararası kapsamda olması ve belirtilmiş olan ticari faaliyetlerden biri olması gerekmektedir. Ti-

Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman iyidir. Gandhi


Eylül 2011

12

ABD’den Yatırımcılara: “Yeni İş Alanları Yaratın, Green Card Verelim” New York, Yenİ Hayat

Amerikan hükümeti oldukça başarılı sonuçlar elde ettiği EB-5 yatırımcı vizesi programını daha çok tanıtmak ve yaymak için harekete geçti.

E

B-5 yatırımcı vize programı bugüne dek 1.5 milyar doların üzerinde yatırımı Amerika’ya çekmeyi başarırken, en az 31 bin yeni iş imkanı yarattı. Yatırımcı vizesiyle ülkeye akacak finansal kaynağın daha da artmasını hedefleyen Amerikan Göçmen İşleri Dairesi USCIS, şimdi EB-5 programını daha da cazip hale getirecek düzenlemeler ve vize sürecini kolaylaştıracak uygulamaları hayata geçirmeyi planlıyor. EB-5 programı sayesinde Amerika Birleşik Devletlerinde ekonomik varlığını sürdürmekte zorlanan pek çok küçük ölçekli işletme yeniden canlanırken, yeni iş imkanlarıyla sektörde büyüme gözlendi. Bu sayede 21 yıldan beri

uygulanan EB-5 yatırımcı vizesi ile ülkeye yatırım getiren ve Amerikan vatandaşlarına iş olanakları sağlayanlar da Green Card sahibi oldu. Green Card avantajlı bu programa katılabilmek için bir Amerikan şirketine en az 500 bin dolar tutarında yatırım yapmak ve en az 10 iş sahasını koruma altına almayı sağlamak yeterli. Ancak programa ilişkin bürokratik süreç ve bazı işlemlerdeki karmaşıklık, zaman zaman yatırımcıların gözünü korkutabilecek boyutlara ulaşıyor. Buna benzer yakınmaları dikkate alan yetkililer, EB-5 yatırımcı vizesinin nasıl daha ulaşılabilir hale getirilebileceklerinin planlamasına başladılar.

Brooklyn Nets’e ev sahipliği yapacak olan Barclay’s Center’ın finansmanın bir kısmı EB-5 vize sahipleri tarafından karşılandı.

SAHTE İNTERNET SİTELERİNE DİKKAT! ABD Dışişleri Bakanlığı’nın vize hizmetleri bürosu vize almak isteyenlere sadece ABD hükümetine ait web sitelerini kullanmalarını öneriyor. New York, Yenİ Hayat

A

BD elçilik ve konsolosluk sitelerinin çoğunun adresi “.gov” ile biter. Bu sitelerdeki sayfalar sıklıkla güncellenmektedir. Geçerli ve güncel bilgi aldığınızdan emin olmanın en iyi yolu, ABD hükümetine ait resmi siteleri kullanmaktır. http://www.state.gov ve http://travel.state. gov siteleri doğrudan ABD büyükelçilikleri ve konsolosluklarına bağlanır. Bu sitelerdeki formlar ücretsizdir. Anavatan Güvenliği Bürosu (Department of Homeland Security) sitelerinde, www.uscis.gov, www.cbp.gov ve www. ice.gov gibi, konuya ilişkin başka formlar da bulunabilir. VİZE BİLGİSİ VEREN DİĞER SİTELERİN DURUMU Resmi olmayan (adresleri “.com”, “.net” ve “.org” ile biten) pek çok web sitesinde de göçmenlik veya hizmetler ile ilgili doğru bilgiler bulunmaktadır. Ancak, bazı siteler güncellenmiş bilgi sunmayabilir. Ayrıca, bazıların da sahte olması ihtimali bulunuyor. Sayfalarında ABD bayrağı veya resmi binaları sergileyenlerin de bir bölümü sahte olabilir. ABD vizeleri, çalışma izni, oturma izni, Elektronik Seyahat Onaylama Sistemi (Electronic system for travel Authorization – estA) aracılığıyla elektronik seyahat izni veya diğer hizmetleri sunuyor gibi gözükebilir. Bu sahte siteler sizden para veya kişisel bilgi

isteyebilir. Bir ABD devlet dairesinin resmi sitesini kullandığınızdan emin değilseniz, asla para göndermeyin ve kişisel bilgilerinizi vermeyin. Ayrıca Çeşitlilik Loto Programı (Diversity lottery Program – DV) ile ilgili form doldurmak için para isteyen sahte siteler de faaliyet gösteriyor. (Lütfen www.ftc.gov/bcp/edu/pubs/consumer/alerts/alt003.shtm adresindeki Federal Ticaret Komisyonu (Federal trade Commission) uyarısına bakınız.) DV Loto Programı başvurusu yapmanın tek resmi yolu, önceden belirlenen ve sınırlı olan kayıt dönemi içerisinde, ABD Dışişleri Bakanlığı web sitesi üzerinden doğrudan başvurmaktır. SAHTE BİR SİTEYİ NASIL İHBAR EDEBİLİRİM? Vize ile ilgili dolandırıcılık şikayetinde bulunmak istiyorsanız, Federal Ticaret Komisyonu’na ait çokuluslu tüketici koruma web sitesini ziyaret edin: http://www.econsumer.gov/english. Bu konu ile ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı Sahtecilik Uyarısına (U.S. Department of state Fraud Warning) http://travel.state.gov/visa/immigrants/types/types_1749.html adresinden erişebilirsiniz.


Eylül 2011

13

ÇALIŞMA VİZESİNDE REFORM GİRİŞİMLERİ TARTIŞMA YARATTI New York, Yenİ Hayat

Temsilciler Meclisi’nden Demokrat Lofgren, “Bilgisayar teknolojisi çalışanlarına Green Card verilsin” derken, uzmanlar, “Her şey göründüğü kadar tozpembe değil, ülkeye göre ayrımcılık başlayabilir” uyarısında bulundu.

Ç

alışma vizesi H1 konusunda genel anlamda kısıtlamalar düşünülürken, bir yandan da “üstün beceri” sahiplerine Green Card ayrıcalığı getirilmek istenmesi tartışmalara yol açtı.

Temsilciler Meclisinin Demokrat Parti California üyesi olan Zoe Lofgren tarafından hazırlanan bir tasarı, özellikle Silikon Vadisi’nin geleceğine ilişkin bazı vize ayrıcalıkları ve Green Card kolaylığı öneriyor. Öneriye göre STEM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) dallarında üstün dereceye sahip olan öğrencilere Green Card verilmesi olanağı doğacak. Buna rağmen, tasarının yasalaşmasına ilişkin beklentiler farklılık gösteriyor. Çünkü siyasi partiler konuyu kendi cephelerinden çeşitlendirmeye ve başka yönleriyle gündemi yönlendirmeye çalışıyor. Senato’dan Demokrat Partili Charles Schumer, Temsilciler Meclisindeki tasarıya benzer ve onu destekleyen bir başka tasarı hazırlığı içinde olduğunu açıkladı. Schumer tasarısında yine STEM denilen dallarda derece sahibi öğrencilere doğrudan Green Card ile iş hayatına atılma imkanı öngörüleceği söyleniyor. Ancak Cumhuriyetçiler de konuya kendi yaklaşımlarını getirmeyi ihmal etmedi. Örneğin Texas üyesi Lamar Smit ve Utah üyesi Jason Chaffetz, her yıl verilen çalışma vizelerinde ülke başına uygulanan kotanın kaldırılmasını istiyor. Kota kaldırılması önce kulağa hoş gelen bir uygulama olsa da konunun uzmanları her sene 140 bin çalışma vizesi verildiğini ve her ülkenin Green Card oranının da yüzde 7 oranını aşmama koşuluna bağlandığını hatırlatıyor. Uzmanlar, “böylece Hindistan veya Çin gibi teknolojik alanlarda iş bulma olanağı fazla olan çalışma vizeli göçmenlerin Green Card alarak gelmesi daha kolaylaşacak, ancak diğer ülkeler nezdinde haksız bir rekabete yol açılacak” diye uyarıyor. Amerika’da Green Card piyangosunu tamamen kaldırma yolunda bazı girişimler olduğunu hatırlatanlar ise, konu hakkında biraz daha umutsuz konuşuyor: “Bu yaklaşım eğer yasa haline gelirse, Green Card konusunda ülke bazında orantısızlık ve ayrımcılık yolunu açabilir.”

Sorularınız için bize yazın: soru@yenihayatgazete.com DISCLAIMER

The materials available in this newspaper are for informational purposes only and not for the purpose of providing legal advice. You should contact your attorney to obtain advice with respect to any particular issue or problem. Use of any information contained within the newspaper do not create an attorney-client relationship between Akbulut Law Firm and the reader. The opinions expressed at or through this newspaper are the opinions of the individual author and may not reflect the opinions of the firm or any individual attorney.

YASAL UYARI

Bu gazetenin tüm içeriği bilgilendirme amaçlı olup, herhangi bir yasal tavsiye niteliği taşımaz. Somut herhangi bir konu ya da sorunla ilgili tavsiye almak için avukatınızla temasa geçmelisiniz. Bu gazetede yeralan ve kullanılan bilgiler, okur ile Akbulut Law Firm arasında herhangi bir avukat-müvekkil ilişkisi tesis etmez. Bu gazetede yeralan veya gazete aracılığı ile ifade edilen düşünce ve görüşler, yalnızca yazarın kendisini bağlar. Akbulut Law Firm veya bir avukatın görüşleri niteliğinde değildir.

Av. H. Mine Gür hminegur@yenihayatgazete.com

Şeytanın Gör Dediği

Y

urtdışında ikamet eden Türk vatandaşlarının en çok merak ettiği konular arasında yurt dışında çalışıp, Türkiye’den emeklilik maaşı alıp alamayacaklarıdır. Öncelikle emekliliğe hak kazanmak için tamamlanması gereken hizmet süresi, tamamlanması gereken yaş sınırı ve ödenmesi gereken prim miktarı vardır. Halen hem memurlar, hem Bağ-Kur’lular hem de SSK’lılar için kadınlarda 58 ve erkeklerde de 60 yaş sınırı 1999’dan beri uygulanıyor. İlk defa 08.09.1999 tarihi ile sosyal güvenlik reformunun yürürlük tarihleri arasında çalışmaya başlayan SSK sigortalılarına aşağıdaki şartlarla yaşlılık aylığı bağlanacaktır; a) Erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması ve en az 7000 gün, b) Erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün, Emeklilik primi ödemiş olmaları şartı ile emekli aylığına hak kazanacaklardır. Kadınlarda ise gün sayısı aynı kalmakla beraber emeklilik yaşı 58’dir. Yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak ülkemiz sosyal güvenlik kanunlarına göre bu süreler Türkiye’de geçmiş gibi sayılacaktır. Bu durumda yurt dışında çalışan erkek vatandaşlarımız ile çalışması olmasa bile kadın vatandaşlarımız(ev hanımları) bu süreleri borçlanarak SGK’dan aylık talebinde bulunabilmektedir. Bu vatandaşlarımıza aylık bağlanmasının dört şartı bulunmaktadır: 1–Türk vatandaşı olmak; Borçlanılması istenen sürelerde başvuruyu yapacak kişinin Türk vatandaşı olması ve yazılı talep dilekçesi sırasında da Türk vatandaşlığını koruması gerekmektedir. Türk vatandaşı değilken yapılan hizmet süreleri için borçlandırılma talep edilemez. Türk vatandaşı olduğu sürede başka bir ülkenin de vatandaşı olmak (çifte vatandaşlık) bu haktan yararlanmak için engel teşkil etmez. Türk vatandaşlığınızın devam edip etmediği Nüfus Kayıt Örneği çıktısı ile tespit edilmektedir. 2–Belirli nitelikte yurtdışı süreleri bulunmak; Bu kanundan yararlanabilmek için belirli nitelikte geçen hizmet sürelerin bulunması şarttır. Kanunen kabul edilen süreler herhangi bir iş yerine bağlı olarak geçirilen veya kendi hesabına çalışılarak geçirilen sigortalı sürelerle, 1 yılı aşmayan işsiz geçirilen süreler ve kadın vatandaşlar için ev kadını olarak geçirilen sürelerdir. 18 yaşın altındaki çalışma süreleri ile Türk vatandaşlığı kazanılmadan önce veya kaybedildikten sonraki süreler dikkate alınmaz. Yurtdışında çalıştığınız süreleri başvuru sırasında sunacağınız belgeler ile ispat etmeniz gerekmektedir. Bu belgeler arasında çalıştığınız ülkede bağlı bulunduğunuz sosyal sigortalar kurumundan alacağınız hizmet cetveli veya sigorta kartları, resmi kurumlardan alınan hizmet belgeleridir. Amerika’da Social Security Administration Office tarafından yıllık olarak gönderilen belge ve yıllık verginizi doldurmak için kullandığınız W-2 formalarınız(tax returnleriniz) ve pasaportunuzdaki çalışma izinlerinin tasdikli tercümeleri ile hizmet sürelerinizi ispat edebilirsiniz. Ev kadını olarak geçirilen süreler ise yurt dışında yaşadığınıza dair alacakları ikametgah belgesi, eğer ikametgah belgesi temin edilmiyorsa yurt dışına çıkış ve yurt dışına giriş tarihlerinin bulunduğu pasaport sayfalarının noter tarafından tasdikli fotokopisi veya emniyet müdürlüğünden alının yurt dışına giriş çıkış çizelgeleri ile belgelendirmeleri mümkünüdür. Başvuruya eklenen bütün belgelerin Türkçe tercümesi yapılıp konsolosluk tarafından onaylanması gerekir. 3–Yurda kesin dönüş yapmak, uygulamadaki adıyla yurt dışındaki çalışmanın sona ermesi ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneğinin alınmamasıdır. Bu anlamda kişi yurda dönmese yurt dışında ikamet etmeye devam etse bile yurt dışındaki çalışmanın sona ermesi, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneğini almaması aylığa hak kazanması için yeterli bir şarttır. Ancak aylık ödenmeye başladıktan sonra tekrar yurt dışında çalışmaya başlamak veya yurtdışında sosyal yardım almaya başlamak aylığın kesilmesine sebep olur. Çalışmanın sona ermesi kaydıyla yeninden yapılan talebe göre yeniden bağlanacaktır. 4–Yazılı istekte bulunmak; Yurtdışı borçlanma talep dilekçesi hazırlanıp imzalandıktan sonra yukarda belirtilen belgelerde eklenip posta yolu ile Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili bölümüne gönderilir. Eğer başvuruda bulunan kişinin önceden Türkiye’de sosyal güvenlik kurumuna bağlı çalışması yoksa Sosyal Gevenlik Kurumu’na, Türkiye’de önceden çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna gönderilir. Yurt dışında geçen hizmet sürelerinizin belirlenmesi ve tasdik edilme işlemleri için Türkiye Cumhuriyeti New York Başkonsolosluğu ile temasa geçebilirsiniz.


Eylül 2011

14

Washington, Yenİ Hayat

ABD’DE HERKES İÇİN ADALET VAR MI? Amerika’yı Amerika yapan en önemli özelliklerden biri de hiç şüphesiz ki adalet sisteminin keskinliği ve herkes için eşit şartlarda uygulanması. İşte bizlerde ABD’de yaşayan onlarca farklı topluma eşit hak ve özgürlük tanıyan bu temel hukuk kurallarından bazılarını sizler için bir araya getirdik.

A

merika Birleşik Devletleri Anayasası’nın getirdiği bireysel hak ve özgür- ve kazanç getiren iş bulma özgürlüğünü de kapsar). Aşağıdaki hallerde bir insanın özgürlüğü kısıtlanmış sayılır: lüklerin korunmasına ve kısıtlanmasına ilişkin ilkeler:

Usulüne Uygun İşlem ve Yargılama İlkesi

(1) Hareket serbestliği önemli derecede kısıtlanır ise; veya Bir kişiyi hayatından, özgürlüğünden ya da malından mahrum etmeden önce, ilgili (2) Anayasanın veya bir kanunun sağladığı bir özgürlük kendisine verilmez ise. devlet organı usulüne uygun işlem esasına uymaya mecburdur (örneğin: duruşmaya çağrı, duruşma). İlgili devlet organı, kişilerin söz konusu haklarını yalnızca kasıtlı b.Mal şekilde yerine getirmez ise, Usulüne Uygun İşlem Esasını ihlal etmiş sayılır. Mal terimi şahsi eşyalardan ve menkul mallardan daha çok şey ifade eder, ancak mal teriminin anlamını açıklamak için mal edinme amaçlı soyut bir Yaşam, Özgürlük veya Mala El Konulması ihtiyaç veya bir menfaat arzusu yeterli değildir. Eyalet veya federal kanunlar a.Özgürlük çerçevesinde yukarıda tanımlanan menfaatten yararlanmaya makul bir iddia çerçevesinde hak kazanılmış olunması şarttır. Mala ilişkin haklara örnek olarak Özgürlük açık olarak tanımlanmamıştır. Bu terim, herhangi bir bedensel engele sa- şunları verebiliriz: devlet okullarında eğitim almak, sosyal güvenlik hakları ve devhip olmama durumundan daha fazla şey ifade eder (örneğin sözleşme özgürlüğü let memuru olma hakkı.


Eylül 2011

15

Mahkemenin Kullandığı İnceleme Standardı

ABD Anayasasının Ek 1. Maddesi devletçe bir dinin esas alınmasını yasaklayıp kişilerin dini inançlarını Her hak altında da mahkeme devletin işlemlerinin serbestçe uygulamasını güvence altına almaktadır. Ek meşru olup olmadığını inceler. Bu inceleme için farklı 1. Madde, Ek 14. Madde vasıtasıyla tüm eyaletlerde inceleme standartları geliştirilmiştir: uygulanmaktadır. Sıkı İnceleme

Dini İnançların Serbestliği Şartı

Temel haklara (eyaletler arası seyahat, gizlilik, oy vermek ve Birinci Değişiklik haklar, vb.) ya da kuşku veren sınıflandırmalara (ırk, uyruk, yabancı olma statüsü, vb.) kısıtlama getiren düzenlemeler sıkı inceleme standardı uyarınca incelenir. Sözkonusu kanun, devletin olmazsa olmaz bir amacına ulaşmak için gerekli ise, onaylanır. Bu testin standartlarına uymak çok zordur. Dolayısıyla, bir kanun sıkı inceleme standardına göre incelenir ise, özellikle de devletin amacına ulaşmak için daha az külfetli bir seçenek de mevcut ise kanun çoğu zaman geçersiz sayılacaktır.

a. Dini İnançlardan Ötürü Ceza Verilememesi

Orta Derece İnceleme Orta düzeyde kuşku veren sınıflandırmalar (cinsiyet, meşruluk, vb.) ile ilgili kısıtlama getiren hükümler orta inceleme standardına göre incelenir. Kanun, devletin önemli bir amacına ulaşmak için konulmuşsa ve bu amaçla büyük ölçüde ilgili ise, geçerli sayılır. Kuşku Uyandıran Sınıflandırmalar Sınıflandırmalar ırka, uyruğa veya vatandaşlığa dayanıyor ise, bu tip sınıflandırmalar kuşku uyandıran sınıflandırmalardır. a. Irk ve Uyruk Irka veya uyruğa ilişkin sınıflandırmalar sıkı inceleme standardına göre incelenir. b. Yabancılık Statüsüne İlişkin Sınıflandırmalar (1) Federal Sınıflandırmalar Kongrenin yabancılar üzerinde tam yetkisi olduğu için, federal sınıflandırmalar sıkı inceleme standardına tabi değildir. Bu sınıflandırmalar keyfi ve mantıksız değil ise geçerlidir.

lemeler açıkça belirsiz ya da fazla geniş kapsamlı ise geçersiz sayılır. Bir düzenlemenin gerektiğinden fazla geniş olarak kabul edilmesi için ifadeyi lüzumundan fazla kısıtlaması gerekmektedir. (Örnek: Havalimanlarında tüm toplanmaların ve ifadelerin yasaklanması fazla geniş sayılmaktadır.) Neyin yasak olduğunun makul bir şekilde belirtilmediği düzenlemeler belirsiz olarak kabul edilir. (örneğin tüm müstehcen konuşmaların ve ifadelerin yasaklanması belirsiz sayılır) İfade özgürlüğü ifade etmeme özgürlüğünü de içermektedir. Örnek: Kişiler ABD bayrağını selamlamaya mecbur tutulamaz ve selamlamayanlar cezalandırılamaz. İfade özgürlüğü sembolik ifadeyi de içerir. Örnek Savaşı protesto için kola siyah bant takmak yasaklanamaz.

Dini İnançların Serbestliği şartı devletin kişileri inançlarından dolayı cezalandırmasını önlemektedir. Örneğin eyaletler, eyalet yetkililerinin göreve atanmalarında dini yemin etme şartı koyamazlar ya da din adamlarının bu görevlere atanmalarını engelleyemezler. Anayasa Mahkemesi dini inanış kavramını tanımlamamıştır ve dini inanışın tanınmış organize bir dine dayanması ya da yüksek bir varlık Korunmayan İfade / Konuşma içermesi gerekmez. Ek 1. Dini İnançların Serbestliği Şartı devletçe yapılan ve Madde ile korunan ifade özgürlüğünün de sınırları özellikle dine müdahale etme amacı taşımayan düzen- vardır. Kelimeler ve ifadeler, yasa dışı davranışların lemeleri kapsamaz. Örnek: Kurban kesim yerlerini oluşması açısından açık ve yakın bir tehlike tespit eden düzenleme. Halka açık yerlerde parklar- oluşturuyorsa kısıtlanabilir. Ayrıca sıradan bir kişinin da, okul bahçelerinde vb. kesim yapılmasını yasak- ani fiziksel tepkisine neden olabilecekse hakaret layan kanun herkese uygulandığı için Dini İnançların içeren kelimeler de yasaklanabilir. Bir bütün olarak, Serbestliği Şartına aykırılık teşkil etmez. Ancak genel toplumsal normlar uyarınca cinselliğe aşırı düşkünlüğü olarak kurban kesimini yasaklayan bir düzenleme içeren, ahlaka aykırı ve ülke standartları göz önüne Dini İnançların Serbestliği Şartına aykırı düşer. alındığında ciddi herhangi bir edebi, sanatsal, politik ya da bilimsel değeri olmayan müstehcen b. Dini Davranışların Yönetilmesi ifadelerde korunmaz. Reşit olmayanlar açısından değişik standartlar uygulanabilir. Devlet, yetişkinler Dini İnançların Serbestliği Şartı, genel olarak uygula- açısından müstehcen sayılmayan yayınların reşit nan ve dini vecibelerin yerine getirilmesini kısıtlayan olmayanlar için müstehcen olduğuna karar bir düzenlemeye uygulanmaz. Diğer bir deyişle vererek, bunların küçüklere satılmasını yasaklayabilir. herkesin davranışını düzenleyen bir uygulama Çocuk pornografisi de yasaktır ve ifade özgürlüğü dini inanışları bu düzenlemeye uymaya engel kapsamı dışındadır. teşkil eden kişiye de uygulanır. Bunun iki istisnası vardır. A) Bir kişi dini inanışları nedeniyle bir Müstehcen bir kitap ya da film ancak muhtemel işten ayrılırsa eyalet onun işsizlik sigortası başvurusunu bir nedene dayanan müzekkere ile toplatılabilir. reddedemez. B) Amish dini mensupları çocuklarını Tümünün toplanması ancak açık bir duruşma okula göndermeyip evde eğitebilirler. Sonuç sonucunda müstehcenliğe karar verilmesi olarak Dini İnançların Serbestliği Şartı devletin dini durumunda gerçekleşebilir. inanışlara müdahale etmesini önlemekte ancak genel davranış kuralları koyarken dinin gereklerinin Basın Özgürlüğü

(2) Eyalet Düzeyinde ve Yerel Düzeyde Sınıflandırmalar Genellikle, vatandaşlığa ilişkin eyalet ve yerel kanunlar sıkı inceleme standardına tabidir. Cinsiyete İlişkin Sınıflandırmalar Cinsiyete ilişkin sınıflandırmalar orta inceleme standardına göre incelenir. Söz konusu sınıflandırmanın amacının, devletin önemli bir amacına ulaşmak olduğu belli ise ve söz konusu sınıflandırma büyük ölçüde böyle bir amaç ile ilgili ise, geçerli sayılır. İspat yerine getirilmesini külfeti yine devlete aittir. engel olmamaktadır. Din Özgürlüğü

kısıtlayan

düzenlemelere Ek 1. Madde basın özgürlüğünü koruma altına almaktadır. Basın, insanlara verilen haklardan İfade ve Toplanma Özgürlüğü daha fazlasına sahip değildir. Basın da, insanlarla Dernek kurma özgürlüğü aynı seviyede korunmaktadır. Hem basının hem Ek 1. Madde’de açıkça de halkın duruşmaları izleme hakkı vardır, devletin çok önemli nedeni var belirtilmemişse de ancak bu hak kısıtlanabilmektedir. Örneğin, Anayasa Mahkemesi, ise dava, çocuğun tecavüze uğraması Dini İnançların Serbestliği bir ve Dinin Tesis Edilmesi ile ilgili ise, o çocuğu korumak için, hem hem de halk duruşma salonuna fıkralarına dayanarak basın Ek 1. Madde’nin alınmayabilir ve halka kapalı duruşma yapılabilir. dernek kurma hakkını Basın, Büyük Jüri önünde ifade vermek için zorlada kapsadığını ka- nabilir. Ancak basının mahkumlarla mülakat yapma bul etmiştir. Ancak bu veya ceza evlerini gezme hakkı yoktur. hak çok dar tutulan ve göz ardı edilemez bir Ek 2. nedene dayanan düzen- Madde Basın Özgürlüğü kavramını, yazılı ve görsel olarak ayırmaktadır. İnceleme yapılırken lemelerle kısıtlanabilir. temel amaç izleyicilerin ve dinleyicilerin bilgi alma haklarını göz önünde bulundurmaktadır. İçerik ve Davranış Ayırımı Yazılı basındaki inceleme sıkı standarda tabidir. İfade ve toplantı Oysa görsel basın (televizyon ve radyo) daha ile ilgili düzen- düşük derecede bir standarda tabidir.


Eylül 2011

16

ABD’DE GÜNLÜK HAYATIN OLMAZSA OLMAZLARI... EHLİYET VE SOSYAL GÜVENLİK NUMARASI

New York, Yenİ Hayat

ABD’nin özellikle toplu ulaşımın gelişmediği eyaletlerde yaşayacaksanız ehliyet almanız temel bir şart. Eyaletten eyalete kurallar değişmekle birlikte ehliyet alım aşamalarını sizler için kısaca inceledik.

A

merika’da Türk ehliyetinizi pek çok eyalette kullanabilirsiniz. Ehliyetinizin 6 ay kullanım süresi vardır. Amerikan polisleri özellikle yabancılara karşı oldukça kibar ve anlayışlı davrandıkları için, kendi ehliyetinizi Türkiye’ye dönüş yapana kadar kullanmanız konusunda size zorluk çıkarmazlar.

Bu sınav ve testten sonra, geçici ehliyet belgenizi aynı gün alabilirsiniz. Asıl ehliyet ise en geç 3 hafta içerisinde vereceğiniz adrese postayla gönderilecektir. Siz bu süre içinde geçici ehliyet belgenizle rahatça trafiğe çıkabilirsiniz. Pek çok eyalette ehliyet konusundaki genel uygulama bu şekildedir. Ehliyet alabilmek için gerekli belgeler ise şöyle:

– Pasaport fotokopisi – DS-2019 belgesi Ehliyeti olmayanlar için Amerika, ehliyetin en – SSN kartı kolay ve çabuk alındığı tek batı ülkesidir. Ehliyetinizi DMV(DEPARTMENT – Sabit adres bilgisi OF MOTOR VEHICLES)’den 1 günde 20$ ödeyerek çok rahat alabilirsiniz. Tek yapmanız gereken 20’şer sorundan oluşan kurallar ve trafik işaretleri Amerika’da ehliyet aynı zamanda kimlik yerine sınavlarını geçmek (her iki sınavda da 5 yanlış hakkınız var), aynı gün di- de kullanıldığı için çoğu eğlence mekanlarını zireksiyon testinden geçmektir. Yazılı sınavda çıkacak konular DMV’nin size yaret ederken, kimlik istenmesi durumunda ehlivereceği kitapçıkta yer alıyor ve sınavdan önce bu kitaba iyi çalışmanız ge- yetinizi kullanabilirsiniz. rekir. Ayrıca sınavı Türkçe olarak alabilirsiniz. Özellikle yazılı sınav oldukça önemlidir. Yazılı sınavda kötüyseniz, ne kadar iyi araba kullanıyor olsanız da Permit: Permit ile yanınızda 21 yaşından büyük ehliyet sahibi biri olmalı. ehliyet alamazsınız. Hava aydınlıkken araba kullanabilirsiniz.16 yaşına basar basmaz permit alabilirsiniz. Ancak yazılı olan 20 soruluk sınavda en az 18 tanesini cevaplamak gerekir. Bu permit testi çok kolay olduğu için genellikle çoğu kişi rahatlıkla geçebilir. Bu sınavın olacağı yerde bilgi katalogları ve oranın sürüş ve ehliyet alabilmek için neler yapılması gerektiğini anlatan bir kitapçık vardır. İlk defa girecek olanlar bu sınav o kitapçıktan yararlanırlar. Drivers Ed: Direksiyon dersi demektir. Ancak bu ders zorunlu değildir. Yinede alınması sigorta için iyi olur. Road Test: Bu test çok zordur. Eğer bu testi geçersen Junior License’ı alabilirsiniz. Junior License: Permit’i aldıktan en az 6 ay sonra alınır.Bunu aldıktan sonra artık arabayla yalnız dolaşabilirsiniz. Ancak kullanımı bazı saatlerle sınırlı. Senior License: 17 yaşından sonra bu ehliyeti alabilirsiniz. Böylece tüm kısıtlamalar da kalkar. Trafik yasaları eyaletlere göre değişmektedir ve bazı eyaletlerde uygulamada farklılıklar olabilir. Bu nedenle kesin ve resmi bilgi için ilgili resmi site olan www.dmv.org ‘yi mutlaka ziyaret edin.

E, H, L Vizelerinize Başvuru İçin Tecrübeli İsim: www.akbulutlaw.com 212-387-0600


Eylül 2011

17

ABD’DE HAYAT, SOSYAL GÜVENLİK NUMARASI ALMAKLA BAŞLIYOR ABD’ye yeni gelen herkesin ilk amacı Sosyal Güvelik Numarası almak ve Amerikan sisteminin içinde yer almaya ilk adımı atmaktır. Özellikle çalışma hayatına başlamanın şartı olan Sosyal Güvenlik Numarası ile ilgili merak edilenleri sizler için derledik. SSN - Social Security Number Nedir?

Y

aptığınız iş ne olursa olsun, ABD’de çalışmaya başladığınız zaman, her Amerikan vatandaşı gibi bir Sosyal Güvelik Numarası almanız ve sosyal güvenlik vergisi ödemeniz kaçınılmaz bir şarttır. Ödeyeceğiniz vergiler işvereniniz tarafından alınır ve IRS’ye sık ve düzenli aralıklarla teslim edilir. Eğer kendi işinizi yapıyorsanız, vergileri IRS’ye kendiniz teslim etmek durumundasınız. İşte bu sosyal güvenlik numarası, ABD Federal Devleti tarafından Amerika’da çalışanlara sunulan finansal imkanlar dizisi için kullanılan geniş bir terimdir. Amerika’da, çalışanların çoğu sosyal güvenlik imkanlarından çeşitli zamanlarda faydalanırlar. Emeklilikte ya da emeklilik tazminatı alırken, çalışma hayatında sakat ya da çalışamaz hale geldiklerinde veya bir çalışanın ölümünden sonra yakınlarına bırakıldığında faydalanılabilir. Eğer ABD vatandaşı değilseniz, Sosyal Güvenlik sisteminin içinde olmak için, yasal yabancı statünüzün olması, INS’den çalışma izninizin ve Sosyal güvenlik numaranızın olması gerekir. ABD’deki hemen her şehir ya da eyalette Sosyal Güvenlik İdaresi şubeleri vardır.

New York, Yenİ Hayat

lepte bulunmadıysanız, İç Gelir Hizmetleri (IRS - In- tek bir numara, yani Sosyal Güvenlik Numarası ternal Revenue Service)’ne Bireysel Vergi Yüküm- bulunmaktadır. lüsü Kimlik Numarası (ITIN) için başvurabilirsiniz. Bu kartta yer alan Sosyal Güvenlik Numarası “ABD’de Yaşarken Sosyal Güvenlik Numaram devlet kurumları, okullar ve diğer ticari kurumOlmadan Neler Yapabilirim?” lar tarafından insanların kimliklerini bilgisayar sistemlerinde tespit etmek için kullanılır. Size verABD sınırları içinde turist ya da öğrenci bir şekilde ilen numarayı bilmeniz gerekir, çünkü bu numayasal kabul almış bir yabancı olarak, Sosyal ra hayatınızın geri kalan kısmında sürekli işinize Güvenlik Numaranız olmadan da pek çok imkan yarayacaktır. Amerika’da her çalışan insan ve verve hizmetten faydalanabilirsiniz; gi yükümlüsü Sosyal Güvenlik Numarasına sahip olmak zorundadır. – Grup sağlık sigortası kapsamına girmek: Grup sağlık planları kapsamında olan fakat numarası SSN’e Başvuru Süreci olmayan yabancı aile fertlerinin Sosyal Güvenlik Eğer Sosyal Güvenlik Numarasına ihtiyacınız varsa, Numarası vermeleri istenmez. kaybolan ya da çalınan kartınızın yerine yenisini almak – Bir finans kurumuyla iş yapmak: Vergi işleri istiyorsanız, en yakın Sosyal Güvenlik şubesinden için finansal kurumlar sizden vergi yüküm- SS-5 formunu doldurmanız gerekmektedir. lüsü numarası isteyeceklerdir. Sosyal Güvenlik Numaranız yoksa bir numaraya ihtiyacınız olup Size verilen formdaki bilgileri dikkatlice okuyun. olmadığını belirlemek için IRS ile bağlantı kurun. Formla beraber, yasal yabancı statüsü onay belgesi de dahil orijinal belgelerinizi götürmek zorundasınız. – Okul kayıtları ya da eğitim sınavları için başvurmak: Eğer 18 yaş veya üstündeyseniz ve şimdiye kaOkulların numarayı, eğitim programlarını işleve dar hiç numaranız olmamışsa şahsen veya posta koymak üzere kullanma yetkisi yoktur. SAT, GRE ile başvurmanız gerekmektedir. Sosyal Güvenlik ve diğer eğitim sınavlarına başvuran öğrenciler Şubesi belgelerinizi size geri verecektir. Eğer belsınava girmek için Sosyal Güvenlik Numarası al- gelerinizin aslını postalamak istemiyorsanız, en yakın Sosyal Güvenlik şubesine bırakın. mak zorunda değildirler.

Eğer Immigration and Naturalization Service (INS)’ten ABD’de çalışmak üzere izin almış bir yabancı olarak kabul aldıysanız, Sosyal Güvenlik Numarası almanız gerekir. Çalışma izniniz – Okulların yemek hizmetlerine başvurmak. yoksa eyalet yönetimi ve yerel yönetim sizden su kanunlar kapsamında olmanız için sosyal güven- “Sosyal Güvenlik Numarasına Nasıl Başvuracağım?” lik numarası isteyecektir.

Eğer ABD’de çalışma izniniz yoksa numara istediğinizi belirten bir mektup yazmalısınız. Bu mektubunuz, sizden Sosyal Güvenlik Numarası isteyen kanunu referans göstermeli ve numara hariç bütün talepleri yerine getirdiğinizi Vergi için bir numara almanız gerekiyor ve siz hala ABD’de alacağınız Sosyal Güvenlik kartında ispatlamalıdır. İşsizlik durumunda verilmiş bir Sosyal Güvenlikten bir numara verilmesi için ta- Sosyal Güvenlik İdaresi tarafından verilen numarayı çalışırken kullanamazsınız.


Eylül 2011

18

EMRE ERTÜRK: “TEKSTİLDEKİ DESTEK TASARIMCIYA ULAŞMIYOR” Bazı ülkelerin vize verirken başvuru yapan kişinin ülkesinden kaç sanatçı çıktığına bakıldığını söyleyen ünlü çanta tasarımcısı Emre Ertürk, Türkiye’de devlet tarafından tekstil firmalarına verilen desteklerin tasarımcılara da verilmesinin dünyaca tanınan Türk markalarının doğmasını kolaylaştıracağına dikkat çekti. Nations’ın da, az Sarayın

New York, Yenİ HaYat, arda SaYIner

’Bir ülkenin tanıtımı için uluslararası moda markası çıkarması en az otomobil üretmesi kadar etkilidir’ derler. Bu görüşü nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Türkiye moda markaları üzerinden tanıtımda hangi seviyede? Kesinlikle doğru hatta belki ülke tanıtımında çok daha etkilidir. Siz bu soruyu sorunca ister istemeden dolaylı bir bağlantı kurdum. Bir kaç yabancı konsoloslukta çalışan arkadaşlarım bana: ‘Biz vize verirken hangi ülkeden kaç sanatçı çıkartmış ona da mutlaka bakarız’ diyorlar. Demek ki farklı ırkların başka ırklara bakış açısı dolaylı dolaysız kendisini yaratıcı platformda ne kadar iyi tanıtıp tanıtmaması ile de alakalı olabiliyor.

Hollywood’un da ilgisini çekecek olanlar tasarım markaları, tasarımcıları ve verdikleri mesajı olacaktır. Dünya daha çok yaratıcı kişilerin peşinde. Umuyorum ileriki zamanlarda Türkiyemiz’de de tasarımcılara destek verilir. Ülke hiç kuşkusuz böylece çok daha prestijli tanıtımlara Türkiye çok daha iyi iş çıkartabilecek potan- şahit olur. siyele sahip bir ülke. Ancak tüm dünyada daha çok tasarım markaları tanıtıldığında veya Amerika’daki kadın tüketitasarım markaları ile ortak işbirliği yapılan cilerin moda alışkanlıkları projelerde dünya basınından ve üst seviyedeki ile Türk kadınlarının ki kişilerden ilgi alaka görüyor. Türkiye’de şu an arasında ne gibi temel farkdaha çok tekstil firmaları aldıkları desteklerle lar görüyorsunuz? mağaza açıyorlar ya da fuarlara katılıyorlar. Tasarımcılara destek maalesef yeterli değil Amerika’daki gibi Türkiye’de henüz. Halbuki bugün Unicef’in de, United de kadın tüketiciler kendine

B e y - küçük yatırımlar yapmayı çok seviyor. Ancak d a , nüfusa oranla Amerika tabi bu konuda çok daha ileride. Yaşarken hayattan daha fazla haz almayı bilmekle başlayan tüketim sendromunu psikologlar tarafından bile tavsiye edilen bir deşarj biçimi. Ya da tam tersi ufak tefek sıkıntılar sonucu alış veriş yapan insanlar da var. Amerika’da yaratıcı fikirler çok değer görüyor. Bizde de çok yakın olmasa da yeni yaratıcı fikirlere açığız bir nevi. Eğer bir insan tüketebildiği için Allah’a ve sisteme müteşekkir ise o tüketici baş tacımızdır. Türkiye’nin Arap dünyasıyla yakınlaştığı şu günlerde sizce Türk modacıları Arap ülkelerindeki tüketicilere neler vaat edebilir? Amerikalı ve Avrupalı modacılardan farklı neler yaparak bu zengin pazardaki yerini güçlendirebilir?


Eylül 2011

19

isteyen tasarımcıların ürünlerini Hollywood’lu ve profesyonel tüketicilerle buluşturuyoruz, koleksiyonlarını kitlelere ulaştırmak için akılda kalıcı lansmanlar organize ediyoruz ayrıca markalara marka doğru marka ismini ve konseptini buluyor web sitelerini de tasarlıyoruz. Bir markanın kısa sürede tanınmasını sağlıyoruz. Bize email atabilirler. Emreny.com’daki ‘Brand Consulting’ sayfasında daha geniş bilgi alabilirler. Emre NY markası olarak ne tür sosyal sorumluluk projeleri yürütüyorsunuz? Sosyal sorumluluk projelerinde yer almanın moda markalarına kattığı değer sizce nedir? Türkiye’deki markaların bu konuya ilgisini hangi derecede buluyorsunuz?

Biz şu an Dubai’ye bir proje hazırladık. Saraciyede yani çanta aksesuarda bölgesel renklendirmeye gittik. Yani onlara has renkleri ekledik. Brezilyada sattığımız renklerden daha farklı renkler ve desenlerde çantalar hazırladık. Amerika ve Avrupa bizde daha önce yakınlaşmıştı Arap ülkelerine. Sırada Türkler olursa ekonomi açısından çok parlak olur ve söz sahibi olabiliriz diye düşünüyorum. Ressamlığa tekrar geri dönmeyi ya da tüketicilerin karşısına farklı yaratıcı alanlarda çıkmayı düşünüyor musunuz? Emre Ertürk’ün kısa vadedeki planları neler? Ressamlığı bırakmadım. Geçen sene Gerswhin Müzesi’nde çalışmalarım sergilendi şu an da ise Toprak Sanat Galerisi’nde eserlerim sergileniyor. Eylül ayında Blancherie adlı prestij ev tekstili markasıyla ortak çalışma sonucu Emre Ertürk tablolarının basılı olduğu nevresim takımları, yastıklar, havlu gibi ürünlerin yer aldığı çok özel bir ev koleksiyonumuz çıkacak. Hem Emre NY’in internet sayfasında hem de çantalarımızı satan mağazalar da satılacak. Nevresim takımının ambalajı bir bayan çantası olacak. Bunun dışında da Emre NY ‘in ev koleksiyonu ile çanta ve aksesuar koleksiyonlarını satmak üzere bu işte bilgi ve tecrübe sahibi olan kişilere Emre NY franchising veriyoruz. Dubai ve diğer ülkeler franchise sistemi ile çalışıyor. Her mağazaya da bir adet Emre Ertürk tablosu veriyoruz dekorda eşsiz bir enerji ve bütünlük sağlaması için. Artık çağ modern markaların çağı, Emre NY gibi modern markalarda tasarım özelliği olduğu için artık herkes Emre NY’in tüm ürünleri tek mağazada satın almak görmek ellemek kokla-

mak istiy o r. Satışlarım da her yıl artıyor. Bu yüzden de franchise ile doğru kişilerin elinde hep beraber büyümek en yoğunlaştığımız hedefimiz. Farklı moda alanlarında ABD’de faaliyet göstermek isteyen girişimcilere danışmanlıkta bulunuyor musunuz? Emre Ertürk’ün deneyimlerinden yeni nesil girişimciler nasıl faydalanabilir? Bunun için ben yönetici başta olmak üzere ciddi bir ekibim var. Markalaşmanın kurallarını öğretiyorum. Markalaşmak

Ben isme reklam yapmak için sosyal sorumluluk projesi yürütmeye karşıyım. O yüzden nasıl değer katar bilmiyorum. İlk büyük sosyal sorumluluk projem 23 yaşındaydı. Açtığım bir resim sergisi ile Aids Savaşım Derneği’ne bağış yapmıştım ardından onlarca sergim sırasıyla Bosna’daki Öksüz Kalmış Çocuklar yararına, Sokak Çocukları, Deprem Zedeler, Mehmetçik Vakfı, Kimsesiz Çocuklar ve daha birçok sosyal sorumluluk projesine resim satarak hatırı sayılır bağışlar yaptım. Bana b u n u kimse öğretmedi. Yaşım itibariyle de bunun bana nasıl bir değer katarını düşünemedim. Emre NY markası ile de Göğüs Kanseri, Humane Society of NY, Kidney Foundation CA, Animal Haven ve daha saymakla bitmeyecek birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldım. Çocuk yaşlardan beri paylaşmayı hayat tarzı olarak gördüğüm için inanın markama ya da tablolarıma ne faydası olur düşünmedim.


Eylül 2011

20

ABD’DEKİ ÖĞRENCİLERİN KABUSU TESTLER

New York, Yenİ Hayat

TOEFL

Halen TOEFL dünyadaki bir çok ülkede bilgisayar ortamında verilmektedir ve kağıt üzerindeki baskısı yavaş yavaş kullanımdan kaldırılmaktadır. Bu test sadece kısıtlı sayıda bilgisayar bulunan test merkezlerinde her ayın birçok günü verilmektedir. En yakın test merkezine ulaşmak için seyahat etmek zorunda kalabilirsiniz. Test Kaydı: Ön kayıt gereklidir. Test merkezine gidip aynı gün yer bulmak mümkün değildir. Bilgisayar destekli testin son kayıt tarihleri değişir. TOEFL kurallarına göre, kayıt tarihinin son günü, mektupla başvurularda teste girmek istediğiniz tarihten üç hafta önce, faksla başvurularda bir hafta önce ve telefon başvurularında iki gün öncedir. Faksla veya telefonla kayıt yaptırmak için kredi kartına gerek olduğunu unutmayın. Teste girmeyi tercih ettiğiniz günleri belirtirseniz, test görevlileri talebinizi karşılamaya çalışacaklardır. Ancak, yılın bazı dönemlerinde veya bazı şehirlerde merkezler çok dolu olabilir. Bu nedenle istediğiniz tarihten en az iki veya üç ay önce başvurunuzu yapmanızı öneririz. Kağıt üstünde testlerin halen sürdürüldüğü ülkelerde yıl boyunca test belli tarihlerde açılır ve kayıt tarihleri bundan ortalama altı hafta öncedir. TOEFL kayıt duyurularını Amerika Birleşik Devletleri’ndeki test görevlilerinden veya ülkenizin bölgesel kayıt merkezinden ya da bir ABD eğitim bilgi ve danışma merkezinden alabilirsiniz. Bu merkezler sizden posta masraflarını karşılamanızı isteyebilirler ve ayrıca

ABD’de almak istediğiniz eğitimin seviyesine bağlı olarak Amerikan eğitim sisteminin zorunlu kıldığı bazı sınavlara girmeniz kaçınılmazdır. Yabancı öğrenciler gibi ABD’li öğrencilerin de hazırlanması gereken sınavlara herkes yüksek bir derece tutturmak için yıl boyunca çalışır. İşte milyonlarca öğrencinin kabusu olan bu TOEFL, SAT, GRE ve GMAT’in detaylarını sınavlara yeni hazırlanan okuyucularımız için derledik. ellerinde başvuru için kullanabileceğiniz, ödünç verir. Genel olarak, kolejler 250 ve üstü puanları alabileceğiniz veya satın alabileceğiniz test hazırlık çok iyi, 97’nin altında olan puanları ise yetersiz malzemesi de olabilir. olarak kabul ederler. Lisans öğrencileri için ortalama puanlar 173 ile 250 arasında değişmektedir. Eğer ABD vatandaşı değilseniz ve anadiliniz İngilizce olmayıp okul yaşamınızın büyük bir bölümünde İngilizce eğitim almışsanız, TOEFL koşulundan muaf tutulabilirsiniz. Bu konuda ABD üniversitesiyle yazışabilmek için başvuru Hem SAT I hem de SAT II dünyanın birçok yerişlemleri sırasında yeterli zaman ayırın. Ameri- inde yılda birkaç kere yapılır. Ön-kayıt gereklidir kan üniversiteleri orta öğretimdeki İngilizce dili ve son kayıt tarihleri genellikle sınavdan altı hafta sınav sonuçlarınızı dil yeteneğiniz için kanıt olarak öncedir. Tarihler, test merkezleri, harçlar ve kayıt kabul etmeyebilir. işlemleri konusunda daha ayrıntılı bilgiyi SAT kayıt duyurusunda veya SAT test görevlilerinin www. Bu test sınava girenlerin Kuzey Amerika collegeboard.org adresindeki internet sitesinde İngilizcesini anlayabilme yeteneğini ölçmek bulabilirsiniz. Kayıt duyurularını Amerika Birleşik için çoktan seçmeli ve yazı biçimini kullanır. Test Devletleri’ndeki Kolej Yönetim Merkezi’nden veya dört bölümden oluşur: dinleme, yapı, okuma size en yakın ABD eğitim bilgi ve danışma merkezve yazma. Yazı kısmında teste girenin bir yazı inden alabilirsiniz. Bu merkezler sizden posta yazması istenir. ücreti isteyebilirler. Ayrıca A.B.D. merkezlerinin elinde başvuru için kullanabileceğiniz, ödünç TOEFL bilgisayarla uyarlanan bir testtir, bu alabileceğiniz veya satın alabileceğiniz örnek sonedenle teste giren bütün öğrenciler aynı soruları rular ve diğer test hazırlık malzemeleri de olabilir. yanıtlamaz. Bunun yerine, her soruda öğrencinin ne kadar başarılı olduğuna bağlı olarak, bilgisayar SAT I öncelikle çoktan-seçmeli bir test olup söbir sonraki sorunun düzeyinin daha zor veya ko- zel ve matematiksel mantık yürütme becerilerini lay olmasına karar verir. ölçer. Bu test yedi tane yarımşar saatlik bölümden oluşur: üç sözel, üç matematiksel ve bir tane faDoğru yanıtladığınız soruların toplam sayısı ve zladan denkleştiren bölüm vardır. Bu bölüm sözel yazıdan alacağınız puan her bölüm için ham veya matematiksel olabilir. Son bölüm her yıl için puanınızı oluşturur. Ham puanlar daha sonra her eşit zorluk derecesini sağlamak için kullanılır ve bölüm için bilgisayar destekli testlerde 0 ile 30 sizin puanınızı etkilemez. arasında derecelendirilmiş puanlara dönüştürülür. Bunlardan bilgisayarlı testler için 40 ve 300 SAT II Konu Testleri de öncelikle çoktan-seçmeli arasında değişen bir toplam puan hesaplanır. Her testler olup, sadece bir saat sürerler. Belirli konu kolej hangi puanı kabul edeceğine kendisi karar alanlarındaki bilginizi ölçerler.

SAT


Eylül 2011

Birçok ABD koleji ve üniversitesi, özellikle daha iddialı kabul kriterleri olanlar, kabul ve/veya yerleştirme amacıyla bir veya daha çok SAT II test puanını ya isterler ya da önerirler. Her hangi bir SAT II testine kaydolmadan önce her kurumun şartlarını dikkatle inceleyin. Bazı kolejler hangi konu testlerine girmeniz gerektiğini söylerken, diğerleri seçimi size bırakır.

21

kullanabilme yeteneklerini bölümde 4 farklı soru tipi vardır.

ölçer.

Sözel

– Cümle tamamlama (Sentence Completions) – Eş anlamlı kelimeler (Analogies) – Zıt anlamlı kelimeler (Antonyms) – Okuma algılama (Reading Comprehension): Bu bölüm standart sınavların en önemli bölümüdür. Parçayı okurken seri olmak ve parçada ne SAT I testinin matematiksel ve sözel bölümlerinin anlatıldığını anlamak önemlidir. her biri 200 ile 800 arasında puanlandırılır. Bu nedenle, alınabilecek en yüksek bileşik puan 2) Quantative (Matematik) Bölüm: 45 dakikadır ve 1600’dür. Matematiksel ve sözel bölümler için 28 sorudan oluşur. Soru tipleri; puanlar kolejlere ayrı ayrı bildirilir. Birçok kolej reh- – Sayısal karşılaştırma beri ve katalogunda kurumların ortalama puanları (Quantitative Comparisons - QCs) bulunur. Bunun amacı göreceli seçicilik için bir – Problem çözme (Problem Solvıng) (Grafik okuyön göstermektir. SAT II Konu Testleri de 200 ile ma, yüzde hesapları, mod, aralık, aritmetik orta800 arasında puanlandırılır. lama, olasılık soruları, üçgenler)

GRE

GRE (Graduate Record Examinations) mühendislik ve temel bilimler branşlarında “yüksek lisans” yapmak isteyenlerin girmesi gereken bir sınavdır. General, Subject ve Writing Assessment olmak üzere üç türü bulunmaktadır. GRE General Test, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de bilgisayarda uygulanan, herhangi bir çalışma alanına bağlı olmayan sözel, sayısal ve analitik problem çözebilme yeteneğini ölçen bir sınavdır. GRE Subject Test, teste girenin belirli bir bilim dalı hakkındaki bilgilerini ölçer. Bilgisayarlı sisteme henüz geçmemiş olan bu sınav 14 farklı alanda uygulanmakta olup, toplam süresi 170 dakikadır.

Sayısal karşılaştırma sorularında iki tane matematiksel ifade verilip bunlarda hangisinin büyük ya GRE Writing Assessment, üst düzey düşünme ve da küçük olduğu gibi birbirleri arasındaki ilişkiyi yazı yazabilme yeteneğini ölçer. Sınavın dünyanın bulmaya yönelik sorular sorulur. Cevap olarak bir birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de bilgi- değer bulmanız istenmez. sayarda uygulanmakta olması nedeni ile istenen 3) Analitik (Mantık) Bölüm: Bu bölümde herhangi bir tarihte sınava girilebilir. bilgisayarda 2 konu hakkında kompozisyon GRE sınavı herhangi bir yoğun hazırlık ger- yazmanız istenecektir. ektirmeyen ve birikimleriniz sonucu oluşan bilginizi ölçmek için hazırlanmış bir sınavdır. So- Konulardan biri: Perspektif sunumu (Presrular üzerinde istediğiniz kadar düşünebilirsiniz. ent your Perspective on an Issue): Verilen iki seçim yaparak görüşünüzü Ancak, her bölüm için ayrılan süreye göre konudan kendinizi hazırlamaya dikkat edin. Soruları savunmanız istenecektir. Burada önemli olan boş bırakmayınız. Bölümü zamanında bitirmek düşüncenizin ne olduğu değil, kendinizi nasıl için, emin olmasanız da soruları tahminde bu- ifade ettiğiniz, İngilizceyi nasıl kullandığınızdır. lunarak yanıtlamak zorundasınız. Sınav şu üç Süre 45 dakikadır. bölümden oluşur: Argüman analizi (Analyze an Argument): Ver1) Verbal (Sözel) Bölüm: 30 dakika sürer ilen konuyu değerlendirmeniz, analiz etmeniz ve 30 sorudan oluşur. Adayların İngilizceyi istenir. 30 dakika süre verilir.

GMAT

GMAT, İşletme dalında Master Programı (MBA) olan 131 okulun oluşturduğu Graduate Management Admission Council (GMAC) tarafından yönlendirilen ve Educational Testing Service (ETS) tarafından gerçekleştirilen bir sınavdır. GMAT, sözel, sayısal ve analitik yetenekleri ölçmeyi amaçlayan bir sınavdır ve okullara başvuran öğrencilerin işletme ve ilgili diğer alanlar üzerine Yüksek Lisans Eğitimi alma yeterliklerini belirlemede yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Lisansüstü İşletme Kabul Sınavı (Graduate Management Admission Test - GMAT), kabul görevlilerine, danışmanlara ve MBA adayı öğrencilere lisansüstü düzeyde bir işletme eğitimi almak için gerekli akademik yeterlikler hakkında bir fikir vermek amacıyla h a z ı r l a n m a k t a d ı r. GMAT, kabul aşamasında göz önünde bulundurulan unsurlardan sadece biridir. Lisans derecesi genel not ortalaması, profesyonel iş deneyimi, tavsiye mektupları ve kişisel ifade gücünü ölçen ‘essay’/ başvuru yazılarıyla birlikte değerlendirilen GMAT sınav sonuçları MBA programlarına kabul edilecek öğrencileri belirlemek için kullanılır. GMAT sınavı, işletme ve ilgili alanlardaki bilgi yeterliği, lisans eğitiminde belirli bir alanda edinilen bilgileri, motivasyon, yaratıcılık insan ilişkileri gibi karakter özelliklerini veya diğer bir alandaki yeterliliği ölçmeyi amaçlayan bir sınav değildir. Çoktan seçmeli (Sözel, Sayısal) ve Kompozisyon (Analytical Writing Asessment) olmak üzere 2 bölümden oluşmaktadır. Bilgisayarlı GMAT CAT sınavları Kuzey Amerika’daki 400’e yakın sınav merkezi ile Kuzey Amerika dışında ülkelerde yapılmaktadır. Sınav merkezleri genelde üniversiteler, kolejler, bazı liseler, ETS ofisleri ve Sylvan Teknoloji Merkezleri’nde yer alır. Kuzey Amerika dışındaki bilgisayar ağının gerekli yeterliliğe ulaşamadığı yerlerde GMAT sınavları hala kağıt üzerinde yapılmaktadır. GMAT sınavlarının kağıt kalemle yapıldığı zamanlarda yılda ancak üç kere düzenlenebilen bu sınav, günümüzde bilgisayar merkezlerinde her ayın üç haftasında sürekli olarak yapılmaktadır. Test saatleri ve günleri sınavı yapan merkezler arasında değişiklik gösterebilir.


Eylül 2011

22

ABD’DE YÜKSEK ÖĞRETİM İÇİN AVANTAJLI ALTERNATİF: COMMUNITY COLLEGE

New York, Yenİ Hayat

ABD’deki eğitim sistemi içinde diğer kolejler arasındaki itibarı sebebiyle ikinci sırada tercih edilen Community College (Kamu Yüksek Okulu) sistemi aslında birçok avantajı bünyesinde barındırıyor. Bizler de Yeni Hayat olarak Community College’ların sunduğu avantajları sizler için inceledik ve en önemli öğrenci kriterlerini mercek altına aldık. OKULA GİRİŞ

Öğrenciler uluslararası kabul başvurusu konusunda bilgi istemek için dört-yıllık üniversitlerde olduğu gibi iki-yıllık üniversitede de kayıt kabul bürolarına başvurmalıdır. Artık bir çok Community College’ın bilgisayarınıza yüklenebilen veya çevrimiçi uygulamaları olan internet siteleri vardır.

Community College (Kominite Yüksek Okulu)’ları “açık kapı” giriş politikası uygularlar. Bunun anlamı kayıt yaptırmak isteyen ve asgari giriş koşullarını sağlayan herkesin kayıt yaptırabilmesidir. Her kurumun kendine ait bir dizi giriş koşulları vardır ama çoğunlukla hepsi en az MALİYETLER aşağıdakileri içerir: Bir çok uluslararası öğrenci için Community College’larının en çekici yanı düşük – Doldurulmuş başvuru formu; – Orta eğitimin (genellikle 12 yıllık eğitim) maliyetli olmalarıdır. tamamlandığını gösteren bir kanıt; College’lardaki okul ücreti – İngilizce dilindeki ustalığın belgelenmesi Community ve harçlar alınan eğitim programına ve kole(çoğunlukla TOEFL sonuçları); – Mali desteğin kanıtı (I-20 formu için gerekli- jin devlet veya özel olmasına göre değişir. dir — 11. bölüme bakınız, “Öğrenci Vizesi için Yine de, iki-yıllık bir kuruma devam etmenin maliyeti aynı coğrafi bölgede bulunan Başvurmak”). dört-yıllık bir üniversiteden genellikle daha TOEFL şartı genellikle community koleji için dört- düşüktür. Bu durum, eyalet dışından gelyıllık bir kurumdan daha düşüktür. Ayrıca eğer en bütün öğrencilerin eyalette oturanlardan TOEFL puanınız giriş şartlarının biraz altındaysa, daha yüksek bir oranda ödeme yaptığı Community College sizi İkinci Dil olarak İngilizce devlete bağlı Community College’larda (ESL) programına kabul edebilir. Önerilen ESL okuyan uluslararası öğrenciler için bile İki-yıllık üniversitlerin ekoderslerinin başarılı bir şekilde tamamlanması size geçerlidir. Community College’ın daha geniş olan akademik nomik açıdan sağladığı avantajın göz ardı edilmesi zordur. dünyasının kapılarını açacaktır.

MALİ YARDIM Genel olarak, devletin desteklediği Community College’larında uluslararası öğrencilerin mali yardım bulması zor olacaktır. Her ne kadar üniversitelerin verdikleri burslar içinde uluslararası öğrencilere açık olanları konusunda onlardan bilgi almanız gerekirse de, öğrencilere sunulan yardımların hemen hemen tümü federal veya yerel hükümetten gelecek olup, özellikle ABD vatandaşları ve sürekli ikamet edenler için ayrılmıştır. Mali yardım alma şansınız özel üniversitelerden biraz daha fazladır. Vakıflar, şirketler veya dernekler gibi diğer özel kurumların da burslar için ayrılmış finansal kaynakları olabilir. ÖĞRENCİ YAŞAMI Bir Community College’inde hizmetler ve çalışanlar destekleyici bir eğitim ortamı sağlamak konusunda önemli bir rol oynarlar. Akademik yardım ESL programı şeklindedir; matematik, okuma ve yazma, eğitim hizmetleri ve akademik danışmanlık gibi geliştirici dersler içerir. Öğrenci hizmetleri kapsamında kişisel ve mesleki danışmanlar, engelli öğrencilere uygun tesisler ve ders programı dışında kalan faaliyetleri kapsar. İşbirliği içindeki


Eylül 2011

23

eğitim büroları öğrenciler için eğitim olanakları TRANSFER VE EKLEMLENME ANLAŞMALARI veya staj bulabilmek için toplumdaki şirketlerle Bir Community College’dan dört-yıllık bir kubağlantı kurar. ruma pürüzsüz bir transfer, akreditasyonun yanı Önemli bir başka konu da, uluslararası öğrenci sıra iki okul arasındaki eklemlenme anlaşmasının yetiştirme konusunda bir geçmişe sahip olan gücüne de bağlıdır. Bu anlaşmalar bir kuruluştan kurumların yabancı öğrenciler için özel öğrenci diğerine hangi derslerin otomatik olarak geçiş danışmanları olmasıdır. Bu durum, sizin o üniversite yapabileceğini ve bu yolla dört-yıllık diploma ilgili deneyiminizde önemli bir fark yaratacaktır, zira programı için kabul edilebileceğini belirtir. Amerika Birleşik Devletleri’nde okuyan uluslararası öğrencilerin karşılaştığı çok özel vize, akademik, kültürel ve kişisel sorunlarla ilgili olarak bu personelin daha fazla deneyimi olacaktır. İki-yıllık üniversitelerin çoğu öğrencilere kalacak yer sağlamazlar ama genellikle yerel konut grupları aracılığıyla yardımcı olurlar. Öğrenciler kampüse gidip gelir ve yerel toplumla birlikte yaşar. Bu deneyim dört-yıllık okulların kampüsündeki öğrenci yatakhanelerinde yaşamaktan çok farklıdır ve bu uluslararası öğrenciler için bağımsızlıklarını geliştirmek ve Amerikan yaşamını incelemek açısından çok iyi bir fırsattır. SINIF DENEYİMİ

– Bir ana dal belirlemek için Community College’ın akademik danışman veya transfer danışmanıyla görüşün. – Dört-yıllık bir kurum seçin ve transfer politikası ve eğitim programları konusunda son bilgileri elde etmeye çalışın. Dikkatli bir planlama yapmanızı gerektiren nedenlerden bir tanesi, birbiriyle eşdeğer diplomalar veren okullarda temel derslerin aynı olmamasıdır. Dört-yıllık kurumu erkenden hedefleyip, geçiş için nelerin gerekli olduğunu belirledikten sonra dikkatle hazırlanmış bir program izlerseniz, gereksiz gayret ve giderleri önlemiş olursunuz. Ayrıca, akreditasyon veya üniversite şartları nedeniyle, bazı dört-yıllık kurumlar diğer okullardan bazı dersleri kabul edemezler. Öğrenciler özellikle işletme ve mühendislik gibi eğitim alanlarında bir çok ders almadan önce, bütün kısıtlamalardan haberdar olan kendi akademik / transfer danışmanlarıyla görüşmelidir.

Devlete ait Community College’ları geçiş için ana hatları geliştirmek üzere kendi eyaletlerindeki devlet üniversiteleriyle sıkı bir bağlantı içinde çalışırlar. Özel veya eyalet dışından bir kurum için kredi transferi bu derece tanımlanmış olmayabilir. Eğer son hedefiniz bir lisans diploması almaksa, o zaman mümkün olan en kısa zamanda:

Community College’ların başarısı her şeyden daha çok, sınıflarından kaynaklanır. Öğretim üyeleri öğrencilerle araştırma yapmak veya makaleler yayımlamak konularında etkileşimli çalışmayı tercih eden uzman eğitimciler olmakla tanınırlar. Ayrıca, sınıflar genellikle daha küçük olduğundan, – Transfer için ön-lisans eğitimciler her öğrenciyle bire bir ilgilenebilirler. istediğinizi belirtin.

diploması

Son yıllardaki yenilikçi ayarlamalar iki-yıllık okullardan dört-yıllık okullara geçiş yapmayı kolaylaştırmıştır. Bazı kurumlar birlikte çalışarak öğrencilerin hem iki-yıllık, hem de dört-yıllık okullara aynı anda kabul edilmesine olanak sağlayan “ikili kabul” politikaları oluşturmuştur. Öğrenci ön-lisans diploması programını tamamlar tamamlamaz, işbirliği almak yapan üniversitenin lisans diploması programına doğrudan geçiş yapabilir.


Eylül 2011

24

Uluslararası Amerİkan Şİrketlerİnde Çalışanların Gözü Türkİye’de Amerika’da dünyanın en gözde şirketlerinde çalışan Türk yöneticiler, bir gün Türkiye’ye geri dönme fikrini akıllarından çıkaramıyorlar New York, ANKA

A

merika’da dünyanın en gözde şirketlerinde çalışan Türk yöneticiler, bir gün Türkiye’ye geri dönme fikrini akıllarından çıkarmıyorlar. Coca Cola’da Muhtar Kent’in prenslerinden olan ve Coca Cola’nın vitaminli içecek markası Glaceau’nun Global Ticari Direktörü Sinan Altun ve dünyaca ünlü ayakkabı markası Steve Madden’in Uluslararası İş Geliştirmeden Sorumlu Vice President’ı olarak görev yapan Funda Cerit, kariyerlerini ABD’de bırakıp Türkiye’de devam ettirenlerden iki örnek isim. Altun, İstanbul’un gözde alışveriş merkezlerinden Kanyon’da restoran işletmeciliğine soyunurken, Cerit, Nişantaşı’nda kardeşiyle açtığı ayakkabı şirketi ile büyüyor.

Coca Cola Atlanta Merkezİ’nden Japon Sunumuyla İtalyan Mutfağı ve Mozzerallası İle Kanyon’a Coca-Cola’da 1997 yılında Kafkasya ve Orta Asya’dan sorumlu Fanta ve Bonaqua Ürün Müdürü olarak işe başlayan Sinan Altun, bir süre sonra Coca-Cola’nın merkezi Atlanta’ya dünya genelinde 600 aday arasından seçilerek meyve sularından sorumlu Ticari, Müşteri ve Saha Pazarlama Müdürü olarak transfer oldu. Coca-Cola’nın parlayan genç yöneticilerinden biri olan Altun, 13 yıllık kariyerinde son olarak Coca-Cola gazsız içeceklerden sorumlu global ticaret direktörü olarak görev yaptı. Coca-Cola’nın 4.1 milyar dolara satın aldığı Glaceau markasının operasyonunu yöneten isimlerden biri olan Altun, Glaceau markasının dünya genelindeki pazarlara açılmasında önemli rol üstlendi.

Coca-Cola’dan ayrılması zannettiği kadar kolay olmadı. Yönetim ayrılma teklifini kabul etti ancak yerine geçecek kişiyi bulmasını rica etti. Altun, kendi yerine geçecek kişiyi belirlemek için 13 kişiyle görüştü. Ayrılacağını açıkladıktan sonra Glaceau’nun Japonya, Kore, Çin, İsveç gibi ülkelerdeki lansmanlarına katıldı. Lansmanların ardı arkası kesilmeyeceğine kararlaştırdığı 1 Mart 2010’da Yine Glaceau markasının bir lansmanı için Japonya’da görevini resmi olarak bıraktı. bulunduğu sırada Obika isimli restoranı keşfetti. Temmuz 2009’da Atlanta Coca-Cola’daki Obika Mozzeralla Bar, ilk kez 2004 yılında Roma’da görevinden ayrılacağını yönetime bildirdi. Altun, Bvlgari otellerinin üst düzey yöneticisi İtalyan Silvio “Ayrılacağımı söylediğimde kafamda ne iş yapacağım Ursini tarafından kuruldu. Obika, İtalyan mutfağını Japon stili ile sunan ve dünya genelinde İtalya, yoktu” diyor.

İngiltere, Japonya, ABD ve Türkiye olmak üzere 5 farklı ülkede 16 farklı şehirde müşterileri ile buluşuyor. Obika, İtalyanca’da Napoli lehçesinde “işte buyurun” anlamına geliyor. Mozzarellası ile ünlü mekanın İtalyan şehirleri Roma, Milan, Floransa, Palermo, Turin dışında Londra, New York, Los Angeles, Kuveyt City ve Tokyo’da şubeleri bulunuyor. İstanbul’da alışveriş merkezi Kanyon’da açılan mekanın özellikleri arasında menüsündeki hiçbir üründe sarımsak ve soğan bulunmaması yer alıyor. İstanbul Obika diğer 15 şubenin aksine pizza servis eden tek mekan olarak hizmet veriyor. Mekan Kasım 2010 tarihinde açılmasına rağmen İstanbul’da pek çok ünlünün uğrak yeri olmayı başardıklarını söyleyen Altun, aşçı ve restoran menajerinin İtalya’da eğitim aldığını ifade ediyor. Mekanı çocukluk arkadaşı Mehmet Can Karabağ ile birlikte açan Altun, Obika’nın 10 yıl boyunca Kuzey Kıbrıs ve Türkiye tüm haklarının sahibi. Innovative Hospitality Concepts tarafından New York’ta da ilk şubesi 2008 Sonbaharı’nda açılan Obika’nın yatırımcıları, ABD’de gelecek 10 yılda 20 Obika daha açmayı planlıyor. Coca-Cola’da herkesin hayali bir işte çalışırken, neden restoran gibi zorlu bir işi tercih ettiği sorusuna Altun, “Hep böyle bir mekan sahibi olma hayalim vardı ve Türkiye’ye dönme arzusunun bir sonucu” diye konuşuyor. Altun’un ABD’de P&G’nin reklam ve marka iletişimini yöneten eşi Serfinaz Altun da Türkiye’ye dönüşle birlikte yeni kariyerine İstanbul’da devam ediyor. Obika, İtalya’nın Campania bölgesinde yapılan en iyi Mozzarella’yı kullanmasıyla tanınıyor. Restoran, geleneksel tariflerini, yüksek kaliteli İtalyan ürünleriyle sunan bir İtalyan konsepti olarak biliniyor. Obika’daki yemeklerin bir bölümü müşterilerin gözleri önünde hazırlanıyor ve geleneksel suşi barlarından ve Japon stilinden esinlenilerek servis ediliyor. New York’ta


Eylül 2011

25

çok girişimci bir yapıya sahip olduğumu söylerken, Steve Madden’dekiler çok kurumsal olduğumu söylüyordu” diyor. Cerit, dağıtım ağı oluşturmak üzere kendi pazarlarında uluslararası marka satma deneyime sahip şirketlerle anlaşmalar imzalayarak Steve Madden’i dünyaya açmaya başladı. Kısa sürede Uluslararası İş Geliştirmeden sorumlu Vice President olan Cerit, doğru iş ortakları ile anlaşmalar yaparak, doğru ürünü doğru pazarlara ulaştırarak iş hacminin 3.5 yılda 9 kat büyümesini sağladı. Cerit, “Bu süre zarfında kendi özel yaşantımı unutacak kadar işe odaklandım. Steve Madden’in hemen yanı başında bir daire satın aldım. Günde 18 saat çalıştım. 3.5 yılın ardından kendimi bir hastanenin acil servisinde buldum. O gün, oyuna dalıp iş hayatının pek çok şeyi unutturmasının doğru olmadığına karar verdim” diyor. Madison Avenue’de faaliyet gösteren Obika, IBM binasıyla aynı yerde bulunuyor. Kız kardeşinin New York’a geldiği bir dönemde hayatta pek çok şeyi kaçırdığının Öğle yemekleri ortalaması ise 18 dolar. Türkiye’deki kişi başı miktar ise 50 TL. da farkına vardı. Steve Madden’deki görevinden istifa edip İstanbul’a yerleşme kararı aldı. QUEENS MERKEZLİ STEVE MADDEN’DAN NİŞANTAŞI’NA Uzun yıllar Türkiye’de dizayner olarak çalışan kardeşi ile kendi deneyimini bir İngilizce öğrenmek ve master yapmak üzere Wichita, Kansas’a gelmek üzere araya getirerek yeni bir iş kurmaya karar verdi. Kendi şirketleri FFC New York’u İstanbul’dan yola çıktığında, ABD’ye sadece altı aylığına gelmişti. kurdular. Kısa süre zarfında Amerikan ayakkabı markaları Pour La Victoire ve Kelsi Dagger gibi firmalarla anlaştı. Çok çalışma, deneyim ve saygınlık yeni işlerindeki Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu olan Funda Cerit, Kansas’ta MBA’ini en büyük kredileri oldu. yaptığı sürede Payless ShoeSource’da ticari analist olarak işe başladı. Cerit, şimdi Türkiye pazarında her gün yeni bir şeyler öğrenmenin heyecanını Payless’in Meksika pazarına girmek için araştırmalar yaptığı dönemde, Çin’den yaşadığını söylüyor. Nişantaşı’nda showroom açan Funda ve Fulya Cerit kardeşler, ithalde yaşanan sıkıntıyı Türkiye üretim potansiyelini kullanarak aşmak için sunum- ürünleri uluslararası fuarlarda ve showroomlarda müşterilerine sunuyor. lar hazırladı. Projesi kabul edildiği gibi kendisi de uluslararası ticaret departmanına geçti. Şirketin Dallas’a taşınmasıyla kendini Dallas’ta buldu. İki yıllık Dallas’tan Funda Cerit, “Doğru ürünün ne olduğunu, nasıl dizayn edilmesi gerektiğini ve deneyiminden sonra Kansas’a geri döndü. rekabetçi fiyatı nasıl oluşturabileceğimizi biliyoruz. Kilit noktadaki büyük perakende zincirleriyle uzun vadeli çalışmayı tercih ediyoruz” diye konuşuyor. Payless’ta çalıştığı dönemde değişik görevlerde bulundu. Japonya’daki ilk mağazanın açılmasından sorumlu oldu. Latin Amerika pazarının açılmasında Kardeşi Fulya, müşteriler için doğru koleksiyonları hazırlarken, daha önce katkılarda bulundu. Uluslararası satış ve iş geliştirmeden sorumlu müdürlüğe çalıştığı film endüstrisindeki senaryo uyarlamasının bir benzerini uluslararası yükseldi. Sonra da Steve Madden’in merkezi New York’a transfer oldu. pazarlarda gerçekleştiriyor. 2006 yılında Uluslararası İş Geliştirme Direktörü olarak ABD’nin tanınmış markalarından Steve Madden’de işe başladığında yeni işinde yapacak çok şey olduğuna inanıyordu. Markanın sahibi Steve’in mükemmel dizayn ve üretim kapasitesiyle ürün çok iyi bir konumdaydı ancak, uluslararası alana açılmaya hazır değildi. Funda Cerit, şirkette yeni stratejiler geliştirmek üzere markanın yaratıcısı John Madden Steve’in kardeşi ile yola koyuldu.

FFC New York, uluslararası temsilciliğini aldıkları Pour La Victoire ve Kelsi Dagger ile kendi markaları FFC New York’u dünyaya açıyor. Ayrıca www.shophist.com isminde bir site üzerinden satış yapmayı da planlayan Cerit kardeşler, Türkiye’deki ve bölge ülkelerdeki en güçlü ayakkabı alışveriş ağlarından birini inşa ettiklerini dile getiriyorlar.

İnternet bazlı işlerin Türkiye’de hızlı büyüdüğünü söyleyen Funda Cerit, “Hızlı bir Amerika’nın önde gelen ayakkabı mağaza firmalarından PaylesShoeSource büyüme gösteriyoruz. Ancak kendi finansman kaynaklarımız sınırlı. Belki yeni çalıştıktan sonra Steve Madden ekibine katılan Cerit, “Payless’teki yöneticilerim yatırımcı şirketlerle çalışma imkanlarına açığız” diye konuşuyor.


Eylül 2011

26

Mustafa MERç: Türkiye–ABD Arasındaki Ticaret Verileri 2004 Yılından İtibaren Türkiye Aleyhine Döndü Secaucus, New Jersey Yenİ Hayat, Burak Atilgan

Türkiye–ABD arasında hizmet veren uluslararası deniz taşımacılılığı firması, Turkon Line’nın Kuzey Amerika Acentalığı yapan, Turkon America’nın Genel Müdürü Mustafa Merç, Yeni Hayat gazetesinin, deniz taşımacılılığı ve ABD-Türkiye ticareti hakkında sorularını yanıtladı.

D

ünyada küreselleşme süreciyle birlikte ekonomik, sosyal, siyasi ve ticari sınırların ortadan kalkmaya başlamasıyla, birçok ülkenin ticarete dayalı büyüme modeline geçmesine ve serbest ticaret politikaları izlemesine neden olmuştur. Bu süreç, enformasyon teknolojilerindeki gelişmelerin de etkisiyle, bir yandan ülkeler ve piyasalar arasındaki etkileşimi artırırken, diğer yandan da ulaştırma olanaklarını genişleterek dünya ticaret hacminin giderek genişlemesine neden olmaktadır.

Sizlerin bu sektörle ilgili sıkıntılarınız nelerdir?

Konteynır deniz taşımacılığı firmalarının en büyük sıkıntısı tabi ki yaşanan küresel ekonomik krizin halen devam etmesi ve ekonomik durağanlıktan tam olarak çıkılamamasıdır. Küresel krizlerin ilk etkileri direk olarak dünya ticaretini etkilemesi, dünya genelinde talep kısılmasına ve buda navlun fiyatlarını aşağıya doğru sert bir şekilde çekmektedir. 2009 yılında olan krizden önce küresel deniz taşımacılığı sektöründe yapılan yatırımlar ile sürekli artan bir arz söz konusu iken, şuan arz ve talep arasında büyük dalUluslararası ticarette yaklaşık yüzde 90’lık payla günümüzde en çok ter- galanmalar söz konusudur. Petrol fiyatlarındaki artış ise yine sektörü olumcih edilen taşımacılık şekli olan deniz taşımacılığı, diğer taşıma türleriyle suz yönde etkilemektedir. karşılaştırdığımızda bir seferde büyük miktarTürkiye-ABD arasındaki tida yüklerin taşınmasına caret verileri 2004 yılından imkan vermesi, maliyitibaren, Türkiye aleyetler acısından da diğer hine doğru döndüğünü taşıma türlerine göre daha görüyoruz ve ihracat seavantajlı olmasıyla ön plaviyesi yıllar içersinde na çıkmaktadır. ayni kalmasına rağmen, ABD’den ithalat 2010 senTürkiye–ABD arasında esinde 10.5 milyar doları hizmet veren uluslararası asarak rekor seviye ulaştı. deniz taşımacılılığı firması, Türkiye, ABD’nin ticaret Turkon Line’nın Kuzey fazlası verdiği nadir olan Amerika Acentalığı yapan, ülkelerden birisi olarak Turkon America’nın Ge2010 yıllında 6.6 milyar donel Müdürü Mustafa Merç, lar dış ticaret açığı ile 5’nci Yeni Hayat gazetesinin, sırada yer aldı. Bu sürecin deniz taşımacılılığı ve ABDaltında yatan nedenler nelTürkiye ticareti hakkında erdir? sorularını yanıtladı. Birçok nedeni olmakla beFirmanız kaç yıldır bu raber, en önemlisi hedeflesektörde hizmet vernen ihracat rakamlarına mektedir ve pazardaki ulaşılabilmesi için uygun durumu nedir? ticari bir zemin söz konusu değildir. Amerika, 1997 yılında Kalkavan ailesi tarafından kurulan ilk özel konteynır küreselleşme ve dünya ticaretinin önündeki engellerin kalkması için, uzun taşıma şirketidir. 1998 yılında Amerika acentesi olan Turkon America yıllardan beri Dünya Ticaret Örgütü ile birlikte hareket etti. Günümüze Inc kurduk. Türkiye-Amerika arasında direk servis veren tek ve en bakıldığında, küreselleşme yerine, bölgeselleşme süreci dünyada hakimdir. hızlı konteynır deniz taşımacılığı firması olarak 14 senedir hizmet verme- ABD tercihli ticaret antlaşmaları imzalayarak, bazı ülke ve ülke gruplarına ticakteyiz. Pazar payımıza baktığımızda; 2010 yılında ABD’nin Türkiye’den ri avantajlar vermektedir. Kuzey Amerika Ülkeleri Serbest Ticaret Antlaşması yapmış olduğu ithalatın yüzde 40 olan, 58.829 TEU yükün, 23.627 ile(NAFTA) ABD, Meksika ve Kanada arasında yatırımlar ve ticaret liberalTEU yükü Turkon Line tarafından taşınmıştır. ABD’nin Türkiye’ye ize edilmiştir. NAFTA, 17 trilyon dolar ile dünyanın en büyük serbest ticaret yapmış olduğu ihracatta ise, 87.622 TEU’nun 30.320 TEU’su bizim bölgesidir. 2009 yılında ABD’nin NAFTA üyeleri ile gerçekleştirmiş olduğu ihracat ve ithalatın toplamı 1.6 trilyon dolardır. ABD’nin 17 ülke ile serbest tarafımızdan taşınarak, pazardan yüzde 35’lik bir paya sahibiz.


Eylül 2011

27

ticaret antlaşması bulunmaktadır. Bunlar; Avustralya, Bahreyn, Kanada, Sili, Kosta Rika, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Guatemala, Honduras, İsrail, Ürdün, Meksika, Fas, Nikaragua, Umman, Peru ve Singapur’dur. Kolombiya, Kore ve Panama ile anlaşma imzalanmış, yasalaşması için Kongrenin onayı beklemektedir. Ayrıca Trans Pasifik Ticaret anlaşması da taraflar arasında görüşmeler halen devam etmektedir.

2012 yılından ABD-Türkiye arasındaki ticaret beklentileriniz nelerdir?

ABD’nin uyguladığı diğer tercihli ticaret programları ise, Nitelikli Sanayi Bölgeleri ve Genelleştirilmiş Tercihler Sistemidir. Nitelikli Sanayi Bölgelerinin Türkiye’de de kurulması için lobi çalışmaları halen devam etmektedir. Gümrüksüz ve kotasız ticaret imkanı sağlayan bu anlaşma, bir türlü Türkiye ile imzalanamamıştır. Önündeki engel ise Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yapmış olduğu Gümrük Birliği Anlaşmasıdır. Bu yüzden dolayı Türkiye, doğrudan ABD’ ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalayamamaktadır. Nitelikli Sanayi Bölgeleri’nin Türkiye’de kurulmasının tek yolu İsrail üzerinden yapılacak bir anlaşma ile sağlanabilecektir.

İhracatçı ve ithalatçılarımıza özel tavsiye ve önerileriniz var mıdır?

Genelleştirilmiş Tercihler Sistemine baktığımızda ise, tekstil ve hazır giyim ürünleri kapsam dışıdır. Ayrıca, son yıllarda program sekteye çok sık uğramaktadır. Her sene kongrede onaylanıp uzatılan bu program, bu sene halen kongreden onay alamadığı için 8 aydır, kapsam dahilinde olan ürünlerde ihracatçılarımız gümrüksüz ticaret imkanları olsa bile, gümrük vergilerini ödemek zorunda kalmışlardır. Ekonomik ortaklığı artıracak ticari bir anlaşma olmadığı zaman, ticari ilişkiler de belli bir noktaya kadar ilerletilebiliyor.

TÜRK FİRMALARI YÜKSEK KALİTEDE MAL ÜRETEREK, MARKA DEĞERİ YARATARAK PİYASAYA GİREBİLİRLER. MAVI JEANS, SARAR, LAZZONI GİBİ MARKALARIMIZ BUNLARA BİRER ÖRNEKTİR.

Türkiye ABD’ye olan ihracatını arttırmak için gelen ticari heyetlere, hazırlanan eylem planları ve fuarlara rağmen, istenilen ihracat verilerine bir türlü ulaşamadı. Sorun nereden kaynaklanıyor? ABD ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması bulunmamaktadır. ABD piyasaları rekabetin çok üst düzeyde olduğu bir ekonomiye sahiptir. Firmaların ürettiği ürünlerin piyasaya girebilmesi için ürün kalite, paketleme standartları gibi birçok düzenlemeyi yerine getirmesi gerekmektedir. Dünyanın en çok ithalat yapan ülkesi olan ABD’ye bütün dünyadan firmalar ürün satmak istedikleri düşünüldüğünde, ürün fiyatları piyasaya giriş için büyük bir önem arz etmektedir. Genel olarak mal cinslerini, emek yoğun ve teknoloji yoğun olarak ikiye ayırırsak, teknoloji yoğun ürün çeşitlerini ABD zaten ihracatını gerçekleştirmektedir. Bu piyasalarda yapmış olduğu ithalat ise ürün girdileri ya da endüstriler arası ticaret olarak gerçekleşmektedir. Türkiye ile ABD arasında endüstriler arası ticaret çok düşük seviyelerdedir. Emek yoğun olan ürünlerde ise, fiyatı daha düşük olan ülke ve ülkelerden ithalat yapmaktadır. Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerde emek maliyeti Türkiye’den çok daha düşük seviyelerde olduğu için, bu tip ürünlerde ise ihracat imkanı çok zorlaşmaktadır. Türk firmalarımız müşteri portföylerini geliştirmeyi bırakın, fiyatları yüzünden ellerindeki olan müşterileri bile zaman içersinde kaybetmişlerdir. Türkiye’deki üreticiler daha kaliteli mal üretseler bile, ABD piyasasına girebilmeleri için kalitenin yanında maliyetlerini düşürerek, daha uygun fiyatlarla piyasaya girmek zorundadırlar. Diğer bir yol ise, yüksek kalitede mal üreterek, marka değeri yaratarak piyasaya girebilirler. Mavi Jeans, Sarar, Lazzoni gibi markalarımız bunlara birer örnektir. Lojistik açıdan uzaklık ve pazar bilgisinin yetersizliğini de diğer etkenler olarak sıralayabiliriz.

Sorularınız için bize yazın: soru@yenihayatgazete.com

ABD’nin Türkiye’ye yapacağı ihracat verileri sürekli bir yükselme trendi içindedir. Bu trendin 2012 yılında da devam edeceğini düşünmekteyim. Türkiye’nin ABD’ye yönelik ihracatı ise, son günlerdeki kurlardaki artış ile kısa dönemde yükseliş gösterecektir.

İhracatçılarımızın, ABD’de düzenlenen fuarlara katılmalarına devam etmesi gerekmektedir. Bu fuarlar, direk alıcıların dışında, toptancılara da ürünlerini tanıtmak için en uygun fırsatlardır. ABD piyasasına ilk defa girmeyi planlayan firmaların mevzuatlar konusunda önceden bir danışman firmaya başvurmalarında fayda var.

tÜrK HAVA YOllArI’nIn ABD SeFerlerİ ArttIrIlDI aNkara, anKa

T

ürk Hava Yolları, halihazırda devam eden uçuş frekanslarını genişletme çalışmaları doğrultusunda Ukrayna’da Donetsk, Kiev, Odessa, Amerika’da Washington DC ve Los Angeles’a gerçekleştirdiği sefer sayılarını artırıyor. Mevcut tarifede haftada iki gün icra edilen Donetsk (Ukrayna) seferleri iki katına çıkartılarak 9 Eylül 2011 itibariyle Salı, Çarşamba, Cuma ve Pazar günleri olmak üzere haftada 4 gün gerçekleşecek. Türk Hava Yolları ayrıca Ukrayna’da diğer uçuş gerçekleştirdiği Kiev ve Odessa uçuş noktalarına da seferlerini artıracak. 12 Eylül 2011 itibariyle Kiev uçuşları haftada 12 sefer, Odessa uçuşları haftada 11 sefer gerçekleşecek. Amerika’da Washington DC ve Los Angeles’a gerçekleştirdiği seferlerini de artıracak. Türk Hava Yolları, halihazırda 5 gün gerçekleştirdiği Washington DC seferlerini 29 Ağustos 2011 itibariyle haftada 6 sefere, mevcut tarifede haftada 4 gün gerçekleştirdiği Los Angeles seferlerini ise 30 Ağustos 2011’den sonra haftada 5 sefere artıracak.


Eylül 2011

28

MİLLİ İÇKİMİZ YENİ RAKI DÜNYA’YA AÇILDI Diageo Avrupa Başkanı Andrew Morgan, Türkiye için rakının önemini bildiklerini belirterek, “Ulusal içki olarak görülen Yeni Rakı’nın, pozisyonunu daha da güçlendirmeyi, özellikle Almanya, Ortadoğu ve Çin’de daha da yaygınlaşmasını istiyoruz. Rusya pazarına da girmeyi hedefliyoruz” dedi. A , ANKA nkara

A

lkollü içki üreticisi ve dağıtım şirketi Mey İçki, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) onayı ve Alman Rekabet Kurulu ile birlikte Türk Rekabet Kurulu’nun(RK) da şartlı izninin alınmasının ardından Diageo’nun oldu. Rekabet Kurumu’nun (RK) şartlı izin kararı uyarınca Mey İçki’nin, Hare likörü ve Maestro cin markalarını elden çıkarması, satın alma işlemini Diageo’nun içinde bulunan mali yıl sona ermeden tamamlaması öngörülüyor. Satış işleminin tamamlanmasına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Mey İçki CEO’su Galip Yorgancıoğlu, Diageo ile 21 Şubat 2011’de 2.1 milyar dolarlık bir satış anlaşması imzaladıklarını hatırlatarak, “Bugüne kadar geçen sürede TAPDK ile Rekabet Kurumu’ndan gerekli izin işlemlerini tamamladık ve dün satış işlemini sonlandırdık. Artık Mey İçki, Diageo’nun bünyesine katılmıştır” dedi. Diageo’nun, Mey’e yaptığı bu yatırımın, sektör açısından tarihi bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Yorgancıoğlu, “Bu güçlü iş birliğinden doğacak sinerjinin, yeni satış kanalları ve kampanya fırsatlarını beraberinde getireceğine, Türk alkollü içki ürünlerine ve özellikle rakımıza, uluslar arası pazarlarda daha fazla ihracat imkanı sağlayacağına inanıyorum” dedi. Toplantıda konuşan Diageo Avrupa Başkanı Andrew Morgan, Türkiye’nin dinamik ve büyüyen bir piyasa olduğunu, Mey’in satın alınmasıyla birlikte buradaki alkollü içki pazarının kendilerine açıldığını ve Türkiye’nin, kendilerine güzel fırsatlar sunacağını kaydetti.

“BÜYÜME ORANINIZ GÖZÜMÜZÜ KAMAŞTIRDI” Türkiye ekonomisinden bahseden Morgan, “Ekonomik büyüme oranları ile gözümüzü kamaştıran ülkeniz, her zaman GSYİH oranları ile ilgilimizi çekmiştir. Artık, Türkiye’de iyi sicili olan, en önemli şirketle birlikte hareket edeceğiz. Böyle bir pazarda, büyüyen orta sınıfa ulaşma imkanını sağlayacağız. Tüm markalarımız için büyüme açısından önemli bir fırsat olacak” dedi. “800 BİN KİŞİ HER YIL İÇKİ TÜKETİCİSİ OLUYOR”

satış ağı sayesinde uluslar arası markalarımızı 50 bini aşkın satış noktasına ulaştırmış olacağız” dedi. “YENİ RAKI, ALMANYA, ORTADOĞU, ÇİN’DE YAYGINLAŞACAK” Türkiye için rakının önemini bildiklerini dile getiren Morgan, “Ulusal içki olarak görülen Yeni Rakı’yı, bünyemize katmaktan mutluluk duyuyoruz. Yeni Rakı’nın, pozisyonunu daha da güçlendirmeyi, özellikle Almanya, Ortadoğu ve Çin’de daha yaygın olmasını sağlayacağımızı düşünüyoruz. Mey’in satın alınmasıyla birlikte Rusya pazarına da girmeyi hedefliyoruz” dedi. Mey İçki’nin, Diageo Avrupa’nın bir parçası olmasından memnuniyet duyduklarını belirten Morgan, Mey İçki CEO’su Galip Yorgancıoğlu ve tüm ekibini tutacaklarını açıkladı. Morgan, konuşmasının sonunda, “Çok sorumlu kurumsal yurttaş olarak davranacağımızı taahhüt ediyorum” dedi. “TÜRKİYE’DE ANALİZ SÜRECİ YAŞADIK” Türkiye pazarına ilişkin tereddüt yaşayıp, yaşamadıklarının sorulması üzerine Morgan, şu karşılığı verdi: “Tereddüt değil ama analiz süreci yaşadık. Türkiye’de bizim sektörümüzü düzenleyen mevzuat oldukça tipik Avrupa mevzuatına benziyor. Bizim, ‘sektöre, çok aşırı bir kısıtlama gelir mi’ gibi korkumuz yok. Türk hükümeti çok dengeli bir tutum izliyor ve bunun devam edeceğini bekliyoruz. Çünkü çok sayıda turist çeken bir ülke. Rakı gibi bir içki, bu büyük ülkenin ulusal mirasının önemli bir parçası. Bundan dolayı da dengeli tutumun Türkiye’de, alkol tüketimi açısından devam edeceğini düşünüyoruz. AB ile müzakereler çerçevesinde de ilerleyen yıllarda vergi oranlarının o seviyelere çekileceğini düşünüyoruz.” “RAKI PAZARINDA YÜZDE 7’LİK DÜŞÜŞ VAR, BÜYÜME BEKLEMİYORUZ” ÖTV artışıyla birlikte rakı pazarında büyüme beklemediklerini dile getiren Yorgancıoğlu, şunları söyledi:

“Rakı pazarı, beklediğimiz şekilde küçülmeye devam ediyor. ÖTV artışıyla birlikte toplam pazarda yüzde Türkiye’de yüzde 60’ı 35 yaşın altında olan ve her yıl 800 bini aşkın kişinin 6-7 düşüş var. Bu yılın sonuna kadar pazarın bu seviyelerde seyredeceğini alkollü içki tüketicisi olduğuna dikkati çeken Andrew Morgan, bu pazarda düşünüyoruz. Büyüme beklemiyoruz.” uzun süre kalma stratejisi izlediklerini vurguladı. Toplantıda verilen bilgilere göre, içki portföyünde Johnnie Walker, J&B, Diageo’nun, 180 ülkede pazarı olduğunu ve 20 bini aşkın çalışanı bulduğunu Smirnoff, Gordon’s ve Baileys gibi dünyaca ünlü markaları bulunduran Diasöyleyen Andrew Morgan, dünyanın çeşitli ülkelerinde üretim tesisleri geo, bu satın almayla birlikte başta Yeni Rakı olmak üzere, Mey İçki’nin rakı, olan şirketin hisselerinin, Londra ve New York borsalarında işlem gördüğü votka ve şarap kategorilerinde yer alan 34 diğer markayı bünyesine katmış bilgisini vererek, “Bu deneyimle Türkiye’ye geliyoruz. Bu çok önemli bir oldu. Böylelikle Mey İçki, bütün olarak Diageo Avrupa ailesine dahil olurken, satış işlemi. Dünyadaki büyüme oranımızı bu şekilde geliştirmiş olacağız” hızlı büyümekte olan alkollü içki pazarındaki konumunu da sağlamlaştırmış dedi. Türkiye’nin Diageo için öneminden bahseden Morgan, “Türkiye, olacak. Satışın tamamlanmasının ardından markanın, Türkiye’deki satış ve bizim için çok uzun dönemli stratejik yatırım imkanı sağlıyor. Orta pazarlama çalışmaları en kısa sürede Mey İçki’nin faaliyetleri ile entegre edsınıfla güçlenen bir pazar var ve biz buraya uzun süreli geldi. Mey İçki’nin ilmesi, söz konusu işlemlerin yaklaşık iki ay sürmesi tahmin ediliyor.


Eylül 2011

29

MACERACI AMERİKALI KIZLAR TÜRK TURİZMİNİ ZİRVEYE ÇIKARACAK

ABD’nin ve dünyanın ünlü Türk asıllı kadın güreşçisi Angelina Altishin ve partneri Diana Davis ABD’de Türk turizmini zirveye taşımak için kolları sıvadı.

T

ürkiye’nin çeşitli bölgelerinde pilot çekimlerine başladıkları, “Miss Adventures-Turkey” adlı seyahat programında Türkiye’yi dolaşan iki genç Amerikalı kadının New York, ANKA yaşadıkları serüvenler konu edilecek. Oldukça iddialı olan ikili, ABD’de yayınlanacak program sayesinde Türk turizmine ABD’de patlama yaratacaklarını iddia ettiler. Türk asıllı dünyaca ünlü Amerikalı kadın güreşçi Angelina Altishin, ANKA’ya yaptığı açıklamada, “Geçen yıl Türkiye’yi ziyaret eden 19 milyonu aşkın turistten sadece 500 bin kişinin ABD’den gelmiş olduğu düşünülecek olursa, Türkiye’nin tanıtımının bu ülkede yeterince yapılmadığını görüyoruz. ABD’de Türkiye’yi yeterince tanımıyorlar. Türkiye hakkında oldukça yanlış

bilgiler ! var Amerikan halkının kafasında. Amerikan televizyonlarında yayınlanmasını planladığımız yeni programımız Miss Adventures-Turkey ile biz bu yanlış anlaşılmaları ve Türkiye ile ilgili endişeleri ortadan kaldıracağız. Türk turizmine ABD’den büyük bir destek yaratacağız. Program ABD dışında İngilizce konuşan bazı ülkelere ve Arap ülkelerine de pazarlanacak” dedi. ”İKİ AMERİKALI KADIN TÜRKİYE’DE ÖZGÜR BİR ŞEKİLDE DOLAŞABİLİR” Angelina Altishin ayrıca, “Biz bu programda özellikle Amerikalı kadınlara mesaj vereceğiz biz Türkiye’de özgür iki Amerikalı kadın olarak dilediğimiz şekilde dolaşabiliyorsak, siz de dolaşabilirsiniz. Bizim yaşadığımız maceraları siz de yaşayabilirsiniz mesajını vereceğiz” dedi. Programda Angelina Altishın ile yer alacak Diana Davis ise, çekimleri devam eden programla ilgili olarak yaptığı açıklamada Türkiye’de bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Amerika’da Türkiye’nin tanıtımını hazırladıkları yeni televizyon programıyla büyük destek olacağız. Benim ülkemde birçok kişi Türkiye’yi yeteri! nce tanımıyor. Bu programla Türkiye’de seyahat etmenin ne kadar rahat ve kolay olduğu ve Türk insanlarının ne kadar iyiliksever ve misafirperver olduklarını göstereceğiz” dedi.

İstanbul’un Genelevleri New York Times’da Haber Oldu: Türkiye’nin Kırmızı Işıkları Kısıldı

N

ew York Times gazetesi eki, “Türkiye’nin Kırmızı Işıkları Kısıldı” başlıklı İstanbul’un genelevlerini anlattığı geniş röportajında, bir Pazartesi öğleden sonra yüzlerce Türk erkeğinin İstanbul Modern Sanatlar Müzesi’ne 5 dakika uzaklıktaki bir yolda gözden kaybolduğunu, çöp torbası yığınları arasında yürüyerek metal bir kapıya ulaştığını anlattı. Anna Louie Sussman imzalı röportajda, Kadem Sokağın Türkiye’de kalan birkaç genelev bölgesinden biri olduğu belirtilerek, “Sokak boyunca yarım düzine evin kapısında iç çamaşırlarıyla büyük göğüslü geniş kalçalı kadınların olduğu karışıklığın içinde, bir polis erkeklerin kimlik kartlarını kontrol ediyor ve bir metal detektörden geçiriyor” denildi.

New York, ANKA

Dergi, genelevde “temel hizmetin” maliyetinin 35 Türk Lirası olduğunu ve bunun 20 Lirasının eve gittiği kalanının kadına verildiğine işaret ederek, “Biraz şefkat, öpüşme, dokunuş, tatlı söz fazladan 15-20 liraya mal oluyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca, inşaat işçisinin, “Eğer fazladan 20 Lira vermezseniz çok kaba davranıyorlar. Sadece seks yapıp seni dışarı atıyorlar” dediği belirtildi. Türkiye için diğer bir seçeneğin de, telefonla ya da internetten ulaşılan “tele kızlar” olduğunu vurgulayan dergi, doğu Avrupa kadınlarının ya da “Nataşaların” lisanssız evler, pavyonlar ve hostes barları dışında çalıştığını ifade ediyor.

1970’lerden itibaren fuhşun Beyoğlu bölgesinde Kadem ve onun “EVLENMEDEN SEKS YAPMAK SÖZ KONUSU DEĞİL” kardeş sokağı Zürafa’daki evlerde geliştiğini belirten NYT, Ermeni Matild Manukyan’ın Beyoğlu genelevleri imparatorluğunu işlettiğini ve yıllık 4 mi- Akşamın geç saatlerinde evinin yanındaki parkta buluştuğu bir kız arkadaşı lyon dolar kazandığını anımsattı. olmasına rağmen Kadem Sokağın düzenli bir ziyaretçisinin, “Öpüşüyorlar ancak, evlenmeden önce seks yapmak söz konusu değil” yorumu da der“SALATALIK, MUZ VE PARLAYAN AYAKKABILAR” giye alındı. Kadem Sokakta su tesisatı dükkanlarının uzandığı ve bu dükkanların hep- “TÜRKİYE’DE 100 BİN LİSANSSIZ SEKS İŞÇİSİ VAR” sinin Pazar günü kapalı olduğu, günün çoğunda tek ticaret yapanların salatalık soyan seyyar satıcı bir adam, gözü kanlanmış bir ayakkabı boyacısı Türkiye’de seks endüstrisinde lisanssız en az 100 bin kadının yer aldığına dikkat çekilerek, 45 yaşındaki seks işçisi Yasemin’in, içeride ve muz satan bir başka seyyar satıcı olduğu ayrıntıları verildi. telefonundan müzik dinleyerek beklediği belirtilen yazı şöyle devam etti: “YALNIZ BİR ERKEĞİM BUNA İHTİYACIM VAR” Röportajda, eski karısına nafaka ödeyemediği için hapse giren ve yeni çıkan “Yasemin, bir günde çoğu düzenli olarak gelen 5 ya da 15 müşteriyle birlikişsiz bir inşaat işçisinin, “Enerji için salatalık ve muz” açıklaması ve “Yalnız te oluyor, ayda net 6 bin dolar kazanıyor. Arkadaşı 12 saatlik iş gününde 50 erkekle bir araya gelebileceğini söyledi. bir erkeğim buna ihtiyacım var” sözleri alıntılandı.


Eylül 2011

Cemİl özyurt

30

Osmanlı’nın İlk New York Başkonsolosu

A

merikan Hükümeti Türkiye’nin batı kenti İzmir’e David Offley’i başkonsolos olarak atandığında tarihler 1824’ü gösteriyordu. Offley Amerika’nın 30 yıllık bir diplomatik girişimin ardından Osmanlı tarafından başkonsolos olarak kabul edilmişti. Peki o yıllarda Osmanlı’nın ABD’de başkonsolosu var mıydı? New York Times gazetesinin 1857 yılından günümüze uzanan arşivinde dolaşırken bundan 146 yıl önce New York’ta yaşayan Türklerin maceraları hayli ilgi çekici. 22 Kasım 1863 yılına ait New York Times gazetesindeki bir ilanda Hatchik Oscanyan adlı yazarın “The Sultan and His People” isimli kitabında da konu ettiği “The Women of Turkey” ile ilgili bir konferans vereceği duyuruluyordu. Konferansta Osmanlı İmparatorluğu’nun o yıllarında yaşayan kadınların günlük yaşantıları, aşkları, evlilikleri, dansları gibi pek çok özellikleri resimlerle anlatılacağı vurgulanıyordu. Kimdi bu Oscanyan? 1850’lerin Amerikasında New York’ta Osmanlı’yı neden anlatmaya ihtiyaç duyuyordu? Araştırmaları biraz derinleştirdikçe Oscanyan’ın oldukça renkli bir kişilik olduğu ortaya çıkıyor. Oscanyan, 23 Nisan 1818 İstanbul doğumlu bir Ermeni. İsmini daha sonra Christopher olarak değiştiriyor. Ermenice’nin yanı sıra Yunanca, Türkçe, İtalyan, Fransızca ve İngilizce biliyor. 1800’lü yıllarda Osmanlı topraklarına akın eden Amerikalı misyonerlerden Reverend Harrison G. O. Dwight’ın ilgisini çekiyor. Annesi ölünce de, eğitim görmesi için Oscanyan’ı New York’a gelmeye ikna ediyor. 1835 yılında New York’a gelen Oscanyan, New York Üniversitesi’ne (NYU) kayıt yaptırır ancak hastalığı nedeniyle ilk yılında okulu bırakmak zorunda kalır. Geçimini sağlamak için o yıllarda Charlston ve Cincinnati demiryolunu yapan firmada çalışır. New York’a geldikten yaklaşık altı yıl sonra geri İstanbul’a döner ve ilk Ermenice gazete olan Astarar Ptizantian (Byzantine Advertiser) adlı gazeteyi çıkarır. Yaptığı girişim dönemin yönetimi tarafından tolere edilmeyince 1843 yılında Osmanlı Padişahı II. Mahmut’un kızı Atiye Sultan’la evli olan Tophane Müşiri Fethi Paşa’nın özel sekreteri olarak çalışmaya başlar. Oscanyan özel kalem olarak çalıştığı sırada, Kaptan-ı Derya Mehmet Ali Paşa ile evlenen Padişah II. Mahmut’un kızı Adile Sultan’ın çeyizini alma görevi ile görevlendirilir. Bu vesile ile de sık sık İstanbul’daki Osmanlı Sarayı’nı görme imkanı bulur. Evlilik gerçekleştikten sonra özel kalemliği bırakan Oscanyan, pek çok Amerikan ve Avrupalı gazetenin İstanbul temsilcisi olarak çalışır. 1849 yılında hicivli bir aşk hikayesi (satirical romance) olan “Acaby”i kaleme alır. Eserini Ermeni yazı karakterleriyle Türkçe olarak yazar. Bu eserini 1851 yılında yazdığı “Veronica” romanı takip eder. Çocuklar için de “Bedig” isminde bir kitap yazar. Aynı yıl “The Mysteries of Paris” kitabını Ermenice olarak çevirir.

TANITIM ELÇİSİ

edenler özellikle Suriye, Ürdün, Kuzey Irak’tan gelmişti. Osmanlı’nın savaş ve yoksullukla boğuştu o 1853 yılında Londra’da “Oriental and Turkish Mu- yıllarda, Amerika’daki tebaasını koruyacak biri ihtiyaç seum” adında bir sergi açar. İngilizlerin bir parça duyması da gayet doğaldı. ilgisini toplasa da bu girişimi başarısızlıkla sonuçlanır ve 1841 yılında ayrıldığı New York’a 1853 yılında ik- GENERALİ GEZDİRDİ inci kez gelir. Ve 468 sayfalık “The Sultan and His People” kitabını 1857 yılında basar. Kitap New 1872 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nu ziyaret eden Yorklulardan büyük ilgi görür ve dört ayda tam General William T. Sherman’ın Türkiye gezisinde, 16 bin kopya satılır. Yazdığı kitap o yıllarda generalle ilgilenme görevi de dönemin Osmanlı hükümeti tarafından “Sultanın temsilcisi” sıfatıyla Oscanyan’a verildi. General William, 1869–1883 yılları arasında General Ulysses S. Grant’ın ABD başkanı olmasından sonra onun yerine Commanding General of the Army olarak görev yaptı. Oscanyan başkonsolosluk görevini 1874 yılına kadar devam ettirdi. Görevi bırakmasının ardından New York’ta edebiyat çalışmalarına yönelen Oscanyan, Ermenice bir de opera metni yazdı. Kayıtlar Oscanyan’ın tam olarak ne zaman öldüğü, evlenip evlenmediği ile ilgili bir bilgi yer almıyor. Oscanyan’ın o yıllarda yaptığı aslında bir nevi Osmanlı’nın çok çeşitli kültürel ve sosyal yanını batıya tanıtımıydı. “Oriental ve Türk Müzesi”ni de bu amacı için kullandı. Osmanlı karşı ön yargıların değişmesinde önemli bir rol üstlendi. AntiOsmanlı söylemleri değiştirmek için uğraşırken, İngiliz ve Amerikalıların bölgedeki Osmanlı ilgisini artırmaya da yardım etti. Batılı elitler ile Osmanlı arasında bir köprü kurulmasına aracılık etti. Oscanyan’ın New York elit kesiminde bir yeri vardı. 1850’li yılların New York’unda tanınmış yazar, artist ve feminist akımın öncülerinden Ada Clare’ın arkadaşlarından biri oldu. Clare’in New York 42. Cadde’deki evinde yazar ve artistlerin bir araya geldiği toplantılarda bulundu.

Osmanlı’daki Zeybek’lerden Dervişlere, camilerden Grand Bazaar’a, Ermeni düğününden Harem’e kadar günlük yaşamla ilgili tüm bilgileri gözler önüne seriyor. Osmanlı Sarayı ile bağlantıları da olan, çevirmen, gazeteci, politikacı gibi vasıfları bulunan Oscanyan, 1868 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun New York’taki ilk başkonsolosu olarak atanır. O dönemde New York’ta Türk mü vardı da başkonsolosa ihtiyaç duyuldu? Prof. Sedat İşçi’nin araştırmasına göre 1860-1921 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı topraklarından toplam bir milyon 200 bin kişi göç etti. Bunların 200 bini Türk ve Müslüman geri kalanı Hristiyan’dı. Göç

Dönemin Harper’s ve Putnam gibi tanınmış dergilerde Oscanyan’ın kitabı “The Sultan and His People” ile ilgili review’ler yayınlandı. Putnam dergisi Oscanyan’ın kitabından “mizahi ve ilginç” olarak söz etti. Oscanyan’ın o dönemde yazdığı eserleri açık artırma ile antika eser satan müzayede şirketlerinde bugün bile bulmak mümkün. Virginia’da faaliyet gösteren Green Valley Auctions, Inc şirketi, Oscanyan’a ait Osmanlı’nın günlük yaşantısına ait 24 resmin bulunduğu “Oscanyan’s Oriental Album” adlı eseri, Haziran 2008’de 4 bin 520 dolara sattı. Eserin 200-300 dolar arasında satılması tahmin ediliyordu. Ulus devletlerin ardı ardına kurulması ile etkinliğini yitirmeye başlayan Osmanlı İmparatorluğu’nun son demlerinde batı dünyasına Osmanlı’nın günlük yaşantısını tanıtan Oscanyan, yaşadığı dönemin sadece başkonsolosu değil, turizm elçisi, yazarı, çevirmeni olarak görev yaptı.

ABD 36 East 20th Street New York, NY 10003 Tel: 212.387.0600 - Faks: 212.420.7699 Sahibi Akbulut Hukuk Bürosu Adına (Publisher): Av. J. Cahit Akbulut Yayın Danışmanı (Publishing Advisor): Veli özdemir Genel Yayın Yönetmeni (Editor-in-Chief): Can Kamiloğlu Haber Koordinatörü (News Coordinator): Haldun Armağan Yazı İşleri Müdürü (Editor): ömür üzelce Görsel Yönetmen (Art Director): Emre Emirgil

İdari Müdür (Managing Editor): Hasan Akbulut İdari Koordinatör (Managing Coordinator): Av. H. Mine Gür Reklam Müdürü (Advertising Manager): Salih Akbulut İstanbul Temsilcisi (Istanbul Representative): Arda Sayıner Haber Araştırma (Exclusive News Editor): Adnan Onaran Fotoğraf Editörü (Photo Editor): Hüseyin Tuncer

Sorularınız İçin: soru@yenihayatgazete.com Görüş ve önerileriniz: editor@yenihayatgazete.com Abonelik: abone@yenihayatgazete.com Website: www.yenihayatgazete.com

TüRKİYE Cinnah Caddesi No:11/5 Kavaklıdere ANKARA İçerik (Content): ANKA Haber Ajansi - ANKA News Agency




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.