Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği (MSG) Başkanı ünlü müzisyen ve besteci Garo Mafyan, Türkiye turizminin sanatı yeterince kullanamadığını söyledi. Turizm ve sanatın buluşturulması gerektiğini belirten Mafyan, turizmcilerin ve sanatçıların vizyoner yaklaşımları ile bunun sağlanabileceğini söyledi. “İşbirliğimiz daha da gelişebilir” Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) ve Müzik Meslek Birlikleri arasındaki telif haklarının korunmasına yönelik önemli çalışmalara imza atan isimlerden Garo Mafyan ile sanat ve müziğin turizme ektisini konuştuk. Öncelikle TÜROFED ile yaptıkları işbirliği hakkında konuşan Mafyan, “TÜROFED Başkanı Osman Ayık ve Yönetim Kurulu Üyeleri çok olumlu yaklaşım içindeler. TÜROFED ve müzik birlikleri arasındaki işbirliği daha da gelişecek. TÜROFED müzik ailesinin bir parçası olduğu gibi müzik meslek birlikleri de TÜROFED ailesinin bir parçası gibi oldu. Sıkı bir dostluk oluştu. Eser sahiplerinin eserleri bütün otellerde çalınıyor, ayrıca eser sahipleri içinde yorumcu olanlar da otellerde program yapıyorlar. Aslında organik olarak tek bir aileyiz. İşbirliğimizin daha iyi olmasını da istiyoruz. Her hafta değil her gün otellerde programlar olsun istiyoruz ama ülkenin içinde bulunduğu şartlar ortada. Ama bu ileride olacaktır” dedi. “Sanatı yeterince kullanamıyoruz” Müzik konusunda kalıcı çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen Garo Mafyan, “Bu ülkede her tür müzik çeşidi var.
Enteresan bir müzik yapımız var. Her tür müzik cinsi var Türkiye’de. Türkiye’de inanç ve kültür turizmi inanılmaz bir potansiyele sahip. Bunlar için de daha hazırlıklı olmalıyız. Biz müzisyenler otellerde program yapıyoruz, işimizi bitirip evimize gidiyoruz. Aslında daha kalıcı şeyler yapmak lazım. Benim en büyük dileğim Akdeniz Akdeniz Festivali’nin yeniden canlanmasıdır. Ben bu festivalde iki kere orkestra şefliği yaptım. O zaman her sokakta müzik vardı konser vardı. Buradaki otelleri, insan ve sanatla buluşturmamız gerekiyor. Sanatı yeterince kullanamıyoruz ve kullandırtmıyoruz” şeklinde konuştu. “Antalya’ya güzellik katmalıyız” Garo Mafyan, turizm ve sanatın daha büyük projeler içinde buluşturulması gerektiğini söyledi. Mafyan, açıklamalarına şöyle devam etti: “Antalya, dünyada tanınan bir destinasyon. Sanatsal faaliyetlerle tanıtmak başka, turizm faaliyetleri ile tanıtmak başka şeydir. Sanata girince işin boyutu değişiyor. Bir otelde konser verin bin tane takipçiniz bu konsere gelir. Bunu daha sanatsal ve geniş kapsamlı yapmalıyız. Antalya, yaşayan bir şehir ve bunu daha da geliştirmeliyiz. Antalya’nın içine daha çok güzellik katmalıyız. Bunu da sanatla yapabiliriz. Sadece müzik ile değil, heykeltraşlar, yazarlar, ressamlar hepsinin olması lazım. Ama ben bunun olacağına inanıyorum.
Masa etrafında toplanarak öncülük yapabiliriz ama sadece müzik meslek birlikleri bunu itemez. Birer birer kendi bireysel gücümüzle doğru projelerle bunu yapabiliriz. Antalya bir müzik ve turizm şehri olabilir. Turizmin içinde her şey var. Turizm sadece müşterinin otele girip çıkması değildir. Turizmin içinde, spor, müzik, edebiyat gibi her şey vardır. “Turizmciler vizyoner” Müzik festivalleri sihirli kelimedir. Akdeniz Akdeniz Festivali’nde dünyanın değişik ülkelerinden müzisyenler gelip 10 gün boyunca yarışırdı. Bence turizmin en büyük gücü müziktir. Bunu iyi kullanmalıyız. Turizmcilerde o vizyon var ama ekonomik olarak gırtlaklarına basılmış durumdalar. Bu iş o kadar kolay değil. Onların nefes alması lazım. Onlar nefes alırsa daha iyi işler yapabilirler. Şu an içinde bulunduğumuz koşullarda kendi işlerini yapmakta zorlanıyorlar. Ama ben geleceğe karamsar bakmıyorum. “Antalya, İstanbul’a rakip olabilir” Antalya’daki tek şikayetim gece hayatının olmamasıdır. Gece hayatı denince akla sadece eğlence gelmemeli. Müzik dinlemek, yemek kadar önemlidir. Antalya’da 15 gün müzik çalmayın çıldırırsınız. Gece hayatının gelişmesi lazım. İnsanları duygulandırmak ve düşündürmek de önemli. Antalya, bu konuda İstanbul’a rakip olabilir. Antalya’da her şey var. Antalya’ya müzik ile daha geniş kitleleri getirebiliriz. Ne yapılmalı bunun için de iyi düşünmek gerekiyor.” /83