Yarın Gazetesi Sayı 7

Page 12

Yarın’dan Karabulut ailesine selam

18 Kasım’daki Münevver Karabulut davasında katil Cem Garipoğlu’na en üst sınır olan 24 yıl ceza verildi. Nagihan ve Süreyya Karabulut, kızları Münevver’in davasının en büyük takipçisi oldu. Dava süreci boyunca, katillerin en ağır cezayı alabilmesi için mücadele ettiler. Parası olana değil haklı olana adaletin

12.İzmir kısa film festivali sona erdi

12. Uluslararası İzmir kısa film festivali, izleyicileriyle buluştu. 2000 yılından bu yana İzmir’de düzenlenen festival, Türkiye’de önemli bir yere sahip. İzmir kentinin tek sinema festivali olma özelliği de festivale büyük önem katıyor. Bu yıl 16 - 20 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen festival, Fransız Kültür Merkezinde izleyicilerin beğenisine sunuldu.

sağlanması için büyük bir uğraş verdiler. Sonunda kazandılar. Elbette alınan karar kızları Münevver’i geri getirmeyecek ancak, adalet uğruna verdikleri mücadele tarihe yazıldı. Biz de Yarın Gazetesi olarak bu onurlu mücadelelerinden dolayı Karabulut ailesini selamlıyoruz. YaRIN İSTANBUL

Türkiye sineması koca çınarını kaybetti

Türkiye sinemasının koca çınarı olarak bilinen ve yaptığı tüm eserlerle Türkiye sinemasına yön veren Ömer Lütfi Akad, 19 Kasım Cuma günü evinde, 95 yaşında hayatını kaybetti.

İZMİR ONUR ULUGÖL

Festival her sene uluslararası ve ulusal kategorilerde kurmaca, belgesel, deneysel ve animasyon dallarındaki kısa filmlere yer veriyor. Ayrıca festivalde verilen ‘Altın Kedi Ödülleri’ de Türkiye’de kısa film alanında uluslararası kategorisi bulunan tek ödül.

YENİ DALGA AKIMCISI: GODARD Bu sene 12.si gerçekleştirilen festivale 65 ülkeden 1300 başvuru gerçekleşti. Bu başvuruların arasından 34 ülkeden seçilen 114 film, 5 gün boyunca sinemaseverlerle buluştu. Bu filmlerin arasında festivallerde ödül kazanmış filmlerin dışında, seyirciyle ilk kez buluşan filmler de yer aldı.

İzmir kısa film festivali, her yıl sinema ustalarına da yer veriyor. Festivalin bu yılki sinema ustası, Serseri Aşıklar filmiyle özdeşleşen, Yeni Dalga akımının öncülerinden Jean Luc Godard idi. Godard’ ın 1993 - 2002 yılları arasında çektiği 3 kısa filmi, ‘Je Vous Salue Sarajevo’, ‘De L’Origine Du Xxie Siecle’ ve ‘Liberte Et Patrie’ festivalde yer aldı.

SÖYLEŞİ VE ATÖLYELER

18SORU MAKBULE ADIBELLİ EV HANIMI - OSMANİYE

Bu yıl festivalin söyleşiler ve atölyeler bölümünde ‘Sinemada Senaryo” Önder Çakar, ‘Sinemada Yapımcılık’ – Sevil Demirci, ‘Sinemada Oyunculuk’ – Hatice Aslan yer aldı. Sinemada

Lalelide Bir Azize gibi filmlerin yapımcısı. Aynı zamanda Sevil Demirci hatırlanacağı üzerine Yeşilçam Filmleri Ödülleri töreninde, yayınlanmamış kitapların toplatıldığı bir dönemde olduğumuzdan dem vurup, Nedim Şener ve Ahmet Şık’a desteklerini ifade etmişti. Festivalin bir diğer ilgi gören etkinliği ise, SETUP fotoğraf sergisi. Gökçe Pehlivanoğlu’ nun fotoğraflarından oluşan ve film setinde yaşananları konu alan fotoğraf sergisi festival süresince ziyaretçileriyle buluştu.

ALTIN KEDİ ÖDÜLLERİ Gecenin sunuculuğunu İzmirli oyuncu Deniz Akdeniz’in yaptığı ödül törenin de festivalin ulusal kategorisinde 9 film, ulusal kategorisinde ise 11 film Altın Kedi ödülleri için yarıştı. Sinema yazarı Atilla Dorsay’ ın juri başkanlığı yaptığı juri bölümünde yönetmen Tayfun Pirselimoğlu, Oyuncu Tülin Özen, Cannes film festivalinden Christophe Leparc ve Oscar ödüllü yapımcı Cedomir Kolar bulunuyordu. Jurinin oylarıyla verilen ödüller şöyle; Juri özel ödülü: Ali Ata Bak / Orhan İnce Konusu: Ali’nin öğretmen dayısının

kasabasında keçi çobanı olan ailesiyle yaşayan genç bir çocuğun hikâyesini anlatır. Bir gün, çocuk düşmüş bir baykuş bulur ve baykuşlarla ilgili bilinen kötü kehanete rağmen onu alır. Mokhtar’ın yeni evcil hayvanı ailesine karşı isyanın sembolü ve onun çiçeği burnunda bağımsızlığının ikonu olur.

Altın Kedi ödülü: Nolya / Cem Öztüfekçi Konusu: Dostlarının yerini şimdilik tek müşterisi olan ‘O’, garson Afirf ’le karşılıklı sıkılmanın keyfini çıkardıkları bir günde, dışarıdan geçen güzel kızın peşinden gider ama Sami Abi de aynı kızı sevmektedir. Altın Kedi ödülü: El Vendedor Del Ano / Cote Soler Konusu: En acımasız şirketler arasında olan tek şey olan İnsan’ı anlatıyor GENÇ OYUNCULARA ALTIN KEDİ ÖDÜLÜ Bu yıl ilk defa verilen ödül, genç oyunculara destek verme ve katkıda bulunma amacı ile ‘Genç ve umut veren oyuncular’ kategorisi altında gerçekleştirildi. Juri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda En iyi oyuncu ödülünü Ali Nuri Türkoğlu aldı.

Bu anket K. Marks’ın kızları Jenny ve Laura ile oynadığı bir oyundan alınmıştır.

En iyi oyuncu ödülü: Ali Nuri Türkoğlu – Film: Gerçek Bir 1. En sevdiğiniz erdem? Sabırlı olmak 2. Başlıca özelliğiniz? İnsanları dinlemek 3. Mutluluk nedir? Çocuklarımla birlikte vakit geçirmek 4. Mutsuzluk nedir? İnsanın bir türlü huzurlu olmaması 5. En kolay hoşgördüğünüz kötü huy? Çocuklarımın benden gizli sigara içmesi 6. En nefret ettiğiniz kötü huy? Sahtekarlık 7. En sevmediğiniz şey? İçki ve sigara 8. En sevmediğiniz kişiler? Dürüst olmayan kişiler 9. En sevdiğiniz iş? Ailemle vakit geçirmek 10. En sevdiğiniz şair? Orhan Veli 11. En sevdiğiniz yazar? Sabahattin Ali 12. Kahramanınız? Yılmaz Güney 13. Kadın kahramanınız? Annem 14. En sevdiğiniz çiçek? Papatya 15. En sevdiğiniz renk? Kahverengi 16. En sevdiğiniz yemek? Yemek seçmem 17. En sevdiğiniz düstur? Ayağını yorganına göre uzat 18. En sevdiğiniz söz? Komşu komşunun külüne muhtaçtır

Senaryo atölyesinde konuşan Önder Çakar, Gemide, Lalelide Bir Azize, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar, Maruf ve Takva gibi ödüllü birçok filmin senaryo yazarı, aynı zamanda Köprüdekiler ve Çoğunluk filmlerinin yapımcısı. Sinemada Oyunculuk söyleşisinde yer alan Hatice Aslan ise, 1986– 1992 yılları arasında İzmir Devlet Tiyatrosu’nda, 2000 yılından beri de İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda çalışmaktadır. Yapımcılık atölyesinde konuşan Sevil Demirci ise, Çoğunluk, Köprüdekiler, Takva, Maruf, Gemide,

onları ziyarete gelmesiyle birlikte başlayan sohbete, çocukların kendi masum dünyalarında ezberledikleri cümlelerle, eğitim sisteminin yarattığı trajikomik durumların ortaya çıkmasına sebep olur.

Juri özel ödülü: Mokhtar(Kanada) / Halima Quardiri Konusu: Mokhtar, Fas’ın uzak bir

Hikâyeden Uyarlanmıştır. Konusu: Yönetmenliğini Kerem Keskin’in yaptığı film, Salih’in izlediği bir filmin etkisinde kalarak, para dolu bir çantanın düşer. Fabrikadan arkadaşı Cemil’in ise farklı bir planı vardır.

17 Kasım’da gösterime giren üç yeni film dı. Film, ailesi ve çevresi tarafından sevilen anayasa profesörü Celal Tan’ın hikâyesini anlatıyor. Eşini kaybetmesinin ardından hayatını kurtardığı genç öğrencisiyle evlenen Tan, ailesinin 65. doğum gününü kutlamak için düzenlediği sürpriz bir doğum günü partisinden önce yaşananlar tüm ailenin hayatını sonsuza dek etkiler. 17 Kasım tarihiyle gösterime giren biri yerli üç film sinemaseverlerle buluşuyor. Celal Tan ve Ailesinin Acıklı Hikâyesi Yönetmenliğini Onur Ünlü’nün yaptığı, Celal Tan ve Ailesinin Acıklı Hikâyesi, 18. Altın Koza Film Festivali’nde, ‘’En İyi Film’’, ‘’En İyi Senaryo’’ ve ‘’Jüri Özel Oyunculuk Toplu Performans’’ ödüllerini kazan-

Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bill Condon’un yönettiği, ‘’Alacakaranlık Efsanesi: Şafak Vakti Bölüm 1 filmi, aşk, aksiyon ve dram sahneleriyle sinemaseverlerin ilgisini çekecek cinsten. Alacakaranlık, Tutulma ve Yeniay filmlerinin ardından serinin son filmi ‘’Şafak Vakti’’, 2 bölüm halinde izleyiciyle buluşturulacak. Serinin son filminin ilk bölümünde, Bella, Edward ve tüm sevdikleri, gösterişli bir düğün,

geçirilen romantik balayı ve çalkantılı bir hal alan bebeğin doğumunun getirdiği zincirleme sonuçlarla yüzleşmek durumunda kalır. Tüm bunlar, Jacob Black için de beklenmedik ve şok edici bir gelişme olur. Oyunun Sonu J. C. Chandor’un yönettiği ‘’Oyunun Sonu (Margin Call)’’ filmi, gerilim sahneleriyle izleyicilerin karşısına çıkacak. Filmde, bir yatırım kuruluşundaki kilit oyuncuların etrafında geçen 24 saatlik süreç konu alınıyor. Filmde, Peter Sullivan, şirketlerinin batma riski altında olduğunu kanıtlayacak bir bilgiyi su yüzüne çıkarır. Bu bilgiyi kullanarak, şirketi batmaktan kurtarmak ve hatta yükselişe geçmesini sağlamak mümkündür, fakat bu göründüğü kadar kolay olmaz. yarın sanat

KOCA ÇINAR 2 Eylül 1916 yılında İstanbul’da doğan Ömer Lütfü Akad 1938 yılında Galatasaray Lisesi’ni, 1942 yılında İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu’nun maliye bölümünü bitirdi. Bir süre Osmanlı Bankası muhasebe bölümünde çalıştıktan sonra Sema Film şirketinin muhasebe işleriyle ilgilendi. Halkevleri’ nin çeşitli tiyatro oyunlarına dekor yaptı, amatör oyuncu olarak sahneye çıktı ve sahneye oyunlar koydu. Beş Sanat adlı bir edebiyat dergisi çıkardı. Sinemaya, Şakir Sırmalı’nın yönettiği Domaniç Yolcusu (1946) adlı filmde yapım yönetmenliği yaparak ilk adımını attı. Yönetmenliğini Seyfi Haveri’nin yaptığı, Damga filminin yarım kalan sahnelerini çekerek yönetmenliğe başlamış oldu. 1948 yılında Vurun Kahpeye ile başladığı yönetmenliğini halk masalları uyarlamalarıyla sürdürdü, polisiye filmleriyle sinema dilini geliştirdi. Kendinden önceki sinemacılardan farklı olarak sinema tekniği ve diline yeni bir anlayış getirdi. Belgeseller çekti, senaryo yazarlığı yaptı. Türkiye sinemasının başlangıç ve gelişimini anlattığı, Işıkla Karanlık Arasında adlı Deneme Biyografisini yazdı. İLK FİLM VURUN KAHPEYE 1948 yılında ilk filmi, Vurun Kahpeye’ yi yönetti. Bu film dönemin en fazla izlenen filmi oldu. 1952 yılında tiyatro geleneğinden sinema tekniğine geçişi başlattığı, halk uyarlaması olan, polisiye filmlerinin öncüsü Kanun Namına’ yı çekti. 1955 yılında Yaşar Kemal’ in senaryosunu yazdığı, Beyaz Mendil’le ikinci büyük çıkışını yaptı. Atilla İlhan’ ın senaryosunu yazdığı, Yalnızlar Rıhtımı o dönem büyük tartışmalara yol açtı. Yılmaz Güney’le 1967 yılında birlikte yaptığı, Hudutların Kanunu Türkiye sinemasına damga vurdu ve bu filmden sonra Türkiye sinema tarihinin en önemli üçlemesi olan, Gelin, Düğün ve Diyet ile, Türkiye’de iç göç sorununu ele alan filmler yaptı. 1964 ve 1974 yılları arasında belgesel ve TV filmleri çekti. KAZANDIĞI ÖDÜLLER •1967 Antalya Altın Portakal Film festivali – En iyi 2. Drama film ödülü – Hudutlar Kanunu •1968 Antalya Altın Portakal Film festivali – En iyi 2. Film – Vesikalı Yarim •1974 Antalya Altın Portakal Film festivali – En iyi yönetmen - Düğün. YaRIN KÜLTÜR

‘Unhate’ Vatikan’ı kızdırdı Reklam projeleriyle adından çokça söz ettiren Benetton firması, son kampanyası ‘Unhate’ – ‘Nefret Etme’ ile özellikle Vatikan’ı çok kızdırdı. Vatikan’a sadece 100 metre uzaklıktaki St. Angelo Köprüsü’ne asılan, fotomontajla hazırlanmış kampanya afişinde, Papa 16. Benediktus, Mısır’ın El-Ezher Üniversitesi’nin camisinin imamlarından Ahmed el Tayyip’i dudağından öpüyor. Marka ayrıca Milano’nun ünlü Duomo Meydanı’nda da bir afiş açtı. Burada da ABD Başkanı Barack Obama, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’yu dudağından öpüyor. Benetton firmasının kampanyasında, Nicolas Sarkozy ile Angela Merkel ve Mahmud Abbas ile Binyamin Netanyahu’ nun birbirlerine öpücükler verirken gösteren fotomontajlar da bulunuyor. Olayın duyulmasından sonra müdahalesi gecikmeyen Vatikan, Papa’nın afişinin kaldırılmasını sağladı ve reklâm kampanyası hakkında yasal işlem başlattı. Vatikan, Papa 16. Benediktus’ un imajının korunması adına, devlet sekreterliğini İtalya ve dışarıda her türlü yasal girişimde bulunmak, söz konusu fotomontajın basında dâhil olmak üzere yayından kaldırılması için yasal işlem başlatmakla görevlendirdi. Benetton şirketten yapılan açıklamada ise, fotoğrafın inananların hassasiyetini yaralamış olmasından üzüntü duyulduğu belirtilerek, “Bu kampanyanın amacının her türlü biçimdeki nefret kültürüyle özel olarak mücadele etmek olduğunu hatırlatırız” ifadesi kullanıldı. Kampanya dâhilinde hazırlanan video da en az fotomontaj afişler kadar çok konuşulacağa benziyor. YaRIN KÜLTÜR

Nefret suçlarından olmayan kelimelere Geçen sene nefret suçlarına dikkat çekmek için çıkardıkları Metis Ajanda -2011 Nefret Suçları kataloğuyla saldırılara maruz kalan Metis yayıncılık, ‘Olmayan Kelimeler’ 2012 kataloğunu çıkardı. 2011 yılında Nefret suçları kataloglarında Atatürk’e hakaret edildiği gerekçe gösterilerek saldırılara maruz kalmışlardı ve ajanda satışları bazı yayınevlerinin raflarından kaldırılmıştı. Metis yayıncılık bu sene çıkardıkları kataloglarının tanıtımı ve geçen sene yaşananlara atıfta bulunmak için web sitelerinde bir açıklama yayınladılar. Açıklama ise şöyle: “Yayımlandığı ilk yıldan beri okurlarımızın severek aldığı ajandalarımız, ne yazık ki kimi sevgisiz insanları da illet ediyor. Cadılar ajandamızda vurguladığımız gibi her yerde düşman arayışına çıkanlar, zihinleri ve yürekleri yerine tepkilerini rehber edinenler kelimelerden özellikle korkuyor. Peki, dedik biz de o zaman, mevcut kelimelerden kaçınalım, hazır çağrışımları devre dışı bırakalım, olmayan kelimelere bakalım bu sefer!” YaRIN SANAT


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.