Yapı Malzeme Temmuz 2016

Page 1














İmtiyaz Sahibi Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com Reklam Müdürü Hakan Girgin hakan.girgin@img.com.tr Yayın Editörü Tarık Oral tarik.oral@img.com.tr Art Direktör İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr Grafik Tasarım Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe ve Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr

CTP-Baskı Vizyon Basımevi Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3 No:309 Başakşehir Tel: 0212 671 61 51 info@vizyonbasimevi.com.tr Adres Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1 Güneşli - Bağcılar İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 604 51 00 Fax : +90 212 604 51 35


editör Sektörün ideal rengi: Yeşil İçerisinde bulunduğumuz modern çağda her geçen gün giderek artış gösteren iklimsel olumsuzluklar, günlük kişisel tercihlerimizde de gözardı edemeyeceğimiz bir olgu halini almış durumda. Tüm alışverişlerimizde doğal ve organik olanı diğerine tercih ediyor ve üstün tutuyoruz. Bu tercih ve imkanlarımızın sayısı artış gösterirken doğal olan ile aramıza giren mesafe de ironik bir şekilde katlanmakta. Yapı sektöründe ‘doğal’ dediğimizde genel beklentilerimiz kısaca; ‘tüm yapıların tasarım, üretim ve kullanım aşamalarının, insan sağlığına, çevremize ve dünyamıza karşı zararsız bir sistem içerisinde seyretmesi’ şeklinde ifade etmek mümkün. Sektörümüzdeki ‘Sürdürülebilirlik’ konularıyla ilgili olarak gerçekleşen tartışmalara göz attığımızda, sektörün Yeşil Binaları; sadece projeleri yavaşlatan ve maliyetleri artıran bir olgu olarak algıladığını üzülerek görüyoruz. Yeşil Binalar, sektördeki herhangi bir oluşumun tek başına gerçekleştirebileceği bir ideal değil. Bu idealin gerçekleşmesi ancak; sosyal bilimlerden - fizik mühendisliğine, mimarlıktan - şehir planlamacılığına kadar pek çok bileşenin konuya aynı derecede önem vermesiyle mümkün olur. Bizde elimizi taşın altına koymak adına bu ayki dosya çalışmamızda, ‘İklimlendirme’ ve ‘Yeşil Binalar’ konularını ele aldık. Faaliyetlerini bu alanlarda gerçekleştiren şirketler, danışmanlık firmaları ve mimarlık ofisleriyle yaptığımız söyleşiler esnasında pek çok yeni şey de öğrendik. ‘Yenilenebilirlik’, ‘Sürdürülebilirlik’ gibi kavramların artık sadece kürsülerden işittiğimiz beylik laflar olarak kalmak yerine, tüm iş anlayışımızın bir parçası olma vaktinin çoktan gelip geçmekte olduğunu gördük. Özellikle bizden sonraki nesillere daha temiz ve yaşanılabilir bir dünya bırakmak adına herkesin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerekmekte. Bu konuyla ilgili olarak sektörün sahip olduğu bilgi ve bilinç düzeyini göz önünde bulundurursak, henüz yolun çok (hayır) en başındayız... Kamu kurumlarının sunacağı teşvikler, sivil toplum kuruluşlarının bilgilendirme ve örgütlenme faaliyetleri ve özel sektörün istek ve heyecanıyla ciddi bir sinerji oluşturmayı başarabilirsek, hayal gibi görünen pek çok şeyi de gerçekleştirebileceğimize inanıyorum… Saygılarımla…

Tarık Oral


İçindekiler 20 - İstanbulSmd ve Türk Ytong’dan büyük sosyal sorumluluk projesi: “Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan” 61 - ‘Deprem-geçirmez’ binalar için, Brisa’dan, sismik izolatörler 64 - Mimarsiv Selection 2016 yenilikçi tasarımları mimarlarla buluşturdu 70 - Beştepe’de ofis yaşamı değişiyor 74- thyssenkrupp Asansör yeni bir çığır açacak! 100 - Antalya’nın gururu AGT İSO listesinde şehrinde zirvede!

REKLAM İNDEKSİ

ABS YAPI ELEMANLAR....................... 10 - 11

DAIKIN.........................144 - ARKA KAPAKİÇİ

AGT...........................................................5

DOKA KALIP VE İSKELELERİ.ÖN KAPAKİÇİ – 1

ALSALAR YAPI MALZEME............... 122 - 123

ERYAP GRUP............................................41

ARAGONİT................................................91

ESE REKLAM................................ 128 - 129

BORU FUAR’2017..................................139

HP........................................... ARKA KAPAK

BOSCH TERMO TEKNİK...................... 44 - 45

HUZURLU İNŞAAT...................................134

BRAAS...................................................101

İHLAS KOLEJİ.........................................141

CERMIX...................................................85

İHLAS PAZARLAMA.................................140

ÇAĞDAŞ BÖLME.....................................111

İKLİMSA..................................................47


INKJET MAGAZINE..................................142 INTEK KALIP VE İSKELE......................... 2 - 3

ÖZLER KALIP VE İSKELE........................ 8 - 9 PAREX GROUP..........................................73

İSTON...................................................107 KARGROUP........................................... 6 - 7 KİLSAN....................................................37 KRATOS&KORDSA GLOBAL.......................29

PERİ KALIP VE İSKELELERİ.............ÖN KAPAK SOLAREX’2017......................................137 TÜRKİYE HASTANESİ..............................138

KUZULUK..............................................136 LAYHER...................................................23 MAPEI.....................................................65

YAPI FUARLARI’2016..............................135 YAPIMALZEME.COM.TR...............................4


Rehavete yer yok! Eylem planı geliştirilmeli! Türkiye İMSAD, 2016 yılının ikinci Gündem Buluşmaları’nda; ekonomik büyümeye ilişkin iyimser yaklaşımın rehavete neden olmaması vurgusu yapıldı. İnşaat sektörünün yılsonu büyüme beklentisi ise %3/3,5 olarak ifade edildi. Türkiye İMSAD’ın yılda dört kez düzenlediği Gündem Buluşmaları etkinliğinin ikincisi 16 Mayıs Perşembe günü gerçekleştirildi. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Oktay Alptekin’in açılış konuşmasını yaptığı Gündem Buluşmaları’nda panel, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Çetin Tecdelioğlu’nun moderatörlüğünde, Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, Ekonomi ve Strateji Dan. Hiz. Başkanı

16

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Dr. Can Fuat Gürlesel ve BETAM Direktörü ve Ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Gürsel katılımıyla düzenledi. “Yılın İkinci Yarısında Ekonomik ve Siyasi Beklentiler” temasıyla düzenlenen Gündem Buluşmaları’nda 2016 yılı sonuna kadar küresel ve bölgesel siyasi politikalar ve bunların ekonomiye yansımaları ele alındı.

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Oktay Alptekin

Alptekin: “2016’ya dair umutlarımız yeşerdi” Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Oktay Alptekin, 2016 yılına umutla başladıklarını ve mevcut göstergelerin bu umutları yeşerttiğini belirterek, son döneme ait rakamsal verileri paylaştı: “Yılın ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi %4,8 büyüdü. Bu büyümede inşaat sektörünün katkısını da görüyoruz. Sektör ilk çeyrekte %6,6 büyüyerek, 2013’teki performansını yakaladı. İnşaat sektörü harcamalarındaki %8,2’lik büyümede özel sektör yatırımlarının etkili olduğu görülürken, bu büyüme 30,36 milyar TL’ye tekabül ediyor. Yine 2016’nın ilk çeyreğinde alınan yapı ruhsatları geçen yıla göre %37,4 artış göstermiş durumda. Konut dışı bina yapı ruhsatlarında da %16,6’lık bir artış var. İç pazara dair rakamlar da umut verici. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi %7,2 artarken, sektörün iç pazar büyüklüğü ilk çeyrekte 32,1 milyar TL’ye ulaştı. Geçen senenin aynı dönemine göre %13,4 artış yaşandı.” Alptekin, iç pazardaki olumlu gelişmelerin ihracat pazarına yansımadığını ifade ederek, “Maalesef ihracat rakamlarında hala olumlu bir tablo göremiyoruz. İhra-


Aktüel catımız ilk çeyrekte %15,6’lık bir kayıpla 3,76 milyar dolara kadar geriledi. Öte yandan, ithalat hareketlendi. Biz hep sektör olarak cari açığa sağladığımız pozitif katkıyla övünürdük, ancak ihracattaki gerilemenin aksine ithalatımızda %10’a yaklaşan (%9,9) bir artış var; ilk çeyrekte sektörün ithalatı 2,43 milyar dolara yükselmiş durumda… Yani bu, ihracatla ithalat arasındaki çıtanın daraldığı anlamına geliyor ki, sadece sektörümüz adına değil, ülkemiz için de dikkatle değerlendirilmesi gereken bir gelişme. Kalite + fiyat + ülke ekonomisine sağladığı katma değer anlamında yerli ürünümüzün birçok avantajı varken, ithal ürüne yönelimin nedenlerini anlamakta zorlanıyoruz. Bunun nedenlerini iyi analiz etmeliyiz. Bir diğer husus; yakın coğrafyamızdaki siyasi gelişmelerden en çok etkilenen sektörlerimizden biri de inşaat ve inşaat malzemeleri sektörleri. Geçtiğimiz yılın ilk çeyreğinde müteahhitlerimiz yurt dışında toplam 2,78 milyar dolar değerinde 28 proje almış iken, bu yılın aynı döneminde 1 milyar dolar tutarında sadece 8 proje alabildi. İhracat verilerini de hatırlarsak sektörün dış pazar verileri endişe verici” diyerek, bu konularda ivedilikle önlem alınması ve topyekûn bir eylem planı geliştirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Alptekin, 70 yıldır soğan patates üretimindeki plansızlıkları örnek göstererek, “Daha az karmaşık ve yalın projeler üretmeliyiz” dedi.

gerçekleşti. Bu artışın başlıca nedeni olarak ilk çeyrekte meydana gelen yüksek reel ücret artışları görülüyor. Ücret şokunun tüketim üzerindeki etkilerinin önümüzdeki aylarda zayıflaması bekleniyor. Öte yandan, ilk çeyrekte iki harcama kaleminde ciddi düş kırıklığı söz konusu. Özel yatırımlar önceki çeyreğe göre düşüş gösterdi. Yatırım iştahındaki zafiyet devam ediyor. Diğer düş kırıklığı ise, net ihracatın büyüme katkısının negatif kalmaya devam etmesi. Mal ve hizmet İhracat artışı sınırlı kalırken ithalat artışı yüksek. Büyüme dengesiz ve sağlam temellerden yoksun. Bu koşullarda 2016 büyüme oranının tahminler doğrultusunda %4 civarında gerçekleşmesi yüksek ihtimal. Küresel düzeyde bakıldığında düşük değil ama Türkiye’nin özgün koşullarında yeterli değil. Türkiye ekonomisi 2012’den itibaren %2 ile 4 arasında dalgalanan nispeten düşük bir büyüme trendi izliyor. Üretim faktörleri yönünden büyüme mercek altına alındığında bir yandan çok vasat yatırım-GSYH oranı, diğer yandan verimlilik artışlarında durgunluk düşük büyümeyi açıklıyor. Bu çifte sorunun nasıl aşılacağı ise belirsiz.”

Prof. Dr. Seyfettin Gürsel “Türkiye 2016’da %4 büyür” 2016 yılı ilk çeyrek büyüme oranının iyimser göründüğüne ancak abartıların da olabileceğine değinen BETAM Direktörü ve Ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Gürsel şunları konuştu: “Büyümenin geleceği konusunda kritik nokta, büyümenin çeyrekten çeyreğe nasıl bir tempoda devam edeceği. %0,8’lik büyüme çok büyük ölçüde özel tüketim artışı sayesinde

Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin

konjonktür sürecindeyiz. Tüm bu durumlar dünya ekonomisinin en büyük beklentilerini oluşturuyor” dedi.

Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel

İnşaatta büyükme beklentisi %3 3,5 oranında Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, 2016 yılı ilk çeyrek döneminde inşaat sektörünün %6,6 büyüme gösterdiğini ve böylelikle son dokuz çeyrektir en büyük büyümenin yaşandığına dikkat çekerek, “Kamu inşaat harcamaları çok sınırlı artarken, özel sektör inşaat harcamalarında önemli bir artış yaşanmıştır. Özel sektör 2015 yılında ertelediği ve ötelediği inşaat yatırımlarına 2016 başından itibaren yeniden hız vermiştir. İçeride inşaat işlerinde canlanma görülmektedir. Buna bağlı olarak ilk çeyrekte inşaat malzemeleri sanayi üretiminde de %7,2 artış gerçekleşmiştir” dedi.

Prof. Dr. Kerem Alkin “2016 gündemi turizm, Amerika, İngiltere, petrol ve emtia fiyatları olacak”

BETAM Direktörü ve Ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Gürsel

Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin, dünya ekonomisinin çok önemli bekleyişlerde olduğuna değindi. Alkin, “ABD Merkez Bankası’nın 2016 yılının ikinci yarısında 1 veya 2 faiz artışı gerçekleştirmesinin beklendiği, ABD başkanlık seçimlerinin sonuçlarının küresel siyaset üzerindeki olası sonuçlarının merak edildiği, ABD’nin yeni başkanının Orta Doğu politikaları konusundaki tercihlerinin, Suriye, Irak ve İran başlıklarında ne tür sonuçları olabileceğinin tartışıldığı, küresel büyüme ve ticaretle ilgili beklentilerin hala iyileşmediği bir Yapı Malzeme Temmuz 2016

17


Aktüel

Batı Anadolu Grubu İcra Kurulu Üyesi Feyyaz Ünal

Ege’de inşaat sektörü yatırımcılara göz kırpıyor Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Batı Anadolu Grubu İcra Kurulu Üyesi Feyyaz Ünal, Ege Bölgesi’nde kentsel dönüşümün gayrimenkul ve inşaat sektörünün gelişimi için hayati bir önem taşıdığını belirtti. Batı Anadolu Çimento Sanayii olarak temelleri atılan ve bu sene 50. yılını kutlayan grup adına konuşan Batı Anadolu Grubu İcra Kurulu Üyesi Feyyaz Ünal, Mayıs ayı TÜİK sonuçlarını değerlendirdi.

18

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Ege Bölgesi’nde yatırım ihtiyacına dikkat çekerek belediy elere kentsel dönüşüm alanında cazibe artırıcı unsurlar geliştirmeleri yönünde çağrıda bulundu.

Ege Bölgesi’nin inşaat potansiyeli yüksek Feyyaz Ünal, Mayıs ayı TÜİK raporunda, ekonomik güven endeksinin bir önceki aya göre %12 oranında artmış olmasına karşın inşaat sektörü endeksindeki düşüşe dikkat çekti. Devlet ve özel sektör yatırımlarının yanı sıra, kentsel dönüşüm projelerinin artmasıyla birlikte, başta İzmir olmak üzere tüm Ege Bölgesi genelinde inşaat sektörünün önemli bir ivme kazanacağına işaret eden Ünal, “Türkiye’nin il nüfusu açısından 3. sırada bulunan İzmir’i barındıran Ege Bölgesi’nde, gayrimenkul ve inşaat sektörünün gelişimi açısından kentsel dönüşüm hayati bir önem taşıyor. Bu açıdan kentsel dönü-

şüm stratejisinin de uygulanabilir ve sürdürülebilir olması çok önemli” dedi. İzmir’in kentsel dönüşüm alanında, diğer büyükşehirlere kıyasla kat etmesi gereken daha fazla yolu olduğuna değinen Ünal, “İzmir’deki yaşlı bina sayısı oldukça fazla. Kentsel dönüşümün gelişmesi için belediyelerin kat izni artışı gibi bazı cazibe arttırıcı sebepleri imar planlarına ekleyerek inşaat sektörünün de yolunu açması gerekiyor. Ayrıca parsel birleştirme veya otopark sorununun çözümü gibi şehircilik sorunlarına dokunan projelerde de bir ödül mekanizması geliştirilmesinin teşvik edici olacağına inanıyoruz” diye konuştu. Feyyaz Ünal, öte yandan piyasanın büyüdüğü, rekabetin arttığı ve depreme dayanıklı konutların öncelikli hale geldiği günümüzde, nitelikli inşaat yapımı ve inşaat malzemelerinin üretiminin de vazgeçilmez bir zorunluluk olduğunu belirtti.


Aktüel

Avrupa’nın en yüksek gökdelenleri Türkiye’de Beton sektöründeki teknolojik alt yapının gelişmesi, bilgi ve yetkinliğin artmasıyla birlikte Türkiye, 150 metre üstü gökdelen sayısında dünyada 14’üncü Avrupa’da ise 1’nci oldu.

Gelişen teknolojik altyapı, bilgi ve yetkinliğin artmasıyla birlikte Türkiye, 150 metre üstü gökdelen sayısına göre dünyada 14. Avrupa’da birinci. Dünya şehirleri sıralamasında ise İstanbul 24. sırada yer alıyor. Konuyla ilgili görüşler Türkiye’de yapımı devam eden mega projelerin dünyadaki şehirler sıralamasında, İstanbul’un 1-2 yıl içinde Moskova’nın önüne geçirerek bir üst sıraya çıkacağını destekliyor.

KGS ile gelen yüksek standart Hazır betonla Avrupa’dan yaklaşık 100 yıl sonra tanışan Türkiye bugün, 107 milyon metreküp hazır beton üretimiyle dünyada önemli bir yerde. Son 7 yıldır üretimiyle Avrupa’daki ülkeler arasında lider konuma gelen Türkiye, dünyada ise üçüncü en büyük hazır beton üreticisi haline geldi. Hazır beton dayanım sınıfları açısından Avrupa ortalamasının üstüne çıkan Türkiye, C25 ve üstü dayanım sınıfındaki beton kullanım oranında yüzde 89 ile listenin en üstlerinde yer alıyor. 2000 yılından sonra artış gösteren dayanım sınıfı ve beton teknolojisindeki ilerlemelerle birlikte her geçen gün gökdelen sayısının arttığı biliniyor.

THBB, hazır beton alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla beton sektörüne yenilikler katmaya devam ediyor. Hazır beton alanında kaliteyi ve güvenceyi garanti altına almaya hedefleyen THBB, 1995 yılında kurduğu Kalite Güvence Sistemi (KGS) ile kaliteli ve yüksek dayanım sınıflarında beton üretimi gerçekleşmesini sağlıyor. Beton üretiminde tek etkin ve verimli denetimi yapan KGS, beton üretim tesislerinin yerinde denetiminin yanı sıra habersiz ürün denetimleri de gerçekleştirerek tarafsızlığını kanıtlıyor. Yüksek katlı yapılar konusunda örnek olan ülkemizde, kullanımda olan 150 metre üzeri binaların yüzde 97’sinin betonarme olduğunu ifade eden THBB Yö-

THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık

netim Kurulu Başkanı Yavuz Işık: “150 metre üstü binaların yapımında ağırlıklı olarak C40-C60 dayanım sınıfında beton kullanılmaktadır. 2003 yılında verilen yapı ruhsatları içinde 10’dan fazla katlı inşaatların payı %9 iken 2015 yılında bu oran %136 artış göstererek %21’i geçmiştir. Özellikle İstanbul’da 2015 yılında 10’dan fazla katlı yapı ruhsatı oranı, 2015 yılında verilen bina sayısına göre yapı ruhsatı toplamı içerisindeki payı, küresel kriz öncesindeki %7 oranını geçmiştir. Böylece, 2015 yılında yapı ruhsatı alan 10’dan fazla katlı bina sayısı 1364 olmuştur. Bu gelişmelerle birlikte önümüzdeki dönemde çok katlı yapıların inşaat sektöründe ağırlığı artacaktır. Bu yapılarda beton ve işçilik çok daha önem kazanmaktadır. Hazır betonun üretim sürecinin tamamını kapsayacak şekilde denetlenmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu hususta, THBB üyelerinin ürettiği KGS belgeli kaliteli hazır betonun kullanılması büyük önem teşkil ediyor” dedi. Yapı Malzeme Temmuz 2016

19


İstanbulSmd ve Türk Ytong’dan büyük sosyal sorumluluk projesi:

“Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan”

İstanbul Serbest Mimarlar Derneği ve Türk Ytong’un işbirliği ile geliştirilen Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan Projesi, 27 Mayıs 2016 günü İstanbul Point Otel’de düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. Kentsel dönüşüm sürecindeki vatandaşları, başta mimari ve teknik olmak üzere, karşılaşacakları temel konu başlıkları hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirmek amacıyla İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İstanbulSMD) ve Türk Ytong işbirli-

20

Yapı Malzeme Temmuz 2016

ğinde hazırlanan “Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan” Projesi, Kadıköy pilot bölge çalışması ile başladı. Çalışma kapsamında yayınlanan ve vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtılacak olan 97 sayfalık Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan Rehberi, toplam 15 yıllık bir süreçte riskli yapı stasündeki yaklaşık 12 bin binanın yenileneceği Kadıköy’de yaşayan vatandaşlardan alınan görüşler ışığında hazırlandı. İstanbulSMD üyesi mimarların ve konusunda uzman teknik insanların katkılarıyla hazırlanan rehberin tüm içeriğine www.kentseldonusumehazirlan.com internet sitesinden de ulaşmak mümkün. Kentsel dönüşümün tanımından, ilgili kanunlara, sürece dahil olan kamu ve özel sektör temsilcilerinin görev ve sorumluluklarından, projelendirme, sözleşme aşamalarına kadar kentsel dönüşüm sürecinin tüm aşamalarını özetleyen Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan Rehberi, kritik karar noktaları için vatandaşları

hakları ve sorumlulukları konusunda önceden bilgilendiriyor.

İstanbulSmd Başkanı Prof. Ertun Hızıroğlu: “Sağlıklı ve kaliteli yaşam alanlarına ihtiyacımız var.” Mimarlık sektörünün ülke çapındaki en saygın sivil toplum örgütlerinden biri olan İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İstanbulSMD) Başkanı Prof. Ertun Hızıroğlu, kentsel dönüşüm sürecindeki en kritik faktörün sağlıklı ve kaliteli yaşam alanlarının doğru projelendirilmesi olduğunu belirtti: “Başta Kadıköy olmak üzere İstanbul’un çeşitli yerlerinde kentsel dönüşüm hareketinin gün geçtikçe hızlandığını ve yoğunluk kazandığını görüyoruz. Mülk sahipleri, belediyeler, müteahhitler ve bakanlıklar arasında süregiden bu yenileme faaliyeti oldukça karmaşık ve zorlu. Öncelikli ihtiyacımızın sağlıklı ve kaliteli yaşam alanları olduğunu unutmamamız lazım. Sarı Işık: Kentsel Dönüşüme Hazırlan Projesi aracılığı ile vatandaş-


Aktüel ların mimarlık bilimiyle doğrudan ilişkiye geçtiği bu süreci elimizden geldiğince özetlemeye, onlara yol göstermeye gayret ettik…”

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar: Yapı malzemeleri sektörünün lider markası Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, vatandaşların içinde bulunduğu sürece dair olabildiğince bilinçlenmesi gerektiğini vurguladı: “Dönüşümün en üst seviyede gerçekleştiği Kadıköy’de yapılan araştırmalarda, ilçe sakinlerinin pek çok konuda bilgiye ihtiyaç duyduklarını gözlemledik. Bundan hareketle, mimarları mülk sahipleri ile bir araya getirerek, vatandaşların doğru bilgiye erişebilecekleri bir proje hazırladık. Türk Ytong için kentleşmenin nitelikli gelişimi her daim önemli konu başlıklarından biri olmuştur. Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde, kentsel dönüşüm sadece İstanbul’da değil, ülke genelinde önemli bir gündem maddesi. İnanıyorum ki, SARI IŞIK: KENTSEL DÖNÜŞÜME HAZIRLAN Projesi Kadıköy ile başlayarak, pek çok il ve ilçeye yayılacak kapsamda bir bilgilendirme hareketi olacak…”

Türk Ytong Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar

İstanbulSmd Başkanı Prof. Ertun Hızıroğlu

190.231 bağımsız birimden oluşuyor. Bu yenilemenin büyük bir kısmı Kadıköy’de gerçekleşiyor. Resmi olmayan verilere göre Kadıköy ilçesinde 12 bin binanın daha riskli yapı statüsünde değerlendirilmesi bekleniyor. Hali ha-

zırda 1200’e yakın inşaatın aynı anda devam ettiği bölgede kentsel dönüşüm faaliyetlerinin 15 yıl daha süreceği tahmin ediliyor. Sürecin büyük kısmı yıkyap şeklinde ilerlediği gibi, iş yoğunluğunun%20 ile %30 arttırdığı belirtiliyor.

İş yoğunluğu %30 arttı Türkiye çapındaki kentsel dönüşüm faaliyetleri kapsamında en büyük çalışma sahası İstanbul. İstanbul genelinde riskli yapı tespiti yapılan bina sayısı 39.102 olup, riskli yapı olduğu onaylanan yapıların sayısı ise 38.590. Riskli yapıların 165.944 adedi konut, 24.287 adedi işyeri olmak üzere

Yapı Malzeme Temmuz 2016

21


Aktüel olan SBE16 İSTANBUL Konferansı’nın bu faaliyetler içinde büyük öneme sahip olduğuna değindi.

Hinginar: “Türkiye’de bir ilke imza atacağız”

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar

Türkiye İMSAD;

Dünya Çevre Günü’nde sürdürülebilirlik vurgusu yaptı Türkiye İMSAD; 13-15 Ekim 2016 tarihleri arasında Swissotel The Bosphorus’da gerçekleştireceği SBE16 İSTANBUL Konferansı ile sürdürülebilirlik ve çevre konusunda sektörde bir ilke imza atacak.

22

Yapı Malzeme Temmuz 2016

5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklama yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, dünyanın ve Türkiye’nin geleceğinin doğayla dost sürdürülebilir bir yaşam inşa edilmesinde olduğunun altını çizdi. Başkan Hinginar, açıklamasında çevresel konularda alınacak önlemlerde sivil toplum kuruluşlarına büyük sorumluluk düştüğünü belirtti. Türkiye İMSAD’ın bu konuda verdiği vaatler çerçevesinde bir dizi faaliyet içinde bulunduğunu ifade eden Hinginar, bu kapsamda ekim ayında Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek

SBE16 İSTANBUL Konferansı, dünyanın 50’den fazla ülkesinde 2000 yılından bu yana yapılmakta olan “Sürdürülebilir Yapılı Çevre Konferansları Serisi” (The Sustainable Built Environment Conference Series) kapsamında Türkiye’de ilk kez 13-15 Ekim 2016 tarihleri arasında Swissotel The Bosphorus’da gerçekleştirilecek. Konferansa ilişkin bilgi veren Hinginar, “SBE16 İSTANBUL; daha iyi bir gelecek için fikirlerin, çözümlerin, yöntem ve tekniklerin tartışılmasını ve paylaşılmasını amaçlıyor. Bu çerçevede sürdürülebilir, yeşil, dayanıklı ve akıllı binalar, kentler ve metropoller gibi çeşitli konularla ilgilenen yapı malzemesi üreticilerini, bilim insanlarını, uygulayıcıları, mimarları, mühendisleri, müteahhitleri, sanayi ve devlet kurumlarını, sivil kuruluşları ve sivil toplumu bir araya getirecek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından da desteklenen organizasyonumuz aynı zamanda sektörde sanayi, kamu, üniversite ve STK’ların işbirliği yaptığı ilk konferans olma özelliğini de taşıyor. Konferansta sürdürülebilir gelecek, iklim değişikliği, akıllı binalar, yeşil binalar / şehirler gibi pek çok konuda yurtdışında ve ülkemizde yapılan çalışmalar, ülke olarak mevcut durumumuz, sorunlarımız, çözüm önerilerimiz tartışılacak” bilgisini verdi. Konferansın özel oturum konuşmacıları arasında; Ecoplatform Başkanı Sven Olof Ryding, Solar Decathlon Europe Başkanı Prof. Peter Russell, Japon Mimar Prof. Kazuo Iwamura, (World Sutainable Energy Institute - WSEIN) Dünya Sürdürülebilir Enerji Enstitüsü Başkanı Gökhan Yıldırım, Avrupa Bina Performans Enstitüsü Başkanı Oliver Rapf ve REC Türkiye Başkanı Rifat Ünal Sayman gibi pek çok önemli ismin yer aldığına dikkat çeken Hinginar, bu isimlerin yanı sıra uluslararası kuruluşların yönetim kurulu başkanları, yabancı mimarlar, fütüristlerin de konferansın konuşmacıları arasında yer alacağını belirtti. Konferansın “Akıllı Metropoller – Sürdürülebilir ve Akıllı Binalar ile Akıllı Şehirler için Entegre Çözümler” teması ile hayata geçirileceğini söyleyen Hinginar, buradan çıkan sonuçların çevre ve iş süreçlerinin geleceği açısından sektörün yolunu aydınlatacağını ifade etti.



Adana Entegre Sağlık Kampüsü Projesi

Avrupa’nın En İyi Kamu - Özel Ortaklığı (PPP)

Projesinde PERI İmzası Proje hakkında genel bilgiler: Yer: Yüreğir / ADANA Proje: Adana Entegre Sağlık Kampüsü Projesi

İşveren: Rönesans Medikal İnşaat A.Ş. Kaba Yapı: Taşeron Firma Betim Grup Mühendislik İnşaat Taahhüt Tic.Ltd.Şti. İnşaat Alanı: 540.000m² Kaba İnşaat Süresi : 11 Ay Kalıp sistemleri: PD8 Yük Kulesi, Trio & Vario Perde, Vario Kolon Kalıpları

Adana Entegre Sağlık Kampüsü Projesi, Sağlık Bakanlığı tarafından Kamu Özel İşbirliği (PPP) modeli ile gerçekleştirilecek olup, hem Adana hem de çevre il ve ilçelere hizmet verecektir. Proje, Adana ilinin Yüreğir ilçesinde yaklaşık 320 dönüm arazi üzerine kurulacaktır. Rönesans Medikal İnşaat A.Ş. tarafından yapımı sürdürülen, yaklaşık 540.000 m2 inşaat alanına ve toplam 1.550 yatak kapasitesine sahip olan entegre sağlık kam-

24

Yapı Malzeme Temmuz 2016


Çözüm Ortağı

püsünde; 1.300 yatak kapasiteli Ana Hastane, 150 yatak kapasiteli Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi, 100 yatak kapasiteli Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi ve tüm binalara hizmet veren Teknik Servis Binası bulunmaktadır. Ana Hastane binası, ortak bir çekirdek yapı etrafına kurulmuş olan 4 adet kuleden oluşmaktadır ve içerisinde şu hastaneler bulunmaktadır: · 584 yatak kapasiteli Genel Hastane · 182 yatak kapasiteli Onkoloji Hastanesi · 185 yatak kapasiteli Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Hastanesi · 349 yatak kapasiteli Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi

Betim Mühendislik Firma Ortağı Tolga PİRİ der ki; İş güvenliği ve imalat hızının bir arada yürüdüğü projemizde 400.000 m3 betonarme imalatının %50’sinin alt yüklenicisiyiz. Sistemlerinin malzeme kalitesi, güvenilirliği ve özel imalat detay çözümlerindeki destek mühendislik hizmeti ile şantiyemizde hız, verimlilik ve kaliteyi birleştirmemizi sağlayan kalitesini dünya çapında kanıtlamış PERI’ye, imalatlarımızı 11 ay gibi bir sürede tamamlamamıza yardımcı olduğu için teşekkür ederiz.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

25


Zorlu projelerin çözüm ortağı

Yapıları itibariyle detaylı mühendislik çalışmaları ve komplike çözümler gerektiren endüstriyel yatırımlar ve altyapı projelerinde Doka, yatırımcıların öncelikli tercihi oluyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de şantiyelerde sağladığı güvenli çalışma ortamı, her türlü projeye uyarlanabilen modüler kalıp ve iskele sistemleri, hızlı uygulamaları ile zaman/maliyet avantajı kriterleri Doka’yı en büyük yatırım projelerinin en ideal ve uzun süreli çözüm ortağı haline getiriyor.

26

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Birçok komplike yapıdan oluşan ve geniş alana kurulan endüstriyel yatırımlar veya farklı yüksekliklerden oluşan viyadükleri ile zorlu çözümler gerektiren alt yapı projeleri zamanla yarışıyor. Bu nedenle yatırımcı firmalar, hız ve güvenli inşaat sürecine bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğu proje sonuçlarına da dayanarak

Doka’ya güven duyuyor. Türkiye’nin en büyük sanayi yatırımlarından biri olan Mazıdağı Entegre Gübre Fabrikası, 3. Havalimanı Projesi, Rönesans İnşaat’ın yapımını üstlendiği Adana ve Elazığ’da inşaatı süren Entegre Sağlık Kampüsü projeleri, Türkiye’nin sembol projelerden biri olan İzmit Geçişi Asma Köprüsü ve


Çözüm Ortağı 2018’in sonunda faaliyete geçmesi planlanan Ankara-Sivas yüksek hızlı tren hattı Doka’nın son dönem çalışmalarına örnek olarak verilebilir. Dünyada ise Mississippi Nehri Köprüsü, Kanada’da Muskrat Hidrolik Santralleri, Venezuela’da Orinoco Nehri Köprüsü gibi sayısız büyük yatırım projelerinde yer alıyor. Doka sağladığı kalıp ve iskele sistemlerinin yanı sıra bu projelere sunduğu özel mühendislik hizmetleri ile varlık gösteriyor.

Yüksek kapasiteli ürünlerle hızlı ve güvenli çözümler Büyük yatırımlar, özel çözümler sunan konunun uzmanı ortaklıkları gerektiriyor. Teknolojik donanımı, geniş ürün-hizmet portföyü, hızlı tedarik hizmeti ve sunduğu projelere özel mühendislik hizmetleri ile Doka bu tür büyük yatırımların aranan çözüm ortağı oluyor. Örneğin; geniş alanlar için beton dökümlerin tek seferde ve hızlıca yapılabilmesine olanak sağlayan geniş yüzeyli kalıp Top 50 veya Frami Xlife Çerçeveli Kalıp sistemleri ile bu tarz büyük mentanlı projelerde ciddi zaman ve maliyet avantajı yaratılıyor. Projeye uygun temin edilen değişik geometri ve ölçülere sahip kalıplar için firmaya proje özelinde kiralama opsiyonu da sunulabiliyor. Böylece firmaların maliyetlerinin ciddi oranda aşağıya çekilmesine de katkı sağlanıyor. Yüksek taşıma kapasitesine sahip Doka d2 yük taşıma iskeleleri ile TS EN 12810 ve Avrupa Standartlarına uygun üretilen Doka Scaff Çalışma İskeleleri gibi güvenli çalışma ortamı yaratan ve uzun ömürlü kullanım süreci sunan ürünler sayesinde de müteahhit ve yatırımcı firmalara uzun vadede maliyet avantajı yaratılmış oluyor.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

27


Çözüm Ortağı

İzmir’in en yüksek kuleleri iklimlendirme konforu için Daikin’i seçti Avrupa’nın 5. ve Türkiye’nin en yüksek 2. ikiz kulesi olan Folkart Towers’da Daikin’in üstün teknolojili iklimlendirme sistemleri kullanılıyor.

İklimlendirme tercihlerini Daikin’den yana yapan iklimlendirme konusunda geleceğin yüksek verim ve enerji tasarrufu sağlayacak gayrimenkul projelerine Folkart Towers Bayraklı da katıldı. Folkart Towers’ın her iki kulesinin tamamında iklimlendirme, temiz hava ve sıcak su gereksinimleri için sektörünün en güçlü markası Daikin tercih edildi.

28

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Emir Mühendislik tarafından İzmir’in Bayraklı semtimde inşa edilen ve Yağcıoğlu Mimarlık tarafından tasarlanan Folkart Towers iki kuleden oluşuyor. Her iki kulesi de 45 kattan oluşan projede; ofisler, konutlar ve alışveriş tesisi gibi karma yaşam alanları bulunuyor. Folkart Towers projesi, toplamda 27 bin metrekare arsa alanı üzerinde planlanmış 150 bin metrekarelik kapalı inşaat alanıyla hayata geçirildi. 200 metre yüksekliğiyle Avrupa’nın 5’inci ve Türkiye’nin en yüksek 2’nci ikiz kulesi olan Folkart Towers’ta, tüm alanlarda tek bir dış üniteden ısıtma, soğutma ve havalandırma hizmeti verebilen Daikin VRV Sistemler, Daikin Chiller, Daikin Klima santrali ve Airfel Ambassador duvar tipi yoğuşmalı kazanlar kullanıldı. Daha yüksek konfor ve daha verimli bir iklimlendirme amacıyla Daikin’in mucidi olduğu VRV sistemler tercih edilen

Folkart Towers’ın her iki kulesinde toplam 1.260 hp dış ünite kapasitesi ve 720 adet iç ünite kullanıldı. Ayrıca 45 adet Daikin klima santrali, 1.505 adet fancoil, 6 adet açık çevrim tip kule ve 6 adet su soğutmalı chiller da sisteme dahil edildi. Ayrıca kuleleri ısıtmak için toplamda 6.200 kW Airfel Ambassador duvar tipi yoğuşmalı kazan kullanıldı. Projede kullanılan Daikin ürünleri kurulum ve kullanım kolaylığı, daha az enerji ile yüksek verimliliği, ileri teknolojisi ve maliyet avantajı ile tercih edildi. Ayrıca Daikin’in sektöründe lider ve öncü bir firma olması, yaptığı Ar-Ge yatırımları sayesinde tüm yenilikleri diğer kurumlardan önce kamuoyu ile paylaşması, Folkart Towers’ın ihtiyaç duyduğu bütün iklimlendirme ihtiyaçlarını ürün gamında bulundurması ve satış öncesi-sonrası kesintisiz müşteri memnuniyeti sağlıyor olması da Folkart Towers’ın Daikin’i tercih etmesinde önemli rol oynadı.



İNTEK KALIP İSTANBUL YENİ HAVALİMANI PROJESİNDE GÜVEN VERİYOR

Projenin Adı: Teknik Yapı Concord İstanbul Projesi Projenin Yeri : Fikirtepe - Kadıköy /İSTANBUL Yatırımcı ve Ana Yüklenici: Teknik Yapı Kaba İnşaat Yüklenici: Adakar İnşaat Kaba İnşaat Yüklenici Proje Müdürü: Murat Abdullah KAHRAMAN Kaba İnşaat Yüklenici Şantiye Şefi: Görkem UYSAL

30

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Teknik Yapı Concord İstanbul Projesinde İntek Kalıp Sistemleri


Çözüm Ortağı 2.parsel:

Teknik Yapı projesi daha eklemiştir.

A blok 6 bodrum kat 1 zemin kat 23 normal kat

Projede Kullanılan İntek Kalıp ve İskele Sistemleri:

B blok 5 bodrum kat 1 zemin kat 14 normal kat C blok 5 bodrum kat 1 zemin kat 23 normal kat Kaba inşaat yüklenici firma olan Adakar İnşaat, bu projenin kalıp ve iskele sistemlerinde çözüm ortağı olarak İntek’i tercih etmiştir. Böylece yatırımcı ve ana yüklenici Teknik Yapı firması ile 20 yıla yakın bir süredir birçok projede çözüm ortağı olarak çalışan İntek, referanslarına yeni bir

Perde-Kolon Kalıpları : Perde-kolon kalıplarında “PANEMAX” vinçle taşınan panel kalıp sistemi tercih edilmiştir. L= 21 metretül uzunluğunda, h=450 cm yüksekliğinde 1 takım bodrum perde kalıbı, 2 takım şaft perde kalıbı, 6 takım düz perde kalıbı ve 4 takım 80x80 kolon kalıbı verilmiştir. Bu kalıplar ile A,B ve C bloklarda aynı anda çalışılabilmekte ve her üç blokta da bir kattaki perde-kolonlar iki seferde dökülebilmektedir. PANEMAX panel kalıp sistemi: Farklı formlara çok kolayca adapte edilebilmesi PANEMAX sisteminin en önemli özelliklerinden biridir. PANEMAX panel kalıp sistemi, 80 kN/m² (düzgün yayılı yük) gibi yüksek bir beton basıncı dayanımı, ön

Proje Hakkında Genel Bilgi: Kadıköy Fikirtepe’de E5 in yanı başında, yeni hizmete giren metro hattının üzerinde yer alan Concord İstanbul Projesi, tamamı rezidans olmak üzere 6 bloktan oluşmaktadır.21.500 m² arsada iki parsel üzerine inşa edilen 1175 adet rezidans daireden oluşan projenin %70’i yeşil alan ve sosyal tesis olarak tasarlanmıştır. Her iki parselde birer adet A,B ve C bloklar vardır. Bloklardaki kat sayıları şöyledir:

1.parsel: A ve C blok 5 bodrum kat 1 zemin kat 23 normal kat B blok 5 bodrum kat 1 zemin kat 22 normal kat

Yapı Malzeme Temmuz 2016

31


montaj gerektirmeden şantiyeye geldiği ilk günden itibaren kullanıma hazır olması, özel forma sahip çelik kenar profilleri ve buna uygun bağlantı kilitleri vasıtası ile panellerin yan yana ve üst üste çok pratik bir şekilde birleştirilip sökülmesi, yine çelik kenar profillerin formu ve plywood ille birleşiminde uygulanan silikon detayı sayesinde plywoodun değiştirilmeden çok tekrar kullanılabilmesi gibi özellikleri ile mükemmel bir perde-kolon kalıbı sistemidir. Panemax panellerde, pazarda yer alan diğer Avrupalı ve yerli birçok markadan farklı olarak 18 mm değil 21 mm kalınlığında plywood kullanılmaktadır. Bu özellik, eşit beton basınçlarında daha düşük sehim anlamına gelmektedir. Döşeme Kalıpları: Concord projesinin döşemeleri iki farklı sistemle çözülmüştür. Gerek dairesel forma sahip olması gerekse çalışan işçilerin iş güvenliğinin sağlanabilmesi açısından dış cephelerde HD 150 masa sistemi kullanılmıştır. Binanın iç kısımlarında ise Adakar firmasının elindeki konvansiyonel döşeme kalıpları değerlendirilmiştir. Dış cepheler için tasarlanan masa kalıplar binadan 60 cm dışarıya konsol olarak çıkartılmış ve bu konsol kısımlarda çalışan işçilerin iş güvenliği “masa korkulukları” ile sağlanmıştır. Binanın dış cephelerinde yer alan dairesel alınlar için bu işe özel çelik panolar üretilmiştir. Bu şekilde, işçilikte

32

Yapı Malzeme Temmuz 2016


Çözüm Ortağı tasarruf sağlanmış, kalite ve iş güvenliği arttırılmıştır. Aynı anda üç blokta, ikişer takım döşeme kalıbı ile çalışılabilecek şekilde bir masa kalıp tasarımı yapılmıştır. HD 150 “masa kalıp” sistemi: Sistem “ana çerçeve” adı verilen kaynaklı çerçeveler, bunları birbirine bağlayan “çapraz gergiler”, ince kot ayarının yapılmasını sağlayan “krikolu ayak” ve “krikolu başlıklardan” oluşmaktadır. Üst konstrüksiyonda ana taşıyıcı (mahya) H20 ahşap kiriş ve tali taşıyıcı (ızgara) olarak da 10x10 kalas kullanılmaktadır. Çerçeveler çok pratik bir biçimde üst üste eklenerek farklı döşeme yükseklikleri çözülebilmektedir. Sistem, ayak ve başlıklarda kullanılan ve ince kot ayarının yapılmasını sağlayan “krikolu ayak” ve “krikolu başlıkların” açılım paylarına göre değişmekle birlikte, ayak başına 55 kN düşey yükü emniyetli olarak taşıyabilmektedir. HD 150 sistemi “masa kalıp” olarak kullanılabildiği gibi her sefer sökülüp tekrar kurularak “iskele” gibi de kullanılabilmektedir. Eğer proje form olarak uygunsa, birbirinin aynısı tekrar eden çok sayıda kat varsa ve kule vincin yeterli zamanı varsa “masa kalıp” sistemi mükemmel bir sistemdir. İşçilik verimlerini ve iş güvenliği seviyesini arttırmakta, kalıp malzemesinin yıpranmasını engelleyerek, toplamda çok büyük bir ekonomik fayda sağlamaktadır.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

33


Adana’da Entegre Sağlık Kampüsü ÖZLER KALIP & İSKELE ile hayat buluyor... Adana Entegre Sağlık Kampüsü Projesi, Sağlık Bakanlığı tarafından Kamu Özel İşbirliği modeli ile gerçekleştirilmekte olup Adana, Osmaniye ve Hatay illerine hizmet verecektir. Proje, Türkiye’nin güneyinde Adana ilinin Yüreğir ilçesinde yer almakta ve toplam 318.504 m2 alan üzerine kurulmaktadır.

34

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Proje, toplam 1.550 yatak kapasiteli 3 farklı hastaneyi kapsayan bir entegre sağlık kampüsü projesidir. Bu hastaneler, 1.300 yatak kapasiteli Ana Hastane, 150 yatak kapasiteli Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi ve 100 yatak kapasiteli Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri

Hastanesidir. Ana hastane, ortak bir çekirdek yapı etrafına kurulmuş olan 4 adet bloktan oluşmaktadır. Bu güzide projede Rönesans Medikal A.Ş. , İskele Sistemlerini Özler Kalıp ve İskele Sistemleri A.Ş. ‘den tedarik etmeyi tercih etmiştir. Projede iskele montaj


Çözüm Ortağı

ve demontaj işlerini de ÖZLER çözüm ortağı İKS İskele A.Ş. ile anlaşarak sorunsuz bir şekilde devam ettirmektedir. Projede Rönesans Medikal , ÖZLER ‘Safetyscaff Güvenlikli İskele Sistemi’ ni kullanmaktadır. ÖZLER mühendislerince proje titizlikle değerlendirilip iskele yerleşim planları İş Sağlığı ve Güvenliği’ne uygun olarak oluşturulmuştur. Tamamı TSE EN 12810 standartlı ürünlerden oluşan Safetyscaff Güvenlikli İskele modelleri ile projede gerekli statik hesaplamalar yapılarak Rönesans Medikal’ın kontrol ve onaylarıyla birlikte Eylül 2015 ‘ten iti-

baren iskele kurulumu başlamıştır. Rönesans Medikal, böylesine önemli bir projede hiçbir aksaklık yaşamamak için ÖZLER’den tedarik ettiği ürünlerin montaj ve demontaj hizmetini yine bir ÖZLER kuruluşu olan İKS İSKELE firmasına yaptırarak işin aksaksız yürümesini sağlamıştır. Ana Bina da 140.000 m2, Fizik Tedavi Rehabilitasyon Binası’nda 25.000 m2 ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi’nde 20.000 m2 olmak üzere toplam 185.000 m2 Safetyscaff Güvenlikli iskele Sistemi’nin kullanılması hedeflenen

projede Firmalarımız Mayıs ayı sonuna kadar 105.000 m2 montaj ve 46.000 m2 demontaj hizmetini başarıyla tamamlanmıştır. ÖZLER ve İKS İSKELE’nin uyumlu çalışmalarının neticesinde Rönesans Grubu’nun diğer güzide projelerinde çözüm ortaklığı devam etmektedir. Bu gün, Maltepe İlbank AVM, Küçükyalı AVM-Otel, İzmir Optimum Genişleme ve Yozgat Sağlık Kampüsü gibi projelerde yine ÖZLER markalı Kalıp ve İskele Sistemleri kullanılmaktadır.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

35


Çözüm Ortağı

Baumit’den özel projelere özel çözümler Baumit’in standardize edilmiş zemin şapları ve Hazır Beton ve Sıva Sistemlerinin ürün kaliteleri hızlı uygulama ve yüksek performans avantajları ile pek çok projenin tercihi. Özdilek Park İstanbul AVM de bu projelerden biri.

Çağdaş bir karma kullanım kompleksi olan Özdilek Park İstanbul’da tercih edilen ve her noktada yüksek kalite sunan E160 zemin şapı, iç ve dış mekanlarda kullanılabiliyor. E160, çimento esaslı, polimer katkılar içeren ve C16-F4 sınıfı bir malzeme. Fabrika karışımı olan E160, homojen karışımı sayesinde şantiye karışımı klasik yöntemle hazırlanan şaplara

36

Yapı Malzeme Temmuz 2016

göre uygulamanın her noktasında aynı ve yüksek kalite sunuyor. Yüzer şap, kayar şap, melez şap olarak da kullanılabilen ürün, yerden ısıtmalı döşemeler ve ıslak hacimlerde de mükemmel sonuç veriyor. Küçük metrajlarda hazırlanabilen ve kullanım kolaylığı sunan ürünün bir avantajı da paletli olarak depolanabilmesi. Özellikle alışveriş merkezleri, iş merkezleri, karma projeler için tercih edilen Baumit zemin şapları, yoğun baskıya maruz kalan zeminler için ideal seçenekler su-

LEED kriterlerine uygun olarak tasarlanan ve LEED Gold adayı olan projenin malzeme seçimi de yine sertifikanın standartlarına uygun olarak belirlendi. Baumit E160 Zemin Şapı, B20 Hazır Beton ürünü ve Primo1 Sıva Sistemi, projede tercih edilen ürünler oldu. nuyor. Genel kullanım amacı ile geliştirilen E225 ve E160 zemin şapları, şantiye karışımlarına göre daha yüksek performans gösteriyor. Baumit Hazır Beton ürünleri yüksek mukavemetli ve dona karşı dayanıklı olmalarından dolayı hem küçük hem de büyük alanlarda tercih edilebiliyor. Özellikle beton santrallerinin girmesinin sıkıntılı olduğu alanlarda, alışveriş, iş merkezi ya da konut projelerinde sıklıkla kullanılıyor. Ürünlerin hazır ambalajlı olması kolay taşınmasını sağlayarak kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor.



En hızlı, en hafif ve en ekonomik katta dolgu çözümü: MODULO® MODULO® - Nitelikli dolgu için kör kalıp sistemi H: 3-70 cm

Modulo ile 3 cm’den 70 cm’ye kadar değişen yüksekliklerde her türlü nitelikli dolgu yapılabilir.

38

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Modulo ile 3 cm’den 70 cm’ye kadar değişen yüksekliklerde her türlü nitelikli dolgu yapılabilir. Ürünler tek kullanımlık ‘kör kalıp’ olarak kullanılırlar ve betona şekil vererek döşemeyi taşıyan yüzlerce betonarme kemer, kubbe ve onları destekleyen sütunlar oluştururlar. Sistem alternatif dolgulara kıyasla benzersiz nakliye, yatay-dikey taşıma ve yer

tasarrufu sağlar. Örneğin; 50 kamyon gazbetonluk bir dolgu, 1 kamyon kör kalıpla yapılabilir. Kolay ve hızlı (90 m2/ adam-saat) kurulumu sayesinde inşaat süresi ciddi oranda kısalır. Döşeme imalatında kullanılan beton, demir ve diğer tüm dolgu malzemelerinden tasarruf sağlanır, tüm yapı hafifler. Kör kalıpların oluşturduğu boşluk havalandırılabilir ve içinden her türlü mekanik/elektrik tesisat geçirilebilir. Oluşturulan yüzey beton


Çözüm Ortağı

Referans Proje: Proje: Water Garden İstanbul Lokasyon: Ataşehir, İstanbul Alan: 7.500 m2 Yüklenici: Berko İnşaat Açıklama: Berko İnşaat tarafından Ataşehir’de inşa edilen ve konsept olarak Dünyada ilk olan Water Garden İstanbul projesinde katta hafif dolgu olarak kullanılan Modulo H15 kör kalıplarımız.

olduğu için üzerine daha sonra serbestçe her türlü zemin kaplaması yapılabilir, tuğla-gazbeton-alçıpan vb. bölme duvar oluşturulabilir. Toprak altında kalan kotlarda kullanıldıklarında yapı Radon gazından ve nemden korunur, ısı ve ses izolasyonu sağlanır. Geri dönüşümlü polipropilen ile üretilen kör kalıplar projeye LEED puanı da kazandırırlar. Kör kalıp sistemi kullanılarak katta hafif dolgu, ters kiriş dolgusu, peyzaj dolgusu, asansör holü dolgusu, temel üzerinde dolgu veya mütemadi temel dolgusu yapılabilirken, sisteme ilave edilecek basit elemanlar ile havalandırılabilir temel oluşturulabilir, sistem modüler yükseltilmiş döşeme yerine kullanılabilir.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

39


Sektörel

Lider markalar güçlerini birleştiriyor

Yapı sektöründe “Lider Markaların Üreticisi” Eryap Grup, her biri alanında lider markalarını tek bir isim altında birleştirerek, sektördeki lider konumunu pekiştiriyor.

40

Yapı Malzeme Temmuz 2016

2001 yılından bu yana inşaat sektöründe, özellikle yalıtım alanında öncü ve yenilikçi kimliğiyle faaliyetlerini sürdüren Eryap Grup, Türk yapı sektöründe hizmet veren lider markalarının gücünü, XPS sektörüne adını altın harflerle yazdırmış yine kendi markası olan “Bonus” adı altında topluyor. Logo tasarımında “Bilgi, Birikim, Beraberlik ve Başarı’’yı ifade eden 4B simgesini kullanan Bonus, “Yalıtımın İyisi” sloganı ile iddiasını sürdürüyor. %100 milli sermaye ile ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına destek olmak, gelecek nesillere daha kaliteli bir yaşam bırakmak için hiç durmadan çalışan ve gelişen Eryap Grup, salt isim değişikliği yapmıyor; geliştirdiği üretim teknolojisi ile de ürünlerini yalıtım sektöründe lider konumda tutmayı hedefliyor. On beşinci yılına ürünlerini yeni bir isim

adı altında sunarak giren Eryap Grup; bu doğrultuda logosunu, renklerini, ürünlerini ve çalışma sistemini de tamamen yeniliyor. Kurulduğu ilk günden bu yana sürekli gelişimi ve yükselmeyi hedefleyen Eryap Grup, bu hedefini firma logosuna da taşıyarak “Sürdürülebilir ve Sürekli Gelişim” misyonunu görsel olarak da ifade ediyor. Eryap Grup’un ilk markası olan American Siding Dış Cephe Kaplama Sistemleri ve özellikle ihracat alanında Eryap Grup’u yıllardır lider konumda tutan Winer Polimer Kapı Pencere Sistemleri ise yollarına yine kendi isimleriyle devam ediyor. Ürünlerini tamamen yerli kaynaklar kullanılarak üreten ve ülkemize artı değer katan Eryap Grup, birleşmeden doğan güç ile prestijli projelerin tercihi olarak yapı sektöründe isminden söz ettirmeye devam edecek.



Dosya Konuları:

42

Yapı Malzeme Temmuz 2016


Yeşil - Eko Bina ve Yapılar & Sürdürülebilir – Yenilenebilir Bina ve Yapılar Isıtma – Soğutma – Havalandırma Sistemleri ve Ekipmanları

Giderek artış gösteren iklimsel olumsuzluklar, gündelik kişisel tercihlerimizde de gözardı edemeyeceğimiz bir olgu halini almış durumda. Yapı sektöründe bundan sonraki süreç; ‘Daha az enerji kullanımı ve kullanılan enerji kaynağının yenilenebilir olması’ şeklinde ilerleyecek. Bu değişime destek ve uyum sağlayan firmalar sektörde daha da ön plana çıkacaklar. Yapı Malzeme Temmuz 2016

43




Sektörel

İklimSA’nın 30. yılına özel %30’a varan indirimler İklimSA 30. yılına özel olarak, 01-31 Temmuz tarihleri arasında Türkiye genelindeki tüm merkezlerinde yüzde 30’a varan indirimler sunuyor. Enerji verimliliği ve konfor bir arada

İklimlendirme sektöründeki tecrübesi ve Sabancı güvencesi ile faaliyetlerine hız kesmeden devam eden İklimSA, 30. yılında %30’a varan indirimlerle, yaz mevsimin başladığı bugünlerde tüketicilere uygun avantajlar sağlıyor. 01-31 Temmuz tarihleri arasında geçerli olan kampanya kapsamında, A++ yüksek enerji verimliliği ve Japon teknolojisine sahip Mitsubishi Heavy Industries marka klima alanlar, yüzde 30’a varan indirimlerin yanı sıra peşin fiyatına 9 taksit ve 87 TL’den başlayan taksit imkânından faydalanabiliyor.

46

Yapı Malzeme Temmuz 2016

400’den fazla satış ve servis ağıyla Türkiye’nin dört bir yanına ulaşan İklimSA, Japon Mitsubishi Heavy Industries markasının üstün teknolojik özelliklere, estetik tasarıma ve yüksek enerji verimliliğine sahip duvar, yarı ticari ve çoklu sistem klimalarını tüketicilerin beğenisine sunuyor. Mitsubishi Heavy Industries klimaların hava akış sistemi tasarımında, jet motorlarının geliştirilmesinde kullanılan aerodinamik analiz teknolojisi kullanılıyor. Bu sistem ile fanda oluşturulan hava akımı, minimum güç tüketimi ile çok miktarda havayı homojen ve sessiz olarak uzun mesafelere üfleyerek büyük mekânların bile ortam genelindeki konfor kalitesini artırıyor.

Hayatınızı Kolaylaştıran Fonksiyonlar Mitsubishi Heavy Industries klimalar, haftalık zamanlayıcı, 24 saat açma/ kapama, istenen sıcaklığa istenen zamanda erişilmesi, nem alma, ekonomik çalışma, uyku modu ve sessiz çalışma fonksiyonları ile tüketiciler için kullanım kolaylığı sağlıyor. Sunduğu yüksek enerji tasarrufunun yanında, şık tasarımı ve kullanım rahatlığı ile dikkat çeken Mitsubishi Heavy Industries klimalar, avantajlı fiyatlarla serin ve konforlu bir yaz geçirmek isteyenler için İklimSA merkezlerinde tüketicileri bekliyor.



ben, panel radyatör ve kombi üretimini gerçekleştirmiş; “ısı konforu” ile özdeşleşmiş bir markadır. Türk tüketicisi, ısıtma sektöründeki birçok cihaz, sistem ve hizmetle DemirDöküm aracılığı ile tanışmıştır. Kuruluşundan bu güne geçen süre içerisinde Türk sanayisinin gelişmesine katkılarda bulunmuş, birçok yeni yatırımı hayata geçirmiş, tüketicisine üstün teknoloji sunmuş, sektördeki kaliteyi her geçen gün yükseltmiştir. Günümüzde ana ürün gamlarımız içerisinde panel radyatör, kombi, şofben, termosifon, klima sistemleri, bireysel klima sistemleri, VRF sistemler, merkezi sistemler ve ısıtma sistemleri bulunmaktadır. Bunların dışında güneş enerjisi sistemleri, kontrol cihazları ve bu sene devreye alınacak ısı pompaları da olacak. Sektöründe 62 yıldır faaliyet gösteren DemirDöküm, yaygın yetkili satıcı, yetkili servis ve satış noktası ağı ile Türkiye ısıtma sektöründe lider konumdadır. DemirDöküm olarak İstanbul’da bulunan genel müdürlük binamızın yanı sıra Ankara, Adana ve İzmir’de bulunan bölge müdürlüklerimiz, İstanbul Kurtköy’de yer alan satış sonrası hizmetler ekibimiz ve de Bozüyük’te yer alan üretim fabrikamız ile Türkiye’nin dört bir yanına DemirDöküm markasını ulaştırmaktayız.

Türkiye iklimlendirme pazarını bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye’deki ilklerin adresi: DemirDöküm “Son 5 yılda Ar-Ge merkezine toplam 55 milyon TL yatırım gerçekleştirdik. 2016’yı ise 10 milyon TL ilave Ar-Ge yatırımıyla kapatmayı planlıyoruz.”

Kuruluşundan bu güne Türk sanayisinin gelişmesine katkılarda bulunan, birçok yeni yatırımı hayata geçirerek tüketici-

48

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Türkiye iklimlendirme sektörü hem hızla gelişen iç pazar talebini karşılamada hem de küresel rekabetin yoğun olduğu uluslararası pazarlara artan ihracatı ile Türkiye ekonomisinin önemli bir oyuncusu haline gelmektedir. Bugün dünyadaki büyük oyuncuların neredeyse hepsi Türkiye’de üretime başlamış durumdadır. Bu da Türkiye’yi dünya iklimlendirme sektöründe ana üreticilerden bir tanesi haline getirmektedir. Bu durum Türkiye açısından büyük bir avantajdır.

sine üstün teknolojiler sunan DemirDöküm, sektördeki kaliteyi her geçen gün yükseltmeye devam ediyor. Türk tüketicisini, ısıtma sektöründeki bir çok cihaz, sistem ve hizmetle ile ilk defa tanıştıran DemirDöküm’ün Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ertuna ile Isıtma&Soğutma ve Havalandırma sistemleri özelinde konuştuk. Keyifli okumalar…

Şirketinizi kısaca tanıyabilir miyiz? Çalışma sahalarınız ve organizasyon yapınız hakkında bilgilendirir misiniz? Isıtma, su ısıtma ve iklimlendirme sektörlerinde 62 yıldır faaliyet gösteren DemirDöküm, Türkiye’de ilk defa döküm radyatör, kazan, soba, kat kaloriferi, şof-

Erdem Ertuna / DemirDöküm Yönetim Kurulu Üyesi


Dosya / Röportaj Diğer yandan Türkiye’nin içinde bulunduğu iklimlendirme sektörüne baktığımızda, hem kentsel dönüşüm projeleri, doğal gazın yeni gittiği şehirler, yenileme pazarları ve de inşaat sektörünün aktif ve dinamik yapısı iklimlendirme sektörünün önümüzdeki yıllarda da çok hareketli ve büyümeye açık olduğunun göstergeleridir. Bununla birlikte hem Avrupa’da hem de ülkemizde değişen kanunlar da sektörü her geçen gün geliştirmektedir. 2009’da Enerji Verimliliği Kanunu’nunun ardından Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği devreye girdi. Bu da merkezi ısıtma ve merkezi soğutma/havalandırma sistemlerini 2000 m2 kullanım alanı üzerindeki binalarda zorunlu kıldı. Bu beraberinde ciddi bir teknoloji yatırımı ve değişimi getirdi. Isıtma sektöründeki en önemli konulardan biri de Avrupa Birliği’nden sonra enerji kullanan cihazlar yönetmeliğinin de Türkiye’de yürürlüğe girecek olmasıdır. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesi ile sektörümüz bir kez daha büyük bir değişim ve sonucunda da gelişim yaşayacaktır. Dolayısıyla Türkiye iklimlendirme sektörü ile Avrupa’nın en büyük ve gelişmeye açık pazarlarından bir tanesidir ve öyle olmaya da devam edecektir.

İnşaat ve iklimlendirme sektörlerinin gelişim ve işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? İklimlendirme sektörünü değerlendirirken inşaat sektöründen bahsetmemek

olmaz. Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden biri inşaat sektörüdür. Özellikle nüfus potansiyelinin de verdiği destekle inşaat sektörünün önümüzdeki yıllarda da önemini koruyacağı gözlemlenmektedir. İnşaat sektörünün büyümeye devam etmesi iklimlendirme sektörünün de büyümesini hızlandıracaktır. Diğer yandan, son yıllarda geliştirilen kentsel dönüşüm politikaları ile yeni yapılarla birlikte teknolojiye uygun modern yapılar da inşa ediliyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye her iki sektörde de büyümeye çok müsait görünmektedir.

Enerji verimliliği ve tasarrufu hakkında neler söylemek istersiniz? Ülkemizde enerji verimliliği bilinci hızla artıyor. Öte yandan, ülkemizde enerji politikaları önemli bir konu. DemirDöküm olarak bu konudaki hassasiyetimizle yenilenebilir enerjilerin kullanımına yönelik ürünlerin etkin kullanımını sağlamak adına projeler ve ürünler geliştirmeye devam ediyoruz. Ar-ge çalışmalarımızı da bu çerçevede sürdürüyor, yatırımlarımızı ve gelişme alanlarımızı bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz.

Ar-ge çalışmalarınız sürecinde inovasyon, yenilenebilirlik ve tasarım süreçleriniz nasıl gelişmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? DemirDöküm, Ar-Ge çalışmalarını yaklaşık 20 yıldır konusunda uzman mühendis

ve teknisyenler ile edindiği Ar-Ge kültürü kapsamında yürütmektedir. Bu kapsamda; Döküm Radyatör, Panel Radyatör, Döküm Kazan, Şofben, Poliüretan Gövdeli Termosifon, Kombi, Yoğuşmalı Kombi, Yakıt Pili Bipolar Plakası, Rollbond Solar Kolektör DemirDöküm Ar-Ge mühendisleri tarafından tasarlanan ve pazara ilk olarak sunulan ürünler olmuşlardır. DemirDöküm Bozüyük Fabrikası, Vaillant Group’un dünyadaki 2. büyük üretim merkezidir. Bu nedenle 2007’den sonra da Ar-Ge departmanımızı sürekli büyüterek çalışmalarımıza devam ettik. DemirDöküm olarak, bu bilgi birikimi ve deneyimi ile Ar-Ge Merkezi başvurusunda bulunmuş ve Mart 2013 itibarı ile Türkiye’nin 140. Ar-Ge Merkezi Sertifikasını almaya hak kazanmıştır. Ar-ge çalışmalarımıza çevre, ürünler, süreçler ve çalışanlar başlıkları altında, 4 ana kategoride değerlendirdiğimiz “Sürdürülebilir Ar-Ge” stratejimizle devam ediyoruz. Patent çalışmalarımızda yenilikçi ve verimli çözümlere odaklanıyoruz. Sürdürülebilir Ar-Ge stratejisi ile Ar-Ge yatırımları sonucu son 5 yılda tasarladığımız ve ürettiğimiz ürünler dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden Good Design ve Green Good Design ödüllerini almaya hak kazanmışlar ve tüketicilerimiz ile buluşmuşlardır. 2012 yılında Atron ve Nitromix kombiler Good Design, 2013 yılında Nitromix Kombi ve Roll Bond Güneş Enerjisi Sistemi Green Good Design, 2014 yılında ise Nitron Plus kombi Good

Yapı Malzeme Temmuz 2016

49


Dosya / Röportaj Design ödülü almaya hak kazanmıştır. Atron kombi Türk Mühendisleri tarafından geliştirilen komponent ve fonksiyonları sayesinde Türkiye’de üretilen yerlilik oranı en yüksek konvansiyel kombi olma özelliğini taşımaktadır. Ödüllü ürünlerimizin yanı sıra müşterilerimizin beklentileri doğrultusunda DT4 Termosifon, Nitromix Yüksek Kapasiteli Yoğuşmalı Kaskad Sistemler, Ekotasarım uyumlu Nitron Condense Yoğuşmalı Kombi, Lykia Güneş Enerjisi Sistemi ve 3 Geçişli Kazanlar tüketicimiz ile buluşmuştur. Son 5 yılda Ar-Ge merkezine toplam 55 milyon TL yatırım gerçekleştirdik. 2016’yı ise 10 milyon TL ilave Ar-Ge yatırımıyla kapatmayı planlıyoruz.

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? DemirDöküm olarak pazarlama ve iletişim çalışmalarına çok önem veriyor ve her geçen sene bu çalışmalara ayırdığımız bütçeleri arttırmaya çalışıyoruz.

Yurt içinde, yıllık iletişim stratejimize paralel olarak ulusal ve yerel iletişim kampanyaları gerçekleştiriyoruz. Sektörel yayınları aktif iletişim kanallarımızdan biri olarak değerlendiriyoruz. Bu mecralarla birlikte online mecraları da verimli ve planlı bir şekilde kullanıyoruz. Ayrıca sponsorluk çalışmalarımız, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımızla da DemirDöküm olarak tüketicilerimizle ve paydaşlarımızla iletişim kurmaya çok önem veriyoruz. Ulusal ve bölgesel fuar ve tanıtım toplantıları da iletişim ve pazarlama kanalımızda mutlaka yer verdiğimiz çalışmaladır. Bununla birlikte marka araştırmalarımız, tüketicilerimizi değerlendirmekte bize çok yardımcı oluyor. Yeni nesil tüketiciye

50

Yapı Malzeme Temmuz 2016

ulaşmak adına gerçekleştirdiğimiz araştırmalar sonucunda son yıllarda dijitalleşmeye odaklandık. Bu alandaki dönüşüm stratejimizi, Türkiye’nin yeni teknolojilere uyum hızını baz alarak geliştirdik. Öte yandan dijitalleşmeyi sadece iletişim olarak görmüyoruz, iş süreçlerimizin yönetimine de katıyoruz. Geçtiğimiz yıl bu anlayışla CRM altyapımızı yeniledik ve yetkili satıcılarımız ile satış noktalarımız arasındaki sinerjiyi artırmak için Demir Club Programımızı geliştirerek özel bir sosyal ağ yatırımı yaptık. Şu anda bu sistem üzerinden 3 bini aşkın firmaya interaktif bir erişimimiz bulunuyor. 2014’te dijital iletişim çalışmalarımızın toplam pazarlama yatırımlarımız içerisindeki payı %4 civarındayken, 2015’te bu rakamı %12’ye çıkardık. 2016’da ise pazarlama bütçemizin %20’sini dijitale ayırdık. Dijital mecralara yaptığımız yatırımların sonuçlarından oldukça memnunuz. İhracat tarafına baktığımız da ise, DemirDöküm ilk ihracatını 1968 yılında Ürdün’e döküm radyatör satarak gerçekleştiren, bugün geniş ürün yelpazesi ile Çin’den Şili’ye uzanan bir coğrafyada 47 ülkeye ihracat yapan bir markadır. Vaillant Group’un bir üyesi olan DemirDöküm, Türkiye’deki başarılı iş modellerini ihracat pazarlarında da uygulayarak ihra-

cat performansını sürekli geliştiren ve bu gücünü en iyi şekilde kullanmakta olan şirketlerden biridir. Özellikle katıldığımız fuarlarla iletişim ve pazarlama faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Ana ihracat pazarlarımızda iş ortaklarımız ile birlikte tüketici memnuniyetini arttırmak amacı ile satış sonrası hizmetler standardlarını Türkiye seviyesine getirecek projeleri hayata geçiriyoruz.

Müşterilerinize satış sonrası ne tür destekler sağlıyorsunuz? Güçlü servis teşkilatımızla müşteri memnuniyetini daima ön planda tutarak, satış sonrası hizmetlerini hızlı bir şekilde karşılıyoruz. Yüksek satış hacmimize paralel olarak, müşterilerimize geniş servis ağımız ile çok hızlı bir şekilde hizmet verilebilmekteyiz. DemirDöküm müşterileri

Müşteri İlişkileri Merkezi (MİM) sayesinde telefon ile 7x24 teknik destek alabilmektedirler.

Son olarak eklemek istedikleriniz? DemirDöküm’ün kuvvetli yanlarından biri satış ve servis ağıdır. Bu ağları sürekli dinç ve güncel tutmaya çalışıyoruz. 2008’den itibaren iki büyük proje başlattık. Bunlardan bir tanesi ‘YİM’ adını verdiğimiz ‘Yeni İş Modeli’. Bu modeli, tamamen satış ağının ve dağıtım kanalının yeniden inşasıyla ilgili bir projeydi. Çünkü hem klima ve termosifonlarımızla beyaz eşya kanalında, hem de ısıtma kanalında kombi, panel radyatör, şofben, yüksek kapasiteli kazanlar, banyopanlar ve sistem aksesuarları ile faaliyet gösteriyoruz. Burada değişik kanalların ihtiyacına uygun ticaret yapan bayilerimizle montaj yapan bayilerimizin ihtiyaçlarına uygun tüm altyapımızı ve çalışma düzenlerimizi yeni baştan dizayn ettik. Bütün çalışanlarımızın süreçlerini, kendi firmalarında çalışmaları gereken süreçleri baştan yazdık. Aynı dönemde bütün logo ve kurumsal tasarımlarımızı yeniledik. Bu şekilde DemirDöküm’ü gençleştirdik ve 2011 yılından itibaren de bu gençleşmiş yapı ile birlikte çalışıyoruz. VIP servis adını verdiğimiz bir projemiz

daha var. Bu projede yine tüm servis ağımızı tamamen bu günkü teknolojiye uygun olarak, elektronik ortamlara adapte ettik. Firmaları ve personelleri, müşteri memnuniyeti odaklı olarak eğittik. Çünkü ürünlerde farklılaştırmaya gitmenin öneminin yanında hizmeti farklılaştırmak tüketici tarafından daha kolay anlaşılabiliyor ve faydası çok daha hızlı görülebiliyor. Biz DemirDöküm’de bunu sağladık. Aynı zamanda satış sonrası hizmetlerde VIP iş ortaklarımızın yanında belli bölgelerde kendi teknikerlerimizle kendi merkez servis yapımızı da kurmuş olduk. Türkiye’de şu anda dağıtım kanalımızda sadece DemirDöküm ürünlerinin sergilendiği 500’ün üzerinde showroom’umuz var. Bu yetkili satıcı ve satış noktalarımızla birlikte 2 binin üzerinde Demir Club satış noktamız, 200’ün üzerinde VIP servis noktamız bulunuyor.


Dosya

Ar-Ge çalışmalarıyla sektörün geleceğine ışık tutuyor

DemirDöküm’ün ‘Kişisel Gelişim Asistanı’ en iyi uygulamalar arasında yerini aldı Tüketicilerin kullanımına sunduğu ürünlerle sektörde birçok ilke imza atan DemirDöküm, başarılarına bir yenisini daha ekledi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından başarılı Ar-Ge uygulamalarının paylaşılması, Ar-Ge Merkezleri arasında iş birliği ile kurumsal kapasitelerinin artırılması ve yönetimsel yetkinliklerinin geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen “Ar-Ge Merkezleri İyi Uygulama Örnekleri” toplantısında DemirDöküm sektörün geleceğine ışık tuttu. Türkiye’de sanayinin küresel rekabet gücünü artıracak, teknolojik ve dijital dönüşümü sağlayacak olan Ar-Ge merkezlerinde örnek teşkil eden uygulamalar Antalya’da tanıtıldı. Kamu-Sanayi-Üniversite işbirliği, Ar-Ge yönetimi, girişimcilik, proje yönetimi, fikri ve sınai mülkiyet hakları olmak üzere 5 önemli başlık altında Türkiye’de örnek teşkil eden 21 başarılı uygulama katılımcılarla paylaşıldı. Organizasyonda yenilikçilik

konusunda sektörün öncü ismi DemirDöküm’ün Ar-Ge yöneticileri Hamit Emre Akdaş ve Dr. Emine Cerit, ‘Kişisel Gelişim Asistanı Uygulaması’nın sunumunu gerçekleştirdi. Ar-Ge merkezi “Süreç Geliştirme” çalışmaları kapsamında DemirDöküm İleri Ürün Kalite Planlama Yöneticisi Hamit Emre Akdaş tarafından geliştirilen Kişisel Gelişim Asistanı Uygulaması, Ar-Ge personelinin hangi teknik eğitimlerin, hangi düzeyde alınması gerektiği, çalışanların yetkinlik derecelerinin izlenmesi ve geliştirilmesinin bir matris aracılığı ile takip edilmesini sağlıyor. Türkiye’deki 248 Ar-Ge merkezi arasından “Girişimcilik” alanında en iyi 4 çalışma arasında yer alan ve sektöründe tek olan Kişisel Gelişim Asistanı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Değerlendirme Komisyonu tarafından “Özel Sektör Ar-Ge Merkezleri İyi Uygulama Örnekleri Kitabı” nda yer almaya layık görüldü.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca gerçekleştirilen “Ar-Ge Merkezleri İyi Uygulama Örnekleri” toplantısı Antalya’da yapıldı. Türkiye’de örnek teşkil eden 21 başarılı uygulamanın paylaşıldığı toplantıda, DemirDöküm’ün geliştirdiği “Kişisel Gelişim Asistanı”, 248 Ar-Ge Merkezi arasında “Girişimcilik” alanında en iyi 4 uygulama arasına girmeyi başardı. Yapı Malzeme Temmuz 2016

51


Vaillant 2016’da vites büyütüyor Soğutma Sistemleri ve Türkiye pazarı özelinde konuştuk. Sorularımızı gayet içtenlikle yanıtlayan Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu’na teşekkür ediyoruz.

“Vaillant firması olarak sadece ürüne odaklanarak değil, tüketiciye sunulan ısıtma, sıcak su ve klima sisteminin tamamına bir sistem uzmanı olarak sistem garantisi ve sorumluluğunu alarak güvence ve destek veriyoruz”

Şirketinizi kısaca tanıyabilir miyiz? Çalışma sahalarınız ve organizasyon yapınız hakkında bilgilendirir misiniz?

Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu

Şirket tarihçesi, Johann Vaillant tarafından Remscheid Almanya’da kurulduğu 1874 yılına kadar uzanan Vaillant, o tarihten günümüze kadar ısıtma ve hava-

52

Yapı Malzeme Temmuz 2016

landırma sektöründe öncü firmalardan biri olarak faaliyetlerine devam ediyor. Kendi sektöründe çığır açan bir çok yeni ürün ve uygulamalarıyla ismini çoktan tarihe yazdırmış olan Vaillant ile Isıtma&-

Vaillant 142 yıllık tecrübesiyle ısıtma, sıcak su ve soğutma sistemlerinde bir evin ihtiyacı olan her şeyi en ekonomik işletme maliyetiyle sağlayabilecek her türlü sistem çözümüne sahip olup bunun tüketiciye sunan, Almanya’da üretim yapan, sektöre ilk gazlı termosifon, ilk şofben, ilk duvar tipi kat kaloriferi ve ilk kombiyi icat ederek sunan bir şirkettir. Vaillant hem en ileri teknolojileri kullanırken hem de kendisine ait 3000’nin üzerinde patentle ürünlerinde en yüksek tasarruf, en üst düzey emniyet ve uzun bir ömür garanti ederken, hem de en tasarruflu çözümlerle ev konforu sunar. Vaillant Türkiye, Kasım 1992’de faali-


Dosya / Röportaj yete başladı, İstanbul’daki merkezinin yanı sıra Ankara, İzmir ve Adana Bölge Müdürlükleri ile tüketicilere hizmet vermektedir. Vaillant Türkiye yetkili satıcıları, Türk ve Alman uzmanlar tarafından uygulanan düzenli eğitimler ile Vaillant’ın geliştirdiği en yeni teknolojileri bilinçli olarak tüketicilere sunmaktadır. Vaillant ürünlerinin ilk çalıştırmasından, arıza ve bakım hizmetlerine kadar tüm satış sonrası hizmetleri, 7 gün 24 saat, Vaillant’ın özel eğitilmiş kendi servis teknikerleri ve özel donanımlı servis araçları ile tüm Türkiye’de aynı kalite ve standartta verilmektedir.

Türkiye iklimlendirme pazarını bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Türkiye iklimlendirme pazarının bir değişim içerisinde olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa birliği ülkelerinde uygulamaya giren ErP Yönetmeliğine bağlı olarak değişen pazar şartları çok yakın zamanda ülkemizde de uygulanmaya başlanacaktır. Bu yönetmelikle beraber daha yüksek verimli (yoğuşmalı ürünlerin gelişimi), çevreye duyarlı yeni ürünler (yüksek kapasiteli yoğuşmalı duvar ve yer tipi ürünler, ısı pompası (hava ve toprak kaynaklı) örnek olarak verilebilir) ve sistemler ülkemizde yer alacaktır. Bu doğrultuda Vaillant Group olarak yeni ürün gamı ve sistemlerimizi tanıtarak bizler de hazırlıklarımızı yapmaktayız.

İnşaat ve iklimlendirme sektörlerinin gelişim ve işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörde öncü bir firma olarak enerji kimlik belgesi ve enerji verimlilik direktiflerine yönelik gerekli teknik personel alt yapısını oluşturan az sayıdaki firmalardan birisiyiz. Bu doğrultuda iklimlendirme sektöründeki gelişmeler, yeni enerji yönetmelikleri ile bina izolasyon kaliteleri de artacaktır. Buna bağlı olarak, inşaat sektöründe hem eski, hem yeni binalarda iklimlendirme ürünleri, yapı malzemesi ve izolasyon artarak gelişecektir.

Enerji verimliliği ve tasarrufu hakkında neler söylemek istersiniz? Ülkemizde enerji tasarruf potansiyelleri yaklaşık olarak binalarda %30, sanayide %20, ulaşımda ise %15’dir. Görüldüğü gibi, en çok tasarruf oranı binalardadır. Bu tasarrufun da ortalama olarak %60’ı bina yalıtımındadır. En ucuz enerji kaynağının tasarruf edilen enerji olduğu gerçeğiyle, artık binalar, ölçülebilir ve izlenebilir bir özellik kazanacaktır. Konfordan taviz vermeden en az enerji tüketen veya ihtiyacı olan enerjiyi kendisi üreten binalar değerli olacak, sahiplerine veya sakinlerine rahat ve ekonomik bir yaşam sunacaktır. Enerji Kimlik Belgesi (EKB), 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve 27539 Sayılı Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğince zorunlu hale getirilmiştir. Buna göre enerji kimlik belgesi alması

gereken binalar, yeni ve mevcut binalar diye ikiye ayrılmaktadır. Yeni binalar; 1 Ocak 2011 tarihinden sonra inşaat ruhsatı almış binaları kapsarken, mevcut binalar; 1 Ocak 2011 tarihinden önce inşaat ruhsatı almış binaları kapsamaktadır. Yeni binaların iskan alabilmeleri için Enerji Kimlik Belgesi almaları zorunludur. Mevcut binalardan ise 2017 yılına kadar Enerji Kimlik Belgelerini tamamlamaları istenmektedir. Toplam kullanım alanı 50 m² üstünde ve sanayi alanlarında üretim faaliyetleri yürüten binalar haricinde, mevcut tüm binaların (apartman, hastane, ticari binalar) alacağı enerji kimlik belgesi; enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasını, enerji israfının önlenmesini ve çevrenin korunmasını sağlayacaktır. Belge; asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içerecektir. Binaların enerji kimlik belgesi alabilmesi için enerji performanslarının belirlenmesi gerekir. Bu da; Binanın m2 başına düşen yıllık enerji tüketiminin belirlenmesi, -Bu değere göre CO2 salınımı hesaplanması, -Bu değerlerin referans binanınki ile kıyaslanması, -Kıyaslama sonucuna göre binanın A-G arası bir enerji sınıfına yerleştirilmesi ile gerçekleşir. Bu bilgiler neticesinde yapılan hesaplama sonucunda, binanın yıllık ısıtma,

Yapı Malzeme Temmuz 2016

53


Dosya / Röportaj soğutma, sıcak su, aydınlatma ve havalandırma tüketimleri birincil enerji olarak belirlenir. Bu tüketim değerlerine bağlı olarak CO2 salımı hesaplanır. Binanın hesaplanan enerji tüketim miktarı ve CO2 salımı, referans binanın değerleriyle karşılaştırılır. Elde edilen orana göre, binanın enerji sınıfı belirlenir ve Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmiş olur.

Malzeme seçimi ve uygulama aşamasında coğrafi koşullar sizin için ne kadar belirleyici oluyor? Coğrafi koşullara göre cihaz kapasitesinin uygun seçilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda ürün gamımızda 8 kW minimumdan 2240 kW maksimuma kadar geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. Isıtma ihtiyacı düşük olan bölgelerde (İzmir, Antalya) daha düşük kapasiteli ürünler tercih edilir. Kış koşullarının daha zor olduğu bölgelerde ihtiyaca uygun yüksek kapasiteli ürünler tercih edilmekte ve iş ortaklarımız tarafından önerilmektedir. Uygulama teknikleriniz ve kullanmış olduğunuz ürünlerinizde müşterilerinize ne gibi yenilik ve farklılıklar sunuyorsunuz?

•Yüksek verimli ve çevreye duyarlı ürünlerin Avrupa ile aynı zamanda ülkemizde de devreye girişi •Yeni ısı pompası ve VRF sistem çözümlerimiz •E-Relax akıllı telefon kontrollü oda termostatı, uzaktan kumanda etmenin yanı sıra kullanım alışkanlıklarını analiz ederek üründen çok daha ekonomik fayda sağlamaya yardımcı oluyor •Tüketicinin enerji verimliliği hususunda bilgilendirilmesine hizmet etmemiz

Önümüzdeki dönem için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? 2016 yılına “Vites büyütüyoruz” sloganı

54

Yapı Malzeme Temmuz 2016

ile girdik. Şu an %37 ‘lik bir Büyüme ivmesi ile ilerliyoruz. Hedefimiz bu yılı hız kesmeden tamamlamak olacaktır. Bu hedefi gerçekleştirmek için; a) Enerji verimliliği yüksek ürün lansmanı yapmak b Ürün gamımızı değişen tüketici ihtiyaçları doğrultusunda genişletmek c) Yenilenebilir enerji kaynaklı ürünlerin farkındalığını arttırmak d) Enerji bayiliği yatırımlarına hız vermek e) Yerel, bölgesel toplantılar sayesinde paydaşlarımızı enerji verimliliği konusunda eğitmek

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Ar-ge çalışmalarınız sürecinde inovasyon, yenilenebilirlik ve tasarım süreçleriniz nasıl gelişmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz?

Vaillant olarak tüketicilerimize kendi servis personelimiz, özel servis araçlarımız ve el bilgisayarları ile cihazın montajından, devreye alma,arızasından bakımına kadar, tüm tesisat dahil Vaillant’ın güvencesi altında hizmet sunmaktayız. Çağrı merkezimiz ile, 7 gün 24 saat müşterilerimize teknik hizmet ve destek sağlıyoruz Tüketiciye sistem konforu sunan ve bunu 7x24 365 gün kendi personeliyle müşteri memnuniyetini sağlayacak şekilde sunabilen sektöründe birçok ilklerini yaratan firmayız. Satış sonrasında servis hizmetlerimize ek olarak Vaillant müşterilerimize iki farklı hizmet daha sunmaktayız. Bunlardan biri Vaillant Tüketici Club’dür. Vaillant Tüketici Club: Yüzde 100 müşteri memnuniyetini sağlayabilmek için 1994 yılında kurulmuştur. Tüketici ile Vaillant’ın daha çok kaynaşması, tüketici problemlerinin anında çözülmesi, tüketici haklarının Vaillant bünyesinde korunması, tüketiciye verilen hizmetlerin daha iyi analiz edilebilmesi, tüketicinin Vaillant’ın satış sonrası hizmet organizasyonundan en iyi şekilde yararlanması Vaillant Tüketici Club’ünün amacıdır. Tüketici Club hizmeti sadece Türkiye’ye özgüdür. Vaillant Tüketici Club’de tavsiyede bulunarak yeni müşteri kazanılmasını sağlayan tüketiciye puan verilmektedir. Her tavsiyede alınan ve biriken puanlarla üyeler birbirinden değerli armağanlara sahip oluyorlar. Tüketici ziyaretleri: Tüketici Club personeli, üyeleri evlerinde ziyaret eder, sohbet edip, Vaillant hakkında kısa bir anketi yanıtlamalarını isterler. Bu ankette kullanıcının cihazdan, yetkili satıcıdan, satış sonrası hizmetlerden memnuniyetleri ölçülür. Ayrıca tüketicilerin Vaillant’tan beklentileri öğrenilip, geleceğe yönelik çalışmalar bu sonuçlara göre yönlendirilir. Tüketici Club’ün 350.000’den fazla üyesi bulunuyor.

Vaillant 142 yıllık tecrübesiyle ısıtma, sıcak su ve soğutma sistemlerinde bir evin ihtiyacı olan her şeyi en ekonomik işletme maliyetiyle sağlayabilecek her türlü sistem çözümüne sahip olup bunun tüketiciye sunan bir şirkettir. Hem en ileri teknolojileri kullanırken hem de

kendisine ait 3000’nin üzerinde patentle ürünlerinde en yüksek tasarruf, en üst düzey emniyet ve uzun bir ömür garanti ederken, hem de en tasarruflu çözümlerle ev konforu sunar. Biz Vaillant Group olarak günümüzde yenilenebilir enerji kaynaklarına ait ürünlere odaklanmış bir firmayız ve bu ürünlerin gelecekte tüketiciler için yeni trendler yaratacağını biliyoruz, Ar-Ge’ye büyük önem veriyoruz ve büyük yatırımlar yapıyoruz. Ürünlerimizde fark yaratacak, markamıza özgü birçok yenilikler yaratıyoruz ve sektörümüze öncülük yapıyoruz. En son Almanya’nın sürdürülebilirlik ödülü de Vaillant mikrokojenerasyon ürününe verilmiştir.

İş ortaklarımızla yol haritamızı paylaşmak, görüş alışverişinde bulunmak ve başarılarımızı kutlamak amacıyla her yıl düzenli bir şekilde bir araya geliyoruz. 2016 yılının Şubat ayında bu yılki toplantımızı Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da 250 katılımcı ile gerçekleştirdik. “Vites büyütüyoruz” mottosuyla gayet başarılı bir toplantıyı geride bıraktık.

Müşterilerinize satış sonrası ne tür destekler sağlıyorsunuz?

Son olarak eklemek istedikleriniz? “Vaillant” markası olarak 24 yıllık tüketici memnuniyeti birikimimizi önümüzdeki yıllarda da devam ettirmek ve tüm paydaşlarımız için tercih edilen marka olmak istiyoruz.


Sektörel

Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay

Çimsa; İSO 500 listesinde yükselişini sürdürüyor Çimsa, İstanbul Sanayi Odası’nın “Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Şirketi” listesinde bu yıl da yükselişini sürdürerek, çimento sektöründeki başarısını tekrarladı. 40 yılı aşkın deneyimi, geniş ürün yelpazesi, insana ve çevreye saygılı yaklaşımıyla çimento ve yapı malzemeleri sektöründe fark yaratan ve sektörün öncüsü olan Çimsa, net 1.086.612.147 TL’lik üretimden satışlarda altı basamak daha yükselerek 78. sıraya çıktı. Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay

yaptığı değerlendirmede, “Çimsa olarak İSO sıralamasında ilk 100 şirket arasında bu yıl altı sıra birden yükselme başarışını gösterdik. İlk 100’de çimento alanında yer alan iki şirketten biri olmanın gurunu yaşıyoruz. Türkiye’de ve dünyada önde gelen çimento ve yapı malzemeleri üreticilerinden biri olarak bugün ulaştığımız başarının ardında, fark yaratan yenilikçilik yaklaşımımız yatıyor. Artık bizim için çıta yükseldi. Yeni yatırımlarımızla önümüzdeki yıl daha da üst sıralara çıkacağımız inanıyoruz” dedi.

Türkiye’de ve dünyada önde gelen çimento ve yapı malzemeleri üreticilerinden biri olan Çimsa, “Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Şirketi” listesinde yükselişini sürdürerek 78. sıraya çıktı.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

55


bölgemizde en modern ve en yüksek üretim kapasitesine sahip üreticilerden biri haline geldik. 2013 yılında ısıtma, soğutma ve havalandırma sektöründe yalıtım amaçlı kullanılan elastomerik kauçuk köpüğü üretimine başlama kararı aldık. Yatırım merkezimizi Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi olarak belirledik. Şuan 60.000 m2 arazi üzerine, toplamda 20.000 m2 kapalı alana sahip üretim tesislerinde hizmet vermekteyiz.

Türkiye iklimlendirme pazarını bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Gerek teknolojisi gerekse üretim ve tüketimi hızla gelişen iklimlendirme sektörü son yıllarda büyük bir hızla büyüyor. ISIDEM Yalıtım olarak ürettiğimiz ürün ve hizmetlerle hem yurtiçi hem de yurtdışı pazarlarda önemli bir oyuncu olacağız.

İnşaat ve iklimlendirme sektörlerinin gelişim ve işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Isıdem Yalıtım Genel Müdürü Murat Erenoğlu

Şeffaf, dinamik ve kurumsal: Isıdem Yalıtım “Üretim ve hizmetlerimizi gerçekleştirirken, enerji tasarrufunu stratejik bir iş amacına dönüştürmenin zorunluluk olduğunu kabul ediyor ve bu doğrultuda mükemmelliğe ulaşmak için çalışıyoruz.” Isıtma, soğutma ve havalandırma sektöründe hizmet vermek üzere 1998 yılında faaliyete geçen Isıdem, kurulduğu günden bu yana sürekli kendini yenilemekte. Kalite, üretim teknolojisi ve kapasitesini sürekli geliştiren ISIDEM, günümüzde artık Türkiye’nin en önemli markalarından biri durumunda.

56

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim tesisi kurarak, yalıtım amaçlı kullanılan elastomerik kauçuk köpüğü üretimine de başlayan Isıdem Yalıtım’ın Genel Müdürü Murat Erenoğlu ile şirket faaliyetleri ve sektöre dair konuştuk…

Şirketinizi kısaca tanıyabilir miyiz? Çalışma sahalarınız ve organizasyon yapınız hakkında bilgilendirir misiniz? Isıtma, soğutma ve havalandırma sektöründe hizmet vermek üzere 1998 yılında faaliyete geçerek yuvarlak, kare ve dikdörtgen formlu sac hava kanalları üretimine başladık. Kurulduğumuz günden bu yana sürekli kendimizi yenileyerek kalitemizi, üretim teknolojimizi ve kapasitemizi geliştirip, sektörde Türkiye’nin öncü markalarından biri olduk. Havalandırma kanalları üretiminde edindiğimiz bilgi ve tecrübeyle ürün gamımıza esnek hava kanallarını ekleyerek, 2010 yılında Flexiduct markalı esnek hava kanalı üretimine başladık. Bu alanda en yeni üretim teknolojilerini kullanarak,

Son dönemde, Türkiye’de inşaat sektörü gelişmekle beraber, ülkemizin önemli bir dinamizmi haline geldi. Ülkemizde inşaat sektörünün Avrupa standartlarında ve üzerinde çalışmalar yapması, konut dışı ofis, hastane, AVM, ticari ve endüstriyel binalar gibi yapılara olan talebin artması, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri pazarın gelişmesini ve büyümesini sağlıyor. İnşaat sektöründe yaşanan bu ivme, doğru orantılı olarak iklimlendirme sektörünü de etkileyecek.

Enerji verimliliği ve tasarrufu hakkında neler söylemek istersiniz? “Üretim ve hizmetlerimizi gerçekleştirirken, enerji tasarrufunu stratejik bir iş amacına dönüştürmenin zorunluluk olduğunu kabul ediyor ve bu doğrultuda mükemmelliğe ulaşmak için çalışıyoruz.” Mottosu firmamızın enerji politikasıdır. Tabi ki bu politika ile tüm çalışmalarımzı gerçekleştiriyoruz. Eskişehir’de yer alan üretim tesislerimizi çevre dostu bir yapı olması amacıyla sosyal ve çevresel sorumluluk anlayışıyla, yeşil bina konseptinde tasarlandık. Planlama, uygulama ve denetim süreçlerinin sonucunda yalıtım sektöründeki ve Eskişehir ilindeki ilk LEED sertifikalı üretim tesisine sahip olduk. Bundan sonra da sürdürülebilir bir yaşam için çalışmalarımız tüm hızıyla devam edecek.

Ar-ge çalışmalarınız sürecinde inovasyon, yenilenebilirlik ve tasarım süreçleriniz nasıl gelişmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? Kurulduğumuz günden buyana ürün/hizmet kalitemizi arttırmak amacıyla yoğun


Dosya / Röportaj

mesai harcıyoruz. Bu çalışmaların sonucunda ülkemizin ilk %100 yerli halojen içermeyen ürünü olan Coolflex HF’yi boru ve levha olmak üzere 2 ayrı formda ürettik. Coolflex HF ile de farklı pazarlar ve uygulama alanlarında yer alacağız. Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin yurtdışından ithal ettiği farklı tiplerde ürünleri üretmeye devam edeceğiz.

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? ISIDEM Yalıtım olarak her yıl 10’un üzerinde uluslararası fuarlara katılıp, sektör profesyonelleri ile buluşuyoruz. 2015 yılında

Uruguay’dan Türkmenistan’a kadar farklı ülkelerde birçok fuara katıldık. 2016 yılının ilk yarısında ise İtalya, Almanya ve Polonya’da uluslararası prestije sahip fuarlara katıldık. Mayıs ayı içerisinde de Türkiye’de gerçekleştirilen SODEX fuarındaydık. Ayrıca ihracat faaliyetlerinde farklı pazarların farklı beklentilerine cevap verebilmek için her türlü sertifika ve standartlara uygun çalışmalar yapıyoruz. Coolflex (Elastomerik Kauçuk Köpüğü), Flexiduct (Esnek Hava Kanalı) ve Duct Connect (Kanal Birleştirme Parçaları) markalı ürünlerimizi 4 kıtada 40’dan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Önümüzdeki süreçte birbirinden farklı pazarlarda aktik rol alarak dağıtım kanallarımızı genişletmeye devam edeceğiz.

Müşterilerinize satış sonrası ne tür destekler sağlıyorsunuz? Müşteri talep ve beklentilerini zamanında ve çevreci bir yaklaşımla karşılamayı ilke edindik. Firmamızın sahip olduğu ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi gereği her türlü müşteri talebini en kısa ve en hızlı sürede yanıtlamaya çalışıyoruz. Satış öncesinde, sırasında ve sonrasında yaşanabilecek sorunları giderebilmek adına yoğun mesai harcıyoruz. Müşteri memnuniyeti kapsamında firma olarak önceliğimiz müşterilerimizi iyi tanımak, şikayet veya önerilerine duyarlı olmak ve müşterilerimiz ile devamlı iletişim halinde kalmak.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

57


İhracat şampiyonu gücünü katlamaya devam ediyor “Termo Teknik olarak yüksek üretim teknolojimiz ve modern yöntemlerimiz, uyguladığımız standartlar ve yüksek kaliteli ürünlerimiz ile sektöre örnek olmaya ve sektörün kalitesini yukarı çıkarmaya çalışıyoruz.”

Uluslararası ısı sistemleri devi Stelrad Radiators Group’un Türkiye iştiraki olan Termo Teknik, aynı zamanda Dünyanın en büyük panel radyatör fabrikasına sahip. Kendi sektöründe 2005 yılından bu

58

Yapı Malzeme Temmuz 2016

yana toplam 9 kez ihracat şampiyonu olarak sayısız ödül alan Termo Teknik’in Türkiye Pazarlama ve Satış Müdürü Salim Çetinkurşun ile sektörün genel durumuna dair ve şirket özelinde konuştuk…

Şirketinizi kısaca tanıyabilir miyiz? Çalışma sahalarınız hakkında bilgilendirir misiniz? Termo Teknik, Türkiye’nin ilk radyatör fabrikalarından biri olarak 1966 yılında İstanbul İstinye’de kuruldu. Kat kaloriferi sistemleri üretimine 1986’da başlayarak ısı sistemleri tedarikçisi olmanın ilk adımlarını attı. Bugün dünyanın en büyük panel radyatör üreticisi olan Termo Teknik, aynı zamanda Türk tüketicisine sunduğu yüksek verimli kombi ve kazan serisi ile de Türkiye’nin sayılı ısı sistemleri tedarikçilerindendir. Panel radyatör alanında iç piyasadaki öncülüğünün yanında, 50’den fazla ülkeye de ihracat yapmaktadır. 2005’den bu yana panel radyatör dalında toplamda 9 kez ihracat şampiyonu olmuştur. 1991 yılında Çorlu’daki yeni modern

tesislerine taşınmasını ve 1999 yılında İngiltere merkezli ısı sistemleri devi Stelrad Radiators Group Ltd. (SRG)’e iştirakini takiben, üretim tesislerine 100 milyon doların üzerinde yatırım yaparak fabrikanın kapasitesi yıllık 900 binden yıllık 3,5 milyon metreye ulaştırmıştır. Termo Teknik üretim tesisleri, devam eden yatırımlarla bugün yıllık 5 milyon metre üretim kapasitesine ulaşarak dünyanın en büyük panel radyatör fabrikası haline gelmiştir.

Kombi ve Kazan Serisi ile “Sistem” Tedarikçisi Yıllardır Çorlu’da bulunan fabrikamızda ürettiğimiz Termolux, Softline, TermoStyle, TermoDesign ve Silüet serisi klasik ve dekoratif radyatörlerimiz ve Türkiye’nin en eski ısı sistemleri tedarikçilerinden biri olarak nitelikli kombi ve kazanlarımız ile yıllardır Türkiye’nin en büyük ısı tedarikçilerindeniz. Kombi ve kazan grubumuzda İngiltere’de 110 yıllık tecrübe ve 6 Sigma ile üretilen, yüzde 109’a varan enerji verimliliğine sahip olan LOGIC Pre-


Dosya / Röportaj mix Yoğuşmalı Kombi ve İngiltere iş dünyasının en prestijli ödülü “The Queen’s Award” sahibi duvar tipi yoğuşmalı kazan EVOMAX, Türk tüketicisinin ve inşaat sahiplerinin çok sevdiği ürünlerimizden. LOGIC 26/35 Yoğuşmalı Kombiler (****) enerji verimi ile sınıfının en yüksek enerji verimliliğine sahiptir. Aynı zamanda en düşük atık gaz seviyesi olan Sınıf 5 NOx sınıfı ile çevrecidir. Bu anlamda Türkiye’ye sunduğumuz her ürünün yüksek verimli, çevreci ve uzun ömürlü olması en önemli kriterlerimizden. EVOMAX; ileri teknoloji teknik tasarımı ve gelişmiş kontrol aksesuarları sayesinde, sabit verimlilikte çalışarak istenen sıcaklığı yakalayabilecek bir tasarıma sahiptir ve bu sayede minimum enerji tüketimi ile maksimum konfor sağlamaktadır. EVOMAX, 42, 65, 90, 105, 125, 160 kW ısıtma kapasiteleri ile farklı büyüklükteki ısıtma ihtiyaçları için de kullanılabilmekte; talep edildiğinde gelişmiş tek kontrol paneli ile 15 adet kazan birlikte kaskad (sıralı) çalışarak 2400 kW’a varan ısıtma kapasitesine ulaşabilmektedir.

Türkiye ısıtma sektörünü bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Bugün Isı Sistemleri sektörünün en önemli sorunu bazı firmaların rekabet baskısı ile kaliteden taviz vermek zorunda kalması ve Türk üretiminin Avrupa’daki kalite algısının olumsuz yönde etkilenmesidir. Termo Teknik olarak yüksek üretim teknolojimiz ve modern yöntemlerimiz, uyguladığımız standartlar ve yüksek kaliteli ürünlerimiz ile sektöre örnek olmaya ve sektörün kalitesini yukarı çıkarmaya çalışıyoruz.

İnşaat ve ısıtma sektörlerinin gelişim ve işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de yeni inşaat üretimindeki istikrarlı büyümenin önümüzdeki 10 yıl bo-

Termo Teknik Türkiye Pazarlama ve Satış Müdürü Salim Çetinkurşun

yunca devam etmesi bekleniyor. Ayrıca kentsel dönüşüm projelerinin en azından önümüzdeki 8 yıl daha devam edeceğini ön görüyoruz. Bu faktörler hem radyatör sektörünü hem de genel anlamda ısıtma pazarını büyütmeye devam edecek. Ayrıca yeni getirilecek enerji verimliği düzenlemeleri ile yüksek enerji verimliliğini desteklenecek. Böylelikle yıllardır vurguladığımız çevre, verimlilik ve enerji tasarrufuna önem veren ürünler daha da önem kazanacak ve sektörü domine edecek.

Enerji verimliliği ve tasarrufu hakkında neler söylemek istersiniz? Günümüzde ısı sistemleri üreticileri daha az yakıt ile yüksek ısıtma sağlayan, çevreye daha az zarar veren yoğuşmalı kombi ve kazanlar geliştiriyor. Enerji Bakanlığı da yasal düzenlemeler ve bilgilendirme kampanyaları ile ısının verimli ve tasarruflu kullanılması için çaba sarf ediyor. Enerji verimliliğinde amaç, kullanılan malzemede kalite olarak herhangi bir değişiklik yapmadan tüketilen toplam yakıt miktarının en aza indirilmesidir. Isıtmada verimli enerji kullanımı üç ana kriterden oluşur: Öncelikli olarak doğru yalıtım, doğru ürün ve doğru kurulum; son olarak da doğru kullanım. Yalıtım, tüketilen enerjinin tamamını ısıtma için kullanabilmek ve dışarıya kaçan enerjinin engellenmesi için en önemli kriterlerdendir. Yalıtımı doğru yapılmamış yapılarda istenilen sıcaklık değerlerine ulaşılması ısı kaçakları sebebiyle çok daha fazla enerji tüketimine, dolayısı ile verimsiz enerji kullanımına sebep olur. Yalıtımı doğru yapılmış mekanlarda ısı kaçakları önlenerek, daha az enerji sarfiyatı ile istenilen sıcaklık değerlerine ulaşılabilir. Bir diğer verimlilik kriteri olan doğru ürün tercihi ise ısıtmayı sağlayacak ürünün teknik verimlilik değerleriyle ilişkilidir. Bireysel ısıtma sistemlerindeki kombiler, verimlilik değerlerine göre sınıfYapı Malzeme Temmuz 2016

59


Dosya / Röportaj landırılır. Aynı mekânda daha az gaz tüketimi ile daha verimli olarak kullanılan premix (gaz-hava ön karışımlı) yoğuşmalı kombiler, konvansiyonel (standart verimli) kombilere göre çok daha verimli çalışırlar.Binalarda Enerji Performansı (BEP) yönetmeliği ile toplam kullanım alanı 2.000 m2’den büyük olan binalarda merkezi ısıtma sistemleri zorunlu hale geldi. Merkezi ısıtma, kullanım kolaylığı ve enerji verimliliği açılarından müteahhit ve kullanıcılara avantaj sunuyor. Yönetmelik, merkezi ısıtma sistemlerinde yoğuşmalı kazanların kullanımını teşvik ediyor. Gelişmiş teknoloji ile üretilen duvar tipi yoğuşmalı kazanların yer tipi çelik kazanlara göre minimum %20’ye varan verimlilik avantajı bulunuyor. Yaklaşık bir kombi büyüklüğünde olan duvar tipi yoğuşmalı kazanlar ayrıca; dar alana kolay kurulum, kolay bakım, kolay yönetim, düşük ses düzeyi, uzun ömür gibi avantajlara sahip.

Malzeme seçimi ve uygulama aşamasında coğrafi koşullar sizin için ne kadar belirleyici oluyor? Türkiye’nin coğrafi ve iklim koşullarındaki çeşitlilik ve farklılıklar her ne kadar farklı ısıtma kapasitesi ihtiyaçlarını gündeme getirse de, Termo Teknik olarak tüm bölgelerde Avrupa standartlarında üretilen aynı kaliteye sahip ürünlerimizi sunuyoruz. Bizce buradaki en önemli kriter, bina enerji yönetimlerinin ve özellikle yalıtımın bölgesel koşullara göre projelendirilmesi. Yalıtımın doğru sağlanmadığı binalarda ısıtma kapasitesini ne kadar yüksek tutarsanız tutun; istediğiniz ısınmayı elde etmeniz mümkün olmaz.

60

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış olduğunuz ürünlerinizde müşterilerinize ne gibi yenilik ve farklılıklar sunuyorsunuz? Bugün tüketicilerin çoğu, haklı oalrak evlerde kullanılan tüm objelerin göz zevkine hitap etmesini istiyor. Dünya trendlerinin de etkisiyle, yaşam alanlarımız bizleri mutlu etmesi gereken ve keyifle vakit geçireceğimiz mekanlar olarak tasarlanıyor. Termo Teknik olarak biz de bu noktada dekoratif panel radyatörlerimizi tüketicimizin beğenisine sunuyoruz. Üstelik çok çeşitli ölçü ve tasarımlarla. Evlerinizde kullanacağınız panel radyatörler Termo Teknik sayesinde artık standart olmaktan çıkarak mobilyanıza, dekorasyonunuza ve tarzınıza katkı sağlayabiliyor.

Önümüzdeki dönem için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? 2016 ve 2017 yılında da fabrikamızdaki projemize devam ederek kaliteli üretim, hızlı sevkiyat ve müşteri memnuniyeti için yatırımlarımıza devam edeceğiz.

Ar-ge çalışmalarınız sürecinde inovasyon, yenilenebilirlik ve tasarım süreçleriniz nasıl gelişmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? Termo Teknik’i rakiplerinden ayırt eden en önemli konulardan birisi AR-GE yatırımına verdiği önemdir. Her şeyden önce pazardaki ihtiyacı önceden tespit ederek, bu ihtiyaçları destekleyecek ve inşa-

at sektörüne avantajlar sağlayacak yeni ürün ve fikirleri Belçika ve İngiltere bazlı AR-GE merkezlerimizde geliştiriyoruz.

Şirketinizin, pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Geçtiğimiz dört yılda iç pazarda çok hızlı bir gelişme göstererek panel radyatörde %420, kombide ise %480 büyüme kaydederek bayi sayımızı %90 artırdık. Bugün Termo Teknik, 500’e yakın satış noktası ve 140’ı aşan servis ağı ile Türkiye’nin her bölgesinde hizmet vermektedir. İç piyasada yaşanan hızlı genişlemenin temelinde Termo Teknik’in bayileri ile kurduğu güvene dayalı ilişki anlayışı bulunmaktadır. Yıllardır birlikte olduğumuz iş ortaklarımızdan, yeni iş birliklerimize kadar tüm ilişki süreçlerimizde karşılıklı memnuniyeti ve istikrarı başarının en önemli kriteri olarak görüyoruz.

Müşterilerinize satış sonrası ne tür destekler sağlıyorsunuz? Türkiye’nin her bölgesine yayılmış alanında uzman servis ağımız ile tüketicilerimize yerinde hizmet ve destek veriyoruz. Özellikle panel radyatörlerimiz için sağladığımız yerinde değişim ile yüksek müşteri memnuniyeti yakaladık. Alanında uzman servis ekibimiz radyatörden kombi ve kazan grubumuza kadar tüm rüün gruplarımızda destek veriyor. Ayrıca proje ekibimiz ile projelendirme esnasında da inşaat sahiplerinin sürekli destekçisi oluyoruz.


Sektörel

‘Deprem-geçirmez’ binalar için, Brisa’dan, sismik izolatörler Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, dünyanın en büyük lastik ve kauçuk ürünleri üreticisi Bridgestone’un geliştirdiği ve binaların depreme dayanıklılığını artıran sismik izolatörleri ile Türkiye pazarında yer alıyor. Bridgestone, toplumsal bir sorumluluk alarak uzun yıllara dayanan deneyimi ve ileri teknolojisini depreme dayanıklı ürünler geliştirmek için kullanıyor. 1980 yılında Japonya’da ilk sismik izolatörleri üreten Bridgestone, bugün bu alanda dünyanın lider teknoloji geliştiricileri arasında yer alıyor. Bridgestone sismik izolatörleri, önemli Ar-Ge çalışmaları sonucunda kauçuk ve çelik hammaddelerden üretiliyor ve binalar için sarsıntıları emen bir tampon görevi üstleniyor. 15 Haziran’da düzenlenen “Sismik İzolasyonda Yeni Dönem” Konferansı’nın destekçileri arasında yer alan Brisa, bu alandaki ileri teknoloji ürünlerini tanıttı. Bu kapsamda sismik izolatörlerin dünyadaki yaygın kullanımına dikkat çeken ve Brisa’nın bu alandaki çalışmalarını değerlendiren Brisa Ticari Ürünler Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Egemen Atış; “Bridgestone tarafından üretilen sismik izolatörler son 35 yılda Japonya’da gerçekleşen yüksek şiddetteki birçok depremde, 2500’i aşkın projede test edildi ve bu depremler sismik

1980 yılında Japonya’da ilk sismik izolatörleri üreten Bridgestone’un başarısı ispatlanmış, ileri teknoloji ürünü sismik izolatörleri, deprem riski yüksek bir bölge olan Türkiye’de de önemli bir rol üstleniyor.

Brisa Ticari Ürünler Pazarlama ve Satış Genel Müdür Yardımcısı Egemen Atış

izolatörlerin farklı yükseklikteki yapılarda etkin kullanımı sayesinde, can ve mal kaybı olmadan atlatılabildi. Bridgestone’un öncü Ar-Ge çalışmalarının ürünü olan sismik izolatörler, üstün teknolojisi ve emniyet unsurları ile küresel pazarda önemli bir yere sahip ve başta Japonya olmak üzere ABD, Endonezya, Tayvan, İtalya ve Haiti gibi deprem riski yüksek

bölgelerde yoğun bir şekilde kullanılıyor. Sismik izolasyon, deprem riski yüksek ülkelerden olan Türkiye için de önemli bir ihtiyaç. Bu kapsamda, Brisa olarak 2015 yılı itibarıyla Bridgestone sismik izolatörlerin Türkiye’de satışına başladık. Pazarın mevcut büyüklüğü 60 milyon USD civarında. Büyümekte olan bu pazarda biz de Bridgestone’un ileri teknoloji ürünleri ve Brisa’nın üstün hizmet ve mükemmellik anlayışıyla pazara öncülük ediyoruz. Örneğin, Türkiye piyasasına sunduğumuz Yüksek Sönümlü Kauçuk İzolatörleri %24 sönüm oranıyla öncü bir ürün” dedi. Yapı Malzeme Temmuz 2016

61


Airplus İklimlendirme Teknolojileri Genel Müdürü Kubilay Çiftci

‘Airplus’ 9 yıldır memnuniyet üretiyor “Üretmiş olduğumuz ürünlerle müşterilerimize son teknolojinin getirdiği teknik olarak mümkün olan en düşük seviyede ses üreten ve yüksek enerji verimi sağlayan yenilikçi ve çevreci ürünler ile yapılarını işletme imkanı sağlıyoruz.”

Çevre, insan sağlığı ve sosyal değerleri her zaman ön planda tutarak, uygun fiyat yapısı ve yüksek kalite anlayışı ile üretilen ürünleri müşterileriyle buluşturan AIRPLUS, sektöründe daima zirvede yer alan bir dünya markası olma yolunda hızla ilerliyor. Airplus İklimlendirme Teknolojileri Genel Müdürü Kubilay Çiftci ile şirket politikaları ve yeni hedeflerini konuştuk…

62

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Şirketinizi kısaca tanıyabilir miyiz? Çalışma sahalarınız ve organizasyon yapınız hakkında bilgilendirir misiniz? İklimlendirme sektöründe 9 senedir %100 Türk Sermayesi ile üretim yapan ve hizmet veren AIRPLUS İKLİMLENDİRME TEKNOLOJİLERİ, Klima Santrali, DX Bataryalı Klima Santrali, Paket Tipi Klima Santrali (Rooftop), Paket Tipi Hijyenik Klima Santrali, Havuz Nem Alma Santrali, Davlumbaz Santrali (Elektrostatik Filtreli), Tavan Tipi Isı Geri Kazanım Cihazı, DX Bataryalı Tavan Tipi Isı Geri Kazanım Cihazı, Dik Tip Isı Geri Kazanım Cihazı, Hücreli Aspiratör, Vantilatör, Sıcak Hava Apareyi (Aksiyal/Radyal Fanlı), Yer Konvektörü, Aksiyal Fan, Aksiyal Jet Fan, Şaft Damperi, Sığınak Fanı, Kanal Tipi Fan, Kanal Tipi Isıtıcı (Elektrikli/Sulu Tip), HEPA Filtre Kutusu ile Türkiye’nin yanısıra, Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Kazakistan, Irak ve İran gibi farklı iklimlere sahip bir çok ülkede yıllardır kullanılıyor. AIRPLUS, üretimini İstanbul Çekmeköy’deki tesisinde kalifiye personeli ile yapıyor, ilk yatırım maliyeti, ekipman ve işçilik kalitesi, enerji verimliliği, projeye uygun esnek çözüm alternatifleri, uygun teslim süreleri ve özgün tasarımı ile dik-

katleri üzerine çekiyor. AIRPLUS ağırlıklı olarak ithal cihazların hakim olduğu paket klima santrali pazarında yerli üretim klima santralleri ile ilklerden biri olarak Türk imalat sanayinin gelişmesine ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Bu özelliklerimizi koruyarak büyümek bizim için önemli, o yüzden pazarımızda sağlam ve emin adımlar ile ilerliyoruz. Şirketimiz iklimlendirme sektöründe yaşanan daralmaya rağmen 2015’te %9 oranında büyüdü, emin adımlarla, kaliteden ödün vermeden büyüme hedefleri belirleyen şirketimiz, Türkiye’de Avrupa teknolojisini kullanıp, ürünlerini global pazara sunmakta, kendi markasıyla yaptığı üretiminin %62’sini Türkiye pazarına kullandırmaktadır.

Türkiye iklimlendirme pazarını bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? TOBB Türkiye İklimlendirme Meclisi’nin hazırladığı geniş kapsamlı sektör raporuna göre 2023 yılı için 25 milyar dolarlık ihracat hedeflenmekte ve sektörün toplam büyüklüğünün de 39 milyar dolara ulaşması, bu büyüklüğün % 60’ının Türkiye’de üretilen ürün ve hizmetlerle karşılanması öngörülüyor.


Dosya / Röportaj İnşaat ve iklimlendirme sektörlerinin gelişim ve işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? İnşaat sektörüdeki gelişmeler, oluşan yeni ihtiyaçlar İklimlendirme Sektörünü doğrudan etkilemektedir. Akıllı binalar, kapalı otoparklar, kapalı yüzme havuzlarının artması; Klima Santralleri (AHU), yer konvektörleri ve tavan tipi ısı geri kazanım üniteleri, çatı tipi paket klima santralleri, hijyenik klima santralleri, ve jetfan, gibi iklimlendirme ve havalandırma cihazlarının kullanımını arttırmakta ve bu cihazların Bina Otomasyon Sistemi’ne entegre çalışmasını gerektirmektedir. AIRPLUS’ın ürettiği cihazlar bu gerekliliği layıkıyla yerine getirmekte, otomasyon senaryoları cihazların tasarım aşamasında ayarlanmakta ve gerektiğinde değiştirilebilmektedir. Filtrasyon günümüz koşullarında özellikle taze havanın çok kullanılamadığı binalarda öne çıkan bir ihtiyaç haline gelmektedir. Otellerde çoğu zaman emniyeti sağlamak amacıyla camların açılmasına gerek kalmadan insan sağlığı için gerekli taze hava ile beraber konfor şartlarına uygun olarak iklimlendirilmiş havanın sağlanması, egzoz fanlarıyla da kullanılmış havanın dışarı atılması sağlanmalıdır. Ayrıca merkezi klima sisteminin, odalardaki telefon, TV, aydınlatma, gibi fonksiyonlarla birlikte, tek bir kontrol sisteminde birleştirilmesi, insana duyarlı sensörlerle mekan sıcaklığının ayarlanması, enerji tasarrufu amaçlı olarak ekonomi modunda bekleyen klima cihazının sadece müşteri odaya giriş yaptığında en üst moda geçerek konfor şartlarını sağlaması gibi yeni yöntemlere uyum sağlaması beklenmektedir. Binalarda, binanın dinamik ve statik yük hesabına uygun olarak tasarlanmış cihazların kullanımı gerekmektedir. Mesela çatı tipi (Rooftop) klima santrallerinde dış ünite kullanılmadığı, kondenser ünitesi cihazın içinde tasarlandığı için, bakır borulama azdır ve bu sayede daha az enerji ve işçilik sarfiyatı sağlanır ve binaya ilave yük gelmez.

Enerji verimliliği ve tasarrufu hakkında neler söylemek istersiniz?

Tasarım aşamasında, cihazlarımızın içindeki fan, kompresör gibi enerji harcayan komponentlerin seçiminde, ürünün çalışma şartlarında (istenen debi ve kapasite vb. kullanılarak) optimum nokta yakalanır, cihazın harcayacağı güç hesap edilir ve böylece enerji verimi yüksek ürünler üretilir.

Malzeme seçimi ve uygulama aşamasında coğrafi koşullar sizin için ne kadar belirleyici oluyor?

Üreteceğimiz ürünün teknik hesaplamalarını, komponent vs. seçimlerini yaparken elbette ürünün hizmet vereceği yerdeki bir çok iklimsel/coğrafi parametreyi kullanıyoruz fakat ürünlerimizi tam mon-

tajlanmış ve fabrikamızda testi yapılmış olarak müşterilerimize sevk ediyoruz, bu sayede coğrafi koşullar ne olursa olsun, nakliye sonrasında kurulum ve devreye alma aşaması, merkezi servis ekibimizin yada yetkili servisimizin ürünün çalışacağı adrese ulaşmasından sonra farklı bir işlem gerektirmiyor.

Uygulama teknikleriniz ve kullanmış olduğunuz ürünlerinizde müşterilerinize ne gibi yenilik ve farklılıklar sunuyorsunuz?

Çözüm ortaklığı yaptığımız projelerde, mimari yapıya uyum sağlayacak dizayn’lar yaparak ürünümüzün yapıyla bütünleşmesini sağlamaya dikkat ediyoruz, Üretmiş olduğumuz ürünlerle müşterilerimize son teknolojinin getirdiği, teknik olarak mümkün olan en düşük seviyede ses üreten ve yüksek enerji verimi sağlayayenilikçi, yenilikçi ve çevreci ürünler ile yapılarını işletme imkanı sağlıyoruz.

Önümüzdeki dönem için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı?

AIRPLUS, sürekli iyileştirme programı dahilinde dünya markası makineleri üretimine katıyor. AIRPLUS’ın kapasitesi, 2016 yatırım planı çerçevesinde 2 ilave sac şekillendirme makinası alımı ile 2 katına çıkacak.

Ar-ge çalışmalarınız sürecinde inovasyon, yenilenebilirlik ve tasarım süreçleriniz nasıl gelişmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz?

Tahran HVAC&R Fuarı’nda tanıtılan iki yeni ürünü (EUROVENT Sertifikalı Hijyenik Tip DX Klima Santrali ve Düşük Gürültü Seviyeli Kompakt Isı Geri Kazanım Cihazı) ile inovasyon çalışmalarına devam eden AIRPLUS, müşterilerinin geri bildirimlerini değerlendirerek Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına yön veriyor. AIRPLUS’ın 2015 senesinde pazara sunduğu yeni ürünlerden Çok Fonksiyonlu DX Hijyenik Paket Klima Santrali, Düşük Gürültü Seviyeli Kompakt Tavan Tipi Isı Geri Kazanım Cihazı ve 2016 SODEX fuarında lansmanını yaptığı Elektrostatik Filtreli Davlumbaz Santrali ve otoparklar için özel tasarlanmış olan Aksiyal Jet

Fanlar firmanın AR-GE çalışmalarının hızına örnek olarak gösterilebilir.

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Tüketici bilincinin artması ve kişi başına düşen milli gelirin yükselmesi, “konforlu yaşam” koşullarının bir nevi “alt limit” hale gelmesine vesile olmaktadır. Yurtiçi pazarda oluşan bu durum, iklimlendirme sektörü için bir fırsattır ancak yurtiçi pazar elbette yeterli değil, ürünlerin diğer ülkelere de ihraç edilmesi, pazarların kendi iç ekonomik dalgalanmaları gözönüne alındığında bir nevi zorunluluk, çünkü deyim yerindeyse yumurtaların aynı sepete konması risk oluşturuyor. Bunu sağlamanın şartı ise dünya standartlarında ürün üretebilmek, yani güncel teknolojiyi kullanıp, dünya standartlarına sahip olabilmektir. AIRPLUS ürünleri, Türkiye’nin yanısıra, Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan,

Kazakistan, Irak ve İran gibi farklı iklimlere sahip bir çok ülkede yıllardır kullanılıyor. AIRPLUS 2015 senesinde üretiminin %38’ini yurtdışı pazara yaptı. Bu oranın 2016’da %45 seviyesine ulaşmasını hedefliyoruz.

Müşterilerinize satış sonrası ne tür destekler sağlıyorsunuz?

Çözüm ortaklığı anlayışıyla, yurtiçi ve yurtdışında, gerek talep üzerine gerekse bakım hizmet anlaşmalarıyla servis hizmeti vermekteyiz. Bu hizmet, AIRPLUS’ın merkezi servis ekibi tarafından verildiği gibi yetkili servislerimiz tarafından da verilmektedir.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Ürünlerin tasarım aşamasından devreye alınmasına kadar geçen süreçte sürekli müşteri ile temasta kalan AIRPLUS, bu süreçte belirlenen bazı dinamik ihtiyaçların da giderilmesini sağlayarak müşteri memnuniyeti oluşturmakta ve enerji verimliliği yüksek ve yeşil bina oluşumuna katkı sağlayan ürünleri ile müşterilerinin işletme maliyetini düşürmekte. AIRPLUS, atıkları kaynağında ayrıştırarak, geri dönüşüm, geri kazanım ve çevreye duyarlı yöntemlerle bertaraf ediyor. Yapı Malzeme Temmuz 2016

63


Mimari

Mimarsiv Selection 2016 yenilikçi tasarımları mimarlarla buluşturdu... “MIMARSIV Selection 2016”, vizyoner konseptiyle mimarlar ve iç mimarlara güncel ve inovatif ürünler için benzersiz bir keşif yolculuğu yaşattı.

Mimarları; hem dijital hem de bire bir etkinliklerle, güncel malzemelere ulaştırmak amacıyla Aslı Sekmen ve İlkay Öngün ortaklığında kurulan MIMARSIV, 2 Haziran Perşembe günü Beyoğlu Fransız Sarayı’nda Şişecam Düzcam, Dell ve Citroen sponsorluğunda gerçekleştirdiği MIMARSIV Selection etkinliğiyle 50 seçkin ve yenilikçi ürünü mimar ve iç mimarlarla buluşturdu. Fransa İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach’ın katılımıyla Business France işbirliğinde Fransız Sarayı’nın tarihi dokusu ve eşsiz atmosferinde gerçekleştirilen organizasyon, 12 saat boyunca aydınlatma, mobilya, zemin, duvar, tavan ve cephe gibi farklı kategorilerde hizmet veren önemli markaların seçkin ürünlerini İstanbul, Ankara ve İzmir’den davet edilen 500’e yakın mimar ve iç mimarla bir araya getirdi. MIMARSIV Selection’da sergilenen markaların ürünleri, Fransız Sarayı’nda, EDI-

64

Yapı Malzeme Temmuz 2016

DA 2016 ödüllü Ozon Design’ın tasarım danışmanlığını yaptığı Select Zone modüllerinde konumlandırıldı. Her marka için standart modüllerin oluşturulduğu MIMARSIV Selection’da ürünlerin detay bilgileri için tabletler kullanıldı. Mobilya markaları ise Sarayda kendi özel kurgularını sergilediler.

Moda ve Mimarlık “Claim Your White With Architects” sergisinde buluştu... Etkinlik kapsamında gerçekleşen “Claim Your White With Architects” sergisiyle 8 ünlü mimarın tasarladığı beyaz gömlekler, MIMARSIV Selection ziyaretçilerine moda ve mimarlığın kesiştiği kusursuz bir deneyim yaşattı. Çağla Öncüoğlu, Dara Kırmızıtoprak, Hakan Sekmen, Kurtul Erkmen, Sibel Dalokay Bozer, Sinan Erül, Şebnem Buhara ve Yeşim Hatırlı gibi Türkiye’nin önde gelen mimarlarının

tasarladığı ve moda tasarımcısı Mehtap Elaidi’nin elinden çıkan gömlekler “Claim Your White With Architects” sergisinde ziyaretçilerle buluştu. Mimarların siyah renk tutkusunun aksine beyaz renk gömleklere yansıttıkları tasarımlarıyla, alışılagelmiş “mimarlar siyah renk giyer” düşüncesine atıfta bulunan sergi, duayen mimarların modaya dokunuşlarıyla iki

farklı disiplini bir araya getirdi. MIMARSIV Selection 2016 konuklarının etkinlik boyunca ziyaret ettikleri sergi, alışılmışın dışındaki konseptiyle de ziyaretçilerin beğenisini topladı.



Türkiye’nin ilk gastronomi platformu: Gastronometro Projesi Gastronometro Proje: Net Mimarlık Uygulama: Pronova Bağcılar, İstanbul 2014-2015, 1700 m²

Net Mimarlık olarak 2011 yılında mutfak okulu konsepti ile Doors Akademy’yi projelendirdik. Projeden edindiğimiz deneyimler ve bu alanda ki başarılarımız Gastronometro Projesi için bizi Metro Grubu ile bir araya getirdi. Türkiye’nin ilk gastronomi platformu olma özelliğiyle dikkat çeken Gastronometro, şeflerden öğrencilere, tedarikçilerden satın almacılara; restoran ve otel işletmecilerinden lezzet tutkunlarına; gastronomi yazarlarından araştırmacılara sektörün tüm tarafları için bir buluşma noktası olarak hayata geçirildi. Gastronometro’yu Net Mimarlık olarak, Türkiye ve uluslararası sektör profesyo-

66

Yapı Malzeme Temmuz 2016

nellerinin buluşma noktası olması amacı ile bir eğitim, gelişim ve aktivite merkezi olarak tasarladık. Metro Grosmarket kat otoparkı üzerine inşaa edilen 1700 m2 lik kapalı alana sahip olan Gastronometro’nun mimari ve iç mimari projelerini altı aylık kısa bir süre içinde tamamladık. Gastronometro 700m2lik eğitim-aktivite alanları, 900m2lik mutfak-servis alanları ve 100m2lik ofis alanlarını bünyesinde barındırmakta. Net Mimarlık olarak, kat otoparkı üzerine inşaa edilmesi planlanan yapı için sahayı incelediğimizde hissettiğimiz ilk şey, projenin hedeflenen kimliği ile konumunun kent dokusu içindeki tezatlığıydı. Taşıdığı kimlik ve mimari değerler açısından özgün olması amaçlanan yapı, içine dâhil olunduğu andan itibaren kişiyi Bağcılar’ın yoğunluğundan tamamen soyutlamalı ve kendisini farklı hissetmesini sağlamalıydı. Caddeye bakan cephe sağırlaştırılıp yapı kargaşaya sırtını dönerken, tüm etkinlik alanları yüksek cam cepheler ile Metro Grosmarket ve Genel Müdürlük tarafına doğru yönlendirildi. Bu bağlamda, ziyaretçileri karşılayan yedi metre yüksekliğinde ki etkinlik-lobi alanı ve terası Metro Genel Müdürlüğe doğru seyir sağlarken, mutfak eğitim alanları ve konferans salonu lobi çevresinde konumlanır. Servis alanları ve ofis alanları

Olcay TUVANÇ

Lisans eğitimini 2000-2004 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümünde tamamladı. 2004-2007 yıllarında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Yapı Fiziği Ana Bilim Dalı’nda aydınlatma tasarımı üzerine yüksek lisansını yaptı. 2009’dan beri Net Mimarlık ekibinde bulunuyor.

ziyaretçi zonundan net bir biçimde ayrılır. Ortak alanlardan cam kullanımı ile ayrış-


Mimari tırılan tüm eğitim alanları ve salonlar ile görsel bağlantının devamlılığı esas alınmıştır. Şeffaflık, iç mimari projenin odak noktalarından biridir. Yalın, işlevsel, akıllı ve bütünleyici bir tasarım anlayışı mekan kurguları ve malzeme seçimlerinde dikkat çeker. GastronoMetro’da bulunan ziyaretçi kullanımına ayrılan alanlar: Lobi, Horeca Stüdyo, Pasta ve Ekmekçilik Stüdyosu, Ürün Geliştirme Mutfağı, Konferans Salonu, Bar ve Barista Stüdyosu, Gastronometro lounge ve Gastronometro Mahzen’dir.

Âli DORUK

HORECA Stüdyo Temel mutfak eğitimlerinin gerçekleştiği bu alan, katılımcıların bir birlerini görmeleri amacı ile U plan tipinde konumlandırılmış tezgâhlardan oluşuyor. Stüdyo, 14 kişiye hizmet vermekte. Tezgâhların arasında toplanma ve tadım amaçlı bir masa da bulunmakta.

Pasta ve Ekmekçilik Stüdyosu Mermer tezgahların kullanıldığı mekanda temel pastacılık eğitimleri veriliyor. Stüdyo 10 kişilik bir kapasiteye sahip. Diğer tüm mutfaklarda olduğu gibi burada da son teknoloji ekipmanlar kullanılıyor.

Konferans Salonu, tiyatro ve banket düzeninde kullanılabilmekte ve iki yüz kişiye ev sahipliği yapabilmektedir. Ulusal ve uluslararası atölye çalışmaları için tasarlanan mutfakta, son teknolojiyle donatılmış termoblok pişirme ünitesi kullanılıyor. Salonda bulunan özel projeksiyon sistemi sayesinde film gösterimleri gibi aktiviteler de gerçekleştirilebiliyor.

Bar ve Barista Stüdyosu Toplantı salonu olarak da kullanılabilen bu alanda, özel bar ve barista eğitimleri için profesyonel ekipmanlar yer alıyor. Bireysel olarak kullanılabilen kahve makineleri sayesinde aynı anda üç kişi çalışma yapabiliyor.

Lobi Metronun kurumsal rengi olan sarıyı, endüstriyel tarzın ağır bastığı mekânlarda farklı malzeme seçimleri ile birleştirilerek mekânlarda enerjik odaklar oluşturmayı hedefledik. Yedi metre yüksekliğinde mesh tavan ve brüt beton efektli duvarları ile lobi alanında belirlediğimiz odak karşılama bankosu alanı idi. Metro Grosmarket cephesine seyir sağlayan lobi alanında; kütüphane ve içecek servis bankosu özel olarak tasarlandı. Terasa açılan lobi; mini fuarlar, kokteyller ve seminerler gibi etkinliklere olanak sağlıyor. Ortak alanlardan cam kullanımı ile ayrıştırılan tüm eğitim alanları ve salonlar ile görsel bağlantı sürekliliğini korur. Şeffaflık, iç mimari projenin odak noktalarından biridir.

Konferans Salonu

Âli Doruk§ 1969’da İstanbul’da doğdu. 1987’de Bilkent Üniversitesi Çevre Tasarımı ve İç Mimari bölümünde eğitimine başladı. 1990 Haziran ayında Harvard University Graduate School of Design’da mimarlık üzerine 8 haftalık kurs aldı. 1991’de T Mimarlık da stajyer olarak işe başladı ve mağaza, restaurant/bar projelerinde çalıştı. 1992’de New York’ta, Parsons School of Design’da İç Mimari (BFA) eğitimine ofis tasarımına ağırlık vererek devam etti ve 1996’da mezun oldu. 1996’da mezun olduktan hemen sonra Pro-arch firmasında çalışmaya başladı.Burada ofis tasarımları ve bunların uygulamalarından oluşan projelerde bulundu. Aldığı eğitimi ve tecrübeyi daha iyi sergilemek için 1997’de Hakan Habif ile birlikte Net Mimarlık’ı kurdu.

Gastronometro Lounge Sponsorlara özel bu alan toplantıların yanı sıra sponsorların tercihlerine bağlı olarak farklı etkinlikler için kullanılabiliyor.

Ürün Geliştirme Mutfağı (Discovery Room) Özel bir yemek salonu gibi tasarlanan mekân, birçok ürün grubu üzerine geliştirme, deneme ve tadım çalışmalarının yanı sıra fotoğraf ve video çekimi gibi aktivitelere de ev sahipliği yapıyor.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

67


Sektörel

Ünlü mimar Türkiye’ye geldi! Dünyaca ünlü Mimar Stefano Boeri, AGT’nin mimari sponsoru olduğu Yeşil Rapido 2. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı kapsamındaTürkiye’ye geldi. Boeri, 8 Haziran 2016 Çarşamba günü, dünya çevre haftası kutlamaları çerçevesinde gerçekleşen konferansa konuşmacı olarak katıldı.

Bu yıl ikincisi düzenlenen Yeşil Rapido 2. Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı, dünyaca ünlü İtalyan Mimar ve Şehir Plancısı Stefano Boeri’yi ağırladı. Yapı bileşenleri sektörünün önemli temsilcileri arasında

68

Yapı Malzeme Temmuz 2016

olan AGT’nin bu konferans için özel olarak davet ettiği Boeri, sürdürülebilir kentsel tasarım ve mimari hakkında deneyimlerini aktardı. Ulusal ve uluslararası çağdaş mimarlık ve şehircilik üzerine araştırma ve uygulamalar yapan Stefano Boeri Architetti’nin kurucu ortağı Mimar Stefano Boeri, dünyanın ilk dikey ormanı olan “Bosca Vertica” isimli projesi ile tanınıyor. Milano’da inşa edilen proje, kentsel konutlarda insanlar ile ağaçları bir araya getiriyor. Şehir merkezinde etrafı bitkilerle çevrelenmiş bir yaşam alanı sunan proje,76 ve 110 metrelik iki kuleden oluşuyor. Yaklaşık 900 ağaca ve 2000 çeşitli bitki türüne ev sahipliği yapan kulelerin, her cephesindeki balkonlara küçüklü büyüklü birçok bitki yerleştiriliyor ve yeni bir yaşam alanı oluşturuluyor. Tasarım ekibi bu alanın havadaki kirliliğin etkisini azaltacağını iddia ediyor. Proje, aynı zamanda gürültü kirliliğine bir set olabilecek ve aşırı güneş ışığını gölgelerken oksijen üreten mikroklimatik bir ortam yaratacak.

Stefano Boeri


Proje

Emporia İstanbul: İş ve hayat merkezi Yoğun kent hayatının yaşandığı; iş ve ev arasında her gün yeniden başlayan serüvende, insanların adeta saniyelerle yarıştığı İstanbul’da hayat bir kaos içinde sürüp gidiyor. İnsanlar için sevdiklerine ve hatta kendilerine zaman ayırabilmek bile bir lüks haline geliyor. İstanbul’un yeni finans merkezinin yanı başında hayata geçen EMPORIA İstanbul projesi, şimdi iş ile ev arasında zamanla yaşanan yarışa son veriyor. Tamamı rezidans ve home office olarak kurgulanan projede kaos, yerini huzur ve mutluluğa bırakıyor.

Huzurlu bir ev, prestijli bir ofis… EMPORIA İstanbul, tamamı güneş gören, ikisi yatay ikisi ise dikey konseptteki 4 bloktan oluşuyor. Dikey bloklarda 17, yatay bloklarda ise 7 kat bulunuyor. İş merkezle-

rine ve ana ulaşım yollarına çok yakın konumu ile bir evden ve ofisten beklentilerinizi tam anlamıyla karşılayacak olan EMPORIA İstanbul’da toplam 536 home office, 1+1 ve 2+1 tiplerinde birbirinden farklı 4 daire seçeneği beğeniye sunuluyor.

Geleceği olan, kazançlı bir yatırım… EMPORIA İstanbul projesi, home office rahatlığından yararlanmak isteyenler kadar yatırımcılar için de oldukça cazip bir fırsat oluşturuyor. Proje; İstanbul’un Anadolu yakasında, Şerifali bölgesinde yakın zamanda faaliyete geçecek ve yaklaşık 50 bin beyaz yakalının çalışma alanı olacak yeni finans merkezinin hemen yanı başında yer alıyor. Bölgenin Anadolu yakasındaki en çok gelişen ve en çok kazandıran bölge olması da projenin bir diğer avantajı… Home

EMPORIA İstanbul projesi, iş ile ev arasında zamanla yaşanan yarışa son veriyor. Tamamı rezidans ve home office olarak kurgulanan projede kaos, yerini huzur ve mutluluğa bırakıyor.

office konseptinde inşa edilen EMPORIA İstanbul, bu özelliği ile de bölgede alternatifsiz durumda.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

69


Proje

Beştepe’de ofis yaşamı değişiyor Ofis yaşamının yüksek standartlara taşındığı Moment Beştepe projesi Moment Yapı güvencesi ile Türkiye’nin başkenti Ankara’da yükseliyor.

70

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Ofis yaşamı içerisinde sürekli zaman geçiren çalışanların ihtiyaçları ve motivasyonları göz önünde bulundurularak tasarlanan Moment Beştepe projesi, teknoloji ve konforu, doğanın içerisinde eşsiz bir manzara eşliğinde sizlere sunuyor. Beştepe’de, Atatürk Orman Çiftliği’nin büyüleyici atmosferinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin hemen karşısında konumlandırılan proje, güvenilir bölgesi ve her yerden ulaşımın kolaylıkla sağlanabileceği lokasyon avantajıyla vazgeçilmez hale geliyor. Kızılay’a 7.4 km, Tunalı’ya 7.5 km, Eskişehir Yolu’na 2 km, iş yaşamı üzerinde önemli bir yere sahip olan Esenboğa Havalimanı’na 30 km uzaklıkta olması ve

hemen önünde yer alan otobüs durakları ve alışveriş merkezlerine , üniversitelere ve hastanelere yakınlığı ile ulaşım kolaylığında en üst sıralarda… Büyüklükleri 76 m2 ile 1600 m2 arasında değişen 330 ofis dairesinin hepsi, konfordan taviz vermeyenlerin tamamen kendi tercihlerine göre diledikleri forma girebiliyor. Ortak alanlardaki sosyal olanakları ile de tüm ihtiyaçlarınıza cevap veren Moment Beştepe, iş hayatını keyfe dönüştürüyor.Gökhan Aksoy Mimarlık imzası taşıyan ve şimdiden Ankara’ya artı değer katan Moment Beştepe; kalitesi, konumu ve ayrıcalıklı özellikleriyle 2017 yılı Aralık ayında teslim edilecek.


Proje

Nestavilla yaza kampanya ile “merhaba” dedi

Vefa Holding güvencesiyle ön üretimli konutlar üreten Nestavilla, bu yaz tatilinizi kendi yazlığınızda geçirme fırsatı sunuyor. Yaza tüm modellerde yüzde 10 indirimli kampanya ile giren Nestavilla, ürettiği evlerin her metrekaresinde

teknoloji ile tasarımı buluşturuyor. Bazı modellerinde %25 indirim de uygulayan Nestavilla, dilerseniz tüm yaşamınızı, dilerseniz de tatillerinizi ve hafta sonlarınızı bambaşka bir keyfe dönüştürüyor. 1-8 hafta içerisinde kurulumu tamamlanan

Yaza cazip bir kampanya ile “merhaba” diyen pratik hazır konut markası Nestavilla, tüm modellerini %10 indirimle satışa sunuyor. 1-8 hafta içerisinde kurulumu tamamlanan Nestavilla evler uzun yıllar hiçbir bakım gerektirmiyor ve ekstra masrafa yol açmıyor. Nestavilla evler uzun yıllar hiçbir bakım gerektirmiyor ve ekstra masrafa yol açmıyor. Nestavilla ile gereksiz işçilik ve şantiye maliyetlerini ortadan kaldıran ön üretim sisteminin avantajıyla hayalinizdeki eve hayalinizdeki bütçelerle sahip olabilir ve yeni evinizi hiç sorun yaşamadan uzun yıllar kullanabilirsiniz. Nestavilla, yapı malzemesi ve teknolojisi ile birbirinden ayrılan 3 farklı konut konseptiyle hayallerinizdeki eve en kısa zamanda ekonomik bir şekilde ulaşmanızı sağlıyor. Yapı Malzeme Temmuz 2016

71


Sektörel

Rigips ‘MIMARSIV Selection 2016’ etkinliğindeydi... Rigips Türkiye, 2 Haziran Perşembe günü Beyoğlu’ndaki Fransız Sarayı’nda gerçekleşen “MIMARSIV Selection 2016” etkinliğinde yenilikçi çözümleriyle yer aldı.

72

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Türkiye’de yapı malzemeleri sektöründe yapı alçıları, duvar ve asma tavan sistemleri konularında uzun yıllardır faaliyet gösteren Rigips, Fransız Sarayı’nın tarihi dokusu ve eşsiz atmosferinde gerçekleştirilen “MIMARSIV Selection 2016” organizasyonuna Rigiprofil ULTRA Metal Çerçeve Bileşenleri ile katıldı. Etkinlik boyunca Rigips standında sergilenen yenilikçi ürün gamı, “MIMARSIV Selection 2016” ziyaretçilerinin de beğenisini topladı. Patent hakları ile koruma altında olan

Ultrasteel™ teknolojik süreciyle üretilen Rigiprofil ULTRA Metal Çerçeve Bileşenleri, galvaniz metal profil ürün pazarına yeni bir standart getirerek kuru duvar sistemlerini daha kuvvetli bir hale getirirken hafifliğiyle uygulama kolaylığını da beraberinde sunuyor. Rigiprofil ULTRA ürün gamı, daha yüksek performans gerektiren sistemler için ise yepyeni ve Rigips’e özel I Profili’ni çözüm arayanlara sunuyor. Böylece, uygulaması zor ve yüksek maliyetli alternatiflere olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.



thyssenkrupp Asansör yeni bir çığır açacak!

thyssenkrupp Asansör’ün geliştirdiği, dünyanın ilk halatsız asansörü olan MULTI, yeraltı ulaşımına yeni olanaklar getiriyor.

thyssenkrupp Asansör CEO’su Andreas Schierenbeck

thyssenkrupp Asansör tarafından geliştirilen dünyanın ilk halatsız asansör sistemi MULTI’nin yeraltı ulaşımına getireceği avantajlar Londra’da düzenlenen bir panelde değerlendirildi. Şehirlerdeki kilit ulaşım merkezlerinde yeni teknolojilerin uygulanmasının insanları bir noktadan diğerine mümkün olan en verimli şekilde taşımak için kaçınılmaz bir gereklilik olduğuna dikkat çekilen panelde, dünyanın en eski yeraltı ulaşım ağı olan Londra Metrosu’nun yolcu sayısının son 10 yılda

74

Yapı Malzeme Temmuz 2016

% 33 oranında arttığı ve yıllık yolcu sayısının 1,3 milyara ulaştığı vurgulandı. Panelde, ulaşım merkezlerinin giderek alışveriş ve yeme-içme mekanları haline gelme yolunda ilerlediği belirtilerek, “İnsanlar, bu mekanlardan hızlıca ayrılmak yerine buralarda vakit geçirmek istiyor. Metro istasyonları artık insanların birbirleriyle etkileşim kurduğu, işe gidip gelirken rahat bir ortamın keyfine vararak dinlenebilecekleri merkezler haline geliyor. Bu doğrultuda metro ve tren istasyon-

larını günümüz yolcusunun ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden tasarlamak için dikkate alınacak tüm unsurlar içinde en önce yolculuk süresi ve yolcuların konforu gelmelidir” denildi. Panelde konuşan, Weston Williamson Partners mimarlık şirketi kurucu ortağı Chris Williamson, şu yorumda bulundu: “Yerin altında ray hatlarının ilk kez inşa edilip birleştirilmesi kendi zamanına göre kesinlikle bir devrim niteliğindeydi. Ancak yolcu taleplerinin artmaya devam


Sektörel

etmesiyle birlikte, bu hatların yerin altındaki konumu, hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde geliştiricilerin modern kapasite ve erişim gereklilikleri açısından hatları günümüz ihtiyaçlarına göre uyarlamasını zorlaştırıyor. Birçok yolcu için, en derin platforma hızlı ve rahat bir şekilde ulaşmak, A istasyonundan B’ye kısa sürede ulaşmak kadar önemli. thyssenkrupp Asansör tarafından tasarlanan MULTI gibi halatsız asansör teknolojilerinin mevcut altyapıyı yeniden şekillendirme ve gerek platformlar arasında gerekse platformlardan yeryüzüne benzeri görülmemiş düzeylerde erişim sağlama potansiyeli bulunuyor. Gelecekteki şehir ta-

sarımları için böyle bir inovasyon gerekli ve bu yaklaşım, günümüzdeki birçok yeraltı ağının karşı karşıya olduğu mobilite sorunlarını çözmek için ezber bozan bir çözüm sunabilir. Üstelik yerin altındaki istasyonların daha çok büyümesini sağlayarak, kapasiteyi daha da artırmak için mevcut hatların da altına inşa edilecek yeni ray hatlarının yapılmasını da mümkün kılabilir.” Hem dikey hem de yatay olarak hareket edebilen MULTI’nin 160 yıllık halatlı asansör geleneğinde ezberi bozarak, yolcu kuyu kapasitesini %50 oranında artıracak şekilde tasarlandığını belirten thyssenkrupp Asansör CEO’su Andreas

Schierenbeck şunları söyledi: “MULTI, ilk olarak yüksek binalar için tasarlanmıştı ve buradaki amaç, asansör kuyu kapasitesini ikiye katlamak, asansör ayak izini azaltmak, dikey ve yatay yönde hareket etmeyi mümkün kılarak mimarların daha yüksek, daha yaratıcı ve kullanıcı dostu yapılar inşa etmesini sağlamaktı. Ancak MULTI’nin benzersiz konsepti, onu metro istasyonları için de olmazsa olmaz bir çözüm haline getiriyor. Dünya çapındaki onlarca yeraltı ağında yaşanan tıkanıklıkları da giderebilecek pratik bir çözüm de sunuyor. Bu düşünce ışığında MULTI, günümüzdeki en çığır açıcı yeni gelişmelerden biri olma potansiyeline sahip bulunuyor.”

Yapı Malzeme Temmuz 2016

75


6.250.000 metre kareye çıkaracak ve Dünya’nın en büyük Bims Blok üreten fabrikası olacağız. Ve böylelikle dünyanın en büyük Bims blok fabrikasına sahip olacağız. Yeni tesisimizde dünyanın Bims blok konusunda en ileri teknolojileri ve mühendislik birikimlerini kullanacağız. Alman makine teknolojisini kullanacağımız yeni tesisimizin tümü otomatik sistem ve çelik paletli üretim modülü kullanacağız. Tesisin toplam maliyeti 15 milyon Euro olacaktır. Öte yandan yaklaşık bu fabrikada 50 kişilik bir istihdam daha sağlamayı planlıyoruz. Bu tesiste enerji verimliliği açısından önemli bir boşluğu dolduracak olan yeni yalıtımlı Klima Blok Serisi malzemeleri üreteceğiz.

Bu yeni yatırımınızı nerede yapacaksınız? Nevşehir’de 600.000 m2 lik alanda yer alan fabrika sahamıza, yeni işletmemizin kurulumunu yapacağız. Maden sahalarımıza da yakın olacağı için maliyetlerimizi de düşürmüş olacağız.

Bu yatırımla birlikte ne hedefliyorsunuz?

Blok Bims Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Ertaş

Blok Bims üretim kapasitesini artırıyor “Blokbims, doğal bir ürün olduğu için çevrecidir. Blokbims’ in içerisinde herhangi bir kimyasal madde bulunmuyor ve kullanıldığı binalarda ısıtma ve soğutma gereksinimi daha az oluyor.” Bimsten imal edilen yapı malzemeleri içinde üretimi en fazla olan ürün Bimsblokları. Günümüzde bu ürünün tüketimi 25 milyon m3’ü geçmektedir. Yapı Malzeme Dergisi olarak bizler de bu konuyu biraz daha yakından incelemek istedik ve

76

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Blok Bims Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Ertaş ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Keyifli okumalar…

Blokbims’in gündeminde yeni bir fabrika yatırımı var. Bu yatırımızın detaylarından bahseder misiniz? Blok Bims beşinci işletmesini kurmaya hazırlanıyor. Bu yeni tesisimizin devreye girmesiyle birlikte kapasitemiz yıllık

Geçtiğimiz yıl kapasitelerimizi tam kullandığımız, başarılı bir yıl oldu. Bu projeyle kapasitemizi artıracağız böylece Türkiye’nin 81 ilinde ürünlerimizin daha fazla yaygın bir şekilde kullanılmasını hedeflemekteyiz. İhracatta ise Blok Bims olarak 47 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz ve bu ülke Pazar sayımızı da artırmayı amaçlamaktayız. Suudi Arabistan ve Lübnan, Irak, Gürcistan dan bu ürünlere talep oldukça fazla. Biz de bu talebe cevap vermek istiyoruz.

Firmanızın sektördeki faaliyetlerini anlatarak, üretim konunuz, üretim miktarınız, istihdam, kapasite büyüklüğünüz, ithalat ve ihracat bilgilerinizi bizimle paylaşır mısınız? Firmamız bims den bims blok üreten Avrupa’nın en büyük firmasıdır. BLOKBİMS Hafif Yapı Elemanları fabrikası ile kendi hammadde ocaklarımızdan çıkardığımız saf pomza ile mükemmel çözümler sağlamak amacıyla inşaat sektörüne girmiş bulunmaktayız. Ürün yelpazemiz de 36 farklı ürün bulunup, ürünlerimizin hepsi TSE ve CE belgeli özel seri üretim olan KLB ve BSB serisi ürünlerimiz ise UTO belgesine sahip olup ISO 9001:2008


Röportaj sistemine göre üretilmektedir. Ürün yelpazemizde firmamıza ait 6 adet patenti kendimize ait üründe bulunmaktadır. +Blokbims in özelliği nedir? Blokbims in en önemli özelliği ısı ve ses yalıtım değerlerinin yüksek olması ve A1 sınıfı yanmaz olmasıdır. Üretimde kullanılan ponzaların yıkanmış saf olması ile ülkemizde birinci, ikinci ve üçüncü ısı bölgelerde ekstra yalıtım malzemesine gerek kalmadan Blokbims ile yalıtım ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini sağlıyor.

Blokbims in enerji verimliliğine katkısı nedir? Blokbims’in kullanıldığı binalarda ısıtma ve soğutma gereksinimi daha az oluyor. Bu da enerji tasarrufunda etkili. Odanın ısı değerini koruyor. Ayrıca Blokbims, doğal bir ürün olduğu için çevrecidir. Blokbims’ in içerisinde herhangi bir kimyasal madde bulunmuyor. Ponza taşı, çimento ve su ile karıştırılarak yapılan bir ürün.

Geçtiğimiz yıl güneş enerjisine önemli bir yatırım gerçekleştirdiniz. Bu çalışmanızdan bahseder misiniz? Fabrikamız içerisinde ihtiyaç duyduğumuz elektriği, kurulumunu yapmış olduğumuz güneş panelleri yoluyla karşılıyoruz. Şu anda 510 kw yatırımız bulunuyor. Haziran ayında ise 250 kw daha kurulum gerçekleştireceğiz. Böylelikle enerji üretimimizi 760 kw’ya kadar çıkarmış olacağız.

Güneş enerjisine yapmış olduğunuz yatırımın size geri dönüşü nasıl oldu? Bu yatırımımız kendisini beş yılda amorti

ediyor. Çevreci bir firma olduğumuzu bir kez daha göstermiş olduk. Çünkü üretimimizde doğal enerji kullanıyoruz. Bu yatırımımızla birlikte müşterilerimizin bize duyduğu memnuniyet arttı. Çünkü bazı projelerde Green Belgesi isteyen firmalarımız oluyor. Hem ürünümüzün doğal olması hem de üretimde yenilebilir enerjiden faydalanmamız bizi öne çıkartıyor.

talya’daki birçok önemli projede bu ürünlerimiz kullanıldı. İstanbul’da ise büyük ölçekli birçok projeye çözüm sunuyoruz. Örneğin İstanbul Sapphire projesi, Türkiye’nin en yüksek yapısında ürünlerimizin kullanılması bizim için gurur verici bir olaydır. Ayrıca Mall Of İstanbul ve 360 Kurtköy ise çözüm sunduğumuz bir diğer önemli proje.

Hangi projelere çözüm sunuyorsunuz?

360 Kurtköy projesine hangi ürünlerinizle çözüm sundunuz?

Daha önce söylediğim gibi Türkiye’nin tüm illerine ürünlerimizi gönderiyoruz. Konutlar, rezidanslar, AVM’ler, oteller ve sanayi yapılarda hemen hemen tüm yapılarda ürünlerimiz kullanılmaktadır. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de ve An-

360 Kurtköy projesinde farklı ürünlerimiz kullanıldı. Bu ürünler arasında iç duvarlarda 10’luk ve 15’lik dış cephede 19’luk, döşemelerde ise 28 lik asmolen kullanıldı. 360 Kurtköy’ün bölgenin en iyi projesi.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

77


Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği

Sürdürülebilir kalkınma anlayışının bir parçası olarak yeşil bina hareketi, küresel iklim değişikliği, enerji, dışarıya bağımlılık ve insan sağlığı gibi çağımızın en önemli konularına yanıt vermek için eşi benzeri görülmemiş bir fırsat sunmaktadır. 2007 yılında Dr. Duygu Erten öncülüğünde Türkiye’deki bina sistemlerinin daha doğa dostu bir sisteme dönüşmesi düşüncesi ile kurulan ÇEDBİK, kısa zaman-

78

Yapı Malzeme Temmuz 2016

da ciddi bir üye sayısına ulaştı. Konu ile ilgili çevre desteğini de yanına alarak önemli mesafeler kateden dernek ekolojik sorunların arttığı günümüzde, daha sağlıklı yaşam ortamlarına kavuşacağımız inancıyla faaliyetlerine devam ediyor. Çevre Dostu Yeşil Binalar ile ilgili olarak ettiğimiz sorularımızı ÇEDBİK Genel Sekreteri Engin Işıltan’a yönelttik. Her sorumuzu içtenlikle yanıtlayan sayın Işıltan’a teşekkür ediyoruz…

Öncelikle kısaca kurumunuzdan ve faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Derneğin kurucuları tarafından hazırlanan tüzükte ana amaç olarak yazılan ilk hedef yeşil bina sistemini belirleyen bir sertifika sisteminin kurulmasıdır. Şu bir gerçek ki özellikle Amerika (USGBC) LEED sertifika sistemi veya İngiltere (UKGBC) BREAM sertifika sistemi dünyada yaptıkları projelerle bu çalışmalara öncülük yapmıştır. Bu konuda ilk ve ol-

malarının avantajı ile özellikle Avrupa’da yayılma imkanı bulmuştur. Bu yayılma ile birlikte bilinçlenme artmış ve birçok ülkede Yeşil Bina Konseyleri (Gree Building Council) kurulmaya başlanmıştır. Bu konseyler daha sonra World Green Building Council (WGBC) Dünya Yeşil Binalar Konseyi çatısı altında toplanarak bu hareketi daha organize hale getirmişlerdir. İşte bu oluşumlar bu çalışmalar 2007 yılında Türkiye’de ÇEDBİK adı ile vücut bulmuştur. Derneğimiz kısa sürede gerek yurt içinde gerek yurt dışında birçok projelerde bulunmuş, kongre ve sempozyumlara katılarak adını duyurmuştur. Buna bağlı olarak 2009 yılında gelişmekte olan üye statüsünde WGBC bünyesine kabul edilen dernek 2012 yılında etkin ve yetkili üye statüsüne yükseltilmiştir. Tüzükte ilk madde olarak belirtilen bu kılavuz ve sertifika sistemi çalışması işte bu yoğun koşuşturma içinde başlamıştır. 200 e yakın akademisyen özel sektör


Dosya / Röportaj STK ve danışman firma temsilcileri bu süre içinde bu kılavuz için ciddi çalışmalar yapmışlardır. İlk çalışmalardan bu yana aradan geçen zaman içinde dünyada aktif olan sistemlerin giderek birbirine yaklaştığı ve mantık kurgusunun giderek benzeştiği gözlenmektedir. Birçok ülke de bu sistemleri baz alarak kendi sistemlerini oluşturmuşlardır. Ülkemizde de bu alanda çalışmalara, 2007’den beri Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) liderlik etmiştir. Bu çalışmada derneğimiz üyelerinin ortak aklı ve yönlendirmesiyle LEED, BREEAM, DGNB vb uluslararası sertifika sistemleri örnek alınarak Türkiye için Ulusal Yeşil Bina Sertifikası alınmasına yönelik detaylı çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar neticesinde yeni konutlar için hazırlanmış kılavuzumuzun 3. versiyonu 2015 Şubat ayında son noktasına ulaşmıştır. Ancak kılavuzun aktif hale gelmesi durumunda nasıl bir akışa sahip olacağı belirlenmesi ve buna yardımcı kılavuzların oluşturulması gerekmektedir. Bu konuda daha önce kılavuz komite kurucularının hazırladıkları “Değerlendirici Kılavuzu” “Başvuru Kılavuzu” ve “Yönetmelik” yeni versiyonun içerdiği akış planı ve organizasyona göre yeniden düzenlenerek yayımlandı. Gerek kılavuz gerek sertifika sistemi hakkındaki dokümanlar 2015 Eylül ayında Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarlığı’na ve Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’ne teslim edildi. Böylece ilgili kamu kuruluşlarının bu konuda tek çalışan Sivil Toplum Kuruluşu olan ÇEDBİK’ten bekledikleri kılavuzu ilgililerine teslim etmiş ve görevimizi yerine getirmiş olduk.

‘Yenilenebilir Bina ve Yapılar’ ifadesi tam olarak neleri kapsıyor? Detaylı olarak biraz bahseder misiniz? Yenilenebilir Binalar bence bizim yaptığımız çalışmalar için kapsam anlamında daha küçük kalmaktadır. Yeşil Bina sis-

ÇEDBİK Genel Sekreteri Engin Işıltan

teminin sadece bir maddesini içeren Yenilebelir enerjinin dışında sekiz ana madde bulunmaktadır. Kısaca bu sdistemi size anlatmam gerekirse; öncelikle bu kılavuz konutlara yönelik bir çalışmadır hastane ofis okul gibi yapı çeşitlerini kapsamamaktadır. Bunun nedeni konutların bu bahsettiğimiz yapı çeşitlerinden çok daha fazla doğaya zarar verdiği kesin olarak tespit edilmiştir. Ayrıca ülkemizde sertifika alan yapıların çeşit dağılımlarına bakarsak Konutlar %4 lük gibi çok küçük bir dilim içinde kalmaktadır. Bu noktada çalışmalarımızı bu konuya eğilerek başlamak çok daha doğru olacağını düşünerek ÇEDBİK-KONUT adı ile bu kılavuzu oluşturduk

Binaların doğal çevre, ekonomi, sağlık ve verimlilik üzerinde birebir etkileri vardır. Son yılların en yeni gelişmelerinden biri olan yeşil bina kavramı ile de bina bilimi, teknolojisi ve işletimi konularında devrimsel bir değişime tanık olunmaktadır. Bina tasarımcıları ve kullanıcılar bu yeni kavram ile hem inşaat ve kullanımda ekonomiyi, hem de çevresel performans faktörünü en üst düzeye çıkarma olanaklarını bulmaktadırlar. Sürdürülebilir kalkınma anlayışının bir parçası olarak yeşil bina hareketi, küresel iklim değişikliği, enerji, dışarıya bağımlılık ve insan sağlığı gibi çağımızın en önemli konularına yanıt vermek için eşi benzeri görülmemiş bir fırsat sunmaktadır. Bu fırsatları içinde bulunduran konut kılavuzunda değerlendirilen başlıklar şunlardır: 1. BÜTÜNLEŞİK YEŞİL PROJE YÖNETİMİ 2. ARAZİ KULLANIMI 3. SU KULLANIMI 4. ENERJİ KULLANIMI 5. SAĞLIK VE KONFOR 6. MALZEME VE KAYNAK KULLANIMI 7. KONUTTA YAŞAM 8. İŞLETME VE BAKIM 9. YENİLİKÇİLİK Başlıkların alt kategorileri ile ilgili açıklamalar kılavuzda yer almaktadır. Değerlendirme sistemleri ve kriterleri aslında çok kapsamlıdır, ölçme ve aynı önemde belgelemelere dayanarak gerçekleştirilmenin yanı sıra tüm bina süreçlerini Yapı Malzeme Temmuz 2016

79


(planlama, tasarım, yapım, işletme ve kullanım, dönüşüm) kapsamaktadır. Kriterler, interdisipliner niteliktedirler ve mühendislik çözümleri ile raporlama büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla bütün kategori ve alt kategoriler için geliştirilen çözümlerin her kademede denetlenebilmesi bakımından Binanın sertifikalanması için gereken bilgiler kriterlerde talep edilen şekilde raporlanmalıdır. Sertifika başvuru ve süreci hakkında da şunu söyleye biliriz. Bina üreten tüm kuruluşlar yeni projeleri için yeşil bina sertifika başvurusunda bulunabilir. Proje yerel yönetmeliklere (Binanın Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik vb.), ilgili belediyelerin İmar Yönetmelikleri, imar planlarına uygun olarak tasarlanır ve inşa edilir. Projelere, tasarım aşamasında “Ön Sertifika” başvurusu yapma olanağı tanınmıştır. Ön sertifika, sadece talep eden kuruluşlara sağlanan bir olanaktır. “ÇEDBİK-KONUT Sertifika” değerlendirme esasları “ÇEDBİK-KONUT Sertifika Yönetmeliği” çerçevesinde belirlenir. Sertifika almak üzere ön başvuru sürecini tamamlamış kuruluşlar “ÇEDBİK-KONUT Sertifika Kılavuzu’ nu esas alarak hazırladıkları dosyalar ile “ÇEDBİK-KONUT Sertifikası” başvurularını yapar. Değerlendirme, temel ölçütlere karşılık gelen alt ölçütler düzeyinde beklenti sınırları ve puanlama sistematiği detaylı tanımlanmış bir yaklaşım kullanılarak gerçekleştirilir. Değerlendirme süreci, dokuz temel değerlendirme ölçütü, bunların altında yer alan 44 alt ölçüt kapsamında, sertifika başvurusunda bulunan firmaların yaklaşımları, uygulamaları ve elde ettikleri sonuçların, bağımsız ve konularında uzman değerlendiriciler tarafından puanlanması ile gerçekleştirilir. Başvuru Süreci ve Değerlendirme Süreci ‘ÇEDBİK-KONUT Sertifikası Başvuran Kuruluş Kılavuzu’nda ayrıntılı yer almaktadır. Sertifikanın hak edilebilmesi için iskan ruhsatının alınmış olması gerekir. Değerlendirme sonucunda CEDBİK SERTİFİKASI için ÖN KOŞUL’ların eksiksiz yerine getirilmesinin haricinde tasarım kriter puanlamasının 45’den yüksek puan olması gerekmektedir. Mevcut yapı ve yerleşimlerin sürdürülebilir ilkelere uygun olarak dönüştürülmüş olduğu ve yeni yapı yerleşimlerin bu ilkeler ışığında tasarlanıp uygulandığı bir TÜRKİYE vizyonu ile yola çıkan ÇEDBİK yapı sektörünün sürdürülebilir ilkeler ışığında gelişmesine ve pazarın dönüşümüne öncülük etmek misyonu ile bu güne kadar aralık vermeden çalışmıştır. Bu çalışmaların meyvesi olan ÇEDBİK-KONUT Türkiye’nin bundan sonraki tüm yapılarının çevreye duyarlı olması konusunda çalışmaların temeli yönü ve hedefi olacaktır. .

80

Yapı Malzeme Temmuz 2016

‘Yeşil Bina’ sertifikasını hangi kurumlar hangi koşullarda veriyor? Ayrıca bu sertifikalar konut sahiplerine ne gibi avantajlar sağlıyor? Bugün itibari ile ve hatta ilerki zamanlardada bu sertifika CEDBİK Derneği kontrolünde olmasında yarar vardır. Bu sertifikanın öncelikle doğaya geleceğe ve doğru yaşaya bilem konularına kısacası insanın yaşamasına büyük katkısı olacağını belirtmek isterim. Bunun dışında binadan yarar sağlayan üç ana grup olan yatırımcı(müteahhit / inşaatfirmaları v.s.), uygulayıcılar /mimar, mühendis, v.s.) ve son olarak son kullnıcılar (ev sahipleri kiracılar v.s.) bekledikleri ve kazançlarını aşağıdaki tabloda bulabilirsiniz. Ancak burada önemli olan tüm bu grupları yani yaşayan tüm insanları kapsayan ÇEVRE kazançları hepsinin üzerinde olduğuna inanıyorum.

Bazı Kurumların Yeşil Binaları teşvik ettiğini biliyoruz. Söz konusu bu teşvikler neler içeriyor?

Mutlaka bir destek ve itici bazı kuvvetlere sahip olmanız gerekmektedir. Bilginin yayılması ve doğrunun anlatılması için akademik çevrelerden destek almakayız. Bunların başında İstabnbul Teknik Ün. Yıldız Teknik Ün. Boğaziçi Ün. Yaşar Ün. Özyiğn Ün. Mdipol Ün. gelmektedir. İşin temelini oluşturan finans kısmında ise IFC’nin sertifikamızı tanıması ve bu sertifikaya bağlı kredi desteği vermesi. Yine bir kredi kurumu olan TURREFF sertifikayı tanıyor olması bu sertifikanın yurt dışı finans kuruluşlarında onaylanmış olduğunu göstermektedir diye düşünüyorum. Kamunun ilgili genel müdürlükleri ile detaylar bazında projeler ve raporlama çalışmalarının dışında bilgilendirme eğitimlerini beraberce veriyor olmamız bu

konuda bize olan desteklerinin göstergesi olduğu kanaatindeyim. Türkiye’deki mevcut konutların ne kadarı ‘Yeşil Bina’ kategorisinin içerisinde? Bu konuda Avrupanın en büyük projesi olan H2020 kapsamına BUILD UPON projesinin içinde çalışmaktayız. 14 ülkenin bölgelerinde mevcut binaların enerji verimli hale gelmeleri için bölgesel bariyerin belirleme çalışmasını kapsamaktadır. 2016 yılı için altı çalıştay yapılması hedeflenmektedir. Bu güne kadar 3 çalıştay yapıldı ve bu konuda raporlar hazırlanmaktadır. Mevcut Binalar ne yazıkki çevreye uygun bir sistemle yapılmış değillre. Bunların dönüştürülmesi mümkün mü EVETY ama bunum için gerek yerel gerek genel kamu kuruluşlarının destekleri gerekmekte olduğu aşikardır. Ancak bu konun detayların raporlar çıktıkça paylaşmanın daha doğru olduğuna inanıyorum.

Ülkemizdeki bina stokunun bir kısmının da olsa ‘Yeşil Bina’ya dönüşümü sizce mümkün mü? Ülkemizde ne yazıkki bir bina stoğu bil-

gisi mevcut olmadığını görüyoruz. Bazı yerel yönetimler bu konuda çalışma yapmaktalar. Umarım yaygınlaşır ve gerçek bir bina stoğu datası elimizde olur. Bu bilgi olması Yeşil bina sistemine dönüş çaluışmalarının en büyük adımı olacaktır. Elbette mevcut Binalar renevasyon yapılması ile enerji verimli hat6ta Yeşil Bina sistemine uygun ghale getirilebilir. Ancak mutlaka genel kapsamda destek verilmesi ve uygulayanlaraın kazançlarının hissetdirilmesi şarttır.

‘Kentsel Dönüşüm’ü bir fırsat olarak değerlendirdiğimizde neler yapılabilir? Ne tür işbirlikerine ihtiyacımız var? Ne yazııki şu anda yapılan kentsel dönü-


Dosya / Röportaj şüm projeleri isminin dışında hareket etmekte Binasal dönüşüm projeleri olup kentte ciddi külfetler yüklemektedir. Mevcut genel imkanlar değiştirilmeden mevcut binayı büyüterek insan sayısının artması kentte ciddi yük uygulamaktadır. Ortak akılla bütünsel bir tasarım yapılarak yerleşim bazında dönüşüm yapılması gereken çalışmalar ne yazııki mevcut biabalrın katlarını arttırarak bulunduğu bölgeye ek yük çıkaracaktır. Ama en azından bu bina dönüşümlerinin Yeşil bina sistemine uygun olarak yapılması sağlansa en azından binanın çevreye uyguladığı zararı en aza indirmiş olunacaktır.

Genel manada; İnşaat Sektörünün bu konuya yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? İnşaat sektyörü Yeşil binaların maliyetinin yüksek olduğunu düşünmekte. Bu tamamen yanlış bir kanı ve görüş Zira yapılan tüm araştırmalarad bir maliyet artışı görünmemektedir. Eğer yenilene-

bilir enerji kaynakları kullanımı (fotovoltaik panel v.s.) gibi çok detaylı çalışmalarda %2 ila %7 oranında bir fark görülse bile aynı dairenin satış fiyatının %8 ila %12 oarnında satılıyor olması ayrıca %8 ila %10 oranında hızlı satış imkanı olması ciddi bir kazanç olarak görülmektedir. Son kullanıcıların yaşam kalitesinin yükselmesi ve işletim maliyetlerinin %15 ila %25 oranında düşüyor olması ise satış argümanı olarak kullanılmakta ve son kullanıcıların dikkatini çekmektedir.

Sürdürülebilir Bina ve Yapılar hakkında sektörde bilinçlenmeyi sağlamak için neler yapılabilir? ÇEDBİK olarak tanıtım eğitimlerimiz dışında teknik bazda detaylı eğitim hizmeti sunmaktayız. Bunun dışında konu ile ilgili her türlü kongre sempozyum etkinliklerine katılmaktayız. Özellikle 2016 yılı içinde bu konuya önem vermketeyiz. Bu nednele ciddi bir bilinçlen-

me olduğunuda görüyoruz. Bu ve diğer konularda bize ulaşmak isteyenlerin www.cedbik.org hesabını ziyaret etmeleri gerekir ayrıca tüm sosyal medya üzerinden bilinçlendirmeyi arttıran bilgiler sunuyoruz. Kısacası bizi takip etmeleri yeterlidir.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Bu yol çıktığımız ilk günden beri doğaya yaşam alanlarına gösterdiğimiz hassasiyet ve geleceğe yaşanabilir bir dünya bırakmak için çaba harcadık harcamaya devam ediyoruz. Bu konuda insanlığın ortak aklına güvenimiz tam , Türk yapı sektörüne ve yatırımcılarımızın ileri görüşlü kararlılığna güvenimiz tam, 135 aşkın üyemize bu üyelerin oluşturduğu komitelerimize ve profesyonel kadromuz güvenimiz tam son olarak hepimizin gelecek kuşaklara olan etik borç inancımıza güvenimiz tam. Sağlıklı, konforlu, yüksek performanslı yapılı çevrelerde sürdürülebilir bir gelecek dilerim.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

81


Kentsel Dönüşümü ‘Yeşil Binalar’la, fırsata dönüştürelim “Bir yapı malzemesinin yalnızca doğal veya geri dönüştürülebilir olması yeterli olamayabiliyor. O malzemenin üretilirken çevreye etkisi, ne kadar enerjiyle üretildiği, ne kadar fosil yakıt tüketerek ne kadar uzaktan taşındığı da aynı derecede önemli.” Mimar Ayşe Hasol Erktin

Çeşitli büyük binaların mimari proje çalışmasının yanısıra, özellikle büro ve banka binaları için sayısız içmimarlık proje ve uygulamaları gerçekleştirmiş olan HAS Mimarlık ile Yeşil Binalar üzerine konuştuk. Sahip oldukları geniş perspektif ve deneyimleriyle HAS Mimarlık adına sorularımızı yanıtlayan Ayşe Hasol Erktin’e

82

Yapı Malzeme Temmuz 2016

vermis olduğu güzel yanıtlar için teşekkür ediyoruz…

Öncelikle kısaca kendinizden ve projelerinizden bahsedebilir misiniz? HAS Mimarlık’ın Soyak Kristal Kule projesi, yüksek binalar için her yıl küresel

bazda düzenlenen tek ödül olan Emporis Gökdelen 2014 Ödülleri’nde ‘’ilk on’’a girerek ödüllendirilmiştir. Firma, 1990 yılında, Yapı dalında, Mimarlar Odası Ulusal Mimarlık Ödülü’nü kazanmıştır. Gebze’de gerçekleştirdiği Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi, Urban Land Institute (ULI) tarafından açılan “2006 ULI Mükemmellik Ödülleri” yarışmasında finalist olmuştur. Aegean Hills projesi, 2007 CNBC Uluslararası Gayrimenkul Ödülü ile Homes Overseas Ödülü altın madalyasına layık bulunmuştur. Ekoyapı projesi ile, World Architecture Community 2008 Ödülü’nü kazanarak, Türkiye’de bu ödülü alan ilk mimarlık firması olmuştur. Son dönemde, İstanbul Levent’de 168 m. yüksekliğinde Soyak Kristal Kule binası, Pei, Cobb, Freed&Partners ile birlikte tamamlanmış; ayrıca, Basra’da 120 yataklı bir hastanenin ve Gebze’de Anadolu Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Bilim ve Teknoloji Kompleksi, ING Bank Kahramanmaraş IT&Operasyon Binası, Cezayir’de iki ayrı onkoloji hastanesi ile Şişli’de Kentsel Dönüşüm projeleri hazırlanmıştır. Istanbul Göztepe ve Sütlüce’de kapsamlı


Dosya / Mimari konut projeleri çalışmaları sürmektedir. HAS Mimarlık Ltd. Türkiye’nin BREEAM yeşil bina değerlendiricisi ilk mimarlık firması ve Kanıta Dayalı Tasarım Akreditasyon ve Sertifikası (EDAC) olan ilk ve tek firmasıdır.

Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde, öncelikleriniz nelerdir? Mimari bir ürün ortaya çıkarırken referanslarımız neler olmalı? HAS Mimarlık tasarımlarında, • Çevreye saygılı, çevre dostu, • Yeniliği hedefleyen, • Abartılara ve taklide kapalı; olabildiğince yalın, • İç ve dış mekân kaygısı taşıyan, • İç - dış uyumu olan, • İşlevsel, • Strüktürü ve çağdaş malzeme ve teknolojiyi iyi kullanan, • Detayları iyi çözülmüş, kısacası, “Mimari Mükemmellik” arayan bir anlayışı gözetir.

“Sürdürülebilir Bina ve Yapılar’ tam olarak neyi ifade ediyor? “Yeşil tasarım” çoğunlukla yalnızca bir yönüyle ele alınıyor. Örneğin, yalnızca geri dönüştürülebilir malzeme yönünden veya yalnızca enerji tasarrufu yönünden ya da salt çevreye ve insan sağlığına etkisi yönünden... Oysa sürdürülebilir tasarım, bunların bütününü oluşturuyor. Birinci aşamada, doğaya ve insana zarar vermeyecek şekilde hareket etmek gerekiyor. Örneğin binanın atıklarını azaltmak, hatta yeniden kullanmak hedefleniyor. İnsan sağlığına zararlı olan, teneffüs edildiğinde zehirli olan malzemeler kullanılmıyor. Binada kullanılan malzemelerin üretiminde de doğaya zarar vermemek esas. Örneğin, bir yapı malzemesinin yalnızca doğal veya geri dönüştürülebilir olması yeterli olamayabiliyor. O malzemenin üretilirken çevreye etkisi, ne kadar enerjiyle üretildiği, ne kadar fosil yakıt tüketerek ne kadar uzaktan taşındığı da aynı derecede önemli. İkinci aşamada, doğayla çatışmamak ge-

rekiyor. Güneşin ve rüzgarın olumlu etkilerini en üst düzeyde kullanma, olumsuz etkilerden de kaçınma, doğal aydınlatmadan yararlanma gibi, atalarımızın benimsediği doğal yapım mantığı öne çıkıyor. “Yeşil” binalar, bol günışığı ve doğal havalandırma alacak şekilde tasarlanıyor. Üçüncü aşamada, tasarruf etmek önemli. İlk akla gelen ısı ve ses yalıtımı uygulamaları. Ancak binayı yalıtırken herhangi bir şekilde yalıtmış olmayı değil; mümkünse hiç ısıtma ihtiyacı olmayacak şekilde yalıtmayı hedeflemek; yani “süper yalıtımlı” binalar yapmak amaç olmalı. Isı geri kazanımlı cihazlar, sayaçlı otomasyon sistemleri, günışığına duyarlı aydınlatma armatürleri ve güneşlikler, su tasarruflu rezervuar ve musluklar gibi teknolojik olanaklar da “yeşil” binaların olmazsa olmazları. Son aşamada ise binanın kendi kendisine yetmesi için enerjisini de kendisinin üretmesi.

‘Yeşil Binalar’ söz konusu olduğunda iklimlendirme, mekanik, tesisat ve yalıtım gibi uygulamalarda ne gibi farklılıklar mevcut? Isı geri kazanımlı cihazlar, sayaçlı otomasyon sistemleri, günışığına duyarlı aydınlatma armatürleri ve güneşlikler, su tasarruflu rezervuar ve musluklar, lavabo ve evyelerden geri kazanılan gri su kullanımı gibi unsurların yanı sıra binaların kendi enerjilerini üretebilecekleri güneş panelleri ve rüzgar türbinleri sayılabilir.

Bu tarz projelerde bir mimar olarak karşılaştığınız zorluklar ya da avantajlar nelerdir? “Yeşil” binaların daha pahalı veya uygulamada daha zor olacağına yönelik önyargıları yıkmak bazen zor olabiliyor. Projeler genellikle çok kısa sürelerde hazırlandığından, “yeşil” bina ile ilgili yenilikçi önerilerimiz için ikna süreci de kısıtlı olabiliyor. Ayrıca “yeşil” binaların işletme kazançlarına ilişkin veriler de daha yeni oluşmakta. Bu veriler olmaksızın sürdürülebilirlik ilkelerini savunmakta zorluk çekebiliyoruz.

İncelediğiniz ‘Yeşil Bina ve Yapılar’ arasında sizi en çok etkileyen örnekler nelerdir? Bahreyn Dünya Ticaret Merkezi binası ile Berlin’deki sıfır enerji binası “Efficiency House Plus”, mimari tasarım kalitesiyle sürdürülebilirliği bütünleştiren iyi örneklerden.

Yeşil Binaların ülkemizdeki gelişimi için neler yapılmalı? Mimarlara ve sektörde faaliyet gösteren kurumlara ne gibi sorumluluklar düşüyor? Mimarlar ve malzeme üreticileri gözlemlediğim kadarıyla “yeşil” binalar konusunda duyarlı ve ellerinden geldiği kadar sürdürülebilirlik ilkelerini çalışmalarına dahil ediyorlar. Ancak “yeşil” binaların yaygınlaşması için devlet desteği şart. Bu tür binalara emlak vergisi ve KDV indirimleri gibi özel koşullar getirilirse “yeşil” ilkeler, gerek yeni yapılarda gerekse mevcut binalarda daha yaygın hale gelecektir. Üstelik “yeşil” ekonomi, 21. Yüzyılın ekonomik devrimi niteliğinde. Hem ülkelerin kalkınmasına büyük katkı getiriyor; hem de yenilikçiliği tetikleyerek teknolojik alanda atılımlara öncülük ediyor. Son dönemde gündemimizde yer alan kentsel dönüşümü, “yeşil dönüşüm” olarak ele alabilirsek, insana yönelik, insan sağlığı ve doğaya öncelik vererek yeni bir planlama yapılabilir. Sağlıksız bölgeler bir bütün olarak planlandığı takdirde, bu olanaklara sahibiz. Ancak maalesef parsel bazında yapılan yenilemeler, eski binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması biçiminde gerçekleşiyor. Bu şekilde gidersek, ne yazık ki bu eşsiz fırsatı değerlendiremeyeceğiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Almanya geçtiğimiz 15 Mayıs günü, enerji ihtiyacının %100’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etti. Ülkemizde yenilenebilir enerji kaynağı olarak ağırlıklı olarak hidroelektrik santraller ele alınıyor. Oysa, gelişmiş dünya, güneş ve rüzgar enerjisine yöneliyor. Ülkemizde de rüzgar ve güneş enerjisine ağırlık verilmesini diliyorum.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

83


Dosya / Makale

Mantolamada Tercih Noktası; Grafit katkılı EPS mi? Karbonlu EPS mi? Genleştirilmiş Polistren’den üretilen Isı Yalıtım Levhaları diğer bir deyişle EPS ısı yalıtım levhaları ülkemizde son 10 yılda bina ısı yalıtımında çok daha fazla tüketilmeye başlandı. Özellikle gri renkli olanları. Peki, her gri renkli ısı yalıtım levhası yeterince iyi midir? Gözümüz kapalı bu ürünleri seçebilir miyiz? Öncelikle; binamızda kullanacağımız ürün ne olursa olsun Yapı Malzemeleri Yönetmeliğine uygun ve CE belgeli, TSE kalite belgesi olan ürünleri seçmeliyiz. Mantolama’da kullanılan 2 tip gri EPS ısı yalıtım levhası var. Biri karbonlu, diğeri ise Grafit katkılı EPS ısı yalıtım levhaları. İlk bakışta ikisi de aynı gözükse de as-

84

Yapı Malzeme Temmuz 2016

lında aralarında ciddi performans farkı vardır. Mantolamada kullanılacak EPS ısı yalıtım levhası gereken esneklikte ve ustanın rahatça uygulayabileceği mukavemette olmalıdır. Keserken dağılmamalı, parçalara ayrılmamalıdır. Grafit Katkılı EPS ısı yalıtım levhaları tam da bu gerekleri sağlamaktadır. Hem yeterince esnek, hem gerektiği kadar mukavemetli, hem de ısı yalıtım performansları Karbonlu EPS ısı yalıtım levhalarına göre daha iyidir. Çünkü grafit katkılı EPS ısı yalıtım levhaları güneş ışınlarını hem emerek hem de ileterek ısı yalıtımı sağlarken, Karbonu EPS ısı yalıtım levhaları sadece güneş ışınlarını emme görevi görüp, yansıtmazlar, bu

Austrotherm Türkiye Pazarlama Müdürü Doğal İnallı

nedenle ısı yalıtım performansları Grafit katkılı EPS’lere göre daha düşüktür. Ayrıca; karbonlu EPS ısı yalıtım levhaları rengi daha siyah, yüzeyleri daha serttir. Daha az esnek oldukları için uygulama esnasında veya kesim esnasında kırılma olasılıkları daha yüksektir. Austrotherm EPS Plus Isı Yalıtım Levhası içerdiği Grafit katkısı sebebiyle mantolama ustalarının beklentilerini tam olarak karşılamaktadır. ®



Nitelikli mimarlığın yeni ismi: ‘Yeşil Bina’ Gayet net ve açıklayıcı cevapları için kendisine teşekkür ediyoruz…

“Yeşil binalar için işletmeci ve yatırımcılara bir takım cazip teşvikler sunulmalı. Var olanlar güçlendirilmeli ve bu teşvikler konusunda mimarlar ve sektördeki profesyoneller bilgilendirilmeli.”

İnsana ve çevreye olumlu etkisi olan, yüksek verimlilikte, sağlıklı ve işlevsel binalar tasarlamayı amaçlayan Kreatif Mimarlık, her projenin takım çalışması ile zenginleştiğine inanarak tüm tasarım fazlarında bu zenginliğe önem veriyor… Kreatif Mimarlık Proje Yöneticisi Ayşe Akbaş Yıldırıma’a Yeşil Binalar hakkında merak ettiğimiz bir kaç soruyu yönelttik.

86

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Öncelikle kısaca kendinizden ve projelerinizden bahsedebilir misiniz? Lisans eğitimimi 1997’de İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde tamamladıktan sonra yüksek lisans derecemi yine okulun mimarlık tarihi bölümünde 2003 yılında aldım. 2003 yılında gittiğim Roma’da bir yıl çalıştım. 2004 yılından bu yana da Kreatif Mimarlık’ta proje yönetmeni olarak Anadolu Sağlık Merkezi, Lösev Kampüsü, Ormanada İç Mekan Projesi ve İstanbul Cerrahi Hastanesi gibi farklı fonksiyon ve ölçeklerdeki projelerde çalışıyorum.

Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde, öncelikleriniz nelerdir? Mimari bir ürün ortaya çıkarırken referanslarımız neler olmalı? Kreatif Mimarlık’ta çok çeşitli tip ve ölçeklerde çalışıyoruz. Kendimizi tekrar etmeyerek ama genel geçer estetik eğilimlere de kapılmadan sağlam, kullanış-

Proje Yöneticisi Ayşe Akbaş Yıldırım

lı, güzel ve en önemlisi zamansız yapılar tasarlamaya öncelik veriyoruz. Bizim önceliklerimizi kullanıcıların fiziksel konforları, psikolojik ihtiyaçları ve işverenimizin bütçesi ve hedefleri belirliyor. Elbette bunların yanında binanın bu-


Dosya / Mimari lunduğu çevrenin verileri ve o binayı kullanmasa da ondan etkilenecek kişilerin hassasiyetleri ve ihtiyaçları da tasarımımıza yön veriyor. Bu nedenle kullanıcısı olmasa da çevresine artı değer katabilen, ki bu kütlesinin estetiğinden yarattığı kamusal kullanım imkanlarına kadar uzanan bir yelpazede olabilir, tasarımları ortaya çıkarmak bizim hedeflerimiz. Referanslarımızı bunların yanı sıra güncel teknolojik gelişmeler, malzemeler ve sistemler de belirliyor elbette. Bu alandaki gelişmeleri de yakından takip ediyor ve projelerimizde tasarımlarımızla bağdaştırmaya çalışıyoruz her seferinde.

‘Yenilenebilir Bina ve Yapılar’ tam olarak neyi ifade ediyor? Bizim için iyi mimarlığı tarifleyen başka bir söz kalıbı aslında bu. Yenilenebilir, yeşil, sürdürülebilir mimarlık zaten yüz yıllardır tariflenmiş nitelikli mimarlık ürünlerinin başka bir etiketle pazarlanması. Bir anlamda bazı durumlarda işverenlere anlatamadığımız çevreye saygılı, ekonomik ve geri dönüşümlü malzemelerle üretilmiş yapıların faydaları bu etiketle bir paket olarak tarifleniyor.

‘Yeşil Binalar’ söz konusu olduğunda iklimlendirme, mekanik, tesisat ve yalıtım gibi uygulamalarda ne gibi farklılar mevcut? Öncelikle bina konfor koşullarını oluşturan bu sistemlerin harcadıkları enerjinin oldukça düşük tutulması esas amaç. Enerji kayıplarının azaltılması için yalıtım katmanları farklılaşmakta. Ayrıca bu sistemlerin işlemesi için gereken enerjinin kaynağı sonsuz olmayan fosil yakıtlar yerine doğadaki mevcut yenilenebilir enerji-

lerden güneş enerjisi, rüzgar veya toprak veya sudaki doğal ısı farklarından elde edilmesi gerekmekte. Bina kütlesi, pencere ve kapı açıklıklarının oranları, bunlarda kullanılan detayların yanı sıra kaplama ve finishing malzemelerinin de çevreye en az zarar verecek şekilde üretilmiş olması da bir tasarım kriteri.

ve işletmeci açısından çok avantajlı olacağını biliyoruz. Çoğu durumda yatırımcı ile işletmecilerin farklı firmalar olması bu avantajın anlatılmasını zorlaştırıyor ama mimarın görevi de işletmeci ile yatırımcı arasındaki bu bilgi köprüsünü kurmaktan geçiyor biraz da.

Bu tarz projelerde bir mimar olarak karşılaştığınız zorluklar ya da avantajlar nelerdir?

Yeşil Binaların ülkemizdeki gelişimi için neler yapılmalı? Mimarlara ve sektörde faaliyet gösteren kurumlara ne gibi sorumluluklar düşüyor?

En büyük zorluk maliyeti daha yüksek olan bu sistem ve malzemelerin işverenlere avantajlarını ve gerekliliklerini anlatabil-

Bu konuda tecrübeli ve bilgili mimarlar zaten üstlerine düşeni yapıyorlar. İşveren-

KREATİF MİMARLIK Kreatif Mimarlık 1995 yılında İstanbul’da Mimar Aydan Volkan, Mimar Selim Cengiç ve İnşaat Mühendisi Mehmet Cengiç, tarafından kuruldu. Tamamlamış olduğu çok sayıdaki ulusal ve uluslararası projede, şehir planlama, mimari, iç mimari ve diğer ilgili mühendislik bilimlerini bir bütün olarak değerlendiren Kreatif Mimarlık’ın çalışmaları, tasarım, disiplinler arası koordinasyon, bütçe ve iş programı kontrolü, verimlilik esası ve en iyi mimari kalitenin sağlanması esaslarına dayanmaktadır. Kreatif Mimarlık, bugüne dek uluslarası alanda tasarım ve tasarım yönetimi çalışmalarıyla yaklaşık 2 milyon m²'den fazla ofis, sağlık, eğitim, turizm, ticari ve konut projesini başarı ile tamamlamış durumda.

mek. Yeşil olarak nitelendirilen bir yapının en önemli özelliği yıllar içinde kullanacağı enerjinin yeşil olmayan bir yapıya göre çok daha düşük olması ve bakım masraflarının da nispeten çok daha az olmasıdır. Buna ulaşmak için binanın ilk yapım maliyeti normal yapılara göre bir miktar daha fazla çıkmakta. Ama sonrasında yapılacak masraflara ve harcanacak iş gücüne bakıldığında ve oranlandığında bu artı maliyete rağmen binanın yıllar içindeki performans maliyet dengesinin işveren

lere konunun önemi yeterince anlatıldı ve anlatılıyor diye düşünüyorum. Malzeme ve sistem üreticileri de bu konuda eskisine göre hassas. Burada artık merkezi ve yerel yönetimlerin üstüne sorumluluk düşüyor. Yeşil bina gibi ekonomiye katkısı olacak binaların üretimi için işletmeci ve yatırımcılara bir takım cazip teşvikler sunulmalı, var olanlar güçlendirilmeli ve bu teşvikler konusunda mimarlar ve sektördeki profesyoneller bilgilendirilmeli.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

87


Kentsel alanların karakteri, hayat kalitemizi de etkilemekte

“Sürdürülebilir ve yeşil kentlere yapılacak bir yatırım aslında o ülkenin kendi doğal kaynaklarına, doğasına ve de en önemlisi insanına yapılacak bir yatırım olacaktır.”

Sürdürülebilirlik Yönetimi’ni “Kişi veya kurumların, işlevlerini kaliteden ödün vermeden, çevreye daha saygılı bir biçimde yürütmeleri için gerekli stratejilerin belirlenmesi ve uygulanmasıdır.” şeklinde tanımlayan Altensis Danışmanlık ile ‘Yeşil Binalar’ üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Altensis Danışmanlık adına sorularımızı yanıtlayan, şirketin kurucu ortağı Emre Ilıcalı ‘Enerji ve Proje Yönetimi’ alanlarındaki bilgi birikimleri ve deneyimlerini de bizlerle paylaştı.

88

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Öncelikle kısaca şirketinizin tarihçesine değinerek, faaliyetlerinizden biraz bahseder misiniz? Altensis firması 2008 yılında kurulmuştur. Firmamız, hizmetlerini sürdürülebilirlik yönetimi başlığı altında toplamakta. Altensis olarak çalıştığımız projelere sürdürülebilirlik kriterlerini en mükemmel şekilde entegre edebilmek adına bünyesindeki uzmanlarla tam kapsamlı çözümler sunuyoruz. Bu konuyla ilgili hizmet veren Türkiye’de kurulmuş ilk firma olan Altensis, yurtiçi /yurtdışı tecrübesi ve verdiği hizmetlerin kapsamıyla sektörde farklılaşmıştır. Ayrıca, yine kardeş firmamız olan BES ENERJİ çatısı altında yetkilendirilmiş enerji verimliliği danışmanlık firması (EVD) olarak enerji yöneticiliği, enerji kimlik belgesi verilmesi ve verimlilik artırıcı projelerin tasarımı ve uygulanması gibi hizmetler vermekteyiz.

‘Yeşil Bina ve Yapılar’ ifadesi tam olarak neleri kapsıyor? Yeşil Bina dendiğinde ne anlamalıyız? Yeşil binalar, uluslararası standartlara uygun olarak tasarlanmış, enerji, su ve hammadde gibi doğal kaynakları verimli kullanırken, içinde yaşayan ve çalışanlara konforlu, kaliteli ve sağlıklı ortam su-

nan yapılardır. Yeşil Binalar özü itibariyle sürdürülebilirliğin gayrimenkul sektörüyle buluştuğu yerdir. Bu kapsamda sürdürülebilirliğin çevresel, ekonomik ve sosyal boyutlarına cevap verir. Birçok farklı disiplini buluşturan yeşil binalar en verimli ve etkin tasarım sürecine ulaşmayı hedefler. Yeşil bina kavramı aslında çok geniş bir kapsamda kullanılabileceği için, son yıllarda bu kapsamıın sınırlarını daha iyi belirlemek ve olası kavram karışıklıklarını engellemek adına, genellikle uluslararası kabul gören yeşil bina denetleme sistemleri tarafından sertifikalandırılmış binalara yeşil bina denilmektedir.

‘Yeşil Binalar’ söz konusu olduğunda iklimlendirme, mekanik, tesisat ve yalıtım gibi uygulamalarda ne gibi farklılar mevcut? Yeşil Binalar; bir binaya dair hemen hemen tüm unsurların çevreye etkilerini değerlendirerek çeşitli çözümler sunar. Bu kapsamda en ön plana çıkan sistemler, enerji ve su tüketimiyle ilgili mekanik ve elektrik tesisatlarıdır. Bu kapsama giren ekipmanların verimlilik değerlerinin yüksek seviyelerde olması hedeflenir. Bu sayede ısıtma ve soğutmada daha az enerji harcanarak aynı konfor sağlanabilir.


Dosya / Röportaj Ayrıca yine binanın iç ve dış aydınlatma sistemlerinde verimlilikleri yüksek lambalar kullanılmaktadır. Yine binaların enerji tüketimini ciddi ölçüde etkileyebilen ısı izolasyon kalınlıkları, cam performans değerleri gibi konular yeşil binalarda enerji verimliliğine yönelik en önemli konulardandır. Yine yağmur suyu ve gri su geri kazanımı, tasarruflu su armatürleri ve vitrifiye elemanları, düşük su tüketimine sahip peyzaj tasarımı gibi konular da yeşil binalarda yer bulmaktadır. Bunlar haricinde bu tip binalarda kullanılan malzemelerin çevresel etkileri de incelenmekte, doğal kaynak tüketimi ve insan sağlığı yönünden sınıflandırılmakta ve bir takım sertifikalar istenmektedir.

Şirketinizin Yeşil Bina lara yönelik ne gibi projeleri bulunmakta? Altensis olarak Türkiye’deki yeşil binalar konusunda tam zamanlı olarak kurulmuş ilk firmayız. Bu anlamda gayrimenkul sektöründeki Yeşil hareketinin öncülerindeniz diyebilirim. Şu ana kadar uluslararası sistemler tarafından denetlenerek sertifika almış binaların yaklaşık %70’ine biz hizmet verdik. Bunlar arasında gerek Türkiye’nin gerekse de Dünyanın ilklerine girmiş projeler var. Çalıştığımız firmalar arasında Türkiye ve Dünyanın önde gelen kurumları

bulunuyor. Kentsel dönüşüm süreciyle birlikte ise sadece bina ölçeğinde değil yerleşke ölçeğinde de projelerde çalışmaya başladık. Bu bizi çok heyecanlandırıyor, zira topluma toplam faydası çok daha büyük.

‘Yeşil Bina’ sertifikasını hangi kurumlar hangi koşullarda veriyor? Ayrıca bu sertifikalar konut sahiplerine ne gibi avantajlar sağlıyor? Yeşil Bina sertifikasını veren kurumlar son yıllarda artmakla beraber, bu konuda açık ara en önde ve uluslararası platformda en tanınan sistemler LEED (ABD) ve BREEAM (Birleşik Krallık) sistemleri diyebiliriz. Bunlar uzun yıllardır dünyanın birçok ülkesinde başarıyla uygulanmış, marka değeri çok yüksek sistemler. Özellikle yurtdışı yatırımcıların büyük önem arzettiği ve tüm projelerde talep ettiği bu sistemler aslında sadece birer rating yani sınıflandırma aracı. Yani binanızın çeşitli konularda özelliklerini değerlendirerek, sektörel uygulamalara ve en iyi uygulamalara oranla nerede olduğunuzu gösteriyor. Sertifikanın seviyesi de bunun bir göstergesi aslında. Tabi bu seviyelere ulaşmak için, çevre koruması, ekoloji, su, enerji hammadde, iç mekan yaşam kalitesi,

Kurucu Ortak Emre Ilıcalı

malzeme kalitesi gibi birçok konuda, sayısız altbaşlık altında değerledirmeye giriyorsunuz. Bu kriterleri sağlamanız için uluslararası birçok standard uyum sağlamak, hatta üzerine çıkmanız gerekiyor. Sonuçta ortaya seviyesine göre benzerlerine kıyasla üstün performans göste-

Yapı Malzeme Temmuz 2016

89


Dosya / Röportaj recek binalar çıkıyor. Bu da bu binaların kullanıcılarına hem ekonomik anlamda aidatları azaltarak, hem yaşam kalitesini arttırarak, daha konforlu ve verimli ortamlar sunuyor. Makro boyutta ise yaşanabilir bir çevre ve sürdürülebilirlik adına ciddi fayda sağlıyor.

Ülkemizdeki bina stokunun bir kısmının da olsa ‘Yeşil Bina’ya dönüşümü sizce mümkün mü? ‘Kentsel Dönüşüm’ü bir fırsat olarak değerlendirdiğimizde neler yapılabilir? Ne tür işbirlikerine ihtiyacımız var? Genel manada; İnşaat Sektörünün bu konuya yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de Mayıs 2012 yılında kabul edilen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında, ciddi bir kentsel

raf edilmiş olsa bile, kronik hale gelmiş olan ulaşım, betonlaşma, kaynakların verimsiz kullanımı gibi sorunlar şehirlerdeki yoğunlukların artmasıyla daha da büyüyecektir. Nüfusun hızla artışı ile birlikte yoğun kentleşme sonucu alan problemleri giderek artacaktır. Arazi kullanımı, taşıt kullanımı ve enerji ihtiyacını karşılamak için fosil yakıtların kullanılması hava kirliliğine yol açmaktadır. Yollar, evler, iş yerleri, alışveriş yerleri, kamusal alanlardan oluşan kentsel alanların karakteri o çevreyi olduğu kadar bölgede yaşayan insanların hayat kalitesini de etkilemektedir. Türkiye’de de kentsel dönüşüm projelerinin hız kazandığı günümüzde, depreme dayanıklı yapılaşmanın yanında daha sağlıklı ve konforlu yaşam alanlarına sahip, enerji verimliliğini ön planda tutan, ekoloji ve habitatı koruyan, çevreye yaptığı olumsuz etkilerin en aza indiği mahalle ve kentsel alanların tasarlanıp yapılması da büyük önem taşımaktadır.

standartları ve iyi uygulama örneklerini içeren uluslararası değerlendirme ve denetleme sistemlerini kullanarak özellikle Makro ölçekli kentsel dönüşüm projelerinde çözümler üretebiliyoruz.

Sürdürülebilir Bina ve Yapılar hakkında sektörde bilinçlenmeyi sağlamak için neler yapılabilir? Aslında bu konularla ilgili birçok bilgilendirme çalışması, seminer, konferans yapılmaktadır. Üniversitelerin belli bölümlerinin bu konulara büyük ilgi gösterdiğini görmekteyiz. Biz de bu çalışmaların içerisinde yer almaktayız. Özellikle ÇEDBİK (Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği) nin ve GYODER (Gayrimenkul ve Gayirmenkul Yatırım Ortaklığı Derneği)’nin bu anlamda ciddi çalışmaları ve gayretleri vardır. Enerji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve birçok belediye de bu konuya olan desteklerini sık sık belirtmekte, bununla ilgili çeşitli genelge ve mevzuatlar yayınlanmaktadır. Yine de sürdürülebilirlik konusu Türkiye de maalesef hala gönüllülük esasına göre yürümektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede verimlilik, insan sağlığı, yapı kalitesi, çevre gibi konular gönüllülük esasına bırakılmamalıdır. Halihazırda bu konuyla ilgili varolan ve yeni gelecek birçok mevzuat çalışması vardır. Bu süreçlerin hızlandırılması ve yeşil bina uygulamalarının standart hale gelerek zorunlu olması durumunda “Yeşil bina ek maliyet getirir” algısı da yavaş yavaş ortadan kalkacaktır. Bu konu çok önemli ve sadece getireceği ilk maliyete göre değil, yaşam boyu maliyetine göre değerlendirilmeli, ayrıca daha kaliteli ve sağlıklı bir yaşam, daha verimli şehirler ve cari açığa etkileri gibi dışsallıkları da gözönünde bulundurularak makro ölçekte stratejilerle yönetilmelidir.

Son olarak eklemek istedikleriniz? yenilenme ve dönüşüm süreci başlamıştır. Bu program kapsamında 2023 yılına kadar 8.000.000 civarında konutun yenilenmesi hedeflenmektedir. Bu sürecin kapsamının, finansman ihtiyacının (yaklaşık 500 Milyar USD) ve beklenen deprem riskinin büyüklüğü sebebiyle planlama sürecinin hızlı geçilmesiyle, özellikle finansman ve paylaşım konusunda sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunlar imar haklarının artırılması ve daha çok yapılaşma ile çözülmeye çalışılmaktadır. Ayrıca sürecin gecikmesi sebebiyle, ada ve yerleşke ölçeğinde yapılması gereken riskli alan dönüşümleri yerine, bina ölçeğinde ve bu binaların yapısal ve fiziksel olarak iyileştirilmesi ile sınırlı yerinde dönüşüm süreci devam etmektedir. Bu şekilde yapılacak bir “kentsel dönüşüm” sonucunda, ortaya çıkan yeni yerleşim alanlarında deprem riski berta-

90

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Zira yeni oluşacak bu kentlerde insanlar belki yüzlerce yıl yaşayacaktır. Ayrıca ekonomik olarak, yeşil dönüşümün getireceği fayda hesaplandığında, sadece enerji verimliliğine yönelik yapılacak çalışmalar sonucunda, Kentsel dönüşüm kapsamında tüm binaların uluslararası standartlarda enerji verimli olması durumunda önümüzdeki yıllarda yaklaşık senelik 3 milyar dolarlık bir enerji tasarrufu elde edilebilir. Bu da Türkiye’nin yıllık cari açığının yaklaşık %10’u civarında olup, kentsel dönüşüm süreci için bir ek finansman niteliğindedir. Ayrıca buna ek olarak yeşil bina ve kentlerde artan insan yaşam kalitesi ile ortaya çıkacak verimlilik ve üretkenlik hesaplandığında, yeşil dönüşümün önemi daha da iyi anlaşılacaktır. Altensis olarak biz bu süreçte zaman kazanmak adına, konuları geniş kapsamda inceleyen, uluslararası

2011 yılı itibariyle kentlerde yaşayan insan sayısı, kent dışında yaşayan insan sayısını geçmiştir. Ülkemizde de, Kentsel dönüşüm süreciyle birlikte makro ölçekte bir değişime girecek olan büyük kentlerde, yeşil bina ve yerleşim alanı değerlendirme sistemlerinin gerekliliklerinin uygulanmasıyla oluşturulacak sürdürülebilir yaşam alanları, insan yaşam kalitesine yönelik toplam faydayı görmek adına önemli birer adım olacaktır. Bu sayede bu bölgelerde yaşayanlar için kalite, çevresel ve ekonomik getiriler sağlanırken, bu alanları geliştiren yatırımcılar için yeni ve sürdürülebilir ticari araçlar ortaya çıkacaktır. Kentleşme oranının her geçen gün arttığı bir dünyada, sürdürülebilir ve yeşil kentlere yapılacak bir yatırım aslında o ülkenin kendi doğal kaynaklarına, doğasına ve de en önemlisi insanına yapılacak bir yatırım olacaktır.



“Sektörü bilinçlendirmenin en kolay yolu teşvikten geçmektedir” aktarıyoruz. Ülke çapında yatırımcılara, inşaat şirketlerine, müteahhitlere sürdürülebilir yeşil bina danışmanlığı, LEED yeşil bina sertifika danışmanlık ve proje yönetimi, yeşil bina ve LEED eğitimleri, yeşil bina tasarım ve uygulama konularında hizmet veriyoruz. Bununla birlikte Amerika Yeşil Bina Konseyi (USGBC) üyesi olarak sektördeki gelişmeleri yakından takip etmekteyiz.

Elçin Korukluoglu EMK İnşaat ve Enerji Ltd. Kurucu Ortağı İnşaat Mühendisi MBA LEED Green Associate

“Büyük bir hızla devam eden kentsel dönüşümün, bugün geldiği noktada planların izin verdiği ölçüde, hızla yükselmiş beton yığınlarından başka bir özelliği olmadığını üzülerek ifade etmek isterim.”

Yatırımcılara ve proje müelliflerine sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda, tasarım aşamasından başlayarak tüm inşaat süresince devam eden ‘Yeşil Bina Danışmanlığı’ hizmeti veren EMK Danışmanlık ile ‘Sürdürülebilirlik ve Yeşil Binalar’ üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik. Sorularımızı cevaplayan Firma Yöneticisi sayın Elçin Korukluoglu’na yoğun temposu içerisinde bize vakit ayırıp vermiş olduğu yalın cevaplarından dolayı teşekkür ediyoruz…

Öncelikle, kısaca şirketinizin tarihçesine değinerek faaliyetlerinizden biraz bahseder misiniz? Türkiye için henüz yeni ve önemli bir sektör olan Yeşil Bina sektöründe faaliyet gösteren EMK İnşaat ve Enerji olarak bizler özel sektörde 15 yılı aşkın iş tecrübemizi danışmanlık yaptığımız şirketlere

92

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Girişimci Elçin Korukluoglu, ‘Sürdürülebilir Bina ve Yapılar’ ifadesi tam olarak neleri kapsıyor? Yeşil Bina dendiğinde ne anlamalıyız? Sürdürülebilir enerji verimli binalar suyu, enerjiyi ve kaynakları verimli şekilde kullanan, çevre ve doğa ile uyumlu, yüksek iç mekan ve hava kalitesine sahip, arazi seçiminden malzeme seçimine kadar hassas bir tasarım sürecinden geçen, inşaa edilen ve işletmeye alınan yapılardır. Sürdürülebilir yerleşimler, konum ve ulaşım, su verimliliği, enerji ve atmosfer, malzeme ve kaynaklar, iç hava kalitesi, tasarımda yenilik gibi kategorilerde değerlendirilen binalar, kategorilerde sahip oldukları kredi toplamları ile farklı seviyelerde yeşil bina sertifikası sahibi olmaktadır.

‘Yeşil Binalar’ söz konusu olduğunda iklimlendirme, mekanik, tesisat ve yalıtım gibi uygulamalarda ne gibi farklılar mevcut? Yeşil binalar, enerjiyi daha az kullanan toplam enerji tüketimini minimuma indiren yapılardır. Bulunduğu bölge iklim koşullarına uygun yalıtım, binanın yerleşimi, doğru seçilmiş camlar, doğru aydınlatma v.b. alınacak önemli kararlar ile oluşturulacak bina kabuğu binanın toplam enerji tüketimini minimuma indirmektedir. Tasarım aşamasında doğru hazırlanmış bina kabuğu ile azaltılmış olan bu bina yükleri; ısıtma, soğutma, havalandırma projelerinin bu yüklere göre ilgili standartlar çerçevesinde tasarlanmasını ve seçilecek HVAC ekipmanların küçülmesini sağlayacak dolayısıyla bina enerji tüketimini minimize edecektir. EMK, tasarım aşamasında başladığı yeşil bina projelerinde proje müellifleri ile birlikte bina kabuğunu oluşturarak hazırladığı enerji simülasyonu ile binanın enerji tüketimini önceden tespit etmekte ve iyileştirme kararlarını daha projenin

başında alınmasını sağlayarak sonradan oluşacak maliyet artışlarının önüne geçmektedir.

Şirketinizin Yeşil Binalara yönelik ne gibi projeleri bulunmakta? Bugüne kadar ofis, otel, hastane ve karma projelerde verdiğimiz LEED danışmanlık ve dökümantasyon hizmetlerimiz bulunmaktadır. Tasarım aşamasında dahil olduğumuz için bizi heyecanlandıran İzmir’de başlayacak olan konut projesinde LEED Gold sertifikası hedefimiz bulunmaktadır.

‘Yeşil Bina’ sertifikasını hangi kurumlar hangi koşullarda veriyor? Ayrıca bu sertifikalar konut sahiplerine ne gibi avantajlar sağlıyor? Yeşil Bina sertifikası konutların bazı standartlar çerçevesinde tasarım,inşaat ve bina işletme değerlerine göre aldıkları bir tescil belgesidir. Yeşil binaların yaygınlaşması ancak bu sertifikasyon sistemleri sayesinde mümkün olacaktır. Dünya’da birçok yeşil bina değerlendirme sistemi bulunmaktadır. Bunlardan önde gelenleri; ABD Yeşil Bina Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilen LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), İngiltere’de BREEAM (Building Research Establishment Environmental Assessment Method), Almanya’da DGNB (Deutsche Gesellschaft fur Nachhaltiges Bauen), Avustralya’da Greenstar, Japonya’da CASBEE (Comprehensive Assessment for Building Environmental Efficiency). Ülkemizde ise LEED sertifikası en çok tercih edilen sertifikasyon sistemidir. 2015 yılında yapılan değerlendirme ile ABD hariç ülkeler sıralamasında Türkiye, LEED sertifikası alan bina sayısı ölçeğinde 9.sırada yer alarak ilk 10’a girmiştir. Sertifikalar kendi aralarında çeşitlilik göstermek ile birlikte sertifikasyon için istenen zorunlu/minimum koşulları sağlamak gerekiyor. Yeşil binalar geleneksel yapılara nazaran konut sahiplerine oldukça önemli finansal verimlilik sağlamaktadır. Enerji ve su verimli olarak planlanan yapıda bunun yanı sıra operasyonel giderlerde de düşüş görülmektedir.

Ülkemizdeki bina stokunun bir kısmının da olsa ‘Yeşil Bina’ya dönüşümü sizce mümkün mü?‘Kentsel Dönüşüm’ü bir


Dosya / Röportaj fırsat olarak değerlendirdiğimizde neler yapılabilir? Ne tür işbirliklerine ihtiyacımız var? Genel manada; İnşaat Sektörünün bu konuya yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Büyük bir hızla devam eden kentsel dönüşümün, bugün geldiği noktada planların izin verdiği ölçüde, hızla yükselmiş beton yığınlarından başka bir özelliği olmadığını üzülerek ifade etmek isterim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı riskli ilan edilen birim sayısını yaklaşık 600 bin ve yıkımı gerçekleşen bina sayısını 12.500 olarak açıklamıştır. Bakanlık ayrıca yapı stoğunun yaklaşık %40’ına karşılık gelen 7 milyon konutun yenilenmesi ya da güçlendirilmesi gerektiğini bildirmiştir. Kentsel dönüşümün bugün yapılan şekliyle kentin mimari dokusu, iklim koşulları, sosyal donatıları düşü-

nülmeden sadece metrekare telaşı ile süratle ve bina bazında yapılması gelecekte daha farklı büyük sorunlar ile yüzleşmemize neden olacaktır. Kentsel dönüşümün mahalle ölçeğinde sürdürülebilirlik hedefleri ile belediyelerin önderliğinde, mahalle sakinleri ile birlikte daha doğru ve öncelikli planlaması yapılmalı ve bu planlama ile mahalle sakinlerinin ihtiyacı olacak tüm sosyal donatılara da yer verilmeli, yeşil alanlar arttırılmalıdır. Mahalle ölçeğinde yapılacak planlamalar ile yeni yapılacak binaların yeşil bina olması durumunda emsalde değişiklik , vergi avantajı veya sadece yeşil binalara farklı bir kredi avantajı sağlanabilir. Yeşil Bina dönüşümü her zaman mümkün, önemli olan bu konuda yeterli teşviğin sağlanması ve uygulamaların doğru şekilde yapılmasıdır. Yapı stoğu içerisinde yer alan mevcut binaların renovasyonu ve yeşil

binaya dönüşümü de enerji verimliliği açısından önemli bir kilit rol oynamaktadır. Sürdürülebilir enerji verimli her yeni proje/gelişme bizi geleceğe daha doğru yaklaştıracaktır.

Sürdürülebilir Bina ve Yapılar hakkında sektörde bilinçlenmeyi sağlamak için neler yapılabilir? Sürdürülebilir yeşil bina konusunda sektörü bilinçlendirmenin en kolay yolu teşvikten geçmektedir. Yeşil binalara sağlanabilecek vergi avantajı, yeşil binaların atıkları azaltması ve geri dönüşüm desteği nedeniyle belediyelerin saglayacağı kolaylıklar, yeşil bina finansman desteği yeşil binaların daha hızlı bir şekilde yayılmasını sağlayacaktır. Bunun yanında dünya üzerinde yaşayan her insanın sahip olması gereken çevre bilincini çocuklara ilkokul sıralarında vermeye başlamaktır.

Globalleşen dünyada sürdürülebilir olmak! İş dünyasında sürdürülebilir iş modellerine geçişi hızlandırmak amacı ile kurulan Sürdürülebilirlik Akademisi 2009 yılından beri faaliyetlerini sürdürmekte. Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı-Murat Sungur Bursa ile akademinin faaliyet alanları ve etkinlikleri üzerine konuştuk.

Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı-Murat Sungur Bursa

Türkiye, güneşi ve rüzgârı bol bir ülke. Bu imkânı, fırsatı yeterince değerlendirebiliyor muyuz?

Derneğinizin kuruluş amacı ve misyonundan bahsederek, şu an gündemdeki faaliyetleriniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Amacı tüm paydaşlar ile işbirliği yaparak yeni ekonominin, yeni dünyanın gerekliliği olarak kurumsal amaç ve hedeflere kar odaklı çalışmalar ile birlikte sosyal ve çevresel etkileri de yönetmeyi koyarak oluşan yeni iş modellerinin oluşması, gelişmesi ve yaygınlaşmasını sağlamaktır. Bugünün dünyası dünden oldukça farklı, bugün artık kurumlar yalnızca satış ve karlılık artırıcı faaliyetlere odaklanarak varlıklarını uzun süreli devam ettiremezler. Globalleşen ve dijitalleşen dünyada karşı karşıya olunan riskleri fırsata çevirmek sosyal ve çevresel etkileri yönetmek, kaynak kullanımlarını verimli şekle dönüştürmek, toplumsal kalkınmaya destek olmak ile mümkün. Sürdürülebilirlik Akademisi bu gerçekler ve zorunluluklar doğrultusunda öncelikle bilgilendirme ve bilgi paylaşım platformları oluşturdu ve ilki 2009 yılında gerçekleşen ve Türkiye’nin en

boyunca Yeşil Tüketim Araştırmasını gerçekleştirdik. Şimdi sektörel dernekler ile işbirliği yaparak araştırmalara devam ediyoruz.

güçlü sürdürülebilir İş Platformu Yeşil İş Konferansları ile bilginin ve iyi örnek ve uygulamaların yaygınlaşması sağlandı.

Akademi olarak kurumlara “yeşil dostu sertifika” veriyorsunuz. Bu sertifikanın amacı nedir? Hangi kurumlara, hangi kriterlerle veriyorsunuz? Biraz önce de bahsettiğim gibi Akademi olarak bağımsız denetim şirketleri ile birlikte sertifikalar veriyoruz. Kriterler ilgili alanlarda sosyal ve çevresel uygunluk kriterlerine göre belirleniyor.

Sürdürülebilirlik Akademisi olarak çeşitli araştırmalar da yapıyorsunuz. Bu araştırmalarınızla ilgili neler söyleyeceksiniz? Sürdürülebilirlik Akademisi olarak 3 yıl

Türkiye güneşi ve rüzgârı mutlaka daha iyi değerlendirmeli. Son yıllarda yapılan yeni kanun ve yönetmelikler kamunun da bu konuda önemli gelişmeleri desteklediğini gösteriyor, ama daha hızlı bir dönüşümün gerekliliği olduğunu da paylaşmak isterim.

Sürdürülebilirlik Akademisi’nin önümüzdeki döneme ilişkin hedefleri ve projeleri nelerdir? Sürdürülebilirlik Akademisi önümüzdeki dönemlerde de hedefleri doğrultusunda çalışmalarına devam edecek daha güçlü ve yaygın platformlar oluşturmaya devam edecektir.

Sürdürülebilir bir iş düzeni için iş dünyasına vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Yeni ekonomide kuralla değişiyor, riskleri fırsata çevirmek daha iyi bir gelecek için karlılık ile birlikte toplumsal kalkınma ve çevresel etki yönetimleri artık kaçınılmaz. İş modelleri bu hedef ile değişmeli, güçlü işbirlikleri yapılmalı. Yapı Malzeme Temmuz 2016

93


Seranit Grup Vanucci, Aquanit ve Oxicoat ile büyüyecek 2016 yılına hızlı bir giriş yaparak, yılın ilk çeyreği için belirlemiş olduğu hedefin %15 üzerine çıkan Seranit Grup, önümüzdeki dönemde Vanucci, Aquanit ve Oxicoat markaları ile ön plana çıkacak.

%15 üzerine çıkan Seranit Grup, önümüzdeki dönemde Vanucci, Aquanit ve Oxicoat markalarını ön plana çıkaracak. Önümüzdeki iki yıl için öne çıkarmayı planladıkları markalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba, “Dünyanın ilk porselen duş teknesi olan Aquanit’in seri üretimine başladık. İç piyasanın yanı sıra ilk ihracatımızı İspanya ve Suudi Arabistan’a yaptık. Bunun yanı sıra geçen yıl aldığımız karar ile Vanucci’ye perakende pazarında ağırlık vereceğiz. Yapı gereçlerinde ise 3 yıldır piyasada olan Oxicoat bu yıl önem vereceğimiz markalarımız arasında yer alıyor” dedi.

İç piyasada hareketlilik var Geliştirdiği inovatif ürünler ile yapı sektöründe dikkatleri üzerine çeken Seranit Grup, 2016 yılına hızlı başladı. Yılın ilk çeyreğinde, belirlemiş olduğu hedefin

94

Yapı Malzeme Temmuz 2016

2016’nın ilk çeyreğinde hedeflerin üzerine çıktıklarını belirten Ece Ceylan Baba, özellikle iç piyasada bir hareketlilik hissettiklerini söyledi. İhracatta yeni pazarlar oluşturmak için çalışmalar yaptıklarını

Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba

belirten Ece Ceylan Baba sözlerine şöyle devam etti; “Geçen yıl temelini attığımız İngiltere pazarı 2016’nın ilk çeyreğinde hareketlenmeye başladı. Danimarka, İsveç ve Belçika gibi pazarlarda zaten varız, ancak Kuzey Avrupa’da girmediğimiz bazı pazarlar hala mevcut. Buralara ağırlık verme kararı aldık. Bunların yanı sıra ABD pazarı ile ilgili de araştırmalarımız sürüyor. Ön çalışma yapıyoruz. Bu yaz fizibilite çalışmalarımızı tamamlayıp, 2017’de ABD ve Kanada pazarlarına odaklanacağız” diye konuştu.


Sektörel Aquanit’te ihracat başladı Önümüzdeki dönemde Vanucci, Aquanit ve Oxicoat markalarına ağırlık vereceklerini açıklayan Ece Ceylan Baba, Aquanit’te Nisan ayında toplu seri üretime başladıklarını belirtti. Aquanit’te iç piyasanın yanı sıra ihracatta da güzel tepkiler aldıklarını söyleyen Ece Ceylan Baba, “İlk ihracatımızı İspanya’ya gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan’a da 4 bin adet ürün sattık. Hollanda ve Kuzey Avrupa’dan da yine güzel tepkiler alıyoruz” dedi. Geçen yıl Vanucci ile ilgili önemli bir karar aldıklarını vurgulayan Ece Ceylan Baba, “Bu markamıza proje pazarından ziyade perakende pazarında ağırlık vereceğiz. Bayi ağlarımızı güçlendirip, sayılarını artırıyoruz.” dedi.

Oxicoat ile yıla damgasını vuracak Yapı gereçlerinde ise Oxicoat’a ağırlık vereceklerini söyleyen Ece Ceylan Baba, “3 yıllık bir markamız olmasına rağmen büyük projelere girmeye başladık” dedi. Porselen ve seramik alanlarında yeni seri ürünler ve tasarımların olacağını açıklayan Ece Ceylan Baba, “Seramikte 40x120 ebatlarında

ürün yapıyoruz. Bu matematiksel karşılığı olan bir ebattır. Bir banyonun yüksekliğinden ilham alınarak oluşturulmuş bir ürün. Bu serimize çok önem veriyoruz. Porselende ise son dönemde makine yatırımı yapıyoruz. Bu makine bize AVM ve otel zeminlerinde aşınmazlık değeri yüksek bir ürün portföyü hazırlayacak” diye konuştu.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

95


Sektörel

Aksa Jeneratör, doğa dostu üretim süreçleri benimsiyor

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde yaşanabilir bir çevre için sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapan Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker; özellikle üretici firmaları çevre konusunun küresel bir mesele olduğu bilinciyle hareket etmeye çağırıyor.

Türkiye’nin lider jeneratör markası Aksa jeneratör, doğaya dost yaklaşımlarla faaliyetlerini sürdürüyor. İş süreçlerinde doğanın ve ekolojik sistemin korunması yaklaşımı ile hareket eden Aksa Jeneratör, ürünlerinde de “yenilenebilir enerji” konusunu öncelikli tutuyor. İSKİ Deşarj Kalite Kontrol Ruhsatına sahip Aksa Jeneratör, üretim tesislerindeki atık suları arıtma tesisinde arıttıktan sonra çevreye zarar vermeyecek şekilde İSKİ’ye deşarj ediyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü dikkat çeken Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker; “Tüm faaliyetlerimizde önceliğimiz çevreyi ve doğal kaynakları sürdürülebilir kılmak. Çevre konusu, küresel bir sorundur. Bu doğrultuda attığımız her adım tüm dünyayı etkilemektedir. Her firmanın

96

Yapı Malzeme Temmuz 2016

ve şahsın bunun bilincinde hareket etmesinin yaşanabilir bir gelecek için büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Biz de Aksa Jeneratör olarak çevreci çözümler sunmayı amaçlıyor ve bu konuda yoğun Ar-Ge faaliyetlerimizi ara vermeden sürdürüyoruz” dedi.

Çevreye kesintisiz destek Üretim esnasında çevreye karşı üzerine düşeni yapan Aksa Jeneratör, hava kirliliğine karşı gösterdiği dikkat sayesinde İstanbul Çevre ve Orman İl Müdürlüğü tarafından B grubu Emisyon İzin Belgesi’ne sahip. Üretim süreçlerine ve geri dönüşüm üze-

Alper Peker Aksa Jeneratör CEO

rine yaptıkları çalışmalara değinen Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker; “Kabin ve şaseleri boyamak için doğa dostu TGICFREE Triglycidyl Isocyanurate ve kurşun içermeyen polyester toz boya kullanıyoruz. Bu tür boya kullanarak hem üretiminde çalışan insanların sağlığını koruyoruz hem de çevrenin kirlenmesini önlüyoruz. Satışını gerçekleştirdiğimiz ürünlerin ambalaj, naylon ve koli atıklarını Çevko Vakfı (Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı) ile sözleşme yaparak toplatıyoruz. Atık su arıtma tesisinde oluşan atık çamurları ise lisanslı tehlikeli atık bertaraf tesislerine gönderiyoruz. Daha temiz ve yaşanabilir bir dünya için üzerimize düşeni yapıyoruz” dedi.


Sektörel

Ege Seramik Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde 12 sıra daha yükseldi ISO 500 listesinin açıklanmasıyla ilgili görüşlerini aktaran, Genel Müdür Göksen Yedigüller, elde edilen başarı ile ilgili yaptığı açıklamada ‘’Türkiye’nin 500 büyük Sanayi Kuruluşu içerisinde yer almak

Her yıl İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2015” listesi açıklandı. Bu yıl da liste de yer alan Ege Seramik, bir önceki yıla göre, 12 sıra yükselerek başarı grafiğini yukarılara taşıdı. Ege Seramik Genel Müdürü Göksen Yedigüller

bizim için yıllardır süregelen bir gurur vesilesi. Bu yıl listede 12 sıra daha yükselerek 369. sırada yer almak bizi ayrıca mutlu etmiştir. Kaliteden ödün vermeyen, sürekli inovasyonu hedeflediğimiz üretimimizle, hem sektörümüze, hem de ülke ekonomisine en iyi şekilde hizmet

etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Sanayiye katkı sağlamak için teknoloji yatırımlarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Her yıl, bir önceki yılı geride bırakarak ileriye gitmek, şirketimizin en önemli hedefleri arasında olmaya devam edecektir. Bu günlere gelinmesinde katkısı olan sermayedarlarımıza, iş ortaklarımıza ve çalışanlarımıza teşekkür ederiz.” dedi. Yapı Malzeme Temmuz 2016

97


Sektörel

Teksan Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler

Teksan 2015’in en başarılı ihracatçıları arasında yerini aldı Başarısı ülke sınırlarını aşan Teksan, 39 milyon dolara yaklaşan direkt ihracatı ve geniş pazar ağı ile 131 basamak birden yükselerek ilk 500 ihracatçı arasına girmeyi başardı.

Enerji sektöründe tam 22 yıldır insana ve çevreye duyarlı, kesintisiz güç çözümleri ile hizmet veren Teksan, %100 yerli sermaye ile ürettiği ürünlerini Kuzey Kutbu’ndan Mısır Çölü’ne kadar farklı coğrafyalardaki ülkelere ihraç ediyor. Sek-

98

Yapı Malzeme Temmuz 2016

törünün en büyük şirketleri arasında yer alan Teksan, 2015 yılında %38’lik rekor bir büyüme gerçekleştirdi. 120’den fazla ülkeye direkt 39 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken dolaylı dış satımlarla daha yüksek ihracat cirosu elde eden şirket TİM 2015 İlk 1000 İhracatçı Araştırması’nda 436. sırada yer aldı. Türkiye’yi gelişmiş ülkeler statüsüne çıkarmanın anahtarının ihracat olduğunu söyleyen Teksan Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Burak Başeğmezler; “Teksan olarak pazara adım attığımız ilk günden bu yana ülke ekonomisine değer yaratmak üzerine kurulu felsefemiz ile gerek üretim gerekse ihracattaki başarı grafiğimizi her geçen gün yükseltiyoruz. Bugüne kadar elde ettiğimiz başarılarda ilklere imza atan yenilikçi kimliğimiz belirleyici rol oynadı. Şirket olarak Ar-ge ve inovasyona verdiğimiz önem bizi hem uluslararası hem de iç piyasada önemli bir noktaya taşıdı. Şir-

ketimizin gelecek yıllardaki büyümesinde ihracat yine ilk sıralarda yer almayı sürdürecek” dedi. Başarılı ilk 500 ihracatçı firma arasında yer almanın kendileri için önemli bir motivasyon olduğunu belirten Burak Başeğmezler; “Sadece Türkiye’de değil dünyanın dört bir yanında ürünleri ile hizmet veren şirketimiz global bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Üretimimizin %65’ini ihraç ediyoruz. Kuzey Kutbu’ndan Mısır Çölü’ne, Nepal’dan Bolivya’ya, Yeni Zelanda’dan Tanzanya’ya kadar uzanan geniş bir pazar ağını yönetiyoruz. 2015 yılındaki 39 milyon dolarlık direkt ihracatımızla Türkiye’nin ihracat liderleri arasındaki yerimizi aldık. Bu başarı daha fazla ihracat gerçekleştirmek, pazar ağımızı genişletmek için itici güç oldu. Önümüzdeki dönemlerde gerek sektörümüze gerek ülke ekonomisine katkılarımızı daha da artırmak için çalışmalarımızı çok daha hızlandıracağız” diyerek sözlerini tamamladı.


Sektörel

Eczacıbaşı Profesyonel’den

çevreci çözümler Sunduğu çözümlerle iş ortaklarının da doğaya katkıda bulunmasına yardımcı olan Eczacıbaşı Profesyonel, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde işletmelerde hijyen sağlarken çevre politikalarından vazgeçmemelerini öneriyor. Endüstriyel alanlarda yağ ve su atıklarına organik çözüm

Eczacıbaşı Profesyonel Satış ve Pazarlama Direktörü Melike Koçoğlu

Çevreye duyarlılığı ve doğaya bırakılan izi en aza indirme misyonuyla hareket eden Eczacıbaşı Profesyonel, hammadde temini, üretim, ürün geliştirme ve ürünlerin kullanımı aşamalarında bu anlayışa uygun çözümler üretiyor. Bu misyonla hareket eden Eczacıbaşı Profesyonel, 2013 yılından bu yana çevre duyarlılığı esası ile geliştirdiği farklı markalardaki ürünlerini ‘Eco Dokunuş’ platformunda buluşturuyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’ne dikkat çeken Eczacıbaşı Profesyonel Satış ve Pazarlama Direktörü Melike Koçoğlu,

“Çevresel sürdürülebilirlik ilkesi ile faaliyette bulunduğumuz profesyonel temizlik ve kişisel bakım ürünlerinin tasarımını ve üretimlerini çevre koruma anlayışımızdan ödün vermeden gerçekleştiriyoruz. Eczacıbaşı Profesyonel olarak çevreye değer katacak çözümlerimizle ulaştığımız her iş ortağımızı ve tüketicimizi bu doğrultuda aramıza katmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Gelecek dünyada hepimizin bir payı olacak. Bu sebeple yüksek sirkülasyona sahip işletmeleri ürün seçiminde dikkatli olmaya davet ediyoruz” dedi.

Eczacıbaşı Profesyonel işletmelere sunduğu özel çözümler ile işletmelerin atık sularını ve buradan kaynaklanan kötü kokuları kontrol altına alarak müşterilerinin de sürdürülebilirliğe ve doğaya katkıda bulunmasına yardımcı oluyor. İşletmelerin çözüm ortağı olduklarını belirten Koçoğlu; “Eczacıbaşı Profesyonel olarak işletmelerin bu zamana kadar yaşadığı birçok probleme yenilikçi ve çevreci çözümler sunmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Temizlik kimyasallarından 500 kat daha etkili biyolojik ürün serisinden bahseden Koçoğlu; “Maratem Bio serimiz içeriğindeki bakteriler yardımıyla, organik kirlilikleri biyolojik olarak doğal elementlerine ayırıyor ve kusursuz hijyeni sağlıyor. Yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir doğal maddeler ile üretilen çevre dostu Maratem Bio serimiz insana ve çevreye zarar vermeyen, doğada yüzde 100 çözünen biyolojik yüzey aktif maddeler içeriyor” dedi. Eczacıbaşı profesyonel Maratem markası altında yer alan Linela Çamaşır Hijyeni kategorisindeki fosfatsız, çevre dostu ürünlerle de sabun atıklarının çevreye verdiği zararı minimuma indiriyor.

Teknoloji seçiminde çevresel sürdürülebilirlik Eczacıbaşı Profesyonel, Selpak Professional Dispenser ailesi ürünlerinde kullanılan teknolojisi ile tüketicilere hijyenik ve pratik şekilde kağıt kullanımı sağlarken, müşterilere tasarruflu bir şekilde kağıt tüketimi imkanı veriyor. ‘Uyku Modu’ özelliği ile yüzde 60’a varan enerji tasarrufu; ‘kağıt bekleme süresi ayarı’ ve ‘kağıt yaprak boyu ayarı’ ile de kağıt tasarrufu sağlıyor. Selpak Professional markasında kullanılan selüloz ise sürdürülebilir orman yönetimiyle sağlanıyor. Yapı Malzeme Temmuz 2016

99


Sektörel

Antalya’nın gururu AGT İSO listesinde şehrinde zirvede! 5 kıtada 60’tan fazla ülkede faaliyet gösteren AGT, 2015 yılında elde ettiği 500 milyon TL’yi aşan ciro ile yaklaşık %45’lik bir büyüme gerçekleştirdi.

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ‘’Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” 2015 yılı araştırmasında 2014 yılında 267. sırada bulunan AGT Ağaç San. ve Tic. A.Ş. , 2015 yılında 542 milyon liralık satışla 73 sıra birden yükselerek listenin 194. sırasında yerini aldı ve Türkiye’nin en büyük ilk 200 firması arasına girdi.

100

Yapı Malzeme Temmuz 2016

AGT Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Grup Başkanı Şirzat Subaşı

32 yıl önce Antalya’da kurulan ve bugün 5 kıtada 60’tan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren, yaşam alanlarına özel ahşap ürünleriyle öne çıkan AGT, Antalya’nın ve Antalyalı’nın gururu olmaya devam ediyor. AGT’nin İSO listesinde 73 sıra yükselmesiyle ilgili olarak AGT Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Grup Başkanı Şirzat Subaşı şunları söyledi; “AGT olarak 2015 hedeflerimize ulaştık, hem yurt içinde, hem de yurt dışında hızlı büyümemizi sürdürdük. 2015 yılında gerçekleştirdiğimiz büyüme ile sektörümüzde öncü olduk. İhracatta elde ettiğimiz başarılarla sektördeki farkımızı ortaya koydu. Tüm bu başarılar, İSO sıralamasında 73 sıra yükselmemizi sağladı. 2016’da bu başarımızı sürdüreceğiz. Yeni yatırımlarımızı ulusal ve uluslararası platformda devam edeceğiz. Tüm bu başarılarla Antalya’nın ve Antalyalı’nın gururu olmaya devam edeceğiz”.



Son sözü Hekim söyleyecek! Belçika ETEX grubundan alınan know-how ile 2004 yılında Türkiye’nin ilk ve tek otoklavlı fibercement levha üreticisi olarak sektöre adım atan Hekim Yapı A.Ş., 2015 yılından bu yana 125.000 m3 üretim kapasitesi ve geniş ürün yelpazesi ile sektörünün lider kuruluşudur.

39’ncu Yapı Fuarı’nda da birbirinden iddialı ürünlerini sergileyen Hekim Yapı A.Ş. ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Fuar alanında bir araya geldiğimiz He-

102

Yapı Malzeme Temmuz 2016

kim Yapı A.Ş. Pazarlama ve Satış Koordinatörü Abdullah Yaylı ile Hekim Yapı A.Ş.’nin faaliyetleri üzerine konuştuk. Türk insanının en iyisine layık olduğunun altını çizen Yaylı, sektörde yeni yatırımlara ve yeni projelere devam edeceklerini söyledi...

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesi ile beraber Yapı Sektöründeki yeri ve faaliyetleri hakkında biraz bilgi alabilir miyiz? Hekim Yapı A.Ş.; bugün 8 şirket, 8 işletme, 170.000 metrekare üretim alanı, 17.000 metrekare hazır yapı tanıtım alanı, 1.000’den fazla çalışanı, 6 kıtada 90’a yakın ülkeye ihracatı, yurtiçi ve yurtdışında 100’den fazla bayisi, 42.000’in üzerinde referansı ile hizmet ve faaliyetlerini sürdüren Hekim Holding’in bir kuruluşu olup; Hekim Holding’e bağlı olarak yapı sektörüne yalıtım malzemeleri üreten bir şirkettir. Hekim Yapı A.Ş., ülkemizin ve yakın coğrafyanın ilk otoklavlı fibercement levha üreticisidir. Özellikle iç ve r&Ge faaliyetlerinden personel çalışma koşullarına,

Abdullah Yaylı Hekim Yapı A.Ş. Pazarlama ve Satış Koordinatörü

hijyenden iş güvenliğine kadar her alanda erişmiş olduğu kalite ve standartların bir ispatı halini almış durumda. Hekim Yapı A.Ş. olarak bu konularda son derece hassas davranmaktayız.


Fuar

Satış öncesi ve sonrası müşterilerinize ne gibi destekler sağlıyorsunuz? Satış sonrası destek bölümlerimiz kuruluşumuzdan beri zaten yoğun olarak faaliyette. Normal koşullarda 2 ile 5 yıl arasında olan garanti sürelerini biz yasal zorunluluğun ötesine taşıyarak 10 yıla kadar çıkartıyoruz. Satıştan sonra da oluşan tüm müşteri şikayet ve isteklerini ayrı bir birim tarafından takip ediyor ve gerekli tedbirlerimizi alıyoruz. Bu geri bildirimleri de Ar&Ge alanında değerlendiriyoruz. Amacımız, ilk hamlede mükemmele ulaşamazsak da, daima mükemmelin peşinden koşmaktır.

Fuarda ön plana çıkarmak istediğiniz yeni ürününüz ve özelliklerinden bahseder misiniz? Bu yıl Sandviç Panel tesislerimizde üretimine başladığımız Poliüretan Dolgulu

Panel çeşitlerimizi de ilk defa burada sergiliyoruz. Daha önceki yıllarda EPS ve Taşyünü Dolgulu Sandviç Panel üretmeye başlamıştık. Müteakiben anket ve araştırmalarda yoğun olarak Poliüretan Dolgulu Sandviç Panel talebiyle karşılaştık. Biz de bu talebi değerlendirdik ve üretime başladık. Üretim süresince bize rakip olarak karşımızda çok köklü ve güçlü firmalar olmasına rağmen Hekim Yapı A.Ş. farkını bu ürünümüze de yansıtmayı başardık ve çok iyi geri dönüşler aldık.

Önümüzdeki döneme dair, Türkiye ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız/projeleriniz olacak mı? Öncelikle biz şirket olarak asla durmuyoruz. Bize gelen her talebi ciddi bir şekilde değerlendiriyor ve buna göre yeni aksiyonlar sergiliyoruz. Bu anlamda yine bize gelen talepler doğrultusunda Taş Yünü

üretimi ile ilgili bazı çalışmaları 2017 ve ya 2018 yılında değerlendirmeyi düşünüyoruz. Bölgesel olarak, Fibercement üretimlerimiz Hendek bölgesinde 3 ayrı fabrika ve en yüksek kapasite ile devam ediyor. Yıllık ortalama 125 bin metreküp ile yakın coğrafyanın en büyük üreticisiyiz. Kapasite artırımlarımız da tüm ürünlerde ve çeşitlerde genel anlamda yine sürecek. Yakın, orta ve uzun vadeli planlarımızda sürekli yeni ürünler ve yeni yatırımlara yer veriyoruz. Bu ülke ve bu ülke insanlarının en iyisine layık olduğu düşüncesi ve bilinciyle hareket ediyoruz. Ülkemiz ve devletimiz için, en doğru malzemeyi, nihai teknoloji ürünlerini ve en kaliteli hizmeti sunarak bulunduğumuz sektörde son sözü biz söyleyene kadar çalışmalarımıza devam edeceğimizin de altını çizmek istiyorum. Bu yarışa katılmak isteyen herkesi yanımızda görmek istiyoruz.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

103


Sektörel

Glossmax kalitesi TSE tarafından tescillendi Glossmax High Gloss Levha’nın TSEK (Türk Standartlarına Uygunluk) Belgesi almasıyla, Kastamonu Entegre, sektöründe bu belgeye sahip ilk ve tek firma olmanın gururunu yaşıyor.

yan Kastamonu Entegre’nin gelişmiş üretim teknolojisi ile yüzey kaplamada yeni uygulamalara olanak sağlayan Glossmax High Gloss Levha ürünleri masif ağacın doğal görüntüsünü ve dokusunu evlere taşıyor. Ahşap doğallığını yansıtma özelliği ve farklı renk seçenekleriyle kullanıcılarına mükemmel bir deneyim yaşatan Glossmax High Gloss Levha ürünleri, sahip olduğu teknolojisi ve tescillenen kalitesi ile artık benzerlerinden farklı bir konumda bulunuyor.

sektörümüzde ilk sırada bulunuyoruz. Şimdi de Glossmax markalı ürünlerimizle TSEK Belgesi’ne sahip olan ilk ve tek firma olduk. Kalitemizi zirveye taşımak, ürünlerimizin kalitesini tüm dünyayla buluşturmak için daima çalışacağız” dedi.

“Kalitemizi zirveye taşımak için çalışmaya devam edeceğiz” Ürün çeşitliliği ve üretimde teknoloji kullanımına yaklaşımıyla orman ve ağaç ürünleri sektörünün lider oyuncusu Kastamonu Entegre, yenilikçi çalışmalarıyla fark oluşturmaya devam ediyor. Kastamonu Entegre’nin, ileri teknolojiyle donatılarak çeşitli endüstriyel süreçlerden geçen melamin kaplı MDF ve yonga levhanın yüzeyine tutkal ve UV lak uygulanmasının ardından elde edilen dekoratif parlak yüzeyli ahşap panel Glossmax High Gloss Levha ürünü TSEK Belgesi almaya hak kazandı. Ürünlerinin genelinde sergilediği kalite performansını dünya standartlarına taşı-

104

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Kastamonu Entegre’nin Gebze Fabrikası’nda üretilen Glossmax High Gloss Levha ürünlerinin TSE Belgesini alma sürecinde önemli hazırlıklar yaptıklarını anlatan Kastamonu Entegre Marka ve Kurumsal İletişim Müdürü Naci Güngör, “TSEK Belgesi almak için ilgili standardın öngördüğü tüm muayene ve testlerden tam not aldık. Tüm bu incelemelerden başarılı sonuçlar alan Glossmax’in TSEK Belgesi almaya hak kazanmasından büyük mutluluk duyduk. Kastamonu Entegre olarak ürünlerimizin kalite standartlarına uygun üretimi için ve bu kalitenin sürdürülebilir olması için çalışmalarımızı titiz bir şekilde yürütüyor ve bu sayede

Kastamonu Entegre Marka ve Kurumsal İletişim Müdürü Naci Güngör


Fuar

Canon, Drupa 2016’da dijital baskının sınırlarını zorladı! Görüntüleme çözümlerinde dünya lideri Canon, 31 Mayıs - 10 Haziran tarihleri arasında Düsseldorf’ta düzenlenen Drupa 2016 fuarında, kapsamlı ve giderek genişleyen portföyündeki teknolojik yeniliklerini sergiliyor. Canon, baskı hizmeti sağlayıcılarının işlerindeki potansiyeli açığa çıkarmalarında onlara nasıl yardımcı olduğunu gözler önüne serdi. Canon, üretim baskısı alanına giriş yapmasının üzerinden 10 yıl bile geçmeden, baskı hizmeti sağlayıcılarına geliştirilmiş dijital çözümler sunan en önemli marka haline geldi. Canon, kendisine ait üçüncü taraf iş akışları ve sonlandırma çözümleri tarafından desteklenen, pazarda öncü son teknolojili tabaka beslemeli toner ve inkjet baskı makineleri, kesintisiz beslemeli inkjet baskı makineleri, rulo ve düz yataklı geniş formatlı baskı makineleri sunabiliyor. Canon’un Drupa 2016 fuarındaki standında üretim baskısı çözümlerine ait portföyünün tamamından örnekler, 25’ten fazla farklı canlı üretim iş akışı ile entegre bir şekilde görülebiliyor. Ziyaretçiler, baskı makinelerinin kapasitelerinin canlı bir şekilde gösterildiği ortamda,

300’den fazla baskı uygulamasından işlerinde kullanmak üzere ilham aldılar. Canon Avrupa Başkan Yardımcısı Jeppe Frandsen Drupa 2016’yı şöyle değerlendiriyor: “Canon’un üretim baskı pazarına girdiği ilk günden bu yana, dijital teknoloji ile yapılabileceklere dair sektörde kanıksanmış algılara meydan okumak üzere hareket ettik. Matbaalara sınırlarını zorlamaları için ilham vermek için teknolojik inovasyon ve uzmanlıkla onları desteklemek üzere çalıştık. Sektörde uzun vadeli planlarımız ve girişimlerimiz var. Müşterilerimizin daha iyi işler kurmaları için onlara yenilikçi dijital teknolojiler sunmaya devam edeceğiz. Drupa 2012’den bu yana inkjet ve geniş format dahil portföyümüzü oldukça genişlettik. Bugün, Canon sektörde mevcut en geniş çözüm portföyünü sunuyor. Burada, Drupa 2016 fuarında, dijital baskının farklı kalite spektrumunda hemen hemen her uygulamada kullanılabilecek bir seçenek olduğunu gösterebiliyoruz.”

Teknolojik yenilikler Canon’un sürekli hale getirdiği Ar-Ge yatırımları, portföyün tüm alanlarında

Canon, Drupa 2016’da portföyündeki yenilikçi ürünlerini sergilerken, dijital baskıda gelinen son noktayı canlı örneklerle tanıttı. Ziyaretçiler Canon’un tüm baskı ürünlerini bir arada görüp inceleme fırsatı yakaladılar.

yeni nesil ürün serilerinde kendini açıkça gösteriyor. Canon’un Drupa 2016 fuarında tanıtılan her yeni ürünü, en iyi kaliteyi, iyileştirilmiş medya çeşitliliğini ve daha yüksek verimliliği sunuyor. Böylece şirketin baskı hizmeti sağlayıcılarını desteklemeye dönük odaklanmasını yansıtıyor. Yapı Malzeme Temmuz 2016

105


Sektörel

İzocam Tekiz SPÇ 1000 Fibro (PIR) BROOF (t2) belgesi aldı

Taşyünü Yalıtımlı Panel uygulamalarındaki tecrübeleriyle sektöre yön veren İzocam, “REI 120 Yangın Dayanımı Sertifikası”na sahip Tekiz Taşyünü Çatı Paneliyle de yangında zaman kazandırarak can ve mal kayıplarından kurtulma imkânı sağlıyor.

İzocam Tekiz ürünleri sahip oldukları belgelerle her alanda, her detayda başarısını ortaya koyuyor. Yangın güvenliği konusunda çalışmalar yürüten ve olası yangınlara karşı ürünlerini geliştiren İzocam, ‘EI60 ve E120 Yangın Dayanımı’ sertifikasına sahip olan Tekiz Taşyünü Yalıtımlı (Sandviç) Panelleri ile binaları yangına karşı koruyor. İzocam, SPÇ 1000 Fibro (PIR) BROOF (t2) belgesi ile Tekiz ürünlerinin yangın performansını bir kez daha kanıtlıyor. Sahip olduğu belgelerle taşyünü yalıtımlı panel yangına tepki ve yangın dayanımı performanslarında iddiasını ortaya koyan İzocam, yeni belgesi ile su yalıtım örtülü

106

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Taşyünü ve PIR panellerinin (Kombi, TY Fibro, PIR Fibro) yangına tepki ve dış alev yayılma performanslarını da doğruluyor. “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”in (BYKYH), “Çatılar”ı ele alan 28. Maddesi; “Çatı kaplamaları dış alev yayılımına dayanıklı ‘’BROOF’’ sınıfında olmalıdır. Çatı kaplamaları altında yer alan yüzeyin veya yalıtımın en az zor alevlenici malzemeden olması gerekir. Çatı kaplaması olarak yanmaz malzemelerin kullanılmaması halinde çatı kaplaması uygulanan yüzeyin en az normal alevlenici malzemeden olmasına izin verilir” deniliyor. Ülkemizde 2 tür BROOF testi yapılıyor. BROOF (t1) ile çatı kaplamasının sadece yanan parçacık etkisi altındaki davranışı dikkate alınıyor. İzocam’ın almaya hak kazandığı BROOF (t2) belgesinde ise çatı kaplamasının yanan parçacık ve rüzgar etkileri altındaki davranışı dikkate alınıyor. Her iki yüzü sac kaplı İzocam Tekiz Yalıtımlı (Sandviç) Panellerin - sacın yanmaz malzeme olması dolayısıyla - test edilmeksizin BROOF sınıfını sağladığı kabul ediliyor. Ancak çatı kaplaması olarak PVC/TPO v.s içerikli su yalıtım örtüsü ve altında PU, PIR veya Taşyünü yalıtım tabakası bulunan Sandviç Panellerin BROOF sınıfını sağlayıp sağlamadığı akredite laboratuvarlarda test ediliyor. BROOF testi, çatı kaplama su yalıtım örtüsü ve altındaki yalıtım tabakası ile beraber gerçekleştirilyor.

Ayrıca, BYKYH’nin 28. Maddesi’nde çatı kaplamalarının BROOF sınıfı olması gerektiği, çatı kaplaması altında bulunan yalıtımın ise en az zor alevlenici yani en az C-s3,d2 sınıfı olması gerektiği ifade ediliyor. Dış yüzeyinde su yalıtım örtüsü ve altında yalıtım tabakası bulunan Sandviç Panellerinin, hem BROOF testine uygunluğunun hem de TS EN 13501-1 standardına göre C-s3,d2 veya daha iyi bir yangına tepki sınıfına sahip olduğunun belgelendirilmesi gerekiyor. Rüzgar şartları düşünülerek BROOF testinin, (t2) türüne göre yapılmasının daha uygun olduğuna da dikkat etmek gerekiyor. İzocam, Tekiz Tesisleri’nde, TSE kriterlerine uygun Taşyünü ve Poliüretan (PU, PIR) yalıtımlı paneller üretiliyor. Formlandırılmış iki metal arasında yalıtım çekirdeği bulunan yalıtımlı paneller, ısı, ses ve yangın yalıtımı ihtiyacı bulunan çatı ve cephelerde kullanılıyor. Özellikle hızlı montaj ihtiyacı bulunan yapılarda etkili olan paneller, geniş açıklıkların örtülmesinde de ideal bir çözüm sunuyor. Formlandırılmış metal ve üst yüzeyi PVC veya TPO su yalıtım örtüsü kaplı, arasında yalıtım çekirdeği bulunan yalıtımlı paneller İzocam Tekiz Fibro ve İzocam Tekiz Kombi ise, ısı ve ses yalıtımı ile yangın güvenliği ihtiyacı bulunan eğimi %7’den düşük çatılarda kullanılıyor. Özellikle hızlı montaj ihtiyacı bulunan yapılarda etkili olan paneller, geniş açıklıkların örtülmesinde de ideal bir çözüm sunuyor.



Sektörel

Vekon, Türkiye’nin ihracat liderleri arasında Fonksiyonel ürünler geliştiriyor

Ön üretimli yapı sektörünün en deneyimli markaları arasında yer alan Vekon, 2015 yılı ihracat şampiyonları arasına girdi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), tarafından açıklanan 2015 yılının en başarılı ilk 1000 ihracatçı firması arasında yerini alan Vekon, yurtdışındaki gücünü tescilledi. 100’e yakın ülkeye ürün ve hizmet ulaştıran Vekon’un Kurumsal Satış Direktörü Özgül Yücel, Vekon’un Türkiye’nin en büyük 1000 ihracatçı firması arasında yer almasından dolayı büyük bir mutluluk duyduklarını söyledi. Bu başarının tesadüflerle gelmediğini dile getiren Yücel, “Vekon olarak dünyadaki yenilikçi teknolojileri yakından takip ederek, müşterilerimize hızlı, güvenli ve kaliteli ürünler sunuyoruz” dedi.

108

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Vekon’u rakiplerinden ayıran en önemli unsurlardan biri olarak çözümlerini anahtar teslim sunmasını gösteren Özgül Yücel, projelerin tasarım, üretim, montaj ve lojistiğini tek başına üstlenerek sürecin her aşamasının birbirine entegre ilerlemesini sağladıklarını söyledi. Entegre üretim anlayışının şantiye sahasında yaşanabilecek uyumsuzlukların önüne geçtiğini ifade eden Yücel, böylece üstlendikleri projeleri rekor sürelerde teslim edebildiklerini vurguladı. Yücel, entegre üretim sürecinin farklı iklim ve arazi tipine uygun iş ve yaşam alanlarıyla dünyanın her noktasında müşterilerinin işini kolaylaştırdığını da ifade etti. Vekon olarak dünyadaki yenilikçi teknolojileri yakından takip ettiklerini ifade eden Özgül Yücel, uzman AR-GE ve ÜR-GE ekipleriyle daha hızlı daha güvenli daha kaliteli ürünler üreterek müşterilerinin işlerini kolaylaştırdıklarını kaydetti. Yücel, pazar beklentilerini karşılamak için fonksiyonel ürünler geliştirmeyi sektörel bir sorumluluk olarak gördüklerini de sözlerine ekledi.


Sektörel

Kale Mantolama’yla yaz - kış tasarruf ‘Kale Mantolama’ ile gerçekleştirdiği ısı yalıtımı sistemini, 10 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisiyle sunan Kalekim; tüketici ve sektör profesyonelleri için yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyor. Kalekim’in ‘EPS’ ve ‘Taşyünü’ ile sunduğu ‘Kale Mantolama’ sistemi, uygulama sonrası hatalı çizim, montaj ve işçilik nedeniyle meydana gelebilecek hasarlara karşı da güvence sağlıyor.

Yaz kış tasarruf edin Binalarda tüketilen enerjinin yaklaşık %80’inin ısıtma-soğutma için harcandığını vurgulayan Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Kaliteli bir ısı yalıtımı sis-

temi, kışın olduğu kadar yazın da çok önemli katkı sağlıyor. Binaların soğutma maliyeti, ısıtma maliyetine göre daha yüksek olduğundan, mantolamayı sadece ısınma tasarrufu amaçlı düşünmemek gerekir. Kalekim olarak geliştirdiğimiz ısı yalıtımı sistemi ‘Kale Mantolama’ ile tüketiciler, konforlu bir yaşam standardına kavuştuğu gibi, doğalgaz ve elektrik faturalarında %50’ye varan oranlarda tasarruf elde ediyor. Ayrıca tüketici açısından önemli bir avantaj daha var; ısı yalıtımı uygulamasının maliyeti, bir binanın toplam inşaat maliyetinin sadece %4’ü kadardır. Yalıtım sistemi, sağlanan tasarrufla birkaç yılda maliyetini karşıla-

Her türlü iklim ve olumsuz hava koşullarına karşı 10 yıl ürün, 2 yıl uygulama garantisi sunan Kale Mantolama, ısıtma ve soğutma harcamalarını azaltarak %50’ye varan tasarruf sağlıyor.

yıp, binanın ömrü boyunca tasarruf sağlamaya devam ediyor” dedi.

En avantajlı ısı yalıtımı ‘Kale Mantolama’dan Yalıtım konusunda hayata geçirilen en önemli uygulamalardan birinin, 2017 yılına kadar tüm binalar için ‘Enerji Kimlik Belgesi’ alınması zorunluluğu olduğunu ifade eden Altuğ Akbaş, “Biz de 10 yıl garantili ısı yalıtımı sistemi ile sektörde fark yaratan Kalekim olarak, ‘Kale Mantolama’ sisteminin uygulandığı binaları, ayrıca ‘Enerji Kimlik Belgesi’ sahibi yapıyoruz. Böylece, mantolama ile yapıları koruma altına alırken, bina sahiplerine de ‘Enerji Kimlik Belgesi’ hizmeti sunuyoruz” diye konuştu. Yapı Malzeme Temmuz 2016

109


Çözüm Ortağı

3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu

Benninghoven Eco - 4000 Asfalt Plenti ile ilerliyor Dünyanın en geniş ve en yüksek kulesine sahip asma köprüsü olacak olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyol Projesini üstlenen IC İÇTAŞ – ASTALDİ ADİ ORTAKLIĞI, Benninghoven marka ECO-4000 asfalt plenti ve ekipmanlarını tercih etti.

110

Yapı Malzeme Temmuz 2016

IC İÇTAŞ – ASTALDİ Adi Ortaklığı ile, asfalt üretim ve uygulama çalışmaları her geçen gün hızlanarak devam eden Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyol Projesinde, RİVA bölgesinde kurulu Benninghoven ECO4000 asfalt plenti donanımına Polimer Modifiye Bitüm Tesisi, Taş Mastik Sistemi, Harici Filler Sistemi ve Kızgın Yağ Sistemi eklendi ve Mayıs ayı itibariyle kurularak devreye alındı. Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) verilerine göre 2007 yılından bu yana Türkiye Asfalt sektörünün lideri olan Tekno Asfalt’ın çözüm ortaklığını gerçekleştirdiği asfalt plenti ekipmanları Benninghoven ECO-4000 asfalt plenti ile birlikte

projeye, otoyol asfalt aşınma tabakasının kaliteli bir şekilde yapılması için büyük katkı sağlıyor. Projede kullanılan Polimer Modifiye Bitüm Tesisi 12 t/s kapasiteli, Taş Mastik Sistemi: 5 t/s kapasiteli ve Harici Filler Sistemi ise 35 m³ kapasitelidir. Kızgın Yağ Sisteminde ise 1.000.000 kCal/saat kapasiteli Kızgın Yağ Jeneratörü ve tesisatı bulunuyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyol Projesinde Benninghoven marka ECO-4000 asfalt plenti ve asfalt ekipmanları ile yer alan Tekno Asfalt, kalitesinin yanı sıra hızlı çözüm sunan teknik servis kalitesi ve ileri teknolojiyle kullanılan malzeme kalitesi ile projeye hız sağlıyor.



Sektörün SERAMİK İKLİMLENDİRME

Bien

Braas

Yurtbay

Viko

VitrA

Mitsubishi

Çanakkale Seramik

ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ Hilti Panasonic

ARMATÜR Grohe Ideal Standard


’ leri SIHHİ TESİSAT

VİTRİFİYE

Zehnder

Ege Vitrifiye

AYDINLATMA Schreder

YALITIM Kale

BOYA Filli Boya


Ürün

Doğal, modern, esnek ve estetik: Bien Mineral Bien tasarım ekibinin modern çağın tüm ihtiyaçları ve gereklerini göz önünde bulundurarak inovatif olarak tasarladığı Mineral, estetik ve çarpıcı görünümü ile dikkat çekiyor.

Bien’in doğadan ilham alarak tasarladığı ürün grubuna yeni eklediği Mineral Banyo Takımı isminde olduğu gibi formu ile esneklik, yoğunluk ve doğallığı yansıtıyor. Banyolarınıza farklı bir dinamizm getiriyor.

Mineral Banyo takımının özellikleri Yeni nesil iç hazne tasarımı, No-Rim (ka-

114

Yapı Malzeme Temmuz 2016

nalsız) teknolojisini kullanan Mineral, geometrik ve modern bir forma sahip. Yavaş kapanan ince kapağı ve gizli montaj özelliği sayesinde mekanla bütünleşiyor. Çok daha az kirlenen ve kolay temizlenen, minimum 2,5 litre maksimum 4 litrede temizleme sağlanan bu ürün hijyen standartlarını da yükseltiyor. Aynı zamanda Easy Wash sistemi özelliğine sahip olan Mineral klozetlerde, taharet musluğu klozetin kendi gövdesine montajlı olduğu için, kolay ulaşım ve yıkama rahatlığı sağlıyor. Klozet gövdesinde konumlandırılmış olan bu musluk sayesinde duvarda ayrı bir musluk bağlantısına gerek duyulmuyor. Mineral lavabo monoblok asma özelliğinin yanı sıra geniş bir etajeri de var. Kolay montajı, çepe çevre su akmasını engelleyen baraj sistem olan Mineral lavabonun kenarında 5 mm’lik ince bantı bulunuyor. Ayrıca kullanışlı ve geniş bir iç hazneye sahip. Bien’in Seramik Sağlık Gereçleri ailesine yeni katılan ürünü Mineral ile ultra modern, kullanışlı ve doğal banyolar sizleri bekliyor.


Ürün

VitrA ile kaplanan yüzeyler yeni bir kimlik kazanıyor Binalara stil ve kimliklerini kazandıran VitrA porselen serileri, diğer malzemelerden farklı ve sıra dışı özellikleriyle tercih ediliyor. Hava şartlarına ve yıllara karşı koyuşu, estetik oluşu, enerji tasarrufuna katkısı ve bakım kolaylığı ile dikkat çeken porselen serileri; 30x60, 60x60, 45x90, 60x90 ve 60x120 cm ebatlarında üretiliyor. Doğal taşa göre hafif olan ürünler, zengin çeşit yelpazesiyle mimar ve mühendislere seçme şansı sunuyor. VitrA porselen seramikleri, üstün kalitesini ve estetik görünümünü cephelere yansıtarak, benzersiz tasarımları hayata geçiriyor.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

115


Ürün

Yurtbay Seramik’ten göz alıcı seramik örnekleri: Motto, Legend ve Zen MOTTO Yurtbay Seramik, doğadan ilham alarak hazırladığı Motto Serisi’nde siyah ve beyazın etkileyici birlikteliğini buluşturuyor. Klasik bir şıklık arayanlara; mermer dokulu, damalı dekorasyon seçeneği sunan karolar, mekânlarda görkemli bir görünüm sağlıyor. Sade ışıltısıyla dikkat çeken, damarlı yapısıyla mermerin asaletini yansıtan Motto, 60 x 60 ebatında satışa sunuluyor.

LEGEND Taşın doğal renklerinin mat yüzeyle sunulduğu, alışılmışın dışında salonlara da taşınabilecek, sadeliğiyle yaşam alanlarını farklı kılacak bir seri: Legend. Doğal taş efekti, gri rengiyle doğallığı daha da gerçekçi kılan, duvar ve zemin kullanımına uygun seri, 30 x 60 ebatında satışa sunuluyor.

ZEN Zen’i mutfağınıza taşıyarak; birbiriyle uyumlu renk geçişlerine, geometrik desenlerle gelen hareketliliğe, enerjisi bol bir mekâna yer açın. Seri, mutfakların yanı sıra otellerde ve kafelerde de fark yaratmak isteyenler için ideal bir tercih. Kullanıldığı mekânda farklılığıyla dikkatleri üzerine toplayan Zen; kırmızı, bej ve siyah renklerinde satışa sunuluyor. Siz de Zen’in renk seçenekleri arasından dilediğinizi seçin, renkli ve modern bir dünyaya merhaba deyin.

116

Yapı Malzeme Temmuz 2016


Ürün

Dropia Asma Kanalsız Klozet Ege Vitrifiye, Dropia asma klozet tasarımının estetik görünümü ve ergonomik yapısına, kanalsız (EgeRimless) teknolojisinin de dahil edilmesiyle, kullanıcılara hakettikleri lüksü ve rahatlığı sağlayan, mükemmel bir ürün sunuyor.

Özel tasarlanmış klozet kapağı ile yalın çizgisini destekleyen Dropia klozet, gömme rezervuar sistemleri ile kulla-

Ege Vitrifiye Dropia asma klozet kanalsız tasarımıyla banyolarınızda kolayca temizlenebilen, hijyenik yüzeyler oluşturuyor.

nılarak mekanda alan kaybını önlüyor. Dropia Asma Klozet Aquasave özelliğine sahip olduğu için 6 litre yerine sadece 4 litre su ile etkin temizlik sağlıyor. Yapı Malzeme Temmuz 2016

117


Ürün

Zehnder Cornwall “Banyonuzda bir radyatöre yer verecekseniz ve göz alıcı bir sadeliğe ve işlevselliğe sahip olmalı!” diyenlerdenseniz Zehnder‘in tasarladığı Cornwall modeli banyolarda sıcacık bir sadelik rüzgarı estirebilirsiniz. Avrupa’nın ilk çelik radyatör üreticisi olan Zehnder’in banyolar için üretilen sade ve şık radyatörü Cornwall, yüksek kalitedeki krom kaplaması, ve sade görünümü ile kalite ve şıklığı buluşturuyor. Cornwall, estetik tasarımı ve avantajları ile banyolarınızda dikkat çekici bir fark yaratıyor.

Banyolarda alternatifli çözümler En küçük alanlarda bile özgün tasarım-

118

Yapı Malzeme Temmuz 2016

dan ödün verilmeden ortaya çıkarılan Cornwall, en küçük boyu 60x45 olan modelleri ile küçük evlere minimalist çözümler sunarken, tüm mimari projeler ile de mükemmel uyum sağlıyor ve hem son kullanıcının hem de yapı profesyonellerin büyük beğenisini kazanıyor. Cornwall, banyosunda ferahlık ve zarafet isteyen herkesin ilk tercihleri arasında yer alıyor.

Sadece güzel değil aynı zamanda işlevsel Zehnder Cornwall, korozyon direnci yüksek malzemeden üretilmesi sayesinde açık sistemler için uygun bir hale geliyor. Su ile işletme sistemi bulunan ve radyatörün yanı sıra havlu ısıtıcı olarak da kullanılabilen Cornwall’un geniş boru mesafeleri ona işlevsellik kazandırıyor, birden fazla ve kalın havluların asılabilmesine de olanak sağlıyor. Bu sayede kullanıcılarını rahatlıkla buluşturan Cornwall, klasik banyolarda da estetik bir görünüm yakalanabileceğini kanıtlıyor.


Ürün

Çanakkale Seramik’te İtalyan rüzgarı: ‘Calacatta’ Dünyanın farklı bölgelerinden farklı mermer tipolojilerini ‘Marmoles Brillo’ koleksiyonunda buluşturan Çanakkale Seramik; Antik Roma zamanlarından beri kullanılan, İtalya’nın en beyaz mermerlerinin bulunduğu Carrara şehrine özgü mermerin dokusunu ‘Calacatta’ serisi ile mekanlara taşıyor. ‘Calacatta’ serisi, 30x90 cm rektifiyeli ve

7,5x15 cm boyutlarındaki modüler duvar karoları ile mekanlara sade ve estetik bir görünüm kazandırıyor. Aynı zamanda 30x60 cm ve 60x60 boyutlarında sunulan rektifiyeli ve rektifiyesiz düşük su emmeli yer karoları da, bu şıklığı tamamlayarak kusursuz bir atmosfer oluşturyor. Serinin duvar ve yer karolarına uyumlu full dekorları, London bordür, süpürgelik

Zengin ürün seçenekleri ile tüketicilere hitap eden Çanakkale Seramik, dünyaca ünlü ‘Calacatta’ mermerinin doğal dokusunu taşıdığı mekanlarda, sade ve seçkin bir atmosfer oluşturuyor.

ve köşe parçaları da, mekanlara görsel bir zenginlik katıyor. ‘Beyaz’ ve ‘krem’ seçenekleri ile hem nihai tüketicinin hem de mimarların beğenisine sunulan ‘Calacatta’ serisi, konut ve banyolara ayrıcalıklı bir hava katıyor. Yapı Malzeme Temmuz 2016

119


Ürün

Deniz fenerinden esinlenen tasarım: “Jado Lighthouse” Dünya devi Ideal Standard’ın banyo gereçlerindeki lüks segment markası JADO, tasarımında w fenerinden esinlenen Lighthouse Armatür Serisi ile ışık ve sudan gelen zamansız zarafeti banyolara taşıyor.

120

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Deniz fenerleri, engin sulara yön veren ihtişamlı yapılar. Kusursuz sistemi ile suların güvenliğini sağlayan, ait olduğu dönemlere damgasını vuran güçlü yapılar, Ideal Standard’ın aynı adı taşıyan Lighthouse’a ilham kaynağı oldu.

Suya yön veren tasarım JADO Lighthouse Serisi, tıpkı bir fener gibi banyolar için estetik bir düzeni işaret ediyor. Göz alıcı bir zarafetle banyolara

farklı bir parlaklık ve aydınlık getiriyor. Geniş bir ürün yelpazesine sahip seride, lavabo bataryası, yüksek lavabo bataryası, 3 delikli lavabo bataryası, banyo&duş bataryaları ile, bide ve ankastre banyo bataryası bulunuyor. Krom ve antik nikel seçeneklerine sahip Lighthouse, seriyi tamamlayan aksesuarlar ile banyolardaki tasarımı bütünselleştiriyor. Seride havluluk, tutamak, kağıtlık, klozet fırçası, diş fırçalık, sabunluk, ve askılık gibi aksesuarlar da bulunuyor.


Ürün

Kişisel hijyende, fonksiyonellik ve kalite birarada Kişisel hijyen insanların sağlıklı yaşamasına en fazla katkıda bulunan önemli unsurlardan biridir. Dünyanın önde gelen sıhhi tesisat üreticisi GROHE, kullanıcılarına bu alandaki en yüksek standartları sunan ürünler geliştirerek üretmeye önem veriyor. Yeni Tempesta-F30 Taharet Sprey’in tasarım ve mühendisliği, temizlik söz konusu olduğunda, sınıfının en iyi ürünü olarak GROHE müşterilerine sunuldu. Duş başlığının arka kısmında bulunan tetikli kontrol mekanizması, akışın istendiği zaman devreye sokulması ve durdurulmasını sağlıyor.

natif beyaz versiyonunu, Tempesta-F 30 Taharet Sprey, her banyo dekoruna harika bir şekilde uyum sağlıyor.

Dünya çapında beğeni toplayan Tempesta duş serisinin bu son ürünü, yenilikçi teknolojiler ile güvenilir kaliteyi bir araya getiriyor.

Yeni taharet sprey’ler, Alman mühendisliği ve tasarımının en iyi özelliklerini sergiliyor. Şirket bünyesinde faaliyet gösteren GROHE Tasarım Stüdyosu tarafından geliştirilen minimalist tasarım, geometrik çizgilerden organiğe, klasikten gösterişliye kadar, geniş ve farklı banyo tarzları yelpazesi ile uyumlu. İster göz kamaştırıcı ve son derece dayanıklı GROHE StarLight® kromu seçin isterseniz alterYapı Malzeme Temmuz 2016

121




Ürün

Kale, ‘Mantostone’ ile mantolama sistemini %25 hafifletiyor Kale’nin yenilikçi ürünü ‘Mantostone’ ısı yalıtım levhası, yapıştırma ve sıva harcında standartların üzerine çıkarak, mantolama sistemini %25 hafifletiyor.

Kale’nin geliştirdiği taşyünü levhası hafif yapıştırma ve sıva harcı Mantostone, daha hafif, kolay uygulama ve uzun ömürlü mantolama imkanı sağlıyor. Mantostone, %40 daha hafif ve daha düşük

124

Yapı Malzeme Temmuz 2016

su emme özelliği ile Türkiye’de bir ilk durumunda. Yüksek esneklik ve tutunma gücüne sahip, nefes alabilen, hava koşullarına, suya ve darbelere karşı dayanıklılığıyla farklılık yaratan Mantostone; uygulamada sağladığı kolaylıklarla da yapıştırma ve sıva harcı olarak sektöre yenilik getiriyor. Mantostone; sahip olduğu yapıştırma + sıva metrekarede 5,5 - 6 kg tüketim değeriyle, standart yapıştırıcı ve sıva tüketimi metrekarede 10 kg olan standart harçlara göre, yüzde 40 daha az yapıştırıcı ve sıva harcı kullanma imkanı sunuyor. Taşyünü ısı yalıtım levhası ile yapılan standart mantolamanın ağırlığı metrekarede 17,5 kg’lara çıkarken; Mantostone, bu ağırlığı metrekarede 13,1 kg’a çekip, binaya metrekarede binecek yükün, %25 daha hafif uygulanmasını sağlıyor.


Ürün

Bozcaada’dan Bodrum’a masmavi bir yolculuk Filli Boya’da caada ve mavinin ve beyazın buluştuğu, cennet tasviri Bodrum renkleri kıyılarımızdan koparak evlerimizde hayat buluyor.

Alaçatı Bir Rum ezgisi ile maviye ve beyaza bürünen bir hikayedir Alaçatı. Egeli ruhu desene can verir, desene yansıyan rengi ise dört duvara… Erguvani morlar, kobalta çalan maviler ve rengini Ege Denizi’nin köpüğünden alan beyaz bir ezgi tutturur kulaklarımızda…Rüzgar 45, Rüzgar 110, Menekşe 160 Alaçatı’nın ruhunu yansıtıyor.

Bozcaada’dan Bodrum’a, Filli Boya kıyılarımızın hazinelerini renk yolculuğuna dönüştürüyor. Yazın sıcacık ve ferahlatıcı renklerinden ilham alan yepyeni Stil Sahibi Evler renk kartelasıyla Filli Boya, mavi yolculuğu evlere taşıyor.

Bozcaada

Ülkemizin renk otoritesi Filli Boya Stil Sahibi Evler renk kartelasıyla yaşam alanlarına ilham veriyor, yazın tüm canlılığını evlerinize taşıyor. Filli Boya Rum ezgileri ile maviye ve beyaza bürünen Alaçatı, kırmızının kahve tonlarının renk cümbüşüne döndüğü Boz-

Kırmızının kahve tonları ile buluştuğu, uyumsuzlukların uyuma dönüştüğü bir cümbüştür Bozcaada. Adalı ruhu evlere can verir… Koyu yeşil turuncuyla; kırmızı kilim deseniyle; kahverengi ise uçuşan keten perdelerle arkadaştır doyasıya… Özgürdür, sınırları yoktur, rengi ise çoktur…Masal 45, Karnaval 110, Kıvılcım 225 Bozcaada’nın renk cümbüşünün simgeleri…

Bodrum Yamaca sıralı yaşantısıyla masmavi Bodrum… Mavinin ve beyazın buluştuğu, cennet tasviri… Lacivertler, beyazlar, çizgililer, çıpalar, deniz kabukları ve balık ağları ise karakteristik Bodrumlu bir evin olmazsa olmazı… Kozmik 135, Yudum 170, Kırağı 30 Bodrum’un sunduğu eşsiz maviler. Yapı Malzeme Temmuz 2016

125


Ürün

Ustaların vazgeçilmezi, Panasonic’ten pratik akülü vidalama modeli… PANASONIC, ülkemizde VİKO by PANASONIC satış kanalı ile pazara sunduğu profesyonel el aletleri ile yüksek performansı ve ileri teknolojiyi ustaların kullanımına sunuyor. PANASONIC’in pano montaj firmaları, elektrik tesisatçıları, servis mühendisleri, üretim hattı ve montaj işleri için geliştirdiği EY 7410 model akülü vidalama ürünleri, pratik tasarımı ile büyük kolaylık sağlıyor.

126

Yapı Malzeme Temmuz 2016

IF Ürün Tasarım Ödülü sahibi PANASONIC EY 7410 serisi akülü vidalama ürünleri, kompakt yapısı ve kolay kullanımı ile öne çıkıyor. Ürün, yüksek teknolojisi ile birçok avantaj da sunuyor. ‘Otomatik kavramayı kapatma’ özelliği sayesinde seçilen tork ayarına erişildiğinde dönüşü hemen durdurarak akü ve kavrama ömrünü uzatıyor. Ayrıca LED ışığı sayesinde karanlık yerlerde bile vidalama işlemleri rahatça gerçekleştirilebiliyor. 1.5Ah LiIon akü seti, 15 dakikalık kullanılabilirlik ve 30 dakikalık tam şarj edilebilirlik özelliği, akü dahil sadece 0.5 kg ağırlığa sahip olması; ürünü benzerlerinden ayırıyor. 1/4” alyan da vidalayabilen PANASONIC EY 7410, 21 kademeli otomatik kavramayı kapatma, elektronik kapatma, kavrama kilit kapağı, kilitleme anahtarı, kaymayan kauçuk kulp ve LED ışık ile de

farkını ortaya koyuyor. EY 7410 modeli, LA2S satış paketinde ikinci akü seti, şarj aleti ve plastik kutusu ile birlikte satışa sunuluyor.


Ürün

Hilti’nin ödüllü yeni ürünü dünyada bir ilk! Ar-Ge temelli kaliteli ürünleriyle inşaat ve el aletleri sektöründe fark oluşturan marka Hilti, Red Dot 2016 ve iF Product Design 2016 ödüllerine de layık görülen yeni ürünü Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası’nı pazara sundu. Dünyada bir ilk olarak betona ve çeliğe çivi çakabilen Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası, güvenilirliği ve yüksek performansıyla da dikkat çekiyor. Dolu tuğla, beton ve çeliğe çivi çakan ve elektrik enerjisi haricinde herhangi bir yakıt kullanmadan çalışan Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası, saniyede 1 çivi çakabilen son derece verimli tespit hızına sahip. Akünün tek şarjıyla 600 çiviye kadar çakma olanağı sunan Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası, uygun olabilecek bütün ana malzemelerde hızlı ve kolay montaj için en büyük yardımcı olmaya aday.Alet ve akü durumunun kolayca izlenmesi için LED göstergeye sahip olan Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası; köşelere, duvarın yakınına veya dar yerlere kolay erişim için dizayn edilmiş ergonomik tasarımıyla dikkat çekiyor. Ayrıca makinaya daha az kuvvet uygulayarak çakma işlemine hazırlama, daha

İlklerinin yanı sıra Red Dot 2016 ve iF Product Design 2016 ödüllerine de layık görülen Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası, dolu tuğla, beton ve çelikte güvenli ve sürekli kullanım sağlıyor. az gürültü ve daha az geri tepme özellikleri sayesinde yüksek kullanıcı konforu sunuyor. Alçı panel profilini betona, dolu tuğlaya ve çeliğe seri bir şekilde sabitleyebilen Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası, iç mekan alçı panel uygulamaları, küçük çaplı elektrik boru (conduit) montajı, küçük çaplı ısıtma soğutma boru kelepçe ve klemplerinin montajı için de ideal bir performans sergiliyor.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

127




Ürün

Mitsubishi Electric’ten Yeni Comfort Plus Inverter Klima İleri teknolojiye sahip çevreye duyarlı klimaları ile dikkat çeken Mitsubishi Electric, bu yıl lansmanı yapılan Comfort Plus Inverter Serisi Klimalar ile A+ soğutma ve ısıtma imkanı sağlıyor.

Ergonomik tasarımı ile bulunduğu mekanın estetiğine uyum sağlayan Mitsubishi Electric Comfort Plus Inverter Serisi Klimalar, gümüş iyon filtreleme sistemi sayesinde ortamda bulunan bakteri, polen ve alerjenleri etkisiz hale getiriyor. Mekan dışındayken internet üzerinden kontrol edilebilen bu klimalar, akıllı bina otomasyon sistemlerine de bağlanabiliyor.

Ergonomik tasarım Sade tasarımı ve kompakt boyutları ile

130

Yapı Malzeme Temmuz 2016

öne çıkan Mitsubishi Electric Comfort Plus Inverter Serisi Klimalar, ergonomik yapısı sayesinde iç mimarinin estetiğine uyum sağlıyor. Son derece basit bir kullanıma sahip uzaktan kumandası sayesinde serinin tüm fonksiyonları kolaylıkla kullanılabiliyor.

Yüksek enerji tasarrufu Avrupa’dan sonra Türkiye’de de yürürlüğe giren sezonsal enerji verimliliği ve etiketlemesi, klimaların bütün çalışma sezonunu kapsayacak şekilde farklı sıcaklıklar değerlendirilerek yapılıyor. Konutlar dışında, kışın soğutma ihtiyacı duyulan bilgi işlem odaları gibi küçük teknoloji merkezlerinde de kullanım alanı bulan bu seri, -10 dereceye varan dış hava sıcaklıklarında bile ısıtma ve soğutma ihtiyacını verimli ve konforlu bir şekilde sağlıyor. Pencere açıldığında klimanın otomatik olarak kapanmasını sağlayan basit bağlantı girişi, bu yeni seri klimalarda standart olarak cihaz üzerinde bulunuyor. Otellerde yaygın olarak kullanılan bu özellik enerjiyi daha etkin kullanmayı destekliyor.

Toz, bakteri ve alerjenlerden arındırılmış temiz hava Comfort Plus Inverter serisi soğutma ve ısıtma sağlarken aynı zamanda ortamın havasını da temizliyor. Gümüş iyon filtreleme sistemi sayesinde bakteri, polen ve alerjenler etkisiz hale getirilirken, geliştirilmiş toz filtreleri ile ortam havasındaki toz partikülleri filtre içerisine hapsediliyor.

Dünyanın her yerinden mobil kontrol Comfort Plus Inverter serisini farklı kılan özelliklerden biri de Mitsubishi Electric’in klimayı internet üzerinden bilgisayar, tablet veya akıllı telefon ile dünyanın her yerinden kumanda etme özgürlüğü sunan opsiyonel bulut teknolojisi MELCloud. MELCloud teknolojisi ile kayıtlı birden fazla klima, birbirinden bağımsız şekilde kontrol edilebiliyor. İstenildiği zaman iç veya dış ortam sıcaklığı, ayar sıcaklığı gibi çeşitli raporlar alınıp, klima kullanım alışkanlıkları kullanıcı tarafından incelenebiliyor ve bu sayede daha fazla tasarruf için verimli bir klima yönetim modeli oluşturulabiliyor.


Ürün

Braas’tan yaz konforuna yönelik akılcı bir ürün: Divoroll Clima Plus 2s Braas Çatı Sistemleri ürün gamında, bir yapının enerji performansı açısından önemli bir bölümü olan çatının, enerji verimliliğini artırmak amacı ile yüksek performanslı birçok ürün bulunuyor. Bu ürünlerden biri olan Divoroll Clima Plus 2S, kullanıcılarına bir su yalıtımından çok daha fazlasını sunuyor. Braas Çatı Sistemleri’nin Almanya’daki teknik merkezinde Türkiye’de uygulanan tipik Braas çatı kesitleri dikkate alınarak gerçekleştirilen ve Türkiye’nin çeşitli iklim bölgelerini kapsayan deneylere göre Divoroll Clima Plus 2S’in çatıya gelen ısıyı %83’e varan oran-

larda yansıtarak, çatı katına iletilen enerjiyi %21’e varan oranlarda azaltabildiği gözlemlenmiştir. Divoroll Clima Plus 2S uygulanan yapıların çatı katı yaşam alanlarında, yaz mevsiminde 4,6 C dereceye varan sıcaklık düşüşleri sağlanabiliyor. Böylece tek bir ürün ile nispeten daha karmaşık çözümlerle ulaşılabilecek düzeyde enerji verimliliği artırılabiliyor ve özellikle yazın soğutma maliyetleri düşürülebiliyor. Divoroll Clima Plus 2S, yaz aylarında çatı katlarındaki konforlu yaşam süresini uzatıyor ve daha konforlu bir ortam elde edilmesine yardımcı oluyor.

Divoroll Clima Plus 2S, yeni yapılan çatıların yanı sıra, enerji verimliliği artırılmak istenen çatı yenileme işlerinde de önemli bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Yapı Malzeme Temmuz 2016

131


Ürün

Viko Termostat çözümleri ile iklimlendirme sistemleri kontrolünüzde VİKO, Thea IQ otomasyon ürünleri ile hayatınızı kolaylaştırmaya devam ediyor. Tüm mekanlarda iklimlendirme sistemlerinin kontrolünü sağlayan KNX Termostat Çözümleri ile yaşam alanlarına konfor getiriyor.

132

Yapı Malzeme Temmuz 2016

Özellikle yaz aylarında iklimlendirme çözümlerine ister ev ister ofis olsun tüm yaşam alanlarında büyük ihtiyaç duyuluyor. Bulunduğunuz ortamın daima istediğiniz ısıda kalması için de termostat çözümleri etkili oluyor. Fancoil, yerden ısıtma, split klima, VRV/VRF sistemleri, trench heater gibi en karmaşık iklimlendirme sistemlerine bile uyum sağlayabilen Thea IQ KNX Termostat, esnek

yazılım algoritması ve modüler yapısı sayesinde hem enerji verimliliği hem de konfor sağlıyor. Ayrıca estetik, ekonomik ve sürdürülebilir çözümler de sunuyor. Thea IQ Termostat, iklimlendirme sistemlerini kontrol eden ürünler ile direkt haberleşebiliyor ve sahip olduğu dijital LCD ekran ile kullanıcılara kullanım kolaylığı sağlayarak fark yaratıyor.


Ürün

Shuffle ile akıllı şehirler! Teknolojinin hızlı ilerlemesi ve yaygınlaşan dijital çözümlerle birlikte artık akıllı şehirler ve çözümler dünyanın en önemli gündem maddesi haline geldi. Belçika merkezli aydınlatma sektörünün lider kuruluşlarından Schréder de modern toplumların ihtiyaçlarına cevap vermek için dış mekânlar için modüler aydınlatma tabanlı akıllı aydınlatma direği çözümü Shuffle’ı piyasaya sundu. İlk kez Schréder tarafından geliştirilen Shuffle sistemi, şehire ait tüm dış mekânların yanısıra son kullanıcı için çözüm arayışında olan alışveriş merkezleri, okul kampüsleri, hastaneler, yaşam alanları için hem şık, hem de çok fonksiyonlu akıllı aydınlatma çözümü sunuyor. Shuffle sistemi; aydınlatmanın ötesinde bir çözüm sunuyor ve kumanda sistemleri, hoparlörler, güvenlik kameraları, WLAN, hotspot’lar, elektrikli araç şarj birimleri, sinyalleşme sistemleri ve birçok başka özellik ile entegre olabiliyor. Akıllı şehir veya özel yönetimli alanların yöneticilerine, birlikte belirlenen ihtiyaçların sistemin bileşenleri ile sunulmasıyla hem kendile-

Dış aydınlatmada dünya lideri Belçikalı Schréder, modüler aydınlatma tabanlı akıllı aydınlatma direği çözümü Shuffle’ı piyasaya sundu.

ri, hem de vatandaşları için çok daha iyi hizmet ve altyapı sunma imkânı da veriyor. Çoklu ek özellikleri ile yüksek performanslı ve çok yönlü bir aydınlatma çözümü olan Shuffle, meydan ve yaya alanları, şehir içi yollar ve sokaklar, heykel ve bina cepheleri, tren istasyonu ve metrolar, döner ada ve kavşaklar, köprüler, parklar ve bisiklet yolları ile otoparklarda da akıllı aydınlatma çözümü olarak öne çıkıyor. Yapı Malzeme Temmuz 2016

133















Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.