Yapı Malzeme - Aralık 2016

Page 1














İmtiyaz Sahibi Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com Reklam Müdürü Hakan Girgin hakan.girgin@img.com.tr Yayın Editörü Tarık Oral tarik.oral@img.com.tr Art Direktör İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr Grafik Tasarım Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe ve Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com Bilgi İşlem Emre YENER emre.yener@img.com.tr Sosyal Medya Emir YENER emir.yener@img.com.tr Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr

CTP-Baskı

Vizyon Basımevi Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3 No:309 Başakşehir Tel: 0212 671 61 51 info@vizyonbasimevi.com.tr Adres Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1 Güneşli - Bağcılar İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 604 51 00 Fax : +90 212 604 51 35


editör “Şehirleri bayındır gösteren yalan” 2016 yılının bu son sayısında yine çok renkli bir yayınla çıkıyoruz karşınıza. Global fuarlardan - sektör analizlerine, uzman yorumlarından - yeni ürünlere değin sektörde cereyan eden tüm oluşumları geniş bir yelpazede ele almaya çalıştık. Türkiye’nin Avrupa ve Ortadoğu pazarında elini daha da güçlendirecek yeni yatırımlara ve girişimlere tanık olduk bu ay. Artık birşeylerin sonunun başlangıcında olduklarını herkesten çok daha iyi bilen ve hisseden AB’li ülkeler, bizlere akıl vermek için bu tarz yatırımları da araçsallaştırma gayretindeler gibi. Ülkemizdeki misyonunun ötesine ve haddinin fazlaca üstüne çıkarak ağzıyla birşeyler gevelemeyi hitap şekli edinmiş yabancı ülke temsilcileri artık bilsinler ki; Türkiye, yüzyıl önce ülkemizin de içinde bulunduğu bu coğrafyaya reva görülüp biçilmiş rollerin tam da zıddına doğru, daha müreffeh günlere emin adımlarla ilerlemekte… Ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal değişimler, kentleşme ve konut sorunlarının sürekli olarak yeniden tanımlanmasını ve yeni çözümler geliştirilmesini gerekli kılıyor. Peş peşe hayata geçen gayrimenkul projelerinde bu olguya ne kadar önem atfedildiği ise biraz muğlak. Hız, yüksek kar beklentisi ve rekabetin dayattığı koşullar proje sahiplerini dar bir alana hapsetmiş durumda. Kanuni düzenlemelerin de sosyal dokunun aleyhine pek çok uygulamaya müsaade etmesi, proje olarak sunulan çalışmaların, içinde insana yer olmayan gayri estetik ve ruhsuz birer beton yığınları halini almasının önünü açmış durumda. Her sunulan projeyi koşullar böyle diyerek alkışlamalımıyız, yoksa insanımızın hakettiği projelerin üretilmesi için mücadele mi vermeliyiz? Sorumuz çok kolay olsa da cevap ve uygulaması gerçekten zor gibi gözüküyor. Zira bu proje bolluğunda “Tamda bu” diyebileceğimiz bir iki istisna çıkardı karşımıza… Kış geldi ve havalar soğudu. Evimizin Çatı&Cephe Sistemlerinin durumu aklımıza ilk gelenlerden.. Bu ayki dosya konumuzu Çatı&Cephe Sistemleri ve Prefabrik Yapılar’a ayırdık. Yayın hazırlığı içerisinde gördük ki; Çatı türünün belirlenmesi, hem taşıyıcılık hemde estetik ve fonksiyonellik bakımından kendi içerisinde pek çok farklı kriter barındırmakta. Sağlıklı Çatı ve Cepheler için, bu kriterleri doğru analiz ederek doğru elemanları bir araya getirmek büyük önem arz ediyor. Okurlarımıza rehberlik etmesi açısından röportajlarımızda bu konulara da değinmeye gayret ettik… Faydalı bir yayın olması dileğiyle…

Tarık Oral


İçindekiler 18 - Kentsel Dönüşümün bilinmeyenleri konuşuldu 22 - Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nden beton yol önerisi 102 - Henkel, Türkiye’de yatırımlarına bir yenisini daha ekledi 52 - Ferko Line’dan Kağıthane’ye 120 Milyon Dolarlık yatırım yapacak 58 - Aşkabat Havalimanı’nda Tekeli-Sisa Mimarlık imzası 78 - Projeye özgü “Terzi işi” çözümler: Çuhadaroğlu 92 - Thyssenkrupp, Rottweil’de Ar-Ge çalışmalarını başlatacak 130 - Kuveytli dev yatırımcı Al Duaij, Trabzon, Bodrum ve Bursa’ya yatırım yapacak

REKLAM İNDEKSİ

ABS YAPI ELEMANLARI..................... 10 – 11

BRAAS.....................................................97

AGT...........................................................5

CERMIX...................................................93

ALSALAR YAPI MALZEMELERİ........ 114 – 115

ÇİMSA.....................................................31

ARAGONİT..............................................101

DAİKİN........................136 - ARKA KAPAK İÇİ

ARMUTLU TATİL KÖYÜ............................134

DOKA KALIP VE İSKELELERİ...........ÖN KAPAK

AVİVASA..................................................43

ERYAP.....................................................27

BAU’2017.............................................105

ESE REKLAM............................... 110 – 111

BORU FUARI’2017.................................135

GN YAPI & MANTOLAMA KONFERANSI......127

BOSCH TT & BUDERUS...................... INSERT

HES KABLO.............................................63


HUZURLU İNSAAT............................. 133

KORDSA......................................... 37

HP...................................ARKA KAPAK

KUZULUK TERMAL OTEL................ 132

İKLİMSA......................................... 47 INTEK KALIP VE İSKELE................2 – 3

LAYHER.......................................... 51 ÖZLER KALIP VE İSKELE...............8 – 9

İSG AVRASYA’2017....................... 129 İSKELE & KALIP FUARI’2017.......... 125 İZOCAM.......................................... 57

PAREX GROUP................................. 85 PERİ KALIP VE İSKELELERİ... ÖN KAPAKİÇİ – 1

KARGROUP..................................6 – 7

R+T ASIA’2017............................. 131

KİLSAN........................................... 75

YAPIMALZEME.COM.TR..........................4


Türkiye İMSAD, İkinci Sürdürülebilirlik Raporu’nu açıkladı Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği), Küresel Raporlama Girişimi’nin (GRI) G4 Rehberi kapsamında, “Sürdürülebilirlik Raporu”nun ikincisini açıkladı. Rapor; iklim değişikliği, teknoloji ve inovasyon, atık yönetimi, doğal kaynak ve su kullanımı ile sürdürülebilir kalkınma için küresel hedefler başlıkları altında incelendi. İnşaat malzemesi sektörünün 17 milyar dolarlık toplam ihracatının %75’ini karşılayan Türkiye İMSAD, sürdürülebilirlik sözü kapsamında hazırlanan ikinci “Sürdürülebilirlik Raporu”nu açıkladı. Türkiye İMSAD Sürdürülebilirlik Komitesi’nin çalışmaları kapsamında hazırlanan rapor, Türkiye İMSAD sanayici üyelerinin iki yıllık süreçteki sürdürülebilirlik performansını değerlendiriyor. Sektörde sürdürülebilir büyümeyi teşvik etme anlayışı doğrultusunda sektörün çevresel, ekonomik ve sosyal konulardaki performansını şeffaf bir biçimde ortaya koyan Türkiye İMSAD, bu çalışma ile sektörün gelişimine destek olmayı hedefliyor.

Hinginar: “Sürdürülebilirlik sözümüzle sektöre rehberlik etmeye devam edeceğiz.” Türkiye İMSAD’ın inşaat malzemeleri sektörünün ve bu sektörde faaliyet gösteren şirketlerin, başarı sağlamasında etkili olabilmek amacıyla hazırladığı Sürdürülebilirlik Raporu hakkında açıklama yapan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, “Türkiye İMSAD olarak hedefimize giden yolda bizlere, üyelerimizle birlikte kurguladığımız ‘Sürdürülebilirlik Sözü’müz rehberlik ediyor. Derneğimizin sürdürülebilirlik çalışmalarını ve sanayici üyelerimizin performanslarını ilk kez, 2013 Sürdürülebilirlik Raporumuzda açıklamıştık. İlki gibi, Küresel Raporlama Girişimi G4 ilkelerine uygun olarak hazırlanan ve 2014-2015 yılları performan-

16

Yapı Malzeme Aralık 2016

İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar

sımızı yansıtan ikinci Sürdürülebilirlik Raporumuzu sektörümüz ve paydaşlarımızla paylaşmaktan kıvanç duyuyorum. Sektörü dönüştürme yolunda işbirliklerini artırmak, küresel ihtiyaçları anlamak ve yenilikçi uygulamalarla bu ihtiyaçlara cevap vermek için 2015 yılında yedincisini düzenlediğimiz İnşaatta Kalite Zirvesi’ni, ‘Değişen Dünya Gelişen Malzeme’ temasıyla sürdürülebilirlik ve inovasyon odağında gerçekleştirdik. Geçtiğimiz Ekim ayında ise; 50’den fazla ülkede yapılan SBE16 İstanbul Konferansı, Sürdürülebilir Yapılı Çevre Konferanslar Serisi’ni Akıllı Metropoller temasıyla ilk kez Türkiye’de gerçekleştirdik. Türkiye İMSAD olarak sektörün birleştirici gücü olmaya ve sürdürülebilir büyüme hedefine siz değerli paydaşlarımızın katkılarıyla birlikte ilerlemeye devam edeceğiz” dedi. Hinginar sözlerine şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler, 2015 yılında iş dünyasının karlılığını artırırken, yalnızca dünyaya zarar vermeme yükümlülüğü değil aynı zamanda kalıcı değer yaratma sorumluluğu konusunda da fikir birliğine vardılar. Ülkelerin, şirketlerin ve sivil toplum kurumlarının yakaladığı bu ahenk sayesinde 2030 yol haritalarına rehberlik eden Sürdürülebilir Kalkınma için ‘Küresel Hedefler’ belirlendi. Bu nedenle uluslararası gelişmelerin sektörümüzde faaliyet gösteren şirketlerin çalışmalarına rehberlik etmesine önem veriyoruz. Türkiye İMSAD olarak, vizyon ve taahhütlerimizle tüm gelişmeleri har-

Türkiye Türkiye İMSAD Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Cihan Karamık

manlayarak, üye şirketlerimizin çalışmalarını destekliyoruz. Çünkü bugün, enerji verimli ürünlere yönelme, inovasyon yatırımlarını artırma gibi eğilimler ve buna bağlı olarak hızla artan ve değişkenlik gösteren regülasyonlara uyum sağlama, diğer sektörlerin de önemli bir paydaşı olan inşaat malzemeleri sanayiini yakından ilgilendiriyor. Bizler de Türkiye İMSAD olarak, kaliteli, inovatif ve rekabetçi malzeme üretimiyle sektörümüzü ileriye götürmeye ve küresel arenada temsil etmeye gururla devam edeceğiz.”

Karamık: “Sektör paydaşlarımızı ‘Sürdürülebilirlik Sözü’müzle bu yönde ilerlemeleri için teşvik ediyoruz” Türkiye İMSAD’ın ikinci Sürdürülebilirlik Raporu ile ilgili açıklama yapan Türkiye İMSAD Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Cihan Karamık, “İlk sürdürülebilirlik raporumuzu yayınladığımız 2013’ten bu yana sürdürülebilirlik çalışmalarımıza hız vererek devam ettik. Geride bıraktığımız dönem hem küresel açıdan hem Türkiye İMSAD açısından önemli gelişmelerin olduğu bir dönem oldu. 2015’te Birleşmiş Milletler üye ülkeleri tarafından kabul edilen ve 2030 yılına kadar iklim değişikliğiyle mücadele eden sürdürülebilir şehirler kurmak gibi kapsamlı eylemler içeren “17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi”, inşaat malzemesi sektörünün sürdürülebilir dönüşümü için büyük önem


Aktüel taşıyor. Küresel gelişmelerin yanında paydaşlarımızın öncelikleri de stratejimize yön veriyor. Bu doğrultuda ikinci sürdürülebilirlik raporumuz kapsamında belirlediğimiz öncelikli konularımız iklim değişikliği, doğal kaynak kullanımında verimlilik, binalarda enerji verimliliği, inovasyon, ürünlerin çevresel etkisini ölçümleme ve azaltma, ulusal ve uluslararası standart ve yönetmeliklere uyum olarak şekilleniyor” dedi. Enerji üretiminde sera gazı salımlarını azaltıyoruz Özellikle Paris Anlaşması sonrasında daha fazla ivme kazanan sera gazı salımlarının hızla azaltılması adına yapılan çalışmalar Türkiye İMSAD’ın ‘Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ arasında yer alıyor. Türkiye İMSAD üyeleri, enerji üretiminde yenilenebilir ve alternatif kaynaklar arasında güneş enerjisi, alternatif yakıt kullanımı ve atık ısının geri kazanımı gibi kaynaklardan yararlanarak sera salımlarının azalmasına yardımcı oluyor. Ürünlerin çevresel etkilerini azaltma kap-

samında binalarda enerji verimliliği, hem paydaşlar hem Türkiye İMSAD için en öncelikli konu olarak ayrı bir öneme sahip.

Türkiye İMSAD, Türkiye’nin artan bina ve yapıları ile bağlantılı olarak enerji ihtiyacının ve karbon salımlarının azaltılmasının daha enerji verimli, sürdürülebilir ürünler ile mümkün olacağına dikkat çekiyor. Türkiye İMSAD’ın bu çerçevede gelecek hedefi, iklim değişikliği ile mücadelede yol gösterici olma vizyonunun önemli bir ayağını oluşturan binalarda enerji verimliliği için sektörde işbirliklerinin artırılması. Türkiye İMSAD, 2015 yılında gerçekleşen 6. Enerji Verimliliği Fuarı ve Forumu, Japonya Enerji Tasarrufu ve Verimliliği Çalıştayı, Sağlık ve Kamu Binalarında Enerji Verimliliği Sempozyumu gibi çeşitli etkinlik ve seminerlere aktif katılım sağlayarak hem yeni gelişmeleri takip ediyor hem de sektörü enerji verimliliği alanında bilgilendirerek yönlendiriyor. Türkiye İMSAD üyeleri de enerji verimli ürünler için pek çok çalışma gerçekleştiriyor. İnovasyon ve Ar-Ge çalışmaları kapsamında geliştirdikleri ürünler ile yapılardan kaynaklanan çevresel etkilerin azaltılmasına katkıda bulunuyorlar.

TÜRKİYE İMSAD SANAYİCİ ÜYELERİNİN İYİ SÜRDÜRÜLEBİLİR UYGULAMALARINDAN ÖRNEKLER Sürdürülebilirlik 2015 Raporu’nda yer alan Türkiye İMSAD sanayici üyelerinin “iyi sürdürülebilir uygulama ve yatırım projeleri”nden bazı örnekler şöyle: • Akçansa, Çanakkale tesislerinin 1. Klinker üretim hattının baca gazından çekilen hat ile mikroalg havuz, tüp ve panel fotobiyoreaktör sistemleri CO2, NOx bileşikleri (özellikle NO3) ve Fe, Zn, Mn gibi birçok element ile beslenmektedir. Böylece, hem ekonomik bir şekilde mikroalg üretimi gerçekleştirilmiş hem de çimento üretiminin karbon ayak izi azaltılmıştır. • Türk Ytong, sektörde bir ilki gerçekleştirerek blok ürünlerinin ısı yalıtım performansını %15 iyileştirmiştir. Bu ürün binalarda aynı oranda enerji tasarruf miktarını artırmaktadır. İnovasyon çalışmaları sonucunda ürünlerin basınç dayanımı korunarak ısıl yalıtım değeri 0,11 W/mK'e düşürülmüştür. • Eczacıbaşı Artema, geliştirdiği geri dönüşüm projesi kapsamında, giderlerinde ortalama %20 paya sahip “pirinç” hammaddesinin üretim süreçlerinde kullanılmasıyla açığa çıkan talaşı tekrar değerlendirmektedir. Avrupa Birliği ödüllü bu uygulama ile döküm ocaklarında sadece üretim değil aynı zamanda talaş ergitme de yaparak, talaş külçe formu yerine direkt olarak ürüne dönüştürülmektedir. Proje uygulama başlangıcından bu yana, üretim sürecinde oluşan talaş, tedarikçilere göndermek yerine üretim tesislerinde değerlendirilerek 90 ton CO2e sera gazı salımının önüne geçilmiştir. Yapılan projede, hammadde kullanımında yaşanan kayıpları azaltma yönünde denenen katkı malzemeleri ile cüruf (kül) oranında %5 azalma sağlandığı görülmüştür. Talaş ergitme işlemi sonrasında külçe dökülmediği ve ürün dökümünde bu külçeler ikinci kez ergitilmediği için enerji tüketiminde de azaltım sağlanmıştır. • DYO, bilimsel veri ve temele dayanan sürdürülebilirlik uygulamaları ile yarınlara değer katmayı hedeflediği kurumsal sosyal sorumluluk projesiyle eğitime destek vermektedir. “Yarınlar İçin Değer” Projesi çatısı altında; “Öğrenmeye Değer”, “Ustalığa Değer” ve “Okullara Değer” adlı üç farklı başlıkta oluşturulan projede Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile işbirliği yapılmıştır. “Öğrenmeye Değer” projesi kapsamında, 2015-2016 öğretim yılında 10 ilde 66 okulda verilen 1025 eğitimle 2., 3. ve 4. sınıflarda öğrenim gören 25 binin üzerinde öğrenciye ve 1018 öğretmene ulaşılmıştır. • Wilo, mavi ve beyaz yakalı olmak üzere tüm çalışanlarına çalışma alanlarında sağlıklı ve emniyetli bir ortamın oluşturulması için ergonomi değerlendirmesi projesi gerçekleştirmiştir. Proje kapsamında danışmanlık alınarak ve iş sağlığı ve güvenliği biriminin de katılımıyla ergonomi kriterleri belirlenmiştir. Yapılan çalışmalar ve gerçekleştirilen testlerle belirlenen ergonomi kriterlerine uygun olacak şekilde tüm ekranla çalışanların, çalışma ortamlarının ışık değerlendirmeleri yapılmış, aydınlatmaya ilkelerine bağlı olarak ekran konumlandırmaları gözden geçirilmiştir. Tespitlerin sonrasında ekran konum değişimleri, ekran değişimleri ve gerektiği durumlarda masa ve sandalye tamir ve değişimleri yapılmıştır. Proje kapsamında çalışanlara ergonomi eğitimi verilmiş ve tüm ekranlı araçlarla çalışanlara risk değerlendirmesi yapılmıştır. Proje sonrasında çalışanlar, ergonominin sağlıklı bir çalışma ortamı için önemi konusunda daha bilinçlenmiş ve daha sağlıklı çalışma ortamına kavuşmuşlardır. • Şişecam, topluluğun ana faaliyet alanı olan cam konusunda nitelikli insan kaynağının artırılması için Cam Okulu Projesi hayata geçirilmiştir. Bu kapsamda, Şişecam Düzcam ve Şişecam Topluluğu Araştırma ve Teknoloji Geliştirme Başkanlığı (ATGB) işbirliğiyle bu alanda mühendislerin bilgi ve birikimini artırmak hedefiyle farklı eğitimler ve çalıştaylar gerçekleştirilmiştir. Bu eğitimlerde mühendislere Cam Bilimi ve Teknolojisi kapsamında eğitimler verilmiştir. • Schneider Elektrik, insan kaynağının gelişimine verdiği önemle çalışanlarının hem kişisel hem de teknik konulardaki gelişimini sağlamak için geniş bir eğitim havuzu olarak Schneider Elektrik Eğitim Platformu’nu kurmuştur. Tüm çalışanlara yıllık olarak toplamda en az 7 saat eğitim tamamlama zorunluluğu getiren Schneider Elektrik, platform kapsamındaki eğitim faaliyetlerine teknolojinin entegre edilmesi hedefiyle eğitimlerin 2 saatinin dijital eğitim portalı üzerinden yapılması kuralını da getirmiştir. Platformun kapsadığı eğitimlerden biri her yıl Ekim ayında farklı ülkelere paralel olarak Türkiye’de de gerçekleştirilen, uzmanların ve Schneider Elektrik yöneticilerinin eğitimler ve sunumlar gerçekleştirdiği “Learning Week” etkinliğidir. Platformda potansiyel yönetici adayı olarak görülen çalışanlara Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle 1,5 yıllık üst düzey yönetici programı kapsamında eğitimler de sunulmaktadır. • Saint Gobain Rigips, geliştirdiği Active’ Air teknolojisi ile insanlar için zararlı olan ve iç ortamda yoğun şekilde bulunan formaldehit miktarını azaltarak insan sağlığı için sınır değerlerin altına çekmektedir. Fransa’da OQAI (Observatoire de la qualité de l’airintérieur - İç Ortam Hava Kalitesi Gözlemevi) tarafından yürütülen çalışmaya göre binaların %85’inde havadaki formaldehit değeri sınır değerin üzerindedir. Çeşitli solunum yolu rahatsızlıklarına yol açan formaldehit, iç mekanlarda en önemli zararlı organik bileşiktir. Active Air teknolojisi havadaki formaldehitin %70’ini hapsedip iç ortam havasına geri salmadan etkisiz bir bileşene dönüştürmektedir.

Yapı Malzeme Aralık 2016

17


Kentsel Dönüşümün bilinmeyenleri konuşuldu Kentsel Dönüşüm hakkında hiç konuşulmayanlar, Kalekim ve Winsa sponsorluğunda Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Urban Land Institute (ULI) Türkiye ve Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) işbirliğiyle İstanbul ve Ankara’da düzenlenen ‘Kentsel Dönüşümün Bilinmeyenleri’ konferanslarında ele alındı. Yüzölçümünün yaklaşık % 92’si deprem kuşağında olan Türkiye, 1999 yılında yaşanan Marmara depreminin ardından; ülke genelinde güvenli ve nitelikli binaların yetersizliğine dair ürkütücü bir tablo

18

Yapı Malzeme Aralık 2016

ile karşı karşıya kaldı. Türkiye’deki yaklaşık 18 milyonu aşan yapı stoğunun % 67’sinin ruhsatsız ve kaçak, % 60’ının ise 20 yaşın üzerindeki konutlardan oluştuğu tahmin edilirken, 2012 yılında çıkarılan 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası ile birlikte ilk etapta bu yapıların 6,5 milyonunun yenilenmesi hedeflendi. Kentsel Dönüşüm Yasası’nın çıkarılmasının ardından İstanbul gibi büyük kentler adeta büyük bir şantiye alanına dönüştü. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sadece İstanbul’da 1.100 hektarlık alanı, kentsel yenileme alanı olarak belirledi. Kentsel dönüşüm sürecine alınan bu alan; içerisinde yaklaşık 150.000 kişinin yaşadığı, 50.000 haneye ve 20.000 binaya karşılık geliyor. Oysa deprem uzmanları İstanbul’da gerçekleşme oranı her yıl %2 olan olası bir depremde, 30.000’e yakın binanın zarar göreceğini öngörüyorlar.

Kentsel Dönüşümde ‘Ortak Akıl’ Çağrısı İstanbul Yapı-Endüstri Merkezi’nde Winsa ve Kalekim sponsorluğunda düzenle-

nen ‘Kentsel Dönüşümün Bilinmeyenleri’ konferansının açılış konuşmasını yapan ULI Türkiye Başkanı Ayşe Hasol Erktin, Kentsel dönüşüm konusunun uzunca bir süredir Türkiye’nin gayrimenkul sektörünün gündeminde önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Erktin şöyle devam etti: “Bu konuda atılan adımlar, yapılan onca toplantı, konferans ve çıkarılan mevzuata karşın, konu ile ilgili kafa karışıklığı halen devam ediyor. Bu karışıklığı biraz olsun gidermek üzere Türkiye Müteahhitler Birliği, ULI Türkiye ve Yapı-Endüstri Merkezi bir araya gelerek, İstanbul ve Ankara’da Kentsel Dönüşümün Bilinmeyenleri” konferansları düzenledik. Böylelikle kentsel dönüşümde yoğunluk, sosyal etki, sağlıklı yaşam gibi bugüne dek konuşulmamış konuları kamuoyunun gündemine taşıdık. Kentsel dönüşüm konusundaki problemler sadece Türkiye’ye ait değil. Yurtdışında da iyi ve kötü örnekler var. ULI Türkiye olarak bizim amacımız yurtdışındaki iyi örnekleri konferansımız gibi çeşitli vesilelerle kentsel dönüşümün içinde yer alan kamu ve özel sektördeki tüm paydaşlara aktarabilmek ve bilgi


Aktüel

sahibi olmalarını sağlamak”. Etkinliğin sponsorlarından Kalekim Proje Satış ve Kanal Geliştirme Müdürü Altuğ Tezel de yaptığı konuşmada, toplantıyı yoğun bir izleyici grubunun takip etmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Metropollerin En Tehlikeli Sorunu: ‘Yoğunlaşma’ 8-9 Kasım’da önce İstanbul ardından Ankara’da düzenlenen ‘Kentsel Dönüşümün Bilinmeyenleri’ Konferansı, ‘yoğunluk ve planlama’, ‘sürdürülebilirlik ve sağlıklı şehirler’ ile ‘dönüşümün sosyal etkileri’ ana konularına odaklandı. İlk günü İstanbul’da Yapı-Endüstri Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, UCLG-MEWA GOLD III Türkiye Koordinatörü Dr. Özdemir Sönmez, ‘Yoğunluk-Planlama’ ana teması üzerine konuştu. Dr. Sönmez, kentlerdeki yoğunluğun temelini ‘birlikte olma’ isteği olarak özetlerken; zamanla artan arsa altyapı ve donatı maliyetlerinin aşırı nüfus artışı (göç) ve arz-talep dengesi ya da dengesizliğinin kentlerde sağlıksız bir yoğunlaşmaya neden olduğunu paylaştı. Dünyadaki önemli metropollerle İstanbul’u karşılaştıran Dr. Sönmez planlamacıların yeteri kadar yoğunluğu kontrol edebilme üzerine yoğunlaşmadıklarını da konuşmasında vurguladı. Merkezden uzaklaştıkça yoğunluğun azalması gerekirken, İstanbul için bu teorinin pek de gerçekçi olmadığı bilgisini veren Dr. Sönmez, özellikle İstanbul’un Batı ve kuzey bölgesinde büyük bir yoğunlaşmanın son 10 yılda ciddi bir artış gösterdiğini belirtti. Türkiye’de kitlesel göç alan ve deprem riski altında bulunan İstanbul gibi büyük kentlerde ‘kontrollü yoğunluğun sağlanmasının’ önündeki sürdürülebilir kent planlaması, yoğunluk ve trafik, sanayi ve hava kirliliği ve yönetim kalitesi gibi engellerden de bahsetti. Ayrıca, “planlanmış yoğunluk” için, kentin ekonomik ve kültürel açıdan gerekli noktalarında yoğunluğun bilinçli şekilde artırılması, belli noktalarda da yoğunluğun özellikle düşük tutularak planlı yeşil ve sosyal alanların yer alması için yapılabilecekleri anlattı.

Dr.Sönmez konuşmasını şu çarpıcı bilgelerle noktaladı: “İstanbul’da nüfus artışı ciddi bir sorun. Bu doğal bir nüfus artışı değil tamamen göçe bağlı süreç böyle giderse 2030 yılında İstanbul’da nüfus 20 ile 25 milyon arasında bir değere yükselecek. Kentsel yerleşme alanlarında fiziki alanlar artık sınırlı durumda yani gidecek yerimiz yok. Temel sorunumuz bu. Ayrıca üçüncü köprü ve üçüncü havalimanı projelerinin ve Kanal Projesi İstanbul’un yoğunluk haritasını yeniden şekillendirecek etmenler arasında yer alıyor. Bu bölgelerdeki arsa değeri şimdiden ciddi bir artış göstermeye başladı bile. Metropolleri yapılaşma baskısından kurtarmalıyız, İnsanların yaşam alanlarına da ihtiyacı var. İstanbul’un göçten kaynaklanan nüfus artışını tüm yurda yaymalıyız.” Panele damgasını vuran konu, 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulama yönetmeliğinde yapılan değişik-

likler oldu. Kentsel Dönüşüm sürecinde en çok karşılaşılan sorunların başında hukuki sürecin uzunluğu ve vatandaşlarla olan uzlaşma konularının başı çektiğini belirten GOPAŞ Genel Müdürü Zeyyat Gümüş, yerel yönetimlerin biraz daha etkin olması gerektiğinin altını çizdi. 1999’daki büyük deprem ve ardından Van depremi sonrası Kentsel Dönüşümün aslında Türkiye için bir fırsat olması gerektiğini vurgulayan SAMPAŞ Genel Müdürü Selçuk Ilıkcan “Bizce Kentsel Dönüşüm ciddi bir fırsat ve biz hep bardağın dolu tarafından bakmaya çalıştık. Çünkü Kentsel Dönüşüm temelde olası deprem gibi doğal felaketlerde can kaybını azaltmada, akıllı kentlere yönelik teknolojiyi kullanarak, binaların ısı maliyetlerini düşürmede, otopark kullanımını optimize etmede ve hatta altyapı yenilenmesiyle şebeke sularında ciddi verimlilik kazandırabilir” dedi.

RAKAMLARLA KENTSEL DÖNÜŞÜM •Türkiye Geneli • 6.5 milyon • 884 milyar lira • 20 yıl • 123 bin 106 • 12 bin hektar • 1 milyon 700 bin Kaynak:

: : : : : :

Ülke genelinde yenilenmesi beklenen konut sayısı Kentsel dönüşümün maliyeti Dönüşüm için öngörülen süre 10 ayda riskli ilan edilen bina sayısı 10 ayda riskli alan ilan edilen bölge 12 bin hektarlık riskli alanda yaşan vatandaş sayısı

http://www.yapi.com.tr/haberler/devlet-fikirtepeye-ortak-oluyor

• İstanbul’da Yapı Stoku (2015) • Bina sayısı : 1.090.000 • Konut Sayısı : 3.900.000 • Mevcut Yapı Stokunun yaklaşık % 40’ı deprem ömrünü tamamlamış - 400.000 bina - 1,5 milyon konut - 5,7 milyon nüfus • Deprem riskine bağlı olarak acilen yıkılması gereken - Yaklaşık 275.000 bina - 1,1 milyon konut - 4,2 milyon nüfus Kaynak: Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, UCLG-MEWA GOLD III Türkiye Koordinatörü Dr.Özdemir Sönmez’in 08 Kasım 2016 tarihli Kentsel Dönüşümün Bilinmeyenleri Konferansı Sunumu.

Yapı Malzeme Aralık 2016

19


Sektörel

AGT, İran pazarındaki iddiasını Shoowroom’uyla tescilledi Ülkemizdeki yerli mobilya üretimi ve tasarımına destek vermek için yurtdışında aktif pazarlama çalışmalarını devam ettiren AGT bu kapsamda İran’daki Shoowroom’unu açtı.

32 yıl önce Antalya’da kurulan ve bugün 5 kıtada 60’tan fazla ülkede faaliyet gösteren AGT, ülkemizdeki yerli mobilya üretimi ve tasarımına destek vermek için yaptığı çalışmaların yanı sıra yurtdışında da aktif pazarlama faaliyetleri sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirdiği 500 milyon TL’lik cirosunun %40’ını ihracattan elde ederek sektöründe liderliği koruyan AGT, İran’da da showroom’unu açtı. İran’ın başkenti Tahran’da açılan showroom, 208 m2’lik alana sahip. Geniş renk ve ürün karmasına sahip showroom’un açılışına burokrasinin onemli isimleri , İran’daki AGT bayi

20

Yapı Malzeme Aralık 2016

ve alt bayileri ve bölge sektörünün önemli temsilcilerinden olusan, genis bir davetli grubu katıldı, açılışta ev sahipliğini AGT YK Üyesi Mustafa Söylemez ve AGT Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Grup Başkanı Şirzat Subaşı yaptı. AGT Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Grup Başkanı Sirzat Subasi İran’daki showroomun açılışıyla ilgili yaptığı açıklamada; “Bugün dünyanın dört bir yanına ihraç ettiğimiz ürünlerle hem ülkemizin, hem de markamızın sektördeki iddiasını ortaya koyuyoruz. Türkiye’nin en mo-

dern üretim tesislerinden birine sahip olan AGT, büyüyen Türkiye’nin büyüyen ekonomisine hizmet etmek adına koşar adım yoluna devam ediyor. Türkiye-İran arasında kurduğumuz ticari işbirliğimiz her geçen gün artarak büyüyor, zenginleşiyor. Bugün İran’da pek çok projede AGT ürünlerinin yer aldığını görmek bizim için büyük gurur. Bugün kapılarını açtığımız bu showroomla uzun yillardir İran’lı dostlarımızla yakaladığımız işbirliğini daha da ileriye taşımayı temenni ediyor, hayırlı uğurlu olmasını diliyorum” diye konuştu.


Aktüel

Türkiye İMSAD Kasım ayı Sektör Raporu yayınlandı

Yapı ruhsatlarındaki artış 2017’de sektöre doping olacak satları daire sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,1 arttı ve 689 bin 583 adet oldu. Geçen yıla göre büyüme yaşanmasına karşın 2014 yılının oldukça altında kaldı.

2016 Yılı İlk Dokuz Ayında Alınan Konut Yapı Ruhsatı Daire Sayısı

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu

İnşaat malzemesi ihracatı 15,46 milyar dolara geriledi

Türkiye İMSAD’ın (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) kasım ayı sektör raporu sonuçları açıklandı. Rapora göre, 2016 yılı ilk dokuz ayında alınan yapı ruhsatları metrekare bazında yüzde 6,1 artarak 143,5 milyon metrekareye ulaştı.

Türkiye İMSAD’ın kasım ayı sektör raporunda, üçüncü çeyrekteki yavaşlamaya rağmen ilk dokuz ay sonu itibariyle geçen yılın üzerinde yapı ruhsatı alındığı sonucu görüldü. 2016 yılı ilk dokuz ayında konutlar için alınan yapı ruhsatları metrekare bazında yüzde 10 büyüyerek 109,7 milyon metrekare oldu.

2016 Yılı İlk Dokuz Ayında Alınan Yapı Ruhsatları (Milyon Metrekare)

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu

2016 yılı ilk dokuz ayında alınan konut yapı ruhsatı daire sayısı yüzde 8,1 arttı Rapora göre, 2016 yılı ilk dokuz ayında alınan konut yapı ruh-

2016 yılı inşaat malzemesi ihracatı eylül ayında geçen yılın eylül ayına göre yüzde 6,6 gerileyerek 1.184 milyon dolara indi. İnşaat malzemesi ihracatında ağustos ayında görülen toparlanma çabasından sonra eylül ayında yeniden gerileme yaşandı. Yılın ilk dokuz ayında inşaat malzemesi ihracatı yüzde 12,2 düştü. Bu düşüş ile birlikte yıllık ihracat (2015 Ekim - 2016 Eylül arasındaki dönemde) 15,46 milyar dolara geriledi. İnşaat Malzemeleri İhracatı (Yıllık – Milyon Dolar)

İthalat 9,65 milyar dolara geriledi Yıl genelinde artan ve sadece temmuz ayında düşen ithalat eylül ayında da gerileme gösterdi. Yılın ilk dokuz ayında ithalat yüzde 5,8 arttı. Buna bağlı olarak yıllık (Ekim 2015 – Eylül 2016 arasındaki dönem) ithalat 9,65 milyar dolar olarak gerçekleşti.

İnşaat malzemesi sanayi üretimi eylül ayında %4,4 geriledi 2016 yılı Eylül ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi bir önceki yılın eylül ayına göre ağırlıklı ortalama olarak yüzde 4,4 geriledi. İnşaat malzemeleri sanayi üretiminde temmuz ayında yaşanan keskin gerileme ağustos ayında durmuştu. Ancak eylül ayında inşaat malzemeleri sanayi üretiminde yine önemli bir gerileme yaşandı. Böylece yıllık üretim gerçekleşmesi de zayıfladı. Eylül ayındaki gerileme ile birlikte 2016 yılı Ocak-Eylül döneminde inşaat malzemeleri sanayi üretimi 2015 yılı Ocak-Eylül dönemine göre yüzde 0,5 arttı. Yılın ilk aylarında yaşanan hızlı büyüme ivmesi önemli ölçüde azaldı. 2016 yılı eylül ayında, izlenen 26 üründen 21’inde üretim geçen yılın eylül ayına göre geriledi. Yılın ilk dokuz ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre 14 ürünün üretimi artarken 12 ürünün üretimi geriledi. Üretimdeki gelişmeler alt sektörler itibariyle oldukça farklılıklar göstermeye devam ediyor. Yapı Malzeme Aralık 2016

21


Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nden beton yol önerisi Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği, Doğu Karadeniz Bölgesi belediyeleri için Beton Yollar Semineri’ni Trabzon’da gerçekleştirdi. Seminerde Doğu Karadeniz’in zorlu yol ve iklim koşullarında beton yolların, yol ve can güvenliğine etkileri tartışıldı. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından 23 Kasım’da Trabzon’da düzenlenen Beton Yollar Semineri’nde

22

Yapı Malzeme Aralık 2016

Doğu Karadeniz Bölgesi belediyeleri için beton yolların önemi, can ve mal güvenliği konuları konuşuldu. Zorlu yol şartlarının ve sert iklim koşullarının hüküm sürdüğü bölgede, beton yolların özellikle can güvenliğine olan etkileri üzerinde duruldu. Ülkemizde son yıllarda iklim ve zemin koşulları nedeniyle beton yolların uygulamalarının arttığı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde uygulayıcılara, beton yolların tasarımı, yapımı, performansı ve gelişen teknoloji ile birlikte yeni uygulama teknikleri hakkında hakkında bilgiler verildi.

Beton Yollar maliyet açısından sathi kaplamadan daha ucuz Aşkale Çimento Genel Müdür Yardımcısı Mürsel Kaya ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı Hüseyin Türker’in açılış konuşmaları ile başlayan seminerde ODTÜ İnşaat Mühendisliği


Aktüel Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Yaman, Karadeniz Bölgesi’nde son yıllarda uygulamaları yaygınlaşan silindirle sıkıştırılmış beton (SSB) yollar hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Özgür Yaman; SSB yolların klasik beton yolların aksine asfalt yolların yapımında kullanılan ekipmanlarla yapılabildiğini, hızlı bir biçimde taşıt trafiğine açılabildiğini ve maliyet bakımından sathi kaplamalarla yarışabildiğinin altını çizdi. Yaman ayrıca beton yollarda uygulama kalitesini arttırmak için uygulanan kalite kontrol testleri hakkında yakında çıkacak olan beton yollar şartnamesinden de örnekler sunarak bilgiler verdi.

nuşmasında beton yolların tasarımında klasik ampirik metotlarla mekanistik-ampirik metodu karşılaştıran Öztürk, mekanistik ampirik metotta beton yolların trafik, iklim, zemin, malzeme ve yapım koşullarının daha gerçekçi modellenebilmesi nedeniyle mekanistik ampirik metodun kullanımının yaygınlaşmasıyla daha ekonomik ve daha uzun hizmet veren beton yollar tasarlanabileceğini belirtti. Son olarak Yüksek İnşaat Mühendisi, Muhammet Çelik asfalt ve beton yolları karşılaştırdığı sunumunda beton yolların avantajlarından söz etti.

Zorlu iklim ve yol koşullarında Beton Yol ve Beton Bariyer şart

Kapanış konuşmasında Beton Yolların can güvenliğine olan etkilerine değinen TÇMB CEO’su İsmail Bulut; Yaşamımızın her alanında güvenliği önceliklerimiz

arasına alarak, güvenli seyahat için alınacak önlemlerin başında gelen iyi bir yol ile birlikte beton bariyerlerin yaygınlaşmasının ve bununla birlikte daha güvenli yolların oluşması TÇMB’ nin öncelikli hedefleri arasındadır. Metrobüs kazasıyla tekrar gündeme gelen trafikte yol ve can güvenliği problemini CE belgeli beton bariyerlerin artmasıyla yol güvenliğinin sağlanacağına, İngiltere, İrlanda’da orta refüjlerde beton bariyer kullanımı yasal bir zorunluluk, Avrupa ülkelerinde yasal zorunluluk olmamasına rağmen beton bariyerlerin yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Ülkemizde de benzer yasal yaptırımların uygulanmasının zamanının geldiğini düşünüyoruz. Beton bariyerler alternatif sistemlerle karşılaştırıldığında dayanıklılık, estetik, sürüş konforu ve can güvenliğine olan etkilerini hepimiz yakından takip ediyoruz. Can ve mal güvenliği için; özellikle zorlu ilkim ve coğrafi koşulların hakim olduğu bölgelerde beton yol ve beton bariyer konusuna daha fazla odaklanmamız gerekmektedir. Düzenlediğimiz eğitim ve seminerlerle biz de elimizden geleni yaparak yol ve yolcu güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz.” dedi. Etkinliğe; Trabzon, Artvin, Rize ve Gümüşhane illerinin belediye ve diğer kamu kuruluşları yetkilileri ile beton yol uygulayıcıları, çimento ve hazır beton üreticilerinin bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.

KATÜ Ulaştırma Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. M. Vefa Akpınar, beton yolların yapımında yapılan yanlışlar ve bunların yarattığı performans problemlerinden örnekler verdi. Akpınar, beton yollarda uygulamaya dayalı bozulmaların çözümleri için izlenebilecek adımlar konusunda uygulayıcılara önerilerde bulundu.

ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hande Işık Öztürk ise “Beton Yol Tasarımında Yeni Yaklaşımlar” başlıklı konuşmasında ise kaplama tasarımında yeni bir teknoloji olan mekanistik-ampirik tasarım prensipleri hakkında bilgilendirme yaptı. Ko-

Yapı Malzeme Aralık 2016

23


Gyoder Gösterge 3. Çeyrek Raporu yayınlandı Türkiye’nin Gayrimenkul Platformu GYODER, gayrimenkul sektörünün yanı sıra tüm kesimler için önemli olan ve sektörün alt segmentlerini üçer aylık dönemler halinde irdelediği ‘GYODER Gösterge 3. Çeyrek Raporu’nu yayınladı. GYODER, dünya ve Türkiye ekonomisinden, temel makroekonomik göstergelere, sektör içi üretim rakamlarından, çeşitli istatistiklere kadar önemli bilgiler aktaran ‘GYODER Gösterge’ ile gayrimenkul sektörüne ışık tutmaya devam ediyor. Türkiye gayrimenkul sektörünün dinamiklerinin incelendiği ‘GYODER Gösterge 3. Çeyrek Raporu’nda, sosyal ve ekonomik olarak atlatılan badirelerden sonra toparlanmanın hiçbir ülkede olmayacak şekilde çabuk olduğu vurgulanıyor. 3. Çeyrek Raporu’nda, 2015 yılı Ocak-Eylül ayları arasında Türkiye’de toplam 936 bin 615 adet konut satışı yapılırken, 2016 yılının aynı döneminde bu rakamın 935 bin 811 adet olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda, Türkiye’de 2 milyon kişiye ulaşan ve 155 milyar TL’yi yakalayan ölçekte konut kredisi kullanıldığı bilgileri yer alıyor. İnşaat ana sektöründe görülen toparlanmada GYODER ve Emlak Konut GYO AŞ’nin 15 Temmuz sonrası başlattığı ‘Gayrimenkulde Güç Birliği, Daha Güçlü Türkiye’ kampanyasının çok etkili olduğu belirtiliyor. Konut kredisi faiz oranlarının Ocak-Haziran döneminde ortalama aylık yüzde 1,18, Temmuz ayında ise %1,15 olarak gerçekleştiği; göreli yüksek kredi maliyetinin de, kredi artış hızını yavaşlattığı ifade ediliyor. Ancak Ağustos ayı ile birlikte GYODER ve Emlak Konut GYO öncülüğünde başlatılan 120 ay vade ve aylık %0,7 faiz oranlı kampanyaların, tüketicilerin geçmiş dönemlere kıyasla daha düşük maliyete katlanmaları anlamına geldiği belirtiliyor. Ayrıca Ağustos ayı içerisinde konut kampanyalarının yansıması olarak başlayan

24

Yapı Malzeme Aralık 2016

faiz oranlarının azalım sürecinin de dikkate değer bir gelişme olduğunun kaydedildiği raporda, konut kredisi faiz oranlarının yüzde 0,82’lere kadar düşmesi ve konut kredilerinde yıllık maliyetin yüzde 9 gibi tek haneli oranlara indirilmesine yönelik çalışmaların, yılın son çeyreğinde sektörde var olan olumlu havayı daha da artıracağı, maliyetlerin düşmesi ile birlikte bugünlerin konut edinimi için doğru zaman olduğu ifade ediliyor. ‘Temel Ekonomik Veriler’ bölümünde, %7,28 olarak yer alan Eylül enflasyonunun, 2014 ve 2015 yıllarına göre azalmış olmasının yıl sonu hedefleri için olumlu bir gelişme olduğu kaydediliyor. 15 Temmuz süreci sonrasında atılan adımların ‘Beklenti ve Güven Endekslerinde’ artışa sebep olduğuna dikkat çekilen raporda, geçen yılın aynı dönemine göre, 3. Çeyrek’te konut satışlarının artış göstermesi olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Buna göre, 2014 yılı toplam konut satışı 1 milyon 165 bin 381 adet, 2015 yılı toplam konut satışı 1 milyon 289 bin 320 adet iken 2016 yılı 3. Çeyrek’te konut satış rakamı 935 bin 811 olarak raporda yer alıyor. ‘Yabancılar tarafından tercih edilen ilk 10 il’ başlıklı bölümde; bu yılın ilk 9 ayında Muğla alan olarak, İstanbul ise kişi olarak birinci sırada yer alıyor. Yabancıların tercih ettiği ilk 10 il; “Muğla 1 milyon 97 bin metrekare, İstanbul 586 bin metrekare, Bursa 398 bin metrekare, Antalya 355 bin metrekare, Sakarya 200 bin metrekare, Adana 196 bin metrekare, Yalova 184 bin metrekare, Aydın 164 bin metrekare, Hatay 160 bin metrekare, Kocaeli 132 bin metrekare” şeklinde sıralanıyor. ‘Türkiye’yi tercih eden ilk 10 ülke’ sıralamasında ise bu yıl Almanya’nın, Suudi Arabistan’ı geride bırakarak birinci sıraya yerleştiği görülüyor. 599 bin metrekare ile birinci sırada olan Almanya’yı, Suudi Arabistan 564 bin metrekare, İngiltere 519 bin metrekare, Kuveyt 386 bin metrekare, Irak 215 bin metrekare, Lübnan 175 bin metrekare, Rusya 158 bin metrekare, KKTC 123 bin metrekare, Bahreyn 112 bin metrekare, Katar 109 bin metrekare ile izliyor. ‘Türkiye geneli yabancılara yapılan konut satış sayıları’ ise raporda; 2015 ilk 9 ayda, toplam hisseye isabet eden yüzölçümü 4 milyon 94 bin 737 metrekare, toplam kişi adeti 19 bin 572 olarak, 2016 ilk 9 ayda toplam hisseye isabet eden yüzölçümü 4 milyon 594 bin 306

metrekare, toplam kişi adedi ise 19 bin 605 olarak yer alıyor. ‘Konut kredisi stoku ve takipteki krediler’ konusunun da incelendiği raporda, konut kredilerinin toplam krediler içerisindeki payının artması olumlu bulunuyor. 3. Çeyrek’te takipteki kredilerin yükselişi ise dikkat edilmesi gereken bir gelişme olarak gösteriliyor. Rapora göre, takipteki kredilerin toplam stoka oranı ise yüzde 0,55. ‘Konut kredisi - toplam bireysel krediler’ karşılaştırmasında ise konut kredisi 143 milyar TL, bireysel kredi 388 milyar TL olarak raporda yer alıyor. Konut kredisi-

nin toplam bireysel kredilere oranı ise yüzde 36,9. ‘AVM Endeksleri’ne de yer verilen raporda, ziyaretçi sayılarındaki artışın benzer biçimde cirolara yansımamasının olumsuz bir sinyal olarak tespit edildiği belirtiliyor.

Raporda, 2016 yılı son çeyreğine girerken, Türkiye Gayrimenkul sektöründe izlenmesi gereken önemli değişkenler şöyle sıralanıyor: * Yabancı yatırımcının ilgisinin azalmaması (Bu noktada dövizin göreceli olarak değer kazanmasının yarattığı etki yanında; sadece konut niteliği ve niceliğine değil aynı zamanda mülk edindikleri şehri ‘bir yaşam alanı’ olarak görmelerinin etkileri de dikkat çekiyor) * Yabancı konut alıcıları ve yatırımcıları açısından vize, vatandaşlık, oturma izni ve bürokratik işlemlerinin azaltılması yoluyla satışların desteklenmesi, * 2016’nın ilk dokuz aylık döneminde


Aktüel konut satışlarının son yıllar ortalamasında seyrederek dinamik bir yapıya sahip olması, * Kredi faizlerinde görülen düşüşün sektöre hareket getirmesi, * Tüketicinin giderek daha rasyonel kararlar vererek sadece fiyat kıstasına bakmaması, yapı kalitesi, malzemesi, ulaşım kolaylığı gibi pek çok unsuru değerlendirmesi, * İstanbul’un finansal bir merkez olması için yapılan çalışmaların daha da somutlaşması, inşaatların hızla ilerlemesi, * Altyapı projelerinin cazibe merkezi ve ilgi yaratması (Özellikle 2016 yılında hizmete giren Yavuz Sultan Selim Köprüsü

ve Osmangazi Köprüsü ile önümüzdeki dönemde bitirilmesi planlanan İstanbul Boğazı tüp geçit projeleri, Üçüncü Havalimanı, Kanal İstanbul, Çanakkale Köprüsü, Ankara-İstanbul arası hızlı tren projeleri, ayrıca büyük şehirlerin hemen hemen tamamında görülen raylı taşıma ve metro projeleri) * Ulaşım araç ve olanaklarının giderek artması sonucu büyük şehir çevrelerinin genişlemesi ve bu çevrelerde şehir merkezlerine nazaran daha planlı sosyal tesisler olması, * Kentsel dönüşümün ve buna bağlı düzenlemelerin hız kesmeden 2016 yılında da devam etmesi,

* Sektörle doğrudan ilgili işletmelerin giderek daha kurumsal yönetilmesinin sağladığı yönetsel ve finansal avantajların şirketleri eskiye nazaran daha güçlü hale getirmesi, * Köyden kente göçün devam etmesine ek olarak artan mültecilerin büyükşehirlere akması sonucu özellikle batıdaki büyükşehirlerde kira ve mülk fiyatlarının artış trendinin diğer şehirlere göre daha fazla olması, * Genç bir nüfus yapısına sahip olmanın getirdiği doğal talebin devam etmesi, * Çekirdek aile kavramının değişmesi, evlenme ve boşanmalar nedeniyle artan konut ihtiyacının devam etmesi.

6,5 milyon güvenli ve nitelikli binanın anahtarı kentsel dönüşüm kapısında

Kentsel dönüşüm şimdi başlıyor! İtalya’da yaşanan depremin ardından, Marmara’da beklenen büyük deprem ve olası tehlikeler bir kez daha hararetli bir şekilde tartışılmaya başlandı. Uzmanlar İstanbul’un 7’nin üzerinde olması beklenen bir depremde çok büyük bir yıkıma uğrayacağını tekrar vurgulayarak alınan önlemlerin yetersizliğine dikkat çekti. Adım adım yaklaşan bu olumsuz tablo ile endişelerin arttığı bugünlerde, 6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulama yönetmeliğinde yapılan değişiklik, yaşanan aksaklıklar yüzünden tam olarak hedefine ulaşamayan kentsel dönüşüm sürecini hızlandıracak olması nedeniyle inşaat sektöründe ve kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. “Yüzölçümünün yaklaşık %92’si deprem kuşağında bulunan Türkiye’de güvenli ve nitelikli binaların anahtarı kentsel dönüşümün kapısında” diyen Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, yönetmelik değişikliğini yorumladı. Türkiye’de kentsel dönüşüm sürecinin 2012 yılında başladığını ve resmi rakamlara göre ilk etapta yaklaşık 6,5 milyon binanın yenilenmesinin hedeflendiğini hatırlatan Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, İstanbul Kentsel Dönüşüm Derneği’nin açıklamalarına göre 4 senede sadece 120 bin binanın kentsel dönüşüm sistemine girdiğine dikkat çekti. Bugüne kadar süreci tıkayan pek çok nedenden ötürü kentsel dönüşümün yavaş ilerlediğini belirten Tamer Son,

6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın uygulama yönetmeliğinde yapılan radikal değişiklikler ile yatırımcıların ve konutunu yenilemek isteyen mülk sahiplerinin önündeki engellerin ortadan kalktığını söyledi.

“Süreç şimdi daha gerçekçi ve uygulanabilir hale getiriliyor” Bugüne kadar kapsamlı projeler yerine çoğunlukla bina bazında yenileme olarak ilerleyen kentsel dönüşümde artık kuralların değiştiğini vurgulayan Tamer Son, sözlerini şöyle sürdürdü; “Devletin çok doğru ve bütüncül bir anlayışla başlattığı kentsel dönüşüm sürecinin uygulamasında zaman içerisinde eksiklikler olduğu görüldü. Yapılan son değişikliklerle bu süreç şimdi daha gerçekçi ve uygulanabilir hale getiriliyor. Yeni yönetmelikle, yapı stoğunun %65’i depreme dayanıksız ve ruhsatsız olan bölgeler ‘riskli alan’ olarak belirlenecek. Bu sayede tek tek bina ile uğraşma dönemi bitti ve olması gerektiği gibi ada ve bölge bazlı dönüşümlerin önü açılmış oldu. Riskli alan ilanlarının en az 15 bin metrekare olması zorunluluğun kaldırılması da daha büyük alanlar için kapsamlı projeler geliştirilebilmesinin önünü açacak. Türkiye’deki yaklaşık 18 milyonu aşan yapı stoğunun %67’sinin ruhsatsız ve kaçak, %60’ının ise 20 yaşın üzerindeki konutlardan oluştuğunu düşündüğümüzde yeni yönetmeliğin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Ülkemiz için yolu,

Tamer Son Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı

altyapısı, yeşil alanı ve sosyal imkanları ile planlı, sağlıklı ve sürdürülebilir şehirler ancak kentsel dönüşümle sağlanabilir. Şehir planlamasını bütüncül ve sistematik bir anlayışla yapmak, gelecek nesillere kaliteli yaşam imkanı tanımak ve olası felaketlerde kayıpları en aza indirgemek için kentsel dönüşüm fırsatını iyi değerlendirmek gerekiyor. 2012 yılında başlatılan bu süreç aslında 1999 depremi sonrası kaybedilen onca zamanı bir nebze de olsa telafi edecek gibi görünüyor. Ancak yine de her şey insanımızda bitiyor. Deprem gerçeğini fırsat yarışına çevirmeye çalışmak yerine çözümcül bir yaklaşımla ilerlenirse tüm bunlar gerçeğe dönüşebilir.” Yapı Malzeme Aralık 2016

25


Çözüm Ortağı

Ağaoğlu Maslak 1453’ün yalıtımı Bonus Taş Yünü’ne emanet İstanbul’da son dönemin en prestijli projelerinden olan Ağaoğlu Maslak 1453 projesinin dış cephe ve ara bölmelerindeki yalıtım ihtiyacı Bonus|Wooler taş yünü ile karşılandı.

Ağaoğlu Şirketler Grubu’nun gözde projesi Maslak 1453’ün dış cephe ve metal kenet çatı uygulamalarında Bonus|Wooler taş yünü tercih edildi. LEED Gold sertifikası adayı olan Ağaoğlu Maslak 1453’ün dış cephe ve metal kenet çatılar gibi kritik detayları Gold 50 kg/m3 ve Gold Plus Black 70 kg/m3 ve Premium F150 ürünleri ile çözüldü. Bugüne kadar toplamda 20.000 m2’lik alana uygulanan Bonus|Wooler taş yünü ile Maslak 1453 sağlıklı ve doğru yalıtımın konforunu yapı ömrü boyunca yaşayacak. Havalandırma boşluklu ve havalandırmasız giydirme dış cephe duvarları için kullanılan Bonus|Wooler GOLD serisi cam tüllü dış cephe levhaları, giydirme cephelerin çıkmalı dış duvarlarında mü-

26

Yapı Malzeme Aralık 2016

kemmel bir ısı yalıtımı sunuyor. A1 sınıfı yanmaz malzeme olan Bonus|Wooler GOLD serileri, üstün ses emici özelliği sayesinde dış ortamdan gelebilecek tüm gürültüyü emerek yapıların yaşam konforunu artırıyor. Su itici özelliği ile tercih nedeni olan Bonus|Wooler GOLD, siyah cam tülü kaplaması sayesinde koruyucu herhangi bir ek önleme ihtiyaç duymadan her mevsim uygulama yapılabilmesine olanak sağlıyor. Bonus|Wooler Premium F 150, duvar elemanlarının oluşturdukları yüzeylerle

birlikte, kolon, kiriş, hatıl, lento, perde duvar gibi betonarme yüzeylerin yalıtılarak ısı köprülerinin ortadan kaldırılması ve binaların atmosferik şartlara karşı korunarak sıcaklık farklılıklarından oluşan genleşme ve büzülme gibi yapı bileşenlerinde meydana gelen fiziksel değişimlerin önlenmesi bakımından en doğru çözüm oluyor. Bonus|Wooler Premium F 150, TR>15 kPa yüzeye dik çekme dayanımına sahip olup, 30-150 mm arası çeşitli kalınlıklarda üretilebilen bir ürün olarak dikkat çekiyor.



Başkentin kalbinde DOKA

28

Proje adı: Kumru Ankara

İnşaat Yüksekliği: 125 m.

Bulunduğu yer: Çankaya / Ankara

Kat sayısı: 33 kat

Yatırımcı firma: Kuzu Grup

Kullanılan sistemler: Doka XClimb 60 Koruma Perdesi

Yapı Malzeme Aralık 2016


Çözüm Ortağı

Çankaya’nın tam kalbinde Kumru Ankara projesi binayı çepeçevre saran sarı perdeleri ile dikkatleri üzerine çekiyor. Karma proje olarak inşa edilen Kumru Ankara projesi toplam 164 adet konut ve açık çarşıdan meydana geliyor. Proje 60 bin 216 metrekare inşaat alanına sahip olarak yükselirken Çankaya’ya sadece çok özel bir rezidans değil, benzersiz bir meydan sunmayı planlayan projenin inşaatın da tercih yine Doka’dan yana oluyor.

Başkentte de tercih ‘DOKA‘ Tamamlandığında 125 metre yüksekliğe ulaşması planlanan projede güvenli çalışma ortamı Doka Xclimb 60 Koruma perdesi ile sağlanıyor. Her türlü değişik geometrideki binanın yapısına adapte edilebilen Doka Xclimb 60 Koruma Perdesi ile betonarme yapının çepeçevre boşluksuz kapatılması sağlanarak işçiler için her hava koşulunda maksimum güvenlikli çalışma ortamı yaratılıyor. Kaba yapının yapımını hiçbir şekilde engelle-

meden yapıyla beraber ve yapı cephesine bitişik hidrolik olarak yükselen sistem ile kule vinçlerin çalışamayacağı yüksek rüzgar hızlarında dahi tırmanma işlemini güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi sağlanıyor. Artan güvenlik hissi nedeni ile proje daha yüksek verimlilik ile sürdürülüyor ve hidrolik sistem sayesinde de vinç kapasitesinden tasarruf ediliyor. Kuzu Grup tarafından hayata geçirilen Kumru Ankara projesi teslimleri 2017 yılının Eylül ayında yapılması planlanıyor.

Yapı Malzeme Aralık 2016

29


Sektörel

Çimsa

2015 yılında, sürdürülebilirlik alanında 12 milyon ABD doları yatırım yaptı

Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, “Çimsa olarak başarımızın sırrı; kurumsal ilkelerimiz, sorumlu yönetim anlayışımız ve sürdürülebilirlik hedefiyle hayata geçirdiğimiz öncü ve yenilikçi uygularımızdır. Her zaman söylediğimiz gibi Sürdürülebilir Çimsa için sosyal, ekonomik ve çevresel boyutta pozitif değer yaratmak en büyük sorumluluğumuzdur” dedi.

Türkiye’nin önde gelen çimento ve yapı malzemeleri üreticilerinden Çimsa, 2015 yılı verilerinin yer aldığı Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı. Yenilikçi ürün ve hizmetler aracılığıyla sürdürülebilirlik yaklaşımını gerek ekiplerin gerekse paydaşların karar alma, uygulama ve iş yapış süreçlerine entegre etmeyi amaçlayan Çimsa, Sürdürülebilirlik Raporu’nu 2010 yılından bu yana yayınlıyor. Global Repor-

30

Yapı Malzeme Aralık 2016

ting Initiative G4 Raporlama Rehberinin “temel” (core) kriterlerine uyumlu olarak hazırlanan raporda, 2015 yılında gerçekleşen çevresel, ekonomik ve toplumsal faaliyetlere yönelik çalışmalar yer aldı.

Çimsa 2015 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınlarken de topluma katkı sağlamaya devam ediyor. İdari ofisler ve fabrikalarda uygulanan geri dönüşüm projeleri ile başarı sağlayan Çimsa, 2015 Sürdürülebilirlik Raporu’nun dağıtımında insanlığın doğa ile uyum içinde yaşanacak bir geleceğin kurulması için çalışan, dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşlarından Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF Türkiye) ile iş birliği yaptı. Rapor, WWF Türkiye’den alınan çerçevelerin içine yerleştirilen harici bellekler ile dağıtılarak, kâğıt kullanımı konusunda büyük bir tasarruf gerçekleştirildi. Dağıtılan her bir rapor ile WWF Türkiye’ye bağış yapılmış oldu. Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, “Ana hedefimiz insana saygılı, çevreyle uyumlu ve finansal açıdan karlı bir iş modeliyle paydaşlarımız için değer üretmektir. Bu nedenle yatırımlarımızın, uygulamalarımızın, ürün ve hizmet geliştirme çalışmalarımızın karar süreçlerinde finansal performans kadar sosyal, çevresel ve ekonomik performans beklentileri de önemli bir yer tutmaktadır” dedi. 2010 yılından beri düzenli olarak Sürdürülebilirlik Raporu yayınlayan Çimsa, paydaşlarına dokunmayı ve topluma her açıdan fayda sağlamayı amaçlıyor.

Nevra Özhatay / Çimsa Genel Müdürü

Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay’ın liderliğinde çalışmalarını sürdüren Çimsa Sürdürülebilirlik Komitesi, operasyonların her aşamasında ilgili performans göstergelerini takip ederek, bu verileri sürdürülebilirlik yönetiminin bir parçası haline getiriyor. Sürdürülebilirlik alanında 2015 yılında gerçekleştirilen başarının gelecek dönemlerdeki çalışmalarla arttırılacağına inancının tam olduğunu belirten Özhatay, Çimsa olarak sahip olunan başarının ardındaki temel motivasyonun, paydaşlardan alınan güç olduğunu vurguladı.



Yeri: BAĞCILAR / ISTANBUL İş Sahibi: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yüklenici Firma: Gülermak Kolin-Kalyon Adi Ortaklığı Alt Yüklenici Firma: Yükselen Yapı Grup

Yükselen Yapı Şantiye Şefi: Muhyettin Yerli Projede Kullanılan PERI Kalıp Sistemleri: 1. Döşeme Kalıbı : PD8 İskelesi Sistemi, 2. Tek Taraflı Perde Kalıbı: SKS Starter - Konsol Sistem 3. Perde ve Kolon Kalıpları Vario GT24 Sistem

Mahmutbey - Mecidiyeköy Metro Projesi Göztepe Mah. İstasyonu PERI Kalıp ve İskeleleri 32

Yapı Malzeme Aralık 2016


Çözüm Ortağı

Proje İle İlgili Genel Bilgiler: Toplam uzunluğu 18 km olan Mahmutbey-Mecidiyeköy Metro projesi 15 adet istasyondan oluşmaktadır. Güzergahı; Şişli-Kağıthane-Eyüp-GaziosmanpaşaEsenler-Bağcılar olan proje 18km uzunluğundaki Metro Hattı ana hat tünelleri ve viyadükleri, delme, aç-kapa ve viyadük tipinde istasyonlardan teşkil olacaktır. Projenin tamamlanmasıyla beraber Mecidiyeköy-Mahmutbey yönünde 1 saatte 70.000 yolcu taşınması planlanmaktadır. Yapısal özellikleri bakımından tipik bir metro istasyon projelerindeki gibi karmaşık ve özel kalıp çözümleri gerektiren Göztepe Mah. İstasyonu Perde-Kolon ve Döşeme Kalıbı Sistemleri seçimi, YÜKSELEN YAPI’nın konusunda uzmanlaşmış ekibinin yönetiminde, PERI KALIP SİSTEMLERİ ile çözülmüş ve çözülmektedir.

PROJEDE KULLANILAN PERI KALIP SİSTEMLERİ Döşeme Kalıpları: Tipik bir mtero projesinde olması gerek-

tiği gibi d = 50 cm. ve d=100 cm. gibi spesifik kalınlıklara ve farklı yüksekliklere sahip projedeki döşemelerin kalıp sisteminin PD8 iskele sistemi olarak belirlenmesindeki temel unsur, hızlı devir ve esneklik faktörünün aynı anda ve aynı oranda önem taşımasıdır. Proje genelinde h=7,90 m A=1.200 m² 50 cm. Döşeme Kalıbı, kalıbı stok olarak belirlenmiştir.Bu kalıp seti, h= 5,0 m. A=1.200 m² 100 cm.’lik en üst döşemede de kullanılmak üzere tasarlanmış olup,bu aşamada sadece ilave diagonellere gereksinim duyulmuştur. Böylece, döşeme kalıbı dizaynı en ekonomik ve randımanlı olacak

şekilde çözümlenmiştir. Döşeme Kalıbı PD8 iskele sistemde,mahya olarak yüksek dayanımlı GT24 kafes kiriş, ızgara olarak VT 20K dolu gövdeli ahşap kiriş kullanılarak,farklı kalınlıklardaki döşeme sistemlerinin çözümü sağlanmıştır. Projenin çok komplike olması gereği, hemen hemen her döşeme dökümünde, kalıp dizaynları yapılmış, gerekli özel çözümler üretilmiştir. PD8 iskele sistem,farklı kalınlıklardaki döşeme kalıplarında kullanılacak olması sebebiyle (50 cm’den 100 cm.’ye kadar döşeme kalınlığı) 4,5 mm et kalınlığı ile sahip olduğu taşıma gücü sayesinde projede büYapı Malzeme Aralık 2016

33


yük esneklik ve ekonomiklik sağlamıştır. Bu projede yapılan PERI döşeme kalıbı dizaynları,bir iskele ayağına maksimum 5,60 ton yük gelecek şekilde yapılmış ve dizaynda kullanılan malzemeler (PD8 İskele Sistem-GT24 Mahyalar-VT 20K Tali

34

Yapı Malzeme Aralık 2016

Taşıyıcılar) optimum açıklıkta kullanırak; en ekonomik çözüm elde edilmeye çalışılmıştır. İskele modüllerinin sahip olduğu, değişik boyutlardaki diagonaller, ayar millerinin açılma boyları gibi parametreler ile iskele sisteminin taşıma gücünde-

ki değişiklikler sağlanmıştır ve sağlanabilmektedir. PD8 iskele sistemin sahip olduğu değişik yüksekliklerdeki çerçeveler (R-110,R-150 ve R-180) ve alt–üst ayar milleri vasıtası ile her türlü yükseklikte kullanıma sahip olması projeye ayrı bir ekonomiklik ve esneklik katmıştır. DIN ve EURO normlarında imalatı yapılmış PERI PD8 yük iskele sistemiyle;tüm projedeki farklı yükleri ve farklı ölçüleri iskele aralıklarını değiştirerek işçilikten ve dolayısı ile zamandan tasarruf ederek proje genelinde EKONOMİ sağlanmıştır. Spindellerin ayarlanabilmesi, bize şantiyede çok hassas yükseklik ayarı yapmamıza olanak sağlar. Karşılıklı çerçeveler arasındaki bağlantı ise 1.25m ile 3.00m arasında değişen boylardaki diagonallerle sağlanır. Sistem üst tarafına monte edilen sırasıyla;haçvarikafa, spindel ve de spindel ayarı için kullanılan jack-nut(somun) ile bir ünite haline gelir. PD8 in temel özelliği; ana taşıyıcıların çerçeve veya diğer taşıyıcı ayaklara, tali taşıyıcıların da ana taşıyıcılara ara elemanlarla tesbit edilerek rijit ve tek parça haline getirilmesidir. PERI PD8 şantiyede tek bir sistemle 3 ayrı çözümü sunar. Her biri için tip ruhsatlar, DIN ve EURO normlarına göre düzenlenmiş abakları mevcuttur. Gerek DIN ve EURO normlarındaki uygulama abakları gerek bu normalar dahilinde üretilmiş malzemeler kullanıcısına


Çözüm Ortağı

mutlak başarıyı getirmektedir. Sonuç olarak DIN ve EURO normlarında imalatı yapılmış olan PERI PD8 yük iskele sistemi ile GT24 kafes kiriş ve VT20K dolu gövdeli ahşap kirişlerden teşkil edilen döşeme kalıbı sistemi; tüm projedeki farklı döşeme kalınlıklarını ve yükseklikleri çözerek, projede büyük ekonomiklik ve esneklik getirmiştır. Aynı malzemelerin sahip oldukları yüksek taşıma gücü sayesinde sadece aralıkları ile oynayarak tüm projede kullanılabilir olması gerek işçilik, gerekse zamandan tasarruf açısından sahadaki uygulayıcılara büyük kolaylık sağlamıştır.

Perde ve Kolon Kalıpları: Perde ve kolon imalatlarında, değişik geometri ve yüksekliklerde kullanılabilcek VARIO GT24 Sistem tercih edilmiştir. GT24 ahşap kafes kirişinin bağlantı noktalarındaki rijitliği ve yüksek mukavemeti ile projenin başından sonuna aynı mükemmel sonuçlar vermiştir. Kullanılan kolon kalıpları,değişen kat yüksekliklerine de adapte edilebilecek şekilde dizayn edilmiştir. VARIO GT24 Kolon Kalıbı Sistem,100 kN/m2 beton basıncına dayanacak şekilde dizayn edilmiş olup,hızlı beton dökümüne olanak sağlar. Projede kat yüksekliklerinin değişken olması sebebi ile seçilen kolon kalıbının farklı yüksekliklerde

de kullanılması esas alınmıştır.Yüksek katlarda VARIO GT24 Kolon Kalıbı Sisteminin Uzatma Elemanları ile hızlıca ve kolaylıkla uzatılabilmesi sağlanmıştır

Tek Taraflı Perde Kalıpları: Toplam yüksekliği h =3.30 m. olan tek taraflı perde kalıbı imalatları,hızlı ve güvenli bir şekilde beton dökümü imkanı sağlayan, PERI SKS+Vario GT24 sistemlerin kombine edilmesiyle yapılmıştır. SKS sistemin tek yüzlü perde imalatlarında da başarı ile kullanılabilmesinin bir diğer sebebide, STARTER diye tabir edilen ilk döküm fazı için ihtiyaç olan diğer aksama da sahip olmasıdır. Tek bir ilave parça ile tırmanır halde kullanılacak kalıp seti ilk döküme kolaylıkla adapte edilebilmektedir. Aynı STARTER parçası normal bina inşaatlarının bodrum kat, dış yüz, tek taraflı beton dökümlerinde de kullanılabilmektedir. SKS Starter sistem ile h =3.50 m.’ye kadar tek taraflı perde imalatı yapılabilmesine müsaade edilebilir. SKS konsol sisteminde kullanılan gömülü DW15, DW20 ve DW26 tip ankraj takımları ile; beton döküm hızına ve kalıp yüksekliğine bağlı olarak 90 kN’dan 200 kN’a kadar çekme yükleri emniyetle taşınabilmektedir.

Sn Muhyettin Yerli’nin yorumu : Göztepe İstasyonu İnşaatı, özellikle döşeme kalıbı iskelelerinin kurulumunu ve yerleşimi, tek tarfalı perde imalatı gibi zorlaştırıcı birçok unsuru içermektedir. Bu zor koşullarda, PERİ KALIP gibi bir çözüm ortağı ile birlikte çalışmak, istediğimiz verimi almayı sağlamıştır. Bu sebeble, PERI KALIP firmasının gösterdiği ilgi ve çabaya teşekkür ederiz.

PERI İle Başarılı İnşaatlar…….. ! Yapı Malzeme Aralık 2016

35


Çözüm Ortağı

S2OSB’nin ikonik yönetim binasında Daikin konforu

Sakarya 2. OSB Yönetim Binası ve Konferans Salonu Projesi’nin de iklimlendirme tercihi Daikin’den yana oldu. Tasarımı BİNAA tarafından yapılan ikonik yapı, aynı anda ısıtma ve soğutma yapabilen VRV IV Heat Recovery sistemi ile yaz kış kesintisiz konfora kavuştu. Daikin’in mucidi olduğu VRV sistemler, Türkiye’nin öne çıkan yapılarının iklimlendirme tercihi olmaya devam ediyor. İklimlendirme sektörünün Japon devi Daikin’in uzmanlığını tercih eden yapılar arasına Sakarya 2. OSB Yönetim Binası ve Konferans Salonu da katıldı. İncelikle işlenmiş metal cephesi ile bölgesinde ikonik bir yapı özelliği taşıyan binada, Daikin’in mucidi olduğu VRV IV Heat Recovery sistemi tercih edildi. Böylece Sakarya 2. OSB Yönetim Binası ve Konferans Salonu’nda yaz kış kesintisiz bir iklimlendirme ortamı sağlandı. Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan ve toplam 3000 m2 kullanım

36

Yapı Malzeme Aralık 2016

alanına sahip olan yeni proje 2 kattan oluşuyor. Yönetim binası ve konferans salonu olarak 2 bölüm halinde tasarlanan bina içerisinde 10 adet ofis odası ve toplantı salonları yer alıyor. İnşaat işleri Avşaroğlu İnşaat, mekanik işleri Zirve Mühendislik, mekanik proje tasarımı Mekanik Proje, mimarisi Binaa tarafından yapılan projenin koordinatörlüğünü ise Yüksek Mimar Tuncay Can yürüttü.

VRV IV HEAT RECOVERY İLE 4 MEVSİM KESİNTİSİZ KONFOR Cephesi binanın karakterini değil aynı zamanda işlevini yansıtan S2OSB’de güneşin konumuna göre gün içinde belli saatlerde ısıtma, belli saatlerde de soğutma ihtiyacı oluyor. Aynı anda ısıtma ve

soğutma yapabilen Daikin VRV IV Heat Recovery sistem, tam da merkezin bu ihtiyacını karşılıyor. Yeni nesil VRV IV Heat Recovery dış üniteler, ara mevsimlerde doğacak ısı geri kazanımı ile 10’ları aşan ESEER sezonsal verimlilik değerlerine ulaşıyor. Geniş kapasite aralığında çoklu modül oluşturabilme ve 1.000 metre toplam borulama uzunluğu özelliği sayesinde esnek montaj çözümü sağlanıyor. REYQ-T model VRV IV ısı geri kazanımlı dış ünitelerde bulunan otomatik şarj ve soğutucu akışkan testi hem zamandan tasarruf hem de yüksek performans sağlıyor. Yüksek ısı üretimi olan toplantı-konferans salonu gibi ortak ortamlarda de müstakil soğutma ihtiyacı olmasından dolayı bu mahaller için de Daikin VRV IV Heat Pump sistem tercih edildi. Böylece, Daikin’in tüm VRV IV dış ünitelerinde bulunan VRT (Değişken Soğutucu Sıcaklığı) teknolojisinin katkısı ile bu tür ara mevsimlerde çok yüksek verim değerlerine ulaşıldı. Merkezde kullanılan iç ünitelerde ise konfor şartı yüksek tutularak, mahallerde ihtiyaç duyulan kanal basıncına göre sessiz çalışmasıyla tercih edilen orta statik basınçlı kanallı tip iç ünite kullanıldı. Özel olarak geliştirilmiş DC fan motoru ile düşük ses seviyesi ve düşük enerji tüketimi hedeflendi. Ayrıca standart olarak drenaj pompası ve filtresi bulunan FXSQ model iç ünite, 24,5 cm. cihaz yüksekliğiyle düşük asma tavan yüksekliğine sahip açık ofislerde oldukça kolay montaj imkanı sağladı. FXSQ modeli ile sağlanan 150 Pa’a kadar çıkan cihaz dışı statik basınç değeri, fuaye ve konferans salonunda ihtiyaç duyulan yüksek statik basınç ile farklı uzunluklardaki esnek kanallarla kolay bir şekilde karşılandı.



Şile – Ağva Otoyolunda İntek Kalıp ve İskele Sistemleri Projenin Adı: Şile – Ağva Otoyol Projesi Projenin Yeri: Şile / İSTANBUL Ana Yüklenici: Makyol - Kalyon-Cengiz (MKC) Alt Yüklenici: Kurular İnşaat

38

Yapı Malzeme Aralık 2016

Proje Hakkında Genel Bilgi: Şile-Ağva Otoyolu tamamlandığında, Şile-Kandıra arasında 11 köyden geçerek 8 adet kavşak çıkış noktası ile Şile-Ağva arası transit ulaşımını 22 kilometreye indirecek. Ağva’nın doğal yapısına zarar vermeyecek şekilde yapım çalışmaları süren otoyol, sürüş güvenliği ve sürüş konforu düşünülerek %3 meyille yapılıyor. Maliyeti artırma pahasına yapılan çalışmalarda amaç, doğanın korunması ve yolun kaliteli hale getirilmesi. 3x3 gidiş-geliş yolun tamamlanmasıyla Ağva rahat ve konforlu bir otoyola kavuşacak. Çalışmaların 2018 yılında tamamlanması hedefleniyor. Çayırbaşı-Kabakoz arası 3 tünel,

Kabakoz-Akçakese arası 2 tünel, İmrenli-Şuayipli arası 2 tünel olmak üzere toplamda 7 tünel, Çayırbaşı-Akçakese arası 3 viyadük, Akçakese-Karacaköy arası 5 viyadük olmak üzere toplamda 8 viyadük, projedeki sanat yapılarını oluşturuyor. Kabakoz-Akçakese tüneli 795 m uzunluğu ile projenin en uzun tüneli, Akçakese viyadüğü ise 42m yükseklikle projenin en yüksek viyadüğü oluyor. Aşağıda özellikleri belirtilen 8 adet viyadük, Kurular İnşaat tarafından yapılmaktadır. V2 viyadüğü 9 temel, 18 orta ayak ve 9 adet başlık kirişinden, V3 viyadüğü 20 temel, 40 orta ayak ve


Çözüm Ortağı 20 adet başlık kirişinden, V4 viyadüğü 20 temel, 20 orta ayak ve 20 adet başlık kirişinden, V5 viyadüğü 14 temel, 14 orta ayak ve 14 adet başlık kirişinden, V6 viyadüğü 8 temel, 8 orta ayak ve 8 adet başlık kirişinden, V7 viyadüğü 9 temel, 18 orta ayak ve 9 adet başlık kirişinden, V8 viyadüğü 10 temel, 10 orta ayak ve 10 adet başlık kirişinden, V10 viyadüğü 10 temel, 10 orta ayak ve 20 adet başlık kirişinden oluşmaktadır. Projede Kullanılan İntek Kalıp-İskele Sistemleri ve Miktarları: Proje kapsamındaki 8 adet viyadükün; -Kenar ayak kalıpları, - Elips şekle sahip orta ayakların tırmanır kalıpları, -Başlık kirişi kalıpları ve iskeleleri İntek kalıp ve iskele sistemleri ile çözülmüştür. KENAR AYAKLAR ve ORTA AYAKLAR: Kenar ayak kalıpları, İnteva ahşap kirişli pano sistemi ile çözülmüştür. En büyük kenar ayağı iki seferde dökecek kadar A= 610m² - H= 886 cm yüksekliğinde perde kalıbı verilmiştir. Elips şekle sahip orta ayaklarda, aşağıda miktar ve ölçüleri belirtilmiş olan çelik yüzeyli SCS kalıplar kullanılmıştır. 200/400 cm ölçüsünde – H= 440 cm – 5 takım (220 + 220 cm) 250/400 cm ölçüsünde – H= 440 cm – 1 takım (220 + 220 cm) 250/850 cm ölçüsünde – H= 440 cm – 2 takım (220 + 220 cm) Kalıp yükseklikleri, demir donatının çapına bağlı olarak değişen bindirme payı ve filiz boylarına göre yapılan optimizasyon hesabı sonucunda 210

Yapı Malzeme Aralık 2016

39


cm ve 410 cm olarak belirlenmiştir. Elips şekle sahip orta ayaklar, TTD 200 tırmanma konsollarının oluşturduğu geniş platformların üzerinde tırmandırılarak yapılmaktadır. Bir sonra dökülecek olan anonun demirlerini bağlayacak olan demirci ekibinin çalışabilmesi için, tırmanma konsollarına oturan ve kalıba bağlanan özel bir platform tasarlanmıştır. Bu platform sayesinde, beton döküldükten sonra, kalıbı sökmeye gerek kalmadan bir üst anonun demirini

40

Yapı Malzeme Aralık 2016

bağlayarak ciddi bir zaman tasarrufu sağlanmaktadır. BAŞLIK KİRİŞLERİ : Başlık kirişlerinin kalıpları İnteva ahşap kirişli pano sistemi ile çözülmüştür. Kalıpları destekleyen iskelelerde, viyadük yüksekliğine bağlı olarak iki farklı çözüm uygulanmıştır. Yüksekliği 20 metrenin altında olan viyadüklerde HD 150 yük taşıyıcı iskele sistemi kullanılmış, yüksekliğin 42 me-

trelere kadar ulaştığı viyadüklerde ise TTD askı sistemi kullanılmıştır. HD 150 yük taşıyıcı iskele sistemi, bugüne kadar İntek’in çözüm ortaklığı ile gerçekleştirilmiş olan konut , iş merkezi, AVM, hastane projeleri, endüstriyel tesisler,su yapıları, yol ve köprü projeleri, stadyumlar gibi birbirinden çok farklı projelerde başarı ile kullanılmış olan çok amaçlı bir iskele sistemidir. TTD askı sistemi ise tek taraflı perde kalıplarında destekleme ekipmanı


Çözüm Ortağı

olarak kullanılan “asker payanda” adını verdiğimiz yüksek mukavemetli ürünün, küçük bazı revizyonlarla bir tırmanma konsolu gibi kullanılması ile oluşan bir sistemdir. Asker payandalar, orta ayakların içinde bırakılmış olan kalıcı ankrajlara asılarak, başlık kirişinin hemen altında bir taşıyıcı platform oluşturmaktadır. Başlık kirişinin kalıbı bu platformun

üzerinde oluşturulmaktadır.Başlık kirişi betonarmesinden platformlara gelen yük, orta ayak betonlarının içinde bırakılmış olan kalıcı ankrajlar tarafından karşılanmaktadır.Kalıcı ankrajlar 120 kN büyüklüğünde kesme kuvvetlerini emniyetli olarak karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Yüksekliğin 20 metreden fazla olduğu durumlarda bu yöntem, yerden iskele

kurmaya göre daha kolay ve iş güvenliği açısından daha doğru bir yöntemdir. Büyük yüksekliklere ve ağır betonarme kesitlere sahip Şile-Ağva otoyolu projesi, MKC konsorsiyumunun ana yükleniciliği altında Kurular İnşaat tarafından, İntek’in çözüm ortaklığı ile başarılı ve güvenli bir şekilde yapılmaktadır. Bir sonraki projemizde görüşmek üzere, sağlık ve mutluluklar dileriz.

Yapı Malzeme Aralık 2016

41


Çözüm Ortağı

İstanbul Yeni Havalimanı’nın camları Şişecam Düzcam’dan Dünyanın en büyük düzcam üreticilerinden Şişecam Düzcam’ın ürünleri, mega projeler arasında yer alan İstanbul Yeni Havalimanı Projesi için tercih edildi. İlk etabında 200.000 metrekarenin üzerinde cam kullanım alanına sahip olacak İstanbul Yeni Havalimanı projesinin cephe ve çatı ışıklık camlarında Şişecam Düzcam ürünleri kullanılacak. Projede, Şişecam Düzcam’ın etkin enerji tasarrufu, emniyet, güvenlik ve gürültü kontrolü ihtiyaçlarına çözümler sunan “Temperlenebilir Solar Low-E Cam” ürünleri yer alacak.

42

Yapı Malzeme Aralık 2016

Cam sektörünün global oyuncusu Şişecam Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise beşinci büyük düzcam üreticisi Şişecam Düzcam, İstanbul’da yapılan Yeni Havalimanı’nın 200.000 metrekareyi aşan cephe ve çatı ışıklığında tercih edilen ürünleri ile projede yer alacak. 2018 yılının ilk çeyreğinde birinci fazı tamamlandığında yıllık 90 milyon, tüm fazları tamamlandığında ise yıllık 200 milyon yolcuya hizmet sunacak projede; etkin enerji tasarrufu, gürültü kontrolü, estetik, emniyet ve güvenlik ihtiyaçlarına çözümler sunan farklı performanslardaki Şişecam Düzcam ürünleri tercih edildi. Şişecam Düzcam’ın İstanbul Yeni Havalimanı projesi için geliştirdiği üstün nitelikli yeni ürünü “Temperlenebilir Solar Low-E Cam” projenin cephe camlarında kullanılacak. İstanbul Yeni Havalimanı projesinin cephelerinde tercih edilen üstün nitelikli yeni Şişecam Temperlenebilir Solar Low-E Cam ürünü ile oluşturulan Isıcam kombinasyonuyla yüzde 51 ışık geçirgenliği sağlanarak projede ihtiyaç duyulan optimum ışık geçirgenliği ve düşük yansıtma özelliğiyle şeffaf tasarıma imkan sağlanıyor. Ayrıca, İstanbul Yeni Havalimanı projesinde tercih edilen Isıcam kombinasyonu yazın güneş enerjisinin sadece yüzde 29’unun içeri gir-

mesini sağlayarak da hem soğutma giderlerinden, hem de sıradan çift cama göre ısı kayıplarını yüzde 50 azaltarak kışın ısıtma giderlerinden tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda, temperlenebilme özelliğiyle emniyet ihtiyacını karşılıyor ve cam kırılması sonucunda ortaya çıkabilecek yaralanma risklerini azaltırken, iç ve dış cam kombinasyonunda tercih edilen lamine cam ile güvenlik ihtiyacının yanı sıra gürültü kontrolü de sağlıyor.

Çevre dostu binalara fırsat tanıyor Projenin güneş kontrolüne en çok ihtiyaç duyulan geniş yüzeyli çatı ışıklıklarında tercih edilen Şişecam Temperlenebilir Solar Low-E Cam ise performansıyla çatıda güneş enerjisinin sadece yüzde 26’sının içeri girmesine izin vererek etkin güneş kontrolü ile soğutma giderlerinden tasarruf sağlarken, sıradan çift cama göre ısı kayıplarını yüzde 50 azaltarak, kışın da ısıtma giderlerini düşürüyor. Ayrıca yüzde 40 ışık geçirgenliği sayesinde aydınlık iç mekan etkisinden vazgeçmeden gökyüzünü ve bulutları izlemeyi de mümkün kılıyor. İç cam kombinasyonunda tercih edilen lamine camlar ise güvenlik ihtiyacını karşılıyor. Konforlu bir yaşam alanı sunan ürünler, projede tüketilen enerjiden tasarruf sağlayarak, karbondioksit emisyonunu azaltıyor ve çevre dostu bina yaratılmasına fırsat tanıyor.



Seçkin Projelerin Tercihi Özler Kalıp ve İskele Sistemleri

Cebeci Residence Pendik Türkiye’nin en prestijli gayrimenkul ödüllerinin dağıtıldığı Sign of the City Awards Yarışması’nda Devam Eden Projeler kategorisinde 2014 yılının “En İyi Çok Katlı Konut Projesi” ödülünü olan Cebeci Residence ÖZLER KALIP ile yükseliyor. Cebeci Group’un yüksek vizyonuyla hayata geçirilen, hem iç hem dış mimaride kullandığı yenilikçi tasarımlarıyla mükemmelliği hayatın öznesi haline getiren Ce-

44

Yapı Malzeme Aralık 2016

beci Residence Pendik’ in tercihi ÖZLER KALIP VE İSKELE SİSTEMLERİ oldu. “Modern mimarisi, özgün tasarımları ve göz alıcı manzarayı hayatınızın merkezine taşıyan balkonlarıyla mimari açıdan mükemmel bir proje…”

Estetiği işlevsellikle tamamlayan modern mimarisi size ve sevdiklerinize ayrıcalıklarla dolu keyifli bir hayatın kapılarını açarken, muhteşem deniz manzarasının tadını çıkarmanız için tasarlanan geniş balkonları hayata bambaşka bir gözle bakmanızı sağ-


Çözüm Ortağı lıyor. Cebeci Residence Pendik, en ince detaylarda bile kendini gösteren kalitesiyle İstanbul’un en özel projelerinden biri. Konut, ofis ve ticari konsepte sahip olan projede 59 m² ile 400 m² arasında değişen farklı seçenekler bulunmakta.

Projede tercih edilen ÖZLER KALIP VE İSKELE SİSTEMLERİ: Rapido Panel Kalıp Sistemi Panellerimiz 25 farklı tip olarak üretilmektedir. 30 cm - 45 cm - 60cm - 90 cm - 120 cm olmak üzere 5 farklı genişlikte ve 60 cm - 150 cm - 270 cm - 300 cm - 330 cm olmak üzere 5 farklı yüksekliktedir. Ürünler şantiyeye kullanıma hazır olarak gönderilir. Sistemin ana çerçevesinde Welser Profile tarafından dizayn edilmiş mukavemet değeri yüksek profil kullanılmaktadır. Panel yüzeyinde 21 mm birch plywood kullanılmaktadır. Sistem kalıp projenize göre ÖZLER tarafından tasarlanır. Tasarımlarımızda 80 kN/m² taze beton basıncı dikkate alınır. Üretimlerimizde otomatik gazaltı kaynak makineleri kullanılır. Sistem 2 kat rapid boyalıdır, talep halinde galvaniz ile de kaplanır.

Masa Tipi (Ağır Yük) Kalıp İskelesi Sistemi Döşeme ve kiriş altında taşıyıcı iskele olarak kullanılır. Masa kalıbı iskelesi, yük

Malzeme Çıkartma Platformu Sistemi Kalıp sirkülasyonunda ve malzeme taşınmasında kullanılır. Özellikle masa kalıbı uygulamalarında masa taşıma arabaları ile platformun üzerine getirilen kalıp masa taşıma çatalı ile bir üst kata emniyetli bir şekilde taşınır. Döşeme tipine

göre sistem ÖZLER tarafından projelendirilir ve üretilir. Sistem parçaları TSE Belgeli, mekanik testlere tabi tutulmuş, standart boru ve profillerden üretilir. Üretimlerimizde otomatik gazaltı kaynak makineleri kullanılır. Sistem 2 kat rapid boyalıdır, talep halinde galvaniz ile de kaplanır.

iskelesi ve merdiven kulesi gibi 3 farklı şekilde kullanılır. Zemini teraziye almak için alt ayar milleri, döşeme ve kiriş altını teraziye almak için ise “4 yollu” veya “U” başlıklı üst ayar milleri kullanılır. Masa kalıbı sökülmeden taşıma arabası ve vinç yardımı ile yer değiştirebilir. Sistem kalıp projenize göre ÖZLER tarafından tasarlanır. Panolar 150 cm genişliğinde 110 – 150 – 180 cm yüksekliğindedir. Panolar 60*3 mm, yatay ve diyagonal bağlantılar ise 34*2,5 mm TSE belgeli mekanik testlere tabi tutulmuş standart borulardan üretilir. Üretimlerimizde otomatik gazaltı kaynak makineleri kullanılır. Sistem 2 kat rapid boyalıdır, talep halinde galvaniz ile de kaplanır. Yapı Malzeme Aralık 2016

45


Çözüm Ortağı

Geoplast Türkiye’den inşaat dolgusunda çığır açan yenilik! Proje: Blue Planet Konut Projesi Proje lokasyonu: Pendik, İstanbul Müteahhit: Şenkaya İnşaat Ürün: Yeni Elevetor H200 Miktar: 60 m² Açıklama: Daha önce toprak ile dolgu yapılan yüzme havuzu zemini çatlayıp su sızdırmaya başlayınca, tüm seramikler kırılıp çıkartılıyor ve tüm toprak geri çıkartılıyor. Sonrasında da Elevetor istem kullanılıyor. Kesit ise 190+10 cm.’ YENİ ELEVETOR® ve YENİ ELEVETOR-S® - Nitelikli dolgu için kör kalıp sistemi H: 15-250 cm

YENİ ELEVETOR ve YENİ ELEVETOR-S ile 15’den 250 cm’ye kadar değişen yüksekliklerde her türlü nitelikli dolgu yapılabilir. Ürünler tek kullanımlık ‘kör kalıp’ olarak kullanılırlar ve betona şekil vererek döşemeyi taşıyan yüzlerce betonarme kemer, kubbe ve onları destekleyen sütunlar oluştururlar. Büyük açıklıklarda minimum imalat ile döşemeyi taşıyan be-

46

Yapı Malzeme Aralık 2016

tonarme bir yapı oluşturulur. Sistem alternatif dolgulara kıyasla benzersiz nakliye, yatay-dikey taşıma ve yer tasarrufu sağlar. Örneğin; 50 kamyon gazbetonluk bir dolgu, 1 kamyon kör kalıpla yapılabilir. Kolay ve hızlı (20 m2/adam-saat) kurulumu sayesinde inşaat süresi ciddi oranda kısalır. Döşeme imalatında kullanılan beton, demir ve diğer tüm dolgu

malzemelerinden tasarruf sağlanır, tüm yapı hafifler. Kör kalıpların oluşturdukları boşluklar, havalandırılabilir ve her türlü mekanik/elektrik tesisat geçişi yapılabilir. Kesilerek ayarlanabilen PVC sütunlar sayesinde her türlü kademe ve rampa yapılabilir. Geri dönüşümlü polipropilen ile üretilen kör kalıplar projeye LEED puanı da kazandırırlar.



“Ticari karı, yapılan ve güzelliklere vesile olan projelerin bir sonucu olarak önemsiyoruz” ^

Vehbi Orakçı / Marmara Yapı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

“Asıl unsur, bu işi mümkün mertebe samimiyetle yapmak. Paydaşlarına alanlarına satanlarına ve projeyle ilgili olan tüm kesimlere katkı sağlamak ve şu zemin içerisinde elde edilen makul karları da yine toplumsal fayda sağlamak üzere ihtiyaç duyulan yerlerde ve özellikle eğitim camiasıyla paylaşmayı hedefliyoruz.”

Kuruluş misyonunu, “İnşaat ve Mühendislik hizmetlerini tam anlamıyla icra ederek ülkemiz, müşterilerimiz ve çalışanlarımız için değer üreten bir kuruluş

48

Yapı Malzeme Aralık 2016

olmak” şeklinde belirlemiş olan Marmara Yapı A.Ş. hedeflerine doğru her geçen gün daha da hızlı bir şekilde ilerliyor. Marmara Yapı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Orakçı ile sektöre ve çalışmalarına dair konuştuk. Geçtiğimiz Ekim ayında temeli atılan yeni projelerine de değindiğimiz bu söyleşimiz için kendilerine teşekkür ediyoruz…

Firmanızın kısa tarihçesi ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? 1992 yılında kuruluşunu gerçekleştirdiğim şirketimiz,Mühendislik, İnşaat, Altyapı, Harita, İmar uygulamaları ve “Konsept Şehir Projeleri”ne imza attı. Marmara Mühendislik ve Yapı A.Ş; nitelikli ve kaliteli uygulamalarıyla yapı sektörünün tüm gereklerini, mesleki disiplin ve etik değerlere bağlı kalarak sürdürmüş, topluma verdiği hizmetlerle bölgemizde refah seviyesinin yükselmesine katkıda bulunmuştur. Kurucusu olmaktan mutluluk duyduğum şirketimizin imza attığı yüzlerce projeyle binlerce insanın beklentilerine ideal çözümler üretmesi ve istihdam sağlamasından onur duyuyorum. Kuruluşundan 2004 yılına kadar gerçekleştirdiğimiz başarılı projelerle gelişen ve hızlı bir ivme ile büyüyen şirketimizin

bu performansı ve halkın talebi şahsıma belediye başkanlığı gibi hizmetkarlık gerektiren bir misyon yüklenmesine vesile olmuştur. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı’ndaki görev süremiz boyunca; “Halka hizmet Hakka hizmettir” düsturuyla çalışıp daha iyi hizmetler sunabilmek için, ticari kaygıları bir kenara bırakıp, etik değerler doğrultusunda aldığımız kararla şirketimiz 2004 yılında 5 yıl süreyle faaliyetlerine ara vermiş ve 2009 yılına kadar herhangi bir faaliyette bulunmamıştır. Bu hizmet döneminde Okullar, Camiler, Sağlık Ocakları, Spor Salonları, Parklar, Yollar, Halk Pazarları, Sosyal Hizmetler, Kültür Merkezi ve Yurtlardan oluşan 136 eseri halkın hizmetine sunduk. Ülkemizde alt ve üst yapı çalışmaları aralıksız sürüyor. Bu çalışmaların genel işleyişi ve sizin faaliyetlerinize yansıması hakkında neler söylemek istersiniz? Ülkemizde dört bir yanda devam eden altyapı ve üstyapı projelerinin büyüklüğü, hacmi ve ürettiği katma değer doğal olarak sektörün diğer alanlarına da etki ediyor. Çünkü ülkedeki ekonomik dinamiklerin birbiriyle bağlantısı ve ilintisi kaçınılmaz bir realite. Bu açıdan bakınca da Marmaray, duble yollar, 3. Havaalanı gibi büyük yatırımlar sektörü cesaretlendiren önemli mihenk taşlarıdır. İstanbul’da ki


Proje bu dev projeler ve diğer illerdeki projeler birbirini destekleyen birbirini besleyen yatırımlar olması hasebiyle tabi ki bizim de kendi projelerimizi sunma anlamında cesaretlenmemize vesile oluyor. Daha detaylı bir örnek vermek gerekirse; Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde Beylikdüzü sahilinde milyar dolar ölçeğinde proje yapmayı düşünen yabancı bir yatırımcı, projeyle ilgili bir görsel sunum yapmıştı ve bu sunumda “İstanbul’un tarihten gelen kimliği, mevcutta var olan ekonomik ve sosyal potansiyeli, turizm potansiyelinin yanı sıra Sertap Erener’in Eurovision birinciliğinden tutun da Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğuna kadar, özne niteliği olan konular seçilmiş ve onlar tanıtım filmine görsel olarak” enjekte edilmiştir. Demek ki bir şehrin ve bir ülkenin altyapısına, üstyapısına ilişkin inşai ve inşai olmayan projeler ve değerler bu ülkedeki ve bu kentteki diğer bileşenlere de pozitif yönde katkı sağlar.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Tabi sektörde birbirinin türevi ve benzeşen onlarca yüzlerce şirket var. Hepsinin de iddiaları ve tezleri var ama bizim farkımız şu; biz Beylikdüzü’nün ve İstanbul’un son 30 yıllık inşai ve imar açısından tüm gelişimine tanıklık ettik. Gerek mühendis olarak gerekse siyaset kurumunun içerisinde aktif görev alan bir yönetici olarak Beylikdüzü’nün kurulumunda bizzat katkımız ve imzamız oldu. Hakeza belediye başkanı olarak ve diğer yandan da 25 yıllık şirketimizin kurucusu olarak İstanbul’da farklı vilayetlerde ve yurtdışında birçok proje yapma imkanı bulduk. Dolayısıyla bu yaptığımız farklı konsept ve

büyüklükteki projelerden edinmiş olduğumuz tecrübe ve birikim bizim projelerimizi daha anlamlı ve özel kılmakta. Diğer yandan biz şirket olarak misyonumuzu şöyle dile getiriyoruz. Ticari karı en öncelikli hedef haline getirmeden, ticari karı yapılan ve güzelliklere vesile olan projelerin bir sonucu olarak önemsiyoruz. Ama asıl unsur bu işi mümkün mertebe samimiyetle yapmak. Paydaşlarına alanlarına satanlarına ve projeyle ilgili olan tüm kesimlere katkı sağlamak ve şu zemin içerisinde elde edilen makul karları da yine toplumsal fayda sağlamak üzere kurmuş olduğumuz vakfımız üzerinden de ihtiyaç duyulan yerlerde ve özellikle eğitim camiasıyla paylaşmayı hedefliyoruz. Aras Marmara Eğitim Vakfımızla aynı zamanda okullar yurtlar eğitim kurumları seminerle konferanslar ve ihtiyacı olan gençlerimize imkanlar ölçeğinde burs sağlıyoruz. Bu bizim diğer şirketlerden belli alanlarda ayrılmamıza sebep olan temel bakış açımızın gereği.

Proje kaynaklarınızın teminini nasıl sağlıyorsunuz? Günümüzde imkansız gibi gözükse de 25 yıllık bir marka olarak bugüne kadar tek kuruş banka kredisi kullanmadık. İnşallah kullanmak zorunda da kalmayız. Tabi kolay değil bu, aynı zamanda sizin finansman yapılanmanızı oluştururken zorluklarla boğuşmanızı ve dönem dönem risklerle karşılaşmanızı sağlayan bir durum. Ama gerek benim mizacım gerekse şirketimizin yapısı bu konuda olabildiğince kendi yağımızda kavrulmayı, ürettiğimiz değerleri satarak bir finansman oluşturmayı önceliyoruz. Bu şekilde yürüdük bugüne kadar. Bunun zorluklarını

göğüslemeyi de hamdolsun ki başardık. Mesela şu an devam eden Marmara Konakları projemizi de biz satarken, yüzde 20 peşin ödeme imkanı bulan tüm müşterilerimize kalan tüm meblağı bir kuruş faiz, vade farkı koymadan 40 ay şirket bünyesinde destekleyerek ödeme imkanı sunuyoruz. Bunu yapıyoruz çünkü kimi insanlar bankadan çekindiği için kimi insanlar bunun mali boyutuyla ilgili kaygı taşıdığı için intina ediyor. Bizde farklı seçenek olarak bunu sunuyoruz. Tabi ki, sektörde çok farklı modeller var ve biz her modele saygı duyuyoruz. Ama bizim kendi bakış açımız olabildiğince, kurulduğumuz günden bu yana kendi imkanlarımızla ürettiğimiz katma değer ve ürettiğimiz sermaye ile devam etmek. Ayrıca yurtdışı projelerimizden de finansman sağlıyoruz.

Kullandığınız ürün ve malzemelerdeki tercihlerinizi hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? TSE standartları ISO 9001, ISO 14001 standartlarına uyuyoruz fakat yurt dışındaki ürün alımları için İngiliz standartları bizim için önemlidir.

Ekim ayında lansmanını yaptığınız ‘Marmara Konakları’ projeniz hakkında; yapı malzeme kalitesi, yalıtım, enerji verimliliği, projenini sahip olduğu mimari özellikleri ve konumu gibi başlıca konulardan bahseder misiniz? Kullandığımız malzemeler gerekli standartlara uymakla beraber Üniversitelerde onanmış, enerji verimliliği konusunda ödüllü ve özellikle alman üretimi olan

Yapı Malzeme Aralık 2016

49


Proje malzemelerden seçilmektedir. Projemiz toplu site konseptinde her türlü sosyal donatısına ve deniz manzarasına sahiptir. Çevredeki projelere göre hem ergonomi hem maliyet hem de konum olarak ayrıcalığa sahiptir.

Satış sonrası müşterilerinize ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? Müşterilerimizin çok ciddi bir kısmı genelde bizi tanıyan, bilen insanlar. Durum böyle olunca bu konut satan ve ev alan ilişki formatının dışında bir ilişki formatı oluşuyor. Bir nevi dost arkadaş gibi biz onları addediyoruz. Bu da şunu getiriyor, yıllar da geçse evleriyle ilgili herhangi bir sorun olduğunda bize ulaşıp, bizimde tüm imkanlarımızı seferber edip çözüm üretmek gibi bir duruşumuz olduğu için, bu ayrı bir olumlu dönüşe vesile oluyor. Çünkü biz hizmet merkezli bir bakış açısıyla iş yapmayı tercih ediyoruz. Eksiğimiz kusurumuz olabilir, tabiki, çünkü inşaat sektörü, hataya açık bir alan. Ama önemli olan bu olumsuzluğu da müşteri

size yansıttığında ikincil masraftan kaçınmadan ve ya yokuşa sürmeden, bugün git yarın gel demeden mümkün mertebe seri şekilde bu sorunu çözme ve müşterimizin derdini giderme anlamında bir tutum takınıyoruz. Bunun da biz faydasını görüyoruz. Müşterimiz şirketimizin bir kusuru hatası olduğu zaman da bizim bu anlayışımızı bildiği, gördüğü, tanıdığı için daha hoşgörülü daha anlayışlı olmak gibi bir sonuçla karşılaşabiliyoruz ve bundan da biz mutluluk duyuyoruz.

Yurt içi ve yurt dışında yeni pazar arayışlarınız var mı? Tabi ki bulunduğumuz yeri korumakla eğer kendimizi sınırlı tutarsak orayı koruma şansınız azalır. Dolayısıyla sürekli

50

Yapı Malzeme Aralık 2016

devinim içerisinde olmak gelişmek zorundayız. Bunun da yolu yurtiçi ve yurtdışında kendi ölçeğimizde yeni projelerle ilgili arayışta olmak, yeni işlerin startını vermek şeklinde hızlı ve hareket kabiliyetini oluşturmak durumundayız. Şuanda devam eden projelerimiz, bitenler var bitmeye yakın olanlar var, yeni başladıklarımız var yurtdışında ırakda yer alan projelerimiz var. bunların tümünden ayrı Olarak sanki mevcut işlerimizin dışında biz iş almak zorundaymışız duygusuyla gelen projeleri de değerlendiriyoruz. Yani kriz psikolojisine esir düşmek ve kaygı endişe ile davranıp iş yapmaktan kaçınma, modun da değiliz. Olmayı da düşünmüyoruz. Tabi ki temkin önemli, tedbir önemli. Ama az önceki yukarda ifade ettiğim finansman modelimizi kendimiz oluşturma durumunda olduğumuz için bizim Allah’a şükürler olsun ki bankalar gibi büyük bir riskimiz de kaygımız da yok. Dolayısıyla olan imkanlar dahilinde, İstanbul’a, Türkiye ekonomimize güvenerek, bugün olmazsa yarın satılacak

düşüncesiyle devam ediyoruz. Bizim kıstasımız ve bizim ölçümüz bu. Geçmişten gelen bu çeyrek asırlık tecrübeyle de, olabildiğince temkin ve tedbirler, kaçınmak ve korkmak yerine yarınlar ve kendimize güvenerek adım atmaya yönelik yatırım yapmayı tercih ediyoruz. Bugüne kadar da bundan pişman olmadık. İnşallah da olmayız.

Önümüzdeki dönem için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni projeleriniz/etkinlikleriniz olacak mı? Türkiye dönem dönem ekonomik siyasal yurtiçi ve yurtdışı etkenlerle kıstırılmaya çalışılan bir ülke. Çünkü ülkemizin tarihsel misyonu, jeostratejik konumu ve bir

imparatorluk bakiyesi olması hasebiyle seveni olduğu kadar sevmeyeni de var. Bu hasımlar da Türkiye’yi sürekli kendi derdiyle uğraşan bir ülke pozisyonuna düşürüp büyümesini gelişmesini istemeyen bir ruh halindeler. Dolayısıyla öngörümüz bu mücadele bu savaş devam edecek. Önemli olan bu savaşa karşı bizim alacağımız takınacağımız tavır. Tehditler karşısında sinmek çekilmek yerine mutlaka ülkemize yarınlarımıza güvenerek olabildiğince cesur davranmak zorundayız. Ve bizlerde yeni projelerimizi de biz bu yönde oluşturmaya çalışıyoruz. İnşallah Marmara konaklarının devamında Marmara konakları 2, Marmara konakları 3 belki 4, 5 olarak biz devam edicez diye ümit ve temenni ediyorum ve bu yönde de çalışmalarımız devam ediyor.

Son olarak eklemek istedikleriniz? İstanbul, Türkiye ve bizim de şu anda ülkenin ekonomisini taşıyan ana sektör inşaat sektörü, bizim de içinde olduğumuz sektör bu sektör binlerce alana binlerce

sektöre merkez teşkil ediyor. Biz de hem yurtiçinde hem yurtdışında kaliteyi, standartı ergonomik dengeyi yakalamak üzere yoğun tempoda çalışıyoruz. İnanıyorum ki; siyaset kurumu yönetim mekanizması, devlet büyüklerimiz prosedür işleyişi piyasa diliyle yorumlayıp piyasanın önünü açan bir tutum takınıp organizasyonu iyi yaptırırlarsa bizim esnafımız, tüccarımız girişkenliği yüksek bir kitle. Bu ifade ettiğimiz inşaat sektöründe şirketlerimizin dünya da devam etmekte olan ve biten 300 milyar dolara yakın yurtdışı taahhüt projelerimiz var. Ülkemiz şirketlerinin yabancı piyasaya açılan bu ifade ettiğimiz büyüme trendi bizler için ülkemiz için çok anlamlı ve özel. İnşallah artarak ve gelişerek devam edeceğine inanıyorum.



Ferko Line Kağıthane’ye 120 Milyon Dolarlık yatırım yapacak Gayrimenkul sektörüne kazandırdığı nitelikli projeler ile öne çıkan Ferko, İstanbul’un gelişen ticaret merkezi Kağıthane’de hayata geçireceği yeni projesinin ilk sinyalini verdi. Gökçe Meriçten / Ferko Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

25 yılı aşkın süredir modern tasarım anlayışı ve kaliteli üretimiyle lüksün hayat tarzına dönüştüğü yaşam alanları inşa eden Ferko, İstanbul’un gelişen ticaret merkezi Kağıthane’de iş dünyasının standartlarını yeniden çiziyor. Modern çağın koşulları ile gelişen lüks kavramını

52

Yapı Malzeme Aralık 2016

iş dünyasıyla buluşturan Ferko’nun Ferko Line Projesi, business park konsepti ile tasarlanan caddeleri ve dünyaca ünlü markaların yer aldığı ticari alanları ile iş hayatının çizgisini yükseltecek. 105 bin metrekare toplam inşaat alanında 4 blok ile yükselecek ve bünyesinde 192 ofis,

Ferit Meriçten / Ferko Yönetim Kurulu Başkanı

38 adet ticari alan ve 173 oda kapasiteli Four Points by Sheraton Oteli’ni bulunduran Ferko Line’ın ofisleri Almanya’nın 150 yıllık prestijli mobilya markası Walter Knoll’un usta dokunuşlarıyla hayat bulacak. Ferko Line’ın basın toplantısında konuşan Ferko Yönetim Kurulu Başkan


Proje Yardımcısı Gökçe Meriçten, 120 milyon dolarlık toplam yatırım bedeli olan projeyi 2018’in son çeyreğinde tamamlayacaklarını belirterek “Ferko Line, üç ofis bir de Four Points by Sheraton’ın bulunduğu toplam dört blok ile Kağıthane’nin merkezinde, ana caddeye 300 metrelik cephede yükselecek. 24 ayda tamamlamayı hedeflediğimiz bu projede yer alan ofis bloklarının lobi ve benzeri ortak alanları Almanya’nın en prestijli mobilya markası Walter Knoll tarafından tasarlanacak” dedi.

GÖKÇE MERİÇTEN: “OFİS PROJESİNDE BİR İLKE DAHA İMZA ATIYORUZ”

Ferko olarak 25 yılı aşkın süredir sektöre öncülük eden projeler inşa ettiklerini dile getiren Gökçe Meriçten “Şehir merkezinde hayata geçirdiğimiz projelerimiz ve en önemlisi uluslararası markalarla gerçekleştirdiğimiz işbirliklerimiz her zaman odak noktamız oldu. Ferko Line projemizde de yine bir ilke imza atarak 150 yıllık geçmişiyle son 15 yılda 120’den fazla uluslararası tasarım ödülüne layık görülen Walter Knoll ile bir araya geldik. Walter Knoll’un zarif ve şık olduğu kadar ergonomiye de önem veren usta dokunuşlarıyla hayat bulacak Ferko Line’da yaptığımız bu birliktelik, bir ofis projesinde ilk olma özelliğine sahip” dedi.

FOUR POINTS BY SHERATON İKİNCİ KEZ FERKO PROJESİNDE YERİNİ ALDI

Ferko Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçe Meriçten, sözlerine şu şekilde devam etti: “İmes Park projemizin ardından Four Points by Sheraton markası ile ikinci kez bir araya geldik. Marriot & Starwood Grup Otelleri’ne ait Four Points by Sheraton ile tekrar aynı projede yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Markalı şehir içi iş oteli yatırımcısı ve işletmecisi Er Yatırım, Turizm ve İnşaat A.Ş. tarafından işletilecek olan otel, 12 kattan oluşan 4. bloğumuzun tamamında hizmet verecek. Four Points by Sheraton, 173 odası, 7 toplantı salonu ve 688 metrekare genel kullanım alanıyla konaklama, özel toplantılar için tasarlanan lüks salonlar ve hizmet kalitesiyle farklı alternatiflerin bulunmadığı bölgede iş hayatı için prestijli bir seçenek olacak.”

ivmeyi yükselteceğine işaret eden Meriçten, ”2018 yılında hizmete girecek Kağıthane-Mahmutbey Metro İstasyonunun Kağıthane durağına sadece 1 km mesafede bulunan Ferko Line, bölgeye ve projeye dahil olacak markalara prestij katacak. Ferko Line’da, tavan yüksekliği 3.65 metre olan 166 metrekareden 1.624 metrekareye kadar ofis seçenekleri sunuyoruz. Ticari alanların metrekare satış fiyatı 9 bin dolar ila 12 bin dolar arasında farklılık gösterirken ofislerin metrekare satış fiyatı ise 11.750 TL’den başlıyor” dedi. Ferko Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Meriçten ise 25 yıldır özellikli ve adından söz ettiren nitelikte projeler gerçekleştirdiklerini belirterek, projeleri zamanında tamamlayıp teslim etme ilkelerinin kendilerine duyulan güvende önemli bir etken olduğunu söyledi. Ferit Meriçten, “Geçen 25 yılda yaptığımız işimizin kalitesinden asla ödün vermedik, inanmadığımız hiçbir projede yer almadık. Levent’te Büyükdere Caddesi üzerinde inşa ettiğimiz Ferko Signature’ı tamamlamak üzere iken bize yeni bir başlangıcın heyecanını yaşatan Ferko Line’ın, projeye dahil olan markalara, Kağıthane’ye ve İstanbul’a değer katacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

YILDIZI YÜKSELEN KAĞITHANE’DE NEFES ALDIRAN OFİSLER Kağıthane’nin tam merkezinde ana cadde üzerinde 300 metre boyunca uzanan Ferko Line, Ferko Sanat Koleksiyonu’nun en seçkin eserlerinden özenle oluşturulan heykel bahçeleri, yürüyüş yolları ve keyifli mola alanlarıyla huzur dolu bir çalışma ortamı sunacak. Ferko Line’ın her katında yer alan kat terasları ve alışılagelmiş standartların aksine açılır camların bulunduğu ofisler çalışanlara nefes aldıracak, geniş sosyal olanaklarıyla da tüm ihtiyaçları karşılayacak. İş hayatının profesyonellerine hitap eden tam donanımlı toplantı, lounge, seminer salonları, otel atmosferinde ve konforunda ofis lobileri, ferah ve modern ofisleri ile iş konforunu artıran Ferko Line, ortak teras ve yeşil alanları, restoran ve dünyaca ünlü markaların yer aldığı ticari alanlar, fitness center ve hobi alanları ile iş yaşamının yoğun temposunda çalışanlara nefes aldıracak. Engelli dostu olarak inşa edilen ve dünyada tanınırlığı ve kabul edilebilirliği en yüksek yeşil bina sertifikası olan LEED sertifikasına da aday olan Ferko Line’da elektrikli araba şarj üniteleri de bulunacak.

METREKARESİ 11.750 TL’DEN BAŞLAYAN OFİS SEÇENEKLERİ

Büyükdere Levent aksının doygunluğa ulaşmasının ardından bölgede yer alan sanayi alanlarının, imar planlarındaki değişiklikler sonucu kent merkezi dışına taşınması ile Kağıthane’nin cazibesinin arttığını belirten Ferko Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçe Meriçten, bu yükselişte Seyrantepe metrosu ve tünel inşaatının da etkili olduğunu söyledi. Bölgeye olan ulaşımı daha da rahatlatacak ve 2018’de açılması planlanan Mahmutbey-Mecidiyeköy metro hattının da bu Yapı Malzeme Aralık 2016

53


“En önemlisi; yapının ömrünü tamamladıktan sonra ne olacağı sorusunu sormak!”

“Proje, bütün olarak kendini anlatmalı ve bir kimliğe sahip olmalı. Bu bağlamda projeyi uygulamacıya doğru aktarabilmek adına sistem ve nokta detayları üzerinde oldukça detaylı çalışıyoruz.” Semih Boytorun

Tasarım ve imalatla ilgili her konuda işin kontrolünü elinden bırakmayıp, küçük ve detaylı işler kadar büyük ölçekli projeleri de profesyonel ekibi ve esnek organizasyon kabiliyeti sayesinde kolaylıkla yürüten Boytorun ekibi ile ‘Mimari’ üzerine konuştuk. Kendi hikayeleri ile süsledikleri cevap ve anlatılarından bizlerde pekçok yeni şey öğrendik. Keyifli okumalar…

Şirketinizin kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahaları ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Boytorun Architects, 2000 yılında mimari tasarım, iç mimari tasarım ve uygu-

54

Yapı Malzeme Aralık 2016

Yudum Boytorun

lama hizmeti vermek üzere İstanbul’da kuruldu. İşverenlerimiz ağırlıklı olarak kurumsal firmalardan oluşuyor. Başta otomotiv sektörü olmak üzere, global markalar için ofis tasarımları, konut projeleri ve toplu konut kompleksleri, otel ve yurt binaları gibi çok geniş bir yelpazede proje ve yapım kontrolörlüğü hizmeti veriyoruz. Projelerimize başlarken projenin ve müşterinin kendine özgü ihtiyaçlarını fonksiyonel ve rasyonel değerler çerçevesinde ele alıyor, güncel malzeme ve teknolojinin gerektirdiği detay çözümleriyle bütçe ve zaman kısıtlarını aynı potada eriterek çağdaş ve özgün tasarımlar oluşturmayı amaçlıyoruz.


Mimari Genel olarak projelere yaklaşımınız ve tasarım süreçlerinizden bahseder misiniz? Tasarımlarınızda temel aldığınız kıstaslar nelerdir? Bizim için dinamizm çok önemli. Mimarlık gündemindeki yeni projeleri, malzemeleri ve değişen kullanıcı ihtiyaçlarını takip ederek, her projemizde bu yenilikleri kendimize katarak en iyiye ulaşmaya çalışıyoruz. Proje bütününde ekibimizdeki tüm mimarlar ve iç mimarlar söz hakkına sahip oluyor. Bu durum da proje genelinde birden fazla kişinin görüşüne yer verildiği için farklı perspektiflerle çeşitlilik yakalayabilmemizi sağlıyor. Böylelikle hem projede farklı bakış açılarını ortaya çıkarıp projeyi güçlendiriyoruz, hem de ekip proje kararlarında söz sahibi olduğu için ekibin dinamik ve heyecanlı kalmasını sağlıyoruz. Mimarlık sürekli yenilenebilen bir olgu olduğu için, her yeni işte sıfırdan araştırarak ve sıfırdan düşünerek ilerlemeyi tercih ediyoruz. Daha önce birçok kez yapmış olsak bile yeniden üstünden geçiyoruz. Böylelikle önceki yaptıklarımızı ve yeniyi görerek en iyisini ve en doğrusunu birbirine adapte edebiliyoruz. Araştırma süreci bittikten sonra ise tasarımı, işlevi ve uygulanabilirliği göz önüne alarak bütünleştiriyoruz. Sonrasında ise projeyi en iyi şekilde ifade eden sunumu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. İyi bir tasarımın en önemli olanın çeşitlilik olduğunu düşünüyorum. Farklı bakış açıları, farklı malzemeler, farklı işlevler... Aynı zamanda projenin tanımlı ve gerçekçi yani uygulanabilir olması da en önemli unsurlar arasında. Proje, bütün olarak kendini anlatmalı ve bir kimliğe sahip olmalı. Bu bağlamda projeyi uygulamacıya doğru aktarabilmek adına sistem ve nokta detayları üzerinde oldukça detaylı çalışıyoruz.

Sürdürülebilirlik ve inovasyon anlamında bu günkü yapılar için neler söyleyebilirsiniz? Neler yapılmalı? Günümüzde sürdürülebilirlik kavramının doğru kullanıldığı yapıların yanı sıra, bu kavramın dile getirildiği fakat içeriğinin doğru yansıtılmadığı yapılarla da sık sık karşılaşıyoruz. Aslında en önemlisi, her

bir yapının ömrünü tamamladıktan sonra ne olacağı sorusunu sormak. Sürdürülebilirlik, bu soru ve sorunların önüne geçebilmek için yapının henüz fikir aşamasında dikkat edilmesi gereken bir konu. Yapı tasarım aşamasındayken, kullanılacak kaynakların doğru seçimi hem günümüz adına hem de gelecek adına büyük bir önem taşıyor.

Gerçekleşen projelerin çevre ve insana karşı olan etkilerinde, mimarların ne gibi sorumlulukları var? Yapının çevresiyle birlikte yaşayacağı unutulmamalı ve bir yapı tasarlanırken bulunduğu çevrenin öncesi ve inşasından sonra getirecekleri ince ince düşünülmeli. Çevreye en az zarar verecek şekilde

doğal kaynakları kullanarak, topoğrafyayla uyumlu, çevredeki yapılara ve çevresel verilere uyum sağlayan yapılar tasarlanmalı. Bütün bunlar ise tasarımlarda temel olan yoğun analizlerle sağlanabilir. Yapı çevreyle uyumlu olduğu andan itibaren insanla da uyumlu olmaya başlıyor ve insan ihtiyaçlarına da temel anlamda cevap veriyor. Tasarımların insan ve çevre odaklı olması, daha sağlıklı ortamların oluşmasındaki en önemli kriterlerden biri.

Teknolojik gelişmeler çerçevesinde mimarlık nasıl dönüşüyor? Estetik ve inovasyon anlamında daha iyiye mi yoksa kötüye mi gidiyoruz? Her iki açıdan da değerlendirmek gerekir. Geçmişten günümüze baktığmızda

Yapı Malzeme Aralık 2016

55


Mimari

gelişen teknolojinin sağladığı imkanlarla istediğimiz formu birçok malzeme ve yapım sistemi olanağıyla zamandan çok daha fazla tasarruf ederek elde etmemiz mümkün. Bununla birlikte, gelişen teknoloji bazında geçmişi unutup sadece teknolojik diye birbirini tekrar eden malzemeler veya formlar üretmek kentlerde monotonluğa neden oluyor. Bu anlamda düşünüldüğünde teknolojinin gelişiminin mimariye olumsuzluklarının da olduğu söylenebilir. Bilgisayar programlarının yoğun kullanımı, mesleğin özünü oluşturan eskiz çalışmalarının azalmasına neden oluyor. Özetle teknoloji mimari açıdan doğru kullanıldığında fevkalade, yanlış kullanıldığında ise tamamen çıkmaza sürükleyen bir olgu.

Sık sık karşılaştığımız birbirinin aynı, sadece kar ve hız odaklı üretilen projeler hakkındaki

56

Yapı Malzeme Aralık 2016

görüşleriniz nelerdir? Sizce bu kontrolsüz yapılaşma yarışı bizi nereye sürüklüyor? Malzemesi, formu , dokusu aynı yapılar tarih dolu kentleri standartlaştırıyor ve bu da kent sakinlerinin geçmişinden kopmasına neden oluyor. Halbuki biz mimarlar yapı tasarımlarıyla insanların yaşam biçimlerini de şekillendirdiğimizi gerçeğini atlama lüksüne sahip olmadığımızı sık sık kendimize hatırlatmalıyız.

Dünya genelinde yaygın hale gelen kentsel dönüşüm projeleri hakkında neler düşünüyorsunuz? Başarılı olduğunu düşündüğünüz birkaç örnek projeyi bizimle paylaşır mısınız? Birçok kentsel dönüşüm projelerinde tamamen kar odaklı çalışıldığını düşünürsek küçük yapılardan şirin sokaklardan oluşan mahalleler aniden oraya ait ol-

mayan devleşmiş binalara dönüşebiliyor. Böylelikle gitgide değerlerimizi kaybedip yok olmaya başlıyor, biz de ait olduğumuz yeri kaybediyoruz. Ancak kentsel dönüşüm ile çevresel unsurlara göre tasarlanıp, aitlik duygusu olan, değerlerimizi kaybetmediğimiz sadece geliştirdiğimiz alanlar ortaya çıkartmak da mümkün.

Kullanılan malzemeler ve estetik bağlamında Türk Mimarisinin geleceği sizce nasıl şekillenecek? Gelişen teknolojinin sağladığı imkanlar her geçen gün artıyor. Bu imkanların yerinde ve doğru kullanımıyla Türk Mimarisi de olumlu yönde gelişecektir diye düşünüyoruz. Tabii ki bu durumda en büyük görev ve sorumluluk biz mimarlarda. Kültürümüzle gelişen teknolojileri ne kadar bütünleştirebilirsek o kadar ilerleme kaydedeceğiz.



Aşkabat Havalimanı’nda Tekeli - Sisa Mimarlık imzası Uygulama projesi ve iç mekan tasarımı Tekeli-Sisa Mimarlık tarafından gerçekleştirilen Aşkabat Uluslararası Havalimanı, Türkmenistan’ın hızla artan yerli ve yabancı yolcu trafiğini karşılamak üzere inşa edildi. Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’taki mevcut havalimanı arsasında yılda 14 milyon yolcu kapasiteli yeni uluslararası havalimanı kompleksi için açılan ihaleyi bir Türk müteahhitlik firması olan Poli-

58

Yapı Malzeme Aralık 2016

meks kazanmıştı. Polimeks tarafından yapılmış olan konsept proje, yeni veri ve talepler ile geliştirilerek Tekeli-Sisa Mimarlık tarafından önce kesin proje haline getirildi ve ardından uygulama projeleri hazırlandı. Ülkenin sembolü olan Laçin kuşu formu ile simgeleştirilmiş olan yapının terminal bölümünde; çatı strüktürü ve dış kaplaması, kuş formlu heykelsi bir modelden alınarak Tekeli-Sisa Mimarlık tarafından parametrik yazılımlar ile modüllere dönüştürülerek inşa edilebilir bir proje haline getirildi. İç mimari projelerinde ise Türkmenistan’ın kültürünü yansıtan ve özellikle ülke başkanının beğenisine göre talep edilen iç mimari anlayışı, yine Tekeli-Sisa Mimarlık tarafından uluslararası bir terminal binasının gerekleri ve çağdaş mimarlık yaklaşımları ile bağdaştırılarak, özgün ve uygulanabilir bir iç mekan tasarımı projesine dönüştürüldü. Benzer şekilde kuş formu ile simgeleşti-


Mimari rilen bir yapı olarak projelendirilmiş olan VIP binası ve otopark blokları da yeni veri ve talepler ile kesin proje haline getirilerek uygulama projeleri hazırlandı. İskele blokunda 11 adet büyük gövdeli veya 22 adet orta gövdeli uçağa eşzamanlı hizmet verebilecek çoklu uçak park ettirme sistemi (Mars-multiple aircraft system) kullanıldı. İlk aşamada 4 adedi çift çıkışlı, toplamda 30 köprü ile gelecekteki kapasite artışını karşılayacak şekilde projelendirildi. 12 milyon m2 alana yerleşen havalimanı kompleksinde, proje kapsamında; 146.500 m2 alanlı terminal binası, 50 odalı havaalanı oteli, 8.500 m2 alanlı VIP binası, 4.100 araç kapasiteli otopark binası ile 1.820 araç kapasiteli açık otopark yer almakta. Tekeli-Sisa Mimarlık, uygulama projesini ve iç mimari tasarımını üstlendiği bu yapı ile uzmanlık alanlarından olan havaalanı ve büyük ölçekli ulaşım yapıları portföyüne yeni bir referans daha eklemiş oldu.

Priştina Uluslararası Havalimanı

2010 yılında Priştina Havaalanının yenilenmesi için açılan sınırlı yarışmada Tekeli-Sisa Mimarlığın hazırladığı yeni terminal projesi uygulamaya değer bulunmuştu. Yapı, inşaat sürecinin ardından 31 Ekim 2013’de işletmeye açıldı. 43.000 m2 kapalı alanlı ve 2,5 milyon yolcu/yıl kapasiteli yeni terminal binası, 4 milyon yolcu/yıl taşıyabilecek kapasiteye büyütülebilecek şekilde projelendirildi. Terminal binasının esnek çözümlü, kompakt, ekonomik, ancak buna karşılık yeni kurulan cumhuriyetin gelişme çizgisini sembolize edecek, özgün bir forma sahip olması amaçlandı. Yapının kara tarafından başlayarak apron tarafına doğru kavisle yükselen çatısı, iç mekânların yapıdaki yerleşimine ve yükseklik gereksinimlerine cevap verdiği gibi, yapının geniş çevresi içinde işlevine özgün bir dinamizm kazandırıyor. Kavisli çatının uzantısında, eğik kolonlarla taşınan kanopinin, çatıya bağlandığı noktada düzenlenen içi boşluklu volumetrik kolon başlıkları mimari tasarımın özgün niteliğini yansıtıyor. Kolon başlıkları, iç bölümlerine yerleştirilen aydınlatma elemanları ile vurgulanarak, dış aydınlatmada dramatik bir etki yaratıyor. 12x12 m. boyutlarında bir ana taşıyıcı aks sisteminde tasarlanan yapının strüktürü, ilk iki katta betonarme kolonlardan oluşurken, üst katta çelik kolonlara dönüşerek çelik çatıyı taşıyor. İskele bloğunda bulunan üç adet yolcu biniş köprüsünden, ortadaki köprü bir adet büyük gövdeli veya iki adet orta gövdeli uçağa eşzamanlı hizmet verebilecek şekilde, “MARS” olarak tanımlanan “çoklu uçak park sistemi” prensibinde tasarlandı. Diğer iki köprü de, ileride artan kapasite ile birlikte “MARS” sistemine dönüştürülecek şeklide projelendirildi. Yapı Malzeme Aralık 2016

59


Proje

Bodrum’a 5 yılda 100 milyon dolarlık yatırım ConCept Yapı Bodrum’da 5 projeyi birden hayata geçiriyor. Bodrum mimarisine sadık kalınarak tasarlanan Infinity of Yalıkavak, Art of Yalıkavak, Serenity of Gündoğan, Silence of Bodrum ve Silence Of Premium projelerine toplam 100 milyon lira yatırım yapılacak… ConCept Yapı, dünyanın gözbebeği Ege’nin incisi Bodrum’da 5 projeyi birden hayata geçirmek için kolları sıvadı. Toplamda 100 milyon lira yatırım yapılması planlanan projeler, Bodrum’daki lüks konut anlayışına yeni bir soluk getirecek. Bodrum mimarisine sadık kalınarak tasarlanan Infinity of Yalıkavak, Art of Yalıkavak, Serenity of Gündoğan, Silence of Bodrum ve Silence of Premium projelerinde ortalama metrekare fiyatları 3 bin 500 ile 4 bin 500 dolar arasında değişiyor. ConCept Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Akın, uzun yıllar iş dünyasında farklı sektörlere yatırım yaptıktan sonra 2015 yılında inşaat işine girmeye karar verdiklerini belirterek, bu alanda büyüme hedefinde olduklarını söyledi. Toplamda

60

Yapı Malzeme Aralık 2016

nut sahiplerine ekstra bir güven hissi vereceğini düşünüyoruz” diyerek sözlerine devam etti. Bu arada 5 büyük projenin de plajı olacağını söyleyen Akın “Bizim kat maliklerimizin üye olabileceği ve faydalanabileceği kendi plajları olacak. Bu konu Bodrum’un olmazsa olmazlarından” dedi. Akın ayrıca Gündoğan ve Bodrum merkezdeki iki proje de SPA ve fitness center hizmeti de vereceklerini de sözlerine ekledi.

BODRUM NEDEN BİR CANNES OLMASIN Fuat Akın / ConCept Yapı Yönetim Kurulu Başkanı

100 milyon lira yatırımla 5 projeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Akın, 2020 yılına kadar 100 milyon dolar yatırım daha yapacaklarını belirtti.

BİRİNCİ KALİTE ÜRÜN, DÖRT MEVSİM GÜVENLİK Tüm projelerde kullanılan ürünlerin birinci kalite olduğuna dikkat çeken Akın “Çok iyi markalarla çalıştık. Parkesinden fayansına kadar kullandığımız ürünlerin tamamını titizlikle seçtik. Tüm projelerimizde güvenliği en üst seviyede tuttuk. Güvenlik bizim için en önemli kriterlerin başında geliyor” dedi. Bunun yanı sıra konutların yaz kış oturuma uygun olduğunun altını çizen Fuat Akın, “ Yine de kış aylarında farklı bir yerde ikame etmeyi tercih eden dostlarımızın gözünün arkada kalmaması için villa ve oturum atmosferinin düzenli bakımını üstlenmeye devam edeceğiz. Bunun ko-

Bodrum’un gelişime açık, potansiyeli olan ve dünya turizm başkentleri ile yarışacak güce sahip bir bölge olduğunu söyleyen Fuat Akın şöyle devam etti: “Bodrum dünya emlak piyasasında hak ettiği değere henüz kavuşmuş değil. Bu da mücevher statüsündeki beldeyi çok daha değerli bir yatırım aracı haline getiriyor. Bölgede belli lokasyonlar dışında halen konut fiyatları fazlasıyla ekonomik. Bugün Nice’de veya Cannes’da bu fiyatlara böyle evler bulabilmeniz mümkün değil. Bakın çok net altını çiziyorum; Bodrum bir Cannes olabilir. Bunun için yeni ve kaliteli yatırımlara açık bir yerdeyiz. Biz bu gelişim açığını gördüğümüz için Bodrum’u seçtik. Amacımız burada Bodrum’un orta kısa vadede geleceği benzersiz noktaya yakışan elit projeler yapmak. Bu amaç da bizi bölgede kalıcı kılıyor zaten. 5 proje yapıp gitmeyi değil, daha fazla, daha kreatif, daha elit yatırımlarla sıcak bir ilişki kurmayı düşünüyoruz Bodrum’la. Mevcut projelerimiz için ‘bizim nişan yüzüğümüz’ diyebiliriz.”


Proje

Four Points by Sheraton, Türkiye’de Er Yatırım’la 5 yeni otel açacak Marriot International& Starwood Grubu, Türkiye’de Er Yatırım’la birlikte 5 yeni Four Points by Sheraton açmaya hazırlanıyor.

Yabancı markalar, finansman modellemesini doğru yapan yeni Türk yatırımcı profili ile birlikte, Türkiye’nin yatırım iklimindeki değişimlerden etkilenmeden projelerine devam ediyor. Dünyanın en büyük otel gruplarından Marriot International & Starwood Grubu’na ait olan Four Points by Sheraton, Er Yatırım’la birlikte Türkiye’de 5 yeni otel açmaya hazırlanıyor. 2017’nin Mart ayında İzmir’de hizmete girecek olan Four Points by Sheraton’ın ardından, 2018 yılında İstanbul Kağıthane ve Gebze’de, 2019’da da İstanbul Kartal ve Ataşehir’de hizmet vermeye başlayacak. Toplam 400 milyon TL’ye mal olacak olan yatırımlar ile yaklaşık 1000 kişiye istihdam yaratılacak. Er Yatırım Genel Müdürü Ferzan Çelikkanat, iki yıl önce 10 yılda 20 otel hedefi ve 300 milyon dolarlık bir yatırım planı ile yola çıktıklarını hatırlatarak “Şehir içinde yapmayı planladığımız otellerimiz için dünyanın en büyük otel gruplarından Marriot International& Starwood grubunun Four Points by Sheraton markasıyla anlaşma yaptık. Bu anlaşma kapsamında, hem yatırım hem de otellerin işletmesi Er Yatırım tarafından gerçekleştirilecek. Yatırımlarımızı, şehir içi markalı iş oteli yatırımcısı kimliğimize uygun lokasyonlarda gerçekleştiriyoruz. İstanbul’da Ataşehir, Kağıthane ve Kartal’da projelerimiz devam ederken, aynı zamanda bir otelimiz Gebze’de diğeri de İzmir Bayraklı’da hayata geçiyor. Ortalama 100 – 180 odalı şeklinde planlanan otellerimiz, süit ve standart odaların yanı sıra engelliler için özel odalar olacak” dedi.

Türkiye’de 400 milyon TL’lik otel yatırımı Yapılacak olan yatırımlarının 400 milyon TL’lye mal olacağının ve Four Points by Sheraton İzmir’in, Mart 2017’de misafirlerini ağırlamaya başlayacaklarının bilgisini veren Çelikkanat, otel yatırımları hakkında şu bilgileri verdi: “İzmir’in ticaret merkezi Bayraklı’da Mistral Towers projesinin içinde yer alan otelimiz 8 bin metrekare alana sahip. 110 oda ve 5 toplantı salonu, 1 restaurant, 1 bar olarak planlandı. Odalardaki ekstra geniş teraslardan eşsiz körfez manzarası seyrederken bütün yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Four Points by Sheraton Kağıthane, 11 bin metrekarelik alanda; 173 oda, 3 süit, 2 engelli ve 168 standart odadan oluşuyor. Otel içinde farklı amaçlar için kullanılabilecek 688 metrekarenin üzerinde kullanım alanı bulunan, yedi adet toplantı alanı bulunuyor. Four Points by Sheraton Kâğıthane’nin 2018 itibari ile faaliyete geçmesini planlıyoruz. Türkiye’de sanayinin en güçlü ve en yoğun olduğu yer Gebze’de, sanayi bölgesinin tam kalbinde yer alan Four Points by Sheraton Gebze, 12 bin metrekare alana sahip. 159 oda, 7 toplantı salonu, 1 restaurant, 1 bar olarak tasarlandı. Uzun dönem konaklamaya müsait, balkonlu, 45 metrekare, içerisinde kendi oturma alanı ve mutfağı bulunan odalar bölgenin özellikle beyaz yakalı kesimine hitap edecektir. 2018 yılında hizmete başlayacak. İstanbul Anadolu Yakası’nın en köklü ve en kapsamlı iş merkezlerinden biri olan Kartal’da yapımı planlanan bir diğer otelimiz, 15 bin metrekare inşaat alanına, 240 odaya ve 10 toplantı salonuna, 2 restauranta ve 1

Ferzan Çelikkanat / Er Yatırım Genel Müdürü

bara sahip olacak. Four Points by Sheraton Kartal, 2019 yılında hizmete girmesi planlanıyor. Yine İstanbul’da, finans merkezi olarak belirlenen ve Anadolu yakasında iş hayatının tam kalbinde Ataşehir’de hayat geçirilmesi planlanan Four Points by Sheraton, toplam 8 bin metrekarelik bir alanda inşa edilecek. 110 oda ve 5 toplantı salonundan oluşacak. 2019 yılında misafirleri ağırlamaya başlayacağız” Ürün ve portföyün tamamlanması için Anadolu’da olmak gerektiğini de ifade eden Çelikkanat; “Anadolu’da 3 ve 4 yıldızlı markalı otel ihtiyacı var. Devam eden projeleri belli bir noktaya getirdikten sonra Anadolu’da da olacağız. Seçeceğimiz lokasyonlar, yatırım eğilimi ve konjektöre göre değişebilir sadece” dedi.

Yapı Malzeme Aralık 2016

61


Proje

Levnavilla, Sapanca’da yükseliyor

Vefa Holding, yeni markası Estans Yapı ile Sapanca’da tamamını çelikten inşa edeceği 15 villadan oluşan Levnavilla Projesini hayata geçiriyor. Projenin 2018 yılında bitirilmesi hedefleniyor

Özellikle Körfez ülkelerinde aktif olarak iş yapan Vefanın Levnavilla Projesinde de bu bölgelerde yaşayanlar öncelikli konumda yer alıyor. Estans Yapı, Necat Yapı ve Fuzul İnşaat imzasını taşıyan Proje, Sapanca’da hayata geçiyor. Vefa Holding İcra Kurulu Başkanı Turan Koçyiğit, Vefa’nın yeni bir yapılanmaya gittiğini hatırlatarak, en güçlü oldukları ön üretimli yapıların yanına yapı malzemeleri, enerji, teknoloji ve gayrimenkul alanlarını da eklediklerini söyledi. Yeni faaliyet alanlarında projeler geliştirmeyi sürdürdüklerini ifade eden Koçyiğit, bu doğrultuda gayrimenkul alanında da yeni projeleri olan Levnavilla’yı hayata geçirdiklerini kaydetti. Projenin Levnavilla adını Arapça’da renk anlamına gelen “Levn”den aldığını bildiren Koçyiğit, sözlerine şöyle devam etti: “Sapanca ve projenin hayata geçeceği

62

Yapı Malzeme Aralık 2016

Dibektaş mevkii, diğer turizm merkezlerine göre daha muhafazakâr bir yapıya sahip. Bu özellikleriyle burası özellikle Arap coğrafyasından gelecek sakinler için cazip bir merkez. Kendine has doğal güzellikleriyle Sapanca’nın sosyoekonomik kültürünün de genel İslam coğrafyası ile benzerlik göstermesi, özellikle muhafazakar yaşam tarzını benimsemiş kişilerin rahat edebileceği bir yaşam tarzı sunuyor. Ortadoğu ve Körfez bölgesinde aktif olarak iş yapan Vefanın Levnavilla projesinde de bu bölgelerde yaşayanlar öncelikli konumda yer alıyor.”

içe geçtiği doğa ve Sapanca Gölü görülebilecek.

Konumu projeyi cazip kılıyor Sapanca’nın konumu itibarıyla büyükşehirlere ve sakinlerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek lokasyonlara olan yakınlığı projeyi avantajlı kılıyor. Levnavilla villaları, Sabiha Gökçen Havalimanına 45, büyük alışveriş merkezlerine ise yaklaşık 10-15 dakikalık mesafede bulunuyor.

15 villadan oluşan projenin tamamı çelik Tamamı çelikten inşa edilecek15 villalık proje, dokuz adet tripleks villa, altı adet de dubleks villa olarak tasarlandı. Dubleks villalarda 4+1 oda ve 3 banyo yer alırken triplekslerde ise 8+1 oda ve 5 adet de banyo bulunuyor. Her evde 2 araçlık otoparkın yanı sıra 500 metrekare bahçe, 35 metrekare de yüzme havuzu yer alıyor. Aynı zamanda sitede iki tane etkinlik salonunun yanında bir de çok amaçlı salon yer alıyor. Toplam 9 bin 950 metrekare alan üzerinde kurulacak olan Levnavilla’nın %70’lik bölümünü ise yeşil alanlar kapsıyor. Ayrıca Sapanca Gölü’ne en yakın tepelerden birine konumlanan villalar birbirinin manzarasına engel olmayacak şekilde projelendirildiği için tüm binalardan yeşil ve mavinin iç

Turan Koçyiğit / Vefa Holding İcra Kurulu Başkanı







Mimari

AS Architects ve Gökhan Aksoy Architects’e European Property Awards 2016-2017’den Ödül Awards 2016 -2017 ödülleri, 27 Ekim 2016 gecesi Marriott Grosvenor Square Londra’da gerçekleşen törenle sahiplerini buldu. Ayşin Sevgi Karakurt ve Gökhan Aksoy düzenlenen törende ödülü yetkililerin huzurunda teslim aldı. Mimari projesi AS Architects ve Gökhan Aksoy Architects tarafından tasarlanan, yatırımı ve inşaatı M2 İnşaat tarafından gerçekleştirilen Adres Yalıkavak, Bodrum Yalıkavak, Gökçebel bölgesinde yer almaktadır. Projede konut ve otel olmak

üzere iki ayrı fonksiyonu kapsamaktadır. Proje genelinde toplamda 43 adet dubleks ve 25 adet flat olarak tasarlanan, toplam 68 adet konut ve 11 odalı otel bulunmaktadır. Bununla birlikte, proje kapsamında sosyal tesis, beach club, restoran, açık havuz, spor alanı, kapalı otopark, satış ünitesi gibi sosyal alanlara da yer verilmiştir. Adres Yalıkavak, aynı zamanda denizin ve karşı koylardaki yaşam alanlarının oluşturduğu göz alıcı manzara ile dikkatleri çekmekte.

AS Architects ve Gökhan Aksoy Architects tarafından tasarlanan “Adres Yalıkavak” projesi European Property Awards” (Avrupa Gayrimenkul Ödülleri) 20162017 kapsamında “Architecture Multiple Residence” (Çoklu Konut Mimarisi) dalında “Highly Commended” ödülüne layık görüldü. Her yıl Avrupa’nın bir çok farklı ülkesinden projenin yarıştığı European Property

Renda Helin Design & Interiors European Property Awards 2016-2017’den 2 Ödülle döndü lenen törende ödülünü alan firma kurucusu Renda Helin Çilalioğlu Çizer, ödülün ikinci aşaması olan International Property Awards’da (Uluslararası Emlak Ödülleri) Asya, Afrika, Birleşik Krallık, Amerika ve Arap ülkelerinin birinci projeleriyle yarışacak. Geçtiğimiz yıl “Konforist Edu Suites Kız Öğrenci Yurdu” projesi ile “Kamu Hizmet Yapısı İç Mekan Tasarımı” ve “Kamu Hizmet Yapısı Geliştirme Projesi” kategorilerinde Türkiye’nin ve Avrupa’nın en iyisi seçilmesinin ardından “Kamu Hizmet Yapısı Geliştirme Projesi” kategorisinde Asya Pasifik, Afrika, Amerika, İngiltere ve Orta Doğu bölge birincilerini geride bırakarak Dünya birincisi seçilen Renda Renda Helin Design & Interiors, European Property Awards (Avrupa Emlak Ödülleri) 2016-2017 kapsamında, Konforsit Edu Suites Erkek Öğrenci Yurdu projesi ile “Kamu Hizmet Yapısı İç Mekan Tasarımı” kategorisinde 5 Star derecesiyle Türkiye ve Avrupa birinciliği ödülüne, “Kamu Hizmet Yapısı Geliştirme Projesi” kategorisinde ise “Highly Commended” ödülüne layık görüldü. 27 Ekim 2016 akşamı, Marriott Hotel Londra’da düzen-

66

Yapı Malzeme Aralık 2016

Helin Çilalioğlu Çizer aynı zamanda, Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri kapsamında ödül alan en genç bayan olarak diğer bir başarıya da imza atmıştı. Avrupa Yurt Yönetimleri A.Ş. tarafından yatırımı yapılan Konforist Edu Suites Erkek Öğrenci Yurdu İstanbul’un Eyüp ilçesinde yer almaktadır. Proje öğrencilerin konaklayacağı bir yurt yapısı olmanın yanı sıra, aynı zamanda içerisinde sosyalleşebilecekleri bir çok farklı alanı da barındırmaktadır. Her mekan, kendi içerisindeki özel konseptiyle, eğlenceli, yol gösterici ve öğrencilerin kendine güvenmesi için motive edici, yaşayan bir bütünün içinde fakat aynı zamanda ayrı üniteler halinde tasarlandı.


Fuar

Bosch Termoteknik’ten Dubai’deki iş ortakları için eğitim semineri Bosch Termoteknik, Dubai’deki distribütörü Nils & Abbas firmasıyla birlikte düzenlediği seminerde, bölgedeki projecilere ve taahhütçülere ürün yelpazesinde yer alan endüstriyel ürünleri hakkında detaylı bilgiler verdi. Kempinski Hotel Mall of the Emirates’te gerçekleşen seminere, Dubai’de ve çevre bölgelerde iş yapan projeciler, taahhütçüler ve mü-

hendislerden oluşan yaklaşık 50 kişilik davetli grubu katıldı. Bosch Termoteknik Ortadoğu Satış Müdürü Mert Kalafatoğlu’nun konuşmasıyla başlayan seminerde, ilk olarak Nils & Abbas firması yetkilisi tarafından şirketin kendi çalışmaları hakkında bilgi verildi. Daha sonra katılımcılara Bosch ürün portföyündeki endüstriyel ürünleri ve yeni

trendleri tanıtan bir sunum yapıldı. Seminerde, Robert Bosch Ortadoğu Genel Müdürü Volker Bischoff’ın yanı sıra Bosch Termoteknik satış ve marka yöneticileri hazır bulundu. Seminerde ayrıca ziyaretçilerin soruları yanıtlandı ve önerileri alındı. Interaktif şekilde gerçekleştirilen sunumlardan sonra birlikte öğle yemeği yenildi ve toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirildi. Yapı Malzeme Aralık 2016

67


Çubuklu Parsel 28 ile, komşuluk ilişkilerini yeniden yeşerecek İstanbul, Beykoz’da, Boğaz’a ve Çubuklu Vadi ormanlarına hakim bir konumda yer alacak olan karma kullanımlı lüks konut projesi Çubuklu Parsel 28, çevredeki doğal hayatla bütünleşik bir tasarımla komşuluk ilişkilerini yeniden kurgulamayı hedefliyor. Her geçen gün artan nüfusunun yanı sıra, kalabalığından kaçmak isteyenlerin sayısının da giderek arttığı günümüz İstanbul’unda, şehrin kalbine yakın, aynı zamanda da doğayla iç içe bir konumda, Beykoz bölgesinde yer alan Çubuklu Parsel 28, yaklaşık 8500 m²’lik bir arsa üzerinde, ticari alanları ve 67 adet konut birimini barındıran karma kullanımlı lüks bir yaşam vadediyor. Mimar Selçuk Avcı liderliğindeki Avcı Architects tarafından kasaba hayatını ve

68

Yapı Malzeme Aralık 2016

güneyinde yer alan yoğun kullanımlı otoyolun, güney kenar boyunca konumlandırılan dış yaşam ünitelerinin tasarımını hayli zorlaştırmış.

Tipolojileri Zorlamak...

Mimar Selçuk Avcı / Avcı Architects Kurucusu

getirdiği sıcak komşuluk ilişkileri yeniden kurgulamayı hedefleyerek tasarlanan, toplam 30.700 m²’lik inşaat alanına sahip olan Çubuklu Parsel 28, bir yanı İstanbul’un uzaklardan görünen finans merkezine ve Boğaz’a doğru bakarken, diğer yanı Çubuklu Vadi ormanlarına bakan dikkat çekici bir konuma sahip. Güney ve güneybatı yönlerinde uzanan sarp yamaçların bu özel lokasyonu topografik açıdan oldukça zorlu bir yer haline getirdiği proje, 120 metre gibi küçük bir mesafede 24 metrelik kot farkına sahip olan arazi üzerine oturmuş. Arsanın

İmar planında bu arazi için belirlenen kullanım fonksiyonları kapsamında, zemin kat için ticari kullanım, azami 5 kat ile sınırlı olan üst katların ise konut amaçlı kullanım öngörüsü projenin tasarımındaki belirleyici unsurlardan biri olmuş. Avcı Architects, tek seferde 40 metrenin aşılmasını yasaklayan, azami blok sayısı ve bloklar arasındaki asgari mesafe ile ilgili de yönergeleri bulunan mevcut imar planının gerekliliklerini bir yandan yerine getirirken, öte yandan da bu standart yaklaşımın monotonluğunu kırmak için tipolojileri zorlayarak asimetriler yaratmış ve blokları arazinin sınırlarına ideal formatta uyacak biçimde şekillendirmiş. Zemin seviyesinde oluşturulan bir dizi bağlantı kubbesi sayesinde bloklar arasında görsel bağlantı yaratılırken, hem manzaradan hem de güneşin yöneliminden mümkün olduğunca faydalanmak için arazideki eğimle beraber kademeli olarak alçalan bir dizi basamak oluşturulmuş. Birbiriyle süreklilik içinde bulunan üç ayrı blok halinde tasarlanan yapı kompleksin-


Mimari de bloklar plan formları itibariyle, asimetrik olacak şekilde tasarlanmış daireler ise düşey yönde birbirini tekrar etmeyecek şekilde oluşturulmuş. Bu sayede binanın, zemin kattan çatı katına kadar birbirini tek tip olarak tekrar eden dairelerden oluşan üç ayrı bina yerine, basamaklar halinde yükselen uzun bir bütün izlenim yaratması sağlanmış.

Doğayla Bütünleşik Tasarım... Dairelerin her biri, bolca ‘yaşam’ alanına sahip olacak şekilde tasarlanırken, kuzeydeki Boğaz manzarası ile güneydeki Çubuklu orman manzarasının konut birimleri için azami seviyeye çıkarılması amaçlanmış. Dış mekanların iç yaşam alanlarının bir nevi uzantısı olarak işlev görecek kadar büyük bir derinliğe ve uzunluğa sahip olması amaçlanarak içerisi ve dışarısı arasındaki sınır çizgisi adeta silikleştirilmiş. Böylece, dış mekanların üstün kalitesiyle bu dairelerde sürülen yaşamların zenginleştirilmesi ve gerek manzarayla gerek çevredeki doğal ortamla yakın bir ilişki tesis edilmesi hedeflenmiş. Sürdürülebilirlik konusunda dünyada ve Türkiye’de çok önemli projelere imza atan Avcı Architects’in ekolojik mimari kriterlerini dikkate alarak tasarladığı Parcel 28’in, demir çubuklar sayesinde toprak altından geçen sabit ısının değerlendirildiği soğuk kiriş yöntemiyle yapının soğutulması planlanmış. Dış kabuğu oluşturan gölgeleme elemanları sayesinde ısı kazanımının minimize edilmesi planlanan projede arazinin güney ve batı

taraflarının maruz kaldığı aşırı güneş ışınlarının etkisini azaltmak için cam cepheler kenardan en az 60 cm geri çekilerek yerleştirilmiş ve buralara, güneş ışığından ihtiyaç duyulan miktarda kazanım sağlamak üzere mekanik olarak çalışan kayar tip güneş kırıcılar uygulanmış. Binanın ısıtma ve soğutma yüklerini optimize etmek açısından son derece kritik olan bu karar sayesinde, kış, ilkbahar ve sonbahar aylarında güneşten azami fayda sağlanırken, yaz aylarında her istendiğinde güneş ışınlarını tamamen bloke edebilmek mümkün olmuş.

Avcı Architects kurucusu Mimar Selçuk Avcı için bu tasarımı diğerlerinden farklı kılan en önemli özellik, yapının minimalize edilmesi, binanın aydınlık ve sofistike ifadesinin ise maksimize edilmesi konusunda ısrarcı bir tutum benimsemek olmuş: “Tasarım yaklaşımımız gereği cepheleri, yüzeysel cephe oyunları şeklinde hayata geçirmek yerine, daha fazla gerçek dış mekanlar oluşturmak ve cepheye daha fazla derinlik katmak adına mümkün olduğu kadar çok modüle ettik. Bunun sonucunda başka hiçbir apartman projesine benzemeyen, özgün bir konut yapısı ortaya çıktı...”

Yapı Malzeme Aralık 2016

69


ri

le m e t s i he S

p

e C & ı t Ça

Çatı Sistemleri temel manada binanın olumsuz hava şartlarından korunması amacıyla kurgulansada kendi içerisinde çeşitli kategorilere ayrılmış durumda. İhtiyaçların doğru bir şekilde belirlenerek doğru sistemin tercih edilmesi başarılı bir uygulama için en önemli aşamayı teşkil ediyor…

r a l ı p ik Ya

r b a f e r P

Prefabrik Yapılar; Seri üretim gerektiren alanlarda sıklıkla tercih edilen bir yöntem. Daha öncesinde hazırlanmış planlamalara göre, yapı elemanlarının ön görülen sahada bir araya getirilmesiyle gerçekleşen bir yapı tarzı. Hızlı ve pratik olması en büyük avantajı…



“Yapılarımızın kalitesinden ödün vermemek en büyük hedefimiz” “Hafif çelik yapılarımızın betonarmeye göre kullanım alanı net %10 oranında daha fazladır. Beton binalar gibi kolon, kiriş olmadığı için kullanım alanları daha geniştir. Çizilen projelerimizde yazılan m2 ler nettir.”

Tüm faaliyetlerinde daima müşteri memnuniyetini prensip edinen Yalı Prefabrik; her çeşit ihtiyaca karşı hızlı ve en uygun çözümlerle müşterilerine hizmet sağlıyor. 2000 yılından beri, prefabrik sektöründe uzman ekibi ve profesyonel hizmetleriyle çalışmalarına devam eden Yalı Prefabrik’in Proje Satış Müdürü Deniz Mutlu ile

72

Yapı Malzeme Aralık 2016

sektöre dair konuştuk. Bu keyifli söyleşimiz için kendilerine teşekkür ediyoruz…

Şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte Yapı Sektöründeki faaliyetlerinden bahseder misiniz? Firma kurucumuzun 1992 yılında iş hayatına başladığı bu sektörde edindiği deneyim ve tecrübesini çağdaş teknolo-

ji ile birleştirerek daima ileriye götürme hedefi doğrultusunda 2005 yılında YALI PREFABRiK firmamızın kuruluşunu yaparak bu günlere kadar gelmesini sağlamıştır. Uzman montaj ekiplerimizle teknoloji ve tecrübeyi buluşturup hayallari gerçeğe dönüştürüyoruz. Prefabrik konutlar, çelik evler, villalar, yalılar, bağ evleri, lojmanlar, okullar, sosyal tesisler, şantiyeler ve çelik hangarlar üretmekteyiz.


Dosya Yapı Sektörü genelinde Çelik Konstrüksiyon ve Prefabrik Yapıları nerede görüyorsunuz? Toplumumuzun bu konudaki ön yargılarını kırdığımız ve prefabrik ve çelik yapıların doğru firmalardan alımı yapıldığı takdirde gelecekte şimdikinden çok daha yaygın bir kullanım alanı olacağından eminiz. Kalite ve işçiliğinde sorun yaşanmadığı sürece gelecekte daha fazla yerlerde göreceğinizden hiç şüpheniz olmasın. Toplumumuz yaptırma ve satın alma süreçlerinden daha çok karar verme aşamasında zorlandıklarını görüyoruz. Halkımızın yeterli bilgiye sahip olması durumunda bu süreç hızlanmaya devam edecektir.

Sektör içinde çelik inşaat oranının çok düşük seviyelerde olduğunu biliyoruz. Bu durumu hangi sebeplere bağlarsınız? Geçmiş dönemlere baktığımızda toplumumuzun en güvendiği yapılar beton yapılardır. Toplumumuz çelik ve prefabrik binalar ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığı için yaklaşımları da pek sıcak olmuyor haliyle. Sosyal çevreden duyulan olumsuz bilgilerle tereddüt yaşayan müşterilerimiz, bizimle irtibata geçerek bizden yeterli bilgiyi alıp yapılarımızın sağlamlığını ve kalitesini tüm gerekli belgeler ile kanıtladığımızda firmamızca güven sağlamış oluyoruz.

Brüt alana kurulan hafif çelik yapılar ile betonarme olarak üretilen konutların kullanım alanları arasında fark var mı? Hafif çelik yapılarımızın betonarmeye göre kullanım alanı net %10 oranında daha fazladır. Beton binalar gibi kolon,

kiriş olmadığı için kullanım alanları daha geniştir. Çizilen projelerimizde yazılan m2 ler nettir.

Hafif çelik yapılarda soğuk ya da sıcak bölgeler için farklı kriterler söz konusu mu? Prefabrik binalar ve çelik binalar 4 mevsim kullanıma olanak sağlayacak bir yalıtım sistemi ile donatılmıştır. Her iklim şartlarına uygun bina üretilebilmektedir. Yapıların kurulacağı yerin iklim özellikleri dikkate alınarak üretim yapılmaktadır.

Bu tarz yapıların teslim süresi ortalama ne kadardır? Ayrıca belli bir kat sınırlaması var mı? Prefabrik binalar ve çelik binalar betonarme binalara göre daha hızlı kurulmaktadır. Uzman ekiplerimiz tarafından prefabrik binalar ortalama 1 hafta içerisinde kurulmaktadır. Çelik binalar, bina m2 sine göre yaklaşık 20 ila 25 gün içerisinde kurulmaktadır. Prefabrik yapılar tek katlı ve çift katlı olarak yapılabilir. Çelik binalarda kat sınırlaması bulunmamaktadır.

Şirketinizin, pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Referans bizim en büyük reklamımızdır. Daha önceden alım yapan müşterilerimiz; vermiş olduğumuz hizmetten, ürünün kalitesinden ve işçiliğimizden memnun kaldığı sürece çevresindeki herkese bizi önermektedir. Bu da bizim için çok büyük bir gururdur. Bu sayede yeni işler yapmakta ve refanslarımıza bir yenisini eklemekteyiz. Sosyal ağlardaki (www.yaliprefabrik. com, facebook, instagram, sahibinden. com gibi) güncel paylaşımlarımız birçok müşterimize ulaşıyor. Prefabrik ve çelik

Deniz Mutlu / Proje Satış Müdürü

binalarımızın yapım aşamaları, tamamlanmış proje hallerini paylaşıyoruz. Bu sayede sürekli aktif olmamızdan kaynaklı olumlu geri dönüşler almaktayız ve buda bizi tatmin etmektedir.

Önümüzdeki yıl için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Gün geçtikçe büyümekte ve gelişmekteyiz. Yapmış olduğumuz yapılarımızın kalitesinden ödün vermemek en büyük hedefimizdir.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Neden prefabrik yada çelik bina dendiğinde en büyük avantajları; -Üretim ve montaj süresinin hızlı ve ekonomik olması, -Taşıyıcı yapı sistem ve malzemesi, -Estetik ve kullanışlıdır, -Nakledilebilir olması, -Sağlam ve Depreme dayanıklı olması, -Isıtma sorununun olmaması.

Yapı Malzeme Aralık 2016

73


Dosya

Malezya’ya lüks işçi kampı

100’e yakın ülkeye ön üretimli yapılar alanında ürün ve hizmet ulaştıran Vekon, son olarak bir dünya markası olan Petronas’ın Malezya’da temellerini attığı dev yatırımında görev alacak mühendisleri için yaşam alanı oluşturuyor. Vekon, 80 bin metrekarelik bir alanda 2 bin 500 mühendisin kalacağı lüks bir işçi kampı kuruyor. Vefa Holding’in ön üretimli yapı çözümleri sunan markası Vekon, Malezya’da yerel ortağıyla işbirliği içinde Asya’nın en büyük işçi kampı Petronas Executive Staff Lojmanlarını kuruyor. Yaşam konteyneri, prefabrike, hafif çelik ve yapısal çelik yapıların tasarım, üretim ile uygulama süreçlerini anahtar teslim hizmet modeliyle tek başına yapan Vekon, yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da birçok projenin içerisinde yer alıyor. Bugün 100’e yakın ülkeye ürün ve hizmet ulaştıran global bir çözüm ortağı olan Vekon, en son 41 milyar dolarlık bütçesi ile Asya’nın en büyük projesine imza atacak olan Petronas için Malezya’da 1.800 adet modüler yaşam ünitesi ve 40 bin metrekarelik hafif çelik yapılardan oluşan lüks bir işçi kampı kuruyor.

74

Yapı Malzeme Aralık 2016

Toplam proje yönetimi ile yeni bir model Vefa Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Güner, Vekon’un Uzakdoğu’ya ilk adımı Malezya’da yapılan bu proje ile birlikte attığını vurguladı. Proje için ilk olarak sahada keşif yapıldığını ve yerinde örnek bina kurulmasına karar verildiğini söyleyen Güner, konuşmasına şöyle devam etti: “Tasarımından üretim ve montajına kadar proje yönetimi anlayışıyla ele aldığımız bir çalışma oldu. Bu özelliği ile Vekon’un çözüm ortaklarına sunduğu yeni bir model olarak dikkat çekiyor. Tamamen Petronas’ın ihtiyaçları ve arazi koşulları dikkate alınarak ürün geliştirmeden itibaren tüm süreçlerin yeniden tasarlandığı projede benzersiz bir çalışma yapılıyor. Binalar, sökülebilir, taşınabilir ve yeniden kurulduğunda sorunsuz

olarak kullanılabilir yaşam alanları olarak tasarlandı. Ayrıca Uluslararası standartların yanı sıra Petronas’a özgü yüksek yangın dayanımı gibi beklentileri de eksiksiz karşılıyoruz.”

Sahada montaj atölyesi kuruldu Proje kapsamında geliştirilen ve üretilmesine karar verilen modüler yaşam ünitelerinin ölçülerinin uluslararası lojistik kuralları çerçevesinde tamamıyla Türkiye’de yapılıp Malezya’ya sevk edilmeye uygun olmadığı belirten Orhan Güner, bu nedenle bir ilki gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Kamp alanında bir montaj tesisi kurulmasına karar verildiğini anlatan Güner, sahada kurulan tesis sayesinde Türkiye’den yarı mamul olarak gönderilen ürünleri, yerinde tam mamul haline getirdiklerini ve ardından montaj aşamasına geçtiklerini kaydetti.

Orhan Güner / Vefa Yönetim Kurulu Başkanı



“SarpVilla’yı dünya çapında bir marka haline getireceğiz” Şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte Yapı Sektöründeki faaliyetlerinden bahseder misiniz?

“Bizim yüzlerce gerçekleştirdiğimiz tasarım tescilli modelimiz bulunmakta, malzeme ve işçilikler hesaplanarak model fiyatı verilmektedir. Modeller arasında %30’lara kadar maliyet farkı çıkabilmektedir.”

Hafif çelik yapılar konusunda kendi tesislerinde yüksek kapasite ile üretim yapan sayılı firmalardan olan Sarp Villa’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Çakmak ile Çelik Konstrüksiyon konusunu ele aldık. Kendi deneyimlerini bizlere aktaran sayın Çakmak’a güzel cevapları için teşekkür ederken çalışmalarında da başarılar diliyoruz.

76

Yapı Malzeme Aralık 2016

Şirketimi Hacettepe Üniversitesi Ağaçişleri Endüstri Mühendisliğini bitirdikten sonra 1995 yılı sonrasında Türkiye’de öncüsü olduğumuz çelik konstrüksiyon yapılar sektöründe 10 yıl çalışarak edindiğim bilgi birikimi ve çevreme verdiğim güven sonucunda “Sen varsan biz de varız” diyen sektör çalışanlarının destekleriyle 2005 yılında sıfırdan ticaret hayatına başlayıp kısa sürede kendi markam SarpVilla’yı dünya çapında bir marka ha-

line getirerek yapı sektöründe önemli bir boşluğu dolduran, tercih edilen bir marka haline geldik. Bugün SarpVilla aynı gün içinde 3 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirebilen, binlerce farklı referansla sektörde rakipsiz olduğunu ispatlayan bir firmadır.

Sektör içinde çelik inşaat oranının çok düşük seviyelerde olduğunu biliyoruz. Bu durumu hangi sebeplere bağlarsınız? Biz prefabrik yapılar yapmıyoruz. Sadece kalıcı çelik konstrüksiyon yapılar yapıyo-


Dosya ruz. Prefabrik yapıların sadece kısa süreli ihtiyaçları karşılama ve kullanılan malzeme ve ölçü özellikleri dolayısıyla ekonomik olma noktasında önemi tartışılmaz fakat kalıcı ve uzun ömürlü çelik konsrüksiyon yapılarla karıştırmamak gerekir. Yapı sektöründe prefabrik ve çelik yapılar giderek önemsenmekte ve gelişmiş ülkelerdeki gibi düzeyine ulaşması için Ülkemizdeki kaliteli üretim ve montaj yapan firma sayısının ve tanıtımının artması gerekmektedir. Sektördeki en büyük hata en ucuzunu biz yaparız anlayışıyla yaşanmakta ve yapı sektöründeki yerini en olumsuz etkileyen etmen olmaktadır.

Brüt alana kurulan hafif çelik yapılar ile betonarme olarak üretilen konutların kullanım alanları arasında fark var mı? Kullanım alanları konusunda SarpVilla üretimli bir yapıda hiçbir fark yoktur.

Enerji verimliliği ve otomasyon konusunda, çelik yapıların diğer yapılara göre sağlamış olduğu avantajlar nelerdir? Avantaj sağlayabilmesi için gerekli standartlara uyularak üretim ve uygulama yapılırsa çelik binalar enerji verimliliği ve otomasyon konusunda avantaj sağlar. Bakım, onarım ve enerji tasarrufu olarak avantaj sağlayacaktır.

Hafif çelik yapılarda soğuk ya da sıcak bölgeler için farklı kriterler söz konusu mu? Her yapı malzemesinde olduğu gibi hafif çelik yapılarda da yapılan teknik hesaplara göre binanın yapılacağı yere göre kriterler ve detaylar uygulanmalıdır.

Bu tarz yapıların teslim süresi ortalama ne kadardır? Ayrıca belli bir kat sınırlaması var mı? Teslim süresi teslim şekline göre bir haf-

Ferhat Çakmak / Yönetim Kurulu Başkanı

ta ile üç ay arasında değişmektedir. Kat sınırlaması yoktur. Biz Villa konusunda yoğunlaştığımız için 3 kata kadar ideal olmaktadır.

Konstrüksiyon alanında sıkça karşılaştığınız kronikleşmiş sorunlar var mı? Bu sorunların çözümü noktasında sizce ne tür adımlar atılmalı? Yukarıda da bahsettiğim prefabrik yapılarla çelik konstrüksiyon yapılar karıştırılarak m2 si kaça? mantığı kronikleşmiş bir sorundur. Bir ev yaklaşık 200 kalem malzeme ve işçilikten oluşmakta iken nasıl olur da m2 fiyatı üzerinden fiyat belirlenebilmektedir. Bu durum müşteriyi baştan savma ve önemsememekten başka bir şey değildir ve devamında birçok anlaşmazlıklara sebebiyet vermektedir. Bizim yüzlerce gerçekleştirdiğimiz tasarım tescilli modelimiz bulunmakta, malzeme ve işçilikler hesaplanarak model fiyatı ve-

rilmektedir. Modeller arasında %30’lara kadar maliyet farkı çıkabilmektedir.

Ar-ge çalışmalarınız nasıl gerçekleşmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? Ar-ge ekibimiz sektörümüze yeni ve tercih edilir ürünler sunmak için çok yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Bunun meyvelerini yıllar öncesinden almaya başlayarak tüm dünyaya ihracatımızı artırarak devam ediyoruz. İlerleyen zamanlarda adından çok söz ettirecek, gündem yaratacak birçok çalışmanın merkezinde olacağız.

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Fuar, tv, gazete, dergi, seminer, konferans ve tanıtım organizasyonları ile direk veya bayilerimiz aracılığı ile tüm dünyada gerçekleştiriyoruz.

Önümüzdeki yıl için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? Son beş yıldır yaşadığımız durgun dönemi üç farklı ülkede yeni yatırımlar yaparak hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalışacağız.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Küçüklüğümden beri her zaman örnek aldığım, ülkemizin kuruluşundan, bugünlere gelmesi ve geleceğe güvenle bakabilmesine kadar en çok emeği geçmiş olan Atatürk’e hayran olmamak mümkün değil. 24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla Ata’mızı rahmetle anıyorum. Yeni nesillere sadece doğruları öğrettiğimiz, doğaya, canlılara, insana saygılı, Türkiye için çalışan, üreten kişi ve kuruluşlara desteklerin arttırılması dileklerimle. Yapı Malzeme Aralık 2016

77


Projeye özgü “Terzi işi” çözümler: Çuhadaroğlu “Çuhadaroğlu’nun en önemli özelliği, yaptığı Ar-Ge yatırımları. Faaliyet kârlılığımızın %8 civarını Ar-Ge harcamalarına ayırıyoruz. Bu bağlamda sürekli olarak ürün geliştirmek ve inovatif perspektifte hareket etmek vizyonu ile ilerliyoruz.” Kenan Aracı / Çuhadaroğlu Şirketler Grubu Genel Müdürü

Yüksek Mimar merhum Ahmet Çuhadaroğlu tarafından, 62 yıl önce temelleri atılan ve çelik yapı elemanları üretimiyle sektöre adım atan Çuhadaroğlu; 1965 yılından beri ağırlıklı olarak inşaat sektörüne, mimarı uygulamalar için alüminyum kapı, pencere, doğrama üretimi ve uygulaması alanlarında faaliyet göstermekte… Çuhadaroğlu Genel Müdürü Kenan Aracı’ya şirket faaliyetleri, yeni projeleri / yatırımları ve önümüzdeki dönem için ne tür planları olduğu konusunda sorular yönelttik. Keyifli okumalar…

78

Yapı Malzeme Aralık 2016

Firmanızın alüminyum sektörüne yönelik faaliyetlerini çok kısa bir şekilde anlatarak, 2015 yılı ve 2016’nın ilk yarısında gerçekleştirdiğiniz toplam üretim, satış, kapasite artışı ve büyüme hakkında bilgi verir misiniz? Bu konulara dair 2016 yıl sonu ve sonrası için hedefleriniz neler? Çuhadaroğlu Grubu; 62 yıldır Türkiye’de Alüminyum Sektöründe bir çok ilke imza atmış köklü bir kuruluş. Profesyoneller

tarafından yönetilen ve ülkemizde Alüminyum Sektöründe güvenin sembolü olarak anılan bir firmayız. 1950’li yıllarda 5 kişiyle başlayan, bugün 640 kişi ve işbirliği yapılan firmalarla birlikte yaklaşık 5000 kişiye ulaşan bir istihdam yaratıyoruz. Beylikdüzü’nde toplam 57.000 m² bir alanda 2 ayrı fabrikamız mevcut. Profil üretimlerini yapan ve sistem oluşturan Çuhadaroğlu Metal ve taahhüt işlerinde başarılı işler gerçekleştiren Çuhadaroğlu Alüminyum. Çuhadaroğlu, tüm uygulamaları kendi bünyesinde gerçekleştiren


Dosya dev bir entegre tesise sahip diyebiliriz. Toplam 16.200 ton üretim kapasitesine sahip firmamızın hedeflenen 2016 yılı üretim kapasitesi 24.000 ton. 2013 ve 2014 aralığında %50 büyüme oranı sağladık. Sektörün %8’lik büyümesinin çok üstünde bir performans. 11 yılda yapılan yatırımlarla %70 inşaat sektörü ağırlıklı üretimin geri kalanını otomotiv, savunma ve ulaşım sektörüne mamul ve yarı mamul ürünlerden sağlıyoruz. Bu yıl %20 büyüme hedefi olan grubumuzun, 2015 senesini %30’luk bir büyüme ile kapattık. Sektördeki yıllık büyümenin yüzde 4’lerde olduğunu dikkate alırsak kayda değer bir artış ile sektörün büyümesinin çok üzerinde olduğunu görebiliriz. Çuhadaroğlu projeye özgü çözümler üreten ve bu bağlamda terzi gibi çalışan bir yapıda. Her binanın farklı özellikleri ve ölçüleri olduğundan binaya özgü yeni çözümler üretmek hem kendimizi geliştirmemize katkı sağlıyor hem de uygulamanın uzun süre istenen performansta çalışmasını sağlıyor. Bakü Olimpiyat Stadı, Montcalm Hotel City Road Londra, Exen, Garanti Koza, Paris Tour D2, Business İstanbul, Maslak 1453, Kozapark gibi bir çok projede Çuhadaroğlu imzası var.

Önümüzdeki döneme dair yatırım planlarınızı aktarır mısınız? Yatırımların tamamlamasıyla üretim, kapasite ve satışlar bakımından yüzde kaçlık bir artış bekliyorsunuz? Bilindiği üzere son zamanlarda sanayi 4.0 konuşuluyor. Biz bu konuyu daha

önce ele aldık ve çalışmalarımıza başladık. Sanayide, birinci etap dediğimiz buharlı makinelerin bulunmasıydı, ikinci etap elektriğin bulunması, üçüncü etap mekanik ve elektroniğin sentezlenmesi yani mekatronik dediğimiz süreç, dördüncü etap ise bilişimle entegre edilmesi hali olarak gelişiyor. Bu noktada 2008’de yapmış olduğumuz tesisimizi, ki Türkiye’de belki 10 yıl sonra başlayacak ya da hızlanacak denilen konuyu, özellikle yatırımlar anlamında fabrikamızda insan kontrolünün dışında tamamen otomasyon ayağı ile daha az insanlı üretim haline getirip buradaki riskleri azaltma anlamında bir takım çalışmalar gerçekleştirdik. Son dönemlerde yaptığımız yatırımlara gelecek olursak, mevcut dökümhane kapasite artırımı devam etmekte olup, 2016 yıl sonuna doğru devreye alınacak. İştirakimiz olan Çuhadaroğlu Alüminyum Sanayi’nin yeni ofis ve imalat tesisinin 50 milyon TL’lik yatırım maliyetli yeni fabrikasına 15 Temmuz’da yaşadığımız menfur darbe kalkışmasına rağmen planladığımız şekilde devam ediyoruz, 2016 yılı sonunda tamamlayacağız.

İhracatınızla ilgili genel bir bilgi verir misiniz? Daha çok hangi ürün gruplarıyla kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz? Ülkemizin kalkınmasının temel dinamiklerini desteklemeyi asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz. Yaklaşık 4 kıta ve 25 ülkeye ihracatımız mevcut. Yurt içinde ve yurt dışında oldukça yüksek bilinirliliği olan ve pazar payını sürekli olarak büyü-

ten grubumuzla; kalite, güven, rekabetçilik, teknolojik üstünlük, faaliyet alanı çeşitliliği ile şirketlerimizi geleceğe taşıyoruz. Yurt dışında genellikle şu sistemlerimiz kullanılıyor diyemeyiz. Çünkü az önce de belirttiğim gibi binaların özellikleri, bulundukları coğrafya, iklim koşulları, ülke hatta şehir çoğu zaman birbirinden farklı oluyor. Bu nedenle uyguladığımız sistem ve çözüm önerilerimiz de bu ihtiyaçlar doğrultusunda fiziksel ve estetik olarak değişim gösteriyor.

İhracatınız yıllık ortalama toplam satış ve cironuzdan yüzde kaç pay alıyor? Bu çerçevede 2015 yılı ve 2016’nın ilk yarısında ne kadar ihracat yaptınız, bu konuda 2016 yıl sonu ve sonrası için ihracat hedefiniz nedir? İhracatınızda daha çok hangi ülkeler öne çıkıyor ve varsa hedef pazarlarınızı öğrenebilir miyiz? Toplam satışlarımızın ciro bazında ortalama %30 mertebelerini ihraç ediyoruz. Hedefimiz bu oranı önümüzdeki yıllarda %50’ye çıkarmak. Geçtiğimiz yıl 21 ülkeye ihracatımız vardı. 2016 yılı için 4 kıtada 25 ülkeye ihracatı hedefledik. Bu doğrultuda özellikle yurtdışında pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. Başta Almanya, Fransa, İngiltere, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Gürcistan olmak üzere ABD, Kuzey ve Güney Afrika ülkelerinde bulunmadığımız bazı ülkeler hedef pazarlarımız içerisindedir. Özellikle Güney Afrika’da sistemlerimizi uygulayabilmeleri için de destek veriyoruz.

Yapı Malzeme Aralık 2016

79


Şirketimizden supervisor gönderip sistemlerimizin uygulama sürecini öğrenmelerini sağlıyoruz. Bu da bizi sürdürülebilir kılıyor.

Ar-Ge faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Ortalama yıllık bütçenizin yüzde kaçlık kısmını Ar-Ge harcamalarına ayırıyorsunuz ve 2016 ve sonrası için ne kadarlık bir Ar-Ge harcaması yapmayı planlıyorsunuz? Çuhadaroğlu’nun en önemli özelliği, yaptığı Ar-Ge yatırımları. Faaliyet kârlılığımızın %8 civarını Ar-Ge harcamalarına ayı-

80

Yapı Malzeme Aralık 2016

rıyoruz. Bu bağlamda sürekli olarak ürün geliştirmek ve inovatif perspektifte hareket etmek vizyonu ile ilerliyoruz. Özellikle daha nitelikli ve akıllı binalar için sürme kapı, pencere, doğrama cephe sistemleri ve kondens kanalı cephe sistemleri ve ofis bölme sistemleri üzerinde ilgili çalışmalarımız sürüyor. Buna ilaveten, mevcut yangın kapıları, otomatik döner ve kayar kapılar üzerinde olan ürün geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Doğru ve nitelikli ürünler uzun süreli çalışmalarla ortaya çıkıyor, dolayısıyla bu konuda zaman içerisinde sektöre yeni ürünler sunmayı hedefliyoruz. Önümüz-

deki mevcut cirolarımıza ilave süreçte yeni ürün ve geliştirme yoluyla 10 milyon $ mertebelerinde satış hedeflemekteyiz.

Ar-Ge faaliyetleriniz kapsamında 2015 yılı ve 2016’nın ilk yarısında pazara sunduğunuz yeni bir ürün veya ürün grubunuz var mı? Varsa, bunların muadillerine göre farkını kısaca anlatır mısınız? Söz konusu ürün veya ürün gruplarının satış ile pazar payınıza sunduğu veya sunmasını beklediğiniz katkıyı somut veriler dahilinde değerlendirir misiniz?


Dosya

Depremlerin bol olduğu ve terör olaylarının sıklıkla yaşandığı bir ülke ve coğrafyada yaşadığımız için, yönetim kurulu başkanımız Nejat Çuhadaroğlu’nun öngörüsü üzere geliştirilen Bomstop sistemini özenli çalışmalar sonucu hayata geçirdik. Saldırılara, bombalara dayanıklı dış cephe giydirmelerimiz yurt dışından ve kamu kurumlarından talep görüyor. Hava şartlarına olduğu kadar teröre de daya-

nıklı binalar üretiyoruz. Cezayir’den Türkmenistan’a, İngiltere’den Azerbaycan’a, Maldivler’den Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada malzeme satışı ve uygulama yapmaktayız. Bu durumda iklim, yaşam tarzı, yerel iş ortaklarımızın uygulama yetenekleri ve projeye özgü parametrelerin dikkate alındığı geniş bir çözüm spektrumu söz konusu oluyor. Çuhadaroğlu tüm profil sistemlerini kendi AR-GE departmanında tasarlıyor, prototiplerini üretiyor, KAPEDAM test merkezimizde test ederek uygulamaya alıyor. Yüzde yüz Türk Mühendisliği ve üretimi ile sonuca ulaşıyoruz. Çuhadaroğlu projeye özgü “terzi işi” çözümler konusunda uzman bir kuruluş, projelerde cephe ve doğrama mimar, yatırımcı ve müteahhidin talep ve ihtiyaçlarının optimize edilmesi gereken bir alan olarak bazı koşulları öne çıkartıyor. Bu talep ve ihtiyaçlar proje bazında AR-GE departmanının tasarımı ve Teknik Destek departmanının uygulamaları ile hayata geçiriliyor. Dolayısı ile Çuhadaroğlu standart çözümler ürettiği gibi projeye özgü uyarlamalar ve düzenlemeler ile özgün çözümler ortaya koyuyor. Son 10 yılda karlılığımızın içinde AR-GE harcamalarımız %1 seviyesinden %10 seviyelerine çıkarak daha gelişmiş, ihtiyaçları karşılayan ve katma değerli ürünleri pazara sunduk.

kısaca paylaşır mısınız? Sorunların çözümü konusunda varsa kamu kurum ve kuruluşlarından beklentilerinizi aktarır mısınız? İstihdam, çalışan ve işveren üzerindeki maliyetlerin yüksek olması, ayrıca yüksek KDV oranları kayıt dışını tetiklemekte ve sektörde haksız rekabet oluşmasına neden olmaktadır.

Firma olarak sektörde karşılaştığınız sorunları ve bu sorunlara dair çözüm önerilerinizi Yapı Malzeme Aralık 2016

81


“Hem uluslararası pazarda, hem de Türkiye’de farkındalık vizyonuyla hareket ediyoruz” “Yıllık bütçemizin, ortalama olarak, %5’ini Ar-Ge’ye ayırıyoruz. 2016 yılı için konuşursak şuan bu oran %4 ve çalışmalarımız hala devam ediyor. Gelecek yıllarda da bu oranın altına düşmemeyi ve daha çok arttırmayı planlıyoruz.” Ahmet Saraylı / Saray Grup Yönetim Kurulu Başkanı

Üretiminin %60’ını Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya’ya ihraç eden Saray Alüminyum A.Ş. 30 seneyi aşkın deneyimiyle giydirme cephe ve kapı pencere sistemleri başta olmak üzere pek çok mimari uygulama alanlarında 0üretim yapmaya devam ediyor… Saray Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Saraylı ile Çatı ve Cephe Sistemleri’ni ele alma fırsatı yakaladık. Sektöre dair tespit ve yorumlarıyla ayrıca renk kattığı söyleşimiz için kendilerine teşekkür ediyoruz. Keyifli okumalar…

82

Yapı Malzeme Aralık 2016

Şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte Yapı Sektöründeki faaliyetlerinden bahseder misiniz? Şirketimiz, geliştirdiği yenilikçi ve öncü iç ve dış cephe çözümleri ile 1980 yılından bugüne İstanbul ve Tekirdağ’daki toplam 80 bin metrekare kapalı alana sahip fabrikalarında inşaat sektörüne hizmet vermekte, geleceğin mimari yapılarının inşa edilmesinde büyük rol oynamaktadır. 2001 yılından bu yana, İSO’nun ilk 500 büyük firması arasında yer alıyor, ürettiğimiz ürünlerinin %50’sini farklı ülkelere ihraç ediyoruz.

Saray Grup olarak alüminyum profil, PVC profil ve alüminyum kompozit panel üretiyoruz. NANO (kendiliğinden temizlenen / antigraffiti) yüzey kalitesine sahip alüminyum kompozit paneller ile B1 ve A2 Yangın Sınıfı alüminyum kompozit panellerin Türkiye’de üretimini ilk kez biz gerçekleştirdik. Alüminyum ekstrüzyon ürünleri (profil) çeşitlerimiz mimari sistem ürünleri ve mühendislik ürünleri olmak üzere iki ana gruptadır. Saray Mimari Sistemler çatısı altında sürekli yeni ürünler geliştirilmektedir. Bu ürünler geliştirilirken ısı, ses, enerji verimliliği, ve daha geniş alan


Dosya görme konuları dikkate alınmıştır. Saray Mimari Sistemlerin öne çıkan ürünleri: Alüminyum Kapı Pencere Sistemleri, Alüminyum Sürme Kapı Sistemleri, Alüminyum Giydirme Cephe Sistemleri, Çatı, Işıklık Sistemleri, Sabit, Kayar ve Katlanır Güneş Kırıcı Sistemleri ve Saray Cotta (Tuğla görünümlü ya da Siding Görünümlü) Cephe Kaplama Sistemidir. Saray Alüminyum olarak, mimari sistemlerin yanında, makina ve elektrik sektörlerinin ihtiyacı olan çeşitli şekil ve büyüklükteki sanayi profilleri, standart kesitli profiller ve boruları da üretmekteyiz.

Çatı ve Cephe Sistemleri’nin uygulamada başarılı olabilmesi için, özellikle nelere dikkat edilmeli? Görsellik, işlevsellik ve verimliliğin kombinasyonu mükemmelliği sağlıyor. Bu kombinasyonu sağlamak için firmalar cephe danışmanlığı firmaları ile çalışıyor. Küresel ısınma, çevre kirliliği ve doğal kaynakların hızla tüketilmesini minimize etmek amacıyla çevre dostu “Yeşil ve Sürdürülebilir Bina” kavramı günümüzde oldukça önem kazandı. Yapılan araştırmalara göre “Yeşil ve Sürdürülebilir Bina” kriterlerine uygun olarak tasarlanıp işletilen binalarda, %24 ile %50 arasında enerji tasarrufu sağlanabilmektedir. Ayrıca, enerji verimliliğini maksimum sağlayan ve çevre dostu geri dönüşümü olan, bakım gerektirmeyen malzemeler tercih edilmektedir. Alüminyum kapı, pencere, dış cephe giydirme ve kaplamasında tüm bu kriterleri sağlayan alüminyum tüm dünyanın birinci tercihidir.

‘Enerji ve Güvenlik’ anlamında, kullanıcılar tercihini hangi kıstaslara göre belirlemeli? Cephe binanın vitrinidir, dolayısıyla binaya prestij katar. Ancak, cephe sadece görsellikle sınırlı kalmayıp, yapıya sürdürebilirlik ve güvenlik özelliği de katmalıdır. Nano kompozit panel tercih edilerek cephe temizleme maliyeti düşürebilir. A2 Mineral dolgulu kompozit panellerle yangın güvenliği sağlayabilir. Ve bu ürünlerle enerji maliyeti düşürebilir. Yaşanan üzücü kazalarla birlikte çatı ve cephe malzemelerinin yangına olan dayanıklılığı önem kazandı. Yangın Yönetmeliği gereği 21,50 metreden yüksek binalarda, hastane, okul, AVM gibi toplu yapılarda kesinlikle A2 Sınıfı malzeme kullanılmalıdır. Avrupa Birliği’nin Türkiye’de de geçerli olan ve 21,5 metreden daha yüksek binalarda uygulanması zorunlu kılınan “Yangın Koruma” yönetmeliğine uygun TS EN 13501-1 standardına göre A2 s1 d0 sınıfındaki SARAY A2 alüminyum kompozit panellerin ülkemizde ilk üretimi Saray Alüminyum tarafından 2012 yılında gerçekleştirilmiştir. Tamamı alüminyumdan imal edilen bu kompozit panellere ilave olarak, bu kez 2014 yılında Mineral Dolgulu SARAY A2 Kompozit Panel üretimini Türkiye’de yine ilk olarak Saray Alüminyum gerçekleştirmiştir.

Sektörde sıkça karşılaştığınız kronikleşmiş sorunlar var mı? Bu sorunların çözümü noktasında sizce ne tür adımlar atılmalı? Sektörün en önemli sorunlarından birisi aşırı fiyat rekabeti. Bu da beraberinde tahsilat sıkıntısını gündeme getiriyor. Uzayan vadeler, sektörde pek çok firmanın olması ve bu firmaların çarkı bir şekilde döndürebilmek ya da pazar payını arttırabilmek adına tavizde bulunmaları aslında kalite ve standartları da doğrudan etkiliyor. Dünya ve yakın çevremizdeki siyaset ve ekonomideki olumlu gelişmelerin bu durumu artan talep doğrultusunda değiştireceği kanaatindeyiz.

Ar-ge çalışmalarınız nasıl gerçekleşmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? Şirketimiz bünyesinde bulunan inovasyon faaliyetlerimizi üç ana başlıkta inceleyebiliriz. Ar-Ge Üretim Departmanı: Üretimi yönetimimizi geliştirmek için teknolojiyi sürekli takip ederek üretim esnasında kullanılan makinelerin yenilenmesi ve performanslarının artırılması ve üretim maliyetlerini düşürerek rekabet gücünü artırılmasını sağlamaktadır. Ar-Ge Ürün: yeni veya iyileştirilmiş ürün geliştirerek daha önce karşılanamayan ihtiyaçlara cevap vermek yeni ve/veya performansı artırılmış daha kullanışlı ürünü geliştirerek müşteri memnuniyetimi maksimize etmektedir. Ar-Ge Pazarlama ise; yeni pazarlama yöntemlerinin geliştirilerek geliştirilen ürünün ticarileştirilerek pazara yayılmasını sağlamayı kapsamaktadır.

Yıllık bütçemizin, ortalama olarak, %5’ini Ar-Ge’ye ayırıyoruz. 2016 yılı için konuşursak şuan bu oran %4 ve çalışmalarımız hala devam ediyor. Gelecek yıllarda da bu oranın altına düşmemeyi ve daha çok arttırmayı planlıyoruz.

Yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? Saray Alüminyum Ar-Ge’si, yeni teknolojilerin takibi ve yeni ürünlerin sektörle buluşturulması konusunda oldukça aktif rol oynamaktadır. Ahşap desenli 3 boyutlu efektler kullanılan kompozit paneller, projeye özel olarak geliştirilen bondingli cephe, yeni panel cephe ve yeni kapı pencere sistemleri ayrıca gün ışığının maksimum kullanımını sağlayan, kapalı alanları açık alana dönüştürebilen Minimal Sürme ve Kayar Katlanır Sürme Sistemleriyle de son teknoloji ürünlerimizi kısa bir süre önce piyasaya sunduk. Son olarak da, Polyamid ısı yalıtım bariyerine ilaveten, uygun ölçü ve şekillerdeki ısı bariyerli sistem profillerine uygulanabilecek özel bir yalıtımlı dolgu tekniği uygulamasını Saray Alüminyum bünyesinde gerçekleştirerek ses ve ısı yalıtımında sistemlerimizi bir üst seviyeye taşımanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu özel teknik sayesinde birbirine polyamid ısı yalıtım bariyerleri ile bağlanmış iki alüminyum profil arasındaki hava boşluğu özel dolgu ile doldurularak hava akımı bloke ediliyor, sonuç olarak da daha az enerji sarfiyatı ile ısıtma/soğutma gerçekleştiriliyor. Saray Alüminyum bünyesinde geliştirilip uygulanan bu özel dolgu tekniği ile yüksek Yapı Malzeme Aralık 2016

83


Dosya

termal performans sağlanması ve yapının toplam enerji tüketiminin minimizasyonu ile ekosisteme yapmış olduğumuz katkıdan gurur duyuyoruz.

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Saray Alüminyum olarak, 30 seneyi aşkın deneyimizle, giydirme cephe ve kapı pencere sistemleri, alüminyum kompozit panel, kış bahçeleri, güneş kırıcılar ve solar sistemler gibi mimari uygulamalarla ilgili üretim yapıyor; boya, kaplama, eloksal, ekstrüzyon, biyet döküm, levha boyama ve kompoze levha üretim tesislerini de bünyemizde bulunduran tam entegre bir kuruluş olarak yurt içi ve yurt dışına hizmet veriyoruz. Qualicoat (Avrupa Alüminyum Boyama Kalite Belgesi) ve Qualanod (Avrupa Alüminyum Eloksal Kalite Belgesi) gibi uluslararası kalite belgelerine sahip, kendi sektöründe üst üste ihracat birincilikleri olan firmamız, üretiminin yaklaşık yüzde 50‘sini Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya’da yer alan 50‘yi aşkın ülkeye ihraç etmektedir. Saray Alüminyum kompozit panelleri ve mimari sistemlerimizi, İspanya’dan Güney Afrika’ya, toplam 55 ülkeye ihraç ediyoruz. 2005 yılında Saraypen ve Sarplas markası altında üretimine başladığımız Pvc Kapı ve Pencere sistemlerinin ise % 98 ini ihraç ediyoruz.Yeni teknolojilerin takibi ve yeni ürünlerin sektörle buluşturulması misyonumuz dolayısıyla, yurt içi ve yurt dışındaki sektörümüzle alakalı

84

Yapı Malzeme Aralık 2016

hemen hemen tüm fuarlara katılım gösteriyor ve Saray ürünlerini sergiliyoruz. 2124 Kasım 2016 The Big 5 Dubai Yapı Fuarı, 23-27 Kasım 2016 Sib International Fas Yapı Fuarı, 29 Kasım-1 Aralık 2016 Aluminium 2016 Düsseldorf fuarlarında da yerimizi alacağız. Yurt içinde ise pek çok konut projesi firmamızın ısı verimliliği yüksek ürünleri ile giydiriliyor. Proje departmanımız projelere özel çözümler geliştiriyor.

Önümüzdeki yıl için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? 2017’de de, dünya genelinde ve ülkemizde, alüminyumun en çok kullanıldığı inşaat, ambalaj, ulaşım ve özellikle otomotiv, dayanıklı tüketim alanlarında büyüme yaşanması muhtemeldir. Sektörün büyümesine paralel, Saray Alüminyum olarak biz de büyümemizi sürdüreceğiz. 2016’yı %4 büyüme ile kapatacağımızı öngörüyoruz. 2017 yılında ise bu seneki büyüme performansımızın altına inmemek temel hedefimiz. 2017 yılında %5 oranında büyüme hedefliyoruz. Bu da, sektöre göre %2 daha fazla büyüyeceğimiz anlamına geliyor. Artan talebi hızla karşılayabilmek için yeni bir kompozit hattı alımı yönünde görüşmelerimiz ve kapasite artırımına yönelik yeni yatırımlarımızın görüşmeleri de devam ediyor. 2017 yılında, var olduğumuz her alanda, yatırım yapmaya ve proje üretmeye devam edeceğiz.

Varsa eklemek istedikleriniz… Saray Alüminyum, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir büyüme için gerekli olan sosyal ve çevresel yönlerini de sürekli olarak geliştirmekte olan bir şirkettir. Aldığımız tüm aksiyonlarda, hem uluslararası pazarda, hem de Türkiye’de farkındalık yaratmak vizyonuyla hareket ediyoruz. Avrupa normlarına uygun üretimin yanı sıra, ürünlerimizin EPD ile sürdürülebilir bir bakış açısı ve sorumluluk anlayışı ile belgelendirilmesi bizim için oldukça önemli. Saray Alüminyum olarak, çevreye ve gelecek nesillere olan yükümlülüklerimizi yerine getirerek Türkiye yapı sektörü için örnek teşkil ettiğimiz gibi, uluslararası standartlara bağlı kalarak global pazarlarda avantaj sağlıyoruz. Sektördeki üstün kalite ve standart belgelerimizin yanı sıra, Alüminyum Kompozit Paneller (EPD Kayıt No:S-P-00834), Alüminyum Ekstrüzyon Profil (EPD Kayıt No:S-P-00833), ve PVC Profil (EPD Kayıt No:S-P-00832) ürünleri için EPD belgelerimiz bulunuyor. Ürünlerimizin EPD ile belgelendirilmesi, Sürdürülebilir Üretim Ar-Ge ve Tasarım Merkezi (SÜRATAM) tarafından yürütülen ve Türkiye’de yerleşik tek EPD Belgelendirme sistemi olan EPD Türkiye kanalıyla The International EPD System üzerinden gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk kez Alüminyum Kompozit Paneller, Alüminyum Ekstrüzyon Profil, PVC Profil ürünleri için EN 15804 - Sürdürülebilir Yapı Malzemeleri normu uyumlu EPD belgesini Saray Alüminyum’un aldığını söylemekten de ayrıca gurur duyuyorum.



Çatı ve Cephe’de Tasarımdan Uygulamaya Panelsan imzası “Sandviç panele hızla artan talep ne yazık ki haksız rekabeti de birlikte getirdi. Hem hammadde de hem de sandviç panel taleplerinde proje gereklerine, teknik verilere, niteliklerine bakılmadan, sadece fiyata bağımlı tercihler yapılmaya başlandı.” Her geçen gün çevresine de artı değer kazandırarak büyüyen ve gelişen Panelsan Çatı ve Cephe Sistemleri sektörün ihtiyaç duyduğu ürünlerin üretimini en iyi standartlarda gerçekleştirmekte. Panelsan Yönetim Danışmanı Mimar Gülay Tütün ile sektördeki gelişmeleri, şirket faaliyetlerini ve üretim süreçlerini konuştuk. Keyifli okumalar…

86

Yapı Malzeme Aralık 2016

Şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte Yapı Sektöründeki faaliyetlerinden bahseder misiniz? Panelsan Çatı ve Cephe Sistemleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. 2004 yılında Polatlı Organize Sanayi Bölgesinde kurulmuştur. 40.000m² alan üzerinde 18.000m² kapalı üretim alanına sahip olan Panelsan, Mineral Yün (Taşyünü ve Camyünü), Poliüretan (PUR), Poliizosiyanurat (PIR) ve Expande Polistren (EPS) yalıtımlı Çatı ve Cephe panelleri üretimini gerçekleştirmektedir. Proje bazlı çalışmaları, referansları, kalite anlayışı ile Marka olmayı, Arge çalışmaları ile sektörünün öncü firması olmayı başaran Panelsan, form çeşitliliği ve ürün zenginliği ile yurt içi ve yurtdışında marka olmuştur.

Çatı ve Cephe Sektöründe başarılı olabilmek için özellikle nelere dikkat edilmeli ? Yukarıda da bahsettiğim gibi marka olmak her sektörde vazgeçilmez unsurdur. Marka olmak m² bazlı satış politikasını benimsemek değil, prestijli projelere imza atmak, güçlü referanslara sahip olmak ve kalitenizden ödün vermemektir.

Arge çalışmalarınız ile sektöre yenilikler getiriyor iseniz ve rakiplerinizi yönlendirebiliyor iseniz sektörün lideri sizsiniz. Panelsan olarak kuruluşumuzdan bugüne kadar kalitemiz ile prestijli büyük projelerde aranan marka olmayı başardık. Projeleri yönlendirmeyi, doğru teknik bilgileri aktarmayı ilke edinip, kaliteyi ön plana çıkararak sektörde danışılan ve güvenilen firma olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Arge çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz ? Arge çalışmalarımız ile sektörümüze yeni ürünler ve detaylar sunmaktan gurur duyuyoruz.Türkiye de ilk olan Gizli Vidalı Çatı Paneli üretimine başlayarak; vida sorunlarının yol açtığı sıkıntıları ortadan kaldırdık ve bu ürünümüz ile Yalıtım Sektörü Başarı Ödüllerinde ‘’Yılın Çatı Malzemesi’’ ödülüne layık görüldük. Tasarımını yaptığımız; Gizli Vida Çatı Paneline uyumlu ‘Özel Bağlantı Aparatı’ ile bir ilke daha imza atarak, vidasız montaj uygulamasının sağladığı avantajlar sa-


Dosya yesinde çatı sistemlerinde oluşabilecek tüm probremleri ikinci kez ortadan kaldırıyoruz. Bu Özel Bağlantı Aparatı sayesinde; Güneş Panelleri, Yürüme Yolları, Kar Tutucuları, Paratoner gibi çatıya bağlantısı yapılmak istenen tüm elemanları vidasız, paneli delmeden montajını mümkün kılıyoruz. Cephe Paneli formlarımız ile binaların görünüşlerini alışılagelmiş panel görüntüsünden kurtararak tasarımlara yön verdik. Matrix Serisi Cephe Panellerimiz ve Sinüs,Yarı Sinüs, Gizli Vidalı Cephe kombin panel formlarımız ile sayısız varyasyon yaratarak projelerin yeni yüzü olduk. Sektörümüze katkı vermek amacı ile Ar&ge çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

la kalmayıp çevremizede zarar verdiğini düşündüğümüzde hayretler içinde kalıyoruz. Ve hala neden Avrupa standartlarında bir yalıtım bilinci oluşturamadığımızı anlamak çok zor. Panelsan olarak çevre ve yalıtım konusunda Mühendis ve Mimar öğrencilerini bilinçlendirmek üzere bir çok Üniversitelerde,teknik liselerde sunumlar yapmaktayız. Reklamlarımız dahil tüm tanıtımlarımızda çevre ve yalıtım konusunu öne çıkaran objeler kullanmaya özen gösteriyoruz. En önemlisi ürünlerimizin projelendirilmesinden, üretiminden, uygulamasına kadar yalıtımın önemini bilerek detaylandırıyor ve çevremize ve doğamıza borcumuzu ödemeye çalışıyoruz.

Yalıtımın önemi ve Panelsanın bu konuda attığı adımlar nelerdir ?

Sektörde sıkça karşılaştığınız sorunlar nelerdir ? Bu sorunların çözümü noktasında sizce ne tür adımlar atılmalı?

Hepimizin de bildiği gibi “Küresel ısınma” çevremize ve doğamıza büyük ölçüde sorunlara sebep oluyor. Bu sorunlar bizlere ve gelecek neslimizi, dünyamızı olumsuz yönde etkiliyor. Bu sorunların başlıca sebebi yalıtımsızlık ve yalıtım ile ilgili doğru bildiğimiz yanlışlardır. Isı yalıtımı küresel ısınma ve çevre kirliliği sorunlarının çözümünde büyük rol oynuyor. Yalıtım atmosfere zarar veren gazların salınımını yarı yarıya azalttığı gibi ,ısınmak için harcanan enerjiden tasarruf sağlanıyor, ormanlar korunuyor, yeşilin çoğalması çevre kirliliğini azaltıyor ve ekonomiye fayda sağlanıyor. Aslında bu zincirin halkalarını sayamayacağımız kadar ekleyebiliriz. Türkiye’deki binaların %90’ının yalıtımsız olduğu tespit edilmiş. İsraf edilen enerji 7 yılda Milyar dolarlar civarındadır. Bu rakamların havaya uçtuğunu ve uçmak-

Yalıtım bilincinin gelişmesi; Sandviç panel talebinin de artmasına sebep oluyor. Türkiye genelinde 2015 yılında yaklaşık 36000000 m2 ye ulaşan bir üretim söz konusu. Sandviç panele hızla artan talep ne yazık ki haksız rekabeti de birlikte getirdi. Hem hammadde de hem de sandviç panel taleplerinde proje gereklerine, teknik verilere, niteliklerine bakılmadan, sadece fiyata bağımlı tercihler yapılmaya başlandı. Dolayısıyla; olması gereken teknik şartları sağlamayan,proje ve dizayna uymayan kalitesiz ürünler üretilip müşteriye kullandırılıyor. Sandviç panellerin amacı ısı, su, ses ve yangın yalıtımını sağlamaktır. Her projenin gerekleri farklı olmasına rağmen ,standart hammaddeler ve buna bağlı olarak standart panel üretilip kullanılıyor ne yazık ki.

Mimar Gülay Tütün / Yönetim Danışmanı

Ülkemizde ne yazık ki bunun kontrolü ve belli standartları yok. Kalite standartların belirlenmesi ve kontrollerin yapılması hatta kanunların hazırlanıp uygulamaya geçilmesi gerekiyor. Sandviç panel üreticilerini bir çatı altında toplamaya çalışan Panelsanında üyesi olduğu; sandviç panel üreticileri derneği PANELDER, bu konu ile ilgili çalışmalarını hızlı bir şekilde sürdürmekte. Umarım bu standartlar hazırlandıktan sonra; tüm üreticiler ile uyum halinde bu standartlara sahip çıkarak üretimlerimizi yapıp, kalite bilincini oluşturabiliriz.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Panelsan ailesi olarak sektörümüzde, inovasyonlarımızla öncü,referanslarımız ve kalite standartlarımız ile lider olmaya devam edeceğiz. Tüm sandviç panel sektörüne 2017 yılının; yenilikçi, kaliteli, başarılı bir yıl olmasını diliyorum.

Panelsan Sinüs-Yarı Sinüs Cephe Paneli Kombin Çalışması

Yapı Malzeme Aralık 2016

87


‘Yapılara Değer Katan Çatılar’ “Proje uygulama aşamasında süre her zaman kısıtlıdır, ancak süreyi doğru kullanırken detaylara bağlı kalmak çatı-cephe kalitesini her zaman artıran bir faktördür.”

BAKÜ GENÇLİK MALL

Kurulmuş olduğu günden bugüne kadar yapmış olduğu tüm projelerde müşteri memnuniyetini daima ön planda tutan Mar Çatı, sergilediği başarılı performansı ile de sektörde dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış durumda. Mar Çatı Firma Sahibi Mahmut Marhan ile sektöre ve kendi çalışmalarına dair konuştuk. Keyifli okumalar…

Şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte Yapı Sektöründeki faaliyetlerinden bahseder misiniz? Mar Çatı, 12 yıllık sektörel tecrübe, bilgi ve birikim ile metal çatı ve cephe sistemlerine ilişkin hizmet vermektedir. Konusunda uzman, sertifikalı ekiplerle, önemli ve yüksek ölçekli projelere imza atmaya devam etmektedir. Yurt içi ve yurt dışındaki önemli projelere Rheinzink Titatnyum Çinko metal çatı ve cephe uygulamalarında profesyonel çözümler sunmaktadır.

Bu doğrultuda hedefimiz; Dürüst, etik değerlerden ayrılmadan, müşteri ve kalite odaklı, ekip ve makine gücü ile estetik ve fonksiyonel çözümler sunmaya devam etmek ve teknolojiyi takip ederek sürekli gelişmek, geliştirmektir. Müşteri odaklı bir yaklaşımla, memnuni-

88

Yapı Malzeme Aralık 2016

Mahmut Marhan / Mar Çatı Firma Sahibi

yeti en üst seviyede tutmayı ve güven esaslı hizmet anlayışını ilke edinmiştir.

Yapı Sektörü genelinde Çatı ve CepheSistemleri’ni nerede görüyorsunuz? Yapıların en önemli bölümü olarak, dış kabuğu oluşturan çatı ve cepheyi söylersek belki de pek çokları için doğru bir saptama yapmış oluruz. Çatı ve cephe, binanın en dışı olmakla beraber binayı ve içinde yaşayanları dış ortamın soğuk, sıcak, rüzgâr, gürültü vb. gibi istenmeyen etkilerinden koruyan en önemli elemanlardır. Bu ele-

manların tasarım sırasında doğru seçilmesi, binaların estetik değerini arttırmakla beraber, bina içinde istenilen konfor durumunun yaratılmasından, bina ve binayı oluşturan katmanların ömürlerine kadar pek çok şeyi etkilemektedir. Bu sebepten dolayı, binaların dış kabuğunu oluşturan çatı ve cephe kaplamalarında malzeme seçimi ve bunun uygulaması, binalarda belki de en çok özen isteyen kısımlardır. Ayrıca cephe özelinde söylemek gerekirse, yapının hem estetik değerini arttıran hem de mimarın, mal sahibinin yapı yolu ile söylemek istediğini ileten araç olarak cephe kaplama sistemlerinin çok daha ayrı bir önemi var.

Çatı ve Cephe Sistemleri’nin uygulamada başarılı olabilmesi için, özellikle nelere dikkat edilmeli? Öncelikle kullanılacak olan çatı-cephe kaplama sisteminin teknik olarak gereksinimlerini bilmek ve tanımlanmış olan detaylarına hakim olmak ve tabiî ki bunları doğru olarak uygulamak en önemli kuraldır. Malzemeyi ne kadar iyi tanırsanız, projenin sizin önünüze çıkarabileceği zorlukları o kadar kolay yaşarsınız. Proje uygulama aşamasında süre her zaman kısıtlıdır, ancak süreyi doğru kulla-


Dosya nırken detaylara bağlı kalmak çatı-cephe kalitesini her zaman arttıran bir faktördür.

HATAY MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTE CAMİİ

‘Enerji ve Güvenlik’ anlamında, kullanıcılar tercihini hangi kıstaslara göre belirlemeli? Sistemde kullanılan taş yünü yalıtım ürünleri tüm bina tiplerinde ve bina yüksekliklerinde mantolama için en iyi çözümü sağlar, sadece ısı yalıtımı yapmakla kalmaz bunun dışında binaya değer katan akustik, uzun ömür, yangından korunma gibi bir çok özelliği de beraberinde getirir. Enerji verimliliği ve güvenlik için kabuk katman altında kullanılacak ürün kalitesine dikkat edilmesi ve uzun vadeli bir bakış açısı ile yaklaşılması önemlidir.

Sektörde sıkça karşılaştığınız kronikleşmiş sorunlar var mı? Bu sorunların çözümü noktasında sizce ne tür adımlar atılmalı? Türkiye’de inşaat sektöründe, özellikle çatı ve cephe kaplamaları konusunda maalesef çok ciddi bir eğitimli kalifiye eleman açığı var. Piyasada şu an iş yapan pek çok firma piyasadan yetişme, yani işi ustasından görerek öğrenen yeni “ustalar” ile çalışmakta. Bu da özellikle güncel teknik verilerden, detaylardan bilgisi olamayan, kendi ustasından öğrendiği doğru/yanlış bilgileri devam ettiren ve ya sadece kulaktan dolma bilgilerle iş yapan bir çoğunluk ortaya çıkartıyor. Bu tarz firmaların verdiği bilgiler yüzünden, sistemler hakkında hiç bilgisi olmayan müşteriler de yanlış yönlendirilmiş oluyor ve çoğu zaman hem teknik hem de görsel olarak tatmin edici olmaktan uzak sonuçlar ortaya çıkıyor. Bir başka açıdan bakmak gerekirse, dünyada inşaat malzemelerinin gelişmesi ile beraber, alt yapı ve uygulama sistemleri de sürekli olarak gelişmekte ve güncellen-

mektedir. Eskiden bir çatı ustasının alet çantasında sadece 2-3 alet varken, bugün doğru detayı doğru aletle yapmak için bizim ustalarımız proje genelinde 20’ye yakın değişik alet ve makine kullanmaktalar. Dolayısı ile değişimleri takip edip, onları uygulayabilmek günümüzde yapı uygulama kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda sorunun çözümüne katkı olarak Çatıder’in meslek teknik liselerinde RHEINZINK ve diğer üyeleri ile beraber yapmış olduğu, sektöre eğitimli, kalifiye, güncel bilgi ve detaylar hakim eleman, tekniker yetiştirme çabalarını güzel bir başlangıç olarak değerlendiriyoruz. Biz Mar Çatı olarak, metal çatı ve cephe kaplamaları konusunda RHEINZINK önderliğinde Almanya’dan gelen yetiştirici usta eğitmenlerden eğitimli ve sertifikalı ekibimizle piyasada hizmet vererek, hem malzemenin layık olduğu detayları kullanarak çok uzun ömürlü çatı-cephe kaplamaları

FLORYA CROWN PLAZA

inşa etmekte hem de malzemenin estetik değerlerini yapıya aktararak müşterilerimizin görsel beklentilerini tamamen karşılayabilmekteyiz.

Önümüzdeki yıl için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? 2016 bizim için verimli geçti, 2017 yılındaki projelerimize referans olacak ölçüde güzel işler gerçekleştirdik. Amacımız kalite ilkelerimizin devamlılığını sağlayarak, referans niteliğindeki proje sayılarımızı arttırmaktır.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Sloganımız: “Yapılara değer katan çatılar’’… Bu doğrultuda detayları doğru çözülmüş, doğru malzemeler kullanılmış, hatasız işçilikle yapılara değer katmaya devam edeceğiz.

ANKARA CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ

Yapı Malzeme Aralık 2016

89


“Sektörün ihtiyacı olan her bir ürünü %100 yerli menşei ile üretiyoruz” “Gereğinden fazla veya az kullanılan yardımcı ürünler yapı elemanlarının kalitesinde haf safhada öneme sahiptir. Bunun yanı sıra ürünleri uygulayacak kişiye de büyük görev düşüyor. Sözgelimi bir harç hazırlanırken tavsiye edilen su oranı, karıştırma ve dinlendirme sürelerine mutlaka uyulmalıdır.”

Sürekli gelişim ve müşteri beklentilerini aşmak hedefiyle faaliyetlerini sürdüren PERSAN, satış öncesi hizmetlerinin yanı

90

Yapı Malzeme Aralık 2016

sıra, Türkiye’nin tamamında kurduğu çözüm ortağı ağı ve Satış-Pazarlama ekibi ile büyümeye ve Türkiye’ye değer katmaya devam ediyor. Türkiye Satış Müdürü Ulaş Öztürk ile Çatı ve Cephe Sistemleri üzerine konuştuk. Keyifli okumalar…

Şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte Yapı Sektöründeki faaliyetlerinden bahseder misiniz? 2002 yılında kurulan ve 2007 yılında tamamen teknolojisini yenileyen PERSAN Çatı-Cephe ve Yalıtım Sistemleri, yapı elemanları sektöründeki devrim niteliğindeki yenilikleri ile sektörün amiral gemisi olmayı başardı. Erzincan’da 37.000 m2 alan üzerinde, 6.000 m2 kapalı alandaki tesisleri ile faaliyet gösteren şirketimiz yıllık 2.000.000 m2 çatı sistemleri, 80.000 ton toz ürün ve 75.000 m3 perlit genleştirme kapasitesine sahiptir. Türkiye’nin En İyi Kiremidini üreten şirketimiz satış sonrasında suya ve dona karşı verdiği 60 yıl servis ve garantisi ile müşterilerimize ayrıcalıklar yaşatıyor. Termoşap ve Termosıva ürünleriyle de yapı elemanları sektöründe devrim yara-

tan PERSAN, yatırımcısından son kullanıcısına kadar herkesin avantaj sağladığı ürünleri ile sağlıklı, ekonomik ve çevreci çözümler üretiyor. Termoşap, Termosıva, kiremit ürünlerinin yanı sıra yapıştırıcıdan tamir harçlarına derz dolgulardan ham perlite kadar yapı elemanları sektörünün ihtiyacı olan her bir ürünü %100 yerli menşei ile üretiyoruz.

Yapı Sektörü genelinde Çatı ve Cephe Sistemleri’ni nerede görüyorsunuz? Türkiye inşaat konusunda çok şanslı bir ülke. Ülkemizin dinamik bir nüfusa sahip olması ve hemen her gün yeni gelişim akslarında yapıların yükselmesi çatı ve cephe sistemleri sektörünü de besliyor. Birbirinden beslenen inşaat ve yapı elemanları sektöründe uzmanlaşan PERSAN, ürün kalitesini en üst seviyede tutarak nitelikli ürünlerini sektöre arz ediyor. Ayrıca aktif fay hatları üzerinde bulunan ülkemizde sağlam yapı elemanlarına had safhada ihtiyaç var. Bu ihtiyaçtan doğan sorumluluk bilinciyle ürettiğimiz ürünlerimiz sektörün birincil tercihi hali-


Dosya ne geldi. Bir ürün veya hizmeti kaliteden ödün vermeden yerine getirdiğinizde doğal olarak talebi de arttırmış olursunuz. Demek istediğim; sektöre kaliteli ürünler arz edilmeye devam edildikçe ve ülkemizdeki gerek kentsel dönüşüm gerekse demografik yapı sebebiyle çatı ve cephe sistemlerinin geleceği parlak.

Çatı ve Cephe Sistemleri’nin uygulamada başarılı olabilmesi için, özellikle nelere dikkat edilmeli? Ürünlerin aktif hale gelebilmesi için karıştırılan su ve benzeri bileşenlerin oranlarına çok dikkat edilmesi gerekiyor. Gereğinden fazla veya az kullanılan yardımcı ürünler yapı elemanlarının kalitesinde haf safhada öneme sahiptir. Bunun yanı sıra ürünleri uygulayacak kişiye de büyük görev düşüyor. Sözgelimi bir harç hazırlanırken tavsiye edilen su oranı, karıştırma ve dinlendirme sürelerine mutlaka uyulmalıdır. Daha önceden hazırlanmış ve sertleşmeye başlamış malzemeler yeni karışıma ilave edilmemelidir. Ürün, donmuş, erimekte olan veya don tehlikesi olan yüzeylerde uygulanmamalıdır.

‘Enerji ve Güvenlik’ anlamında, kullanıcılar tercihini hangi kıstaslara göre belirlemeli? Bilindiği üzere Enerji Kimlik Belgesi, binaların enerji ihtiyacının ve dolayısı ile enerji tüketim sınıfının belirlendiği ve beyan edildiği belgedir. Binanın enerji pasaportudur. Enerji Kimlik Belgesi ile binanın ısıtma, soğutma, sıcak su, aydınlatma ve havalandırma sistemlerine ait tüketim değerleri ve bunların enerji sınıfı belirlenir ve beyan edilir. Yatırımcılardan son kullanıcıya kadar bu belgeden yararlanmalı ve belirlenen değerlere göre hareket etmelidir. Enerji Kimlik Belgesi, tıpkı beyaz eşyalardaki gibi verildiği binanın enerji performansını göstermektedir. “A sınıfı” en yüksek, G sınıfı” ise en düşük enerji verimliliği sınıfını temsil etmektedir. Ülkemizde Türk Standartları Enstitüsü (TS 825) standardına göre ısı yalıtımı yapılmış binaların büyük çoğunluğu “C sınıfı” dır. Ülkemizdeki “B sınıfı ve üstü” binalar, ağırlıklı olarak standartta belirtilenden minimum ısı yalıtım kalınlıklardan daha yüksek ısı yalıtım kalınlıklarına sahip binalardır. “G” harfi ise verimsiz binayı sembolize etmektedir.

Sektörde sıkça karşılaştığınız kronikleşmiş sorunlar var mı? Bu sorunların çözümü noktasında sizce ne tür adımlar atılmalı? Yatırımcılar minimum bütçeyle maksimum verim bekleyerek petrol türevli yalıtım malzemelerine yöneliyorlar. Ancak bu tür malzemeler 5 yıl içerisinde deforme oluyor ve tekrar yaptırılması zorunlu hale geliyor. Bunun yanı sıra enerji tasarrufu yatırımlarının

Ulaş Öztürk / Türkiye Satış Müdürü

realize edilmesinde çok sayıda kurum ve kuruluşla ilişki kurmak, onay, izin ve/veya ruhsat alınmak zorunda kalınıyor. Kurumlar arası yetki kargaşasının sona erdirilmesi zorunlu görünüyor.

Ar-ge çalışmalarınız nasıl gerçekleşmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? Şirketimiz Ar-Ge çalışmalarına büyük önem vermektedir. Bu anlamda TÜBİTAK TEYDEB projesiyle bölgesinde TÜBİTAK desteği alan ilk firmadır. Bünyemizdeki modern laboratuvar sayesinde inşaat malzemeleri için gerekli bütün analizleri yapma altyapısına sahiptir. Yeni ürünler ve yöntemler için Erzincan Üniversitesi, ODTÜ ve İTÜ ile ortak çalışmalar yürütülmektedir. TÜBİTAK TEYDEB projesiyle çıktısını aldığımız ürünün seri üretimi için Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın açmış olduğu Tekno yatırım desteği için sözleşme imzalamış bulunmaktayız. Yakın zamanda yalıtımda çığır açacak yeni bir ürünle piyasaya çıkmayı düşünüyoruz. Bununla birlikte yakın zamanda genleştirme tesislerimizin sayısını 3’e çıkararak kapasitemizi de arttırmış bulunuyoruz.

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Firmamız, bulunduğu coğrafi konum itibarıyla Suriye, Ürdün, Irak, Azerbaycan, Gürcistan gibi ülkelere ihracat gerçekleştiriyor. Yurt içinde de 675 noktaya satış gerçekleştiriyoruz. Yurt içinde bayilik sistemini oturttuk. %100 müşteri memnuniyeti ve satış odaklı çalışıyoruz. Tek merkezden yönetilen bayilerimiz ve merkezdeki temsilcilerimizle yurt dışında bulunan hedef kitlemizle birebir temasa geçiyoruz. İkili görüşmeler sonucunda da Persan kalitesini tüm dünyaya yayıyoruz.

Önümüzdeki yıl için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? Türkiye’nin en kaliteli perliti olan Erzincan Erper Maden İşletmesine ait Mollaköy Perlitini kullanmamız ve uzun yıllardır perlit konusunda edindiğimiz tecrübemiz firmamızı sektörün diğer firmalarından ayrıştırıyor. %100 yerli üretimle ürettiğimiz yapı elemanlarıyla 2023’de yapı elemanları sektörünün lokomotifi olma hedefindeyiz. İnşaat sektörü ülkemizde hala önemli bir büyüme kaynağıdır. Bu nedenle önümüzdeki yıllar için bu durumun devam edeceğini öngörüyorum. Z Sektördeki en önemli sorunlardan biri, doğal ürünlerin çok fazla kullanılmaması; A1 sınıfı yanmaz ürünlerin kullanımının henüz yaygınlaşmamasıdır. Bunun yanında ülkemizin güneyinde ve Orta Doğu’da yaşanan sorunlar nedeniyle ihracatın bu bölgelere gerçekleşmemesidir. PERSAN YAPI olarak, orta ve uzun vadede inşaat sektörüne sunduğumuz Termoşap ve Termosıva ürünlerini tüm dünyada yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. TSE beyanına sahip Termoşap ve Termosıva; A1 yanmaz özelliğe sahip, içeriğinde yer alan özel agregalar sayesinde gerçek ısı ve ses yalıtım ürünü, uygulandığı alanın kullanım süresini onlarca kat uzatan, sigara dumanı, yağ vb. kötü kokuları dışarı atan, bina ömrüne eş değer ömre sahip, ısı köprüleri oluşturmayan, kimyasal nötr olması sayesinde bakteri ve küf oluşumunu engelleyen yapısıyla tüm dünyada öncelikli yalıtım ürünü olmayı hak ediyor.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederek pazarda, oyunun kurallarını belirleyici firma olarak, sektörde çok ciddi bir fark yaratacağız. Ziyaretiniz için çok teşekkür ederim. Başarılar diliyorum… Yapı Malzeme Aralık 2016

91


Sektörel

Thyssenkrupp,

Rottweil’de Ar-Ge çalışmalarını başlatacak thyssenkrupp, Rottweil Kenti ve etkinlik ajansı trend factory, ana açılış törenini 2017 Kuleler Yılı kutlamalarına denk gelecek şekilde organize ediyor.

Şu anda Rottweil’da inşaat aşamasında olan 246 metrelik asansör test kulesinin bu yıl Aralık ayında ana müteahhit Züblin’den devralınarak thyssenkrupp’a teslim edilmesi planlanıyor. thyssenkrupp, devralma işleminin ardından kuledeki Ar-Ge süreçlerine başlayarak Rottweil’ın konumunu kentsel mobilite çözümleri için bir inovasyon merkezi olarak sağlamlaştıracak. “thyssenkrupp, bu test kulesini ve yeni teknoloji parkını Neuhausen’da hayata geçirerek bölgede asansör teknolojisi anlamında en modern araştırma merkezlerinden birini konsolide etmiştir”, diyor thyssenkrupp Elevator CEO’su Andreas Schierenbeck. “Aralık ayı itibarıyla dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin mobilite gereksinimlerine yanıt vermek için bu

92

Yapı Malzeme Aralık 2016

merkezde çözümler geliştirerek şehirleri yaşanacak en güzel yerler haline getirmeyi sağlayacağız.” Kulede önümüzdeki dönemde test edilecek olan yenilikçi asansör teknolojilerinden biri de MULTI. Transrapid’in maglev teknolojisiyle desteklenen bu sistem, aşağıdaki gibi birçok avantaj sunuyor: Halatsız tasarım, asansör kuyusunda aynı andan birden çok kabinin çalıştırılabilmesi anlamına geliyor. Böylelikle, kuyudaki taşıma kapasitesi yüzde 50’ye kadar çıkarken binadaki asansör ayakizi yarıya iniyor. Kabinler ayrıca yükseklikle

ilgili bir sınır olmaksızın hem yatay hem de dikey yönde hareket edebiliyor; yepyeni uygulamalara ve tasarım olanaklarına hayat veriyor. Yeni kuledeki on iki kuyudan üçü, yeni MULTI sistemini test etmek için ayrılmış durumda. Kulenin resmi açılış töreni için planlamalar da son derece iyi gidiyor. thyssenkrupp, Rottweil şehri ve proje için verdiği rekabetçi ihale teklifiyle başarılı olan etkinlik ajansı trend factory ile bir araya gelerek açılış töreninin Rottweil’daki 2017 “Kuleler Yılı” kutlaması ile aynı tarihlere denk gelmesi için çalışıyor. Bu tarihlerde ayrıca Almanya’daki en yüksek ziyaretçi platformu kamuya açık hale getirilecek ve ziyaretçiler, 232 metre yükseklikten görebilecekleri panoramik manzaranın tadını çıkaracak. trend factory CEO’su Thomas Wenger, 2017’de düzenlenecek olan etkinliği dört gözle beklediğini ifade ediyor: “Yerel bir ajans olarak bu özel etkinliğin bir parçası olmak bize özellikle gurur veriyor. Test kulesinin açılışı, kulenin gelişimini ilk yapım aşamasından itibaren takip eden Rottweil halkı için çok büyük bir adım olacak. Şu anda tüm ayrıntıları açıklama imkanımız yok ancak bunun çok özel bir etkinlik olacağından emin olabilirsiniz.” Kulenin dünyada alanının en büyük projesi olarak değerlendirilen teflon (PTFE) fiberglas ön cephelerinin montajı, malzeme test aşamasının uzatılmasına olanak tanımak için yeniden planlanıyor. Ön cepheler Rottweil şehri için eşsiz bir kent simgesi ve mimari bir mihenk taşı olarak kulede önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle thyssenkrupp Elevator, bu testlerin şirketin kalite ve uzun vadeli güvenilirliğe ilişkin yüksek standartlarına uygun olarak yürütülmesi gerektiğini düşünüyor. thyssenkrupp, bu fazın tamamlanması üzerine bu olağanüstü başarıyı önümüzdeki yıl Rottweil halkıyla kutlamayı dört gözle bekliyor.

thyssenkrupp Asansör’ün büyüme planları Önümüzdeki yılın hedefleri kapsamında CEO olarak görevini sürdüreceğini belirten Şarlı, Türkiye’deki inşaat piyasasında gerçekleşen büyümenin altını çizdi. Ürün grubunda yolcu asansörleri, yük asansörleri, yürüyen merdivenler ve yürüyen bantların yer aldığı thyssenkrupp Asansör, önümüzdeki 4 yıla yönelik büyüme planlarıyla ilgili bilgi verdi. 2014’ten beri CEO olarak görevini sürdüren Turgay Şarlı, şu açıklamalarda bulundu: “150 ülkede bulunan müşterilerimiz ve 50 bini aşkın nitelikli çalışanımızla lider konumundaki asansör şirketleTurgay Şarlı rinden biriyiz. Müşterilerimizin taleplerine yanıt vermek için düşük enerji tüketimi olan yenilikçi ürünler tasarlıyor ve üretiyoruz. Dünya çapında 900’ü aşkın noktada hizmet veriyoruz. Müşterilerimizle satış sırasında ve sonrasında yakın iletişimi sürdürüyoruz.” thyssenkrupp Elevator AG CFO’su Ercan Keleş şu açıklamada bulundu: “Turgay Şarlı ile sözleşmemizin yenileneceğini belirtmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu işlem, Türkiye pazarına verdiğimiz büyük önemi ve önümüzdeki yıllara yönelik büyük hedeflerimizi vurgulamaktadır.”



Braas;

“Çatı Çözülmesi Gereken Bir Sistemdir” “Çatı ve cephe sistemleri aslında bir yapının dış görünüşünü belirlemekte. Bu açıdan bir yapıya değil tüm topluma ait yapı bölümleri olarak düşünülmelerinde fayda var. Bu anlamda yapının bulunduğu bölgenin mimari kültürüne uygun, kaliteli ve uzun ömürlü çözümlerin tercih edilmesi kritik bir öneme sahip.”

Türkiye çatı pazarında, öncü ve yenilikçi kimliği ile haklı bir üne sahip olan Braas Çatı Sistemleri yüksek standartlarla üretim yaparken, sahip olduğu tesisleri de dünyanın en teknolojik kiremit fabrikaları arasında gösterilmekte. Geliştirmiş oldukları Modüler Çatı Sistemi ile kaplama, enerji verimliliği, koruma, su sızdırmama, ısı yalıtımı, baca, yağmur suyunu yönlendirme, havalandırma, aydınlatma, vs... gibi alanlarda tüm ihtiyaçlara kusursuz bir şekilde cevap vermiş olan Braas Çatı Sistemleri’nin Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Daniş NAVARO’ya merak ettiklerimizi sorduk. Bizlere vakit ayırdıkları için kendilerine teşekkür ediyoruz. Keyifli okumalar…

Şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte Yapı Sektöründeki faaliyetlerinden bahseder misiniz? Braas Çatı Sistemleri, dünyada 37 ülke-

94

Yapı Malzeme Aralık 2016

de 100’den fazla üretim tesisi ve yaklaşık 7735 çalışanı ile faaliyet gösteriyor. Ülkemizde ise geçmişi 100 yıla varan Braas Monier Building Group’un bir markası olarak 1998 yılından bugüne kadar varlık göstermektedir. Braas Çatı Sistemleri, tamamı eğimli çatılara yönelik olarak tasarlanmış, birbiriyle tam uyumlu ürün ve çözümlerden oluşan bir ürün gamı ile tüketicilerine uzun ömürlü, estetik ve fonksiyonel çatılar sunmayı amaçlıyor. Türkiye’de faaliyete başladığımız 1998 yılında, çatı sektörünü yepyeni bir bakış açısı ile ele aldık. Çatının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ve çözülmesi gereken bir sistem olduğunu sürekli olarak vurguladık. Ayrıca bizim için kaliteli ürünlerin yanı sıra kaliteli işçilik de önemliydi. Bu amaçla, 18 yıldır, tüketicilerimize konusunda sürekli eğitime tabi tuttuğumuz çözüm ortaklarımızca sağlanan kaliteli işçilik ve


Dosya iyi işler yapılmaya başladığını ifade edebilirim. Kaliteli malzemeler, doğru yapım teknikleri ile işinin uzmanı tarafından uygulandığında uzun ömürlü çözümler elde edilebiliyor.

kaliteli ürün gamımızdan oluşan bir paket ile hizmet vermekteyiz. Bu anlamda sektörün yapısını değiştiren ve ülkemizde “çatı sistemleri” kavramını oluşturan bir konuma sahip olduğumuzu ifade edebilirim.

‘Enerji ve Güvenlik’ anlamında, kullanıcılar tercihini hangi kıstaslara göre belirlemeli?

Yapı Sektörü genelinde Çatı ve Cephe Sistemleri’ni nerede görüyorsunuz? Çatı ve cephe sistemleri aslında bir yapının dış görünüşünü belirlemekte. Bu açıdan bir yapıya değil tüm topluma ait yapı bölümleri olarak düşünülmelerinde fayda var. Bu anlamda yapının bulunduğu bölgenin mimari kültürüne uygun, kaliteli ve uzun ömürlü çözümlerin tercih edilmesi kritik bir öneme sahip. Ayrıca binanın yapı kabuğu olarak ifade edilen bu alanlar, yapının enerji performansı vb. açısından da belirleyici bir role sahipler. Türkiye, çatı sektörü bakımından büyük bir ölçeğe sahip. Gerek sürekli artan nüfus, gerekse ekonomik olarak gelişmekte olması çatı sektörünü de etkilemekte. Sektörde geçmiş yılların aksine malzeme çeşitliliğinin artması, çatı detayları hakkında daha doğru çözümlere yönelik karar vericilerin zaman ayırması gibi olumlu giden süreçler söz konusu. Ayrıca günümüzde çatının çevresel etkenlerden yapıyı koruma amacının dışında çok farklı yeni işlevlerle insanların yaşamında yer almaya başladığını görmekteyiz. Bu anlamda yenilikçi ve akılcı çözümlerle öncü bir role sahip olduğumuzu düşünüyorum.

Daniş NAVARO Braas Çatı Sistemleri Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı

Çatı ve Cephe Sistemleri’nin uygulamada başarılı olabilmesi için, özellikle nelere dikkat edilmeli? Braas Çatı Sistemleri olarak sahip olduğumuz küresel ve uzun yıllara dayanan know-how’ımız ile Türkiye’de faaliyete başladığımız ilk dönem itibarı ile çatı ustalarına “doğru” çatı yapım tekniklerini aktarmaya çalıştık. Bu amaçla düzenli olarak eğitimler sağladık, sağlamaya da devam ediyoruz. Konusunda sürekli olarak eğitim alan çözüm ortaklarımız, sektörde öncü bir konuma sahipler ve çatı yapım kalitesini en üst düzeye çıkarmak için eğitim almaya devam ediyorlar. Gelinen noktada sektörde de bu açıdan daha

Çevreyi koruma, enerji verimliliği ve güvenlik konularında toplumsal bilincin geliştiği bir dönemdeyiz. Biz de hem sunduğumuz ürünlerle hem de üretimimizle bu konuyu önemsiyor ve bu çerçevede faaliyetlerimizi yürütmeye çalışıyoruz. Sektörde, yapı tasarımları ve yapı malzemesi kullanımında daha verimli, daha çevreci ürün ve çözümlerin tercih edilmesi yönünde yapılan çalışmalar da memnun edicidir. Dünyada sadece eğimli çatılar üzerine faaliyet gösteren Braas Çatı Sistemleri; kiremit, çatı mantolama, su yalıtımı, baca ve duvar dibi, güneş enerji sistemleri, çatıda insan ve iş güvenliği gibi birçok çözümden oluşan zengin bir ürün gamına sahip. Bu ürün gamında çatılarda enerji verimliliğini artıran ürünler ve ülkemiz için çok önemli bir yenilenebilir enerji kaynağı olan güneş enerjisi ile ilgili birçok çözüm bulunmaktadır. Ayrıca çatıda insan ve iş güvenliğine yönelik sunduğumuz çözümlerle de çatı tamamlandıktan sonra da çatıda yapılacak her türlü işlemde insan ve iş güvenliği sağlanacak şekilde çatıyı hazır hale getirerek kullanıcılara teslim ediyoruz.

Yapı Malzeme Aralık 2016

95


Dosya Sektörde sıkça karşılaştığınız kronikleşmiş sorunlar var mı? Bu sorunların çözümü noktasında sizce ne tür adımlar atılmalı? Çatı sektöründe en önemli sorunların başında ürün ve uygulama kalitesi gelmektedir. Kullanılacak ürünlerin çatının bulunduğu yere ve şartlara uygun seçilmesi ve tekniğine uygun şekilde uygulanması kritik öneme sahiptir. Ayrıca ürün kalitesinin de çatıda uzun yıllar hizmet verebilecek şekilde değerlendirilmesi gereklidir. Bunun için mevcut standartların ve yönetmeliklerin güncellenmesine, yeni-

çatı sektöründe Ar-Ge’ye çok önemli kaynaklar ayıran bir dünya lideri. Bu amaçla sadece eğimli çatılar üzerinde uzmanlaşmış Almanya, İngiltere gibi farklı ülkelere konuşlanan teknik merkezlerimizde yoğun Ar-Ge çalışmaları yürütmekteyiz. Bu teknik merkezlerimiz tüm dünyadaki meteorolojik veriler dahil çok güçlü bir veri tabanına ve her şeyden öte 50 yılı aşkın bir tecrübeye sahip. Tüketicilerimize bir ürünü sunmadan önce kapsamlı testlere tabi tuttuğumuz bu merkezler, aynı zamanda eğimli çatılarla ilgili inovasyon faaliyetlerimizin de önemli bir ayağı. Bu

• Nefes alan, yoğuşma ve küflenme riskini azaltan ve enerji verimliliğini artıran su yalıtımı çözümleri, • Yüksek performanslı çatı mantolama (ısı yalıtımı) çözümleri, • Yanmayan, küf oluşturmayan inovatif çatı kaplama altı levhası, • Çatı katlarını keyifli bir yaşam alanına dönüştüren çatı pencereleri, • Uzun ömürlü ve estetik malzemelerden üretilen yağmur dereleri ve detayları • Çatılarda insan ve iş güvenliğine yönelik çözümler, • Çatıları birer enerji üssüne dönüştüren entegre güneş enerji sistemleri ve • Çatının en ince ayrıntısını dahi %100 su sızdırmazlıkla çözebilecek teknik detay çözümleri bulunmaktadır.

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Braas, “Çatı Çözülmesi Gereken Bir Sistemdir” anlayışıyla çatıyı bir bütün olarak ele almakta ve bu doğrultuda geliştirdiği satış ve pazarlama faaliyetleri kapsamında ülke çapında yaygın yetkili uygulamacı ve satıcı bayilikleri ile tüketicilerine hizmet vermektedir. Uzun ömürlü bir çatıya sahip olmanın en önemli kriterlerinden biri de kaliteli malzemelerin, alanında yetkin uygulamacılarla tekniğine uygun bir şekilde montajının sağlanmasıdır. Braas, bu amaçla bayilerini sürekli olarak eğitime tabi tutmakta ve çözüm ortakları vasıtası ile birlikte ürün ve hizmetten oluşan bir paket sunmaktadır. Braas Çatı Sistemleri, yurt dışı faaliyetleri kapsamında özellikle yakın coğrafi çevreye yönelik olarak ihracat yapmaktadır.

Önümüzdeki yıl için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı?

lerinin geliştirilmesine ve sıkı bir şekilde kontrol edilmesine ihtiyaç var. Bu anlamda adımların atılmaya başlamış olması da memnuniyet verici bir gelişme. Biz de Braas Çatı Sistemleri olarak, hem bu çalışmalara ve sürece destek veriyor hem de özellikle son kullanıcıları bilgilendirmeye yönelik çalışmalarla, “uzun ömürlü ve dayanıklı bir çatı” için sorgulanması gereken kriterleri tüketicilere aktarmaya çalışıyoruz.

Ar-ge çalışmalarınız nasıl gerçekleşmekte? Braas Çatı Sistemleri, sadece eğimli çatılar üzerine uzman bir firma ve eğimli

96

Yapı Malzeme Aralık 2016

merkezlerde dünyada çatı sektöründe sadece Braas’ta bulunan rüzgar tüneli gibi gelişmiş araçlar bulunuyor. Braas olarak son 5 yılda yoğun bir şekilde dile getirmeye başladığımız gibi çatılar, ilk çağlardaki işlevine her geçen gün yenilerini ekleyerek günümüz insanı için daha fazlasını sunmakta. Çatıların, gelişen teknoloji ile birlikte yeni işlevler kazanmaya devam edeceğini ifade edebilirim. Yeni nesil ürün, çözüm ve malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? Braas Çatı Sistemleri ürün gamında, • Farklı renk, model, doku ve yüzey teknolojilerinde üretilen 30 yıl suya ve dona karşı garantili, estetik kiremitler,

Braas Çatı Sistemleri geçtiğimiz yıl birçok yatırımı hayata geçirdi ve yatırımlarına bu yıl da devam edecek. Evolution Innotech, kiremit paketleme yatırımları gibi. Bu yatırımlarla birlikte Gebze tesisimiz, çok farklı üretim teknolojilerine sahip, donanımlı bir fabrika haline dönüşmüş durumda. Böylece tüketicilerimizin beklentilerini en iyi şekilde karşılamayı umuyoruz. Önümüzdeki yılda da yeni ürün ve hizmetler lanse etmeyi planlıyoruz. Braas için inovasyon, en temel stratejilerden bir tanesi ve bu anlamda sürekli olarak faaliyetlerimiz devam etmektedir. En önemli gelişme, çok radikal bir yenilik olarak, çimentolu kiremit üretiminde çığır açan yepyeni bir teknolojiyi “Evolution Innotech”i , ki bu yeni adım dünya çimentolu kiremit sektöründe son 30 yıldır kaydedilen en önemli adımdır, lanse etmeye hazırlanıyoruz.



800 yıllık kiremit geleneğinin modern yüzü “Teknolojinin yanı sıra kişisel zevklerin hızlı değişimi, ekolojik ve ekonomik şartlardaki değişimler üreticileri inovasyona zorunlu hale getiriyor.”

Yurtiçinde ve yurtdışında birbirinden seçkin projelere imza atan Başak Çatı ve Cephe Sistemleri, müşteri memnuniyeti, iletişim kabiliyeti, kalite anlayışı ve çözüm ortaklarına karşı sorumluluk bilinciyle önüne koyduğu hedeflere doğru emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Başak Kiremit Genel Müdürü İ. Engin Çizer ile yoğun iş programı arasında, sektördeki son yenilikleri, çözüm bekleyen sorunları, yeni proje ve ürünlerini sizler için konuştuk. Keyifli okumalar…

98

Yapı Malzeme Aralık 2016

Şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte Yapı Sektöründeki faaliyetlerinden bahseder misiniz?

Yapı Sektörü genelinde Çatı ve Cephe Sistemleri’ni nerede görüyorsunuz?

Başak Kiremit ve Tuğla ismiyle 1969 yılında faaliyetlerine başlayan firmamız, bünyesindeki diğer firmalarla birlikte Başak Grubu olarak yoluna devam ediyor. Başak Grubu konut, güneş enerjisi, mimarlık, madencilik ve hazır beton firmalarıyla 2008 yılında yapı sektörünün farklı dallarına girdi.

Ülkemizde son yıllarda inşaat sektörünün büyümesine paralel olarak binaların yalıtımı ve estetiğinde neredeyse her yıl yeni bir trend gündeme geliyor. Bu durumda çatı ve cephe büyük bir önem kazanıyor. Teknolojinin yanı sıra kişisel zevklerin hızlı değişimi, ekolojik ve ekonomik şartlardaki değişimler üreticileri inovasyona


Dosya zorunlu hale getiriyor. Uzun vadede üreticilerin aktif faaliyetlerine devam edebilmek için yeni malzemeler üretmesi veya ithal etmesi, ARGE inovasyonunu sürekli hale getirerek dünya konjüktürüne dahil olma yolunda reel adımlar atması kaçınılmaz olacaktır.

Çatı ve Cephe Sistemleri’nin uygulamada başarılı olabilmesi için, özellikle nelere dikkat edilmeli? Çatıda, yüzey kaplaması ve yardımcı ürünlerinin, su ve ısı yalıtımının, havalandırmasının ve ahşap / çelik konstrüksiyonunun bir bütün olarak çatı sisteminin parçaları olduğu bilinmeli ve tüm sistem bir bütün olarak düşünülmelidir. Çatı sistemi, çatının amacına yönelik, (sıcak çatı - soğuk çatı), bulunduğu bölge, iklim şartları ve görsel olarak yapıya vereceği mimari görünüş bir arada düşünerek belirlenmelidir. Ülkemizde çatı sisteminin özelliklerinin belirlenmesinde Çatı Kaplama firmalarının belirleyici olduğu görülmektedir. Bu sistemler üzerinden, sağlık açısından zararı olmayan, uzun vadede problem yaratmayacak, bulunduğu bölgenin mimari dokulusuna uygun, en uygun maliyetli sistem tercih edilmelidir.

‘Enerji ve Güvenlik’ anlamında, kullanıcılar tercihini hangi kıstaslara göre belirlemeli? Mimaride çatı gün geçtikçe önem kazanmaya devam ediyor. Çatının görselliği yanında bina yalıtımının da %25 lik bir payı olduğu kabul edilmeye başlanıldı. Yalıtımın enerji dönüşümü için gerekli olduğu bilinci son yıllarca inşaatın temelini oluş-

turuyor. Bu gelişmeler mimarların çatı sistemi kullanmasını gerektiriyor. Ayrıca sistem içerisinde renk alternatifleri de yeni çatı trendinde yerini almaya başladı. Bugünlerde inşaat teknolojilerinde yaşanan teknolojik gelişmeler de, çatı anlayışını tamamen değiştirmiş ve güvenli yapı kriterleri önem kazanmaya başlamıştır. Kilden imal edilen tuğla ve kiremitlerin uzun ömürlü ve dayanıklı olmasının yanı sıra doğal görünmesi ve kolay uygulanması, pazarda uzun yıllar yer alacağının göstergesidir. Yapı malzemelerinde doğaya ve insan sağlığına zarar vermeyen, geri dönüşümlü çevreci malzemelerin üretilmesi ve kullanılması teşvik edilmelidir. Biz firma olarak Tam Bir Çevreci firma olarak çalışmaktayız. Ürünlerimizin çevreciliğinin yanı sıra, üretim esnasında da tam otomatik sistem ile insan için risk olabilecek bütün işleri otomatik sistemde yapmaktayız. Doğalgazlı fırınlarımızda hava kirliliğini minimize etmiş durumdayız. %100 geri dönüşüm hattımız var. Pişmiş veya pişmemiş, bir sebepten dolayı kalite ayrımında elenmiş ürünlerin tamamı geri dönüşüme ve imalata yeniden kazandırılır. Bu anlamda kiremit-tuğla kırığı atığımız hemen hemen hiç yoktur.

Sektörde sıkça karşılaştığınız kronikleşmiş sorunlar var mı? Bu sorunların çözümü noktasında sizce ne tür adımlar atılmalı? Sektörün en büyük sorunları olarak, taklitlerin çok olmasını ve gerçek sorunlarımızın olmadığının düşünülmesini belirtebiliriz. Sektörün dünyadaki

İ. Engin Çizer / Başak Kiremit Genel Müdürü

gelişimine baktığımızda günümüzde ilk olarak teknolojinin izlerini görüyoruz. Sektörün sıradan ve demode bir sektör olduğunu düşünmesine neden oluyor. Çatı projelerinde detayların yetersizliği ve kullanılacak malzemelerin belirlenmemiş olması da en büyük sorunlar arasında yer alıyor. Bölgesel olarak farklı malzemelerin çatı yalıtımında ve detaylarında kullanılması, Türkiye genelinde bir sistem oluşturmayı zorlaştırmaktadır. Resmi kuruluşların yapmış olduğu projelerde de güncel malzemeler ve sistemler ile bu

Yapı Malzeme Aralık 2016

99


Dosya

duruma engel olunması gerekmektedir. Problemsiz, kaliteli, uzun ömürlü çatı ve cephe malzemelerinin kullandırılmasına yönelik firmaların ve derneklerinçalışmalar yapması gerekmektedir.”

Ar-ge çalışmalarınız nasıl gerçekleşmekte? Bu çalışmalara ne kadar bütçe ayırıyorsunuz? Dünya ekonomisinde meydana gelen son değişiklikler, ARGE alanındaki gelişmelere, yurtdışından ülkeye giren muadil ürünlerin artışına, teknolojinin üretimin her aşamasında kullanılmaya başlanılmasına, yeni trendlere kısa sürede adapte olunabilmesine ve üretimdeki sistemleşmeye yön veren önemli gelişmeler olmuştur. Firmalar, yurt dışından gelen talebe doğru cevap verebilmek ve dünya pazarındaki dev rakipler karşısında bu talebi karşılayabilmek için kapasi-

te artışı, üretim hızı ve kaliteyi artırmayı amaç edinmiştir. Bu gereklilik ise sürekli bir ARGE gelişimi olmasını sağlamaktadır. Biz de ARGE çalışmalarımızı üretimin temelinde tutarak çalışmalarımıza ve trendleri takip etmeye devam ediyoruz.

Yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? Yatırımını 2016 yılı içerisinde tamamladığımız Yüksek Teknolojiye sahip Üretim Tesisleri ile 2016 yılında ciddi bir üretim kapasitesi artışımız oldu. Bu artışın yanı sıra ürün gamımıza yeni bir ürün de girdi. Başak Art Renkli Kil Kiremit Serileri’nden sonra; GRANDEPORTO ile çatılarda yenilik arayışlarımız devam ediyor. Klasik estetik ve avantaj anlayışına yeni bir anlam kazandıran Grandeporto, çift kanallı yapısı ile ürünün kenetlenme kapasitesini artırıyor ve uygulama kolaylığı sağlıyor.

Dayanıklılığı artan ve temas yüzeyi ile çatıya olan baskısı düşürülen Grandeporto; ebatı büyütülerek m2’ de 12 adet kullanılacak şekilde tasarlanmıştır. Ürün, üretimden teslimata kadar geçen süreçteki avantajları ve m2 başına düşen ürün adedi sayesinde hem sizin hem ustanızın tasarruf etmesini sağlıyor.

Şirketinizin, yurt içi ve yurt dışı pazarlama organizasyonunu nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Kiremitin temeli olan kil kiremit pazarının %10’ luk payına hakim olan Başak Çatı ve Cephe Sistemleri, beşeri güce ve üretime yatırım yapmayı esas alıyor. Firma, bu anlayışla başladığı 10 milyon dolarlık üretim tesisi yatırımını 2015 yılında tamamladı. El değmeden yapılan üretim ve artan kalite ile yeni üretim tesisimizin teknolojisi Dünya’ da bir çok tesiste henüz bulunmuyor.

Önümüzdeki yıl için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? Ekonomik sistemler ile yönetim ve siyaset ilişkileri üretim ve tüketim biçimlerini etkileyen en önemli etkenleri oluşturmaktadırlar. 2016 yılı itibariyle iç ortamda ve sınır komşularımızı içine alan dış piyasalardaki gidiş durağan pozisyona geçmiştir. İç piyasada darbe girişimi ve Amerika seçimleri de yapı malzemeleri ve inşaat sektöründeki durağanlık devamlılığını sürdürdü. İnşaat sektöründe konut satışlarından kaynaklanan bir artış varmış gibi görünse de bu artışın önceki yıllarda yapılan satışların tesliminden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Son olarak eklemek istedikleriniz? En iyi yatırımın insana ve topluma yapıldığını bilerek hep bu düşünce ışığında çalışmaya devam ediyoruz. Tüm ülkeye katkılarımızın devam edebilmesini ve halkımızdan gördüğümüz desteğin hiç azalmamasını diliyoruz.

100

Yapı Malzeme Aralık 2016



Sektörel

Orta Doğu ve Afrika’nın en büyük Endüstriyel Yapıştırıcılar fabrikası Türkiye’de olacak!

Henkel, Türkiye’de yatırımlarına bir yenisini daha ekledi Henkel; Kocaeli Gebze’de hayata geçecek yeni üretim merkezinin temelini törenle attı. 2017 yılının sonunda açılması planlanan yeni fabrika LEED Sertifikasını (Leadership in Energy and Environmental Design) alacak şekilde projelendirildi. Türkiye, Henkel için önemli bir üretim merkezi Türkiye’ye yatırımları ile katkıda bulunan uzun vadeli bir yatırımcı konumundaki Henkel, yeni üretim tesisinin temellerini gerçekleştirilen bir törenle attı. Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar törende yaptığı konuşmada, Henkel için Türkiye’nin sadece satış yapılan bir pazar değil aynı zamanda önemli bir

102

Yapı Malzeme Aralık 2016

Yeni tesis, birçok sektöre katma değer sağlayacak Üstün teknolojiyi kullanmak üzere tasarlanan yeni üretim tesisinde sürdürülebilirliğe uygun şekilde üretim yapmayı planlıyor. Tesis tamamlandığında Henkel’in, Technomelt, Teroson, Loctite, Bonderite, Aquance markaları için yapıştırıcı teknolojileri üretmek üzere faaliyet gösterecek.

LEED Sertifikası hedeflendi Hasan Alemdar Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı

üretim merkezi olduğunu söyledi. Hasan Alemdar “Henkel olarak Türkiye’yi her zaman yatırım yapmaya değer, yüksek büyüme potansiyeline sahip ve güvenilir bir ülke olarak görüyoruz. Öte yandan sürdürülebilirlik konusunun Henkel için sadece teorik bir hedef değil, şirket değerlerimizin ayrılmaz bir parçası olarak somut aksiyonları hayata geçirdiğimiz bir alan olduğunu bir kez daha vurgulamış oluyoruz” şeklinde konuştu.

Henkel, sürdürülebilirlik stratejisini her alanda olduğu gibi yeni fabrikasına da hayata geçiriyor. Yeni üretim merkezinin, toplam enerji ihtiyacının ilk etapta %30’luk kısmını yenilenebilir enerji yoluyla tedarik etmesi hedefleniyor. Tesis, yağmur suyunu toplayarak geri kullanımını sağlayacak, güneş enerjisinden faydalanarak kendi enerjisini üretecek şekilde tasarlanıyor. Her detayı çevre duyarlılığı içinde ve karbon ayak izini en aza indirmek üzere düşünülen üretim tesisi, LEED Sertifikası da olacak şekilde projelendirildi. Fabrikanın 2017 yılı sonunda faaliyete başlaması planlanıyor.


Röportaj

“Daha az tüketerek, daha fazlasını başarmak” Türk Henkel Yapıştırıcı Teknolojileri Başkanı İsmail Akkoçoğlu ile Gebze’deki yeni yatırımları üzerine konuştuk…

Henkel’in Yapıştırıcı Teknolojileri iş birimi hakkında bilgi verebilir misiniz? Henkel Yapıştırıcı Teknolojileri İş Birimimiz 9milyar Euro’ya yakın cirosu ile Henkel’in 3 ana iş biriminden en büyüğü

İsmail Akkoçoğlu Türk Henkel Yapıştırıcı Teknolojileri Başkanı

ve yapıştırıcılar, sızdırmazlık ürünleri ve fonksiyonel kaplamaları alanında global olarak lider konumda. Biz geniş ürün portfoyümüz ile, müşterilerimize daha iyi,daha hızlı, daha verimli üretimler ve daha hafif ama dayanıklı ürünler yapabilmeleri için innovatif teknılojiler ve sürdürülebilir çözümler sunuyoruz. Yapıştırıcı teknolojileri konusundaki çözümlerimiz; yolculuk ettiğimiz araba,uçaktan kullan-

“Ürünlerin kullanılacağı sektörlerde en az ürünlerimiz kadar çeşitli. Yeni tesisimizde Hijyen sektörü, Kağıt, Ambalajlama, etiketleme, Mobilya, Otomotiv, Beyaz eşya, Metal sanayi gibi sektörler için sektöre katma değer sağlayacak ürünler üretiyor olacağız.” dığımız bilgisayar, cep telefonuna; evimizdeki mobilya, buzdolabı gibi ürünlerden marketten aldığımız ürünlerin etiket ve paketlenmesine kadar yaşamımızın her alanında bulunmakta. Yapıştırıcı Teknolojileri olarak beş iş birimi ile faaliyet göstermekteyiz. Bunlar; •Tüketiciler, profesyoneller ve zanaatkarlar için geniş yelpazede markalı ürünleri DIY ve geleneksel distributor kanalları üzerinden onlarla buluşturan; Kırtasiye Yapı Malzeme Aralık 2016

103


Röportaj

ve Yapı Ürünleri bölümümüz, • Ambalaj, paketleme, matbaa, bebek bezleri…vb tüketici ürünlerinin üretimi için geliştirdiği yenilikçi çözüm ve ürünlerle hem yerli hem büyük uluslararası müşteriler ile çalışan; Endüstriyel Yapıştırıcılar bölümümüz, • Buzdolabı, çamaşır makinesi,endüstriyel makinalar,iş makinaları…vb. dayanıklı ürünlerin üretimi ve bakımı ile kullandığımız araba,tren,otobüs gibi her türlü aracın tamir ve bakımı konusunda çok geniş bir portföy ile çözümler sunan; Genel Endüstri bölümümüz, • Araba,otobüs,uçak gibi ulaşım araçlarını üreten büyük uluslarası firmalar ve onların yan sanayilerine yönelik çözümler geliştiren; Otomotiv bölümümüz, • Ve son olarak da; dünya çapındaki müşterilere mikroçip üretiminden, cep telefonu,tablet gibi ürünlerin montajına kadar geniş bir alanda inovatif ve yüksek teknolojili yapıştırıcılar sunan; Elektronik bölümümüz,

Yeni fabrika üretim faaliyetlerine ne zaman başlayacak ve ürün çeşitliliği/yıllık kapasitesi ne olacak? Yeni tesisimiz 2017 yılı sonunda açılacak. Endüstriyel ürünlerimizde % 50 kapasite artışı sağlayacak. Yeni tesisimizde beş teknoloji markamız olan Loctite, Teroson, Bonderite ,Technomelt, Aquance markaları altında Hotmelt sıcak tutkallar, yüzey işlem kimyasalları, çevreye duyarlı su bazlı yapıştırıcılar üretilecek. Ürünlerin kullanılacağı sektörler ise en az ürünlerimiz kadar çeşitli. Yeni tesisimizde hijyen sektörü, kağıt, ambalajlama, etiketleme, mobilya, otomotiv, beyaz eşya, metal sanayi gibi sektörler için sektöre katma değer sağlayacak ürünler üretiyor olacağız.

104

Yapı Malzeme Aralık 2016

Yeni tesisin katacağı artı değer hakkındaki öngörüleriniz nelerdir? Bu yatırım hem kapasite artışı hem de lokalize etmeyi planladığımız ürünlerimiz ile Yapıştırıcı Teknolojileri alanındaki portföyümüzü güçlendirecek. Böylece Henkel’in yapıştırıcılar, sızdırmazlık ürünleri ve fonksiyonel kaplamalar alanındaki liderliğini sağlamlaştıracak. Örneğin; otomotiv sektörü için sprey şeklinde uygulanabilen ses sönümleyiciler, bebek bezi gibi hijyenik ürün üretimi için prosesleri kolaylaştıran ve hızlandıran yapıştırıcılar, gıda ambalajları için daha az enerji tüketen, hızlı ve sağlam paketleme sağlayan su bazlı yapıştırıcılar gibi teknolojik ürünlerimiz ile müşterilerimize çok daha iyi hizmet verebilmemizi sağlayacak. Bu çerçevede özellikle ithal ürün ikamelerinin yerli üretim ile karşılanıyor olması endüstriyel üretim sektörüne önemli katma değer sağlayacaktır.

Geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik anlamında fabrikada ne gibi yenilikler olacak? Sürdürülebilirlik Henkel’in en önemli kurumsal değerlerinden birisidir. Sürdürülebilirlik stratejimiz “Daha az tüketerek, daha fazlasını başarmak.” Ayrıca Henkel, 2030 yılına kadar tüm ürün ve süreçlerinde üç kat daha verimli olmayı hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için de sürdürülebilirlik stratejisi ürünlerimizdan müşteri ve tedarikçi işbirliklerine, yerel sosyal sorumluluk projelerinden üretim tesislerine kadar tüm değer zinciri boyunca uygulanıyor. İşte bu fabrikamız da bunun en güzel kanıtlarından birisi. Yeni fabrikamız LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) sertifikasını hedefleyen yeşil bir bina olarak projelendirildi. İlk etapta 10.000 m2 solar panel yatırımı yapılarak, enerji ihtiyacının ilk etapta % 30’luk kısmını yenilenebilir enerji yoluyla tedarik edecek.

Bununla birlikte tesis yağmur suyunu toplayarak geri kullanımını sağlayacak şekilde tasarlanıyor. Tesisin her detayı çevre duyarlılığı içinde ve karbon ayak izini en aza indirmek üzerine projelendirildi.

Yeni fabrikanızda hem fiziksel ve hem de üretim süreçleri anlamında şu anki tesislerinizden farklı olarak ne gibi yenilikler olacak? Fiziki anlamda 34.000m2 alanda kurulacak ve Henkel’in kurumsal kimliğine uygun bir tasarımda olacak. Teknolojik açısından ise Endüstri 4.0’ın en yeni uygulamaları yer alacak. Endüstri 4.0 sayesinde dijitalleşme üretim süreçlerinde de kullanılacak. Bununla birlikte yeni tesisimiz minimum taşımayı, minimum hareketi ve minimum beklemeyi gerektirecek şekilde yalın üretim prensiplerine göre dizayn edildi. Ayrıca Türkiyenin ilk ve tek Kimya ihtisas organize sanayi olan Gebkim’de çevreye en duyarlı şekilde üretim yapma fırsatı bulacağız.

Kısa vadede başka yatırımlar yapmayı planlıyor musunuz? Henkel Türkiye’de 50 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyor ve piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda düzenli kapasiteyi genişletici yatırımlar yapıyoruz. Önümüzdeki yıl için önceliğimiz bu fabrikanın hayata geçirilmesi olacak. Bununla birlikte Türkiye piyasasında tüketicilerimizden talep olduğu sürece bu talepleri karşılayacak yatırımlarımızı sürdürmeye hazırız.

Son olarak eklemek istedikleriniz? 9 Kasım’da temelini attığımız Yapıştırıcı Teknolojileri fabrikamız Henkel’in Orta Doğu ve Afrika bölgesindeki en büyük Endüstriyel Yapıştırıcılar fabrikası. Ayrıca Türkiye’ye verdiğimiz önemi ve duyduğumuz güvenin en güzel örneği. 50 yılı aşkın süredir yaptığımız gibi tüm ülkemize ve endüstrimize katma değer sağlamaya devam ediyor ve edeceğiz.



Tasarım, teknoloji ve işlevsellik artık tüm mutfaklarda Modernleşmeyle birlikte evde sosyalleşmenin en önemli odağı haline gelen mutfaklar, diğer sosyal alanlarla daha iç içe bir mimari yapıya büründü. Daha görünür ve şeffaf bir yapı ile sınırların kalktığı mutfaklarda ankastre artık yaşamın tam odağında…

106

Yapı Malzeme Aralık 2016

Tasarımın günlük hayata entegrasyonu üzerine yoğunlaşan Silverline Ankastre, günlük hayata uyum sağlayan basit ama fonksiyonel, kullanıcısı ile etkileşime geçen ürünler üzerine odaklanıyor. Marka estetik değerleri ürüne, deneyimin ve fonksiyonun doğal bir sonucu olarak en yalın haliyle entegre ediyor. Silverline güncel trendlerin detaylı analizi sonucu ulaştığı tasarım stratejisini “simple +” olarak adlandırdığı tasarım felsefesi kapsamında yönetiyor. Bu felsefe kullanıcısına ‘basit ama daha fazlası’ diyor. Modern çağda ürünler küçülüp cebe gi-

rerken artık insanlardan rol çalmıyor. Bugün kullanıcı ürüne hizmet etmek istemiyor, varlığının bile farkına varmadan, kendi hayat stiline entegre olsun istiyor. Bu noktada mutfağı baştan yorumlayan ve cesur hareket eden Silverline, yeni koleksiyonları ile kullanıcısının tasarıma ve fonksiyona yönelik beklentilerini fazlasıyla karşılıyor.

Yeni yaşam tarzının sembolü ankastre… Tasarım, işlevsellik ve yenilikçi teknolojileri mutfaklara taşıması ile yeni ve


Sektörel modern yaşam tarzının sembolü haline gelen ankastre, daha az enerji tüketen, çevreci ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik fonksiyonları ile mutfakların baş tacı olarak her geçen gün kendisine olan ilgiyi artırıyor. Sektörde ciddi bir değişim ve dönüşüm rüzgarı olduğunu ifade eden Silverline Ankastre Pazarlama Direktörü Mehmet Aygül “Teknoloji ve fonksiyonellik ankastre ürünlerde kendini daha çok öne çıkarırken tasarım ve estetiği iyi yansıtması ile de ankastre diğer mutfak ürünlerinden ayrışıyor. Teknoloji, tasarımlarda kolaylıkla vurgulanırken estetik ile çok rahat buluşturulabiliyor. Modern yaşam tarzlarının daha fazla tercih edilmesi, fonksiyonel ve ihtiyaca hızlı cevap verebilen teknolojinin yaşam alanlarına girmesi, yenileme pazarının hareketlenmesi ile ankastre ürünlere ilgi de arttı, geleneksel ürünlerden modern ürünlere geçiş hızlandı, ürün yenileme ve değişimi ciddi bir ivme kazandı” şeklinde konuştu. Kentsel dönüşüm süreci ve konut sektöründeki hareketlilik ankastre sektörünün büyümesinde pozitif etki yaratırken inşaat firmaları da bu yaklaşımdan hareketle, mimari projeleri oluştururken tüketicinin yaşam kalitesini artıracak detaylara öncelik tanıyor ve mutfaklarda en yeni teknolojileri kullanarak ankastre pazarının canlanmasına doğrudan etki ediyor.

İç pazarda sektörde ilk 5 marka arasında… Türkiye’de 60’a yakın ulusal ve uluslararası markanın yer aldığı ankastre pazarında ilk 5 marka arasına girmeyi başaran Silverline, Türkiye ankastre pazarının yaklaşık yüzde 35’lik kısmını kaplayan konut pazarında da ilk sıralarda. Proje pazarında yüzde 11 pazar payına sahip olan Silverline, güçlü üretici kimliğinin yanı sıra hızlı, kaliteli ve esnek çözümler üreterek konut sektörüne adım attığı günden bu yana sektörün önemli oyuncuları arasına girdi. Konut pazarında öncelikli tercihin, marka bilinirliliği yüksek, projelere artı değer katan ürünler yönünde olduğunu vurgulayan Aygül “Kaliteli ürün, satış sonrası hizmetler ve tüketiciye yönelik ekstra uygulamalar müteahhitlerin projelerinde ankastre tercihlerini etkiliyor. Biz de kalitemiz ve tasarımlarımızın yanı sıra, ücretsiz keşif ve ürün taşıma hizmetlerimiz, oturum başladıktan sonra garanti başlangıcı, ek garanti uygulamamız, geniş ve çözüm odaklı ürün yelpazemiz ve güvenilir servis ağımız bizi sektörde fark oluşturuyoruz. ” dedi. Emlak Konut ve Kiptaş’ın onaylı tedarikçisi olan marka, proje pazarına girdiği 2010 yılından bu yana Türkiye genelinde toplam 6350 projede 220 bin birim konutta toplam 560 bin adet ürünle

Mehmet Aygül / Silverline Ankastre Pazarlama Direktörü

yer aldı. Anadolu’nun dört bir tarafındaki önemli projelere ürün tedarik eden marka Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Gaziantep, Trabzon, Diyarbakır gibi birçok şehirde konut proje pazarında önemli paylara sahip.

Yeni stratejimiz yapı sektörünün güçlü oyuncuları ile işbirlikleri… 170 sektörü tetikleyen inşaat sektörü ne kadar güçlü ve hareketli olursa ülke ekonomisine de o kadar hareketli olacağına vurgu yapan Mehmet Aygül “İnşaat sektörü Türkiye ekonomisinin amiral gemisi olarak büyümesini sürdürüyor. Siyasi ve ekonomik çalkantılara rağmen geçen yıla oranla bu yılın aynı aylarında sektör yüzde 17,8’lik bir büyüme gerçekleştirdi. Büyümenin hızla devam edeceği konut sektörüne yönelik hizmet kanallarında biz de farklılıklar yaratmak, projelerde daha aktif olmak ve markamızı müteahhitler ile erkenden buluşturmak için yapı sektörünün önemli tedarikçileri ile işbirlikleri geliştiriyoruz. Evdema, Mopa, Ahşapsan, Güvercin, Olcay Yapı ve Dönmez Yapı gibi ile başlattığımız işbirliklerimizi yeni ve kurumsal yapılar ile daha da genişletmek hedefindeyiz. İnşaat sürecinde birçok kalemi tek bir noktadan tedarik etmek isteyen müteahhitlere yönelik hizmet veren bu kanallar bizler için oldukça önemli” dedi.

Yeni enerji yasasına A sınıfı ürünler ile geçen ilk ve tek marka… Tasarımda ortaya koyduğu farklılıkları

teknoloji ve kalite ile buluşturan Silverline A, A+ enerji sınıfı ürünleri ile de iddialı… 1 Temmuz 2015 tarihinde yeni enerji yasasının yürürlüğe girmesi ile tüm havalandırma grubu ürünlerini yasal standartlara uygun hale getiren Silverline, ayrıca yasa zorunlu kılmamasına rağmen Haziran 2016 itibarı ile tüm ürünlerinde A enerji sınıfına geçen ilk ve tek marka olacak. Sadece enerji sınıfında iyileştirme yapmakla kalmayan marka, davlumbaz ve birçok ürün grubunda daha az enerji ile maksimum performans sağlayan ürünler geliştiriyor.

Tasarıma 115 uluslararası ödül… Ürünlerinde estetik ve fonksiyonelliği teknoloji ile buluşturan güçlü AR-GE ekibi, çevre ve enerji duyarlılığı yüksek ürünler ile de farklılığını ortaya koyuyor. Gerek tasarım gerekse teknolojisinde yarattığı faklılığı yıllardır dünyanın en saygın ödül kuruluşlarından aldığı ödüller ile tescilliyor. 2009 yılından bu yana katıldığı tüm yarışmalardan tasarım ve fonksiyonellik alanında ödüllerle dönen marka bugüne kadar 115 uluslararası ödülün sahibi oldu. Plus X, Reddot, Germany Design Awards, KitchenInnovation Award ve IF Design Award gibi önemli organizasyonlarda ödüle layık görülen Silverline Ankastre, Türkiye’de davlumbaz kategorisinde ilk ödülü alan marka olurken 2014 yılı sonunda Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülü’nü aldı. Yapı Malzeme Aralık 2016

107


Sektörel mak üzerine çalışıyor. Benimsediğimiz müşteri odaklı pazarlama anlayışımızın yanı sıra AR-GE ve inovasyon yatırımlarımız sayesinde müşterilerimizin bizden talep ettikleri ürünleri, üreterek ve hatta geliştirerek son kullanıcımızla buluşturduk. Bu vizyonumuz sayesindedir ki Türkiye’nin en önemli çelik kapı üreticilerinden biri olmayı başardık” dedi.

Sur Çelik Kapı’nın gözü yurtdışında

Yalçın Pekgüzel / Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı

“Sur Çelik Kapı’nın yılsonu büyüme hedefi %5” İnovatif ürünleriyle güvenlik sistemleri konusunda rakipsiz Sur Çelik Kapı, 2016 yılsonu büyüme hedefinin %5 bandında olacağını açıkladı. Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, her yıl ortalama 35 bin haneye ulaştıklarını belirterek, “2023’e kadar %100 büyüyerek, ciromuzun %25’ini ihracatla gerçekleştirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Hırsızlığa karşı dünyada ve Türkiye’de ilk defa 5 yıl garanti veren Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, 2016 yılsonu büyüme hedeflerinin %beş bandında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söyledi.

108

Yapı Malzeme Aralık 2016

Pekgüzel: AR-GE ve inovasyona yatırım yapıyoruz Sur Çelik Kapı’nın kurulduğu günden beri sektöre yön vererek büyümesini sürdürdüğünü söyleyen Pekgüzel, Türkiye’deki çelik kapı sektörünün, 1 milyar dolarlık toplam üretim cirosuna sahip olduğunu düşündüğünü aktardı. Pekgüzel, “Sur Çelik Kapı, müşterisine değer yaratmak ve ortaya çıkan katma değeri paylaş-

2017 yılında büyüme hedeflerini stabil halde kalmak olarak belirlediklerini açıklayan ve bunun için şimdiden bir yol hartası çizdiklerini aktaran Pekgüzel, “Sur Çelik Kapı olarak, kurulduğumuz günden bugüne dünyada ve Türkiye’de marka bilinirliğimizi artırmak için çalıştık, ürünler geliştirdik. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl İtalya’da bir şirket kurduk ve İtalyan tasarımcı Federico Delrosso’yla anlaşarak Ferrolini markasını yarattık. Aslına bakarsanız bütün altyapı çalışmalarımızı tamamlayarak Ferrolini markamızla yurtdışına çelik kapı ihraç etmeye başladık. Bu kapsamda Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya ardından Amerika ve Avrupa’ya 4-5 bin Euro aralığında kapılar ihraç etmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Öte yandan Culina markasıyla proje bazlı iç kapı ve mutfak üretimi yaptıklarını söyleyen Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, yurtiçinde üst

segmentte başardığı liderliği orta segmente de taşıyarak, çelik kapı talebini karşılamak için Aktaş A.Ş altında yeni bir marka yaratmaya hazırlandıklarını belirtti. Planlamaya alınan yeni markanın üretim sürecini ayrı bir üretim bandında yapacaklarını, kalite kontrolünü de yine Sur Çelik Kapı’nın mühendisleri tarafından gerçekleştirileceğini açıkladı.


Sektörel

Doğru ısı yalıtımı sağlıklı nesiller demektir! Isı yalıtım sistemlerinin uzman markası Baumit Ürün Müdürü Hasan İnan Yeter, soğuk ve yağışlı havalarla beraber yaşam alanlarında ihtiyaç duyulan ısı ve daha az doğal havalandırma nedeni ile yaşanabilecek durumlar karşısında uyarılarda bulundu. Gün geçtikçe binalarımız, modern teknoloji ile üretilen ürünler ile daha güvenilir ve akıllı hale geliyor.Yapılarımız sağlamlaşırken yapı kabuğundaki sızdırmazlık seviyeleri de yükseliyor. Yapıda detayların çözümü ve ürün kalitesin artması ile ortaya çıkan bu sonuç, beraberinde bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Yapı kabuğunun sızdırmazlığı geçmişe göre oldukça arttığı için özellikle kış aylarında ortamdaki su buharının yapı kabuğundan tahliyesi oldukça önem kazanıyor. Geçmişte örneğin pencere doğrama ve duvar birleşimlerinde boşluklar kalabildiği için ortamdaki nemin bu hava

kanallarından tahliyesi daha kolaydı. Günümüzde yapı kabuğundaki boşluklar büyük ölçüde sızdırmaz olarak yalıtıldığı için ortamdaki su buharının duvar ve ısı yalıtım sistemlerinden tahliyesi daha da önem kazanıyor. Sıcaklık artıkça havanın taşıyabileceği maksimum su buharı miktarı da artıyor. Kış aylarında soğuyan hava koşulları nedeni ile yaşam alanlarında ihtiyaç duyulan ısı ve daha az doğal havalandırma ortam nemini ciddi oranda artırıyor. Kış aylarında düşük atmosfer basıncı ve sıcaklık nedeni ile ısıtılan yaşam alanlarındaki nem ve yüksek sıcaklık, basınç etki-

si ile iç mekandan dış ortama doğru akış eğiliminde oluyor. Bu hava akımı özellikle yalıtımsız binalarda taşınan ısı ve yoğuşmanın sebep olduğu küf oluşumu ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Doğru yalıtım sağlıklı nesiller demektir. Geleceğimiz olan çocuklarımızda kış aylarında sıklıkla yaşadığımız üst solunum yolu enfeksiyonları ile alerjik reaksiyonların doğru yalıtım sistemleri ile engellenebileceğini biliyoruz. Baumit olarak yaşam alanlarınızı ideal sıcaklık olan +20 - 22 0 C’de ve %30 - %60 bağıl nemde tutmanızı öneriyoruz. Yapı Malzeme Aralık 2016

109




Sektörel

DowAksa, Yalova’da, Yapı Güçlendirme Teknolojisini başarıyla sergiledi tamamlanan saha hazırlıklarının ardından, sismik şok simülasyonunu elde etmek için hidrolik pistonlar kullanıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alper İlki’nin liderliğinde yaklaşık 25 mühendisin katılımıyla tamamlanan test sonunda karbon elyaf takviyeli malzeme ile güçlendirilen yapı ayakta kalırken, güçlendirilmeyen bina ise yıkıldı. Üç katlı iki ayrı yapı üzerinde sismik kuvvetleri simüle etmek için gerçekleştirilen test, bu yöntemle bu ölçekte gerçekleştirilen dünyadaki ilk çalışma olma özelliğini taşıyor. Profesör İlki testi şöyle değerlendirdi: “Yalova Valiliği tarafından da desteklenmiş olan bu proje, ülkemizde yapı ve deprem mühendisliği alanında sanayi-üniversite işbirliğinde gerçekleştirilmiş olan en önemli ve örnek teşkil edebilecek çalışmalardan biri olmuştur.” DowAksa Yönetim Kurulu Başkanı

Karbon elyaf takviyeli malzeme, uzmanlar tarafından gelecekteki olası büyük çaplı bir depremde, binlerce binanın yıkılmasını önleyecek çözüm olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin ilk ve tek karbon elyaf üreticisi DowAksa, karbon elyaf takviyeli polimer (CFRP) teknolojisini kullanarak Yalova’da tam ölçekli binalar üzerinde bir deprem simülasyonu yapmak üzere İstanbul Teknik Üniversitesi ile ortak bir çalışmaya imza attı. Türkiye’de özel sektör-üniversite işbirliklerine örnek olacak proje kapsamında bir araya gelen uzman ekip, karbon elyaf kompozitlerle güçlendirilmiş bir binanın olası bir depremde nasıl başarıyla ayakta kaldığını karşılaştırmalı olarak gösteren bir test gerçekleştirdi. Test, 1999 yılında 18.000’den fazla kişinin hayatına mal olan Türkiye’nin en büyük deprem felaketlerinden birine sahne olan bölgelerden biri Yalova’da gerçekleştirildi. Test sonunda karbon elyaf takviyeli bina güçlendirme çözümü uzmanlardan tam not aldı. Ekip, gelecekteki depremlerde can kaybını

112

Yapı Malzeme Aralık 2016

DowAksa Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Berkman

ve bina hasarlarını azaltmak için test sonucunda ulaşılan ayrıntılı verileri inceleyecek. Test kapsamında The Dow Chemical Company ve Aksa Akrilik Kimya Sanayii A.Ş.’nin 50/50 ortak girişimi olan DowAksa, Yalova Valiliği tarafından tahsis edilen arazi üzerinde iki adet tam ölçekli bina inşa etti. Aynı temel ve yapı malzemelerinin kullanıldığı binalar, 2007 Deprem Yönetmeliği’nden önce inşa edilmiş, Türkiye’de bina yapımında uzun yıllardır yaygın olarak uygulanan yöntemlerle inşa edildi. Hedefi, geleneksel yöntemlerle inşa edilmiş bir binanın güçlü sismik etkilere dayanacak şekilde nasıl güçlendirilebileceğini ölçmek olan test için bir bina, DowAksa tarafından geliştirilen yüksek mukavemetli CFRP (karbon elyaf takviyeli polimer) teknolojisiyle güçlendirilirken, ikinci bina ise olduğu gibi bırakıldı. Gelişmiş sensörlerin yerleştirilmesiyle

Prof.Dr.Alper İlki

wMehmet Ali Berkman, Yalova Vali Yardımcısı Yıldırım Uçar, Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, AFAD yetkilileri ve DowAksa üst düzey yönetiminin katılımıyla düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada; testin yapıldığı araziyi kendilerine tahsis ettiği için Yalova Valiliği’ne teşekkür etti. Berkman, “Tam olarak 17 yıl, 3 ay, 6 gün önce, şu an bulunduğumuz bu bölge son yüzyılın en büyük depremlerinden birine tanık oldu. O günden bu yana uzun bir zaman geçmesine rağmen, çoğumuz dün gibi hatırlıyor. 18 bin 373 kişi öldü, 2 bin 544’ü Yalova’nın bu bölgesindendi. 96 bin 796 ev ve 15 bin 939 işletme yok oldu. Bütün bunları anlatmamın nedeni, Yalova’da DowAksa olarak gerçekleştirdiğimiz bu projenin anlamını açıkça belirtmektir. Yalova meslektaşlarımızın ve ailelerinin çoğunun yaşadığı bir yer. Bu nedenle Vali’mize bize bu sahada test imkânı sağladığı için şükranlarımı sunarım” dedi.


Sektörel

Dev projelerde Hekim Yapı imzası var Emlak Konut güvencesi ile İstanbul Başakşehir’de inşaatı tamamlanan Başakşehir Evleri’nde yaşam başladı. Başakşehir Evleri 2599 adet konut, 74 adet ticari ünite ve ilköğretim okulu ile prestijli bir proje haline dönüştürüldü.

A kalite akıllı ev konsepti ile tasarlanan devasa projenin çözüm ortaklarından biri olan Hekim Yapı A.Ş., ürettiği A1 sınıfı yanmaz fibercement HekimBoard levhalar ile projedeki 32 katlı 4 adet residen-

ce kulenin toplamda 60.000 metrekareyi bulan dış cephe kaplama işlerini kısa sürede tamamladı. Klasik mantolama sistemlerine göre çok daha yüksek ısı yalıtımı sağlaması ve

uzun ömürlü olmasıyla diğer dış cephe kaplama ürünlerinden ayrılan Hekimboard levhalar farklı tasarımlara da kolaylıkla uyum sağlamasıyla ön plana çıkmakta. Özellikle 100 metre yüksekliği aşan Başakşehir Evleri’nde yangına dayanıklı cephe malzemesi gereksinimi en üst kalitede karşılayabilmesi, tercih sebepleri arasında yer alıyor. Yapı Malzeme Aralık 2016

113




Sektörün SERAMİK Seramiksan

ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ Hilti Norton

ISITMA & SOĞUTMA Mitsubishi Electric Zehnder Alarko Carrier / Toshiba


’ leri YALITIM İzocam Bostik

AHŞAP

PENCERE & CEPHE SİSTEMLERİ

& İÇ DEKORASYON

Akpa Alüminyum

Kastamonu Entegre

Egepen Deceuninck


Ürün

Geleceğin teknolojisi ‘ısı pompası’, Toshiba Estia ile evlerde…

Alarko Carrier, iklimlendirme sektöründeki en yüksek enerji verimliliği (COP) oranına sahip Toshiba Estia havadan suya ısı

pompalarıyla, evlere konfor ve verimliliği sunuyor. Isıtma ve sıcak su temini için gerekli en ideal sıcaklığı verecek şekilde tasarlanan, ana enerji kaynağı olarak havayı kullanan Estia’lar, kışın ısıtma yazın da soğutma amacıyla kullanılabiliyor. İnovasyonda öncü Toshiba’nın pazara sunduğu Estia ısı pompaları, verimsiz elektrikli veya fosil yakıtlara bağlı ısıtma sistemleriyle karşılaştırıldığında, yenilenebilir enerjili teknolojiye sahip cihazlar olarak nitelendiriliyor. Estia’yı oluşturan parçaların enerji verimliliğinin yüksek olması, cihazın mükemmel verim oranıyla çok yüksek ısıtma kapasitelerine çıkabilmesini sağlarken enerji tüketimini de minimuma indiriyor. En son inverter teknolojisine sahip Estia, ne kadar ısıtma yüküne ihtiyaç olduğunu hassas bir şekilde hesaplayarak, yalnızca ihtiyacı kadar elektrik tüketiyor. Evin en uygun bölümüne monte edilecek boyutlarda ve şık bir tasarıma sahip Hidro Ünite, kolayca kurulabiliyor. Baca, havalandırma ya da yakıt tankı için ilave bir uygulamaya gerek olmayan cihazların kompakt yapısı ve uzun borulama mesafesi, dış ünitenin istenen yere kurulumuna imkân tanıyor. Cihaz, evde mevcut bulunan gaz ya da sıvı yakıtlı ısıtma sistemi tesisatına da kolayca bağlanabiliyor. Hidro Ünite, üzerine yerleştirilen kolay kullanımlı ve geniş LCD ekranlı kumandasıyla, haftalık ve günlük olarak farklı programlamalara imkân veriyor.

Alarko Carrier, ArGe çalışmaları sonucu geliştirdiği Aldens yoğuşmalı kazanları tüketicilerin beğenisine sunuyor Alarko Carrier’ın Bilim ve Sanayi Bakanlığı tescilli ArGe Merkezi’nde görevli mühendislerin üç yıl süren çalışmalar sonucunda geliştirdiği Aldensyoğuşmalı kazanlar pazara sunuldu. 105, 130 ve 150 kW kapasitelerde üretilen kazanlar, premiks sistemi sayesinde %109’a varan yüksek verimi, düşük ses seviyesi, düşük baca gazı sıcaklığı ve düşük emisyon oranlarıyla Alarko’nun en verimli ve çevreci ürünleri arasında yer alıyor. Kapasitesine göre çok küçük boyutlara sahip Aldens Serisi Kazanlar, 256 adete kadar kazanın eş yaşlanmalı tek bir sistem olarak çalıştırılabildiği ve 38.400 kW kapasiteye kadar ulaşan kaskad imkânıyla çok büyük projeler için ideal ısıtma çözümü sunuyor. Aldens yoğuşmalı kazanlar; yüksek kaliteli ve tüm dünyada üretici, kullanıcı ve servislerin beğenisini kazanmış, üst segmentte yer alan, uzun ömürlü, konusunda uzman markaların ürettiği bileşenlerden oluşuyor

Aldens serisi kazanların teknik özellikleri: • Premiks sistem ile ideal gaz hava karışımı, yüksek verim, düşük ses seviyesi, düşük baca gazı sıcaklığı ve düşük emisyon oranı • 105, 130 ve 150 kW kapasiteler (50/30°C’da) • 256 adete ve 38.400 kW’a kadar ulaşan kaskad imkânı ile çok büyük proje çözümleri

118

Yapı Malzeme Aralık 2016

• Çok geniş ısıtma modülasyon aralığı ile minimum dur-kalk, maksimum yakıt tasarrufu (%19-100) • Çok düşük baca gazı sıcaklığıyla kanıtlanan yüksek verim (31,4°C’a kadar düşen baca gazı sıcaklığı) • Uzun ömürlü, dayanıklı, paslanmaz çelik eşanjör • EMC (Elektro Manyetik Uyumluluk) ve LVD (Düşük Voltaj Direktifi) belgeli • 6 bar maksimum işletme basıncı • 6 bar emniyet ventili ve genleşme tankı bağlantı parçası (her kazan ambalajının içinde ücretsiz olarak yer alıyor) • EN 15502 normuna uygun


Ürün

Temelden çatıya en geniş çözüm: Bostik Boscopur Sistem temel perde beton, gerekse banyo, wc gibi ıslak hacimlerde; seramik altı yalıtımlarında her zaman güvenle kullanılacak bir ürün olarak öne çıkıyor. Bitki köklerine dayanıklı olması sayesinde, çatılar ve park alanlarının su izolasyonlarında da eksiksiz ve sürekli bir yalıtım katmanı oluşturuyor.

Türkiye pazarına 2013 yılında giren poliüretan esaslı likit su yalıtım malzemesi BoscoPur, geniş uygulama alanıyla özellikle inşaat sektöründe aranan bir marka oldu. Pazarın şartlarına ve ihtiyaçlarına göre trendleri önceden belirleyen Bostik, BoscoPur ile önemli bir alanda çözüm sunuyor. Poliüretan esaslı formülasyon yapısı ve üretim teknolojisi ile su yalıtımı için ihtiyaç duyulan pek çok alanda tercih edilen BoscoPur, günümüz moden binalarında teras ve balkonlarda fark yaratıyor. Bu alanlarda yaygın olarak tercih edilen BoscoPur, gerek bodrum kat

Bostik BoscoPur’un sunduğu ajantajlar şöyle: • Kullanıma hazır • UV’ye dayanıklı • Dış hava şartlarına dayanıklı • Bitki köklerine dayanıklı • Araç trafiği ve yaya trafiğine dayanıklı • Yüksek aşınmaya dayanıklı • Su buharı geçirgenliği • Yüksek elastikiyete sahip olma (600%) • Hızlı ve kolay uygulama • Zayıf kimyasallara dayanıklı • 2 mm çatlak köprüleme özelliği • ETAG 005 belgesi

Kastamonu Entegre’den yeni parke serisi: Boutique Laminat parke üretiminde Avrupa’nın en büyük 5 üreticisinden biri olan Kastamonu Entegre’nin yeni parke serisi Boutique, konforu, kaliteyi, kalıcılığı ve estetiği bir arada sunuyor. Rivera, Lorenzo, Picasso, Dali, Da Vinci, Acapulco, Goya olmak üzere yedi üründen oluşan seri, isimlerini dünyaca ünlü sanatçılardan alıyor. Uzun ömürlü yüzeylere yönelik, ileri teknoloji ile üretilen Boutique serisi, mekanlara alışılmışın dışında bir estetik kazandırıyor. Bu seri aynı zamanda antibakteriyel oluşu ile özellikle yüksek hijyen gerektiren kreş ve sağlık kuruluşlarından, restaurant, cafe, otel gibi yüksek trafikli alanlar ile modern döşenmiş dairelere kadar geniş bir kullanım alanı sunuyor. Kastamonu Entegre’nin, ahşabın doğallığını mekanlara yansıtan laminat parke ürünleri, kentsel yaşam, yoğun tempo ve bunların beraberinde getirdiği yaşam taleplerine yönelik tüketicinin tercihlerine cevap veren, yalın, kullanışlı, estetik, kaliteli tasarımları ve renkleriyle ön plana çıkıyor. Yapı Malzeme Aralık 2016

119


Ürün

Manto Foamboard R+ ısı yalıtımında etkin çözüm sunuyor

Yalıtım sektörünün öncü firması olan İzocam, Manto Foamboard R+ ile dış cephelerde yüzde 17 daha fazla ısı yalıtımı sağlıyor. Manto Foamboard R+, sıvalı dış cephe yalıtım sistemlerinde kullanılmak üzere özel olarak üretilen, yüksek ısı yalıtım özelliğine sahip ekstrüde polistiren levha olup, duvarlarda ısı yalıtımı amacıyla kullanılmaktadır. Yüksek ısıl direnç performansıyla öne çıkan Manto Foamboard R+ levhaların ısıl iletkenlik beyan değeri (λD) 0,030 W/mK, yüzeylere dik çekme mukavemeti 200 kPa ve kalınlıkları ise 40 ile 70 mm arasında değişiyor. Manto Foamboard R+, bünyesine su da almıyor.

Asya’nin egzotik havası mermerin asaleti ile buluştu: Seramiksan Asia

Güçlü tasarımları, geliştirdiği ürün ve teknolojilerle farklı yaşam alanları oluşturmaya devam eden Seramiksan; Asya’nın egzotik havasını desenlerde buluşturan göz alıcı koleksiyonu Asia ile mermerin doğallığını yaşam alanlarına taşıyor. Dekorasyonda bambaşka bir dünyanın kapılarını açan Asia mermer görünümü, Seramiksan’ın özel üretim teknolojisi ile doğadakine eş ve gerçekçi desenlerle porselen karolarda hayat buluyor. Asya’nın gizemli havasını modern yaşamın fonksiyonelliğiyle birleştiren Asia; 60x60 ve 60x90 ebatları ile hem iç hem dış mekanlarda kullanıldığı alanlara şıklık katıyor. Seramiksan’ın kaliteli yaşam için gerekli tüm malzemeyi buluşturduğu vitrifiye koleksiyonları ile ahenk yakalayan Asia serisi, düşlenen şık banyolara Seramiksan imzası ile ışıltı katıyor.

Norton Vulcan Kesme ve Taşlama taşları Uzun yıllara dayanan bilgi birikimi sayesinde aşındırıcı konusunda uzman marka olan Norton, Kesme ve Taşlama Taşları için en etkili çözümleri sunmaya devam etmekte. Bununla beraber, Dünya genelinde edindiği tecrübeleri, büyük Ar-Ge yatırımları ile birleştirerek yenilikçi, öncü ve lider marka imajını sürdürmekte. Norton Vulcan Kesme ve Taşlama Taşları globalde yenilenen formülü ile %30 daha uzun ömür ve yüksek talaş kaldırma oranı yakalamakta. Tüm dünyada piyasaya sunulan bu geliştirilmiş ürün, şu anda Türkiye pazarında da tüketici ile buluşmakta. Ayrıca operatörleri yormadan, konforlu, kolay ve hızlı uygulama imkanı sayesinde tercih sebebi olmakta. Uzun ömrü ile taş değişiminden kaynaklanan iş kaybı süresini azaltarak iyi bir fiyat-performans yakalayan Norton Vulcan Kesme ve Taşlama Taşları, özellikle tersane, döküm, havacılık, otomotiv, fabrikasyon ve yapı sektörlerinde güvenle kullanılmakta. Tüm metal, paslanmaz çelik, döküm, taş ve mermer uygulamalarına farklı çözümler sunabilen Vulcan ürün gamı, sahip olduğu oSa Güvenlik Sertifikası ile operatörlerin güvenle çalışmasını sağlamakta.

120

Yapı Malzeme Aralık 2016


Ürün

Geleceğin yapılarına mimari çözümler 4.500.000 m²/Yıl Kompozit Levha Üretimi, 1.500 Ton/Yıl Ahşap Desen Kaplama, 1800 Adet/Yıl kalıp üretimini kendi tesislerinde gerçekleştiren tam entegre bir kuruluştur. AKPA Alüminyum, yeni ürünü S35 Novoline Termo ile projenizde hem estetik hem de fonksiyonel çözümleri bir arada siz değerli müşterilerimize sunmaktadır. S35 Novoline , dış hava koşulları ile korozyona dayanımlı, hafif ve uzun ömürlü olan alüminyum profillerinden oluşmaktadır. İsteğe göre yüzey işlemi; eloksal, elektrostatik toz boya veya ahşap dekor kaplama olarak yapılabilir. S35 Novoline, binalarınıza esteti değerler de kazandırmaktadır.

Sektörünün önde gelen kuruluşlarından AKPA Alüminyum, yeni ürünü S35 Novoline ile göz doldurmaya devam ediyor. Kuruluşundan bugüne zamanında, daimi ve inovasyon ile hareket eden AKPA Alüminyum, Geleceğin yapılarına mimari sistemlerde çözüm ortağınız olduğu iddiasını bir kez daha kanıtladı. AKPA, İstanbul- Kağıthane’de bulunan merkez satış ofisinde; profil, aksesuar ve makinelerin satışını yapmaktadır. Alüminyum ekstrüzyon profil üretimi ise Sakarya’da 80.000 m2’lik fabrikasında gerçekleştirmektedir. Alüminyum ekstrüzyon profillerin üretiminde; bugün 5 ekstrüzyon presi ile 30.000 Ton/ Yıl üretim gerçekleştirebilme kapasitesine sahip firma, 12.000 Ton/Yıl Eloksal Kaplama, 15.000 Ton/Yıl Elektrostatik Toz Boya Kaplama, 15.000 Ton/Yıl Alüminyum Billet Dökümü,

S35 Novoline Teknik Özellikleri; • Rüzgâr dayanımını ve sağlamlığı arttıran çekme ve ispanyolet kollu kanat • Serilerin çizgisel dizaynını destekleyen özel dizaynlı tekmelik • Bir veya birden fazla noktadan kilit uygulaması • Kilit karşılığı içi kenet sayesinde arttırılmış güvenlik • Performansı arttıran paslanmaz çelik raylı uygulama • Orta ve geniş açıklıklar için uygun çözüm • Ağırlığa dayanıklı 35mm çapında’’Derlin’’ rulmanlar • 180 Kg’a kadar kanat ağırlığı • Havayı EPDM fitiller ile önleme sistemi • Tatmin edici hava geçirimsizliği ve ses yalıtımı seviyesi • Her tip sürme pencere ve kapı için tam çözüm olanağı • 35mm kanat genişliği • 22mm kalınlığa kadar cam uygulama imkânı • Geniş yelpazede estetik tasarımlar ve seçim olanakları…

Hilti’den yeni güç gösterisi Ar-Ge temelli kaliteli ürünleriyle inşaat sektörüne yüksek katma değer sağlayan Hilti, yeni Hilti DD 200 Karot Makinası’nı tüketiciyle buluşturdu. 3200 watt yeni HPD motoru ile yüzde 20 daha güçlü performans ve yüzde 100’e kadar daha uzun ömür imkanı sunan Hilti DD 200 Karot Makinası, ayrıca 35-500 milimetre arasında delim şansı tanımasıyla da dikkat çekiyor. Büyük tasarımı sayesinde dayanıklı şaft ve 300 saatten fazla karbon fırça ömrü sunan Hilti DD 200 Karot Makinası, hızlı değişebilen karbon fırça ve güç kablosu ile hızlı tamir olanağı sağlıyor. Led ışık göstergeleri ile kullanıcıyı yönlendiren Hilti DD 200 Karot Makinası, az tecrübeli kullanıcılar için bile kullanım kolaylığı sunuyor. Yapı Malzeme Aralık 2016

121


Ürün

Soğuk havaların vazgeçilmezi: Legend Sürme Sistemleri Soğuk havaların gelmesiyle birlikte tasarruf önlemleri de arttı. Konutunu ısıtamayan ve yüksek fatura ödemek zorunda kalanlar, yüksek düzeyde ısı yalıtımını sağlamak için harekete geçti. 35 yıldır PVC sektörünün öncü kuruluşu olan Egepen Deceuninck, bu ihtiyacı karşılamak için kusursuz ses ve ısı yalıtımı sağlayan Legend Sürme Sistemleri’ni geliştirdi. Legend Sürme Sistemleri, sadece yüksek düzeyde ısı ve ses yalıtımı sağlamıyor. Aynı zamanda mekanlara yer kazandırıyor, kolay kullanıyor ve geniş açıda hane dışının izlenebilmesine imkan tanıyor.

Sürme sistemi daha çok tercih edilecek Legend Sürme Sistemi, 76 mm genişliği ve 5 oda-

cıklı kanat yapısıyla öne çıkıyor. Diğer sürme sistemlerine göre daha iyi hava sızdırmazlığına sahip olan Legend Sürme Sistemi, 52 mm cam kalınlığındaki yüksek yalıtım özellikli cam seçeneklerine de olanak sağlıyor. Farklı renk seçenekleriyle alternatif dekorasyon imkânları sunan seri, enerji verimliliği ve konforlu yaşam arasında bir denge kuruyor. Yeni sistemde yer alan ürünlerin tasarım tescil başvuruları da Türk Patent Enstitüsü’ne yapıldı.

ZEHNDER’in Red Dot ödüllü yeni nesil radyatörü ZEHNDER FİNA! İsviçre kalitesini Türkiye’ye getiren ithal radyatör markası Zehnder Grup’un, eşsiz tasarım ödülü ile onurlandırılan radyatörü Fina, ürün tasarımı için en büyük ödül olan “En İyinin İyisi” Red Dot Ödülüne sahip. Sahip olduğu bu ödül ile tasarım elitinin %1.5’lik kesiminde yer aldığını gösteren Zehnder Fina, banyolara harika bir dokunuş yapıyor.

Mükemmellik Red Dot ile onaylı! Bağımsız uzmanlardan oluşan dikkatle seçilmiş bir heyetin – serbest tasarımcılar, tasarım akademisyenleri ve uzman gazeteciler – detaylı incelemelerinden sonra verilen Red Dot Tasarım Ödülü’nde; yenilik seviyesi, teknik kalite, işlevsellik ve çevresel sürdürülebilirlik unsurlarının her biri sınıflandırma aşamasında dikkate alınıyor. Sade ve düz görüntüsüyle tüm modern iç tasarımlara mükemmel bir şekilde uyum sağlayabilen bu ince tasarımlı, minimal formlu radyatör Zehnder Fina, jüriyi etkileyerek büyük ödülün sahibi oluyor.

122

Yapı Malzeme Aralık 2016


Ürün

Dünyanın ilk Hibrid İklimlendirme Sistemi Günümüzde hızla azalan enerji kaynakları ve artan yakıt maliyetleri, ısıtma ve soğutmada düşük karbon salımlı ve düşük maliyetli teknolojileri zorunlu kılıyor. Bu bağlamda, çevreci buluşlar ve inovatif çözümler gittikçe daha fazla önem kazanıyor. Kurulduğu 1921 yılından bu yana dünyanın “ilk”leri, “en hızlı”ları ve “en büyük”leriyle dolu başarılarının üzerine yeni başarılar inşa etmeyi sürdüren Mitsubishi Electric, çevreci teknolojiler alanındaki son buluşu olan hibrid iklimlendirme sistemleri ile dünyada bir ilke daha imza attı. Küresel ölçekte öncü bir yeşil şirket olma yolunda ilerleyen Mitsubishi Electric, dünyada ilk ve tek olan “Hybrid City Multi Sistemler” ile düşük karbon salımlı çevreci uygulamalarının kapsama alanını genişletiyor. Geleceği şekillendirecek teknolojiler ve yenilenebilir çözümler geliştirme misyonuyla hareket eden marka, “Hybrid City Multi (HVRF) Sistemler” ile daha iyi bir dünya için karbon salımını

azaltıyor ve bu amaçla oluşturulan yeni yönetmeliklere de uyum sağlıyor. Geleneksel ısıtma ve soğutma teknolojilerinin geldiği son nokta olan “Hybrid City Multi (HVRF) Sistemler”, ısı geri kazanımlı eş zamanlı ısıtma ve soğutma gerçekleştirmek için rakipsiz iki borulu teknolojisini ve suyun yaratıcı birleşimini kullanarak optimum konfor ve verim sunuyor. Sistem, yüksek enerji tasarrufu ve ideal konforun yanı sıra kolay ve düşük maliyetli montaj avantajı da sağlıyor.

Farklı ihtiyaçlara, aynı anda, ideal iklimlendirme… Farklı talepler için bile eşzamanlı olarak en ideal iklimlendirmeyi sağlayabilen bu yeni teknoloji, Mitsubishi Electric’e özgü iki borulu sistem sayesinde, tek bir sisteme bağlı iç ünitelerin aynı anda bir kısmında ısıtma yapılırken diğer kısmında soğutma yapılmasına olanak tanıyor. Geleneksel sistemlerin aksine, bu geçiş-

Mitsubishi Electric, geleceği şekillendirmeye aday çevreci teknolojiler alanındaki son hamlesi “Hybrid City Multi Sistemler” ile yüksek enerji tasarrufu ve ideal konforun yanı sıra kolay ve düşük maliyetli montaj avantajı sunuyor. lerin yapılması sırasında sistemin durmasına gerek kalmıyor. Böylece sistemin çalışma modunun değiştirilmesinden kaynaklanabilecek ısıtma ve soğutma kesintilerinin ve buna bağlı oluşabilecek kullanıcı memnuniyetsizliğin önüne geçilmiş oluyor.

Yapı Malzeme Aralık 2016

123


Fuar

Şişecam Düzcam ‘The Big 5 Show 2016’da yeni ürünlerini tanıttı Enerji tasarrufu, gürültü kontrolü, güvenlik gibi özelliklerinin yanı sıra dekoratif unsurlarıyla da öne çıkan camlar üreten Şişecam Düzcam, Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirilen Ortadoğu’nun en önemli yapı fuarı The Big 5 Show 2016’ ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü.

İnşaat sektörü açısından önemli ve stratejik bir tüketim merkezi olan Körfez’in en önemli yapı fuarlarından olan ‘The Big 5 Show 2016’da Şişecam Düzcam standını ziyaret edenler; başta temper-

124

Yapı Malzeme Aralık 2016

lenebilir ısı kontrol kaplamalı cam Şişecam Temperlenebilir Low-E Cam Nötral 71/53, Füme 36/34, Bronz 41/35, ısı ve güneş kontrol kaplamalı cam Şişecam Temperlenebilir Solar Low-E Nötral 62/44 ve Nötral 50/33, güvenlik camı Şişecam Ultra Clear Lamine Cam, ekolojik ayna Flotal E, düşük demirli ayna Flotal Ultra Clear, parlak boyalı dekoratif cam Şişecam Boyalı Cam, Şişecam Buzlu Cam “Puzzle” ve “Çakıl’’ olmak üzere Şişecam Düzcam’ın ileri teknoloji ürünleri hakkında bilgilendirildi. Şişecam Düzcam’ın fuarda tanıttığı temperlenebilir Low-E kaplamalı ısı kontrol cam markası Şişecam Temperlenebilir Low-E Cam, ısı kayıplarını standart çift cama göre yüzde 50’ye varan oranlarda azaltıyor. Bina içinden bina dışına ısı geçişini azaltarak ısıtma giderlerinden tasarruf sağlayan Şişecam Temperlenebilir Low-E Cam pencere önlerinde kışın soğuk bölge oluşumunu engellerken aynı zamanda cam yüzeyinde oluşan buğulanmaları da geciktiriyor.

Isı kontrolü sağlarken şeffaflıktan ve doğal gün ışığından ödün vermeyen bu ürün, özellikle şeffaf cam yüzeylerin kullanıldığı ticari binalar ve rezidanslar için ideal bir çözüm olarak öne çıkıyor. Şişecam Temperlenebilir Solar Low-E Cam ise ısı kayıplarının standart çift cama göre %50’ye varan oranlarda azaltmasına ek olarak projelerin ihtiyacına göre farklı performanslarda güneş ısısı girişini de sınırlıyor. Bu özelliğiyle sadece ısınma değil soğutma giderlerini de azaltıyor. Rezidans, okul veya hastane projelerinde Nötral 62/44 yüksek ışık geçirgenliği (%60) ve optimum güneş kontrolü (%43) ile tercih edilirken; ofis ve avm projelerinde ise Nötral 50/33 optimum ışık geçirgenliği (%49) ve maksimum güneş kontrolü (%33) sağladığı için tercih ediliyor. Temperlenebilir ürünler farklı renkte camlar üzerine kaplanarak, projelerin ihtiyaçlarına yönelik farklı performanslarda ürünler de elde edilebiliyor.



Fuar

Murat Erenoğlu / ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü

Isıdem Yalıtım Dubai Big5 Fuarı’nda ürünlerini sergiledi Teknik yalıtım sektörünün en ileri üretim teknolojisine sahip markası ISIDEM Yalıtım, Dubai Big5 fuarına katıldı.

ISIDEM Yalıtım, 21 – 24 Kasım tarihleri arasında Dubai’de düzenlenen ve inşaat sektörünün önde gelen temsilcilerinin katıldığı The Big 5 Show 2016 Uluslararası Yapı Fuarı’nda yeni ürünlerini tanıttı. İnşaat sektörü açısından önemli ve stratejik bir tüketim merkezi olan Körfez’in en önemli yapı fuarlarından olan The Big 5 Show 2016’ya 60 ülkeden 3100’den fazla firma katıldı. ISIDEM Yalıtım’ın Coolflex elastomerik kauçuk köpüğü, Flexiduct esnek hava kanalları ve Duct Connect kanal bağlantı parçalarını sergilediği fuara 4 günde 70 000’den fazla ziyaretçi katıldı.

126

Yapı Malzeme Aralık 2016

Konuyla ilgili olarak ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü Murat Erenoğlu şunları belirtti: “4 kıtada, 40’dan fazla ülkeye ihracat yapan ISIDEM Yalıtım, sunduğu kaliteli ürünlerle sektörde lider markalardan biridir. Önemli ihracat potansiyeline sahip olan GCC ülkeleri pazarı yakından takip ederek, yeni ilişkiler kurduk. Yurt dışın-

daki fuarlar mevcut ihracat hedeflerini geliştirmede ve yeni pazarlara ulaşmada bizim için büyük önem taşıyor. Bölgenin en büyük fuarlarından olan bu fuarda da ürünlerimizi tanıtma, yeni iş olanakları yaratma ve mevcut satış noktalarımızla buluşma imkânı bulduğumuz için memnunuz.”



Fuar

Ali Türker / ODE Yalıtım Genel Müdürü

Dubai Big 5 Show’da Ode Yalıtım’a büyük ilgi Yalıtımda dünya markası olma vizyonu doğrultusunda her alandaki yatırımlarına ara vermeden devam eden ODE, Dubai Big 5 Show’da standı ve ürünleri ile ilgi odağı oldu.

Yalıtım sektörünün önde gelen şirketlerinden ODE, yapı ve inşaat sektörünün dünyadaki en önemli fuarlarından biri olan Dubai Big 5 Show Uluslararası Yapı ve Yapı Malzemeleri Fuarı’na katıldı. ODE Isıpan markasıyla ekstrüde polistren esaslı ısı yalıtım malzemesi, ODE Membran markasıyla su yalıtım örtüleri, ODE Starflex markasıyla ısı, ses, ve yangın yalıtımında kullanılan cam yünü ve ODE R-Flex markasıyla da elastomerik kauçuk köpüğü tesisat yalıtım malzemesi üretimi gerçekleştiren ODE’nin standı

128

Yapı Malzeme Aralık 2016

ve ürünleri fuarda büyük ilgi gördü. Çorlu’daki 4 modern üretim tesisinde üretilen 4 binden fazla ürün çeşidi ve uzman personeli ile yalıtım sektörünün en büyük üreticileri arasında yer alan ODE Yalıtım, Eskişehir üretim üssünün ikinci fazının tamamlanmasıyla birlikte Türkiye yalıtım sektörünün en büyük kapalı alana sahip üreticisi olacak. Eskişehir fabrikasının açılması ile birlikte artacak olan üretim kapasitesiyle ihracata ağırlık vereceklerini anlatan ODE Yalıtım Genel Müdürü Ali

Türker, “Eskişehir fabrikamızın tamamlanmasıyla Türkiye kauçuk pazarının 2 katı üretim kapasitesine sahip olacağız. Bu kapsamda ihracatımızı 4 yıl içinde % 100 arttırmayı hedefliyoruz. Fuarlar bu hedefimizi gerçekleştirmek yolunda önemli bir araç. Dubai Big 5 Fuarı da sektörümüzün dünyadaki en önemli fuarlarından. Bu nedenle ODE Yalıtım olarak bu fuarda da yerimizi aldık. Fuarda standımızın ve ürünlerimizin görmüş olduğu yoğun ilgiden çok memnunuz” dedi.



Fuar

Kuveytli dev yatırımcı Al Duaij,

Trabzon, Bodrum ve Bursa’ya yatırım yapacak Kuveyt merkezli Alea Global’in kurucuları ünlü Al Duaij ailesinin son kuşak temsilcisi CEO Mohammad Al Duaij, CNR Emlak Fuarı’na katılarak, Türkiye’deki yatırım fırsatlarını değerlendirdi. Al Duaij, fuara katılan firmalardan aldığı bilgiler doğrultusunda Bodrum, Trabzon ve Bursa’ya yatırım yapmayı düşündüğünü dile getirdi. Konut satışlarını artırmak ve yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekmek amacıyla düzenlenen ‘CNR Emlak -Emlak Yatırım Projeleri ve Finansmanı Fuarı’ Körfez ülkelerinden gelen Arap yatırımcılar başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen yatırımcıların ilgi odağı oldu. Kuveyt merkezli ve dünya çapında yatırımları bulunan Alea Global’in kurucuları ünlü Al Duaij ailesinin son kuşak temsilcisi CEO Mohammad Al Duaij, CNR Emlak Fuarı’na katılarak, Türkiye’deki yatırım fırsatlarını değerlendirdi. Al Duaij, fuara katılan firmalardan aldığı bilgiler doğrultusunda Bodrum, Trabzon ve Bursa’ya yatırım yapmayı düşündüğünü dile getirdi.

130

Yapı Malzeme Aralık 2016

ülkelerinden gelen Arap yatırımcılar için cazibe merkezi haline dönüştü. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn başta olmak üzere pek çok ülkeden gelen Araplar, Bursa’nın yeşilliğini, kaplıcalarını ve Ulu Cami’yi seviyor.” Bursa ilinden etkilenen Al Duaij, Bursa’da müteahhitlik yapabileceğini söyledi.

Trabzon ve Bodrum’a yatırım planı

Fuar, Türkiye’ye yapılacak konut yatırımlarının önünü açacak Türkiye’deki emlak piyasasına inandığını ifade eden Al Duaij, “Türkiye’ye geçtiğimiz yıllarda tarım alanında yatırımlarımız olmuştu. Şu an için Türkiye’de herhangi bir yatırımımız yok. CNR Emlak Fuarı, 2017 yılında gayrimenkul alanında Türkiye’de yapacağımız yatırımların kapılarını araladı” dedi. Osmangazi Belediyesi tarafından hayata geçirilecek, Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm projesini ziyaret eden Mohammad Al Duaij, Osmangazi Belediyesi Kentsel Dönüşüm Müdürü Ali Uzsezer’den proje ve Bursa şehri hakkında bilgi aldı. Uzsezer, daha önce Bursa’da hiç bulunmayan Al Duaij’ye, Bursa ve çevresine Körfez ülkelerinin büyük talep gösterdiğini anlatarak, şu bilgileri verdi: “Bursa, Körfez

Mohammad Al Duaij, Ofton’un Elysium Miramar Bodrum projesiyle de ilgilendi. Al Duaij 2017 yılında bir başka yatırım yapılabilir yer olarak Bodrum’u düşündüğünü dile getirdi. Trabzon’un en büyük yapı şirketi AKS Grup ile görüşen Al Duaij, Trabzon’u da yatırım yapmayı planladığı iller arasında değerlendirdi.










Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.