Yapı Malzeme - Şubat 2017

Page 1












İmtiyaz Sahibi İstmag Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com Reklam Müdürü Hakan Girgin hakan.girgin@img.com.tr Yayın Editörü Tarık Oral tarik.oral@img.com.tr Art Direktör İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr Grafik Tasarım Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe ve Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com Bilgi İşlem Emre YENER emre.yener@img.com.tr Sosyal Medya Emir YENER emir.yener@img.com.tr Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr

CTP-Baskı

İhlas Gazetecilik A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna - Bahçelievler / İstanbul Tel: 0 212 454 30 00 Adres Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1 Güneşli - Bağcılar İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 604 51 00 Fax : +90 212 604 51 35


editör Yapı’da bilinçli kullanım şart Şubat ayı yılın en kısa ayı olmasına karşın, her 4 yılda bir gün fazla ile genel bütünselliğin içinde kalmayı başarmakla beraber farklılığını da ilan etmiş... Genel ahengi bozmamak kaydıyla farklılık arz etmek, genelde makul ve ilgi uyandıran bir eylem olarak duruyor karşımızda. Söz konusu farklılığın niteliği konfor alanımız ve alışkanlıklarımızı tehdit etmediği sürece ikinci plandaki cazibeli ve güvenli yerini muhafaza etmekte. Fark edilme çabasının gerekliliği ve haklılığını, bu algıyı kimlerin ne zaman kulağımıza üflediği hakkında ortada net bir bilgi olmasa da her daim onay görmüş ortak bir mefhum ve motivasyon aracı olarak baştan kabul ediyoruz. Yaşadığımız modern çağda ise post modern bir terimle ifade etmek gerekirse olayı bir tık üste taşıyarak ‘farkındalık’ boyutuna eviriyoruz. Evet ‘Farkındalık’ kavramıyla başbaşayız. Başka şeylerin ve başka nesnelerin farkını ortaya çıkartırken kendiliğinden ortaya çıkan farkındalık, bizim farklılığımızı ortaya koymamıza da uygun zemini sunar mı? Onu da belki zamanın kendi akışı içerisinde vakti geldiğinde fark edebileceğiz… Bu özel ayda Yapı Kimyasalları gibi çevre etkisi çok yüksek bir konuyla çıkıyoruz karşınıza. Zira üretim, stok, kullanım hatta kullanım sonrası atık aşamalarının her birinde ayrı ayrı dikkat edilmesi gereken kurallar dizisine sahip Yapı Kimyasalları, başta insan sağlığı olmak üzere hava, su ve toprağa karşı ciddi riskler içermekte. Herşeyden önce kontrol ve ölçülebilir olmasının zorunluluğunun herkes tarafından bilinmesi ve önemsenmesi gerekiyor. Bizler de, işin ticari boyutunun yanı sıra herkesi sonuçları itibariyle eşit olarak etkileyen ve ilgilendiren kimyasalların, yaşamımıza ve yaşam alanlarımıza olan etkilerine karşı dikkat çekmeye çalışıyoruz. Elimizden geldiği kadar üreticilerden / kullanıcılara, tedarikçilerden / derneklere her kesimin konuya olan ilgisini uyandırmak ve yüksek bir ‘farkındalık’ kazandırmak istiyoruz. Bu maksatla sektörde faaliyet gösteren firmalarla yapmış olduğumuz röportajlarımızda bu öğelerin altını çizmeye çalıştık. Bir diğer konumuz ise Aydınlatma Sistemleri. Değerli hocalarımızdan ve sektördeki firmalarımızdan edindiğimiz bilgiler ışığında diyebiliriz ki; Aydınlığın düzeyi ve dağılımı, ışığın rengi, doğrultusu ve oluşturduğu gölgeler gibi aydınlatma tasarım parametrelerine vakıf olurken, aydınlatma düzenlerinde harcanan enerjiyi ve çevresel etkilerini aynı düzeyde sorgulamalıyı da asla ihmal etmemeliyiz. Faydalı bir sayı olması dileğiyle…

Tarık Oral


İçindekiler 30 - Daikin, CIS Ülkeleri’ndeki faaliyetlerini artırdı 36 - Sabancı Holding Sanayi Grubu; bu yıl ihracat

odaklı 1,5 milyar TL yatırım yapacak 40 - GF Hakan Plastik 2017 için vites büyüttü 57 - İzocam EnerjiMulti Konfor Bina çözümlerini tanıttı 98 - Cumhuriyet Meydanı yaza yenilenen yüzüyle girecek 102 - Kintele Kongre Merkezi’nde geri sayım başladı

REKLAM İNDEKSİ

ABS YAPI ELEMANLARI........................ 27-29

ESE REKLAM.................................. 100-101

ALSALAR YAPI MALZEMELERİ........... 112-113

HP........................................... ARKA KAPAK

ARMUTLU TATİL KÖYÜ..............................89

HUZURLU İNŞAAT.....................................85

ASANSÖR İSTANBUL’2017......................105

INTEK KALIP ve İSKELE............................ 4-5

CERMIX...................................................77

İSG AVRASYA’2017................................111

ÇİMSA.....................................................39

İSTANBUL HIRDAVAT FUARI’2017............133

DAIKIN .........................36 – ARKA KAPAKİÇİ

İSTANBUL METAL FUARLARI’2017...........132

DOKA KALIP ve İSKELELERİ ÖN KAPAKİÇİ – 1

ISTON.....................................................49


KAR GROUP............................................ 8-9

SARAY ALÜMİNYUM................................. 6-7

KİLSAN....................................................65

SERAMİKSAN.........................................117

KORDSA..................................................43

SOLAREX’2017......................................131

KUZULUK TERMAL OTEL...........................95

TAYF ÇATI................................................71

LAYHER...................................................33

TÜRKİYE GAZETESİ.................................130

PERİ KALIP ve İSKELELERİ.............ÖN KAPAK

UNICERA’2017......................................125

R+T ASIA’2017........................................51

YAPIMALZEME.COM.TR...........................134


Türkiye İMSAD Ocak ayı sektör raporu yayınlandı:

Avrupa’da büyüyen inşaat sektörü Türkiye için fırsat oluşturuyor Türkiye İMSAD tarafından her ay düzenli olarak yayınlanan Sektör Raporu’na göre, 2017 yılında konut inşaatlarında işlerin artarak devam etmesi bekleniyor. Sektör genel ekonominin üzerinde ancak 2016 yılının altında bir büyüme performansı gösterecek. Avrupa inşaat sektöründeki büyüme beklentileri ise bu pazara olan inşaat malzemesi ihracatımız için daha olumlu koşullar oluşturacak. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) ocak ayı Sektör Raporu’na göre, inşaat sektörü 2016 yılının ilk dokuz ayında yüzde 7,4 büyüdü. Yıl genelinde de büyümenin yüzde 5-6 arasında olacağı öngörülüyor. Böylece inşaat sektörü genel ekonominin ve diğer birçok sektörün üzerinde performans göstermiş olacak. 2017’de kamu yatırımları ile kentsel dönüşüm süreci inşaat sektörünü desteklemeye devam edecek. Yıl içinde özellikle referandum süreci faaliyetler-

14

Yapı Malzeme Şubat 2017

deki gelişmelerde belirleyici etkenlerden biri olacak. Referandum sürecinin yılın ilk çeyreğinde ekonomide ve piyasalarda yeni bir bekle-gör dönemi oluşturması bekleniyor. İnşaat şirketleri yüksek kredi stoku ile çalışıyor. 2016 yılında inşaat sektörünün yurtiçinde kullandığı nakdi krediler yüzde 11,8 artış göstererek 155,62 milyar TL’ye ulaştı. İnşaat sektöründe güven endeksi 2016’nın ikinci yarısında sürekli gerileyerek 17,6 puan birden düşmüştü, ancak sektör, 2017’ye uzun bir süre

sonra ilk kez ve 6 puanlık güven artışıyla girdi. 2017’de hedef pazarlarda koşulların daha uygun olması ve bu pazarlarda farklı oranlarda ekonomik büyüme görülmesi bekleniyor. Bu da Türkiye müteahhitlik ve inşaat malzemeleri sektörleri için fırsat oluşturuyor.

Kamu, yatırımlarını %27 artıracak Türkiye, 2017’ye, 2016’dan devralınan ekonomik ve siyasi gelişmelerin yarattığı atmosferde girdi. Bu çerçevede yaşanacak gelişmeler inşaat sektörünün 2017 yılı performansını da etkileyecek. Rapora göre, öncelikle hükümetin yavaşlayan ekonomiyi tekrar toparlamak için kamu, yatırımlarını yüzde 27 artıracak olması ve altyapı yatırımlarını genişletmesi inşaat sektörünü önemli ölçüde destekleyecek. 2017 yılında konut inşaatlarında işlerin artarak devam etmesi bekleniyor. 2016 yılında konut satışları yılın son 4 ayında uygulanan kampanyalar ile yeni bir rekor kırdı. 2017 yılında ise aynı satış seviyesine ulaşılması için kampanyaların sürmesi gerekiyor. 2016 yılının ikinci yarısından itibaren konut kredilerinin aylık ortalama faiz oranları yüzde 1’in altında gerçekleşti. Ancak bankaların 2017 yılı genelinde aylık ortalama yüzde 1’in altında faiz ile konut kredisi kullandırma olasılığının düşük olacağı öngörülüyor. Kentsel dönüşüm ve yenileme faaliyetleri ise mevcut belirsizliklere rağmen sürecek. Mevcut piyasa koşulları müteahhit firmaları da zorlamaya devam edecek. Döviz kuru artışları, maliyetlerdeki artışlar, piyasadaki likidite sıkışıklığı ve ödeme güçlükleri ile el konulan firmaların yarattığı dış-


Aktüel sal etkiler sektörü zorlayacak. Tüm bunlar değerlendirildiğinde inşaat sektörü 2017 yılında genel ekonominin üzerinde ancak 2016 yılının altında bir büyüme performansı gösterecek.

AB’de 2017 büyüme beklentileri olumlu Avrupa Birliği, Türkiye’nin inşaat malzemeleri ihracatı için yakın ve geleneksel pazarlarından biri. Bu çerçevede Avrupa Birliği bölgesindeki inşaat harcamalarının gelişimi önem kazanıyor. Avrupa Birliği ve özellikle euro bölgesi inşaat faaliyet-

leri 2008 krizinden olumsuz etkilenerek küçülmüştü. İnşaat işleri son 2 yıldır ise toparlanma eğilimi içinde olup yeniden büyüme sürecine girdi. Avrupa, dünya inşaat harcamaları içindeki payını 2008-2016 yılları arasında 6 puan kaybetmişti. 2016 yılında dünya inşaat harcamalarından Avrupa, yeniden başlayan büyümesine rağmen yüzde 18 pay alabildi. Avrupa genelinde inşaat harcamaları toplamı 1,8 trilyon dolar olarak gerçekleşti. İnşaat sektörlerinde 2015 yılından sonra 2016 yılında da büyüme sürdü, ancak göreceli olarak mütevazı büyümeler gerçekleşti. 2017 yılında ise inşaat sek-

Hedef pazarlarda koşullar daha uygun Müteahhitlik hizmetleri ile inşaat malzemeleri sanayi ürünlerimizin ihracatı için öncelikli ve önemli olan pazarlarda 2015 ve 2016 yıllarında ekonomik büyümeler oldukça zayıf kalmıştı. 2017 yılında ise tüm ülkelerde farklı oranlarda da olsa eko-

törlerinde büyümenin süreceği öngörülüyor. Bununla birlikte ülkelerdeki büyümelerde farklı oranlar ortaya çıkıyor. Büyük pazarlardan Almanya’da büyüme 2017 yılında yüzde 1,0 ile yavaşlayacak. İngiltere’de ise Brexit’e rağmen 2017 yılında yüzde 2,9 büyüme bekleniyor. Fransa’da inşaat sektöründe büyüme hızlanacak ve 2017 yılında yüzde 3,9 olacak. İspanya ve İtalya’da da inşaat sektörlerinde büyüme giderek istikrar kazanıyor. Avrupa inşaat sektöründeki büyüme beklentileri bu pazara olan inşaat malzemesi ihracatımız için 2017 yılında daha olumlu koşullar oluşturacak.

nomik büyüme bekleniyor. Petrol ve emtia fiyatlarındaki artış bunların üreticisi olan hedef pazarların ekonomilerini 2017 yılında destekleyecek. 2017 yılında müteahhitlik işleri ve ihracat için yakın ve komşu pazarların ekonomik koşullarının daha uygun olacağı öngörülüyor.

Yapı Malzeme Şubat 2017

15


Aktüel

İnşaat Malzemeleri Sanayi Endeksi 2016’da 6.5 puan geriledi Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından her ay yayınlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi 2013 yılı ağustos ayından bu yana inşaat malzemeleri sanayindeki faaliyet, güven ve beklentileri ölçüyor. Endeks 2016 yılını 6.5 puan gerileme ile kapattı.

2013 yılı ağustos ayı 100 olarak kabul edilen bileşik endeks, 2014 yılını 103.66 puandan kapattı. 2015 yılında yaşanan siyasi belirsizlik ve jeopolitik gelişmeler ile endeks 2015 yılı sonunda 100 puanın da altına inerek 97.21 puana geriledi. 2016 yılına yükselerek başlayan bileşik endeks, mayıs ayında yeniden 100 puanın üzerine çıkarak 101.8 puana yükseldi. Ancak temmuz ayından sonra yaşanan gelişmeler ve küresel koşullarda oluşan değişimlerin etkisi ile bileşik endeks ağustos ayından sonra yeniden gerilemeye başladı.

Endeks yılı 90.71 puan ile kapattı. Bileşik Endeks aralık ayında bir önceki aya göre 2.07 puan düştü. Düşüşte her üç alt endeksteki gerileme etkili oldu. Faaliyetlerde gerileme bu kez daha yüksek gerçekleşti. Son aylarda yaşanan gelişmeler ile mevsimselliğin artan etkisi endeks üzerinde olumsuz olarak hissediliyor. 2016 yılında İnşaat Malzemeleri Sanayi Endekslerindeki gerilemede TL’de değer kaybı, darbe girişimi, terör olayları ve çevre ülkelerdeki savaş atmosferi gibi faktörlerin etkili olduğu görülüyor. 2017 yılında, ekonomiyi canlandırmak için açıklanan teşvik paketlerinin yanı sıra, kentsel dönüşüm süreci, 20 yıl vadeli %0,70 faiz oranı gibi konut kampanyalarının iç piyasada hareketliliğe etki etmesi bekleniyor. Öte yandan, TL’deki değer kaybının, terör olaylarının ve Anayasa referandumu sürecinde yaşanan siyasi gerginlik-

lerin 2017 yılında da endeksler üzerinde etkisini göstereceği öngörülüyor.

İç satışlar, ihracat ve üretimde gerileme yaşandı Faaliyet endeksi aralık ayında bir önceki aya göre geriledi. Piyasa koşullarının zorlaşması ve beklentilerdeki bozulmaya ilave olarak mevsimsellik de faaliyetleri olumsuz etkiledi. Faaliyet endeksi aralık ayında 2.4 puan düştü. Faaliyet endeksi geçen yıl aralık ayı faaliyet endeksinin de 5.2 puan altında kaldı. Aralık ayında faaliyetlerin tamamına yakınında gerileme yaşandı. Yurtiçi satışlarda aralık ayında bir önceki aya göre gerileme oldu. İhracat aralık ayında gerileme gösterdi. Üretimde özellikle iç satışlar ve ihracattaki gerilemeye bağlı düşüş yaşandı. İç satışlar ve ihracattaki gerileme ile cirolar da düştü. Faaliyetler piyasa koşullarına bağlı olarak durağan ve zayıf seyretmeye devam etti.

‘Mimari ve Tasarım Zirvesi’ için geri sayım başladı “Mimari tasarım sürecinde disiplinler arası etkileşim” temasıyla ve “Malzeme” kavramı çerçevesinde düzenlenecek zirvede ‘Tasarım’ olgusu çok boyutlu şekilde ele alınacak. Zirve 14 – 15 Nisan 2017 tarihinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Mimari ve Tasarım Zirvesi, heyecan verici iç mekan tasarımlarıyla bilinen Maurizio Favetta, Red Dot Design Award 2016’da Best of The Best ödülüne layık görülen tasarımcı Gomez Paz, mobilya tasarımı alanında And ve Adaptation gibi önemli işlere imza atan Fabio Novembre ve ses sisteminden ‘kendin yap’ akımına her alanda yenilikçi işler çıkaran Nicola Golfari gibi isimleri ağırlayacak. Tasarımları yurtdışından yoğun talep

16

Yapı Malzeme Şubat 2017

gören Şule Koç ve Şafak Çak, Protel merkez binasıyla bilinen Hayriye Sözen, Milano Design Week’teki Turkish Stone pavyonunda küratörlük görevi üstlenen Erdem Şeker, 3D printer’la ürettiği kemik tedavi süreçlerini hızlandıran alçı gibi yenilikçi tasarımlarıyla isim yapan Deniz Karaşahin, zirvede söz alacak Türk katılımcılarından bazıları. Sektörün tüm paydaşlarını buluşturacak Ayrıca Endüstriyel Tasarımcılar Derneği gibi STK’lar başta olmak üzere, kamu ve özel sektör temsilcileri konuşmacılar arasında yer alacak. Yıldız Entegre A.Ş. ana sponsor olmak üzere, 50’ye yakın sponsor ve destekçiyle gerçekleştirilecek zirveye, uluslararası düzeyde 15 bin ziyaretçinin gelmesi hedefleniyor.


Aktüel

7 milyon konutun yenilenmesi gerekiyor! Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, kentsel dönüşüm çalışmalarının deprem araştırmalarına uygun olarak hızlandırılması gerektiğine dikkat çekerek, 7 milyondan fazla konutun yenilenmesi gerektiğini ve KGS belgeli kaliteli hazır betonun kullanımının olası bir depremde birçok hayat kurtaracağını ifade etti. min de bir hayli zayıf olduğunu öğrendiklerini ifade etti. 1997 yılında yürürlüğe giren deprem yönetmeliğine göre yapılarda C20 (200 kg/cm2 basınç mukavemet değeri) ve üstü dayanım sınıfında betonların kullanılması gerektiğini belirten Yavuz Işık, Türkiye Hazır Beton Birliği olarak yapılarda C30 (300 kg/cm2 basınç mukavemet değeri) dayanım sınıfı üstünde beton kullanılmasını önerdiklerini vurguladı.

Uygulama ve proje hataları var Yavuz Işık sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemiz nüfusunun %95’i deprem bölgelerinde yaşıyor. Depreme dayanıksız olan 7 milyondan Yavuz Işık / Avrupa Hazır Beton Birliği fazla konutun yenilenmesi (ERMCO) ve Türkiye Hazır Beton Birliği Yönetim Kurulu Başkanı gerekiyor. Kentsel dönüşüm çalışmaları deprem araştırİstanbul Zeytinburnu’nda 2015 yılında bomalarına uygun olarak bir an önce hızlanşaltılan Kuran Sitesi 13 Ocak 2017 tarihinmalı ve kaliteli hazır betonun kullanımı yayde kendiliğinden yıkıldı. Bu binanın yıkılması gınlaşmalıdır. Çünkü tehlike sanıldığından sonucu 2 vatandaşımız hayatını kaybederdaha büyüktür. Yapılan araştırmalarda ken 17 vatandaşımız da yaralandı. deprem yıkımlarının önemli nedenlerinden Yıkılan bina hakkında bilgiler veren ve debirinin standart dışı beton kullanılması, ğerlendirmelerde bulunan Avrupa Hazır uygulama ve proje hataları olduğu görülBeton Birliği (ERMCO) ve Türkiye Hazır Bemektedir. Depreme dayanıklı yapılara ihton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı tiyaç olan ülkemizde hazır beton sektörüYavuz Işık, “Öncelikle Zeytinburnu’nda binün en önemli sorunu bir kısım üreticinin nanın çökmesi sonucu hayatını kaybeden denetim dışı, kalitesiz üretim yapmasıdır. vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, aileleTHBB olarak önceliğimiz bu üreticilerle rine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şiilgili kamuoyunu bilgilendirme ve KGS falar diliyorum.” dedi. “Kalite Güvence Sistemi”nin önemini an1993 yılında yapılan 7 katlı, 56 daire ve 3 latmaktır. Hazır beton alanında kaliteyi ve dükkânlı binanın iskânının 1997’de alıngüvenceyi garanti altına almayı hedefleyen dığını söyleyen Yavuz Işık, binanın 1975 Birliğimiz, 1995 yılında kurduğu Kalite Gütarihli deprem yönetmeliği kapsamında vence Sistemi (KGS) ile kaliteli ve yüksek olduğunu ama binanın bu yönetmelikteki dayanım sınıflarında beton üretimi gerçekkurallara göre de yapılmadığının anlaşılleşmesini sağlamaktadır. Beton üretim dığını ve binanın beton kalitesinin de çok tesislerinin yerinde denetiminin yanı sıra düşük olduğunu ifade etti. Binayı 2013 habersiz ürün denetimleri de gerçekleştisenesinde inceleyen ve yapının riskli olduren KGS tarafsızlığını kanıtlayarak kaliteli ğu yönünde zamanında rapor veren Prof. beton kullanımının yaygınlaşmasına katkı Dr. Semih Tezcan ile görüştüklerini söylesağlamaktadır. Hazır betonun üretim süyen Yavuz Işık, binada hazır beton kullanılrecinin tamamını kapsayacak şekilde denetlenmesi, deprem ve diğer dış etkilere madığını, betonun basınç mukavemetinin dayanıklı binalar üretmek için kaçınılmaz 150 kg/cm2 mertebelerinde ve taşıyıcı siste-

bir şarttır. Birlik olarak bu hususta, KGS belgeli kaliteli beton kullanımını desteklediğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Ülkemizde üretilen betonların %65’i de Türkiye Hazır Beton Birliği üyeleri tarafından KGS belgeli olarak üretilmektedir. Bu konuda müteahhitlerimizden kaliteli beton üretimine önem vermeleri, THBB üyesi KGS belgeli betonları tercih etmelerini bekliyoruz.” Türkiye’de son yıllarda beton üretimi konusunda olumlu yönde bir gidiş olduğuna da dikkat çeken Yavuz Işık, “Türkiye, hazır betonda teknolojisini ve yetkinliğini ispatlamıştır. Avrupa’daki ülkeler arasında lider konuma gelen Türkiye, dünyada ise üçüncü en büyük hazır beton üreticisi haline gelmiştir.” dedi.

2017’de %10 ciro artış hızı bekliyoruz 2017 yılı ile ilgili tahminlerini paylaşan Yavuz Işık, 2017 yılında oldukça yoğun bir seçim takvimine sahip olan AB ülkelerinden kaynaklanan belirsizliğin Türkiye’nin büyüme performansını etkileyeceğini söyledi. Yavuz Işık sözlerine şöyle devam etti: “İnşaat sektörünün ve dolayısıyla hazır beton sektörünün büyüme performansını etkileyecek bir diğer unsur “kamunun inşaat harcamaları”dır. 2016 yılının ilk üç çeyreğinde önemli bir artış göstermeyen bu harcamaların 2017 yılında hızlanması beklenmektedir. Ekonominin lokomotifi olan inşaat sektöründeki bu hareketlenmeye bağlı olarak hazır beton sektöründe de gelişme kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Başbakanımızın açıkladığı Orta Vadeli Plan rakamlarında kamu harcamalarındaki artışın sinyalleri verilmiştir. Türkiye’nin içeride ve dışarıda zor bir dönemden geçtiği bugünlerde, hükûmetimizin bütçe disiplininden taviz vermeden kamu harcamaları kanalı ile ekonomiyi desteklemesi gerekmektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, 2017 yılında sektörümüzde %10 ciro artış hızı beklemekteyiz.”

Yapı Malzeme Şubat 2017

17


Konut satışında bir kez daha ‘Güç Birliği’ ‘Türkiye’nin Gayrimenkul Platformu’ GYODER ile markalı konut üreticilerinden oluşan KONUTDER; sektöre ve ekonomik büyümeye katkı sağlamak için güç birliğine giderek, sektör olarak ‘20 yıl vade ve düşük faizli konut kredisi’ kampanyasına katılacaklarını açıkladı. tış yapacağımızı hedefleyerek 2017 yılına girdik. Konut fiyatları bugünkü seyrinde durmayacak, 2017 yılında bir miktar daha artacaktır çünkü girdi maliyetlerimiz yükseliyor. Dövizdeki dalgalanma dolayısıyla, asansörden alüminyuma, izolasyondan nakliyeye kadar birçok girdimizin fiyatları artacaktır. Buna bağlı olarak enflasyonda da bir artış bekliyoruz. Yine Türkiyenin jeopolitik konumu, çevremizdeki gelişmeler, kamusal ve ekonomik rasyolarımızdaki tablo dolayısıyla da önümüzdeki dönemde faizin bir miktar daha artmasını bekliyoruz” dedi.

Tarihi kampanya 1 Şubat 31 Mart arasında Emlak Konut GYO dahil, KONUTDER ve GYODER olarak, konut alıcısının konut edinmesini kolaylaştırmak üzere birtakım çalışmalar yaptıklarını vurgulayan Avni Çelik, “ 1 Şubat’tan itibaren başlamak üzere Cumhuriyet tarihimizde olmadık kadar kolaylaştırıcı tedbirler alarak, kampanyamızı duyuracağız. Bunu ilk kez resmi ağızdan açıklıyoruz; vadelerimizi 240 aya kadar uzatacağız. Böylece gelişmiş ülkelerdeki konut alımını kolaylaştıran kredi olanaklarının bir benzeri, ülkemizde de konut sektöründe kullanılacak. Bu kampanyayı şimdilik 1 Şubat ile 31 Mart arasında planlıyoruz. Bu fırsatı 2 ay için uygulayacağız, sonra bir daha değerlendireceğiz” diye konuştu.

0.75-0.85 faiz bandında bir krelendirme planlıyoruz GYODER (Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) ve KONUTDER (Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği), gayrimenkul sektörüne yön verecek ikinci ‘güç birliği’ kampanyası ile ilgili detayları paylaşmak amacıyla bugün Divan Oteli’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya GYODER Başkanı Aziz Torun, KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik, GYODER Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Avni Çelik ve Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum katıldı.

18

Yapı Malzeme Şubat 2017

“Konut fiyatları bugünkü seyrinde durmayacak” KONUTDER ve GYODER olarak sektörün güzide oyuncuları ile beraber değerlendirme yaptıklarını belirten GYODER Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Avni Çelik, “Ülkenin içinde bulunduğu bugünkü tabloya rağmen şöyle bir sonuca ulaştık. Biz 2016 yılını 2015’e göre satışlarımızı artırarak tamamladık. 2016 yılında, 1 Ağustos’ta aldığımız kampanya kararıyla 2015’e göre daha iyi satışlar yaptık. 2016’daki satışlarımızı egale edeceğimizi ve daha iyi sa-

Türkiye’de ilk defa tüketicinin bu kadar uzun vadeyle konut alacağını vurgulayan Avni Çelik, şunları söyledi: “Burada faiz bandı için de bankalarla uzun zamandır görüşüyoruz. Devletimizin karar mekanizmalarının da bizim yanımızda olduğunu düşünüyorum. Çünkü onlar da faiz bandını bir baskı yapmak, faiz bandını makul noktalarda tutmak, böylece hem enflasyonu baskılamak hem de tüketicinin lehine bir aksiyon almak konusunda kamu tarafı da son derece kararlı görünüyor. Biz de fedakarlıkta bulunacağız. 240 aya kadar geliştirici firmaların inisiyatifinde olmak üzere 0.75-0.85 faiz bandında bir kredilendir-


Aktüel

Murat Kurum Emlak Konut GYO Genel Müdürü

me yapmayı planlıyoruz. Sektörün iki çatı kuruluşu olarak alıcılara vade sürelerini uzatmak suretiyle bir alım kolaylaştırması operasyonu yapmış oluyoruz. Konut kredisi verirken bankaların daha olumlu yaklaştığını ifade eden Çelik, “Çünkü konut kredilerinde geri dönmeme riski daha düşük” dedi. Kampanyaya hangi firmaların katılıp katılmayacağı sorusu üzerine, Çelik, “Bu kampanyanın ana ilkelerini belirliyoruz. Üye firmalarımız katılıp katılmayacağını kendileri belirleyecek. Faiz oranlarını firmalar belirleyecek. Bankalar projelere özel farklı oran verebiliyor” diye konuştu.

Aziz Torun GYODER Başkanı

Avni Çelik GYODER Yüksek İstişare Kurulu Başkanı

“Bu gerçekten büyük bir fedakarlık ve güç birliği” Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Kurum, “Burada KONUTDER, GYODER, Emlak Konut, tüm gayrimenkul sektörü bir birliktelik içerisinde bir kampanya yapıyor. Milletimiz 15 Temmuz’da gerçek bir duruş sergileyerek ülkesine bayrağına devlete sahip çıktı ve bunu her ortamda gösterdi. Biz de 15 Temmuz’dan sonra yine böyle bir ‘güç birliği’ ile bir kampanya yapmıştık. Bu kampanyada da gerçekten gayrimenkul sektörünü 2016 yılı için değerlendirdiğimizde, güzel bir satışın yapıldığı ve alıcıların da karlı olduğu güzel bir kampanya

Ömer Faruk Çelik KONUTDER Başkan

oldu. Bu da bir fedakarlık örneğiydi” dedi. Murat Kurum, şöyle konuştu: “Bugün Türkiye’nin ekonomik savaş içerisinde olmasına, dövizin artmasına, inşaat maliyetlerinin yükselmesine, faiz artırımına rağmen, firmalarımız ve bankalarımız vadesini 240 aya çıkarıyor, faiz oranını da aşağı çekiyor. Bu gerçekten büyük bir fedakarlık, büyük bir güç birliği. Tabi ki bankalarımız da taşın altına elini koyuyor. Yükleniciler yine belki maliyetine satışlar yapmak için böyle bir kampanya düzenliyor. İnşallah bu kampanyadan konut alanlar da gerçekten Cumhuriyet tarihinde bir ilk olarak 240 ay vadede, bu faiz oranlarıyla konut almış olacak.”

Yapı Malzeme Şubat 2017

19


PERI, Uluslararası Projelerde Güvenilir Partneriniz Olmaya Devam Ediyor… İŞİN ADI: AL RAYYAN YOLU PROJESİ YERİ: KATAR / DOHA YÜKLENİCİ: DOĞUŞ İNŞAAT VE TİCARET A.Ş.

20

Yapı Malzeme Şubat 2017

PROJEDE KULLANILAN PERI KALIP SİSTEMİ: PERDE KALIPLARI: PERI VARIO GT24 İSKELE SİSTEMLERİ: PERI UP Rosette - PD8


Çözüm Ortağı

Doğuş İnşaat’ın Katar’ın Doha şehrinde yapımını üstlendiği Al Rayyan Yolu projesindeki tüm yapılar için PERI’nin Kalıp ve İskele Sistemleri tercih edilmiştir. Doguş İnşaatın yapımını üstlendiği Katar’daki 7 büyük projeden en önemlisi olan Al Rayyan Yolu Projesi kapsamında, yan ve servis yolları ile birlikte toplam uzunluğu 10.7 km olan yüksek standartlarda yol ve sanat yapıları inşaa edilmektedir. Al Rayyan Yolu’nun projesinde 5.3 km’lik bölümü ana yoldur, 5.4 km’lik bölümü ise yan yolların yapımı ve iyileştirilmesi işlerini içermektedir. PERI’nin

gerek İstanbul’daki ve gerekse Katar’daki kardeş şirketimizdeki özellikle bu tür sanat yapıları ve mühendislik projelerinde deneyimli teknik kadrosu, daha işin başından itibaren şantiye ve teknik ofis ile son derece yakın ve işbirliği içinde çalışarak, önceden tüm yüksekliklere, kesit ve boyut değişikliklerine ve yapım sırasına göre gerekli tasarımları yapmıştır. Bunun sayesinde hem proje için optimum maliyet pratik çözümlerle birlikte üretilmiş ve hem de gerekli tüm statik dayanım emmniyetli şekilde elde edilmiştir. Projenin toplamında

4.000 tona yakın PERI’nin Kalıp ve İskele Malzemesi kullanılmıştır. 4x160m açıklıktaki Art Germeli köprümüzde, PD8 ve PERI UP Sistemlerinin birlikte sürekli ve homojen kullanımı, bizim şantiyede güvenli çalışmamıza olarak vermesinin ötesinde, iş programımıza uyabilmemizi ve ekonomik çözümler elde etmemizi de sağlamaktadır. Aynı zamanda imalatı oldukça zor olan eğimli betonarme yüzeyleri bu kalıp sistemiyle problemsiz çözmüş bulunmaktayız. Bunlara ilaveten ilk tanışmamızdan itibaren, PERI’nin pratik

Yapı Malzeme Şubat 2017

21


çözümleri, sahadaki hizmetleri ve çok güçlü olan işbirliği bizim için önemli değerlerdir. Aç-kapa menfezlerde imalatlar temel, perde ve tabliye dökümü olarak üç aşamada yapılmaktadır. Temel kalıpları farklı yüksekliklere ve tek yüz dökümlere hizmet verecek şekilde VARIO sistem olarak dizayn edilmiştir. Döşeme kalıbı sistemi yine PD8 iskele ve PD8 Masa kalıbıdır, masa modülleri bir sonraki döküme tekerlekli yürütme araçları ile süratle aktarılmaktadır. Perde Kalıplarında ise PERI VARIO GT24 Sistem kullanılmıştır. Menfezlerde, proje geregi tek taraflı perde dökümleri de yapılmıştır, max. h=10m’ye kadarki tek taraflı betonların bir defada dökülmesi için SB Kuvvet Payandası ve bunun kombinasyanları ve bunun üzerindeki yüksekliklerde ise ilave olarak PERI SCS Tek Taraflı Baraj Tipi Tırmanma Konsolu sistemi kulllanılmıştır. 5.4km’lik yan yollarda tek tip olan kablo kanalı betonarme kesitlerinde PERI RKR Sistem

22

Yapı Malzeme Şubat 2017


Çözüm Ortağı

Kalıbı seçilmiş olup, 30m lik döküm anoları Perde ve Döşeme monolitik dökümler halinde imal edilmiştir. RKR Sistem döküm sonrası köşe ve kenarlardan küçülebilen tünel kalıbıdır, iç kalıp anoları vinç kullanılmasına gerek kalmadan bağımsız bir şekilde RKR sistemin tekerlekleri sayesinde bir sonraki döküm aşamasına kolayca ulaştırılmıştır ve bu şekilde optimum kalıp devir hızı ve sirkülasyon tekrarı elde edilmiştir. Projenin 5.3km lik ana yol güzergahı üzerinde, iki adet köprü (R7 ve R5 viyadükleri) ve 5 tane de menfez (R5, R6 Tünel , R6 üst geçit, R8 ve F106 kavşakları ile menfezleri) bulunmaktadır. PERI bu sanat yapıların yerinde dökme döşeme tabliyelerinin kalıp iskelesini PD8 İskele Sistemiyle çözmüştür, detay noktalarında ise sistemin sürekli ve homojen olarak devam etmesi içinde de kısmen PERI UP Rosette iskele sisteminden faydalanılmıştır. Bu sayede projenin genelinde kullanılanacak iskele sistemini standardize etmistir ve şantiyenin ihtiyacına göre gerekli yerlerde PD8 Sistem malzemeleri farklı kavşaklara aktarılması ve buralarda uygulanması kolayca gerçekleşmiştir.

Şantiye Şefi Sn. İdris Güler’in yorumu; 4x160m lik Art Germeli köprümüzde PERI PD8 ve PERI UP Sistemlerinin birlikte sürekli ve homogen kullanımı bizim şantiyede güvenli çalışmamızı sağlamak dışında , iş programımıza uyabilmemizi ve ekonomik çözümler elde etmemizide sağlamaktadır. Aynı zamanda imalatı zor olan eğik yüzeyli betonarme yüzeyleri bu kalıp sistemiyle problemsiz çözmüş bulunmaktayız. Bunlara ilaveten ilk tanışmamızdan beri, PERI nin Pratik çözümleri, saha daki hizmetleri ve çok güçlü olan işbirliği bizim için önemli bir değerdir.

Yapı Malzeme Şubat 2017

23


Cezayir’in Tarihi Kherrata Vadisi’nde İntek Kalıp Sistemleri Projenin Adı: Kherrata RN09 Karayolu Düzenleme İşleri Projenin Yeri: Bejaia - CEZAYİR işveren: Cezayir Bayındırlık Bakanlığı Bejaia Vilayeti Bayındırlık Müdürlüğü Ana Yüklenicisi: Özgün İnşaat – ETRHB Ortaklığı

24

Yapı Malzeme Şubat 2017

Proje Hakkında Genel Bilgi: 2.Dünya savaşı sırasında kendilerine bağımsızlık sözü verilerek Fransa’nın yanında savaşmaya zorlanan Cezayir halkı, hem savaşın zaferle sonuçlanarak bitmesini kutlamak hem de Amerika,Rusya ve İngiltere’ye sözlerini hatırlatmak amacıyla gösteriler yaparken, 8 Mayıs 1945 günü Fransız Jandarma birliklerinin üzerlerine ateş açmasıyla yaklaşık 45.000 sivil Cezayirli hayatını kaybetmiştir. Bu olay tarihe Setif ve Guelma katliamı olarak geçmiştir. Öldürülen sivil halk kamyonlarla toplanarak Kherrata nehrine atılmıştır. Bu acı olay Cezayir halkının Fransızlara karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin önemli kilometre taşlarından birisi olmuştur. Bu nedenle Kherrata bölgesi Cezayir halkı için tarihi önem taşıyan bir bölgedir. Proje Kherrata nehrinin geçtiği vadideki eski, dar, tarihi yolun genişletilme projesidir ve 7,6 km karayolu, 618 metre uzunluğunda 6 adet viyadük, 1.550

metre uzunluğunda 4 adet tünel, 2.000 metre konsol yol, 11 adet 450 metre çelik kirişle yol genişletme, 775 metre istinat duvarı işlerini içermektedir. Proje kapsamındaki tüm sanat yapıları için gerekli olan kalıp ve iskele sistemleri İntek tarafından temin edilmiştir. İstinat perdeleri için 7,5 metre yüksekliğinde ve 7,5 metre uzunluğunda perde kalıbı verilmiştir. Perde kalıplarında, vinçle taşınan, çelik çerçeveli Panemax panel kalıp sistemi tercih edilmiştir. Panemax sisteminin farklı form ve yüksekliklere kolaylıkla adapte edilebilme özelliği sayesinde aynı kalıp, kenar ayak perdelerinde de kullanılmış, bir adet kenar ayağı tek seferde dökebilmek için gerekli olan ilave malzemeler (~ 140 m²) ayrıca verilmiştir. Menfezlerin 660 cm yüksekliğindeki perdeleri de, istinat perdeleri için alınmış olan Panemax kalıplar ile dökülmüştür. 60 cm kalınlığındaki menfez döşemeleri için, 10 metre uzunluğunda döşeme


Çözüm Ortağı kalıbı ve iskelesi verilmiştir. Menfez döşemelerinde HD 150 yük taşıyıcı iskele sistemi tercih edilmiştir. Viyadüklerin orta ayakları için, 3 metre yüksekliğinde bir takım tırmanır perde kalıbı verilmiştir. Perde kalıbı olarak, plywood yüzeyli, H 20 ahşap kirişli İnteva sistemi tercih edilmiştir. Tırmanma sistemi olarak, kalıp ile konsolların birlikte taşınabildiği TTD HR sistemi kullanılmıştır. Bu sistem, kalıbın, tırmanma platformu üzerinde 70 cm geri çekilebilmesine olanak sağlar. Sistemin bu özelliği sayesinde, beton döküldükten sonra, kalıbı ve platformu aşağıya indirmeye gerek kalmadan kalıbın temizliği yapılabilmektedir. Bu, hem sahadaki operasyon sayısını azaltan hem de zaman kazandıran önemli bir özelliktir. Beton döküldükten sonra, bir üst anonun demir montajını yapan işçilerin, rahat ve güvenli bir şekilde çalışabilmesi için, kalıbın üst kısmına bağlanan çalışma platformları oluşturulmuştur. Bu çalışma platformları, tırmanma konsollarına basan bir payanda ile alttan desteklenmiştir.

TTD Asma platform sistemiyle başlık kirişinin desteklenmesi.

Viyadüklerde, orta ayakların üzerindeki başlık kirişlerinin beton kalınlığı 190 cm dir. Viyadük ayaklarının yüksekliği değişkenlik göstermekle beraber, en büyük yükseklik 20 metredir. Projenin vadi içinde olması ve coğrafyanın zeminden iskele kurmaya müsait olmaması nedeniyle, başlık kirişleri TTD asma platform sistemi ile desteklenmiştir. TTD asma platform sistemi, tek taraflı perde kalıplarında destekleme ekipmanı olarak kullanılan “asker payanda” adını verdiğimiz yüksek mukavemetli taşıyıcı konstrüksiyonun, küçük bazı revizyonlarla bir tırmanma konsolu gibi kullanılması ile oluşur. Asker payandalar, orta ayakların içinde bırakılmış olan kalıcı ankrajlara asılarak, başlık kirişinin hemen altında bir taşıyıcı platform oluşturmaktadır. Başlık kirişinin kalıbı, bu platformun üzerinde kurulur. Başlık kirişinden platformlara gelen beton yükü, orta ayağın son döküm aşamasında, betonun içinde bırakılmış olan kalıcı ankrajlar tarafından karşılanmaktadır. Kalıcı ankrajlar 120 kN büyüklüğünde kesme kuvvetlerini emniyetli olarak karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Yüksekliğin 20 metreden fazla olduğu durumlarda ya da bu projede olduğu gibi, zeminden iskele kurmanın tercih edilmediği durumlarda bu yöntem daha kolay ve iş güvenliği açısından daha emniyetlidir. Kuzey Afrika’nın zorlu koşullara sahip bir coğrafyasında gerçekleştirilen bu sıra dışı proje, Özgün İnşaat-ETRHB ortaklığının ana yükleniciliği altında, İntek’in çözüm ortaklığı ile başarılı ve güvenli bir şekilde yapılmaktadır. Bir sonraki projemizde görüşmek üzere, sağlık ve mutluluklar dileriz.

Yapı Malzeme Şubat 2017

25


Çözüm Ortağı

YDA Grup Park Avenue Projesi’nde ‘BTM Bitkilendirilmiş Yeşil Çatı Sistemleri’ tercih edildi! Yapımı YDA Grup tarafından üstlenilen, toplam proje alanı 133.000 m2 olan Park Avenue’da bitkilendirilmiş yeşil çatı uygulamaları için BTM tercih edildi. BTM bayisi İcon Yapı tarafından başarı ile hayata geçirilen ilk etapta toplam 40.000 m2 bitkilendirilmiş yeşil çatı ve 25.000m2 sert peyzaj uygulaması yapıldı. YDA Grup 2. Etap için çalışmaların devam edeceğini belirtti. Uygulama hakkında bilgi veren İcon Yapı yetkilileri, peyzaj alanları için yapılan detaylı uygulamayı şöyle anlattılar: “Yalıtım üzerine BTM Green Sistem keçesi serbest olarak, ek yerlerinde bini yapılarak serildi. Daha sonra çift kademeli, su tutma hazneli FKD 25 levhalar ile drenaj sistemi serbest döşendi. Filtre katmanı olarak kullanılan BTM GreenTypar SF 27 yine ser-

Şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenlerin tercih ettiği Park Avenue projesi, BTM Bitkilendirilmiş Yeşil Çatı Sistemleri kullanılarak hayata geçirilen bahçe çatıları ile dikkat çekiyor.

best, ek yerlerinden bini yapılarak drenaj katmanın üzerine serildi ve bitkisel toprak ile üzeri kapandı. Yapısal peyzaj alanları için ise BTM Green Drenaj Eco malzemesi kullanıldı ve yine üzerine filtre katmanı, serbest olarak Typar SF 27 ek yerlerinde bini yapılarak serildi. Sertpeyzaj alanlarında basma mukavemeti yüksek, özel drenaj levhası kullanıldı.” Yeşil çatı sistemleri, projelere kattıkları konfor ve estetiğin yanı sıra kentsel alanda sert zeminlerin artmasına karşı bir önlem olarak da ekolojik sisteme katkı sağlıyor. 2011 yılından bu yana yeşil çatı çözümleri sunan BTM, birçok önemli projeye imza atmaya devam ediyor.

26

Yapı Malzeme Şubat 2017



Çözüm Ortağı

GEOTUB® - Tekrar kullanılabilir modüler plastik dairesel kolon kalıbı GEOTUB, konut, ticari ve endüstriyel yapılarda dairesel kolonlar inşa etmek amacıyla yüksek dirençli ABS plastikten imal edilmiş, modüler kolon kalıp sistemidir. Ürün çok sayıda döküm için tamamen tekrar kullanılabilir özelliktedir. GEOTUB, karton ya da benzeri malzemelerden farklı yeni bir kalıp anlayışıdır. Kalıp ayırıcı maddeler gerektirmeden kolay ve hızlı bir şekilde kurulur ve sökülür. Su ile kolayca temizlenebilir. Hafif ve istiflenebilir özelliktedir. Kolayca elde taşınabilir, nemli ortamlarda bile depolanabilir. . . . . . .

28

Modüler Yaklaşık 100 defa tekrar kullanılabilir Düşük ağırlık (maks. 11 kg) - kolay, basit ve hızlı kurulum Basit ve hızlı söküm Vinç kullanımı gerektirmez İnşaat alanında kolay taşıma ve depolama

Yapı Malzeme Şubat 2017



Daikin, CIS Ülkeleri’ndeki faaliyetlerini artırdı Türkiye’de geliştirilen pek çok gayrimenkul ve AVM projesinin iklimlendirme tercihi olan Daikin, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın en yeni ve en büyük projelerinde de iklimlendirme konforu yaşatıyor.

İklimlendirme sektörünün öncü ve yenilikçi markası Daikin, Türkiye’de olduğu gibi bölgesinin de en büyük projelerinin tercihi olmaya devam ediyor. Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ve Kırgızistan’ın en yeni ve en büyük 4 projesinin tercihi olan Daikin, Türkiye’yi bölgenin iklimlendirme lojistik üssü yapma hedefi doğrultusunda ilerliyor. Geniş ürün gamı ile kullanıcılarına her zaman konfor, verimlilik ve tasarrufu bir arada sunan Daikin, CIS Bölgesi’ndeki

30

Yapı Malzeme Şubat 2017

(Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Ermenistan) faaliyetlerini de artırdı. Türkiye’de olduğu gibi CIS bölgesinde de büyük gayrimenkul projelerinin iklimlendirme tercihi olan Daikin, bölgenin en yeni 4 büyük AVM ve Rezidans projelerinin iklimlendirmesini üstlendi. Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan ve Kırgızistan’da toplam büyüklüğü 372 bin metrekareyi bulan 4 yeni projede soğutma grubu sistemleriyle soğutma ve havalandırma konforunu sağlayan Daikin,

enerji verimliliği ve tasarruf değerleri yüksek çözümleri ile tercih ediliyor.

‘Lojistik Üssü’ hedefine ilerliyor Özellikle büyük bir kısmı kapalı olan AVM’lerde iç hava kalitesinin çalışanlar ve ziyaretçiler açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, şu açıklamayı yaptı: “Türkiye’de olduğu gibi bölgemizdeki AVM’lere de hizmet vermekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Ülkelerinin en yeni ve en


Çözüm Ortağı modern AVM ve Rezidans projeleri olan Azerbaycan’da Port Bakü AVM & Residence, Türkmenistan’da Berkarar AVM, Kazakistan Mega Silkway AVM, Kırgızistan’da Asia Mall’u portföyümüze eklemiş olmak bizim için büyük önem taşıyor. Daikin Türkiye olarak en büyük hedeflerimizden biri ülkemizi, bölgenin iklimlendirme lojistik üssü yapmak. Bir yandan Avrupa ülkelerinden Çin’e kadar artan ihracatımızla diğer yandan böyle önemli projelerde de çözüm ortağı olarak bu amacımız doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz.”

Port Bakü ve Berkarar AVM’de Daikin konforu yaşanıyor Azerbaycan’ın en büyük AVM & Rezidans projesi olan Port Bakü’de, ziyaretçilerin konforlu bir ortamda yaşamaları için 10 adet yüksek kapasiteli soğutma grubu kullanıldı. Mekanik işleri Sasel Elektromekanik’e ait olan Azerbaycan Port Bakü, toplamda 375.000 m2 alan üzerinde müşterilerine hizmet veriyor. Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta yer alan ve bölgenin en büyük AVM’si olma özelliğini taşıyan 140 bin metrekarelik Berkarar AVM de, Daikin ürünleriyle ziyaretçilerine kaliteli ortam sunuyor. Özellikle yaz aylarında hava sıcaklığının 50-52 derecelere çıkmasıyla birlikte standart cihazların istenen kapasiteleri vermekte zorlandığı bölgede Daikin’i tercih eden AVM, 9 adet yüksek kapasiteli soğutma grubu ile istenilen konfora kavuştu.

Mega Silkway AVM ve Asia Mall 2017’nin ilk büyük projeleri oldu Kazakistan Astana’da 120.000 metrekarelik alan üzerine inşa edilen Mega Silkway AVM’de ise 5 adet Santrifüj soğutma grubu kullanıldı. Rönesans inşaat tarafından inşa edilen AVM, Expo projeleri arasında yer alıyor. 2017 yılında hizmete girmesi planlanan Mega Silkway AVM, aynı zamanda yeşil bina özelliğini tescillemek için BREEAM sertifikası başvurusunda da bulundu. Kırgızistan’ın en büyük AVM’si olacak Asia Mall da Daikin’in yüksek kaliteli ürünleri ile ziyaretçilerine keyifli bir alışveriş ortamı yaratacak. 2017 yılında faaliyete geçecek olan Asia Mall’da, 8 adet yüksek kapasiteli soğutma grubu tercih edildi.

Büyük gayrimenkul projelerinin tercihi Daikin soğutma grupları Daikin soğutma grupları; hastane, havalimanı ve AVM gibi soğutma ihtiyacının çok fazla olduğu mahallerde yüksek enerji verimliliğiyle tek bir merkezden iklimlendirme konforu sunuyor. Daikin, CIS ülkelerindeki geniş servis ağı, üstün ürün ve hizmet kalitesiyle tüketicilerin tercih sebebi oluyor.

Yapı Malzeme Şubat 2017

31


Çözüm Ortağı

Mersin Şehir Hastanesi’nde Yaktaş imzası Mersin Şehir hastanesinin zeminleri Gerflor’un patentli inovasyon ürünü olan Evercare koruma kürlü zemin kaplama ürünleriyle kaplandı. Türkiye’nin ilk entegre sağlık projesi olan Mersin Şehir hastanesinde 135.000 m2’lik zemin Gerflor ürünleriyle kaplandı. 328 bin m2’lik inşaat alanına sahip PPP bazlı proje 1.300 yatak kapasitesiyle Türkiye’nin en büyüğü konumunda. Yaklaşık 1.300 yatak kapasiteli Mersin Entegre Hastanesi’nin gerek sağlık birimlerindeki, gerekse de teknik hizmetler binasındaki zeminler, 4 bin kişilik istihdam ve günlük

32

Yapı Malzeme Şubat 2017

6-8 bin hasta hizmeti karşılayabilecek aşınma üstünlüğüne sahip olacak.

Geflor Mipolam Cosmo ürünü yüksek aşınma direnciyle 135.000 m2 hastane zemininde yerini aldı Gerflor patentli Evercare yüzey koruma kürüne sahip Mipolam Cosmo, hastane zeminlerinin 120.000 m2’lik önemli bir kısmında kullanıldı. Homojen vinil zemin kaplaması

olan Cosmo, mat yüzeyli ve kolay bakım özelliğine sahip. Evercare koruma kürü sayesinde lekelenmelere karşı maksimum koruma sağlıyor. Hastanenin zeminleri Mipolam Cosmo sayesinde 25 yıl boyunca cila gereksinimini ortadan kaldırarak hastane yönetimini ekstra maliyetten kurtaracak. Yine 15.000 m2’lik ameliyathane ve görüntüleme alanları zeminleri iletkenlik özelliği olan Mipolam Elegance EL5 ürünleriyle kaplandı.



Sektörel

Tekno Asfalt 2016 yılında da lider!

Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) verilerine göre 2007 yılından bu yana Türkiye asfalt sektörünün lideri olan Tekno Asfalt, 2016 yılında satışını gerçekleştirmiş olduğu toplam 14 adet Benninghoven asfalt plenti ile liderliğini sürdürdü. Benninghoven Asfalt Plentlerinin Türkiye’deki çözüm ortağı olan Tekno Asfalt, 2016 yılı içerisinde farklı modellerde toplam 14 adet asfalt plenti satışı gerçekleştirerek sektör liderliğini devam ettirdi. 2007 yılından bu yana IMDER verilerine göre liderliği tescillenen Tekno Asfalt, başta Modifiye Bitüm Plenti, Emülsiyon Plenti, Mekanik Stabilizasyon Plenti ve Mastik Asfalt Ekipmanları olmak üzere 100’ün üzerinde asfalt plenti komponentleri ve asfalt ekipmanları satışını da gerçekleştirdi. Bunlara ek olarak tamamen Tekno Asfalt ekipleri tarafında projelere özel hazırlanan bitüm havuzlarının hacmi ise 250 bin metreküp seviyelerine kadar ulaştı. Başta Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul 3. Havalimanı Projesi, Ankara Çevreyolu ve Osmangazi Köprüsü olmak üzere, Türkiye’nin en prestijli projelerinde yer alan Tekno Asfalt, 2016 yılında ana imalatçı lisansı altında üretime başladı. Türkiye asfalt sektörünün lideri olan Tekno Asfalt’ın üretim ayağını yürüten Tekno Endüstri fabrikasında üretilen asfalt plen-

34

Yapı Malzeme Şubat 2017

ti komponentleri ve asfalt ekipmanları, başta İngiltere, Almanya, Polonya ve Romanya olmak üzere; Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu, Afrika ve bir çok farklı ülkeye ihraç ediliyor. Asfalt plenti komponentleri ve asfalt ekipmanları üretimi alanında Tür-

kiye’nin en büyük ve en teknolojik tesisi olan Tekno Endüstri, dünya standartlarında üretim gerçekleştiriyor. Farklı kapasitelere sahip Benninghoven asfalt plentleri rakiplerine oranla minimum %20 daha az yakıt tüketimi sağlarken, Agreganın 400 °C’ye kadar kurutulması gereken mastik asfalt da dahil her türden asfalt üretimi gerçekleştirilebiliyor. Asfalt üretim teknolojilerinde lider olan Benninghoven, Tekno Asfalt ile beraber bu güne kadar olduğu gibi 2017 yılında da, Türkiye’de en teknolojik ve kaliteli asfalt üretimi konusunda Kamu sektörüne ve uygulayıcı müteahhit firmalara her türlü desteği vermeye devam ediyor.


Çözüm Ortağı

5. Levent Evleri’nin iklimlendirmede tercihi

Mitsubishi Heavy VRF klimalar oldu Torunlar GYO imzasıyla Alibeyköy’de inşa edilen 5. Levent Evleri rezidans bloklarının ısıtma-soğutma ihtiyacı, yüksek verimle çalışan Mitsubishi Heavy VRF klima sistemleri ile sağlanıyor.

Kendine özgü mimarisi, yeşil ve sosyal alanlarıyla İstanbul için örnek bir proje olması hedeflenen ve 4.000 konuttan oluşan 5. Levent’in rezidans kısımları A1-A2 bloklarının iklimlendirilmesi, toplam soğutma kapasitesi 3.489 kW olan Mitsubishi Heavy VRF klima sistemleri ile sağlanıyor. Projede, 92 adet dış ünite ve 726 adet duvar tipi (yatak odalarında) , 594 adet tek yön kasetli tip (salonlarda) olmak üzere toplam 1.375 adet iç ünite kullanılıyor.

Sistem nasıl işliyor? Proje de kullanılan Mitsubishi Heavy Industries VRF klima sistemleri; dış ünite grubunun, birden fazla bağımsız noktaya hitap eden iç ünitelere bağlanmasıyla her konut alanının arzu edilen ısıtma, soğutma ve havalandırma konfor şartlarını sağlıyor. İnverter teknolojisine sahip dış üniteler ile kısmi kullanımlarda minimum elektrik tüketimiyle istenilen konfor daha hızlı bir şekilde elde ediliyor. Fosil yakıtlı ısıtma cihazlarına göre düşük CO2 salınımıyla çevreye ve kolay kullanımıyla da kullanıcıyla dost bir teknoloji olan Mitsubishi Heavy VRF sistemleri, tüm soğutma, ısıtma ihtiyaçlarınızı karşılar. Tek yöne üflemeli kaset tipi (FDTS) iç ünitelerde yer alan özel dizayn iki kanatçık, farklı pozisyonlara ayrılabilir. Tavan yüzeyinden 600mm yukarıya kadar drenaj suyunu atabilen drenaj pompası ile çevre şartlarından bağımsız kurulum imkanı sunulur. Mitsubishi Heavy Industries VRF klima sistemleri, en yüksek enerji verimliliği sunmakla birlikte enerjinin doğru yönetimi ve kontrolü felsefesi ile üretiliyor. Mitsubishi Heavy Industries Grubu Global 100 Endeksi-Sürdürülebilir Şirketler sıralamasında 66. sırada yer alarak klima sektöründen bu sıralamada yer alan tek firma olarak dikkat çekiyor. Form VRF Sistemleri San.Tic. A.Ş’nin Türkiye’deki tek yetkili distribütörü olduğu Mitsubishi Heavy Industries VRF klimalar, yüksek verimliliği ve geniş ürün seçenekleriyle otel, iş merkezi, rezidans, konut, hastane, okul projelerinde tercih ediliyor.

Yapı Malzeme Şubat 2017

35


Sabancı Holding Sanayi Grubu; bu yıl ihracat odaklı 1,5 milyar TL yatırım yapacak Sabancı Holding Sanayi Grubu Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu düzenlenen basın toplantısında Sanayi Grubu’nun faaliyetlerini aktardı.

Sabancı Holding Sanayi Grubu 2016 yılı üçüncü çeyrek verilerine göre Brisa, Kordsa, Akçansa, Temsa, Temsa İş Makinaları, Temsa Motorlu Araçlar, Çimsa ve Yünsa olmak üzere 8 sanayi şirketinde 18.000 çalışanı ile 8,3 milyar TL ciro elde etti ve 780 milyon TL net kara ulaştı. Sanayi Grubu 8 şirketi ile 110 ülkeye 773 milyon dolarlık ihracat yaparken, 12 ülkede yer alan iştirakleri ile faaliyet gösteriyor. 2017 yılında da yeni yatırımlarla büyümeye devam edeceklerini belirten Hacıkamiloğlu sözlerine şöyle sürdürdü: ”2017 yılında 1,5 milyar TL’lik yatırım yapacağız. 2017 yılı için 10 milyar TL’lik toplam gelir hedeflerken, 1 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz.”

36

Yapı Malzeme Şubat 2017


Sektörel Üretimde ve inovasyonda Türkiye’nin gururuyuz Sanayi Grubunun 2016 yılı faaliyetlerini değerlendiren Hacıkamiloğlu; grup şirketleri hakkında şu açıklamalarda bulundu: “5 ülkede 3.500 çalışanı ile üretim ve 42 ülkeye 162 milyon dolarlık ihracat yapan Kordsa, 407 patent başvurusuna sahip ve 128 adet buluşu mevcut. Kordsa, yürüttüğü AR-GE çalışmaları ve değer yaratan buluşları ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından En İyi Ar-Ge Merkezi Ödülü’ne defalarca layık görüldü. Kordsa ve Sabancı Üniversitesi’nin aynı çatı altında buluştuğu Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi ise üniversite-sanayi iş birliği için Türkiye’de öncü bir örnek teşkil ediyor. Merkez kapsamında 80 doktora öğrencisi ve 10 profesör ar-ge çalışmalarını yürütüyor. 2016 senesinde hem Türkiye’de hem de Endonezya’da ihracat şampiyonu olan Kordsa, 29,5 milyon dolarlık Türkiye ve Endonezya yeni polyester iplik yatırımlarını 2018 yılında devreye alacak. Brisa 63 ülkede 5000 satış noktasına sahip bir diğer küresel markamız. 2.600 çalışanı ile 200 milyon dolarlık ihracat hedefliyor. Özellikle Lassa markamızla uluslararası rekabet gücünü de artıran Brisa, Avrupa lastik pazarının üzerinde büyüme sergiledi. Bugün Türkiye’de satılan her üç lastikten biri Brisa markalı. Temsa Otobüs, 3.800 çalışanı ile 66 ülkeye 136 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu büyük bir başarı. 74 patente sahip Temsa Otobüs olarak 2016 yılında birçok yeni ürün lansmanını yaptık. Bunlardan bizi en çok heyecanlandıran ise Aselsan işbirliği ile ürettiğimiz Türkiye’nin %100 yerli ilk elektrikli otobüsü oldu. 8 dakikada şarj olma özelliğiyle de segmentinde bir ilk. Ayrıca akıllı otobüsümüz Avenue I BUS ile Londra’da düzenlenen “Intelligent Mobility” organizasyonunda “2016 New Product Innovation” ödülünü aldık. Temsa İş Makinaları 850 kişilik istihdamı ile iş makinaları kiralama filosunda % 44 büyüme gerçekleştirirken, dizel forklift pazarında da liderliğe sahip. Temsa Motorlu Araçlar ise 1050 kişilik ekibiyle Mitsubishi L200 markasıyla Türkiye’deki en geniş pick-up araç parkına sahip. 25 yıldır Adana’da üretimini yaptığımız Fuso Canter markasında da %30 Pazar payına sahibiz. Avrupa’nın en büyük kumaş üreticisi ve İtalya’da tasarım ofisine sahip olan Yünsa ise 1.300 çalışanı ile 50 ülkeye 60 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Brisa Genel Müdürü Yiğit Gürçay, Temsa Motorlu Araçlar Genel Müdürü Eşref Zeka, Çimsa Genel Müdürü Nevra Özatay, Temsa Otobüs Genel Müdürü Dinçer Çelik, Sabancı Holding Sanayi Grubu Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu, Kordsa Genel Müdürü Cenk Alper, Temsa İş Makinaları Genel Müdürü Cevdet Alemdar, Akçansa Genel Müdürü Şahap Sarıer

ülkeye 115 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2017 yılında açılışını yapacağımız ve 165 milyon dolarlık yatırımla hayata geçireceğimiz Afyon Çimento fabrikasının yanı sıra 55 milyon dolarlık yatırımla Çimsa Eskişehir fabrikamızda hem gri hem beyaz klinker üretecek şekilde fırında modifikasyon yapacağız. Bu yatırımlar ve 7 terminali ile müşterilere ihtiyacı olan ürünleri kısa sürede iletebileceği lojistik dağıtım kanalları Çimsa için önemli atılım olacaktır. Akçansa ise ayrı bir gururumuz. 60 milyon dolarlık yıllık ihracatının yarısından fazlasını Çanakkale limanının sağladığı lojistik avantaj ile ABD’ye gerçekleştirmiş ve ABD’nin en önemli tedarikçisi konumuna

gelmiştir. Dünyanın en yüksek betonarme asma köprüsü ünvanına sahip Yavuz Sultan Selim Köprüsü için bakım gerekmeksizin 100 yılın üzerinde dayanım gücüne sahip özel bir ürün geliştiren ve kullanan Akçansa; 100+Beton adı verilen ve çevresel etkilere karşı yüksek dayanıklılığa sahip bu özel ürün ile Amerikan Beton Enstitüsü tarafından Betonda Mükemmellik ödülünün sahibi oldu. Bu gurur verici başarımızda rol alan ve ailemizin bir parçası olan çalışanlarımız nezdinde tüm Sanayi Grubu’nu yürekten kutluyorum. Türkiye’nin Sabancı’sı olarak; çalışanlarımızla birlikte, Türkiye’nin geleceği için üretmeye ve değer yaratmaya devam edeceğiz.”

Çimentoda liderlik Çimento sektörüne baktığımızda, Türkiye önemli bir çimento üreticisi konumunda. Çimento şirketlerimiz Akçansa ve Çimsa ile sektördeki liderliğimizi 2016’da da sürdürdük. Beyaz çimento ve özel ürünlerde dünyada lider markalardan biri olan Çimsa 65

Yapı Malzeme Şubat 2017

37


Sektörel

Sırrı Güvenç / AKG Gazbeton Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

AKG Gazbeton Ar-Ge ile güçleniyor Geçen ay düzenlenen 5. İnşaat ve Konut Konferansı’nda konuşan AKG Gazbeton Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sırrı Güvenç, bilginin ve eğitimin önemine dikkat çekerek, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda önümüzdeki dönemde Ar-Ge yatırımlarına devam edeceklerini söyledi. Gazbeton sektörünün lider firmalarından AKG Gazbeton, gayrimenkul sektörünün önde gelen oyuncularını bir araya getiren İnşaat ve Konut Konferansı’na katıldı. Sektörde faaliyet gösteren 150’ye yakın şirket ve derneğin katılımıyla düzenlenen konferansta, finansman ve yatırım ekosisteminin iyileştirilmesi, kontrol edilemeyen riskler karşısında kriz yönetimi, inşaat sektöründe değişim-dönüşüm nasıl seyrediyor, pazar büyüklüğü ile şehirleşme arasındaki sert rekabet, global iklim hareketi gibi birçok önemli konu başlığı tartışıldı.

‘2016’da üretim kapasitemizi %40 artırdık’ AKG Gazbeton İşletmeleri’nin, İnşaat Firmaları ile kurduğu işbirliğinden duydukları

38

Yapı Malzeme Şubat 2017

memnuniyeti dile getiren Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sırrı Güvenç, şunları söyledi: “Ülkemizde ve dünyada nitelikli yapı ihtiyacının sürekli artması hem toplumun ihtiyaçlarını hem de müşterisinin beklentilerini dikkatle okuyan AKG Gazbeton İşletmeleri için önemli bir referans noktası. Pazarı iyi okumamız, 2016 senesinde bize üretim kapasitelerimizde %40 artış yapmamızı sağladı. Özellikle ısı yalıtımına verilen önemin daha da artması, ülkemizde öncüsü olduğumuz Yeni Nesil Isı Yalıtım Plağı Minepor’a olan talebin sürekli artması, endüstriyel yapılar başta olmak üzere tüm yapılarda panel ürünlerimizin talep edilmesi yaptığımız kapasite artışının önemli nedenlerindendir. 2017 yılında ise artan kapasitelerimizle, Ar-Ge Merkezimizle ve geliştirdiğimiz yeni

iş modelleri ile başta inşaat firmaları olmak üzere, tüm paydaşlarımızla daha fazla iş yapacağız. Sektörümüzde bilgi ve eğitimin önemli bir yeri var.. AKG Gazbeton olarak sektörün daha iyiye gitmesi için elde ettiğimiz bilgileri Ar-Ge yatırımlarına dönüştürmeye ve sektörün ihtiyaçları doğrultusunda ürünler geliştirmeye devam edeceğiz. Gücünü paydaşlarından alan AKG Gazbeton İşletmeleri, nitelikli projelerle her zaman paydaşının yanında yer alacak” dedi. Sektörün lider inşaat firmalarıyla ‘ömür boyu ticaret yapan partnerler’ konumuna geldikleri için de ayrıca gurur duyduklarını belirten Güvenç, önümüzdeki dönemde de üretim ve büyüme stratejilerini sektörün ihtiyaçları doğrultusunda geliştireceklerinin altını çizdi.



Batuhan Besler / GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı

GF Hakan Plastik 2017 için vites büyüttü İsviçre merkezli Georg Fisher tarafından tüm hisseleri satın alınan Hakan Plastik, GF Hakan Plastik markası ile 2017 yılında Türkiye pazarındaki yerini güçlendirmeyi planlarken, ihracatta da %20 büyümeyi hedefliyor. GF Hakan Plastik Türkiye ve Ortadoğu Bölge Başkanı Batuhan Besler, GF Piping Systems (Boru Sistemleri) ile Hakan Plastik’in 2013 yılında yapılan satın alma anlaşması ile güçlerini birleştirdiğini; hisse devrinin tamamının ise 2016 yılının Nisan ayında tamamlandığını aktardı. Toplantının amaçlarından birinin hisse devrinin tamamlanması ile gerçekleşen gelişmeleri, hedefleri ve değişiklikleri sektörle paylaşmak olduğunu ifade eden Batuhan Besler, bu gelişmeyi 2016 yılının yaz aylarında duyurmayı amaçladıklarını; ancak yaşanan olaylar nedeni ile Türkiye gündeminin ve önceliklerinin değişmesi sonucu yeni yıla taşımayı uygun bulduklarını aktardı.

40

Yapı Malzeme Şubat 2017

Global yaklaşım, yerel çözümler Türkiye’nin en önemli plastik boru ve ek parça üreticileri içinde yer alan Hakan Plastik’in, dünyada bu işin uzmanı olan Georg Fischer ile güçlerini birleştirmesinin değişim için önemli bir adım olduğunu belirten Batuhan Besler şunları söyledi: “1802 yılında kurulan İsviçre merkezli Georg Fischer, 3 ana iş kolunda faaliyet gösteriyor: Boru sistemleri (GF Piping Systems), Otomotiv (GF Automotiv) ve Makine çözümleri (GF Machining Solutions). 32 ülkede 45 üretim tesisine ve yaklaşık 14.400 çalışana sahip bir marka. GF Piping Systems, plastik ve metalden yapılmış boru sistemleri konusunda dünyadaki lider kuruluşlardan birisi. GFPS, su ve ga-

zın sanayi, kamu hizmetleri ve yapı teknolojisi içinde güvenli bir şekilde taşınması için sistem çözümleri ve yüksek kaliteli bileşenler üretmektedir. 3 ana gruba sahip GFPS, üst yapı, alt yapı ve endüstriyel alana yönelik olarak 60.000’den fazla ürün sunmaktadır. 1965 yılında kurulan Hakan Plastik ise, Türkiye’de sessiz boruyu (SILENTA) ilk üreten firma olarak büyük başarılara imza atmıştır. Kuruluşundan beri gelişime ve değişime verdiği önemi ürün ve hizmetlerine de yansıtmıştır. Birleşme sonrasında Hakan Plastik markasının özellikle iç pazardaki güçlü algısı ve ilk sessiz boru üreticisi olma özelliği ile önemli bir yere sahip olması nedeni ile GF Hakan Plastik


Sektörel markası ile yola devam edilmesi kararı alınmıştır. Bugün GF Hakan Plastik markası ile plastik boru sektöründe üst yapı, alt yapı plastik boru ve ek parçaları ve tarımsal sulama ürünleri üretiyoruz. Çerkezköy ve Şanlıurfa’da kurulu 2 üretim tesisimizde 200 bin ton üretim kapasitesine sahibiz. GF Hakan Plastik bünyesinde 2 fabrika, 7 satış bölgesi ve Ağustos 2016’da açılışını gerçekleştirdiğimiz Eğitim ve Teknoloji Merkezimizle hizmet ve eğitim alanında çalışmalarımızı güçlü bir şekilde sürdürmeyi hedefliyoruz.”

Sadece iç pazarda değil, dış pazarda da büyüme Boru sektöründe tüm dünyada plastik boru ve ek parçalarının kullanım oranının hızla arttığını belirten Batuhan Besler, GF Hakan Plastik olarak taleplere hızla yanıt verebilecek bir potansiyele de sahip olduklarını ifade etti. Bugün Türkiye’de önemli bir yere sahip olduklarını söyleyen Besler; “Yurtiçi ve ihracat satış organizasyonumuzla, satış destek birimlerimiz ile oldukça geniş bir ekibe sahibiz; çünkü müşterilerimize her zaman yakın olmayı istiyoruz. İstanbul’da Avrupa ve Anadolu, Ankara, Samsun, Antalya, Şanlıurfa ve Diyarbakır olmak üzere 7 bölgemiz var. Satış bölge-

lerimizin 4’ünde depomuz bulunuyor. Bu sayede müşterilerimize fabrika stokları haricinde bölge depolarından da hızlıca ürün desteği verebiliyoruz. Türkiye pazarında mevcut satış ağımız ile beraber ilerleyeceğiz. Ancak müşterilerimizin ihtiyaçlarını daha iyi tanımlamak için kendi iç organizasyonumuzda düzenlemeler yapacağız. Ürün grubu bazında, satış kanallarının beklentilerine göre faaliyetlerimize şekil vereceğiz. Hem ürün anlamında, hem pazarlama stratejileri ve destekleri anlamında, hem de satış organizasyonu anlamında farklılaşmayı planlıyoruz. Hali hazırda iç pazarda başarı ile yönetilmiş bir marka ve yıllardır istikrarla çalışılmış bir bayi ağı var. Bu başarıyı perçinleyecek ve daha da ileriye götürecek organizasyonel yapıyı kuracağız. Üst yapı, alt yapı, endüstriyel ve tarımsal pazar segmentlerinde müşterilerimize daha yakın olacağız. Proje kanalında GF Hakan Plastik olarak önemli bir yere sahibiz. Birçok projede nitelikli ürünlerimiz ile yer alıyoruz. Perakende kanalda da aktif olmayı hedefliyoruz” dedi.

Maliyetler kontrol altında tutulmaya çalışılacak Toplantıda 2016 yılını da değerlendiren Batuhan Besler, 2016 yılının kendileri için başarılı bir yıl olarak ifade edilebile-

ceğini söyledi. Sektörün, durağan bir yıl geçireceği yönündeki beklentilere rağmen özellikle projelerin hız kazanması ile hedef bütçelerini gerçekleştirdiklerini; ciro bazında bir önceki yıla göre %20 oranında büyüme sağladıklarını ifade etti. Son iki yıldır tüm inşaat malzemeleri ihracatında ülke olarak hedeflenen rakamlara ulaşılamadığını belirten Besler, plastik boru pazarı özelinde de son 3 yıldır ihracat verilerinin geriye gittiğini; bununla beraber, gerek yeni pazarlara açılarak gerekse GF’in global satış kanallarını kullanarak ihracat rakamlarını belli düzeylerde tutmayı ve koyulan hedeflere ulaşmayı başardıklarını kaydetti. Döviz kurlarının yükselmesinin özellikle dövize bağlı hammadde kullanımı yoğun olan sektörde maliyetlerin derinden etkilendiğini ifade eden Batuhan Besler, “ Üretici olarak belli bir seviyeye kadar bu artışları kendi içimizde yönetmeye çalışsak da belli seviyeden sonra bunu pazar fiyatlarımıza yansıtmak durumunda kalıyoruz. 2017 yılında da mümkün olduğunca maliyetlerimizi kontrol altında tutmaya gayret göstereceğiz, ancak kurlarla ilgili beklentilerimiz çok da iyimser değil” diyerek her şeye rağmen 2017 yılının Türkiye ve sektör için hayırlı ve güzel işlerin yapılacağı bir yıl olması yönünde dileklerini iletti.

Yapı Malzeme Şubat 2017

41


Sektörel

Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası rekora doymuyor! Bosch Termoteknik, 2016 yılında 700 bin adet kombi üretimiyle tarihi bir rekor kırdı. Bosch’un dünyadaki en büyük kombi üretim merkezi olan Manisa Fabrikasında 25 yılda üretilen kombi sayısı 6 milyon adedi aştı. Bosch Termoteknik’in Manisa Fabrikası, 2016 yılında 700 bin adetle tarihinin en yüksek kombi üretimini gerçekleştirdi. 2016 yılında rekorlarına bir yenisini ekleyen Manisa Fabrikası, böylece ‘üretim üssü’ unvanını da pekiştirdi. 25 yıldır faaliyet gösteren fabrikada kurulduğundan bu yana üretilen cihaz sayısı ise 6 milyon âdeti aştı. Termoteknik iş kolunda dünya çapında öne çıkan tesisler arasında yer alan Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası’nda, dünyanın dört bir yanındaki 41 ülke için, 551 ayrı tip kombinin imalatı yapılıyor. Üretimde kullanılan ana komponent ve parçaların imalatı da fabrikada yapılıyor. Bu hammadde ve komponentlerin yaklaşık %70’i yerli yan sanayiden temin edilerek üretim gerçekleştiriliyor. Manisa’da 25 yıldır faaliyet gösteren fabrika, aynı zamanda iklimlendirme sektö-

42

Yapı Malzeme Şubat 2017

ründe ‘İhracat lideri’ unvanını da elinde bulunduruyor. Bosch’un dünyadaki en büyük kombi üretim merkezi olan fabrikada üretilen cihazlarla 2015 yılında dünya genelinde 693.000 ev ısındı.

Bosch Termoteknik’in önemli yetkinlik merkezi Bosch Termoteknik Türkiye, Ortadoğu ve Kafkasya Satış Genel Müdürü Zafer Polat, Türkiye’nin Bosch Termoteknik için potansiyel taşıyan bir pazar olduğunu vurgulayarak, aynı zamanda önemli bir Ar-Ge, üretim ve yetkinlik merkezi olduğunu söyledi. Polat, “Manisa Fabrikamızda son 7 yılda 48 milyon avro yatırım gerçekleştirdik. Yeni yatırımlar, yenilikçi ürün ve teknolojilerle Bosch dünyasındaki konumumuzu her geçen gün daha da pekiştiriyoruz” dedi. Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası, yük-

sek üretim potansiyelinin yanı sıra ürün tasarımı ve Ar-Ge’siyle de dünyadaki tesisler arasında ön plana çıkıyor. Bosch Termoteknik Araştırma ve Geliştirme Merkezi, komponent geliştirme, konvansiyonel ve yoğuşmalı cihaz geliştirme ile güvenirlik testleri alanlarında Bosch’un dünya genelindeki yetkinlik merkezi konumunda bulunuyor. Yaklaşık 80 çalışanın görev yaptığı Bosch Termoteknik Ar-Ge Merkezinde son 5 yılda yapılan yatırım tutarı 74 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası bünyesinde geçtiğimiz aylarda hayata geçirilen Termoteknoloji İnovasyon Merkezi’nde de şirketin sahip olduğu bilgi birikimi ve tecrübe, yenilikçi yaklaşımlarla ulusal ve uluslararası sektöre, tüm paydaşlara ve gelecek nesillere aktarılıyor.



GROHE, Alman Sürdürülebilirlik Ödülleri’nde ilk üçte Grohe AG’nin kaynakların ve çevrenin korunması ile sosyal sorumluluğu içine alan bütüncül sürdürülebilirlik yaklaşımı, 2016 Alman Sürdürülebilirlik Ödülü jürisini de etkiledi. Dünyanın önde gelen sıhhi tesisat ürünleri ve batarya tedarikçisi GROHE, üst üste üçüncü defa en üst sıralarda yer alarak Almanya’nın en sürdürülebilir şirketleri arasında yer aldı. GROHE, 2015’te aynı kategoride, 2014 yılında ise kaynak verimliliği kategorisinde ilk

üç arasına girmişti. Grohe AG CEO’su Michael Rauterkus, ödüle ilişkin değerlendirmesinde, “Alman Sürdürülebilirlik Ödülü’ndeki sürekli başarımız ile gurur duyuyoruz. Bu, sürdürülebilirlik konusunda ortaya koyduğumuz tutku ve adanmışlığın şirket dışında da

GROHE’den sıhhi tesisat ustalarına eğitim desteği GROHE, sıhhi tesisat ürünlerinin kalite ve teknolojisinin ancak banyo ve mutfak tesisatlarıyla doğru şekilde bağlandığında ortaya çıkacağı inancından yola çıkarak ürünlerini öncelikle işin ustalarına anlatmak üzere eğitim programlarına başladı. GROHE Eğitim, Teknik ve Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Murat Erdinç liderliğinde başlatılan sıhhi tesisat ustalarına yönelik eğitimler üç aşamalı olarak gerçekleştiriliyor. İlk iki seviye talep edilen illerde, son seviye ise İstanbul Live Center’da düzenleniyor. Her aşamanın sonunda bir sınav yapılıyor. Başarılı olanlar bir üst seviyeye geçmeye hak kazanıyor. Üçüncü seviyenin sonundaki sınavı geçenler ise sertifika sahibi oluyor.

44

Yapı Malzeme Şubat 2017

takdir gördüğünü gösteriyor. Uzmanlardan oluşan jüri heyeti, bizi bu ödüle layık görerek sürdürülebilirlik konusundaki yüksek taleplerimizi karşılamak için her türlü çabayı gösteren çalışanlarımızın performansını da tasdik etmiş oldu” dedi.


Sektörel

Tüm alanlarda daha yüksek sürdürülebilirlik GROHE, yeni ürün çözümleri ve süreç optimizasyonları yoluyla sürdürülebilirliğini iyileştirmek için sürekli olarak çalışıyor. Uzmanlardan oluşan jüri heyetinin karar verirken odaklandığı hususlardan biri de şirketin mükemmel sürdürülebilirlik yönetim sistemi oldu. Bu sistem kaynakların korunması, demografik değişim, sosyal sorumluluk ve uyum gibi zorlukların üstesinden gelinmesini sağlıyor. GROHE’nin sürdürülebilirliğin her alanında yaptığı yatırımlar ve uzmanlığa ilişkin iki örnek arasında Hemer ve Lahr üretim tesislerinde kurulan ısı ve güç santralleri ile tüm fabrikalarda yaklaşık yüzde 99 seviyesinde bulunan atık geri dönüştürme oranı yer alıyor.

GROHE Blue Home ile karbon ayak izi %60 azalıyor Yılın en önemli inovasyonları arasında, hemen her mutfağa sığabilen GROHE Blue Home su sistemi de yer alıyor. Sistem, doğrudan bataryadan filtrelenmiş ve soğutulmuş su sunarak, içme suyu, orta ve sodalı içecek seçenekleri sunuyor. GROHE Blue Home ile, karbon ayak izi şişe suya göre yüzde 60 oranında azalıyor. GROHE’nin sürdürülebilir gelişim çalışmalarındaki diğer kilometre taşları arasında, geleneksel alaşımlara kıyasla yüzde 35 daha az kurşun içeren GROHE Light pirinç alaşım ve kumanda kolu orta konumda kaldığı sürece sadece soğuk su akışı sağlayan GROHE SilkMove ES teknolojisi de bulunuyor. Azaltılan sıcak su tüketimi sayesinde, kullanıcılar hem enerjiden hem de CO2 salınımlarından tasarruf sağlıyor.

GROHE AG’nin enerji yönetim sistemine onay Köklü deneyim ve uzmanlığına dayanan sürdürülebilirlik profilini iyileştirmeye devam eden GROHE AG, bu konudaki taahhüdünü çok sayıda ödül ve sertifikasyonla güçlendiriyor. Şirket son olarak ISO 50001 uyumlu enerji yönetim sistemine geçerek TÜV Nord tarafından gerçekleştirilen sertifika onay sürecini başarıyla tamamladı. 2020’de enerji verimliliğinde %20 artış hedefi GROHE AG CEO’su Michael Rauterkus, şirketin Enerji Yönetim Sertifikasyonu sahibi olmasıyla ilgili değerlendirmesinde, “Enerji yönetim sistemimiz, iddialı hedeflerimize ulaşmamızda yüksek stratejik öneme sahip. Bu hedefler arasında, enerji verimliliğimizin 2020 yılına kadar 2013 düzeyine göre yüzde 20 artırılması da bulunuyor. Halihazırda yüzde 12’lik bir artış kaydetmiş bulunuyoruz ve kendini projenin başarıyla uygulanmasına adayan tüm çalışanlarımızın çabaları ile yüzde 20 hedefimize ulaşacağımızdan hiç şüphem yok” dedi. Enerji verimliliğindeki iyileştirmelerin güçlendirilmesi GROHE, enerji yönetim sisteminin sertifikasyonu için düzenlenen enerji denetiminde mükemmel sonuçlar elde etti. Bir enerji yönetim sisteminin ISO 50001’e uyum sağlaması için tüm enerji giriş ve kullanımlarının yanı sıra şirketin toplam enerji tüketiminin de belgelendirilmesi gerekiyor. Denetçiler, mevcut enerji verimliliğini üretim çıktısı ve tüm ilgili süreçlerde harcanan enerji açısından değerlendiriyor. Onaylı bir enerji yönetim sistemi, denetim anındaki durumun basit bir resmini çekmenin ötesine geçerek enerji verimliliğinin sürekli ve sistematik bir şekilde iyileştirilmesini destekliyor.

Yapı Malzeme Şubat 2017

45


İskele Kalıp Fuarını 5 Bin Yerli ve Yabancı Profesyonel Takip Etti

46

Yapı Malzeme Şubat 2017


Fuar

5’inci Uluslararası İskele Kalıp ve Endüstriyel Yapı Teknolojileri İhtisas Fuarı’nda bu yıl hedef bölge İran ve Afrika oldu. Bu pazarlardan gelen satın alma heyetleri fuar katılımcı firmalarıyla bir araya geldi. Sektörün tüm paydaşlarının bir araya geldiği Fuar, en son yenilik ve teknolojilerin yanı sıra düzenlenen sektörel etkinlikler ve seminerlerle dikkat çekti. 4 gün boyunca fuarı 5 bin yerli ve yabancı profesyonel takip etti. Ayrıca EPSDER (Polistren Üreticileri Derneği) ve DİMDER (Doğal İzolasyon Malzeme Üreticileri Derneği) desteği ile “Binalarda Enerji Tasarrufu Mantolama ve Yalıtım Zirvesi” gerçekleşti. Zirve, yalıtım ve mantolama sektöründe ülkemizin dört bir yanından gelen sektör profesyonellerini, bayileri ve distribütör firma yetkililerini ağırladı.

Yapı Malzeme Şubat 2017

47


Fuar

Doka farkı ile trafikte inşaat çilesine son Dünyanın önde gelen kalıp ve iskele üreticilerinden Doka, yeni ürünlerini 5. İskele Kalıp Fuarı’nda görücüye çıkardı. Doka, fuarda şehir içindeki köprü ve viyadük projelerine yönelik yeni geliştirilen “Doka UniKit” sistemi ile trafikte aksamaya sebep olmadan inşaat yapılabilecek. Böylece hem zaman hem de benzin tasarrufu ile ekonomiye katkı sağlanacak. nımızın %20’sini oluşturacak. 2017 Mart ayında faaliyete geçecek” dedi.

İnşaatlarda yüksekte güvenli çalışma

Ender Özatay / Doka Kalıp İskele Genel Müdürü

Doka Kalıp İskele Genel Müdürü Ender Özatay fuarda tanıttıkları UniKit’le ilgili “Viyadük inşaatlarında ya yol tamamen kapatılıyor ya da trafik farklı bir yöne yönlendiriliyor, bunun sonucu değişen yol gü-

Uzman mühendis kadrosu ile projeye özel mühendislik hizmeti ve çözümler sunan Doka Türkiye’nin 2016 yılını çift haneli büyüme ile kapatacağını belirten Özatay, 2017 yılında da çift haneli bir büyüme hedeflediğini söyledi.

zargahları nedeniyle uzayan yollar zaman ve benzin tüketimimizi arttırarak ekonomiye zarar veriyor. Yeni geliştirdiğimiz bu sistem ile trafikte aksamaya sebep olmadan inşaat yapılabilecek. Böylece hem zaman hem de benzin tasarrufu ile ekonomiye katkı sağlanıyor. Yurtdışında başarı ile uygulanan sistem yoğun şehir trafiği olan İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde satışa sunuldu.

Türkiye’ye 78 milyon TL’lik yatırım Kiralama parkına yönelik 78 milyon TL’lik

48

Yapı Malzeme Şubat 2017

yatırım yaptıklarını da ifade eden Özatay, “2017 yılında yeni bölgelere de yatırım yaparak faaliyetlerimizi arttıracağız. Kiralamaya firmalar çok büyük ilgi gösterdi. 2016’da kiralama parkımıza yönelik toplam 78 milyon TL’lik yatırım yaptık. 2017 yılında da 10 milyon Euro yatırım yapmayı planlıyoruz. Böylece doğrudan dış yatırım sağlamış olduk. Kiralama parkımızın ekonomik büyüklüğü 100 milyon TL. Bu yatırımın tamamını ürün satın alması oluşturdu. Kiralık ürün parkımızı büyüterek Gebze’deki fabrikamızın içerisinde bir depo alanı kuruyoruz. Bu yatırım depo ala-

Özatay; Şu anda Türkiye genelindeki yaklaşık 130 şantiyede Doka ürünlerinin kullanıldığına vurgu yaptı. İstanbul’daki yüksek katlı projelere yönelik sundukları Doka Xclimb 60 Koruma Perdesi’nin büyük bir ilgi gördüğünü belirten Özatay, İstanbul dışında Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerden de yoğun talep aldıklarını söyledi. Özatay; “Kalıbı bir lego olarak düşünmek gerek. 40 bin farklı ürünün bir araya gelmesinden oluşuyor. Yüksek katlı projelerde en çok tercih edilen ürünümüz Doka Xclimb 60 Koruma Perdesi’dir. Türkiye’ye ilk defa Doka tarafından getirilen ürün, sistemin sağladığı boşluksuz kaplama sayesinde her yükseklikte güvenle çalışma yapılabiliyor. Boşluksuz kaplama sağlayan sistem sayesinde şantiye personeli düşmekten, rüzgar ve hava şartlarından korunur. Sistem sürekli binaya göre yönlendirildiği için kule vinçlerin çalışamadığı yüksek rüzgar hızlarında dahi tırmanma işlemi hızlı ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca artan güvenlik hissi nedeniyle şantiyeler daha yüksek üretkenlikle çalışabiliyor. Hidrolik sistem sayesinde, sistem kat tamamlandığında bir üst kata otomatik tırmanma sağlayabiliyor ve vinç kapasitesinden de tasarruf edilmiş olunuyor. Doka, koruma perdelerinin ön montajını da kendisi gerçekleştirerek firmaya büyük maliyet avantajı ve zaman tasarrufu sağlamış oluyor” dedi.



Fuar

İntek’in

ürünleri her çevreden takdir gördü İntek’in Fuarda sergilediği yeni ve ön plana çıkarttığı ürünler;

Selim King / İntek Kalıp Yönetim Kurulu Üyesi

Fuar süresince ziyaretçilerin konuya güçlü bir şekilde odaklandığını belirten İntek Kalıp Yönetim Kurulu Üyesi Selim King, kendilerini ziyarete gelen müşterilerinin bu yüksek dikkati ve ilgisi sayesinde sistemler ve yenilikler hakkında bilgilendirmede bulunmanın da gayet kolay ve keyifli olduğunu belirtti.

İntek Kalıp Yönetim Kurulu Üyesi Selim King’in 5. İskele ve Kalıp Fuarı hakkındaki değerlendirmeleri kısaca şu şekilde oldu: Biz bu sene gerçekten güzel bir stant kur-

50

Yapı Malzeme Şubat 2017

duk. Bu konuda sadece müşterilerimizden değil, değerli rakiplerimizden de övgüler aldık. Bu açıdan fuar bizim açımızdan gayet olumluydu. Öte yandan gerek ülkemizde, gerekse bizim uluslararası pazarlarımızın büyük kısmında yaşanan ekonomik ve siyasi olumsuzluklar ziyaretçi sayısına olumsuz bir etki yaptı. Bu açıdan beklentilerimizin karşılandığını söyleyemeyiz. Yine de standımızı ziyaret eden müşterimize ve bu fuarda tanıştığımız ziyaretçilere, sergilediğimiz yeni sistemlerimizi tanıtma şansını yakaladık.

Bu fuarda ön plana çıkartmayı istediğimiz ürünler arasında ilk sırada “hidrolik tırmanır sistemlerimiz” yer alıyordu. Bu sistemleri “rüzgar ve koruma perdeleri” ve “raylı tırmanır perde kalıpları” olarak ikiye ayırabiliriz. Rüzgar ve koruma perdeleri, özellikle çok katlı yapılarda iş güvenliğini, çalışma konforunu ve buna bağlı olarak verimliliği arttıran aynı zamanda çevredeki insanları da koruyan mükemmel bir güvenlik sistemidir. Raylı tırmanır perde kalıpları, çok katlı yapıların dış cephe perdelerinin, yüksekliği fazla olan viyadük ve köprü ayaklarının, vinçten bağımsız olarak yapılabilmesini sağlar. Bu fuarda ilk kez sergilediğimiz yeni bir ürünümüz de “panfloor” panel masa kalıp sistemi. Bu sistem bir döşeme kalıbı sistemidir. Konvansiyonel olarak H 20 ahşap kirişler ve plywoodun şantiyede birleştirilmesi ile oluşturulan “masa kalıp” sistemine alternatif olarak tasarladığımız bu sistem, özellikle plywoodun kullanım ömrünü arttırması sayesinde müşterilerimize önemli avantajlar sağlayacaktır. İntek’in Fuarda sergilediği diğer ürünler ise; İnteva H 20 ahşap kirişli perde ve kolon kalıpları, Panemax ve panex panel kalıplar, ADP ayarlı dairesel perde kalıpları, HD 150 döşeme kalıbı ve iskeleleri, Multitek flanşlı kalıp ve çalışma iskeleleri, Multitek merdiven kulesi, İntesafe güvenlikli çalışma iskeleleri.



R + T Asia 2017 kapılarını açıyor Geçen sene 45.000 metrekare alanda 27088 ziyaretçi ve 486 katılımcı firmanın yer aldığı, R + T Asia fuarı bu sene 21-23 Mart 2017’de Şanghay’da düzenlenecek 21-23 Mart 2017’de gerçekleşecek olan R + T Asia 2017 şu ana kadar olan en büyüğüne hazırlanıyor. Şanghay’daki Yeni Uluslararası Fuar Merkezi’nde (SNIEC) gerçekleştirilen fuar için bu sene 2016 yılına % 8.5 artışla 43.000 metrekarelik sergi alanı tahsis edildi. Ve şu ana kadar daha fazla katılımcı kaydoluyor. Panjurlar, kepenkler, otomatik kapı / geçiş sistemleri ve güneşten korunma sistemlerinin uluslararası yüzü, R + T Asia Asya bölgesindeki sektörün önde gelen fuarlarından biri.

lerine davetiyeler, özel fuar promosyonlarını alacaklar ve bu otomatik olarak sistemli bir şekilde devam edecek. Belli bir tarih öncesi ön-kaydını yapan tüm profesyonel ziyaretçiler, R + T Asia 2017 için ücretsiz Şanghay bileti ve VIP paketi kazanma hakkını elde etmiş olacak. Ziyaretçiler için online ön kayıt rtasia.org/en de mevcut.

Kayıt çok kolay! Online ön kayıt sistemi şuan açık ve her zamankinden daha hızlı ve kolay. 3 dakikadan daha kısa bir sürede, her ziyaretçi gösteriye ücretsiz giriş bileti sağlayabilir. Erken kayıt yaptıran (sadece aşağıdaki QR kodunu tarayan) ziyaretçiler, giriş biletlerini, fuarla ilgili en son haberleri, ağ etkinlik-

52

Yapı Malzeme Şubat 2017

ma, arzulanan katılımcılar ile önceden bir araya gelen toplantılar ve fuara VIP erişim ve VIP salonu girişi almak için Konuk Alıcı olmak için başvuruda bulunabilirler. Bu program Kanada, ABD, Avrupa, Orta Doğu veya Avustralya’dan bazı üst düzey karar vericiler tarafından kullanılabilir. “Adaylar doğrudan başvuruda bulunabilir, aynı zamanda RT Asia 2017 endüstrinin en iyi alıcılarıyla buluşmayı sağlayarak katılımcı adaylarını biraraya getirir. Şartlar ve koşullarla ilgili daha fazla bilgi organizatörün web sitesinde.

Düşük maliyet, ücretsiz markalaşma ve Çince dil desteği fırsatları

Hosted Buyer Program 2017 Belirli katılımcılar, ücretsiz otel konakla-

R + T Asia 2017 uluslararası kapı / geçiş sistemleri katılımcıları için yeni teklifler sunuyor. G20 zirvesine destek kapsamında R + T Asia uluslararası kapı / geçiş sistemleri katılımcılarına 2017 fuarı için düşük maliyete katılım imkanı, ücretsiz


Advertorial

daha fazla markalaşma fırsatları ve Çince dil desteği sunuyor. Bu teklifin kullanılabilirliği sınırlı olduğundan, ilgili tüm şirketler organizatörle en kısa zamanda iletişime geçmeli.

iyi uygulamaları sağlayacak. Uluslararası malzeme tedarikçileri, üreticiler, mimarlar, tasarımcılar, gayrimenkul uzmanları ve son kullanıcılar arasında popüler konferansı olan CADEX, R + T Asia fuarında düzenlenecek. Eğitim konferansında, “Kültürel Mimari ve Kentsel Yeniden Geliştirme”, “Akıllı Ev” ve “Yeşil Bina Diyalogu” konuları ele alınacak. R + T Asia 2017 panjurlar, kapılar/ geçiş sistemleri, pencereler ve güneşten koruma sistemleri alanında önde gelen ticaret fuarı olup, 21-23 Mart 2017 Şangay Yeni Uluslararası Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Daha fazla bilgi http://rtasia.org/ en/ linkinde mevcut.

InnovAction Profesyonel ziyaretçilerin R + T Asya’ya katılmalarının ana nedenlerinden biri, endüstrinin en yeni, en yenilikçi ve daha fazla enerji verimliliği sunan ürün ve çözümlerini görmek. Bu talebi karşılamak için, fuarın özel InnovAction programı katılımcıların en iyi yeniliklerini içeriyor. Bu program katılımcıların en yeni ürünlerini fuar başlamadan önce tanıtmış oluyor. Ziyaretçiler daha sonra çekici ürünleri tespit edebilir ve bir çevrimiçi görüşme sistemi aracılığıyla önceden yerinde toplantılar düzenleyebilir. InnovAction, fuar açıldığında seçkin firmaların en yenilikçi ürünlerini sergileyecekleri özel sergilerde devam ediyor. En yenilikçi ürünler, yerinde ve tüm salonlarda reklam panolarında dağıtılan InnovAction kataloğunda da tanıtılacak. 2017 programı InnovAction Ödülleri’nde bir doruk noktasına ulaştı. Dış Güneş Koruması, İç Güneş Koruması, Güneşten Koruma Sistemleri için Sürüş ve Kontrol Cihazları, Kapılar / Geçiş Sistemleri, Kapılar ve Girişler ve Sürüş ve Kontrol kategorilerinde uluslararası ve ulusal uzmanlardan, gazetecilerden, derneklerden, tasarımcılardan ve mimarlar oluşan jüri bu kategorideki ürünleri seçecek. Özel bir

ödül töreni düzenlenerek katılanlara ve medyaya kazananlar açıklanacak.

Uluslararası Pencere ve Kapı Zirvesi Güneşten Koruma ve Kapı / Geçiş Sistemleri sektörleri için beşinci yıllık Uluslararası Pencere ve Kapı Zirvesi “Dış Güneş Koruma Endüstrisinin Dönüşümü” ve “Akıllı Giriş Kapıları” konularını taşıyor. Anahtar küresel ticaret derneklerinden temsilciler, en son trendleri ve teknolojileri sunacak. Önde gelen kuruluşların elit üyeleri, örnek durumları paylaşacak ve enerji verimliliği olan binalar ve Akıllı Ev çözümleri için en

Yapı Malzeme Şubat 2017

53


Fuar

Avrupa’nın Türkiye’ye Güveni Tam AKG Gazbeton, dünyanın en büyük yapı fuarı BAU Münih’e katılarak, sektör temsilcileriyle bir araya geldi. 16-21 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilen fuarda ürünlerinin tanıtımının yanı sıra, yeni işbirlikleri için de adımlar atıldı. dışı bağlantıları sağladıklarını söyledi. Kahyaoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “AKG Gazbeton’un Avrupa’daki iş ortaklarımız için ne denli önemli olduğunu yaptığımız yeni iş bağlantılarıyla tescillemiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Geçtiğimiz bu zor döneme rağmen Türkiye’ye duyulan güvenin devam ettiğini gördük. AKG’nin Avrupa

ülkelerindeki distribütörleriyle kurduğu iş ortaklığı zemininin ne denli sağlam olduğunu da bu fuarla birlikte bir kere daha anlamış olduk. Ürettiğimiz gazbetonun kalite açısından ise Avrupa ülkelerinin gerisinde kalmadığını, aldığımız teknik onaylar ve belgelerle daha bile ilerisinde olduğunu teyid ettik.” dedi.

Ali Şükrü Kahyaoğlu AKG Gazbeton Genel Müdür

AKG Gazbeton İşletmeleri, sadece Avrupa’nın değil dünyanın önde gelen yapı fuarı BAU Munih Fuarı’nda Türkiye’yi temsil eden firmalardan biri oldu.Gördükleri ilgiden ve gerçekleştirdikleri temaslardan son derece memnun olduklarını belirten AKG Gazbeton Genel Müdürü Ali Şükrü Kahyaoğlu, bu tarz fuarlar sayesinde önemli yurt

Gaggenau, LivingKitchen 2017 fuarındaydı Bu yıl Münih’de dördüncüsü düzenlenen LivingKitchen fuarında ziyaretçiler Gaggenau’nun 333. yıldönümü sergisinde, modern müze mimarisi ambiyansı eşliğinde firmanın mirasına ve değişimine tanık oldu… Fuarda sunulan yeniliklerin arasında, 90 cm genişliğindeki EB 333 fırınının yanı sıra sabit su bağlantısına sahip tam otomatik espresso makinesi ve dikey veya eğik buhar panelli, aşırı sessiz ve yüksek derece verimli 200 serisi duvar davlumbazı da yer aldı. Ayrıca entegre havalandırmalı yeni flex indüksiyon ocakları ve Gag-

54

Yapı Malzeme Şubat 2017

genau tarafından dünyada ilk kez üretilen arka plan aydınlatmaya sahip 400 serisi bulaşık yıkama makineleri katılımcılara tanıtıldı. Gaggenau marka direktörü Sven Schnee konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “12 ay süren, 333. yıldönümümü etkinliklerimizi LivingKitchen’daki kutlamalarla

sonlandırmaktan çok mutluyuz. Gaggenau, mutfak eşyaları üreten bir firma olarak, böyle uzun bir geleneğe ve zengin bir mirasa sahip olan tek firmadır. Köln’deki zaman yolculuğu ile firmanın inovatif ruhunu, tecrübesini ve 1683’de başlayıp geleceğe uzanan tarihini yaşanır kıldık.”


Fuar

Saray Alüminyum Almanya’da ürünlerini sergiledi Saray Alüminyum, sektörün dikkat çeken organizasyonlarından BAU 2017 Yapı ve İnşaat Fuarı’nda, İspanya’dan Güney Afrika’ya 55 ülkeye ihraç ettiği zengin ürün portföyünü sergiledi. Geliştirdiği yenilikçi ve öncü iç ve dış cephe çözümleriyle, 1980 yılından bugüne inşaat sektörüne hizmet veren Saray Alüminyum, yeni teknolojilerin takibi ve yeni ürünlerin sektörle buluşturulması misyonuyla, yurt içi ve yurt dışı yapı ve inşaat fuarlarını yakından takip ediyor. Saray Alüminyum, 16-21 Ocak 2017 tarihleri arasında, Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen ve sektörün dünyadaki tüm ilgilerinin yenilikleri takip etmek için ziya-

ret ettiği BAU Yapı ve İnşaat Fuarı’nda da yerini aldı. Saray Alüminyum fuarda, kompozit panelden alüminyum kapı pencere sistemlerine varan zengin ürün portföyünü sergiledi. Türkiye’de üretimi ilk kez Saray Alüminyum tarafından gerçekleştirilen ve ihraç edilen A2 Yangın Sınıfı alüminyum kompozit paneller, B1 ve NANO (kendiliğinden temizlenen/antigraffiti) yüzey kalitesine sahip alüminyum kompozit paneller gibi sektör için oldukça önemli mal-

zemeler Saray Alüminyum standında yer aldı. Ayrıca, çeşitli şekil ve büyüklükteki profillerin yanı sıra, üretimin yaklaşık yüzde 99’unun ihraç edildiği PVC Kapı, Pencere Sistemleri, Alüminyum Sürme Kapı Sistemleri, Alüminyum Giydirme Cephe Sistemleri, Çatı, Işıklık Sistemleri, Sabit, Kayar ve Katlanır Güneş Kırıcı Sistemleri, Saray Cotta, Cephe Kaplama Sistemi ve daha pek çok inovatif Saray Alüminyum ürünü de sektörle buluştu.

Yapı Malzeme Şubat 2017

55


Fuar

Graniser Seramik yepyeni serileri ile bu yıl da Unicera Fuarı’nda

Ürünleri dünya çapında beğeni kazanan Graniser Seramik, 08-12 Mart 2017 tarihleri arasında CNREXPO’da gerçekleştirilecek 29. Unicera İstanbul Seramik Mutfak Banyo Fuarı’nda bir kez daha dünya vitrinine çıkmaya hazırlanıyor. Mevcut ürünlerinin yanı sıra fuarda 15 yeni serisini de sergileyecek olan Graniser Seramik, özgün koleksiyonlarını sektör profesyonelleri ve fuar ziyaretçilerinin beğenisine sunacak.

Sektör trendlerinin belirlendiği fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Graniser Seramik genel müdürü Fatih Korhan “Unicera İstanbul Seramik Mutfak Banyo Fuarı ülkemizin sahip olduğu potansiyelin tanıtılmasına faydası olan önemli bir organizasyon. Sektördeki yeniliklerin izlenmesi, trendlerin belirlenmesi, rakiplerin, pazarın, satın alma alışkanlıklarının yerinde incelenmesine olanak sağlıyor.

Graniser Seramik olarak bu yıl fuarda ihracat taleplerini karşılamak için 2016 yılı son çeyreğinde devreye aldığımız hattımız ile birlikte ürettiğimiz; 28x28, 20x120, 60x120 gibi farklı ebatlardaki birbirinden estetik toplam 15 yeni serimizi sektör temsilcilerinin ve ziyaretçilerinin beğenisine sunacağız. Katılımcıları ve ziyaretçileri Hall 2-A04 no’lu standımıza davet ediyoruz” diye konuştu.

Peli Parquet’ye, Hannover’de ilgi büyüktü

Dünyanın en büyük fuar alanında yapılan, Almanya’nın Hanover Kenti’nde düzenlenen dünyanın bir numaralı Halı ve Yer

56

Yapı Malzeme Şubat 2017

Döşemeleri Fuarına 60 ülkeden 1409 katılımcı iştirak etti. Sektörün en son trendleri ve yenilikleri ile profesyonellerin

buluşma noktası olan, 14-17 Ocak 2017 tarihleri arasında gerçekleşen “Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı”na her yıl düzenli olarak katılan ve Türkiye’yi temsil eden firmalardan Peli Parquet fuarda öne çıkardığı Vintage, Golden, Wood, Comfort ve Elegance koleksiyonları ile yerini aldı. Vezirköprü Pazarlama ve Ürün Geliştirme Müdürü Mehmet Karahasanoğlu “Başta Belçika, Almanya, Hollanda, Hindistan, İran ve Çin olmak üzere, 60 ülkeden birçok katılımcı vardı. Katılan şirketlerin yüzde 90’ı şirket sahibi ve yöneticileriydi. Katılımcıların çoğunlukla şirket yönetici ve şirket sahibi olması iş ilişkilerimizi geliştirmek ve pazarımızı genişletmemiz açısından çok faydalıydı. Geçtiğimiz yıla oranla fuara ve standımıza ilgi büyüktü. Fuara katılımımız sayesinde portföyümüzü daha da genişlettik. Suudi Arabistan, Etiyopya, Fas, Makedonya, İran gibi ülkelerle çalışmalarımızı başlattık. Rusya, Ukrayna, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan gibi ülkelerle de yeni ilişkiler kurduk” dedi.


Fuar

İzocam EnerjiMulti Konfor Bina çözümlerini tanıttı İzocam, enerji verimliliği-yalıtım ve multi konfor binaların ilişkisini 11-12 Ocak’da gerçekleşen 8. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı (EVF)’na taşıdı. İzocam, sıfıra yakın enerjili binalara erişimde multi konfor bina çözümlerini ve enerji verimliliğine katkılarını anlattı.

Türkiye’de yalıtımın adı İzocam’ın odağında yer alan ve sosyal sorumluluk bilinciyle yaklaşarak üzerine birçok proje gerçekleştirdiği Enerji Verimliliği şirketin en önem verdiği gündem başlığı olarak göze çarpıyor. Yalıtım ile sağlanacak enerji verimliliği ülke ekonomisine büyük katkı sağlarken, en fazla enerji verimliliğine ise multi kon-

for binalar ile ulaşılıyor. Bu nedenle İzocam, her platformda yalıtım-enerji verimliliği-multi konfor evler ilişkisinin altını çiziyor. İzocam Genel Müdürü Nuri Bulut, ülkemizin 2015 yılında enerji hammaddeleri ithalatına yaklaşık 38 milyar dolar ödediğine dikkat çekerek; “Son 11 yılda enerji ithalatımızın ülke ekonomisine

bedeli 464 milyar dolar ve tükettiğimiz enerjinin yaklaşık dörtte üçünü dışarıdan ithal ediyoruz. Bununla birlikte Türkiye’de enerjinin yüzde 35’i konutlarda, yüzde 35-40’ı sanayide, geri kalanı araçlarda kullanılıyor. Kalkınma Bakanlığının açıkladığı Orta Vadeli Program’a (OVP) (2017-2019) göre, 2016 yılında Türkiye’nin toplam 198 milyar dolarlık ithalat yapması beklenirken, bunun 27 milyar 500 milyon dolarının enerji ithalatı için harcanması öngörülüyor. Bu çerçeveden bakıldığında enerji ithalatı, dış ticaret açığında önemli bir paya sahip… Dolayısıyla konutlarımızda yapacağımız enerji tasarrufu ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır. Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım yapılan binalar enerji tasarrufu için atılacak en büyük adımdır. En yüksek enerji tasarrufunu sağlayan çözüm ise multi konfor binalardır” dedi.

Yapı Malzeme Şubat 2017

57


e v m t a l n ı d Ay : i r e l m e t s i S LED em genel h e d z ü m alar, günü lı LED lamb özel amaç kli ışık e d m e h a n aydınlatm rda kullanılıyor. Re ala lemeye ç e g z ü s aydınlatm ir b de de, hiç in iğ t klu renk k o e ç r e r g le ’ D E adan L gerek kalm e… ekt üretebilm

58

Yapı Malzeme Şubat 2017


Dosya

: ı r a l l a s a y Yapı Kim ılan yardımcı n a ll u k a d ın a yapım son İnşaat ve bin Kimyasalları ı p a Y n la o r malzemele tırıcıların ve ış p a y l e s k e n emelerinin lz a m dönemde gele ir m ta e güçlendirm klasikleşmiş in kaplama, m e Z . ta k a m yerine kullanıl apıştırma y a c lı ş a b i ib i ik g yasalları’ndak fayans, seram im K ı p a Y n a ullanıl işlemlerinde k vermeden r ra a z e y re v e uç ü en hayati kon ri dönüşümün e g e v k a m n a üretmek, kull k... sağlayabilme

Yapı Malzeme Şubat 2017

59


“En önemli şey kullanılan ürünlerimizin uzun süre dayanıklı olmasıdır” “Satış sonrası Parex ürünlerinin kullanıldığı şantiyelerin çoğu ekibimiz tarafından ziyaret edilerek kontrol edilmektedir. Bizim için ürün satışından önce müşteri ilişkileri gelmektedir.” Global bir marka olmanın sağladığı deneyim, sürekli gelişim, ilerleme hedefi ve kalite güvencesi ile müşteri memnuniyetini en üst noktalara taşıyan Parexgroup, dünyanın farklı lokasyonlarındaki Ar-ge laboratuarlarında geliştirdiği teknolojik çözümler ile kendi sektöründe öncü olmaya devam ediyor. Yapı kimyasalları alanındaki tecrübesini müşterilerini taşıyan Parexgroup’un Satış & Pazarlama Direktörü Cenk Bilgin ile dosya konumuz çerçevesinde bir söyleşi yaptık. Bize vakit ayırdıkları için kendilerine teşekkür ediyoruz.

60

Yapı Malzeme Şubat 2017

rından Materis holding’e satılmış ve en son Amerika’nın büyük finans kuruluşlarından CVC Capital Partners tarafından 2014 yılında Materis holding satın alınmıştır. Parex markası Materis holding çatısı altındaki markalardan biriydi. Parex, yapı kimyasalları pazarına üretim ve satış yapmaktadır. Ürün gruplarımız arasında, su yalıtım, zemin kaplama, seramik yapıştırıcı ve derz dolgu, ısı yalıtım ve boya, tarihi eser bakım ve onarım sistemleri bulunmaktadır.

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte çalışma sahalarınızdan biraz bahseder misiniz?

İnşaat sektörü genelinde Yapı Kimyasalları’nı nerede görüyorsunuz? Sektörle olan karşılıklı etkileşimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Parexgroup 1978 yılında Lafarge’ın yapı kimyasalları bölümü olarak kurulmuştur. Daha sonra Fransa’nın büyük kuruluşla-

Yapı kimyasalları inşaat sektöründe önemli bir payı bulunmaktadır. Günümüzdeki tüm modern projelerde beton katkıları, su


Dosya yalıtım malzemeleri, ısı yalıtım sistemleri, vb gibi gruplar yoğun olarak kullanılmaktadır. Günümüzde yapı kimyasalları henüz hak ettiği yere geldiğine inanmıyorum. Çünkü Türkiye’de ısı yalıtımsız çok fazla sayıda bina bulunmaktadır. Diğer taraftan su yalıtım sistemleri büyük projelerde kullanılsada tekil ve küçük ölçekli işlerde göz ardı edilebilmekte. Bundan dolayı bir çok binada su problemleri bulunmakta ve beton korozyona uğramaktadır. Cenk Bilgin / Parexgroup Satış & Pazarlama Direktörü

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? Yukarıda da bahsettiğim gibi inşaat sektörüne yönelik tüm yapı kimyasalları ürünlerini üretiyoruz. Parex’in dünya üzerinde 27 ülkede 70 fabrikası bulunmaktadır. Projenin detaylarına ve ihtiyaçlarına göre kendi bünyemizde ürün bulunmasa bile diğer fabrikalarımızdan çözüm üretebiliyoruz. Yeni nesil bir çok ürünümüz var. Örneğin, Parex K11 CWA adlı ürünümüz yeni nesil kristalize beton katkısıdır. Betonun içerisine katıldığında kapiler boşluklarda çalışarak kristal üretir ve betonun su geçirimsizliğini arttırır. Bir başka kristalize ürünümüz olan Parex K11 Slurry ise çift komponentli sürme kristalize su yalıtım malzemesi olup 14 bar su basıncına negatif yönden dayanıklıdır.

Ürünlerinizin uzun süre dayanıklı olması için ne gibi konulara önem veriyorsunuz? Parex’in ürettiği tüm ürünler çok sıkı bir AR&GE sürecinden geçerek pazara sunulmaktadır. Bu süreçte önem verdiğimiz en önemli şey kullanılan ürünlerimizin uzun süre dayanıklı olmasıdır. Bundan dolayı ürün geliştirme ve kalite kontrol süreçlerimiz sıkı bir şekilde denetlenmektedir.

Türkiye Yapı Kimyasalları pazarını global pazarla kıyasladığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Türkiye yapı kimyasalları pazarı yurtdışına göre baktığınızda daha büyük bir pazar. Fakat bu pazarı hiç iyi yönetemiyoruz.

Çünkü yurtdışında uygulanan bir çok ağır standartlar ve kontroller mevcut. Pazarımız proje açısından çok büyük olsada merdiven altı üreticilerin çokluğu, kontrollerin azlığı ve en önemlisi pazarın karlılığının düşüklüğü bizi diğer ülkelerden ayırıyor.

2017 yılı için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yıl içerisinde yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? 2017 yılında 2016 senesine göre yaklaşık % 30’luk bir büyüme hedefimiz var. Biz bu senenin ılımlı geçeceğine inanıyoruz. Bu yıl içerisinde Gebze fabrikamızda Parex Academy binamızın açılışını yapacağız. Parex’in tüm eğitimlerini, yeni ürün tanıtımlarını ve usta seminerlerini yeni binamızda yapacağız ve katılımcıları sertifikalandıracağız.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkanlar nelerdir? Ar-Ge çalışmalarına Parex olarak çok önem veriyoruz. Hem global Ar-Ge’miz hemde Türkiye’deki Ar-Ge’miz ürün ve standartlar ile ilgili olarak yoğun bir şekilde çalışmaktadır. 2017 senesi içerisinde yeni ürünlerimizi pazara sunacağız. Bu ürünlerin herbirisi yoğun bir çalışmanın meyveleridir. 2017 senesinin ilk çeyreğinde müşterilerimiz bu ürünlerle tanışacaklar.

Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama organizasyonunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz? Parex Türkiye olarak 6 bölgede hizmet veriyoruz. 2017 yılı içerisinde 2 bölge daha açacağız. Satış ve pazarlama organizasyonumuz her geçen gün büyümekte ve güçlenmektedir. Arkadaşlarımız pazarın profesyonellerinden oluşmakta ve her birisi konusunda deneyimlidir. Müşterilerimiz ile bire bir ilişki kuruyoruz, onların isteklerini ve sıkıntılarını çok kısa bir zaman içerisinde çözmeye çalışıyoruz. Parex ile çalışan büyük, küçük tüm işletmeler çok önemlidir. Satış sonrası Parex ürünlerinin kullanıldığı şantiyelerin çoğu ekibimiz tarafından ziyaret edilerek kontrol edilmektedir. Bizim için ürün satışından önce müşteri ilişkileri gelmektedir.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Yukarıda da belirttiğim gibi bizi rakiplerimizden ayıran en önemli farkımız müşterilerimiz ile kurduğumuz diyologlardır. Çünkü sağlam bir ilişkinin temeli kişilerin karşılıklı olarak birbirini anlamaları ve isteklerini karşılayabilmeleri ile oluştuğuna inanıyoruz.

Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Çevre, Parex için en önemli konulardan birisidir. Fabrikalarımızda çevreye verdiğimiz önemden dolayı bütçede ciddi bir miktar ayırıyoruz. Üretim tesislerimizde, tüm proses otomatik olarak yapılmakta ve atık kontrolleri çok dikkatli bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Çevreye karşı olan duyarlılığımız aynı zamanda genel merkezimiz Fransa tarafından da kontrol edilmektedir.

Yapı Malzeme Şubat 2017

61


Gebze-İzmir Otoyolu

‘’Lokal güç en büyük güçtür’’ “Ürünü pazara sunmadan önce, ilave olarak saha denemeleri yapılmakta. Uygulamacı bayilerimizin ürün hakkındaki yorumları ile ürünü geliştirmekteyiz. AR-GE için ayrılan bütçe, ciro ile orantısal olarak değişkenlik göstermekte.” Yalıtım uygulamaları ve saha çalışmalarındaki deneyimiyle inşaat sektörünün değişen ihtiyaçları doğrultusunda yeni ürünler geliştirmekte olan Emülzer, sektördeki bilgi ve deneyimini yenilikçi çözümler üreterek sergilemekte. Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü Cem Ercan ile Yapı Kimyasalları Türkiye piyasası ve Emülzer özelinde konuştuk…

Geleneksel kalite ve istikrarlı çalışma anlayışı yanında, yıllar içinde sürekli geliştirdiği ürünleriyle de Türkiye’de likit yalıtım teknolojisinin öncüsü olmuştur. Üretimini, en yüksek teknolojiyi kullanarak ve ISO9001:2008 sertifikasıyla sürdürmekte olan Emülzer, su yalıtımı alanında ülkemizdeki geniş ürün yelpazesine sahip firmalar arasındadır.

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte çalışma sahalarınızdan biraz bahseder misiniz?

İnşaat sektörü genelinde Yapı Kimyasalları’nı nerede görüyorsunuz? Sektörle olan karşılıklı etkileşimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

‘Türkiye’de yalıtım sektörünün ilk firması olan Emülzer, 1935 yılından beri su yalıtımı için en kaliteli ve güvenilir likit yalıtım ürünleri üretmektedir. %100 yerli Türk malıdır. 1935 yıllarında at arabalarıyla yapılan sevkiyatlar yerini lojistik depolarına, yapılan üretimlerde kullanılan ufak metal kazanlar ise yerini otomatik, reaktörlere bırakmıştır.

62

Yapı Malzeme Şubat 2017

17 Ağustos 1999 ve 28 Şubat 2002 Marmara Depremlerinden sonra, sağlam yapı stoğuna sahip olmanın güvenilir yapı malzemeleri ile yapılabileceği anlaşılmıştır. Bu açıdan bir milat olmuştur. Beton, demir ve diğer yapı malzemelerine ilişkin tüketici algısı değişmiştir. Yapı kimyasalları ile daha fazla ilgilenilmeye başlanmış-

tır. Çünkü; tüketici onarım ve güçlendirme ürünleri ile yapının onarılabileceğini görmüştür. Tüketici internet üzerinden yaptığı araştırmaları ile ürünleri sorgular duruma geldi. Nihai tüketici isteyince, uygulamayı istediği malzemeyi yaptırabiliyor. Bununla birlikte ‘’Usta’’ faktörü çok önemlidir. Ürün ne kadar iyi olur ise olsun, uygulamacı doğru iş yapmaz ise sonuçları kötü olur. Marmara Bölgesi’nde kabul gören bir yapı kimyasalı ürününün, Anadolu’da kullanılması biraz geç oluyor. Dezavantajlı kısmı, zaman açısından biraz daha geriden takip ediliyor olmasıdır. Avantajlı kısmı ise; ürünlerin daha fazla geliştirilmiş, detaylarına daha fazla hakim olunmuş ve tecrübe edilmiş halde olmasıdır.

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? 8 farklı grupta, 200’den fazla ürünümüz bulunmaktadır. Ayrıca fason (private label)


Dosya müşterilerimiz de bulunmaktadır. Güçlü bir Araştırma Geliştirme ve Üretim Geliştirmeye sahibiz. Müşterilerimizin talepleri üzerine, niş projeler geliştirerek, özel ürünler üretmekteyiz. Ana başlıklar altında ürün gruplarımız şöyledir; • Bitümlü Likit Su Yalıtım Malzemeleri • Derz Dolgu ve Sızdırmazlık Ürünleri ( Su ile şişen bantlar vb.) • Beton ve Harç Katkıları • Çimento Esaslı Yalıtım Malzemeleri • Su Yalıtım Membranları • Renkli ve Şeffaf Su Yalıtım Malzemeleri (MS Hibrid, poliüretan vb.) • Epoksi Zemin Kaplamaları • Yardımcı Yalıtım Ürünleri Emülzer’in ürettiği ürünlere ait piyasadaki algısı ‘’ Arapça karşılığıyla ziftçi, alafranga karşılığıyla da bitümcü’’ olarak yerleşmiştir. Ancak bu algı poliüretan esaslı Purready, yine poliüretan esaslı iki bileşenli Pu-Coat II, hibrid esaslı Pur-Wet, su ile şişen bant Swell-Flex üretimleri ile kırılmış-

BJK Vodafone Arena Stadyumu İnşaatı

tır. Emülzer su yalıtımındaki sürdürülebilir başarısını, pazara farklı ürünler sunarak geliştirmiştir.

Ürünlerinizin uzun süre dayanıklı olması için ne gibi konulara önem veriyorsunuz? Hammadde olarak kullanılacak ürünler, titizlikle ve uzun deneyler sonucunda seçilerek üretime ilave edilmektedir. Bu konuda Kalite Kontrol ve AR-GE departmanlarımız tam yetkilidir. Hammadde temininde, çok büyük, önlenemez sorunlar çıkmadıkça, değişikliğe gidilmemektedir. Ayrıca otomasyona yönelik çalışmalar ile, gerekli makine yatırımları da yapılmaktadır.

Türkiye Yapı Kimyasalları pazarını global pazarla kıyasladığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Global pazarda, daralma olduğu küresel dengelerin değiştiği veya değişme sinyallerinin olduğu gerçektir. Bununla birlikte ülkemizde gerek kamu gerek ise özel sek-

Cem Ercan / İnşaat Yüksek Mühendisi - Emülzer Proje ve Teknik Satış Müdürü

tör yatırımları devam ederek artmaktadır. Doğu ve Güneydoğuyu hareketlendirecek teşvikler verilmektedir.

2017 yılı için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yıl içerisinde yeni proje/ yatırımlarınız olacak mı? 2016 yılının Aralık ayından beri, dövizde yaşanan hareketlilik, hammadde ürün alış fiyatlarını olumsuz olarak etkiledi. %100 yerli sermayeli bir kuruluş olmakla birlikte, bazı hammaddelerde yurtdışına bağımlıyız. Dövizdeki artış diğer genel giderleri olumsuz yönde etkiledi. Bununla birlikte yabancı üreticiler, bu tür döviz dalgalanmalarından daha fazla etkilenmektedir. Bu ekonomik değişkenliği anlamak ve anlatmak yabancı şirketler için daha zordur. Ülkenin iç dinamiklerini bilmemektedirler. Döviz bazındaki karlılıkları daha da azalacaktır. Vergi öncesi karlılık düşecektir. Bu durum yerli firmalar için bir avantaj gibi görülmektedir. Devletin bu konuda ciddi yaptırımları da bulunmaktadır. Yabancı sermayeli firmalar, bilgi birikimi daha yüksek ürünlere yönelecektir.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkanlar nelerdir? Şantiyelerde hem öğretmen hem de öğrenci gibiyiz. Şantiyeler, ürün geliştirmede, yeni ürünleri müşterilerimize sunmada oldukça önemli bir alandır. 2017 yılında satışlarımızı şantiye odaklı yapmaya ve etkinliğimizi daha da arttırmayı planlamaktayız. Şantiyelerden gelen talepleri de bayilerimiz kanalıyla satışa döndürmeyi planlamaktayız. Şantiyelerden aldığımız bilgiler ışığında,

Yapı Malzeme Şubat 2017

63


Dosya

Gebze-İzmir Otoyolu Prekast Viyadük kirişleri

AR-GE yeni ürüne başlamaktadır. Ürünün imalatında, hammaddeler, laboratuarda test edilmesi açısından gerekli olan deney aletleri, temin edilmektedir. Bu amaçla KOSGEB ve TÜBİTAK projelerinden de faydalanmakayız, projeler geliştirmekteyiz. Ürünü pazara sunmadan önce, ilave olarak saha denemeleri yapılmaktadır. Uygulamacı bayilerimizin ürün hakkındaki yorumları ile ürünü geliştirmekteyiz. AR-GE için ayrılan bütçe, ciro ile orantısal olarak değişkenlik göstermektedir.

Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz? ‘’Bilginin de zekatını vermek gereklidir.’’ Emülzer markası, inşaat sektöründe tanınan, talep gören bir markadır. Müşterinin doğru şekilde yönlendirilmesi çok önemli-

Yavuz Sultan Selim Köprüsü

64

Yapı Malzeme Şubat 2017

dir. Bayi ve şantiye ziyaretlerimizde, tüketicinin büyük bir bölümünün yeni ürünleri bilmediği, yeni ürünleri tanımadığı gerçeğiyle karşılaştık. Teknik bilgi birikimimizi tüketiciler ile paylaştık. Sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde, üniversitelere, teknik ve mesleki liselere, bazı sivil toplum kuruluşlarına sponsor olduk. Su yalıtımında genel olarak kullanılan, ürünlerin tanıtıldığı ‘’ Su Yalıtımı’’ sunumları yaptık. Bu sunumlarda, firma ve ürün ismi vermeden, üretim yelpazemizde olmayan, ancak piyasada kullanılan ürünleri ve detayları bile anlatarak, tüketicinin bir kısmının doğru ürünü kullanmasında katkı da bulunduk.

Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama organizasyonunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz? Satış öncesi verdiğimiz hizmetlere daha

da önem vermekteyiz. Bunun için gereken numune ise numune, sunum ise sunum vb. yapılmaktadır. Detayları baştan görüşerek doğrusunu müşterimize önerirsek, satış sonrası olabilecek olumsuzlukları, yanlış anlamaları bertaraf etmemiz, daha kolay olmaktadır.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? ‘’Lokal güç en büyük güçtür’’ Uzun yıllardan beri süregelen güven, müşterinin iyi günde de kötü günde de yanında olmamız farklı kılan özelliklerimizden biridir. Müşterilerimize karşı, sadece muhasebesel yaklaşım sergilememekteyiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Sosyal medya ve e-ticaret’in gücü giderek artmaktadır. İnternet üzerinden erişimde aranan su yalıtım firmalarından biriyiz. Yeni ürünleri tanıtmak için sosyal medyadan, yazılı ve görsel medyadan daha çok faydalanmayı planlamaktayız. Böylece müşterilerimize daha kısa sürede ulaşıp, ürünleri daha rahat sunacağız. Dünya’nın birçok ülkesine, çok farklı kıtalara ürünler satıyoruz. İhracatın arttırılmasına yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Bu yıl Dubai’de düzenlenen Big 5 Yapı Fuarına katıldık. İlgilendiğimiz coğrafyaları biraz daha değiştirerek farklı pazarlar bulduk ve bulmaktayız.



Knauf: “Sektöründe Öncü ve Lider” “Özellikle Avrupa pazarında yapı kimyasalları ürün gamımız oldukça büyük. Hem Türkiye pazarı için uygun olan ürünlerin geliştirme ve adaptasyon süreçleri üzerine hem de inovatif ürünler üzerine çalışmalarımız devam etmektedir.” Türk İnşaat Sektörü’ne dünyanın ulaştığı son teknolojiyi kazandırmak amacıyla faaliyetlerini sürdüren Knauf, sahip olduğu ürün çeşitliliği ve sistem bilinci ile Yapı Kimyasalları Sektöründe öncü ve lider bir konumda. Bu ayki dosya konumuz çerçevesinde Knauf Mantolama ve Çimento Bazlı Sistemler Satış Müdürü Erdil Dinçer ile bir söyleşi düzenledik. Sektördeki yenilikler ve Knauf özelinde pek çok bilgi edindiğimiz bu söyleşimiz için kendilerine teşekkür ediyoruz.

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte çalışma sahalarınızdan biraz bahseder misiniz? Knauf 1932’de Almanya’da faaliyetlerine başlamış ve halen %100 aile şirketi olarak faaliyetlerini sürdüren dünyanın önde gelen yapı malzemeleri üreticilerindendir. Türkiye’nin ilk kartonlu alçı plaka fabrikası olarak Ankara Biltepe A.Ş. adıyla 1989 yılında kurulmuştur. Daha sonra Knauf ile

66

Yapı Malzeme Şubat 2017

ortaklık gerçekleşmiş ve 2000 yılından itibaren ise %100 Knauf olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Çalışma sahamızda kuru yapı, alçı ürünleri, sistem tamamlayıcıları, dış cephe plakaları ve sistem aksesuarları, mantolama ve çimento bazlı harçlar ve sistemler, sıva ve harç makine sistemleri bulunmaktadır.

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? Knauf olarak yapı kimyasalları ürün grubumuz oldukça geniş olmasına karşın henüz ülkemizde kısıtlı bir ürün çeşitliliğiyle yer alıyoruz. Bir yandan da günden güne yeni ürünlerimizi pazar ile buluşturmaya devam ediyoruz. Şu anda portföyümüzde fayans ve seramik yapıştırıcılar ve derz dolguları, mantolama harçları ve sistemleri, tamir harçları, elle ve makine ile uygulanabilen hazır sıvalar yer almaktadır. Çok yakında zemin şapları ürün grubumuzu da sektöre sunacağız.


Dosya Üzerinde durduğumuz ve yakın zamanda pazarda olacak Tribon adlı şapımızıdan biraz bahsetmek isterim. Tribon yeni nesil bir ürün. Alçı bazlı ve kendinden seviyelenen bir şap. Elle uygulanabildiği gibi makine ile de hızlı ve yüksek performanslı bir şekilde uygulanabiliyor. Ülkemizde kendinden seviyelenen şap dediğimizde algı hep aynı. Zeminde bir şap var ve üzerinde milimetre seviyesinde tesviye için dökülen katman olduğu düşünülüyor. Tribon tam aksine uygulama için başka hiç bir şapa ihtiyaç duymuyor. Zemin tabliyesi üzerine direkt döküyorsunuz. Tek seferde 6 cm kalınlığa kadar dökebiliyorsunuz ve yüzeyi düzeltmekle uğraşmıyorsunuz çünkü bu işi Tribon sizin için tesviyeye gelerek kendi yapıyor. Sonuçta tek katmanlı pürüzsüz ve tesviyesinde bir zemininiz oluyor. Bu ürünün çok güzel bir özelliği daha var. Isıl iletkenliği geleneksel şaplara göre daha yüksek. Eğer zeminden ısıtma sistemi kullanıyorsanız Tribon kendi kimyası gereği sistemi tam olarak sarıyor ve oluşan ısıyı mekanın içine iyi bir şekilde iletiyor.

Türkiye Yapı Kimyasalları pazarını global pazarla kıyasladığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Türk yapı sektörünün son yıllarda yaşadığı gelişim ortadadır. Bu gelişimde modern ve çağdaş yapılar yapılabilmesi noktasında yapı kimyasalları ile üretilen çözümlerin katkısı büyüktür. Buna karşın halen yapı kimyasalları tüketimi gelişmiş ülkelerdekinin henüz uzağındadır. Bu durum bizler gibi firmalara önemli sorumluluklar yüklemektedir. Bir diğer taraftan baktığımızda da sektördeki arz fazlasından bahsetmemiz mümkündür. Arz fazlası, bizim gibi fiyat hassas

pazarlarda daha niteliksiz ürünler ve “vaadini yerine getiremeyen ürünler” sonucunu ortaya koymaktadır. Bu da haksız rekabet gibi ve sonucunda da müşterinin mağdur olduğu durumlara yol açabilmektedir.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkanlar nelerdir? Ar-ge ve inovasyon bizim için oldukça önemli bir konudur. Almanya menşeili bir şirket olmamız nedeniyle ar-ge çalışmalarımızda Almanya’daki laboratuarlarımızla ortaklaşa sürdürülmektedir. Daha öncede bahsettiğim gibi özellikle Avrupa pazarında yapı kimyasalları ürün gamımız oldukça büyük.Hem Türkiye pazarı için uygun olan ürünlerin geliştirme ve adaptasyon süreçleri üzerine hem de inovatif ürünler üzerine çalışmalarımız devam etmektedir. Knauf grubu altında farklı şirketlerin ve uzmanlıkların olması Ar-ge bölümünüde daha güçlü kılıyor. Örneğin bir harç geliştiriyorsunuz, mevcuttaki makineler ile uygulama yapılamıyor. Knauf bünyesinde harç makineleri üretimi de olduğu için o grupla ortaklaşa çalışarak bu problemide çözebiliyorsunuz. Yani hem harca hem de ekipmana kendi olanaklarınız dahilinde çözüm üretiyorsunuz.

Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama organizasyonunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz? Ülkemizin tümüne yanıt verebilen uzmanlaşmış satış ekibimiz ve 200 bayimiz ile satış faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ürünlerimizin doğru uygulanması bizim için çok önmeli bir konu. Dolayısı ile özellikle teknik ürünlerde hem iş vereni, hem uygulamayı yaptıranı hem de uygulamayı yapanı

Erdil Dinçer Knauf Mantolama ve Çimento Bazlı Sistemler Satış Müdürü

bilgilendirmeye çalışıyoruz. Mantolama uygulamalarında talep edilirse uygulama sürecini periyodik olarak kontrol ediyor ve süreç sonucunda da 10 yıllık garanti belgesi veriyoruz. İstanbul, İzmir ve Ankara’da bulunan eğitim merkezlerimiz aracılığıyla da sektör ilgililerine yönelik sürekli eğitimlerimiz devam ediyor.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Mevcut yapı stoğumuzdaki kentsel dönüşüm kapsamında yenilenecek olan yapılar ve yeni yapı inşaatlarıyla birlikte son yıllarda yaşadığımız hızlı inşaatlaşma bir süre daha devam edecektir. Bu gibi süreçler ardında mutlaka alt yapı inşaatlarını gerektirir ki bu sürecide yaşamaya başladık. Dolayısıyla yapı kimyasalları sektörü inşaat branşaları içinde her geçen gün daha da fazla yerini bulacaktır.

Yapı Malzeme Şubat 2017

67


“En önemli özelliğimiz; Değişen dinamiklere adapte olabilen yapımız” “Sürdürülebilir kalite yönetimi” pazardaki iş ortaklarımızın güvenle kullanabileceği ürün gruplarının dizayn aşamasından, tüketiciye ulaştırılmasına kadar bizlere rehberlik eden ana felsefemizin yapı taşıdır. Yapıştırıcı pazarında lider ve tek marka olma hedefiyle piyasaya giren BOSTİK, 2015 yılında stratejik bir hamleyle Arkema bünyesine katıldı. Kurumsal yapısını daha da güçlendiren firma önümüzdeki dönemde yüksek bir performans grafiği çizeceğinin sinyallerini veriyor. Bostik C&C İş Birimi Müdürü Doğan Öz ile Yapı Kimyasalları sektörünü ele alırken, BOSTİK hakkında bilinmeyenleri de konuştuk. Keyifli okumalar…

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte çalışma sahalarınızdan biraz bahseder misiniz? Doğan Öz / Bostik C&C İş Birimi Müdürü

68

Yapı Malzeme Şubat 2017

Bostik’in global tarihçesinden bahsetmekte fayda var. Firma 1889 yılında

Chelsea Massachussets’de Bostik Blacking Co. adıyla kurulmuştur. 1929 yılına gelindiğinde ise firma, USM (United Shoe Machinery) tarafından satın alınmış ve 1950’lere kadar ayakkabı endüstrisine ağırlık vermiştir. 1990 yılında petrol ve doğalgaz şirketi TOTAL bünyesine katılan firma, TOTAL bünyesinde bulunan yapıştırıcı firmalarıyla birleşerek büyümeye devam etmiş ve düzenli firma satın alma politikaları ile sektördeki lider firmalardan biri haline gelmiştir. 2001 yılında TOTAL, Fina ve ELF Aquatine’in birleşmesi ile bu şirketlere ait yapıştırıcı firmaları olan Bostik ve Ato Findley birleşmiş, Bostik Findley ortaya çıkmıştır. 2004 yılında zengin ve köklü geçmişleri olan organizasyonların birleşmesi sonucu ortaya çıkan Bostik Findley, yapıştırıcı pazarında lider olacak tek mar-


Dosya Ürünlerinizin uzun süre dayanıklı olması için ne gibi konulara önem veriyorsunuz?

ka olarak yoluna devam etme kararı almış ve yeni firma Bostik doğmuştur. 2015 yılının Şubat ayında Arkema, Bostik’in satın alımını gerçekleştirmiş olduğunu duyurdu. Artık, Arkema bünyesine katılmış bir firma olarak, yeni dönemin stratejisine bu tarihi satın alma önemli bir katkıda bulunmuştur.

“Sürdürülebilir kalite yönetimi” pazardaki iş ortaklarımızın güvenle kullanabileceği ürün gruplarının dizayn aşamasından, tüketiciye ulaştırılmasına kadar bizlere rehberlik eden ana felsefemizin yapı taşıdır. Bu sebeple, bu süreçte yer alan her bir aşamada, ürün ve çözümlerimizi titizlikle kalite açısında değerlendiriyor ve gerekli gördüğümüz hususlarda proseslerimizi yeniden gözden geçiriyoruz. Bu şekilde pazar dinamiği ile değişen şartlara adapte olabilen ve toplam kalite ihtiyacına cevap verebilen bir doğrultuda kendimizi sürekli yeniliyoruz.

İnşaat sektörü genelinde Yapı Kimyasalları’nı nerede görüyorsunuz? Sektörle olan karşılıklı etkileşimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de Yapı kimyasalları sektörü, Yapı Sektörü 2015 Raporu’na göre 2.7 milyar TL.lik işlem hacmi ile toplam sektör hacmi içerisinde önemli bir paya sahiptir. Bu denli büyük bir endüstri oluşmasının ana unsurları olarak, Türkiye‘de yapı sektörünün lokomotif endüstri oluşu, yapı sektörü içerisinde temelden çatıya kadar pek çok farklı alanda 100’lerce ürünün ve aplikasyonun uygulanabiliyor olması, üretici firmaların AR-GE çalışmaları ile sektöre her sene yeni çözümler sunabilmeleri ve en önemlisi bütün sektör paydaşlarının farkındalık yaratıcı faaliyetleri sayılabilir.

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? Bostik olarak temel ürünlerimizi; su yalıtımı, zemin hazırlığı, seramik yapıştırıcıları, Halı VE PVC yapıştırıcıları, ahşap yapıştırıcıları, dekorasyon, teknik harç ve kimyasallar, panel ve ısı yalıtımı, sızdırmazlıklar ve yapıştırıcılar olarak gruplayabiliriz. Bu ürün grupları içerisinde özellikle su yalıtı-

Türkiye Yapı Kimyasalları pazarını global pazarla kıyasladığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz?

mı, zemin hazırlığı, sızdırmazlık ve yapıştırıcılar lokomotif ürün gruplarımızdır. Her türlü zor hava koşullarında uygulanabilen, uzun ömürlü yeni nesil SMP su yalıtım ürünleri, alanında öncü Boscopur markalı PU ve Cementech markalı çimento esaslı su yalıtımı malzemeleri, sektörünün öncüsü cephe sızdırmazlık ve yapıştırıcı ürünleri AR-GE organizasyonumuz ile sürekli yenilenen ve sektör trendlerine göre adapte olabilen ürün gruplarımızın başında gelmektedir.

Türkiye inşaat sektörünün ana unsurları kentsel dönüşüm projeleri, büyük altyapı projeleri, özel ve kamu sektörünün üretmiş olduğu toplu konut projeleridir. Bu 3 alanın ortak ihtiyacı ise maliyetlendirme açısından optimum maliyet ile teknik açıdan olmazsa olmaz gereksinimlerin sağlanabildiği, sürdürülebilir ve uzun ömürlü yapıların ortaya çıkarılabilmesidir. Yapı kimyasalları bu alanda temelden çatıya sayısız çözüm ile toplam sektör içerisinde önemli bir paya sahiptir. 2006’dan beri yapı sektörü analiz edildiğinde özellikle hi-tech çözümlerin farkındalık yaratma ile pazara tanıtılmış olması, Türk müteahhitlerinin uluslararası platformda pek çok projede başarıyla yer alıp, orada edindikleri know-how’ı yurtiçine taşımış olmaları

Yapı Malzeme Şubat 2017

69


Dosya hakkında biraz bilgi verir misiniz? Bostik olarak saha faaliyetleri yoğun ve müşteri odaklı bir organizasyona sahibiz. Türkiye’de 4 bölge müdürlüğümüz ve bu müdürlüklere bağlı bir satış organizasyonumuz mevcuttur. Bunun dışında yerel pazarlama, ürün yönetimi, teknik servis ve şartname yöneticiliği organizasyonları ile pazara ve değişen dinamiklere her daim yakın bir davranış modeli sergiliyoruz.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir?

önemli. Spesifik derneklerin faaliyetleri ile yapı kimyasalları global vizyonu ülkemizdeki faaliyetler ile paralel duruma gelmiş ve global pek çok teknoloji ülkemizde de kısa bir sürede üretilebilir olmuştur.

2017 yılı için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yıl içerisinde yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? 2017 her ne kadar olumsuzluklarla başlamış olsa da Türkiye’nin ülke olarak büyüme potansiyeli, Bostik’in Türkiye’ye bakış açısı ve yeni yapılanmamızı değerlendirdiğimizde bizler için önemli bir büyüme senesi olacağına inanıyorum. Yıl içerisinde bu büyüme hedefi doğrultusunda planladığımız pek çok projemiz bulunmaktadır. Bu projeleri yıl içerisinde iş ortakları toplantımızda açıklamayı planlıyoruz.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkanlar nelerdir? Özellikle yurt içinde 2 üretim tesisimizin olması, bu tesislerde mevcut ürünlerin geliştirilmesi ve yeni ürünlerin ortaya çıkarılması konusunda önemli bir avantaj ortaya çıkarmaktadır. Özellikle 2017’ de bu avantajımızı pek çok önemli projede ön plana çıkaracağız. Bostik ‘in global anlamdaki vizyonu da yeni ürün ve aplikasyonları destekler yöndedir.

Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Yeni ürün ve aplikasyonları planlarken,

70

Yapı Malzeme Şubat 2017

çevresel etkileri gözeterek bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Özellikle yeni ürünlerimiz ile ilgili çalışmalarımız çevre bilinci eksenin gerçekleştirilmektedir.

Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama organizasyonunuz

Özellikle müşteri beklentilerine uygun, değişen dinamiklere adapte olabilen yapımız bizi rakiplerimizden ayıran en önemli özelliğimiz olarak ortaya çıkıyor. Örnek vermek gerekirse: Özellikle Esenyurt tesisimiz cephe segmenti konusundaki özel renk ve proje spesifik taleplere, bütün rakiplerimizden daha hızlı ve tamamen müşteri odaklı bir çözüm üretebiliyor. Bu da, bu segmentte bizi pazardaki en güçlü oyuncu olarak ortaya çıkarıyor. Bunun yanında Global Bostik ile entegre yapımız, bizi yurtdışındaki yeni ürün ve uygulamaları çok daha hızlı bir şekilde yurtiçine adaptasyonunu sağlama konusunda destek oluyor.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Pazardaki bütün paydaşların 2017’yi en verimli bir şekilde geçirmesini ve sektörün gelişimi ile ilgili önemli adımları sağlıklı bir şekilde atabilmelerini dilerim.



“Globalde edindiğimiz benzersiz tecrübe ve aşındırıcı çözümleri, Türkiye pazarına aktarmaktayız” “Dünya’nın çeşitli ülkelerinde 3 büyük ARGE platformumuz ve 8 büyük Teknoloji & Eğitim Merkezimiz bulunmakta. En yetenekli mühendislerin gerçek müşteri durumlarını canlandırarak test, eğitim ve geliştirme yaptıkları Uzman Taşlama Teknoloji Merkezleri, ürün gelişimine büyük katkı sağlamakta.”

mas Kesiciler, Bağlayıcı Taşlar ve Süper Aşındırıcılar. Kısaca müşterilerimize ihtiyaç duyabilecekleri tüm ürünleri sunma şansına tek elden sahibiz. Türkiye’de, Eskişehir’de bulunan fabrikalarımızda Kesme & Taşlama Taşları üretimini ve Gebze’de Zımpara ürünlerinin konfeksiyonunu yerel olarak yapmaktayız. Bu sayede rekabetçi fiyat politikası oluşturarak üstün performanslı ürünlerimizi tüketici ile buluşturmaktayız.

2017 yılı için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yıl içerisinde yeni proje/yatırımlarınız olacak mı?

Aykut Aydoğan / Saint-Gobain Aşındırıcılar Türkiye Genel Müdürü

Düzenli Ar-Ge yatırımları ve yakın müşteri ilişkileri sayesinde teknoloji liderliğini kimseye kaptırmayan Saint-Gobain Aşındırıcılar, müşterilerine piyasadaki en karmaşık ve zor uygulamalar da dahil olmak üzere, her türlü malzemenin şekil verme ve yüzey işlemesinde güçlü, hassas ve kullanıcı dostu çözümler sunmaya devam ediyor. Saint-Gobain Aşındırıcılar Türkiye Genel Müdürü Aykut Aydoğan ile Yapı Aşındırıcıları üzerine konuştuk. Keyifli okumalar..

72

kişiye istihdam sağlamaktayız. Türkiye’deki faaliyetlerimiz ise 1980’li yıllara dayanmakta. Ancak 2013 yılında şirketleşme yoluna giderek hızlı büyüme stratejimizi bu dönemde oluşturduk. Şu an Türkiye’de Norton, Clipper, Winter ve Grinding markalarıyla yer almaktayız. Bir de bunların dışında bildiğiniz üzere sektörün lider markası Atlas Zımpara’yı satın alarak Saint Gobain Aşındırıcılar’ın bünyesine entegre ettik. Atlas markası ile daha da gelişen şekilde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte çalışma sahalarınızdan biraz bahseder misiniz?

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz?

Saint-Gobain Aşındırıcılar olarak 27 ülkedeki 62 üretim tesisi ile sunduğumuz her ürün gamında lider pozisyonlarda yer almakta ve dünya genelinde 11 bin’e yakın

Aşındırıcı pazarına sunduğumuz ürünleri 5 ana başlık altında segmente etmekteyiz. Bu başlıkları ise şu şekilde belirtebilirim: Kesme & Taşlama Taşları, Zımparalar, El-

Yapı Malzeme Şubat 2017

Özellikle Norton, Clipper ve Winter markalarımızla, globalde edindiğimiz benzersiz tecrübe ve aşındırıcı çözümleri Türkiye pazarına aktarmaktayız. Bütün dünyada başarısını kanıtlamış, bizi dünya liderliğine taşıyan ürün gruplarımızı, yerel olarak yakaladığımız artan ivmemiz ile Türkiye’de de yeni yılda bu noktalara getirme arzusu içindeyiz.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkanlar nelerdir? Saint-Gobain Aşındırıcıların hedefi, günlük çalışmalarında teknolojide mükemmelliği ve müşterileri ile en güçlü işbirliğini kurabilmektir. Bu nedenle dünya çapında ciromuzun önemli bir bölümünü ARGE çalışmalarına ayırmaktayız. Dünya’nın çeşitli ülkelerinde 3 büyük ARGE platformumuz ve 8 büyük Teknoloji & Eğitim Merkezimiz bulunmakta. Bunun yanı sıra en yetenekli mühendislerin gerçek müşteri durumlarını canlandırarak test, eğitim ve geliştirme yaptıkları Uzman Taşlama Teknoloji Merkezleri, ürün gelişimine büyük katkı sağlamakta. Tüm ARGE çalışmalarımızın


Dosya sonucu olarak bugün satışını gerçekleştirdiğimiz ürünlerin ciddi bir bölümünü 5 yıldan genç inovatif ürünler olduğu bilgisini paylaşabiliriz.

Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Tüm Saint-Gobain şirketlerinin en temel konulardan biri çevresel kalıntıları en aza indirmektir. Su kaynaklarının optimize edilmesi, karbondioksit emisyonlarının azaltılması, katı atık ayrımı ve geri dönüştürülmüş hammadde kullanımının arttırılması konusunda tedbirlerimizi almaktayız. Örneğin, Eskişehir Üretim Tesisimiz enerji verimliliği yüksek bina olarak tasarlandı ve doğal reçineler & geri dönüşümlü mineraller kullanarak kesme ve taşlama taşları üretmekteyiz. Ayrıca çevreye ve kullanıcıya olan zararları azaltmaya yönelik yüksek performanslı aşındırıcı ürünleri kullanım sırasında düşük gürültü, titreşim ve toz yaratacak şekilde geliştirmekteyiz.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Bizi diğer markalardan ayıran özelliklerden biri olarak FEPA ve oSa kurucu üyesi olduğumuzu söyleyebiliriz. Tüm ürünlerimizi bu standartlara uygun olarak üretmekteyiz. Fabrikalarımızdan çıkan tüm ürünlerimizi, hem kendi yaptığımız hem de bağımsız denetim firmaları tarafından yapılan testlerden başarıyla geçirdikten sonra tüketici ile buluşturmaktayız.

En iyi fiyat-performans oranı ile Vulcan Kesme ve Taşlama Taşları Uzun yıllara dayanan bilgi birikimi sayesinde aşındırıcı konusunda uzman marka olan Norton, Kesme ve Taşlama Taşları için en etkili çözümleri sunmaya devam etmekte. Bununla beraber, Dünya genelinde edindiği tecrübeleri, büyük Ar-Ge yatırımları ile birleştirerek yenilikçi, öncü ve lider marka imajını sürdürmekte. Norton Vulcan Kesme ve Taşlama Taşları globalde yenilenen formülü ile %30 daha uzun ömür ve yüksek talaş kaldırma oranı yakalamakta. Tüm dünyada piyasaya sunulan bu geliştirilmiş ürün, şu anda Türkiye pazarında da tüketici ile buluşmakta. Ayrıca operatörleri yormadan, konforlu, kolay ve hızlı uygulama imka-

nı sayesinde tercih sebebi olmakta. Uzun ömrü ile taş değişiminden kaynaklanan iş kaybı süresini azaltarak iyi bir fiyat-performans yakalayan Norton Vulcan Kesme ve Taşlama Taşları, özellikle tersane, döküm, havacılık, otomotiv, fabrikasyon ve yapı sektörlerinde güvenle kullanılmakta. Tüm metal, paslanmaz çelik, döküm, taş ve mermer uygulamalarına farklı çözümler sunabilen Vulcan ürün gamı, sahip olduğu oSa Güvenlik Sertifikası ile operatörlerin güvenle çalışmasını sağlamakta.

Yapı Malzeme Şubat 2017

73


“Her bir markayı ana iş gruplarına ayırdık” Önümüzdeki dönemde pazara vermeyi planladığımız sanayi boyaları ve kimyasallarından oluşacak yeni ürünlerimizin; Koramic ve markalarının daha güçlü bir sinerjiyle büyümesini sağlamanın yanı sıra, gelişen pazarın ihtiyaçlarına da daha kapsamlı bir şekilde cevap vereceğine inanıyoruz. Marka bilincini ve pazar payını artırmak için müşteriye yakın olmanın önemini her zaman göz önünde bulunduran Koramic; Türkiye ve çevre ülkelerde yatırımlarını artırarak sektöründe öncü, güvenilir ve yenilikçi firma olma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor. İyi bir takım çalışması ile başarılı çalışmalara imza atan Koramic’in Türkiye Genel Müdürü Ali Yıldırım ile Yapı Kimyasalları üzerine konuştuk. Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan sayın Yıldırım’a teşekkür ediyoruz.

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte çalışma sahalarınızdan biraz bahseder misiniz? Koramic Yapı Kimyasalları; Türkiye’deki inşaat sektöründe, yapı kimyasalları alanında yeni ürünlerin geliştirilmesi ve üretilmesine öncü olmak, alanındaki ürünlerde

74

Yapı Malzeme Şubat 2017

Ali Yıldırım / Genel Müdür

kalitenin sürekliliğinin korunmasına katkıda bulunmak ve bu ürünlerin doğru kullanılması konusunda sistematik çözümler üretmek misyonu ile 1998 yılından bu yana sektöre hizmet vermektedir. Türkiye’de ki faaliyetlerini 18 yıldır büyük bir hızla sürdüren Koramic Yapı Kimyasalları, 4 üretim tesisinde, %20’si ihracata yönelik olmak üzere 100 bin tondan fazla yapı kimyasalının üretim ve satışını gerçekleştirmektedir. Üretim tesislerimizde, yapıştırma harçları, derz dolgu malzemeleri, su yalıtım malzemeleri, kendinden yayılan şaplar, astar ve harç katkıları, uygulama sonrası temizlik ve bakım ürünleri, tamir ve yüzey düzeltme sıvaları, karo seramik uygulama aletleri; poliüretan ve epoksi esaslı zemin kaplama, su yalıtım malzemeleri ve dış cephe ısı yalıtım sistemleri üretilmektedir. Eczacıbaşı Grubu ile birlikte hayata geçir-


Dosya diğimiz ve iş ortaklığımızın devam ettiği VitrA Fix ve VitrA Therm markalı ürünlerimizin üretiminin yanı sıra 2012 yılı itibariyle tanıtımına ve üretimine başladığımız markamız CERMIX ile faaliyetlerimize her geçen gün artan bir ivme ile devam ediyoruz.

İnşaat sektörü genelinde Yapı Kimyasalları’nı nerede görüyorsunuz? Sektörle olan karşılıklı etkileşimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede olduğu gibi, inşaat sektörü yarattığı katma değer ve istihdam açısından ülkemiz ekonomisi için de lokomotif sektör olmayı sürdürmektedir. Her geçen gün gelişen İnşaat sektörü için; yapıların ekonomik ömrünün uzatılması, enerji tasarrufunun sağlanması ve yaşam konforunun maksimum oranda artırılarak depreme dayanıklı binaların üretilebilmesi açısında yapı kimyasalları çok büyük önem taşımaktadır. İnşaat sektörüne paralel olarak büyüme ivmesini artıran sektörlerin en başında gelen Türk yapı kimyasalları sektörü, son yıllarda yenilikçi ürünler bazında gelişmeler göstermekte ve hiç şüphesiz ki bu inovasyon da geri etkileşimle inşaat sektörüne maksimum faydayı sağlamaktadır.

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? Türk-Belçika ortak AR-GE çalışması ve

emeğin sonucu olarak üretmeye başladığımız CERMIX ve Vitrafix markalı yapı kimyasalları çözüm sistemlerimiz şu an gerek Türkiye’de gerekse ihracat pazarlarında büyük ilgi görüyor. Markalarımızı hem ürün grupları olarak hem de dağıtım kanalı olarak gruplandırdık. Her bir markayı ana iş gruplarına ayırdık. VitrA Fix karo seramik uygulamalarına sistematik çözümler üreten markamız. VitrA Therm; binaları soğuğa, yağmura, kara, yangına, sese ve yoğun güneş ısısına karşı koruyan özel yalıtım katmanları sayesinde %40 ~ %60 arası yakıt tasarrufu sağlıyor. Daha az yakıt masrafıyla, daha sıcak ortamlar yaratılmasını sağlayan, her türlü iklimde kusursuz performans gösteren VitraTherm, ısı yalıtım performansı zamanla azalmayan uzun ömürlü, kalıcı çözümler sunan markamız. Geniş ürün portföyü ve yüksek kalitesiyle tercih sebebi olan CERMIX markamız; özellikle profesyonel epoksi ve poliüretan sistemlerini kapsamakla birlikte, seramik yapıştırıcıları, derz dolgu ve bakım ürünleri ile dış cephe ısı yalıtım malzemelerini kapsayan 3 ana ürün grubunda faaliyetlerine devam etmektedir. Uzun bir geçmişe sahip olan ve Avrupa’nın en önemli yapı kimyasalları markası olan CERMIX ‘in ürün grubu arasında yer alan; yalıtımın bir bütün olduğu ilkesi ile oluşturulmuş CERMITHERM Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri ve ayrıca su yalıtımını sağlayan özel ürün gruplarımızla sektöre güvenli, sağlam ve kesin çözümler sunuyoruz. Günümüzde inşaat sektöründe yaşanan

hızlı gelişim ve değişimler; sektörün tüm alt segmentlerinde de yeni uygulama sistemlerinin, dolayısı ile birçok farklı ve gelişmiş ürün grubunun pazarda yerini almasını sağlamaktadır. İnşaat sektöründeki tüm bu gelişmeler, hiç şüphesiz Yapı Kimyasalları sektöründe de sürekli inovasyonu tetikliyor. Özellikle; yapıların ömrünü ve sağlamlığını artıracak epoksi ve poliüretan sistemler ile enerji verimliliği konusunda oldukça doğru sonuçlar alınmasını sağlayan Poliüretan Sistemler gün geçtikçe önem kazanıyor. Bizler de Koramic olarak; epoksi ve poliüretan sistemleri oldukça önemsiyor ve konuda sektöre yenilikçi ürünler sunmaya devam ediyoruz. Ayrıca, endüstriyel sanayi boyaları ve koruyucu kimyasallar da odağımızda olan ve gelişen pazarın ihtiyaç duyduğu ürünler arasında yerini alıyor.

Türkiye Yapı Kimyasalları pazarını global pazarla kıyasladığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Ekonomik büyüklüğü yaklaşık 3 milyar TL olan Türk yapı kimyasalları sektöründe ulusal ve uluslararası 500’ün üzerinde firma faaliyet gösteriyor. Dünyanın önde gelen yapı kimyasalı firmalarının Türkiye’de yaptıkları yatırımlarla da sektör her geçen gün daha da gelişiyor. Ülkemizde tüm alt ve üst yapılarda yapının ekonomik ömrünün uzatılması, tasarruf sağlanması ve yaşam konforunun artırılması amacına yönelik olarak özellikle ısı, su, ses ve yangın yalıtımı uygulamaları da inşaat sektörünün gelişmesine ve büyümesine paralel olarak gelişiyor ancak

Yapı Malzeme Şubat 2017

75


Dosya kanıtladı. Bu başarıların arkasında ise iyi bir takım çalışması, hedefe odaklanma, yeniliğe ve gelişime verilen önem yatıyor. Gelişimin en büyük parçası olan AR-GE çalışmalarımızın çoğunu yurtdışı destekli olarak yapıyor, yeni fabrikamızda kurduğumuz modern laboratuarlarda Belçika’daki genel merkezimiz ve Fransa’da bulunan kardeş şirketlerimiz ile ortak çalışmalara devam ediyoruz.

Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz?

daha kat edilmesi gereken epey bir yolumuzun olduğuna inanıyoruz. Türkiye Yapı Kimyasalları sektörünün dünya ile kıyaslandığında en az 2-3 kat daha büyüme potansiyeli olduğunu gözlemliyoruz. Özellikle su yalıtımı konusunda henüz çok yol alamadığımız ve bu konuda ihmalkar olduğumuz bir gerçek. Su yalıtımında da; ısı yalıtımında olduğu gibi yasal düzenlemelerin artması ve nihai kullanıcının bilinçlendirilmesi çalışmalarına daha fazla ağırlık verilmesi gerekiyor. Firmaların bunu tek başına yapması çok kolay değil. Dolayısıyla STK’larla birlikte su yalıtımının önemini anlatabilirsek ısı yalıtım sektöründeki büyümeyi su yalıtımında da yakalayabiliriz. Sektörümüz için en büyük sorunlardan birisi de standartlar harici merdiven altı üretimler, haksız rekabet uygulamaları ve bunların da nihai tüketici veya son kullanıcılar tarafından ekonomik imalatlar için avantaj olarak kabul ediliyor olması. Bizler gibi kaliteye, markalaşmaya ve gelişime önem veren, Ar-Ge çalışmalarına hız verip yeni yatırımlar yapan firmaların yanı sıra, bir grup üreticinin “merdiven altı “ olarak tabir ettiğimiz üretimine hala müşteri bulabiliyor olmasını üzücü buluyoruz.

76

Yapı Malzeme Şubat 2017

2017 yılı için hedefleriniz ne doğrultuda? Yıl içerisinde yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? Koramic’in kurumsal hedeflerinin başında; sürekli büyümek, gelişim ve hiç durmadan yola devam etmek yer alıyor. Geçtiğimiz yıl faaliyete aldığımız BilecikBozüyük’deki yeni fabrikamız ile yurtiçi ve yurtdışı pazarlardaki gücümüzü artırdığımızı ve daha da artıracağımızı söyleyebiliriz. Yeni üretim tesisleri ve yatırımlarımız ile birlikte büyüttüğümüz bu stratejik pazarlar elbette bizleri yeni ürün gruplarına yöneltiyor. Önümüzdeki dönemde pazara vermeyi planladığımız sanayi boyaları ve kimyasallarından oluşacak yeni ürünlerimizin; Koramic ve markalarının daha güçlü bir sinerjiyle büyümesini sağlamanın yanı sıra, gelişen pazarın ihtiyaçlarına da daha kapsamlı bir şekilde cevap vereceğine inanıyoruz.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Markalarımız, Vitrafix ve Cermix inşaat sektöründe kaliteli ve sistematik çözümler sunan markalar olarak kendilerini

Ekonomik kalkınmanın, doğal varlıkları ve çevreyi tahrip etmeden gerçekleşmesi anlayışı ile çalışmalarını sürdüren Koramic, doğal kaynak dengelerini dikkate alan ve kalkınmanın yararlarını bugünün olduğu kadar gelecek kuşakların da kullanımına sunan bir yaklaşımı benimsemektedir. Koramic ve tüm çalışanları, gelecek kuşakların gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, üretkenliğinin devamlılığının sağlanması ilkesi ile kalkınmayı sürdürülebilir kılmaya önem vermektedir. Bu misyon çerçevesinde de; kalitenin sürekliliğinin korunmasına katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirdiği tüm çalışmalarda ve üretim süreçlerinde çevre ile ilgili yasalara, normlara uymayı ve tüm faaliyetlerde etkin bir “Kalite Yönetim Sistemi” oluşturmayı taahhüt etmektedir. Zaten üretim ve satış programlarımızda halen çalışmaları devam eden ISO 9001,ISO 14001 ve OHSAS 18001 kalite sistemleri, EN ,TSE ve ASTM ürün standartları ve normları bunların en belirgin örneklerindendir.

Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama organizasyonunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz? Satış öncesi olduğu kadar sonrasında da çok uzman bir kadro ile çözüm sunuyoruz müşterilerimize. Satış ve pazarlama grubumuz içerisinde, bayi kanalına bakan aktif satıcılarımız bulunuyor. Teknik satıcılarımız ise yalnızca proje müellifi ve mühendisleriyle görüşüyor. Ayrıca satış sonrası teknik hizmetler bölümümüzde yer alan arkadaşlarımız da müşterilerimize danışmanlık yapıyor. Ayrıca bölgelerde bulunan ustalarımıza, malzemenin uygulaması hakkında bilgi veriyor. Bu grubun içerisinde yer alan dış satım alanındaki çalışanlar ise biraz daha bu konuda nitelikli oluyorlar. Çünkü onlar işin hem teknik hem de satış kısmını çok iyi biliyorlar. Pazarlama ekibimizin de çalışmalarıyla birlikte bu alanda çok daha güçlü bir hizmet veriyoruz. Dolayısıyla bize gelecek her türlü soruna karşı çok rahatlıkla bir çözüm sunabiliyoruz.



“Belirlemiş olduğumuz hedeflere güçlü ve emin adımlarla ilerliyoruz” “Sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir toplum olabilmek ve bu anlamda farklılaşabilmek için, AR-GE yönetimi TERRACO’nun ana stratejisidir.” Türkiye’de ilk olarak üretilmiş olan ürünlerin büyük kısmında TERRACO’nun imzası bulunmaktadır. TSE ve diğer kalite belgelerinin yanı sıra Türkiye’nin EOTA ETAG 004 belgeli ilk ısı yalıtım sistemine sahip olan TERRACO, Türk inşaat sektörüne farklı bir boyut getirmiş olmanın haklı gururunu yaşamakta. Terraco Türkiye Genel Müdürü Bulut Uzun ile şirket faaliyetlerini, yeni yıl planlarını ve Terrraco’nun yenilikçi ürünlerini el aldık…

gamında iç ve dış boyalar, dış cephe kaplamaları, dekoratif boyalar, ısı yalıtım sistemleri, su yalıtım sistemleri, spor saha boyaları, yapı kimyasalları gibi ürünleri bulunmaktadır.

İnşaat sektörü genelinde Yapı Kimyasalları’nı nerede görüyorsunuz? Sektörle olan karşılıklı etkileşimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapı malzemelerinde teknoloji sürekli ilerleme kaydediyor. Yapıdaki kalitenin artması sonucu yeni ürünlerimizi piyasaya sunarak ihtiyacı karşılamaya çalışıyoruz.

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte çalışma sahalarınızdan biraz bahseder misiniz? İskandinav teknolojisi ile üretim yapan TERRACO A.Ş. Türk inşaat sektöründeki faaliyetine 1988 yılında Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki üretim tesislerinde başlamıştır. Türkiye ile birlikte Ürdün, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam, Kore, UK, Tayland, Rusya, Çin ve Pakistan olmak üzere 13 ülkede 17 ayrı üretim merkezinde üretim yapmakta ve İskandinav teknolojisini bu bölgelerde sektörün hizmetine sunmaktadır. Terraco Group

78

Yapı Malzeme Şubat 2017

Bulut Uzun / Terraco Türkiye Genel Müdürü

bünyesinde 3.000’i aşkın ürün mevcuttur. Halen Türkiye’de 250 farklı ürün gamına sahip olan Terraco hazırlanan 5 yıllık plan çerçevesinde yeni ürünleri Türk inşaat sektörüne sunma çalışmalarını sürdürmektedir. Terraco Türkiye’nin mevcut ürün

Ürün gruplarınızdan ve yeni nesil malzemelerinizden örnekler verebilir misiniz? Terraco Türkiye’nin mevcut ürün gamında iç ve dış boyalar, dış cephe kaplamaları, dekoratif boyalar, ısı yalıtım sistemleri, su yalıtım sistemleri, spor saha boyaları, yapı kimyasalları gibi ürünlerin yanısıra çatlak köprüleme konusunda yapısal çözüm getiren derz dolgu macunları, elasto-


Dosya merik boyaları ve ahşap, seramik, taş vb. cephelere alternatif olarak sunulabilecek daha ekonomik, daha kolay uygulanabilen boyaları bulunmaktadır.

Ürünlerinizin uzun süre dayanıklı olması için ne gibi konulara önem veriyorsunuz? Hedeflerimiz kalıcı, kaliteli, çevre ve insan sağlığına duyarlı, hem yaratıcı hem yenilikçi ürünler üretmek, çözüm ortaklarımız ve müşterilerimize kesintisiz, kaliteli hizmet ve ürün sunmaktır. Yüksek verimli bir çalışma sağlayacak ürünlerle müşterilerimize hizmet vermek önceliklerimiz arasında. Bilindiği üzere günümüz şartlarında “zaman” en önemli rekabet konularından biri. Çalışanlar için hem tüketilen iş gücünü azaltan hem de süre olarak pratik çözümler sunan ürünler tercih sebebi olmaya başladı. Alternatif cephe kaplama ürünlerimiz ile hem zamandan kazanıp hem de ekonomik çözümler sunuyoruz.

Türkiye Yapı Kimyasalları pazarını global pazarla kıyasladığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Global pazar ile yapı kimyasalları pazarının paralel ilerlediğini düşünüyorum, yeni ürünlerimizi çözüme yönelik, yurtdışında reçeteleri hazırlanan ürünleri Türkiye şartlarına uyacak şekilde revize ediyor piyasaya sunuyoruz.

bilmek için, AR-GE yönetimi TERRACO’nun ana stratejisidir. Yeni yatırım planlarımızı gündeme aldık, özellikle fabrikadaki makinelerin iyileştirilmesine yönelik çalışmaları başlattık. Yapılan stratejik planlar doğrultusunda belirlemiş olduğumuz hedeflere güçlü ve emin adımlarla ilerliyoruz.

la bu tedbirleri sistematik olarak kontrol eder. Mümkün olduğunca çevre dostu, geri dönüştürülebilir ve kirlilik yaratmayan girdi ve araçları kullanır

Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz?

Terraco kuruluşundan bu yana sektöründe ilklerin ve yeniliklerin öncüsü lider firmalar arasında adından övgü ile söz ettirmeyi başarmıştır. Gerek çalışanları ve gerekse çözüm ortağı bayileri ile birlikte paylaşılan ve inanılan temel Terraco misyonu, bugün olduğu gibi gelecekte de sektöründeki bu yenilikçi ve çevreci firma öncülüğünü devam ettirmektir.

Terraco A.Ş. ISO 9001:2008 kalite yönetim sistemine sahip ve tüm üretimini TS EN, TSEK, EOTA, BBA ve NSAI standartları kapsamında gerçekleştirmektedir. Çevreci ve çözüm odaklı ürünleri ile hizmet vermekteyiz. Bizler, çevreyi yararlanılacak en değerli bir hazine olarak görüyor ve gelecekte bütün dünya insanlığının da yararlanması için en iyi şekilde korunması gerektiğine gönülden inanıyoruz. Bu nedenle TERRACO, tüm faaliyetlerinde, bulunduğu çevre ile uyumlu çalışmayı ve iş çevresini korumayı temel ilke edinmiştir. Bu ilkeyi sürdürülebilir kılmak ve geliştirmek için çevrenin ve doğal yapının korunmasına yönelik bilimsel yöntem ve teknolojileri, bunlara uygun araçların yardımıyla yasal mevzuat ve yönetmeliklerin gereklerini yerine getirecek şekilde kullanır. TERRACO; olası çevre zararlarına karşı gerekli önlem ve tedbirleri tasarım aşamasında alır, yazılı prosedürler ve talimatlar-

Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama organizasyonunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Trend oluşturan firmayız, yapıdaki farklı cephe çözümlerini farklı özellikli ürünleri kendi tesislerinde üreten nadir firmalar arasındayız. Çevreci ve her zaman yenilikçi ürünleri ile yapı malzemeleri sektöründe saygın bir yere sahip olan Terraco’nun ürün yelpazesinde, İrlanda’da bulunan Ar&Ge bölümünün desteği ve kontrolü altında geliştirilerek farklı çözümler sunan, birbirini tamamlayabilen ve yeni teknoloji ile üretilen 100’ün üzerinde ürün bulunmaktadır.

2017 yılı için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yıl içinde yeni proje/ yatırımlarınız olacak mı? 2016 yılı dünyada ve ülkemizde zor bir yıl olmakla beraber, firmamız hedeflerinin üzerinde büyüme kaydetmiştir. Terraco gelecek 10 yılda hak ettiği yeri alarak ülkemiz inşaat malzemeleri sektöründe yenilikçi, çevreci ve sürdürülebilir üretim esasıyla öncü rolünü koruyarak geliştirecektir. Önümüzdeki 5 yıllık süreçte Türkiye’de yatırımlarımızı arttırarak yüzde 400 büyüme oranına ulaşmayı hedefliyoruz. Buna ek olarak Türkiye’nin doğusunda bir üretim tesisi daha kurmayı planlıyoruz. Bunun için fizibilite çalışmalarımız devam ediyor.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkanlar nelerdir? Firma olarak 2015 yılında İrlanda da yeni AR-GE merkezini devreye alarak ürün kalite sistemlerini ve yeni ürün geliştirme çalışmalarına hız vererek sektöre yenilikler sunmakta ve farklı çözümler üretmektedir. Ortaya çıkardığı katma değeri sürdürebilmek adına mevcut yurtdışı müşterilerini korumak ve yeni pazarlar bulmak TERRACO’nun ana ihracat felsefisidir. Sadece tüketen değil aynı zamanda üreten bir toplum olabilmek ve bu anlamda farklılaşa-

Yapı Malzeme Şubat 2017

79


“Aydınlatmanın hedefi; açık ya da kapalı mekanlarda yer alan nesnelere ve çevrelerine ışık yollayarak görünmelerini sağlamaktır.” “LED’lerdeki baş döndürücü teknik gelişmeler bağlamındaki kullanım artışı; halojen, sodyum buharlı, metalik halojenürlü (metal halide), flüoresan vb.. geleneksel (konvansiyonel) olarak adlandırılan ışık kaynaklarının (lambaların) ve bunları içeren aydınlatma aygıtlarının üretimlerinin 2017’de daha da azalmasına yol açmaya devam edecektir.”

Prof. Dr. Rengin ÜNVER / ATMK Yönetim Kurulu Başkanı YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi

ATMK Yönetim Kurulu Başkanı- YTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rengin Ünver’e Aydınlatma konusu üzerine merak ettiğimiz soruları yönelttik. Sahip olduğu geniş medeniyet algısı ve Aydınlatma konusu üzerindeki hakimiyetiyle zihin dünyamızda yeni ufuklar açan sayın Ünver’e teşekkür ediyoruz.

Aydınlatmayı mimarinin bir parçası olarak değerlendirebilir miyiz? Yapıların çekici görünmesinde nasıl bir fonksiyonu bulunmaktadır? İnsanoğlu var olduğundan bu yana, çevre koşullarına uyum sağlayabilme ve korunma içgüdüsü ile kendine bir yaşama alanı oluşturmuştur. Bu alanlar açık ya da kapalı mekanlar olabilir. İster açık mekanlar/ dış mekanlar ister kapalı mekanlar/yapılar olsun, buralarda yaşamı sürdürebilmek için çevrenin algılanması gereklidir. Çevrenin algılanmasında her ne kadar görme organı dışındaki duyu organlarının katkısı olsa da “görsel algı” ve “görsel duyu” %80-90 gibi oranla ön plana çıkmaktadır. Daha açık bir anlatımla, görme, en gelişmiş ve algılamaya en fazla yardımcı olan duyudur. Görmenin gerçekleşmesi için ışığa ihtiyaç vardır. Işık ise aydınlatmanın temel malzemesidir. Bu nedenle, dış ve

80

Yapı Malzeme Şubat 2017

iç ortamların yaşanılır kılınabilmesi için görülebilmesi ve görülebilmesi için de aydınlatılması gerektiği açıktır. Nitekim aydınlatma, Uluslararası Aydınlatma Komisyonunca “nesnelerin ve çevrenin gereği gibi görülebilmesini sağlamak amacı ile ışık uygulamak” olarak tanımlanmaktadır. Buna göre aydınlatmanın hedefi, açık ya da kapalı mekanlarda yer alan nesnelere ve çevrelerine ışık yollayarak görünmelerini sağlamaktır. Buradan, aydınlatmanın, gerek açık gerekse kapalı mekanlar için yapılan tasarımların vazgeçilemez bir parçası olarak ele alınması gerektiği açıkça ortaya çıkmaktadır. Açık mekanlar “dış aydınlatma” konusunun içinde olup araçların kullandığı yol, meydan, köprü, otopark vb. olarak “işlevsel aydınlatma” adı altında gruplanmaktadır. Bunlara ek olarak, yapı yüzü, yeşil, su ve plastik öğeler ile yayaların kullandığı yol, meydan, köprü vb. konular ise dış aydınlatmanın “mimari aydınlatma” grubunda yer alır. Kapalı mekanlar “iç aydınlatma” konusunun içinde olup tüm bina tipolojilerinin (eğitim, sağlık, konut vb.) içindeki derslik, konferans salonu, lokanta, yatak odası vb. değişik işlevli ortamlarını kapsar. Özetle, açık ve kapalı tüm mekanlarda kullanıcıların çevrelerini görebilmeleri, eylemlerini güvenli, emniyetli ve verimli bir biçimde gerçekleştirebilmeleri için her konuya özgü aydınlatma tasarımı yapılmalıdır. Aydınlatma tasarımları kullanıcıların görme duyusu gereksinimleri karşılamanın yanı sıra dış ve iç aydınlatılma konularının özelliklerini de vurgulamalı, çekici görünmesini sağlamalıdır. Söz konusu olumlu görünümler oluşturulurken, aydınlığın düzeyi ve dağılımı, ışığın rengi, doğrultusu ve oluşturduğu gölgeler gibi aydınlatma tasarım parametreleri dikkatle düzenlenmelidir. Aydınlatma elemanlarının hem teknik özellik hem de dış görünüş açısından çevre ve ortama uyumlu olmasına da özen gösterilmelidir. Örneğin, otel lobisi aydınlatması kullanıcılar için uygun görme koşullarını sağlarken, iç mimari özelliklerini göstermeli ve otele gelenler için sıcak, rahat bir atmosfer oluşturabilmelidir. Yapı yüzü aydınlatması yapının mimari özelliklerini ortaya koyabilmeli ve ışık kirliliği oluşturmamalıdır. Park aydınlatması, yayaların

yürüme yollarında gerekli güvenlik koşullarını yerine getirirken, parkta yer alan yeşil ve su öğeleri görünür kılarak hoş ve cazip bir ışık ortamı elde edilmesini sağlamalıdır. Kısaca, aydınlatmanın fonksiyonları hem kullanıcılara iyi görme ortamı hem de aydınlatma konusunun özelliklerini gösteren çekici bir ortam yaratmaktır denilebilir.

Türkiye aydınlatma sektörünü, global sektörle karşılaştırdığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Aydınlatma tasarımları aydınlatma elemanları kullanılarak yapılır. Bu nedenle, Türkiye ve dünyadaki aydınlatma sektörü “aydınlatma tasarımı” ve “aydınlatma elemanı” olarak biri birini destekleyen iki grupta ele alınabilir. Aydınlatma tasarımı, aydınlatma konusuna özgü aydınlıklar düzeni, ışık mimarisi kurma çalışmasıdır. Bunu gerçekleştirebilmek için de mevcut aydınlatma elemanları ile aydınlatma tekniğine uygun, sürdürülebilir, enerji etkin, ilk yatırım ve kullanım gideri düşük aydınlatma tasarımı yapabilecek bilgi birikimine sahip yeterli insan gücüne ihtiyaç vardır. Ülkemizde bu konuda eğitim veren yükseköğretim kurumları ne yazık ki çok sınırlı sayıda. Dolayısıyla, aydınlatma tasarımı yapabilecek yetkinlikteki kişi sayısı da oldukça az denilebilir. Aydınlatma Türk Milli Komitesi (ATMK) olarak aydınlatma eğitim seminerleri düzenleyerek, sektöre katkıda bulunmaya gayret ediyoruz. Aydınlatma tasarımcısı sayısı açısından yurt dışına baktığımızda, durumun birkaç ülke dışında Türkiye’den pek farklı olmadığını söyleyebiliriz. Daha açık bir anlatımla, hemen hemen tüm dünyada aydınlatma tasarımcısı açığı olduğu söylenebilir. Aydınlatma elemanlarını kısaca yapay ışık kaynağı ve aydınlatma aygıtı olarak iki temel bölümde düşünebiliriz. Aydınlatma elemanlarının tasarımı ve üretimi için de belli bir teknik bilgiye sahip kişilere ihtiyaç vardır. Özellikle yapay LED ışık kaynağındaki teknolojik ilerlemeler ile aydınlatmada kullanımı giderek yaygınlaşan LED ve LED’li aygıtların tasarımı ve üretimi çok daha ayrıntılı ve çeşitli bilim alanlarının katkısını gerektiren bir sektör durumuna gelmiştir. LED’li sistemler/aygıtlar LED chip, lens, PSB, LED


Dosya sürücüsü, LED soğutucusu vb. değişik parçalardan oluşur ve titiz bir üretim zinciri gerektirir. LED li sistem parçalarının üretimi belirli firmalar tarafından yapılmakta ve LED li sistem üreticileri bu parçaları birleştirerek ürünlerini oluşturmaktadır. Dünyadaki ve ülkemizde de bu durum büyük bir benzerlik göstermekte, yani teknik eleman açığı bulunmakta ve üretim için bir başka ülkeye bağımlı olunmaktadır. Özetleyecek olursam, Türkiye aydınlatma sektörü açısından eğitim kurumlarımızın aydınlatma konusuna daha fazla yer vermesi, ulusal firmalarımızın bir an önce ARGE çalışmalarını hızlandırması ve özgün üretimlere yönelmeleri gereklidir.

2017 yılı için öngörüleriniz ne doğrultudadır? Dünyadaki değişiklikler, teknolojik gelişmeler ve ilerlemeler her alanda olduğu gibi ülkemiz aydınlatma sektöründe de ölçek farkı ile izlenmekte ve gerçekleşmektedir. Sürdürülebilirlik, yeşil bina, yeşil yerleşim, atık yönetimi gibi konularda aydınlatmanın katkı ve öneminin arttığını, daha bilinçli tasarım ve üretimlerin yapıldığını görüyoruz. 2017’de önceki yıllara göre söz ettiğim konularda olumlu durumlar olacağını söyleyebilirim. Konuyu yine yapay aydınlatma sektöründeki LED’lere getirecek olursak, %45 olan 2016’daki pazar payının gelecek yıl daha da artacağı açıktır. Nitekim sektör kaynaklarının LED’le ilgili öngörüsü, 2020’lerde %75 gibi oranı işaret etmektedir. LED’lerdeki baş döndürücü teknik gelişmeler bağlamındaki kullanım artışı halojen, sodyum buharlı, metalik halojenürlü (metal halide), flüoresan vb..geleneksel (konvansiyonel) olarak adlandırılan ışık kaynaklarının (lambaların) ve bunları içeren aydınlatma aygıtlarının üretimlerinin 2017’de daha da azalmasına yol açmaya devam edecektir. Bu azalmada ülkelerdeki yasal düzenleme ve destekler de rol oynamaktadır.

Enerji verimliliği bağlamında tasarımcı ve üreticilerimizin nelere dikkat etmeleri gerekmektedir? Ayrıca son kullanıcılara tasarruf ve verim konusunda tavsiyeleriniz var mı? Öncelikle bu soruyu yönelttiğiniz için teşekkür ederim. Aydınlatmada enerji verimliliği ve enerji tasarrufu konuları biri biriyle bağlantılı olmakla birlikte, kimi zaman eş anlamlı kullanabilmekte ve yanlış anlaşılmalara yol açabilmektedir. Aydınlatmada enerji tasarrufu, “yalnızca aydınlatmada harcanan enerjinin azaltılması” dır. Yani, salonunuzda iki lambanız varsa birini söndürünce elektrik tüketiminizden tasarruf yapmış, elektrik giderinizi azaltmış olursunuz ama elektrik enerjisini verimli kullanmış olmazsınız. Aydınlatmada enerji verimliliği ise “gerekli aydınlatma koşullarından ödün vermeden aydınlatmada tüketilen enerjinin azaltılması” dır. Buradan da

anlaşılacağı üzere, verimlilikte her şeyden önce kullanıcının görme eylemi için gerekli konfor koşulları sağlanması zorunluğu vardır. Bu konu ülkemizde 2011 yılında yürürlüğe giren “Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik” te ayrıntılı olarak ele alınmaktadır. Söz konusu yönetmelikte ayrıca yapay aydınlatma enerjisinin verimli kullanılabilmesi/tüketiminin azaltılabilmesi için kapalı mekanlarda/iç aydınlatmada “günışığından azami yararlanılması gerektiği” de ifade edilmiştir. Enerji verimliliği konusu “elektrik enerjisinin, ışık enerjisinin, aydınlığın verimli kul-

“LEED, BREAM, DNBS, CASBEE vb. değerlendirme sistemleri aydınlatma düzenlerinin harcadığı enerjiyi, düzende kullanılan lamba ve aygıtların oluşum enerjilerini ve çevresel etkilerini sorgulamaktadır. Bu nedenle, aydınlatma firmaların değerlendirme sistemlerinin kriterlerine uygun özelliklerde üretim yapmaları, hem sektör hem de tüm dünya için açısından olumlu ilerlemeler sağlayacaktır.” lanılması, sistemin bakım ve temizliğinin yapılması” olmak üzere dört temel aşamada sağlanabilen bir bütündür. Daha açık bir anlatımla, enerji verimliliği aydınlatma tasarımı ile başlayan ve son kullanıcının davranışları ile tamamlanan bir süreçtir. Bu sürec adımlarının eksiksiz yerine getirilmesi enerji verimliliğinin sağlanması için gereklidir. İlk üç aşamadaki karar ve seçimler, yani elektrik enerjisinin, ışık enerjisinin, aydınlığın verimli kullanılması aydınlatma tasarımcısının sorumluluğundadır. Aydınlatma düzenlerini kurgularken elektrik enerjisi harcamasını düşük/ ışık verimi yüksek (lm/W) olan lambalar seçilmelidir. Işık verimi yüksek lambalar, geriverimi yüksek aydınlatma aygıtlarında (lambadan çıkan ışığı büyük oranda aygıt dışına gönderen) kullanılmalıdır. Işık verimi yüksek lambalardan gelen ve geriverimi yüksek aygıtlarından çıkan ışık, yalnızca gerekli alanları aydınlatmalı, ışık rengi, gölgeler vb. aydınlığın niteliği ile ilgili konularda görsel konfor açısından uygun koşulları sağlanmalıdır. Öte yandan, yapay ışık kaynağı (lamba) üreticilerinin görevi elektrik enerjisini, aygıt üreticilerinin görevi ise ışık enerjisini verimli kullanan

elemanlar üretmektir. Ayrıca, kurulu bir aydınlatma düzeninde, lamba ve aygıtlar belli aralıklarla temizlenmeli, lambaların sönmesini beklemeden katalog ömürleri (nominal ömür) dolunca değiştirilmelidir. Özetlemeye çalıştığım dört aşamalı olan bu sürecin adımlarından birinin yerine getirilmemesi enerji verimliliğini olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle, enerji verimliliği açısından son kullanıcılar yani mekan kullanıcıları için tavsiyem, aydınlatma düzenlerini bir aydınlatma tasarımcısı ile kurmaları, düzenin bakımını gereği gibi yapmaları ve ihmal etmemeleridir. Unutulmamalıdır ki, yetersiz aydınlatma koşulları mekan kullanıcıları üzerinde iş performansının azalması, göz sağlığının bozulması, yorgunluk, baş ağrısı gibi olumsuz etkiler yaratır. Bu nedenle, tasarruf amacıyla düzendeki kimi lambalar söndürülmesi yoluna gidilmemelidir.

Çevreye karşı sorumluluklarımız açısından, bu alanda faaliyet gösteren firmalar ne tür tedbirlere başvurmalı? Lamba ve aygıt üreticileri gibi aydınlatma sektöründe yer alan kurum ve kuruluşlar, biraz öncede ifade ettiğim gibi, öncelikle güncel ve verimi yüksek kaynaklarını ve geriverimi yüksek aydınlatma aygıtlarını üretmeye yönelmelidir. Böylece kullanıcılarca yapay aydınlatma için harcanan elektrik enerjisi tüketimi azalacaktır. Bu bağlamda elektrik enerji sağlamak için harcanan fosil yakıtlardan kaynaklanan karbondioksit salımı, dolayısıyla çevre kirliliği de azalacaktır. Üreticiler lamba ve aygıtlarda kullandıkları malzemelerin olabildiğince çevreye zarar vermeyenlerden seçmeye, kolay yok edilebilir ve geri dönüşümlü olmasına özen gösterilmelidir. Günümüzde yapı ve yerleşimlerdeki tüm yapı malzemelerdeki ham maddelerinin çıkarılışından, üretim ve yok oluşuna kadar giden uzun süreçte gerek enerjinin verimli kullanımını gerekse çevresel etkisini değerlendirmeye yönelik çeşitli yöntemler bulunmaktadır. LEED, BREAM, DNBS, CASBEE vb. değerlendirme sistemleri aydınlatma düzenlerinin harcadığı enerjiyi, düzende kullanılan lamba ve aygıtların oluşum enerjilerini ve çevresel etkilerini sorgulamaktadır. Bu nedenle, aydınlatma firmaların değerlendirme sistemlerinin kriterlerine uygun özelliklerde üretim yapmaları, hem sektör hem de tüm dünya için açısından olumlu ilerlemeler sağlayacaktır. Ayrıca, ülkemizde “Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği” 2012 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelik ile aydınlatma sektöründe kullanılan eleman ve malzemelerin de üretimlerinden yok edilişlerine kadar olan tüm aşamalarda, çevre ve insan sağlığının korunmasını hedeflemektedir. Sektör firmalarının, söz konusu yönetmelik doğrultusunda faaliyetlerini düzenlemesi gerekmektedir.

Yapı Malzeme Şubat 2017

81


“Aydınlatma, mimariyi konforlu bir şekilde yaşanabilir hale getirir” “Projelerde ticari kaygılar taşımadan müşteriye doğru çözümü sunuyor olmamız, kalite ve hizmet odaklı yaklaşımımız bizi rakiplerimizden farklı kılmaktadır.”

Gelecekteki gelişmeleri desteklemeye odaklanan Osram, yıllardır sektördeki paydaşlarının yanı sıra üniversiteler ve kolejlerdeki iş ortaklarıyla geliştirdiği yakın işbirlikleri kapsamında, yüksek vasıflı bir

teknoloji ortaklığı içerisinde yer alıyor. Osram Türkiye Satış Müdürü Kadir Karaoğlu ile Led Teknolojilerini ve OSRAM’ın çalışma prensiplerini konuştuk. Keyifli okumalar…

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte faaliyet alanlarınızdan biraz bahseder misiniz? Münih merkezli OSRAM, 100 yılı aşkın geçmişiyle, dünyanın önde gelen aydınlatma ürünleri üreticisidir. Ürün portföyü, kızıl ötesi ve lazer aydınlatma gibi yarı-iletken teknolojisi bazlı aydınlatmalardan, yüksek teknolojili uygulamalar, bina ve şehirlerde kullanılan akıllı ve bağlantılı ay-

82

Yapı Malzeme Şubat 2017

dınlatma çözümlerine kadar sayısız ürünü içermektedir. Dünya genelinde 24.000’i aşkın çalışanı ve 3.8milyar dolarlık cirosu ile de Osram, dünya devleri arasındaki yerini almıştır. Osram, 12 Haziran 2015 tarihinde, genel aydınlatma lambaları kısmını ayırmaya karar vermiş, bu kararı alarak bir yandan farklı pazar gelişim hızlarını dikkate alırken diğer yandan da lamba işi ile gelecekteki temel konusunun özgün pazar gerekliliklerine daha iyi uyum sağlayabilmelerini kolaylaştırmayı amaçlamıştır. Sonuç olarak, OSRAM’ın 01 Temmuz 2016’dan itibaren ana işi, yarı iletkenler, armatürler, aydınlatma sistemleri ve çözümleri, otomotiv aydınlatmaları ve özel aydınlatmalardan oluşmaya başlamıştır. Bu hamle ile büyüme, inovasyon ve tekno-


Dosya loji liderliği konularına odaklı iş modelinin daha da güçlenmesi hedeflenmiştir. Osram’ın 4 farklı faaliyet alanı olan Özel Aydınlatmalar (SP) ve Yarı İletkenler (OS), Dijital Sistemler (DS), Aydınlatma Çözümleri (LS)’nden Armatürler ve Çözümleri, 1 Ekim 2014 itibarıyla Armatürler & Aydınlatma Çözümleri adı altında birleştirilmiş, 1 Temmuz 2015 itibariyle de Aydınlatma Çözümleri (Lighting Solutions) olarak yeniden adlandırılmıştır.

Aydınlatma Sistemlerinin Yapı Sektöründeki ekonomik payı nedir? Proje içerisindeki önceliği ve niteliği hakkında biraz bilgilendirir misiniz? Aydınlatma Sistemleri, Yapı içerisinde önemli bir yere sahiptir. Doğru aydınlatma ile yapının gerek fonksiyonel ihtiyacı karşılanır gerekse görsellik açısından yapıya bir katma değer sağlanır. Projede ele alınan yapının çevreye duyarlı bir yapıya dönüşmesi gene bu yüksek verimli armatürlerin kullanımı ile gerçekleşir.

Aydınlatmayı mimarinin bir parçası olarak değerlendirebilir miyiz? Yapıların estetize edilmesinde nasıl bir fonksiyonu bulunmakta? Proje aşamasında mimari ve aydınlatma bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Gerek iç gerekse dış aydınlatma armatürleri ile birlikte, doğru ışığın ( Renksel Geriverim, Renk Sıcaklığı, Verimlilik....) kullanımı ve bu armatürlerin estetik görünümü mimarinin estetize edilmesinde son derece önemli bir rol oynar, mimariyi konforlu bir şekilde yaşanabilir hale getirir.

Ürün gruplarınız ve varsa yeni ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Bilindiği gibi Siteco, Traxon ve Osram markaları ile birlikte, İç Aydınlatma, Dış Aydınlatma ve Cephe Aydınlatması’na yönelik geniş bir ürün grubuna sahibiz. Özellikle son dönemde sıklıkla duyduğumuz, artık bir ihtiyaç halini alan Smart City ( Akıllı Şehirler ) uygulamalarına yönelik LEDli yol, çevre aydınlatma armatürleri ve kontrol sistemlerimiz ürün gamımız içerisinde yer almaktadır. Yine teknik bilgi ve tecrübe gerektiren doğru Stadyum ve Spor Sahaları Aydınlatması’na yönelik armatürlerimiz sektör içerisinde öne çıkmaktadır. Ayrıca Traxon markamız ile birlikte ulusal ve uluslararası birçok projeyi gerçekleştirmiş bulunmaktayız.

Türkiye Aydınlatma Pazarını global pazarla kıyasladığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Türkiye’de Aydınlatma, global pazara kıyasla daha fiyat odaklı olmakla birlikte, spesifikasyonlara verilen değer maalesef daha az önem arzediyor. Ayrıca kalitesiz

Kadir Karaoğlu / OSRAM Türkiye Satış Müdürü

ürünlerin, yeterli bir şekilde kontrol edilmeden ülkemize girmesi global pazarlara göre bir ürün kirliliğine, çok kullanılan tabirle LED çöplüğüne neden olmaktadır.

2017 yılı için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yıl içerisinde yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? 2017 yılında OSRAM armatür üretimindeki tecrübesini, lokal üretimle Türkiye’ye taşımıştır. Bu lokal üretimle birlikte, projeye özel ürünlerin üretilmesi, mevcut ürünlerin modifiye edilmesi, müşteriye en hızlı cevabın verilmesi ve fiyat avantajı hedeflenmiştir. Aynı zamanda burada üretilecek ürünlerin Avrupa ve MEA bölgesine satışı da hedeflenmektedir. Global olarak OSRAM ise, yeni ürün ve kontrol sistemlerine yatırımlarının yanısıra, müşteriye tedarikçiden çok bir çözüm ortağı olmayı hedeflemiştir.

Enerji verimliliği bağlamında üretici ve tedarikçilerimizin nelere dikkat etmeleri gerekmektedir? Ayrıca son kullanıcılara tasarruf ve verim konusunda tavsiyeleriniz var mı?

Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama organizasyonunuzdan biraz bahseder misiniz? Şirketimiz satış organizasyonu içerisinde, satış ve pazarlama müdürleri, aydınlatma tasarım ekibi, proje mühendisleri, iş geliştirme ve ürün müdürleri, müşteri temsilcileri yer almaktadır. OSRAM Lighting Solutions Türkiye, müşteriye bir tedarikçiden ziyade, başta da söylediğimiz gibi, bir çözüm ortağı olmayı hedeflemektedir. Bu kapsamda sadece satış sonrası değil, hizmetlerimiz, projenin en başından, projenin işlediği süre boyunca devam etmektedir.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Projelerde ticari kaygılar taşımadan müşteriye doğru çözümü sunuyor olmamız, kalite ve hizmet odaklı yaklaşımımız, bizi rakiplerimizden farklı kılmaktadır.

Son olarak eklemek istedikleriniz? OSRAM olarak Türkiye ve globalde yatırımlarımızla birlikte, Aydınlatma sektöründe faaliyet gösteren bir yüksek teknoloji firması olarak büyümeye devam etmekteyiz.

Enerji verimliliği, doğru ürünün doğru yerde projelendirilmesi ve ilgili kontrol ünitelerinin aydınlatma sistemine entegre edilmesiyle doğrudan bağlantılıdır. Son kullanıcı kullanılacak olan ürünün ilgili kalite belgelerini ve test raporlarını incelemeli ve buna göre karar vermelidir.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkanlar nelerdir? Ar-Ge çalışmalarımız OSRAM merkez ekibi tarafından yürütülmekle birlikte, bu çalışmalara kalite standartlarını en üst düzeyde tutabilmek adına tüm segmentlerde ciddi bütçeler ayrılmaktadır.

Yapı Malzeme Şubat 2017

83


Proje

Şişecam Topluluğu Cam Elyaf Üretim Tesisi kuracak Düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanlarında küresel bir oyuncu olan Şişecam Topluluğu, yaklaşık 400 milyon TL’lik bir yatırımla cam elyafı üretim tesisi kurma kararı aldı.

“Türkiye’ye güveniyor, ülkemiz için değer yaratmayı sürdürüyoruz” Prof. Dr. Ahmet Kırman, Topluluğun ana faaliyet alanlarında dünyanın en büyük üç üreticisinden biri olma hedefiyle yoluna devam ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Topluluğumuz gerek yeni yatırımlar gerekse ortaklık ve satın alma hamleleriyle büyümeye devam ederek, ülkemiz için değer yaratmayı sürdürmektedir. 1935 yılında ülkemizin cam sanayini kurmak ve geliştirmek misyonuyla kurulan Topluluğumuz, aradan geçen 80 yılı aşkın sürede kazanımlarını yine ülkemize yatırmış ve dünyada kendi alanında söz sahibi konuma gelmiştir. Bugün ülkemizin içinden geçtiği zorlu süreçte köklü kurumlara düşen temel görevin yatırıma ve üretime kararlılıkla devam etmek olduğu bilinciyle yeni bir yatırımın daha kararını almış bulunuyoruz. Söz konusu yatırımın açıklanan yeni stratejik teşvikler kapsamındaki imkanlardan da yararlanmak suretiyle daha da verimli bir hale geleceğine inanıyoruz. Türkiye’ye güveniyor, birlik ve beraberlik içinde her zamankinden daha fazla çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz.”

Prof. Dr. Ahmet Kırman / Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü

Düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanları ile soda ve krom bileşiklerini kapsayan iş kollarında küresel bir oyuncu olan Şişecam Topluluğu, yeni yılda da yatırımlarına hızla devam ediyor. Şişecam Topluluğu yaklaşık 400 milyon TL’lik bir yatırım ile 70 bin ton/yıl kapasiteli bir cam elyaf tesisi kurmak amacıyla gerekli çalışmalara başladı. Yeni yatırım Şişecam Topluluğu bünyesindeki Soda Sanayii A.Ş. tarafından gerçekleştirilecek. Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Baş-

84

Yapı Malzeme Şubat 2017

kan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, bugün 21 bini aşkın çalışanı, 13 ülkeye yayılan üretim faaliyetleri ve 150 ülkeye ulaşan satışlarıyla uluslararası ölçekte bir Topluluk olduklarına dikkat çekerek, “Bugün dünyanın cam ev eşyasında üçüncü, cam ambalaj ve düzcamda beşinci büyük üreticisiyiz. Ayrıca düzcamda Avrupa’nın bir numarasıyız. Krom kimyasallarında dünya lideri olmamızın yanı sıra dünyadaki en büyük 10 soda üreticisi arasında yer alıyoruz” dedi.

“İthalatı ikame edecek, lokomotif sektörlere girdi sağlayacak stratejik bir yatırım” Otomotiv ve teknik tekstil başta olmak üzere ülkemizin lokomotif sektörlerinin temel girdisi olan cam elyafı alanında stratejik bir yatırım kararı aldıklarını belirten Ahmet Kırman, “Türkiye’nin cam elyafı ithalatı yıllık 60 bin tonun üzerine çıkmış durumda. Yapacağımız yeni yatırım ile bu ithalatı önemli ölçüde ikame edeceğimizi öngörüyoruz. Ana hammaddelerimizden biri kaolen diğeri ise bor. Ülkemizin yerel kaynaklarını katma değerli ürünlere dönüştürmek için yaptığımız çalışmalar bizi gururlandırıyor” diye konuştu.



Gökhan Gökçay / Philips Aydınlatma Türkiye Tüketici Kanalı Pazarlama Müdürü

“Teknolojiyi insanların hizmetine sunmak bizim için bir tutku” “Bizler Philips Aydınlatma olarak gezegenimiz için sağlıklı aydınlatma ekipmanları kullanmak ve vatandaşların konforunu, güvenliğini ve emniyetini artırarak şehirlerin de yaşanabilirliğini geliştirmeyi amaçlıyoruz.” Birçok farklı alanda olduğu gibi Aydınlatma alanında da anlamlı yenilikler oluşturarak insan hayatını iyileştirmeyi amaçlayan Philips, enerji tasarruflu aydınlatma çözümleri, yeni aydınlatma uygulamaları gibi birçok disiplinde lider konumunu koruyor… Philips Aydınlatma Türkiye Tüketici Kanalı Pazarlama Müdürü Gökhan Gökçay ile Philips’in Aydınlatma Teknolojisine olan yaklaşımlarını konuştuk. Bu alandaki faaliyetlerini ve geliştirdikleri ürün gruplarını ele aldığmız bu söyleşide, 2017 yılında gerçekleştirecekleri bir çok projenin de müjdesini veren Gökçay’a bize vakit ayırdığı için teşekkür ediyor çalışmalarında başarılar diliyoruz…

86

Yapı Malzeme Şubat 2017

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte faaliyet alanlarınızdan biraz bahseder misiniz? Philips Lighting, markanın 126 yıllık tarihinden güç alarak, güncel yenilikler ile insanların yaşamlarını iyileştirmeye odaklanan bir şirket. Markamız, aydınlatmanın üzerimizdeki olumlu etkilerine yönelik anlayışı ve derin teknolojik bilgisi sayesinde, ticari değer yaratan, zengin kullanıcı deneyimi sunan ve hayat kalitesini yükselten dijital aydınlatma yenilikleri sunuyor. Profesyonel ve tüketiciye yönelik tüm pazarlarda hizmet veriyor; LED satışları ve

bağlantılı aydınlatma sistemlerinde sektör lideri konumunda bulunuyor. Bununla beraber, gururla söylemek isterim ki, ışığı aydınlatmanın ötesine taşıyarak evleri, binaları ve kentsel mekânları dönüştürmede Nesnelerin İnterneti’nden yararlanıyoruz.

Aydınlatmayı mimarinin bir parçası olarak değerlendirebilir miyiz? Yapıların estetize edilmesinde nasıl bir fonksiyonu bulunmakta? Aydınlatma, kesinlikle mimarinin ayrılmaz bir parçası. Işığa sadece fonksiyonel olarak bakılmamalı, zira aydınlatmanın mimarideki anlatıma estetik açıdan yeni bir


Dosya boyut kazandırdığına inanıyorum. İç mimariyle ilgili basit bir örnek vermek gerekirse, pek çok araştırma; iş yerlerinde veya okullarda ışığın hangi renkte ve yoğunlukta olması gerektiğini anlatıyor. Mimarinin asıl hedefi, insanların içerisinde verimli, sağlıklı ve mutlu bir şekilde kalacakları bir ortam oluşturmaktır. Bu yüzdendir ki bu koşulları sağlamak için aydınlatma da mimarinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bizler Philips Aydınlatma olarak gezegenimiz için sağlıklı aydınlatma ekipmanları kullanmak ve vatandaşların konforunu, güvenliğini ve emniyetini artırarak şehirlerin de yaşanabilirliğini geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra şehirlerin kimliklerini, imajlarını ve cazibelerini artırmaya yardımcı olmak da hedeflerimiz arasında. Dış mekân aydınlatması, yaşanabilir şehirler yaratmada önemli bir rol oynuyor. Philips Aydınlatma Türkiye olarak hayata geçirdiğimiz projelerle şehirleri güzelleştirmeye ve yaşam kalitesini artırmaya devam ederek, son 7 yılda Adana, Ankara, Bursa, Çanakkale, Edirne, Gaziantep, İzmir, İstanbul, Kahramanmaraş, Konya, Kırklareli ve Lüleburgaz da dâhil olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında 50’den fazla ikonik şehir projesine imza attık.

Ürün gruplarınız ve varsa yeni ürünleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Philips Aydınlatma; ev, mağaza, yol, ofis, fabrika gibi pek çok iç ve dış mekâna ve farklı segmentlere yönelik enerji tasarruf-

lu ve bağlantılı LED aydınlatma servis ve sistem çözümleri geliştiriyor. Bunların yanı sıra mimari ve dekoratif konsept tasarımları da sunan Philips Lighting, profesyonel alanların dışında, Massive, Lirio, Hue markaları ile ev armatürleri pazarında aktif rol oynuyor.

Türkiye Aydınlatma Pazarını global pazarla kıyasladığımızda bir iki cümleyle nasıl değerlendirirsiniz? Kapasite, kalite ve ürün çeşitliliği açısından hızla gelişen aydınlatma sektörü, yeni ve gelişmiş bir teknoloji olan LED’e yönelerek büyüme sürecini hızlandırdı. Aydınlatma alanında önümüzdeki dönemde LED’in ciddi bir paradigma değişikliğine yol açması beklenirken, 2020’de piyasanın en az %75’inin LED’e geçmesi öngörülüyor. Türkiye’deki aydınlatma sektörü özelinde bakıldığında yurtdışındaki teknolojik gelişmelere paralel olarak son 10 yıldan beri büyüme trendi içerisinde olduğunu görüyoruz. Sektör, şehirlerdeki nüfus artışı ve artan enerji ihtiyacı gibi global trendlere paralel olarak, etkin bir büyüme gerçekleştiriyor. Uzun ömrü ve sağladığı enerji verimliliği ile LED teknolojisi, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sektöre damgasını vurmuş durumda. Bu büyümeyi etkileyen pek çok faktörden bahsedebiliriz. İnşaat sektörünün AVM, lüks ofis, konut, akıllı bina ve kentsel dönüşüme yönelmesi, kişi başına düşen milli gelir artışı ve kişilerin daha konforlu

hayat tercih etmeleri gibi eğilimler son teknolojik çözüm olan LED aydınlatmaya olan talebi arttırıyor. Bu talep artışı LED aydınlatma ürünlerinin daha ulaşılabilir fiyatlarla sunulmasını mümkün kılıyor.

2017 yılı için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Yıl içerisinde yeni proje/yatırımlarınız olacak mı? 2017, Philips Aydınlatma olarak daha çok sistem ve servislere odaklandığımız bir yıl olacak. Bu kapsamda komple ve sürdürülebilir projeler üretmeye yoğunlaşacağız. Philips olarak LED dönüşümünün tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de öncüsüyüz. Bu kapsamda LED üzerine çalışmalarımız devam edecek. Aydınlatma, genel elektrik tüketiminde Türkiye’de %22 gibi yüksek bir yüzdeyi kapladığı için LED’e geçişi çok önemsiyoruz. Bu kapsamda genel itibariyle enerji verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalar da bizim için çok önemli. Bunun yanı sıra global yöneticilerimiz Haziran 2016’da San Fransisco’da düzenlenen 7’inci Temiz Enerji Bakanlar (CEM7) Zirvesi’nde Enerji Bakanları ile görüştü ve 2020 itibarıyla 2 milyar LED lamba satma taahhüdünü duyurdu. Bu hedefe ulaşmanın, 2020 itibarıyla 60 adet orta ölçekli kömür santralinin üreteceği elektriğe ve 24 milyon arabanın emisyonuna eş bir tasarruf elde ettireceği tahmin ediliyor. Philips Aydınlatma Türkiye olarak bu hedefe, çok uygun fiyata sahip olan Essential LED ile destek olmayı hedefliyoruz.

Yapı Malzeme Şubat 2017

87


Dosya Enerji verimliliği bağlamında üretici ve tedarikçilerimizin nelere dikkat etmeleri gerekmektedir? Ayrıca son kullanıcılara tasarruf ve verim konusunda tavsiyeleriniz var mı? LED teknolojisi, yeni bir teknoloji olması nedeniyle, gerek dünya piyasalarında, gerekse Türkiye piyasasında yasal düzenlemeler açısından birtakım zayıflıklar mevcut. Bu durumda pazarda isimsiz markaların denetimsiz bir şekilde artmasına ve tüketicinin kalitesiz hizmetle karşı karşıya kalmasına yol açıyor. Bizler, sektör lideri olarak hem ilgili regülasyonların oluşturulması hem de tüketicinin bilinçlendirilmesi kapsamında yoğun çalışmalara öncülük ediyoruz. Dolayısıyla üretici ve tedarikçilerin de özellikle kalitesiz LED ışık veren markalara karşı dikkatli olması gerekiyor. Türkiye’de LED ve bağlantılı aydınlatmanın gelişmesine paralel olarak bu konulardaki bilincin her geçen gün artmasına rağmen, yine de tüketicilerin teknolojiyle ilgili pek çok konuda yanlış bilgiye sahip olduğunu fark ettik. Örneğin, LED lambaların enerji tüketimlerinin çok da düşük olmadığı, çok pahalı ve sağlığa zararlı olduğu gibi yanlış bir algı söz konusuydu. Bu sebeple hem aydınlatmanın dünyadaki lideri hem de Türkiye’de LED dönüşümünün öncüsü olarak, aydınlatmada doğru bilinen yanlışları gün yüzüne çıkartmak ve kullanabileceğimiz en iyi teknoloji olan LED konusunda bir farkındalık ve bilinç yaratmak istedik. Geçen sene bu konuyla ilgili bir bilgilendirme kampanyası başlattık. Aldığımız olumlu geri dönüşler, bu yanlış algının giderilmesi için önemli bir adım attığımızı gösteriyor. Bu gibi çalışmalarımıza 2017’de Türkiye’deki tüketicilerin ihtiyaçlarına göre şekillendirdiğimiz lambamız Essential LED ile devam etmeyi planlıyoruz. Yüksek enerji verimliliği sağlaması ve sağlığa zararsız olmasının yanı sıra Philips LED lambalar 15 yıl kullanılabiliyor. Sadece akşamları oturma odasında günde ortalama 3 saat kullanılan bir LED lamba, aralıksız 10-15 yıl arasında bozulmadan ışık vermeye devam ediyor. Öyle ki, 1 adet LED lamba, 2 adet tasarruflu, 4 adet halojen ve 10 adet şeffaf enkandesan lambaya eşit kullanım ömrüne sahip. Üstelik, bir evde ortalama 12 adet ışık noktası olduğu düşünülürse, 35 TL’den başlayan yatırım maliyeti ile aslında her evi LED’e dönüştürmek mümkün. Üstelik evdeki şeffaf lambaların Philips Essential LED ile değiştirilmesinden sonra her yıl 134 TL’ye varan tasarruf yapılabiliyor .

Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Philips için sürdürülebilirlik çok önemli bir başlık. Eylül 2016’da yeni sürdürülebilirlik programımızı duyurduk. Daha Aydınlık

88

Yapı Malzeme Şubat 2017

Yaşamlar, Daha İyi Bir Dünya (Brighter Lives, Better World) ismindeki beş yıllık program ile ilk kez bağımsız, borsaya kayıtlı bir şirket olarak kendi sürdürülebilirlik hedeflerini belirledik. “Brighter Lives, Better World” programının temelinde, Philips Aydınlatma’nın insanların sağlık, güvenlik ve üretkenliklerini artıran kaliteli aydınlatma çözümleri yaratma tutkusu yer alıyor. Program, kullanıcıların elektrik kullanımını %80’e kadar azaltmalarını ve daha iyi bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunmalarını sağlayan enerji tasarruflu LED ve bağlantılı aydınlatma sistemlerine geçişi hızlandırıyor. Programda yer alan başlıca 2020 yılı taahhütleri arasında aşağıdakiler yer alıyor: I.Sürdürülebilir gelir: Cironun %80’inin

olarak da 2017 itibariyle karbon nötr bir şirket olduğumuz için büyük mutluluk duyuyoruz. Karbon nötr olmanın anahtarı, enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan kullanmakta, faaliyetlerde ve lojistikte ise karbon emisyonunu aşağı çekmekte yatıyor.

Ar-ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Çalışmalara ayırdığınız bütçe ve imkânlar nelerdir? Yaptığımız iş her gün değişim gösterirken, Philips markası da bu doğrultuda gelişiyor. 126 yıl önce ilk lambayı ürettiğimiz günden bugüne Philips markasının en önemli unsurlarından biri olan inovasyon kavramı, Philips’in odak noktası haline geldi. İnsanlar için anlamlı yenilikler yaratma geçmişimizin yanı sıra teknoloji üreten bir firma olarak inovasyon odaklı yaptığımız çalışmalar hem insanlara daha iyi bir yaşam sunma hem de dünyayı daha sürdürülebilir hale getirme amacı taşıyor. Philips olarak Ar-Ge ve ürün geliştirme çalışmalarımız ise, misyonumuz içerisinde büyük bir öneme sahip. Özellikle geleceğin aydınlatma çözümü LED konusunda sektörde öncü bir konumdayız. Philips olarak, yeni geliştirdiğimiz ürünlerin oldukça büyük bir bölümünü LED ve bağlantılı aydınlatma teknolojileri tabanlı ürünler oluşturuyor. Aydınlatma tarafında toplam satış gelirlerimizin %5’ini AR-GE’ye ayırıyoruz. Bu oran en yakın rakibimizin %29 üzerinde.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir?

çevresel ve toplumsal açıdan faydalı ürün, sistem ve hizmetlerden oluşması II. Sürdürülebilir operasyonlar: %100 karbon nötr operasyonlar ve %100 yenilenebilir elektriğe geçişin sağlanması Ayrıca Philips’in, 2015 yılında CDP İklim Değişikliği araştırmasında üst üste üçüncü kez en yüksek puanı elde ederek iklim değişikliği konulu kurumsal girişimler alanında dünya lideri de olduğunu belirtmek isterim. Philips Aydınlatma olarak, 2020 yılına kadar karbon ayak izini sıfırlama hedefine ulaşmayı ve 2020 yılına kadar, toplam emisyon hacmi 24 milyon otomobilinkine denk, 60 orta ölçekli kömür yakıtlı santralin üretebileceği miktarda enerjiden tasarruf edileceğini öngörüyoruz. Ek olarak, Philips Aydınlatma Türkiye

Araştırmaya dayalı inovasyon Philips’in can damarı. İcat yapmak ve teknolojiyi insanların hizmetine sunmak bizim için bir tutku. İnsanların karşılaştığı kilit zorluklara hitap eden iddialı inovasyon hedefleri formüle ederek onlar için önem taşıyan etkili çözümler yaratmaya iştirak etmeleri için bilim insanlarımıza ve ortaklarımıza ilham kaynağı oluyoruz. Yeni ürün ve teknolojilerin geliştirilmesinde bilimsel araştırmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu amaçla geniş kapsamlı AR-GE çalışmalarıyla yeni ürün yaratım sürecini destekliyoruz. Bu da bizim rakiplerimizle aramızdaki farkı ortaya koyuyor. LED ve bağlantılı aydınlatmanın küresel lideri Philips olarak, enerji verimliliği her zaman önceliğimiz… Bu öncelik ile hareket ederken, enerji tasarrufu sağlamanın ve küresel sorunların etkilerini minimize etmenin en kolay yolunun aydınlatma sistemlerinin enerji verimli çözümlerle değiştirilmesi olduğunu düşünüyoruz. Zira enerji tasarruflu aydınlatmaya geçiş hem tüketiciler ve çevre hem de ülke ekonomileri açısından ciddi önem arz ediyor.



VİKO açık ara pazar lideri konumunda “Tüketiciler artık geleneksel kanallar yerine yapı marketlerini de tercih eden bir alışkanlığa sahipler. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de 20 milyar dolarlık “Yapı Malzemeleri Pazarı var.” İnsan hayatını kolaylaştıracak ürün ve çözümlerin tasarımı, üretimi ve sunumundaki üstün teknolojik gücünü, çalışanlarının dinamizmiyle sürekli perçinleyen VİKO by Panasonic, başarının ancak tüm kuruluşun sahiplendiği bir vizyon ile gerçekleşeceği inancıyla sahip olduğu değerler

90

Yapı Malzeme Şubat 2017

çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmekte. VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok ile dosya konumuz çerçevesinde bir söyleşi gerçekleştirdik. Bizim de pek çok yeni şey öğrendiğimiz bu söyleşimiz için kendilerine teşekkür ediyoruz…

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesiyle birlikte faaliyet alanlarınızdan biraz bahseder misiniz? Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında yer alan kuruluşumuz, 2014 yılında, son dönemde ülkemiz reel sektöründe gerçekleştirilen en büyük yabancı sermaye yatırımları arasında gösterilen bir işlem sonucu Panasonic grubuna katılmıştır. 2018 yılında 100. kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlanan Panasonic, anahtar priz sektöründe de dünyanın en büyük markaları arasında yer almakta ve özellikle Asya-Pasifik ülkelerinde bu alanda liderliği elinde bulundurmaktadır. Dünyanın en itibarlı markaları arasında bulunan ve 70 milyar USD düzeyindeki cirosu ile endüstri devleri arasında yer alan Panasonic, faali-


Dosya yetlerini 4 ana alanda yürütmektedir. Bunlar; görsel ve işitsel elektronik cihazlar, ev gereçleri, otomotiv ve endüstri çözümleri ile bizim de bağlı bulunduğumuz ekolojik çözümler gibi alanlardır. VİKO by Panasonic olarak, ürün gamımızda elektrik anahtar ve prizleri, grup prizler, aksesuarlar, alçak gerilim şalt ürünleri, akıllı bina otomasyon sistemleri, akıllı sayaçlar ve uzaktan okuma sistemlerinin yanı sıra LED aydınlatma, profesyonel el aletleri, güvenlik kamera sistemleri, yangın algılama sistemleri ve güneş enerjisi panelleri de yer almaktadır.

Türkiye’den kaç ülkeye ürün ihraç ediyorsunuz? VİKO, bugün itibarı ile sektöründe Türkiye’nin en büyük kuruluşu ve açık ara pazar lideri konumundadır. Yıllık 100 milyon adet üretim kapasitesine sahip ve alanında dünyanın en gözde örnekleri arasında gösterilen endüstriyel tesislerimizde elde ettiğimiz ürünlerin %60’ını yurt içine, %40’ını ise yurt dışına sunuyoruz. 25,000’in üzerindeki farklı ürünü Afganistan’dan İsveç’e, Rusya’dan Angola’ya kadar uzanan geniş bir coğrafya üzerinde, 70’ten fazla ülkeye ihraç etmekteyiz. Türkiye’nin yanı sıra Ukrayna, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Gürcistan, Kosova ve Angola gibi ülkelerde pazar lideri olmamızın gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Elektrik anahtar ve prizlerin içinde yer aldığı yapı sektörünün gündemini nasıl yorumluyorsunuz? VİKO by Panasonic olarak değerlendirecek olursak, 2016 yılındaki yatırımlarımız ağırlıklı olarak yeni ürün serilerimizin ARGE süreçleri ve üretimine dönük yatırımlar şeklinde gerçekleşti. Ayrıca kapasite artışı ve yenileme amaçlı yatırımlarımıza bu yıl da devam ettik. Önümüzdeki yıllarda yatırım yapmayı plan-

ladığımız ve pazarın VİKO by Panasonic ürün portföyünde yer almasını beklediği yeni ürün grupları bulunmakta ve bunlarla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizde sahip olduğumuz marka gücü ile yaygın satış ve dağıtım ağı sayesinde, ürün gamımızla uyumlu yeni ürünlerin kısa sürede pazar payı alabilmesi mümkün olmaktadır. Kuruluşumuzun bu yetkinliğini, sektöründe lider olduğu diğer ülkelerde de gözlemlemek mümkündür.

Elektrik anahtar ve prizlerin, mimarinin bir parçası olarak değerlendirilmeye başlandığı bu dönemde yapı marketlerindeki büyüme potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Yapı marketlerinin Türkiye için aslında halen yeni bir kavram olduğunu söylemek mümkün. Ancak son yıllarda dünyaca ünlü yapı marketlerinin Türkiye’de konumlanması, tüketicilerin ilgisinin bu alanlara doğru yoğunlaşmasında da etken oldu. Tüketiciler artık geleneksel kanallar yerine yapı marketlerini de tercih eden bir alışkanlığa sahipler. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de 20 milyar dolarlık “Yapı Malzemeleri Pazarı” var. Yapı marketi zincirlerinin ise bu pazardan %20 dolaylarında pay aldığı tahmin ediliyor. Pazarın diğer bölümü de daha küçük ölçekli yapı marketleri ile geleneksel nalburiye sektörü arasında paylaşılmakta. Artık yeni nesil bir tüketici grubu ile karşı karşıya olduğumuz bu dönemde, yapı marketlerine olan ilginin de giderek artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu durum sektörümüz için de geçerli olup; elektrik anahtar ve prizi gibi son kullanıcılara hitap eden, giderek dekorasyonun önemli bir unsuru haline gelen ürünlerimiz ile müşterilerimizin sıcak temas kuracağı alanlardan birisinin de yapı marketleri olacağını söyleyebilirim.

Aysel Özaltınok / VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü

“Yaklaşık 70 çalışanımızın hizmet verdiği AR-GE merkezimiz için ayırdığımız bütçenin ciromuzdaki payı %3,4 civarındadır ve bu oran Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir.” Çevreye karşı sorumluluklarınız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Sektöründe dünyanın en iyi üç tesisi arasında gösterilen endüstriyel tesislerimizde enerji ve doğal kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayan, atıkların çevreye zarar vermemesi için tüm önlemleri alan, daha yaşanılabilir bir çevre oluşturmak için hiçbir sorumluluktan kaçınmayan birçok yaklaşım ve uygulamaya sahibiz. Endüstriyel tesislerimiz, cam bina ile ısı kontrolü, gün ışığını en etkin şekilde kullanma ve bahçe peyzajı gibi özellikleri ile adeta yeşil mimari tasarım kriterlerini taşımaktadır. WWF iş birliği ile hayata geçirdiğimiz Green Office Programı ile çalışanlarımızı çevre dostu tercihler yapmaları konusunda bilinçlendirip, daha fazla tasarruf yapılması konusunda özendirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, geçtiğimiz yıl layık bulunduğumuz ve “Sağlıklı Kentler Birliği” tarafından sunulan “Çevreci Tesis” ödülüne sahibiz. Bu ödül, çevre duyarlılığı konusundaki uygulamalarımızın bir tescili niteliğinde olduğu gibi önümüzdeki dönemde alacağımız sorumluluklar için de çok değerli bir motivasyon kaynağı oldu.

Yapı Malzeme Şubat 2017

91


“Her bir müşterimizin istek ve tercihleri bizim için çok önemli” “Görsel ve mimari anlamda projede bütünlüğün sağlaması çok önemlidir. 104 tane daire varsa, 104 tane ayrı müşterinin istediği ayrıntıları düşünerek ortak bir zevke hitap edecek şekilde malzemelerin seçilmesi gerekmektedir.” projesi özelinde de konuştuğumuz sayın Aydın Aslandağ’a bize vakit ayırdıkları için teşekkür ediyoruz…

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesi ile beraber yapı sektöründeki yeri ve faaliyetleri hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?

Türkiye’nin önemli şirketleri arasında yer alan Aslandağ Group; bünyesinde yapı malzeme sektörüne hizmet veren şirket ve markaları barındırmaktadır. En son teknolojiye sahip Maltepe’deki fabrikasında üretimini gerçekleştiren Aslandağ Group, Türkiye’de ve dünyada tanınan global bir marka olma hedefine doğru hızla ilerliyor. 2009 yılında Aslandağ

92

Yapı Malzeme Şubat 2017

Group bünyesinde kurularak faaliyetlerine başlayan STCA Gayrimenkul kısa sürede grubun lokomotif görevini üstlenmiş… STCA Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Aslandağ ile yapmış olduğumuz söyleşide STCA Gayrimenkul’ün faaliyetlerini, gerçekleşen projeler ve genel anlamda inşaat sektörünü ele aldık. Halihazırda devam eden Kartallife Atalar

Aslandağ Group olarak ailemizin kökeni marangozluktan geliyor. Baba mesleğini, modern teknolojiyle birleştirip devam ettiriyoruz. Yaklaşık 30 yıldır sektörde olan bir kuruluşuz. 1977 yılında işe başladık. 1988 yılında ilk atölyemizi İstanbul Göztepe’de kurduk. 70 metrekarelik bir alanda toplam 6 kişiyle çalışmaya başladık. Takvimler 2014 yılını gösterdiğinde ise 20 bin metrekarelik Dudullu’daki fabrikamıza geçtik. Grubumuzun en bilinen markası Artella Ahşap Kapı Sistemleri, Mutfak ve Banyo Çözümleri’dir. Gerek Bağdat Caddesi’ndeki kentsel dönüşüm projeleri olsun gerek İstanbul’un çeşitli lokasyonlarında yükselen markalı büyük konut projeleri olsun, Artella olarak en çok tercih edilen markayız. Bağdat Caddesi pazarının %60’ına, tüm pazarın da büyük çoğunluğuna sahibiz. Artella markamızla ağırlıklı olarak nitelikli ahşap iç mekan kapıları üretiyoruz. Bunun dışında dünya devi markaların Türkiye distribütörlüğünü de üstleniyoruz. İtalya’nın mutfak devi Pedini mutfaklarını İtalya’dan getirip montaj ve servis hizmeti veriyoruz. Yine İtalya’nın ünlü çelik kapı markası Okey Porte’den çelik aksamı alarak, Türkiye’de ahşap giydirmeleri ile montajlarını gerçekleştiriyoruz. Kasa - pervaz sistemleri üretim ve satışında Compodoor ile yer alıyoruz. Kapı aksesuarlarında Leono ile “mimari donanımlar” denilen kilit menteşe, kapı kolu gibi nitelikler ürünleri Avrupa pazarından getirip Türkiye pazarındaki satışını üstleniyoruz. Bu atılımlara ek olarak, sektördeki bilgi birikimimizi kendi konut projelerimize yansıtmak istedik ve 2009 yılında STCA Gayrimenkul’ü kurduk.

Sektörü kısaca değerlendirebilir misiniz? Her ne kadar zor bir 2016 yılı geçirmiş


Proje olsak da inşaat sektörü yine Türkiye ekonomisinin lokomotif gücü olmuştur. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra sektöre hız kazandırmak adına başlatılan kampanyalar, beraberinde banka kredi faiz oranlarının %1’in altına düşürülmesiyle sektör hız kazanmış bu da konut satışlarına yansımıştır. Şu anda inşaat sektörü büyük markalı konut projeleri ve kentsel dönüşüm projeleri olmak üzere iki fazlı yürümektedir. Diğer tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat sektöründe de bazı sıkıntılar yaşamaktayız. İnşaat-gayrimenkul sektörünün kentsel dönüştüm bazında önündeki en önemli sorunlardan biri bürokratik süreç. Kentsel dönüşümün oluşturduğu yoğunluk hem belediyelerde hem tapu dairelerinde yoğun iş yükü oluşturmakta bu da proje gelişim sürecine olumsuz olarak yansımaktadır. Bu konuda bakanlıklar ve belediyeler nezdinde bu süreci hızlandıracak çözümler üretilmelidir. Zamanın ekonomik değeri göz önüne alındığında bu durumun önemi ortaya çıkmaktadır. Ayrıca giderek artan arsa maliyetleri de gayrimenkul sektörü için bir sorun olarak görünmektedir. Kentsel dönüşümde bu durum kat maliklerinin artan talepleri ile giderek büyümekte ve müteahhitler açısından cazibesini kaybetmeye, düşük kalitede yapılar yapan bir kitlenin oluşmasına sebep olmaktadır.

Kartal bölgesi ve Anadolu Yakası’nın gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu bölgeyi tercih etmenizin başlıca sebepleri nelerdir? Kartal, sadece İstanbul Anadolu yakasının değil, İstanbul’un da geleceği en parlak ilçesi. Kartal’ın Sabiha Gökçen havaalanı, metro, deniz otobüsü gibi tüm ulaşım araçlarına; İzmit Köprüsü, Bağdat Caddesi, E-5, gibi önemli hatlara yakın oluşu, muh-

Aydın Aslandağ / Stca Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı

teşem Adalar manzarası, geniş ve sessiz sokaklarıyla, Kartal’ı sadece bugünün değil, geleceğin de en parlak ilçelerinden biri konumuna getiriyor. Hemen denizin kenarında olması, üniversitelere, iş merkezlerine yakınlığı, tarihi ve doğal dokusuyla, ne kadar şehrin içerisindeyseniz bir o kadar da şehrin dışındasınız. İşten evinize geçtiğiniz zaman iş sorunlarınızdan bir anda ayrılabiliyorsunuz. Çünkü Kartal’da şehrin o sıkıcılığı, stresi yok. Tam bir sayfiye yeri desek yanlış olmaz. Özellikle Atalar bölgesi, Kartal’ın seçkin muhitlerinden bir tanesi. Son 5 yıl içerisinde dahi çok büyük gelişim gösterdi. Durum böyle olunca bizim gibi birçok inşaat firması da rotayı Kartal-Atalar’a çevirdiler. Ayrıca hâlâ mahalle hayatının burada yaşıyor olması, bizim gibi aile konseptini inşaatlarında yansıtmak isteyen firmalar için çok önemli. Bununla birlikte, Kartal’a yerleşen bir kişi 15 yıldan daha uzun süre Kartal’da yaşıyor ve bu-

nun oranı %76. Yine Kartal’da yaşayanlar, yine aynı lokasyon çerçevesinde çalışmayı seviyorlar. Kartal’daki konut piyasası, çok iyi bir yatırım aracı olarak da karşımızda duruyor. Her geçen gün metrekare satış fiyatları biraz daha yükseliyor. 2 yıl önce metrekaresi 1000 TL olan yerlerin şu an metrekare satış fiyatı 4500-8000 TL arasında değişiyor. Biz Kartal’da fiyatların önümüzdeki yıllarda minimum %25 oranında artacağını öngörüyoruz.

Son dönemde Kartallife Atalar projesi’ni gerçekleştirmektesiniz. Biraz bu projeden bahseder misiniz? Bu projenin diğer projelerden farklı yanları neler? 80 milyon TL yatırım değerine sahip olan projemiz dört tarafı yol olan 4 bin metrekarelik bir arsada yer alıyor. Projemiz ada bazında bir dönüşüm olmasıyla kentsel dönüşüm projelerine örnek teşkil etmektedir. Kentsel dönüşümde genel olarak parsel bazında dönüşümler yapılıyor. Tabii bu bina inşası sırasında otopark, yeşil alan gibi konular gözardı ediliyor. Örneğin; otopark konusunda her binada arsa metrekaresi düşük olduğu için girişi çıkışı rahat olan bir otopark yapılması mümkün olmuyor. Bir taraftan binalar yenileniyor ancak düzgün bir dönüşüm yapılmış olmuyor. Kartallife-Atalar ise ada bazında bir kentsel dönüşüm projesi olmasıyla farklılığını ortaya koyuyor. Kartal’ın E-5 aksına ve sahil kesimine yürüme mesafesindeki Kartallife-Atalar, metro, Marmaray gibi tüm ulaşım araçlarının merkezinde bulunuyor. Adalar’ı kuş bakışı seyretme imkanı sunan projede kullanılan farklı mimari teknik sayesinde, koridorlar maksimum seviyede gün ışığından yararlanabiliyor. Kapalı otopark dışında, misafir için açık otoparkın, çocuklar için oyun alanlarının, yılın 12 ayı hem açık hem de kapalı olarak kullanıla-

Yapı Malzeme Şubat 2017

93


Proje bilen havuzu, kapalı spor salonu ve çok amaçlı spor sahasının düşünüldüğü projede, sığınaklar, engelliler için de özel bir yürüme parkuru oluşturuldu. Yüksek katlı binalarda asansör çok önemli olduğu için asansörde dünyanın en kaliteli markasıyla çalışıyoruz. 4000 metrekarelik inşaat alanının %80’ini yeşil alan olarak ayırdık. 24 katlı projemizde, 24 adet 2+1 daire, 76 adet 3+1 daire ve 4 adet dubleks olmak üzere toplam 104 daire bulunuyor. İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki coğrafi konum ve ulaşım olanakları bakımından projemiz çok önemli bir konumda yer alıyor. Ayrıca projemizde aile yaşam konseptini uygulamak istediğimiz için 1+0, 1+1 tipi dairelere yer vermedik.

Çözüm ortaklarınızı belirlerken ne gibi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Bir dairenin iç kapısı, mutfak dolabı gibi tüm ahşap ürünlerini üretmekle beraber

bu ürünlerin lüks projelere satış ve montajını da gerçekleştiriyoruz. Uzun yıllardan beri inşaat sektörünün tedarikçisi olduğumuz için birebir ilişkiler içindeyiz. Kalite vazgeçilmezimiz olduğundan piyasadaki en iyi kalitedeki ürünleri kullanıyoruz. Görsel ve mimari anlamda projede bütünlüğün sağlaması çok önemlidir. 104 tane daire varsa, 104 tane ayrı müşterinin istediği ayrıntıları düşünerek ortak bir zevke hitap edecek şekilde malzemelerin seçilmesi gerekmektedir. Örneğin; kendi markamız doğa dostu, sessiz ve nitelikli Artella kapıları kendi konut projelerimizde kullanıyoruz. Kapanmayı yavaşlattığı için fitiller kapının sessiz kapanmasını sağlıyor ve iyi izole edilmesine yardımcı oluyor. Kilidin en az metal kadar plastik dilli olması, sessiz ve yumuşak bir kapanma sağlıyor. Kapı kollarından menteşeye kadar özellikli

94

Yapı Malzeme Şubat 2017

ürünlerdir. Kullandığımız parkeler nitelikli ve sesi minimum seviyeye indiriyor. Ayrıca temizliğe faydalı olacak ürün seçimine dikkat ediyoruz. Kısacası tercihimiz her zaman kaliteli, temizliği kolay, her zevke hitap eden ürünlerdir.

Önümüzdeki döneme dair, Türkiye ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız/ projeleriniz olacak mı? Devam eden ve yeni başlayacağınız projeler hakkında bilgi verir misiniz? İlk konut projemizi 2015 yılında Yuvam Kartal-Atalar ile başlatıp, dairelerimizi beklenenin öncesinde bir sürede teslim ettik. Kartal bölgesi ağırlıklı olarak karma projelerden oluştuğu için aile konseptine sahip projemiz ciddi bir talep yaratıyor. Konut alıcıları ufak dairelere sahip projeler yerine bizi tercih ediyorlar. 2017 bahar dönemiyle beraber yeni projelerimizi açıklayacağız. Yine Kartal bölgesinde aile yaşam konseptini baz alan projeler geliştirmeye

devam edeceğiz. Piyasanın en iyisi olma yolunda ilerliyoruz.

Kartallife-Atalar projesinin ödeme planları hakkında bilgi verebilir misiniz? Herkes güzel proje üretme derdinde, ama biz insanların isteklerini, ihtiyaçlarını dikkate alıp çalışmalarımızı bu doğrultuda şekillendiriyoruz. Bizim en büyük farkımız, bizim projemizden konut satın alan vatandaşlar, diğer projelerdeki gibi site hayatına adapte olup mahalle hayatından uzaklaşmak zorunda kalmayacaklar. Hâlâ komşulukların devam edeceği, evinizden dışarıya adım attığınız an hayata karışabileceğiniz mahalle konseptli bir proje bu. Projelerimizde 2+1 dairelerin brüt metrekareleri 86 ila 117 metrekare, 3+1 dairelerin brüt

metrekareleri 146 ila 169 metrekare ve dubleks dairelerin brüt metrekareleri ise 225 ve 256 metrekare arasında değişiyor. Haziran 2018’de teslim edileceğimiz projenin metrekare satış fiyatları ise 5.265 TL’den başlıyor. 2+1 daireler 450 bin ila 630 bin TL arasında, 3+1 dairelerin fiyat aralıkları 750 bin ila 975 bin arasında, dubleks dairelerin satış fiyat aralıkları ise 1 milyon 550 bin-1 milyon 720 bin TL arasında değişiyor. Kartallife-Atalar projesi için hazirandaki lansmanımıza özel olarak %10 peşinat 36 ay 0 faiz kampanyası oluşturmuştuk. Yeni kampanyamızda ise “Fırsat bizden, ödeme koşulunu belirlemek sizden” dedik ve ister %25 peşinat, 60 ay %0 faiz ister %25 peşinat, 0,95 faiz 120 aya kadar vade seçeneği olmak üzere 2 önemli kampanya hazırladık. Şu anda bu 2 kampanya ile satışlarımıza devam ediyoruz.

Yapı malzeme sektörü ile karşılaştırdığınızda gayrimenkul sektörünü artı ve eksileri ile nasıl değerlendiriyorsunuz? Ağır iş yükü, el emeğinin yoğun olması ve iş güvenliğinin en üst düzeyde olması, gayrimenkul sektörünü risklerin çok yüksek olduğu bir sektör konumuna getiriyor. İstanbul’da çok fazla yüksek katlı binalar yapılmaya başlandı. Bu da çalışma anlamında sektörü risk grup arasına yerleştiriyor. İşin gecesi gündüzü, yazı kışı yok. Örneğin; kış şartlarının ağır geçmesi projenin teslim tarihini etkileyen bir faktör. Ancak fabrika öyle değildir. Kapalı mekan içerisinde üretim yapıldığından hava şartlarından etkilenmezsiniz. Finansal açıdan da bakarsanız yükü ağırdır. Ya arsa yatırımı yapmanız gerekmektedir ya da kentsel dönüşüm projesi gerçekleştirecekseniz projenin öncesinde ciddi masraf yapmanız gerekir. Binayı bitirene kadar ya da inşaatı %70’lere getirene kadar ciddi finansman harcamanız gerekir. Satışlarınız iyiyse oradan finansınızı sağlayabilirsiniz. Ama ekonomideki durağanlık, beklenmeyen etkiler gibi nedenlerden dolayı satışlar olmuyorsa, finansmanınız yetebilmelidir. Gayrimenkul sektörü, bu şekilde eksi noktalar barındırıyor. Sektörün cazip gelen yönlerine bakacak olursak sektörde hem malzeme olarak hem de emek olarak her koyduğunuz tuğlanın bir değeri vardır. Bugün olmasa da yarın müşterisini bulup değerinde satma şansına sahipsiniz. Kişiye özel bir üretim yapmıyorsunuz. Ortaya kendiniz bir proje çıkarıp insanlara sunuyorsunuz. Onların içerisinden lokasyonuna, büyüklüğüne, proje özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre insanlar gelip sizden talep ediyorlar. Harcadığınız her kuruşun, her emeğin karşılığını bir şekilde alabiliyorsunuz.



“MOD Bahçelievler, yeşilin her tonuna ev sahipliği yapıyor” Talepleri gözeterek, fizibilitesi doğru kurgulanmış projeler geliştirmek, satış ve pazarlama yöntemleri de doğru belirlenmiş projeler oluşturmak gerekiyor. Tüm faaliyetlerini; ‘Herkesin hayallerini süsleyen, dört dörtlük yaşamlar inşa etmek’ misyonuyla gerçekleştiren MOD Gayrimenkul şimdi de Bahçelievler’de… Kurulduğu ilk gün gibi kalıcı güzellikler üretmek için ekip ruhundan asla taviz vermeden çalışmalarını sürdüren Mod Gayrimenkul’ün Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Yirik ile Bahçelievler’deki projesi özelinde konuştuk. Sorularımıza içtenlikle cevap veren sayın Yirik’e teşekkür ediyoruz…

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesi ile beraber yapı sektöründeki yeri ve faaliyetleri hakkında biraz bilgi alabilir miyiz? Mükemmeliyeti hedefleyen özel projeler gerçekleştirmek üzere faaliyet gösteriyoruz. Yalnızca konut sektöründe değil, eğitim ve sağlık sektörüne yönelik yapıları da hayata geçiriyoruz. Kalıcı eserler vermek üzere şeffaf yönetim anlayışından ödün vermeden, insanları mutlu eden projeler gerçekleştirdiğimize inanıyoruz. Gerçek-

96

Yapı Malzeme Şubat 2017

leştirdiğimiz projeler arasında Bura Residence, Es Kule, Menekşe Sitesi, Medicana, Star Plaza, Doğa Koleji, Vizyon Koleji, Okyanus Koleji, Çağdaş Öncü Okulları ve MOD Bodrum Villaları bulunuyor.

Şu an MOD Bahçelievler Projesi’ni gerçekleştirmektesiniz. Biraz bu projeden bahseder misiniz? Bu projenin diğer projelerden farklı yanları nelerdir? Kent yaşamının tüm modlarını bir araya getiren MOD Bahçelievler’de, yatay yerleşim planına sahip mimari modeli, Basın Ekspres Yolu’na ve raylı ulaşıma komşu merkezi konumu, 5.000 metrekarelik peyzaj alanı, sosyal donatıları ve geniş ölçeklerde tasarlanmış 2.5+1, 3.5+1 ve 4.5+1 daire modelleriyle sakinlerine kent içinde ayrıcalıklı bir yaşam sunuyoruz. MOD Bahçelievler’de daireleri aile yaşamına uygun olarak geniş tasarlanıyoruz. Metrekaresini 4.950 TL’den satışa sunduğumuz projedeki 2.5+1 dairelerin brütü 163

m2, iki seçeneği bulunan 3.5+1 dairelerin brütleri 184 m2 ve 187 m2, 4.5+1 dairelerin brütü 221 m2 olarak değişiyor. MOD Bahçelievler, özel peyzaj düzenlemesiyle yeşilin her tonunu projede yer alan tüm daire modellerine taşıyarak da fark yaratıyor. 5.000 metrekarelik peyzaj alanıyla bahçe katından yeşil bir ortama açılan teraslar, doğayla iç içe yaşayan balkonlar ve ağaçlıklı bir yaşam alanı sunuyoruz. MOD Bahçelievler’de çocukları kapalı yüzme havuzu ve oyun alanlarının yanı sıra geniş bahçe içinde sosyalleşebilecekleri eğlenceli bir hayat bekliyor. Ebeveynler için ise yüzme havuzunun yanı sıra erkekler ve kadınlar için ayrı tasarlanmış fitness salonu, sauna ve buhar odası gibi günün yorgunluğunu çıkaracak sosyal imkanlar bulunuyor. İstanbul’un kargaşasından uzak, huzurlu bir hayat sunan projemizde, 24 saat kameralı güvenlik sistemi ve açık-kapalı otopark imkanlarıyla güvenli bir yaşam oluşturuyoruz.


Proje Bu bölgeyi tercih etmenizin başlıca sebepleri nelerdir? Bulunduğumuz Basın Ekspres Yolu, her yıl ortalamanın üstünde değer kazanan ve markalı konut geliştiricilerinin ilgi gösterdiği bir bölge. 2015 yılı itibariyle %20 ’ye yakın değer kazanan Basın Ekspres Yolu’nda yer alan markalı konut projeleri, 2016 yılı sonunda da yüksek bir değer artışı sağladı. Basın Ekspres Yolu’nun öne çıkan projelerinden MOD Bahçelievler ise, Atatürk Havalimanı’na beş dakika, metrobüse üç dakika ve metroya ise sadece 200 metre mesafede bulunuyor. 19 dakikada Ataköy’den İkitelli’ye gidecek 13 kilometrelik metro hattının hizmete girmesinin ardından, trafiğe girmeden, sadece raylı sistem kullanarak Mod Bahçelievler’den İstanbul’un her noktasından ulaşım mümkün olacak. Çok özel bir lokasyonda bulunan MOD Bahçelievler, ulaşım sorununu ortadan kaldıran bir proje olarak da kullanıcısına ve yatırımcıya avantaj sağlayan projeleri başında geliyor.

2017 yılı için hedef ve öngörüleriniz ne doğrultuda? Devam eden ve yeni başlayacağınız projeler hakkında bilgi verir misiniz? 2017 yılında mevcut projemize devam edeceğiz. 2018 Mart ayında tamamlamış olacağız. MOD Bahçelievler’e çok yakın bir konumda bulunan ve bize ait olan bir arsada da proje geliştirmeyi düşünüyoruz. Arsanın firmamıza ait olması hem bizim hem de konut sahibi olmak isteyenler için önemli bir avantaj sağlayacak.

Çözüm ortaklarınızı belirlerken ne gibi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Sektörlerinde deneyim ve bilgi sahibi çözüm ortaklarımızla çalışıyoruz. Uzun yılların işbirliğine dayanan, güvenilir çözüm ortaklarımızla hareket etmeyi tercih ediyoruz.

Yapı sektörü ile karşılaştırdığınızda gayrimenkul sektörünün artı ve eksileri ile nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapı sektörü ve gayrimenkul sektörünün artıları ve eksileri, konutların doğru lokasyonda, ihtiyaçlar gözetilerek yapılıp yapılmadığından kaynaklanıyor. Talepleri

Özgür Yirik / MOD Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı

gözeterek, fizibilitesi doğru kurgulanmış projeler geliştirmek, satış ve pazarlama yöntemleri de doğru belirlenmiş projeler oluşturmak gerekiyor. 2017 yılında geliştiriciler, erişilebilir konutlara yönelmeli ve doğru stratejilerle kampanyalar gerçekleştirmeli. MOD Gayrimenkul olarak biz de lansman fiyatlarımızı sürdürerek %10 indirim imkanı sağlıyoruz. Kolay iki farklı ödeme planımızla da avantaj sağlıyoruz. %15’i peşin, %15’i 4 ay sonra, %50’si 36 ay vade farksız, %20’si ise projenin teslim tarihi olan 2018 Mart’ta olmak üzere rahat bir ödeme planı sunuyoruz. Banka kredili ödemelerde ise %15’i peşin, %15’i 4 ay sonra, %55’i 0,69 faizle 120 aya kadar vade ve %15’i teslim tarihi olan 2018 Mart’ta olmak üzere bir ödeme planımız mevcut.

Çevreye karşı sorumluluklarımız noktasında kurum olarak ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Projelerimizde geniş yeşil alanlar oluşturuyoruz. Örneğin yürütmekte olduğumuz projemizde geniş bir bahçeli yaşam alanı bulunuyor. Kent içindeki arsalarda imar alanının geniş tutulması ve yeni yapılan markalı konut projelerinde otoparkın neredeyse bina dışındaki tüm alanı kaplaması nedeniyle bahçeli yaşam apartman hayatından giderek uzaklaşıyor. Yatay yerleşim planına sahip olarak az katlı tasarlanan MOD Bahçelievler’de ise bahçeli yaşam yeşilin her tonuna ev sahipliği yapıyor. Sadece 84 seçkin dairenin yer aldığı proje-

mizde 5.000 metrekarelik peyzaj alanı yer alıyor. Farklı ağaç ve bitki türleriyle düzenlenecek olan peyzaj alanına bahçe katlarından doğrudan geçiş sağlanırken, dairelerin balkon ve terasları da peyzaj alanına bakacak şekilde konumlandırılıyor.

Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama organizasyonunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz? Satış, satış sonrası hizmetler ve pazarlama için firmamızın kendi bünyesinde bir ekibimiz vardır. Müşteri memnuniyeti odaklı olan ekibimiz, gerekli tüm çalışmaları yürütmektedir.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Yaşam alanlarında öncelikle ihtiyaçları dikkate alan, bu konuda fark oluşturmaya önem veren ve özen gösteren bir firmayız. Örneğin az sayıda markalı konut projesinde göze çarpan balkonlu yaşam keyfi, MOD Bahçelievler’in tüm daire modellerinde yer alıyor. Projemizin tüm dairelerinde biri salona, diğeri yatak odasına açılan çift balkon bulunuyor. Yine az sayıda projede göze çarpan ‘buçuk odalar’ da aile yaşamına büyük kolaylık sağlıyor. Evden uzak tutulması istenmeyen, ancak ayak altında bulunması sorun teşikl eden eşyalar için depo vazifesi gören buçuk odalar, MOD Bahçelievler ayrıcalığı olarak sakinlerine önemli bir avantaj sunuyor. Tüm daire modellerinde buçuk odaya yer veriyoruz.

Yapı Malzeme Şubat 2017

97


Proje

Cumhuriyet Meydanı yaza yenilenen yüzüyle girecek Antalya Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyet Meydanı’nı adına yakışır hale getiriyor. Mevcut meydanı bir buçuk katı büyüten proje, görsel kirlilik yaratan bölümleri yaşam alanına dönüştürürken, yeni seyir teraslarıyla Antalyalıları Kaleiçi ve Akdeniz’le buluşturuyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi, birçok tarihi olaya tanıklık eden, kentin sembollerinden, Cumhuriyet Meydanı ve çevresini adına ve Antalya’ya yakışır hale getiriyor. Belediye şirketi ANTEPE A.Ş. tarafından hazırlanan projede, Atatürk Anıtı, Tophane Çay Bahçesi ve Cumhuriyet Meydanı’nın özgün yapısı korunuyor. 4 bin 700 metrekarelik mevcut meydan, atıl alanlar kullanılarak, batıda dükkanların bulunduğu alana ve güneyde AKEV Çay Bahçesi’ne doğru 2 bin metrekare daha büyütülüyor

98

Yapı Malzeme Şubat 2017

ve 6 bin 700 metrekareye çıkıyor. Birçok etkinlik, miting ve kutlamaya ev sahipliği yapan meydan, büyüyen Antalya’nın ihtiyacına cevap verecek şekilde genişliyor.

Kademeli seyir terasları ile deniz izlenecek Anıtlar Kurulu tarafından onaylanan Yeni Cumhuriyet Meydanı Projesi’nde meydandan ve insan sirkülasyonundan kopuk halde bulunan Tophane Çay

bahçesinin arkasındaki kirlilik yaratan dükkanlar kaldırılıyor ve genişletilen meydanın altına alınıyor. Buradaki mevcut ağaçların tamamı korunuyor. Açığa çıkan 3 bin 500 metrekarelik bu alan teraslama yapılarak, meydan ve Cumhuriyet Caddesi ile ilişkili hale getiriliyor. Kademeli seyir terasları ile vatandaşların denizi izleme imkanı bulacağı bu alan, yemyeşil peyzajı ile Antalyalıların uğramadan gidemeyecekleri bir yaşam alanına dönüştürülüyor.


Proje

Babacan Holding Kentsel Dönüşüm için kolları sıvadı

İnşa ettiği lüks ve güvenilir konut projeleriyle tanınan Babacan Holding, şimdi de kentsel dönüşüm projeleri için kolları sıvadı. Kadıköy Fikirtepe’de iki ayrı dönüşüm projesine start veren Babacan Holding, toplam 950 milyon TL değerindeki yatırımla 2 bin konut inşa edecek.

İbrahim Babacan / Holding Yönetim Kurulu Başkanı

Bugüne kadar yatırımını da holding bünyesinde yaparak geliştirdiği arsaları üzerinde inşa ettiği lüks ve güvenilir konut projeleriyle tanınan Babacan Holding, şimdi de kentsel dönüşüm projeleri için kolları sıvadı. Fikirtepe’de iki ayrı dönüşüm projesine başlayan Babacan Holding, bu bölgede birinci etabında toplam 600 milyon TL değerindeki yatırımla 1500 adet konut inşa edecek. Kentsel dönüşümde simge haline gelen Fikirtepe’de bir yandan sorunlu yerlerin dönüşümü için çalışmalar sürerken, 14 yıldır güvenilir yapılar inşa eden Babacan Holding de son dönemde bölgeye odaklanarak kentsel dönüşüm projeleri için düğmeye bastı. Kentsel dönüşüm konusuna sosyal so-

rumluluk projesi olarak baktıklarını dile getiren Babacan Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Babacan, Fikirtepe’de 2.500 dairelik 2 proje hayata geçireceklerini kaydetti. Fikirtepe’deki yatırımların tutarının 950 milyon lirayı bulacağını tahmin ettiklerini belirten Babacan, bölgede iki ayrı satış ofisiyle hizmet verdiklerini söyledi. Fikirtepe projesi için çok heyecanlı ve umutlu olduklarını söyleyen Babacan, “Babacan Holding olarak yaklaşık 2013 yılından beri sürdürdüğümüz Kadıköy Fikirtepe kentsel dönüşüm projesi çalışmalarını sonlandırmak üzereyiz. Yaklaşık 22 bin m2 arazi üzerinde riskli yapılarda sözleşme ve anlaşma çalışmaları çerçevesinde 2/3 çoğunluğu sağlamış durumdayız. Çev-

re ve Şehircilik Bakanlığı’nca alınan karar gereği kısmen satış veya kamulaştırma sürecini devam ettiriyoruz. Hak sahipleriyle yüksek oranda anlaştık, son kalan imzalar tamamlandıktan sonra evini teslim eden vatandaşlara birer yıllık kiralarını peşin vereceğiz. Gerekli kamulaştırma çalışmalarını başlattık. Gerekli kamulaştırma ve pay satışlarının tamamlanmasının ardından inşaata başlamış olacağız. Bölgenin çok hızlı dönüşüm sonucunda yakın gelecekte Ataşehir m2 fiyatları 12 bin TL’nin üzerine çıkmasını bekliyoruz. Konum ve lokasyon olarak mükemmel yapıda olan tüm bölgenin aynı anda yapılaşması ile bölgenin katma değeri daha da yükselecektir.” dedi.

Yapı Malzeme Şubat 2017

99




Kintele Kongre Merkezi’nde geri sayım başladı

Mimar Selçuk Avcı

Mimar Selçuk Avcı liderliğindeki Avcı Architects’in, Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Brazzaville’de, Kintele bölgesinde inşa edilen Kongo Kintele Kongre Merkezi’nin çalışmaları sona doğru ilerliyor.

102

Yapı Malzeme Şubat 2017

Ekonomi Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren Türk Eximbank’ın desteğiyle hayata geçen ve Afrika Birliği zirvelerine ev sahipliği yapmak üzere inşa edilen kongre merkezi, Avcı Architects’in tüm projelerinde en önemli çıkış noktası olarak ele aldığı sürdürülebilirlik kriterlerine uygun olarak, içinde bulunduğu coğrafi, iklimsel ve kültürel bağlamla uyum içerisinde tasarlandı. Başkent Brazzaville’nin yeni gelişmekte olan ve Olimpiyat Merkezi’nin kuzeyinde yer alan bir bölgede konumlanan Kongo Kintele Kongre Merkezi, mevkii itibariyle, güneyde Kongo nehrine, kuzeyde ise el değmemiş ormanlık alana bakan panoramik bir manzaraya sahip. M’Bamaou

adasını meydana getiren büyük Kongo Nehri’nin aşındırarak oluşturduğu bir vadi şeklinde olan arazi topografyasında kurgulanan yapılar, bu vadinin nehre doğru alçalan konturlarına paralel bir yerleşimle uzanıyor.

350 metrelik kolonad tüm yapı birimlerini birbirine bağlıyor. Yapıların yerleşim biçimlerini arazinin topografyasına göre belirleyen Avcı Architects, 1500 koltuklu Kongre Salonu, 300 kişilik Başkanlık Salonu, 1000 koltuklu Yemek Salonu ve 1000 kişilik meydanı avlularla birbirinden ayrılacak şekilde sıra halinde dizilerek her birime, bu öğeler ara-


Mimari

sında bağlantı işlevi gören, üstü kapalı sıra sütunların oluşturduğu bir kolonad üzerinden erişim sağlamış. Otel ise halka açık olan bu kordondan 5 metre daha yukarıda konumlandırılarak hem daha iyi bir nehir manzarası sağlanmış, hem de alanın halka açık kısımları ile özel işleve sahip kısımlarının birbirinden ayrılması amaçlanmış. Kapalı mekanlar arasında bağlantı sağlayan avluların iki tanesi dışında hepsi halka açık olup söz konusu

fonksiyonların büyük kütleleri arasında peyzajlı ara bölümler oluşturulmasına izin verecek şekilde tasarlanmış. Böylelikle bütün otel odalarının Kongo Nehri manzarasına sahip olması sağlanırken, bütün araziye hükmeden çok büyük bir yapı kütlesi izlenimi yaratmadan, Kongo Kintele Kongre Merkezi’nin sanki çevrenin kendi parçasıymış gibi ortamla uyumlu bir görünüme kavuşması amaçlanmış. 350 metre uzunluğundaki alan boyunca

uzanan sıra sütunlar, yılın her zamanı etkili olan yağmurlarına karşı insanlara sığınak sağlayan, halka açık lineer bir alan olarak kurgulanmış. İki ucu da kompleksin tamamına giriş çıkışları sağlayan halka açık birer kapı olarak tasarlanan sıra sütun dizisinin batı kapısı basın salonuna, doğu kapısı ise müzeye bağlanmış. Müze, meydanın güney ucunu oluştururken meydanın kuzey ucu ile doğu ucunda mağazalar ve halka açık restoran konumlandırılmış.

Yapı Malzeme Şubat 2017

103


Mimari Kesintisiz Yağan Yağmurlara Karşı Bir Sığınak...

Bu açık alanın üzeri, yağmurun ortadaki sığ bir havuza akmasına izin veren, kare şeklinde bir göz bulunacak şekilde kapatılmış.

Kesintisiz Yağan Yağmurlara Karşı Bir Sığınak... Avcı Architects, Kongo’da yılın en az 6 ayı boyunca adeta hiç kesilmeksizin hep var olan ve insanların gerek kendi aralarında gerekse halka açık alanlar ile etkileşim biçimleri üzerinde doğrudan belirleyici olan yağmur faktörü için de ayrıca kurgular oluşturmuş. Yağmur yağdığında doğadan uzaklaşmaksızın açık alanda vakit geçirmek isteyen insanlara sığınak sağlamak için büyük çaba gösterilmiş. Yağmur sonrasında hava yine de sıcak ve nemli olduğu için yağmura karşı koruma sağlarken korunaklı alanlarda aynı zamanda hava akışı ve serinlik sağlamak hedeflenmiş. Suyun varlığını kutlamak için yağmur sularının çatılardan aşağı akışının görünmesi ve toprağa ulaşıp açık havuzları doldururken sesinin duyulması ve gargoyle tipi

çörtenler ve şelaleler üzerinden coşkun bir şekilde akması sağlanmış. Doğal havalandırma seçeneklerinin kullanımını zorlaştırarak halka açık alanlarda kabul edilebilir konfor standartlarına uygun düzeyde ortam oluşturmak için klima kullanımını zorunlu kılan, her daim yüksek nemlilik oranlarına sahip yerel tropikal iklim için de Avcı Architects tarafından etkili önlemler alınmış. Çıplak cam cephelerine güneş ışınlarının daha az vurmasını sağlayarak soğutma yükleri mümkün olan en düşük düzeye çekilmiş. Bu amaç doğrultusunda, lokasyon olarak ekvatorun altında konumlanmış olan Kongo Kintele Kongre Merkezi’nin öğlen güneşini alan kuzey cephesinde camlar cepheye hep derin bir şekilde gömülü olarak yerleştirilmiş, doğu ve batı cephesinde ise zayıf güneş ışınlarının etkisini azaltmak için düşey gölgelikler ve perfore metal paneller kullanılmış. Halka açık restoran konumlandırılmış. Bu açık alanın üzeri, yağmurun ortadaki sığ bir havuza akmasına izin veren, kare şeklinde bir göz bulunacak şekilde kapatılmış.

Avcı Architects, Kongo’da yılın en az 6 ayı boyunca adeta hiç kesilmeksizin hep var olan ve insanların gerek kendi aralarında gerekse halka açık alanlar ile etkileşim biçimleri üzerinde doğrudan belirleyici olan yağmur faktörü için de ayrıca kurgular oluşturmuş. Yağmur yağdığında doğadan uzaklaşmaksızın açık alanda vakit geçirmek isteyen insanlara sığınak sağlamak için büyük çaba gösterilmiş. Yağmur sonrasında hava yine de sıcak ve nemli olduğu için yağmura karşı koruma sağlarken korunaklı alanlarda aynı zamanda hava akışı ve serinlik sağlamak hedeflenmiş. Suyun varlığını kutlamak için yağmur sularının çatılardan aşağı akışının görünmesi ve toprağa ulaşıp açık havuzları doldururken sesinin duyulması ve gargoyle tipi çörtenler ve şelaleler üzerinden coşkun bir şekilde akması sağlanmış. Doğal havalandırma seçeneklerinin kullanımını zorlaştırarak halka açık alanlarda kabul edilebilir konfor standartlarına uygun düzeyde ortam oluşturmak için klima kullanımını zorunlu kılan, her daim yüksek nemlilik oranlarına sahip yerel tropikal iklim için de Avcı Architects tarafından etkili önlemler alınmış. Çıplak cam cephelerine güneş ışınlarının daha az vurmasını sağlayarak soğutma yükleri mümkün olan en düşük düzeye çekilmiş. Bu amaç doğrultusunda, lokasyon olarak ekvatorun altında konumlanmış olan Kongo Kintele Kongre Merkezi’nin öğlen güneşini alan kuzey cephesinde camlar cepheye hep derin bir şekilde gömülü olarak yerleştirilmiş, doğu ve batı cephesinde ise zayıf güneş ışınlarının etkisini azaltmak için düşey gölgelikler ve perfore metal paneller kullanılmış.

Doğal malzemeler, kültürel ve yerel detaylar Kongo Kintele Kongre Merkezi yapımında kullanılan malzemelerin seçiminde büyük ölçüde, inşaatın süratle tamamlanması için modern inşaat ve giydirme malzemeleri kullanılmış. Bu nedenle, esasen daha maliyet etkin bir seçenek olmasına rağmen beton çerçeve yerine çelik, blok ve tuğla işi; masif giydirme elemanları içinse alüminyum panel kaplama gibi taşıması daha kolay, daha hafif malzemeler tercih edilmiş. Bununla beraber, ahşap ve taş gibi doğal malzemelerin kullanılmasına da büyük özen gösterilmiş.

104

Yapı Malzeme Şubat 2017



475 Yataklı Yozgat Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 141.120 m2 toplam alana sahip

“Yozgat Hastanesi’nde sistemci bir yaklaşımla, tasarımı etkileyen tüm faktörler bir araya getirildi” “Firmamızda, ön tasarım oluşturmaktan uygulama projelerini gerçekleştirmeye kadar, mimari üretimle ilgili olan aşamaların hiçbirisi birbirinden daha önemsiz olarak görülmemekte ve her birisi özen gösterilerek ele alınmaktadır.”

Sistematik tasarım ve projelendirme süreçlerini personel organizasyonu ve çalışma yöntemleri aracılığıyla takip eden Yazgan Mimarlık; Mimarlar, peyzaj mimarları, yapı teknik ressamları, grafik tasarımcılar ve bilgisayar uzmanlarından oluşan tecrübeli kadrosuyla müşterilerine en iyi hizmeti sunma gayreti içeresinde faaliyetlerini sürdürmekte. Yazgan Mimarlık ile mimari hakkında merak ettiklerimizi, çalışma pernsiplerini ve son dönemde gerçekleştirdikleri projelerden olan Yozgat Şehir Hastanesi özelinde konuştuk… Keyifli okumalar…

Öncelikle kısaca şirketinizin kısa tarihçesiyle beraber projelerinizden bahsedebilir misiniz? Yazgan Tasarım Mimarlık, 2003 yılında Dr. Mi-

106

Yapı Malzeme Şubat 2017


Mimari mar Kerem Yazgan ve Dr. Mimar Begüm Yazgan tarafından kurulmuş olan, Ankara merkezli bir tasarım ve projelendirme firmasıdır. Firma kuruluşundan bu yana, inşaat alanı toplamda 5.000.000 m²’yi geçen ve Türkiye, Kuzey Kıbrıs, Rusya, Kazakistan, Libya, Birleşik Arap Emirlikleri, Ukrayna, Azerbaycan, Irak ve Gana gibi çeşitli ülkelerde bulunan yapıların mimari, iç mekân ve peyzaj projelerine imza atmıştır. Firmamız, farklı program ve ölçekteki projelerin tasarım, tasarım geliştirme ve uygulama aşamalarını gerçekleştirmektedir. Karma kullanımlı yapılar, alışveriş merkezleri, oteller, konutlar, ofisler, eğitim binaları, hastaneler, kültür merkezleri, havaalanları ve spor salonları, firmanın projelendirdiği yapı tiplerinden bazılarıdır. Proje hizmetlerinin dışında, iç mekânların inşasını ve peyzaj alanlarının düzenlemesini gerçekleştirmektedir.

Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde, öncelikleriniz nelerdir? Mimari bir ürün ortaya çıkartırken referanslarınızı nasıl belirliyorsunuz? Gerçekleştirdiğimiz projelerde öncelikle akademik geçmişimizden gelen teorik bilgi birikimimizi mimari pratiklerimize yansıtmaya özen gösteririz. İkinci olarak, tasarım bilgimizi çevreye duyarlı yaklaşımlarla bütünleştirmeyi amaçlarız. İşte bu nedenle, mimari yapının yanı sıra yapıların yakın çevresi de tasarımlarımızda önemli bir kriterdir. Yazgan için bütüncül tasarım anlayışı önemli bir prensiptir. Mimari mekanlar, iç mekanlar ve peyzajı bütüncül bir yaklaşımla ele almaya gayret gösteririz. Üçüncü olarak, uygulama projelerini, 1:1 ölçeğe kadar inen ayrıntılı detaylarla gerçekleştirmeye özen gösteririz. Firmamızda, ön tasarım oluşturmaktan uygulama projelerini gerçekleştirmeye kadar, mimari üretimle ilgili olan aşamaların hiçbirisi birbirinden daha önemsiz olarak görülmemekte ve her birisi özen gösterilerek ele alınmaktadır.

Hızla artan ve birbirine benzeyen projeler hakkında neler düşünüyorsunuz? Aslında teknik olarak, mimari yapıların birbirine benzemesi mümkün değildir. Her bir bina farklı niteliklerdeki bir çevreye konumlandığından, projelendirme evresinde o alanın bağlamı itibariyle ister istemez

kendine has durumlar oluşur. Artan mekân ihtiyaçları ile birlikte hız kaçınılmaz oluyor. Bu durumda mimarın bu artan talep karşısındaki duruşu çok önemli. Mekanların kendine has durumunu kaybetmemesine özen gösteren tasarım yaklaşımları benimsenmelidir.

Yozgat Şehir Hastanesi henüz projelendirilme aşamasındayken özellikle dikkat edilen noktalar neler oldu? Yozgat Hastanesi’nde sistemci bir yaklaşımla, tasarımı etkileyen tüm faktörler bir araya getirildi. Öncelikli olarak Yozgat Hastanesi’nin projelendirilmesinde farklı mimari grupların birlikteliği söz konusuydu. Biz bu projeyi Hayalgücü Tasarım firması ile ortak çalışarak gerçekleştirdik. Projelendirme aşamasında, çeşitli kriterler bir araya getirilerek bütüncül bir anlayış benimsendi. Binanın ihtiyaç programı, sağlık yapılarının uluslararası standartlardaki tasarım prensipleri, farklı disiplinlerden gelen kişilerin yorumları, çevresel faktörler,

hastane ekipmanlarının ağırlıkları, mekandaki yerleri vs. gibi teknik kriterlerin hepsi bir tasarım sistemine oturtuldu. Düzenli toplantılarla her bir konu ele alındı ve iç ve dış mekânda yerlerini buldu.

Bu projedeki karakteristik unsur esas olarak ne oldu? Kullanıcı açısından neleri öncelediniz? Bu projedeki karakteristik unsur aslında birçok farklı disiplinden insanların çalışmasını gerektirmesiydi. Hastane mekân danışmanları, ekipman danışmanları, trafik danışmanları, mühendisler, peyzaj mimarları, merkezi ve yerel yönetimden danışman kişiler bir araya gelerek düzenli toplantılar aracılığıyla tasarımda rol oynadılar. Kullanıcı açısından öncelikle hastanenin düzenli işleyişini sağlamayı hedefledik. Kompleks bir sistemin düzenini oluşturmaya çalıştık. Tasarım sürecinde hastaneyi sadece kullanıcı açısından değerlendirmekle kalmayıp, işletme ve yönetimsel açıdan da sürdürülebilirliğini sağlamaya çalıştık.

Yozgat Şehir Hastanesi bünyesinde; 113 poliklinik odası, 27 yatak kapasiteli Yenidoğan Yoğun Bakım ünitesi, 33 yatak kapasiteli Yoğun Bakım ünitesi (bunlardan 5 yatak İzole Yoğun Bakım ünitesidir), 20 diyaliz ünitesi, 393 akut yatak kapasitesi, Tutuklu hastalar için zemin katta bağımsız bir girişe sahip 8 (4 erkek, 4 kadın) akut yataklı servis, Ameliyathanelerin yanında 18 yataklı hasta hazırlık ve 18 yataklı hasta uyanma alanı, 15 ameliyathane odası (13 Ameliyathane + 2 Gün Ameliyathanesi), 2 anjiyo ünitesi, 10 kişilik bir kemoterapi ünitesi, Bir fizyoterapi merkezi, Bir nükleer tıp ünitesi, 8 adet Sancı-Doğum-Loğusa (LDRP) yatağı, Bir radyoloji bölümü, Teknik bina, Atık depolama binası, Bahçe su deposu ve Bir konferans salonu bulunmaktadır.

Yapı Malzeme Şubat 2017

107


Müze tadında peynir fabrikası: 38° 30° Çiftliği Slash Architects ve Arkizon Architects işbirliği ile Afyon’da tasarlanan 38° 30° Çiftliği, peynir üretim sürecinin tıpkı bir müze gibi sergilendiği planlaması ve ikonik ama işlevsel formu ile endüstri yapılarına yeni bir yorum getiriyor.

Slash Architects ve Arkizon Architects işbirliğiyle Afyon’un Tazlar köyünde tasarlanan ve ismini bulunduğu arsanın koordinatlarından alan 38° 30° Çiftliği, butik bir

108

Yapı Malzeme Şubat 2017

peynir fabrikası olarak çağdaş mimarisi ve sıradışı formuyla alışılmış endüstri yapılarından ayrışırken, süt ürünlerinin işlenişini ve peynir üretim sürecini ziyaretçilerine

görsel ve tadımsal deneyimlerle yaşatan bir peynir tadım merkezi olarak kültürel bir değer taşıyor. Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık’ın, baba toprağına olan minnet hisleriyle hayata geçirdiği proje, bölgede kaybolmaya yüz tutmuş manda üretimini canlandırırken, ikonik bir peynir tadım merkezi olarak üretim, tasarım ve sanat üçlemesini bir araya getirmeyi başarıyor. Klasik fabrika yapısının gerektirdiği tüm işlevleri dairesel bir bantta maksimum verimle sağlayan 38° 30° Çiftliği, anıtsal formu, davetkar saçağı ve sunduğu avlulu tipoloji ile kendini bir çeşit peynir müzesine dönüştürmüş. Eliptik formu sayesinde hem iç hem dış olarak algılanabilecek bir


Mimari

iç avlu oluşturan, bu avluyu da ziyaretçilerinin ve personelin tüm üretimi 360° gözlemleyebileceği deneysel bir alana dönüştüren 38° 30° Çiftliği’nin iç cephesi ekran niteliğinde kurgulanarak üretim bandının dışarıdan izlenebilmesi sağlanmış.

Formun fonksiyonla bütünleşmesi... Slash Architects ve Arkizon Architects mimarları, dışa kapalı bir forma sahip olan fabrikanın satış biriminin de bulunduğu giriş bölümünde ziyaretçileri kucaklayıcı ve davetkar bir tavır sergilerken kullanıcıları satış birimine yönlendirmeyi amaçlamış. Sanatsal etkinliklere ve tadım davetlerine

ev sahipliği yapması planlanan yeşille entegre iç avlu, yapının yaşayan çekirdeğini oluşturmuş. Böylece ziyaretçilerin peynir üretimini izleyebileceği, personelin ise konfor koşulları yüksek, keyifli bir ortamda çalışabileceği bir atmosfer elde edilmiş. Yapının izdüşümü ile aynı dilde şekillenen ve anıtsal bir yüksekliğe sahip olan brüt beton saçak, üretim merkezinin tüm girişlerini altında toplamış. Yapının mahallerinin saçağın giriş tarafında beş buçuk metre yükseklikten başlayarak, paketleme ve soğuk depo alanlarının metreküp olarak optimizasyonu için üç buçuk metre yükseklikte sonlanması sağlanmış. 38° 30° Çiftliği, peynir üretim bandının

yapının formu boyunca sıralı biçimde yerleştirilmesi ve birbiriyle ilişkili mahallerin bu kurguda en doğru şekilde yer almasıyla planlanmış. Fonksiyonlar yerleştirilirken yapının kontrollü kamusallığı ve üretim birimlerinin mahremiyet ihtiyacı dengeli bir şekilde kurgulanmış; yapının formu, malzeme seçimleri ve bir araya geliş biçimleri ile desteklenmiş. Kamusal kullanımlardan özel kullanımlara doğru geçildikçe yapının geçirgenliğinin mahremiyetle doğru orantılı olarak azalması sağlanmış. Personelin sıkça kullandığı teknik bölümlerdeki koridorun mahremiyeti ise güneş kırıcı korten latalar ile kontrol altına alınmış.

Yapı Malzeme Şubat 2017

109


Mimari

Hamburg Şehrinin Yeni Sembolünde Duravit Tasarımı 11 Ocak 2017 günü Elbphilharmonie resmi açılışını NDR Senfoni Orkestrasının iki büyük konseriyle kutladı. Hamburg’taki bu prestijli yapı için tüm lavabolar tasarım ürünü banyoların üreticisi tarafından sağlandı.

Eksiksiz şekilde tamamlanan yapı, Hamburg Şehir Parlamentosu’nun 2007 yılında onay vermesi ile başlamıştı. Eşsiz mimarisi ile bu etkileyici bina kapılarını açıyor ve New York’ta bulunan Metropolitan Opera binası veya Sydney Opera Binası gibi dünyaca ünlü konser salonları arasında yerini alıyor. Elbphilharmonie bir konser salonundan çok daha fazlası. Hamburg limanına getirilen yeni bir soluğun işaretçisi. Bina çevre ile bağlantısını kesmeden şekillerin ve renklerin iç içe geçtiği yapısıyla ve dalga şeklindeki çatısının da önemli katkısıyla oldukça samimi görünüyor. Basel’li mimarlar Herzog & de Meuron ortaya merkezi bir fikir çıkardılar. Yeni filarmonik salon tuğla yapısıyla 1960’ları çağrıştıran tarihi Kaispeicher deposunun üzerinde yer alıyor. Kırmızı tabanı ve beyaz parıltılı üstyapısı ile Elbifilharmonie’nin mimarisi alt tasarımının ağır, devasa olması üst tasarımının ise yarım ve dalgalı olmasıyla çelişkilere anlam katıyor. Batıdan bakıldığında bina ince, neredeyse kırılgan görünüyor ve yüksekliği 110 metreyi buluyor olmasına rağmen hiç zafer anıtını çağrıştırmıyor. Ancak doğudan bakıldığında bina yüksekliğinin az bir şekilde arkadan desteklendiği görünüyor. Hareketli çatısı, düzgünce hizalanmış cam dikdörtgenlerden oluşan ön cephesinin düzenine hareket katıyor. Ön cepheye küçük

110

Yapı Malzeme Şubat 2017

pencerelerle noktalı bir görünüm kazandırılmış ve yer yer kıvrımlandırılmış. Cam yüzeyin, herkesin bildiği istikrarsız Hamburg havasını yansıtmasına özen gösterilmiş. Doğuda yağmur yağdığında ve batıda güneş yüzünü gösterdiğinde Elbphilharmonie her ikisini de hissettirmesi hedeflenmiş. Yapı, yalnızca görsel anlamda kalmayarak şehri bir araya getiriyor. Elbphilharmonie’nin içinde bir otel, restoran ve özel apartların yanı sıra üç konser salonu bulunmakta. Merkez noktasında herkese açık 37 metre yüksekliğinde 360° şehir manzarası sunan meydana sahip bir Plaza da yer alıyor.

Ancak, özellikle 2150 koltuklu göz alıcı ana salon mimarların öne çıkan fikrini ortaya çıkarıyor: birleşme ve bütünleşme isteği. Salonun iç dizaynı yüzyılların aşınmasından oluşmuş büyük bir mağaraya benziyor. Ön ve arka tarafın ayrılması geleneksel konser salonlarının terkedilmiş düzenini belirlerken, orkestra, hemen fark edilemeyen ayrıcalıklı koltuklar ile halk tarafından “çevrelenmiş” ambiyansı oluşturuyor. Yarı nişler ve kaya benzeri çıkıntıların üzerine yayılmış olan izleyiciler bir araya getirirken, salonun iç kısmını kaplayan kum grisi 10.000 alçı panelin her biri ayrı ayrı kalıplanmış. Oyulmuş çukurların her biri, yumruk boyutundaki tüm kraterler şekil olarak farklı olduğu için salonda ses her dinleyiciyi çevreleyerek yayılıyor. Aslında varılmak istenen nokta, Elbphilharmonie’nin eşsiz mimarisi konser salonundaki herkesi birbiriyle bağlantılı olduklarını hissettirmek. Temizlik alanlarında Duravit tasarımı olan Scola lavaboları klasik tasarımı modern duygularla birleştiren parke zeminde yerini alıyor. Dairesel, derin kase yapısıyla Duravit portföyünün en başarılı klasiklerinden birisi olması nedeniyle Scola ilk viyolin ile aynı liderlik rolünü üstlenmekte. Konser akşamlarının öncesinde ve sonrasında sakin huzurlu bir ortam sunan Duravit tasarımı Sundeck Pool ise Elbphilharmonie Westin Oteli’nde solo performans sergiliyor.





Sektörün VİTRİFİYE

SIHHİ TESİSAT

Bocchi

Geberit

Isvea

Grohe

YALITIM BTM

YAPI ELEMANLARI

YAPI KİMYASALLARI

Ytong

Baumıt Kalekim


’ leri BOYA Kale

ELEKTRİK Viko by Panasonic

ISITMA & SOĞUTMA ELEKTRİKLİ EL ALETLERİ

Baymak

Bosch

Mitsubishi Electric

SERAMİK Seramiksan

CEPHE ELEMANLARI Fibrobeton


Ürün

Seramiksan’dan yeni Asya serisi Güçlü tasarımları, geliştirdiği ürün ve teknolojilerle farklı yaşam alanları oluşturmaya devam eden Seramiksan; Asya’nın egzotik havasını desenlerde buluşturan göz alıcı koleksiyonu Asia ile mermerin doğallığını yaşam alanlarına taşıyor. Dekorasyonda bambaşka bir dünya’nın kapılarını açan Asia mermer görünümü, Seramiksan’ın özel üretim teknolojisi ile doğadakine eş ve gerçekçi desenlerle porselen karolarda hayat buluyor. Asya’nın gizemli havasını modern yaşamın fonksiyonelliğiyle birleştiren Asia; 60x60 ve 60x90 ebatları ile hem iç hem dış mekanlarda kullanıldığı alanlara şıklık katıyor. Seramiksan’ın kaliteli yaşam için gerekli tüm malzemeyi buluşturduğu vitrifiye koleksiyonları ile ahenk yakalayan Asia serisi, düşlenen şık banyolara Seramiksan imzası ile ışıltı katıyor.

Doğal Taş Efektinin Pozitif Enerjisi Yaşam Alanlarında Yenilikçi tarzı ve göz alıcı tasarımlarıyla adından söz ettiren Seramiksan, dinginlik ve doğallık isteyenler için tasarladığı Truva Serisi ile doğadan aldığı ilhamı yaşam alanlarınıza yansıtıyor. Doğal taş görünümünün seramiğe nakış gibi işlendiği porselen karolar doğal çizgileri, natürel renkleriyle doğanın özgün havasını yaşam alanlarına taşımak isteyenler için ön plana çıkıyor. 30*60 ebatında, bej, gri ve kahverengi renk seçeneği ile yer ve duvar karosu olarak birbirine geçmeli üretilen sırlı porselen karolar iç ve dış mekanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor. Yüzeyindeki rölyef doku ile dijital teknolojinin bir ürünü olan Truva, doğal görünümü ile sakin ve dingin mekanlar yaratıyor.

116

Yapı Malzeme Şubat 2017



Ürün

Baymak EVOPLUS sirkülasyon pompaları %70’e varan tasarruf sağlıyor Baymak’ın çevre dostu ürünleri arasında yer alan yenilikçi EVOPLUS serisi frekans kontrollü sirkülasyon pompaları, ECO dizayn yönetmeliklerine uygun tasarımı sayesinde kullanıcıların yüksek oranda enerji tasarrufu gerçekleştirmelerini sağlıyor. Konutlardan ticari binalara, otellerden hastanelere kadar birçok farklı projede ısıtma, havalandırma klima ve güneş enerjisi sistemlerinde kullanılan EVOPLUS serisi, geleneksel sirkülasyon pompalarına göre, %70’e varan oranda tasarruf sağlarken frekans kontrolü, yüksek performans, düşük enerji tüketimi ile kullanım kolaylığı sunuyor. Gelişmiş teknolojisi ve entegre elektroniği sayesinde, sistemin sürekli optimizasyonunu sağlayan EVOPLUS serisi enerji israfını önleyerek ürünün ömrünü de uzatıyor. Sistemin ihtiyacı olan performansa göre hız ve gücünü kendi ayarlayan EVOPLUS, her uygulamada özelleştirilebilen daha etkili ve verimli bir çalışma sağlıyor.

Hollanda’nın en iyi kombi teknolojisi: Baymak idee

Isıtma ve soğutma sistemlerinde Avrupa teknolojisini Türkiye’ye taşıyan Baymak’ın, Hollanda’da geliştirilen ve Türkiye için uyumlu hale getirilen idee kombi modeli üstün teknolojisi ile Hollanda Tüketiciler Birliği tarafından birincilikle ödüllendirildi. Hollanda’da bağımsız Tüketiciler Birliği’nin 6 bin tüketicinin tecrübelerinden yola çıkarak yaptığı anket sonuçlarına göre idee, sahip olduğu teknoloji ile bir çok kategoride en yüksek değerlendirme notunu alarak rakiplerinden sıyrıldı. idee, ısıtma ve sıcak su üretiminde enerji verimliliği, sıcak su konforu, elektrik enerjisi kullanımı gibi 8 farklı kategoride, değerlendirmeye alınan 17 rakibini geride bırakarak ortalamada 8,4 ile en yüksek derecelendirme puanının sahibi oldu.

118

Yapı Malzeme Şubat 2017

Baymak’tan çevre dostu yepyeni bir Lectus Baymak, BDR Thermea tarafından Hollanda’da geliştirilen ve Türkiye için özel olarak uyumlandırılan Lectus duvar tipi kazanlar serisine Lectus Plus 160 modelini ekledi. Pahalı enerjiye karşı ve temiz doğa için tasarlanan Lectus Plus 160, %108,5 verimliliği ile yakıt tasarrufunu en üst noktaya taşıyor. Lectus serisinin 65, 90 ve 115 modellerinde olduğu gibi yeni Lectus Plus 160 modellerinin de en önemli özelliklerinden biri “Premix” yanma teknolojisi. Premix yanma teknolojisine sahip Lectus Plus 160 eski tip kazanlarla karşılaştırıldığında min. yüzde 30 daha verimli performans göstermektedir. Lectus Plus 160 geniş renkli LCD ekranı sayesinde kullanım kolaylığı sunar. Baymak tarafından Lectus serisi için özel olarak hazırlanan RVS kaskad kontrol panosu sayesinde 15 adete kadar kazan, modülasyonlu çalışarak ihtiyaç kadar enerjinin harcanarak yakıt tasarrufu yapılmasını sağlar. RVS kaskad kontrol panosu, Lectus Plus 160’ın ısıtma, kullanım sıcak suyu veya farklı zonlarda ayrı ayrı kontrol edilebilmesine ve hem günlük hem de haftalık olarak programlama yapılabilmesine imkan verir.


Ürün

Bosch’tan yeni karbür teknolojili kılıç testere serisi Bosch’un, profesyoneller için kılıç testerelerde kullanılmak üzere geliştirdiği karbür teknolojisine sahip yeni seri ürünler bi-metal testere bıçaklarına göre 20 kata kadar daha uzun ömürlü. 1.35 ve 1.25 mm kalınlıkları ile %50’ye yakın oranda

daha kalın olan yeni seri bıçaklar, daha dayanıklı. Geleneksel bi-metal bıçakların yeterli olmadığı birçok alanda kullanım imkanı sunan karbür teknolojisi, bıçakları daha sağlamlaştırmasının yanı sıra esnek olmalarını da sağlıyor.

Bosch’un iki farklı uzunluk opsiyonuyla sunduğu “Araç Kurtarma için Dayanıklı” (Endurance for Vehicle Rescue) kılıç testere bıçağı özellikle kurtarma operasyonlarında hayati önem taşıyor. İtfaiye Ekipleri, Kurtarma ve Teknik Yardım Ekipleri tarafından gerçekleştirilen hayat kurtarma hizmetleri ve araç sökme işlemlerinde kullanılmak üzere geliştirilen kılıç testere bıçakları, hidrolik kurtarma ekipmanıyla ulaşılamayan dar alanlara erişimi sağlıyor. Sağlamlığı sayesinde yüksek alaşımlı çelikten yapılmış sütunları, metal levhadan araç çatılarını, menteşeleri ve ayrıca kaplanmış camdan yapılmış araba ön camlarını hızlı ve güvenli bir şekilde kesen kılıç testere bıçağına, V-şekilli ucu sayesinde hakim olmak oldukça kolay. Bosch’un “Ağır Metal için Dayanıklı” (Endurance for Heavy Metal kılıç) testere bıçakları, su borularını değiştirirken, yüksek ve ultra yüksek mukavemetli çeliğin, paslanmaz çeliğin veya dökme demirin kesilmesi gerektiği her yerde en önemli yardımcınız olacak.

Yapı Malzeme Şubat 2017

119


Ürün

Dış cephelerde değişime hazır olun: Baumit Creativtop Dış cephelere sadece doğru renk tonu seçimi ile farklı bir görünüm kazandırmanın ötesinde, yeni doku alternatifleri ile farklı karakterler de katılabilir. Bugüne kadar geliştirilmiş en inovatif doku alternatiflerini barındıran Baumit CreativTop, sınırsız tasarım imkanı sunuyor. Kullanıma hazır ve farklı dokularla şekillendirilebilen Baumit CreativTop, farklı tane boyutuna sahip altı ürünle kaba dokudan ipeksi görünüme sahip cephelerin tasarlanmasına imkan tanıyor: CreativTop Max (4mm), CreativTop Trend (3mm), CreativTop Vario (1,5mm), CreativTop Fine (1mm), CreativTop Pearl (0.5mm) ve CreativTop Silk(0.2mm). Sunduğu çok yönlü uygulamalarla 752 farklı renk tonu alternatifine ve yaratıcı kombinasyonlara imkan sağlayan Baumit CreativTop dış cephelere; - Mükemmel renk dayanıklılığı ve UV’ye karşı direnç - İklim etkilerine karşı direnç - Isı yalıtım sistemlerine uygunluk - Kullanıma hazır, güvenilir kalite - Tek seferde uygulama - Ayrıca boya gerektirmeme - Daha fazla dayanıklılık ve uzun ömür - Yüksek su iticilik gibi avantajlar da sunuyor. CreativTop, tüm yapılarda ısı yalıtım sistemleri, eski ve yeni uygulanmış mineral esaslı sıva, sıva altı harç ve beton üzerinde son kat olarak kullanılabiliyor. Ayrıca organik bağlayıcı sıva altı harçların, kaplamaların veya tamir sıvalarının yüzeyini düzeltmek amacıyla da tercih edilebiliyor. Özgürce şekillendirilebilen bir ürün olan CreativTop’ın uygulamasında tasarıma bağlı olarak değişik malzemelerle uygulama yapılabiliyor.

Bocchi ; Inovasyon liderliğini tasarımın gücü ile birleştiriyor Tasarımları, kalitesi ve fonksiyonel yaklaşımları ile banyolarda İtalyan tarzını en iyi şekilde yansıtan Bocchi, geliştirdiği teknolojiler ile banyolarda temizliği daha kolay hale getirirken maksimum düzeyde de hijyen sağlıyor. Hijyen konusunda bilinenlerin çok üstünde bir anlayışla kullanıcılarının karşısına çıkan Bocchi; kirlenmelere ve mikrop oluşumlarına karşı yepyeni bir teknoloji sunuyor. Türkiye’de bir ilk olan sıfır pürüz teknolojisi, sırlı porselenlerin kir ile temas eden yüzeylerindeki lekeleri ve kireçlenmeleri en aza indiriyor. Clean Plus+ teknolojisi, lavabo ve klozetlerin ilk günkü parlak görüntüsünü çok daha uzun süre muhafaza ediyor. Bu sayede hidrofobik hale gelen yüzey lekelenmeleri, kirlerin yapışmasını ve kireçlenmeyi engelliyor. Bocchi, küresel ısınmanın beraberinde getirdiği kullanılabilir su kaynaklarının azalması sorunuyla mücadeleye katkı sağlamak için ‘Çevre Dostu Klozet’i ile de 4 kişilik bir ailenin yılda tam 30,000 litreden fazla su tasarruf etmesine katkıda bulunuyor. Bocchi Jet Flush klozet teknolojisi ise standart klozetlerdeki sağlığa zararlı organizmalar üremesine ve kir birikmesine neden olan kanalı ortadan kaldırdığı için bakteri ve mikropların saklanıp gizlenebilecekleri alanları tamamen yok ediyor. Evler ve genel kullanım alanlarındaki seramik sağlık gereçlerine uygulanan bu teknolojiler ile Bocchi, hem daha şık ve temiz hem de daha sağlıklı banyolar sunuyor.

120

Yapı Malzeme Şubat 2017


Ürün

Türk Ytong’dan bir ilk daha: ‘MULTIPOR’ artık Türkiye’de performansı sunan Multipor, yapı ömrü boyunca ısı yalıtımı özelliğini ve sağlamlığını kaybetmez.

Yangına karşı kesin koruma – hiç yanmaz Multipor, tamamen mineral özellikte, yangına karşı yüzde 100 güvenli bir ısı yalıtım levhasıdır.

Nefes alan yapı – konforlu iç ortam Multipor tamamen mineral esaslıdır ve su buharı difüzyonuna açıktır. Biyolojik ve mikrobiyolojik hiçbir kusur taşımaz. Nefes alan duvarlar, yaşam konforunu etkileyen nem, küf, mantar ve mikroorganizmaların oluşmasını engelleyerek, yapıda sağlıklı bir yaşam ortamı sağlar.

Yapı malzemesi sektörünün öncü kuruluşu, gazbeton üretiminde dünya lideri Türk Ytong, ilklerin öncüsü olmaya devam ediyor. Almanya’daki Ar-Ge laboratuvarlarında geliştirilen, yapılarda enerji tasarrufu sağlamak için Avrupa’da tercih edilen, NaturePlus ve IBU (Alman Yapı ve Çevre Enstitüsü) EPD sertifikalı “Multipor Isı Yalıtım Levhası” artık Türkiye’de. Türk Ytong’un Çatalca’daki yeni tesisinde üretimine başlanan mineral esaslı Multipor Isı Yalıtım Levhası, yüzde 100 yangın dayanımı ve maksimum enerji tasarrufu ile dikkat çekiyor.

Isı yalıtımı - Minimum enerji kaybı 0.044 W/mK ısıl iletkenlik hesap değeri ile yüksek ısı yalıtım

Bir klozet sizi ne kadar şaşırtabilir? İlham kaynağı doğa… AquaClean serisindeki diğer tüm akıllı klozetler gibi, İsviçre dağlarından yeryüzüne ulaşan sulardan ilham alınarak tasarlanan ‘Mera’; İsviçre Alpleri’ndeki Üst Engadine vadisinden ve Po Irmağı yoluyla Adriyatik Denizi’ne akan ana su kaynağının ismini alarak Geberit geleneğini yaşatıyor. 142 yıllık deneyimiyle Geberit, son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği Mera ile maksimum düzeyde konfor ve hijyen sunuyor. İngiliz tasarımcı Christoph Behling tarafından tasarlanan AquaClean Mera, pürüzsüz çizgiler ve kesintisiz geçişleriyle banyoları minimalist bir çizgiyle buluşturuyor. Gelişmiş teknoloji ve şık bir tasarım sunan Mera, devrim niteliğindeki özellikleri ile kullanıcısına ilk gün yaşadıkları heyecanı ve hayranlığı asla kaybettirmiyor.

Kadınlar için özel püskürtme sistemi

İsviçreli sıhhi tesisat devi Geberit, son teknolojiyi kullanarak geliştirdiği akıllı klozet sistemi AquaClean Mera ile çıtayı bir üst skalaya taşıyor.

Geberit AquaClean Mera, akıllı klozetlerin sprey işlevselliği konusunda da devrim niteliğinde bir yenilik sunuyor. Patentli WhirlSpray taharet teknolojisinin sunduğu dinamik havalandırma ile güçlendirilmiş titreşimli sprey sunan Mera‘da, son derece nazik bir temizlik sağlamak için iki püskürtme başlığı kullanılıyor. Tüm detaylarında maksimum hijyen düşülerek tasarlanan Mera, kadınlara özel püskürtme özelliği sunarak yumuşak bir dokunuş sağlıyor.

Yapı Malzeme Şubat 2017

121


Ürün

Klimada Akıllı Kontrol Devri İklimlendirme sektörünün öncü inovatif markası Mitsubishi Electric, klima tasarım ve üretim teknolojileri alanındaki tecrübesinin yanı sıra kullanıcı konforuna yönelik geliştirdiği kontrol özellikleriyle de dikkat çekiyor. Enerji tasarrufunu destekleyen akıllı kontrol ve otomasyon teknolojileri ile öne çıkan Mitsubishi Electric, klimalarla birlikte kullanılan ilave arayüzlerle kullanıcıların klimalar üzerindeki hakimiyetini artırarak yüksek konfor sunuyor. Ayrıca, tüm bu teknolojilerin internet üzerinden izlenmesine ve kontrol edilmesine de olanak tanıyor.

Klimanız siz gelmeden evi ya da ofisi ısıtabilir Mitsubishi Electric’in klima kontrolünü mobilleştiren bulut tabanlı çözümü MELCloud ile kullanıcıların kış aylarında evlerine ya da ofislerine gitmeden önce mekanı ısıtmaları mümkün. Bu teknoloji sayesinde yaz aylarında da önceden soğutma yapılarak mekanların konforu artırılabiliyor. Hem ısıtmada hem de soğutmada A+++ enerji sınıfına kadar ulaşan yeni nesil klimalar sunan Mitsubishi Electric, uzaktan bir bilgisayar, tablet veya akıllı telefon kullanarak klimanın internet üzerinden kontrolünü sağlayan MELCloud teknolojisiyle hayatı kolaylaştırıyor.

Kalekim, ‘Fugatech’ ile derz dolgusunda yüksek performans sunuyor Esnek, su itici, 1-6 mm derz aralığı için uygun, akrilik esaslı kullanıma hazır derz dolgu malzemesi olan Fugatech, esnekliği sayesinde titreşim ve deformasyonları tolere edebiliyor. Seramik, cam mozaik gibi kaplama malzemelerinin derz boşluklarının doldurulmasında kullanılan Fugatech, iç mekanda yatay ve düşeyde mükemmel sonuç veriyor. Pürüzsüz yüzeyiyle zor kirlenen ve kolay temizlenen Fugatech, düşük su emiciliğe ve damlacık etkisi sayesinde su iticiliğe sahip yapısıyla öne çıkıyor.

Kale Boya’dan dış cepheler için estetik ve güçlü çözümler: Silikonatex Her türlü yapı için geliştirdiği ürünleri ile binaları sağlıklı ve mükemmel bir görünüme kavuşturan Kale Boya’nın geliştirdiği yenilikçi ürün Silikonatex, dış cephenin maruz kaldığı tüm koşullara çok daha uzun süre dayanıklılık gösteriyor. Boyadan kalın, hazır renkli sıvadan ince yapısıyla zemin bozukluklarını kolayca örten, sıva hatalarını ortadan kaldıran Silikonatex; yağmur, kar, nem, aşırı soğuk-sıcak gibi zorlu hava şartları nedeniyle yıpranan bina duvarlarını koruma altına alıyor. Su geçirmez özelliğe sahip olan Silikonatex, silikonlu yapısı ile suyu iterken cepheye çarpan yağmur suyunun yüzeyi ıslatmadan akıp gitmesini sağlıyor, boyanın yıpranmasını önleyerek ömrünü uzatıyor. Silikonatex, nefes alma özelliği ile su buharının engellenmeden dışarıya atılmasını sağlayarak uzun vadede binaların bakım ve onarım masraflarını da azaltıyor.

122

Yapı Malzeme Şubat 2017


Ürün

Sevgililer günü hediyeniz, ‘Duş keyfi’ olsun! Dünyanın önde gelen sıhhi tesisat üreticisi GROHE’nin her ihtiyaca özel çözümler sunan duş başlıkları ve sistemleri, doğadan ilham alan tasarımlarıyla fark oluşturuyor.

Her zevke hitap eden rengarenk el duşları Kurallara meydan okuyan benzersiz tasarımı ve rengarenk seçenekleriyle Rainshower® Next Generation Icon el duşları, kişilerin duşlarıyla kurduğu etkileşime yeni bir yaklaşım getiriyor. Hale şekli ile estetik su akışı veren ve su tasarrufu teknoloji sayesinde yağmur akışı ile düşük basınçlı Akıllı Yağmur akışı arasında tek tuşla geçiş sağlayan Rainshower® Next Generation, 12 farklı renk seçeneğiyle her zevke hitap ediyor.

Sıra dışı bir tasarım: “Flamma” Yıllardan beri ateşle var olan seramik sanatının alevi, Flamma İkonik Lavobo ile hayat buldu. İddialı tasarımı ile benzersiz olan Flamma, banyoları içinden çıkmak istemeyeceğiniz cezbedici mekanlara dönüştürüyor.

Banyolarda şıklık yarışı Flamma ile başlıyor... Flamma, alev dalgalarının dansını çağrıştıran dış yapısı, geniş pürüzsüz yüzeyli yalın haznesi ile banyolarda şıklık yarışı başlatıyor. Tasarımıyla adeta heykelsi bir sanat eserini andıran Flamma ikonik lavabolar, platin, bronz ve beyaz olmak üzere 3 farklı renk seçeneğine sahip. Banyoları sanatsal bir alana dönüştüren Flamma, stil sahibi mekanlar için özel olarak tasarlanmış bir seri.

İstanbul aşıkları için Viko by Panasonic’ten Carre Cities serisi İstanbul, yolu düşen herkesi kendine bağlayan, görkemli ve sihirli bir hazine… İstanbul’un güzellikleri ise VİKO by Panasonic’in Carre Cities serisindeki elektrik anahtarı ve prizlerde… Serinin en dikkat çekici tasarımları arasında Kız Kulesi, Galata Kulesi, Ortaköy Camii ve İstiklal Caddesi gibi şehrin simgeleşmiş yapıları ve alanları geliyor. Karre Cities serisinin renkli ve nostaljik çizgileri ile evler İstanbul’un kendine özgü ruhunu taşıyor. Her yaştan kullanıcıya ses-

lenen Karre Cities serisi, evinizin her alanında olduğu gibi çocuklarınızın odasında da güvenle kullanabileceğiniz şekilde üretiliyor. Özellikle prizlerden kaynaklı ev kazaları ve elektrik çarpmalarına karşı hem priz kapağı hem de priz mekanizması içinde çocuk koruma kapakları bulunuyor. Bu sayede çocukların, priz deliklerine sivri cisimler sokması engellendiği gibi en üst seviyede güvenlik de sağlanmış oluyor.

Yapı Malzeme Şubat 2017

123


Ürün

Btm ile soğuk havalarda ve ıslak zeminlerde yalıtım yapmak çok kolay Yalıtım sektörünün lider firmalarından BTM; ‘soğuk havalarda yalıtım yapılmaz, işler durur.’ anlayışını BTMSEAL Alfa Hibrit ile değiştirdi. Yeni Nesil Su Yalıtım Malzemesi BTMSEAL Alfa Hibrit ile artık -5 derecede bile, nemli, hatta ıslak yüzeylere yalıtım yapılabiliyor. BTMSEAL Alfa Hibrit ile halihazırda devam eden su yalıtım çalışmalarının, soğuk hava şartlarından ve yağmurdan dolayı uygulanmasının mümkün olmadığı durumlarda şantiyelerdeki olası iş günü kaybını önleyebilirsiniz. BTMSEAL Alfa Hibrit diğer pek çok yalıtım malzemesi ile yüksek uyum sağlayarak, yalıtım işlerinin devamını sağlıyor; şantiyelerde soğuk ve yağmurdan kaynaklanan bekleme sürelerini ortadan kaldırıyor.

Fibrobeton’dan ‘kendini ve çevreyi temizleyen’ devrimsel bir ürün daha…

Geliştirdiği yeni inovatif ürünü Fibro-T® ile dünya GRC sektöründe bir yeniliğe daha imza atan Fibrobeton, sadece ülkemizde değil, dünya GRC sanayinin gelişmesine de öncülük etmeye devam ediyor. Dış cephesi Fibro-T® paneller ile kaplanan yapıların yağmur suyu ile temizlenerek ömrü boyunca boya gereksinimi duymadığını ve bu özelliği sayesinde yapıların bakım maliyetlerini ciddi ölçüdecdüşürdüğünü belirten Fibrobeton Yönetim Kurulu Başkan Vekili Muhammed Maraşlı, “Ortamdaki Nitrit Oksit (NOX) miktarını azaltarak hava kirliliğinin önlenmesine de ciddi ölçüde katkı sağlayan yeni nesil bir ürün olarak geliştirdiğimiz Fibro-T® paneller, inşaat sektöründe son

124

Yapı Malzeme Şubat 2017

yıllarda geliştirilen en dikkati çeken çevre dostu ve yenilikçi yapı malzemesi olarak öne çıkmaktadır” dedi.

Hem kendini hem çevreyi temizliyor Muhammed Maraşlı, Fibrobeton’un Düzce Ar-Ge tesislerinde geliştirdikleri “kendini ve çevreyi temizleyen cam elyaf takviyeli” Fibro-T® panellerin, çimentonun yapısındaki nano parçacıkların etkisiyle kiri üzerinde barındırmadığını belirtti. Çimsa ile stratejik işbirliği yapılarak geliştirdikleri Fibro-T® panellerin kendini temizleme özelliğinin, çimentonun yapısında yer alan nano parçacıkların etkisiyle sağladığını söyledi.



Kısa Kısa

Hyundai Elevator’dan Eğitim ve İstihdama Destek Asansör sektörünün kalifiye eleman ihtiyacını karşılamaya odaklanan Hyundai Elevator Türkiye, geçtiğimiz yıl İnönü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde açtığı asansör ve yürüyen merdiven sınıfının ardından özel eğitimlere farklı konseptlerde devam ediyor. Hyundai Elevator Türkiye’nin özel olarak hazırlanan eğitim salonunda “Asansöre Giriş” dersi alan 20 öğrenci teorik bilgilerin yanı sıra tamamen cam ile kaplı panoramik asansör kuyusu sayesinde tüm asansör parçalarını çalışırken görme ve inceleme fırsatı yakaladılar. Oryantasyon eğitimini veren Hyundai Elevator Türkiye Asansör Hi-Tech Süpervizörü Engin Çetin, “Her yıl onlarca öğrenciye her biri özel teknolojilere sahip asansörler hakkında eğitim veriyoruz. Bu öğrencilerin aynı zamanda Hyundai Elevator Türkiye’de stajyer olarak deneyim kazanmasını planlıyoruz” diye konuştu.

İzocam MYK Mesleki Yeterlilik usta eğitimleri yeni yılda da sürüyor

İzocam sürece uzun zamandır katkıda bulunarak, 2004 yılından bu yana T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü işbirliği ile ücretsiz olarak eğitimler veriyor. Eğitimlerle, yalıtım mesleği alanında çalışanların niteliğinin yükseltilmesi ve sektörde ihtiyaç duyulan yeni iş gücüne mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve davranışların kazandırılması, yanlış veya gereksiz malzeme seçimine ve uygulamalara son verilerek hem tüketicinin korunması hem de ülkemiz ekonomisinin gelişmesinin sağlanması hedefleniyor. Uygulama alanlarında birçok tehlikeli durumla karşı karşıya kalabilen inşaat sektörü çalışanlarının yürürlüğe giren yasaya göre yeni teknolojilere uygun eğitim alması gerekiyor. 50 yılı aşkın süredir sektöre katkı sağlayan ve eğitime sosyal sorumluluk bilinciyle yaklaşan İzocam’ın bu yılki Isı Yalıtımcısı Mesleki Yeterlilik usta eğitimleri 17-20 Ocak 2017, 14-17 Şubat 2017, 14-17 Mart 2017, 18-21 Nisan 2017 tarihlerinde gerçekleştirecek.

126

Yapı Malzeme Şubat 2017

Mitsubishi Electric yerçekimine meydan okuyor İklimlendirme sektörünün inovatif markası Mitsubishi Electric, ürün ve hizmetlerindeki yenilikçi yaklaşımını hayata geçirdiği projelerde de sergiliyor. Spor Toto Basketbol Süper Ligi Ana Sponsoru Mitsubishi Electric Klima Sistemleri, sezon başından bu yana “Tam Basketbol Havası” konsepti ile sahaların havasını değiştiriyor. Yarattığı atmosferle basketbol izleyicisini ve takımları havaya sokan Mitsubishi Electric Klima Sistemleri, Spor Toto Basketbol Süper Ligi’nin yıldızlar şöleni All-Star 2017’de nefes kesen bir gösteriye imza attı. Sanat ve spor camiasından önemli isimleri Ülker Sports Arena’da bir araya getiren ve basketbol tutkunlarına tüm gün süren bir şölen sunan Spor Toto All-Star 2017, Mitsubishi Electric Klima Sistemleri’nin trambolin smaç şovu ile heyecanlı dakikalara sahne oldu. Tolga Temirlenk freestyle basketbol gösterisinin ardından gerçekleştirilen trambolin smaç şovunda, Mitsubishi Electric Klima Sistemleri ekibi adeta yer çekimine meydan okudu.


Kısa Kısa

İstanbul’un en büyük “Buz Pisti” Zeytinburnu’na yapılıyor 2010 yılında mobil buz pistinden kurulu bir alanda bugünkü Avrupa ve Türkiye Şampiyonu, Zeytinburnu Buz Hokeyi Takımı’nın temellerini atan Zeytinburnu Belediyesi, pistte fırtına gibi esecek yeni yeteneklerini keşfetmek için ilçeye İstanbul’un en büyük buz pistini yapmaya hazırlanıyor.

2 bin genç kış sporu yapacak Proje aşaması tamamlanan 35 bin metrekarelik Zeytinburnu Buz Pisti, Veliefendi ve Çırpıcı Mahalle’lerinin birleşme noktalarında yer alacak. 2 bin 400 kişilik tribünü ve fuaye alanı ile toplam iki kattan oluşacak olan pist, 2 bin genci geleceğe hazırlayacak. İstanbul’un kış sporları ihtiyacını karşılayacak olan Zeytinburnu Buz Pisti, adını Avrupa ve Türkiye Buz Hokeyi Süper Lig Şampiyonluğu’na yazdıran Zeytinburnu Belediyesi Buz Hokeyi Takımı’na da ev sahipliği yapacak.

Eryap Grup’tan değişim ve gelişim seferberliği

ERA Türkiye 2017’de 30 yeni ofis hedefliyor

2016 yılını %70 büyüme ve 47 ofisle kapatan Era Gayrimenkul Türkiye, 2017 hedefini 30 yeni ofis olarak belirledi. ERA Gayrimenkul’ün Türkiye’deki ofis tutundurma oranı ise %74 olarak açıklandı. 2016 yılını %70 büyüme ve KKTC dahil 47 ofisle kapatan Era Gayrimenkul Türkiye, 2017 yılında 30 yeni ofis açmayı hedefliyor. Sektörünün en geç firması olarak 4 yıldır faaliyetlerini sürdüren ERA Gayrimenkul; temelleri 45 yıl önce ABD’de atılan ve dünyanın sayılı büyük gayrimenkul danışmanlığı kuruluşlarından biri ERA Real Estate’in bir parçası olarak çalışmalarını yürütüyor. Ülke genelinde yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen; 2017 yılında da konuta olan yatırımların hızla süreceğine olan inançlarının tam olduğunu ve bu nedenle yatırımlarını aralıksız sürdürdüklerini belirten ERA Gayrimenkul Türkiye Koordinatörü Mustafa Baygan, Türkiye ekonomisine güvendiklerini bu nedenle de yatırımlarına aralıksız devam ettiklerini söyledi.

Üsküdar Kısıklı’da yer alan yeni genel müdürlük binası ile Eryap Grup’ta değişim ve gelişim süreci somut şekilde hissedilmeye devam ediyor. Geçmişin klasik konak görünümünün modern bir bakış açısıyla yorumlandığı Eryap Grup Genel Müdürlük Binası; 1.630m2 arsa alanına inşa edilmiş, toplamda 3.000 m2’ye yakın çalışma alanına sahip 2 blok halinde, müstakil girişli 10 ayrı bölümden oluşuyor. 3 katlı binada 30 araçlık kapalı otopark, otoparktan katlara direkt ulaşım sağlayan bir panoramik asansör ve bahçesinde 900 metrekare yeşil alan bulunuyor.

Yenilenen Filo Araçları ile Sektörde Bir Adım Önde Değişim sürecinin değişmez bir parçası olarak filo araçlarını da yenileyen Eryap Grup, araç seçimi ile ekibinin sürüş güvenliği ve konforunu ön planda tutuyor. Konforla görselliği ustaca harmanlayan Eryap Grup, tamamen yenilediği filo araçlarını kurumsal kimliğine uygun şekilde tasarlatarak sektörde farklılığını da gösteriyor. Bonus Yalıtım ekip araçlarında, Bonus logosundaki “Beraberlik, Bilgi, Birikim ve Başarı”yı simgeleyen 4B sembolünü filo araçlarına da taşıyarak, marka bütünlüğünü koruyor.

Yapı Malzeme Şubat 2017

127


Kısa Kısa

Nef, Türkiye’nin en gözde caddesinde satış ofisi açtı Gayrimenkul sektörüne getirdiği yeni konseptlerle adından sıkça söz ettiren Nef, ev alışverişini Bağdat Caddesi’ne taşıdı. ‘Cadde’de ev alışverişi’ konsepti ile Bağdat Caddesi’nin en işlek noktasında açılan satış ofisinde Nef’in dünyaca ünlü mimar ve tasarımcıların imzasını taşıyan projeleri tüketiciler ile buluşacak. Nef Bodrum dahil olmak üzere satışı devam eden tüm projelerin sunulduğu Nef Cadde’de, şirketin yakın gelecekte Avrupa, Amerika ve Türkiye’de hayata geçireceği projeler de tanıtılacak. Nef Bağdat Caddesi satış ofisinde, ocak ayı boyunca açılışa özel avantajlar sunulacak.

‘Quasar İstanbul’un Satış ve Pazarlama Direktörü Murat Aksoy oldu Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri’nde ‘Dünyanın En İyi Rezidansı’ dalında dünya birincisi olan ‘Quasar İstanbul, satış ve pazarlama bölümünde değişikliğe giderek sektörde uzun yıllar deneyimi olan, genç ve dinamik ekibi ile kadrosunu oluşturdu. Viatrans tarafından İstanbul’un en merkezi lokasyonlarından biri olan Mecidiyeköy’de inşa edilen Quasar İstanbul projesinin Satış ve Pazarlama departmanının başına getirilen Murat Aksoy’un özellikle inşaat projelerinde önemli başarıları bulunuyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan VitrA’ya Ödül VitrA, atık ısının üretimde yeniden kullanılmasını sağlayan projesiyle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen 17. Sanayide Enerji Verimliliği Proje Yarışması’nda üçüncülük ödülüne layık görüldü. VitrA’nın ödülünü, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Fabrika Direktörü Tuna Tümer, 8. Enerji Verimliliği Forumu kapsamında düzenlenen törende Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürü Sn. Alparslan Bayraktar’dan aldı. Ödüllü proje hakkında bilgi veren Tuna Tümer, “Bozüyük’teki seramik sağlık gereçleri üretim tesisinde, Bakım Müdürü İhsan Oyman ve Enerji Yöneticisi Erhan Madan tarafından geliştirilen proje, yılda 680 bin TL ve 3 milyon kilowatt’tan fazla elektrik enerjisinden tasarruf sağlıyor. Hammaddemiz olan çamuru ve kalıp yıkama suyunu ısıtmak için, pişirme fırınlarının bacalarından geri kazanılan enerjiyi kullanıyoruz. Bu projenin, VitrA’nın üretirken, tasarlarken ve yönetirken kaynakları koruma sorumluluğuyla hareket ettiğinin önemli bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Gelecek kuşaklara yaşanabilir mavi bir gezegen bırakmak için, tüm çalışanlarımız enerji verimliliği konusunda öneriler geliştiriyor ve yöneticileri tarafından destekleniyor. Tüm bu çabaların ödüllendirilmesi ise hepimizi fazlasıyla gururlandırıyor” dedi.

128

Yapı Malzeme Şubat 2017


Kısa Kısa

Vatandaşlık milyon dolarlık yabancıyı çekecek Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle birlikte yabancı yatırımcılar 1 milyon dolarlık gayrimenkul alımlarında Türk vatandaşlığı kazanacak. Agency Gayrimenkul kurucu ortaklarından Yasin Tatlıdil, “Sektöre yabancı yatırımcıların girişi için çok doğru bir adım atıldı” yorumunu yaptı. “Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikle birlikte 3 yıl satılmaması şerhi şartı ile 1 milyon Dolar’lık gayrimenkul alımlarında yabancılar Türk vatandaşlığı kazanabilecek.Agency Gayrimenkul’ün kurucu ortaklarından Yasin Tatlıdil, yaşanan son gelişmeyi değerlendirdi. Yabancı yatırımcılar konusundaki deneyimiyle tanınan Tatlıdil, “Son dönemde yabancı satışlarında bir durgunluk yaşanıyordu. Sektörde yabancı satışlarını harekete geçirmek adına bazı çalışmalar yapılması gerekiyordu. Bu yönetmelikle birlikte gayrimenkul sektörünün hareketleneceğini düşünüyorum” dedi. Yasin Tatlıdil / Agency Gayrimenkul Kurucu Ortağı

Türkiye’nin İlk Şehir Hastanesinin tercihi AKG Gazbeton Türkiye’nin ilk şehir hastanesinin tercihi AKG Gazbeton oldu. Hızlı ve kolay işlenebilen özelliği, yangın ve depreme karşı dayanıklılığı ile dikkat çeken gazbeton artık konut ve sanayi tesislerinin yanı sıra Türkiye’nin sağlık alanında yapacağı atılımın ilk örneğini oluşturan şehir hastanelerinde de tercih edildi. Türkiye’nin ilk şehir hastanesi olan Yozgat Şehir Hastanesi’nde AKG Gazbeton İşletmeleri ile çalışmayı tercih eden projenin yüklenici firması Rönesans Holding-Sağlık Yatırımları, iç duvarlarda gazbeton blokları, kapı ve pencere açıklıklarında ise AKG Gazbeton lento ürününü tercih etti. Mimari Projesi Yazgan Mimarlık tarafından tasarlanan proje ile Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Sağlık Bakanlığı, 2017 yılında 18 şehir hastanesinin daha devreye alınacağını açıkladı.

‘Yeni projelere de talibiz’ AKG Gazbeton İşletmeleri Satış ve Pazarlama’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sırrı Güvenç, “ Sağlık Bakanlığı’nın sağlık alanında bir atılım hamlesi olan Şehir Hastaneleri projesinin ilk örneğini hayata geçirmesinden dolayı memnuniyet duyuyoruz. Sağlık alanındaki atılımlara 2017 yılında da devam edileceğini biliyoruz ve yeni projelerin hepsine talip olduğumuzu belirtmek istiyorum. AKG Mühendisliği ile projelere sağladığımız çözümler, ürünlerimizin A1 sınıfı hiç yanmaz olması, yüksek ısı yalıtımı sağlaması, deprem dayanıklılığı gibi özellikleriyle kamu projelerinden özel sektör projelerine kadar pek çok projede tercih edilen firma olmaktan dolayı mutluyuz” dedi.

Mantolamanın kitabını yeniden yazıldı Knauf Mantolama sektörde bir ilke imza atarak yıllara dayanan bilgi birikimini bir kitapta topladı. Mantolama ile ilgili akla gelebilecek hemen her soruya yanıt veren Mantolamanın Kitabı, yapı profesyonelleri ve mantolamaya ilgi duyanlara dağıtılmaya başlandı. Knauf Mantolama bu kitabı hazırlarken mantolamadaki uzmanlığını sektör ile paylaşarak Türkiye’deki mantolama uygulamalarının kalite çizgisini daha da yukarılara taşımayı hedefliyor. Sektöre armağan edilen bu kitap Knauf bayilerinden ve knaufmantolama.com/kitap adresinden ücretsiz olarak talep edilebiliyor. Kitap; mantolamanın avantajları, ilgili ısı yalıtım mevzuatları, mantolama ile ilgili genel bilgiler, alınabilecek önlemler, konu ile ilgili kavramlar, çözüm önerileri, sistem özellikleri, mantolama ürünleri, uygulama aşamaları, yüzey seçenekleri ve detay önerileriyle mantolama konusunda eksiksiz bir başvuru kaynağı oluşturuyor. Mantolama yaptırmak isteyen apartman sakinlerinden, inşaat mühendislerine, mimarlardan, yapı ustalarına kadar herkesin faydalanabileceği Mantolamanın Kitabı yoğun bir çalışmanın sonucu hayata geçirildi. Grafiklerle, tablolarla ve sayısal verilerle zenginleştirilen kitapta mantolama ile ilgili yoğuşma, ısı köprüleri, yalıtım, ısı iletkenlik değeri gibi temel tanımlara da ulaşmak mümkün.

Yapı Malzeme Şubat 2017

129




İSTANBUL METAL FUARLARI TRIOSU

www.borufuari.com www.borufair.com

www.telfuari.com www.tel-fair.com

www.rulosacfuari.com www.coilfair.com

Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesinin Uluslararası Nitelikteki En Büyük Fuarı MENA’s premier platform for the wire and cable industry

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde tel ve kablo endüstrisinin tek buluşma platformu

23 - 25 Mart 2017

23 - 25 March 2017 Istanbul Expo Center Yeşilköy, Istanbul, Turkey Visiting hours 10:00 – 18:00

Istanbul Fuar Merkezi Yeşilköy, İstanbul, Türkiye Ziyaret Saatleri 10:00 – 18:00

Organizer / Organizatör Voli Fuar Hizmetleri A.Ş. Tel : + ​ 90 212 604 50 50 / Fax : +90 212 604 50 51 Email : info@voli.com.tr

DESTEKLEYEN KURULUŞLAR

MEDYA PARTNERLERİ

Bu Fuar 5174 sayılı Kanun gereğince TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) denetiminde düzenlenmektedir








Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.