Yapı Malzeme Ağustos 2016

Page 1


















İmtiyaz Sahibi Magazin Gazetecilik İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına H. Ferruh Işık Genel Müdür Mehmet Söztutan mehmet.soztutan@img.com Reklam Müdürü Hakan Girgin hakan.girgin@img.com.tr Yayın Editörü Tarık Oral tarik.oral@img.com.tr Art Direktör İsmail Gürbüz ismail.gurbuz@img.com.tr Grafik Tasarım Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr Sorumlu Müdür Cüneyt Aktürk cuneyt.akturk@img.com.tr Dış İlişkiler Müdürü Yusuf Okçu yusuf.okcu@img.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Ebru Pekel ebru.pekel@img.com.tr Muhasebe ve Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com Abone İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr

CTP-Baskı Vizyon Basımevi Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3 No:309 Başakşehir Tel: 0212 671 61 51 info@vizyonbasimevi.com.tr Adres Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1 Güneşli - Bağcılar İSTANBUL / TURKEY Tel : +90 212 604 51 00 Fax : +90 212 604 51 35


editör

Olağanüstü bir halimiz var! Hakikaten bizi nerelere sürükleyeceğini tahmin bile edemeyeceğimiz büyük bir belayı millet ve devlet olarak elele vererek çok şükür savuşturduk… Tek dişi kalmış canavarlara ve içimizdeki mankurtlaşmış hainlere karşı, ejdat yadigarı cesaretimizle dünya tarihinde az rastlanacak mağrur bir duruş sergiledik. 19 haçlı seferini göğsünde söndürmüş bu yüksek milletin çoçukları olduğumuzu, 20’nci seferin hayalleriyle yaşayan haçlı ittifakına ve içimizdeki kalıntılarına birkez daha hatırlatmış olduk... 3 tarafı denizlerle, 4 tarafı düşmanlarla çevrili bu aziz vatanımızda hep beraber kardeşçe, huzur ve refah içinde yaşamayı Yüce Allah’tan niyaz ederken, Devletin ve Milletin bekası için canlarını hiçe sayan aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar dilerim… Hayatı yaşanılır kılanda belki de sürekliliği. Kaos, kriz vs. isimlerle nitelendirdiğimiz tüm olağanüstü durumlarda dahi ihtiyaçlar, bizi hayatı olağan olarak tanımladığımız düzeyde sürdürmeye itekliyor. İş hayatı kesintisiz bir şekilde devam ediyor. Sektörümüz de tüm enerjisini işlere kanalize etmiş durumda. Sektörde öyle bir alt bileşen var ki tüm sektörün önünde koşuyor. Kalıp ve İskele! Teknolojik nitelikleride kendisine ekleyerek tüm inşaat sektörünün büyüme hızından çok daha hızlı bir şekilde büyüyen Kalıp ve İskele alanındaki hızlı gelişmeler, önümüzdeki dönemde de dinamizmini devam ettirecek gibi gözüküyor. Devam eden projelerin herhangi bir aksaklığa uğramaması ve sürekli yeni projelerin geliştirilmesi yatırımcıların güven duygusunu artırmakta. Zaten sektörün de sahip olduğu en büyük güç güven duygusu değil mi? Sektördeki faaliyetler yalnızca yapı üretimi olarak algılamamalı. Bu faaliyetlerin tamamını; Sosyal dokumuza doğrudan etki eden, toplumsal olarak maddi ve manevi tüm değerlerimizin somutlaşmış ifadesi olarak görmeliyiz. Bu sebepten dolayı; sektördeki tüm aktörlerin bu sorumluluk duygusu ile hareket ederek, kar hedeflerini ve estetik kaygılarını aynı kefede tutmaları gerekmektedir…

Tarık Oral


İçindekiler 24 - “Deprem, su yalıtımsız binalarda büyük yıkıma yol açıyor” 32 - Soma %40 daha ucuza ısınacak 42 - Ormanada; gözde plaj ve yeşil alanlara sadece bir adım ötede 46 - Hedef: En güvenli ve en hızlı kalıbı üretmek! 76 - Doğru yerdesiniz: Doğru / Tasarım / Mimarlık 122 - Geleceğin şehirlerinde Panasonic imzası

REKLAM İNDEKSİ

ABS YAPI ELEMANLARI..................... 14 – 15

ÇİMSA.....................................................35

AGT...........................................................5

DAIKIN........................ARKA KAPAK İÇİ - 160

ALSALAR YAPI MALZEMELERİ........ 132 – 133

DOKA KALIP ve İSKELE .................ÖN KAPAK

ARAGONIT................................................83

ERYAP...................................................103

ARMUTLU..............................................155

ESER REKLAM............................. 128 – 129

BORU FUARI’2017.................................152

HENKEL........................................... 10 – 11

BOSCH – VRF SİSTEMLER..................... 6 – 7

HP........................................... ARKA KAPAK

BRAAS.....................................................89

HUZURLU İNŞAAT.....................................95

CERMIX...................................................77

INKJET MAGAZINE..................................158

ÇAĞDAŞ BÖLME.....................................125

İHLAS KOLEJİ.........................................150


İHLAS PAZARLAMA.................................154

MAPEI.....................................................97

İKLİMSA..................................................41

ÖZLER KALIP ve İSKELE........................ 8 – 9

İNTEK KALIP ve İSKELE.......................... 2 - 3

PAREX GROUP..........................................71

İSTON.....................................................55 İZOCAM.................................................109 KARGROUP...................................... 12 – 13

PERİ KALP ve İSKELELERİ........... ÖN KAPAK İÇİ - 1 SERAMİKSAN...........................................43 SOLAREX’2017......................................153 TAYF ÇATI..............................................119

KİLSAN..................................................115

TEKNOPANEL...........................................65

KRATOS & KORDSA GLOBAL.....................39

TÜRKİYE HASTANESİ..............................156

KUZULUK..............................................157

YAPI FUARLARI’2016..............................151

LAYHER...................................................33

YAPIMALZEME.COM.TR...............................4


Türkiye İMSAD Temmuz ayı sektör raporu:

F. Fethi Hinginar: “Tüm fabrikalarımız üretime devam ediyor” 15 Temmuz darbe kalkışmasını Cumhuriyet tarihinde meydana gelen en ağır sorunlardan biri olarak değerlendiren F. Fethi Hinginar, sektör olarak durumu nefretle kınadıklarını belirterek, son yıllarda büyük mesafeler kat eden Türkiye ekonomisini ve sanayisinin böyle oyunlara gelmeyeceğini vurguladı. Bu bakımdan Standart&Poor’s tarafından yapılan değerlendirmeyi de eleştiren Hinginar, “Darbenin ertesi günü tüm fabrikalarımız üretime devam etti. Normalleşme beklediğimizden iyi bir şekilde gelişecek ve daha geniş bir alana yayılacaktır. Türkiye’nin gerçek gücünü yeniden ortaya koyacağına inanıyorum. Ancak S&P’den bu kadar hızlı ve kötü bir girişim beklemiyorduk iş dünyası olarak. S&P gibi uluslararası derecelendirme kuruluşları genellikle güvenilir bilgiler üzerinde güvenilir şekilde not vermesiyle bilinen kuruluşlardı. Fakat henüz darbe girişiminin başında yapılan bu not düşümü hepimizde şaşkınlık yarattı. Aradan geçen 10 günün ardından şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu yanlış alınmış bir karardır. Panikle alınan bu kararın gözden geçirilmesi lazım. S&P’nin derhal Türkiye’nin 10 günde geldikleri noktayı görmesi ve kararı geri alması gerekir. Kendi güvenirliğini de tekrardan sağlar. Türkiye bugün notu düşecek bir seviyede değil. Gerek finansal sonuçlar gerek ülkenin genel durumu bunu teyit etmektedir. Bu tür davranışlar, kredi derecelendirme kuruluşlarına olan güvenin sarsılmasına yol açıyor” dedi.

2016 yılı ilk çeyrek döneminde inşaat harcamaları yüzde 13,4 arttı

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar

15 Temmuz darbe kalkışmasının ardından Türkiye gündemi yoğunluğunu korurken, ülkenin ekonomik kanadını oluşturan iş dünyası çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı F. Fethi Hinginar, tüm sektörlerde olduğu gibi inşaat malzemeleri sanayinde tüm fabrikalarımız üretime devam ediyor. Şu anda hiçbir değişiklik ya da olumsuz bir tablo söz konusu değil. Bu bakımdan S&P’nin de Türkiye için açıkladığı karar yanlıştır ve değiştirilmesi gerekmektedir” dedi.

20

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Diğer yandan Türkiye İMSAD tarafından her ay yayınlanan Sektör Raporu, Temmuz değerlendirmesinde iyimser yaklaşımını sürdürdü. 2016 yılı ilk çeyrek döneminde inşaat sektöründe toplam harcama büyüklüğü 45,87 milyar TL’ye yükseldi. 2015 yılı ilk çeyreğinde 40,46 milyar TL olan inşaat harcamaları 2016 yılı ilk çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 13,4 büyüdü. 2015 yılının tamamında inşaat harcamalarındaki büyüme cari fiyatlarla yüzde 7,8 olmuştu. Toplam inşaat harcamaları içinde yüzde 33,8 payı bulunan kamunun inşaat harcamaları ise 2016 yılı ilk çeyreğinde cari fiyatlarla yüzde 8,8 büyüdü ve 15,5 milyar TL oldu. Özel sektör inşaat harcamaları ise 2015 yılı ilk çeyreğinde 25,93 milyar TL iken, 2016 yılı ilk çeyreğinde yüzde 17,0 artarak, 30,37 milyar TL’ye yükseldi. 2016 yılında inşaat sektöründe kamu harcamalarının sürmesi beklenirken temel belirleyicinin özel sektör inşaat harcamaları olması öngörülüyor.

İnşaat sektörü genel ekonominin üzerinde büyüdü 2016 yılı ilk çeyrek döneminde inşaat sektörü yüzde 6,6 büyüme oranı ile yüzde 4,8 büyüyen genel ekonominin üzerinde büyüme gerçekleştirdi. Bu büyümede özel inşaat harcamalarında büyümenin hızlanması etkili olurken, inşaat sektörünün 2016 yılında genel ekonominin üzerinde büyüme gösterme olasılığı arttı.


Sektörel İNŞAAT SEKTÖRÜ BÜYÜME HIZI

Mevcut inşaat işleri seviyesi temmuz ayında 4,8 puan yükseldi Mayıs ayında gerileyen, haziran ayında ise durağanlaşan mevcut inşaat işleri temmuz ayında önemli bir sıçrama gösterdi. Mevsimsellik etkisi ile Ramazan ayı ve bayramın ardından işler yeniden hızlandı. İnşaat işleri seviyesi yeniden toparlanma eğilimi göstermeye başlarken, bu toparlanmanın yaz aylarında inşaat malzemesi talebini de olumlu etkilemesi bekleniyor. Mevcut inşaat işleri seviyesi temmuz ayında geçen yılın aynı dönemindeki mevcut işler seviyesinin de 3,8 puan üzerinde gerçekleşti.

Yeni alınan inşaat işleri seviyesi 1,9 puan arttı Alınan yeni siparişler seviyesi de temmuz ayında 1,9 puan arttı. Alınan yeni inşaat işleri siparişleri Ramazan ayı ve bayram durgunluğundan sonra yeniden hareketlendi.

İnşaat malzemesi sanayi üretimi mayıs ayında yüzde 2,6 arttı 2016 yılı mayıs ayında inşaat malzemeleri sanayi üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre ağırlıklı ortalama olarak yüzde 2,6 artış gösterdi. Böylelikle inşaat malzemeleri sanayi mayıs ayında geçen yılın mayıs ayının üzerinde sanayi üretimi gerçekleştirmiş oldu. Bununla birlikte inşaat malzemeleri sanayi üretimindeki artış ilk çeyrek artışı ile karşılaştırıldığında yavaşladı. Böylece 2016 yılı Ocak-Mayıs döneminde inşaat malzemeleri sanayi üretimi 2015 yılı Ocak-Mayıs ayı dönemine göre yüzde 5,0 oldu. 2016 yılı mayıs ayında, izlenen 26 üründen 11’inde üretim geçen yılın mayıs ayına göre gerilerken, 15 üründe ise üretim geçen yılın üzerinde gerçekleşti.

Yıllık ihracat 15,91 milyar dolara geriledi İnşaat malzemeleri ihracatı mayıs ayında geçen yılın mayıs ayına göre yüzde 5,0 geriledi ve 1.328 milyon dolara indi. Mayıs ayındaki gerileme yılın ilk dört ayındaki gerilemenin oldukça altında kaldı. Pazarlardaki bozulma ve sıkıntıların olumsuz etkileri zayıflarken, ihracat 2016 yılındaki gerileme eğilimini yavaşlayarak sürdürmeye devam etti. Yılın ilk beş ayında ihracat yüzde 14,7 düşerken, bu düşüş ile birlikte yıllık ihracat (2015 Mayıs - 2016 Mayıs arasındaki dönemde) 15,91 milyar dolara geriledi.

Yıllık ithalat 9,55 milyar dolara yükseldi İnşaat malzemeleri ithalatı mayıs ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7,8 artarak 857 milyon dolar oldu. İthalat artışı mayıs ayında yeniden hızlanırken, yeni yılın ilk beş ayında ithalat yüzde 7,8 artış gösterdi. Buna bağlı olarak yıllık (Mayıs 2015 – Mayıs 2016 arasındaki dönem) ithalat 9,55 milyar dolara yükseldi.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

21


Türkiye Tek

Yürek, Tek Ses ! 15 Temmuz 2016 Cuma gecesi milletin iradesine karşı yapılan hain saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Milli iradenin tecelli ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, emniyet birimlerine ve kendi halkına uçaklarla, helikopterlerle, bombalarla, ağır silahlarla saldıran, devletimizin birliğine, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne kast eden demokrasi düşmanı çete mensuplarına en güzel cevabı başta;

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım, olmak üzere tüm güvenlik güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz, sivil toplum örgütleri ve medya ile birlikte

Aziz Türk Milleti vermiştir.

Bu hain girişiminin karşısında asil duruşuyla vatanımızın bölünmez bütünlüğünü koruyan bütün vatandaşlarımıza en derin şükranlarımızı sunarız. Bu vatan uğruna her şeyi göze alarak şehit düşen vatandaşlarımıza, güvenlik güçleri ve emniyet görevlilerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve bütün milletimize baş sağlığı ve sabr-ı cemil, yaralanan bütün vatandaşlarımıza da acil şifalar dileriz.

22

Yapı Malzeme Ağustos 2016


Millete darbe vurulamaz! Demokrasi ve cumhuriyete yönelik yapılan hain darbe girişimine karşı, iş dünyasından da tepkiler geldi. Gayrimenkul sektörünün patronları inadına yatırım diyerek Türk ekonomisinin büyümesine katkı vermek için hız kesmeden yeni yatırım kararları alacaklarını bildirdi. Bu alçak ihanet girişimine karşı sektörün önde gelen isimlerinin yapmış olduğu açıklamar şu şekildeydi; 216 Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Bilent Dündar

Almalar, İskurt, Nergo Ortak Girişim Başkanı Hikmet Alma Son olaylar bize birlik ve beraberliğin önemini bir kez daha gösterdi. Ekonomimizin daha da güçlenmesi ve gelecek nesillerin daha iyi bir Türkiye’de yaşaması için yatırımlarımıza hız vereceğiz. Bu yıl yapmayı planladığımız gayrimenkul projelerine yeni projeler ekleyeceğiz. Yeni projeler yaparak hem korkmadığımızı ülkemize güvendiğimizi göstereceğiz hem de dışarıda ülkemizin gücüne güç katacağız. Türkiye dimdik ayakta ve inadına yatırım, inadına büyüme diyor.

Türkiye bir kez daha birlik ve beraberliğimizi kimsenin bozamayacağını çok güzel bir şekilde ortaya koydu. Türk halkı kahraman bir duruş sergiledi. İş dünyası da üzerine düşen görevi tam manasıyla yapmak için kolları sıvadı. Biz de şirket olarak bu yıl yapacağımız yeni yatırımlara hız kesmeden devam etme kararı aldık. Kim ne yaparsa yapsın Türkiye büyümeye ve yatırımların adresi olmaya devam edecek.

Denge Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bayram

Cihan İnşaat İş Geliştirme ve Pazarlama Müdürü Bengi Hışır

Millet iradesine karşı yapılmış bu girişim asla kabul edilemez. Ne yazık ki Türkiye elim bir gün yaşadı. Türkiye gibi demokrasiye büyük emek vermiş bir ülkede insanımıza bunları yaşatanları şiddetle kınıyoruz. Hangi siyasi görüşten olursak olalım; sivili ve askeri ile birlik, beraberlik içinde demokrasimize sahip çıktık. Denge Yapı olarak işlerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Var gücümüzle daha çok çalışıp ülke ekonomisine daha çok katkı sunacağız. Halen süren projelerimize yeni projeler ekleyip, inşaat sektörüne destek olacağız.

Yaşanan tatsız olaylar karşısında moralimizi bozmayıp daha çok çalışacağız. Sene sonuna kadar yeni projelerimizi planlayacağız. Şirket olarak bu olaylar karşısında dik duruşumuzu yeni yatırımlara hız vererek göstereceğiz. Türkiye ekonomisiyle de güçlü olduğunu birkez daha gözler önüne serecek. İnşaat sektörü 200 farklı sektörü doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen bir sektör. Buradaki yeni yatırımlar hız kesmeyerek sektörü olduğu kadar ekonomiyi de canlandıracak.

CFRYapı Yönetim Kurulu Başkanı, Cafer İnan Demokrasiye inancımız tam. Milletimizin bu sıkıntılı günleri çabuk aşacağına yaralarını saracağına inanıyoruz. Bütün gücümüzle var olan işlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Şirket olarak yeni projelerle iş dünyasındaki yerimizi daha güçlendireceğiz. Tüm bunların sonucunda bizler de bu sıkıntılı süreci atlatmak için üzerimize düşen görevi yerine getirmiş olacağız.

Royal Group Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Çehreli Türk halklı kararlı duruş sergileyerek demokrasiye sahip çıktı. Her türlü darbe girişimine karşı 15 Temmuz’da olduğu gibi Türk milleti dimdik ayakta duracaktır. Halkımıza, devletimize, hepimize büyük geçmiş olsun. Şimdi sıra yatırımlara hız vererek ekonomiyi canlandırma zamanı. Bizler bu olaylar karşısında moralimizi bozmadan inadına daha çok çalışıp daha çok yeni projeler geliştireceğiz. Biz şirket olarak bu yıl planladığımız projelere yeni projeler ekleyerek yolumuza devam etme kararı aldık.

Özyurtlar Şirketler Grubu Başkanı Tamer Özyurt Demokrasiye hiçbir müdahale kabul edilemez. Ülke ve millet olarak demokrasi, özgürlükten ve parlamenter sistemden vazgeçmemiz mümkün değil. Milli iradenin yine ve ancak millet tarafından değiştirilmesi dışında bir müdahaleyi asla tanımıyoruz. Zaman işimize, milletimize, sağ duyumuza, vatanımıza,demokrasimize sahip olma zamanıdır. Biz de Özyurtlar İnşaat olarak daha çok çalışıp daha çok konut üretip ülke ekonomisine daha çok katkı sunacağız halen süren projelerimize yeni projeler ekleyerek yolumuza devam edeceğiz. Yapı Malzeme Ağustos 2016

23


İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen; “Maalesef ülke olarak, su yalıtımsız yapılar nedeniyle, güvenli, sağlıklı ve kaliteli bina sayısı konusunda istenen seviyede değiliz. Çünkü çok bilinmese de depremlerin yol açtığı büyük yıkımların en önemli nedenlerinden biri korozyondur. Herhangi bir yoldan binaya sızan suyun yol açtığı korozyonu önlemek de ancak su yalıtımıyla mümkündür”

“Deprem, su yalıtımsız binalarda büyük yıkıma yol açıyor”

Deprem kuşağında bulunan ülkemizde alınması gereken en temel önlemlerin başında su yalıtımlı binalar inşa etmek gelmektedir.

Yalıtım konusunda kamuoyunu ve sektörü bilinçlendirmeyi amaç edinen İZODER (Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği), 17 Ağustos 1999 Depremi’nin yıldönümü nedeniyle yaptığı değerlendirmede; binaların koruyucu kalkanının su yalıtımı olmasına rağmen ülke genelindeki yaklaşık 19 milyon konutta halen su yalıtımı yapılmadığı ve 6.5 milyon konutun deprem açısından riskli bina statüsünde bulunduğunu açıkladı.

‘Su Yalıtım Yönetmeliği’ yürürlüğe girmeli ve yalıtımı zorunlu olmalı Türkiye topraklarının %92’si ve nüfus yoğunluğunun %95’inin deprem kuşağında yer aldığını vurgulayan İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen,

24

Yapı Malzeme Ağustos 2016

“İZODER’in de katkılarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve taslak halinde olan ‘Su Yalıtım Yönetmeliği’ bir an önce tamamlanmalı. Yönetmeliğin öncelikle yeni binalarda ve kentsel dönüşüm projelerinde zorunlu uygulamasına hızlıca geçilmeli. Çünkü ülkemiz yüksek riskli bir coğrafyada bulunuyor ve yapı teknolojimiz de bunu gerektiriyor. Betonarme yapı sistemiyle yapılan binalarımız, 5-10 yıllık kullanımdan sonra suyun korozyon dolayısıyla taşıyıcı elemanlarda yarattığı tahribat nedeniyle zaafiyete uğruyor. En küçük depremde çok daha kolay yıkılan bu binalar, can ve mal kayıplarına yol açıyor. Bu noktada, yalıtım sektörünün desteğiyle hazırlanmış taslak mevzuatın zaman kaybedilmeden yürürlüğe konulmasında ısrar ediyoruz.


Aktüel Su yalıtımı zorunlu kılınmalı ve yapı denetim kapsamına alınmalıdır.”

Kentsel dönüşüm, güvenli yapılar inşa etmemiz için büyük fırsat “Ülke olarak depremle yaşamayı öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma bilinciyle hareket etmeliyiz” diyen Ertuğrul Şen, şöyle konuştu: “17 Ağustos depremi sonrasında yapılan incelemeler sonucu, %79’u hasarlı bulunan 55 bin 651 konut ve işyerinin yüzde 64’ünde korozyon tespit edildi. Oysa asgaride 80-100 yıl gibi bir süre için tasarlanması ve ömrünü bu sürede tamamlaması gereken binaların bu süre içinde korozyon etkisine karşı korunmuş olmalı. Bunun için de mevzuatların öngördüğü gibi su yalıtımı yapılmalı. Ancak beton kalitesinin yanı sıra bina dayanımı için gerekli olan su yalıtımı çoğunlukla ihmal edildiği için ülkemizde 30 yıllık binalar ömrünü tamamlamış olarak görülüyor. Bugün Türkiye çapında başlatılan Kentsel Dönüşüm süreci, su yalıtımı uygulamaları için büyük bir fırsat ve inşa edilen tüm yeni binalardaki su yalıtımının standartlara uygun yapılması çok önemli.”

Su yalıtımının maliyeti sanıldığı gibi fazla değil Ertuğrul Şen, ülkemizde su yalıtım uygulamalarının göstermelik ve en ucuz şekilde yapıldığını göz önünde bulunduran

İZODER’in, binaların depreme dayanıklı olması için çok önemli olan su yalıtımının kalitesini ve sürekliliğini de, yasal düzenleme ve denetimlerle sağlamak için çalıştığını söyledi. Su yalıtımının maliyetinin sanıldığı kadar yüksek olmadığını vurgulayan Ertuğrul Şen, “Bugün yeni inşa edi-

len bir binanın ortalama metrekare maliyeti yaklaşık 2000 TL. Su yalıtımının maliyeti ise bunun sadece %2-3’ü, yani sadece 60 TL. Bu maliyetlerle binayı ömrü boyunca koruyacak olan su yalıtımının hayati önemini, İZODER olarak her kesime anlatmaya devam edeceğiz” dedi.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

25


Aktüel

Binalar depremde sığınak olmalı

Areon Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Süha Yılmaz

Areon Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Süha Yılmaz, 17 Ağustos Marmara depreminin yıldönümünde deprem gerçeğine karşı alınması gereken önlemlere dikkat çekti. Yılmaz, binaların deprem anında kaçılacak değil, güvenle sığınılacak yerler olması gerektiğini vurguladı.

Dünyanın en önemli ve hareketli coğrafi kuşaklarından birinde yer alan Türkiye’de, bugüne kadar ağır kayıpların yaşandığı birçok deprem meydana geldi. 17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen Marmara depreminde resmi raporlara

26

Yapı Malzeme Ağustos 2016

göre; 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı. Bu depremde 285 bin 211 konut ve 42 bin 902 işyeri de hasar gördü. Marmara ve ardından 2011 yılında yaşanan Van depremleri de gösteriyor ki, ülkemizde depreme karşı ciddi önlemler alınması şart. Üstelik kapımızda büyük Marmara depremi varken beklemek için bir an bile zamanımız yok!

“76 milyon kişi deprem tehdidi altında„ 17 Ağustos depreminin yıldönümünde, önümüzdeki dönemde daha fazla acı yaşamamak için alınması gereken önlemlere dikkat çeken Areon Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Süha Yılmaz, AFAD verilerine göre 80 milyonu aşan Türkiye nüfusunun yüzde 95’inin, yani yaklaşık 76 milyon vatandaşımızın deprem tehdidi altında yaşadığını hatırlattı. Depremlerin oluşturacağı hasarları azaltmanın en etkin iki yolunun, depreme dayanıklı yapılar inşa etmek ve toplumu depreme karşı eğitmek olduğunu belirten Süha Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti; “Binalar, deprem anında kaçılacak değil, içine güvenle sığınılacak yerler olmalı.

Doğru konut projeleri üretilmesi ciddi bir mühendislik işi. Zemin etüdünden projelendirmeye, malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti kritik önem taşıyor. Güvenilir inşaat firmalarının uzman mühendis ekipleriyle, mevcut deprem ve yapı denetim yönetmeliğine uygun, orijinal projeye sadık kalarak inşa ettiği projeler sağlam ve güvenli yaşam alanları olarak öne çıkıyor. Depreme karşı hazırlıklı olabilmek için elbette tüm ilgili resmi ve özel kurum ve kuruluşlara kanun ve yönetmeliklerde belirtildiği üzere görevler düşüyor. Ancak tüketicilerin de bilinçli olması gerekiyor. Sadece projenin konumuna, dış cephesine, sosyal donatılarına ya da konutun manzarasına, banyosuna, mutfağına aldanarak ev satın almak doğru bir yaklaşım değil. Binanın zemin etüdü raporuna bakılması, statik değerlerin sorgulanması, gerekirse mimar ya da mühendis gibi bir uzmana danışılması ve detaylı araştırma yapılması çok önemli. Bunun için de toplumun geneline ulaşacak nitelikli bilinçlendirme projelerinin geliştirilmesi şart. Özetle, ülkemizde binanın tasarımından yapımı ve denetimine kadar tüm aşamaları kapsayan bütüncül bir sistem kurulması ve toplumda güvenli yapı bilinci oluşturulması gerekiyor.“

“Kentsel dönüşüm Türkiye için bir devrim„ TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası verilerine göre, Türkiye’deki 20 milyona yaklaşan konut stoğunun yaklaşık %40’ının projesiz ve %67’sinin ruhsatsız olduğunu ifade eden Süha Yılmaz, deprem gibi bir doğal afette yıkılma riski taşıyan bina oranının %60 olduğuna dikkat çekti. Tüm bu rakamların ülkemizdeki vahim tabloyu gözler önüne serdiğini belirten Yılmaz, bu noktada kentsel dönüşümün Türkiye için adeta bir devrim niteliğinde olduğunu söyledi. Yılmaz, kentsel dönüşüm sürecinin hızlanması için kamu ve özel sektörün gayretlerinin yanı sıra bina sakinlerinin de güvenle yaşayacakları konutlar inşa edilmesine yardımcı olmaları için uzlaşmacı olmaları gerektiğini bildirdi. Binaların sadece depreme dayanıklı olmasının yeterli olmadığını söyleyen Yılmaz, her yönüyle çağdaş bina niteliklerini taşıyan sürdürülebilir projeler hayata geçirilmesi gerekliliğini vurguladı. Kentsel dönüşümün sadece yapısal bir yenilenme olmadığının da altını çizen Yılmaz, bu sürecin düşük yapı kalitesi, plansız kentleşme, ulaşım ve altyapı alanlarının yetersizliği gibi sorunlara da çare olacağını belirtti.


Aktüel

Binaları koruma altına alan ‘su yalıtımı’ depremde hayati önem taşıyor

Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş

Türkiye yapı kimyasalları sektörünün öncü firması Kalekim, geliştirdiği ürünler ile her türlü yapının su yalıtımı ile korunması için teknik çözümler sunmaya devam ediyor. 1999 Marmara Depreminin yıldönümünde, su yalıtımı-deprem ilişkisini vurgulayan bir açıklama yapan Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nden sonra yapılan kontrollerde, korozyon tehlikesi somut olarak ortaya çıktı. Çünkü binaların büyük oranda korozyona uğradığı için çöktüğü tespit edildi. Su yalıtımı bulunmayan binaların taşıyıcı sistemi, korozyon (paslanma) nedeniyle 10 yıl içinde başlangıçtaki taşıma kapasitesinin yüzde 65’ini kaybediyor. Oysa su yalıtımı yapılmış bir bina hem korozyona karşı senelerce direniyor hem de depreme karşı korunmuş oluyor” dedi. Yapılara sızan suyun yol açtığı korozyon nedeniyle yapıların depreme karşı dayanıksız hale geldiğine dikkat çeken Altuğ Akbaş, “Türkiye’deki bütün binaların su yalıtımı ile koruma altına alınması konusunda her kesimin sorumluluk alması gerekiyor. Sektörün öncü kuruluşu olarak sunduğumuz ürünlerimizle birlikte, ustalara yönelik düzenlediğimiz seminerlerle

yalıtımın önemine dikkat çekmeyi görev edindik. Depreme dayanıklı yapılara sahip olmamız için, tüm binalarımızda su

Türkiye’deki tüm binalarda su yalıtımı yapılmasının hayati önem taşıdığını belirten Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş, “Su yalıtımına sahip olmayan bir bina, korozyon nedeniyle 10 yıl içinde taşıma kapasitesinin yüzde 65’ini kaybediyor. Bu da binanın erken yaşlanmasına ve depremin yıkıcı etkilerine davetiye çıkarıyor” dedi.

yalıtımı uygulaması şart” diye konuştu. Korozyonun olumsuz etkilerinin ülkeye her açıdan önemli kayıplar yaşattığının altını çizen Altuğ Akbaş, şunları söyledi: “Binalara sızan su, korozyonla birlikte, insan sağlığına zararlı küf, mantar ve benzeri organik maddelerin oluşumuna da sebep oluyor. Gerek yapı güvenliği, gerekse sağlık ve konfor şartları açısından binalarda mutlaka standartlara uygun malzemelerle su yalıtımı uygulanmalı. Ayrıca su yalıtımı yapılırken, malzeme ve uygulamaların standartlara uygunluğu da sıkı bir şekilde denetlenmeli.”

Yapı Malzeme Ağustos 2016

27


Yeşil Kent ve Enerji Verimliliği’ne AYİDER bakışı! “Çünkü kentsel dönüşüm yapılırken, yeşil alanlar ve sosyal donatılar hesaba katılmıyor. Eğer ada içi emsal transferini gerçekleştirmezsek, 10 yıl sonra İstanbul beton kent haline gelecek.”

Kurulduğu günden bu yana, enerji verimliliği, kentsel dönüşüm, işçi güvenliği gibi konulara büyük önem gösteren AYİDER (Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği)’in Başkanı Melih Tavukçuoğlu ile Yeşil Binalar ve sektörün içinde olduğunu genel sorunlar hakkında konuştuk.

28

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Kentlerin sağlıklı gelişimi için sahip olunması gereken yapı estetiği, enerji verimliliği ve iş güvenliği konularına geniş bir perspektif ile yaklaşan Tavukçuoğlu’na katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.

Öncelikle AYİDER’i yakından tanıyabilir miyiz? (Kurulma amacı, üye sayısı vb.) Ocak 2015 tarihinde, gayrimenkul ve inşaat konularında faaliyette bulunanları, bu konulara ticari, sosyal, teknolojik, endüstriyel, kültürel, eğitsel ve hukuki yönden katkı sağlayanları ve en geniş şekliyle her çeşit ticari ve fikri anlamda yatırım yapan gerçek ve tüzel kişileri bir araya toplayarak birbirleriyle tanışmalarına imkân yaratmak, aralarındaki ilişkileri sürdürmek, dayanışmayı sağlamak, gelişmelerini temin etmek ve üyelerine her bakımdan yardımcı olmak amacıyla kurduk. Şu anda derneğimizin 270 üyesi bulunmaktadır. Derneğimizi kurmamızın üzerinden 1,5 sene geçmesine rağmen Kadıköy merkezli projelerimizle gerek

belediyeler gerek sivil toplum kuruluşları gerek basın gerekse de vatandaşların kanalında dikkat çeker bir dernek konumuna geldik.

Yeşil kentler, yeşil binalar ve enerji verimliliği özelinde ne tür çalışmalar yaparak toplum genelinde farkındalığı arttırabiliriz? Atıkların %60’ından ve elektrik tüketiminin %70’inden binaların sorumluğu olduğunu düşünürsek, her gün inşa ettiğimiz binalarla geleceğimizi biraz daha tehlikeye atıyoruz. Yeşil bina ve çevre konularını misyon edinen AYİDER olarak geleceğimizi korumak adına yeşil binaların yapılması için önemli çalışmalar yürütüyoruz. Yeşil bina konusunda öncelikli hedeflerimiz arasında İstanbul imar yönetmeliğinde uygulamaya yönelik değişikliklerin yapılmasına katkı sunmak, yeşil binalarla ilgili eğitim çalışmaları düzenlemek ve toplumda bu konuyla alakalı farkındalık yaratmak bulunuyor. Kentsel dönüşüm, binaların yeşil bina olması için önemli bir


Aktüel fırsat. Bu anlamda kentsel dönüşümün İstanbul’daki kalbi sayılacak Kadıköy’deki binaların yeşil binaya dönüştürülmesi için Türkiye’nin ilk yerli yeşil bina sertifikası ÇEDBİK-Konut’u veren Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) ile bir protokol imzaladık. İnşaat müteahhitlerinin, ÇEDBİK-Konut’a uygun inşaat yapmalarını sağlayacak bu protokolle, yeşil bina konusunda önemli bir adım da atmış olduk. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal, atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı ve ekosisteme duyarlı yapıların, kısacası yeşil binaların yapımı için çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Anadolu Yakası’nda sektör paydaşlarının acil olarak çözüme kavuşturması gereken konu başlığı nedir? İstanbul Anadolu yakasının sağlıklı gelişimine katkı sağlayacak yapı estetiği, enerji verimliliği ve iş güvenliği konularına yenilikçi bakış açısı getirerek, kentin yaşamsal menfaatlerini korumak adına kurduğumuz derneğimiz, bu süreçte önemli çalışmalara imzasını attı. Sadece Anadolu Yakası’nda faaliyet gösteren inşaat şirketleri için değil, tüm inşaat sektörünü yakından ilgilendiren iş güvenliği konusunda Kadıköy Kaymakamlığı ile birlikte eğitimler düzenledik. Anadolu Yakası’nın en önemli gündem maddelerinden biri olan yüzde 25 ek emsal kararının uzatılması, haksız uygulamanın önüne geçilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yaptığımız görüşmelerin sonucunda, ek emsal süresinin 01.01.2017 tarihine kadar uzatılmasında ciddi katkı sağladık. Yine İstanbul’un siluetini bozacağı gerekçesiyle sadece Kadıköy ilçesinde yeni yapılacak yapıların maksimum 15 kat ile sınırlandırılmasının kentsel dönüşüme nasıl zarar vereceğine dair görüşlerimizi çeşitli basın kuruluşlarında dile getirdik. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde askıdaki plan değişikliğine itirazda bulunduk. Binaların 15 kat ile sınırlandırılması, kentsel dönüşümün ana hatlarından biri olan yeşil alanları ve sosyal donatıları da sınırlandıracaktır. Kentsel dönüşüm konusunda diğer bir önemli konu ise dönüşümün parsel bazında değil, ada bazında olmasından yanayız. Bunun yanında ada içi emsal transferinin hayata geçirilerek kamuya ait alanların çoğaltılmasının ve mahalli parklar yaratılmasının gelecek nesillere bırakabileceğimiz en iyi miras olacağı kanısındayız. Çünkü kentsel dönüşüm yapılırken, yeşil alanlar ve sosyal donatılar hesaba katılmıyor. Eğer ada içi emsal transferini gerçekleştirmezsek, 10 yıl sonra İstanbul beton kent haline gelecek.

Yabancılara konut satışı; rakamlara yansıdığında Avrupa Yakası, Anadolu Yakası’nın önünde yer

AYİDER Başkanı MelihTavukçuoğlu

alıyor… Aradaki fark konut arzının çeşitliliğinden mi ileri geliyor yoksa fiyat, lokasyon gibi kriterler mi tercihleri etkiliyor? Konut sektörü her zaman Avrupa yakasında, Anadolu yakasına göre daha hızlı ilerlemiştir. Anadolu yakasında daha butik projeler hız kazanırken, Avrupa yakasında markalı büyük konut projeleri daha çok yer almıştır. Bunda eskiden itibaren Avrupa yakasının İstanbul iş yaşamının kalbi sayılması, bu yüzden de insanların işlerine yakın olması nedeniyle Avrupa yakasını tercih etmesi yatmaktadır. Son yıllarda Türkiye’nin önemli şirketlerinin operasyon merkezlerini Anadolu yakasına taşıması, arsa fazlalığı, inşaat firmalarını markalı büyük konut projelerini Anadolu yakasında da inşa etmelerine sevk etti. Nüfusa baktığınız zaman her geçen gün Anadolu yakasında da hızla artan bir nüfusu görebiliriz. Yabancılara konut satışı konusuna geldiğimiz zaman ise burada yabancı olarak adlandırdığımız ülkeler Irak, Suudi Arabistan, Katar, Afganistan gibi ülkelerdir. Bu ülkelerdeki insanların aile yapısı, çok çocuklu ve kalabalıktır. Bütün sosyal olanakların fazlasıyla sunulduğu, güvenliğiyle, yeşil alanlarıyla dikkat çeken markalı büyük konut projeleri, yabancıların daha çok ilgisini çekmektedir. Ayrıca bir binadan, birkaç aile birden daire almaktadır. Bu yüzden de markalı büyük konut projeleri-

nin Avrupa yakasında daha çok olduğunu düşünürsek, yabancıların Avrupa yakasından daha fazla konut alması da gayet doğaldır. Anadolu yakası daha yeni yeni hareketleniyor. Ayrıca Anadolu yakasını pazarlamakta sıkıntı yaşıyoruz.

Anadolu Yakası’ndaki kentsel dönüşüm faaliyetlerini rakamlarla açar mısınız? Mevcut, ruhsat aşamasında ve gelecekte dönüşüme girecek bina sayıları ilçelere göre nasıl dağılım gösteriyor? Türkiye’de 20 milyonun üzerinde konut bulunuyor ve bu konutların 3’te 1’i kentsel dönüşümle birlikte yenilenme sürecine girdi. Kentsel dönüşümü Kadıköy odaklı düşündüğümüzde, gelecek 10 yılda çok farklı bir Kadıköy siluetiyle karşı karşıya kalacağız. Kadıköy’de 20 bin 406’sı konut, 889’u işyeri olmak üzere 22 bin 295 birim risk altında bulunuyor. 2012’de 221, 2013’te 329, 2014’te ise 678 bina için ruhsat alındı. 2015 yılı itibariyle bu sayı 1000’i geçti. Bu yıl sonunda da bu sayı katlanmış olacak. Kadıköy’den sonra kentsel dönüşüm Kartal’da da hız kazanmaya başladı. 460 bin nüfuslu ilçede 130 bin bina bulunuyor ve bu binaların yarısı dönüşecek. 2017 yılı itibariyle Üsküdar’da kentsel dönüşüm çalışmaları başlayacak. Kentsel dönüşüm en az 15 yıl daha devam edecektir. Yapı Malzeme Ağustos 2016

29


İnşaat Sektörü Güven Endeksi %2,5 arttı İnşaat sektörü güven endeksi Haziran ayına göre %2,5 artarak 80,94'ten 82,95'e yükseldi.

Özyurtlar Şirketler Grubu Başkanı Tamer Özyurt:

“Türkiye güvenilir bir ülke” Güven endeksinin temmuz ayında bir önceki aya göre yüksek çıkması inşaat sektörü açısından önemli bir gelişme oldu. Haziran ayında 95,75 olan mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi, %5,3 artarak, temmuz ayında 100,86’ya yükseldi. Perakende sektöründe güven %3,9 ve inşaat sektöründe güven ise %2,5 arttı. Tüm bu gelişmeler inşaat sektörünün ne kadar güçlü ve güven veren bir sektör olduğunu gösterdi. Ülkemizde yaşanan darbe girişimi bile inşaat sektörünün büyümesini engelleyemedi. Türkiye büyük ve güven veren bir ülke... Darbe girişimlerine rağmen yatırımlarımıza devam edeceğiz. Hükümetin çalışmalarına güveniyoruz.

Cihan İnşaat İş Geliştirme ve Pazarlama Müdürü Bengi Hışır:

“İstihdam artacak” İnşaat sektörünün büyükleri, darbecilere en güzel dersi vermek için yatırımlarını hızlandırdı. Yeni yatırım kararları istatistiklerde de kendini göstermeye başladı. Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi bir önceki ayda 80,94 iken, Temmuz ayında 82,95 değerine yükseldi. İnşaat sektörü güven endeksindeki bu yükseliş gelecek üç aylık dönemde sektörün yeni projeleri bir biri ardına devreye koyacağına ve istihdamın artacağına işaret ediyor.

Royal Group Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Çehreli:

“Sektör güven tazeledi” Darbe girişiminin ardından yatırımlara hız verme kararı alan sektörde toparlanma da hızlandı. Haziran ayında 106 bin 187 konutun satıldığı Türkiye genelinde inşaat sektörü güven endeksi Temmuz ayında % 2.5 artarak 82,95 değerine yükseldi. Bu durum alınan kayıtlı siparişlerin arttığını, yeni yapılacak projelerin var olduğunu ve inşaat sektörünün yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini gösteriyor

30

Yapı Malzeme Ağustos 2016


Aktüel 216 Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Bilent Dündar:

“Yabancılar yeni proje istedi” Bu dönemde sektörel güven endeksinin artması bize de güzel bir moral oldu. Hizmet sektöründe güven %5,3, perakende sektöründe güven %3,9 ve inşaat sektöründe güven %2,5 arttı. Ekonominin her alanında patronlar ‘Ülkemize güveniyoruz yatırımlardan taviz yok’ mesajı verdi. Hizmet sektörü patronları hizmetlere olan talebin arttığını, perakendeci iş hacminin ve satışların arttığını, bizim sektörün patronları ise yeni kayıtlı siparişlerin arttığını söyleyerek bir açıdan ekonomiye güvenlerini de ortaya koydu. Haziran’da yabancılara bin 543 konut satıldı. Yeni kayıtlı siparişlerde yabancı talebi de var. İnşaat firmaları bunları da değerlendirmeye alacak. Biz de fizibilite çalışması yapacağız.

Denge Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bayram:

“Tüm krizlere rağmen yatırımlara devam” Darbe sarsıntısıyla zor günler geçiren Türkiye için güven endeksinin bir önceki aya göre yüksek çıkması oldukça sevindirici bir durum. Sektörün önde gelen inşaat patronları olarak darbe girişimlerine rağmen yatırımlardan asla taviz vermeyeceğimizi söylemiştik. Tüm bu gelişmeler inşaat sektörünün güven endeksinin artmasında etkili oldu. İnşaat sektörü güven endeksi temmuz ayında bir önceki aya göre %2,5 artış gösterdi. Bu gelişme bizim için büyük bir moral oldu. Türkiye tüm krizlere rağmen ne kadar büyük bir ülke olduğunu gösterdi. Darbe girişimine rağmen ayakta kalan ve ekonomisini küçük sıyrıklarla atlatan Türkiye’nin güven endeksinin yüksek çıkmasına şaşırmamak gerekiyor. Biz de aldığımız bu güvenle yatırımlarımıza tüm hızıyla devam edeceğiz.

Almalar, İskurt, Nergo Ortak Girişim Başkanı Hikmet Alma:

“Kayıtlı siparişler arttı” Haziran ayında inşaat güven endeksi %2,2 artarak 80,94’e çıkmıştı. Artış Temmuz ayında da devam etti. Bu verinin bu ay da yükselmesi sektör açısından ve ekonomi açısından son derece önemli. Vatanını seven müteahhitler yeni yatırım kararlarıyla darbeci zihniyete en güzel dersi verirken aynı zamanda ‘Biz vatanımız için elini taşın altına sokmaktan asla çekinmeyiz’ söylemini de gerçeğe dönüştürdü. Sektörde kayıtlı siparişler arttı. Bizde de yeni projeler peş peşe devreye girecek.

CFR Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Cafer İnan:

“Durmak yok, yola devam”

Hizmet sektörü güven endeksi, Temmuz ayında %5,3, inşaat sektörü güven endeksi %2,5 ve perakende ticaret sektörü güven endeksi %3,9 artış gösterdi. Tüm bu gelişmeler Türkiye’nin ne kadar güvenilir bir ülke olduğunu gözler önüne serdi. Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi bir önceki ayda 80,94 iken, Temmuz ayında 82,95 değerine yükseldi. Darbe girişimine rağmen inşaat sektörü yatırımlara devam kararı aldı. Tüm bu kararlı davranışlar inşaat sektörüne güvenin artmasında etkili oldu. Güvenilir ülkenin güvenilir inşaat sektörüne yatırım yapmaktan korkmadan yolumuza devam edeceğiz. Yani durmak yok, yola devam diyoruz.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

31


Sektörel

Soma, %40 daha ucuza ısınacak

Manisa’da devam eden Soma Bölgesel Isıtma Sistemi ile konutlar termik santralin atık ısı enerjisiyle ısınacak. Doğalgaza göre %40 tasarruf sağlayan sistem ile 2018 yılına kadar 10 bin konut düşük maliyetle ısınacak ve Soma’da hava kirliliği azalacak.

Enerji kenti olarak bilinen Manisa Soma’da konutlar termik santralin suyu ile ısınıyor. Doğalgaza gore %40 maliyet avantajı sağlayan sistemden 2018 yılına kadar 10 bin konut faydalanacak. Isıtma, soğutma ve motor kontrol sistemleri alanında dünya lideri Danfoss’un bina altı istasyonları, Soma Bölgesel Isıtma Sistemi’nde yüksek sıcaklıktaki ısıyı en verimli şekilde kullanarak düşük maliyetle hanelere sunuyor.

32

Yapı Malzeme Ağustos 2016

500 konut ile başladı Manisa Belediyesi ve Soma Belediyesi’nin yürüttüğü projenin ilk etabı geçen yıl tamamlandı. Projede Danfoss’un 500 adet bina altı istasyonu kullanıldı. Daire sayılarına göre kapasiteleri hesaplanmış Danfoss bina altı istasyonları, termik santralden

gelen yüksek sıcaklıktaki ısıyı en verimli şekilde kullanarak Soma halkının ısınma ihtiyacını düşük maliyette elde etmesine büyük katkı sağlıyor. Manisa Belediyesinin yürüttüğü projede 2018 yılına kadar yaklaşık 10.000 konutun bu yolla ısıtılması planlanıyor.



Sektörel örnek bir şirkettir. 1990 yılında dünyada ilk kez, isteğe bağlı değişebilen gri/ beyaz klinker üretim hattını devreye aldı. 2000 yılında 600 bin ton kapasiteli yeni beyaz klinker hattının devreye alınması ile Çimsa Mersin Fabrikası, dünyada tek çatı altındaki en yüksek kapasiteli beyaz çimento tesisi oldu. Yine aynı yıl, Türkiye’deki ilk Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu. 2002’de Türkiye’de ilk kez Kalsiyum Alüminat Çimentosu üretmeye başladı. 2008 yılında Türkiye’de tesis sayısı bazında hazır beton sektöründe en büyük üretici oldu. Çimsa, sadece operasyonel anlamda değil, çevreci yaklaşımı ile sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarıyla sürdürülebilir büyümesini bugüne kadar sürdürdü. Çimsa’nın, bugün gündeminde olan iki yatırımla Türkiye’de ve dünyada daha üst sıralara yükseleceğine inanıyoruz” dedi.

Çimsa’yı ‘Formülün Adı’ yapan değerler

Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay

Formülün adı: Çimsa Çimsa, sektöre örnek oluşturan ar-ge gücü sayesinde, gri çimentonun yanı sıra beyaz çimento ve kalsiyum alüminat çimentosu gibi özel ürünlerle global bir marka olmaya devam ediyor.

Türkiye’de ve dünyada önde gelen çimento ve yapı malzemeleri üreticilerinden biri olan Çimsa’nın bugün ulaştığı başarının ardında, fark yaratan, yeni ve yenilikçi yaklaşımı yatıyor. Çimsa, 2000 yılından bu yana, Türkiye’nin ilk ve tek Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde katma değeri yüksek ve özel ihtiyaçlara yönelik özel ürünler geliştiriyor. “Benimsediğimiz yenilikçi yaklaşımla; Çimento sektöründe inovasyonu yaparsa

34

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Çimsa yapar! ” diyen Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, formülün adını ‘Çimsa’ olarak açıkladı.

Çimsa hayata geçirdiği ilklerle çimento sektörüne örnek ve öncü oluyor ‘Formülün adı: Çimsa’ lansmanında konuşma yapan Sabancı Holding Sanayi Grubu Başkanı ve Çimsa Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu, “Çimsa bugün, 60’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor, Çimsa menşeli ürünler dünyanın dört bir yanında, geleceğin yapılarının inşasında kullanılıyor. Çimsa çimento ve yapı sektöründe birçok ilklere imza atmış

Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay’da “Çimsa’yı sektörde rakiplerinden ayrıştıran en önemli fark, müşterilerimizin beklediği ürün ve hizmet standartlarına ulaşmak için yaptığı yatırımlardır. İnovasyon, bu yatırımlar içinde son 15-20 yıldır her zaman, öncelikli ve önemli konu olmuştur. Biz, inovasyon üssü olan Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezimizdeki çalışmalarla bir yandan çimentonun, estetiğin ve sürdürülebilirliğin hammaddesi olarak yeniden keşfedilmesini amaçlıyoruz. Diğer yandan da beklenti ve ihtiyaçları öngörerek, pazar trendlerine ve dinamiklerine yön vermeyi hedefliyoruz. İnovasyonla yaşam kalitesinin ve çevrenin iyileştirilmesine katkıda bulunurken, bunu aynı zamanda kendi rekabet üstünlüğümüzü oluşturmaya yönelik stratejik bir araç olarak benimsiyoruz” diye konuştu.



Betonarme yükseltilmiş döşeme: MODULO® MODULO® - Nitelikli dolgu için kör kalıp sistemi H: 3-70 cm Modulo ile 3 cm’den 70 cm’ye kadar değişen yüksekliklerde her türlü nitelikli dolgu yapılabilir. Ürünler tek kullanımlık ‘kör kalıp’ olarak kullanılırlar ve betona şekil vererek döşemeyi taşıyan yüzlerce betonarme kemer, kubbe ve onları destekleyen sütunlar oluştururlar. Sistem alternatif dolgulara kıyasla benzersiz nakliye, yatay-dikey taşıma ve yer tasarrufu sağlar. Örneğin; 50 kamyon gazbetonluk bir dolgu, 1 kamyon kör kalıpla yapılabilir. Kolay ve hızlı (90 m2/adam-saat) kurulumu sayesinde inşaat süresi ciddi oranda kısalır. Döşeme imalatında kullanılan beton, demir ve diğer tüm dolgu malzemelerinden tasarruf sağlanır, tüm yapı hafifler. Kör kalıpların oluşturduğu boşluk

36

Yapı Malzeme Ağustos 2016


Çözüm Ortağı

Referans Proje: Öztimurlar İş Merkezi Lokasyon: Nilüfer, Bursa Alan: 13.000 m2 Yüklenici: Öz Timurlar Açıklama: •Uygulama alanı: 13.000 m2 •İçinden elektrik tesisa da geçebilecek şekilde Minimodulo H6 kör kalıpları kullanıldı. •Belli açıklıklarla buat kapakları bırakılarak sonradan elektrik tesisatına müdahale imkanı sağlandı. •Yapının orijinal projesinde kuru şap olan her yer pratik ve ekonomik bir şekilde betonarme yükseltilmiş döşemeye çevrildi.

havalandırılabilir ve içinden her türlü mekanik/elektrik tesisat geçirilebilir. Oluşturulan yüzey beton olduğu için üzerine daha sonra serbestçe her türlü zemin kaplaması yapılabilir, tuğla-gazbeton-alçıpan vb. bölme duvar oluşturulabilir. Toprak altında kalan kotlarda kullanıldıklarında yapı Radon gazından ve nemden korunur, ısı ve ses izolasyonu sağlanır. Geri dönüşümlü polipropilen ile üretilen kör kalıplar projeye LEED puanı da kazandırırlar. Kör kalıp sistemi kullanılarak katta hafif dolgu, ters kiriş dolgusu, peyzaj dolgusu, asansör holü dolgusu, temel üzerinde dolgu veya mütemadi temel dolgusu yapılabilirken, sisteme ilave edilecek basit elemanlar ile havalandırılabilir temel oluşturulabilir, sistem modüler yükseltilmiş döşeme yerine kullanılabilir.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

37


Sektörel

Hafif Raylı Sistemler Kordsa Global ile güçlendiriliyor

Raylı sistem projelerinde yer alan sinyalizasyon sistemleri, toplu ulaşım hizmetlerinin aksamaması için büyük önem taşır ve sorunsuz çalışmaları için elektro-manyetik sinyalizasyon alanının dış etkilerden korunması gereklidir. Ray altı betonları içerisinde yer alan çelik donatılar, farklı pek çok elektronik cihaz ve sistemlerin manyetik alanlarını etkileyebilir ve çalışma performanslarını kısıtlayabilir. Bununla birlikte güç üreten cihazların çalıştığı belirli alanlardaki ray altı betonlarında yer alan çelik donatılar, elektrik akımlarına maruz kalarak korozyon sürecini hızlandırır ve beton mukavemetini kısa zamanda güvenli sı-

38

Yapı Malzeme Ağustos 2016

nırın altına çekebilir. Hafif raylı sistemlerde bu tip sorunlarla karşılaşmamak ve elektro-manyetik sistemlerin sorunsuz çalışabilmesi için, betonda yüksek tok-

luk ve uzun vadeli durabilite sağlayan, korozyona dayanıklı ve elektrik iletkenliği olmayan Kordsa Global İnşaat Güçlendirme Teknolojisi ürünü KraTos Makro sentetik fiber donatıları ile ray altı betonları manyetik akıma karşı korunarak proje işçilik ve imalat sürelerinde hasır çelik uygulamasına göre minimum %30 zaman avantajı sağlanmaktadır. Benzer bir çalışma, Samsun şehiriçi ulaşımı için büyük önem taşıyan 2. Etap Gar-Tekkeköy Arası Hafif Raylı Sistem Projesinde uygulanmaktadır. KraTos Makro sentetik fiber donatıları, 13.120 metrelik hafif raylı sistem proje hattı üzerinde yer alan 63 adet makas geçiş bölümlerinin ray altı betonlarında sinyalizasyon sistemlerinin manyetik olarak etkilenmemesi için kullanılmaktadır. Poliamid 6.6 ham maddesinden üretilen, korozyona dayanıklı ve elektrik iletkenliği olmayan KraTos Makro sentetik fiber donatıları ile makas geçiş bölümlerindeki ray altı betonları güçlendiriliyor. 365 günlük proje bitiş yodu olan ve dayanıklılık yanında imalat hızının da büyük önem taşıdığı hafif raylı sistem projesinde KraTos Makro, elektrik iletkenliği olmayan ve korozyona dayanıklı özelliklerinin yanında, kolay ve hızlı uygulanabilirlik, iş gücü tasarrufu, ray altı betonlarında homojen dağılarak yüksek tokluk sağlaması, çatlak penetrasyonu ve gelişimini önleme özelliği ve minimum stok alanı ihtiyacı ile güvenlik, dayanım ve uygulamalarda hasır çeliğe göre minimum %30 zaman avantajı sağlıyor.



Sektörel

Su tasarrufuna dikkat çeken proje: “Suyu Yemeğe Dönüştür” GROHE Türkiye, uluslararası “Suyu Yemeğe Dönüştür” projesini bu yıl İstanbul’da gerçekleştirdi. Proje kapsamında Şişli Camii ile işbirliği yapan GROHE, camii musluklarını Ecojoy tasarruf özellikli ürünlerle değiştirerek %18 su tasarrufu sağladı.

Dünyanın en büyük sıhhı tesisat üreticilerinden biri olan GROHE, Türkiye’de Şişli Camii Şerifi Vakfı ile işbirliğine giderek yoğun su kullanılan kamuya açık alanlarda yapılacak su tasarrufunun, su kaynaklarını korunmasında sağlayacağı katkı konusunda farkındalık yaratmayı hedefleyen “Suyu Yemeğe Dönüştür” sosyal sorumluluk projesine imza attı. Şişli Camii’nin musluklarını tuvaletlerdeki su tüketimini %18 azaltan Ecojoy ürünleri ile değiştiren GROHE, bunun sonucunda, yılda 270 m3 su tasarrufu sağladı. Projenin ikinci aşamasında da, “Suyu Temeğe Dönüştür” olarak adlandırılan program kapsamında, Şişli Camii’n-

40

Yapı Malzeme Ağustos 2016

de daha önce tasarruf edilen suyu yemeğe dönüştürerek 1000 adet gıda paketi ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıldı. Türkiye’de her geçen yıl büyümeyi sürdüren GROHE, ülkenin dinamik ve gelişen pazarına yatırım yapmaya devam ediyor. “Suyu Yemeğe Dönüştür’’ bu yıl Türkiye’de hayata geçirilen ikinci global proje. GROHE bu proje ile su tüketiminin önemine ve su ve nakit tasarrufunu arttırmak için neler yapılabileceğine dair bilinç oluşturmayı hedefliyor. GROHE, Şişli Camii ile hayata geçirdiği bu proje ile su tüketiminin azaltılmasına yönelik çabalara katkıda bulunacak bir çözüm sunuyor. GROHE Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Af-

rika Bölgesi Başkanı Simon G. Shaya projeyle lgili şunları söyledi: “Global bir marka olarak, sürdürülebilir iş uygulamaları doğal kaynakların ekolojik ve ekonomik kullanımına ve çevrenin korunmasına yönelik taahhüdümüzün bir parçası. Sektöre örnek olmaktan ve günümüzün ekolojik, ekonomik ve sosyal sıkıntılarına proaktif bir yaklaşım getirerek tüm faaliyetlerimizin merkezine çevreye yönelik taahhütlerimizi yerleştirmekten gurur duyuyoruz. Suyun gitgide daha kıymetli bir kaynak olması nedeniyle bu kaynağın korunmasına katkıda bulunmak için global ölçekte birçok inisiyatifi hayata geçiriyoruz.”



Proje

Ormanada;

gözde plaj ve yeşil alanlara sadece bir adım ötede Eczacıbaşı Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım’ın Zekeriyaköy’de 220 dönüm üzerine kurulan projesi Ormanada, sosyal yaşam olanaklarıyla doğanın içinde konfor ve güveni bir arada sunuyor.

220 dönümlük bir yaşam alanında huzur, konfor, komşuluk, güven ve doğa temalarının harmanlanmasıyla tasarlanan Ormanada, özellikle sıcak yaz aylarını

42

Yapı Malzeme Ağustos 2016

şehirde karşılayacaklar için popüler plajlara ve güzel yeşil alanlara yakınlığı ile de benzersiz bir konumda bulunuyor. Üçüncü havaalanına 15, üçüncü köprüye

ise 3 dakikalık mesafede bulunan Ormanada, şehre ulaşım kolaylığı sayesinde Zekeriyaköy’ün en gözde projelerden biri olarak dikkat çekiyor.




Dosya Konuları: ‘Kalıp & İskele Sistemleri’ ‘Çatı & Cephe Sistemleri’ İnşaat Sektörü’nün simgelerinden olan ‘Kalıp & İskele Sistemleri’ ve ‘Çatı & Cephe Sistemleri’ hakkında konuşacak çok şey var. Öyle ki, söz konusu ister modern ister geleneksel yapılar olsun, bu iki sistem göz önünde bulundurulmadan yapı faaliyeti söz konusu olmamış… Çoğu yapılara 100 yılın altında bir ömür biçildiği günümüzde; yapı ömrünü sağlıklı bir şekilde uzatmak; iç mekanı dış etkenlerden koruma görevini üstlenmiş olan Çatı ve Cephe Sistemleri’nin kullanım ömrünü uzatmakla mümkün… Yapı dinamiklerinin eskiye oranla çok daha karmaşık bir hal aldığıda şüphesiz… Bu karmaşık yapılar ve hızlı yapılanma isteği, İskele ve Cephe Sistemleri’ni de daha kritik bir noktaya taşıyor. Sektöre adını yazdıracak olanlar, ‘Güvenlik, hız ve fonksiyonellik’ beklentilerini karşılayan firmalar olacak..!


Doğa Lojistik Merkezi

Hedef: En güvenli ve en hızlı kalıbı üretmek! “Hali hazırda kullanmış olduğumuz tüm ürünlerin %30/35’ini yerli üretim oluşturmakta. Bu ürünleri ülke içindeki kendi alanında uzman farklı firmalardan tedarik etmekteyiz.”

Kendi alanında daima ilkeleri başaran ve Türkiye’nin dev projelerinde sürekli yer alırken kalite, hız ve güven ilkesinden asla taviz vermeyen Kalıp ve İskele Sistemleri’nin bir numaralı ismi DOKA’nın, Türkiye Genel Müdürü Ender Özatay ile biraraya geldik. Başarılarının sırrının İş Güvenliğine verdikleri önemde yattığını belirten Özatay, İş Güvenliğinin sadece sıradan bir formalite olarak algılanmasının son derece yanlış olduğunu, ekonomik kazancın da aslında İş Güvenliğinden geçtiğini söylüyor…

46

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Bir Avusturya firması olan DOKA; Türkiye’de ilk defa 1985 yılında temsilcilik olarak faailiyetlerine başladı. 1999 yılında kendi ofisimizi kurarak, o tarihten bu yana Türkiye pazarında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. DOKA Türkiye olarak; Azerbaycan, İran, Irak ve Türki Cumhuriyetler’e servis veriyoruz. Türkiye’deki ofislerimizin yanı sıra bu ülkelerin bazılarında da ofislerimiz bulunmakta. Yurtiçi ve yurtdışındaki bu bahsettiğim bölgelerde faaliyetlerimizi sürdürmekte ve satış öncesi ve sonrası gerekli tüm servis hizmetlerini sağlamaktayız.

İnşaat sektörü içinde, Kalıp ve İskele Sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz? Kalıp ve İskele Sistemleri, İnşaat Sektörünün ekonomik manada aslında sadece %1’ini temsil etmekte. Her ne kadar sektörün genel yapısı içerisinde küçük bir payda da bulunsa da, kendi içerisinde ciddi bir büyüme hızı ve potansiyeli bulunmakta. Sektör içerisinde Kara Kalıp diye

Ender Özatay DOKA Kalıp-İskele Genel Müdürü; “Bu yılın ilk çeyreğinde İnşaat Sektörünün %6,6 büyümesine karşılık, Kalıp Sektöründeki büyüme hızı %30 olarak gerçekleşti. Hiç kuşkusuz bu büyümedeki en büyük etken firmaların Endüstriyel Kalıba geçişteki istek ve talepleri olmuştur. Yıllık ortalama 500 milyon dolarlık bir hacimle Almanya’dan sonra Avrupa’nın 2’nci büyüğü olan kalıp ve iskele sektöründe birinci önceliğimiz olarak Türkiye ve daha sonra Türkiye çevresindeki ülkeler gelmekte…”


Dosya adlandırdığımız eski methodların kullanımı hali hazırda devam etse de artık sektördeki genel eğilim yeni modern kalıplar yönünde. Bu eski sistemden Endüstriyel Kalıplara geçiş son dönemde çok hızlı bir şekilde gerçekleşmeye başladı. Sektörde Kara Kalıp kullanım oranı %40/45 civarında görülüyor. Bunun yanısıra modern kalıp sistemini kullanımı ise, oranın sürekli yükselmesiyle beraber şu an itibariyle %55/60 oranında seyrediyor. Endüstriyel kalıp sisteminin sunmuş olduğu hız-güvenlik ve ekonomik avantajlarından ötürü bu geçişin önümüzdeki günlerde de devam edeceğini düşünüyoruz.

Kullandığınız ürün ve malzemelerdeki tercihlerinizi hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Bizim için Kalıp Sistemlerindeki en önemli unsur her zaman İş Güvenliği olmuştur. Şirketimizin ana prensibi En Güvenli ve En Hızlı kalıbı üretmektir. En ucuz üretimi biz yapalım, Kalıp fiyatlarımız daha da ekonomik olsun diye bir hedefimiz bulunmamakta. İşin aslına bakarsanız ‘Hız’ ve ‘Güvenlik’ olgularını çok iyi bir şekilde gerçekleştirdiğiniz takdirde, en ekonomik ürüne de ulaşmış oluyorsunuz. İş güvenliğinden asla taviz vermiyoruz. İş Güvenliği konusunda göstermemiz gereken hassasiyeti, birlikte çalıştığımız personelimize karşı bir sorumluluk ve borç olarak görüyoruz. Bu tavrımızın uzun vadede ekonomik faydalarını da her zaman gördük ve görüyoruz. Bu nedenle ürün ve malzeme tercihlerimiz de dahil olmak üzere tüm gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerde esas aldığmız ve taviz vermediğimiz kriter İş Güvenliği’dir.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? Yetişmiş insan kaynağı konusunda herhangi bir sorun yaşamıyoruz. Çünkü kendi personelimizi kendimiz yetiştiriyoruz. Bu konuda genelde üniversitelerle birlikte ha-

Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı Viyadüğü

reket ediyor, düzenlemiş olduğumuz seminerlerin dışında yarışmalar ve farklı etkinlikler organize ediyoruz. Alanında uzman isimlerin jüri olarak katıldığı ödüllü proje çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Özellikle bu alanda başarı gösteren öğrencilerimize kurumumuzda sürekli çalışma imkanı da sunuyoruz.

Bu günkü teknolojiye göre firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Şunu rahatlılıkla ve gururla ifade edebiliriz ki; Türkiye’de teknolojik olarak en ilerde şu an biz varız. Otomatik Tırmanır Kalıp Sistemi’ni Türkiye’ye ilk biz getirdik. Türkiye’de ilk kullanım tarihi olan 2013 yılından bu yana sürekli olarak bu Kalıp Sistemini kendi içerisinde geliştiriliyoruz. Otomatik tırmanır kalıp sistemleri ilk yatırım maliyeti yüksek gibi görünse de; kaba inşaatın tamamlanmasıyla yatırımı 2,5 kat olarak geri döndürebiliyor. Bu geri dönüş çarpanı yapının yüksekliği arttıkça artıyor. Şöyle bir hesap yapılabiliriz: Aylık gideri 1 milyon TL olan 30 katlı bir binayı ele alalım. Otomatik tırmanır kalıp sistemiyle her bir kat için yapım süresi 5 gün kısalıyor. Toplamda ise 150 gün, yani 5 ay azalıyor. 5 ay erken biten 30 katlı bir

yapıda, aylık 1 milyon TL’den 5 milyon TL tasarruf sağlanabilir. Otomatik tırmanır sistem için bu yapıda kabaca 2 milyon TL ek yatırım yapılması gerektiğini düşünürsek, yapımcı firma buradan 3 milyon TL kar edebilir. Böyle bir projede metrekare satış fiyatını 5000 TL alırsak bu 600 metrekare konutun satış hasılatı kadar ek bir kar demek. Bu da yatırımcı için 100 metrekareden 6 konutun satış hasılatı kadar ek kar anlamına gelir.”

Son olarak eklemek istedikleriniz? İş Güvenliği’nin 1’nci unsurunun Kalıp ve İskele Sistemleri’nin olduğunu tüm sektöre anlatmamız lazım. Bu bilincin oluşmasıyla, sektörde yaşanan kazaların bir çoğunun da önüne geçmiş olacağız. Ayrıca sizlere sektördeki yeni bir oluşum hakkında bilgi vermek isterim; Kısa süre önce Kalıp Sektöründe faaliyet gösteren firmalarla biraraya geldik ve Kalıp ve İskele Üreticileri Derneği adı altında bir dernek kurma kararı alındı. Yaklaşık 30 şirketin katılımıyla gerçekleşecek olan bu dernek çalışmamız yakında faaliyete geçecek. Şimdiden sektör için hayırlı olmasını diliyor, tüm üye ve katılımcı arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. La Luna Hotel

Yapı Malzeme Ağustos 2016

47


PERI, Sütaş’ın Enerji Damarı Biyogaz Tesisi Projesinde PROJE İLE İLGİLİ BİLGİLER:

İşin Adı: Sütaş- İzmir Tire Arıtma Ve Biyogaz Tesisi Yeri: Tire Osb- Tire İzmir Yüklenici: Gbc İnşaat Turizm San. Tic. A. Ş. Proje Müdürü: Ersen Dinç Şantiye Şefi: Özgür Karakuzu Projede Kullanılan PERI Kalıp Sistemi Perde Kalıpları: Trio Panel Sistem

48

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Dünyanın yenilenebilir enerji kaynaklarından biri haline gelmiş olan biyogaz ülkemizde de çeşitli bölgelerde kullanılmaya başlanmıştır. Bio kütlenin enerjiye çevrilmesinde önemli rol oynayan biyogaz

enerji santrallerinin teknolojiye ayak uyduracak şekilde Türkiye’de gıda sektörü içerisinde faaliyet gösteren Sütaş, İzmir Tire’de kurduğu tesisin inşai yapım işleri GBC İNŞAAT TURİZM SAN. TİC. A. Ş. tarafından gerçekleşmektedir.


Dosya

Tesisin inşaatı ile birlikte ülkemizde biokütlenin -hayvansal, bitkisel, organik içerikli şehir ve endüstriyel atıklar- enerjiye çevrilmesine yardımcı olacak yeni bir

enerji tesisi daha kazanılmaktadır. Bu yeni arıtma ve biyogaz tesisi projesi kapsamında; 1 adet havalandırma havuzu, 1 adet dengeleme havuzu, 1

adet biyolojik çökeltme havuzu, 1 adet yoğunlaştırma havuzu, 4 adet çürütücü havuzlar, 1 adet çamursuzlaştırma binası, 1 adet idari bina, 1 adet teknik bina,

Yapı Malzeme Ağustos 2016

49


1 adet blower binası, 1 adet anaerobik reaktör tankı, 1 adet su yumuşatma tesisi, atık depolama alanları, 60 tonluk kantar, trafo binası ve saha için altyapı ve yollar yer almaktadır. GBC İNŞAAT TURİZM SAN. TİC. A. Ş. tecrübeli ekibi ve profesyonelliği ile bir çok başarılı projeye imza atmış bulunmaktadır. Bu projelerin içerisinde birlikte çalışmaktan gurur duyar, başta Sayın Sadık DİNÇ ve Sayın Ersen DİNÇ olmak üzere Sayın Özgür KARAKUZU ve GBC İNŞAAT ekibine bu özel projede bizi tercih ettikleri için teşekkür ederiz.

PERI KALIP SİSTEMİ İLE İLGİLİ BİLGİLER : Perde kalıbı olarak dizayn edilen kendinden plywoodlu, beton dökümüne hazır TRIO panel sistem, çapları 27,00 mt. , 25,00 mt. ve 8,60 mt. olan 3 tip dairesel havuzlar için h= 10,00 mt. h= 4,00 mt. , ve h=4,25 mt. yüksekliklere kolayca adapte olmuş, hızlı devir imkanı

50

Yapı Malzeme Ağustos 2016

daha sonra yapılacak olan imalatın önünü açmıştır. Aynı şekilde toplam çevresi 120,00 mt. uzunluğunda h= 8,00 mt. yüksekliğinde havalandırma havuzu da hızlı bir şekilde TRIO panel sistemi kullanılarak tamamlanmıştır. D= 27,00 mt. çaplı tanklar 4 devir ile, D= 25,00 mt. çaplı tank ve D= 8,60 mt. çaplı tank ise devirsiz tamamlanmıştır. Projede 2 adet h=10,00 mt. ve 1 adet h= 8,00 mt. olacak şekilde toplam üç takım TRIO kalıp kullanılmıştır. Kullanılan TRIO sistem sayesinde şu ana kadar yapılan 4 adet tankın imalatı 55 gün gibi kısa bir sürede tamamlanmıştır. TRIO perde kalıbı sisteminin en büyük özelliği beton dökümüne hazır olmasıdır. Böylece şantiye kalıp için ilave bir ön montaj zamanı harcamamıştır. TRIO sistemin işçiliğinin 0,20 adam saat / m2 olması ve 80 kN/m2 basınca göre dizayn edilmesi, şantiyede kalıp devir ve beton döküm hızını da mümkün olduğunca arttırmıştır. Plywood malzeme TRIO

panellere montajlanmış halde hazırlandığı için, sistemin kiralanması durumunda, kiralamanın mümkün olmadığı plywood malzemede sistem içinde kiralanarak kullanıcısını ilave bir plywood satın alma kaleminden kurtarmış olur. TRIO kalıp sistemi; çelik veya alüminyum karkas sisteminin üzerine 18 mm’lik kalıp kontraplağının “plywood 240 gr/ m² fenol kaplı” özel perçinler yardımıyla sabitlenmesi ile oluşur. TRIO kalıp sistemindeki perçin aplikasyonunun bir özelliği de beton yüzeyinde hiçbir iz bırakmamasıdır. Böylece beton döküm esaslarına uyulduğu taktirde yüzeyde en ufak bir pürüze bile rastlanmaz. TRIO kalıp sistemi genel olarak 240 cm, 270 cm, 330 cm olmak üzere 3 yükseklikten ve 30 cm den başlayıp 30 ar cm aralıklarla artan 6 genişlikten oluşur. Ayrıca bu panel yüksekliklerine ait TWE ve TGE köşe elemanları mevcuttur. TRIO 270 cm’ lik panel max 81.0 kN/m2 , TRIO 330 cm‘ lik panel ise max 83.0 kN/ m2


Dosya

lik taze beton basınçlarına karşı dayanıklıdır. TRIO 2.70 x 2.40 cm’lik standart çelik panelin ağırlığı 328 kg, TRIO 2.70 x 0.90 cm’lik alüminyum panelin ağırlığı ise 70 kg’dır. Kalıplar tek bir yüzlerine konulan ancak 2 kollu; birincisi aks payandası AV ve ikincisi ayar payandaları RSS veya RS tipi payandalarla düşeyde şakülle getirilir. Perde kalıplarına ait statik hesaplar Alman DIN 18218 ‘e göre yapılır. Perde kalıpları üzerine betonlama ve gezinme için kullanılan TRG80 TRIO betonarme konsolları kullanılır. Konsollar panel üzerine bulunan bağlantı noktala-

rına kolaylıkla takılmakta ve çalışma için uygun bir alan oluşturmaktadır. TRIO paneller ile düz perdeler yapılabildiği gibi bu projenin gerektirdiği daireselliği verme konusunda da projenin eğrilik yarıçapına bağlı olarak hazırlanmış olan ara dolgu elemanlar ile dairesel yapılar yapılabilmektedir. TRIO kalıp sisteminde kullanılan tek bağlantı elemanı BFD kilittir. Tek bir bağlantı elemanı ile bütün sistem yatayda ve düşeyde aynı hizaya getirilir ve paneller sıkıca birleştirilir. BFD kilit sistemi, panellerin yatayda ve düşeydeki bağlantılarını sağlamasının yanı sıra

iki panel arasındaki 10cm’ ye kadar olan boşluklarda ahşap dolgu elemanı konarak bu paneller arasındaki bağlantıyı sağlar, maksimum çekme kuvveti kapasitesi 20kN dur. TRIO kalıp sistemi 12.00 m lik bir yüksekliğe ek bir önlem alınmasına ihtiyaç duymadan BFD kilit sistemi ile ulaşabilir. BFD kilit sisteminin tek bir kişi tarafından ve sadece bir çekiç yardımıyla monte ve demonte edilebilmesi TRIO kalıp sisteminin şantiyedeki aplikasyonunun büyük ölçüde hızlandırır. Aşağıda BFD kilit ve BFD kilit ile panellerin bağlanmasına ait bir uygulama görülmektedir

Proje Müdürü Ersen DİNÇ’in Yorumu: Uzun süredir değişik projelerimizde kalıp ve kalıp iskelesi işlerimizde partnerimiz olan PERI ile bu proje kapsamında da başarılı bir performans ile çalıştık. Sütaş A.Ş. firmasının Tire bölgesinde hayata geçireceği bu yatırımda, 4 adet 27,00 mt. , 1 adet 25,00 mt. , 1 adet 8,60 mt. çapında olmak üzere, 10,00 mt. , 4,00 mt. ve 4,25 mt. yüksekliklerde toplam 6 adet , 30 cm betonarme kesit kalınlığı olan tanklar ile toplam perde uzunluğu 120,00 mt. ve 8,00 mt. yüksekliğinde olan dikdörtgen havuzun yapımını 55 gün gibi çok kısa bir sürede gerçekleştirdik. İş emniyeti ve sağlığı kuralları açısından da bizi çok rahatlatan, seri kalıp kurma imkanı veren TRIO Panel sisteminde 2 adet kule vinç kullanarak bu başarıyı yakaladık. PERI deneyimi sayesinde, ekiplerimizin de sistemleri kolay ve güvenli montaj-demontaj yapabilmesi bize rahat ve süratli çalışma imkanı yarattı. Bu nedenle başarılı bir projeyi daha gerçekleştirirken bizlere destek olan, proje – sevkiyat – süpervizör desteği ile hizmet sunumunda her zaman öz verili olan partnerimiz PERI ve tüm ekibine teşekkürlerimizi iletiriz.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

51


İntek, 1989 yılında İstanbul’da İmes Sanayi Sitesinde 200 m² kapalı alana sahip bir atölyede, 2 mühendis ve 8 işçi ile günümüzde pek değer görmeyen, fakat o günlerde endüstriyel kalıp ve iskele sektöründe bir devrim yaratmış olan “teleskopik dikme” imalatı ile sektöre adım atmıştır. Bugün Gebze ve Düzce’de, 14.200 metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 46.000 metrekare alana sahip 3 adet modern tesisi ve 220 kişilik ekibi ile sektörün Türkiye’deki lider firmaları arasında gelişimini sürdürmektedir. İntek bu 27 yılda, müşterilerinin faydalarını her zaman ön planda tutan “uzman ve güvenilir” bir çözüm ortağı olarak, Türkiye’de ve yurt dışında birçok büyük projede başarı ile hizmet vermiş ve bunun sonucu olarak Türkiye’nin bu konudaki önemli markalarından birisi olmuştur. Bunun yanında kalite standartlarının çok yüksek olduğu İsviçre, İtalya gibi Batı Avrupa ülkeleri dahil 30 dan fazla ülkeye yaptığı ihracatlar ve bu ülkelerde gerçekleştirdiği başarılı projelerle, uluslararası bir dünya markası olma yolunda ilerleyişini sürdürmektedir… Kalıp ve İskele Sistemleri üzerine merak ettiklerimizi İntek Kalıp’a sorduk;

Bu alanda yetişmiş insan kaynağı ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı?

Daha güvenli, daha hızlı, daha kaliteli: İntek Kalıp “Bizi rakiplerimizden farklı kılan en önemli özelliğimiz, attığımız her adımda müşterilerimizin faydalarını düşünerek hareket etmemizdir.”

Gerek yetişmiş insan kaynağı gerekse teknolojik altyapı konusunda Avrupalı rakiplerimize göre geride olduğumuzu söylemek zorundayız. Bu konudaki yetişmiş insan kaynağı, sektördeki firmalar tarafından oluşturulmaktadır. Bugüne kadar bizimle birlikte çalışan arkadaşlarımızın tamamı, kalıp ve iskele konusunu İntek bünyesinde öğrenmiş ve uzmanlaşmışlardır. Teknolojik altyapı açısından en önemli eksiğimiz, yapmak istediğimiz deneylere uygun, yeterli laboratuarların olmamasıdır. Bazı üniversitelerin İnşaat Mühendisliği yüksek lisans bölümlerinde “kalıp ve iskele sistemleri” dersinin seçmeli de olsa okutulmaya başlaması, bazı üniversitelerin laboratuarlarındaki gelişmeler ve konu hakkında yazılan bazı kitap ve makaleler, yetişmiş insan kaynağı ve teknolojik alt yapı açısından ümit verici gelişmelerdir. Daha iyisi için en büyük sorumluluk biz sektördeki firmalara ve üniversitelere düşmektedir. Kurulma aşamasında olan “mesleki birlik derneğimiz” üniversiteler ile işbirliği içinde çalışmalı ve üniversitelerin kalıp ve iskele sistemleri konusuna daha fazla önem vermesini sağlamalıdır.

İnşaat sektöründe gerçekleşen projelerin, kar/zarar ve hizmet beklentisi anlamında sizdeki yansımaları ne şekilde oluyor? Projelerin karlılık düzeyi, müşterilerimizin yatırım için ayırabilecekleri kaynakları di-

52

Yapı Malzeme Ağustos 2016


Dosya rekt olarak etkiliyor. Bu kaynak azaldıkça bizim üzerimizdeki fiyat baskısı artıyor ve bu durum projeye olumsuz olarak yansıyor. Son yıllarda gittikçe önem kazanan “iş güvenliği ve işçi sağlığı” konusu, kalıp ve iskele sistemlerinin içinde de çok önemli bir yere sahiptir. İşi mümkün olduğu kadar insan elinden alan endüstriyel çözümler, işçinin rahat ve güvenli çalışmasını sağlayan önlemler, şantiyelerdeki iş kazalarını en aza indiren çok önemli uygulamalardır. Fakat bu uygulamalar aynı zamanda kalıp ve iskele sistemlerinin maliyetlerinin artmasına neden olurlar. Karlılığın azalması durumunda iş güvenliğini arttıran yatırımlar, kullanıcılar tarafından biraz daha arka plana atılabiliyor.

İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? Müşterilerimize verdiğimiz hizmet, onlar henüz işe teklif hazırlarken başlıyor, işin sonuna kadar devam ediyor. Başta işin süresi olmak üzere daha birçok koşulu dikkate alarak, o işi yapmak için gerekli kalıp ve iskele bütçesini hazırlıyoruz. Müşterilerimiz kendi fiyatlarını oluştururken bizim bu çalışmalarımızdan faydalanıyorlar. Eğer müşterimiz işi alırsa tedarik ve projenin sonuna kadar devam edecek olan “satış sonrası destek” süreci başlıyor. Satış sonrası destek hizmeti, proje desteği ve gözetim desteği (süpervizyon) hizmetlerinden oluşuyor. Müşterilerimizin tercihine göre kiralama ya da satınalma yöntemlerinden herhangi birisini ya da bölümler halinde her ikisini birden kullanabiliyoruz. Özetle, projenin alınma aşamasından

İntek Kalıp Yönetim Kurulu Üyesi Selim King

tamamlanma aşamasına kadar, uzman ve güvenilir bir çözüm ortağı olarak müşterilerimizin yanında yer alıyor ve onlara yardımcı oluyoruz.

Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli özelliğiniz nedir? Bizi rakiplerimizden farklı kılan en önemli özelliğimiz, attığımız her adımda müşterilerimizin faydalarını düşünerek hareket etmemizdir. Bu özelliğimiz sayesinde müşterilerimizin günlük operasyonlarını basitleştirip hızlandıran, şantiyedeki iş güvenliği seviyelerini yükselten ürün ve hizmetler sunar, onların zaman ve maliyet tasarrufu yapmalarına yardımcı oluruz.

Kullandığınız ürün ve malzemelerdeki tercihlerinizi hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Sistemlerimizi oluştururken ihtiyaca göre

hammaddeler, yarı mamul malzemeler ve tam mamul malzemeler tedarik ediyoruz. Tedarik ettiğimiz bütün malzemeler için uluslararası standartlara uygun kalite sertifikalarını mutlaka istiyoruz. Bu sayede kalite standardımızı belirli bir seviyede tutabiliyoruz.

Ar-ge çalışmalarınız kapsamındaki tasarım, fonksiyonellik ve innovasyon konularındaki çözümlerinizden bahseder misiniz? İletişimdeki olağanüstü gelişmeler iş hayatı üzerinde çok büyük etkiler yaratıyor. Artık bilgi çok büyük bir hızla yayılıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde geliştirilen bir sistem, en uzak noktaya bile çok hızlı bir şekilde ulaşıyor. Bu nedenle mal ve hizmetler gün geçtikçe birbirine benzemeye başlıyor. Böyle bir ortamda, işin her aşamasında yaratacağınız küçük

Yapı Malzeme Ağustos 2016

53


Dosya farklar sizin tercih edilme sebebiniz oluyor. Biz Ar-ge konusuna da bu pencereden bakıyoruz. Gerçekçi bir bakış açısı ile Ar-ge bölümümüzden çok büyük devrimler yapmasını beklemiyoruz. Müşterilerimizin günlük operasyonlarını basitleştirip hızlandıran, şantiyedeki iş güvenliği seviyelerini yükselten ürünleri, en ekonomik şekilde üretmenin yollarını arıyoruz. Satış sonrası destek ekibimizde çalışan süpervizör arkadaşlarımızın şantiye tecrübeleri ve onlardan aldığımız geri bildirimler, Ar-ge bölümümüzün kullandığı en değerli verileri oluşturuyor.

Kullandığınız ürünler içinde kendi ürettiğiniz ürünler mevcut mu? Sistemlerimizde kullanılan ürünleri çelik aksam malzemeler ve ahşap malzemeler olarak iki temel sınıfa ayırabiliriz. Çelik aksam malzemelerin döküm ve dövme olanlarının dışında çok büyük bir kısmını kendi tesislerimizde üretiyoruz. Ahşap malzemeler; 1-Beton gören yüzeylerde kullanılan muhtelif kalınlıktaki plywoodlar, 2-Sistemlerde taşıyıcı olarak kullanılan H 20 ahşap kirişler, 3-Çalışma platformlarında yürüme yolu ve yaslanma amaçlı kullanılan, muhtelif kesitlerdeki ahşaplardır. Ahşap malzemelerin tamamını dışarıdan temin ediyoruz.

Bugünkü teknolojiye göre firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yaygın olarak kullanılan kalıp sistemleri açısından baktığımızda, ürün ve hizmet kalitesi olarak Avrupalı rakiplerimizle çok yakın seviyelerde, yerli rakiplerimiz arasında ise ilk üç firmanın içinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Özellikle son yıllarda ülkemizde de sıklıkla kullanılmaya başlanan “hidrolik rüzgar ve koruma perdeleri” konusunda yaptığımız geliştirmeler ve başarılı şantiye uygulamaları ile Avrupalı rakiplerimizle aynı düzeye geldiğimizi düşünüyoruz.

Şirketinizde satış ve pazarlama organizasyonu nasıl gerçekleştiriliyor? Yurt içi ve yurt dışında yeni Pazar arayışlarınız var mı ? Satış organizasyonumuz, yurt içinde ve yurt dışında hedef pazarları bölgelere ayırmak ve her bölgeye sorumlular atamak şeklinde gerçekleşmektedir. Türkiye’de üç, yurt dışında üç olmak üzere toplam altı bölgemiz ve her bölgenin başında o bölgenin sorumlusu olan mühendislerimiz vardır. Yurt dışı pazarlarda mümkün olduğunca yerel bayiler oluşturmayı hedefliyoruz. Proje bölümü ve süpervizörlerimiz, satış organizasyonun “satış sonrası destek” kısmında çok önemli bir sorumluluk üstlenmektedirler.

54

Yapı Malzeme Ağustos 2016

İnşaat sektörü içinde kalıp ve iskele sistemlerinin yeri ve önemi:: Kalıp ve İskele Sistemlerinin işlevini, çok basit olarak şöyle tanımlayabiliriz. Beton ve betonarme elemanlara gerekli boyut ve şekli vermek, beton dökülürken ortaya çıkan taze beton ağırlıklarını, taze beton basınçlarını ve ilave yükleri taşımaktır. Birçok farklı amaç için kullanılabilen “çalışma iskeleleri” de kalıp ve iskele sistemlerinin kapsamı içinde yer almaktadır. Kalıp ve İskele sistemleri, betonarme yapıların kaba inşaat olarak adlandırılan bölümü yapılırken kullanılır ve kaba inşaatın güvenli, hızlı, kaliteli ve ekonomik olarak gerçekleşmesine etki eden unsurlar içerisinde en önemlisidir. Tasarımı, statik hesapları ve üretimi, uluslararası norm ve şartnamelere uygun olarak yapılmamış bir kalıp ve iskele sistemi ile çalışmak ölümlü iş kazaları, kurulum ve söküm aşamalarında büyük işçilik ve zaman kayıpları, izin verilen değerlerin üzerinde deformasyonlar, ölçü ve şekil bozuklukları gibi birçok sorun yaratacaktır. Statik hesapları ve üretimi doğru yapılmış olsa bile seçilen sistemin projeye uygun olmaması ya da önerilen kalıp-iskele miktarının yetersiz olması, zamanın her şeyden daha değerli olduğu günümüzde, işin istenen sürede tamamlanması gibi çok önemli bir sorun yaratacaktır. Betonarme inşaat üzerinde bu kadar etkin olması nedeniyle kalıp ve iskele sistemleri konusu tam bir uzmanlık alanı olmuştur.

Dergilere verilen ilanlar ve fuarlar başlıca pazarlama araçlarımızdır. Önümüzdeki dönemde internet ve sosyal medya üzerinden pazarlama konusunda bazı atılımlar yaparak bu araçları da aktif olarak kullanacağız. Son yıllarda dünyada gerçekleşen siyasi ve ekonomik dalgalanmalar bizim pazarlarımızı da etkilemektedir. Örneğin önceki yıllarda çok etkin olduğumuz Rusya pazarındaki etkinliğimiz son iki yılda çok azaldı. Önümüzdeki dönemde İran pazarında bir bayilik oluşturmaya çalışıyoruz. Bu amaçla 12-16 Ağustos tarihlerinde Tahran’da düzenlenecek olan Confair fuarına katılıyoruz. İran dışında önümüzdeki dönem için aktif olmayı hedeflediğimiz pazarların başında Afrika pazarı gelmektedir.

Önümüzdeki dönemde Türkiye ya da yurt dışında yeni yatırımlarınız veya projeleriniz neler olacak ? Dünya hızlandıkça işlerin süreleri kısalıyor. Buna bağlı olarak projelerde kullanılan kalıp miktarları da her geçen gün büyüyor. Artan talebi karşılayabilmek için kira parkımızı her geçen gün büyütüyoruz. Bu konudaki yatırımlarımız önümüzdeki dönemde de artarak devam edecektir. Yine işlerin sürelerinin kısalması ile paralel olarak hidrolik tırmanır kalıplara olan talepte de bir artış var ve önümüzdeki dönemde daha da fazla olacağını öngörüyoruz. Bu konudaki referanslarımızı ve pazar payımızı arttırmak, önümüzdeki dönemdeki hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Yurt dışı pazarlarda bayi ağımızı genişleterek daha fazla ülkede aktif olmak önümüzdeki döneme ait en büyük hedefimizdir. Bu saydıklarım satış ve kiralama bölümümüzde yapacağımız yatırımlardı. Üretim bölümümüz için ürün kalitemizi ve üretim kapasitemizi arttıracak makine ve ekipman yatırımlarına kesintisiz olarak devam ediyoruz.



Hastane Projelerinde ÖZLER Kalıp imzası 20 yıldan beri faaliyetlerine devam eden ÖZLER KALIP VE İSKELE SİSTEMLERİ A.Ş. ülkemizdeki prestijli dev projelerde firmaların tercihi olmaya devam ediyor.

56

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Müşterilerine, projelendirme, tasarım, üretim, satış, kiralama, satış sonrası teknik destek, süpervizörlük ve proje müşavirliği hizmetleri veren ÖZLER Kalıp, Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampüsü projesinde de başarı bir şekilde hizmet vermektedir.

Proje Hakkında Genel Bilgi: Ankara ilinin Keçiören ilçesindeki Etlik semti yakınlarında, 1.071.885 m2 arazi üzerinde, büyük bir kentsel gelişim proje-

si olacaktır. Proje kapsamında, bir sağlık kompleksi, medikal bir otel, iki helikopter pisti, bir üniversite, bir trijenerasyon santrali (elektrik, ısıtma ve soğutma enerjisi üreten birleşik bir enerji üretim sistemi) ve bir ticari bölge yer alacaktır. Hastanenin kendisi 3.566 yatak kapasitesine sahip olacak ve Ankara’daki mevcut altı hastanenin yerini alacaktır. Projenin inşaat aşamasının 42 ay sürmesi ve kampüsün 25 yıllık işletim hayatının sonunda Sağlık Bakanlığı’na devredilmesi beklenmektedir.


Dosya

birch plywood kullanılmaktadır. Sistem kalıp projenize göre ÖZLER tarafından tasarlanır. Tasarımlarımızda 80 kN/m² taze beton basıncı dikkate alınır.

Slabform / Masa Tipi Kalıp İskelesi Sistemi

Proje de kullanılan Kalıp ve iskele sistemleri Rapıdo / Panel Kalıp Sistemi Panellerimiz 25 farklı tip olarak üretilmektedir. 30 cm - 45 cm - 60cm - 90 cm - 120 cm olmak üzere 5 farklı genişlikte

ve 60 cm - 150 cm - 270 cm - 300 cm - 330 cm olmak üzere 5 farklı yüksekliktedir. Ürünler şantiyeye kullanıma hazır olarak gönderilir. Sistemin ana çerçevesinde Welser Profile tarafından dizayn edilmiş mukavemet değeri yüksek profil kullanılmaktadır. Panel yüzeyinde 21 mm

Döşeme ve kiriş altında taşıyıcı iskele olarak kullanılır. Masa kalıbı iskelesi, yük iskelesi ve merdiven kulesi gibi 3 farklı şekilde kullanılır. Zemini teraziye almak için alt ayar milleri, döşeme ve kiriş altını teraziye almak için ise “4 yollu” veya “U” başlıklı üst ayar milleri kullanılır. Masa kalıbı sökülmeden taşıma arabası ve vinç yardımı ile yer değiştirebilir. Sistem kalıp projenize göre ÖZLER tarafından tasarlanır. Panolar 150 cm genişliğinde 110 – 150 – 180 cm yüksekliğindedir. Panolar 60*4 mm, yatay ve diyagonal bağlantılar ise 34*2,5 mm TSE belgeli mekanik testlere tabi tutulmuş standart borulardan üretilir. Üretimlerimizde otomatik gazaltı kaynak makineleri kullanılır. Sistem 2 kat rapid boyalıdır, talep halinde galvaniz ile de kaplanır.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

57


İki önemli iş kalemi: İskele ve Kalıp Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz?

“Yasal mevzuatımızda son zamanlarda yapılan değişikliklerle hem iskele malzeme üretim standardı hem de mesleki eğitim zorunluluğu getirilmesi konunun öneminin hızla artmasını sağlamaktadır.”

İnşaat ve endüstriyel montaj sektöründe iş (çalışma) iskelesi kurulumu, malzeme kiralaması ve süpervizörlük hizmetleri veren Anatek İskele’nin farkını; “Bu hizmeti uluslararası sertifikalara sahip iskele malzemesi ve gerekli tüm mesleki eğitimleri almış belge sahibi ekiple profesyonel bir anlayışla yapıyor olmasında

58

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Tolga Üstün – Çevre Y. Mühendisi (A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı) Anatek İskele Yönetici Ortağı

saklı” şeklinde tanımlayan Anatek İskele Yönetici Ortağı Tolga Üstün ile Kalıp ve İskele Sistemleri üzerine konuştuk. Keyifli okumalar…

Firmanın kurucusu olarak 20 yıllık meslek hayatım ulusal ve uluslararası projelerde çevre sağlığı ve iş güvenliği konusunda her seviyede faaliyet göstererek, insanların güvenle çalışılabilir bir iş ortamı ve yaşanabilir bir çevreye kavuşması mücadelesi ile geçmiştir. Ayrıca ülkemizdeki ilk iskele kurulum eğitmenlerindenim. Batı Avrupa’da gördüğüm, kullandığım, eğitimini verdiğim güvenli iskelelerin ülkemizde de yaygın hale gelmesinin yıllarca hayalini kurmuş birisi olarak nihayet 2012 yılında bu alanda yatırım yaparak Anatek firmamız bu hayali gerçekleştirme yönünde faaliyete başlamıştır. Bağlı olduğumuz şirketler grubu bünyesinde Anar adında iş sağlığı güvenliği ve çevre danışmanlık, eğitim ve denetim hizmeti veren bir firmamızın bulunması da konuya verdiğimiz değerin vurgulanması açısından önemlidir.


Dosya İnşaat sektörü içinde, Kalıp ve İskele Sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz? İskele ve Kalıp, inşaat sektörünün olmazsa olmaz parçalarından biridir. Yaşamsal öneme sahiptir ve işin süre ve kalitesini doğrudan etkiler. Dolayısı ile profesyonel bir anlayışla yürütülmesi tüm inşaat sürecini son derece olumlu yönde etkiler. Ancak her ne kadar kalıp iskelesinde durum, iş iskelesine göre nispeten biraz daha iyi olsa da, genel olarak konuya önemine uygun yaklaşıldığı kanaatinde değilim. Tabi ki birçok güzel istisna hariç her iki konu da asıl faaliyetleri beton, sıva ve benzeri işler olan alt yüklenicilerin inisiyatifine bırakılmış durumda. Bu da iskele ve kalıp gibi iki önemli iş kaleminin profesyonel bir anlayışla çözülmesini ortadan kaldırmaktadır. Örneğin; İş iskelesi açısından bakıldığında sektörün en önemli konusu ülkemizde insan hayatına verilen değerin azlığıdır. İnşasını gerçekleştirdiğimiz yapılarda insanlar konforlu bir şekilde yaşasın diye son teknolojiye uygun ürün tedarikini sağlayabiliyor iken, o yapının inşası esnasında emek veren insanlarımızın üzerinde çalıştığı iş iskelesinde aynı hassasiyeti ne yazık ki göster(e)miyoruz. Bu nedenle iş iskelesi maliyetleri yapılan bütçelerde ya yer almıyor ya da çok küçük maliyetler

içinde çözülmeye çalışılıyor. Bu da standart dışı malzeme kullanımı ile yeni iş kazaları olarak bizlere geri dönüyor. Bu durumun kısa sürede aşılacağı ve ülkemiz inşaat sektöründe çalışanlarımızın hak ettiği yüksek iş sağlığı ve güvenliği standartlarının yakalanacağı kanaatini taşımaktayım. Kalıp iskelesi açısından bakıldığında; son derece büyük yapılar ve yükler, statik hesap yapılmaksızın, alaylı olarak yetişmiş usta ve formenlerin elinde kontrolsüz şekilde kurulan, sertifikasız malzemeler ile taşıtılmakta ve inşa edilmektedir. Bu da her yıl sıkça duyduğumuz “beton dökülmesi esnasında iskele çökmesi nedeni ile oluşan can kaybı” haberlerinin devamı anlamına gelir. Konunun çözümü; iskele ve kalıp sürecinin inşaatın diğer aşamaları gibi son derece ciddiye alınarak profesyonelce bütçelendirilmesi, projelendirilmesi, uygulama ve kontrolünden geçmektedir.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? İnsan kaynağı ve teknolojik altyapıyı yeterli bulmamakla birlikte yukarıdaki bahsime paralel olarak konuya verilen önemin artması ile teknolojik altyapının ve

Yapı Malzeme Ağustos 2016

59


Dosya insan kaynağı kalitesinin artacağı aşikârdır. Yasal mevzuatımızda son zamanlarda yapılan değişikliklerle hem iskele malzeme üretim standardı hem de mesleki eğitim zorunluluğu getirilmesi konunun öneminin hızla artmasını sağlamaktadır. Ayrıca Türk Standartlar Enstitüsünün iskele malzeme üretim standardı sertifikası vermeye başlaması da üreticilerimizin kendilerini geliştirmesi ve merdiven altı diye tabir edilen üretim şeklinin ortadan kalkması yönünde çok olumlu bir gelişmedir. Daha iyisi için yasal mevzuatın öngördüğü sertifikalı malzeme ve eğitimli personelde ısrarcı olmak, yasal kontrolleri bu doğrultuda yaparak, uymayanlar için caydırıcı olabilmek ve bu durumu esnetme-

den sürdürebilmek gereklidir. Bu konuda Batı Avrupa önümüzdeki iyi örnektir.

İnşaat sektöründe gerçekleşen projelerin, kar/zarar ve hizmet beklentisi anlamında sizdeki yansımaları ne şekilde oluyor? Sektördeki büyük sıkıntılardan başlıcası satın alınan iskele malzemesinin finansmanıdır. Kullandığımız iskele malzemeleri son derece yüksek teknolojik standartlarda üretilmiştir ve uluslararası sertifikaya haizdir. Yerli sanayiinin sertifikalı çalışma iskele malzemesine yönelik oldukça limitli bir üretim ve arz kapasitesi olduğundan, kullanılan malzemelerin çok büyük bir kısmı Batı Avrupa menşeili olmaktadır. Bu da yüksek yatırım maliyeti ile birlikte düzgün finansman gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. İnşaat projelerinden aylık bazda elde edilen kazanç ile iskele malzemesinin geri ödeme

60

Yapı Malzeme Ağustos 2016

zorunluluğu mevcuttur. Bu da iş sürekliliğini gerektirir. İşin kesintiye uğraması halinde ise öz kaynaklara başvurulur ki bu ne sürdürülebilir ne de tercih edilen bir durumdur. Dolayısı ile finansal yapısı düzgün olmayan bir inşaat projesi o projede iskele hizmetini de son derece olumsuz yönde etkiler.

İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? Birincisi işin profesyonel bir anlayışla, sertifikalı malzemem ve mesleki eğitimi olan ekiple tüm yasal gerekliliklere uygun olarak yapılmasını sağlıyoruz. Bu durum işin hem güvenli hem de hızlı yürümesini sağlıyor. Ayrıca asıl işi iskelecilik olmayan bir inşaat firmasının kendisi için

külfet mahiyetinde olacak iskele malzemesi yatırımından ve iskeleci personel istihdamından kurtarmış oluyoruz. Dolayısı ile inşaat firmaları kendi ana işlerine odaklanarak çok daha verimli çalışabilme olanağını yakalayabiliyorlar.

İskele sistemleri ve ekipmanı anlamında sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? İşimizin bizim açımızdan iki önemli ayağı vardır. Bunlardan birincisi güvenliktir. İş sağlığı ve güvenliği mevzuatın öngördüğü şekilde sertifikalandırılmış iskele malzemesi kullanımı ve mesleki eğitimini almış personel istihdamı bizim için olmazsa olmazlardır. Bu hem çalışırken bizim personelimize hem de iskele üzerinde çalışacak diğer personele güvenli ortam sağlama anlamı taşımaktadır. İkincisi ise hızdır. Kullandığımız iskele malzemesi tipi en hızlı ve sağlıklı kurula-

bilen ön bileşenli flanşlı tip malzemedir. Sahadaki imalatın hızından geride kalma şansımız asla olamaz. Bu iki ana ögenin bileşimi müşteri memnuniyetini yetirir. Bunun yanı sıra çalışanlarımızın memnuniyeti de bizim için çok önemlidir. Gün boyunca son derece tehlikeli bir iş yapan çalışanlarımızın konaklama, yemek, maaş ve benzeri koşullarının iyi olması için elimizden gelen gayreti göstermekteyiz. Sürekli eğitimler ile mesleki gelişimlerini sağlamalarına yardımcı olmaktayız.

Önümüzdeki dönemde Türkiye ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız ve ya projeleriniz neler olacak? Bizler şimdiye kadar güvenli iskele kullanma bilinci nispeten daha fazla olan en-

düstriyel yatırımcıya hizmet verirken, yeni dönemde konut, AVM, iş merkezi gibi bina inşaatı sektörüne de cephe iskelesi ile hizmet vermeye devam etmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde ülkemizdeki inşaat sektörünün ihtiyacının artmasına ve standart dışı iskele kullanımından standartlara uygun ürün kullanımına geçilmesine paralel olarak, biz de inşaat sektörüne özel çözümler sunan cephe iskelesi tipi malzeme yatırımı yapacağız. Tabii endüstriyel projelerin, özellikle enerji yatırımlarının devam ediyor olması endüstriyel tip iskele malzemesi yatırımlarımızın da devamı anlamına gelmektedir. Bu yatırımlar sayesinde mesleği iskele kurucusu olan, bu alanda eğitilmiş ve profesyonelleşmiş personel sayısının artışı ve istihdamı sağlanacaktır. Yurtdışında özellikle Doğu Avrupa’daki varlığımızı artırarak devam ettirmek amacındayız. Bu kapsamda geliştirilmekte olan projeleri yakından takip etmekteyiz.


Sektörel

thyssenkrupp Asansör 246 metrelik kulede test edilecek 246 metre yüksekliğindeki kulede, asansörlerin en zorlu koşullarda test edileceği 12 adet asansör kuyusu yer alıyor. Alanında dünyanın önde gelen şirketleri arasında yer alan thyssenkrupp Asansör, Almanya’nın Rottweil şehrinde bulunan test kulesinin inşasına devam ediyor. 246 metrelik boyu ile ülkenin en yüksek binaları arasında yer almaya hazırlanan kuleye ilişkin bilgi veren thyssenkrupp Asansör CEO’su Andreas Schierenbeck, inşaatın programa uygun şekilde ilerlediğini belirterek, “Kule, şirketimizin küresel inovasyon stratejisinin uygulanmasında kilit rol üstlenecek, bu da başarımızda kritik bir öneme sahip olacak” dedi. Halka açık olacak kulede asansörlerin test edilmesi amacıyla kullanılacak 12 asansör kuyusunun yanı sıra, ziyaretçileri seyir terasına taşıyacak, tamamen cam kuyu içinde hareket eden bir asansör bulunuyor. Ziyaretçiler, bu asansörün sunduğu panoramik manzarayı izleyerek, 232 metre yükseklikteki, Almanya’nın en yüksek seyir terasına ulaşabilecek ve 360 derece manzaranın tadını çıkarabilecekler. Asansör üniteleri, test kuyularında, saatte 65 kilometreye varan hızlarla ve en zorlu gerçek hayat koşullarında her türlü testten geçecek. thyssenkrupp Asansör tarafından geliştirilen, dünyanın ilk halatsız asansörü olan ve hem dikey hem de yatay olarak hareket edebilen MULTI’nin final testleri de yine bu kulede gerçekleştirilecek. Kule sadece asansör teknolojisine kazandıracakları ile değil, mimarisi ve görüntüsü ile de son derece sıradışı bir yapı olduğunu kanıtlıyor. Tamamlandığında 40 bin ton ağırlığında olacak yapı, polimer kaplama, fiberglas yapıya sahip ve yaklaşık 17 bin metrekare büyüklüğündeki LED aydınlatmalı dış giydirmesi ile adeta göz kamaştıracak. Son derece karmaşık bir malzeme olan bu yapı, inanılmaz düzeyde dayanıklılık ve kendi kendini temizleyebilme özelliği sunuyor. Dış giydirme, kuleye sadece çok çekici bir tarz katmakla kalmıyor, onu aynı zamanda yoğun güneş ışığının etkilerinden koruyor; binanın rüzgar gücünü dağıtarak salınmasını sağlıyor. Örme yapıdaki her bir göz, giderek genişlediği için, kulenin saydamlığı, tabanından itibaren artmaya başlıyor. Polimer kaplama fiberglas yapısı, yaklaşık 3 metrelik sac levhalar halinde üretiliyor ve ardından, büyük dış giydirme panelleri oluşturmak üzere bir araya getiriliyor. Kulenin thyssenkrupp Asansör için bir kilometre taşı niteliğinde olduğunu belirten Schierenbeck’in verdiği bilgilere göre, yılın son çeyreğinde deneme çalışmalarına başlanacak olan kulenin Mayıs 2017’de açılması planlanıyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

61


Mustafa Çalışkan / Balcıoğlu İkitelli Mağaza Müdürü

Alışkanlıkların ötesinde bir plywood: Filimli Kontrplak “Katmanlarının çok olması bir kalite göstergesi gibi sunuluyor bizlere ama eksik bir bilgi bu. Çok katmanlı bir ürünü ancak çok karışık bir tesiste üretmelisiniz. Yoksa daha çok risklidir.”

Biliyorsunuz Plywood konusunda Son yıllarda ülkemize yoğun olarak Rusya’dan gelen Filmli Kontrplaklar bizlere bir Filmli Kontrplak’da asıl olması gereken

62

Yapı Malzeme Ağustos 2016

bazı özellikleri unutturdu. İlk başlarda çok ağır kalıplar için Finlandiya’nın hem kendi ülkesinde hem Rusya’daki tesislerinde ürettiği Huş Ağacından (Birch) 13 katmanlı malzemeler güvenle çok ağır kalıplarda dahi kullanılıyordu. Rusya’ da o dönemde fiyatın da uygun olması ila 13 katmanlı huş ağacından yapılmış kontrplak o kadar yaygınlaştı ki; Bu iş ‘Üzerinde rusça yazı olsun 13 kat olsun da ne olursa olsun’a kadar gitti. Hatta son dönemlerde ismini dahi duymadığınız Rusya’da böyle bir yeri bulamayacağınız kontrplaklara rastlıyorsunuz Rus malı diye. Aynı şekilde bu Endonezya ve yakın ülkelerin isimleri zikredilerek ucuz uygunsuz bir malı almış olabiliyorsunuz Endonezya malı diye vs… Ağaç seçiminden soyma tekniğine kadar çok inceliklerle üretilmiş Malezya Üretimi plywood üretimin her aşamasında çok sıkı testlere tabi tutulmaktadır. İleri

teknoloji ve gelişmelerin birikimi ile üretilmiş bu plywood bizlere Plywood Filmli kontrplak konusunda bu tür kargaşalıklara düşmeden her yerde kullanabileceğimiz, her kesimden standart bir ürün beklentisi olan dostunuzu sunabileceğiniz bir ürün. Özellikle Yöresel uygunlukta yetişen çok kıymetli tropikal sert ağaçlardan üretilmiştir. Huş (Birch)ağacından değildir. Bunun bize şu faydası vardır. Plywood ‘da Rippling denilen Üreticilerin hata kabul etmediği bir yüzey kılcal damarlanması olur. Bu açma değildir ama ilk zamanlarda bu plywood yüzeyinin bozukluğu betona sirayet eder ve hoş olmayan beton yüzeyi elde etmenize sebep olur. Hatta sizi gereksiz bir sürü açıklamalar yapmak zorunda bırakabilir. Bu olay Özellikler bahar aylarında, yazın yağan ani yaz yağmurlarında ve mevsimlerin değişme zamanlarında görülür. Aslında


Dosya Kullanılan ağaç açısından bu doğal bir durumdur bu. Malezya Üretimi Plywood ağacının yapısından dolayı Rippling yapmaz. Risk almadan çok düzgün beton yüzeyi elde edebilirsiniz 18 mm kalınlığında bir Plywood en az 7 katman en fazla 13 katman üretilebilir. Bazen de farklı amaçlar için 18 mm ‘de 17 katman yapılabilir. Bu ürün bazen ses stüdyolarında kullanılır. Katmanlarının çok olması bir kalite göstergesi gibi sunuluyor bizlere ama eksik bir bilgi bu. Çok katmanlı bir ürünü ancak çok karışık bir tesiste üretmelisiniz. Yoksa daha çok risklidir. Malezya Üretimi i Bu ürün 18 mm 9 katman olarak üretiliyor. (Yük taşıma kapasitesi yeterli olduğundan). Biraz daha fazla dayanım için 11 katlı olarak da üretiliyor. Bu hem daha hafiflik ve sağlamlık sağlıyor. Böylece hem fiyatı uygun hem sağlam bir ürün almış olabiliyorsunuz. Bunun yanında kullanılan ağacın çok kaliteli olmasından dolayı farklı amaçlar için üretilmiş ürünlerimizden de alabilirsiniz. Mesela yapısal plywood olarak ahşap ev yapımında özellik çatı duvak kaplamalarında güvenle kullanabilirisiniz. Yüzeyi Tropikal ağaçların bütün doğal güzelliğini gösterdiğinden çok güzel dekoratif panel olarak da farklı dizaynlar oluşturabilirsiniz. Yine yüzey döşeme levhaları ve kaplama levhaları olarak da aynı şekilde kullanıcılara her yerde bulamayacakları sağlamlık da bir ürün sunabilirsiniz. Ayrıca tropikal ağaçtan Marina plywood olarak da tekne ve yat sektöründe kullanabilirsiniz.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

63


Sektörel

Klimada yapay zeka teknolojisi

8 sensör ile mekanın 1.856 hücresinden ölçüm alıyor

“3D i-See Sensör” sistemiyle yapay zeka teknolojilerini klimalar ile birleştiren Mitsubishi Electric, ortamdaki insanları ve evcil hayvanları ayırt edebiliyor. Tam 232 adımda 8 sensör ile mekanın 1.856 noktasından ölçüm alarak ortam ısısında üst düzey konforu garanti ediyor.

Yaz-kış konforlu ve sağlıklı mekanlar sağlanması için şart olan homojen hava dağılımı ancak ortamın yatayda ve dikeyde her köşesinin analiz edilmesiyle mümkün. Yer ve tavan arasındaki yükseklik ile duvar ve cam önlerindeki ışıma farkları sıcaklık katmanlarında değişikliğe neden oluyor. Bu da örneğin, kış aylarında sıcak havanın yukarı çıkmasıyla soğuk zeminlerde ayakların üşümesi gibi kullanıcı konforunu olumsuz etkileyen durumların oluşması anlamına geliyor. Konfor şartlarını olumsuz etkileyen durumlara da çözüm sunan Mitsubishi Electric, “3D i-See Sensör” teknolojisi ile zemin sıcaklığını ölçümleyerek sensör fan hızını ve hava yönlendirme şeklini otomatik olarak belirleyebiliyor.

64

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Mitsubishi Electric’in duvar tipi Kirigamine serisi klimalarında ve profesyonel ticari tip kaset tipi cihazlarda farklı versiyonlar ile kullanılan 3 boyutlu sensör sistemleri; değişken talepleri otomatik olarak anında karşılıyor. Tam 232 adımda 8 sensör ile mekanın 1.856 hücresinden ölçüm alan “3D i-See Sensör” teknolojisi, bu ölçümleri odada farklı sıcaklıklardan dolayı olabilecek konforsuz durumları ortadan kaldırmak için değerlendiriyor. Bu sayede yüksek konfor ve enerji tasarrufu sağlıyor.

İnsanı ve evcil hayvanı ayırt eden teknoloji Mitsubishi Electric’in “3D i-See Sensör” teknolojisi sıcaklık ölçümleri yaparken evcil hayvanları ve insanları ayırt edebiliyor. Sistem ayrıca ortamda bulunan kişilerin konumlarını da tespit edebiliyor. Bu özellik ile örneğin, yaz aylarında kullanıcıların üzerlerine iklimlendirilmiş soğuk havanın çarpması nedeniyle rahatsız olmaları önlenirken, kış aylarında ise tam tersine hızlı sıcak etkisi için iklimlendirilmiş sıcak havanın kullanıcı üzerine üflenmesi sağlanıyor. Kumandadan kolaylıkla çalıştırılabilecek bu fonksiyon ile kullanıcılar sürekli izleniyor ve böylelikle yaz-kış hava yönlendirmesi talebe göre otomatik olarak yapılabiliyor.

İhtiyaç olan yerde ihtiyaç kadar iklimlendirme Enerjinin her geçen gün daha çok değerlendiği günümüzde enerji tasarrufu sağlayan teknolojik ürünler öne çıkıyor. Bu noktada, ortamdaki kişilerin sayılarını ve

yerlerini mekandaki sıcaklık dağılımı ile sentezleyerek çalışma şekline karar verebilen “3D i-See Sensör” teknolojisi, ihtiyaç olmayan yerde gereksiz iklimlendirme yapılmasını önlüyor. Kullanıcıların bulunduğu yer istenilen sıcaklığa ulaştığında diğer alanların iklimlendirilmesi durduruluyor. Böylece, boş alanın iklimlendirmesi nedeniyle asıl kullanım alanlarında oluşan aşırı soğuma ya da ısınma engellenmiş oluyor ve kullanıcıların bulunduğu yerin konfor sürekliliği sağlanıyor. Kişi sayısına göre otomatik sıcaklık ayarı Mitsubishi Electric’in yeni seri kaset tiplerinde kullandığı 3 boyutlu sensör sistemleri, ortamda kullanıcı olmadığında enerji tasarrufu için ayar sıcaklığını 1 ya da 2 derece yukarı ya da aşağı ayarlayabildiği gibi, kişi sayısını tespit edebildiği için kişi sayısına orantılı olarak da çalışabiliyor. Sistem öncelikle ortamın tam dolu olduğu andaki kişi sayısını otomatik olarak tanımlıyor. Doluluk oranı yüzde 30’a düştüğünde ise ayar sıcaklığını değiştiriyor. Sensör bu oranı her 3 dakikada bir kontrol ederek karşılaşılan değişikliğe göre çalışmasını güncelliyor. İstenirse sensör belirli bir süre ortamda kimseyi tespit etmediğinde klima, çalışmasını tamamen durdurabiliyor. Bu özellik özellikle restoran, ofis gibi kişi sayılarının anlık olarak değişiklik gösterdiği ticari alanlarda konfor ve enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca unutulup kapatılmayan klimaların gereksiz yere çalışmasını da engelliyor.



Teknopanel, yurt içinde ve yurt dışında büyüme hedeflerini artırıyor ğil, sektörümüzde bölgenin güçlü oyuncularından biri olmayı amaçlıyoruz” dedi.

Çatı ve cephe sandviç panelleri üretiminde Türkiye’nin lider kuruluşu Teknopanel, yurt içinde yeni yatırım için hazırlıklarını sürdürürken, farklı coğrafyalara da ulaşarak ihracatta daha etkin olmayı planlıyor.

Üçüncü üretim tesisini Ege Bölgesi’nde kurmayı planlıyoruz

Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci

İstanbul Sanayi Odası’nın “Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2015” araştırması sonuçlarına göre bu yıl da sandviç panel sektörünün lider kuruluşu Teknopanel oldu. 2014 yılına göre 28 sıra birden yükselerek liderlik konumunu güçlendirdiklerini ve istikrarlı büyümelerini devam ettirmek istedikleri-

66

Yapı Malzeme Ağustos 2016

ni vurgulayan Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci, “Müşteri talep ve beklentilerinin sürekli değiştiği günümüzde, kaliteden ödün vermeyen üretim ve hizmet gücümüz ile doğru stratejik adımlarla sektördeki etkinliğimizi sürdürmeyi hedefliyoruz. Yalnızca Türkiye pazarının de-

Teknopanel Çatı ve Cephe Panelleri Üretim San. ve Tic. A.Ş.’nin, 2005 yılında Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulduğunu ifade eden Kahveci, bugün Mersin’de yer alan 15 bin metrekaresi kapalı toplam 34 bin metrekarelik, Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 10 bin metrekaresi kapalı toplam 35 bin metrekarelik fabrikaları ile Avrupa’nın en modern iki üretim tesislerine sahip olduklarını dile getirdi. Kahveci, müşterilerinin ürünlerine rahat ulaşması ve en iyi hizmeti alması için dikkatle seçtikleri bayilerine, gelişme planları uyarınca yenilerini katmaya devam ettiklerini aktarırken, sektörde uzman ekipleri ile yaptıkları yeni yatırımlar ve iyileştirmelerle toplam üretim kapasitesi olarak ülkenin en büyük üreticileri arasında yer aldıklarını kaydetti. Yıllık 10 milyon metrekare sandviç panel ve 850 bin metreküp EPS


Dosya ısı yalıtım ürünlerinin üretim kapasitesi olduğunu aktaran Kahveci, “2015 yılında aldığımız yatırım kararı ile Ege Bölgesi’nde üçüncü üretim tesisini kurmak için fizibilite çalışmalarına başladık. Bu tesisimizle Ege Bölgesi’nde de güçlenerek büyümeyi ve üretim kapasitemizi artırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Faaliyet alanlarının sandviç panel, trapez levha, EPS ısı yalıtım ürünlerinin üretimi, yurt içi, yurt dışı pazarlama ve satışı olduğunu dile getiren Kahveci’ye bazı sorular yönelttik;

Geçtiğimiz İstanbul Yapı Fuar’ı hakkında neler söylemek istersiniz? Dünyanın beş büyük yapı fuarından biri olan, 39’uncu İstanbul Yapı Fuarı’na Teknopanel Sandviç Panelleri ve Teknosistem Mantolama Sistemleri markalarıyla katılarak sektörün en önemli oyuncularıyla, bayilerimizle ve sektör alıcıları ile buluştuk. Ada standımızda yeni ürünlerimizi ziyaretçilerimize tanıtma fırsatını bulduk. Yeni ürünümüz 3 ve 5 hadveli Gizli Vidalı Sandviç Çatı Paneli’nin orta hadvedeki kapak uygulaması ile her aşıkta üç noktadan bağlantı yapabilme imkanı sunan ve su sızdırma riskini ortadan kaldıran yapısı ile müşterilerimize hem kullanım hem de montaj kolaylığı sunuyoruz. Fuarda üstün özellikli mantolama sistemleri markası Teknosistem’in ürünlerini de tanıttık. Teknosistem, ısı yalıtım levhalarını, yapıştırma harcını, elyaflı sıva harcı ile montaj aksesuarlarını bir arada sistem olarak sunuyor. Stantta sergilenen Teknopor, Grafit Teknopor, Teknoboard ısı yalıtım levhalı mantolama sistem uygulamaları yoğun ilgi gördü.

Sektördeki derneklerle nasıl bir işbirliği içerisindesiniz? Geçtiğimiz yıl, EPSDER tarafından Mersin ve Adana bölgelerinde gerçekleştirilen “EPS mantolama sistemi ile binalarda ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu konulu” iki

seminere sponsor olduk. Yalıtımlı Sandviç Panel Üreticileri’nin bir araya gelerek sandviç panel sektörünün ilk örgütlü derneği olan PANELDER’i faaliyete geçirdik. 2014 yılında resmi kuruluşunu tamamlayan ve Türkiye’de üretilen yalıtımlı sandviç panellerin dünya standartlarında üretilmesini ve uygulanmasını kendisine misyon edinen dernekle, sektörün sorunlarının değerlendirileceği ve yol haritalarının çizileceğini düşünüyorum.

Sandviç panel kullanımı hakkında neler söylemek istersiniz? Sandviç paneller, kullanılacağı yapının ısı, nem, ses yalıtımı ile yangın dayanımı gereksinimlerine uygun bileşenlerinden seçilmektedir. Modern ve hafif yapı elemanları olan ‘sandviç paneller’, binaların çatı ve cephelerini kaplamak ve yalıtımlı iç bölmeler elde etmek için kullanılır. Tipik olarak iki ince yüksek yoğunluklu metal yüzey arasında kalın ve düşük yoğunluklu yalıtım çekirdeği olacak şekilde üretilen sandviç paneller, kendi

düşük ağırlığına karşın, yüksek yük taşıma kapasitesi, yalıtım ve geçirimsizlik özelliklerine sahip, ön yapımlı ürünlerdir. Sandviç panel kullanımının, öncelikle sanayi yapılarının kabuğunda olmak üzere, hipermarketler, alışveriş merkezleri, hal binaları, spor tesisleri, yüzme havuzları gibi sosyal yapıların yanında, askeri yapılar, zirai yapılar, prefabrik yapılar, şantiye binaları, silolar ve konutlar gibi yeni uygulama alanlarıyla dünya çapında sürekli büyüdüğünü belirten Kahveci, Türkiye’de artan inşaat yatırımları ile sandviç panel kullanımının yoğunlaştığının altını çizdi.

Ürünlerimiz 2017’de farklı coğrafyalarda olacak Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulduğu 2005 yılından bu yana gerçekleştirdiği yeni yatırımlarla her yıl büyümesini artıran Teknopanel, bugün yalnızca Türkiye’nin değil sektörün uluslararası ölçekteki lider markalarından biri olarak Afganistan’dan Kongo Cumhuriyeti’ne, İngiltere’den, Singapur’a uzanan geniş bir yelpazede, 3 kıtada 55 ülkeye ihracat yapıyor. Teknopanel Genel Müdürü Orhan Kahveci, “Bu yıl da yurtdışında sürekli genişleme ve büyüme politikası ile faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz. Yeni pazarlar yaratmak ve bulmak amacıyla alanında profesyonel ekibimizle pazar araştırmaları yapıyor, hedefimize uygun fuarlara katılım gösteriyoruz. Bu yıl 42. Seebe Uluslararası Yapı ve Yapı Teknolojileri Fuarı’na katıldıklarını da belirten Kahveci, Belgrad’da gerçekleşen fuarda ürünlerimize olan ilgi oldukça fazlaydı. Bizim için önemli diğer iki pazarda Ağustos ve Kasım aylarında gerçekleştirilecek İran Confair ve The Big 5 Dubai Yapı Fuar’larına da katılım göstereceğiz” dedi.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

67


“Her zaman daha iyisi yapılabilir’’ “Yurt içi ve yurt dışında sürekli yeni pazar ve yeni sektör arayışlarımız devam ediyor. Her yıl ürünlerimizi daha fazla ülkeye ihraç ediyor, ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam ediyoruz.”

Hekim Holding bünyesinde faaliyet gösteren Hekim Yapı A.Ş.’nin Genel Koordinatör Yardımcısı Özge Hekim ile Cephe Sistemleri alanındaki faaliyetleri hakkında konuştuk. Vermiş olduğu net cevaplar, konulara hakimiyeti ve üslubuyla bizlerin de zihin dünyasında yeni ufuklar açan sayın Hekim’e teşekkür ediyoruz...

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Hekim Yapı A.Ş.; Bugün 8 şirket, 8 işletme, 170.000 metrekare üretim alanı, 17.000 metrekare hazır yapı tanıtım alanı, 1.000’den fazla çalışanı, 6 kıtada 90’a yakın ülkeye ihracatı, yurtiçi ve yurtdışında 100’den fazla bayisi, 42.000’in üzerinde referansı ile hizmet ve faaliyet-

68

Yapı Malzeme Ağustos 2016

lerini sürdüren Hekim Holding’in bir kuruluşu olarak yapı sektörüne yalıtım malzemeleri üretmektedir. Hekim Yapı A.Ş., ülkemizin ve yakın coğrafyanın ilk otoklavlı fibercement levha üreticisidir. Özellikle iç ve dış cephe kaplama, zemin ve tavan kaplama malzemesi olarak kullanılan HekimBoard levhalar; EPS, Taşyünü ve Poliüretan dolgulu izolasyonlu sandviç duvar ve cephe panelleri olarak kullanılan Hekim Panel; beyaz ya da siyah karbonlu ısı yalıtım levhaları (EPS) olarak kullanılan HekimPor ve prefabrike yapıların yalıtımlı hazır duvarları olarak kullanılan HekimPan, Hekim Yapı

A.Ş.’nin üretimini gerçekleştirdiği ana kalemlerdir. Bu ürünlerin dünya genelinde tüm çeşitlerini üretmekte ve özellikle fibercement levhalar da ana hammadde olan kuvarsı yıllık 150.000 ton üretim yapabilen Hekim Madencilik şirketimiz ile çıkartmakta ve işlemekteyiz.

İnşaat sektörü içinde, Çatı ve Cephe sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz? Aslında çatı ve özellikle cephe sistemleri yapıların görünen yüzü olmaları sebebi


Dosya

ile inşaat sektöründe büyük önem arz ediyor. Mimari tasarımın gerçeğe dönüştüğü en görünen kısım binaların cepheleri diyebiliriz. Bu sistemlerin kaliteli ve uzun ömürlü olmaları da bu noktada oldukça önemli.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? Ülkemizde çatı ve cephe sektörleri ile ilgili özellikle son birkaç yılda birçok büyük adım atıldı ve yeni tesisler açılarak ürün yelpazesi genişledi. Üretim kapasiteleri ile ürün kalitesinin birçok gelişmiş ülkedeki seviyeye ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Sektörel anlamda yetişmiş insan kaynağı için özellikle üniversitelerde sektörel ihtiyaca yönelik bölümler oluşturulmalı, kamuoyunun bilinçlendirilmesi için seminer, toplantı ve görsel enstrümanlar kullanılarak sürekli çalışmalar yapılmalıdır. Sektördeki sistem altyapısının oluşturulması için ise ulusal ve uluslararası üretim – malzeme ve uygulama konusundaki standartların öncelikle birbiriyle uyumlu hale getirilmesi müteakiben de bu yapının işleyişini denetleyecek mekanizmaların etkin bir şekilde faaliyete geçirilmesi gerekmektedir. Temel prensip ‘’Her zaman daha iyisi yapılabilir’’ olmalıdır. Biz de Hekim Holding olarak bu kaliteyi en üst seviyelere taşımak için gerek görsel enstrümanlarla, gerek seminerlerle ve gerek eğitimlerle sektörü bir üst segmente taşımaya gayret sarf ediyoruz.

ortalama 2-3 senede yeni bir üretim tesisini işletmeye açan bir firmadır. Son 10 yılda ülkemizdeki inşaat sektörü katlanarak büyümüş ve sadece ülkemize değil bölge ülkelerine de inşaat malzemesini ve teknolojilerini ihraç eden bir konuma yerleşmiştir. Rekabetin artması standartların yükselmesine sebebiyet vermiş ve yapılan işlerin kalitesinde de beklentilerin yükselmesine sebep olmuştur. Biz de bu talebi karşılamak adına yatırımlarımıza ve kalitemizi yükseltmeye devam ediyoruz.

Piyasaya sunduğunuz ürünler ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? Öncelikle sağlıklı, uzun ömürlü ve minimum bakım gerektiren, muadillerine

göre üstün özelliklerle donatılmış ürünlerin üretimi için devamlı ar-ge çalışmaları içindeyiz. Ürünlerimizde uzun ömürlülük, A1 sınıfı yanmazlık, yüksek dayanıklılık, ekonomiklilik, satış sonrası destek ve sürekli kalite – memnuniyet anlayışı ile üretimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Her ülkenin kendine göre belirlemiş olduğu belli başlı standartlar var. Bizler de hangi ülkede faaliyet gösteriyorsak oranın tüm üretim, kalite, sürdürülebilirlik gibi konulardaki şart koştuğu standartları sağlıyor ve gerekli belgeleri alıyoruz. Bu, şirketimizin Ar&Ge faaliyetlerinden personel çalışma koşullarına, hijyenden iş güvenliğine kadar her alanda erişmiş olduğu kalite ve standartların bir ispatı halini almış durumda. Hekim Yapı A.Ş. olarak bu konularda son derece hassas davranmaktayız.

İnşaat sektöründe gerçekleşen projelerin, kar/zarar ve hizmet beklentisi anlamında sizdeki yansımaları ne şekilde oluyor? Hekim Yapı kurulduğu günden itibaren Yapı Malzeme Ağustos 2016

69


Dosya zar ve yeni sektör arayışlarımız devam ediyor. Her yıl ürünlerimizi daha fazla ülkeye ihraç ediyor, ülke ekonomimize katkı sağlamaya devam ediyoruz. Yurtiçinde ürünlerin klasik kullanım alanları dışında nerelerde kullanılabileceği konusunda yaptığımız çalışmalarda yeni ve farklı alanların da ürün kullanımına açıldığını görmekteyiz. Özellikle estetik ürünler ve kullanım alanları konusunda son yılda ürün çeşitlerimizi hızla artırdığımızı burada belirtmek isteriz.

Önümüzdeki dönemde Türkiye ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız ve ya projeleriniz neler olacak?

Hekim Yapı A.Ş.’nin Genel Koordinatör Yardımcısı Özge Hekim

Çate ve Cephe Sistemleri ve ekipmanları anlamında sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Özellikle çelik konstrüksyon, prefabrik yapılar ve konteynerlar gibi direk son kullanıcıya hazır çözümler üreten bir Holding firması olmamızdan dolayı ürettiğimiz ürünlerde uygulama kolaylığı bizim için öncelikli sırada. Tüm sistemlerimizde, yardımcı elamanların tümünün de dahil olduğu paketleri müşterilerimize sunuyoruz. Ar-ge çalışmalarınız kapsamında, tasarım, fonksiyonellik ve inovasyon konularındaki çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? Biz herhangi bir araştırma faaliyetine başlamadan önce üreticileri, tüketicileri ve o konu hakkında fikri olan herkesi tek tek dinleriz. Piyasanın ihtiyacını yeterli seviyede analiz ettiğimiz kanaatine vardıktan sonra Ar&Ge faaliyetlerimize başlar ve o ihtiyacı karşılayacak yeni bir ürün geliştirinceye kadar devam ederiz.

Bu günkü teknolojiye göre firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Hekim Yapı ilk kurulduğu günden beri uluslararası inşaat sektöründe kabul gö-

70

Yapı Malzeme Ağustos 2016

ren en yüksek standartlar ile üretimine devam etmektedir. Gerek fibercement , gerekse çatı ve cephe sandviç panel tesislerimizde kullanılan teknoloji şuan var olan en ileri teknolojidir.

Şirketinizde satış ve pazarlama organizasyonu nasıl gerçekleştiriliyor? Yurt içi ve yurt dışında yeni pazar arayışlarınız var mı? Satış ve pazarlama organizasyonumuzda bizim için en değerli bölüm satış sonrası destek bölümlerimizdir. Kuruluşumuzdan beri zaten yoğun olarak faaliyette olan bu bölüm ile ürettiğimiz her ürünün garantörü olarak her daim arkasındayız. Normal koşullarda 2 ile 5 yıl arasında olan garanti sürelerini biz yasal zorunluluğun ötesine taşıyarak 10 yıla kadar çıkartıyoruz. Satıştan sonra da oluşan tüm müşteri şikayet ve isteklerini ayrı bir birim tarafından takip ediyor ve gerekli tedbirlerimizi alıyoruz. Bu geri bildirimleri de Ar&Ge alanında değerlendiriyoruz. Amacımız, ilk hamlede mükemmele ulaşamazsak da, daima mükemmelin peşinden koşmaktır. Yurt içi ve yurt dışında sürekli yeni pa-

Öncelikle biz şirket olarak asla durmuyoruz. Bize gelen her talebi ciddi bir şekilde değerlendiriyor ve buna göre yeni aksiyonlar sergiliyoruz. Bu anlamda yine bize gelen talepler doğrultusunda Taş Yünü üretimi ile ilgili bazı çalışmaları 2017 ve ya 2018 yılında değerlendirmeyi düşünüyoruz. Bölgesel olarak, Fibercement üretimlerimiz Hendek bölgesinde 3 ayrı fabrika ve en yüksek kapasite ile devam ediyor. Yıllık ortalama 125 bin metreküp ile yakın coğrafyanın en büyük üreticisiyiz. Kapasite artırımlarımız da tüm ürünlerde ve çeşitlerde genel anlamda yine sürecek. Yakın, orta ve uzun vadeli planlarımızda sürekli yeni ürünler ve yeni yatırımlara yer veriyoruz. Bu ülke ve bu ülke insanlarının en iyisine layık olduğu düşüncesi ve bilinciyle hareket ediyoruz. Ülkemiz ve devletimiz için, en doğru malzemeyi, nihai teknoloji ürünlerini ve en kaliteli hizmeti sunarak bulunduğumuz sektörde son sözü biz söyleyene kadar çalışmalarımıza devam edeceğimizin de altını çizmek istiyorum. Tüm ürünlerde geniş bir yurtdışı pazarı oluşturulması için hızla çalışmalarımıza devam ediyoruz. Fransa, Kuveyt, İran, Azerbaycan gibi ülkelerde düzenlenen yapı fuarlarına katılıyoruz. Çalışmalar neticesinde Amerika ve Fransa dahil halen 45 ülkeye düzenli olarak ihracat yapılmaktadır. Bu ülkelerden özellikle Romanya, Türkmenistan ve Azerbaycan da endüstriyel yapı projelerinde ürünlerimiz ilk sırada tercih edilmektedir.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Hekim Holding ve grup şirketleri olarak sektörde öncü olmamızın vermiş olduğu sorumluluk ve bilinç ile her zaman daha iyiyi hedefliyor, bu yaklaşım ve anlayış doğrultusunda hareket ediyoruz. Müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın beklentilerinin ötesinde ürün ve hizmet sunarak, kalitemizden ödün vermiyoruz. Birlikte gelişiyor, birlikte büyüyoruz.



“Öncelikli hedefimiz;

Sürdürülebilir şekilde ölçümüzü büyütmek” “Tercih edilmemizin nedenlerinden biri panel üretimimizin yanında aynı zamanda çatı ve cephe kaplama sistemlerine ilişkin mühendislik çözümleri de müşterilerine sunuyor olmamızdır.”

Pekintaş Şirketler Grubu bünyesindeki 8 firmadan biri olan Aluform, 1996 yılında kurularak halen Düzce ilimizde üretim faaliyetlerini sürdürmekte. 2016 yılı itibari ile 40.000 m2 kapalı ve 140.000 m2 açık alana sahip tam entegre bir sanayi tesisi şeklini almış olan Aluform’un Teknik Satış Sorumlusu Gürsel Türkoğlu bizlere şirket faaliyetleri hakkında bilgiler verdi…

72

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Aluform, Taş Yünü, PIR (Polyisocyanurate) ve poliüretan izolasyonlu çatı, cephe, soğuk depo panelleri ve tek kat trapez üretip, bu ürünleri yurt içinde ve yurt dışında yüzden fazla noktaya pazarlayan ve çözüm ortakları vasıtası ile ürünlerini müşterilerine ulaştıran bir organizasyondur.

Üretimlerimizi izolasyon türüne göre 5 ana grupta toplayabiliriz 1. Poliüretan izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk depo panelleri 2. Pır izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk depo panelleri 3. Taşyünü izolasyonlu çatı, cephe ve soğuk depo panelleri, 4. Yalıtımsız tek kat trapezler ve sinüsler 5. Aksesuarlar ve bağlantı elemanları Aluform, hammaddelerin tedariğinden, üretimine ve nihai ürünün paketlenmesine kadar ciddi bir kalite kontrol mekanizmasına sahiptir. Her ürün kendi içerisinde çok çeşitli detaylara ve üretim proseslerine sahiptir. Bu yüzden üretim yelpazemizde bulunan her ürünümüz bizim için lokomotiftir. Üretmiş olduğumuz ürünlerin hitap etmiş olduğu sektörler çok geniş olmakla be-

Aluform Teknik Satış Sorumlusu Gürsel Türkoğlu

raber birkaç örnek vermek gerekirse en başta endüstriyel tesisler, fabrika inşaatları, gıda depolama tesisleri, entegre tesisler, lojistik depolar, enerji santralleri,


Dosya hangar binaları, yangın riskinin ön planda olduğu tesisleri sıralayabiliriz. Kuruluşumuzdan beri müşteri odaklı oluşumuz, en önemlisi kendimizi müşterilerimizin yerine koyup, müşterilerimize en hızlı ve en uygun çözümleri sunuyor olmamız pazarlama stratejimizin temelini oluşturmaktadır. Teknik ve kalite açısından çok önemli bazı farklarımız vardır. Bunlardan bir tanesi, gerek yurt içi gerekse yurt dışı şantiyelerimizde profesyonel ekipman kullanılarak,sandwich panellerin montajının süratli, emniyetli ve kaliteli bir şekilde firmamızın eğitimini verdiği ve yetiştirdiği deneyimli uzman ekiplerimiz tarafından yapılıyor olmasıdır. Tercih edilmemizin bir diğer nedeni panel üretimimizin yanında aynı zamanda çatı ve cephe kaplama sistemlerine ilişkin mühendislik çözümleri de müşterilerine sunuyor olmamızdır. Referanlarımız arasında Algida, Karsan-Aksa,Ünilever, Zorlu Holding, Şişecam, Keskinoğlu Gıda, Düzce Cam, Ferroli, Fibrobeton, Folkestone, Kipa, Logipark, Mercedes, Ode Yalıtım, Oltan Fındık, Anadolu Cam, Azenco, B Plas, Bosch, Çanakçılar Seramik, Danone, Şenpiliç Gıda, Cam Merkezi, Yorim Cam, Sarsılmaz Silah Sanayii, Çilingir Gayrimenkul, Korozo Ambalaj, Engin Tarım, Şok, A101, Bim, Samsung, Karbosan, Engin Tarım,Turkcell, Koç Holding ve Doğuş Otomotiv gibi firmalar yer almaktadır.

“Üretimlerimizin büyük bir bölümünü yurtdışı pazarına da sunuyoruz” Bu kapsamda yurtdışında daha aktif olabilmek ve o ülkenin pazarında daha fazla hakimiyet kurabilmek için birçok ülkede anlaşma yaptığımız bayilerimiz mevcuttur. Bayilerimizin bulunduğu ülkeler : Türkmenistan, Mısır, İran, Bulgaristan, Kazakistan, Makedonya, Almanya, Ermenistan, Gürcistan, Lübnan, Nijerya, Fas, Libya, Azerbaycan, Romanya ve Suudi Arabistan’dır. Bazı yurtdışı yerleşik birimlerimiz de bulunmaktadır. Kazakistanda satış ofisimizde var. Türkmenistanda fabrika in-

şaatımız devam ediyor, Tataristan Kazan - Rusya Moskovada enerji işlerimize bağlı ofislerimiz faaliyetlerimize katkı sağlıyor. Üretmiş olduğumuz yüksek kalite standartlarındaki ürünlerimiz bize müşteri memnuniyeti olarak geri dönmektedir. Bu nedenle yurtdışı projelerde yeniden tercih edilme ve tekrar sipariş alma oranımız %90’ın üzerindedir.

“Aluform olarak Arge çalışmalarına çok büyük önem veriyoruz” İlk LEED sertifikalı sandviç panel tesisi olmak için Türkiye’de bir proje geliştirdik. Bu doğrultuda kullanılan hammadde ile ürünün çevreye zarar vermeyen ve ilerde yapı malzemesi şartnamelerine üretim kodekslerine girebileceğini öngördüğümüz birçok zorlayıcı efekti dikkate aldık. Fabrikanın içerisindeki tüm partikülleri tamamen toplayan, gözle görülmeyen tozların bile emilmek suretiyle insan sağlığına en ufak bir zarar vermesine müsaade etmeyecek bir toz toplama sistemi kurmayı tercih ettik. Diğer Arge çalışmamız sonucunda Türkiye’nin 180 dakika yangın dayanımlı ilk ve tek sandwich panelini ürettik.

“Yeni yatırımlarımız da mevcut” 2013 yılında yapmış olduğumuz yeni yatırımımızla güneş enerjisi konusunda Dünya lideri olan Alman Schmid Holding ile birlikte, Schmid-Pekintaş Enerji Sistemleri A.Ş. olarak Düzce 2. Organize Sanayi Bölgesi’ nde 30.000 m² alan üzerinde kurulan yeni fabrikamızda fotovoltaik paneller üreterek, güneş enerjisiyle elektrik üretecek olan tüm sistemlere yönelik proje ve kurulum hizmeti vermeye başladık. Hedeflerimizden bahsedecek olursak, öncelikli hedefimiz sürdürebilir şekilde ölçümüzü büyütmek. Yurt içinde ve yurt dışında yapmış olduğumuz örnek çalışmalarda, bu binalarda Aluform sandwich panel kullanılmıştır dedirtmek ve herkesin yapmakta zorlandığı işlere çözüm üretmek. ISO 9001:2000, ISO 14001, ISO 50001, TSE, CE, GOST gibi sayısız uluslararası sertifikalarımıza bu sene de FM sertifikasını ekleyerek, önceki senenin üretim ve satış başarısına erişmek, bu başarıyı artırarak taçlandırmaktır.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

73


“Başarıya, doğru projelendirme ve doğru ürün seçimi ile ulaşılır” “Enerji bakımından dışarıya bağımlı bir ülkeyiz, çatı ve cephe kaplamaları enerji tasarrufu açısından doğru değerlendirilmesi gereken öncelikli yapı malzemesidir.”

Türk inşaat sektörünün potansiyelini fark ederek, gelişmekte olan bu sektörde yer almak isteyen birkaç genç girişimcinin biraraya gelmesiyle oluşan Panelsan kısa sürede hızlı bir ivme yakaladı. Sektörün ihtiyaç kalemlerinin sürekli artmasıyla kendisine yeni alanlar bulan Panelsan, IKEA - Ankara / Taşyünü Cephe Paneli

74

Yapı Malzeme Ağustos 2016

üretim kapasitesini de her geçen gün artırdı... Artık sektörde ismi büyük oyuncularla anılan Panelsan ile Çatı ve Cephe Sistemleri üzerine konuştuk. Şirket bünyesinde uzun yıllardır görev yapan Mimar Gülay Tütün ile gerçekleştirdiğimiz bu keyifli çalışmamız için kendisine teşekkür ediyoruz…

1-Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Panelsan çatı ve cephe sistemleri A.Ş. Ankara Polatlı Organize Sanayi Bölgesinde 2004 yılında kuruldu. 2004 yılında mineralyün ve EPS yalıtımlı sandviç çatı ve cephe panel üretimine başlayan panelsan 1.250.000m2/yıl olan kapasitesini 2014 yılında devreye aldığı poliüretan yalıtımlı çatı ve cephe paneli üretimi yapan hattı ile birlikte 4.250.000 m2/yıl

Mimar Gülay Tütün

a çıkarmıştır. Ayrıca; 2005 yılında devreye aldığı EPS yalıtımlı levha ve enjeksiyon ambalaj ürünleri üretim hattıyla müşterilerinin yalıtım malzemesi ihtiyacına da cevap vermektedir. Panelsan; Mineralyün (camyünü-taşyünü), EPS (expanded polysytrene), PUR (poliüretan) ve PIR (poliizosiyanurat )yalıtımlı çatı ve cephe panellerindeki form ve detay zenginliği ile sadece yurtiçinde değil Balkanlar, Ortadoğu,Türki Cumhuri-


Dosya yetleri, Afrika ve Avrupa’da 20’ye yakın ülkede aranılan ve tercih edilen marka olmuştur. Her geçen gün kalite standartını ve ürün çeşitliliğini artıran panelsan; Sektörün ihtiyaçlarına hızlı, kaliteli ve kusursuz hizmet vermeyi amaçlayan bir ilkeyi vizyon olarak belirlemiştir.

İnşaat sektörü içinde, Çatı ve Cephe sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz? Çatı ve cephe sistemleri inşaat sektörünün hem teknik hemde estetik açıdan en önemli yapı malzemelerinden biridir. Binanızın yalıtımını yapan kabuğu ve sizi yansıtan önemli görsel unsurudur. Enerji bakımından dışarıya bağımlı bir ülkeyiz, çatı ve cephe kaplamaları enerji tasarrufu açısından doğru değerlendirilmesi gereken öncelikli yapı malzemesidir. Doğru projelendirme ile başlayan inşaat süreci doğru ürün seçimi ile başarıya ulaşır. Enerji tüketiminin en yüksek olduğu yapılardan olan endüstriyel tesislerde ısı, ses, yangın ve su yalıtımını tek başına yapabilen özel ürün; Sandviç çatı ve cephe panelleridir.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? Çatı ve cephe sistemleri konusu oldukça teknik bilgi isteyen hatta ön şartı olan bir daldır. İlk başta sektörümüze hizmet verecek olan insanların teknik ve estetik konusunda yetişmiş kişiler olması gerekmektedir. Mimar ve inşaat mühendisleri için hem çok farklı hem de çok zevkli bir alandır. Ne yazık ki bizim sektörümüzde de yetişmiş insan kaynağı yetersizdir. Çatı ve cephe sistemleri konusu ve sorumluluğu ençok mesleği mimar ve inşaat mühendisi olan kişileri ilgilendirdiği halde üzülerek söylemek zorundayım ki; İlgili fakültelerin çoğunda halen ders konusu olarak müfredatlarına alınmamıştır. PANELSAN hem kendi kaynaklarımızla hem de üyesi olduğumuz dernekler aracılığı ile, ilgili fakülte ve melek liselerinde seminerler vererek konunun önemini ve ürünün tanıtımını yapmak için çaba sarfediyoruz. Sandviç paneller yapı derslerinde her açıdan ele alınacak şekilde işlenmesi öğretilmesi gerekmektedir. Buna karşılık; Türkiyedeki büyük bir kesim üretici konunun önemini bilmekte ve üretim proseslerini ona göre kurmaktalar. Aynı özeni göstererek hizmet edecek elemanlarınıda aynı titizlikle seçmektedirler.

Konya Şeker Akıllı Depo, Cumra - Konya / Taşyünü Çatı ve Cephe Paneli

Panelsan A.Ş., konunun önemini kavramış toplumsal ve teknik sorumluluklarını ön planda tutarak kalite sistemine, Ar-ge çalışmalarına ve en önemlisi çalışanlarını eğitimler ile geliştirmeyi amaç edinmiştir. Panelsan aş az önce belirttiğim gibi ;sandviç çatı ve cephe panelleri ile EPS yalıtım malzemeleri üretmektedir. Çatı ve cephe panellerinde yalıtım malzemesi olarak kullanılan; Mineralyün, poliüretan, poliizosiyanurat ve eps yalıtımlı panel üreten firmayız. Ayrıca türkiyede ilk ve tek olarak ürettiğimiz gizli vidalı çatımız ile çatıda vidanın yarattığı sorunları ortadan kaldırdık. Cephe panellerimiz deki form zenginliği ve çeşitliliği ile tasarımcı ve kullanıcılara yeni pencereler açarak farklılığımızı ortaya çıkardık. Çatı ve cephe panellerimizin üretimindeki kalite standardı ve firma güvenirliğimiz ile lider firma olma yönünde hızlı ve azimli bir şekilde ilerlemekteyiz.

Ar-ge çalışmalarınız kapsamında, tasarım, fonksiyonellik ve inovasyon konularındaki çözümlerinizden bahsedebilir misiniz?

Panelsan olarak yüzümüzü hep ileriye döndük. Bu nedenle de farklı düşünmek farklı olmak ve sürekli inovasyon yapmak zorunda hissettik. Branşımız olan çatı ve cephe kaplamaları konusunda ilk başta sıkıntı olan, günümüze kadar hiç ele alınmamış konuları gündemimizde tutarak çözümler üretmeye çalıştık,çalışıyoruz. Gizli vidalı çatı panelimiz buna örneklerden biridir. Şu anda gerekliliği ve dolayısıyla talebi artan solar sistemlerin çatıya montajlarını kolaylaştıracak hem teknik hemde ekonomik açıdan avantaj sağlayan aparatların arge çalışmalarını yapıp kullanımını sağladık. Bu sistem ile çatıda hiçbir vida deliği açmadan; Solar sistemlerin, havalandırma kanallarının, paratonerlerin ve yürüme yollarının montajı yapılabilecek.

Son olarak eklemek istedikleriniz Gelecek için yatırım, tasarruf için doğru yalıtım ilkesi ile yürüyen panelsan; Kalitesinden, teknik gereklerden ödün vermeden sektöründe önder firma olmaya devam edecektir. Konuya olan ilginiz için sizlerede teşekkür eder, tüm sektöre ve sizlere başarılar dilerim.

EnerjiSA Tufanbeyli Termik Santral - Adana / Taşyünü Çatı ve Cephe Paneli

Yapı Malzeme Ağustos 2016

75


Mimari

Doğru yerdesiniz! Doğru / Tasarım / Mimarlık Gerçekleşen projelerin çevre ve insana karşı olan etkilerinde, mimarların ne gibi sorumlulukları var? Malzeme tercihleri ve estetik süreçlerde karşılaştığınız problemler oluyor mu?

“Özellikle uygulayıcıların gündemi çok yakın takip ederek kendini ileri götürmesi ve geliştirmesi gerekmekte. Yapılan tasarımların; “bu böyle çok zor olur, maliyet artar” cümleleriyle sıradanlaştırılması çok üzücü.”

Deneyimli kadrosu, kaliteden ödün vermez tutumu ve organizasyon gücü ile müşterilerinin çözüm adresi olmayı başarmış Doğru Tasarım Mimarlık ile kısa bir söyleşi düzenledik.. Yurtiçi ve yurtdışında; Konut, ofis, otel, eğitim binaları, vb. bir çok projeye imza atmış Doğru Tasarım Mimarlık ekibinin kurucu ve yöneticisi Gülen Yalçınkaya Özelçi ile Türk Mimarisinin sorunlarına değinmeye çalıştık. Bize vakit ayırıp sorularımıza vermiş olduğu gayet açık ve net cevaplarından dolayı kendisine teşekkür ediyoruz…

Öncelikle kısaca kendinizden ve projelerinizden bahsedebilir misiniz? 1990 yılından bu yana öğrencilik de dahil olmak üzere mimarlık ile hem halim. Çok sevdiğim bu meslekte, uzun yıllar daha, kaliteli projelere imza atmak isteğindeyim. Ofis olarak, kullanıcıya, şehrin dokusuna, zamana ve doğaya duyarlı, saygılı her projenin içerisinde olmaktan mutluluk duyuyoruz.

Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde, öncelikleriniz nelerdir? Mimari bir ürün ortaya çıkartırken referanslarımız neler olmalı? Sürdürülebilirlik, uygulanabilirlik ve kullanılabilirlik önceliği ile tasarımlara başlıyoruz. Her şeyde olduğu gibi, mimaride de aşk ile yapılan her ürünün başarılı sonuçlar vereceğine inanıyorum. İnsanı, doğayı ve mesleğini severek giriştiğin her projede başarı kaçınılmazdır.

Hızla artan ve birbirine benzeyen projeler hakkında neler düşünüyorsunuz? Yaratıcılıktan uzak tekrar projeler önce-

76

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Gülen Yalçınkaya Özelçi / Genel Müdür

likle şehrin dokusuna şiddetli bir zarar verirken, insanlar üzerinde de benzer etkiler bırakmaktadır. Güzel tasarlanmış yapıların oluşturduğu bir kent dokusunda insanların daha mutlu yaşayacağına inanıyorum.

Estetik ve fonksiyonellik gibi kriterleri esas aldığımızda, artık genel betonarme işlerin dışına çıkma zamanı sizce gelmedi mi? Betonarme ile de son derece başarılı estetik ve fonksiyonel yapılar tasarlanabileceğini düşünüyorum. Ancak günümüzdeki kompozit kaplı yapılar, uygulama kolaylığına kaçan tasarımlar nedeni ile bunun bir hayli güç olduğunun ve olacağının da farkındayım.

Sürdürülebilirlik ve inovasyon anlamında da bu günkü yapılar için neler söyleyebilirsiniz? Neler yapılmalı? Özellikle inovatif düşünce biçiminin hızla tasarıma aktarılması, buna daha mimarlık eğitimi sırasında başlanması gerekmekte. Sürdürülebilirlik ise gelecek nesillere bırakacağımız güzel bir dünya için çok önemli bir öncelik. Bu yüzden her projede özellikle dikkat edilmesi ve hayata geçirilmesi gereken bir kavram.

Çevreyi ve insanı etkilemeyen mimari eser olmadığından dolayı, bu konularda ortaya çıkan olumlu veya olumsuz her türlü geri dönüşte öncelikle baş sorumlu mimardır, sonrasında da yerel yönetim ve yatırımcılar gelir. Projelerimizdeki estetik dokunuşların öncelikle yatırımcının bütçe kısıtlamaları, sonrasında yerel yönetimlerin sınırlı bakış açıları gibi nedenler ile engellenmesi son derece rahatsızlık verici. Malzemeler, her ne kadar yaratıcı tasarımlar için imkan verse de, uygulayıcıların kendini geliştirmeme arzusu sebebiyle, ne yazık ki, hep aynı uygulama şekline dönüşen eserler ortaya çıkmakta. Özellikle uygulayıcıların gündemi çok yakın takip ederek kendini ileri götürmesi ve geliştirmesi gerekmekte. Yapılan tasarımların; “bu böyle çok zor olur, maliyet artar” cümleleriyle sıradanlaştırılması çok üzücü.

Gelecekte Türk Mimarisi, kullanılan malzemeler ve estetik açıdan sizce hangi aşamada olacak? Süreklilik açısından Selçuklu, Osmanlı mimarileri gibi bunların devamı olarak Cumhuriyet Mimarisi’de kendine ve zamanına has dokusuna ne zaman kavuşacak? Mimaride “dönemsiz” olarak adlandırılabilecek bir süreçteyiz. Bu sürecin de bir tanımı, eserlerinin bir anlamı olmasını istiyorsak; mimarlık tarihinde uzun bir gezinti yapıp neyin nasıl olduğunu anlayıp, kaygılardan ve kısıtlamalardan uzaklaşıp tasarıma eğilmeliyiz. Bir Sinan, bir Gaudi, bir Niemeyer, bir Gropius, bir Tange, bir Barragan bilinmeden yeni mimari dönem, zamana has yapılar oluşturulamaz.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Mesleğim ve sektör adına; yaratıcılığın, bilgi ve tecrübeyle desteklendiği, ileriye dönük bakış açısının geçmişin köklü geleneklerinden geldiği bir yakın gelecek umuduyla çalışmalarımızı yılmadan sürdürdüğümüz bir dönemden geçiyoruz. Tüm meslektaşlarımı bu çizgide kararlı ve yapıcı adımlar atmak üzere umutlu ve birlikte görmek istiyorum.



Yüksek Mimar Dilek Karaköz Tokuş Işıklar Yapı Ürünleri Pazarlama Müdürü

Sunduğu ürün kalitesi ile bölgenin lideri Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz?

“Eğitim konusunda şirketimiz mümkün olduğunca fazla bütçe ayırmakta. Üniversitelerin ilgili bölümleri başta olmak üzere konunun ilgili teknik bölümleri, taşeron ve bayilerle ilgili çalışmaları yürütmektedir.”

Tüm çalışanların katılımı ve desteği ile, kalite ve değer odaklı, çevreye saygılı, güvenilir, verimli ve karlı bir kuruluş olma misyonuyla çalışmalarını yürüten Işıklar Yapı Ürünleri’nin Pazarlama Müdürü Dilek Karaköz Tokuş ile Cephe Sistemleri ve şirket faaliyetleri hakkında konuştuk.

78

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Işıklar Holding A.Ş. bünyesinde faaliyetlerini sürdürmekte olan Işıklar Yapı Ürünleri, Bartın’da klinker tuğla, zemin ve cephe için Terra Cotta üreten iki fabrika ve bu ürünlerin yurt içinde ve yurt dışında satışını sağlayan İPAŞ’ın (Işıklar Pazarlama A.Ş.) organizasyonundan oluşmaktadır. Tuğla ürün grubunda Işıklar Pres Tuğla,

Kaplama Tuğla, Taban Tuğla, Işıklar Cotto, İzoklinker Panel Sistemi ve son yıllarda çağdaş cephelerde yoğun şekilde tercih edilen Architon Cephe Sistemleri bulunmaktadır. Yoğun ısı ve ses yalıtımı yapan Ekoklinker de bu yıl ürün gamına katılmıştır. Tamamlayıcı ürünler grubunda ise Işıklar Flex Derz Dolgusu, Işıklar Flex Yapıştırıcı, Işıklar Seramik Yapıştırıcısı ve Derz dolguları, Işıklar Sıvı Silikon ve Işıklar Tuğla Yüzey Temizleyicisi gibi


Dosya ürünler sektörün hizmetine sunulmuştur.

İnşaat sektörü içinde, Çatı ve Cephe Sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz? Mekânı yıllar boyu koruyarak hem statik sistemi hem de konfor şartlarını sağlayan elemanları koruyan sistemlerdir. Bu nedenle çatı ve cephe, yapının konseptine, bölgesine, iklim koşullarına öncelikle uygun tasarlanmalıdır. Şehircilik alanında çevre karakterine, tarihine dokusuna uygun tasarım ise bir diğer önemli faktördür. Tüm bunların sonunda çatı ve cephe tasarımı önem kazanmaktadır. Çatı ve cephe sistemlerinde güneş panelleri de yerini almıştır ve gelecekte de almaya devam edecektir.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? Henüz yeterli değil. Malzeme bilgisinin, tasarım bilgisinin ve en önemlisi uygulayıcıların yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Bilgi ve denetim eksik maalesef. Özel projeler ve kamu projelerinde bu eksikliği çok fazla görmekteyiz. Bu nedenle her alanda eğitim konusunda şirketimiz mümkün olduğunca fazla bütçe ayırmakta. Üniversitelerin ilgili bölümleri başta olmak üzere konunun ilgili teknik bölümleri, taşeron ve bayilerle ilgili çalışmaları yürütmektedir.

İnşaat sektöründe gerçekleşen projelerin, kar/zarar ve hizmet beklentisi anlamında sizdeki yansımaları ne şekilde oluyor? İnşaat projelerinin fazla sayıda ve büyük hacimlerde olmasından dolayı büyük rekabet oluşmakta, projeler arasındaki bu rekabet sebebiyle düşük maliyetli inşaat alanları oluşturma talepleri malzemeleri daha düşük fiyatlarla almak istemelerine sebep olmaktadır. Bu rekabet malzeme üreticilerini de etkileyerek kaliteden taviz vermeden üretimi zorlaştırmaktadır. Üzülerek tespit ediyoruz ki bu rekabet sebe-

biyle ya standart dışı üretim yapılmakta ya da firmaların inşaat piyasasında oluşan yüksek mali risk sebebiyle sektörden çekildiklerine şahit oluyoruz.

Piyasaya sunduğunuz ürünler ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? İnşaat malzemeleri sektörü içerisinde yer alan firmamızın Klinker tuğla imalatında, ülkemizin en önemli firması olduğunu söyleyebiliriz. Gerek hammadde kalitesi, gerekse çalışan işgücü kalitesi açısından en önde gelen firma olup dünya standartlarına uygun üretim gerçekleştirmektedir.

Çatı ve Cephe Sistemleri ve ekipmanları anlamında sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Üretim teknolojisinin modern ve en iyi otomasyona sahip olması. Yaygın satış teşkilatı ve bayi ağı. Sistem satışlarının olması, teknik ve ticari yönden çalışmaların yapılması.

Kullandığınız ürün ve malzemelerdeki tercihlerinizi hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Ürünlerimizin pişmiş toprak olması nedeniyle kilin kaliteli olmasını önemsiyoruz. Böylece daha yüksek ısılarda daha uzun süreler boyunca pişiriliyor ve fiziksel şartlara karşı daha dayanımlı hale geliyorlar.

Ar-ge çalışmalarınız kapsamında, tasarım, fonksiyonellik ve inovasyon konularındaki çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? Enerji kaynaklarının dünyada azalacağı var sayımı nedeniyle enerji yönetiminin tüm dünyada önem kazanması ve insanların doğal malzeme kullanmaya karşı duyarlılıklarının artması nedeniyle daha düşük hacim ve hızlı işçilikle bina yalıtımının sağlanabileceği ürünlerin sektöre kazandırılması yönünde çalışmalarımız bulunmaktadır.

Bu günkü teknolojiye göre firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? İnşaat malzemeleri sektörü içerisinde yer alan firmamızın Klinker tuğla imalatında, ülkemizin en önemli firması olduğunu söyleyebiliriz. Gerek tuğla kalitesi, gerekse de çalışan işgücü kalitesi açısından en önde gelen firma olup dünya standartlarına uygun üretim gerçekleştirmektedir.

Şirketinizde satış ve pazarlama organizasyonu nasıl gerçekleştiriliyor? Yurt içi ve yurt dışında yeni pazar arayışlarınız var mı? Daha önce de bahsetmiş olduğumuz gibi geniş bir satış ve bayi ağına sahibiz. Ürünümüze göre hedef kitlemizi belirlendikten sonra pazarlama planımız ve satış planımız devreye girer. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında pazar arayışlarımız devam etmektedir. 25 ülkeye varan ihracatımız bulunmaktadır. Hedefimiz en az 40 ülke olması ve ciromuzun %40’ına ulaşması yönündedir. Başta çevre ülkeler olmak üzere deniz yoluyla ulaşım sağlayabileceğimiz ülkelerle önümüzdeki ilk yıl ve üç yıl içinde bu hedeflerimizi gerçekleştirmeyi planlamaktayız.

Önümüzdeki dönemde Türkiye ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız veya projeleriniz neler olacak? Özellikle yeni ürünümüz olan Ekoklinker’e yönelik yatırımlarımız devam edecektir. Yüksek ısı performansı ve ses yalıtımı sağlayan ürünümüzle ilgili olarak yeni pişirme teknolojisi, kalıp teknolojisi, modern otomasyon konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bilindiği üzere günümüzün ve geleceğin en önemli sorunu enerji tasarrufu ve ses konforudur. Bununla ilgili olarak yatırımlarımız devam edecektir.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Sürdürülebilirlik prensibiyle, sektöre ve ülkeye katkı sağlayan Işıklar Yapı Ürünleri, %100 Kil esaslı çevreci ürünleriyle ekolojik sisteme katkı sağlamaya devam edecek.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

79


Kenan Aracı / Genel Müdür

Çuhadaroğlu’nun başarısının sırrı: ‘Ar-ge yatırımları’ Çuhadaroğlu; son 11 yılda 100 milyon TL mertebesinde yapılan yatırımlarla; %70 inşaat sektörü ağırlıklı olmak üzere otomotiv, savunma, ulaşım ve farklı sektörlere mamül ve yarımamül ürün sağladı. 2014 yılından 2013 yılına göre Türk Lirası bazında %46 büyüme oranı sağlayarak, sektörün %4,3’lük büyümesinin çok üstünde bir performans sergiledi. Yüksek Mimar merhum Ahmet Çuhadaroğlu tarafından, 62 yıl önce temelleri atılan ve çelik yapı elemanları üretimiyle sektöre adım atan Çuhadaroğlu; 1965 yılından beri ağırlıklı olarak inşaat sektörüne, mimarı uygulamalar için alüminyum kapı, pencere, doğrama üretimi ve uygulaması alanlarında faaliyet göstermekte… Dosya konumuz çerçevesinde bizler

80

Yapı Malzeme Ağustos 2016

de Çuhadaroğlu Genel Müdürü Kenan Aracı’ya şirketteki yenilikler ve önümüzdeki dönem için ne tür planları olduğu konusunda sorular yönelttik. Keyifli okumalar…

Kısaca bize firmanızı tanıtır mısınız? Firmanızın faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Kuruluşundan bu yana Türkiye’de alüminyum ve metal sektöründe öncü olan firmamız, yenilikçi vizyonu ile ilk silikon cephe, ısı bariyerli çift eksen doğrama, ışıklık, panel sistem imalatı ve uygulaması, cephe sileceği, çift cephe uygulaması gibi özel uygulamaları gerçekleştirmenin yanı sıra; Fransa’da kamu ihalesi kazanan ilk Türk firma, Almanya’da cephe işi alan ilk Türk firma, Türkiye’de ilk bomba, kurşun ve yangına dayanıklı alüminyum kapı pencere ve cephe üreten firma, ilk dikey eloksal yüzey kaplama tesisini kuran grup gibi pek çok ilklere de imza atmıştır. Ülkemiz kalkınmasının temel dinamiklerini desteklemeyi asli görevlerimizden biri olarak görmekteyiz. Aralarında TS EN 9001’in de bulunduğu kalite belgeleri ile tescillenen üretimimiz ve yarattığımız büyük istihdamla, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmayı sürdürüyoruz. 1950’li yıllarda 5 kişiyle başlayan, bugün 700 kişi ve işbirliği yapılan firmalarla birlikte 5000 kişiye ulaşan bir istihdam yaratıyoruz. Beylikdüzü’nde bulunan, toplam 57.000 m2 alanda hizmet veren grubumuz, tüm uygulamaları kendi bün-

yesinde gerçekleştiren dev bir entegre tesise sahip. Toplam 16.200 ton biyet üretim kapasitesine sahip firmamızın 2016 yılı sonu itibari ile hedeflenen üretim kapasitesi 24.000 tona ulaşacaktır. Alüminyum profil, ekstrüzyon, toz boya ve eloksal yüzey işlemli alüminyum profilleri, alüminyum kapı, pencere ve cephe sistemleri, otomatik döner ve kayar kapı sistemleri, yangın, kurşun ve bombaya dayanıklı güvenlik sistemleri, alüminyum kapı, pencere ve cephe, yapı elemanları, taahhüt ve üretimi ile inşaat sektörünün dışında, ulaşım, güvenlik ve otomotiv sektöründe de çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

2015 yılında firmanız nasıl bir performans gösterdi? Şirketinizin 2016 yılı hedeflerini anlatır mısınız? Çuhadaroğlu Grup Şirketleri bir önceki sene ile karşılaştırıldığında %16 civarında bir büyüme ile satışları 218,6 milyon TL’ye ulaşarak istikrarlı büyümesini sürdürmüştür. Dönem net kârı konsolide de 2014 yılına kıyasla %28 artış ile 22,9 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Ciroların oluşturulmasına baz teşkil edecek üretim miktarları metrekare bazında %21, kg. bazında %6,7 artışla 2015 yılını kapatmıştır. 2016 yılında öngörülen sektör büyümesinin üzerinden %8,5 mertebesinde büyüme hedeflenmiştir.


Dosya Ar-Ge faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Bu yılki bütçenizin yüzde kaçlık kısmını Ar-Ge harcamalarına ayırdınız? Ar-Ge faaliyetleriniz kapsamında son bir yılda +pazara sunduğunuz yeni bir ürün bulunuyor mu? Varsa, ilgili ürünün muadillerine göre farkını ve satışlarınıza etkisini anlatır mısınız? Cezayir’den Türkmenistan’a, İngiltere’den Azerbaycan’a, Maldivler’den Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada malzeme satışı ve uygulama yapmaktayız. Bu durumda iklim, yaşam tarzı, yerel iş ortaklarımızın uygulama yetenekleri ve projeye özgü parametrelerin dikkate alındığı geniş bir çözüm spektrumu söz konusu oluyor. Çuhadaroğlu tüm profil sistemlerini kendi AR-GE departmanında tasarlıyor, prototiplerini üretiyor, KAPEDAM test merkezimizde test ederek uygulamaya alıyor. Yüzde yüz Türk Mühendisliği ve üretimi ile sonuca ulaşıyoruz. Çuhadaroğlu projeye özgü “terzi işi” çözümler konusunda uzman bir kuruluş, projelerde cephe ve doğrama mimar, yatırımcı ve müteahhidin talep ve ihtiyaçlarının optimize edilmesi gereken bir alan olarak bazı koşulları öne çıkartıyor. Bu talep ve ihtiyaçlar proje bazında ARGE departmanının tasarımı ve Teknik Destek departmanının uygulamaları ile hayata geçiriliyor. Dolayısı ile Çuhadaroğlu standart çözümler ürettiği gibi projeye özgü uyarlamalar ve düzenlemeler ile özgün çözümler ortaya koyuyor. Son 10 yılda karlılığımızın içinde AR-GE harcamalarımız %1 seviyesinden %10 seviyelerine çıkarak daha gelişmiş, ihtiyaçları karşılayan ve katma değerli ürünleri pazara sunduk.

Bu yıl yurtdışı piyasasına yeni ürün sunacak mısınız? Çuhadaroğlu’nun en önemli özelliği daha öncede belirttiğimiz gibi yaptığı Ar-Ge yatırımları. Bu bağlamda sürekli olarak ürün geliştirmek ve inovatif perspektifte hareket etmek vizyonu ile ilerliyoruz. Özellikle daha nitelikli ve akıllı binalar için sürme kapı, pencere, doğrama cephe sistemleri ve kondens kanalı cephe sistemleri ve ofis bölme sistemleri üzerinde ilgili çalışmalarımız sürüyor. Buna ilaveten, mevcut yangın kapıları, otomatik döner ve kayar kapılar üzerinde olan ürün geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Doğru ve nitelikli ürünler uzun süreli çalışmalarla ortaya çıkıyor, dolayısıyla bu konuda zaman içerisinde sektöre yeni ürünler sunmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki mevcut cirolarımıza ilave süreçte yeni ürün ve geliştirme yoluyla 10 milyon $ mertebelerinde satış hedeflemekteyiz.

Şirketin yatırımları hakkında bilgi verir misiniz? Sanayide, birinci etap dediğimiz buharlı makinelerin bulunmasıydı, ikinci etap elektriğin bulunması, üçüncü etap mekanik ve elektroniğin sentezlenmesi yani mekatronik devir olarak tabir ettiğimiz süreç, dördüncü etap ise bilişimle entegre edilmesi hali olarak gelişiyor. Bu noktada 2008’de yapmış olduğumuz tesisimiz ile Türkiye’de belki 10 yıl sonra başlayacak ya da hızlanacak denilen, Sanayi 4.0 devrimini şimdiden üretim tesisimizde uygulamaya başlattık. Özellikle yatırımlar anlamında fabrikamızda insan kontrolünün dışında tamamen otomasyon ayağı ile daha az insanlı üretim haline getirip buradaki riskleri azaltarak çalışmalar gerçekleştirdik. Son dönemlerde yaptığımız yatırımlara gelecek olursak, mevcut

dökümhane kapasite artırımı devam etmekte olup, 2016 Haziran ayında devreye alınması planlanmaktadır. İştirakimiz olan Çuhadaroğlu Alüminyum Sanayi’nin yeni ofis ve imalat tesisinin kapasitesinin %100 arttırımı devam eden yatırımlarımızdan olup, yeni fabrikamız 2017’de devreye alınacaktır.

Ürün gamınız hakkında biraz bilgi verir misiniz? Ürün gamımızı; alüminyum sistem profilleri, ısı yalıtımlı giydirme cephe sistemleri, ısı yalıtımlı doğrama sistemleri, özel izolasyonlu doğrama sistemleri, ısı yalıtımlı gizli kanat doğrama sistemleri, ses izolasyonlu doğrama sistemleri, ara bölme ve ofis bölme sistemleri, sürme sistemleri, ısı yalıtımlı ve yalıtımsız seriler, bombaya, kurşuna ve yangına dayanıklı güvenlik doğramaları, ışıklık sistemleri, güneş kırıcılar, interax otomatik kayar kapı ve döner kapı sistemleri, aksesuar sistemleri, inşaat sektörü dışında oto-

motiv, taşımacılık, makine sanayi gibi farklı sektörlerde ihtiyaç duyulan alüminyum, ham, eloksalli ve boyalı profiller oluşturuyor. Özellikle inşaat sektöründe mimari uygulamalarda kullanılan alüminyum doğrama ve cephe sistemleri genellikle üst düzey sızdırmazlık performansı ihtiyacı olan yüksek yapılarda ya da iklimsel olarak su, hava ve sızdırmazlık değerleri açısından yüksek dayanım gerektiren bölgelerimizde öne çıkmaktadır. Alüminyum kapı, pencere ve cephe sistemlerimizin tüm ürün, kalite ve sistem sertifikaları mevcut olup gerektiğinde alüminyum doğrama ve cephe sistemlerinin performansları proje bazında yapılan modellemeler ve testler sonucu çıkan yüklere göre de tasarımlanmaktadır. Binaların ihtiyaçları doğrultusunda sistemlerimiz ses, hava,

ısı ve su sızdırmazlık ile statik mukavemet ve deprem testleri yapıldıktan sonra uygulamaya alınmaktadır.

Üretiminizin yurtiçi ve yurtdışı piyasadaki pazar payını belirtir misiniz? Toplam satışlarımızın ciro bazında ortalama %30 mertebelerini ihraç ediyoruz. Hedefimiz bu oranı önümüzdeki yıllarda %50’ye çıkarmak doğrultusunda..Halihazırda 21 ülkeye ihracatımız var. 2016 yılı için 4 kıtada 25 ülkeye ihracatı hedefledik. Bu doğrultuda özellikle yurtdışında pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz.

Ağırlıklı ihracatınızı hangi ülkelere gerçekleştiriyorsunuz? Hedef ülkeleriniz nelerdir? Başta Almanya, Fransa, İngiltere, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Gürcistan olmak üzere ABD, Kuzey ve Güney Afrika ülkelerinde bulunmadığımız bazı ülkeler hedef pazarlarımız içerisindedir. Yapı Malzeme Ağustos 2016

81


Mimari

Rsg İç Mimarlık’tan doğayla bütünleşen tasarım:

Verano Şantiye İç mekan ve cephe tasarımları RSG İç Mimarlık imzasını taşıyan projenin iç mekanları ve cephe düzenlemeleri, bulunduğu bölgenin iklimsel ve mimari bağlamına uygun bir dille biçimlendirilmiş.

Markalı konutlar, ofis projeleri, turizm işletmeleri, sosyal mekanlar ve sağlık yapıları gibi birçok farklı alanda iç mimari ve uygulama projelerine imza atan RSG İç Mimarlık’ın cephe ve iç mekanlarını tasarladığı, İzmir Çeşme’deki Verano Şantiye, bulunduğu konum itibariyle doğayla iç içe bir yapıya sahip. Gerek cephe düzeni, gerekse iç mimarisiyle bölgenin özellikleriyle uyum içinde tasarlanan vil-

82

Yapı Malzeme Ağustos 2016

lalar, kullanılan renklerden mobilya seçimlerine kadar natürel ve modern bir dile sahip. Ahşap gibi doğal malzemenin, gri ve beyaz gibi sade renklerin ağırlıkta olduğu minimalist çizgideki iç mekanlar, yer yer vurgulayıcı etkiye sahip renklerle ve mobilyalarla tamamlanmış. Birbiri içine geçişleri olan hacimlerle çözümlenen mimarinin yarattığı etki villaların cephe tasarımlarında da sürdürülmüş. İç mekan çözümlemelerinde de aynı tasarım çizgisine bağlı kalınarak mekanlar arasında sürekli bir akışın sağlanması hedeflenmiş. Aydınlatma unsuru olarak doğal ışığın ön planda kullanıldığı Verano Şantiye’de, yapı açıklıkları da gün ışığını iç mekanlarla buluşturmaya yönelik olarak kullanılmış. Özel tasarım mobilyalarla yalın ve fonksiyonel bir anlayışın ön plana çıkarıldığı iç mekan tasarımında perdelerden aksesuarlara, kumaşlardan aydınlatmalara kadar üst segment ürünler tercih edilmiş. Bahçeyle bağ kuran bir anlayışla biçimlenen iç mekanlarda yaşam alanlarının mümkün mertebe doğayla bütünleşti-

İç Mimar R. Semih Güven / İç Mimar Didem Güven

rilmesi hedeflenmiş. Sosyalleşmek ve dinlenmek amacıyla bahçe ve havuz kullanım alanlarının olabildiğince geniş ve ferah çözümlendiği Verano Şantiye’de, özellikle yaz ayları kadar kış aylarının da dış mekanda geçirilmesi için farklı kombinasyonlarda dinlenme köşeleri oluşturulmuş.



“İnşaat Sektörüyle beraber eşit oranda büyüyoruz” “Çatı altlarının kullanılmasına olanak sağlayacak çatı pencereleri, ısı ve su yalıtım sistemleri, çatılardan enerji üretimi sağlayacak fotovoltaik sistemler, çatılardan yağmur suyu toplayan sistemler artık Türkiye’de de yaygınlaşıyor.”

üreten, dağıtan, uygulama yapan firmalar ile çatı konusunda çalışma yapan bilim adamlarını ve meslek gruplarını bir araya getirerek, iş konularında görüş ve fikir birliği ederek dayanışma sağlamak’, ‘dünyadaki geçerli teknoloji ve standartları yakalamak için güç ve işbirliği yapmak’ ve ‘ülkemizdeki çatı sektörünün gelişmesine, büyümesine ve çağdaş se-

Çatı malzemeleri üreticileri, distribütörleri ve uygulamacı firmaların desteği ile çatı konusunda kamuoyunu ve sektörü bilinçlendirme amacıyla 2002 yılında kurulan ÇATIDER’in Başkanı M. Nazım Yavuz ile sektördeki son gelişmeler ve dernek faaliyetleri üzerine konuştuk…

Derneğinizin kuruluş amacı ve misyonundan bahsederek, şu an gündemdeki faaliyetleriniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz? ÇATIDER, ‘Türkiye’de çatı malzemesi

84

Yapı Malzeme Ağustos 2016

M. Nazım Yavuz ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı

viyede tutulmasına yardımcı olmak’ amacıyla kurulmuştur.

İnşaat sektörü genelinde, Çatı ve Cephe Sistemleri’ni nerede görüyorsunuz? Sektörle olan karşılıklı etkileşimini nasıl değerlendiriyorsunuz? İnşaat sektörü son yıllarda hızlı bir büyüme performansı sergiliyor, çatı sektörü de aynı paralelde büyüyor. Sektörün hedefi küresel ölçekteki pazarlarda payını artırmak, Türkiye çatı sektöründe bu yıl 250 milyon dolar, orta vadede ise 500 milyon dolarlık büyüme öngörülüyor. Çatı malzemesi üreten ve çatı sistemlerinin oluşturulmasında hizmet veren firmalar, genel anlamda tüm yapının inşaat harcamalarından ortalama %10 pay alıyor. Yani sektörümüz Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörüyle paralel büyüyor. Bu yüzden inşaat sektöründe yaşanan kentsel dönüşümün, sektörümüzde de olumlu yansımalarını görüyoruz. Bugüne kadar kentsel dönüşüm projelerinde 300 ile 500 konuttan söz edilirken, ilk beş yıl içerisinde yıllık ortalama 250 ila 300 bin konutun yenilenmesi bekleniyor. Bu verileri göz önünde bulundurarak kentsel dönüşümün inşaat sektöründe ve buna bağlı olarak


Dosya çatı sektöründe 10 ile 20 yıl devam edecek bir hareketliliğin habercisi olduğunu söyleyebiliriz.

Bu günkü teknolojiyi göz önüne aldığımızda, sizce Türk Çatı ve Cephe firmaları hangi seviyede? Türkiye çatı kaplama pazarında “üretici, ithalatçı ve distribütör” grubu içinde yaklaşık 550 firma, “satıcı ve uygulamacı bayi” grubu içinde 2500 firma yer almaktadır. Uygulama, tamirat, yenileme işleri ise yaklaşık 4000 firma ve / veya şahıs tarafından yapılmaktadır. Sektörümüz her geçen yıl artan bir başarı grafiği yakalayarak bugün 3,5 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı ve dünya pazarının %1,3’ünden fazlasını oluşturuyor. Dünya geneline bakıldığında nihai çatı kaplama malzemeleri 200 milyar doların üzerinde bir pazar oluşturuyor. Sektörün %40’ı Asya Pasifik, %34’ü Kuzey Amerika, %12’si Batı Avrupa, %14’ü geri kalan ülkelerden oluşuyor. Ülkemizde çatı kaplama malzemeleri özellik, kalite ve çeşit açısından gün geçtikçe zenginleşerek Avrupa Birliği standartlarını yakaladı. Türk çatı sektörünün dünya pazarından aldığı %1,3’lük payı daha fazla artırmak ve dünya pazarlarında söz sahibi olmak için çalışıyoruz. Son 10 yılda Türkiye çatı sektörü, çatı uygulama sistemleri ile birlikte uluslararası kalitede üretilen yeni çatı kaplama malzemeleri ve sistemleri ile tanıştı. Çatı kaplama malzemeleri özellikle, kalite ve çeşit açısından oldukça gelişti ve standartları yakaladı. Beton ve kil kiremitlerde çatı sistem çözümleri iyi bir noktaya geldi. Bitüm ve sentetik esaslı çatı kaplama çeşitlerinin; kalite, özellik ve yangın güvenliği açısından geliştirilerek konutlarda ve sanayide artan oranlarda kullanılıyor. Yeşil çatı adı verilen bitkilendirilmiş çatı sistemleri artık daha fazla tercih ediliyor. Çatı altlarının kullanılmasına olanak sağlayacak çatı pencereleri, ısı ve su yalıtım sistemleri, çatılardan enerji üretimi sağlayacak fotovoltaik sistemler, çatılardan yağmur suyu toplayan sistemler artık Türkiye’de de yaygınlaşıyor.

Sektördeki Ar-ge çalışmalarına ayrılan bütçe ve insan kaynağını nasıl değerlendiriyorsunuz? ÇATIDER, ‘AB 7 Çerçeve Programı’ kapsamındaki NUROOF Araştırma Geliştirme Projesi içinde ‘Çatılarda Teknolojik Örtü Sistemleri Araştırma - Geliştirme Projesi’nde ‘Proje Ortağı’ olarak yer almıştır. Ayrıca yine AB 7 Çerçeve Programı kapsamında MULTITEXCO Projesi’nde ‘Proje Ortağı’ olarak yapılarda ve çatı sistemlerinde teknik tekstil ürünlerinin kullanımı ve AB Standartları’nın oluşturulması konusundaki ARGE çalışmalarında yer almaktadır. Sektörümüz araştırma ve geliştirmeye önem veriyor. Tabii ki ayrılan bütçenin ar-

tırılması ve eğitimli insanların artırılması gerekiyor. Malzeme ve kullanım özellikleri hakkındaki bilgi eksikliği, tasarımdan yapım aşamasına kadar sürede bu malzemeler ile varılabilecek yüksek standartları kısıtlamaktadır. Mevcut tasarım/ hesap yönetmelik ve standartlar henüz bu gelişmiş malzemeler ile uyumlu veya uygulanabilir değil…

Sektörde çalışan işçilerin mesleki eğitimleri sizce yeterli mi? Bu konu için dernek olarak ne gibi çalışmalarınız var? Sektörümüzde en önemli sorunlardan biri kalifiye iş gücü eksikliği ve sertifikalı ara elemanların bulunmayışı… Çatı ustası eğitimi veren kurumların oluşturulması için hazırlanan yasal altyapının tamamlanması gerekiyor. Tekniker seviyesinde teknik elemanların yetiştirilmesi için meslek okullarındaki çatıcılık bölümleri öğrenciler için daha cazip hale getirilmelidir.

Biz ÇATIDER olarak sektörün ihtiyaç duyduğu uzman uygulama usta ve teknikerleri eğitiyoruz. Çatı konusunda toplumsal bilincin artması ve çatı sektörünün gelişmesi misyonuyla 14 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Bugüne kadar yüzlerce kişiye çatıcılık eğitimi verdik. ÇATIDER’in geliştirdiği ‘Çatıcılık Mesleki Eğitim Müfredatı’ okullarda referans alınarak uygulanıyor. Çatılarda çalışacak kişilerin çatı sistemleri, çatı yapımı ve teknikleri, yüksekte çalışma ve iş güvenliği konularında eğitimleri ve sertifikaları olmalı, sosyal sigortalar ile ilgili güncel mevzuata uyulmalı. Yapılan iş her safhasında çatı konusunda uzman bir teknik eleman tarafından kontrol altında tutulmalıdır. ÇATIDER olarak konuyla ilgili hem ustalara hem de işverenlere yönelik eğitimler veriyoruz. 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol imzaladık ve Antalya’dan Sinop’a, Gaziantep’ten İzmir’e kadar Türkiye genelinde, bünyesinde İnşaat Teknolojisi Çatıcılık Dalı olan toplam 19

meslek lisesinde sektöre yönelik ‘Çatıcılık Kursu’ açma yetkisi aldık. 2014 Aralık ayı içinde Antalya’da Halk Eğitim ve Muratpaşa Meslek Lisesi ile birlikte açtığımız ‘Uyum ve Geliştirme’ kursu ile 24 çatıcıya belge verdik. 2015 Şubat ayı içinde Ankara’da Mimar Sinan Meslek Lisesi ile birlikte açtığımız kursları başarı ile bitiren 25 çatı ustası belgelendirildi. Kursiyerler Milli Eğitim Bakanlığı onaylı belge ile “ağır ve tehlikeli iş sınıfındaki çatı işlerinde çalışma hakkını” elde ediyor. Kurslarımızda çatı sistemleri eğitiminin yanında önemli bir başlığı ‘iş güvenliği ve işçi sağlığı’ oluşturuyor.

Sektörün sorunlarının çözümü noktasında ne tür adımlar atılmalı? Öncelikli sorun, çatı sistemlerinin ele alınışı ve uygulama safhalarındaki yetersizlikler ve hatalardır. 2013 yılı Mart ayında Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığımız protokolle konunun bu yöndeki çözümü-

ne yönelik çok önemli bir adım atmış olduk. Başka sektörlere tanınan KDV indirimi gibi teşviklerin çatı sektörüne de sağlanmış olması gerekiyor. Haksız rekabet, belgesiz ve taklit ürünler, üretim standartlarına uymayan malzemelerin kullanılması, yetkisiz, belgesiz ve kaçak eleman çalıştırılması da çatı sektörünün önemli sorunlarıdır. Öte yandan kaçak, denetimsiz yapılar ve uygulamalar sonucunda ortaya çıkan kalitesiz, kısa ömürlü ve enerji israf eden yapılar da çözüm bekleyen problemler arasında yer alıyor.

Dernek üyelerinize ve sektörün diğer yan kollarında faaliyet gösteren firmalara rehberlik mahiyetinde neler söylemek istersiniz? Sektör olarak malzeme, uygulama ve büyüme konusunda son yıllarda çok büyük mesafe kat ettik. Bunu çok daha yüksek seviyeye taşımak için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Yapı Malzeme Ağustos 2016

85


Çatı Sistemlerinin öncü ve yenilikçi ismi:

Braas

“Kaliteli malzemeler, doğru yapım teknikleri ile işinin uzmanı tarafından uygulandığında uzun ömürlü çözümler elde edilebiliyor.”

Model tasarımlarında su sızdırmazlık, modüler kilitlenme sistemi, sağlamlık, montajda hız gibi fonksiyonel özelliklerin yanı sıra, estetiğin geliştirilmesine de büyük önem veren çatı sektörünün lider oyuncusu Braas Çatı Sistemleri’nin Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Daniş Navaro’ya merak ettiğimiz soruları yönelttik. Yoğun gündemi içerisinde bizlere de vakit ayırdığı için kendisine teşekkür ediyoruz…

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Braas Çatı Sistemleri, dünyada 37 ülkede 100’den fazla üretim tesisi ve yakla-

86

Yapı Malzeme Ağustos 2016

şık 7735 çalışanı ile faaliyet gösteriyor. Ülkemizde ise 1998 yılından bugüne kadar varlık göstermektedir. Braas Çatı Sistemleri olarak, tamamı eğimli çatılara yönelik olarak tasarlanmış, birbiriyle tam uyumlu ürün ve çözümlerden oluşan bir ürün gamı ile tüketicilerimize uzun ömürlü, estetik ve fonksiyonel çatılar sunmayı amaçlıyoruz. Türkiye’de faaliyete başladığımız 1998 yılında, çatı sektörünü yepyeni bir bakış açısı ile ele aldık. Çatının bir bütün olarak ele alınması gerektiğini ve çözülmesi gereken bir sistem olduğunu sürekli olarak vurguladık. Bizim için kaliteli ürünlerin yanı sıra kaliteli işçilik de önemliydi. Bu amaçla, 18 yıldır, tüketicilerimize konusunda sürekli eğitime tabi tuttuğumuz çözüm ortaklarımızca sağlanan kaliteli işçilik ve kaliteli ürün gamımızdan oluşan bir paket ile hizmet vermekteyiz.

İnşaat sektörü içinde, Çatı ve Cephe Sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz? Çatı ve cephe sistemleri aslında bir yapının dış görünüşünü belirlemekte. Bu açıdan bir yapıya değil tüm topluma ait yapı bölümleri olarak düşünülmelerinde fayda var. Bu anlamda yapının bulun-

duğu bölgenin mimari kültürüne uygun, kaliteli ve uzun ömürlü çözümlerin tercih edilmesi kritik bir öneme sahip. Ayrıca binanın yapı kabuğu olarak ifade edilen bu alanlar, yapının enerji performansı vb. açısından da belirleyici bir role sahipler. Türkiye, çatı sektörü bakımından büyük bir ölçeğe sahip. Gerek sürekli artan nüfus, gerekse ekonomik olarak gelişmekte olması çatı sektörünü de etkilemekte. Sektörde geçmiş yılların aksine malzeme çeşitliliğinin artması, çatı detayları hakkında daha doğru çözümlere yönelik karar vericilerin zaman ayırması gibi olumlu giden süreçler söz konusu. Tüketicilere daha fazla ürün çeşidinin sunulduğu, teknik standartların gelişmekte olduğu bir süreç yaşıyoruz. Biz de bu süreçlere destek olmaya devam edeceğiz.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? Braas Çatı Sistemleri olarak sahip olduğumuz küresel ve uzun yıllara dayanan know-how’ımız ile Türkiye’de faaliyete başladığımız ilk dönem itibarı ile çatı ustalarına “doğru” çatı yapım tekniklerini aktarmaya çalıştık. Bu anlamda düzenli olarak eğitimler sağladık, sağlamaya da


Dosya devam ediyoruz. Konusunda sürekli olarak eğitim alan çözüm ortaklarımız, sektörde öncü bir konuma sahipler ve çatı yapım kalitesini en üst düzeye çıkarmak için eğitim almaya devam ediyorlar. Gelinen noktada sektörde de bu anlamda iyi işler yapılmaya başladığını ifade edebilirim. Kaliteli malzemeler, doğru yapım teknikleri ile işinin uzmanı tarafından uygulandığında uzun ömürlü çözümler elde edilebiliyor.

İnşaat sektöründe gerçekleşen projelerin, kar/zarar ve hizmet beklentisi anlamında sizdeki yansımaları ne şekilde oluyor? Sektörde farklı projelerin farklı beklentileri olabiliyor. Braas Çatı Sistemleri olarak çatıda en uzun ömürlü çözümleri sunmaya çalışıyoruz. Bu anlamda ilk yatırım maliyetinden daha çok, nihai tüketicilerine uzun ömürlü bir çatı sunmak isteyen projelerde yer alabiliyoruz. Farklı beklentileri ve ihtiyaçları karşılayan geniş bir ürün gamına sahibiz ve ister ürün isterse de çözüm ortaklarımızca sağlanan ürün ve uygulama paketleri ile hizmet verebiliyoruz. Bu da önemli bir avantajımız olarak olarak düşünülebilir.

Daniş NAVARO / Braas Çatı Sistemleri Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı

Yapı Malzeme Ağustos 2016

87


Dosya Piyasaya sunduğunuz ürünler hakkında bilgi verir misiniz? İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? Braas Çatı Sistemleri ürün gamında; • Farklı renk, model, doku ve yüzey teknolojilerinde üretilen 30 yıl suya ve dona karşı garantili, estetik kiremitler, • Nefes alan, yoğuşma ve küflenme riskini azaltan ve enerji verimliliğini artıran su yalıtımı çözümleri, • Yüksek performanslı çatı mantolama (ısı yalıtımı) çözümleri, • Yanmayan, küf oluşturmayan inovatif çatı kaplama altı levhası, • Çatı katlarını keyifli bir yaşam alanına dönüştüren çatı pencereleri, • Uzun ömürlü ve estetik malzemelerden üretilen yağmur dereleri ve detayları

keşif, şartname, tasarım desteği vb. birçok mühendislik hizmetini bir arada sunmaktadır.

Çatı ve Cephe Sistemleri ve ekipmanları anlamında sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktörler nelerdir? Braas Çatı Sistemleri’nin en önemli farklılığının “insan” olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda oldukça nitelikli bir camiaya sahibiz ve bu bizim için en önemli rekabet avantajı. Ayrıca Türkiye’de faaliyete başladığı ilk günden beri “Çatı çözülmesi gereken bir sistemdir” anlayışı ile hizmet veren, çatıları bir “bütün” olarak ele alan Braas Çatı Sistemleri, “sistem” kavramını ülkemizle tanıştıran ve öncülüğünü üstlenen bir konum ile de rakiplerinden

ve daha dayanıklı hale getiren inovatif bir yüzey kaplama teknolojisi. Evolution Innotech üretim teknolojisi ile üretilen Braas Kiremit farkı, rakip ürünlere göre ilk bakışta bile kolaylıkla fark edilebiliyor. Son olarak, Braas Çatı Sistemleri’nin kiremitte sunduğu zengin tasarım seçenekleri. Örneğin geleneksel kiremit görüntüsünden uzak, modern yapı tasarımlarına yönelik olarak sunduğu düz profile sahip kiremit modeli TegaLModerN gibi. Braas’ ın 2011 yılında Türkiye’de üretmeye başladığı TegaLModerN kiremit, Braas’ın rakipleri ile arasındaki en önemli farklardan biri. TegaLModerN, sıra dışı düz profili, keskin geometrik çizgisi ve Titanyum Gri, Magma Gri gibi modern renk seçenekleri ile özgün çatılara sahip olmak isteyenler için eşsiz bir seçenek.

Ar-ge çalışmalarınız kapsamında, tasarım, fonksiyonellik ve inovasyon konularındaki çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? Ar-Ge faaliyetlerimizde dikkate aldığımız hususlardan biri de tüm dünyada gittikçe önem kazanan enerjinin verimli kullanılması. Bu amaçla performansı daha yüksek, enerji verimliliğini artıran çözümler üzerine yoğunlaşmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede, örneğin, güneşten elektrik üretimi sağlayan “InDax Ankastre Fotovoltaik Sistem” i lanse etmiştik. Çatıya tam ankastre, yüksek verimli güneş enerji sistemlerinin gördüğü ilgiden memnunuz. Oldukça geniş bir ürün gamı ile hizmet verdiğimiz bu alanda, çatılarla güneş enerjisini en uyumlu şekilde bir araya getirdiğimize inanıyoruz.

Bugünkü teknolojiye göre firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

• Çatılarda insan ve iş güvenliğine yönelik çözümler, • Çatıları birer enerji üssüne dönüştüren entegre güneş enerji sistemleri ve • Çatının en ince ayrıntısını dahi %100 su sızdırmazlıkla çözebilecek teknik detay çözümleri bulunmaktadır. Braas Çatı Sistemleri, piyasada “çatı sistemleri”, “çözüm”, “estetik”, “inovasyon”, “bilimsellik”, uzman çözüm ortaklarımızca sunulan tekniğine uygun, yüksek standartlarda “işçilik” ve “kalite” gibi kavramlarla özdeşleştirmiş durumda. Braas, konusunda uzman çözüm ortakları vasıtası ile tüketicilerine ve inşaat firmalarına anahtar teslim çatı, bakım,

88

Yapı Malzeme Ağustos 2016

ayrışıyor. Operasyonel olarak ise aşağıdaki faktörlerden bahsedebiliriz: İlki; Braas’ın sadece eğimli çatılara yönelik olarak tasarlanmış, birbiriyle tamamen uyumlu, bilgiye ve bilimselliğe dayanarak üretilmiş ürün ve çözümlerden oluşan geniş bir ürün gamı. İkincisi; günümüzde ulaşılabilen en üst düzey kiremit yüzey kaplama teknolojisi Evolution Innotech gibi inovatif teknolojilerin Türkiye’de sadece Braas tarafından uygulanıyor olması. Evolution Innotech, Braas kiremidi daha pürüzsüz, daha ipeksi ve daha az toz tutan bir yüzeye kavuşturan, çevresel etkilere karşı daha güçlü

Sektörde sadece Braas tarafından sunulan birçok inovatif teknolojiye sahibiz ve bu alanda öncü olduğumuzu söyleyebilirim. Geliştirmekte olduğumuz inovasyonlarımız ve yaratıcı stratejilerimizle 2016 yılında pazar payımızı artıracağımızı düşünüyoruz. +Önümüzdeki dönemde Türkiye ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız ve ya projeleriniz neler olacak? Braas Çatı Sistemleri geçtiğimiz yıl birçok yatırımı hayata geçirdi ve yatırımlarına bu yıl da devam edecek. Evolution Innotech, kiremit paketleme yatırımları gibi. Bu yatırımlarla birlikte Gebze tesisimiz, çok farklı üretim teknolojilerine sahip, donanımlı bir fabrika haline dönüşmüş durumda. Böylece tüketicilerimizin beklentilerini en iyi şekilde karşılamayı umuyoruz.



“Ürünlerimizi aksesuarlarıyla birlikte kusursuz birer sistem olarak sunuyoruz”

“Uygun bir sistem ve kaliteli ürün seçimi tek başına yeterli değil… Çünkü sisteminiz ne kadar uygun olursa olsun, uygulamada yapılan hatalar çoğu zaman geri dönüşü zahmetli ve maliyetli olabiliyor.”

90

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Bünyesinde bitümlü çatı kaplama levhalarının yanısıra, kiremit altı levhaları, bitümlü su yalıtım membranları, polikarbonat, PVC, polyester levhalar vs. ve çeşitli yapı malzemeleri üretimi yapan Onduline Avrasya ile kısa bir söyleşi yaptık. Şirket adına sorularımızı yanıtlayan Onduline Avrasya Pazarlama Müdürü Fırat İçmeli’ye teşekkür ediyoruz.

Firmanızın kısa tarihçesi ile birlikte çalışma sahalarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Selülo-mineral esaslı çatı ve cephe kaplama levhaları üretiminde dünya lideri Onduline Group, Türkiye’de 1994 yılına kadar Onduline lisansı altında üretim yaparken, aynı yıl doğrudan yatırım yapma

kararı almış ve Onduline Avrasya şirketi Ağustos 1994’te %100 yabancı sermayeli bir şirket olarak Onduline Group’un Türkiye’deki iştiraki olarak kurulmuştur. Kuruluş tarihi olan 1994 yılının Ağustos ayından itibaren ürün yelpazesini hızla geliştiren Onduline Avrasya’nın ürünleri, çatıdan temele, çatı kaplama, çatı ve temel yalıtım malzemeleri ve çatı sistemlerini de içeren, kullanıcının her ihtiyacına cevap verebilen zengin bir yelpaze içinde sunulmaktadır.

İnşaat sektörü içinde, Çatı ve Cephe sistemleri’nin yeri ve önemi hakkında neler söylemek istersiniz? Binalarımızın içine ne kadar önem göste-


Dosya riyorsak, dışına da bir o kadar önem göstermeliyiz. İlk koruma oradan başlıyor. Çatı, cephe ve temel yalıtımı uygulamaları binaların ömrü için büyük önem taşıyor. Öncelikle binanın yapısına uygun sistemler seçilmesi gerekiyor. Daha sonra kaliteli ürün tercihi geliyor. Bu iki konunun sektör profesyonelleri tarafından yapılması en uygun sistemin seçilmesini kolaylaştıracaktır. Elbette uygun bir sistem ve kaliteli ürün seçimi tek başına yeterli değil, işin uygulama safhasına gelindiğinde, bu noktada uygulama konusunda da uzman firmaların seçilmesi gerekiyor. Çünkü sisteminiz ne kadar uygun olursa olsun, uygulamada yapılan hatalar çoğu zaman geri dönüşü zahmetli ve maliyetli olabiliyor.

Bu alanda yetişmiş insan kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı? Onduline Avrasya olarak, yetişmiş insan kaynağını artırma konusunda yıllardır çok çaba sarf ediyoruz. Türkiye’de ve sorumlu olduğumuz ülkelerde Proje Departmanımız tarafından uygulama seminerleri veriliyor. Bu seminerler kapsamında çatı ustalarıyla direkt olarak iletişim kuruyor,

Fırat İçmeli Onduline Avrasya Pazarlama Müdürü

eğitimlerimizi tamamlayan ustalarımıza Onduline Avrasya tarafından hazırlanan sertifikalar veriyoruz. Uygulamalı usta seminerlerimiz dışında yine sektör profesyonellerini, mimarları, belediyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarını, üniversite ve meslek lisesi öğrencilerini kapsayan yoğun bir program dahilinde seminerlerimize devam ediyoruz.

Türkiye’de sektörde çok fazla üretici olması rekabeti nasıl etkiliyor? Rekabet kaliteyi getirir. Bu inancımızı sürekli koruduk. Bir zamanlar Türkiye’de arz yetersizliği vardı. Üretim yetersizliği vardı ve yeterince girişimci yoktu. Şimdi bunların aşıldığını söyleyebiliriz. Çünkü Türkiye

Yapı Malzeme Ağustos 2016

91


hem üretiyor üretemediğini de dünyanın her yerinden ithal ediyor. Bundan sonra Türkiye’nin yapması gereken şey; Vasıfsız ve kalitesiz ürünleri bünyesinden ayıklamak! Çünkü vasıfsız bir ürünle yalıtım yaparsanız siz o yalıtımı yapmamış olursunuz. Kağıt üstünde yapmış gibi görünüp yapmamış olursunuz. Merdiven altı üretimi de büyük boyutlarda. Sivil toplum kuruluşları artık örgütlenip bu duruma karşı sesini yükseltmeye başladı. Ancak bu firmaların haksız rekabetinden öte bir konu çünkü bu Türkiye için yıkıcı bir konu.

Piyasaya sunduğunuz ürünler ve özellikleri hakkında bilgi verir misiniz? İnşaat firmalarına ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? Onduline Avrasya olarak ürünlerimizi aksesuarlarıyla birlikte kusursuz birer sistem olarak müşterilerimize sunuyoruz. Ürün gruplarımız içinde, Çatı kaplama malzemeleri; Onduline HR, Onduline Andromeda, Onduline Zigana,

92

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Onduline XHR, Onduline FIT, Onduvilla, Bardoline şingıl kaplamaları, Bituline su yalıtım membranları, Onduser özel seramik çatı kaplama malzemeleri, Arduvaz, San Marco İtalyan toprak kiremitleri, Onduclair ışık geçirgenliğine sahip levhalar ve kentlere nefes aldıran çevreci yeşil çatı sistemi Ondugreen. Kiremit altı su yalıtımı levhaları; Isoline ve Alaturka kiremitler için Rufoline. Temel yalıtımı ve yalıtım koruma konusunda ise; Temellerin su yalıtımında kaliteli, dayanıklı ve etkili membran Bituline, zemin sularının drenajı ve temel su yalıtımın sistemlerinin korunmasını sağlayan Fondaline yer almaktadır. Bu saydığımız başlıklar altındaki tüm ürünlerimiz müşterilerimize Onduline Avrasya garantisi kapsamında sunulmaktadır.

Çatı ve Cephe Sistemleri ve ekipmanları anlamında sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli faktör nedir? Şirketimizin kurulduğu günden bugüne

kadar benimsediğimiz ve asla taviz vermeyeceğimiz ilkelerimiz doğrultusunda sistematik bir şekilde ilerliyoruz. Önemsediğimiz en önemli hususlardan bir tanesi ürünlerimizin kalitesi. Kaliteli ürün ilkemiz estetiği, hafifliği, su geçirmezliği, sağlamlığı, uzun ömürlülüğü beraberinde getiriyor. Bir diğer önemli ilkemiz ise ürettiğimiz kaliteli ürünleri sunduğumuz müşterilerimizin memnuniyeti. Müşterilerimizin memnuniyeti için Türkiye’de ve yurtdışında neredeyse 365 gün boyunca kesintisiz hizmet vermeye çalışıyoruz. Hizmetlerimiz kapsamında tüm sunduğumuz sistemler için projelendirme dahil, çeşitli teknik konularda da müşterilerimize destek oluyoruz.

Kullandığınız ürün ve malzemelerdeki tercihlerinizi hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? Onduline Avrasya olarak ürettiğimiz tüm ürünlerin ilk aşamasından yani hammadde seçiminden başlayarak, son aşamasına kadar büyük dikkat ve özenle çalı-


Dosya şıyoruz. Öyle ki Ar-Ge departmanımız bu konuda çok hassas. Bu hassasiyet ve özenin bize kazandardığı en güzel ödül elbette müşterilerimizin memnuniyeti. Bu memnuniyetin yanı sıra, gururla söyleyebilirim ki, çatı sektöründe EPD sertifikasını ilk alan şirket Onduline Avrasya. 2013 yılında jenerik ürünümüz olan Onduline HR için EPD sertifikasını almaya hak kazandık. Yüksek oranda geri dönüştürülmüş selüloz elyafını barındıran ve hammaddeleri yerel kaynaklardan elde edilen Onduline HR, üretiminde düşük karbon ayak izine ve enerji tüketimine sahip. Ayrıca, renklendirme işlemi için doğal pigmentler kullanılıyor.

Ar-ge çalışmalarınız kapsamında, tasarım, fonksiyonellik ve inovasyon konularındaki çözümlerinizden bahsedebilir misiniz? Onduline Group’un dünyadaki 2 AR-GE merkezinden biri Sapanca Fabrikası’nda bulunuyor. Türkiye’nin lider çatı yalıtım sistemleri üreticisi Onduline Avrasya, çatı kaplama alanında önemli yeniliklere imza atmaya devam ediyor. Türk mühendisler tarafından geliştirilen yeni levhalarımız “Onduline Zigana”, “Onduline Andromeda”, “Onduline FIT”, “Onduline XHR” Türkiye şartlarına elverişli, günü-

müz norm ve standartlarına uygun ürünler olarak dikkat çekiyor.

Kullandığınız ürünler içerisinde kendi ürettiğiniz ürünler mevcut mu? Şirketimizin kuruluşundan bu yana ürün gamımızda bulunan birçok ürünü ve onların aksesuarlarını Sapanca’da yer alan fabrikamızda özenle üretmekteyiz. Çatı kaplama konusunda, Onduline HR, Onduvilla, Onduline Zigana, Onduline Andromeda, Onduline XHR, Onduline FIT. Çatıda ve temelde su yalıtımı için ürettiğimiz Bituline su yalıtım membranları. Kiremit altı su yalıtımı konusunda da Isoline su yalıtım levhamız mevcuttur. Bu günkü teknolojiye göre firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Teknolojiyi kullanma gereksinimi neredeyse tüm firmalar için yadsınamaz bir gerçek. Üretim aşamalarımızda teknolojiyi ne kadar kullanıyorsak, satış ve pazarlama konularında da teknoloji yoğun bir şekilde kullanıyoruz. Müşterilerimize ulaşmanın en direkt ve hızlı yolu teknolojiden geçiyor.

Şirketinizde satış ve pazarlama organizasyonu nasıl gerçekleştiriliyor? Yurt içi ve yurt dışında yeni pazar arayışlarınız var mı? İhracat faaliyetlerimizi bugün itibarıyla

80’den fazla ülkede sürdürmektediyiz. İhracat pazarımızın büyük bir bölümü Orta Doğu’da yer aldığı için bu bölgede yaşanan olumsuz gelişmeler belli oranda bizi de etkilemektedir. İhracat bölgelerimize genellikle çatı kaplama levhalarımızın ihracatını gerçekleştirmekteyiz.

Önümüzdeki dönemde Türkiye ya da yurtdışında yeni yatırımlarınız ve ya projeleriniz neler olacak? Türkiye’deki projelerimiz olağan hızıyla devam etmekte. Yurtdışında ise önümüzdeki dönem için yeni bir bölge olarak Afrika kıtasında da çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Maalesef sektörümüzü olumsuz yönde etkileyen en önemli hususlardan biri “sahte ürünler”. Bu sahte ürün konusu, bizi ve sektörde üretim yapan diğer büyük firmaları da yakından ilgilendiriyor ve etkiliyor. Onduline Avrasya olarak, bu konudaki hukuki mücadelemizi başlattık ve devam ettiriyoruz. Aynı zamanda basın ve dernekler kanalıyla inşaat sektöründe yer alan son kullanıcı dahil tüm ilgililerin de bu konuda dikkatli olmasını rica ediyoruz.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

93


Sektörel

Kapalıçarşı’nın çatıları, Başak Kiremit güvencesi altında… Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilen 555 yıllık Kapalıçarşı’nın yeni çatısı Başak Kiremit tarafından üretilen 1 milyon 200 bir adet Alaturka Kiremit ile kaplanacak.

Yağmur ve nemden arındırabilmek için çatıdan başlanan Dünya’nın en büyük restorasyon projesi kapsamında, Kapa-

94

Yapı Malzeme Ağustos 2016

lıçarşı’nın çatıları Başak Alaturka Kiremit ile yenilenecek. Yılda 92 milyon kişinin ziyaret ettiği Tarihi Kapalıçarşı’nın yenileme projesi çalışmalarının tamamlanması sonrasında düzenlenen törenle Kapalıçarşı’nın çatısına ilk kiremit Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile Tarihi Kapalı Çarşı Esnafları Derneği Başkanı Ahmet Kökler tarafından konuldu. 10 yıl sürmesi beklenen restorasyon çalışmalarında 200 milyon lira harcanması öngörülüyor. 2017 yılının Aralık ayında bitirilmesi planlanan çatı restorasyonunda tarihi dokuyu tamamlayacak alaturka kiremit kullanılacak. Çatı restorasyonu toplam 10 milyon liraya tamamlanacak.

Kil kiremit pazarının yüzde 10’ luk kısmına hakim olan Başak Çatı ve Cephe Sistemleri, insana ve üretime yapılan yatırımı esas almaktadır. Uzun yıllardır bu düşünceyle çalışmalarına devam ettiği yatırımı 2015 yılı Nisan ayında tamamlamıştır. El değmeden yapılan üretim ve artan kalite ile firmanın yeni üretim tesisinin teknolojisi Dünya' da bir çok üretim tesisinde bulunmuyor. İş gücü, yakıt, enerji, atık malzeme ve fire oranı ciddi oranda azalan üretim tesislerinde, verim maksimum seviyelere ulaşmaktadır. Yatırım sonucu değişen ürün kalitesi ve üretim kapasitesi ile üretimde % 30 oranında artış gerçekleşmiştir.



Sektörel

Mapei Puan Usta Kulübü ile Ustalar İki Kez Kazanıyor! Dünya lideri Mapei’nin yüksek teknolojiyle üretilmiş ürünlerini tercih eden ustalar iki kez kazanıyor!

Ağustos ayı itibariyle tüm Mapei bayilerinde aktif hale gelen Mapei Puan Usta Kulübü’ne üye olan ustalar hem üstün performanslı Mapei ürünlerini seçerek projelerinde kusursuzluğu yakalıyorlar hem de Mapei Puanları biriktirerek ihtiyaçlarına ve zevklerine uygun hediyeler kazanıyorlar. Ustalar aynı zamanda yaşadıkları şehirde yapılan Mapei seminerleri ve uygulamalı eğitimlere de katılma fırsatı buluyorlar.

Mapei Türkiye’nin Yeni Genel Müdürü: Cem Baki Sinal Cem Baki Sinal, Mapei Yapı Kimyasalları İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de Genel Müdür pozisyonunda çalışmak üzere göreve atandı. Yapı kimyasalları alanında benzer pozisyonlarda uzun yıllar çalışmış olan Cem Baki Sinal 13 Temmuz 2016 itibariyle bir süredir geçici olarak Genel Müdür pozisyonunu yürüten Riccardo Ardito’dan görevi devraldı. Cem Baki Sinal

96

Yapı Malzeme Ağustos 2016



Hilti Başarısı’nın kaynağı, güvene dayalı ilişkilerinde saklı! “Eğer delim yapıyorsak daha hızlı deliyoruz, kırım yapıyorsak daha çabuk kırıyoruz. “Üstün Dayanıklılık” sözümüzde de en yakın rakibimizin ürünlerinden en az %50 daha uzun ömürlü olduğumuzu vurguluyoruz.”

Olağanüstü yenilikleri, üstün kalitesi, doğrudan müşteri ilişkileri ve etkin pazarlamasıyla öne çıkan Hilti, dünya çapında 120’den fazla ülkede toplam 20,000’i bulan personeli ile müşterilerine hizmet veriyor. Kurum kültürü; dürüstlük, cesaret, takım

98

Yapı Malzeme Ağustos 2016

çalışması ve adanmışlık değerleri üzerine kurulu olan Hilti’nin Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol ile sektöre ve Hilti’nin faaliyetlerine dair konuştuk.

Öncelikle şirketinizin kısa tarihçesi ile beraber Yapı Sektöründeki yeri ve faaliyetleri hakkında biraz bilgi alabilir miyiz? Bir dünya şirketi olan Hilti Corporation, 1941 yılında Martin Hilti tarafından Lihtenştayn Prensliği’nde küçük bir aile şirketi olarak kuruldu. 160 kilometrekarelik yüzölçümü ile dünyanın en küçük ülkelerinden biri olan ve İsviçre ile Avusturya arasında yer alan yaklaşık 35 bin nüfuslu bir prenslikten doğan Hilti Corporation, bugün global inşaat endüstrisine ileri teknoloji ürünlerle çözümler sunuyor. Dünya genelinde 23 bin 385 çalışanıyla 120’den fazla ülkede faaliyet gösteren Hilti‘nin Avrupa, Güney Amerika ve Uzak Asya’da üretim tesisi bulunuyor. Hilti, Türkiye pazarına ise ilk kez 1982

yılında girerek Türkiye’de 1997 yılına kadar distribütörlük olarak temsil edildi. 1997 yılından bu yana da %100 yabancı sermayeli bir firma olarak faaliyet gösteriyor. 2011 yılından bu yana ise Hilti Türkiye; Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Moğolistan, Kırgızistan, Ermenistan, Gürcistan, Tacikistan, Moldova ve Kuzey Irak olmak üzere 10 ülkenin bağlı olduğu bölgesel bir üs konumunda. Merkez ofisi İstanbul Ataşehir’de bulunan firmamız; İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa ve Adana Bölge Müdürlükleri’nde görev yapan 250’ye yakın çalışanı ile faaliyetlerini sürdürüyor.

Genel ürün gruplarınızdan biraz bahseder misiniz? Firmamızın genel olarak kaba inşaat, ince işler, mekanik, elektrik, mühendislik yapıları, enerji ve endüstri, çelik ve metal işkolları için ürünleri bulunuyor. Ağırlıklı olarak inşaat sektörüne hizmet veren Hilti’nin ürün gamı içinde yakla-


Sektörel şık 10 bin ürün yer alıyor. Ürünlerimizi; akülü sistemler, direkt tespit sistemleri, delici-kırıcılar, dübel sistemleri, elmaslı delme-kesme sistemleri, barutlu ve gazlı çivi çakma sistemleri, kesme ve taşlama sistemleri ve lazerli ölçme sistemleri ile yapılarda yangın güvenliği amacıyla kullanılan pasif yangın durdurucu ürünler olarak sıralayabiliriz.

Piyasadaki ürünlerinizin uzun vadede varlığını sürdürebilmesi için ne gibi konulara önem veriyorsunuz? Hilti’nin her şeyden önce bir marka sözü bulunuyor. “Hilti. Üstün Performans. Üstün Dayanıklılık.” Marka sözümüzün tüm ürünlerimize yansımasını da görüyoruz. “Üstün Performans” ile el aletleri, delici ve kırıcılar, çivi çakma sistemleri ve diğer bütün sınıflarda en yakın rakibimizden daha performanslı olduğumuzun garantisini veriyoruz. Örneğin, eğer delim yapıyorsak daha hızlı deliyoruz, kırım yapıyorsak daha çabuk kırıyoruz. “Üstün Dayanıklılık” sözümüzde de en yakın rakibimizin ürünlerinden en az %50 daha uzun ömürlü olduğumuzu vurguluyoruz. Mesela, rakip ürünün ömrü 3 sene ise Hilti ürünlerinde bu süre en az 4 buçuk senedir. Bu iki taahhüdümüzde de oldukça iddialıyız.

Önümüzdeki günlerde piyasaya sunacağınız yeni ürünler olacak mı? Türkiye’de 2016 yılını 30 yeni ürünün lansmanını yaparak kapatmayı hedefliyoruz. Hilti olarak Temmuz ayı itibariyle betona ve çeliğe çivi çakabilen ve sadece batarya ile çalışan dünyanın ilk Çivi Çakma Makinası Hilti BX 3-IF ürününü sektörle buluşturuyoruz. İlklerinin yanı sıra Red Dot 2016 ve iF Product Design 2016 ödüllerine de layık görülen Hilti BX 3-IF Akülü Çivi Çakma Makinası, dolu tuğla, beton ve çelikte güvenilir, sürekli olarak yüksek performansta ve yüksek tespit kalitesinde kullanım sağlıyor. Nisan ayı itibariyle piyasaya sunduğumuz Hilti TE 3 isimli yeni bir delici kırıcı ürünümüz var. İnşaat profesyonellerinden tesisatçılara, mobilya ustalarından son kullanıcılara kadar delim ve kırım yapması gereken herkesin rahatlıkla kullanabileceği yeni Hilti TE 3 Delici Kırıcı ürünümüz, hem darbeli ve darbesiz delim hem de kırım yapabiliyor. Hilti TE 3, kendi sınıfındaki ürünlerden yaklaşık %20 daha hızlı performans ve daha uzun süre dayanıklılık göstermesiyle de farkını ortaya koyuyor. Ayrıca 2016 yılı başında iki yeni direkt tespit ürünümüz olan Hilti X-BT-MF Kompozit Saplama ve Hilti X-BT-ER Elektrik Bağlantı Elemanı ürünlerimizi de piyasay-

Türkiye Pazarlama Direktörü Banu Çetinkol

la buluşturduk. Hilti X-BT-MF Kompozit Saplama ürünümüz ile kablo merdivenlerinin kanallar veya bastırmalı uzatma kılavuz klipsleri yardımıyla tespiti uygulamasına imkan tanırken, Hilti X-BT-ER Elektrik Bağlantı Elemanı ürünümüzle de makine topraklama, boru flanşının topraklanması ve koruyucu topraklama uygulamalarını bir arada sunuyoruz. İnşaat ve el aletleri sektörüne sunduğu ürünlerle çalışmayı daha kolay ve güvenli hale getirmeyi hedefleyen Hilti olarak, Tavan Askı Sistemleri ürün gamına da yeni bir ürün ekledik. Tavana baş üstü sabitlemeleri yapmak için Hilti X-PT 2 Uzatma Aparatı’nı piyasaya sunduk ve bu yeni ürünümüzle merdiven veya iskeleye gerek kalmadan zeminde rahat, pratik ve güvenli bir çalışma vadediyoruz. Hilti olarak, yangına “dur” diyen teknolojilerimizle de farklılaşıyoruz. Yine bu yıl iki yeni yangın durdurucu aktörü tüketicilerle buluşturduk. Yeni Hilti CFS-D 1” Yangın Durdurucu Kablo Macunu ürünümüz ile tekli ve çoklu kablo geçişlerinde hızlı, basit ve güçlü bir kullanım vadediyoruz. Yeni Hilti CFS-CC Yangın Durdurucu Kablo Kelepçesi ürünümüzle de maksimum 100 milimetre çapındaki deliklere uygun hızlı ve kullanımı kolay bir yangın çözümü sunuyoruz.

Ar&Ge faaliyetleriniz hakkında neler söylemek istersiniz? Hilti Corporation olarak 2015 yılında Ar-Ge harcamalarımız %8,1 artışla 240 milyon İsviçre Frangı’na (CHF) (yaklaşık 702,67 milyon TL) ulaştı. Kullanıcı sağlık ve güvenliğini korumak için durmaksıYapı Malzeme Ağustos 2016

99


zın yeni teknolojiler geliştirmeye devam eden bir marka olarak Ar-Ge yatırımlarımızı her yıl yaklaşık %5 oranında artırmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar ekstra güvenlik ve kullanıcının daha uzun süre konforlu bir şekilde çalışmasını sağlayan birçok patentli sistem geliştirdik. Bu sistemlerin içinde; delici ucun sıkışması halinde anında gücü kesen Aktif Tork Kontrol (ATC), kullanıcının daha sağlıklı ve uzun süreli çalışmasına olanak sağlayan Aktif Titreşim Azaltma (AVR), direkt ve etkili bir şekilde tozu yok eden güçlü Toz Toplama Sistemi (DRS) de yer alıyor.

Şirketinizde satış ve pazarlama organizasyonu nasıl gerçekleştiriliyor? Hilti olarak pazarda farklılaştığımız noktalardan biri de satış modelimiz. Bayiler aracılığı ile değil, doğrudan olarak kendi çalışanlarımızla satış yapıyoruz. Bu

100

Yapı Malzeme Ağustos 2016

strateji başarımızı çok büyük ölçüde artırıyor. Çalışanlarımız müşterilerimiz ile bizzat ilgileniyor, ihtiyaçlarını dinliyor ve bu alanda uzman oldukları için onlara gerçek ihtiyaçlarına uygun çözümler sunuyor. Dünyadaki Hilti çalışanlarının üçte ikisi, satış organizasyonlarında ve mühendislik alanlarında doğrudan müşteri için çalışıyor. Hilti, geliştirdiği teknoloji ve ürünlerdeki başarısını, dünya çapında her gün gerçekleştirdiği yaklaşık 200 bin müşteri ziyaretine borçlu. Müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler onların

ihtiyaçlarına göre yeni teknolojiler geliştirmemizi de sağlıyor.

Satış sonrası müşterilerinize ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? Hilti olarak satış sonrası hizmete de çok önem veriyoruz. Eşsiz bir servis hizmeti sağlıyoruz. Servis hizmetini de tek elden yürütüyoruz. Makinelerimizde “2 yıla kadar masraf yok“ uygulamamız bulunuyor. Satın alındıktan sonraki 2 yıl içerisinde makine bir sorun çıkarırsa, bakım veya


Sektörel

değişim hizmetlerini ücretsiz olarak biz karşılıyoruz. Ayrıca şantiyelerde ürünlerimizin kullanımı ile ilgili olarak eğitimler de veriyoruz.

Firmanızın piyasadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Hilti Türkiye olarak pazarın lider firmalarından biriyiz. Kalite, güvenlik, inovasyon ve müşterilerimizin çözüm ortağı olmak stratejimizin temelini oluşturuyor. Hilti’yi tüm bu yönleri ile ürün, hizmet, insan kaynakları gibi her alanda farklılaşan bir marka olarak konumlandırıyoruz. Kaba inşaat, ince işler, mekanik, elektrik, enerji ve endüstri sektöründe çalışan profesyonellere yönelik ürün ve hizmetler sunan Hilti Türkiye olarak, göstermiş olduğumuz gelişimle 2011 yılından bu yana 10 ülkenin bağlı olduğu bölgesel üs konumundayız.

Son olarak eklemek istedikleriniz? Hilti Türkiye olarak 2016 yılının ikinci çeyreğinde İzmir, Malatya ve Konya’da üç yeni mağaza açtık. Böylelikle ‘Hilti Center’ adını verdiğimiz mağazalarımızın sayısını Türkiye genelinde dokuza çıkardık. Hilti Türkiye olarak hedefimiz 2016’da mağaza sayımızı ikiye katlayarak yılsonunda 12 mağazaya ulaşmak. Hilti Center’lar bizim için çok kıymetli.

Müşterilerimiz mağazalarımıza gelip ürünlerimizi deneyimleyebiliyor, görüş ve önerilerini ekibimiz ile paylaşabiliyor, sorularını rahatlıkla sorup bilgilenebiliyorlar. Müşterileri ile sürekli olarak birebir ilişkide bulunan, doğrudan satış modeli ile çalışan çözüm odaklı bir marka olan Hilti için mağazalar çok büyük önem arz ediyor. Ekonomiye yarattığımız katma değer dışında insan kaynakları alanında çalışmalarımızla da öne çıkıyoruz. Hilti Türkiye olarak Great Place to Work Enstitüsü tarafından belirlenen, “Türkiye’nin En İyi İşverenleri 2016” listesinde 4. sırada yer aldık. 2015 yılında aynı ödül kategorisinde 3. sırada yer almış ve Yaşam Boyu Öğrenme alanında Özel Ödül’e de layık görülmüştük. Bu yıl da Türkiye’nin En İyi İşverenleri arasında yer almaktan gurur duyuyoruz. Hilti Türkiye olarak sürdürülebilir, kaliteli bina üretimine katkı sağlamak için yenilenen mevzuat ve yönetmeliklerle ilgili olarak üniversite ve devlet kurumları ile çalışmalar yapıyoruz. Deprem ve kentsel dönüşüm konusunda da üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmalara imza atıyoruz. Bu doğrultuda, İstanbul’daki mevcut yapıların olası bir depremde gösterecekleri performansı analiz etmek için İstanbul

Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından gerçekleştirilen ve İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından desteklenen Mevcut Yapılarda Deprem Performansının Saptanması Projesi’nin de çözüm ortakları arasında yer aldık. “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” için ilgili kurumlar ile çalışmalar gerçekleştirerek Türkiye’de yangın bilincinin oluşmasına ve risklerin azaltılmasına da destek oluyoruz. Yapı elemanlarını sabitleyen dübellerin ve taşıyıcı sistemlerin yapı güvenliği konusunda ne kadar belirleyici olduğunu anlatmak amacıyla çalışmalar yapıyoruz. Çünkü deprem ülkesi Türkiye’de C2 deprem performans sınıfında dübel kullanımının yasal zorunluluk olması gerekiyor. Hilti olarak ilk C2 belgeli bazı dübellerin üretimini de gerçekleştiren, bu sistemin öncü firmalarından biriyiz. Bugüne kadar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) koordinasyonu ile yürütülen yeni deprem yönetmeliği çalışmasında kendi alanımız ile ilgili katkıları sağladık. Bundan sonra da hem üniversiteler hem de İnşaat Teknik Değerlendirme ve Bilimsel Araştırma Kurumu’nun (İTBAK) bu alanda yapacağı çalışmalarda yer alarak elimizden gelen desteğin en iyisini vermeyi sürdüreceğiz. Yapı Malzeme Ağustos 2016

101


Sektörel

Lider markalar güçlerini birleştiriyor Yapı sektöründe “Lider Markaların Üreticisi” Eryap Grup, her biri alanında lider markalarını tek bir isim altında birleştirerek, sektördeki lider konumunu pekiştiriyor.

2001 yılından bu yana inşaat sektöründe, özellikle yalıtım alanında öncü ve yenilikçi kimliğiyle faaliyetlerini sürdüren Eryap Grup, Türk yapı sektöründe hizmet veren lider markalarının gücünü, XPS sektörüne adını altın harflerle yazdırmış yine kendi markası olan “Bonus” adı altında topluyor. Logo tasarımında “Bilgi, Birikim, Beraberlik ve Başarı’’yı ifade eden 4B simgesini kullanan Bonus, “Yalıtımın İyisi” sloganı ile iddiasını sürdürüyor. %100 milli sermaye ile ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına destek olmak,

102

Yapı Malzeme Ağustos 2016

gelecek nesillere daha kaliteli bir yaşam bırakmak için hiç durmadan çalışan ve gelişen Eryap Grup, salt isim değişikliği yapmıyor; geliştirdiği üretim teknolojisi ile de ürünlerini yalıtım sektöründe lider konumda tutmayı hedefliyor. On beşinci yılına ürünlerini yeni bir isim adı altında sunarak giren Eryap Grup; bu doğrultuda logosunu, renklerini, ürünlerini ve çalışma sistemini de tamamen yeniliyor. Kurulduğu ilk günden bu yana sürekli gelişimi ve yükselmeyi hedefleyen Eryap Grup, bu hedefini firma logosuna da taşıyarak “Sürdürülebilir ve Sürekli

Gelişim” misyonunu görsel olarak da ifade ediyor. Eryap Grup’un ilk markası olan American Siding Dış Cephe Kaplama Sistemleri ve özellikle ihracat alanında Eryap Grup’u yıllardır lider konumda tutan Winer Polimer Kapı Pencere Sistemleri ise yollarına yine kendi isimleriyle devam ediyor. Ürünlerini tamamen yerli kaynaklar kullanılarak üreten ve ülkemize artı değer katan Eryap Grup, birleşmeden doğan güç ile prestijli projelerin tercihi olarak yapı sektöründe isminden söz ettirmeye devam edecek.



Yeni standartlara yeni ürünler “El aletlerini tercih etmemizin nedeni, sektörümüze yakın olması ve müşteri grubumuzun da bu ürünü kullanabilecek olmasıydı.” Türkiye’nin İlk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu içerisinde yer alan ve sektörünün Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı ilk AR-GE Merkezine sahip olan VİKO by Panasonic, Türkiye pazarındaki liderliğini korurken, üretiminin %45’ini 70’ten fazla ülkeye ihraç etmekte. İnsan hayatını kolaylaştıracak ürün ve çözümlerin tasarımı, üretimi ve sunumu süreçlerindeki

104

Yapı Malzeme Ağustos 2016

üstün teknolojik gücünü, çalışanlarının dinamizmi ve sürekli gelişimleri ile birleştiren VİKO by Panasonic’in Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok ile ‘Elektrikli El Aletleri’ üzerine konuştuk.

Türkiye’de profesyonel el aletleri pazarına girmeye nasıl karar verdiniz? VİKO, Panasonic ile 2013 yılı sonlarında stratejik ortaklık sürecine girmişti ve 2014 yılının Mart ayında Panasonic’in bünyesine katıldı. Bu süreçten sonra pazar beklentileri ve müşteri ihtiyaçları doğrultusunda Panasonic ürünleri arasında, Türkiye pazarına getirilmesi en uygun ürünlerden birinin profesyonel el aletle-

ri olduğunu gördük. Panasonic, 1900’lü yılların başında VİKO gibi

elektrik tesi sat malzemeleriyle üretime başlamış bir firma. Nitekim şu anda elektrik anahtar priz pazarında dünya ikincisi... El aletlerini tercih etmemizin nedeni, sektörümüze yakın olması ve müşteri grubumuzun da bu ürünü kullanabilecek olmasıydı. El aletleri


Sektörel sektörüne 1979 yılında giren Panasonic, bu alanda yaklaşık 36 yıllık bir deneyime sahip. El aletleri sektöründe kablosuz ve akülü ürünleri üretiyor. Marka, edindiği farklı tecrübeleri bu ürünlere yansıtmış. Örneğin telefon ya da tıraş makinesi gibi farklı ürünlerde edindiği teknoloji deneyimi, el aletleri ürünlerine de yansıttığını görebiliyorsunuz. Panasonic pil üretiminde de dünyanın önde gelen markalarından biri. Bu alanlardaki tecrübesini birleştirdiğinizde profesyonel, kullanımı ergonomik ve performansı yüksek olan Panasonic Profesyonel El Aletleri ortaya çıkıyor. Tüketicilerin kablosuz ürünleri tercih etmesinin nedeni, performansın yüksek olması... Profesyonel el aletleri pil yapısı nikel kadmiyumdan lityum iyona geçerek son halini bulmuştur. Teknolojinin gelişmesiyle lityum iyon bataryalara geçildi. Panasonic, diğer alanlardaki inovasyonu, el aletlerine de yansıtarak bugünkü Panasonic Profesyonel El Aletleri’ni oluşturmuş bulunuyor. Pazardaki ürünler, akülü ve kablolu olmak üzere ikiye ayrılıyor. Biz akülü ve kablosuz ürünleri pazara sunuyoruz. Kullanıcı tercihlerine bakıldığında akülü el aletlerine olan ilginin arttığı gözlemleniyor. Pazarda akülü ürün oranı %30’un üzerinde... Bu oran her geçen gün artıyor. Çünkü kablosuz ürünlerin performansı kablolu ürünleri yakalamış durumda. Pil gücünün ve ömrünün artmasıyla dayanıklı ve performansı yüksek ürünler ortaya çıktı. Ayrıca performansın artmasıyla da özellikle elektriğe ulaşılamayan yerlerde kablosuz ürünler daha fazla tercih edilmeye başlandı.

Panasonic El Aletleri’nin ürün yelpazesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Panasonic, akülü el aletlerinde geniş bir ürün gamına sahip. Vidalama, matkap vidalama, somun sıkma, kırıcı, delici ve testere gibi farklı ürünler var. Bu ürünlerin hepsini VİKO satış kanalı üzerinden Türkiye pazarına sunuyoruz. Ürünlerimizin en önemli özelliklerinden biri, ihtiyaca göre batarya alternatiflerinin değişebiliyor olması. 1,5 amperden 4,2 amper saate kadar değişen farklı kapasitelerde bataryalarımız var. Motor güç değerlerimiz de genel olarak ürün gamımıza baktığımızda 3,6 volttan 28,8 volta kadar değişebiliyor. Bu sayede biz farklı kullanıcı ihtiyaçlarına yanıt vermiş oluyoruz. Mesela mobilya ustasının ihtiyaç duyduğu ürünle, duvarda delme işi yapacak olan ustanın ihtiyaç duyduğu ürün aynı değil. Bu iki farklı işlemde uygulanacak ürünün performansında farklılık var. Biz de müşteri ihtiyaçlarına doğru cevap verebilmek için ürün yelpazesini geniş tutuyoruz. Kablosuz el aletlerinde, ağırlıklı olarak matkap vidalama ürünleri tercih ediliyor. Bu çözümler bizde zaten bulunuyor. Mevcut ürün gamımızla elektrik, inşaat ve mobilya gibi farklı sektörlere çözümler sunuyoruz.

Ürün kalitesinin dışında hizmette yarattığınız farklılıklar da bulunuyor mu? Panasonic Profesyonel El Aletleri, pazara performansı ve kanıtlanmış batarya yapısıyla üstün özelliklere sahip ürünler

VİKO by Panasonic Pazarlama Direktörü Aysel Özaltınok

sunuyor. El aletlerinin, tozlu ya da nemli ortamlarda çalışması gerekebiliyor. Bu ortamda çalışabilecek dayanıklı ürünlere sahibiz. Ürünün kalitesi kadar servis hizmeti de önemli. Bu hizmeti sağlayabilmek adına Türkiye’de, 21 noktada servis noktası oluşturduk. Hedefimiz, müşteri beklentisi doğrultusunda bu sayıyı artırmak. İşinde uzman olan servisleri seçerek anlaşmalar gerçekleştirdik. Ayrıca garanti süresi iki yıl olan ürünlerimizin, bu süresini bir yıl daha uzatabiliyoruz. Müşterilerimiz, web sitemize girerek satın aldıkları ürünün garanti süresini bir yıl daha uzatabiliyor. Bu yıl 13’ten fazla ilde, ürünlerimizi tanıttığımız ve kullanıcılara tecrübe ettirdiğimiz farklı seminerler düzenledik. Bu seminerlere 2 binden fazla kişi katıldı. Önümüzdeki yıl bu seminerlere devam edeceğiz. Çünkü kullanıcılara kablosuz el aletlerinin önemini anlatmak ve Panasonic ürünlerini kullanıcılarla tanıştırmak bizim için önemli. Panasonic El Aletleri’ni deneyen kullanıcılar, üründeki farkı anladıklarına ve markamızı kullanmaya karar verdiklerine yönelik düşüncelerini bizimle paylaşıyor.

Elektrikli el aletlerinde son trendler nelerdir? Belirttiğim gibi günümüzde kullanıcıların tercihi daha çok kablosuz akülü ürünlere kaydı. Bunun nedeni elektriğin her yerde bulunmaması ve akülü ürünlerin kullanımda daha özgürlük ve esneklik sağlaması. Ayrıca müşterilerin el aletlerinden beklediği performans, pilin dayanıklılığı ve ömrü gibi birtakım özellikler var. Panasonic Profesyonel El Aletleri’nin bu beklentileri karşıladığını görmekteyiz. Yapı Malzeme Ağustos 2016

105


Sektörel

Özellikle de uzun çalışma süresi, üstün performans ya da ürünün dayanıklılığı, müşterilerimiz tarafından geri verilen bildirimlerde belirtilen konular. Panasonic, özellikle pil konusunda kendini sürekli geliştiriyor. Pilin teknolojisi ve özelliği kablosuz ürünlerde çok önemli; çünkü pilin ömrü ve performansı ne kadar iyi ise sahada o kadar iyi sonuç alıyorsunuz. Bu yüzden ürünlerimizi, test ederek geliştirmeye devam ediyoruz.

El aletlerinin ergonomisi sahada çok önemli. Çünkü ürünü, saatlerce elinizde taşımanız ve kullanmanız gerekiyor. Örneğin çalışma süresini ve verimliliği artırmak için ürünün el yapısına uygun olması ve elin çalışma esnasında kavrama yerlerine teması oldukça önemli. Panasonic Profesyonel El Aletleri ürünlerinin T şeklinde bir tasarımı var. Bu dizayn ilk defa Panasonic tarafından Japonya’da geliştirildi. Bu tasarım ne-

deniyle ürünün ağırlık merkezi uygun bir noktaya geliyor. Böylelikle kullanıcı, ürünü kullanırken çok fazla ağırlık hissetmiyor. Ayrıca ürünlerimiz suya ve toza karşı oldukça dayanıklı. Su ve toza karşı üstün dayanıklılığın yanında ürünün sahip olduğu sensörler sayesinde ürün çalışma esnasında da kendini koruma altında tutar. Örneğin lityum iyon pillerin hiçbir zaman tamamen boşalmaması gerek. Pil tamamen boşaldığında ürünün ömrüne zarar veriyor. Bunu engellemek için ürünün içinde sensör bulunmaktadır. Batarya belirlenen minimum seviyeye geldiğinde, batarya ile ürün ilişkisi kesiliyor. Böylelikle pilin ömrünün uzamasına katkı sağlanıyor. Öte yandan çok aşırı kullanıldığında pil zaman zaman ısınabilir. Bu ısı, ürüne zarar verebiliyor. Bir diğer özellik ise pilde yer alan sensörün, aşırı ısınma durumunda pilin çalışmasını durdurarak ürünün zarar görmesini engellemesi... Dolayısıyla Panasonic, bu tip teknolojilerle ürünlerin daha uzun ömürlü olmasını sağlıyor. Kullanım alanına göre, her ürünün farklı teknik özelliği bulunuyor. Bu teknik özelliklere, kataloglarımızda değiniyoruz.

Ürünlerinizde inovasyona nasıl karar veriyorsunuz? Yalnızca Türkiye’de değil dünya inşaat sektöründe birtakım değişimler yaşanıyor. Panasonic bu tür değişiklikleri izleyerek, yeni bir ürünün pazara sunulması gerektiğini ya da üründe yapılması gereken bir yenilik olup olmadığını araştırıyor. Bu araştırmaya göre de yenilikler geliştiriyor. Değişen standartlar ya da gelişen malzemeler doğrultusunda da gerektiği zamanda yeni ürünleri pazara sunuyoruz.

Profesyonel el aletleri pazarında önümüzdeki dönem için hedefleriniz nelerdir? VİKO by Panasonic olarak hedefimiz, uzun vadede profesyonel kullanıcılara Panasonic Profesyonel El Aletleri ile sahada bekledikleri üstün performansı sunabilmek. Performansın sürekliliği önemli… Biz ürünlerimizin hem çalışma süresini artırarak hem de pildeki kalitemizi sürdürerek bunu sağlamaya devam edeceğiz. VİKO by Panasonic’in Türkiye’deki satış kanalı oldukça iyi. El aletlerimizi tüketiciye ulaştırmak için aynı kanalı kullanıyoruz. Bu ürünleri geçen yıl pazara sunduk. Hedefimiz sektörün önde gelen markaları arasında yer almak. Kullanıcılara sahada rahat kullanacakları ergonomik ve performansı yüksek ürünler sunmak. VİKO by Panasonic, Panasonic Profesyonel El Aletleriyle pazara girdi; ancak bundan sonra yeni birtakım ürünlerle pazardaki Panasonic markasını devam ettireceğiz.

106

Yapı Malzeme Ağustos 2016


Sektörel

Tam güvenlik için tam sızdırmazlık şart

Baumit Türkiye Ürün Müdürü Hasan İnan Yeter

Yapıların güvenliği için etkin bir su yalıtımının önemine değinen Baumit Türkiye Ürün Müdürü Hasan İnan Yeter, “İyi bir projelendirme ve uygulama ile yaşanacak riskleri azaltmak mümkündür. Fakat yapı ömrü ile alakalı olarak esnekliğini kaybeden ve gevrekleşen malzemeler nedeni ile de risk devam etmektedir. Bu nedenle gerek sistemsel gerekse malzeme kaynaklı risklerin minimize edilmesi gerekir” şeklinde konuştu.

Sağlıklı yapılar için zeminden çatıya, duvardan ıslak hacimlere kadar her noktaya dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Yeter, Baumit Ar-Ge merkezinin farklı ülkelerden elde ettiği verileri değerlendirerek malzeme gelişimi ve ürün kalitesini daha da yükseltmeye odaklı olduğunu belirtti. “Daha güvenli ve tam sızdırmaz ıslak alanlar oluşturmak için tam ve yarı esnek olmak üzere geliştirilen Protect 2K ve Protect 2K Elastic ürünlerimiz, TS EN 14891 standardına uygun olarak üretiliyor. Protect serisi ürünlerimiz tüm yapılarda, iç ve dış cephelerde, zeminde ve duvarda kullanılabiliyor. İç mekân ıslak hacimlerde, su altında kalan alanlarda (süs havuzu, içme suyu depolama tankı vb.), balkonlarda, teraslarda, temel ve perde duvarlarında, dış cephelerde doğrudan seramik malzemenin altına, beton, sıva, şap gibi yüzeyler üzerine uygulanabiliyor. Çift komponentli su yalıtım ürünleri, ıslak hacimlerde karo yapıştırıcıları ve derz dolguları ile tam

“Modern dünyada toplu yaşam alanları oluşturmak için çok katlı yapılar inşa ediyoruz. Yapıların güvenliği için mimari, teknik alt yapı, vb. yanı sıra malzeme seçimi ve uygulama da son derece önemli. Eğer söz konusu su yalıtımı ise daha dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü suyun yapılar üzerindeki en büyük etkisi, bina ömrü ve güvenliğinde oluyor.”

sızdırmaz ve güvenli sistemler oluşturmasını sağlıyor” dedi. Yapı Malzeme Ağustos 2016

107


Sektörel

İzocam Foamboard Teras Çatılar için etkili çözümler sunuyor İzocam’ın teras çatılarda kullanılmak üzere sunduğu ürünler arasında yer alan Foamboard levhalar binanın ısı yalıtımına katkı sağlarken su yalıtımını da dış etkenlerden koruyarak ömrünü uzatıyor, yapı elemanı çatıları da koruyor. Foamboard levhalar pek çok yalıtım levhası içinde üstün ısı yalıtım (0,030 W/ mK - 0,035 W/mK) özelliği ve yüksek basma mukavemeti (en az 20 – 35 ton/ m2) sayesinde üzerine gelen ağır yüklere dayanabilmesi ile öne çıkıyor. Uygulamada; üzerine gelecek yük miktarına göre belirlenecek basma mukavemetinde Foamboard 2000, 2500, 3000 veya 3500 ürünlerinden biri seçiliyor. Örneğin Foamboard 2500; m²’de 25 ton yük altında kalsa bile kalınlık kaybı yaşamadan beyan edilen ısı yalıtım özelliğini koruyor.

Foamboard 2000 D - 2500 D - 3000 D - 3500 D Foamboard 2000 D - 2500 D - 3000 D - 3500 D, yüzeyi düz ekstrüde polistiren levha olup teras çatı uygulamalarında su yalıtım örtüsünün üzerinde ısı yalıtımı amacıyla kullanılıyor. Mevcut eğim betonu üzerine, su ve buhar yalıtım katını oluşturan örtü (bitümlü, pvc, tpo vb. membran) serilir. Kullanım amacı doğrultusunda üzerine gelecek yük miktarına göre belirlenen basma mukavemetinde seçilen Foamboard levhalar su yalıtımının üzerine ek yerleri tam intibak edecek şekilde, yapıştırılmadan dizilir. Levhaların üzerine ayırıcı bir tabaka olması amacıyla keçe benzeri bir örtü serilir.

İzocam klima şilte ve levhaları ile “havalandırma ve klima kanalları” güvende… Oteller, hastaneler, alışveriş merkezleri ve ofis binaları vb. yaz boyunca neredeyse aralıksız çalışan iklimlendirme sisteminin ana amacı iç ortam kalitesini (iç hava kalitesi, sıcaklık, bağıl nem, ses) güvenilir ve ekonomik teşkil etmektir. Havalandırma kanallarının yalıtımında camyünü ve taşyünü içerikli olmak üzere iki tip malzeme kullanılıyor. Yalıtım değerlerinin daha yüksek olmasıyla da öne çıkan, camyünü malzemeler şilte ve levha formunda, taşyünü malzemeler ise levha formunda üretilerek kanalların dıştan ısı yalıtımı ve yangın güvenliği ya da içten ısı, ses yalıtımı ve yangın güvenliği için uygulanıyor.

Camyünü Klima Şiltesi Sadece folyo kaplı olarak üretiliyor ve dıştan ısı yalıtımı amacıyla kullanılıyor. Bir yüzü alüminyum folyo kaplı camyünü şiltenin, şilte boyunca folyo kenarlarında 5 cm. bindirme payı bulunuyor. Camyünü Klima Şiltesi, havalandırma ve iklimlendirme kanallarının dıştan ısı yalıtımı amacıyla kullanılıyor.

İzocam Camyünü ve Taşyünü Klima Levhaları Dıştan ısı yalıtımı olarak kullanıldıklarında folyo kaplı, içten ısı ve ses yalıtımı amacıyla kullanıldıklarında ise kaplamasız olarak kullanılabiliyor. Taşyünü Klima Levhaları ayrıca yangın güvenliği ve belli süre yangına dayanımda da etkili sonuçlar sunuyor. İzocam Klima Levhalarının tamamı enerji tasarrufu, ses

108

Yapı Malzeme Ağustos 2016

yalıtımı, yangın güvenliği sağlıyor ve sistemin daha verimli çalışmasını sağlıyor.

Camyünü Klima Levhası Bir yüzü alüminyum folyo veya siyah camtülü kaplı olarak sunuluyor. Taşyünü Klima Levhası ise bir yüzü alüminyum folyo kaplı şekilde üretiliyor. Her iki ürün de havalandırma ve iklimlendirme kanallarının yangın güvenliğiyle birlikte dıştan ısı yalıtımı, içten ses yalıtımı amacıyla kullanılıyor.



İzmir’de standartlar yükseliyor: Mahall Bomonti İzmir

Konforlu rezidanslar, uluslararası standartlarda ofis katları, alışveriş sokağı, şık restoran ve kafelerden oluşacak proje, özgün konseptiyle İzmir’de birçok ilki bir arada sunacak.

110

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Tarihi, doğal güzellikleri, körfezi, sanayisi ve insanıyla Türkiye’nin en güzel şehirlerinden İzmir yeni cazibe merkezine kavuşuyor: Mahall Bomonti İzmir… Yıllardır İzmir’e altyapı, enerji ve sağlık alanlarında hizmet veren Türkerler Holding, şimdi herkesin olmak istediği yaşam, iş ve alışveriş mekânları sunmak için harekete geçti. Mahall Bomonti İzmir; Konak, Alsancak ve Karşıyaka’nın ortasında Körfez’in tüm ihtişamını evinize ve ofisinize taşıyacak yaşam, iş, kültür, sanat ve eğlence merkezi olacak. Alsancak Meydanı, eski Alsancak Stadı ve Alsancak Limanı üç-

geninin merkezinde yükselecek Mahall Bomonti İzmir, uluslararası standartlarda konforlu rezidansları, ofis katları, alışveriş sokağı, şık restoranları ve kafeleriyle kentteki iş dünyası ve sosyal yaşamın atmosferini değiştirecek. Mahall Bomonti İzmir; bir tarafta restore edilerek projeye entegre edilen yapılarla tarihin tadını, bir tarafta son teknolojiden yararlanılarak geliştirilen tasarımı ile modern yaşamın konforunu sunacak. Mahall Bomonti İzmir tarihle içi içe mağazaları, kafeleri, restoranları ve müzesiyle, sakinlerini başka bir yere ihtiyaç duymadan keyifli bir yaşama bağlayacak.


Proje Biri 58 katlı, 9’u tarihi toplam 12 bloktan oluşan projede 466 konut, 590 ofis, 90 ticari birim bulunuyor. Proje 1+0 ‘dan 3+1’e kadar geniş alternatifler sunacak. 1+0 daireler ful mobilyalı ve otel konseptinde teslim edilecek.

İnşaat devi Türkerler yatırımı Yarım asra yaklaşan Türkerler tecrübesi, Mahall Bomonti İzmir’in tüm detaylarında kendini gösteriyor. Kökleri 1970’li yılların başına dayanan, inşaat, enerji, doğalgaz, altyapı, imalat alanlarında uluslararası standartlarda yatırımlar yapan Türkerler, dünyanın en büyük entegre hastane kampüsü olan Ankara Etlik Sağlık Kampüsü başta olmak üzere Türkiye’nin önemli projelerinin altına imzasını atıyor. Türkerler, Türkiye’nin her bölgesinde 1993 yılından günümüze dek, toplam 5 milyon metrekare inşaat hacmine ulaştı ve sektöre öncülük eden firmalar arasında yerini aldı. Türkerler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker, “İzmir’le özel bir bağımız var. Yıllardır altyapı, enerji ve sağlık sektörlerinde bu kent için büyük projeler gerçekleştirdik. Yeni projemizle bu güçlü bağı taçlandırıyoruz” dedi. Türker şöyle devam etti: “Mahall Bomonti İzmir için çok özendik. Sektörlerinin en iyisi, dünya çapında ödül sahibi lider mimarlık ve mühendislik ofisleriyle çalıştık. Sonuçta ortaya çok özel bir proje çıktı. Mahall Bomonti İzmir Ege’nin bu güzel şehrini daha üst bir seviyeye taşıyacak. İzmirliler de bunu hemen hissetti. Proje henüz tanıtımı yapılmadan hızla duyuldu ve yoğun talep almaya başladık. Türkerler Holding, bugüne kadar tüm Türkiye’de dev proje-

Türkerler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker

ler gerçekleştirdi, gerçekleştiriyor. Türkerler, çok daha büyük projeler geliştirerek uluslararası arenada çok daha etkin bir oyuncu olacaktır.”

Projede dünyaca ünlü imzalar var Mahall Bomonti İzmir projesi çok güçlü mimarlık ve mühendislik ofisleri tarafından hayata geçiriliyor. Proje, uzun yıl-

lardır, üniversite, hastane, ofis binası, konut ve endüstriyel yapılar olmak üzere çok sayıda büyük projeye imza atan Semiha Güneş- Epig Mimarlık tarafından tasarlandı. Servotel’in gayrimenkul geliştirme danışmanlığının yanı sıra pazarlama ve satış faaliyetlerini de üstlendiği projenin cephe ve peyzaj danışmanlığını 15 RIBA ödüllü dünya lideri mimarlık ofisi JohnMcAslan+Partners gerçekleştirdi.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

111


ajansız. Ancak, I-AM’in merkezi bir yapısı bulunmuyor. Bunun yerine, I-AM’in tüm projeleri Londra, İstanbul, Mumbai ve Dubai’deki tasarım stüdyolarından kolektif olarak yönetiliyor. Şu anda 150 kişiyi aşkın ekibimizle dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden markalar için hizmet veriyoruz. Bankacılıktan yeme içme sektörüne, gayrimenkuldan konuta, modadan, teknoloji şirketlerine, turizmden eğlence mekanlarına kadar birçok sektöre hizmet veriyoruz. Çünkü artık “deneyim” her sektör için çok önemli.

Gerçekleştirdiğiniz projelerinizde, öncelikleriniz nelerdir? Mimari bir ürün ortaya çıkarırken referanslarımız neler olmalı?

‘Deneyim’ her sektör için önemli!

“Artık yapıların ne kadar modern ve teknolojik olduğunun yanı sıra, çevreye karşı ne kadar duyarlı olduğu da çok önemli. Akıllı binalar, servis ömürleri boyunca enerji kaynaklarını en ekonomik biçimde kullanıyor ve enerji kullanımı minimize edilerek yüksek verim sağlanıyor.”

Mimarlar, iç mimarlar, endüstriyel tasarımcılar, marka stratejistleri, iletişimciler ve grafik tasarımcılardan oluşan bir tasarım ajansı olan I-AM, iç mimari/mimari ve dijital alanlarda çözümler sunuyor. Grup Yöneticisi Emre Kuzlu hayata geçirdikleri projeleri ele alırken ‘Sürdürülebilirlik’ konusuna da değindik… Keyifli okumalar…

112

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Öncelikle kısaca kendinizden ve projelerinizden bahsedebilir misiniz? Markaların içinde bulundukları değişim/ gelişim dönemlerinde yanında olmakla birlikte, onları geleceğin dünyasına da hazırlamaya çalışan ve İstanbul, Londra, Mumbai ve Dubai’de hizmet veren bir

I-AM olarak, tüm tasarımlarımızı deneyim üzerine kurguluyoruz çünkü deneyim artık bankacılıktan modaya, teknolojiden yeme içmeye, turizmden gayrimenkula kadar her sektör için çok önemli. İnsanlar artık hayatlarının her alanında deneyimleri özelleştirmek istiyor; bu oturdukları ev de olabilir, gittikleri bir seyahat ya da yedikleri bir yemek de. Biz de paylaşmaya değer, özelleştirilmiş deneyimler gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Günümüzde insanlar bir markayla, birden çok kanal yoluyla durmaksızın iletişime geçiyor ve her noktada aynı deneyimin yaşanması, markanın temel değerlerinin doğru algılanması açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle 360 derece bakış açısına sahip olmak, bizim için önemli bir avantaj. Bu çok yönlü ve tutarlı bakış açısını yakalayabilmek için de farklı disiplinleri aynı çatı altında buluşturabilmek gerekiyor. Pek çok kanaldan (omni-channel) beslenen bireylerin ihtiyaç ve beklentilerini doğru anlayıp doğru çözümü sunabilmenin bu farklı disiplinlerin


Mimari bir araya gelmesiyle mümkün olduğuna inanıyoruz. Projelerimizi gerçeklerştirirken hedefimiz günümüz ihtiyaçlarına cevap veren, trendleri göz önüne alan ancak aynı zamanda markanın özünden yola çıkan ve markanın kendisini doğru ifade edebileceği bir ürün tasarlamak. Bunu yaptığımız zaman, markaya özgü, onu rakiplerinden ayıran, markanın fark yaratan ve değer katan özelliklerinin ön planda olduğu ve bunların sonucunda kullanıcısının markayla duygusal bağlar geliştirdiği ürünler ortaya çıkmaktadır.

‘Yenilenebilir Bina ve Yapılar’ tam olarak neyi ifade ediyor? İnsanlar hayatlarının her alanında çevreye duyarlı ürünler kullanmaya; yaşadıkları yerlerin çevresel izinin daha az olmasına özel gösteriyor. Artık yapıların ne kadar modern ve teknolojik olduğunun yanı sıra, çevreye karşı ne kadar duyarlı olduğu da çok önemli. Akıllı binalar, servis ömürleri boyunca enerji kaynaklarını en ekonomik biçimde kullanıyor ve enerji kullanımı minimize edilerek yüksek verim sağlanıyor. Tabii bunu sağlayabilmek için de altyapının uygun şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Ayrıca güneş enerjisini depolayan ve dönüştüren sistemler sayesinde binaların enerji ihtiyacı da doğal kaynaklardan yenilenebilir olarak üretilebiliyor. Ancak bu kavram ülkemizde yeni yeni oluşmaya başladı; bildiğiniz gibi eski yapılar sürdürülebilirlik ilkelerinden bir hayli uzak. Aynı zamanda kentsel dönüşüm de oldukça yaygın. Çok kaba bir tabirle eski binaların yıkılıp yerine yenilerinin yapılması olarak görülen kentsel dönüşümü, yeşil dönüşüme dönüştürmek ise elimizde. İç mimari tasarımını üstlendiği Gre-

Emre Kuzlu

enox Urban Residence’ı bu dönüşüme örnek olarak gösterebiliriz. Sürdürülebilirlik ilkelerine sadık kalınarak geliştirilen proje çerçevesinde doğayla bütünleşik, konforlu ve ferah bir iç mimari tasarım uygulamasına imza attık.

‘Yeşil Binalar’ söz konusu olduğunda iklimlendirme, mekanik, tesisat ve yalıtım gibi uygulamalarda ne gibi farklılar mevcut? Yeşil binaların altyapıları büyük ölçüde

klasik binalardan farklılık gösteriyor; ısıtma-soğutma, aydınlatma ve bakım sistemlerinde enerji tüketimini en düşük seviyede tutan sistemler kullanılıyor. Ayrıca basit gibi görünen ancak önemli enerji tasarrufu sağlayan önlemler de büyük fark yaratabiliyor. Gelişen teknolojiler sayesinde yapısal ürünler de – kilima, yalıtım..vb. - daha fazla enerji tasarrufu sağlamaya yönelik üretiliyor. Bu da mimardan son kullanıcıya kadar hepimizin hayatına etki ediyor. Yeşil binalar kapsamında, I-AM olarak hayata geçirdiğimiz ve “Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED)” Gold adayı olan Greenox Urban Residence’ı da giderek betonlaşan İstanbul’da, şehir merkezinde yaşayan insanın yeşile ve oksijene duyduğu ihtiyaçtan ilham alarak tasarladık. Yan cephelerinde 53 ve 56 metre yüksekliğinde yeşil duvar uygulamaları bulunan bina, bu özelliğiyle Avrupa’nın en yüksek dikey bahçesine de ev sahipliği yapıyor. Bir yeşil bina tasarımında yapılan herhangi bir uygulamanın mekanik, tesisat ve yalıtım gibi unsurlarla desteklenmesi çok önemli, örneğin, sözünü ettiğimiz Greenox projesinde yapılan dikey yeşil uygulamaların sulama ihtiyacı yağmur suyunun toplanması ile elde ediliyor.

Bu tarz projelerde bir mimar olarak karşılaştığınız zorluklar ya da avantajlar nelerdir? Sürdürülebilir ve yenilenebilir yapılar aslında dünyada uzun zamandır devam eden bir trend olmasına rağmen ülkemizde yeni yeni uygulanmaya başlayan bir Yapı Malzeme Ağustos 2016

113


Mimari kavram. Bu yüzden yatırımcıların bu konuya yaklaşımı hala istenilen seviyelerde değil. Bunun önemli sebeplerinden biri de - bu konuda ki bilinirliğin ve bilincin az olmasının yanı sıra - bu tarz uygulamaların daha yeni bir trend olmasından dolayı maliyetlerin yüksek olması. Dolayısıyla yatırımcılara bu tarz projelerin uzun zamanda daha karlı ve faydalı olduğunu anlatmak zor olabiliyor. Sürüdürülebilir yapılar sadece enerji tasarrufu ürünler kullanmak anlamına gelmiyor. Yerel ürünlerin kullanımı da karbon izini azalttığı için sürdürülebilir bir yapı yaparken avantaja dönebiliyor. Tabii ki de yerel ürünlerin kullanımı, hem maliyet uygunluğu açısından hem de yerli üreticiye ve büyük resimde ülkeye sağladığı katkıdan dolayı da önemli.

Şimdiye kadar incelediğiniz ‘Yeşil Bina ve Yapılar ’ arasında sizi en çok etkileyen örnekler hangileri olmuştur? Singapur bu konuda dünyadaki en öncü ülkelerden birisi. Son yıllarda hayata geçirilen Singapore Botanic Gardens projesinin yeşil bina kavramını farklı bir seviyeye taşıdığını düşünüyorum. Mimari ve mühendisliğin yaratıcı ve yenilikçi bir şeklide biraraya geldiği sıradışı bir projeye imza atıldı. Doğal iklimlendirme sisteminin mimari tasarımın temelini oluşturduğu bir yapı olması bu alanda ortaya yenilikçi bir sonuç çıkmasını sağladı.

Yeşil Binaların ülkemizdeki gelişimi için neler yapılmalı? Mimarlara

ve sektörde faaliyet gösteren kurumlara ne gibi sorumluluklar düşüyor? Yeşil binaların yaygınlaşması için - aslında her alanda olduğu gibi - ilk başta eğitim alanında yapılacak çalışmaların önemi büyük. Lisans eğitiminden itibaren geleceğin mimarlarına bu konseptin öğretilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu konuyla ilgili bilincin ve bilginin artması amaçlı seminerler/ konferanslar/ kampanyalar hazırlanarak yatırımcıların ve kullanıcıların haberdar olması sağlanmalıdır. Üretici firmaların ARGE departmalarının öncelikli olarak sürdürülebilir ve yenile-

nebilir ürünler üretilmesine öncelik vermesi ve bunu yaygınlaştırması önemlidir. Son olarak yenilenebilir enerji kaynaklarının artması ve binalarda kullanılması için elbette devlet teşvikinin faydası çok olacaktır. Binalardaki imar durumunun da buna göre düzenlemesi, fotovoltaik vb. sistemlerin kullanımının cazip hale getirilmesi bürokratik açıdan yapılması gerekenler arasındadır. Tüm bu çalışmalar sonucunda Yeşil Bina trendinin yaygınlaşması sayesinde maliyetlerin düşürülmesi yatırıcımlar içinde konuya daha sıcak bakmalarını sağlayacaktır.

Greenox, kentsel dönüşümü yeniden tanımlıyor I-AM, kentsel dönüşümden yeşil dönüşüme geçişin öncülüğünü yapan Greenox Urban Residence projesinin iç mimari tasarımını üstlendi.

Emre Kuzlu, projeyle ilgili görüşlerini şöyle dile getiriyor; “Kütlesi ile komşu binaları rahatsız etmeyen, aksine bulunduğu bölgeye ve şehir siluetine mimari estetik katan ağaçlandırılmış cephe dizaynıyla diğer kentsel dönüşüm projelerinden farklılaşan Greenox Urban Residence, her anlamda sürdürülebilirliğe değer veren tasarım anlayışıyla bizi çok heyecanlandıran bir proje oldu”. Projenin iç mimarisini tasarlarken farklı modlara ve farklı zevklere hitap edecek, yapının her alanında farklı duyguları harekete geçirecek bir konsept kurguladıklarını belirten Kuzlu: "Tarihi ev kültüründen beslenerek mekan dahilinde avlular oluşturduk. İçerisinde yeşil ve su ögeleriyle odak noktaları yarattığımız bu avluları hem fonksiyonel hem de tasarım dili olarak birbirlerinden ayrıştırdık. Herkese açık olarak nitelendirilebilecek giriş alanında daha formal bir dili sahiplenirken, tüm sosyal donatıların yer aldığı sosyal avluda daha konforlu ve renkli bir dile yer verdik. Mekanın zemin ve tavanında yer alan malzemelerinde yapının cephesinden esinlenerek oluşturduğumuz desenlerle iç-dış ilişkisini yakalamaya çalıştık. Öte yandan koridor ve genel dolaşım alanlarında sade ancak güçlü bir çizgiyi korumayı hedefledik. Bu doğrultuda alışılmamış ince detaylara sahip, şık dolaşım alanları tasarlamayı başardık. Sosyal avlu ve teras gibi özel alanlarda hem rahat hem de yenilikçi tasarım çözümlerine yöneldik. Örneğin, sosyal avlunun her bir odası tek başına kiralanabildiği gibi, birleştirilerek daha büyük mekanlara ve işlevsel alanlara da dönüştürülebiliyor” dedi.

114

Yapı Malzeme Temmuz 2016



Kadim başkentde modern bir proje:

Zermeram İttifak Holding’in inşaat sektöründeki markası Seha Yapı, Konya’nın en değerli ve en büyük imarlı arazisi üzerinde hayata geçirdiği 800 milyon TL yatırım değeri olan Zermeram karma konut projesinin temel atma törenini Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın katılımıyla gerçekleştirdi. Seha Yapı tarafından, Konya’nın en değerli ve en büyük imarlı arazisi üzerinde hayata geçirilen ve şehrin en büyük su temalı karma konut projesi olan Zermeram’ın temeli 15 Temmuz, Cuma günü atıldı. Temel atma töreni Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Konya Valisi Yakup Canbolat, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Konya protokolü, İttifak

116

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Korkmaz, İttifak Holding CEO’su Tahir Atila ve geniş halk katılımıyla gerçekleşti. Zermeram’ın ilk lansmanını geçtiğimiz aylarda yapan Seha Yapı, projenin 353 konutluk ilk etabını 2019 yılında tamamlamayı hedefliyor. Yatırım değeri 800 milyon TL olan ve 425 bin metrekare inşaat alanı bulunan Zermeram’ın; 17 bin 500 metrekaresi biyolojik gölet, 240 bin metrekaresi gri ve yeşil peyzaj olacak. Ayrıca 2.750 metrekaresi sağlıklı yaşam merkezi ve 9.222 metrekaresi de alışveriş merkezi olarak tasarlanan Zermeram projesi ile Seha Yapı, Konya’ya yeni bir yaşam

alanı kazandırıyor. Temel atma töreninde konuşan İttifak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Korkmaz; “İttifak Holding olarak 28 yıldır ülkemiz, milletimiz ve insanlarımız için değer üretiyoruz. Memleketimizin insani, iktisadi ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmak, bizler için büyük bir onur. Enerji planlamalarımızla ülkemizin ekosistemine, geliştirdiğimiz makine sistemleri ile sanayimize, sağlıklı beslenme ürünlerimizle gençlerimize ve tüm insanlığa, yurtdışı yatırımlarımızla Türkiye’mizin dünyanın en güçlü ülkeleri arasında yer alma hedefine hizmet etmeye çalıştık, çalışacağız da…” dedi.


Proje kazandıracağız inşallah. Zermeram ile Konya’da konut sektörünün altın çağını başlatacağız. Konyamız’ın en değerli ve en büyük imarlı arazi üzerine inşa ettiğimiz Zermeram ile yerleşmiş konut anlayışını baştan aşağı değiştiren bir inovasyona hayat vereceğiz” diye konuştu.

“Ülkemize inancımız sonsuz”

İttifak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Korkmaz

‘Zermeram ile yerleşmiş konut anlayışını değiştiriyoruz’ Grup olarak; perakende, inşaat, gıda, makine ve tarım-hayvancılıktan oluşan beş ana sektöre odaklandıklarını belirten Korkmaz; “Ürettiğimiz ürün ve hizmetlerimizi hali hazırda 120 ülkeye ulaştırıyoruz. Grubumuz, bugün itibari ile yaklaşık 1 milyar TL konsolide ciro elde ederken, doğrudan 4 bin kişiye de istihdam sağlıyor. İttifak Holding olarak inovasyonun gücünün farkındayız. İnovasyon, hem şirketler, hem de ülkeler için kalkınmanın, istihdamın, yaşam kalitesinin, refahın anahtarıdır. Buradan hareketle; bugün temelini atacağımız Zermeram’ı bölgemiz konut sektörünün en inovatif projesi olarak Konyamız’a

Türkiye’nin son dönemde çok önemli hamleler gerçekleştirdiğini ifade eden Korkmaz, “Hem ekonomik hem de sosyal anlamda çok büyük kazanımlarımız oldu. Millet olarak göstereceğimiz gayretlerle Türkiye’yi dünyanın en önemli ekonomilerinden biri haline getireceğimize inancımız sonsuz. Bu inanç, bize güç veriyor, ülkemizin geleceğine dair sorumluluklarımızı ve daha iyisini yapmak için çalışma azmimizi artırıyor.” dedi.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan

Konya’ya Zermeram ile yepyeni bir soluk İttifak Holding CEO’su Tahir Atila da yaptığı konuşmada; Seha Yapı’nın fabrikadan alışveriş merkezine, hastaneden okula, yol ve köprülerden konuta kadar farklı alanlarda bugüne kadar 120 proje, üç milyon metrekarenin üzerinde inşaat gerçekleştirdiğini ve 13 binden fazla aileyi daire sahibi yaptığını belirterek, “Bölgemizdeki konut sektöründe trendlerin belirleyicisi ve hayata geçirdiğimiz inovatif konut projeleri ile lider pozisyondayız. Bugün itibarıyla Ankara, Kırşehir, Konya ve Kuzey Irak’ta yürüttüğümüz projelerimizde toplam 8 şantiyemiz aktif olarak çalışıyor” dedi. İttifak Holding CEO’su Tahir Atila

Yapı Malzeme Ağustos 2016

117


Mimari dinamik bir hava kazanan ortak alandaki ışıklandırmanın çizgisel izleri Passage Cafe’nin iç mekan tasarımına da yansıtılmış. Günışığı almayan bir alanda tasarlanan Passage Cafe’nin önemle ele alınan aydınlatma tasarımı, zeminde, tavanda ve duvarda devam eden ışık izleriyle birlikte direk ve en direk aydınlatma armatürleriyle çözülmüş. Böylelikle ferah ve aydınlık bir iç mekan elde edilmiş. Lineer ve net çizgiler, zeminde halının içerisine gömülmüş metallerle, tavanda ahşap latalarla ve duvarda ise aydınlatma elemanlarıyla sürdürülmüş. Kafe içerisindeki hakim lineerliğin kırıldığı ve mekana heyecan katan bar bölümünün daha yumuşak hatlar kurarak kullanıcıları çekmesini amaçlayan Boytorun Architects, akrilikten üreti-

Boytorun Architects’ten naif bir tasarım: Passage Cafe İç mekan tasarımı Boytorun Architects tarafından yapılan, Süzer Plaza’daki Passage Cafe, sert ve yumuşak çizgileri aynı potada harmanlayan bütüncül yaklaşımı ve özgün detaylarıyla ziyaretçileri için ferah ve dinlendirici bir mola mekanı olma özelliği taşıyor. Mimar Yudum Boytorun ve Mimar Semih Boytorun’un kurucusu olduğu Boytorun

Architects tarafından tasarlanan Şişli Süzer Plaza’daki Passage Cafe, hem Borusan Grubu ve Süzer Plaza çalışanları için bir sosyal alan, hem de showroom ziyaretçileri için bir mola noktası olarak tasarlanmış. Çok net ve rijit çizgilerin diyagonal hatlarla birlikte harmanladığı Passage Cafe, etkin ışıklandırması, özgün detayları ve bütüncül kurgusuyla dikkat çekiyor. Boytorun Architects, Süzer Plaza içinde, asansörlere çok yakın bir noktada ve yapının giriş katındaki showroom’larla iç içe konumlanan Passage Cafe’nin yanısıra, giriş kattaki ortak dolaşım alanlarını da tasarlamış. Yekpare bir biçimde uzanan koridorların tekdüzeliğini kırmak için asma tavana monte edilen lineer ışık hatları sayesinde, hem dolaşım aksları tanımlanmış hem de ortak alanlara hareket katılmış. Etkili bir ışıklandırmayla

Yudum Boytorun

Semih Boytorun

len amorf biçimli barı mekan içerisinde akışkan formuyla ayrıştırmış. Showroom alanlarından üzerinde şehir silueti kurgulanan film kaplama cam bir panel duvarla ayrıştırılan Passage Cafe’de, ahşap bölücü duvar üzerindeki iddialı lineer ışıklandırma aynalı bir nişle tamamlanarak mekanın derinlik algısı artırılmış. Ahşap kullanımının yoğun olduğu 200 m2 alana sahip Passage Cafe’nin hareketli zemin kaplaması, ölçüsüne ve yerine göre özel olarak imal edilmiş.

118

Yapı Malzeme Ağustos 2016



“Şehrin kalbinde

yer alan projeler üretiyoruz”

Aslanpark Erenköy

“Tüm projelerimizde çevre ile uyum içerisinde olan ama bize ait farklılıkları yansıtan tasarımlar yapmayı tercih ediyoruz.”

120

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Aydoğan İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı üstlenen İrfan Aydoğan ile gayrimenkul sektörünün geleceğine dair konuştuk. Bu keyifli söyleşimizde ülke genelinde gerçekleştirilmeye çalışılan Kentsel Dönüşüm ile ilgili önerilerde bulunan Aydoğan, Yeşil Binalar hakkındaki fikirlerini de bizlerle paylaştı.

İrfan Aydoğan’ı ve Aydoğan İnşaat’ı sizden dinleyebilir miyiz? Aydoğan İnşaat önce güven, kalite anlayışını ve satış sonrası hizmeti ön planda tutan bir firma olarak gelişmektedir. Bugün Aydoğan İnşaat, ağırlıklı olarak Bağdat Caddesi’nde yapmış olduğu A plus butik projelerle mahalle hayatını yeniden


Proje yaşatmakta ve marka değerini her geçen gün arttırmaktadır. Ortaya koyduğumuz kalitemiz ve hizmet anlayışımız sayesinde inşaatlarımızı yaparken, bütün inşaatlar arasından Aydoğan İnşaat’ın yaptıkları hemen fark edilmektedir. Şimdiye kadar Zonguldak, Kadıköy/İstanbul, Marmara Ereğlisi bölgelerinde olmak üzere 250 bin metrekarelik konut inşaatını teslim ettik. Bağdat Caddesi üzerinde 100 bin metrekare alan üzerinde inşaat yaptık.

Aydoğan İnşaat olarak Türkiye’deki gayrimenkul sektörünün geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz? İnşaat sektörü uzun bir süredir Türkiye ekonomisini sırtlanıyor. Şu an ülkemiz belirsizliklerle dolu bir yıl içerisine girmiş olsa da inşaat sektörü, ekonominin öncü gücü olmaya devam edecektir. 2015 yılında gerçekleştirilen konut satışıyla, cumhuriyet tarihinin konut satışı rekoru kırıldı. İnsanlar oturacakları konutların dışında, yatırım aracı olarak da gayrimenkulü değerlendiriyorlar. Bir yandan da gün geçtikçe artan bir yabancıya konut satışı söz konusu. Ancak inşaat sektöründeki bu hareketlilik, her gün sektöre yeni oyuncuların girmesine neden olmaktadır. Tabii ki her sektörün istediği şeylerden bir tanesi rekabettir. Sektörün canlanması, kendisini geliştirmesi için rakiplerin olması gerekmektedir. Yalnız burada şöyle bir sorun çıkıyor, yeni oyuncuların birçoğunun inşaat sektöründe ne yazık ki hiçbir tecrübesi bulunmuyor. Yakın bir zamanda bu da sektörde ciddi sıkıntılara yol açacaktır ki, uzun süredir bu sıkıntıları sürekli dile getiriyoruz. İnşaat sektöründe hiçbir tecrübesi olmayanların bu sektöre adım atması, kentsel dönüşüm için binalara teklif verilirken işi alabilmek adına hatalı maliyet hesaplarının yapılması ve satış fiyatlarının belirlenmesi, sektörde ciddi sıkıntılara neden olmaktadır. Bunun dışında arz fazlalığı ve ekonomik beklenti sebebiyle satışların istenilen seviyede olmaması, malzeme ve işçilik fiyatlarındaki dolar sebepli artışların mevcudiyeti, sektördeki diğer sıkıntıların birkaçıdır.

Sizce İstanbul’u kentsel dönüşüme iten en önemli problemler neler? Kentsel dönüşümün başlangıç noktası, ülkemizin deprem gerçeği oldu. 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi” kanunuyla birlikte 1998 yılından önce yapılan riskli binalar kentsel dönüşüme dahil edildi. Deprem gerçeğinin dışında, mevcut yapı stoğunun yaşlanması, 35-40 yıl önce kullanılan şartname, yönetmeliklerin ve standartların yetersiz kalması, geçmiş yıllardaki yapım tekniklerinin artık uygulanamaz

Aydoğan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı İrfan Aydoğan

olması, malzemelerin kalitesizliği, arsa stok sorunu gibi faktörler kentsel dönüşüme ortam hazırlamıştır.

Günümüz malzeme teknolojisinin sağladığı tüm avantajlar doğrultusunda çalışıyoruz.

Aydoğan İnşaat olarak yeşil alanlara bakış açınız nasıl?

Yeşil bina konseptinizi projelerinizde uyguluyor musunuz? Bu alanda sertifikasyon süreci yürütüyor musunuz?

Şehrin kalbinde yer alan projeler üretmeyi seviyoruz. Bütün projelerimizde yeşil alanlara ve sosyal donatılara ağırlık veriyoruz. Yeşil alan kısmında “suni bir yeşil alan”dan ziyade doğal yeşil alan oluşturuyoruz. Böyle dememizin ana nedeni birçok projede sadece belli santimetrelerde çimlendirme yapılıyor. Toprak kalınlığı çok fazla bulunmuyor. Bu da aslında suni bir yeşil alan oluyor. Örneğin; yağmur yağdığında yeterli bir toprak olmadığı için su baskınları, seller yaşanabiliyor. Aydoğan İnşaat olarak, gerçek yeşil alanlar oluşturmak hassas noktalarımızdan bir tanesi.

Dikey yapı formlarının mı yoksa yatay yapı formlarının mı İstanbul siluetine daha uygun olduğunu düşünüyorsunuz? Yapı formları ile ilgili çok keskin kabullerimiz olmamakla birlikte şehir merkezlerinde binaların dikey formda, merkez dışındaki yerlerde yatay formda olmasının uygun olacağına inanıyoruz. İstanbul tarihi merkezinin ise (Sur içi ve Beyoğlu) aslına sadık kalınarak korunmasını istiyoruz.

Projelerinizi hayata geçirirken var olan diğer yapılarla uyum sağlayabilecek bir tasarım tercih ediyor musunuz? Yoksa projelerinizin tek başına değerlendirilmesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz? Tüm projelerimizde çevre ile uyum içerisinde olan ama bize ait farklılıkları yansıtan tasarımlar yapmayı tercih ediyoruz.

Vatandaşlarımızın bu konuda yeterince bilgi sahibi olmadığını, mevzuat açısından belirsizliklerin olduğunu düşünüyoruz. Bağdat Caddesinde bir binaya Leed sertifikasına sahip bir bina teklifi hazırladık. Ancak daire sahipleri yapacağımız üstün teknik özelliklere bakmak yerine bir başka müteahhidin aylık 500 TL daha fazla kira vermesini öne çıkardılar. Bu şartlarda yeşil bina yapımı idealist arsa sahiplerinin talepleri doğrultusunda uygulanabilecektir.

Enerji verimli sistemleri projelerinizde kullanıyor musunuz? İnşaatlarımızda kullanacağımız tüm makine, ekipman ve malzemelerin son teknoloji ile üretilmiş, enerji kullanımında son derece tasarruflu, enerji kayıpları en düşük seviyede olan ve mümkün olduğunca (her zaman mümkün olmayabiliyor) yerli üretim olmasına dikkat ediyoruz.

Planlarınız içerisinde sıfır enerjili bina projeleri yer alıyor mu? Sıfır enerjili bina yapımı ülkemizde akademik araştırma ortamından çıkarak uygulama safhasına geçilme aşamasında olduğundan ve bu tür binaları yapabilmek için yatırımda (maliyet) meydana gelecek artışları piyasa şartlarında sübvanse etmenin zorlukları göz önüne alınırsa bazı destek ve tedbirlerin kamu kuruluş ve kurumlarınca alınması gerekmektedir. Ayrıca büyük sermayeli şirketlerin öncülük yapması lazımdır. Kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesi ise medya tarafından üstlenilmelidir. Yapı Malzeme Ağustos 2016

121


Geleceğin şehirlerinde Panasonic imzası

Dünya devi PANASONIC, Nomura Real Estate Development Co. Ltd. iş birliği ile Japonya’da geleceğin şehrini inşa etmek üzere harekete geçti. Proje, “Sürdürülebilir Akıllı Şehir” olarak hayata geçirilecek.

122

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Tokyo’nun güney batısındaki Yokohama şehrinde, Tsunashima’da inşa edilmesi planlanan yeni akıllı şehrin geliştirilmesine kılavuzluk edecek konsept planı geçtiğimiz günlerde açıklandı. Enerji sistemi, hidrojen dolum istasyonu ve uluslararası öğrenciler için bir yurt içeren Sürdürülebilir Akıllı Şehir Tsunashima’nın geliştirilmesine on kuruluş katılıyor.Geleceğin şehri olarak planlanan Tsunashima için belirlenen hedefler arasında CO2 emisyonlarının %40 azaltılması, %30 ya da daha fazla oranda yeni enerjilerin kullanımı yer alıyor. “Sürdürülebilir Akıllı Şehir” Tsunashima’nın bir enerji merkezi, hidrojen dolum istasyonu ve uluslararası

öğrenci yurdu olacak. Tokyo Gas Group, şehrin merkezine ısı ve elektrik ortak üretim sistemi kuracak ve sistem tarafından üretilen elektrik ve termal enerji buradan diğer tesislere dağıtılacak. JX Nippon Oil & Energy Corporation, hidrojen dolum istasyonunun işletiminden sorumlu olacak. Bu istasyonun yeni nesil enerji kaynağı olması ve yakıt hücreli araçlarla geleceğin hidrojen tabanlı toplumundaki diğer girişimlere hidrojen sağlaması düşünülüyor. Keio Üniversitesi de aktif uluslararası öğrenci değişimleri sağlamak üzere tasarlanan uluslararası öğrenci yurdunu açacak. PANASONIC ise CRE çözümleri ile bilgi birikimini ve teknolo-


Proje jisini kullanarak, alandan ve konumdan daha fazla değer sağlamaya uğraşacak ve kullanılmayan bir alanı kullanılır hale getirerek mali ve ticari değerleri artırırken topluma da katkıda bulunacak. Enerji, güvenlik, mobilite, sağlık hizmetleri ve şehirdeki tesisler, insanı merkeze alarak sürdürülebilir bir akıllı yaşamın gerçekleştirilmesini sağlayacak. Aynı zamanda şehirde yaşayanların, çalışanların, ziyaretçilerin ve diğer insanların bakış açısından geleceğin yaşam tarzlarını ve rahatlığını sunmayı hedefleyecek.

Temiz enerji üretimi… Doğal afetlere karşı dayanıklı olarak akıllı enerji ağını gerçekleştirmek amacıyla planlanan enerji tesisi, şehrin merkezinde yer alıyor. Temiz şehir gazı kullanıyor ve ortak üretim sisteminden yararlanıyor. Bu ortak üretim sistemi soğutma, ısıtma ve sıcak su tedariki için güç üretirken ortaya çıkan ısıyı da verimli bir şekilde kullanıyor.

Teknolojik hidrojen hizmet istasyonu… Hidrojen hizmet istasyonu, elektrik üretmek amacıyla ticari kullanıma yönelik yakıt hücresi sistemlerine hidrojen tedariki yapacak. İstasyon depreme dayanıklı tasarımı ve çeşitli türlerde sensör içeren çok sayıda teknolojiyi bir araya getiren hidrojen güvenlik kontrol sistemi kullanarak yakıt hücreli araçlara güvenli bir şekilde hidrojen tedarik edecek.

Üstün hayat konforu için şehir yönetim merkezi… Bu merkez; şehrin içindeki etkinlikler, şehrin enerjisi ve acil durum halinde tahliye hakkında bilgi sağlayarak akıllı şehirdeki hayatı destekleyen ve geliştiren bir yönetim merkezi olarak işlev görecek.

Uluslararası öğrenci yurdu… Geleneksel Japon kültürüyle gelişmiş teknolojileri birleştiren uluslararası öğrenci yurdu, öğrencilerin birlikte yaşama ve öğrenme kapasitesini en üst seviyeye çıkartacak şekilde tasarlanıyor. Öğrenci yurdunda, öğrenciler arasındaki iletişime yardımcı olmak için çok dilli sistemler, kullanıldığı alana göre çeşitli durumlara uyarlanabilen ışık denetleyicileri ve görsel alanları geliştiren alan düzenleyiciler bulunacak. Güvenlik sistemleri ve virüsleri hızlı bir şekilde yok edip ortamın kokusunu güzelleştiren geniş alanlı hava temizleyiciler ile yurt öğrencilerine emniyetli, güvenli ve temiz bir yaşam ortamı sunacak.

Akıllı alışveriş merkezi… Şehir enerji merkezinin atık ısısıyla çalışan, güneş enerjisi üretme ve havalandırma sistemlerini içeren bu yeni nesil alışveriş merkezinde, gelişmiş çevre dostu

önlemler de yer alacak. Ayrıca insanların süpermarketlerden aldıkları ürünleri teslim alabilecekleri şehir dolapları olacak. Proje; mağazaların yanı sıra hava durumu, doğal afetlerden korunma, trafik hakkında bilgi ya da acil durumlarda tahliye rehberliği sağlayan çok dilli sistem, müşterilerin güvenliğini sağlayan çok işlevli takip kameraları ve ayrıca turist sayısını artırmak için çok dilli çeviri sistemlerini de içeriyor.

Ekolojik hayat… Şehir için tasarlanan akıllı yaşam alanlarında, güneş enerjisi panelleri ve depolama pillerini birleştiren bir sistem kurularak yenilenebilir enerjinin verimli bir şekilde kullanılması sağlanacak. Asansörlere bağlandığında bu sistem güç kesintisinde bile asansörlerin çalışabilmesini sağlayacak. Şehirdeki her yaşam alanında düşük karbonlu bir topluma katkıda bulunan ekolojik bir hayatın sürdürülmesi mümkün olacak.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

123


Makale

Mantolama yaptırmadan önce yapılması gerekenler! • Binanızın Enerji Kimliğini çıkarttırdıktan sonra, Enerji Verimlilik Danışmanlık şirketinden bina enerji sınıfınızı yükseltmek için neler yapılması gerektiğini öğrenin. En azından bina duvarlarınızda kaç cm kalınlıkta EPS ısı yalıtım levhası kullanmanız gerektiğini sorun. Bu kalınlık bilgisini almadan mantolamada kullanılacak ısı yalıtım levhasının kalınlığını belirlemeyin veya kulaktan dolma bilgiyle karar vermeyin. Mantolama yaptırmaya karar verdiniz, peki Mantolama paketini nasıl seçeceksiniz? Mantolamaya başlamadan önce neler yapmanız lazım? • Her şeyden önce binanıza ait Enerji Kimlik Belgesini alın. www.csb.gov.tr web adresinden binanızın adresine en yakın Enerji Verimlilik Danışmanlık Şirketinin iletişim bilgilerini alın ve bina enerji kimliğinizi çıkartmasını isteyin.

• Bina yüksekliğinize bağlı olarak cephenizde kullanılabilecek ısı yalıtım sistemini seçin. Bina yüksekliği 30 metre’ye kadar olan binalarda, yangın tepki sınıfı “Zor Alevlenici- B-s1-d0” olan mantolama sistemlerini binaların yangından korunması yönetmeliğine uygun olarak rahatlıkla kullanabilirsiniz. •Binanızın mantolamasını yapacak uygulama firması ile irtibata geçin. Daha önce mantolama uygulaması yapmış, referansı olan uygulamacı firmayı seçin. • ETAG 004 Belgesi olan mantolama paketini seçin veya EPS ısı yalıtım levhalı sistemi tercih edecekseniz, TS EN 13499 EPS’li mantolama sistemi belgesi olan paketi seçin. • Satın alacağınız mantolama paketini oluşturan ürünlerin her birinin TSE bel-

124

Yapı Malzeme Ağustos 2016

gesini ve raporlarını üreticisinden isteyin. TSE Belgesi yanında ürünlerine ait CE beyanını da isteyin. Ambalajları üzerinde CE logosu olmaya yapı malzemelerini kullanmayın. Çünkü yapı malzemeleri yönetmeliğine göre binanızda kullanılacak yapı malzemelerinin TSE belgeli ve CE logolu olması şarttır. • Uygulama Firmasının bina mantolamasında kullanacağı ısı yalıtım levhasını tipinin ve kalınlığının, Enerji verimlilik danışmanlık şirketinin önerdiği ürün tipi ve kalınlığı ile aynı olup, olmadığını kontrol edin. • Binanızın mantolaması sonrasında duvarlarındaki ısıl geçirgenlik katsayılarının yani U değerlerinin ne olacağını ve bulunduğunuz ilin dahil olduğu bölgeye göre TS 825’e uygun olup olmadığını mutlaka sorgulayın. TS 825’e uygun olması lazım. • Binanızın yanına getirilen mantolama ürünlerinin sağlam, eksiksiz ve teklifte yazan markalarla aynı olup olmadığını kontrol edin. • Ambalajı yırtılmış, CE logosu olmayan ürünleri kullanmayın. • Ürün ve uygulama garantisi isteyin.



Tago Architects’ten heykelsi bir yaşam alanı:

Selçuklu Vadi Tago Architects’in Selçuk Ecza için tasarladığı Sancaktepe’deki Selçuklu Vadi projesi, heykelsi formu, çevresiyle kurduğu geçirgen ilişki ve arazinin potansiyellerini iyi kullanan tasarımıyla örnek teşkil ediyor.

İstanbul merkez ofisinin dışında Tokyo, Bükreş, Kiev ve Dubai’deki ofislerinde Avrupa, Orta Asya ve Uzakdoğu’da projeler üreten Tago Architects tarafından ta-

126

Yapı Malzeme Ağustos 2016

sarlanan Selçuklu Vadi, heykelsi formu, dinamik kütle ve cephe organizasyonuyla bulunduğu konuma farklı perspektifler sunuyor. Etrafındaki yeni hareketlenen yatırım alanlarına öncü olacak nitelikteki Selçuklu Vadi, Sancaktepe’de çevre yolu ve TEM otoyolu bağlantılarına çok yakın bir noktada konumlanması, yakın bir zamanda hemen önünden geçecek olan metro bağlantısı dolayısıyla kullanıcılarına ulaşılabilir bir yaşama alanı sunuyor. Konut alanındaki ilk yatırımını gerçekleştirecek olan Selçuk Ecza’nın kendi arazisi içerisinde bir konut projesi yapmak istemesiyle başlayan süreçte, mimar ve işveren arasındaki ilişki dirsek teması şeklinde ilerlemiş. İşverenin kurumsal kimliğiyle örtüşmesi istenen konut projesi aynı zamanda firmanın ofislerini ve ilaç deposunu da barındırıyor. Projenin tasarım kararları alınırken çev-

resindeki yollardan, özellikle de TEM otoyolundan algısı çok önemsenmiş. Benzer projelerde iç avluya yoğunlaşmış dışa kapalı bir kütle düzeni gözlemlenirken Selçuklu Vadi’de çevreyle daha geçirgen bir ilişki anlayışı benimsenmiş, dinamik kütle ve cephe kurgusuyla etrafındaki ana ve ara yollardan projenin etkili perspektiflerle algılanması sağlanmış. Binaların birbirleriyle kurduğu ilişki en iyi şekilde organize edilerek, hem plan düzleminde hem de düşeyde komşuluk ilişkilerinin güçlenmesi hedeflenmiş. Yatayda görsel bir süreklilik sağlanarak güçlü kütle hareketleriyle heykelsi bir form yakalanmış. İçerideki fonksiyona bağlı olarak hareketlenen cephe sistemi, her açıdan farklı perspektifler verecek şekilde hem estetik hem de işlevsel olarak ele alınmış. Cephedeki hareketliliği balkonların yer yer genişletilmesi ve daraltılmasıyla sağlayan Tago Ar-


Mimari

chitects, bu noktaları iç mekan kurgusundan bağımsız düşünmemiş. Projenin en güçlü öğelerinden biri olarak kullanılan corten cephe kaplaması, alt kottaki yapı kütlesinin üzerinde hiçbir kesintiye uğramadan devam ederken, ofis kısmını mimari dil olarak konutlardan ayırmış, böylelikle yapının fonksiyonu biçimsel olarak da tanımlanmış. Selçuklu Vadi projesinin peyzaj tasarımı, ara yol kotunun seviyesi baz alınarak, proje alanı içine taşınmasıyla şekillendirilmiş. Böylelikle ana yolla proje alanı arasında kot farkı oluşturularak ofis ve

depo alanları, konut alanını yoldan ayıracak bir şekilde bu kot farkı içinde çözülmüş. Ofis ve depo alanları anayoldan içeriye çekilerek otopark ve mal kabul alanı yaratılmış. Kullanıcılarına sosyal ve konforlu bir yaşam alanı sunan Selçuklu Vadi’de, farklı metrekarelerde pek çok daire tipi, dairelere ait depo ve otopark alanları, kapalı-açık sosyal alanlar ve kapalı spor salonu bulunuyor. Toplamda 110.000 m2 inşaat alana sahip olan ve 8 bloktan oluşan Selçuklu Vadi projesinde yaşam 2017 yılının ortalarında başlayacak.

Gökhan Aktan Altuğ

Yapı Malzeme Ağustos 2016

127




BIGG; ‘Çalışma Kültürü Çözümleri’yle Türkiye’de bir ilk 25 yılı aşkın tecrübesiyle ofis mekanları üzerine uzmanlaşan Bigg, ofis seçiminden taşınma yönetimine, ofis tasarımından uygulamasına kadar çok geniş bir yelpazede işverenleri için en uygun bütçe dahilinde süreç yönetimi yapıyor.

Ofis mekanları özelinde anahtar teslim çözümler sunarak kurumsal firmalar için vazgeçilmez bir çözüm ortağı pozisyonunda konumlanan Yüksek Mimar Gürhan Bakırküre’nin kurucusu olduğu Bigg, yeni

130

Yapı Malzeme Ağustos 2016

bir ofis sürecinin tüm kademelerinde ihtiyaç duyulabilecek tüm hizmetleri tek çatı altında üreten bir platform olmasıyla Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Bugüne kadar ING Bank, Şişecam, Deloitte, Roche Türkiye, Burgan Bank, Tosyalı Holding, Inteltek, Altınbaş Holding, Kulüpler Birliği gibi yerel ve uluslararası ölçekteki önemli firmalar için “çalışma kültürü çözümleri” üreten Bigg, farklı disiplinlerden profesyonelleri bir araya getirdiği uzman kadrosuyla işverenlerine ‘konum stratejisi’, ‘ofis tasarımı’, ‘teknolojinin ofis tasarımına entegrasyonu’, ‘ofis aydınlatma tasarımı ve danışmanlığı’, ‘yapım ve uygulama’, ‘ofis içi iletişim tasarımı’, ‘grafik tasarım ve uygulamaları’ ile ‘taşınma yönetimi’ başlıkları altında, yeni bir ofis için A’dan Z’ye ihtiyaç duyulan her konuda hizmet veriyor. Böylelikle işverenlerini yoğun çalışma temposu içinde yeni bir ofis için araştırma yapma, koordinasyonu yürütme, süreci

Yüksek Mimar Gürhan Bakırküre

takip etme sorumluluklarından kurtararak, onlar için tüm bu karmaşık ve zor adımları çok kısa süre içinde ve en uygun bütçe ile hayata geçiriyor. Bigg’in sunduğu bu hizmet paketini, kurumsal firmaları koordinasyonla vakit kaybetmelerini önleyerek, mutlu, verimli


Mimari ve çalışan odaklı en iyi ofis çözümlere ulaştırmak için oluşturduklarını dile getiren Yüksek Mimar Gürhan Bakırküre “Bigg, çalışma kültürü çözümlerini içeren ve özellikle ofis alanında tüm mekânlarla ilgili bütün bir çözüm paketi üreten bir markadır. Bu markayı yaratmaktaki amaç işin en başından en sonuna kadar bir bütün olarak hizmet vermek ve bu hizmetleri bir uzmanlık çerçevesi içinde sunmaktır. Bunu sağlamak için, süreç içinde ihtiyaç duyulabilecek tüm danışmanları bir araya getirerek ve analizler yaparak bir yol haritası çiziyoruz. İşte BIGG bu danışmanlıkların bütünüdür”, diye ekliyor.

Bigg ile ‘Rüya Ofisler’ Gerçeğe Dönüşüyor... Bigg, ofis projelerin hayata geçirilmesinde, yapım ve uygulama konularında da hizmet veriyor. Şantiye yönetiminden yasal sürecin takibine kadar tüm bölümler ve süreçler arasında koordinasyonu sağlama hizmetleriyle çalışan Bigg, malzeme kararlarını, kaliteli işçiliği, ileri detay çözümlerini gözeterek; uzman ekipleriyle tüm süreci yönetiyor ve işverenlerinin ‘rüya ofis’lerini gerçeğe dönüştürüyor. Çalışmalarını “Hayata heyecan ve eğlence katmak” mottosuyla yürüten Inteltek’in yeni genel müdürlük ofisi de Bigg’in gerçekleştirdiği ‘rüya’lardan biri... Projede, her zamanki gibi önceliği, sağlıklı ve mutlu bir ofis yaratmaya veren Bigg, Inteltek’in İstanbul Uniq Plaza’da yer alan yeni ofisinde çalışanların motivasyonunu arttıracak, aynı zamanda da aydınlık ve şeffaf bir ofis ihtiyacını karşılayacak bir iç mekan oluşturdu.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

131




Perakende dünyası Bosch ile güvende Bosch’un geliştirdiği Video Teknolojisi; fireyi azaltma ve hırsızlık vakalarında kanıt olarak sunulmanın ötesinde; gerçek işletme değeri sağlayan ve elde edilecek sonuca katkı yapan yeni uygulamalara imkân veriyor. Perakende sektöründe fire vermenin önüne geçmek, her şirket için en önemli zorlukların başında geliyor. Global anlamda faturası 2015 yılında 110 milyar Avro’ya kadar ulaşan bu kayıplara son vermek için şirketlerin uygun teknolojilere yatırım yapması gerekliliği artık kaçınılmaz bir hal aldı. Günümüzde, mevcut birçok güvenlik kamerası, 8 megapikselle HD veya hatta

134

Yapı Malzeme Ağustos 2016

4K ultra HD çözünürlükler sunuyor. Bu tür kameralar güvenlik operatörünün şüpheli faaliyeti tespit edebilme imkanını büyük oranda artırarak son derece detaylı görüntüler ortaya çıkarabiliyor. Bununla birlikte, Bosch’un starlight teknolojisi gibi yeni geliştirmeler ışık hassasiyetinde çığır açarken; geleneksel kameraların

ancak siyah-beyaz olarak sunabildiği görüntüleri renkli, diğer kameraların hiçbir şekilde gösteremediği görüntüleri ise siyah-beyaz olarak görüntüleyebiliyorlar. Perakendecilere yönelik bir diğer önemli gelişme ise panoramik kameraların ilerleyişi oldu. Tek bir görüntü içerisinde 180 veya 360 dereceli gezebilen görü-


Sektörel zamanda perakende ortamlarında tamamen yeni uygulamaları da mümkün kılacak bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Mağaza yerleşimi optimizasyonuna yönelik faydalı bilgiler iletebilen kalabalık tespiti ve hareket analizinden oluşan kombinasyon bu yeni fonksiyonlar için önemli birer örnek. Bu tür bir çözüm POS sistemlerine entegre edildiğinde çapraz kur oranlarını bile hesaplamak mümkün. Uzun vadede, Akıllı Video Analitik tarafından oluşturulan veriler, mevcut pazarlama şeklini geliştirme konusunda önemli bir rol oynayacak.

Artık kör noktalara geçit yok!

nümleri ile iyi bilinen kör nokta sorunlarına çözüm oluyor. Bosch’un hem iç hem de dış ortamlara yönelik panoramik kameraları, gün boyunca yüksek kaliteli video görüntüleri sunarak, 12 megapiksele kadar çözünürlük ve saniye başına 30 kare görüntü özelliğine sahip bulunuyor. Bu kameralar, video izleme çözümünün performansını önemli derecede artırarak hareketli nesnelerin kolayca takip edilmesini sağlıyor.

lil imkanlarını artırıyor. Günümüzün ağ tabanlı izleme ve video içerik analizi sayesinde, konsantrasyon eksikliği ve diğer insan hataları daha en baştan ortadan kaldırıldığı için olayların önemli ölçüde daha doğru şekilde saptanması sağlanıyor. İkinci olarak, operatörlerin çok yüksek sayıda canlı görüntüyü sürekli izlemek yerine sadece alarmlara yanıt vermesi gerektiğinden güvenlik personelini daha verimli hale getiriyor.

Çığır açan görüntüleme Bosch IP kameralar, İçerik Tabanlı Görüntüleme Teknolojisi (CBIT) ile pazara sunuluyor. Bosch’un bu yeniliği, sensör, görüntü işletme hattı, kodlayıcı ve video analizinden gelen bilgileri akıllı bir biçimde bir araya getirerek her sahnenin görüntüsünü dinamik olarak optimize ediyor. CBIT tarafından sunulan ve seçilen bazı kameralarda mevcut bulunan bir diğer seçenek ise her durumda mükemmel görüntü sağlayan ‘Akıllı Otomatik Pozlama (Intelligent Auto Exposure-IAE)’ özelliği. Tüm Bosch kameralarda bir standart olarak yer alan Akıllı Dinamik Gürültü Azaltma (Intelligent Dynamic Noise Reduction-IDNR)’ teknolojisi, video kalitesinden ödün vermeden akıllıca detay-bant genişliği oranını optimize ederek veri bant genişliğini yüzde 50’ye kadar düşürüyor.

Video analizi ile işletmenize değer katın! Akıllı Video Analitik, güvenlik uygulamalarının çok daha ötesine geçerek, aynı

Bosch’un sunduğu FLEXIDOME IP panoramik kameralar sayesinde, bundan sonra mağaza sahipleri tek bir şeyi bile gözden kaçırmayacak. FLEXIDOME IP panoramik 7000 MP iç mekan kamera sistemi, balık gözü lensle birlikte saniyede 30 kare ve 12 megapiksel sensör çözünürlüğüyle belirli bir alanda tam 180 derece veya 360 derece görüş sağlıyor. Balık gözü lensle saniyede 15 karede beş megapiksel sensör çözünürlüğünü birleştiren FLEXIDOME IP panoramik 5000 MP, iç ve dış mekan uygulamaları için piyasada bulunan en küçük 360 derece kubbe (dome) tasarımını sunuyor. Kör nokta olmadan tek görüntüde tam görüş ve hareketli nesneleri kolay yakalama özelliğiyle tasarlanan her iki kamera modeli, perakende video gözetim çözümlerinde önemli bir performans artışı sağlıyor. Bu özellikler Video Security Client yazılımı ile birleştiğinde, kullanıcı altıya kadar farklı görüntüleme modu seçebiliyor. FLEXIDOME IP panoramik 7000 MP kamera, dahili akıllı video analitik tam paketi sayesinde gerektiğinde operatörlerin uyarılmasını ve ilgili bilginin hem canlı hem de geçmişe yönelik olarak en etkin şekilde sunulmasını sağlıyor.

Akıllı video analitik Kamera bünyesine mantıksal ara yüz eklemek yalnızca daha iyi görüntüler sunmakla kalmayıp, aynı zamanda veri yönetilebilirliğini, genel güvenliği ve deYapı Malzeme Ağustos 2016

135


Sektörün EL ALETLERİ

BANYO MOBİLYA

Bosch

Kale

AĞAÇ & AHŞAP AGT Kastamonu Entegre

SERAMİK Yurtbay Seramik

VİTRİFİYE Bocchi


’ leri ÇATI SİSTEMLERİ & YALITIM Braas

PENCERE Egepen Deceuninck

ERİŞİM & GECİŞ SİSTEMLERİ Kone

BOYA Kale


Ürün

Banyonun keyfi Firenze&Venezia ile artıyor “IL BAGNO PER TUTTI” (herkes için banyo) mottosuyla yola çıkan Bocchi; gelişmeleri ve trendleri yakından takip ederek, yeni yaşam tarzlarını benimseyip, renkli tasarımlarla ileri teknolojiyi birleştiriyor ve banyonuzun atmosferini değiştiriyor. Alışılmış banyo tasarımına yenilikçi bir bakış açısı kazandıran Bocchi için ünlü İtalyan tasarımcılar Claudia Danelon ve Federico Meroni tarafından tasarlanan Firenze & Venezia koleksiyonu, esnek kullanım alternatifleri sunarak, banyolarda ilham verici, rahatlatıcı ve keyifli bir atmosfer yaratıyor. Bocchi tasarım ekibi tarafından günümüz insanının bir banyoda hayal edeceği tüm ihtiyaçlar ve banyo deneyimine keyif katacak gereksinimleri göz önünde bulundurularak inovatif bir yaklaşımla tasarlanan Firenze & Venezia geometrik ve modern olduğu kadar iddialı bir forma sahip. 18 farklı renk seçeneği ile birbirinden farklı banyolar yaratmanı-

138

Yapı Malzeme Ağustos 2016

za olanak sağlayan seri, banyolarınıza farklı bir dinamizm getiriyor. Bocchi ile

modern, kullanışlı ve doğal banyolar sizleri bekliyor.


Ürün

Seramiği evinizin her köşesine taşıyın! Islak ve sirkülasyonun yoğun olduğu zeminlerde tercih edilmesiyle bilinen seramik karolar, yapısal ve estetik özellikleriyle artık tüm yaşam alanlarına taşındı. Seramik karoların yalnızca banyo ve mutfaklarda kullanılan, tek renkte, 10 x 10 ebatında kareler olarak görüldüğü zamanlar geçmişte kaldı. Mimaride ve iç dekorasyonda oluşan minimalist akımlar, karo endüstrisi tarafından da benimsendi. Bugün, her mekâna uyumlu seçenekler sunan seramik karolar; dış cepheden bahçeye, balkondan havuza, yatak odasından oturma odasına, salon zemininden antreye kadar çeşitli yaşam alanlarında kullanılır hale geldi. Yaşam alanlarınızın duvar ve zeminlerini seramik ile kaplamak ya da seramiklerinizi yenilemek istiyorsanız; Yurtbay Seramik’in sezon önerilerine gelin birlikte göz atalım. Yaşadığı yerde kendi stilini oluşturmak isteyenleri, uygulanabilir birbirinden şık fikirler arayanları bekleriz.

Rose

Şık bir banyo için Rose Serisi, tüm görkemiyle yuvanızda yerini almaya hazır. Rose üç boyutlu, zarif, beyaz çiçek figürleriyle, tasarımda klasik çizgiden yana olanlar için ideal bir seçenek sunuyor. Kullanım alanı duvar olan Rose, 25x65 ebatıyla, 24,5 x 10,5 bordürüyle yeşilin en pastel rengini banyonuza taşıyor.

Little Wood

Little Wood Serisi, mekanların havasını değiştiriyor, parkenin sıcaklığını, seramiğin sağlamlığıyla yansıtıyor. Özel bakım gerektirmeyen, temizlenmesi kolay, doğayla dost Little Wood, dilediğiniz her mekanı ahşabın doğal dokusuyla süslüyor, doğanın huzuruna evlerde yer açıyor.

Lapis Mermerin zarafetini, en gerçekçi dokularla, estetik formlarla birleştiren Lapis Serisi. Yer ve duvar takımı olarak hazırlanan seri, 30 x 60 ebatı, krem ve kahverengiyle duvarda, 40 x 40 ebatı, kahverengi olarak da zeminde kullanılıyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

139


Ürün

Kale’den her iklime dayanıklı dış cephe boyası: Performa+ Kale Boya, her türlü iklim koşullarına karşı dayanıklı, ekstra elastik dış cephe boyası Performa+ ile binaları koruma altına alırken, yüzeydeki çatlak problemini de ortadan kaldırıyor.

140

Yapı Malzeme Ağustos 2016

Doğadan esinlenerek hayata geçirdiği dış cephe boyaları ile her mevsim en gözde renkleri tüketicilerle buluşturan Kale Boya, geliştirdiği ürünlerle farklı ihtiyaçlara kapsamlı çözümler sunuyor. Kale Boya, yağmur, kar, nem, aşırı soğuk veya sıcaktan etkilenmeyen özel dokuya sahip ürünü Performa+ ile dış cephelerini kapladığı binaları koruma altına alıyor. Çevre dostu Kale Boya’nın üstün performanslı ürünü Performa+, alışılmış boyalar ile karşılaştırıldığında farklı teknik çözümleriyle öne çıkıyor. Tamamen su geçirimsiz bir boya olan Performa+, yağmura karşı tam koruma sağlıyor. Elastik akrilik polimer esaslı, uzun ömürlü dış cephe boyası Performa+; çatlakları köprülerken, su geçirmeme özelliğinin yanı sıra binaya nefes aldıran yapısıyla fark yaratıyor. Performa+ uygulandığı yüzeye güçlü bir şekilde yapışmasından dolayı sektör profesyonelleri tarafından özellikle tercih ediliyor. En gözde renklerle binalara canlılık katan Kale Boya’nın yenilikçi ürünü Performa+, 2.5 ve 15 litrelik ambalajlarda satışa sunuluyor. Performa+, Kale Mantolama Sistemleri ile birlikte kullanıldığında 10 yıl ürün ve 2 yıl uygulama garantisi kapsamındadır.


Ürün

Kale ‘Icon Mini’ ile banyolarda şık bir ambiyans Yeni banyo mobilya koleksiyonu ‘Icon’ ile banyolarda zarif bir atmosfer yaratan Kale, küçük hacimli alanlar için hayata geçirdiği ‘Icon Mini’ serisiyle, son derece şık ve esnek kullanım alternatifleri sunuyor. Kale, Ece Yalım Design Studio tarafından

tasarlanan ‘Icon’ koleksiyonu ile banyoları sıra dışı bir görünüme kavuşturuyor. Kişiselleştirmeye uygun şık çözümleriyle kullanıcının hayatını kolaylaştıran ‘Icon Mini’ serisi, çağdaş iç mimarinin izlerini banyolara yansıtıyor. Kale ‘Icon Mini’ serisi, şıklığı, zarafeti ve

kaliteyi ürünlerin dokusunda, detaylarında ve işçiliğinde görmek isteyen tüketicilere hitap ediyor. Küçük hacimli banyolarda kendine kolayca yer edinebilen seri; minimalist ve ikonik tasarımıyla modern yaşam tarzına uygun bir ambiyans oluşturuyor. Yapı Malzeme Ağustos 2016

141


Ürün

Legend ile kolay kullanım ve kusursuz yalıtım Her zaman yenilikçi ve öncü ürünleri ile dikkat çeken Egepen Deceuninck, piyasaya sürdüğü son ürünü yeni Legend Sürme Sistemi ile ses ve ısı yalıtımını en üst düzeye taşıyarak, estetik tasarımı ve kolay kullanımı bir arada sunuyor

Kusursuz ses ve ısı yalıtımı sağlayan PVC’lerin mimari tasarımlara uyum sağlamasına ve özellikle kolay kullanılabilir olmasına dikkat ediliyor. Ancak ses ve ısı yalıtım performansını düşürdüğü gerekçesiyle sürme sistemler kullanıcılar tarafından bugüne kadar çok tercih

142

Yapı Malzeme Ağustos 2016

edilmiyordu. Egepen Deceuninck, sürme sistemlerinin bu dezavantajını ortadan kaldırmak, mekâna yer kazandırmak, kullanım kolaylığı sağlamak ve geniş açıklıklarda uygulanabilme özelliklerini katmak amacıyla yeni nesil Legend Sürme Sistemi’ni piyasaya sundu. Legend Sürme Sistemi, ses ve hava yalıtımında üst düzey bir performans sunuyor ve estetik tasarımının yanı sıra kullanıcılara sunduğu kolay kullanımla da öne çıkıyor.

Sürme sistemi daha çok tercih edilecek Yüksek performansı, güçlü izolasyonu ve çok kolay kullanımı ile mekânlara maksimum fayda sağlayan Legend Sürme Sistemi, 76 mm genişliğe, 5 odacıklı kanat yapısına sahip. Diğer sürme sistemlerine göre daha iyi hava sızdırmazlığına sahip olma iddiasını taşıyan Legend Sürme Sistemi’nde 52 milimetre kalınlığına kadar cam kullanılabiliyor. Farklı renk seçenekleriyle alternatif dekorasyon imkânları sunan seri, enerji verimliliği ve

konforlu yaşam arasında bir denge kuruyor. Yeni nesil sürme sistemi, PVC profil ve donanımsal anlamda, ilk kez Egepen Deceuninck çatısı altında Türkiye piyasasına sunuldu. Bu ürünlerin tasarım tescil başvuruları da Türk Patent Enstitüsü’ne yapıldı.


Ürün

AGT yeni ‘Soft Touch’ koleksiyonunu pazara sundu! AGT’nin birbirinden ilham verici renkleri, göz alıcı tasarımları duvarlara geliyor. Yeni Soft Touch duvar paneli koleksiyonu ile AGT, ipeksi bir dokunuşun yanı sıra iç mekanlara şıklığı da getiriyor. Fırtına Gri, Kaya Gri, Yeni Gri, Krem ve Lake Beyaz’dan oluşan koleksiyonun mat renkleri, sadeliği ile göz alırken, mekanların her köşesi başka bir kişiliğe kavuşuyor.

5 seçkin renkten oluşan Soft Touch Koleksiyonu, duvarlar için özel olarak üretilen duvar panelleri ile birlikte farklı taç, süpürgelik ve yüzey profilleri, özgün kombinlee ve tasarımlara imlkan tanıyor. Soft Touch duvar panelleri, aynı renkte üretilebilen Soft Touch kapılar ile yaşam alanlarının havasını değiştiyor, mekana bambaşka bir ruh kazandırıyor.

Yaşam alanlarına özel ahşap çözümler sunan AGT, hayatı güzelleştirmeye devam ediyor. Yeni duvar paneli koleksiyonu ‘Soft Touch’ ile iç mekanları, ipeksi bir dokunuş ile baştan oluşturuyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

143


Ürün

Kone’den hayatı kolaylaştıran yeni teknoloji: Ide300™ kapı ve asansör erişim sistemi KONE IDE 300™ olarak adlandırılan kapı ve asansör erişim sistemi sayesinde binalar, içinde ikamet eden kişiyi tanıyor. Kişi binaya girdiğinde kapıyı açıp ışıkları yakan sistem, asansörü de otomatik olarak zemin kata çağırıyor ve kişinin çıkacağı katı önceden seçerek asansörün beklemesini sağlıyor.

Bu teknoloji ile binanız sizi tanıyor… Finlandiya’da kurulan ve 1910 yılından bu yana dünyada olduğu gibi ülkemizde de asansör pazarının zirvesinde yer alan KONE, şimdi yepyeni bir ürünle hayat standardını yukarıya taşıyor. KONE IDE 300™ adı verilen; bina, kapı ve asansör erişim sistemi ile dairenize ya da ofisinize ulaşmanız çok daha kolaylaşıyor. Sistemin kurulu olduğu binalarda kulla-

144

Yapı Malzeme Ağustos 2016

nıcının kart okuyucu üzerindeki anahtar etiketine basması ile otomatik kapı açılıyor. Sistem hemen kullanıcıyı tanıyor ve ışıkları yakıyor. Aynı şekilde asansörü lobiye çağırıyor ve kapıları açık şekilde bekletiyor. Kullanıcı, asansöre adımını attığında herhangi bir tuşa da basması gerekmiyor. Sistem, kullanıcının evinin ya da ofisinin bulunduğu katı otomatik olarak seçiyor. Aynı şekilde binadan ayrıldığında da hareket sensörü kapıyı açıyor.

Herkes için büyük avantaj taşıyor… KONE IDE 300™ sistemi, birçok avantajı da beraberinde getiriyor. Böylece ofisinize ya da dairenize giderken beklediğiniz süre minimuma düşüyor. Elinde alışveriş poşetleri ya da bebek arabası olanlar herhangi bir zorlukla karşılaşmıyor. Ço-

cuklar ve yaşlılar için de bu sistem büyük kolaylık anlamına geliyor. Özelleştirilebilir anahtar etiketleri sayesinde güvenlik de sağlanmış oluyor. KONE IDE 300™ sistemi, modernizasyon sırasında binalara pratik şekilde ve rahatça kurulabiliyor.


Ürün

URBAN; kentin şıklığını yaşam alanlarına taşıyor Laminat parke üretiminde Avrupa’nın en büyük 5 üreticisinden biri olan Kastamonu Entegre’nin dekorasyonda şıklık ve estetiği buluşturan Urban serisi, Floorpan ürünlerinde isimlerini New York, Peking, Sydney, Miami, Shanghai, Tokyo, Chicago ve Los Angeles’tan alıyor. Her zevk ve yaşam alanına hitap etmek üzere geliştirilen seri; Artfloor markasıyla da Paris, Cenevre, Lizbon, Madrid, Monaco, Roma, Viyana ve Barselona şehirlerinin

estetiğini sunuyor. Dünyanın en büyüleyici şehirlerinin isimleri ile adlandırılan Urban serisinde ürünlerin her biri, adını aldığı şehrin öncelikli tarzını yaşam alanlarına taşıyor. URBAN serisi Floorpan ve Artfloor markalarına ait toplam 16 farklı dekor seçeneği sağlıyor. 32. sınıf AC4 olarak üretilen seri, daha sağlam ve dayanıklı yapısı ile ofis, bekleme odaları ve ticari mekânlar için de öncelik sunuyor.

Parke sektörünün ana markaları Floorpan ile Artfloor ile sektörde yeniliklere imza atan Kastamonu Entegre, dekorasyonda farklılık yaratan Urban serisiyle tarzını konuşturuyor. Kastamonu Entegre’nin enerjik ve şehir konseptli, derzli olarak ürettiği Urban serisi, standartların üstünde gerçekçi bir görünüm sunuyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

145


Ürün

Braas Çatı Sistemleri, uzun ömür ve yüksek performans için farklı ürün grupları ile çatıyı çözülmesi gereken bir sistem olarak ele alıyor. Çatılarda estetiğin yanı sıra işlevsellik açısından da, fonksiyonel, pratik ve modern çözümler sunuyor. Braas, çatı saçak detaylarını çözmeye yönelik akılcı iki ürünü Metalvent ve Saçak Eteği ile çatılarda fark yaratıyor.

Fonksiyonel ve pratik detay çözümleri:

Metalvent ve saçak eteği

Braas Çatı Sistemleri, Türkiye’de faaliyete başladığı ilk günden bu yana; uzun ömür ve yüksek performans için farklı ürün grupları ile çatıyı çözülmesi gereken bir sistem olarak ele alıyor. Braas Çatı Sistemleri ürün gamında, kiremitten güneş enerji sistemlerine, iş ve insan güvenliği çözümlerinden detay çözümlerine kadar birçok yenilikçi ürün bulunuyor. Braas, çatılarda estetiğin yanı sıra işlevsellik açısından da hem fonksiyonel hem pratik hem de modern çözümler geliştirerek, mimarlara ve nihai kullanıcılara bilinçli tercihler yapabilme imkânı sunuyor.

Çatı Saçak Detayında Çok İşlevli Çözüm: Metalvent Çatı saçak detayında çok işlevli bir çözüm olan Metalvent, genişletilmiş bir metal. 90 cm. uzunluğa sahip olan

Çatı Saçak Detayında İşlevsel ve Pratik Çözüm: Saçak Eteği

Metalvent, hem ilk sıra kiremitlere güçlü bir mesnet oluşturuyor hem kiremit altında etkin ve üniform havalandırma sağlıyor hem de kiremit altına yabancı madde ve canlı girişini önlüyor. Metalvent, Braas kiremidin yüksekliği ve şekline tam uyumlu bir tasarıma sahip.

Alüminyumdan üretilen, hazır kat çizgilerine sahip bir çözüm olan Saçak Eteği, Braas Çatı Sistemleri’nin hem Thermomanto hem de latalı sisteminde farklı işlevlerde kullanılabiliyor. Saçak Eteği, saçak tahtası altında konumlandırılarak Thermomanto sistem uygulamalarında su sızdırmalarına karşı ek güvenlik sağlıyor. Ürün, damlalık işlevi görebilecek şekilde biçimlendirilebiliyor. Latalı sistemde ise Saçak Eteği yardımıyla, saçakta oluşan kiremit altı yüksek alın detayları örtülerek estetik bir görünüm teşkil edilebiliyor. Saçak Eteği, Gül Kurusu ve Antrasit renkleri ile tüketicilere sunuluyor.

Braas Yakaflex ile çatınız güvence altında Braas Çatı Sistemleri’nin en önemli sistem ögelerinden biri olan Yakaflex, baca ve duvar dibi detaylarında sıklıkla karşılaşılan su sızdırma problemlerine kesin ve uzun ömürlü çözüm getiren dayanıklı bir ürün. Isı farklılıklarına mukavim özel yüzeyi ve alüminyum hasır takviyeli iç dokusu sayesinde her türlü atmosfer şartlarına karşı yüksek direnç gösteren Yakaflex, kendi kendine yapışma özelliği sayesinde ayrı bir ısıl işlem gerektirmeden hızlı bir şekilde uygulanabiliyor. Çok

146

Yapı Malzeme Ağustos 2016

esnek ancak dayanıklı yapısı ile özel bir aparata ihtiyaç duyulmaksızın kolayca şekil alıyor ve verilen formu koruyor. Gül Kurusu, Antrasit ve Havana Kahve renk seçenekleriyle çatı örtüsüne tam uyum sağlayarak, çatının estetik performansını da artırıyor. Braas’ın baca - duvar dibi detaylarını çözmeye yönelik güçlü, uzun ömürlü ve pratik ürünü Yakaflex, mimar ve son kullanıcılara sorunsuz baca ve duvar dibi detayına sahip çatılar sunuyor.


Ürün

Bosch’tan daha hassas sonuç veren iki yeni kesici Bosch Elektrikli El Aletleri, GOP 55-36 Professional ve GOP 40-30 Professional adlı iki yeni modeli ürün gamına ekleyerek kesici serisini genişletti. Bosch ve Fein’in ortak çalışmasıyla geliştirilen Starlock aksesuar sisteminin entegre edildiği ürünler, daha hızlı çalışma temposunda daha hassas sonuçlar elde etme imkanı veriyor.

Bosch Elektrikli El Aletleri, profesyonel ürün gamını iki yeni kesici çeşidiyle genişletti. Starlock aksesuar sistemiyle zenginleştirilen ürünler, daha yüksek performans, daha uzun ömür ve daha fazla çalışma süresi sunuyor.

2 farklı performans sınıfı: StarlockPlus ve StarlockMax Star-lock(Starlock) Plus ve StarlockMax performans sınıfları, makine gücüne göre aksesuar seçimlerinde yardımcı oluyor. Hem daha fazla ürün ömrü hem de daha fazla çalışma süresi anlamına geliyor. Geniş aksesuar yelpazesi aynı zamanda geniş bir uygulama alanı da sağlıyor. Toplamda 32 Starlock aksesuarı, 4 StarlockPlus aksesuarı ve 12 StarlockMax aksesuarı bulunuyor. Daha küçük performans sınıfları büyük makinelere uyacak şekilde tasarlanırken, 48 farklı aksesuar StarlockMax için uygunluk gösteriyor. En zorlu görevlerde bile yüksek performans GOP 55-36 Professional, Starlock-

Max performans sınıfında yer alıyor. 550 Watt gücüyle en zorlu görevler üzerinde çalışırken bile kullanıcılarına yüksek performans sağlıyor. GOP 40-30 Professional ise 400 Watt gücü ile StarlockPlus performans sınıfında yer alıyor. Küçük salınım açılı bu ürün, daha hassas bir çalışma sağlarken entegre LED ışığı sayesinde karanlık alanlarda da çalışmayı mümkün hale getiriyor.

3 saniyede aksesuar değişimi imkanı GOP 55-36 Professional ve GOP 40-30 Professional çok yönlü kesiciler, anahtarsız aksesuar değişimiyle rahat kullanım sağlıyor. Kayağa benzer bir mantıkta işleyen Snap-in fonksiyonu, sadece 3 saniyede aksesuar değişimiyle profesyonellere daha hızlı hareket imkanı veriyor.

Yapı Malzeme Ağustos 2016

147


Cosentino, hem dünyada hem Türkiye’de büyüyor 110 ülkede faaliyet gösteren dünyanın en büyük kuvars taşı üreticisi Cosentino Group, 2014 yılında İstanbul, Ankara ve İzmir’de açtığı üç ayrı “ Cosentino Center” ile satış ağını hızla geliştirerek, sektör profesyonelleri ve son tüketiciler arasında bilinirliliğini artırdı ve tercih edilen marka olarak konumunu güçlendirdi. Türkiye kuvars pazarında iki yıl gibi kısa sürede pazar payını yüzde 12’lere çıkaran grup, 2019’da yüzde 27’lik bir pazar payına ulaşmayı planlıyor. Portföyünde bulunan 150’nin üzerindeki renge her yıl yaklaşık 20 renk ekleyen Cosentino Group, önümüzdeki yıl da Türkiye’ye yönelik yatırımlarına hız verecek ve yeni tesisler açarak istihdam sağlayacak.

IFC Rönesans Holding’e ortak oldu Siemens Rüzgar Enerjisi ve Yenilenebilir Enerji Departmanı’ndan Konecranes’e büyük ölçekte vinç siparişi… Konecranes Mayıs 2016’da Almanya’daki Siemens Rüzgar Enerjisi & Yenilenebilir Enerji Departmanı’ndan büyük ölçekte bir vinç siparişi aldı. Bu sipariş 18 adet tavan vinci ve 1 adet portal vinçten oluşuyor. Vinçler 2017 yazında teslim edilecek. Taraflar, siparişin bedeli hakkında açıklama yapmamaya karar verdi. Konecranes Avrupa Endüstriyel Ekipman Başkan Yardımcısı Markku Saarinen “Siemens Rüzgar Enerjisi ve Yenilenebilir Enerji Departmanı’na, Cuxhaven-Almanya’da kuracakları nasel fabrikasında kullanacakları vinçleri temin etmekten gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu. “Vinçleri, müşterilerimizin güvenliklerini artırmalarına ve üretim verimliliklerini yükseltmelerine yardımcı olmak için en son teknolojiyle tasarladık. Bu sipariş, gelecekteki işbirliklerimize sağlam bir temel oluşturuyor.” dedi.

148

Yapı Malzeme Ağustos 2016

IFC, Türkiye’nin en büyük uluslararası müteahhitlik şirketleri arasında yer alan Rönesans Holding ile hissedarlık anlaşması imzaladı. IFC, ortaklık sözleşmesi kapsamında Rönesans Holding’e 215 milyon Amerikan doları tutarında yatırım yapacak. Ortaklığın, Rönesans Holding’in rekabet gücünü artırarak küresel bazda büyümesine ve ileride gerçekleşebilecek olası bir halka arz için hazırlık sürecine katkıda bulunması bekleniyor. İpek Ilıcak Kayaalp, “IFC kurumsallaşma anlamında bizi bir adım daha öteye götürecek” Konuyla ilişkin açıklamalarda bulunan Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı İpek Ilıcak Kayaalp, “Biz, işini severek, titizlikle ve en iyisini hedefleyerek yapan ve bu sayede giderek dünya markası haline gelen bir Türk firmasıyız. 3 kıtada ve 21 ülkede pek çok projeye imza atarken bir yandan da hızla büyüyen bir aileyiz. Bu özellikler güvenilir yabancı yatırım kuruluşlarının da ilgisini çekiyor. Yaklaşık 2 yıl önce Asya’nın en büyük yatırım kuruluşlarından Singapur devlet fonu GIC ile Rönesans Gayrimenkul Yatırım şirketimizde bir ortaklığa imza atmıştık. Daha sonra, global anlamda kamu altyapı projelerine odaklanan Fransız yatırım fonu Meridiam ortaklığında Rönesans Sağlık Yatırımları Türkiye’yi geleceğe taşıyacak projeleri hayata geçirmeye başladı.” dedi.


Kısa Kısa

Ece Ceylan Baba

Seranit Grup’a, XONE - Seramik Tasarım Yarışması’dan 3 ödül 8 Haziran 2016 / İstanbul - Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Seramik Tanıtım Grubu’nun Türkiye seramik sektörünün ihracatını artırmak amacıyla 2013’ten bu yana düzenlediği XONE - Seramik Tasarım Yarışması sonuçlandı. Yapı sektörünün önemli aktörlerinden biri olan Seranit Grup, üç ürünü ile katıldığı yarışmadan ödülle döndü. Ulusal ve uluslararası platformlarda adından sıkça söz ettiren Seranit Grup, kurumsal kategoride “Seramik Kaplama Malzemeleri dalında katıldığı yarışmada Aquanit ile Gold, Seranit porselen markaları olan Duostone ile Gold ve Seravista ile Bronz ödül aldı. İnovatif ve yenilikçi yaklaşımıyla bu ödüllere layık görüldüklerini belirten Seranit Grup Başkan Yardımcısı Ece Ceylan Baba, bu sayede kalitelerinin bir kez daha farklı bir platformda kanıtlandığını ifade etti. Ece Ceylan Baba, “Üç ürünle başvuru yaptığımız yarışmada, uzun Ar-Ge süreçlerinden geçerek hazırlanan ürünlerimizin ayrı ayrı ödüllendirilmesi bizi onurlandırmıştır. Aldığımız ödüller ve sertifikalara çok önem veriyoruz. Yüzde 100 Türk menşeli bir firmanın da artık ulusal ve uluslararası arenada ödüller alabildiğini kanıtlamış bulunuyoruz. Kaldı ki; son dönemde girdiğimiz hiçbir yarışmadan ödülsüz dönmedik” dedi. Ece Ceylan Baba ayrıca, Seranit Grup olarak başarılardan aldıkları şevk ve moralle daha fazla çalışacaklarını, kalite ve mükemmellikte çıtayı en üst noktalara taşımaya devam edeceklerini söyledi.

Turgay Şarlı

Şişecam’a ‘İhracat Şampiyonu’ ödülü

Yeni eğitim merkezinde teknik ve mesleki beceriler de geliştirecek

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen 23. Olağan Genel Kurulu ve İhracat Şampiyonları Ödülleri sahiplerini buldu. Düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanlarında küresel bir oyuncu olan Şişecam Topluluğu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 23. Olağan Genel Kurulu ve İhracat Şampiyonları Ödül Töreni’nde “Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri” kategorisinde ‘ihracat lideri’ ödülünün sahibi oldu. Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman’a ödülü, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi takdim etti. Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman ödüle ilişkin açıklamasında, “Türkiye’nin en köklü kuruluşları arasında yer alan Şişecam Topluluğu, bugün düzcam, cam ev eşyası, cam ambalaj ve cam elyafı gibi camın tüm temel alanları ile soda ve krom bileşiklerini kapsayan iş kollarında küresel bir oyuncudur. Bugün 21 bini aşkın çalışanıyla faaliyetlerini sürdüren Şişecam Topluluğu olarak ihracat liginde sektör lideri olmayı ülkemiz ekonomisine kattığımız değer açısından çok önemsiyor ve bu ödülü almaktan ayrıca mutluluk duyuyoruz. Önümüzdeki dönemde de küresel büyüme vizyonumuz ile uluslararası pazarlarda güçlenmeyi sürdüreceğiz” dedi.

Alanının önde gelen şirketleri arasında yer alan thyssenkrupp Asansör Türkiye, eğitimli insan kaynağı yetiştirmeye yönelik faaliyetlerini İstanbul’da hayata geçireceği eğitim merkezi ile sürdürüyor. Çalışanlara ve iş ortaklarına yönelik eğitimlerin sadece bu amaca yönelik ayrı bir merkezde gerçekleştirileceğini söyleyen thyssenkrupp Asansör Türkiye Genel Müdürü Turgay Şarlı, “2 bin 500 metrekarelik kapalı alana sahip 6 katlı bir binayı şirketimizin eğitim merkezine dönüştürmek üzere çalışmaya başladık. Teknik ve mesleki eğitimler ile birlikte, beyaz yakalı çalışanlarımız ve yöneticilerimiz için yönetim becerilerine yönelik eğitimler de planlıyoruz. Ekibimize yeni katılanların oryantasyon eğitimleri ile iş güvenliğine ve sağlığa yönelik programlar da planda yer alıyor. Haftalık periyotlarda gerçekleşecek eğitimlerle, hem teknisyenlerimizi hem de iş ortaklarımızı thyssenkrupp Asansör’ün ve farklı markaların ürünlerine yönelik bilgilendireceğiz. Gerek yasal düzenlemeler gerekse şirketimizin küresel çaptaki standartları, projelerde birlikte görev aldığımız iş ortaklarımızın eğitim ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanmasını zorunlu kılıyor. Dört adet asansör kuyusunun yanı sıra asansör ve yürüyen merdiven simülatörlerinin de yer alacağı eğitim merkezi, ürünlerimizin kurulum süresini azaltırken, teknisyenlerimizin becerilerinin gelişimine de önemli katkıda bulunacak.” dedi. Yapı Malzeme Ağustos 2016

149















Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.