Stiletto Haziran

Page 1

1


2


3


4


5


6


7


8


DUNYA JET-SETİNİN YENİ GÖZDESİ

GENÇLİK SARMALI ; HELİX-D SERUM Ünlü Amerikalı Doktor Lou Rinaldi tarafından geliştirilen yeni kırışıklık giderici serum, Türkiye’de eczanelerde satışa sunuldu. Çok yeni ve farklı bir teknoloji içeren HELİX - D Yüz ve Göz serumu, uluslararası araştırma laboratuarlarında çalışan çok sayıdaki bilim adamının yer aldığı bir ekip tarafından ABD’de geliştirildi.

İÇİNDEN IŞIK GEÇEN SERUM

HELİX SARMALI..

Helix-D, yüksek teknolojiyle üretilen ve cilt bakımının geleceğini günümüze taşıyan yeni nesil bir anti-aging çözümü sunuyor... Serumun en önemli özelliği, etken maddesi peptidleri ayrı ayrı, içerisindeki sarmalada muhafaza ederken, tam kullanım anında birleştirmesi... Böylece içerik etkiniğini uzun süre yitirmiyor ve kullanım anında maksimum etki sağlıyor.

Helix-D’nin seçkinlikle bilimi birleştiren teknolojisi görünümüne de yansıyor. Helix-D şişesinde görülen şeffaf renkli “Helix-D bazı” ile spiral şekilli “Helix-D matriksi” etkileşime geçerek, birbirinin etkinliğini arttırıyor. Dünya jet-setinin yeni gözdesi olan bu serumun sahip olduğu en önemli yeniliklerden biri de emilim teknolojisi... Helix-D serumun içeriğindeki aktif maddeler, hedeflenen cilt katmanlarına hızla ve yeterli miktarda ulaşıyor. Helix-D güçlü antioksidan etkisi, uzun süreli nemlendirici özelliği ve içerdiği özel peptidler ile cildi gençleştirmeyi, rafine etmeyi hedefliyor. ABD’de piyasaya çıktığı andan itibaren ünlü kullanıcıları ile adından sıkça söz ettiren serum,

www.helix-d.com.tr

Türkiye’de sadece eczanelerde bulunuyor. 9


10


11


12


13


14


Küçük Bebek Caddesi’nde, kılı kırk yararak dekore edilmiş ütopik atmosferi ile damak çatlatan lezzetleri ve sizi kendi içinizde derin bir yolculuğa çıkaracak ‘kırık plak’ tadındaki müzikleri ile.... İstanbul’da ‘kırk yılda bir gibi’ bir

“MAHALLE BARI”

Küçük bebek cadddesi No: 4/A Bebek İstanbul Tel: 0 212 265 25 56

15


Haziran 2013 16


FotoÄ&#x;raf: Anton Oparin

17


İçindekiler Babalar Günü Hediye Seçenekleri

Akıl Oyunları Cesur Sert

Plajın Gözdeleri Ayakkabı Çanta Seçenekleri

Androjen Çağ Moda

Arkadaşım Max Sinema

Cennet'e Ait Merve Hasman

34 49 82 84 94 98

Fotoğraf: Osman Özel

Rita Hayworth Zamansız Stil İkonları

16 18

106


19


Arman

YAYINCI LATA BASIN YAYIN FİLM REKLAMCILIK İTH. İHR. TİC. VE LTD. ŞTİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ (SORUMLU) Lale Antitoros ( lale@stiletto.tc ) YAYIN KOORDİNATÖRÜ Duygu Ela Erdoğan (duyguela@stiletto.tc) GENEL KOORDİNATÖR Renan Kaleli ( renan@stiletto.tc ) GÖRSEL YÖNETMEN VE GRAFİK TASARIM Taci Tırnaklı ( taci@stiletto.tc ) YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Bahar Susup ( bahar@stiletto.tc )

42

Röportaj

FOTOĞRAF DİREKTÖRÜ Merve Hasman ( merve@stiletto.tc )

46

MODA EDİTÖRÜ Tuba Benian ( tuba@stiletto.tc )

Prada'nın Muiccia'sı

GÜZELLİK EDİTÖRÜ Gila Benezra ( gila@stiletto.tc ) YAZARLAR Merve Hasman Bay J Murat Tavlı Renan Kaleli Duygu Ela Erdoğan Sevda Tezol Tuba Benian Gila Benezra Sinan Hızalan Sezgi Beşli Doruk Öztürk Tevfik Urgancıoğlu Levent Çeviker Cesur Sert KATKIDA BULUNANLAR Can Gürcan - Osman Özel Başak Koçoğlu - Derin Tırnaklı Serhan Akgün - Tuna Agçe HUKUK DANIŞMANI Nilhan Antitoros Tunç MALİ MÜŞAVİR ve FİNANS MÜDÜRÜ Serra Aytaç YÖNETİM YERİ Nevvar Salih İşgören Cad. No:1/4 Daire:4 Alsancak/İZMİR Tel/Fax: 0232 421 97 62 STILETTO ABONE HİZMETLERİ Müşteri Hizmetleri : abone@stiletto.tc

Tatil Kombinleri

BASKI METRO Matbaacılık Yahya Kemal Beyatlı Cad. No. 94 BEGOS 3. Bölge Buca İZMİR Tel: 0232 290 33 11 Fax: 0232 290 33 21

62

DAĞITIM Dünya Süper Dağıtım Tic. San. A.Ş

Stiletto Güzellik 20

123

Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın BASKI TARİHİ 01 Haziran 2013


16

21


20 22


23 21


edito Sonunda Kavuştuk Dört gözle beklediğimiz yaz sonunda geldi... Hava pırıl pırıl, deniz, kum, güneş derken erken tatil planları şimdiden başladı. Bu sayımızdaki moda sayfalarında, belirlediğimiz tatil rotalarına göre kombiler yaptık. Puket, San Torini, Marrakech derken yeni sezon trendleri arasında kaybolduk. Rahatlıksa rahatlık, şıklıksa şıklık! Hepsi bir arada pek keyifli oldu. Kapak kızımız Adriana Lima, 30'lu yaşlarına rağmen güzelliğiyle zirvede kalmaya devam eden bir isim. Modası geçmeyecek olan Victoria's Secret Meleğini mercek altına aldık. Şimdilerde objektiflere aşık olan melez güzelin, çocukken fotoğraf makinelerinden ağlayarak kaçtığını biliyor muydunuz? Uluslararası üne sahip tasarımcı Ezra-Tuba Çetin kardeşler, bu ayki sayımıza konuk oldular. Tasarımlarıyla ilgili merak ettiklerimiz, markaları ve yeni koleksiyonlarıyla ilgili detaylı bilgiler verdiler.

Genel Yayın Yönetmeni

Lale Antitoros

Yazarlarımız çoğalıyor... Bu ay ekibimize, gazeteci Cesur Sert de katıldı. Adıyla birebir uyuşan karakterini ve yazılarını çok seveceksiniz. Müzik dünyasına, İskender Paydaş'ın prodüktörlüğü ile yeni adım atan Arman ile albümünü ve merak edilenleri konuştuk. Bu keyifli sohbeti kaçırmayın derim. Haziran ayında sevgili babalarımızı unutmadık tabii ki. Babalar gününe özel, hediye seçenekleri için ünlülerden ilham aldık. Bu vesileyle tüm baba olan ve olmaya hazırlanan okuyucularımızın yanısıra her an özlemle anıp, yüreğimde sakladığım Canım Babam'ın Babalar gününü kutluyorum.

24


25


Not Defteri RICH IS BACK Matthew Williamson kendine özgü tasarım tavrını şimdi de Benefit ile yaptığı işbirliği için kullanıyor. Rich is Back! ismini verdiği, sınırlı sayıda üretilen makyaj paleti ile kendi makyaj koleksiyonuna da imza atıyor. Bu sezon 70'ler teması üzerinden ilerleyen Benefit ve Matthew Williamson oldukça uyumlu bir ikili. Pastel renklere hakim palet, Benefit'in meşhur maskarası They're Real!'in mini bir versiyonu, mini bir ruj, allık ve dörtlü fardan oluşuyor.

JIM BEAM Honey Bal aromalı Burbon Şimdi Türkiye’de Dünyanın bir numaralı Burbon viskisi Jim Beam bu kez çok özel bir viskiyi ilk kez Türkiye'de satışa sunuyor. Jim Beam Honey o kadar özel bir viski ki daha önce yaşadığınız tüm viski deneyimlerinin ötesine geçiyor. Burbon ve balın çok özel birleşimiyle bir araya gelen Jim Beam Honey ilk kez Türkiye'de tüketicileriyle buluşarak raflardaki yerini alıyor. Açık ve altın sarısı rengi, %35 gibi benzerlerine göre daha düşük alkol oranı, güçlü vanilya ve bal aromalarına sahip Jim Beam Honey erkekler kadar, kadınların da ilk tadımda vazgeçemeyeceği bir viski.

PRADA’DAN KISA HİKAYE YARIŞMASI! PRADA, 50 yılı aşkın yayımcılık deneyimine sahip ünlü yayınevi Feltrinelli Editore işbirliğiyle bir edebiyat yarışması düzenledi. Optik gözlük çerçevelerinden yola çıkarak, Prada yazarına şunu soruyor: "Gözlerimizin bize gösterdiği gerçekler nelerdir? Ve bu gerçekler merceklerden nasıl süzülür? "Dünyanın bütün dillerine açık olan bu kısa hikaye yarışması, farklı yaratıcı dilleri keşfetme isteğiyle geliştirilmiş. Son katılım tarihi 18 Haziran. Yarışma koşulları ve detaylı bilgi için tıklayın: Prada.com/journal

26

RIHANNA RIVER ISLAND İÇİN TASARLADI! Rihanna River Island için ilk giyim koleksiyonu raflardaki yerini aldı bile. Bu aynı zamanda Rihanna için ilk tasarım deneyimi... Rihanna, "Ben bir süredir kendi koleksiyonumu tasarlamak istiyordum. River Island benimle işbirliği yapmak istediğini söyledi ve bana mükemmel bir partner olabileceğini düşündüm. Londra ve ben, River Island kıyafetlerini gerçekten çok seviyoruz. Gerçekten sabırsızlanıyorum!" diyerek tasarımla ilgili olan heyecanını dile getirdi..


“This is my time” Kelly Rowland

www.forumsaat.com.tr

www.twsteel.com

27


Not Defteri

Louis Vuitton Travel Books

CLINIQUE ANTİALERJİK

6 yıllık araştırmanın sonunda Clinique hassas ciltler için özel olarak ürettiği ojeleri piyasaya sürdü. Ojelerinizin bir alerji sebebi olacağını hiç düşünmemiş olabilirsiniz ama gün içinde ellerinizi hem yüzünüze hem de gözlerinize yüzlerce kez sürdüğünüzü düşününce, aslında antialerjik oje kullanmak hiç de mantıksız değil. Yeni çıkardığı serisinde 20 farklı renge ev sahipliği yaparken, görmüş olduğunuz bu 9 rengin limited edition olduğunu hatırlatalım.

Dior Cruise 2014 Monaco Promenade Casiraghi'de Raf Simons'ın gizemli dünyasına geçişte Dior'un masalsı hikayesinin derinliklerini sorgulayan tasarımlarla karşılaşıyoruz. Sakin, renkli hatta eğlenceli koleksiyonda Fransız çizgileri Akdeniz sıcaklığı ile buluşuyor. İlk defa dantel ile çalışan Raf, namı diğer romantizm sembolünü bilim kurgu öğesine döndürmeyi başarıp bir kez daha modern zaman prenseslerini büyüleyebileceğini kanıtlıyor.

28

Chéri Samba ile Paris'e, Natsko Seki ile Londra'ya, Jean Philippe Delhomme ile New York'a, Daniel Arsham ile Paskalya adasına gitmeye ne dersiniz? Louis Vuitton Travel Books için bir araya gelen sanatçılar, her şehri kendi gözlerinden Louis Vuitton için resimliyor. Bu yaratıcı kitaplar ve içindeki illüstrasyonlar eşliğinde Louis Vuitton'u yanınıza alıp dünyayı dolaşmaya başlayabilirsiniz.

H&M’İN SON SÜPRİZİ DOUTZEN KROES H&M kampanyalarına ara vermeden devam ediyor. Beyonce, David Beckham, Vanessa Paradis, Gisele Bündchen derken, markanın son gözdesi Doutzen Kroes oldu. Tulum'da (Meksika) gerçekleştirilen çekim, Terry Richardson tarafından yapıldı. Kroes'a bazı karelerde Tyson Ballou eşlik etti.

ADIDAS’TAN BECKHAM’A ANLAMLI VEDA

Yeşil sahalara veda eden David Beckham, son maçına özel bir tasarımla kişiselleştirdiği Adidas Predator Lethal Zone kramponlarla çıktı. İngiliz futbol efsanesinin üne kavuşturduğu ikonik adidas Predator Lethal Zone kramponlar, Adidas ürünlerinin kişiselleştirilebildiği www.miadidas.com sitesi üzerinden Beckham tarafından baştan yaratıldı. Beckham, aynı adı taşıyan Adidas kramponları 1996 yılından bu yana giyiyor.

TOPSHOP - KATE BOSWORTH İŞBİRLİĞİ Kate Bosworth ve Topshop işbirliği ile hazırlanan yepyeni koleksiyonda kısa şortlar, elbiseler, yelekler festival ruhunu yansıtıyor. "Modayı her zaman sevdim. Topshop'un tasarım ekibiyle çalışmak ve onların deneyimlerinden öğrendiklerim benim için harika bir fırsattı." diyen oyuncu, markanın kampanya fotoğrafları için kamera karşısına geçti.


29


Mevsim ne olursa olsun, Londra, "en cesur tarz" ünvanını kimselere kaptırmamakta oldukça ısrarlı görünüyor.

30


31


En yeni trendlerin, canlı renklerin hit parçalarla buluştuğu şehirde, sokaklar her an podyuma dönüşmeye hazır!

32


GALERI NUR

33


"Uyumayan şehir" Newyork'taki fashionista'ları hafife almayın! Zıtlıkları en uyumlu hale getirmenin ipuçlarını, tarzlarında en iyi şekilde yansıtıyorlar.

34


35


BABALAR GÜNÜ’NDE

HEDİYE SEÇİMİNİZDE ÜNLÜ İSİMLERDEN 36 34

İLHAM ALIN


Giorgio Armani Eau De Nuit EDP

DA VID BECKHAM david beckham Ünlü babalar

236

İş hayatındaki başarısı tarzına da yansıyan bir babanız varsa David Beckham'ın stilinden fikir aldığınız bu hediyeleri severek kullanacak.

Hermés

,00

TL

Dsquared

695

,00

GBP

Brioni

225

,00

GBP

Alexander Mc Queen

425

Just Cavalli

155

,00

GBP

,00

GBP

İnci

328

,50

TL

Jimmy Choo

Hugo Boss

89

,00

295

,00

GBP

TL

37


Hugh Jackman Hugh Jackman Ünlü babalar

Sportif, enerjik ve her daim bakımına düşkün babalar için... Hugh Jackman'in tarzına bir göz atmadan hediye alışverişine çıkmayın!

Decathlon

69

,00

H&M

19

TL

TL

Links of London

Polo Ralph Lauren

125

,95

395

,00

GBP

,00

GBP

H&M

24

Neill Barett

185

,95

TL

,00

GBP

Dolce&Gabbana

235

Marc Jacobs Bang Bang

209

38

,00

TL

Marc by Marc Jacobs

165

,00

GBP

,00

GBP


BRAD PITT BRAD PITT

Ünlü babalar

Rahatına düşkün ancak şıklığından ödün vermeyen stil babanızı yansıtıyorsa, hediye seçeneklerinde Brad Pitt'in tarzından ilham alabilirsiniz.

Burberry

325

H&M

24

,00

GBP

Norse Projects

95

,95

TL

Paul Smith

192

,00

GBP

,00

EU

Carven

189

H&M

49

,00

EU

,95

TL

Calvin Klein

328

Smoothing Beard Fluid

14

,50

TL

,90

TL

H&M

24

,95

TL

39


ONDRA

NOTLARI

"Haziran bir başka güzel"

H

ava güzel evde oturmak olmaz, sabah okul koşuşturmamın arkasından, atıyorum kendimi kentin renkli sokaklarına. En favori mekanim West Bourne Grove, Nothing Hill bölgesinde. Hani şu hepimizin bildiği, Hugh Grant ve Julia Roberts'ın başrollerini paylaştiği "Notting Hill" filminden aşina olduğumuz renkli sokak kapıları olan bölge. Bana, Nişantaşı'nın elit ve kendine tarz havasını çağrıştırıyor burası. Çok şık butik mağazaları ve sofistike cafeleriyle sizi içine alan bir atmosfere sahip burası. Bu nezih sokağın devamından Portobello caddesine bağlanabilirsiniz. Burası da bana Örtaköy'ü hatırlatıyor, özellikle haftasonu antika ve ikinci el eşya satan 1000'den fazla stand görebilirsiniz.

40


West Bourne Grove'a varınca ilk işim Daylesford Organic'te keyifle sabah kahvemi içmek, içerisi organik ürünlerle dolu aynı zamanda kahvaltı ve öğle yemeği de servis ediliyor. Hafif bir menüsü ve cezbedici bir salata barı var. Tabii ki organik ürünlerinden almadan çıkmak olmaz. Daylesford'un ardından mağaza mağaza gezip sezonun öne çıkan parçalarına ve renklerine göz atmayı seviyorum, en beğendiğim mağazalardan biri modacı Melissa Odabash'inki; ipek kaftanlar, plaj kiyafetleri, aksesuarlar... Saatlerimi geçirebilirim burada. Joseph, Matches, Heidi Klein, Smythson, Maje, Zadig&Voltaire, Aubin&Wills vs. butiklerin hepsi birbirinden güzel ve davetkar. Öğle yemeği için alternatif bol ama benim size önereceğim iki yer var. Ottolenghi ve Nicole Farhi café, nam-ı diğer 202 café. Ottolenghi, salata ağırlıklı hafif bir menüye ve insanı baştan çıkaran bir hamur işi standına sahip. Uzun bir dikdörtgen masayı diğer müşterilerle paylaşıyorsunuz, o yüzden masada yer açılmadan yemek siparişi almıyorlar. Fakat

herkes birbirine saygılı, yemeğini bitiren masada saatler harcamıyor sohbet için. Nicole Farhi Café ise çok popüler bir mekan, magazin dergilerinden aşina olduğunuz yüzleri görme ihtimaliniz çok yüksek. Yine hafif bir menü ve masayı istediğiniz kadar işgal edebileceğiniz rahat bir ortam sizi bekliyor. Café'nin alt katı ve yemek bölümünün bir kısmı, Nicole Farhi ürünlerinin satışı için ayrılmış. Ürünler biraz yüksek fiyatlı ama çok tarz parçalar bulmak mümkün. Öğle yemeği de yendi, artık eve dönme vakti. Hep hüzünleniyorum buradan ayrılırken. Kendi kendime iki hafta içinde geri gelmeye söz vererek ayrılıyorum bu büyülü sokaklardan.

41


Haziran'da Londra'da neler var; Hampton Court Palace Konserleri: 13-24 Haziran arası sürecek konserlere, eğer şehirdeyseniz, mutlaka gidin. Sarayın avlusunda hazırlanan konser alanı kelimenin tam manasıyla büyüleyici. A kustik ve ışık oyunları inanılmaz etkileyici. Size tavsiyem “piknik menülü konser bileti” almaniz, böylece konser öncesi sizin için ayarlanan piknik sepetinizle, sarayın bahçesindeki çimenlere uzanıp önce midenize sonra kulaklarınıza bir ziyefet çekebilirsiniz. Lisa Stansfield, Jools Holland, Cliff Richard sahne alacak sanatçılardan bazıları.

42 40


I R A L N U Y O L AKI Cesur Sert

FUTBOL / FANATİZM / ŞAMPİYON "Hayattan futbolu çıkarın, geriye ne kalır ki" son günlerin gözde reklam sloganını kendimce değiştirdim. Erkeği, kadını, yaşlısı, genci meşin yuvarlakla yatıp, üç puanla kalkıyoruz. Haftanın yedi günü futbol maçı olsa, kimsenin gıkı çıkmayacak. Ne dizi, ne politika, ne de hayat pahalılığı. Gözümüz hiçbir şey görmüyor. Galatasaray, 19'uncu kez şampiyon oldu. Yeni sezonu, flaş transferleri, Avrupa'daki maçlarımızı iple şimdiden çekiyoruz. Türkiye, her geçen gün büyüyen bir futbol ülkesi oluyor. Futbolu seviyoruz. Uzun yıllar da sevmeye devam ederken, fanatizme nasıl dur diyeceğiz?

yenİ dönem yıldızlar Eskiden jenerasyon dediğimiz kavram 25 yıllık bir süreçti. Günümüzde ise matematiksel olarak bunu ifade etmenin bir yolu yok. Her şey çok hızlı değişiyor. Sahne yıldızları gibi. Her gün bir popçunun türediği 2000'ler bile çok geride kaldı. Üreten, zeki, yönetilen, iyi pazarlanan yetenekler artık zirvede. Çok acımasız bir dönem aslında sektör için. Zirvedeki isimler hızla değişiyor. Benim listemdeki yıldızlar ise Sıla, Murat Dalkılıç, Volkan Konak, Ebru Gündeş ve Linet. Siz bu satırları okuyana kadar listedeki isimler değişebilir. Dikkatinize!

SIRA BANA GELDİ Türkiye uzun yıllar garip kuyruklarda bekleyen insanların ülkesi oldu. Yıl 2013'ü gösterirken, beklenen kuyrukların türü ve profili değişti. ATM dediğimiz bankamatikler, mekandaki tuvaletler, sinema gişeleri, uçağa binerken bilet işlemleri. Sakız gibi uzayan diyaloglar, makinalar, otomatlarla vedalaşamayanlar. Teknoloji devrinde, hızlı akan hayatımızda uzun gelen beklemeler. Umarım bir kamu spotu da bunun için çekilir.

43


Röportaj

"Şarkılarım, Duygularımı Ve Düşüncelerimi Ödünç Verdiğim Andır." ARMAN

Deli Dünya

44

Ünlü aranjör İskender Paydaş’ın müzik dünyasına yeni kazandırdığı genç şarkıcı Arman, kendi ismini verdiği ilk albümüyle pop müziğe alternatif getiriyor. Albümde İsra Gülümser imzası taşıyan bestenin dışında Arman’ın kendi besteleri yer alıyor. Albümün ilk klibi ise ‘Deli Dünya’ şarkısıyla müzik kanallarında görücüye çıktı bile.


İlk albümün piyasaya çıktı, nasıl gidiyor, her şey yolunda mı? 25 yaşındayım, ilk albümüm üç ay önce çıktı, kendi ismimi verdim, "Arman". Çünkü insanların beni tanımasını istiyorum, neler yaptığımı, hislerimi, duygularımı tanımalarını istiyorum. Bir söz vardır hep söylediğim, "şarkılarım, duygularımı ve düşüncelerimi ödünç verdiğim andır" diye, bu albümde de insanlar benimle tanışacak ve ona şahit olacaklar. 25 yıllık bir emeğin eseri, çünkü yaşadıklarımla oluşan bir şey bu. Yaklaşık beş yıldır İskender Paydaş'la çalışıyorum O'nun yanında yetiştim.

Albümdeki şarkılar kime ait? Bir tanesi akustik versiyon olmak üzere 9 şarkı var. Çıkış parçası "Deli Dünya"nın sözlerini İsra Gülümser yazdı. Onun dışında bütün söz-müzikler benim. İlk klip şarkım çok protest bir şarkıydı, senaryosunu ben yazdım. İsyankar bir klip gerçekten, kendimizce yanlış olduğunu düşündüğümüz konulara değiniyor ve seyirci kalmamamız gerektiğini söylüyor. Bu klibe güveniyoruz, zaten olumlu tepkiler alıyoruz, izlenme sayısı her geçen gün giderek artıyor.

Peki şarkı sözlerini yazarken daha çok ne motive ediyor? Kimi acıdan, kimi mutluluktan beslenir ya... Ben üzüntüden besleniyorum galiba, şarkı yapmam için farklı bir yaşanmışlık olması gerekir.

Peki şarkılarını söylemesini istediğin birileri var mı? Kendi şarkılarımı ileride vermek istiyorum aslında, piyasada şu anda birbirlerinin şarkılarını söyleyen insanlar var, bir de sanırım ben daha çok düet yapmak isterim, farklı yorumlar farklı tarzlar çıkabilir ortaya.

45


Röportaj Albüm fotoğraflarını kim çekti? Dilan Bozyel çekti. Kapak tasarımını da Arda Aktaş yaptı. Bir çok filmin de afiş tasarımcısıdır.

Peki daha önce neler yapıyordun, müzikten önce uğraştığın başka bir şey var mıydı? İngiltere'de Denizcilik Hukuku ve Denizcilik İşletmesi okudum. Türkiye'ye dönünce bir broker şirketinde 6 ay kadar çalıştım, memnun kalmadım. Sabahları erken kalkıp eve geç gitmek pek bana göre değildi açıkçası. Müzik hep hayalimdi. İngiltere'de okuduğum sürede yazları İskender Paydaş'ın yanındaydım, müziği hep devam ettiriyordum.

İskender Paydaş’la yollarınız nasıl kesişti? Ben üniversite sınavlarına hazırlanırken babam beni motive etmek

46

amacıyla, güzel bir puan alırsam beni stüdyoya götüreceğini söylemişti. Stüdyoda demo albümü yaptık, demo albüm de çok sevildi yakın çevrem tarafından, "Yetenekliymişsin üstüne git" dediler, ben de oradan aldığım öz güvenle İskender Paydaş'ın menajerine mail attım. O da beni İskender Paydaş'la tanıştırmak istedi, sonra birbirimize çok ısındık, çalışmaya başladık.

Ailede müzisyen var mı peki? Hayır, yok.

Peki baban ne diyor şimdi bu duruma? Babam başlarda istemiyordu, "Sanatçı mı olacaksın başımıza" diye bir görüşü vardı. Sonra benim yaptığım şeyleri görünce gurur duymaya başladı ve insanlara benim işlerimi benden daha çok gösterir oldu. Şimdi destekliyor, "Bir şey yapacaksan en iyisini yap" diyor, bir nevi menajerim gibi çalışıyor yani, ailem benden çok inanıyor bana, güzel bir duygu...

İlk albümün çıktı, artık kıyısından köşesinden değil tam ortasındasın piyasanın, zorlandın mı ya da dışarıdan göründüğü gibi miymiş bu işin içinde olmak? Dede Efendi'nin bir lafı var, "Müzik öyle uçsuz bucaksız bir derya ki, paçalarımı sıvadım hala içine giremedim" diyor. Benim için de öyle, hep içimde vardı, çocukluk hayalimdi. Erkek çocuğu ya topçu ya popçu olmak ister ama hayat onu bir şekilde farklı yöne iter, gerçekleri görüp vazgeçersin hayalinden, ben vazgeçmedim.

Ama topçuyla, popçuya pek kız vermiyorlar biliyorsun… O eskidenmiş, şimdi tam tersi bence, eskiden para kazanılmıyordu o işlerden, şimdi kazanılıyor sanırım. Röportaj: Duygu Ela Erdoğan


47


ʻNIN

ʻSI ‘Stile savaş açmak bile kendini ifade etme biçimidir.’ Herkesin merak ettiği kadın, Prada'nın moda dünyasına yön veren marka olmasındaki en büyük etken. Bayan P. olarak anılan Miuccia Prada, markayı 1978'de devraldıktan sonra, Prada'yı devler ligine taşımakla kalmadı, kendisi de en etkili kadınlar arasında yerini aldı. Prada'nın bir yaşam tarzı olduğunu söyleyen Bayan P. nasıl ki modada yalınlığı, entelektüelliği, abartıdan uzak lüksü, özgüveni, bir adım önde gitmeyi hedeflediyse bunların yaşam tarzının da bir parçası olmasından kaynaklandığını belirtiyor. O'na göre "ne tasarlıyorsan O'sun çünkü... Dünyanın en zengin 100 kişisinden biri olan Miuccia Prada, moda dünyasının tüm görkemine rağmen başarılı bir iş kadını, iyi bir anne ve sıkı bir İtalyan olmaktan başka bir kaygısı yok. Defilelerin ardından ayakta alkışlayan seyirlere yalnızca sahne arkasından başını hafifçe uzatarak el sallamakla yetiniyor ve çok ender röportaj veriyor. "Röportaj verirken kendimi asla rahat hissetmiyorum. Çünkü insanların nasıl düşündüğümü anlamalarını istemiyorum." diyor.

48

Bayan P.'nin

moda serüveni

Miuccia sırtını aile mirasına dayayabilirdi ama O, öyle yapmadı. Modaya dahil olmayı hiç istemedi. Gösterişli bir hayat O'nun için cazip değildi çünkü.


Babası II. Dünya Savaşı'nın ardından işten çekilince, mağaza yönetiminin sorumluluğunu da annesi devraldı. Annesinin sert, katı ve kuralcı olmasına Miuccia, 15 yaşına geldiğinde isyankar bir asilikle karşılık veriyordu. Uygunsuz ne varsa onlarla ilgilendi ve onların peşinden koştu. Belki de bu uygunsuzluklar silsilesi Bayan P.nin yaratıcılığının kitabını oluşturdu. Modada vazgeçemediği ilk isim Yves-Saint Laurent'di. Anne baskısından kurtulduğu kolej yıllarında bir yandan "moda için, giysiler için, güzellik için" deli olurken, bir yandan komünist bildiriler dağıtıyor, ama YSL markalı kıyafetler giymekten ve kocaman, abartılı şapkalar takmaktan kaçınmıyordu. Sonrasında Milan Üniversitesi'ne girdi ve siyaset okuyup, doktora yaptı. Aynı zamanda Milan Piccola Tiyatrosu'nda mim çalıştı. Sebebini; "Çünkü arayışta olduğum bir dönemdi. O sıralarda hayatımda bir sürü çılgın, garip şey oluyordu ve mim sanatının da garip bir ambiyansı, tuhaf insanları vardı. O yüzden sevdim. Bedenini ve zihnini kontrol etmekle ilgiliydi. Bir disiplin ekolüydü. İşte bana da bu kaldı zaten - disiplin. Üç gün boyunca bedeninin bir yerini doğru şekilde kullanmaya odaklanmak. Bu beni baştan çıkardı, çünkü şimdi de farklı bir şey yapmıyorum. Bir yere odaklanıp onu doğru yapmak." diye açıklıyordu.

İlk koleksiyonla Moda Dünyasında Bomba Etkisi Miuccia'nın 1989'da ilk hazır giyim koleksiyon tanıtımı moda dünyasında bomba etkisi yarattı. Modacıların karşısında genç kızlıkla dişilik, seksapelle masumiyet, entelektüellikle titizlik arasında gidip gelen yepyeni bir kadın tipi vardı: Pilili etekler, ütülü ve düzgün gömlekler, hırpani botlar; yalın, sade okullu çizgiler. Bu İtalyan modası değil diyenler çıktı. Haklıydılar, bu farklı olmak için çaba göstermeyen, istediği tarzı yaratan, kimsenin yapmaya cesaret edemediğini yapmaya bayılan Miuccia'nın modasıydı. Seksiliğin ön plana çıktığı zamanların geçtiğini, artık doğal görünümün prim yapacağını iddia ediyordu. 1995'te erkek modasına da el attı ve tasarımları yine herkesi şok etmeye yetti. Son yıllardaki tasarımlarında görülen farklılık, modaya ilişkin görüşlerinde ciddi bir değişimin hakim olduğunu gösteriyor. Belki olgunlaştığından, belki yaşamı farklı bir açıdan görmeye başladığından... "İnsanlar nasıl giyindikleriyle ilgilenmediklerini söylediklerinde tepem atıyor. Her sabah üstlerine bir şeyler giyiyorlar ve modayı reddettiklerini söyleseler bile üstlerinde bunu gösterecek kıyafetler olmak zorunda. Stile savaş açmak bile kendini ifade etme biçimidir." diyecek kadar cesur Miuccia.

49


Miu Miu Çılgınlığı Entellektüel tasarımcı olarak adını altın harflerle yazdıran Bayan P.nin zekası tartışmazız çok parlak. 1992'de Prada'dan bağımsız olarak tasarladığı Miu Miu ile bu yönünü gözler önüne sermiş oldu. Kendi markası için söyledikleri ise şaşırtıcı değil aslında: "Miu Miu biraz acayip bir marka, dolayısıyla entelektüel olarak algılanıyor. Bense Miu Miu ile eğlendiğimi söyleyebilirim. Prada için tasarım yaparken daha ciddi sorulara cevap arıyorum" Ama klasik olanı alaşağı etmeye de bayılıyorum.! "Bir şeyin nasıl görüneceğiyle asla ilgilenmedim. Genel olarak bir fikir üzerine, konsept üzerine çalışırım. Kendimi koleksiyonun içine hapseder, sonra tüm parçaları bir araya getiririm." diyor. Sonuç olarak Miuccia Prada, inadından vazgeçmeyerek, moda dünyasını şaşırtmaya devam edecek gibi gözüküyor.

50


51


DIR DIR'IN ZARARLARI Hala okuyorsunuz yani yazdıklarımı? İlginç, ben hep sesiyle var olmuş biri olarak, yazdıklarım kaale alınmaz diye düşünmüştüm. Aslında hep çok önemli fikirleri olan biri olduğumu düşündüm ama sonra ihmal etmeyip şunu da düşündüm: Büyük ihtimalle herkes öyle düşünüyordur. Her düşüncemin tasvip edilesi, harika fikirler çıkarttığını iddia etmiyorum ama mesela radikal konularda, misal "Kaç çocuk sahibi olmalıyız"!! Ben bir tane, tek single öneriyorum. Oh hadi yapmayın, yani benim de çocuğum var ama çocuklar işleri zorlaştırıyorlar. Ama ne oluyor, hani çok tatlılar, çok sevimliler ya buna kanıp elimizdeki büyüdükçe yenisini yapmaya devam ediyoruz. Umarım dünyanın sonunu aşırı

52

kalabalığın getireceği ön görüsünü yaparsam, bana deli gözüyle bakmazsınız. Şimdi çocuklara çok değer veriliyor. Otomobillerin arka pencereleri tam aşağı kadar inmez, farkındasınız değil mi? Çocuklar düşmesin diye. Bu arada arkaya oturanlar sıcak yaz günlerinde pişiyor. Ben çocukken pencereler sonuna kadar aşağı inerdi. Eğer düşerseniz bu doğal seleksiyon olarak görülürdü... Doğa en zayıf halkayı ortadan kaldırıyor! İlginç zamanlarda yaşıyoruz... Bugün 1TL verdiğiniz zaman, bir aç insanı doyurabiliyorsunuz. Diğer yanda 900'lü hatlarda biriyle ayıp konuşma yapmanın dakikası 3TL. Yani kabaca hesap edersek, bir saatlik bir ayıp konuşma yapmak yerine 180 kişiyi doyurmak mümkün ama insanoğlu acayip, bunu yapmak yerine ayıp hatları aramayı tercih ediyor. Tanrı aşkına artık herkes mi benimle aynı ahlak seviyesine indi ha?


Ya yok BayJ'niz artık eski BayJ değil... Sevgilimin yamacından ayrılmıyorum, kuzu gibiyim. Kız güzel, zeki ve genç. Yani kısaca sahip olmadığım her şeye sahip, ben de ona sahibim. Şanslı ve mutluyum aslında. Ama yeni neslin bıdı bıdı dediği bu dırdır meselesi kadının neresinden geliyor bilmiyorum. Ameliyatla alınabiliyor olsaydı, hayatımdaki kadını eterle bayıltıp söker alırdım! Mesele ne biliyor musunuz hanımlar? Dırdırın biz erkeklere ne kadar zarar verdiğinin farkında değilsiniz. Acı çekerek yavaş yavaş öldürüyor erkeği dırdır. Sadece o kadar da değil, bir süre sonra bir takım erkeğe ait özellikleri de kaybediyoruz çünkü istemediğimiz bir şeye

karşı tepki gösteremiyoruz çünkü partnerimizi seviyoruz ve bu davranışının klasik bir kadın davranışı olduğunu varsayıp sessiz kalıyoruz. Öyle bir durumda sinirlenip tepki göstermemiz için kullanmamız gereken testosteron idrarla beraber vücuttan atılıyor. Bazı güçlü bünyelerde testosteron vücutta kalıyor, o zaman da aldatma vakaları yaşanıyor. Yapmayın, bana cahil biriymişim gibi bakmayın. Söylediklerim bilimsel olmasa ne fark eder, neticede doğru olduğunu siz de biliyorsunuz.

Senin bu anatomik özelliklerin beni kuş tüyüyle vura vura öldürmeye çalışmak gibi. Her söylediğim doğru olmak zorunda değil. Üstelik biz erkeklerin vurdum duymazlığı, genişliği ve olaylara yüzeysel bakışı da kolay katlanılır şeyler değil. Ama siz yine de bunları bir düşünün olur mu? Sevgilerimle

BAYJ

Şimdi sevgilimle yeni bir formülüm var; bağıra bağıra bıdılıyor. Sakinleşince beni ara deyip kapatıyorum telefonu. Birkaç saat sonra arıyor tatlı tatlı: "Beni bir daha üzme tamam mı? Akşam Ferhat'larla yemeğe çıkalım mı?" Tabii ki çıkalım bebeğim, ben bunlara alışık 42 yaşında bir adamım.

53 51


Sevgili Bay J, geçen ay kadınların erkekleri delirten davranışlarından bahsetti sayfasında. Peki Sevgili BayJ, hep mi erkekler mağdur? Hep bir itiraz hali var bizim davranışlarımıza karşılık.

54


Gelen yazıları ilk okuyanlar olarak, ne yalan söyleyelim kahkahalar atarak okuyoruz yazdıklarınızı. Size de dediğimiz gibi "Alem adamsınız!" Fakat baktık ki olacak gibi değil, biz de bu ay siz erkeklerin problemli durumlarınıza açıklık getirmek istedik izninizle... Buyrun!

İFFETLİ VE MUTAASSIP TAKLİDİ YAPMAK...OH HADİ...BİZ ERKEKLER BASİT YARATIKLARIZ AMA GERİZEKALI DEĞİLİZ GERÇEĞİ GÖREBİLİYORUZ. Hadi ama! Bu genelleme biraz haksızlık olmuyor mu? Taklit yapmak mı?? İnanın çok modern görünümlü olup mutaassıp kadınlar var etrafımızda. Pas vermeyen kadınlardan "intikam alma" hissi yaratmıyor mu bu cümle? Sizin gerçek dedikleriniz çoğu zaman "atmasyon" kategorisine girebiliyor. Biz de bunu görebiliyoruz.

BAŞKA KADINLARI ELEŞTİRMELERİ... Yeri gelince eleştiriyoruz tabii... Ne var ki bunda? Küçük zararsız dedikodular bunlar. Ayrıca erkeklerin daha dedikoducu olduğuna şahit olmuşluğumuz da yok değil. İşi, gücü, sevgilisi, arabası vs. sizler için büyük dedikodu sebebi. İtirazları duyar gibiyiz ama bu su götürmez bir gerçek, kabul edin lütfen.

TALEPKAR OLMALARI... SÜREKLİ ELİNDEN TUTULMAK SARILINMAK VEYA SIRTININ OVULMASINI İSTEMEK GİBİ... "Şefkat ihtiyacı" diyoruz biz buna gerçi. Kadınlar yeterince şefkatli oldukları için, siz erkeklerin bu tarz ihtiyaçları olmamaları normal. Ayrıca bir kez hapşırınca yatak, döşek yatıp sürekli ilgi isteyenler de kadınlar değil, ne dersiniz?

ŞİFRELİ KONUŞMALAR, BİZ ERKEKLERE “ŞU ANDA NE DÜŞÜNÜYORSUN?” DİYE SORMALARI... ÇÜNKÜ BU SORUNUN NE ANLAMA GELDİĞİ HAKKINDA EN UFAK BİR FİKRİMİZ YOK. Bu soruyu, dalıp dalıp gidiyorsanız sorarız! Biz kadınlar yanımızdaki erkeğin sürekli düşünceli olmalarını pek sevmeyiz. Bir derdi varsa da, paylaşsın isteriz. Amacımız yardımcı olmaya çalışmak. Ayrıca ilgisiz bir erkeğe bu sorunun sorulması çok anormal değil. Soruyorsak var bir sebebi; istediğimiz cevabı almak. "Haftasonu gittiğimiz tatili düşünüyordum, ne eğlendik, en kısa zamanda tekrarlamalıyız" gibi.

GEREKSİZ OLDUĞU HALDE KISKANÇLIK YAPMALARI...

KİŞİSEL ALANIMIZI ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞMALARI... KRAVATIMIZI DÜZELTMEK, ÇORAP ÇEKMECEMİZE BAKMAK, CÜZDANIMIZI KARIŞTIRMAK GİBİ...

Siz erkeklere gereksiz gelen kıskançlıklar, inanın durduk yere yapılan kıskançlıklar değil. Biz kadınlar huzursuz edilirsek, huzursuz ederiz. Ayrıca bir kadın kıskançlık yapıyorsa mutlaka tecrübe etmiştir o durumu. Beyler, dikkatli olmanızda fayda var. Kıskanmayan kadının verdiği rahatlığı, yarın öbür gün kadın kendi için istediğinde, siz o kadar rahat davranıp, kıskançlık yapmayacağınıza söz veriyor musunuz?

Cüzdan karıştırmaya diyebileceğimiz bir şey yok. Çok ayıp! Çünkü biz de çantamız karıştırılsın istemeyiz. Ama yamuk duran bir kravatı düzeltmenin nesi sizi gıcık ediyor, anlam veremedik. Komik gözükmek hoşunuza gidiyorsa, diyecek bir şeyimiz yok. Çorap meselesine gelecek olursak; her biri ayrı yerde duran çorapların karışıp, farklı çiftlerin teklerini aynı anda giymenizi istemeyiz. Bu da, kaçınılmaz sondan sizi kurtarmak

istediğimizden. Sabah çıkarken fark etmediğiniz farklı dokumalı siyah çoraplarınız başkaları tarafından illa ki fark edilecektir. Siz bilirsiniz.

KÜÇÜK ŞEYLER HAKKINDA AŞIRI DUYGUSALLAŞMAK... BÜÖGGGHH... Yapmayın! Biz kadınlar duygusal varlıklarız. Taş kesmiş yanlarımız tahmininizden fazla olsa da, bazı durumlar bizi fazlasıyla etkileyebiliyor. Anlayışlı olun biraz. Sizinle paylaşmıyoruz ama belki de çok stresli günler geçiriyoruz. Paylaşmıyoruz çünkü sıkıntılı ve mutsuz kadın imajı çizmek istemiyoruz. Bizim de kredilerimizin dolduğu, kırılan tırnağımıza bile ağlayabileceğimiz anlarımız olabiliyor, bilginize!

GEBERENE KADAR ALIŞVERİŞ YAPMAK. EN AZINDAN BİZSİZ GİDEBİLİRSİNİZ. Ama bu haksızlık! Alışveriş yapmayı sevmeyen kadın yok ki! Kadınlar hakkındaki en değişmez gerçekler biri bu. Değişmesi mümkün değil. Üzgünüm ama katlanacaksınız ya da kadınsız kalacaksınız. Sizinle gitme isteğimiz, birlikte vakit geçirmek ve sizin fikrinizi almak olamaz mı? İstemiyorsanız gelmeyin.

ARA VERMEDEN KONUŞMALARI... Daha iyi ya... Gidip başkalarına anlatacağına size anlatıyor işte. Konuşmadığımız zaman da suskun ve sıkıcı oluyoruz. Erkekler ne istediklerini biliyor mu acaba? Merak içindeyiz.

VE SEKS’İ BİR SİLAH OLARAK KULLANMALARI... Daha neler? Bu genellemeye de itirazımız var. Hem de çok! Daha fazla açıklama yapmamıza gerek yok sanırım, bizce yeterince açık oldu itirazımız. Görüşmek üzere,

55


FLORANSA BAŞKA BAHARA A ma ondan daha da önce, size gittiğim, ziyaret ettiğim yerlerden söz edeceğim.Tabii ki ilki çok önemli, İskandinav ülkelerinin en güzellerinden, Nam-ı diğer, İsveç-Stockholm. Diğeri ise tutku ile bağlandığım Çek Cumhuriyeti-Prag.

Gitmedim, gidemedim Floransa’ya… Fakat söylemeliyim ki, bu boğazımda bir düğüm. Bir an önce orada olmalıyım.

56

Hayatımın yaklaşık ilk çeyrek dilimine denk gelir. Yaş 12 o zaman. Türkiye'nin ilk ve orta öğretimindeki tüm sıralamalarda 1. olan Özel İnal Ertekin İlkokulu'nun C.I.S.V değişim kampı ile 1 ay İsveç'e gitmiştim. Ben küçücük, zaman ise çok büyüktü o zamanlar. Anlayacağınız yurt dışı seyahatlerim ve maceralarım, 12 yaşımda İsveçStockholm ile başladı. Hayatımın yaklaşık ilk çeyrek dilimine denk gelir.

Soğuk bir yer, buz! Ama biz şanslıydık, Temmuz'da oradaydık. Böylelikle hareket imkanımız kısıtlanmadı ve şehri yaşama fırsatımız oldu. O zamanlar bile herşey ile ilgilenir halim mevcuttu. Hatırlıyorum, sokakta yürürken nerdeyse boynum kopar, her detayın içinde kaybolurdum yemeye, hazmetmeye çalışırken. Özellikle de çeşit çeşit kilise çanları, çanların oturduğu ana kule ve kubbe, hala gözümün önünde. Seneler sonra iç mimar olacağımı ben de bilmezdim ki o zamanlar! Yaşam ve yeni öğretileri içine aldığında meğer İskandinav stili ne kadar farklı bir stil grubuymuş. Hoş, gerçi Türkiye'de bu stil grubunu hakkı ile uygulayacak ya da en azından uygulamak isteği olan insan o kadar az ki, birkaç kütük ev ve birkaç hafta sonu evinden ibaret tüm hikaye.


PRAG Size bahsetmek istediğim tutkunun adı Prag. 2 sene önce babam İbrahim Hızalan ile ziyaret ettiğimiz Prag, tabii ki Sınan ve İbrahim yönü ile farklı bakış açılarından incelendi. Evet, Sinan mimari ve hayata, İbrahim ise hayat ve gurme lezzetler için oradaydı. Prag enteresan bir yer. Şehre indiğimizde Roma, Lyon, Krakow, San Sebastian ya da Zurich'e indiğimiz gibi olmadı. Bir Paris, bir Venedik çok yakındı belki ama Prag hepsinden farklıydı. Bir kartpostal şehri idi. Hepsinden daha çok heyecanlanmıştım. Enteresan bir mimari dokusu, bununla tamamen uyumlu yaşamsal alanları, bu hayatı yaşamayı benimsemiş insanları, cıvıl cıvıl, bir şölen tadındaydı. Şehre girdiğim andan itibaren ilk günün yarısı ve son günün yarısı dışındaki tüm zamanımı "Eski Şehir "de geçirdim. Hayatın yansımaları, izler orada hep farklıdır. Uzaklaşmak istemezsin yaşamdan.Tüm detaylar eskidir, tarih kokar. Seni içine aldığında hissettiklerin başka bir boyuttur. Birçok Avrupa şehrinde olduğu

gibi Prag da, hayatını nehirlerle bulmakta. Sanırım yaşamsal fayda konusunda bu başlık kaçınılmaz. Gerçekten görülmeli, bir başka durum Prag. Prag ( Praha ) gerçekten kartpostaldan çıkmış gibi, söylerlerdi, görünce ben de ikna oldum. Gökyüzü hiç mi bulanmaz, hiç mi karışmaz. Her daim mi gök mavisi olur, inanılmaz. Yerleşim, düzen ve yoğunluğu hiç mi rahatsız etmez, herşeyin porsiyonu o kadar tutarlı ki, siz de sorguladığınızda evet başka bir hal buradaki demek zorunda kalıyorsunuz. Bununla birlikte görülesi ve aslen bakılası harikulade taş köprüleri, muhteşem üstü heykelleri, her sokak arasında kaliteli müzik, her daim ve gerçek, yemyeşil örtüsü ve lezzetli restoranları ile Prag gerçekten bir de gece ışıldayınca büyünün başkenti. Bir dahaki sayıya görüşmek üzere.

57


Fotoğraflar: Bahar Susup

YÜKSEK SADAKAT

58 56


DORE'NİN CAZİBESİ

59 57


GECENİN ATEŞİ

60 58


ALTIN MAVİ

61 59


PLAJ GÜZELİ

62 60


63


Moda

St. Tropez "Ve Tanrı Kadını Yarattı" fiminden sonra iyice ünlenen Fransız Riviera'sındaki müthiş tatil rotası! Turkuaz ve turuncunun canlı zıtlığını günün her saati üzerinizde taşıyabilirsiniz.

62 64


H&M 24.95TL

Alex Lee 1.200$ H&M 19.95TL Topshop 24¤ Topshop 26¤ Seafolly 50GBP

H&M 24TL

Seafolly 39.95GBP Dolce&Gabbana 345¤

Valerij a 395¤ Dolce&Gabbana 1.200¤

Loeffler Randall 220GBP

VAKKORAMA 285TL Nine West 159TL 65


Moda

Santorini

Mavinin her tonunun beyaza yakıştığı, mimarisinden doğasına kadar sizi cezbedecek bir tatil rotası. Sade ama bir o kadar da elegan bir stil yakalamak Santorini tatilinizde mümkün.

64 66


Herve van der Straeten Monique Paen

Roberto Cavalli 1.1 44¤

Thierry Lasry 285¤

Melissa Odabash 142TL

Miu Miu 310¤

Topshop 26¤

H&M 34.95TL

Just Cavalli 1.365¤

Oscar De la Renta 1.850$ Vanessa Bruno 222¤

Ancient Greek Sandals

67


Moda

Phuket

Son yıllarda popüleritesi artan, uzakdoğunun incisi Phuket! İlginç tapınakları, upuzun kumsallarıyla tatil anlayışınızı değiştirecek, aynı zamanda soft renkler, iddialı desenlerle stilinize yeni bir hava getireceksiniz.

68 66


H&M 16.95TL

Lele Saudoughi

Eugenia Kim 355¤

Chloé 552¤

Linda Farrow 540¤

Willow 2.225TL

H&M 35.50TL

Vakko 1.1 95TL

H&M 19.95TL Zimmermann 185¤

Sam Edelman 145GBP

Draw In Light 1.250 TL

Stella McCartney 525GBP

69


Moda

Marrakech

Deniz, güneş, kum sizin için sıradan bir tatil planıysa, etnik ve keşfetmek için çıkılan en güzel tatil şüphesiz Marakeş'te yapılır. Farklı kültürleri tanırken şehrin gizemli ve bohem parçalarından edinmeyi unutmayın.

70 68


Draco 745$

ISHARYA 295¤

One Vintage 1.270¤

Alexander McQueen 595¤

Elizabeth Hurley 210¤

MAİYET 395¤

Melissa Odabash 114¤

H&M 47.50TL

Mango 35¤

71


Moda

Dikkat çekmeyi sevenler için... Sarıdan turuncuya, kırmızının en canlı tonlarına uzanan bu sıcak yaz paleti size göre! Gardırobun uzla güneşi kıskandırmaya hazır olun.

72 70


s La ry ier T h 5¤ 43 ry

Sweetlime 201$

Alice and Olivia 340GBP

Ben J 210$

H&M 34.95TL

Marc Jacobs 260GBP BIBA 81¤

Zilla 185¤

Tomas Maier 510¤

H&M 34.95TL

Giuseppe Zanotti 495¤

Alexander McQueen 325¤

OZ Ruhu 18 Koleksiyonu 600TL

H&M 24.95TL 73


Moda

Kimono

Giymenin cesaret, kombinlemenin marifet istediği, uzakdoğunun kült parçası kimonolar günlük hayatımızdaki yerini aldı. Geyşa stilini sade parçalarla ve çarpıcı bir makyajla tamamlayabilirsiniz.

74 72


Kenneth Jay Lane 132$

Kenneth Jay Lane 95¤

Shinzan 23¤ Anna Sui 389¤

Etro 2.075¤

Topshop 75¤

Lanvin 448GBP

Alexander Wang 789¤

Anna Sui 415¤

Nine West 159TL Chinesse Laundry's 70$

75


Moda

Marin

Mavi-beyaz ve kırmızının tartışılmaz uyumu denizci temasıyla birleşince, ortaya serin bir şıklık çıkıyor. Pin-up veya özgür deniz kızı! Seçeceğiniz parçalarla farklı stiller yakalamanız mümkün.

76 74


Euginia Kim 170¤

H&M 59.95TL

Toujours toi 53¤ Wildfox 70¤

Halogen 60¤

H&M 9.95TL

Topshop 13¤

a r ie L is a M d ez Fe r n a n 1 24¤

H&M 49.95TL

Marc Jacobs 225¤

Nine West 229TL 77


Moda

Safari

Seksi, iddialı ve cazibeli görünmenin ipucu vahşi doğanın tonlarından geçiyor. Haki yeşilinin toprak tonlarıyla uyumunu stilinize yansıtarak, şehirde safari havası yaratın!

76 78


Jules Smith 32¤

Victoria Beckham 735¤

Ilesteva 200¤ Michael Kors 145GBP

H&M 9.95TL

Clube Bossa 555¤

Haute Hippie 225GBP

Theory 185¤ Topshop 34¤

Valentino 3.200¤

Carvela Kurt Geiger 370¤ 79


Moda

Capri

İtalya'nın güneyindeki bu küçük adada limoncello tadında bir tatil geçirebilirsiniz! Adanın parlak renkleri, eğlenceli detaylarıyla stilinize yepyeni bir tat katın!

80 78


Sergio Rossi 1.850$ H&M 47.50TL

Juicy Couture 44¤

H&M 24.95TL Prada 215$ H&M 71TL

Miu Miu 170¤

Joie 170¤

Christian Wij nants 297¤

Topshop 22¤

Heidi Klein 115¤

Heidi Klein 102¤ Sergio Rossi

Nancy Gonzalez 2.260¤ Casadei 223¤

81


Moda

Ibiza

İspanya'nın tatil yapılacak en güzel yeri İbiza'da aslında bronz teninize yakışacak en güzel renk beyaz. Ancak bu kadar enerjik bir adada rengarenk detaylara yer vermemek olmaz. Tatil mutluluğunu 82 her an yansıtın!

80


H&M 24TL

Sensi Studio 115¤

H&M 35.50TL Mary Katrantzou 503¤ Fausto Puglisi 260¤

H&M 59TL

H&M 14TL

Penti Bag N Noun 81¤

Leghila 120¤

Manolo Blahnik 565¤

OZ Ruhu 18 Koleksiyonu 840TL 83


Trendy

2 3

1

4 Hasır, kumaş veya plastik... Kocaman formları, eğlenceli görünümleriyle bu çantalar sahil şıklığının vazgeçilmezleri.

9

6

8 7

82 84

5


RENKLİ R A L M I AD 2

1

3 10 4 Gündüz sahilde ya da gece partide, birbirinden canlı tonlardaki sandaletler, her ortam ve kıyafetimize uyum sağlıyor.

9

8 5

7 6

1 SergioRossi 656TL 2 Tory Burch 645TL 3 Steve Madden 50$ 4 Valentino 1.695TL 5 Visconti 725TL 6 Visconti 825TL 7 Rene Caovilla 2.995TL 8 Nine West 114TL 9 Giuseppe Zanotti 1.325TL 10 Coach 315TL

83 85


EZRA + TUBA ÇET N'DEN

TA SA RIM DO KU NUŞ LARI 86 84


FotoÄ&#x;raflar: Osman Ozel Styling: Mert Aslan Model: Clare

87 85


88 86


89 87


90 88


91 89


MEZUNİYET BALOLARI VE

RÜYA GİBİ PRENSESLER Mezuniyet hazırlıklarının tüm hızıyla başladığı şu günlerde biz de atölyemizde hummalı bir koşuşturma içerisindeyiz. Birbirinden güzel genç kızlar şıklıkta ve zarafette adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Biz de onların bu tatlı telaşına seve seve eşlik ediyoruz.

92

Birbirinden şık elbiseler ve renkler arasında seçim yapmak elbette zor. Benim her zamanki gibi naçizane tavsiyem, seçimlerinizi vücut şeklinize ve ten renginize göre yapmanız. Dergi sayfalarındaki ihtişamlı elbiseler, eğer vücut tipinize uygun değilse sizi mutsuz edebilir. O yüzden sizi olduğunuzdan kısa veya kilolu gösterecek bir modelden (dünyanın en güzel elbisesi de olsa) kaçının. Benim üstünde önemle durduğum bir diğer nokta da, geceyi huzursuz geçirmenize neden olacak derin dekolteler ve yüksek topuklu ayakkabılar. Eğer alışık değilseniz, dekoltenin dozunu ve ayakkabınızın yüksekliğini rahatlığınıza göre ayarlayın. Güzel olayım derken bütün geceyi masada geçirmek istemezsiniz.

Elbisenizi hazır alıyorsanız zevkine çok güvendiğiniz bir arkadaşınız ya da aileden biriyle gitmeniz, eğer diktiriyorsanız da iyi bir tasarımcıdan veya işinde uzman bir stil danışmanından destek almanız, modelinize karar verirken doğru bir adım olacaktır. Mezuniyet gecenizin yapılacağı mekan da seçimlerinizi yaparken dikkat etmeniz gereken bir diğer husus. Zira lüks bir balo salonunda yapılan bir mezuniyet balosuyla, belli bir konsepti olan ve parti tadında geçen bir mezuniyet gecesi için kıyafet seçimleri farklı olacaktır. Yine de her zaman dediğim gibi, içinde kendinizi rahat ve mutlu hissettiğiniz elbise en güzel elbisedir. Bu gecenin prensesi sizsiniz ve bırakın ışığınız elbisenizin önüne geçsin.


Doğal bir bakışın ve içten gülümsemenin yerine hiçbir elbisenin güzelliği gölge düşüremez. Hayallerinizin de ötesinde rüya gibi bir mezuniyet gecesi yaşamanızı diliyorum.

Gelelim sezonun en yeni trendlerine Geçen ayki sayımızda sezonun en popüler 10 renginden bahsetmiştim. Bu sezonda ise bizi şaşırtan yeni bir trend var: "Deri" Bahar aylarında uzak durmayı tercih ettiğimiz deri, bu sezon hiç olmadığı kadar revaçta. Özellikle topuklu ayakkabılarla ve düz renkteki basic trikolarla kombinlediğinizde başlı başına çekicisiniz. Her yaştan kadının kolaylıkla giyebileceği deri, gardırobunuzda mutlaka yer alması gereken parçalardan. Sezonun gözdesi lazer kesimli deriler tam anlamıyla beni benden alıyor. Deri, bu sezon sadece kıyafetlerle değil yılın trendi iri deri bilezikler ve kolyelerle de oldukça havalı. Özellikle Neşva Taş'ın kendi markası olan "Neshwa" için tasarladığı renkli derilerden oluşan aksesuarlar tam anlamıyla baştan çıkarıcı. Deri akımının bir diğer kolu nubuk ise, bu sezonun gözdelerinden. Haki ve bej tonlarındaki nubuk tasarımlar oldukça başarılı. Havaların biraz daha ısındığı ve sezonu açanların kendini denize attığı plajlarda bu sezon inanılmaz çekici bir trend var: "Mayo". Aslında mayokini ile başlayan mayo trendi bikininin tahtına çoktan oturmuş durumda. Birbirinden güzel ve şık tasarımlar bu yaz sahilleri süsleyecek. Yazı adeta "mayo yılı" ilan eden tasarımcılar, gece elbiselerini aratmayan bu şık mayolarla gündüzden geceye geçişi vaad ediyorlar. Tatilde de tarzından ödün vermeyenlere, her yerde bulamayacağınız bu çok özel mayolardan (tükenmeden) mutlaka edinin derim. Ve son olarak yine bu sezonun en sevdiğim trendi, renkli ve desenli pantolonlardan bahsetmek istiyorum.

İçimizdeki renkli kız çocuğunu ortaya çıkaran enerjik tonlardaki bu pantolonların desenlileri de çok revaçta. Bizi renk konusunda cesaretlendiren cıvıl cıvıl pantolonları, düz renkli bluzlarla giyin derim. Gündüz babetlerle gece ise şık stilettolarla kombinleyerek içinizdeki kız çocuğunu hayallerine kavuşturabilirsiniz. Hayallerimizden bahsetmişken, size yaptığı güçlü projelerle, altından kalkılması zor işlere başarıyla imza atan bir fotoğraf sanatçısından, sevgili Osman Özel'den bahsetmek istiyorum. Şimdiye kadar çok az denenmiş teknikleri, sınırları zorlayarak muhteşem karelere taşıyan ve o anları farklı bakış açılarıyla yakalayan çok sıra dışı bir isim O. Sevgili Osman Özel ve bir stylisten çok daha fazlası, arkadaki beyin Sevgili Elif Dizdaroğlu, portfolyoları çok güçlü ve olağanüstü bir ekip. Enerjileri o kadar yüksek ki her koleksiyon çekiminde verdikleri alışılmışın dışında farklı fikirlerle bizi adeta büyülüyorlar. İlk çekimimiz cennet gibi Arboretum'da göl kenarında idi. Bu sofistike çekim gece kayığın içinde ve sis efekti verilerek gizemli bir hale dönüştürüldü. Her türlü teknik imkanı kullanarak başarılı projelere imza atan Sevgili Osman Özel ve Elif Dizdaroğlu ile gerçekleştirdiğimiz son çekimde ise Türkiye'de hiç denenmemiş bir yöntem kullanıldı. Low shooting tekniğine göre dev bir cam masa yaptırıldı. Modeller ve objeler camın üstünde iken, çekim masanın altından gerçekleştirildi. Ortaya çıkan enstantelerin yorumunu ise sizlere bırakıyorum. Koleksiyonun kısa metraj filmini de çektiğimiz Osman Özel ve ekibi ile yeni projemiz ise; su altı çekimi. Bizim sıra dışı fikirlerimizin heyecanı devam ediyor Moda aşkınızın ve ışığınızın hiç bitmediği güzel bir ay dilerim. Sevgiyle, hoşçakalın.

Tuba Benian 93


3

K

ITANIN ARIŞIMI

Fotoğraflarıyla nerede karşımıza çıkarsa çıksın, gözümüzü alamadığımız, anlık da olsa kitlenip kaldığımız bir güzel Adrina Lima. Destansı güzelliğine hayran olmayan erkek olmadığı gibi, biz kadınların da hayranlığıyla karşı karşıya. Türkiye’yi ziyareti sırasında ekranlara yansıyan samimi ve sıcakkanlı halleriyle bir kez daha hayran olmuştuk Lima’ya. En güzel gülen kadınlarlardan biri olan melez güzeli, biraz daha yakından tanıyalım istedik. 94 92


95 93


Gerçek adı Adriana Francssesca Lima olan süpermodel, 12 Haziran 1981'de Bahia(Brezilya)'da düşük gelirli ve oldukça dindar bir ailede dünyaya geldi. 13 yaşında, yerel bir mağazada alışveriş yaparken keşfedilen Amerikan yerlisi, Afrika, Brezilya ve İsviçre kökenli. Lima, 15 yaşındayken Ford Supermodel of Brazil Model Search yarışmasında 1. seçildi. 1996'da yapılan Ford Supermodel of the World Contest'de ise 2. oldu. Kısa bir süre sonra Ford Modellik Ajansı sayesinde New York'a taşınan Lima, Elite Model Management ile anlaştı.

Beş yaşındayken fotoğraf makinalarının flaşlarından kaçan Lima, şimdi objektiflerin en sevdiği isimlerden biri. 1997-1998 yılları arasında daha kariyerinin başlarındayken Vogue ve Marie Claire gibi dergiler için moda çekimleri gerçekleştiren 1,78m. boyundaki Lima, Christian Lacroix, Valentino gibi ünlü markaların defilelerine çıktı. Ralph Lauren, Armani ve Christian Dior gibi markaların da başmodeli oldu. Ama

Whitaker'la birlikte oynadı. Ünlü bir adamın (Rourke) karısını (Lima) kıskanarak onu takip ettirmek için bir dedektif (Owen) tutmasıyla başlayan filmi Wong Kar-wai yönetti. 2003 yılında Lenny Kravitz ile nişanlanan Lima, aynı yıl beyzbol oyuncusu Derek Jeter ile çıkmaya başlayarak ilişkisini sonlandırdı. 2005'de sınırlı sayıda üretilen Pirelli takviminde yer alan Lima, aynı yıl AskMen.com'un Top 99 Women listesinde 1. sırada yer alırken, 2006'da 4. oldu. Yine 2006'da Forbes.com'un En Çok Kazanan Ünlüler (Highest Paid Celebrities) listesinde 97. sırada ve En Güçlü 100 İnsan (100 Most Powerful People) listesinde 99. sırada yer aldı. Lima'nın asıl büyük çıkışı, Dominik'li sevgilisi Alberto ile birlikte çalıştıkları ve Times Square'deki reklam tablosuna asılan Vassarette billboard reklamıyla gerçekleşti. 2000'de Guess'in Costanoa Kampanyasında Claudia Schiffer, Laetitia Casta ve Eva Herzigova gibi çok ünlü süper modellerle birlikte yer aldı ve ardından Maybelline, Bebe, Mossimo ve BCBG'nin reklam yıldızı oldu. Harper's Bazaar, Elle gibi önemli dergilere kapak olmaya başlayan Lima, 1998'de Victoria's Secret defilesinde yer alarak iyice tanınır hale gelmeyi başardı. 2000 yılından beri Victoria's Secret moda şovlarında başmanken olarak podyuma çıktı. Dünyaca ünlü model, 60 karatlık beyaz elmaslar, 82 kıratlık açık mavi safirler ve bir yakuttan yapılan "Bomba Etkisi" isimli sütyeni tanıttı. Heidi Klum ve Gisele Bündchen'le birlikte melek kanatları taktıkarak sergiledikleri iç çamaşırı defilesinin ardından, 2003'deki Victoria's Secret defilesinin de açılış mankeni oldu. 2001'de Adriana Lima 8:47 dakikalık BMW kısa filminde Mickey Rourke, Clive Owen ve Forest

96

14 Şubat 2009'da NBA'de oynayan basketbolcu Marko Jaric ile evlendi. 15 Kasım 2009'da ilk kızı Valentina Lima Jaric dünyaya geldi. İkinci kızı Sienna Lima Jaric ise 12 Eylül 2012'de dünyaya geldi.. Mavi gözleri, kahverengi saçları ve düzgün vücuduyla dünyanın en çekici ve en güzel kadınları arasında gösterilen Lima, günümüzde en çok Victoria's Secret'la olan çalışmalarıyla tanınıyor.


97


annebenşehzademiyim 96 98

Ülkenin Son Çocukları


M

erhaba sevgili okur, öncelikle köşeme hoş geldiniz. Sizi ağırlamaktan büyük bir onur duyduğumu belirtmek isterim. Umarım rahatınız da keyfiniz de yerindedir. Bu yazıyı belki yolda belki de toplantı yapacağınız kişinin keyfinin gelmesini beklerken okuyorsunuz. Bence biraz arkanıza yaslanın ve annebenşehzademiyim köşesinin tadını çıkarın. Yazı bittikten sonra zaten koşuşturma devam edecek. Ha on dakika erken, ha on dakika geç... İlk sayıyla birlikte başlayan güzel birlikteliğimiz 3. sayıyla keyifli bir hal aldı. Yazılarla ilgili çok güzel eleştiriler aldım. Bu yüzden biraz şımarmadım desem yalan olur. Hayatımdaki her güzel gelişme gibi bu gelişmeleri de annemle paylaştım. O da senelerdir hiç değişmeyen cevabıyla beni yanıltmadı. "Ellerini yıkadın mı?" Bugün sizi biraz geçmişe götürmek istiyorum. Fazla geçmişe gitmemenizde fayda var. Hızınızı alamayıp döndüğünüz yıllarda olmayabilirim. Malum henüz 26 yaşındayım. (Ekran bulanıklaşır...) Bu yazıyla sizlere ülkenin son çocuklarından yani bizim nesilden bahsedeceğim. Evet biz ülkenin son çocuklarıyız.

Bizden sonra gelen nesil maalesef sadece çocuk olabildi, çocukluğu yaşayamadı. Ebeveynler, teknoloji ve sistemin getirdiği farklılıklar bu hakkı çocukların elinden aldı. Oysa çocuk olmak bir haktı. Mahalle kültürü denen o sıcak ve samimi ortamdan uzak, toplu konut çocukları olarak büyüdüler. Ülkenin en son çocukları 90'lı yıllarda boy gösterdi. O dönemden sonra da çocukluk sona erdi... Eğer sizler de leblebi tozunu yutup ıslık çalmaya çalıştıysanız,

uçurtmalarınızla gökyüzünde yarıştıysanız, Power Rangers başlarken ekranların başında yerinizi aldıysanız, mahalle maçlarında olay çıkartıp tekme tokat daldıysanız, Süper Baba dizisinin müziğini flütle çaldıysanız, evdeki yemeği beğenmeyip soluğu komşu annenizde aldıysanız, sanal bebek denen bir çılgınlığa ortak olduysanız, dansa kaldır diye bir oyun icat edip karşı cinse masumca yazdıysanız, kabul etmek gerekir ki çok şanslısınız! Bu güzel yıllardan bahsettikçe yüzümüzde istem dışı bir gülümseme oluyor. Çocukluk arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde kendimizi evimizde gibi hissediyoruz. İş hayatı ve sosyal hayatın bir zorunluluk olduğunu, özgürlüğümüzün o yıllarda kaldığını hatırlıyoruz. Ya çocukluğumuzu yaşayamasaydık? Ya bizler de bir elde Ipad bir elde Iphone dolansaydık? Sosyal medyaya köle olup, akşam ezanıyla eve koşmasaydık? İşte o zaman, zor zamanlarda sığınacak bir limanımız olmayacaktı. Hatırlıyor musun diye sorduklarında anılarımız sanal kalacaktı!

kavuşturmak en önemli amaçtı. Atari salonlarında jeton hesabı yapardık. Oyun oynayan çocuğun başında dikilip "geçemiyorsan geçeyim mi?" diye sorardık. Ama her şeyden önce hep temiz hep saftık... Geriye dönüp baktığımda çocukluğumla gurur duyuyorum.

Çocukluğunu yaşamış son nesil olmanın da keyfini sürüyorum. Şimdiki zamanın çocukları bu yazıyı okuduğunda hiçbir şey anlamayacak. Yazının herhangi bir paragrafında "Aa ben de" dediysen, bence bunun tadını çıkar. Hayat gerçekten çok kısa, koştur koştur nereye kadar? Saygılarımla...

Biz yokluğu mutluluğa dönüştüren çocuklardık. İstediğimiz alınmadı diye ortalığı ayağa kaldıramazdık. Böyle bir hakkımız hiç olmadı. Baba bir kaşını havaya kaldırdığında mesajı alırdık. Elbet bizimle evde görüşülürdü. Belki akülü arabalarımız olmadı ama bilyeli arabalarımız vardı. Gövdesi tahtadan olan ve fren yapmak uğruna ayakkabılarımızı feda ettiğimiz arabalarımız. Kaymayı Uludağ ya da Kartalkaya'da öğrenemedik. Bayır, poşet ve karın olduğu her yer bizimdi. Her adımımızda ceplerimizden şıkır şıkır sesler gelirdi. O kadar misketi bir cebe sığdırmak da bir emekti. Mesela kaflik diye bir misketimiz vardı. Diğer misketleri bir cebe, kafliği ise tek başına diğer cebe koyardık. Çünkü kaflik bu camiada prestij ve namdı. Mario diye bir dostumuz vardı. Onu sevdiğine

97 99


100 98


Merve Hasman

101 99


Marka ve Proje danışmanı Sinem Özusta www.ruhu18.com adıyla yaratıcı, renkli, yenilikleri takip eden, yaşam enerjisi azalmayan, yaş alan ve yaşlanmayanlar insanların ilgisini çekecek bir bloğu hayata geçirdi.

102 100


İnteraktif proje, paylaşım ve aktüel haberlerin yer alacağı bu blog kısa bir süre içinde İzmir'liler tarafından takip edilmeye başlandı. Blogda farklı konu ve konuklar ile yaratıcı tema ve konseptler işlenirken bu temalar özel fotoğraf çekimleri ve hikayeler ile verilmekte. Blog çalışmasında fotoğrafları Armağan Aygencer çekerken, görsel düzenlemeyi grafik tasarım uzmanı İrem Ersoy tarafından gerçekleştirmekte. Sinem Özusta'yı bu çalışması ile ilgili sorularımızı yönelttik.

Ruhu18.com çalışmasında kaç kişilik bir ekipsiniz?

Ruhu18.com‘da ne gibi konular işlediniz?

Açıkçası çok büyük bir ekip değiliz. Fotoğraflarımızı genç fotoğraf sanatçısı Armağan Aygencer'in objektifinden sunuyoruz, görsel düzenleme grafik tasarımcısı İrem Ersoy yürütmekte. Şu anda bir nevi test yayınındayız,çünkü profesyonel hayatımda çok yoğun bir çalışma temposu içerisinde olduğum için arda kalan zamanlarımda bu çalışmaları sürdürüyorum. Sosyal medyada yaptığımız bu çalışmalar bizim için tecrübe sağlamakta, çünkü zamanımızda iletişim artık interaktif.

İlk çekimde 1960'ların çiçek çocuklarından yola çıkarak "Hippi Ruhu" adıyla mesleklerinde yaratıcılıkları ile tanınan kişileri Hippi kılığında ve yaratıcı olmaya çağrıda bulunan sloganları ile görüntüledik. Bloğun, ikinci projesinde sevgililer gününden ilham alarak "Bir Aşk Hikayesi" adıyla gerçekleştirildi. Bu çalışmada yer alan arkadaşlarımız normal hayatlarında bir ilişki yaşayan ve ne tesadüf ki ikisinin de 14 Şubat doğumlu olmasından yola çıkarak belirledik. Onları eski Türk

Ruhu18.com u bize anlatır mısınız? Ruhu 18 markası öncelikle eşimle hayata geçirdiğimiz OZ takı markasının bir koleksiyonu olarak başladı. Marka çalışması için yaratılan bir koleksiyon olan Ruhu 18 marka özü insanları o kadar etkiledi ki, bu çalışmayı yalnızca koleksiyonla sınırlı tutmamaya karar verdik. Geçtiğimiz yıl twitterda 18 Mayıs 2012'de başlattığımız #ruhum18çünkü adlı hatchtag uygulamasında Türkiye'de 1. Dünyada 4. Trend Topic (en çok gündemde kalan)olma başarısını elde ettik, bu bize gösterdi ki yaşlanmak yaşla değil ruhla ilgili bir durum. Twitter'da ruhunun 18 olduğuna inanan binlerce insanla karşılaştık. Bunun üzerine ruhu18 .com adı ile bir iletişim platfromu oluşturmaya karar verdim.

Peki Ruhu18.com ne yapıyor? Ruhu18. com her ay farklı temalarda farklı kişi ve konuklar ile fotoğraf çekimleri yapıyor. İnsanları hikayelerin içine dahil ediyor. Çünkü ruhu18 olan kişiler renkli, eğlenceli ve hayat enerjisi yüksek olan profili tanımlıyor. Bu profile uygun kişilerle eğlenceli konuları işliyoruz. Görsellik sosyal medyada çok önemli. Her aya özgü fotoğraf ve video çalışmalarımızı blogda paylaşıyoruz. Ayrıca ruhumuzu genç tutan konularıda işliyoruz müzik, moda, sanat, gezi vs gibi.

103


filmleri karakterlerine büründürdük ve eski Türk filmleri hikayeleri ile fotoromanlaştırdık. İnanılmaz ilgi gören çekimler adeta 1970'leri yaşattı bizlere. Üçüncü çekim konseptimiz ise baharın coşkusu ile piknik teması altında yaptık. Bu son çekimimizi Bahar denince akla gelen Piknik hikayeleri ile oluşturduk. İngiliz pikniklerini anımsatan Aristokrat Ruhu dediğimiz piknik temasında, Amerikan tarzı Piknik teması ve Türk tipi piknik teması ile hem çok eğlendik hem de takipçilerimizi eğlendirdik.

Peki Ruhu18.com ‘da başka ne gibi konular işliyorsunuz? Dediğim gibi henüz istediğimiz noktada değilim çünkü her ne kadar dij ital platformda çalışsak da fotoğraf çekimleri, editting vs bir çok emek yoğun iş var, tam mesai zaman ayıramadığım için şimdilik ayın ruhu dediğimiz temalar ve konuk yazarlarımız var. Ancak zamanla geliştirmeyi düşündüğümüz projelerimiz olacak, o yüzden takipte kalın. Projeleri yakından takip etmek için www.ruhu18.com sitesinden izleyip yorumlarınızı paylaşabilirsiniz. www.facebook.com/Ruhu18com facebook sayfamızı beğenip güncellemelerimizi daha yakından takip edebilirsiniz... Ruhunuzun hep 18 kalması dileği ile...

104


Öz u s ta

P İ K E Sinem r yg e n ce A n a ğ Ar m a

soy İre m E r

105


Güzellik Bir Avantaj mı?

Bir çok kişi bunu avantaj olarak görür. Ama bilmez bir güzelin neler çektiğini. "Hayat sana güzel" lafıdır bunun basit özeti. Hep rahatsız olmuşumdur bu laftan. Kardeşim, neye göre, kime göre güzel?

106

Sen benim kaşıma gözüme bakarsın ama bilir misin ülserimi? Bilir misin bel fıtığımı? Biz sadece görenizdir. Kimi zaman da sadece duyan. Aa duydun mu şu böyle demiş. Neden demiş? Ne için demiş? Yok yok demiş işte. Biz hep güzel görüneni severiz. Gördüğümüzü sever, görmediğimizi inkar ederiz. E nasıl olsa görünen köy kılavuz istemez değil mi? Başkalarının güzelliğini görürken kendimizi de pek bir sevmeyiz. Çünkü hep başkasında ararız. Onun ki, onda var ki, o öyle yaptı ki? Kendimizi kendi içimize gömer, sevmediklerimizi de iki dakikada lafa gömeriz.

Peki güzel olmaya çalışıp Allah'tan çirkin şansı istemek? E biraz ondan biraz da bundan olsun. Biz döner dolaşır güzeli severiz. Güzel bir sözü değil, güzel bir niyeti değil, güzel bir çabayı değil, elimizde olmayan, başkasının güzelini isteriz. Ama onun daha da güzeli vardır. Güzel olansa alışmıştır güzelliğe. Doğduğu günden beri ona bu hep hatırlatılmıştır. Özgüveni hep yüksektir. Güzelliğinden şüphe bile duymaz. Eğer sadece buna kanarsa, gün gelir kapı o zaman duvar olur, açılmaz.


Çünkü biz güzeli severiz ama güzele değer vermeyiz. Çünkü güzel ama boştur. Yakıştıramayız bazı davranışları. O kadar güzelse bir o kadar da iyi bir insan olmalı deriz. Baktık ki hayal kırıklığı, bu güzelin gözümüzde bittiği andır.

"Güzelliği kalbine yansımış" herhalde en güzel çeşididir güzelliğin. Çok sık dillendirilmez bu laf. Çok seçilerek söylenir. En yakın arkadaşı bunu dese bile buna muhalefet yapacak birileri hep çıkar. "İnanmam ayol! Bu mu?" Kalbi güzel olanın zaten sorunu olmaz başkasının düşüncesinden. Bunu diyen zaten güzel olamaz yürekten. Çünkü en zorudur yürekten güzel olmak. Tevazuyla, asil ve kibar duruşuyla belli eder kendini. Belki sevmezsin ama bir şey de diyemezsin. Çünkü içine işlemiştir güzelliği. Ne bir gösteriş ne de bir zorlama. O'dur güzelliğin tanımı.

Bazılarının güzelliği seçicidir. Gözleri güzel, bazen dişler ve dudaktır güzel. Kimine göre eller, kimine göre de ayaklar. Ama bilinmelidir ki bir ayağı güzel kılan baş parmaktır. İşte güzellik de böyle bir şeydir. 10 parmağın ikisi kadar önemli olan.

107


ilda öyle bir karakterdi ki, karakterin yaratıcısı bile onunla yarışamaz hale gelmişti. Bu kadın, sadece eldivenini çıkararak, erotik sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmakla kalmamış, tarihin en önemli striptiz sahnelerinden birine, tamamen giyinik olmasına rağmen sahip olmuştu. 108 106

Sinemanın efsane güzeli ve sinemanın en seksi yıldızlarından "Gilda" karakterine can veren Rita Hayworth ya da asıl adıyla Margarita Carmen Cansino, 17 Ekim 1918'de İspanyol asıllı bir babanın ve Amerikalı dansçı bir annenin çocuğu olarak New York'da doğdu. Anne ve babası profesyonel dansçıydı ve Rita küçüklüğünden itibaren dans ile iç içe yaşadı. Ailesinden aldığı eğitimle dansa başlayan Rita Hayworth, bir süre sonra hayatın tümüyle danstan oluşmadığının farkına vardı ve yeni uğraşlar bulmaya başladı. 12 yaşında oyunculuk dersleri almaya başlayan Hayworth, 15 yaşında Fox stüdyosu ile bir sözleşme imzaladı. Bir iki küçük rolden sonra Hayworth "Dante's Inferno" ile ciddi bir rol kapmayı başardı. Bu filmin künyesinde adı Rita Cansino olarak geçiyordu. Bir süre küçük rollerle idare etmek zorunda kalan Hayworth, 1938 yılında rol aldığı "Who Killed Gail Preston?" filmi ile dikkat çekti. 1941 yılında rol aldığı "Strawberry Blonde" ve "You'll Never Get Rich" Hayworth'u yıldız yaptı. O sırada 23 yaşında, güzelliğinin zirvesindeki Hayworth, erkeklerin aklını başından alırken yaşadığı aşklarla da gündemde kalmayı başarıyordu.


1937 yılında evlendiği Edward C. Judson ile yaşadığı çalkantılı evlilik, 1943 yılında sona erdi. Hayworth bu evliliğin hemen ardından usta yönetmen Orson Welles ile evlendi. Welles arkadaşları ile 2000 dolarına bahse girerek Hayworth'u tavlayacağını iddia etmişti. Welles 2000 doları kazandı kazanmasına ama çift 5 yıl süren evlilikleri boyunca pek de huzurlu olamadılar. Küçüklüğünden itibaren aldığı dans eğitimi sayesinde müzikal filmlerde çok başarılı olan Hayworth bu dönemde rol aldığı "You Were Never Lovelier", "Tales of Manhattan" gibi filmlerle yerini sağlamlaştırdı. Bu sırada ABD'nin savaşa girmesi ile askerlere moral vermek için çeşitli faaliyetlere katılan Hayworth, 1944 yılında rol aldığı "Cover Girl / Kapak Kızı" filmi ile seksi vücudunu ön plana çıkardı. 1946 yılında rol aldığı "Gilda" Rita Hayworth'un kariyerinin zirvesi oldu.

Filmi özetleyecek olursak; Kumarhane sahibi Ballin Mundson'ın güzel ve çekici eşi Gilda aynı zamanda kocasının Buones Aires'deki kumarhanesinde krupiye olarak çalışan, eski kumarbaz Johhny Farrel'in eski sevgilisidir. Aralarındaki çekimin farkına varan Mundson ikisini bir araya getirmeye karar verir ve Farrel'i karısının bodyguard'ı yapar... Bu unutulmaz kara filmde canlandırdığı Gilda karakteri ile özdeşleşen Rita Hayworth, özellikle "Put The Blame on Mame" şarkısı eşliğinde striptiz yaptığı sahne ile sinema tarihinin unutulmazları arasındaki yerini aldı. Bugün bile Rita Hayworth denince akla Gilda'nın gelmesi, filmin ve Hayworth'un başarısının bir göstergesidir. Gilda hakkında anlatılan sayısız efsane vardır ama Amerikalıların nükleer denemeler sırasında Bikini adasına attıkları bombaya "Gilda" adını vermesi bunların arasında en ilginçlerinden biridir.

107 109


Altın gibi sarı saçları, kocaman gözleri ve nefis gülüşüyle akıllarda yer eden güzel yıldız, istisnasız her bakanının beğeneceği bir güzelliğe sahipti. Rita Hayworth, döneminin güzellik anlayışının vücut bulmuş şekliydi. Giydiği her kıyafetin, bir akıma dönüşmesinin en büyük etkeni de güzelliği olmuştu. 40'lı yılların ışık saçan güzeli, Pin-up kızı ve güzellik ikonu... Oynadığı sekiz ayrı film için sekiz kere saç rengi değiştiren Rita Hayworth, kendi döneminde tüm erkeklerin yüreklerini hoplatmayı layıkıyla yerine getirdi. Manikür trendini başlatan ve uzun tırnaklarıyla dergi kapaklarına ilk kez çıkan Rita, bakımını kendisi yapıyor, akşamları yatmadan önce kırılmamaları için tırnaklarına mutlaka nemlendirici sürüyordu. Ünlü yıldız, Artist League of America tarafından en güzel dudaklı kadın seçilerek Max Factor'un Tru-Color isimli rujunun da reklam yüzü oldu. Rita Hayworth'un saç stili hiç bir zaman ne şehirde ne plajda değişmedi. Efsane bukleleri tarihe imza attı. Rita Hayworth'un Gilda filminde tüm kadınlara ilham verdiği yırtmaçlı siyah elbisesinden beri bu seksi model yerini hep korudu ve günümüzde de her zamankinden fazla moda. İki parçadan oluşan mayo, 1940'lı yıllarda Amerikan plajlarına yayıldı. Rita Hayworth'de bu akımın öncüsü oldu ve yıldızı daha da parladı. Amerikan hükümeti ise savaş dönemindeki kıtlık nedeni ile giyim üreticilerinin daha az kumaş kullanması için önlemler aldıkça, mayolar da küçüldü ve Rita bu küçük bikinileri giymekten hiç çekinmedi. Zamanımızda hala kızıl saçları, siyah yırtmaçlı elbisesi, siyah uzun eldivenleriyle anılıyor. Güzelliği ve kırmızı ruju ise efsaneler arasında olmasında en büyük etken...

110


111


Bahar geldi, gönül yayları gevşedi. Sanki aylardır bu mevsimi bekleyen, içindeki sevgi pıtırcığı çiçek açtı, arayışlar tavana vurdu ve şu işe bak ki hiçbir şey seni tatmin etmiyor.

112 110


A

ylardır beklediğin, sabahları odanı aydınlatan güneş, yeni aldığın bikini, akşamüstü yakın arkadaşlarınla içtiğin bir kadeh şarap, uzun pazar kahvaltıları... Sanki tüm bunları tek başına yapmak bir günahmış gibi, karşılaştığın her arkadaşın sana birilerini anlatıp, tanışsanız ne kadar anlaşacağınızı, onun da iki kolu iki bacağı olduğunu, yani bir çok ortak noktanız olduğunu söylüyor. Eee ne de olsa yaz aşksız karşılanır mı, çok yazık çok! Tüm arkadaş ayartmaları, sosyal medya dayatmaları, bir de eski sevgiliden gelmeyen mesajlar da olunca, insan inanıveriyor birilerine aşık olabileceğine, sanki çok kolaymış gibi... Elbette zor ama umutsuz da değil, çünkü her şeye rağmen etrafın, güzel havanın ve arkadaşlarının etkisiyle de olsa bizim de kanımız kaynıyor ve o yüzden de aşkın rüzgarı seni alıyor ya da sen böyle olmasını istiyorsun. Bir akşam eve döndüğünde aynaya bakıp, ben aşık oldum demek istiyorsun. Ve bir gün diyorsun, hemen arkadaşlarına son dakika haberi geçiyorsun, "Welcome to the hell".

Ama, işte "ama"sı var, aşk dediğin iki taraflı olunca bir şeye benziyor, tek taraflı sevenler lütfen yaz kontenjanını boşuna doldurmayın, depresif aşkınız için bakınız kış var... Neyse ne diyorduk, aşk iki gönül bir aradaysa güzel, ilk görüşte aşık olduğun ya da aşık olduğunu sandığın biri var ve sen günün her dakikasında onu arayıp vıcık aşkınla boğmamak için kendini zor tutarken, gelmeyen her mesaj ve yapılmayan her telefon konuşması aklını türlü saçmalıklara salıyor; belki numaranı kaybetti belki de başına bir şey geldi de o yüzden aramıyor, çok meşgul, kim bilir belki de teknoloji karşıtı nostalj ik bir adam. Hepsini bir mesajla bile kabul edebiliyorsun ama eğer gelen mesaj, "özledim" yerine "bana biraz zaman ver" olursa tüm paranoyalar az kalıyor! Bugünlerde bunu o kadar çok arkadaşımdan duydum ki, herkes bu içi boş mesaj ve tavırlardan sıkılmış durumda, çünkü zaman istemenin karşılığının ne olduğunu adımız gibi biliyoruz, artık birileriyle karşılaşmak, buluşmak eski zamanlara göre çok kolay ama "gerçek" bir şey yakalamak da bir o kadar zor. Birinden zaman istemek şimdilerde "sen biraz bekle, ben biraz daha gezip bakayım seçeneklere" demenin kibarcası, bunun dibini gören var mı derseniz, sanırım yok. O zaman neden hem karnım doysun hem pastam dursun diyen birilerine izin veriyorsun?

Bu sorunun cevabı herkes için başka olabilir, herkesin kendince sebepleri var ama sonuçta gelinen nokta aynı. İzafi bir kavram olan zaman herkesin önünde öylece duruyor ve `senden çok hoşlanıyorum ama şimdi başlarsa bu ilişki yazık olur, bana biraz zaman ver` cümlesindeki alt metin suratına çarpıyor. İşte senin `AN`ın bebeğim, uyanma vakti, genellikle bir sevişme sonrası çok popüler olan bu cümle, bir virüs gibi ortalıklarda dolanıyor, -miş- gibi yapmak yerine belki de daha gerçekçi olup doğru izleri takip etmek lazım, mesela, "Benim eve gitmem lazım, yarın çok işim var, sen numaranı ver ben seni ararım, çok hisliydi", "Biraz özleyelim birbirimizi" gibi cümleler sana ipucu verebilir. Bunlardan birini duyduysan köprüden önce son çıkış tabelasını şu an gördün, hiç düşünme, en yakın arkadaşlarını ara, mesajı yazıp da basamadığın o gönder tuşuna bırak da arkadaşların bassın.

Duygu Ela Erdogan

113 111


YAŞANMIŞ HAKİKATLAR Bu şehrin suyundan mıdır nedir, Ankara’dan yıllarca önce tanıdığım aklı başında insanların burada tuhaflaşmalarına aklım ermiyor ki, aslında onların da aynı şeyleri benim için söylemekte olduklarından şüphem yok.

RENAN KALELİ

114


U

zun zamandır göremediğim bazı arkadaşlarımdan ayaküstü, nezaketen sorulmuş ‘’Nasılsın her şey yolunda mı?’’ sorusuna aldığım cevaplardan bazıları; - Karımdan ayrılıyorum, zaten iki senedir sevişmiyorduk! - Kedi alacaksan sokaktan al. - Masallar, kimini uyutmak için uydurulmuştur, kimini ise uyandırmak... - Acaba kaderimde, kaderimin doğru çıkmayacağı yazabilir mi? - Oğlum çoluk çocuğa karışsana artık. Alıştım artık bu gözüme bile bakmadan verilen tuhaf cevaplara ama tuhaf olaylara tam olarak aynı olgunlukla bakmam için henüz yeterli sandık sayısına ulaşamadım. Buyrun bir tane ; İstanbul Ulus’ta, duraktan çağırdığımız taksiye, iki pek yakin ve şuursuz arkadaşımla birlikte bindikten hemen sonra, içlerinden biri "Çirkin kadın aldatmaz" dedi, diğeri buna "Çirkin kadın yoktur, az votka vardır" diye cevap verdi, ben ise o sırada taksi durağımızın en yaşlı emekli polis komiseri şoförü "deli" Muhittin abimize iyi akşamlar demekteydim. Şuursuz arkadaşlarımın kadın üzerine yaptığı bu tuhaf konuşmaya şoförümüz Deli Muhittin, ‘’Babangida, Babayaru ve Babazula en az sizin kadar umarsızdılar’’ dedikten hemen sonra Akmerkez’in

önünde arabadan atladı, koşarak ortadan kayboldu ve bizi şoförsüz bıraktı. Arkadan gelen korna seslerine daha fazla dayanamayan votkacı şuursuz arkadaşım direksiyona geçti ve arabayı aynı şuursuzlukta ileriye doğru sürmeye devam etti. İlk ışıklarda beklerken, aynı hizada yeşil ışığı bekleyen, boşandığı karısının babasıyla göz göze geldi, baba ‘’Zaten senin sonun taksicilikti‘’ dedi. Sessizlik içinde Ulus’taki taksi durağına arabayı bırakmaya gittiğimizde, Deli Muhittin abimiz duraktaki diğer taksicilere uzağa kısık gözlerle bakarak ‘’çirkin kadın az votka içer’’ deyip çayından yudumluyordu. Bir tane daha ; Geçenlerde Bebek’te dolaşırken, her gördüğümde ilginç bir şekilde bana basit yalanlar söyleyen arkadaşıma yine rastladım, ayda yılda bir gördüğüm bu adamın neden böyle yaptığını (ben bile) asla anlayamayacağım. Sağa sola sordum, onlara da böyle şeyler yapıyor mu diye, hayır son derece güvenilir,sözünün eri biriymiş.Bu son rastlaşmamızda korkarak ‘’Nasılsın?’’ diye soru sordum bana ‘’Geçen hafta Davos’taydim’’ dedi. Adamın saçı da var, boyu da uzun, neden böyle yapar acaba? Neden beni seçti? Kimselerden kolay kolay korkmam ama bu büyük bir şirkette yönetici olan adam beni ürpertmekte. İste böyle,belki de hayat, bizim ondan yaptığımız şeydir ve kendi gerçeğimizin bize tuhaf olarak görünmesidir. Hepsine uzun ve mutlu bir ömür dilerim.

115


Kitap

116


Y

atakta gözleriniz ve aklınız kapalı öylece yatıyorsunuz. Üzerinizdeki yorganı açsanız üşüyorsunuz, örtseniz terliyorsunuz. Yorganla uğraşacak takatiniz de yok zaten. Zamanın farkında değilsiniz; gündüz mü, gece mi, sabah mı oluyor yoksa günlük yeni mi karanlığa bırakıyor yerini... Tek hissettiğiniz şey yorgnluk, sonu gelmez miskinlik. Gözlerinizi açmak istediğinizde midenizin sesini duyuyorsunuz, müthiş bir bulantı sizi ele geçiriyor. Daha fazla bulanmasın diye hareket etmemeye çalışıyorsunuz. Akşam yediğiniz çilekler, çikolatalar, patates cipsleri hepsi birlik olmuş içtiğiniz şarapla yıkanıyor midenizde. Müthiş bir huzursuzluk, mutsuzluk, düş bulantısı, uyku eylemsizliği, beden anarşisi... Ah, diyorsunuz, ah keşke yanımda olsaydı. Arasaydı en azından her şey güzel olacaktı. Olacak mıydı? Yanılsama belki bu, ruhun bir yanılgısı. Belki de hiçbir şey değil, bu sadece insanın yaşayabileceği türden alelade bir zaman dilimi, geçecek, uyanacaksınız huzurlu kırlarda... Çoğumuzun hayatında yukarıdakine benzer bir an olmuştur. Buna depresyon diyebilir miyiz? "Çoğumuza" eğer bu ya da buna benzer hisler silsilesi musallat oluyorsa hepimiz depresyona mı girmiş oluyoruz? Eğer hepimiz depresyona giriyorsak depresyon bu kadar yaygın mı? Bulaşıcı bir hastalık gibi kişiden kişiye, ruhtan ruha geçer mi? Öyleyse nedir depresyon? Gazetelerde, dergilerde okuduğumuz gibi "çağın hastalığı" mı, yoksa herkesin belli durumlar çerçevesinde başına gelebilecek bir "hayat arızası" mı? Ustasından Depresyon Tahlilleri, depresyonu her yönüyle ele almak amacıyla hayatının çok büyük bir kısmını depresyonla iç içe geçirmiş. Pala Salto'nun anlattıkları

doğrultusunda yapılandırılmış bir kitap. Yazarı ise Levent Mete. Peki, kimdir Levent Mete? Bilen bilir. Tıp fakültesini Hacettepe Üniversitesi'nde, psikiyatri uzmanlığını Ege Üniversitesinde tamamladı. 1996 yılında doçent oldu. Yaptığı çalışmalarla beş kez Türkiye Psikiyatri Derneği Araştırma Ödülünü kazandı. Şizofreni: En Uzak Ülke (1998) ve Depresyon: Hüzünden Melankoliye (1999) isimli başvuru kitapları, Sokaktan Geçen Dünya (2002) isimli deneme kitabı, Aşk Romanları Yazan Adam (2000), Terapi (2002), Büyücüler (2003), Rika'nın Beyninde (2005), Aşk Hastalığı (2007) ve Şizofreni Müzesi (2011) isimli romanları yayınlandı. İki romanı yabancı dillere çevrildi. TRT için skeçler yazdı, İzmir Devlet Tiyatrosu'nda danışmanlık yaptı. Halen İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniğinde eğitim görevlisi olarak çalışıyor. Peki, kimdir Pala Salto? Pala Salto, depresyonu en iyi bilen kişi. Hayatını depresyonun ne olduğunu, nasıl olduğunu anlamaya adamış. Dünyanın en büyük üniversitelerinden birinde eğitim almış, en meşhur hastanelerinde çalışmış. Doğru bilgiye ulaşmak için kütüphanelerde yatıp kalkmış. Yıllarca bu hastalığa yakalananları tedavi etmiş. Bu arada, kendisi de depresyonlar geçirdiğinden, olaya içeriden bakma fırsatı yakalamış. İlaçlar kullanmış. İşin özüne inmek için, farklı ekollerden beş ayrı terapiste başvurmuş, beş farklı terapi görmüş. Pala Salto tahmin edebileceğiniz üzere bir takma isim ve kendi isminin açıkça yazılmasını istememiş. Pala Salto ile Levent Mete'nin karşılıklı konuşmalarından müteşekkil bu kitap aynı zamanda çok iyi kaleme alınmış bir edebiyat eseri.

koysaydık neler görecektik? -Tanı nasıl konuyor? -Kaç çeşit depresyon var? -Kişilik depresyonu nasıl etkiliyor? -İlaç tedavisi nasıl düzenleniyor? -Terapi nasıl yapılıyor? -TMS, elektroşok, derin beyin uyarımı, depresyonda ne kadar etkili? -Stres beyin hücrelerini öldürüyor mu? -Genetik yatkınlık önemli mi? -Depresyon sırasında beyinde neler oluyor? -Evlilik depresyondan koruyor mu? -Kadınlar neden daha çok depresyon geçiriyor? -Ekonomik kriz dönemlerinde depresyon artıyor mu? -Yoksullar daha mı çok depresyon geçiriyor? -Huzurlu kırlar bir masal mı? -Kişi intihar ederken aslında kimi öldürmeye çalışıyor? Bu sorulara, bir terapist, depresyon konusunda çalışan bir araştırmacı, kendisi ve yakınları depresyon geçiren bir kişi nasıl bakar? Kitabı okuduğunuzda tüm bakış açılarını denemiş, çağın hastalığını her yönüyle gözden geçirmiş olacaksınız. Mete'nin mesleki uzmanlığının edebi becerisiyle birleşiminden ortaya çıkan bu küçük ama "dolu" kitap, depresyona dair aklınıza gelecek her soruya bir cevap sunarken, güzel bir roman okumanın lezzetini sunuyor. Ustasından Depresyon Tahlilleri Say Yayınları'ndan çıktı.

Kimler depresyon geçirir? Bir kişinin huyuna suyuna bakıp, "Hah işte, tam depresyon geçirecek adam" denilebilir mi? Görüşme odasına bir kamera

117 115


ZİHİNSEL JUDO Hep uçlarda yaşamayı sevdim ben. Sevmem öyle ortalarda olmayı. Ya dibine vuracağım hayatın ya tepesine çıkacağım. Geçenlerde haftalarca yaptığım ölüm rejiminin ardından kusana kadar yediğim tatlı tuzlu kombinasyonundan sonra "Kızım senin ayarın yok mu hiç?" dedi bir arkadaşım. Yok dedim, benim ayarım doğuştan kaçık! Ara sıra rot balansa giriyorum ama sonra tak bir çukur, benim ayar yine kaçmış. Seviyorum ben bu ayarsız hailimi. Yani beni anlamak için alıcının ayarı ile oynamayacaksın. Frekanstan kaynaklanıyordur sinyal alamıyorsan. Kavgalarım da o kıvamdadır. Bence kalbe giden yol miden geçer falan hikaye. Yolu mideden geçen AŞKIN sonu, kalın bağırsakta biter. Esas kavgadır ilişkinin aşkı, tadı. Öyle bıdı bıdı yapıp beyin yemeyeceksin. O yediğin beyin sana sinirli ve/veya vurdum ama duymaz kıvamında bir erkek olarak geri dönecektir. Kafasına tabak çanak atıp kavganın seviyesini indirme. Onu Zihinsel Judo ile yenmeye çalış. İlişki bir savaş değil mi zaten, devamlı bir şeylerin savaşını veriyorsun. Ya onunla ya da dolaylı olarak onun hayatına dahil üçüncü tekil şahıslarla. Zihinsel Judo ile taktik geliştireceksin, strateji uygulayacaksın, yeri geldi mi geri adım atıp dinlenip, demlenip sonraki hamlede dalacaksın. Bodoslama daldın mı çakılırsın. Nasıl denize dalmadan önce derinliğine bakıyorsun, adama da dalmadan, ne kadar derin ona bakacaksın.

118 116


Mesela, hali hazırda kadınları anlama kapasitesi doğuştan özürlü bu canlı türü ile, gece saat 22:00 den sonra potansiyel yaralayıcı konulara girip kavga etmeyeceksin. O kavga olmayacak, monolog olacak. Sen konuşacaksın o, anlayışı çoktan bedenini terk etmiş yatağa gitmiş, orada bedeni ile kalmış sadece seni dinliyor olacak ya da dinliyormuş gibi yapacak. Onun anlayışı çoktan yatağa gitmiş ama sen zınk gibi ayık duygularınla ve bedeninle köpür köpür köpüreceksin. Sonu tartışmaya gidebilecek potansiyel tehlikeli konuları, açık havada yürüyüş yaparken veya koşarken konuşmayı dene. Genelde beyinleri, dört duvar arasında, iki yay üstünde beden altı çalıştığı için oksij eni yiyince etkisiz hale gelecek, kedi gibi seni dinleyecek.

"Time Out " Tartışma sırasında baktınız ki tansiyon çıkıyor, seviye düşüyor, sözler çarparak sizi acıtıyor, yaralıyor, devam etmeyin! Ara verin. Time Out! Odayı terk edin, mekanı terk edin hatta benim bir keresinde yine ayarımı kaçırıp şehri terk etmişliğim bile var. Gidin bir otelde uyuyun sıkıyorsa. Sıkmıyorsa koltuk kanepe, çok zorlarsanız beraberde uyuyabilirsiniz ama o çok düşük bir ihtimal. Karşısındakinin duygularını anlayabilme ve empati yapabilme yetisi tıpkı anlayışı gibi, bedenini terk edeceği için sırtını dönüp horul horul uyuyacak, olan sizin uykunuza olacak. Onu yiyemeyeceğiniz için kendi kendinizi yiyeceksiniz.

"Duygusal Airbag Taktiği" Eğer suçlu siz iseniz cesaretinizi toplayın ve şaklabanlık yapın. Onu güldürerek kafasındaki öfkeyi dağıtabilirseniz duygusal çarpma ve darbe sırasında airbag etkisi ile darbenin şiddetini yumuşatabilirsiniz. Yaratıcılığınızın sınırlarını zorlayın.

"Şaşırtın" O anda belki onu güldürmek için burnunuza takacağınız kırmızı palyaço burnu yanınızda olmayabilir ama illaki fotoğraf çekebileceğiniz cep telefonunuz yanınızdadır. Şak hemen çıkarın, o an hiç vakit kaybetmeyin "Hayatım bir dakika, sakın o yüz ifadeni bozma bu anı ölümsüzleştirmek istiyorum" deyin ve çekin. Buna gülmez ise, zaten ayrılığı bir daha bir düşünün derim.

Yardım Alın Her kavganın üç boyutu vardır. Birincisi senin gördüğün boyut, ikincisi onun gördüğü boyut, üçüncü ise ikinizin göremediği bir boyut. İşte o

119 117


noktada tarafsız birinden yardım ve görüş alın. Çok sinirlisiniz, burnunuzdan soluyorsunuz, onu boğmak için bir kaşık suya bile gerek yok, kuru kuru da gider! Küfür edip, sevdiğinizi yaralayıp, bereleyeceğinize abuk subuk beddua edin. Mesela benim kreasyondan; "O bir türlü sahip olamadığın sahipsiz uçkurunu inşallah bir kazada viyadükte kaybedersin!"

"Niye viyadükse!!!" "O sarf etmemen gereken sözlerin çıktığı ağzındaki bütün dişlerin dökülür inşallah ama bir tanesi kalsın o da çürük çıksın. Ağrısı, olmayan beynine vursun." Dikkatinizi çekerim çapraz saldırı var, ince zeka ister. "Seni çok seviyorum, beni terk edersen seninle gelebilir miyim?" Belli ki durum çok vahim! "Ne oldu da sen ve espri anlayışın ayrıldınız?"

120 118

"Seninle sözlü yerine ruhsal düello yapmak isterdim ama görüyorum ki karşımda silahsızsın."

Ondandır erkekler kayıp "yaratıklar". X gitti mi Y ona Back up olmaz!

Ağırdır söylemek, yürek ister. Ama iş bu raddeye geldiyse belli ki, ilk başta aşkımdan ağzıma gelen o yürek, ağzımdan çıkmış münasip bir yerime girmiş.

Bir kavga için ne kadar çok strateji yazdım kadın boyutundan.

"Benim arızalı olduğumu söylüyorsun, ben de hiç olmazsa iki tane X Kromozomu var, biri kısa devre yaparsa öbürü devreye girer!"

İşten yorgun argın eve gelir bakar ki kadın sinirli. Sebebini bilmiyor, sormaz, öğrenmek istemez çünkü sorarsa kabak onun başına patlayacak bilir. Gider bir bira alır, televizyon seyreder.

Bir de erkeğin kavgaya veya kadına yaklaşımına göz atalım;

İşten gelir, bakar ki kadın sinirli, sebebini biliyor, ya kendisi ya da kendisi. Dolaptan bir bira alır, koltuğa oturur ve içmeye başlar. Kıyamet orada kopar! Oysa ki asırlardır karmakarışık dediğiniz kadının formülü, siniri tepesindeyse çok basittir.


YAZ MAKYAJININ PÜF NOKTALARI Yaz demek güneş, deniz, kum, tatil, eğlence, renk demek. Erik, çilek, şeftali, kiraz, kayısı, karpuz demek. Güneşin enerjisiyle dolup etrafa pırıl pırıl ışıltılar saçmak demek. Dans etmek, yüzmek, bisiklete binmek demek. 119 121


Y

az demek sıcak demek, aynı zamanda nem ve ter demek. Yaz makyajı ise neme, tere ve suya dayanıklı makyaj demek. Sıcak yaz günlerine ve nemli havasına makyaj dayandırmak pek kolay değildir. Güneşin altında saatlerce kalıp, cildinizin zarar görmeden, makyajınızın akmadan ve dağılmadan yüzünüzde kalması için işte pratik öneriler ve malzemeler.

Sağlıklı Bronzluk Yazın gelişiyle beraber içimizi saran bronzlaşma isteği ile bilinçsizce güneşin altına yatmak, sonrasında hem ıstakoz kızarıklığı ve canımızın yanması, hem soyulma, hem de lekelenme ile boy gösterir. Özellikle dikkat etmemiz gereken nokta, güneşe çıkarken doğru koruma faktörlü bir ürün kullanarak sağlıklı bir şekilde bronzlaşmak. Kullanılacak olan koruyucu ürünlerin kişinin cilt yapısına uygun olmasına dikkat edilmelidir. Bazı ciltler kimyasal içerikli koruyuculara

120 122

karşı alerjik reaksiyon gösterebilir. Bu gibi durumlarda mineral içerikli koruyucular da alternatif olarak tercih edilebilir. Koruyucu kullanmadığımız takdirde cildimizin lekelenmesine, erken kırışmasına ve hastalanmasına karşı kucak açmış oluruz ki bunu hiçbirimiz istemeyiz. Geçen sayıda ten makyajına başlamadan önce nemlendirici sürmeniz gerektiğinden bahsetmiştim. Her zaman kullandığınız nemlendirici ve fondöten yaz sıcaklarının artmasıyla cildinize fazla gelmeye başlayabilir, ter ve nemle birlikte yoğunlaşıp akma yapabilir. Bu hiçbirimizin yaşamak istemeyeceği bir sorun, fakat çaresiz değil. Bu durumda elimizin daha hafif formüllü ürünlere gitmesi normaldir. Burada yardımımıza

renklendiren nemlendiriciler koşuyor. Renkli nemlendiriciler ile fondöten sürme ihtiyacı da ortadan kalkıyor. Hafif yapısı

özelliğiyle cilde ağırlık hissi vermiyor, aynı zamanda cildin fondötene oranla daha rahat nefes almasını sağlıyor. Nemlendirirken ciltteki renk düzensizliklerini

eşitliyor, yüzde oluşan ton faklılıkları ise sorun olmaktan çıkıyor. Fondöten kadar yoğun olmadığından cildinize yedirmek için uğraşmanız gerekmiyor. Aynı zamanda koruma faktörü içerenleri de var ki, bu da güneş koruyucu, nemlendirici ve fondöten olmak üzere bize 3 ürünün sağladığını tek bir üründe sunuyor. Yoğun bir kapatıcılık sağlamadığı için gün boyu tazeleme imkanı da veriyor.

Sürün Sonra Yüzün Suya dayanıklı eyeliner, rimel ve krem farlar başrolde! Yazın da güzel görünmekten ödün vermeyen herkesin kurtarıcısı suya dayanıklı yani waterproof ürünler. Uzun süre kalıcılık sağlayan krem farlar artık mat ve ışıltılı olmak üzere her renkte üretiliyor. Yalnız krem farlar hızlı kuruduğundan hemen uygulanmalı, ayrıca bu gibi ürünlerin kapaklarını da mümkün olduğunca kapalı tutmakta fayda var. Aksi takdirde kısa zamanda kuruması ve kullanılmaz hale gelmesi kaçınılmazdır. İster parmaklarınızla, ister fırça yardımı ile uygulamak size kalmış. Mesela


denize giderken kum veya toprak tonlarını kullanırsanız doğal bir etki yakalarsınız. Daha belirgin

gözler yaratmak istiyorsanız gel eyeliner’lar tam size göre. Oniki saate kadar dayanıklı bu eyeliner’lar ile isterseniz yüzebilirsiniz bile. Kirpiklerinizin

diplerine yine toprak tonlarını hafifçe uygulayabilirsiniz. Tabii ki bu göz makyajının tamamlayıcısı yine waterproof rimeller olacaktır. Cildin kolaylıkla emebileceği, yanaklara saten bir görünüm veren sıvı allıklar da kalıcı yaz makyajının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Bunları uyguladıktan sonra acaba makyajım aktı mı gibi şüpheleriniz olmadan anın tadını çıkarabilirsiniz. Bu yazın flaş renkleri mavi, mor ve yeşil de bronz tende çarpıcı duracaktır. Ayrıca suya dayanıklı bu ürünlerle yapılan makyaj yaz gelinlerinin de en ideal makyajı olacaktır. Bu kadar suya dayanıklı makyajı gece yatarken çıkartmayı da ihmal etmemeli. Bunun da kolay bir çözümü var. Göz çevresini yatıştıran ve yumuşaklık kazandıran çift bazlı makyaj temizleyiciler en büyük yardımcılarımız.

Güneşin Işıltısı, Altının Pırıltısı Dudaklara, gözlere, elmacık kemiklerine, omuzlara, dekolteye her yere uygulanabilen altın ve bronz ışıltılar bronz tene öyle bir yakışıyor ki... Adeta yaz şıklığını tamamlamak üzere yaratılmış gibi. Yalnız dikkat edilmesi gereken en önemli husus ışıltı kullanacağınız zaman her yerinize aynı anda uygulamamak! Örneğin dudaklarınıza ışıltılı bir ruj kullanırken elmacık kemiklerinize de ışıltılı bir allık uygulayabilirsiniz. Fakat bir de gözlerinize ışıltılı far uygularsanız birazdan sahne alacak bir yıldız havasına bürünebilirsiniz, bu da size şıklık katacağına, komik bir duruma düşürebilir. Aslında makyaj yaparken her zaman aklınızda

bulunması gereken bir kural bu. Nasıl göz farını, ruju ve allığı aynı anda koyu tonlarda (siyah far, bordo ruj, bordo allık gibi) kullanmamız kötü bir görüntü veriyorsa, ışıltı da aynı şekilde olacaktır. Her zaman en fazla iki yer belirlemeliyiz. Ya gözler ve dudaklar, ya gözler ve yanaklar, ya da dudaklar ve yanaklar. Bu kuralı göz önünde bulundurarak yapılan makyaj şıklığınızı her daim koruyacaktır.

Ve Saçlar Deniz ve güneş mevsimiyle birlikte saçlarımızın da ekstra bir bakıma ihtiyacı olduğunu hatırlatmadan olmaz. Saçlarımızın bakımını yapmadığımız sürece sağlıklı ve parlak görünmelerini sağlayamayız. Saçlarımızın bizdeki en büyük aksesuarımız olduğunu unutmamalı, ihtiyacı olan bakımını yaptırmalıyız ki onları dilediğimiz gibi süsleyebilelim. Çünkü bu yaz rengarenk fularlar, cıvıl cıvıl bandanalar, kocaman çiçek tokalar, süslü taçlar başımızdan eksik olmayacak. Saçınızı bandanayla topuz yapıp, fularlarla birlikte değişik şekillerde örebilirsiniz. Her türlü aksesuar ile yaratıcılığınızı özgür bırakma zamanı! Yaza dair başka bir yenilik ise saçlarınıza boya değdirmeden, yumuşak bir yapıya sahip olan saç tebeşirleri ile saçlarınızı istediğiniz her renge boyayabilecek olmanız. Bir gün sarı, bir gün mor, başka bir gün pembe... Hatta aynı anda her renk, gökkuşağı gibi. Üstelik saça bir zararı olmayan tebeşirlerin en çekici özelliği yıkanınca temizlenmesi. Rengarenk bir yaz dileğiyle, sevgiyle kalın...

Gila Benezra

123


Güzellik

EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ Benefit Bathina

155 Bodyshop Camomile Eye Make up Remover

Bobbi Brown Shimmer Bricks

95

,00

TL

32

,00

TL

Lancaster

79

,00

TL

Bobbi Brown Longwear Cream Shadow

70

,00

TL

NUXE Huile ProdiGieuse®

110

,00

TL

NARS Pure Radiant Tinted Moisturizer

99

Benefit Benetint

,00

TL

Bobbi Brown Cream Eye Shadow Stick

90

124

,00

TL

97

,00

TL

,00

GBP


7

FARKLI MAKYAJ TARZIYLA CAPCANLI BIR YAZ BIZI BEKLIYOR!

123 125


Güzellik

e La n co m 1 39T L

ra 9. Sepho 9 0T L

YSL far 145TL

T R A G AVAN ER L Z Ö G

den b ir b ir in t t ire ce k n u n e n ca n e s is h la a k sezo a r ı, n la m ıy i ta m a yaj ın ı a b a r t m m b e, yeşil, s n k in is j r e k n e a e re P . m e ın r z z z o ü a ö iy Y g ün r la r la, g öste r il r la y ü z re n kl i fa d le r i a ra s ın d a n ca n l ı to n la e n a l ıc ı t re m o r.. . B u ya z . u, t u r u n c n çe kin m eyin a t k a m t ka

H&M 8.95TL

Sephora far 34.90TL

124 126

NARS far 88TL

YSL 88TL


La u r M e rc a ier 83T L

L Ü G SU

e m co 5T L n La 1 0

KURU

n laşm a kta r b ro n z la r ın ı ku le ğ e , e e ç se d ü ze l to n n a ra k d a evs im i g a n in e n g B a h a r m il se n iz p e m b e ste l to n la r ı ku ll oğa l a m a ğ a d e p n d e E a v . ün ya n ude k mümk ! s in iz. N a ir il m b p a a y n in la aj ey ir m a ky rh aba d ça r p ıc ı b n iz le ya za m e a li çe kic i h

r Dio ict Ad d T L 82

AVON 15TL

Topshop 18TL NARS 65TL

Sephora 9.90TL

YSL 89TL

127


Güzellik

Bobbi Brown İlluminating Bronzing Powder 98TL

Bobbi Brown İlluminating Bronzing Powder 98TL

Sephora 9.90TL

Giorgio Armani 192TL

YSL 87TL

N A Y A D L I Ş I IŞILDAYAN Z N O BR

BRONZ

Yaz aylarının vazgeçilmezi bronz teninizi, aynı tonlarda makyajla daha da vurgulayabilirsiniz. Dudaklarınızda canlı renkler kullanarak makyajınızı tamamlayın. Çikolata renklerinden, toprağın en sıcak tonlarına ışıltılı geçişler yaparken, bu yepyeni ürünlere göz atmayı unutmayın!

Avon 21TL Avon 10.90TL

Sephora 34.90TL

126 128

YSL 83.90TL


FLASHY DUDAKL AR Kırmızının modasının asla geçmediğini biliyoruz ancak bu sezon bordodan mürdüme, neon pembeden turuncuya uzanan tonlarla dudaklarımız renkleniyor. Kırmızı her ten rengine uyum sağlarken, sarışınlar pembelerden, kumrallar turuncu ve mercan tonlarından vazgeçmesin!

Giorgio Armani 105TL

Chanel 90TL

C la r in s 60T L

Clinique 49TL

Esteé Lauder 83.90TL

M.A.C 43TL

Lancome 73TL

129 127


TURUNCU OPRAK

Güzellik

Toprak tonlarını sadece bronz makyajda kullanmak yerine, canlı turuncu ile kullanarak enerjik ve sağlıklı bir görünüm kazanabilirsiniz. Dudaklarınızda nude tonlara yer vererek dikkatleri teninizin ışıltısına çekin!

Bob bi B S a n d row n wa s h Pink 73T L

Chanel 149TL Lancome 145TL

Laura Mercier 76TL

Sephora 44.90TL

130 128

Sephora 29.50TL

H&M 14.95TL

Sephora 9.90TL


Ey lu re 14 TL

Chanel 116TL

Bobbi Brown 65TL

Bobbi Brown 63TL

i k t E o r t e R

an r l ı ko ca m a z e in l e y ir p ikl i, e ın ıza b ir p u z u n k sezo n m a kyaj kin. Eye l iu in 'n y Twig r. B u ize çe yaj ın 60'la rd a il m eye n yo kt u a m e n g öz le r in bu mak b ra i m a a in k t r s i a le t g öz ve m d ikka kata ra k le r, g öz ka le m i n osta lj i ik m a kir p n e r, ta k o l m a z la r ı. a o l m a zs

B o u rjo is

3 7T L

H&M 9.95TL

NARS 65TL Bobbi Brown 79TL

NARS 70TL

131


Güzellik

TATLI YAZ Güneşin kendini iyice hissettirmesiyle, çiçeksi ve şeker tadında esintiler tenimizde iz bırakmaya başladı!

132


Carolina Herrera Sublime

199

Amour, Frangiponi çiçeğinin yumuşak ve etkileyici aroması ve Japon çiçeğinin büyüleyici notalarıyla açılıyor.Yumuşak ve sakin Çin beyaz çayının ve Tayland pirincinin sütlü birleşimi ile etkileyici kalp notalarına ulaşarak odunsu, balsamik, misk ve vanilyalı mükemmel dip notalarıyla son buluyor.

,00

TL

Kenzo Amour I Love U ,00

79 CH EDP bir parfümden daha fazlası, tutkunun ifadesi! Kadınların CH çantalarına olan tutkularından ilham alınarak tasarlanmış yepyeni bir koku... Carolina Herrera CH EDP bir kadın ve onun en değerli eşyaları arasındaki derin ilişkiden ilham alınarak tasarlandı.

Marni bireysel ve sofistikedir; duygusal ve yaratıcı, hiçbir zaman bunaltıcı değil. Kullanan kişiyi öne çıkartır. Klasik kadınsılığın klasik temsilinden kaçınır: tatlı, şekerli veya hatta çiçeksi. Marni, kadınsılığın standart tasvirlerinden farklıdır ve koku da buna uyacak şekilde sınırların dışındadır. Neredeyse erkeksi bir koku olarak açılır ve zıtlıkların ilgi çekici gücüne inanarak değişir.

Gün ışığından esinlenilen ve adeta bir şifon kadar ince olan bu parfüm, fresh, çiçeksi ve odunsu koku ailesindendir. Üst notalarda Mandalina Ağacı Çiçeği ile ferahlık ve güneşli bir günün enerjisini getirir.. Elie Saab Le Parfum'un çiçeksi notalarında ise Portakal Çiçeği ve Gardenya bulunur.

Elie Saab ,00

280

TL

Prada Candy L'Eau parfümünün ferah ve neşelendirici hissi, canlı ve nazik şekilde bağımlılık yaratan notalarının karışımından yaratılmış. Canlı bir formül oluşturmak için Beyaz Misk, Benzoin ve Karamel üçlemesi, Turunçgil ve Oryantal çiçeksi notalar ile vurgulanmış. Bu kokuyu sıkın ve kimi etkilemek istiyorsanız onun yanından havalı bir geçiş yapın!

Prada Candy L'eau

185

,00

TL

TL

Nina Ricci tarzı yepyeni bir taze koku! Modern prenses tavrı ile daha iddalı bir kişilik sunan Nina L'Eau parfümü 2013 yılı için iddalı bir koku. Eşsiz, zarif, çiçeksi ve meyvemsi kokusuyla modern bir peri masalı...Koku teninizle temas ettiğinde duygularınızı harekete geçiriyor.

Marni EDP ,00

190

TL

Nina Ricci Nina L'Eau ,00

299

TL

FRAICHE içeriğinde tazeleyici - bergamot, Egzotik- mango & kiraz çiçeği ve güneşin keyfi- solar misk notası yer almaktadır. Yaz İçin sınırlı üretilen canlı, taze ve eğlenceli ZenSun çiçeksi, meyve-amber koku ailesinin en yeni üyesi.

Shiseido Zen Sun ,00

205

TL

133


Güzellik

KUSURSUZ GÖRÜNÜM, TEK ÜRÜN; BB CREAM! Nemlendirici ve fondöten özelliğini aynı üründe bulabileceğiniz, piyasadaki en iyi ve en yeni BB kremleri araştırdık.

132 134


BIOTHERM

Kiehl's Actively Correcting & Beautifying BB Cream

Aquasource BB Cream

69TL

69TL

Mat ve nemsiz cildinden şikayetçi tüm kadınlar için geliştirilen yepyeni bir ürün! Cilt tonunu anında eşitleyerek aydınlatır ve mükemmelleştirir. Derinlemesine nem kazanarak, canlı ve pürüzsüz bir görünümle ışıldar.

Anında cilt kusurlarını ve lekelerini gidererek doğal bir ten görünümü sağlar. Cilde doğal bir ışıltı vererek, gözenekleri kapatır. Çizgi ve kırışık görünümünü azaltır, ciltte yağlı bir his bırakmaz.

Clinique Age Defense BB Cream SPF 30

DIOR DIORSKIN NUDE BB CREME

108TL

94TL SPF 30 ve antioksidanlarla cildi görünür yaşlanma belirtilerine karşı korurken aynı zamanda pürüzsüz bir görünüm sağlayan cilt mükemmelleştirici üründür. Çok amaçlı formül güneş koruması ile cilt görünümünü iyileştirme özelliğini birleştirir. Ciltteki pürüzleri gidererek pürüzsüz bir görünüm sağlar.

Minerallerle zenginleştirilmiş su (magnezyum, bakır, çinko...) ile günden güne cildin kalitesini arttıran doğal içeriklerle zenginleştirilmiştir. BB Krem cilt bakımı ve korumayla eş anlama gelir, 3 çay karışımından oluşan antioksidant bir kompleks yaratarak harika bir cilt kokteyli oluşturur.

ESTEE LAUDER DAYWEAR BB CREME

99TL Fondöten ve cilt bakımı uzmanlığının mükemmel birleşimi... Tüm ihtiyaçlar bir arada! SPF 35 güneş koruması cildinizi güneşin zararlı ışınlarından korur ve ileri düzey anti-oksidan koruması ile ilk yaşlanma belirtilerinin oluşumunu engeller. Aynı zamanda renkli yapısı ile cilt kusurlarınızı kapatarak doğal ve mat görünüm sağlar.

CLARINS BB SKIN PERFECTING CREAM 3 etki-koruma, yenileme, cilt tonunu den-

99TL

geleme özellikleri bir arada yüksek kapatıcılık sağlamaktadır. Doğal içeriği ve SPF 25 koruma ile cildi güneş ışınlarının olumsuz etkilerine karşı korur. Cilt bakım etkisi ile cilde nem verir, cildi yeniler.

135


Güzellik

MESAFEYİ KORU! Güneşin ışınlarının verdiği zararlardan korunarak, yüksek faktörlü, koruma sağlayan ürünlerle sağlıklı bir şekilde bronzlaşabilirsiniz.

134 136


CLINIQUE Biotherm LAIT CORP SOL SPF30

75TL İçerisindeki filtreler UVA & UVB ışınlarını emiyor ve yansıtıyor. Saf termal plankton cildin doğal savunma sistemini güçlendirerek güneş kızarıklıklarını önlüyor ve filtrelerin korumasını güçlendiriyor. İçeriğindeki E vitamini ise serbest radikallerin etkisiz hale gelmesini sağlıyor.

SPF 50

67,50TL Parsol 1789TM gibi photo-stable kimyasal korunma sağlayan eşsiz bileşenler ile UVA güneş ışınlarının gözlemlenebilir zararlarına karşı cildi tam olarak koruyor. RNA ve diğer anti-oksidanların oluşturduğu patentli IPF Teknolojisi ile sadece güneşe karşı korunmayı desteklemekle birlikte, aynı zamanda zararların onarılmasını sağlıyor.

Shiseido Expert Sun Aging Protection SPF50 Lancomé GENIFIQUE SOLEIL 30SPF

109TL Génifique Soleil cilt gençliğini korurken aynı zamanda da ideal bronzlaşma sağlar. Uygulandığı andan itibaren UV korumasında etkilidir. Génifique Soleil'in pürüzsüz ve ince ürün dokusu, ciltte daha yumuşak ve kadifemsi bir his yaratıyor. Cilt tonu içeriden aydınlatılıyormuşcasına ışıltılı ve dengeli görünüyor.

Lancaster Sun Ultra Protection Dark Spot Control SPF 50

75TL Güneş etkilerine karşı tam koruma sağlıyor ve cilde ışıltılı bir görünüm kazandırıyor. Solgun, hassas veya güneşe duyarlı bir cilde sahipseniz, Ultra Protection serisi tam sizin için. Kademeli olarak bronzlaşmak isteyen ve hassas cilde sahip olanlar; yüksek seviyeli güneş filtreleri ve yoğun güneş yansımalarına karşı ideal koruma sağlayan seri sayesinde, bu yaz gölgede oturmak zorunda değilsiniz!

79TL Shiseido Expert Sun Aging Protection , UVA & UVB karşı ve UV- ışınları emilimini her açıdan koruyor. Güneş yanığı ve hücre DNA hasarına karşı ve aynı zamanda kırışıklık ve lekelere karşı savaşıyor. Cilt kuruluğu ve sertliğini engelliyor.

Kiehl's Activated Sun Protector For Face 100ml.

79TL Kiehl's Activated Sun Prtector 50 koruma faktörlü yüz ve yücut ürünleri farklı dalga boyundaki Uva & UVB ışınlarını filtreliyor. İçerdiği E vitamini, kızıl buğday ve kurt üzümü ile fotostabil formülü, etkin korumanın uzun sürmesini sağlıyor.

137


Güzellik

IŞILDAYAN SAÇLAR! Yaz güneşinden etkilenen boyalı saçların dayanıklılığını ve parlaklığını geri kazandırmak için renk koruyucu ürünlerle tanışın!

136 138


John Frieda Radiant Red

Kerastase Elixir Ultime Beautifying Oil

16,50TL

82TL İçerdiği yağ kompleksiyle saç tellerine parlaklık verip, hücre yenilenmesini sağlar. Saçları derinlemesine besliyor. Anti-oksidan maddelerle saçın gücünü geri kazandırarak hava koşulları ve dış etkenlere karşı koruyor.

Saç renginin solmasını engelleyici etkenlerden oluşan hafif formülü ile kızıl tonlardaki saç tellerinin ışığı daha iyi yansıtmasına ve zengin tonların daha canlı görünmesine yardımcı oluyor. Saç rengini korumayı ve saçların parlaklığını ve yumuşaklığını arttırıyor.

L'OCCİTANE Aromakoloji Boyalı Saçlar İçin Maske - Radiance & Colour Care Mask

72TL

Kiehl's Color-Protect Shine Infusing Hair Oil Treatment

Boyalı saçlar için hazırlanan bu zengin kremsi maske 5 esansiyel yağ (sardunya, palmasora, bergamot, biberiye ve sedir) ve renk korumasında etkili üzüm çekirdeği ekstresi ile formülize edilmiştir. Saçları UV ışınlarına karşı korurken, parlak, solmayan ve yumuşacık olmasını sağlar.

73TL Yıpranmış saçta boyanın uzun süre kalmaması ve matlaşma sorununa Kiehl's koruma bariyerini güçlendiren günlük bakım konsantresini formüle etti. Uygulanmasıyla birlikte içerdiği ayçiçek çekirdeği ve kayısı çekirdeği yağıyla saçın daha parlak,güçlü ve güneşin hasarlarına dayanıklı hale geliyor.

LOREAL Serie Cristalceutic Renk Koruyucu Maske

Schwarzkopf BC Renk Koruyucu Şampuan

214TL İlk günkü boya parlaklığı görünümü 6 hafta boyunca renk pigmentleri saç liflerinin kalbine nüfuz eder ve saç liflerinin kalbinde kristalleşip hapsediliyor. Ekstra renk koruyucu etkisiyle, haftalar boyu göz alıcı parlaklık artık hayal değil.

41TL Boyalı saçlar için özel formüle edilmiştir. Saç rengini soldurmadan nazik bir temizleme sağlıyor. Sülfat içermeyen teknoloji renk muhafazasını ve parlaklığını garanti ederek, saçları zarar verici UV ışınlarından korumak üzere UV filtresi aşılanmıştır. Saçları ipeksi pürüzsüz ve güzel bırakıyor.

139


Sinema

Tür

Komedi - Dram - Çocuk Filmi

Yönetmen

Murat Şeker

Oyuncular

Ani İpekkaya İnci Türkay Murat Akkoyunlu Ataberk Mutlu Hande Katipoğlu Burçin Bildik

Senaryo

Ethem Özışık

Görüntü Yönetmeni Murat Tuncel

Yapımcı

Nilgün Sağyaşar

Gösterim Tarihi 07 Haziran 2013

ARKADAŞIM MAX VİZYONA GİRİYOR Yapımcılığını Focus Film'in yaptığı yönetmenliğini Murat Şeker’in üstlendiği Arkadaşım Max filmi 7 Haziran’da vizyona giriyor.

140


Yetenek Sizsiniz yarışmasında birinci olup, seyircilerin gönlünde taht kuran akıllı köpek Max'in başrol oynadığı film vizyon için gün sayıyor. Başrollerini Ani İpekkaya, İnci Türkay, Murat Akkoyunlu, Ataberk Mutlu, Hande Katipoğlu ve Burçin Bildik gibi önemli isimlerin paylaştığı "Arkadaşım Max" yılın iddalı yapımlarından. Filmin çekimleri Bozcaada, İzmir ve İstanbul'da 5 Hafta da tamamlandı. 7 yaşında bir çocuk ile MAX adlı bir köpeğin dostluğunu anlatan film, hem tarzı hem de bütçesi ile Türk sinemasında bir ilke imza atacak. İlk defa bir çocuk filmi, Hollywood yapımlarıyla yarışmak üzere bu yaz vizyona girecek. Filmin İki ayrı versiyon olarak hazırlanan afişleri, Paris'te yaşayan ünlü tasarımcı Alican Doğramacı imzası taşıyor. Film'in Yönetmeni Murat Şeker ise oldukça heyecanlı ve umutlu

Aklımda bir çocuk filmi yönetmek vardı, bir senaryo yazıyordum, Nilgün Sağyaşar bana projesinden söz edince çok heyecanlandım.

Bir köpek ile çalışmak önceleri beni tedirgin etmiş olsa da, sonra işimin oldukça kolay olduğunu gördüm. Bunun nedeni de Max’in son derece uysal ve yetenekli olmasıdır. Oldukça zeki bir köpek olmasından dolayı çekimler sırasında hiçbir zorluk yaşamadık. Öyle ki kritik sahnelerde kullanmak üzere Universal Stüdyoları'nda çalışmış iki uzmana yaptırdığımız makete bile gerek kalmadı. Arkadaşım Max, bütün çocukların severek izleyeceği bir film oldu.

FİLMİN KONUSU: 7 yaşında yalnız bir çocuğun Max adında bir köpekle karşılaşmasıyla başlayan kahkaha dolu bir dostluk

filmi... Deniz, ailesi Bozcada'ya yeni taşınmış 7 yaşında yalnız bir çocuktur. Ada'da yaşayan diğer çocuklar tarafından dışlanmıştır. Bu yalnız günlerinde yolu Max ile kesişir. Ve o günden sonra hayatında hiçbirşey eskisi gibi olmaz. Çünkü Max aslında neredeyse tüm kasabanın sahibi olan Aliye Hanım'ın köpeğidir. Aliye Hanım kötü kalpli yeğeni tarafından kaçırılmış ve servetine el koyulmuştur. Bu olayın tek tanığı ise Max'tir. Deniz ve Max omuz omuza vererek kötülere karşı amansız bir mücadeleye girerler. Bu sırada Deniz hem kendine olan güvenini kazanır hem de bütün kasabanın sevgilisi haline gelir. Komedinin ağırlıkta olduğu bir kurguya sahip olan Arkadaşım MAX'te komik kötülerimizin başına gelenler, küçük büyük bütün seyircileri kahkahaya boğacaktır.

139 141


Sinema Filmin en dikkat çekici oyuncusu hiç kuşkusuz MAX. Yetenekli olduğunu hepimiz biliyorduk zaten. Fakat bu kadarını nasıl öğrenmişti? Mimik yapmak gibi bir özelliği vardı. Nasıl gelişmişti bu kabiliyetleri merak ettik ve sorduk. Max’in sahibi, aynı zamanda 20 yıllık bir eğitmen olan Ali Yeşilırmak, sorularımızı şöyle cevapladı: Max ilk etapta itaat eğitimi aldı. Normal, tamamen sahip odaklı itaat komutlarını öğrendi. Bu eğitim süreci devam ederken, spor kondisyon için de frezbee eğitimi verdim. Eğitimde bir şey dikkatimi çekti; Max daha fazlasını istiyordu. Sürekli gözümün içine bakıyor, neredeyse gözünü bile kırpmıyordu. Eğitim devam ederken muhteşem dengesini farkettim. Diğer köpekler için çok zor, hatta imkansız olan hareketleri Max çok rahat bir şekilde öğrendi. Öğrenim aşamasındaki pozitif motivasyonu da unutmamak lazım. Max benim seçtiğim, ilerisi için hedefler koyduğum bir köpek değildi. Öncelikle bunu söyleyeyim. Max'in ilk sahibi ailevi nedenlerden dolayı Max'i vermek istediklerini söylediler. Max'in beni çok sevdiğini, bana pansiyona geldiği sürede gözlemlediler ve istersem uygun kişinin ben olduğumu düşündüklerini bana ilettiler. Ben büyük bir mutlulukla kabul ettim çünkü Max'i ben de çok sevmiştim. Bu enerji karşılıklı bizi birbirimize kavuşturdu. Yirmi senelik eğitmenim. Max filmin çekimlerinde gerçekten beni bile şaşırttı. Tek kelimeyle muhteşemdi. Olayın özü, Max'in benden aldığı huzur ve güven. Kamera arkasında hep beni izledi, ne yapması gerektiğini ona gösterdim, oda da yaptı. Muazzam bir iletişim var aramızda. Oyunculuğundaki profesyonelliğin temeli bu bence. Ayrıca yakışıklı mimikleri, inanılmaz pozitif bir enerjisi var. Bunlar birleşince iyi oyunculuk çıkıyor sanırım.

142


Bu kadar yetenekli olduğunu keşfetmem diye bir şey yok aslında. O benim en yakın dostum, birlikte yaşıyoruz ve birlikte paylaşıyoruz hayatı... Dolayısıyla üç buçuk aylıktan beri yanımda ve bakışlarındaki zekayı en başta hissettim. Zehir gibi akıllı bir köpek olduğu belliydi. Çekimler zor olmadı çünkü ekip muazzamdı. Filmin yapımcısı Nilgün Sağyaşar ile projeyi konuştuğumuzda tek şartım vardı, o da setteki herkes dahil, ekibin ve oyuncuların hayvan sever olması. Çünkü oradaki en ufak ters tavır beni negatif etkiler, o insanla aynı ortamda olmak istemem. Dolayısıyla Max de benim enerjimi hissettiği için o da negatif etkilenir. Sağ olsun Nilgün Hanım'ın çok ciddi bir hayvan sever. Konuyla yakından ilgilendi ve çok titiz davrandı. Hatta Max sıcaktan etkilenmesin diye Bozcaadayı seçtiler çekim için. Set çok keyifliydi. Max, normal günlük spor tadında çekimleri tamamladı. Peki oyuncular hiç zorlanmamışlar mıydı, Max ile çalışmak nasıldı? Bu sorumuzun cevabı İnci Türkay'dan geldi: Oynadığım karakterin adı Suna... Denizin annesi. Dominant, ailenin sorumluluğunu maddi değil manevi olarak yüklenmiş, sevgi dolu hassas bir anne. Eşini yönlendiriyor ve idare ediyor. Çocuklarına çok düşkün. İstanbul'dan Bozcaada ya taşınmış olmak onu da üzmüş... Şimdi yeni bir düzen için her türlü çabayı sarfediyor. Max'le çok eğlendik ve çok iyi vakit geçirdik. Son derece akıllı ve uyumlu... İnanılmaz komut alıyor. Zaten Türkiye'nin en yetenekli canlısı için fazla söze gerek var mı?

143


Sanat/Etkinlik

DÜNYAC A ÜNLÜ S ANATÇI P KAAS İST ATRICIA ANBUL S 2013 İÇİN HOPPING FEST TÜRKİYE’ DE İS TANBUL SHOP P

ING FEST İLE

İ

ki yıldır alışveriş ve moda tutkunlarını indirim ve kampanyalarla buluşturan İstanbul Shopping Fest, üçüncü yılında da alışveriş heyecanını eğlenceyle harmanlıyor. İstanbul'u sürprizlerle dolu etkinliklerle buluşturacak olan ISF 2013, 16 Haziran'da dünyaca ünlü sanatçı Patricia Kaas'ı ağırlayacak. Alışveriş, moda, kültür-sanat ve eğlence alanlarında dünyanın en önemli çekim merkezlerinden biri olan İstanbul'un bu gücünü daha da artırmak üzere üçüncüsü düzenlenecek olan İstanbul Shopping Fest, 8-30 Haziran tarihleri arasında birbirinden farklı etkinlik ve fırsatlara kucak açacak.

İndirim ve eğlence bir arada. Hadise konseri ile alışveriş keyfi ikiye katlanıyor Festival süresince İstanbul'da yaşayan herkesin ulaşabilmesi ve katılımcı olabilmesi için onlarca lokasyonda, alışveriş merkezlerinde ve mağazalarda birçok etkinlik gerçekleşecek. Sezon ürünlerinde yüzde 50'lere varan indirimler, kampanyalar ve çekilişlerin yanı sıra her cumartesi Anadolu ve Avrupa yakasında birer AVM yıldızlı alışveriş geceleri düzenleyecek. 8 Haziran'da Akbatı AVM'de düzenlenecek olan Hadise konseri

144

ALIŞVERİŞ VE

EĞLENCE ÇIL

ile alışveriş severler eğlence ve alışverişe doyacak.

Araba ve ev kazanma şansı Alışveriş, kültür ve eğlence festivali İstanbul Shopping Fest'in bu sene de kazandırmaya devam ediyor. Festival süresince kredi kartı ya da banka kartıyla her 25 TL'lik alışveriş karşılığında bir çekiliş hakkı kazanacak olan tüketiciler, Peugeot marka araba veya ev sahibi olma şansına sahip olacaklar.

Yabancı eğlence grupları herkese unutamayacakları bir şölen yaşatacak İstanbul'un onlarca noktasında, alışveriş merkezlerinde ve mağazalarda birçok etkinliğin gerçekleşeceği festivalde, etkinliklerin bir kısmını ise profesyonel eğlence grupları gerçekleştirecek. Fransa'dan gelecek gruplar İstanbulluları ve yabancı konuklarını coşturmaya hazırlanıyor. Muhteşem kostümleri ile oyuncak müzisyenlerden oluşan The Toy Brigade ve dört haydut ile onların sekiz oğlundan oluşan on iki kişilik kadrosuyla Ens'Batucada, herkese unutamayacakları görsel bir şölen yaşatacak.

GINLIĞI BAŞL

IYOR

Patricia Kaas İSF için Türkiye'de Dünya çapında milyonlarca müzikseverin kalbini fetheden ünlü diva Patricia Kaas, 16 Haziran akşamı İstanbul Shopping Fest kapsamında Lifepark'ta Edith Piaf şarkıları ile herkese unutulmaz bir gece yaşatacak. "KAAS Chante PIAF" projesi ile dünya çapında milyonlarca müzikseverin kalbini fetheden Patricia Kaas, Abel Korzeniowki yönetimindeki Londra Kraliyet Filarmoni Orkestrası ile kaydedilen "Kaas chante Piaf" tribute albümü ile Edith Piaf'ı ölümünün ellinci yılında anıyor. Song For The Little Sparrow, Mon Dıeu, La Vie En Rose, Padam Padam, Paris gibi Piaf'ın ölümsüz şarkılarının hep bir ağızdan söyleneceği gecede, sahnede sergilenen gösteri ile hüzün ve mutluluk bir arada yaşanacak. Biletleri Biletix'te !

İSF ile ilgili her şey İnternet sitesinde İstanbul Shopping Fest etkinlikleri, katılımcı marka ve Alışveriş Merkezlerini, web sitesinden ve sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.


145


Sanat/Etkinlik

TARKAN Seferİhİsar DoĞa Okulu’nu Zİyaret Ettİ!

146 144


Megastar Tarkan, kurucuları arasında yer aldığı Seferihisar Doğa Okulu'nu ziyaret ederek okulun yapımını gerçekleştiren ekiple buluştu. Yedi yıldır Doğa Derneği’nin çalışmalarına destek veren Tarkan, 5 Haziran’da İzmir Arena’da tüm geliri Seferihisar Doğa Okulu’na vakfedilmek üzere “Doğa Sensin!” adlı bir konser gerçekleştirecek. Doğa Derneği ve Seferihisar Belediyesi'nin işbirliği ile kurulan Seferihisar Doğa Okulu, geleneksel mimariye sadık kalınarak restore ediliyor. Okul, Haziran ayı içerisinde araştırma, 2014'te ise eğitim faaliyetlerine başlayacak.

Megastar Tarkan, Seferihisar Doğa Okulu’nu ziyareti sırasında şunları söyledi: "Türkiye ve dünyada bir ilk olan Seferihisar Doğa Okulu'nu ziyarete gittim ve çok heyecanlandım. Restorasyonu tamamlanmak üzere olan Seferihisar Doğa Okulu çok yakında faaliyetlerine başlayacak. Doğa felsefesinden, mimariye, geleneksel tarımdan, doğa kültürüne, masallara, oyunlara kadar, pek çok alanda faaliyet gösterecek. Doğa Okulu aynı zamanda yeni sanatların arayışı içinde olacak. Bu okulun kurucuları arasında olmaktan mutluluk duyuyorum." 5 Haziran'da İzmir'de "Doğa Sensin!" konserimde Seferihisar Doğa Okulu için buluşalım.

145 147


Sanat/Etkinlik

Haydi Babalar Mutfağa! Annenizi hep mutfakta görmeye alışıksınız, ya babanızı? Babanız belki hayatında hiç yemek pişirmedi, belki de yemek yapmayı sevdiği halde buna fırsat bulamıyor. İstanbul Kitchen's Academy (İKA), Babalar Günü vesilesiyle babaları ve çocuklarını hem farklı hem de eğlenceli bir deneyim yaşamaya davet ediyor. İKA, düzenlediği eğitimlerde deneyimli şefler eşliğinde, Türk ve dünya mutfağının inceliklerini ve örneklerini katılımcılara aktarıyor. Babalar Günü'nü değişik bir aktivite ile kutlamak isteyenler İKA'nın eğitiminde; ilk defa mutfağa girmenin heyecanını ya da mutfakta yeni şeyler öğrenmenin zevkini, sevgi dolu bir paylaşımın doyumsuz keyfini yaşayacak. Unutulmaz bir Babalar Günü hatırası olacak bu paylaşım sonucu ortaya çıkacak lezzetler de damakları şenlendirecek.

148

Türk ve dünya mutfağının bütün inceliklerini amatör şeflere aktarmak, şeflerin doğru bilgi, estetik bilinci ve tam donanımla mezun olmalarını sağlamak amacıyla kurulan İKA'da öğrenciler, son teknoloji ve sektörün en deneyimli şefleriyle çalışma imkanı buluyor. İKA'nın kurucuları Hülya Durmaz ve deneyimli şef Fatih Kaya'nın ortak amaçları bu okulda dünya standartlarında aşçılar yetiştirmek ve yemek kültürünü herkese sevdirmek. İKA, Okan Üniversitesi işbirliğiyle uyguladığı 8 aylık eğitimle de sektöre kalifiye eleman yetiştiriyor. Okulda profesyonel aşçılık ve pastacılık eğitimlerinin yanı sıra piyasada çalışan profesyonel şeflere yönelik eğitimler de bulunuyor.

Amatör hobi kursları, yemek kültürü dergisi, paneller, söyleşiler, kütüphane, teras restoranı ve kafesi sadece profesyonelleri değil yemekle ilgilenen herkesi kucaklıyor. İKA'nın profesyonel eğitimleri, kariyerine profesyonel aşçı olarak devam etmek isteyenler ve aşçılığı meslek olarak seçenler için Türkiye'nin en önemli şefleri ve uzman eğitmenler tarafından oluşturuldu. Yemekle ilgilenen herkes için de okulda uygun bir eğitim bulunuyor. Dileyenler, genellikle 3 saat süren, ilgilendiği bir konudaki eğitime katılarak, mutfaktaki becerisini geliştirebilir.


Dünyaca ünlü şarkıcılar Edson Cordeiro ve Louie Austen haziran ayında İstinyePark’ta! İstinyePark Tunes of June’ haziran akşamlarını müzikle dolduruyor. İstinyePark yaza müzikle dolu güzel bir giriş yapıyor! İlk konseri 5 Haziran'da dünyaca ünlü Grammy adayı kontrtenor Edson Cordeiro ile başlayacak olan "İstinyePark Tunes of June", Haziran ayı boyunca birbirinden ünlü sanatçıları ağırlayacak. Açıkhavada müziğin keyfine varacağınız konser dizisinin ikinci konserindeyse "Glamour Girl" şarkısıyla tüm dünyada büyük ilgi gören Avusturyalı şarkıcı Louie Austen müzik severlerle İstinyePark'ta biraraya gelecek. Yazın enerjisini müzikle yakalamak isteyenler, Haziran ayı boyunca her Çarşamba İstinyePark'ta buluşacak.

149 147


Astroloji

KOÇ

Medya, internet üzerine iş yapanlar için çok verimli, bol iletişimli, yeni kişileri iş hayatınıza katacağınız, aktif ve hareketli bir döneme giriyorsunuz. İşleriniz reklam, tanıtım, yazı, teknoloji, eğitim temelli ise, bu dönemden bol bol yararlanmanızda fayda var. Haziran ayında hiçbir şeyi beğenmemek ve sürekli söylenmek gibi tutumlarınız olabilir. Bunun yerine elinizdekinden memnun olup, imkanlardan faydalanmaya çaba gösterirseniz daha kazançlı olursunuz. Nasıl olsa şikayetleriniz hiçbir şeyi etkilemiyor bari kendinize dert etmeyin. Jüpiter Haziran sonunda Yengeç burcuna geçince, dikkatinizi iletişim, yollar, iş dolayısıyla kurs, seyahat gibi konulardan uzaklaştırıp yuvanıza, ailenize ve işinize çevireceksiniz. Bekar olanlar, Haziran ayı sürpriz aşklar yaşayabilirsiniz, sürpriz karşılaşmalar meydana gelebilir.

İKİZLER

Özellikle Haziran ayında mutluluğunuz daha da artacak hareketli güzel bir tatil yaşanacak. Sürprizler, değişik bir şeyler yapmak arzunuz yoğun olacak. Gönlünüzden ne geçiyorsa onu elde etmek üzere harekete geçebilirsiniz. Bu ay sonu iletişim konusunda oldukça başarılı ve çevrenize olumlu bir görüntü veriyorsunuz. Entelektüel yönlerinizi ortaya çıkaracak aktivitelerde, aynı meslekten kişilerle aranızda duygusal bir çekim meydana gelebilir. Ay sonuna doğru kimi İkizler aileyi ilgilendiren para konuları ile ilgilenecek, hanenize ailenin katkısı ile gelir, maddi kazanım gelebilir. İşinizle ilgili önemli başarılar elde edip parasal kazançlar elde etme yolunuz açılıyor. İşinizle ilgili hayalleriniz varsa, vazgeçmeyin. Şartların giderek sizden yana döneceğini ve bu konudaki isteklerinizi elde edeceğinizi bilin.

ASLAN

Yazın ilk ayında kendinize bir gelecek planına hazırlayacaksınız. Kafanızda oluşan bir hedef, bir hayat amacı için koşulları oluşturmak üzere yavaş yavaş hazırlıklar yapacaksınız. Kiminiz ise, işinde fark yaratmak, çıkış yapmak üzere hummalı bir hazırlığa girecek. Aslanlar, kurduğunuz yuvanızda yaşantınızı daha mutlu hale getirecek birtakım hazırlıklar içinde olacaksınız. Görünürde sizin için pek önemli olamayan bir kişinin desteğini almanız, sıkıntılarınızın hafiflemesini sağlayabilir. Haziran ayında parasal açıdan daha akılcı ve planlı davrandığınız çok bereketli bir dönem sizi bekliyor. İstediğinizi elde edeceksiniz. Çaba gerektiren ve çok fazla yorulacağınız durumlar olacaktır. Fakat sonunda siz kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Kısaca kazançlarınızda artış dönemine giriyorsunuz.

YENGEÇ

BOĞA

Haziranda uzun vadede gelir getirebilecek yatırımlar yapabilirsiniz. Boğa burcu bu dönemde girişeceğiniz işlerden pişman olmayacaksınız. Çevrenizdeki insanların duygularına karşı yüksek oranda duyarlı olacaksınız bu süreçte dürüst düşünceler içinde olmaya özen gösteriniz. Boğalar parasal konularda hiç ummadığınız bir anda düşüşler görülebilir ya da maddi anlamda sorunlarla karşılaşmanız olası. Herşey biraz sizin olaylara nasıl bakıp nasıl tepki vereceğinize bağlı. Yengeç Jüpiter size sadece maddi değil manevi güzellikler getirmeye niyetli. Jüpiter Yengeç'te sizi, belki de yaşamak istediğiniz çevre, hayat tarzı için harekete geçirecektir. Haziranda bazılarınızın iş çevresinde başlayan dostluklar aşka dönüşebilir.

150

Şans yıldızı Jüpiter Haziran sonuna kadar ruhsal alem evinizde, sizi ruhsal olarak yeni döneme hazırlarken, Haziran sonunda burcunuza geçerek inanılmaz bir eylem trafiği ile hayatınızı adeta yeni baştan düzenleyecek, değiştirecek ve geliştireceksiniz. Haziran'da kim tutar sizi. Yazın başlamasıyla yeni başlangıçlar yapmaya ve eskiyi temizlemeye uygun durumdasınız. İlgilendiğiniz her alanda yeni bir sayfa açılabilir. Çok çabuk tepki vermeniz ve geçerli çözümler bulmak zorunda olacağınız olaylarla karşılaşmanız olası. Karşı cinsle olan ilişkileriniz sizi üzebilir. Eşiniz ya da birlikte olduğunuz kimseden hiç de hak etmediğiniz sözler duyabilir, ortaklaşa alınan ve sonucu kötü olan bir karardan sizi sorumlu tutabilir ya da yerine getirmeniz çok zor olan taleplerle karşılaşabilirsiniz.

BAŞAK

Aşırı yoğun çalışma temposuna bir süre ara verip ortam değiştirmeye ihtiyacınız olan bir sürece giriyorsunuz. Haziran'da sosyal ilişkilerinize yönelik yenilenmeler olacak, arkadaş ilişkilerinizin yoğun olacağı sık sık bir araya geleceğiniz aile toplantılarının yaşanacağı bir ay, ayrıca bu dönem çocuk sahibi olanların çocuklarının akademik başarıları ile sevinecekleri bir dönem olacak. Yolculuklar, kısa tatiller yaşanabilir. Bu tatiller sizi olumlu etkileyecek, stresli geçen bir dönem sonrası huzur bulacaksınız. Ayrıca bu dönemde yeni arkadaşlıklar kuracağınız kişilerle tanışabilirsiniz hatta bu kişiler, ilerleyen zamanda iş hayatınızda size yardımcı olabilir. Kalbi boş olan Başak'lar ayın ilk yarısında yeni aşklara yelken açacaklar. Eğer ilişkinizde aceleci davranmaz, karşınızdaki kişiyi iyi tanırsanız ileride ciddiyete dönüşecek, sağlam temellere dayalı bir birliktelik yaşanabilir.


TERAZİ

Bu ayki parolanız; yeni ufuklara açılmak... Değişimin neresinde olduğunuzu, resmin tümünü görerek idrak edeceksiniz. Tabii bunları hayatınıza giren "yeniler" sayesinde daha çabuk görmeyi başaracaksınız. Yeni insanlar, yeni hayat tecrübeleri ve yeni ilgi alanları, farklı yaşantı yaşayan insanların içinde olup farklı yaşantılara şahit olacak ve bunlar sayesinde kendi hayatınıza dışarıdan bakacak, şimdi neler yapmak istediğinizi daha iyi anlayacaksınız. Bugüne kadar ulaşmak istediğiniz yerlere gitmek ve bazı sınırları aşmak için fırsatlar yakalayabilirsiniz. Evli olanlar eşleri ile aralarında küçük tartışmalar dışında problemleri olmayacak, bu tartışmaların sebebi büyük oranda çocuklarınızdan kaynaklı olabilir.

AKREP

Akreplerden para kazanma isteğiniz bu ay itibariyle yoğunlaşabilir. İş hayatınızla ilgili meydana gelen gelişmeler olumlu yönde gerçekleşecek. Terfi, zam, üstlerle iletişimde olumlu gelişmeler! Ofis ortamında geçinemediğiniz birinin ayrılması ile daha huzurlu bir iş ortamına kavuşmanız olası ancak daha fazla görev ve sorumluluğun sizi beklediği bir ay olacak. Ancak tüm bu yoğunluğa rağmen ailenizi ihmal etmemek için yoğun çaba harcamanız, bedenen daha da yorulmanıza neden olabilir. Çok yoğun ve aktif bir iş hayatı sizi bekliyor olacak. Bunca koşturmanın karşılığını da fazlasıyla alacaksınız. Evli akrepler için ufak tefek tartışmaların, yakın akrabalardan kaynaklı sürtüşmelerin yaşanması olası. Bu tartışmaları uzatmadığınız, biraz alttan aldığınız sürece can sıkıcı bir boyuta taşınmayacaktır.

YAY

Yay'ların parlamaya niyetli oldukları ay. Kendilerini birilerine beğendirmek, takdir edilmek isteğiniz güçlenecek içinizde. Bunu çeşitli vesilelerle yapacaksınız. Kimi Yay'ların mesleki başarı ve ödül alması mümkün bu ay. Yaptıklarınızla göz dolduracak, dikkatleri üzerinize çekeceksiniz. İnsanları şaşırtacaksınız! Haziran'ın ikinci yarısı parasal açından gerçekten bereketli zamanlar olabilir sizin için. İş ve yer değişikliği yapmak isteyenler için uygun bir dönem. Haziran ayında, istediğiniz gibi yürümediği için size üzüntü veren bir ilişkiniz hakkında sevindirici gelişmeler olabilir. Eğer siz evli bir Yay iseniz aileniz ya da eşinizin ailesi yüzünden evlilik ilişkileriniz zorlaşabilir.

OĞLAK

Haziran gibi ailevi konularda bazı çatışmalardan uzak durmanız da yarar var. Oğlak burçları aynı zamanda bazı dedikodular nedeni ile moraliniz bozulabilir. Patronlarınızın veya otorite konumunda hayatınızda her kim varsa, tüm bunların baskılarına maruz kalanlar, ofis ortamındaki bazı kişiler nedeniyle kendilerini huzursuz hissedenler bu kişilerden kurtulma olasılığınız yüksek. Bu ay çalışacağınız ofis ortamı daha huzurlu olacak. Sevgili Oğlak'lar Haziran iş hayatından beklentilerinizi gerçekleştirecek bir ay. Özellikle ay sonunda sizi mutlu edecek gelişmeler yaşanabilir. Aşk bekleyen Oğlak'ları sanki kadersel, önemli bir aşk bekliyor! Belki eskilerden önemli bir aşk, belki yeni ama eskiden tanımış gibi derin bir ilişki yaşayacağınız biri ile büyük aşka yelken açabilirsiniz.

KOVA

Aslında kariyeriniz için önemli bir zaman, bunun farkına varmanızda fayda var. Gerçekten kariyerinizle ilgili bir amacınız varsa, bunu iyi planlayın ve eyleme geçmek için zaman kaybetmeyin. Adım adım gidecek olursanız ayın ikinci yarısında önemli bir mücadele ve hedefe yürüme dönemini geride bırakıp, işte elde ettiğiniz yeni veya daha güçlü pozisyonla yola devam edebilirsiniz. Haziran ayında enerji patlaması yaşıyorsunuz diyebilirim. Bu ay oldukça şanslısınız. Bu şansınız sadece bu dönemle de sınırlı değil. Neşeniz yerinde. Umutlusunuz ve gitgide canlandığınızı hissedebilirsiniz. Sizin için hiç bir sorun ve hiç bir olay halledilmeyecek gibi değil. Ay sonu, birden bire sizi çok etkileyecek yeni birisi ile tanışabilirsiniz. Bu yıl duygusal ilişkilerinizde başarılısınız. Özellikle evli olanlar bu yıl sorunlarını çözüme kavuşturacak, eşleri ile kısa tatil planları gerçekleştirecekler.

BALIK

İş sahibi olanlar önemli ve maddi gücü olanlarla, kalıcı ve uzun soluklu işbirliklerinin imzalarını atabilecekler. Gerçekten ayın ikinci yarısı, birçok bakımdan çok iyi, verimli, bereketli ve şanslı bir zaman. Ondan önce günlerce çalışıp daha az kazanırken, bu ay itibariyle, daha az çalışıp daha çok kazanabileceksiniz. Böyle şanslı ve bereketli bir zaman olacaktır sizin için. Özellikle ay ortası gibi iş ortamına ait değişiklikler sizi oldukça hareketli kılıyor, bir yandan da ortaklıklar adına önemli bir dönem, yeni bağlantılar, karlı girişimler, iş ilişkilerindeki canlılıkla motivasyonunuzun daha da artacağı son derece memnun olacağınız bir döneme giriyorsunuz.

151


Adresler McQUEEN A ALEXANDER Nişantaşı

CHOLE

0212 232 20 04

İstinye Park AVM 0212 335 67 82

ALEXANDER WANG

CHRISTIAN DIOR

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

İstinye Park AVM 0212 345 59 30

ALICIA&OLIVIA

Nişantaşı 0212 233 06 66

B

D

E

Nişantaşı 0212 373 48 00

0212 319 11 00

H&M

İstinye Park AVM 0212 345 68 28

Nişantaşı 0212 241 27 78

EMILIO PUCCI

HOTİÇ

Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76

Nişantaşı 0212 233 06 66

İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 241 55 16

HERMES

İstinye Park AVM 0212 345 59 40

EMPORIO ARMANI

BURBERRY

152

NICHOLS H HARVEY Kanyon AVM Levent

DIVARESE

Abdi İpekçi Caddesi, No:23/1 Nişantaşı 0212 373 48 00

İstinye Park AVM 0212 345 52 40

İ

ETRO

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

ESCADA

Nişantaşı 0212 247 84 83

F

FABRİKA

İstinye Park AVM 0212 345 59 75

İNCİ

İstinye Park AVM 0212 345 59 53

İPEKYOL

İstinye Park AVM 0212 335 67 95

CELINE

Nişantaşı 0212 368 63 00

Akmerkez 0212 282 12 55

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

BEYMEN

CHANEL

GUESS

DRIES VAN NOTTEN

Beymen İstinye 0212 335 67 00

Alsancak-İzmir 0232 421 38 76

İstinye Park AVM 0212 345 61 30

İstinye Park AVM 0212 345 54 91

Nişantaşı 0212 230 66 86

GALERİ NUR

GUCCI

D&G

DKNY

Abdi İpekçi Caddesi No:4 4 Nişantaşı 0212 219 94 98

BALMAIN

C

G

Beymen Akmerkez 0212 216 69 00

BALLY

BEYMEN BLENDER

Beykoz İstanbul 0216 485 42 10

CHRISTIAN LOUBOUTIN

Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76

ARMANI

FORUM SAAT

İstinye Park AVM 0212 345 50 20

J

JEAN PAUL GAULTIER 0212 319 11 76

JIL SANDER

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00


JIMMY CHOO

İstinye Park AVM 0212 335 67 66

K

KOTON

İstinye Park AVM 0212 345 53 10

KURT GEIGER

İstinye Park AVM 0212 345 54 85

L

LANVIN

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

LOUIS VUITTON İstinye Park AVM 0212 345 58 10

M MANGO İstinye Park AVM 0212 345 57 17

MARC JACOBS

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

MARNI

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

MAXMARA

Teşvikiye Cad. No:7 3 Nişantaşı

MIU MIU

İstinye Park AVM 0212 329 81 58

MOSCHINO

İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 335 67 70

153


N NETWORK İstinye Park

AVM 0212 345 59 70

BENİAN T TUBA Nişantaşı 0212 327 22 23

BRAVO P PARK İstinye Park AVM

TOMMY HILFIGER

İstinye Park AVM İstinye Bayırı Cad. İstinye 0212 345 60 25

0212 345 54 25

PATRICIA PEPE

Nişantaşı 0212 234 83 93

TOPSHOP

PINKO

TORY BURCH

Nişantaşı 0212 291 08 40

İstinye Park AVM 0212 345 57 70

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

PRADA

TWIST

Nişantaşı 0212 368 84 50

CAVALLI R ROBERTO Nişantaşı 0212 291 07 54

İstinye Park AVM 0212 345 50 05

V

RALPH LAUREN

Nişantaşı 0212 248 50 11

VAKKORAMA

İstinye Park AVM 0212 345 71 12

Etiler 0212 282 09 65

CABACI S SONGÜL Galata

VALENTINO

0212 245 91 36

Nişantaşı 0212 219 66 31

SWAROWSKI

VERSACE

Nişantaşı 0212 240 29 32

SERGIO ROSSI

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

STEFANEL

İstinye Park AVM 0212 345 55 96

SALVATORE FERRAGAMO

Harvey Nıchols Kanyon 0212 319 11 76 152 154

VAKKO

Harvey Nichols Kanyon 0212 319 11 76

Y

YVES SAINT LAURENT

Z

ZARA

Beymen Nişantaşı 0212 373 48 00

Etiler 0212 282 18 82


155


156


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.