Oyuncuların Dünyası - Ocak/Şubat 20 [04. Sayı]

Page 1

“ H E R

Ş E Y V İ D EO

OY U N C U L A R I

İ Ç İ N . . .”

OYUNCULARIN DÜNYASI

DAYS GONE GEARS 5 MY FRIEND PEDRO THE LAST OF US


#MünevverKarabulut #ÖzgecanAslan #EmineBulut #ŞuleÇet #CerenÖzdemir... BİR GÜN SON OLMASI DİLEĞİYLE... ŞİDDETTEN ÖLEN KADINLAR İÇİN DİJİTAL ANIT anitsayac.com


BİR EDİTÖRÜN SGİZLİ SAYFASI A E D I T O R ’ S E C R E T P A G E

OK TAY S E L İ M Ö Z A N oktay@oyuncularindunyasi.com.tr

HEYECANLIYIZ... Farklı ve güzel bir projenin adımlarını sağlam attığımız için heyecanlıyız. Bu heyecanın gelip geçici bir heyecana sahip olmadığını konunun en başında söyleyeyim. Çünkü bizler bir “şeyi” gerçekleştirmenin derdin deyiz. Onu gerçekleştirmek içinde çok az kaldı. Ama şunu unutmayın ki gerçekleştirmeye bir adım kala bu sayfa aracılığı ile size bilgi vereceğim. Bu sayımızda sizden gelen elektronik postalarınızı ben cevapladım. Güzel dilekleriniz için gönderenlere çok teşekkür ederiz. Bizlere işimizi olması gerektiği gibi çok dikkatli, çok titiz ve çok sevgi ile yapmamıza yardımcı olmaktasınız, bunu bilmenizi isteriz. Çünkü gerçekleştireceğimiz projelerin zeminini şimdiden hazırlıyor bu durum, bunun bilinciyle de ilerleyeceğimizi bilmenizi isterim. Daha yeni yeni (sektörel bazda) duyulduğumuz için farklı sayfa sayısıyla karşınızda olacağız, mesela geçen sayınız 56 sayfaydı bu sayınız ise 64 oldu (Akhan’a ayrıca teşekkür ediyoruz. Diğer içerikleri sunmasaydık bu sayı birazcık the Outer World özel sayısı olacaktı). Sabit bir sayfa sayısı var aklımızda ama o zamana kadar hep böyle değişik sayfa sayılarıyla karşınızda olacağız. Umarım bizi bu durum karşısında hoşgörüyle karşılarsınız. Yakın bir zamanda söz verdiğimiz uygulamayı bir android markette yayınlayacağız. Şu anda stabil çalışması için alt yapı güçlendirme çalışması gerçekleştirmekteyiz ve bundan dolayı tam zamanında çıkaramadık (klasik Türk mantığı, daha her şey hazır olmadan geldik diyoruz). Fazla sözü de uzatmak istemiyorum ve sizi içeriye davet ediyorum. En derin saygılarımla...

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 03


OYUNCULARIN DÜNYASI SAYI 04 - OCAK/ŞUBAT 20 PROJE VE MARKA SORUMLUSU OKTAY SELİM ÖZAN oktay@oyuncularindunyasi.com.tr YAZI İŞLERİ YÖNETİCİSİ KAAN LOXDALE kaan@oyuncularindunyasi.com.tr

04 SAYIMIZDA BULUNANİÇERİKLER BULUNAN

İ Ç İ N D E K İ L E R

BÖLÜM SORUMLULARI MAHİR KAPLAN RIFKI GÜZELGÜN KATKIDA BULUNANLAR AKHAN AKPINAR ALPER ŞANLI EMRE İNANLI FETHİYE KALEM

İNSAN KAYNAKLARI MÜDÜRÜ SEDEF GÖKSU ik@oyuncularindunyasi.com.tr AVUKAT REŞAD ÇİÇEK resad.cicek@oyuncularindunyasi.com.tr

08

OYUN TALEP SORUMLUSU ATAKAN BARIŞOĞLU anahtar@oyuncularindunyasi.com.tr GÖRSEL TASARIM OKTAY SELİM ÖZAN

İNTERNET SİTESİ SORUMLUSU TARIK DURMAZYOL YÖNETİM ADRESİ

YENİ MAH. BALIKESİR CAD. AĞIT SOK. NO:3/A 34880 - KARTAL-İSTANBUL/TÜRKİYE

DERGİNİN YAYINLANDIĞI PLATFORMLAR Oyuncuların Dünyası Sitesi ve Uygulaması, ISSUU Publisher Online Yayın Türü Yaygın, Süreli, 2 ayda 1 İNTERNET SİTESİ www.oyuncularindunyasi.com.tr

GEÇMİŞİ SAYGI VE MİNNETLE ANIYOR, GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ.

24

N A S I L

O L M U Ş ,

G Ü Z E L

M İ ?

GEARS 5 Bazı oyunlar ve filmler vardır, işten ya da okuldan gelmişsinizdir kafa dağıtmak istersiniz. Ama güzel olduğunu bildiğiniz RPG’de derin bir konu 350 yan görev, yapılacak bir sürü şey vardır. Ya da bir film vardır iyidir, güzeldir ama odaklanmanızı gerektirir. Zaman gelir bunlara bir ara vermek isterseniz sadece aksiyonun dibine vurmak, en ilkel güdülerimize hitap etsin istersiniz. O yüzden konu sıfıra yakın ama rahatsız etmeyen ve aksiyonu sağlam bir oyun ya da film ararsınız. > >

14

MY FRIEND PEDRO Muz Güneydoğu Asya’nın tropikal bölgelerinde yetişen aynı isimli bitkiye ait, genellikle yeşil renginde uzun kabuklu bir bitkidir. Potasyum, demir, kalsiyum, fosfor, sodyum ve iyot elementleri açısından zengindir. Kolesterolü dengelemeye yardımcı olur. Lif içeriğinin yüksek olması bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Az gelişmiş ülkelerdeki çocukların protein alımı için önemlidir. Gerekirse koli bandıyla duvara yapıştırılarak modern sanat eseri haline gelebilir. Bir çok hikaye ise ilham verici unsur olarak muzu kullanmıştır. > >

29 MİNİK DOSYA - 2019’DA ÇIKAN ETKİLENDİĞİMİZ OYUNLAR DAYS GONE Çok büyük beklentileriniz olan (mesela Cyberpunk 2077 gibi) bir de ilginizi çeken ancak olumsuz yorumlar yüzünden elinizin kolay kolay gitmediği oyunlar vardır. Days Gone, benim için ikinci kategorideki oyunlardan biriydi. Tema olarak özgün değildi belki, Dying Light’a bayılmış olan bünyem için Sony etiketiyle gelmesi ve tek kişilik olması gayet yeterli sebeplerdi. İzledikçe hoşuma gidiyor, zombi sürülerini merak ediyor ama yorumları gördükçe korkuyordum. Neyse ki, oyunu bitirdiğim zaman “İyi ki oynamışım” diyebildim. > >

36

46 THE LAST OF US 52 KÖŞE YAZILARI

UYARI İŞARETLERİMİZ

GEÇEN SAYI(LAR)DA YAPTIĞIMIZ AYIPLAR

O U R WA R N I N G S I G N S

16 YAŞ VE ÜZERİ 16 OVER AGE

OYUNCULARIN DÜNYASI elektronik dergisinde yer alan görseller, ilgili markaların sahiplerine aittir.

B A Ş L I Ğ I

THE OUTER WORLDS Obsidian, benim için “denizden babam çıksa yerim” firmalarından birisidir. Neredeyse ezelden beridir çıkardıkları rol yapma oyunları ile oyunculuk hayatımda önemli bir yer tutar. Hatta şöyle bir dönüp bakınca, neredeyse son 3 - 4 seneyi bir Obsidian oyunu oynamadan kapatmadığımı görüyorum. Yılların tecrübesinin son meyvesini size takdim etmek istiyorum: Outer Worlds! > >

KALİTE KONTROL ALİ KALAN RIFKI SONEL denetim@oyuncularindunyasi.com.tr

VİDEO DÜZENLEME VE YAYINLAMA SORUMLUSU FATİH ARIKAN

A F F İ L İ

03 BİR EDİTÖRÜN GİZLİ SAYFASI 06 SİZDEN GELENLER

YAZI İŞLERİ EKİBİ OĞUZ YILGIN SEDEF ÇİÇEK

REKLAM SORUMLUSU AYNUR KALAMIŞ reklam@oyuncularindunyasi.com.tr

S A Y F A S I N I N

CİNSEL İÇERİK SEXUAL CONTENT

18 YAŞ VE ÜZERİ 18 OVER AGE

EPİLEPSİ İÇERİK EPILEPSY CONTENT

1- Eylül 2018 sayısını hazırlayıp kendimizi gösterdikten sonra iki sayı hazırlayıp inzivaya çekilmemiz bu güne kadar yaptığımız en büyük ayıptır. Tövbe ettik, artık yok öyle bir şey! ARGO KELİMELER SLANG WORDS

KAN VE ŞİDDET BLOOD AND VIOLENCE

2- Geçen sayı inceleme sayfalarımızda (nostalji değil) Etkilendiğimiz ve Etkilenmediğimiz bölümlerini koymamışız. Ah o ben... Bazen insan unutabiliyor, şahsi özrümdür. Yeni tasarım hazırlarken bazen heyecandan unutuyoruz. - Oktay 3- Herkese ve her yere uygulamamız yayınlandı diye haber saldık ama hâlâ yayınlamadığımızı gördük, ah o beklenmeyen hatalar... Üzgünüz, evet.


DİKKAT! KİTAP OKUMAK, CAHİLLİĞİNİZİ

ÖLDÜREBİLİR.


SİZDEN GELENLER Herkese merhabalar sevgili video oyun severler... Bu sayımızda da sizden gelenlerle ilk olarak karşınızdayız. Bizi yalnız bırakmayan aile üyelerimize çok teşekkür ederiz. Türkiye’nin dört bir yanından sizler tarafından gönderilen elektronik posta vasıtasıyla bizi biz yapan öğelere sahip olduğumuz için çok mutlu olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Herkesin desteği, herkesin olumlu ve olumsuz eleştirileri bizleri şekillendirmekte, gerçekleştirdiğimiz işleri yoğun bir Merhaba sevgili Oyuncuların Dünyası, Merhaba Ali İhsan, nasılsın? Umarım iyisindir. Uzun zamandır sizden haber alamayınca projenizin iptal olduğunu düşündüm, yalan değil. Bu elektronik postayı size 09 Kasım günü gönderiyorum. Sizi az önce tekrar “acaba ne oldu” diye araştırırken Kasım/Aralık 19 sayınız olan üçüncü sayınızı gördükten sonra rahatsız edeyim dedim. Çünkü üçüncü sayınıza rastlamam beni çok sevindirdi. Böyle güzel düşünceli bir projenin iptal olması üzecekti. Bu projenin iptal olmaması, Türkiye’nin güzel bir oluşuma yuva olacağı anlamı taşımaktadır. İlk önce Oktay Bey’e sonra ise emeği geçen herkese teşekkürü büyük borç bilirim. İyi ki varsınız. Asıl sen iyi ki varsın Ali... Sen ve senin gibiler olduğu süre boyunca bizler aklımızdakileri gerçekleştirerek hem Türk video oyun sektörüne hem de dünyamıza katkılarda bulunacağız. Ama bunun için siz yeter ki bizden desteğinizi eksik etmeyin... Aklımdaki düşünceleri bir sonraki postamda anlatacağım o zamana kadar kendinize iyi bakın. En derin saygılarımla. Saygı ve sevgi asıl bizden Ali... Bir sonraki elektronik postanı sabırsız bir şekilde bekliyor olacağız. Görüşmek üzere... Ali İhsan Tekdüzey / Hatay

şekilde ilerletmekte. Yakın bir zamanda uygulamamız da yayınlandıktan sonra her şeyimizle tam olarak karşınızda olacağız. İşte o zaman biz de tam olarak hazırız diye bileceğiz. Ama o zamana kadar; bizlere destek veren herkese tekrar teşekkür eder, sizleri bizi yalnız bırakmayan bazı aile üyelerimizin elektronik postalarıyla baş başa bırakıyorum (cevaplarımızla birlikte tabii). Gelecek sayı görüşmek üzere...

Gelin dertleşelim, konuşalım, eğlenelim ve gülelim... mektup@oyuncularindunyasi.com.tr

Merhaba ailem,

Merhaba Hasan Rıza, umarım iyisindir.

Nasılsınız? Beni soracak olursanız ben çok iyiyim. Sizi tekrar görmek beni sevindirdi. Tekrar telefonuma konuk olduğunuz için teşekkür ederim. Bizi takip ettiğin için asıl ben teşekkür ederim, Oğuz. Telefonundan okuman ayrıca bizi mutlu etti, çünkü derginin asıl amacını gerçekleştiğini bildirdin.

Uzun bir ara vermeniz aslında beni çok kuşkuya düşürdü. Genellikle böyle projeler güzel başlayıp bazı nedenlerden dolayı kendiliğinden iptal oluyordu. Özellikle video oyun incelemelerinin yer aldığı amatör dergiler. Oyuncuların Dünyası elektronik dergi projesinin de böyle olacağını düşünerek çok üzülmüştüm ama gördüm ki böyle düşünmem çok saçmaymış. Sağlam geri dönüş yaptınız, beni şaşırttığınız için sizi tebrik ediyorum. Hahaa böyle bir geri dönüş yaptığın için teşekkür ederim. Çok açık sözlü olduğun için de ayrı tabii... Geçmişimiz amatör dergi projeleriyle geçti, dediğin doğru. Biz farklı bir iş yapmak için çabalıyoruz, bununda meyvelerini hep birlikte yiyeceğiz. Zaman her şeyi ama her şeyi gösterecek.

Uygulamanızı siteden indirdim. Yakın bir zamanda android markette yerini alacağınızı söylemeniz de “arkadaşlarıma çok güzel bir dergiyi sonunda önerebileceğim” düşüncesine sahip olmama yardımcı oldu. Umarım yakın bir zamanda android market platformunda görürüm sizi. Evet, evet. Geleceğiz. Her şeyi ayarladık, bir sıkıntı olmaz ise çok yakında karşınızda olacağız orada da. Arkadaşlarına önereceğin için de ayrıca teşekkür ederiz. Umarız ki onlarda senin gibi sever bizleri... İyi ki geldiniz. İyi ki yazdın Oğuz, seni de aramızda gördüğümüze çok sevindik. Görüşmek üzere. Oğuz Deymenüstü / Ankara Merhaba sevgili ailem,

Sitenizde yayınladığınız uygulamasının .apk’sını çekerek telefonuma kurdum. Çok güzel ve kullanışlı o konuda da ayrı bir sevindim. Her şeyi ayarlamışsınız, tam olması gerektiği gibi… Eğer birazcık daha dayanabilirseniz eminim hak ettiğiniz yere çok çabuk gelirsiniz ve bize olması gerektiği gibi bir hizmet vererek çok değerli bir hale gelirsiniz. Hasan iyi dileklerin her zaman kulağımızda çınlayacak. Bizim yegâne amacımız tam olarak bahsettiğin gibidir. Dayanmaktan kastını tam olarak anlayamadık ama ne demek istediğini mecazi olarak anlamaya çalıştık. Uygulamamız umarım birçok kişinin çok beğeneceği dergi uygulaması olur. Tam olarak her şey için birazcık daha yolumuz var. Bizi takip edip gelişimimizi görmen bize büyük katkı sağlayacak tek ve önemli etken olacaktır. Bundan dolayı bağını bizle koparma... Benden şimdilik bu kadar ama tekrar size yani aileme yazacağım. Görüşürüz Hasan, tekrar sağol bize bu elektronik postayı attığın için.


İyi akşamlar, Hasan Rıza Soyak / İzmir Merhabalar, Merhaba Mustafa, İlk dönemlerinizden beridir sizleri takip ediyordum. Elektronik dergi projesine ara verdiğiniz için de çok üzülmüştüm. Geçen sayıyı hazırlayıp sunduğunuz zaman ise üzüntüm yerine sevince bıraktı. Nasıl mutlu oldum anlatamam. İyi ki tekrar geri geldiniz, zaten hayat zor bir de sizin gitmeniz üzmüştü beni. Mustafa teşekkür ederiz, evet hayat maalesef zor. Seni ve senin gibileri üzdüğümüz için kocaman kocaman özür dileriz. Artık ayrılmayacağız ve sağlam bir şekilde ilerleyeceğiz. Buradan tekrar söz veriyoruz, asla ve asla bırakmayacağız. Uygulama yaptırdığınız için teşekkür ederim. Biraz şüphelerim vardı “bir elektronik dergi projesinin uygulaması nasıl olabilir” diye. Ama çok memnun kaldım. Rahmetli Barış Manço’nun “10 puan 10 puan 10 puan” dediği gibi benden de size 10 puan. Bizi ağlattın Mustafa... Çocukluğumuzun “Cumhurbaşkanı” rahmetli Barış Manço’yu sevgi ve saygıyla anmaktayız. Uygulama konusunda ise bizde çok düşündük ne olabilir de kullanıcı dostu bir uygulama yaratmış olabiliriz diye. İlerleyen zamanlarda daha da içeriği bol olacak, haberin olsun. Gelişiminizi sabırsız bir şekilde izlemekteyim. Çok teşekkür ederiz Mustafa, bir yanlışımız olursa mutlaka bize bildir. Bildir ki kendimize ona göre bir çeki düzen verelim. Saygılarımla, Mustafa Sarıaltın / Bodrum Merhaba sevgili Oyuncuların Dünyası, Umarım iyisinizdir, ben sizi tekrar gördüğüm için çok mutluyum. Bir ara çok ziyaret edilen bir video sitesinde videolar paylaşmaya başlayacak mısınız? Merhaba Oktay, bizde tekrar geri geldiğimiz için mutlu olduk : ) Evet, başlayacağız. Yakın bir zamanda. Ama ondan önce hâlâ ekip aile üye fert sayımızı büyütme aşamasındayız. Bunu gerçekleştirdiğimizde tam olarak hazır olup karşınıza geçeceğiz. Bu geçişimiz ise her şeyin daha rahat ve güzel olacağı güne denk gelecektir.

Görüşmek üzere, Oktay Adıyamanlı - Edirne Merhaba, Merhaba Mahir, Dergimizde en az okunan bölüm olarak bu bölümü devam etmesi konusunda ne düşünmektesiniz? Bu sorumu lütfen yanlış anlamayın, tamamen merakımdan sormaktayım. Çok yanlış anladık Mahir, üüüfff öyle böyle değil :) . Merak etme, bizce bizi biz yapan aile bireylerimizle, derginizi hazırlayan aile bireylerimiz arasındaki bağın güçlenmesine yardımcı olan yegane bölüm olduğu için bu bölümün kalkacağına inanmıyorum. Bir de gelecekte Oyuncuların Dünyası’nı başka hangi alanlarda daha doğrusu hangi sektörlerde göreceğiz? Az önce cevapladığım mailde bahsettiğim “video yayınlama dönemi”nden hemen sonra hangi alanlarda da iş yapacağımızı o alanlardaki kolumuzu aktif ederek söyleyeceğiz. Sizleri onurlandırarak “iyi ki” diyeceksiniz. Unutmayın ki her şey video oyuncuları için... Şimdiden teşekkür ederim. Biz teşekkür ederiz Mahir... Tekrar yazmanı ve düşüncelerini bize iletmeni rica ediyorum. En derin sevgilerimizle... Mahir Anıl Oltacı / Antalya Merhaba sevgili ilgili kişi, Merhaba Emre, nasılsın umarım iyisindir? Farklı bir şekilde karşımızda olduğunuz için size teşekkür etmek istiyorum. Bir açığı ortadan kaldırmaktasınız ve eminim kısa bir sürede hak ettiğiniz değere kavuşacaksınız. Böyle bir düşünceni bizimle paylaştığın için çok teşekkür ederiz. Evet, o açığı biz

de fark ettiğimiz için ilk önemli projemizi yayıncılık sektörü konusunda başlatmaya karar verdik. Sonra ki yıllarda da başka alanlarda olacağız. Heyecanımız, tutkumuz hiç bitmeyecek. “Bekleyiniz anacığım”. Bunu söylemek için sizleri rahatsız ettim. Rahatsız ettiğin yok Emre, sen de. Tekrar görüşmek dileğiyle... İyi çalışmalar diliyorum. Emre Tatari - Samsun Merhabalar efendim, Merhaba Serhat, Sizi son sayınızda farkettim. Merak edip diğer sayılarınızı da kurcaladım. Gerçekleştirdiğiniz iş cidden taktir edilecek niteliklere sahip. Özellikle uygulamanız anlaşılır ve kullanışlı öğelere sahip olduğu için başarı bu tavrınızdan dolayı kaçınılmaz gerçeğe sahip olacak. Sizi saygı ve sevgi ile -şimdiden- ayakta alkışlıyorum. Çok teşekkür ederiz Serhat, senin gibiler var oldukça herşeyin üstünden geliriz. Basılı hale gelecek misiniz? Merak ettiğim tek yeğane durum budur. Çünkü bu dergiyi ben kitaplığımda da görmek isterim. Evet, basılı hale gelmeyi düşünüyoruz ama normal dergiler gibi marketlerde satılmayacağız. Sadece PTT ve Kargo şirketleri aracılığı ile dağıtım yapılacak, ki bu da özel bir üyelik vasıtasıyla olacak. Ama bunun için de birazcık daha zamana ihtiyacımız var. Göreceksiniz, herşeyimiz farklı olacak : ) Görüşmek üzere… Serhat Ulus Köknar - Konya OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 07


PC İNCELEME - PC REVIEW PC, PS4 ve XBOX ONE

ALPER ŞANLI

GEARS 5 Bazı oyunlar ve filmler vardır, işten ya da okuldan gelmişsinizdir kafa dağıtmak istersiniz. Ama güzel olduğunu bildiğiniz RPG’de derin bir konu 350 yan görev, yapılacak bir sürü şey vardır. Ya da bir film vardır iyidir, güzeldir ama odaklanmanızı gerektirir. Zaman gelir bunlara bir ara vermek isterseniz sadece aksiyonun dibine vurmak, en ilkel güdülerimize hitap etsin istersiniz. O yüzden konu sıfıra yakın ama rahatsız etmeyen ve aksiyonu sağlam bir oyun ya da film ararsınız. Film zevkinizi bilemem ama böyle bir oyun aradığınız zaman hem ismi karizma hem karakterleri karizma bir oyun serisi bizi uzun yıllardır yalnız bırakmadı. Gears of War yine bizi günde 5 öğün yemek yiyip 4 yumurtasını eksik etmeyen vücut geliştirici, büyük silahlar taşıyan abiler ve ablalar arasına > fazla bırakıp acımasız bir dünyaya>daha şiddet katmamız için bırakıyor. Gears of War serisini her zaman sevmiş biri olarak Gears 4 beni az da olsa hayal kırıklığına uğratmıştı. Kötü bir oyun demek doğru olmaz, uygun bir fiyata bulursanız alıp keyif alabilirsiniz fakat, oynadım, bitirdim ve hiçbir bölümünü net olarak hatırlamıyorum. Televizyonda denk gelirseniz izleyeceğiniz ama durup dururken internetten indirmekle uğraşıp izlemeyeceğiniz bir aksiyon filmi gibiydi. O yüzden Gears 5 haberleri hiç ilgimi çekmedi, fragmanlarını hiç izlemedim. Steam’de uygun bir fiyata çıkınca ki gariptir Steam’de Türkiye standartlarına göre oldukça uygun bir fiyatı varken Microsoft’un kendi mağazasında daha yüksek bir fiyata satılıyor, satın aldım. Oynamaya başladığımda gördüm ki Gears 4 yeni ekibin ilk Gears oyunu olduğundan dolayı amatör işleriymiş. > > 08 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


KÜNYE IMPRESSUM YAPIMCI PRODUCER THE COALITION YAYINCI DISTRIBUTOR XBOX GAME STUDIOS TÜR TYPE AKSİYON ACTION WEB GEARS 5

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 09


Gears 5 gerçekten iyi bir aksiyon oyunu ve 4’ün eksik yanlarını büyük ölçüde kapatıyor. Günümüz genel oyuncu profiline pek uymayacaktır ama ben artık açık dünya oyunlardan sıkılmış biriyim. Takıntılı biri olarak açık dünya oyunlarında yan görevleri yapmadan duramıyorum ve bir süre sonra işin içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Açık dünya oyunlarının doğası gereği çoğu yan görev ve aktiviteler anlamsız işlere dönüşüyor. Aynı zamanda bu aktivitelerden dolayı ana konudan uzaklaşıyorsunuz. Örneğin Witcher 3, sakın yanlış anlamayın Witcher 3 tabi ki Gears 5 ile karşılaştırılacak bir oyun değil, Witcher 3 bir baş yapıt fakat çoğu açık dünya oyuna göre daha fazla anlamlı yan görev içermesine rağmen oyuncunun

10 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

uğraşacak bir sürü aktivitesi olunca ana konudan uzaklaşıyor. Witcher 3’de oyunun bir anında ben Ciri kim Wild Hunt kim unutmuştum. Kimi oyuncu için bu zevkli olsa bile benim için artık günümüzde çekilmez bir acıya dönüştü. Aynı zamanda artık her oyun kendi türü dışında başka bir oyun olmaya da çalışıyor. Aksiyon ama RPG elementleri olsun, aksiyon ama oyun içinde başka aktiviteler ve elementler olsun gibi. Sadece bana mı oluyor bilmiyorum ama artık ben bu durumdan sıkılmaya başladım. Gears 5 ise bir aksiyon oyunu dışında başka bir şey olmaya çalışmıyor, sadece aksiyon. AKSİYON, AKSİYON VE AKSİYON Gears serisini küçükken televizyonda izlediğimiz aksiyon filmleri gibi düşünebilirsiniz. Bu filmlerin çok iyi bir hikayesi yoktur, bir şey anlatmaya çalışmaz formül basittir bir sürü kötü adam var ve kaslı, karizmatik bir abimiz bunları yener. Bu filmler her ne kadar anlamlı olmamasına rağmen izlerken eğlenirsiniz çünkü aksiyona odaklanır ve aksiyonu iyidir. İşte Gears’in formülü budur. Gears 5 bunu iyi bir şekilde devam ettiriyor. Dediğim gibi Gears hiçbir zaman konusu ile öne çıkan bir seri olmadı ve karakteri de dolu değildi ama karakteri aklınızda kalacak şekilde dizayn edilmişti. Marcus’un bandanası her zaman sert ve mutsuz olması onu derin bir karakter yapmasa bile bir şekilde farklı kılıyordu. Gears 4’de ise ana karakter oldukça sıradan, sıradan şakalar yapan, konuşan bir karakterdi. Kısacası hiçbir akılda kalacak yanı ya da özelliği yoktu. Bunun üstüne robot düşmanlar içeren bir sürü bölümü vardı ki robotlar robot olduğundan dolayı pek vurulmaya tepki vermiyordu sizde ee ne anladım bu işten diye bakıyordunuz. Gears 5 bunların hepsini düzeltiyor oyuna başladıktan bir süre son-


ra 4’de yanımızda olan Kait Diaz’a geçiyoruz. Kait, 4’de bile ana karakterden daha ilgi çekiciydi ve oyun bu sefer Kait’in oldukça üzerine gidiyor. Kait’i derinleştirirken 4’ün baş karakteri J.D. Fenix’i de es geçmiyor. Oyunun başları haricinde hep Kait ile oynuyoruz ama olan olaylardan dolayı JD’in değişimine tanık oluyoruz ve tüm karakterlere bir şekilde ısınıyoruz. Aynı zamanda sürekli Kait’in yanında olan Delmont’sa hoş bir eklenti olarak karşımıza çıkıyor. Yine de çok derin bir hikaye beklemeniz sizin için iyi olacaktır ama Kait’i serinin diğer oyunlarında görmek için sabırsızlanıyorum. Karakterler demişken Gears 5’in yeniliklerinden Jack oyun boyunca en büyük yardımcınız olacak. Jack ufak bir drone, tahmin edebileceğiniz gibi kendine ait özellikleri ve bunları geliştirmek için toplayacağınız itemler etrafta bulunuyor. Jack konuşmamasına rağmen oyun ilerledikçe seveceğiniz bir dosta dönüşüyor. Bazı görevlerde Jack başka bir iş ile uğraştığı için size yardımcı olamıyor ve bu anlarda aslında size ne kadar yardım ettiğini görüyor ve eksiliğini hissediyorsunuz. Jack düşmanlara elektrik vermek, dondurmak gibi aksiyon sırasında avantaj sağlarken size isteğiniz doğrultusunda uzaktaki silahları ve cephaneleri getiriyor. Kait ilk başlarda Jack’e pek sıcak bakmıyor ama sizde onun gibi oyun ilerledikçe Jack’e ısınacaksınız. Gears 5 aksiyon kısmını çok iyi yaparken size nefes alacak zamanlarda bırakıyor. Gears 5, seriye göre açık sayılacak alanlara sizi bırakıyor ve yan görevler, toplanacaklar burada sizi bekliyor. Aslında bu görevler seri içinde geniş sayılacak yerler fakat Gears içinde görünce hoş bir yenilik gibi geliyor. Aksiyonu başladığı zaman özellikle üst seviye zorluklarda sizi baya zorlayacağı

için bu görevler hem karakterlerin hayatına daha iyi tanık olabilmek için hem de nefes alabilmek için hoş anlar yaratıyor. Jack’i geliştirmek için kullanacağınız itemlar dışında oyunun dünyasını ile ilgili hikaye parçacıklarını da topluyorsunuz. Gears 5 bunları diğer oyunlar gibi yardım almadan toplanması imkansız yerlere koymuyor o yüzden toplamak hem keyifli hem de zor değil. Bu seri ilk XBOX 360 oyunundan beri hep iyi gözükmeyi başaran bir seri oldu. Gears 5’de bu durumu bozmuyor. Texture kalitesi olarak görmediğiniz şeyler sunmamasına rağmen ışıklandırma, toz ve rüzgar gibi doğa olaylarını iyi yansıtması ile bütün olarak baktığınız zaman mükemmel bir görsellik sunuyor. Microsoft şu son zamanlara kadar hep PC oyuncuların korkulu rüyası oldu. Windows Store olsun, Games for Windows olsun ve PC’ye getirdiği kötü port edilmiş oyunlar ile bir türlü PC oyuncuları ile arasını düzeltememişti oysa, bakınca en iyi dostu olması lazım. Fakat son zamanlarda yaptığı yenilikler ile bu durumu oldukca değiştirdiler. Gears 5’de bir diğer Microsoft oyunu olan Forza gibi PC’ye çok iyi optimize bir şekilde geliyor. Orta halli bir bilgisayarda bile sorun çıkarmadan iyi görsellik sunacaktır. Hatta sırf denemek için 7 yıllık GTX 675MX’li makineme kurdum ve onda bile çamur gibi gözükse bile bir şekilde çalıştı ve çevrimiçi maçlara girebildim. Kesinlikle size uygun bir ayar bulacaksınız ki eğer güçlü bir makineniz varsa size 8K’ye kadar destek sunuyor. Tabi destek sunmasına sunuyor ama RTX Titan bile tost makinesine dönüyor, ama sonuçta sunuyor, evet. GEARS OF WAR DEMEK SAATLERCE ÇEVRİMİÇİ MAÇ DEMEK Online demişken Gears serisinin olmazsa olmazına geldik. Hem diğer oyunlardan > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 11


> > alışık olduğunuz hem de Gears fanlarının sevdiği modlar yerinde duruyor. Ölüm maçları, bölge ele geçirip kontrol altında tutmak ve akın akın gelen düşmanlara karşı gerçek oyuncular ile kendinizi savunmak yerinde duruyor. Gears 5 bu modlarda büyük yenilikler

yapmıyor çünkü zaten iyi bir şeyi niye değiştiresiniz. Halo severlere Halo serisine ait karakterleri ve Terminator’in yeni filminden dolayı Terminator karakterlerini (Arnold abimiz yok ne yazık ki) oynama fırsatı sunuyor. Akın akın gelen düşmanlara karşı savunduğumuz moddays artık seçtiğiniz karakterlerin özel güçleri var. Bunlar zaman içinde doluyor ve büyük avantaj sağlıyor. Dediğim gibi bu modlarda pek yenilikler sizi beklemiyor ama seveceğinize şüphem yok. Aynı zamanda her zaman olduğu gibi çok oynayan oyuncuların kıyafetleri açmak ve oyunu bilmeleri dışında bir avantajı yok hemen satın alıp maçlara balıklama atlayabilirsiniz. Sadece diğer oyuncular ile birlikte savunduğunuz modlarda yetenekleriniz kısıtlı olacak ama sonuçta birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için.

bir

12 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

Gears 5’ile gelen yeni bir mod ise Escape modu. Diğer oyuncular ile bomba yerleştirip belli bir süre içinde kaçmaya çalışıyorsunuz, oynamak için kendi haritalarınızı da yaratabiliyorsunuz fakat çok büyük şeyler beklemeyin. Çok geniş ve yaratıcı haritalar yaratmanız pek mümkün değil oyun sizi bir şekilde kısıtlıyor ve oluşturduğunuz haritayı oynayıp bitirmeden yayınlamanıza imkan vermiyor. Çok büyük bir yenilik olmasa bile keyif alabilirsiniz. Zaten XBOX One ile crossplay sunduğundan dolayı oyuncu bulmak açısından oyunun pek sıkıntısı yok.


AKSAK YANLARI Gelelim oyunun iyi olmayan yanlarına. Aksiyonu her şeyi iyi fakat bazı yerlerde bu aksiyonu yaratmak için artık günümüzde görmekten sıkıldığımız şu kapı açılana kadar bekle bu bomba aktif hale gelene kadar savun tarzı görevler sunuyor. Bunları bir kere yapsa iyi hoş fakat birçok kez yapıyor. Aynı zamanda Gears serisini aşina olan oyuncular olarak artık Hammer of Dawn’dan sıkılmadık mı? Bilmeyen oyuncular için Hammer of Dawn, Dünya yörüngesinde uydu yardımıyla dolanan çok etkili bir silah basitçe. Ama nedense sürekli bozuluyor bir yanı çalışmıyor bir şeyler ters gidiyor. Üstelik sizi en zor durumlardan sürekli kurtardığı için artık büyük bir klişe haline geldi. Gears serisinin artık yok şu silah var ama aktif değil yok şu teknoloji var çok etkili ama bozuk git onar tarzı görevlerden kurtulma zamanı geldi. Yani yıllardır yaratıklar ile kapışıyorsunuz şu dev yıkım silahlarınız geliştirin artık. Silahlar demişken seriye yeni silahlar ekliyor Gears 5 fakat eklemese de olurmuş diyeceğiniz silahlar bunlar. Oyunun evrenine uyuyor ve benim için Lancer silahı yoksa Gears yoktur fakat daha fazla ve anlamlı silah seçeneklerimiz olsa daha iyi olurdu.

formülü bozmuyor ve getirdiği yeni ufak değişiklikler oyunu daha keyifli bir hale getiriyor. Aksiyon seviyorsanız es geçmeyin fakat dizi bölümü tadında bir konuya da hazır olun.

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - Sağlam aksiyon (tabi ki) - Sevilesi karakterler. - Ufak ama tadında yenilikler.

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Tam heyecan doruktayken seneye görüşürüz tadında son. - Daha fazla silah seçeneği hoş olurdu.

Gears 5, 4 ile yaptığı hataları toparlayan bunları tekrarlamayan ama Gear serisinin üstüne pek bir şey koymadan sağlam bir aksiyon oyunu olarak karşımıza çıkıyor. 2019 senesinin özellikle fiyatından dolayı önereceğim oyunlarından, sizi sağlam bir aksiyon bekliyor olacak fakat serinin klişe haline gelmiş yanlarını da beraberinde taşıyor. Çok büyük yenilikler sunmuyor ama eski

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 13


KÜNYE IMPRESSUM YAPIMCI PRODUCER OBSIDIAN ENTERTAINMENT YAYINCI DISTRIBUTOR PRIVATE DIVISION TÜR TYPE RYO RPG WEB THE OUTER WORLDS

14 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


PC İNCELEME - PC REVIEW PC, PS4 ve XBOX ONE

THE OUTER WORLDS

Outer Worlds, firmanın birçok oyundan etkilenerek ortaya çıkardığı yepyeni bir IP. Bol bol Bioshock, Borderlands, Mass Effect ve doğal olarak Fallout: New Vegas havası geliyor. Bu esinlenme stratejisinden hiç şikayetçi değilim çünkü hepsi potada çok uyumlu bir şekilde eritilmiş. Yalnızca oyunlara değil, birçok popüler kültür öğesine de sık sık selam çakılıyor. Obsidian’ın çok ciddi bir hava yerine eğlenceli ve renkli bir tema seçmesi, bu anlamda kendilerine bolca hareket alanı tanımış.

AKHAN AKPINAR - KAPAK İNCELEME

Obsidian, benim için “denizden babam çıksa yerim” firmalarından birisidir. Neredeyse ezelden beridir çıkardıkları rol yapma oyunları ile oyunculuk hayatımda önemli bir yer tutar. Hatta şöyle bir dönüp bakınca, neredeyse son 3 - 4 seneyi bir Obsidian oyunu oynamadan kapatmadığımı görüyorum. Yılların tecrübesinin son meyvesini size takdim etmek istiyorum: Outer Worlds!

1930-40 döneminin havası, sanat, moda ve reklam anlayışı, OW’e ilk baktığınızda gözünüze çarpan şeyler oluyor. Sık sık sistem eleştirisi içeren uzay maceramızda, çok derinlere inmeden kapitalizm de gömülüyor. Yani elimizde klasik bir uzay macerası yok. İnsanlığı yok etmek için gelen uzaylılarla savaşmıyoruz. Aksine, başka gezegenlerde de olsak, kötü yöneticilerin neden olduğu felaketleri durdurmaya çalışıyoruz. İnsan, her yerde insan. > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 15


1930-40 döneminin havası, sanat, moda ve reklam anlayışı, OW’e ilk baktığınızda gözünüze çarpan şeyler oluyor. Sık sık sistem eleştirisi içeren uzay maceramızda, çok derinlere inmeden kapitalizm de gömülüyor. Yani elimizde klasik bir uzay macerası yok. İnsanlığı yok etmek için gelen uzaylılarla savaşmıyoruz. Aksine, başka gezegenlerde de olsak, kötü yöneticilerin neden olduğu felaketleri durdurmaya çalışıyoruz. İnsan, her yerde insan.

parlak beyinlerin, çökme noktasına gelen Halcyon kolonisinin son umudu olduğuna inanıyor. Bu motivasyon ile beraber uzun yıllardır kusursuz hale getirmeye çalıştığı formülü ile bizi uyandırıyor. Maalesef, bu ilacı yalnızca tek bir kişi üzerinde kullanacak kadar malzemesi var. Yani Hope’taki diğer kişileri de, en azından şimdilik, uyandırma şansı yok. BÜYÜYÜNCE ASTRONOT OLACAĞIM

Phineas bizi uyandırırken, karakter yaratma ekranına geçiş yapıyoruz. Karakterimizin Outer Worlds, alternatif bir gelecekte gedış görünüşünü, temel niteliklerini, cinsiçiyor. ABD Başkanı William McKinley, 1901 yetini ve yeteneklerini detaylı bir şekilde yılında bir suikast sonucunda öldürülmüyor seçiyoruz. ve kendisinin büyük şirketleri destekleyen politikaları da doğal olarak devam ediyor. Seçtikten sonra üç ana kategori altında Bu politikalar sonucunda iyice güçlenen toplanmış altı adet nitelik (Attribute) var. ve kimsenin kontrol edemediği hale gelen Bu niteliklere vereceğimiz puanları da şirketler, uzaydaki kolonileşme faaliyetleri- oyunun başında belirliyoruz: ne de el atıyorlar. Body (Vücut): Strength (Güç) ve Dexterity Gelelim 2355 yılına ve Halcyon kolonisine. (Beceri) Halcyon, 10 adet büyük şirketin kaynaklaMind (Zihin): Intelligence (Zeka) ve Perceprını birleştirerek oluşturduğu Halcyon Hol- tion (Algı) dings Corporation tarafından yönetiliyor. Personality (Kişilik): Charm (Cazibe) ve Kolonileşme faaliyetleri için Dünya’dan iki Temperament (Huy) gemi çağırıyorlar: Groundbreaker ve Hope. Her iki gemide de kaynaklar ve alanında Niteliklere verdiğimiz puanlara göre yetkin kişiler (bunlardan biri de biziz) bulu- yeteneklerimiz (Skill) şekilleniyor. Yeteneknuyor. Groundbreaker, hedefine problem- ler, Melee, Ranged, Defence, Dialogue, siz varıyor ancak Hope, bir arızadan ötürü Stealth, Tech, Leadership olarak, yedi Halcyon’a belirlenen zamandan 25 yıl ana başlık altında toplanmış. Her seviye geç ulaşıyor. Uzun süredir donmuş halde atladığımızda 10 puan elde ediyoruz. Bu 10 bulunan yolculardan ümidini kesen the puanı istediğimiz gibi dağıtabiliyoruz ve her Board (HHC’nin dolar gözlü yönetim kurulu bir yetenek maksimum 100 puan olabiliyor. oluyor), Hope’u kaderine terk ediyor. Ama 50’ye kadar verdiğimiz her puan, alt yeteherkes aynı görüşte değil… nekleri de geliştiriyor. Ana yetenek 50’ye ulaştığında ise alt yeteneklere teker teker Phineas Vernon Welles, oyunumuzun çılgın puan verebiliyoruz. Bu sistem, belirli bir sebilim adamı. Board tarafından üzerine viyeden sonra daha detaylı uzmanlaşılması ödül konmuş durumda. Phineas, Hope’taki için tasarlanmış. Yetenekler ise şöyle: HALCYON’DA NELER OLUYOR?

16 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


Melee (Yakın dövüş): One Handed (Tek elli yakın dövüş) ve Two Handed (çift elli yakın dövüş). Ranged (Menzilli saldırılar): Handguns (Tabancalar), Long Guns (Tüfekler) ve Heavy Weapons (Ağır silahlar). Defence (Savunma): Dodge (Kaçınma) ve Block (Karşılama). Dialogue (Diyalog): Persuade (İkna etmek), Lie (Yalan söylemek) ve Intimidate (Tehdit etmek). Stealth (Gizli Hareket): Sneak (Gizlilik), Hack ve Lockpick (Kilit açma) Tech (Teknik): Medical (Tıbbi), Science (Bilim) ve Engineering (Mühendislik). Leadership (Liderlik): Inspiration (İlham vermek) ve Determination (Kararlılık). Alt yetenekler, 20 puanda bir yeni özellikler kazanmamızı sağlıyor. Örneğin; Gizlilik yeteneği 60 olunca gizlenirken yürüme hızımız artıyor. Mühendislik 20 olduğunda bir Workbench ya da satıcıya ihtiyaç duymadan ekipmanlarımızı tamir edebiliyoruz. 2 seviyede bir ise “perk” kazanıyorsunuz. Taşıma kapasitenizi aşsanız dahi hızlı seyahat etmenizi sağlayan perk çok elzem bir kere. İlk fırsatta onu aldım çünkü özellikle Fallout oyunlarından bilirim: Para kazanmanın yolu eşyanızı satmaktır. Bunun için de hızlı seyahat biçilmiş kaftan. Zamanı yavaşlatma yeteneğinizi geliştiren, taşıma kapasitenizi arttıran, takım arkadaşlarınızın yeteneklerini güçlendiren türlü türlü perkler var. Ayrıca bahsetmeden duramayacağım: Seviye atladığınızda çıkan ses korkunç. Hele sessiz bir ortamdaysanız geçmiş olsun. Şu videoyu da iliştireyim çünkü yaşadığınız aynen bu oluyor. ÇENEMİZ DÜŞÜK Outer Worlds’ün en çok eğlendiren yönü

kesinlikle diyalogları. Kiminle konuşursanız konuşun sıkılmıyorsunuz, çünkü konuşma metinleri sıradışı tasarlanmış. Bir kere Outer Worlds öyle çok ciddi bir oyun değil. Gereksiz dram ya da ciddiyet barındırmıyor. Bu yüzden verebildiğiniz cevapların yelpazesi çok geniş ve eğlenceli. Bazen kalayı basıyoruz, bazen empati yapıyoruz ya da dalga geçip gidiyoruz. Tatlı bir mizah anlayışı hakim. Konuşmalarda bolca yetenek kontrolü (skill check) bulunuyor. Bu da konuşmanın gidişatını ve sonucunu doğal olarak etkiliyor. Birçok rol yapma oyununda ikna etmek, yalan söylemek gibi farklı seçenekler var. Ama işte OW, diyalogları oyunun genel havası ve üslubuna uyacak şekilde çok güzel uyarlamış. Ek olarak, takım arkadaşlarınızın da konuşmalara dahil olmasını sağlamış. Hatta daha önceden tanıdığı biri ise sohbetleri uzuyor. Bunun yanına bir de NPC seslendirmelerinin başarısını ekleyince ortaya leziz bir muhabbet şöleni çıkmış. Obsidian’ın diyalog konusunun üzerine ekstra eğildiği çok belli. Sosyal ilişkileri çok ön plana çıkarmışlar. Yalnızca görevden göreve koşmak değil de karakterleri tanımanın da bir anlam kazanmasını sağlamışlar. İşin özü olmuş bu iş. GEZEGENLER ARASINDA TÜRLÜ EĞLENCELER Stüdyoyu, Pillars of Eternity’de hem övmüş hem de yermiştim. Yaratılan evren ve yazım kalitesi, oyuncuyu içine çekse de ana hikaye, her iki oyunda da “meh” seviyesindeydi. OW için de en başlarda benzer korkuyu yaşadım fakat ana hikaye, oyunun ilerleyen bölümlerinde daha ilgi çekici bir hal aldı. Board’un günümüz dünyasının yöneticileri ile olan benzerlikleri, zenginlerin hukuku, halkın kabullenmemesi gereken bazı yanlışlara > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 17


PIRLANTA GİBİ ÇOCUKLAR Takım arkadaşlarımız, genelde “temiz çocuk” diyebileceğimiz, itliğe serseriliğe pek bulaşmamış tiplerden oluşuyor. Müthiş özgünlükte değiller ama özel görevleri gerçekten farklı. Aynı anda maksimum iki takım arkadaşınızı yanınıza alabiliyorsunuz. Arkadaşlarınızın kendilerine özgü bir seviye atlama sistemiyle perkleri var. Tıpkı kendi ekipmanlarınız gibi onların da ekipmanlarını değiştirebiliyorsunuz. Her bir takım üyesi, üç farklı yeteneğinize bonus veriyor. Bu sayede zayıf olan özelliklerini destekleyebiliyorsunuz. PARVATI Ekibe ilk katılan arkadaşımız. Kendisini ikna etmek için ek bir görev yapmıyoruz. Biraz şapşik, hafif özgüvensiz ancak yetenekli bir mühendis. Özel görevinde kendisine çöpçatanlık yapıyoruz vurdu kırdı içermiyor. VICAR MAX Tam adı Maximillian DeSoto, bir papaz yardımcısı. Hack konusunda uzman. Tıpkı Parvati gibi o da Edgewater’da bulunuyor. En uzun süre konuştuğumuz takım üyesi diyebilirim. Özel görevi de “farklı kafalar” yaşatıyor. FELIX Bakın bu çocuk mıy mıy ve saf. Direkt yanımıza alabiliyoruz. Ekibin de en düz üyesi. Ona buna gereksiz yere inanmış ve bu yüzden de başımızı belaya sokmuş. Bravo. ELLIE Ailevi problemleri olan bir doktor olan Ellie, Felix ile beraber Groundbreaker’da bulunuyor. Ekibe dahil edebilmek için ek bir görev gerekiyor. SAM Unreliable’da çalışmaz haldeyken buluyoruz SAM’i. Gereken parçayı bulup tamir edince temizlik robotumuz tekrar hayata dönüyor. Temizlik robotu olduğuna aldanmayın, corrosive damage’ı sağlam ve kendisi de doğal olarak tank gibi. ADA ile temizlik konusunda da bol bol didişiyorlar. NYOKA Ekibe Monarch’ta katılıyor. Ağır silahlar konusunda uzman ve özel görevi bolca aksiyon içeriyor.

18 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

> > göz yumması gibi olaylar, Halcyon sisteminde de güzel vurgulanmış. O yüzden ana hikaye içerisindeki rolünüzü umursuyorsunuz. Outer Worlds’ün haritalarının en büyüğü bile orta ölçekli, yarı açık dünya diyebileceğimiz cinsten. Olabildiğince farklı temadaki gök cisimlerinde vakit geçirilmesi için bu yöntem uygulanmış ve başarılı da olunmuş. Açık dünya olarak kurgulanmış iki gezegen, kocaman bir adet gemi olan Groundbreaker ve bir adet asteroid var. Yolunuz farklı sürpriz yerlere de uzanıyor. Haritalarda farklı bölgelere iniş yapabiliyorsunuz. Bolca görev içeren mekanlar, yer yer backtracking imkanı da tanıyor. Mass Effect benzeri bir gezegen haritası ile rotamızı çiziyoruz. Oyunun en ilginç mekanlarından biri Groundbreaker. Pillars of Eternity 2’de Nekataka için olan fikirlerim, Groundbreaker için de benzer şekilde. Nekataka, Poe 2’deki en güzel anlarımı yaşadığım ortamdı. Şehrin doluluğu, görevler, mekan çeşitliliği ve oyundaki birçok anahtar kişiyle olayı barındırması, bu büyük şehri akılda kalıcı bir deneyime dönüştürüyordu. Groundbreaker, OW’nin daha küçük ölçekli bir oyun olmasıyla orantılı olarak, benzer deneyimi yaşatıyor. Ana haritadaki yolculuk ve yükleme süresi çok fazla olmadığı için sık sık gemiye dönmek sorun olmuyor. Yan görevler eğlenceli ama çok özgün konular değil. Ama işte diyalog yelpazesinin ucu bucağı olmaması, bu boşluğu fazlasıyla dolduruyor. Keyifli diyaloglarla desteklendiği ve farklı seçimlere göre şekil aldığı için takip etmesi güzel. Görevlerde gidişatı etkileyen bolca skill check var. Yapacağınız seçimler ve gidiş yolunuz, yeteneklerinize göre de şekilleniyor. Ayrıca takım arka-


daşlarınız, kararlarınızı etkileyebilecek yorumlarda bulunuyorlar. Bu yüzden maceranız boyunca birçok alternatif sonuca ulaşabiliyorsunuz. Hatta bu alternatif sonuçların kendi içinde de farklı varyasyonları bulunuyor.

ğimizi de görüyoruz (kör etme, sakatlama vs.). Tıpkı Mass Effect serisindeki gibi takım arkadaşlarımıza komutlar verebiliyoruz. Ayrıca takım arkadaşlarınızın gizlenmeye başladığımızda “Quiet! (Sessiz!)” demeleri hoş bir ayrıntı olmuş.

Halcyon’da farklı farklı gruplar bulunuyor. Seçimlerinize göre bu gruplar ile olan ilişkiniz değişiyor. Gruplar arasında Fallout: New Vegas kadar çetrefilli ilişkiler ağı beklemeyin. F:NV’de neredeyse her görevin birden fazla grupla ilgisi vardı. Bu yüzden bir adımı atarken, karşı tarafta nasıl yankıları olacağını tahmin bile edemiyorduk. OW’deki faction sistemi daha az detaylı olsa bile yine güzel bir çeşni katmış.

Savaşlarda en büyük sıkıntı kesinlikle açık alanların kullanımında. Bina içlerinde geçen çatışmalar, aklımda daha fazla yer ettiler. Açık alandaki çatışmalar, hele ufak bir yerleşim bölgesindeyse birbirine çok benziyor. Gezegenlere kolayca yerleşebilmek için prefabrik yapılar kullanılıyor. Dolayısıyla seri üretim yapıların aynı olması, oyunun lore kısmı için son derece normal. Ama bu yerleşimlerin birçoğu hep aynı tip. 3-4 tane prefabrik yapı kondurmuşlar sonNew Vegas’ta olan bir başka güzelliği ise ra iş bitmiş. Bu sebepten ötürü pek fazla oyuna katmışlar: Hemen hemen herkesi değişik taktik kullanamıyoruz. Her binanın öldürebiliyorsunuz. En azından denediğim tepesine çıkamıyorsunuz mesela. Yükselti ve öldüremediğim bir NPC olmadı. Deneavantajı olsa, farklı çevresel faktörler devmediklerim arasında varsa da ben keşfereye girse, etrafta su birikintileri falan olsa dememişimdir. Mob dışında öldürdüğüm her bir çatışmanın akılda kalıcılığı artardı. her bir NPC’nin bir bedeli oldu ve oyun, bu Daha büyük yerleşimlerde ise bu problemseçimimin tepkisini bana verdi. Rol yapma ler pek sırıtmıyor. Bunlara rağmen çatışma öğeleri açısından bunlar önemli örnekler. mekanikleri akıcı ve eğlenceli. Takım arkadaşları ve özel yetenekleri olsun, ekipman CİUVV, BOOMM, PİUUVVV! çeşitliliği olsun taktik imkanlarımız var. Özel güç olarak yalnızca zamanı yavaşlatma Obsidian, çatışma mekaniklerini iyi kotardeğil de farklı yetenekler ile (Crysis akıllara mış. Hafiften Borderlands havası hakim ki, geliyor burada) eminim bu eğlence hissiBorderlands bu anlamda son derece akıcı yatı katlanabilirmiş. Ne bileyim yükseğe ve eğlencelidir. Vuruş hissiyatı yerinde. zıplama, güç kalkanı, görünmezlik alternaTakım arkadaşlarının yetenekleri işe yarıyor tifleri harika gidermiş. ve birçok kez günü kurtarıyor. Elemanlarımızın yetenekleri hep hasar vermeye yöGizlenme mekanikleri ise daha iyi olabilirnelik bu yüzden taktik anlamda bir farklılık miş. Stealth kill imkanı var. Çalılara falan yaratmıyorlar. Ama dediğim gibi kesinlikle da saklanıyoruz ama bir üst paragrafta etkililer. Fallout’taki V.A.T.S. sistemini dediğim gibi hem savaş hem de gizlenme zamanı yavaşlatma olarak bir özel güç şek- için daha fazla varyasyon aradım. Stealth linde sunmuşlar. Time Dillation dediğimiz mekaniğinin tek olayı, diğerlerinden uzak bu güç aktifken, düşmanın nişan aldığımız düşmanı öldürmek. Hani komplike bir yerine göre ne şekilde bir hasar verebilece- mekanik yok. İç mekanlarda ise Deus Ex > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 19


lüğü, dayanıklılık, dürbün ya da hasar tipi > > tarzı havalandırma, tünel gibi oyun tarzını çeşitlendirebilecek yerlerin sayısı az. (Elektrik, asit, plazma, ışın) gibi alanlar etkili oluyor. Zırhlarda ise gizlilik, daha Gizlilik için yeni şeyler denenmiş fazla yük taşıma, daha az hasar alma gibi neyse ki. Holographic Shroud denilen konularda farklılık yaratıyor. Standart bir elektronik zımbırtı ediniyoruz. Bu silahlar 2, V2 diyebileceğimiz gelişmiş alet, eğer doğru kimlik kartına sahip halleri ise 3 adet modifikasyon kullanaise, belirli bölgelerde sınırlı süre için biliyor. Unique ve Science Weapons ise farklı görünmemize yardımcı oluyor. modifiye edilemiyor. İstediğimiz her yerde kullanamıyoruz, kullanacağımız yerleri oyun belirlemiş. Şimdi ben doyumsuz biri olarak zırh Bölgeye adım attığımız an cihaz çalışvaryasyonlarını yeterli buldum. Yalnızca maya başlıyor ve bir de bar çıkıyor. Bar miğfer/kask ve vücut olarak iki parçadan tükenince cihazın da enerjisi bitiyor ve olsalar dahi zırhlar iş görüyor. Her türlü eski görüntümüz geri geliyor. Doğru kul- oyun stili için farklı tipte zırh parçaları mevlanılırsa kurşun sıkmaya gerek kalmadan cut. Yetenekleriniz ve niteliklerinize uyum işimizi hallede biliyoruz. sağlayacak şekilde kullanabiliyorsunuz. Ayrıca zırhlar, hem bizim hem de arkadaşALET ÇANTAMIZDA NELER VAR? larımızın dış görünüşünü oldukça etkiliyor. Gerçi kendimizi hiçbir koşulda dışardan OW’nin silah yelpazesi fena değil göremiyoruz (Envanter ekranı dışında). diyebilirim. Standart silah tiplerinin Yani bu açıdan Call of Duty oynarken dış (Melee, Handgun, Long, Heavy) yanın- görünüş peşinde koşma etkisi yaratmıyor da Unique ve Science Weapons dedideğil. Keşke dışarıdan da görme şansımız ğimiz silahlar mevcut. Unique olanlar, olsaydı. standart silahların özel versiyonları. Science Weapons ise Welles’ın bizden Doyumsuzluğumun tatmin olmadığı nokta bulmamızı istediği uçuk kaçık silahise silah ve modifikasyon konusu: Her lar. Zırhlar da silahlar gibi standart ve kullanım tipine uygun silah ve mod mevcut unique olarak ayrışıyor. mu? Evet. Çeşit olarak bir Borderlands mi? Alakası yok. Silahları daha fazla kurcalayaSilahları ve zırhları farklı modifikasyonlar bilir miydik? Kesinlikle evet. Şahsen farklı ile oyun tarzımıza uygun hale getirebiliyoekipmanları denemeyi ve oyun tarzıma ruz. Birçok yerde ve Unreliable içerisinde uygun hale getirmeyi seviyorum. Ya da de bulunan çalışma masaları (Workbench) onlar benim oyun tarzımı değiştirebiliyor. üzerinde ekipmanlarla ilgili geliştirme, Bir de oyunda bomba yok. Grenade Launparçalara ayırma, modifiye ve tamir etme cher kullanıyoruz tamam da bomba neden işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Tinker dedi- konmaz yahu? ğimiz işlem, ekipmana seviye atlatmaya yarıyor. Yani favori bir silahı veya zırhı, sürekli Elbette oyunun süresi ve çatışma sayısını geliştirip yüksek seviyelerde de kullanmak göz önüne alırsak, sunulan yelpaze gayet mümkün. tatmin ediyor. Orası ayrı konu. Yani bir Borderlands ya da muadili ile karşılaştırmak Modifikasyonlar, silahlarda şarjör büyük- haksızlık olur. Peki ben, Outer Worlds’ü

20 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


tekrar oynamak istediğim zaman bu çeşitlilik ne derece tatmin eder? Orası soru işareti. Açgözlülük fena şey. Aklınızda soru işareti kalmasın; farklı buildler için OW size yeterli malzemeyi veriyor. Tek bir oyun tarzına sizi asla yönlendirmiyor. Gizlilikle ilerlemek ya da kaos yaratmak tamamen sizin elinizde. Silahlarda favorim kesinlikle Hunting Rifle. Hatta iki tane Hunting Rifle taşıdım (aynı anda 4 silah taşınabiliyor) ve birine susturucu takıp dürbününü çıkardım. Sessiz ve derinden ilerlemek için harika bir silah halini aldı. MSI Elite Armor’un +5 Ranged bonusu ise kendisini tercih etmem için yeterli sebepti. Yakın dövüş silahlarını çok denemedim ama mekanik olarak yeterli gibi geldiler. Tasarım olarak ise çok beğendim ve oyunu bir daha oynadığımda Melee yeteneklerine kesinlikle daha fazla eğileceğim kesin. Oyunun arayüzünden de ekipman başlığında bahsedeceğim çünkü arayüzle ilgili problemleri genelde bu konuda yaşadım. Envanter menüsünün de çok parlak olduğu söylenemez ama yeni bir ekipman alırken, üzerimizde olan ile karşılaştırma şansımız yok. Cidden sinir bozuyor. YILDIZLAR DA KAYAR Unreal Engine 4 kullanan oyunda pek fazla teknik probleme rastlamadım. Optimizasyon başarılı denilebilir ama alakasız yerlerde FPS düşüşleri olmadı değil. Renk paleti, oyunun genel yapısına uygun şekilde cıvıl cıvıl. Grafikler yer yer çok güzel olsa da karanlık yerlerde ışıklandırmadan pek memnun kalmadım diyebilirim. Ama genel ışıklandırma kalitesi çok iyi. Oyuna başladığımız Terra 2, UE4’ün nimetlerini güzel kullanmış. Monarch’ı pek sevmedim

WALTER BISHOP BUNU BEĞENDİ Her birinin farklı bir hikayesi ve görevi olan Science Weapons, oyunun eğlenceli havasına cuk oturmuş. SHRINK RAY Düşmanlarınızı küçültmeye yarıyor. Sinir bozucu derecede keyifli. PRISMATIC HAMMER Yeteneğinize göre hasar tipi değişebilen çift elli bir çekiç. Melee Sevenler Derneği için arzu nesnesi. MANDIBULAR REARRANGER Fiziksel hasar veren, düşmanları sersemletip oldukları yerde donduran şekilsiz bir sopa. İş görüyor o ayrı. GLOOP GUN Şok hasarı veren ve düşmanınızı kısa süreliğine uçuran bir silah. MIND CONTROL RAY Obi Wan moduna girip “You don’t need to see his identification” dedirtemese de plazma hasarı verip düşmanlarınızın birbirine düşmesini sağlıyor. zira devasa bitkilerin olduğu ortamları genel olarak beğenmem. Ama Scylla yok mu? Gerçekten harika gözüküyor. Müzikler temaya uygun ama çok akılda kalıcı değiller. Yine de atmosferi güzel tamamlamışlar. Seslendirmeler ise yukarıda bahsettiğim gibi gayet iyi. BİRAZ NOT KIRALIM Şimdi öncelikle oyunun süresi bilinçli olarak kısa tutulmuş. 50 saat ve daha fazlası için tasarlanmamış. Bunun en temel > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 21


KISA KISA

Eğer bir duruma ya da düşmana çok sık maruz kalırsanız (yüksekten düşme, belli bir düşman tipinden hasar alma vs.), nadir de olsa oyun size bir “kusur” teklifi sunuyor. Eğer kabul ederseniz karşılığında bir perk sahibi oluyorsunuz ama karşılığında da yükseklik korkusu, paranoya gibi bir kusurunuz oluyor. Yakındaki ve görüş alanındaki cisimlerin etrafı parlıyor. Bu özellik geliştirilebiliyor. “X vision” tarzında bir item highlight mekaniği yerine güzel bir dokunuş olmuş. Düşmanlar respawn oluyor. Rol yapma oyunlarında tercih ettiğim bir özellik değil ama seven birçok arkadaş olduğunu biliyorum. O açıdan bir eksi olarak görmüyorum zira kime göre, neye göre eksi :) Oyunun sonunda uzun bir epilogue var. Kararlarınızın sonuçlarını tek tek anlatıyor.

> > amacı, kesinlikle farklı oynanış tiplerini

ve seçim sonuçlarını denettirmek. Obsidian, benzer yaklaşımı Tyranny için de uygulamış ve hedefi 12’den vurmuştu. Birbirini tekrar eden saçma içerikler yerine böyle bir tasarım çok daha iyi. Ama abicim bu oyun fazla kolay. Hatta her noktasında kolay. Bir kere oyunu Hard’da bitirdim. Oyunda heal mekaniği, Emergency Medical Inhaler dediğimiz ve nefes alarak kullandığımız bir aparat vasıtasıyla işliyor (farklı kimyasallar ile etkisini değiştirebiliyoruz). Çatışmalarda bu aparatı kullanmayı unutmadığım takdirde hiç zorlanmadım. Kriter buydu. Düşmanlar kesinlikle zorlamadı. Bunda yapay zekanın ortalama olmasının payı da büyük.

22 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

Yalnızca sayıca fazla oldukları anlarda problem yarattılar onda da Plasma Launcher denilen BFG etkisi yaratan silahı kullanarak işi çözdüm. Mermi sıkıntısı hemen hemen hiç yaşamıyorsunuz bu arada. Daha az güçlü silahları kullanarak, yanıma takım arkadaşı almayarak zorluğu arttırabilirim; evet bu mümkün. Ama oyun, seçimime uygun olarak Hard seviyesinde de bana zorluk hissiyatını yaşatmalı. Zorlaştırmak için ben çaba harcamamalıyım. Diyalogların bu denli önemli olduğu bir oyunda yalnız başımıza ilerlemek pek mantıklı değildi zaten. Pillars of Eternity 2’nin savaş mekaniklerinde de çok benzer problemler vardı. Ah Obsi ah! Skill check’ler de çok ilginç bir şekilde düşük gereksinim istiyorlar. Koca oyunda toplasanız 2 sandık açamamışımdır veya 3-4 tane diyalog esnasında, gereken yetenek puanına sahip olmadığım için cevap seçeneklerinden birini seçememişimdir. Erkenden güçlenip uzun süre öyle devam ediyoruz gibi bir durum hakim. Karakter yaratma ekranında Tech ve Stealth yeteneklerine öncelik verdim. Daha sonra seviye atladıkça Long Guns üzerine eğildim. Dengeli bir karakter yaratmış olmama rağmen hiçbir alanda sıkıntı yaşamadan ilerlemem doğru değil. F:NW bu anlamda çok iyi bir örnektir mesela. Oyunun başlarında eksik olduğunuz yerlerin sıkıntısını sonuna kadar çekersiniz. Toparlanmanız bayağı süre alır. OW’de ise oyunun başından sonuna dengeli bir karakter yeterli oluyor. Bu da yeniden oynanabilirliğin önemsendiği bir yapımda birçok içeriği tek seferde görebilmenize neden oluyor. Farklı mekaniklerden de örnek vereyim. Holographic Shroud kullandık diyelim.


Enerjisi bitti. Hemen bir güvenlik görevlisi, muhafız vs. gelip “Nölüyor biladeer?” minvalinde konuşuyor. Orada da kolayca ikna ediyoruz ve cihazın gücü tekrar doluyor. Böyle böyle yapa yapa sonsuza kadar takılabilirsiniz. Ya da bir şey çalarken, yankesicilik yaparken yakalandık. Aynı şekilde işin içinden hemen sıyrılıyoruz. Son bölüm/görev de zaten genel olarak basit. Finalde hiç çatışmadan da bitirebiliyoruz (gibi) ama ben karakterimi o denli güçlendirmedim ki? Farklı yöntemlerle oyunu bitirebilmek zaten en doğal olanı ama Hack yeteneğimi ne ara 100 yaptım da son boss’u geçtim gerçekten bilmiyorum.

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - Harika diyaloglar, yazım kalitesi ve mizah anlayışı. - Dolu dolu haritalar. - Farklı tarzlara uygun oyun yapısı. - Zengin seçim - sonuç alternatifleri.

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Her anlamda fazla kolay. - Silah çeşitliliği daha çok olabilirdi. - Mermi sıkıntısı hiç çekmiyoruz.

Elbette oyunun bu denli kolay olmasının bir sebebi de takım arkadaşlarının verdiği bonuslar. Vur dedik, öldürdü durumu var. Daha dengeli düşünülmeliydi. SON KARAR Fallout: New Vegas, birçok oyuncu için olması gereken Fallout oyunuydu. 9 senedir devam oyununu bekliyorduk; Obsidian bize Outer Worlds’ü verdi. İyi ki de yaptı çünkü yeni bir soluğa, hem de taptaze bir soluğa ihtiyacımız vardı. Eh, biraz fazla kolay ama o kadar kusuru olsun. İyi bile geldi diyebilirim bu deneyim. Çünkü Outer Worlds oynarken hiç sıkılmadım. O yüzden de fazla şikayet etmiyorum, bilakis tavsiye ediyorum.

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 23


PC İNCELEME - PC REVIEW WINDOWS - NIN. SWICTH

EMRE İNANLI

MY FRIEND PEDRO

Muz Güneydoğu Asya’nın tropikal bölgelerinde yetişen aynı isimli bitkiye ait, genellikle yeşil renginde uzun kabuklu bir bitkidir. Potasyum, demir, kalsiyum, fosfor, sodyum ve iyot elementleri açısından zengindir. Kolesterolü dengelemeye yardımcı olur. Lif içeriğinin yüksek olması bağırsak hareketlerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Az gelişmiş ülkelerdeki çocukların protein alımı için önemlidir. Gerekirse koli bandıyla duvara yapıştırılarak modern sanat eseri haline gelebilir. Bir çok hikaye ise ilham verici unsur olarak muzu kullanmıştır. Bu hikaye ise hayali muz arkadaşı tarafından önüne çıkan herkesi öldürmeye azmettirilmiş bir baletin hikayesidir. Dostluğun, samimiyetin, fedakarlığın kan, mermi ve muz sosuyla önümüze servis edildiği bu oyunda yüzlerce insanı katletmeye hazır olun. Bir mezbahanın bodrumunda hafızamızı yitirmiş olarak yüzümüzde maskeyle uyandık. Kendine Pedro diyen bir muz uyanmamızı ve karşımıza çıkan herkesi öldürmemizi istiyor. Onlar düşman. Nedenini bilmiyoruz. Aslında umrumuzda da değil. Yanımızda Pedro, elimizde sorumsuz birilerinin ortalıkta bırakıp gitmesiyle edindiğimiz silahlarlar. Bu onların ilk mi bilmiyorum ama eminim ki son hatası. > >

24 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 25


Tamam tamam kabul ediyorum, bu giriş biraz fazla iddialı oldu. Aslında bu oyunda hikaye de,taktik de yok, bam bam bam. Yapımcı DeadToast Entertainment biraz mizah, biraz internet kullanımı ve sosyal medya eleştirisiyle oyunculara eğlenceli çatışma dinamikleri sunmaya çalışmış. Oyun boyunca yan kamera bakış açısında ilerleyerek stilize aksiyon, şakalar ve komiklikler eşliğinde düşmanlarımızla çatışacağız. Oyunun mizahını ilk başta basit bulsam da daha sonra alıştığımı ve biraz da olsa sevdiğimi söylemek istiyorum. Örneğin beyinleri aşırı oyun oynamaktan yozlaşmış ‘hardcore gamer’ ların oyunlardan aşırı aşina oldukları kanalizasyonda saklanmaları gibi meta espriler, spotify, youtube göndermeleri tatlı olmuş. Ama dediğim gibi bunlar tamamen kenar süsü. My Friend Pedro’ nun asıl iddialı yanı aksiyonu ve oynanış dinamikleri. Yapımcılar silah çatışmasında olabilecek klas hareketleri, ustaca yaratılmış bölüm dizaynları ve kolay kontrol şeması aracılığı ile yapabilmenizi amaçlamış. Oyunun tanıtım videosunda oyunu sattırmak için gösterilen müthiş hareketleri yapabilmek için oyunu saatlerce oynayıp ustalaşmanıza gerek yok. Beş dakikada alışıp harikalar yaratabiliyorsunuz. Hatta biraz önce bahsettiğim gibi oyunun bölüm dizaynları öyle ayarlanmış ki bu güzel gözüken hareketleri neredeyse yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da klas görünmek adına oyunun çizgisel yapısını arttırıyor. Örneğin sağa doğru yatay ipten kayarken aşağıdaki adamları öldürüp ipin bittiği yerde zıpladıktan sonra dikey bir ipe tutunarak sallanıp sol taraftaki camdan içeri girerek içeridekileri öldürmek zorunda değilsiniz. İlk başta hiç iplerle muhatap olmayıp aşağıdan koşarak ilerleyebilirdiniz. Ama bunun eğlencesi nerede? Tabii ki ilk seçeneği seçeceksiniz.

26 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

SİLAH PA-PA-PA PATLAR, YAKARIM. ÇİFT SİLAHLA TA-TA-TA TARARIM O zaman sürekli bahsettiğimiz bu klas hareketler neler, gelin onlara bakalım. Bu hareketleri temel dinamikler (karakterin vücudu ile yaptıkları) ve yan dinamikler (çevresel elementleri kullanarak yaptıkları) olarak ikiye ayırmak istiyorum. Temel dinamiklerin içerisinde çift silah kullanımı, kendi etrafında dönüş, yerde yuvarlanma, zıplama ve ağır çekim var. Burada yapımı çok olay olmasına rağmen anlatımı en zor olan çift silah kullanma mekaniği. Oyunda fare aracılığı ile iki boyutlu ortamda 360 derecede nereye ateş edeceğinizi belirliyorsunuz. Örneğin farenin sol tıkı ile imleç oyuncunun sağında ise sağa, tepesinin üstünde ise yukarı, kırk beş derece solundaysa, sol çapraza ateş ediyorsunuz. Bu normal. Ancak bir silah kesmedi ve elinize iki silah aldınız diyelim. Bunlarla da farklı yönlere ateş etmek istiyorsunuz. Bunu şu örnekle anlatalım. Karakterimiz oyunda sağa doğru ilerlerken hem karşısında hem de arkasında iki düşman belirdi diyelim. O zaman farenin sağ tıkı ile önünüzde duran adamın yönüne doğru basılı tuttuğunuz zaman orada farklı bir imleç beliriyor ve karakterimizin bir silahı o yönü hedefliyor, diğer silahı ise fareyi tek silah kullanırmış gibi arkadaki düşmanın yönünü hedef alıyorsunuz. Böylece her sol tıka bastığınızda karakterimiz iki kolunu yanlara açarak çift silahla ateş etmeye başlıyor. Yani iki farklı yere ateş etmek istediğinizde bir yönü seçip oraya kilitlenip diğer yönü de serbest belirleyebiliyorsunuz. Umarım anlatabilmişimdir, dediğim gibi yapması çok kolay, alışmanız otuz saniye. Ayrıca yukarı tuşuna bastığımızda karakterimiz kendi etrafında dönerek kurşunlardan sıyrılabiliyor,


ancak bu seferde isabet oranından feragat ediyorsunuz. Çok fazla düşman aynı anda size ateş ettiğinde kullanmanız gerekiyor. Karakterimiz aşağı tuşuna bastığınızda ise yerlerde yuvarlanıyor. Bu hareketi havalandırma deliklerinden geçmek ve karakterin vücut hacmini küçülterek mermi isabet oranını azaltmak için kullanabilirsiniz. Son olarak zıplama tuşuyla platformlar arası ve düşmanların üzerinden uçabilir ve ağır çekim tuşuyla herkes yavaşlarken siz normal hızda hedef alarak isabet oranınızı arttırabilirsiniz. Bu temel dinamikleri oyunun en başından itibaren yapabiliyoruz. Bir de bölümler arası ilerledikçe karşımıza çıkan ve oynanışa yeni dinamikler ekleyen çevresel etmenler var. Bunlar ise iplerden kaymak, iplerle salınmak, varil üzerinde gitmek, kaykaya binmek, tava ve çelik işaret levhalarından mermi sektirerek düşman öldürmek. Bu özellikler oyun dinamikleri bayatlamaya başladığında önümüze çıkarak oyuna bir nebze olsun tazelik katıyor. BİLMEDİĞİN İŞLERE KARIŞMA BAK, YAKARIM. İLK ÖNCE BEN Bİ’ ORTAMA BAKARIM My Friend Pedro restoran, inşaat, Pedro’nun dünyası, kanalizasyon ve sanayi bölgesi(internet) olmak üzere beş ana kısımdan ve bunların içerisindeki küçük bölümlerden oluşuyor. Her bir kısmın kendine ait teması ve getirdiği (yukarıda bahsettiğim) yeni çevresel dinamikleri var. Oyun size farklı bölümlerde küçük de olsa farklı deneyimler yaşatıyor. Örneğin

oyun silah aksiyonunu hep barındırmasının yanında bazı kısımlar bize bulmaca çözdürürken bazı kısımlarda ise Mario gibi platform oyununa dönüyor. Bunlar tabii ki oyunun temel dinamikleri değil, basit kalıyorlar ancak tadında hazırlanmışlar. Ayrıca oyunun aralara serpiştirdiği motosiklet kovalamacası, gökdelen tepesinden aşağı düşerken havada yapılan çatışma, tren bölümü gibi özel bölümleri de var ve hepsi bir kereye mahsus. Oyuna misafir bölümler olarak giriyorlar, oyuna farklı bir hava katıyorlar ve çıkıyorlar. Çok eğlenceli olduklarını söyleyemem ama genel konseptten farklılar. > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 27


> > Oyunumuz ana kısımların sonlarında çıkan ve her biriyle farklı dinamikleri kullanarak çatıştığımız bölüm sonu düşmanlarına da sahip. Kimisine temel dinamiklerimizi kullanarak er meydanında allah ne verdiyse girişirken kimisine küçük bulmacalar eşliğinde yaklaşıyor ve zayıf noktalarını hedef alıyoruz. Son ‘boss’ hariç genel olarak basitler zaten. Tek seferde geçiyorsunuz. Ama itiraf edeyim sonuncusu biraz zorladı. KÖPÜRÜRSÜN BLUP, BLUP, BLUP. BURASI MERKEZ FIGHT KULÜP Farkettiniz mi bilmiyorum ama yazım boyunca oyunda ilerledikçe karşınıza çıkan çeşitlilikten bahsettim. Bölümlerin kendine has yapılarıyla, yeni çıkan çevresel elementlerle, özel bölümlerle, farklı bölüm sonu düşmanlarıyla, yapımcılar gerçekten oyunun kendini yenilemesi için ellerinden geleni yapmışlar, haklarını vermek lazım. Ama ne yazık ki oyunun temel dinamiklerinin sığlığından olsa gerek tüm bu durumlar oyunu tekrara düşme hissinden kurtaramıyor. Ancak çok korkmayın oyun kısa olduğu için o kadar da göze batmıyor. Toplam beş saatlik bir deneyimde ne kadar sıkılabilirsiniz ki? Sonuç olarak My Friend Pedro, ara sıra girerek yarım saat oynayıp stres atacağınız çerezlik bir oyundan başka bir şey değil. Yanlış anlaşılmasın. Oyunun bu dediğimin ötesinde olma gibi bir iddiası da yok, başarmak istediği her şeyi başarmış gibi bir izlenim veriyor. Steam indirimlerinde indirim oranı yüzde otuzu geçerse almanızı tavsiye ediyorum. Zaten bu indirimle oyunun fiyatı neredeyse

28 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

yarım ekmek et döner parasına denk düşüyor. Yarım ekmek et dönerin size vereceği doygunluk süresine beş saat diyecek olursak ikisinin de bünyenizde oluşturacağı deneyim süresi birbirine eşit oluyor. Et döner mi, My Friend Pedro mu seçim size kalmış. Sağlıklı bir yaşam adına tercihinizi My Friend Pedro’ dan yana yapmanızı öneriyorum. Tabii oyunu oynarken yarım saatte bir kalkıp, mutfağa doğru küçük bir yürüyüş yaparak bir bardak su içmeniz şartıyla :) İyi eğlenceler...

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - Havalı hareketleri kolay yapabilme - Oynanışı yenilemeye gayret etmesi

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Çerezlik bir oyun olması


OYUNCULARIN DÜNYASI Ekip Üyelerinin Bireysel

Seçtiği 2019’da Çıkan OYUNLAR

2019 oyun üretimi açısından bir önceki seneye göre biraz sönük kalsa da keyifle oynadığımız oyunlara ev sahipliği yaptı. Hazır internette “yılın listeleri” şenliği yapılırken biz de zamanımızın ve imkanlarımızın verdiği

ölçüde deniyebildiğimiz oyunlar arasından en beğendimiz BEŞ oyunlarımızı sizlerle paylaşmak istedik. Keyifli okumalar dileriz.


MİNİK DOSYA

AKHAN’IN EN İYİ BEŞ OYUNU Tartışmasız birinci; uçlarda gezinen olayları, diyalogları ve karakterleriyle eşsiz bir deneyim. Rol yapma oyunlarında daha önce denenmemiş şeyleri, çok cesurca başarmış bir başyapıt. Şaşırtıcı, eğlenceli ve rahatsız edici. Unutmadan, ben bir süperstarım!

1 2

Çok sevdiğim seriye tanıdık ama cesur bir hava katan MW, markayı son derece doğru bir şekilde yeniden başlattı. Yıllardır aynı olmakla eleştirilen CoD, yenilikleriyle, değişen yapısıyla ve zengin içeriğiyle, bu senenin en uzun soluklu oyunu olmaya aday.

3

30 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

2019’un bize kazandırdığı en güzel şeylerden biri. Taze ve keyifli bir IP. Sevdiğimiz ama yıllardır özlediğimiz Fallout: New Vegas formülünü, güncel oyun anlayışına çok güzel uyarlamış. Başından sonuna kadar dengeli, akıcı ve ilginç dünyasıyla büyülüyor.


4 Zombi oyunlarıyla çok haşır neşir olmayan bünyeme, “Daha fazla zombiii!” dedirten oyun. Eksikleri varmış, şuymuş buymuş önemli değil. Bu oyunun her anında keyif aldım ve devamı için sabırsızım. Ayrıca Deacon, adamdır.

Gears of War için aranan devam oyunu bulundu. Bir önceki oyun kabul edelim ki, yavandı. Ancak Gears 5, seriye ihtiyacı olan tazeliği verdi. Yeni karakterleri sevmemizi sağladı. Sevilen aksiyon mekaniklerini bozmadan, dolu dolu bir dünyanın içine attı.

5

EMRE’NİN EN İYİ BEŞ OYUNU 1

Aaa, bu ne güzel atmosferli, bu ne güzel hikaye ve karakter anlatımlı ancak bu ne bu yıl yeterince değer verilmemiş bir oyun oldu böyle yahu. Yahu nadir değerli oyun oynayabildiğimiz kurak 2019’da nasıl kendine Game Awards’da yer bulamadı bu oyun şaşırdım ve üzüldüm doğrusu. İçerisinde yer alan her bölümün kendine has atmosferik yapısının ve oy-

nanış dinamiklerinin olduğu, oyunda yer alan karakterlerin dolu dolu ve canlı hissedildiği kaliteli bir dostluk ve yolculuk öyküsüydü bu. Belki sonu biraz oldu bittiye gelmiş olmasaydı daha iyi olurdu ancak gene de bu seneki favori oyunum olmasına mani olmadı bu durum. Özellikle post apokaliptik evrenleri seviyorsanız kesinlikle oynamanızı öneririm. OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 31


MİNİK DOSYA

3 E Kojima reis lütfedip oyun yapmış, tabi ki ilk beşimize sokacağız. Şaka bir yana oyun duyuru-

den bir gram ödün vermeden. Şapka çıkartıyorum... Bu arada oyunda gerçekten şapka çıkartabiliyorsunuz. Mr. X’in şapkasına ateş edip düşürdüğünüzde bir de başarım kazanıyorsunuz. Bu da size kıyağım olsun.

sundan çıkışına kadar yarattığı büyük heyecanı karşılamasa da kendine özgün oynanışı ve getirdiği yeniliklerle farkını ortaya koydu. Bu oyunla ilgili daha kapsamlı fikirlerimi gelecek sayı incelemesinde kullanacağım için başka bir şey söylemeyeceğim. Takipte kalın :)

4 İlk duyurulduğunda çok fazla beğeni alsa da her yeni duyurusunda heyecanı biraz daha sönümlenerek sükseli olmayan bir çıkışa imza atmıştı Days Gone. Oyunun sahip olduğu yüksek potansiyeli, geliştiricilerin deneyimsizliğine takılmış ancak beklenenden daha

iyi bir hikayeyi sunduğunu söyleyebilirim. Bu ekibin devam oyunu yapmaya hak ettiklerini düşünüyorum. İlk oyundan edindikleri deneyim ve aldıkları geri bildirimlerle ikinci oyunda daha iyisini yapabileceklerine eminim.

5

Tek Kişilik Oyun için...

2

Capcom bu işi becermiş gerçekten. Yani herkes gibi çözünürlüğü 4k yapıp, birkaç küçük oynanış düzenlemesiyle definitive edition adı altında çıkarmak yerine ellerini taşın altına koymuşlar ve çağın dinamiklerine uygun bambaşka modern bir oyun yapmışlar. Hem de atmosfer-

Biliyorum, biliyorum. Ne işi var bu oyunun en iyi oyunlar listesinde diyeceksiniz. Ancak yapacak bir şey yok. Koyunun çoz az olduğu 2019’da Call of Duty aradan sıyrılıp Abdurrahman Çelebi ünvanına sahip olabildi. Aslında o kadar da kötü bir oyun değildi. Kaliteli sinematik aksiyon deneyimini harika grafiklerle bizlere sunarak eğlenceli bir altı saati bizlere sağladı.


ALPER’İN EN İYİ BEŞ OYUNU

1 Eski oyunlarını oynadım, saçma sapan Wii versiyonlarını bile oynadım. Konusu, Flash TV dizileri kıvamında olmasına rağmen yakından takip ettim. Fakat tüm bunlara rağmen Capcom bir türlü kendi ürününün değerini bilemedi. 7 ile bence güzel bir çıkış yaptılar fakat birçok hayranı bu RE değil diye eleştirdi ki bence konusu önemli olmasa bile RE serisi her zaman güzel TPS animasyonlarına sahip bir oyun olduğu için FPS olması beni de biraz üzmüştü ama keyifle oynadım. Her ne kadar ilk 3 saat sonra etkisini kaybetse bile güzel bir oyundu. Daha sonra Capcom ilk oyunu remastered olarak çıkarttı ve çok sattığına kendi şaşırdığı için teşekkür videosu yayınladı. Sanırım o oyunun çok satacağını Capcom dışında herkes biliyordu. Sonradan 0 geldi ki

Artık çoğu oyunun açık dünya olmasından sıkılmış biri olarak DMC5 ilaç gibi geldi. Salt bir aksiyon oyunu ve kendini açık dünya furyasına kaptırmadan nasıl odağı belli iyi bir oyun olunacağını herkese gösterdi. Ninja Theory tarafından yapılan DMC’ye gelen karışık tepkilerden sonra DMC serisinin geleceği belli değil gibi duruyordu ama Capcom artık eski serilerinin değerini bilmeye başladı ve RE’de yaptığı gibi DMC’yi de diriltti. Nero’yu çok sevmeyen biri olarak Dante ile de bol bol oynama fırsatı sundu. Oyunu aldığım gibi aksiyonunda dalıp neredeyse tek oturuşta bitirdim. Konusu çok önemli olmasa da artık iyice bir toparladılar da diyebilirim özellikle DMC4 ile ne anlatmaya çalıştıklarını kendileri bile unuttuktan sonra. DMC serisine özgü Dante’in saçma hareketleri ve bu aralar Platinum Games’in sıkça yaptığı aşırı saçma aksiyon hareketleri ile harmanlayarak hem seriye yeni girenler için hem de fanatikleri için harika bir oyun ortaya çıkarmışlar. Sanırım tek şikayetim o kadar Lady ve Trish gösterdikten sonra bari DLC olarak oynanabilir karakter olarak gelselerdi.

ben severim ama serinin bence kötü oyunlarından. Her neyse sonra 2 yenilenerek geldi ve ne yenilenmek! Yenileme dediğin -bana kalırsa- böyle olur. Hem ana oyuna sadık ki açıkçası ben tam olarak hatırlamıyorum artık ama sonradan bakınca ne kadar sadık olduğunu gördüm. Hem de etkileyici. Her 2 karakter ile oynamak oldukça zevkliydi, detaylara önem vermeleri çok iyi bir grafik motoru ve harika animasyonlar. Ayrıca uzun süredir zombi görünce korktuğumuz ya da gerildiğimiz, zor duruma düştüğümüz RE oyunlarından.

Control’u nasıl anlatacağımı pek bilemiyorum. X-Files ve The Fringe dizileri ile Quantum Break birleşimi bir oyun diyebiliriz. Remedy hep en sevdiğim firmalardan bir tanesi olmuştur. Sırf o yüzden arayüz ve kullanımını hiç sevmesem bile Epic Games’den satın aldım. Evet biliyorum, Steam’e gelecek fakat Remedy sevgim bekleme oradan da alırsın dedi. Öncelikle çoğu Remedy oyunu gibi performans sorunlarına sahip bir oyun. En azından grafikleri kısmanız bir işe yarıyor bir Quantum Break faciası değil. Oynanışa gelirsek Remedy zaten kendini TPS konusunda yıllar önce kanıtlamış bir firma buna hiç şüphe yok. Bunun üstüne karakterimizin güçleri eklendiği zaman aksiyona doyacağınız anlar kaçınılmaz oluyor. Düşmanı sizin tarafınıza çekme, patlatma, kalkan oluşturma, çevredekileri atma güçleriniz sahip olduğunuz yeteneklerin birkaçı. Konu olarak ‘neler oluyor’ diyerek oynayacağınız bir oyun fakat sizi sonuna kadar çekiyor çünkü artık açıklansın istiyorsunuz. Dizi olsaydı büyük ihtimalle her yerde teori videoları uçuşuyor olurdu.

2 3


MİNİK DOSYA

4

Star Wars’ı seven biriyimdir ama benim için büyük bir anlamı yoktur. Çocukluğumdan kalma bir hatıra gibi görüyorum. O yüzden son zamanlarda yeni filmleri üzerine yapılan tartışmalar beni pek alakadar etmiyordu. Aynı şekilde Jedi Fallen Order’ın tanıtım videoları ve fragmanları hiç ilgimi çekmemişti. Sonuçta EA yapıyor diye düşünüyordum. EA, online oyunlarda iyi bir çıkış yakaladı özellikle son gelen güncellemeler ile ama tek kişilik hikaye odaklı oyunlar konusunda uzun süredir sıkıntılı. Tek umudum oyunu bence harika bir seri olan Titanfall oyunlarını yapan Respawn’ın yapıyor olmasıydı. Tabi bu ekibin zamanında herkesin sevdiği COD’ları da yaptığını unutmayalım. Oyun çıktıktan sonra puanlarını görünce oldukça şaşırdım. Tabi bizi Avrupa ülkesi olarak görüp ona göre fiyatlandıran EA sağ olsun fiyatı oldukça yüksekti. Bir de bunların üstüne evimde olmadığım için 7 yıllık notebook’um ile oynamam oldukça zordu. Fakat Origin Premier alarak oynamaya başladım. Her ne kadar 25 FPS ile oynasam bile keyif aldım ve şansıma yeni notebook almam ile oyuna başlamam aynı zamana denk geldi ve yeni notebook’umu alınca direk yumuldum. Öncelikle çok iyi

bir görsellik sunmasına rağmen gayet iyi çalışıyor ve EA deyince aklınıza gelen DLC saçmalıklarını unutun. Tabi Deluxe paket alanlara özel kıyafetler veriyor ama bunlar çok önemli değil. Star Wars evrenine de saygısını gösteriyor. Force Unleashed serisi gibi daha önce hiç görmediğimiz bir force gücü ile uzay gemilerini yok eden Darth Vader’i yenen bir karakter düşünmeyin. Gayet bildiğimiz evrene hiçbir şeyi bozmadan kendini ekliyor. Dark Souls gibi bir tecrübe sistemi sunmasına pek gerek var mıydı bilmiyorum ama dövüş sisteminin bol keseden force ve ağırlığı olmayan ışın kılıçları ile öyle akılsızca salladığımız ya da düşmanlara dalmadığımız bir sisteme oturtmuş olmalarını da oldukça dengeli buldum. Tabi bir Jedi Knight değil ama sanırım başka bir firma yapmış olsa eski God of War oyunları gibi bin kişiyi tek darbe ile kesiyor olurduk.

5 Bu biraz hile gibi sayılabilir çünkü aslında PC’ye bu sene geldi ve şu an sadece Reach oynanabilir durumda fakat benim için PC’de Halo’nun tüm oyunlarını görmek kadar şaşırtıcı bir durum yoktu 2019 içinde. İlk Xbox’a geldiği zaman Phil Spencer’a sürekli PC’de Halo oynadığı için takılan sunucular vardı. O da sürekli evet PC’de oynuyorum ama o geliştirme versiyonu diyordu. Bende açıkçası pek ihtimal vermiyordum ve Halo 5 dışında şu an hepsi PC’ye geliyor. Ülkemizde uygun bir fiyata satılması hepsinin online versiyonları açık olması da cabası. Halo’nun online kısmı bana hep konsol tarafında başarılı olur ama PC’de tutmaz gibi geliyordu fakat Steam sayılarına bakarsak en çok oynanan oyunlardan bir tanesi. Üstelik Xbox’a çıktığı zaman oldukça sorunluydu fakat şu an için öyle bir durum da yok. Kesinlikle öneririm.


ARAMIZA KATILMAK İSTER MİSİNİZ?

İnceleme yazılarınızı öz geçmişinizle birlikte ik@oyuncularindunyasi.com.tr adresine gönderinizseniz size geri dönüş yapabiliriz.


KÜNYE IMPRESSUM YAPIMCI PRODUCER SIE BEND STUDIO YAYINCI DISTRIBUTOR SONY INTERACTIVE ENTERTAINMENT TÜR TYPE AKSİYON/KORKU ACTION/HORROR WEB DAYS GONE

36 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


PS4 İNCELEME - PS4 REVIEW PS4

DAYS GONE AKHAN AKPINAR

Çok büyük beklentileriniz olan (mesela Cyberpunk 2077 gibi) bir de ilginizi çeken ancak olumsuz yorumlar yüzünden elinizin kolay kolay gitmediği oyunlar vardır. Days Gone, benim için ikinci kategorideki oyunlardan biriydi. Tema olarak özgün değildi belki, Dying Light’a bayılmış olan bünyem için Sony etiketiyle gelmesi ve tek kişilik olması gayet yeterli sebeplerdi. İzledikçe hoşuma gidiyor, zombi sürülerini merak ediyor ama yorumları gördükçe korkuyordum. Neyse ki, oyunu bitirdiğim zaman “İyi ki oynamışım” diyebildim. Zombi dediğin şey, yaşayan ölüdür. DG’da ise ölüler dirilmiyor; sebebini daha sonra öğreneceğimiz bir dizi olay neticesinde insanlar ve hayvanlar, kaçıklara (freak) dönüşüyorlar. Tamamen biyolojik. Hızla yayılan felaket, tüm dünyayı etkiliyor ve nur topu gibi bir post-apokaliptik ortamımız oluşuyor. Amacımız ise artık hayatta kalmak, dostlarını yalnız bırakmamak ve kayıplara rağmen vazgeçmemek. Buna rağmen bazı zamanlarda çılgın bir dünyaya düştüğümüzü düşüneceğiz ve bazen umudun ne olduğu unutacağız ama asla unutmamamız gereken bir şeyin bir şeyler sakladığını yakın bir zamanda göreceğiz. O zamana kadar ise zombilerin dünyası bizim tek düşmanımız olmayacaktır. Sadece onların basit bir düşman olduğunu ama zorladığını anlayacağız. > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 37


Ana karakterimiz Deacon St. John, DG’ı oynatan en büyük etkenlerden birisi. Kankası Boozer (bolca bromance) ile post-apokaliptik ortamların yılmaz motorcusu. Eski bir asker. Silahlara ve kaosa aşinalığı oradan kaynaklanıyor. Ayrıca Mongrels MC (motosiklet kulübü) üyesi. Deek’in (oyunda herkes öyle diyor) hikayesinden bir an olsun sıkılmadım. Esas oğlan ve ana hikaye açısından sürükleyici bir oyun DG. Deek, tehlikeden korkmayan bir karakter. Oyunun başında eşiyle ayrı düşüyor. Daha sonrasında eşinin gittiği mülteci kampının istilaya uğradığını, sağ kalan olmadığını öğreniyor ve bu yüzden biraz Martin Riggs kafasında takılıyor. Mülteci kampına sembolik bir mezar kazmış, sürekli de burayı ziyaret ediyor. Oyunu çok rahatlıkla giriş - gelişme ve sonuç bölümlerine ayırabilirim. Giriş bölümünde Deek’in karısının akıbeti ve Boozer’ın Rip’çiler tarafından yaralanan kolunun peşinde koşturuyoruz. Bu bölüm, tahmin edebileceğiniz üzere oyuna alışmanızı sağlıyor. Gelişme ve sonuç bölümlerine elbette değinmeyeceğim çünkü oyundan alacağınız hazı azaltmak istemem, ama hikaye bambaşka yönlere gidiyor, öyle diyeyim. Days Gone dünyasında yalnızca güçlüler ayakta kalmış, zor kararlar verebilenler kurtulmuş. Boozer dışında Iron Mike, Rikki, Kouri gibi karakterlerin hepsi ayrı ayrı hikayelere ve bakış açılarına sahip. Bu karakterleri, beraber motorla seyahat ederken, göreve giderken veya onlarla yaptığımız telsiz konuşmaları sırasında tanıma fırsatı buluyoruz. Bunların dışında başka bolca iyi veya kötü

38 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

yan karakter var ancak en kayda değer gördüğüm bu üç kişi. Karakterler en ufak şeye bile anlam yüklüyor ve aslında yüklemek zorunda. Herkes, geçmişle tek bağlarına sonuna kadar sahip çıkıyor. Indiana Jones’un şapkası neyse, Deek için de motorcu ceketi ve yüzükleri de aynı şekilde vazgeçilmez durumda. MOTOR HAYATTIR Deek’in motor tutkusu, DG’ın açık dünyasında hayatını kurtarıyor resmen. Etraf, kaçıklarla ve kaçık sürüleriyle dolu. Bir de farklı düşman toplulukları var. Bu yüzden motorunuz adeta eliniz, ayağınız. Açık dünyada bol bol motor süreceksiniz. Yayan gitmek pek mantıklı değil yoksa bir kaçığın akşam yemeği olabilirsiniz. Yanlış anlaşılmasın, zombileri öldürmekte bir zorluk yok ama envanteriniz de sınırsız değil. Oyunun ortalarına doğru motorunuza eklediğiniz heybe ile yedek cephane de stoklar hale geliyorsunuz. O halde ne yapıyoruz? Motorumuza gözümüz gibi bakıp nereye gideceksek onunla gidiyoruz. Tamirini, yakıtını ihmal etmiyoruz. Haritada da görebileceğiniz benzin istasyonları ya da çevrede bulabileceğiniz benzin bidonlarına dikkat ediyoruz. Akıllı olun, hayatta kalın... Sürüş mekanikleri motor hissini veriyor. Bu yüzden motorunuzla kurduğunuz bu bağ, sizi bezdirmiyor. Hani grafikler de hazır enfesken, Forza Horizon 3 tarzı okyanus manzaralı bir haritada motorsiklet kullanasınız geliyor. Yalnız “Sürüş şöyle iyi, böyle şukela” dedim de hayatımda motora binmişliğim yok ama seversiniz kesin :)) Birçok açık dünya


oyunundan başarılı olduğunu bilin isterim. Keşke yapımcılar şöyle Supernatural tadında, yolculuğa uygun bir soundtrack ekleseymiş. Tabii o zaman “üvee” diye yaklaşan zombiyi duyamama ihtimali de olurdu. O ayrı konu. Oyunların en albenili özelliklerinden biri de bir şeyleri geliştirmek. Seviyoruz, yapacak bir şey yok. Motorumuz da bu özelliği gayet iyi kullanıyor. İki tekerlekli oyuncağımızın farklı farklı parçalarını değiştirerek hem görsellik, hem de performans anlamında farklılık yaratıyoruz hatta nitro bile takıyoruz. Bazı parçalar daha erken gelebilirmiş yalnız. Bir de bolca boya seçeneği var. Başka oyunlardan da sürpriz motor parçaları ya da boya seçenekleri dahil edilmiş. Keyifli. Farklı tipte motorlar yok. Tek bir motoru geliştiriyoruz. Ben bir eksi olarak görmesem de motosiklet hastaları kesinlikle çeşitliliği tercih ederlerdi. Hazır özelleştirme demişken, Deek’in kıyafetini, saçını vs. değiştiremiyoruz. Bunu da eksiklik olarak görmedim ama bazı oyuncular, haklı olarak, “Keşke” demişler. GÖREVLER GÖRÜYORUM... TEKRAR EDEN GÖREVLER... Deek’in macerası, başından sonuna kadar merak ettiriyor, eğlendiriyor, üzüyor ve heyecanlandırıyor. En başta yalnızca Boozer’ı tedavi edip kuzeye sürmek gibi son derece bireysel bir amaç varken, daha sonra eşimiz Sarah’ın akıbeti ve diğer kampların ihtiyaçları da karşımıza çıktıkça sırtımızdaki yük artıyor. Deek’in tüm amacı ve acısı aslında Sarah. Öyle tüm dünyayı kurtardığınız büyük ölçekte olaylar yok. Daha çok hayatta kalma temasının ön planda tutulduğu, daha kişisel bir ana hikaye var. Olabildiğince

farklı amaçların peşinde koşuyoruz. Kampa enerji sağlamak, zombi sürülerine çözüm aramak, sağlık malzemeleri bulmak veya koca bir barajı patlatmak gibi değişik işler yapıyoruz. Önemli görevlerde tempo yüksek kalıyor. Yapımcıların, ana hikaye için çeşitlilik sunma yönünde iyi niyetli davrandığını söyleyebilirim. Daha iyi olabilir miydi? Olurdu elbette. Yer yer klişe ve tahmin edilebilir olaylar yok değil. Özellikle aşağıda bahsedeceğim NERO görevlerinde daha fazla çeşitlilik sunulabilirdi. Bir de bazı görevlerde yol tepip 2 kelam duyuyorsunuz ve görev bitiyor. Sebep neydi? Bilmiyorum. Hızlı seyahat var neyse ki. Asıl bomba yan görevler. Tekrar konusu, yan görevlerde yarınlar yokmuş gibi suratımıza suratımızı vuruyor. Sürekli kamp temizliyor, birini kurtarıyor ya da öldürüyoruz. “Kıyamet sonrasında surf yapıp poker mi oynayacağız?” demeyin. Çok farklı hikayeler yazılabilirmiş. Hadi diyelim ki, görev yapıları tekrar ediyor. Hacım direkt isim değiştirerek görev mi verilir? “John, kampa ateş edip kaçtı, birini yaraladı, git O’nu öldür”. Daha sonra John oluyor James. Görev aynı, yapılan eylem aynı. Bu nasıl fetiştir ki, herkes kampa ateş eder kaçıyor? Nasıl manyaksınız abi siz? Bir de bunun kamptan bir şey çalıp kaçanları var, pusu kuranları var. Var ki var. Ölümüne tekrar. Hayır, zaten 100 tane yan görev yok. Toplasan 10-15 tane bu şekilde içerik bulunuyor. Neden özgün senaryolar olmaz ki? Senaryo boyunca farklı gruplarla etkileşime giriyorsunuz. 4 adet dost kamp + Boozer ile sığınak olarak kullandığımız bir kule bulunuyor. Kampların hepsinin kendine has hikayesi, ihtiyacı var. Her bir kampta tüccar ve tamirci bulunu- > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 39


ZOMBİMİZİ TANIYALIM ÜŞÜŞKEN: Yetişkin insanlardan oluşan kaçıklar. Standart zombi diyebiliriz. SOLGUN: Renkleri albinoya kaçan ve üşüşkenlere göre daha kuvvetli olanlar. YARMA: Kodumu oturtan, kocaman zombiler. Çok zorlayıcı değil ve bullet sponge olduklarından dolayı da çok bulaşmamayı tercih ettim. Sürekli kaç ve ateş et bir yere kadar sıkıyor. KOŞUCU: Lanet olasıca koşucular, oyunun ortalarından sonra karşınıza çıkıyorlar ve aşırı hızlılar. Saçları var ve aşırı sevimsizler. Eski rock yıldızlarından Billy Idol’a benzettim. VELET: Çocuk kaçıklar. Ciyaklayıp sırtınıza atlıyorlar ve bina tepelerinde ya da duvarlarda takılıyorlar. ÇIĞIRTKAN: Left 4 Dead - Witch diyeyim siz anlayın. Witch kadar korkutucu ve zor değil ama benzer özelliklere sahip. Yakınınızdaysa çığlık atıp görüşünüzü bozuyor hatta motorunuzdan düşüyorsunuz. Çığlıkla beraber üşüşkenleri başınıza topluyor. Sinir bozucu şarkı mırıldanması da cabası. AZGIN: Ayının kaçık hali. Bu da bullet sponge ve takdir edersiniz ki, bunu da öldürmek sıkıcı. CIRTLAK: Hastalık kapmış kargalar. Sağlam zarar veriyorlar ve ağaçlara yuva yapıyorlar. Hastalık sahası gibi düşünüp bu yuvaları yakabilirsiniz. ATILGAN: Hastalıklı kurt. Orada burada peşinize takılıp motorunuza bile yetişebiliyorlar. T-1000 tarafından tırla kovalanan John Connor gibi hissettiriyor.

40 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

> > yor. Bu kamplarda geçiminizi sağlayabilmek için hem seviyenizi hem de kamp kredinizi (her kamp için ayrı ayrı) arttırmanız gerekiyor. Yan görevler işte bu anlamda işe yarıyor. Bir de açık dünya görevleri var. Kamp seviyeniz arttıkça daha iyi ekipmanlara ve motor parçalarına erişim sağlıyorsunuz. Kamplarda para ile seviye arttırmanın bir diğer yolu ise kaçıklardan topladığınız ganimetleri (yani kulakları), bitkileri ve hayvan etlerini satmak. Bu bölgelerde ayrıca uyuyarak zaman geçirebiliyor veya satın aldığımız silahlar arasında geçiş yapabilmek için kasamızı kullanabiliyoruz. Düşmanlardan da bahsedelim. Başta Rip’çiler dediğimiz (Rest in Peace) deli tarikatı ile çok uğraşıyoruz. Bunlarla ilgili bolca ana hikaye görevi de var. Haydutlar ve anarşistlerin, Rip’çiler kadar numarası yok ama sık sık haşır neşir oluyoruz. Bir de işin NERO tarafı var. NERO, ABD’nin resmi bir kuruluşu ve afetlerde müdahale etme görevi var. Bir afetten çok daha fazlasıyla uğraştıkları için son derece temkinliler ve kaçıklar üzerinde araştırma yapıyorlar. Sizi de gördükleri yerde vuruyorlar. NERO askerlerine ise zarar veremiyorsunuz. Felaketin nasıl çıktığıyla, hastalığın yapısıyla ilgili birçok bilgiyi NERO ile ilgili içeriklerde ve her ne kadar yine tekrar etseler de görevlerde öğreniyoruz. BURALAR ESKİDEN DUTLUKTU O kadar atıp tuttuk, “Motorsuz bir hiçsin” demeye getirdik. Peki nasıl bu açık dünya? Neden bu kadar tehlikeli? Öncelikle çılgıncasına aktivite dolu bir açık dünya yok. Bu güzel ve doğal olanı zira


her yerde kaçıklar var. Kıyamet sonrası ortam iyi yansıtılmış. Keşfetmesi güzel bir harita var. Farklı temadaki yapılar ve bölgeler, oyuna renk katıyor. Kırsal bir bölgede olduğumuz için şehir yerine çok daha ufak kasabalar, çiftlikler arasında hayatta kalmaya çalışıyoruz. Bu bölgelerde toplanabilecek broşür, tarihi bilgi gibi içerikler de es geçilmemiş. Gothic serisinde ilk kez görüp çok beğendiğim, yakın tarihte ise Red Dead Redemption 2 ve Witcher 3’te tercih edilen “Environmental Storytelling” dediğimiz hikaye anlatım tekniği çok güzel kullanılmış. Ana hikaye ile ilgili olsun olmasın, bazı mekanlarda daha önce yaşanan olayları, orada gördüğümüz tek bir objeyle bile anlayabiliyoruz. Harita 3 ana bölgeden oluşuyor ve bu bölgeler arasında hikayenin gidişatına göre geçiş yapıyoruz. Bu 3 bölgede de farklı tipte açık dünya görevleri bulunuyor. HASTALIK SAHASI: Zombi yuvalarını yakıyoruz ve böylece o güzergah üzerinde hızlı seyahat engeli ortadan kalkıyor. PUSU KAMPI: İçerisinde sığınak bulunan düşman kampları. Temizledikten sonra sığınaktaki haritayı inceleyerek, o çevrede keşfedemediğimiz önemli bölgeleri öğreniyoruz. Ayrıca sığınakta kasamıza erişim sağlıyoruz, hızlı seyahat noktamız oluyor ve uyuyabiliyoruz. HAYDUT KAMPI: Meşhur tekrar deryası yan görevler olarak karşımıza çıkıyorlar. Dost kamplardaki ünümüzü ve paramızı biraz “boostlamak” amacıyla konulmuş görevler. Tüm kampı temizleyince görev bitiyor. NERO KONTROL NOKTASI: Genellikle bir tünel veya yol çıkışı gibi önemli noktalarda kurulmuş NERO karakolları

diyebiliriz. Terk edildiğinden ötürü elektrik yok ve biz de elektriği geri getirerek buradaki mobil birimlere erişim sağlıyoruz. Dikkat edin, direklerdeki ve prefabrik binalardaki hoparlörleri yok etmeyi unutmayın. Yoksa elektrik geldiği an ses sistemi çalışacak ve zombiler oraya üşüşecek. Kontrol noktalarının, pusu kampları gibi faydaları var ve ek olarak, Sağlık, Canlılık ve Odak özelliklerimizden birini geliştiren NERO serumlarından birini elde ediyoruz. NERO ARAŞTIRMA SAHASI: Genelde düşmüş bir helikopterin yanında bulduğumuz NERO birimleri. Çok zorlanmadan erişebiliyoruz ve bir adet seruma kavuşuyoruz. SÜRÜ: Aslında sürüleri taa en başından beri görüyoruz ve bolca da kaçınıyoruz. Kaçınmamak elde değil zaten; sayıları cidden ürkünç derecede fazla. Ancak sürü görevlerinin açılması, oyunun sonlarına doğru oluyor. Sürüleri öldürmek gergin bir iş ve eğlenceli ancak taktiğini çözünce zor değil. Yine de tek bir dikkatsiz anınızda işiniz bitiyor. Sürülerden keyif almak için işi zorlaştırmanızı tavsiye ederim. Yoksa LMG kullanarak 2-3 dakikada sürüyü eritmek elinizde. Açık dünyaların olmazsa olmazı olan materyal toplama işi doğal olarak oyunda bulunuyor. Binalardan, arabalardan, bitkilerden ve hayvanlardan bolca materyal ve ürün topluyoruz. Crafting? Daha aşağıda. Toplam puanda açık dünya beni nötr bıraktı. Evet, bir zombi felaketi yaşandı, üzerinden iki sene geçti. Ancak kamplarda önemli sayıda insan barınıyor ve birçoğunun da motosikleti var. Biz bu insanları dışarıda çok nadiren görüyoruz. Genelde > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 41


> > 40 yılda bir devriye atan düşmanlara denk geliyoruz. Onların dışında arada sırada “?” şeklinde tekrar eden olaylar önümüze çıkıyor. Bu olaylarda bazen birini kurtarıyoruz, bazen iz sürüp kaynaklara ulaşıyoruz bazen de zombilerle haydutlar arasında bir çatışmaya denk geliyoruz. İşte bunun dışında, bu kamplar dolusu insanı dışarıda daha çok görmek isterdim. Fallout serisi de kıyamet sonrasıdır ama dışarıda bir sürü dost klasmanındaki insanla karşılaşırız. DG’da bunun olmaması, küçük gibi gözükse de, sanki dışarıya bir tek bizim çıkabildiğimiz izlenimini sonuna kadar yaratıyor. Örneğin; zor bir anınızda hiç tahmin etmediğiniz bir dost desteği gelebilirdi. Kamplar dolusu motor süs diye durmamalıydı. Ya da takas/ticaret yapabileceğimiz kişilere denk gelseydik… Kısacası, açık dünyada zombi nüfusu dışında çok daha fazla insan olabilirmiş. Canlılık katarmış.

nuz, önemli eşyaları veya düşmanları daha rahat görüyorsunuz.

KİŞİSEL GELİŞİM

Yeter mi? Hayır. Bomba, molotof, mayın gibi zımbırtılar çok işe yarıyor. Dikkat dağıtıcı olarak kullandığımız ses ve flaş bombaları da cepte. Büyük yakın dövüş silahımız ile bombaları üretebiliyoruz. Bunun için etraftan topladığımız materyalleri kullanıyoruz. Herhangi bir tüccardan satın alma şansımız yok o yüzden toplayıcılık şart. Yeni tarifler keşfettikçe de etraftan toplayabileceğimiz şeylerin sayısı artıyor. Bu arada hurda resmen altın değerinde. Yakın dövüş silahlarının tamiri ve üretiminde kullanılmasının dışında motorunuzu tamir etmeye yarıyor ki, çok çok önemli. Aman hurdasız kalmayın ve kaputları sık sık kontrol edin. Polis arabaları ise en verimli loot noktalarından biri. Hem mermi hem de hurda barındırıyorlar.

Rol yapma öğesi iliştirilmeyen bir açık dünya oyunu kalmadı diye düşünüyorum. Deek’in de 3 ana dalda yeteneklerini geliştiriyoruz. Yakın dövüş, ateşli silahlar ve sağ kalma alanlarında 15’er farklı yetenek ile karakterimizi güçlendiriyoruz. Bu yeteneklerden bazıları eh işte olsa da oynanışı ciddi anlamda etkileyen yetenekler de var. Mesela yukarıda da bahsettiğim Odak, ateş ederken zamanı yavaşlatan çok faydalı bir yetenek. Ya da duvarların arkasındaki düşmanlarınızı görebilmek, özellikle gizlilik gerektiren durumlarda hayat kurtarıyor. Hemen her oyunda yer alan “vision” olayı DG için de Hayatta Kalma Görüşü adıyla geçiyor. Tuşa basıyorsu-

42 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

Yetenek ağacı konusunda bir de motosiklet için ayrı bir dal olsaydı keşke diyorum. O kadar önemli bir oyun dinamiği, bence, ayrı bir yetenek sistemini hak ediyordu. GİZLEN, ATEŞ ET, BOMBA AT DG, çatışma konusunda bonkör bir oyun. Karşılaştığımız zombi sayısı malumunuz. Eh insanoğlu da felaket olunca insanlığını unutan bir tür. Hal böyleyken, savaşacak bolca alternatif silaha ihtiyaç var. Silah sayısı fena değil. Her türden silah bulunuyor. İlerledikçe de oyun sürekli yeni silahları önümüze atıyor. Aynı anda Ana, Yan ve Özel silah olmak üzere üç silah taşıyabiliyoruz. Bıçağımız ile ek olarak bir tane daha büyük yakın dövüş silahımız mevcut.


Silahlara susturucu takabiliyoruz. Tüccarlardan satın alıyoruz ya da araba kaputlarının bazılarında bulabiliyoruz. Gizlilik, oyunda önemli yer tutuyor çünkü kalabalık kaçık ya da insanlara karşı etrafa tuzaklar kurmak, sessizce düşman sayısını azaltmak elzem. Gizlilik mekanikleri fena değil. Gizlice öldürebiliyorsunuz. Düşmanın dikkatini dağıtıp baktığı yönü değiştirmenize imkan tanınıyor ya da çalılara saklanabiliyorsunuz. Deacon bu arada bir Corvo ya da Sam Fisher değil. O yüzden süpersonik gizlilik mekanikleri yok ve bu gayet normal. Aynı şey yakın dövüş için de geçerli. Yakın mücadelelerde yeterli sayıda hareket kabiliyetiniz var. Kratos gibi düşünmeyin yani. Yukarıda saydıklarım cepte dursun. Savaş sistemini baltalayan iki ana konu var. Birincisi silahlarla ilgili. Silahları modifiye edemiyoruz ve özellikle ses açısından farkları yok. İlla askere gitmenize ya da silah kullanmış olmanız gerekmiyor; bu işi iyi yapan oyunları oynadıysanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Silah modifikasyonları yalnızca şarjör geliştirmeyle ilgili. Onlara da son derece geç kavuşuyoruz. Farklı modifikasyonlar olsaydı çatışma keyfi ikiye katlanabilirdi. Oyun tarzına uygun değişiklikler yapabilirdik ve tekrar oynanabilirliği arttırırdı. Tekrar oynanabilirlik dememin sebebi şu: En son 1.6 yamasıyla açık dünya görevlerini sıfırlama imkanı geldi. Zaten daha önceden NG+ vardı. Bu gibi tekrar edilebilen işlerde güzel giderdi. Ya da bu yamalar hiç gelmemiş olsun, fark etmiyor. Bir eksiklik. İkincisi ise yapay zeka. Yapay zekaya aptal ya da zeki diyemiyorum çünkü ortası yok. Direkt siyah ya da beyaz; sıfır

gri. Biri arkanızdan dolaşırken, öteki tek bir engeli aşamadığı için kaba etine kurşunu yiyor. Ya da siperdeki adam sizi > >

KISA KISA - Oyundaki tüm metinler Türkçe. Çeviri güzel. Ama altyazılarda çok sık senkron hatası vardı. 1-2 kere olsa göze batmazdı ancak rahatsız edecek sayıda karşılaştım. - Yapımcı Bend Studios’un ilk büyük çaplı oyunu diyebiliriz. Daha önce PS Vita için Uncharted: Golden Abyss ve Fight for Fortune ile Resistance Retribution oyunlarını yaptılar. Kült diyebileceğimiz Syphon Filter serisinin de yapımcısı olarak geçiyorlar ama o zamanlar bağımsız bir stüdyo idi ve ismi de 989 Studios olarak geçiyordu. Sony satın aldıktan sonra Sony Bend ismini aldı. - Trophy peşinde koşan biri olmamama rağmen kolaylıkla platin kupayı aldım. Önceden ne gerekiyor diye bakarsanız oyunun bitişiyle aynı anda alabilirsiniz. Eğer kaçırdığınız bir şey olursa 1.6 yamasıyla gelen görev sıfırlama özelliğini kullanın. Bunun için Pusu Kampı, Haydut Kampı, Sürü ve Hastalık Sahası görevlerinin her birini %100 olarak bitirmeniz gerekiyor. Daha sonra pause menüsünden sıfırlama işlemini gerçekleştirebilirsiniz. - Kaçık öldürmeye doyamadıysanız ve bir de Zor seviye sizi kesmediyse iki yeni zorluk derecesiyle New Game+ modu emrinize amade. Seviye anlamındaki tüm ilerlemeniz, NG+ moduna taşınıyor. - Deacon’ı, Star Wars: Force Unleashed serisinin Starkiller’ı olan Sam Witwer canlandırı>> yor. Ayrıca bu maddede karakter seslendirmelerinin başarılı olduğunu vurgulayalım.

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 43


> > bomba ile sizi sıkıştırmaya çalışırken, arkadaşı elinde sopa ile üzerinize koşuyor. Silah kullanımı kesinlikle keyifli. Hele bolca bina olan yerlerde çatışmalar çok daha eğlenceli geçiyor. Ama işte zevki çatır çatır baltalıyor bahsettiğim hatalar. Zor’da oynamama rağmen, adının hakkını veremedi zorluk derecesi.

Kaçıkların yapay zekası ise olması gerektiği gibi. Zombi neyse o. Elbette teknik anlamda saçmalama hakları var ama o kadar olsun. Sürülerde ise ciddi bir hata var. Eğer sürüyle arayı açıp, kuvvetle muhtemel motor ile, zombileri geride bırakırsanız belli bir mesafeden sonra sizi takip etmiyorlar. Geriye dönerken de usul usul, arkalarını dönerek gidiyorlar. O sırada ne kadar ateş ederseniz edin, çok yakınlaşmazsanız kurşunları tınlamadan ölüyorlar. Belli ki, sürünün belli bir mesafeden sonraki davranışları iyi belirlenmemiş. Üstünüze gelseler işiniz bitti. OREGON GÜZEL YERMİŞ Unreal Engine 4 sayesinde görselliğe doyuyoruz. Özellikle çalılar, ağaçlar ve ışıklandırma harika. Işığın sisli ormanda süzülmesi, ağaçlar arasından yavaş yavaş ilerleyen bir zombiyle birleşince gerçekten güçlü bir atmosfer oluşuyor. Gece - gündüz döngüsü olduğu için farklı ışık ortamlarında bambaşka manzaralara tanıklık ediyoruz. Sık sık yağmur yağıyor ve hatırı sayılır ölçüde de kar yağışına maruz kalıyoruz. Bu anlarda da görsel detaylara gösterilen özen çok başarılı. Yerler çamurlanıyor, cesetlerin ve karakterlerin üzeri karla kaplanıyor, motorumuz çamur sıçratıyor vs. Görsel anlamda minik minik detaylara doyu-

44 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


yoruz. RDR 2 kadar olmasa da, oyuna bu da gayet eğlendiriyor. Devrim yaraanlamda alkış gönderiyorum. tacak özellikleri olmamasına rağmen geleceği olan yeni bir IP. Özellikle araç Oyunun mümkün olduğunca gerçekçi bir kullanımını ve sahipliğini anlamlı hale görsel dili var. Renk paleti olsun, görsel getirmesi ise en iyi yaptığı işlerden tasarım olsun gerçek dünya düşünülerek biri. Genelde açık dünya oyunlarında tasarlanmış. Vahşet öğeleri de bolca elinizi sallasanız bir direksiyonu tutarbulunuyor. Düşmanları vurduğunuz yere sınız. Burada ise durum tam tersi. Açgöre parçalayabiliyor, etrafta uzuvların lık, susuzluk, yorgunluk gibi çok fazla uçuşmasını sağlaya biliyorsunuz. gördüğümüz için etkisini biraz yitiren oyun mekanikleri yerine, motorun bu Güzel grafiklerin ve ekranda aynı anda denli kritik noktaya oturtulması yaratıonlarca zombi görmenin bedelini maale- cı bir hamle olmuş. sef bazen ödeyebiliyoruz. Oyun, benim oynamaya başladığım tarihe kadar 1-2 Temayı seviyorsanız boşverin Metacritic kere performans yaması gördü. PS4 puanını. Piyasada onlarca çok oyunculu Pro’da problem yaratacak bir FPS düşü- hayatta kalma/zombi temalı oyun var. şü ile karşılaşmadım. Tüm oyun boyunca Tek kişilik, üstün görsellik sunan ve belli 2-3 kere de birkaç saniyeliğine oyun bir kaliteyi tutturabilmiş zombi temadondu ve yükleme işlemi gerçekleştirdi. lı oyun ise pek fazla yok. Bu anlamda Ama son bölümlere doğru gelen Sürü Days Gone markasını değerli buluyorum görevlerine kadar nadiren gördüğüm ve PS5’te neler sunabileceğini merak düşüşler, sürülerin de haritaya dahil ediyorum. Sony, stüdyoya destek verirse olmasıyla daha da arttı. Sürü ile araikinci oyun çok daha güçlü bir şekilde nızda 100-200 metre olsa hatta o yöne karşımıza çıkabilir. Deek’i seveceksiniz, bakmıyor olsanız dahi düşüşler yaşadım. zombilerden kaçacaksınız ve motorun Standart cihazlarda nasıldır bilemem. keyfini süreceksiniz. Daha ne? Optimizasyonun özellikle ilk çıkış tarihinde kötü olduğunu söylemek gerek. ✔ ETKİLENDİĞİMİZ Şimdi bile %100 çözüm getirilememiş. - Araç kullanımının bir anlamı olması. Fotoğraf Mod’unu ise beğendim. Her - Görsel olarak etkileyici. türlü ihtiyacı karşılıyor. Bu sayfalarda - Ana hikaye fena ilerlemiyor ve gördüğünüz tüm ekran görüntülerini Deek, Sony için yeni bir yüz olabilir. foto moduna borçluyum. - Zombi sürüleriyle ve genel olarak zombilerle uğraşmak nabzı yükseltiyor. SON KARAR Days Gone, bir başyapıt değil. Başyapıt olabilmesi için ihtiyacı olan ustaca dokunuşlardan bayağı uzak. Playstation’ın efsane oyunları kadar güçlü değil. Potansiyelinin bir kısmını kullanamıyor, ama işte kullandığı kadarıyla

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ

- Yan görevler tekrar konusunda son derece ısrarlı. - Yapay zekanın biraz aklı karışık. - Açık dünya ve silah çeşitliliği çok daha etkili kullanılabilirdi.

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 45


UYARI:

Bu yazıda oyun hikayesi ile ilgili tat kaçırıcı detaylar yer almaktadır.


Sizleri 2013 yılının en iyi oyunun incelemesiyle başbaşa bırakmaktan kıvanç duyuyorum. - Emre İnanlı Anlatmak ne kadar garip bir şey. Başından geçen bir olayı, edindiğin bir deneyimi, aklından geçen çılgın fantazi ve fikirleri hep başkalarına aktarma ihtiyacı hissedersin. İçinde tutamazsın bunu, nedenini bilmezsin ama yapmazsan çıldırırsın. Çıldırmak istemeyen insanlar da var olmuş ki aklındakileri MÖ 6. yüzyıldan beri tiyatro ile, MÖ 4. yüzyıldan beri yazı ile, 19. yüzyıldan beri sinema ile anlatmış ve son otuz yıldır da oyunlar aracılığı ile anlatmaya devam ediyor. E malum, konumuz oyunlar. Bu çiçeği burnunda anlatım türünde de yıllar geçtikçe daha iyi işler çıkmaya başladı. Harika hikayeler deneyimlemeye şans bulduk. Hatta biraz önce bahsettiğim hikaye anlatım türlerinin veremeyeceği duyguları bize yaşatan oyunlar oldu. Tarihlerimiz 14 Haziran 2013’e geldiğinde ise Naughty Dog stüdyolarında hikaye ve oyun ile gerçekleştirilmiş füzyon tepkimesinden ortaya çıkan enerji, Last of Us adıyla adeta gönüllerimize nüfus etti. Biliyorum, bir oyun editörü yazdığı incelemede ayağını nesnel zeminler üzerinde tutmalı ancak bu oyun özelinde birazdan meydana gelecek yer yer gök gürültülü sağanak ‘fanboy’ kimliğime şemsiye açmanızı rica ediyorum. Biraz daha ileri giderek şöyle ifade edeyim, hayatı boyunca video oyunları hobisi hayatının merkezinde yer almış biri olarak bu oyunu bir yayın platformunda inceleme şansı elde etmiş olmaktan kıvanç duyuyorum. Tamam. Çok da şey yapmadan devam edelim.

bir şekilde anlatabilmesi. Aslına bakarsanız anlattığı da ilk defa dinlediğimiz bir hikaye değil: Kıyamet sonrası hayatın kendisini acımasız yaptığı yaşlı bir adam (Joel), on dört yaşında küçük kız çocuğunu (Ellie) A noktasından B noktasına götürürken aralarındaki ilişki gelişir. Tamam, gergin bir durumun içerisindeki iki zıt karakterin birbirine zamanla ısınması sinopsis olarak fena durmuyor ancak hangimiz *Leon’u izlemedik ki? O zaman standart bir hikayeden nasıl bir başyapıt çıkartılır, Last of Us aracılığı ile inceleyelim. Öncelikle karakterlerimiz kaliteli yazılmış, motivasyonları inandırıcı. Hikaye ilerleyişi sırasında gerçekleştirdikleri her eylem, hissettikleri her duygu kabul edilebilir. Bu da bizi hikayenin içine daha çok çekiyor ve empati kurabilmemizi kolaylaştırıyor. Bunu hikayenin kışkırtıcı olayı dediğimiz, giriş kısmından sonra herşeyin başladığı anı yorumlayarak daha iyi kavrayabiliriz:

“Mantar hastalığının tüm dünyaya yayılmaya başladığı ilk gün öz kızını kaybetmiş ve yaşadığı acımasız dünyaya pragmatik bir bağ kurmuş Joel, insanlığın kurtuluşunun yeni umudu olarak hastalığa karşı bağışıklık geliştirmiş olan Ellie’yi, üzerinde inceleme yapılsın diye Amerika’nın öbür ucundaki Ateş Böcekleri Örgütü’nün karargahına götürme görevini kabul etmez. Çünkü bu görevin getirisi tehlikesini karşılamaz ve hatırlarını deşecek ölen kızı yaşlarındaki Ellie’yi yanında istememesi gayet tutarlıdır. Burada araya yeni hastalık kapmış ortağı Tess girer. Çünkü bir kaç saat sonra ölecek olan Tess’in kendisinden sonra insanlığın kurtulabilme ihtimali olması fikrine takdir edersiniz ki Joel’den daha sıcak bakması gayet doğaldır. Böylece son dileği olarak Joel’den bu kargonun yerine ulaşmasını ister.” Kızı götürmek istemeyen Joel’i ikna etmek için Tess’i ve ölümünü kullanmak gerçek- > >

YAZ Kabaca ifade edersek Last of Us’ın kancası -fark yaratan yanı- kaliteli bir hikayeyi çizgisel oyun dinamikleriyle oyunculara başarılı OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 47


cümleler kuran Joel’in, hikaye ilerledikçe ses tonu ve cümlelerindeki yumuşamayı hissedebiliyoruz.

> > ten harika bir fikir. Karaktere hikayenin başlaması için gerekli motivasyonun yaratılması adına inandırıcı bir çözüm. Bu kalite oyunun geri kalan kısmında da tıkır tıkır çalışıyor. Ben bir hikaye açığı görmedim. Yönettiğimiz oyun karakterlerinin yaşamadığı olayları da oyun içindeki mekan-içerik uyumlu mektup, günlük gibi metinlerde okuyabiliyoruz. Örneğin bir binaya giriyoruz ve içerde gizlenerek veya saldırarak alt etmemiz gereken hastalıklılar var. Oyunda aşmamız gereken zorluklardan biri. Ancak biraz ötede odanın birinde çekmecede bulduğumuz notta hastalıklıların başına gelen olayları okuyunca, bu aşılması gereken zorluklar, empati kurduğumuz birer mağdurlar haline geliyorlar. Öte yandan bize pusu kurmuş insan çetesini atlatmaya çalıştığımız bölümde bulduğumuz bir mektupta çetin ceviz çıkmış manyak bir kadından bahsediliyor. Belli ki bir kaç pusucununda canına kastetmiş. Biraz ilerlediğimizde bizi arayan pusucularında kendi aralarında kurdukları diyaloglarda bu kadından bahsettiğini duyuyoruz ve sonunda kadının başına ne geldiğini öğreniyoruz. Silah, teçhizat ve kaynaklar bulabileceğimiz bir odada okuduğumuz günlükte oğlunun intikamını almak için yemin etmiş bir anne, kanalizasyon bölümünde bulduğumuz notlardan okuduğumuz denizden teknesiyle gelip kendini buraya kitlemiş Ish ve yanına sonradan kabul ettiği bir grup insanın hikayeleri de cabası. Tüm bu mekana uyumlu metinleri geçtim, tek başına mekanlar bile bize bir şeyler anlatıyor. Duvardaki kurşunlar, hemen bu duvarın önünden başlayan ve bir yerlere giden kan izleri bile bize küçük anekdotlar veriyor. Her ne kadar çizgisel bir hikaye anlatısına sahip olsa da, Last of Us küçük seçimler yaparak kişisel oyuncu deneyimlerine sahip olmamıza müsade ediyor. Maskesi kırılmış ve moloz yığını altında kalmış, 48 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

zombileştirici mantar sporları ciğerine dolan biri için bir adet mermiyi çok görüp görmememiz bize kalmış örneğin. Oyunun harita yapısı da tutarlı, ilerde gideceğin gökdelenleri banliyö kısımlarında geçen yerlerde görebiliyorsun, geriye baktığında ise daha önce zaman geçirdiğin karantina bölgesini. Böylece dünya haritası kafanda oluşuyor. Sanki haritayı önce açık dünya hazırlamışlar da sonra çizgiselleştirmişler gibi hissettiriyor. Hikaye anlamında bir diğer tamamlayıcı unsur ise yanımızdaki karakterler ile girdiğimiz opsiyonel diyaloglar. Ellie’nin ıslık çalmaya çalışması, okuduğu çizgi romandan duruma göre alıntı yapması, bir reklam posterinden geçmişle ilgili sorular sorması, bulduğu şaka kitabımdan espriler okuması ve bu durumlara istersek verdiğimiz cevaplarla karakterlerin birbirine giderek bağlandığına şahit olmak keyif verici. Oyunda ilerledikçe ve karakterler birbirlerine ısındıkça bu diyaloglar artıyor, hatta bu durum ses tonlarına bile sirayet ediyor. İlk başta daha donuk, kısa ve net

Tüm bunları birleştirdiğimizde ise ne oluyor biliyor musunuz? Evren. Böylesine inandırıcı, tutarlı ve sağlam temeller üzerine oturtulmuş bir evren yaratmak kolay iş değil. Oyunun yaratıcı yönetmeni Neil Druckmann ve ekibini bu başarılarından dolayı ayakta alkışlıyorum. Hikaye anlatımını sündürebilecek ve duygu yoğunluğunu dağıtacak oynanış süresi uzunluğunu, yarattıkları başarılı oyun evreni ve ustaca işlenmiş hikaye temposu sayesinde sonuna gelindiğinde iz bırakan bir maceradan geçildiği, sahici bir yaşanmışlığın olduğu hissiyatını uyandıran bir silaha çevirebilmeyi başarmışlar. Kardeş ölür, abi intihar eder ve yaz biter. SONBAHAR Gelelim asıl meseleye, işin oyun kısmına. Burada ‘fanboy’ kimliğimin tadı bazı konularda tavizler vermek zorunda kalacağı için biraz kaçabilir. Kötü olduğundan değil,

Bu oyun olmasaydı son God of War da Artius olur muydu veya hemen bu oyun ardından çıkan Old Man Logan filmi hiç bu oyundan esinlendi mi?


Molotoflu düşmanları molotoflarını kullanmadan öldürürsen molotofu direk alabiliyorsun, kullandıktan sonra öldürürsen hammaddesini alıyorsun.

sadece sığ kalan yerleri mevcut. Onlardan da birazdan bahsedeceğim. Oyuna olan beklentimizi belirleyeceği için türünün ne olduğunu önden belirleyelim. Last of Us için hayatta kalma dinamiklerini temel almış aksiyon macera oyunu desek yanılmış olmayız sanırım. Oynanış kısmını daha kolay anlatabilmek adına üçe ayırıyorum: Uzun yürüyüşler yaptığımız ve karakterlerin birbiriyle etkileşime girdiği, birbirlerine yardım ederek küçük platform bulmacaları çözdüğü macera kısımları: Bu kısımda erişemeyeceğimiz yerlere Ellie’nin erişmesine yardımcı oluyoruz, merdiven veya kutular sayesinde yüksek yerlere tırmanıyoruz ya da platformlar arası boşlukları bunlarla dolduruyoruz, yüzme bilmeyen Ellie için bir tahta parçası bulup Ellie’yi su dolu yerlerden bunun üzerinde geçiriyoruz. Oyun bu konuda ufuk açıcı orjinal bulmacalara sahip değil açıkçası. Mantar hastalığına yakalanmış olan düşmanlarla çatıştığımız bölümler: Bu düşmanlarımızdan dört çeşit var. Birincisi koşucular. Hastalığın ilk evresindeki bu düşman tipi bizi gördüğünde veya duyduğunda üzerimize koşarak saldırmaya çalışıyor. Hastalığın ikinci evresindeki avcılar olarak adlandırdığımız düşman tipi ise koşucunun biraz daha vahşi hali. Bana sorarsanız bu iki düşman türünü hiç ayırt edemedim. Avcıları koşuculardan ayıran fark oyuncuya geçirilememiş. Ama takırdıyan dediğimiz üçüncü tür farkını hemen belli ediyor. Hastalığın kafatasını iyice ele geçirdiği bu evrede hasta kör oluyor ve sese karşı aşırı duyarlı oluyor. Yanımıza geldiği halde işimizi tek hamleyle bitiriyor. Elimizde bıçağımız varsa onu feda ederek kurtulma şansımız var tabi ama oyundaki kaynak cimriliğini düşününce şansımızın düşük olduğunu söyleyebilirim. En iyisi hiç yakalanmamak. Hastalığın son ve dördüncü evresi olan şişkinler ise ara ara boss

dövüşleri tadında karşımıza çıkıyorlar ve aşırı güçlüler. Tek dövüşme yöntemi en ağır silahlarla ateş etmek. Bu evrede hasta hala ölmediyse (sanırım iri ve dayanıklı insanlar oldukları için) tüm vücudu sporlarla kaplı oluyor ve üstündeki bu sporları bize fırlatabiliyor. Genel olarak hastalıklı düşman türlerinde sessiz bir şekilde ilerlemeyi öneriyor oyun mekanikleri bize. Ancak bunun için bize çok fazla imkan vermiyor. İlk iki düşman fazında arkadan yakalarsak düşmanlarımızı sessiz bir biçimde boğabiliyoruz. Üçüncü fazdaki düşmanı gene bıçağımızı feda ederek sessizce öldürebiliyoruz. Ayrıca bu düşmanları manipüle etmek için etrafta bulduğumuz şişe veya tuğlaları istediğimiz yere fırlatarak çıkardığı sesle oraya yönlendirebiliyoruz. Bu arada tuğla ve şişe arasında bir fark görmedim. Hadi şişeyi kaynak olarak molotof kokteyli yapmak için kullanabiliyoruz. Ancak gıcıklık olsun diye buraya küçük bir parantez açacağım. Tuğlayı şişeden ayıran bir numara yok. O zaman sadece şişe olsaydı. Belli ki çeşitlilik olsun diye konulmuş ama keşke onunda

kendine ait bir özelliği olsaydı. Örneğin dayanıklı olduğu için bir yere atınca şişe gibi kırılmasaydı. Hadi bu kadar küçük bir mevzuyu uzatmayıp, olur öyle diyelim. Bir de ileride alacağımız ok silahı ile düşmanlarımızı sessizce öldürme şansımız oluyor. Şimdi gelelim gizlilik ile ilgili en büyük ve oyunun atmosferini en çok baltalayan mevzuya. Oyundaki yapay zeka sadece bizim varlığımızı hissedebilecek şekilde programlanmış. Yanımızdaki karakterler her ne kadar dibimizden ayrılmasa da bazen sapıtıp ortalıkta gezinirken onları hiç kimse görmüyor. Hatta bazen düşmanların dibine bile girebiliyorlar. Tamam anlıyorum. Eminim yapımcılar zamanın ps3 donanımının yetersizliğinden kaynaklı yapay zeka hesaplamalarını yapamayacakları için bu durumdan feragat etmek zorunda kalmışlar. İçleri yana yana bunu önce kendileri kabul etmiş, sonra da oyuncuların kabul etmesini temenni etmişler belli ki. Ancak bu kadar hikaye gerçekçiliğinin temelleri üzerine oturmuş bir oyunda ben de bunu kabul edemem. Ben de içim yana yana oyunun atmosferini en çok baltalayan unsur olarak eksi haneye yazıyorum bu durumu. Demem o ki gizlilik mekanikleri olarak oyun bize sığ imkanlar sağlıyor ve mantık hataları barındırıyor. Oyunumuzda son olarak ise insanlarla çatıştığımız bölümler var: Bu düşman tipinde farklılığa gidilmemiş. Hepsi birbirine benziyor. Hatta öyle ki modelleri bile çoğunun aynı. Aynı kıyafeti giyen tek yumurta ikizi olmadıklarını hepimiz biliyoruz. Onu da ps3’ün donanım yetersizliğine verelim hadi. Sonuçta bu tarz bir oyunu çalıştırması bile harika bir durum. Çok nadir oldukları yerde takılıp kalsalar veya yanlış tarafa sipere girseler de insanların yapay zekası hastalıklılara göre daha > >

OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 49


Joel çok acımasız biri ve böylesine acımasız bir dünyada bu tarz bir karakteri yönetmek oyuncuyu güçlü hissettiriyor. Kötü bir karakter olmayı seçmesi hayatta kalmasını sağlamış. Tam bir ‘Survivor’. > > başarılı. Toplu halde çevremizi sararak taktiksel olarak saldırmaya çalışıyorlar. Hızlı düşünmeli ve stratejimizi doğru kullanmalıyız. İnsanlara karşı önce gizli ilerleyip sayılarını elimizden geldiğince azaltıp sonra çatışmaya girmek bize avantaj sağlamak adına önemli.

belirgin özelliğini çevrede bulduğumuz kaynağın sınırlı olmasında görüyoruz. Hayatta kalabilmek için her girdiğimiz mekanı yağmalamak zorunda kalıyoruz. Oyun bize çekmeceli bir masa gösterip önce iştahımızı kabartıyor, çekmeceleri açtığımız zaman gördüğümüz boşlukla ise hevesimizi kursağımızda bırakıyor. Bu konuda çok acımasız. Şunu söylemeliyim ki oyun dünyasını var Yağmalamaya çalıştığımız bu kaynaklar ile olup olmadığı tartışmasıyla ikiye bölen hangi eşyayı üreteceğimizi düşündürmesi vuruş hissi vallahi bu oyunda var. Gerek de cabası. Sağlık çantası mı üretsek, yoksa ateşli silahlarla gerek yakın dövüş silahlabir tıkırdayan için boşa gidecek, ancak rıyla düşmana vurmak aşırı tatmin ediyor. hayatımızı kurtaracak bıçak mı üretsek er meydanında yumruk yumruğa girilen bunun kararını vermek oldukça zor olabimücadelelerin ise pahası biçilemez. Düşliyor. Oyunda üretebileceğimiz bu tarz altı mana verdiğimiz hasarın geri bildirimini bu adet eşya var. Sağlık çantası, kırılgan bıçak, kadar güzel veren çok az oyun vardır. Çoğu çivili yakın dövüş sopası, molotof kokteyli, zaman silahı bırakıp düşmana çıplak elle çivili bomba ve sis bombası. Bunları üretdalma isteği uyandırıyor. mek için çevreden kesici alet, sargı bezi, paçavra, alkol, patlayıcı madde veya şeker Ellie’nin bu çatışmalara sağladığı katkı ise bulmak zorundayız. Her üretilecek eşyanın yadsınamaz. Gerektiğinde arkamızdan harcadığı kaynak materyal kendine özel. birinin geldiği konusunda uyarı yapıyor, Bomba için patlayıcı madde ve kesici alet bizi yakalayıp etkisiz bırakanlara bir şeyler lazımken sağlık çantası için sargı ve alkol fırlatıyor veya düşmana arkasından bıçağı- ihtiyacımız oluyor. Öte yandan çevrede nı saplayarak bize destek veriyor. Kendisi bulduğumuz ilaç benzeri maddelerle sürekli hayatını kurtarmamız gereken sinir karakterimize silah sallanmasını azaltma, bozucu yancılardan değil, aksine çoğu çakının kullanım ömrünü uzatma gibi kalıcı zaman hayatımızı kurtarmakta. Keşke Elözellikler ekleyebiliyoruz. Ancak bu özellie’yi yalnızca dövüş sırasında değil, başka likleri seçerken dikkatli olmamızda yarar zamanlarda da kullanabilseydik. Mesela var. Çünkü tek bir oyun süresi boyunca bu biz etrafı yağmalamak için gezinirken Ellie özelliklerin hepsini açamayacağız. Kendi de bir şeyler ile ilgileniyor, ayakkabısını oyun stilimize en uygun olanlarını açmak bağlıyor, masanın üzerine oturuyor, duvara faydamıza olacaktır. yaslanıyor, etrafı araştırıyor, çevrede ilgi çekici birşey varsa ona bakıyor. Bunlar Oyunda yer alan silah yelpazesi ise gayet güzel detaylar. Ancak keşke yağmalanacak zengin. Altıpatlarından, pompalısına, pibir yer görünce haber verseydi veya bize yade tüfeğinden alev makinesine kadar on getirseydi (BioShock Infinite - Elizabeth). çeşit ateşli silahımız oyunda mevcut. AyrıEllie’den bahsetmişken şunu da belirteyim. Hikayenin bir yerinde Ellie’yi yönetiyoruz. Bu bölümde insanlarla birebir yakın dövüş mücadelesine fiziksel güçsüzlüğümüzden kaynaklı giremiyoruz ancak Ellie’nin kendisini Joel’den avantajlı duruma soktuğu pratik bir çözümü var. Gerçek bir bıçak. Evet. Bunu görünce neden Joel’in hayatta kalma dinamiklerini gerçekleştirmek adına sürekli kesici aletlerden yaptığı kırılgan bıçaklarla uğraştığını anlamak zor oluyor tabi. Yaralı Joel attan düşer ve sonbahar biter. KIŞ Oyunun hayatta kalma dinamiklerini temel aldığından bahsetmiştim. Bunun en 50 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI

ca her biri kendi dayanıklılık seviyesine sahip demir boru, pala, balta ve beyzbol sopası gibi kullandıkça kırılan yakın dövüş silahları da var. Defaatle belirttiğim gibi bu bir hayatta kalma oyunu olduğundan mermilerimizin az olacağını, yakın dövüş silahlarımızın ise iki düşman sonra parçalanacağını tahmin etmek zor olmayacaktır. Çevreden topladığımız hurda eşyaları ile oyunun bazı bölümlerinde karşımıza çıkan alet masalarında silahlarımızı geliştirebiliyoruz. Aman dikkat, hangi silahımızı geliştireceğimiz sorunsalı karakter gelişiminde olduğu gibi burada da mevcut. Toplayacağımız hurdalar hepsi için yeterli olmayacaktır. Kıyamet sonrası dünyanın kaynak sorunu, oyunun hayatta kalma mekaniklerine sorunsuz bir şekilde sirayet etmiş. Ellie David i öldürür ve kış biter. İLKBAHAR Oyunun hem PS3’de yer alan vanilla versiyonunu hem de PS4 Pro’da ‘remastered’ edilmiş versiyonunu oynadım. PS4 için diyecek bir şey yok. Yapması gerekeni yapıyor ve rafine edilmiş yüksek dokuya sahip grafikleri herhangi bir performans sorunu yaratmadan yağ gibi gösteriyor. Ancak orjinal PS3 versiyonu için özel bir övgüyü hak


ediyor Naughty Dog. Zamanına göre böylesi güzel grafikleri bu teknik imkanları sınırlı cihazda çalıştırabilmek için mucize gerçekleştirmek falan gerekirdi sanırım. PS3’ün son oyunu olması sebebiyle bu nesil boyunca edinilen bütün teknik birikim bu oyuna aktarılmış belli ki. 2013 yılı için harika bir iş çıkarılmış diyebilirim.

gelen içimdeki coşku tam sakinleşmişti ki bu sefer de seslendirme sanatçılarının çıkardığı muazzam performansla kendim geçesim geldi. Gene ne yaparsam yapayım yeterince hakkını teslim edemeyeceğim performanslar. Bırakalım oyun dünyasını, film dünyasında bile bu kadar kaliteli işçiliğe denk gelemezsiniz. En yüksek tonlaSonunda o ana geldik. Oyunun müzikleri. madan en küçük nidalara kadar her şey Oyunun ruhunu zaptetmiş, oynanış süresi muazzam. Troy Baker, Ashley Johnson, Noboyunca oyunla girdiğimiz her reaksiyonda lan North ve nice muhteşem oyuncunun katalizör görevi gören o her biri eşsiz eser- performanslarıyla oyunculuk/seslendirme ler. Duyduğuma göre geliştirici ekip oyun konusunda da Last of Us zirve noktasında. yapımı sırasında veya öncesinde bestelenen eserleri dinleyerek oyunu geliştirmişJoel Ellie’ye yemin eder, Ellie yaşar ve oyun biter. ler. Yani diyebiliriz ki oyunun geliştirmesi sırasında kullanılan en ufak kod bloğunda SON bile müziklerine ait küçük ruh parçacıkları var. Bu eşsiz eserlerin yaratıcısı Gustavo Yani diyeceğim odur ki video oyun dünSantaolalla’nın her yerinden öpüyorum. yasında şu ana kadar karşımıza çıkan en Kendisini Motosiklet Günlüğü adlı filmin özel işlerden biri Last of Us. Belli ki herkes müzikleriyle gözyaşlarımla oynadığında inanmış bu projeye. Stüdyoda paspas atan tanımıştım. Ayrıca Babil ve Brokeback temizlik işçisinin bile yerleri ne kadar güdağı filmlerinin müzikleriyle de Oscar’ı zel sildiğini tahmin edebiliyorum. Evet bir kapmıştır kendisi. Yani böyle bir sanatçıoyun için tek kusurun oynanış dinamiknın vereceği ilham ile de ancak böylesine lerinde olması kötü bir şey ancak geri şahane bir oyun çıkarılırdı. Yani ne dersem kalan her şeyi kusursuz yapması oynanışı diyeyim oyunun müziklerini yeterince övemeyeceğim. Oynamasanız da müziklerini dinlemenizi tavsiye ediyorum. Oyundaki silah sesleri tok, yağmur sesleri rahatlatıcı, demir gıcırdıma sesleri sinir bozucu, takırdayan sesleri ise gerici. Her şey olması gerektiği gibi. Ayrıca küçük ama çok hoşuma giden bir detay vereyim. Oyunlarda ilerlerken sürekli arka planda çalan kısık sesli fon müziği olur ya. İşte bir bölümde fon müziği çalarken yerde bulduğum, evladı askerler tarafından öldürülmüş annenin direnişe katılmasını ve intikam yemini etmesini anlatan bir mektubu okurken bir anda değişip dramatikleşti. Mektubu kapatınca geri eski halini aldı. Annenin acısını bize geçirebilmek için yapılmış çok tatlı bir detaydı.

da yukarı çekiyor. Bir kez bitirdiğinizde ağzınızda bırakacağı lezzet, eminin sizi tekrar çağıracaktır. Tekrar tekrar izleten sinema filmleri gibi bu oyunu da hayatınız da mutlaka tekrar oynamak isteyeceksinizdir diye tahmin ediyorum. Ben üç kere bitirdim. Bildiğim gördüğüm şeyleri de size anlatmaya çalıştım. Sahi ben bunları size neden anlattım? Haa… Evet… Anlatmazsam çıldırırdım herhalde :) Keyifli oyunlar…

✔ ETKİLENDİĞİMİZ - Muhteşem hikaye, müzikler, seslendirmeler ve vuruş hissi - Kaliteli hayatta kalma dinamikleri

✖ ETKİLENMEDİĞİMİZ - Yanımızdaki karakterlerin düşman tarafından görülmemesi - Gizlilik mekanikleri sığ - Yapay zeka bazen aksıyor

KÜNYE YAPIMCI EA REDWOOD SHORES DAĞITIMCI EA PLATFORMLAR PC, XBOX360, PS3 TÜR GERİLİM AKSİYON WEB SİTESİ DEAD SPACE

Bak şimdi… Müziklerini överken meydana OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 51


akhan.akpinar@oyuncularindunyasi.com.tr

KÖŞE YAZISI

DALDAN DALA FUTBOL AKHAN AKPINAR

Başlığın, bol gürültülü tırt spor programı gibi durmasına bakmayın. Bu aralar yaşadığım durumu tam olarak anlattığı için kendimi kuş gibi betimledim. Malum, pek fazla futbol oyunu alternatifimiz yok. Ben de mecburen aralarında mekik dokuyorum. Kariyer modlarına her sene 800-900 saat harcayınca bu konuda hafiften takıntılı oluyorsunuz.

Ama yok hacım, burada başka bir şey var. Başka bir büyü. Eğer tepemde Sims tadında bir eğlence barı varsa eminim bu bar o dönemlerde daha fazla doluydu.

Yanlış anlaşılmasın, modern Pes ve Fifa’da gayet eğlendiriyor. Ama birinin eksik olduğu yerde öteki güçlü olunca insan ister istemez kendini birinden birine atlarken buluyor. Futbol oyunlarıyla olan alakam, tam anlaHele kariyer modu dışında başka bir şey mıyla Kick-Off ile başlayıp Sensible Soccer ile ilginizi çekmiyorsa durum daha da vahim. arşa çıktı ve şimdi de Pes - Fifa - Pes şeklinde EA’in Ultimate Team merakı yüzünden son devam ediyor. Sensible Soccer’da dünya yıllarda kariyer modunda garip sorunlar yaliglerindeki neredeyse tüm takımlar vardı. şanıyor. Bir önceki oyunda çalışan özellikleri, 3 kişi, tüm gece boyunca aynı bilgisayar yeni sezonda bozuk halde bulabiliyorsunuz. üzerinde menajer modunu oynardık. Şimdiki Yama falan gelene kadar da iş işten geçiyor teknolojiyle bunu yap(a)mıyor olmaları elbette. Bu yüzden uzun yıllar sonra, bir de çok garip. Winning Eleven’ın ilk serileri ise Gamepass etkisiyle Pes 2020’ye geçiş yaptım arcade ve simülasyon dengesini mükemmel ve ta-taam! Cidden beğendim. yakalamıştı. Bu yüzden de enfes bir oynanış sunuyordu. Şimdi “E çocuktuk, daha çok Ana Lig, beni ciddi ciddi sardı diyebilirim. keyif alıyorduk” denilmesi son derece doğal. Üzerine düşünülmüş güzel detaylar var. Pes’in genel anlamda oynanışı da olmuş gibi. Zaten inceleme puanlarında da Pes daha önde gözüküyor. Fifa 20 için bahsedilen fantastik kariyer modu hataları da yok. Mutlu muyum? Evet! Ama işte az biraz üstte de dediğim gibi artılar ve eksiler sebebiyle, gözüm bir yandan da Fifa’nın üzerinde. Bir kere meşhur lisans problemi var. Pes arayüzünün bana çok hoş gelmemesi, genç oyuncu sisteminin Fifa kadar iyi olmaması da sinir bozucu. Neyse ki, Fifa düzelmezse (hala şikayet eden çok oyuncu var) Pes beni tüm sene idare edebilecek gibi duruyor. Çok şey istemiyorum aslında. Konami ve EA’in karşısına çıkacak, alternatif yaratacak bir firma olsa, rekabet ortamı yaratarak her iki firmanın da atılım yapmasını sağlasa ve hatta taş gibi bir kariyer modu yapsa ne kadar da güzel olur. Bunu en kolay yapabilecek firma 2K gibi dursa da gönülleri yok sanırım. Belki yeni nesil ile Japonlar ve Amerikalılar şöyle bir silkinirler. Kim bilir?

52 | OCAK 20 | OYUNCULARIN DÜNYASI


emre.inanli@oyuncularindunyasi.com.tr

HİÇ BİR ŞEYİN YAZISI EMRE İNANLI

Bu satırları okuyorsan sevgili okur, bilirim ki sen okumayı seversin. Kim bilir belki bir takım bilgiler edinmek istiyorsundur bu satırlarda. Belki de okuduğun fikirleri kendi fikirlerinle karşılaştırmak, belki harmanlayıp yeni bir fikir edinmektir derdin. Ama derdin her ne idiyse bu satırların senin için olduğunu biliyorsun. Sen tüketesin diye üretilmiş olduklarının gayet farkındasın. Tüm bu bilinçlilikle kıymetli vaktini ayırıp dikkatini bu yazıya vermiş bulunmaktasın. Pekala yazar da senden kıymetli olmayan vaktini seninkini tüketmek istercesine harcadı bu yazıyı yazmak için. Bundan sonra adı konulmamış bir bağ var aranızda, Ouroboros gibi kendinizi tekrar yaratıyorsunuz birlikte. Ancak bir yere varmalı bu yazı ama emin

olamıyorsun. Emin olabileceğin bir konu var ki yazar da emin değil konunun nereye varacağına. Aslında belki de konunun hiç bir önemi yok. Varılacak sonucun da anlamı yok. Aslına bakarsan çıkılan her yolun gidilecek bir son durağı olmasına da gerek yok. Süreç amacın kendisi artık. Önemli olan yazının ne anlattığı değil, kelimeleri okurken yaptığın vurguların perküsyon aleti gibi zihninde yarattığı ritim. Bu notalar artık senin ve bu orkestranın maestrosu sensin. Okuduklarının kalitesi senin onu özümseyip yeniden üretebileceğin değer kadar. Bilirim okur. Okumayı sevmesen bu satırları okumazdın. İzlemeyi sevmesen sinemaya gitmezdin. Oynamayı sevmesen oyun oynamazdın. Demek istediğim yaptığın şeyin keyfini çıkarmak senin amacın. Tersten düşününce keyif almadığın şey yapmadığın şeydir. Yapmadığın şey ise hiç olmamıştır. Bu yazı sen okumadığında hiç yazılmamıştır. Yazarın göbek bağı hiç kesilmemiştir. Ne şanslıyım ki sen bu yazıyı farkedip okuma isteği duyduğunda ben bir ananın rahminden doğmuş oldum. Bitirdiğin ilk cümlede okumayı söktüm. İkincisinde bir insanı sevdim. üçüncüsünde ilk hayal kırıklığımı yaşadım. Okuduğun her cümlede hayat buldum okur. Ve bu cümleye geldiğinde edindiği tüm yaşanmışlığıyla beraber hayat verdiğin yazar tarafından bu yazı oluştu. Belki hiçbir şey anlatmadım. Gene de birlikte hiçbir şeyden bir değer üretmiş olduk. Hiçbir şey artık ikimizin bir parçası. Unutma ki senin için yazmak benim varoluş amacım ve varlığımı tekrar teyit etmek istediğinde seni burada bekliyor olacağım. Keyifle yaşa. OYUNCULARIN DÜNYASI | OCAK 20 | 53


OYUNCULARIN DÜNYASI


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.