Kobilife şubat 2018

Page 1

ŞUBAT 2018

www.kobilife.com

Fiyat: 10 TL

BÖLÜM: KOBİLER DİJİTALLEŞİYOR 2018’de FİZİKSEL İLE DİJİTAL ARASINDAKİ SINIRLAR ORTADAN KALKIYOR

AYLIK EKONOMİ VE SANAYİ DERGİSİ SAYI: 131




Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi Feride Burçin KÖKSAL burcinolca@kobilife.com Yazı İşleri Müdürü Feride Burçin KÖKSAL burcinolca@kobilife.com Reklam Banu ÖZŞENEL banu@kobilife.com Koordinatör Begüm Kılıç info@kuzeymedya.com.tr Grafik Tasarım Gülizar Ç. ÇETİNKAYA bilgi@kobilife.com Reklam Rezervasyon 0212 272 54 02 bilgi@kobilife.com Yayın Türü ULUSAL SÜRELİ

Kış geldim geleceğim derken bizler dergimizi yine renkli ve dopdolu bir şekilde hazırladık. Siz değerli okuyucularımızın beğenisinize sunuyoruz. Dijital Dönüşüm bölümümüz yine çok zengin. Özel röportajlarımız ve sektörden haberleri sizler için derledik. Tabi birde Şubat ayının belki de en önemli günü Sevgililer Günü var. Bu özel gün için de bir bölüm hazırladık sizlere. Herkesin 14 Şubat Sevgililer Günü’nü kutlarız.

Her ay yayımlanır

Sevgiyle kalın… FERIDE BURÇIN KÖKSAL Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti. adına

Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti. Maslak Mah. Atatürk Oto Sanayi Sitesi 2. Kısım, 9. Sokak Ata İş Merkezi No: 310 Kat: 3 D: 11 34398 Maslak - İstanbul

www.kuzeymedya.com.tr

Dağıtım: Bayilerde Kobilife Dergisi, Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto. Kir. Tic. Ltd. tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve tarafımızca yapılan ilanların, konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.



İÇİNDEKİLER

21

38

06 >> 12>> 16 >> 25>> 60>>

İş dünyası e-imzayı en çok banka işlemlerinde kullanıyor Tek tıkla imza atmayı sevdik ‘İş’inizi büyütmenin yolu Bayim Olur musun’dan geçiyor KISA KISA “KONUT SIGORTASI YAPTIRMAK İÇİN EV SAHİBİ OLMANIZA GEREK YOK” ANADOLU SİGORTA’DA SADECE EV SAHİPLERİ DEĞİL KİRACILAR DA KONUT SİGORTASI YAPTIRABİLİR TAKSİTLE SATIŞ YAPAN İŞLETMELERİN ALACAKLARI KORU SİGORTA GÜVENCESİNDE BOĞAZİÇİ ÜNIVERSİTESİ ENDÜSTRİ 4.0 PLATFORMU ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİNDE ÖNCELİKLİ ALANLARI BELİRLEDİ MULTINET UP’DAN ŞİRKETLERE “TERZİ USULÜ” ÇÖZÜMLER


KISA KISA

Boyner’in Kozmetik Dünyası ile cildiniz kış aylarında da taze ve ışıl ışıl Cafissimo MINI Kahve Keyfinize Renk Katmaya Geliyor Kahve uzmanı Tchibo’nun Cafissimo Ailesi MINI ile büyüyor. Her mutfağa kolayca uyum sağlayabilecek boyutlardaki Cafissimo MINI Kahve Makinesi, hızlı ve çok lezzetli kahveler hazırlamaya imkan sunuyor. 6 farklı renk seçeneği bulunan Cafissimo MINI, hem hayatınıza hem mutfağınıza renk katıyor.

Kozmetik dünyası her geçen gün sayısız yenilikle zenginleşiyor. Dünyaca ünlü birçok markanın parfüm ve cilt bakım koleksiyonlarını bir arada sunan Türkiye’nin kozmetikte en yaygın mağaza ağına sahip Boyner, bünyesinde bulunan cilt bakım markalarının birbirinden özel ürünleri ile soğuk kış günlerinde ışıl ışıl bir cilt, sağlıklı ve kusursuz bir görünüm vadediyor. Boyner’in zengin kozmetik koleksiyonunda yer alan Amerika’nın en çok satan nemlendiricisi Clinique Dramatically Different Nemlendirici Losyon, soğuk kış günlerinde cildin nem dengesini koruyarak cildi besliyor ve sağlıklı bir görünüm vadediyor. Lancome Energie de Vie Cilt Bakım Serisi gori beri ve limon özünden oluşan içeriğiyle, cilde enerjisini geri verirken, cilt dokusunu arındırıyor, pürüzsüz yapısını ve göz alıcı ışıltısı geri kazandırıyor. Uykusuzluk, yoğun stres, hava kirliliği, günlük hayat yorgunluğu gibi cildi negatif etkileyen tüm dış etkenlerden koruyor. Kışın en sert zamanlarında yüzünüzde kuruluktan oluşan çatlakları yok ediyor. Seride bulunan likit bakım, teninizde yumuşaklık ve ışıltılı bir görünüm sağlarken, ciltte kolay emilim gerçekleştiriyor. Lancome Energie de Vie Gece Maskesi, gece boyunca cildi ferahlatırken cildin daha enerjik bir görünüm kazanmasına yardımcı oluyor. Energie de Vie Güzellik Losyonu ise cildi canlandırarak daha enerjik bir görünüm sağlıyor. Soğuk ve karlı günlerde güneş ve ışık gözlerimizi daha çok etkiliyor. Bu ekstra hareketlilik göz çevresinde çizgilere, kırışıklıklara, göz altı torbalarına ve renk değişikliklerine sebep oluyor. Estee Lauder Yeni Advanced Night Repair Eye Concentrate Matrix, yüksek performanslı, besleyici, mikro hareketlerin etkilerine karşı dolgunlaştırıcı bir tampon etkisi veren 360° Matrix Technology™ ile derin ve kalıcı bir nemlendirme sağlıyor. Clarins yenilenen Double Serum’u ise yaşlanma karşıtı formülü ile gençleşme sağlarken daha pürüzsüz, sıkı ve güzel bir görünüm sunuyor. Boyner, dünyaca ünlü markaların farklı ihtiyaçlara yönelik zengin seçenekleri ile uzman ve ayrıcalıklı bir kozmetik dünyası sunuyor.

Her an mükemmel kahveye ulaşmanın en pratik yolu Cafissimo kahve makineleri ailesine yeni bir üye daha katıldı: Cafissimo MINI. Hayata renk katan Cafissimo MINI, üç kademeli basınç sistemi sayesinde tek bir dokunuşla mükemmel lezzette bir espresso, caffè crema, filtre kahve veya çay hazırlamanıza imkan veriyor. Her mutfağa uyum sağlayabilecek boyutları ve şık tasarımıyla da dikkat çeken Cafissimo MINI’nin küçük bardaklara uygun ayarlanabilir bardak tutucu, manyetik damlatma sistemi ve patentli demleme sistemi, kolay temizlenebilen entegre atık kapsül haznesi, 650 ml kapasiteli su tankı gibi özellikleri de bulunuyor. Siyah ve beyazın yanı sıra pembe, turkuaz, mavi ve sarı renk seçenekleri de bulunan Cafissimo MINI, sınırlı sayıdaki stoklarıyla 17 Ocak’tan itibaren internet mağazasında, telefonla sipariş hattında ve Tchibo mağazalarında kahve tutkunlarını bekliyor. 7


KISA KISA

Soğuk, yağmurlu günlerin sıcacık ve özgür adımları İnci’den Yağmurlu ve soğuk günlerde ayaklarınızı sıcacık tutacak çizme ve botlara gardrobunuzda yer açın! Kaliteli ve özgün tasarımları bir arada sunan İnci, kış koleksiyonlarında yer alan çizme, bot ve sneaker ürünleri ile yağmurlu ve soğuk havalarda klasik şıklıktan spor görünüme uzanan birçok farklı seçenek sunuyor. Seyahati seven kadınlara özgür adımlar Sezonunun anahtar parçalarını oluşturan, rahatlığa ve şıklığa vurgu yapan çizme ve

botlar ile havaya aldırış etmeden sokaklarda gezebilir, günlük planlarınızı dilediğiniz gibi gerçekleştirebilirsiniz. Stil sahibi erkeklere hem iş hem de gündelik modeller Kalite ve şıklığından ödün vermeyen erkeklere farklı seçenekler sunan İnci, soğuk kış günlerinde seyahat edenlere konfor ve güven vaad ediyor.

Makyaj çantalarının en yakın -espiriliarkadaşı: “Yakın Çekim İçin Hazır Mısın?”

Günlük hayata espri, fonksiyon, düzen ve estetik katma arzusuyla yola çıkan Knock Knock, espirili ve renkli aynalarıyla kadınların makyaj çantalarındaki en yakın arkadaşı oluyor. Aynaların kapağındaki birbirinden eğlenceli kelimeler, kapak açıldığında alt bölümde bulunanlarla birleşerek kullanıcılarına espirili mesajlar veriyor. Böylece “Yakın Çekim İçin Hazır Mısın?” veya “Selfine Güven” gibi sözlerle makyaj yapmak, rötuş yapmak ya da bazen sadece güzelliğini aynada görmek isteyenlerin yüzünü güldürüyor. Parlak, ışıltılı ve uzun ömürlü akrilik kapağıyla dikkat çeken aynalar; ufak ve portatif olmasının yanı sıra normal ve büyüteçli aynasıyla da kullanım kolaylığı sağlıyor. 8


9


KISA KISA

Mademoiselle Longchamp İlkbahar-Yaz 2018 2018 yazında, Mademoiselle Longchamp’in yepyeni natürel, turuncu ve hâkî renkleriyle buluşmaya hazır olun. Gerçek deri o hobo çanta, Longchamp’in imzası olan tokası, mum damgası ve geniş askısı ile şehirli stilin tamamlayıcısı olacak. Ruh

halinize göre, dilerseniz çapraz askıyı çıkarabilir ve omuzunuzda kullanabilirsiniz. Farklı kullanım modelleri ve yepyeni renk skalası ile Longchamp yeni sezonda da vazgeçilmeziniz olacak.

Profilo’dan Zerre Toza Dayanamayanlara Ginkgo Biloba özlü antialerjik HEPA filtreli Flooris Elektrik Süpürgesi Profilo’nun elektrikli süpürgesi Flooris, A sınıfı hava filtreleme performansı ve doğal Ginkgo Biloba özlü antialerjik HEPA filtresi ile polen ve diğer alerjenleri önemli ölçüde hapsediyor. Profilo’nun AB enerji etiketi yönetmeliğinde istenen kriterlere uygun ve toz torbalı elektrikli süpürgesi Flooris, üstün temizleme performansı ve düşük enerji tüketimiyle tam bir temizlik uzmanı. Dayanıklılığı ile öne çıkan Flooris elektrikli süpürge, enerji etiketinde öne çıkan üç kategoride A sınıfı performansı ile size tertemiz ortamlar yaratırken, ciddi bir enerji tasarrufu sağlıyor. Profilo Flooris, Japonya’dan onaylı doğal Ginkgo Biloba özlü antialerjik HEPA filtresi sayesinde sevdiklerinizin ve sizin sağlığınızı düşünüyor. A sınıfı hava filtreleme performansı ve doğal Ginkgo Biloba özlü antialerjik HEPA filtresi ile polen ve diğer alerjenleri önemli ölçüde hapseden Flooris elektrikli süpürge özellikle çocuklu aileler ve alerji rahatsızlıklarından muzdarip olanların sıkıntılarını önemli ölçüde hafifletiyor. Özel kilit mekanizmalı geniş toz torbası ise torba değişimlerinde toz ile temas etmenize gerek bırakmadan ve tozun dışarıya kaçışını önleyerek geride tertemiz bir ortam ve hava bırakıyor. Ayrıca parke ve diğer hassas zeminlerinizin en iyi şekilde temizlenmesi için özel doğal kıllara sahip sert zemin başlığı, halılarınızın en iyi şekilde ve sessizce temizlenmesi için halı başlığı ve özellikle döşek ve şilte temizliği için geliştirilmiş pratik hijyenik başlıktan oluşan zengin aksesuarları sayesinde hem etkili hem de verimli bir şekilde temizlik yapma imkanı sunuyor. AB Enerji Etiketi yönetmeliğine uygun Flooris elektrikli süpürgeler Profilo Yetkili Satıcılarında sizleri bekliyor. 10


KISA KISA

Aşkın vitamini: Arzum Shake’N Take

Kar yağışı geliyor! Henüz bot & çizme alışverişi yapmayanlara müjde!

Çıktığı ilk günden bu yana kadınların ve erkeklerin vazgeçilmezi olan Arzum Shake’N Take, bu kez aşka vitamin olmaya aday. Sağlık ve enerji dolu bir hediye alternatifi olan Shake’N Take kişisel blender ile birbirinden farklı lezzetler yaratmak ve dilediğiniz her an taze taze içeceğinizi yanınızda taşımanız mümkün. İki karıştırma şişesine sahip blenderın bir şişesi onun diğeri de sizin için. Sporcu içeceklerinden leziz meyve kokteyllerine kadar birçok içeceği hızlı bir şekilde hazırlayabilen ürün, kolay kullanımı, taşınabilir hazneleri ve ergonomik tasarımıyla da dikkat çekiyor. Özel paslanmaz çelik bıçakları ile buz kırabilme imkânı sunuyor. Arzum Shake’N Take’in kullanımı, tek tuşla çalıştırma özelliği sayesinde oldukça pratik. 570 ve 400 ml kapasiteli BPA içermeyen karıştırma şişelerine kolaylıkla içme kapağını ekleyerek istenen her yere taşınabilen kişisel blender siyah, misty ve candy renk seçenekleriyle sizleri bekliyor.

Kış mevsiminin kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladığı bugünlerde sezonun çizme ve bot ürünleri, ayakkabı tutkunlarına göz kırpıyor. Soğuk kış günlerinde tarzıyla görenlerin içini ısıtmak isteyenler için Ayakkabı Dünyası yüzde 50’ye varan indirim fırsatı sunuyor. Kış mevsiminin etkisini artırmaya başladığı günlerde bot ve çizme alışverişinde artış gözlemleniyor. Kaliteli, sağlıklı ve şık ayakkabı tasarımlarını en uygun fiyatlarla tüketiciye sunan Ayakkabı Dünyası, bot ve çizme kategorisindeki ürünlerde yüzde 50’ye varan indirimlerle ayakkabı tutkunlarını cezbediyor. Kadın, erkek, çocuk ve spor kategorilerindeki seçenekleriyle herkesin ayakkabıcısı olan Ayakkabı Dünyası, büyük kış fırsatlarıyla tüketicileriyle buluşuyor. Ayakkabı Dünyası, kış sezonunun trendlerini yüzde 50’ye varan büyük indirimle sunuyor. Şık, rahat ve casual modelleriyle ilgi gören Ayakkabı Dünyası bot ve çizme gruplarında yaptığı sezon ortası indirimlerle henüz kış alışverişini tamamlamayan tüketicilerine fırsatlar sunuyor. Ayakkabı Dünyası’nın Ocak ayı sonuna kadar devam edecek sezon indirimi, tarzını ayakkabılarıyla yansıtmak isteyenleri bekliyor.

Ayakkabı Dünyası’nda yüzde 50’ye varan indirim

Legomatik Detaylar Tokyo’nun geleneksel, teknolojik ve rafine ruhundan alınan ilhamla tasarlanan Cacharel Sonbahar/Kış 2017-18 Koleksiyonu, birbiriyle kolay eşleşebilen, legomatik detaylara sahip farklı parçaları bir araya getiriyor. Bu sezon Cacharel erkeği için önemli parçalardan olan yelek modelleri, kolay eşleşmenin en güzel örneklerini veriyor. Yelek içi katları artırarak fonksiyonel, yelek içi katları azaltarak sıcak ve samimi bir görünüm sergilemek mümkün. Şıklığı ve gece detaylarını temsil eden şal yaka, kruvaze kapama Cacharel yelekleri, son derece geleneksel mikro yünlü kumaşlarıyla ve kuş gözüne benzer küçük jakar desenleriyle göz dolduruyor. Bu yelekler istendiği zaman denim pantolon üzerine, istendiği zaman takım elbisenin içine, istendiğinde zaman içine tişörtle, istendiği zaman da son derece resmi bir gömlek ve kravatla kullanılabiliyor. Cacharel yelekleri, modern bir duruş sağlayan ütü dikişli pantolonlarla Tokyo’nun rafine ve net görüntüsünü sergileyen monokrom bir görünüm veriyor. 11


KISA KISA

BETA’dan Kadınlar İçin Çaydan da kahveden de vazgeçemeyenler için Güral Wall Street Koleksiyonu! İş Kadınlarına Özel Wall Street Şıklığı! Porselen’den yeni set

Türkiye ayakkabı sektöründe özgünlüğü ve rahatlığıyla ön plana çıkan BETA’nın üst segment ayakkabılardan oluşan Wall Street Koleksiyonu genişlemeye devam ediyor. Daha önce sadece erkek müşterilere özel ürünlerin yer aldığı koleksiyonda artık kadınlara özel ürünlere de yer verilmeye başlandı. Şimdilik 4 farklı modelin geliştirildiği Wall Street Kadın Koleksiyonu, önümüzdeki dönem yeni modeller ile genişlemeye devam edecek. Sadece BETA mağazalarında satılan ve özel üretim teknikleri ile BETA fabrikalarında üretilen Wall Street Koleksiyonu’nda fiyatlar indirimsiz dönemde 500 ile 600 TL arasında değişiyor. Ocak sonuna kadar yüzde 50 indirim kampanyası uygulayan BETA, Wall Street koleksiyonunun satışlarını 2018 boyunca ikiye katlayıp 10 bin çifte ulaştırmayı amaçlıyor. Türkiye’de 30 yılı aşkın deneyimi ile ayakkabı sektörünün en köklü ve özgün markalarından biri olan BETA tarafından geliştirilen üst segment ayakkabılardan oluşan Wall Street koleksiyonu genişlemeye devam ediyor. Daha önce sadece erkek müşterilere özel ürünlere yer verilen koleksiyonda artık kadın müşterilere özel ürünler de üretilmeye başlandı. İlk aşamada 4 model olarak satışa sunulan Wall Street Kadın Koleksiyonu önümüzdeki dönem yeni modeller ile genişlemeye devam edecek. Klasik ve şık ürünlerden oluşan Wall 12

Street koleksiyonunda ağırlıklı olarak taba ve siyah renkler kullanılmakla birlikte bordo renk seçeneği de mevcut. Hedef yüzde 50 artış! Sadece BETA mağazalarında satılan Wall Street ayakkabılar, özel üretim teknikleri ile BETA’nın kendi fabrikasında üretiliyor. Geçtiğimiz yıl 6 bin çift satılan koleksiyonda bu yıl kadınlara özel geliştirilen modellerinde etkisi ile 10 bin çift satış hedefleniyor. Ocak sonuna kadar yüzde 50 indirim kampanyası devam eden Wall Street ayakkabılar indirimsiz dönemde 500-600 TL arasında değişen fiyatlar ile tüketiciler ile buluşuyor. BETA, kendi markası dışında İtalyan GEOX’un distribütörlüğünü; Harley Davidson, Caterpillar ve Hush Puppies gibi markaların da satışını gerçekleştiriyor. BETA, hali hazırda 12 ilde internet mağazası dahil olmak üzere 48 mağazası ile Türkiye geneline hizmet veriyor.

Türkiye’nin en köklü ve güvenilir markalarından olan Güral Porselen’in, kahve takımında devrim yaratan yeni serisi El Dekoru, çay ve Türk kahvesi keyfini birleştiriyor. Farklı renk seçenekleriyle misafirlerinizi dilediğiniz konseptte ağırlayabileceğiniz 18 Parça El Dekoru Çay & Kahve Seti Güral mağazaları ve gural.com.tr’de. İkram saatlerini sanata dönüştüren Güral Porselen, satışa sunduğu 18 Parça El Dekoru Çay & Kahve Seti birçok renk seçeneğini bir arada sunuyor. Sohbetlerin vazgeçilmesi çay ve kahve sunumunu şık porselenleriyle sanata dönüştüren Güral Porselen, eşsiz sunumlar ve lezzetli sofralar için yeni modellerini üretmeye devam ediyor. Güral Porselen’in son gözdesi olarak satışa sunulan 18 Parça El Dekoru Çay & Kahve Seti, porselen Türk kahvesi fincanı ve altın yaldızlı çay bardaklarının yanı sıra özel tasarlanmış tabağı ile servislerinize leziz kurabiyeler eklemenize olanak tanıyor. Güral Porselen’in kalitesinden ve asaletinden ödün vermeyerek ürettiği yeni serisi, modern, gündelik hayata uygun, geçmişin izlerini taşıyan ve bir o kadar da yenilikçi serisi ile kahvaltı sofralarınıza renk katacak hem de şık yemek sunumlarınıza ışıltı getirecek. Farklı renklerde, 6 adet kahve fincanı ve 6 adet çay ve kahve tabağı ve 6 adet özel çay bardağından oluşan 18 Parça El Dekoru Çay & Kahve Seti’ne ve yeni nesil tüm Güral Porselen ürünlerine özel fiyatlarla Güral Porselen satış noktaları ve ‘gural.com.tr’ adresinden ulaşmak mümkün.



FİNANS

“Konut Sigortası yaptırmak için ev sahibi olmanıza gerek yok” Anadolu Sigorta’da Sadece Ev Sahipleri Değil Kiracılar da Konut Sigortası Yaptırabilir Anadolu Sigorta’nın geniş kapsamlı konut paket sigortası ile sadece ev sahipleri değil kiracılar da, evlerini ve içindeki eşyalarını; yangından hırsızlığa, depremden su baskınına kadar pek çok riske karşı koruma altına alabiliyor. Ayrıca, Anadolu Sigorta’nın mobil aplikasyonu “Sigortam Cepte” de yer alan “Turbo Jet” uygulamasıyla, konut poliçelerindeki 1.000 TL’ye kadar olan cam kırılması, makine kırılması ve elektronik cihaz hasarlarının, poliçe sahiplerine ihbardan sonra 5 saniyeden kısa sürede ödenmesi sağlanıyor.

Levent Sönmez 14

Konut sigortası, sadece ev sahipleri için değil kiracılar için de büyük önem taşıyor. Evi ve içindeki eşyaları pek çok riskten koruyan bu sigorta ürünü, kiracılara da geniş teminatlar sunuyor. Kamuoyunda konut sigortasının sadece ev sahiplerine yönelik olduğuna ilişkin yanlış bir algı bulunduğuna dikkat çeken Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez, “Konut sigortası evin yanı sıra eşyaları da; yangından hırsızlığa, depremden su baskınına kadar pek çok riske karşı koruma altına alıyor. Bu yüzden ev sahibi kadar o konutta yaşayan kiracı için de bu teminat önemli, konut sigortasını, yılların birikimi ve büyük özverilerle edindiğimiz yuvalarımızın ve içindekilerin teminatı olarak da tanımlayabiliriz” dedi. Deprem teminatı da eklemek mümkün Anadolu Sigorta konut poliçesi ile kiracılar öncelikli olarak elektronik eşya ve ziynet eşyası gibi değerli eşyalarını, ev için yapılan dekorasyon masraflarını, komşularına ve mal sahibine verebilecekleri zararları teminat altına alabiliyorlar. Ayrıca, eşyalarını da depreme karşı sigortalatabiliyorlar. Anadolu Sigorta konut paket poliçesinin geniş teminatları hakkında bilgi veren Levent Sönmez, şunları söyledi: “Kiracı olunan konut içerisinde herhangi bir risk meydana geldiğinde eşyalarla birlikte bina da zarar görebilir. Konut sahibi, meydana gelen hasarın kiracının ihmalinden kaynaklandığını belirterek, zararın kiracı tarafından karşılanmasını talep edebilir. Bu durumda kiracı konut sigortası devreye girerek, kiracının kendi eşyalarında meydana gelen hasarlarla birlikte sorumluluğuna ait bu tür masrafları da karşılar.” Jet hızında ödeme Levent Sönmez, Anadolu Sigorta’nın sektörde ilk niteliğindeki Turbo Jet uygulamasıyla, konut hasarlarını jet hızında ödediğini de hatırlatarak şu bilgiyi veriyor; “Anadolu konut paket poliçelerindeki cam kırılması, makine kırılması ve elektronik cihaz hasarlarını kapsayan Turbo Jet sayesinde Sigortam Cepte mobil uygulamamız üzerinden 1.000 TL’ye kadar olan hasar ödemelerini sigortalılarımızın banka hesaplarına ihbardan en geç 5 saniye sonra yapabiliyoruz. İhbardan sonra bu kadar kısa sürede hasar ödemesi sadece ülkemizde değil dünya sigortacılığında da öncü uygulamalardan bir tanesi olma niteliğini taşıyor.”


FİNANS

Fibaemeklilik’ten acente atılımı: Acenteler, Fibaemeklilik ile kabuk değiştiriyor Esnek, hızlı ve yenilikçi yapısını acente ağına da yansıtan Fibaemeklilik, bu alanda kısa sürede elde ettiği başarının gerekçelerini basın toplantısında masaya yatırdı. ERGO Emeklilik ve Groupama Emeklilik acentelerini bünyesine katan Fibaemeklilik, ‘müşteri memnuniyeti eşittir acente memnuniyeti’ yaklaşımını benimseyerek planlı ve iddialı bir atılım süreci içerisine girdi. Fibaemeklilik, acenteler tarafından “en çok tercih edilen” olma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor.

Emeklilik sektörünün genç ve dinamik oyuncusu Fibaemeklilik, 2017’de başlattığı acente ağı atağını 2018’de de sürdürüyor. Şirketin ERGO Emeklilik satın alımı sonrası 320’ye ulaşan acente sayısı, Groupama portföy devri sürecinin tamamlanmasıyla 730’u bulacak. Fibaemeklilik, acente memnuniyeti odaklı yeni yaklaşımını ve sektörde ilk olma niteliğindeki yeni uygulamalarını, Genel Müdür Erol Öztürkoğlu ve Genel Müdür Yardımcısı Nehir Aksın Bahar’ın katılımlarıyla düzenlenen toplantıda tanıttı. Toplantıda konuşan Fibaemeklilik Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, şunları söyledi: “Müşteri memnuniyetindeki sürekli artış grafiğimizi acentelere taşımak amacıyla bu alanda sektöre getirdiğimiz yenilikçi bakış açısını önümüzdeki dönemde bir adım daha ileri taşımayı planlıyoruz. Müşterilerimizle doğrudan temas eden acentelerimizin üstlendiği elçilik rolünü önemsiyor, bu anlayışla ‘müşteri memnuniyeti eşittir acente memnuniyeti’ yaklaşımını benimsiyoruz. ERGO Emeklilik satın alımından itibaren

acente ağımıza yatırım yaparak daha da büyük bir organizasyon haline gelmeyi hedefledik. ERGO sürecinde elde ettiğimiz deneyim ve başarı, Groupama Emeklilik gibi 420 acentelik çok geniş bir ağın portföy devrine talip olma konusunda iddialı ve cesur olmamızı sağladı. Aynı zamanda Groupama tarafının da bu deneyimimizi yakından takip ettiğini ve acentelerin beklentilerini en iyi Fibaemeklilik’in karşılayabileceği kabulüyle çok güçlü rakipler arasından bizi tercih ettiklerini gururla söyleyebiliriz. “ Fibaemeklilik Genel Müdür Yardımcısı Nehir Aksın Bahar ise ERGO Emekilik satın alımı sonrası Fibaemeklilik bünyesine dahil olan acentelerin performansından büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, “Fibaemeklilik ailesine katılan ERGO Emeklilik acenteleri, aradan geçen kısa sürede hayat sigortası üretimlerini ikiye katladılar. BES tarafında ise satışları, kendi banka kanalımız üzerinden yaptığımız satışlar ile başa baş düzeyde. Bunun tesadüfî bir başarı değil, izlediğimiz acente memnuniyeti politikasının doğal bir sonucu olduğunu düşünüyoruz.”dedi. Acenteler neden Fibaemeklilik’i tercih ediyor? Fibaemeklilik Genel Müdürü Erol Öztürkoğlu, acente ağında elde edilen başarının gerekçelerini ise şöyle yorumladı: “Acente ağımızın genişlemesi sürecinde planlı ve hazırlıklı hareket ediyoruz. Bu alanda önceliği acentelerimize operasyon yaratmadan entegrasyon sağlayabilme konusuna verdik. Fibaemeklilik ailesine dahil olan acenteler, imzasız ortamda satış için gerekli altyapıya anında kavuşuyor. Kurulum için zaman harcamıyor, hiçbir operasyonel zorluk ile karşılaşmıyor ve böylelikle doğrudan işlerine odaklanabiliyorlar. E-acente online platformumuz satış ve raporlama için sorunsuz bir ortam sağlıyor. Buna ek olarak kısa bir süre sonra müşteri bazında işlemlerini merkez ile koordineli yapabilmelerini, tüm soru ve taleplerine hızla ve doğrudan yanıt alabilmelerini sağlayacak CRM portalimizi de acentelerimizin kullanımına açacağız. Başarı getiren bir diğer avantajımız ise Fibaemeklilik

olarak acenteye öncelik veren ve onların ihtiyaçlarına cevap veren özelleştirilmiş bir yapıya sahip olmamız. Doğamız gereği acentelerimizle daha hızlı ve butik çalışabiliyoruz. Komisyon sistemimizi sattıkları ürün gamına göre acentelerimizi mutlu etmek üzere şekillendirdik. Piyasadakilerden farklı ürünlerimiz olması, özellikle hayat sigortası tarafında acentelerimizin elini güçlendiriyor. BES’te ise müşterilerimize fon önerisi getirebilen tek emeklilik şirketi olmamız acentelerimizin, müşteri karşısında gücünü artırıyor. Tüm bunların yanında, Fibabanka desteğini arkamıza almamızın da acentelerimiz açısından avantajları var: Sigorta şirketlerine teminat vermekle yükümlü olan acentelerimiz için, Fibabanka’dan ilk yıl 50.000 TL’ye kadar komisyonsuz teminat mektubu sağlıyoruz. Cep şubesinde ücretsiz işlem imkânı, 12 ay ücretsiz hesap işletimi, ilk yıl aidatsız Business Kredi Kartı, tüm ATM’lerden masrafsız hizmet alabilme ve Sanal Pos gibi ek değerler ile finansal ihtiyaçlarında da acentelerimizin yanındayız.” Öztürkoğlu: “Hayalimiz acenteleri bir finansal market haline getirmek” Erol Öztürkoğlu, Fibaemeklilik’in acente ağı için geleceğe dönük planlarını ise şöyle açıkladı: “Biz acentelerimize sigorta dışında da ek gelir kaynakları yaratmayı hedef olarak önümüzde koyduk. Hayalimiz onları birer finansal market haline getirmek. Bu ve benzeri adımlar için hazırlıklarımızı tamamladığımızda hızla yasal süreci başlatmak istiyoruz.” 15


FİNANS

Büyüme ve olumlu seyir sürecek 2018, ekonomide normalleşmenin yılı olacak Gedik Yatırım, Türkiye’de ve dünyada piyasaları mercek altına alan 2018 Strateji Raporu’nu açıkladı. Rapora göre, yeni yılda Türkiye’nin büyümesi güçlü seviyelerde sürerken, ekstra önlemlere duyulan ihtiyaç da azalacak. Bu da ülke ekonomisi için normalleşme dönemini başlatacak. Raporun tanıtıldığı toplantıda söz alan CEO Onur Topaç, önümüzdeki üç yıllık dönemde 15 milyon TL’lik teknoloji ve altyapı yatırımı yapacaklarını belirtti. Genel Müdür Metin Ayışık, “Önemli bir negatif şokla karşılaşılmadığı takdirde, TL varlıkların 2018 yılında da taşıdığı potansiyel ile cazibesini korumaya devam etmeleri bekleniyor” dedi. Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan ise, Türkiye ekonomisinin negatif şoklara karşın ne denli dirençli olduğunu 2017 yılında kanıtladığını söyledi. Gedik Yatırım, Türkiye’nin ve küresel piyasaların ekonomik görünümlerinin yanı sıra beklenti, risk ve tahminlerin kapsamlı bir şekilde değerlendirildiği 2018 Strateji Raporu’nu açıkladı. “Yeni normalin ilk sonuçlarını görme vakti” başlıklı raporda, 2018 yılının Türkiye’de büyümenin güçlü olarak tanımlanabilecek seviyelerde gerçekleşeceği bir yıl olacağına vurgu yapılarak, ekstra önlemlere duyulan ihtiyacın azaldığına ve Türkiye ekonomisi için normalleşme döneminin başladığına dikkat çekildi. Teknolojiye yatırım sürecek Banka kökenli olmayan yatırım kuruluşları arasında en fazla yatırımcıya sahip kuruluşun Gedik Yatırım olduğunu anımsatan CEO Onur Topaç, gelecek dönem hedeflerine ilişkin bilgi verdi. “Önümüzdeki üç yıl içinde şube sayımızı yüzde 50, çalışan sayımızı ise yüzde 30 oranında artırmayı hedefliyoruz” diye konuşan Topaç, “Teknolojik altyapı ve şube yatırımı anlamında ise yine aynı dönemde yaklaşık 15 milyon TL’lik hedefimiz var. Teknoloji ve inovasyon her zaman önceliklerimiz arasında yer aldı. Bu doğrultuda, ‘Türkiye’nin yeni nesil yatırım platformu’ olarak adlandırdığımız Gedik Trader’a yatırım yapmayı sürdüreceğiz. Sadece Gedik Yatırım’da hesabı bulunanların değil, mobil cihaz sahibi herkesin kullanabileceği bir platform olan Gedik Tra-

16

der, ilk senesinde 30.000’in üzerinde kişiye ulaşmış durumda. Bu sayının önümüzdeki iki yıl içinde 100 bin kişiye ulaşacağını düşünüyoruz” dedi. Onur Topaç sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki süreçte İstanbul Finans merkezi ve Varlık Fonu’nun da gerçek anlamda aktif hale gelmesiyle birlikte, sermaye piyasalarında ciddi bir hareketlilik olmasını bekliyoruz. 2018 yılında en önemli beklentimiz, halka arz hareketliliği ile birlikte uzun zamandır beklenen yatırımcı sayısında yaşanacak artış. 2018 yılından yeni ürün olarak en önemli beklentimiz ise kitle fonlaması tebliğinin işlev kazanması. Bu tür yenilikçi ürünlerin piyasaların gelişimine ciddi katkıda bulunacağına inanıyoruz.” “Sermaye piyasaları büyümesi gereken bir kanal” Gedik Yatırım Genel Müdür Metin Ayışık ise 2018 Strateji Raporu’nu yatırımcılara rehberlik edecek bir kaynak olarak gördüklerini ifade etti: “Bizimle çalışan ya da çalışmayan tüm yatırımcılara yol göstermek ve yatırımlarını sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmelerini sağlamak bizim için büyük bir sorumluluk. Çünkü sermaye piyasaları, ülkemizin finansmana erişim için büyütmek zorunda olduğu en önemli kanal. Hedeflerine emin adımlarla ilerleyen Türkiye’nin büyümesini sağlayacak başlıca kaynaklardan biri de sermaye piyasaları.” Dünya ekonomisinin büyüme tarafında küresel

krizden sonraki en güçlü toparlanmayı işaret ettiğine dikkat çeken Ayışık, “2018 yılında dünya büyüme performansında çok güçlü göstergeleri göreceğiz. Türkiye’nin en güçlü ekonomik göstergesi olan bütçe tarafında, genel bütçe disiplininin korunacağını düşünüyoruz. Önemli bir negatif şokla karşılaşılmadığı takdirde, TL varlıkların 2018 yılında da taşıdığı potansiyel ile cazibesini korumaya devam etmelerini bekliyoruz” dedi. Türkiye ekonomisi şoklara karşı direncini kanıtladı Rapora ilişkin bilgi veren Gedik Yatırım’ın Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan, “Türkiye, 2017 yılında ilgili otoriteler tarafından ekonomi ve finansal piyasaları destekleme yönünde alınan yerinde önlemlerin katkısıyla, iktisadi faaliyette oldukça güçlü bir performans sergiledi. Bu durum, Türkiye ekonomisinin negatif şoklara karşın ne denli dirençli olduğunu en önemli göstergelerinden biri olarak değerlendirilebilir. 2018 yılında, geçtiğimiz yıl elde edilen yüksek ekonomik büyüme rakamlarının yakalanmasının kolay olmayacağı düşüncesindeyiz ancak büyümenin bir miktar yumuşak iniş gösterse de güçlü olarak tanımlanabilecek seviyelerde gerçekleşeceğini değerlendiriyoruz. Türkiye ekonomisi açısından 2018’in bir dengelenme yılı olacağı ve genel iktisadi faaliyetteki olumlu seyrin korunacağı düşüncesindeyiz” dedi.


FİNANS

ininal kartlar artık BKM Express’te Geçtiğimiz günlerde BKM üyesi olan bölgenin lider finansal teknoloji şirketi ininal, kartları BKM Express’e eklenebilen kurumlar arasına katıldı. ininal kullanıcıları artık kartlarını BKM Express’e ekleyebilir, düzenlenecek ortak kampanyalardan yararlanabilir ve kartlarını BKM Express’in geçerli olduğu her yerde kullanabilir. ödemeli kartları artık BKM’nin dijital cüzdan uygulaması BKM Express’te yer alacak. ininal kullanıcıları BKM Express’te kartlarını bir kez tanımladıktan sonra internet alışverişlerinde kullanabilecek. BKM Express, internet üzerinden yapılan alışverişlerde; kart bilgilerinizi girmeden, işyerleri ile paylaşmadan ve kartınızı yanınızda taşımanıza gerek kalmadan ödeme yapabilmenizi sağlayan ücretsiz, kolay, hızlı ve güvenli bir ödeme sistemidir. İnternet alışverişlerinin yanı sıra marketler, akaryakıt istasyonları ve restoranlar gibi üye işyerlerinde yüz yüze mobil ödeme, 7/24 para transferi ve Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarına tek tıkla bağış yapmak BKM Express dijital cüzdanıyla son derece kolay ve güvenli. 5 yıl önce 5 işyeri ve 9 bankayla başlayan bu yenilikçi girişim, günümüzde 19 finansal kurum, 27 binin üzerinde işyeri ve 1,5 milyonun üzerinde kullanıcıyı kapsayan dev bir ekosisteme dönüştü. ininal, 25 milyondan fazla insanın bankacılık ekosisteminin dışında kaldığı Türkiye’de BKM

Express’te de yer alarak, nakitsiz bir toplum hedefine katkıda bulunmaya devam ediyor. İki lider finansal teknoloji şirketi ininal ve BKM bu işbirliği sayesinde Türkiye’nin finansal ekosistemini geliştirecek daha fazla ortak projeye imza atacaklar. ininal kartların BKM Express platformuna entegrasyonu hakkında konuşan ininal CEO’su Ömer Suner “Herkesin dijital cüzdan ve kart sahibi olacağı bir finansal ekosistem yaratmak öncelikli hedefimiz. Kısa bir süre önce BKM’den TROY lisansımızı aldık. Bu sayede TROY logosunun yer alacağı ininal kartlar, son kullanıcılarla buluşturulacak. Şimdi ise ininal kartlarını BKM Express’e ekledik. Kullanıcılarımız artık BKM Express’in kabul edildiği tüm işyerlerinde kartlarını kullanabilecek, kampanyalardan faydalanabilecek. Nakitsiz bir toplum hedefiyle çalışmalarımızı sürdürürken bizimle aynı hedefi paylaşan BKM ile ortak projelere imza atmış olmaktan mutluluk duyuyor, daha fazla projede işbirliği yapmayı iple çekiyoruz” dedi.

Ömer Suner

Fibabanka’dan 300 milyon ABD Doları tutarında Eurobond ihracı Fibabanka, uluslararası piyasalarda 300 milyon ABD Doları tutarında 5 yıl vadeli ilk Eurobond ihracını gerçekleştirdi. 2018 yılının da ilk ihraçları arasında yer alan işleme, ağırlıklı olarak İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerindeki yatırımcılardan talep geldi. Gelen yoğun ilgi karşısında duyurulan ihraç faizini aşağı yönde revize eden Fibabanka, ihracı %6 sabit faiz oranı ile tamamladı. Fibabanka Genel Müdürü Ömer Mert:“Fibabanka olarak, Mayıs 2017’de gerçekleştirdiğimiz 10 yıl vadeli katkı sermaye niteliği taşıyan tahvil ihracından sonra uluslararası piyasalarda gerçekleştirdiğimiz ikinci ihracımızı da büyük bir başarı ile tamamlamaktan mutluluk duyuyoruz. Yabancı yatırımcılar nezdinde Bankamıza duyulan güven gurur verici. Yurtdışından temin edilen uzun vadeli bu yeni kaynak, Fibabanka’nın büyümesine ve Türk ekonomisine verdiği desteği artırarak sürdürmesine imkan sağlayacaktır” dedi.

Ömer Mert 17


FİNANS

Taksitle satış yapan işletmelerin alacakları Koru Sigorta güvencesinde Koru Sigorta, Fatura Güvence Sigortası ile fatura karşılığı senetle satış yapan işletmelere taksitlerin ödenmemesi riskine karşı güvence sağlıyor. Sigorta sektöründe son iki yılda bir

vence altına alarak, batık risklerini

başarı hikâyesi yazan Koru Sigorta,

sıfırlıyor. Bir diğer faydası ise işletme-

Aralık 2017’de kooperatiften ano-

lerin müşterileriyle tahsilat sürecinde

nim şirkete dönüşmesinin ardından

yaşayabilecekleri olumsuz durumları

yoluna çok daha güçlü bir şekilde

önlemek olacaktır. Ayrıca bu ürünün

devam ediyor. Yeni yılda yeni ürün-

çok önemli bir diğer faydası da tahsi-

leriyle fark yaratmayı hedefleyen

lat takip maliyetini çok büyük ölçüde

Koru Sigorta’nın Genel Müdürü Soner

ortadan kaldırması. Fatura Güvence

Şahin, bu ürünlerden biri olan Fatura

Sigortası’nın temlik edilebilmesi iş-

Güvence Sigortası’nı tanıttı.

letmelere nakit akışlarındaki ihtiyaç-

Fatura Güvence Sigortası ile senet

larını düşük maliyetlerle karşılama

ve/veya açık hesap yoluyla taksitli

imkanı sunuyor.”

satış yapan perakende sektöründeki

‘İHTİYACA YÖNELİK BİR ÇÖZÜM’

işletmelerin sigortalanmasını hedef-

“Genel kanının aksine, bugün ülkede

lediklerini belirten Şahin, “Bayileri

perakende sektöründeki satışların

senetlerin ödenmemesi riskinden

1/3’ü taksitli ve senetli yapılmakta ve

koruyan Fatura Güvence Sigortası, ni-

kredi kartlarına getirilen sınırlama-

hai tüketicinin fatura karşılığı senetle

larla birlikte aslında ülkemizde alış-

yaptığı alışverişin taksitlerinden birini

verişlerde tercih edilen ödeme biçimi,

veya tamamını ödememesi duru-

kredi kartının aksine geleneksel senet

munda satıcı firmayı %100 koruyor” yöntemine kaymaktadır. Nitekim hü-

Soner Şahin 18

diye konuştu.

kümet kanalında muhtelif zamanlar-

‘İŞLETMELERİN SATIŞ CİROLARI-

da yapılan açıklamalarda bankalara

NI ARTIRACAK BİR ÜRÜN’

alternatif finansal enstrümanlarının

Fatura Güvence Sigortası’nın sağ-

muhakkak suretle ekonomiye kazan-

ladığı en önemli faydanın, işlet-

dırılması hususu birçok kez vurgu-

melerin satış cirolarını ciddi oranda

lanmıştır” diyen Soner Şahin, Doğal

artırmalarına katkı sağlaması oldu-

olarak, piyasada sigorta çözümü arz

ğundan bahseden Şahin, sözlerine

edilmemiş ihtiyaca yönelik geliştir-

şöyle devam etti: “Bununla beraber,

dikleri Fatura Güvence Sigortası’nın

işletmelerin gerçekleştirdiği bir nevi

bir çözüm niteliğinde olduğunu vur-

kredili satışlardaki alacaklarını gü-

guladı.


: OTOMOTIV

10 yıldır bize güvendiğiniz için teşekkür ederiz.

BİLGİYİ BİRİKİME, BİRİKİMİ BECERİYE, BECERİYİ BAŞARIYA DÖNÜŞTÜRÜR 4. Boyut Akademi, inovatif eğitim programları, profesyonel koçluk, mentorluk, moderasyon, proje yönetimi, kurumsal harç endeksi, danışmanlık hizmetleri ve ihtiyaca uygun çözüm yöntemleri ile hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olmaya devam ediyor.

www.4bakademi.com

T. 0 216 999 98 11 F. 0 216 345 02 66

19


HABER

Kobilerde Dijital Dönüşüm Artık dijital ve mobil bir çağda yaşıyor, akrep ve yelkovanın dönüş hızına ayak uydurmaya çalışıyoruz. Değişen ve gelişen bu dijital dünyada işlerimizi zaman kaybetmeden tek tık ile gerçekleştirebiliyoruz. . KOBİ’ler büyüme,markalaşma,ihracat, karlılık gibi hedeflerine ancak dijital KOBİ’ye dönüşerek ulaşabiliyor. Hayatımızı kolaylaştıran bu yeniliklere en hızlı şekilde entegre olmak KOBİ’ler için de artık ihtiyaç değil zorunluluk haline geldi…. 20


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

2018’de Öne Çıkacak 4 İnsan Kaynakları Trendi Adecco Group Türkiye, 2018’de insan kaynakları alanında yapay zeka temelli uygulamalar, esnek çalışma modeli, online eğitim ve çalışan deneyiminin öne çıkacağını öngörüyor İnsan kaynakları ve istihdam çözümleri konusunda dünya lideri The Adecco Group, 2018 yılında insan kaynakları piyasasında öne çıkması beklenen trendlere ışık tutuyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte çalışan verimliliğini ve performansını artıracak uygulamaların ağırlık kazanacağı 2018 yılında, şirketler de büyüme stratejileri kapsamında kendi iş yapış şekillerine en yakın uygulamaları hayata geçirecek. 2018 yılında dijitalleşmeyi ve onun getirdiği yenilikleri insan kaynakları piyasasında daha sık bir şekilde görmeye başlayacaklarını belirten Adecco Türkiye Genel Müdürü Massimo Nava, “Dijitalleşmenin tüm sektörleri ve iş kollarını dönüştürdüğü bir çağda, insan kaynakları departmanları da bu dönüşüme ayak uydurmak için çalışan memnuniyetini ön planda tutan ve şirket iş yapış şekilleriyle uyumlu uygulamaları hayata geçiriyor. Bu kapsamda 2018 yılında yapay zekanın İK süreçlerinde daha fazla kullanıldığını, esnek çalışma modellerinin artan sayıda İK departmanı tarafından kullanılmaya başlandığını, zamandan tasarruf sağlayarak verimliliği artıran online eğitimlerin daha da yaygınlaştığını ve çalışan deneyimini kalıcı bir şekilde artıran uygulamaların hayata geçtiğini göreceğiz. Bu trendleri başarılı bir şekilde uygulayan şirketler, hem kendi performanslarını hem de çalışan memnuniyetini en üst seviyede tutma yolunda önemli bir adım atacak,” dedi. İşte 2018 yılında işgücü piyasasında öne çıkması beklenen trendler: Yapay Zeka: Hayatımızın her alanında görmeye başladığımız yapay zeka teknolojisi, insan kaynakları sektöründe de kendini iyice hissettirmeye başlayacak. Yeni iş kolları yaratmanın yanı sıra mevcut iş kollarını da teknolojinin gereksinimlerine uyarlayan yapay zeka sayesinde insan kaynakları departmanlarının derlediği veriler, çok daha hızlı bir şekilde işlenip anlamlı bir bütüne

dönüşecek. Makineler ve insanlar arasındaki bu işbirliği sayesinde işletmeler operasyonel verimliliklerini artırmanın yanı sıra maliyetlerde de önemli bir avantaj sağlayacak. Esnek Çalışma Modeli: Son yıllarda İK departmanlarının uygulamaya koyduğu popüler uygulamalar arasında yer alan esnek çalışma modeline 2018’de daha fazla şirket geçiş yapacak. Çalışan verimliliğine ve motivasyonuna önemli katkılar sağlayan bu model sayesinde çalışanlar, belirlenen günlerde ofis dışındaki bir mekandan işlerini yürütebiliyor. Birçok İK departmanının gündemin yer alan bu uygulama, çalışan memnuniyeti anketlerinde de ilk talepler arasında yer alıyor. Online Eğitim: Dünyada trendi her geçen gün artan online eğitim, işgücü piyasası için de büyük kolaylıklar sağlıyor. Dijital dönüşüm ile birlikte daha önce geleneksel kanallarda bulunan yaygın eğitimi 2018 yılıyla birlikte artan bir şekilde online platformlarda görmeye başlayacağız. Çalışanlara istedikleri zaman, istedikleri yerden ve istedikleri eğitime katılma fırsatı veren uygulama, zamandan tasarruf sağlayarak iş süreçlerini hızlandırıyor. Çalışan deneyimi: İK departmanları, işgücü piyasasında etkisi giderek artan Y kuşağının taleplerini ve beklentilerini karşılamak için yeni uygulamalar hayata geçiriyor. Bu uygulamaların en başında Y kuşağı çalışanlarını işe bağlayacak ve işi eğlenceli kılacak çalışan deneyimi geliyor. Nasıl mağazalarda müşteri deneyimi ekipleri müşterilerin taleplerini karşılamak için çalışıyorsa, İK departmanları da kendi içlerinde kuracakları ekiplerle çalışan memnuniyetini ve bağlılığını en üst seviyede tutmak için çağın gereksinimlerine uygun uygulamaları hayata geçirmeye başlayacak.

Massivo Nava 21


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

ASSAN HANİL TEDARİKÇİLERİNİ ENDÜSTRİ 4.0’A HAZIRLIYOR Kibar Holding grup şirketlerinden Assan Hanil’in, tedarikçilerine yönelik olarak gerçekleştirdiği Tedarikçi Portalı Eğitimi’nde, şirketin sektörde bir ilke imza atarak hayata geçirdiği SAP Dönüşüm Projesi olan Doruk hakkında bilgiler paylaşıldı.

Otomotiv yan sanayinin önemli ana parça tedarikçilerinden olan Assan Hanil, tedarikçilerine yönelik olarak 14-15 Aralık tarihlerinde Luxor Garden Hotel’de Tedarikçi Portalı Eğitimi gerçekleştirdi. Lojistik, kalite ve finans ile ilgili tedarikçi portalı üzerinde yapılacak işlere dair eğitim ilgili

22

bölüm sorumluları ve müdürleri tarafından verildi. Eğitimde Kalite ve STA (Kalite ve Tedarikçi Geliştirme) Müdürü Serim Ertuğ ile Bilgi Teknolojileri Müdürü Ediz Sarıkaya hazır bulundu. Eğitimlerde tedarikçiler, Assan Hanil’in Endüstri 4.0 dinamiklerini sistemlerine entegre edip gerekli altyapıyı hazırlamada önemli bir adım olan Doruk Projesi ve tedarikçi portalı hakkında bilgilendirildiler. Assan Hanil Endüstri 4.0 İçin Düğmeye Bastı Assan Hanil’in tüm iş süreçlerini yeniden tasarlamak, süreçlerini dijitalleştirmek ve teknoloji çözümleriyle entegre etmek üzere yola çıktığı Doruk Projesi hakkında bilgiler veren Assan Hanil Bilgi Teknolojileri Müdürü Ediz Sarıkaya “Küresel oyuncu olmak isteyen bir şirketiz. Assan Hanil’in mevcut ihtiyaçları ve gelecek hedeflerine ulaşması için güçlü bir teknolojik altyapı ihtiyacı

bulunmaktaydı. Bu doğrultuda, mevcut süreçler gözden geçirilerek, uçtan uca süreç yapılandırması için Doruk adını verdiğimiz SAP S/4 HANA 1610 Projesi’ne başladık. Doruk, Türkiye Otomotiv Sektörü’nde Simple Lojistik uygulamaları kullanılarak yapılan ilk projedir.” dedi. Doruk’a SAP’den “Yılın Yeni Nesil Eğitim Ödülü” Doruk hayata geçtikten kısa bir süre sonra, SAP Projeleri Ödül Töreni’nde “Yılın Yeni Nesil Eğitim Ödülü”ne layık görüldü. Assan Hanil, ödüllü Doruk projesi sayesinde sahip olacağı alt yapı ile büyük veriyi anlık ve hızlı olarak analiz edebilecek, problemler oluşmadan müdahale edebilecek ve etkin raporlamalarla gelişim alanlarını bularak hayata geçirebilecek. Yapacağı yatırımlarda, Doruk’un esnek ve hızlı entegrasyon avantajını kullanarak etkin karar alma fırsatlarını yakalayabilecek.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

İş dünyası e-imzayı en çok banka işlemlerinde kullanıyor Tek tıkla imza atmayı sevdik Uluslararası araştırma şirketi Ipsos tarafından yapılan “Elektronik İmza Kullanım Alışkanlıkları” araştırmasının sonuçları açıklandı. Bulgulara göre, yetkili kişiye ulaşılamaması nedeni ile onay süreçlerinde ortalama 3,5 günlük gecikmeler yaşanıyor. Katılımcıların yüzde 73’ü e-imza sonrasında imza süreçlerinin bir saatten daha az sürdüğünü belirtiyor. Ülkemizde e-imza kullanım alışkanlıklarının belirlenmesi için yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, e-imza kullanıcıları en çok %50 ile e-Devlet uygulamalarını kullanıyor. Bu oranı % 49 ile kamu projeleri takip ediyor. Bankacılık işlemleri ise %23 ile bu alanda üçüncü sırada. E-imzası olan profesyonel meslek sahiplerinin yüzde 40’ı her gün e-imza kullanıyor. Haftada birkaç kez kullananların oranı yüzde 22 iken ayda birkaç kez kullananların oranı ise yüzde 17. Araştırmaya katılanların yüzde 32’si e-imzanın yüzde 50’nin üzerinde kâğıt tasarrufu sağladığı konusunda hemfikir. Onay süreçleri bir gün ila bir hafta arasında sarkıyor İş süreçlerinde sıkça birim yöneticilerinin imzasına ihtiyaç duyuluyor. İmza toplama süreçlerinin uzaması işlerin sekteye uğramasına neden oluyor. E-imza sayesinde yöneticiler imzalarını ofis dışında olduklarında da uzaktan kullanabildikleri için iş süreçlerindeki gecikmelerin önüne geçiliyor. Araştırmada yetkili kişiye ulaşılamaması nedeni ile imza ve onay süreçlerinde ortalama 3,5 günlük gecikmelerin yaşandığı görülüyor. Katılımcıların yüzde 43’ü projeye onay verecek kişinin ofis dışında olmasının 1-2 günlük gecikmeye neden olduğunu belirtirken, yüzde 29’u gecikmenin 2 ila 4 gün arasında olduğunu, yüzde 9’u ise 5-6 gün sürdüğünü ifade ediyor. Yüzde 20’ye yakın bir kesim ise bir hafta veya üzerinde gecikmeler yaşandığını dile getiriyor. Katılımcıların yüzde 81’ine göre kâğıt kullanımı gereksiz bir maliyet Islak imza ile e-imza arasındaki farkları değerlendiren katılımcıların yüzde 81’i kâğıt çıktı almanın gereksiz bir maliyet kalemi olduğunu düşünüyor. Islak imza toplamanın zaman ve emek kaybından dolayı iş süreçlerini yavaşlattığını ve kesintilere yol açtığını ifade edenlerin oranı yüzde 78. Islak imza toplamak için çok fazla zaman harcandığını aktaranların oranı yüzde 76. Resmi işlemlerde ıslak imza toplamanın fazladan iş gücü harcanmasına neden olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 72. E-imza ile onay bir saatten daha az sürüyor

Araştırmada ortaya çıkan diğer bir veri, elektronik imza kullanımından sonra işletmelerde onay süreçlerinin hızlanması. Katılımcıların yüzde 82’si e-imza sonrasında imza süreçlerinin iş yükü içindeki payının yüzde 10’un altına indiğine dikkat çekiyor. Katılımcıların yüzde 73’ü e-imza sonrasında imza süreçlerinin bir saatten daha az sürdüğünü belirtiyor. Islak imza ile onay 3 günden 3,5 güne çıktı 2013’te Türkiye’de e-imza alanında ilk kez yapılan araştırma sonuçlarına göre, iş dünyasındaki ıslak imza süreçleri ortalama 3 iş günü sürerken yeni araştırmada bu süre 3,5 güne çıkmış durumda. Katılımcılar, ıslak imza toplama süreçlerinin daha fazla zaman aldığını düşünüyor. Bu da ıslak imza toplamanın daha çok iş gücü kaybına neden olduğunu gösteriyor. Kullanıcılara göre en önemli fayda hız Araştırmada e-imzanın getirdiği en önemli faydanın yüzde 72 oranı ile “onay işlemlerini hızlandırması” olduğu görülüyor. 2013’te ilki yapılan araştırmada katılımcıların yüzde 41’i e-imza ile “daha etkin ve güvenli bir ortamda bilgi alışverişi yapılıyor” derken bu oran 2017’de yüzde 48’e çıkmış durumda. Kâğıda dayalı kültürden e-ortama geçiş hızlandı

Gelişen teknoloji ve çoğalan e-imza alanlarının etkisiyle daha fazla elektronik imza kullanıldığına dikkat çeken E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, “Ipsos tarafından E-GÜVEN için yapılan bu araştırma, e-imza alanında farkındalık düzeyinin arttığına işaret ediyor. İş süreçlerinin kâğıda dayalı kültürden elektronik ortama taşındığını gözlemliyoruz. Araştırma, e-imzanın kullanıcılarına ne tür avantajlar sağladığına ışık tutması açısından önemli bir referans niteliğinde.” dedi.

23


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

2018’de Fiziksel ile Dijital Arasındaki Sınırlar Ortadan Kalkıyor Fiziksel mağazalar, dijital dönüşümden geçiyor, dijital ile fiziksel arasındaki sınırlar ortadan kalkıyor. Markaların, müşterileri ile iletişim kurmak için ortalama 9 kanala sahip olduğu günümüzde çoklu kanal stratejisi zorunluluk halini alıyor

2018 yılında tüm perakende sektörünü dönüştürecek e-ticaret trendlerini açıklıyor. Geçtiğimiz yıl öngörülen görüntüleme esaslı reklamlarda sohbet asistanları, web uygulamaları ve makine öğrenimi gibi kavramlar gitgide yaygınlaşırken, yapay zekâ (AI) ve artırılmış gerçeklik (AR) bu yıla damga vuracak. Fiziksel mağazaların hala önemli olduğuna değinen RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, “Perakende sektöründe fiziksel mağazalar önemli bir dijital dönüşümden geçiyor. Rekabete ayak uydurabilmek için, perakende satış mağazalarına sahip e-ticaret markalarının, fiziksel alanlarını dijital altyapılarıyla birleştirme eğilimi sergilemeleri gerekecek” dedi. Ayrıca markaların artık müşterileri ile iletişim halinde oldukları ortalama 9 ayrı kanal olduğuna dikkat çeken Tunçer, “Bu stratejiyi en üst düzeye çıkarmak için, markalar tüm cihaz kategorilerini izleyerek her kanaldaki potansiyellerinin farkında olmalı. Dönüşüm, tıklama ya da diğer ölçütlerde reklam performansını takip etmek, gelecekteki çabalarda nerelere daha az ya da daha fazla bütçe ayrılacağı kararının verilmesine yardımcı olacak” diye konuştu. Tunçer, 2018’de e-ticaret sektöründe karşımıza 24

çıkacak 5 trendi şu şekilde sıraladı: Fizikselin gücü sürüyor. Katılımcılarının %62’sinin e-mağazalar yerine geleneksel mağazaları tercih ettiklerini belirtikleri Retail Dive Müşteri Anketine göre, birçok perakende markasının müşterilerinin çoğunu hala çevrimdışı mağaza müşterileri oluşturuyor. E-Ticaret devi Amazon bir marketler zincirinin tamamını satın aldı ve tüm dünyada gezici mağazalar açtı. Bu yeni mağazalarında e-ticaret pazarlamacılarının fazlasıyla aşina oldukları kişiselleştirme teknikleri, makine öğrenimi ve veri toplama noktalarının aynıları kullanılıyor. Dijitalde arananlar, fizikselde bulunsun isteniyor. Tüm müşterilerin neredeyse yarısı, ziyaretlerinin daha verimli ve doğru olmasını sağlamak için bir şekilde önceki arama sonuçlarına çevrimdışı bir mağazadan erişmekten memnuniyet duyacaklarını belirtiyor. Regensburg Üniversitesi’nin çok kanallı dağıtım üzerine yaptığı araştırmaya göre, alışverişçilerin yüzde 80’i herhangi bir ürünü satın almadan önce internetten bilgi topluyor. Google Consumer Barometer’ın Türkiye’deki internet kullanıcılarının üzerinde yapılan araştırmasından çıkan sonuçlara göre, kullanıcıların yüzde 47’si araştırmalarını online kanallarda gerçekleştirdiğini ancak satın alma işlemini fiziksel mağazada tamamladığını belirtiyor. Çoklu kanal macerası şimdi başlıyor. Markaların müşteri ile iletişim kurmak için kullandıkları ortalama kanal sayısı dokuz olduğu için , çok kanallı bir yaklaşım daha önce hiç olmadığı kadar önem-

li bir hale geldi. Google’a göre, çevrimiçi alışveriş yapanların %85’i alım işlemine bir cihazda başlayıp işlemi başka bir cihazda tamamlıyor. Akıllı telefonlar, tabletler ve masaüstü ekranlar kullanıyoruz ve yakın gelecekte, belki de TV ekranlarımızı ve Sanal Gerçeklik gözlüklerimizi kullanacağız. Dijital asistanlar Y kuşağının günlük yaşamında. Y kuşağının neredeyse %40’ının her gün Siri, Amazon Alexa ya da Google Assistant’ı kullanıyor. Bu nedenle de Juniper Research 2021 yılına kadar, dijital asistanlara tüm dünyada her yıl 12 milyar Doların üzerinde para harcanacağını tahmin ediyor. Yapay zekâ ve artırılmış gerçeklik gelişmeye devam edecek. Yapay zekânın önemi tüm endüstrilerde ortaya çıktı ve gelişmeye devam ediyor. Derin öğrenmeye dayalı veri güdümlü pazarlama, kullanıcının sepet değerinin dahi tahmin edilmesine yardımcı oluyor. Bununla birlikte, sanal gerçeklik ya da artırılmış gerçeklik gibi yeni ekranlar, insanların günlük yaşamının parçası haline gelmek için ilginç fırsatlar sunuyor. IKEA’nın mobilyaların dijital olarak odada görünmesini sağlayan uygulaması güzel bir örnek oluşturuyor. Pazarlama dünyasında hızlı değişiklikler olduğuna ve dijital ekranın ötesine geçen yeni teknolojilerin kabul gördüğüne şahit oluyoruz. e-Ticaret sektörü perakende satış sektörü ile iç içe geçtikçe, platformlar arası çevrimdışı bağlanabilirlik olanağı sağlayan teknolojilerin de yaygınlaşması tahmin ediliyor.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Geleceğin Endüstriyel Teknolojileri 22-25 Şubat’ta Fuar İzmir’de: Endüstri 4.0 İzmir’den başıyor Üretim anlayışını dönüştürecek yenilikçi çözümlerin tanıtılacağı FIT ’18- Geleceğin Endüstriyel Teknolojileri Fuarı, 22 Şubat-25 Şubat’ta Fuar İzmir’de kapılarını açıyor. 5 ayrı fuarı tek çatı altında birleştiren FIT ’18, endüstri alanındaki en büyük etkinlik olma özelliği taşıyor. FIT Geleceğin Endüstriyel Teknolojileri Fuarı; otomasyondan elektrik-elektronik ve enerjiye, hidrolikten bina otomasyonu ve metal işlemeye kadar pek çok alanda ziyaretçilere, sektörlerindeki en son ürün ve hizmetleri bir arada görme ve değerlendirme olanağı sunacak. FIT ’18 ile sektöre yeni bir yaklaşım getiren Bileşim Fuarcılık’ın hedefi, İstanbul’da sabitlenen sektör buluşmalarına dinamizm kazandırmak ve sanayi alanındaki teknolojik gelişmeleri İzmir’den başlayarak önümüzdeki dönemde Türkiye’nin çeşitli noktalarına taşımak. İzmir, 22-25 Şubat tarihleri arasında endüstriyel çözümler alanında teknolojinin geldiği son noktayı gözler önüne seren bir fuara ev sahipliği yapıyor. Makineler arası iletişimden yapay zekaya, üretim ve hizmet biçimlerini değiştirmeye aday pek çok yeni teknoloji, FIT ’18- Geleceğin Endüstriyel Teknolojileri Fuarı’nda ziyaretçilere tanıtılacak. Tek çatı altında 5 ayrı endüstriyel fuarı birleştiren FIT ’18 kapsamında; Otomasyon, Elektrik Elektronik ve Enerji, Hidrolik-Pnömatik, Bina Otomasyonu ve Zayıf Akım Sistemleri ve Metal İşleme fuarları katılımcılarına potansiyel müşterileriyle tanışma fırsatı sunacak. Melis Üstün: “Geleceğin teknolojilerini Türkiye’nin dört bir yanına taşıyacağız”. Sektöre getirdiği yenilikçi yaklaşım ve dinamizm

ile dikkat çeken Bileşim Fuarcılık’ın Genel Müdürü Melis Üstün, Geleceğin Endüstriyel Teknolojileri Fuarı ile üstlendikleri misyonu şöyle açıkladı: “Sanayi devriminden bu yana yaşanan teknolojik gelişmelerin son halkası olan Endüstri 4.0’ın temellerine baktığımızda, üretim anlayışını dönüştürecek bir seri hedef görüyoruz. Düşük maliyetlerle yüksek verimlilik; sürdürülebilirlik; esnek üretim; izlenebilir ve sorunu kolayca teşhis edilebilir sistemler kurulması bu hedeflerin başlıcaları. Biz Geleceğin Endüstriyel Teknolojileri Fuarı’nı kurgularken ziyaretçilerimizin mümkün olan en geniş endüstriyel yelpazede, en son teknolojik olanakları bir arada görebilmelerini istedik. Firmalarımıza üretim teknolojilerindeki gelişmeleri dünya ile eş zamanlı olarak takip etme olanağı sağlayan bu fuar anlayışını çok önemsiyoruz. İstanbul’da sabitlenen sektör buluşmalarına dinamizm kazandırmak temel hedefimiz. Geleceğin endüstriyel teknolojilerini yeni nesil fuarcılık anlayışıyla İzmir’den başlayarak önümüzdeki dönemde Türkiye’nin dört bir yanına taşıyacağız.” Türkiye’nin “beyin gücü” bu fuarda FIT ’18 katılımcılara mevcut teknolojileri deneyimleme olanağı sunarken 23-24 Şubat’ta fuar kapsamında düzenlenecek Geleceğin Endüstriyel Teknolojileri Zirvesi’nde ise önümüzdeki yıllarda fabrikalarda nasıl bir dönüşüm yaşanacağı konuşulacak.

Teknoloji Girişimcileri ve İş Adamları Derneği (TEKGİAD) iş birliği ile organize edilen zirvenin yanı sıra, Girişim Pazaryeri etkinliği kapsamında yenilikçi çözümler üreten teknoloji girişimcileri de ödüllendirilecek. 22-25 Şubat arasında saat 10.00’dan itibaren ziyaret edilebilecek FIT ’18-Geleceğin Teknolojileri Fuarı, Ege Bölgesi’ndeki en büyük ve en kapsamlı fuar kompleksi olan Fuar İzmir’de gerçekleşecek.

Melis Üstün

25


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu üniversite-sanayi işbirliğinde öncelikli alanları belirledi Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu Danışma Kurulu’nun 12 Ocak’ta gerçekleştirilen son toplantısında “Üniversite-Sanayi İşbirliği” araştırma sonuçlarını paylaşıldı ve “Kestirimci Bakım” konusu masaya yatırıldı. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri 4.0 Platformu Danışma Kurulu bir araya geldi. Toplantıda detaylarıyla “Kestirimci Bakım” konusuna yer verilirken “Üniversite-Sanayi İşbirliği” araştırma sonuçlarını paylaşıldı. Danışma Kurulu’nun toplantısında Yrd. Doç. Dr. Gönenç Yücel, Prof. Dr. Ümit Bilge, Doç. Dr. Taylan Cemgil, Doç. Dr. Mustafa Gökçe Baydoğan, Prof. Dr. Necati Aras ve Doç. Dr. Burak Acar Endüstri 4.0 çerçevesinde Kestirimci Bakım konusunu çeşitli yönleri ile ele alarak yaptıkları çalışmaları ve projeleri paylaştılar. Sanayi şirketlerinde kestirimci bakım uygulamalarının başlatılması için gerekli yol haritası odağa konuldu. Projelerin doğru tanımlanması, amacın tespit edilerek buna uygun kullanım senaryosunun kurgulanması, performans ölçütlerinin ve beklenen faydanın belirlenmesi, bu aşamalarda simülasyona dayalı analizlerin yeri irdelendi. Özellikle kestirimci bakımda hazır çözümlerle yola çıkılsa bile her hastaya aynı ilaç ve dozun etki etmemesi gibi duruma özel uygulama yaklaşımı ile projelerin sürdürülmesi gerektiği vurgulandı. Projelerin başlatılmasında karşılaşılabilecek sorunlar tartışıldı. Bosch, Netaş, BSHG, Arçelik, Festo, Tüpraş, Petkim, Turasgas gibi sanayi şirketleri ile Accenture, IBM, Microsoft, Intel, Fourone gibi teknoloji şirketlerinden oluşan Platform Danışma Kurulu’nun pilot projelerin belirlenmesi için çalıştay takvimi oluşturulmasına karar verildi. Başarı hikayeleri ortaya çıkarılacak Platform Başkan Yardımcısı Sertaç Yerlikaya, Üniversite-Sanayi İşbirliği için yöntem ve öncelikli alanların belirlenmesine yönelik yaptıkları araştırma sonuçlarını paylaştı. Platformun akademisyen ve iş dünyasından üyelerinin katıldığı bu araştırmaya göre karşılıklı beklentiler strateji ve yol haritasının oluşturulması, değişimde yer alacak yetkin ekiplerin oluşturulması, çalıştay ve eğitimlerle Endüstri 4.0 teknolojilerinin ve dönüşüm modellerinin anlatılması gibi bir çok başlıkta benzerlik gösteriyor. Sertaç Yerlikaya konuşmasında Platform üyelerin ortak pilot çalışmaları yapılmasını istediğini vurguladı. Üniversite-sanayi işbirliği ile yapılacak pilot çalışmaların Türkiye’den çıkacak başarı hikayeleri için kaynak oluşturacağı vurgulandı. Danışma Kurulu üyelerinden Taysad, Farplas, Ford Otosan,

26

Renault, Pimsa, Eczacıbaşı, Borusan, TEB , Arzum, TTGV, DHL, Ogilvy ve Egon Zehnder ile yapılan çalışmalarda başarı hikayeleri çıkarmaya odaklanılmasına karar verildi. Teknoloji deneyimleme merkezleri Araştırma sonuçlarına göre ikinci önemli alan ise teknoloji deneyimleme merkezlerinin kurulması olarak belirlendi Platform Başkanı Prof.Dr. Lale Akarun, teknoloji deneyimleme merkezleri için en önemli kaynağın para değil merkezleri kullanacak öğrenciler ve genç araştırmacılar olduğunun, üniversitenin bu bakımdan avantajlı olduğunun altını çizdi. AR-GE ve ÜR-GE kültürünün yaygınlaştırılması için yatırım stratejilerine öncelik verilmesi gerektiğini belirtti. Önümüzdeki dönem çalışılması planlanan üçüncü alan ise Endüstri 4.0’ın Türkiye üzerindeki muhtemel etkilerinin ekonomik, kültürel, imalat gibi farklı alanlarda analiz edilmesi olarak ifade edildi. Prof. Dr. Lale Akarun, Üniversite’nin farklı disiplinlerinden akademisyenlerle Kobi’lere yönelik bir Endüstri 4.0’a hazırlık endeksi çalışmasına başladıklarını belirtti. Endeksleme çalışmasının projelendirilmesi için reel sektörle ve etkin sivil toplum kuruluşları ile farklı iş birliktelikleri için görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Toplantıda, Endüstri 4.0 teknolojileri ve bu teknolojilerin neden olduğu dijital dönüşümü anlamak, dönüşümde yer almak ve aynı zamanda kritik düşünme becerisini de geliştirerek kendi alanında yönlendirici olmak isteyenler için Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi tarafından hazırlanan ‘Endüstri 4.0 ve Değişim Yönetimi Sertifika Programı’ hakkında bilgi verildi. Dört modülden oluşan programda küresel yaklaşımlar, programlama ve veri analitiği, otonom sistemler, makine öğrenmesi, siber güvenlik, “blockchain” gibi teknoloji konularının yanında değişim ve teknoloji yönetimi ve yönetişim konuları da yer almakta. İsteyen herkese açık olan sertifika programının mart ayında derslerine başlayacağı belirtildi. İsteyen şirketlere, ihtiyaçlarına göre farklı kurgular da sunulmakta. Endüstri 4.0 teknoloji ve dönüşüm yönetim modellerinin ders olarak anlatıldığı çalışanlara yönelik ikinci öğretim master programlarında yapılan yeniliklerle ilgili

bilgi verildi. Boğaziçi Üniversitesi’nde Yazılım Mühendisliği, Otomotiv Mühendisliği, Executive MBA, Ekonomi Finansı, Finans Mühendisliği, Tıbbi Sistemler ve Bilişim gibi farklı alanlarda ikinci öğretim programları bulunmakta. Kapanış konuşmasında Platform Başkanı Prof. Dr. Lale Akarun, Nisan ayında yapılacak Danışma Kurulu toplantısında ‘Lojistik Optimizasyonu’ konusunu ele alacaklarını belirtti. ‘’Kestirimci Bakım’’ Yaklaşımı Hakkında: Kaynak maliyetleri ve kapasite kısıtlarının büyük önem taşıdığı rekabetçi üretim ortamlarında, üretim araçlarının bakım/onarımlarının arıza oluşmasından sonra yapılması (tepkisel bakım) nasıl verimsiz bir yaklaşım ise, bakımın düzenli aralıklarla fakat üretim araçlarının gerçek durumları göz önüne alınmadan yapılması (önleyici bakım) da yetersiz kalan bir yaklaşımdır. “Kestirimci bakım” üretim araçlarının “sağlık” durumlarının sürekli biçimde gözlemlenerek, arıza zamanının önceden tahmin edilmesi ve bakımın gereksinim oluştuğunda yapılmasıdır. Bunun için, titreşim, yüksek-frekanslı ses, ısı gibi çeşitli kritik süreç ve makina parametreleri sensörler vasıtası ile sürekli biçimde algılanır ve sonuçta oluşan devasa boyuttaki veri gerçekzamanlı olarak anlamlandırılır. Bu yaklaşım, Endüstri 4.0 diye adlandırdığımız dijital dönüşümün üstüne oturduğu akıllı sensörler, kablosuz ağ, bulut, büyük veri analizi, yapay zekâ ve simulasyon gibi teknolojiler sayesinde, artık sadece söylemesi hoş bir düşünceden ibaret değil, gerçekleştirilebilir bir kavramdır. Kestirimci bakım, üretim sistemlerinde verimliliğinin arttırılarak maliyetlerin düşürülmesindeki rolü nedeni ile, tüm dünyada Endüstri 4.0 içinde akla ilk gelen kullanım örneklerinden biri haline gelmiştir. Ancak, TÜSİAD’ın Aralık 2017 tarihinde yayımladığı “Türkiye’nin Sanayide Dijital Dönüşüm Yetkinliği” raporunda da görüldüğü gibi, özellikle küçük ölçektekiler olmak üzere, sanayi şirketlerimizin çoğunda bu alandaki uygulamalar pilot proje aşamasında ve henüz gelişime açıktır. Kestirimci bakım, bu nedenlerle, Endüstri 4.0 Platformu’nun ele alacağı öncelikli konulardan biri olarak belirlendi.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Ericsson’dan 2018 Tüketici Trendleri Raporu: “Teknoloji daha insancıl hale gelecek” Ericsson (NASDAQ: ERIC) ConsumerLab, her sene olduğu gibi bu yıl da teknolojinin geleceğini şekillendiren 2018 Tüketici Trendleri raporunu açıkladı. Sanal gerçeklik, Internet of Things (IoT - Nesnelerin İnterneti) ve 5G’nin önemli gündem maddelerini oluşturduğu rapora göre, tüketiciler dijital dönüşüm kapsamında teknolojinin insani özelliklerine odaklanıyor. Ericsson’un teknolojiyi yakından takip eden kullanıcıları incelediği 2018 Tüketici Trendleri raporuna göre, teknolojiye yönelik beklentiler sürekli olarak artış gösteriyor. Tüketiciler dijital teknolojiden her zamankinden daha fazlasını bekliyor, teknolojiye daha pragmatik yaklaşıyor. Günlük hayatın rutininde yer alan cihazların inceliklerini öğrenmekten kaçınan tüketiciler, artık teknolojik cihazlardan kendilerini tanımalarını ve insani kabiliyetlere sahip olmalarını istiyor. Örneğin, tüketiciler evlerine vardıklarında tek bir el hareketiyle lambaları yakmayı, hoparlörden sevdikleri müziklerin çalmaya başlamasını, yine tek bir göz hareketiyle müziği değiştirebilmeyi hayal ediyor. Drone’lara özel yol sistemi Rapor, akıllı asistanlar, sanal gerçeklik, ulaştırma gibi alanlara yönelik beklentileri de ortaya koyuyor. Örneğin, mevcut sesli asistan kullanıcılarının yarısından fazlası, teknolojik cihazlarla etkileşim kurmak için, tıpkı insanlarla olduğu gibi, beden dilini, yüz ifadesini, ses tonunu ve dokunma eylemlerini kullanmayı tercih ediyor. Dahası, rapora katılanların yüzde 39’u, şehirler için artık drone’lar ve uçaklar için özel bir yol ağına gereksinim olduğunu düşünüyor. Arttırılmış gerçeklik ve sanal gerçekliğe gelindiğinde ise, kullanıcıların çoğuna göre reklamlar ürünün kendisinin yerine geçecek kadar gerçekçi hale gelecek. Her dört kişiden üçü de sadece beş yıl içerisinde, akıllı telefon fotoğraflarının içerisinde yürümek için sanal gerçeklikten yararlanabileceğine inanıyor. Devrimsel teknoloji yenilikçi dünyayı inşa edecek Kişisel teknolojideki mevcut gelişmeler ve geleceğe yönelik beklentilerin ötesinde, yenilikler, başlıca endüstrileri de şekillendirecek. Otomotiv endüstrisinde gelecek nesil teknolojisi, kendi kendini idare eden araçların, ulaşımı daha etkin ve güvenli hale getirmesine imkan tanıyacak. Sağlık hizmetlerinde 5G, uzaktan tanı ve ameliyat, hasta takibi, tıp eğitiminde sanal gerçeklik gibi kabiliyetlere imkan tanımanın yanı sıra endüstriyi daha da ileriye taşıyacak birçok gelişmiş araç ve hizmetlerin gerçekleşmesini sağlayacak. Kamu hizmetlerinde, üretimde, finans hizmetlerinde, kamu güvenliğinde, devlet içerisinde ve aslında bölgedeki her sektörde, bu teknolojik yenilikler günlük işlemlerde derinlemesine bir etki oluşturacak. 2018 Tüketici Trendleri raporundaki bilgiler 40’tan fazla ülkedeki 100,000 internet kullanıcısıyla gerçekleştirilen küresel araştırma programı kapsamında yapılan görüşmelere dayanıyor. Çalışma 1.1 milyar vatandaşı temsil etse de, kitlenin teknolojiyi erken dönemde benimseyen bir profili olması dolayısıyla sonuçlar geleceğin trendlerini keşfederken önemli bir rol oynuyor. 28


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

KOBİ’lerin e-ticaret operasyonu hızlanacak! IdeaSoft ve Paraşüt, KOBİ’lerin e-ticaret satışlarını kolayca muhasebeleştirebilecekleri bir iş birliğine imza attı. bir hizmet sunabilmek adına pek çok iş ortaklığı gerçekleştirdik. Bundan sonra da bu gibi değerli iş birliklerimiz sürecek” dedi. Paraşüt Kurucu Ortağı Sean Yu ise “Türkiye’de e-ticaret sektörü hızla büyüyor. Kendi web sitesini kurup e-ticarete adım atan KOBİ’lerin sayısı da her geçen gün artıyor. Bu kapsamda işlerini hızla büyüten KOBİ’lerin operasyonel ihtiyaçları öncelikler arasında en üst sıraya çıkıyor. Gerçekleştirdiğimiz iş birliği de söz konusu ihtiyaçlara çözüm sunarak e-ticaret sektörünün ön muhasebe alanındaki iş yönetimini ve takibini daha kolay hale getirecek. Paraşüt, artık sadece bir ön

muhasebe programı değil, bir işletme sahibinin hem finansal işlemlerini yapabildiği hem de tüm iş süreçlerini yönetebildiği bir platform olma yolunda ilerliyor. Bu hedefimize, e-ticaret yazılımı sektöründe 10 yılı aşkın süredir hizmet veren IdeaSoft ile gerçekleştirdiğimiz entegrasyonla bir adım daha yaklaştık. Bize gelen talepleri ve farklı iş birliklerini değerlendirip en geniş kitleyi etkileyecek olanlara öncelik veren bir sıralama yaptık ve geliştirme sürecimize dahil ettik. Bu plan doğrultusunda 2018 yılında kullanıcılarımızı birçok yenilikle buluşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

Türkiye’nin lider e-ticaret altyapı sağlayıcısı IdeaSoft ile ön muhasebe programı Paraşüt, küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) e-ticaret operasyonlarını hızlandıracak bir iş birliğine imza attı. Bu kapsamda gerçekleştirilen entegrasyon sayesinde, e-ticaret yatırımı yaparak ürünlerini internet üzerinden satmak isteyen KOBİ’ler; site kurma ve ön muhasebe yönetimi gibi işlemleri tek bir platform üzerinden kolayca yapabilecek. Böylece KOBİ’lerin e-ticaret sitelerine gelen tüm siparişlerin yanı sıra müşteri, ürün ve fatura bilgileri, Paraşüt hesabına otomatik olarak aktarılırken e-ticaret satışları da çok daha kolay muhasebeleştirilecek. IdeaSoft Kurucu Ortağı Seyhun Özkara, “Kurulduğumuz günden bu yana KOBİ’lerin dijitalleşmesi ve gelişimi için çalışıyor, bu anlamda büyüyen Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan KOBİ’leri destekleyen pek çok farklı inovatif çalışmayı hayata geçiriyoruz. Bugün, onların işini kolaylaştırmak, satışlarını artırmak ve katma değer sağlamak adına yaptığımız çalışmalara Paraşüt ile yeni bir soluk kazandırdık. E-ticaret süreçlerinde ‘muhasebe yönetimi’, KOBİ’lerin hayatını kolaylaştıracak en önemli konulardan biri… Bu anlamda Paraşüt ile gerçekleştirdiğimiz iş ortaklığı ile; KOBİ’lerin tek tıkla e-ticaret satışlarını faturalama, e-fatura veya e-arşiv gibi tüm süreçlerini kolayca yönetebilmelerini sağlıyoruz. Böylece daha az zaman ve emekle daha hızlı iş ve süreç yönetimi yapılabilmesine imkan tanıyoruz. Bu zamana kadar müşterilerimize bütünleşik 29


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

“ISS Proser Güvenlik 4.0” çağı başladı ISS Proser, dünyanın geleceğini şekillendirecek Endüstri 4.0 çağının güvenlik sektörüne yansıması olan “Güvenlik 4.0” projesine start verdi. Ülkemizin en büyük güvenlik şirketlerinden ISS Proser’in “ISS Proser Güvenlik 4.0” başlıklı projesi, bugün kullanılan bütün sistemlerin yerini alacak. ya da yerel yapay zekâ tarafından anlık alınan kararları tüm bileşenlere bildiren, aksiyon ve sonuçları takip ederek teknolojik-fiziki güvenliğin birlikte sağlandığı “dijital bina” yapılanmasının gerçekleştirileceğini ifade etti. Aydemir, üçüncü seviyede de her binadaki yapay zekâdan gelen verilerin, aksiyonlar ve riskler doğrultusunda merkezi yapay zekâ tarafından işleneceğini, genele yayılacağını ve uyarlanacağını anlattı. TASARRUF DA VERİMLİLİK ÜST DÜZEYDE ISS Proser Genel Müdür Yardımcısı Atilla Kahan Aydemir, “ISS Proser Güvenlik 4.0” projesine özellikle kurumsal firmaların büyük ilgi gösterdiğini Dünya güvenlik sektörünün en büyük hizmet

müdahale organlarını ise insan gücü ve bu güce

açıkladı. Bu derece gelişmiş ve etkin bir sistemin

sağlayıcılarından ISS’in Türkiye merkezi ISS Türki-

üst düzeyde destek veren cihazlar oluşturacak.

büyük maliyetlere yol açabileceği endişelerine de

ye, yakın gelecekte tüm özel güvenlik hizmetle-

“DRONLAR VE ROBOTLAR, GÖREV BAŞINA”

cevap veren Atilla Kahan Aydemir şöyle dedi:

rinin yerini alacak nitelikteki “ISS Proser Güvenlik

ISS Proser Genel Müdür Yardımcısı Atilla Kahan

“Günümüzde orta ölçekli bir binada verilen

4.0” projesini başlattı. 53 ülkede faaliyet gösteren

Aydemir, “ISS Proser Güvenlik 4.0” projesinin

güvenlik hizmetine kıyasla ‘ISS Proser Güvenlik

ISS’in dünya çapındaki know-how’ından da ya-

vaat ettiği hizmeti eksiksiz sunacak çalışmaları

4.0’ sistemi personelle ilgili bütün kalemlerde

rarlanan proje, konvansiyonel güvenlik yaklaşı-

üç seviyede sürdürdüklerini açıkladı. Atilla Kahan

yüzde 30 azalma sağlıyor. Uzun süreli leasing

mından çok üstün nitelikte güvenlik hizmeti sun-

Aydemir “Halihazırda kullandığımız CCTV kamera

planlaması ile de aylık maliyetleri ciddi oranda

manın yanı sıra teknik altyapıda büyük gelişme

sistemleri, akıllı video analiz programları, sensör-

düşürüyor. Bütün bunların yanı sıra söz konusu

yaratacak, personel ve yatırımla ilgili konularda

ler, X-ray cihazları ve mobil terminaller birbiriyle

tesis veya binayı çağın ötesinde teknolojik bir

ise ciddi tasarruf sağlayacak.

ve merkezimizle kesintisiz iletişim gerçekleştire-

altyapıya kavuşturduğu için mülkün değerini de

Tedbir-izleme-müdahale aşamalarını en ileri

cek. Bu donanıma orta vadede drone’larımız ile

fazlasıyla artırıyor.”

düzeydeki teknolojiyle bütünleştiren “ISS Proser

robotlarımız da katılacak. Bütün bu bileşenleri

ISS Proser Genel Müdür Yardımcısı Atilla Ayde-

Güvenlik 4.0” projesinde beyin görevini yapay

yapay zekâ yönetecek” dedi.

mir, “ISS Proser Güvenlik 4.0” projesinin Özyeğin

zekâ üstlenirken, diğer hayati organların işlevini

Atilla Kahan Aydemir, projenin ikinci seviyesinde,

Üniversitesi tarafından düzenlenen “Endüstri 4.0”

akıllı bileşenler, dijital binalar ve bağlı binalar,

toplanan verilere dayanarak önceden planlanan

başlıklı sempozyuma davet edildiğini söyledi.

30


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

YAŞLANAN SEKTÖRLER VE ÖĞRENEN MAKİNELER Yaşlanan sektörler var; tekstil ve turizm sektörü gibi. Bu sektörlerde kârlar minimize olmuş ve müşteriyi ikna etmek de o derece zorlaşmış durumda. Değişim, yenilik ve farkındalık yapmaz, inovasyona para harcamazlarsa işleri zor demektir. Başka bir açıdan ise bu sektörlerin inovasyon yapması, hem sermaye birikimlerinin azalmış olması ve hem de psikolojik limitlerinin sonuna gelmiş oldukları için o derece de zorlaşmış durumdadır. Yapılan bir araştırma bu durumu teyit etmektedir; araştırmaya göre yaşlanan sektörlerde değişim ihtiyacının azalmakta olduğu belirlenmiştir. Özellikle makinelerin akıllanması ve nesnelerin interneti her sektörü yavaş yavaş etkisi altına almaya başlamıştır. Tedbir alınmaması halinde birçok sektörün bu gidişata uzun süre dayanması mümkün gözükmemektedir. Akıllanan makineler ve öğrenme isteği azalan insanlar Akıllı makineler demek her şeyin dijital olarak birbirine bağlanması ve birbiriyle konuşması demek. Üretimin dijitalleşmesi kapsamında ekipmanlarla bilgisayarların birbiriyle konuşabileceği ve internet sayesinde gerçek zamanlı bilgilerin paylaşılabileceği üretim konsepti önümüzdeki yıllarda rekabetin belirleyici unsurları haline gelecek. McKinsey raporuna göre, fabrikalarda nesnelerin internetinin yaratacağı ekonomik etki 2025 yılına kadar 1,2 ile 3,7 trilyon arasında olacak. Fabrikaları, şehirler, insan ve perakende kategorileri takip ediyor. Rapora göre nesnelerin interneti teknolojilerinin nasıl ekonomik değer yaratacağını ortaya koyuyor. 2025 yılına kadar devasa büyüklüğe ulaşabilecek pazarda akıllı fabrikalar önemli rol oynayacak. Nesnelerin interneti – yani ağlar tarafından bilgi işlem sistemlerine bağlanan algılayıcılar ve aktüatörler - son beş yılda büyük bir gelişme gösterdi. 2020’ye kadar dünya çapında işe yarayan 40 milyar nesnenin internete bağlı olacağı öngörülüyor. Ülkemiz ise bu konuya çok da hazırlıklı gözükmüyor. TÜİK’in 2016 verilerine göre, imalat sanayindeki girişimlerin yüzde 58,9’u düşük teknoloji sınıfında. Sektör temsilcilerine göre, Türkiye’de geleceğin fabrikaları algısı ve teknolojik olgunluk seviyesi düşük. Akıllı fabrika yazılımları, robotik hatlar, otomasyon teknolojileri ve ekipmanlar konusunda Türkiye zayıf kalıyor. Devlet bu konuda ciddi politika geliştiriyor ve önemli bütçeler ayrılıyor ancak iş gücü sanayiden hizmet sektörüne kayıyor. Uzmanlar dijital sanayi uygulamalarının üretimin kalitesini yükselttiğini, enerji tasarrufu sağladığını ve ekipman bakımını kolaylaştırdığını belirtiyorlar. Türkiye’de ise son yıllarda bu konudaki önemli gayretlere rağmen, veriler halen kat edilmesi gereken ciddi bir mesafe olduğunu ortaya koyuyor.

Makinelerin konuşması Google, makine öğrenmesi (machine learning) alanındaki öncülerdendir. Makineler öğrenmesi, bir bilgisayar sisteminin elindeki verilerden bir şeyler yapmayı öğrenmesi demektir. Yani bu makineler, kör bir şekilde ona verilen komutları yerine getirmez. İş yaparken, bir yandan da yeni yöntemler öğrenirler. Google, daha genel ismiyle “derin öğrenme” adı verilen makine öğrenmesi algoritmalarını kullanmaktadır. Bu algoritmalar, devasa miktarda veri içerisindeki kendini tekrar eden desenleri tespit etmeye yaramaktadır. Örneğin, Haziran 2012›de Google, 16.000 bilgisayardan oluşan bir yapay sinir ağı (neural network) inşa etmiştir. Bu bilgisayarlar, YouTube üzerinden milyonlarca kedi videosunu tarayarak, bir diğer zaman kedi gördüğünde onu diğer cisimlerden ayırt edebilecek şekilde kendilerini eğitmişlerdir. Yani insanlık 16.000 bilgisayarı bir araya getirerek tıpkı beynimiz gibi dev bir sinir ağı inşa ediyor ve buna öğrettiği ilk şey, kedi videoları izlemek ve kedileri tanımak oluyor! Kendisine kedinin ne olduğu tanımlanmayan dev bir bilgisayar ağı, tıpkı bir bebeğin doğumundan itibaren deneyimlediği sayısız şeyden çıkarımlar yaparak bir

şeyleri ayırt etmeyi öğrenmesi gibi, kedi videolarının başkahramanını ayırt edebilmeyi öğrenmiştir. Sonuç olarak karşımıza önemli bir soru çıkıyor; akıllı makineler hayatımıza hızlı şekilde girerken insanlar ve firmalar bu yenidünyanın gereklerine uygun şekilde kendilerini donatıyorlar mı? Kendilerini bu sürece hazırlamayanların küresel rekabette şansı ne kadar olacak? Akıllanan makinelerin dünyasına kendimizi hazırlamak için neler yapılabilir? İnovasyon ve dönüşüm merkezlerinin sayısı arttırılmalı Firmalar kendi sektörlerinin değişim kodlarını anlamak için özel departman kurmalıdırlar Firmalar hem beyaz ve hem de mavi yakaya büyük değişim üzerine bilgilendirme workshopları düzenlemeli, dijital entegrasyon uyarlamalarını simüle etmelidirler Bilinmelidir ki ‘dijitalleşme çılgınlığı’ kurumsallaşma anlayışlarımızı, kurumsallaşmaya bakış açımızı kökten değişime uğratacak bir özellik taşıyor. Dolayısıyla yöneticiler kurumsallaşma paradigmasının ne tür bir değişime uğradığını yakından takip etmelidirler Sözün kısası, liderler, yöneticiler, akıllı sistemleri kendilerine nasıl uyarlayabilecekleri konusunda ellerini çabuk tutmak durumundadırlar. 31


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Yenilikçi İş Modelleri ile Hız ve Karlılık Artışta Dijitalleşme ile şirketler hızlanıyor, karlılık artıyor. Özellikle hizmet sektöründe saat bazlı faturalandırma yerini sabit ücretli tekliflere bırakıyor. Öte yandan dijitalleşmeyle ek gider yaratmadan hizmet kalitesi artırıyor. Bu yeni iş modellerine uyumda ise hizmet sektöründeki kadınların sesi daha güçlü çıkıyor.

Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar profesyonel hizmet sektörünün değişimine yol açtı. Fiyat duyarlılığı, karmaşık hizmet talepleri, yüksek kalite beklentisi ve kısalan teslimat süresi talepleri gibi müşteri eğilimleri artış gösteriyor. Bu karmaşık pazarda profesyonel servis sağlayıcılar, pazarda kalıcı olmak ve gelirlerini arttırmak için rakiplerinden farklılaşacak yeni yollar arıyor. Örneğin saat bazlı faturalandırma yerine sabit ücretli teklifler veriyorlar. Bu stratejilerde bütçe dışına çıkmamanın yolu yeni beceriler ve dijitalleştirilmiş süreçlerden geçiyor. Ücretlendirmede Yeni Trendler Bir çok firma fiyatlandırma politikalarını gözden geçiriyor. Page Executive Direktörlerinden Hakan Cönbez, profesyonel hizmet sektöründe önde gelen denetim firmaları da önceki dönemlerde saat bazı fiyatlandırmaya yöneldiklerini belirterek, hizmet oranlarındaki baskı artışı fiyat politikalarında değişime neden olduğunu ifade ediyor. Müşterilerin verilen hizmeti fiyatlandırmakta çoğu zaman zorlandığını belirten Cönbez: “Müşterileri alacağı hizmetin faturasını iş başlamadan bilmek istiyorlar. Pazardaki bu talebi karşılamak için profesyonel hizmetler sunan firmalar sabit 32

bir fiyatlandırma sistemine gitmek zorunda kaldı. Sektörün her köşesinde bu trendin hakim olduğunu gözlemlemek mümkün. Rekabet nedeniyle, bir firmanın uyguladığı ücret politikasını diğer şirketler de takip etmek durumunda kalıyor.” diyor. Yeni İş Modellerine Geçişte Profesyonel Hizmet Firmaları Bir Adım Önde Diğer sektörlerle kıyaslandığında hizmet sektörü yeni iş modelleri hayata geçirmede daha avantajlı oluyor. Doğaları gereği, değişime ve taze fikirlere daha açık olan profesyonel hizmet firmaları değişime hızla adapte olabiliyor. Uzmanlar profesyonel hizmet sektörünün bu denli yeniliğe açık olmasını sahip olduğu çeşitliliğe de bağlıyor. Page Executive Direktörü Hakan Cönbez;

hizmet sektöründe özellikle kadın çalışan oranı ve kadınların sektörde sesini duyurabilme imkânının diğer sektörlere kıyasla çok daha önde olduğunu belirtiyor. CEO’lar inovasyonla besleniyor Amansız rekabet ortamında inovasyonu iş stratejisinden ayırmayan ve doğru işe yerleştirmelerde bulunan CEO’lar başarının kapılarını açıyor. Başarılı bir inovasyon saydam bir yönetim ve katı bir idare gerektiriyor. Dijital çağda şirket verimliliğine CEO’lar rehberlik ediyor. Başarılı liderler; karlılık raporlamasını iyileştirmek için finansal süreçlerde standardı koruyarak merkezîleştiriyor. Kaynaklara verimli bir şekilde erişmek için sistemler ve süreçler oluşturuyor. Yetenek yönetimi için cesur girişimlerde bulunuyor.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Koçan Yığınlarından Akıllı Telefonlara, Faturanın Dönüşümü Paraşüt’ün mobil uygulaması sayesinde işletmeler; otobüsten, vapurdan, evden, kısacası bulundukları her yerden fatura oluşturup anında gönderme imkanına sahip.

Küçük ve orta ölçekli işletmeler için geliştirilen online ön muhasebe programı Paraşüt, bugüne kadar 10.000’e yakın KOBİ’nin ön muhasebe alanındaki işlemlerini dijitale ve mobile taşıdı. Mobil uygulamasına yeni özellikler ekleyerek mobil kullanım oranını artırmayı hedefleyen Paraşüt; e-ticaretten, teknolojiye, hizmet sektöründen reklam ajanslarına kadar Türkiye’deki girişimlerin %99.8’ini oluşturan KOBİ’lere hizmet veriyor. KOBİ’lerin sağlıklı bir biçimde büyümelerinin ilk öncelikleri olduğunu söyleyen Paraşüt Kurucu Ortağı Sean YU “Günümüzde rekabet yoğun yaşanıyor ve iş modelleri her geçen gün değişiyor ve gelişiyor. Böyle bir ortamda KOBİ’lerin hızla büyüyebilmeleri, daha da önemlisi rekabette güçlenebilmeleri için sürdürülebilir yeniliklere her daim açık olmaları gerekiyor. KOBİ’lerin günlük operasyonlarını hızlandırıp daha önemli işlerine ve büyüme süreçlerine odaklanmalarını sağlayacak teknolojilerden faydalanmaları gerekiyor. Bu teknolojilerden biri olan online ön muhasebe programları da KOBİ’lerin, tüm finansal verilerini kontrol altında tutarak ön muhasebelerini kolaylıkla ve doğru bir şekilde yönetebildiği çözümlerdir. Birkaç sene

öncesine kadar gelir/gider işleri çoğunlukla Excel dosyalarında veya defterlerde yürütülürdü. Faturaların hazırlanma, alıcıya gönderilme ve iptal işlemleri hem vakit hem de para kaybına neden olurdu. İş hacimlerindeki sürekli artış nedeniyle ön muhasebe, özellikle de faturalandırma çoğu firma için külfet haline gelmişti. Bu nedenle faturalandırma sürecini kolaylaştıracak verimli ve esnek finansal takip araçlarını kullanmak kaçınılmaz hale geldi. Günümüzde bu tür finansal

işlemleri akıllı telefonlarımızla, günün her saati, dilediğimiz her yerden yapabilir durumdayız. Bu noktada Paraşüt, KOBİ’lerin en önemli ihtiyacı olan bu konuda çözüm sunan bir marka oldu. Gelişen ihtiyaçlara göre platformumuzun özellikleri ve kullanım alanlarını da genişletmeye devam ediyoruz. KOBİ’lere, fatura takibi, cari hesap takibi, gelir/gider takibi, raporlama, e-fatura, online tahsilat gibi ön muhasebe faaliyetlerinin yönetimini sağlamanın yanı sıra, yakın zamanda hayata geçirdiğimiz CRM entegrasyonu ile de KOBİ’lerin aynı zamanda müşteri ilişkileri yönetimini de yine Paraşüt üzerinden yapmalarına olanak tanıyoruz. Paraşüt olarak, kurulduğumuz 2013 yılından bu yana genç ve dinamik bir ekiple istikrarlı ve hızlı bir şekilde ön muhasebe alanında hizmet veriyor ve büyüyoruz. 4 yılımızı bitirdikten sonra bugün 50 kişilik bir ekiple eski ofisimize sığmaz olduk ve Karaköy’deki yeni yerimize taşındık. Beşinci yılına girecek bir girişim olarak hedeflerimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz. 2017 yılını, iki katı bir büyüme oranı ile kapadık. 2018 ve takip eden yıllarda daha çok KOBİ’ye ulaşarak daha fazla büyüyebilmek ve alanımızdaki en büyük teknoloji geliştiricisi olmak amacıyla heyecanla çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

33


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Platin Bilişim’in 2018 hedefi; yüzde 30 büyümek Platin Bilişim, hedef büyüttü. Kamu projelerine ağılık verecek olan ve KOBİ’lere odaklanacak olan firma, bu sene yüzde 30 oranında büyümekte kararlı.

2018’de çoğu şirketin rekor seviyede güvenlik harcaması yapacağı tahmin ediliyor. Araştırma şirketi Gartner’ın son raporuna göre; güvenlik harcamaları 2018 yılında 96,3 milyar dolar seviyelerine ulaşacak. Özellikle güvenlik harcamaları içinde yükselecek kalemin siber güvenlik tehditlerine karşı alınacak önlemler olduğu tahmin ediliyor. Bu veriler ışığında hedef büyüten Platin Bilişim, 2018 yılında yüzde 30 oranında büyüme kararı aldı. Geçtiğimiz sene bankacılık ve finans, havacılık, otomotiv, telekomünikasyon, enerji ve perakende sektörüne odaklanan kurum, bu sene kamu projeleri ve KOBİ güvenlik yatırımlarına da ağırlık verecek. Ürün gamı anlamında kendine yüzde 40 büyüme hedefi koyan firma, istihdam ve işgücü anlamında ise yüzde 18 oranında büyümeyi planlıyor. 2001 yılından beri Türkiye’nin önde gelen kurumlarına “Siber Güvenlik” ve “BT Güvenliği” konularında profesyonel çözümler sunan Platin Bilişim, 2017’yi de rekor büyüme ile kapattı. Sektörün büyüme hızının üstüne çıkarak yüksek performans sergileyen Platin Bilişim, iş ortakları IBM, Symantec, Bluecoat, , Vasco, Rapid 7, Veeam, Resilient Systems gibi global markalarla büyümesini sürdürecek. 2018’de siber saldırılar artıkça, güvenlik yatırımları da hız kazanacak “Bir şirketin güvenlik harcamasının temel belirleyicisi, yüksek profilli siber saldırılara ve şirketin dünya genelindeki statüsünü etkileyen güvenlik ihlallerine karşı verdiği tepkidir” yorumunda bulunan Platin Bilişim Genel Müdürü Ayhan Bamyacı, “Son üç yılda artış görülen WannaCry, NotPetya ve 34

Equifax gibi siber saldırılar, güvenlik yatırımlarını en üst seviyeye çıkarttı. 2020’de veri kaybı önleme, şifreleme ve veri odaklı denetim önem kazanacak. Dünya genelinde 2021’de 6 trilyon USD’lik Cybercrime suç oranı olacağı tahmin ediliyor. 2018 yılında fidye yazılımları da evrim geçirecek. Sunucusuz uygulamaların siber güvenliğe olan etkileri daha çok tartışılmaya başlanacak. Öte yandan makine öğrenimi ile siber güvenlik ekipleri ve siber suçlular arasındaki silahlanma yarışı daha da artmasını bekliyoruz. Güvenlik çözümlerinde Makine Öğrenme, Yapay Zeka ve Sinir Ağları tabanlı özellikle Güvenlik Zekası, Olay Müdahalesi ve Tehdit avcılığı çözümleri, büyük veri ile birlikte daha çok kullanılmaya başlayacak” dedi. 2020 itibarı ile şirketlerin %60’ından fazlası, veri kaybı önleme, şifreleme ve veri odaklı denetim gibi çoklu veri güvenliği araçları yatırım yapacak “Gartner raporlarına paralel olarak bizler de Türkiye’de siber saldırı kurbanı olmamak için, aynı zamanda test ve olay yönetimi konularında da yatırım artışı beklemekteyiz. Platin Bilişim olarak bu veriler ışığında büyüme hedeflerimizi revize ettik ” şeklinde sözlerini sürdüren Ayhan Bamyacı sektör araştırması raporunu ise şöyle değerlendirdi: “Gartner’in son rapora göre, 2020 itibarı ile şirketlerin %60’ından fazlası, veri kaybı önleme, şifreleme ve veri odaklı denetim gibi çoklu veri güvenliği araçları yatırım yapacak. Bugün veri güvenliği yatırımları; yüzde 35 oranında tanı ve müdahaleye odaklanmış durumda. Yakın gelecekte ise bu eğilim yerini başka bileşenlere bırakacak. Dünya gene-

linde 2018’de dış güvenlik tedariği harcamaları toplamda 18,5 milyar dolara yükselecek ve 2017’ye oranlar %11 artış gösterecek. Türkiye’de benzer oranda bir artış beklemekteyiz. Hedefli saldırılarda makine öğrenme (ML) teknikleri daha çok kullanılacak Ayhan Bamyacı 2018 yılında kurumları ve bireyleri bekleyen siber güvenlik tehditlerini ise şöyle özetledi: “Kişisel verilerin korunması ile ilgili ülkemizde KVKK *Kişisel Verilerin Korunması Kanunu *TCK 6698 olarak bilinen GPDR (General Data Protection Regulation) yayınlaşacak ve kapsamı genişletilecek. Bu gelişmeler ışığında sektörde özellikle Fidyeleme ve bazı yok edici (destructive) atakların olması bekleniyor. Bunun yanı sıra DDoS, APT türevleri gibi atakların blockchain yada mesh/tether teknolojileri ile özellikle Data Exfil veri sızdırma espiyonaj atalarında bu teknolojilerin kullanılmaya başlanmasıyla saldırılar boyut değiştirecek. Özellikle hedefli saldırılarda makine öğrenme (ML) tekniklerinin kullanılması gündemde olacak. Artık daha zeki saldırılar ile karşı karşıya kalacağız. Bulut güvenliği çözümlerinin gelişmesi ile çok sayıda broker yöntemlerine yönelik çeşitli atakların olacağını tahmin ediyoruz. Ancak en sofistike atakların genel olarak içerisinde fidye üzerinden gelen sıcak paranın olması nedeniyle, fidyeleme saldırılarında olduğunu görmekteyiz. Burada pazarın büyüklüğü 2017’de 5 Milyar USD’yi geçmiş durumda. Üretilen her 10 zararlı kötü amaçlı yazılımın 6 tanesinin fidyeleme saldırıları için yapıldığını biliyoruz.” Sunucusuz uygulamaların siber güvenliğe olan etkileri çok tartışılacak! 2018 yılında fidye yazılımları evrim geçireceğine dikkat çeken Bamyacı sözlerini şöyle noktaladı: “Sunucusuz uygulamaların siber güvenliğe olan etkileri daha çok tartışılmaya başlanacak. Öte yandan makine öğrenimi ile siber güvenlik ekipleri ve siber suçlular arasındaki silahlanma yarışı daha da artmasını bekliyoruz. Güvenlik çözümlerinde Makine Öğrenme, Yapay Zeka ve Sinir Ağları tabanlı özellikle Güvenlik Zekası, Olay Müdahalesi ve Tehdit avcılığı çözümleri, büyük veri ile birlikte daha çok kullanılmaya başlayacak. Özellikle bulut bilişim tarafında popüler olmaya başlayan serverless apps kavramı ile servislerin güvenliğindeki kimlik hırsızlıkları, DDoS ve veri güvenliği alanları önemini arttıracak.”


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

TÜRKİYE’DE BİR İLK: SATIŞ PROFESYONELLERİ “SATIŞ 4.0” ANA TEMASI İLE BİR ARAYA GELECEK Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin satış profesyonelleri, “Satış 4.0” ana teması ile Sales Network platformu tarafından organize edilen TALKS etkinliğinde buluşuyor. Türkiye’nin ilk yapay zeka ile hazırlanan kariyer fuarı “Satış Kariyer Günleri”nin de gerçekleşeceği etkinlik, satış mesleğini güçlendirmek ve üniversiteli gençlerin kariyer tercihlerine destek olmak amacıyla düzenleniyor. Pin Grup öncülüğünde kurulan ve Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen Sales Network platformu, satış profesyonellerini TALKS etkinliğinde buluşturuyor. Her yıl Satış Profesyonelleri Günü’ne denk gelen Mart ayının ilk perşembesi düzenlenen TALKS etkinliği, bu yıl 1 Mart 2018 Perşembe günü Hilton Convention Center’da gerçekleşecek. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin satış profesyonellerinin katılacağı etkinliğin sunuculuğunu ise ünlü spor spikeri Nebil Evren üstlenecek. “Satış 4.0” ana temasının ele alınacağı etkinlik kapsamında katılımcılar; “Dijitalleşme”, “Kadının Güçlendirilmesi”, “Kurumsal Girişimcilik” konularında birbirinden değerli konuşmacıları dinleme fırsatı yakalayacak. Etkinliğin konuşmacıları arasında çok uluslu şirketlerin üst düzey yöneticilerinin yanı sıra, girişimcilik ve dijital dünyanın önde gelen isimleri de yer alacak. Yine etkinlikle eş zamanlı olarak Pin Grup Kurucusu Ergün Güler’in “Satış 4.0” isimli dijital kitabı da okuyucuyla buluşacak. En çok tercih edilen markalar ödüllendiriliyor! Etkinliğin araştırma partneri BrandZone ile kendi kategorilerinin son bir yıl içerisinde en çok tercih edilen markaları “Turuncu Ödülleri” ile ödüllendirilecek. Satış profesyonelleri 12 kategoride en çok tercih ettikleri markaları belirleyecek. Türkiye’nin ilk yapay zeka destekli kariyer günleri Etkinlik kapsamında Botudio ile Türkiye’nin ilk yapay zeka ile hazırlanan kariyer fuarı “Satış Kariyer Günleri” gerçekleştirilecek. Üniversitelerin 2. ve 3. sınıflarından davet edilen öğrenciler, gün içinde şirketlerin kariyer fırsatlarını dinleme ve İnsan Kaynakları yönetimleri ile ilişki kurma fırsatı yakalayacak. Sosyal sorumluluk projesi kapsamında Robotel Türkiye ile el ve kol kaybı olan çocuklar için çalışmalar yapılacak. Projenin startı 1 Mart 2018 Satış Profesyonelleri Günü’nde verilecek ve 7 Mart 2019’da gerçekleştirilecek TALKS buluşmasında sonuçları tüm katılımcılar ile paylaşılacak. Ergün Güler 35


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

2018’de Siber Saldırılar Hayatı Durma Noktasına Getirebilir Dünyanın önde gelen şehirlerini “Güvenli ve Akıllı Şehirler” kriterlerine uygun güvenlik seviyesine taşıma vizyonu ile hareket eden Proline, artan ve sürekli değişen siber tehditlere karşı 2018 yılında da çözümler üretmeye devam edecek. Siber güvenlik alanında geride bıraktığımız yılı değerlendirip 2018 yılında karşılaşabileceğimiz tehditlere dikkat çeken Proline Profesyonel Çözümler Direktörü Melih Özhan, 2018 yılında Proline olarak fiziksel güvenlik yönetim sistemlerinin yanı sıra siber güvenlik alanında her geçen gün farklılaşan tehlikelere karşı çözümler üretmeye devam edeceklerini belirtti. Dijital dönüşümün merkezinde yer alan en yeni teknolojilerin ve hizmetlerin kullanıcılarına sunduğu kolaylıklar büyük zararlara neden olabilecek tehlikeleri de beraberinde getirebiliyor. Nesnelerin İnterneti, bulut teknolojileri, birbirine bağlı cihaz sayısının artışı derken ortaya çıkan güvenlik risklerine ek olarak Endüstri 4.0 gibi yeni trendler de siber saldırıların neden olabileceği tehlikelerin boyutunu artırıyor. Akıllı üretim sistemlerini, veri paylaşımını, geniş veri ağlarını bozabilecek saldırılar, şirketlerin üretim faaliyetleri üzerinde çok ağır etkiler oluşturabilirken, sanayi ve kritik kamu tesislerine, hatta elektrik, su, doğalgaz gibi altyapı hizmetlerine yapılacak saldırılar hayatı durma noktasına getirebilir. Şirketler, kurumlar ve kullanıcılar bu riskleri gelişmiş risk yönetimi ve kapsamlı güvenlik stratejileri sayesinde önleyebilir. Proline Profesyonel Çözümler Direktörü Melih Özhan geride bıraktığımız yılda kullanıcıların bilgilerini ele geçirip dosyalarını şifreleyerek fidye isteyen Petya, WannaCry ve son olarak Bad Rabbit gibi yazılımların sadece bireysel kullanıcıları değil kurumları da hedeflediğine dikkat çekerken, sayıları giderek artan

36

saldırılara karşı Proline’ın siber güvenlik çözümleri ile kullanıcılarını korumaya devam edeceğini söyledi. Özhan, “2018’de siber güvenlik alanında karşılaşabileceğimiz sorunlar arasında en önemli konulardan bir tanesinin Nesnelerin İnterneti olacağını düşünüyoruz. 2018’de Nesnelerin İnterneti odağında çalışan üreticilerin oldukça önemli bir kısmının zayıf doğrulama pratikleri nedeniyle oluşabilecek siber tehlikelere cevap vermekte zorlanacağını öngörüyoruz. Nesnelerin İnterneti alanında yaşanan gelişmeler için değişen kurumsal mimariler yeni tehlikeler doğururken var olan eski tehlikeleri de daha güçlü hale getirecek. Bununla birlikte kimlik doğrulama konusunda biyometrik ve metrik çözümlerin giderek artacağını göreceğiz.” diyerek Nesnelerin İnterneti alanında yaşanan gelişmelere karşın kurumsal şirketlerin güvenlik çözümlerine yeterince yatırım yapmadıklarını da ekledi. 2017 yılında karşılaştığımız Petya, WannaCry gibi fidye yazılımlarının kurumsal şirketlerin dışında bireysel kullanıcıları da hedefleyen siber saldırılar olduğunu, kişisel cihazları ve bilgileri hedeflediğini belirten Melih Özhan; Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyum süreci kapsamında şirketlerin karşılaşabileceği engeller ve çözümler hakkında konuştu: “Uyum programının ilk adımı hesap verilebilir bir yapının inşa edilmesi ve yönetişim modelinin kurulması olmalı. Ancak bu şekilde iş süreçlerine bağlı ve Veri Sicil Bilgi Sistemi’nin (VERBİS) temel olarak istediği tüm unsurları içeren bir kişisel veri işleme

envanteri hazırlanabilir. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile birlikte sadece kurumsal verinin değil kişisel verilerin de hızla değişen dünyamızda ne kadar önem arz ettiğini anlamaya başlıyoruz.” 2018 yılında açık bulut teknolojilerinin zayıflıklarından faydalanıp buralarda saklanan verileri hedefleyecek olan saldırıların önüne geçmek isteyen kurumlar, bütün işletmelerini baştan aşağı güvence altına alacak veri güvenliği yönetişim programları oluşturmaya başlayacaklar. Yaşanması beklenen bir başka gelişme ise kurumların üçüncü parti güvenlik seçenekleri yerine kendi üretecekleri mobil özellikleri olan önleme seçeneklerini tercih etmeye başlayacak olmalarıdır. Bulut teknolojilerinden beslenen ve dijital platformların hareketli dünyasında olmazsa olmazlardan biri olan mobilitenin ortaya çıkarabileceği sorunların önüne geçilmeye çalışılacak. Uzun vadede BT kaynaklarının eksiksiz bir şekilde korunmasının çok önemli olduğunu belirten Proline Profesyonel Çözümler Direktörü Melih Özhan sözlerine şöyle devam etti: “Proline olarak biz çoklu denetim ve analiz için birbiriyle entegrasyonu olan, tek noktadan izlenebilen, akıllı kararlar vererek önleyici aksiyonlar alan teknolojilere katkı sağlayabilecek alternatif çözümler geliştiriyoruz. Dünyadaki en ileri teknolojileri yakından takip ederek müşterilerimizin siber dünyada operasyonlarının daha güvenli gerçekleşebilmesi için projelendirme, ürün seçimi, teknik dizayn, danışmanlık, kurulum ve işletme gibi alanlarda destek veriyoruz.”


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

ÇALIŞAN Rİ ÇÖZÜMLE

ARAÇ Rİ ÇÖZÜMLE

SEYAHAT Rİ ÇÖZÜMLE

A SATINALM İ R E L M ÇÖZÜ


HABER

DIŞARIDAN İÇERİYE BAKIŞ YAKLAŞIMI Ben Merkezli Yaklaşım ile Gerçek Merkezli Yaklaşım’ın Farkı; Bilinçaltı İrrasyonel Düşünceler; Kişisel Farkındalık; Bütün Görmeyi Rehber Edinme Bir ürünün piyasada tutup tutmayacağı üzerine fikirler, analizler, pazarlama faaliyetleri yürütüldüğünde firma sahipleri, yönetici ve çalışanlarınca şahsi duygularını ve düşüncelerini, hırslarını, beklentilerini “objektif” pazar geri dönüşleriyle, müşteri düşünce ve beklentileriyle yer değiştirtip ürünün satışıyla ilgili gerçekçi olmayan hedefler koyulması az rastlanmayan vakalardandır. Veya firma sahibi ve yöneticilerinin ekibine karşı tutum ve davranışlarında gerek statülerinin sağladığı güç ve imkânla, gerekse içinde bulundukları psikolojik durumun getirdiği tek taraflı, sübjektif yaklaşımla ekibinin motivasyonuna, verimine, işine ve firmaya olan bakışına verdiği zarar sık rastladığımız olaylardandır. Üretilen bir ürünün kalitesi, kabiliyetleri, görünümüyle övünülürken ana amacın sanat eseri üretmek değil, bunun yerine pazarda optimum satış seviyelerine ulaşıp para kazanmak olduğunun yadsınması sıkça düşülen hatalardandır. İşletmenin önümüzdeki dönem hedefleri belirlenirken geçmişte edinilmiş bazı başarıların da etkisiyle pazar gerçeklerini, dinamiklerini yeteri kadar dikkate almayarak kişisel hırs, aşırı özgüven, kibir, biz değil ben yaklaşımının etkisinde kalarak sığ kararların alındığı bilinen örneklerdendir. Firma sahiplerinin, yöneticilerinin ve/veya çalışanlarının kendilerine bireysel menfaat sağlamayacak konulara ilgisiz kalması, işletmeninin daha verimli işlemesini göz ardı etmesi rastlanılan gerçeklerdir. Örnekleri uzatmak mümkündür. Yukarıda bahsedilen vakaların hepsinde ortak ve temel nokta bir tarafta işleyen iş yaşamı dinamikleri (firmanın organizasyon, üretim ve pazarlama içeriği- müşteri beklentileri –yerel ve uluslararası rekabet koşulları- ülkenin içinde bulunduğu makro ekonomik, siyasal ve toplumsal konjonktür) diğer yanda ise başta firma sahipleri olmak üzere yönetici ve çalışanların içinde bulunduğu iş birikimi, psikolojik farkındalık, kabiliyet, motivasyon, beklenti, vizyondur. Kişinin iş birikimi, deneyimi, kabiliyeti, motivasyonu işe uyumunu, işin gereklerini algılamasını sağlar ancak gerek işe tam anlamıyla konsantre olup pratikte optimum çıkarımlar elde edebilmesi gerekse kendisini ve fonksiyonunu bütün içinde doğru yere konumlandırıp optimum uygulamalar sağlayarak işletmesine katma değer sunabilmesi için psikolojik farkındalığın gelişmiş olması ol38

mazsa olmazlardandır. Konumuz “Dışarıdan İçeriye Bakış Yaklaşımı” olduğundan odaklanacağımız konu “psikolojik farkındalık”tır. İnsanın yaşadığı duygu ve düşüncelere yön veren ana etmen yaşadığı olaylara verdiği anlamlardır. Örneğin toplum içinde maddi kazanımlarla bir yer edinebilmek ve kabul görebilmek için iş hayatında başarılı olması gerektiğini düşünen biriyle kendisine ve çevresine daha fazla değer katabilmek, ilgi alanlarına daha fazla vakit ayırabilmek için iş hayatında başarılı olmayı hedefleyen birisinin hissettikleri ve düşündükleri birbirinden oldukça farklıdır. İlk aşamada doğru his ve düşünceler içerisinde bulunmak bir sonraki aşamada ise doğru karar ve uygulamaları hayata geçirebilmek için yaşadığımız olayları doğru anlamlandırmak, doğru bakış açısına sahip olmak son derece kritik öneme sahiptir. Gerek küçükken içinde doğup büyüdüğümüz koşullardan, gerekse yaşadığımız çevreden gerekse bizim kendimize olan bakışımız ve yaklaşımımızdan kaynaklı tam olarak veya kısmen anlamlandıramadığımız ancak bizi değersiz, eksik hissettiren rasyonel olmayan, gerçekle ilişkisi bulunmayan düşünceler her insanın beyninde farklı seviye ve içerikte olsa da mevcuttur. Bu düşünceler bilinçaltımızda var olduğu müddetçe bütünü ve olanı görememe, sınırlı ve sığ bakış açısı, olay merkezli değil ben değeri kaygısı temel sonuçlar olur bu da ticari ilişkilerin ve faaliyetlerin optimum seviyeden uzak noktalarda gerçekleşmesinde ana belirleyicilerden olur. Yaşamın her alanında olduğu gibi iş yaşamında da insanoğlu bütünün sadece bir parçasıdır ve ancak bütün içinde anlam kazanır. İnsanoğlu yaratan değil yaratılan olduğu gerçeğini her zaman hatırlamalı ve (iş) yaşamı ile bütünleşmesi önündeki engelleri ortadan kaldırabilmelidir. İnsanoğlunun gerçekle bütünleşebilmesi önündeki en büyük engeli kendisindedir. Gerçekler insanoğlunun bireysel algı seviyesinden bağımsız işleyişini sürdürmektedir ve insanoğlu ancak gerçeği kendisine rehber edinebildiği oranda optimum seviyelere ulaşabilecektir. Bunun için de devamlılık, özsaygı, bilimsellik, yüksek motivasyon, cesaret olmazsa olmazlardandır.


HABER

Avrasya Kapı Pencere Cam 2018 Fuarı’na bu yıl 100’ün üzerinde ülkeden 65.000’in üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapılacağı öngörülüyor. Türkiye’nin alanındaki en büyük ihtisas fuarı olan Avrasya Pencere, Cam ve Kapı 2018 Fuarı’na dair genel bilgilendirme yapar mısınız? Fuarlarımız Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nin 12 salonunu tam kapasite doldurarak, 700’e yakın markanın katılımıyla gerçekleşecek. Fuarların ve ürün gruplarının yerleşimini kısaca şöyle özetleyebiliriz; 2012 yılında temellerini atmış olduğumuz Alüminyum Profil, Cephe Sistemleri ve Aksesuarları Özel Bölümü geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi Hall 14’te yer alıyor. 2, 3, 8, 9 ve 10 no’lu salonlarımızda ağırlıklı olarak pencere, PVC profil, pencere sistemleri, aksesuarları firmaları yer alıyor. 7 no’lu salonda geçmiş yıllarda olduğu gibi profil üretim ve işleme makineleri üretici ve distribütörleri bulunuyor. Avrasya Kapı Fuarı 4, 5 ve 6 no’lu salonda ziyaretçileri bekliyor olacak. 11 ve 12 no’lu salonlarda ise cam ürünleri, uygulamaları ve üretim – işleme makineleri firmaları yer alacak. Alanında dünya’nın önde gelen firmalarının yer aldığı fuarlarımız önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da başta Avrasya Coğrafyası olmak üzere dünyanın dört bir yanından sektör profesyonellerine ev sahipliği yapacaktır. Fuarımızı alternatif organizasyonlardan farklılaştıran hatta eşsiz bir konuma taşıyan özelliği ayrı ancak eşzamanlı üç fuarın bir araya gelişinden oluşması. Benzer kurguya sahip fuarlar olsa da pencere, kapı ve cam sektörlerinin kendilerine ait ayrı fuarlarını bir arada aynı tarihte gerçekleştiren başka bir organizasyon yok. Farklı birer marka oluşları ve kendilerine özel salonları ile ayrılan ancak aynı tarihte tek çatı altında yer alan fuarların ortaklığı etkinliğin başarısına büyük katkı sağlıyor. Pencere, Kapı ve Cam Sektörleri’nin kendilerine ait ayrı fuarlarını farklı birer marka olarak, ayrı salonlarda ancak aynı tarihte ve tek çatı altında bir araya getirmesi açısından benzersiz konumda olan fuarlarımız, daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da global düzeyde repütasyona sahip markaların katılımı ile dünyanın dört bir yanından sektör profesyonellerinin buluşma noktası olacaktır. Fuara 2017 yılında kaç firma katıldı? Bu yıl kaç firmanın katılmasını bekliyorsunuz? 2017 yılında fuarlarımız 24 ülkeden 585 firma ve firma temsilciliğinin katılımı ile gerçekleşti. Şu anki gidişata

göre bu yıl, 30’un üzerinde ülkeden 600’den fazla markanın fuarımızda yer alacağı öngörülmektedir. Bu yıl fuara nasıl bir katılım bekleniyor? Geçen yıl 97 ülkeden 61.129 ziyaretçiye ev sahipliği yapan fuarlarımızın bu yıl 100’ün üzerinde ülkeden 65.000’in üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yapacağını öngörüyoruz Fuar organizasyonlarının yeni pazarlara açılmak ve mevcut pazar paylarını artırmak isteyen katılımcılar için önemli bir ticari platform olduğunu düşünürsek hangi unsurlara dikkat çekmek istersiniz? Fuarlarımızın yurt içi ve yurt dışı tanıtım çalışmalarına başlarken öncelikle katılımcılarımızın hedeflerini daha iyi anlamaya çalışıyoruz. Katılımcılardan ve işbirliği yaptığımız derneklerden aldığımız geri bildirimler doğrultusunda fuarın ziyaretçi hedeflerini belirliyoruz. Tüm amacımız sektörün yeni pazarlara erişimini artırmak ve pazar paylarını büyütmek için katılımcıları doğru ve nitelikli alıcılarla buluşturmak. Her yıl geliştirdiğimiz programlarla bu etkileşimi daha verimli hale getirmek için çabalıyoruz. Gelecek fuarımızda da alım gücü yüksek ziyaretçileri fuarda ağırlayıp katılımcılarımızın yatırım getirilerini yükseltmeyi hedefliyoruz. Fuara dair yurt dışında hangi tanıtım faaliyetlerini aktif olarak yürüttünüz? Fuarlarımızın tanıtımı adına proje ekibimiz ve Tüyap Yurt Dışı Ofisleri potansiyel ziyaretçilere ulaşmak adına yurt dışındaki ilgili fuarlarda yer almakta, sektör ile alakalı dernek ve sivil toplum örgütleri ile temas kurmaktadır. Yurt dışındaki sektörel yayınlara ilanlar verilmektedir. Buna ilaveten dijital pazarlama araçları aracılığıyla da dünya genelinde sektör profesyonellerine ulaşılmaktadır. Fuarın sektöre kattığı artılar nelerdir? Yapı sektörünün birbiri ile bağlantılı 3 önemli kolu pencere, cam ve kapıya dair tüm ürünlerin, aksesuarların, sistemler ve tamamlayıcı ürünlerin sergilendiği fuar üçlüsü, alanında Türkiye ve Avrasya’daki en önemli ticaret platformu konumunda. Dolayısıyla fuarlarımızın Türkiye ve içinde bulunduğu bölgenin dinamik inşaat sektörü için benzersiz bir tedarik merkezi olduğunu söyleyebiliriz.

Fuar’da düzenlenecek etkinlikler hakkında bilgi verebilir misiniz? Dünyanın en önemli ve prestijli cam endüstrisi seminerlerinden Glass Performance Days(GPD), Türkiye ayağını bu yıl dördüncü kez Avrasya Cam Fuarı bünyesinde, 4 gün süreyle gerçekleştirecek. Etkinlik yeni bir alanda, yeni bir zaman çizelgesine bağlı kalınarak fuar alanının içinde, inovasyon alanı ile entegre halde düzenlenecek. Ayrıca dünyaca ünlü mimarlara, akademisyenlere ve inovatif çözümleri olan Start-Up firmalarına ev sahipliği yapacak. Bunun dışında PÜKAD tarafından pencerelerde doğru montaj ve enerji verimliliği temalı bir eğitim semineri de fuarlar bünyesinde düzenlenecek. Fuara en çok hangi ülkeden katılım bekliyorsunuz? Fuarlarımızda geçen yıl 97 ülkeden ziyaretçiyi ağırladık. Dolayısıyla Avrasya Pencere, Kapı ve Cam Fuarlarının tüm dünya genelinde sektör profesyonellerince bilinirliğe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte özellikle Balkanlar, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Bağımsız Devletler Topluluğu bölgeleri en çok uluslararası ziyaretçiye ev sahipliği yaptığımız bölgeler. Bu yıl özellikle Batı Avrupa ve Sahraaltı Afrika Bölgelerinden ziyaretçi artışı beklemekle beraber en çok ziyaretçinin yine Avrasya Coğrafyası Ülkeleri’nden geleceğini öngörüyoruz.

39


HABER

‘İş’inizi büyütmenin yolu Bayim Olur musun’dan geçiyor Her yıl yeni girişimcileri markalarla buluşturmanın ötesinde birbirinden iddialı projelerin gün yüzüne çıkmasını sağlayan Bayim Olur musun Franchising Fuarı, sektörün nabzını tutmaya devam ediyor. Gıdadan ev dekorasyonuna, gayrimenkulden güzellik merkezlerine, spor merkezlerinden cafelere, kuru temizlemeden teknolojiye kadar her sektörden birçok katılımcının yer aldığı fuar, bu yıl 11-14 Ekim 2018’de kapıları açmak için gün sayıyor. Katılımcı marka, m2 ve ziyaretçi sayısı bazında Avrupa ve Ortadoğu’nun bir numaralı buluşma platformu Bayim Olur musun Franchising Fuarı, Medyafors Fuarcılık organizasyonu, UFRAD işbirliği ve Coldwell Banker Türkiye Ana Sponsorluğunda CNR Fuar merkezinde bu yıl 16. kez kapılarını açmak için gün sayıyor. KOSGEB’in desteğini arkasına alarak KOBİ’lerin iş kapısını aralayan fuar, istihdam oluşturma ve yeni iş alanlarının önünü açarak Türk ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. Ziyaretçi, katılımcı sayısı ve yarattığı iş hacmi açısından her geçen yıl önemli başarılara imza atan fuar, yabancı yatırımcılarında ajandasında da ilk sırada yer alıyor. Tedarikçiler, 2.kez markalar ile aynı platformda olacak Her sektörden 300’den fazla katılımcının yer aldı-

40

ğı fuarda bu yıl da ‘Tedarikçi Özel Bölümü’ franchise veren markaları, ürün ve hizmet tedariki sağlayan markalarla bir araya getirmeye hazırlanıyor. Bu sayede de tedarikçiler, fuar kapsamında artık ziyaretçi olarak değil, franchise veren firmalar ile aynı platformda katılımcı olarak yer alıyor. 4 gün boyunca firmalar tedarikçilerini; tedarikçiler de müşterilerini aynı ortamda görebiliyor. Perakende sektörünün geleceğine ışık tutulacak Öte yandan Bayim Olur musun Franchising ve Markalı Bayilik Fuarı, yeni bir atılımla, ‘Akıllı Mağazalar, Akıllı Dükkanlar’ konseptli ‘Perakende Teknolojileri Özel Bölümü’ ile tüm sektör oyuncularını bir çatı altında buluşturacak. Her geçen yıl büyüyerek Türk ekonomisine daha çok fayda sağlayan fuar, tüm dünyadan gelen katılımcı ve ziyaretçisiyle Türk markalarının uluslararası arenada

boy gösterebilmesine olanak sağlıyor. Her geçen yıl daha da güçlenen Bayim Olur musun Franchising Fuarı, ‘Akıllı Mağazalar, Akıllı Dükkanlar’ konseptli Perakende Teknolojileri Özel Bölümü ile perakende sektörünün geleceğine de yön vermeye hazırlanıyor. Ayrıca fuar, perakende sektörüne fayda sağlayan teknoloji çözüm ortaklarının motivasyonunu yükseltmek, en iyi çözümlerin ulusal ve uluslararası alanda da tanıtılmasına önayak olmayı amaçlıyor. Perakende sektöründe franchise veren markaları, zincir mağazaları; perakende teknolojisi ile bir araya getirecek, aynı zamanda girişimcilerin iş kurarken akıllı çözümleri kullanmasını sağlayacak bu özel bölümde markalar, tedarikçi firmalar ve teknoloji çözümleri ile voltran oluşturacak.


HABER

Dell’den Cep Telefonu Ekranını Bilgisayara Taşıyan Yeni Teknoloji Dell Mobile Connect sayesinde bilgisayar ekranından mesaj okumak, çağrı cevaplamak ve uygulamaları çalıştırmak mümkün hale geliyor Dell, geliştirdiği yeni teknolojilerle kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırmaya devam ediyor. Cep telefonuna gelen mesajları ve çağrıları bilgisayar üzerinden cevaplamayı mümkün kılan Dell Mobile Connect, cep telefonu uygulamalarını ekrana taşıyarak verimlilik artışı ve zaman tasarrufu sağlıyor. iOS ve Android işlemcili telefonlarla uyumlu çalışan teknoloji, bilgisayarla Wi-Fi veya Bluetooth üzerinden bağlantı kuruyor. Dell’in yeni seri XPS, Inspiron, Vostro, Alienware, ikisi bir arada ve hepsi

bir arada bilgisayarlarıyla uyumlu olan yazılım ile gelen çağrılar bilgisayar ekranına yansıtılıp, bilgisayar mikrofonu kullanılarak cevaplanabiliyor. Telefon defterini de bilgisayara taşıyan teknoloji sayesinde gelen kısa mesajlara da hızlı bir şekilde yanıt verilebiliyor. Popüler uygulamalardan gelen bildirimleri kaçırmayın Twitter, Instagram ve Facebook gibi popüler uygulamalardan gelen bildirimlerin bilgisayar ekranında görülmesini sağlayan yazılım ile bilgisayar

başındayken telefona bakma derdi son buluyor. En sevilen mobil oyunlar da dahil olmak üzere Android uygulamaları da ekrana taşıyan Dell Mobile Connect, eğlence deneyimini de katlıyor.* Kolay bağlantı ile pratik kurulum imkanı sunan Dell Mobile Connect’i kullanmak için tek yapılması gereken uygulamayı App Store veya Google Play Store’dan indirmek.

41


HABER

Michelin ve Sumitomo Corporation ortak bir şirket kuruyor! İki şirketin ortaklığıyla kurulacak NTW, ABD ve Meksika’nın ikinci en büyük toptancı şirketi olacak. Dünyanın en büyük lastik üreticilerinden Michelin, Sumitomo Corporation of Americas (SCOA) şirketi ile ortak bir girişim hayata geçiriyor. Bu yeni girişim ABD ve Meksika’nın ikinci en büyük toptancı şirketi olacak. İki şirketin yarı yarıya ortaklığıyla kurulacak girişimin ismi NTW olacak. NTW’nin gitgide büyüyen Kuzey Amerika lastik toptan satışı ve otomobil hizmetleri sektöründe daha rekabetçi bir oyuncu olarak Kuzey Amerika pazarlarında büyümesi hedefleniyor. NTW, müşteriler için toptan teslimat skalasını genişleterek Kuzey Amerika’daki tüm satış noktalarında lastik ürünlerinin ulaşılabilirliğini artıracak, hizmet kalitesini ve kapasiteyi yükseltecek. Meksika’da da faaliyet gösterecek şirket, Meksika’nın en büyük toptancı şirketi olacak. Online kanalları da kullanarak daha etkin şekilde hizmet sunacak.

42

“Bu ortaklık, daha iyi ve daha hızlı hizmet sunmamıza imkan tanıyacak.” Ortaklık ile ilgili konuşan Michelin Kuzey Amerika Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Scott Clark, “SCOA ile yapılan bu ortaklık, perakende müşterilerimize daha iyi hizmet vermemizi ve tüketicilerin yer ve zaman koşulu olmaksızın ihtiyaç duydukları her an ürünlerimize erişebilmelerini sağlayacak. Coğrafi ayak izimiz, satış alanımız ve ürün yelpazemiz daha da genişleyerek bulunabilirliğimiz ve teslimat sıklığımız artacak.” dedi.

“Michelin’in başarılı deneyimlerinin değer katacağına inanıyoruz.” SCOA Otomobil ve Havacılık Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Sam Kato ise konuya ilişkin, “Bu ortak girişimin dağıtım alanında sağladığı rekabet avantajına ek olarak, Michelin’in başarılı mobilite hizmet deneyimlerinin NTW’nin de parçası olacağı TBC şirketler grubuna değer katacağına inanıyoruz.” açıklamalarında bulundu.


HABER

Türkiye’nin organik ürünler ihracatının yüzde 74’ü Ege Bölgesi’nden yapıldı Türkiye 68 ülkeye organik ürün ihraç etti Türk organik sektörü 2023 yılında 2.5 milyar dolar ihracat hedefliyor Organik üretiminde Türkiye’nin lideri olan Ege Bölgesi organik ürünler ihracatında da açık ara lider oldu. Türkiye’nin 2017 yılında gerçekleştirdiği 87 milyon dolarlık organik gıda ürünü ihracatının yüzde 74’ü Ege Bölgesi’nden gerçekleştirildi. Organik ürün ihraç ettiğimiz ülke sayısı ise 68 oldu. Ekonomi Bakanlığı tarafından organik sektöründe koordinatör birlik olarak belirlenen Ege İhracatçı Birlikleri (EİB), Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) ve Tarımsal Ürün Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları Derneği (KSKDER) işbirliğinde düzenlenen Organik Tarım Çalıştayı’nda konuşan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, ihracatçı firmaların beyanlarını esas alan E-Birlik verilerine göre Türkiye’nin organik gıda ürünü ihracatının 2017 yılında yüzde 10.3’lük artışla 21 bin tona ulaştığını, değer bazında ise; yüzde 17.2’lik artışla 87 milyon dolara çıktığını, bu ihracatın yüzde 74’ünün Ege İhracatçı Birlikleri’ne üye ihracatçılar tarafından yapıldığını kaydetti. Türk Organik Sektörü’nün 2023 yılı için 2.5 milyar dolarlık ihracat hedefi olduğuna dikkati çeken Celep, “Türkiye’de organik sektörünün ihracat rakamı kayda alınan rakamın en az 5 katı seviyesinde. İhracat beyannamelerinde organik işaretlemesi tam olarak yapılmadığı için rakamlar düşük görünüyor. Türkiye’nin Organik ürünlerin en fazla ihraç edildiği ülkelerde Almanya ilk sırada yer alırken, bunu ABD ve Fransa takip ediyor. Ülkemizin en büyük pazarı Avrupa Birliği ülkeleri. Dünya Genelinde 68 farklı ülkeye organik ürün ihraç ediyoruz. En fazla ihraç edilen organik ürünler sırasıyla Çekirdeksiz Kuru Üzüm, Kuru İncir, Fındık ve Kuru Kayısı” şeklinde konuştu. Organik sektörü insan ve çevre sağlığını koruyor Organik Tarım Sektörü’nün daha nitelikli ve sağlıklı ürün elde etmek için her aşamada kontrol edilen, doğal dengeyi koruyan, sürdürülebilir ve güvenli ürünler ürettiğinin altını çizen Celep sözlerini şöyle tamamladı; “Organik sektörü, insan ve çevre sağlığını destekliyor, ülkemiz ekonomisine katkı sağlıyor, vergi

ödüyor ve istihdam sağlıyor. Organik tarımın başladığı ve ülkemiz için merkez konumundaki Ege Bölgesi’nde tüm sektör paydaşları olarak bir araya geldik. Organik Ürün Çalıştayı’nda üretim ve ihracat aşamasında yaşadığımız sorunları hep beraber konuşup tartışacağız, hep birlikte çözüm yolları arayacağız ve sektörümüzün önünü açacağız.” Avcı; “Organik sektörü 15 yılda yüzde 500 büyüdü” Dünya’da Organik Ürün Pazarının son 15 yılda yüzde 500’ün üzerinde büyüdüğü bilgisini paylaşan Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Avcı, Organik Sektörü’nün her yıl ortalama yüzde 15 civarında büyüdüğünü dile getirdi. 2018 yılı ekolojik yıl olsun “Organik sektörü ekonomik kriz dönemlerinde bile büyüme gösteren, dinamik ve artık niş olmayan bir pazar” şeklinde konuşan Avcı, “Sağlıklı verilere ulaşmak zor olsa da 90 Milyar dolar olduğu tahmin edilen bu pazarda ülkemizin payı yüzde 1’i bile bulmuyor. Önemli bir tarım potansiyeli ve tarım ürünleri tedarikçisi olan ülkemizin bu pazarda sürdürülebilir bir şekilde çok daha fazla payı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle hem iç pazarımızı hem de ihracatımızı geliştirmek için, doğru analizler yaparak hep birlikte daha çok çalışmamız gerektiği ortadadır. Bu gün olduğu gibi… Bu çalıştayla birlikte, 2018 yılına güzel bir başlangıç yaptığımıza inanıyorum. Siz değerli katılımcılarımızın Yeni yılını kutlar, 2018 yılının ülkemiz ve sektörümüz açısından çok güzel gelişmelerin yaşandığı ekolojik bir yıl olmasını dilerim” dedi. 2023’te tarım arazilerinin yüzde 5’inde organik üretim hedefliyoruz Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı Resul Durmaz ise; su ve toprağın kimyasallarla kirletilmesi nedeniyle organik tarıma geçmenin gerekliliği üzerinde durdu. Durmaz, “Burada devlete, üniversitelere ve bu konuda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların bir araya gelmesi lazım. Bu 3 unsur bir araya gelirse üretimi planlı ve sağlıklı yapabiliriz. Dünya’da organik tarım alanları 91 milyon

hektar, tarım alanlarının yüzde 1.1’lik bölümünde organik tarım yapılıyor. Türkiye’de tarım alanlarının yüzde 2 seviyelerinde 524 bin hektar alanda yapılıyor” şeklinde konuştu. “Birim alandan daha fazla ürün elde etmek, bunu yaparken doğanın tahrip edilmemesi ana hedefimiz” diyen Durmaz sözlerini şöyle tamamladı; “Organik ürünlere ilgi her geçen gün artıyor. Organik tarımda diğer ülkelerle mevzuat denkliği sağlayarak ihracatı arttırmayı hedefliyoruz. organik tarım alanlarının payını toplam tarım arazilerinde 2023 için yüzde 5’e çıkarmayı hedefliyoruz” diyerek sözlerine son verdi. Bakan; “İzmir’de 3 bin 451 üretici 129 çeşit organik ürün üretiyor” Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir İl Müdür Vekili Musa Bakan, İzmir’de 23 ilçede 3 bin 451 üreticinin 21 bin 883 hektar alanda 129 çeşit organik bitkisel üründe üretim yaptığını, en fazla incir, zeytin, üzüm, mısır, domates üretildiğini anlattı. İzmir’de organik üretim yapan 6 adet kanatlı, 4 adet arıcılık ve 1 adet büyükbaş işletmesi olduğu bilgisini ileten Bakan, “Organik sektöründe faaliyet gösteren toplam işletme sayımız ise 246. 2017 yılında destekleme ödemeleri kapsamında 2 bin 560 üreticiye 9 trilyon organik tarım desteği ödemesi gerçekleştirdik” diye konuştu. Tarımsal Ürün Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları Derneği (KSKDER) Başkanı Nesrin Serin Onkardeşler, KSKDER’in 2016 yılında kurulmuş yeni bir dernek olduğunu, organik sektörünün paydaşlarıyla, özellikle üniversiteler ile işbirlikleri yapmak istediklerini, bu amaçla Organik Ürün Çalıştayı’nın partneri olduklarını, KSKDER’e tüzel kişilerin üye olabileceği bilgisini verdi. 22-24 Ocak 2018 tarihleri arasında Çeşme’de düzenlenen Organik Tarım Çalıştayı’na Ekonomi Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Organik Sektörü paydaşı kurumların temsilcilerinden 200 civarı kişi katılıyor.

43


HABER

YENİ AMBALAJ ATIKLARI KONTROL YÖNETMELİĞİ YÜRÜRLÜKTE Yılda 1 ton ambalaj kullanan firmalar da geri dönüşümden sorumlu olacak

Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlanarak yeni yıl ile birlikte yürürlüğe girdi. Yönetmelik her ne kadar plastik poşetlerin 2019 yılından itibaren ücretli olması ile gündeme gelse de ambalaj atıkları toplama, ayırma ve geri dönüşüm işlemlerine Avrupa Birliği standartlarını getiren maddeleri ile dikkat çekiyor. Yönetmeliğin hazırlanması aşamasında yürütülen çalışmalara önemli katkılar sunan PAGÇEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı Geri Dönüşüm İktisadi İşletmesi), ambalaj atıklarının kaynağında toplanması ve geri dönüştürülmesi noktasında önemli yenilikler getirdiğini vurguladı. Geri dönüşüm rakamlarının artmasının çevreye olduğu kadar ekonomiye pozitif katkı sağlaması bekleniyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yoğun çalışmalar sonucunda yeniden düzenlediği “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” 27 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı ve 01 Ocak 2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. Ambalaj atıkları toplama, ayırma ve geri dönüşüm işlemlerinde 44

AB ile uyumlu şekilde hazırlanan yönetmelik ile sorumlu kullanım bilincini yaygınlaştırarak aşırı atık oluşumunun önüne geçilmesi hedefleniyor. Sürdürülebilir çevre, bilinçli tüketim mottosu ile yönetmeliğin hazırlanması aşamasında önemli çalışmalar yürüten PAGÇEV, Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ni değerlendirdi. Türkiye’nin ambalaj atıkları yetkilendirilmiş kuruluşu PAGÇEV (PAGEV Geri Dönüşüm İşletmesi) Genel Müdürü Yağmur Cengiz, bugüne kadar plastik poşetlerin ücrete tabi tutulması özelinde tartışılan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin, geri dönüşüm noktasında önemli yenilikler getirdiğini ifade ederek şunları söyledi: “01 Ocak 2019 tarihinden itibaren plastik poşetler sadece marketlerde değil bakkallarda, büfelerde, mağazalarda yani tüm satış noktalarında ücretli olacak. Yönetmelik atıkların kaynakta toplanması ve geri dönüşüm noktasında da önemli değişiklikler getiriyor. Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği kapsamında ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, önlenemeyen ambalaj atıklarının yeniden kullanımı, geri dönüşümü ve geri kazanımı noktasında kamu, üretici ve tüketici üçgeninde sorumluluğun bölüştürülmüş olmasını son derece önemli buluyoruz.” Ambalaj üreticilerine belirli oranda geri dönüştürülmüş hammadde kullanımı zorunlu hale geldi… PAGÇEV Genel Müdürü Yağmur Cengiz, “Yeni yönetmelikle birlikte plastik, kağıt-karton, cam ve metal ambalaj üreticilerine piyasaya sürecekleri ürünlerinde belirli oranlarda yurt içinde toplanan atıklardan elde edilen geri dönüştürülmüş hammadde kullanma zorunluluğu da getiriliyor. Bu uygulama sektöre zincirleme katkı sağlayacak. Bir yandan doğal kaynaklarımız korunurken en önemli hedeflerimizden biri olan kaynakta ayrı toplanacak ambalaj atık oranları artmış olacak. Geri dönüşüm bilincinin üretici bacağında artması ile daha fazla geri dönüştürülmüş hammadde üretim zincirine dahil olacak. Üretim aşamasında kullanılan doğal kaynak sarfiyatı ve ithal hammaddeye bağımlılık azalacak. Geri dönüşüm sektörünün talebi karşılamak için yeni teknolojilere yönelmesi kapasite ve hacim olarak büyümeyi, yeni yatırımları beraberinde getirecek. Tüm bunlara bağlı olarak ekonomimize önemli oranda katkı sağlanacaktır” diye konuştu.

Geri dönüşüme daha fazla kaynak aktarılacak… Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin 2. maddesi, yurt içinde piyasaya sürdüğü ambalajların toplamı yıllık bin kilogram ve altında olan işletmeleri geri dönüşüm/geri kazanım hedeflerinden muaf tutuyor. Daha önce bu rakam 3 bin kilogram şeklindeydi. Yapılan bu değişiklikle birlikte yıllık yurt içi piyasaya bin kilogram ve üzerinde ambalaj süren firmalar ürünlerinin ambalajlarında ya depozito uygulamak ya da belirli bir oranını geri dönüştürmek zorundalardı. Bu madde daha fazla firmanın Ambalaj Bilgi Sistemine kayıt olarak belgelendirme yapmasını sağlayacak. Böylece kaynaktan toplanan ve geri dönüştürülen atık miktarı ile birlikte geri dönüşüme aktarılacak kaynak çoğalacak. Ambalaj atıkları kaynağında ayrı toplanacak… Yönetmelikte ambalaj atıklarından sağlanan katkıyı artıracak bir diğer madde ise yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından ahşap hariç olmak üzere geri dönüşüm hedeflerinin en az yüzde 80’inin kaynaktan (hane, konut, işyeri, kamu binaları, hastaneler, satış noktaları, AVM’ler) toplanmasının zorunlu hale gelmesi. Ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanmasına yönelik çalışmalar işbirliği yapılan belediyelerin ambalaj atıkları yönetim planları kapsamında gerçekleştirilecek. Ambalaj atıkları yönetim planı kapsamında; 400 bin ve üzeri nüfusa sahip belediyelerde her 100 konuta en az bir adet atık biriktirme ekipmanı veya her 400 metrede en az bir adet atık biriktirme ekipmanı, 100-400 bin arası nüfusa sahip belediyelerde her 150 konuta en az bir adet atık biriktirme ekipmanı veya her 500 metrede en az bir adet atık biriktirme ekipmanı, 100 bin ve altında nüfusa sahip belediyelerde ise her 200 konuta en az bir adet atık biriktirme ekipmanı veya her 600 metrede en az bir adet atık biriktirme ekipmanı yerleştirilmesi zorunlu oluyor. Ayrıca ambalaj atıklarının cinslerine göre ayrılmasını sağlayacak ayırma tesislerinin hizmet verdikleri bölge belediyeleri için gerekli kriterleri karşılaması gerekiyor. Bu düzenleme ile cadde ve sokaklarda daha fazla ambalaj atık biriktirme ekipmanı bulanacağını belirten Yağmur Cengiz, özellikle sitelerde site yönetimlerinin bu işlemlere aktif olarak katılmaları gerekeceğinin altını çizdi.


HABER

BODRUM’A YENİ LÜKS; LUJO ART & JOY HAYALLERİNİZ İÇİN YENİ İLHAM ROTASI; “LUJO HOTEL NİSAN 2018’DE AÇILIYOR!” Lujo, doğası ile ön plana çıkan Güvercinlik koyunda, konforu ve lüksü özenle harmanlayarak misafirlerine anlatılacak yeni hikayeler yaratmak için hayata geçiyor. Sade mimari yapısı, doğal renkleri ve çarpıcı Ege Denizi manzarasıyla Bodrum Havaalanı’ndan yalnızca 15 km uzaklıkta yer alan Lujo, her şey dahil À La Carte konsepti ve Art&Joy teması ile farklılık arayanları ağırlamayı hedefliyor. 462 yatak kapasitesi ile misafirlerine konfor ve lüks deneyimini yaşatmaya hazırlanan Lujo, benzersiz mimarisini 20 farklı oda seçeneği ile yansıtıyor. Birbirinden farklı plaj ve havuz seçeneği ile Bodrum’un Güvercinlik koyunda 90 bin dönüm üzerine kurulan Lujo Hotel, 1 km uzunluğunda beyaz kum plajı ile misafirlerine eşsiz bir deniz keyfi sunacak. Lujo, Mayıs ve Haziran ayları düşünülerek planlanmış ısıtmalı havuzlar, su parkı ve 1 yaş ile 17 yaş arası çocuklar için aktiviteler sunan KijoClub gibi etkinlik alanları ile de eğlenceyi doruklarda yaşatacak. Art&Joy teması ile muhteşem mutluluğu sunan her şeyin içinde sanat olduğuna inanan Lujo, yemek yapmanın da sanat olduğu düşüncesiyle şef Mustafa Gündüz ve yenilikçi ekibi ile farklı ve lezzetli tatlar sunuyor. 2700 metrekare büyüklüğünde geniş bir spa alanına sahip olan Lujo, yenilenmenin kodlarını ise yeniden yazarak ruhunuzu ve bedeninizi canlandırmanız için kusursuz bir fırsat yaratıyor. EŞSİZ DENEYİMLERİN BODRUM’DAKİ YENİ ADRESİ Bodrum’un eşsiz güzellikleri ile lüksü ve konforu bir araya getiren Lujo’nun keyif dozu yüksek odaları, misafirlerini yeni bir lüks anlayışı ile tanıştırmaya hazırlanıyor. Yalın tasarımı ile sihirli bir dünyanın kapılarını 462 yatak kapasitesi ile açmaya hazırlananLujo, 20 farklı ve birbirinden konforlu oda seçeneği ile konuklarını lükse davet ediyor.Özel havuzlu 3 farklı villa konsepti geniş ailelerin tercihi haline gelirken, yeşilin içine uzanan benzersiz mimarisiyle Forest Odalar çiftlerin kalbini kazanıyor. %80’i tam deniz manzaralı odadan oluşan otel, en küçüğü 45 metrekare genişliğinde olan oda ve süitlerinde her türlü konforun düşünüldüğü sade mimarisi ve dekorasyonu ile bir ilki gerçekleştiriyor. Lujo’nun kendisine ait 1 km uzunluğunda beyaz kum plajı misafirlerine eşsiz bir deniz keyfi hediye ediyor. Lujo’nun beyaz kumlu özel sahili, doğal yapısı ile sessizlik arayanlara Escape Beach, çocukları ile kumdan kaleler yapmak isteyenlere JoyBeach ve plaj partilerinin hareketini arayanlara IndigoBeachClub’ ı sunarak her zevke hitap ettiğini kanıtlıyor. Lujo’da ısıtmadan teknolojiye, ölçüden tasarıma her türlü detay düşünülerek ve konfor esas alınarak planlanan 6 farklı havuz seçeneği yer alıyor. Sonsuzluk havuzu olarak tasarlanan 2 ana havuz eşsiz Güvercinlik manzarasına bakarken, Fly-Inn havuzun ortasında özel miksologlar tarafından hazırlanan Lujo kokteyllerini tatmak için bir bar yer alıyor. Plajda yer alan ha-

vuz ısıtılmış deniz suyunu tercih edenler için,Indigo Beach Club havuzu ise parti severler için keyif durağı oluyor. Lujo lüksünü hissettirecek kapalı havuz ise iç mekanda havuz keyfi yaşamak isteyenleri bekliyor. Lujo’da yer alan tüm havuzlar ısıtmalı olup,dış mekan ve iç mekanda çocuklar için özel havuzlar bulunuyor. Laguna odaların teraslarından havuzlara direkt ulaşım sağlanabiliyor. Özel villaların ise kendilerine ait havuzları bulunuyor. Yemek yapmanın bir sanat olduğu bakış açısı ile her şey dahil À La Carte sistemini benimseyen Lujo, ezber bozan gurme lezzetleri tüm misafirleri ile paylaşıyor. Tadılan her yemeğin reçetesini damakta iz bırakmayı hedefleyerek hazırlayan şef Mustafa Gündüz ve yenilikçi ekibi, çağdaş ve farklı pişirme teknikleri kullanarak eserlerini ortaya koyuyorlar. Deniz manzaralı 7 farklı gurme restoranı ve yıllanmış viskilerin sunulduğu Pablo Esco Bar da dahil olmak üzere 10 ayrı konseptte barı ile Lujo, misafirlerine başta Türk, Yunan, Asya ve İtalyan olmak üzere, dünya mutfaklarından tarifsiz lezzetler vadediyor. Lujo, doğanın gücüne olan inanışı ile tüm dekoratif detaylarda doğal ahşap ve Bodrum’a özgü kayrak taşı kullanımını tercih ediyor. Üretimde ve tüketimde doğaya zarar vermeyen olanakları kullanıyor. Tamamen geri dönüşümlü ürünler ile hazırlanan tasarımlar, doğanın izinde aksesuarlar, enerji tasarruflu aydınlatma, çevre dostu temizlik ürünleri ve organik mutfağı ile Lujo doğa için saygı duruşunda bulunuyor. Lujo, farklı mutfaklara ait lezzetler sunan restoranları, el yapımı çikolataları ile hazzı doruklarda yaşatacak ÇikolataBar’ı, miksologlar tarafından hazırlanarak birbirinden farklı tadın ikram edildiği 10’dan fazla barı ve güleryüzlü ekibi ile misafirlerine özel ve ayrıcalıklı bir tatil yaşatacak. LUJO KODLARI; Lujo Sahnesinde Yok Yok! HerşeydahilAllInclusive Art &Joy Atölye Çalışmaları Üst Segment İçki Servisi ForestOdalar Pablo Esco Bar Havuzlu Laguna Odalar Çikolata &Coffee Bar Game Center Aqua Park Kijo ClubEtkinlikleri LujoLounge& Bar Lobide Kilitli Dolap Olanağı Erken Giriş ve Geç Çıkış Yapan Misafirler için Dinlenme Odaları Lujo Özel Jet Kiralama Olanağı Lujo Helikopteri ile Transfer Olanağı(Ücretli)

Halikarnas Balıkçısı’nın da dediği gibi gidenlerin akıllarını bırakıp gittikleri Bodrum, ünlü ressamlara ait bir tabloymuş gibi tüm asil renkleri bünyesinde bulunduruyor. Masmavi denizi, yeşilin her tonuna sahip bitki örtüsü, insana huzur veren beyaz evleri ve büyüleyici gece hayatıyla Bodrum, bir gezgine aradığı ne varsa sunuyor. Lujo ise tüm bu güzelliklerin yanında, sanatı ve hazzı da deneyimleyebilmeniz için sizi davet ediyor. Bodrum’un eşsiz güzellikleriyle lüksü ve konforu birleştiren bir tatile kim hayır diyebilir ki... Sanatı ve eğlenceyi birarada bulacağınız Lujo’da lüks, konfor ve mükemmel hizmet anlayışı ile unutulmaz bir tatil deneyimi yaşamaya hazır olun!

45


: OTOMOTIV

Dünyada Üretilen Her 100 Araçtan 4’üne Türk İmzası! Bantboru Güçlü Büyüyor

Siracettin Gider 46

Otomotiv ve dayanıklı tüketim ürünleri sektörlerinde önem taşıyan boru sistemlerinde dünyanın en büyük 5 üreticisinden biri ve ülkemizin bu alandaki lider şirketi Bantboru, sanayi kuruluşları sıralamasındaki yükselişini sürdürüyor. İSO İkinci 500 sıralamasında 2016 yılında 445. sıraya çıkan Bantboru, 2017 yılında yurt içi satışları ve ihracat pazarlarındaki genişlemeyle daha yüksek bir noktayı hedefliyor. 2017 Yılında Yüzde 35 Büyüme Şirketin 2017 yılı performansını ve 2018 yılına ait hedefleri değerlendiren Bantboru Yönetim Kurulu Başkanı Siracettin Gider, küresel ekonomik koşulların sertleştiği bir dönemde, başarılı sonuçlara imza attıklarını kaydetti ve 2017 yılı içerisinde yüzde 35 ciro büyümesi elde ettiklerini söyledi. Bantboru’nun, 2017 yılı ihracatı da yaklaşık 15 Milyon Euro oldu. Kritik Öneme Sahip Sistemlerin Güvenilir Üreticisi Sanayi üretiminde 45 yıllık köklü bir geçmişe sahip bulunan Bantboru, 30 bin metrekarelik kapalı alana yayılı Ar-Ge ve üretim tesislerinde hammaddeden nihai ürüne kadar tüm prosesleri kendi bünyesinde gerçekleştiriyor. Otomotiv sektöründe yakıt ve fren hidroliği gibi performans ve güvenlik açısından kritik öneme sahip sistemler için çift katlı boru üretimi gerçekleştiren Bantboru, soğutma alanında ise, buzdolaplarında kondenser sistemlerinde kullanılan tek katlı boruları üretiyor. 23 Ülkeye İhracat Yapıyor, Küresel Ayak İzini Genişletiyor 23 ülkeye ihracat gerçekleştiren Bantboru’nun otomotiv sektörüne yönelik ürünleri, dünyada üretilen her 100 araçtan 4’ünde kullanılıyor. Şirket, 2017 yılında dahil olduğu TURQUALITY® desteğinin de gücüyle, küresel ayak izini genişletecek adımları hızlı ve güvenli bir şekilde atıyor. İhracat gelirlerinin, cironun yüzde 40’ını oluşturduğunu vurgulayan Yönetim Kurulu Başkanı Gider, devamla şunları söyledi: “Otomotiv sektöründe, lider ulusal ve küresel otomotiv üreticilerinin, yeni nesil elektrikli otomobiller de dahil olmak üzere, en önemli programlarında proje ve iş ortağı olarak yer alıyoruz. 2018 yılında ihracat gelirlerimizi yüzde 25’in üzerinde arttırmayı ve 19 Milyon Euro düzeyine yaklaştırmayı hedefliyoruz.

İhracat büyümesini sürdürülebilir belirlediğimiz hedef pazarlarda, ülkelerin ihracat gücünü artırmada devlet desteğine dünyada en iyi örneklerden birini oluşturan TURQUALITY® programının da katkısıyla, marka algımızı ve bilinirliğimizi artırmayı hedefliyoruz.” Endüstri 4.0 Rekabet Ortamına Dijital Dönüşümle Hazırlanıyor Sert ekonomik iklimin, sert rekabet koşullarının, günün yeni normali haline geldiğini belirten Bantboru Yönetim Kurulu Başkanı Gider, “Teknoloji ve sanayinin birinci gündem maddesini oluşturan Endüstri 4.0, iş modellerini olduğu kadar, rekabetin kurallarını da baştan yazıyor. ‘Dönüşüm Başlıyor’ sloganı ile yürüttüğümüz dijital dönüşüm çalışmalarımız, yeni nesil teknolojilerle süreçlerimizin birbirine tam entegrasyonunu ve müşterilerimizle daha da yakın çalışabilmemizi sağlayacak” dedi. İş Yapış Şekli ve Sosyal Angajmanlarıyla Gerçek Dünya Şirketi 2017 yılında kendisini en çok mutlu eden gelişmelerden birinin, şirketin istihdam sayısındaki artış olduğunu belirten Siracettin Gider, “Bugün, profesyonel birikimleri, uzmanlıkları ve işlerine gösterdikleri özenli tutkuyla Bantboru’nun en önemli gücünü ve varlığını oluşturan 500’ün üzerinde çalışma arkadaşımız var. Her biriyle gurur duyuyorum, her birine çalışmaları için teşekkür ediyorum” dedi. Bantboru’nun bir diğer adımının da Off-Road sporunda rekabete katılmak olduğunu belirten Gider, “Rekabetin ve performansın en üst düzeyde yaşandığı, insan ve teknolojinin zorlu şartlarla mücadelesini temsil eden bu sporda artık biz de varız. Takım liderimizin, Türkiye’nin tek kadın yarışmacısı ve şampiyonu olması bizim için ayrı bir anlam taşıyor. Cinsiyet eşitliğine öteden beri verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak, idari kadrolarımızın ve yönetim ekiplerimizin yarıya yakınını kadınlar oluşturuyor. 2018 ve sonrasında kadınların güçlendirilmesi alanında en önemli küresel platformlarda somut adımlarla yer alacağız. Parlak bir geleceği, 45 yıllık köklü geçmişinin gücüyle yazan Bantboru, gerek iş yapışı, gerekse sosyal angajmanları ile gerçek bir dünya şirketi kimliği taşıyor” şeklinde konuştu.


PATARA PRINCE HOTEL & RESORT / K alk an

Yaşamış, Bilen ve Tad alanların tercih ettiği...

Rahat ve Çevresi ile uyumlu konumlandırılmış, Akdeniz’in ve Patara’nın çiçekleriyle karışan aromasının, kokusunun hakim olduğu Odaları ile Konforu, Akdeniz’in en mineralli ve temiz deniz suyu, 170 m uzunluğunda sahili ve platformları, deniz suyu sirkülasyonundaki özel havuzları, hamam sauna, yabancı uzmanlarca yapılan masajıyla SPA’sı… Zengin kahvaltı servisi ile başlayan günde, şefimizin geniş yelpazedeki Alacarte yemekleri, Snack ve Room Servisleri, barları, aydınlatmalı manzaralı tenis kortları, koy turları ve BBQ, zengin çevre …

Tel: 0242 - 844 39 20 - 0541 287 17 40 • www.pataraprince.com • patara@pataraprince.com


: OTOMOTIV

Türkiye’nin Tercihi Yine Fiat Egea! Fiat Egea, 2016 yılında olduğu gibi 2017 yılında da Türkiye’nin en çok tercih edilen modeli oldu. 2015 yılı sonundan itibariyle yollarla buluştuğu ilk günden bu yana 83 bin 419 adet satarak başarısını ortaya koyan Egea Sedan, 2017 yılında toplam 42 bin 990 satış adediyle Türkiye’nin en çok tercih edilen otomobili oldu. Fiat İş Birimi Direktörü Altan Aytaç, konuyla ilgili olarak “Fiat Egea Sedan’ın tıpkı 2016 yılında olduğu gibi 2017 yılının da en çok tercih edilen otomobili olmasından ötürü tüm Tofaş Ailesi olarak gururluyuz. Dünyanın pek çok ülkesinde satışa sunulan ve yediden yetmişe herkesin beğenisini kazanan Fiat Egea Ailesi’nin liderliğine katkıda bulunan tüm müşterilerimize, bayi teşkilatımıza ve çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ederiz” dedi. 2017 yılında ulusal pazarda 120 bin 49 adetlik toplam satışa ulaşan Fiat markasının bu etkin sonucu elde etmesinde önemli bir paya sahip olan Fiat Egea Sedan, Türkiye’de yılın en çok satan otomobil modeli oldu. Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) tarafından düzenlenen Gladyatör Ödülleri kapsamında, 2017 yılı pazar

48

sonuçlarına göre ‘Türkiye’nin En Çok Satan Otomobili’ unvanıyla başarısı taçlandırılan Fiat Egea Sedan, 42 bin 990 adet satış ile zirvedeki yerini aldı. Hatchback ve Station Wagon karoserli modelleri ile 2017 yılında 47 bin 704 toplam satış adedine ulaşan Egea Ailesi’nin, 2015 yılından bu yana gerçekleşen toplam satışları ise 91 bin 638 adede erişti. Fiat Egea’nın satış liderliği ile ilgili görüşlerini dile getiren Fiat İş Birimi Direktörü Altan Aytaç, “Sedan, Hatchback ve Station Wagon karoser seçenekleriyle müşterilerin tercihine sunduğumuz Egea Ailesi’nin Sedan versiyonunun 2017 yılında satış rakamı 42 bin 990 adete ulaştı. Geçtiğimiz yıl toplamda 47 bin 704 adet satış rakamına ulaşan Fiat Egea Ailesi, 2015 Kasım ayında pazara sunulduğu ilk günden bu yana toplamda 91 bin 638 adetlik satış adedine ulaşarak haklı başarısını ortaya koydu. İç pazarda olduğu gibi dünya pazarlarında da satışa sunulduğu ilk günden bu yana önemli bir satış başarısı elde eden Fiat Egea’nın Türkiye’de iki yıldır en çok satılan model olması bizim için büyük bir gurur.” diye konuştu.

Fiat İş Birimi Direktörü Altan Aytaç

Fiat markasının, 2017 yılında 120 bin 049 adetlik satış ile 2016 yılına göre satışlarında %13’lük artış gerçekleştirdiğine de değinen Aytaç “Egea’nın artan performansıyla, otomobil satışlarımız %17 artış gösterdi. Bu yıl ayrıca hafif ticari araç satışlarımız da %9,2 oranında artış gösterdi. Kasım ayı sonu itibariyle açıklanan 11 aylık TÜİK verilerine göre, 29 ilde satış şampiyonu olan Fiat markasının gururu Egea model ailesinin 2018 yılında da başarısını arttıracağına ve Türkiye pazarında daha fazla müşterinin tercihi olmaya devam edeceğine inanıyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.


: OTOMOTIV

Ford Otosan, WWF-Türkiye’nin “Yeşil Ofis” diplomasını alan ilk otomotiv şirketi oldu Türkiye otomotiv sektörünün öncü şirketi Ford Otosan, çevresel sürdürülebilirliğe verdiği önem ve doğa üzerindeki etkilerini azaltmak hedefi doğrultusunda katıldığı WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Yeşil Ofis Programı kapsamında “Yeşil Ofis” diplomasına layık görülen ilk otomotiv şirketi oldu. Yeşil Ofis diploması, ekolojik ayak izini azaltma hedeflerine ulaşan ofislere WWF-Türkiye tarafından veriliyor. Ford Otosan, doğal kaynaklar üzerindeki çevresel etkilerini azaltma hedefiyle İstanbul Sancaktepe lokasyonunda yer alan Ar-Ge Merkezi ve Pazarlama, Satış ve Satış Sonrası Ofisleri ile WWF-Türkiye’nin Yeşil Ofis Programı’na katılarak, enerji tasarrufu, doğal kaynakların bilinçli kullanımı, çalışanların yaşam tarzının değişmesi konularında farkındalık yaratmayı amaçlayan çalışmaları ile “Yeşil Ofis” diplomasının sahibi oldu. 12 Ocak Cuma günü Ford Otosan Sancaktepe ArGe Merkezi’nde gerçekleştirilen Yeşil Ofis Diploma Töreni’nde Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün’e, Yeşil Ofis Diploması’nı WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Durukan Pasinli takdim etti. Haydar Yenigün: “Türkiye otomotiv sektöründe bu diplomayı alan ilk şirket olmaktan dolayı gurur duyuyoruz.” Ford Otosan Genel Müdür Haydar Yenigün, şunları söyledi: “Tüm paydaşlarımız için değer üretme hedefimize ulaşma yolunda en önemli güçlerimizden bir tanesi de çevresel sürdürülebilirliğe verdiğimiz önem ve bu alanda attığımız öncü adımlar. Ürünlerimiz ve üretim süreçlerimizde en yüksek verimliliğe ulaşarak doğal kaynaklar üzerindeki çevresel etkimizi azaltırken, diğer yandan hem toplumun hem de şirketimizin sürdürülebilir kalkınma vizyonu ile geleceğe taşınmasını temel sorumluluklarımızdan biri olarak kabul ediyoruz. Çünkü merkezinde sürdürülebilirliğin bulunduğu iş modeli, tüm dünyada yaşam kalitesinin artırılması için temel bir rol oynuyor. Bu doğrultuda WWF-Türkiye’nin ‘Yeşil Ofis’ programına katılma kararı aldık. Çalışanlarımızın duyarlılığı ve destekleri sayesinde Yeşil Ofis Programı’na tek lokasyonda en fazla ofis çalışanıyla katılan şirket olduk. Türkiye otomotiv sektöründe bu diplomayı almaya hak kazanan ilk şirket olmaktan dolayı gurur duyuyoruz.” WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Durukan Pasinli ise, şunları söyledi: “Doğanın karşılaştığı devasa tehditler karşısında herkes ‘Ben tek başıma ne yapabilirim ki?’ diye düşünüyor. Oysa dünyamız için ihtiyacımız olan değişimin temelinde her bireyin atacağı küçük adımlar var. WWF-Türkiye olarak alışkanlıklarımızı değiştirerek

büyük farklar yaratabileceğimize inanıyoruz. Yeşil Ofis programımız somut çıktılarıyla bu yönde güçlü bir örnek. Kurumların Yeşil Ofis takımlarına ve çalışanlarına bu programda önemli ve anlamlı bir görev düşüyor: Sadece ekolojik ayak izini azaltmakla kalmayıp ofis içinde kalıcı bir değişim için farkındalık yaratarak bu ortak amacı tüm çalışanların paylaşmasını sağlamak. Ford Otosan bunu başarıyla yerine getirdi ve Yeşil Ofis diplomasını almaya hak kazandı. Yeşil Ofislerimizdeki bu dönüşüm umut verici. Doğa ile uyum içinde sürdürülebilir bir yaşam için Yeşil Ofis uygulamalarımızın yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Kurumlardaki bu çabanın artarak sürmesi en büyük dileğimiz.” Çeşitli etkinliklerle çalışanlar bilinçlendirildi Ford Otosan, WWF-Türkiye Yeşil Ofis Programı’na tek lokasyonda en fazla ofis çalışanıyla katılan şirket olarak, ilk yılında 1.711 ofis çalışanının kağıt, su ve elektrik tüketimlerini azaltmaya yönelik çalışmalar yürüttü. Çevresel etkilerini azaltmaya odaklandığı Yeşil Ofis Programı’nda çalışmaları etkin bir şekilde yürütmek üzere, farklı birimlerden çalışanların bir araya geldiği 25 kişilik proje gönüllüsü çalışanıyla “Yemyeşil Ofis Ekibi” adını verdiği bir takım oluşturdu. Yeşil Ofis Programı kapsamında yürütülen çalışmalar kapsamında 10 aylık bir süre içinde; Yapılan iyileştirmeler sonucu kağıt tüketiminde %10’luk bir tasarruf ile 78.807 km. yol alan bir otomobilin havaya saldığı CO2 gazının yok edilmesi sağlandı. Çalışanların karton bardak yerine kupa bardak kullanımını tercih etmesi teşvik edilerek, kağıt bardak tüketiminde %12’lik tasarruf ile bardak üretiminden kaynaklı 1.856.205 lt. su tasarrufu sağlandı. Su tüketiminde yapılan %9’luk tasarruf ile 1 olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar suyun israf edilmesi engellendi. Elektrik kullanımında yapılan iyileştirmeler sonucunda gerçekleşen %10’luk kazanım ile 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik tüketimine denk gelen tasarruf elde edildi. 49


: OTOMOTIV

INFINITI’den sedan segmentini geleneksellikten kurtaracak modern tasarım:

INFINITI Q Inspiration Concept Detroit Otomobil Fuarı’nda

INFINITI, Detroit Otomobil Fuarı’nda (NAIAS) yepyeni bir sedan formuna öncülük eden Q Inspiration Concept’i tanıttı. INFINITI’nin tasarım yolculuğundaki en yeni adım olan Q Inspiration Concept, sedan karoserde temiz, sade ancak estetik formuyla fuarın yıldızlarından biri oldu. Bu yeni tasarım ile beraber INFINITI’nin yeni motor teknolojilerini barındıran lüks sedan otomobillerdeki vizyonu da sergileniyor.

50

Marka 8 yıldır aralıksız büyümeye devam ediyor 2017 yılında INFINITI, global pazarda toplam 246.492 adet araç satışı gerçekleştirerek hem önceki yıla göre satışlarını yüzde 7 arttırdı hem de 8 yıldır süren artış trendini sürdürdü. INFINITI markası, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Çin ve Tayvan’da tüm zamanların satış rekorlarına ulaştı. INFINITI Tasarım Direktörü Karim Habib, INFINITI Q Inspiration Concept hakkında; “Geleneksel sedan

mimarisinin evrimini bir sonraki aşamaya taşıyoruz. Uzun kabin bölümünü akışkan bir biçimde daha dengeli bir oranda genel tasarımının içine katmayı amaçladık. Kısa ön tasarım ve uzatılmış karoser sayesinde konfor ve hacim anlamında tutucu bir segmentte yeni oranlar yakalayarak neler yapılabileceğini göstermek istiyoruz.” diyor.


: OTOMOTIV

Yeni Jeep Wrangler’dan CES 2018’de Teknoloji Şovu! Jeep’in efsane modeli Wrangler, Las Vegas’ta gerçekleştirilen CES 2018’te (Tüketici Elektroniği Fuarı) teknoloji şovu yaptı. CES 2018 ziyaretçileri, sergilenen dört adet yeni Jeep Wranger ile interaktif araç içi teknolojilerindeki gelişmeleri deneyimleme fırsatı buldu. Jeep Adventure Reality uygulaması ilk kez 2018 Wrangler ile sergilenirken, akıllı saat uyumlu Uconnect uygulaması, Family Alerts, Uconnect Navigasyon için çevrimiçi aramayı da içeren, yeni bağlantılı servisler de fuarda tanıtılırken; ziyaretçilere teknolojileri uygulamalı olarak deneyimleme imkânı sunuldu. CES 2018 ziyaretçileri; fuarda sergilenen dört adet Yeni Jeep Wranger ile interaktif araç içi teknolojilerindeki gelişmeleri deneyimleme imkânı buldu. Fuarda Jeep Wrangler Sahara ve Jeep Wrangler Sport’un yanı sıra iki adet Jeep Wrangler Rubicon sergileyen Fiat Chrysler Automobiles (FCA) Amerika, Jeep Adventure Reality ile akıllı saat uyumlu Uconnect, Family Alerts, Uconnect Navigasyon için çevrimiçi arama ve Jeep uyumlu Amazon Alexa ile Amazon Echo Dot cihazlar başta olmak üzere, tüm gelişmiş teknoloji ve bağlantılı hizmetlerini, uygulamalı olarak deneyimleme ortamı sundu. “Yeni Jeep Wrangler modelimiz hiç olmadığı kadar kapsamlı güvenlik özellikleri ve gelişmiş teknolojilerle donatılmış durumda. Tüketicilerin otomobillerdeki benzersiz ve yenilikçi bağlantılı araç özellik beklentisi içerisinde olduğunu biliyor ve bu beklentiyi karşılayan ürünler sunmaktan gurur duyuyoruz” şeklinde konuşan FCA Global Jeep Marka Başkanı Mike Manley sözlerini “Ödüllü Uconnect sistemlerimiz tüketicilere çeşitli bağlantılı hizmetler ve özellikler sağlamak üzere tasarlandı. Bunlar gerek asfalt, gerekse harici yollarda Jeep Wrangler ile benzersiz bir sürüş deneyimi sunuyor” diyerek sürdürdü. Manley ayrıca “Müşterilere yeni Wrangler’ini iPhone veya iPad üzerinden oluşturma imkânı tanıyan yeni Jeep Adventure Reality uygulamamızı CES’te lanse etmekten gurur duyuyoruz” dedi. Yeni Jeep Adventure Reality Uygulaması Yeni Jeep Adventure Reality uygulaması kullanıcılara istedikleri zaman istedikleri yerde Jeep markasının efsanevi yeteneklerini tecrübe etme olanağı tanıyan, arttırılmış gerçeklik odaklı bir yapılandırma aracı. Şu an için iPhone 7, 8, X ve iPad Pro modellerini destekleyen uygulama kullanıcılara araçlarının oluşturma ve farklı ortamlarda nasıl görüneceğini ortaya koyuyor. Müşteriler uygulama üzerinden döşeme, renk ve aksesuar seçeneklerini görebiliyor. İki kapılı, dört kapılı, hard top veya soft top olmak üzere farklı gövde tipleri, farklı renkler, farklı jantlar kombine edebilen kullanıcılar sanal ortamda aracın içine girerek tüm detayları yakından inceleyebiliyor. Yüksek çözünürlüklü görüntü, kullanıcıya zoom yapma imkânı da sunuyor. İnteraktif uygulama aynı zamanda sanal ortamda kapıları sökme, ön camı kaldırma veya öne doğru katlama, kapıları açma, korna çalma, farları yakma ve tekerlekleri çevirme olanağı da sunuyor. Bu, kullanıcıya aracını arttırılmış gerçeklik or-

tamında görme ve onu sanal gerçeklik ortamına yerleştirme imkânı sunan tek uygulama olarak dikkat çekiyor. Uygulama üzerinden kendi aracını oluşturan kullanıcı bunu sosyal medya üzerinden paylaşabiliyor ve/veya yetkili satıcı bulma veya ödeme seçeneklerini öğrenme gibi daha ayrıntılı bilgi almak üzere web sitesine yönelebiliyor. Akıllı saat uyumlu Uconnect Uygulaması Amerika pazarındaki Fiat Chrysler Automobiles kullanıcıları ‘akıllı saat uyumlu Uconnect uygulaması’ ile araçlarıyla her an bağlantıda kalabiliyor. Apple Watch ve Android Wear cihazlarla uyumlu olan Uconnect uygulaması kullanıcıya akıllı saat üzerinden aracını uzaktan çalıştırma, kilitleme ve açma, korna çalma ve farları yakma olanağı tanıyor. SiriusXM Guardian bağlantılı hizmetler ile donatılan 2018 model araçlarla uyumlu olan Uconnect uygulaması Apple Store veya Google Play mağazalarından akıllı telefona indirilerek, yine akıllı saat ile eşleştirilebiliyor. Aileler için “Family Alerts” Sistemi Yeni Family Alerts sistemi ise genç sürücülerden ebeveynlerine kadar, tüm aile bireylerine yönelik tasarlandı. Araç sahibi Uconnect akıllı telefon uygulaması üzerinden uzaklık sınırı belirleyebiliyor, sürüş hızını ve araç konumunu gözlemleyebiliyor. Family Alerts özelliği ayrıca beş adede kadar coğrafi sınır oluşturma imkânı sağlıyor. Aracın önceden belirlenmiş coğrafi sınırın dışına çıkması halinde; ve hız sınırı ayarlama imkanı tanıyan ile bu hız sınırı aşıldığında araç sahibini uyaran Hız Uyarısı bulunuyor. Aracın valeye teslim edildiği alanın çeyrek mil yarı çapının dışına çıkması halinde ise araç sahibini uyaran Vale Uyarısı uygulamanın özellikleri olarak öne çıkıyor. Family Alerts hizmeti SiriusXM Guardian bağlantılı hizmetler aboneliği gerektiriyor ve Uconnect 4C NAV sistemi ile donatılan 2018 model araçlarda sunuluyor. Kullanıcıya çeyrek mil ile 5 mil arasında bir yarıçap belirleme imkanı sunan sistem araç sahibini mesaj veya e-posta üzerinden uyarıyor. Jeep uyumlu Amazon Alexa ve Amazon Echo Dot cihazları İlk olarak 2018 Jeep Cherokee ile lanse edilen Jeep uyumlu Amazon Alexa, Jeep kullanıcılarının her an bağlantıda kalmasını sağlıyor. Amazon’un sesli komut hizmeti olan Alexa; Amazon Echo, Echo Dot ve Echo Show gibi cihazlarla çalışıyor. Alexa kullanıcının sesli komutla

etkinleştirebildiği bir dizi fonksiyonu yerine getiriyor. Jeep uyumluluğu çok sayıda sesli komuta Alexa aracılığıyla yanıt veriyor. Kullanıcı sesli komut sistemi üzerinden aracının motorunu çalıştırabiliyor, kapılı kilitleyebilir veya açabiliyor, araca navigasyon konumu gönderebiliyor ve yakıt seviyesiyle lastik basıncını kontrol edebiliyor. Jeep uyumlu Amazon Alexa’dan yararlanmak için araç sahibinin SiriusXM Guardian bağlantılı hizmetlerde kayıt oluşturması ve ardından Alexa uygulamasındaki Jeep uyumluluğunu etkinleştirmesi gerekiyor. Kullanıcı, SiriusXM Guardian ve Amazon hesaplarını birbirine bağlandıktan sonra herhangi bir Alexa cihazından Jeep uyumluluğunu açmasını isteyebiliyor. Jeep uyumlu Amazon Alexa ve Amazon Echo Dot cihazları 2018 yılı ortalarından itibaren yeni Jeep Wrangler ile kullanıma sunulacak.

51


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Adania Yatırım, Türkiye’nin Kaliforniya’sı Çukurova’yı dünyaya tanıtıyor

Yabancı Yatırımcılar Rotasını Çukurova’ya Çeviriyor

İnşaat sektöründe 25 yıldır gerçekleştirdiği prestijli konut projeleri ile öne çıkan SON Grup bünyesindeki şirketlerden Adania Yatırım, Çukurova bölgesini dünyaya tanıtmayı ve bölgeye yatırımcı çekmeyi hedefliyor. Adania Yatırım Başkanı Cihangir Son, Çukurova’nın gelecek dönemde yapılması planlanan yatırımlarla birlikte Türkiye’de bölgesel kalkınmada potansiyeli en yüksek bölgelerin başında geldiğine dikkat çekti. Amerika’daki Kaliforniya bölgesinin Türkiye’deki karşılığının Çukurova olduğunu söyleyen Son, güçlü bir iklim ve ulaşım avantajı bulunan bölgenin, Türkiye’nin Akdeniz’e, Ortadoğu’ya ve Afrika’ya açılan kapısı olduğunun altını çizdi. Son, Adana, Hatay ve Osmaniye illerinin 2017 yılının ilk çeyreğinde Yoğun Yatırım Teşvik Belgesi alan iller arasında yer aldığını da hatırlattı.

Adana ve Mersin’deki projeleriyle 1993 yılında inşaat sektörüne adım atan Son Grup’un bünyesinde 2014 yılında kurulan Adania Yatırım, Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye şehirlerini içine alan Çukurova bölgesine yabancı sanayi yatırımları çekmeyi hedefliyor. İş dünyası temsilcilerinin doğup büyüdükleri bölgelerin de kalkınması için gerekli özveriyi ve çalışmayı göstermeleri gerektiğine inanan Adania Yatırım Başkanı Cihangir Son, böylelikle Türkiye’nin her bölgesinin eşit seviyede büyüye52

bileceğini ve daha hızlı gelişme kaydedileceğini ifade etti. Çukurova bölgesinin, gelecek dönemde yapılması planlanan yatırımlarla birlikte Türkiye’de bölgesel kalkınmada potansiyeli en yüksek bölgelerin başında geldiğine dikkat çeken Cihangir Son, Çukurova’da nüfus artışına paralel bir şekilde katma değer sağlayacak yatırımlara olan ihtiyacın da yükseldiğini söyledi. Çukurova birkaç yıl içinde çok daha hızlı büyüyecek Amerika’daki Kaliforniya bölgesinin Türkiye’deki karşılığının Çukurova olduğunu ifade eden Son sözlerini şöyle sürdürdü; “Sanayi yatırımları açısından kapasitesi dolmak üzere olan Marmara’ya alternatif gösterilebilecek bölgelerin başında Çukurova geliyor. Çukurova’nın oldukça güçlü bir iklim ve ulaşım avantajı bulunuyor. Türkiye’nin en büyük limanı olan Mersin Uluslararası Limanı, Adana Uluslararası Havaalanı, TEM yolları ve demiryollarına sahip olan Çukurova, Türkiye’nin Akdeniz, Ortadoğu ve Afrika’ya açılan kapısı olarak önemli bir lojistik avantajı da sunuyor. Yeni uluslararası havalimanı bölgenin önemini daha da artıracak. Yatırım için yeterli arsa stoğunun bulunması ve maliyetlerin düşük olması gibi artıları bulunan Çukurova, tüm bu yönleri ile sanayi yatırımı için ideal bir bölge. Adania Yatırım olarak tarım, otomotiv, enerji, gıda, sağlık, bilişim, makine, maden, turizm, gayrimenkul ve altyapı gibi birçok alanda önde gelen bir bölge olan Çukurova’nın önümüzdeki birkaç yıl içinde çok daha hızlı bir şekilde büyüyeceğine yürekten inanıyoruz.” Dev yatırım potansiyeli

Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre Adana, Hatay ve Osmaniye illerinin 2017 yılının ilk çeyreğinde Yoğun Yatırım Teşvik Belgesi alan iller arasında yer aldığını hatırlatan Son, “Gerek Adana’da gerekse Mersin, Osmaniye ve Hatay’da üretim faktörleri açısından dev bir yatırım potansiyeli var. Çukurova bölgesine yapılacak yatırımların Türkiye’nin ekonomik büyümesine, yabancı yatırımcıların kar payının yükselmesine ve yatırımcı şirketlerin dünya çapında prestijlerinin artmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte ülkeler arası diyaloğu güçlendirecek ve gelecekte her iki tarafa da büyük katkılar sağlayacak adımlara vesile olacağına inanıyoruz. Biz de Adana kökenli bir şirket olarak vatanımız için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışırken atılacak daha çok adımımız olduğunu biliyoruz” diye konuştu. Yabancı yatırımcıları Çukurova’ya yönlendirmeyi hedefliyor Son Grup olarak çeyrek asırlık şirket tarihleri boyunca Türkiye’de önemli projelere imza attıklarını belirten Cihangir Son, “Ulusal ve uluslararası arenada ciddi projeler geliştiren ve istikrarlı büyüme politikasına sahip kurumsal firmalarla diyalog içindeyiz. Grubumuzdan aldığımız güçle Adania Yatırım olarak, Türkiye’ye ilgi duyan yabancı yatırımcıları Çukurova bölgesine yönlendirmeyi hedefliyoruz. Katıldığımız uluslararası fuarlar, konferanslar, işbirliği toplantıları ve özel görüşmelerle bölgemizi yerli ve yabancı yatırımcılara tanıtmak için çalışıyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

2017‘de doğru lokasyonda olan ofisler satıldı Aksun İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hazreti Akdemir, 2017 yılında ofis piyasasında yaşanan durgunluğun, yatırımların yavaşlamasının yanı sıra projelerin firmaların ihtiyaçlarına uygun geliştirilmemesinden kaynaklandığını belirtti. Akdemir, doğru lokasyonda geliştirilen ofislerin ise satıldığını vurguladı. Türkiye‘nin en büyük ofis projesi Business İstanbul‘u ihtiyaçlara yönelik geliştirdikleri için firma olarak başarılı bir yıl geçirdiklerini söyleyen Akdemir, projenin ilk etabındaki 500 bağımsız ofisin 490‘ının satışını tamamladıklarını belirtti. Akdemir, projenin 2. etabına yönelik 2018 satışlarında da başarılı olacaklarını ifade etti.

Hazreti Akdemir Aksun İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hazreti Akdemir, ofis piyasasında yaşanan durgunluğun önemli bir nedeninin lokasyon sorunundan kaynaklandığını belirterek, 2017 yılında satışı yapılan ofislere bakıldığında tamamının doğru lokasyonlarda olduğunun gözlemlendiğini kaydetti. Bu projelerden biri olan, 1.5 milyar TL yatırımla hayata geçirdikleri Business İstanbul‘un Göztepe E–5 üstündeki özel lokasyonu ile öne çıktığını belirten Akdemir, 2017‘de satışların başarıyla tamamlandığını, 1. etapta yer alan 500 ofisin tamamına yakınının satıldığını söyledi. Ofis projeleri geliştirilirken dikkat edilmesi gereken bazı önemli kriterler olduğuna değinen Akdemir, bu kriterlerin başında gelen lokasyonun

yanı sıra bina içinde hızlı ulaşım sağlayan asansör sisteminin yeterli sayıda olması, ihtiyaçları tam kapasite karşılayacak düzeyde otopark alanına yer verilmesi ve düşük aidat imkanının diğer kriterler olduğunu vurguladı. Ofis projelerinde yaşanan durgunluğun ekonominin normalleşmeye başlaması ve yatırımların yeniden ivme kazanmasına paralel olarak yeniden hızlı bir gelişim sürecine gireceğini de söyleyen Akdemir, “Ancak yatırım planlaması yapılırken, firmaların ihtiyaçları mutlaka gözetilmeli“ uyarısını yaptı. İSO 500 firmalarının tercihi Akdemir, 2018‘e girerken Business İstanbul‘un 2. etabının inşaatına başlayacaklarını ifade ederek şunları kaydetti: “2017 yılında gösterdiğimiz

başarılı performansı 2018 yılında da tekrarlayacağız. Business İstanbul‘un 550 bağımsız ofisten oluşan 2. etabının inşaatına başlamak üzereyiz. Projemiz başlangıç aşamasından itibaren yatırımcısına kazandıran ofis projelerinin başında geliyor. 16,5 yıl olan yatırım geri dönüş süresiyle firmalara önemli bir avantaj sağlıyoruz. Business İstanbul, özellikle İSO 500 firmaları tarafından tercih edilen bir proje. Bazı yatırımcılar avantajlı buldukları ofis projelerini satın alarak kiraya veriyor, sonrasında talep edilen yüksek kira bedelleri nedeniyle bazı projelerde ofis katları uzun zaman boş kalıyor. Business İstanbul ise firmaların ihtiyaçları doğrultusunda her bakımdan özel avantajlar sağladığı için firmalar kiracı olmayı değil, malik olmayı tercih ediyor.“ 53


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Konut sektörü 2018 yılından umutlu Arap yatırımcı sermayesinin Türkiye‘de gayrimenkul pazarına sadece alıcı olarak değil, konut geliştiricisi olarak da girmeye başladığını kaydeden Amad Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Oğuzhan Olaş, bu yatırımcılar arasında güçlü bir aktör olarak bulunan Amad Gayimenkul‘ün, 2017 yılında Kartal‘ın iddialı projeleri arasında yer alan Kartal Wings projesine başladığını belirtti. Sektörde daha planlı ve ihtiyaçlara yönelik konut üretiminin öneminin anlaşıldığını ifade eden Olaş, 2017 yılında başta konut projeleri olmak üzere sektörün hızlı bir gelişim kaydettiğini vurguladı.

Oğuzhan Olaş Amad Gayrimenkul olarak 2017 yılında Türkiye‘de yatırımlara hız verdiklerini belirten Amad Gayrimenkul Türkiye Genel Müdürü Oğuzhan Olaş, gayrimenkul sektöründe Türkiye‘nin büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı. Grubun yurtdışı yatırım hedeflerinde Türkiye‘nin ilk sırada yer aldığını belirten Olaş, bu hedef doğrultusunda 2017 yılında Kartal‘ın çok özel bir lokasyonunda 200 milyon TL yatırımla Kartal Wings projesine başladıklarını kaydetti. 54

Yatırımlar sürecek 2018 yılında ve sonrasında yatırımların arkasının geleceğini söyleyen Olaş, “Kartal‘ın en değerli bölgesinde Umran Yapı ile geliştirdiğimiz Kartal Wings, özgün mimari tasarımı, konforlu daireleri, sosyal donatıları ve dev peyzaj alanı ile fark yaratacak. Önümüzdeki dönemde ise başta İstanbul olmak üzere yatırımlarımız artarak devam edecek“ dedi. 2017 yılında daha önce de yatırım gerçekleştirdikleri Sapanca bölgesinde yeni bir

projeye başladıklarını söyleyen Olaş, şunları belirtti: “Türkiye’de ilk yatırımımızı Sapanca’da gerçekleştirdik. Bölgenin Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakınlığı da tercihimizde önemli bir rol oynadı. Çünkü Sapanca’ya yabancı yatırımcılar da ilgi gösteriyor. Daha önce Tulip, Nevras ve Nevras Plus adında üç projeyi hayata geçirmiştik. Gördüğümüz yoğun ilgi bizi teşvik etti ve daha kapsamlı yatırım olan Lake View Resort projemize başladık.“


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Gayrimenkul sektöründe yeni dönem Türkiye’nin ilk Bina Tamamlama Sigortası, Rosenberg & Parker Türkiye öncülüğünde imzalandı Dünyada 74 yıllık deneyimiyle Kefalet Sigortası alanında uzmanlaşmış Rosenberg & Parker’ın Türkiye ofisi, Bina Tamamlama Sigortası’nın Türkiye’deki ilk poliçesinin taraflarca 2017’nin son iş gününde imzalandığını duyurdu. Rosenberg & Parker Türkiye CEO’su Meltem Gezen, Bina Tamamlama Sigortası ile Türkiye’deki konut projelerinin 1,5 yıl içerisinde 2 milyar dolarlık bir gayrinakdi kaynakla teminat altına alınacağını öngördüklerini söyledi. T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından Mayıs 2015 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Ön Ödemeli Konut Satışı düzenlemesinde bahsi geçen Bina Tamamlama Sigortası, konut sahibi olmak isteyenlerin ön ödemeli konut satışı yoluyla edindiği ev için geliştirici firmaya anahtar tesliminden önce yaptığı ödemeleri teminat altına alan bir garanti sözleşmesi. Bina Tamamlama Sigortası’nın Türkiye’deki ilk poliçesi, Rosenberg & Parker Türkiye’nin aracılığında bir sigorta şirketi tarafından Tepe İnşaat’ın İstanbul Ömerli’deki Tepe Aura Evleri projesi için imzalandı. Bir Kefalet Sigortası türü olan Bina Tamamlama Sigortası ile Tepe Aura projesinden konut sahibi olmak isteyenler konutları teslim alıp alamayacakları endişesi yaşamayacaklar. İmzalanan ilk Bina Tamamlama Sigortası poliçesi hakkında açıklamalarda bulunan Rosenberg & Parker Türkiye CEO’su Meltem Gezen, 3 seneyi aşkın bir süredir verilen yoğun emeklerin karşılığı olan bu ilk poliçe için büyük mutluluk duyduklarını, poliçe ile birlikte geliştirici firmalarının tüketicilerinin teminat altına alınması anlamında çok özel bir seçeneğe daha kavuştuklarını söyledi. KONUTDER ve GYODER üyesi geliştiricilerle bu süreçte de temasta olduklarını, ilk poliçenin kesildiği tarihten bu yana diğer geliştiriciler ile de Bina Tamamlama Sigortası poliçesi hazırlıklarının başladığını ve kısa süre içerisinde bu

ürünün yaygınlaşacağını söyleyen Gezen, 1.5 yıl içerisinde, 2 milyar doların üzerinde bir kaynakla, ilk etapta büyük şehirlerde bulunan konut projelerinin tamamlanmasının garanti altına alınacağının altını çizdi. İlk poliçe Tepe İnşaat’a Son 3 yıldır Rosenberg & Parker’ın Kefalet Sigortası konusundaki 74 yıllık uzmanlığını kullanarak, Türkiye’deki sigorta şirketlerine Bina Tamamlama Sigortası konusunda risk analizi ekibi kurma, ürün eğitimleri, reasürans temini ve risk analizi prosedürleri gibi önemli

aşamalarda destek olduğunu kaydeden Gezen, Temmuz 2016’da reasürans çalışmalarını tamamladıklarını ve ürünün kullanılabilir hale geldiğini söyledi. Bu gelişmelerin akabinde Bina Tamamlama Sigortası için pilot şirket arayışına geçtiklerini vurgulayan Gezen, finansal altyapısı, operasyonel tecrübesi ve projenin uygunluğu gibi kriterleri karşılayan Tepe İnşaat’ın Tepe Aura projesinde karar verdiklerini söyledi. Gezen, Türkiye’nin ilk Bina Tamamlama Sigortası poliçesi sahibi sıfatını taşıyan Tepe İnşaat ve bir sigorta şirketiyle beraber yürütülen risk 55


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

analizi sürecinin sonucunda Tepe Aura Evleri sahiplerinin bu sigorta ile teminat altına alındığının belirtti. Bina Tamamlama Sigortası nedir? Bina Tamamlama Sigortası, bir Kefalet Sigortası türüdür. Ancak tüm Kefalet Sigortası türlerinde olduğu diğer sigorta ürünlerine göre büyük farklar taşıyor. Diğer sigorta türlerinde olduğu gibi sigortalı ve sigortacı şeklinde 2 taraf yerine, Bina Tamamlama Sigortası 3 taraflı bir garanti sözleşmesidir. Bu sözleşmenin tarafları, sigortacı, sigortalı olarak geliştirici şirketler ve lehdar ise bu geliştiricilerden ev alan tüketicilerdir. Bina Tamamlama Sigortası poliçesi, ön ödemeli konut satışı hasılatını garantiliyor. Başka bir deyişle konut sahibi olmak amacıyla tüketicinin anahtar teslimine kadar geliştiriciye yaptığı ödemeleri kapsıyor. Geliştirici firmanın yükümlülüklerini yerine getirememesi durumunda, sigorta şirketi geliştiricinin yerine geçiyor ve konut projesini tamamlayıp, anahtarı teslim etme veya o güne kadar yapılan tüm ödemeleri konut sahibine geri ödeme konusundaki yükümlülükleri uyguluyor. Bir diğer farklılık da sigorta şirketlerinin rücu ve halefiyet yolu ile tazminat hakkının olmasından dolayı sigorta şirketi, söz konusu geliştiriciden bu ödemeleri geri alma hakkına sahip oluyor. Bina Tamamlama Sigortası nasıl avantajlar sağlıyor? Bina Tamamlama Sigortası, alternatifleri olan banka teminat mektubu, hakediş sistemi ve bakanlığın kabul ettiği alternatif sistemler gibi diğer sigorta ürünlerinden çok daha farklı özelliklere sahip. Öncelikli ilgi alanı tüketicilerin ödemelerini teminat altına alarak olası mağduriyetten korunması olmakla beraber, ülke ekonomisi için de yeni gayrinakdi kaynak sağlaması açısından önemli bir fayda sağlıyor. Ayrıca sigorta şirketlerinin prim hacimlerini ve özkaynaklarını arttırmasında fayda sağlayacak olan bu yeni ürün, bankaların da gayrinakdi kredi 56

portföylerinin bir kısmını sigorta şirketlerine devrederek, karşılık ayırma yükümlülüklerini nakdi kredi olarak kullanabilmeleri avantajını sağlıyor. Ayrıca toplam gayrinakdi kredi riskini banka kuruluşlarından sigorta şirketlerine dağıtması ve sağlıklı bir ekonomi yaratması da Bina Tamamlama Sigortası’nın ayrışan özellikleri olarak öne çıkıyor. Bina Tamamlama Sigortası, geliştiricilere de diğer alternatiflerine göre daha iyi şartlar sunuyor. Banka teminat mektubu alternatifinden farklı olarak yükümlülüklerde genellikle teminat aranmaması, daha düşük maliyetinin olması ve geliştiriciye ek süre tanıması en büyük farklılıklar arasında. Ürünün, hakediş sistemine göre en önemli farkı ise, ön ödemeli konut satışı hasılatının tamamiyle geliştiricinin kullanıma açık olması. Tabi bir de Bina Tamamlama Sigortası, her Kefalet Sigortası türünde olduğu gibi, bilançoda pasif(borçlar) kalem olmaması nedeniyle geliştiricilerin bilançosunu da güçlendiriyor. Bina Tamamlama Sigortası hızla yayılacak Rosenberg & Parker Türkiye CEO’su Meltem Gezen, ülke nüfusunun artışına paralel olarak konut ihtiyacının arttığını, GYODER’in 2015 raporuna göre de 2023 yılına kadar 6,6 milyon adet konut ihtiyacı olduğunu, bunun da 400 milyar dolarlık bir sektör yaratacağını öngördüklerini söyledi. Gezen, “TUİK verilerine göre ülkemizde her yıl yaklaşık 500 bin yeni konut satılıyor. Ortalama konut satış fiyatı olan 177 bin ile çarparsak, 90 milyar TL’lik hacim yaratan bir sektörden bahsediyoruz. Geçen sene de bütün teşviklerle beraber 700 bin yeni konuta yaklaşmışız. Dolayısıyla Bina Tamamlama Sigortası ürününün hızla yayılacağını düşünüyoruz” diye konuştu. Gezen, imzalanan ilk poliçenin ardından Rosenberg & Parker Türkiye’nin şimdiden 2 farklı sigorta şirketinin daha hazırlıklarını hızlandırdığını kaydetti.

Rosenberg&Parker Türkiye: 74 yıllık Kefalet Sigortası deneyimi, Türkiye’nin hizmetinde! Türkiye’de yedi seneyi aşkın bir süredir, danışmanlık sıfatıyla Kefalet Sigortası ve Bina Tamamlama Sigortası ile ilgili mevzuat çalışmalarından, geliştirici ihtiyacı belirleme, risk analizi prosedürleri, reasürans kapasitesi temini, ürün eğitimi ve poliçe metnine kadar her aşamada çalışma fırsatı bulan Rosenberg & Parker Türkiye, ABD Philadelphia merkezli Rosenberg & Parker’ın yan kuruluşudur. Bugün artık 3. Kuşağın yönettiği, 1944 yılından beri sadece Kefalet Sigortası üzerinde çalışan bir aile şirketi olan Rosenberg & Parker, Fortune 100 listesinden firmaların da bulunduğu müşteri portföyü ile hem Amerika’da hem de uluslararası platformda Kefalet Sigortası taleplerini karşılayabilen bir brokerlik şirketi olarak öne çıkıyor. Kanada Toronto’nun ardından 2014 yılında kurulan İstanbul ofisi ile 2011’den beri devam edilen Türkiye operasyonlarını, danışman sıfatıyla tek bir çatı altında toplayan Rosenberg & Parker Türkiye, kuruluşundan bu yana, bir yandan müteahhitlerin Türkiye dışında yaptığı işlerden doğan Kefalet Sigortası talepleri üzerinde çalışırken, bir yandan da danışman sıfatıyla Türkiye’de Kefalet Sigortasının kullanılabilinirliği ve yaygınlaştırılması üzerine birçok çalışmalar yapıyor. Kamu kurumları için Kefalet Sigortası ve Bina Tamamlama Sigortası’nın ürün tanıtımı ve mevzuat çalışmalarına katılıp, yönetmelik ve genel şartlarının oluşumuna destek olup ardından Sigorta şirketlerinin hazırlığında danışmanlık yapan Rosenberg & Parker Türkiye, halihazırda şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için sektörel dernekler ve şirketler bazında da eğitim ve tanıtım amaçlı çalışmalarını sürdürüyor.


5. – 8. 4. 2018 Türkiye’nin Lider Uluslararası Otomotiv Endüstrisi Fuarı TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul / Türkiye

www.automechanika.com.tr

Tü r k i y e Cumhu r i y e t i

EKONOMİ BAKANLIĞI

İŞ ORTAKLARI

DESTEKLEYENLER /automechanikatr

/automechanikaistanbul

/automechanikatr

Automechanika Istanbul

Automechanika Istanbul

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.


ŞİRKET

Arken markasına artan talepleri karşılamak, 35’i aşkın ülkeye yaptığımız ihracatı daha da genişletmek, ürünlerimizin teslimat tarihlerini kısaltmak için gittiğimiz kapasite artışı ile, Arken kalitesini daha geniş kitlelere ulaştırmayı planlıyoruz.

Kısaca şirketinizden bahseder misiniz? Arken jeneratör, 10 ile 2500 kVA aralığında yıllık 5000 adet dizel jeneratör üretim kapasitesine sahip, %100 Türk sermayeli jeneratör imalat firmasıdır. Fabrikamız, İstanbul Arnavutköy’de 14.000 m2 lik bir alandadır. Arken jeneratör olarak, kendi tescilli markamız ile üretmiş olduğumuz jeneratör gruplarının satış, kiralama ve satış sonrası hizmetlerini, İstanbul Anadolu Yakası Bölge Müdürlüğü, Ankara ve Antalya Bölge müdürlüklerine ilave olarak Ege ve Çukurova da bulunan 2 bölge temsilciliği ve 37 ilde yetkili bayi ile yapılandırdık. Türkiye sathında gerçekleştirdiğimiz satış, satış sonrası hizmetler ve kiralama hizmetlerimizin yanı sıra, İngiltere, Kosova, Romanya, Yunanistan, Macaristan, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan, Pakistan, Türkmenistan, Tayland, Gürcistan, Irak, Suriye, Somali, Etiyopya, Fas, Cezayir, Libya, Nijerya, 58

Liberya, Senegal, Kenya, Fildişi Sahili, Gana gibi birçok ülkeye ihracat yapmaktayız. Kısaca Ürün Grupları ve genel özelliklerinden bahseder misiniz? Ürün yelpazemizde 10 ile 2500 kVA aralığında dizel jeneratör grupları ve bunun yanı sıra marin, doğal gazlı ve portatif jeneratör grupları bulunmaktadır. Dizel jeneratör gruplarımızda kalitesi yüksek Perkins, Baudouin, Volvo, Mitsubishi, Sdec, Weichai gibi dizel motorlar ile Linz, Stamford ve Leroy Somer marka orijinal Avrupa alternatörler kullanmaktayız. Portatif jeneratör gruplarımızda ise, kalitesi ile ön plana çıkan, Amerikan markası Briggs & Stratton motorlu benzinli jeneratör grubumuz mevcuttur. Ayrıca Arken Jeneratör olarak 2013 yılından itibaren Linz alternatörlerinin Türkiye exculisive distribütörüyüz. Jeneratör gruplarımız için manuel, otomatik, senkron kontrol panoları, yük transfer panoları, ses izolasyon kabinleri ve römork imalatı yapmaktayız. Ürün gruplarımızda, uzaktan izleme fonksiyonu, galvaniz saç, 20 dbA ses düşürücülü egzost standart olarak kullanılmaktadır. Özellikle konut, banka, market gibi, sessiz jeneratöre ihtiyaç duyan işletmelere yönelik ürettiğimiz, 10 – 200 kVA aralığında 1 mt mesafede 74 dbA ses seviyesi olan, gürültü önleyici kabinli jeneratörlerimiz oldukça ilgi görmektedir. Satış sonrası hizmetleriniz konusunda bilgi verir misiniz? Jeneratörün her an devreye girecekmiş gibi hazırda beklemesi gerekiyor. Bu yüzden de bakımları zamanında yapılmalı. Biz de her jeneratör için müşterilerimizle periyodik bakım anlaşmaları yapıyoruz. Bu çerçevede jeneratörlerin, iki ayda bir yerinde kontrolleri yapılır, sarf malzemeleri değiştirilir, arıza verebilecek yıpranmış parçalar önceden değiştirilip jeneratörlerin boşta/yükte testleri tekrarlanarak hazır halde bekler durumda olmaları sağlanır. Hizmet sağladığımız motor ve alternatör markalarının her biri için asgari orijinal yedek parça stokunu merkez, bölge ve bayi depolarında tutuyoruz.

Böylelikle arızaya müdahale süresi kadar arızayı çözme süresini de olabildiğince kısaltmaya çalışıyoruz. Ocak ayı itibarı ile, fabrikanızı Sefaköy’den Arnavutköy’e taşıdınız, bununla ilgili bilgi verir misiniz? Ocak ayı itibarı ile, İstanbul Sefaköy’de bulunan 7200 m2lik merkez ofis ve fabrikamızı, Arnavutköy Haraççı’da bulunan 14.000 m2 lik bir alana taşıyarak, kapasite artışına gitmiş bulunuyoruz. Bulunduğumuz konum itibarı ile, 3. Havalimanı ve 3. Köprü güzergahında bulunan yeni tesisimizin, hem konum itibarı ile hem de, tesisin sağladığı imkanlar ile bir çok fayda sağlayacağını ön görüyoruz. Yeni fabrikamız ile gerek teknolojik olarak gerek otomasyon olarak, üretimimizi geliştirecek ve hızlandıracak bir çok yenilik gerçekleştirdik. Arken markasına artan talepleri karşılamak, 35’i aşkın ülkeye yaptığımız ihracatı daha da genişletmek, ürünlerimizin teslimat tarihlerini kısaltmak için gittiğimiz kapasite artışı ile, Arken kalitesini daha geniş kitlelere ulaştırmayı planlıyoruz. 2017 yılı değerlendirmesi yaparsak, belirlenen hedeflere ulaşabildiniz mi? 2018 yılı hedefleriniz nelerdir? Geride bıraktığımız yılın beklentilerimizi karşıladığını söyleyebiliriz. Arken Jeneratör olarak her yıl kalite anlayışımızdan ödün vermeden bir önceki yılın üzerine katarak büyüyor ve gelişiyoruz. 2018 yılı için ciro hedefimizin yanında amacımız, enerjimizin ulaşmadığı ülkelere gerek fuarlar gerek ziyaretler aracılığı ile ulaşarak daha fazla ihracat yapmak, distribütörlükler kurarak, hem satış hem de servis ağımızı geliştirmek ve Arken kalitesini tüm dünyaya tanıtmaktır. Yurt içinde ise, markamıza kattığımız yenilikler, yatırım yaptığımız teknolojiler ile birlikte, satış ve satış sonrası hizmetimizle markamızı daha iyi yerlere taşımak asli hedeflerimiz arasındadır.


ŞİRKET

Avraska İş Geliştirme ve Yönetim Danışmanlığı Ltd.Şti. Firmamızın Kurucusu ve Kuruluş Geçmişi; Hedef Sektörler; KOBİ’lere Bakışımız; Danışmanlık Sektörünün Önemi ve Geleceği Üzerine Düşüncelerimiz

Merhabalar öncelikle okuyucularımızın sizi tanıyabilmesi için kısaca kendinizden bahseder misiniz? İsmim Özkan ÖZEL, 1978 İstanbul doğumluyum. Orta ve lise eğitimimi İstanbul Lisesi’nde, üniversite eğitimimi ise Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünde tamamladım. Profesyonel iş hayatımda Ciner Grubu’nda Bütçe Uzmanı, Korozo Ambalaj firmasında İhracat Satış Temsilcisi, Şişecam Kimyasallar Bölüm Başkanlığı’nda İhracat Satış Uzmanı, FMConsulting firmasında İş Geliştirme Danışmanı ve son olarak Tempo İletişim Firması’nda İş Geliştirme Yöneticisi görevlerinde bulundum. İleri seviyede İngilizce ve Almanca bilmekteyim. Tarih, psikoloji, ekonomi ve sosyoloji başlıca ilgi alanlarım olup yürüyüş yapmak ve basketbol oynamak başlıca hobilerimdendir. Avraska İş Geliştirme ve Yönetim Danışmanlığı firmasının kuruluş hikâyesinden ve faaliyetlerinden bahseder misiniz? Faaliyet alanımız ve hizmetlerimizle ilgili ilk düşünceler Şişecam’da çalışırken yoğun şekilde iletişimde bulunduğum yöneticimle hazırlayıp sunmuş olduğumuz stratejik içerikli İş Geliştirme ve Pazarlama raporları sırasında oluşmaya başladı. Sonrasında çalışmış olduğum Alman ve Türk ortaklı danışmanlık firmasında yabancı

firmalara Türkiye pazarıyla ilgili farklı sektörlerde iş geliştirme raporları hazırladım ve sundum. Üniversite yıllarımdan başlayarak tamamen bireysel ilgi ve merakımla yoğun şekilde odaklandığım tarih, ekonomi, psikoloji ve sosyoloji bilimlerinin de katkılarını göz önünde bulundurduğumda değişimi, gelişimi ve optimizasyonu hedef edinmiş yerli ve yabancı firmalara gerek Türkiye pazarı gerekse global pazarlarla ilgili satış, pazarlama, iş geliştirme ve yönetim alanlarında inovatif fırsatlar sunmayı hizmet alanı olarak belirledim. Bu amaçla firmamızın temellerini 2011 yılında attık. Yabancı firmalara sağladığımız hizmet başlıklarımız Türkiye pazarıyla ilgili pazar araştırmaları gerçekleştirip Türkiye pazarı fırsat ve potansiyelini firma içeriğiyle konsolide ederek Türkiye pazarına girmeyi hedefleyen yabancı firmaların satış, pazarlama, yönetim ve finansal faaliyetlerini bizzat yönetmektir. Yerli firmalarımıza sağladığımız başlıca hizmet başlıkları ise Pazarlama Stratejilerinin oluşturularak Satış & Pazarlama faaliyetlerini yürütmek ve yönetmek, Fırsat ve Trendlerin Belirlenmesi ve firmanın fırsatlardan optimum seviyede faydalanmasının sağlanması, (stratejik) yöneti(şi)m ve Dışarıdan İçeriye Bakış Yaklaşımının geliştirilmesi, firmanın ihracat veya ithalat fırsatlarından optimum seviyede

faydalanmasının sağlanması ve ilgili satış & pazarlama faaliyetlerinin bizzat yönetilmesi. Genelde hangi sektörlerde danışmanlık çalışmalarını yönetiyorsunuz? Satış, pazarlama, iş geliştirme ve yönetim başlıklarının temel mantığı ve işleyişi tüm sektörlerde benzerlik gösterdiğinden odaklandığımız belirli bir sektör yok. Dikkat ettiğimiz en önemli nokta ilgili firmanın kendisine ve sektöre bakışı, hedefleri, vizyonu. Bununla beraber tecrübenin her zaman bir katma değer olduğu konusunda hem fikiriz ve geçmişten bugüne farklı sektörlerde edindiğimiz deneyim ve tecrübeyi hızlı uyum ve algılama kabiliyetimizle birleştirdiğimizde birçok farklı sektörde firmalarımıza optimum hizmeti ve desteği sağlayabileceğimiz konusunda netiz. Geçtiğimiz yılı nasıl geçirdiniz? Bu yıl hedeflerinizde neler var? Yaklaşık beş yıldır Türkiye faaliyetlerini yürüttüğümüz ve pazara yerleştirme başarısını gösterdiğimiz entegre servo ve step motor üretiminde öncü Danimarkalı firmayla yollarımızı ayırma kararı aldık. Kızılötesi gece görüş aydınlatma sistemleri üretimi konusunda dünya çapında en ileri teknoloji ve üretim kabiliyetine sahip 100% Türk mühendislik firmasının ihracat faaliyetlerini üstlendik ve ilk etapta Almanya ve İran 59


ŞİRKET

pazarlarında belli aşamalar kaydettik. Bunların dışında Hollanda Ticaret Odası ile yürüttüğümüz görüşmeler sonucunda Türkiye pazarına ilgi gösteren Hollandalı firmalara danışmanlık hizmeti verme konusunda fikir birliğine vardık. Ayrıca İstanbul TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleşen Avrasya Ambalaj Fuarı’nda ilk defa katılımcı olduk ve önümüzdeki yıl için de yerimizi ayırttık. 2018 yılıyla ilgili planlarımız arasında Mart ayında gerçekleşecek WIN Otomasyon Fuarı’na katılımcı olmayı planlıyoruz. Bunların dışında uluslararası fuarlara da katılmayı hedefliyoruz ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son olarak iletişimde olduğumuz yerli ve yabancı bazı firmalarla projelerimizi 2018’in ilk aylarında hayata geçirmeyi hedefliyoruz. KOBİ’lere yönelik yürüttüğünüz danışmanlık ve temsilcilik çalışmaları kapsamında neler yapıyorsunuz? KOBİ’lerimize pazarlama, iş geliştirme ve yönetim danışmanlığı başlıkları altında sağlayabileceğimiz hizmetleri şu şekilde sıralayabiliriz: Firma sahiplerini, sektörlerini, firmanın pazardaki konumunu, yönetici ve çalışanlarını tanıyarak pazarlama stratejilerini ve pratikteki uygulamalarını geliştirip optimize edebiliriz. İhracat fırsatlarını araştırarak ihracat faaliyetlerine başlamalarına rehberlik edebiliriz, ihracat satış & pazarlama faaliyetlerini bizzat yürütebiliriz. Ayrıca ihracat departmanının kurulmasını sağlayabiliriz. Firma sahipleri ve yöneticilerine (stratejik) yöneti(şi)m alanında danışmanlık desteği sağlayarak firmanın işleyişinin optimize edilmesine katkı sağlayabiliriz. Firma Organizasyon Yapısı’nı optimize ederek firma hedeflerine daha emin ve net şekilde yönelmelerine katkı sağlayabiliriz. Firma sahiplerine ve yöneticilerine yönetici koçluğu desteği sağlayarak kendisine, işine ve firmasına daha etkin, yetkin ve sağlıklı şekilde yaklaşmasına katkıda bulunabiliriz. Sizce KOBİ’ler yeterince danışmanlık hizmetlerinden yararlanıyor mu? Gerek özellikle son 10 yılda küresel ekonomide yaşanan krizler ve sıkıntılar, gerekse ülkelerin üretime katılma ve üretimden pay alma konularına verdikleri son derece yüksek ilgi ve önemin sonucu olarak rekabet, dolayısıyla ayakta kalma firmalar, özellikle de KOBİ’ler için çok daha zor ve yorucu hale gelmiş bulunmaktadır. Bununla beraber değişim ve gelişimin gerekleri olan emek ve belirsizlik de firmalar için bir engel oluşturmakta ve sonuç olarak KOBİ’lerin danışmanlık hizmetlerinin önemiyle ilgili farkındalık seviyeleri yeterli seviyeye ulaşmamaktadır. Bunların dışında bir değer neden ise danış60

manlık sektörünün iç sorunlarıdır. Katma değeri yüksek sektör ve/ veya faaliyet alanında bulunan KOBİ’lerin danışmanlık hizmetlerine daha yakın ilgi göstereceği düşüncesindeyim. Sektörünüzün dünü, bugünü ve geleceği hakkında neler söylemek isterseniz? Sanayi devrimini ıskalamış olan ülkemiz her ne kadar 1923 Cumhuriyet Türkiye’si sonrasında lider ülkelerle arasındaki gelişmişlik farkını azaltmak için belli çabalar ortaya koymuş olsa da ülke ekonomisi temelde katma değeri düşük sektörlerde faaliyet göstermeye zorlanmıştır. Bunun temel sonuçları ise kısa vadeli günü kurtarmaya yönelik vizyon, gelişime direnç gösteren yaklaşım ve de biz’den ziyade ben’i ön plana çıkaran düşünce anlayışı. Bu temel yapıda bilginin, inovasyonun, gelişimin, optimizasyonun önemi genel olarak son derece düşüktür; dolayısıyla danışmanlık hizmetleri yeterli seviyede ilgi ve değer görmemektedir. Bunların dışında kolay yoldan para kazanma anlayışı da kendi sektörümüzün güvenilirliğine, saygınlığına zarar vermiştir. Ancak gerek yurtdışında eğitim almış, oralardaki yaşam standartlarını deneyimlemiş sonrasında Türkiye’ye dönüş yapmaya karar vermiş insanların azımsanmayacak sayıda olması gerekse ülke ekonomisinde hizmet sektöründe çalışan sayısının yüksek seviyelerde olmasının sonucu olarak özellikle son 10-15 yılda Türkiye’de farklı alanlarda saygın, kıymetli danışmanlık firmaları ortaya çıkmaya başlamıştır. Gerek iletişim ve ulaşım imkânlarının insanlara dünyanın her yerini ulaşılabilir kılması gerekse insanlığın farkındalık ve beklenti seviyesi göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki dönemde üretim, bilimin rehberliği, farklılaşma, dinamizm, ben değil biz yaklaşımı çok daha fazla önem kazanacaktır. Bu bağlamda doğru danışmanlık firmalarına olan ilgi ve ihtiyaç artacaktır. Yönetim Danışmanlığı, şirketlere ve özellikle KOBİ’lere ne gibi faydalar sağlar? Gerek müşteri, çalışan ve yönetici tarafında artan “ben değeri” arayışı, gerek yerel ve küresel rekabetin çok daha yüksek seviyelerde olması gerekse özellikle son on yılda dünya ekonomisinin içinde bulunduğu kriz koşulları göz önünde bulundurulduğunda firmalar için rasyonel olma ve çalışma çok daha kritik önem taşımaktadır. İşi faaliyet alanıyla ilgili olarak bilgiye odaklanma ve de o bilgiyi firma gerçeğinde optimum şekilde hayata geçirmek olan danışmanlık firmaları KOBİ’ler için stratejik öneme sahiptir. Yönetim Danışmanlığı’nın firmalar için önemiyle ilgili olarak başta firma sahiplerinin sonrasında yönetici ve çalışanların işlerinde optimum kat-

kıyı sağlayabilmeleri için yaşam içinde sonrasında ise iş yaşamıyla ilgili kendilerini doğru yere konumlandırmaları kritik öneme sahiptir. Yönetim danışmanları firma sahipleri ve yöneticilerine destek vererek kendilerine, işe, firmaya doğru temellerde yaklaşma bunun doğal sonucu olarak da firmanın daha sağlıklı işlemesine katkıda bulunabilirler. Bu destek sonucunda firma içindeki karşılıklı iletişim, paylaşım, sinerji, ben değil biz anlayışı, insan potansiyelini doğru şekilde doğru yerlere yönlendirme kararlılığı kuvvetlenebilecek bu da firmanın piyasada daha rekabetçi, dinamik, dikkat çekici olmasına katkı sağlayacaktır. Bir diğer önemli başlık ise aile işletmeleri yönetimi. Mayıs 2017 sayınızdaki makalemde de belirtmeye çalıştığım üzere dünyada ve Türkiye’de işletmelerin oldukça büyük kısmı aile işletmesidir ve aile işletmelerinin yönetimi, işleyişi temelde pazar dinamikleri tarafından belirleniyor olsa da patron işletmelerinden bazı farklılıklar da içermektedir. Aile işletmeleri önemli fırsatların yanında bazı riskler de içermektedir dolayısıyla aile işletmelerinin doğru temellerde faaliyetlerini sürdürmeleri son derece önemlidir. Doğru kaynaktan temin edilecek yönetim danışmanlığı aile işletmesinin daha rasyonel, piyasa koşullarının gerektirdiği içerikte sağlam temellerde işlemesine kritik destek sağlayabilecektir. Peki, neden sizi tercih etmeliler? Diğer danışmanlık şirketlerinden farkınız nedir? Eğitimimi ülkenin saygın okullarında tamamlamış olmamın getirdiği sağlam altyapının sonrasında farklı sektörlerde faaliyet gösteren saygın kurumlarda uzun yıllara dayanan ihracat satış, iş geliştirme, pazarlama alanlarında profesyonel tecrübe ve deneyimlerim oldu. Bunların dışında üniversite yıllarından başlayarak özellikle psikoloji, tarih, ekonomi, sosyoloji alanlarına olan özel ilgimin sağladığı son derece kıymetli bilgileri akıl süzgecimden geçirerek özümsememin getirdiği bakış açısının da danışmanlık mesleğime eşsiz katkılarını gözlemlemekteyim. Ayrıca teoriye verdiğimiz eşsiz önemi bizzat piyasanın içinde bulunmamızın sağladığı pratikle konsolidasyon edebilme imkanı firmalara optimum katma değer sağlamamızda stratejik öneme sahiptir. İşimizi çok seviyoruz ve salt işten daha fazla anlamlar yüklüyoruz, bu da iş verimimizin yükselmesine yol açıyor. Bir işletmeyi oluşturan farklı departmanların birçoğunda önemli tecrübelerimizin bulunması da bütünü görmemize ek olanak sağlıyor bu da çok daha etkin çözümler üretmemizi olanaklı kılıyor.


LIV HOTEL BY BELLAZURE Huzurlu bir tatil sizi bekliyor

“Sevdiğiniz değerler zamana yenik düşmüyor” mottosuyla hizmet veren LIV Hotel by Bellazure, Bodrum’un en güzel koylarından Karaincir Koyu’nda misafir memnuniyetini ön planda tuttuğu yüksek standartlı hizmet anlayışıyla misafirlerini ağırlıyor. Karaincir Koyu Akyarlar / Bodrum Tel: 252 393 66 33 Fax: 252 393 66 34 www.livbybellazure.com


ŞİRKET

MULTINET UP’DAN ŞİRKETLERE “TERZİ USULÜ” ÇÖZÜMLER Multinet Up kendi bünyesinde yarattığı yenilikçi finansal teknolojiler ile kurum ve kuruluşlara, onların çalışanlarına ve tüketicilere ‘değer yaratan’ çözümler tasarlayarak yenilikçilik yarışında bir adım öne çıkıyor. İş ortaklarına sunduğu yemek giderlerinden hediye kartına, araç kiralamadan akaryakıta, uçak biletinden kargo ihtiyacına kadar tüm gereksinimleri için terzi usulü çözümler üretiyor. Multinet Up bu yaklaşımının en son örneğini, işyerinde çalışanlarına yemek kartı olanağı sunarken aynı zamanda dinamik çalışma yapısı ve gereksinimlerine uygun hizmet almak isteyen müşterisine hazırladığı özgün bir çözüm paketi ile verdi. Bu çözümle, şirketin genel müdürlük binasına saat 10.00 ile 16.00 arasında giriş yapan çalışanların yemek bedelleri günlük olarak anında hesaplarına yansıyor. Bu yemek bedelleri şirketin belirlemiş olduğu üye restoranlarda geçerli oluyor. Bu saatler arasında giriş yapmayan çalışanların kartlarına ise yükleme yapılmıyor. Multinet Up bu sistemin entegrasyonunu bir hafta içinde gerçekleştirdi. Müşterinin turnike sistemleri ile Multinet inventiv’in geliştirdiği yeni nesil mobil cüzdan MultiPay arasında entegrasyon yapıldı ve online yüklemelerin bu şekilde kullanıcılar tarafından anlık olarak uygulama üzerinden takip edilmesi sağlandı. Multinet Up CEO’su Demirhan Şener konuyla ilgili olarak şunu söyledi: “Biz müşterilerimiz için değer yaratan bir finansal teknoloji çözüm ve hizmet şirketiyiz. Onların kurumsal bütün ihtiyaçlarını, tam istedikleri gibi karşılamak temel önceliğimizdir. Bir müşterimizin isteği üzerine hayata geçirdiğimiz bu uygulama da bu yetkinliğimizin güzel bir örneği oldu. Çalışmalarımızı aynı hizmet anlayışı ile sürdüreceğiz.” Demirhan Şener 62


ŞİRKET

Site Plus; müşteri talepleri ile birlikte onların farklılık gösteren ihtiyaçları doğrultusunda sektöre ve hatta firmaya özel çözümler sunuyor

Ufuk Coşkun Site Plus hakkında kısaca bilgi verir misiniz? 1995 yılından bu yana sektörde hizmet veriyoruz. Amacımız; müşterilerimizin iş yükünü hafifletip, onları kendi alanlarında yoğunlaşmasını sağlamak. Bugün, 4000 personelimizle birlikte kritik enerji altyapı tesisleri, endüstriyel kuruluşları, üniversite kampüsleri, şehir hastaneleri, iş kuleleri ve konut siteleri, alışveriş merkezleri, oteller, spor ve eğlence tesisleri, perakende zincirleri gibi birçok faaliyet alanında Özel Güvenlik Hizmetleri, Temizlik Hizmetleri, Entegre Tesis Hizmetleri, Site ve Kule Yönetimi Hizmetleri, Çamaşırhane Hizmetleri, Peyzaj ve Yeşil Alan Bakım Hizmetleri, Yerinde Yemek Üretimi Hizmeti, Teknik Bakım ve Destek Hizmetleri vermekteyiz. Entegre tesis yönetiminde sunduğunuz hizmetlerin olmazsa olmazı sizce nedir? Bu sektörde olmazsa olmaz denilebilecek şey müşteri taleplerinin, beklentilerinin olabilecek en hızlı şekilde çözüme ulaştırılmasıdır. Sektörünüzün Türkiye’deki ve Dünya’daki durumu nedir? İçinde yer aldığımız sektör hızla büyüyen ve her geçen gün ihtiyaç duyulan bir sektör olması. Bu sebeple sektörde tutunabilmek için şirket dinamizmini sürekli olarak en üst seviyede tutmak gereklidir. Siteplus olarak bizler de sektör öncüleri arasındaki yerli ve arkasında herhangi bir destek olmayan tek firma olarak dinamik yapımızla güçlü bir şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz. Entegre tesis yönetiminde farklı sunduğunuz uygulamalar bulunuyor mu? Bu sektörden en çok ihtiyaç duyulan ancak firmalarda çok rastlanmayan bir birim olan Eğitim ve Denetim Departmanımız mevcut. Bizler bu sayede operasyonel gücümüzü arttırmakta ve sorunları çok daha kısa sürede tespit edip çözümleri için önlem almaktayız.

Entegre tesis yönetiminin şirketlere sağladığı yararlar nelerdir? Hizmet sektöründe hız, kalite, yaratıcılık ve olabildiğince düşük maliyet en önemli kriterlerdir. Yatırımcılar için işinin ehli bir şirket ile çalışmak, gereksiz tüm maliyetlerin elimine edilerek ihtiyaç duyulan hizmetlerin kalitesinin yüksek olmasına ve verimliliğin artırılmasına olanak sağlayacaktır. Bu sayede son kullanıcıların beklentileri karşılanacak ve memnuniyetleri artacaktır. Bunun yanı sıra tüm hizmetleri tek bir firmadan almak, operasyonun daha hızlı ilerlemesini sağlamakta ve müşteri farklı farklı tüm sorunları için tek bir muhatapla iletişime geçmektedir. Tesis içerisinde verilen hizmetlerin aynı şirket tarafından yürütülmesi, hizmet departmanları arasındaki uyumsuzluğu kaldırarak daha kaliteli hizmet sunulmasına imkan vermektedir ve bu durum müşteri açısından bakıldığında iş yükünü gerçekten azaltan bir durumdur. Çalışanlarınıza ne kadar sıklıkla eğitim veriyorsunuz? SitePlus olarak en çok önem verdiğimiz konu eğitimdir. Tüm çalışanlarımıza Eğitim ve Denetim Departmanımız tarafından hazırlanan yıllık eğitim planları doğrultusunda, her ay belli konularda eğitimler veriliyor, bu eğitimler projelerimizdeki iş başı eğitimlerle de destekleniyor. 2017 yılında yatırım yaptığımız kalemleri ortaya koyduğumuzda eğitimin tüm harcamaların yaklaşık %70’ini oluşturduğunu gördük. 2018 yılında da eğitimlere aynı oranda önem vermeyi hedefliyoruz. Ayrıca verdiğimiz eğitimlerin tamamını yalnızca mesleki eğitimler oluşturmuyor. Kişisel gelişim eğitimlerine de oldukça önem veriyoruz ki bizce mesleki eğitimler kişisel gelişim eğitimleri ile birlikte verildiği zaman bir anlam ifade ediyor. Hatta bunlarla birlikte Makyaj Eğitimi gibi farklı konulardaki eğitimlere de yer veriyoruz. Çünkü SitePlus olarak müşteri üzerinde po-

zitif bir etki oluşturmayı, yüzlerindeki gülümsemenin sebebi olmayı hedefleyen bir firmayız. Bünyenizde kaç kişi çalışıyor? Şuan bünyemizde yaklaşık 4000 çalışanımız bulunmakta. Tabi ki bu sayı her geçen gün hizmet verdiğimiz projelerin çoğalması ile birlikte artış gösterecektir. Tesis yönetim alanında verilen hizmetler farklı yapılara göre değişkenlik gösteriyor mu? Elbette ki her yapının, örneğin; AVM, hastane, fabrikalar gibi, ihtiyaçları ve beklentileri farklılık gösterir. Bunun farkında olarak bizler her kurumun ihtiyaçları doğrultusunda farklı hizmetler üreterek, onların taleplerini karşılıyoruz ve hatta bu talepleri müşteriden önce öngörüp bu doğrultuda hizmet veriyoruz. Örneğin hastane ve fabrika sektörünü düşünelim. Bu iki sektörde verilecek Temizlik hizmeti birbirinden çok çok farklıdır. Fabrika alanlarında rutin temizlik ve bunun yanı sıra sadece ıslak mekanlarda dezenfeksiyon yeterli olurken hastaneler için rutin temizlikle birlikte tüm riskli alanların dezenfeksiyonu ve sterilizasyonu söz konusudur. Güvenlik hizmetlerini ele alırsak bir site güvenliği ile kritik enerji altyapı tesislerinde verilen güvenlik hizmeti birbirinden çok çok farklı. Her bir tesis her bir firma için ayrı risk analizleri çıkarılarak oluşturulan yönetim planı doğrultusunda hizmet rotası çiziliyor. Bu sebeple operasyon ekibimiz müşteri talepleri ile birlikte onların farklılık gösteren ihtiyaçları doğrultusunda sektöre ve hatta firmaya özel çözümler sunuyorlar. Sektörlere göre verilen hizmetin farklılık gösteriyor ancak verdiğimiz hizmetlerde sektör ne olursa olsun kalite standardizasyonun aynı özende olmasına büyük önem veriyoruz.

63


ŞİRKET

Turkish Cargo, at taşımalarında güven veriyor

Bayrak taşıyıcı havayolu Türk Hava Yolları’nın başarılı alt markası Turkish Cargo, özel kargo taşımacılığı alanında verdiği kaliteli hizmeti ile dünyanın farklı noktaları arasında birbirinden değerli ve özel kargolar taşıyor. Geçtiğimiz hafta başarılı özel kargo operasyonlarından birini daha gerçekleştiren Turkish Cargo 15 tane atı Şikago’dan İstanbul’a güvenli bir şekilde ulaştırdı. Atlar, Şikago’dan İstanbul’a özel olarak tasarlanmış, kaydırmaz zemine ve oval kenarlara sahip

64

beş stallu (özel at ahırı) kullanılarak konforlu bir şekilde getirildi. Uluslararası kurallar gereği yalnız başına taşınmalarına izin verilmeyen atlara, uçuş süresince bakıcıları ve IATA Live Animals Regulation (LAR) sertifikalı Turkish Cargo personeli eşlik etti. Atlar, kolay hareket imkanı sağlayan özel yükleme kapıları aracılığıyla Türkiye’deki sahiplerine sağlıklı bir şekilde teslim edildi. Geçtiğimiz aylarda yabani hayvanların yasadışı ticaretini engellemek ve bu konuda sektörel farkındalığı artırmak amacıyla `united for wildlife

buckingham palace declaration (ufw)` bildirisini onaylayan Türk Hava Yolları canlı hayvan taşıma süreçlerine ve hayvan haklarına verdiği önemi ortaya koymuştu. Turkish Cargo, dünyanın 120 ülkesindeki müşterilerine sunduğu canlı hayvan taşımacılığı hizmeti için; kabul, depolama ve sevk süreçlerinde IATA LAR yönetmeliğini referans alıyor ve yönetmelikte belirtilen dokümantasyon, paketleme, etiketleme ve işaretleme kurallarını canlı hayvan taşıma sürecinde harfiyen uyguluyor.


ISK-SODEX ISTANBUL 2018

HABER

SĂźrdĂźrĂźlebilir Ä°klimlendirme ÇÜzĂźmleri UluslararasÄą IsÄątma, SoÄ&#x;utma, Klima, HavalandÄąrma, YalÄątÄąm, Pompa, Vana, Tesisat, Su ArÄątma ve GĂźneĹ&#x; Enerjisi Sistemleri FuarÄą

7-10 Ĺžubat 2018

TĂźyap Fuar ve Kongre Merkezi BeylikdĂźzĂź Ä°stanbul sodex.com.tr

er Yeni Y ! arih Yeni T

Hannover-Messe Sodeks FuarcÄąlÄąk A.Ĺž.

Destekleyenler

EĹ&#x; OrganizatĂśrler / Destekleyen Dernekler

Resmi Havayolu

Resmi Seyahat Acentesi

Bizi Takip Edin!

Tel. +90 212 334 69 00 Fax +90 212 347 10 96 info@sodex.com.tr

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TĂœRKÄ°YE ODALAR VE BORSALAR BÄ°RLİĞİ) DENETÄ°MÄ°NDE DĂœZENLENMEKTEDÄ°R.

65


MOBİLYA

AŞKLA BULUŞAN TASARIMLAR addresistanbul Ev Dekorasyon Merkezi en özel, şık tasarımlarıyla her anınızı ortak oluyor. Şubat ayına sıcak bir dokunuş yapan addresistanbul Ev Dekorasyon Merkezi ile yaşam alanlarınızı baştan yaratabilirsiniz. Kusursuz dokunuşlarla eviniz için a’ dan z’ye tüm ihtiyaçları sunan addresistanbul’ da sevdiklerinizi de mutlu edebilirsiniz. Tüm stiller için ufak dokunuşlarla kusursuz hediye seçenekleri bulabileceğiniz addresistanbul’ da dünyanın en ünlü tasarımcılarının ürünleri sizi ve sevdiklerinizi bekliyor. Romantik Detaylar Mekanlarda Şubat’ın gelmesiyle birlikte romantizmin hakimiyeti başlıyor. Kırmızı, pembe ve turuncu tonlarda koltuk ve masalarla 14 Şubat’ın romantik esintisini mekanlara taşıma zamanı. Canlı renklerin hakim olduğu, ilham veren mobilyalarınızı ışıltılı renklerde aksesuarlar ile tamamlayabilirisiniz. Soft Yolculuk Enerjiyi yükseltirken bir yandan da sakin bir duruş da yakalayan soft renkler Şubat ayının ön plana çıkan detaylarından. Soğuk kış aylarını sımsıcak dokunuşlarıyla ısıtan battaniye, şal, koltuk örtüleri gibi ev tekstil tasarımları doğal tonlarıyla zarif bir duruş sergiliyor. Ahşapta Geometrik Formlar Mekanların olmazsa olmazsı ahşap, geometrik formlarla bir araya geliyor. Masa ve dolap tasarımlarında hayat bulan ahşap modern bir dokunuş getirirken, minimal bir duruş da sergiliyor. 66


MOBİLYA

Doğtaş, Afrika’da yaygınlaşıyor Türk mobilyasının kalitesini dünyanın birçok noktasına taşıyan ve 30’un üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştiren Doğtaş, Afrika’da yer alan mağazalarına bir yenisini daha ekledi. Kenya’da 850 m2 büyüklüğündeki ilk konsept mağazasını açan grup, yurtdışındaki 51’inci, dünya genelindeki 360’ıncı satış noktasına da ulaşmış oldu.

Mağaza açılışı, Kenya’nın Ankara Büyükelçisi Kiema Kilonzo, Türkiye’nin Kenya Büyükelçisi Ali Cemil Miroğlu ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleşti. Yaşam alanlarına rahatlık, konfor ve şıklık getiren tasarımlara imza atan Doğtaş, oturma gruplarından, yemek odalarına, yatak odalarından genç mobilyalarına ve birbirinden özellikli yataklara kadar portföyünde bulunan geniş ürün yelpazesiyle Kenya pazarına giriş yaptı. Doğtaş, 2018 yılında, başta Afrika bölgesi olmak üzere

birçok pazarda yeni yatırımlara hazırlanıyor. Tasarımlarını dünyanın birçok ülkesinde bulunan konsept mağazalarında müşterileriyle buluşturan Doğtaş’ın, Kenya’daki yatırımı, Türk ve Kanadalı iş adamları tarafından Nairobi’de kurulan Home Art Africa Limited şirketiyle işbirliğinde gerçekleşti. Mobilya, inşaat dekorasyon ürünleri perakendeciliği alanında faaliyet gösteren Home Art Africa, markanın yeni mağazalarıyla önümüzdeki dönemde bölgede yaygınlaşmayı hedefliyor.

Doğtaş’ın 2018 yılı ilk çeyreğinde, Kenya dışında; Sudan, Zambiya, Liberya gibi Afrika ülkelerinin yanı sıra Lübnan, Kosova ve Kıbrıs’ta da yeni konsept mağazaları açılacak. Doğtaş’ın Kenya’da açılan mağazasıyla ilgili konuşan Doğtaş CEO’su Ersin Serbes; “2018’deki stratejimiz gelişmekte olan ülkelerde büyümek, Afrika’da yaygınlaşmak ve Uzak Asya pazarlarına giriş yapmak. Bu yıl hem mevcut pazarlarda güçlenmek hem de yeni pazarlarda yaygınlaşmak istiyoruz ve yurtdışında 20’nin üzerinde yeni konsept mağazamızdan açmayı hedefliyoruz. Biz sektörü daha ileriye taşıyacak, markalarımızı temsil edecek yatırımcılarla iş birliği yapmaya özen gösteriyoruz.Dünyanın birçok noktasından gelen tüm yatırımcı başvurularını da titizlikle değerlendiriyoruz.Kenya pazarına giriş yapmış olmak bizim için mutluluk verici. İş ortağımız Home Art Africa ile güzel bir başlangıç yaptık. İlerleyen günlerde yeni yatırımlara da imza atmak istiyoruz. Bu yıl ihracat hedeflerimiz yüksek” dedi.

67


CAFE & RESTAURANT

Aktaşlar Lezzet Grubu 2017 yılını yüzde 27 büyümeyle kapattı Hedef; Donmuş pideye 3,5 milyon TL’lik yatırım Ordu’dan çıkarak pideyi tüm dünyanın tattığı bir lezzet haline getirmeyi amaçlayan Aktaşlar Lezzet Grubu, 2017 yılını donuk ürün özelinde yüzde 20, toplamda ise yüzde 27 büyümeyle kapattı. Sürdürülebilir büyüme stratejisi sayesinde 2018 yılında donmuş pide üretim makine parkuruna 3,5 milyon TL’lik yatırım yapmaya hazırlanan Aktaşlar, yılsonunda yüzde 20 istihdam artışıyla da yılı yüzde 30 büyümeyle kapatmayı hedefliyor.

Nelipide ve Pidemiss markalarından sonra fastfood sektörüne yeni dahil olduğu Pideor markalarıyla büyümesini sürdürülebilir kılma yolunda emin adımlarla ilerleyen Aktaşlar Lezzet Grubu, 2017 yılını donuk ürün özelinde yüzde 20 toplamda ise yüzde 27 büyümeyle kapatıyor. “Yurt içinde market ve horeca kanalında hedeflerimize ulaştık” 2017 yılını toplamda 28 milyon TL’lik bir ciroya ulaşan Aktaşlar, ihracat hedefli büyüme stratejini benimseyerek; Ortadoğu, Avrupa ve Amerika pazarından sonra şimdi de yoğun taleple karşılaştığı Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Fransa, Hollanda, İsviçre, İtalya, Malezya, Rusya ve Ukrayna ile distribütörlük anlaşması oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor. 2018 yılında 3,5 milyon TL’lik bir makine yatırımı hedefleyen Aktaşlar, yılsonunda yüzde 20 istihdam artışıyla yılı yüzde 30 büyümeyle kapatmayı planlıyor. 68

2018’in ilk çeyreğinde Pideor markasıyla yatırım ve franchise sistemiyle büyüme hedefleri olduğunu aktaran Aktaşlar Lezzet Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aktaş, yurt içinde market ve horeca kanalında hedeflerine ulaştıklarını söyledi. 2018 yılında dış pazar ağırlıklı çalışacaklarının sinyallerini veren Aktaş, “Dondurulmuş için hedeflerimiz doğrultusunda verimli bir yıl oldu. Özellikle yurt dışı pazarı konusunda artışlarımız ve görüşmelerimiz oldu. Öte yandan dondurulmuş pide sektöründe de önemli bir büyüme yakaladık. 2017 sonu itibari ile aylık 250 ton yıllık yaklaşık 2 milyon 500 bin adet pide üreterek herksin pide yemesini sağladık” dedi. Aktaş: Büyümemizdeki en önemli strateji ihracat Aktaşlar için pidenin bir tat olmaktan ziyade bir tutku olduğunu belirten Lezzet Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Aktaş, “Aktaşlar olarak geleneksel lezzetimizi tüm dünyada tanıyor olması bizim için çok kıymetli. Öte yandan oluş-

turduğumuz strateji sayesinde marka bilinirliğimiz her geçen gün artıyor. 2018 yılsonuna kadar Nelipide Gurme markasıyla 20 ülkede daha olmayı hedefliyoruz. Pide dediğimiz zaman Özellikle Ortadoğu ve Balkanlar bölgesinden ilgi çok yüksek. Bu bölgeye ürünlerimizi gönderirken bir yanda da Avrupa’ya ürünlerimizi göndermeye başladık. Çünkü bizim amacımız Ordu pidesini tüm dünyanın tanımasını ve tatmasını sağlamak. Gürcistan, Azerbaycan, Almanya, İngiltere ve Katar pazarından sonra Almanya’daki görüşmelerle 13 Avrupa ülkesinde daha ürünlerimizin satışını sağlayacak, market raflarındaki yerimizi alacağız.”


Otel Zeytinada, misafirlerine, bir butik otelden beklenen tüm hizmetleri sunmanın yanı sıra, onlara eşsiz doğa harikası botanik bahçesinde bir dinlence vaat ediyor. Havuzunun tam ortasına konmuş zeytin ağacı sizlere sesleniyor… Hotel Zeytinada promises to the guests high quality service than a boutique Hotel. Where you find a wonderfull botanical garden and an olive tree island in the pool.Olive tree is calling you…

www.zeytinada.com Tel: +90 252 367 2275 - Fax: +90 252 367 2167 info@zeytinada.com / Torba Mevkii, Torba / BODRUM


CAFE & RESTAURANT

Başyazıcı Et Ürünleri e-ticaret sitesi açıldı Kayseri lezzetleri bir tıkla evinizde! Geleneksel Kayseri lezzeti denince ilk akla gelen marka Başyazıcı, 7/24 açık e – ticaret sitesini hayata geçirdi. Online ticaretin getirdiği birçok avantajla hayata geçen sitede Başyazıcı’ya ait tüm ürünleri bulmak mümkün. Başyazıcı Grubu’nun amiral markası Başyazıcı Et Ürünleri, gıda tesislerine yaptığı yatırımın ardından şimdide e – ticaret sitesini hayata geçirdi. Evde, yolda, iş yerinde, okulda, tatilde hayatının büyük bölümünü mobil yaşayanlara özel hazırlanan e ticaret sitesi ile eşsiz lezzetlere ulaşmak artık daha kolay.

70

Tüm mobil cihazlarda da kullanılabilecek web sitesi sayesinde; sucuktan kavurmaya, pastırmadan, Kayseri mantısına kadar birbirinden farklı onlarca ürüne 7/24 kolayca ulaşabilecek olan tüketiciler, %100 güvenli ödeme alt yapısı ile istedikleri yerden alışverişin tadını çıkartabilecekler. Teknolojinin tüm olanaklarından fay-

dalanan Başyazıcı, geleneksel Kayseri lezzetlerini arayanlara %100 lezzet garantisi sunarken, siteye üye olanlara özel, kampanya ve sürprizler sunuyor. Öte yandan siteye üye olanlar kampanyalardan öncelikli haberdar olma fırsatını da yakalıyorlar.


CAFE & RESTAURANT

Dardenia şubelerinde yıl dönümü heyecanı Denizin lezzeti Dardenia, Göktürk, Nişantaşı, Mecidiyeköy merkez ve Maslak şubelerinin kuruluş yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutladı. Geleneksel balık ekmek lezzetini modern ve yenilikçi bir yorumla sunan Dardenia Göktürk, Nişantaşı, Mecidiyeköy merkez ve Maslak şubelerinin yıldönümlerini kutluyor. Türkiye’nin ilk ve tek balık ekmek zinciri Dardenia, 2011 yılından bu yana İstanbul’da 11 şubesiyle hizmet veriyor. 2018 yılında yeni şube açılışına devam edeceklerini belirten Dardenia Genel Koordinatörü Selin Daniyel, ‘Göktürk şubemiz 2017 yılında en çok online sipariş alan birinci, Nişantaşı ise ikinci şubemiz olduğu için ayrı bir yeri var diyebilirim. Göktürk şubesinin bu yıl 4’üncü yılı. Maslak şubemiz ise en eski şubelerimizden biri ve bu yıl müşterilerimizle birlikte 6. yıl dönümünü kutluyoruz. Lokasyon olarak oldukça avantajlı konumda olan Mecidiyeköy merkez şubesinin 1, Nişantaşı şubesinin ise 2. yılını kutluyoruz. Şubelerimizin ilk açılışını yaptığımız gün gibi heyecanlıyız. Her geçen gün Türk halkına balığı sevdirmek adına menülerimizi zenginleştirerek daha kaliteli hizmet vermeye devam edeceğiz’’ dedi.

Selin Daniyel 71


SEVGİLİLER GÜNÜ

Bu sandıklarda sevgiliniz için bir demet mutluluk var! “Hayat Gül’ünce Güzel” sloganıyla online çiçek gönderimine farklı bir soluk getiren Güldemet, 14 Şubat’ta sevgilisinin yüzünü güldürmek isteyen erkeklerin ilk adresi olacak. Her zevke uygun özel kadife, deri ve ahşap sandıklarla istenilen renkte gülleri kombinleyen Güldemet, sevdiğinize göndereceğiniz hediyelere değerli bir form kazandırıyor Bu yıl da sevdiğine “Bir Kutu Mutluluk” hediye etmek isteyen romantik erkekler Güldemet’te buluşuyor. Yurt dışından tedarik edilen birinci sınıf Ekvator gülleri ile özel olarak hazırlanan konseptler, 14 Şubat için alternatif arayanların kurtarıcısı olacak. Sevgililer Günü’nde eşine, sevgilisine çiçek hediye etmek isteyen erkekler, Güldemet ile klasik çiçek sunumunun dışına çıkıyor. Kadife, deri ve ahşap seçenekleri bulunan sandıklar en marifetli eller tarafından özel olarak üretiliyor. En güzel güller sevdiğiniz için Güldemet’ten gül siparişi vererek sevdiğinin yüzünde içten bir gülümseme yaratmak isteyenler, gül sandıkla-

72

rının yanına birbirinden şık ve kaliteli hediyeler ekleyebiliyor. Güldemet’in özel sandıklarına ek olarak mıknatıs kapaklı kutu seçeneği de bulunuyor. Kutunun içerisine maksimum üç gül ile birlikte 20 adet fıstıklı çikolata da ekleyebilirsiniz. Güllerle sevdiğinizin gözlerini kamaştırırken, çikolata ve içerisine aşk dolu notunuzun yazılacağı isme özel mühürlü zarf ile ona tatlı bir gülümseme hediye edebilirsiniz. Özel ekibi ile teslimat gerçekleştiren Güldemet’te, tüm Türkiye’ye ücretsiz kargo fırsatı da var.


SEVGİLİLER GÜNÜ

Sevgililer Günü’nde aşkınızı Alcatel’in eşsiz ürünleriyle şımartın Yenilikçi ve zengin özellikli ürünleriyle dikkat çeken Alcatel hem şık hem de yüksek performanslı seçenekleriyle her daim göz dolduruyor. Mükemmel bir Sevgililer Günü hediyesi arıyorsanız, Alcatel’in size çok özel önerileri var. İşte o öneriler: Alcatel A3 ile şıklığın ve anın tadını çıkarın Alcatel A3, özel olarak ayarlanabilen parmak izi sensörü ve tüm hassas verilerinizi korumak için hayata geçirilen özel modu sayesinde, şık tasarım ile ayarlanabilen gizlilik özelliklerini bir araya getiriyor. Ayrıca A3’ün ön flaşı sayesinde karanlıkta bile her zaman parlak ve mükemmel fotoğraflar çekebilir veya Face Mask canlı filtreleme özelliğiyle fotoğraflarınızda eğlenceli ve çılgın yanınızı ortaya çıkarabilirsiniz. Alcatel IDOL 5 ile yaratıcılığınızı konuşturun Telefonunda kısa yol kullanmayı seven, hızlı ve yaratıcı “Şimdi Nesli” için tasarlanan Alcatel IDOL 5, 16 megapiksel* arka kamerasıyla dikkat çekiyor. Ayrıca birbirinden güzel özçekimler için 84 derece geniş açılı lens ve ön flaş özellikli 8 megapiksel* ön kameraya da sahip. Yenilikçi çift sosyal medya hesabı özelliği sayesinde aynı anda iki

ayrı sosyal medya hesabını kolayca yönetebilmenizi sağlayan IDOL 5, özel NOW Tuşu ile en çok kullandığınız uygulamalara ve özelliklere hızlıca ulaşmanızı mümkün kılıyor. Ayrıca zarif tasarımıyla, camın metalle müthiş uyumu gözler önüne seriliyor. *Yazılım interpolasyonu ile. TCL MOVETIME Akıllı Saat ile hayatınızı düzenleyin Çağrıları ve mesajları takip edebilmenizi, zindeliğinizi, kalp atış hızınızı ve uyku durumunuzu denetleyebilmenizi sağlayan MOVETIME Akıllı Saat, yaşamınızı daha kolay hale getirme-

nize yardımcı oluyor. Üstün İtalyan tasarımı;1.4 inçlik AMOLED dokunmatik ekranı ve farklı deri bileklikleri ile öne çıkıyor. MOVETIME Akıllı Saat ile; SMS mesajlarınız, e-postalarınız ve sesli çağrılarınıza doğrudan bileğiniz üzerinden ulaşabilir ve iletişimden hiç uzak kalmazsınız. Böylece ne ile meşgul olursanız olun, bağlantıda kalırsınız. Hareket detektörü, sağlık hedeflerinize ulaşmanız için fiziksel zindeliğinizi de izliyor.

73


SEVGİLİLER GÜNÜ

Sevginizi ve Aşkınızı 10 Karaköy’ün Tarihi Atmosferinde Taçlandırın...

10 karaköy, Sevgililer Günü’ne özel konaklama paketi ve restoranında bu güne özel hazırlanan menüsü ile bütün bir yıla yayılan aşkınızı 14 Şubat günü taçlandırmak için hazır. Bu özel gün için hazırlanan lezzetli menü ve konaklama paketleriyle size sadece 10 karaköy’ün muhteşem atmosferinde aşkınızın keyfini çıkartmak kalıyor. Kupaj Restaurant & Bar 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Şef Kaan Arığ tarafından hazırlanan menü, Mor Havuç ve Elma Çorbası ile başlıyor, istiridye Rockefeller ve Dana Bonfile ile devam ediyor, son olarak Çilekli Cheesecake ile hem göze hem damağa hitap eden bir akşam yemeği ile 10 Karaköy’ün tarihi ambiansında romantik bir kaçamak yapmanın tadını çıkartabilirsiniz. Özel Bir Gecenin Sabahına Uyanmak İsteyenlere Özel Konaklama Paketi Güzel bir yemeğin ardından İstanbul’un en iyi butik oteli olan 10 Karaköy’de konaklamaya ne dersiniz? Kutlamanıza eşlik edecek şampanyanın size 10 Karaköy tarafından ikram olarak sunulduğu, sabahında keyifli bir kahvaltının da dahil olduğu konaklama paketi hakkında bilgi almak ve rezervasyon yapmak için arayabilirsiniz.

74


SEVGİLİLER GÜNÜ

Hilton İstanbul Bosphorus’tan Aşka Davet! Hilton İstanbul Bosphorus, yılın en romantik gününü, nefes kesen Boğaz ve İstanbul manzarası eşliğinde muhteşem bir akşam yemeğiyle geçirmek isteyen sevgilileri bekliyor. İstanbul’un merkezinde resort havası yaşatan otel, Lalezar Meyhane ve Bosphorus Terrace’da hazırladığı programları ile bu özel günde aşkını tazelemek isteyen çiftlere çok özel bir gece vadediyor.

Lalezar Meyhane’de yerel lezzetler ve canlı müzik eşliğinde romantik bir gece İstanbul’un en önemli buluşma mekanlarından olan, sıcak atmosferi ile misafirlerini ilk andan itibaren büyüleyen etkisine alan Lalezar Meyhane, 14 Şubat’ta size ve sevgilinize unutamayacağınız saatler yaşatmaya hazırlanıyor. Bu özel gecede sadece mum ışığı ile aydınlatılacak restoranda, sevgililer öncelikle özel kokteyller ve kanepelerle karşılanacak. Sevgililer Günü’ne özel hazırlanan meyhane menüsünde ise çok özel yerel tatlar yer alacak. Dört farklı bölümden oluşan menüde ilk olarak “Aşk Bahçem”den lezzetler sunulacak. Narlı Zahter Salatası, Humus, Mütebbel, Muhammara, Ispanak Borani, Çiroz, Cevizli Deniz Börülcesi, Lakerda ve yeşil bezelye ile marine edilmiş deniz levreği soğuk başlangıçlar arasında yer alan yerel mezeler olacak. İkinci bölüm “Kalbimin Sahibi”nde ise ara sıcaklar arz-ı endam edecek. Karides güveç, Kalamar, Edirne Tava cigeri, acı biberli Oruk humus damaklarınıza ve aşkınıza ilk sıcak dokuşunu yapacak. “İkimiz” İçin konseptiyle sunulan ana yemeklerde balık ve kırmızı et arasından ter-

cihlerini yapacak olan sevgilileri Deniz Levregi, Çipura, Kılıç balığı ve Mersin karides veya Kuzu pirzola, İncik, Kuzu şaşlık, ve firik pilavı bekliyor. Menünün “Tatlım” konsepti içeriğinde ise Fıstıklı Baklava, Sıcak irmik helvası , Haşhaş tohumlu yoğurtlu tatlı, Thessaloniki ve Şuruplu Taze Meyveler aşkınıza en tatlı dokunuşu yapacak. Siz, Hilton İstanbul Bosphorus’un ünlü şefinin elinden çıkan lezzetlerin tadına bakarken, canlı müzik ile romantik melodiler ve İstanbul’un en sıcak ortamı da size eşlik edecek. Lalezar Meyhane bu özel geceyi ölümsüzleştirmek için geleneksel fotoğraf çekimini de unutmuyor. Gecenin anısına çekilecek fotoğrafın hediye edildiği bu romantik gecenin iki kişilik menü dahil fiyatı 510 TL. Bosphorus Terrace’ta Baş Döndüren Akşam Yemeği Büfesi Sevgililer Günü’ne özel kokteyller ile başlamak isteyenler Hilton İstanbul Bosphorus’un Lobby Lounge’ında buluşacak. Çiçekler ve kalpler ile süslenmiş bu romantik ortamda usta barmenlerin Sevgililer Günü için özel olarak hazırladığı kokteylinizi ya da kahvenizi yudumlayabilir; ro-

mantizm yüklü canlı müzik performansı ile kulaklarınızın pasını silebilir ve sonrasında muhteşem boğaz manzarasına sahip Bosphorus Terrace Restaurant’ın geceye özel hazırlanmış zengin açık büfesindeki birbirinden leziz tatları deneyebilirsiniz. Bosphorus Terrace Restaurant’ın Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı akşam yemeği büfesi zengin çeşitleri ve baş döndüren lezzetiyle dikkat çekecek. Kadın ve erkek damak tatlarına hitap eden farklı lezzetlerin sunulduğu büfede zeytinyağlı Kral Karides’ten Ördek Terin’e, Somon Alabalık Füme’den Asya usulü baharatlı tavuk salatasına; dolma çeşitlerinden zeytinyağlı mezelere dünya mutfağından pek çok seçki bulunacak. Restoranın pişirme istasyonunda kaya tuzunda safranlı levrek ve döner kebap ile sıcak tabaklarda köfte, pirzola, deniz ürünleri tempura gibi çok özel lezzetler sunulacak. Sevgilinizle birlikte çektireceğiniz hatıra fotoğrafının hediye edileceği ve romantik canlı müziğin tüm gece boyunca aşıklar için performans sergileyeceği bu özel akşam yemeğinin iki kişilik fiyatı 520 TL. 75


SEVGİLİLER GÜNÜ

ROMANTİK BİR AKŞAM YEMEĞİ Özel ambiyansıyla misafirlerine farklı bir restoran ve lounge deneyimi sunan Grill Branché’den, Sevgililer Günü’nde çiftlere %20 indirim kampanyası… Üstün hizmet kalitesiyle kalıplaşmış steak restoranlarından ayrışan Grill Branché, yılın en romantik gününde sevgilisiyle baş başa keyifli bir akşam yemeği yemek isteyenlere, tadı damakta iz bırakacak lezzetler sunuyor. Modern mimarisi ve romantik ambiyansıyla Ataşehir Watergarden’da yer alan Grill Branché, bu özel günü unutulmaz kılmak isteyen aşıklara dünya mutfağının eşsiz lezzetlerini deneyimleme fırsatı veriyor. Kombu sosuyla servis edilen Tataki, Dana Carpaccio ve Fransız usulü masada hazırlanan Steak Tartar gibi başlangıç tabakları dikkat çeken lezzetler arasında yer alıyor. Yepyeni ve sofistike bir ızgara kültürü konseptiyle kurulan mekanda, dünyaca kabul görmüş tüm steak kesimlerinin yer aldığı geniş bir et menüsü bulunuyor.

76

Grill Branché şeflerinin özel olarak tasarladığı Branché Burger’de ise özel burger köfteleri kömür ızgarada pişiyor, yarı brioche ekmeği arasında masada koklatılarak tıraşlanan siyah trüf, yine masada bitirilen foie gras ve demiglace sos, limon&biberiyeli aioli, kırmızı soğan reçeli, mantar duxelle, Brie peyniri gibi özel lezzetlerle tamamlanarak hamburger tutkunlarına bambaşka bir deneyim yaşatıyor. Ayrıca Türkiye ve dünyadan özel olarak seçilen zengin şarap kavındaki 160’a yakın şarap çeşidi, çiftlerin romantik gecesine muazzam bir eşlikçi oluyor. Grill Branché Restaurant&Lounge, 14 Şubat’ta çiftlere özel %20 indirim kampanyası sunarken, özel sürpriz sevgililer günü tatlısı ve şampanya ikram ediyor.


WIN EURASIA 2018 360 Derece İmalat Sanayi 15 - 18 Mart 2018 Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece İstanbul

win-eurasia.com

YI

L

tek r a u f 6 ında t l a ı t ça

Organizatör

Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. www.hfturkey.com

Destekleyenler

Resmi Havayolu

Resmi Seyahat Acentesi

BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.


SEVGİLİLER GÜNÜ

Hudson Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı program ile bu romantik günü unutulmaz kılıyor. Hudson’da Sıra Dışı Bir Sevgililer Günü Sizi Bekliyor Sevgilerin bir kez daha dile getirileceği Sevgililer Günü heyecanı yaklaşırken, şehrin gözde mekânı Hudson çok özel bir geceye hazırlanıyor. Yeme-içme sektöründe vizyoner bakış açısıyla hizmet veren UKALIFE tarafından hayata geçirilen Hudson, 14 Şubat’ı özel kılmak isteyen sevgililer için kapılarını açıyor. DJ Aydın Katırcıoğlu’nun performans sergileyeceği 14 Şubat Sevgililer Günü Hudson’un sıcak atmosferinde mutlu ve keyifli bir anıya dönüşürken “Istakoz çorbası”, “Pancarlı humus yatağında ege otu kavurması”, “Izgara dana bonfile”, “Trüflü bal kabağı püresi”, “Beyaz biberli mürdüm eriği sos”, “Pazıya sarılı levrek”, “Satsumalı yerelması konfit”, “Kuşkonmazlı rizotto”, “Adaçaylı poşe deniztarağı” gibi lezzetlerden oluşan menü damaklarda harika tatlar bırakacak. “Redvelvet cake with white chocolate mousse” ve “Champagne jelly and rose” gibi lezzetler ise Sevgililer Günü menüsünün tatlı ayağını oluşturuyor. Dekorasyonu, farklı tarzı ve lezzetli yemekleriyle Arnavutköy’ün vazgeçilmezi olan Hudson, Sevgililer Günü’nde de müdavimlerini ağırlamaya devam ediyor. HUDSON SEVGİLİLER GÜNÜ MENÜ Trüflü tereyağı Çorba Istakoz çorbası Başlangıç /salata Pancarlı humus yatağında ege otu kavurması Ana yemek Izgara dana bonfile, Trüflü bal kabağı püresi, Beyaz biberli mürdüm eriği sos veya Pazıya sarılı levrek, Satsumalı yerelması konfit veya Kuşkonmazlı rizotto, Adaçaylı poşe deniztarağı Tatlı Redvelvet cake with white chocolate mousse, Champagne jelly and rose

78


ATAMA

BD Türkiye’nin Yeni Genel Müdürü Ayşe Şanlıoğlu Oldu 22 Ocak 2018, İstanbul – BD Türkiye Genel Müdürlüğü görevine Ayşe Şanlıoğlu getirildi. 2002 yılından beri tıbbi cihaz sektöründe pek çok başarılı çalışmaya liderlik yapan Şanlıoğlu, BD Türkiye›nin iş stratejilerinin, yetkinliklerinin, kültürünün ve yeteneklerinin geliştirilmesinde ve uygulanmasında Türkiye ekibine liderlik etmekten sorumlu olacak. Koç Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan sahip Ayşe Şanlıoğlu, kariyerine 2002’de Johnson&Johnson Türkiye’de Ethicon Satış

Temsilcisi olarak başladı. 2006 yılında GE Healthcare’e katılan Şanlıoğlu, Satış Müdürlüğünden İş Birim Müdürlüğüne terfi etmiş ve kariyer yolculuğuna Doğu Avrupa, Orta Doğru & Afrika’dan (EMEA) sorumluAnne Bebek Bakımı Pazarlama Müdürü olarak devam etmiştir. Şanlıoğlu son olarak, 2010 yılında Güney Doğu Avrupa Satış Müdürü olarak başladığı KCI/Acelity firmasında terfi ederek 2012 yılından itibaren İsrail ve Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapmaktaydı.

DHL Express’ten iki üst düzey atama DHL Express’in Ticari Birimlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığına Ferhat Öçsel ve Müşteri Hizmetlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığına ise Volkan Demiroğlu atandı. Dünyanın lider uluslararası hızlı hava taşımacılık şirketi DHL Express, Türkiye’de iki üst düzey atama gerçekleştirdi. Daha önce DHL Express Türkiye Özel Müşteriler Müdürü olarak görev yapan Ferhat Öçsel, Ticari Birimlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak, DHL Express Türkiye Havaalanı Müdürü görevini yürüten Volkan Demiroğlu ise Müşteri Hizmetlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Kariyerine İngiltere’de HSBC Bank’ta başlayan DHL Express Ticari Birimlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ferhat Öçsel, DP DHL Grup bünyesine 2007 yılında katıldı. Bu süreçte hem Türkiye hem de Almanya ofislerinde önemli pozisyonlarda görev aldı. Öçsel, satış yönetimi, iş geliştirme, liderlik, yöneticilere koçluk ve iş performansını artırma gibi alanlarda 17 yıllık tecrübeye sahip. İş hayatına öğrencilik yıllarında adım atan DHL Express Müşteri Hizmetlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Volkan Demiroğlu, 1992’den bu yana aktif olarak kariyerine devam ediyor. DHL Express’teki görevine 2001 yılında müşteri hizmetleri yetkilisi olarak başlayan Demiroğlu, 17 yıldır başarıyla yürüttüğü farklı sorumlulukların ardından, 2007 yılından bu yana havaalanı operasyon ve gümrük süreçlerinden sorumlu müdür olarak görev yapıyordu.

DHL Express Ticari Birimlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ferhat Öçsel

Müşteri Hizmetlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Volkan Demiroğlu 79


ATAMA

Mehmet Tümer, Doğa Sigorta Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu Doğa Sigorta, deneyimli kadrosunu yeni atamalarla zenginleştiriyor. Sigorta sektöründe 20 yılı aşan bir deneyime sahip Mehmet Tümer, şirketin Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapacak. İş hayatına 1992 yılında başlayan Mehmet Tümer, bankacılık ve tekstil sektöründe bir süre çalıştıktan sonra kariyerine sigorta sektöründe devam etti. Sigorta sektöründe sırasıyla Yapı Kredi Sigorta Nakliyat Sigortaları Müdür Yardımcısı, Kurumsal UW Müdür Yardımcısı, Bankasurans

Müdürü, Oto ve Sorumluluk Sigortaları Kıdemli Müdürü, Oto ve Nakliyat Sigortaları Kıdemli Müdürü, Allianz Sigorta Kıdemli Müdürü, Generali SigortaOto ve Oto dışı UW, Reasürans ve Fiyatlandırmadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İşletme Bölümü’nde tamamlayan Tümer, iyi derecede İngilizce biliyor.

Fillo Lojistik’e Yeni Genel Müdür Toplam tedarik zinciri yönetiminde butik çözümler sunan Fillo Lojistik’in yeni Genel Müdürü Recep Demir oldu. Çalışma hayatına Aras Holding grup şirketlerinde başlayan ve yıllar içerisinde grup bünyesinde farklı şirket ve pozisyonlarda görev yapan Recep Demir, 800 çalışanı, günlük 3.000 teslimat noktası ve 4.000 m3’lük sevkiyat kapasitesi ile 81 ilde yaygın dağıtım ağına sahip Fillo Lojistik’i daha da ileriye taşıyacak operasyonlara imza atacak.

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun olan Fillo Lojistik Genel Müdürü Recep Demir, 2011 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden Yönetici Geliştirme Uzmanlık sertifikası aldı. Aras Holding grup şirketlerinde bir çok farklı pozisyonda görev yapan Demir, 2010 yılından itibaren Fillo Lojistik’te Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevi yürütmekteydi.

EMRE TÜZER, JANSSEN TÜRKİYE KURUMSAL İLİŞKİLER DİREKTÖRÜ OLDU Emre Tüzer, Janssen Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü pozisyonuna atandı. Yeni görevinde; Janssen Türkiye’nin dış paydaşlarıyla olan ilişkilerini yönlendirecek olan Emre Tüzer, Pazara Erişim, Ruhsat ve Kurumsal İlişkiler alanlarına liderlik edecek. Tüzer, Janssen Türkiye’ye 2007 yılında Ürün Yöneticisi olarak katıldı. 2010’da, Pazar Erişim ve Sağlık Politikası Müdürü olarak atandı ve daha sonrasında, Merkezi Sinir Sistemi alanında Bölge 80

Müdürü ve Pazarlama Müdürü olarak görev aldı. 2013’te Janssen EMEA’ya Operasyonel Pazarlama Müdürü olarak katılan Emre Tüzer son iki yıldır Şizofreni ve Alzheimer Uluslararası Marka Takımları Stratejik Pazarlama Direktörü olarak çalışmaktaydı. Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret mezunu olan Emre Tüzer, Liverpool Üniversitesi’nden Halk Sağlığı Yüksek Lisans derecesine sahiptir.


ATAMA

Kelebek Mutfak’ta Yeni Marka Direktörü Türkiye’nin ilk markalı mutfak üreticisi olan Kelebek’te, Mutfak Marka Direktörlüğü görevine Taner Çakır getirildi. 1996 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan ve iş hayatına Kerevitaş Superfresh Grubu’nda yönetim muhasebesi alanında başlayan Taner Çakır, 2000 – 2002 yılları arasında Piyale & Sabancı Grup’ta Planlama ve Mali Kontrol Yöneticiliği yaptı. 2002 – 2005 yılları arasında Eczacıbaşı Grubu’nda Mali Kontrol Yöneticisi (Banyo / Mutfak İş Alanı) olarak kariyerine devam eden Çakır, Ezcacıbaşı Grubu’nda 16 yıl boyunca farklı

görevlerde bulundu. Çakır sırasıyla; Mali Kontrol ve IT Proje Yöneticisi (Yapı ürünleri Türkiye / Almanya), Mali Kontrol Yöneticisi (Yurtiçi Perakende Kanal İş Alanı), Mali Kontrol Müdürü (Banyo İş Alanı), Pazarlama ve Satış Müdürü (Mutfak İş Alanı), Satış ve Operasyonlar Müdürü (Mutfak İş Alanı), Yapı Marketler Satış Müdürü, son olarak da Toplu işler ve Projeler Satış Müdürü olarak görev aldı.

Manpower Türkiye’nin yeni genel müdürü Feyza Narlı oldu Endüstri Mühendisliği sonrası İşletme Mühendisliği yüksek lisansını tamamlayan Feyza Narlı, danışmanlık ve bilişim sektöründeki yaklaşık 20 yıllık deneyiminin ardından Manpower Türkiye’nin yeni genel müdürü oldu. İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 1996 yılında mezun olan Feyza Narlı, İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği yüksek lisansını 2000 yılında tamamladı. İş hayatına 1998 yılında Exim AŞ’de proje ve satış mühendisi olarak başladı. Sonrasında Oracle Bilgisayar Sistemleri Ltd. Şirketi’nde CRM satış danışmanı; Innova Bilişim Çözümleri’nde sırasıyla e-business çözümleri müdürü, e-business grup müdürü ve e-business çözümleri direktörü

olarak çalıştıktan sonra bir süre Londra’da marka yönetimi eğitimi aldı. Ardından Accenture Türkiye’ye kıdemli müdür unvanı ile katılan Feyza Narlı, Türkiye ve İtalya’da farklı proje ve görevlerde yer aldı. Oracle Türkiye’de dijital ve CX çözümleri ülke lideri olarak görev yapan Feyza Narlı, 2018 itibariyle Manpower Türkiye Genel Müdürü oldu.

Petrol Ofisi CFO’su Serhan Ulga oldu Petrol Ofisi, Chief Financial Officer (CFO – Finans Direktörü) görevine alanının deneyimli ismi Serhan Ulga getirildi. Türkiye akaryakıt ve madeni yağ sektörünün lider markası Petrol Ofisi, üst düzey yönetici kadrosuna yeni bir isim ekledi. Chief Financial Officer (CFO – Finans Direktörü) görevine, alanının deneyimli ve önemli isimlerinden Serhan Ulga atandı. Türkiye ve ABD’de 30 yıllık deneyime sahip olan Ulga kariyerinde; finansal hizmetler, otomasyon, medikal cihazlar, medya ve boya sektörlerindeki önde gelen ulusal ve uluslararası

firmalarda, finans alanında çeşitli yöneticilik görevlerinde bulundu. Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu Ulga’nın ABD’de mali müşavirlik (CPA) yapma yetkisi bulunuyor. Uluslararası tanınırlığı olan yetkinlik sertifikası CMA sahibi de olan Ulga, Petrol Ofisi’ne katılmadan önce son olarak Pegasus Hava Taşımacılığı’nda CFO’luk görevini yürütüyordu.

81


1 Yıllık (12 Sayı) Abone Bedeli

140¨


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

GELECEĞİN ENDÜSTRİYEL TEKNOLOJİLERİ FUARI İZMİR’DE FIT FIT FIT FIT

OTOMASYON FUARI ELEKTRİK ELEKTRONİK VE ENERJİ FUARI BİNA OTOMASYONU VE ZAYIF AKIM SİSTEMLERİ FUARI HİDROLİK VE PNÖMATİK FUARI F U A R B O Y U N C A B 2 B G Ö R Ü Ş M E L E R İ Ç İ N randevu.fitfuar.com

ORGANİZASYON

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.

83


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

84


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.