Kobilife ocak 2018

Page 1

ARALIK 2017

www.kobilife.com

Fiyat: 10 TL

BÖLÜM: KOBİLER DİJİTALLEŞİYOR MULTİNET UP’TAN BİR İLK DAHA: BİREYSEL SANAL KART

AYLIK EKONOMİ VE SANAYİ DERGİSİ SAYI: 130




Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi Feride Burçin KÖKSAL burcinolca@kobilife.com Yazı İşleri Müdürü Feride Burçin KÖKSAL burcinolca@kobilife.com Reklam Banu ÖZŞENEL banu@kobilife.com Grafik Tasarım Gülizar Ç. ÇETİNKAYA bilgi@kobilife.com

Reklam Rezervasyon 0212 272 54 02 bilgi@kobilife.com Yayın Türü ULUSAL SÜRELİ Her ay yayımlanır

2018’E GİRİŞ… Artık 2018’deyiz. Bu yılın geçen yıllardan daha güzel ve huzurlu olmasını temenni ediyorum. Bu aydan itibaren yeni bir dönem piyasaları bekliyor diyebiliriz. Bizler de bu sayımızda sizler için yeni bölümümüz Dijital Dönüşüm için birçok bilgi derledik. Ayrıca şirketlerden haberler, otomotiv, inşaat sektörü ve finans konularındaki haberlerimizi de beğenilerinize sunuyoruz. Keyifli okumalar… FERIDE BURÇIN KÖKSAL

Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti. adına

Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti. Maslak Mah. Atatürk Oto Sanayi Sitesi 2. Kısım, 9. Sokak Ata İş Merkezi No: 310 Kat: 3 D: 11 34398 Maslak - İstanbul

www.kuzeymedya.com.tr

Dağıtım: Bayilerde Kobilife Dergisi, Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto. Kir. Tic. Ltd. tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve tarafımızca yapılan ilanların, konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.


KOLAY POS *B524 ,æ;8 *;*52ä2 *B524 <*+æ= m,;.= +87>< æêB.;æ lC.55æäæ 98< 486æ<B87> <.;?æ< m,;.=æ +87>< l-m5 4*=42<2

KOLAY 1.000 0 - 1.000 TL 13,90 TL 10 TL %0 %0 %0

KOLAY 2.000 0 - 2.000 TL 26,90 TL 20 TL %0 %0 %0

KOLAY 3.000 0 - 3.000 TL 39,90 TL 20 TL %0 %0 %0

KOLAY 5.000 0 - 5.000 TL 64,90 TL 20 TL %0 %0 %0

*B524 ,æ;8 *;*52ä2 *B524 <*+æ= m,;.= +87>< æêB.;æ lC.55æäæ 98< 486æ<B87> <.;?æ< m,;.=æ +87>< l-m5 4*=42<2

KOLAY 10.000 KOLAY 15.000 KOLAY 20.000 KOLAY 30.000 0 - 10.000 TL 0 - 15.000 TL 0 - 20.000 TL 0 - 30.000 TL 144,90 TL 216,90 TL 284,90 TL 429,90 TL 50 TL 75 TL 100 TL 150 TL %0 %0 %0 %0 %0 %0 %0 %0 %0 %0 %0 %0


İÇİNDEKİLER

21

Prof. Dr. Emre Alkin: “Yapay zeka ulaştırma ve tıp sektöründe egemen olacak”

38 Veri müşteriye,

e-dönüşüm geleceğe odaklı Veri odaklı e-dönüşüm hayatımızın merkezinde

06 >> 10>> 16 >> 25>> 62>>

KISA KISA TÜRKIYE’DE BIR ILK! EXPERTERA ZEN VE KOÇFINANS’TAN KOBİ’LERE UZMANLIK KREDISI DESTEĞI SINEMA SEVERLERE MAR YAPI AYRICALIĞI! EV KADINLARI ABONELİK E-TİCARET MODELİYLE GİRİŞİMCİ OLUYOR BOEING VE TÜRK HAVA YOLLARI, BAYRAK TAŞIYICININ BAŞARILI ALT MARKASI TURKISH CARGO’NUN ILK 777 KARGO UÇAĞININ TESLIMINI KUTLUYOR.


KISA KISA

Dermaceutic’den Arındırıcı Temizlik

CAMPER İLE EN KEYİFLİ “Advanced KAYAK MEVSİMİ! Cleanser” Yenilenen yüzü ve ikonik modelleriyle moda dünyasında fark yaratan Camper, dünyaca ünlü tasarımcı Romain Kremer’ın direktörlüğünde yarattığı ve ilhamını “kayak mevsimi”nden alan modelleri ile dikkat çekiyor! Günün her saati ve her anına uygun modelleri ile şıklığı ve rahatlığı bir arada yaşatan Camper, kreatif direktörlüğünü dünyaca ünlü tasarımcı Romain Kremer’ın üstlendiği sonbahar - kış 2017 / 2018 koleksiyonu ile moda dünyasında fark yaratıyor! Kış mevsiminin soğuk hava şartlarını düşünen ve ayakları ısıtıp, korurken tarzı ile de dikkat çeken tasarımlara hayat veren Camper’ın özellikle sonbahar - kış 2017 / 2018 koleksiyonunda kendini gösteren Peu, Peu Pista, Wabi, Neuman modelleri, estetikten ödün vermeden gün boyu sağladığı konfor ve performansla öne çıkıyorlar. Goretex özelliği sayesinde %100 su geçirmezlik özelliğine sahip, soğuklara karşı ekstra dayanıklı, optimum iklim konforu sunan Peu Pista, Neuman, Wabi modelleri soğuk kış günlerinde ayak sıcaklığını koruyarak maksimum performans sağlıyor. Winterproof özelliği ve muflonlu iç yüzeyi ile kış günlerinin ideal modeli, en soğuk havalarda bile ayakları koruyan Peu ayağın şekline göre tasarlanmış eşsiz silüeti ile dikkat çekiyor. Kar ayakkabılarının çağdaş yorumlar ile buluştuğu Camper modelleri, modern ve eğlenceli görünümleriyle zamansız stiller yansıtıyor. Moda dünyasında 40 yıllık eğlenceli ruhunu Romain Kremer’ın dünya çapında ses getiren, akıllıca tasarlanmış yenilikçi vizyonuyla buluşturan Camper’ın, modern ve stil sahibi yüzünü keşfedeceğiniz sonbahar – kış 2017 / 2018 koleksiyonu tüm Camper mağazalarında ve e – mağazada sizleri bekliyor!

Gün boyu çevresel faktörler, makyaj malzemeleri ile kirlenen ve gözenekleri tıkanan cildin derinlemesine temizlenmesi için Dermokozmetik grubu öncü markalarından Fransız Dermaceutic Laboratuvarları’nın geliştirdiği Arındırıcı Yüz Temizleme Köpüğü Advanced Cleanser, en hassas ciltler için bile mükemmel kullanım sağlıyor. Makyaj kalıntılarını ve fazla sebumu etkin bir biçimde temizleyerek cilde temiz, ferah ve nemli bir his veren, hassas ciltler için de son derece uygun arındırıcı yüz temizleme köpüğü Dermaceutic Advanced Cleanser, üstün temizlik, yoğun makyaj temizleme, optimum dozda yüksek performanslı arındırıcı ajanlar ile dikkat çekiyor. Dermaceutic Advanced Cleanser, içeriğindeki dehidrasyonu önleyici Ksilitol ile nem düzeyini destekliyor ve kontrol ediyor. Ciltte mikro ferahlama sağlıyor. Cildi mükemmel şekilde nemlendirirken cildi aşındırıcı dış etkilere karşı pürüzsüz hale getiriyor. Formülünde yer alan anti-seboreik etken madde çinko, anti-mikrobiyal aktivite özelliğiyle sebum üretimini düzenliyor, cilde berraklığını ve dengesini yeniden kazandırıyor. Dermaceutic Advanced Cleanser’in içeriğinde öne çıkan; cilde yumuşaklığını yeniden kazandıran üre ve nem tutucu gliserin ise ciltte nemlendirici ve koruyucu bir tabaka sağlayarak cilt yüzeyindeki pullanmayı temizliyor, cildi nemlendirmeye ve pürüzsüzleştirmeye yardımcı oluyor. Türkiye’de SELTEK Estetik A.Ş. tarafından temsil edilen Dermaceutic Advanced Cleanser tüm seçkin eczanelerde satışa sunuluyor. 7


KISA KISA

Bu kış Home Store’un kış aksesuarları sizi ısıtsın

Moda tutkunu kadınlar için her zaman vazgeçilmez bir unsur olan aksesuar, kış aylarında da kadınların kurtarıcısı oluyor. Home Store’un atkı, şal, eldiven ve bere gibi aksesuarları hem soğuktan koruyor hem de kıyafetlerinize şıklık katarak kombinlerinizin trend parçası oluyor. Home Store aksesuarları, stilinizi baştan yorumlayarak farklı bir boyuta taşırken, iş ve özel yaşamınıza sıcacık ve kişiye özel karakteristik bir şıklık kazandırıyor. Home Store’un aksesuar koleksiyonunda; bilekliklerden kolyelere, ince kemerlerden şapkalara, atkılardan renkli ve farklı desenlerde şallara kadar birçok seçenek bulunuyor. Soğuk havaların vazgeçilmezi olan bereler bu sezon ponpon, taş ve inci detaylarıyla karşımıza çıkarken, eldivenler deri ve tüylü modelleriyle koleksiyonda yerini alıyor.

8

DÖRT İŞLEM SONSUZ EĞLENCE! MATİMİNO!

Matematiği sevenler daha çok sevecek, matematikten nefret edenler bile çok eğlenecek. Öğrenmek dünyadaki en heyecan verici şey ve çocuklar öğrenmek için gerekli meraka ve enerjiye doğuştan sahipler… İçindeki çocuğu yaşatan büyükler de tabii… Matimino, “ders” ve “mecburiyet” olarak öğretilen temel matematik bilgilerinin eğlenceli birer “aile oyunu” haline getirilmesi ihtimalini sorgulayan 3 anne tarafından hayata geçirildi. “Ders çalış çocuğum!” demek yerine “Eğlenceyi Mati’leyen” keyifli aileler olmayı hayal eden 3 anne… Toplam 207 oyun pulundan oluşan Matimino’nun amacı, oyuncuların ellerindeki rakam taşlarını düz bir zeminde birbirine temas eden matematik işlemleri ve eşitlikleri (gondol) oluşturacak şekilde kullanarak tüketmesidir. En hızlı şekilde ve doğru olarak gondolunu tamamlayan oyuncu oyunu kazanır.

Mati kurucularının “Oyunu tasarladıktan sonra çocuklarımızla, etrafımızdaki tüm çocuklarla ve büyüklerle bol bol oynadık. Birlikte çok eğlendik. Hafızasını korumak ve vakit geçirmek için her gün bulmaca çözen büyükanne ve dedelere bile yeni, eğlenceli ve en önemlisi torunlarıyla paylaşabilecekleri bir uğraş çıktı.” sözleriyle anlattıkları Matimino, 6 yaş üstü çocuklar ve ailelerine matematik işlemleriyle keyifli vakit geçirmeyi vaad ediyor. “Her şey oyunlarla çok daha zevkli çok daha kolay olabilir. Biraz farklı bir açıdan bakmak, biraz enerji katmak bir anda her şeyi güzelleştirebilir.” Mati oyunları bu felsefeyle tasarlandı, yeni oyunlar tasarlanmaya devam ediyor. Oyunla kalın, eğlenceyi Mati’leyin!


9


KISA KISA

MİLANO’NUN ŞIKLIĞI ‘BRIC’S’ İLE Cam Temizleyici ARTIK MOSAFER MAĞAZALARINDA! de yeni dönem; beklediğinizden çok daha fazlası…

Milano’nun kendine hayran bırakan stil anlayışını, özenle seçilen birinci sınıf malzemeler ve yeni teknolojiyi üstün el işçiliği ile birleştiren BRIC’S en beğenilen koleksiyonlarından biri olan Bellagio artık Mosafer mağazalarında! Mosafer, sıkça seyahat edenlerin ihtiyaç duyduğu her kategorideki çok özel ürün seçenekleri ile yolculukları keyifli hale dönüştürmeye devam ediyor. 65 yıldır Milano’nun kült moda anlayışını arkasına alarak, en iyi malzemelerle ve son teknolojiyle deneyimli ellerde birleştiren BRIC’S, Türkiye pazarına en beğenilen koleksiyonu olan Bellagio ile Mosafer mağazalarından giriş yapıyor. Klasik İtalyan çizgisini ilk günden beri koruyan ve kalitesinden ödün vermeyen BRIC’S,

son teknolojiyle modernize ettiği, en iddialı koleksiyonlarından birisi olan Bellagio ile dünyada kazandığı başarıyı Türkiye’de de yakalıyor. Bellagio’nun ultra hafif ve darbelere karşı dayanıklı yüzeyini, su geçirmeyen fermuarlar ve yumuşak sürüş deneyimi sağlayan şok emici dört tekerlek ile güçlendiren BRIC’S, Tuscan derisi şeritler ile klasik ve şık bir dokunuş ekleyerek tasarım ve teknolojinin kusursuz uyumunu ortaya koyuyor. Göz dolduran tasarımı ve üstün teknolojisiyle beğeni toplayan Bellagio, markanın klasikleşen kahverengi şeritlerine beyaz, gri, siyah, lacivert ve kırmızının en şık tonları ile farklı bir yorum katıyor. Seyahatlerinize stil katacak olan BRIC’S, en şık koleksiyonu ile Mosafer mağazalarında sizleri bekliyor.

Uzun süren etki, pratik çözümler, göz alıcı parlaklık ve cam temizliğinde yeni dönemi başlatan tek bir ürün! Viking Temizlik, keşfetme merakıyla çıktığı yolda, yenilikçi bakış açısı ile hayatınızı kolaylaştıracak ve temizliği keyifli hale getirecek bir ürüne daha imza attı. Üstelik istediğiniz her şeyi tek bir şişeye sığdırarak… Şimdi kirler düşünsün! Yeni nesil bir teknoloji anlayışı ile bugünün ve geleceğin temizlik normlarına rehberlik eden Viking Temizlik, ‘Özel kirlenme karşıtı’ teknolojinin kullanıldığı cam temizleyici ile tüm bildiklerinizi unutturuyor. Viking Cam Temizleyici, geliştirilmiş üstün formülü ile kullanıldığı yüzeylerde kirlere karşı etkili bir koruma kalkanı oluşturarak, kirlenmeyi geciktiriyor ve iş yükünüzü azaltıyor. Silikonlu yapısı ve antistatik özelliği sayesinde yüzeylerde bir film tabakası yaratan Viking Cam Temizleyici, su ve kirlerin hızlı ve kolayca akmasını sağlarken, kireç lekelerinin yüzeylere tutunmasına engel oluyor. İki özel koku; Cool ve Dream… ‘Cila parlaklığı’ teknolojisiyle temizlik alışkanlıklarınızı değiştiren Viking, kirlenmeyi geciktirmenin yanı sıra sağladığı eşsiz parlaklık ile göz alıcı bir etki bırakmayı başarıyor. Ayrıca dünyaca ünlü parfümörler tarafından geliştirilen esansları ile iki farklı koku seçeneği sunan Viking, temizliğe büyüleyici bir dokunuş yapmayı ihmal etmiyor. 10


FİNANS

Sürdürülebilir Kalkınma Akademisi’nden ödül Allianz’ın “Sağlık Destek Programı”na “Sağlıklı Bireyler” Ödülü Allianz Türkiye’nin “Sağlık Destek Programı”, Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından düzenlenen 9. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri’nde verilen Sürdürülebilir Kalkınma Akademi Ödülleri’nde “Sağlıklı Bireyler” başlığında ödüle layık bulundu. Geliştirip uygulamaya aldığı hizmetleriyle önleyici çözümlere odaklanan ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne doğrudan katkıda bulunan Allianz Türkiye, başta müşterileri olmak üzere toplum sağlığında iyileşmeye destek olmayı hedefliyor. “Allianz Seninle, İyiliğin Yanında” sloganıyla sektörünün ilk sürdürülebilirlik modelini hayata geçiren Allianz Türkiye, “Sağlık Destek Programı” ile 9. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Pazaryeri organizasyonunda verilen Sürdürülebilir Kalkınma Akademi Ödülleri’nde, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 3.’sü olan “Sağlıklı Bireyler” başlığında ödüle layık bulundu. Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin öncü kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarının ödüllendirildiği organizasyonda, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 3.’sü olan “Sağlıklı Bireyler” başlığındaki ödül Allianz Türkiye Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Oruç Lembet’e takdim edildi. Lembet: “Hedefimiz, önleyici çözümler sunmak” Allianz Türkiye Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Oruç Lembet, ödülle ilgili olarak “Türkiye’de Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalayan ilk küresel sigorta şirketi olarak; sürdürülebilirlik stratejimizi iyi bireyler, iyi kurumlar, iyi bir toplum ve iyi bir çevreye odaklıyoruz. Modelimizin ana yapı taşları da önleyici çözümler ve girişimcilik ile inovasyon üzerine. ‘Sağlık Destek Programı’ ile başta müşterilerimiz olmak üzere, genel olarak toplum sağlığında iyileşmeyi hedefledik. Proje kapsamında uzaktan hasta takibi, elektronik tıbbi kayıtlar ve sağlık hizmeti eğitimini hedefleyen çalışmalarla hastalıkların daha iyi yönetilmesini sağlıyoruz. Bu uygulamalarımızın; kapsamlı ve sistematik yapısıyla sigorta sektöründe bir ilk olması ve ödüle layık görülmesi bizim en büyük mutluluk kaynağımız” dedi.

Diyabet Destek Projesi ile diyabet hastası sigortalılara ücretsiz olarak verilen medikal ölçüm, veri aktarım cihazı ve ekipmanını içeren özel kit, kan şekerinin düzenli olarak ölçülmesi ve hastalığın kontrol altına alınmasına destek oluyor. Başkanlığını Prof. Dr. M. Temel Yılmaz’ın üstlendiği Türkiye Diyabet Vakfı’nın 2017 Ödülleri’nde ‘Diyabette Fark Yaratanlar’ kategorisinde ödül de alan proje kapsamında, sigortalılara sürekli medikal destek veriliyor, hastalık ve hastalık yönetimi konusunda bilgilendirme yapılıyor ve belirlenen sayıda tetkikin anlaşmalı sağlık kurumlarında ya da ikamet adreslerinde ücretsiz olarak yapılması sağlanıyor. Meme Kanseri Bilgilendirme ve Takip Projesi ile erken tanının hayat kurtarıcı olduğu hatırlatılıyor. Kendi kendine muayene konusunda sigortalıların bilinçlenmesini sağlamak, 40 yaş üstü kadınlara yılda 1 kez ücretsiz mamografi hizmeti sunmak ve Meme Kanseri Farkındalık Ayı gibi özel zamanlarda SMS, sosyal medya vb. kanallarla farkındalık oluşturulması hedefleniyor. Dr. Allianz Hizmeti ile sigortalılara 7 gün 24 saat ücretsiz olarak ulaşılabilen doktor ve hemşire kadrosu ile medikal danışmanlık hizmeti verili-

yor. Bu kadro, sigortalıların sorularını yanıtlıyor; ayrıca medikal destek, eve doktor gönderimi ve laboratuvar hizmeti yönlendirmesi de yapıyor. Evimde Güvendeyim Uygulaması ile 70 yaş ve üzeri sigortalıların ev kazalarına karşı korunabilmesi amacıyla evlerinde ücretsiz risk değerlendirmesi yapılarak, riskleri minimize etmek için gereken ürünler yaşam ortamlarına monte ediliyor.

Sağlık Destek Programı ile neler yapılıyor? 11


FİNANS

Türkiye’de bir ilk!

Expertera Zen ve Koçfinans’tan KOBİ’lere uzmanlık kredisi desteği Koçfinans ve Expertera Zen, Türkiye’nin güçlenmesinin ancak yerli işletmelerin verimliliğiyle ve büyümeleriyle mümkün olacağı inancıyla güçlerini birleştirdi. KOBİ’lerin verimliliklerini artırarak büyümelerine destek olma misyonuyla işbirliği oluşturan Koçfinans ve Expertera Zen, güçlü bir kampanyaya imza atarak %0 faiz ve 12 ay vadeyle uzmanlık kredisi sunuyor.

Türkiye’de esnek işgücü modeline öncülük eden, uzmanlık platformunda tüm sektörlerden 15.000’i aşkın yetkin uzman yer alan Expertera, firmaların finansal hizmetler, İK ve dijital pazarlamada temel ve ortak ihtiyaçlarını belirleyerek yeni ürünü Expertera Zen’i geliştirdi. Ekonomik büyümeyi gerçekleştirmek için KOBİ’lerin verimliliğini artırma sosyal misyonunu üstlenen Expertera, Koçfinans ile işbirliğine giderek KOBİ’lere esnek işgücü modeli finansmanından en avantajlı şekilde yararlanma imkanı sağlıyor. İşbirliği kapsamında KOBİ’ler Koçfinans’tan dosya masrafsız, %0 faiz ve 12 aya varan vadeyle uzmanlık desteği kredisi alarak Türkiye’nin en iyi uzmanları ile günlük, haftalık, aylık ya da proje bazlı çalışma imkanı elde ediyor. KOBİ’lerin verimliliği artacak Expertera Kurucu Ortağı ve CEO’su Alp Sezginsoy, Türkiye’nin büyümesi için KOBİ’lerin verimli çalışma modelleriyle büyümesi gerektiğini, üstlendikleri bu sosyal misyon doğrultusunda KOBİ’lerde verimllik odaklı uzmanlaşmayı savun12

duklarını belirtti. Expertera Zen’i 4 yıl süren bir çalışma ve 3.500 KOBİ’yle gerçekleştirdikleri bir araştırmanın sonunda geliştirdiklerini kaydeden Sezginsoy, KOBİ’lerin çalışma şekillerinde dönüşümü başlattıklarını, Türkiye’nin en iyi uzmanlarını KOBİ’lerle buluşturduklarını söylüyor. Koçfinans’ın güçlü desteğinin üstlendikleri sosyal misyonu gerçekleştirme yönünde büyük bir atılım yaratacağını kaydeden Sezginsoy, Expertera Zen ile KOBİ’lerin ihtiyaç duydukları uzmanlarla diledikleri kadar çalışabileceklerinin ve verimlilik odaklı büyümeyi gerçekleştireceklerinin altını çiziyor. Expertera Zen’in firmaların en temel eksiklerini karşılayan bir iş modeli sunduğunu belirten Sezginsoy, ürünün sürekli ve yetkin uzman istihdam etme sorunu yaşayan kuruluşlara büyük kolaylık sağladığını söylüyor. Sezginsoy, yoğun küresel rekabet koşullarında hiyerarşik düzen yerine esnek çalışma, statik çalışma kadroları yerine verimlilik odaklı uzmanlaşma, uzun prosedürler yerine sonuç odaklı uzman kadrolarla

çalışmanın KOBİ’lere büyük yararlar sağladığını vurgulayarak, üstlendikleri sosyal misyonu Türkiye genelinde yaygınlaştırmayı hedeflediklerini belirtiyor. Türkiye’nin en iyi uzmanları Expertera Zen firmaların Finans, İnsan Kaynakları, Dijital Pazarlama ve Yazılım ihtiyaçları için uzmanlık desteği sağlayacak. Hizmet almak isteyen firma, ihtiyaç duyduğu hizmetlerden dilediğini seçerek sisteme online giriş yapacak. Expertera Zen proje değerlendirmesini ve kaynak eşleştirmesini 3 gün içinde yapacak, Expertera’nın değerlendirdiği proje için ise Koçfinans kredi sürecini başlatacak. Firmalara en iyi uzmanlarla çalışma ve en hızlı çözüme ulaşma imkanı sağlayan Expertera Zen, memnuniyet garantisi de verecek. Krediye kolay erişim Kolay, hızlı ve ihtiyaca göre şekillendirilmiş finansman çözümleri konusunda uzman olan Koçfinans, İnovasyon ve Girişimcilik Programı kapsamında kurum dışı girişimcilerle iletişim ve paylaşımlar içerisinde olarak KOBİ’leri daha yakından tanıma ve ihtiyaçlarını analiz etme fırsatı buldu. KOBİ’lerin müşteri deneyimlerini analiz ederek işe başlayan Koçfinans, KOBİ’lerin ihtiyaçlarının sadece kredi olmadığını, işletme süreçleri içerisinde kredi kullanım yöntemleri konusunda da desteğe ihtiyaç duyduklarını gördü. Bu nedenle Expertera Zen ile işbirliğinin özünü KOBİ’lerin finansman ihtiyacını karşılamakla kısıtlı tutmayıp işletme süreçlerinde uzmanlık sağlama, süreç verimliliğini artırma ve uygun finansman kaynağına erişim ihtiyaçlarını birleştirerek KOBİ’lerin her alanda yanlarında olmak üzerine kurdu. Amacı krediye erişimi kolaylaştırmak, kredi kullanımını tabana yaymak, üretimin ve ticaretin finansmanında bankalara alternatif kaynak yaratmak olan Koçfinans, KOBİ’lere yaşam suyu sağlama odağıyla bu işbirliğine sosyal sorumluluk bilincini de yansıttı.


İNANIYORUZ Kİ FİRMAMIZ İNOVATİF FIRSATLAR İÇİN CAZİP BİR İŞ ORTAĞI ADAYIDIR.

HİZMETLERİMİZ İhracat Danışmanlığı

Firma Temsilciliği

İthalat Danışmanlığı

Pazarlama Danışmanlığı

İş Geliştirme Danışmanlığı

Yönetim Danışmanlığı

«Farklı olmak iş hayatınızın en önemli felsefesi olmalıdır. Bunun için de müşterilerinizi çok iyi tanımanız gerekir. Amacınız, müşterilerinizin isteyebileceği ama hiçbir rakibin henüz sunamadığı bir ürün, bir hizmet, bir teslimat şekli, bir ödeme modeli, bir kullanım tarzı, bir dağıtım yöntemi, kısaca sizi rekabetten farklılaştıracak bir şeyler sunmak olmalıdır. Aksi halde müşteri, birbirine benzeyen şirketler arasında en ucuz satanı tercih eder, para kazanamazsınız. Farklılaşma, iş hayatında başarının birinci kuralıdır. « Avraska İş Geliştirme ve Yönetim Danışmanlığı Ltd.Şti. www.avraska.com.tr

info@avraska.com.tr

0090 850 6442374

Altayçeşme Mah. Saldıray Sok. No:8 Newada Rezidans B Blok D:64 Maltepe 34843 İstanbul- TÜRKİYE


FİNANS

Rigorent’ten ING Mobil Kullanıcılarına Özel İndirim! Rigorent ve ING Bank’tan İş Birliği! Asistans sektörünün öncü firması Tur Assist çatısı altında, Türkiye’nin yurt genelinde hizmet veren bireysel araç kiralama şirketi Rigorent, ING Bank ile yeni bir anlaşmaya imza attı. Aralık ayında başlayan ve 2018 yılının Haziran ayına kadar sürecek olan anlaşma kapsamında ING Mobil kullanıcıları, rigorent sitesinden veya Rigorent çağrı merkezi üzerinden gerçekleştirecekleri araç kiralama işlemlerinde yüzde 20 indirim hakkı kazanacaklar. Asistans sektörünün öncü firması Tur Assist çatısı altında, Türkiye’nin yurt genelinde hizmet veren bireysel araç kiralama şirketi Rigorent, ING Bank ile yeni bir anlaşmaya imza attı. Aralık ayında başlayan ve 2018 yılının Haziran ayına kadar sürecek olan anlaşma kapsamında ING Mobil kullanıcıları, rigorent sitesinden veya Rigorent çağrı merkezi üzerinden gerçekleştirecekleri araç kiralama işlemlerinde yüzde 20 indirim hakkı kazanacaklar.

14

Kısa sürede araç kiralama sektörünün en çok tercih edilen oyuncularından birisi haline gelen Rigorent, sunduğu fırsatlara bir yenisini daha ekleyerek ING Bank ile yepyeni bir anlaşma gerçekleştirdi. Türkiye genelinde yaygın şekilde araç kiralama hizmeti veren Rigorent ve ING Bank arasında yapılan anlaşma kapsamında, ING Bank müşterileri, “ING Mobil” uygulaması üzerinden alacakları indirim kodunu Rigorent web sitesi veya Rigorent’in çağrı merkezi üze-

rinden gerçekleştirilecek olan araç kiralama işlemlerinde kullanarak yüzde 20’lik bir indirim şansı yakalayacaklar. Aralık ayıyla birlikte başlayacak olan kampanya, 2018 yılında da devam edecek. Araç kiralamada Rigorent’i seçen ve yüzde 20’lik indirim hakkından yararlanmak isteyen ING Mobil kullanıcıları, 2018 yılının Haziran ayına kadar kampanyadan faydalanabilecek.


HABER

MULTİNET UP’TAN BİR İLK DAHA: BİREYSEL SANAL KART Multinet Up’ın yeni geliştirmesi sayesinde kullanıcılar artık bireysel sanal kart oluşturabilecek ve kartın içerisine istenilen tutarda bakiye yüklemesi yapabilecek. Ayrıca 31 Aralık 2017 tarihine kadar yapılacak her 100 TL bireysel bakiye yüklemesine 15 TL yeni yıl hediyesi kazanacak. Müşterilerine en yeni teknolojilerle, yüksek kaliteli hizmet sunan, inovatif yeni nesil finansal teknoloji şirketi Multinet Up, artık bireysel olarak da kullanılabilecek. Bireysel kullanıcılar sanal kart oluşturarak kendi bakiyesini yönetebilecek. İlk etapta bireysel sanal kart avantajlarından sadece Multinet kartı olanların yararlanabileceği bu sistem, kullanıcılarına birçok avantaj ve kampanyadan kazanç sağlıyor. Multinet Up’ın hızlı ve güvenli ödeme seçeneği sunan yeni nesil mobil cüzdanı MultiPay üzerinden sanal kart yaratma ve para yükleme fonksiyonu ile fiziksel karta ihtiyaç olmadan avantajlı

kampanyalara dahil olarak hem kazanç sağlamak hem de kolaylıkla alışveriş yapabilmek mümkün oluyor. Bireysel sanal kart şöyle oluşuyor; MultiPay üzerinden ilgili bireysel sanal kart kampanya tanıtımına veya cüzdan sekmesinin sonunda sanal kart ekle opsiyonuna tıklanıyor. Kampanya detay sayfasında gerekli bilgiler dolduruluyor ve bireysel hizmet sözleşmesi onaylanarak, bireysel sanal kart oluşturuluyor. Alışverişe başlamak için karta yükleme yapılıyor. Her 100 TL bireysel bakiye yüklemesine 15 TL yeni yıl hediyesi

MultiPay uygulaması üzerinden oluşturulan, Divarese, Hatemoğlu, Hotiç, QUE, Network markalarında geçerli yılbaşı kartı her 100 TL yüklemeye 15 TL kazandırırken kullanıcılarına avantajlı alışveriş keyfi sunuyor. MultiPay ile bireysel yükleme nasıl yapılır? MultiPay uygulamasından ana sayfa kısmında yer alan cüzdan butonuna tıklanıyor. Cüzdan sekmesinden ilgili kartı seçerek yükleme yapılacak tutar ve kredi kartı bilgileri girildikten sonra Para Yükle butonuna tıklanıyor. Bireysel yükleme başarılı bir şekilde gerçekleşmiş oluyor.

15


HABER

Şirketlerin Vergi Yükü Arttı Ancak Devletin Vergi Gelirlerinde Beklenen Artış Olmayacak Eylül ayında TBMM’ye sunulan 7061 sayılı “Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlar22’ye çıktı ancak diğer indirimler da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” (Torba ve istisnalar ile birlikte Yasa) 5 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de değerlendirildiğinde, devletin toplam yayımlanarak yürürlüğe girdi. Birçok konuyu kapsayan kanunda en dikkat çeken değişiklik vergi gelirlerindeki artışa etkisi Kurumlar Vergisi’ne ilişkin düzenlemede oldu. beklenenin altında olacak. Kanuna göre, Kurumlar Vergisi’ndeki artış tüm Kurumlar Vergisi mükelleflerini ilgilendirecek şekilde düzenlendi. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanun’un 32. maddesi değiştirilip geçici 10. madde eklenerek yüzde 20 olan Kurumlar Vergisi oranı yüzde 22’ye çıkarıldı. Toplam vergi gelirlerindeki artışa etkisi beklentinin altında olacak. Yılın 8 aylık döneminde 39.3 milyar liralık gelir elden Maliye Bakanlığı bu yıla ilişkin açıklanan bütçe öngörülerine göre 2017 yılında kurumlar vergisinden toplam 46.2 milyar lira gelir bekliyor. Türkiye’de dolaylı vergilerin (KDV, ÖTV, BSMV...) payının toplam vergi gelirleri içinde daha yüksek bir Mali Müşavir Mustafa Belir orana sahip olduğunu belirten tecrübeli Mali Müşavir Mustafa Belir, “Vergi oranının tüm kurumlar için yüzde 22’ye çıkarılmasıyla, bu yılın rakamlarıyla gelecek yıl en az 5 milyar lira ilave vergi alınması söz konusu olacağı düşünülüyor. Kurumlar Vergisi oranında yüzde 2’lik bir artış, diğer indirimler ve istisnalar ile birlikte değerlendirildiğinde, toplam vergi gelirlerindeki artışa etkisi beklenenin altında olacak.” dedi. Ek vergi yükü kapıda! Şirketleri yeni dönemde ek bir vergi yükü beklediğini belirten Mustafa Belir, sözlerine

Kurumlar Vergisi oranı yüzde

16

şöyle devam etti: “Düzenleme ile net kazancı 1 milyon lira olan bir şirketin ödeyeceği vergi miktarının 200 bin liradan 220 bin liraya yükseliyor. Torba yasa ile birlikte ayrıca 2017 yılında teşvikli yatırımlara tanınan ayrıcalıkların 2018 yılı içinde uygulanacağı düzenlendi. Ayrıca, Nisan ayında Resmi Gazete’de yayımlanan 6824 sayılı Kanun ile vergisini düzenleyen mükelleflere yüzde 5 oranında, ödenecek vergilerinden mahsup edilmek üzere vergi indirimi getirilmişti. 2017 yılı için vergi konusunda biraz da olsa sevinen mükellefler maalesef yeni düzenlemeyle vergisini düzenli ödeyerek indirimden yararlanmış dahi olsa, ödediği verginin büyüklüğüne göre ek bir vergi yüküne maruz kalacak.” Yapılan düzenleme 2018, 2019 ve 2020 yıllarındaki kazançlara etki edecek. Belir; “Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal’ın yasa tasarısı meclise sunulmadan önce yaptığı açıklamalardan hareketle söz konusu artışın yalnızca finans sektörüne yönelik gerçekleşeceği beklenirken tüm Kurumlar Vergisi mükelleflerini ilgilendirecek şekilde gerçekleşti. Bu beklenmeyen bir durumdu. Kurumlar Vergisi Mükellefleri için 2017 yılı kazançlarının vergilendirme dönemi 2018 yılı Nisan ayıdır. Yapılan düzenleme; 2018, 2019 ve 2020 vergilendirme dönemine ait kazançları ilgilendirdiği için 2017 kazançlarına ilişkin vergi hesaplamalarında geçerli olmayacak.”dedi.


HABER

SÜT ÜRÜNLERİNE YÜZDE 16’YA VARAN ZAM GELDİ Türkiye’deki markalar için fiyat/rekabet araştırma hizmetleri sunan BrandZone, Ağustos ve Ekim aylarının süt ürünleri fiyatlarını analiz etti. BrandZone verilerine göre; yüzde 16’lık zam oranıyla fiyatı en çok artan ürün kaymak olurken, yüzde 14’lük zamla taze kaşar ikinci; yüzde 11’lik zamla tam yağlı süt üçüncü sırada yer aldı. Basılı ve online fiyat verilerini araştırıp takip eden, en güncel pazar araştırma analizlerini sunan BrandZone, 2017 Ağustos ve Ekim aylarındaki süt ürünleri kampanya fiyatlarını açıkladı. Analizde tüm Türkiye’deki ulusal, indirim, yerel, toptan market kanallarının insert ve gazete reklamlarında yer alan kampanyalar ele alındı. BrandZone verilerine göre; süt ürünleri kategorisinde fiyatı en çok artan ürün, yüzde 16,3’lük zam oranıyla 200 g kaymak oldu. Ağustos ayında kaymağın ortalama fiyatı 7 TL iken bu fiyat Ekim ayında ortalama 8,2 TL’ye yükseldi. Fiyatı en çok artan ikinci ürün ise yüzde 14,7’lik zam oranıyla 700 g taze kaşar oldu. Ağustos ayında ortalama 13,6 TL olan taze kaşarın fiyatı,

Ekim ayında ise ortalama 15,6 TL’ye yükseldi. BrandZone verilerine göre fiyatı en çok artan üçüncü ürün yüzde 11,1’lik zam oranıyla 1 litre tam yağlı süt oldu. Ağustos ayında ortalama 2,5 TL olan tam yağlı sütün fiyatı, Ekim ayında ortalama 2.7 TL’ye yükseldi. Fiyatı en çok artan dördüncü ürün yüzde 7,4’lük zam oranıyla 1 kg süzme peynir oldu. Ağustos ayında ortalama 12,3 TL olan süzme peynirin fiyatı, Ekim ayında ortalama 13,2 TL’ye yükseldi. Fiyatı en çok artan beşinci ürün yüzde 6,9’luk zam oranıyla 1 litre günlük süt oldu. Ağustos ayında ortalama 3,2 TL olan günlük sütün fiyatı, Ekim ayında ortalama 3,4 TL’ye yükseldi. BrandZone verilerine göre fiyatı en çok artan

altıncı ürün yüzde 5,7’lik zam oranıyla 500 g süzme peynir ve 2 kg yoğurt oldu. Ağustos ayında ortalama 7,2 TL olan süzme peynirin fiyatı, Ekim ayında ortalama 7,6 TL’ye yükseldi. Ağustos ayında ortalama 7 TL olan yoğurdun fiyatı, Ekim ayında ortalama 7,4 TL’ye yükseldi. Fiyatı en çok artan yedinci ürün yüzde 4,1’lik zam oranıyla 1 litre yarım yağlı süt oldu. Ağustos ayında ortalama 2,1 TL olan yarım yağlı sütün fiyatı, Ekim ayında ortalama 2,2 TL’ye yükseldi. Fiyatı en çok artan sekizinci ürün yüzde 3,7’lik zam oranıyla 1 kg yoğurt oldu. Ağustos ayında ortalama 5,9 TL olan yoğurdun fiyatı, Ekim ayında ortalama 6,1 TL’ye yükseldi.

17


HABER

Sinema severlere Mar Yapı ayrıcalığı! Divan, YOO, Rotana, Wanda gibi ulusal ve uluslararası lider markalarla yaptığı işbirlikleri ile kısa zamanda yatırımcıların gözdesi haline gelen Mar Yapı, sektörde yeni bir kampanyaya imza attı. İstanbul genelinde Cinemaximum’larla anlaşan Mar Yapı, ‘G’ sırasından sinema bileti alanlar arasında yapacağı çekilişle yıl boyunca Dubai, Bodrum’dan çift kişilik tatil hediye edecek. Türkiye’nin önemli merkezleri ve İstanbul’un yükselen değeri Basın Ekspres Yolu’nda hayata geçirdiği projeleriyle bölgeyi cazibe merkezlerinden biri haline getiren Mar Yapı, hayata geçirdiği sinema kampanyası ile sektörde bir ilk olacak. Kampanya boyunca Emaar, Ataköy A Plus, Aqua Florya, Akbatı, Marmara Forum, Akasya, İstinye Park, Kanyon ve Zorlu AVM’de yer alan Cinemaximum’ların ‘G’ sırasından bilet alanlar çekilişe katılmaya hak kazanacaklar. Bir yıl boyunca devam edecek olan kampanyanın tatil hediyelerinin kazananı altı ayın sonunda yapılacak çekilişle belirlenecek. Kazanacak şanslı sinemaseverler Orta Doğu’nun lider otelcilik markası Rotana’nın Dubai’de bulunan 5 yıldızlı oteli ve Türkiye’nin otelcilik sektöründeki en önde gelen markası Divan’ın Bodrum’da bulunan en gözde otellerinden 5 gece 6 gün çift kişilik tatil kaza-

18

nacak. Yıl sonunda yapılacak büyük çekilişte ise YOO markasının yaratıcılarından Philippe Starck imzalı sürpriz bir hediye bekliyor. Mar Yapı İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Robert Varon, “Mar Yapı olarak Türkiye için yarattığımız katma değeri artırmaya devam ediyoruz. Hayata geçirdiğimiz projelerimizle Turizm ve Gayrimenkul sektörlerini bir araya getirerek ülke ekonomisi için yeni ürünler, yatırım modelleri üretmeye devam ediyoruz. Yeniliklerin ve tasarımın öncüsü olmak adına son gelişmeleri yakından takip ettik. Gayrimenkul sektöründe de farklılığımızı ortaya koyduğumuz gibi sinema sektöründe de bir ilke imza attık. Mars Media‘nın içinde bir ilk olan proje dahilinde anlaşmalı olduğumuz sinema salonlarının ‘‘G’ sırasından bilet alanlar arasında yapacağımız çekilişle, iki çifte dünyaca ünlü otel zinciri Rotana’nın Orta Doğu’nun cazibe merkezi Dubai’de bulunan

Dubai Rotana’da ve Türkiye’nin en değerli otel markası Divan Bodrum’da çift kişilik tatil hediye edeceğiz. Yıl sonunda yapacağımız büyük çekilişimizde ise sürpriz bir hediyemiz olacak. Kampanyamız çalışmaları kapsamında anlaşmalı olduğumuz tüm Cinemaximum’ların ‘G’ sırasındaki koltuklarının tasarımını değiştirdik. Koltukların kolçaklarında USB şarj aparatlarını eklemenin yanı sıra sinema salonları ve fuaye alanında da bir çok tasarımla yerimizi aldık. Bir yıl boyunca devam edecek kampanyamız için seçmiş olduğumuz sinema lokasyonlarında ‘G’ sırasında film izleyenler Mar Yapı kalitesini ve ayrıcalıklarını yaşayacaklar. İlerleyen dönemlerde de gayrimenkul sektörünü canlandıracak ve fark yaratacak kampanyalar hayata geçirmeye devam edeceğiz” dedi.


: OTOMOTIV

19


HABER

ÜNLÜ & Co Kadın Girişimciler Akademisi ile Türkiye ekonomisinin kalkınmasına destek oluyoruz… Kadınların işgücüne katılımını teşvik etmek amacıyla ÜNLÜ & Co tarafından kurulan Kadın Girişimciler Akademisi, ikinci yılını kutluyor. Akademi ile kadınların iş fikirlerini hayata geçirmeleri konusunda rehberlik yapan ÜNLÜ & Co, her yıl daha çok kadının girişimci ekosistemine katılmasını sağlayarak Türkiye’nin kalkınmasına ve refahına katkıda bulunmayı hedefliyor. Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co’nun kadınların iş fikirlerini hayata geçirmeleri konusunda teşvik etmek ve cesaretlendirmek amacıyla kurduğu Kadın Girişimciler Akademisi ikinci yılında 20 mezun daha verdi. Akademi kapsamında iş fikrini hayata geçirme aşamasında olan veya halihazırda girişimi olan 20 kadın, finansal okur yazarlık danışmanlığından liderlik ve insan yönetimine, iş planı oluşturmaktan şirket değerleme, borç finansmanı ve operasyonel süreçlere

kadar bir girişimcinin ihtiyacı olan ana konularda eğitimlerden geçti. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde; girişimcilik, kadına destek ve eğitime odaklanan ÜNLÜ & Co, 2016 yılında üç alanı başarılı bir şekilde harmanlayarak Kadın Girişimciler Akademisi’ni kurdu. Türkiye Girişimcilik Vakfı (GİRVAK) ve Endeavor Türkiye’nin desteği ile yürütülen Akademi ile 5 yılda 100 kadın girişimciye eğitimler verilmesi ve girişimci ekosistemine dahil edilmesi amaçlanıyor.

Kadın Girişimciler Akademisi (soldan sağa_Can Ünalan, Şebnem Ünlü, Attila Köksal) 20

Türkiye’de kadının işgücüne katılımı yüzde 34 OECD ülkelerinde kadının işgücüne katılım oranı ortalama yüzde 63.3 iken, Türkiye’de bu oranın yüzde 34 civarında olduğunu belirten ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Üyesi Şebnem Kalyoncuoğlu Ünlü, “McKinsey’in araştırmasına göre, “Türkiye›de bankacılık ve sigortacılık sektörünün önde gelen şirketlerinde toplam çalışan sayısı içerisinde kadınların oranı yüzde 41 civarında iken, mali hizmetler sektörü hariç Türkiye’deki işgücüne katılım oranı yüzde 30’lara kadar düşüyor. Tabii bu oranlar yönetim kademesine doğru çıktıkça daha da geriliyor. Yürütme komitelerinde kadınların oranı yüzde 25, CEO pozisyonlarında yüzde 15’ler seviyesinde. Kadının işgücüne katılım oranını yüzde 34’lerden yüzde 63’e çıkarabilirsek Türkiye’nin GSYİH›sı da 2025 yılına kadar yüzde 20 artacaktır. Bu da gayri safi yurt içi hasılaya ilave 250 milyar dolarlık bir katkı demektir. Dolayısıyla hem özel sektör, hem kamu olarak bir seferberlik halinde bu konuda ne kadar çok çaba gösterirsek, ülkemizin kalkınması ve refahı açısından da o kadar yol kat etmiş olacağız. İşte biz de ÜNLÜ & Co olarak kadının işgücüne katılımına önem veriyor ve girişimcilik alanındaki farkındalığı artırmayı hedefliyoruz. Kadın Girişimciler Akademisi’ni de bu gereksinimden yola çıkarak hayata geçirdik. Her yıl ne kadar çok kadını girişimci ekosistemine katmayı başarabilirsek, o kadar çok mutlu olacağız” diye konuştu. Bu yıl ikinci yılını kutlayan Kadın Girişimciler Akademisi ile 20 kadına iş fikirlerini hayata geçirmeleri konusunda destek olduklarını anlatan Şebnem Kalyoncuoğlu Ünlü, “ÜNLÜ & Co olarak kuruluşumuzdan bugüne kadar kadınların iş hayatına katılımını, grup şirketlerimizin her kademesinde desteklemeye önem verdik. İşe alım ve terfi süreçlerimizde, pozitif bir yaklaşımla kadın çalışanlara eşit koşullar sağlamaya özen gösteriyoruz. Gelecekte de, kadınları her alanda desteklemeye ve bu konudaki farkındalığı yükseltmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi. Öte yandan ÜNLÜ & Co, Birleşmiş Milletler (BM) Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact) ve BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi (UN Women) ortaklığında oluşturulan Kadının Güçlendirilmesi Prensipleri (Women’s Empowerment Principles) imzacılarından birisidir.


HABER

HAFTADA 5000 KALORİ YAKMAK İSTER MİSİNİZ ?

Slimwell, yenilikçi ve ileri teknoloji incelme ve zayıflama konsepti ile, Türkiye’de “incelmede devrim” sloganıyla 2015 yılında doğdu. Amaçları zayıflamak isteyenleri inceltmek, inceltirken sağlıklı ve mutlu olmalarını sağlamak. Spor salonlarına harcadığınız zaman ve eforu minimuma indiren Slimwell, sizi keyifli bir şekilde zayıflatırken vücudunuzu diğer spor aktivitelerine göre çok daha az yoruyor ve Slimwell’den çıktığınızda kendinizi dinç, enerjik ve hareketli hissediyorsunuz. Slimwell cihazları vakum, kızılötesi, kolajen, ozon tedavisi, kromoterapi, aromaterapi ve birçok yeni teknoloji içeren Türkiye’de ilklerin markası olarak yoluna devam ediyor ve 20 ayda Türkiye’nin farklı şehirleri ve Kıbrıs olmak üzere 14 ayrı noktada Slimwell cihazlarına ulaşılabiliniyor. Bu hızlı büyümenin ve yoğun ilginin en büyük sebebi cihazların çok teknolojik olması ve özellikle çalışan kadınların ve annelerin zaman tasarrufu yaparak spor salonlarında harcadıkları zamanı minimum süreye indirip maksimum sonucu alabilmeleri.

Slimwell konseptte bulunan dört adet cihazın etkileri saymakla bitmez. Suda bisiklet Hydroshape yarım saatte 600 kalori yakmanızı sağlayan 500 litre ozonlu suyun içerisinde pedal çevirdiğiniz bir cihaz. Tamamen kişiye özel kabininizde girdiğiniz bu cihazın içerisinde 16 adet hidro jet bulunuyor. Bu jetler sayesinde siz pedal çevirirken cihazın içerisinde jakuzi ortamı oluşuyor ve balneoterapik bir wellness deneyimi yaşarken selülitleriniz de parçalanmaya başlıyor. İçerisindeki kromoterapi ile suyun rengi belirli aralıklarla değişiyor ve sadece fiziksel olarak değil psikolojik olarak da iyileşiyorsunuz. Hydroshape aynı zamanda kas kütlenizin güçlenmesine yardım ederken en önemli özelliklerinden biri de hamilelerin de doktor tavsiyesi ile cihazı kullanabilmesi. Bir diğer cihaz ise Bodyshape. Bodyshape, ileri teknoloji ile Avrupa Birliği’nde üretilmiş, yenilikçi ve eşsiz bir zayıflama ve sıkılaşma cihazıdır. Build-in koşu bandı üzerinde bir yandan yürür veya koşarken, diğer yandan vakum ve kızılötesi teknolojileri ile donatılmış düşük atmosferik basınç ortamında haftada ortalama 5000 kaloriye kadar yakabiliyorsunuz. Bu devrim niteliğindeki cihaz spora yeni başlayanlar için olduğu gibi, zayıflamak ve sıkılaşmak isteyen fakat spor salonuna gidecek vakti olmayanlar için de ideal. Bodyshape’in içerdiği tüm teknoloji bileşenleri kasların enerji tüketimini arttırmaya yönelik ve bu sayede maksimum bölgesel incelme, vücuttan su atma ve kilo kaybı sağlar. Cihazın içerisindeki kızılötesi ışınları kabinin içerisindeki ısıyı arttırarak maksimum

kalori yakımı sağlarken, diğer yandan ödem ve toksin atmada da oldukça etkilidir. Bodyshape, bölgesel zayıflamada aktif spor yaparak etki görebileceğiniz en etkili cihazdır. Rollshape ise 2.500 yıllık Uzakdoğu masaj tekniğinin günümüz teknolojisine uyarlanmış ve selülit probleminizi kökünden çözmeye odaklı bir cihazdır. Rollshape’in en büyük özelliği selülitlerle olan savaşıdır. Düzenli kullanımda, Rollshape gözle görülür şekilde selülitlerin giderilmesine, sıkılaşmaya ve vücut kusurlarının azalmasına yardımcı olur. Kızılötesi özelliği cildin derin katmanlarında birikmiş yüksek toksinlerin atılmasını sağlar; ısıyla beraber eklem tutulmasını azaltır, kas spazmlarını rahatlatır, kan dolaşımını arttırır, ağrıları dindirir, yumuşak doku zedelenmesine iyi gelir. Ayrıca iltihaplı ödem ve ifrazatların çözümüne yardımcı olur. Slimwell Konseptin son cihazı ise rahatlatıcı masaj koltuğu Activcouch’tur. ActivCouch, egzersiz sonrası rahatlama ve gevşeme haline geçmenizi sağlayan, beden ısısı ve bedensel rahatlama için en doğru pozisyona ayarlanmış tüm vücuda masaj yapan ergonomik özel tasarım masaj yatağıdır. Bedeninizin egzersiz sonrası en konforlu şekilde rahatlamasını sağlayarak beyninize kas faaliyetlerinin durduğunu, artık bedeni gevşetmesi gerektiği mesajını iletir. ActivCouch’a uzandığınızda, bedeniniz ve ruhunuz yoğun geçen günün ve az önce deneyimlediğiniz fiziksel aktivitenin ardından ihtiyaç duyduğu rahatlama imkanını bulacaktır. Slimwell konsepte geldiğinizde bir seanste 3 adet cihaza girersiniz. ( İki büyük cihazdan biri, Rollshape ve Activcouch )

21


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Kobilerde Dijital Dönüşüm Artık dijital ve mobil bir çağda yaşıyor, akrep ve yelkovanın dönüş hızına ayak uydurmaya çalışıyoruz. Değişen ve gelişen bu dijital dünyada işlerimizi zaman kaybetmeden tek tık ile gerçekleştirebiliyoruz. . KOBİ’ler büyüme,markalaşma,ihracat, karlılık gibi hedeflerine ancak dijital KOBİ’ye dönüşerek ulaşabiliyor. Hayatımızı kolaylaştıran bu yeniliklere en hızlı şekilde entegre olmak KOBİ’ler için de artık ihtiyaç değil zorunluluk haline geldi…. 22


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Prof. Dr. Emre Alkin: “Yapay zeka ulaştırma ve tıp sektöründe egemen olacak” Günümüzün en çok konuşulan konularından biri olan yapay zekanın insan hayatını nasıl etkileyeceğini konu alan “Altınbaş Üniversitesi Birinci Yapay Zeka Paneli”nde (AYZEP) konuşan Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, “Yapay zekanın en fazla ulaştırma ve tıp sektöründe egemen olacağına inanıyorum” dedi. Üniversitenin Mahmutbey Yerleşkesinde gerçekleşen etkinlik Altınbaş Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Altınbaş›ın konuşmasıyla başladı. Konuşmasında yapay zeka konusunun önemine değinen Altınbaş, eski düzende olduğu gibi çocukların herhangi bir eğitim görmeden ailelerinden, çevrelerinden, tabiattan görüp, edindikleri bilgi ve deneyimlerle hayatlarını sürdürmelerinin dünyanın gelişmesine katkı sağlamayacağını vurguladı. Açılış konuşmasının ardından panelin “İnsanın Geleceği-Geleceğin İnsanı” başlıklı ilk oturumu gerçekleşti. Panelin moderatörlüğünü Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin üstlenirken konuşmacılardan Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar yapay zeka ve hukuk ilişkisi üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Panelin diğer konuşmacısı Altınbaş Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özge Yılmaz ise yapay zeka ve nörobilim hakkında bilgi verdi. “GENÇLER DAHA FAZLA DÜŞÜNMELİ VE GÜZEL ŞEYLER ÜRETMELİ” İnsanların isteksiz olduğu, yapmaya vakit bulamadıkları veya korktukları bazı işleri yapay zekanın yapmaya başlayacağını söyleyen Prof. Dr. Emre Alkin, «Böylece endişeler ortadan kalkacak, ancak bazı işler de yok olacak. Nihayetinde yapmak zorunda olduğumuz ama sevdiklerimize ve kendimize vakit ayırmayı önleyen operasyonel işler

ortadan kalkacak. Hem kendimize hem de sevdiklerimize daha fazla zaman ayırabileceğiz” dedi. İnsanın şu anda düşünmeye bile zor vakit bulduğunu ifade eden Prof. Dr. Alkin, “Yapay zeka insanların elinden bu basit işleri aldığında insanların düşünmeye vakti olacak ve daha önemli şeyler üretebilecek. Bunu günümüz için değil 10-20 yıl sonrası için söylüyorum. Şimdiki gençleri buna yavaş yavaş alıştırmamız lazım. Anne babaların eleştirileri var, gençleri tembellikle suçluyorlar. Ama artık gençler bizim yaptıklarımızı yapmak zorunda değil çünkü birçok şeyi yapay zeka hallediyor. Gençlerin artık bol bol düşünmesi, daha güzel şeyler üretebilmek için kendine vakit ayırması lazım” diye konuştu. “ULAŞTIRMA VE TIP SEKTÖRÜNDE EGEMEN OLACAK” Yapay zekanın ulaştırma, tıp ve iletişim sektörlerinde öne çıkacağını dile getiren Prof. Dr. Alkin, “Ulaştırma sektörüne baktığımızda insanların refleksine ve dikkatine bağlı ilerlediğini görüyorsunuz. İnsan yorgun olabilir, dikkati dağılabilir ama yapay zeka için bunlar söz konusu değil. Özellikle taşımacılıkta yapay zekanın egemen olacağına inanıyorum. Bunun hemen arkasında iletişim ve tıp sektörleri geliyor. Çok fazla incelik isteyen ameliyatların yapay zeka ve robotlar tarafından yapılması gerektiğine inanıyorum. Doktorlara elbette güveniyoruz ama doktorların asıl işi insanların hasta olmasını engellemek” dedi. Panelin ikinci oturumunda “İş Dünyası ve Yapay Zeka” konusu ele alındı. Başkanlığını Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ali Argun Karacabey’in üstlendiği oturuma Altınbaş Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Dekanı Prof. Dr. Haluk Levent, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ,

Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Dicle Yurdakul konuşmacı olarak katıldı. “2021 YILINDA ABD’DEKİ İŞLERİN YÜZDE 15’İ YAPAY ZEKA TARAFINDAN YAPILACAK” Yapay zekanın gelişmesiyle beraber insanlarda işlerini kaybetme korkusu oluşmaya başladığını belirten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Argun Karacabey ise şunları söyledi: “2021 yılına baktığımızda yapılan tahminler Amerika’daki işlerin yaklaşık yüzde 15’inin yapay zeka tarafından gerçekleştirileceği yönünde. Bu da yüzde 15’lik kesimin ya işsiz kalacağı ya da başka işlere yöneleceği sonucunu doğuruyor. Ancak makineler kullanıldıkça, otomasyon geliştikçe insanların refahının arttığı da bir gerçek. Bu noktada sorun, yapay zekanın kullanımıyla birlikte artan refahın insanlar arasında nasıl paylaşılacağı. Artık yapay zekadan kaçamayız. Bundan sonra yapacağımız şey bunu nasıl verimli bir şekilde hayatımıza entegre edeceğimizi bulmak. “GELENEKSEL EĞİTİM ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRMELİYİZ” Artık geleneksel eğitim anlayışından kaçınmamız lazım. Eskiden matematikte hesaplama yapmak ön plandayken artık böyle bir kaygımız yok. Şu anda çok basit şekilde cep telefonlarımızdan bile istediğimiz bilgiye ulaşabiliyoruz. Muhtemelen yakın gelecekte gözümüze, beynimize takılan bir aletle bilgiler otomatik olarak bize aktarılacak. Bu durumda öğrencimize bu temel bilgileri öğretmek yerine onları nasıl yorumlayacağını ve hayata nasıl katacağını öğretmemiz lazım. Bunu yaparken de önce işe eğitimciler olarak kendimizden başlamalıyız.”

23


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Yeni yapısıyla şirketleri geleceğe taşımayı hedefleyen Micro Focus’ dan, çözümleri ile fark yaratan Basistek’e “Fark Yaratan Partner” ödülü verildi Hem Türkiye’de hem de yakın coğrafyada kurumsal firmalara IT yönetimi ve izleme konularında danışmanlık hizmeti sunan Basistek, Micro Focus’un Türkiye’de ilk defa yapılan iş ortakları toplantısında ‘’Fark Yaratan İş Ortağı’’ ödülünü almaya layık görüldü. Basistek Genel Müdürü Barış Baykan “Ülkemizin 2017 yılında geçirmiş olduğu zorlu dönemlere rağmen firmamızın göstermiş olduğu bu performansta katkısı olan çalışma arkadaşlarımıza ve iş ortaklarımıza desteklerinden dolayı bir kez daha sonsuz teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz” dedi. HPE yazılım birimiyle birleşen Micro Focus, dünyanın ilk 10 yazılım şirketinden biri olarak müşterilerini geleceğe taşımaya hazırlanıyor. Micro Focus, 1 Eylül 2017 tarihinden itibaren HPE Soft-

ware ile birleşmesini tamamlayarak dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri haline dönüştü. Birleşmenin ardından Micro Focus markası altında bir araya gelen yeni şirket, 4,4 milyar dolar

Basistek BARIŞ BAYKAN 24

yıllık gelirle dünyadaki yazılım odaklı şirketler arasında 7’nci sıraya yerleşti.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

BTÜ’de Endüstri 4.0 Masaya Yatırıldı Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) tarafından “Farklı Gözlerden Endüstri 4.0” konulu panel düzenlendi. Panelde Endüstri 4.0 alanında yapılan çalışmalar ve Türkiye’nin Endüstri 4.0’a nasıl entegre olabileceği konuşuldu. Panel açılış konuşmasını yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, “Teknoloji Transfer Ofisi için başvuru yapan ve onay alan üniversiteler içinde en genç üniversite olmaktan gurur duyuyoruz. TTO sektörle üniversitenin bir araya geldiği bir arayüz görevi görmekte. Yani teknoloji savaşında öne geçmemiz için olmazsa olmazlarımızdan

biri. Gönül ister ki dünyadaki tüm değişimleri biz yaratıp biz yön verelim fakat maalesef şuan dünyadaki teknolojik gelişmelere uyum sağlayan konumundayız. Bu durumu tersine çevirmemiz toplumsal dönüşümle mümkün olacaktır. Üniversitelerin rolü bu noktada önem kazanıyor.» dedi. Son yıllarda en konuşulan konuların başında orta gelir tuzağının geldiğini belirten Vali İzzettin Küçük, “Son 5-6 yıldır bu tuzağın içindeyiz. Gayri

safi milli hasılamızı 10 bin doların üzerine çıkarmamız çok zor bir iş. Güney Kore ve Malezya gibi dünyada bunu başaran ülkeler var. Bizde neden zor, çünkü bunu bozmanın tek yolu katma değeri yüksek teknoloji ürünleri üretmek. Bunun için eğitim, arge ve tasarıma ciddi yatırımların yapılması gerekiyor.

25


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

ÇİMSA, İNOVASYONA ÖNCÜLÜK EDİYOR Çimsa, ‘Formülün Adı’ aplikasyonu ile sektöründe bir ilke imza atarak, iş ortaklarına 7/24 dijital deneyim vaat ediyor.

Türkiye çimento sektörünün yenilikçi ve öncü şirketi Çimsa, geliştirdiği hizmetlerle iş ortaklarının hayatını kolaylaştırıyor. Tüm IOS ve Android tabanlı akıllı telefonlara ve tabletlere ücretsiz indirilebilen mobil uygulaması ile Çimsa, her an müşterilerinin yanında yer almaya devam ediyor. Dijital müşteri deneyimi için ‘Formülün Adı: Çimsa’ Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, Çimsa olarak teknolojik gelişmeleri takip ettiklerini ve sektörde bu alanda da öncü konumlarını sürdürdüklerini belirterek, “İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında gerek iş yapış biçimimiz gerek tüketim alışkanlıklarımız hızla değişiyor. Faaliyette olduğumuz çimento sektörü iletişimden finansa, satış ve pazarlamadan insan kaynaklarına kadar tüm iş süreçlerinde dijital dönüşümden etkileniyor. Biz de Çimsa olarak, sürdürülebilir başarı sağlamanın yegâne koşulunun inovasyonda yetkinlik kazanmak olduğu öngörüsüyle hareket ediyor, sektörümüzün ve şirketimizin gelişimine hizmet edecek birçok teknolojik yeniliğe öncülük ediyoruz. Bu bakış açısıyla geliştirdiğimiz ‘Çimsa-Formülün 26

Adı’ mobil uygulamamız, çimento sektöründe satış ve pazarlama kanallarının dijitalleşmesi açısından bir ilk niteliği taşıyor” dedi. Değişen tüketici ihtiyaçları için dijital çözümler Çimsa Beyaz Çimento ve Özel Ürünler Genel Müdür Yardımcısı Ülkü Özcan, Çimsa: Formülün Adı’ mobil uygulaması sayesinde Çimsa iş ortaklarının diledikleri anda, diledikleri yerden zengin bir müşteri deneyimi yaşayarak, aplikasyonun sağladığı birçok kolaylıktan yararlanabileceklerini belirtti. Özcan, “Çimsa olarak iş ortaklarımıza

daha fazla temas edebilmek, müşteri memnuniyetini artırmak ve güvenilir bir iş ortağı olmak amacıyla hareket ediyoruz. ‘Formülün Adı’ çatısı altında topladığımız yenilikçi çözümlere bir yenisini daha ekleyerek geliştirdiğimiz mobil uygulamamız ile artık Çimsa Süper Beyaz ve Çimsa Aluminates ailelerine ait ürün broşürlerimiz, teknik dokümanlarımız, güvenlik veri sayfalarımız kolaylıkla ulaşabilir olacak. İş ortaklarımız ihtiyaçları doğrultusunda ürün numune talebinde bulunabilecekler ve bir sorunla karşılaştıklarında Çimsa Teknik Destek Ekibi ile direkt temasa geçebilecekler. Bununla birlikte, Çimsa’nın beyaz çimento dağıtım ağını detaylıca inceleyebilecek; hangi bölgelere sevkiyat yapıldığı bilgisine bir tık ile ulaşabilecekler” dedi. Özcan ayrıca, Çimsa’nın global arenada öncü kimliğini pekiştiren beyaz çimento ve özel ürünlerle ilgili tüm gelişmelerin, ‘Çimsa: Formülün Adı’ kullanıcı dostu mobil uygulaması ile anlık olarak takip edilebileceğini sözlerine ekledi.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

EV KADINLARI ABONELİK E-TİCARET MODELİYLE GİRİŞİMCİ OLUYOR Yüksek maliyetler sebebiyle iş kurmaktan kaçınan kadınlara düşük bütçe ile kendi işini yapma fırsatı doğdu. Her kadına girişimci olma fırsatı sunan Startsub, anahtar teslim çözüm ve düşük başlangıç maliyeti sayesinde girişimci kadınlara yeni bir umut oldu.

İş kurmak isteyen kadınların ilk aklına gelen sorulardan birisi ne kadar sermayeye ihtiyacının olacağı ve bunu nereden bulabileceğidir. Günümüzde pek çok iş modeli, girişimcilere daha kurulum aşamasında yüksek maliyetler çıkarabiliyor. Kadın girişimciler için bu maliyetleri karşılayacak birikimin olmaması ya da olsa bile herhangi bir gelir kazanmadan bu maliyetlere katlanmak büyük bir risk faktörü olarak öne çıkıyor. Bu anlamda başlangıç maliyetleri düşük, operasyonu kolay yönetilebilen ve düşük maliyetler gerektiren sürdürülebilir ve karlı iş modelleri ön plana çıkıyor. Bu modellerden en yeni ve önemlilerinden biri de “abonelik e-ticaret modeli”. Yeni nesil e-ticaret modeli diye geçen abonelik e-ticaret modelinde kadın girişimcilerin iş kurması için hali hazırda bir üretici veya hizmet sağlayıcı olma zorunluluğu bulunmuyor. Kadın girişimciler, başka kişilerin ürettiği ürünleri veya farklı markaların ürünlerini belirli bir tema çerçevesinde toplayıp müşterilerine sunabiliyor. Örneğin, sağlıklı atıştırmalık üzerine bir kutu abonelik işi yapmak isteyen kadın girişimci, her ay farklı sağlıklı atıştırmalık markalarından farklı ürünler toplayıp müşterilerine gönderebiliyor ya da kendi el işiyle ürettiği ürünleri tüketiciyle buluşturabiliyor. Böylece üretim maliyetlerine katlanmadan, tek bir tedarikçiye bağlı kalmadan müşterilerine her ay farklı markalardan deneyimler sunabiliyor. Her kadın girişimci olabilir! Sundukları modelle isteyen her kadının girişimci

olabileceğinin altını çizen Startsub CEO’su Deniz Kuran, “Kadınların kendi işlerini kurma yoluyla güçlenmesi, ülkemizin ekonomik gelişimine büyük katkı sağlayacak. Türkiye’de şu an kadın girişimci sayısı yalnızca 110 bin. Güçlü bir ekonomik büyüme için bu rakamın katlanarak artması gerekiyor” dedi. Kuran, “Startsub olarak kadın girişimcilere abonelik e-ticaret işi kurmaları için gereken tüm teknik altyapıyı; internet sitesi, entegre ödeme sistemi ve sipariş/abone/ürünleri yönetebilecekleri yönetim panelini sağlıyoruz. Türkiye’de bir ilk kez olan bu anahtar teslim çözüm ve düşük başlangıç maliyeti sayesinde her kadın girişimci olabilir” diye konuştu. Kadın girişimcilere özel abonelik modelleri Kadın girişimciler Startsub ile, sağlıklı atıştırmalık gibi paketli gıda kutuları; roman, boyama kitabı vb. kitap kutuları; çocuklara yönelik aktivite kutuları; takı, aksesuar yapma gibi deneyim kutuları; kozmetik, sabun, aromaterapi ürünlerinin olduğu kişisel bakım kutuları; evcil hayvanlara yönelik kutu abonelik alanlarında kolaylıkla kendi işlerinin sahibi olabiliyor.

Deniz Kuran

27


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

KOBİLER İÇİN MÜTHİŞ KOLAYLIK Yoğun iş hayatı içinde zamansızlıktan kurtulamayan kobilere vakit kazandıracak yepyeni bir uygulama başlıyor. FAKTODEKS Acil nakit ihtiyacı sırasında elindeki vadeli alacağı için en uygun fiyatı almak isteyen kobiler, birçok farklı kurumdan fiyat alıp tercih ettiği noktada taleplerini nakite çeviriyordu. Bu işlem sonlanan kadar her farklı fiyat teklifi için hazırlanan evraklar sırasında ciddi bir vakit kaybı yaşanıyordu. Faktodeks sayesinde bu zaman kaybı tamamen ortadan kalkıyor. Faktodeks Kurucu Ortağı Soykan Alper Çınar faktodeks hakkında bilgi verdi. FAKTODEKS NEDİR? Faktodeks vadeli satış yapan kobilerin daha güvenilir ticaret yapmalarını sağlarken aynı zamanda ticaretlerinden doğan vadeli alacaklarını en hızlı ve en karlı şekilde nakde çevirmelerine olanak sağlayan 2 ana kolu olan online bir platformudur. 1. kolu; bireysel kredi notundan farklı olarak firmaların piyasa analizini yapıp, finans şirketlerinden geçerliliğini ölçümlendirmektir. Ve bunu istatistiksel veri ve grafiklerle raporlamaktadır. 2. kolu ise; Kobilere ve faktöring firmalarına birçok avantaj sağlar. Kobi nakit ihtiyacı için nakde çevirmek istediği vadeli alacak evrakını sisteme yükler, üye şirketlerin sunduğu teklifler içinden en avantajlı olanı seçer, ve o faktöring firması ile çalışmaya başlar. Böylece finansman talebi için birden fazla fiyat teklifini en hızlı şekilde alıp kendisine sunulan en iyi fiyatı kobi yakalamış olur SİSTEM NASIL İŞLİYOR? Sistem 3 adımdan oluşuyor. 1. Adım vadeli alacağınızı yüklüyorsunuz, 2. Adım yüklenen vadeli alacağa üye faktoring şirketleri teklif veriyor, 3. Adım tüm teklifler içinde en avantajlı olan kobi tarafından seçiliyor ve vadeli alacağınız işleme alınılarak paranız hesabınıza yatırılıyor. Ticaret yaparken zamanın verimli kullanılmasının çok önemli olduğunu belirten Çınar ‘VAKİT NAKİTTİR’ diyerek ticarete hız kazandırıyor ve ekliyor Faktodeks web sitesine ister akıllı cep telefonu ile ister bilgisayarı ile giriş yapan kobi, evrakının ön ve arka yüzünün fotoğrafını ekliyor, talebinin karşılanması için farklı firmalardan teklifler online olarak kobiye ulaştırılıyor. Dakikalar içinde sonuçlanan işlemi sonlandırmak için kobi kendisine en uygun teklifi seçiyor. Alternatifleri içinde en uygununu seçerek güvenli ve hızlı bir şekilde ticarini sürdürüyor’ Soykan Alper Çınar 28



KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Fortinet En Zorlu Ortamlarda bile Operasyonel Teknolojiyi Koruma Altına Alıyor Fortinet’in kapsamlı Security Fabric Mimarisi sayesinde, çevresel korumalı ya da çevresel olmayan korumalı kurumsal tesislerde entegre güvenlik sağlanıyor.

Fortinet Sistem Mühendisi Cengiz Turkmen

Kapsamlı, entegre ve otomatik siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri Fortinet® (NASDAQ: FTNT), kritik altyapılara ve endüstriyel kurumlara yönelik Operasyonel Teknoloji (OT) Güvenlik çözümünü duyurdu. Bu yeni çözüm, kurumların OT altyapıları üzerinde, çevresel anlamda korumalı olmayan alan ve tesislerde hizmete alınan endüstriyel kontrol sistemlerinde (ICS) ve veri tabanlı kontrol ve gözetleme sisteminde (SCADA) entegre bir siber güvenlik koruması sağlamak için FortiGuard endüstriyel tehdit istihbaratı ile sağlamlaştırılmış güvenlik duvarı, devre açıp 30

kapama/anahtarlama ve kablosuz erişim noktası cihazlarını içeriyor. Fortinet Security Fabric, kritik altyapıların ve endüstriyel kurumların ileri düzey segmentasyon, erişim kontrolü ve kötücül yazılım kontrolü yapabilmelerini sağlıyor. Kurumlar bu şekilde, güvenlik mimarilerini tek bir çatı altında toplayabiliyor ve işlem yaptıkları ortamın türünden bağımsız bir şekilde OT ağlarını koruyabiliyorlar Fortinet’in sağlamlaştırılmış güvenlik ürünleri, endüstriyel kurumların OT altyapılarını ve cihazlarını koruyabilmelerini sağlıyor. Hatta başka

güvenlik cihazlarının çalışamaz hale geldiği zorlu ortamlarda bile koruyabiliyor. Fortinet’in endüstri-sınıfı cihazları, yakın zamanlarda duyurulmuş olan FortiGuard Industrial Security Services avantajlarını kullanıyor. Petrol, gaz, ulaşım ve imalat ve kamu hizmetleri dahil endüstriyel kurumlara ve bu kurumların kritik altyapılarına özgü bir savunma ve uygulama kontrolü sağlıyor. Fortinet Sistem Mühendisi Cengiz Türkmen, “Akıllı şehirlere geçiş ve birbiriyle bağlantı halindeki kamu hizmetleri gibi uygulamaların; BT, Operas-


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

yonel Teknoloji (OT) ve Nesnelerin İnternetini(IoT) birbiriyle bütünleştirdiği bir ortamda kritik altyapıları siber saldırılara karşı korunması giderek daha da acil bir öncelik olarak ön plana çıkıyor. Birbiriyle birleşen bu ağları başarılı bir şekilde korumak isteyen kurumlar, tüm altyapılarını eksiksiz bir şekilde görünür kılabileceği, segmentasyon ve bütünlüklü bir koruma sağlayabileceği biçimde ölçeklendirebileceği bir mimariye ihtiyaç duymaktadır. Fortinet’in son OT çözümü kritik altyapılara sahip kurumları geleneksel BT ortamlarına kadar uzanan kapsamlı bir güvenlik çözümüyle donatıyor ve kritik OT altyapılarını korumak için gereken ileri düzey yetenekler sağlıyor” dedi. OT ile BT’nin birbirine yakınlaşması, birleştirilmiş ve otomatikleştirilmiş güvenlik gerektirmektedir Kritik altyapılar her geçen gün daha fazla siber saldırıya maruz kalıyor. Bir araştırmada kurumların yüzde 51’inin son 12 ay içinde bir SCADA/ICS güvenlik ihlali yaşadığı aktarılıyor. Saldırıların başarılı olması durumunda ciddi arızalar yaşanabilir hatta su, elektrik ve yakıt gibi temel hizmetler ve fiziksel varlıkların zarar görmesine yol açılabilir. Kamu hizmetleri, petrol, gaz, ulaşım ve imalat sektörlerinde, birbirine bağlı kontrol sistemleri ve endüstriyel IoT (Nesnelerin İnterneti) cihazlarının kullanılma oranı arttıkça, saldırılabilecek alanların genişliği de artıyor. Bu cihaz ve sistemlerin birbirine bağlı olması, ciddi bir problem yaratıyor çünkü geleneksel BT’nin ağ altyapılarını, kablosuz erişim noktalarını ve mobil ağlarını kullanmaya başlıyorlar. OT altyapı teknolojilerinin kendine özgü doğası, aynı zamanda, güvenlik ve tehdit istihbarat çözümlerinin çoğu tarafından (kritik altyapılara yapılan saldırılara karşı savunma yeteneği olmaması bir yana) görünebilir bile olmadığı anlamına geliyor. 2014 Forrester raporuna göre, “Geleneksel bilgi teknolojileri (BT) ile operasyonel teknoloji (OT) arasında temel farklılıklar bulunmaktadır. . . . IT ve OT’nin güvenlik ve risk uzmanları birbirine saygı duymalı, birbirlerinin farklılıklarını kabul etmeli ve birlikte çalışmayı öğrenmeliler.”1 Fortinet’in Operasyonel Teknoloji Güvenlik çözümü, kritik altyapı ve endüstriyel kurumlara özgü

güvenlik problemlerine çözüm getirirken, Fortinet Security Fabric aracılığıyla da hem OT hem de geleneksel BT altyapılarının yönetimi ile idaresini tek bir yapı içinde buluşturuyor. OT altyapısına özel olarak tasarlanmış Security Fabric koruması Fortinet’in açık havada kullanılmaya yönelik sağlam ürünleri, aşırı zor hava koşulları ya da benzer güçlükler içeren fiziksel ortamlar için olduğu kadar kötücül saldırılarla karşılaşabilecek kritik kontrol sistemleri için de kurumsal sınıfta bağlanabilirlik ve güvenlik özelliği taşıyan ve endüstriyel olarak sağlamlaştırılmış cihazlardır. FortiGate Rugged Serisi kritik endüstri ve kontrol ağlarını kötücül saldırılara karşı korumak için uzmanlaştırılmış bir tehdit koruması sunan ‘hepsi bir arada’ güvenlik duvarlarıdır. FortiSwitch Rugged Serisi, Fortinet’in güvenilen FortiSwitch hattındaki tüm performans ve güvenliği sağlıyor ama buna bir de ekstra bir güçlendirme ekleyerek ürünü, zorlu dış ortamlarda hizmete alınan uygulamalar için ideal hale getiriyor. Yönetimin FortiGate tarafından yapılıyor olması operasyonu basitleştiriyor ve güvenlik politikalarını anahtar yuvalarını (switchleri) da kapsayacak şekilde genişletiyor. FortiAP Dış Mekan Serisi, FortiGate sayesinde entegre kablosuz kontrol işlevi tarafından yönetilerek güvenli ve kimlik odaklı WiFi erişim noktaları sunuyor. FortiSwitch de buna eklenince, ortak güvenlik politikaları ile gerçekten birleşik hale gelmiş bir erişim katmanı oluşuyor. Fortinet’in dış mekanlara yönelik sağlam cihazları, arızalar arasında üstün bir ortalama zaman, elektromanyetik çıkarım koruması, titreşim toleransı, hava girişi korumalı suya dayanıklılık, geniş termal işletim aralıkları, fansız soğutma ve eternet gücü (PoE) gibi çeşitli özelliklere sahip olacak şekilde sunuluyor. Bu cihazlar Fortinet’in, FortiOS güvenlik işletim sistemi tarafından kontrol altında tutuluyor ve en çok kullanılan ICS ve SCADA cihaz ve uygulamalarını korumak için FortiGuard Industrial Security Service/ FortiGuard Endüstriyel Güvenlik Hizmeti ile yedekleniyor. FortiGuard Endüstriyel Güvenlik

Hizmeti markalı ICS ve SCADA protokollerinde zayıflıkları koruma altına almak, derin bir görünürlük ve her noktada kontrol sağlamak için OT özelinde gerçek zamanlı tehdit istihbaratı gerçekleştiriyor. Fortinet Fabric-Ready İşbirliği Programı ayrıca, kurumların üçüncü taraf OT güvenlik çözümlerini Fortinet Fabric Security ile sorunsuzca entegre edebilmelerini de mümkün kılıyor. Bir ön-doğrulama niteliği taşıyan bu derin teknik entegrasyonlar, istikrarlı bir şekilde birlikte işlerlik ve kurulum kolaylığı sağlarken karmaşıklığı azaltıp otomasyonu artırıyor. Konuyla ilgili görüş bildiren Innogy SE, Telekomünikasyon Başkanı Dr. Jürgen Tusch, “Enerji sektörü giderek daha da dijitalleşiyor, dolayısıyla yenilenebilir çok sayıda enerji kaynağının kritik şebeke kontrol merkezlerine güvenli bir şekilde bağlanması çok önemli ve gitgide büyüyen bir problem olarak karşımıza çıkıyor. İletişim altyapıları gibi kritik misyonlara yönelik güvenlik çözümleri için Fortinet ile birlikte çalışmaktan heyecan duyuyoruz. Fortinet ile girdiğimiz işbirliği, kamu hizmetlerine özgü gereklilikleri karşılamak için ihtiyaç duyduğumuz derin denetimi geliştirmemizle sonuçlandı. Bu gelişme, OT ağlarımızda güvenlik ve görünürlüğü bir ileri seviyeye taşımamız için büyük bir önem taşıyordu” diyor. Nozomi Networks, İşbirlikleri &Kurumsal Geliştirmeden sorumlu Başkan yardımcısı Chet Namboodri konuyu şöyle değerlendiriyor: “Nozomi Networks, OT sistemleri üzerinde yenilikçi siber güvenlik ve operasyonel görünürlük çözümlerinde lider bir firmadır. Fabric-Ready programı çerçevesinde Fortinet ile birlikte çalışan Nozomi olarak, OT ağ gözetim ve davranışsal analitiğimizi entegre ederek gerçek zamanlı görünürlük elde edebiliyor, tehditleri saptayabiliyoruz. Bunun yanı sıra, Fortinet’in Fortigate Rugged serisi güvenlik duvarlarıyla sorunsuz bir otomasyon da gerçekleştirmiş bulunuyoruz. OT alanında kapsamlı saptama ve onarım çözümü sunmak için Fortinet ile işbirliği yapmak bize gurur veriyor.”

31


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

“İşim için Google” ile KOBİ’ler işlerini 3 adımda ve sadece 15 dakikada dijitale taşıyor Google, Türkiye’deki KOBİ’lerin dijital ortamda varlıklarını kolay, hızlı ve etkin bir şekilde oluşturmalarına imkan tanıyacak “İşim için Google” programını duyurdu.

Google; küçük ve orta ölçekli işletmelerin gündemi yakalaması, güncel kalabilmesi ve daha geniş kitlelere erişerek büyümelerini devam ettirmesini sağlamak amacıyla“İşim için Google” programını duyurdu. Türkiye ekonomisinin itici gücü konumundaki küçük ve orta ölçekli işletmeler için özel olarak geliştirilen “İşim için Google”, şirketlerin işlerini büyütebilmeleri için dijitalleşme sürecini “Google Benim İşletmem”, “Google Benim İşletmem Web Sitesi” ve “AdWords Express” olarak kullanıcı dostu, etkin ve hızlı üç adımda sunuyor. Tamamen ücretsiz bir hizmet olan Google Benim İşletmem, şirketlerin kendileriyle ilgili en güncel bilgileri Google üzerinde hızlı, güncel ve kolay şekilde sunmalarını sağlıyor. Kullanıcılar ve müşteri adayları da Google Arama veya Haritalar üzerinde bir araştırma yaptıklarında karşılarına en doğru zamanda, aradıkları konu ile ilgili işletmelerin listesi çıkıyor. İşletmeler kendileriyle ilgili sonuçları daha ilgi çekici ve kullanışlı hale getirmenin yollarını açan Google Benim İşletmem sayesinde web sitelerine 32

daha fazla ziyaretçi çekme ve telefonla çağrı alma olanağına da ücretsiz olarak sahip oluyor. KOBİ’lerin dijital dönüşümüne destek olan bir diğer araç ise ayrıca alan adı alınmasına gerek kalmadan ücretsiz olarak sunulan Google Benim İşletmem Web Sitesi. İşletmelerin web sitelerini mobil cihazlar için optimize edilmiş şekilde, hızla ve ücretsiz oluşturmalarına imkan tanıyan Google Benim İşletmem Web Sitesi, kullanıcılar tarafından yapılan aramalarda cep telefonu ve tablet gibi mobil cihazların payının her geçen gün arttığı günümüzde, bilgiye hızlı ve kolay erişim sağlamak için gereken optimizasyonu sağlıyor. Her ölçekteki işletmenin Google’da reklam verebilmesi için sunulan AdWords Express ise pratik ve etkili bir araç. Yaklaşık 15 dakika gibi kısa bir sürede işletmelerin etkili çevrimiçi reklam kampanyaları oluşturmalarına yardımcı olarak, potansiyel müşterilerine işletmelerin erişmesine yardımcı oluyor. Konuyla ilgili olarak düzenlenen basın toplantısına katılan ve 47 yıldır İstanbul Kadıköy’de faaliyet

gösteren Evren Gözlük’ün sahibi Cevdet Evren, Google’ın işletmelere yönelik çözümlerinden nasıl faydalandığını ve müşterilerin kendisine nasıl daha kolay ulaştığını örneklerle anlattı. Evren, “Bu çözümleri kullanmaya başladıktan sonra işletmemizin ziyaretçi sayısı üç kat arttı. Google sayesinde müşteriler bize sadece Kadıköy’den değil, İstanbul’un her semtinden kolayca bulup ulaşmaya başladı.” dedi. Google’ın Türkiye’de 11 yıldır faaliyet gösterdiğinin altını çizen Google Türkiye Pazarlama Müdürü Özgür Kirazcı konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Geride bıraktığımız bu 11 yıllık süreç içerisinde ülkemizdeki misyonlarımızdan biri de dijital dönüşüm yolculuklarında işletmelere yardımcı olmak ve rehberlik etmek. Google, Türkiye’deki KOBİ’lerin işlerini dijital ortama kolayca taşıyıp büyütmesine katkı sağlayacak İşim için Google ürün grubu da bu adımların en yenisi durumunda.”


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Türkiye’nin Endüstri 4.0’ı Ekonomi Zirvesinde masaya yatırıldı İstanbul Ekonomi Zirvesi, Çırağan Sarayı’nda gerçekleştirildi. Zirveye iş dünyası yoğun ilgi gösterdi. Türkiye’nin Endüstri 4.0’da geldiği seviyenin masaya yatırıldığı İstanbul Ekonomi Zirvesi’ne, teknoparklar da katılım gösterdi. İçerisinde yerli ve yabancı şirketlerin de bulunduğu teknoparklar, zirvede sektörün geleceği tartıştı. Büyümekte olan Türkiye ekonomisini ve bugün nerede olunduğunu irdelemek amacıyla düzenlenen İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin açılışında konuşma yapan Cool Reklam Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Değer, hedeflerinin Türk ekonomisine katkı sağlamak olduğunu belirtirken, zirvenin her yıl düzenli olarak yapılacağını söyledi.

Zirve hakkında bilgi veren Abdullah Değer, ’’Türkiye’ye yatırım yapan ülkelerin büyükelçileri ve yabancı şirketler, iş adamları ve kadınları, yenilikçi şirketlerin üst düzey yöneticileri, genç girişimciler ve şirket patronları ve CEO’larının katılımcı ve konuşmacı olduğu zirvede büyüyen dijitalin farklı sektörlere yansımaları, iş ve sosyal hayatımızdaki rolü; bankacılık ve finans, iletişim ve dijital teknoloji, inşaat, gıda, enerji ve turizm ve otelcilik gibi konular ele alındı. ’4.0 Sanayi

Devrimi Dijital Dünya’ temasıyla bir araya gelen katılımcılar arasında ayrıca Eski AB Bakanı Egemen Bağış, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Eski Turizm Bakanı Bülent Akarcalı da vardı. Osmanlı’dan cumhuriyete moda gösterisi katılımcıların beğenisini kazandı. Zirvenin sonunda ise Türkiye’nin alanındaki en başarılı markalarının ödüllendirildiği İstanbul Altın Değerler Ödül Töreni’ni ile ödüller sahiplerini buldu’’ dedi.

Değer, sözlerini şöyle tamamladı: ’’Her zaman, her zorluğa rağmen güçlü kalmayı başarmış ekonomimizin bugün nerede olduğunu irdelerken, teknolojik devrimler aylık yaşanırken istikrarlı büyümek için ne tür çalışmalar yapılması gerektiğini masaya yatırdık. Dördüncü sanayi devriminin ne olduğu ve Türkiye olarak dördüncü sanayi devriminin ne kadar içerisinde olduğumuzu görmek ve bir yol haritası belirlemek amaçlarımız arasında’’

33


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU’NA BAŞVURULARDA KEP KOLAYLIĞI Geçtiğimiz günlerde yayımlanan yönetmeliğe göre, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) başvurularında Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yoluyla başvuruda bulunanlardan, dilekçelerinin asılları istenmeyecek.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik; TİHEK çalışanlarının uyacağı ilkeleri ve kuruma yapılacak başvurularla ilgili kuralları kapsıyor. Yönetmeliğe göre; kuruma başvuru yapacak olanlar, dilekçelerini kuruma veya kurumun açtığı bürolara elden verilebileceği gibi posta, elektronik posta veya faks yoluyla da gönderilebilecek. Öte yandan kurum tarafından oluşturulan elektronik sistem aracılığıyla da başvuru yapılabilecek. Başvurularda KEP kolaylığı Yönetmeliğe göre faks veya elektronik posta yoluyla yapılan başvurulara ait dilekçe asılları, 15 gün içinde kuruma gönderilmedikçe başvuru geçerli sayılmayacak. Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) yoluyla yapılan başvurularda ise bu şart aranmıyor. Buna göre KEP yoluyla başvuruda bulunanlar, dilekçe asıllarını kuruma göndermek durumda kalmayacak. “KEP Hizmet Sağlayıcısı” olarak 2013 yılında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yetkilendirilen TÜRKKEP’in Yönetim Kurulu Başkanı M. Kurtuluş Nevruz konuyla ilgili şunları söyledi; “KEP sadece firmalar ya da resmi kurumlar bazında değil, bireysel kullanım açısından da oldukça avantaja sahiptir. Günümüzde bürokratik çoğu süreç ve masraftan kurtaran KEP yöntemi ile birçok hukuki ve idari işlem de zaman kaybedilmeksizin çözüme kavuşuyor. TİHEK başvurularının yanı sıra Abonelik / Üyelik, Elektronik Fatura, Duyuru / Dilekçe, Banka Hesap Ekstreleri / Kredi Kar34

tı Ekstreleri, Ödeme Emri, Sipariş / Sipariş Onay, Sözleşme / Teklif / Kira Kontratı, Sigorta İşlemleri, Fatura / Mutabakat / Dekont / Makbuzu ve Kredi Başvuruları gibi pek çok hizmeti kapsaması da bireylerde KEP kullanımı için fazlasıyla önem arz ediyor.” İçeriği yasal geçerli ve güvenli hale getiriyor! Kayıtlı Elektronik Posta (KEP); her türlü ticari, hukuki yazışma ve belge paylaşımlarını gönderildiği biçimde koruyan, alıcının kim olduğunu kesin olarak tespit eden, içeriğin kesinlikle değişme-

mesini ve içeriği yasal geçerli ve güvenli, kesin delil haline getiren sistemdir. KEP sistemi, yasal olarak geçerli güvenli elektronik imza ve zaman damgası kullanılarak, yetkili “Kayıtlı E-Posta Hizmet Sağlayıcı (KEPHS)” vasıtasıyla, bir elektronik postanın iletildiğini garanti altına almakta; ayrıca gönderen ve alan tarafların kimliklerini, gönderilen iletinin ve eklerinin başkalarınca değiştirilmediğini, gönderim zamanını tespit edebilmeyi ve bunlarla ilgili yasal olarak geçerli olan kesin delilleri üretebilmeyi sağlamaktadır.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Norm Holding, itelligence ile dijital dönüşüm yolculuğunu başlatıyor! Bağlantı elemanları üretiminde uyguladığı yenilikçi yaklaşım ve deneyimli ürün geliştirme altyapısıyla Türkiye’nin lider, Avrupa’nın ilk beş üreticisi arasında yer alan, üretimini son 10 yılda 4 katına çıkaran Norm Holding, dijital dönüşüm yolculuğunda stratejik çözüm ortağı olarak itelligence’ı seçti. Başta otomotiv ve beyaz eşya olmak üzere, 44 yıldır mobilyadan inşaat ve makineye kadar birçok alan ve sektörde faaliyet gösteren Norm Holding, itelligence’ın sunduğu uçtan uca SAP çözümleriyle, BT altyapısını sadeleştirerek tüm iş süreçlerini ve 9 ayrı üretim tesisini tek merkezden yönetecek. Ocak 2019’da sona ermesi planlanan projede, şirketin dijital dönüşüm sürecinde, SAP’nin en yeni çözümleri devreye alınarak iş süreçleri sadeleşecek ve önemli bir verimlilik artışı sağlanacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan Norm Holding CEO’su Kamil Başaran, “Kurulduğumuz günden bu yana bağlantı elemanları sektöründe daima lider bir şirket olduk. Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz arasında Ford, Volkswagen Group, AUDI, Porsche, Tesla, Jaguar, Land Rover, Fiat, Renault, Toyota, Volvo, Scania, PSA gibi otomotiv sektörünün önemli markaları bulunuyor. Özellikle orijinal ekipman üreten global bir oyuncu olarak bu projeyi önemsiyoruz. Kusursuz tedarik zinciri yönetimi anlayışını benimsediğimiz bu yolculukta Salihli, İzmir, Almanya ve Fransa’da bulunan üretim ve satış şirketlerimizde hedeflediğimiz entegre

platformu SAP IBP ile oluşturacağız. Dış müşterilerimiz kadar değerli olan iç müşterilerimiz yani çalışanlarımız da entegre sistemin bir parçası olarak dijital insan kaynakları platformu “SuccessFactors” kullanarak iş yapış şekillerinde olmazsa olmaz değişiklikleri benimseyecek. Sadece ofis çalışanlarını değil operatör arkadaşlarımızı da bu sürece dahil ettik. Kurumsallaşma ve yeniden yapılanma sürecinin en önemli öğesi insan faktörünü dijitalleşme süresinde göz ardı edemezdik. 2000’in üzerinde çalışanımız “Performans yönetimi, eğitim, işe alım gibi süreçleri dijital ve bulut ortamında deneyimleyecek. Rekabette önderliği-

mizi korumak, stratejik kararlarımızı güçlü bir alt yapı ile desteklemek adına dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. Norm Holding’in geleceğini inşaa edecek strateji haritasında yer alan tüm süreçleri dönüştürecek SAP projelerini çalışanlarımızla birlikte inşaa edeceğiz. Bu dönüşümü, SAP’nin en büyük ve profesyonel çözüm ortaklarından itelligence ile gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz.” dedi. itelligence Türkiye CEO’su Dr. Abdülbahri Danış ise “Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de teknolojiye yoğun bir şekilde yatırım yapılıyor. Artık nesnelerin interneti, yapay zeka, gibi kavramlar hayatımızı ve iş süreçlerini şekillendiren unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Bu anlamda dijital dönüşüm tüm şirketlerin gelecek vizyonlarını hayata geçirebilmek adına oldukça önemli bir adım. 30 ülkeye gerçekleştirdiği satışlarla, sektörünün üretim ve ihracat lideri olan Norm Holding’in geleceğini şekillendireceği bir projede çözüm ortağı olmaktan büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz” dedi.

35


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Deloitte Technology Fast500 EMEA’da Türk başarısı OPLOG yüzde 4564 büyüme ile dev rakipleri geride bıraktı Başta Avrupa olmak üzere Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki teknoloji şirketlerinin son 4 yıldaki büyüme oranları ile yarıştığı Deloitte Technology Fast500 EMEA sonuçlandı. Yüze 4564’lük büyüme ile Deloitte Türkiye Technology Fast 50 1.’si olan OPLOG, Pariste gerçekleşen ödül töreninde global rakiplerini geride bırakarak, Fast 500 EMEA sıralamasında ilk 20’de yer alan tek Türk şirketi olmayı başardı. Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketi olan OPLOG, Deloitte Technology Fast500’e katıldı. Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’dan firmaların yarıştığı organizasyonda OPLOG, yüzde 4564 büyüme ile önemli bir başarı elde etti. Paris’te gerçekleşen törende 20. sıraya yerleşerek Türkiye’yi listenin üst sıralarında temsil eden OPLOG adına ödülü şirketin kurucusu Halit Develioğlu aldı. ‘Gelecek yıl başarımızı geliştirmeyi hedefliyoruz’ OPLOG Kurucusu Halit Develioğlu; “İlk kez katıldığımız Deloitte Fast500 EMEA’da önemli rakipleri geride bırakarak böylesine büyük bir başarı elde etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. OPLOG olarak, operasyonel lojistik hizmeti veren bir teknoloji firmasıyız, kontrat lojistiğinin yanı sıra büyük, küçük tüm e-ticaret firmalarına depolama, sipariş karşılama, dağıtım gibi uçtan uca tüm outsource hizmetleri sunuyoruz. Sahip olduğumuz teknolojik üstünlük ve güçlü operasyon altyapımız ile bu hızlı büyümeyi yakaldık” dedi. Develioğlu, “Lojistik gibi konvansiyonel bir sektörü tamamen teknolojik bir bakış açısıyla yeniden yapılandırıyoruz. Lojistik tecrübemiz ve geliştirdiğimiz yazılımlarla tüm tedarik zinciri operasyonlarına, tasarruf ve verimlilikle birlikte global entegrasyon imkânı katarak akıllı çözümler sunuyoruz. Ayrıca E-ticaret platformlarındaki tedarikçiler, OPLOG sayesinde tek tıkla lojistik süreçlerini yürütebiliyorlar. OPLOG Kurucusu Halit Develioglu 36


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Proline Akıllı Şehir Metodolojisi ile Şehirler Akıllanıyor Proline, Akıllı Şehir Danışmanlığı ile Türkiye’nin dijitalleşme hedefine katkı sağlarken yerel yönetimlere de şehirlerin sürdürülebilir dönüşümü için doğrudan uygulanabilir projeler üretiyor. Akıllı Şehir kavramı insandan çevreye, yaşamdan ulaşıma, ekonomiden yönetişime birçok alanın hem yatay hem dikey olarak birbirleriyle temasını kapsıyor. Akıllı Şehir Danışmanlığı yerel yönetimlerin sorunlarına çözüm buluyor “Şehirlerin sürdürülebilir dönüşümü Akıllı Şehir yaklaşımı ile mümkün olabilir” prensibiyle hareket eden Proline, derinlemesine değerlendirmeler yaparak şehirlerin ihtiyaçlarına ve yerel kültürlerine uygun çözümleri Akıllı Şehir Danışmanlığı kapsamında sunuyor. Proline, yerel yönetimler ile işbirlikleri kurarak bir şehrin mevcut durumunu analiz edip yerel yönetimlerin sorunlarına uygun çözüm önerileri ile cevap buluyor. Akıllı şehir pazarının 2020’de 1,45 trilyon ABD dolarına ulaşması öngörülüyor Yakın geçmişte gerçekleştirilen bir araştırmaya göre Türkiye’de büyük şehir belediyelerinin ortalama dijitalleşme puanı %55 seviyelerinde bulunuyor. Dijital hizmetler, operasyonlar, teknoloji platformları ve bilgi güvenliği alanlarını kapsayan araştırma, Proline’ın Akıllı Şehir Danışmanlığı’nın yerel yönetimlere ne gibi kazanımlar sunabileceğini ispatlıyor. Proline, ülkemizdeki şehirlerin akıllı şehir olabilmesi halinde enerji tasarrufundan trafikte kaybedilen sürelere kadar birçok alanda iyileştirmelerin olabileceğini, şehirlerdeki yaşam kalitelerinin artarak, çok daha güvenli hale gelebileceğini gösteriyor. Bağımsız araştırma ku-

ruluşu TechNavio tarafından yapılan “Global Akıllı Şehir Pazarı 2016-2020” araştırması ise 20162020 yılları arasında akıllı şehir pazarının yaklaşık %20 yıllık bileşik büyüme oranıyla gelişerek 2020’de dünya genelinde 1,45 trilyon ABD doları seviyesine ulaşacağını öngörüyor. Proline Akıllı Şehir Danışmanlık Hizmeti, Proline Akıllı Şehir danışmanları tarafından oluşturulan “Proline Akıllı Şehir Metodolojisi”nin şehirlerde yönetimler, aktif paydaşlar ve vatandaşlar ile görüşülerek uygulanması üzerine kurgulanıyor. Mevcut durum analizi ışığında organize edilen Akıllı Şehir Vizyon Eğitimleri ve Akıllı Şehir Çalıştayları, Akıllı Şehir vizyonunun yerel yönetimler tarafından içselleştirilmesi ve katma değerli Akıllı Şehir projelerinin geliştirilmesinde hızlandırıcı bir etki sağlıyor. Danışmanlık kapsamında, şehirde yaşayan vatandaşların yaşam kalitelerinin artırılması, hayatlarının kolaylaştırılması ve mutluluk seviyelerinin yükseltilmesi amacı ile sunulan Çabuk Fayda Çözümleri, daha kısa zamanda ve daha düşük maliyetli yatırımlar ile hayata geçirilebiliyor. Ayrıca ileri teknoloji Akıllı Şehir ürün ve çözümlerinin konumlandırıldığı ve sürekli güncellenen Proline Akıllı Şehir Kataloğu da hizmetin önemli bir bileşeni olarak yerel yönetimlere sunuluyor. Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Proline Akıllı Şehir Danışmanı Beril Kırcı Kandemir “Proline’ın 5 yılı aşkın süredir ‘Akıllı Şehir’ ile ilgili

yürüttüğü faaliyetler sonucu bugün Türkiye’de ‘Güvenli ve Akıllı Şehir’ ile ilgili pazarın oluşmasına sağladığı katkıları görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. ‘Güvenli ve Akıllı Şehir’ ile ilgili projeler artarken konu ile ilgili danışmanlık ihtiyaçları da artıyor. Proline, sahip olduğu teknik bilginin yanında Türkiye ve bölgede edindiği saha deneyimleri ile ‘Güvenli ve Akıllı Şehir’ danışmanlığı talep eden kurumlara doğrudan uygulanabilir projeler üretiyor. Bu da vatandaşlarına hızlı çözümler üretmek isteyen yerel yönetimlerin Proline’ı tercih etmesini sağlıyor.” dedi. Proline’ın Türkiye’nin Akıllı Şehir yolculuğunda oldukça önemli bir yere sahip olduğunu belirten Beril Kırcı Kandemir, “Danışmanlık hizmetini sunmaya başladığımız andan itibaren ‘Güvenli ve Akıllı Şehir’ alanında Türkiye’deki belediyelerin neredeyse tamamının konuya büyük önem verdiği gerçeğiyle bir kez daha karşılaştık ve bu büyük potansiyel doğrultusunda belediyelerimizi en doğru şekilde anlayabilmemiz için hızlıca saha ziyaretlerine başladık. Danışmanlık faaliyetleri sonrasında başlatmayı planladığımız pilot çalışmaları 2018 yılında tamamlayarak, hayata geçirdiğimiz uygulamaların vatandaşların konforuna hizmet eden bir hale gelebilmesi için yerel yönetimlerle yüksek bir motivasyon ve sinerji içinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.” sözleriyle Proline’ın verdiği hizmetin vatandaşlar ve yerel yönetimler açısından önemine dikkat çekti.

37


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

“TÜRKİYE’NİN SANAYİDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM YETKİNLİĞİ”

Sanayide oyunun kurallarının yeniden yazıldığı bir paradigma değişimi yaşanmaktadır. Yaşanan bu değişim, ülkelerin bir dijital dönüşüm yarışına girmesine sebep olmaktadır. Yeni oyunun kuralları 4 temel unsur etrafında şekillenmektedir: Müşteri Talepleri ve Kitlesel Özelleştirme; Verinin Değeri ve Yeni İş Modelleri; Kaynak Kısıtları ve Sürdürülebilirlik ve Yatırıma ve Nitelikli İşgücüne Geçiş. Dijitalleşme ise itici güç görevini üstlenerek sanayide dönüşümün merkezinde yer almaktadır. Dijital teknolojiler şirketler tarafından operasyonel iyileştirmelerin yanı sıra değişen müşteri taleplerine cevap vermek için de kullanılabilmektedir. Büyük veri analizleri müşterilerin taleplerinin çok daha kapsamlı olarak anlaşılmasını sağlamakta, eklemeli üretim gibi teknolojiler şirketlerin kitlesel olarak özelleştirilmiş ürünler 38

üretmesine olanak sağlamaktadır. Daha verimli ve daha az atık üreten üretim süreçleri döngüsel ekonomiyi destekleyerek sürdürülebilirliğe katkı sağlamaktadır. Dijital teknolojiler yalnızca üretimin değil; işlerin, iş yapış biçimlerinin ve insan kaynağının da dönüşmesine neden olmaktadır. Verilerin yaygın olarak kullanılmaya başlanması ise veri güvenliği konusunu şirketlerin gündemine taşımaktadır. Sanayide dijital dönüşümü mümkün kılan 11 teknoloji1 (Bakınız Şekil 2) son yıllarda giderek ucuzlamış ve daha önce hiç olmadığı kadar ulaşılabilir hale gelmiştir. Dönüşümü mümkün kılan teknolojilerin birbirleriyle bağlantılı olarak * Simülasyon, Yapay Zeka ve Akıllı Sistemler, Sensörler, Artırılmış Gerçeklik, Endüstriyel İnternet, Robot ve Otomasyon, Eklemeli Üretim, Yatay/Dikey Entegrasyon, Büyük Veri ve Analizleri, Siber Güvenlik ve Bulut

oluşturduğu siber-fiziksel sistemler, sanayide dijital dönüşümün temelinde yer almaktadır. Entegre ve tam otomasyona sahip akıllı sistemlerin yaygınlaşması, makine-makine ve makine-insan etkileşiminin yanı sıra nitelikli iş gücüne olan ihtiyacı da artırmaktadır. Bu durum yalnızca sanayide dijital dönüşümün getirdiği yeniliklere ayak uydurabilecek nitelikli işgücünün yetiştirilmesi anlamına gelmemektedir. Aynı zamanda mevcut işgücünün dördüncü sanayi devriminin gerektirdiği niteliklere sahip olabilmesi için çeşitli eğitim programlarıyla yeniden eğitilmesini ve özellikle karar verici pozisyonundakilerin dönüşüm anlayışı ve stratejisine sahip olmalarını zorunlu hale getirmektedir. Entegre sistemler aynı zamanda ağ ve enerji altyapısının sürekli olarak geliştirilmesine gerek duymaktadır.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Dijital Dönüşüm Yarışında Türkiye’nin Mevcut Durumu ve İhtiyaçları Sanayide dijital dönüşüm yarışını önde götüren batılı ülkelerin bu yolculukta önemli bir yol kat ettikleri görülmektedir. Dijital dönüşüm ile üretimin yeniden batılı ülkelere kayacağı düşünülmesine rağmen, Çin öngörülü davranarak dijital dönüşüme liderlik eden ülkelerden biri olmuştur. Ülkemizin gerek yüksek teknolojili ürün ihracatının gerekse Ar-Ge yatırımlarının GSYH’ye oranı göz önüne alındığında, sanayide dijital dönüşüm yarışında öncü olan ülkelere yetişebilmek için kat etmesi gereken uzun bir yol olduğu görülmektedir. Sanayide dijital dönüşümün gerçekleştirilebilmesi için Türkiye’de teknoloji kullanan şirketlerin dijital dönüşüm yetkinlik seviyelerinin ölçülmesi, teknoloji tedarikçisi şirketlerin yetkinlik alanlarının belirlenmesi, eksiklerinin saptanması ve odaklanılması gereken noktaların belirlenmesi gerekmektedir. Bu amaca hizmet etmek üzere 108 teknoloji kullanıcısı ve 110 teknoloji tedarikçisi şirket ile kapsamlı bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Teknoloji kullanıcısı şirketlerin yetkinlik seviyeleri Operasyonel İyileştirme, Performans Yönetimi, Çalışan Katılımı ve Temel Bileşenler başlıklarında yer alan 118 anket sorusu ile 23 uygulama alanında değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçlarından beş temel bulgu ortaya çıkmıştır: • Şirketlerin büyük çoğunluğu sanayide dijital dönüşüm konusunda bilgi ve ilgi seviyelerinin yüksek olduğunu belirtirken, dönüşüme hazır olduğunu düşünen şirketlerin oranı nispeten daha düşüktür. • Türkiye’de sanayi şirketlerinin dijital dönüşüm uygulama alanlarında henüz pilot projeleri gerçekleştirme (44/100) aşamasında olduğu görülmektedir. • Şirketlerin özellikle Strateji ve Yol Haritası ile Yönetişim yetkinliklerinin düşük olduğu görülmektedir. • Şirketlerin yetkinlik seviyelerinin sektörlere göre farklılaşmadığı görülmektedir. Bununla birlikte, büyük ölçekteki şirketlerin (yıllık 250 milyon

TL’den fazla geliri olan şirketler) sanayide dijital dönüşüm yetkinlik seviyeleri (50/100) küçük ölçekli şirketlere (33/100) nazaran daha yüksektir. • Şirketler, dijital dönüşümün önündeki en büyük engellerin yatırım maliyetlerinin yüksekliği ve yatırımın geri dönüş belirsizliği olduğunu belirtmektedir. Türkiye’nin Yarıştaki Durumu ile İlgili Tespitler ve Çözüm Önerileri Araştırma bulgularına göre; • Sanayide dijital dönüşüm yolculuğunda karşılaşılan engeller açısından gelişmiş ülkelerden farklı olarak Türkiye’deki şirketler yatırım öncesi ve planlama dönemindedirler. • Teknoloji kullanıcısı şirketler yerli tedarikçilerin olmadığını/bulunamadığını belirtirken teknoloji tedarikçisi şirketlerin talep düşüklüğünü önemli

bir problem olarak göstermesi teknolojinin arz ve talebi arasında bir kopukluk olduğunu göstermektedir. Şirketlerin dijital dönüşüm konusunda stratejilerini belirlemeden yatırım kararları almaları ve kısıtlı kaynaklarını bu kararlara harcamaları, şirketlerin kaynaklarının boşa gitmesine neden olabilmektedir. Bu sebeple, Türkiye’nin bu yarışta kalıcı olması için üç adımdan oluşan kapsayıcı bir yol haritasına göre hareket etmesi kritik öneme sahiptir: • Yatırımları hedefe göre yönlendirmek • Geleceği bugünden şekillendirmek • Değeri Türkiye’de yaratmak Yatırımları hedefe göre yönlendirmek Yatırım kararları alınmadan önce strateji, yol haritası oluşturma ve yönetişim yetkinliklerinin geliştirilmesi ve teknoloji yatırımı kararlarının 39


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

belirlenen strateji doğrultusunda alınması gerekmektedir. Yatırımları hedefe göre yönlendirmek için şirketler dijital stratejilerini belirlemeli ve sanayide dijital dönüşüm yol haritasını bu doğrultuda şekillendirmelidir. Teknolojiler içerisinden kolay erişilebilen, hızlı uygulanabilen ve kar üzerinde en yüksek etkisi olan yatırımları önceliklendirmelidir. Yaratılan ek karı, yeni yatırımların finansmanına yönlendirerek şirket içinde bir “inovasyon döngüsü” oluşturmalı ve yatırımların sürekliliğini sağlamalıdır. İlgili kamu kurumları, şirketleri dijital dönüşüm yolculuklarında desteklemek için öncelikli olarak etkinleştirici ve hızlandırıcı mekanizmaları ve programları oluşturmalıdır. Bu doğrultuda kamu, sanayide dijital dönüşümü hızlandırmak için çeşitli “ivmelendirme” programlarıyla dönüşüm yolculuğunda gerek duyulacak rehberlik ve danışmanlık hizmetlerini almaları için şirketleri teşvik etmelidir. Geleceği bugünden şekillendirmek Yatırımların sürdürülebilir olmasını sağlamak için gelecekte karşılaşılabilecek nitelikli insan kaynağı, veri güvenliği ve teknoloji altyapısı gibi potansiyel kısıtlar bugünden tespit edilerek gerekli önlemler alınmalıdır. Henüz sanayide dijital dönüşüm yolculuğunun başında olan Türkiye’nin dönüşüm yarışında hızlandıkça karşılaşabileceği problemlerin önceden saptanması ve gerekli önlemlerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda, nitelikli iş gücünün oluşturulması, veri güvenliği, gerekli bağlantı standartlarının tanımlanması, teknolojik altyapının kurulması ve Sanayide dijital dönüşüm ekosisteminin oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Dijital dönüşümü gerçekleştirecek olan sistemlerin etkin biçimde yönetilebilmesi için şirketlerin daha yetkin bir işgücüne sahip olması gerekmektedir. İşgücüne yeni katılan insanların yetiştirilmesinin ve mevcut çalışanların yeniden eğitime tabi tutulmasının alacağı zaman düşünüldüğünde, kamunun proaktif davranarak işgücü konu40

sunda stratejik ve uzun dönemli plan yapması, kapsamlı insan kaynağı politikaları oluşturması bu kısıtın önceden giderilmesine yardımcı olacaktır. Değeri Türkiye’de yaratmak Yerli teknoloji tedarikçileri ve çözüm ortaklarının sanayide dijital dönüşüm yolculuğunda daha çok yer almalarının sağlanması ve geliştirilen inovasyon ekosistemiyle desteklenmesi gerekmektedir. Yerli teknoloji tedarikçisi şirketlerin büyük oranda finansal olarak yurtiçi pazara bağımlı olduğu düşünüldüğünde, yerli tedarikçilerin başarılı bir şekilde kurumsallaşmalarını tamamlamaları ekosistemde daha güçlü olmalarını sağlayacaktır. Tedarikçi ve kullanıcı şirketler arasındaki iletişim kopukluğunu giderecek mekanizmaların geliştirilmesi atılacak ilk adımlar olarak tanımlanmaktadır. Türkiye’deki inovasyon ekosisteminin geliştirilmesi ve sürdürülebilir kılınması için kamu, özel sektör, akademi ve tüm paydaşlar arasında etkili işbirlikleri tesis edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda atılması gereken öncelikli adımlar aşağıda derlenmektedir: • Kamunun üzerine düşen görev Türkiye için odaklanılması gereken teknolojileri belirleyerek şirketleri ve yatırımları bu alanlara yönlendirmek için gerekli teşvik mekanizmalarını oluşturmaktır. Bu sayede güçlenen yerli şampiyonlar küresel rekabetçiliğini de artırarak bir marka olma potansiyellerini artıracaktır. • Yerli tedarikçilerin gelirlerinin önemli kısmının (%70) yurt içi pazardan elde edildiği, buna rağmen teknoloji kullanıcısı şirketlerin yerli tedarikçiler yerine yabancı teknoloji tedarikçisi şirketleri tercih ettikleri göz önünde bulundurulduğunda, yerli teknoloji tedarikçisi şirketlerle teknoloji kullanıcısı şirketlerin bir araya geleceği bir mekanizmanın önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Teknoloji kullanıcısı şirketler ile tedarikçileri bir araya getirebilecek bir aracı portal sayesinde kopukluklar giderilerek sistem akışı hızlandırılmalıdır. • Risk sermayesi sektöründe yapılacak düzenlemelerle Türkiye’de gerekli finansmana erişimin

artırılması, teknoloji tedarikçilerinin gelişim hızlarını artıracaktır. • Akademi ile sanayinin arasında bir köprü görevi görebilecek, Singapur, Japonya ve Almanya gibi sanayide dijital dönüşüm konusunda yol kat etmiş ülkelerde başarılı örnekleri bulunan bir yüksek teknoloji enstitüsünün kurulması, sürdürülebilir bir inovasyon ekosistemin yaratılmasını mümkün kılacaktır. • Teknoloji kullanıcısı ana sanayi şirketlerine hem tedarik sanayiyi hem de teknoloji tedarikçilerini geliştirmeleri konusunda önemli görevler düşmektedir. Araştırma sonuçlarına göre büyük ölçekli şirketlerle küçük ölçekli şirketler arasında yetkinlik farklarının kayda değer olması, KOBİ’lerin dijital dönüşüm yetkinliklerinin geliştirilmesinin önemini daha da artırmaktadır. Ana sanayi şirketlerinin standartları belirleyerek tedarik sanayiyi dönüşüme teşvik etmesi, tedarik sanayinin dijital dönüşüm uygulama seviyelerinin artmasını sağlayabilir. Özetle, Türkiye’de öncelikli olarak şirketlerin strateji ve yönetişim yetkinliklerinin geliştirilmesi ve yapılan yatırımların belirlenen stratejik hedeflere göre önceliklendirimesi gerekmektedir. Teknoloji kullanıcısı şirketlerin stratejik yatırımlar konusunda yetkinliklerinin artırıldığı, sanayide dijital dönüşüm yolculuğunda çıkabilecek olan yeni ihtiyaçlara yönelik (örneğin: nitelikli çalışan ihtiyacı, veri güvenliği, bağlantı standartları ve ağ altyapısı) önlemlerin alındığı, şirketler ile yerli ve yabancı tedarikçiler arasında köprü kuran yapıların oluşturulduğu bir ekosistemin kurulması oldukça önemlidir. Bütün bunların gerçekleşmesiyle, Türkiye’nin sanayide dijital dönüşüm yarışına öncülük eden ülkeler arasında yer alması kolaylaşacaktır. Bu doğrultuda oluşturulacak politikaların ana sanayi ve büyük şirketler ile ekonomimizde çok önemli yeri olan KOBİ’leri de bütünsel olarak kapsamasının yanında şirketlerin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmesi kritik önem taşımaktadır.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Veri müşteriye, e-dönüşüm geleceğe odaklı Veri odaklı e-dönüşüm hayatımızın merkezinde İstanbul Bilişim Kongresi, bu yıl 11’inci kez Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirildi. “Veri Odaklı E-Dönüşümün Ayak Sesleri” teması ile düzenlenen Kongre, yoğun bir katılımla izlendi. Etkinliğe ana sponsor olarak destek veren E-GÜVEN, Blockchain ile e-imzayı entegre edeceğini duyurdu. Türkiye’nin bilişim toplumu olma yolundaki ilerlemesine katkı sunmayı ve e-dönüşüme hız vermeyi hedefleyen İstanbul Bilişim Kongresi tarafından düzenlenen Kongre, yoğun katılımla gerçekleştirildi. Etkinlikte; e-dönüşüm, verinin güvenli sunulması, veri madenciliği, Sanayi 4.0, Türk modeli girişimcilik, yatırım ile Blockchain, Bitcoin ve e-para konuları değerlendirildi. Konuşmacılar, teknoloji alanında yaşanan son gelişmeleri, yeni eğilimleri, hayatı kolaylaştıran teknolojileri ve e-dönüşüm konusunda yapılan çalışmaları katılımcılar ile paylaştı. 2020’de internete bağlı 32 milyar cihaz dünyadaki verilerin % 10’unu oluşturacak İstanbul Bilişim Kongresi’nde konuşan E-GÜVEN İş Geliştirme, Satış ve Pazarlama Direktörü Ayşegül Topoğlu Tüzün, teknolojinin gelişimi ile veri merkezli dönüşümün işletmelerin odağına girdiğine dikkat çekti. Dijital çağın sunduğu araçları iş modellerine dahil eden işletmelerin, daha iyi hizmet vermek, ürün ve çözümlerde farklılaşmak, yoğun rekabette öne çıkmak için veriyi yoğun bir şekilde kullandığını vurguladı. Bu alanda yapılan araştırmalara da atıfta bulunan Tüzün, 2020 yılına gelindiğinde, internete bağlı cihaz sayısının 32 milyara ulaşacağını ve bu cihazların dünyadaki verilerin yüzde 10’unu oluşturacağını söyledi. Veri merkezi pazarı 50 milyar doları aşa-

cak Küresel ölçekteki veri artışının 4,4 trilyon gigabayttan 44 trilyon gigabayta çıkarak 10 kat büyümesinin beklendiğini, veri merkezi pazarının 50 milyar doları aşacağının öngörüldüğünü ifade eden Tüzün, “Veri miktarı her geçen gün artıyor. Veri temelli e-Devlet stratejisi çerçevesinde başlatılan e-dönüşüm uygulamaları ise kamunun

ve özel şirketlerin dönüşerek işlevselliklerini artırmalarını sağlarken, bireylerin de yararlanmak istedikleri hizmetlere kolay ve güvenli bir şekilde ulaşabilmelerini mümkün kılıyor. E-dönüşüm; finans, sağlık, bilişim, eğitim, savunma, enerji, imalat, emlak, gıda, ilaç gibi bütün sektörlerde etkin bir şekilde hayatımızın içinde yer alıyor ve bu dönüşüm ölçek bağımsız tüm şirketleri kapsıyor. E-dönüşüm uygulamalarından yararlanan şirket sayısı giderek artıyor.” dedi. Blockchain ile e-imza entegre ediliyor, 2018’de kullanılmaya başlanacak 2005 yılında ilk e-imzayı, 2007’de ilk mobil imzayı ürettiklerine dikkat çeken Tüzün, sözlerini şöyle bitirdi: “Değişime liderlik etme vizyonumuzla 2018’de bir ilki daha gerçekleştirmeyi planlıyoruz. E-GÜVEN olarak yasal düzenlemesi olmayan Blockchain sistemini regülasyona tabii olan e-imzayla entegre edeceğiz. Bu yeni sistemde, Blockchain ile işlem yapan kişilerin kimliği yasal düzenlemelere uygun şekilde tanınıyor olacak. Yeni çözümümüzün özellikle; kamuda, borsada, sigorta sektöründe, aracı kurumlarda, bankalarda ve diğer finansal kurumlarda kullanılacağını öngörüyoruz.”

41


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Verifone Yazarkasa POS Ailesinin Yeni Üyesi Yeni Nesil, Güçlü, Yenilikçi; Verifone VX680 ECR Türk Mühendislerin İmzası ile Verifone’dan İnovatif Yazarkasa POS Cihazı: VX680 ECR Ödeme sistemleri lideri Verifone, tüm yazılım ve donanımı Verifone’un Türk mühendisleri tarafından geliştirilen Mobil Yazarkasa POS cihazı VX680 ECR’ı Türkiye’de satışa sunmaya başladı. Kullanıcıların dilediği an yanında taşıyabileceği, iş yerinden uzakta da çalışabilen Verifone VX680 ECR, GPRS ve ek olarak harici Ethernet bağlantı desteği ile esnaf veya KOBI’lerin ihtiyacı olabilecek tüm bağlantı şekillerini destekliyor. TÜBİTAK ve Gelir İdaresi Başkalığı tarafından onaylanan Mobil Yazarkasa VX680 ECR, 3,5 inç renkli dokunmatik ekranı ve güçlü işlemcisiyle de rahat ve kolay işlem yapma imkanı sunuyor. Özel testlerden geçmiş kullanıcı dostu menü tasarımıyla VX680 ECR, üstün bir ödeme deneyimi sunuyor. Verifone müşterilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Ödeme sistemleri liderinin Türk Mühendisleri tarafından geliştirilen mobil yazarkasa POS cihazı VX680 ECR; taşınabilirliği, kullanım kolaylığı ve güvenliğiyle hem müşterilerin hem de esnafın ödeme işlemlerinde kolaylık sağlıyor. VX680 ECR, TÜBİTAK’ın yanı sıra GİB (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından da onaylı. Verifone VX680 ECR; yemek kartı, kupon, sadakat uygu-

İŞLEMCİ BELLEK MALİ BELLEK ELEKTRONİK KAYIT ÜNİTESİ EKRAN MÜŞTERİ EKRANI İLETİŞİM BAĞLANTI YAZICI KART OKUYUCULAR TEMASSIZ DİĞER ÖZELLİKLER GÜVENLİK GÜÇ ÇEVRESEL DEĞERLER

42

lamaları ve kampanyalar ile kullanıcısına özel bir ödeme deneyimi sunuyor. Ayrıca Verifone, Türkiye’de Veri Merkezi bünyesinde 2013 yılından beri TSM (Güvenli Servis Sağlayıcı) hizmeti veriyor. Verifone, TSM merkeziyle tüm sektöre hizmet verirken, farklı uygulamaları daha etkin biçimde hayata geçirip işletmenin ek gelir kazanmasına da olanak sağlıyor. TSM merkezi satış, operasyon, faturalama, bakım onarım süreçlerinde de kullanılabiliyor. Türkiye’nin ilk TSM servisine sahip Verifone, 5 yıldır veri aktarımında ekstra güvenlik ve kolaylık sağlıyor. TÜBİTAK ve GİB(Gelir İdaresi Başkanlığı) onaylı yüzde yüz Verifone üretimi VX680 ECR mobil yazarkasa POS ile birlikte Verifone, mobil ve masaüstü yazarkasa seçenekleri ile artık her ihtiyaca karşılık veriyor. İster işletmede ister sahada! Tüm bankalardan hızlı ödeme alabilmesi sayesinde sıra beklemeyi azaltan VX680 ECR minimal tasarımı ve hafifliğiyle ister mağaza ya da işletmede, ister sahada her an kolaylıkla taşınabiliyor. NFC temassız işlemleri destekleyen VX680 ECR, PCI PTS 3.X onayı ve VeriShield uçtan uca şifreleme teknolojisiyle, güvenlikten taviz vermiyor. NFC

temassız işlemleri de destekleyen VX680 ECR, bankacılık uygulamaları, restoran otomasyonu, Verifone Perakende Çözümü, Zubizu uygulaması, kontör yükleme, kupon sadakat uygulamaları ve kampanyalarıyla da hem işletmeciye, hem de müşteriye özel bir ödeme deneyimi sunarak ödeme teknolojilerinde çıtayı yükseltiyor. Verifone VX680 ECR’ın aydınlatmalı tuş takımı, “Splash Resistance” (ani ve az miktarda sıvı sıçramalarına karşın kısa süreli koruma) özelliğiyle özellikle sahada çalışırken meydana gelebilecek kazalara karşı cihazı koruyor. 400 MHz ARM11 32-bit RISC işlemciye sahip VX680 ECR, güçlü işlemcisi sayesinde ödeme işlemlerini daha hızlı bir şekilde gerçekleştirerek beklemelerin önüne geçiyor. Bütün bunlara ek olarak, kart yıpranmasını engelleyen çip okuyucusu (Landed SCR) teknolojisine de sahip olan VX 680, yüz binlerce kez işlem yapabilme olanağı sunarak, kullanıcılarına tasarruf sağlıyor. Verifone’un ürün portföyü, mali modülü Türk mühendisleri tarafından yazılmış olan Mobil Yazarkasa POS VX680 ECR’la tamamlanıyor.

Verifone VX680 ECR EFT POS – YAZAR KASA TEKNİK ÖZELLİKLERİ 400 MHz ARM11 32-bit RISC processor 192MB (128MB Flash, 64MB SDRAM) 16 MB Min. 1.2 Milyon Satır / PLU: 10.000 3.5” renkli QVGA resistif dokunmatik ekran 90X16 çözünürlükte tek satır grafik müşteri ekranı GPRS [850/900/1800/1900 Mhz GSM/GPRS] / Harici Ethernet [10/100Mbit] iletişim RS-232, USB Host, USB slave ve entegre şarj özellikli multi-port konnektör 18 Ips / 40 mm rulo kâğıt Triple track çift yönlü MSR / Akıllı Kart ISO14443 A&B / MiFare / ISO18092 standardında / EMVCo L1 ve L2 sertifikasyonu / NFC / temassız işlemi destekler Barkod okuyucu, Harici bağlantı kutusu Z-box (Ethernet, USB host, USB Client, RS-232 ve mini-HDMI) PCI PTS 3.X onaylı Güç paketi çıkış gereksinimleri: 12 VDC, 1A/ Güç Kaynağı giriş gereksinimleri: 100-240 VAC, 50/60 Hz. 0º ila 50º C (32º to 122º F) Çalışma sıcaklığı / -20º to 60º C (-4º to 140º F) Saklama sıcaklığı / 5% to 85% bağıl nem, yoğuşmaz.


Sunny Garden Nilufer Hotel, Bodrum, Akyarlar köyü, Karaincir plajı bölgesinde yer alan rahat, sessiz, konforlu butik otel tarzı bir işletmedir. 1996 yılında inşaa edilmiştir. 21 standard, 21 suite olmak üzere toplam 42 misafir odası bulunmaktadır. Otel; açık kapalı restaurant, disco, yüzme havuzu, çocuk havuzu, havuz bar ve otoparktan oluşmaktadır. Bodrum’un doğallığını halen koruyabilen Akyarlar Köyü Karaincir plajına 200 metre mesafededir. Mavi bayraklı Karaincir Plajı, kumsalı, hemen derinleşmeyen yapısı ve kıyısında bulunduğu denizdeki kaynak suyundan dolayı her mevsim kendine özel ısıya sahiptir. Karaincir Plajı, Yunanistan’ın Kos Adası ile 10 dakikalık bir mesafededir. Kos Adası’nda doğmuş ve yaşamış olan Hipokrat, daha yaşadığı dönemlerde bu bölgenin oksijeninin bol olduğuna işaret etmiştir.

Sunny Garden Nilufer Hotel; Son yıllarda 5 yıldızlı lüks otellerin de hızla çoğaldığı Akyarlar Karaincir bölgesinde, küçük, sakin, huzurlu, bir otelde tatil yapmak isteyen kişiler için son derece idealdir. Geniş standart ve suit odalarıyla ailelerin konaklamasına çok uygundur. Otel yönetimi misafirlerine, oda-kahvaltı başta olmak üzere, yarım pansiyon ve tam pansiyon şeklinde konaklama seçenekleri ile tatil imkanı sunuyor. Otel. meşhur Akyarlar balıkçı köyüne yaklaşık 500 metre Turgutreis şehir merkezine 9 km, Bodrum şehir merkezine 19 km, havaalanına 60 km mesafede yer almaktadır. Turgutreis ve Bodrum şehir merkezlerine, otelin önünden, her yarım saatte bir, çift yönlü dolmuşlar geçmektedir.

Sunny Garden Nilufer Hotel

Atatürk cd. No 281 Akyarlar Bodrum • Tel: 0252 393 8110 - 0252 3938080 • Fax: 0252 393 6835 Web: www.sunnygardenhotels.com • e-mail: info@sunnygardenhotels.com • Facebook: sunnygardenhotels@gmail.com


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Viznet, Koton’un Kurumsal Hafızasını Güvenli ve Risksiz Alana Taşıdı Viznet’i teknoloji çözüm ortağı olarak seçen Koton, kurumsal verilerin yedeklenmesi ve alınan yedeklerin kopyasının olağanüstü durum merkezine gönderilmesini hızlı güvenilir ve kolay kullanımla tamamladı. Artan veri boyutlarını barındıracak storage ürünlerinin alınması ve hayata geçirilmesi ile ilgili de Viznet’in uzmanlığında sunduğu önerilerle hareket eden Koton, IBM ürünlerini kullanmayı seçti. Yedekleme projesinde IBM’in Spectrum Protect ürünü, veri depolama projesinde ise IBM’in Storewize 5030 ürününü tercih etti.

Besir Kayar Viznet 44

Viznet ile çalıştıkları projede entegrasyon sürecini anlatan Koton BT Sistem ve Alt Yapı Müdürü Dr. Suat Uğurlu; “Yedekleme projesi için beklenti ve gereksinimlerimiz doğrultusunda geliştireceğimiz çözüm hem sanal sunucularımızı hem de SAPHANA gibi fiziksel ortamların yedeklerini alabiliyor olmasıydı” dedi. Geliştirilecek çözümün donanım bağımsız olmasına dikkat ettiklerini belirten Uğurlu, veri miktarı arttıkça sistem performansında düşüş yaşanmaması ve artan veri miktarı karşısındaki sistemin davranışının öngörülebilir olmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Bu avantajların yanı sıra Viznet’in, düşük maliyet ve yüksek performans sağladığının altını çizen Suat Uğurlu, yedeklemede tekilleştirme ve sıkıştırma yapılabilmesi ve disk ünitelerinin mümkün olduğu kadar etkin kullanılmasının en önemli teknik detaylardan olduğunu belirtti. Dr. Suat Uğurlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Sistem Active Directory, Exchange, SPL ve Sharepoint gibi ortamların yedeklerini granüler olarak alabilmeli, bunları yine granüler olarak restore edebilme yeteneklerine sahip olmak da büyük bir gereksinimimizdi. En önemli gereksinimimiz ise alınan yedeklerin gerçekten sağlam bir şekilde yedeklendiği ve bunlara dönmek istediğimizde de verinin gerçekten dönülebileceği garantisini verebiliyor olmasıydı. Bu durum genelde bizim bu tip projelerde çok sık yaşadığımız sıkıntılardan biri. Verinin yedeğinin alındığını zannedersiniz ama ihtiyacınız olduğunda, dönemezsiniz ve o zaman kriz ortamları oluşur. Dolayısıyla seçece-


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

ğimiz ürünün kendini kanıtlamış, enterprise level bir ürün olması çok önemliydi. Sanal ortamlar için özellikle yedekleme fonksiyonlarında mevcut ortamların yönetim ara yüzleri ile entegre olması ve bu entegrasyon ile ek bir yönetim ara yüzüne ihtiyaç duymadan, hem bu sanal ortamları yönetme hem de backup ve backuptan dönme işlemlerini tek ara yüzden yapabilme gibi bir gereksinimimiz vardı. Projelerimizde kullanacağımız ürünlerin Gartner raporlarında yer alması diğer bir beklentimizdi. Verilerimiz bizim için çok önemli, dolayısıyla bu verilerin sağlam bir şekilde yedeklendiğini bilmek isteriz.” Viznet ile minimum maliyet, maksimum kapasite Veri depolama projesinde, minimum maliyet, maksimum kapasite arayışında olduklarını belirten Uğurlu, düşük erişim gecikmesi ve yüksek performans bu projede vazgeçilmezdi dedi. Verinin depolanmasında; hızlı erişim, sağlam, güvenilir ve kolay yönetilebilir olması en temel ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Uğurlu, “her iki proje kapsamında da destek alabileceğimiz sağlam, büyük bir sağlayıcı ve güvenilir bir iş ortağı ise başlıca gereksinimimizdi. Viznet sayesinde kurumumuzun bütün gereksinim ve beklentilerini tamamladık” dedi. Büyük ve güvenilir sağlayıcı IBM, uzman ve güvenilir iş ortağı Viznet Büyük ve güvenilir bir sağlayıcının ürününü kullanıyor olmalarının kendilerine sağladığı avantajın yanında ürünün iyi kurgulanması, ortamlarına göre ayarlanması, yani ürünün çözüme dönüştürülmesi aslında kaliteli ve güvenilir bir iş ortağı ile mümkün olabildiğine dikkat çeken Suat Uğurlu; “önemli olan burada ürünü kime teslim ettiğiniz ve bunun bir çözüme dönüşüp ne kadar kaliteli bir faydaya dönüşebildiği. Bu noktada kesinlikle güvenilir bir iş ortağının desteğine ihtiyaç oluyor. Viznet, yüksek enerjisi, sağlayıcı ile olan sağlam ilişkisi ve projeler karşısındaki isteğiyle bizde bu anlamda bir güven oluşturdu. İhtiyacımızı çö-

züme kavuşturacakları yönünde enerjileri vardı. Proje süresince bunu daha iyi görmüş olduk. Viznet’i tercih etmemizdeki bir diğer sebep ise; gerektiğinde sağlayıcı ile birlikte bizi ziyaret ederek sağlayıcının da projelerin arkasında olduğunu bize hissettirdi. Viznet’in bu anlamda da oldukça pozitif bir yaklaşımı olduğunu gördük. Kullanacağımız ürün kapsamında işin ehli, ün yapmış kişilerle birlikte çalışma fırsatı yakaladık. Viznet, teknik yetkinliklerini de hissettirerek projeyi başarıyla bitirecekleri yönünde bizde bir güven oluşturdu.” Viznet’in getirdiği yaklaşım yedekleme zamanında büyük tasarruf sağlıyor Dr. Suat Uğurlu; birden fazla yedekleme çözümü alternatifi olduğunu fakat tam anlamıyla hiçbir çözümün ihtiyaçlarına denk gelmediğini belirterek, Viznet’in getirdiği yaklaşım ve çözümün tek başına ihtiyaçlarını karşıladığını kaydetti. Uğurlu; sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna Simplified Backup diyebiliriz. “Software Defined Backup, yazılım tabanlı yedekleme çözümü olup donanım bağımsız çalışılabiliyor. İstediğiniz kadar büyütebilirsiniz ve hiçbir kısıtlaması bulunmuyor. IBM’in Software Defined Backup çözümü kendinden kaynak ve hedefte güçlü veri tekilleştirme sağladığı için ek bir tekilleştirme donanıma gerek kalmadan büyük verilerinizi daha düşük depolama sistemlerinde korumanızı sağlar. Bir de Forever Incremental dediğimiz özellik var. Bu özellikte, verilerin tüm yedeğini alıyoruz ve sonraki günlerde ise sadece değişen kısımların yedeklerini alıyoruz. Bizim günün sonunda sanki tüm verinin her gün yedeği alınmış gibi veriler korunuyor. Bu, yedekleme zamanından büyük tasarruf sağlayan bir özellik. Sistemin performansı daha çok yedekleme alanında görülüyor. 200’den fazla sanal makinenin yedeklemesini 2-3 saat içinde tamamlanıyor. Sadece değişen verinin yedeğini aldığınız için zamandan ciddi oranda tasarruf sağlayabiliyorsunuz. Bu, CBT (Changed Block Tracking) özelliğinden ve Incremental alıp onu

Suat Uğurlu full gibi tutabilme özelliğinden kaynaklanıyor.” Viznet teknoloji ortağı olarak çok güçlü Sektörde bitmeyen bir ihtiyaç kapasitesi var, yenilikler var; bunları takip etmek, yatırım yapmak, proje geliştirmek ve rakiplerden geri kalmamak zorundasınız diyen Uğurlu, Viznet ile ilgili sözlerini şöyle tamamladı: “Bunları yaparken de, güvenilir bir iş ortağına ihtiyacınız var. VİZNET, projeyi birlikte yapmayı isteyeceğimiz güvenilir bir iş ortağı oldu. Yeni projelerde de artık Viznet güçlü bir aday olarak rakiplerinden sıyrılıyor.”

45


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Endüstri 4.0 büyük vaatleri olan kapsamlı bir devrim İlk olarak firmanızın kuruluş ve profesyonelleşme sürecinden bahseder misiniz? VOLSOFT, 15 yıllık iş tecrübesine sahip bir ekip tarafından 2013 yılında kurulmuş %100 yerli sermayeli teknoloji şirketidir. Ekip olarak katma değeri yüksek yazılım çözümleri üreterek bu alanda ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmayı ve ürettiğimiz çözümleri ihraç ederek ülke ekonomisine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu amaçla çıktığımız yolda kısa sürede büyük başarılar yakalamış durumdayız. Global pazarda teknolojiye yön veren birçok dev şirketten iş ortaklığı talebi almaktayız. Ayrıca başarılarımızı

46

yakından takip eden birçok yatırımcıdan teklifler alıyoruz. Volsoft sektörde hangi konularda hizmetler veriyor? Ürünleriniz ve çözüm önerilerinizi kısaca tanıtır mısınız? Endüstri 4.0, IoT, IIoT, Havacılık ve EDYS özelinde çözümler üretiyoruz. Çözümlerimizin tamamı kendi ekibimiz tarafından geliştiriliyor ve al/sat gibi ticari modellerden uzak duruyoruz. Bütçemizin %30’unu AR-GE çalışmalarımız için harcamaktayız. Bu çözümleri şu şekilde özetleyebiliriz; Endüstri 4.0 (IIoT) & Dijital Fabrika

Endüstri 4.0’a geçişin ilk aşaması olarak kabul edilen otomatik üretim takibi konusunda en büyük ivmeyi yakalamış yerli şirketiz. Üretim takibinde insan faktörünü tamamen devre dışı bırakarak fabrikaların kısa sürede büyük katma değerler kazanmasını sağlıyoruz. Bu alandaki çözümlerimiz tahmin ettiğimizden daha fazla talep görüyor. IoT (Nesnelerin İnterneti) IoT çözümlerimiz en çok ilgi gören ikinci ürün grubumuz. Proje ve talebe göre özel çözümler sunabiliyoruz. Bu çözümler akıllı üretim, akıllı tarım, akıllı şehir, akıllı ev, ortam izleme, enerji


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

analizi, personel takibi ve araç takibi birçok farklı projede kullanılmakta. Havacılık VOLSOFT’u, uçtan uca havalimanı yönetim çözümleri üreten ilk ve tek yerli firma olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır. DCS, FIDS, ERP, Apron Yönetimi ve bagaj otomasyonu gibi daha birçok modülü tek bir sistemde birleştirmekteyiz. Tamamen kendi ekibimiz tarafından geliştirilen bu çözümler Afrika’da uluslararası bir havalimanında dahi kullanılmakta. EDYS (Elektronik Doküman Yönetim Sistemi) DocCastle isimli doküman yönetim sistemi VOLSOFT ekibi tarafından üretilmektedir. DocCastle bir kuruluşun dijital dönüşüm için ihtiyaç duyacağı tüm özellikleri tek bir pakette sunan ilk ve tek

yerli doküman yönetim sistemidir. Endüstri 4.0 devrimi ile ilgili fikir ve önerilerinizi öğrenebilir miyim? Türkiye’yi bu noktada nerede görüyorsunuz? Endüstri 4.0 ya da diğer adıyla IIoT (Endüstriyel Nesnelerin İnterneti) büyük vaatleri olan kapsamlı bir devrim. Mevcut fabrikaları 4. Sanayi devrimi standartlarına adapte etmek şüphesiz uzun ve maliyetli bir süreç olacak. Ancak bu adaptasyonun yatırım/fayda oranı tesislere hiç olmadığı kadar değer katacak. Ülke olarak önceki üç devrimi geriden takip etmiş olsak ta 4. Sanayi devrimine yoğun bir ilgi var. İş adamlarımız 4. Sanayi devrimine adapte olarak, tesislerinin asgari yatırımla azami karlılık elde edebileceğini görmekteler. Bu gibi sebepler

bizim çözümlerimize olan yoğun ilginin daha net anlaşılmasını sağlamakta. Artık dünyada olan gelişmelerin herkes tarafından yakından takip edilebildiği bir dönemdeyiz. İş adamlarımız fayda görecekleri ve rekabetçi kalabilecekleri teknolojileri geç olmadan görüp tesislerine adapte etmek istiyorlar. Benzer şekilde devletimizin de sanayide dijitalleşmeyi ve daha katma değerli üretimi teşvik ettiği herkes tarafından biliniyor. Bu gibi gelişmeler ülke olarak 4. Sanayi devrimine dünyanın gerisinde kalmadan eş zamanlı geçeceğimizi işaret etmektedir. IoT çözümleri ve kurumsal çözümler ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz? Ne konularda hizmet veriyorsunuz? Eğer anlamlandırılması durumunda fayda sağla-

47


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM yacak bir veri varsa, VOLSOFT burada bir çözüm üretebilmektedir. SoC kartlarımız, sensörlerimiz, gömülü yazılımlarımız, LoRa gibi yeni nesil haberleşme seçeneklerimiz ve (MQTT, BigData, Cloud) gibi yeni nesil teknolojilerimiz ile güçlü bir sistem mimarisine sahibiz. Bu sayede aşağıdaki sorunlara en uygun çözümleri üretebilmekteyiz; Üretim tesisindeki her tür makine ve ekipmanın 7x24 izlenmesi ve elde edilen verinin anlamlandırılması. Üretim adetleri, verimlilik, arıza sebepleri ve süreleri, duruşlar, fireler, sipariş takibi ve makine bakım takibi vs. (Akıllı Üretim) Havalimanındaki operasyonel araçların takip edilmesi, yönetilmesi ve araçla ilgili her tür bilginin okunması. Bu çözüm standart araç takip sistemleriyle karıştırılmamalıdır. Konum hassasiyeti 10 cm’dir ve tüketim, hız, kullanım istatistik-

48

leri gibi birçok bilgi aracın içerisindeki kartlardan okunmaktadır. Elektrik, doğalgaz ve su benzeri sayaçların uzaktan okunması ve tüketimin tahakkuk edilmesi. Özellikle OSB’ler yoğun ilgi göstermektedir. (OSOS) Kapalı ve açık alanda varlık takibi. Buradaki varlık bir cisim, makine, demirbaş veya insan olabilir. Takip edilen varlığın nerede olduğu, nasıl hareket ettiği ve geçmişe dönük hareket raporu. Tarım arazilerinde nem ölçümü, otomatik sulama ve ürün takibi. Şehir ve belediyelerde otomatik sulama ve otomatik aydınlatma. Daha bir çok çözüm üretebilmekteyiz.. Sizce Türkiye dijital dönüşüm konusunda nerede yer alıyor?

Ülkemizin dijital dönüşüm sınavından başarıyla çıkacağına gönülden inanıyoruz. Çözümlerimize olan ilgi ülkemizin dijital dönüşüm sürecine başlamış olduğunu gösteriyor. İş adamlarımız, yatırımcılarımız ve şirket yöneticilerimiz organizasyon içerisinde yaşanan aksaklıkları net bir şekilde görebiliyor ve çözümler arıyorlar. Gelişen teknoloji sayesinde bizim gibi teknoloji üreticileri, şirketlerimizi daha önce mümkün olmayan çözümlerle tanıştırıyor. Volsoft olarak 2018 hedefleriniz nelerdir? Bizim için 2017 birçok projeyi başarılı şekilde hayata geçirdiğimiz olumlu bir yıl oldu. 2018 de aynı başarıyı devam ettirmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda Namık Kemal Üniversitesinde inşaatı devam eden ve Şubat ayında hizmete açılması planlanan Eurasia Technopark’ta yeni bir AR-GE merkezi kuruyoruz.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

ininal Cüzdan uygulamasına E-Pin ve dijital kod alımı özellikleri eklendi Lider finansal teknoloji şirketi ininal, Cüzdan uygulamasına E-Pin ve dijital kod alımı özelliğini ekledi. Yeni özellikler sayesinde kullanıcılar, sadece ininal kartlarla alabilecekleri yüzlerce oyuna ve dijital servise ait E-Pin ve dijital kodlara Cüzdan uygulaması üzerinden ulaşabilecek. Steam Kodları, League of Legends, Wolfteam, ZULA, Point Blank, Metin 2 ve çok daha fazla oyunun E-Pin kodlarının yanı sıra, iTunes, Google Play, Facebook gibi en sevilen dijital platformların kodları ininal Cüzdan’a eklenen yeni özellik sayesinde oyun ve dijital servis tutkunlarına sunulacak ve eğlence keyfi kesintisiz devam edecek. ininal CEO’su Ömer Suner, “Oyun ve dijital dünyaya olan inancımızla, kurulduğumuz yıldan bu yana bu alanda yepyeni atılımlar gerçekleştirdik. Özellikle 2017 senesi API alanında çok aktif olduğumuz, oyun segmenti için de yeni özel projeler

ve işbirlikleri geliştirdiğimiz bir yıl oldu. Dünyanın en çok oynanan ve en fazla ciro yapan mobil oyunu “Arena of Valor”’un yapımcısı Tencent Games ile işbirliğine imza attık. Oyuncular için özel tasarımlı ön ödemeli kartlar ve mobil cüzdan servisleriyle finansal hizmetler sunduk. Vodafone ile API servislerimizi bağlayarak e-spor ve taraftar kart projemizi geliştirdik. Son olarak Global Oyun yayıncılarının Türkiye yetkili kod dağıtıcısı Perdigital ile API entegrasyonunu sağlayarak kullanıcılarımıza özel olarak ininal kartlarla alabilecekleri yüzlerce oyun ve dijital servislere ait dijital kodları

mobil cüzdan uygulamamıza ekledik. Bununla birlikte oyuncuların en sevdiği ödeme yöntemi olma iddiamızı pekiştirmiş olduk. Uygulamamıza eklediğimiz yeni servisle birlikte dijital servisler ve oyun tutkunlarını özgürleştirici bir hizmetle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” diyor.

49


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Keiretsu Forum Türkiye’den Marketyo’ya 1.4 milyon TL Yatırım! Perakende Sektörüne ‘Yapay Zekâ’ Kattı Keiretsu Forum Türkiye’den 1.4 Milyon TL Kaptı! Hem Türkiye’de hem de dünyada melek yatırımcılığın yönünü belirleyen en büyük girişimlerin öncelikli tercihi olan Keiretsu Forum’un Türkiye ayağı Keiretsu Forum Türkiye, 25’inci yatırımını perakende sektörüne yönelik geliştirilen teknoloji girişimi Marketyo’ya yaptı. Her ölçekteki gıda perakendecisinin online olmasını sağlayan ve bunu da veri madenciliği, kişiselleştirme ve yapay zekâ ile birleştirmeyi hedefleyen Marketyo, Keiretsu Forum Türkiye’den 1.4 milyon TL yatırım aldı. Marketyo, aldığı yatırım ile yurtdışına açılmayı hedefliyor. Keiretsu Forum Türkiye, Marketyo yatırımı ile birlikte 25 girişime 37.4 milyon TL’lik yatırım miktarına ulaştı. Üç kıtada 50 şubesi ve 2.500’ün üzerinde lisanslı yatırımcı üyesi ile dünyanın en büyük melek yatırımcı ağına sahip olan Keiretsu Forum’un Türkiye ayağı Keiretsu Forum Türkiye, 25’inci yatırımını perakende sektörü oyuncularına yönelik geliştirilen teknoloji girişimi Marketyo’ya yaptı. Her ölçekteki gıda perakendecisinin online olmasını sağlayan ve bunu da veri madenciliği, kişiselleştirme ve yapay zeka ile birleştirerek gerçekleştirmeyi hedefleyen teknoloji girişimi Marketyo, Keiretsu Forum Türkiye’den 1.4 milyon TL yatırım aldı. Yatırım turuna Keiretsu Forum üyelerinden ve Esor Investment’in ortaklarından Şevki Kuyulu katıldı. Marketyo, büyük zincirleri herhangi bir yazılımcı/arka ofis personeli çalıştırmalarına gerek olmadan, ERP sistemlerine tam entegre olarak; web ve mobilde kendi markalarıyla online ticarete taşırken, ölçeği daha küçük marketleri ise “Marketyo Platformu”nda konumlandırıyor. Marketyo markalara ise kişiselleştirilmiş iletişim için aracılık ediyor. Yurtdışı pazarları da akıllandıracak! Marketyo Türkiye’de ve Avrupa’da şu ana kadar 20.000’e yakın kullanıcıya onbinlerce kez alışve-

50

riş deneyimi yaşattı. Marketyo, Keiretsu Forum Türkiye’den aldığı yatırımı, Türkiye ve Avrupa’da yayılma, Amerika’da ise pazara giriş için kullanmaya, bunların yanı sıra veri madenciliği, yapay zeka ve IOT teknolojilerini de geliştirmeye ayıracak. Marketyo, Özer Fırat, Önder Fırat ve Gökçer Gökdal’ın önderliğinde hayata geçirilen bir proje. Kurucu ortaklardan Özer Fırat, Keiretsu Forum’dan aldıkları ‘akıllı yatırım’ın etkisiyle Marketyo’yu alanında ilk akla gelen markalardan birisi yapmak istediklerini söyledi. 25 girişime 37.4 milyon TL yatırım Bir diğer Kurucu Ortak Önder Fırat ise gıda perakendeciliğini teknolojiyle bütünleştiren, omnichannel yapıya dönüştürebilen ve her türlü hizmeti sağlayan bir firma olma yolunda ilerlediklerini, bu yolda yatırımın Keiretsu kanalıyla olmasının da kendileri için ayrıca anlamlı olduğunu dile getirdi. Son Kurucu Üye Gökçer Gökdal da “Keiretsu Forum’dan aldığımız bu yatırımla hem çok değerli bir partner hem de yerelde yakaladığımız başarıyı global ölçekte yayma fırsatına sahip olduk. Marketyo’nun 3 yıl içerisinde perakende e-ticareti alanında dünyadaki en kapsamlı, bilinir

ve yaygın firma olacağına yürekten inanıyorum” diye konuştu. 2012 yılından beri Türkiye’de melek yatırımlarına devam eden Keiretsu Forum Türkiye, Marketyo yatırımı ile birlikte 25 girişime, 37.4 milyon TL’lik yatırım yapmış oldu.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

5. – 8. 4. 2018 Türkiye’nin Lider Uluslararası Otomotiv Endüstrisi Fuarı TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul / Türkiye

www.automechanika.com.tr

Tü r k i y e Cumhu r i y e t i

EKONOMİ BAKANLIĞI

İŞ ORTAKLARI

DESTEKLEYENLER /automechanikatr

/automechanikaistanbul

/automechanikatr

Automechanika Istanbul

Automechanika Istanbul

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR. 51


ŞİRKET HABERLERİ

AMAC Aerospace’in Türkiye yatırımları devam ediyor İkinci hangar Milas - Bodrum Havalimanı’nda hizmete başladı Amac Aerospace Turkey’in 15 milyon USD yatırımla tamamladığı Milas – Bodrum Havalimanı’nda bulunan hangarı hizmete başladı. İlk olarak Tailwind Havayolları’nın Boeing 737 tipi uçağının bakımına başlanan hangarın aynı anda 20 özel jete bakım kapasitesi de bulunuyor.

VIP uçakların bakım ve modifikasyonları konusunda dünyanın bir numaralı şirketi olan AMAC Aeropace, Türkiye’de 2012 yılında kurduğu AMAC Aerospace Turkey ile ilk olarak İstanbul Atatürk Havalimanı Özel Hangarlar bölümünde yer alan hangarıyla hizmet vermeye başlamıştı. İsviçre üretimi Pilatus ve Dassault Falcon özel jetlerin onaylı bakım merkezi olarak hizmet veren Amac Aerospace Turkey, şimdi de Milas - Bodrum Havalimanı’ndaki ikinci hangarında hizmet vermeye başladı. Yaz sezonunda altı ay boyunca yaklaşık 2 bin özel jet Milas – Bodrum Havalimanı’na iniş gerçekleştiriyor. Bu uçaklara hizmet verecek tek bakım tesisi olma özelliğine sahip olan hangarda aynı zaman kış aylarında da Boeing ve Airbus yolcu uçaklarının yıllık C bakımları gerçekleştirilecek. İnşaatı tamamlanan ve hizmete başlayan hangarda ilk olarak Tailwind Havayolları’na ait TC-TLC tescilli Boeing 737 tipi uçak hangara alınarak yıllık bakıma başlandı. 52

15 milyon USD’lik yatırımla tamamlanan 6.600 m2 büyüklüğündeki tesise Boeing 777 gibi büyük gövdeli uçaklar da girebiliyor. Bölgenin uçak bakımında merkez üssü olması hedeflenen hangar sayesinde özellikle kış aylarında da Milas Bodrum Havalimanı’nda hareketlilik sağlanması hedefleniyor. Türkiye’nin uçak bakımında bölgede merkez üs olmasını hedefliyoruz

AMAC Aerospace’in yakın gelecekteki hedeflerinden bahseden AMAC Aerospace Turkey / Bodrum Genel Müdürü Tarek Muhiddin; ‘’AMAC Aerospace isminin Ticari Havayolu pazarı ile anılması yeni ve ayrıcalıklı bir konu. Bunun markamızın Türkiye’de zaten mevcut olan itibarını daha da yukarı çıkaracağına inanıyorum. Yeni hangarımız ve tecrübeli ekiplerimiz ile Türkiye ve Avrupa pazarındaki mevcut rekabet gücümüze yüksek kalitemizle daha fazla güç katacağımıza inanıyoruz’’ dedi. Muhiddin sözlerine şöyle devam etti. “Bodrum’un özel jetler konusundaki potansiyeline inanıyoruz. Her yıl yaz aylarında iki binin üzerinde özel jet Bodrum’a geliyor. Bu rakam önümüzdeki yıllarda daha da artacak. Amac Aerospace Turkey sayesinde artık özel jetlerin de büyük gövdeli uçakların da bakım için başka ülkelere gitmesine gerek kalmadı. Yeni hangarımızda en büyük gövdeli uçaklardan en küçük jetlere kadar tüm uçakların bakımını gerçekleştirebileceğiz. Aynı anda 20 özel jete hizmet verebilecek kapasiteye sahibiz. Türkiye’nin uçak bakımında bölgede merkez üs olmasını hedefliyoruz.”


ŞİRKET HABERLERİ

DHL Supply Chain’den çifte Ar-Ge yatırımı Alman lojistik devi DHL Supply Chain, Türkiye’deki yatırımlarına tam gaz devam ediyor. Şirket 2 yeni Ar-Ge merkezini hayata geçirdi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen Özel Sektör Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri Zirvesi’nde şirketler hayata geçirdikleri Ar-Ge merkezleriyle ödül ve belge almaya hak kazandı. Zirve’ye 662 Ar-Ge ve 98 tasarım merkezi katılırken, DHL Supply Chain de 2 yeni

Ar-Ge merkeziyle Ar-Ge Merkezi belgesini aldı. DHL Supply Chain, dünyanın en gelişmiş işbirlikçi robotlarından biri olan Sawyer’ı da Türkiye’de ilk defa ziyaretçilere tanıtma imkanı buldu. “Türkiye’ye yatırımlarımız devam edecek” Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan DHL

Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Orkun Saruhanoğlu şunları söyledi: “Türkiye lojistik pazarının büyüklüğü 2017 itibariyle 100 milyar dolar olarak açıklandı. Global lojistik pazarının toplam değerinin 7 trilyon dolar olduğunu düşünürsek, ülkemizin bu global pazar içindeki payının yüzde 1,5 seviyesinde kaldığını görebiliriz. Bu pay gittikçe artsa da, cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yılı için belirlenen 200 milyar dolarlık pazar büyüklüğü hedefine ulaşmak için daha çok çalışmalı ve ArGe yatırımlarımızı artırmalıyız. Biz DHL Türkiye olarak, bu anlamda pazarı büyütmek için Ar-Ge çalışmalarının çok önemli olduğuna inanıyor ve bu alana yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Ar-Ge merkezlerimiz aracılığıyla dünyada birçok ülkede uyguladığımız yenilikleri Türkiye’ye getirmenin yanı sıra, sıfırdan fikir ve ürün/proje geliştirme konusundaki çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Halihazırda, lisanslı iki farklı lokasyonumuzda hizmet vermeye başlayan Ar-Ge merkezlerimizde 30 mühendisimiz 20 farklı proje üzerinde çalışmalarına devam ediyor. DHL Supply Chain Türkiye olarak, Türkiye’nin global lojistik pazarındaki yerini ve payını artırmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” 53


ŞİRKET HABERLERİ

Hedef Sektörler; KOBİ’lere Bakışımız; Danışmanlık Sektörünün Önemi ve Geleceği Üzerine Düşüncelerimiz Merhabalar öncelikle okuyucularımızın sizi tanıyabilmesi için kısaca kendinizden bahseder misiniz? İsmim Özkan ÖZEL, 1978 İstanbul doğumluyum. Orta ve lise eğitimimi İstanbul Lisesi’nde, üniversite eğitimimi ise Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünde tamamladım. Profesyonel iş hayatımda Ciner Grubu’nda Bütçe Uzmanı, Korozo Ambalaj firmasında İhracat Satış Temsilcisi, Şişecam Kimyasallar Bölüm Başkanlığı’nda İhracat Satış Uzmanı, FMConsulting firmasında İş Geliştirme Danışmanı ve son olarak Tempo İletişim Firması’nda İş Geliştirme Yöneticisi görevlerinde bulundum. İleri seviyede İngilizce ve Almanca bilmekteyim. Tarih, psikoloji, ekonomi ve sosyoloji başlıca ilgi alanlarım olup yürüyüş yapmak ve basketbol oynamak başlıca hobilerimdendir. Avraska İş Geliştirme ve Yönetim Danışmanlığı firmasının kuruluş hikâyesinden ve faaliyetlerinden bahseder misiniz? Faaliyet alanımız ve hizmetlerimizle ilgili ilk düşünceler Şişecam’da çalışırken yoğun şekilde iletişimde bulunduğum yöneticimle hazırlayıp sunmuş olduğumuz stratejik içerikli İş Geliştirme ve Pazarlama raporları sırasında oluşmaya başladı. Sonrasında çalışmış olduğum Alman ve Türk ortaklı danışmanlık firmasında yabancı firmalara

54

Türkiye pazarıyla ilgili farklı sektörlerde iş geliştirme raporları hazırladım ve sundum. Üniversite yıllarımdan başlayarak tamamen bireysel ilgi ve merakımla yoğun şekilde odaklandığım tarih, ekonomi, psikoloji ve sosyoloji bilimlerinin de katkılarını göz önünde bulundurduğumda değişimi, gelişimi ve optimizasyonu hedef edinmiş yerli ve yabancı firmalara gerek Türkiye pazarı gerekse global pazarlarla ilgili satış, pazarlama, iş geliştirme ve yönetim alanlarında inovatif fırsatlar sunmayı hizmet alanı olarak belirledim. Bu amaçla firmamızın temellerini 2011 yılında attık. Yabancı firmalara sağladığımız hizmet başlıklarımız Türkiye pazarıyla ilgili pazar araştırmaları gerçekleştirip Türkiye pazarı fırsat ve potansiyelini firma içeriğiyle konsolide ederek Türkiye pazarına girmeyi hedefleyen yabancı firmaların satış, pazarlama, yönetim ve finansal faaliyetlerini bizzat yönetmektir. Yerli firmalarımıza sağladığımız başlıca hizmet başlıkları ise Pazarlama Stratejilerinin oluşturularak Satış & Pazarlama faaliyetlerini yürütmek ve yönetmek, Fırsat ve Trendlerin Belirlenmesi ve firmanın fırsatlardan optimum seviyede faydalanmasının sağlanması, (stratejik) yöneti(şi)m ve Dışarıdan İçeriye Bakış Yaklaşımının geliştirilmesi, firmanın ihracat veya ithalat fırsatlarından optimum seviyede fayda-

lanmasının sağlanması ve ilgili satış & pazarlama faaliyetlerinin bizzat yönetilmesi. Genelde hangi sektörlerde danışmanlık çalışmalarını yönetiyorsunuz? Satış, pazarlama, iş geliştirme ve yönetim başlıklarının temel mantığı ve işleyişi tüm sektörlerde benzerlik gösterdiğinden odaklandığımız belirli bir sektör yok. Dikkat ettiğimiz en önemli nokta ilgili firmanın kendisine ve sektöre bakışı, hedefleri, vizyonu. Bununla beraber tecrübenin her zaman bir katma değer olduğu konusunda hem fikiriz ve geçmişten bugüne farklı sektörlerde edindiğimiz deneyim ve tecrübeyi hızlı uyum ve algılama kabiliyetimizle birleştirdiğimizde birçok farklı sektörde firmalarımıza optimum hizmeti ve desteği sağlayabileceğimiz konusunda netiz. Geçtiğimiz yılı nasıl geçirdiniz? Bu yıl hedeflerinizde neler var? Yaklaşık beş yıldır Türkiye faaliyetlerini yürüttüğümüz ve pazara yerleştirme başarısını gösterdiğimiz entegre servo ve step motor üretiminde öncü Danimarkalı firmayla yollarımızı ayırma kararı aldık. Kızılötesi gece görüş aydınlatma sistemleri üretimi konusunda dünya çapında en ileri teknoloji ve üretim kabiliyetine sahip 100% Türk mühendislik firmasının ihracat faaliyetlerini üstlendik ve ilk etapta Almanya ve İran pazarla-


ŞİRKET HABERLERİ

rında belli aşamalar kaydettik. Bunların dışında Hollanda Ticaret Odası ile yürüttüğümüz görüşmeler sonucunda Türkiye pazarına ilgi gösteren Hollandalı firmalara danışmanlık hizmeti verme konusunda fikir birliğine vardık. Ayrıca İstanbul TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleşen Avrasya Ambalaj Fuarı’nda ilk defa katılımcı olduk ve önümüzdeki yıl için de yerimizi ayırttık. 2018 yılıyla ilgili planlarımız arasında Mart ayında gerçekleşecek WIN Otomasyon Fuarı’na katılımcı olmayı planlıyoruz. Bunların dışında uluslararası fuarlara da katılmayı hedefliyoruz ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Son olarak iletişimde olduğumuz yerli ve yabancı bazı firmalarla projelerimizi 2018’in ilk aylarında hayata geçirmeyi hedefliyoruz. KOBİ’lere yönelik yürüttüğünüz danışmanlık ve temsilcilik çalışmaları kapsamında neler yapıyorsunuz? KOBİ’lerimize pazarlama, iş geliştirme ve yönetim danışmanlığı başlıkları altında sağlayabileceğimiz hizmetleri şu şekilde sıralayabiliriz: Firma sahiplerini, sektörlerini, firmanın pazardaki konumunu, yönetici ve çalışanlarını tanıyarak pazarlama stratejilerini ve pratikteki uygulamalarını geliştirip optimize edebiliriz. İhracat fırsatlarını araştırarak ihracat faaliyetlerine başlamalarına rehberlik edebiliriz, ihracat satış & pazarlama faaliyetlerini bizzat yürütebiliriz. Ayrıca ihracat departmanının kurulmasını sağlayabiliriz. Firma sahipleri ve yöneticilerine (stratejik) yöneti(şi)m alanında danışmanlık desteği sağlayarak firmanın işleyişinin optimize edilmesine katkı sağlayabiliriz. Firma Organizasyon Yapısı’nı optimize ederek firma hedeflerine daha emin ve net şekilde yönelmelerine katkı sağlayabiliriz. Firma sahiplerine ve yöneticilerine yönetici koçluğu desteği sağlayarak kendisine, işine ve firmasına daha etkin, yetkin ve sağlıklı şekilde yaklaşmasına katkıda bulunabiliriz. Sizce KOBİ’ler yeterince danışmanlık hizmetlerinden yararlanıyor mu? Gerek özellikle son 10 yılda küresel ekonomide yaşanan krizler ve sıkıntılar, gerekse ülkelerin üretime katılma ve üretimden pay alma konularına verdikleri son derece yüksek ilgi ve önemin sonucu olarak rekabet, dolayısıyla ayakta kalma firmalar, özellikle de KOBİ’ler için çok daha zor ve yorucu hale gelmiş bulunmaktadır. Bununla beraber değişim ve gelişimin gerekleri olan emek ve belirsizlik de firmalar için bir engel oluşturmakta ve sonuç olarak KOBİ’lerin danışmanlık hizmetlerinin önemiyle ilgili farkındalık seviyeleri yeterli seviyeye ulaşmamaktadır. Bunların dışında bir

değer neden ise danışmanlık sektörünün iç sorunlarıdır. Katma değeri yüksek sektör ve/ veya faaliyet alanında bulunan KOBİ’lerin danışmanlık hizmetlerine daha yakın ilgi göstereceği düşüncesindeyim. Sektörünüzün dünü, bugünü ve geleceği hakkında neler söylemek isterseniz? Sanayi devrimini ıskalamış olan ülkemiz her ne kadar 1923 Cumhuriyet Türkiye’si sonrasında lider ülkelerle arasındaki gelişmişlik farkını azaltmak için belli çabalar ortaya koymuş olsa da ülke ekonomisi temelde katma değeri düşük sektörlerde faaliyet göstermeye zorlanmıştır. Bunun temel sonuçları ise kısa vadeli günü kurtarmaya yönelik vizyon, gelişime direnç gösteren yaklaşım ve de biz’den ziyade ben’i ön plana çıkaran düşünce anlayışı. Bu temel yapıda bilginin, inovasyonun, gelişimin, optimizasyonun önemi genel olarak son derece düşüktür; dolayısıyla danışmanlık hizmetleri yeterli seviyede ilgi ve değer görmemektedir. Bunların dışında kolay yoldan para kazanma anlayışı da kendi sektörümüzün güvenilirliğine, saygınlığına zarar vermiştir. Ancak gerek yurtdışında eğitim almış, oralardaki yaşam standartlarını deneyimlemiş sonrasında Türkiye’ye dönüş yapmaya karar vermiş insanların azımsanmayacak sayıda olması gerekse ülke ekonomisinde hizmet sektöründe çalışan sayısının yüksek seviyelerde olmasının sonucu olarak özellikle son 10-15 yılda Türkiye’de farklı alanlarda saygın, kıymetli danışmanlık firmaları ortaya çıkmaya başlamıştır. Gerek iletişim ve ulaşım imkânlarının insanlara dünyanın her yerini ulaşılabilir kılması gerekse insanlığın farkındalık ve beklenti seviyesi göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki dönemde üretim, bilimin rehberliği, farklılaşma, dinamizm, ben değil biz yaklaşımı çok daha fazla önem kazanacaktır. Bu bağlamda doğru danışmanlık firmalarına olan ilgi ve ihtiyaç artacaktır. Yönetim Danışmanlığı, şirketlere ve özellikle KOBİ’lere ne gibi faydalar sağlar? Gerek müşteri, çalışan ve yönetici tarafında artan “ben değeri” arayışı, gerek yerel ve küresel rekabetin çok daha yüksek seviyelerde olması gerekse özellikle son on yılda dünya ekonomisinin içinde bulunduğu kriz koşulları göz önünde bulundurulduğunda firmalar için rasyonel olma ve çalışma çok daha kritik önem taşımaktadır. İşi faaliyet alanıyla ilgili olarak bilgiye odaklanma ve de o bilgiyi firma gerçeğinde optimum şekilde hayata geçirmek olan danışmanlık firmaları KOBİ’ler için stratejik öneme sahiptir. Yönetim Danışmanlığı’nın firmalar için önemiyle ilgili olarak başta firma sahiplerinin sonrasında yönetici ve çalışanların işlerinde optimum katkıyı

sağlayabilmeleri için yaşam içinde sonrasında ise iş yaşamıyla ilgili kendilerini doğru yere konumlandırmaları kritik öneme sahiptir. Yönetim danışmanları firma sahipleri ve yöneticilerine destek vererek kendilerine, işe, firmaya doğru temellerde yaklaşma bunun doğal sonucu olarak da firmanın daha sağlıklı işlemesine katkıda bulunabilirler. Bu destek sonucunda firma içindeki karşılıklı iletişim, paylaşım, sinerji, ben değil biz anlayışı, insan potansiyelini doğru şekilde doğru yerlere yönlendirme kararlılığı kuvvetlenebilecek bu da firmanın piyasada daha rekabetçi, dinamik, dikkat çekici olmasına katkı sağlayacaktır. Bir diğer önemli başlık ise aile işletmeleri yönetimi. Mayıs 2017 sayınızdaki makalemde de belirtmeye çalıştığım üzere dünyada ve Türkiye’de işletmelerin oldukça büyük kısmı aile işletmesidir ve aile işletmelerinin yönetimi, işleyişi temelde pazar dinamikleri tarafından belirleniyor olsa da patron işletmelerinden bazı farklılıklar da içermektedir. Aile işletmeleri önemli fırsatların yanında bazı riskler de içermektedir dolayısıyla aile işletmelerinin doğru temellerde faaliyetlerini sürdürmeleri son derece önemlidir. Doğru kaynaktan temin edilecek yönetim danışmanlığı aile işletmesinin daha rasyonel, piyasa koşullarının gerektirdiği içerikte sağlam temellerde işlemesine kritik destek sağlayabilecektir. Peki, neden sizi tercih etmeliler? Diğer danışmanlık şirketlerinden farkınız nedir? Eğitimimi ülkenin saygın okullarında tamamlamış olmamın getirdiği sağlam altyapının sonrasında farklı sektörlerde faaliyet gösteren saygın kurumlarda uzun yıllara dayanan ihracat satış, iş geliştirme, pazarlama alanlarında profesyonel tecrübe ve deneyimlerim oldu. Bunların dışında üniversite yıllarından başlayarak özellikle psikoloji, tarih, ekonomi, sosyoloji alanlarına olan özel ilgimin sağladığı son derece kıymetli bilgileri akıl süzgecimden geçirerek özümsememin getirdiği bakış açısının da danışmanlık mesleğime eşsiz katkılarını gözlemlemekteyim. Ayrıca teoriye verdiğimiz eşsiz önemi bizzat piyasanın içinde bulunmamızın sağladığı pratikle konsolidasyon edebilme imkanı firmalara optimum katma değer sağlamamızda stratejik öneme sahiptir. İşimizi çok seviyoruz ve salt işten daha fazla anlamlar yüklüyoruz, bu da iş verimimizin yükselmesine yol açıyor. Bir işletmeyi oluşturan farklı departmanların birçoğunda önemli tecrübelerimizin bulunması da bütünü görmemize ek olanak sağlıyor bu da çok daha etkin çözümler üretmemizi olanaklı kılıyor. 55


ŞİRKET HABERLERİ

Ayakkabı Dünyası, yeni franchise sistemi ile büyüme yolunda güçlü adımlar atmaya devam ediyor...

Ayakkabı Dünyası’nın 2020 ciro hedefi 637 milyon TL!

Uygar Turcan

Her yaştan tüketiciye birbirinden cazip seçenekler sunan Ayakkabı Dünyası, tüketicilerinden aldığı destek ile büyüme ivmesini sürdürüyor. Bu doğrultuda 2017 yılında 250 milyon TL’ye yaklaşan ciro rakamı elde eden Ayakkabı Dünyası, yıl içerisinde ulaştığı 70 mağaza sayısı ve 750 kişilik istihdamı ile dikkat çekiyor. Yeni geliştirdikleri bayilik sistemi ile büyümeye devam edeceklerini belirten Ayakkabı Dünyası Genel Müdürü Uygar Turcan, 2018 yılında 345 milyon TL, 2019 yılında 467 milyon TL, 2020 yılı sonunda ise 637 milyon TL ciroya ulaşmayı amaçladıklarını da aktarıyor. 7’den 70’e herkesin ayakkabıcısı olma hedefiyle yola çıkan Ayakkabı Dünyası, yeni bayilik sistemi ile pazardaki hacmini genişletiyor. Gerçekleştirdiği basın toplantısında yeni bayilik modelini aktaran Ayakkabı Dünyası Genel Müdürü Uygar Turcan, sistemin herkes için fırsat olduğunun altını çiziyor. Yeni model hakkında bilgi veren Turcan: “ Mağaza cirosunun yüzde 30’unun yatırımcıya ait olduğu yeni bayilik sisteminde, franchise bedeli bulunmuyor. Aynı zamanda kesin stok satın alma uygulamasının da olmadığı sistemde, ürünler konsinye olarak veriliyor. Yeni sistemde, ortalama 2 ile 4 yıl içerisinde yatırım geri dönüşü öngörülüyor. Yeni bayilik modelinde bayilere 7 gün 24 saat profesyonel destek sağlanıyor” dedi.

Akbacakoğlu Grup’un 2014 yılında Esas Holding ile gerçekleştirdiği işbirliği sonrası 360 derecelik değişim ve gelişim sürecini başlatan Ayakkabı Dünyası, Genel Müdür Uygar Turcan’ın ev sahipliğinde yatırım planlarını ve yeni dönem hedeflerini katılımcılarla paylaştı. 1923 yılından günümüze ayakkabıcılık sektörünün nabzını tutan markanın; büyüme hedefleri, 2017 yılı verileri, 2018 yılı yol haritası ve yeni iş modelleri Çırağan Sarayı Enderun Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında değerlendirildi. Toplantıda konuşan Ayakkabı Dünyası Genel Müdürü Uygar Turcan: “2014 yılında 14 ilde mağazamız bulunuyordu. 4 yılda yaptığımız yatırımlarla bugün 30 ilde ziyaretçilerimizle buluşabiliyoruz. Bu 4 yıl içerisinde mağaza sayımızı 70’e çıkarttık. Toplam metrekaremiz 40.000 metrekareye ulaştı. 2017 yılında yıllık 2,5 milyon ayakkabı satış adedine ulaşmış bulunuyoruz. 250 milyon TL’ye yaklaşan ciromuz, hedeflerimize sağlam adımlarla ilerlediğimizin göstergesi oldu. 2017 yılında istihdama katkımız 750 kişiye ulaştı. 25 milyona yaklaşan ziyaretçi sayımızla kendi rekorumuzu kırdık. Her yıl Türkiye nüfusunun yaklaşık 3’te 1’ine ulaşan sayıda ziyaretçiyi mağazalarımızda

misafir ediyoruz. 2018 yılında hedefimiz 345 milyon TL ciroya ulaşmak olacak. 2019 yılında 467 milyon, 2020 yılı sonunda da 637 milyon TL ciroya ulaşma hedefinde olacağız” dedi. Hedeflerine yeni bayilik sistemi ile ulaşmak istediklerini belirten Uygar Turcan: “Ayakkabı Dünyası olarak geliştirdiğimiz yeni bayilik modelimizde franchise bedeli bulunmuyor. Aynı zamanda kesin stok satın alma uygulamasının da olmadığı sistemde, ürünler konsinye olarak veriliyor. Dolayısı ile bayinin stok riski olmuyor veya stok için işletme sermayesi koyması gerekmiyor. Mağaza cirosunun yüzde 30’unun yatırımcıya ait olduğu bayilik sistemimizde ürünlerin indirimli satılıp satılmadığına bakılmaksızın aynı oranı uyguluyoruz. Başka bir deyişle indirim dönemlerinde de bayinin getiri oranı değişmiyor. Yeni sistemde ortalama 2 ile 4 yıl içerisinde yatırım geri dönüşü öngörüyoruz. Kendi mağazalarımızı nasıl yönetiyorsak aynı şekilde bayilerimize bölge müdürlerimizle 7 gün 24 saat profesyonel destek sağlıyoruz” dedi. Teknoloji Yatırımı Ayakkabı Dünyası, teknolojik altyapı çalışmalarıyla da ön plana çıkıyor. Bilgi Teknolojileri de-

56

partmanının geliştirdiği mobil satış uygulaması, mağaza içerisinde hızlı stok kontrol ve adresleme sistemi ile hızlı servis verilmesini sağlıyor. Uygulama, aynı zamanda tüm mağazaların stoklarını kontrol edebilme, diğer mağaza stoklarından satış imkânı ve ziyaretçilerin diledikleri adrese sevkiyat imkânı da sunuyor. Ayakkabı Dünyası’nın mobil satış uygulaması hakkında bilgi veren Uygar Turcan, “Birçok firmada yavaş yavaş görmeye başladığımız bu teknoloji aslında tek başına yeterli değil. Bu teknolojiyi kullanmak için aynı zamanda kültür değişimi yapmak gerekiyor. Geleneksel metotlarla iş yapmaya alışmış ve en önemlisi o yöntemin en doğru yöntem olduğunu düşünen insanlara ‘artık öyle değil böyle iş yap’ diyoruz. Ben bu kültür değişikliğini başarıyla yapmış olmamızdan dolayı rekabette fark yarattığımızı ve hala 1 adım önde olduğumuzu düşünüyorum. Günümüz perakendeciliğinde vazgeçilmez olan Omni channel yapıda sektörün oldukça ilerisindeyiz. Oluşturduğumuz yapı ile tüketici deneyimini kusursuz hale getirmeyi hedefliyoruz. Müşterilerimiz, internet siparişlerini mağazalarımızdan alabiliyor veya mağazalarımızda ürünlerini de-


ŞİRKET HABERLERİ

ğiştirebiliyorlar. Online ve offline müşterilerimizi unique olarak tek bir veri tabanında takip ederek omnichannel uygulama açısından Türkiye’nin sayılı firmalarından biri olduğumuzu söyleyebilirim. Bütünleşik müşteri datamız sayesinde etkili müşteri ilişkileri yönetimi sağlıyoruz. Bu da tüm kanallarda entegre pazarlama ile güçlü iletişimi beraberinde getiriyor. Online - offline entegrasyon ile ortak stok yönetimi bu alanda öne çıkıyor. Algoritmik ürün planlama sistemimiz sayesinde detaylı satış analizi ve machine learning aracılığıyla ürünlerin doğru lokasyonda bulunurlukta olmasını sağlıyoruz. Tamamen sistemsel bir yaklaşımla hangi ürünün hangi mağazamızda daha çok satılma ihtimali olduğunu hesaplıyoruz. Böylece doğru ürünün doğru zamanda doğru yerde olmasını sağlıyoruz. Elektronik belge akış sistemi, süreçlerin elektronik ortamda takibine ve operasyon akışlarının detaylı analizine olanak tanıyor. Örnek vermek gerekirse mağazalar eskiden; IT, planlama gibi destek fonksiyonlarından bir talepleri olduğunda telefon açı-

yor veya e-mail atıyorlardı. Bu sistemle elektronik belge akış sistemine taleplerini giriyorlar böylece alınan her talebin ne zaman karşılandığını ölçebiliyor, oluşan veri tabanı sayesinde problemlerin analizini kolayca yapabiliyor, prosesslerimizde iyileştirme alanlarını belirleyebiliyoruz” dedi. Lojistik Uygulamaları Basın toplantısında Ayakkabı Dünyası’nın lojistik alanındaki uygulamaları da katılımcılara anlatıldı. Ayakkabı Dünyası olarak 2 depo ile operasyon gerçekleştirdiklerinin ve en hızlı sezon geçiş kabiliyetine sahip olduklarının altını çizen Uygar Turcan, “Rakip firmalardan çok daha erken bir zaman için, mağazalarda belirttiğimiz tarihte yaz sezonundan kış sezonu düzenine geçeceğiz diyoruz ve bunu o tarihte çok hızlı bir şekilde başarı ile uygulayabiliyoruz. 400.000 ürün depolama kapasitesi bulunan Ankara’daki depomuz ve 100.000 ürün depolama kapasiteli İstanbul depomuz, günlük toplam 10.000 işlem gerçekleştirebiliyor. Toplamda 500.000 depolama kapasitemiz ve günlük 10.000 işlem kabiliyetimiz bulunuyor” dedi.

İnsan Kaynakları Çalışmaları Uygar Turcan, insan kaynakları alanındaki uygulamalarına değinirken çalışanlarının eğitimlerine büyük önem verdiklerini belirtti ve “Kariyer yolunda tüm ekibimizin eğitim almasını sağlıyoruz. Online eğitim portalımız aracılığıyla tüm çalışanlarımıza verdiğimiz eğitimlerin kişi başına düşen süresi 306 dakikaya ulaştı. Mağaza ekiplerimize online eğitimin yanı sıra sahada eğitim koçlarımız aracılığı ile sürekli satış eğitimleri veriyor ve bilgilerinin güncel kalmasını sağlıyoruz. Toplamda 5904 saat, kişi başına 16 saatlik satış eğitimlerimizi 2017 yılında tamamladık” dedi. Ülke ekonomisine inandıklarının ve yatırımlarına ara vermeden devam ettiklerinin altını çizen Turcan, günün modası dendiğinde akla gelen lider ayakkabı perakendecilerinden biri olarak, yenilikçi yaklaşımlarla büyüme ivmelerini sürdürürken Türk ayakkabı sektörünün önemli ve saygın markalarından biri olmaya devam ettiklerini söyledi.

57


ŞİRKET HABERLERİ

Howden Ortadoğu’da büyüyor İngiltere merkezli reasürans ve sigorta brokerliği şirketi Howden, Umman’da New Generation Insurance Services adlı şirketin çoğunluk hisselerini satın aldı. Yeni şirket Howden’in Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge CEO’su Atınç Yılmaz’a bağlı olacak. Hyperion Insurance Group’a bağlı sigorta ve reasürans brokerliği şirketi Howden, merkezi Umman’da bulunan New Generation Insurance Services Ltd.’in (NGIS) hisselerinin çoğunluğunu satın aldı. Kuruluşun adı Howden Insurance Brokers Ltd. olarak değiştirilirken, yeni şirketin CEO’su olarak da Rajiv Arora atandı. Arora, Howden’ın

David Howden 58

yeni Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Bölge CEO’su Atınç Yılmaz’a bağlı olarak çalışacak. Howden’ın ve ana şirket Hyperion’un CEO’su David Howden Umman’ın sigorta piyasasının hızla büyüdüğüne dikkat çekerek, Howden Grubu’nun Londra’nın yanı sıra uluslararası pazarlara ve özel sigorta ürünlerine erişimi sayesinde, bu bölgede-

ki müşterilere yeni bir yaklaşım sunabileceklerini söyledi. David Howden, “Amacımız, uluslararası becerilerimizi Umman’da müşterilerimize en iyi şekilde ulaştırabilmemizi sağlayan, üstün bir brokerlik şirketi inşa etmek” diye konuştu.


ŞİRKET HABERLERİ

Borsa İstanbul’da Kerevitaş için gong töreni düzenlendi Dondurulmuş gıda pazarının lideri Kerevitaş’ın, son dönemdeki en büyük tahsisli sermaye artışı sonrası Türkiye yağ pazarının lideri Besler’i resmen satın almasının ardından Borsa İstanbul’da gong töreni düzenledi. Borsa İstanbul’da düzenlenen törene Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, Yıldız Holding İşlenmiş Et, Dondurulmuş Gıda ve Kişisel Bakım Grup Başkanı Oğuz Aldemir, Yıldız Holding CFO’su Mustafa Tercan ve Borsa İstanbul A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Korkmaz Ergün ile finans ve yatırım dünyasının temsilcileri katıldı. Gong töreni sırasında konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, “Yıldız Holding olarak Türkiye’de yatırımlara devam ediyoruz. Dondurulmuş gıda alanında sektör lideri olan şirketimiz Kerevitaş, Türkiye’nin yağ pazarının yüzde 65’ine hâkim, sektör lideri şirket Besler’i bünyesine katarak gücüne güç kattı. Kerevitaş, Marsa’nın da çoğunluk hissesini elinde bulunduran Besler ile birlikte önce bölgesel ardından da küresel bir yolculuk hedefliyor. Kerevitaş; satın alma sonrası güçlü özkaynak ve istikrarlı büyüme trendi ile gıda alanında birçok farklı sahaya yatırım yapabilecek mali güce sahip olacak ve bir yandan da sürdürülebilir büyümesini devam ettirecek. Böylesine büyük bir yapıyla, daha önce olduğu gibi bundan sonra da Türkiye ekonomisi ve ihracatı için çalışmaya devam edeceğiz. Yeni yapımızla küçük ve büyük yatırımcılarımızı memnun etmeyi hedefliyoruz. Hepimiz için hayırlı olmasını dilerim” şeklinde konuştu. Borsa İstanbul A.Ş Genel Müdür Yardımcısı Korkmaz Ergün, “Borsamızda işlem gören en önemli şirketlerimizden Kerevitaş Gıda’nın Besler Gıda’yı satın alması sonrasında, finansallarını güçlendirmesini ve faaliyetlerini genişletmesini ümit

ediyor ve bu açıdan önemsiyoruz. Borsamızda işlem gören Kerevitaş’a yatırım yapan Kerevitaş yatırımcılarının bu satın almadan dolayı yatırımlarını artıracağını düşünüyoruz. Bu vesileyle emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Yıldız Holding İşlenmiş Et, Dondurulmuş Gıda ve

Kişisel Bakım Grubu Başkanı Oğuz Aldemir, “Bugün Kerevitaş, Türkiye’nin pazar lideri yağ üreticisi Besler’in de sinerjisiyle daha geniş alanda faaliyet gösteren ve büyük bir satış hacmi olan yeni bir yapıya dönüşüyor. Besler’in güçlü öz kaynağı, sürdürülebilir büyüme kriterleri ve tam otomasyona sahip üretim tesislerinin yeni yapımıza destek vereceğini belirtmek istiyoruz. Hedefimiz, tüketicilerimizin karşısına daha geniş bir portföy ile çıkarak müşteri memnuniyetimizi artırmak” değerlendirmesinde bulundu. Yıldız Holding CFO’su Mustafa Tercan, “Türkiye’nin halka açık en büyük ikinci gıda şirketi olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyoruz. Bugün artık elinde Kerevitaş hissesi bulunduran yatırımcılar Besler gibi güçlü bir markanın da bu hisse içinde yer aldığını bilmeli ve bunun güvenini hissetmeli. Bu yeni yapının hissedarlarımıza güven vereceğine inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Kerevitaş’ın 904,5 milyon TL ödediği bu anlaşma sonrası 2017 yılı sonu konsolide net cirosunun yaklaşık 2.5 milyar TL, konsolide FAVÖK’ün 150160 milyon TL civarında gerçekleşeceği öngörülüyor. 59


ŞİRKET HABERLERİ

Ören Kablo, yeni nesil Cat 7 data kabloları ile yine fark yaratıyor İçinde bulunduğu coğrafyada teknolojik imkanları ve üretim kapasitesi açısından kablo sektöründe lider konumda olan Türkiye’nin, sektördeki önemli oyuncularından biri olan Ören Kablo müşterilerine sunduğu yeni nesil Cat 7 data kabloları ile tekrar fark yaratırken, yeniden yapılanma sürecinin bir parçası olarak değişim ve gelişimini pekiştiren yeni kurumsal kimliğini ve logosunu da eş zamanlı olarak duyurdu. Türkiye’nin ilk koaksiyel kablo üreticisi olarak bilinen Ören Kablo, yıllar içinde müşteri memnuniyetini birincil öncelik yaparak genişlettiği üstün kaliteli ürün gamına konusunda uzman, dinamik ve yaratıcı takım arkadaşlarıyla hayata geçirdikleri yeni nesil ürünlerini de ekleyerek üstün kaliteli ve uygun fiyatlı kablolarını müşterileriyle buluşturmaya devam ediyor. Ören Kablo , teknik yönden çok güçlü aynı zamanda girilmesi zor bir pazar olan Almanya’da güçlü bir marka değeri yaratmış olup Almanya’da faaliyet gösteren kablo operatörlerinden ürünlerine teknik onay alabilmiş ve kendi markasıyla kendini bu pazarda kanıtlamış ilk ve tek Türk firmasıdır. 2009 yılından bu yana Almanya kablo TV ürün segmentinde olan firma bugün itibari ile %60’lık pazar payı ile “lider” konumundadır. Avrupa’da Türkiye’yi temsil eden önemli kablo markaları arasında sağlam bir yere sahip olan firma teknolojiyi bir adım önde takip ederek veri paylaşımının hızlanma ihtiyacı için altyapısını geliştirdi ve data kablolarında “büyük bant genişliği” ihtiyacını gidermek için yeni nesil data kablolarını

60

tüketicileriyle buluşturmaya başlamıştır. Veri transferinde kullanılan Cat kablolar, diğer bir adıyla ethernet kablolar, gelişen teknoloji ile beraber hızlanma ihtiyacı taşırlar. Hızlanan veri transferlerini karşılamak için farklı teknik özelliklere sahip cat6, cat6a ve cat7 kablolar bu sebeple üretilmekte olup bu ürünlerin kullanım alanına göre doğru seçimi önem taşır. 2016 yılının sonuna kadar Cat 6 kablo üretimini aralıksız sürdüren firma, gelişen teknolojinin doğuracağı ihtiyaçları önceden görerek Ar-Ge ve üretim yatırımlarını üstün kaliteli Cat 7 ve Cat 7A kablo ürünlerini de sunabilecek seviyeye getirmiştir. Ören Kablo bugün itibari ile teknolojik gelişmelere paralel sektörde ileriki dönemlerde doğacak ihtiyaçları karşılayacak üretim koşullarını bugünden karşılayacak kapasitededir. Firma, Cat 7 ve üzeri Data/LAN kablolarında izolasyon malzemesi olarak Köpüklü Polietilen kullanıldığından öncelikle Cat 7 ve üzeri Data/ LAN kablolarının izolasyonlarının üretimleri için Fiziksel Köpüklü İzolasyon hattına yatırım yapmıştır. Ören Kablo, kablo kategorisinin artmasıyla hassasiyetinin de artması, dolayısıyla perlerin Empedansını, direnç dengesizliğini üretim sırasında çok iyi

kontrol altında tutulması gereksinimini de göz önüne alarak kabloyu tek aşamada bükebilen hatlarında bu parametreleri sürekli kontrol altında tutabilmek için perlerin bükülmesinden, en son grup büküme kadar her aşamada online gerginlik kontrolü sağlayabilmektedir. Üretim hatlarının yanı sıra test cihazlarına da ciddi yatırımlar yapan firma laboratuvarlarına en son katmış oldukları test cihazları sayesinde Data/ LAN kablolarını 2GHz seviyesine kadar test edebilmektedir. Yeni segment ürünleri olan Cat7 serisinde de aynı prensibi sürdürecek olan Ören Kablo yine aynı ihracat prensibini benimseyerek yurt dışında doğabilecek ihtiyaçlara cevap verecek “Ören Kablo” markalı ürünleriyle her türlü projede, pek çok ayrı ülkede kendi ismi ile yer almayı ve ülkemizi farklı coğrafyalarda da üstün kaliteli ve rekabetçi ürünleri ile temsil etmeyi hedeflemektedir.



ŞİRKET HABERLERİ

En büyük gemileri Aliağa’da konuk edecek Petlim Genel Müdürü Doğan Çırakoğlu, eylülde ikinci fazı da tamamlanan ve 1.5 milyon TEU kapasitesiyle Türkiye’nin üçüncü büyük konteyner terminali olan Petlim’in bölge ticaretinde önemli rol oynayacağını söyledi.

Doğan Çırakoğlu

SOCAR Türkiye’nin iştiraki Petlim Konteyner Terminali, Ege Bölgesi’nin ticaretine çok önemli katkı sağlayacak, 16 bin TEU’luk en büyük gemilerin yanaşabileceği terminalin kapasitesi 1.5 milyon TEU olacak. Petlim Genel Müdürü Doğan Çırakoğlu, Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 30’unu gerçekleştiren Ege Bölgesi’nde Petlim’in en büyük konteyner terminali olacağını ifade etti. Petlim’in dünyanın en büyük terminal işletmecilerinden biri olan APM Terminals İzmir tarafından 28 yıl boyunca işletileceğini dile getiren Çırakoğlu, “Artık 16 bin TEU’luk büyük gemilerin de Aliağa’ya yanaşabileceğini düşünürsek, Petlim’in bölge ticaretine çok büyük katkısı olacağını söyleyebiliriz. Ulaştırma Bakanlığı’nın hali hazırda devam eden otoyol ve demiryolu bağlantıları da 62


ŞİRKET HABERLERİ

tamamlandığında rekabetçi yapımızla daha da ön plana çıkacağız” dedi. 400 MİLYON $’LIK YATIRIM Petlim’in tamamen Türk müteahhitleri, mühendisleri ve işçileriyle tamamlanarak 400 milyon dolarlık yatırım ile hayata geçtiğini anlatan Çırakoğlu, “Petlim, eylül ayında ikinci fazın da devreye girmesiyle gerekli işletme izinleri alındıktan sonra kapasitesini iki kat artırarak 1.5 milyon TEU’ya çıkaracak. 700 metrelik konteyner rıhtımı, 42 hektarlık geri sahası ve 150 metrelik genel

kargo ve dökme yük rıhtımı bulunan Petlim, 16 metrelik su derinliği ile 16 bin TEU kapasiteli son nesil gemilere hizmet verebilme özelliğine sahip. Terminalin yapım aşamasında yaklaşık 9 milyon adam/saat çalışıldı. APM Terminals İzmir tarafından istihdam edilecek çalışan sayısı da zaman içinde 600’e ulaşacak” diye konuştu. SOCAR Türkiye’nin rafineri – petrokimya – enerji – lojistik – dağıtım – depolama entegrasyonuna değinen Çırakoğlu, Petlim’in bu vizyonun lojistik ayağını oluşturduğunu söyledi. Petlim’in SOCAR

Türkiye bünyesindeki diğer deniz işlerini yapmak için de kendilerine bir referans oluşturduğunu ifade eden Çırakoğlu, şöyle devam etti: “Bizim sürdürülebilirlik hedeflerimizde başka projeler ve deniz operasyonları da bulunuyor. Enerji işinde olan her şirketin denizle bir ilişkisi olmak zorunda. Bu kapsamda birtakım kıyı yapılarının projeleri var; yeni inşa, güçlendirme, genişleme gibi. Bu projeleri yalnızca yapmak değil, yapılan yatırımın geri dönüşü, yarattığı fayda ve ticaret hacmi bizim için çok daha önemli.”

63


ŞİRKET HABERLERİ

Boeing ve Türk Hava Yolları, bayrak taşıyıcının başarılı alt markası Turkish Cargo’nun ilk 777 Kargo Uçağının teslimini kutluyor. Boeing ve Türk Hava Yolları, bugün küresel taşıyıcının ilk 777 kargo uçağının teslimatını kutladı. Teslim alınan uçak, Türk Hava Yolları’nın hava kargo taşımacılığı sektöründe hızla yükselen, başarılı alt markası Turkish Cargo’nun bu yıl içerisinde sipariş ettiği iki adet 777 kargo uçağının ilki olma özelliğini taşıyor. Teslim töreninde konuşan Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı; “Bugün, burada birlikte kutladığımız ilk 777 kargo uçağımızın teslimatı, süratle geliştirdiğimiz kargo faaliyetlerimiz için önemli bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Türk Hava Yolları’nın başarılı alt markası Turkish Cargo, 2017’nin Ocak ayı itibariyle direkt kargo seferi düzenlediği nokta sayısını 55’ten 73’e çıkarıp; taşınan kargo miktarını geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla %29 oranında artırarak, yaklaşık bir milyon tona yükseltti. Bu dikkat çeken performans, sektörel anlamda oldukça büyük bir başarı. Hızla büyüyen kargo operasyonlarımıza artı değer katacak bu teslimat ile eminim ki alanında etkin profil çizen Turkish Cargo, mevcuttakinden daha fazla rekabet ve genişleme hızı ile İstanbul’daki merkezimizden kısa ve uzun menzilli noktalara daha kısa sürede ulaşarak çizdiği yükselen grafiği daha da yukarıya taşıyacaktır.” dedi. “777 kargo uçağını Türk Hava Yolları’na teslim etmekten onur duyuyoruz.” diyerek sözlerine başlayan Boeing Orta Asya, Afrika, Rusya, Türkiye, Orta Doğu Bölgelerinden Sorumlu Ticari Uçaklar Satış Pazarlama Başkan Yardımcısı Marty Bentrott ise; “Bu uçak, gerek mesafe, gerekse gelişmiş kargo

64

kapasitesi ile Türk Hava Yolları’nın küresel kargo hizmetini çok daha kârlı bir şekilde büyütmeyi sürdürmesinde kusursuz bir tercih olarak önem kazanıyor.” dedi. Dünyanın en uzun menzilli ikiz motorlu kargo uçağı olan 777F, teknolojik anlamda gelişmiş 777-200 LR (uzun menzilli) yolcu uçağına dayanmakla birlikte, 102,000 kg tam yüklü hâli ile 4,900 deniz mili (9,070 km) uçabiliyor. Dünyanın en hızlı büyüyen ve en başarılı havayolu şirketlerinden biri olan İstanbul merkezli Türk Hava Yolları bugün, 120 ülkedeki 300 varış noktası ile her yıl ortalama 60 milyondan fazla yolcu taşımakta. İlk yurtiçi uçuşunu 1933’te, ilk uluslararası uçuşunu ise 1947’de düzenleyen küresel marka, 1933’te 28 yolcunun taşınabildiği 5 uçaktan oluşan oldukça mütevazı filodan bugün 329 uçaklık filo kapasitesine ulaşmış bulunuyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yıl Dönümü için tasarlanan 2023 vizyonu çerçevesinde; toplamda 170 uçağı bulan siparişler ve 2023 yılının sonuna kadar kiralanacak/kira süresi sona erecek uçaklar da dikkate alındığında, 2023 yılı sonunda bayrak taşıyıcı havayolunun filosunda kargo uçakları da dâhil olmak üzere toplamda 500 uçak bulunması öngörülüyor.


ŞİRKET HABERLERİ

TÜRK PRYSMIAN KABLO’NUN 2017 KURUMSAL YÖNETİM DERECELENDİRME NOTU 91,13! Enerji ve telekomünikasyon kabloları sektöründe dünya çapında lideri olan Prysmian Group’un Türkiye operasyonu Türk Prysmian Kablo’nun “Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu” üst üste 7.yıl artış gösterdi ve 2017 yılında 100 üzerinden 91,13’e yükseltti.

Türk Prysmian Kablo’nun 2017 yılındaki “Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notu” açıklandı. Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) lisansı ile kurumsal yönetim derecelendirme faaliyetinde bulunan Saha Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri firması tarafından her yıl hazırlanan çalışmada, Türk Prysmian’ın “Kurumsal Yönetim Derecelendirme” notu bu yıl da artış gösterdi ve 100 üzerinden 91,13 olarak güncellendi. 2016 yılında 100 üzerinden 90,92 olan Türk Prysmian’ın Kurumsal Yönetim Derecelendirme notu endekse dahil olduğu 2009 yılından beri, toplamda 13,55 puanlık bir artış yaşadı. Bu nottaki artış, Türk Prysmian’ın kurumsal yönetim ilkelerine verdiği önemi, bunu dinamik bir süreç olarak yürütmekteki kararlılığını gösteriyor. Türk Prysmian Kablo, Pay Sahipleri bölümünden 91,94, Kamuyu Aydınlatma ve şeffaflık bölümünden 92,88, Menfaat Sahipleri bölümünden 92,26 ve Yönetim Kurulu bölümünden 88,81 olmak üzere ortalamada 91,13 puan alarak kurumsal yönetim ilkelerine en üst seviyede uyum sağladığını bir kez daha belgeledi. Saha Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri tarafından, ilk kez 2009 yılında yapılan değerlendirmede, Türk Prysmian’ın 77,58 olarak hesaplanan “Kurumsal Yönetim Derecelendirme” notu, 2010 yılında 80,79, 2011 yılında 81,50,

2012 yılında 84,39, 2013 yılında 86,55, 2014 yılında 90,62, 2015’te 90,90 ve 2016 yılında ise 90,92 olmuştu. Türkiye ekonomisine ve endüstrisine 50 yıldan uzun süredir aralıksız katkı sağlayan Türk Prysmian, SAHA’nın Temmuz 2017 tarihinde yayımladığı Dünya Kurumsal Yönetim Endeksi’ne (WCGI) göre 1. grupta yer aldı. Türk Prysmian, gelecek yıllarda da süregelen yükselişini sürdürmeyi hedefliyor. Türk Prysmian Kablo’nun CFO’su Ercan Gökdağ, alınan notu “Şirketimiz Kurumsal Yönetim ile ilgili düzenlemelere son derece önem vermektedir. Geçmiş yıllardaki puanlarımız da göz önüne alındığında, derecelendirme notumuzun grafiğinin tutarlı bir şekilde yükseliş trendi gösterdiği görülmektedir. Bu da, Türk kablo sektöründeki tek halka açık şirket olarak faaliyetlerimizi adillik, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sorumluluk çerçevesinde gerçekleştirdiğimizi ortaya koymaktadır. Önümüzdeki yıllarda yapılacak iyileştirmelerle, Kurumsal Derecelendirme notumuzu daha da üst seviyelere taşımayı planlamaktayız ve bu yöndeki çalışmalarımızı da başlatmış bulunuyoruz.” şeklinde değerlendirdi. Türk Prysmian Kablo’nun CEO’su Erkan Aydoğdu ise, konuyla ilgili olarak “2011 yılında ilk defa duyurduğumuz ‘Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz’ misyonumuzun sadece bir firma mottosu olmadığını belirtmek isteriz. Çalışanlarımızdan, kablolarımızla hayat verdiğimiz dünya çapındaki projelere kadar attığımız her adımda Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz, bunun için çalışıyoruz. Kurumsal Yönetim Derecelendirme Notumuzu da, bu misyon doğrultusunda, her yıl olduğu gibi bu yıl da artırmayı başardık. Bu istikrarlı yükseliş, kurumsal yönetim ilkelerine verdiğimiz önemi, bunu sürekli ve dinamik bir süreç olarak yürütmekteki kararlılığımızı göstermesi açısından firmamız için ayrı bir önem taşıyor” dedi.

65


: OTOMOTIV

Fiat Doblo’ya İngiltere’den Üst Üste Üçüncü Kez Ödül! Sınıfının En iyisi: Fiat Doblo! Fiat Professional Ailesi’nin, Tofaş’ta üretilerek dünyanın pek çok ülkesine ihraç edilen modeli Fiat Doblo Cargo, İngiltere’de gerçekleştirilen “What Van?” ödülleri kapsamında, üst üste üçüncü defa, “Yılın Hafif Ticari Vanı” ünvanını kazanarak iddiasını ortaya koydu. What Van? Editörü James Dallas, konuyla ilgili olarak, “Doblo Cargo’nun üç sene üst üste bu ödülü alması, aracın kalitesinin devamlılığı için oldukça ikna edici; Doblo Cargo’nun yol tutuşu ve malzeme kalitesi birinci sınıf” açıklamasında bulundu. Bursa’daki Tofaş fabrikasında üretilen, Fiat Professional Ailesi üyelerinden Doblo’nun Cargo versiyonu, global anlamda önemli başarılar kazanmaya devam ediyor. Dünyanın önde gelen ticari araç dergilerinden biri olan “What Van?” tarafından düzenlenen organizasyonda üst üste üçüncü kez “Yılın Hafif Ticari Vanı Ödülü”nü kazanan Fiat Doblo Cargo’nun yanı sıra, Fiat Fiorino Cargo da “Küçük Ticari Van” kategorisinde, “yüksek derecede önerilir” övgüsünü aldı. Jüri tarafından sınıflarının en iyisi seçilerek tüm rakiplerini geride bırakan Fiat Doblo Cargo, yükleme kapasitesi, modüler yapısı, konfor seviyesi ve ekonomik kullanım maliyetleriyle birçok konuda etkileyici so-

66

nuçlara imza atarak birincilik koltuğuna oturdu. “What Van?” Editörü James Dallas konuyla ilgili, “Doblo Cargo’nun Yılın Hafif Ticari Van Ödülü’nü üç sene üst üste almış olması; aracın kalitesinin sürekliliği için oldukça ikna edici; ayrıca Doblo Cargo, kendi sınıfında en iyi yol tutuş, konfor ve kalite seviyesini bünyesinde barındırıyor” açıklamasında bulundu. Türkiye’de de hafif ticari araç sınıfının referans modeli olma başarısını gösteren Fiat Doblo Cargo, standart, uzun şasili maxi ve uzun şasili yüksek tavan maxi XL olmak üzere 3 faklı gövde seçeneği sunuyor.1.8 metre ile 3.4 metre arasında değişen

iç mekân uzunluğu, yüksek tavan versiyonunda 5400 litreye varan yük bölümü hacmi ve 1 ton istiap haddi ile sınıfının en iyisi olan Doblo Cargo, son nesli ile birlikte daha etkileyici tasarımı ve sürüş konforunun yanı sıra daha teknolojik, daha pratik, daha verimli olmayı başarıyor. Tofaş mühendis ve işçilerinin imzasıyla hayata geçirilen Minicargo projesinin Fiat markalı yüzünü temsil eden Fiorino’nun Cargo modeli ise 2800 litreye varan yük hacmi ile hem kullanıcılarının işlerini kolaylaştırıyor hem de ticari aracın sağlamlık ve kapasitesini bir otomobilin rahatlığı ile birleştiriyor.


: OTOMOTIV

Türkiye’de 1 yılda 10.000 araç daha çabuk hızlanmak için modifiye edildi Her geçen gün yoğunlaşan trafik ve araç sayısı sürücüleri daha seri ve dinamik araç kullanmaya yönlendiriyor. Aracının performansını artırmak isteyenlerin en çok başvurduğu yöntemlerin başında da hızlandırıcı gaz tepkime cihazları geliyor. Türkiye’de 10.000’den fazla binek araç bu cihazları kullanıyor. PedalBox adı verilen sistem, aslında sadece yolların değil yarış pistlerinin de gözdesi olmaya aday. Bir süredir Norveç Drift Şampiyonu Øyvind Øversveen’in de yarış araçlarında gaz

pedalı tepkime süresini düşürmek için kullandığı Pedalbox, araçların performansını %30’a kadar yükseltiyor. Alman DTE System’in ürettiği TÜV onaylı Pedalbox, kumandası aracılığıyla gaz pedalından gelen sinyalleri optimize ederek motora iletiyor. Bu sayede üretim esnasında standart hale getirmek amacıyla önceden belirlenen gecikme sürelerini neredeyse sıfıra indirip, aracın hantallığını ve geç tepki vermesini önlüyor. Araçta torku aynı

kalırken, sağlıklı bir güç artışı ve yakıt ekonomisi için maksimum verimlilik sağlanıyor. Özellikle İstanbul gibi trafiğin yoğun olduğu ve insanların beklemeye tahammülünün olmadı büyük şehirlerde şoförler bu tip modifiye ekipmanlarına ihtiyaç duyuyor. Pedalbox ile ilgili deneyimlerini aktaran Norveç Drift Şampiyonu Øyvind Øversveen, “Özel hayatımda ve yarış pistlerinde yılda yaklaşık 60 bin km yol yapıyorum. Benim kadar yol kat eden biri, sürüş anında çok farklı koşullar ve olaylarla karşı karşıya kalabiliyor. Bu tarz durumlarda araç ve sürücünün esnek olması gerekiyor. Bir sedan araçta bile, günlük değişken sürüş şartları içinde yüksek performansa ihtiyaç duyuyorum. Ne yazık ki bu araçlar ağır ve hantal, şanzıman oranları ise çok uzun oluyor. Ancak PedalBox, her araca farklı birer karakter kazandırarak performansıyla şaşırtıyor” dedi. Önde gelen Alman otomobil dergisi Auto Tuner’ın testleri sonucunda 2016 yılı Performans Ödülü kazanan Pedalbox, aynı zamanda Alman Modifikasyon Derneği tarafından onaylı ürünler listesinde de yer alıyor.

67


: OTOMOTIV

PIRELLI 2018 YILINDAN İTİBAREN DÜNYA RALLİ ŞAMPİYONASINA DÖNÜYOR Pirelli, 2017’de bir yıl ara verdikten sonra, gelecek seneden itibaren Dünya Ralli Şampiyonasına dönüyor. 1973’teki ilk sezonundan itibaren Şampiyonada yer alan marka, yıllar içinde 181 yarış ve 25 dünya şampiyonluğu ile önemli bir başarıya imza atmış bulunuyor. Dünya Ralli Şampiyonası ve WRC2 feeder kategorisinin en yeni nesli için yeni ürünlerin homologasyonlarını geliştiren Pirelli, hem asfalt hem de çakıllı zeminlerde performansı ve dayanıklılığı daha da artırdı. Pirelli ayrıca gelecek yıldan itibaren Dünya Gençler Ralli Şampiyonasının (Junior WRC) da tek tedarikçisi oldu. 1 Ocak 1989 tarihinden sonra doğan pilotların katılabildiği bu şampiyonada aynı R2 konfigürasyonuna sahip Ford Fiesta araçlarla yarışılıyor. Şampiyon pilot, yepyeni bir Fiesta R5 sahibi olurken 2019 WRC2 sezonu için lastik, yakıt ve rallilere ücretsiz katılım paketleri de kazanıyor. Bu uygulamayla, Pirelli Star pilot programı ve WRC Academy gibi programlar aracılığıyla genç pilotların Dünya Ralli Şampiyonasındaki kariyerlerini geliştirme konusundaki Pirelli geleneği sürdürülüyor. Bu tanıtım serisi kapsamında şimdiye dek Craig Breen, Elfyn Evans, Hayden Paddon ve Ott Tanak gibi pilotlar fabrika takımlarıyla bu spor dalının zirvesine yükselmeyi başardılar. Son dünya şampiyonu Sebastien Ogier de gençler şampiyonluğunu 2008’de Pirelli lastikleriyle kazandı. Pirelli, gelecek yıl Dünya Ralli Şampiyonasında kullanılmak üzere asfalt zemin için yeni bir P Zero lastik serisi ve çakıllı zemin için Scorpion lastiklerin yanı sıra, buzlu ve karlı zemin için yeniden

68

tasarlanan Sottozero (çivili ve çivisiz olarak sunulan) lastikleri üretti. Asfalt zemin için yepyeni bir P Zero RK5A lastikle birlikte daha yumuşak bir P Zero RK7B lastik sunuluyor. Islak asfalt içinse Cinturato RWA ilk kez lanse ediliyor. Bu lastiklerin tümü, çeşitli patentli teknolojiler sayesinde, her zamankinden daha fazla tutuş ve performans sağlayan yeni konstrüksiyonlar ve hamurlar içeriyor. Pirelli, çakıllı zeminler için yeni Takviyeli Scorpion K4 ile birlikte daha yumuşak Takviyeli Scorpion K6 lastikleri sunuyor. Son derece hızlı olmalarının yanı sıra, bu lastikler ilave takviyeyle en zorlu offroad koşullarında bile delinmelere karşı koruma sağlıyor. Yeni bir sırt deseni de sürüşü ve kullanımı geliştiriyor. Şampiyonanın iki kış yarışının gerçekleşeceği Monte Carlo ve İsveç’te sırasıyla Sottozero B ve Sottozero Buz (uzun çivili) olmak üzere yeni nesil Sottozero lastikler sunulacak. Bu lastiklerde de çivilerin tutuşu için patentli teknolojiler kullanılıyor ve etap boyunca optimum tutuş sağlanıyor. Pirelli Otomobil Yarışları Başkanı Mario Isola şu yorumda bulundu: “Dünya Ralli Şampiyonası›ndaki uzun ve etkileyici geçmişimizle birlikte bu spor dalındaki en başarılı takımlar ve pilotlarla çalışmalarımızı da dikkate aldığımızda gelecek yıl geri dönmemiz doğal bir karar oldu. Güvenilirlikten

ödün vermeden rekabet avantajı sağlama açısından Formula 1’den aldığımız pek çok dersten yararlanarak Dünya Ralli Şampiyonasının çok yönlü taleplerine uygun lastikler geliştirdik. Gençler şampiyonasına dönmekten de özellikle memnuniyet duyuyoruz zira geçmişte pek çok yıldızın kariyerini şekillendirmeye yardımcı olduğumuz gibi genç pilotları destekleme yaklaşımımıza mükemmel uyuyor.” Pirelli, gelecek yıl 22-28 Ocak tarihleri arasında Rallye Monte-Carlo ile başlayacak olan Dünya Ralli Şampiyonasının yanı sıra Avrupa Ralli Şampiyonasının tedarikçisi olmaya da devam edecek. Pek çok genç pilotun kariyer merdivenlerinde tırmanmasına yardımcı olan Avrupa Ralli Şampiyonasında Pirelli ile yarışan Kajetan Kajetanowicz’in arka arkaya üç şampiyonluğu bulunuyor. Avrupa 27 Yaş Altı Gençler Şampiyonasında kullanılacak R2 araçların lastikleri bir kez daha Pirelli tarafından özel olarak tedarik edilecek. Bütün bunlar, Pirelli’nin ultra yüksek performanslı yol araçlarının lastiklerinde olduğu kadar yetenekli genç pilotları geliştirmek ve ralli dünyasının zirvesine taşımak konusunda da dünya lideri olması anlamına geliyor.


: OTOMOTIV

RESTORFX TÜRKİYE FRANCİSE İLE YÜKSELİŞE GEÇTİ 75 binTL’ lik franchise bedeli ile dünyanın en yenilikçi teknolojisini tüm Türkiye’ye yayan RestorFX, 18 bayisi ile araçları ilk günkü görünümüne kavuşturuyor; değerini geri kazandırıyor. On yıl önce Kanada’da boya restorasyonu endüstrisinde devrim yaratan bir teknoloji olarak doğan RestorFX, Türkiye’ye henüz bir yıl önce girmesine rağmen franchise talepleri ile hızla büyüyor. 2018 yılında 32 bayiye ulaşma hedefinde olan RestorFX, İstanbul’da farklı ilçeler başta olmak üzere, Bursa, Adana, Trabzon, Tekirdağ, Gaziantep gibi illerde açılmayı hedefliyor. Anadolu’dan Talep Çok RestorFX, Avustralya, İngiltere, Fransa, Belçika, Arjantin, Kazakistan, Mısır, Hindistan, Rusya, Kore başta olmak üzere dünyada 55 ülkede binlerce bayiye sahip. Türkiye’de ise İstanbul (Pendik-

Maslak-Mahmutbey, Yenisahra), Nevşehir, Kocaeli, Diyarbakır, İzmir, Ankara (Yenimahalle), Sivas, Düzce, Konya, Karamürsel, Eskişehir, Adıyaman, Mersin ve Şanlıurfa’da franchise şubelerini açtı ve açmaya da devam ediyor. Tek Bir Şube İle Yıllık 1 Milyon TL Ciro RestorFX yatırımcısına franchise giriş bedeli, isim hakkı, royalty, ürün paketi, eğitim ve promosyon ürünleri içinde toplam 75 bin TL yatırım maliyeti sunuyor. Ayrıca açılan bir şube için yıllık 1 milyon TL ciro hedefi sunuyor.

Araç Ömrünü Uzatıyor Çevreye duyarlı ürünler kullanılan RestorFX uygulaması, uzun araştırmalar ve son teknolojiyle ortaya çıkmış, kimyasal bir yöntem. Bu yöntemle, boya katmanına derinlemesine iniliyor, hasarlar kalıcı olarak yok ediliyor ve araç boyası ilk günkü parlaklığına kavuşturuluyor. Eğitimli, sertifikalı bir ekiple ve kısa zamanda yapılan uygulama, araçları ilk günkü görünümüne kavuşturuyor; değerini geri kazandırıyor.

69


: OTOMOTIV

Turkish Cargo’dan Milli Otomotiv Sanayisine Fark Yaratan Hizmet Küresel hava kargo taşımacılığı pazarındaki payını her geçen gün artıran Turkish Cargo ile çözüm ortağı Lima Logistics, Tofaş’a özel lojistik hizmetler sunarak milli otomotiv sanayine önemli bir katkıda bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde filosuna iki yeni Boeing 777F kargo uçağını katarak hava kargo taşımacılığındaki hedeflerine bir adım daha yaklaşan Turkish Cargo, uluslararası taşımacılık sektörünün hızlı büyüyen yerli sermayeli şirketlerinden Lima Logistics ve otomotiv sanayinin öncü kuruluşlarından Tofaş ile özel bir anlaşma için bir araya geldi. Türkiye otomotiv sanayine önemli katkı sağlayacak anlaşma sayesinde Fiat Chrysler Automotive (FCA) tarafından İtalya’da üretilen parçalar, Lima Logistics’in İtalya’daki acente ağı üzerinden

70

Tofaş’ın üretim hattına, Turkish Cargo ile 24 saatten daha az süre içerisinde JIT (Just in Time – tam zamanında) olarak ulaşacak. Operasyonel başarısını ve ulaşım gücünü milli sanayinin hizmetine sunan Turkish Cargo, ilk etapta İtalya’dan Tofaş’ın Bursa’da bulunan fabrikasına haftalık 50 tonluk üretim malzemesi ve yedek parça taşıyacak. Bu anlaşma hava kargo sektörünün en hızlı büyüyen şirketi olan Turkish Cargo’nun pazardaki yükselişine ve İtalya pazarındaki ilk 5 şirketten biri olma hedefine de des-

tek olacak. Dünyadaki üretim ve ticaret merkezlerine, ulaşım için en iyi bağlantıları sağlayan Turkish Cargo, kaliteli hizmet anlayışı ile sunduğu cazip olanakları, müşterilerinin ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak adına geliştirmeye devam ediyor ve her geçen gün artan lojistik talebe yönelik özel ve pratik çözümler üreterek, bölgesel ticareti geliştiriyor, ihracatçı firmalara destek olmayı sürdürüyor.


ŞİRKET HABERLERİ

OTOMASYON FUARI ELEKTRİK ELEKTRONİK VE ENERJİ FUARI HİDROLİK VE PNÖMATİK FUARI METAL İŞLEME FUARI BİNA OTOMASYONU VE ZAYIF AKIM SİSTEMLERİ FUARI

22-25 ŞUBAT 2018

F U A R

İ Z M İ R

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.

71


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Kendi elektriğini üreten akıllı bina Enerji tasarrufu son yıllarda hayata geçirilen inşaat projelerinde ve özellikle akıllı binalarda ön plana çıkıyor. Bu projelere güzel örneklerden biri Ankara’da hayata geçiriliyor. ‘Gökyüzü Bahçeleri’ isimli inşaat projesinin,100 haneli 5 köyün elektriğini karşılayacak şekilde miktarda enerji üretimi gerçekleştireceği, böylece ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 7 buçuk milyon kilovat destek sağlanmasının hedeflendiği belirtiliyor. Proje yaratıcılarından Arena Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Evren Sarıçiçek, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten, atık suların arıtılmasını sağlayan, katı atık ayrıştırma sistemi olan ve spor salonundan elektrik üreten bir proje tasarladıklarını söyledi. Evren Sarıçiçek, Gökyüzü Bahçeleri projesi için şunları söyledi: “İnsanlar burada kendi enerjisini üreten bir binada oturunca farkındalık oluşacak. Bu binada oturan vatandaşlar elektrik, su parası ödemeyecek. Projemiz diğer projelerce taklit edilebilirse bizim enerjide dışa olan bağımlılığımız büyük oranda azalacak” dedi. “LAVABOLARDAN ARITILAN SU KLOZETLERDE KULLANILACAK” Sarıçiçek, 45 katlı bir gökdelenin tükettiği enerjiden daha fazlasını üretmeyi hedeflediklerini belirtti ve projelerinin ana amacının ticari değil taklit edilebilir bir proje yaratmak olduğunu söyledi. Sarıçiçek sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de kendi kendine yeten konut projeleri olursa ve her konut projesi kendi ihtiyacını karşılarsa, bizim dışa olan bağımlılığımız büyük oranda azalacaktır. Projemizde enerji tüketimi yıllık 6 milyon kw civarında ancak biz alternatif

72

üretim yöntemleriyle 7 buçuk milyon kw enerji üretiyoruz. Yani ülkeye yılda 1 buçuk milyon kw enerji katkı sağlayacak. Gri su sistemi adı verilen sistem ile lavabolardan arıtılan sular tekrardan klozetlerde kullanılabiliyor. Bu sayede Gökyüzü Bahçeleri yıllık 10 milyon litre su tasarrufu sağlıyor. Bu gri su sistemi 100 projede daha yapılabilirse dünyaya olan katkısı tartışılmaz derecede yüksek.” “BİNA İÇERİSİNDE İNSANLAR KENDİ SEBZELERİNİ YETİŞTİRİLEBİLECEK”

Projede kapalı sera uygulamasının da yer aldığını belirten Evren Sarıçiçek şu ifadeleri kullandı: “Dünya, tarım anlamında sulu tarım kapalı tarım gibi kontrol edilebilir üretim tekniklerine gidiyor. Projemizde iklim koşullarının ve gün ışığının taklit edilebildiğ, topraksız raflarda kendi sebzelerini üretebilecektir. Umuyoruz ki bu da taklit edilebilir bir şey olur çünkü topraklarımız da git gide zehirleniyor. Bu alternatif üretim yöntemini kullanmamız gerekiyor.”


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı’nın 3’Üncüsü Mart’ta Ankara’da Düzenleniyor! Kamu Teknoloji Platformu tarafından 3’üncüsü düzenlenecek olan “Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı”, 28-29 Mart 2018 tarihlerinde Ankara JW Marriott’de gerçekleştirilecek. Kamu Teknoloji Platformunun başlatmış olduğu akıllı şehirlere dönüşüm kapsamında Türkiye’de başarılı kamu projelerinin tanıtılması, belediyelerin akıllı şehir yatırımlarını paylaşması ve dünyanın önde gelen şehirleri ile bilgi paylaşımı yapılması amacıyla 28-29 Mart 2018 tarihlerinde “Uluslararası Akıllı Şehirler Konferansı” düzenlenecek. “Küresel Başarının Yeni Anahtarı: Şehirlerin Liderliği” teması ile gerçekleşecek konferans, dünyaca ünlü isimleri ağırlayacak. 2001-2014 yılları arasında görev yapan Paris’in efsanevi belediye başkanı Bertrand Delanoe

ve Newyork Belediyesi İnovasyon ve Teknoloji Direktörü Jeff Merritt, şehircilik ve teknoloji tecrübelerini paylaşmak üzere Türkiye’ye gelecek. Konferansta “Küresel rekabette şehirlerimizin pozisyonu, rekabet gücü, marka değeri ne durumda, bu sürecin ekonomiye, turizme ve yaşam kalitesine etkisi nasıl?”, “Tüm bu süreçler akıllı şehir ile nasıl iyileştirilebilir?” sorunlarının cevabı aranacak. Yine şehirlerin dönüşümünde teknolojinin rolü ile birlikte şehir ekonomileri, kamu-özel sektör işbirliği modelleri ve şehirlerin sürdürülebilirliği konferansın ajanda başlıklarından sadece birkaçı. 2 gün sürecek konferansta 100’e yakın konuşmacı, 60’dan fazla belediye misafir edilecek. Kamu-özel sektör arasında önemli bir iş ge-

liştirme köprüsü kuran etkinlikte aynı zamanda şehirlerin trafik, enerji, güvenlik, alt yapı gibi sorunlarına çözüm aranacak. Şehircilik finansmanı konusunda da yeni açılımların yapılacağı konferansta, belediyelerin mega yatırımları için çeşitli modeller tartışılacak. Konferansta dünyaca ünlü konuşmacılar global trendleri ve fikirleri paylaşırken, aynı zamanda da kamu kurumları ve özel sektör temsilcileri de şehirlerin dönüşümü için birlikte en iyi fikirleri üretecekler. Şehirlerin sermayesi olan insan kaynağı, rekabet gücü, kültür ve teknoloji gibi alanların şehirleri nasıl daha güçlü hale getirebileceği konuşulacak. Akıllı şehirler ile şehirlerin liderliği arasında bulunan bağ masaya yatırılacak.

73


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Hızlı tren hattı 9 ilçede gayrimenkul değerlerini artıracak Teknoloji odaklı gayrimenkul değerleme platformu endeksa.com’un Kurucu Ortağı ve CEO‘su Görkem Öğüt, Gebze–Sabiha Gökçen–Yavuz Sultan Selim Köprüsü yüksek hızlı tren hattının geçeği geniş bir alanda gayrimenkul fiyatlarında artış görüleceğini belirtti. Öğüt, Endeksa verilerine göre hızlı tren güzergahında bulunan ilçelerdeki mevcut gayrimenkul değerlerini paylaştı.

Gayrimenkul değerlemede dijital teknolojilerin gelişmiş olanaklarını kullanan Endeksa Kurucu Ortağı ve CEO’su Görkem Öğüt, ulaşım projelerinin gayrimenkul değerini en fazla etkileyen unsurların başında geldiğini belirtiyor. Gebze– Sabiha Gökçen–Yavuz Sultan Selim Köprüsü yüksek hızlı tren hattının ise havalimanları, 74

otoyol gibi ana ulaşım hatlarının yanı sıra şehir içi ulaşıma da bağlantılar içerdiğini ifade eden Öğüt, yakın dönemde şehrin yaşam alanlarını etkileyecek çok önemli bir proje olduğunu kaydediyor. Öğüt, proje kapsamında öncelikle tren hattına doğrudan erişim sağlanan bölgelerin, sonrasında ise hatta ulaşımı olan bölgelerin gayrimenkul yatırımında öne çıkacağını söylüyor. Hattın geçeceği bölgeler değerlenecek Hızlı tren hattının sırasıyla Tuzla, Pendik, Sultanbeyli, Sancaktepe, Maltepe, Ataşehir, Ümraniye, Çekmeköy ve Beykoz ilçelerinden geçeceğini belirten Öğüt, Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerine yapılan demiryolu hattına bağlanacağını, Pendik, Sancaktepe, Maltepe ve Ataşehir ilçeleri sınırlarında ise iki adet istasyonun yer alacağını ifade ediyor. Öğüt, bu hatta ulaşımı kolay olan, özellikle yeni gelişmekte olan ve henüz talebin çok yüksek olmadığı Gebze, Tuzla, Pendik, Sultanbeyli, Sancaktepe’de konut talebinin artacağını, bu nedenle gayrimenkul fiyatlarında da artış olacağını ileri sürüyor. Tuzla, Gebze, Pendik, Sultanbeyli, Sancaktepe değerleri Tuzla‘nın ulaşım ve konut projeleriyle bir süredir gündemde olduğunu, hatta yakın olan

bölgelerden birinin ise Gebze olduğunu söyleyen Öğüt, şu bilgileri veriyor: “Doğrudan bağlantı içermesi sebebiyle Tuzla yüksek hızlı tren hattının en fazla etkileyeceği bölgelerin başında geliyor. www.endeksa.com verilerine göre Tuzla’da ortalama konut satış metrekare fiyatı 3.275 TL, ortalama konut fiyatı 328.000 TL, ortalama geri dönüş süresi ise 25 yıl. Hatta yakınlığı ile öne çıkan Gebze’de ise Endeksa verilerine göre ortalama konut satış metrekare fiyatı 2.100 TL, ortalama konut fiyatı 260.000 TL, ortalama geri dönüş süresi ise 23 yıl.“ Pendik, Sultanbeyli ve Sancaktepe‘nin de hızlı tren hattı projesi ile önem kazanacağını belirten Öğüt, şunları kaydetti: “Hatla birlikte Pendik’te özellikle Sabiha Gökçen Havalimanı’nın bulunduğu Kurtköy daha da fazla önem kazanıyor. Kurtköy’de villa tipinde konutların yanı sıra orta ve alt gelir grubuna hitap eden konut projeleri de arttı. Endeksa verilerine göre Pendik Kurtköy‘de ortalama konut metrekare satış fiyatı 2.900 TL, ortalama konut fiyatı 325.000 TL, konut yatırımının geri dönüş süresi ortalama 23 yıl. Ulaşım kolaylığı nedeniyle son birkaç yıldır Sultanbeyli‘nin de önemi artıyor. Sultanbeyli’de ortalama konut metrekare satış fiyatı 2.600 TL, ortalama konut fiyatı 295.000 TL, konut yatırımının geri dönüş süresi ortalama 20 yıl. Sabiha Gökçen Havalimanı, TEM otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu bağlantıları ile yıldızı parlayan Sancaktepe’de ise yüksek hızlı tren hattına ulaşım kolaylığı nedeniyle konut ve ticari alanlara olan ilginin daha da artacağını düşünüyoruz. Sancaktepe’de ortalama konut metrekare satış fiyatı 2.600 TL, ortalama konut fiyatı 298.000, konut yatırımının geri dönüş süresi ise 20 yıl.“


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Gorbon’dan Mekânlara Çağdaş ve Yaratıcı Ruh Katan Seramikler Özel çizgileri ve özgün tasarımı ile kaliteli ürünler üreten Gorbon, mekanlara farklı kişilikler kazandırmaya devam ediyor. Güzel görünmesi adına bir çiçeği bir şeylerin içine sıkıştırmayı reddeden bir anlayışla kurulan Misk, özgün hikayesini yaprak desenli Gorbon seramikleri ile yansıtmayı tercih ediyor. Cafe ve atölye konsepti ile 7’den 70’e geniş bir yaş grubuna hitap eden Bee Eat Play Love, bal arısı desenli Gorbon seramikleri ile mekana farklı ve eğlenceli bir yorum getiriyor. Sağlıklı yiyecekler ve iyi kahve mottosu ile hizmet sunan Hub, Gorbon’un zümrüt yeşili seramikleri ile sağlıklı yaşam mesajı verirken, öte yandan dizayn konusunda da iddiasını ortaya koyuyor. Yaratıcı, çağdaş ve rahat bir mekan olarak yaratılan Mürver’in tasarımında; ahşap, mermer, kara saç gibi malzemelerin yanı sıra Gorbon seramikleri ile oluşturulan odun ateşi ocağı yer alıyor. Gorbon ile tasarlanan ve mavi rengin hakim olduğu odun ateşi ocağı, mekana çağdaş ve yaratıcı bir ruh katıyor. 1957 yılından günümüze en özel renk ve dokularda seramik üreterek mekânları unutulmaz kılan Gorbon, birbirinden özel renklerde tasarlanan çeşitli desenlerdeki geniş ürün yelpazesini seramik severlerin beğenisine sunuyor.

75


MOBİLYA

Alman Tasarım Konseyi’nden Ersa’ya iki ödül Çalışma ve yaşam alanları için geliştirdiği yenilikçi ürünleriyle Türkiye’de mobilya sektörünün öncülerinden biri olan Ersa, tasarım alanında farkındalık yaratmak amacıyla German Design Council (Alman Tasarım Konseyi) tarafından düzenlenen Iconic Awards 2018: Innovative Interior (İkonik Ödüller 2018 - İç Mekanda İnovasyon) yarışması kapsamında iki ödüle birden layık görüldü.

76

Dinamik çizgileri, eğlendirici formları ve gösterişli renkleriyle çalışma mekanlarına karnavalların eğlenceli dünyasını taşıyan Ece Yalım Design Studio tasarımı Carnival serisi Winner kategorisinde ödüllendirilirken, titizlikle işlenen ikonik detayları ve zamansız tasarımıyla Ersa’nın 60 yıllık köklü tarihinden kesitler sunan Burak Koçak imzalı 1962 koltuk serisi, Selection kategorisine dahil edildi.

Uluslararası platformda çok sayıda başvuru kabul eden yarışma dahilinde ürünler; tasarım, medya ve iş dünyasından uzmanların bir araya geldiği bağımsız bir jüri tarafından konsept, estetik, işlevsellik, yenilikçi ve çevreye duyarlı tasarım yaklaşımları başta olmak üzere 11 farklı kriterde değerlendirildi.


MOBİLYA

Evinizdeki konforun yeni adresi; Venedik Koltuk takımı Günün her saati konfor arayanların hayır diyemeceği bazı detaylar vardır. Ergonomik bir yapı, rahat ve geniş minderler ve tüm bunlara eşlik eden şık bir dizayn dili… İder Mobilya tüm bu özellikleri tek bir tasarımda buluşturduğu Venedik Koltuk Takımı ile rotanızı evinize çeviriyor. Stil ve şıklığın rehberliğinde… Minimalizm akımına retro dokunuşlarla farklı bir yorum getiren Venedik Koltuk Takımı, dünü ve bugünü buluşturarak zamansız bir yaşam alanı yaratıyor. Modern hatlarıyla karakterli bir duruş sergileyen Venedik, takıma eşlik eden kareli yastıkları ile keyifli bir atmosfer sunuyor.

Özellikle koltuklarda kullanılan retro ayaklar da, bu keyifli kompozisyondaki yerini alıyor. Stil ve şıklığın rehberliğinde hayat bulan Venedik Koltuk Takımı, geniş minderleri ve oturma alanlarıyla rahatlığın evininizi konforun tek adresi yapıyor. Tüm bunların yanı sıra modern ve fonksiyonel yapısıyla kullanım kolaylığı sağlayan takım, dar salonlarınız için geniş alanlar yaratıyor. İkili, tekli ve üçlü koltuklardan oluşan Venedik Koltuk Takımı, zarif tasarımı ve kreatif bakış açısıyla dizayn edilen özgün formu ile şıklığı ve konforu yaşam alanlarında buluşturuyor.

77


MOBİLYA

Loda Mobilya, Avrupa’ya çevirdiği rotasıyla büyümeye devam ediyor… Modern mobilyanın en önemli temsilcilerinden Loda, uluslararası arenadaki başarısına bir yenisini daha ekliyor. Benimsediği tasarım anlayışıyla özgün bir dizayn dili geliştiren Loda Mobilya, Bulgaristan’ın en önemli ticaret merkezi Plovdiv’e açtığı mağazasıyla kalitesini ve stilini Avrupa’ya taşıyor. Özgün ve özgür bir dekorasyon stilini kendine rehber edinen Loda Mobilya, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da varlığını gösteriyor. Bu anlamda global bir oyuncu olmayı hedefleyen ve mağaza zincirine eklediği yeni halkalarla her geçen gün büyümesini sürdüren Loda, Bulgaristan’ın en önemli markalarından VNG ile iş birliği yaparak hedefine bir adım daha yaklaştı. Yurt içi ve yurt dışında toplam 10 mağazası bulunan Loda, Bulgaristan’ın en büyük showroomuna sahip Plovdiv’in merkezinde açtığı mağazasıyla bu sayıyı 11’e yükseltiyor. Avrupa’da konsept mobilyanın yeni adresi, Loda Mobilya Yenilikçi ve minimalist bir yaklaşımla çağdaş mobilya anlayışına yeni bir soluk getirmeyi amaçlayan Loda Mobilya, alanında farklılaşmayı başarıyor. Bu yaklaşım doğrultusunda oluşturduğu konsept mağazalarıyla sektöre yön veren Loda, Plovdiv’e açtığı konsept mağazasıyla Avrupa’da kendi dekorasyon normlarını yaratıyor. Sofistike ve çizgi üstü anlayışıyla harmanlanan yeni mağaza, Bulgaristan’da rafine zevklerin buluşma noktası olmayı hedefliyor.

78

Bulgaristan’ın en prestijli ismi VNG ile işbirliği… Satış ve kurulum ağıyla Avrupa’nın en güçlü markaları arasında gösterilen VNG, benimsediği hizmet politikalarıyla sektörün domino taşlarından biri. Bu anlamda önemli bir iş birliğine imza atan Loda Mobilya, yüksek gusto ve ileri vizyonunu VNG’nin uzman ekibi ve uzun yıllara dayanan tecrübesiyle buluşturuyor. Bulgaristan’ın en prestijli ismi VNG işbirliğinde açılan yeni mağaza ile ilgili değerlendirmede bulanan Loda Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Davut Karaçak, Avrupa pazarına yaptıkları yatırımlarla uzun zamandır hedefledikleri noktaya ulaştıklarını ifade etti. Sözlerine şu şekilde devam eden Karaçak: “Denenmemişi denemek felsefesiyle yola çıkan ve hayat verdiği tasarımlarla bu felsefeninin izini süren Loda Mobilya, yaptığı işlerle her zaman farkını ortaya koymuştur. Biz Loda olarak her zaman sınırların dışına çıkabilmeyi hedefledik. Avrupa pazarında yaptığımız mağaza ataklarıyla bunu başardığımızı düşünüyorum. Üstelik bölgenin en büyük markalarından VNG ile bunu

yapıyor olmak da ayrı bir gurur kaynağı. Loda Mobilya ve VNG güçlü bir sinerji yakaladı. Bu sinerjinin yaptığımız işe yansıyacağını düşünüyorum. Plovdiv’de açtığımız mağazadan söz etmek gerekirse, Loda’nın konsept mağaza anlayışıyla hayat bulduğunu ve tasarım çizgisiyle şimdiden ilgi odağı olacağını söyleyebilirim. Mağazamızda yatak odalarından yemek odalarına TV ünitelerinden, koltuk gruplarına ve mobilya aksesuarlarına kadar çok geniş bir ürün yelpazesi yer alıyor. Biz Loda Mobilya olarak tüm ürün gruplarımızla mutlu yaşam alanları oluşturmak ilkesiyle çalışmaya devam ediyoruz” dedi. “Daha iyisi için ilerlemeye devam” Mobilya sektöründe başarının çıtasını her zaman daha yükseğe taşıyan Loda Mobilya, Bulgaristan’ın yanı sıra Litvanya ve Dubai’de de büyüyen ailesine iki yeni üye ekledi. İç pazarda olduğu kadar Ortadoğu ve Avrupa’da yükselen bir değere dönüşen Loda Mobilya, global bir marka olarak devler ligine yükselişini sürdürüyor.


ISK-SODEX ISTANBUL 2018 SĂźrdĂźrĂźlebilir Ä°klimlendirme ÇÜzĂźmleri UluslararasÄą IsÄątma, SoÄ&#x;utma, Klima, HavalandÄąrma, YalÄątÄąm, Pompa, Vana, Tesisat, Su ArÄątma ve GĂźneĹ&#x; Enerjisi Sistemleri FuarÄą

7-10 Ĺžubat 2018

TĂźyap Fuar ve Kongre Merkezi BeylikdĂźzĂź Ä°stanbul sodex.com.tr

er Yeni Y ! arih Yeni T

Hannover-Messe Sodeks FuarcÄąlÄąk A.Ĺž.

Destekleyenler

EĹ&#x; OrganizatĂśrler / Destekleyen Dernekler

Resmi Havayolu

Resmi Seyahat Acentesi

Tel. +90 212 334 69 00 Fax +90 212 347 10 96 info@sodex.com.tr

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TĂœRKÄ°YE ODALAR VE BORSALAR BÄ°RLİĞİ) DENETÄ°MÄ°NDE DĂœZENLENMEKTEDÄ°R.

Bizi Takip Edin!


MOBİLYA

KDV İNDİRİMİ 3. ÇEYREK RAKAMLARINI YÜKSELTTİ TÜİK tarafından, 11 Aralık tarihinde açıklanan verilere göre; birinci çeyrekte yüzde 5.3, ikinci çeyrekte yüzde 5.4 büyüyen Türkiye ekonomisi; Temmuz, Ağustos, Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyrekte yüzde 11.1 oranında büyüme gösterdi. Türkiye, yüzde 10’a kadar çıkan beklentileri aşarak büyümede 2011 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu. “Büyüme rakamlarında KDV indiriminin etkisi büyük” Büyüme rakamlarıyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın; “2017 yılı içerisinde KDV indirimi ve Kredi Garanti Fonu gibi teşvikler ekonominin canlanmasında önemli bir etki yarattı. Özellikle ekonomimizin lokomotif sektörlerinin başında gelen mobilya sektöründe ciddi bir büyüme söz konusu oldu. Açıklanan

80

üçüncü çeyrek rakamlarında gördüğümüz büyümede kuşkusuz mobilya sektörünün de ciddi bir payı var. Özellikle Şubat ayında ilan edilen KDV indirimiyle mobilya sektöründe ciddi bir talep artışı yaşandı, ertelenmiş mobilya ihtiyaçları doğrultusunda sektörümüz hareketlendi. 8 ay süren KDV indirimi boyunca oturma grubundan çocuk odası takımlarına, yatak grubundan yemek odası takımlarına kadar satışlarda tüm ürün gruplarında marka bazlı adetsel oranda yüzde 20 ila 60 oranında artış yaşandı. Düzenleme sayesinde mobilya sektörü, ülke istihdamına da katkı sağladı. Yaklaşık 500 bin kişiyi istihdam eden mobilya sektöründe, KDV indiriminin etkisiyle ilave 60 bin yeni iş imkanı ortaya çıktı. Sektör için KDV düzenlemesi, cirosal anlamda önemli sonuçlar doğurdu. Bu olumlu gelişmelerin ekonomiye olan yansımalarını da üçüncü çeyrek rakamlarının açıklanmasıyla

birlikte görmüş olduk. Türkiye, KDV indiriminin ivme kazandırdığı iç pazardaki hareketliliğin etkisiyle diğer ülkeleri gerisinde bırakarak üçüncü çeyreğin en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Sektörün %75’ini temsil eden bir dernek olarak, mobilya sektörünün ekonomideki gelişmelerden fazlasıyla memnun olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. MOSDER olarak 2018 yılında da yeni yatırımlarla ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.


RESTAURANT-CAFE

BENGÜ BEKER İLE ANY’DE PAZAR ENERJİSİ! ANY İstanbul, Pazar gününü enerji dolu bir program ile karşılıyor! Lezzet dolu brunch’ı ile başlayıp, Bengü Beker’in eşsiz sahnesi ile devam eden ve Dj Mehmet İrfan Uzun’un performansı ile Pazar gününü taçlandıran ANY İstanbul, şehrin en güzel noktası Arnavutköy’de sizleri bekliyor! Güler yüzlü ekibi, ev sıcaklığındaki ortamı ve leziz sunumları ile şehirdeki en güzel anılara ev sahipliği yapan ANY İstanbul, zengin açık büfe brunch’ı sonrası müzikseverlerin severek takip ettiği Bengü Beker’in canlı performansları ile haftanın son gününe yeni bir dinamik katıyor. Keyifli bir brunch sonrası Pazar gününün tadını doyasıya çıkarmak isteyenler ANY İstanbul’da buluşuyor. Tam bir pop kadını diyebileceğimiz Bengü Beker’in sevilen yorumuyla Türkçe ve yabancı parçalarla hazırladığı özel repertuarı, daha sonra Dj Mehmet İrfan Uzun’un yüksek enerjili dj performansı ile ANY İstanbul, konuklarına eğlenceli bir gün vadediyor!

Any’e özel performasnı ile adından sıkça söz ettiren Bengü Beker, büyük ilgi gören sahnesi ve geniş repertuarıyla her Pazar günü 18:00 – 20:00 saatleri arasında soğuk havalarda içinizi ısıtacak canlı müzik ile ANY İstanbul’da sahne alıyor. Bengü Beker’den sonra, Pazar gecesi

enerjisini zirveye taşıyan Dj Mehmet İrfan Uzun, 20:00 – 23:00 saatleri arasında eşsiz dj performansı ile sizlerle buluşuyor.

81


1 Yıllık (12 Sayı) Abone Bedeli

140¨


WIN EURASIA 2018 360 Derece İmalat Sanayi 15 - 18 Mart 2018 Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece İstanbul

win-eurasia.com

YI

L

tek r a u f 6 ında t l a ı t ça

Organizatör

Hannover Fairs Turkey Fuarcılık A.Ş. www.hfturkey.com

Destekleyenler

Resmi Havayolu

Resmi Seyahat Acentesi

BU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.


LIV HOTEL BY BELLAZURE Huzurlu bir tatil sizi bekliyor

“Sevdiğiniz değerler zamana yenik düşmüyor” mottosuyla hizmet veren LIV Hotel by Bellazure, Bodrum’un en güzel koylarından Karaincir Koyu’nda misafir memnuniyetini ön planda tuttuğu yüksek standartlı hizmet anlayışıyla misafirlerini ağırlıyor. Karaincir Koyu Akyarlar / Bodrum Tel: 252 393 66 33 Fax: 252 393 66 34 www.livbybellazure.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.