Kobilife Nisan 2018

Page 1

NİSAN 2018 • www.kobilife.com • Fiyat: 10 TL

DOSYA: AUTOMECHANİKA BÖLÜM: DİJİTAL DÖNÜŞÜM

AYLIK EKONOMİ VE SANAYİ DERGİSİ SAYI: 133




Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi Feride Burçin KÖKSAL burcinolca@kobilife.com Yazı İşleri Müdürü Feride Burçin KÖKSAL burcinolca@kobilife.com Reklam Banu ÖZŞENEL banu@kobilife.com Kurumsal İletişim Begüm Kılıç info@kuzeymedya.com.tr Grafik Tasarım Gülizar Ç. ÇETİNKAYA bilgi@kobilife.com Reklam Rezervasyon 0212 272 54 02 bilgi@kobilife.com Yayın Türü ULUSAL SÜRELİ Her ay yayımlanır

Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti. adına

Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto Kir. Tic. Ltd. Şti.

Automechanika başlıyor... Otomotiv sektörünün bölgedeki en kapsamlı etkinliği, İstanbul’da TÜYAP Fuar Merkezi’nde 05-08 Nisan 2018 tarihlerinde kapılarını açıyor. Tabi biz de her zaman olduğu gibi önem arz eden fuarları kaçırmıyor ve sizler için birçok haber derliyoruz. Automechanika da kaçırılmaması gereken bir fuar bence. Yurt içi ve yurt dışı katılımcılarıyla oldukça hareketli geçeceğe benziyor. Tabi Kobilife sadece tek konuyla yetinmez. Yine bu sayımızda finansdan, otomotive, gayrimenkulinşaattan, turizm-otele, özel şirket haberlerinden mobilyaya, cafe-restauranttan gıdaya birçok sektör ve konuda haberler var. Dijital Dönüşüm Bölümü’müz de her zaman olduğu gibi hazır. Mustafa Kemal Atatürk’ün bugünün küçükleri yarının büyükleri olan çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız kutlu olsun! Gelecek sayıda görüşmek üzere...

Maslak Mah. Atatürk Oto Sanayi Sitesi 2. Kısım, 9. Sokak Ata İş Merkezi No: 310 Kat: 3 D: 11 34398 Maslak - İstanbul

www.kuzeymedya.com.tr

Dağıtım: Bayilerde Kobilife Dergisi, Kuzey 2009 Medya İnş. Tur. Oto. Kir. Tic. Ltd. tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayımlanmaktadır. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve tarafımızca yapılan ilanların, konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.

FERIDE BURÇIN KÖKSAL


Dev projelerin gßvenilir tedarikçisi


GIDA

29

Eski teknolojiler dijital dönüşümü engelliyor

42 Türkiye’ye nano

teknolojik susuz araç temizliği sistemini kazandırmış olan öncü bir marka; DRY CAR CARE

06 >> 12>> 16 >> 25>> 60>>

KISA KISA İŞ BANKASI İLE ÇİN KALKINMA BANKASI ARASINDA İŞBİRLİĞİ YARIŞIN GERİSİNDE KALMAMAK İÇİN HEDEF 1300 AR-GE MERKEZİ KPMG KPMG TÜRKİYE ÖNÜMÜZDEKİ YILIN ANAHTAR TRENDLERİNİ AÇIKLADI: DÜNYANIN MİL PLATFORMU ‘GLOBAL MILES’, INGENICO İLE ÖZGÜRCE MİL KAZANDIRIYOR



KISA KISA

Berbere Gitmek İstemeyen Erkekler için Ev Konforunda, Fonksiyonel ve Hızlı Bakım

Uzayan saçlara ve sakallar rağmen zamansızlıktan berbere gidemeyen erkekler, evde vakit kaybetmeden ve zorlanmadan bu sorunu ortadan kaldıracak bir çözüm arayışına giriyor. Siz de bu dertten kurtulmak için saçtan sakala ve vücut tüylerine kadar birçok fonksiyonu bulunan bir tasarım arayışındaysanız Yeni Philips MG5730 ile tanışmanın tam zamanı! Yoğun iş ve okul temposunda vakit bulamayan ya da vakti olduğunda kalkıp berbere gitmeye üşenen erkekler, artık diledikleri zaman berberden yeni çıkmış gibi bir görümümü yakalıyor. Yeni Philips MG5730, yüz, saç ve vücut için geliştirilen 11 başlığı ile ev konforunda ve vakit kaybetmeden bir bakımı mümkün kılıyor. Çift Kesim Teknolojisi ile iki kat daha fazla bıçağa sahip olan ve maksimum hassasiyet sağlayan MG5730’in birbirine hafifçe sürterek makas gibi çalışan çelik bıçakları, kullanımla birlikte daha keskin hale geliyor ve 4 yıl kullanımın ardından bile ilk günkü keskinliğini koruyor. 8

Hassas Tıraş Başlığı ile düzeltme işlemi sonrasında yanak, çene ve boyunda şekillendirme sağlayan Philips MG5730, Hassas Metal Düzeltici başlığı ile keçi sakallar gibi özen gerektiren ince hatlarda ve kıvrımlarda maksimum kolaylık sunuyor. Sakal, boyun, saç kenarları gibi keskin hatlar gerektiren bölgelerde kullanılan metal düzeltici başlığı, vücut tüylerinde de rahatlıkla uygulanabiliyor. Kauçuk tutma yeri, en hassas noktalarda bile kaymaya engel olarak kontrollü ve konforlu bir bakıma olanak tanıyor. Su geçirmez tasarımı sayesinde her kullanımdan sonra temizlenebilen MG5730, bu sayede uzun yıllar üstün performans sağlıyor. MG5730, burun ve kulak düzelticisi ve darbeye karşı dayanıklı 7 farklı tarağı ile işe dönüşte ve yıl boyunca komple bakım olanağı tanıyor. 16 saat şarj ile 80 dakikaya kadar kablosuz kullanım sağlayan MG5730, temizleme fırçası, saklama çantası ve 4 yıl garantis i ile 279,99 TL’ye satışa sunuluyor.

SERÜVEN DEVAM EDİYOR

Vans’in bundan iki sezon önce UltraRange ile çıktığı heyecanlı yolculuk bu sezon da devam ediyor. Teknolojinin ayakkabıya daha çok entegre olduğu bu özel modellerde konfor ve tarz bir arada. Hafifliği ve nefes alabilir olmasıyla dikkatleri çeken UltraRange modeller, dikişsiz iç astarıyla çorap etkisi yaratarak ayağınızı sarıyor, ‘UltraCush Lite’ köpük teknolojisiyle, topuktan parmağa kadar uzun süreli rahatlık sağlıyor. Bunun yanı sıra nefes alabilir olmasını sağlayan örgü üstü ise modele hem esneklik hem de yumuşaklık katıyor. Markanın 50 yıllık mirasının günümüze taşıdığı 5 ikonik modelinin yanında yerini sağlamlaştıran UltraRange, yeni sezonda spor ayakkabı tutkunlarına yepyeni modeller sunarak aileyi büyütüyor. UltraRange AC UltraRange ailesine yeni dahil olan UltraRange AC, orijinal tasarımını korumakla birlikte Rapidweld tasarıma ek süet veya deri alternatifli burun kısmı farklı bir görünüm yakalıyor. Ana modelden farklı olarak ayağı çorap gibi sarması da konforu ikiye katlıyor. UltraRange Gore Yeni sezonda UltraRange ailesinin son üyesi ise kadınlal olarak tasarlanmış UltraRange Gore. Bu yeni ürünle Vans’in bilinen kalıplarını iyice kıran marka bağcıklarından kurtuluyor. Çorap gibi giyilen ürünle yepyeni bir tasarıma kavuşan UltraRange Gore, konfor ve şıklığı bir arada sunmasıyla, kadınların bu sezon favori ürünü olmaya hazırlanıyor.


KISA KISA

“FAKİR NOSSO İLE LEZZET YOLCULUĞU” NA HAZIR MISINIZ?

Benzersiz geçmişi ve çığır açan ürünleriyle teknolojiyi evlere özenle taşıyan Fakir Hausgeräte, 85.yılında çok özel bir koleksiyonla mutfağınıza misafir oluyor; FAKİR GOURMET SERİSİ.

Mutfak tutkunları için hazırlanan Gourmet serisinin ilk ürünü çok amaçlı pişirici Fakir Nosso, evde pişirilen yemeklere sağlık ve lezzet katmak için tasarlandı. Fakir Nosso Çok Amaçlı Pişirici, Türk ve dünya mutfaklarının seçkin lezzetlerinden kızartmaya, tencere yemeklerinden fırınlama tekniklerine, kekten şerbetli tatlılara kadar tüm yemekleri sağlıklı, kolay ve çabuk bir şekilde sofralarınıza getiriyor. Homojen ısı dağıtım teknolojisiyle çalışan, yenilikçi pişirme sistemi Fakir Nosso, profesyonel performans garantisinin yanı sıra özel tasarımıyla da mutfağınızın başköşesindeki yerini alıyor. Yapmak istediğiniz yemeğin malzemelerini Fakir Nosso’ya koyup ısı ve süresini ayarladıktan sonra pişme esnasında yemeğin başında beklemenize gerek kalmıyor. Lezzetten Vazgeçmeden Sağlıklı Pişirmenin Özgürlüğünü Yaşayın… Nosso Çok Amaçlı Pişirici, daha az yağ kullanarak enfes ve çıtır kızartmalar yapmanıza olanak sağlarken, kısa sürede pişirme özelliğiyle yiyeceklerin besin değerlerini kaybetmesini en aza indirgiyor. Taze malzemelerde doğal olarak bulunan su-besin maddelerini koruyarak, yemeklerin yumuşak, sulu, renkli, aromalı kalmasını ve sağlıklı pişirilmesini sağlıyor. Geleneksel ve modern tariflerden oluşturulan “Nosso ile Lezzetli Tarifler” kitabı da ürünün yanında tüketicilere sunuluyor. Bu yıl 85. yaşını kutlayan Fakir Hausgeräte, geliştirdiği son teknolojili ürünleriyle nesillerdir hayatı kolaylaştırıyor.

POLAROID EYEWEAR’İN MARKA YÜZLERİ NESLİHAN ATAGÜL DOĞULU ve KADİR DOĞULU OLDU

İkonik Çiftten İkonik Gözlükler İtalya’nın ikonik gözlük markası, polarize lensin mucidi Polaroid Eyewear, Türkiye’de ilk kez ünlü bir çiftle marka işbirliği yaptığını duyurdu. Neslihan Atagül Doğulu ve Kadir Doğulu çifti, 80 yılı aşkın bir süredir tüm dünyada pop kültürün sembolü haline gelen Polaroid gözlüklerinin Türkiye’deki marka yüzü olarak kamera karşısına geçti. Ünlü çiftin birlikte gerçekleştirdiği Polaroid İlkbahar/Yaz 2018 koleksiyonu kampanya çekiminde, Polaroid Eyewear’in renkli ve benzersiz tasarım anlayışı gözler önüne serildi. Oldukça eğlenceli geçen çekimlerde, markanın cool ve dinamik yapısı usta fotoğrafçı Tamer Yılmaz tarafından kusursuz bir şekilde yansıtıldı. Polaroid Eyewear’in yeni sezon reklam kampanyasının fotoğraf çekimi için bir araya gelen ünlü çift, ilk defa bir kampanyada beraber kamera karşısına geçmiş oldu. Kampanyayla ilgili konuşan Safilo Group Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa Başkanı Çiler Yıldız; “Geçtiğimiz sene 80’inci yılını kutladığımız Polaroid Eyewear, her zaman için yeniliklerin öncüsü olarak hafızalara kazınmıştır. Türkiye’de Neslihan Atagül Doğulu ve Kadir Doğulu çifti ile işbirliği yapmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirdiğimiz bu önemli marka yüzü işbirliğinin markamızın dinamik ruhuna çok yakıştığını düşünüyorum.” dedi. İlk kez birlikte bir marka işbirliğine imza atmanın heyecanını çekim boyunca yaşadıklarını belirten Neslihan Atagül Doğulu ve Kadir Doğulu, birlikte bir seti paylaşmayı da ne kadar özlediklerini fark ettiklerini söylediler. Polaroid Eyewear’in Türkiye’deki ilk marka yüzü olan ünlü çift, böylesine köklü bir dünya markasıyla işbirliği yapmaktan dolayı duydukları mutluluğu da sözlerine eklediler. Polaroid Eyewear İlkbahar/Yaz 2018 Koleksiyonu Tasarım ile teknolojiyi buluşturan yeni POLAROID gözlükler, tüm modellerde bulunan polarize lens özelliği sayesinde UV ışınlarına karşı kusursuz bir koruma sağlıyor. Her zaman yeniliklerin öncüsü olan Polaroid Eyewear, yeni modellerinde 2.0 polarize lenslere aktarılan uzun soluklu bir stil araştırmasının yansıması olarak karşımıza çıkıyor. PolarÇocuk, kadin-erkek modellerinden oluşan geniş ürün yelpazesi tüm dünyada adından söz ettiriyor. Pop ilhamlar barındıran koleksiyonda şaşırtıcı renk ve şekiller arasındaki enerji patlamasına şahitlik ediyoruz. Koleksiyonda florasan renkler, flash lensler ve ikonik piksel ayrıntıları markanın dinamik yapısını gözler önüne seriyor. Retro esintili unisex modeller, vintage görünümleri ileri sararak, aynalı lensleri ile beğeni topluyor. Özgün renk kombinasyonlarıyla zenginleştirilen modellerde farklı materyaller kusursuz bir şekilde bir araya geliyor .

Bir çanta ile hem stil sahibi olmak hem de yağmur, güneş ve rüzgardan korunmak mümkün mü?

Yağmurda özgürce dolaşmak için bir çanta yeter!

Boyner’in zengin koleksiyonunda yer alan Morikukko marka, kapüşonlu sırt çantaları ile hem stil sahibi olmak hem de yağmurdan, rüzgardan, güneşten korunmak mümkün! Özel olarak elde dikilen, birbirinden renkli ve enerjik desenleri ile büyük ilgi çeken Morikukko sırt çantaları kapüşon özelliği ile soğuğu, rüzgarı, yağmuru ve güneşi engelliyor. Yetişkinler ve çocuklar için iki ayrı boyda üretilen kapüşonlu çantalar ani bastıran yağmurda şemsiye ya da yağmurluk arama telaşını ortadan kaldırırken, hafifliğiyle kullanım rahatlığı ve konfor sunuyor. Morikukko kapüşonlu sırt çantalarını ister trekking yaparken, ister işe giderken, ister okul çantası, ister spor çantası olarak ya da günlük gezilerinizde kullanabilir, stilinizle fark yaratabilirsiniz. 9


FİNANS

CODE.YAPIKREDİ PARANIN GEÇMİŞİ İLE GELECEĞİNİ BULUŞTURDU Yapı Kredi’nin, fintech ekosisteminin büyümesini ve kodlamayı geniş kitlelere öğretmeyi hedefleyen Code.YapıKredi programı, “Geleceğin Kültürel Kodları” adlı etkinlik dizisini başlattı. Yapı Kredi Kültür Sanat Binası’nda gerçekleştirilen etkinlikler dizisinin ilk seminerinde “Lidyalılardan, Kripto Paraya Yeni Dijital Ekonomi” konusu ele alındı. Yoğun bir katılımcı kitlesinin bulunduğu seminerin konuşmacıları Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi Yöneticisi Nihat Tekdemir ve kriptopara.io Kurucusu Fatih Güner oldu. Para medeniyetlerin gelişiminin en önemli sembollerinden biri Seminerde öncelikle insanların ekonomik davranışları, beklentileri ile alışveriş araçlarının değişmesi ve bunun sonucu olarak da paranın yüzyıllar içerisindeki gelişimi anlatıldı. Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi Yöneticisi Nihat Tekdemir, yaptığı sunumda ticaretin ilk örneklerinin yaşandığı Mezopotamya’dan başlayarak MÖ 600’lü yıllarda Lidyalılar tarafından keşfedilen paranın kronolojik dönüşümünü katılımcılarla paylaştı. Tekdemir, Lidyalılardan önce Mezopotamya’da bir sikke basma girişiminin yaşandığını ancak bu girişimin yaygınlaşamadığı için başarısız olduğunu söyledi. Parayı Lidyalılar keşfetse de ona asıl kimlik kazandıranların Efes ve Milet gibi Anadolu’daki İyon Şehir Dev-

10

letleri olduğunu, para darp etmenin Anadolu’nun ticaretine olan olumlu etkisini anlattı. Tekdemir ayrıca Roma döneminde sikkelerin ön yüzüne imparatorun portresinin, arka yüzüne ise yaptığı yardımların, önemli olayların basıldığını ve bu şekilde paranın dönemin propaganda aracı, gazetesi ve haber ajansı gibi kullanıldığını anlattı. Paranın bir ticaret aracı olmanın çok ötesinde medeniyetlerin gelişiminin en önemli sembollerinden biri olduğunu anlatan Tekdemir, blockchain teknolojisindeki dağıtık yapıyla Eskiçağ’da tutulan muhasebe kayıt defterleri ve tüccarlar arasında imzalanan prokoller arasında mantıksal bağlar kurarak geçmişle günümüzü birbirine bağladı. Dijital dönüşümde Estonya, Güney Kore, Japonya ve Amerika öne çıkıyor Nihat Tekdemir’den sonra söz alan kriptopara.io Kurucusu Fatih Güner ise bitcoin’in, Oyun Teorisi ile bilinen ünlü matematikçi John Forbes Nash Jr.’la 1955’lere dayanan tarihsel bağlamından başlayarak günümüze kadar olan gelişimini dinleyicilerle paylaştı. Bitcoin’in ilk temellerinin “ideal para” kavramından geldiğini belirten Güner, ideal paranın aslında global bir ölçü birimi olma amacıyla ortaya atıldığını belirtti. Güner sunumunda dijital dönüşümde önde gelen ülkeleri Estonya, Güney Kore, Japonya ve Amerika olarak sıraladı. Noterden

gerçekleştirilmesi gereken işlemlerin dijitalleşmesi gibi basit, hayatı kolaylaştıran blockchain uygulamalarının gelecekte hayatta kalacağını söyleyen Fatih Güner, devrimsel keşiflerin toplum tarafından kabul edilmesinin zaman aldığını belirtti. Yapı Kredi’nin, kuluçka, hızlandırma ve yatırım aşamalarından oluşan geniş kapsamlı bir platform olarak tasarladığı Code.YapıKredi’nin düzenleyeceği etkinlikler önümüzdeki dönemde de devam edecek. Code.YapıKredi ile fikirlerini bir adım daha öteye taşımak isteyen girişimcilerin desteklenmesi hedefleniyor. Platform sayesinde yazılımcılara ayrıca finansal teknoloji uygulama programlama arayüzleri (OpenBankingAPI) de sağlanıyor. Böylelikle fintech ekosisteminin gelişimine katkıda bulunmak amaçlanıyor.


FÄ°NANS

11


FİNANS

Aksigorta ile Hayata Devam Aksigorta’nın “Hayata Devam” Sigortası, günümüzde çok sık karşılaşılan başta kanser olmak üzere tedavi maliyeti yüksek ve uzun süre hastaları çalışmaktan alıkoyabilen 13 hastalığa karşı güvence sunuyor.

Aksigorta, “Hayata Devam” Sigortası ile kanser, böbrek yetmezliği, kalp, karaciğer, akciğer ve pankreas, organ nakli ameliyatları, körlük, MS, Parkinson, Alzheimer, 3. derece yanık, işitme kaybı, uzuv kaybı, kalp krizi, kalp kapakçığı ameliyatı ve aort ameliyatları için hastalığın teşhisinin hemen ardından sunduğu tazminat ile sigortalılarına tedavi masrafları için destek oluyor. HAYATA DEVAM GÜVENCESİ SUNUYOR “Hayata Devam” Sigortası, hastaların tedavi sürecinde yaşayacakları risklere ve zorluklara karşı destek oluyor ve hayatın devamlılığını sağlıyor. Hastaların çalışma yaşamına zorunlu olarak ara vermeleri durumunda gelir kaybını telafi ederek kişinin tedaviye ve sağlığına odaklanmasına yardımcı oluyor. “Hayata Devam Sigortası”, 60 12

yaşına kadar yaptırılabiliyor ve 70 yaşına kadar yenilenebiliyor. Yıllık 239 TL’den başlayan farklı prim seçenekleri bulunan Aksigorta “Hayata Devam” Sigortası ödenen prim doğrultusunda 35.000 TL’den – 110.000 TL’ye kadar tazminat ödemesi yapıyor. Aksigorta “Hayata Devam” ürünü sahibi sigortalılar, “Avantajlı Diş Paketi” ve “Diyetisyen ve Psikolojik Danışmanlık Hizmeti”nden yararlanabiliyorlar. TÜRKİYE’DE “HAYATA DEVAM SİGORTASI” KAPSAMINDAKİ HASTALIKLARIN GÖRÜLME ORANI Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de yılda 103 bin erkek ve 71 bin kadın olmak üzere ortalama 174 bin kişiye kanser tanısı konuluyor. Ülkemizde erkeklerde akciğer, prostat, bağır-

sak ve mide kanseri; kadınlarda meme, tiroid, bağırsak, rahim ve akciğer kanserleri yaygınlık gösteriyor. Türkiye’de 24 bin 886 kişi organ nakli sırasında bekliyor. Bunlardan 21 bin 531 kişi böbrek, 2 bin 94 kişi karaciğer, 901 kişi kalp, 283 kişi pankreas için bekliyor. Ülkemizde yaklaşık 600 bin Alzheimer hastası ve 120 bin Parkinson hastası bulunuyor. Sağlıklı beslenme, sağlıklı kilo verme ve fiziksel olarak aktif olma yoluyla, yaygın kanserlerin üçte biri önlenebiliyor. Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi erken tanı şansını arttırıyor. Erken teşhis, tedavi sürecini ve sonrasını olumlu etkiliyor.


FİNANS

Türkiye dış ticaret fırsatları için Doğu’ya yöneliyor HSBC Grubu’nun Navigator Raporu’na göre; Çin ve Hindistan 2021 ile 2030 yılları arasında Türkiye’nin en hızlı büyüyen ihracat pazarları olarak Batı Avrupa ve ABD’yi geride bırakacak. Çin’in ayrıca 2030 yılında Türkiye’nin en önemli ithalat kaynağı olarak Almanya’nın yerini alması bekleniyor. HSBC Grubu’nun hazırladığı Navigator Raporu, ikili ticaret ilişkilerinde orta ve uzun vadedeki potansiyel değişimlere ilişkin analizleri ve iş dünyasının ticarette büyüme beklentilerini ortaya koyuyor. Türkiye’nin de dâhil olduğu 25 ülke arasındaki ikili ticaretin mercek altına alındığı rapora göre; şirketler dünyada artan korumacılık ile ilgili endişe duysa da uluslararası iş yapma olanaklarına ilişkin iyimser bir yaklaşım sergiliyor. Ankete Türkiye’den katılan şirketlerin %80’inden fazlası da Türkiye’nin ticaret hacminin gelecek 12 aylık dönemde artacağını öngörüyor. İhracatçılar için görünüm pozitif Türkiye’nin dış ticaret görünümüne ilişkin değerlendirme ve öngörüler içeren raporda; Asya başta olmak diğer gelişen pazarlardan gelen güçlü talebin etkisiyle Türkiye’deki ihracatçı şirketler için görünümün pozitif olduğu ifade ediliyor.Türkiye’deki şirketlerin Asya ve Orta Doğu’daki yeni pazarlarda fırsatları değerlendirmeyi sürdürmeleri gerektiğine işaret edilen raporda; şirketlerin verimliliği artırma ve teknolojik adaptasyonu güçlendirmeye yönelik çalışmaları devam ettirmelerinin önemine vurgu yapılıyor. Diğer taraftan; yüksek enflasyon ve dış borçlanma şirketler için yeni pazarlarda fırsatları değerlendirmelerinin önünde zorlayıcı faktörler olarak öne çıkıyor. Rapora göre; uzun vadede Türkiye’nin en hızlı büyüyen ihracat pazarları batıda değil, doğuda olacak. Çin ve Hindistan 2021 ile 2030 yılları arasında Türkiye’nin en hızlı büyüyen ihracat pazarları

olarak Batı Avrupa ve ABD’yi geride bırakacak. Orta Doğu’nun Türkiye ihracat stratejisinde önemli bir rol oynamayı sürdüreceğinin belirtildiği raporda; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’ın en hızlı büyüyen ihracat pazarlarında Çin ve Hindistan ardından ilk beşte yer aldıkları ifade ediliyor. Yeni pazarlara giriş şirketlerin en önemli stratejisi Rapora göre; Türkiye’nin hizmet ihracatı 2017 yılında toplam ihracatın yalnızca beşte birini oluşturdu. Hizmet ihracatında turizm ve ulaşım/dağıtım sektörleri ise toplam hizmet ihracatının %84’ünü kapsadı. Ankete Türkiye’den katılan şirketlerin %61’i hizmet ihracatının küresel ortalamaya paralel olarak gelecek bir yıl içerisinde yükselmesini bekliyor. Rapora göre; hizmet ihracatında ulaşım ve turizm sektörlerinin baskınlığı dikkate alındığında, yeni pazarlara giriş en önemli iş stratejisi haline gelecek. Türkiye’nin hizmet ihracatında Almanya ve Birleşik Krallık ilk beşte yer almaya devam ederken, Asya pazarı önem kazanmaya başlayacak. Çin ve Hindistan, 2021 ile 2030 yılları arasında yükselen orta sınıflarının yaptığı seyahatlerle Türkiye’nin en hızlı büyüyen hizmet ihracatı pazarları olacak. Dış ticaret inisiyatiflerine destek sürmeli Türkiye dış ticaret görünümünde, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin önemli bir yere sahip olduğunun belirtildiği raporda; Asya’daki gelişmelerin de giderek daha fazla önem kazandığı ifade ediliyor. Türkiye’deki şirketlerin Kuşak ve Yol ve ASEAN 2025 gibi Asya inisiyatfilerine resmi katılımı desteklemeyi sürdürmeleri gerekti-

ğinin belirtildiği raporda; bu inisiyatiflere katılımın özellikle altyapı fırsatlarından faydalanılması ve hizmet ihracatlarında çeşitlilik sağlanmasına katkı vereceği belirtiliyor. Ankete göre; Türkiye’deki şirketlerin üçte birinden fazlası Kuşak ve Yol ile ASEAN 2025’in şirketlerine fayda sağlayacağını ifade ediyor. Asya pazarları ithalatta pazar payını artırıyor Taşıma ekipmanları ve endüstriyel makinanın ithalattaki ana kalemler olduğunun belirtildiği rapora göre; 2017 yılında Türkiye taşıma ekipmanları ithalatının %72’sini Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık’tan gerçekleştiriken, makine ithalatının %40’ını Almanya ve Birleşik Krallık’tan, %23’ünü ise Çin’den yaptı. Rapor, makine ve parça üretiminde küresel payını gittikçe arttırmasıyla Çin’in, günümüzde Türkiye’nin en büyük ithalat kaynağı olan Almanya’nın 2030 yılında yerini alacağına işaret ediyor. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin Asya bölgesinde bulunan diğer gelişen piyasalardan yaptığı ithalatın hızlı biçimde artış göstereceği öngörülüyor. Türkiye’nin bilişim ve iletişim teknolojileri ekipmanının büyük bölümünü tedarik eden Vietnam, gelecek on yıllık dönemde Türkiye’nin en hızlı büyüyen ithalat kaynağı haline gelmeye hazırlanıyor. Türkiye ekonomisine rafine petrol ürünleri ile birlikte kimyasal ve tekstil ürünleri sağlayan Hindistan’ın ise en hızlı büyüyen ikinci ithalat kaynağı olacak.

13


FİNANS

İş Bankası ile Çin Kalkınma Bankası arasında işbirliği Türkiye İş Bankası ile dünyanın en büyük bankalarından biri olan Çin Kalkınma Bankası arasında Çin’in Pekin kentinde bir işbirliği çerçeve anlaşması imzalandı. Anlaşma, Çin bağlantılı projelerin finansmanı da dâhil olmak üzere birçok farklı alanda karşılıklı işbirliğini öngörüyor. Konuya ilişkin bir değerlendirme yapan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye ve Çin arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin son yıllarda hızla arttığını vurgulayarak, anlaşmanın her iki ülke arasındaki iş hacminin daha da artırılması yönündeki ortak hedef doğrultusunda atılmış önemli bir adım olduğunu vurgula-

14

dı. Bali, şöyle dedi: “Dışarıdaki yatırımlarını en hızlı arttıran ülkeler arasında yer alan ve küresel olarak en büyük yatırımcı konumuna gelmekte olan Çin’in, “Kuşak ve Yol” stratejisinin de katkısıyla bu konumunu daha da güçlendireceğini düşünüyoruz. Ülkemize uzun vadeli yatırımların kazandırılması ve ticaretin artırılması açısından, Çinli kuruluşlarla işbirliğinin öneminin giderek artacağına inanıyoruz. Çin Kalkınma Bankası ile işbirliğimiz kapsamında da Çin bağlantılı projeler için müşterilerimize verdiğimiz desteği artırarak sürdüreceğiz.” Karşılıklı geliştirilen ilişkilerde bilgi ve tecrübe paylaşımının da önemli

bir katma değer yarattığına dikkat çeken Adnan Bali, söz konusu anlaşma ve daha sonra yapılacak diğer anlaşmaların ilişkileri arzu edilen seviyeye taşımaya yardımcı olacağını ifade etti. Türkiye – Çin ticaret hacmi 26,3 milyar dolar Türkiye ile Çin arasındaki ikili ticaret hacmi ilk kez 2000 yılında 1 milyar ABD Doları’nı aştı, o tarihten bu yana kaydedilen gelişmelerle 2017 sonunda 26,3 milyar ABD Doları seviyesine ulaştı. Çin, Türkiye’nin dünya genelinde ikinci, Asya-Pasifik bölgesinde ise en büyük ticari ortağı haline geldi.


FÄ°NANS

15


HABER

Kobilerde Dijital Dönüşüm Artık dijital ve mobil bir çağda yaşıyor, akrep ve yelkovanın dönüş hızına ayak uydurmaya çalışıyoruz. Değişen ve gelişen bu dijital dünyada işlerimizi zaman kaybetmeden tek tık ile gerçekleştirebiliyoruz. . KOBİ’ler büyüme,markalaşma,ihracat, karlılık gibi hedeflerine ancak dijital KOBİ’ye dönüşerek ulaşabiliyor. Hayatımızı kolaylaştıran bu yeniliklere en hızlı şekilde entegre olmak KOBİ’ler için de artık ihtiyaç değil zorunluluk haline geldi…. 16


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Sektör lideri bidolubaski.com endüstri 4.0’a göz kırptı Geçtiğimiz yılı yüzde 100 büyüme ile kapatan online matbaa sektörünün lideri bidolubaski.com, bu yıl büyümesini sürdürürken hayata geçirdiği yeniliklerle sektöre yön vermeye devam edecek. Geliştirdiği teknoloji tabanlı Ar-Ge projesi ile TÜBİTAK TEYDEB tarafından yaklaşık 400 bin TL’lik hibe almaya hak kazanan bidolubaski.com, üreteceği teknoloji ile endüstri 4.0’a giriş yapacak. Yeni bir üretim ekosistemini ifade eden dördüncü sanayi devrimi, sektörlere sürdürülebilirlik, rekabet ve verimlilik sunarken, ürün ya da hizmetlere de katma değer katan bir güç olarak öne çıkıyor. Türkiye’de büyük pazar payına sahip olan otomotiv, finans gibi sektörler, akıllı üretim çağı olarak da adlandırılan endüstri 4.0 otomasyonuna tüm bu yararlardan ötürü birer birer geçiş yapıyor. Ancak görünen o ki sadece hızlı gelişim gösteren sektörler değil, henüz 95 milyon TL’lik bir büyüklüğe sahip olan online matbaa sektörü de bu büyük devrime kayıtsız kalmıyor. Geçtiğimiz yılı Türkiye’nin 81 ilinden 50 bin siparişe imza atarak yüzde 100 büyüme ile kapatan online matbaa sektörünün lideri bidolubaski. com, yazılım ekibi tarafından geliştirdiği görüntü işleme ve makine öğrenme tabanlı Ar-Gr projesi ile TÜBİTAK TEYDEB tarafından desteklenmeye uygun bulundu. TÜBİTAK’tan bu doğrultuda yaklaşık 400 bin TL hibe desteği alan bidolubaski. com, içinde bulunduğu geleneksel sektörde, inovatif reflekslerini teknolojik üretimle birleştirerek farklı bir sistem yaratmayı hedefliyor. TÜBİTAK’tan Ar-Ge desteği alan ilk matbaa Endüstri 4.0’a adım atan bidolubaski.com’un TÜBİTAK projesinin esasını, alınan siparişlerin baskı ve baskı sonrasındaki teslimat süreçlerini hızlandırmak oluşturuyor. Geliştirilen görüntü işleme yöntemiyle ürünün her aşamasında takip edilebilmesi mümkün kılınacak bu sistemle manuel olarak yapılan işlemler otomosyona dönüşmüş bir şekilde 60 kat daha hızlı sonuç verirken; üretim maliyetleri, ürün teslim süresi ve hata oranları da yüksek ölçüde azalacak.

17


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

YARIŞIN GERİSİNDE KALMAMAK İÇİN HEDEF 1300 AR-GE MERKEZİ Mimar ve Mühendisler Grubu (MMG) Bursa Şubesi, dünyanın gündemindeki sanayinin dijital dönüşümü, yapay zeka ve robotlar konularını içeren I. Sanayinin Dijital Dönüşümü Çalıştayı’nı Bursa’da düzenledi. Ticarileşememe, sanayideki dönüşüm ve Ar-Ge tabanlı yerel kalkınmanın önündeki engellerin giderilmesi konularına dikkat çekmek isteyen MMG, tüm bu çalışmaları kapsayacak 3. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi ve Sergisi’ni de 17-18 Ekim tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirmeyi planlıyor. Türkiye’nin sanayide dijital dönüşüm olgusunu anlamak, ihtiyaçlarını belirlemek amacıyla Bursa’da gerçekleştirilen çalıştayda; Ar-Ge ve tasarım merkezleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve organize sanayi bölgeleriyle Türkiye’nin bütün imkanlarını seferber ederek bu defa bu yarışın gerisinde kalınmayacağının altını çizen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Dr. Veysel Yayan: “ Geçen yıl 323 olan Ar-Ge sayımız, 6 civarındaki tasarım merkezi sayımız, 900’ün üzerine çıktı. Bu yıl Ar-Ge merkezi sayımızın öncelikle ilk 6 ayda 1150’ye çıkmasını daha sonra 1300’e çıkmasını bekliyoruz. Tasarım merkezi sayısını da 150’nin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. ” dedi. Türkiye’nin mutlaka yüksek teknolojili ürünler üretebilecek sanayide dijital dönüşümü tamamlaması gerektiğini vurgulayan MMG Genel Başkanı Osman Balta: “ Bilindiği üzere ülkemizin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alması hedefi bulunmaktadır. Hali hazırda ürettiğimiz ürünlerin sadece yüzde 3,5’i ve ihraç ettiğimiz ürünlerin ise yüzde 3,7’si yüksek teknoloji ürünüdür. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 20 ve yukarısıdır. İleri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünler üretebilmemiz için iyi eğitim almış yeterli deneyimli insanlara ihtiyaç var. ” şeklinde konuştu. Küresel bir güç olmanın koşulunun hızla kendi teknolojimizle üretime başlamak olduğunu belirten MMG Bursa Şube Başkanı Rasim Serim: “2017 yılında dünya en çok sanayinin dijital dönüşümünü konuştu. Ülkelerin büyüme stratejilerinden biri olan sanayinin dijital

18

dönüşümü, dünya ekonomi merkezlerinin üst sıralarında yer aldı. 4. Sanayi devrimi ile üretim maliyetlerinde yüzde 30’a yakın düşüş, satışlarda yüzde 30’a yakın artış beklenmektedir. Sanayide dijital dönüşümü gerçekleştirmek; üretim hatlarına, tedarik zincirine ve değer hatlarının bütününe entegre etmekle ilgilidir.” ifadelerine yer verdi. GELECEKTE ROBOTLAR, ROBOTLARIN MONTAJINI YAPACAK Yerli teknolojiyle üretilmiş insanımsı robotların endüstride montaj operatörleriyle birlikte görev almasına dair yaklaşık 20 yıl önceki öngörüsünü, yol haritasını paylaşan Hakan Altınay: “Önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde ön tarafta savaşan artık gerçek insanlar görmeyeceğiz, insana benzeyen robotlar konusunda ciddi askerler oluşacak. İnsansız hava araçları, insansız kara araçları, insansız deniz araçları... Gelecekte robotlar, robotların

montajını yapacak.” açıklamalarında bulundu. BİR ÜLKE KADAR GELİR ÜRETİMİ Tazi.ai’nin kurucu ortağı, Tübitak ve AB onaylı projelerde yer alarak 14 patenti ve 80’i aşkın yayını bulunan Zehra Çataltepe: “ Beni düşündüren, çok data toplayan insanların tekelleşmesi. Mesela Google ve Facebook şu anda dünya devleri. Türkiye’nin gayri safi milli hasılası, Google’ın reklam gelirlerinin 3 ya da 4 katı. Bir ülke kadar gelir üretiminden bahsediyoruz. Artık verinin para gibi değiştirildiği ortamlara geleceğimizi düşünüyorum.” dedi. Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, Batı dünyasında robotların hukukunun tartışıldığını ve şirketlerin her geçen gün değişen endüstriyel üretim gereksinimlerine uyum sağlamak için yeni üretim araçları ortaya koymaları gerektiğini söyledi.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

19


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

BimSa’nın Yeni İşgücü Çözümleri, şirketleri dijital dönüşüme hazırlıyor. BimSA’dan yeni dijital dönüşüm modeli: “Robot alma, ihtiyacı Türkiye’nin önde gelen bilişim şirketlerinden BimSA, “Yeni İşgücü Çözümleri” ile şirketlerin operasyonel süreçlerini hızlı, güvenilir ve minimum hata ile dijitalleştirmelerini sağlıyor.

BimSA Genel Müdürü Tunç Taşman Çalışanların angarya işleri olarak görülen veri girme, bilgilerin sisteme aktarılması, kontrolünün sağlanması gibi manuel ve rutin işlerin tamamını yapabilen robotlar, şirketlere zaman tasarrufu sağlarken; dijital dönüşüm süreçlerini de ekonomik olarak tamamlamalarına zemin hazırlıyor. BimSA müşterilerine verdiği süreç danışmanlığı ve otomasyon hizmeti ile dijitalleşme yolculuklarına önemli bir katkı sağlıyor. Robot satın almanın maliyetli olduğunu ve danışmanlık hizmeti olmadan tek başına bir anlam ifade etmediğini belirten BimSA Genel Müdürü Tunç Taşman, “Robot kiralama, şirketlerin kendi ihtiyaçları doğrultusunda ihtiyaçları olduğu kadar hizmet almalarını kolaylaştıran, danışmanlık hizmeti sa20

yesinde operasyonel süreçlerin hatasız bir şekilde ilerlemesini sağlayan bir yöntem. Robotu satın almak oldukça maliyetli. Ayrıca bu robotun, yani yazılımın nasıl kullanılacağı da çok önemli. Eğer yazılımı doğru kullanacak bir uzman kadro oluşturmak istenirse de, ekstra maliyete katlanılması gerekiyor. Şirketler buna sıcak bakmıyor. Bizim modelimizin tercih edilmesinin en önemli nedenleri, müşterilerimizin kendi ihtiyaçları doğrultusunda çözümler üretmemiz, yazılımın efektif kullanılmasını ve zaman tasarrufu sağlamamız. Rutin işlerin tamamını çalışanın üzerinden alıyor, beyaz yakalıya nitelikli iş üretebileceği zamanı yaratıyor, onu angarya olarak tabir edebileceğimiz işlerden kurtarıyoruz. Hata ora-

nı yüzde 0. Yeni iş gücü olarak nitelendirebileceğimiz robotlar365 gün, 7/24 aralıksız çalışabiliyor. Şirketler de robotu kullandıkları dakika kadar ödeme yapıyor. Dolayısıyla hem zamandan, hem de bütçeden tasarruf etmiş oluyorlar” şeklinde konuştu. Rutin işlerin dijitalize edilip yazılıma yüklenmesi sonucunda, şirketler manuel işlerini bireysel çalışmayla kıyaslanamayacak denli hızlı tamamlama imkanı elde ediyorlar. BimSA’nın “Yeni İşgücü Çözümleri”nin bir diğer önemli özelliği de “İzleme ve Hata Yönetimi Hizmeti”. Bu sayede hatalar eş zamanlı fark ediliyor, yazılıma yükleniyor ve bir daha tekrarlanmaması sağlanıyor.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ İK ZİRVESİ ENDÜSTRİ 4.0 ÇAĞINDA “İNSANA DÖNÜŞ”Ü KONUŞTU Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin düzenlediği “5. İnsan Kaynakları Zirvesi” QNB Finansbank platin sponsorluğunda, Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de gerçekleştirildi. Türkiye’nin İnsan Kaynakları alanındaki en prestijli buluşmalarından biri olan zirve “İnsana Dönüş” ana teması etrafında şekillendi. Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Türkiye’nin İnsan Kaynakları alanındaki en prestijli buluşmalarından biri olarak kabul edilen “İnsan Kaynakları Zirvesi”nin beşincisine imza attı. Artık bir klasik haline gelen “5. İnsan Kaynakları Zirvesi”, Albert Long Hall’de iş dünyası profesyonelleriyle insan kaynakları sektörün fikir önderlerini bir araya getirdi. Boğaziçi Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Toker öncülüğünde gerçekleştirilen zirvenin konuşmacıları arasında QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp, demokrasi çalışmalarıyla tanınan CHRO ve eğitmen İdil Türkmenoğlu, Facebook Orta Asya, Türkiye ve Afrika Bölge Direktörü Ari Keşişoğlu, Egon Zehnder Türkiye Genel Müdürü Murat Yeşildere, Duman Management Consultancy Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Oğuz Duman, Exceptional Talent kitabının yazarı Mervyn Dinnen, Queen Mary University of London’da Örgüt Psikolojisi uzmanı Prof. Rob Briner, The VTC Group İnovasyon Direktörü Adi Gaskell gibi isimler yer aldı. Konuşmacıların yanı sıra Türkiye’nin önde gelen şirketlerinin İK direktörleri de zirveye yoğun ilgi gösterdi. İnsan kaynağına değer katmak amacıyla QNB Finansbank tarafından desteklenen zirvenin ana teması ise bu yıl “İnsana Dönüş-Back to the Human” olarak belirlendi. İnsana dönüş teması etrafında “Non Artificial=Human”, “Üst Düzey Pozisyonlarda Yeni Bakış Açısı”, “Çalışan Deneyimi ve Yetenek Avcılığı”, “Endüstri 4.0 Çağında İK Dönüşüm Stratejileri”, ”Yetenek Devrimi 2.0”, “Sahne Arkası”, “Bu Sadece Bir Başlangıç”, ”Yık, Yarat, Değiştir”, “Analitik İK”, “Mavi Okyanus Vaat Etmek”, “Geleceğin Kurumlarında Lider Olmak”, “İK’da Ezber Bozan Yaklaşım: İşin Olsun”, “Turnover Yüksek Sektörlerde Başarılı İK Yönetimi”, “Eğitimde İnovasyon”, “Evidence Based HR” ve “Yapay Zeka İş Başında!” başlıklarıyla sektöre oldukça değer katan konulara değinildi. Endüstri 4.0 çağında insanı odağına alan konferansta çalışan deneyimini birinci planda tutan yetenek kazanımı ve bu yeteneklerin şirketlere sadakatinin sağlanması konu edildi. Şirketlerin geleceği için eğitimde inovasyon Boğaziçi Üniversitesi İİBF Kurumsal İlişkiler Yöneticisi Doğan Asil, Boğaziçi Üniversitesi İİBF Dekanı Prof. Dr.

Ayşegül Toker, Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Üstün Ergüder ve Peryön Başkanı Berna Öztınaz zirvede “Eğitimde İnovasyon” başlığıyla dikkat çekici bir panele imza attılar. Endüstri 4.0’la birlikte iş gücünde bir değişim ve dönüşüm söz konusu olduğundan yola çıkılarak geleceğe ilişkin insan kaynağı konusunda gençlerin özellikle Z kuşağının eğitiminde ne gibi yeniliklerin yapılabileceği tartışıldı. Şirketlerin sürdürülebilirliğinin insan kaynağının geleceğe yönelik düşünebilmesiyle mümkün olacağının vurgulandığı panelde ayrıca her insanda bulunan tam potansiyele ulaşabilmek için eğitimi kalkındırmanın önemine değinildi. Alp; “Yeni meslekler insanın yeteneklerine göre tasarlanacak” Bir şirkette en önemli konunun şirket ile insanın ihtiyaçlarını aynı anda karşılayabilmek olduğunu aktaran QNB Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp, “Non Artificial = Human” isimli konuşmasını şöyle sürdürdü: “En değerli kaynak insandır. Teknoloji insanların yerini almaya başladı ve insanlık kendini bu değişime adapte etmeye çalışıyor. Eğitim sisteminin değişmesi de bu adaptasyon sürecinde önemli bir etken. 30 sene sonra şu anki mesleklerin %60’ı olmayacak, 30 sene önce şu anki mesleklerin çoğunun olmadığı gibi. Fakat bu durum insanın yerini makinaların alacağını söylemiyor, aksine yeni mesleklerin insanın yeteneklerine göre tasarlanacağı anlamına geliyor. Teknolojide amaç insanlığın işini kolaylaştırma iken insanlara yönelik iyi bir adaptasyon politikasının belirlenmemesinden ötürü şu an geleceğin daha kötü olabileceği söyleniyor. Firmaların çoğu hala ürünlerini insanlara satmak zorunda, insanlık teknolojik gelişimlerden şu anki hallerinden daha iyi koşullarda çıkmaz ise hep birlikte kaybederiz. O yüzden dijital olanı ve insanı sağlıklı bir şekilde birleştirmek için çalışmalar yapmalı.” Keşişoğlu; “İnsanların yapay zekaya karşı iş seçimi yapabileceği dört alan kalacak” Katılımcıların farklı disiplinlerden gelen deneyimleri dinleyip öğrenme fırsatı bulduğu zirvede Facebook Orta Asya, Türkiye ve Afrika Bölge Direktörü Ari Keşişoğlu “Bu Sadece Bir Başlangıç” başlıklı konuşmasında Facebook’un son üç yılda bir milyardan iki

milyar kullanıcıya ulaştığını belirterek, “On yıl önce dünyadaki en büyük beş şirket petrol şirketiyken şu anda hepsi teknoloji şirketi olmuştur. 2018’de okula giden çocukların %65’i gelecekte, insanların şu anda bilmediği işlerde çalışacaktır. 2015’ten itibaren en çok önem kazanan alanlar mobil, veri ve bunu işleyebilme gücüdür. Şu anda teknolojinin geldiği yerde yapay zekanın insanın yerine geçmesi konusuna otuz yıla kadar dünya çok uzaktır çünkü henüz düşünme yetenekleri yoktur. Ancak insan ilişkileri her zaman kalıcı olacaktır, bilgisayarların önümüzdeki on yılda analitik yeteneklere, sanat ve yaratıcılık yeteneklerine sahip olacakları düşünülmemektedir. İnsanlar dört alandan birinde iş seçimi yapmalıdır: tamamen yaratıcılık, tüm bu sistemleri dizayn etme, analiz yapma veya insan ilişkileri çünkü son otuz yılda bilgisayarlar bunu yapamayacaktır” dedi.

Prof. Rob Briner 21


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

CANON, OFİSTE YAZICILARI KONTROL ALTINA ALARAK BİLGİ GÜVENLİĞİNİ YÜKSELTİYOR Veri güvenliğinde yazıcılar risk yaratıyor Mobil cihazların yükselişi ve internet kullanımının sürekli artışı veri güvenliğini de daha önemli hale getiriyor. Daha güçlü mobil cihazlar sayesinde artan mobil çalışma alışkanlıkları veri güvenliği açısından riskleri de beraberinde getiriyor. Canon tarafından açıklanan rapor sonuçlarına göre EMEA Bölgesi’ndeki her 2 işletmeden birindeki yöneticiler (%47) kuruluşlarının içinde belge kayıpları yaşandığını biliyor. Diğer taraftan bu yöneticilerin yüzde 46’sı çalışanlarının belgeleri kuruluş dışında kaybettiğini düşünüyor.

Cihazları ve onları kullanan kişileri buluşturan ofis ortamlarında doğru teknolojilerin kullanılmaması güvenlik açığı sorunları oluşturabiliyor. BT ve güvenlik ekipleri, işyerine her gün yeni uç noktaların eklenmesi nedeniyle güvenlik tehditlerini en aza indirgemek için sürekli çalışsalar da akıllı telefonlar, tabletler ve bağlı cihazlarla hızla artan teknoloji kullanımıyla en hafife alınan cihazlar en büyük tehlikelerin sorumlusu olabiliyor. 22

Bir güvenlik kültürü oluşturun Ofis güvenliği söz konusu olduğunda, ofisteki çalışanların çabası ve teknolojinin ortak kullanımı ile ilk savunma cephesinin kurulabileceğini belirten Canon Eurasia Ofis Ürün Grubu Ürün ve İş Geliştirme Yöneticisi Alper Işıkel: “Ofise giren yeni ve gelişmiş yenilikler hayatı kolaylaştırsa da toplu taşıma araçlarında unutulan telefonlar, halka açık yerlerde yapılan konuşmalar ve yazıcılarda unutulan gizli belgeler gibi durumlar IT ve güvenlik ekiplerine zorluk çıkarmaya devam ediyor” dedi. Işıkel, nesnelerin interneti, bağlı yazıcı ve tarayıcıların bu ekosistem içinde bir tehdit olabileceğine dikkat çekti. Ofiste belge güvenliği konusunda yayınladıkları raporun sonuçlarına değinen Işıkel, “EMEA genelindeki her 2 işletmenin birindeki (%47) yöneticiler, kuruluşları içinde belge kayıpları yaşandığının farkında. Yöneticilerin yüzde 46’sı ise çalışanların belgeleri kuruluş dışında kaybettiklerini düşünüyor” dedi. Yazıcılarda unutulan belgelere dikkat Hassas bilgiler içeren belgeler basarken, basılı kopyaların kağıt tepsisinden sadece belgeleri gönderen kişi tarafından alınabilmesini sağlayan teknolojilerin önemli olduğunu söyleyen Işıkel, “Bu önemli önlem alınmadıkça bilgi, herkesin erişebileceği bir alanda bekleyebiliyor. Bu tehlikesiz bir dikkatsizlik gibi görünse de verileri yanlış kullanmanın sonuçları kayda değer sonuçlar doğurabiliyor” dedi. Bu tip güvenlik açıkları nedeniyle ortaya çıkabilecek yasal cezalar ve iş kaybı tehditlerinin kurumlara ciddi zararlar verebildiğine değinen Işıkel, “Ancak, verileri her açıdan

korumada eğitim görmüş ve sorumluluklarının bilincinde olan bir işgücü, olası sorunlara karşı çıkabilecek en iyi savunma yöntemini de oluşturuyor” diye konuştu. İnsan kalkanı mı, donanım kalkanı mı? Her gün kullanılan ve kurumsal ağa bağlı olan bir yazıcının kuruluşun en gizli bilgilerinin sık sık alıcısı olabildiğini hatırlatan Işıkel, “Kuruluşun yazıcılarının çoğunun bağlı olduğu kurumsal ağda, adres kontrolü ve bir derecede güvenlik kontrolü yapılıyorsa da birçok işletme bu bağlantıyı yapmayı ihmal ederek, cihazları saldırılara açık bırakabiliyor. Günümüzün ofis sınıfı cihazları, gömülü işletim sistemlerine, bulut etkinliğine ve entegre belge çözümlerine sahip olan çok daha fazla gelişmiş cihazlar olarak ofiste bilgi güvenliğini artırıyor” diye konuştu. Şirketlerin, bu tür cihazların çoğunun, aynen bilgisayarlardaki gibi sabit diskler içerdiklerini de unutmamaları gerektiğini belirten Işıkel, “Disk içeriğindeki verilerin şifrelenmiş olduğundan ve sadece yeterli izinlere sahip kişilerin erişebildiğinden emin olunması gerekiyor. Böylece sorumluluk taşınmadığı için de istenmeyen ihlaller riski daha da düşürülüyor” dedi. Ofis güvenliğinde, sağlam politikalar ve prosedürlerin yürürlükte olmaları savaşın sadece yarısını oluşturduğunu anlatan Canon Eurasia’dan Işıkel, “AB’nin yakın zamanda yürürlüğe girecek olan Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR), işletmelerin ofis güvenliğini tüm yönleriyle inceleyip ele almalarını hatırlatan bir uyandırıcı olacak. İşletmeler, çalışanlarını ofislerinin güvenlik politikaları ve hassas verilerin güvende tutulması ile ilgili kişisel rolleri hakkında eğiterek yönetmeliğe uyumlu alabilecek” diye konuştu.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

SERKAN AHTAGİL: “YERLİ YAZILIMIN GÜCÜYLE 2018 YILI KOBİ’LERİN YILI OLACAK” Türkiye’nin yerlileşme ve millileşme sürecinde yazılımlar gün geçtikçe daha da önemli bir rol oynuyor. Türk sanayisinin millileşme programlarında hareketlilik yaşanırken, Cumhurbaşkanlığı tarafından KOBİ’lerde ERP kullanımını yaygınlaştırmak için gerçekleştirilen toplantılar yazılımcıları heyecanlandırdı. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan CPM Yazılım Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Serkan Ahtagil, yerli yazılımın gücüyle 2018 yılının KOBİ’lerin yılı olacağını belirtti.

Serkan Ahtagil Cumhurbaşkanlığı’nın KOBİ’lerde ERP kullanımını artırmak için düzenlediği toplantıların oldukça önemli olduğunu da aktaran Serkan Ahtagil; “Hükümetimiz KOBİ’lerde verimlilik artışı sağlamak amacıyla ERP kullanımını yaygınlaştırmak için yerli yazılımcıların da katıldığı toplantılar düzenlemeye başladı. Bu toplantılar aynı zamanda ERP sektöründe yer alan yerli yazılımcıları da desteklemek amacıyla yapılıyor. Yerli yazılım sektöründe uzun yıllardır yürüttüğümüz çalışmalar meyvelerini vermeye başla24

dı. Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı ev sahipliğinde, KOSGEB katılımı ve TÜBİSAD organizasyonu ile gerçekleştirilecek olan ilk toplantı, bu yolda atılmış en önemli adımların başında geliyor” dedi. Bu toplantının sonucunda çok önemli verilerin ortaya çıkacağını söyleyen Ahtagil; “Bu toplantıda ERP kullanımını yaygınlaştırmak adına çok önemli kararlar alınacağı düşüncesindeyiz. Sektörümüzün lider firması olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki

inovatif çözümlerimiz ve yenilikçi tarzımız ile birçok farklı sektörde deneyim sahibiyiz. Biz yazılımları evinizin anahtarı olarak görüyor ve yıllardır evinizin anahtarı başkasında olmasın sizde olsun diyoruz. Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin desteğiyle sanayimizin ve KOBİ’lerimizin verimliliklerini artırarak sürdürülebilir projelere imza atacağımıza olan inancımız tam” dedi.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Saniyede 1,7 terabaytlık saldırı hızıyla DDoS saldırılarında yeni bir rekor kaydedildi.

Rekor hızda DDoS saldırısı Siber güvenlik evreninde yeni bir saldırı rekoru kırıldı. İsmi açıklanmayan ABD’li bir şirket, saniyede 1.7 terabaytlık veri akışının yaşandığı bir DDoS saldırısına maruz kaldı. Global antivirüs yazılım kuruluşu ESET’ten Güvenlik Araştırmacısı Tomas Foltyn, bu saldırıyı mercek altına aldı. 28 Şubat tarihinde kod deposu GitHub’ı hedef alan ve sitenin birkaç dakika boyunca çevrimdışı olmasına neden olan sahte bir trafik gerçekleşti. Saldırı 1,35 terabayt’ta (Tbps) zirveye çıktı ve kaydedilen en büyük DDoS saldırı rekoru olarak kaydedildi. 1,35’ten sonra 1.7 Tbps’lik saldırı ESET Güvenlik Araştırmacısı Tomas Foltyn’in bildirdiğine göre bu saldırıdan çok kısa süre sonra, 1.7 Tbps’e ulaşan bir saldırı tespit edildi. İsmi açıklanmayan bir ABD şirketini hedef alan saldırı, tarihin en büyük DDoS saldırısı olarak tarihe geçti. Saldırıyı, DDoS hafifletme hizmeti sağlayan Arbor Networks şirketi duyurdu. Arbor Networks’ın yaptığı açıklamaya göre “son saldırı, Github saldırısını oluşturan aynı memcached yansıma / büyütme saldırı vektörüne dayanıyordu”. Memcached sunucularını kullanıyor Ortada, hızla ortaya çıkarak bir trend haline gelen iki saldırı tarafından paylaşılan ortak özellik yatıyor. Her iki sadırı da, web uygulamalarını ve sitelerini hızlandırmak için tasarlanan güvenli olmayan Memcached sunucularını kullanıyor. Bu da gösteriyor ki, kimlik doğrulama gerektirmeyen sunucular, hedeflenen bir hizmette trafiği yükseltmek için yansıtıcı olarak kötü amaçla kullanılabiliyorlar. Arbor Networks, 1.7 Tbps’e ulaşan saldırının yöneldiği ABD’li şirkette, yeterli güvenceler sayesinde herhangi bir kesinti yaşamadığını da bildirdi. Fidye talepleri de eklenmiş Bu saldırılarda yeni bir yöntemin daha kullanıldığı ortaya çıktı. Güvenli olmayan Memcached sunucularını kullanan yeni DDoS saldırılarına fidye notları da eklenmiş. Yani siber saldırganlar, esasen hizmeti durdurma saldırısı olarak tanımlanabilecek DDoS saldırılarını, ceplerine yönlendirmek için bir yol buldular ve fidye taleplerini iletmeye başladılar. Fidye notları, kötü niyetli trafiğin durdurulması için mağdurun, belirtilen cüzdan adresine 50’den fazla Monero (XMR) yani güncel değeriyle 10 bin doların üzerinde kriptopara yatırmasını talep ediyor. DDoS saldırıları nedir?

DDoS yani Distributed Denial of Service (Dağıtık Hizmet Engelleme) saldırıları, çok sayıda kaynaktan tek hedefe yapılan saldırı olarak tanımlanabilir. Bu saldırı türü daha çok erişilebilirliği hedef alır ve internet sitesi üzerinden yükseltilen trafik nedeniy-

le, saldırı yapılan internet sitesi veya dijital hizmeti kullanılamaz hale getirir. Genellikle global düzeyde bankalar, şirketler ve kamu kuruluşlarının online hizmet noktaları bu tür saldırıların hedefi haline gelirler.

25


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Hewlet Packard Enterprise bayileri Commvault’un çözümlerini de satacak

Şirketlerin dijital dönüşüm ihtiyaçları için küresel işbirliği kapsamını genişlettiler. Veri koruma ve yedeklemede kısa süre önce önemli bir iş birliğine imza atan Commvaul ile Hewlett Packard Enterprise (HPE), işbirliğini farklı bir boyuta taşıdı. Anlaşma kapsamında HPE ve global ağ ortakları artık bayi programı aracılığıyla Commvault’un veri platformu da dahil olmak üzere veri koruma yazılımlarını da satabilecek.

Kurumsal yedekleme, kurtarma, arşivleme ve bulut alanında küresel bir lider olan Commvault, Hewlett Packard Enterprise (HPE) ile işbirliğini farklı bir boyuta taşıdı. Veri türlerinin ve miktarının arttığı günümüzde işletmelerin IT ortamlarındaki karmaşıklığını azaltmak, veri yönetimi kusursuzlaştırmak ve fidye yazılım saldırılarında kurumları güvence altına almak için genişletilen işbirliği kapsamında HPE ve global ağ ortakları artık bayi programı aracılığıyla Commvault’un veri platformu da dahil olmak üzere veri koruma yazılımlarını da satabilecek. HPE’ın sunucu, depolama ve ağ teknolojileri ile entegre şekilde sunulan Commvault’un veri koruma ve yedekleme çözümleri, anlaşma sayesinde HPE’nin Complete sistemine dahil oldu. Her geçen gün artan veri türlerinin ve miktarının artmasıyla birlikte veri yönetim ile veri analizini kolaylaştıran Commvault çözümleri, kurumlara fidye yazılım saldırıları karşısında da maksimum güvenlik sunuyor. HPE’nin kamudan sağlık ve özel sektöre kadar tüm müşterilerinin kurum bünyesinde ya da bulutta var olan verilerini daha güvenli koruyup yönetebilecekleri Commvault çözümleri ile IT ortamlarındaki karmaşa azaltılarak, dijital dönüşüm çalışmalarına ivme kazandırılacak. Alanında iki dev ismi küresel ölçekte buluşturan işbirliği ile ilgili Commvault Başkanı ve CEO’su N. Robert Hammer şöyle konuştu, “Commvault ve HPE arasındaki ortaklık yeni anlaşma ile daha da güçlendi. Bu kapsamda Commvault’un yedekleme, kur26

tarma ve veri koruma yazılımları ile HPE Depolama ürünleri için müşterilere tek noktadan satış olanağı sağlıyoruz. HPE Complete sistemine katılarak işletmelere sektörün en güçlü veri platformunu sunuyoruz. Platform sayesinde işletmeler operasyonel maliyetlerini azaltmakla kalmayıp; riskleri düşürecek, iş sonuçlarını iyileştirebilecek. Ayrıca dijital dönüşüm girişimlerini devreye almak için ihtiyaç duydukları kontrol, esneklik ve otomasyona yönelik güçlü bir çözüme kavuşacak.” HPE Depolama ve Büyük Veri Ürün Yönetimi Direktörü Patrick Osborne ise gerçekleşen işbirliği konusunda şunları kaydetti: “Commvault ile ilişkimizin kapsamını genişletmekten mutluluk duyuyoruz. Anlaşma ile iş ortaklarımıza ve müşterilerimize HPE onaylı Commvault yazılımını HPE Complete programı aracılığıyla satın alma kolaylığı sunuyoruz. İşletmeler artık HPE Complete Commvault Yazılımı ile Commvault’un güçlü veri koruma ve yedekleme çözümlerini HPE Depolama ürünlerinde kullanarak riskleri minimize edip, karmaşıklığı ortadan kaldıracak ve maliyetlerini indirebilecekler. Kuruluş bünye-

sinde ve bulut altyapısı arasında veri aktarmak, tüm verilerin tam olarak koruma altına alınması ve kurtarabilmeleri daha da kolaylaşacak. Veriler hakkında detaylıca iç görü elde etmek daha da kolaylaşacak.” HPE Complete Commvault Yazılım çözümleri, işletmelere IT çabalarını kesintisiz ve uyumlu hale getirmek amacıyla güçlü veri koruma, yedekleme, felaket kurtarma kabiliyetlerini güvence altına almak için hızlı, düşük maliyetli ve düşük riskli bir yol sunuyor. Bu doğrultuda verileri bir iş varlığı olarak kullanarak şunları sağlıyor: • Veri tabanları, uygulamalar ve uç noktalar genelinde yedekleme, arşivleme, kurtarma, arama ve e-keşif operasyonlarının optimize edilmesi. • Kuruluş çapındaki verileri merkezi bir portaldan bulmalarına, yönetmelerine, kontrol etmelerine ve hızla kurtarmalarına olanak veren kapsamlı veri koruma ve düzenlemelerle uyum stratejilerinin devreye alınması. • Verileri kuruluş bünyesinde ve bulut altyapıları genelinde taşıyarak, yöneterek ve etkinleştirerek hibrit bulut stratejilerinden yararlanılması.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

KPMG KPMG Türkiye önümüzdeki yılın anahtar trendlerini açıkladı:

Akıllı altyapı projeleri dünyayı birbirine bağlayacak KPMG Türkiye, inşaat ve altyapı sektöründeki trendlere ilişkin değişim ve gelişmeleri inceleyen ‘2018 Altyapı Sektöründe Gelişen Trendler’ raporunu yayımladı. Önümüzdeki yıl altyapı projelerini bekleyen zorluklara ve yeni fırsatlara ilişkin eğilimleri ortaya koyan raporu yorumlayan KPMG İnşaat Sektör Lideri İsmail Önder Ünal, “Sektör küresel olarak hızlanmaya devam ediyor, altyapıya olan talep artıyor. Süregelen veya planlanan altyapı ve inşaat projeleri tamamlandıkça dünya birbirine daha sıkı bağlarla bağlanacak, jeopolitik ve yerel politik belirsizliklere karşı direnç daha da artacak” dedi. KPMG’nin ‘2018 Altyapı Sektöründe Gelişen Trendler’ raporu, inşaat ve altyapı sektörünün küresel ekonominin hala büyüme motoru olduğunu, hükümetlerin yeni teknolojiler ve inovasyonun da katkısıyla yatırım iştahının yüksek olduğunu ancak dünya genelinde yaşanan sosyal, finansal ve politik ayrışmaların büyük altyapı projelerini yavaşlatma ve durdurma riski taşıdığını ortaya koydu. Ancak vizyon sahibi ve değişen koşullara uyum becerisi yüksek kuruluşlara sahip ülke ve yatırımcılar, çatışan çıkar ve ihtiyaçlar arasında fırsatları yakalamayı sürdürecek. Sektördeki yeni fırsatlara da değinilen raporda enerji, ulaşım ve teknolojinin bütünleşmesiyle hükümetlerin bu birleşmeyi destekleyecek yatırımlar yapacağı belirtildi. KPMG Türkiye İnşaat Sektör Lideri İsmail Önder Ünal, ”Altyapı projeleri arttıkça dünya daha çok birbirine bağlanacak ve politik riske karşı direnç daha da artacak. Raporda altyapının çevresel, sosyal ve teknolojik sürdürülebilirliği konusunun sadece kullanıcılar ve planlayıcılar için değil aynı zamanda yatırımcılar ve varlık sahipleri için her zamankinden daha kritik olacağını görüyoruz” dedi. Ünal, bu yılın trendlerini şöyle özetledi: Popülizme panzehir olarak altyapı yatırımları Teknoloji fırtınasının dünya genelinde engelleri yıkacağı ve pazarlar arasındaki mesafeyi kısaltacağı beklentisi ne yazık ki gerçekleşmedi. Aksine karşıt görüşlü aktörler arasındaki uçurum derinleşti. Bu nedenle sektörün önündeki öncelikli gündem maddesi, akıllı yatırım kararları ile dünya genelinde ortak bir gelecek hayalinin yeniden yaratılmasına önayak olmak olarak ortaya çıkıyor. Uluslararası kuruluşlar ve devletler altyapı yatırımlarındaki artışın, içe kapanmacı ve korumacı politikaların getirmeye başladığı zorlukların çözümüne katkı sağlayacağında hemfikir. Asya bu yönde bölgesel ve uluslararası bağlantıları artırıcı büyük altyapı projelerini hızla sürdürürken, Avrupa ve Amerika’da politik belirsizlikler ve sosyal ve yerel engeller nedeniyle proje gelişimi yavaşladı. 2018’de hükümetlerin, altyapı inşaat projeleri geliştirirken birbirine zıt ihtiyaçları ve çıkarları olan toplum kesimleri, çıkar grupları ve bölgesel aktörleri uzlaştırarak ve büyük veriyi kullanarak geliştirecekleri sofistike analizler ve güvenilir projeksiyonlarla akıllı altyapı kararları vermeleri gerecek. Esnek projeler öne çıkacak Altyapı sektörü 50 ile 100 yıl arası kullanım ömrü vizyonuyla proje geliştirmeye alışık olsa da 2018’de daha ‘esnek’ ve ihtiyaç duyulduğunda kapasite eklenebilen projeler öne çıkacak. Projelerin tasarlanması ve geliştirilmesi için planlayıcıların çok sayıda farklı senaryoyu dikkate almaları, en

olası olanları belirlemeleri ve buna göre projelendirme yapmaları gerekecek. Örneğin yeni elektrik altyapı yatırımları muhtemel elektrikli araç gelişimini, havalimanı yatırımları otonom araç teknolojisiyle değişebilecek insan seyahat tercihlerini göz önünde bulundurmak zorunda kalacak. Sürdürülebilirlik gündemde Altyapı projelerinin uzun vadeli değer yaratması ve projelerin sosyal yaşama uyum sağlaması için 2018’de aşağıdaki başlıklarda sürdürülebilirlik stratejisi önem kazanacak: - Mali sürdürülebilirlik (proje finansmanında ve mali kaynaklarda sürdürülebilirlik) - Operasyonel sürdürülebilirlik (proje performanslarını optimize etmek için doğru teknolojilere ve verimliliklere sahip olunması) - Sürdürülebilirliğin finansmanı (proje nakit akışında sürdürülebilirlik) - Teknolojik sürdürülebilirlik (kullanılan teknolojilerin ömrünün ve potansiyel eskimenin değerlendirilmesi) - Sosyal sürdürülebilirlik (proje faydalarının toplumun her katına yayılması) Bu başlıklar altında şekillenen sürdürülebilirlik yaklaşımı ile proje geliştiricileri ve hükümetler yatırımlarına çok daha yüksek değer yaratacak. Toplumsal katılımla proje süreçleri hızlandırılacak 2018 yılı boyunca ülkeler altyapı planlaması ve inşaatı hızını artırma yolları arayacak. Öte yandan hükümetler, yatırımlardan maksimum fayda elde etmek için daha bütünsel bir görüş açısıyla bakarak yeni altyapı proje geliştirme aşamasında demokratik süreçlerin hızlanmasına yardımcı olmalı. Sosyal katılım, yatırımcıların, planlamacıların ve inşaat şirketlerinin proje geliştirme aşamasında risklerini azaltmalarını sağlayacak, toplumsal kabul ile başlayan projelerin geliştirilme aşamasında yaşanacak gelişmelerin önüne geçilecek. Altyapı güvenliği önemini koruyor 2017 yılında altyapı projeleri (hastaneler, havalimanları gibi kritik altyapılar) sürekli siber saldırı altındaydı ve tehdidin 2018’de de devam etmesi muhtemel görünüyor. Hükümetler, altyapı yatırımcıları ve inşaat şirketleri, hem siber hem de geleneksel güvenlik konusuna dikkatle odaklanmalı. Altyapı yönetim süreçleri de dijital döneme girdiğinden, güvenlik protokolleri de (hem fiziksel hem de sanal) daha sofistike hale geldi. Bu yıl altyapı şirketleri, mevcut altyapı projelerinde değişen iklim koşulları ve afetler, uluslararası terörizm gibi tehditlere karşı güvenliğini artırmaya ve yeni altyapı projelerine güvenliği yerleştirmeye odaklanmalılar.

Altyapıyı kullanan ile finanse eden arasında denge oluşturulacak Dünya genelinde kullanıcılar fayda gördüğünde altyapıya para ödemeye sıcak bakıyor. Ancak para ödeyen altyapı yatırımını kullananlar olmadığı zaman hem ülkemizden hem dünyadan örnekler ciddi eleştiriler yarattığını gösteriyor. Bu nedenle 2018 yılında hükümetler ve proje geliştiriciler yatırım kullanıcıları ve yatırımları finansa edenler arasında bir denge kurma ihtiyacı hissederek proje gelişim faaliyetlerine bu maddeyi ekleyecek. Bunun yanında yeni teknolojiler ve analitik yaklaşımlar şüphesiz karar vericilere ekonomik fayda ve sosyal hareketlilik arasındaki denge kurmak için yardımcı olacak. Yeni fiyatlandırma modelleri uygulanacak Altyapı yatırımları için yeni dinamik fiyatlandırma modelleri uygulanması verimliliği ve etkinliği artıracak. Altyapı ve inşaat sektörü firmalarının dinamik fiyatlamanın gerekliliğini, değerini ve etkinliğini anlamaya daha fazla önem göstermeleri gerekiyor. Veri paylaşımı şeffaf yapılacak Altyapı projelerinin gelişimde artık anlık kullanıcı verileri hayati öneme sahip. Yatırımcılar kullanıcı taleplerini ve deneyimini veri analitiği yoluyla fizibilite süreçlerine entegre ediyor. Altyapı yatırımlarında verimliliği artıracak bir gelişme olarak, uzun vadede veri sahipliği daha az önemli olacak, kullanıcı gizliliği korunurken veri paylaşımı birden çok platformda açık ve şeffaf bir şekilde yapılacak. Bu amaçla devletler, yeni teknolojilerin avantajlarından yararlanmak için veri paylaşımı politikaları ile ilgili daha esnek çerçeveler çizecek. 27


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

POS AŞ, 2018 yılında geliştirdiği yazılımlarla perakende sektörünü değiştirecek Perakendecilik sektörünün karşılaştığı en büyük sorunlardan biri fiziksel ve sanal mağazalarda yapılan alışveriş verilerinin tek noktada birleşememesi. POS AŞ, 2018 yılında bu sorunu gidermeye yönelik en yeni çözümlerini perakendecilere ve müşterilere sunacak.

Perakende sektörüne yazarkasa donanım ve yazılım ürünleri, proje yönetimi ve danışmanlık gibi uçtan uca çözümler sunan POS AŞ, ürettiği yeni nesil ödeme araçlarıyla mağaza deneyiminde yenilikler ve kolaylıklar sağlıyor. Alışveriş kavramı tüm dünyada önemli bir dönüşümden geçerken POS AŞ, alışverişi sıradan bir alım-satım işleminin ötesine taşıyarak bireysel ihtiyaçlara göre anında çözüm geliştirilen başlı başına bir deneyim haline getiriyor. Alışveriş deneyimine yenilikçi çözümler üretmeye devam eden POS AŞ, E-Campaign Kampanya Arama Motoru, Click & Collect, Servis Bus, Payment Broker ve CRM Broker çözümleri ile 2018 yılında da perakende sektörünü ve mağaza deneyimini dönüştürmeyi hedefliyor. E-Campaign (kampanya motoru) adı verilen yöntem ile kasadan, tabletten ya da mobil cihazlardan 28

alışveriş yapan müşterilerin tüm kazanımlarının ortak bir platformda birleştirilmesi hedefleniyor. Söz konusu çözüm sayesinde mağaza, indirimleri, harcanılan ya da kazanılan puanlar elektronik kuponlar, SMS kodları, müşterinin hangi kanal aracılığı ile alışveriş yapıldığından bağımsız olarak aynı şartlar altında yönetebiliyor. Click & Collect ise tüketicinin, alışveriş yaptıktan sonra seçilen ürünlerin eve gelmesini talep etmesine ya da mağazada olmayan ürünleri satın almasına olanak veriyor. Bu çözümle müşteriler, • internet sitesinden ya da mobilden yapmış olduğu alışverişi mağazadan teslim alabiliyor veya ödemesini mağazada yapabiliyor • mağazadan aldığı ürünlerin evine teslim edilmesini isteyebiliyor • başka mağazadan teslim almayı talep edebiliyor. POS AŞ’nin Servis Bus çözümü, müşteri ile ilgili bilgilerin tüm mecralarda ortak olmasını sağlayan bir ürün. Cep telefonu numaranız, kartınız gibi farklı sistemlerde kullanılan bilgileriniz Servis Bus ile tek bir mecrada toplanıyor. Verilerin her mecrada her an aynı şekilde ulaşılabilir olması, müşteri deneyimi ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu açısından da önem taşıyor. Müşterilerin bilgilerinin tek bir yerde tutulması, müşteri verilerinin güvenliğini sağlıyor.

CRM Broker ise perakendecilerin birden fazla CRM sistemini aynı anda destekliyor. Son zamanlarda sayısı artan CRM firmaları ile işbirliği içinde çalışan perakendeciler, CRM Broker ile aynı anda birden fazla CRM sistemini kullanıp World programına dahil olabiliyor. POS AŞ’nin bir diğer çözümü Payment Broker ise birden fazla sanal ödemenin aynı anda çalışmasını sağlıyor. Konuyla ilgili konuşan POS AŞ Genel Müdür Yardımcısı Gülümhan Akalın, şu açıklamalarda bulundu: “POS AŞ donanım ve yazılımlarını tüketicilere çok kanallı bir perakende ve alışveriş deneyimi sunmak amacıyla geliştiriyor. Pazardaki rekabetin en önünde yer alıp kendi müşterilerine en iyi hizmeti sunmak isteyen perakendecilere satış süreçlerini iyileştirip verilerini daha güvenli hale getirecek ve birçok kullanım senaryosunu destekleyebilecek yeni çözümler sunuyoruz. Çözümlerimizle perakende sektörü firmalarına müşterilerini alışveriş sırasında tanıyıp onlara özel kampanya ve teklifler oluşturma imkânı sunuyoruz. Sunduğumuz ve sunmak istediğimiz imkanları geliştirirken kullanıcıların istekleri bizim için çok önemli. Müşterilerimiz yorumlarını bizimle paylaştıkça geliştirmelerimizi onların ihtiyaçlarına göre şekillendirmeye devam edeceğiz.”


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

29


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Kuzey Kıbrıs’ın dünyaya açılan kapısı, bina içi kapsamada en yeni teknolojiye kavuştu.

Turkcell ve Huawei’den Ercan Havalimanı’nda Dijital Dönüşüm Hamlesi Kuzey Kıbrıs Turkcell, Ercan Uluslararası Havalimanı’nda, bina içi mobil hizmetlerini Huawei’nin en yeni teknolojileriyle donattı. Huawei’nin Lampsite adlı çözümü, ofisler, terminaller ve stadyum gibi büyük ve orta büyüklükteki alanların iç mekanlarında birçok radyo teknolojisini destekleyebilen bir kapsama sağlayabiliyor. Böylece Kuzey Kıbrıs Turkcell’liler, havalimanında sorunsuz ve kesintisiz bir iletişim sürdürebilecek.

Kuzey KıbrısTurkcell, Ercan Uluslararası Havalimanı’nda, bina içi mobil hizmetlerini Huawei’nin radyo kapsama çözümü olan LampSite ile modernize etti. Huawei LampSite, ofis binaları, ulaşım terminalleri ve yarı kapalı stadyum gibi büyük ve orta büyüklükteki alanların iç mekanlarında birçok radyo teknolojisini destekleyebilen bir kapsama sağlayabiliyor. Kuzey Kıbrıs Turkcell müşterileri de bu hizmet sayesinde, havalimanında en iyi mobil servisten yararlanabilecek. Dijital dönüşümde yeni bir adım Dünya genelinde toplam mobil genişbant trafiğinin yüzde 70’ini bina içlerinde bulunan kullanıcılar oluşturuyor. Geleneksel dağıtılmış anten sistemleri ile artan trafiği yönetmek gittikçe zorlaşıyor. LampSite çözümü bu alandaki ihtiyaca cevap veriyor. Kuzey Kıbrıs Uluslararası Ercan Havaalanı’nda yapılan çalışmayla, Kuzey Kıbrıs Turkcell, bu teknoloji abonelerinin hizmetine sundu. LampSite’ın kolay ve hızlı kurulumunun yanısıra, bina içi kapsamada kapasite artırımının sadece yazılım üzerinden esnek 30

bir şekilde yapılabilmesi, Kuzey Kıbrıs Turkcell’in bu çözümü tercih etmesinde etkili oldu. Bina içi mobil geniş bant servisini sağlamada en yenilikçi uygulama olarak dikkat çeken LampSite’ın aynı zamanda 4.5G uyumlu olması, uzun vadeli avantaj yaratıyor. LampSite, mobil iletişim trafiğini esnek çözümlerle güçlendirmenin yanında, bina içi navigasyon, konum tabanlı reklamcılık gibi dijital servislere de altyapı sunarak, Kuzey Kıbrıs Turkcell’in dijital dönüşümü için yeni fırsatlar yaratacak. ‘İlk’ler Kuzey Kıbrıs’ta hayata geçiyor Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, “Kuzey Kıbrıs bizim için dünyaya örnek olacak uygulamaları i1k kez müşterimizin beğenisine sunduğumuz, özel bir pazar. Geçtiğimiz yıllarda burada yaptığımız 4.5G testleri ve 1,5 yıl önce dijital markamız lifecell’ı ilk defa burada kullanıcılarla buluşturmamız, bu pazarın potansiyeline duyduğumuz inancın bir göstergesi. Gittikçe genişleyen dijital ürün yelpazemizi, en inovatif çözümlerle güçlendirdiğimiz ve her daim yeni

nesil teknolojilere hazır tuttuğumuz altyapımızla destekliyoruz. Yılda 4 milyon yolcuya hizmet veren Ercan Havalimanı’nda, Huawei ile beraber hayata geçirdiğimiz LampSite teknolojisi, dijital dünyanın ihtiyaçlarına cevap vermede Kuzey Kıbrıs Turkcell’i daha da ileri taşıyacak. 4.5G ile uyumlu bu teknoloji sayesinde, uzun vadede de, müşterilerimizin artan ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap verebileceğiz.” Huawei Türkiye Turkcell Müşteri Grubu Yöneticisi Zhang Xiaolong ise, “Huawei olarak dünyanın en yenilikçi mobil teknolojilerini geliştirerek ‘daha bağlantılı bir dünya’ vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu kapsamda mobil operatörler ve iş ortaklarımızla yaptığımız işbirlikleri bizim için sürdürülebilir bir ekosistem yaratmak adına çok önemli. Turkcell ile olan işbirliğimizi Türkiye sınırları dışına taşıyarak, Kuzey Kıbrıs’ın en önemli giriş kapış olan Ercan Havalimanı’nda sorunsuz ve kesintisiz bir iletişim altyapısı kurmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyoruz” dedi.


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Eski teknolojiler dijital dönüşümü engelliyor Cloud Industry Forum tarafından yapılan araştırma, işletmelerin 10’da 9’unun eski teknolojileri dijital dönüşümün önünde bir engel olarak gördüğünü ortaya koydu.

Müşterilerin teknoloji deneyimleriyle birlikte gelişen beklentileri, rekabet avantajı yakalamak isteyen kurumların değişimlere hızla ayak uydurmasını gerektiriyor. Ancak, global yenilikçi yazılım geliştiricisi TmaxSoft’a göre bu kurumların çoğu BT sistemlerini oluşturan eski temel teknolojiler nedeniyle geride kalıyor ve bu nedenle hem kendi işlerine hem de ekonomiye zarar verebiliyor. Cloud Industry Forum’un (CIF) bu sorunun ne denli büyük olduğunu ortaya koyan çalışması da benzer sonuçlara ulaşıyor. 2017’nin son aylarında CIF adına Vanson Bourne tarafından yürütülen araştırmada, 500’den fazla çalışana sahip kurumlarda BT konusunda karar verme yetkisine sahip 200 yöneticiye sorular yöneltildi. Katılımcıların %89’u eski teknolojilerin, dijital dönüşümü başarıyla gerçekleştirmek için aşmaları gereken bir zorluk olduğuna inandığını söyledi. Bunun en büyük nedenlerine bakıldığında ise katılımcıların eski teknolojilerde yapılacak değişikliklerin işlerini büyük ölçüde engelleyeceğini (%46) ve yenileme maliyetlerinin çok yüksek olduğunu düşündüğü (%40) görüldü. Bu nedenlerin dışında, %30’luk

bir kesim mevcut eski altyapılarının bakımı için kısıtlı becerinin yeterli olduğunu ve %27’lik bir bölüm ise işleri için kritik önem taşıyan uygulamaların net bir dönüşüm planının olmadığını belirtti. Araştırmayı yorumlayan TmaxSoft Türkiye Genel Müdürü İlker Saltoğlu, “Eski teknolojilerin çıkardığı zorluklar uzun süredir biliniyor ve bu durum günümüzde neredeyse tüm şirketlerin karşılaştığı bir sorun haline geldi. Çok az kurum dijital dönüşüm yolculuklarına eski BT yatırımlarının yükünü taşımadan temiz bir başlangıç yapabiliyor. Ancak eski teknolojilerin iş için çok kritik bir sorun haline geldiği de açık ve çoğu şirket için problemin merkezinde o çok güvendikleri ana bilgisayarlar yatıyor. Eski ana bilgisayar mimarileri yeni dijital dönüşüm ekonomisinin taleplerini karşılayamıyor. Bu da rekabetçi ve çevik olmak isteyen şirketler için ciddi bir sorun teşkil ediyor. Uzun yıllardır kurumların yükünü taşıyan ana bilgisayarlar bugüne kadar hep güvenilir olmuştu. Ancak şirketler artık bu sistemlerin, benimsemek istedikleri çalışma şekline ayak uyduramadığını ve çok büyük yatırımlar yapmadan yeni nesil teknolojilerden fay-

dalanamadığını görmeye başladı.Bunun da ötesinde, verilerin de gösterdiği gibi, çoğu şirket eski teknolojilerden anlayan uzman bulmakta da zorlanıyor. Bu teknolojileri kullanabilecek yeni kişilerin de giderek azalmasıyla bu sorun gelecekte çok daha büyük bir hal alacak. Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde ana bilgisayarların BT departmanlarının kaynaklarını sömürdüğü ve rekabet becerisini azalttığı sonucuna varılıyor” dedi. İlker Saltoğlu sözlerini şöyle devam etti: “Bir noktadan sonra değişim bir tercih olmaktan çıkıp iş için bir zorunluluk haline geliyor. Mevcut durumu korumak, vasat teknolojileri kullanmayı kabul etmek anlamına gelir. Bu da iş performansının, zamanı geçmiş ve desteklenmeyen ana bilgisayar mimarilerine dayanması demektir. Böylece şirket kendisini zaman içinde daha da kötüleşecek riskli bir konumda bulur. Mimarinizi yenilemeye hazırsanız fakat işlerinizin aksamasından, tamamen yenilenmenin gerektireceği zaman ve maliyetlerden çekiniyorsanız, bir başka seçeneğiniz daha var; o da rehosting.”

31


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

SAP’nin Yeni Nesil Moda Çözümünü Dünyada İlk Kez Penti Kullanacak Kurumsal yazılım devi SAP, Türkiye’nin lider çok kategorili iç giyim moda perakende markası ve Avrupa’nın en büyük ikinci ince kadın çorabı üreticisi Penti’nin, günümüzde müşterilerinin hızla değişen ihtiyaçlarını karşılamak için iş süreçlerine bütünleşik bir bakış açısı getiren SAP S/4HANA for Fashion and Vertical Business çözümünü tercih ettiğini duyurdu.

İç giyim, bacak giyim, ev giyim ve plaj giyim kategorilerinde Türkiye’nin en sevilen ve tercih edilen kadın markası Penti, iç pazardaki konumunu güçlendirmenin yanı sıra global olarak da güçlü büyümesini sürdürmek hedefiyle çıktığı dijitalleşme yolunda SAP’yi seçti. Geçen yıl 71 milyonun üzerindeki ziyaretçi sayısıyla büyük bir başarıya imza atan Penti, Türkiye genelinde 63 ilde 336 , yurt dışında ise Avrupa’dan Kuzey Afrika’ya 34 farklı ülkede 138 mağaza olmak üzere 474 mağazaya ulaştı. Türkiye’de pazar lideri olmanın yanında Avrupa, Ortadoğu ve Balkanlar’ı kapsayan bölgede hızla büyüyen Penti, İran, Arnavutluk, Kosova Makedonya, Gürcistan, Azerbaycan ve Suudi Arabistan gibi hemen hemen tüm çevre ülkelerde pazar lideri olarak başarısını sürdürürken çevre ülkelerdeki bilinirliği ve marka gücünü global pazara taşımayı hedefliyor. Eylül 2017’de pazara sunulan SAP S/4HANA for Fashion and Vertical Business çözümü, moda sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin dijital ekonominin gereklerini yerine getirmesine yardımcı olacak kapsamlı bir ürün ailesi sunuyor. Moda süreçlerini uçtan uca desteklemek üzere SAP Leonardo dijital inovasyon sisteminden yararlanan bu çözüm, operasyonel verilerden gelen anlamlandırılabilir içgörüler/öngörüler sağlıyor. Basit ve kullanımı kolay arayüzüne sahip bu çözüm ile perakendeciler iş süreçlerinin her noktasına erişebiliyor; hızla değişen ihtiyaçlara kolayca uyum sağlıyor, bölge, kategori, kanal ve ürün bazında gerçek-zamanlı raporlama mümkün hale geliyor. Nesnelerin İnterneti (IoT) ve öğrenen makinelerden faydalanan bu dikey moda platformu sayesinde perakendeciler, kusursuz müşteri deneyimi sunmak için gerekli esnekliği ve çevikliği 32

kazanıyor. Penti, SAP S/4HANA for Fashion and Vertical Business ile tümüyle müşterilerine odaklanırken, stok verimliliğini artırıyor ve yenilikçi ürünlerini pazara çok daha hızlı sunma imkanına sahip oluyor. İhtiyacı Öngörerek Çözüm Üreten Platform! Bu çözüm, perakendecileri güçlendirerek; müşterilerinin ihtiyaçlarını öngörmelerini ve bu ihtiyaçları en iyi şekilde karşılamalarını sağlıyor. İşte, SAP S/4HANA for Fashion and Vertical Business’ın fark yaratan özellikleri; Gerçek-zamanlı satışlara ve envanter bilgilerine dayalı omni-channel (çoklu kanal) tedarik operasyonu İş süreçlerinde müşterilerin, envanterin ve satışların anlık görüntülenmesini sağlayan lider moda fonksiyonları Tüm fonksiyonlarında perakendecilerin iş ihtiyaçlarını uçtan uca karşılayan hızlı ve kolay bir kullanıcı deneyimi Uyumlu veri modellerini kullanarak farklı sektör çözümlerini birleştiren tek platform

Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo, SAP ile iş birliklerini şöyle değerlendiriyor: “İş dünyası karmaşık hale geldikçe perakendeciler stok seviyelerini, ürünlerdeki değişiklikleri, tedarik zincirlerini ve benzeri unsurları gerçek-zamanlı olarak görme ihtiyacı duyuyor. SAP S/4HANA for Fashion and Vertical Business sayesinde tüm bu verilere tek bir noktadan erişebiliyoruz. Böylece yeni iş modelleri geliştirme sürecini hızlandırıyor, yeni gelir fırsatları oluşturabiliyor ve müşterilerimizin bizden bekledikleri deneyimi sunabiliyoruz.” SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ise Penti ile iş birlikleri için şunları söylüyor: “SAP, dünya genelinde 378.000’in üzerinde müşterisinin bilgi teknolojilerine erişimini sadeleştiriyor; sürdürülebilir ve karlı bir büyüme yakalamasına destek oluyor. Bu vizyon ile Eylül ayında lanse ettiğimiz yeni ürünümüz SAP S/4HANA for Fashion and Vertical Business, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve öğrenen makinelerden (Machine Learning) faydalanan bir moda platformu ve bu platform sayesinde şirketler, kusursuz müşteri deneyimi sunmak için gerekli esnekliği ve çevikliği kazanıyor. Penti’nin ülkemizin dijitalleşme yolculuğunda öncü bir rol üstlenerek, SAP S/4HANA for Fashion and Vertical Business çözümünü dünyada ilk kez kullanan marka olması Türkiye moda endüstrisi için çok önemli bir gelişmedir. SAP Türkiye olarak Penti’nin inovasyon yolculuğunda yazılım ve teknolojilerimizle destek olmaktan ve birlikte çalışmaktan gurur duyuyor, köklü iş birliğimiz ile daha nice başarılı projelere imza atacağımıza inanıyoruz.”


KOBİLERDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Türkiye e-ticaret pazar hacminin %10’u Radore’de barındırılıyor İstanbul’un merkezindeki veri merkezi Radore, hizmet sunduğu e-ticaret altyapı sağlayıcısı şirketler sayesinde 13 binin üzerinde e-ticaret platformuna ev sahipliği yapıyor Sahip olduğu gelişmiş teknik altyapı ile bireysel ve kurumsal veri merkezi hizmetleri sunan Radore, her yıl istikrarlı bir şekilde büyüyen e-ticaret pazarına katkı sağlamaya devam ediyor. Radore’nin hizmet sunduğu e-ticaret altyapı sağlayıcısı şirketler, 2017’de 40 milyar TL’nin üzerinde pazar büyüklüğüne ulaşan Türkiye e-ticaret sektöründe 4.5 milyar TL’lik satış hacmi oluşturarak, yüzde 10’un üzerinde bir pay aldı. Radore ile çalışan e-ticaret altyapı sağlayıcılarından hizmet alan 13 binin üzerindeki şirket, saniyelerin önem taşıdığı sektörde yerel iş ortaklarını tercih ediyor. E-ticaretin payı 2021’de yüzde 13’e ulaşacak Türkiye’de ve dünyada e-ticaret hacminin her geçen sene hızla arttığını ve bu artışın da yeni ihtiyaçlara ve beklentilere yol açtığını belirten Radore Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Kubilay Akyol, “Teknolojinin gelişmesiyle birlikte e-ticaret pazar

payının perakende sektöründe istikrarlı bir şekilde arttığını gözlemliyoruz. Dünya genelinde perakende içerisinde e-ticaretin payı 2011 yılında yüzde 3,6 iken, 2016’da bu oran yüzde 8,5’e yükseldi, 2021’de ise bu oranın yüzde 13 seviyelerini çıkması bekleniyor. Ülkemizde e-ticaretin toplam perakende içerisinden aldığı pay yüzde 3,5 seviyelerinde seyrediyor. Dijitalleşme sürecinin hız kazanmasıyla birlikte bu rakamın yüzde 5’lerin üzerine çıkacağı öngörülüyor. Bu artışa paralel olarak e-ticaret şirketleri de iş süreçlerini hızlandırmak ve verimlilik artışı sağlamak için gelişmiş teknolojik altyapı ve çözümler sunan e-ticaret altyapı sağlayıcısı şirketlerle çalışıyor. Biz de Radore olarak bu şirketlere altyapı desteği sunarak yaratılan pazar hacminin yüzde 10’undan fazlasını barındırıyoruz” dedi.

33


DOSYA AUTOMECHANICA

Euromaster 52 ilde 186 servis noktasıyla yılda ortalama 1 milyon müşteriye profesyonel lastik ve araç bakım çözümleri sunuyor.

İlk olarak adınızı ve firmadaki pozisyonunuzu öğrenebilir miyiz? Zeynep Durusu – Euromaster Türkiye Pazarlama Müdürü Euromaster olarak kuruluş ve profesyonelleşme sürecinizden bahseder misiniz? Yüzde 100 Michelin Grubu iştiraki olan Euromaster, yolculuğa 60’lı yılların sonunda İngiltere’de lastik ve araç bakımı konusunda hizmet veren ATS’in Michelin Grubu’na dahil edilmesiyle başladı. ATS Markası Michelin Grubu çatısı altında 90’lı yıllara kadar gelişimini devam ettirdi ve 90’lı yılların başından itibaren de Euromaster markası yaratıldı. Euromaster şu an Avrupa’da 17 ülkede 2400’den fazla servis noktasıyla hizmet vermektedir. Euromaster olarak, 2012 yılı Eylül ayında Türkiye pazarına giriş yaptık. İlk olarak Euromaster konseptine adapte olmak isteyen Michelin bayileri ile başladığımız yolculuğa, ağımıza sektörden ve sektör dışından katılan yeni franchiseelerle devam ettik. Şu an 52 ilde 186 servis noktasıyla yılda ortalama 1 milyon müşteriye profesyonel lastik ve araç bakım çözümleri sunuyoruz. Tek noktada lastik ve araç bakım servisi konsepti Türkiye’de oldukça yeni bir konsept ve biz de bu konuda ilklerden biriyiz. Euromaster olarak Michelin, Hankook, Bosch ve Exxon Mobil gibi dev markalarla yaptığımız iş ortaklıkları, eğitimler ve ilave lastik garantisi gibi sektöre sunduğumuz yenilikçi çözümlerle franchiseelerimizi sürekli destekliyor, zorlu pazar koşullarında her zaman bir adım önde olmalarına yardımcı oluyoruz. Firmanızın hizmet verdiği alanları kısaca anlatır mısınız? Euromaster servis noktalarında lastik satışının yanında orjinal ekiman onaylı ürünlerle profesyonel araç bakım çözümleri sunuyoruz. Lastik almak için gelen müşterilerimize sunduğumuz ücretsiz check-up hizmetimiz sayesinde, araçlarındaki fren sistemi, yağ değişimi, akü, silecek gibi ihtiyaçları tespit edebiliyor, onayları olması halinde bu eksikleri de gideriyouz. Yani lastik satışından periyodik araç bakımına kadar sunduğumuz tüm çözümlerle, hem ürün hem de hizmet satan bir servis anlayışına sahibiz. Euromaster servis noktalarımızda, araç üreticilerinin tavsiyeleri doğrultusunda orjinal ekipman onaylı kaliteli ürün 34

ve profesyonel hizmet sunmak bizim için çok önemli. Bu yüzden lastik konusunda Michelin, BFGoodrich, Tigar gibi Michelin Grubu markaları başta olmak üzere, Hankook ve Tatko Grubu ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği sayesinde diğer tüm lastik markaları, araç bakımı konusunda ise Bosch ve Exxon Mobil ile çalışıyoruz. Dönemsel kampanyalarınızdan bahseder misiniz? Euromaster olarak müşterilerimize lastik ve araç bakım hizmetlerimiz konusunda dönemsel olarak fırsatlar sunuyoruz. Lastik değişim sezonlarında kış ve yaz lastiği için kampanyalar, yaza girerken yağ değişimi ve klima gazı dolumu kampanyaları, sonbaharda periyodik bakım kampanyaları ve kış aylarında da akü kampanyalarıyla hem servis noktalarımızda müşteri trafiğini artırıyor, hem de müşteri memnuniyeti sağlıyoruz. Automechanika Fuarı ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Otomotiv endüstrisinin dünya çapında 3. büyük ticaret fuarı olan Automechanika İstanbul’da endüstrinin liderlerine ortak fayda ve gelişim için önemli fırsatlar sunuluyor. Geçen yıl 33 ülkeden kendi alanında önemli katılımcılar yer aldı. Parça ve sistemler, onarım ve bakım, yağ, akü, aksesuar, lastik, el aletleri, oto yıkama konularında yeniliklerin sergilendiği Automechanika, doğru projelerin doğru kişileri bir araya geldiği bir ortam diyebiliriz. Yalnızca katılımcı açısından değil, aynı zamanda 110’u aşkın ülkeden gelen ziyaretçiler açısından da önemli bir etkinlik. 2018 hedeflerinizden bahseder misiniz? 2018 yılına oldukça güzel bir başlangıç yaparak, Mart sonu itibarıyla 17 yeni servis noktası daha açtık. Uzmanlığımız ve müşteri odaklı yaklaşımımız sayesinde 2017 yılında filolar tarafından tercih edilen çözüm ortağı olduk ve kurumsal müşteri listemize yeni filo markaları da dahil ederek, 2018 yılında da bu büyümeyi sürdüreceğiz. Müşteri beklentilerini karşılamak ve servis noktalarımızın karlılığını artırmak için hayata geçirdiğimiz ilave lastik garantisi, periyodik araç bakımı, cam tamiri tekliflerimiz 2018’de tüm Euromaster ağında uygulanabilir durumda. Araç bakımında yeni ürünler üzerinde çalışıyoruz. Pilot süreç tamamlandıktan sonra, bu yeni araç bakım teklifleri de tüm Euromaster ağımızda uygulanabilecek durumda olacak. Tüm bunların yanında müşteri sadakati kazanmak için hayata geçirdiğimiz müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) sistemimizi tüm ağımız kullanmaya başladı. Müşterilerimize özen göstermek, onların hayatını kolaylaştırmak ve sürdürülebilir haraketlilik için, müşterilerimizin araç bakım ihtiyaçlarını doğru zamanda hatırlatmak ve müşteri memnuniyeti sağlamak oldukça önemli. 2017 yılında servis noktalarımızdan ürün ve hizmet alan müşterilerimizin genel memnuniyet oranı

yüzde 94 oldu. Euromaster olarak, müşteri odaklı ve profesyonel hizmet anlayışımız sayesinde 2018 yılında da bu başarıyı sürdürmeyi hedefliyoruz. Vizyon ve misyonunuz nedir? Euromaster olarak vizyonumuz, sunduğumuz ürün ve hizmet çeşitliliğini artırmak, yeni teklifler yaratmak, çalışanlarımızı eğitmek, servis noktalarımızı değerlerimiz ve bilgi birikimimiz doğrultusunda yönetmek, servis noktası sayımızı artırarak büyümeyi sürdürmektir. Hizmet kalitemiz ve müşteri odaklı yaklaşım anlayışımız sayesinde de müşteri memnuniyetini artırmaya ve müşteri sadakati sağlamaya da devam edeceğiz. Sizi farklı ve tercih edilir kılan özellikleriniz sizce ne? Müşterilerin araç bakım sektöründen öncelikli beklentisi “güven”, ardından “fiyat-kalite dengesi” ve “konfor” geliyor. Bizim öncelikli hedefimiz müşterilerimizin bu beklentilerini en üst düzeyde karşılamak ve yola güvenle devam etmelerini sağlamak. Öncelikle servis noktalarımız müşteri beklentilerini karşılamaya yönelik mimari tasarıma sahip. Bunun yanında araç üreticilerinin tavsiyeleri doğrultusunda orijinal ekipman onaylı ürünler kullanılıyor ve araç bakımı eğitimli personel tarafından yapılıyor. Servis noktalarımıza gelen müşterilerimize ücretsiz sunduğumuz araç check-up’ı hizmetimiz sayesinde araçlarında bir sorun tespit edersek kendilerine bilgi verebiliyoruz ve sadece müşterilerimizin onayı olursa bu sorunları gideriyoruz. Euromaster’da sürprizlere ve ihtiyaç dışında herhangi bir işleme yer yok. Müşterilerimiz bize geldiğinde işlemler tamamlanmadan önce, araçlarına hangi işlemlerin yapılacağını ve sonunda ne ödeyeceklerini önceden biliyor. Bu konuda servis noktalarımızı deneyimleyen müşterilerimizden oldukça olumlu dönüşler alıyoruz. Hatta birçok noktada gerçekleştirilmeyen akü testi ve fren hidrolik sıvısı testinin, ücretsiz araç check-up’ı hizmetimiz dahilinde Euromaster servis noktalarında gerçekleştirilmesi sürücüleri oldukça mutlu ediyor. Bunun yanında lastikleri sürücü hatalarına karşı garanti altına alma imkânı sunan ilave lastik garantisi teklifimiz, tüm marka ve model lastiklerde geçerli olması sebebiyle sektörde bir ilk. Tüm bunlar bizi farklı ve tercih edilir kılıyor.


HABER

İ %39 VERG AVANTAJI TEK FATURA

ÇALIŞAN İ ET MEMNUNİY

35


DOSYA AUTOMECHANICA

Dünyanın 3. Büyük Otomotiv Endüstri Fuarı 5 Nisan’da İstanbul’da Başlıyor!

İhracatın Şampiyonları 5 – 8 Nisan’da Uluslararası “Automechanika İstanbul” da Sahaya Çıkıyor! Son 12 yılın ihracat şampiyonu Türkiye otomotiv sektörü, 5 - 8 Nisan tarihlerinde İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan 12. Uluslararası “Automechanika İstanbul” fuarında buluşmaya hazırlanıyor. Frankfurt ve Shanghai’dan sonra dünyanın en büyük 3. otomotiv fuarı Uluslararası “Automechanika İstanbul”, tüm otomotiv üretim ve onarım profesyonellerini bir araya getirecek. Otomotiv sektörünün Türkiye’nin parlayan yıldızı olduğuna dikkat çeken Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, Uluslararası “Automechanika İstanbul” fuarı Türk otomotiv sektörü için uluslararası rekabette güçlü bir platform” dedi. Messe Frankfurt İstanbul ve Deutsche Messe’nin Türkiye Ofisi; Hannover Fairs Turkey Fuarcılık tarafından Ekonomi Bakanlığı ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği desteğiyle organize edilen ve bu yıl 12. kez düzenlenecek olan, dünyanın en büyük 3. otomotiv fuarı 12. Uluslararası “Automechanika İstanbul” Fuarı, çevre ülke pazarlarına yatırım yapmayı hedefleyen tüm yerli ve yabancı firmaları bir araya getirecek. 2017 yılında 33 ülkeden 1200’ün üzerinde katılımcıyı ağırlayan fuarda ziyaretçiler bu yıl da aradıkları ürün ve firmaları; Parça & Sistemler, Bakım & Onarım, Aksesuarlar & Tuning, Madeni Yağ, Reifen Lastik ve Jant, Akü, E-mobility, Araç Yıkama & Bakım Merkezi olmak üzere oluşturulan 7 özel bölümde kolayca bulabilecek, sektöre dair yenilikleri ve gelişmeleri yerinde izleyerek, uluslararası boyutta işbirlikleri gerçekleştirebilecekler. Otomotiv endüstrisinin üretici, yatırımcı ve alıcılarını bir araya getirip yeni iş fırsatları ve distribütörlük anlaşmaları yapma fırsatı sunduklarını belirten Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel şunları söyledi: “Otomotiv endüstrisi sağladığı yüksek istihdam oranı ve yüksek büyüme hızıyla Türkiye ekonomisi için stratejik bir faaliyet alanı. Yakın zamanda yerli otomobil üretmeye hazırlanan sektörün bu başarısında uluslararası fuarlar büyük öneme sahip. Türk otomotiv sektörü uluslararası fuarları etkin bir şekilde değerlendirerek yeni iş bağlantıları yakalama noktasında başarılar işlere imza atıyor. Avrasya bölgesinin en büyük otomotiv fuarı olan ‘Automechanika İstanbul’ da otomotiv sektörünün tüm lokomotif kurumları bir araya gelecek. ‘Automechanika İstanbul’ 2018’de her yıl olduğu gibi bu yıl da sektörün lider buluşma platformu olarak, Tük otomotiv sektörün başarısını ileriye taşıyacak yeni adımlar atılacak.” 3 Kıtada Otomotiv Sektörünün Buluşma Noktası! Automechanika İstanbul bu yıl da otomotiv üreticilerine yeni işbirliği bağlantısı kurması noktasında birçok fırsatı beraberinde getiriyor. Alım Heyeti Programı kapsamında Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesi başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde satın almacı heyetler fuarda ağırlanırken, katılımcı firmalar uluslararası alıcılarla bir 36

araya gelerek yeni iş anlaşmaları sağlama fırsatı elde edebilecek. Automechanika İstanbul içeriğinin her yıl daha da genişletilerek sektöre olan katkısını sürekli arttırmayı hedeflediklerini belirten Messe Frankfurt Türkiye Genel Müdürü Tayfun Yardım şunları söyledi: “2017 yılında 102 ülkeden 44 bin ziyaretçiyi sektör profesyoneliyle buluşturduğumuz ‘Automechanika İstanbul’ kendi alanında yeni bir rekora imza atmıştı. Bu yıl, son iki yılda elde ettiği başarısını daha da üst bir noktaya taşıyan 5 – 8 Nisan tarihleri arasında 12.sini gerçekleştireceğimiz ‘Automechanika İstanbul’ 2018, artan katılımcı sayısıyla ulusal ve uluslararası otomotiv üretim ve onarım profesyonellerini bir araya getirerek, Türkiye otomotiv sektörünün hem yeni pazarlara girmesinde hem de var olan ilişkilerini geliştirmesinde önemli fırsatlar sunacak. Dünya genelinde 17 fuar gerçekleştiren ‘Automechanika’ markasının gücüyle, Türk otomotiv endüstrisine değer katmaya devam edeceğiz.” “Automechanika İstanbul” Fuarı Özel Alanları ile de Sektöre Değer Katmaya Devam Ediyor! Uluslararası katılımın yarı yarıya olduğu Automechanika İstanbul aynı zamanda Türkiye‘nin en uluslararası fuarı olma niteliğini taşıyor. Almanya’dan Çin’e kadar yaklaşık 12 ülkepavilyonunda, ülkelerin yerel üretimlerinden en yeni ve farklı ürünlerin sergileneceği Automechanika İstanbul, tüm otomotiv endüstrisinin ürün gruplarına hitap etmekte. Elektrikli araçların dünya otomotiv sektörünün gündeminde her geçen gün daha fazla yer almasına paralel olarak Automechanika İstanbul’da bu yıl ilk defaaçık alanda elektrikli şarj istasyonları yerini alacak.Bu yıl yine bir ilk olarak Bakım&Onarım ürünlerinin sergilendiği 14. Salon‘da Araç Yıkama ve Bakım özel bölümünde cam filminden araç temizliğine, seramik kaplamadan göçük düzeltmeye kadar birçok alanı kapsayan özel bir eğitim organize edilecek. Yeni Nesil Teknolojiler 5 – 8 Nisan, Uluslararası “Automechanika İstanbul”da! 12. Uluslararası “Automechanika İstanbul” Fuarı bünyesinde, bu yıl ikinci kez düzenlenecek olan E-Mobility ve

Geleceğin Teknolojileri Alanı, mobilite ve geleceğin teknolojileri konusundaki yenilikçi fikirler ve ürünler için bir buluşma noktası olacak. Otomotiv ana sanayi, tedarikçiler ve yeni girişimcilerbu alanda alternatif sürüş sistemleri, otonom sürüş, otomobil üretiminde yaşanacak gelişmeler, geleceğin filo yönetimi, akıllı şarj istasyonları, data yönetimi, alternatif yakıt teknolojileri konusundaki çalışmalarını sergileyecekler. Aynı zamanda uzaktan bakım, telediagnostik, pil ve akü alanındaki heyecan verici teknolojik gelişmelerin tartışılacağı sunumlara yer verilecek. Otomotiv sektörünün tüm bileşenleri bu fuarda Automechanika Istanbul’un bu sene de ana destekçi olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Otomotiv Satış Sonrası Ürün Ve Hizmetleri Derneği Genel Sekreteri Ziya Özalp şunları söyledi: “Türkiye’de bugün trafiğe kayıtlı 21,7 milyon araç bulunuyor. 2002 yılında her bin kişiye 61 otomobil düşerken, 2017’de bu rakam 143’e yükselmiş durumda. Türkiye, otomotiv üreticisinden dağıtıcına herkesin radarına girmiş durumda. Avrupa pazarını domine eden satın alma gruplarının tamamı Türkiye pazarında aktif rol oynuyor. Böylesine büyük ve önemli bir sektörün temsil derneği olarak üzerimize düşen sorumluluk ve bilinç ile çalışıyoruz. Bu çalışmaların en önemlisi Automechanika İstanbul’dur.” Türk otomotiv tedarik sanayinin yerel ve bölgesel pazarlara açılmasında ve tanıtılmasında Automechanika İstanbul’un önemli fırsatlar sağladığına dikkat çeken Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Anıl Yücetürk şunları söyledi: “Tüm sektörlerde ciddi daralmalar meydana gelirken, otomotiv sektörü ihracat ve ticari ortaklıklar noktasında önemli ivme yaratıyor. Türk otomotiv sanayisinin istikrarlı ama sürekli artan hacimde bir ilerleyişi var. 2017 sonunda üretim rakamlarımız da olumlu bir artış yaşadık. Bir önceki yıla göre yüzde 14 büyüyen araç üretimi 1,7 milyon adede ulaştı. Son yıllarda sağlanan bu başarıyı sürdürebilmek için hedef pazarlarda ticari ilişkilerimizi sürekli güçlü tutmamız gerekiyor. Automechanika İstanbul Fuarı, yeni ürün ve teknolojilerin sunulmasında önemli rol oynuyor.


DOSYA AUTOMECHANICA

İTÜ Güneş Arabası Ekibi İstanbul Teknik Üniversitesi Güneş Arabası Ekibi ( İTÜ GAE ), alternatif enerji ile çalışan geleceğin araçlarını üretmek, teorik bilgileri pratiğe dönüştürmek, uluslararası standartlara uygun yeni ürünler ortaya koymak amacıyla 2004 yılında kurulmuş. TÜBİTAK Formula-G yarışlarında 3 kez üst üste ilk iki sırayı alma ünvanına sahip olan ekip, bu yarış-

lardan toplamda 18 kupa almasının yanısıra, ikisi uluslararası yarışlarda olmak üzere toplamda 22 ödül kazanmış. İTÜ’nün farklı mühendislik bölümlerinde eğitimlerini sürdüren öğrenciler bir araya gelerek 13 yıl içerisinde güneş enerjisi ile çalışan biri 4 kişilik aile aracı olmak üzere toplam 9 adet arıba üretmiş ve

bunlarla yurtiçinde ve yurtdışında yarışlara katılmış. Bunlardan en yenisi ‘’B.O.W. ISTKA’’yı 20 kişilik ekip ile üreten takım, bu aracıyla Avustralya World Solar Challenge yarışında Türkiye’den katılan tek takım olarak ülkesini temsil etmiş. İTÜ Güneş Arabası Ekibi, Automechanika Istanbul Fuarı boyunca Hall 7, B245’te olacaklar.

37


DOSYA AUTOMECHANICA

PROCARMAT; vizyoner tavırlarıyla 2018 yılı içerisinde sektörde devrim yapmayı hedefliyor... Merhabalar, adınız ve firmadaki pozisyonunuz nedir? Merhabalar ; ben İsmail ŞEN. ProCarMat firmasının CEO’suyum. Firma olarak hizmet verdiğiniz alanlardan kısaca bahseder misiniz? ProCarMat firması olarak biz 2012 yılından itibaren matbaacılık sektörü üzerinden tüm Otomotiv Grubu yıkama ve bakım hizmeti veren firmalara hizmet vermekteyiz. İş hacmimizin büyük bir kısmı Oto Kağıt Paspas imalatından oluşmaktadır. Otomotiv sektörü ile ilgili hizmet alanlarınızı detaylı anlatır mısınız? Otomotiv sektöründe oto yıkama ve bakım yapan tüm işletmelere; firmaya özel tasarımlarla ve kaliteli kağıt skalasıyla hizmet vermekteyiz. Bizim için öncelik kağıdın kalitesi; nem kalan paspaslarda kağıdın koku yapmaması, suyu emdiğinde

38

kağıdın dağılmaması. Yurt dışından ithal ettiğimiz tüm kağıt çeşitleri %100 suya dayanıklı olup kaliteye ve müşterilerine değer veren firmalar için kendilerine özel tasarlanıp sunulmaktadır. Aynı zamanda her bütçeye görede ürün bulundurmaktayız fakat; önceliğimiz kalite. Otomotiv Grubundaki ürünleriniz neler? Kısaca anlatır mısınız? Otomotiv grubunda başı çeken ürünümüz; Oto Kağıt Paspasları. Daha sonrasında ise bez sıkma makineleri, fıs fıs takımları ve güderi ithal bezler gelmektedir. 2018 planlarınız neler? 2018 yıılında daha önceki yıllarda da olduğu gibi yeniliklerle müşterilerimizin karşısına çıkacağız. 2017 yılında hayata geçirmiş olduğumuz özel kesim(orijinal araç paspaslarının boyutlarında ve kesiminde) oto kağıt paspaslardan sonra bu sene

de rulo kağıt paspas üretimine başlayacağız. Her şey müşterilerimizin ve onların müşterilerinin konforu ve kaliteli hizmet alabilmesi için. Vizyoner tavrımızla 2018 yılı içerisinde de bu sektörde devrim yapacağız diyebiliriz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Şirket politikamız olarak vizyonerliği seçtik; sektörlerde ve hayatta vizyonun ve inovasyonun her zaman ön planda olacağının bilincinde olarak bu piyasadaki tüm oto yıkama ve bakımı yapan kişilerin gönlünde taht kurduk. Bizim için öncelikli olan “kaliteyi” müşterilerimizde bizimle beraber taçlandırdıkları için onlara çok teşekkür ederiz. ProCarMat onlar kaliteyi istedikleri sürece varolacak. Teşekkürler.


DOSYA AUTOMECHANICA

Temel Conta: 44 Yıllık Conta İmalatından Tam Servis Mühendislik Hizmetine 1974 yılında %100 yerli sermaye ile hassas ölçülerde metal, kauçuk ve kompozit sızdırmazlık elemanları üretimi yaparak otomotiv sektörüne adım atan Temel Conta, bugün, profesyoneller tarafından yönetilmekte olan, iki ayrı fabrikası ile İzmir’den ve iş geliştirme ofisi ile Amerika Birleşik Devletleri’nden uluslararası otomotiv sektörüne hizmet vermektedir. Devamlı gelişen ulusal ve uluslararası otomotiv endüstrisinin gelişimine katkı sağlamak amacıyla içten yanmalı motorlu araçların yanı sıra elektrikli araçlar için de sızdırmazlık elemanları üretimi yapan Temel Conta, firmalara verdiği mühendislik desteği ile hizmet kalitesini yükseltmektedir. Sızdırmazlık elemanları üretiminde var olan en son teknolojiyi kullanmanın ve yüksek performans sergilemenin sonucu olarak 3 sene üst üste Amerika’daki Otomotiv Yan Sanayi Üreticileri Derneği (AASA) tarafından hazırlanan İlk 100 Yansanayi Tedarikçileri (Top 100 Aftermarket Suppliers) listesinde yer almıştır. Otomotiv sektörüne sağladıkları kaliteli sızdırmazlık ürünlerinin yanı sıra savunma sanayinde de önemli firmalara ürünler ulaştıran 44 yıllık aile şirketinin 3. Nesil Yöneticileri Tunç Kip ve Timuçin Kip, İzmir bölgesinde sağladıkları istihdam ve gerçekleştirdikleri ihracat ile ülke ekonomisine katkı sağlıyor olmanın gururunu yaşamaktadır. 39


OTOMOTİV

“Dünyada Yılın Lüks Otomobili”: Yeni Audi A8 Yeni Audi A8, 2018 yılında “Dünyada Yılın Lüks Otomobili” ödülünün sahibi oldu. Audi markasının “Dünya Otomobil Ödülleri’nde kazandığı 9. zafer “Dünya Otomobil Ödülleri” (World Car of the Year) New York Auto Show’da gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. Audi’nin amiral gemisi Yeni Audi A8, “Dünyada Yılın Lüks Otomobili” (World Luxury Car 2018) ödülünü kazandı. 24 ülkeden toplamda 82 üyeden oluşan jüri, aday otomobilleri tasarım, konfor ve güvenliklerinin yanı sıra çevresel etki, sürüş performansı, pazar etkisi ve fiyat/performans oranı gibi kriterlere göre değerlendirdi. Yeni Audi A8, markaya Dünya Otomobil Ödülleri’ndeki dokuzuncu zaferini kazandırdı.

40

AUDI AG Ürün Geliştirmeden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Peter Mertens, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Yeni Audi A8, tüm otomobil endüstrisi için inovasyonu ileriye taşıyor. Yenilikçi dokunmatik kontrol sistemi, istikrarlı ve geniş çaplı elektrifikasyon ve şartlı otomatik sürüşe uygun teknik nitelikleri ile otomotiv mühendisliğinde yeni standartlar belirliyor.” Audi’nin Neckarsulm fabrikasında üretilen Audi A8, yılın ikinci çeyreği itibariyle Türkiye’de satışa sunulacak. Özel malzemelerle, en üst kalitede üretilen

otomobilin donanım özellikleri arasında opsiyonel olarak sunulan Audi laser light özellikli HD Matrix LED farlar, dinamik dört tekerlekten yönlendirme sistemi ve ayak masajı özelliğine sahip arka koltuk paketi yer alıyor. Audi’nin bugüne dek Dünya Otomobil Ödülleri’nde kazandığı başarılar şunlar:

2005

Audi A6

Dünyada Yılın Otomobili

2007

Audi RS4

Dünyanın En İyi Performans Otomobili

2007

Audi TT

Dünyada Yılın En İyi Otomobil Tasarımı

2008

Audi R8

Dünyanın En İyi Performans Otomobili

2008

Audi R8

Dünyada Yılın En İyi Otomobil Tasarımı

2010

Audi R8 V10

Dünyanın En İyi Performans Otomobili

2014

Audi A3

Dünyada Yılın Otomobili

2016

Audi R8*

Dünyanın En İyi Performans Otomobili

2018

Audi A8

Dünyada Yılın Lüks Otomobili


HABER

41


OTOMOTİV

Türkiye’de sürücüler, otomobil kendi kendine giderken manzaranın keyfini sürmek istiyor! Bosch Grubu, Almanya, Fransa, ABD, Japonya, Çin, Brezilya ve Türkiye’deki sürücülerin otonom sürüş hakkındaki görüşlerini öğrenmek amacıyla bir anket çalışması yaptırdı. Türkiye’den de farklı sosyo-ekonomik gruplara mensup 520 sürücünün katıldığı anket, sürücüler arasında otonom sürüşe dair güçlü bir beklenti olduğunu ortaya koydu.

Bosch tarafından düzenlenen ve Türk sürücülerin de katıldığı araştırmada dikkat çekici sonuçlar ortaya çıktı. Bosch Türkiye ve Orta Doğu Başkanı Steven Young, otonom araçlarla ve araştırma sonuçlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, ‘‘Geleceğin otonom araçları olası tüm problemleri çözebilecek teknolojiler yardımıyla tasarlanacak. Sürücülerin araçlarına gitmesi yerine, araçlar sürücülerin yanına gelecek. Bir bilim kurgu filminden çıkmış gibi gözüken şey, çok yakında gerçeğe dönüşecek. Araştırma sonuçları da bize bu yönde bir beklentinin olduğunu gösteriyor.” dedi. Bosch’un otonom sürüş konusunda yaptığı araştırma sonuçlarına göre, sürücülerin otonom otomobillerin sahip olmasını en fazla istedikleri fonksiyon yüzde 79 ile ‘otomobilin kendi kendini park etmesi’ oldu. Bunu, otonom otomobilin park yeri bulması ve aracın park yerinden otonom olarak çıkması izledi. Park konusu sürücüler için ciddi bir zaman ve para kaybına yol açıyor.Almanya’da yapılan araştırmalar, park yeri aramanın ortalama 10 dakika sürdüğünü ve şehirdeki trafiğin de 42

yaklaşık yüzde 30’unu oluşturduğunu ortaya koyuyor. Hesaplamalara göre, yaklaşık 10 dakikalık bir park yeri arama süresi araca 1,35 euro’luk bir maliyete ve kilometre başına 1,3 kg’lık CO2 emisyonuna yol açıyor. Bu cevaplar ve araştırmalar, Bosch’un park yeri bulma ve park etme konularında yaptığı çalışmaları değerli kılıyor. Uzun zamandır devam etmekte olan çalışmalar neticesinde, 2018 yılından itibaren Mercedes Benz’in Stuttgart’taki Müzesi’nin otoparkında otomobiller ‘sürücüsüz olarak’ park yerlerini kendileri arayacak ve park edecek. Bu, sadece sürücülerin stresini azaltan bir çözüm olmayacak. Sürücüsüz park etme işlemi otomobillerin daha yakın park edilmesiyle yüzde 20’ye kadar park yeri alanından tasarruf sağlamayı mümkün kılacak. Robot taksiler geliyor Ankette sürücülere, otonom otomobillerin gündelik hayatta kullanıcılara sağladığı faydaların ne olacağı soruldu. Bu soruya verilen ilk üç cevap sırasıyla ‘’daha rahat sürüş’’, ‘’daha az stres’’ ve ‘’daha

az kaza’’ oldu. Bu cevaplar, Bosch’un ‘Emisyonsuz, kazasız, stressiz sürüş’ olarak dile getirdiği vizyonunun ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. 2020 yılının başından itibaren Bosch, Daimler ile iş birliği içerisinde tamamen otonom, sürücüsüz otomobillerin caddelerde kullanılmasını sağlayacak. Bu durum, şehirlerdeki trafik akışını iyileştirecek ve trafik emniyetini artıracak. Kullanıcılar, akıllı telefonlarını kullanarak bir paylaşımlı otomobil veya robot taksi siparişini rahatlıkla verebilecek. Robot taksi uygulamasının 2022 yılında tamamen yaygınlaşması öngörülüyor. Bosch’un bu alandaki çalışmalarıyla ağa bağlı ve otonom sürüş, mobiliteyi stressiz ve bunun neticesinde kazasız hale getiriyor. Arkanıza yaslanıp, keyfini sürün! Otonom sürüş anketinde yer alan ‘’Aracınız sürüş işlemini sizin için yapıyorsa otomobildeki zamanınızı nasıl kullanmak istersiniz?’’ sorusuna, Türk sürücülerin yüzde 67’si “Pencereden bakmak, manzaranın keyfini sürmek” cevabını verdi. Bunun dışında katılımcılar, zamanlarını sırasıyla di-


OTOMOTİV

ğer yolcularla daha fazla etkileşime geçerek, otomobildeki diğer yolcularla konuşarak, internette gezinerek, diğer kişilerle telefonda konuşarak ve SMS yazarak geçirmek istediklerini dile getirdi. Yine aynı soruya verilen cevaplara bakıldığında Türk kullanıcıların otonom sürüşte zamanlarını yüzde 43 oranla kitap, gazete ve dergi okuyarak geçirmek istedikleri ortaya çıktı. Bunu elektronik posta okuma-yazma ile sosyal medya platformlarında vakit geçirme izledi. Almanya’da yapılan araştırmalar, sürücülerin örneğin navigasyon sistemini kullanırken, havalandırmayı ayarlarken ya da telefona cevap verirken sık sık dikkatlerinin dağıldığına ve bu tür dikkatsizliklerin trafik kazalarının başlıca nedenlerini oluşturduğuna işaret ediyor. Bosch bu problem-

lerin önüne geçip, sürücülerin istedikleri gibi vakit geçirmeleri için çalışmalarını tüm hızıyla devam ettiriyor. Yeni geliştirilen bir teknoloji, sürücülerin dikkatinin dağılmasını önleyerek asıl görevlerine odaklanabilmelerini sağlıyor. Bosch bunu, otomobile sürücüyü tıpkı başka bir insanın anladığı gibi anlayacak bir sesli asistan yerleştirerek gerçekleştiriyor. Sürücü otomobile ilk bindiğinde ‘Casey’ adına tepki veren asistan sürüşü daha güvenli ve rahat hale getiriyor. Sürücü asistana seçtiği bir ismi verdiğinde otomobildeki konuşma daha da kişisel bir hal alıyor. Adı ister “Casey”, isterse “Michael” veya “Linda” olsun, Bosch ses tanıma sistemi toplam 44 kadın ve 9 erkek sesiyle 30 farklı dili anlıyor ve konuşuyor. Otonom sürüş en çok uzun yollarda tercih ediliyor!

Farklı durumlarda kullanıcıların otonom fonksiyon kullanımından bahsedilecek olursa; Türk sürücülerin yaklaşık yüzde 80’i, daha uzun sürüşler sırasında ve tatile giderken otonom modu kullanmak istedi. Üçüncü sırada ise özellikle yoğun İstanbul trafiği göz önünde bulundurulunca ‘’otobanda/otoyolda kullanım’’ isteğinin yer alması pek şaşırtıcı değil. Bu kullanımların dışında Türk sürücüler otonom otomobili sırasıyla işe giderken, kötü havalarda, karanlık olduğunda ve virajlı yollarda kullanmak isteyeceklerini dile getiriyor. Çocuğunuzu otomobile emanet eder misiniz? Anket sonuçlarından çıkan bir diğer dikkat çekici sonuç, Türkiye’deki sürücülerin, otonom bir otomobilin çocuklarını bir yerden bir yere ulaştırması diğer bir deyişle ‘taksi görevi’ görmesi söz konusu olduğunda diğer ülkelerdeki kullanıcılara göre daha isteksiz olmalarıdır. Türkiye’deki sürücülerin sadece dörtte biri bu görevde otomobile güveniyor. Çocukları emanet etmek söz konusu olduğunda en az güvenen ülke yüzde 11 ile Almanya, en fazla güvenen ülke ise yüzde 50 ile Brezilya oldu. Otonom otomobiller hemen piyasaya çıksın! Dikkat çekici sonuçların ortaya çıktığı ankete göre, Türk sürücülerin yüzde 79’u otonom sürüş özelliklerinin otomobili daha çekici hale getirdiğini ve yaklaşık dörtte üçü ise yeni bir otomobil alma niyetlerini artırdığını belirtiyor. Bu oran, aynı anketin yapıldığı diğer ülkelerdeki sürücülerin verdiği oranlardan daha yüksek. Otonom sürüş özelliğini en az çekici bulanlar ise yüzde 44’lük oranla ABD’liler ve Almanlar oldu. Türkiye’deki sürücüler cinsiyete göre incelendiğinde; otonom otomobillerin erkekler için olduğu kadar kadınlar için de neredeyse aynı seviyede çekiciliğe sahip olduğu görülüyor. Bunun dışında, en çok 18-24 yaş grubunda bulunan kişiler otonom sürüş özelliğini çekici buluyor. Yani gençler, yeni mobilite çözümleriyle daha ilgili gözüküyor. Ayrıca, Türkiye›deki büyük şehirlerde yaşayan katılımcılar, açık bir biçimde otonom otomobillerin mümkün olan en kısa sürede piyasaya sunulması gerektiğini düşünüyor. Orta büyüklükte araç sahipleri ise bu özelliklerin bir an önce gerçekleşmesini en çok isteyenler konumunda bulunuyor. 43


: OTOMOTIV

Türkiye’ye nano teknolojik susuz araç temizliği sistemini kazandırmış olan öncü bir marka; DRY CAR CARE Sayın Ergin Kayabaşı, Dry Car Care’den ve hizmetlerinizden kısaca bahseder misiniz? DRY CAR CARE 2007 yılında Türkiye’ye nano teknolojik susuz araç temizliği sistemini kazandırmış olan öncü bir markadır. Kullanmakta olduğumuz ürünleri yapmış olduğumuz master distribütörlük anlaşması çerçevesinde Amerika dan ithal etmekteyiz. Profesyonel ve kurumsal hizmet anlayışımız ile genel merkezimiz Türkiye’ nin en büyük avm leri olan VİALAND AVM, ÖZDİLEK PARK İSTANBUL AVM VE BİZ CEVAHİR HALİÇ AVM’ DE toplam 3000 metrekarelik uygulama alanlarından çalışmalarını sürdürmektedir. Yenilikçi hizmet anlayışımız ile uygulama noktalarımızda; Klasik sulu oto yıkama uygulamaları Nano teknolojik susuz araç temizliği uygulamaları Buharlı oto yıkama uygulamaları Detaylı iç temizlik ve araç içi sterilizasyon uygulamaları Detaylı dış temizlik çizik giderme ve profesyonel boya koruma uygulamaları Cam ve kaput koruma filmi uygulamaları Araç folyo kaplama uygulamaları Seramik kaplama uygulamaları Anti bakteriyel ozonla sterilizasyon uygulamaları Hizmetlerini müşterilerimize sunmakta aynı zamanda bayilik çalışmalarını sürdürmekteyiz. Oluşturduğumuz avantajlı bayilik paketlerimiz ile yatırımcılarımızın minimum maliyetlerle car care sektörüne adım atmalarını sağladığımız gibi karlılıklarını maksimize ederek yüksek kazanç elde ettirmekteyiz. Ürünlerinizin öne çıkan özellikleri neler? Kullanmakta olduğumuz araç temizliği ve profesyonel

44

oto kuaför ürünlerinin tamamını yapmış olduğumuz master distribütörlük anlaşması çerçevesinde ABD’ den ithal etmekteyiz. Nano teknoloji kullanılarak üretilmiş olan ürünler Türkiye şartları için özel olarak formülize edilmiştir aynı zamanda ürünlerimiz dünyanın 55 ten fazla ülkesinde kullanılan tam profesyonel araç temizliği ve oto kuaför ürünleridir. Özellikle nano teknolojik susuz araç temizliği sisteminde kullanılan ürünlerimizin içeriğinde pasta cila yapımında kullanılan carnabua wax ve polimer maddeleri bulunmaktadır. Bu sayede ürünlerimiz uygulama yapılan araca belirgin bir parlaklık kazandırdığı gibi aynı zamanda yüzey ile kir arasına nüfus ederek arada koruyucu bir tabaka oluşturur. Sürtünme engellendiğinden dolayı uygulama sırasında aracın çizilmesi ve zarar görmesi %100 e kadar engellemektedir. Bu konuda İstanbul Teknik Üniversitesi’ nden almış olduğumuz çizilmezlik raporumuz dahi bulunmaktadır. Araçların sadece standart temizlik uygulamalarını değil aynı zamanda detaylı temizlik, sterilizasyon, pasta cila, boya koruma, seramik kaplama vb bir çok uygulamaları yapmakta kullandığımız 30 dan fazla ürün çeşidi ile hizmet vermekteyiz. Konseptlerinizi anlatır mısınız? Bu konseptlerinizin avantajlarıyla ilgili neler söylemek istersiniz? DRY CAR CARE olarak uygulama noktalarımızın kendine özgü bir konsept çalışması bulunmaktadır. Uygulama alanlarını büyüklüklerine ve konumlarına göre dizayn edilerek minimum maliyetlerle yatırımcılarımıza sunmaktayız. Konsept uygulama noktalarımızda alanın

hizmetlerimizin uygulanabilinmesi için en uygun şekilde dizayn edilmesi amaçlamaktadır. Yapılacak fayans, boya, aydınlatma, tesisat ve reklam çalışmaları DRY CAR CARE noktalarına özel olarak hazırlanmaktadır. Markamıza özel grafik departmanımızca hazırlanan görsel çalışmalar alanın ihtiyaçları doğrultusunda ölçülendirilmekte ve geliştirilmektedir. Dekorasyon çalışmalarında yatırımcımızın talebi doğrultusunda anahtar teslim uygulamada gerçekleştirilmektedir. Bu noktada yatırımcılarımız isterlerse yapılacak çalışmalar birebir konsepte uymak koşulu ile kendi imkanlarıyla dekorasyonu yaptırabilirler. Şu unutulmamalıdır ki uygulama noktalarımız farkımızı yansıtır. DRY CAR CARE kurumsal, profesyonel ve görselliğe önem veren konsept noktalar oluşturarak yatırımcısının diğer markalara karşı ön plana çıkmasını sağlar. Franchising şartlarınız ve adaylarınızdan beklentileriniz neler? DRY CAR CARE 2008 yılından beri franchising çalışmaları gerçekleştiren güçlü ve kurumsal bir markadır. Markamıza yaptığımız ve yapmakta olduğumuz yatırımlarımızla her geçen gün büyüyen bir ivmeyle çalışmalarımıza devam etmekteyiz. 2018 yılı ocak ayı itibari ile yurtiçinde ve yurt dışında toplam 44 bayimiz bulunmaktadır. Franchising çalışmalarında 2 ana konseptimiz bulunmaktadır. Bunlar 1: istasyon temsilciliği 2: il temsilciliği’ dir. Öncelikli olarak istasyon temsilciliği modelimizden bahsetmek isterim. Bu temsilcilik modelimizde yatırımcılarımızdan herhangi bir bayilik bedeli yada franchising be-


: OTOMOTIV

deli alınmamaktadır. Yatırımcılarımız sadece hazırladığımız paketlere yönelik bir ödeme gerçekleştirerek bayimiz olabilmektedirler. Bu bayilik paketlerinde yapılan ödeme paket dahilinde verilen ürünler ekipmanlar makineler ve hizmetlere yönelik olmaktadır. Bunlar nelerdir diye soracak olursanız; BAYİLİK PAKETLERİMİZDE BİRLİKTE VERİLENLER TÜM KİMYASAL ARAÇ TEMİZLEME ÜRÜNLERİ VE MAKİNELER Makineler İç dış oto yıkama kimyasalları Detaylı iç temizlik oto kuaför kimyasalları Pasta cila ve boya koruma kimyasalları Seramik kaplama ürün seti Personel kıyafetleri Matbaa ürünleri Oto yıkama ve kuaför yardımcı ekipmanları DRY CAR CARE İSTASYON İŞLETME LİSANSI. UYGULAMA ALANI İÇİNDE VE DIŞINDA YER ALACAK OLAN TABELA VE GÖRSEL REKLAM ÇALIŞMALARININ TASARIMLARI VE MONTAJLARI. DRY CAR CARE İŞLETME TAKİP PROGRAMININ KURULUMU VE KULLANIM LİSANSI. UYGULAMA ALANI İÇİNDE VE DIŞINDA KULLANILACAK BAYRAK SÜSLEMELERİ. Yelken bayrak Kırlangıç bayrak Masa bayrak Sıralı bayrak SINIRSIZ VE SÜRESİZ İNTERNET REKLAM DESTEĞİ (GOOGLE ADWORDS VB.) UYGULAMA NOKTASININ BULUNDUĞU NOKTADA ÜRÜN, EKİPMAN KURULUMU VE PERSONEL EĞİTİMLERİ. KURUMSAL TELEFON SANTRALİ KULLANIMI VE ÇAĞRI YÖNLENDİRME. ANLAŞMALI OLUNAN ŞİRKETLERİN VE KURUMSAL FİRMALARIN HİZMET ALIM YÖNLENDİRMELERİ. KURUMSAL WEB SİTESİNDE İŞLETMEYE ÖZEL SAYFA HAZIRLANMASI VE BANNER ÇALIŞMALARI. GOOGLE MAPS’ E LOKASYON EKLEME VE NAVİGASYON YÖNLENDİRME DESTEĞİ. Tüm bu ürünler ekipmanlar ve hizmetler için yatırımcılarımız KDV DAHİL 44,900 TL’ den başlayan fiyatlarla bayimiz olabilmektedirler. İstasyon temsilcilerimiz DRY CAR CARE’ e özel bütün profesyonel uygulamaları yapabilirken aynı zamanda bölge koruması sayesinde cadde cadde sokak sokak belirlenen alan içinde tek olmanın avantajını yaşarlar. İkinci konseptimiz olan il temsilciliği sistemimizde ise adından da anlaşılacağında üzere il genelinde bir

anlaşma gerçekleştirilir. Bu sayede yatırımcılarımız il genelinde yetkili olarak hem hizmet verebilir, hem bayilik verebilir, hem de vermiş olduğu bayiliklere ürün satışı gerçekleştirerek çok yönlü kazanç elde edebilirler. Anlaşma yapılan il geneli için merkezimize ulaşan tüm bayilik talepleri il temsilcilerimize yönlendirilir ön görüşmeler dahil bayilik verilmesi sözleşme imzalanması temsilci tarafında yapılır ve elde edilen tüm kazanç il temsilcilerine kalır. İl temsilciliklerimiz ürün fiyat listelerimiz üzerinde ekstra indirim almaktadırlar. Bu temsilcilik modeli için ödenecek tutar istasyon temsilciliği paketi + bayilik bedeli şeklindedir. Bayilik bedeli talep edilen il bazında karşılık görüşme ile belirlenir. Franchise’lara ne gibi avantajlar sunuyorsunuz? Türkiye’ de 2007 yılından beri faaliyette olan DRY CAR CARE, Nano Teknolojik Susuz araç Temizliği Sistemini Türkiye’ ye kazandırmış olan öncü ve lider markadır. Türkiye’ de 2007 yılından beri başarı ve kalite ile tamamlanan marka değeri. Türkiye’de Nano Teknolojik Susuz araç Temizliği sektörünün kurucusu ve lideri olan marka bilirliğine sahip olmak. Mevcut ve yeni ürünler üzerinde Amerika’daki merkezde yapılan araştırma ve geliştirme ile sürekli yenilenen ileri Amerikan teknolojisi. Oto koruma, detaylı işlemler ve aksesuar uygulamaları alanlarında geniş ürün yelpazesi. Tüm koruma ve geliştirme sistemleri için özel olarak tasarlanarak üretilmiş uygulama yöntemleri ve teçhizatı.

DRY CAR CARE’ in kendi özel formülleriyle üretilen ve yalnızca DRY CAR CARE’ in bayilerinin kullanımına verilen en kaliteli ve en profesyonel ürünleri. Verimli ve düzenli çalışan, profesyonel görünümlü bir istasyon kurulması için yer seçimi danışmanlığı, yerleşim plânı ve dekorasyon rehberliği. Personel seçiminde danışmanlık ve destek. Bayinin hem yöneticilerinin hem de teknik ve satış elemanlarının genel merkezde ve pilot istasyonda kapsamlı eğitimi. Teknik uygulama, kalite ve pazarlama konularında sürekli denetim ve yardım programı. Pazarlama stratejisi ve uygulamaları desteği. Yerel ihtiyaçlara kolayca uyarlanabilen broşür, poster, gazete ve dergi grafik çalışmaları gibi reklâm malzemeleri, tüm bayilerin katılımıyla en aza indirgenmiş reklâm maliyetleri. Memnun ayrılan müşterilerin sağlayacakları daha başka birçok avantaj... Eklemek istedikleriniz var mı? İsim hakkı, franchising veya bayilik bedeli ödemeden size özel hazırladığımız istasyon paketleri ile car care sektörüne adım atın. DRY CAR CARE güvencesi ile kendi işinizin patronu olurken aynı zamanda yüksek kazanç elde edin. 2007 yılından beri kurumsal hizmet anlayışı, ABD’ den ithal edilen profesyonel ürün gamı ile sektörde birçok ilki başarmış DRY CAR CARE ailesinin sizde bir üyesi olabilir, keyifli ve karlı bir işe yatırım yapabilirsiniz. 45


: OTOMOTIV

2018 yılında otomobil sektörü için sekiz öngörü

Serdar Altay, EY Türkiye Şirket Ortağı ve Otomotiv Sektör Lideri

Geçtiğimiz yıl otomobil sektörü için hareketli bir seneydi. 2017 yılında, hem firmalar hem de inovatif piyasa oyuncuları yeni bir hizmet olarak mobilitedeki gelişmeler, çevreye duyarlı gelecek için güzel konseptler ve akıllı, sürücüsüz araçlardaki gelişmeler ile önemli adımlar attılar. 2018 yılının da sektör için yine hareketli ve oldukça heyecanlı bir sene olacağına inanıyoruz. Öne çıkan hususlardan bazılarını aşağıda listeledik: 2018’de araç talebi 2017 yılındakinden daha hızlı büyüyecek – Bu büyümenin Avrupa (Birleşik Krallık hariç), toparlanan Brezilya, Rusya ve diğer gelişmekte olan piyasalardan geleceğini öngörmekle birlikte ABD ve Çin’deki talepte önemli bir değişiklik olmasını beklememekteyiz. SUV’lar (spor amaçlı araçlar) ve CUV’lar (crossover araçlar) ana akım haline geliyor – Farklı ve özellikli bir talep olarak ortaya çıkan bu segment, şu anda her markada ister premium ister 46

ekonomik çeşitli ve çok sayıda rekabetçi ürünlerin sunulduğu bir alanı oluşturuyor. Tüketiciler seçenekler arasında zorlanmaya başladıkça fiyatlandırma ve karlılık üzerindeki baskının artacağını öngörüyoruz. Rekabet arttıkça markaların fiyatlandırma stratejileri yakından izlemeye değer olacaktır. Elektrikli araçlar – Geçtiğimiz on yıl içerisindeki birçok talihsiz başlangıç sonrasında elektrikli araçlar, bu defa arkalarındaki mevzuat ve sektör destekleri hiçbir zaman olmadığı kadar güçlü bir şekilde geri döndüler. İçten yanmalı motorlar mevzuat tarafından zorlanmaya başlarken, hibrid ve elektrikli araçlar 2017 yılında teşviklerden faydalandılar ve hatta bazı dizel müşterilerine karşı zafer elde ettiler. Tüketiciler, orijinal ekipman üreticileri (OEM),piyasaya yeni giren oyuncular elektrikli araçları yollarda görmek için yarışırken, 2018 ve sonrasında CUV’lar dahil olmak üzere tüm kategorilerde birçok ürün tanıtımı bekleniyor. 2018 yılında, elektrikli araçların önümüzdeki 5-10 yıl artan bir grafikle hareket edeceğine dair iki gösterge bekliyoruz.Bunlardan ilki Çin’in NEV (yeni enerjili araçlar) politikasının en büyük elektrikli araç piyasası üzerindeki etkisi ve ikincisi ise OEM’lerin elektrikli araçlar için yenilikçi finansman paketleri sunmalarındaki kabiliyetleri olacak. Kanuni düzenlemeler ve şehirler – 2017 yılında, tüketicilerin ulaşım tercihlerini etkilemeye, çevreyi kirleten araçları ortadan kaldırmaya ve bazı durumlarda tüm özel araçların şehir merkezlerine girişlerini yasaklamaya yönelik çeşitli şehirlerde bugüne kadarki en yüksek seviyede tedbirlere tanıklık edildi.Bu momentumun 2018 yılında da daha fazla şehrin benzer tedbirleri uygulamaya başlamasıyla artacağını tahmin ediyoruz. Doğal olarak otomobil üreticileri ve ulaşım sağlayıcılarının şehirlerin spesifik ulaşım ihtiyaç ve zorluklarını ele alan somut ve ölçeklendirilebilir teklifler ve çözümler üretmeleri acil bir ihtiyaç haline geldi. Online mı yoksa offline mı? – Müşterilerin karar verme süreçlerinde dijitalin rolü “eğer” veya “ne zaman”dan “ne kadar yakın”a dönüştü. Bayilerin artık sadece OEM’lerden gelen online teklifler ile değil, ayrıca müşterilere erişimi olan yeni aracılar ve satın alma opsiyonlarını değerlendirmek için başvurulacak olan yeni fiyat toplayıcı platformlar

ile de rekabet etmeleri gerekecek. Ekosistemler veri ve dijital teknolojiler sayesinde canlanıyor – Akıllı, paylaşımlı ve çevreye duyarlı araçlardan sürücüsüz araçlara kadar mobilitenin geleceği için her vizyon, bu tür modelleri sürdürmek için kazanan bir formül telaffuz edilmeksizin bir ekosisteme yapılan atıflar içeriyor. Bazı mevcut oyuncular ve yeni girişimciler, blockchain başta olmak üzere teknolojiler geliştirerek ekosistemleri çalışır hale getirmek için ticari sınırlamaların ötesine bakıyor ve Genel Veri Koruma Yönetmeliği türündeki mevzuat kısıtlamaları dâhilinde veriyi kazanca çevirmenin yollarını aradıkları için “gelişimin habercisi” haline geliyorlar. Araç çağırma ve mobilite hizmeti, düzenleyiciler tarafından mercek altına alınıyor – Avrupa Adalet Divanı’nın, örneğin Uber gibi “Araç Çağırma Hizmeti”nin ulaşım sektörü mevzuatı kapsamında düzenleneceğine dair en son duyurusunun, söz konusu hizmet sağlayıcılarına zarar vereceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Ancak bu durum bu tür iş modellerinin ticari rekabet ve kısa/orta vadede ölçeklendirme kabiliyetleri zarar görürse geçerli olacak. 2018 yılı bu tür iş modelleri için artan gelirleri üzerindeki baskı ile birlikte zorlu bir yıl olabilir. Fakat iş yapılarını ve süreçlerini yerel mevzuatlara uyumlu hale getirmeleri durumunda kendilerini toparlayacaklarına dair herhangi bir şüphe bulunmuyor. Mobilite ve yenilikçilik yatırımlarında sektör dönüşümüne dair ipuçları – 2017 yılında, mobilite ekosisteminde, anlık mobilite ve araçlarda yenilikçilikten dijital mobilite ve ulaşım altyapısına kadar çeşitli alanlarda yaklaşık olarak 68 milyar $ tutarında bir yatırım yapıldı. Finansal yatırımcılar ve teknoloji yatırımcıları yeni girişimlerden otomobil tedarikçilerine kadar farklı varlıklara yatırım yaparak yarışı önde sürdürdüler. Fakat otomobil üreticileri ve tedarikçileri de bu yarışta çok arkada kalmadı. 2018 yılında daha büyük yatırımların yapılması bekleniyor. 2017 yılı, dönüşümde olan otomotiv sektörü için en heyecanlı yıl oldu ve tüm göstergeler daha fazla olmasa bile en az 2017 yılı kadar heyecanlı bir 2018 yılını işaret ediyor.



: OTOMOTIV

Türkiye’de ilk kez kurumsal firmalara uzun dönem araç kiralama ve filo yönetimi konusunda “akıllı filo danışmanlığı” yapmaktayız.

Oytun & Okşan Firmanızı kısaca tanıtarak filo kiralama sektöründeki faaliyetlerinizi anlatır mısınız? Firmamız 2014 yılının son çeyreğinde kuruldu. Türkiye’de ilk kez kurumsal firmalara uzun dönem araç kiralama ve filo yönetimi konusunda “akıllı filo danışmanlığı” yapmaktayız. Filo kiralama şirketleri ile müşteriler arasında bir köprü görevi görüyoruz. Dolayısıyla Filo Kiralama ile ilgili desteğe ihtiyacı olan her segmentten müşteri ile çalışabiliyoruz. Müşterilerin ihtiyaçlarına göre iş modelimizi şekillendirebiliyoruz. Müşterilerimize 3 aşamalı hizmet veriyoruz. Müşterilerimiz hizmetin tamamını alabilir ya da ihtiyaçları doğrultusunda ayrıştırabilirler. Bizim tercihimiz tam fayda sağlayabilmek ve verimli48

liği artırabilmek adına sürecin başından sonuna yanlarında olmak. İlk aşamada “Filo Analizi” ile ihtiyaçları belirliyoruz. En ucuz fiyata araç kiralamanın doğru bir alım şekli olmadığına inanıyoruz. Her kullanıcıya özel alım yapılması gerektiğine inanıyor hizmetlerin genelleştirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Artık dünyada şirketlerin yönetim felsefelerinde en çok önem verdikleri değerlerden biri verimlilik. En verimli alımın yapılması için doğru analizin yapılıp ihtiyaçların doğru belirlenmesi gerekiyor. Bizim de tam anlamıyla yaptığımız bu. İkinci aşama “Teklif ve Kontrat Danışmanlığı” ile zaman kazandırıyoruz. Filo analizi ile belirlediğimiz ihtiyaçlar doğrultusunda kontrat şartlarını

belirliyor ve ihale sürecini yönetiyoruz. Tedarikçi şeçiminden, sözleşme müzakeresine ve araç teslimatına kadar uzanan ve departmanlara oldukça zaman kaybettiren aynı zamanda hataya açık olan çok önemli bir süreci devralıyoruz. Üçüncü ve son aşamada “Filo Yönetimi” ile tasarruf sağlıyoruz. Operasyonel olarak iş yükü yaratan tüm süreçleri biz takip ediyoruz. KM kullanım takibi, bakım periyodları takibi, hasar frekansları, kira ve kira dışı tüm maliyetlerin kontrolleri, kronik maliyet yaratan konular vb. Bunun yanı sıra firmaların ihtiyaçları ve talepleri özelinde hizmetlerimizi şekillendirebiliyoruz. Bunun için ciddi bir yazılım yatırımı yaptık. IT programımız sayesinde tüm süreci sorunsuz takip edebiliyoruz. Ayrıca sahadaki araç kulla-


: OTOMOTIV

nıcılarının hayatlarını kolaylaştırmak adına akıllı telefonlarına indirebilecekleri yine sektörde bir ilk olan “FiloCep” uygulaması ile müşterilerimizin hayatını kolaylaştırıyor, filoları ile ilgili bilgileri en kısa sürede elde etmelerini sağlıyoruz. Teknolojik gelişmeleri yakından takip edip kullanıyor ve müşterilerimizi faydalandırıyoruz. 2017 yılında kaç firmaya danışmanlık yapmaya başladınız? Şuan hali hazırda ağırlıklı global firmalardan oluşan 12 müşterimizin 1800 aracına tam zamanlı hizmet vermekteyiz. Bunların 4’ü, yaklaşık 1200 araç, 2017 yılında firmamıza dahil oldu. Bunun yanında proje bazlı hizmet verdiğimiz firmalar söz konusu. Örneğin sadece Teklif sürecini yönettiğimiz, ya da sadece Analiz yapıp alınması gereken aksiyonları paylaştığımız ya da sadece km takibi için uygulamamız olan FiloCep’i kiralayan veya sadece online eğitimimizden faydalanan firmalar var. 2017 yılında yaptığınız yatırımlar var mı? Varsa yatırımlarınız hakkında açıklayıcı bilgi verir misiniz? Yatırımın bütçesini öğrenebilir miyiz? Kullanıcılara mobilite sağlamak ve birden fazla tedarikçi ile çalışan firmalara bilgi konsolidaysonu sağlamak adına “FiloCep” adında şuan İOS ve Android telefonlarda kullanıma hazır bir application geliştirdik. Kullanıcı bu uygulama sayesinde aracının kiralık olduğu firmaya tek tuşla ulaşabiliyor, aynı zamanda aracının bakım dönemini, lastik değişim periyodunu, kümül olarak trafik cezaları ve hasarlarını takip edebiliyor. Uygulamann en önemli özelliği ise km takibi yapabilmemizi sağlaması. Aracı kiralık olan firmaların önemli filo giderlerinden biri artı ya da eksi yönlü yanlış tercih edilmiş km ler. Eğer zamanında takip edilir aksiyon alınabilirse muhtemel yüklü cezalardan tasarruf sağlanabiliyor. Her ayın başında kullanıcıların telefonlarına gönderdiğimiz bir bildirim ile güncel km lerini bu uygulamaya girmelerini istiyoruz. Tüm sözleşme şartları sisteme tanımlı olduğu için sistem dönem sonu tahmini bir hesaplama yaparak muhtemel aşım yapacak ya da sözleşme km sinin aşağısında kalacak olan plakları raporluyor. Farklı km toplama yöntemleri de var ancak en doğrusu, hata payı en düşük olanı kullanıcının girdiği bilgi. Güncel

km bilgisini her ay düzenli olarak topluyoruz ve müşterimize raporluyoruz. Sadece uygulamamız “ Filocep” in marifetlerinden faydalanmak amacı ile uygulamayı kiralayan müşterilerimiz var. Bunun yanında yıllarca kiralama sektöründe çalışırken edindiğimiz tecrübeler bize gösterdi ki kullancıların kiralık araç kullanımı ile ilgili daha detaylı bilgiye sahip olması lazım. Hem müşterilerden gelen talep hem bizim gözlemlerimiz doğrultusunda online bir eğitim tasarladık. “Kiralık Araç Kullanım Eğitimi” beyan nasıl yazılır, rapor nasıl tutulur, lastik değişiminde dikkat edilmesi gerekenler, araç teslim ve iade sırasında dikkat edilmesi gerkenler vb gibi önemli ve masraf doğuran noktaları ele alıp kullanıcıların bilgilenmesini sağlıyor. Ortalama 25 dk ve 40 dk içerisinde tamamlanan, son derece izlemesi kolay ve akıcı , animasyonlarla keyifli hale gelmiş bir eğitim. Bir çok firmamız bunu araç kullanım prosedürü ve zimmet formu sonrası izleterek araç teslimatından önce izleterek yeni işe girişlerde şirketlerinin ayrılmaz bir süreci haline getiriyor. Müşterilerimizin alımlarını dilerlerse eğer yaptığımız yeni platform yatırımı ile dijital ortamda da yönetebilmekteyiz. Türkiye’de filo kiralama sektörünün geldiği noktayı nasıl görüyorsunuz? Sektörün önümüzdeki sürecine ilişkin öngörüleriniz nelerdir? Sektörün önü oldukça açık, yaklaşık 250.000 kiralık araç olduğu tahmin ediliyor. Kiralama Anadolu şehirlerinde halen çok yaygın değil ve kiralamanın çoğunluğunun 3 büyük şehirde toplandığını düşünürsek büyümeye hala çok açık olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda yapılan ÖTV değişiklikleri ile beraber kurumsal kiralama ile bireysel kiralamaların da hızla artacağını öngörüyoruz. Önümüzdeki 5 yıl içinde sektörün yılda %12 ile %15 arasında büyüyeceği tahmin ediliyor. Kiralama yapıp yapmamak arasında kararsız kalan şirketler için de bağımsız bir kuruluştan danışmanlık almalarının çok kıymetli olacağını düşünüyoruz. Sektörün büyümesinde bizler de şüphesiz pay sahibi olacağız. Sektörde karşılaştığınız sorunları ve çö-

züm önerilerinizi anlatır mısınız? Bizim gözlemlediğimiz en önemli hata önceliğin hizmet yerine fiyatta olması. Şirketler aslında ihtiyaç duymadıkları birçok hizmeti alıyor ve kiralama maliyetlerinin artmasına neden oluyorlar. Doğru sözleşme müzakeresi yapılamaması ve kullanıcıların sözleşme şartlarına hakim olmamalarından kaynaklı hatalar nedeni ile kira dönemi içerisinde ve sonunda birçok ilave maliyet ortaya çıkıyor. Operasyonel kiralama finansal avantaj sağlayan bir sistem ancak Filo Yönetimi sağlıklı yapılırsa ilk günkü bütçelere sadık kalınabiliyor ve tam fayda sağlanıyor. Şirketler, filo kiralamada neden danışmanlık hizmeti almalı? En önemli nedeni süreci takip ederken müdahale edilmesi gereken noktaların saptanması ve zamanında müdahale edilebilmesi. Biz bu sayede birçok konuda oluşabilecek maliyetleri minimize diyoruz. Bunun yanında diğer önemli sebepler insan kaynağının yeterli olmaması, filo yönetim konusunda tecrübenin az olması, işin profesyoneller, tarafsız ve bağımsız bir kuruluş tarafından yönetilmesini istemeleri. Tek konsantrasyonumuz filonun takibi olduğundan oldukça detaylı bir iş çıkarabiliyoruz. Sektörden geliyor olmamız hem kiralama şirketlerinin beklentilerini hem müşterinin beklentilerini ortak noktada daha kısa sürede buluşturmamızı sağlıyor. Kısacası şirketiler filo kiralama ve filo yönetimi için harcadıkları zaman ve giderlerin çoğundan tasarruf etmek istiyorlarsa danışmanlık hizmeti almalı. Bu hizmetin de daha önce kiralama sektöründe tecrübe edinmiş danışmanlardan alınması doğru adım olacaktır. Bu alan Türkiye’de ne ölçüde yaygın, dünyada durum nedir? Avrupa’da oldukça yaygın, kiralama şirketleri kadar danışman şirketler var diyebiliriz. Kurumsal firmaların çoğu filo kiralama işini danışmanlara devretmiş durumda. Talep artıkça Türkiye’deki yabancı yatırımların da artacağına inanıyoruz. Bu hizmetin her geçen gün büyüyen kiralama sektöründe artan bir ihtiyaç olarak şirketlerin gündemlerine geleceğini düşünüyoruz.

49


: OTOMOTIV

Türkiye’nin ihracat şampiyonu Ford Otosan, ‘Dünyanın En Değerli Otomotiv Markaları’ arasında! Ford Otosan, dünyanın en değerli markalarını araştıran uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından bu yıl yayınlanan “Dünyanın En Değerli Otomotiv Markaları” listesinde yer aldı.

Türk otomotiv sanayinin öncü şirketi Ford Otosan, İngiltere’nin en saygın marka araştırma ve değerlendirme kuruluşlarından Brand Finance tarafından gerçekleştirilen “Dünyanın En Değerli Otomotiv Markaları” listesine girmeye hak kazandı. Üst üste 3. kez Türkiye’nin ihracat şampiyonluğunu sürdüren Ford Otosan, aynı zamanda Türkiye’nin en büyük 2. sanayi şirketi konumunda bulunuyor. Haydar Yenigün: “Türkiye’nin en değerli ve en çok tercih edilen sanayi şirketi olma vizyonumuzla çalışmalarımıza devam edeceğiz” Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Ford Otosan olarak, otomotiv ve taşımacılık teknolojilerinin geleceğinde söz sahibi olmak 50

için yüksek Ar-Ge ve mühendislik gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçtiğimiz yıl gerek üretim gerekse de satış ve ihracat alanında önemli rekorlar kırdık. 2017’de şirketimizi üst üste 3. kez Türkiye’nin ihracat şampiyonluğuna taşırken, otomotiv sektöründe de 7.kez üst üste ihracat liderliğimizi sürdürdük. Elde ettiğimiz bu başarıların sonucunda ‘Dünyanın En Değerli Otomotiv Markaları’ listesine girmeyi başardık. Bu başarının arkasında tüm Ford Otosan çalışanlarının bilgi, birikim ve özverili çalışmaları var. Ford Otosan olarak, ‘Türkiye’nin en değerli ve en çok tercih edilen sanayi şirketi’ olma vizyonumuzla çalışmalarımıza devam edeceğiz.” Gelecek 5 yıla ait projeksiyonu ve gelir üretme kabiliyeti göz önüne alındı Brand Finance’ın erişilebilir finansal verilere ve

analist gözlemlerine dayanan sınırlı bilgiyle yürütülen marka değeri sıralama çalışmaları, markanın gelecekte gelir üretme kabiliyetini yansıtıyor. Bu kabiliyet, geçmiş dönem performansıyla gelecek dönem eklentilerinin bugüne indirgenerek yapılan analiz sonuçlarını ortaya çıkarıyor. Değerlendirmenin en önemli göstergelerinden “Marka Gücü Endeksi” ise marka yönetiminin başarısını ortaya koyuyor. Brand Finance genel tabloları hazırlarken, markalı faaliyete ait son 3 yıllık geçmiş finansal verileri yorumluyor ve gelecek 5 yıla ait projeksiyon yapılıyor. Marka değeri için satışlar içinde markaya ait pay değerlendirilirken, gelecek yıllara ilişkin beklenti ne kadar yüksek olursa marka değeri o denli artıyor.


: OTOMOTIV

Renault yeni sezona puanla başladı Renault Sport Formula 1 Takımı, 2018 sezonunun açılışında Avustralya Grand Prix’sini Nico Hulkenberg ve Carlos Sainz ile ilk on içinde tamamladı. Her iki pilot da tüm Renault otomobillerinin yarışı ilk onda tamamlama hedefine ulaştı. Yarışa yedinci sırada başlayan ve pozisyonunu koruyan Nico Hulkenberg, ‘’Bugün elde ettiğimiz sonuçtan mutluyuz. Otomobil oldukça güçlü ve mücadeleciydi ancak hala yapılacak çok işimiz olduğunun farkındayız. Pazar günü gösterdiğim performanstan memnun olduğumu söyleyebilirim. Yarıştan çekilmeler bizim için fırsattı ancak güvenlik aracı konusunda şanssızdık. Sonuç olarak bu bir yarış ve evimize altı puanla dönmek takımımızın sıkı çalışmasının bir ödülü. ’’ dedi. Takıma geçen sezon katılan Carlos Sainz ise, ‘’Takım

adına olumlu bir başlangıç oldu ve otomobilin performansından dolayı çok mutluyum. Bahreyn yarışı öncesinde altı puanla dönmek iyi bir iş çıkardığımızı gösteriyor. İlk pit stopa kadar geçen kısım zordu. Rüzgar biraz etkili oldu. Bahreyn yarışı için sıkı bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. ’’ dedi. Renault Sport Formula 1 Takım Direktörü Cyril Abiteboul, yaptığı açıklamada ‘’Mükemmel olmasa da tatmin edici bir sonuç elde ettiğimizi söyleyebilirim. Gelişme kaydetmeye yönelik hedeflerimize ulaşma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. İyi bir sonuç elde

etmek için, pit stop’tan emniyete kadar her şeyin kesinlikle sorunsuz olması gerekiyor ve iki aracımızın da yarışı ilk onda tamamlaması, sezona güçlü bir başlangıç yaptığımızı gösteriyor. Bugün elde ettiğimiz sonuç bizi mutlu etti ve üzerine bir şeyler inşa edebileceğimiz temel oluşturmamızı sağladı. Tüm Renault araçların bugünü ilk onda tamamlaması da emniyete verdiğimiz önemi gösteriyor. Orta sıralar için mücadelenin bundan sonra daha zorlu hale geleceğini biliyoruz ve bu da bize ekstra bir motivasyon sağlıyor.’’ dedi.

51


: OTOMOTIV

Tanoto, Türkiye otomotiv pazarında 25 yılı aşkın tecrübesi ve uzmanlığı ile Türk otomotivinin lider bayilerinden olma özelliğini korumaya devam ediyor.

Merhabalar, ilk olarak adınızı ve firmadaki pozisyonunuzu öğrenebilir miyim? Merhabalar Esra Gülerer Tanoto Reklam ve Pazarlama Yönetmeniyim. Tanoto olarak hizmet verdiğiniz alanlar hakkında bilgi verir misiniz? Tanoto; otomotiv sektöründe Ford ,Fiat ,Renault, Dacia Binek ve Ticari Araç, Ford Trucks Kamyon bayiliklerimiz ile Yeni Araç Satış ve Satış Sonrası Mekanik ve Kaporta hizmeti,İkinci el Satış,Online İhale Satış, Sigorta ve Finansman hizmetleri sunmaktayız.Ayrıca geniş araç filomuz ve yurt geneline yaygın 500 anlaşmalı servis ağımızla her sektörden müşterimize Uzun Dönemli Operasyonel Filo Kiralama hizmeti yanında Uzun Dönem Bireysel Kiralama hizmeti vermekteyiz. Tanoto’nun kuruluş ve profesyonelleşme sürecinden bahseder misiniz? Sizi farklı ve tercih edilir kılan özellikleriniz neler? Tanoto, Türkiye otomotiv pazarında 25 yılı aşkın tecrübesi ve uzmanlığı ile Türk otomotivinin lider bayilerinden olma özelliğini korumaya devam ediyor. Tanoto, sunduğu güvenilir ve kaliteli hizmet sayesinde; sadece Ford, Fiat, Renault ve Dacia markaları değil, her marka ikinci el araca en uygun şartlarla, güvenle sahip oluyorsunuz. İkinci el araçlar için sunduğumuz garanti ve yol yardım hizmetleri sayesinde güvenle yolculuk yapıyorsunuz. Tanoto ayrıca sertifikalı uzman personeli, üstün teknolijik alt yapı, profosyonel 2.el satış danışmanlığı ve online ihale satış hizmeti ile çok farklı müşteri segmentine ve müşterilerin farklı ,ihtiyaç ve isteklerine göre araç alımından sonraki sigorta satış sonrası bakım ve onarı hizmetleri sürecince 52

müşterinin hed daim yanında olarak keyifli sürüş deneyimini yaşatmaya devam ediyor. Tanoto Filo Kiralamada sunduğumuz adil sözleşme hizmetleri ile resmi olarak da müşterilerimizin kendini güvende hissetmeleri için sözleşmelerimizde hizmet aksaması durumunda müşterilerimizi koruyan yaptırımlar ekliyoruz. Tanoto sözleşmelerinde hizmet kesilmesinden ötürü müşterinin her türlü ziyanının karşılanacağını taahhüt eder.Tanoto Filo Kiralamada, kaliteli satış sonrası hizmetleri ile Tanoto araçlarında yol yardım, yedek araç, ücretsiz çekici, hukuksal yardım vb. gibi hizmetlerin sunulduğu asistance paketi hizmeti sunmaktadır.Kaliteli sigorta hizmetleri ile Tanoto araçlarında tüm bunlara ek olarak 3. şahıslara karşı verilebilecek maddi hasarlara karşı kullanıcıları korumak için hasar fazlası reasüransı (Excess of loss) poliçe teminatları ile sigorta poliçeleri kuvvetlendirilir. Vizyon ve Misyonunuz nedir? Vizyonumuz; Ürün ve hizmetlerimizde güvenilirliği ve sürekliliği sağlayarak, müşterilerimiz tarafından tanınan, saygın , prestijli şirketler arasında yer almak, sürekli büyümek, gelişmek , bayisi ve sahip olduğumuz markalar ile sektörün en iyisi olmaktır. Misyonumuz; Kalite, Çevre, İş Güvenliği ve Müşteri memnuniyeti politikalarımızı ulusal ve uluslararası standartlara, yasalara ve mevzuatlara uygun bir şekilde yerine getirerek, en modern donanımı kullanarak, zamanında, güvenilir, kaliteli ve “ÖNCE MÜŞTERİ” sloganıyla sorunsuz bir şekilde hizmet sunmaktır. Satış sonrası hizmetlerinizden söz eder misiniz? Tanoto Servislerimiz en iyi servis ve bakım standartlarını

sunarak, araç sürüşünüzün her kilometresinin keyifli ve sorunsuz geçmesini sağlar. Yolcuklarınızın keyfini sürmeniz ve geri kalan işleri bize bırakabilmeniz için de, kişisel gereksinimlerinizi karşılayacak bakım ve destek hizmetlerini sağlayan kapsamlı güvence paketleri sunuyoruz. Güvence paketlerinden örnek verirsek FordGüvence ile klasik mekanik garanti uygulamalarına ek olarak, gelişen otomotiv teknolojisinde yeri ve önemi artan elektrikelektronik sistemlerini de güvence altına almaktadır. Aracınız FordGüvence kapsamında imalat hatalarına karşılık oluşan mekanik ve veya elektrik/elektronik arızalarının sözleşmede belirtilen oranda karşılanmasını sağlar.Tanoto, Uzun Dönem Filo Kiralamada, firma araçları yetkili servislerde bakım görür, Bakım ve onarımların uzaması halinde hızlı şekilde asistan araç temini yapılır. Tanoto araçlarında yol yardım, yedek araç, ücretsiz çekici, hukuksal yardım vb. gibi hizmetlerin sunulduğu asistance paketi vardır. 2018 hedeflerinizden bahseder misiniz? Tanoto bünyesine bağlı Filo Kiralama, ve bireysel uzun dönemli kiralama hizmeti vermeye büyüyerek devam edecek. Ayrıca, 2018 yılında hizmet ağımızı genişletmek adına yeni açacağımız tesislerimiz için Tanoto, Ankara Otonomi’de hizmet veren Renault ve Dacia bayiliklerinin, Havaalanı Yolu Pursaklar Bölgesinde yaklaşık 23 bin metrekare alana yapılacak olan plaza çalışmalarına devam ediyor.Tanoto ailesi olarak, Müşterilerimize bu yılda, otomotivle ilgili tüm çözümleri tek çatı altında buluşturarak, yeni ve ikinci el, Satış ve Satış Sonrası,Servis Bakımı ve Kaporta Boya hizmetlerimiz, Sigorta ve Finansman hizmetleri ile müşterilerimize mümkün olan en iyi hizmeti ve en iyi satın alma deneyimini yaşatmayı hedefliyoruz. Müşterilerimizin zevk ve tercihlerine göre Ford, Fiat, Renault ve Dacia marka araç ve modellerimizle de hizmet ağımızda çeşitlilik ve farkındalık yaratarak, araç satış ve sonrası bakım hizmetlerimiz ile Tanoto ayrıcalığını yaşatmaya devam edeceğiz. Pazara renk ve taze bir soluk getirecek olan yeni modellerimizi tanıtmak ve test sürüş aktivitelerinden faydalanmak için müşterilerimizi showroomlarımıza bekliyoruz. Ayrıca, çeşitli sebeplerden dolayı plazalarımıza gelemeyen müşterilerimizi, test sürüşü deneyimi yaşatmak için saha satış ekiplerimiz ile ziyaret gidiyoruz. Dönemsel kampanyalarınız oluyor mu? Nisan ayı için bir kampanyanız bulunuyor mu? Dönemsel olarak araçlarda farklı modellerde kampanyalarımız bulunmaktadır. Okuyucularımız kampanyalarımızla ilgili detaylara internetteki web sitemiz üzerinden ulaşabilirler.


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

ELİT YAPI’DAN TAM GAZ YATIRIMA DEVAM KARARI

Elit Yapı’nın Yönetim Kurulu Üyesi Mert Yıldızhan : “İnşaatta şu anki kaygılar geçici, ülkemize güvenimiz sonsuz. Her türlü yatırıma hız kesmeden devam edeceğiz” Yıldızhan, kurların görece istikrara kavuşması ve faizlerin aşağı çekilmesi ile piyasanın yeniden canlanacağını söyledi. Ankara’da inşaat sektörünün önde gelen firmalarından Elit Yapı A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesi Mert Yıldızhan, inşaat sektörü ve genel ekonomideki duraksama algısının geçici olduğunu belirterek, Türkiye’nin geleceğine güvendiklerini ve her türlü yatırıma hız kesmeden devam edeceklerini bildirdi. Başkent’te seçkin yaşam alanlarına imza atan Elit Yapı A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Üyesi Mert Yıldızhan, sektörde şu an yaşanan tedirginliğin, kurların görece istikrara kavuşarak stabil hale gelmesi ve faizlerin düşmesi ile ortadan kalkacağını, piyasanın yeniden canlanacağını söyledi. Ülkenin geleceğine güvenerek yatırımlara hız kesmeden devam ettiklerini söyleyen Yıldızhan, gerçekleştirdikleri “Elit Manzara” projesinin Haziran ayı gibi tamamlanmasının ardından yine üst segmentte yeni A+ büyük bir projeye başlamayı planladıklarını bildirdi. “Sıkıntılar geçici” İnşaat sektöründe ciddi, yapısal bir sorun olmadığını; bazı arızi ve geçici sıkıntılar olsa da kur ve faizde istikrarın sağlanması ile bu kaygıların geride kalacağını ifade eden Yıldızhan, şunları söyledi: “Firmamız inşaat sektöründe yatırımlarına devam edecek. Bunun yanı sıra farklı sektörlerde de yatırım yapmayı sürdürüyoruz. Gelişen konjonktür gereği, şu an huzursuz bir ortam da olsa, ülkemize güvenimiz sonsuz. Dolayısıyla her türlü yatırımımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Piyasa biraz tedirgin. Bizim tarafımızdan en büyük beklenti kurların normal seyre gelmesi. Maalesef konut sektöründe demirin ve diğer imalatların kura çok büyük bir bağlığı var. Dolayısıyla kurun biraz sakinleşip istikrar kazanması, stabil bir duruma gelmesi gerekiyor. Böyle olduğu sürece yatırımlar artacaktır. Piyasanın, konut kredi faizleri düştüğü zaman eksi canlılığına geleceğini düşünüyoruz. Şu an bir geçiş dönemindeyiz; hem konut sektörü hem de ülke için. Kısa vadede bu sorunların aşılacağına yürekten inanıyorum.” 53


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

GROHE Red, tek dokunuşla anında kaynar su sağlıyor Ebeveynlere gönül rahatlığı sağlayan elektronik çocuk kilidine sahip GROHE Red, mükemmel yalıtım ve ‘tatil’ modu ile enerji maliyetlerini düşürüyor, ihtiyacın üzerinde doldurulan su ısıtıcılarının yol açtığı su israfına son veriyor GROHE, tüketicilerin su ile ilgili her türlü ihtiyacını karşılamak için inovatif çözümler sunmayı sürdürüyor. Tek düğmeye dokunarak anında kaynar su sağlayan GROHE Red çay yapmak, yemek pişirme sürecini hızlandırmak, hazır içecekler, çorbalar ve diğer gıdalar için veya tencere ve tavaları çalkalamak için anında 100 dereceye ısıtılmış su sağlayarak mutfakta büyük kolaylık ve tasarruf sağlıyor. Yeni GROHE Red, açıklama gerektirmeyen iki simgenin yer aldığı ve kullanımı son derece kolay yeni şık kumanda koluyla tek dokunuşla çalışıyor. Ayrıca, kumanda kolunda yer alan akıllı çocuk kilidi sayesinde çocukların kaynar sudan etkilenmesini de önlüyor. Tamamen yalıtılan ve asla rahatsızlık verici sıcaklıklara ulaşmayan çıkış ucuna kullanıcılar için de güvenli kullanım sunuyor.

54

A Sınıfı Enerji Verimliliği için Avrupa standartlarına uygun olan GROHE Red, kendi türü içinde bir “tatil” modu içeren tek mutfak sistemi olma özelliğini de taşıyor. Kazanın içindeki maksimum su sıcaklığı 60 derece ile sınırlandırılarak enerji maliyetleri azaltılıyor. Bu özellik, GROHE’nin birinci önceliği olarak takip ettiği sürdürülebilirlik taahhüdünü de yansıtıyor. Her mutfak için doğru GROHE Red GROHE Red’in birçok çeşidi bulunuyor böylece farklı kullanıcı taleplerinin ve ihtiyaçlarının karşılanması da mümkün oluyor. Dört litrelik kapasitesi ile küçük aileler için ideal olan orta boyutlu kazan, en dar lavabo altlarına bile sığıyor. Büyük boyutlu kazan ise, ofis ve daha büyük evlerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasitede. Her iki kazan da, yüksek kaliteli titanyumdan yapılan su

haznesi ile korozyona son derece dayanıklı. Her GROHE Red başlangıç setinde bulunan filtre, sistemi kirece ve kirliliğe karşı korumasının yanı sıra suyun tadını da iyileştiriyor. Bu filtrelerin, yerel su şebekesinin koşulları doğrultusunda seçilen beş farklı çeşidi bulunuyor. Yeni GROHE Red, eşsiz incelikteki tasarımı ve farklı görünüm çeşitliliği ile hemen her mutfak dekoruna mükemmel şekilde uyum sağlıyor. Geleneksel bir eviye bataryası gibi karışık soğuk ve sıcak su akıtmanıza da imkan veren Duo modellerinin yanı sıra, sadece kaynar su tedarik eden iki Mono modeli de bulunuyor. Mono modelleri, GROHE Blue Home veya eski mutfak bataryasının yanında kullanım için ideal.


GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Otel Zeytinada, misafirlerine, bir butik otelden beklenen tüm hizmetleri sunmanın yanı sıra, onlara eşsiz doğa harikası botanik bahçesinde bir dinlence vaat ediyor. Havuzunun tam ortasına konmuş zeytin ağacı sizlere sesleniyor… Hotel Zeytinada promises to the guests high quality service than a boutique Hotel. Where you find a wonderfull botanical garden and an olive tree island in the pool.Olive tree is calling you…

www.zeytinada.com Tel: +90 252 367 2275 - Fax: +90 252 367 2167 info@zeytinada.com / Torba Mevkii, Torba / BODRUM

55


HABER

‘Bir Kuşak, Bir Yol’ Projesi Ekonomik Fırsatları da Beraberinde Getiriyor! Çin ile Türkiye arasındaki ticarette Türkiye’nin konumu “Bir Kuşak Bir Yol - One Belt, One Road”(OBOR) projesinin enerji güzergahının ortasında olma avantajını da kullanarak doğu ile batı arasında ticaretin merkezi olma özelliğini taşıyor. Çin ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere öncülük eden 31 Mayıs ile 2 Haziran tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezinde gerçekleşecek olan China Homelife Turkey Fuarı, Çin’in deniz ticaretini güçlendirmek adına başlatılan ve dünyanın yüzde 63’üne ulaşılması hedeflenen “One Belt, One Road” projesinin dünya çapındaki resmi platformu olma görevini üstleniyor. Çin Hükümeti’nin uygulamaya koyduğu OBOR projesinin en büyük ayaklarından birini de Türkiye oluşturuyor. İpek Yolu’nu 3 koridor üzerinden canlandırmak isteyen küresel ekonominin büyüme motoru Çin’in, Türkiye’nin içinde yer aldığı orta koridora yapacağı yatırımların toplamının 8 trilyon dolar, sadece ulaştırma alt yapısı için 40 milyar doları bulması bekleniyor. Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü,3. Havalimanı, Bakü-Tiflis-Kars, Edirne-Kars Demiryolu projeleri Türkiye’nin orta koridordaki gücünü arttırıyor. 21. yüzyıl İpek Yolu Projesi’nin amacı Çin’e uzak birçok ülke ve bölgeye komşu yapmaktır. Avrasya bölgesinde ticari ilişkilerin geliştirilmesindeki en büyük ticaret platformlarından biri olan

56

China Homelife Turkey Genel Ticaret Fuarı, 31 Mayıs - 2 Haziran 2018 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek. Dördüncü kez organize edilen China Homelife Turkey (Çin Ürünleri Fuarı) Fuarı, her yıl 11 ülkede daha düzenleniyor. Türkiye, Polonya, Meksika, Mısır, Brezilya, Ürdün, Güney Afrika, Hindistan, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Iran da düzenlenen fuarlar serisi, her yıl 200 binden fazla ziyaretçi ağırlıyor. Türkiye ve Çin arasındaki ilişkilerin önemine değinen China Homelife Turkey Fuarı Uluslararası İlişkiler Müdürü Gülden Parlak, “Yüzlerce yıllık geçmişi olan tarihi İpekyolu’nun önemi günümüzde de artarak devam ediyor. Özellikle İpek Yolu’nun yeniden canlandı-

rılması, Türkiye›nin Asya Altyapı Yatırım Bankası›nın kurucu üyesi olması, Çin ve Türkiye arasında gelecekte yapılacak olan anlaşmalarının temelini oluşturuyor. Aynı zamanda fuarımız doğu ve batı eksenindeki iş insanları için büyük fırsatlar sunuyor. Fuarımız ile birlikte bu projeye öncülük etmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Fuarımızda 2017 yılında 450 Çin’li firma katılımcı olarak yer aldı ve yaklaşık 12 bin iş dünyası profesyoneli ziyaret etti, 418 ikili iş görüşmesi ve toplamda 22 milyon dolarlık iş hacmi gerçekleşti, 2018 yılında da 800’den fazla firmanın katılımıyla 12.500 m2’lik bir alanda gerçekleşecek ve 500’ün üzerinde de ikili iş görüşmesi yapılmasını planlıyoruz’’ dedi.


HABER

Fintech devleri Londra’da buluştu Londra Borsası tarafından 21 Mart’ta düzenlenen Fintech Yatırımcı Forumu, fintech sektöründeki öncü şirketleri bir araya getirdi. Etkinlikte Türkiye’deki fintech ekosistemi üzerine bir panel yapıldı. Türkiye panelinde iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu, Paraşüt CEO’su Sean Yu ve FinTech İstanbul Kurucu Ortağı Prof. Dr. Selim Yazıcı konuşmacı olarak yer aldı. Londra Borsası (London Stock Exchange) tarafından düzenlenen Fintech Yatırımcı Forumu, 21 Mart Çarşamba günü Londra’da tamamlandı. Kuzey Amerika, İsrail ve Çin merkezli fintech şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin katılımcı olarak yer aldığı etkinliğe uluslararası fintech şirketleri davet edildi. Bir gün süren etkinlikte Türkiye’deki fintech ekosistemi üzerine de bir panel yapıldı. Türkiye panelinde iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu, Paraşüt CEO’su Sean Yu ve FinTech İstanbul Kurucu Ortağı Prof. Dr. Selim Yazıcı konuşmacı olarak yer aldı. Panelin moderatörlüğünü ise Londra Borsası Birincil Ürünler

Küresel Direktörü ve Turquoise CEO’su Robert Barnes üstlendi. Fintech Yatırımcı Forumu, fintech sektöründeki yatırım fırsatlarını ve tartışma konularını ele alan bir dizi panele ev sahipliği yaptı. iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu, Türkiye panelinde dijitalleşen şirketler, iyziLink ürünü ve Türkiye’deki fintech yatırımları hakkında şu ifadeleri kullandı: “Bugüne kadar yeni ürünler geliştirerek yeni hedef pazarlar yarattık. Global yenilikçi teknolojileri Türkiye’de kullanarak, KOBİ’lerin ve B2B şirketlerin dijitalleşmesi için çalıştık. iyziLink ürünümüzle e-ticaret sitesi olmayan bi-

reysel kullanıcılara da ödeme çözümü sunduk. Hem Türkiye’de hem de dünyada örnek teşkil edecek bir teknoloji firması olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bizi daha en başından beri destekleyen pek çok global yatırımcıdan ciddi yatırımlar aldık. Hatta 2017 yılında Türkiye’de en fazla yatırım elde eden girişim olduk. Ülkemizde yeni fintech girişimlerinin kurulması, büyümesi ve fintech’in ödeme alanı dışında başka alanlarda da etkin olabilmesi için önemli yatırımcıların iyzico’yu destekledikleri gibi fintech girişimlerini daha fazla desteklemesi gerekiyor.”

57


HABER

Akfen Yenilenebilir Enerji, 242 MW’lık ilk rüzgar projelerini Çanakkale ve Denizli’de hayata geçiriyor Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanan ve 2020 yılına kadar 4 milyar TL yatırımla 1000 MW’lık ‘temiz kurulu güce’ ulaşmayı hedefleyen Akfen Yenilenebilir Enerji, Çanakkale ve Denizli’deki 4 projede toplam 242 MW güce sahip ilk rüzgar santrallerinin kurulumuna başlıyor.

Akfen Yenilenebilir Enerji A.Ş. Genel Müdür Vekili Kayrıl Karabeyoğlu,

58

Toplam 1.6 milyar TL’ye mal olacak 4 projedeki 79.5 metre yüksekliğindeki 81 rüzgar türbini Siemens Gamesa tarafından sağlanacak. Yılda 835 milyon kWh enerji üretilmesi hedeflenen projeler bu yılın sonu itibariyle devreye girmeye başladığında 310 bin hanenin yıllık enerji ihtiyacını da karşılayacak. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik olmak üzere sadece yerli ve yenilenebilir kaynaklardan enerji üretmeye odaklanan ve bu alanda 2020 yılına kadar 1000 MW’lık “temiz kurulu güce” ulaşmayı hedefleyen Akfen Yenilenebilir Enerji, ilk rüzgar projelerini Çanakkale ve Denizli’de hayata geçiriyor. Buna göre Çanakkale’de 99 MW’lık Üçpınar RES, 51 MW’lık Hasanoba RES ve 26 MW’lık Kocalar RES ile Denizli’de de 66 MW’lık Denizli RES hayata geçirilecek. Bu yılın sonlarına doğru enerji üretmeye başlaması planlanan rüzgar projeleri ile 310 bin haneye temiz enerji sağlanacak. Akfen Yenilenebilir Enerji şirketi çatısı altında faaliyet gösterecek ve toplam 242 MW kurulu güç kapasitesine sahip olacak 4 RES projesi 1.6 milyar liraya mal olacak.

YERLİ ÜRETİM ÖNE ÇIKACAK Toplam kurulu gücü 242 MW olan 4 rüzgar santralinde yer alacak 79.5 metre yüksekliği ve her biri 3 MW gücündeki dev 81 rüzgar türbininin kurulumu Siemens Gamesa tarafından gerçekleştirilecek. Projede kullanılacak kule ve temel bağlantı elemanları yerel tedarikçiler tarafından Türkiye’de üretilecek. Böylece projede yerli üretimin önemli rol oynaması hedefleniyor. “ENERJİDE YATIRIM RÜZGARI BAŞLIYOR” Konuyla ilgili konuşan Akfen Yenilenebilir Enerji A.Ş. Genel Müdür Vekili Kayrıl Karabeyoğlu, şirket olarak 2020 yılı sonuna kadar tamamı temiz enerjiden oluşan 1000 MW’lık kurulu güce ulaşma hedefi koyduklarını belirtti. Karabeyoğlu, “Çanakkale ve Denizli projeleri ile su ve güneşten elektrik üretiminde şimdiye kadar hayata geçirdiğimiz 245 MW’lık portföyümüze ilk rüzgar yatırımımızı 4 tane RES projesi ile birden yapıyoruz. Teşvikler ve projelerle birlikte yenilenebilir enerjinin Türkiye’de bu kadar ilgi gördüğü ortamda şirket olarak hayata geçirdiğimiz temiz enerji platformumuzu yeni yatırımlarla sürekli olarak güçlendireceğiz” ifadelerini kullandı.


HABER

- 60 DERECE İLE BİKİNİ SEZONUNA S.O.S. TAKVİYE! Buz gibi soğukların zayıflama ve bölgesel şekillenmedeki mucizevi etkisi şimdi daha da üst noktaya çıkıyor ve 15 dakikada etkisini gösteren, -60 derecelik estetik devrimi “Arctik”i Türkiye’ye getiren Imperial, plaj sezonu öncesi forma girmek isteyenlerin imdadına yetişiyor!

Uzman diyetisyen Özlem Posbaşoğlu ve ekibi tarafından masaj yapılarak uygulanan Arctik buzla zayıflama olarak bilinen soğuk lipolizin en yeni ve en son versiyonu olarak benzerlerinden ayrılıyor. -60 derece soğuğun etkisiyle uygulanan bu yöntem, dokulara zarar vermiyor, acı hissi yaşatmıyor; üstelik etkisini sadece 15 dakika gibi kısa bir sürede gösteriyor. Arctik, yağ hücrelerinin sıcaklığını düşürerek bu dokularda termal şok yaratıyor. Soğuğun tesiriyle, herhangi bir yan etki ve acı, sızı olmadan yağ hücreleri parçalanıyor. Parçalanan yağ, uygulama sonrası bol su içerek doğal bir şekilde vücuttan kolaylıkla atılıyor. Cerrahi yöntemlere alternatif, neştersiz, ağrısız, acısız, soğuğu hissetmeden, -60 dereceden olumsuz etkilenmeden, hiçbir yan etkisi bulunmayan Arctik diğer faydalarıyla da dikkat çekiyor. -60 derece soğuk ile kalıcı ve uzun soluklu, ağrısız, neştersiz ve acısız, kısa sürede etkisini gösteren Arctik, plaj sezonu öncesi forma girmek isteyenlerin favorisi olarak büyük yankı uyandırıyor!

Arctik, – 60 derecelik soğukla, zayıflama ve incelmenin yanı sıra vücuttaki kan dolaşımını arttırıyor, toksinlerden arındırıyor, selülitleri yok ediyor, ödem attırıyor, cildi sıkılaştırıyor, kasları tetikleyerek kuvvetlendiriyor, lenflerin dayanıklılığını arttırıyor ve vücudu baştan aşağıya yeniliyor. Imperial, Özlem Posbaşoğlu’nun önderliğinde – 60 dereceyle zamanı dondurarak güzelliği yaşamaya davet ediyor! Sadece var olan yağ dokularını yok etmekle kalmayıp, yağlanma potansiyeli olan hücreleri de kontrole alan ve uygulama yapılan bölgelerin uzun süre, kalıcı bir şekilde formda olmasını sağlayan Arctik, tatil sezonuna son dakika çözümler arayanların imdadına yetişiyor! 59


ŞİRKET

İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünün küçük yaşta oluşmasına katkı sağlayacak sistem hayata geçirilmeli ve herkesin sağlıklı yaşama hakkına saygı gösterilmelidir.

Merhabalar, ilk olarak okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız? 1962 Trabzon doğumluyum. 1985 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Kimya Bölümü’nden mezun oldum. Evli ve 1 erkek çocuk babasıyım. Askerlik görevimin tamamlanmasının ardından 1987 yılında başladığım iş hayatımda İlaç Sanayi, Kauçuk ve Otomotiv Sanayi, Kimyasal Madde Depolama Terminali, Madeni Yağ Üretimi, Akrilik Elyaf ve Karbon Elyaf Üretimi Tesislerinde Mühendis, İşletme & Çevre Sorumlusu, Üretim Müdürü, İSG Müdürü ve SEÇ-K Müdürü gibi değişik pozisyonlarda görev yaptım. 2002-2007 yılları arasında Türkiye Kimya Sanayicileri Derneğinde Çevre, Sağlık ve Güvenlik konularını esas alan Çevre İhtisas Komisyonu (Responsible Care & Üçlü Sorumluluk) Başkanlığı yaptım. 2006 yılından beri A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanıyım. Boya, Kimya, Makine, Enerji Santralı, Arıtma Tesisi, Gemi İnşa & Tersane, Çelik Üretim vb. sektörlerde İş Güvenliği Danışmanlığı veya Uzmanlığı yaptım. Firma olarak hizmet verdiğiniz alanlardan bahseder misiniz? Otomotiv, Kimya, Petrokimya, Boya, İlaç, Ziraat, Sağlık, Tekstil, Makine, Metal, Enerji, Plastik, Çevre, Arıtma Tesisi, İnşaat, Gemi İnşa & Tersane, Lojistik, Gıda, Kozmetik, Hizmet sektörü vb. alanlarda Ambiyans OSGB olarak hizmet vermekteyiz. Ayrıca, ‘’Ambiyans HSE’’ adında toptan ve perakende iş güvenliği malzeme / ekipman satışı yapan bir dükkânımız var. Kuruluş ve profesyonelleşme sürecinizden bahseder misiniz? 2012 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen Ambiyans Ortak Sağlık Güvenlik Birimi’nin; Vizyonu: Çalışma hayatında ihtiyaç duyulan ve özlenen iş sağlığı güvenliği kültürüne katkı sağlamak, ilgili tarafların sağlıklı ve güvenli çalışma-çalıştırma ihtiyaçlarına uygun kaliteli hizmet vermek. Misyonu: Ülkemizde iş sağlığı güvenliği kültür düzeyinin yükseltilmesine katkı sağlayarak iş hayatındaki ilgili tarafların 60

güven duyacağı bir partner ve alanında itibar sahibi öncü bir kuruluş olmaktır. Bu itibarla Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği alanında uygulama eksiği olan iş güvenliği profesyonellerinin (İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi ve Diğer sağlık Personeli) sanayide kendilerini geliştirmelerine katkı sağlayacak bütün süreçlerde devreye girerek bilgi, birikim ve tecrübelerimizi paylaşma şansını yakaladık. Bugün gelinen noktada; Türkiye’de İSG alanındaki gelişmeler beklenildiği ölçüde olmasa da sahada hizmet veren iş güvenliği profesyonellerinin her geçen gün kendilerini geliştirdiklerini ve hizmet verilen taraflara (işçi-işveren) ve dolaylı olarak topluma katkı sağladıklarını görmek, Ambiyans OSGB olarak ülkemizin iş güvenliği kültürünün oluşmasına ve gelişmesine katkı sağladığımızı hissetmek oldukça memnuniyet vericidir. BEKÖP ile ilgili bilgi verir misiniz? 30/12/2013 tarihli ve 28867 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ‘’Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik’’ Avrupa’da uygulanan SEVESO Direktifi adıyla da bilinir. Bu Yönetmelik, tehlikeli maddeler bulunduran kuruluşlarda büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve muhtemel kazaların insanlara ve çevreye olan zararlarının en aza indirilmesi amacıyla, yüksek seviyede, etkili ve sürekli korumayı sağlamak için alınması gerekli önlemler ile ilgili usul ve esasları belirler. “Büyük Endüstriyel Kazalarla İlgili Hazırlanacak Güvenlik Raporu Tebliği” 24.01.2015 Tarih ve 29246 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Böylece bu tarihten itibaren Türkiye’de SEVESO kapsamına 2000’den fazla firma girmiş ve SEVESO maratonu da başlamış oldu. Kısaca hatırlatma yapmak gerekirse, Yönetmelik uyarınca, ALT ve ÜST seviyeli olarak belirlenen kuruluşların yapmakla sorumlu olduğu çalışmaların yürütülmesi için; ilgili bakanlıklar ve çeşitli kurum / örgütlerce genel farkındalığın arttırılması yönünde eğitim faaliyetleri düzenlenmiş ve sanayicilerimizin bilgilendirilmesi sağlanmıştır. Bununla birlikte, SEVESO projelerinin yürütülmesi ve fiili olarak hayata geçirilip tamamlanması, üst düzey uzmanlık ve deneyim gerektiren oldukça komplike çalışmalar içermektedir. Yönetmelik kapsamında, işletmelerin; Çevre Bakanlığı Online Sistemine Bildirim Yapması, Alt Ve Üst Seviyeli Kuruluşlar İçin Kantitatif Risk Değerlendirmesi (QRA) Yapması, Alt Ve Üst Seviyeli Kuruluşlar İçin, Büyük Kaza Önleme Politikası Belgesi (BKÖP) Hazırlaması, BKÖP Belgesinde Belirtilen Büyük Kaza Tehlikeleri ile Orantılı Gereksinimlere Uygun Güvenlik Yönetim Sistemi Kurması ve Dokümantasyonunu Tamamlaması, Üst Seviyeli Kuruluşlar İçin Güvenlik Raporu Hazırlaması, Üst seviyeli kuruluşlar için, Dâhili Acil Durum Planı Hazırlaması, Ve yönetmelik hükümlerinde belirtilen diğer çalışmalarını, Tebliğ’de belirtilen 01.01.2016 tarihine kadar tamamlayarak sisteme yüklemesi gerekmekte idi.

Ancak; 18 Temmuz 2017 tarih, 30127 Sayı ile yayınlanan ‘’Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi Ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’’ Geçici Madde 2 – (1) 10 uncu (Büyük Kaza Önleme Politika Belgesi) ve 11 inci (Güvenlik Raporu) madde hükümleri 31/12/2018 tarihine kadar uygulanmaz hükmü getirilerek ertelendi ve bu kapsamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na verilen Güvenlik Raporları kuruluşlara iade edildi. SEVESO Yönetmeliği gereğince sanayici ve işletmecilerin yapmakla sorumlu olduğu çalışmalar: Ön Tehlike Analizleri ve Değerlendirmeleri Fonksiyonel Güvenlik Analizleri, SIL Analizi ATEX Patlamadan Korunma Dokümanlarının Hazırlanması ve Uyumlama Çalışmaları BOW-TIE uygulamaları ve program desteği Kalitatif ve Yarı Kantitatif Risk Analiz Çalışmaları (HAZOP, FMEA, What If LOPA,..) Kantitatif Risk Değerlendirme Çalışmaları Sonuç Analizi, Risk Frekans Analizi, Modelleme çalışmaları ve İlgili Programlar Desteği BKÖP Hazırlama ve Güvenlik Yönetim Sistemi Kurulumu Güvenlik Raporu Hazırlama Dâhili ve Harici Acil Eylem Planlarının Hazırlanması Güvenilirlik Merkezli Bakım (RCM), Toplam Üretken Bakım (TPM), Risk Bazlı denetim (RBI) çalışmaları SEVESO III Uyumlama Hizmetleri 2018 planlarınız neler? Kısaca anlatır mısınız? Bu yıl yüzde 10 gibi kontrollü bir büyümeyi, istihdamı ve çalıştığımız firma sayısını artırmayı hedefliyoruz. İş sağlığı ve güvenliği göz ardı edilemeyecek konuların başında yer alıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Evet, çok doğru bir konuya değindiniz. İş sağlığı güvenliği göz ardı edilmemesi gereken bir konu ama maalesef ülkemizde gündemi meşgul etse de öncelik olmaktan oldukça uzakta. Genellikle önceliğimiz işin en kestirme ve en kısa yoldan bitirilmesine yönelik. Bu anlayış güvensiz çalışmayı ve beraberinde de istenmeyen kazaları önümüze sermekte. Buna rağmen hızlı ve güvensiz çalışma yöntemlerini uygulayarak amirlerinden ‘’aferin’’ alan elemanlar kendinden sonra gelen kuşaklara da bildiklerini ve kestirme yöntemlerini tecrübe olarak aktardıkları için iş sağlığı güvenliği olması gereken seviyeden uzaktır. Bu konuda bu güne kadar yeterince bir kültür oluşturamamışız. Öncelikle yapmamız gereken, aileden ve ilköğretim kurumlarından başlayarak İSG Kültürünün küçük yaşta oluşmasına katkı sağlayacak sistemi hayata geçirmek ve herkesin sağlıklı yaşama hakkına saygı göstermek. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? İş ve gelecek hesabı yaparken İSG maliyetlerini mutlaka hesaba dâhil etmek sağlıklı, kültürlü ve medeni bir toplum yetiştirmemiz için vazgeçilmez bir parametredir.


PATARA PRINCE HOTEL & RESORT / K alk an

Yaşamış, Bilen ve Tad alanların tercih ettiği...

Rahat ve Çevresi ile uyumlu konumlandırılmış, Akdeniz’in ve Patara’nın çiçekleriyle karışan aromasının, kokusunun hakim olduğu Odaları ile Konforu, Akdeniz’in en mineralli ve temiz deniz suyu, 170 m uzunluğunda sahili ve platformları, deniz suyu sirkülasyonundaki özel havuzları, hamam sauna, yabancı uzmanlarca yapılan masajıyla SPA’sı… Zengin kahvaltı servisi ile başlayan günde, şefimizin geniş yelpazedeki Alacarte yemekleri, Snack ve Room Servisleri, barları, aydınlatmalı manzaralı tenis kortları, koy turları ve BBQ, zengin çevre …

Tel: 0242 - 844 39 20 - 0541 287 17 40 • www.pataraprince.com • patara@pataraprince.com


ŞİRKET

Dünyanın Mil Platformu ‘Global Miles’, Ingenico ile Özgürce Mil Kazandırıyor Türkiye’nin havayolu şirketlerinden ve bankalardan bağımsız ilk mil programı olan Global Miles, Ingenico YazarkasaPOS’lar ile entegre olarak bir ilke imza attı. Ingenico YazarkasaPOS ile çalışan uygulama sayesinde kullanıcılar online olarak mil kazanıyor. Dilediğiniz havayolu şirketi ile uçup, dilediğiniz banka ya da kredi kartını kullanarak mil kazanma şansı veren Global Miles ile Ingenico arasında yapılan işbirliği ile şimdi mobil bir uygulama olan Global Miles, Ingenico yazarkasa cihazları ile entegre çalışıyor. Global Miles kullanıcıları Ingenico üye işyerlerinde harcama yaptıklarında, alışveriş fişindeki QR kodunu uygulamaya okutup, millerini anında kazanıyor. Böylelikle banka kartı ya da kredi kartı fark etmeksizin yapılan her harcamadan mil kazanma şansı doğuyor. Ingenico Türkiye Genel Müdürü Alpay Sidal yeni Global Miles işbirliği ile ilgili olarak şöyle konuştu: “Uygulama ortaklığımıza bir yenisini daha eklemiş olmaktan dolayı çok mutluyuz. Geçtiğimiz yıl, Tax Free Zone, Zubizu, Hopi ve yemek kartı uygulamalarımız ile kullanıcılarımızın hem iş yükünü azalttık hem de zamandan tasarruf sağladık.Tüm entegrasyonlarımızın geri dönüşleri de son derece memnun edici oldu. Global Miles da aynı şekilde kullanıcılarımıza fayda sağlayacak pek çok avantaj taşıyor. Artık Global Miles üyeleri , Global Miles ile anlaşmalı işyerlerindeki Ingenico Yazarkasapos cihazlarından yapacakları her harcamadan banka ve kredi kartı fark etmeksizin mil kazanabiliyor.” Ingenico ile özgürce harca özgürce mil kazan… Global Miles, üyelerin belirli bir havayolu şirketi ve ödeme tipi seçmek zorunda kaldığı mil programlarına tamamen yeni nesil bir

Alpay Sidal 62

yaklaşım getirirken, Ingenico’nun güçlü teknolojik altyapısından yararlanarak daha geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyor. Tüm Global Miles anlaşmalı ve Ingenico kullanan üye işyerlerinde geçecek uygulama sayesinde hem harcayıp hem özgürce mil kazanmanın yolu açılmış oluyor. Geleceğin teknolojisi olarak gösterilen blockchain ile geliştirilen Global Miles’ın kurucu ortaklarından Serdar Salepcioğlu, “The Loyalty Magazine Awards 2017’de ‘Best Use of Mobile Within a Loyalty Strategy’ ve Loyalty 2018’de ‘Best Use of Technology’ kategorilerinde finalist olmayı başaran Global Miles, 2017 yılı sonunda programını ödeme sistemlerinin lider şirketi Ingenico’nun cihazları ile entegre etti. Bu entegrasyon ile Ingenico’nun gücünü ve altyapısını da arkamıza alarak çok uluslu bir platforma dönüşme sürecinin adımlarını atmaya başladık. Global Miles olarak Ingenico’nun sağladığı destekle Türkiye’de ve yurtdışında yaygınlaşmayı hedefliyoruz. Ingenico bu anlamda sadece bir ödeme terminali sağlayıcısı değil, ‘verdiğim hizmeti kullanıcılarıma nasıl farklı bir fayda ve değere dönüştürebilirim’ çabası içinde olan bir şirket ve bu özelliğinden biz de oldukça faydalandık. Markamızın Ingenico gibi dünya lideri ile birlikte anılması bile bizim için çok değerli bir şey. Tüm Ingenico YazarkasaPOS kullanıcılarını özgürce mil kazanmaya davet ediyorum” dedi.


ŞİRKET

Kärcher’den Halı Temizliğinde Devrim Yaratacak Teknoloji Alman temizlik devi Kärcher, otel, havalimanı, restoran gibi insan trafiği yoğun alanların halı ve kaplama temizliğinde devrim yaratacak bir çözüm sunuyor. Kärcher’in halı temizleme makinesi BRS 43/500 C ile birlikte kullanılabilen iCapsol Deterjan, uygulama yüzeyine püskürtülerek kirlerin kristalleşmesini sağlıyor. Kristalleşen kirler daha sonra BRS 43/500 C ile temizleniyor. Böylece uygulamadan sadece 20 dakika sonra halılar ve kaplamalar yeniden kullanılabilir hale geliyor.

Havalimanı, otel, restoran gibi yoğun sirkülasyona sahip alanlarda halı ve kaplama temizliği çok zaman aldığı için insan trafiğini engelleyebiliyor. Alman temizlik devi Kärcher, iCapsol ile bu soruna hızlı ve pratik bir çözüm getiriyor. Uygulama yüzeyine püskürtülerek kullanılan iCapsol Deterjan, kirlerin kristalleşmesini sağlıyor. BRS 43/500 ve iCapsul uygu-

laması sonrası kristalleşen kirler , elektrik süpürgesi yardımıyla alınıyor ve halılar uygulamadan sadece 20 dakika sonra yeniden kullanılabilir hale geliyor. Ara temizlik için ideal Kärcher’in halı temizleme makinesi BRS 43/500 C’in iCapsol modu ile birlikte kullanılabilen deterjan, özellikle işlek bölgelerde halıların hızlı bir şekilde

temizlenmesine ve daha uzun süre temiz kalmasına imkan veriyor. iCapsol sayesinde halı ve kaplamalar insan trafiğini engellemeden temizlenebiliyor ve yeniden kullanılabiliyor. Halı veya kaplamalarda hiçbir yapışkan, kimyasal kalıntı bırakmayan iCapsol, derinlemesine yapılan ana temizliğin sıklığını azaltarak bütçeye de katkı sağlıyor. 63


ŞİRKET

LAMP 83 AVRUPA’DA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR Elliye yakın ülkeye ihracat yapan LAMP 83, Hollanda ve Belçika’da yeni distribütörlük anlaşmalarına imza attı.

LAMP 83 Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Batu Ceyişakar

30 yılı aşkın süredir ihracat yapan ve 2025 kurum vizyonu kapsamında çalışmaya devam eden LAMP 83, katılacağı Light+Building 2018 öncesinde, iki yeni distribütörlük anlaşması ile gücüne güç kattı. Hollanda ve Belçika ile distribütörlük ağına iki yeni ülke daha ekleyen LAMP 83, kendi markasıyla ihraç ettiği LED aydınlatma ürün ve sistemlerine düzenli bir dağıtım ağıyla erişilebilen ülke sayısını her geçen gün artırıyor. İhracat atılımını sürdüren LAMP 83’ün Hollanda’daki yeni distribütörü Kerkrade merkezli Wolfs Verlichting BV, proje aydınlatması konusunda ülkenin önde gelen firmalardan biri olarak dikkat çekiyor. Wolfs Verlichting BV, otel, tiyatro gibi komplekslerin aydınlatmasının yanı sıra perakende mağazacılık ve restoran sektöründeki başlıca referanslarıyla da öne çıkıyor. LAMP 83’ün diğer yeni distribütörü LICHTPUNT’un merkezi ise, Belçika’da Gistel’de bulunuyor. 1988 yılında kurulan şirket aydınlatma konusunda 30 yıllık bir tecrübeye sahip. İç ve dış aydınlatmada sunduğu seçeneklerle birlikte ışık tasarımı konusunda da hizmet verdiği müşterilerine destek sağlayan şirketin ofis, rezidans ve perakende sektöründe gerçekleştirdiği önemli projeler bulunuyor. 64

İhracat alanındaki bu flaş gelişmeleri değerlendiren LAMP 83 Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Batu Ceyişakar, ‘LAMP 83’ün büyüme stratejisinde ihracat satış noktalarımızı kalıcı şekilde yapılandırmak ve bu noktaların sayısını arttırmak çok önemli bir yer tutuyor. Bu bağlamda, yılın ilk çeyreğinde başarılı işbirliklerine imza attık. Bizim için büyük önem taşıyan ve ihracat ağımıza yeni distribütörler katmak hedefiyle de katılacağımız, Light+Building’in hemen öncesindeki bu işbirliği anlaşmaları büyük moral oldu. İmzaladığımız yeni anlaşmalar sayesinde, bu çok önemli pazarlara LAMP 83 ürün ve hizmetlerini doğrudan sunma şansını yakalayacağız. LAMP 83’ü planlı ve istikrarlı bir şekilde büyütmeye, uluslararası rekabette önde olmaya ve artan ihracat payımızla beraber ülke ekonomisine katkı yapmaya çalışıyoruz’ yorumunu yaptı. Kurum vizyonu ve gelecek büyüme planları çerçevesinde, düşük kalite / düşük fiyat rekabetinin etkin olduğu pazarlar yerine; tasarım, kalite, sistem çözümü, nitelik ve hizmet yoğun pazarlara konsantre olan LAMP 83 büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. 1963 yılında Karaköy Bankalar caddesinde başlayan LAMP 83 ışığının yolculuğu, uluslararası pazarlarda güvenle sürüyor.


TURİZM VE OTEL

DİVAN’DAN 23 NİSAN’DA ÇOCUKLARA ÖZEL PAKETLER Divan İstanbul, Divan İstanbul City, Divan Suites İstanbul G-Plus, Divan İstanbul Asia Otelleri 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı çocuklarıyla birlikte geçirmek isteyenlere özel konaklama paketleriyle keyifli bir tatil vadediyor. Divan İstanbul City’den Çocuklara Unutulmaz 23 Nisan Hediyesi Divan İstanbul City şehrin kalbinde çocuklarıyla birlikte küçük bir tatil yapmayı tercih edenler için birbirinden keyifli paket seçenekleri hazırladı. Divan İstanbul City, 20 ve 23 Nisan tarihleri arasında yapılacak iki kişilik konaklamalarda 323 TL’den başlayan fiyat seçenekleri ve 0-12 yaş arası tek çocuk için ücretsiz olarak konaklama imkanı sunuyor. 23 Nisan’da çocuklara unutulmaz bir tatil vadeden Divan İstanbul City, ailesi ile birlikte konaklayan 2-14 yaş grubu tek çocuk ve ailesinden bir yetişkin ile Rahmi M. Koç Müzesi ya da Kizdmondo 23 Nisan’a özel ücretsiz giriş sağlıyor.

Divan İstanbul ‘da Çocuklara Ücretsiz Konaklama Divan İstanbul 20-23 Nisan tarihleri arasında yapılacak konaklamalarda 0-12 yaş arası çocukları ücretsiz olarak ağırlıyor. Divan İstanbul, farklı bir deneyim yaşatan Madame Tussauds’da 1 çocuk için ücretsiz giriş imkanı sunarken diğer biletlerde de %25 indirim sağlıyor. Divan İstanbul Asia’da Miniklere Pizza Atölyesi Anadolu Yakası’nın şık oteli Divan İstanbul Asia, 2023 Nisan tarihleri arasında misafirlerini şehrin en keyifli manzarasında ağırlıyor. Şehir manzaralı Superior odalar 55 Euro, deniz manzaralı Deluxe odalar

65 Euro ve deniz manzaralı Grand Deluxe odalar 75 Euro’dan satışa sunulurken tatil döneminde yapılacak tüm ekstra harcamalarda %10 indirim fırsatı pakete dahil. 23 Nisan tatili için konaklayan çocuklara özel ikramlarda sunuluyor. Divan Suites İstanbul G-Plus’ta Çocuklara Özel Açık Büfe Brunch Divan Suites İstanbul G-Plus 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için çocuklara özel, keyifli ve lezzetli bir brunch hazırlıyor. Çocukları ile birlikte Divan Suites İstanbul G-Plus’ta konaklayan ailelere brunch kişi başı 45TL’den sunuluyor.

65


TURİZM VE OTEL

Ege Bölgesine bakıldığında bu yüksek metrekarede başka bir otelle karşılaşmak mümkün değil. Mandarin Oriental Bodrum’da en küçük oda 72 m2, en büyük villa 910 m2...

Merhabalar, kendinizi tanıtır mısınız? Swen Tarkan EHLENDER, Mandarin Oriental, Bodrum Ticari Strateji, Satış ve Pazarlama Direktörü’yüm. 22 senedir otelcilik sektöründeyim ve aslında kendimi başka sektörde veya başka departmanda çalışırken hayal edemiyorum. Almanya’da Otel Yönetimi okudum ve otelcilik kariyerime ilk olarak Ön Büro departmanında başladım ve son 18 seneden beri Satış&Pazarlama alanında kariyerime devam ediyorum. Sırasıyla Park Hyatt, Sofitel, Interncontinental, One and Only markalarında çalıştıktan sonra son 20 aydır Mandarin Oriental markasıyla beraberim. İş kontaklarımız çoğunlukla İstanbul’da olduğu için Satış & Pazarlama ofisimiz iki lokasyonda da bulunuyor. Kışın otelimiz kapalıyken çoğunlukla İstanbul ofisimizde zamanımı geçirirken sezon açılışıyla beraber Bodrum’daki ofisimizin başında oluyorum. Otelinizin kuruluşundan ve tarihinden bahsedebilir miyiz? Otelimiz Mandarin Oriental Hotel Group’un Türkiyedeki ilk oteli olma özelliğini taşıyor ve 2014 Temmuz ayında açıldı, bu sene 5. yaz sezonumuzu geçireceğiz. Otelimiz büyük bir yeşillik içerisindedir, özellikle inşaat sırasında belirli bitkiler ve ağaçlar özenle sökülerek inşaat sonrasında hepsi tekrar sahaya eklenmiştir.

66

Oda tiplerinizi kısaca tanıtır mısınız? Yatak kapasiteniz nedir? Yatak kapasitemiz yaklaşık olarak 540’ın üzerinde ve toplamda 132 ünitemiz bulunuyor, 59 oda, 36 daire, 28 suite ve 9 villa. Odalarımızın en önemli özelliği ise en küçük odamızın yani Bahçe Manzaralı Odalarımızın 72 m2 olması. Bütün Ege Bölgesine baktığınızda bu yüksek metrekarede başka bir otelle karşılaşmanız mümkün değil. En büyük villamız ise 910 m2 büyüklüğünde olan Presidential Villa. Bizim için misafirlerimizin rahatı çok önemli ve istiyoruzki odaları sadece uyumak için ve duş almak için kullandıkları bir yer olmasın. Orada geçirdikleri vakitten keyif alsınlar, bavullarını boşalttıktan sonra rahatlıkla kaldıracakları bir yer olsunki devamlı bavullarını görerek tatillerinin biteceği günü düşünmesinler ve kendilerini evlerinde hissetsinler. Yeme içme konusunda Mandarin Oriental, Bodrum misafirlerine ne vaat ediyor? Toplamda 8 adet restoran ve barımız var, hepsi farklı mutfaklardan olmasıyla beraber aynı zamanda Dünya mutfağını da barındırmaktadır. Bodrum Balıkçısı, bir Bodrum klasiği olarak bildiğimiz deniz ürünlerini ve mezelerini Şef Murat Taşdemir’in katkısıyla modern sunumlarla misafirimize sunmaktadır. Assaggio, iskele üzerine kurulmuş olan İtalyan restoranımız ve gerek atmosferi gerek lezzetleriyle misafirleri gerçekten İtalya’da olduklarını hissettiriyor. Kurochan by IOKI, Japon mutfağının en güzel örneklerini yine Ege Denizi’nin muhteşem manzarası eşliğinde sunuyor. Bu restoranlarımızın yanı sıra sahilimizde bulunan Blue Beach Club&Bar ve havuz kenarında Pool Bar & Restaurant gün boyunca misafirlere yeme içme olanağı sunuyor. Önünde geniş bir bahçesi bulunan ve özellikle gün batımında misafirlere manzara keyfi sunan Mandarin Bar’da bu sene haftanın 6 günü canlı müzik olacak. Yeni sezon ile ilgili hedefleriniz planlarınız nelerdir? Aslında ilk başta gelen hedefimiz tabii ki geçen sene elde

ettiğimiz güzel başarının üzerine çıkmak ve hedeflerimizi tutturmak. Şimdiden görüyoruzki bu yaz sezonu için İngiltere, Almanya ve Rusya pazarı çok iyi bir ivme kazanarak geri dönüyor. Biz de tabii ki bununla paralel olarak bu bölgelerdeki satış ve pazarlama aksiyonlarımızı arttırıyoruz ve sonrasında geri dönüşünü almak bizleri çok mutlu ediyor. Son zamanlarda büyük kentlerde yapılan düğünlerin yanı sıra sahil kentlerinde yapılan düğünler daha doğrusu “destinasyon düğünü” olarak adlandırdığımız organizasyonlar trend olmaya başladı. Şimdiye kadar otelimizde çok özellikli düğünler yaptık ve bundan sonraki hedefimizde Ege Bölgesinin tek tercih edilen düğün oteli olmak. 2017 yılı ile ilgili sayısal verilerden bahsetmek gerekirse kaç kişiyi misafir ettiniz? Yerli/yabancı dağılımı nedir? Misafirlerimiz ağırlık olarak yabancı, %70 yabancı misafir %30 Türk misafirimiz oluyor. Bu yüzdeler otelimiz açıldığından beri genellikle bu düzeylerde ilerledi. Turizm sektörü için Bodrum’u nasıl değerlendiriyorsunuz? Bodrum Türkiye’nin çok özel ve değerli bir noktası ve bu yüzdendir ki Mandarin Oriental Türkiye’deki ilk otelini burada açma kararını aldı. Çünkü Mandarin Oriental Hotel Group’un en önemli özelliklerinden biri yeni açılacak otelini mutlaka o şehrin en gözde ve merkezi lokasyonlarında açmaya özen göstermesidir. Otelimiz açıldığından beri yaptığımız bütün iletişim çalışmalarımızda aynı zamanda Bodrum için bir destinasyon iletişimi de yapmış oluyoruz ve bu yüzden de Bodrum’a önümüzdeki zamanlarda açılacak global otel zincirlerinin olması bize destinasyona yapılan yatırım ve pazarlama açısından mutlu ediyor. Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Şimdiden İstanbul’da açılacak olan otelimiz için oldukça heyecanlıyız. Bu otelimizin Mandarin Oriental markasının Türkiye’deki bilinirliğinine büyük katkıda etkisi olacağına inanıyoruz.


TURİZM VE OTEL

Baharda kendinizi Conrad İstanbul Bosphorus’un Uzun Hafta Sonu Paketi ile Yenileyin Şehrin tam kalbinde yer alan ve İstanbul Boğazı’na hakim manzarası ile unutulmaz anlara ev sahipliği yapan Conrad İstanbul Bosphorus, “Uzun Hafta Sonu” paketiyle misafirlerine avantajlı tatilin kapılarını aralıyor. Şimdi Conrad İstanbul Bosphorus’ta minimum 2 gece konaklamalarda, Pazar günü için %50 indirim fırsatı seçkin misafirleri bekliyor. Baharla birlikte kendinizi tamamı yenilenmiş 553 adet lüks oda ve süitle hizmet veren Conrad İstanbul Bosphorus’un büyüsüne kaptırmanın tam zamanı. Çünkü muhteşem Boğaz manzarası ve ihtişamlı atmosferi ile Conrad İstanbul Bosphorus, hafta sonunu uzun uzun yaşamak isteyen misafirlerine cazip bir paket sunuyor. Hafta sonuna denk gelen en az 2 gece konaklamalarda geçerli “Uzun Hafta Sonu” paketini seçenler Pazar günü %50 konaklama indirimine sahip oluyor. “Uzun Hafta Sonu” paketi, Pazartesi sabahı gözünüzü büyüleyici Boğaz manzarasına karşı açmak için de en doğru seçenek. Şehrin tam kalbinde yer alan Conrad İstanbul Bosphorus yakın zamanda tamamen yenilenen 76’sı süit, 553 lüks odası, restoranları, SPA’sı, yüzme havuzu ve lobisiyle sizleri uzun süre etkisinden çıkamayacağınız bir deneyime davet ediyor. Süit odalarda konaklayan misafirlerine çok özel imkanlar sunan Conrad İstanbul Bosphorus’da havalimanından otele lüks araçlarla transfer, ücretsiz kahvaltı, gün boyu ücretsiz içecek ve

atıştırmalıkların sunulduğu özel Executive Lounge kullanımı gibi ayrıcalıklı hizmetler sunuluyor. Conrad İstanbul Bosphorus, Sağlık Kulübü ve Spa Soul ile de konuklarına huzurlu bir ortamın kapılarını aralıyor. Deneyimli ve profesyonel terapistler tarafından sunulan klasik Spa masajları ve güzellik uygulamaları, tek ve çift masaj odaları, açık ve kapalı havuz, tam donanımlı spor salonu, hamam, sauna ve buhar odaları, şok duşu ve rahatlama odası ile eksiksiz bir Spa hizmeti Conrad’ın seçkin misafirlerini bekliyor. Conrad İstanbul Bosphorus’da ayrıca tarihi yarımada manzarasıyla büyüleyen Manzara Restaurant’da Akdeniz mutfağından titizlikle hazırlanmış en özel lezzetleri tadabilir; yemekten sonra Summit Bar & Terrace’ın birbirinden güzel kokteyllerini Boğaza karşı yudumlayabilirsiniz. Conrad İstanbul Bosphorus’un Uzun Hafta Sonu Paketi’yle hafta sonunu Conrad kalitesinde geçirin; Pazar gününe özel %50 indirimden yararlanın.

67


TURİZM VE OTEL

Il Riccio Beach House Bodrum’dan Unutulmaz Balayı Cennet Koyu’nun en seçkin konumunda yer alan, denizin mavi tonlarından ilham alınarak tasarlanan Il Riccio Beach House, unutulmaz anlar ve masal gibi bir balayı yaşamak isteyen çiftleri bekliyor. Akdeniz’li yaşam tarzını yansıtan, Mytha Hotel Anthology’nin yedi olağanüstü otelinden birisi olan Il Riccio Bodrum, düğün telaşının tatlı yorgunluğunu atmak isteyen yeni evli çiftlere unutamayacakları bir balayı sunuyor. Denizin mavi tonlarından ilham alınarak tasarlanan ve vazgeçilmez tatil rotalarından biri olan, Capri Adası’nın en özel oteli Capri Palace’ın Michelin Yıldızlı restoranı Il Riccio Restaurant’ın kardeş oteli Il Riccio Beach House’un ıssız ve sakin koylarında ruhunuzu dinlendirebilir, size sunulan ayrıcalıkların tadını çıkarabilirsiniz. Akdeniz’in doğal güzelliğini yansıtan Il Riccio Beach House, romantik bir balayı yaşamak isteyenler için üç ya da beş gece konaklamadan oluşan özel paketlerle çiftleri şımartıyor.

68

Minimum üç gece konaklamalı paket içeriğinde, ilk günde odada şampanya ve meyve tabağı ikramı, bir seferlik odada kahvaltı, bir şişe yerli şarap ile set menülü akşam yemeği, uygunluk durumunda ise upgrade seçeneği sunuyor. Müsaitlik durumuna göre erken check-in ve geç check out gibi konaklama süresince özel olanakların ve ikramların dahil olduğu birinci balayı paketi, düşük ve yüksek sezona bağlı olarak 480€’dan başlayan fiyatlarla sunuluyor. Il Riccio Beach House sunduğu minimum beş gece konaklamalı ikinci balayı paketinde ise ilk pakete ek olarak tek yön havaalanı transferi ve Bodrum’un en güzel en seçkin bölgesi olan Türkbükü ve Cennet Koyu’nda yarım saat süren tekne turu olanağı sağlıyor. 510€’dan başlayan ve yüksek sezona bağlı olarak 650€ olabilen özel

fiyatlar, eşsiz bir balayı deneyimini daha da güzel kılıyor. Il Riccio Beach House, 30 Eylül’e kadar geçerli olacak balayı paketleriyle düğün stresinin yorgunluğunu romantik ve huzur dolu bir biçimde atmak isteyen çiftleri bekliyor. Il Riccio Beach House Bodrum, Bodrum Uluslararası Havaalanına 45 km, Bodrum merkezine 21 km, Dalaman Uluslararası Havaalanına 211 km uzaklıkta bulunuyor. 10 suit odadan oluşan Il Riccio Bodrum, Capri Palace Hotel ve Spa’nın modern çizgisinde özel olarak tasarlanmıştır. Bünyesinde spa merkezi ve fitness merkezi bulunan Il Riccio Bodrum, butik hizmet anlayışı ile tüm misafirlerine tamamıyla kişiye özel hizmet vermektedir.


ATAMA

69


MOBİLYA DEKORASYON

Çilek, Malezya’dan Ödülle Döndü

Malezya Miff Fuarı’nda Dark Metal Çalışma Masası’na Gold Award Birincilik Ödülü Türkiye mobilya sektöründe Tasarım ve Ar-Ge merkezi olan ilk ve tek firma Çilek, geçtiğimiz günlerde Malezya’da düzenlenen Miff Fuarı’ndan ödülle döndü. Çilek Design Hub ekibi tarafından son teknolojiye uygun olarak tasarlanan Dark Metal Çalışma Masası ile Çilek, Gold Award Birincilik Ödülü’ne değer bulundu. Çilek, dünya mobilya sektörünün yakından takip ettiği Miff Fuarı’nın katılımcıları arasında düzenlenen tasarım yarışmasından ödülle döndü. Çilek Design Hub ekibi tarafından tasarlanan Dark Metal Çalışma Masası, jüriden tam puan alarak , ‘Ev Mobilyası’ kategorisinde Gold Award Birincilik Ödülü’ne değer bulundu. Dark Metal Çalışma Masası geçtiğimiz aylarda İstanbul’da düzenlenen Desing Week’te de “En

70

İyi Tasarım” ödülüne layık görülmüştü. “Tasarımlarımızın ödüllendirilmesi bizim için çok değerli” Ödüle ilişkin duygu ve düşüncelerini açıklayan Çilek Design Hub Direktörü Çiğdem Esra Kanberoğlu, tasarımın gücüne inanan bir marka olduklarını ve bu bakış açısıyla tüm iş süreçlerini yönettiklerini söyledi. Kanberoğlu, ”Çilek olarak, bugüne kadar hayata

geçirdiğimiz tüm projelerde tasarımı, güvenlik ve kaliteyle birleştirerek ürünlerimizi geliştirdik. Bu ödülü almaktan dolayı oldukça mutluyuz. Tasarımlarımızın ödüllendirilmesi bizi motive ediyor. Çünkü biz Çilek olarak dünyada 71 ülkeye yayılan 500’ü aşkın satış noktamızla 3 milyondan fazla çocuğun Çilek ürünleriyle uykuya


MOBİLYA DEKORASYON

Bahar fırsatları Koleksiyon’dan Zamansız ve zarif tasarımların mimarı Koleksiyon, bu baharı indirimle karşılıyor. Seçili ürünlerde yüzde 50 ve yüzde 60 indirim fırsatı, 8 Nisan’a kadar tüm Koleksiyon mağazalarında evini ve ofisini yenilemek isteyenleri bekliyor. Zamansız ve zarif tasarımların mimarı Koleksiyon, bu baharı indirimle karşılıyor. Seçili ürünlerde yüzde 50 ve yüzde 60 indirim fırsatı, 8 Nisan’a kadar tüm Koleksiyon mağazalarında evini ve ofisini yenilemek isteyenleri bekliyor. Bu bahar evini yenilemek isteyenler, yeni evlenecek çiftler ve ofislerine yeni bir düzen getirmek isteyenler Koleksiyon mağazalarında buluşuyor. Kaçırılmayacak bahar kampanyasıyla Koleksiyon, birbirinden şık ve fonksiyonel tasarımlarıyla koltuklardan masa ve sandalyelere, aksesuarlardan çalışma

masaları ve TV ünitelerine kadar pek çok seçili üründe yüzde 50 ve yüzde 60 indirim fırsatı sunuyor. Yenilikçi tasarımlarıyla Koleksiyon, 8 Nisan’a kadar sürecek olan kampanya ile evinin ve ofisinin ruhunu yenilemek isteyenleri en yakın Koleksiyon mağazalarına bekliyor.

71


MOBİLYA DEKORASYON

Tomtom Designhood’un Yeni Projesi

DEKORASYON DÜNYASI “BACK TO HOME”DA BULUŞUYOR… Tasarım, moda ve sanat odaklı etkinlikleri ile bir tasarım mahallesi olma yolunda hızla ilerleyen Tomtom Mahallesi, 26-29 Nisan tarihlerinde düzenlenecek “Back to Home” ile dört gün boyunca dekorasyon dünyasının gözde markalarına ve en yeni tredlerine ev sahipliği yapacak. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirecek olan “Back to Home”, ünlü mobilya markalarından halı, duvar ka-

72

ğıdı, aydınlatma gibi tamamlayıcı aksesuarlara; ev tekstili, teknoloji, yoga/meditasyon ve çiçek tasarımı, ev ses sistemleri gibi ev ile ilgili tüm konuları kapsayan geniş içeriğiyle yaşam alanlarına fark katmak isteyenlerin uğrak noktası olacak. Tomtom Mahallesi’nin en gözde mekanlarından Tomtom Kırmızı’da düzenlenecek “Back to Home” da en yeni koleksiyonlarını tanıtacaklar arasında; Kolek-

siyon Mobilya, Haaz, Sadece Tasarım, Galip Kaynar, Biscuit, Parla Flower, My Wallpaper gibi markalar alıyor. İlki Ekim 2016’da yapılan Tasarım Tomtom Sokak›ta etkinliği ile başlayan Tomtom Designhood yaratıcı mahalle dönüşüm projesi, 2018 yılı boyunca tasarım, moda ve sanat odaklı etkinlikleri ile hayatın farklı alanlarına dokunmaya devam edecek.


CAFE & RESTAURANT

Caréme Restaurant’ta sağlıklı alternatifler Wyndham Grand İstanbul Levent’in bünyesinde bulunan Caréme Restaurant, şık sunumu ve kusursuz servis kalitesiyle misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. Caréme Restaurant, menüsünde yer alan farklı salata çeşitleriyle sağlıklı ve hafif beslenmek isteyenler için ilk adres oluyor. Wyndham Grand İstanbul Levent’in bünyesinde bulunan Caréme Restaurant, farklı salata çeşitleriyle salata severlerin ilk tercih olmaya devam ediyor. Lifli sebzelerin, taptaze yeşilliklerin ve isteğe bağlı ızgaralı çeşitlerinin yer aldığı salatalarıyla Caréme Restaurant, misafirlerine geniş bir seçenek sunuyor. İş hayatının merkezi Levent’teki konumuyla plazaların ortasında, ulaşımı kolay, seçeneği bol ve kaliteli bir hizmet veren Caréme Restaurant salata menüsünde; Izgara Hellim Salata, Izgara Dana Biftek Salatası, Sezar Salata ve Nisuaz Salatası ile her damak tadına uygun alternatifler yer alıyor. Dünya ve Türk mutfaklarının eşsiz lezzetlerini de bir araya getiren Caréme Restaurant; salatalarının çeşitlerinin yanında açık salata büfesiyle de hafif lezzetlerini, şık dekorasyonu ve kusursuz servis kalitesiyle birleştiriyor.

73


CAFE & RESTAURANT

DEMLİK’TEN 8 YENİ NOKTA Zengin menüsündeki günün her saatine uygun lezzetli ve besleyici ürünleri başta olmak üzere son dönemde aldığı 30 milyon TL’lik yatırımla adından sıkça söz ettiren Demlik; yeni açacağı şubeler ile toplamda 68 noktaya ulaşarak Türkiye’nin dört bir yanındaki hızlı büyümesine devam ediyor. 2013 yılında 2 kiosk ile yola çıkarak 2018 ilk çeyrek sonunda Türkiye’nin dört bir yanındaki nokta sayısını 68’e yükseltecek olan Demlik; Ankara, Lüleburgaz, Balıkesir ve İstanbul’daki 8 yeni mağazası ile hızlı büyümesine devam ediyor. Karşılaştığı yoğun ilgi sonuncunda Nisan ayında Ankara A City AVM, Balıkesir Onburda AVM, Marmara Anatolium AVM, İstMarin, Sapphire AVM, Pendik NEOMarin ve Lüleburgaz’da misafirleriyle buluşmaya hazırlanan Demlik, 2018 yılı içerisinde %55’lik bir büyüme öngörüyor. Mağazalarındaki hem şık dekorasyonu hem de çok sevilen lezzetleriyle herkesten tam not alan, aynı zamanda yaz yaklaşırken hafif ürünleriyle formuna özen göstermek isteyenlere lezzetli ve doyurucu seçenekler sunan Demlik’in zengin menüsünde; kahvaltıdan kek ve böreklere, günlük atıştırmalıklardan yemeklere uzanan alternatifler bulunuyor.

74


ATAMA

5. – 8. 4. 2018 Türkiye’nin Lider Uluslararası Otomotiv Endüstrisi Fuarı TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul / Türkiye

www.automechanika.com.tr

Tü r k i y e Cumhu r i y e t i

EKONOMİ BAKANLIĞI

İŞ ORTAKLARI

DESTEKLEYENLER /automechanikatr

/automechanikaistanbul

/automechanikatr

Automechanika Istanbul

Automechanika Istanbul

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR. 75


CAFE & RESTAURANT

Türkiye’nin ilk food truck zinciri Truck’n Roll açıldı! Turkiye’nin ilk food truck zinciri Truck’n Roll, Bağdat Caddesi’nde açıldı. Şehrin en iyi sokak tatlarını keyifli müziklerin eşlik ettiği samimi bir atmosferde sunan Truck’n Roll, İstanbulluları benzersiz bir lezzet deneyimine davet ediyor. Dünya gıda sektörünün en hızlı büyüme gösteren kategorilerinden olan “food truck” konseptini zincir haline getirme amacıyla yola çıkan ve bu konsepti Türkiye ile ilk kez tanıştıran Truck’n Roll, Bağdat Caddesi’nde açıldı. Yüksek kalite ve hijyen standartlarına bağlı kalarak, sokak lezzetlerini gurme mutfağı seviyesinde sunan ve adeta yeni bir gastro trend yaratan Truck’n Roll, birbirinden leziz tatlarını eşsiz müzikler eşliğinde misafirlerine sunuyor. Gastronomi akademisyenleri ile tecrübeli ve yetenekli aşçılardan oluşan bir ekibin üzerinde bir yıl boyunca çalışarak oluşturduğu Truck’n Roll’un menüsü, her bir yiyecek için bir rock şarkısına göndermede bulunan metinleriyle de dikkat çekiyor. Burgerlerden atıştırmalıklara, Türk dürümlerinden Mexican wraplere ve salatalara uzanan geniş bir menüye sahip restoranın zengin bir içecek listesi de bulunuyor. Mekan özellikle burger severlerin yeni adresi olma konusunda iddialı. Burgerler arasında markanın ismini taşıyan ve özel formüllü köfte, pastırma ve sucuğun eşsiz birleşimiyle Türk damak tadına uygun çok lezzetli bir tat yakalayan Truck’n Roll Burger, herhangi bir katkı maddesi ve boya kullanılmadan, mürekkep balığının mürekkebi ile renklendirilmiş siyah ekmekten yapılan Black Burger ve özel formüllü mantar sos ile hazırlanan Mushroom Burger öne çıkıyor.

76


GIDA

Mergen Gıda, baharat sektöründe 30 yılı aşkın tecrübesi ile hizmet ve kaliteyi her zaman ön planda tutuyor.

Türker Taşdemir Merhabalar, adınız ve firmadaki pozisyonunuzu okuyucularımız ile paylaşır mısınız? Ben Türker Taşdemir , 2010 yılı itibari ile Mergen Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şirketinde muhtelif satış pozisyonlarında bulundum. 2016 yılı sonu itibari ile Türkiye Genel Satış Müdürü olarak görevime devam etmekteyim. Mergen olarak kuruluş ve profesyonelleşme sürecinizden bahseder misiniz? 1982 yılında kurulan şirketimiz 1987 yılında aktif olarak baharat ticaretine başlamıştır. İlk on yıl sadece market grubunda faaliyet gösteren şirketimiz 1997 yılından itibaren EDT kanalında da hizmet vermeye başlamıştır. İlk yıllar İstanbul başta olmak üzere Marmara bölgesinde ağırlıklı faaliyet gösteren şirketimiz çevre illerden gelen talep doğrultusunda birçok bölgede hizmet vermeye başlamış bugün itibariyle 64 ilde aktif hizmet vermektedir. Market ve EDT kanalında ayrı ayrı uzmanlaşan şirketimiz bünyesinde Aktar ve Doymix markaları ile her iki grupta üretim yapmaktadır. Hizmet verdiğiniz alanlar ve ürünleriniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Ürün gamı her yıl genişleten firmamız 2017 yılında

kış serisi ürünlerinde çeşitliliği arttırmış ayrıca hem market hem de EDT kanalında pet ambalajlarımızı gıda kullanımına sunarak özellikle EDT kanalında bir ilke imza atmıştır. Her grupta saklama ve tazeliğin korunması açısından çok gerekli bir ihtiyaca cevap veren bu ambalaj şekli müşterimiz tarafından da oldukça olumlu karşılanmış ve hızla kabul görmüştür. Özellikle EDT kanalında mutfaklardaki genel buharlaşma kokuların karışımı vs. olumsuz durumlar için bu ambalaj modeli tüm sorunları ortadan kaldırmış, pet ambalaj üzerinde ürün etiketinin de muhafaza edilmesiyle tavsiye edilen son kullanma tarihinin de takibi kolaylaştırmıştır. Merkeziniz nerede yer alıyor? Bahseder misiniz? Şirket merkezimiz kuruluşundan bu yana İstanbul da faaliyet göstermektedir. 2018 yılı Ege – Akdeniz bölgesindeki yoğun çalışmalarımız sonucu artan talep doğrultusunda yatırımlarımız arasına Afyon organize sanayi bölgesinde 10.000 m² açık 5.400 m² kapalı alan üzerine fabrika inşaatı eklenmiştir.2018 yılı sonunda faaliyete geçecek Afyon Sandıklı fabrikamız ardından İstanbul, Ege, Akdeniz, Karadeniz bölge müdürlükleri faaliyete geçecektir.

Sizi marka olarak farklı ve tercih edilir kılan özellikleriniz neler? Baharat sektöründe 30 yılı aşkın tecrübemiz ile hizmet ve kaliteyi ön planda tutmamız, satın alma aşamasında başlayıp hijyenik ortamda üretim ve en kaliteli hizmet ile devam eden süreci doğru ve profesyonel şekilde yürütmemiz tercih sebebi olmamızı sağlamıştır. Sahip olduğumuz ISO 9001 - 2008, 22000 - 2005, 14001 – 2004, TSE, Hizmet yeterlilik ve Helal belgelerimiz gözümüzün yazılı talimatlarıdır. 2018 hedeflerinizden bahseder misiniz? 2018 yılı hedeflerimiz arasında üretim bölümümüzün merkezinin yer alacağı fabrikamızın tamamlanması ile birlikte aktif bulunduğumuz bölgelerdeki bölge müdürlüklerinin alt yapı çalışmalarının tamamlanması vardır. Ayrıca ürün çeşitlerimizi arttırmanın yanı sıra sıvı sos grubu çalışmalarımızda tamamlanacaktır. Çalıştığımız tüm müşterilerimize ve tüketicilerimize bizlere verdikleri destekten dolayı sonsuz teşekkür ederiz.


GIDA

DİMES, Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’nda Mobil Teknolojiyle Sana Yer Buluyor! Kahvaltı konseptini, farklı iletişim disiplinlerini bir araya getiren çalışmalarla sahiplenen DİMES, Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı sponsorluğu kapsamında, yenilikçi projelerini sürdürüyor. DİMES’in, Beşiktaş çevresinde Swarm ve Foursquare uygulamaları üzerinden gerçekleştirdiği yeni projesi, kahvaltıcı arayışında olanlara sokaktan farklı seçenekler sunuyor. DİMES’in teknoloji odaklı projesi, İstanbul’da kahvaltının popüler adresi olan ve büyük kalabalıkları kendine çeken sokağın mekanlarında yer bulmayı kolaylaşıyor. Türkiye’nin ilk yerli sermayeli meyve suyu ve önde gelen içecek markası DİMES, günün vazgeçilmezi kahvaltıyı sahiplenmeye devam ediyor. DİMES’in mobil iletişim teknolojisi ve sosyal medya uygulamalarının gücünü birleştiren yeni projesi, yılda 3 milyon tekil ziyaretçi çeken DİMES Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’nda mekanlarda yer bulmayı kolaylaştırıyor. Beşiktaş çevresinde kahvaltıcı arayan Swarm ve Foursquare kullanıcılarına anlık bilgilerle sokaktan farklı seçenekler sunuluyor. DİMES’in projesi, Beşiktaş çevresinde Swarm ve Foursquare uygulamaları üzerinden kahvaltıcı

78

arayışında olan kişilerin, sokaktaki kahvaltıcıların doluluk oranlarını ve oldukları noktaya mesafesini görmesini sağlıyor. Böylece DİMES, Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’ndaki tüm mekanların mobil kullanıcıların karşısına aynı anda çıkıyor ve günün her saatinde popülerlikten kaynaklı bir yoğunluk yaşanan sokakta daha kolay yer bulunuyor. Foursquare’in Shapes teknolojisini kullanan proje, cihazların yaydığı wi-fi, hücresel veri, bluetooth, pusula, akselorometre, barometre gibi sinyallerin toplanması ve mekanların 3D şeklinin anlık olarak çıkarılmasıyla anlık veri üretiyor ve kullanıcıya sunuyor. DİMES Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’nın, İstanbul’da

kahvaltının kalbi olduğunu söyleyen DİMES Dijital İletişim Yöneticisi Ezgi Özyıldırım, “Farklı tercihlerle zenginleşen kahvaltı keyfi, DİMES Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı’nda somuta dönüşüp, sokak hayatına yansıyor, günün tamamına yayılan bir dinamizm oluşturuyor. DİMES Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı, her an popüler, her an hayat dolu. Bu canlılık, bazen kalabalıktan kaynaklanan bir yer bulamama durumuna yol açabiliyor. Projemiz, anlık verilerle sokaktaki farklı seçenekleri tüketiciye sunuyor. Tüketicinin, mobil teknolojinin gücüyle hayata başka bakmasını; farklı tercihler arasından dilediğince tercih yapıp, daha kolay yer bulabilmesini sağlıyoruz. Öte yandan projemiz, tüm mekanların iş hacmine ve sokağın tanıtımına da katkı sağlayacak” dedi. DİMES, “Hayata Başka Bak!” felsefesi kapsamında, meyvenin iyiliği ve renkliliği ile tüketicilerin hayatına değer katmayı iletişim stratejilerinin odağına yerleştiriyor; farklı iletişim disiplinlerini bir araya getiren yenilikçi projeleriyle, tüketicilerin farklı tercihlerle hayatlarına güzellik katmasına yardımcı oluyor. DİMES Beşiktaş Kahvaltıcılar Sokağı sponsorluğuyla kahvaltı konseptli iletişim çalışmalarını yeni bir boyuta taşıyan marka, sokağın kendine has ruhunu ve kentsel dokusunu korurken, hayat, kültür ve sanat odaklı etkinlikler ve etkileşimler için değerli bir platform oluşturmayı hedefliyor.


GIDA

Kaliteli ve taze filtre kahveyi pratik halde sunan Kahvegibikahve, Tarvenn’den yatırım aldı

Pratik filtre kahve girişimi Kahvegibikahve, 2 milyon TL değerleme ile Tarvenn’den yatırım aldı Taze çekilmiş filtre kahveyi hazırlık ve temizlik derdi olmadan pratik halde sunan Kahvegibikahve, akıllı sermaye modelini tohum ve erken aşama girişimlere uygulayan Tarvenn’den 2 milyon TL değerleme ile yatırım aldı. Tarvenn’in ilk yatırımı olan Kahvegibikahve, kaliteli filtre kahveyi herkes için kolay ulaşılabilir kılmayı hedefliyor.

Yeni kavrulmuş kahve çekirdeklerini tazeliğini kaybetmeden öğütüp pratik filtreler halinde kahve severlerle buluşturan, bu sayede hazırlık ve temizliğe zaman harcamadan filtre kahve keyfine zaman ayırmanızı sağlayan bir girişim olan Kahvegibikahve, İstanbul merkezli uluslararası yatırım ve danışmanlık firması Tarvenn’den 2 milyon TL değerleme ile yatırım aldığını duyurdu. Filtre kahve severlere pratik, lezzetli ve kaliteli bir çözüm sunmayı hedefleyen Kahvegibikahve, %100 arabica çekirdeklerinden yeni çekilmiş kahveyi özel üretim fiber filtreler halinde sunuyor. Taptaze çekirdeklerden demlenmeye hazır pratik filtre kahve “Kahvegibikahve” Kahvegibikahve’nin Kurucusu Ubeydullah Güngör, hazırlık ve temizlikle uğraşmadan taptaze filtre kahve içme keyfini müşterilere sunduklarını ve bugüne kadar15 bin bardak pratik filtre kahve içirmeyi başardıklarını paylaştı. Tarvenn’den aldığı yatırımla finan-

sal ve operasyonel olarak güçlenerek Fiber Filtre lansmanı yaptıklarını belirten Güngör, “Satışlarımız Fiber Filtre lansmanı sonrasında 3 kat arttı. Tarvenn ekibi ile birlikte kısa zamanda çok başarılı adımlar attık. Kalite ve tazelikten ödün vermeden seri üretime geçmek istiyoruz. Çok yakında abonelik sistemini de aktif hale getirerek kaliteli ve taze kahveye ulaşımınızı çok daha kolaylaştıracağız. Böylece, Kahvegibikahve’niz her zaman yanınızda olacak.” dedi. Taptaze gerçek kahve Fiber Filtre’de! Kahve için özel olarak mısır fiberinden üretilen filtreler ile her zamankinden daha lezzetli ve daha pratik kahve içme keyfi sunan Kahvegibikahve, demlik poşetlerinde kesinlikle katkı maddesi ve koruyucu içermeyen %100 Arabica kahve kullanıyor. Ayrıca doğada çözünebilen yapısı ile çevre dostu olan fiber filtrenin geçirgenliği kahvenizin ideal yoğunluğuna ulaşmasını kolaylaştırıyor. “Marka bilinirliliğini arttırarak seri üretime

geçmeyi hedefliyoruz” Yatırım işlemlerinin Ocak ayında tamamlandığını ve kısa zaman içerisinde kat ettikleri mesafeden memnun olduklarını belirten Tarvenn Genel Müdürü Mustafa Kopuk, “Değer yaratan fikre sahip tüm iyi ekiplere yatırım yapmak için yola çıktık. Kahvegibikahve kaliteden ödün vermeden sunduğu pratik çözüm ile pazarda var olan bir talebi karşılıyor ve özel üretim fiber filtresi ile yurtdışındaki rakiplerinden bile ayrılıyor. Kurumsal iş birlikleri, yeni satış kanalları ve müşteri deneyimini arttırmaya yönelik çözümler ile marka bilinirliliğini arttırarak seri üretime geçmeyi hedefliyoruz. Akıllı Sermaye modelimiz ile paranın yanında tüm bilgi, tecrübe, network ve operasyonel desteği Kahvegibikahve’nin kullanımına sunduk. Kahvegibikahve’nin başarısı için bir yatırımcıdan çok, aynı hedefe koşan bir takım arkadaşı olarak Ubeyd ile çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi.


ATAMA

Alternatif Bank’ta yeni üst düzey atama Alternatif Bank Mali İşler ve Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine Önder Özcan atandı. Yakın zamanda gerçekleştirdiği marka değişimi ile adından söz ettiren Alternatif Bank’ta, Mali İşler ve Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine, Önder Özcan’ın atandığı belirtildi. Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Alternatif Bank olarak önümüzdeki dönemde reel sektöre ve üretime daha fazla danışmanlık vererek bilgi, yetkinlik ve sermaye aktarmaya devam edeceğiz ve büyüyeceğiz. Bu büyüme yolculuğumuzda Mali İşler ve Planlama alanında Sayın Önder Özcan’ın bize önemli katkılar sağlayacağına inanıyor, kendisine Alternatif Bank ailesindeki yeni görevinde başarılar diliyorum.” Önder Özcan ise; “Alternatif Bank, çeyrek asrı geride bırakmış köklü bir kurum. Bankacılık mesleğine başladığım kuruma ve bölüme üst düzey yönetici olarak tekrar katılmış olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Gerçekleştirdiğimiz marka dönüşümüyle başlayan yeni süreçte, müşterilerimize üst düzey bir hizmet kalitesi sunarken, sermayenin etkin ve verimli yönetimi ile büyüme hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğimize inanıyorum.” dedi.

FORD OTOSAN’DAN ASSAN HANİL’E ÖDÜL Kibar Holding grup şirketlerinden Assan Hanil, Ford Otosan tarafından düzenlenen İmalatçılar Zirvesi Ödül Töreni’nde ‘’Gümüş Yıldız’’ ödülünün sahibi oldu. Ford Otosan ve imalatçılarının her yıl bir araya geldiği, geleneksel İmalatçılar Zirvesi bu yıl 20 Mart tarihinde Sheraton Ataşehir Hotel’de gerçekleşti. Ford Otosan’ın başarılarıyla öne çıkan tedarikçilerini ödüllendirdiği törende, otomotiv yan sanayinin önemli ana parça tedarikçilerinden Assan Hanil ödüle layık görüldü. Ford Otosan’dan 10 Tedarikçisine Ödül Bu yıl 7. Kez düzenlenen İmalatçılar Zirvesi’nde, Ford Otosan’ın tüm Türkiye’deki tedarikçileri bir araya geldi. Etkinlikte Ford Otosan’ın yeni projeleri tedarkçileri ile paylaşıldı; otomotiv endüstrisinin geleceği üzerine değerlendirmeler yapıldı. Etkinlik kapsamında düzenlenen İmalatçılar Zirvesi Ödül Töreni’nde ise

80

Ford Otosan’ın global pazarlarda büyük başarılar elde etmesinde katkı sağlayan 10 tedarikçi ödüllendirildi. Assan Hanil, 2017 yılında gerçekleştirdiği çalışmalarla törende ödüle layık görüldü. Assan Hanil, 2017 yılında özgün tasarımlı hava süspansiyonlu ticari araç koltuğu projesi kapsamında Ford Otosan ile tedarik anlaşması imzaladı. Assan Hanil, bu anlaşma çerçevesinde, 2016 yılında IAA Hannover Ticari Araçlar Fuarı’nda lansmanını yaptığı koltuğunu, ilk olarak Ford Otosan için üretmeye başlayacak. Dünyadaki Beş Şirketten Biriyiz Gecede şirket adına ödülü alan Assan Hanil Genel Müdürü Atacan Güner, “Kendi Ar-Ge merkezimizde

geliştirdiğimiz koltuğumuzla, dünyada hava süspansiyonlu ticari araç sürücü koltuğu üreten beş şirketten biri olduk. Ülkemize katma değer yaratmak üzere, yüksek teknolojili üretim kabiliyetlerini arttırmaya ve istihdamı geliştirmeye devam edeceğiz. Sektörümüzde; ülkemizde lider, küresel bir çözüm ve gelişim ortağı olacağız. Ford Otosan gibi önemli küresel markanın büyük projelerinden birinde tercih edilmek ve ayrıca ödüllendirilmek, Assan Hanil’in Ar-Ge, mühendislik, üretim ve kalite kabiliyetlerine olan güvenin güzel bir göstergesidir. Biz de bu güveni boşa çıkarmamak ve sektörde en iyi ve özgün çözümü sunabilmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.


ATAMA

AXA Sigorta’nın yeni CEO’su Yavuz Ölken AXA Sigorta’nın yeni CEO’su Yavuz Ölken oldu. 1 Nisan’da görevini Ölken’e devredecek Guillaume Lejeune ise AXA Global RE’nin (Global Reinsurance) CEO’su olarak atandı. AXA Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı, CFO Uluslararası ve Yeni Pazarlar ve EMEA Stratejik Kalkınma Yöneticisi Wilm LANGENBACH, Yavuz Ölken’in AXA Sigortanın yeni CEO’su olarak atandığını açıkladı. AXA Sigorta’da Teknik ve Bilgi Teknolojileri Başkanı olarak çalışan Yavuz Ölken, yeni görevine 1 Nisan 2018 tarihinden itibaren başlayacak. Wilm Lagenbach açıklamasında Yavuz Ölken’in son 3 yıl içerisinde AXA Sigorta’nın dönüşümünde önemli rol oynadığının altını çizdi: “AXA Sigorta’ya 2002 yılında katılan Yavuz Ölken, güçlü bilgi teknolojileri yapısını yönetirken, fiyatlandırma ve underwriting’in teknik alanlarını da doğrudan yönetmiştir. Kendisini geçmişteki başarıları için içtenlikle kutluyor, yeni görevinde de bu başarılarının devamını diliyorum”. 2015 yılının ilk aylarından bu yana AXA Sigorta CEO ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev alan Guillaume Lejeune’un yönetimi altında şirketin pazardaki konumunu güçlendirirken gelecekteki sürdürülebilir büyümeye yönelik

adımlar attığını söyleyen Wilm Langenbach sözlerine şöyle devam etti: “Sayın Guillaume’a cesur liderliği, güçlü motivasyonu, başarılı bir şirketi yeniden inşa etme ve Türkiye’de liderlik konumumuzu yeniden oluşturmaya yönelik kararlılığından dolayı en içten teşekkürlerimi iletmek isterim. AXA Grubu’ndaki yeni rolü için de bol şanslar dilerim. Bay Guillaume Lejeune, son 22 yıl boyunca Fransa ve Meksika’da AXA Grubunda birkaç farklı rol üstlendi. AXA Group bünyesindeki görevine AXA Global RE’nin CEO’su olarak devam edecek. Bay Lejeune, AXA Sigorta’nın Yönetim Kurulu üyesi görevine de devam edecektir.” Görevini devralan Yavuz Ölken’e iyi dileklerini ileten Guillaume Lejeune ise “Bugüne dek elde ettiğimiz ortak başarıda kendisine fazlasıyla borçlu olduğumuzu söyleyebilirim. AXA Sigorta’nın işine bağlı çalışanları ve acenteleri ile birlikte uzun geçmişimize eklenecek yeni ve olağanüstü başarı hikayeleri yazmaya devam edeceğinden eminim. Dümeni kendisine devretmekten çok mutluyum” dedi.

BORSAN KABLO’NUN YENİ CEO’SU ARBEK AKAY Metal sanayi sektörünün deneyimli yöneticisi Arbek Akay, Türkiye’nin önde gelen kablo üreticisi Borsan Kablo’da CEO görevine getirildi. Türkiye’nin önde gelen kablo LED aydınlatma ürünleri üreticisi Borsan Kablo sanayi sektörünün deneyimli ismi Mehmet Arbek Akay’ı CEO görevine atadı. Satış Genel Müdürlüğü İstanbul Perpa’da bulunan ve Samsun’da 4 fabrikada üretim yapan Borsan Kablo, Türkiye’de 7 Bölge Müdürlüğü ile 81 ilde hizmet veriyor ve satışının yüzde 50 ’den fazlasını 4 farklı kıtaya yayılan geniş bir coğrafyada, 70’den fazla ülkeye ihraç ediyor. Profesyonel yaşantısına 1995 yılında reklam sektöründe başlayan Akay, 2000 yılında Assan Alüminyum bünyesinde alüminyum sektörüne adım attı. Yurt dışı ve yurt içi pazarlarda satış, pazarlama ve kurumsal strateji yönetimi, bütünleşik planlama ve kurumsal performans yönetimi konularında uzmanlaşan Arbek Akay, bu süreçte verimlilik, proje yönetimi, ERP geliştirme ve değişim yönetimi ve uygulaması alanlarında da farklı projelere imza attı. 2012-2015 yılları Assan Alüminyum Kurumsal Strateji ve Pazarlama Direktörü görevini yürüten Akay, küresel pazarlar ve rekabet alanındaki bilgi birikimiyle Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’in yanı sıra Avrupa Alüminyum Birliği (EAA) ve Alman Metal Distribütörleri Birliği (WGM)’de de sektör temsilcisi olarak sorumluluk aldı. 2015 yılında, ülkemizin ilk endüstriyel alüminyum üreticisi Teknik Alüminyum’da Genel Müdürlük görevini üstlenen Akay, aile şirke-

tinden profesyonel yönetim ve kurumsal yapıya değişim sürecine liderlik etti. Bu süreç zarfında TAM (Teknik Alüminyum Mükemmellik Kültürü) çerçevesinde mükemmellik ve insan odaklı kurum kültürü dönüşümünü de yönetti. Akay, Genel Müdürlüğü süresince, şirketin strateji yönetiminin kurulması ve yayılımı, teknolojisinin güncel hale getirilmesi, ArGe altyapısı ve yeni ürün ile rekabet gelişimi, kapasite kullanım optimizasyonu, iç ve dış pazarlarda büyüme, müşteri memnuniyeti ve güveni, iş ve saha süreçlerinin haritalandırması ve yalınlaştırılması, sürdürülebilirlik ve insan odaklılık konularında çalışmalara imza attı. Bu dönemde firma karlılığı, çalışan bağlılığı, müşteri memnuniyeti skorlarında üst düzey sonuçlar alındığı gibi bakanlık onaylı Ar-Ge merkezi kurulumu, Turquality marka teşvik programına kabul ve YYS sistemine geçiş gibi zor projeler başarı ile hayata geçirildi. 1973 doğumlu olan Akay, Adolf Reichwein Gymnasium (Almanya) ve Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nin ardından, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümünde ve yöneticilik kariyeri paralelinde Sabancı Üniversitesi’nde yüksek lisansını (Executive MBA) tamamladı. Evli ve 1 çocuk babası olan Akay, ileri derecede Almanca ve İngilizce biliyor. 81


1 Yıllık (12 Sayı) Abone Bedeli

140¨


automechanika GAYRİMENKUL-İNŞAAT Temel Conta Sanayi ve Ticaret A.Ş Kemalpaşa Caddesi No: 254 Işıkkent İZMİR/TÜRKİYE Temel Gaskets USA Atlanta GA, 30305/USA

ISTANBUL

pazarlama@temelconta.com.t export@temelgaskets.com.tr www.temelgaskets.com www.temelconta.com.tr Bizi Takip Edin

Salon/Hall: 7 Stand: B205

"MOTORUNUZUN CAN DAMARI"

BİNEK & HAFİF TİCARİ TRAKTÖR & TARIM MAKİNALARI AĞIR VASITA & KAMYON İŞ MAKİNALARI & ARAZİ TAŞITLARI 83 Üye olunan kuruluşlar ve sahip olunan kalite sertifikaları bu görselde yer almaktadır.


LIV HOTEL BY BELLAZURE GAYRİMENKUL-İNŞAAT

Huzurlu bir tatil sizi bekliyor

“Sevdiğiniz değerler zamana yenik düşmüyor” mottosuyla hizmet veren LIV Hotel by Bellazure, Bodrum’un en güzel koylarından Karaincir Koyu’nda misafir memnuniyetini ön planda tuttuğu yüksek standartlı hizmet anlayışıyla misafirlerini ağırlıyor. 84

Karaincir Koyu Akyarlar / Bodrum Tel: 252 393 66 33 Fax: 252 393 66 34 www.livbybellazure.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.