Halkın Sesi 138'inci sayısı

Page 2

2

MEDYA 12 Ağustos 2011 / 25 Ağustos 2011

Halk›n Sesi

‘GÜVENL‹’

Kenar Notlar› AKP mi kontrgerilladan, kontrgerilla mı AKP’den? “Çoğulcu bir toplumda yaşayan Müslümanın farklı olanlarla zorunlu ilişkisinin adına ben ısrarla ‘hoşgörü’ değil, ‘tahammül’ diyorum…” (Yeni Şafak, 7 Ağustos 2011 Pazar) Bu sözleri söyleyen Hayrettin Karaman kimdir? Kendisi, medyaya, üniversiteye ve yeni devlet seçkinleri arasına yerleşmiş yeni kuşak İslamcı entelektüellerin “saygın” Hayrettin Hoca’sıdır. İslam hukuku profesörü ve Yeni Şafak yazarıdır. Keskin İslamcı militanlar dışında, cemaatler arasında sevilen, sayılan bir şahsiyettir. Hayrettin Karaman “Tahammül mü hoş görmek mi?” isimli yazısında şöyle devam ediyor: “Her Müslüman, aleni (açıkça, kamuya açık yerde) dine, ahlaka, âdâba aykırı bir davranışa engellemek veya ıslah etmek maksadıylamüdahale etmekle yükümlüdür.” Dahası: “İslam’a inanmayanlar kendi inançlarını serbestçe uygulayabilirler; ama bu uygulama Müslümanların hayat, ahlak ve dindarlıklarını, nesillerin eğitimini olumsuz etkileyecekse -İslam toplumunda- ‘onların aykırı filleri için özel mekanlar ihdas edilmek gibi’ tedbirlere başvurulur. O “saygın” ak sakallı Hoca’nın yıllarca içinde zapt ettiği “tahammül duyguları” artık tahammül edilemez hale gelmiş görünüyor. Öyle ya takiyenin de bir sınırı var! O sınır, yüzde elli AKP iktidarıyla daha da artan Tayyip Erdoğan’ın kişisel otoritesinin ve AKP’nin tek parti diktatörlüğü eğilimlerinin sınırıdır. Son zamanlarda İslamcı entelektüellerin dizginsiz hamleleri göz önünde bulundurulursa, Karaman’ın bu çıkışına “hayret” edilecek bir şey yok. İslamcı entelektüellere bir haller oldu. İçlerinde planla bastırdıkları ırkçı, faşist, maço, gerici, kadın ve emek düşmanı gelenek yeniden su yüzüne çıkarken, yapış yapış etrafa yayılan iktidar yalakalığı, “askeri vesayete karşı demokrasinin yılmaz, yorulmaz savaşçısı” Ahmet Altan’ı bile çileden çıkardı. Ramazan münasebetiyle günün anlam ve önemi gereği, adet yerini bulsun diye bol keseden “hoşgörü” mühabbetleri yanıltmasın. Hoşgörü, muhalefetin ve mağduriyetin kavramsal silahıdır. Mutlak iktidarın kavramsal cephaneliğinde hoşgörünün yerini “tahamül” taktikleri almaktadır. Zaman, Yeni Şafak, Akit, Star, Sabah, Kanal 24, Samanyolu, Ülke TV, Net TV’ye yuvalanmış İslamcı entelektüeller, tekmil kıta koro halinde savaş naraları atıyorlar. Yıllarca kontrgerilla pratiklerinde şekillenmiş ezik gerici-faşist tarihsel benlikleri, çarpık bir “Yeni Osmanlıcı” kabadayılığı kılığında hortlayarak sağa sol tehditler savuruyor: “Suriye iç işlerimizdir; sabrımız taşmak üzere; Kıbrıslı Rumalar Doğu Akdeniz’de doğalgaz ve petrol araması yapamaz; bedeli ne olursa olsun, teröre karşı çok daha farklı stratejiler uygulayacağız.” Tehditler bitmek bilmiyor. Tepeden tehdit, aşağıdan Kürtlere linç hareketleri olarak karşılık buluyor. İnançlı toplulukların ahlakını bozdukları için otobüslerde kısa şortlu kadınlar dövülüyor. 2011 Haziran seçiminde ezici bir ağırlıkla AKP’yi destekleyen “demokrasi aşığı Erzurum”da İslamcı görev adamları, oruç tutmayanlara “müdahale” yükümlülüğünü kullanıyor. İslamcı belediye memurları tarafından içkili mekânlardan masa sandalye toplanıyor…

Türköne'den Belge’ye Hopa yorumu övgüsü

H

opa olaylarını Ergenekon’a bağlamak için yoğun çaba sarf eden Murat Belge’ye, bir dönem Abdullah Çatlı hakkında “Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir” diyen Mümtaz’er Türköne’den destek geldi Yaklaşık bir ay önce Radikal gazetesine verdiği bir röportajda Metin Lokumcu’nun çevresini, çevresinin çevresini ve yumurtalı protestoları düzenleyen üniversitelileri Ergenekoncu ilan eden Murat Belge’ye Mümtaz’er Türköne’den destek geldi. Türköne, Zaman gazetesindeki yazısına Murat Belge’nin iki hükmüyle başlıyor. Bunlardan ilki yaşanan sürecin ilerleme ve demokratikleşme olduğu, ikincisi ise solun bu ilerlemede hiçbir payının olmadığı. Türköne, Belge’ye “Evet, Türkiye ilerledi.

Uzun, sancılı bir yol kat etti. İlerici muhafazakârlar sayesinde gerici solcularımız daha özgür ve demokratik bir ülkede yaşıyorlar. Farklı ve aykırı düşünenlerin, özellikle darbeye bahane olsun diye laik-solcuların bir faili meçhul cinayete kurban gitme ihtimali artık çok az. Bu ilerlemede solun gerçekten hiçbir katkısı yok” sözleriyle destek çıkıyor ve sola üç öneride bulunuyor: Ya her şeyi bırakıp çiçek-böcek işleriyle uğraşmak, ya iddianın aksini ispatlamak ya da özeleştiriarınma sürecine girmek. Türköne, aynı yazısında Sokağı Özgür Bırak kampanyası kapsamında İstiklal Caddesi’nde stant açan Öğrenci Kolektifleri’ne de sataşıyor. Yazısında verdiği örneklerden birisinde Kolektif hakkında ‘solcu-Ergenekoncu örgüt’ ifadesini kullarıyor.

ALDATMACASIYLA

SANSÜR

Filtre gitti liste geldi İnternette denetim ve sansürü sıkılaştıracak taslak yenilendi. Yeni taslağın öncekinden temel farkı sansüre, filtre yerine liste denmesi

İ

nternet sansür sistemine köklü ve sıkı değişiklikler getirecek olan "İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı" revize ediliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) tarafından 22 Ağustos tarihinde hayata geçirilmesi planlanan taslak 10 gün süre ile kamuoyu görüşüne açıldı. Mayıs ayında yayımlanan ilk hali ile çeşitli farklılıklar içeren fakat sansür ve denetim uygulamasından taviz verilmeyen taslak 22 Ağustos’ta test çalışmaları ile uygulanacak. 22 Kasım’da ise internet kullanımı tamamen taslağa uygun bir biçimde gerçekleşecek. TASLAK KULLANICIYA DENETİM SİTELERE SANSÜR GETİRİYOR BTK, internet kullanıcılarına sıkı denetim, internet sitelerine ise sansür getireceği için eleştirilen “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı"nı görüş ve önerileri almak için 4 Ağustos günü kamuoyuna açtı. 22 Şubat 2011’de hazırlanan ve iptal edilmesi için Danıştay’a götürülen taslak internet kullanıcılarının takibini ön görüyordu. 22 Şubat’ta yayımlanan taslağa göre internet kullanıcıları BTK'nın belirlediği aile, çocuk, yurtiçi ve standart olmak üzere 4 farklı internet paketinden birini seçmek zorunda bırakılacaktı. Filtreyi aşmak suç sayılacak, filtre kıstasları ise tamamen BTK'nın keyfine göre belirlenecekti. Uygulamanın getirdiği en büyük farklılık her kullanıcının kendisine ait bir şifre ile internete girecek olmasıydı. Böylelikle

kullanıcının her hareketi kayıt altında tutulabilecekti. İnternet servis sağlayıcıları filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutulacak, aksi halde onlara da ağır para cezaları uygulanacaktı. Yayımlanan yeni taslak bir takım değişiklikler içerse de bir öncekinin sansürcü ruhunu koruyor. Kullanıcıların denetlenmesi konusunda da bir değişiklik içermiyor. ‘FİLTREYİ LİSTE YAPINCA SANSÜR KALKMIYOR’ Alternatif Bilişimciler Derneği (ABD) yeni taslağı değerlendirerek görüşlerini hem kamuoyuyla paylaştı hem de BTK’ya iletti. Alternatif Bilişimcilere göre devlet eliyle zorunlu filtrelemelere devam ediliyor. İnternet’in güvenli kullanımı konusunda kamuoyunu yanıltıcı strateji izleniyor. Derneğe göre devlet eliyle merkezi filtreleme uygulaması korunduğu için yeni taslakla yapılan değişiklikler en başından yetersiz. Yeni taslakta tepki çeken filtre uygulaması listeleme olarak adlandırılıyor. Fakat özünde sansür uygulaması devam ediyor. “Aile ve çocukların korunması” gibi bir ahlaki paniği besleyen ‘Güvenli İnternet’ kavramının bir yanıltmaca olduğunu söyleyen Alternatif Bilişimciler güvenli kavramının devlet filtresini / sansürünü gizlemek için kullanıldığına dikkat çekiyor. Yeni taslak listelenecek / sansürlenecek sitelere kimin karar vereceğine ilişkin de bilgiler içeriyor. “Güvenli İnternet Hizmeti Çalışma Kurulu” oluşturulacak. Danışma niteliğinde hizmet verecek bu kurulun belirlediği sakıncalı site listeleri filtrelenmek

üzere BTK’ya sunulacak. Sansür konusunda nihai yetki yine BTK’da olacak. Güvenli İnternet Hizmeti Çalışma Kurulu’nun nasıl oluşturulacağına gelince taslak bu kurulun şöyle oluşturulacağını belirtiyor: Kurul Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan 3, İnternet Kurulu’ndan 2, BTK’dan 2 ve psikoloji, pedagoji, sosyoloji

ve diğer ilişkili alanlarda uzmanlığı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından teklif edilecek 8 kişi arasından BTK tarafından seçilecek 4 üyeden oluşacak.” Bu haliyle sakıncalı sitelerin listelenmesi işi BTK’ya bağlı olduğu için Alternatif Bilişimcilere göre otokratik bir düzende saptanmış oluyor.

Sansür taslağına temel itiraz noktaları Alternatif Biliflimciler Derne¤i eriflim engeli listesi ve eriflime aç›k liste uygulamas›n›n toplumun ve yurttafllar›n tektiplefltirmesine hizmet etti¤ine dikkat çekiyor. Dernek yapt›¤› aç›klamada flu gerekçelerle yeni ve uygulamaya haz›rlanan tasla¤a itiraz ediyor 1. Yap›lan bu de¤ifliklik kesinlikle yeterli de¤ildir. Devlet eliyle merkezi filtreleme uygulamas› korundu¤u için kabul edilemezdir. Kamuoyu “Güvenli ‹nternet” tan›m›yla yan›lt›lmaktad›r. Filtreler arac›l›¤› ile sansürlenen ‹nternet, “Güvenli” olarak sunulmaktad›r. “Güvenli ‹nternet” tan›m›ndan vazgeçilmelidir.

Herkes ‹nterneti güvenli kullanmak ister, fakat devlet eliyle haz›rlanacak filtrelerle güvenlik sa¤lanmaz. Bunun ad› sansürdür. 2. Kamuoyuna sunulan tektiplefltirme karar›d›r. Filtreler devlet ad›na BTK taraf›ndan, göstermelik bir kurula dan›fl›larak haz›rlanmas› öngörülmektedir. Aileler için sak›ncal›, çocuklar için uygun ‹nternet sitelerinin neler olaca¤›na BTK karar vermifl olacak. Tüm kullan›c›lar için tektip bir aile ve çocuk filtresi geçerli olacak. Bu da tek tip bir aile / çocuk / toplum tasar›m› anlam›na gelmektedir. 3. Bu düzenleme BTK’y› filtreleri

düzenleyen temel aktör halinen getirdi¤i için otokratik bir düzenlemedir. 4. Listeler için genel kriterleri belirleyecek Kurul’da devlet temsiliyeti a¤›rl›ktad›r. …11 kiflilik kurulun 7’’si do¤rudan siyasi idarenin bürokratlar›ndan, kalan 4’ü de teklif edilenler aras›ndan BTK taraf›ndan belirlenecektir. Uzman görüflü 7’ye karfl› 4 oldu¤u için eflitsizdir. Üstelik uzmanlar da BTK taraf›ndan seçilmektedir. Kurulda ayr›ca iletiflim bilimci, biliflimci, yeni medya ve dijital oyun uzman› gibi alanlardan kimsenin olmamas› kurula biçilen görev hakk›nda fikir vermektedir.

Görüldü¤ü üzere bu kurul görstermelik oldu¤u kadar, yurttafllar›n hangi içeriklere eriflip, eriflemeyece¤ine karar verebilecek yeterlilikte de¤ildir. 5. Defalarca aç›klad›¤›m›z üzere Avrupa Konseyi çocuklar›n ve gençlerin internet ortam›n› güvenli kullanmas›n›n ancak dijital okur-yazarl›k becerilerinin artt›r›lmas› ile olanakl› oldu¤unun alt›n› çizmektedir. Türkiye’de farkl› bölgelere, cinsiyete, s›n›fsal konuma ve yafl gruplar›na göre ‹nternet kullan›m› eflitsizli¤inin ve say›sal uçurumun oldu¤u aflikard›r Türkiye’de internette yaflanan sorunlar dijital okuryazarl›k, beceri ve nitelikli kullan›m eksikli¤inden kay-

İnternette kişisel bilgi ticareti G

oogle, geçen günlerde yeni sosyal medya platformu Google+’ta gerçek ismini vermeyenlerin hesaplarını askıya alma kararı aldığını açıkladı. Kullanıcıları kendi isimlerini kullanmaya zorlama gerekçesinin arkasında bazı iddialara göre ticari kaygılar yatıyor. Bilişim uzmanlarının iddiasına göre kullanıcı Google’ı her ziyaret ettiğinde ya da burada arama yaptığında bilgisayarına küçük zararsız dosyalar gönderiliyor ve arama alışkanlıkları reklam vermek isteyen şirketlerle paylaşılıyor. Sonuçta kullanıcının sayfasında arattığı kelimeyle ilgili bir reklam beliriyor. Bu durum yalnızca Google için geçerli değil. İnternet kullanıcılarının kişisel bilgileri ve internette gezinti yaparken ilgilendikleri konular reklam verenler için ticarete konu olabiliyor. Örneğin Facebook, “beğen” butonuna tıklayan kullanıcılarının halka açık bilgilerini Yelp ve Pandora adlı sitelerle (her ikisi de facebook’un kurumsal ortakları) paylaşıyor. Şirketler bu yolla potansiyel müşterilerini tespit edebiliyor, onların ilgi ve beğenilerini rızaları olmadan öğrenebiliyor. İnternette benzer uygulama anket ve bilgi yarışmaları için de geçerli. Ödül

RTÜK çizgi filmi bile afetmiyor

R

vaat edilen sanal yarışmalarda kullanıcılar kişisel bilgilerini ve iletişim adreslerini girdikten sonra yarışmaya başlayabiliyor. Girdikleri bilgiler ise reklam veya pazarlama şirketlerine satılıyor. Örneğin Hürriyet gazetesinin internet sitesinde 2010 mayısında düzenlediği ve turistik gezi ödüllü bilgi yarışmasına katılan okurlarının iletişim bilgilerini gezi dergileri pazarlayan şirketlere verdiği biliniyor. Bu örnekler internetin, kullanıcılarına iletişim konusunda olanaklar sunan bir platform olduğu kadar onlar için tehditler barındıran bir alan olduğunu

da gösteriyor. Milyonlarca dolarlık pazarıyla dev bir endüstri olan internet bu alana yatırım yapan şirketler için “özgür bir iletişim platformu” değil maksimum kar elde edebilecekleri bir pazar, internet kullanıcıları da birer potansiyel müşteri. Fakat kişisel bilgilerin ticari bir meta haline gelmesi “güvenli internet kullanımı” yönetmeliğini hazırlayan BTK’nın tehdit tanımı kapsamında yer almıyor. BTK piyasanın kurallarına uyan kişisel bilgilerin satışını engellemek yerine içerik sansürüne kafa yormayı tercih ediyor.

naklanmaktad›r. Filtreler ya da bu taslakta sunuldu¤u üzere profil seçiflleri bu e¤itim a盤›n› hiçbir flekilde gideremez ve e¤itimin yerini dolduramaz. 6. Avrupa Güvenlik ve ‹flbirli¤i Teflkilat›, Temmuz 2011’de yay›mlanan ‹nternette ‹fade Özgürlü¤ü adl› kapsaml› raporunda Türkiye’ye de özel yer vermekte, hiçbir flekilde devlet eliyle filtreyi önermemektedir. Ailelerin bireysel seçiflleriyle pazarda mevcut gönüllü filtre uygulamalar›n›n kullan›lmas›n› önermektedir, ki bu tür yaz›l›mlar da halen Türkiye’de yaz›l›m endüstrisinde mevcuttur.

adyo Televizyon Üst Kurulu'nun 2008 yulında ‘Winnie The Pooh’ adlı çizgi film kahramanlarının içtiği bira nedeniyle Kanal D'ye ceza verdi. RTÜK'ün çizgi kahramanların bira içtiği sahne nedeniyle 2008 yılında çizgi filmi yayınlayan Kanal D'ye “çocukları kötü etkileyen ve gereksiz değerlendirmeler yapmasını sağlayan teşvik edici mesajlar verildiği” gerekçesiyle kanala uyarı cezası verdi. Kanal bu kararı yargıya taşıdı fakat Danıştay 13. Dairesi RTÜK'ün kararını yerinde bularak uyarı cezasını iptal etmedi. 2008 yılında yayımlanan ve dünya çapında meşhur bir çizgi dizi olan ‘Winnie The Pooh’un cezaya konu olan bölümünde dizinin kahramanlarından Tigger doğumgünü kutlarken bira içmeyi diliyor. Ardından da ellerindeki köpüklü biraları havada tokuşturup içiyorlar.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.