Bounterview Temmuz 2013

Page 1

TEMMUZ 2013

TAKSİM GEZİ PARKI OLAYLARI SAYFA 8-9

&

SELİN BORONKAY RÖPORTAJI SAYFA 10

&

DİJİTAL DÜNYANIN EN’LERİ ÖDÜL TÖRENİ SAYFA 16

BU SAYIDA BURAK TÖRÜN ÇOK ÖZEL RÖPORTAJI

SAYFA 25

RÖPORTAJ • BOĞAZİÇİ • YAZILAR • MEDYA • MODA • MAGAZİN • SPOR


bounterviewdergisi.

02

TEMMUZ 2013 İÇİNDEKİLER Röportaj 10 21 25

04 08 09 14

SELİN BORONKAY

BURAK TÖRÜN

Yazılar ATAKAN ŞENİZ BOĞAZİÇİLİLER GEZİ PARKI İÇİN YÜRÜDÜ GEZİ PARKI HAKKINDA - BOĞAZİÇİ HOCALARI ÇAPULCU MODASI - Fatma İZCİ

Bounterview Özel 05 16 26

DİJİTAL DÜNYANIN EN’LERİ ÖDÜL TÖRENİ

Unutulmayanlar

06 07

25

CENGİZHAN KAYA - KIRMIZITÜRK

16

BOUNTERVIEW ÖZEL ÇEKİM

INSTAGRAM BOUNTERVIEW

ERDİL YAŞAROĞLU BEHSAT UYGUR

10


bounterview Dergi Ekibi

GENEL KOORDİNATÖR: Atakan ŞENİZ e. atakan.seniz@boun.edu.tr

GENEL YAYIN YÖNETMENİ: Ahmet BİNTAŞ e. bintasahmet@gmail.com

YAYIN DANIŞMANI: Tuba AYDIN

SOSYAL MEDYA: Tuğçe GULA

MODA SAYFALARI İÇERİK ÜRETİCİLERİ: Fatma İZCİ

İLETİŞİM

Kübra DÖNMEZ

BOUNterview Media & University.

RÖPORTÖRLER:

İNTERNET SİTEMİZ: www.bounterview.com

Ahmet K. SÜRMELİ Hazal GÜNDÜZ Cavit G. DESTAN

EKİP MAİL ADRESİ: bounterview@gmail.com

Safa BİLİCİ Tuğçe GULA Çağdaş ÇETİNKAYA Giray GÜZEL Hazal PİŞKİNOĞLU Ezgi KOÇAK

SOSYAL AĞ ADRESLERİ: www.facebook.com/bounterview www.twitter.com/bounterview SORU ve ÖNERİLERİNİZ İÇİN: bintasahmet@gmail.com

Ülber O. AKIN Helin MURATAKAN

FOTOĞRAF EKİBİ: Duygu YILMAZ Mert KENAR Nergis AKSAÇ Erdem ERKMEN

BOUNTERVIEW Dergisi T.C. Yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. BOUNTERVIEW Dergisinin isim ve yayın hakkı BOUNTERVIEW Ekibine aittir. Dergide yayımlanan yazı, röportaj ve görsel içeriklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz ve kullanılamaz. © BOUNTERVIEW Media & University


bounterviewdergisi.

04

KOORDİNATÖR’DEN

GENELBAKIŞ YAZAR: Atakan ŞENİZ EMAIL: atakan.seniz@boun.edu.tr BLOG: www.bounterview.com

Yaz güneşinin gülümsemesi tadında merhabalar değerli okuyucularımız!

Bu sayıyı hazırlamak zor oldu. Ülkemizin içinde bulunduğu gergin ve karışık ortam şüphesiz hepimizi etkiledi. Özellikle medya alanında çalışmalar yürütenler için oldukça sıkıntılı bir süreçten geçildi. Ana akım medyanın büyük tepkilere maruz kaldığını gördük. Bunun karşısında Gezi Parkı olaylarını tüm şeffaflığıyla aktaran kurumlar halk tarafından gönülden alkışlandı. Bu sayımızda, Gezi Parkı temalı içerikler: Boğaziçili akademisyenlerin Gezi olayları ile ilgili görüşleri, Gezi Parkı modası ve Gezi olaylarının sembolü haline gelen “penguenleri” yayınlayan, adeta okların hedefi haline gelen CNN Türk kanalının ana haber sunucusu Burak Törün ile yaptığımız röportajdan Türk medyası ve Gezi ile ilgili çarpıcı ifadeleri bu sayfalarda okuyabileceksiniz. “Röportajlarımızdan Unutulmayanlar” bölümünde bu sayıda Erdil Yaşaroğlu ve Behzat Uygur var. Ünlü menajer Selin Boronkay’ın uyuşturucu operasyonu ve özel hayatıyla ilgili açıklamaların yer aldığı röportaj da magazine ilgili birinin ve Çağatay Ulusoy hayranlarının kaçırmaması gereken bir içerik. KırmızıTürk spiker platformu kurucusu Cengizhan Kaya’nın bizimle yaptığı röportaj KırmızıTürk’te yayınladı. Bizim de Cengizhan Bey ile yaptığımız röportaj bu sayımızda yer alıyor. Kendisine teşekkürlerimi sunuyor ve nice ortak güzel işlerde beraber olmayı diliyorum. Evo’s Angels ve KırmızıTürk’ün düzenlediği “Digital Dünyanın En’leri” ödül töreni bizim için hoş bir anı olarak geride kaldı. Detayları ilerleyen sayfalarda bulabileceksiniz. O gecede emek veren tüm ekip arkadaşlarımı tebrik ediyorum.

Yaz boyunca biz yine buradayız ve yeni döneme yeni projelerle hazırlanıyoruz.

Size iyi tatiller! GENEL KOORDİNATÖR Atakan ŞENİZ

atakan seniz


bounterviewdergisi.

05


bounterviewdergisi.

ERDİL YAŞAROĞLU

RÖPORTAJLARIMIZDAN

06

“Rekor kırdığım onaylanınca ‘torunlarıma anlatacak bir hikayem daha oldu’ diye düşündüm.”


UNUTULMAYANLAR

bounterviewdergisi.

7


bounterviewdergisi.

8

“BOĞAZİÇİLİLER GEZİ PARKI İÇİN YÜRÜDÜ”

B

u gece İstanbul’un birçok yerinde gördüğümüz tablo Hisarüstü ve Etiler’de de vardı. Boğaziçi Üniversitesi güney kampüs önünde “diren gezi parkı” diyerek gece 1’de toplanan kalabalık, Hisarüstü ve Etiler’de oturan vatandaşların, akademisyenlerin, işçilerin katılımıyla hızla büyüdü. Araçların kornalarla, vatandaşların camdan alkışlarla, işletmelerin Onuncu Yıl Marşlarıyla destek verdiği görüldü. Nispetiye Caddesi’ni trafiğe kapatan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin bir kısmı Beşiktaş’a doğru yürüyüşe devam ederken diğerleri sloganlarla kampüs önüne dönüp Hisarüstü halkıyla beraber tepkilerini ortaya koymaya devam etti.

@BOUNterview hesabından gönderdiğimiz bazı tweet’ler #direngeziparkı Boğaziçililer Etiler’e yürüyor! Canlı! Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve Hisarüstü halkı kol kola Etiler’de! Araçlar kornalarla destek veriyor. Etiler’deki işletmelerden onuncu yıl marşımızın sesi yükseliyor! Canlı! 02.00 Etiler Nispetiye Caddesi, Boğaziçililer tarafından trafiğe kapandı. Saat 02.00 Etiler Home Store’dan onuncu yıl marşımız yükseliyor!Saat 02.00 Bugün medya halk, bugün medya sokak! #direngeziparkı


bounterviewdergisi.

9

Prof. Dr. Nüket Esen Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Sibylle Çizenel Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi

Betonlaştırılmış bir İstanbul için şehrin merkezindeki Gezi Parkı, yeşil alan olarak çok önemli. Ayrıca Taksim Meydanı ve civarı ülke tarihinin birçok olayına sahne olmuş, korunması gereken yerler. Son olaylar buradan başlıyor; ama aslında bu konu bardağı taşıran son damla oldu. Uzun süredir Erdoğan’ın kendinden başka hiçbir otorite tanımazcasına, neredeyse açıkça “BEN istediğim için böyle olacak!” der olduğunu hepimiz biliyoruz. Marazi bir biçimde kendini tanrısal bir konumda görerek “Benim insanlarım” (!) dediği halk için neyin iyi, doğru, faydalı olduğunu en iyi kendisinin bildiğine inanıyor. Bunu da büyük bir kibir, aşağılama ve tehdit eşliğinde yapıyor. Sonunda insanların canına tak dedi. Özgürlük ve demokrasi özlemiyle Türkiye’de ilk defa şahit olduğumuz tarzda bir eyleme girişildi. Umarım bir an önce bu olayların önemi anlaşılır ve ona göre davranılır.

Yorumlayacak kadar net değil kafam, olanlara anlam vermeye çalışıyorum hala. Bütün gazeteleri takip ediyorum, internetten okuyorum. Almanya’daki gazete Die Zeit şu anda 4000 yaralıdan bahsediyor, bazıları ağır diye yazıyor. Burada bazı insanlar gerçek ölü sayısının 30 kadar olduğundan bahsediyor, basındaki sayılar çok farklı. Bütün bunları bilmek istiyorum, bilgi toplamaya çalışıyorum. Bir tarafta gençleri hayranlıkla takip ediyorum. Türkiye daha demokratik oluyor, her yaştan, her inançtan her kısımdan insanları yanyana görmek muhteşem! Bir taraftan TCK’nın 312. maddeden yargılananlar var şu anda. Eylemlere katıldılar diye, hapiste, hastanede olanları düşünüyorum, son derece üzgünüm. Başka yorumları da dinliyorum, buradaki bakkallardan, pastanelerden… “Bizler de özgür olmak istiyoruz, ama vaktimiz yok, hep çalışıyoruz.” ; “insanlar ekmek parasının peşindeler” diyenler var. Kafam kesinlikle karışık…


bounterviewdergisi.

10 RÖPORTAJ: Fatma İZCİ & Hazal PİŞKİNOĞLU

FOTOĞRAF: Duygu YILMAZ

Röportaj Selin

BORONKAY

Türkiye’nin tanınmış ailelerinden birinin kızı olmanızın yanında çok başarılı bir iş kadınısınız. Başarınızın sırrı nedir? Dediğiniz gibi severek yapmak. Normalde kökenim otomotivdir. Otomotivde en dipten, satıştan başlayıp halkla ilişkilere geçtim, daha sonra yönetim kuruluna geçtim. Ama her zaman aklım halkla ilişkilerde kaldı. Çünkü benim yaptığım bu işte insan

ilişkilerinizin çok kuvvetli olması lazım. Ben de insanlarla bir arada olmayı çok seviyorum. İşimi severek yapıyorum ve yaptığım bir işi sonuna kadar götürmeyi seviyorum. Oyunculuk sektöründe de, oyuncularla ve yapımcılarla olan görüşmeler, bir dizinin tutması gibi şeyler inanılmaz derecede zevkli. Bu alanda ilerlemeye nasıl karar verdiniz?

Söylediğim gibi otomotivden halkla ilişkilere geçtim. Daha sonra babamlardan ayrılıp kendime bir ajans açtım. Ajansta yine otomotiv sektöründe PR yapmaya başladım, Kosifler’in ajansıydım. Daha sonra müzik sektörüne geçtim. Hayko Cepkin’in ilk çıkışındaki menajeriydim, bu çok bilinmez. İkinci albüme kadar Hayko’nun menajeriydim, beraber yola çıktık. Daha sonra Demet Akalın’ın basın

danışmanlığını yaptım. Böylece müzik sektörüne girdim. O da onlardan gelen taleptendi, benden değildi. Çok sevdim ama sonra baktım ki konserler, barlar biraz zor bana göre. Sonra PR’a devam ettim.Sonra model işine girdim, model işiyle de birlikte oyuncularım ortaya çıktı. Onlarla birlikte bir yola girdim. Farklı bir sektöre onlarla beraber başlamış oldum. Onlar beni bu yola itti.


bounterviewdergisi.

11 Eğitiminizi nerede tamamladınız?

onlarla iş yapıyor” deyip benimsiyorlar. Nefret eden çok ama hiç öyle Eğitimimi Almanya’da Heidelberg’te bir tehdit almadım. Sadece sosyal International Schiller University’de medyada hoş olmayan mesajlar tamamladım. Yazları da Boğaziçi Üni- aldım, onları da block’luyorum zaten. versitesi’nde özel öğrenciydim. Gece hayatına düşkün müsünüz? Çok başarılı oyuncularla ve modellerle çalışıyorsunuz. Genç kızlardan Belli bir yaşa kadar düşkündüm. O ya da başkalarından tehditler alıyor yaş da olması gereken yaştı, üniversimusunuz? te hayatım bitene kadardı ve tadında bıraktım. Sonra iş hayatına girince Tehdit almıyorum. Seven de var insan fark ediyor ki gece hayatınız sevmeyen de var. Çünkü yeni jeneolunca gündüzünüz iyi geçmiyor ya rasyon izledikleri dizilerdeki karakter- da orada kurduğunuz arkadaşlıklar leri çok benimsiyor. Dizide iki kaarkadaşlık değil, zaman kaybı. Bu rakter arasında bir aşk yaşanıyorsa yüzden artık hiç gece hayatım yok, onları gerçek zannediyorlar, kendile- sıfır. Davetlere bile zor gidiyorum, rini çok kaptırıyorlar. Şahsen benim sürekli çalışıyorum çünkü. Olması gede küçüklüğümde çok beğendiğim rekiyordur muhakkak, ama tadında kişiler, sanatçılar vardı ama hiç bir olması gerekiyordur. zaman bu kadar kaptırmamıştım. Yanlarında menajer olarak ben varBir açıklamanızda sperm ken onların arasına giriyorum, o aşkı bankasından alınan spermle çocuk bozuyorum zannediyorlar. Sosyal sahibi olabileceğinizi belirtmişsiniz. medyada “anti-Selin Boronkay” Böylesine sansasyonel bir açıklama sayfaları falan çıkıyor veya başımıza nereden çıkmıştı? bir talihsizlik gelincE “oh” diyorlar. Ama sonra biraz olgunluğa erişince FMF hastasıyım, ailevi Akdeniz dönüp “ya bu kız onların menajeri, ateşi. Aynı zamanda yaşım zaten belli. Dedim ki eğer doğal yollarla çocuk sahibi olamazsam, ki doktorum olabilirsin dedi, böyle bir şeye başvurabilirim dedim. Yanlış yerlere çekilebilir. Ama her kadın gibi benim de doğamda annelik var. İnşallah bir gün evlenirim. Evlenemezsem de yaşım geçmezse öyle bir şey yapabilirim çünkü ben de çocuk sahibi olmak istiyorum. Hep hayvanlarla, köpeklerle yaşayacak halim yok.

SELİN BORONKAY Ön plana çıkanlar; “HAYKO CEPKİN’İN İLK ÇIKIŞINDAKİ MENAJERİYDİM” “NEFRET EDEN ÇOK, AMA TEHDİT ALMADIM” “GECE HAYATIM ARTIK YOK” “BEN DE ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İSTİYORUM” “YAŞANMIŞ HİÇBİR ŞEYDEN UTANMIYORUM” “UYUŞTURUCU OPERASYONU SÜRECİNDE ÇOK YIPRANDIK”


bounterviewdergisi.

12

Çağatay Ulusoy’un menajerliğini yaptınız. Yollarınız neden ayrıldı? Tamamıyla profesyonelce, ticari olarak yollarımızı ayırdık. Beraber bir yola çıkmıştık, anlaşma süremiz bitti. İkimiz de kendi yollarımıza gittik. Tartışma ya da kavga olmadı.

yok. İnşallah yaşıtım ya da benden büyük birine aşık olurum ama yaşımdan küçük birine aşık olursam da “neden olmasın” derim. Belli bir yaşa kadar tabii ki de, 20 yaşında biriyle olmaz. Daha önce böyle bir ilişkim oldu. Bundan da utanmıyorum, yaşanmış hiçbir şeyden utanmıyorum.

Kendinizden yaşça küçük Şu an hayatınızda özel bir erkekle ilişki yaşar biri var mı? Hayatınıza mısınız? girecek insanda ne gibi özellikler ararsınız? Aşkta hiçbir kuralım

cezası bile yemem diye düşünüyorum. Çıktığım anda kameralara “ Gençler, arkadaşlarınıza, çevrenize dikkat edin” diye de mesaj verdim. Bunları yaşamak hiç hoş değil, hayatta her şeyi doğru ve düzgün yaşamak gerekiyor, bunu öğrendim. Allah kimseye, beni sevmeyenlere bile böyle bir şey yaşatmasın. Biz 4 gün bu süreci yaşadık ama bunu senelerce haksız yere yaşayan insanlar var. Biz kötü

dostluk ve kötü çevrenin cezasını çektik. Yargılama bitince herkese güzel bir açıklama yapacağız.

Şu an hayatımda sevdiğim, değer verdiğim biri var ama bir ilişkim yok. Hayatıma girecek insanda dürüstlük, saygı ve benimseme ararım. Evlilikte iyi günde kötü günde derler ya, iyi günde kötü günde destek vermesi lazım. Ama en önemlisi dürüstlük, bunun yanında güleryüz. Bunun dışında ne istenir ki başka? Böyle tatsız bir soruyu sormak ve tekrar hatırlatmak istemeyiz ama oldukça merak

kendime dikkat ediyorsam onlar da kendilerine dikkat ediyorlar. Türkiye’de bir genç kız keşfedip onunla yola Daha çok erkek modelçıkmayı çok istiyolerle çalışıyorsunuz? rum ama olmuyor. Kadınlarla çalışmak daha Çünkü özel hayatları, mı zor? gece hayatları, erkek arkadaşları problem Bunun sebebi olabiliyor. Biz kadınlar kadınların ne yazık ki daha duygusalız, kadınlar özel hayatlarına dikkat duygularına kapılıp etmemesi. Benim gece gidiyor. Sadece model hayatım yoksa benim ve oyunculuk değil, çalıştığım kişilerin de kadınlarla genel olarak gece hayatı yok, ben iş yapmak erkeklere

ediliyor. Hem takipçileriniz hem de sizi sevenler uyuşturucu operasyonu sürecinde sizinle beraber üzüldüler. Siz o süreçte çok yıprandınız mı? Tabii ki çok yıprandık. Çok fazla konuşamam çünkü daha yargı sürecinde, dosyalar hala gizli. Büyük bir şok yaşadık öncelikle, beklediğimiz bir şey değildi. Bir de yaşanan şeyler hiç hoş değil, hata yaptığınız zannediliyor ve bunun cezası veriliyor. Herhalde bir daha park

göre daha zor. Kötü ve sinirli günlerimiz olabiliyor. Hep erkekler denk geldi ama bayanlarla da denedim, tanıştım, yola çıkalım dedim ama olmuyor. Çünkü çalıştığım insanların arkasında duruyorum, onun yaptığı bir hata bana yansır, benim yaptığım hata da ona yansır. Erkekler bu konuda daha disiplinli ve dikkatli.


bounterviewdergisi.

13

Boğaziçi Üniversitesi sizin için ne ifade ediyor? Boğaziçili’lere iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Bence Türkiye’nin en iyi okulunda okuyorlar. Keşke seneleri geri alıp Boğaziçi’nin tadını çıkarabilseydim. Çok kısa dönem orada olabildim. Ama tekrar dönüp orada okumak ve o çevreyi yaşamak isterdim. Üniversite hayatı çok çabuk geçip bitiyor. Üniversite okurken çabuk geçsin, iş hayatına atılalım deriz ama iş hayatına atılınca ders çalışmayı bile çok özlüyorsunuz. Çünkü üniversiteyi bitirdikten sonra hayatın o olmadığını öğreniyorsunuz. Para kazanmak ve başarılı bir şeyler yapmak için bambaşka bir koşturmaya giriyorsunuz. Okuldaki çoğu zamanımızı çalışmayalım diye geçiriyoruz ama tam dersi oradan ne alabiliriz, cebimize ne koyabiliriz diye bakmamız lazım. Üniversitede başarılı olmak, iş hayatında başarılı olmak demek değil. Boğaziçi’nde çok iyi hocalar ve çok iyi bir sistem var. Okuduğunuz okulun değerini bilin, çok iyi bir okulda okuyorsunuz.


bounterviewdergisi.

14

YAZAR: Fatma İZCİ

ÇAPULCUMODASI Son zamanlarda duymakta olduğunuz çapuling modası burda!

B

ildiğin gibi tüm Türkiye günlerdir Gezi Parkı ile çalkalanıyor. Gezi Parkı olayları ağaçların kesilmemesi için başlamış olsa da şuan özgürlük, hak ve insanlık savaşına döndü.Gezi Parkı’nda, Taksim’de, Beşiktaş’da, Kızılay’da, Kuğulu’da, Tunalı’da, İzmir’de, Gündoğdu’da, Eskişehir’de ve Anadolu’nun her yerinde eylemler oldu ve aralıklarla devam ediyor. Gezi Parkı’nın öne çıkan trendleri… Gezi Parkı’na destek vermek için sokaklara dökülecek eylemcilere nam-ı diğer çapulculara stil önerileri… Stilleri ile örnek alınacak çapulcu ve marjinal ünlüler… Hepsi burada!

#DirenGeziParkı

#OccupyGezi

Genel olarak beliren trendler ışığında Gezi Parkı’na

Gezi Parkı direnişin en öne çıkan aksesuarları kesinlikle

giderken rahat giyinmek ve sportif olmak önemli.Spor

çeşit çeşit gaz maskeleri. İşte stil sahibi her çapulcunun

ayakkabılar ve sırt çantaları kurtarıcınız olacak.

sahip olması gereken gaz maskesi türleri.Gaz maskelerini baret ve deniz gözlüğü ile tamamladığınızda gerçekten çok şık duruyorlar.

Bergüzar Korel,Halit Ergenç,Memet Ali Alabora,Şebnem Dönmez dışında çok sayıda oyuncu, sunucu, şarkıcı, sanatçı, ünlü insan destek verdi Gezi Parkı direnişine. Bir çok milletvekili meydanlardaydı. Çok sayıda öğrenci, avukat, doktor, anne, baba, çocuk vardı Gezi Parkı çapulcularının içinde. Kısaca Halk vardı. Bu yazdıklarım tamamen mizah amaçlı.Kara mizah! Başka türlüsünü yazmak içimden gelmedi. Çünkü ülkem insanlık ve demokrasi savaşı verirken hangi ünlü hangi marka giymiş, kimin topuğu kırılmış, Karl Lagerfeld ne tasarlamış umrumda değil! Bu ay moda yok,tasarım yok,dedikodu yok,sadece HAYAT var!


bounterviewdergisi.

15

2 1

1

Erkek modasında ise Duran Adam protestosu ile dikkatleri üzerine çeken dansçı ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Erdem Gündüz’ün beyaz gömlekli abartısız kombini çok trend!

2

Sezonun en gözde trendi siyah-beyaz zıtlığını, en layıkıyla taşıyan isim, şüphesiz ki Penguen. Penguen direnişe Antartika’dan destek vermeye devam ediyor.

6

THE TOP

4

Kanuni Sultan Süleyman’ı canlandıran Halit Ergenç, Mehmet Ali Alabora ve bir çok oyuncu boyunlarındaki gaz maskeleri ve onurlu duruşları ile oldukça karizmatikler.

3

5

3

Renkli şalı ile çok doğru bir tercih yapmış sayın Bergüzar Korel.

Çapuling

Yeşil bandanası ile çok sempatik gözüküyor oyuncu Şebnem Sönmez..

6

Öncelikle Gezi Parkı direnişinin en öne çıkan trendi kırmızı ve siyah basic elbiseler oldu.Sıcak yaz günlerinin vazgeçilmezi olacaklar!

6

4 5


bounterviewdergisi.

16

Türkiye’nin ilk dijital moda – yaşam dergisi Evo’s Angels ve Kırmızı Türk Haber Platformu tarafından bu yıl 2. kez düzenlenen “Dijital Dünyanın En’leri” ödülleri, Valentin Sheraton Hotel Maslak’ta gerçekleşen görkemli bir törenle sahiplerini buldu.


bounterviewdergisi.

17

Türkiye’nin ilk dijital moda – yaşam dergisi Evo’s Angels ve Kırmızı Türk Haber Platformu tarafından bu yıl 2. kez düzenlenen “Dijital Dünyanın En’leri” ödülleri, Valentin Sheraton Hotel Maslak’ta gerçekleşen görkemli bir törenle sahiplerini buldu. 37 farklı kategoride seçilen Dijital Dünyanın En’leri, bir milyonun üzerinde kişinin oylama sonuçları ile belirlendi. Evo’s Angels Yönetim Kurulu Başkanı Evren Yaşlak, Başkan Yardımcısı Evrim Yaşlak ve Kırmızı Türk Haber Platformu Kurucusu Cengizhan Kaya’nın konuşmalarıyla başlayan görkemli gecenin sunuculuğunu ünlü oyuncu ve komedyen Metin Yıldız ve Miss Model of Turkey 2010 birincisi Tuğçe Yulaç yaptı. Gecede; Aynur Aydın “Yılın En İyi Çıkış Yapan Kadın Sanatçısı” ödülüne layık görülürken, “Yılın En İyi Oyuncusu” ödülü Tolga Güleç’e gitti. “Yılın En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçısı” ödülünü alan Gökhan Akar ise seslendirdiği şarkılar ile konukları coşturdu. Gecenin “kırmızı halı” röportajları ise Çağla Melek Kaçarlar, Esra Yıldız ve Deniz Öztürk gibi medyanın önde gelen sunucuları tarafından gerçekleştirildi. Gece aynı zamanda Türkiye’nin en büyük karma defilesine ev sahipliği yaptı. Koreografisi Serhat Kaynarpınar tarafından hazırlanan defilede 90 tescilli model, Miss Turkey eğitmenlerinden Ayça Kuru denetiminde podyumda yürüdü. Happy Mood İstanbul’un Woman, Sema Keçeci’nin Premiere Vue, Sevgi Yıldırım’ın Boykot, Şinasi Günaydın’ın Resimlerde ve Anılarda 45.yıl ve Nihal Burakgazi’nin Ego kreasyonuyla yer aldığı karma defile moda takipçilerinden tam not alırken, Gece’de Evo’s Angels Başkan Yardımcısı Evrim Yaşlak’ın giymiş olduğu kıyafet Atölye Cadde tarafından özel tasarlanıp tüm katılımcılardan tarafından büyük beğeni uyandırdı. Moda, magazin, medya ve sanat dünyasının önemli isimlerini buluşturan gecenin finali ise “Yaza Merhaba Partisi” ile yapıldı. Danskeyfi ekibinden Mert Taş – Su Gizem Akalan ikilisinin Salsa, Mehmet – Melis Süngülü ikilisinin ise Mambo gösterileri davetlilere keyifli anlar yaşattı. Davetliler; MMEST, Djenk, Hot Kıtır ve Sait Arat’ın performansları ve de Dj Serkan Saruhan ile sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendi.


bounterviewdergisi.

18

“2. Dijital Dünyanın En’leri” töreninde ödül alan isimler ise şu şekilde; Yılın En İyi Çıkış Yapan Kadın Sanatçısı

Aynur Aydın

Yılın En İyi Oyuncusu

Tolga Güleç

Yılın En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçısı

Gökhan Akar

Yılın En İyi Komedyeni

Metin Yıldız

Yılın En İyi Kadın Programı Sunucusu

Yılın En İyi Erkek Haber Spikeri(Anchorman)

Burak Törün

Yılın En İyi Ekonomi Spikeri

Zeliha Saraç

Yılın En İyi Çıkış Yapan Bayan Spikeri

Meryem Özgün

Yılın En İyi Spor Spikeri

Selen Gül

Yılın En İyi Medya İlişkileri Uzmanı

Yahya Çark

Yılın En İyi Sosyal Medya Ve PR Ajansı

Febus Medya

Yılın En İyi Film Yapım Şirketi

Şeker Film

Yılın En İyi Etkinlik Mekanı

Qubbe

Yılın En İyi Teknik Prodüksiyon Firması

Songül Karlı

Yılın En İyi Magazin Programı Sunucusu

Yılın En İyi Hafta Sonu Sabah Program Sunucusu

Yılın En İyi Aktüel Program Sunucusu

Yılın En İyi Mobilya Ve Ev Aksesuar Firması

Yılın En İyi Sağlık Programı Sunucusu

Yılın En İyi Etkinlik Grubu

Yılın En İyi Teknoloji Programı

Yılın En İyi Danışmanlık Firması

Yılın En İyi Köşe Yazarı

Yılın En İyi Yurt Dışı Online Girişimi

Yılın En İyi Magazin Gazetecisi

Yılın En İyi Görüntü Sistemleri Firması

Yılın En İyi Magazin Muhabiri

Yılın En İyi Fizyoterapisti

Pınar Esen

Yılın En İyi Hafta Sonu Ana Haber Akşam Spikeri

Aslı Mavitan

Yılın En İyi Hafta İçi Sabah Spikeri

Hilal Ergenekon

Yılın En İyi Hafta İçi Öğle Spikeri

Gülden Kalecik

Yılın En İyi Hafta İçi Akşam Spikeri

Buket Aydın

Yılın En İyi Hafta İçi Gece Spikeri

Ezgi Gözeger

Yılın En İyi Kadın Haber Spikeri(Anchorwoman)

Ece Üner

Mert Öğün

İlke Albayrak Zahide Yetiş

Sosyal Medya Aykut Işıklar

Gökhan Kimsesizcan Fatih Yılmaz

Yılın En İyi Modeli

Elif Ece Uzun

Yılın En İyi Basın Ve İletişim Danışmanı

Özgür Aras

Fashion Art

The Woo MMEST

Karen Asa Danışmanlık www.kesinclickle.com Pozitif Prodüksiyon Fzt. Denis Chub

Yılın En İyi Estetik Cerrahı

Op. Dr. Selahattin Tulunay


bounterviewdergisi.

19


20 design ideawww.ahmetbintas.com furniture design keyifce.com INTERIOR idea designSIMPLE design ideawww.ahmetbintas.com furnituredesign keyifce.com INTERIOR idea designSIMPLE design ideawww.ahmetbintas.com furnituredesign COLLECTION design idea designSIMPLE INTERIOR design inspirationidea furnituredesign COLLECTION INTERIOR idea designSIMPLE design inspirationidea furnituredesign CRATİVE SUİ bounterviewdergisi.

artvıew interior interior

ARTVIEW bounterview ART

inspirationidea interior furnituredesign design

COLLECTION

bounterview ART ARTVIEW design

inspirationidea interior furnituredesign

COLLECTION

bounterview ART


bounterviewdergisi.

21

r.

CENGİZHAN KAYA KırmızıTürk spİker platformu kurucusu Cengİzhan Kaya sorularımızı yanıtladı KırmızıTürk’ü nasıl tanıtıyorsunuz? Haber spikerlerinin, spikerliğe başladığı ilk günden bu yana çalışmalarının yer aldığı bir arşiv. KırmızıTürk’ün ne tarz çalışmaları ön plana çıkıyor? 7 yıl içinde işler gittikçe büyüdü. Bugün 1 milyon ziyaretçinin uğradığı bir noktaya getirdik. Bu işi ticari kaygıyla yapmıyoruz. Röportaj, spikerlik eğitimi, ödül töreni gibi çalışmaları da önemsiyoruz. Hemen hemen her haber kuşağındaki isimlerin ödüllendirildiği başka bir ödül töreni yok Türkiye’de. Bu anlamda bir ilk olduğunu düşündüğümüz ödül törenimizi Evo’s Angels ile gerçekleştiriyoruz. Yaptığınız işlere sunucuların yaklaşımı nedir? Birçoğu ilk etapta şaşırıyor. Böyle bir çalışmaya ilk defa rastladıklarını belirtiyorlar. Bu isimlerle ilgili derli toplu tek çalışma KırmızıTürk. Bizim samimiyetle onlara ulaşmamız hoşlarına gidiyor. Uzun yıllar TRT’de görev yapmış biri bize şunu söyledi: “Ben 20 yıldır bu işi yapıyorum. Gidiyorum

prompter’ın önüne geçiyorum, memur gibi haberimi okuyorum ve çıkıp geliyorum. Siz oraya görüntüler koyunca ilk kez cidden izlendiğim hissine kapıldım. Ben olayı memuriyete dökmüştüm. Biri beni izliyor mu izlemiyor mu kısmıyla bağımı koparmıştım.” Sosyal medyaya ne derece önem veriyorsunuz? Bir arkadaş grubu olarak bu siteyi oluşturduk. O zamanlar sosyal medya bu kadar yoğun biçimde kullanılmıyordu. Büyümemizin bir nedeni ise kulaktan kulağa konuşulmamız oldu. Doğrudan referans olarak insanlar bizden bahsediyordu. Ama biz sosyal medyayı baştan beri olabildiğince aktif kullanıyoruz, tüm gelişmelerimizi olabildiğince sosyal medyadan aktarmaya çalışıyoruz. Önceden insanlar televizyon izleyicisiydi veya radyo dinleyicisi fakat şimdi hemen hemen her televizyon izleyicisi ve radyo dinleyicisi internet kullanıcısı. Dolayısıyla interneti dışlayarak veya internet yokmuş gibi davranarak bu noktaya gelemezsiniz. Artık herkesin sosyal medya içerisinde olduğunu görüyoruz.


bounterviewdergisi.

22

Geçen sene ilk ödül töreninizi organize etmiş olmanıza rağmen çok destek gördünüz. Pek çok önemli isim bu işi karşılıksız yaptığımızı görerek ve inanarak büyük bir samimiyetle destek oluyor. Bizim ödül törenimiz hemen hemen akla gelecek tüm kanallarda ve gazetelerde yer buldu. Bu desteği görmemiz bu işi samimiyetle yapmamızdan ötürü geliyor bence. KırmızıTürk’ün misyonu nedir? Biz bu işe başladığımızda spikerlerle ve sunucularla bir çalışmamız yoktu. Örneğin, Spikerler Derneği fikri ve felsefesi KırmızıTürk’ün bir senelik çalışmaları sonucunda doğdu. Spikerlerin ilk kez bir araya gelebileceği fikri KırmızıTürk takip edilerek doğdu. Fakat biz o dernekten daha avantajlı olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü derneklerin kendi lokal yapısı içinde şöyle bir durum var; belirli bir zaman sonra o derneklerde belirli görüşte olan insanlar kalıyor. Ama biz her yayın grubuna ulaşıyoruz çünkü bizim siyasi ve maddi bir beklentimiz yok. Bunlar olmadığı zaman hiçbir şekilde bir araya gelmez dediğiniz yayın grupları bizim sitemizde bir

araya geliyor. Bunların arasında Atv, Stv, Ulusal Kanal, Kanal 7 ve Kanal D var. Bizim temel misyonumuz, gelecek yıllarda bunu artırarak her yayın grubundan insanları ve her medya çalışanını, sadece ekran önündekiler değil kamera arkasında ve farklı görevlerde yer alan tüm insanların bir araya geldiği bir platform oluşturmak istiyoruz. Bu hedefler doğrultusunda ilerlemeye çalışıyoruz KırmızıTürk olarak. Aynı zamanda her seferinde hiç ulaşamadığımız insanlara ulaşmaya çalışıyoruz ve kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. En beğendiğiniz haber spikeri kim? Baştan beri bütün haber spikerlerine ulaştık ve bize görüşlerini bildirdiler. Hilal Ergenekon baştan beri takip ettiğimiz önemli bir isim. Semahat Özdoğan (spor spikeri) maç anlatan tek kadın spor spikeri. Birçok isimle doğrudan bir çalışmamız oldu ve başarılı olduğunu düşündüğümüz isimlere yer veriyoruz. Zaman zaman sunucu veya spikerlere bakarken “herhalde bu bir tane soru soramaz” diyorum veya “4 tane cümleyi arka arkaya doğru kullanamaz” diyebildiğim kişiler oluy-

or. Bu işte ilerlediğimiz ve birçok sunucuyu takip ettiğimiz için bu tarz yorumlar geliştirebiliyoruz. KırmızıTürk’ün en sıkı takipçisi olduğunu düşündüğünüz kimler var? Mesela Hilal Ergenekon’un hemen hemen her gün takip ettiğini biliyorum. Ece Üner ekrandan KırmızıTürk’ü hemen hemen her gün takip ettiğini söyledi. Zaten sitemizde yayınlarının paylaşıldığını bilen herkes mutlaka inceliyor kendi yayınlarını. Kimi spiker veya ekran kişisi kendi yayınını izleyemez. Bu duruma denk geldiniz mi? Evet çoğu bu durumda hatta sitemizi bu anlamda kullanıyor. Birçoğu ya kendisini izleyemiyor ya da buna fırsatı olmuyor. Düşünsenize her gün yayın alıp verme gibi bir durumu olmuyor. Akşam gidiyor KırmızıTürk’ü açıyor ve kendini izleme şansı buluyor. Kendini izlemekten kaçanlar da var mı ? İnsanlar iletişim dünyasında oldukları için kendilerini izleyip geri dönüş almaları gerekiyor.


bounterviewdergisi.

23 “Digital Dünyanın En’leri” ödül gecesi nasıl geçti? Ödül törenimizi yaptık ve medyada geniş yer buldu. Gece ile ilgili Evren ve Evrim Yaşlak çok çalıştılar. “Evo’s Angels moda günleri” diye tabir ettiğimiz bir organizasyon tertip etmiş olduk. Ödül töreni bazı ilkleri de içerdi. Türkiye’nin ilk karma defilesi burada gerçekleşti. Oylamada ise geçen seneki gibi bir prensip belirlemiştik. Kimse bize “ben neden yokum?” demesin diye hemen hemen her isme kategorilerde yer vermeye çalıştık. Nitelikli bulduğumuz her ismi anketimize yerleştirdik. Ciddi bir katılımcı ve oy veren sayısına ulaştık. Bu oylamalara birtakım hile karışması söz konusu oluyor mu? Gerçek ödül alanın yerine ödül gecesine gelecek kişiye ödülün verilmesi gibi. Kategorilerde yer alan isimlerin hepsiyle çalışmalar yaptık ve diyalogumuz var. Dolayısıyla birini ötekinden kayırabilmemiz söz konusu olmuyor. Oylama tamamlandıktan sonra ödülü kazananları arıyoruz. Şöyle düşünün ki haber sunanların hepsiyle tanışıyoruz. Üniversitelerle ortak çalışmalarınızdan da bahsedelim. İşin içine farklı mecraları katmayı önemsedik. Üniversite hocalarıyla bir araya geldik. “Medya ansiklopedisi” diye bir projemiz vardı. Hem insan kaynakları bilgi bankası hem de diksiyon ve bilimsel boyutu olan ansiklopedi. Son dönemde şöyle bir şansımız oldu. Türkiye’nin önemli üniversiteleriyle buluşmalarımız oldu. Geçen hafta ODTÜ’nün Hocam Gazetesi ile bir araya geldik ve kurucusu Burcu Cura’yla söyleşimiz oldu. Fırat Üniversitesi ile de bir araya geldik, aktarımları yansıttık. Sizlerle de tanışmamız bu üniversite projesinin devamı niteliğinde, inanıyorum ki daha güzel şeyler çıkacaktır. 7 yıllık süreçte sizi en çok memnun eden ne oldu? a) TRT’ye katılmış olmak b) Geniş yankılar ve medyada yer almış olmak c) Spikerlerden aldığınız olumlu geri dönüşler d) diğer Yola çıktığımızdan bu yana epey şey yaşadık. Tv programına katılıp projemizi anlatmak bizim için sıra dışı bir şeydi. 7 yıl önce başladığımızda bazı insanlar bunu bir hayal olarak görüyordu. Bizim ödül töreni, ansiklopedi ve dergi hazırlayabileceğimize olmaz diye bakıyorlardı. En büyük mutluluk bu; bunları başarmış olmak. Boğaziçi ve Bounterview sizin için ne ifade ediyor? Boğaziçi Üniversitesi, eğitim danışmanlığı yaptığım zamanlardan ve sınav tercih döneminden aklıma kazınan bir üniversite. Boğaziçili olmak bence bir ayrıcalıktır. Bounterview’i de iletişim haline geçtiğimiz anda detaylı inceledik. Bugüne kadar yaptığınız röportajlar sıradanlığın dışına çıkmıs. Çok iyi işler yapmışsınız.


bounterviewdergisi.

24

BOUNterview artÄąk

Instagram’da /bounterview


bounterviewdergisi.

25

BURAK TÖRÜN ÇOK ÖZEL RÖPORTAJ


bounterviewdergisi.

26

RÖPORTAJ: Fatma İZCİ & Tuba AYDIN

R. BURAK TÖRÜN Sizi 2006’dan bu yana CNN Türk ekranlarında izliyor ve tanıyoruz. Peki siz kendinizi nasıl tanıtırsınız, Burak Törün kimdir? Burak Törün adamın biridir. İstanbul’da doğan, İstanbul’da yaşayan ve İstanbul’da ölecek olan bir adamdır. Sıradan, işini ve hayatı seven bir adamdır. Sizin haber spikerliği dışında etkili iletişim eğitmeni olduğunuzu biliyoruz. Eğitmenlik tecrübenizden bahsedebilir misiniz?

binlerce kişiye ulaşabiliyorum. Eğitmenlik işi bu şekilde başladı. Saf niyet dünyadaki en büyük güçtür bana göre. Tek belirleyici, tek yaratım yakıtı inançtır, tutkudur. Siz tutkuyla bir şey istediğiniz zaman o başlar. Benim bildiklerimi genç arkadaşlarla paylaşma gibi bir tutkum vardı, eğitmenlik işi bu şekilde alev aldı. Haber sunmanın zorlukları nelerdir?

Her iş gibi haber spikerliği yapmanın da zorlukları var. Eğitmenlik biraz tesadüfen başladı Artık herkesin bildiği gibi, haber ama insan hayatında tesadüflere spikerliği önünüzdeki metinden inanmam. İnsanın kafasında bir ya da karşınızda akan yazıdan projektör vardır, neyi düşünürsen haber okumak değildir. Her ses onu yaşarsın. Victor Hugo’nun tonu düzgün adam artık haber Sefiller romanında spikerliği yapamıyor, çünkü “İYİ BİR HABER kullandığı bir cümle haberci olmanız gereSPİKERİ HER ZAMAN kiyor. Elbette ki haberci vardır: “Dünyalarımız, hayallerimizin ete EMPATİ KURABİLMELİ” dediğimiz zaman akadekemiğe bürünmüş halimik bir başlık içerdiğinden dir.” Hayatınız boyunca dolayı bir başlangıç edindiğiniz bir takım bilgiler vardır, zorluğu vardır. Bir de bunun çok hoşunuza gider, içselleştirir, reflektif bir takım zorlukları var. pratiğe döker, bunun sonuçlarını Örneğin siz şöyle bir bilgi alırsınız, toplayıp meyvelerini yemeye ajansa düşmüştür: “Van’da 6.7 başlarsınız. Hayat çok eğlenceli, büyüklüğünde deprem” O anda çok güzel hale gelir. Sonra deryayına girmek zorundasınızdır. siniz ki keşke bu bildiklerimi Onunla ilgili ayrıntılar ne kadar başkalarıyla da paylaşabilsem. zaman sonra ajansa düşer bilinmez Sonra bunu çok istediğiniz zaama siz o bilgiyle kanal yönetimiman da yaşam bunun şartlarını, nin yayın yapmanızı istediği süre mekaniklerini oluşturmaya için yayın yapmak zorundasınızdır. başlar. Küçük gruplara verdiğim Atv’de çalışırken Saddam Hüseyin eğitimlerle başladım. Sonra yakalandı. İlk baştaki bilgi şuydu: Üsküdar Kariyer Akademisi’nden “Saddam yakalandı, İngiltere bana bir teklif geldi, sonra başka başbakanı Tony Blair açıkladı, bir yerden derken şimdi üniverAmerika başkanı Bush onayladı.” sitelerde bin kişilik salonlarda Ben bu kadar bilgiyle yaklaşık ben bu eğitimlerimi veriyorum. İlk 1- 1,5 saat yayında kaldım. Sonra başta Facebook’ta başladı. Şimdi bilgiler, ayrıntılar gelmeye başladı

ve o gün 4 saatin üstünde yayın yaptım. İşte haber spikerliğinin zorluğu bu. Bilmediğiniz, hiçbir fikir yürütemediğiniz bir konu hakkında bir anda kendinizi yayında bulabilirsiniz, o konu hakkında telefon bağlantıları, canlı yayınlar yapabilirsiniz ve konuşmak zorundasınız. Zorlukları bunlar ama hangi iş olursa olsun bir işin en büyük zorluğu, zor olduğunu düşündüğünüz anlardır. Bu durumda bir haber spikeri ne gibi özelliklere sahip olmalı? Haber spikeri her şeyden önce bir hatiptir, bir konuşmacıdır. Hele hele bir haber kanalında çalışıyorsanız ve sürekli kriz yayınları yapıyorsanız “hatip” sıfatı size çok daha fazla yakışıyor. Bir kere doğaçlama yeteneğinizin çok yüksek olması lazım. Bunun dışında sesin, temel diksiyon bilgilerinin tüm ayrıntılarını ve beden dilini çok iyi kullanıyor olabilmeniz lazım. İyi bir hatip her zaman empati kurabilmeli, kendi psikolojisi ile izleyici profilinin psikolojisini mutlaka harmanlamalıdır. Sadece kendi alanında bilgili olması da yeterli değildir, kendi konusu dışında da ona lazım olacak tüm enstrümanlara sahip olması gerekir. Bunların başında özgüven gelir. Bir haber spikerinin siyaset, ekonomi, spor, aktüalite, mizah, kişisel gelişim, psikoloji, sosyoloji alanında engin bilgisinin olması lazım. Çünkü siz konuşmacısınız ve sizin başrolünüz ilgiyi ayakta tutabilmektir. Bunun dışında iyi bir haber spikeri tevazu içinde ve sade olmalıdır, giyim kuşamından ses tonuna varana kadar.


bounterviewdergisi.

27

Centilmen olmak zorundadır. Zeki olmak zorundadır, algılarının açık olması gerekir. Ancak bu donanımlara sahip olduğunuzda iyi bir haberci olabilirsiniz.

Erkek olmak bu işte çok büyük da çok kalıcı olan bir haber spibir dezavantajdır. Diksiyon keri ben görmedim. Çok güzeleğitimi alan bir prosen, biraz yakışıklıysan, “BİRAND, filden bahsettim az biraz ağzın laf yapıyorsa önce. Güzel bayanların, DÜNYANIN EN İYİ ama konuşmada sorunsarışınsa ve biraz da HABERCİLERİNDEN lar varsa gidip eğitim dekolte giyiniyorsa şansı alıyorsun, haber spikeri BİRİYDİ” Bu saydığınız özellikler çerçedaha yüksek olabiliyor, olmak istiyorsun. Hayatvesinde kendinizi iyi bir haber okuldan yeni mezun olmuş olsa ta bütün ümitlerini kaybetmiş, spikeri olarak görüyor musubile. Siz istediğiniz kadar erkek hiçbir baltaya sap olamamış nuz? olarak işinizi başarılı yapın, kenpek çok kişi fiziğine güvenip dinizi yetiştirmediğiniz sürece “bari haber spikeri olayım” diye Elbette görüyorum, görgenelde ikinci planda kalırsınız. diksiyon eğitimi alıyorlar. Bari meseydim bu kadar ödül Bakın dekoltesi olan, mini etekli, dediğiniz olay o kadar zor bir alamazdım. Ego ile özellikle de sarışın olaydır ki aslında. Bu çerçeve“DEKOLTELİ MİNİ ilgili değil söylediğim bayanlar şu anda Prime den baktığınızda başta Oğuz ETEKLİ BAYANLAR şey, kendine güvenle time’da ayakta haber Haksever, Ferhat Boratav ve ve kendini nerede okuyorlar. Bu rekabet haberci olan tüm sunucuları PRIME TIME’DA HABER gördüğünle ilgili. duygusuyla ya da hırsla sayabilirim. Diksiyonunun çok OKUYORLAR” Geçtiğimiz ay sabah söylenmiş bir şey değil. iyi olması önemli değil. Mehmet kalktıktan sonra ya da birkaç Gözlemlerimi söylüyorum. Ben Ali Birand’ın diksiyonu çok iyi yayınım iyi geçtikten sonra bir istisna olabilirim, yıllardır bu değildi, ama rahmetli dünyanın ben kendi kendime hep şunu işin içindeyim ama bahsettiğim en iyi habercilerinden biriydi. tekrarladım: “Ben gerçekten kişilerin yükselmesi çok daha iyi bir haber spikeriyim galiba, kolay. Türkiye burası, etiketler Medya sektöründe olmanın bu işi galiba iyi başarıyorum ülkesi. getirdiği artılar ve eksiler neerkek olduğum halde.” Geçen lerdir? ay 3 tane ödül aldım. Bu, İdol olarak gördüğünüz veya söylediğinizi kanıtlıyor, bunun “bu iyi bir habercidir” dediğiniz Şöyle bir örnek vereyim; bir madde olduğunu ispatlıyor. isimler var mı? hayatınızda ilk defa gittiğiniz bir semtte, ilk defa girdiğiniz bir “Erkek olduğum halde” dediElbette ki çok fazla hem de. restorantta size isminizle hitap niz. Haber spikerliğinde erkek Oğuz Haksever’i sayabilirim edilmesi çok güzel bir şey. Yeni olmanın dezavantajları mı var? NTV’de. Zaten haberci olanlar yeni insanlarla tanışıyorsunuz, kalıcıdır. Sırf diksiyon eğitimi alıp çok keyifli bir şey.


bounterviewdergisi.

28

Ama bazen bunun sizi boğduğu zamanlar da olabiliyor. Örneğin; ben toplu ulaşım araçlarını da kullanıyorum. Oturup bir şey okuyorsunuz ama insanlar sizi tanıdığı ve sohbet etmek istediği andan itibaren her şey değişiyor. Arka taraftan fısıltılar geliyor ve okuduğunuzdan bir şey anlamamaya başlıyorsunuz. Bu bile çok basit bir örnektir. Medyatik olmanın elbette çok büyük avantajları var. Kendinizi ifade etmeniz, özgüven ve özsaygı temini açısından çok önemli bir olaydır. Medyatik bir kimlikte işlerinizi halletmek istediğinizde, insanların sizi tanıyor olması, sizin insan sarrafı olmanız size pek çok kapı açabilir. Kaldı ki medya; yasama, yürütme ve yargıdan sonraki 4. büyük güçtür. Bir ülkenin iktidarını medya seçiyorsa artık, medya çok önemli bir güçtür. Ama medyatik olmanın çok büyük dezavantajları da vardır, hem kişisel hem de global anlamda. Örneğin, biz medya olarak Gezi Parkı olayları gündeme geldiğinde biraz duyarsız kaldık. İnsanlar penguenleri izledi CNN Türk’te, bunun elbet bir sebebi vardı. Ama sonuçta bu karar mercii bizmişiz gibi, medya sektörünün en alt tabakasında olan adam bile çok büyük eleştirilere, hatta hakaretlere maruz kaldı. Tek suçumuz CNN Türk’te çalışıyor olmak. Bu bir dezavantajdır. Medyatik olmanın size getirdiği sorumlulukları yerine getirirseniz, avantajları yaşarsınız. Yayın sırasında unutamadığınız bir an var mı? O kadar çok ki… İlk aklıma geleni anlatayım. Bir gün Atv’de gün ortası haberlerini sunarken bizim fırlama kameraman çocuklar da kağıt savaşı yapıyorlar, birbirlerine atıyorlar. “Ya çocuklar bana gelecek! Yapmayın, etmeyin!” derken ben haber okurken tak diye kafama kağıt geliverdi. Patron Turgay Ciner, sert, otoriter bir adam. Ben üniversitelerde özgüven eğitimi verirken, adamın karşısında özgüvenim yerlerde sürünüyor. İlk düşündüğüm şey şu oldu: “Acaba yayına girdi mi? Patronun kulağına giderse?” Adamlar aralarında kağıt savaşı yapıyorlar, bizim ciddi diye bildiğimiz haberciler çocukluk yapıyorlar diye düşünebilirsiniz. İlk başta patron böyle düşünebilir.Yayından sonra baktık yayına girmiş mi diye, olduğu gibi girmiş. Ben hafif tebessüm edip okumaya devam ediyorum. O hafta sonu Okan Bayülgen o görüntüleri Zaga’da medya arkası yapmıştı. Bir diğeri de çok komik. Medical Channel’da çalışıyorum. Medya sektörünün krizde olduğu bir dönem vardı, dağ gibi bir işsiz ordusu birikmişti. İşsizler dışında olanlar da potansiyel işsizdi. Ben de onlardan biriydim. Medical Channel haber merkezinde hasbelkader bir iş bulmuştuk, orada yok pahasına çalışıyorduk. Haber merkezini kurduk, ana haberi okuyoruz. Büyükçe bir odaya stüdyo diyorduk ve bütün yayınlar orada yapılıyordu. Araya reklam ve tanıtım girdiğinde dekor görevlimiz dekoru değiştirirdi. Adamcağız bütün gün o kadar yorulunca, 90 dakikalık ana haber süresince dekorlardan birine ait olan çekyatların birinde uyumayı tercih ediyor. Ben haberleri okuyorum, sağlık haberleri olduğu için uzun uzun metinlerden, uzun uzun cümlelerden oluşuyordu. Ben de o zaman kiloluyum, ekranı dolduruyorum yani. Ben haber okumaya başladığımda o abimiz uyuyan bir adamın çıkarabileceği tüm sesleri çıkarıyordu. O gazı veriyor, ben haberi okuyordum. Yayına girdi mi diye yayından sonra baktık ki olduğu gibi girmiş. Görüntü şu, sağlık kanalında gürbüz bir adam haber okuyor ve öyle sesler geliyor. Bunun gibi bir sürü şey geldi başımıza. Medya üzerinde bir baskı olduğunu düşünüyor musunuz? Tabii ki düşünüyorum. Biz birinci sınıf demokrasinin olduğu bir ülkede yaşamıyoruz ne yazık ki. Bunu haberci kimliğimle söylüyorum. Düşünce özgürlüğünün olduğu bir ülkede yaşamıyoruz.

“YASAMA, YÜRÜTME VE YARGIDAN SONRAKİ 4. BÜYÜK GÜÇ MEDYADIR”


bounterviewdergisi.

29

Biliyorsunuz, haber yayımı konusunda bir takım baskılar olabiliyor. Aydın Doğan’ın başına geleni biliyorsunuz. 826 trilyon lira vergi borcu çıkarıldı durup dururken. Bu bir örnektir. Türk medyası özgür değil. Türk medyası yansız da değil bu yüzden. Eğer bir ülkenin medyası yansız değilse o ülkenin medyasında baskı var demektir.

Gezi Parkı olayları ile gündeme gelen eleştiriler medyayı da kapsıyor. CNN Türk de en çok eleştiri alan kanalların başında geliyor. Direnişçilerin en çok üzerinde durdukları konu; CNN International canlı yayın yaparken CNN Türk’ün penguen belgeseli yayınlamasıydı. Siz bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de medya ne yönde ilerliyor sizce? Geleceği nasıl görünüyor?

Penguen, direnişin simgesi haline geldi CNN Türk sayesinde. Ben medya sektöründe çalışıyorum diye medyayı savunacak değilim. Bir sorun yaşadığınızda sorunu dışınızda aramamanız lazım. Sorun ne olursa olsun, sorumluluk alıp elinizi taşın altına sokmak zorundasınız. Çünkü siz neyi deneyimliyor olursanız olun her şey sizin seçimleriniz ile ilgilidir. Bugün Gezi Parkı’nda bir olay yaşanıyorsa ve ben 5 yıldır Taksim’e, Gezi Parkı’na gitmiyor bile olsam orada yaşananlarda benim bir parça sorumluluğum var demektir. Benim yaptığım toplumsal seçimlerle ilgilidir. Bu yüzden ben eleştirileri haksız bulmuyorum ama bazen eleştirilerin dozu kaçıyor. İnsanlar eleştirirken kimi eleştirdiğine ve hangi sebeple eleştirdiğine dikkat etsinler. Medyayı eleştireceksiniz tek bir gözlükten bakıp eleştirmeyin. Haber yöneticisini ayrı eleştirin, patronu ayrı eleştirin ama yönetici olmayanı da ayrı eleştirin. Sırf CNN Türk’te çalışıyorum diye yemediğim hakaret, işitmediğim küfür kalmadı. Ben bugün CNN Türk de çalışmasam X kanalında çalışsam yine bu eleştirilere maruz kalacağım. Dolayısıyla insanlar sapla samanı ayırmasını biraz bilmeli. Ne söylediğinizden çok neyi nasıl söylediğiniz çok daha önemlidir. Biz eleştirilecek kişi değiliz.

Sırf medya olarak düşünmeyelim. Ben ümitsiz değilim. Bu cümleyi kurmamdaki temel sebep biraz da metafizikçi olmamla ilgili. Çünkü şu cümleyi söylersem ne demek istediğimi anlayacaksınız: Kabustan uyanmak rüyadan uyanmaktan daha kolaydır. Şöyle düşünün; Hitler gibi bir adam olmasaydı dünyada birlik bilinci oluşmayacaktı belki de. Çünkü milyonlarca Yahudi’yi katledene kadar tüm insanlık Hitler’in arkasından geliyordu. Ama katliam yaptıktan sonra insanlar dur dedi ve insanlık yükselişe geçti. Türkiye’de yaşanan durum da farklı değil, aşağı yukarı aynı. Ben kimseyi Hitler’e benzetmiyorum ama sonuçta bir baskı olduğu aşikar, afaki konuşmuyoruz. Tabandan gelen gençler var, 80 sonrası kuşağı, indigolar… İndigolar, dünyaya hangi amaç için geldiklerini bilen, bilinçli, algısı ve zekası açık çocuklardır. Onlar hangi şartta olursa olsun dünya barışı için uğraşırlar. Medyada da, tabanda böyle çocuklar olduğu için medyanın gidişatını çok iyi görüyorum. Şu an saptığı ara yollar var belki, medya bugün baskı görüyor belki ama medya bundan 10 yıl sonra insanları bilinçlendirmede çok iyi bir enstrüman haline gelecek. Dolayısıyla ben medyayı doğru yolda buluyorum. Şu an yapılan şeyler yanlış gibi gözükse de doğru yolu bulacağına inanıyorum.

Son günlerdeki Gezi Parkı olayları, polisin tutumu ve siyasetçilerin açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Kişisel fikrinizi alabilir miyiz? Her iki taraf da biraz günah çıkarıyor farkındaysanız. Geçen İstanbul Valisi Sayın Hüseyin Avni Mutlu canlı yayın konuğumdu. Oturduk, yarım saatten fazla Gezi Parkı olaylarının geldiği noktayı masaya yatırdık. Evet, herkes ilk başta hatalı olduğunu kabul ediyor. Biz de medya olarak hatalı olduğumuzu elbette kabul ediyoruz. Sonuçta insanların hatalarını görebilmesi güzel bir şey, ama biraz daha bilinçli adım atılması gerekir.

“TÜRK MEDYASI ÖZGÜR DEĞİL”


bounterviewdergisi.

30

“CNN TÜRK’TE ÇALIŞIYORUM DİYE YEMEDİĞİM HAKARET KALMADI” İktidarlar medyayı asla etkilememeli ama medya da iktidarla iş birliği yaparak yürümeli. Mesela bir soruşturma devam ediyorsa, medya o soruşturma ile ilgili en derin bilgileri ifşa etmemeli soruşturma tamamlanana kadar. Biraz daha bilinç gerekiyor galiba. Türk medyasında özellikle son dönemlerde artan bir sansür uygulaması yapıldığı söyleniyor. Siz hiç sansüre, kısıtlamaya ve baskıya maruz kaldınız mı? Sansür diye bir şey yok Türkiye’de şu anda, sınırlı bilgi erişimi var. Sansür demek, olan bir bilgiyi gizlemek demektir. Olan bir bilgi gizlenmedi, sadece sınırlı bir şekilde aktarıldı.

Bunun altını iyi çizmek lazım. Üstüne basa basa söylüyorum, ben medya sektöründe çalışıyorum diye medyayı savunmuyorum. Bunları açıklamak benim vatandaşlık görevimdir. Sansür diye bir şey en azından CNN Türk’te yok ama olayların biraz daha sınırlı şekilde verilmesi var. Tüm kanallar bunu yaptı. Çok açık yürekle cevap vereceğim, kısıtlamaya maruz kalmadım ama “olayları çok fazla provoke etmeden, çok yumuşak bir üslup kullanarak verelim” deniliyor elbette. Çünkü medyada yayınlanan her şey çok ciddiye alınıyor. Hele hele CNN Türk, NTV gibi kanallar çok ciddi kanallar.

“TÜRKİYE’DE SANSÜR YOK, SINIRLI BİLGİ ERİŞİMİ VAR” Siz negatif etki yaratacak bir olayı çok sert bir şekilde verdiğinizde olumsuzluk yaratırsınız toplumda. Dediğim gibi; yasama, yürütme ve yargıdan sonra medya dördüncü büyük güçtür. Hangi haberi nasıl verdiğinize çok özen göstermelisiniz. Peki sunmak istemediğiniz ama sunmak zorunda kaldığınız bir haber oldu mu? Çok oldu. Keşke şehit haberleri olmasa, keşke Gezi Parkı olayları olmasa, keşke çocuğa ve kadına şiddet haberleri olmasa. Sonuçta ben bir babayım ve bir çocuğum var. Geçenlerde bir haber verdik, sarhoş baba ağlıyor diye 8 aylık bebeğini çıplak bir şekilde sobaya oturtmuş ve çocuğun her tarafı 4. derece yanık. İtiraf ediyorum, ben arada ağladım. Sonuçta baba olmaya da gerek yok, siz insansanız etkileniyorsunuz. En basitinden Gezi Parkı

olaylarında, yaralanan ve ölen kediler, köpekler, kuşlar var orada. Onları gördüğünüz zaman bile gözleriniz doluyor. En çok sunmak istediğiniz haber çeşitleri nelerdir? Gülümseten haberler. Çünkü ruh, neşedir. Ben eğitimlerimi bile stand-up yaparak veriyorum. Çünkü siz beyninizin duygulara hitap eden kısmını harekete geçirdiğiniz takdirde çok daha kalıcı bilgilerle donanırsınız. Üniversite ya da lise yıllarınıza gidin, en unutamadığınız anlar en neşeli olduğunuz anlardır. İkili ilişkilerde beden dili ve imaj %60’ı, ses tonu % 30’u, kelimelerse sadece % 10’u oluşturur. İnsanlar sizin anlattıklarınızı en geç bir ay sonra unutur, sadece konu başlıkları belki akıllarda kalır. Ama her zaman akılda kalacak olan şey şudur : “Adam mükemmel bir sunucuydu.” ya da “Berbat bir sunucuydu.” O yüzden ben gülümseten haberleri okumayı seviyorum. Bu politikada da olabilir, aktüel haberde de, ekonomide de olabilir. Hangi haber olursa olsun gülümsetsin. Kariyerini medya alanında ilerletmek isteyen üniversite öğrencilerine neler önerirsiniz? Bir kere olmazsa olmaz yabancı dil, çok iyi öğrenmeleri gerekiyor. Siz Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyarak bunu yaşıyorsunuz ama profesörün olmadığı, lise düzeyinde eğitim verilen üniversiteler var ne yazık ki. Bu öğrencilerin öncelikle yabancı dil konusunda kendilerini geliştirmeleri gerekir, özgüven konusunda yetiştirmeleri gerekir. Mutlaka ama mutlaka diksiyon eğitimi almaları gerekir. Kişisel gelişimle uğraşmaları gerekir. Kendilerini iyi ifade edebilmeleri gerekir. Bir de teknolojiyi çok iyi öğrenmeleri, özellikle internet ve


bounterviewdergisi.

31

sosyal medya kullanımında bilinçli olmaları gerekir. Buradan yetkililere sesleniyorum. Bu diksiyon ve özgüven eğitimi ilkokuldan itibaren müfredata konulmalı. Bunların dışında hayal kursunlar bol bol. Bize çocukluğumuzdan beri hayal kurmanın kötü bir şey olduğu öğretildi. Hayal kurmak, geleceğimizin bir ön gösterimidir ve bize geleceğimizi verir. Disiplinli kurduğunuz hayaller gerçek olmak zorundadır. Bir etkili iletişim eğitmeni olarak üniversite öğrencilerinde özellikle iş görüşmeleri ve staj mülakatlarında yardımcı olabileceğini düşündüğünüz tüyolar verebilir misiniz? En başta gülümsemek. Etkin iletişim dediğimiz şey gülümsemekle başlar ve yine gülümsemekle biter. Beden dilini iyi öğrenmesi gerekiyor. Çünkü beden dili, sözel dil aşamasına geçilmeden önce insanlara çok büyük bir fikir sunar. Bir iş yerine gittiğinizde o kişinin beden dilini gözlemleyebilirseniz, onun sizin hakkınızda hangi düşüncelere sahip olduğunu az çok anlayabilirsiniz. Gözlemek, gülümsemek, özgüven, temel diksiyon bilgileri, dinlemek… Bunlar çok önemli ayrıntılar. Her şeyden önemlisi egonuzla olan ilişkiniz, yani kişisel gelişim. Globalleşen bir dünyada yaşıyoruz. Yabancı dil ne kadar önemliyse beden dili ne kadar önemliyse kişisel gelişim de artık onlar kadar önemli. İnsanlar artık en az 20-30 kişisel gelişim kitabı okumak zorundadır. Çünkü insanlar karamsar ve kendilerine kurban rolünü biçiyorlar. İş görüşmesine gittiğinde, “nasıl olsa bu da olmayacak” düşüncesi ile gittiği için zihin onu yaratmaya başlıyor. O zaman ne yapacağız? “Bu iş de olmayacak” düşünceyi çıkarıp çöpe atacağız, “Nasıl olsa bu görüşmeden benim için en hayırlı olan kararla ayrılacağım” düşüncesi ile gireceğiz.

Boğaziçi Üniversitesi sizin için ne ifade ediyor? Boğaziçililere iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

“BOĞAZİÇİ BİLGİNİN MUHTEŞEMLİĞİNİ İFADE EDİYOR” Boğaziçi Üniversitesi modernliği, bilinci, indigoları, özgüveni, bilimselliği, bilginin muhteşemliğini ifade ediyor. Boğaziçi Üniversitesi çok şey ifade ediyor benim için. Bilinçle bilimin nasıl bir evlilik yaptığının en güzel göstergesi olan bir eğitim kurumu için ben teşekkür etmek isterim. Vereceğim mesaj budur. Eğer Boğaziçi gibi dünya çapında çok sükse yapan bir okulda okuyan öğrenci, egosuyla olan ilişkisini çok iyi bir şekilde düzenlerse o zaman gelecekte tek bir lidere gerek yoktur bence.


bounterviewdergisi.

32

BOUNTERVIEW MAGAZINE www.bounterview.com


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.