Azizm Sanat E-Dergi Ocak 2014

Page 75

“Olduğu gibi” kabullenmişti hastalığını. Gittiğinden aylar sonra cesaret edebildim bazı şeylere. Ailesini arayamadım, dostlarımızı soramadım. Kaçmadım. Acı vermekten korktum. Aslında belki teselli olurdum, belki emanettim onlara ama kendimi hatırlatmaktan korktum sadece. Üstelik ne diyecektim ki? Şimdi aynı okuldan mezun olduğum için meslektaş olarak anıldığım fakat benim birkaç tanesi hariç hiç birini öyle göremediğim insanlar cephe aldılar bana.

Sanki O, ameliyat olurken, kemoterapi görürken, ben geceleri uyuyamaz ama sabahları işimin başında olurken ve ben işe gitmediğimde bile yükümü hafifletmeye çalışmazken, ahkam kestiler. Hiç sevmediğim insan türü “kraldan çok kralcı olanlar.” Ama oluyormuş demek ki.

Kısacası yeri hiçbir zaman dolmayacak adam; bana güler yüzünü, içtenliğini, sonsuz maviliğini, sessiz gevezeliğini, huzur verdiği anları miras bıraktı. O sayede devam edebildim. Ayağa kalktım. İlk zamanlar dizlerim titredi. Düştüm çamurların üstüne. Sonra kanadı dört bir yanım. Sağım solum, kalbim kollarım…

Sonra tuttu biri terli avuçlarımdan. “Haydi” dedi. “Yürüyelim beraber.” Şaşkınlık, telaş, kaybetme korkusu, hayatın ateşi, karı soğuğuna rağmen “evet, haydi yürüyelim” dedim. Sesim çıkmadı. Çıkmıyor bazen. Sessiz çığlıklarımı okuyor O da. O zaman diyor ki; “iyileşiyorsun.” Umut oluyor her yerde, her zamanda bana. “Yeri doldurulamayacak bir insanı kaybettim” diyorum yazımın başından beri.

“Kim?” diye soruyorlar. “Bazı insanlar, tanımlara sığdırılamayacak kadar önemlidir, değerlidir hayatınızda. Sınırlandırmayın kaldı ki bu kişi sonsuza gittiyse” diyorum buradan sizlere.

Sevdiklerinizin, hayatın tadını çıkarmanız, anlamıyla mutlu olmanız, renginizi 75


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.