kendisi aydınlararası bir savaşa dönüştürülür. Ya da; Sakarya Caddesi’nden Tayyip Erdoğan’ın şeceresine sinkaflı küfürler sallayan TEKEL işçisi cinsiyetçidir, seksizmi yeniden üretmektedir ve o çadırın hemen terk edilmesi gerekmektedir.[17] Vicdanizm düşünsel tembelliğe de neden olur. Günahlar çıkarıldıktan,
peygamberlik
mertebesine
erişildikten,
gerekli
sertifikalar alındıktan sonra dünyada olan bitenin; mesela ABD’nin falanca hamlesinin ya da Lübnan Hizbullahı’nın filanca açıklamasının hiçbir önemi yoktur. Çünkü siyasileşmiş özneye gelen bilginin geçeceği filtreler baştan bellidir: Savaş olmasın, bu slogan cinsiyetçi, bu bildiri türcü, şu tutum homofobik… Günahlar tespit edilmiş ve lanetlenmiştir; temenniler söylenmiştir. Huzur gelir. Vicdanizm iç sıkıntıları olan siyasileşen özneyi rahatlatan bir çeşit yogadır. Ülkedeki ve dünyadaki sıkıntıları radikal bir biçimde gerçekten değiştirebileceğine
inancının
olmaması,
Vicdanizm
praksisinin
temelindeki en öz itkidir. “Başka bir dünya mümkün”ü, “Hemen şimdi”yi, bağlam/zaman gözetmeyen en radikal sloganları yine en çok bu fikriyat üretir fakat en inançsız da odur ve bu kesinlikle bir çelişki değildir. Esasen bütün liberal/postmodern siyasa “dünyanın gerçekten değiştirilemeyeceği” kaderciliği üzerine kuruludur. Bu inançsızlığın siyasi çıktısı da “iktidara talip olmamak”tır. Dünyayı değiştirmek büyük iştir, hem biz kim oluyoruzdur da milyonlara dair siyaset mühendislikleri yapıyoruzdur, hem bunu deneyenler de sol postlu,
Azizm Sanat Örgütü | E-Dergi, Sayı:94
20